malezya, güney afrika?

almanya avusturya belçika hollanda olabilir. en ucuzu almanya olur sanırım. eğitim seviyesi yüksek olduğundan gayri nerdeyse herkes ingilizce konuşuyor.

anadil seviyesi...

Almanya yanlış bir tercih olabilir.
zira İngilizce sorduğunuz sorulara Almanca cevaplar alma olasılığınız oldukça yüksek orada. evet İngilizce bilirler gayet de, kullanmayı sevmezler.

İsviçre olabilir belki diyeceğim ben de. Telaffuzları da fena olmuyor onların zira. Dublaj teknikleri zayıf olduğundan ve tabi mecburen çok dilli olduklarından vs.... turistik açıdan da değeri var denebilir sanırım? ama ekonomik olur mu bilemeyeceğim...

malta ve oradaki ingilizce kurslari.

paris tabiki. zaten parayı ulusal ajans veriyor bir miktar, 200 euro falanda sen koyarsın aylık halledersin. hazır paranın bir kısmı veriliyorken 4,5 ay paris'de kal bence. bu polonyaya falan gidenleri hiç anlamıyorum o parayı arttırıp biriktirmek için mi gidiyorlar. hazır para geliyorken en pahalı şehirlerde yapmak lazım londra,paris,barcelona,milano gibi

erasmustan beklentin nedir biraz da o var. ben olsam lyon yazardım. ne zaman istesen 2 saatte paris e gidebilirsin. tgv asrın buluşu. erken bilette acayip indirimler var. paris mi lyon mu sorusuna aynı cevabı verecek insanlar bulabilirim sana. ben lyonda kaldım bu cevabı veriyorum, onlar pariste kalmalarına rağmen bu cevabı verecekler. paris insanı yoruyor ayrıca dediğin gibi pahalı. parisin elitinde olmayacaksan sürünerek pek tadı çıkmaz açıkçası.

Barcelona - diğer ispanyol şehri - paris - lyon derim ben. Nedenleri: tanıdığım ispanya'nın köyüne giden insanlar bile çok eğlendi cidden, Paris ise zaten belli. Umarım barcelona olur.

1- barcelona 2- lyon 3- lleida 4- paris

ne icin gitmek istedigine gore degisir ama bence barcelona-lyon-paris lleida. buyuk sehirler arasindan barselona, kucuk (gorece) sehirler arasindan lyon. lleida da hic bir sey yok. dag basi gibi bi yer ama erasmusu bolsa zaten erasmus hayati her yerde ayni. katalunya'da itina ile katalanca konusulur, ispanyolca derdin anlatilir etrafindaki katalanlara. o yuzden sirf ispanyolca ile katalanlarla kaynasmak zor bir olay.

kisaca paran coksa paris, barselona.
paran azsa lleida, lyon, barselona, paris
gezmek icin lyon, barselona, paris, lleida
ortam barselona lyon paris
farkli bi sey olsun diyorsan lyon, lleida

gibi gibi.

Turizm. Bak ilgini cekmis ustelik:) aslinda gaudi bu eser 200 yilda biter demis. Ve normalde bitme yili 2080 civari. Sonra adamlar gaudi icin dogumgunune (2050ler) bitirelim diye dusunmusler ama sonra vazgecmisler. Bi 60 yil daha bitmez orasi.

Edit: Eranicus'a katilmiyorum. Ispanyada yetkili bi abimizden ogrenmistim bu dediklerimi.
Edit 2: :(

açıkcası bitmemesi işlerine geliyor daha çok ilgi çekiyor. bi de sanırım orijinal projesi tam değildi.

valla inşaat araçlarının orda olması pek ilgi çekici değil bence. nesi ilgi çekiyor acaba vinçlerin? vinç görmek isteyen turistler taksim meydanına gelsin:D

Her sey gorsel. Bilmeyen soruyor bu insaat araclarinin amaci ne diye. Sonra ogreniyor ki hala devam ediyormus insaat. Yoksa eser boyle demekki lan diyip gezer gider.

gaudi'nin ölümünün 100. yılında yani 2026'da bitecek. moruk bunun yapımına devlet para vermiyormuş. kiliseye giriş neden o kadar pahalı? turistler ve bağışlar sayesinde yapılıyor. o yüzden yavaş yavaş. dedi bir portekizli arkadaş.

Belki de oyledir. Lakinki degildir. Olum yili mi dogum yili mi orasinda hatam olabilir ama vazgectikleri soylendi bana.

bildigim kadariyla mimari acidan gercekten zaman alan bazi tasarimlar da var, ilk dusunuldugunde elde olmayan tekniklerle ileride yapilir tarzinda bir yapisi varmismis, o yuzden bazi ince detaylar zaman aliyor sanirim ve de daha onemlisi para akisi ama en onemlisi ise iber yarim adasindaki insanlarin tembelligi.

Turizm olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. Bunun bir çok nedeni var:
1- La Sagrada Familia'nın en başından beri sadece bağışlarla ilerlemesi. (+ turist ziyaretlerinden elde edilen gelirler de inşaaya gidiyor.)
2- Gauidi kendisi de bitiremeyeceğini biliyordu ve kendisinden sonra bir çok olay gerçekleşti. Örneğin İspanyol iç savaşı Gaudi'nin planlarının tahrip olmasına neden oldu. Daha sonra gelen faşist diktatörlük döneminde ise neredeyse hiçbir şey yapılamadı.
3- Gauidi'nin planlarına sadık kalınmaya çalışıldı. Yapımının bu denli uzun ve karmaşık olmasının nedeni budur.

