Giriş
(4)

Evliyken miras kaldı ve sonra boşanıyoruz diyelim ki...

encokbenisevinnolur
Kalan miras boşanırken eş ile hukuken bölüşülür mü yoksa miras kalan kişiye mi ait olarak kalıyor?
Kalan miras boşanırken eş ile hukuken bölüşülür mü yoksa miras kalan kişiye mi ait olarak kalıyor?
0
encokbenisevinnolur
(23.01.25)
Miras sadece kişiye ait. Bu mirası satıp birşeyler alırsan o zaman %50 olur.
0
wd40
(23.01.25)
bölünmez.
0
jelly bear
(23.01.25)
miras, hediye, bahis vs sans oyunlari gelirleri vs hicbiri "kazanilmis" olmadigi icin mal paylasimina girmez.

dügünde takilan altinlarin kadinin olmasinin sebebi de o. ona takiliyor, ona hediye cünkü.

pokerden kazanilan para yetenek gerektiriyor diye mal paylasimina sokulmali vs diye tartismalar vardi ama noldu acaba.
0
sonsuz
(23.01.25)
yukarıdaki bir cevabaı düzelteyim. mirası satıp bir başka mal alınırsa o da paylaşıma dahil değildir. ancak miras malı bir evi örneğin ortak para ile tadilat yaptırıp değerini yükseltirseniz veya imarsız miras arazisini emek ve para harcayıp imarlı hale getirirseniz aradaki farklar ortaktır.
temel mantık şu; eşlerden birisi çalışır didinir diğeri ona destek olur o yüzden ortaktır. çıkış mantığı kadınların ortak olması üzerinedir. istatiksel olarak evli erkeklerin çok daha başarılı olduğu çıkarımından kaynaklanır. adam ceo olmuştur ama sıcak bir yuvası, ilgili bir eş, kendisinin cinsel ihtiyaçlarını karşılayan bir dişi, ve çocuklarını doğurup büyüten ve bakan bir kadının erkeğin başarısında ve malvarlığında payı olduğu düşünülür.
0
ground
(24.01.25)
(16)

en son ne zaman ve ne sebeple çok mutlu oldunuz?

tabudeviren
soru başlıkta.
soru başlıkta.
0
tabudeviren
(23.01.25)
Uzun zamandır peşinden koştuğum ve aklını çelmek için her şeyi yaptığım ama bir türlü yüz vermeyip kendini sevdirmeyen sarman kediyi nihayet ıslak mama karşılığında ikna edip sevebildim, umarım bu birlikteliğimiz devam eder.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(23.01.25)
Bir arkadaşım bir işime yardımcı olmuştu.
0
Kahvedesu
(23.01.25)
Taşıt kredim bitti ona bir tur sevindim.

Neredeyse 1 haftadır evde değilim kargolar güvenlikte yığılmış 10 15 kargoyu çekirdek içlerini biriktirip bir kerede ağzıma atarmışcasına açıcam o anı bekliyorum. Çok mutlu oluyorum paket vs açarken:)
0
kullanicadi
(23.01.25)
linkedinden biri lead pozisyon icin bana yazmis. oha dedim ben de lead olabilirim demek ki. hayali bile sevindirdi.
iste zor zamanlar gecirirken, baska umutlar daha iyi imkanlar olabilecegini bilmek güzel.

ama cok mutlu olmak ne demek ki? dogum günündür, evlendigin gün vs o zaman cok mutlu olabilirsin. coook mutlu olmaya da gerek yok.

üzecek durumlar en az yasansin yeter.
0
sonsuz
(23.01.25)
2002 lisans mezunuyum. Geçen sene önlisansa başladım. Bu yıl aynı anda tezli yüksek lisansa başladım. Yüksek lisans notlarım 90 üzerinde. Dün akşam önlisans öğrenci bilgi sistemine bakarken keşfettim ki 3 dönemdir yüksek onur öğrencisi olmuşum. Bunu görmek mutlu etti beni.
0
strawberry first
(23.01.25)
bu sabah annemin sucuklu yumurta yaptığını görünce oldum çünkü canım 1 2 gündür sucuk istiyordu
0
Mossy
(23.01.25)
mutlu olmak istiyorum uzun zamandir olmadim
0
bugunolmadiamayarinkesinolacak
(24.01.25)
Beş buçuk sene süren boşanma davam bittiğinde kuş gibi hafifleyip hüngür hüngür ağlamıştım mutluluktan. Son beş senedir daha mutlu olduğum an olmadı açıkcası.
0
cilekli pasta
(24.01.25)
Yazın tatile gittiğim otel de ki muamele ve ödeme yapmamış olmam karşısında mutlu kalmış olabilirim
0
kondansator
(24.01.25)
Kasım 2024 İstanbul maratonuna bugüne kadar hiç bi' maratona başlamadığım kadar demotive başlamıştım, " bakalım nerde bırakıcam?" diye evden çıktım, kaç kere eve dönmeye yeltendim bilmiyorum, ne olduysa köprünün üstüne çıkınca oldu.
En iyi derecemle bitirdim, verdiği huzur, mutluluk çok keyifliydi.
0
kumandanim
(24.01.25)
ufak şeylerden mutlu olabildiğim için örnek çok ama ilk aklıma gelen böyle etkili, coşkulu olanı için geçtiğimiz temmuzdaki judas priest konseri diyebilirim. pogoya dahil olmalı, şapır şupur ter atmalı müthiş bir konserdi benim için. ha bir de 2008 de geldiklerinde onlar yerine metallica ya gitmem ve fena derecede içimde kalması bu mutluluğu pekiştirmiş oldu :v
0
lüzumsuz adam
(24.01.25)
40. yaş günümde verdiğim partide. ne çok sevenim varmış.
0
gabe h coud
(24.01.25)
Kardeşim nişanlandı :)
0
peki madem
(24.01.25)
Sokaktan bi' hayvan sahiplendik 5 ay kadar önce, sakattı maalesef. Ameliyat ettirdik, şu anda hiç sorunu yokmuş gibi koşuyor, oynuyor, eğleniyor. Çok mutlu ediyor.
0
kumandanim
(24.01.25)
çok mutlu değil ama mutlu ve rahatlamış hissettim. ev taşıma konusunu sorunsuz bir şekilde halledince. yaklaşık 1 ay önce.
0
biravekahve
(24.01.25)
kocamla tatilde plajdaki color party'de dans ederken çok mutluydum. ama aşırı mutluluk eğlenceli ve huzurluydum
0
Hallegadola
(24.01.25)
(10)

