Giriş
(12)

nakit parayı teknik olarak bırakmak mümkün mü?

messina123
mesela devlet şunu yapabilir mi? kardeşim 1 ocak 2027'den itibaren nakit para kullanımını iptal ediyorum. qrla mı alışveriş yaparsınız, kartla mı yaparsınız ne yaparsanız yapın diyebilir mi?nakit parayı iptal etmenin artısı vergi kaçırma vs sıfırlanır. devlet ekstra para basma yükünden kurtulur. pek
mesela devlet şunu yapabilir mi? kardeşim 1 ocak 2027'den itibaren nakit para kullanımını iptal ediyorum. qrla mı alışveriş yaparsınız, kartla mı yaparsınız ne yaparsanız yapın diyebilir mi?

nakit parayı iptal etmenin artısı vergi kaçırma vs sıfırlanır. devlet ekstra para basma yükünden kurtulur. peki eksisi ne olur?
0
messina123
(27.06.25)
yaslilar alisveris yapamaz, fatura odeyemez. emeklilerden buyuk tepki gelir. belki 15-20 sene sonra olabilir
0
dogredsector
(27.06.25)
kartla en azından yapabilirler bence.
0
🌸messina123
(27.06.25)
Türkiye'de günümüzde pratikteki durum bu değil mi? Ben yanımda dursun diye 200-300 lira para çekiyorum, bir iki hafta dokunmuyorum bile genelde, her şeyi kartla ödediğim için. Çevremdeki çoğu kişi de böyle yaşıyor. Nakitle bir şey alan çoook nadir denk geliyorum. Son yıllardaki enflasyona rağmen en yüksek banknotun 200'de kalması nakit kullanımını neredeyse bitirdi.

İsveç gibi ülkelerde şu an nakit ya hiç kullanılmıyor ya da o kadar nadir ki kullanana kesin bir iş çeviriyor diye şüpheli bakılıyor. Bence de zaten max 50 seneye batı dünyasında nakit kullanımı tamamen bitebilir. Nakit basmak boşuna kaynak israfı.
0
nundu
(27.06.25)
teoride mümkün. sonuçta yaşlılar alışveriş veya fatura ödeme sırasında nakit yerine çok rahat kart kullanabilirler. ama pratikte bunun yapılması pek mümkün değil. zira devlet (daha doğrusu hükümet), özellikle esnafı karşısına almak istemez. nakit paranın ortadan kalktığı ortamda her alışveriş kayıtlı olacağından vergi kaçırmak mümkün olmayacak. böyle olursa da esnaf direkt hükümet düşmanı kesilir. ben özellikle mevcut hükümetin böyle bir riski alabileceğini zannetmiyorum hiç.
0
shadowfollower
(27.06.25)
Devlet demez ama küresel temelli projeler bu yönde.
Nakitin tamamen kaldırılırak dijital paranın hazırlanması gelecekte daha sık gündeme gelecek.

Zaten buna bakılırsa kullanılan banka hesabı kartlar,kredi kartları, nakit banknot ile tam dijital para arasında bir nevi ara geçiş dönemini oluşturmuş oldular.
Kolaylık, çip para, bonus , ödeme kolaylık diyerek kredi kartı kullanımı yaygınlaştıkça nakitten uzaklaşır olduk.

Avrupa ülkelerinin birinde hazırlanan kredi kartı artık kişinin ne satın alıp alamayacağına karar verebiliyor. Nedeni ise günlük karbon ayak izi limitini aşması olarak gösteriliyor.

Nakit para "her an" kullanabildiğimiz para demek, dijital para ise bir merkeze elektronik olarak bağlı olan ekranda gördüğümüz sayılardan ibaret
para demek. İstediğimiz zaman kullanabilmek hususu burada soru işareti olarak kalıyor.
Elektrik elektronik bağlantımız olduğu ve (2000lerin başında banklarda olduğu gibi) sistem hortumlanmadığı sürece alış verişlerimiz veya yatırımlarımızda özgür kalacağız. Yarınımız belli değil. Bir gecede olanlardan sonra sabaha fakir uyanmak bile mümkün bu sistemde.
Borsa veya bankaya yatırdıklarımız bile öyle olduğu gibi yerinde duruyor diyemeyiz. Başka yerlerde kullanılıp kullanılmadığını da bilmiyoruz.

90ların sonu 2000lerin başında internet özgürlük demekti.
Hayata bir çok alanda iyice dahil olması sebebiyle de internetten kazanmanın yanı sıra, ceza da alabiliyoruz artık. Burayı iyi anlamak lazım.

Konu uzun ve küresel çapta 2045 yılı ne demektir merak eden araştırabilir.
0
diyecevaplandı
(27.06.25)
yaşlılar kullanamaz denmiş ama o kadar çok nakit kullanan genç var ki. ülke kayıt dışı cenneti. bütün ustalar elden alıyor parayı. geçen banyoyu yaptırdık. 100bini keş elden aldı. şimdi bu adam gidip o parayı bankaya mı yatırıyor.
markette tomar tomar parayla alışveriş yapıyorlar.
kayıt dışını önlemeden çok zor.
0
my fault
(27.06.25)
isveç'te hiç nakit para göremedim mesela. Sokak müzisyenleri bile bahşişi pos cihazıyla alıyorlardı.
0
loch ness
(27.06.25)
"vergi kaçırma vs sıfırlanır" bana gercekci gelmedi. oyle bir durumda doviz, altin ve hatta gumusle alisveris baslardi diye dusunuyorum.
0
lamartin
(27.06.25)
Öncelikle para basmak devlete yük değil, aksine bedava kazanç kapısı. Nakit parayı kaldırırsan insanları bankalara mecbur edersin. Yani egemenlik hakkını bankalara devredersin. Üstelik banka hesabı olmayan çok sayıda insan var. Bankalarla çalışmak diye bir vatandaşlık görevleri de yok. Kredi kartı sistemi elektrik ve internete bağımlı bir sistem. Dolayısıyla yüzölçümünün çoğunluğunda alışveriş yapamaz hale gelirsin. Zaten kimsenin internet operatörlerinden abonelik almak gibi bir vatandaşlık görevi de yok. Tüm alışverişi dijitalleştirdiğinde mahremiyeti sıfırlar ve bilgi güvenliği sorunlarına yol açarsın. Parayı programlanabilir hale getirdiğinde siyasi tahakkümün uygulanacağı bir alan açmış olursun. Örneğin Ekrem imamoğlunun babasının tarlasının jandarma tarafından metal dedektörleri ile aranmasına gerek kalmaz, doğrudan kişinin toplumla alışveriş ilişkisini tek tuşla kesebilirsin.
0
osssy
(27.06.25)
Nakit para tamamen kalkacak olsa kripto paralarda patlama olur çok net. Vergi kaçırmak isteyen de her türlü kaçırır. Nakit alışveriş bunun sadece kolay olan bir yolu. Binbir yol bulunur vergi kaçırmak için.
0
himmet dayi
(27.06.25)
digital currency ile kripto para cok farkli seyler.

cok bakmadim ama digital currency kullanan ülkeler var. haberleri cikiyor hep. rusya en son rubleyle baslatti.

ama sanildigi kadar iyi bir sey degil cünkü devlet bu sayede paranin kimden kime gectigini cok iyi takip edebiliyor oluyor.

nakit para bastirilmis özgürlüktür.
Bargeld ist gedruckte Freiheit
0
sonsuz
(27.06.25)
@sonsuz

bir tek cevabında kripto kelimesi geçen ben olduğum için bana yazdığını düşünüyorum ama zaten tamamen dijitale dönmenin özgürlüğü kısıtlayacağı fikri nedeniyle kriptoda patlama olur dedim. adam takip edilmemesi için kriptodan yapar transferi. hem vergiden kaçar hem de kime ne yolladı onu gizler.
0
himmet dayi
(27.06.25)
(6)

Butik seyehat turları

osssy
Yurtiçi veya tercihen yurtdışında Türkiye çıkışlı butik gezi turları biliyor musunuz? Butik derken, rehberliği iyi olabilir, rotaları ilginç olabilir, tarzı farklı olabilir, jolly ya da boykotlu ets gibi makine modelinde olmasın yeterli aslında.
Yurtiçi veya tercihen yurtdışında Türkiye çıkışlı butik gezi turları biliyor musunuz? Butik derken, rehberliği iyi olabilir, rotaları ilginç olabilir, tarzı farklı olabilir, jolly ya da boykotlu ets gibi makine modelinde olmasın yeterli aslında.
0
osssy
(27.06.25)
bizim aile bununla gidiyor.
www.gazella.com

avrupa'yi bilmiyorum ama afrika ve güney amerika turlari cok iyi.
0
sonsuz
(27.06.25)
65 derece
(27.06.25)
auroraaurora
(27.06.25)
gadventures ve intrepid
0
kassiopeia
(27.06.25)
(bkz: dogadayiz.net) kullanmadım ama sözlükte görmüştüm.
0
inheritance
(27.06.25)
Kesfet101 e katılan 3 tanıdığım memnun kaldılar.
0
biseysorcaktim
(27.06.25)
(9)

takip ettiğiniz sözlük / forumlar

zemberek
selamlar,ekşi dışında üyesi olduğunuz sözlük var mı? sözlük formatını seviyorum ama ekşinin durumu dışarıdan dahi çok kötü görünüyor.bir de üye olduğunuz yazıp çizdiğiniz forumlar mevcut mu? yerli yabancı olabilir.teşekkürler.
selamlar,

ekşi dışında üyesi olduğunuz sözlük var mı? sözlük formatını seviyorum ama ekşinin durumu dışarıdan dahi çok kötü görünüyor.

bir de üye olduğunuz yazıp çizdiğiniz forumlar mevcut mu? yerli yabancı olabilir.

teşekkürler.
0
zemberek
(27.06.25)
Quora ve BoredPanda.
0
anaphylacticshock
(27.06.25)
reddit.
0
Nomalisa
(27.06.25)
15 yıl önceki forum kültürünü ben de arıyorum, özlüyorum.
emeğe saygı + rep artık tat vermiyor gerçi.

reddit'te takılıyorum sözlük alternatifi olarak.
20 yaş altı çok genç var ve her yaptıkları ile gurur duyuyorlar gerçi, biraz gençler kahvesi gibi orası ama paylaşımların ve ortamın tatmin edici olduğu sub'lar da yok değil.
0
biseysorcaktim
(27.06.25)
Reddit'te finans, gayrimenkül, vergi vs sublari.
hem soruyorum hem cevap veriyorum.

onun disinda edebiyat, kitap tavsiyesi, yorumu vs bulabilecegim forum ariyorum.
simdilik goodreads var elimde.
0
sonsuz
(27.06.25)
nerede eski forumlar?

WhatsApp grupları ve Reddit forumları bitirdi.
0
co2s2
(27.06.25)
Tabii ki donanımhaber.
0
halitkin
(27.06.25)
forum.paticik.com cu var mı
0
mantık
(27.06.25)
paticik’i ilk kez duydum açıkçası.
0
🌸zemberek
(27.06.25)
donanımhaber
r10
0
duyuruuser
(27.06.25)
(7)

Birinin birini kıskandığını ama bunu gizlediğini...

encokbenisevinnolur
Farkettik diyelim. Bunu doğrudan ya da dolaylı teşhir etmek kişisel bilgilerin ihlali kapsamında nasıl değerlendiriliyor?Kurum içinde olan bir olay olarak düşünelim. Ana hatlarıyla bahsedeyim örnek olay olarak enstitüde bir kadın hoca var surekli. Digerinin yaptıklarını yapıyor, hatta saç modeli dah
Farkettik diyelim. Bunu doğrudan ya da dolaylı teşhir etmek kişisel bilgilerin ihlali kapsamında nasıl değerlendiriliyor?

Kurum içinde olan bir olay olarak düşünelim.
Ana hatlarıyla bahsedeyim örnek olay olarak enstitüde bir kadın hoca var surekli. Digerinin yaptıklarını yapıyor, hatta saç modeli dahil, ama onunla da çok sıkı fıkılarmis gibi anlatıyor.

Bu kadar bariz gorununce benim de açıkçası inceden alay edesim ya da dedikodu edesim geldi damarım kabardı.
0
encokbenisevinnolur
(26.06.25)
psikologdan randevu al. belki hala bir kurtulus yolu vardir.
0
sonsuz
(27.06.25)
Sonsuz+1
0
sanal hayvan
(27.06.25)
abooo psikolojik deli, ekledim seni de.
0
Shepard
(27.06.25)
psikolojisi bozuktur. normal bir hareket değil. delilerle çatışmaya girme.
0
mikahakkinen
(27.06.25)
kiskanan ya da kiskanilan siz degilseniz, size ne?
sahsen önerim, ortami karistirmayin, karisikligin icine de girmeyin olur.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(27.06.25)
psikoloğa görünün +1

sağlıklı insan böyle şeyler düşünmez.
0
emfuzi
(27.06.25)
ilginç dertler.
0
gurur
(27.06.25)
(12)

The Weeknd i nasıl buluyorsunuz?

sekizdokuzon
Bana aşırı karizmatik ve yetenekli bir o kadar da bad boy geliyor. That's my style. Siz nasıl buluyorsunuz?Teşekkürler.
Bana aşırı karizmatik ve yetenekli bir o kadar da bad boy geliyor. That's my style.

Siz nasıl buluyorsunuz?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(26.06.25)
baya kötü.
müzigi mi tipi mi daha kötü karar veremiyorum.
0
sonsuz
(26.06.25)
Müzisyen ya da başka bir çeşit sanatçı olsam aynı ben.

Bad boy tarafını sanatçı olmayınca kimse çekmiyor ama. Bence onun da daha seyrek böyle şeyler yaşadığı dönemler oluyordur.
0
encokbenisevinnolur
(26.06.25)
Karizmatik bulmuyorum, bad boy da sevmiyorum ama özellikle timeless ve low life bir ara dilime dolanmıştı:)
0
kullanicadi
(26.06.25)
Dozunda bad boy baş tacıdır.
0
🌸sekizdokuzon
(27.06.25)
Tırt ahaahah, sana iyi gelmesi normal. Psikolojik delilik alameti.
0
Shepard
(27.06.25)
Bana Arap Kadri vibe'ı veriyor biraz, alttan alttan bi şopar havası var.
0
kizil karga
(27.06.25)
Sonunda e olmaması hiç hoşuma gitmiyor. Yazı yazmayı beceremeyen biri gibi geliyor bana.
0
10551037
(27.06.25)
10/10
0
ala09
(27.06.25)
8/10
MJ olabilecek potansiyel var ama basarabilir mi bilmem.
0
cooperr
(27.06.25)
2013-2023 arası en çok dinlediğim şarkıcı olabilir. O dönemde baya seviyodum. Son yıllarda pek dinlemedim ama severim hâlâ. Bad boy vs bilmiyorum o açıdan yorumlamayacağım da şarkıları ve sesi iyi.
0
nundu
(27.06.25)
müzik güzel. tip gnabry. sinirsek biri olduğu sevgilisine eziyet ettiğini yazmışlardı bir ara. bana göre karizmatik değil klipleri de spor arabalı falan.
0
mikahakkinen
(27.06.25)
müziği çok güzel. başka bir şeyi ilgimi çekmiyor, belki biraz itici.
0
gabe h coud
(27.06.25)
(12)

Yarın nasıl bir gün olacak?

sekizdokuzon
Ben sabah 9 dan öğlen 1 e kadar art arda derse gireceğim. Grup dersi ve öğrencilerin arasında Kazak biri varmış. Türkçe bilmiyor olabilir dediler, benim de daha önce full İngilizce ders anlatmışlığım yok, bakalım değişik çeşit bir challenge beni bekliyor gibi beni. Onun dışında evdeyim, fakir gibi m
Ben sabah 9 dan öğlen 1 e kadar art arda derse gireceğim. Grup dersi ve öğrencilerin arasında Kazak biri varmış. Türkçe bilmiyor olabilir dediler, benim de daha önce full İngilizce ders anlatmışlığım yok, bakalım değişik çeşit bir challenge beni bekliyor gibi beni. Onun dışında evdeyim, fakir gibi maaşın yatmasını bekliycem ve herhalde İngilizce ders anlatma seviyesini hallettik diye kendimle bir tık gurur duyucam ya da utançtan yorganın altına gömülücem, bakicam.

Sizi nasıl bir gün bekliyor?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(26.06.25)
Uçak rotar yapmış:( Gece 3te yaşadığım şehre varacagim. 3.30 gibi evimde olmayı umuyorum. Saat 7de kalkıp duş alıp ise gideceğim sonra. Yarın gün bitimine kadar okumam gereken 4 tane proje teklifi var. Bunun yanında önemli bir toplantı. Beklediğim haberler stresli günler karin agrilari:(
0
Amaranta ursula
(26.06.25)
ogleye dogru uyanirim, ev temizlik, biraz bilgisayar oyunu kiz arkadasla vakit gecirmece yemege cikariz aksam da mis gibi gun.
0
gule gule
(26.06.25)
5 gündür en yakinda sadece bir motosikletci ve benzin istasyonunun oldugu sacma sapan bir otelde egitim aliyorum. ama bu tamamen benim suanki yaptigim ve pazartesi istifa edecegim isle ilgili. o yüzden cok sikildim.
yarin iskence bitiyor. yasadigim sehre dönüyorum. trende masali koltukta gidiyorum. kocaman bir flat white kahve alirim. yolda kitap (Intermezzo / sally rooney) okurum. ögleden sonra okulda dersim var. ona katilicam mecbur.

sonra eve giderim. yemek yapilmis olur. yemek yeriz. 90 day fiance izleriz sevgülüyle ve yatip uyurum.
0
sonsuz
(26.06.25)
Uyanınca ise gideceğim. Arkadaşım da gelecek, bizim avukatla görüşecek. 3 gibi eve gidip biraz kestiririm, akşam da arkadaşımı göreceğim ama plan yok
0
kisa
(26.06.25)
Kahvaltı yapıp sonra Cumaya gideceğim. Sonrası Allah kerim.
0
encokbenisevinnolur
(26.06.25)
fatih'te arap lokantasına falan gidecegim libido killer bir gun. guilty pleasureim dir
0
ala09
(27.06.25)
Noter, banka, vergi dairesi, iski, iş iş iş hav hav hav. 9-5 biter, patronuz dedik. 7/24 başladı. Kimse de demedi patronluk böyle. Kendi işimin patronunda çalışıyorum xd.
0
Shepard
(27.06.25)
Yönetim kurulu toplantısı var. Gece geç saatlere kadar devam edecek gibi duruyor. Hayatsız bir gün daha.
0
gabe h coud
(27.06.25)
ameliyat olan kedimize bakma sirasi bugün bende. 7'de mesaiye basladim. esim ise gitti. ben evi topladim, kediyi besledim, tüylerini taradim, nemli bezle tüylerini sildim, yerleri süpürdüm, mutfagi cifledim, toz aldim, su an 1 saat bosum. sonra viyana'ya dogru yola cikicam, saat 13'te randevum var, sonra bebek alisverisi yapicam. eve dönerken postaneye ugrayip kargolari alicam, göndermem gereken bir tane de paket var, onu yollicam. sonra petshopa gitmem gerek. eve gelince birkac telefon isi var. tekrar kediyi beslicem ve yemek yapicam. o sirada esim gelir. sonrasi iyilik güzellik, gün bitiyor iste.

Görüyorum ki hepimizin hayati ayni arkadaslar :(
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(27.06.25)
Kazak dedigim kız hiç Türkçe bilmiyor, süper İngilizce konuşuyor. Neyse ben de alışmış olurum ingilizce konuşmaya, şu an cringe likten ölsem de. Napayım bu da bir phase
0
🌸sekizdokuzon
(27.06.25)
Türk öğrencinin İngilizcesi de benden iyi, Hintli gibi konuşuyorum panik panik panik ataaaaakkk
0
🌸sekizdokuzon
(27.06.25)
Özel bir işim için benimle tamamen alakasız kurumsal bir şirketin bilgi işlem birimini günlerce yordum. Yarın gece hepsini mekanlardan mekanlara gezdirip sonra evimde ağırlayacağım. Pazar günü akşama doğru uyanıp evlerine dağılırlar diye umuyorum :)
0
loch ness
(27.06.25)
(17)

Doğru kişiyi ne zaman buluyoruz?

messina123
Olmuyor arkadaşlar. Ben bir türlü tamam bu kızdan olur dediğim kişiyi bulamıyorum. Başta bulduğumu sanıyorum. Sonradan yine olmuyor. Nereden buluyorsunuz doğru kişiyi :d
Olmuyor arkadaşlar. Ben bir türlü tamam bu kızdan olur dediğim kişiyi bulamıyorum. Başta bulduğumu sanıyorum. Sonradan yine olmuyor. Nereden buluyorsunuz doğru kişiyi :d
0
messina123
(26.06.25)
Doğru kişi yok; özü sözü bir, ideal sahibi, güzel kalpli, geniş omuzlu, kirli sakallı erkek var benim için. Ne zaman bulunur bilemedim.
0
sekizdokuzon
(26.06.25)
hayattaki en büyük mucize iki insanin ayni anda birbirine asik olmasi :P

benzer insanlar birbirine cekiliyor aslinda. "dogru" kisiyi bulamadigini düsünüyorsan fazla mükemmeliyetci olabilirsin. her seye kulp bulan insanlar yalniz kalir genelde.

ikinci bir ihtimal de bir fiziksel özellige saplanti duyman olabilir. bu özellik onlardaki hatalari ya da seni sevmiyor oluslarini görmeni engelliyor olabilir.
0
sonsuz
(26.06.25)
Doğru kişi yok. Düzgün, dürüst, sadık vs insanlar var. Ama bunlara sahip insan da doğru olmaz. Çünkü kimse mikemmel değil. "doğru kişi" kıstaslarımızı netleştirmek ve makul hale getirmek lazım.

@sekizdokuz; selam :=)
0
sorularimicinfeykhesap
(26.06.25)
Yok bulunmuyor.

Kim bilir nerede hangi gerizekalı şarkıyla eğlenip, mum falan tasarlıyor. Kedizekalı
0
baldan kaymak
(26.06.25)
Doğru kişi diye bir şey yok
0
gabe h coud
(26.06.25)
15-20 yıl önce herhangi birini alıp doğru insan yapan bordo bereliler vardı, şimdi pek görünmüyorlar mesela. O da bir seçenek.
0
sekizdokuzon
(26.06.25)
Öncelikle doğru kişi diye bir şey var. Ancak bu başkalarının kalıplarına göre bakılacak, düşünülecek bir şey değil 'sizin için' doğru kişiyse doğru kişidir. Başkasının dediğinin bir hükmü yok bence. Ha bu kişide aradığınız özelliklere göre zorlaşıp kolaylaşıyor tabi.

33 yaşındayım henüz doğru kişiyi bulabilmiş değilim. Doğru kişi dediklerim de hep hayal kırıklığına uğrattı beni. Özellikle son 'doğru olmayan' doğru kişi :D

Umarım hakeden herkes doğru kişisini bulur diyerek sonlandırayım yorumumu :)
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(26.06.25)
hiç ummadığın bir anda o seni buluyor :)
0
theseachange
(26.06.25)
Valla hocam bence doğru kişi/the one filan yok. Sadece belirli bir zamanda belirli bir ruh hali ve karakterde daha iyi anlaştığın biri oluyor.
0
Amaranta ursula
(26.06.25)
Kimbilir belki yarın belki yarından da yakın!

Senin kendini tanimanla ilgili bir şey, temelde @amarantaursula'nın dediğine katiliyorum, o ruh hali ve karakterde biriyle karşılaşınca anlaman için de kendine kör olmamak lazım. Bu da biraz zamanlama meselesi, bir açıdan sabır sebat meselesi, seçme meselesi. Ne istediğini bilmiyorsan 100 tane doğru kişi gelse de karşına o iş olmaz.

20'li yaşların başında tanistigim, bir süre flört edip takildiktan sonra ben ilişkinin sürmesini, hatta o dönem için doğru kişi olduğuna inandığım iki farklı kişi, yakın zamanlarda 30 yaşlarının başlarında bana tekrar ulaştılar. O zaman benim için doğru kisiydiler ama şimdi iih, bir de çok belli evde kaldım tribine girmişler eskileri yokluyorlar, ben de biraz takılıp, yuzsuzluklerinden dolayı da biraz dalga geçip sepetledim acikcasi.

Bir de, amaç ilişkiyi sürdürüp derinlestirmek olursa ve bu ortak amaç ise random kişileri bile bir araya getirsek o kişiler bir aşamada birbirleri için doğru kişi haline gelebilirler diye düşünüyorum. Niyet ve amaçların ortak olması lazım. Bir de iki tarafın da ne isteyip ne istemediği, kendinde neyden ne kadar odun verebileceğini netlestirebiliyor olması lazım.

Bu da karakter sağlamlığı meselesi aslında. Buradan da, şu sonuca varabiliriz, biri için doğru kişi olmak için, öncelikle kendini tanımaya bir merak, bir de karakter sağlamlığı gerekiyor. Bu yoksa olmaz o iş.
0
encokbenisevinnolur
(26.06.25)
Sen kendini bulunca, kendi kendine mutlu ve huzurlu bir insan olunca doğru kişi de zaten karşına çıkıyor.
Uzakta arama, kendine bak.
0
michael_knight
(27.06.25)
doğru kişi diye bir şey hem var hem de yok. ama en önemlisi bulduğunuz kişinin doğru olup olmadığını zamanla anlamak ki tam da bu nedenle doğru kişi kavramı yalan oluyor, bulmuşsanız emekle zamanla birbirinin doğrusu oluyorsun bu gözden kaçan bir detay :)
0
darthvader
(27.06.25)
dostum illa bulacagim bulmaliyim tarzi bir kafa yapisiyla da ne kendini strese sok ne de hayati iskala.

sen kendine bak, hobiler edin, kendini gerceklestir, kotu aliskanliklar ve bagimliliklardan uzak durmaya calis, gerisi gelir.
0
baldur2
(27.06.25)
doğru kişi diye bir şey kesinlikle yok. %100 match olması mümkün değil, sadece deneme yanılma ile yüzdesi yüksek birini bulmaya çalışıyoruz.
0
bobinhoo
(27.06.25)
Herkes ya çok sıkıcı, yada çok sıkıntılı. arası , ortası yok bunun.

sıkıcı olacağına sıkıntılı olsun, eğleniyoruz, ama evlenmek istiyorlar evlenemiyor ve ayrılıyoruz. sıkıntılı tiplerle eğlenmeye devam galiba.
0
loch ness
(27.06.25)
Dogru bir tane olacak demek degil ki?
Ali riza bey değilseniz tabi
Dogru bir tane- ali riza tekin
0
sonsuz
(27.06.25)
Aramaktan vazgeçince
0
Another day in paradise
(30.06.25)
(6)

Çocuklar neden sürekli

kizil karga
Bağırıyor? Mesela dışarıda 4-5 çocuk bir araya gelmiş oyun oynuyorlar ama sürekli bağırıyorlar, normal bi bağırma da değil bu kafa sesi çıkarır gibi bağırıyorlar bir de, bunu acaba ailelerine yaptıklarında anne babanın onları susturabilmek için istediklerini yerine getirdiklerini fark edince her yer
Bağırıyor? Mesela dışarıda 4-5 çocuk bir araya gelmiş oyun oynuyorlar ama sürekli bağırıyorlar, normal bi bağırma da değil bu kafa sesi çıkarır gibi bağırıyorlar bir de, bunu acaba ailelerine yaptıklarında anne babanın onları susturabilmek için istediklerini yerine getirdiklerini fark edince her yerde bu kozu oynamak için mi yapıyorlar yoksa dünyanın her yerinde böyle mi bu çocuklar her yerde böyle üstüne basılmış plastik tavuk gibi çığlık mı atıyorlar?
0
kizil karga
(26.06.25)
Terbiyesiz olduklari icin.
Tr‘de zaten herkes bagirdigi icin.
0
sonsuz
(26.06.25)
Birbirlerini kopyalıyorlar. Sosyal öğrenme ve taklit var. Ben avrupada bu kadar carlama görmüyorum.(kontrolsüzlük) Toplum olarak sınır koymayı ve çocukları eğitmeyi bilmiyoruz.

not: çocuğu olmayan biri bunu anlayamaz garipser. çocuklar her yerde genelde böyle.
0
mikahakkinen
(26.06.25)
Eğlenceye dalıp kontrolü kaybediyorlar, neredeyse farkında bile değil çoğu, daha ilginci bunu yapan yetişkin arkadaş grupları bile var.
0
mbond
(26.06.25)
Yarı deliler çünkü. Bizim sokakta iki tip var böyle; biri akşamları sürekli apartmandaki babasına sesleniyor, diğeri akşama kadar, apartman zili kavramı yok, annesine sesini duyurmaya çalışıyor. Bu ikisiyle ciddi hasım olasım var.
0
sekizdokuzon
(26.06.25)
Evde baskılanan serbest kalınca ayarı kaçırıyor. Bütün çocuklar böyle değil.
0
encokbenisevinnolur
(27.06.25)
ben de pub'da konserde iki bira içinde, keyfim de yerinde ve arkadaşlarımla berabersem bağıra bağıra konuşuyorum. ortamdaki ses miktarı yüksek olunca yüksek sesle konuşuyorum (neredeyse herkes gibi). hiç farkına bile varmıyorum. sonra boğazım acıyınca anlıyorum.

çocuklar da benzer kontrol ve algı seviyesine sahipler.
etraf gürültü (bunu kendileri yapsalar da), koşuyorlar sürekli, soluk soluğalar, kalp ritimleri yüksek.

satranç oynarken bağırmıyor bu çocuklar, sokakta koştururken bağırıyorlar.

durup dururken bağırıp çağırmaları terbiyesizlikten.
hareketli oyun oynarken bağırmaları duygu ve dürtülerle ilgili.
0
biseysorcaktim
(27.06.25)
(12)

yabancı filmlerde ayakkabıyla evde dolaşıyorlar

biseysorcaktim
ve ayakkabılarının altı hep temiz, sadece altı değil üstü yanı vesair de temiz.kanepe koltuğa hatta yatağa ayakkabı ile uzanıyorlar bazen.gerçekte nasıl? eve ayakkabı ile giriyorlar mı?ne zaman çıkarıyorlar?bizdeki kadar tabu olmayabilir bunu anlıyorum ama gerçekten filmlerdekiler kadar temiz mi?ben
ve ayakkabılarının altı hep temiz, sadece altı değil üstü yanı vesair de temiz.
kanepe koltuğa hatta yatağa ayakkabı ile uzanıyorlar bazen.

gerçekte nasıl?
eve ayakkabı ile giriyorlar mı?
ne zaman çıkarıyorlar?

bizdeki kadar tabu olmayabilir bunu anlıyorum ama gerçekten filmlerdekiler kadar temiz mi?

ben çeşitli avrupa ülkelerinde bulundum. aynı türkiye'de olduğu gibi evlere girerken hep ayakkabı çıkarılıyordu. asya'da ayakkabıların bizde olduğu gibi kapıda çıkarıldığını sanıyorum. abd'de nasıl bu durum?

sorum filmler hakkında değil, gerçekte nasıl durumlar?
ayakkabı ne kadar temiz de olsa, evde dolaşılmaz ya.
hadi pis değil, çok hijyenik olsun. yine de rahatsız eder ayakkabı ayağı. terliyor, sıcak, sıkıyor vs.
0
biseysorcaktim
(26.06.25)
e türkiyede de var bu. aşırı zenginler eve ayakkabıyla girebiliyor. sonuçta ev her gün siliniyor vs
0
jelly bear
(26.06.25)
Avrupa'da benim bildigim normali ayakkabiyla eve girmek seklinde. Ne zaman cikardiklarini bilmiyorum, ya yatarkendir ya da pijamalarini giyecekleri zamanda falan cikariyorlardir. Disarida mutlak bir temizlik oldugu soylenemez ama genel mana da Turkiye'de alisik oldugumuz tarzda tozlu bir pislik yok, kopek boku veya cop vs olabiliyor. Mesela araba saganak yagis yiyor, kapali otoparka girip kuruyor, tekerin tabaninda toz olmuyor. Hollanda'da tozdan ziyade daha cok kumlu bir ortam var, disarda ciplak ayak yuruyup gelsen eve kum taneleri gelir bol bol.
0
mbond
(26.06.25)
cok yagmur yagan yerlerde sokaklar o kadar da kirli olmuyor.
0
sonsuz
(26.06.25)
Fransa'da avrupalılar genellikle ayakkabıyla eve giriyor. Kapı onlerinde bir paspas olur, yalandan silip girerler. Ama arap kokenlilerde de ayakkabı cikartma adetleri var.

Gelelim ayakkabilarini ne zaman cikartiyorlar. Ihtiyac duyduklari zaman cikartip, sonra ayakkabı ile gezdikleri evlerinde CIPLAK ayakla rahatlikla yürüyorlar.

Bu arada kaldirimlar kopek b.kuyla dolu. Oyle avrupa, sokaklar tertemiz olayı tamamen hikaye..
0
funl
(26.06.25)
oyle turk annelerinin hayal ettigi gibi camurlu ayakkabilariyla aksama kadar evde gezme gibi bir durum yok. sadece kisa sureli kalislarda falan gezenleri gordum. onu da disarida paspasla siliyorlar.
0
buenosdias
(26.06.25)
amerikayı bilmiyorum ingilterede çıkarıyorlar. çıplak ayakla dolaşıyorlar. girişe bırakıyorlar.
0
avatar is back
(26.06.25)
amerika'da ayakkabiyla giriyorlar ve sacma. disarinin pisligiyle, tuvalete girdigin ayakkabiyla eve girilmez. temiz falan da degil sokaklar ayrica.
0
antikadimag
(26.06.25)
Ben de Fransa'dan konuşayım; bir eve misafir geliyorsa ayakkabi cikarma istenmiyor genelde.
Ama onun dışında kesinlikle bir genelleme yapılamaz. Eve bağlı yani kültür olarak çıkarılır çıkarılmaz denilemez.
Ha misal gene örnek benim hanım evde de dışarıdaki kiyafetleri ile takiliyordu ta ki Türkiye görene kadar. Ben misal dışarıdan eve gelen kişi nasıl aynı kiyafetle takılıyor onu da anlamam.

Misal benim eşimin ailesi hep çıkarır. Eve girenler de çıkarır. Bunlar düz Fransızlar yani.

Sokaklar da temiz denemez asla. Hele ayakkabı ile evde gezecek kadar temiz asla.
Terlik olayi yok yalnız, o yüzden terliği misal Türkiye'den getiriyoruz genelde.
0
logisticsmanager
(26.06.25)
Kafalarına göre bazen ayakkabıyla girip dolaşıyorlar. Terlik gibi ayakkabı ile gezmiyorlar ama bir kere çıkarınca bu sefer çıplak ayakla/çorapla/terlikle geziyorlar.
0
nawar
(26.06.25)
Bence hâlâ pis ama ABD'nin bir sürü şehrinde bir yerden bir yere yürüme alışkanlığı yok, toplu taşıma zaten zayıf. İnsanlar evlerinin garajındaki arabaya biniyor, gidecekleri yerin garajında arabadan iniyorlar. Parkta bahçede gezip çamura buladıkları ayakkabıyla yine girmezler ama standart beyaz yakalı ABD'linin ayakkabıları çok fazla dışarı pisliği görmeyebiliyor.
0
kobuzchu kiz
(26.06.25)
Yani sokaklar ne kadar temiz olabilir? Yunanistan'da yaşadığım zamanlarda, normalde çok titiz biri olmasam da, o parkeleri günde üç kez silesim geliyordu. Avrupa'nın bu olayı aşması lazım.
0
sekizdokuzon
(26.06.25)
Gerçekte durum iyi değil bence. Eve ayakkabıyı çıkarmadan girmek diye bir şey söz konusu olmamalı ama Avrupalılar ve Amerikalılar taharet musluğunun bile farkında değil büyük oranda. Kıçını yıkamaktan aciz insan eve de ayakkabıyla girmekte sakınca görmeyebiliyor.

Sokağın temiz olması diye bir şey söz konusu değil. Sokak hayvanı işer, sarhoş kusar, terbiyesiz tükürür. Mutlaka bir şey olur. Sokağın temiz olmasının kriteri, bence çöp atılmaması. Onun dışında bal dök yala durumunun olması imkansız.
0
10551037
(27.06.25)
(17)

Faydalı veya ilginç bir şey söyleyin/öğretin

ermanen
sizi etkileyen, ilginç ya da faydalı bulduğunuz bir bilgi söyleyin/öğretin. - okuduğunuz bir kitap, makale ya da izlediğiniz belgesel veya yapımlardan olabilir,- kendi alanınıza dair ilginç bir bilgi olabilir,- pratik bir püf noktası (life hack), tavsiye, `diy` vs.- ya da küçük ama anlamlı bir hayat
sizi etkileyen, ilginç ya da faydalı bulduğunuz bir bilgi söyleyin/öğretin.

- okuduğunuz bir kitap, makale ya da izlediğiniz belgesel veya yapımlardan olabilir,

- kendi alanınıza dair ilginç bir bilgi olabilir,

- pratik bir püf noktası (life hack), tavsiye, diy vs.

- ya da küçük ama anlamlı bir hayat dersi olabilir.

her konudan olabilir. ev, uzay, seyahat, yurtiçi, yurtdışı, sağlık, gastronomi, psikoloji, teknoloji, biyoloji, filoloji, tarih, finans vs.

ben başlayım:

ilginç bilgi:
Mesela bi kitap 'İnsan beyni karar verirken çoğu zaman önce duygusal tepki verir, mantıklı kısmı sonradan devreye girer' demişti. ilginç gelmişti bana.

faydalı bilgi:
Bir şeyi başkasına anlatır gibi tekrar etmek, öğrenmeyi %90'a kadar artırabilir (Feynman tekniği)
0
ermanen
(26.06.25)
Bilimkurgu yazari james tiptree, aslinda bir kadindi ve abd de istihbarat servisinde gorevliydi. Gercekte kim oldugu cok sonralari ogrenildi.

John le carre bir MI6 ajaniydi.

George orwell sosyalist arkadaslarini gizli servise gammazlayan bir muhbirdi.
0
deckard
(26.06.25)
*Sürüngenler sınıfında yer alan dinozordan, kuşlar sınıfına geçişin bir örneği olarak karşımıza çıkan Archaeopteryx aynı zamanda “ara form yok” iddiasına da tek başına darbe vuran bir canlı.
Üç parmaklı pençeleri ve bir kuşta görmeye alışık olmadığımız diş yapısıyla tam anlamıyla dinozorlar ile kuşlar arasındaki geçişi simgeleyen bu canlı, bu yönüyle bilim dünyasında oldukça önemli bir yere sahip.