Söylentiler vs. çok ama net bir şey var. İspanyollar 2026 yılında Gaudi'nin ölümümünün yüzüncü yılında bitirmeyi planlıyorlar.

bitmiş haliyle ilgili şöyle bir video var: youtu.be
ayrıca tarihçeyle ilgili şu sagrada familia rehberini okumanızı öneririm: www.muzebiletleri.com

boğaz tabii ki.

boğaziçi köprüsü, kız kulesi ya da galata kulesi olabilir.

sultanahmet vs pek simge gibi gelmiyor bana. zira her yer camii. on yıla kadar da her yer köprü olacak :)

son kararım galata kulesi ve kız kulesi.

bir de haliçin ordan çekilen süleymaniye camii fotoğrafı çok kullanılıyor istanbul simgesi olarak.

silueti, salacak taraflarindan uskudar bakilinca. artik yalan olmaya baslamis olsa bile. cunku o kadar degerli bir sehir ki bir kac mimari eser tanimlamaya yetmiyor. ama degerini bilmiyoruz.

üsküdardan çekilen tarihi yarım ada fotoğrafları kesinlikle lakin o zeytinburnundaki gudubet gökdelenler manzara bırakmadı.

Yedi tepe...

galata kulesi, kız kulesi, boğaz köprüsü

lale

erguvan

birden çok var
kız kulesi ve galata kulesi başı çeker.

akp son yıllarda laleyi ve bol camili silüeti gazlıyor ama zorlama geliyor bana. boğaz başlı başına olmuyor, anlamı büyük ama görsel olarak tek başına iyi değil, ya silüet ya da köprüyle birlikte vermek gerek. silüet full cami. köprümüz de dünyanın en karaktersiz, basit köprülerinden biri. geriye kız kulesi ve galata kalıyor.

sultanahmet camii.

nasıl new york'un özgürlük anıtı, empire states, times meydanı, brooklyn köprüsü veya londra'nın saat kulesi, taksiler, tower brigde gibi bir çok simgesi varsa istanbul'un da boğaz, ayasoyfa, sultanahmet, galata kulesi, haliç, kız kulesi vs bir çok simgesi var.

(bkz: deep web)

"turkiye'de git en sacma isi yap ama bunu yapma."
- robert porsche

büyük cesaret açıkcası bilimle şaka olmaz çarpar adamı. Bu arada konuyu takipteyim şu an deep webi öğrenmemle ufkum 2 katına çıktı lan resmen.

konunun deep weble ne alakası var çözemedim? orası bir tür pislik yuvası internetin ve hatta insanlığın çöplüğü... işim yok orada.

ben yasallık peşindeyim. legal olmalı.

türkiyede yasak. türk ilaç şirketleride yurtdışında yaptırıyor. en fazla kozmetik şirketlerine denek olursun.

türkiye'de yasak falan değil. biyoeşdeğerlik çalışmaları için sağlıklı gönüllülerle çalışma yapılabiliyor. ama 1 ayını falan onların hastaneye benzeyen bölümlerinde konaklaman, onların ye dediği zaman yemekhane gibi bir yerde çıkanları yemen gerekebilir(bunlar ilaçtan ilaca değişebiliyor tabi) içki, sigara vb. kullanmanı istemezler. düzenli ilaç kullanmaman lazım, herhangi bir hastalığın olmaması lazım falan filan. acıbadem'de bunu yapan bir yer vardı kapandı ama. başka da ege üniversitesi ve erciyes üniversitesinde böyle çalışmalar yapılıyor diye biliyorum.

bu dediğim iyi klinik uygulamaları laboratuvarlarında yapılan biyoeşdeğerlik çalışmaları kapsamında. yeni keşfedilen bir ilacın klinik araştırmaları türkiye'de olmuyordur büyük ihtimalle. çünkü türkiye'de ilaç molekülü keşfi yok yerli firmalarca yapılan, yabancı firmalar da moleküllerinin çalışmalarını kendi merkezlerinde yapmayı uygun buluyorlardır.

bazen manyak ilerliyor, bende 80 binden 20 bine düştü sonra 20den 5e falan, 5 bine geldiğimde yine bir şeyler oldu 3 basamaklılara indim. sonrası malum ehe. (=

kendi adima, bu yeni duzenle adam alma olayi (su anki) arti 21 aralik etkisiyle o son 5000 cabuk erimisti. ama 3 aya olur herhalde. yazar olmanin pek bi olayi yok. cok beklemis bi yazar olarak, gazini aliyim; gercekten bi olayi yok. cunku ben de gec yazar oldum 10 yil okurluktan sonra ama son 5 yildir kalite gercekten yerlerde. sadece troll donuzu yapmama ragmen sikinti basiyor artik. resmen siradan forumlara dondu sozluk. derdim muhaliflik vs. degil, salt trolluk cok sıkıcı boyutlarda. hayırlısı. yazdıklarını gozden gecir, ne cok kısa ne cok uzun olsun, oyle bayık bayık tanımlar silsilesi olmasın (ben girerken boyle kriterler vardı). girince aslinda o kadar da bi olayi olmadigi g........................................... saka ya moderasyon yapmaz oyle bir ................................................. yazdiklarina dikkat et, etliye sutluye karisma, zaten gerisi monoton. sozlugun en iyi kismi duyurusu bence. o da neredeyse tamamen acik. bol sans.