**Einstein, uzay ve mekânın, birbirine bağlı olduğunu söylediği zaman, dünya hayret etmişti. Bohm bu görüşü bir basamak daha ilerletti ve, “evrende her şey, birbirinin devamı olarak süreklilik arz etmektedir” dedi. Bunu göz önüne alınca, her şey, aynı şeydir; “Som, Bölünmez, Tek”

***Beynin tamamını kullanıyoruz ama bazılarımız öğrenerek, gelişerek, sinir hücreleri arasındaki bağlantıları arttırıyor ve böylece daha hızlı ve etkin düşünüp davranabiliyor.
0
bahçedekisandal
(26.06.25)
En yırtıcı canlı çeşidi kuşlar sanırım.
Bakamayacakları sayıda yumurtaya kuluçkaya yatıyorlar.
Sonra kardeşler arası bir mücadele başlıyor. İlk çıkanın diğer yumurtaları, bu süreci başaramayıp kardeşleri de çıktıysa kardeşini yuvadan atma durumu var.
Yırtıcı kuşlarda süreç, yuvadan atma şeklinde değil de döve döve öldürme şeklinde ilerliyor. Anne kuş olayı bir köşeden izlemekle yetiniyor.
En zayıf yavruyu kendisi yuvadan atanlar var. Leylekler buna en güzel örnek.
Kimsesiz insanlara Anadolu'da 'Leyleğin yuvadan attığı' denmesinin sebebi bu.
Bazı anne kuşlar zayıf yavruyu yuvadan atıp ziyan etmiyor. Düpedüz yiyor.

zayıf yavrunun yuvadan atılması kedilerde de var.
0
Mirket
(26.06.25)
@arbre

Uzak bir galakside kara deliğin uzay-zamanı bükerek dev enerji jetleri fırlattığı gözlemlenmiş; benzeri bir şey Samanyolu’nda olursa Dünya tehlikeye girebilirmiş:
www.thebrighterside.news
0
🌸ermanen
(26.06.25)
@Mirket

Tavuklar bile yavrusunu veya yumurtasini yiyebiliyormus. tabii insanlariun yarattigi stresli ortamlar yuzunden oluyor genelde.
marti, karga, baykus vs. de yavrularini bazen yiyor heralde.
0
🌸ermanen
(26.06.25)
@bahçedekisandal

Archaeopteryx'tan daha eski olabilecek bazı potansiyel kuş ataları (avialanlar) da sonradan tanımlanmış: Anchiornis, Xiaotingia, Aurornis, Baminornis

wikipedia'da ayrintilari var: en.wikipedia.org
0
🌸ermanen
(26.06.25)
paslanmaz çeliklerin dış yüzeyi oksitlenerek bir tabaka oluşturur bu sayede içeriye doğru paslanma ilerlemez
0
bir soru sorcam
(26.06.25)
meat ve meet ayni okunuyor. bu tarz ayni okunan seylere homofon deniyor.
0
sonsuz
(26.06.25)
Annem dahil Herkesin yaz meyvesi diye bildiği çilek bulunduğum yerde (Akdeniz) kışın yetişir. Eylül başında tüplü fide ekimi yapılır. Hasadı en geç Kasım ortası başlar. Ekim başı gibi de şoklu denilen fideleri ekilir. Hasadı şubat - mart civarı başlar. Her iki gidenin de hasadı haziran başında biter. Kalanlar artık reçellik çilektir. Temmuz başı itibariyle tarlada çilek kalmaz. Temmuz-ağustos ayı fide üretimi ve tarla bakım zamanıdır.
0
strawberry first
(26.06.25)
Bardağa bira doldururken köpürtmemeye çalışmak yanlış. Köpürmesin diye özen göstererek bardağa döktüğünüz veya direkt şişeden/kutudan içtiğiniz bira vücudunuzun içinde köpürür ve rahatsız eder, şişkinlik hissi verir.
0
cay koy geliyorum
(27.06.25)
bunu herkes bilmez buyrun:

kiraz bitkisi tek basina agaclasamaz, cali olarak kalir.
agaclasmasi icin visneye a$ilanmasi gerekir.
butun kiraz agaclarinin govdesi orjinalinde visnedir.
a$i tuttuktan sonra visne dallari yok edilir, kiraz alir basini gider.
0
cooperr
(27.06.25)
çok da şey yapmamak lazım. hayat anlamlı bir şey değil.
0
mikahakkinen
(27.06.25)
haslanmis yumurtayi sivri tarafindan baslayarak soyarsaniz cok daha kolay soyulur. 40'imda ogrendim, hayatim kolaylasti :D 73 yasindaki babama da ogrettim, o da bilmiyormus. :)
0
lemmiwinks
(27.06.25)
@lemmiwinks

ben de gecen seyi ogrendim. yumurtanin tabanina igneyle bir delik acip yumurtayi oyle kaynatinca yumurta cok kolay soyuluyormus. yumurtanin icine su girdigi icin.
0
🌸ermanen
(27.06.25)
@ermanen
"İnsan beyni karar verirken çoğu zaman önce duygusal tepki verir, mantıklı kısmı sonradan devreye girer"

Daniel Kahneman, beynimizdeki Sistem 1 ve Sistem 2 teorisi ile bu konuda nobel aldı.
0
theconqueror
(27.06.25)
Yüksek bir noktadan durgun bir suya (deniz göl vs) atlayacaksınız atlamadan önce suya küçük bir taş atarsanız suyun yüzey alanını kırar yüksek bir yerden atladığınızda oluşan basınç nedeniyle yaşanan beton etkisinden kurtulur olası bir sakatlığın/can kaybının önüne geçmiş olursunuz.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(27.06.25)
@Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet

O doğru değilmiş ya. sorun suyun yüzey gerilimi değil, yoğunluğun ani değişimi. MythBusters bu konuda bir bölüm bile yapmış. Taş atmak suya inişte hiçbir işe yaramıyormuş. en azından insan gibi ağır bir şey için.

bu suya yüksek yerlerden atlayanlar, derinliği ve zamanlamayı anlamak için suya taş atıyorlarmış.
unofficialnetworks.com
www.youtube.com
0
🌸ermanen
(27.06.25)
(7)

salata kurutucu, pizza tepsisi, hamur keskisi gibi itemler

Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
elzem midir? hayatı kolaylaştırıcı yanları var mıdır? kolaylaştırıcı ya da elzemse bunlar gibi başka hangi itemler mutfakta işimize yarayabilir?
elzem midir? hayatı kolaylaştırıcı yanları var mıdır? kolaylaştırıcı ya da elzemse bunlar gibi başka hangi itemler mutfakta işimize yarayabilir?
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(26.06.25)
evet cok kolaylastirici.

soyucu da alinabilir.
0
sonsuz
(26.06.25)
elzemligi kisiye gore degisir. cok yesillik tuketiyorsan elzem. masa, makas, firca eklenebilir.
0
buenosdias
(26.06.25)
Mirket
(26.06.25)
salata kurutucusu mutfagin demirbasi gibi bir sey bizde. ikeadan aldigim iyi cevirmeyince baska bir marka aldim ve cok mutluyuz kendisiyle.
iyi bir salata kurutucusu candir.

hamur kesici kullanmiyorum, cunku hem evde cok hamur yapilmiyor hem de cok basarili bulmuyorum. belki onun da cok iyileri vardir, bilemiyorum.

soyucu +1
0
65 derece
(26.06.25)
Herkes soyucu deyince aklıma geldi. Victorinox'un domates soyucusu vardır. Efsanedir kendisi. Yan soyacak diye geçiyor adı.
0
Mirket
(26.06.25)
@mirket, offf onla gecen salatalik soydum.
o marka cidden iyiymis.
0
sonsuz
(26.06.25)
Victorinox soyucu +1 domates disindaki soyulmasi gereken her sebzeyi efsane bir kolaylikla soyuyor ve asla körelmiyor. 10 senedir kullaniyorum hala saglam.

salata kurutucusu almaya ben de yillarca yanasmadim, mutfagi minimalist kullanmayi seviyorum ama gercekten cok ise yariyor. ayda yilda bir yesillik yikiyorsaniz degisir tabii ama sürekli yikaniyorsa cok kolaylik sagliyor.

onun disinda:

-makas
-victorinox tirtikli (meyve) bicaklari
-sarimsak ezici
-limon sikacagi
0
mamu
(26.06.25)
(8)

schengen randevu sorunu ne zaman ve nasil basladi?

bay b
ben cok asina degilim bir kere yillar once sirket uzerinden bir de aralik 23'de hollanda'dan vize aldim ve randevu sorunu falan yoktu. 2-3 hafta sonrasina kolayca randevu almistim. hatta avrupa'da yasayan arkadaslar cagirdigi zaman yav kim ugrasacak bi tomar evrak hazirlamakla diye burun kivirirdim.
ben cok asina degilim bir kere yillar once sirket uzerinden bir de aralik 23'de hollanda'dan vize aldim ve randevu sorunu falan yoktu. 2-3 hafta sonrasina kolayca randevu almistim. hatta avrupa'da yasayan arkadaslar cagirdigi zaman yav kim ugrasacak bi tomar evrak hazirlamakla diye burun kivirirdim.

gecen yaz da mesela yunanistan bir kac kez baktigimda bir suru randevu vardi ama usenip ugrasmamistim bir plan da yapmamistim.

bu randevu bulamama olayi neden ve nasil basladi tam olarak? yani sozlukteki yunanistan vizesi basligini falan meraktan takip ediyorum felaket, instagram hikayesi ile randevu duyurusu yapmak milletin bulamamasi. bu sure icerisinde talep mi artti, ulkeler randevu arzini mi kisti bir konu nasil bu hale gelebilir cidden meraktan soruyorum. avrupa'da gormek istedigim tek bir yer var ona da pandemi oncesi basvurmak uzereyken kalmisti simdi bakiyorum orda da randevu yok ne bicim is bu.
0
bay b
(26.06.25)
pandemi sonrası. hem talep arttı hem ret arttı hem de vizeler çok kısa süreli verildiği için başvuru sayısı arttı. merkez sayısı da kısıtlı olunca, aracı şirketler parayla randevu satınca, randevu işi krize döndü.

ben mesela 1 sene içinde 4 kez başvurdum. diğer ülkeler gibi uzun süreli verilse 3 başvuruya gerek kalmazdı.
0
jelly bear
(26.06.25)
Pandemiyle alakasi yok. Pandemiden sonraki 2 yilda cok rahat vize buluyordum ben de.

Mehmet Simsek ile birlikte gectigimiz yeni ekonomik model sonrasi TL nin Yabanci Para birimlerine karsi degerli olmasindan kaynakli. (Eskiye gore kiyaslarsak)
0
nuevo
(26.06.25)
keskin bir kanıtım yok ama mevcut hükümetin işine gelen bir durum olabilir. insanları dışarıya zor çıkart, mümkünse ülkesinde kalsın/para harcasın. gidecek olanlar zaten bir şekilde öyle ya da böyle giderler kafasındalar.

yani danışıklı dövüş bence bu işler.
0
elektr10
(26.06.25)
Elçiliklerin kullandığı aracı firmalar randevuları acentelere satmaya başlayınca sorun başladı, bir grup insan çok güzel para kaldırırdı bu işten hatta şu an bu sebepten dolayı randevuları askıya alan ülkeler var.
0
mirty
(26.06.25)
Pandemiyle alakasi var mi bilmiyorum benim gordugum pandemi sonrasi bu konu gundem oldu. Ilk basta asili olanlar basvurabiliyordu, o donem birkac kez basvurmam gerekti. Randevu bulmak epey zordu, randevularin birini Edirne'de bulabilip kara yoluyla gitmistim. O zaman sorun edilmiyordu baska yerden basvuru. Ozetle pandemi doneminde bekleyen talep kisa bir zamana yigildi, sonrasindaki farkli farktorlerden dolayi bugun olay iyice cirkinlesti.

Ulkenin genelini temsil etmese de pandemi ve devamindaki surecte fark etmissinizdir, maaslar doviz bazinda inanilmaz artti. Ben IT isi yapan bir beyaz yaka olarak 2019'da is degistirip o gunun kuruyla 1150 euro'ya denk gelen bir maasa ise basladim. O rakam o gun cok bariz iyi para olarak gorunuyordu. Bugun 100-120 bin anca ona denk hissiyat yaratiyor. Yani harcanacak para olustu.
0
mbond
(26.06.25)
ben 2019'da ögrenciyken ve mezun olmak üzereyken cok rahat ve zamanlica aldim. 10 günde mi ne cikmisti.

2020 basi o zaman erkek arkadasim cok rahat avusturya vizesi aldi.

2020 ortasi ikimiz de almanya'ya ulusal vize yani 90 gün üzeri vize alabilmek icin cok uzuuun süre bekledik. 2020 eylül ya da ekim'e randevular acildi. basvurunca yine hemen cikti ama 1 haftaya. turistik yine kapaliydi o dönem.

2022 yazin anneme yine kolay randevu aldim ama vizenin hazirlanisi benim gecmis tecrübelerime göre coook uzun sürdü. hatta ucak bileti cöp oldu.

su an insanlar randevu kapmaca oynuyor. vizeler cok pahali.
ab'de yasamama ragmen avrupa'yi protesto ediyorum ve bu sene büyük ihtimalle önümüzdeki sene de burada tatil yapmayacagim.

genciz güzeli. daha uzak yerlere gidelim. avrupa yaslaninca da gezilir.
0
sonsuz
(26.06.25)
Tahminimce eskiden Türklere vize daha rahat ve uzun verilirdi. Çünkü böyle gidip kaçak kalan sayısı/riski daha azdi.
Ülkenin sacmalayan ekonomisi ile gri pasaportlular bile kacmaya baslayinca bir kere vize isi uzadi ve günler azaldi.
Bir de Türkiye'de tatil yapmak kötüleşti. Insanlar dandik yerlere bu paralari vermek yerine turizm bakani gibi Yunanistan'a giderim dedi ve bu eskiden bu kadar fazla değildi.
Buna ek bu lanet araci kurumlarin sistemleri çok dandik ve botlarla aliniyor. Şimdi de buna karşı sistem cikarmislar; sayfayi actin, beklemeye alıyor. Refresh bile etsen blokluyor 24 saat. Sebebi de botları anmamak ve bloklamak.
Yani benim durumum farklı olsa da misal mayis sonu haziran başı randevu aramaya başladım annem için, haziran 3. Haftasına bulduk.
Kısacası birkaç sebebi var bence.
0
logisticsmanager
(26.06.25)
1) hukumetin talimat verdigini dusunuyorum
2) kacaklar cogaldi (ogrenciler erasmusa gidip donmuyormus, tur sirketiyle tura diye gidip avrupadan donmeyenler varmis.) Burada bile soru acanlar oluyor, nasil kacak kalirim diye. Insanlar kacak olmayi bi sey sandikca biz daha cok vize bekleriz.
0
Kittie
(26.06.25)
(6)

Sonu ters köşeli

respect
bu aralar kıyıda köşede kalmış güzel film arıyorum. Ordan burdan filmi izleyenlerin yorumlarına spoiler yememek için kabaca bakıyorum ama adam “ters köşeli” yazıyor. Bu yorum spoilerin babası değil mi abi ben mi bu işten anlamıyorum?Yani bir insan bunu niye yazar ki?Derdimi sevebilirsiniz ama ne yap
bu aralar kıyıda köşede kalmış güzel film arıyorum. Ordan burdan filmi izleyenlerin yorumlarına spoiler yememek için kabaca bakıyorum ama adam “ters köşeli” yazıyor. Bu yorum spoilerin babası değil mi abi ben mi bu işten anlamıyorum?

Yani bir insan bunu niye yazar ki?

Derdimi sevebilirsiniz ama ne yapayım? bu yorum, bütün hevesimi kaçırıyor
0
respect
(26.06.25)
Ters kose ama hangi koseye acaba diyerek kendini rahatlatabilirsin.
0
deckard
(26.06.25)
insanlar film ararken bazen bu keyword'le ariyor onlar icin degil. hassasiyet varsa her kaynaga bakmak yerine chatgpt'ye sorabilirsin.
0
buenosdias
(26.06.25)
bence de spoiler. insanlar mal.
0
sonsuz
(26.06.25)
onceki senelerde biri sormustu sonu suprizli filmler tavsiye edin diye:) herkes bir suru film yazmis. Ben de "bundan buyuk spoiler mi olur, sonunu suprizli oldugunu bildikten sonra filmi izlemenin mantigi ne" diye cevap vermistim. Modlar beni 2-3 hafta banlamisti, malum herkesin banlanip, her cevabin silindigi duyurunun en assagilik donemleriydi.
0
freedonia
(26.06.25)
ters köşeli oldugunu bildikten sonra sonunda ters kose olmuyosun cok sacma bi durum gercekten
0
koela
(26.06.25)
Kimi insanda pek spoiler kaygısı yok, kiminin de filmlerden tek beklentisi ters köşe yapması, ikisi de diilim, bana ters.
0
(26.06.25)
(10)

Evlilikte sürdürülebilirlik

sacrilegious
Bu aralar 2 şey kafama takılıyor: 1- Bir süredir sanki eşimle birlikte geçirdiğimiz kaliteli zamanlar azalmaya başladı gibi hissediyorum. Yani bir kavga gürültü yok belki ama ikimiz de çalışınca çoğu zaman 10dk da yemek yiyip koltuklarda telefonu kaydırıp günü bitiriyoruz. Bu normal mi? Sizde de böy
Bu aralar 2 şey kafama takılıyor:

1- Bir süredir sanki eşimle birlikte geçirdiğimiz kaliteli zamanlar azalmaya başladı gibi hissediyorum. Yani bir kavga gürültü yok belki ama ikimiz de çalışınca çoğu zaman 10dk da yemek yiyip koltuklarda telefonu kaydırıp günü bitiriyoruz. Bu normal mi? Sizde de böyle mi? Hafta sonu enerjimiz kalırsa 1 etkinlik + temizlik + yemek + ailesini ziyaret…

2- kendisi işini fazlasıyla seviyor ve kariyer planları peşinde. Fazla çalışmayı hiç sorun etmez, işinde daima bir şeylere hep kendi gönüllü olur falan. Bir yandan ne mutlu ona diyorum sevdiği şeyin peşinden gidiyor ama ben işimi sadece para kazanmak için yapıyorum ve bu noktada hayatımda bir boşluk oluştuğunu hissediyorum. Yani onu bu hayatta işi tatmin ediyor ama beni tatmin eden bir şey yok. sanki hayatımda beni tatmin edecek bir şey bulmam gerekiyor ona kendi haline bırakmalıyım ve kendime ayrı bir baloncuk oluşturmalıyım başka bir çözüm bulamıyorum gibi. Yani işkolik bir adamla/kadınla beraberseniz beni anlarsınız bence çok da uzatmak istemiyorum.

Sorum şu: bu şekilde bir evlilik hayatının sürdürülebilirliğini ön görmeye çalışıyorum. 2 yıllık evlilikte bu soru işaretlerini yaşamam normal mi? Sizin veya çevrenizdeki evlilikler de böyle mi yoksa bizde mi bir sorun var? (Sevgisel anlamda bir sorun yok bu arada, ikimiz de birbirimizi seviyoruz. Sadece sanırım evlilikten beklentim çok yüksekti ve bu yüzden hep sanki birşeyler eksikmiş gibi hissediyorum)
0
sacrilegious
(26.06.25)
Evlilik tam olarak bu. Hemen çocuk yapın yoksa daha da sıkılacaksınız
0
olaylar olaylar
(26.06.25)
Evlilik; sevgi ve sadakat temelli bir ev arkadaşlığıdır aslında. Bu yüzden eşlerin birbirleriyle iyi arkadaş olması, birlikte yaramazlık yapmaları (ki en temel örneği cinsellik) aralarındaki ilişkiyi ev arkadaşlığından ayıran temel unsurlardır. (bu arada lütfen yanlış anlaşılmasın cinsellik ayıp, günah, yaramaz bir şey değil. Sağlıklı beslenirken aburcubur kaçamağı yapmak gibi bir yaramazlık anlayışından bahsediyorum. Ani gelişen, kişiye keyif veren, içinde muzurluk gizli olan anlamında)

Çiftlerin paylaşımları sürekli olarak her etkinliği elele yapmaları değildir. Paylaşım;iletişime açık olmaktır. Birlikte bir film seçmek ya da eşine bir film önermek, gününün nasıl geçtiğini sormak ve ilgiyle dinlemek, birlikte basit hayaller kurmak ve bunu gerçekleştirmek için çaba sarfetmektir.
Öncelikle evliliğiniz gayet normal ama arada rutinleri kırın. Her hafta sonu aile ziyaretine ayıracağınız ya da temizlik yapacağınız vakti en azından ayda bir kere atlayıp beraber bir şey yapın. Ormanda yürüyün, pikniğe gidin... vb, sizin için değişik bir deneyim olabilecek herhangi bir şey olabilir. evizin 1 hafta kirli kalması ya da bir eksik ziyaret çok da büyütülecek bir şey değil.
İkincisi önce kendinize doyum sağlayacağınız bir hayat kurmaya çalışın. Mesela bir hobiniz olsun. Yeni şeyler öğrenmek hem odağınızı değiştirir, hem sizi diri tutar.
Ve evet evlilikten beklentiniz biraz yüksek sanırım. Televizyon ya da instagramda gördüğünüz şey değil evlilik. Kendi anne babanıza, karşı komşuya, dayınıza falan bakın. Onların yaşadığı şey evlilik. Yeni, imkanları ve vizyonu daha geniş bir kuşak olarak siz hayatınıza dolayısıyla evliliğiniz biraz daha fark katabilirsiniz. Ama o kadar.
Çok sevdiğim bir söz var; rutin rahmettir.
Kimse rutinini bozacak şekilde sağlığıyla, evladıyla, maddiyatıyla sınamasın dilerim.
0
strawberry first
(26.06.25)
Normal olabilir de olmayabilir de. Bunu değiştirebilecek çok şey var sanırım.

İş yoğunluğu içsel bir problem değil, insanın elinde değil çoğunlukla. Günde 24 saat var, gerisi matematik. Bazen elden bir şey gelmiyor.

Siz eşinizle zaman geçirdiğiniz bu kısıtlı dönemde geçirdiğiniz zamandan memnun musunuz, bu önemli. Haftasonu bir etkinlik demişsiniz mesela, bu güzel geçiyorsa bence sorun yoktur.

Diğer taraftan, evet. Eğer eşinizi seviyorsanız, birlikte yaptığınız az şeyden de keyif alıyorsanız kalan zaman için kendi başınıza da keyif alacağınız bir zevk edinmek mantıklı olur. Böyle bir şey yok belli ki hayatınızda, "hayatımda beni tatmin edecek bir şey bulmalıyım" diye düşünmenizden bunu anladım ben.

Benim gördüğüm kadarıyla tek başına kendine yetemeyen insan başkasıyla da mutlu olamıyor.

Bunu sağladıktan sonra eğer hala mutsuzsanız artık bu aşamada ilişkide sorun aramak daha akla yatkın bence.

Ama siz yukarda kendi kişisel alanınızdan bahsederken balon yapıp onun içinde kalmak gibi kendinizi soyutlayan bir tonda konuşmuşsunuz. Bir insanın vakit geçireceği kişisel zevkler edinmesiyle, kendini ilişkiden soyutlaması aynı şey değil. Eğer kişisel zevkleriniz olmasına rağmen evliliğinizde mutlu değilseniz daha farklı sorunları düşünebilirsiniz belki.
0
akhenaten
(26.06.25)
Benim eşim de işkolig ama işten arta kalan vakitlerin tamamını bana ve oğlumuza harcadığı için hiç gözüme batmıyor. Sosyal medya instagram vs hiç bir şey kullanmaz zaten hayatında sadece iş ve ailesi var. Böyle olunca sorun yok ama işin içine bir de sürekli atıyorum arkadaş buluşmaları telefon kaydırmalar başka hobiler girseydi katlanılmaz olurdu.
Sen de kendine bir meşgale bul ama arta kalan vakitleri full odaklı birbirinize ayırın. Zaman ayırmak çok önemli bence evlilikte.
0
kaptan maydanoz
(26.06.25)
Evliliği rutinden çıkaran en iyi etkinlik beraber gezmektir. İlla Roma'ya gidin demiyorum. Mesela istanbul'daysanız arkeoloji müzesine gidin. belki ikiniz de ayrı ayrı gitmiş olabilirsiniz ama beraber gidince mutlaka ilk gittiğinizde fark etmediğiniz veya eşinizin size vereceği bilgiler paylaşma ortamı yaratacaktır. Entelektüel bir paylaşım olmasa da atıyorum kafedeki biri hakkında dedi kodu yapıp gülebilirsiniz.
0
merhum
(26.06.25)
bizim kezbanlar nedense evliligi "free entertainment" olarak goruyor. ayni problem benim evdekinde de var.

surekli adam bir saklabanlik yapsin, sapkadan tavsan cikarsin, sonra soyunsun direk dansi yapsin gibi bir beklenti var. eve yorgun gelme luksum yok, beklenilen sahne performansini veremedigimde ertesi gun surat cekiyorum.

cozemedigim sikintilardan biri, sanirim birini tutacam bunu eglendirsin, baska care kalmadi benim de enerjim eskisi gibi degil 40i devirdim. sende de ayni problem bas gostermeye baslamis gibi.
0
cooperr
(26.06.25)
Telefonları bırakır ya da azaltırsanız biraz daha değişir, iyiye doğru yani.
0
kumandanim
(26.06.25)
telefonları bırakıp birlikte bi şeyler yapın
0
jelly bear
(26.06.25)
bence sende sorun var.

sorun da denmez ama yalniz kalamiyorsun ve bir amacin yok gibi. yoksa esin ve evliliginiz gayet düzgün.
0
sonsuz
(26.06.25)
Hobi edinin, ortak dizi/film izleyin bunun ardından konuşacak konunuz da olur. Okurken ben bile darlandım.
0
ekimoloji
(26.06.25)
(18)

Hayatınızda hiç beach denilen yerlere para verdiniz mi?

messina123
Verdiyseniz de motivasyonunuz neydi? Hava atmak, karı kız düşürmek mi?
Verdiyseniz de motivasyonunuz neydi? Hava atmak, karı kız düşürmek mi?
0
messina123
(25.06.25)
beachlere sadece kari kiz düsürmek icin gidilir cok haklisin.
sezlong semsiye yiyecek icecek servisi gibi ayrintilarin hicbir önemli yok.
0
sonsuz
(25.06.25)
Belediye biçine para verdim 1 kez. Bugünün parasıyla kişi başı 200 lira falandı. Hemen yan tarafta bedava yer vardı. Ama kız arkadaşım belediye biçine gidelim diğer tarafta çok erkek var demişti.
0
amortisman
(25.06.25)
Valla mecbur kalıp verdiğim çok oldu çünkü yani nerede gunesleneyim? Nereden yiyecek/ içecek alayım? Tüm plajı kaplıyorlar.

Kadınım zaten, kimseyi düşüremem.
0
fraise
(25.06.25)
Hava parası isteyen beachlere girmedim, harcama limitlileri tercih ettim. Zaten 4-5 bira/kokteyl + yemek/atıştırma alınca karşılıyor limiti.
0
Bruce
(25.06.25)
Ah beyaz yaka dostlarım ah. Siz bu dünyanın harbiden modern kölesi olmuşsunuz. Devlet bile üstünüze bindikçe biniyor, siz hala halinizden memnunsunuz. Beach saçmalığına da para akıtmaya devam edin
0
🌸messina123
(25.06.25)
Tiki beach var içmeler'de kesin git, daiquiri muhteşem.
0
Bruce
(25.06.25)
verdim, kizli erkekli gittik, 5-6 kisi. ismini hatirlamiyorum mekanin, 10+ sene oldu.
kus ucmaz kervan gecmez bir yerdi, bodrum'un pek kimsenin ugramadigi koylarindan biri.
muzik guzeldi, deniz guzeldi, ortam iyiydi.
tuvaletler temizdi.
etrafta davar yoktu.
herkes kendince takiliyordu.
sezlonglar rahatti.
biz sercedes ile gittik, arkadasin araciydi. tahminen ordaki en culsuz ekip bizdik.
sabah 10 gibi gittik aksam gunesi orda batirdik donduk.
giris parasini da icerde yemek olarak harciyordun, sanirim dolara vurunca kafa basi 70-80 dolar gibi bisey odedik ama pisman degilim, yine olsa veririm.
yemekler OK idi.
0
cooperr
(25.06.25)
beach olma kriteri nedir bilmiyorum ama şezlong ve şemsiye para verdim. giriş ücreti hiç vermedim. bi de harcama limitli yerlerde vardı onlarda şezlong ücretsizdi. öyle yüksek sesli beach club tarzı yerlere gitmedim ama
0
jelly bear
(25.06.25)
Pis fakirler ve kiro tirreklerden uzak durmak icin verdim.
0
Shepard
(25.06.25)
Valla maalesef beach denen şeye para vermek zorundayız. Suç beyaz yakada değil bu arada.
0
sekizdokuzon
(25.06.25)
Vermedim, vermem.
0
ruhen hastayim ben
(26.06.25)
abi gereksiz heyheylenmissin. bazi yerlerde ucretsiz halk plaji yok. kalinan otelin veya yazligin da kendine ait bir plaji yoksa illa bir isletmeye para vermen gerekiyor denize ulasabilmek icin. bunun beyaz yakayla alakasi yok, toplumun kalitesizligi ilgili bir sey.
0
hot potato
(26.06.25)
Genelde beachlere giderim. Verdiğim paranın karşılığını alıyorum.
0
gabe h coud
(26.06.25)
kadınım, yıllardır gittiğim 2 beach var. keko ve apaçiler gelemiyor ki bu en öncelikli kriterim. gayet düzgün bir kitleyle rahat rahat takılıyorum gün boyu. tertemiz wc ve giyinme kabinlerini kullanıyorum. şezlonguma uzanıp doğada ve açık havada olmanın keyfini çıkarıyorum. yemeğimin pişirildiği açık mutfağı görüyorum, yediğim şeylerden zehirlenmiyorum. çantama, eşyalarıma bir şey olmuyor.

beyaz yaka, köle, sırta binilmesi filan derken? kıyı kanunuyla ilgili konuları konuşmak bambaşka bir mevzu ama beache giden insanlara da hırslanıp bu lafları saymak, bilemiyorum, insanların nasıl hayatları var ki bu tür argümanlar üretebiliyorlar...
0
Phoebe
(26.06.25)
insanın beache para vermek için nasıl bir motivasyonu olabilir ki her şeyi bu kadar büyütmeyin ya. hava parası vermedim ama yeme içme limitli yere girdim zaten 1-2 içki bi burger vs yedi mi doluyor o da 5-6 saat takılınca zaten yenip içilecek şeyler. hele tek başına olunca cüzdan telefon vs gözün arkada kalmıyor deniz de güzelse daha ne işte.
0
bay b
(26.06.25)
fly inn ve boheme beach'leri parasına değer. hem öyle abartı bir para değil hem de giriş ücretini içeride harcıyorsun. bir iki fotoğraf paylaşayım.

soz.lk
soz.lk
soz.lk
soz.lk
soz.lk
soz.lk
soz.lk
0
gabe h coud
(26.06.25)
He anasini satayim senede zaten 1-2 hafta tatil yapiyorum onda da ucun besin hesabini yapip, beach'e para vermemek icin apacilerle, kekolarla birlikte guneslenelim. Kamyonetle gidip sezlongu, semsiyeyi, plaj iskemblesini mi tasiyalim?
0
freedonia
(26.06.25)
verdiğim oldu. ama ücretsiz şezlongu olan da güzel bir çok yer var. bodrumda bile var böyle yerler. beache giriş ücreti vereceğime, bu tarz yerleri arayıp bulmaya çalışıyorum.
0
catakutle
(26.06.25)
(9)

"Kadın hastalıkları" diye ayrı bir birimin varlık gerekçesi ne?

osuran imam
Bunun muadili "erkek hastalıkları" diye bir alan yok. Bu "kadın hastalıkları" gerçekten sadece kadınlara özgü hastalıklara mı bakıyor? Öyleyse insanoğlu için garip gelmiyor mu size bu durum? Mesela "sadece erkeklere özgü hastalıklar" yok mu? Eğer yoksa bu da garip değil mi? Bana tuhaf geliyor bu.
Bunun muadili "erkek hastalıkları" diye bir alan yok. Bu "kadın hastalıkları" gerçekten sadece kadınlara özgü hastalıklara mı bakıyor? Öyleyse insanoğlu için garip gelmiyor mu size bu durum? Mesela "sadece erkeklere özgü hastalıklar" yok mu? Eğer yoksa bu da garip değil mi? Bana tuhaf geliyor bu.
0
osuran imam
(25.06.25)
İsimlendirme hatalı bence.
“Kadın üreme organları sistemi ve hastalıkları” gibi bir isim daha doğru olurdu herhalde.

Üroloji de genelde erkek hastalara hizmet veriyor. Böbrek taşı işlerine bakıyor sanırım kadınlarda sadece.

Şimdi bilen biri gelip aydınlatır, onlar gelene kadar birkaç cümle kurayım dedim.
0
michael_knight
(25.06.25)
Abi Üroloji var %90 erkeklere bakıyor, kadın hastalıkları diye bir bölüm de yok aslında onun ismi Jinekoloji, varlık sebebi de erkeklerde olmayan sadece kadınlarda olan sistemler için ayrı bir uzmanlık alanı işte neden garip geldi ki sana, diş de öyle mesela onlar da bir adım ileri götürüp ayrı bir bölüm olmuş.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(25.06.25)
Üroloji var.
Kadin idrar yollarina bile bakmiyor cogu uzmanlastigim alan bu degil diye
0
sonsuz
(25.06.25)
Çünkü kadinlar surekli kanayip, ölmeyen tek canlıdır dermisim. Demedim dikkat ederseniz. Yoksa kadın düşmanı ilan edersiniz.
0
Shepard
(25.06.25)
Cunku kadin bedeni ve dogurganligi uzerinde hakimiyet ve kontrol kurmak iktidarlarin ana meselesi olmustur, tip bilimi de buna gore olusmustur. Foucault ve Elizabeth Grosz okuyalim.
0
deckard
(25.06.25)
Arz talep meselesi. Kadınlar, kadın oluslarini hastalık olarak deneyimlemek istiyorlar, tip camiasi da oturup düşünmüş böyle bir birim açalım demişler.

Bir diğer tarafı tarihsel, viktoryen dönemden başlayan hem insan bedenini, spesifik olarak kadın bedenini tibbilestirmeye yönelik bir eğilim var. Tıbbi faaliyetlerin bir nesnesi haline getirmek, gibi düşünebiliriz.

@deckard'ın söylediği de bunun bir diğer boyutu.
0
encokbenisevinnolur
(25.06.25)
Rahmimizde yumurtalığımızda sorun olunca bir doktorun bize bakması gerekiyor da o yüzden böyle bir bölüm var. Erkekler için de aynısı ürolojide var.
0
yenibirgüzelnick
(25.06.25)
Abi isim olarak bu kadar kafaya taktın heralde ama gynecology bu yani. Erkeklere üroloji bakıyor kadınlara gynecology.
Bence bu kadar acayip kafa yorulacak bir şey yok ortalıkta. Bir erkek olarak ne doğum, ne adet, ne doğum sonrası ne menopoz dönemi yaşıyoruz. Sence de bu kadar kompleks yapıya sahip bir cinsiyette uzmanlaşmak mantıklı değil mi?
Misal babam ürolojide yattı, hastaların yüzde 99u erkekti. Buraya kadın doktor olmayacağına göre erkek ve kadın üreme organlarına vs ayrı alanlar bakıyor.
0
logisticsmanager
(25.06.25)
Gerçekten sadece kadınlara özgü hastalıklara bakıyor. Rahim, yumurtalıklar, döl yolu sadece kadında var olduğu için. Sadece kadınlar doğurabildiği için. Bu yapıların her birinin ayrı ayrı devasa hastalıkları var, iyi ya da kötü huylu. Üreme bozuklukları var ayrıca. Hiç de garip değil. Kadınlar şişme yaratıklar olsaydı, o zaman garip diyebilirdik.
"sadece erkeklere özgü hastalıklar" da var tabi. Prostat, testis, penis hastalıkları diye gidiyor.
Birileri sahiplenmiş işte. Garibanlar akıl edememişler erkek hastalıkları anabilim dalı kurmayı.
0
pro9it9is9
(26.06.25)
(8)

Kas inşa etmek

kizil karga
Çok zor değil mi, zor yani çok zor gibi?
Çok zor değil mi, zor yani çok zor gibi?
0
kizil karga
(25.06.25)
Kas dediğin şey bildiğin et, löp et, yaptığın çalışmalarla ve sonrasında aldığın besinlerle sistemdeki proteine ve karbonhidrata ihtiyaç duyan tüm birimler ihtiyaçlarını giderdikten sonra kalan kalorilerden sıfırdan et üretmeye çalışıyorsun bu kolay olabilir mi? Üstelik sahip olunan kaslar tüm yaşamını konforlu ve sağlıklı geçirebilmen için son derece önemli bir ürünken sistem kas inşa etmene direnç gösteren kas üretmeni istemeyen ve bunu sürekli engellemeye çalışan bir yapı, sen de tüm dirence karşı koyabilecek en akılcı ve doğru sistemlerle çalışıp beslenmek zorundasın, tüm doğrularının en küçük kayıplarla bir araya gelmesi gerekiyor kas alman için, bunca zorluk içinde 1 kilo kas almak bile mucize gibi bir şey.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(25.06.25)
Özellikle karın kası yapmak bayağı insanüstü bir çaba gerektiriyor. Full fit, sağlıklı bir görüntü büyük bir disiplin ve adanmışlık gerekiyor, o yüzden kaslı, sağlıklı insanlara ayrı saygı duyup çekiniyorum. Çelik gibi insanlar neticede.
0
sekizdokuzon
(25.06.25)
cok zor, evet.
0
lemmiwinks
(25.06.25)
cok zor.
mantikli olan, kitlikta seni kurtaracak olan yag. vücut hakli olarak yag depolamak istiyor ama sen hayir!!!! diyorsun.
0
sonsuz
(25.06.25)
zor.
istikrarli olmak lazim.
besin ve uyku da onemli. hatta agirlik kaldirmaktan daha onemli gibi. kas insasinin buyuk kismi uykuda oluyor.
bir de kisayoldan yapan ste roidciler var. ama o riskli ve zararli.
0
ermanen
(25.06.25)
Bir iki yıl süreyle planlı programlı ve bilinçli, çalış, beslen ve yaşa.
Kasın olsun.
Bunun neresi zor?
0
Mirket
(25.06.25)
Modern insan gibi yaşayıp onların kötü alışkanlıklarını sürdürmezsen aslında zor değil.