@tanbulis'e katılıyorum.sözlüğün en güzel yanı duyurusu artık. tanbulis kadar olmasa da 4 yıl yazarlık beklemiş biriyim.geldiğinde bir heyecana kapılmıştım ki tarifi, izahı mümkün değil. sonra zaman geçtikçe soğudu o hal.belki benle alakalı da olabilir ama sözlük artık basit kullanıcı forumları gibi.nitelikli yazarlara denk gelmek şans işi.mynet okuyucu yorumları gibi giriler var. umarım sizin yazarlığınız bir başlangıç olur da çıta biraz yükselir ;)

çevrimiçi süreniz mümkün olduğunca fazla olmalı.oy da kullanın bol bol.

tüm insanların parmak izlerinin farklı olması ne evrimin haklılığını gösterir ne de bir yaratıcının olduğunun.

çok alakasız şeyler.
parmak izlerinin farklı olması genetik ile ilgili. nasıl ki bütün insanlar birbirinden farklı görünüşteyse parmak izleri de farklı. ama bu ne evrimle ilgili ne de yüksek bir yaratıcı ile ilgili.

kar moleküllerinin neden farklı olduğunu bilmiyorum ama canlı olmadıklarını düşünürsen evrimle ilgisi olmadığı sonucuna varabiliriz.

ama evrimi reddetmeden önce bonobolar ile ilgili belgesel izlenmeli.

ciddi midir bunu yazan, diye düşündüm, inanın. bunların birbiriyle alakası yok... evrim teorisi ne diyor, ne demiyor, bir bakıverin, derim.

evrende bir duzenin ya da duzensizligin olmasi ne bir yaraticinin varligi ne de yoklugunu kanitlar. evrim olsa da yaratici olabilir, evrim olmasa da.

herkesin yaraticisi (inanci) kendine, inansa da inanmasa da; en kisa yoldan...

senin dedigine gore DNA'larda da dizilimler farkli farkli canliya gore ama onun ucu da evrime gidiyor, ayni mantikla yaklasmaya calisiyorum.

parmak izleri ise derinin dis etmenlerle etkilesimi sonunda degisime ugrayan bir yapi, sanirsam. o yuzden her cevabini anlmadigimiz ornegi neden sorusu ile merak edip cevabini bulmaliyiz ve dunyadaki bilgi birikimi o kadar fazlaki aslinda sana bana saskinlik veren seyler bir baska bilgili adam icin cok basit (ayni adam ise cok basit bir seyi bilmiyor ve hayret ediyor olabilir; misal, istanbul'un turkie'nin baskenti olmamasi gibi). parmak izini ben de tam aciklayamiyorum, cunku ilgi alanim dahilinde degil ama azcik bir arastirma ile (ingilizce) bu cevaba ulasmak mumkun.

bu tip polemiklere girmeyi sevmeyen ama mantik silsilesi icinde meraktan sordugunu var sayarak bir cevap vereyim dedim.

kar tanelerinin kristal yapilari bulutlardan asagiya inerlerken maruz kaldiklari hava kosullarina bagli olarak degisik kristallenme mekanizmalarina ugradiklarindan oturu neredeyse benzersiz denebilecek sekiller alirlar, ama nedeni tamamen bu kosullarin etkisiyle olusan suyun donma mekanizmasi ile ilgili.

bu da kimya doktorasi yapan yanimla vercegim kisa bir cevap.

evrimin olup olmamasina degil, neyi aciklayip aciklamadigina yonelirsen ve bunun nelerin gelismesine yon verdigini anlamaya calisirsan daha verimli olur.

1.80 de geçer. bu 1.81.

bizde 2'dir ortalama, 2'nin altı tekrar olur 2 dönem üst üsteyse.

bu ortalama da 1.81 olur ayrıca.

yalan olmasin, her ogrenci islerine gore degisir; kitapciklarinda da yazmasi gerekir, okudugum okulda virgulden sonra 3. basamaktan yukari yuvarliyorlardi. ama o okulda 1.80 gecer not. 1.79 kalan nottu. ama her okula gore degisebilir.

dil-ber

marmaduke.

köpek ismi aslında ama söyleyişi çok sempatik.

armo

yucin

(bkz: jaggernaut)
(bkz: x men)

tabii ki aurello.

dillo peynir lee: armodillonun dillosu, peynir, lee for li.

şevket (ing. chevcat). armadillo şevket.