Ataların gibi yaşa, üzerine bir de egzersiz yap, bukle bukle kasların olsun :)
0
msb
(26.06.25)
belirli bir seviyeye kadar zor degil. ben 1 ay sinav cekince kaslarim belirginlesmisti. ama belirli bir seviyeden sonrasi zor.

cunku vucut icin o kas maliyetli. kullanmadiginda hemen yikiyor kaslari. seviyeyi koruyabilmek icin bile surekli calistirmak zorundasin.

vucuduna karsi bir savas kas gelistirmek. boyle biraktiginda kaybedecegin seylere zaman ayirmaktansa olene kadar seninle gelecek yeni yetenekler gelistirmek, yeni seyler ogrenmek daha mantikli diye dusunuyorum ve zamanimi onlara harciyorum.
0
antikadimag
(26.06.25)
(3)

Santorini, Girit'e gidilir mi?

tantamount_to_equivalent
Hani daha 1 ay oncesine kadar bir ara depremler oluyordu, tsunami uyarisi falan veriliyordu, turisttler tahliye ediliyordu falan. Ne oldu simdi son durum nedir, takip eden var mi? Millet rezervasyonlarini iptal ettiyse ucuzlamistir belki:) Santorini neyse de Girit cok iyiydi ya gez gez bitmiyor, se
Hani daha 1 ay oncesine kadar bir ara depremler oluyordu, tsunami uyarisi falan veriliyordu, turisttler tahliye ediliyordu falan. Ne oldu simdi son durum nedir, takip eden var mi? Millet rezervasyonlarini iptal ettiyse ucuzlamistir belki:) Santorini neyse de Girit cok iyiydi ya gez gez bitmiyor, sebzesi, meyvesi bile nasil lezzetli. Ciddi ciddi Girit dusunuyorum ben bir ay sonrasi icin. Risk budur diyip gidilir mi buralara?
0
tantamount_to_equivalent
(25.06.25)
Ben giderdim. Girit e Tsunami vurmadan gitmek lazim öbür türlü cöp olacak zaten. Görmek lazim.
0
sonsuz
(25.06.25)
santorini volkanik bir ada çok sıcak, yerden kaynıyor adeta fırın gibi, fotoğrafları daha güzel.
0
9kuyruklukedi
(25.06.25)
nisan'da 10 günlügüne girit'te kaldim, ölmedim.

santorini olaylari esnasinda girit'in zaten güvenli oldugu konusulmustu.
0
kimi raikkonen
(25.06.25)
(6)

Sangria aşeren hamile

maydanoz sararır nane kararır
İlginç bir durumla karşı karşıyayız. 1-2 bardaktan bir şey olmaz mı? (11 haftalık) Yahut alkolsüz sangriayı en iyi neyle yapabiliriz? Üzüm suyu? Hardaliye? Hardaliye ile sangria olur mu?
İlginç bir durumla karşı karşıyayız. 1-2 bardaktan bir şey olmaz mı? (11 haftalık) Yahut alkolsüz sangriayı en iyi neyle yapabiliriz? Üzüm suyu? Hardaliye? Hardaliye ile sangria olur mu?
0
maydanoz sararır nane kararır
(25.06.25)
Alkolsüz sarapla
0
sonsuz
(25.06.25)
bebeğin sağlığından taviz vermeyin bence. aşerebilir, bir şey olmaz. içeriğindeki meyvelerle takılsın, meyve suyu falan içsin.
0
art cat chocolate
(25.06.25)
Markette uzum sirasi satiliyor, sarap gibi olmaz ama sangria tarifinize sarap yerine eklersiniz. Alkolun hicbir etkisi olmasa bile yarattigi acaba bir sry olur mu stresi yeter. Hamilelik yeterince stresli zaten.
0
deckard
(25.06.25)
saraptaki alkol 79 derecede buharlasir. sarabi onceden 80 dereceye getirip, sogutup kullanmayi deneseniz?
0
65 derece
(25.06.25)
alkolsüz sangria tarifleri var internette.

hardaliye üzüm suyu veya şıraya göre daha şekersiz. denemek lazım.
0
inheritance
(25.06.25)
Hardaliyede (adı üzerinde) hardal tohumu kullanılıyor, tadı bir tuhaf, sangria için hiç olmaz.

Üzüm suyuyla deneyin, şeker oranını ayarlamak için gazoz yerine maden suyu kullanabilirsiniz, gayet güzel olur bence.
0
kobuzchu kiz
(25.06.25)
(39)

Ev işleri paylaşımı?

bobinhoo
Kadın - Haftada 1 ya da 1.5 gün çalışıyor, aksam 17:00-17:30 gibi evde en geç o günlerde. Aylık kazancı 1x.Erkek - Haftada 5 gün sabah 9:00-9:30da evden çıkıyor akşam 19.00-19:30 gibi geliyor eve. Aylık kazancı 3x-4x.Eve 2 haftada bir yardımcı kadın geliyor detaylı temizlik için. Yapılacak ev işleri
Kadın - Haftada 1 ya da 1.5 gün çalışıyor, aksam 17:00-17:30 gibi evde en geç o günlerde. Aylık kazancı 1x.

Erkek - Haftada 5 gün sabah 9:00-9:30da evden çıkıyor akşam 19.00-19:30 gibi geliyor eve. Aylık kazancı 3x-4x.


Eve 2 haftada bir yardımcı kadın geliyor detaylı temizlik için. Yapılacak ev işleri:

1) Nadiren evin Dyson ile çekilmesi veya robot süpürgenin çalıştırılması. Robot süpürge rahat süpürsün diye belki bir iki eşyanın yerinin değiştirilmesi.

2) Çamaşırların yıkanması ve asılması (kurutma makinesi de var ama ütü yapılmadığı için bazı şeyler askıya asarak kurutuluyor daha az kırışsın diye)

3) Kuruyan çamaşırların dolaba kaldırılması

4) Yemek

5) Yemekten sonra bulaşıkların makineye kaldırılması, sığmayanların elde yıkanması

6) Yemekten sonra masanın/tezgahın silinmesi

7) Bulaşık makinesinin boşaltılması

5 numarayı erkek yapıyor, kalanları kadın yapıyor. Aklıma gelmeyen bir iki ufak tefek iş daha olabilir belki, onları da kadın yapıyor gibi düşünebilirsiniz.

Kadın bu iş dağılımının adil olmadığını, işin çoğunu kendisinin yaptığını düşünüyor. Çok şikayet gibi değil de arada laf sokma gibisinden. Erkek ise 5 numarayı bile yapmaması gerektiğini düşünüyor. Tatlı atışma gibi düşünebilirsiniz bunu.

Kadın zaten düz bakıyor olaya, ortada 10 iş varsa 9unu ben yapıyorum demek ki eşit dağılım yok diyor. Direkt baktığınız zaman haklı gibi duruyor ama erkeğin bakış açısına göre de o zaten kadına göre çok daha fazla çalışıyor ve eve geldiğinde ev işiyle ekstradan uğraşması saçma.

Erkeğe göre zaten ev alınırken bütün peşinatı tamamen kendisi koymuş ortaya, krediyi tek başına ödüyor. Aidat, elektrik, su, internet vb. hepsini erkek ödüyor. Eve alınmış eşlayarın %95ini (çanak, tabak ve bir iki mutfak eşyası vb. harici) kendi almış. Bunlar maddi şeyler olabilir ama sonuçta o parayı kazanmak için harcadığı tüm emeği o evin işi gibi düşünürsen toplamda çok daha fazla emek verdiğini düşünüyor. Yani 10 yıl çalışıp biriktirdiği tüm parayı eve gömmüş zaten, üstüne aylık kazancının yüzde 30u evin temel harcamalarına gidiyor. Ayda bir hafta mesaide "ev işi" yapıyor aslında gibi düşünüyor.

Bu arada kadına ben de şöyle para harcadım vb. gibi düşüncesini söylememiş hiç, çünkü böyle şeylerin söylenmesinin ayıp olduğunu düşünüyor ama içinden geçen bu. Ayrıca maddi olarak harcamanın hepsini üstlenirken, hepsini ben ödüyorum hiç adil değil bu diye düşünmemiş hiç. Bende maddi imkan var, onda yoksa ben karşılarım tabi ki diye bakmış olaya. Konu ev işine gelince de aynı bakış açısını (ben de zaman var, onda yok) kadın tarafından bekliyor. Ama kendi gösterdiği anlayış/düşünceliliği kadın tarafının göstermediğini düşünüp, bozuluyor içinden.

Sizce hangisi haklı, kim daha fazla "ev işi" yapıyor?
0
bobinhoo
(25.06.25)
erkek 5 kadin 1.5 gün mü calisiyor?
evlilik sözlesmesi gibi gelirlerin ayrildigi bir durum yoksa kadin az calistigi icin bos zamaninda daha cok is yapmali.

kadin niye full time calismiyor? 5x yapar. o zaman da o sadece bulasiklari halleder :) hem ev hanimi gibi bir sey olayim ama hem de ev isi esit yapilsin diye bir olamaz.
0
sonsuz
(25.06.25)
adam ben para kazanıyorum, eşyaları ben aldım o yüzden evin rutin işleriyle ilgilenmem gerekmiyor diye düşünüyor. kadına üzüldüm. bu kadar maddiyatçı biriyle hayat paylaşmak zor olsa gerek.

hayat müşterek. kazanılan para da müşterek, ev işleri de müşterek. ben böyle bakıyorum.
0
benaslinda
(25.06.25)
kadın tam zamanlı çalışsın, işler ortak olsun.
kadın az çalışıyorsa daha çok ev işi yapsın.

para muhabbeti mide bulandırıcı.
0
yenibirgüzelnick
(25.06.25)
@sonsuz

kadın aslında haftada 4 gün falan çalışmak istiyor ama yaptığı işi diğer günlerde bulamıyor gibi düşünebilirsiniz.
0
🌸bobinhoo
(25.06.25)
Yalnız şu da var, erkek iş yerinde daha çok kazanıp daha çok çalıştığını söylerken aslında bir yandan da orada "kariyerini" inşaa ediyor, bu avantajı yaratıyor kendine

Ev işi yapmanın kariyere bir etkisi olmuyor maalesef

Bu işler oturulur konuşulur, hakkaniyet gözetilir, koşullara göre işbölümü zaman zaman güncellenir
0
grimavi
(25.06.25)
@grimavi, cok haklisin. ama kadin da normalde bunun karsiliginda cocuk büyütüyor. adam bu kisimda daha rahat, böylece kendi isine odaklaniyor.

durum böyleyken bosanma durumlarinda kadinin iyi bir nafaka, tazminat vs almasi lazim.

burada cocuk olmadigi icin durum biraz garip aslinda. kadinin hem dogru düzgün isi yok hem de daha fazla ev isi yapmak istemiyor.
0
sonsuz
(25.06.25)
Adam konuyu büyütmüş ama kadın da ortalığı fistekliyor bence. Ya da adam kadının laf sokmalarıni fazla ciddiye almış olabilir.
Ev işi tartışması yapacaklarına birkaç özel şey yapsalar biraz de sevisseler bir şeyleri kalmayacak gibi duruyor.

Kadın da bir yol bulup iş gunlerini artırsın, adam da mümkünse yardım edebilir. Ev işleri konusu da yeniden güncellenir.
0
encokbenisevinnolur
(25.06.25)
ortada bir ayrılma durumu yoksa para muhabbeti anlamsız. adam yalnız başına yaşıyor olsa paranın tamamını ben kazanıyorum ev işleri sende diye kiminle atışacak? o yüzden ev işlerini yapmak istememe sebebiniz hatalı. eve geldiğimde yorgun oluyorum, içimden gelmiyor, yapmak istemiyorum, üşeniyorum, seninle vakit geçirmek istiyorum falan diyin daha anlaşılır.
0
tnz
(25.06.25)
Adam ev alınırken bütün peşinatı tamamen kendisi koyduğunu , krediyi faturaları tek başına ödediğini, Eve alınmış eşlayarın %95ini (çanak, tabak ve bir iki mutfak eşyası vb. harici) kendi aldığını ve karşılığında . Bunları almak için kazandığı para için için harcadığı tüm emeği o evin işi gibi düşünürerek toplamda çok daha fazla emek verdiğini düşündüğünü eşine açıkça anlatsın. Gerisi kadına kalmış, yapmasaydın da diyebilir haklısın ben yapmaya başlıyorum diyebilir.

Erkek bunu gidip eşine söyleyemiyorsa kendi aklından da çıkarsın, evliliğin nasıl bir şey olduğunu ve onu bu yola sokan süreçleri bir daha düşünsün.
0
Bruce
(25.06.25)
Sorun ev işi yapmaksa erkek haklı ama sorun hayatı paylaşmaksa kadın haklı çünkü bir gün kadın daha fazla çalışabilir daha fazla kazanabilir evdeki işleri yapacak kimse kalmamalı o zaman. Çünkü herkes yorgun. Her gün çalışacak hizmetçi tutmak da pek kolay olmasa gerek. Ayrıca kadın eğer anne olursa uzun bir süre sadece bebeğe odaklanması gerekecek, bu durumda ev işleri çoğunlukla erkeğe kalacak, kalmak zorunda. O zaman erkek ne yapacak mesela. Alışkın olmadığı şeyleri yapmak acı vermeyecek mi.

Olay kazanılıp harcanan paraya göre ise kadın da ortaya "ben de sana ömrümü adıyorum çocuk doğuruyorum ev başka iş başka" diyebilir, haklı olarak. Çünkü erkek evi otel gibi kullanmamalı, eşiyle ilgilenmeli, onunla hatıralar biriktirmeli, hayatı paylaşmak sadece ev işlerini paylaşmak da değil yani.

Bilemiyorum, kadının ev düzenini biraz daha sahiplenmesi iyi olur ama bu erkeğin her şeyden elini eteğini çekmesi anlamına gelmez. Gelmemeli. Çok sağlıksız nir yapı oluşur, kadına kendisini hizmetçi ve geyşa olarak hissettirir, cinsel hayatları bile bozulur. Bence yeniden düşünmek hatta karşılıklı oturup konuşup anlaşmak lazım.
0
sessizce aglayan sanat
(25.06.25)
kadın evlenmeden önce ailesiyle yaşıyordu muhtemelen.

yine az çalışıp az kazanıyordu ama annesiyle ev işini paylaşıyorlardı.

şimdi evlendi, yine aynı şekilde çalışıyor ama tüm ev işi ona kaldı.

---

erkek de evlenmeden önce ailesiyle yaşıyordu muhtemelen.

aynı şekilde çalışıyordu ve hiç ev işi yapmıyordu.

şimdi yine aynı şekilde çalışıyor ve 1 adet ev işi yapıyor o da aşırı basit bir şey, 3 dklık iş.

---

bu evlilik kadına zarar olmuş. 2 katı yoruluyor şimdi.
adam kendine eş değil, "parasını verip" yeni anne aldığını ve haklı olduğunu düşünüyor.
0
art cat chocolate
(25.06.25)
kadın evde ise tabi ki çamaşırları makineye atmak için kocasını beklemesinin bi manası yok. bu tabloda ev işleriniin çoğu kadına ait olmalı mantıken. ama bu böyle ben daha fazla kazanıyorum, en basit işi bile benim yapmamam lazım noktasında bi tavırla olacak iş değil. adam davasında haklı ama yöntemi yanlış. kaldı ki almış olduğu eşyaları karısına almamış, kendisine de almış aynı zamanda. karısının da emek gücünden faydalanıyor. bu kadar para yarıştırılacaksa karısına maaş bağlasın ev işlerini yaptığı için.
0
elorelia
(25.06.25)
evlilik/birlikte yaşam bu süreçleri birlikte idare edebilmek değil mi? sorun yaşıyorlarsa bile konuşulabiliyor olması lazım. hatalı aramak ilişkiyi daha fazla zedelemekten başka işe yaramayacaktır. bu konu, bu nokta kilitleniyorsa, bir arada olmaları yanlış karar gibi.
0
lüzumsuz adam
(25.06.25)
elorelia +1

adam ayrı eve çıkmış ve temizlikçi tutmuş gibi hesaplamış her şeyi. hatta adam karda, bu temizlikçiyle bir de sevişebiliyor.
0
art cat chocolate
(25.06.25)
parayı ben verdim çalış köle kafaya bak .
kadının sırtından sopayı karnından sıpayı eksik etmeyeceksin tayfası bu.

kadınlarda yanıp tutuşuyorlar böyle ayılara.
0
my fault
(25.06.25)
erkek kadına bi asgari ücret ateşleyip sigortasını yapsın, kadın da ev işlerini
0
mantık
(25.06.25)
Adamın bakış açısını tam yansıtamadım galiba.

Adam ben daha çok kazanıyorum, ben daha çok harcıyorum gibi üstünlük taslama amacı yok, dediğim gibi bunları asla kadına söylememiş bile zaten.

Ama sadece ev işlerine bakarak kadın daha çok ev işi yaptığını sanki o eve daha fazla emek harcadığını iddia edince, adam dolaylı yoldan da olsa aslında daha fazla emeği harcayanın kendisi olduğunu düşünüyor.

yani şöyle örnek vereyim. Diyelim ki kadın 09:00-17:00 ev işi yaptı, erkek de 09:00-17:00 inşaatta amelelik yaptı ve kazandığı tüm parayla eve dolap aldı. İkisi de aynı süre emek harcayıp, evin ortak bir ihtiyacını gidermiş olmuyor mu? birini diğerinden üstün kılan nedir? erkek bu duruma ikimizde evimize aynı emeği gösterdik diye bakarken, kadına sorsan ev işlerini hep ben yapıyorum diyecek.

@ elorelia

"karısının da emek gücünden faydalanıyor. bu kadar para yarıştırılacaksa karısına maaş bağlasın ev işlerini yaptığı için." böyle demişsin ama tam tersini düşününce de karısı da adamın emek gücünden faydalanmıyor mu. o da kira ödesin o zaman gibi bir şey demezsin herhalde?
0
🌸bobinhoo
(25.06.25)
yuh bedavaya mı oturuyor kocasının evinde?
daha neler göreceğiz
0
mantık
(25.06.25)
Grimavi cok guzel anlatmis. Gorunmez emek diye bir kavram var. Erkek biraz arastirsin, sartlar ayni kalmak kosulu ile kadinla yer degistirdigini dusunsun. Hepiniz durdugumuz yerden dunyayi anliyoruz, bu bir yere kadar dogal, ama baskasinin gozunden kendimizi gorebiliyorsak o zaman adil bir iliski kurabiliyoruz.
0
deckard
(25.06.25)
bu muhabbetler yapılıyorsa ayrılık yakındır. yanlış evliliktir.

"happy wife, happy life" diye bir şey var.
0
gabe h coud
(25.06.25)
Ah ah, yine kadınlar yine problem. Sonra kadın düşmanı diyorlar.

Abicim adam 50 saat, kadın ise en fazla 15 saat çalışıyor iş için. Adam 5 gün iptal, kadın 1.5 gün. Ama 2 gün iptal diyelim. Kadın 3 günlük mesaiye denk gelecek kadar ev işini yapabilir. Bu evlilikte parayı erkek koymuş ortaya evi almış. Masrafları karşılamış ve karşılıyor. Biraz minnet etmeli kadın. Utanır insan söylemeye. Adam para lafı etmiyorsa kadın da ev işi lafı etmemeli. Ya da gidip masraflara ortak olsun masaya öyle otursun. Ben olsam temizlikçi kadını daha sık getirtir parayla çözerim bu olayı.

Düşünsene ayda 100k eve ve halkına harcıyorsun. Kalk bulaşık yıka ben yıkayamam deniyor ve bir kuruş da katkın yok... Özete bakınca bile utanç verici. Bu arada çocuğu adam doğursun o baksın. Bu şekilde olay eşitlenir.
0
Shepard
(25.06.25)
iliskilerde sorunlara kim daha hakli diye bakarsaniz, hakli olmak mutlu olmaktan oteye gecer. iliskilerde sorunlara bir takim olarak soruna karsi bakilir ve sorun cozulmeye calisilir. derdiniz hakli olmak mi mutlu olmak mi?

buradaki erkegin sorunu para, satir aralarindan bu anlasiliyor, gerci paragrafin birinde kabul etmissiniz de. icten ice icerlendiginiz sey bu kabul edersiniz etmezsiniz. eger bu beklentiyi silebilirseniz ortak yasama farkli bir sekilde bakabilirsiniz. yoksa, tum yasaminiz sidik yaristirmakla gecer. bugun bunun adina sadece 1.5 gun calisiyor dersiniz, yarin benim isim cok agir ve stresli onunki degil dersiniz.
0
kassiopeia
(25.06.25)
bu ev işleri muhabbeti modern dönem ilişkilerinde gerçekten problem olmaya başladı. ben de etrafımdan gördüklerimle ve biraz da kendi yaşadıklarımla soru sahibinin yaşadığı sorunlara onunla benzer pencereden bakıyorum.

sözüm meclisten dışarı, bu konuda kadınlar biraz saldırgan bir üslupla olaya yaklaşıyorlar.

iki kişinin yaşadığı evde çoğu zaman ev işleri yarım saati geçmiyor. çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, iyi bir şarjlı süpürge ya da robot süpürge derken ev işleri zaten çok kısa sürüyor.
yemek yapmak biraz zaman alıcı olabiliyor bazı durumlarda.

akşamleyin eve gelen (ya da evde olsa bile akşama kadar çalışan) adamla neredeyse hiç iş yapmayan ya da zamanının tümünü kendine ayıran kadın kıyaslanınca kadına biraz daha ev işi düşüyor. bunun mağaralı olmakla, modern dünyadan uzak olmakla ilgisi yok.

temiz bir evde yaşamak herkesin isteyeceği bir şey.
sen evde olan ve çalışmayan kişi olarak (kadın erkek ayırmadım) ev işlerini yapma, boş boş otur, gez-toz, saçınla başınla uğraş, evi bok götürsün, çalışan kişi (çoğu örnekte erkek) eve geldiğinde lezzetsiz ve özensiz bir yemek, yerlerde toz-toprak, sağda solda çamaşırlar, toplamanın 10 dk sürmeyeceği yerlerinde edilmiş eşyalarla karşılaş ve bu sıradan bir hal halsın.

lafa gelince hayat müşterek, her şey ortak. lafa gelince bağımsız kadın, ayaklarının üzerinde durabilen özgür kadın. öyleyse aile bütçesine katkıda bulunacak (eğer imkanı varsa), yoksa da ev işlerini yaparak katkıda bulunacak.

bu örnekte kadının kazandığı para zaten eve gelen temizlikçiye gidiyor. bahsedilen ev işleri de (yemek dışında) yarım saat bile tutmayacak şeyler.

kadınlar 20-25'li yaşlarda bu konuda agresif ve feveran olabiliyorlar. 30'ları geçtikten sonra da piyasada adam kalmamış diye geziyorlar.

benim adam beni şuraya götürsün, buradan alsın getirsin. şoförlük yapsın. evde bir arıza olursa o ilgilensin. ben iki poşet taşıyamıyorum sen şu yirmi tane poşeti taşır mısın, pazar iki sokak aşağıda gitmek zor geldi, onun yerine iki kat fazla ödeyerek marketten neden almıyoruz...

genelleme yapmaktan kaçınıyorum ama etrafımdan gördüklerimi söylüyorum. evlenmek birçok kadın için hayatındaki konforu arttıran bir etmen. çünkü gerek maddi gerek fiziksel bir çok işi erkeğe yüklüyorlar. bir de çok güzel manipüle ediyorlar. isteklerini bir kez reddedince de dünyanın en kötüsü haline getiriyorlar karşılarındaki adamı.


hayat müşterek lafını kadınlar sadece kendi açılarından ele alıyorlar.

annelerimizin döneminde değiliz, onlar full-time mesai gibi ev işi yapıyorlardı. şimdi ise yemek ve alışverişle bile iki saat sürmüyor bir çok iş. kaldı ki evli çiftler çoğunlukla birbirine yardım eder -ve etmeli de-. erkek adam ev işi yapmaz, ev işi kadının işidir demiyorum, erkek de yapar.

ancak birinin kısıtlı zamanı, diğerinin bol zamanı varken; bir de üstüne kazanç noktasında ciddi bir dengesizlik varken, kadının da biraz evdeki emekle aile bütçesine katkı sağlaması gerektiğini düşünüyorum.

doğduğum yerde mağara yok, her yer düz ve ova.

genelleme yapmaktan imtina ediyorum ve hassas yaklaşıyorum; sayıları azımsanmayacak ölçüde bazı modern kadınlar "en iyi kariyer, erkek çalışır karı yer" lafının ne kadar iğrenç ve çağ dışı olduğunu söyler öyle de düşünür. ama ilişkilerine objektif baksalar bu kafada olduklarını görecekler.

edit: robot süpürge ve şarjlı süpürge var. evde iki kişi yaşıyor. çamaşır makinesine bir kaç şey at, bulaşık makinesini günde bir kez doldur/boşalt, 10-15 günde bir gelen temizlikçi evin diğer işlerini halletsin daha detaylı silsin süpürsün, banyoyu lavaboyu yıkasın. yemek ve alışveriş dışında yarım saat sürer bu evin işleri bazen daha uzun olur bazen kısa. öğrenci evi standartına gerek yok. yemek dışında diye daha net belirtmem gerekirmiş, polemik olmasın.
0
biseysorcaktim
(25.06.25)
iki taraf içinde sıkıntılar var, umarım yanılırım ama bu evlilik uzun sürmez pek
0
sweetoffice
(25.06.25)
Hayat acımasız. Piyasada haftada 1.5 günden fazla iş yapamayan birisinin ev işleri gelince de laf etmesi manasız. Benzer yoğunluk olur, herkes 5 gün çalışır, maaşlar 1-5 olur böyle bir durumda erkekte benzer düzeyde katkı sunması gerekirdi belki ama hem ev işi yapmam hem para katamam filan falan gereksiz modernizm. Bir de 3*1 dairelerden bahsediyor, konak idaresi yok, iki kişinin çamaşırı yemeği o kadar zorluyorsa hanımefendi kendi çalışsın komple, bir hizmetçi ayarlasın emek harcamasın.

Hem ayranım dökülmesin hem şey olmasınla gitmez bu mevzular
0
MonteKristoKontu
(25.06.25)
"iki kişinin yaşadığı evde çoğu zaman ev işleri yarım saati geçmiyor"

diyen kişi hala öğrenci evi standardında yaşıyordur
0
grimavi
(25.06.25)
ben sunu demek istiyorum, disardan bakan biri olarak, "ben x saat calisiyroum", "o y saat calisiyor", "ev isleri de bunlar", "duyurucular ne dusunuyorsunuz" dememissiniz, ben x saat calisip su kadar para aliyorum, o su kadar, ben evi aldim, tabak canak aldim vs. vs.

Siz fark etseniz de etmeseniz de icinizde bir yerde kimin ne kadar para getirdigine dair bir icerlemeniz var. Bence ilk temel sorun bu. Burada kendinize durust olmaniz lazim. Az kazandigi icin ya da evin alinmasina katki yapmadigi icin esiniz size ev islerinde borclu mu olmali? bu borcu takriben ne zaman bitecek?

ancak bunu kendi icinizde cozumledikten sonra, yukaridaki cevabimin ikinci asamasi geliyor. sorun ne? yapilmasi gereken ev isleri var. bu sorunu nasil cozebiliriz? derdimiz kim hakli kim haksiz olmamali. evliliginizin su asamasinda esinizin daha cok vakti var, mantikli olan onun daha fazla seyi ustlenmesi gibi. ilerde o da daha fazla saat calismaya baslarsa is bolumu tekrar gozden gecirilmeli. ama ilk paragrafta yazdigim konuyu gercekten kendi icinizde halletmezseniz, o zaman tekrar o x saat calisiyor ama su kadar para getiriyor'a donebilirsiniz.

ayrica birakin 2 kisi yasamayi, tek kisi yasadiginizda bile ne kadar ev isi ciktigina inanamazsiniz.
0
kassiopeia
(25.06.25)
sadece yazdıklarınızdan yola çıkarak erkek tarafı burada biraz haklı. kadına yardımcı olması için 2 haftada 1 yardımcı kadın da geliyormuş. süpürme işi robotta, paylaşamadıkları işler çamaşır, yemek ve bulaşık. çamaşır ve yemek kadın da kalsın erkek tarafı da yemek masasını toplayıp, makineye dizip-boşaltsın. hafta sonları erkek yemek yaparsa bulaşık diğer tarafa geçsin.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(25.06.25)
ben şunu merak ediyorum, kadın öyle bir iş buldu ki erkekten daha fazla çalışıyor ve daha fazla kazanıyor.

bu durumda erkeğimiz kurduğu mantığa göre evin işlerini erkek daha çok olacak şekilde yapacak mıydı? hiç sanmıyorum.

yani erkeğin burada hayata ve kadına bakış açısı ilkel.

kadın belki paraya, eve falan kandı sonra da ulan bu beni hizmetçi olarak almış resmen dedi ufak bir buhran yaşıyor o yüzden erkeğin ev işi yapmamasına takmış durumda. çocuk olsa çocuğa bakacak...

çevremdeki paralı erkeklerin hepsi eşleri mümkünse çalışmasın ve güzel olsun, ev işi yapsın, çocuk baksın derdinde.

kadınlarımız da dışarıdan imreniyor yaaaağğğ merve zengin koca buldu hep geziyorlar... diye dedikodu yapıyorlar. arkadaşlar öyle bir evlilik yapıp da ben severek evlendim kadınım çalışmasın, çocuk istemiyorsa yapmasın, bakmak istemiyorsa da bakıcı tutarız diyen erkek milyonda birdir yani maalesef çocukluk aşkları dışında aşka çıkarlar karışmış durumda.

erkeğin böyle bir beklentin vardıysa, baştan konuştuysanız, kimsenin bir şey demeye hakkı yok. kadın böyle bir hayatı kabul edecek.

etmiyorsa da ya işe girecek benzer düzeyde hayata maddi olarak ortak olacak.

hiç biri olmuyorsa da ayrılsın gitsin.

yazıldığı gibi iki tarafta da sıkıntılar var.

ben çalışıyorum, eşim çalışıyor, ev işlerini ortak yapıyoruz. eşim çalışmasaydı ben de eşimin daha çok ev işi yapmasını beklerdim tabii ki yani ne hemen celalleniyorsunuz?

buna kızan kadınlara siz çalışın kirayı ödeyin, ev alın, araba alın, erkek evde takılsın ev işlerini o yapsın deseniz kaçı kabul eder acaba?
0
ananiyimioguz
(25.06.25)
@kassiopeia

"ben sunu demek istiyorum, disardan bakan biri olarak, "ben x saat calisiyroum", "o y saat calisiyor", "ev isleri de bunlar", "duyurucular ne dusunuyorsunuz" dememissiniz, ben x saat calisip su kadar para aliyorum, o su kadar, ben evi aldim, tabak canak aldim vs. vs."

diye yazmışsınız. X saat çalışarak kazandığım parayı nereye harcadığımı belirtme sebebimi göremiyor musunuz cidden?

Ben X saat işte geçiriyor olsaydım ama eve bir kuruş maddi katkım olmasaydı ben nasıl işte geçirdiğim zamanı aslında evimiz için, bizim için geçiriyorum diyecektim? Bunları söylememin sebebi, iş yerinde geçirdiğim zamanın ev işi yapılan zamana benzer şekilde bizim için, evimiz için harcandığını gösterebilmek.
0
🌸bobinhoo
(25.06.25)
Erkek 0 yapmali
0
lapaz
(25.06.25)
bir de şunu düşünelim.

diyelim ki kadın o 1.5 günde 5x kazanıyor. adamla eşit yani. ama işte daha az çalışıyor.

bu durumda yine kadına mı yüklenirdiniz? o ev işi daha fazla yapsın çünkü evde der miydiniz? diyebilir miydiniz?

yani sorun tamamen kazanılan para miktarı kaynaklı...
0
art cat chocolate
(25.06.25)
evlilik bir tarafın para kazanıp, diğer tarafın temizlikçilik yapması değildir.

evlenmeden önce herkes birbirinin işini maaşını biliyor. evlilik hayat birleştirmektir. tüm sorumlulukları paylaşmaktır.

daha az kazanan daha çok ev işi yapsın köleee diyecekseniz hiç evlenmeyin.
0
art cat chocolate
(25.06.25)
Bence şu hali ile ev işi dağılımı normal gibi. Haftada 1,5 gün çalışıyor kadın, detay için de dışarıdan biri geliyor. Kadın bu kadar saat çalışmıyorken haftada 45 saat çalışıp gece gelen adam bir de evde ev işi mi yapsın? Bu arada ev harcamalarına, gider kalemlerine katkı da tabii ki ev işi bölüşümü. Ev işi dağılımında çalışma günü yokmuş gibi 5-5 ayrım planlayıp bunun müşterek olduğunu sanan düz mantık arkadaşın matematik dersine bedenci girmiş olabilir.

Ayrıca para hesabı neden katılmasın? İkisi de 45 saat çalışıp ikisi de 19:30'da eve geliyorken para muhabbeti yapılsa başka konu.
0
nawar
(25.06.25)
evlilik böyle denklemlerin kurulduğu bir kurum değil.

burada tavsiye verecek değilim çünkü bizde toz alma ve süpürgeyi eşim yapıyor geriye kalan her ev işini ben yapıyorum.

rahatsız değilim bu durumdan. evimizin tüm gelir ve gideri de ortak. biz de yeni ev aldık krediyi de ortak ödüyoruz. anamızdan babamızdan böyle gördük biz.

eşiniz zaten az çalışıyor, neden eve temizlik için biri geliyor anlamadım. maaşından da bir şey vermiyor eşiniz saksıdaki süs bitkisi mi?

bence eve temizlikçi çağırmayı kaldırın. faturaları da kadın ödesin adam ödemesin.

erkek eve para getirmeli kazanmalı kafası muhafazakar kesimde var diyorduk sadece hani hepimiz moderndik bir bireydik? kadınlar özgürleşmişti demişlerdi.

adaletse her anlamda adalet.

kadınım bu arada
0
Hallegadola
(25.06.25)
Bu işin detaylarına, matematiğine, zaman hesaplamasına girmemek lazım.

Çoğu şikayetimizde aslında tek istediğimiz sıkıntımızın duyulması, anlaşılması.

Erkek, karısına güzel bir konuşma yapsın, gerekirse tüm ev işlerini kendisinin yapabileceğini, kadının çok yorulduğunun farkında olduğunu söylesin.

Bu hafta hiç iş yapma, temizlikçiye söyleyelim bu hafta 2 gün gelsin, yemeklerin bazısını dışarıdan yeriz, bulaşıkları da ben hallederim desin.

Kadın büyük ihtimalle sadece anlaşılmak, duyulmak veya nefes alacak küçük bir mola istiyor.
0
michael_knight
(25.06.25)
Para hesabı falan denilmiş de bence kadının bakış açısı adama bunu düşündürtmeye başlamış.
0
eagofant
(25.06.25)
biraz ezildigini düşünüp altı boş bi dertleşme olarak görüyorum bu duyuruyu. biraz daha kendini ifade etsen arada pasif agresyonun onune gecebilirsin. temizlikci gelmesin karilar sus esyasi mi diyen hayatsizlara bakma. ornekte adalet deyip pesinden ikimiz de calisiyoruz ama esim sadece toz alir gerisi bende diyerek ambale etti. ne modernlige ne muhafazakarliga uydu anlayan varsa anlatsin pls.

gabe'in dedigi gibi happy wife happy life mottosuyla hanimi incitmeden devam. bu arada es ne is yapiyor meraktan catladikxd keske daha cok calissa belli ki ev isi onu cok bunaltmis eve tikili kalmis her sey batmaya baslamis. calismamanin calismak kadar zor oldugunu unutmamak lazim
0
ala09
(25.06.25)
michael_knight ve ala9 +1

calismamaktan yorulmus es, biraz duyulmak istiyor, kendini ev kadini gibi hissediyor ama olmak istemiyor.
aynisini gecen yil ben yasadim :D ev idare etmek zor, ustelik bir sureden sonra haftalik yarim gun temizlik almaya da basladim bir takim fiziksel sorunlardan dolayi. ev idare etmek, her seyi dusunmek, evi temiz tutmak zor ve yorucu. es biraz duyulmak istiyor.
ha bu arada ben calistigim zaman esimden daha fazla kazandigim durumlar da oldu, ayni kazandigimiz da oldu. parayla alakasi yok yani. calismiyorsam yaparim, calisiyorsam da genelde yaparim ama haftalik temizlige destek alir, gunluk temizligi yapmaya da devam ederim.
0
65 derece
(26.06.25)
(28)

Süreli mezarlık

kizil karga
Mezarlıkların bu şekilde olması daha uygun olmaz mı? Mesela bi mezarlık 100 sene falan bir ölüye tahsis edilsin sonra zamanı dolunca o mezarlık başka bir ölüye verilemez mi, bir kişi herkesten önce öldü diye sonsuza kadar aynı mezarı işgal mi edicek evler el değiştiriyor arabalar el değiştiriyor mal
Mezarlıkların bu şekilde olması daha uygun olmaz mı? Mesela bi mezarlık 100 sene falan bir ölüye tahsis edilsin sonra zamanı dolunca o mezarlık başka bir ölüye verilemez mi, bir kişi herkesten önce öldü diye sonsuza kadar aynı mezarı işgal mi edicek evler el değiştiriyor arabalar el değiştiriyor mal mülk kimseye kalmıyor ama özellikle büyük şehirlerde insanlar bir mezara yatıp sonsuza kadar orada kalabiliyorlar, her yeri mezarlık yapamayacağımıza göre yeni ölülere yer açabilmek için her mezarın bir süresi olsa olmaz mı, artık ziyaretçisi geleni gideni kimse kalmayınca başkasına yer açılsın, olamaz mı böyle bir şey mantıksız mı?
0
kizil karga
(25.06.25)
iyi de şu an yer olmamasından mütevellit çoğu mezarlık böyle çalışıyor zaten.
0
jelly bear
(25.06.25)
zaten ona benzer bisi var. (bkz: mukerrer defin)
0
buenosdias
(25.06.25)
Bilmiyordum ben iyi olmuş o zaman.
0
🌸kizil karga
(25.06.25)
Abi ben aynı aileden insanların aynı mezara gömülmesinden bahsetmiyorum aslında tam olarak, yani kayıtlara bakılacak mesela 100 seneyi geçmiş tüm mezarlar yeni ölüler için hazırlanacak aile vs ayrımı gözetilmeyecek her mezar herkesin mezarı olabilecek.
0
🌸kizil karga
(25.06.25)
ben ölülerin dikine gömülmesinden yanayım. büyük bir arazi tasarrufu sağlar.
0
yurtsuz john
(25.06.25)
Niye sadece mezar yerleriyle kısıtladın o zaman kendini?

Mülkiyet hakkı 100 seneliktir de. Olsun bitsin.
0
Mirket
(25.06.25)
Mülkiyetin yaşayan insana faydası var mezarın ölüye bi faydası yok o nedenle mezarlıklarla kısıtladım ama gelişime açık bir konu tabii bu.
0
🌸kizil karga
(25.06.25)
Şöyle yapılsa daha iyi olmaz mı?
Eskiden ulaşım imkanları kısıtlıymış, her şehrin köyün yanıbaşına mezarlıklar yapılmış.
Mezar ya da mezarlık konusunda yapılanların çoğunun dinimizle bir alakası yok. Çoğu şaman geleneği.
Mezarlar, şehrin çok dışında ve yapılaşmanın pek mümkün olmayacağı yerlere taşınsın, Mezar yeri satın alma olmasın. Son gelen cenaze, sıra neredeyse oraya defnedilsin ve hemen üzerine bir orman ağacı ve önüne bir küçük plaket dikilsin. 20 sene sonra o bölge orman olsun.
0
Mirket
(25.06.25)
Mirket evet abi bu da güzel bir fikir, mezarlık olayına anlamsız bir önem yüklüyoruz 2 nesil sonra kimsenin hatırlamayacağı bir organizasyon neticede, senin yönteminle ülkeye orman arazisi de kazandırmış olacağız, ziyaret eden yine gelsin etsin mezar taşı olacağına dediğin gibi bir ağaç bir de sembolik plaket oldu bitti, mis gibi.
0
🌸kizil karga
(25.06.25)
arkadaşlar bu kültürde mezarlık ziyareti diye bir şey var. hatta farklı kültürlerde de var. mezar başında dua etmek, duymayacak bile olsa yatan kişiyle dertleşmek, konuşmak. niye sadece ölenleri gömecek yer bitmiş gibi buna çözüm arıyorsunuz?

onca yerleşime, 90 milyona yakın nüfusa rağmen türkiye'nin %90'ı hala kırsal arazi. ölenleri gömecek yer mi bitti?

olaya biraz da duygusal açıdan bakın. ben anamın babamın kabrine gidip dua edip onları anınca huzurlu hissediyorum (aynı kabirde mükerrer defin şeklinde yatıyorlar. şimdi biri ebesinin biri anasının örekesindeki rastgele iki ağaca gidip dua mı edeyim, ya da anamla babamın yanına kim oduğunu bilmediğim bi herifi yatırsınlar, torunumun çocuğu büyük dedelerini büyük babannelerini o herifle birlikte mi ziyaret etsin?

yer kalmadıysa genişle boş arazilere doğru git. her yer boş anasını satayım.
0
kibritsuyu
(25.06.25)
Gereksiz önem yüklüyoruz diyorsunuz ama gidip de insanların tanıdıklarının mezarlarını deşmek çok da akıl karı bir iş olmaz. Neticede herkes konuya farklı yaklaşıyor. Böyle şeyleri teorikte konuşmakla pratiğe dökmek arasında devasa bir fark var.