Evlilik cüzdanınızı yanınıza alın, biz aynı durumda hiçbir problem yaşamadık..

yanınıza evlilik cüzdanını alıyorsunuz, güzel güzel avrupayı geziyorsunuz.

o kadar sacma biris ki bu. avrupa'ya uyum saglayamadigimiz ayri bir boyut. vize ile pasaport tutarli ise bi sorun olmaz. zaten tr'de polis sisteminde evli oldugunuz yaziyor sanirim, tc kimlik no'dan.

daha bu olayin bi suru boyutu var; bence en iyisi iki soyadini resmi evraklarda tutmak gundelik hayatta tercih kisinin olmali.

ispanya'da sistem guzel mesela. evlenince soyadi degismiyor ve herkes iki soyadli. ilki babanin ikincisi annenin. genelede gunluk yasamda baba soyadi kullaniliyor, resmi islerde ikisi birden.

tr'de de bir gun bu duzen degisir umarim.

iyi yolculuklar.

bu arada yolculuk nereye?

viyana, prag, budapeste.

uranyumu zenginleştirmek tahmin edebileceğinizden zor ve zaman isteyen bir şey. bu konu üzerinde çalışma yapılıyor mu bilmiyorum, ama başka ülkelerde bizim kullanımımıza açık çeşitli silahlar olabilir.

bu tarz ülkelerin kimyasal silah üretmesine gerek yok, biraz parayla bir çok ülkeden satın alınabilir.

kimyasal silah üretmek çok zor bir olay mı ki... kimyager değilim de bir nükleer silah değiller. ellerinde rus yapımı füzeler varsa neden olmasın daya savaş başlığına kloru, sarini, hardal gazını

kimyasal silah yapmak bir alex degil gencler ama uretimini ve kendisini kontrol altinda tutmak neredeyse bir nukleer silah isi. ama cok zor degil yani ikinci dunya savasindakilerini yapmak.

kimyasal silah bocek ilacinin ileri versiyonu zor degil yapilabilir yapamiyorsan beceriksizligindendir biyolojik silah da kolay hele sarbon yapmak cok kolay ama bunlar ezberci egitim alan turk kimyamuhendisni asar o ayri

büyük süpermarketlerin temizlik reyonunda arayın. temizlik malzemesi kategorisine sokmuşlar herhalde, oraya koyuyorlar.

migros.

safligindan ve icindeki metil alkol yuzdesinden emin olmadigin hic bir alkolu iceceklere katma. korlukten, olume kadar gideri var. temizlik reyonundakilere dogru gidersen diye uyarayim dedim.

Güvenilir bir eczacı size yardımcı olacaktır :)
Sakın gıda için kullanılacağını belirtmeyi unutmayın.

Herkese teşekkür ederim, dün bir Migros'taki görevliye sordum, ispirto gibi doğrudan yanıcı maddeler satan özel izinli Migros mağazaları varmış (Ortaköy gibi), oradan bulabileceğimi belirtti.

surekli takip ediyorum. adam gibi bir umut yok halen.

ben umutluyum. sirf bu yuzden olmasa da onu cozmek icin avrupa birligi bakanligi acildi. avrupadaki turk dernekleri, burokratlar da bunun icin mucadele veriyor.

yahu ne bakanligi ankara antlasmasiyla hakkimiz var zaten sadece dava acmamiz gerekiyor ama bunu bakanlik yapmali. yok efendim vize muafiyetiymis zaten hakkimiz var imkanim olsa avukat tutup mahkeme acagim. ama devlet acmali bunu fakat nedense 73 ten beri hicbir hukumet bunu uygulamiyor

ihtimal yok.

avrupa birliğine girsek bile serbest dolaşım hakkı vereceklerinin hiç zannetmiyorum.

hollanda türk işadamlarından artık vize talep etmiyor. hani geleceğe dönük hiç umut yok denemez ama normal vatandaşlar için daha epey bir zamn alır. önce işadamlarına, öğrencilere falan kaldırılırsa zamanla tamamen kalkar ama öyle bugünden yarına bir iş değil tabii.

avrupa ekonomik krizden toptan dibi gormeden tc vatandasina vize kalkmaz. hic bir siyasi ya da kulturel ya da hukuki olayin bunu asabilecegini sanmam, is sadece turkiye lehine ise...

ayrica, avrupada azcik yasantiyi goren tc vatandasi, geri donmeyebilir. adamlar bariz yarimiz kadar calisip, iki kati maas ve haklara sahipler. iki tarafta pek bunu istemiyor bu yuzden.

yeni rekorlar için tempoyu artırmak

(bkz: tavşan atlet)
tinyurl.com

Uzun mesafe koşularda atletlerin belirlenmiş mesafede belirlenmiş bir süreyi kat etmelerini sağlayan atlet. İşin aslı tempo çok düşük olmasın diye bu atletler var. İşin garip yanı bu atletler çorbadan değil isterlerse yarışı bitirebiliyorlar. Yani çok önde kalırsa tavşan atlet yarışı bitirip 1. oluveriyim diyebilir.

parali ozel kosularda tempo artsin, rekor kirilsin stadimiz, turnuvamiz un yapsin, belesci yarismacilar, sadece kazanmak icin kosmasin diye var olan paraci duzenin atletizme yansimasi. bugun servet, selcuk sahin bi trilyon kazaniken, kosucular ac mi kalsin vs.

muhakkak izlenmesi gereken bir dizi. son 10 yılın en iyi dizilerinde ilk 5'e rahatlıkla girer. ama temposu çoook yüksek değildir, gerçekçi bir işleyişi var.

kişisel listemde ilk 3te ve çok dizi izledim.

en azindan icindeki kimyasal muhabbetler tamamen dogru ve danismanli bir sekilde yazilmis. kendi adima bunun icin bile izlenir. bir tutarlilik, emek oldugunu hissettiriyor.

oyunculuk kismi vb. seyler zaten bir dizi icin yeterince iyi. lost ilk 3 sezon kadar bir heyecanla izletmez kendini ama saglam bir dizi. sonucta saatlarce suren turk dizileri yerine bunu izlerim daha iyi.