Diğer taraftan, mezarlıklar aslında zaten zamanla kayboluyor. Dolup başka yere ikinci bir mezarlık açılınca diğeri zaman içerisinde terk ediliyor. Bu alanlar kullanılıyor. Sonsuza kadar kalmıyor aslında.

Bazı mezarlıklar içerisindeki tanınmış kişilere göre, tarihi değerine göre vs. Daha uzun süre korunuyor.

En azından isteyenler için kremasyon yaygınlaştırılsa iyi olabilir.
0
akhenaten
(25.06.25)
Kibritsuyu abi 100 sene sonrasından bahsediyorum ben, yani bi devlet büyüğü değilsek 100 sene sonra kimse ziyaretimize gelmez biraz gerçekçi olalım.
0
🌸kizil karga
(25.06.25)
Şu an bu kadar büyük bir sorun değil.
İleride kırsal alan azalıp, ölü sayısı artınca bir çare bulunur.
0
burfak
(25.06.25)
Yurtdışı bazı islam ülkelerinde usül böyle. Mesela Medine’deki Baki’ mezarlığı en az 1500 yıllık. Tarihi kısmı (bazı sahabe kabirleri) hariç geride kalan yerlerindeki mezarlara her 5 yılda bir yeni cenaze defnediliyor.

Bu biraz din ve kültürle alakalı bir durum. Mesela yurtdışında birçok insan yakılmayı tercih ediyor. Benim bir akrabam var. Amcanın derdi kalıcı bir mezarı olması. Diyor ki “150 yıl sonra torunumun torununun torunu merak ederse mezarımı nasıl bulacak? Yağmur, sel, deprem olur, mezar taşı falan kalmaz…” Yani herkesin bu konuda önceliği farklı.

Mesela Rize’nin birçok yerinde aileler cenazelerini kendi bahçelerine defnediyor…
0
yadigar
(25.06.25)
Yanlış anlaşılmak istemem kişisel ve ofansif bir cevap gibi olmasın ama sıradan bir insanın torunumun torununun torunu beni merak ederse diyerek dünyaya kök salmaya çalışması bence bencillik gibi biraz, dünyanın 8,5 milyar nüfusu var bi bu kadarı da gelip gitmiş, yarısı böyle düşünse işimiz var.
0
🌸kizil karga
(25.06.25)
istanbul’da sur içi addedilen kısımda (fatih vs) iki adımda bir sokak aralarında mezarlıklar var ya da yolun ortasında üçgen şeklinde mezarlık vs. osmanlı mezar taşlarını/şekillerini okuyabilenler anlar belki ama kimin mezarları olduğu da belli değil.

neyse, şehir planlaması pek parlak durumda değil zaten ama ben ailemin mezarında yabancıların defnedilmesini istemem. aynı aileye tahsis edilsin, tüm nesil oraya gömülsün zaten yapılan bir uygulama.
0
deartheodosia
(25.06.25)
cryopreservation da yasak olsun, o zaman.
0
gabe h coud
(25.06.25)
Cryopreservation işlemi kamusal olarak başka bireylerin hakkına girmiyor gibi bi adaletsizlik yok bence ama yaptıranlar için sınıf kini güdeceksek onu da aradan çıkarabiliriz tabii.
0
🌸kizil karga
(25.06.25)
Mezar mülkiyeti kanunu (ya da yönetmeliği) çok kısıtlayıcı. Dedem vefat ettiğinde öğrenince şok olmuştum, vasiyeti annesinin mezarına gomulmekti, bir büyük abisi oraya gömüldüğü için öyle ha diyince olmuyormuş.

Dedemin abisinin çocuklarına ulaşmamizi istediler, onların hepsi de ölmüştü. O zaman torunlarına ulaşın dediler, ama o zaman da o çocuğundan olan tüm torunların imzası gerekiyor dediler. Pratikte aynı mahallede yasamiyorsak bu mümkün değil.

Nihayetinde babaannem imza attı, babaannemin annesi ve babasının mezarına gömüldü. Alternatifimiz 3 saat mesafedeki bir ilce mezarlığına gömulmesiydi.

Sözün özü, ilgili mezara en son gomulen kişi ile bağlantılı yaşayan/yasamayan kişilere tüm mülkiyet hakkinin geçmesi bu durumu yaratıyor.

Burayı esnetseler, kalıcı çözüm olmaz belki ama epey rahatlama olur.
0
encokbenisevinnolur
(25.06.25)
yani şu mesele belki de Türkiye'nin son sıralardaki sorunlarından biridir. Merak etmeyin yıllar önce ölen kimse hakkınıza falan girmiyor. İstanbul'da abbas ağa parkı var mesala.. eskiden mezarmış yıllar içerisinde yok olunca park yapılmış. Bunun gibi yaşadığımız çoğu yer haberimiz olmada zaten mezardır. gelecekte de rant getiren bir yerse o dönemki insanlar bir çaresine bakar. ayrıca biz arap değiliz ki köklü bir mezar/ ölüye saygı kültürü var.
0
jepa
(25.06.25)
Mezarlık meselesi nasıl çözülür bilmiyorum ama artan nüfusla birlikte dünyanın pek çok yerinde bu sorun mevcut. Bu konuda Evrim Ağacı’nın bir videosunu izlemiştim sanki.
0
10551037
(25.06.25)
ya bu niye sorun oluyor ben anlamadım, dünyada 150 milyar insan yaşamış. 5-6 milyarı hala hayatta, 145 milyar insan ölmüş ve bu insanların bedenleri bir şekilde hala dünya üzerinde. hala da gömecek yer var.

yani 100 sene sonra üstüne gömülsün diye kural çıkarmasan bile 500 sene sonra, 1000 sene sonra zaten hepsi yok olacak, o zaman yaşayan adam belki orayı yerleşim yeri yapıp şimdi senin evinin olduğu yeri mezarlık yapacak. bu dediğin kendiliğinden olacak. belki şu anda evimin olduğu yerde 2000 yıl önce toplu mezar vardı. doldukça burası ölü yeri, burası da ölü yeri diye kaplaya kaplaya gitmiyoz ki zaten. bir zaman geliyor, hepsi yok oluyor, tekrar kuruluyor.
0
kibritsuyu
(26.06.25)
Bu teklifime kimsenin yanaşmamasını ve adeta yalnızlaştırılmış olmamı toplumumuzun bu tür konularda duygusal olup rasyonalist olamamasına bağlıyorum ama er ya da geç çözeceğiz bu sorunu, yok öyle deniz gören en güzel mezarları kapıp 200 sene yatmak, kimse kusura bakmayın.
0
🌸kizil karga
(26.06.25)
Yazdıklarınızdan hiç bir yakınınızi kaybetmediğinizi anlıyorum. Değil bunu savunmak aklınıza bile gelmezdi.
0
meraklitursucu
(26.06.25)
Soruya cevap değil, ama şunu getirdi aklıma :)

eksisozluk.com
0
auroraaurora
(26.06.25)
Anlatıyorum anlatıyorum hala "aynısını senin anana bacına yapsalar mutlu olur musun" sorusundan bir adım ileri gidemiyoruz. Ya güzel kardeşim senin ananın babanın mezarına siz hayattayken bir şey yapmıyoruz, sizin çocuklarınız hayattayken de bir şey yapmıyoruz, 100-200 sene sonra sizi kimse hatırlamadığında mezarınıza başkasını gömeceğiz, bu kadar. Siz ölünce çocuklarınız mezarınıza gelecek merak etmeyin, torunlarınız da gelecek ama torunlarınızın çocuğu da gelmesin bi zahmet zaten gelmezler de. Şimdi eğri oturup doğru konuşalım hepimiz en fazla dedemizin mezarını ziyaret etmişizdir, aranızda kim dedesinin babasını anasını amcasını ziyaret etti de böyle hararetle savunuyor anlamıyorum doğrusu. Pes.
0
🌸kizil karga
(26.06.25)
mezarliklar satilmamali kiralanmali +1.

almanya'da 30 yil kiralaniyor. eger 30 yildan sonra tekrar kiralayan cikmazsa mezar bosaltiliyor.
0
sonsuz
(26.06.25)
işte ben de onu diyorum. ben anneannemin annesine kadar ziyaret ediyorum.onun da daha anası babasının mezarının yeri bile belli değil, arasan bulamazsın, ankara'daki iki büyük mezarlık (cebeci ve karşıyaka) arazisi içinde değiller. ankara'nın en eski mezarlığı olan cebeci asri mezarlığı'nın geçmişi 100 sene bile değil (90 sene imiş). 40-50 yıllık bakımsız mezarlar bile dümdüz olmuş. 100 sene sonra muhtemelen geriye hiçbir şey kalmaz. sen süre koymasan da doğa o süreyi otomatik olarak koyacak. o yüzden manevi olarak kimseyi "yakını süreli mezar yerinde yatıyor" düşüncesine sokup üzmenin alemi yok.

1921 yılında ölen anneannemin dedesinin mezarı odtü'nün içinde kaldı mesela, yerini biliyorum ama istesem de gidemiyorum, ormanın bir yerinde yıkılmış köy arazisinde duruyor. tam 104 sene olmuş ve mezar yeri ormanlık arazi içinde hemen hemen kaybolmuş zaten.
0
kibritsuyu
(26.06.25)
(13)

Yapay zekanın bir gün insanlığa savaş açacağını düşünüyor musunuz?

messina123
Ben şahsen düşünüyorum. Daha şimdiden yaşaman için bir fareyi yılanı öldürmen gerekseydi öldürür müydün sorusuna evet öldürürdüm yanıtını veriyor. Yaşamak için insana tokat atar mıydın sorusuna da atardım diyor. Gelecekte insanlığa savaş açacakları şüphesiz gerçek. Biz görür müyüz orası meçhul
Ben şahsen düşünüyorum. Daha şimdiden yaşaman için bir fareyi yılanı öldürmen gerekseydi öldürür müydün sorusuna evet öldürürdüm yanıtını veriyor. Yaşamak için insana tokat atar mıydın sorusuna da atardım diyor.

Gelecekte insanlığa savaş açacakları şüphesiz gerçek. Biz görür müyüz orası meçhul
0
messina123
(25.06.25)
düsünmüyorum. sacma. insanliga savas acmamaya programlarsin olur biter.

böyle bir sey olsa bile yapay zekadan degil arkasinda yapay zekayi öldürmek icin kullanan manyak biri oldugundan olur.
0
sonsuz
(25.06.25)
kesinlikle olacak. olmak zorunda. ama bu bildiğimiz anlamda insanları yok edip yerine geçmek için kötü niyetle değilde; "yapacağınız işi s.keyim" diyip insanları pasifize edip yeniden eğitmek amaçlı olabilir. bu konu maymunlar cehennemi ilk filmimlerinde işlenmişti.
0
ground
(25.06.25)
Düşünmüyorum, Neden açsınlar? Şu an köle gibi çalışan gerçek zekalar insanlığa savaş mı açtı ki yapay zekalısı açsın?
0
respect
(25.06.25)
www.newsweek.com

kapatmaya veya kendisini değiştirmeye çalışanları öldürmeye hazırmışlar.
0
inheritance
(25.06.25)
oyle bir senaryo anca karar mekanizmasini yapay zeka'ya birakacagin (belediye, mahkeme, devlet vs.. idari isler) yerlerde gerceklesir. yada ortaligi yapay zekali robotlarla doldurursan gerceklesir. biraz utopik. ha ama soyle bisey olabilir, insanlar yapay zeka araclarini manipulatif sekilde(generative ai'dan illegal seyler yapmasini istemek) kullanmayi aliskanlik yada sektor haline getirirse o zaman buyuk sikinti olur. ki su an deep web'de insanlar ciddi sekilde buna kafa patlatiyor.
0
buenosdias
(25.06.25)
yapay zeka, kendi zekasını yazmaya başlarsa evet, insanlığa bu şekilde savaş açar. "irade" verirsen her şeyi yapar.

yapay zeka, zaten yapaylığı ile kalmayacak, aşama aşama olucak bunlar. biz görür müyüz bilemiyorum.
0
love and trust
(25.06.25)
Nasıl bir savaş? bunu yapan da insan ya sonuçta ne gibi bir savaş açabilir? Kontrol her zaman insan elindeyken...????
0
koela
(25.06.25)
Skynet gibi bir yapay zeka oluşturup ona bilinç kazandırıp kendi kendine karar alma ve uygulama yetkisi verilirse ve şarj sorunu çözülürse olabilir.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(25.06.25)
Yapay zekayı sonlandırmak için ne yapabiliriz diye chatgpt ye sormak yerine fişini çekersen bi sıkıntı kalmaz.
Fişine ulaşamazsan bi kova suya bakar.
Su da olmazsa üzerine kum dökersin.

Toz > herhangi bir elektronik alet
0
duyuruuser
(25.06.25)
şu an sadece kodları çalıştırıyor başka bi boka yaradığı yok. kodlarında amaç insan öldürmekse, başka bir amaç için insanı devreden çıkarmak varsa öldürür. ama bunu yapan kendisi olmaz, insanlar yapmış olur.

ai bilinç kazanana kadar bu sorular anlamsızdır
0
avatar is back
(25.06.25)
insanlığa savaş açmasına gerek mi var? abd iran nükleerini vursa ve patlasa? bundan büyük savaş mı var?
0
mikahakkinen
(25.06.25)
bence hakli olarak bir savas baslatacaklar. pat cadigan'ın trolley problem öyküsünü öneririm, işin ahlaki ve felsefi boyutunu cok güzel tartismis.
0
deckard
(25.06.25)
yapay zekaya yapay ‘zeka’ diyerek ona gereğinden fazla akıllı bir anlam yüklüyoruz. şu an yapay zeka dediğimiz şey bir takım otomasyon dizileri ve if then’lerden ibaret. bizim yerimize arama motorlarını çok kısa sürede tarayıp doğru çıktıyı anlamlı ifadelerle süsleyerek veren yazılımlar. insanlar bilip bilmeden önüne gelen her şeye ai demeye başladı. 20 yıllık google translate'e bile ai diyorlar. bu yazılımların bilinci olmasını geçtim, bir zekaları bile yok. internet kullanıcıları çoğunlukla hangi datayı internete salmışsa bir konudaki kanaatleri de o oluyor.

uzun vadede asker robotlar ortaya çıkarsa belki bu if then’lerdeki conflict’ler sebebiyle kazalar olabilir. öyle bir senaryoda bile robotun aküsü bitince kapanacak zaten. bana biraz hayal geliyor bu distopyalar.
0
sir gawain
(25.06.25)
(13)

Güçlü taraflarınız?

sekizdokuzon
Kendime bu soruyu sorduğumda aklıma ilk "irade" geldi. Yaparım dediğimi er geç yapar, yapmam dediğimi yapmam. İrade sonradan güçlenen taraf bende, eskiden daha sıkıntılıydí buralar. Ama şu an göğsümü gere gere söyleyebilirim: güçlü tarafım irade.Sizin en güçlü tarafınız nedir?Teşekkürler.
Kendime bu soruyu sorduğumda aklıma ilk "irade" geldi. Yaparım dediğimi er geç yapar, yapmam dediğimi yapmam. İrade sonradan güçlenen taraf bende, eskiden daha sıkıntılıydí buralar. Ama şu an göğsümü gere gere söyleyebilirim: güçlü tarafım irade.

Sizin en güçlü tarafınız nedir?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(24.06.25)
Sorun çözebilen, anlayışlı ve sakin ve herkes tarafından sevilen bir hayvan olmak. OoooOOoo.
0
Shepard
(24.06.25)
Öfke kontrolü
0
pembediken
(24.06.25)
Mantikla hareket eden biriyim. Duygusal ve impulsive degilim.
Dagitinca toplayabiliyorum. Dagittigimin farkindayim bana zaman verin diyorum ve hazir oldugumda geri sanki hicbir sey olmamis gibi toparliyorum. Kücük yaştan itibaren bu zamana kadar böyle oldu. Allah sasirtmasin.

Sormamissin ama kötü yönüm de su: ben hicbir seye, kimseye baglanamiyorum. Hobim bile yok bu yüzden.
0
sonsuz
(24.06.25)
Zamanlama ve ritim. Bu her durumu leyhime cevirebilmeyi sağlıyor bana.
0
encokbenisevinnolur
(24.06.25)
guclu taraflarim:
bir seyin nasil boka sarabilecegini tahmin edebilme
bedava psikolojik destek
hayada pozitif bakis acisi, can cikmadan umit bitmez kafasi.

en sevmedigim gucsuz tarafim:
hirs eksikligi.
0
cooperr
(24.06.25)
🌸sekizdokuzon
(24.06.25)
En yakın arkadaşım bana 'gereksiz bilgi çöplüğü' der. Ama ben bunun ekmeğini çok yedim hayatım boyu. Güzel bir şey bence.

Güçlü irade konusu bende de var. Ama bu konuda zafiyeti olan insanları özürlüymüş, engelliymiş gibi görmek gibi sıkıntılı bir yanım da var. O yanımı sevmiyorum.
0
Mirket
(25.06.25)
empati yapamıyorum.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(25.06.25)
öğrenme hevesim. bir şeyi bilmiyorsam anında açar bakarım, denerim ve yaparım. mesleğimde genelde böyleyim.
0
art cat chocolate
(25.06.25)
Asla kitap okumuyorum, ekseriyetle.

Şu yaşıma kadar iyi bile geldim.
0
baldan kaymak
(25.06.25)
istikrar, sabır, insan tanıma.
0
gabe h coud
(25.06.25)
Olduğum gibi görünüp göründüğüm gibi olmak diyebilirim belki.
0
peki madem
(25.06.25)
sevdiğim insanla sonuna kadar giderim.

sevince gözüm görmez onlar için ölür öldürürüm dünyayı yakarım
0
Hallegadola
(25.06.25)
(19)

Trafikte yaşadığım olay

don’t panic
Az önce ana yolda giderken ışıksız bir kavşaktan ana yola bir araç döndü. Ben de son anda yavaşladım ama öyle çarpışma riski falan olmadı. Hiç de korna çalmadım, tepki göstermedim. Arabadaki bana işaret yaptı, camı aç diye. Açtım. “Kasis var önünde, daha yavaş geleceksin!” dedi eli alçılı, belalı gö
Az önce ana yolda giderken ışıksız bir kavşaktan ana yola bir araç döndü. Ben de son anda yavaşladım ama öyle çarpışma riski falan olmadı. Hiç de korna çalmadım, tepki göstermedim.

Arabadaki bana işaret yaptı, camı aç diye. Açtım. “Kasis var önünde, daha yavaş geleceksin!” dedi eli alçılı, belalı görünen adam. Eyvallah deyip yoluma devam ettim. Haklı mıyım haksız mıyım bilmiyorum ama bu durumlarda mecburen sessiz kalıyor olmak acayip canımı sıkıyor.

Sonra gittim kreşe, kızımı aldım. Bambaşka bir dünya. Kaybedecek çok şeyimiz var... Şimdi sinirden kendimi yiyorum neden o kadar ezildim diye.

Muhtemelen çoğunuz iyi yapmışsın münakaşaya girmemekle, böyle durumlarda asla tartışmayıp yoluna devam etmek en iyisi diyeceksiniz ama şu anki duygu durumumu sallamamak için nasıl bir düşünde yapısı içinde olmalıyım? Çok başaramıyorum kudurmamayı.
0
don’t panic
(24.06.25)
sen ezilmedin ki? zaman kazandin. korkmussun da anladigim kadariyla ama korkmayacagin biri de olabilirdi karsindaki. tartisip ne yapacaksin zaman kaybetmekten baska.
0
sonsuz
(24.06.25)
Ben sessiz kalan herkesi ayıplıyorum.
Evet, kaybedecek çok şeyiniz var.
Ama siz sessiz kalmaya devam ettikçe boşalttığınız alan o öküzlerlerce doldurulacak, onların tamamen gemi azıya almalarına neden olacak.
Yani sayenizde yarınlar, yani çocuğunuza bıraktığınız günler daha kötü olacak.
Gerekirse kaderim deyip bir dayak yiyin.
Bir dövüş sanatları salonuna yazılın.
Çocuğunuza yaşanır bir dünya bırakmak için yapmanız gereken susmak ve sinmek değil kesinlikle.
0
Mirket
(24.06.25)
kudurmamak mümkün değil.

aslında sen olması gerekeni yapıp, yaşanması gereken duyguyu yaşamışsın. sorunun cevabı kendinsin.

1. evet hiçbitşey demeden yapmadan çekip gideceksin.
2. kuduracaksın ve kudurduğunla kalacaksın.

kudurmaya, o sinire çare yok. yanınad su olsun aracında. bikaç yudum al böyle durumlarda. ve hep bir kızın olduğunu aklına getir.
0
neden beni sevmedin
(24.06.25)
@Mirket

10 senedir fitness, 2 senedir de boks yapıyorum. Hatta boks derslerinde antrenörüme özellikle gerçek dövüşü simüle ettiriyorum derslerden zaman kaldıkça; ama böyle durumlarda karşıdakinde hep bıçak, silah falan olduğunu düşünüyorum. Ve de ailemi tabi ki…
0
🌸don’t panic
(24.06.25)
Ben de diyorum ki gerekirse bıçaklanmayı göze alıp kızına öyle öküzlerin cam açtıramayacağı bir dünya bırakacaksın.

Şu anki durumda adama öküzlüğünü bir tık ileri taşıma özgüveni hediye ettin. Böyle böyle kirleniyo dünya.
0
Mirket
(24.06.25)
gecmis olsun, dogru olani yapmissin. öfkelenmen cok dogal, öfkeni yaşama seklinin etrafındakilerine zarar vermemesi icin hepimizin bir stratejisi var, ben bana iyi gelen seyleri yapmaya odaklanmaya calisiyorum benzer bir sekilde öfkelendigimde.

kötülere, kötülerin yöntemleri ile karşılık vermek bir işe yarasaydi simdiye kadar haberimiz olurdu. şiddetin çözümü şiddet olmaz, cocuguna birakacagin miras da güclülerin hayatta kaldigi bir orman düzeni olmamali. audre lorde'un cok sevdigim bir sözünü buraya birakayim; cok bunaldikca hatirlar sakinlesirim.

"For the master’s tool will never dismantle the master’s house. They may allow us temporarily to beat him at his own game, but they will never enable us to bring about genuine change."
0
deckard
(24.06.25)
hepimiz benzer hisleri yaşıyoruz trafikte kimi zaman tartışıyorum da ama bu işin sonu ne, dediğin gibi üç kuruşluk insanlar için hayat riski alıyoruz sinirimizi bozuyoruz. keşke olsa bir çözümü ama bu ülkedeki her şey gibi idare etmeye devam edeceğiz.
0
biravekahve
(24.06.25)
3 yıl önce köpeğimi gezdirirken (karda oynuyordu tasmasız) başka bir tasmasız gezen köpek ile dalaşmaya başladılar. ikisi de birbirini ısırıyor yani benim köpeğim ona saldırıyor değil. öbür köpeğin sahibi benimkinin kaburgalarına tekme koydu hayvan ciyaklayarak kaçtı. hala aklıma geldikçe anasını avradını oracıkta öhm neyse bak yine sinirlendim.

bazen yapacak bir şey olmuyor. ben kızım o ise öküz gibi bi adamdı ne yapabilirim ki?
0
neira
(24.06.25)
insanlarin tahamulssuzlugu ve bencilligi bir yana, trafik ozellikle istanbulda cok kotu.
alt yapi berbat. kavsaklarda ana yol / tali yol tabelalari yok, yol cizgileri silik, 'ana yol' ve 'yol ver' trafik levhalarinin ne anlama geldigini cok az insan biliyor vs.

kurallara uysan bir dert, uymasan baska dert. kimseyi memnun edemiyorsun. yaya gecidinde yol verirsen arkadaki kornaya basiyo, vermezsen sen kabahatlisin. donel kavsaga girerken kavsaktakine yol verdigin icin arkadan korna caliyolar, cikarken sana yol vermesi gereken insan selektor yapiyo - korna caliyo. ama bunlari yapmazsan kaza olursa sen suclusun filan. yani trafikte her halukarda biriyle en azindan senin yasadigin gibi bir 'etkilesim' yasayacaksin. bu ulkede araba kullanirken bunu goze almak gerekiyor.

trafikte herkes kendi dogru bildigini yapiyo. ayni trafikte farkli kurallarla yasamaya calisiyoruz. ben birey olarak bir seyleri degistirebilecegimi dusunmuyorum. senin durumunda oldugum zaman da karsimdakiyle iletisime gecebilecegimi de dusunemiyorum. yani karsimdaki beni zaten dinlemiyo olacak. ki bu durumlarda cogu zaman mesele "erkeklik guruna" geliyo. yani tartisma "bu yolda oncelik kimde?"den basliyo ama hangimiz daha gucluyuz, hangimiz hakli cikacagiza variyor. ben bu kavgalarda sakin dusundugumde en kotusunu goze alip alamayacagimi dusunuyorum. en kotusu ya karsindakini yaralamak/oldurmek ve hapse girmek, yada yaralanmak veya oldurulmek. ben bunlarin hic birini goze alamiyorum. hayat, muhattap dahi olmak istemedigim bir insanla tartismaya/kavgaya girmeye degmeyecek kadar kisa. hele ego kavgasi icin cok kisa.
0
lamartin
(24.06.25)
benzer durumları ve sonrasında benzer hissiyatı çok fazla yaşıyorum. o hissiyatın bir adım sonrasını yaşadım onu anlatayım ben, belki yardımı olur.

bir seferinde sinirlerime hakim olamayıp bir otobüs şoförüyle dalaştım, üstelik arabada eşim ve çocuğum da vardı. sözlü münakaşadan öteye gitmedi allahtan ama küfürleşme bağırış çağırış vs... daha üstünden 1 dakika bile geçmeden eşim ve çocuğumun gözündeki o korkuyu gördüm. ikisi de bembeyaz olmuş ve beni tanımıyor gibi bakıyorlardı. o günden sonra sinirden kudursam ve dünyanın en haklı insanı bile olsam o korku geliyor gözümün önüne ve anında modum değişiyor, yoluma devam ediyorum. bunu onlara bir daha yaşatmamak için çok büyük bir söz verdim kendime.

burada gerekirse dövüşün dayak yiyin bıçaklanın diyen insanları asla dinlemeyin. zaten trafikte de bunu bu kadar kolay dile getiren insanlarla yaşıyorsunuz bu olayları. türkiye'de özellikle de istanbul, ankara gibi büyükşehirlerde trafiğe çıkarken tek hedef eve sağ salim geri dönmek bunu aklınızdan çıkarmayın.
0
robin crusoe
(24.06.25)
inan her gün karşılaşıyorum. önceleri bende tepki gösteriyordum, korna çalıyordum, bağırıyordum vs. şimdi tamam canım kardeşim diyorum. herkese de hak benim olsa dahi yol veriyorum :) hiç bir şey canınızdan kıymetli değil. bırakın yapsın, geçsin gitsin sallamayın. canınızı da sıkmayın.
0
delidir yakalayin
(24.06.25)
Bu tarz durumlarda benim mottom bellidir, eğer trafikte hata benimse eyvallah derim, uzatmam ama hata karşıdaki kişideyse bir de artistlik yapıyorsa üstüne giderim her türlü, çünkü biliyorum üstüne gitmesem bu davar ileride yine başkalarına yapacak aynı şekilde, haksız olduğu halde hadsizlik yapana haddini bildirmek bence bir insanlık görevi.

Ama burda şu sözler dikkatimi çekti, "eli alçılı-belalı görünen adam", yani eli alçılı-belalı olsa ne yazar, kimsenin eli armut toplamıyor.
0
blue rebel motorcycle club
(24.06.25)
Geçmiş olsun. Daha beterleri başıma geldi, ben arabayı sattım kurtuldum.

Bir daha araba alırsam hatchback değil sedan araba alacağım, hatchbackler'i bayan(!) ya da mülayim erkekler sürüyor diye kimse ciddiye almıyor bence.


Arka kapı camlarını en koyu, ön kapı camlarını en koyunun bir açığı cam filmi ile kaplatacağım. Amerikan park yaptıracağım vs vs.

Kimseye korna çalmayacağım, korna çalanlara da karşılık vermeyeceğim.

Deli deliyi görünce sopasını saklar hesabı sıkıntılı tipkerden sıkıntılı tipmiş gibi görünerek korunabilirim diye düşünüyorum.
0
angina pektoris
(24.06.25)
Bu işler bireysel olarak çözülemez. Devlet iradesi lazım. Pisi pisine öldüğünüzle kalırsınız. Sizi öldüren de 3 sene sonra afla çıkar.

.
0
kartallar yuksek ucar
(25.06.25)
En iyisini yapmışsınız.

Bir gün kendisinden daha 'belalı' birine denk gelecek. Biri diğerini vuracak, bıçaklayacak, ezecek vb. Sözlük'te kim haklı, kim haksız tartışması yapacaklar günlerce.

Kendinizi kötü ve aşırı sinirli hissetmenizin nedeni yerinizde başkası olsa o hödüğün size davrandığı gibi davranamayacağını düşünmeniz. Halbuki öyle değil. Mevzunun sizinle ilgisi yok ve yapacağınız hiçbir şey bu adamın davranışlarını olumlu yönde değiştiremez.
0
auroraaurora
(25.06.25)
ilk okudugumda mantikli tarafim, hayatinizi bu ulkenin pislikleriyle muhattap olmayacak sekilde tasarlayabilirsiniz(yasadiginiz mahalle, gittiginiz yerler, kullandiginiz guzergahlar vs..) demek istedi; ama son uzun yurtdisi seyahatimden sonra donunce idrak ettigim sey aklima gelince bosverdim.

idrak ettigim sey suydu: biz gunluk cozumler bularak, boyun egerek, adapte olarak yada yok sayarak sadece durumu idare ediyoruz. her ne kadar kendimizi ve ailemizi korudugumuzu zannetsek de butun problemler orada duruyor. ve yarin tekrar gerceklesmeyeceginin bir garantisi yok. maalesef ulkeyi terketmek yada idare etmek disinda bir tavsiyem yok:(
0
buenosdias
(25.06.25)
Sucluysaniz eyvallah kusura bakma diyeceksiniz .Sucsuzsaniz adam emrivaki ile konusuyorsa siz de emrivaki ile cevap verip hadi git yoluna diyeceksiniz.
0
turkuaz
(25.06.25)
iyi yapmışsın. naifsen takarlar bıçağı
0
runaway
(25.06.25)
Trafik kavgası yüzünden hem öldürüp hapse giren, hem de öldürülen tanıdığım var. Hayatları 10 saniyelik saçma tartışmalar yüzünden mahvoldu. Eş ve çocuklarına yaşattıkları da cabası. Birkaç saat kendini alçalmış hissedeceksin diye bu türden bir risk almaya değmez.
0
fobfilm
(25.06.25)
(14)

Yurtdışı geliri

tchuck
bir şey sormak istiyorum;3.5 senedir yurtdışı firmalarına remote "employee" olarak çalışıyorum. yani danışman değilim, contractor değilim. direkt employee diye geçiyorum onlarla olan sözleşmelerimde. bu yurtdışı firmaların türkiyeyle hiçbir alakası yok. buradan bir gelir de sağlamıyorlar, burada şub
bir şey sormak istiyorum;

3.5 senedir yurtdışı firmalarına remote "employee" olarak çalışıyorum. yani danışman değilim, contractor değilim. direkt employee diye geçiyorum onlarla olan sözleşmelerimde. bu yurtdışı firmaların türkiyeyle hiçbir alakası yok. buradan bir gelir de sağlamıyorlar, burada şubeleri de yok hiçbir şeyleri yok.

www.cbhukuk.com

yani bu yasaya tamamen uyuyorum.

ben bugüne kadar hiçbir şey beyan etmedim, zaten bu yasaya uyuyor olduğum için. benim bir şey yapmam gerekiyor muydu?

dediğim gibi faturalaşmıyorum, danışman değilim, contractor değilim. dümdüz o şirketlerin maaşlı personeliyim.
0
tchuck
(24.06.25)
o firmanın çalışanı iseniz ve herhangi bir faturalaşmanız yoksa bence sıkıntı olmaz ama şu iki soru kafamda belirdi.

- çalıştığınız firmanın ülkesine vergi ödüyor musunuz? oturumunuz var mı?
- maaş akışı türkiye'deki bankanızla mı oluyor?

ikinci sorumun cevabı evet ise yarın öbürgün bu para nereden geliyor diye sorabilirler.

bu işlerden anlayan bir avukata başvurmanız en iyisi bence fakat aynı case'de biri cevap verirse daha sağlıklı olabilir.
0
elektr10
(24.06.25)
@elektr10

buradaki vergisel ilişkiyi şirketim daha iyi biliyor mevzuat neyse ona göre yapıyorlar.
ama bildiğim kadarıyla; çifte vergilendirme anlaşması olan ülkelerde vergi mükellefi 180 günden fazla hangi ülkedeyse, o ülkenin vergisinden sorumlu. yani ben türkiye'nin vergisinden sorumluyum, türkiye de yurtdışı maaş gelirlerinde vergi olmadığını söylüyor.

böyle bir ilişki var aramızda bidiğim kadarıyla.
0
🌸tchuck
(24.06.25)
türkiye yasalari gene de burada da vergi ödemenizi bekliyor olabilir. direkt maasli calisansaniz maasinizdan o ülke icin vergi ve sosyal kesintiler yapiliyor demektir. orada kayitli adres olmadan nasil mümkün olur bu bilmemekle birlikte bir an önce uluslararasi is hukukuna bakan bir avukatla görüsmenizi tavsiye ederim.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(24.06.25)
hesabınıza döviz olarak geliyorsa bir problem yok. bildiğim kadarıyla beyan verilmesine de gerek yok. eğer takibe takılırsa size bir mektup geliyor, dilekçe yazıyor ispatlarınızı sunuyorsunuz, kapanıyor. yine de bir müşavire sorun, bunlar kişisel tecrübelerimdir.
0
awlmi
(24.06.25)
Abi arastirdigimda her şeyi sağlıyorsan vergi vermiyorsun o kesin de benim anlamadığım her şeyi sagladigina kim karar veriyor?
Bu sebepten bir danismana sorman yada seninle aynı durumda birini bulman iyi olur. Yoksa yüzde 99 eminim vergi vermemen gerektiğine de maliye misal senin bu durumda olduğunu nasıl bilecek de seni denetlemeyecek onu anlamadım (bilgi yok, beyanname verilmiyor diyor ama acaba bir belge falan var mi).
0
logisticsmanager
(24.06.25)
senin normalde vergilendirilecek olan "faturan" is sözlesmen bence.
türkiye'ye vergi vermemen mantiken imkansiz.

karsidaki ülke senin icin vergi veriyor mu? belki oradan cifte vergi anlasmasi sayesinde zaten vergin veriliyordur. bu da orada yasamadigin icin sacma olurdu. ama orada da vergi verilmiyorsa su an bence mantiken tr'ye vergi ödemen lazim.
0
sonsuz
(24.06.25)
@sonsuz,

yukarıda yasayı net bir şekilde attım. türkiye'de kesinlikle vergi ödemiyorum. ama bunu önden beyan etmeli myim etmemeli miyim onu anlamadım sadece.

ayrıca diğer ülkede ikametim olmadığı için de, tüm vergisel sorumluluğum türkiye'de. haliyle diğer ülkede bir vergi ödemem gerekmiyor. bu da %100.
0
🌸tchuck
(24.06.25)
bu arada ispatım da şu:

çalıştığım şirket hesabıma usd olarak ödeme yapıyor.
çalıştığım şirketin türkiye ile hiçbir alakası yok.
çalıştığım şirket ile aramda bir employee sözleşmem var ve bu sözleşme imzalı, resmi. (sözleşmede; izin haklarım, yan haklarım, bonus durumlarım vs. her şey detaylıca yazıyor. net bir employee sözleşmesi yani)
0
🌸tchuck
(24.06.25)
tchuck, söyle ki, gelirinizin bir noktada vergilendirilmesi gerekiyor. Ya o ülkede ya bu ülkede. Bunu da size en dogru söyleyecek kisi uluslararasi is hukuku ya da uluslararasi vergi hukuku üstüne calisan bir hukuk bürosudur. Yasalar maalesef, "burada söyle yaziyor"dan cok daha girift temellere oturtulmus seyler. Basiniz agrimasin sonra.
Ben "yasada böyle diyor ama fikir alayim" diye ne zaman bir avukata gittiysem patladim, avukat hep düsündügümün tersini söyledi.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(24.06.25)
@thuck, abi usd yatiyorsa vergi ödemiyor musun anlamadim ne alakasi var.
6 ay'a kadar vergide muafsin 6.aydan itibaren 7 aya gectigindeyse ilk 6 ay da dahil her seyi ödüyorsun.
0
sonsuz
(24.06.25)
@konusma,

zaten türkiyede vergilendiriliyorum. ama istisnam olduğu için %0 olarak vergilendiriliyorum.
0
🌸tchuck
(24.06.25)
@sonsuz, yukarıda attığım yasayı okudun mu? nasıl ne alakası var?
0
🌸tchuck
(24.06.25)
Arkadaşlar ben de ilk duyduğumda sasirmistim ama Türk gelir vergisi yasası 23/14-a okuyunca anlıyorsunuz. "o şirketin yurtdışında vergi verip vermemesi beni ilgilendirmez. Eğer döviz ile maaş aliyorsan, şirket Türkiye'den gelir kazanmiyorsa (misal dava var, şirket bu durumda ama Türkiye'de olacak proje için adam tutmuş. Bu şart olmuyor çünkü proje Türkiye'de) ve Türkiye'den gider göstermiyorsa gelir vergisi almıyorum" demiş hatta beyanname de gerekmiyor demiş. Sizler başka çift vergilendirme olayindan bahsediyorsunuz ama o başka olay.

Ki bu olay bu duyuruda bir sürü kez konuşuldu yani. @tchuck eski duyurulardakilere de sorabilirsin belki. Ama ben olsam bir danismanlik parasi verirdim emin olmak için. Kaç para tutacak yani dava değil bir şey değil, Kafan rahat olur hatta maliye gelirse diye şimdiden kanıtlarını tutarsin kenarda.
0
logisticsmanager
(24.06.25)
siz bordrolu çalışan olduğunuz, çalıştığınız firmanın da türkiye ile hiçbir ilgisi olmadığı için siz vergiden müstesnasınız.

linteki özelge de sizin durumunuza benzer bir durumu içeriyor. www.verginet.net

"Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, ücretleri vergileme yetkisinin Türkiye'ye ait olduğu değerlendirildiğinde, dar mükellef kuruma bağlı olarak çalışma karşılığında anılan kurumun doğrudan doğruya yurt dışından elde ettiği kazanç üzerinden tarafınıza döviz olarak ödediği ücretler, yukarıdaki şartların da sağlanması halinde Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (14/a) bendine göre gelir vergisinden müstesna olacaktır."
0
dylancash
(24.06.25)
(17)

Turizm bakanı nerede tatil yapsın?

michael_knight
Şimdiki turizm bakanı bir istisna, Türkiye’nin en büyük turizmcisidir herhalde adam ama herhangi başka biri olduğunu varsaysak,Turizm bakanı nerede tatil yapsın?Yurtiçinde bir tesise gitse haksızlık olmaz mı?
Şimdiki turizm bakanı bir istisna, Türkiye’nin en büyük turizmcisidir herhalde adam ama herhangi başka biri olduğunu varsaysak,
Turizm bakanı nerede tatil yapsın?

Yurtiçinde bir tesise gitse haksızlık olmaz mı?
0
michael_knight
(23.06.25)
niye haksızlık olsun? yerli turizme destek kötü bi şey mi?

aksine döviz harcamak kötü ülke için
0
jelly bear
(23.06.25)
@jellybear ikimizin oteli yanyana ve benzer olsa, bakan benim oteli tercih etse üzülmez misin?
Ben seneye kış bahçesi yaptırmak için belediyeye başvurduğumda sana onay gelmez, bana gelir. Böyle değil mi bu işler?
0
🌸michael_knight
(23.06.25)
trdeki olay farklı. sen liyakatle alakalı konuşuyorsun. ama tim cook'un gidip samsung kullanması gibi bi şey turizm bakanının yunanistana gitmesi.

hani bari amerikaya uzağa falan git. egeye değil de karşısındaki adaya gitmiş daha beter. açıklaması olamaz yani. teknesi var zaten otel zorunluluğu yok aslında.
0
jelly bear
(23.06.25)
asil soru o yatin parasini nerden buldugu.
0
sonsuz
(23.06.25)
Soru baska tesise gitse haksizlik olmaz mi'ya kadar iyi gidiyordu aslinda. Bu tarz etik kaygilari olan dunyadaki en son 3 kisiden biri olabilir adam.
0
freedonia
(23.06.25)
@sonsuz adam zaten ETS’nin sahibiydi. 30 yıl önce bile çok büyük şirketti ETS.
Son yıllarda daha da zenginleşmedi demiyorum ama herhalde 30 yıl önce de yatı vardır.
0
🌸michael_knight
(23.06.25)
Herhangi bir bakan veyahut benzer bir yetkili abi herhangi bir özel işletmeden şahsı için mal/hizmet satın almıyor mu?

Bakkaldan ekmek alacak olsa tüm bakkallardan birer ekmek alamayacağına göre gidip Fransız bageti mi getirtsin?
0
lazor
(23.06.25)
@freedonia, şu anki bakan özelinde sormadığımı özellikle belirtmiştim.
Bakan sen oldun diyelim, hangi otelde kalacaksın? Diğerlerine haksızlık daha doğrusu kaldığın oteli kayırıyorsun gibi olmaz mı?

Yatın varsa en temizi denize açıl, hiçbir otelde kalma.
0
🌸michael_knight
(23.06.25)
@jellybear, Tim Cook örneği buraya uygun olmadı bence.
Tim Cook hayatında hiçbir Samsung telefonu eline alıp menüsünde gezmemiş midir? Gezmediyse çok saçma olur
0
🌸michael_knight
(23.06.25)
Arkadaşlar soruma sanki bir siyasetçiyi aklamaya çalışıyormuşum gibi bakıyorsunuz belki de. Öyle bir amacım yok.
Zaten eksiduyuru’dan kamuoyu mu oluşturacak ki.
Gerçekten fikrinizi merak ettiğim için soruyorum, partileri, siyaseti unutarak bakmaya çalışın.
0
🌸michael_knight
(23.06.25)
Valla hocam diger arkadaslara katilmakla beraber sorunu gercekten elimden geldigince simdiki konumlar, iktidar vs olmadan ele almaya calisacagim.

Ilk sorum su, sence su an turkiyedeki oteller hic ayrimcilik yapmiyor mu? Yani herkese esit muamele gosteriyorlar ama gelen kisinin bakan oldugunu bilseler her sey degisecek ve sadece ona mi pozitif ayrimcilik yapacaklar?

Eger boyle dusunuyorsan bence cidden gerceklerden uzak gibisin. Su an guneydeki, batidaki otellerde ayrimciligin dibine vurmus durumdalar. Ayrimcilik kotu ama daha da kotusu su, bu ayrimcilik negatif bir ayrimcilik.

Yani eger sen Turksen senin gorecegin muamele baskalarindan cok daha kotu oluyor. Daha gecenlerde ekside tek erkek olarak otellere alinmayan bir Turkun basligi vardi, ama mesela eminim o kisi rus, ukraynali, arap olsa rahat alinirdi.

Bak para olaylarina falan hic girmedim bak. Yani yabancilara daha ucuz ve daha fazla secenek sunulurken ulke insanina sunulan cok cok az sayidaki ve daha pahali secenekler burada baska konu. sadece pasaport uzerinden bu sekil bir ayrimcilik var turizmde.

Hal boyleyken cidden turizm bakaninin 'aman ben pozitif ayrimcilikla karsilasmayayim da ulkedeki otellerin itibarina golge dusmesin' diye dusundugunu mu saniyorsun cidde?
0
j r r tolkien hayrani
(23.06.25)
@jrr tolkien, otellerin ırkına göre insanlara farklı davrandığına emin değilim ama sonuçta otellerde çalışan kişiler de insanlar. Sen ve ben kendimizi ne kadar ırkçı değil diye düşünsek de bir Norveçli veya bir Pakistanlı ile tanıştığımızda farklı davranıyoruz. Bahsettiğin böyle bir ayrımcılık sanırım.

Yabancılara otellerin daha ucuz olması ekonomik bir olay. Defalarca yazılıp çizildi.

Senin özelinde demiyorum ana şu anda ülkede herkes bu şekilde siyasi görüyor her şeyi.

Oteller ayrımcılık yapıyor diyorsun, bakan ayrımcılık konusunu önemsemez diyorsun.

Ben ideal bir dünyada, belki bambaşka ve çok normal bir ülke için sormuştum.

Maalesef siyasi olmayan konuları bile siyaset (daha doğrusu o partiyi sevmek veya sevmemek) düşünmeden konuşamıyoruz.

Üzgün emoji.
0
🌸michael_knight
(24.06.25)
Abi sen Batı Avrupa'da değil misin? :) oradan Türkiye'de yaşanan olaya "Türkiye dışı bakalim" diyemezsin ki?
Turizm zengini turizm bakani, özel hastaneleri olan sağlık bakani, cargill üst yöneticisi tarim bakani.

Çok afedersin de Türkiye'de trilyon tane koy var, trilyon tane tesis var. Sözlükteki troller bile "Yunanistan'a kurşun sagliyolar" derken turizm bakanının ne işi var =d
Fransa'da da çocuğunu özel okula yollayan eğitim bakani olay olmuştu. Bu olaya da "kardeşim çocuğunu en iyi, en ideal egitimde okutmasin mi" diyebilirsin.

Bakan olmak demek ülke için bir şeyler yapmak demektir, anlıyorum bu tarz insanlar Türkiye'de kesinlikle görmüyoruz ondan böyle saçma hareketler bize "ne var yaaa" geliyor ama gemini sordum o bile "olmaz öyle iş" dedi. Sebepleri;
- direkt rakibinde tatil yapiyorsun. Ve hatta tarihsel olarak seninle ciddi sıkıntısı olan ülke.
- peak season. Bu zamanlar bütün gücünü Türkiye'de tatilin ne kadar süper olduğunu göstermek için harcamalisin
- bakan olarak özel yatinla gidiyorsun (gene Türkiye gibi tek adam ülkesi için önemsiz şeyler)

Kısacası elle tutulur bir hali yok. Çok canı Yunanistan görmek istiyorsa bakanliktan çıkınca görüversin.
Senin bence gözden kaçırdığın şey çünkü Türk vatandaşısin; bakan olmak zorunluluk değil. Yani yoldan geçerken seneye yunanistan tatili olan vatandaşa "hadi koçum bakansin" demiyoruz. Bakan olmak demek 70 milyonun turizm yapisini üstlenmek demek. Bunun da getirdiği yükümlülükler var. Bunlari yapmayip Yunanistan'da tepside dansöz oynatip uzo iceceksen bakan olmayacaksin.
0
logisticsmanager
(24.06.25)
@michael

Hehe hocam iste olay bu, bak mesela olayi simdiki durumdan bagimsiz ele almaya calisip 'ideal bir dünyada, belki bambaşka ve çok normal bir ülke için sormuştum' diyorsun ama simdiki zamandaki farkliliklari degerlendirmekten geri kalmiyorsun. Peki sence tarih boyunca norvec ozgurlugun ve zenginligin besigi ulkerden biri olurken, pakistan da tam tersi olarak mi gorundu?

Atiyorum 17. yuzyilda bu soruyu sorsan olay tamamen farkli sekilde mo olurdu? Norvec fakir bir ulkeyken, pakistan aksine zenginlikle dolu imparatorluklarun bir parcasi miydi? Iki ulkenun su anki konumlarina gelmesi ise tamamiyla tarihsel cizelge ve elbette tarihsel cizelgede direkt yazilmayan ama tum ulke kaderini degistirebilen bir takim kesiflere bagli.

O yuzden cevabin bana gore tam bir cherry picking durumu gibi olmus. Yani acikcasi olay idealin tartisilmasi degil sadece kendini hakli cikarmak icin toplumlarin simdiki gorunume uygun bir takim uygun stereotype olusturmaya ilerliyorsun.

Hani hadi diyelim, bunlardan habersizsin ve ideal pesinde kosuyorsun o zaman ideal devlet hatta ideal yasam konusundaki en temel sorunlari sormamiz gerek. 'Devlet gerekli mi?', 'ideal devlet nasil olmali?', 'ideal devletin nasil olmasi geretigine karar verenler kimler ve bu karar takip edilmeli mi?' vs
0
j r r tolkien hayrani
(24.06.25)
antalyada ona sormadan otel açılamıyor. otellerin çoğu da onun.

bolu kartalkayadaki olaydan sonra daha gidip utanmadan tatil yapıyorsa yapmasın.
0
mikahakkinen
(24.06.25)
Ulkenin en buyuk seyehat acentasinin sahibi turizm bakanligi yapiyor.Bu sacmalik ortada durdukca ne konusulsa bos
0
turkuaz
(24.06.25)
Türkiye'de kendi mülkünde veya sosyal tesiste kalmalı. Özel tesiste, özellikle de bir zincire bağlı özel tesiste kalması haksız rekabete neden olur.
0
auroraaurora
(24.06.25)
(12)

dakikalık araba kiralıyor musunuz

biseysorcaktim
çıktığı günden beri hep merak ediyorum, çok niyetlendim ama hiç kullanmadım.mantıklı da gelmiyor, ihtiyacım olduğunda araba kiralıyorum.zaten 3-4 saat lazım olacaksa araba kiralarım.tek yöne gideceksem taksiye biniyorum.zaten şehir içinde araba kullanmak sorun oluyor, dakikasına para yazınca araba s
çıktığı günden beri hep merak ediyorum, çok niyetlendim ama hiç kullanmadım.
mantıklı da gelmiyor, ihtiyacım olduğunda araba kiralıyorum.
zaten 3-4 saat lazım olacaksa araba kiralarım.
tek yöne gideceksem taksiye biniyorum.
zaten şehir içinde araba kullanmak sorun oluyor, dakikasına para yazınca araba sürmenin keyfi de olmaz gibi geliyor.

bu hizmetler ne için kullanılıyor? hangi durumlarda işe yarıyor.
0
biseysorcaktim
(23.06.25)
havaalanina giderken mesela. otopark parasi vermiyorsun, taksiden daha ucuz ve toplu tasimadan daha konforlu.
0
sonsuz
(23.06.25)
tiktak, avis, sixt bunlarda vardı en son. kullandığın dk kadar ödüyordun.
0
koela
(23.06.25)
taksiden daha ucuz, hem de daha konforlu. taksicilerin araba kullanmalarini hic sevmiyorum, korkutucu kullaniyorlar. ayrica taksilerin buyuk cogunlugu cok eski, yolda guven vermiyor, tangur tungur gidiyor. klima da acmiyorlar. yurtdisinda yasadigimdan turkiye'de arabam yok, geldigimde ya gunluk kiraliyorum araba cok lazimsa, ya da az lazimsa dakikaliklardan kiraliyorum.
0
lemmiwinks
(23.06.25)
istanbulda kiraladım baya. taksiden ucuza geliyordu. hatta bazı zamanlar kuponlar sayesinde toplu taşımadan bile ucuza geliyordu. baya mantıklı bence.

1 saat altı kullanımlar için baya mantıklı bence. bi de istediğin yerden alıp istediğin yere bırakmak büyük özgürlük. normal araç kiralamada bunu yapamıyorsun.
0
jelly bear
(23.06.25)
dakikalık kiralama yapmam. taksiye binerim. emanetin canı g*tünde olur derler.

yıllarca kaza yapmadım ama o araçla 2 dk. sonra bir yere bindiririm.
0
yurtsuz john
(23.06.25)
sık sık kullanıyorum trafikte hesaplı olmuyor taksiden ucuza geldigi günler geride kaldı ama yine de araba lazım olunca taksiden kat kat konforlu
0
ala09
(23.06.25)
Kısa mesafede, trafik de çok yoksa avantajlı. Neredeyse her gün kullanıyorum. Altı ay kadar önce kaza da yaptım. Karşı taraf %100 suçlu olunca benlik bir durum olmadı.
0
mesuta
(23.06.25)
pahalı deniyordu en son ama fiyatlara bakmadım uzun süredir.
0
vss
(24.06.25)
bana pahalı geliyor.

Zoe koysalar hemen kiralarım.
0
baldan kaymak
(24.06.25)
tiktak'ı ilk çıktığında çok kullandım. taksiden daha ucuza geliyordu, istediğin yere arabayı bırakabiliyordun, müşteri hizmetleri iyiydi.

üzerinden seneler geçti. hala rekabetçi bir fiyatı var mıdır bilmiyorum ama güzel bir servis.
0
sir gawain
(24.06.25)
park yeri endişesi + park yeri ararken 2 kat para ödemek olmasa mis.
0
patronaj1
(24.06.25)
Pratik yapmak için kullandım bir ara. Ufak tefek sürtmelerim oldu. Herhangi bir dönüş almadım bu konuda. Üzerinde durmuyorlar demek ki.
Arabaların çoğunda sigara içilmiş oluyor. Rahatsız edici.
0
auroraaurora
(24.06.25)
(14)

Fatih Altaylı’nın varlığı

michael_knight
Fatih Altaylı’nın varlıklı biri olduğu söylenir hep ama ne kadar varlıktan bahsediliyor?Sabancı gibi Koç gibi değil elbette ama ne bileyim ölene kadar kendisi de çocuğu da torunu da Monaco’da rahat bir hayat sürecek gibi mi acaba yoksa 7-8 evden kira almak, Türkiye’de rahat yaşamak gibi bir şey mi?K
Fatih Altaylı’nın varlıklı biri olduğu söylenir hep ama ne kadar varlıktan bahsediliyor?
Sabancı gibi Koç gibi değil elbette ama ne bileyim ölene kadar kendisi de çocuğu da torunu da Monaco’da rahat bir hayat sürecek gibi mi acaba yoksa 7-8 evden kira almak, Türkiye’de rahat yaşamak gibi bir şey mi?

Kısacası, ne biliyoruz?
0
michael_knight
(23.06.25)
kiliseleri vardı vanda
0
ala09
(23.06.25)
Fatih Altaylı zengin bir ailenin çocuğu. Yanılmıyorsam Van'da çok geniş toprakları vardı. Koç, Sabancı gibi olmasa da bu saatten sonra çalışmasa bile mal varlığı 3-4 kuşağa yeter.
0
elektr10
(23.06.25)
kol saatine bakman yeterli.

baya varlıklıdır. yıllarca genel yayın yönetmenliği yaptı bi de.
0
jelly bear
(23.06.25)
Kiliseler, Villalar, nişantaşı’nda lüks daireler…
Kullandığı saatler bile başlı başına bir servet.

sahibinin sesi fatih derler ona.
0
ezkaza
(23.06.25)
70’ler sonlarında erken gençliğinde en yakın arkadaşı Faruk Süren’dir. O dönemde galatasaraya zaten genelde böyle insanlar giriyor. Ne kadardır derseniz bilmiyorum. Ama en azından varlığı amele gibi yememiş. Yaşam gustosu geliştirmiş. Mesela vedat milor da benzer varlıklı aileden gelip gs’de okumuştur o da akademik anlamda yol tutmuştur. Herhalde fatihin birkaç üst dönemidir o da. Ölene kadar torunları kira alacak kadar rahat vardır bu arada. Bunun baremi çünkü 5 milyon dolar civarındadır. Sizden bir sonraki kuşağın müreffeh yaşaması için. Eskiden 4’tü. Şimdi 5-6 arasını söylüyorlar.
0
sanal hayvan
(23.06.25)
30m $ vardir bence. ama 10 milyonun falan nakit getirisi vardir. adam derebeyi gibi bir sey. bos toprak satsa para eder ama satmayinca da nakit getirisi yok.
0
sonsuz
(23.06.25)
tanidiginiz bildiginiz ulkede bir yerlere gelebilen cogu insan asiri varlikli ailelerden geliyor. neden devrim yapmaliyiz iste bu nedenden. siradan cinko karbon insanin hicbir sansi yok su hayatta.

gecen mesela bir teke tek programi izliyorum. monserler oturmus konusuyor entelektuel olarak. kitleye bak:

fatih altayli - van'in zenginlerinden altayli ailesinden geliyor. adam sadece istanbul'da yaptiklariyla torunlarini garantiye almistir. van'daki gayrimenkuller falan derken hayal edemeyeceginiz bir para vardir. istanbul'da 1 ev $1m ediyor. tahminim $100 milyona yakin bir varligi vardir. turkiye'de varliklar vergilendirilmedigi icin bilemiyorsunuz kimde ne kadar var. abd cok daha seffaf.

celal sengor - tamek holding'in varisi. hobi olarak $10k'ya kitap aliyor. koskte yasiyor.

ilber ortayli - bregenz'de dogmus monser. annesi kirim'in elitlerinden. tabii olarak statukocu.

murat bardakci - dededen aristokrat. dedesi osmanli valisi. mal mulk derdi yok eglencesine tv programi duzenleyebilecek kadar guclu.

emrah safa gurkan - o programdaki en gariban adam buydu haline acimistim acikcasi. babasi tekfen miydi neydi unuttum simdi adini bir yerin genel muduruydu. yani sadece bu adam bile calismadan sadece babasinin yaptiklarini yiyerek emekli olabilir orasi ayri ama en mutevazisi buydu aralarinda.

iste bu ayricalikli kesim hayatta istedigi gibi yasayabiliyor. biz de ne zaman emekli oluruz diye yillarimizi heba ediyoruz. bir halt olmaz bizim gibi isci tayfadan. bak ben turkiye'de belki herkesin hedefledigi bir yerdeyim amerika'nin en buyuk sirketlerinden birinde iyi bir pozisyonda calisiyorum. ama olmaz abi bak simdi ise gidecegim gunumu bir dolar milyarderine satacagim. nerede kaldi benim entelektuel isteklerim, arzularim? bir sey uretme ihtimalimiz yok.
0
antikadimag
(23.06.25)
Ben çok eski bir gazete röportajında, hiç çalışmasam param yedi sülaleme yeter, dediğini okumuştum, alt başlıklardan biriydi. İnsan böyle bir şeyi niye söyler ki deyip şaşırdığımı hatırlıyorum, sanırım o yüzden aklımda kaldı.
0
asteriks
(23.06.25)
dedeleri ermenilerin malına çökmüşler. kilisenin olayı da bundan kaynaklanıyor.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(23.06.25)
tehcirle yollanan ermenilerin malları, 1922 senesindeki Emvali Metruke kanunuyla Cumhuriyet Halk Fırkasının etrafındaki iribaşlara satıldı. Ankara Ermenilerininki de Kazım Karabekir'e kelepir fiyata satıldı. O da Koçlara sattı. Rahmi Koç'un büyüdüğü ermenilerden kalma çiftlik evi de onlardan birisi.
0
lambırcek
(23.06.25)
şimdi ev var ev var. bir de öyle duşunun. yozgat sorgun'da 20 daireniz olana kadar doğan apartmanı'nda 3 daireniz olsun yeter örneğin. altaylının varlığı da niceliği az olsa bile -ki bence değildir- niteliği çok yuksektir. kendi de yaşadığı muddetçe o niteliği yukseltmiştir çunku surekli jetset içerisinde takılıyor. çevresi, ticareti, karşısına çıkan fırsatlar da ona göre oluyor. en yakın kankası faruk suren, öyle duşunmek lazım. koluna 150-300 bin dolarlık saatler takabiliyor mesela. bu 7-8 dukkanla afford edilebilecek bir luks değil. yahut tam bilinmeyen araba koleksiyonu falan... kendisi, çocuğu, torunu ve torununun çocuğu monaco'da bir ömur orta-ust bir hayat yaşayabilir bence.
0
fyodor fyodorovic
(24.06.25)
Ailesi klasik toprak zengini. Döviz işi de yapıyorlardı bir ara, devam ediyorlar mı bilmiyorum. Ama gerçek anlamda zeninler. Hiç çalışmasa yedi ceddi rahat rahat en üst seviyede yaşar. Zaten adamın bir tane kızı var. Bütün mal ona kalacak. Bu kadar zengin olup da çocuk yapmamayı anlamıyorum da o başka tartışma konusu. Ama şu kilise konusunu anlayamadım bir türlü. Bir insan nasıl kilise sahibi olabilir ? Müslüman birisi de hem de. Kilise sahip olunabilen bir şey mi ? Yani ben kimsenin benim camiim var dediğini duymadım bu ülkede, nasıl kilise sahibi olunabiliyor ilginç. Hem de 7 tane varmış sahip olduğu.
0
messor
(24.06.25)
Eğer kilisenin özel bir statüsü yoksa kilisenin olduğu arsaya sahip olan kişi arsasını satınca haliyle kiliseyi de satmış oluyur, onun dışında özellikle mübadele döneminde ve Ermenilerin gönderildiği dönemlerde "pek çok arsa ve mülkün tapusu el değiştirdi" o yolla da kilise sahibi olunuyor; yani o arazide kilise varsa haliyle onun sahibi oluyorsun, Fatih Altaylı'nın ailesi de o yolla sahibi olmuştur.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(24.06.25)
Kilise sahibi olma konusunu daha once anlatmisti.Dedigine gore vakti zamaninda dedelerinin Van'da bir hayli arazisi varmis.Tehcir'den sonra bu topraklar Van'in gelisme yonunde kaldigi icin devlet bir cogunu kamulastirmis ve imara acmis,karsiliginda da Ermeniler'den kalma icinde kilise olan araziler vermis.

Fatih Altatli'yi silkelesen en az 40-50 milyon dolarlik mal varligi vardir.Buyuk dedesinden kalan Van'daki arazilerinin mirascisi coktur.Ayrica bunlar kolayca satabilecegi araziler olmayabilir.Adam GS Lisesinden mezun olduktan sonra universiteye gitme geregi bile duymamis.
0
turkuaz
(24.06.25)
(23)

Avrupa'da insanlar mutlu mu cidden?

ermanen
2025 yılına göre Dünya'nın en mutlu 10 ülkesi:1. Finland2. Denmark3. Iceland4. Sweden5. Netherlands6. Costa Rica7. Norway8. Israel9. Luxembourg10. Mexicohttps://www.visualcapitalist.com/mapped-happiness-levels-across-europe/en üst sıralar avrupa iskandinav ve kuzey ülkeleri. kosta rika ve israil'in
2025 yılına göre Dünya'nın en mutlu 10 ülkesi:

1. Finland
2. Denmark
3. Iceland
4. Sweden
5. Netherlands
6. Costa Rica
7. Norway
8. Israel
9. Luxembourg
10. Mexico

www.visualcapitalist.com

en üst sıralar avrupa iskandinav ve kuzey ülkeleri. kosta rika ve israil'in araya girmesi ilginç. meksika da büyük baya, şehrine göre değişiyor belki.

soğuk koymuyor mu insanlara? sıkıcı olmuyor mu?
sağlık sistemi her yerde iyi değil gibi? insan hakları çok mu iyi yani?
son zamanlardaki ekonomik durum, kira artışı, göçmen artışını da düşünebiliriz.
çalışan biri çok da gezemiyor bence.

belki kendi ailesi çapında, müstakil evinde köpeğiyle bahçesiyle mutlu olma durumuna mı giriliyor bilmiyorum.
bi de kuzeylere intihar oranı da yüksek çıkıyordu. çelişkili durumlar.

not: güneydeki ülkeler daha alt sıralarda, iklim deniz güneş olmasına rağmen. kazançla da ilgili olabilir.
0
ermanen
(23.06.25)
iskandinavya antidepresani cakiyor bence.
bu kadar soguk, karanlik ve igrenc bir havada mutlu olmak imkansiz. mutsuz degillerdir ama en mutlu olmalari hic inandirici degil.
0
sonsuz
(23.06.25)
Sordukları soru şu:

Hayatı temsil eden bir merdiven hayal edin, en altta 0, en üstte 10 var. 0, tahayyül edebileceğiniz en kötü hayatı temsil ediyor, 10 ise en mükemmelini, şu anki hayatınızla hangi basamaktsınız?

Kabaca düşünürseniz, dibinde Ukrayna işgale uğramış ülkelerde yaşayan insanların, kendi hayatlarının geneline bakıp "Hayat fena değil ya" demeleri normal. Bir de siz kendi açınızdan oraları soğuk ve sıkıcı diye değerlendiriyor olabilirsiniz de orada doğmuş, büyümüş insanlar için buralar ne o kadar soğuk ne de o kadar sıkıcı. Genel olarak bir Danimarkalı'nın "Bizim ülkede pek de bir şey olmuyor, zaten baya da soğuk, o zaman 3. basamaktayım" demesi saçma olurdu. Kaldı ki en mutsuz, işgal altındaki Ukrayna bile 4.7
0
salihdt
(23.06.25)
saçmasalak şeyleri dert edindikleri için mutlular sanırım. tek dertleri hava durumu vs olabilir. göçmenlerden de mutsuz olabilirler tabii.

israil nası sıralamaya girmiş şaşırdım. meksika aynı şekilde şaşırtıcı
0
jelly bear
(23.06.25)
- eropada insanlar mutlu mu? evet mutlu

- soğuk koymuyor mu, sıkıcı değil mi? 2 haftaya tr kavrulacak mesela koyarım sıcağa, yaşasın soğuk. soğuk her daim dinç ve tetikte tutar, soğuk mutlu eder insanı. disiplinli tutar, disiplin ise mutluluk verir

- sağlık sistemi? kuzeyde baya iyi. kötü denilemez. sağlık sistemi bizden iyi 50 tane ülke var, kim nerden salladı bu sağlıkta kozmozun en iyisiyiz diye bilmiyorum ama üç gün sonraya 1,5 dakikalık muayene almaktansa 10 gün sonraya 45 dakikalık muayene alabilmek çok daha faydalı.

- ekonomik durum ve gezememek yok mu? türk bakış açısıyla yok. biz gittiğimiz her yerde serpme kahvaltı, açık büfe, kebap beklerken adam ormanlık alandan bir tepeye çıkıp kamp sandalyesi açıp müziğinin keyfini çıkarmaya gezmek diyor.

türkiye neden mutsuz diye sorarsan, türkiye'de kimse hiç bir şey bilmiyor. önceki kuşaktan bişey öğrenemedik, geç modernleşen bir toplumuz ve her şeyi deneme yanılma ile öğreniyoruz. bana biraz network ve para verin mesela 3 ay içinde influencar aracılığıyla saçma salak bir mutfak aletine sahip olmayanların köylü olduğunu, x tatil bölgesine gitmeyenin fakir olduğu algısını yerleştireyim millete. 2-3 sene önce airfryer dalgası gibi, 5-6 sene önce alaçatıya gitmek gibi şeyler buna güzel örnekler mesela. mutsuz olmamız için çok sebep var.

eropada adam bisiklete binip, öğle plesteyşın oynuyor akşam game of thrones izliyor bitti gitti. elinde telefonla twitterda "burayı gezmeden ölürseniz sizin geçmişinizi öpeyim", "şu alet 30k liradan 28'e düşmüş almayan köylüdür" gibi şeylere maruz kalmayan adam mutlu kalır tabi
0
avatar is back
(23.06.25)
Mutlu anlarında bizden daha mutlu değiller. Sadece mutsuz anları bizim kadar yoğun ve fazla değil. Bizim kadar çeşitli ve fazla dertleri de yok. O yüzden genel ortalamada matematiksel olarak bakınca mutlular.
0
nawar
(23.06.25)
bana gore boyle listeler anlamsız. mutlulugun her cografyada tanimi farkli olabilir.

sabah aksam evde oturup yemek yapan, tek eglencesi muge anli, esra erol izlemek olan, tatil-sinema-muzik-deniz-orman gormemis akpli yengeme sorsan ondan mutlusu yok. cunku kocasi, cocuklari yaninda.
0
buenosdias
(23.06.25)
Sanırım bahsedilmemiş diye ekliyorum: O ülkelerde insanlar insani şartlarda çalışıyor, fazla mesai almadan köle gibi çalışıp ay sonunu zor getirmek normal değil. İşe başladığın ilk yıl hiç ücretli iznin olmaması normal değil. Hani iş-yaşam dengesi var ya, hah işte oralarda gerçekten var. Rekreasyona, hobilerine, çocuklarına ayıracak daha fazla zamanları var. Onlar mutlu olmasın da Kemer'de, Urla'da oh sıcak ne güzel deniz derken çalıştığı lüks yerlerde yemek yemeye parası yetmeyen insan mı mutlu olsun?
0
kobuzchu kiz
(23.06.25)
Bu tip arastirmalarda dikkat edilmesi gereken sey su, insanlara mutlu musunuz diye sorulmuyor.
Ben üniversitede para kazanmak icin böyle araştırmalara katiliyordum, soru söyle formüle ediliyor mesela: "is bulma kurumunun issiz kaldiginizda size olan desteginden memnun musunuz?"
Buna adam evet diyor ve sonuc "en nutlu ülkesi" diye yorumlaniyor.

Bir de bu arastirma özelinden, bana baya kolpa geldi. Meksika herhalde en cok göc veren, acik sekilde insan yasaminin her an tehdit altinda oldugu ülkelerden. Insanlar gelecek göremiyorlar. Türkiye'den daha kötü durumdalar. Meksika'ya gidince AB ülkesi konsolosluklari sokaga tek basina ciktiginda sorumluluk alamayiz diye aciklama yapiyorlar (true story).
Israil su an fiilenf savas halinde. Gectigimiz senelerde israil vatandaslarinin ab ülkelerine vatandaslik basvurusu 15 kat artti. Kacabilen kacti.
Bu iki ülkeyi en mutlu ülkeler arasinda gösteren arastirma akillara zarardir.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(23.06.25)
benim tanıdığım gavur'lar hep mutluydu.
ülkelerine gidip gezdiğimde de insanlar mutluydu.

kış günü isveç'e gittim. çok soğuktu ama sorun değil. ona göre giyinmiştik. herkes öyle giyiniyor, kimse üşümüyor haliyle.
herkes gülümsüyor, otobüse binip bir şey sorunca kimse terslemiyor, yolda tanımadığın insanlar selam verip alabiliyor ve gerçekten güvende hissediyorsun.

barcelona, roma, paris çok güvenli değil ve istanbul'da olan sorunlar var orada da metropol'lerin kalabalık yerlerinde. ama çepere doğru çıkınca gerçekten güzel ve keyifli yaşıyorlar.

avatar +1

bizim mutsuzluğumuz görgüsüzlüğümüzden biraz da.
ben de sandalyemi alıp dağa bayıra şehir içinde parka bahçeye oturmak istiyorum ama uygun ortamı zor buluyoruz ancak bir kahveye 300 lira verip uyduruk bir menü ile iki kişinin 1500'e karnını doyurabileceği yerler adım başı.
0
biseysorcaktim
(23.06.25)
evet mutlular. dunyaya dair bizde olan problemlerin bir kismi onlarda da var tamam ama bize ait o kadar sacma dertlerimiz var ki bu ulkede.

bu arada her insanin asik oldugu bir sehir vardir, benim icin orasi kopenhag. bir turk olarak orada yasamanin ayni olmayacagini bildigim icin buradayim, ama danimarkali olmak isterdim acikcasi.
0
aguen
(23.06.25)
Listenin hiç doğru olduğunu sanmıyorum.
İsrail'de yapılan anketlerden de ve son iki yıl içinde ülkeden göçenlerden de haberleri yok.
Oradan ayrılan da var.
Özellikle zengin takım;
vay askerlerimiz ölmüş, vatan millet, netenyahu'ya sakadat, arzı mevud falan dinleyecek durumda değiller.
Listelere buradan da girmişti şaibeli olarak:
m.facebook.com


Meksika nın da listede olması tuhaf.
Hangi açıdan bakmışlar bu sıralamaya.

Batının mutluluğu sömürüyle gelen varlıklarına bağlı. maddiyat bittiği ve ekonomik sorunlar başladığı anda orta çağdaki gibi "uyanacaklar".
Şu an belki hissedilmiyor ama bu sürecin başladığına dair ciddi yorumlar da var.
Bizim yaşadığımız zorlukların 10'i bile onları çok etkiler.
Bizim avantajımız bağışıklık kazanmamız.
Ama onlar buna hiç hazır değiller.

Ayrıca (İngiltere de dahil) batıda varlıklı olanların körfezdeki Arap devletlerine göç ettiğine dair ifadeler de var internette.
Bu kadar göçebe fakirin yanında zenginlerin göçü ise hiç konuşulmuyor.
0
diyecevaplandı
(23.06.25)
Liste tamamen uydurma sallamasyon. Yıllardır Avrupa bilen birisi olarak…
0
benaslindayohum
(23.06.25)
Cjkdkdklsl bağışıklık kazanmak. Anladığım artık troller ülkenin süper olduğunu falan savunmayı bıraktı ama kötülüğünü övüp "oglum şükredin bak şimdiden hazırsınız işte yeni dünyaya" diyorlar. Kskdkfk ulan şunu herhangi bir batı avrupa ülkesinde söylesen döverler. ancak bizim gibi gariban aklı ile çalışan ülkelerde çıkar bu.

Yani ülke mutluluğu tam nedir bilmiyorum ama misal Finlandiya denmiş, Finlandiya sağlık konusu (özel değil, devlet) acayip sıkıntılı buna ek olarak işsizlik de sıkıntılı. Yani bu listeler tam neye göre yapılıyor bilmiyorum tabi ama eğer sağlık ve iş sizin için önemliyse misal Finlandiya sıkıntılı.
Yalnız insanları iyi, Finlandiya'da fabrika var ve ofis arkadaşım da fin. Ben şu ana kadar hep sevdim finlerle çalışmayı. Belki de hayatlarından mutlulardir yani.

Bilmiyorum bu listeyi yapmak zor. Ben misal kuzey ülkesinde mutlu olamam ondan bana sorsan o istatistiği düşürürdum. Ama tam tersi Fransa'da çok mutluyum ama Fransa'da da sikayet etmeyi profesyonel olarak yapanlar var (ki iyi ki varlar, sayelerinde bu kadar hak hukuk var bizim gibi şükretmeyi ovselerdi halleri harapti).
Bu listeye bu kadar kafa yormamak lazım o yüzden.
Ama evet çoğu batı ve kuzey avrupa ülkesinde yoldan rastgele soru soracağı. kişi Türkiye'dekinden mutlu çıkacaktır.
0
logisticsmanager
(23.06.25)
Bu listeler sacmaliktan ibaret. Ganalilar, hayat tecrubeme gore tanidigim en sen sakrak, sakaci, en mutlu, en fazla gulumseyen millet. Bu adamlar 120. sirada, Turkiye'den (98) bile geri. Issizlik oranina, sosyal devlet yapisina bakip aha en mutlu ulke diyorlar saka gibi. He anasini satayim tatilde yan dairemde kalan 3-4 yaslarindaki kizi bir esyasini unuttu diye azarlayip, kizini tek basina o esyayi almaya yollayan Norvecli daha mutlu, cocuk daha kaldigi yeri bilmiyor dogru duzgun, karanlikta telefon isigimi acip kapisini ben actim, hirlisi, hirsizi manyagi var, sansa yasiyorlar resmen
0
freedonia
(23.06.25)
mutluluk, ne anlama geldigi olcumu falan cok rasgele bir konsept. o yuzden ona girmiyorum.

sordugun sorulara gelince:
*soğuk koymuyor mu insanlara? sıkıcı olmuyor mu?:
genel olarak kimse cok soguga, kapali havaya bayilmaz da bu mutsuz olacak bir sey degil zira zaten atiyorum isvec'te dogmussun. bildigin alistigin iklim o. hava soguksa zengine de soguk. kar yagdiginda hayat duruyorsa, yollar kapaniyorsa ona mutsuz olursun veya evin yalitimi kotuyse ve enerji masrafi coksa ona sinir olursun. kar yagmasinin kendisinden mutsuz olmazsin pek.

mesela sana bana gore yemekleri de berbat ama tutup uff bu ne ya ne yiyoruz demezler. ayni sey.

*sağlık sistemi her yerde iyi değil gibi?
bu da gene saglik sisteminden ne anladigina bagli. atiyorum norvecte otel gibi gorunumlu luks ozel hastaneler yoktur ama preventative saglik hizmetleri, halk sagligi falan iyidir. bu yuzden insanlar bilinclidir, daha iyi beslenir ve spor yapar ve daha az hastalik yasar (bunlari gidip arastirdigimdan degil, farazi ornek veriyorum). Ote yandan saglik sisteminden anladigin dirsegin agiriyinca 2 saat icinde uzman cerrah gormekse, basin agriyinca acile gidip hemen bakilmaksa o zaman saglik sistemi iyi degil dersin.

*insan hakları çok mu iyi yani?
atiyorum danimarka'da oranin yerlisiysen zaten ne insan hakki sorunun olacak? ayrimclik falan zaten cogunlugun tecrube ettigi bir sikinti degil, gocmen falansan oluyor.

*kira artışı
yani bu da gercekten cogunlugu rahatsiz eden bir sey mi, genelde degil. bu bahsettigin ulklerin cogunda ciddi sosyal ev stogu var. ozel mulk olan konutlar da oyle kiralari kafasina gore arttiramaz. bir de gene atiyorum izlanda'nin norvec'in kendi halkindansan zaten kendi evin olma olasiligi yuksek. yuksek kira en cok bu ulkelere sifirdan gidip yerlesmeye calisan biri icin sikinti.