Ben izledim beğenmedim. Bence mutlaka izlenmesi gerekmiyor.

paul mccartney pipes of peace
www.youtube.com

@james saol ama degil.

bildigin birebir aynisiydi, benim dedigim ve cekim tarihi de yakin bir zamandaydi, gundogarkene.

valla ilk gidislerde, degismemisse, direk ispanya vizesi veriyorlar ve direk o ulkeye girmen gerekiyor. o yuzden oteki ucus yapacagin ulkeden ayri bir shengen alman gerekebilir yoksa aktaramadan trye geri donebilrisin. bence facebookta madrid erasmus fln grubu bulup son durumu ogren en taze bilgi son gidenlerdedir. barcelonaya gelmeye calisip aktaramadan donenler duydum bu vize yuzunden. aktaracagin ulkeye gore degisir ordaki polis memuruna gore bile degisir. en temizi ogrencilere sormak. basarilar.

ben geçen yaz zürih aktarmalı gitmiştim madrid e bir problem yaşamadım schengen vizesini de ispanya konsolosluğundan almıştım bence aktarmalı gidebilirsin

alitalia'nın kampanyası var şu anda. gidiş dönüş 160 euro madrid ve barselona. bi bak istersen.

cevaplar için teşekkürler arkadaşlar.

tanbulis, soracağım eğer bulursam birilerini.

peyton, zürih aktarmalı madrid'i tek bilet olarak mı aldın yoksa ikisini de ayrı ayrı mı? yani demek istediğim, aynı havayolu şirketi miydi? ben farklı havayolu şirketleri kullanarak, kendimce kombine yaparak gitmek zorunda kalabilirim.

el magico, fiyat harikaymış, baktım ama 1000 tl civarı ücret çıktı. ben mi yanlış baktım? kampanya için ayrı bir yere mi girmem gerekiyor?

ben eylül için bakmıştım. gidiş dönüş 375 lira çıktı. ağustos için de vardı kampanya. o yüzden yazıverdim öylece. bakmamıştım yani :)

avrupa'da dış hatlardan çıkmamak diye bir olay yok.
avrupa birliği'ne hangi noktadan girersen o noktadan sonra AB içi uçuşların aynı ülke içinde gibi iç hatlar mantığında olur.

normalde AB'ye ilk giriş yaptığın noktadan vize alman gerektiğini söylerler ancak vizeni İspanya'dan alıp aktarma yaptığın noktada soru sorarlarsa aktarma biletini ve erasmus belgelerini gösterirsin mesele çözülür.

yeri gelmişken, ben de madrid'de yaşıyorum, tavsiyeler verebilirim. 1-2 kişi dışında sözlükçü yok zaten burada, zirve neyim yapamıyoruz. bizim de zirvemiz olsun :-/

aynı hava yolu şirketinden aldım tek bilet zürihte aktarma sırasında ispanyaya gidiş amacımı ne kadar kalıcağımı sordular dil okulu cevabını verdim

gidilir hacı.

müthiş reklâmı yapıldı fakat ilk hafta kesinlikle gitmem. yorumları beklerim. tamamen şişirilmiş bomboş bir yapım da olabilir, türk sinema tarihinde çığır açacak bir yapım da olabilir. bana göre baştan aşağı bir soru işareti. en mantıklısı izleyicilerin yorumlarını bekleyip, birikimine güvendiğimiz insanlara göre tutum belirlemek.

bir bilet hepi topu en fazla 15 tl.

(Bir çok insan günlük 15 tl kazanıyor biliyorum)

15 tl için tribe girmenin anlamı olduğunu sanmıyorum. Sonuçta Türk filmi ve yıllardır özlemini duyduğumuz bir konu kurgulanıyor. Bu ve bunun gibi konularda film gelmesini istiyorsak filmi desteklememiz gerekiyor.

Aksi taktirde film yapımcıları. "lan fetih'i yaptık 100 kişi izledi. recep ivediği yaptık 1000 kişi izledi. boş ver recep ivedik tarzı film yapalım" düşüncelerine girerler.

%50 balon %50 çok süper filmmiş gibi geliyor ama her halükarda sinemada izlemek lazım gidip sonuçta böyle böyle gelişir belki alın verin sinemaya can verin falan.
ben sinemada izlemeyi planlıyorum.

gidilmez. hayalkırıklığı olacak bence. 3 kuruş veriyorum diye çöp izlemek zorunda da değilim.