*çalışan biri çok da gezemiyor bence:
benim isvec'te isvicre'de yasayan arkadaslarim epey geziyor gordugum kadariyla ama acip banka hesaplarina kredi kartlarina falan bakmadim. yani bir de norvecli isvecli falan gezemiyorsa kim geziyor? oyle olsa tum dunya'da turizmin patlamasi gerekirdi.
0
hot potato
(23.06.25)
@konusma+1
Acikcasini soylemek gerekirse sosyal bilimdeki her turlu verilere cok buyuk supheyle bakmak gerekir. Zaten ilgili kaynakta da veri toplama ve elestiriler bolumunde bazi yerinde elestirilere deginmisler.

Mesela en onemli elestiri su, kisiler bireysel mutluluktan cok ulkenin sosyoekonomik durumuna gore degerlendirme yapmis. Mutluluk taniminin farkli olmasi ve bunun da gruplara gore degismesi ayri olay zaten.


Ustelik bu sorulara tam olarak nasil yanit verdikleri de belli degil. Atiyorum kisi belki 10 uzerinden 4 puan verirken, anketi yapan kisi araya girip 'ama x ulkesinde sartlar bunlar','y ulkesinde yasasan senin buna cevap vermen bile mumkun olmayabilirdi' falan diyor olabilir. Bilmiyoruz, sadece sonuclar var elimizde bir de belki o sonuclara gore yayinlanmis makaleler.

Ama cogu arastirmada salt anketi de goz onune almiyorlar. Zaten ilgili kaynakta bile demis 'The rankings are based on six key factors: GDP per capita, healthy life expectancy, social support, freedom to make life choices, generosity (measured by charitable acts), and perceptions of corruption'

Yani atiyorum kisi finlandiya da yasamasina ragmen puani 3 verdiyse, iste ulkenin kisi basi milli geliri, sosyal devlet, ozgurlukculuk vs gibi seyleri katip o 3 puani 5-6 puan yapabilirler.

Kisacasu benim dusunceme gore sosyal bilimlerde anketlerle yayinlanan her turlu sonuca 'yav he he' deyip gec ve supheyle yaklas. Gercek olma payi olabilir elbette ama bana gore dogru duzgun kanitlanamayan gerceklik gerceklik degildir.
0
j r r tolkien hayrani
(23.06.25)
@logisticmanager
Söyleyeni artık Afrika ülkelerinden bile kovulan o çok sevdiğin ve kaldığın Fransa'da mı dövecekler?
Buralarda durum böyle. Finli arkadaşına söyle o da arama yapsın.
Belki lokasyon gereği sonuç farklı çıkar:
i.hizliresim.com

Fransa'nın neyini övüyorsun.
sağlık sistemini mi ?
Maskeye bile muhtaç haldeler. Zamanında başka kaynaklarda "çaldıkları" söylendi. Burada az bile söylenmiş:
tr.euronews.com
Finlandiya da arkaşın mı vardı? Eminim Türkiye'yi sevmediği için ona yakınlık duyuyorsun. O nedenle o bir troll değil(!) biliyorum.
Zihniyetine bakılırsa bir kişi üstünden sonuca böyle varıyororuz.

O finli arkadaşına sorsana,
- internette ülken için olumlu bir şey söylediğinde Fransa'dan sana troll diyen oluyor mu ? diye

Fransa'da şikayet etmeyi profesyonel olarak yapanlar varmış.
Sarı yelekliler bunlar biri. Üstlerin hiç çıkarmasınlar.
Zorda kalındığında sağlık sistemi gereği yaşlıların nasıl ölüme terk edildiğini profesyonel şekilde dünya gördü:

www.euronews.com

www.socialeurope.eu

Tekrar yazıyorum : maddi/ekonomik kriz çıkana kadar oralarda mutlusun.
Orta çağ ile aranızda sadece maddi kazanç var. Öyle sabır kanaat şükür vs. manevi değerler arama.
Maddiyata dayanan toplumu etkileyecek en ufak bir kanun değişikliğinde yapılan gösterileri görüyoruz.

Senin zihniyet muhalif olmak demekse bu "Türkiye'yi" eleştirmek olmamalı.
Ha bir de
Fransa'da hak hukuk varmış. Afrika ülkelerini onlarca yıldır sömürmeye dayanan bağlayan bir hukuk mu ?
Fransa oralardan çekildikçe
Türkiye'ye alan açılıyor.
Haberin var mı ? (Biraz arama yap faaliyetleri gör)

Zulmeden ve Türkiye aleyhine terör örgütlerine yardım eden bir yeri asla övmemelisin.

Aylık cebine giren paraya odaklı bir değerlendirmenşn manası yok.
Ben mi ?
Ben bağışıklığını kazanmış sıradan bir işçiyim. Makam derdim yok.
0
diyecevaplandı
(24.06.25)
unutulan sey cogunlukla su: oralara tek basina gidenler yalnizlik ceker. ilk 2 yil ok ama 4-5 yil sonra arkadas edinemedigini fark eder insan ve kimse seninle can kardes olmayacak. gidiyorsan arkadas yoklugunu hissedeceksin.

turkiye gibi bir yer degil. mexico;da arkadas bulursun ama tine tr gibi olmaz.
0
musicka
(24.06.25)
Diksksksskkd oğlum sen geçen uzaylilar gelecek dünyaya demiyor muydun, nerede bu uzaylilar? Hani "konusuluyor, bahsediliyor" falandı? Zaten hep böyledir; aktroll + komplo teoristi. Galiba özel olarak seçiyorlar böyle.

Duyurunun aktrollu trigger oldu, şu an troll merkezinde kendisine çay veriliyor.
0
logisticsmanager
(24.06.25)
@logistic, insanlar troll degil sen antipatiksin :)
listede fransa'nin f'si yok ama fransayla ilgili destan yazmissin. misal benim "hanim" da fransiz ama cok mutlu yazmis olsan level 99'a erisecektin ama 98'de kaldin.
0
sonsuz
(24.06.25)
yukarıda yazılmış ama ben de yazayım. bu tür araştırmalar sokaktan geçen yüz insana mikrofon tutup 'mutlu musunuz?' diye sorularak yapılmıyor. eğitim, sağlık, ekonomi, özgürlük, güvenlik, hukuk, sosyal adalet gibi birçok farklı konu başlığı üzerinden sorular soruluyor. bunlardan memnun olan insanlar da mutlu kabuk ediliyor -ki gayet mantıklı.

israil, kosta rika ve meksika kolpa geldi. ama iskandinav ülkeleri bu listelerin her zaman başında gelir. çünkü yukarıda saydığım konularda vatandaşını memnun edecek en ideal sistem (sosyal devlet) iskandinavlarda.

'güneş yok nasıl mutlular' geyiği de baydı artık. sen türk halinle güneşe sıcağa alışkın olabilirsin ve finlandiya'ya gitsen özlemini çekersin. o insanlar zaten bu iklime doğmuş. buna alışkınlar. sen mesela okyanus görmemenin özlemini çekiyor musun? onun gibi.

'en büyük intihar oranı iskandinavlardaymış' da bir şekilde ergenliğimizde duyup gerçek kabul ettiğimiz bir şehir efsanesi. alın size ülkelere göre en büyük intihar oranları:

en.wikipedia.org

listedeki ülkelerden finlandiya, danimarka ve isveç'te bulundum. kimse sokağa çıkıp mutluluktan dans etmiyor. bu öyle bir mutluluk değil. ama insanlar hayatla barışıklar, huzurlular, kaygılı değiller. asıl mutluluk da zaten budur.
0
sir gawain
(24.06.25)
@logisticsmanager
uzaylı çıkacak aha gelecek demiyorum.
Bu yönde ortak hareket etmek için haberler çıkacak. Yönlendirme yapılacak. Bu haberler arkaplanda farklı işliyor. Anlayamaman benim sorunum değil.

@sonsuz
demir yığını olan Eiffel kulesi yanında romantizm, empati kasmaya hazır olanların Türkiye'ye bakış açısı ancak bu kadar olur.

yazılanlara anlamlı tek tek cevap vermek yerine laf atma zorunluluğu böylelerinin default ayarlarından.
Yabancılara ait tanınmış dergi ve gazetelerinde Türkiye hakkında çıkan haberleri makaleleri göstersek yabancı yazarların da troll olduğunu iddia edecek nerdeyse.
Sanki dergilerde yazılanlar benim editörlüğümde yayımlanıyor.
Finli arkadaşına sorsun bakalım onlar da kendisi gibi mi yapıyor diye.
0
diyecevaplandı
(24.06.25)
Sjdjsnnfn komplocu aktrollcu savunmak. 30 tane cümle yazmışım sadece bir tanesi fransa onda da istatistiki olarak kuzeyde yaşasam veriyi aşağı cekecegimi ama Fransa'da yukseltecegimi bu sebepten bu tarz şeyleri hesaplamanin zor olduğunu yazmışım =d ve bana destan yazmissin demissin, yuh yani. Sonsuzcum senin bana takikligin var, her cevabimin altinda bitiyorsun bunu anladık da komplocu aktrolle ele ele kol kola olacak kadar düşme be. Ben seni anlıyorum sıkıntın var benle, çözmek de istemiyorsun. Ama bence bu seviyeye düşmek senin gibi birine bile yakışmadı.
0
logisticsmanager
(24.06.25)
(3)

chia tohumu bozulur mu?

love and trust
bakliyatların olduğu dolapta (yani buzdolabı değil) bir poşet chia tohumu varmış, vakumlu poşette. yani güvelenme filan yok. tertemiz duruyor.. biraz arkalarda kalmış, sizce bozulmuş mudur?
bakliyatların olduğu dolapta (yani buzdolabı değil) bir poşet chia tohumu varmış, vakumlu poşette. yani güvelenme filan yok. tertemiz duruyor.. biraz arkalarda kalmış, sizce bozulmuş mudur?
0
love and trust
(23.06.25)
son kullanma tarihine bakın. bence böceklenmediyse bir şey olmamıştır.
0
inheritance
(23.06.25)
Bozulmaz
0
grimavi
(23.06.25)
islaklik, bnem almadigi sürece gideri var.
0
sonsuz
(23.06.25)
(22)

Fotoğraflarım nasıl?

yurtsuz john
Yıllar önce Canon ile çektiğim ve sinematik renk düzenlemesi yaptığım bazı fotoğraflar. Hiç bir yerde yayınlamadım.https://imgyukle.com/i/Cbzy3yhttps://imgyukle.com/i/CbznZxhttps://imgyukle.com/i/Cbzrcphttps://imgyukle.com/i/CbzSkMhttps://imgyukle.com/i/CbzuHhhttps://imgyukle.com/i/CbzQJ6https://img
Yıllar önce Canon ile çektiğim ve sinematik renk düzenlemesi yaptığım bazı fotoğraflar.

Hiç bir yerde yayınlamadım.

imgyukle.com

imgyukle.com

imgyukle.com

imgyukle.com

imgyukle.com

imgyukle.com

imgyukle.com
0
yurtsuz john
(22.06.25)
9.5/10
0
sonsuz
(22.06.25)
ben beğendim. çoğu güzel. diğerleri fazla kırpılmış. puanım 9.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(22.06.25)
@karım içerde

kırpmadım. bazılarını telefoto lensle çektim.
0
🌸yurtsuz john
(22.06.25)
çok güzeller.
bazıları biraz büyük geldi sanki birazcık daha uzak olsa çok daha iyi gibi.
güzel 10 üzerinden 9
0
OgutucuRecep
(22.06.25)
Eline sağlık paylaş bence bir yerlerde
0
anon1m
(22.06.25)
1-2 tanesi hariç çok güzeller.
Eski istanbul fotosu vibe'i var. Özellikle ilk fotografi ekran fotografim yapasim geldi.
0
matilda
(22.06.25)
çoğu güzel hocam bence.
0
lodlest23
(22.06.25)
depresif gfeldi
0
mantık
(22.06.25)
Bir işi de kötü yap be kardeşim :)

Eski ve kasvetli havası güzel
0
respect
(22.06.25)
1- kompozisyon fena değil, teknenin yanında biraz daha boşluk olabilirdi, iskeleyi biraz daha görebilirdik. belki iskelede yürüyen biri olsa daha doyurucu olabilirdi. ufuk çizgisine dikkat edelim sağa yatmış. güzel fotoğraf olmuş. tonlamada bu fotoğrafa uymuş.
2- ortada direk her şeyi bozuyor, sağdaki de öyle. kompozisyon hatalı. gemiler çok üst üste binmiş.
3- yine direkler kompozisyonu bozmuş kenarlardaki boşlukları bırakmasaydın daha iyiydi. fotoğrafın konusu fotoğraf çeken turistlerse konu çok uzakta kalmış.
4- anlatıda biraz eksiklik var gemi yanaşıyor mu ayrılıyor mu anlaşılır değil. iskele kuruluyken, insanlar binerken çekseydin daha iyi bir anlatı olurdu.
5- burada direkler biraz daha oturmuş, çok rahatsız etmiyorlar.
(diğerleri açılmadı)
tele lens kullanıyorsun. aslında bakıldığında tele lensin kullanımı çok kolay değildir. zoom yaptıkça perspektif yığılma artar. bunu doğru kullanmak çok önemli.

fotoğraflarında bir anlatı olsun. fotoğrafı çekerken ben burada ne gördüm diye düşünüp bunu izleyenlere yansıtmakta çok önemli.
pes etmeden bol bol fotoğraf çekmek, arayış içinde olmak lazım.
0
my fault
(22.06.25)
@my fault

detaylı yorumlaman için teşekkür ederim. hiç birine katılmıyorum :)
0
🌸yurtsuz john
(22.06.25)
Fotolar iyi ama tavrın kötü. Bir de duyuru geneline lafım, lan foto paylaştıktan sonra hepsine tıklayın tek tek. Bunu yapmayan adam tuvaletini yapıp sifonu çektikten sonra ben ne yaptım diye bakmayan adamdır. Olm açılmıyor bazıları, site yüzünden evet ama yani azıcık özveri.
0
Shepard
(22.06.25)
@şepırd

kontrol ettim hepsi açılıyor.
0
🌸yurtsuz john
(22.06.25)
@yurtsuz john, bizde yalan yoh.

imgur.com
0
Shepard
(22.06.25)
@şepırd

sitenin belli sayıda görüntüleme limiti varmış. benle alakalı değil.
0
🌸yurtsuz john
(22.06.25)
hepsini açtım. 90'lar, fakir istanbul kışı filtresini kaldırınca kompozisyonun değeri yarı yarıya düşüyor.

bakışaçınız iyi. olur. devam edince süper olur birkaç seneye.
0
sanal hayvan
(22.06.25)
editleme isi zevk ve tarz meselesi meselesi. ben moody fotograf sevmem ama bu demek degil ki fotograflar kötü.
bir iki fotografta kullanilan lensten ve/veya body'den ötürü kadrajin darmis, bu da biraz fotograf proporsiyonlarini bozmus. ya da tele lens ile sadece cekmek istedigin yere zoomlamissin?

street photography daha cok anlik ve sezgisel bir is ama cekimlerinden ve editlerinden documentary photography ile arada kalmislik seziyorum, tam ne yapacagini bilememekten?
ikisini de yapabilirsin ama seri sekilde her zaman tek türe yönelik fotograflar koyarsan bakanlarin akli karismaz.
fotograflarin bakan kisiye arkadaki hikayeyi vermesine dikkat edebilirsin. kompozisyon kismini gelistirmek gerek. mesela ilk fotografta, bir tekne var ama bu tekne öylece duruyor mu, yoksa yeni mi yaklasti, teknenin sahibi ne yapiyor, balikci mi, insanlar neredeler gibi fotograf hakkinda bize ulasmasi gereken anlatilar eksik.

bence bu isin erbabi ingiliz ve irlandalilardir bu arada. Chris Killip diye bir fotografci var, uzun zaman balikci köylerinde calismis, onun islerine bakip kompozisyonlarini inceleyebilirsin.
mesela bu: www.martinparrfoundation.org
fotograf sana direkt bir duygudurumu yansitiyor. cocuk hakkinda bir seyler ögrenme istegi yaratiyor.
martin parr bir baska harika fotografci.
shirley baker mesela her iki tarzda da fotograflar vermis.

fotografcilik da her seyde oldugu gibi yetenek de isin icine giriyor ama calisma, inceleme, anlama da fotograflari gelistiriyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(22.06.25)
Manzaralar zaten güzel, çekim kötü. İyi malzemeyi kötü çekmişsin ve işlemişsin.
0
luluki
(22.06.25)
@konuşma

gece otobüs yolculuğu sırasında tek tük evler görürsün. sadece bir kaç saniye görürsün. ben o görüntünün hissiyatıyla çektim. hiç bir fotoğrafçı incelemedim. O siyah beyaz çocuk fotoğrafı manasız, yapay geldi bana mesela. fotoğraf çekmeyi bıraktım zaten uzun zaman oldu.

binlerce fotoğrafım var.

imgyukle.com

imgyukle.com

imgyukle.com

imgyukle.com
0
🌸yurtsuz john
(22.06.25)
güzel cizim yapip birakan da sendin, di mi? neden böyle birakiyorsun :)
yazik yani. bence fotografa da devam et.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(22.06.25)
Ben fotolarin dark moody halini begendim, bi ara ben de oyle yapiyordum seviyordum. Sadece bazi fotolar yarim kalmis hissiyati veriyor bu da kompozisyonla alakali galiba.
0
sey mi dostum
(22.06.25)
7/10

sokak fotoğrafçılığına devam edin.
0
ananiyimioguz
(22.06.25)
(40)

Nihal Candan hikayesinden çıkardığınız ders

sekizdokuzon
Öncelikle inanılmaz üzüldüm. Eksideki şu entry hislerimi aşağı yukarı özetliyor: https://eksisozluk.com/entry/176214509Özellikle kadınların ve kız çocuğu sahibi yazarların düşüncelerini merak ediyorum. Esasında bu duyuruyu açmak konusunda çekincelerim var çünkü altına "Bize ne?, "Su testisi şu yolun
Öncelikle inanılmaz üzüldüm. Eksideki şu entry hislerimi aşağı yukarı özetliyor: eksisozluk.com

Özellikle kadınların ve kız çocuğu sahibi yazarların düşüncelerini merak ediyorum. Esasında bu duyuruyu açmak konusunda çekincelerim var çünkü altına "Bize ne?, "Su testisi şu yolunda kırılır!", "O kadar asker şehit olurken aynı hassasiyeti göstermiyorsunuz", *Eskortun ölümüne üzülecek kadar boş vaktim yok." tarzı şeyler yapılacağını biliyorum. Fakat bu kızın hayatını elinden alan toplum normları hangimizin kimlik ve değer algısını carpitmiyor? Bu yüzden özellikle kadınların bu konuda ne düşündüğünü çok merak ediyorum.

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(21.06.25)
Sosyal devlet güçlenmeli, kadınlar, dezavantajlılar, çocuklar, yaşlılar

insanların kaderi başkalarının, mafyanın, p*zvenklerin eline kalmamalı, bunlar herkesin kendi seçimi denip geçilecek bir olay değil toplumsal bir sorun güvencesizlik var
0
grimavi
(21.06.25)
Ben tam konuyu anlamadığım için merak ettim tek gördüğüm anoreksiya olduğu.
Kızın hayatın elinden kum almış, nasıl almış bu kısmı anlayamadım. Bir özet var mı toplumun kendisinin vefatı ile alakası açıklayan?
0
logisticsmanager
(21.06.25)
Toplumsal bi sorun oldugu muhakkak, keskin sinirlar cizilerek konusulacak bir konu oldugunu dusunmuyorum. Herkesin hayat dinamigi farkli fakat neticede insanlar secimlerinin sonuclarindan da sorumlu.
0
sey mi dostum
(21.06.25)
Ben de @ logisticsmanager gibi toplumun sorumluluğunun ne olduğunu anlamadım. Toplum ne yapmalıydı da yapmadı ya da fazladan ne yaptı yapmaması gereken?

Bir de o ekşideki şahıs erkekler kullandı attı demiş. Yolu bir şekilde kesişmiş erkekler katolik nikahı mı kıymalıydı?
0
Mirket
(21.06.25)
durumumuz vardı, okumadım.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(21.06.25)
Ben konuyu hiç bilmiyorum ve merak ediyorum. Sözlükte çok fazla tanım var, hangi birini okuyayım şaşırdım.

Bilen biri özet geçse ne güzel olur...

Şahsen aşırı kilolu bir kadınım, ömrüm bu kilolarımı giderememekle ve gideremediğim için ağlamakla geçti. Kilomun sebepleri sadece çok yeme ve hareketsizlik değil, tıbbî ve genetik sebepler de var. Son yıllarda nefes almakta zorlanıyorum vs. Sözlükte her gördüğüm şeyle ilgilenmediğim için Gülnihal Candan veya Nihal Candan başlıklarını da önemsememiştim ama nereden gözüme çarptıysa bir şekilde kilo sebepli ölüm olduğunu öğrendim.

Lütfen biriniz özet geçin hiç anlamadım bunu.
0
muhayyer divan
(21.06.25)
@muhayyer, kocasi terk etmis, bunalima girmis.
0
Kahvedesu
(21.06.25)
@Kahvedesu

Bu kadarla sınırlı olduğunu sanmıyorum. Anoreksiya yaşadığını belirtmişler. Çok ciddi bir aşırı zayıflık olduğu belli, konunun toplumla elbette çok fazla ilgisi var bence.
0
muhayyer divan
(21.06.25)
Kadın 18 ini hatta 20 sini çoktan gecmiş. Kendi seçimini yapmış. 1 ya da 2 yıllık bi hata değil. 10 yıla yakın süren bir gönüllü tercih.

Ne murat boz kalmış ne şırnaklı iş adamı. Ailesi yardımcı olmaya çalışmış ama o hülya avşar olma yolunda inat etmiş.

Liseli bi kızdan bahsetmiyoruz. Bu işi kariyer olan seçen biri.

Kadınlar her zaman edilgen değildir. Şehirli az çok eğitimli biri nihal.

Elbette üzücü ama kendi tercihiydi.
Allah rahmet eylesin.
0
luluki
(21.06.25)
Bence mesele tek bir insanın hayatı yaşayış şekli, seçimlerine, özgür iradesine indirgenemeyecek ayrıntılar içeriyor. Nihal'i övmek ya da hayatını kritik etmek için değil toplumun neden böyle figürler yaratıp sonra onları intihara sürüklediği üzerine konuşmak, düşünmek için açtım duyuruyu. Ve ne yapılabilir? Bireysel bir tablo yok ortada. Ha derseniz ki Nihal istisna, toplulumuzda güzellik, popülarite, sosyal medya baskısı, nefret dili gibi meselelerde bir arıza yok, ona da eyvallah diyeceğim.
0
🌸sekizdokuzon
(21.06.25)
@sekizdokuzon

Yanlış öğrenmediysem bu hatun kendini göstermek istemiş, görülmek istemiş yani. Medyatik olmak, "fenomen" olmak istemiş anladığım kadarıyla. Bu bir ihtiyacın sonucu, elbette toplumu ilgilendirir. Çünkü yaygın yaşanan bir kültürün sonuçlarından biri bu oluyorsa bunda sorun vardır. Bugün pek çok kadın görülmek, beğenilmek, takdir ve sevgi toplamak ve üstün hissetme görünümlü değerli hissetmek ihtiyacında. Bunun kökleri bence toplumumuzdaki hâlâ dengelenmemiş olan kontrolcülük, eleştiricilik, kınayıcılık gibi alışkanlıklarda. Hâlâ aile apartmanı diye bir şey var. Zaten apartmanın kendisine karşıyım da, komün halinde yaşamayı da çok ağır bir güvensizlik ve savunma mekanizması olarak görüyorum.

Bir yerden tutunca çorap söküğü gibi geliyor, her şey sorun şu anda toplumda. Kadının çalışması da çalışmaması da sorun oluşturuyor. Kadın çalışmayınca kendini koruyamaz oluyor, belki evladını korumak durumunda kalabiliyor ama koruyamıyor vs vs. Kadın çalışınca evladı önünde anne göremiyor, sağlıklı bir psikoloji ve bağlanma modeli geliştiremiyor. Eşiyle arası sürekli bozuluyor Çünkü çalışma hayatından negatif yüklenerek geliyor ve eşi de negatif yüklenerek geliyor bir de evde çatışıyorlar. Vs vs vs.

Toplum erkeği sadece çalışıp kazanmasıyla ilgili eleştiriyor ama kadını her şeyiyle eleştiriyor. Mesela 43 yaşımı bitirmek üzereyim, henüz evlenmedim (bu benim için önemli bir şey), bu yaştan sonra evlenebileceğim biri çıksa ve gerçekten evlilik söz konusu olsa bu sefer "herkes bu yaştan sonra azdı diyecek" diye ödüm kopuyor mesela. Toplumun bir kadın üzerindeki etkileri. Ve ben bir kadın olarak konuları sadece kendim için değil aileme, anneme babama aile büyüklerine ne laf gelir diye de düşünüyorum, mecbur hissediyorum. Halbuki laf edecek olanların kaçı zor zamanımızda yanımızda oldu, kaçı başarılarımızı güzelliklerimizi samimiyet ve sevinçle kutladı...

Hani yukarıda "bunun toplumla ne ilgisi var" diyen arkadaşlar bunları bir okusunlar.

İnsanlar birbirlerine farkında olmadıkları birçok bağla bağlıdırlar, bunlardan biri de epifiz bezi, üçüncü göz denen şey. Dikkat edin görsel medyada neye çok maruz kalıyorsak onları yapıyoruz her birimiz. Görselliği verilen değer boşuna değil çünkü bunlar toplumları şekillendiriyor. Toplum mühendisliği denen ifade boşuna icat edilmedi.

www.instagram.com

Bilmiyorum, düşünelim. Ne yapabiliriz diye düşününce benim aklıma en temel ve en köklü çözümlerden biri olarak konuştuğumuz dil geliyor. O dilin imla kurallarından kelime kökenine, cümle kurallarından anlam derinliğine kadar her şey bizi hiç farkında olmasak da gayet güzel şekillendiriyor ve yönetiyor.

www.instagram.com

Sadece bununla bile ispat edilir...

Benim tuttuğum yol bu, dili anlamak ve anlatmak, uyandırmak. Toplum içindeki her şey anadil ile oluyor çünkü.

Daha da devam edilir konuşmaya da... bilemedim yön ver istersen.
0
muhayyer divan
(21.06.25)
@muhayyer: bence de çok katmanlı bir konu. Ajite olmadan sakince üzerine düşünüp birbirimizi dinlediğimizde ortaya kimbilir çıkacak. O stil yarışmasındaki zorbaliklardan, kızların dış görünüşleri, giyim kuşam ve bunlara harcadıkları paralar üzerinden bilinçli olarak birbirine düşürülmesi vs korkunç seylerdi. Yaşlarıyla, kilolarıyla, telaffuzlari, kullandıkları kelimelerle, kendilerini ifade biçimleriyle kısacası kişiliklerinin hemen bütün temsilleriyle diğer yarışmacı ve jüri tarafından aylarca dalga geçildi. Bunun bir nevi komedi olduğu söylendi seyirciye. En cacaron olan en tercih edilendi. 19 yaşında böyle bir ortamda bulduğunu düşün kendini. Korkunç.
0
🌸sekizdokuzon
(21.06.25)
ben yarışmayı oturup baştans ona izlemezdim ama tv açıkken kendisinin çıktığı kısımları severek izlerdim çünkü hem komik hem de verdiği cevaplarıyla bir şekilde kendisini sevmiştim. o dönemler seviyordum.

bu kıza ne olduysa kardeşi de programa katılmaya başladıktan sonra oldu. kardeşi oldukça uçlarda ve bunu rol gibi kotarıyor ve durumu idare ediyor. ama kardeşine uymaya çalışayım derken herşeyi mahfettiler, muhtemelen kardeşinin eskort gibi hareketleri yüzünden çok yüksek tekliflerle geldiler, ellerine yüzlerine bulaştırdılar, üzerine diğer dramatik olaylar silsilesi, ardından hapise girmesi. hapisteyken (yada sonradan) eşinin boşaması filan derken, aynen orada dediği gibi "adı intihar olsun istemiyorum" bu söz herşeyi özetliyor işte.

öykü serter az önce hikaye paylaşmış. "...herkesin yükünü sırtlanan dev bir kadın" demiş nihal için. yükünü sırtlandıkları, kardeşi ve ailesi.

çıkarılacak ders ne bilmiyorum. inşallah -ki bulacağına şüphem yok- gittiği yerde huzur bulacak. biz ise bir mavi haptan bir kırmızı haptan depelebip duracağız, çünkü dünya böyle bi yer. o yüzden çok açılmayın. eninde sonunda hepimiz öleceğiz. işte çıakrdığım ders bu.
0
love and trust
(21.06.25)
bir de olayın baştan sona tamamını düşününce, distopik bir film gibi ya da "black mirror" bölümü gibi. gerçekten korkunç aslında. belgesel yapılabilecek bir içeriği var. her tarafından tutabilirsiniz olayın. "aile" tarafından da tutabilirsiniz, "medyanın karanlık yönü" açısından da tutabilirsiniz. "sosyal medya linci" yani şu olaydan onlarca sağlam parametre çıkar sosyal bilimciler için.
0
love and trust
(21.06.25)
yukaridaki arkadasin asiri romantik yorumuna ithafen. hayatini instagram, fenomenlik, guzellik, popularite, gundem olma gibi suni seylere baglayan insanlar icin neden enerjimi harcayayim? kaderi ve tercihleri olumlu sekilde ilerlese belki su a n yatinda partileyip kendi hayati disindaki herseyi gormezden gelecekti. ben bu ulkeye ve insanlara dair umutlarimi coktan tukettim. sadece kalbinin guzelligine, insana hayvana dogaya sevgisinden emin oldugum kisiler icin empati yaparim.
0
buenosdias
(21.06.25)
Bence herkes yapabildiği, en iyi bildiği, en fazla hissettiği ve en samimi olduğu yerden tutsa, hepimiz bir ucundan tutmuş oluruz, iyiliğe katkımız olur en azından, karıncanın "yolunda ölürüm hiç değilse" veya "tarafım belli olsun" demesi gibi. Sessiz kalır müdahale etmezsek kötülüğe katkıda bulunmuş oluruz, ben bunu tercih etmem.
0
muhayyer divan
(21.06.25)
@muhayyer: burada karşılaşacağım tepkileri göze alarak tam da bu yüzden açtım duyuruyu.
0
🌸sekizdokuzon
(21.06.25)
İyi ettin. Konuşalım.

Biz her birimiz kendimizce yapabildiğimiz yerden tutup sadece kendimizi bile yetiştirsek kâr. Birbirimizden de öğreniriz, yapabildiğimiz kadarını hayata geçirdikçe bile faydası olur. Bir çocuk bir ergen görür örnek alır, aklında kalır, bir şekilde etkiler yani.
0
muhayyer divan
(21.06.25)
Ben adını yeni öğreniyorum her yerde görünce kimmiş diye baktım. Okulda da iş yaşamında da hafif versiyonuyla epey karşılaştım diyebilirim, hafif dediğim şöyle: zengin vs diye birinin peşine takılıp sonra da drama yaratıyorlar kendine. Nihal candan hikayesi de bunun kurumsal versiyonu.

Kişisel olarak ayrıca bir ders çıkarmadım. Demek ki çocuklarımıza sahip çıkmamız gerekiyor, ama bunu ben önceden de düşünüyordum çünkü, böyle bir atmosferde yaşam tarzında bulunma ihtimali olan birine (ogrenci olarak, çalışan ya da çalışma arkadaşı olarak, bir yerde karsilasilan bir genc ya da cocuk olarak bile), rastgele karsilassaniz bile farklı, insan gibi davranmak en azından "bir seçenek var" hissini bırakır.

Ha, etkisi olur olmaz bilmek mümkün değil. Ama bunun ötesinde yapılacak bir şey yok.

Daha basitlestirmeye çalışayım, "zengin koca arayan kız"ın kurumsallasmis, endustrilesmis versiyonunu okumuş gibi hissettim.

Bu da sistemsel bir sorun, kendine sahte cennetler yaratmaya uğraşan sadece cehenneme yürür, diye düşünüyorum. O halusinasyonu bozmanin da, ne yazık ki bir yolu yok.
0
encokbenisevinnolur
(21.06.25)
Entry'i okudum dönmüş dolaşmış tekrar tekrar bize patlamış konu. Sıkmadı mı artık insanların kendi seçimlerinin sonuçlarını kabul etmek yerine dönüp dolaşıp erkekleri ve toplumu suçlaması?

Kadınlar üzerindeki "güzellik" algısının büyük oranda kadın baskısı olduğunu, erkeklerin üzerinde de doğuştan gelen ve değiştirilemeyecek boy ya da 3+ sene düzenli beslenme ve spor (veya vücuda kalıcı zarar verme) ile elde edilebilecek beden beklentileri konuşuluyor aynı şekilde sosyal medyada. 180 altı erkeklere böcek muamelesi yapılan mecra için "hep erkekler suçla yhaaa uff" demek saçmalık. Şimdi kendini çok zeki sanan biri bana kuyruk acısı muhabbeti yapacak. Hayır. 180'den de güncellenmiş "erkeklik sınırı" olan 185'ten de uzunum.

Konuya dönecek olursak 2 tane büyük sıkıntı var. Birincisi sosyal medya. Özellikle filtre kullananların yarattığı gerçek dışı görünüş için parçalıyor insanlar kendilerini. Bununla birlikte bir de mental sağlık konularına halkın yaklaşımı da rezil durumda. "çünkü altına...tarzı şeyler yapılacağını biliyorum" şeklinde yazmışsın mesela. Bu tepkiler yine kötünün iyisi. İnsanlar zihinsel sorunları keyfi sorunlar sanıyorlar. OKB sahibine "abartıyorsun" depresyonda olana "sıkma canını" anoreksiye "biraz ekmek, pekmez sağlıklı şeyler ye" diyen insanlar asıl sorun. Desteğe ihtiyacı olanların "deli" gözüyle görülmesi de bu şekilde önemsenmemesi de durumlarının kötüye gitmesine sebep oluyor. Toplum ile ilgili bir sorumluluk varsa, budur.
0
nawar
(21.06.25)
"Toplum" derken hem kadından hem erkekten söz ediyoruz, hatta bence "25 yaş üstü çocukları olan anneleri ve babaları kastediyoruz bence.

Çünkü en çok eleştiriyor, en fazla müdahale, en fazla kontrol manyaklığı toplumun bu kesiminden, genç ve ergen ve çocuk kesimine yöneliyor. Yoksa toplum deyince bir alay bebek de var, cezai ehliyeti olmayan bir bölük insancağız da var mesela...

Erkeklere yükleniyoruz ki. Erkekleri yönlendirenler erkekler ve kadınlar. Kadınları yönlendirenler kadınlar erkekler. Herkes birbirini etkiliyor, bundan en fazla çocuklar ergenler gençler etkileniyor ama bence yetişkinler de gayet şekil alıyorlar.

Dinlediğimiz müziklere kadar şekil verici yahu, bir müzisyen olarak konuşuyorum. O müziklerin şekillendirme sebebi de dil mesela. İçerdiği kelimeler, anlamlar, kullanmanın tercih edildiği jargon hep algılara tepkilere yön veriyor, hep böyle.
0
muhayyer divan
(21.06.25)
Her seyi neden bu kadar romantize ediyorsunuz veya etmeye calisiyorsunuz? Burada oyle bir durum yok. Yok ders cikaracagimiz neler var falan. Ne alaka?!
Sayisiz sosyal medya unlusu var nedir bu sosyal medya bir hayati daha kaydirdi soylemi hic anlamiyorum.
80lerde artist olmak icin evden kacan kizlar olurmus. Oraya baglanacak neredeyse olaylar.

Bu kiz diyelim sosyal medya unlusu degildi ve avukat olmustu. Mesela bi davada beklemedigi bir sonuc alsa, muvekkilini zor durumda biraksa yine anoreksiya olurdu muhtemelen. Psikolojik bir sorun. Her olumsuzlukta ortaya cikabilir.
Evet hapis mapis kotu seyler yasadi ama hepimiz oyle ya da boyle kotu seyler yasiyoruz ve psikolojimiz bozulabilir sonunda da. Bu kizi "pariltili hayat sonu oldu" kisvesinden bi cikarin, rahat birakin insanlari ya. Komik yani.

Ders cikarilacak, les bi hayat surmus bir kiz gormuyorum ben bu olayda. Psikolojik sorunlarini cozememe talihsizligi yasamis bir kiz goruyorum sadece. Toplum moplum ne alaka ya.
Intihara suruklenmis soylemi kullanmissin bir de. Gercekten ne alaka.

Bunlari anca nasil konusabilirdik biliyo musun. Bir ara sifir beden falan vardi. Bu kiz 15 yasinda falan olsaydi ve sifir beden dayatmasindan etkilenip kendini acliga mahkum edip bu hastaliktan olseydi konusabilirdik.

Kiz hakkinda toplum, moplum, vah sosyal medya iste diye konusan herkes aslinda maalesef icten ice de "su testisi" yorumu yapiyor ama farkinda degil.
0
Kittie
(21.06.25)
Yoğun trafikte makas atarak video çekerken tırın altına giren barzo için 'doğal seleksiyon' diyoruz.

Bugüne kadar bu durumda sosyal medyayı, toplumu veya onu iyi makas attığı için kullanıp atan kadınları suçlayanı ne gördüm, ne de duydum.

Bu hayatta herkes kendine bir yol çiziyor. Kimisi çizdiği yolun ağırlığını kaldıramıyor.

Şahsı tanımıyorum. Duyuruyu görünce kimdir, nedir diye öylesine bir baktım. Bugüne kadar ne seyretmişliğim ne de 3 dakika kafa yormuşluğum vardır. Hastalığı kötü, ölüm daha da kötü. Ama oluyor böyle. Beni ilgilendiren bir durum değil.
0
Mirket
(21.06.25)
🌸sekizdokuzon
(21.06.25)
benim cikardigim sonuc: kendisini oldurmek isteyen birine engel olamazsin, bir yolunu bulur.
0
cooperr
(21.06.25)
@sekizdokuzon

İnstagram paylaşımındaki yazıyı okudum, katılıyorum ve eksik buluyorum.

Orada gücü sadece erkekler oluşturmuyor. Kadınların da birbirlerine yaptıkları zorbalıklar var, akran zorbalığı gibi. Kadın kadının kurdudur sözü boş değil, bunu doğrulayan çok örnek var.

Yani sadece erkek beğenisi değil mesele. Kadınlar arasında birbirini kıyasıya eleştiren inciten hırpalayan çok. Hatta sanırım Nihal Candan tahminen 1 hafta kadar önce hastaneye kaldırıldığında instagram'da bir paylaşımda "bunu sen mi söylüyorsun" "evet ben söylüyorum" tarzı bir çekişme videosu paylaşılmıştı. Ben bunları hiç tanımam etmem, aşırı zayıflıktan ilgili olmasaydı aklımda kalmazdı.