@skywalkeremre'ye katılıyorum. ben de sinemada izlemeyi düşünüyorum. çok para harcanmış diyolla, efektler, sesler, görüntüler falan iyi olmalı.

ateş toplarını inci sözlükcülere yaptırmışlar :D fragmandan anlaşılan o

Gitmeni tavsiye ederim.Yabancı filimlerde o kadar şişiriliyor sonra kötü çıkıyor.Bu filim is Türk sinemasında yeni bir devri başlatma açısından yararlı olur.Tıpkı eşkıya filmi gibi.Orada film ve konusu güzeldi ama teknik zayıftı.Şimdi tekniği geliştirmek açısından gidilmesi görülmesi gereken bir film diye düşünüyorum

fragmani gibiyse izlenmez..

yapımcının tv ve sinema tercihleri zevkinize uyuyorsa gidilir. (bkz: fatih aksoy) ve cetesi...

Sadece ismine bakarak bile gidilmez derim.

Sizlere recep ivedik müstehaktir.
Gidin bütçeyi toparlasınlar
Ivedikvari filmlerden kurtulamayız zira

Gidilir, İvdik gibi 100bin liralık maliyetli olan film 3.5 milyon seyirci topluyor, bu film o oranda toplayamazsa kaliteli film izlemek hayal olur ilerde.

Beğenmeyenler zaten hiçbir b.k beğenmiyor.

Cevaplardaki "bu filme gitmezseniz hep Recep Ivedik cekilir" tavrini anlamiyorum. Bu filmin iyi olacagini bilmiyoruz ki. Recep Ivedik'ten on kat kotu olma ihtimali var ve acikcasi fragmanlarina bakinca pek de iyi gozukmuyor.

Dus Hekimi, emin olamiyorsan mr rosebud'in dedigi gibi once birkac tanidiginin gitmesini bekle, onlarin fikrini al.

bu yıl hangi türk filmine gittiysem hayalkırıklığı idi.
ilk aklıma gelenler labirent, celal tan ve ailesinin aşırı acıklı hikayesi.

tagline ında anlatım bozukluğu var. gözümde 1-0 yenik başladı bile.

valla türk filmi gidip destek vermek lazım ben beğendim savaş sahnelerini falan

www.seslisozluk.net

bayrak seçip dinleyin.

ingilizce dışındaki dillerde de bu ad var, david okunanlar da.

david olarak ta okunuyor,deyvid olarakta.

edit: tedirginlik hücresi +1

ispanyol olduğu için "david". ingiliz olsaydı "deyvid" olacaktı.

david adının çeşitlemeleri pek çok ülkede mevcut. hatta türkiye'deki gayrimüslimlerde bile (türkiye'dekiler david diye okunuyor). ingilizceyse söz konusu olan, deyvid diye okunur. ama david adında (david okunuşuna sahip) ülkeler/diller/kişiler de var.

biz niye davut diye okuyorsak onlar da o sebepten öyle okuyorlar.

katalanca'si da david.

davi bile diyor deyyüsler.

www.forvo.com

(bkz: endnote)
(bkz: mendeley)
(bkz: zotero)

Doktorada alinan para eger saglam bir burs degilse genelde yasamaya yetecek miktardir.

kastettiğim, dövizle askerlik yapma olanağı sağlayacak mıdır yani kanunen? doktora da yurtdışında çalışma sayılıyor mu demek istiyorum.

asistanligin oldugu surece okul sana para verecegi icin sana social security number da atanacaktir. onun vergisini verdigin takdirde bedelliye saydirabilirsin evet...

evet çalışıyor sayılıyorsun maaş alıyorsan.

hayır sayılmaz. eğitim amaçlı yaptığın için bedelli yapılamaz. istersen profesör olana kadar amerikada kal.

diye biliyorum.

burs kapsamında para alıyorsan sayılmaz, ama bir maaş aldığın bir işin varsa, asistanlık gibi, o sayılır.

sosyal guvenlik numaran varsa ve de vergi oduyorsan konsolosluklar islemi yapiyor ve askerlik subenden de sonra ters bir cevap gelmezse. islem baslamis oluyor.

yapan taniyorum, canini sikma ama diger arkadaslarin da dedigi gibi vergini ode ve konsolosluktan basvuru yap

Kanada'da sayiliyor. TA yada RA olarak calisiyor olman lazim. Aslinda hersey sekreterden alacagin mektuba bakar.

asistan olursan sayılıyor. çok iyi tanıdığım iki kişi o şekilde yaptı.

dostum ilacın pahalılığından değil,tedavi aksatılmasın diye "doğrudan gözetimli tedavi" yapılıyor ona. antibiyotikler aksatıldığında tüberküloz bakterisi direnç kazanıyor. ondan sonra tedavi edilemez bir hale dönüşüyor. tedavi aksatılmasın diye tüm dünyada bu uygulama yapılıyor. korkulacak bir hastalık değil aslında.
geçmiş olsun.

geçmiş olsun. inşallah çabucak iyileşirsin.

sakin olun önce; ona buna suç atmayın. verem yıllardır kontrol altına alınmaya çalışılan çok bulaşıcı bir hastalık. henüz verimli bir aşısı da bulunmadığı için veremi ortadan kaldırmanın tek yolu bulaştırıcı insanları tam tedavi etmek. şu anda tüberküloz alanındaki sağlık politikası yüzde yüz tedavi edildiğinden emin olunması yönünde. size o ilaçlar dozunu, sayısını ıvırını zıvırını şaşırmamanız için kolaylık olsun diye 'kuruyemiş poşetinde' elden veriliyor ve böylece hastanın tedaviye uyumu kontrol altında tutuluyor olabildiğince. resmen yaranılamamış valla negzel..

dr cucu ben 1 gün özel hastanede yatıp hastanenin önüne konuldum, 15 gün teşhis konulmayı bekledim ve rezilliklerle karşılaştım, anlatsam şaşırırsın, yedikule göğüs hastalıklarına git anlarsın ne demek istediğimi,16 milyonluk istanblda akciğer sorunu olaların hepsini oraya yolluyolar , bi gidin görün halini,iğne vaktim geldi aciline gittik yapmıyolar yedikule sağlık ocağına gittik aile hekimine git dediler o da beylikdüzünde, ve buradan sesleniyorum ben aile hekimine gittim sağlık ocağına kadın dinledi bişeyin yok dedi eve yolladı şikayetim arttı 1 hafta sonra özele gittim verem dediler tam rezillik, özeldeki uzman anlıyo sağlık ocağındaki hanfendininde kapısında uzman yazıyo ama boşşşş

dostum öncelikle geçmiş olsun.

nasıl bulaştığı hakkında bilgi verebilir misin? tedbirli olalım biz de.

o sorunların hakkında yazmamışsın, onlar hakkında bir şey diyemem. kusura bakma zor tabii. ama veremle savaşın farklı ayrıcalıkları var ve o ilaçların o şekilde verilmesi bilinçsiz kesim de hesaba katıldığında yerinde bir karar halk sağlığı açısından.
bulaşıcılık konusunda ise bakteriyi taşıyan kişilerden hava yoluyla falan bulaşıyor işte. bizim gibi sosyoekonomik olarak geri olan bir ülkede verem mikrobuyla temas etmemiş insan pek bulunmaz zaten. ama herkes de hasta olmuyor.

evet her 3 kişiden biri bu mikropla tanışıyo, ama vücudü sağlam olanda gelişip hasta yapamıyo, ama ilerde direncin düşerse ortaya çıkar dostum, tamamen hava yoluyla öksürükle hapşırıkla, aynı havayı soluyarak bulaşıyo.bizde hasta olunca öğrendik , araştırdık, dünya sağlık örgütü tarafından en bulaşıcı ölümcül hastalık diye geçio, ben aids, kuş gribi fln zannediyodum mesela, ama değilmiş.yıl 2011 olmasına rağmen dünya sağlık örgütü tarafından acil hastalık ilan edilen hastalıklar arasında yer almaya devam edio.

turkiye'de tamamen devletin ipin ucunu kacirmasindan dolayi cosan, dip dibe degil, konserve seklindeki otobuslerden bulasir istanbul'da aman dikkat. elinizi yuzunuzu eve gelince duzgunce yikayin. oksurenden aksirandan kacin. kacabiliyorsaniz. kac kere osuruluyorsa bi o kadarda bu bakteri otobuslerde dolasiyor. verem bu ulkeden gitmedikce kimse bana bu ulke gelismistir demesin. akcigerimin bir kismini fakirlik kisvesi altinda iett'de verem ettik. cok dikkat edin. hastane'de karantina altinda kalbilirsiniz eger bulasici seviye tasiyorsaniz bakteriyi. cigerinizden sivi cekecekler, cigerinizden ufak parca lacaklarve sonra 2+4 ay ilac iceceksiniz, 2 ay yaklasik 10-12 hap, sonra 4 ay 4-5 hap. her ay saglik kontrolu. haplar bitince azalan frekanslarda yine saglik kontrolu. yasam kalitenizde ufak bir kalite dususu, ve ilaclarin biraktigi hafif sinirsel kalintilar... buradan herkese not olsun.

bas git hayatini disarida yasa, para kazan sonra istersen don.

valla koçu bilmiyorum da boğaziçi genelde kendi öğrencilerini seçiyor master için hele ki farklı bir alansa.. ha para bastırıp tezsiz yaparım diyorsanız ora olur tabii.. iş olayına gelince sorun yaşamazsınız ingilizceniz de dediğiniz kadar iyiyse iyi bir işiniz olur hakikaten..

öhm, biraz vakit geçmiş galiba amerika basvurusu icin

elektronikte muazzam işler yok, bunu söyleyeyim. hangi alanı bitirdigin cok mühim, eger digital electronics ten anlıyosan, verilog vhdl kodluyosan belki maxim, ST gibi yerlerde iş bulma şansın var, ama diger türlü alacagin para zaten 1500. oturup excel muhendisligi yaparsın, iş olayını iyi araştır. iyi bir şansın varsa gir.

doktora hobi icin yapilmaz, cok üzülürsün :) digerlerine benzemez cünkü fonksiyonel analiz ler var, kati hal fizikleri var, matematiksel olarak cok agir. hocalarına danıssan bu konuda daha rahat edersin.

işin garip tarafi elektronik ile ekonomi diyosun da hiç alakası yok ki bunların? ne istedigine tam karar ver, ona gore ilerle derim. ekonomi ye kayarsan da elektronikle "hiç" alakasi olmadigi icin finansci olursun yine, yanına bildigin ogrendigin elektronik bilgileri hiç bi yerde kullanmicaksın ama yine de kar kalir, kolay gelsin.