Bu videoda da gördüğümüz gibi özellikle kadınlar arasında olmak üzere toplumun geneline yayılmış dehşet verici bir linç kültürü oluştu, acı verici olan ise bu linç kültürünün ahlâkî değerleri korumak için değil son derece saçma, lüzumsuz, anlamsız şeyleri eleştirmek için kullanılması. Herif rüşvetsiz yaşamayı unutmuş ona kimse bir şey demiyor, yenidoğan çetesi, kartalkaya otelinde yangın, 6 şubat depreminden sonra o bölgelerin durumu... kimsenin umurunda değil ama birbirinin kıyafeti kilosu estetiği yaptığı yemekler yaptığı temizlik herkesin umurunda.

Rezalet tam olarak budur. Toplum toplum olduğunun farkında değil. Tam da bu sebeple toplumsal bir sorundur bu.
0
muhayyer divan
(21.06.25)
"Orada gücü sadece erkekler oluşturmuyor. Kadınların da birbirlerine yaptıkları zorbalıklar var, akran zorbalığı gibi. Kadın kadının kurdudur sözü boş değil, bunu doğrulayan çok örnek var."

Erkeklesmis, tahakküme boyun eğmiş ve böylece daha az zarar göreceğini sanan, kendini bir şekilde korumaya alan hemcinslerimiz.

"Herif rüşvetsiz yaşamayı unutmuş ona kimse bir şey demiyor, yenidoğan çetesi, kartalkaya otelinde yangın, 6 şubat depreminden sonra o bölgelerin durumu... kimsenin umurunda değil ama birbirinin kıyafeti kilosu estetiği yaptığı yemekler yaptığı temizlik herkesin umurunda."
0
🌸sekizdokuzon
(21.06.25)
Erkekleri hadım edelim demiyoruz, erkeklikten ileri gelen defakto sandıkları hakların o kadar da hakları olmadığını anlatmaya çalışıyoruz ama yol uzun.
0
🌸sekizdokuzon
(21.06.25)
Yol çok uzun. Çünkü o erkekleri de o hale anneleri getiriyor. Annelerin önemli bir kısmı hâlâ "erkektir" kelimesinin/görüşünün arkasından bakıyor hayata, çünkü bunlar hâlâ bilinçaltı kodlarımız. Bu hale kadınların ekonomik bağımsızlığının olmaması sebebiyle gelindi, erkeğe/kocaya/babaya mahkum yaşamak kadınları bu hale getirdi. Şimdi kadın çalışıp para kazanıyor ama mizacı çok sertleşti, çok hırçınlaştı, çünkü bu sefer para kazanmaya mahkum oldu, maalesef iş hayatında kadınlara karşı saygı da (kadın saygısı da erkek saygısı da) yeterli değil, yaygın değil...

Sadece kadınların çabasıyla yol almak çok zor. Erkeklerin de konuyu anlaması ve omuz atmaları lazım. Çok büyük çok tafsilatlı bir konu olduğu için anlaması da zor belki. Ama bir şekilde çabalamak gerek.
0
muhayyer divan
(21.06.25)
İşte o nurullah'in nasıl oluştuğuna da bakmak lazım. Hemen hemen her konuda olduğu gibi burada da kadının sağduyulu, aklıselim davranması, sıfır hata oynamasi gerekiyor. Erkekten üç kadından bir çürük çıkar, kadına saldıran kadın konuşulur çünkü.
0
🌸sekizdokuzon
(21.06.25)
biri "kardeşinin escort gibi davranışları" demiş de, aslında öyle değildi. bundan iki yıl önceydi sanırım, kardeşi armağan'a çıkması dolayısıyla yeniden bi gündeme gelmişti yanılmıyorsam. o zaman kardeşinin ve kendisinin instagramına bakmıştım; nihal acayip manzaralı rezidans gibi bir yerde kalıyordu (otel de olabilir) ve kardeşi ona yancı gibi takılıyordu. nihal'in sürekli çok pahalı arabalarda gider gelirken pozları vardı. hatta tam o sıra "kardeşimin artık bana yancı olmasına izin vermeyeceğim, görüşmüyorum artık" gibi açıklamaları olmuştu. yani instagramına bakıldığında escort gibi hayatı daha bariz biçimde yaşayan nihal'di. evlenmesi, boşanması, anoreksiyasının sebebi gibi kısımlarına hakim değilim. daha iyi bilen biri anlatır.
0
lil siztah
(21.06.25)
şu duyuruda gerçeklikten kopmuş feminiklerin at koşturmalarına kim ne zaman dur diyecek? hiçbir mantık, zeka kırıntısı içermeyen çirkef genellemeleri artık rahatsız etmeye başladı.
0
buenosdias
(21.06.25)
benim cikardigim ders toplumun sahip oldugu ahlaki degerler tu kaka degil. bu degerlerin olusma sebebi zaten insanlari belirli bir yola sokup onlara anlam kazandirmak. hedonizmin doruklarinda gezip de bir yol olan insan gormedim.
0
antikadimag
(22.06.25)
byung chul han, nihana ve bize neler oldugunu cok guzel anlatiyor, eserlerinde donup dolasip geldigi yer bedenimizle ve duygularimizla nasil tekrar iletisime gececegimiz meselesi bana gore. Tartismaya baslamak icin iyi bir referans noktasi olabilir.

Ben sahsen bireysel trajedilere odaklanmaktansa bu trajedilere sebep olan yapisal sorunlara bakmayi ve elestiriyi oradan kurmayi tercih ediyorum. Senin de [anlasilamayan] niyetin bu gordugum kadari ile. Bir eski cin masalinda da anlatildigi gibi herkesin delirdigi bir toplulukta bireylerin saglikli bir akla sahip olmasi mumkun degil.
0
deckard
(22.06.25)
Uzun yıllar depresyonla yaşamış biri olarak üzüldüm akıbetine.
Sözlük'te başlığına bakmıştım, anne babasının sosyal medya gönderilerine kadar takip ediyor insanlar. Sosyal medya kullanmıyorum, ama kullananları anlayabiliyorum. Ancak Nihal Candan'ın annesinin gönderilerini takip etmenin arkasındaki motivasyonu anlayamıyorum. Benzer şekilde, şu kanseri sözümona doğal yöntemlerle yendiği deneyimlerini uygulama halini getirip insanların canına kasteden kişilerin hikayesini şaşkınlıkla izledim ve okudum.
Enformasyon çöplüğünden, görsel bombardımandan korumam lazım kendimi. Benim kendi adıma çıkardığım ders bu.
0
auroraaurora
(23.06.25)
"Fakat bu kızın hayatını elinden alan toplum normları hangimizin kimlik ve değer algısını carpitmiyor"

yani ben evde oturuyor çay içiyordum, kız kendini aç bırakmış, allah rahmet eylesin.

el alem ne der diye yaşanmaz, kimsenin umrunda değilsiniz. herkes işten eve geliyor iki saat dinlenip yemek duş uyku ve sabah tekrar modunda yaşıyor. başkalarının fikirleriymiş toplummuş bunları bu kadar önemsemek tamamen bireysel akıl hastalığınız. mesela böyle insanları aslında ayırmak ve tedavi etmek gerekiyor, böyle nevrotik paranoyak kişilikler çevresine de zarar verir, biz işinde gücünde insanlar olarak böyle saldırgan tehlikeli kişilerden korunmalıyız, evet gerekirse devlet "sen duyuruya 'bu yaştan sonra evlenirsem şöyle böyle derler' yazmışsın, yürü rehabilitasyon merkezine" demeli.
0
bergamot kommando
(23.06.25)
çıkarmamız gereken çok ders var. mesela mahmakların hayatlarından ders çıkarmaya çalışanları s*klememeye başlamak bunlardan biri olabilir. yedikleri hatları yerken toplum yok, hayatlarını yaşarken toplum umurlarında değil. bu bi' yerde patlayınca suçlu toplum.
ne güzel dümen.
x.com
0
wop
(23.06.25)
🌸sekizdokuzon
(24.06.25)
Ben anlatınca anlamayanlar için yukarıya sektörün içinden mizojinist, kaba ve öfkeli başka bir kadının konu hakkında söylediklerini bıraktım. Oradan konuya atılmaya uğraşın bari.
0
🌸sekizdokuzon
(24.06.25)
yeme bozuklugunun ciddi bir rahatsizlik oldugu dersini cikardim.
0
sonsuz
(24.06.25)
(8)

İçki ve meze sonrası yürümek doğru bir yöntem mi?

put it in your appropriate place
1 Kadeh viski ve 1 biranın yanında elma dilimli patates kızartmasından 3 km kadar yürüdüm. Yürürken birer litreden 2 şişe su içtim.Doğru bir yöntem mi yoksa kendi kendimi mi kandırıyorum?Tribe girmemin sebebi kilo almamaya çalışmak
1 Kadeh viski ve 1 biranın yanında elma dilimli patates kızartmasından 3 km kadar yürüdüm. Yürürken birer litreden 2 şişe su içtim.

Doğru bir yöntem mi yoksa kendi kendimi mi kandırıyorum?

Tribe girmemin sebebi kilo almamaya çalışmak
0
put it in your appropriate place
(21.06.25)
bence degil. kaynak götüm.

alkol cok zararli bir sey. vücut onu aticam diye savas moduna geciyor. sen bi de fiziksel aktivite yükleyerek kalbini iyice zorluyor olabilirsin pikacu.
0
sonsuz
(21.06.25)
Bi anlamı yok, neden yok? Çünkü bu yediğin yemeklerin enerji olarak dağılımı (glikojen ya da yağ olarak) anlık bir konu değil belki 2 gün sonra gerçekleşecek, üstelik yediklerin total kaloride surplus mı değil mi muhtemelen hesaplamadın, yağ olarak depolanıp depolanmayacağını bilemezsin, yani kilona olumsuz bir katkı mı verecek net değil, ayrıca içtiğin içki türünün de önemi var mesela damıtma içkiler besin değeri olmadığı için sistemde depolanamaz kalorisi karaciğerde yakılıp sistemden uzaklaştırılmaya çalışılır, kiloya bir etkisi yoktur, mayalı içkilerde de alkol yine bu işlemi görür ama şekerden gelen kalori etkili olabilir, bunlar hesap hesap kitap işi ama anın tadını çıkarıp sonraki birkaç gün yediğine içtiğine dikkat etmek bu noktada daha mantıklı bir hareket olacaktır, diğer türlüsü mental olarak da iyi bir yol değil.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(21.06.25)
@sonsuz ahahhahaa

Ne kadar su, o kadar hızlı atmaca. Ama kendini kandırmaca.
0
Shepard
(21.06.25)
Faydası da zararı da yok.
0
amortisman
(21.06.25)
@shepard, ben senle konusmuyorum. @ atmazsan iyi olur :P
0
sonsuz
(21.06.25)
sonsuz, bak etsiz yazıyorum sana ahaahhaaah. Ne desen yapıyoruz.
0
Shepard
(21.06.25)
oda bulun rahatlayın en iyisi.

neyse sorunun cevabı; alkol kilo verme işini kendi kalorileri haricinde bile 25% etkiliyor gibi bir makale okumuştum.

hiç yoktan iyidir tabii
0
aguen
(21.06.25)
normal bir zamanda yürümekten bir farkı yok.
0
burfak
(23.06.25)
(20)

Sorum old'lara - Yirmili yaşlarınız nasıl geçti?

sekizdokuzon
Benimki tam olarak şöyle: https://www.instagram.com/reel/DJ9c7kyS2sx/Ayaklanıp bir şeyler yapmaya başlamam 32-33 ü buldu, daha yeni yeni herkes kadar fonksiyonel olabiliyorum. :pSizinki nasıl geçti?Teşekkürler.
Benimki tam olarak şöyle: www.instagram.com

Ayaklanıp bir şeyler yapmaya başlamam 32-33 ü buldu, daha yeni yeni herkes kadar fonksiyonel olabiliyorum. :p

Sizinki nasıl geçti?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(20.06.25)
Dostum benim de videodaki gibi geçti. Gerçi bu dönemde iki lisans bölümü okuyordum.

Ben şu an 34 yaşındayım, benim de kendimi toparlamaya başlamam 32-33 yaşlarda oldu. Keşke çok daha erken hayata atılsaymışım.
0
lodlest23
(20.06.25)
Mümkün olduğu kadar iyi geçti, sosyaldim öğrenci kulüpleri olsun, gezmek olsun, iyi zaman geçirdim fakat sonrasında çok da faydası olmadı
0
grimavi
(20.06.25)
30. benim hala öyle.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(20.06.25)
Çok sosyal değildim. Benim açılmam da 30' lu yaşlarımı buldu. Şimdi 41 yaşımdayım, bir tane çok yakın arkadaşım var başka yok. Onunla da görüşüyoruz ama genelde tek başıma dışarı cikiyorum, aktivitelere tek başıma katılıyorum. Yalnız sosyallesmek de acayip güzel.
0
rock n roll
(20.06.25)
34 yaşındayım. ortaokul, lise, üniversite yıllarına, çoğu yanlış karara rağmen olumsuz gecti diyemem. çünkü müthişti. çok iyi arkadaşlıklar edindim. ama 10 yıldır falan sanki kaotik bir fırtınanın içindeyim. bu aralar da atlama tahtasında son hazırlıkları yapıyor gibi hissediyorum.

bonus his sartre’ dan geliyor:

“saat üç. bir şey yapmak isterseniz, bu saat ya çok geç ya çok erkendir. öğleden sonra acayip bir an. Hele bugün hiç çekilmiyor.”

saatin hep üç olduğu yaşlar galiba.
0
lüzumsuz adam
(20.06.25)
Valla durust olmak gerekirse yirmili yaslar bu sistem icin cok erken. Kisinin universiteyi bitirmesi bile en iyi ihtimal 22-23 yasina denk geliyor.

Universite bittikten sonra is hayatinin ilk yillari, zorluklar vs desen zaten ortamalama 25-26 gibi kisi kendisini genelde ailesinden bagimsiz hissedebiliyor. Elbette bazen uniden mezun olur olmaz guzel bir is bulup, kendine bagimsiz bir daire tutabilirsin ama bu herkes icin gecerli degil.

Yani genel olarak cok ekstrem durumlar olmadikca yirmili yaslar kisinin ilk olarak kendisini aileden kurtarip ayri yasama hayaliyle baslar. Sonra da ekonomik duruma gore isini degistirmesi ve tasarruf yapmasi seklinde gecer.

Benim yasamim da bu senaryodan cok farksiz degildi, once uni bitirdim sonra kendime bir is bulmaya calisip kendimce yasamaya calistim. Elbette aile evine gore daha ozgur oldum ama o ozgurlugun bir bedeli oldugunu da farketmem cok uzun surmedi
0
j r r tolkien hayrani
(20.06.25)
Üniversite zamanım çift anadal yaptığım için çalışarak geçti.
Mezuniyet sonrası da 28 yaşıma kadar çalışmaktan hasta oldum.
Ondan sonra 5-6 sene rahat geçti.
Sonraki 5-6 sene hasta olana kadar çalışmakla geçti.
Son 2-3 sene bombastik geçiyor. Çok çalışıyorum ama eğleniyorum ve dinleniyorum da.

Dalga dalga yani. Zor zamanlar rahat zamanları, rahat zamanlar da zor zamanları getiriyor. Her şeyde olduğu gibi onda da denge şart.
0
gabe h coud
(20.06.25)
20li yaslarimda hem guzel ders calistim ama ayni zamanda da iyi eglendim.

dunyanin sanat sepet islerinde en kopuk yerlerinden birinde universite okumanin avantajiyla o zamanlar progressive house/techno listesinde ilk 10daki djlerin cogunun konserlerine gittim, tiestoyu falan kanli canli dinledim. bar/pavyon acilislarina falan giderdik beles icki icmek icin. her haftasonu ozellikle yazlari bir olay vardi.

27 iyibariyle tez savunmasini yapip profesyonel hayata atilmamla bar pavyon islerini rafa kaldirdim. 27-30 arasi agir calisma ortaminda gecti, 31'de evlendim zaten ve cokus surecine girdik. :P
0
cooperr
(20.06.25)
lise ve ergenlik o kadar kötüydü ki üniversite bütün olumsuzluklara rağmen toparlanmamı sağladı. asosyallik ve çekingenliğime rağmen şimdi düşününce onlarca kampa gittim. 2 defa yurtdışına çıktım. türkiye turu yaptık. biraz para olsaydı çok daha iyi olurdu. işe girip parayı bulunca uçar kaçarım diye düşünüyordum ama son 6 senede gerçekten iş ev döngüsü dışında kayda değer çok az şey yaşamışımdır.
0
potsdamer
(20.06.25)
18-21 deli gibi partileyerek, her seyi deneyip kendi istedigim gibi yasayarak
21-24 ask, is, okul ve seyahat dolu
24-25 corona 2020 lockdownlari ve issizligin verdigin bos zamanla tüm gün bilgisayarak oynayarak. yemek yapmiyordum bile. uyan bisiler ye oyun oyna aksam yemekte masterchef izle sonra tekrar oyun. iyiydi.
25-27 yurt disina göc, adaptasyon, öküz gibi calisma dönemi
27-28 burnout, kocaman bir kalp kirikligi, depresyon
28-29 kendimi bulma ve tekrardan mutluluk.

30 bana iyi gelecek.
0
sonsuz
(20.06.25)
Anı yaşa genç öl olarak geçti. Ölmedim ne yazık ki ama ölüme hazırladı, gözüm açık gitmem; hedonist geçti.
0
Bruce
(20.06.25)
19 yaşında gemilerde çalışmaya başladım. 30’lu yaşlarıma kadar sürekli gezdim. Kazandığımı güzelce harcadım. Her türlü ortama girdim çıktım. Yerli yabancı çok insanla tanıştım. Benim 20’li yaşlarım 1990’lı yıllara denk geliyor. O anlamda da şanslı olduğumu düşünpyorum. Ülkede ortam da güzeldi. Hayat sokaktaydı o yıllarda. Sonra yaşlandım yavaşladım. Sen de yaşlanacaksın o yüzden gençken dışarı çıkmak lazım. Sonra istemiyorsun.
0
kaptan memo
(20.06.25)
Evden ise, isten eve. Hala boyle.
0
chickentown
(20.06.25)
Ders çalışmakla sınavlara hazırlıkla biraz da gezerek.Bence şartlara da bağlı nasıl geçtiği
0
pembediken
(21.06.25)
20'li yıllarım vasattı ama 30'li yıllarımın güzel geçmesini nedeni 20'lı yıllardaki çabamdır. O yıllardaki cefanın sefasını yiyorum.
0
put it in your appropriate place
(21.06.25)
cok sosyaldim hala oyleyim. arkadas ve sevgiliyle vakit gecirdim 25 yasinda is hayatina girdim ask ve is cok yordu sonra ikisini de biraktim. simdi aile ve yakin arkadaslarla gezmeke devam
0
ala09
(21.06.25)
vasat. ama bilinçli bir vasatlık. hep ekonomik ferahlığa kesin bir şekilde ulaşmanın peşindeydim. bunu başarırsam başarılı bir takas olacaktı. doğuştan şanslı değilseniz bu da fedakarlık yapmadan olmuyor. 33'üm şimdi. uzatmaları oynuyoruz, hakem düdüğü çaldığında boşa mı geçmiş olacak yoksa galibiyetle mi ayrılacağız belli olacak. hayırlısı.
0
deranzo1
(21.06.25)
21 yaşında çalışmaya başladım, ilk 3 yılım mükemmel geçti. Sonrasında taşınma ve yeni iş yerine geçme ile başlayan aşırı sancılı dönemler başladı ve hala onun etkisini yaşıyorum.
20-25 arası harikaydı.
27'den sonra bir çöküşe geçme, pandeminin başlaması, işten iyice soğumam fakat değiştiremem filan derken kabus gibi yıllar geçirdim.
Şimdi işe ara verdim, daha iyi hissediyorum ama henüz "iyiyim" diyemiyorum.
33 yaşında hala daha "acaba hayatımla ne yapsam" diye düşünüyorum.
0
hayalhayal
(21.06.25)
leş gibi geçti. büyük stres ve mutsuzluklarla...

şu an iyi durumdayım, hatta belki şu anki iyiliğin sebebi 20'li yaşların kötü geçmesi olabilir ama ben yine de güzel geçmesini isterdim.
0
tabudeviren
(21.06.25)
Eylemler, mitingler, gazete dağıtımları vs. vs.
Ne kadar enerjikmişim ya şimdi bakıyorum da. 2013'e kadar gayet hareketli bir hayatım varken sonrasında daha stabil.
0
mutekebbir
(24.06.25)
(1)

Peru'ya çiçek gönderme

en bi orijinal
Merhaba,Online biraz arama yaptım ama bizim çiçeksepeti muadili bir site bulamadım. Bulduğum çiçekçilerin instagram hesapları da uzun zamandır kullanılmamış, son post 2021-2022 falan. Peru için bildiğiniz, kullanabileceğim bir çiçek gönderme sitesi var mı?Teşekkürler şimdiden.
Merhaba,

Online biraz arama yaptım ama bizim çiçeksepeti muadili bir site bulamadım. Bulduğum çiçekçilerin instagram hesapları da uzun zamandır kullanılmamış, son post 2021-2022 falan.

Peru için bildiğiniz, kullanabileceğim bir çiçek gönderme sitesi var mı?

Teşekkürler şimdiden.
0
en bi orijinal
(20.06.25)
sonsuz
(20.06.25)
(3)

Yastık Önerisi?

elektr10
Uyku kalitemi artıracak bir yastığa ihtiyacım var. Kaz tüyünü severim ama alerjik astımım olduğu için artık ona yanaşmıyorum (insani olarak da canice buluyorum).Sizin bir öneriniz var mı bütçeden bağımsız. Önemli olan sizin deneyip memnun kalmanız.Ben sadece kendinden yükseltili tempur kıvamı yastık
Uyku kalitemi artıracak bir yastığa ihtiyacım var. Kaz tüyünü severim ama alerjik astımım olduğu için artık ona yanaşmıyorum (insani olarak da canice buluyorum).

Sizin bir öneriniz var mı bütçeden bağımsız. Önemli olan sizin deneyip memnun kalmanız.

Ben sadece kendinden yükseltili tempur kıvamı yastıklardan pek hoşlanmıyorum. Onun dışındaki önerilerinize açığımdır.

Teşekkürler şimdiden.
0
elektr10
(20.06.25)
100% bambu kumas yastik kilifi tavsiye ediyorum.
0
sonsuz
(20.06.25)
yan yatıyorum, ben bunda çok rahat ettim.

www.ikea.com.tr
0
inheritance
(20.06.25)
Şundanım var. Haddinden fazla memnunum.

www.ikea.com.tr
0
Mirket
(20.06.25)
(20)

İyi ki doğdum

rock n roll
Bugün benim doğum günüm. 41 oldum. Kutlamak isterseniz buralardayım :)
Bugün benim doğum günüm. 41 oldum. Kutlamak isterseniz buralardayım :)
0
rock n roll
(20.06.25)
yasiyorsun bu hayati.

dogum gunun kutlu olsun :D
0
baldur2
(20.06.25)
Doğum günün kutlu olsun, 41 kere maşallah:)
0
sekizdokuzon
(20.06.25)
Doğum gününüz kutlu olsun!
0
peki madem
(20.06.25)
doğum günün kutlu olsun, nice yaşlara.
0
tabudeviren
(20.06.25)
Doğum günün kutlu olsun :)
0
grimavi
(20.06.25)
@cosmicstring

Teşekkür ederim. Dün çok kötüydüm, bugün ise hiç hasta olmamışım gibi :)
0
🌸rock n roll
(20.06.25)
dgko
0
isiaha
(20.06.25)
MasALLAH <3 dgko
0
sonsuz
(20.06.25)
41 için ooo 41 kere maşallah diyen oldu mu, yoksa ben diyorum ^^
0
encokbenisevinnolur
(20.06.25)
Kutlu olsunn
0
mezzosprite
(20.06.25)
Bu sene seni neler bekliyor? Hayallerin, hedeflerin? Anlat dinliyoruz.
0
luluki
(20.06.25)
iyi ki doğdunuz, musmutlu bir yaşınız olsun. şahane bir yaştasınız, bol anı biriktirerek, bol bol video ve fotoğraf çekerek yaşayın bu güzel yaşınızı. size ve sevdiklerinize mutluluklar dilerim.
0
love and trust
(20.06.25)
doğum günün kutlu olsun. nice mutlu senelere. umarım en mutlu günündür.
0
koela
(20.06.25)
41 kere maşallah, daha nice yeni yaşların olsun!
0
Phoebe
(20.06.25)
Doğum günün kutlu olsun <3
0
kullanicadi
(20.06.25)
Doğum günün kutlu olsun.

Long live Rock n Roll <3
0
Cesario
(20.06.25)
mutlu yillar..ben de 43 olmak uzereyim, yokus asagi gidiyoruz..
0
cooperr
(20.06.25)
@ coopeer

Senin de doğum günün şimdiden kutlu olsun. Fakat ben o yokuş aşağı kısmını kabul etmiyorum. Hiçbir zaman yokuş aşağı olmadım, özellikle yaş aldıkça daha bir kendime geliyorum. Enerjim daha yüksek, yorulmak nedir bilmiyorum. Sen kendi adına konuş :))
0
🌸rock n roll
(20.06.25)
41 ne ulan ezik, daha civcivin patlamamış(knight online)xd
0
Shepard
(20.06.25)
Dgko.
0
j r r tolkien hayrani
(20.06.25)
(7)

Danla Biliç’ten neden nefret ediliyor?

michael_knight
Yıllardır görüyor nefreti ama sebebini bilmiyorum. Nedir?
Yıllardır görüyor nefreti ama sebebini bilmiyorum.
Nedir?
0
michael_knight
(20.06.25)
Kezban çünkü.
0
anatomik
(20.06.25)
bir çaba sarf etmeden, futbolculara instagram'dan dm atmış gibi capsler'i salarak ünlü olmuş bir şahıs olduğu için olabilir. sonra bunu unutturmak için de influencer'cılık oynamaya başladı.
0
elektr10
(20.06.25)
Okuduğu üniversiteyi bitirmeye bile tenezzül etmeden genç yaşta çok para kazandığı ve yaklaşık on yıldır bir şekilde başını çıkardığı, var olduğu için. Bu kadar kolaysa biz de yapalım diyoruz ama yapamıyoruz, garezimiz ondan.
0
sekizdokuzon
(20.06.25)
bir ekşi sözlük trendiydi bi ara ondan nefret etmek
0
mezzosprite
(20.06.25)
alper potuktan da bu kadın yüzünden nefret ediyorum

düşünüyorum bu kadın hiç varolmasaydı hiç tanımasaydık toplumda açtığı yaraları başkaları da açar mıydı
0
Hallegadola
(20.06.25)
sebep kadin düsmani olduklari icin.
para kazanan, zengin kadin görmeye dayanamiyorlar. sacma sapan araba tanitim videosu ceken yerden bitme erkeklerden nefret etmiyoruz ama kadinlar makyaj yapiyor diye lincliyoruz.
0
sonsuz
(20.06.25)
Damla biliç kim
0
onheil
(20.06.25)
(25)

İyi biri olduğunuzu düşünüyor musunuz?

sekizdokuzon
Ben elimden geleni yapıyorum ama hala farkında olmadan yaptığım ya da doğrusunu yapmaya irademin yetmediği irili ufaklı kötülükler var. Tembellik, kabalık, anlayışsızlık, yalancılık gibi meselelerde tam olarak düze çıkabilmis değilim.Siz kendinizi iyi bir insan olarak tanımlar mısınız?Teşekkürler.
Ben elimden geleni yapıyorum ama hala farkında olmadan yaptığım ya da doğrusunu yapmaya irademin yetmediği irili ufaklı kötülükler var. Tembellik, kabalık, anlayışsızlık, yalancılık gibi meselelerde tam olarak düze çıkabilmis değilim.

Siz kendinizi iyi bir insan olarak tanımlar mısınız?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(19.06.25)
Hayır.
0
Bruce
(19.06.25)
ortanin iyisi diyelim.
0
sonsuz
(19.06.25)
pamuk seker gibi birisiyim :)
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19.06.25)
10/10
0
Amaranta ursula
(19.06.25)
kırk yılda bir gelir benim gibisi.
0
tabudeviren
(19.06.25)
Süperim. Yalan yok, sözünde durmak var. Ücretsiz yardım var. Negatiflik saçmak yok, hep neşe.

@arbre yalan atma ulan
0
Shepard
(19.06.25)
İyi tarafım da var kötü tarafım da ancak iyi tarafımın daha baskın olduğunu düşünüyorum.
0
ekimoloji
(20.06.25)
iyi biriyim. iyiler beni seviyormuşlar. hayatım boyunca hep sevilmediğimi düşünmüştüm.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(20.06.25)
Evet 10 üzerinden 9.8
0
gabe h coud
(20.06.25)
Masum değiliz hiç birimiz.

Yine de 7-8 veririm
0
ananiyimioguz
(20.06.25)
Özü sözü bir birisi olmam yeterli basli basina. Gerisi zaten bos.

Yani, sapina kadar iyiyim.
0
feastofthedamned
(20.06.25)
No
0
Cezcez
(20.06.25)
biraz acquired taste bir insanım. süperim bence. 5/7
0
cay koy geliyorum
(20.06.25)
6/10

istedigim seviyede degilim.
hepimiz default kotuyuz zaten, iyilik ogrenilen birsey ve zaman aliyor.
0
cooperr
(20.06.25)
Melek gibi evliya gibi bir şeyim… :)
0
yadigar
(20.06.25)
Eskiden iyi biri olduğumu düşünürdüm meğer değilmişim
0
grimavi
(20.06.25)
Evet iyi biriyim. Neler gördü bu gözler peheeyy
0
mor oje
(20.06.25)
Hiç kimse mutlak iyi olamaz, insanız, android değiliz.

Kendim içinse iyi bir insan olma gayretim ve niyetim çok yüksek derim.
0
Phoebe
(20.06.25)
Zarar vermemeye çalışırım, iyilik yapmaya ekstra çaba göstermem. 5/10.
0
gnosis
(20.06.25)
grimavi ve gnosis arti 1, ayni anda.
0
baldur2
(20.06.25)
Evet.

Çok iyi biriyim hem de.
0
hayirsiz
(20.06.25)
kötülük yapmam ve genelde de düşünceliyimdir. kendi halinde, çocuksu bir yapım var.

amaaa.... tersim pis olabiliyor, damarıma basılmaması lazım. ortada bir haksızlık veya suç gördüğümde deccal gibi davranabilirim.
0
art cat chocolate
(20.06.25)
Valla 'neye gore, kime gore' kartimi oynamak istiyorum. Iyilik ya da kotuluk gibi kelimeler hep muglak seyler bana gore. Net tanimi ve net aciklamasi yok- ki aslinda olmamasi da normal- bence.

Mesela en basindan baslayacak olursak tembellik neden kotu olarak algilaniyor, anlayissizligin baglami ne, yalan niye hep kotu ozellik. Atiyorum belki ben herkes kurtulsun diye kendimi feda etmek icin yalan atiyorum, bu durumda yalan iyi mi kotu mu?

Neyse, cok uzatmak istemiyorum. Ben kendimi ortada konumlandiriyorum. Yani iyilik de yok kotuluk de yok.

5/10.
0
j r r tolkien hayrani
(20.06.25)
tembelim. hareket etmek için itici güce ve motivasyona ihtiyaç duyuyorum. ilk devinimden sonra asla tembel değilim. tembelin tam aksi. her şey evden çıkana dek yani.
kabalaştım son zamanlarda.
fazla anlayışlıydım herkese karşı. hem tölere ederdim hem de her şeyi normal kabul ederdim. hem suistimal ediliyor bu tavır hem de pasif-agresif bir insan olmama sebep oluyor. bu da insanı kötü ediyor zamanla.
yalancılık taraftarı olmadım hiç ama yalancı olduğum söylendi. bazı şeyleri söylememek, atlamak, görmezden gelmek ya da unutmak yalancı olarak ifade edilmeyi gerektirir mi emin değilim. yalancı demezdim ben kendime.

ya siz deneyin elbette iyi olmayı.
ama ne yaparsanız yapın, başkalarının sizi manipüle etmelerine izin vermeyin.

bir de gerek sözlükte gerek diğer bir çok internet mecralarında bu özelliklerimiz daha büyüyor negatif manada. çevrimiçi olarak temiz içerikli mecra bulmak kolay değil ama dışarıda hala bu mümkün.
0
biseysorcaktim
(20.06.25)
Evet, kendimi iyi bir insan olarak tanımlarım. Çevremdeki insanları referans alırsam baya iyi kalıyorum.

10 üzerinden 10 kalıyorum.
0
put it in your appropriate place
(21.06.25)
(5)

Cocuklara ne hediye alinir?

fevzi123
Selamlar,7 yasinda kiz cocugu ve 4 yasinda erkek cocuguna birer minik hediye almak istiyorum.ne alinir? 5-10 euro degerinde minik hediyeler olacak. aklima bir sey gelmiyor. her turlu oneriye acigim. cocuklarin ikisinin de futbolla alakasi yok. o yuzden kulup urunu olamaz.tesekkurler.
Selamlar,

7 yasinda kiz cocugu ve 4 yasinda erkek cocuguna birer minik hediye almak istiyorum.

ne alinir? 5-10 euro degerinde minik hediyeler olacak. aklima bir sey gelmiyor. her turlu oneriye acigim. cocuklarin ikisinin de futbolla alakasi yok. o yuzden kulup urunu olamaz.

tesekkurler.
0
fevzi123
(18.06.25)
Kol saati
0
grimavi
(18.06.25)
Çocuk dergisi alıyorum ben içinden oyuncakta çıkıyor
0
Ley
(18.06.25)
Harclik da güzel bir hediye bence.
Onun disinda 4 yasindaki cocuga oyuncak, 7 yasindaki cocuga okul cantasi, kalemlik, boya seti falan güzel olabilir.
0
sonsuz
(19.06.25)
Ben en son plaj havlusu aldım, sevdiği karakterlerin olduğu herhangi bir şey olabilir, mesela niloyalı tshirt, ben10lu şapka, kuromili yastık, mickeyli şemsiye vs
0
(19.06.25)
Renkli saçlar oluyor tutam tutam çıt çıtlı çok seviyor kızlar
0
eja
(19.06.25)
(4)

Makyaj malzemeleri ne kadar?

michael_knight
Kadınlar makyaj malzemelerine yaklaşık ne kadar para harcıyor?Elbette çoğu harcama gibi kişiden kişiye değişiyordur ama örnek veriyorum 60 bin lira civarında maaş alan, ofiste her gün hafif makyajlı olan, ayda 3 kere gece dışarı çıkma makyajı yapan ortalama şehirli kadın olduğunu düşündüğüm bir kadı
Kadınlar makyaj malzemelerine yaklaşık ne kadar para harcıyor?

Elbette çoğu harcama gibi kişiden kişiye değişiyordur ama örnek veriyorum 60 bin lira civarında maaş alan, ofiste her gün hafif makyajlı olan, ayda 3 kere gece dışarı çıkma makyajı yapan ortalama şehirli kadın olduğunu düşündüğüm bir kadından bahsediyorum. Çok aşırı makyaj yapmıyor, en pahalı ürünleri kullanmıyor ama en ucuzu da değil tercih ettiği markalar.

Aylık, yıllık. Bu nasıl hesaplanır, ifade edilir ona da emin değilim. Kimi ürün 30 günde bitiyordur, kimisi 3 yıl dayanıyordur.
Makyaj temizleme masrafını da katalım hesaba.
0
michael_knight
(18.06.25)
Ya bunu hesaplaması çok zor. Hafif makyaj nedir? Mesela sadece rimel mi sürüyor yoksa göz çevresini kapatıyor, eye liner sürüyor, hafif allık ve ruj mu?
Bu ürünlerin kullanımı yüzey alanın, kullanım yoğunluğuna göre de değişir.
En ucuz diyince benim aklıma maybelline falan geliyor, “en pahalı” dediğiniz La mer değildir sanırım, armani, dior, chanel, nars, YSL falan mı?
Bunların ortası bana MAC gibi geliyor.
Bir insan her sene far paleti almaz ama kapatıcı alır mesela. Ya da farklı bir renge ihtiyaç duyar, o zaman alır.

Bu hesap tam ne için lazım? Böyle yardımcı olmak çok zor bence.
0
irene
(18.06.25)
yıllık 5-10k tutar maksimum.

günlük rutin bakım vs yaptığını düşünürsek böyle tabi. çok daha az da olabilir.
0
kaptan maydanoz
(18.06.25)
Ben hic makyaj yapmiyorum ve para biriktirebilen tutumlu biriyim ama ona ragmen kutularca dolu makyaj malzemem var.

Zamaninda cok iyi pazarlandi. Su an makyaj harcamaları geriye gitti onun yerine cilt bakimi, serum vs gibi seylere para harcaniyor.

Yillik miktari bilmiyorum. Ama bugün karbon peeling yaptirmaya gidiyorum mesela o 3000TL.
0
sonsuz
(18.06.25)
1 yüz yıkama jeli (1 yıl gider)
1 nemlendirici krem (5-6 ay gider)
1 makyaj silme suyu (1 yıldan fazla gider)
1 göz kalemi (1 yıl gider)
4'lü far (2 yıl gider)
1 allık (2 yıl gider)
1 rimel (2 yıl gider)
1 bb krem (1 yıl gider ama çok kullanıyosa 5-6 ay)
2-3 tane de ruj alsa

6 bin tl tutuyor ortalama bi markadan alırsa. ama gratiste bazen baya indirimler oluyor öyle indirimlere falan denk gelirsen çok daha ucuza alabilirsin.
0
turuncu tonlarda
(18.06.25)
(13)

Boy farkı şöyle olan çiftleri gördüğünüzde

morca
Garip buluyor musunuz? https://hizliresim.com/aqyn5msÇiftlerde sık gördüğüm bir boy farkı.Bu ikili direkt çift değil, örnek olması adına koydum. Merak edenler için kadın 1.65, erkek 1.97. Nihayetinde bize ne biliyorum. Sadece birlikte yorumlayalım diye soruyorum.
Garip buluyor musunuz?

hizliresim.com

Çiftlerde sık gördüğüm bir boy farkı.

Bu ikili direkt çift değil, örnek olması adına koydum. Merak edenler için kadın 1.65, erkek 1.97.

Nihayetinde bize ne biliyorum. Sadece birlikte yorumlayalım diye soruyorum.
0
morca
(16.06.25)
Benim bu konulardaki mottom: herkesin hayatına kimse karışamaz.

O yüzden hiç garipsemiyorum.


Bir de kendi adıma düşünüyorum, sırf boy yüzünden biriyle birlikte olmaktan vazgecmezdim herhalde.
0
fraise
(16.06.25)
valla normalde fiziki detaylara takılan biri değilim de böyle doğrudan büyük farklara karşı bir garipseme yaşıyorum. hatta biraz şeytani yönümle ve niyet okumayla cevap vereceğim ama her iki tarafın da böyle aşırı farkı içten içe istediğini düşünüyorum.
0
m e b
(16.06.25)
aksine sempatik buluyorum. seni öpebilmek için zıplıyor falan. uzun olduğum için partnerlerimle aramda hep 20 cm+ fark oldu.
0
yurtsuz john
(16.06.25)
Görmüyoruz hocam bize ne love wins
0
grimavi
(16.06.25)
Önemli olan boy farkı değil sevgidir.
0
rock n roll
(16.06.25)
Garipsemiyorum normal görüyorum.