www.eksisozluk.com okumanızı tavsiye ederim. Büyük ölçüde katılıyorum.
Fakat diğer arkadaşlara katılıyorum. Öss birincilerinin ne tercih yapacaklarına karar verememesine benzettim biraz durumu. Bana kalırsa türkiye'de tutan bir şey yoksa, kesinlikle yurtdışı master kovalayıp yurtdışında bir işe girmeyi aklınıza koyun.

financial mathematics alanında master yap sonra sinyal işlemede doktora yap hatta doktora yaparken fin. eco. masterinide tamamla sonra ister büyük hedge fundlarda bankalarda çalışırsın ister ee üzerine çalışırsın yerinde olsaydım böyle yapardım.

spanair
vueling
italya ustu ryanair ucuslari
swiss air isvicre aktarmali
easyjet herhangi bir yer aktarmali (schengen) ucuslar vb.

temmuz için istanbul-barselona 175 euro var en azından vardı.

THY yeni malaga ve valencia hatlarını açıyor. ilk açılan her hat gibi büyük promosyonlar yapılacaktır uçakların boş kalmaması için.

favori sezonların 3-4 özellikle 4.sezon 1. bölümü tavsiye ederim.

konular değişiyor ama arada eski karakterler ve olaylara atıf yapıyorlar. bu durum o bölümü izlemenize hiç engel değil. 6. sezon baştan sona müthiştir bu arada.

ben de son sezonlardan keyif aldım, ancak hiç izlemediysen en azından sezon basından basla.
cunku ben yarıldıgım bolumleri hiç izletmeyen arkadaslarıma izlettigimde komik bulmadılar. seinfelde gulmek için tek kural karakterleri tanımak. ben 7 ve 8. sezonları ilk bolumlerinden itibaren izlemeni öneririm.
ama illa superlerini yazcaksak var bir kaç favorim: 7-15,16,17,19,22, yok ayıramıcam haksızlık yapıyomusum gibi geliyor:)

herkesin seinfeld'i kendine beyler!!1!! valla once bi kac tur izler insan tum sezonlari sonra en begendigi sezonlar daha bir izlenir olur ve omur boyu izlenir seinfeld 3-5 ayda bir yeniden sonsuza kadar. en azindan simdiye kadar benim icin oyle. genel gecer bi liste istiyorsan imdb'nin oy oranina gore sirasi.
www.imdb.com

en başından başla hiç bir şey kaybetmezsin. zaten seçme bölümleri izledikten sonra aradaki eski bölümlere ufak göndermeleri merak edecek ve başından izlemeye başlayacaksın. dedikleri gibi bölümler birbirinden bağımsız ama bilen için o göndermeler süper zevk veriyor.

seinfeld'i 2 defa bitirmiş ve hala arasıra arkaplanda seinfeld dinleyen bir manyak olarak bana göre efsane bölümleri

-the contest
-the junior mint
-the betrayal
-soup nazi
-the butter shave

her ne kadar konular birbiriyle bağımsız olsa da karakterlerin gelişimini ve geriye dönük verdikleri referansları anlamak için en başından başlamanızı tavsiye ederim.

üniversite aglari üzerinden ulasilabilen bilimsel makale veri bankalari var. oralara bakiyorlar, türkiye icindeki tüm üniversiteler neredeyse ayni agdan beslenir. yurt disindaki üniversitelerin üye oldugu veri bankalari farkli olaiblir. senin burada bulamadigini o bulabilir. bir de sage, oxford gibi büyük kuruluslar ara sira hadi sınırlı olarak actim yayinlari isteyen girsin indirsin diyebilir. bundan haberin olmasi icin de o sistemlere üye olman gerekir.

universitelerden internete girdiginizde onlarin anlasmali oldugu journal saglayici kuruluslarin arsivlerine ulasabiliyorsunuz. bu sekilde buluyor insanlar.

article nasil aranir sorusunun cevabi ise google scholar. yazar ve makale ismi, bir de tarih varsa genelde bulursunuz.

genellikle üniversite kütüphaneleri web sitelerindeki arama motorlarına ya da google'a anahtar kelime girerek bir takım makalelere ulaşırsınız. Bunlardan bazıları işinize yarar, bazıları yaramaz. Yarayacak gibi görünenleri okumaya başlar, araştırdığınız konuyla ilgili çok temel makaleleri belirler, sonra bunların referans listelerini taramaya başlarsınız. Zaten bu noktadan itibaren artık aradığınız makalelerin adı sanı bellidir. Bir de bulduğunuz bu makalelere, daha sonraki yıllarda atıfta bulunanları web of science'dan tararsınız. Bütün bu makalelerin atıf verdiği ve bunlara atıf verenler biribini tekrarlamaya başladığında çok büyük bir oranda makale tarama işleminiz tamamlanmış demektir.

(bkz: jstor)
(bkz: ebscohost)

(bkz: sciencedirect)
(bkz: webofscience)

kimya ve benzeri bilimler icin... (bkz: scifinder)

En etkili yol referanstan referansa atlamaktır. O konu hakkında yazılmış bir kitap, makale elinizde varsa oradaki kaynaklara bakın, o kaynaklardan da diğerlerine geçersiniz.