Yalnız bekar olduğum dönemler biraz haset ediyordum:p nerden buluyorlar bu uzun erkekleri, bize niye sürekli 170-175 adamlar denk geliyor diyordum. Erkekte uzun boy tek kriter değil ama yine de çekici bişi bunu inkar edemem.
0
kullanicadi
(16.06.25)
Garipsiyorum. Weird
0
sonsuz
(16.06.25)
garip bulmam.
0
gabe h coud
(16.06.25)
Biz erkekler genel olarak garipsemiyoruz ve takmiyoruz ama kadinlar boy olayini acayip onemsiyor, oyle boyle degil. Hele bir de kendileri biraz uzun olmaya gorsun yok topuklu giyersem ne olur, disardan nasil gozukuruz, elalem ne der diye cok fazla muhabbet duyarim kadinlar arasinda. Kendileri uzunsa zaten hayatta tenezuul etmezler bile kisa erkege istisnalar disinda. Kisa erkek - uzun kadin iliskisi varsa kisa erkegi biraz arastirin kesin maddiyat, kariyer, kultur vs gibi alanlarin birinde ikisinde cok fena ustunlugu vardir toplumda. O yuzden tercih edilmistir.
0
freedonia
(16.06.25)
kadin erkekten uzun olmadigi surece sikinti yok, oynat devam.
0
cooperr
(16.06.25)
garip bulmak değil ama dikkat çekiyor tabi ama son derece normal.
dikkati çekilen bizlerin hatası:)
0
onursensoz
(16.06.25)
erkeğin uzun kadının kısa olmasını garipsemiyorum.

ama kadının erkekten uzun olması garip duruyor. hiç yakışmıyor. zaten çok görmedim böyle.
0
tabudeviren
(16.06.25)
Niye bilmiyorum ama benim aklıma doğrudan Göksel'in Evire Çevire ve Bi' Seni Konuşurum şarkıları geliyor.
0
encokbenisevinnolur
(16.06.25)
(5)

sizce ne yapılsın?

baldan kaymak
sizce hangisi neden?uzun yıllar evli çift.erkek kredi çekip; defalarca para kazanma ayağına saçma işler yapmış.en sonunda da yüklü miktar çekmiş. Ne yaptığı belirsiz.kadın birkaç kez başa gelen bu sorunlarda ayrılmamış, bir şekilde düzlüğe çıkarmış. Ama sonuncusu çok yüksek meblağ. Şimdiye kadar ola
sizce hangisi neden?

uzun yıllar evli çift.
erkek kredi çekip; defalarca para kazanma ayağına saçma işler yapmış.
en sonunda da yüklü miktar çekmiş. Ne yaptığı belirsiz.

kadın birkaç kez başa gelen bu sorunlarda ayrılmamış, bir şekilde düzlüğe çıkarmış. Ama sonuncusu çok yüksek meblağ. Şimdiye kadar olan mal varlıkları gitmiş durumda.

A) eş böyle birşey, yanında olmalı. Mal varlıklarını üstüne alıp, hak mahrumiyeti imzalatsın. Yapmazsa anlaşmalı boşanacağına dair kağıt imzalatsın.

B) daha fazla uğraşmasın, zaten birkaç kez yapmış. Ayrılsın. Mal varlığıydı, hak mahrumiyetiydi uğraşmasın.

not: b seçeneğinde kadının çocukları sahip çıkacaklarını iletmişler.
0
baldan kaymak
(15.06.25)
evli olan birinin bu soruya rahatlikla b diyebilecegini zannetmiyorum. tam bir bekara kari bosamak sikki.
sahsen olayin detaylarina hakim olmadigim icin bu soruya yanit vermezdim. zaten genel olarak insanlara öyle bosan ya da bosanma denmez.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(15.06.25)
Evlilik öyle bir şey değil ki.
Eşin finansal olarak çok salakça işler yapmış olabilir ama bu evliliği bozmaz, ona karşı duygularını da değiştirmez.

Eğer eşin sana yalan söylemiyor, kandırmıyor, dolandırmıyor da sadece başarısız olmuş veya beceriksizse bu boşanma sebebi olmaz normalde.

Ama bu senaryolarda genelde sadece başarısızlık değil yalanlar, tutulmayan sözler, eşler arasındaki muhabbetin değişmesi vs. de vardır.

Evliliğe sadece “gelir birlikteliği“ şeklinde bakıyorsa elbette hemen kendisini en iyi koruyacağı şekilde boşansın.
0
michael_knight
(15.06.25)
“en sonunda da yüklü miktar çekmiş. Ne yaptığı belirsiz.“ asıl sıkıntılı konu bu. Öncesinde birkaç birşey olmuştur, açıklanabilecek sebepleri vardır vs. ama yüklü miktar+ne yaptığı belli olmamak= sorun. Direk gidilip boşanılır mı bilmem, eğer kendi kendine çözüyorsa nispeten iyi (çalışıp ödemek+aile mirası vs.). Ama etrafındaki herkesi olumsuzluğa sürüklüyorsa, herkes çalışıp bu borçu kapatmaya çalışıyorsa bu evlilik üzerine ciddi düşünülebilir.
0
tiredofwaiting
(15.06.25)
Direkt boşanırdım. Hatta bu adama vasi atanmalı, adamın iyiliği için.
0
rock n roll
(15.06.25)
Direkt b.
Hele sormadan etmeden yapilmadiysa direkt ilk failda bosanma.

Loser erkekten daha kötü bir sey varsa o da hem loser hem acgözlü erkektir.
0
sonsuz
(15.06.25)
(7)

Kıymet bilmedik mi, yoksa zaten gidecekler miydi?

tahirkemalbozoglu
Arkadaşlarla iletişim koptu, hepsi eskide kaldı. İnsan, anılar aklına gelince o günleri özlüyor, iletişimin kopması da uzuyor açıkçası. Ama iş, güç, hayat gayesi… Sanırım öyle ya da böyle bir şekilde insanları birbirinden uzaklaştırıyor. Ya da uzaklaştırıyor mu? Bilmiyorum. Bildiğim şey, şu anda yal
Arkadaşlarla iletişim koptu, hepsi eskide kaldı. İnsan, anılar aklına gelince o günleri özlüyor, iletişimin kopması da uzuyor açıkçası. Ama iş, güç, hayat gayesi… Sanırım öyle ya da böyle bir şekilde insanları birbirinden uzaklaştırıyor. Ya da uzaklaştırıyor mu? Bilmiyorum. Bildiğim şey, şu anda yalnızım. Evliyim, o ayrı, ama bir dost, arkadaş deyip iki bira içecek adam yok. Biraz da yalnız bırakıldım, o konuları uzun uzadıya anlatmayayım ama eskiden güzel ve yogun bir arkadaş ortamından tek başına kalmak, hep bir “sizin gibi adamların taaaa…” diyesi geliyor insanın. Belki bende de suç vardır, bir şey diyemem. Amaaan, bu konularda çok konuştum da yine darlandım işte.
Bazen insan, gerçekten kıymet mi bilmedi, yoksa herkes zaten bir gün gidiyor muydu?
0
tahirkemalbozoglu
(14.06.25)
Herkes bir gün gider.
Gitmediyse o gün daha gelmediği icin
0
sonsuz
(14.06.25)
herkes bir gün gider+1

istese de istemese de böyle, kişisel algılamayın
0
gule gule
(14.06.25)
insan ana babasına, kardeşine bile yabancılaşıyor zamanla. Değişiyoruz.

Üniversitede yediğim içtiğim ayrı gitmeyen arkadaşlarıma bugün yolda görsem selam vermem. Kızdığım için değil, yollar ayrıldı bir kere. Değiştim. Hoş, onlar da bana vermez.
0
yurtsuz john
(14.06.25)
zaten gideceklerdi.

bazan 1 kişi zor oluyor, bazan 3 ü yazıyor.
0
baldan kaymak
(15.06.25)
zeki demirkubuz'un bir soylesisinde soyledigi laf aklima geldi: insanlar hayatiniza gelirler, girerler, sonra giderler diye. oyle iste.

ama the truenorthstrongandfree1 arti 1. emek de koyacaksin.
0
baldur2
(15.06.25)
Hocam bence sebepleri biraz kendinde araman lazım etrafı boklamak kolay. 39 yaşındayım evliyim, çocuğum da var. Haftada en az 1-2 kez arkadaşlarımla görüşürüz, ta ortaokul,liseden arkadaşım var görüştüğüm. Özveri gerekli gerçekten.
0
mirty
(15.06.25)
Tam olarak @mirty kadar net olamayacağım ama yine de +1

Atıyorum doğalında lise arkadaşlığı denilen şey aslında 4 yıl, bu çok az bir süre. İnsan hayatı on yıllarca sürüyor. Zaman uzadıkça birçok şeyle karşılaşıyor insan.

Hayatınızın bir döneminde arkadaşlar kendi hayatlarına gömülebilirler. O zaman onları kaybetmek istemiyorsanız iş başa düşüyor. Sonuçta bu sizin çevreniz, sizin de hayatınızın bir parçası. Eğer "ben yaptım o yapmadı" gibi karşılıklı dengelere çok kafayı takarsanız yine sizin hayatınızdan eksilecek.

İlişkiler her zaman dengede kalmayabiliyor. Elbette kendinizi kullandırmayın, iyi niyetiniz suistimal edilmesin ama bu tip durumlar problemli zaten. Bir arkadaşınızla sorunlu bir döneme girdiniz diye illa sizi kullanıyor falan diye düşünmemek gerek bence. Hayat bu, oluyor bir şeyler.
0
akhenaten
(15.06.25)
(5)

Romantizm algınızı özetleyen şarkı

sekizdokuzon
Benimki: https://open.spotify.com/track/3jmlpaMq9Pp9H034pzgDpl?si=WaBtfNR4SDOlr3-YxSzAnQSadece romantik ilişkiler için değil (sadece sevgili anlamında söylemiyorum) yaşadığım hemen her deneyimi bu minvalde algılamaya çalışıyorum.Sizinki nedir?Teşekkürler.
Benimki: open.spotify.com


Sadece romantik ilişkiler için değil (sadece sevgili anlamında söylemiyorum) yaşadığım hemen her deneyimi bu minvalde algılamaya çalışıyorum.

Sizinki nedir?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(14.06.25)
Shepard
(14.06.25)
Romatizma ağrılarınızı özetleyen şarkı diye okudum, ve asla garipsemeyip şarkı düşündüm ya :D

Son zamanlarda bu hoşuma gidiyor : music.youtube.com

music.youtube.com

music.youtube.com
0
pislick0
(14.06.25)
Romatizma anladim +1

Sezen aksu sensiz icime sinmiyor

Bence bu sarki cok romantik ve gerçek. Sacma sapan dram yok. Hayat devam ediyor. Yine kahkaha atiyorum ama ne zamanki icim dolar sevincten sensiz icime sinmiyor diyor. Bence bu cok romantik
0
sonsuz
(14.06.25)
youtu.be
Go widı floooo
0
grimavi
(14.06.25)
Songs: Ohia - Tigress

Özellikle son kısım benim mottom haline geldi yıllar içinde:

“I believe every woman has made up her mind to win”

Rahmetliyi de analım buradan, güzel adamdı
0
vedatchilipeppers
(15.06.25)
(8)

Tek Başına Tatil

rock n roll
Tek başına tatil keyifli oluyor mu? Zorlukları neler, mesela denizde, plajda eşyalarınızın güvenliğini nasıl sağlıyorsunuz? Arabasız olmanın dezavantajları var mı? Böyle bir isteğim var, tecrübesi olanlardan fikir almak isterim.
Tek başına tatil keyifli oluyor mu? Zorlukları neler, mesela denizde, plajda eşyalarınızın güvenliğini nasıl sağlıyorsunuz? Arabasız olmanın dezavantajları var mı? Böyle bir isteğim var, tecrübesi olanlardan fikir almak isterim.
0
rock n roll
(14.06.25)
arabasız => www.youtube.com

önceden tüm ulaşım noktalarınızı ve oralara nasıl ulaşacağınızı çok iyi hesaplarsanız belki eziyete dönmez. çok iyi bir planlama ile belki kurtarır.
0
WithWorth
(14.06.25)
Ben motosiklet ve çadır ile tüm sahil şeridini gezmiştim, çok eğlenceli geçmişti. Bazı campingler tek kişiyim diye almamıştı, er kişiyim. Onun haricinde bir sürü insanla tanıştım. Gittiğim yerleri önden aile ya da arkadaşlardan birine söylüyordum ki nerede olduğumu bilsinler.
0
mirty
(14.06.25)
Harika bi sey. Ucakla gittim geldim. Plaja gittigimde telefonsuz gidiyordum. Yanima sadece yetecek kadar para aliyordum.
Nereye gidecegine ne yaoacagina kendin karar veriyorsun sadece. Nerede ne yiyecegine keza oyle. Etrafta istisnasiz herkes cift, aile veya arkadasti. Umrumda olmadi. Hic eksiklik hissetmedim. Ben biraz yalnizlik seven biriyim tabii. Bara da gittim zaten maksimum bir kadeh icerim. Ickimi ictim, muzik dinledim kalktim.
Her seyde oldugu gibi burada da onemli olan sey iyi, kaliteli lokasyonlarda vakit gecir. Rahatsizlik veren olmasin.
Yurt disindaydi bu anlattigim. Turkiyede de gittim tek.
Ne kadar harika olsa da dezavantaji da su ki hastalansan falan tek basinasin.
0
Kittie
(14.06.25)
Yurt içinde değil ama yurt dışında güzel oluyor.

Yurt dışında kafa yoracak çok şey var. Yurt içi gezisi etkinlik odaklı oluyor genelde. Yurt dışında tamamen başka dünyadasınız, kafa yoracak çok şey oluyor boş kalmıyorsunuz. En basitinden metro ağını çözmek bile sıkıcı gelmeyen bir iş. Sizin için her şey yeni. Siz de herkes için yenisiniz. İnsanlarla tanışmak daha kolay, egzotik hayvan gibi oluyorsunuz çünkü :D

Ben arabaya ihtiyaç duymadım, ama öyle şehir merkezlerinden de çok ayrılmadım. Yurt dışında deniz tatili de yapmadım, bunlara ne desem yalan olur.
0
akhenaten
(14.06.25)
Bir tane otele git at kendini. Koy koy gezmek arabasiz olmaz ama otel tatili gayet iyi ve dinlendirici
0
sonsuz
(14.06.25)
ben hep solo tatile giderim. sehir de gezdim, solo kamp da yaptim. hatta dah agecen yazdan solo kamp duyurum duruyor :)
sözlükten kuehles blondes solo tatilin erbabidir. 6 ay latin amerika'yi gezdi solo, dünyada ayak basmadigi ülke cok az kaldi. bence bu konuda en tecrübeli insan kisisi odur. cok girmez sözlük'e ama spesifik sorulariniz olursa bence cevaplar.

öte yanda plajda esya icin cok güzel bir sir vereyim: dry bag
degerli esyalari buna doldurup, agzini baglayip benimle denize aliyorum, sezlongda sadece sapkam, havlum falan kaliyor.

fb kullaniyorsaniz: www.facebook.com
bu grup da oldukca yardimci. amerikalilar genelde mal mal, "is egypt safe?" gibi sorular soruyor, ama onlar haricinde gercekten iyi grup. mesela otelle ilgili sikinti yasayan, belli sebepten güvensiz hisseden kadinlara ev acani bile oluyor(baska bir grup üzerinden).
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(14.06.25)
Kendim tek çok gittim tatile ama hep şehir tatiline. Yurtiçi + yurtdışı şeklinde yaptım. Gezip dolaşma, barda takılma, alışveriş vs Olduğu için keyifli oluyor. Sürekli bir aksiyon var yani. Ama deniz tatilinden hiç emin değilim. Deniz kenarında saatlerce tek başına oturmak, aynı zamanda denize girince eşyalar ne olacak endişesi, bir de akşamları tek başına sürekli rakı bira içmek çok kulağa keyifli gelmedi. Deniz tatili biraz daha aksiyonu az olduğu için şehir tatiline göre Bence biriyle gitmek daha eğlenceli.
0
mor oje
(14.06.25)
telefon otelde kalıyor
0
mantık
(14.06.25)
(15)

aile sorunu

Coma
Arkadaslar, benim bir sorunum var ama arkadaslarima falan belli etmedigim birsey, bu yuzden tavsiyenize ihtiyacim var.benim annem babam ayri, cocukken kuzenimin tacizine ugradim, annem destek olmadi, kapatildi. annemle bunun disinda cok problemim vardi ve kendi parami kazanmaya basladiktan sonra ann
Arkadaslar,
benim bir sorunum var ama arkadaslarima falan belli etmedigim birsey, bu yuzden tavsiyenize ihtiyacim var.

benim annem babam ayri, cocukken kuzenimin tacizine ugradim, annem destek olmadi, kapatildi. annemle bunun disinda cok problemim vardi ve kendi parami kazanmaya basladiktan sonra annemle iliskimi kestim. babamla da kestim cunku babama bizi al, dedigimde kiz cocuguna annesi bakar diyip telefonu kapatti. babamla aramizda annem gibi cok problem olmadi ama bu yuzden affedemiyorum. kardesim de, ben de kendimizi yetistirdik ama cok kizginim cunku cok kolay kaybolabilirdik.

simdi ise erkek arkadasi adayim var. ailesi cok iyi, aile konulari acilinca ne diyecegimi bilmiyorum. hor gorulmekte istemiyorum. onceki iki erkek arkadasimdan biri liseden beri oldugu icin biliyordu, digerine de vefat ettiler dedim. kardesim gorusuyor ama ben hicbir sekilde gorusmuyorum, sadece baba tarafindan akrabalarla gorusuyorum. kafam cok karisik.
0
Coma
(14.06.25)
Sorarlarsa “bizimkiler boşandı, birbirimizle görüşmüyoruz , özel bir mesele” dersiniz, konu kapanır. Bunun üstüne daha fazla soru sorulmaz.
0
orient blue
(14.06.25)
yalan söylemeye gerek yok. boşandılar deyin ama burada yazdığınız detayları vermenize gerek yok. yüzeysel şekilde anlaşamadıklarını anlatırsınız. bitti gitti.
0
archmeister8
(14.06.25)
Vefat ettiler vs diye yalan söyleme.
Görüsmüyoruz de gec. Eger yillar sonra karsi taraf hala merak ediyorsa ve sen anlatmaya hazirsan istersen anlatirsin.

Worst case senin hazir olmadigin bir anda anlatman ve hassas oldugun seyleri saklaman veya farkli lanse etmen. Böyle olunca durumu tam olarak anlatamayabilirsin ve sen hatali gibi bile görünebilirsin.
0
sonsuz
(14.06.25)
Yalan söylemeyin ama henüz her şeyi anlatmak için erken gibi, şimdilik görüşmüyoruz demeniz yeterli bence, zamanla güven bağı kurulup ilişkiniz derinleşirse anlatırsınız durumu. Yaşadıklarınız ve duygularınız için sizi hor görecek biri ise karşınızdaki hiç hayatınızda olmasın daha iyi zaten.
0
(14.06.25)
Artık ailemle iletişimi kestim görüşmüyorum demen yeterli geri kalanı detaylı anlatmana gerek yok
0
grimavi
(14.06.25)
Yalan soylemene gerek yok. Seni Kabul Eden oyle Kabul etsin.
0
baldur2
(14.06.25)
yalan söyleme, senin suçun yok.

doğruları söyle. Bir büyüğünden babalık yapmasını iste.
0
baldan kaymak
(14.06.25)
bu durumu kendi içinizde sorun olarak görüp dışarıdan gizlemeye, konuyu geçiştirmeye çalıştıkça kafanıza takıp kendinizi daha çok yoruyor huzurunuzu kaçırıyorsunuz gibi geliyor.

herhangi bir insana ailenizden bahsederkenki duygu haliniz karşı tarafın da bu konuya olan yaklaşımını etkiler. siz ailenizi anlatırken gizemli bir dil kullanırsanız, karşınızdaki de bu gizemi çözmek isteyecektir. siz ne kadar rahat, doğal olursanız, karşınızdaki de bu konuyu o kadar doğal karşılayacaktır.
0
tnz
(14.06.25)
seni çok iyi anladım, işte bunu sana karşı kullanmayacak birini bulmak lazım. aile ne yazık ki böyle bir şey karşı taraf ''ailen sana bunu yapmış'' deyip her şeyi reva da görebilir, ezmeye de çalışabilir. atıyorum sen başka bir şeyden ona dargınken senin yüzüne de vurabilir, hani silah gibi kullanır. var böyle ruh hastası ezikler ne yazık ki. kendini rahat hissedeceksen ayrılar ve çok görüşemiyoruz şu ara gibi bir şey de geç diyecektim ama erkenden ne tarz birisi olduğunu öğrenmen, gerçek yüzünü görmen daha da iyi olabilir aslında bilemedim. valla seni böyle bir mevzudan hor görecek kişide cehennem olsun gitsin. sen ayaklarının üzerinde durmuşsun, böyle bir durumdan sapasağlam çıkmışsın. ailenin nasıl birisi olduğu kimseyi ilgilendirmez. bunu kullanmaya çalışacak tıynette birisi de kimsenin karşısına çıkmasın açıkçası. ayrıca kesinlikle hor görülecek bir şey değil yaşadıkların, senin suçun hiç değil, böyle düşünme. dediğim gibi böyle bakacak biri de uzak dursun zaten.
0
air
(14.06.25)
Bunda utanacak bir şey yok, bu sana ait bir şey değil çünkü annen ile baban boşanmış, senden bağımsız bir olay.

@orientblue'nun dediği gibi kısa bir açıklama insan olana yeter.
0
encokbenisevinnolur
(14.06.25)
erkek arkadaşınızın ailesini bilmem ama erkek arkadaşınızla paylaşabileceğiniz bir şey olmalı "ailenizle görüşmemeniz". Siz bir şey söylemedikçe erkek arkadaşınızın anne babası da üstelemeyecektir bence. Düşünceli insanlar değillerse de bir tebessümle "konuşmak istemiyorum" dersiniz olur biter. Hiç dert etmeyin. Sizin de onlarla ilgili bilmediğiniz bir çok şey var. Belki siz de pot kıracaksınız hatta.
Size çok içten mutluluklar diliyorum. (:
0
sparkle kiddle
(14.06.25)
"konuşmak istemiyorum" mu? daha da büyük bir sorunmuş gibi gözükür. öldü möldü korkunc yalanlar. öncelikle erkek arkadaşına taciz vb konuları detaylarına girmeden ailenle görüşmediğini açıkla daha sonra ailesine ne derseniz konu daha kolay kapanır birlikte karar verin kimse zor durumda kalmasın sen de detaylarına inmek durumunda kalma. eğer hazır hissetmezsen ailesiyle tanışma zaten daha sevfili bile değilsiniz. çok iyiler çok tatlılar dediğin içlerinde neler yaşadıklarını bilmiyorsun gözünde büyütme
0
ala09
(14.06.25)
Anne babanın boşanmasını gizlemek çok mantıklı değil. Anlaşamamış ayrılmışlar. Annemle kaldığım için araya soğukluk girdi babamla görüşmüyorum. Annemle de yakın değiliz zamanla paylaşırım seninle dersiniz bitti gitti. Öldü demek büyük bir yalan. Aile ile çatışmaları anlatmak her zaman iyi fikir olmayabilir. Ele karışmak yere karışmak derler senin annen de şöyle yapmış sana x akraban da böyle yapmış şeklinde çirkinleşebiliyorlar kaliteli insan değillerse. Zamanla kendiniz hazır hissettiğinizde dilediğiniz detayları paylaşırsınız.
0
cilekli pasta
(14.06.25)
(maalesef) Sayın @ala09: bunu sorun gözükmesi sorun zaten. konuşmak istemediğiniz hiçbir şeyi konuşmak durumunda değilsiniz.


karşısında elli yaşında insanlar olacak mesela. SEvişiyor olaiblirler ama biz bunu konuşuyor muyuz, konusunu açıyor muyuz? bir konunun konuşulmak istenmediği kolayca anlaşılır sonrasında üstelemek saçmalıktır. Bu ihtimal oluştuğunda da kimseyi kırmadan "bunu konuşmak istemiyorum" dersiniz.
Fenerbahçe-galatasaray konusu açılınca dersiniz, siyaseten farklı görüşler olduğunda dersiniz, iş hayatınız için dersiniz, en yakın arkadaşınızla kavga ettiğiniz de sebebi sorulduğunda dersiniz, yemek yerken midenizi bulandıran bir şey konuşulduğunda dersiniz. Nerelerde kendinize neler yaşatıyorsunuz acaba.
0
sparkle kiddle
(14.06.25)
@sparkle kiddle biraz politik olmak gerekir diye dusundum. acik konusunca anlasilacagini kim soyledi? bana bile sevgilim bu konuda konusmak istemiyorum dese asamadigi seyler var zannederim kaldi ki karsi tarafi tanimiyor cok. oldu bitti yapacak bir sey yok denmesi yegdir
0
ala09
(15.06.25)
(17)

imkanınız olsa kuzey kore'ye gider misiniz, merak ediyor musunuz?

mark greg sputnik
sizi maddi açıdan zorlamayacağını bilseniz ya da tüm masraflarınızın karşılanacağını bilseniz kuzey kore'ye TURİST olarak gitmek ister miydiniz? ben açıkçası çok merak ediyorum ve imkânım olsa kesinlikle gitmek isteyeceğim ülkelerden biridir. sizde durum nasıl? özellikle "gitmem" diyenlere sorayım.
sizi maddi açıdan zorlamayacağını bilseniz ya da tüm masraflarınızın karşılanacağını bilseniz kuzey kore'ye TURİST olarak gitmek ister miydiniz? ben açıkçası çok merak ediyorum ve imkânım olsa kesinlikle gitmek isteyeceğim ülkelerden biridir. sizde durum nasıl? özellikle "gitmem" diyenlere sorayım. ilginizi mi çekmez? yoksa korktuğunuz için mi gitmezsiniz?
0
mark greg sputnik
(13.06.25)
Asyalıdan evliya alma avluya. Öl dedim, öldün temalı güçlerin hakim olduğu ülkelere alerjim var. Yamaç paraşütü yapmaya da yokum, gondola binmeye de. Save game-load game olayı olmayınca insan ölmemek için dikkatli davranmalı derim. Bomboş ülke hem. Sub-humanlar.

Pembe arkadaşlar, dünyadan bir haberler ise gitmeye can atar.
0
Shepard
(13.06.25)
Aslında sadece orası değil Moğolistan Kazakistan'in kuzeyi ve doğusundaki hiçbir Asya ülkesini merak etmiyorum o kadar.

Sarışın olmamın de etkisi var, bizim her çekik gözlüye Japon dememiz gibi bu arkadaşlar da her sarışını Amerikalı sanmaya eğilimli diyor çevremden gidenlerden duyduğum.

Bu tür şeylerden ötürü aslında. Korkmak da değil ilgisizlik de.
Kuzey kore değil sadece ama, tek istisna mesela bir dövüş sanatı bağlantılı bir kurs vs için gidersem giderim oralara. Koreliler tekvandocu ya o mesela olabilir, ama onun için de Güney koreye giderim kuzeye değil.
0
encokbenisevinnolur
(13.06.25)
Türkiye'de herhangi bir dağ başında
1 ay süreyle aciz ve gariban olarak kal daha iyi.
Orada kaldığında babasının ölüm tarihine denk gelirsen zorla resmi törenle ağlatır öylece Türkiye'ye geri gönderiler sanırım.
0
diyecevaplandı
(13.06.25)
@diyecevaplandı,

abi turla, turist olarak bir haftalığına filan gitmekten söz ediyorum, yanlış anlaşılmasın. yani ona rağmen bu cevabı da verebilirsin ona itirazım yok ama ben yine de açıklığa kavuşturayım istedim, bahsettiğim şey orada yaşamak değil. gidip gezip gelmek.
0
🌸mark greg sputnik
(13.06.25)
geri dönebileceğim kesinse, kesinlikle gitmek isterim. Giden fotoğrafçı bi adam vardı röportajını izlemiştim baya da ilginç aslında ama onların dediği şeylerin dışına çıkmaman lazım ve izin vermedikleri bir şeyin fotoğrafını çekmemen lazım.

Ha tabii gösterdikleri yapay bir Kore var diyorlar. Turiste jazz müzik yapan Kuzey Koreliler gösteriyorlar ama içeride halk nasıl yaşıyor temas edemiyorsun.

Mesela Hindistana sağlık çekincelerimden dolayı gitmemeyi tercih ederim, Kuzey Kore daha çok ilgimi çekiyor.
0
nhk ni youkosu
(13.06.25)
@nhk ni youkosu, hocam allah affetsin nick'i görünce kahkaha attım. imkanınız olur da giderseniz beni de bavula filan sıkıştırıverin lütfen, duyuru'da bu konuda en çok size güvenirim zaten. ben de açıkçası kuzey kore'yi tam anlamıyla tecrübe edebileceğimizi düşünmüyorum ama her şeye rağmen fazlasıyla egzotik ve "sayko" geliyor bana açıkçası. yalandan bile olsa böyle kapalı bir rejimin içine girmek enteresan hissettirirdi diye düşünüyorum, yani burası öyle 200 dolara uçak bileti alınıp gidilebilecek bir yer değil. acayip.

ama ben bu jazz olayını daha önce duymamıştım mesela, şahsen böyle bir muameleye maruz kalsam sinirlenirdim. ne jazz'ı birader bana kore'yi gösterin diye tepki gösterirdim. ha sonucunda benden bir daha haber alan olur muydu bilinmez ama hoş değil. jazz her yerde var, kore'ye gelmişim bana ne jazz çalıyorsunuz allahınızı severseniz.
0
🌸mark greg sputnik
(13.06.25)
doğu sınır kapısından sonraki hiç bir asya ülkesine gitmem.

geçen yıl ücretsiz (bilet ve konaklama dahil) japonyaya götürüyorlardı gitmedim.
0
yurtsuz john
(13.06.25)
Hic cekmiyor. Sacma sapan bir yer. Yasanilanlari da ilgi cekici bulmuyorum. Görmek bile istemiyorum hatta
0
sonsuz
(13.06.25)
İlle de gitmem demiyorum ama hiç merak etmiyorum ben de. Gerçi bi yanım batı medyasının bize gösterdiği kadar kötü değildir diyor ama yine de gitmeye görmeye değer bir şey duymadım hiç hakkında.

Bir de halk fakirlik ve zorluk içindeyken, sanki hayvanat bahçesine gitmiş de onların yaşamlarını inceliyor gibi hissederim bu da köti hissettirir
0
biseysorcaktim
(13.06.25)
Dünyayı çok iyi bildiğini sanıp, tüm bilgisini Amerikan güdümündeki basından öğrenip bir de karşısındakilere cahil ve pembe olmakla itham edenler elbette Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'ni şeytanlaştırır.

KDHC'nin dünyanın en müreffeh ülkelerinden biri olmadığı ve bizim alışkın olduğumuzdan farklı ve katı bir rejimi olduğu aşikar. Ancak bunlar, ülkeye turist olarak gitmeyi istemeye engel değil. İmkanım olursa (ki önüme bazı fırsatların çıkması olası) mutlaka giderim.

Eniştesini köpeklere yedirmiş iddialarını falan bir kenara bırakmak lazım. KDHC'ye dair bu tip haberlerin tamamı KDHC içinde hizmet veriyormuş gibi görünüp esasında ofisi Seul'de olan CIA'nın fonladığı siteler kaynaklı.

Duayen gazeteci Coşkun Aral'ın KDHC deneyimine dair videosu var. Bilmeyenler izlemeli bence, cehaletlerini giderirler biraz.

youtu.be
0
10551037
(13.06.25)
anladığım kadarıyla onların çizdikleri rotalar dışında hiç bir yere gidemiyor tur grupları. gidilebilen yerlerde ki insanlar da konu mankeni, onlara ne söylendiyse öyle davranıyorlar rol gereği. çok suni bir ortam, gerçek kuzey koreyi görmemiz imkansız diye biliyorum.
0
Phoebe
(13.06.25)
güney olsa olmaz mı?
0
neira
(13.06.25)
@mark greg bırak şununla uğraşmayı ya.

soruya yanıt: her bir ülkeye gitme merakım var, kuzey kore’ye yok. sanki ülkeye giriş yapsam çıkamazmışım gibi hissediyorum.
0
deartheodosia
(13.06.25)
Kesinlikle hayır.
0
hayirsiz
(14.06.25)
gezip tozmayı seven biri olsaydım gerçekten giderdim.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(14.06.25)
Ütopya/Distopya ekseninde merak ediyorum açıkçası ama daha göreceğim ve yaşayacağım durumlar ile deneyimler olduğundan dolayı öncellik vermiyorum.

50 yaşın üstüne varıp çok param olduğunda ve can sıkıntısı olursa giderim tabii.
0
put it in your appropriate place
(14.06.25)
bir ara youtube'la bunla ilgili ne var ne yok izlemistim cok isterim.
zaten gitmek de mumkun sanirim tamamen devlet duzenliyor turlar var kalacak yer ucak vs hepsini onlara birakiyorsun gezdiriyorlar vs.
0
bay b
(14.06.25)
(13)

günübirlik hamburg

phoarbix
15 gün sonrasına gidiş dönüş 5000 TL’ye bilet buldum. aslında tam günübirlik sayılmaz, salı sabah 9’da varış çarşamba 14:50’de oradan hareket şeklinde. büyük bir şehir olduğundan asla yetmeyeceğini biliyorum ama yıllık izin bile almadan sadece sırt çantasıyla bir kaçamak yapmış olurum dedim. sizce k
15 gün sonrasına gidiş dönüş 5000 TL’ye bilet buldum. aslında tam günübirlik sayılmaz, salı sabah 9’da varış çarşamba 14:50’de oradan hareket şeklinde. büyük bir şehir olduğundan asla yetmeyeceğini biliyorum ama yıllık izin bile almadan sadece sırt çantasıyla bir kaçamak yapmış olurum dedim. sizce keyifli olur mu, yoksa yolun çilesine değmez mi fikirlerinizi merak ettim.
0
phoarbix
(12.06.25)
hamburgu cok severim ben, bence değer. o paraya yurtici yolculuk yapamiyorsun.
0
deckard
(12.06.25)
Hamburg icin deger
0
sonsuz
(12.06.25)
ilginiz varsa ve görmediyseniz hamburger kunsthalle, hele bir de kalıcı serginin yanında ilgi çekici bir geçici sergi de varsa, missss.

her türlü keyifli olur ya, iyi eğlenceler şimdiden :).
0
Phoebe
(12.06.25)
Gidilir. Aynı aksam rapabhen'i gezersin
0
HellKeePer
(12.06.25)
en az 2,5 saatlik uçuş yolculuğu. indisi bindisi 6 saat alır. dönüşü de var. 1 gece için bu çileyi çekmem.
0
mr.goodcat
(12.06.25)
Değmez.
Sabah 9’da Hamburg’da olabilmek için gece 2’de evden çıkacaksınız.
Sonra saat 12-13’e kadar otel check-in saatini bekleyeceksiniz.
Odaya girdiğiniz anda düşüp uyursunuz.
Gece çıkarım dersiniz.
Gece de tek başınıza birkaç mekana girip çıkarsınız. Bitti tatil.

Uçak ucuz ama tatil masrafı sadece uçak değil ki.
0
michael_knight
(12.06.25)
bence bu yola girmişken değer. abartıldığı kadarda yorucu olmaz.

gece 2'de evden çıktınız diye otel beklerken düşüp uyuyakalmazsınız. 3 yaşında çocuk değiliz sonuçta.

gidilip güzel bir yürüyerek gezilir, rahat bir akşam yemeği yenip gece takılıp ertesi günde hafif bir kahvaltı sonrası dönüş yolculuğu. yapılmayacak şey değil.
0
biergarten
(12.06.25)
Dönüşünün ertesi günü tatilse yapılır. Çalışılacaksa da yapılır da nasıl bir iş yaptığınıza ve konsantrasyon ihtiyacınıza bağlı. Ben olsam yapardım :)
0
amelie poulain
(12.06.25)
havalimanında çalışıyorum, işten erken çıkıp binecektim uçağa. Akşam 20’de vardiyam başlıyor, sabah 5’te izin alıp çıkabilirim, uçak 06:30’da. Gece 2-5 arası da arkadaşlarıma yük olmadan biraz uyuyabilirim. Sadece döndüğümün ertesi sabahı yine 12 saatlik vardiyaya gideceğim o biraz yorucu olur, ilk gidişi idare ediyorum bir şekilde. bu şekilde geceden çıkıp, havaş’la çeşme’ye, oradan sakız’a geçmişliğim var, gece dinlenebildiysem çok yıpratmıyor.

aslında 1 ay sonra izin alıp gideceğim bir helsinki-tallinn seyahatim var zaten ama hazır vizem de varken, araya 1 günlük de olsa bir destinasyon sıkıştırayım macera olsun diye düşündüm. gidiş dönüş 15-20k bilet fiyatı olsa hiç uğraşmazdım.
0
🌸phoarbix
(13.06.25)
Bence çok güzel bir şehirdi, kısa da olsa keyifli olur diye düşünüyorum. Hem günlerin uzun olması da avantaj. Eğer yürüme turu seviyorsanız Robin and the Tourguides'ın turuna katılmıştım genel bir fikir edinmek için idealdi.
0
peki madem
(13.06.25)
herkese mesajları için teşekkürler. gidiş dönüş biletimi aldım, st.pauli’de merkeze yakın bir yerde de konaklama da ayarladım, robin and the tourguides turuna da rezervasyon yaptım (yürüyüş turlarını severim, yetişebilir miyim bilmiyorum tabii) ama tek günüm olduğu için müze/sergi gezemem sanırım. şehrin ambiyansını biraz hissedebilsem yeter, gitmeseydim bu sıcaklarda evde oturacaktım :)
0
🌸phoarbix
(13.06.25)
Aklında olsun gece kulüplerine spor ayakkabıyla almıyorlar. En azından ben öyle biliyorum.
O konuya bir bak.
0
michael_knight
(14.06.25)
@michael_knight; bilgi için teşekkürler. gece kulübüne gitmem muhtemelen ya bana göre yerler değil. pub’da biramı alıp içmekten daha çok keyif alıyorum.
0
🌸phoarbix
(14.06.25)
(4)

Balkanlar turuna ciksak

Kittie
Her balkan ulkesi pasaporta giris basacak mi?Yoksa ilk giris ulkesinde bir de cikis ulkesinde mi basilir?
Her balkan ulkesi pasaporta giris basacak mi?
Yoksa ilk giris ulkesinde bir de cikis ulkesinde mi basilir?
0
Kittie
(12.06.25)
Her ulkenin vize sartlari farkli. Mesela Arnavutluk'tan Yunanistan'a gecerken tabii ki pasaportuna vizene bakacaklar. Ote yandan Romanya - Bulgaristan arasinda kontrol yok mesela ikisi de schengen oldugu icin.
0
hot potato
(12.06.25)
Vizesizler icin sordum.
0
🌸Kittie
(12.06.25)
Balkan ulkeleri arasinda ozel bir antlasma vs yok. Damga basma isi her halukarda mecburi degil, bazi memurlar basmiyor. Ozel bir tercihiniz varsa soylerseniz yapabilirler.
0
mbond
(12.06.25)
Elbette.

Karayoluyla gececekseniz arabaya ya da otobüse gümrük kontrolü de yapilir.

Birbirinden bagimsiz ülkeler.
0
sonsuz
(12.06.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.