Boşandığınız eşe ne kadar cömert olurdunuz?

loch ness
Selamlar,Eşinizden çok daha fazla kazandığınız, evinizin geçimini sağlayıp, birçok kalemi de ekstradan karşıladığınız ve kalan tutarlarla yatırımlar birikimler yaptığınızı düşünün. Olası bir boşanma halinde bu birikimlerin ve yatırımların yarısını boşanacağınız kişiye vermeye razı olur muydunuz?
Selamlar,

Eşinizden çok daha fazla kazandığınız, evinizin geçimini sağlayıp, birçok kalemi de ekstradan karşıladığınız ve kalan tutarlarla yatırımlar birikimler yaptığınızı düşünün.

Olası bir boşanma halinde bu birikimlerin ve yatırımların yarısını boşanacağınız kişiye vermeye razı olur muydunuz?
0
loch ness
(23.01.25)
evet. bu konuyu bastan karsidakini secerken düsüneceksin, bosanirken degil.
özellikle cocuk varsa cogu kadinin kariyeri ve kazandigi para bebek anneye muhtac oldugu icin büyük bir darbe yiyor.

senin cok masrafli, para kazanamayan ama cok söyle böyle iyi biriyle evlenmenle kariyerli birinin kariyerli birini secmesi, birbirlerine uyum saglamalarinin zorlugu, daha az zaman gecirmek zorunda kalmalarinin sonucu ayni olabilir mi?

bu cömertlik degil hak ayni zamanda. evlilik süresince kazanilan her sey ortaktir. top burda az kazancli olan kisinin yarisini alacagina mi yoksa daha aza ok diyip dememesine bakiyor. cömert oliyim mi olmiyim miden ziyaden karsi tarafi ikna etmeye ihtiyacim var.

bonus bilgi: almanya'da bosanirken evlilik sirasinda yatirilan emeklilik primleri bile ikiye bölünüyor sigortada.
0
sonsuz
(23.01.25)
Sonsuz +1 senin cömertliğinle alakası yok medeni kanunda şartlar zaten yazıyor.
0
Mossy
(23.01.25)
Bu sonradan düşünülecek bir konu değil. Eşin geliri ve mal paylaşımı sözleşmesi sonucu belirler.

Yukarıda Almanya örneğin verilmiş. Denilen doğrudur ama Avrupa ve Abd'de evliliklerin %50 sinde prenuptial agreement (evlilik sözleşmesi) imzalanır.

Ortada anlaşma yoksa %50'dir. Türkiye'de gayrımenkul ve yatırımın varsa sözleşmesiz evlenmek büyük risktir.

Konuyu kadın-erkek hakkı bağlamında tartışmak yerine hukuğa bağlamak son sözü söyler. Evlenirken finansal konuları konuşmamak en büyük hata.
0
wd40
(23.01.25)
@wd40, evlenmeden önce aldigin seyler mal paylasimina dahil degil ki. evlilik süresince kazanilanlar ortak.
0
sonsuz
(23.01.25)
@sonsuz

Evet de yatırımını geliştirmek istemeyeceğin kesin değil. Malı satıp başka aldın mı ortağa girer. Sözleşme mal rejimini belirler.

Evliliği iyiye gitmeyen arkadaşlar araba değiştiremiyor bu yüzden. Tanıdıklarım var böyle
0
wd40
(23.01.25)
Çalışan bir insan bilmem ki kazandığı paradan daha fazlasını almak istemesin? Maalesef günümüz şartlarında ülkemizde pek çok çalışan hakettiği maaştan daha azı ile yetinmek zorunda kalıyor.
Eşinizden çok daha fazla kazanıyorsanız bunun iki sebebi olabilir: kendinize ait işiniz vardır. Eğer aileden gelen destekle kuruldıysa iş, demek ki eşiniz aile desteği/geliri açısından sizin kadar şanslı değil. Bunu koyalım cebimize.
Kefndi becerinizle iş kurmuş ve çok kazanıyor olabilirsiniz. Sizdeki yetenek elinizde yok demek ki... Bunu da koyduk cebe.

Şimdi; sizin kadar şanslı ya da becerikli olmadığı için sizden az kazandığı bir işe sahip bir insanı siz eşiniz olarak seçtiniz. Bu şartlar altında daha iyisini yapamıyorsa evin harcamalarına "ortak" katılım beklemek haksızlık değil mi? Daha fazla kazanıyorsanız haliyle harcamaları sizin üstlenmeniz olması gereken bir davranış.

İşiniz özel sektörde maaşlı bir iş olabilir. Özel sektörde yüksek maaşlar almak donanımlı olmayı gerektirir. Eşiniz sizden az kazandığı bir işe sahipse yine başa dönüyorum; o eşi siz seçtiniz.

Her şeyden önce içinde bulunulan durum bu kadar ortadayken kazandığınız para ile sizin yatırım yapmanız normal olan. Bir gün boşanorsam yarısı eşime gider düşüncesi ile parayı saklamak çok çirkin değil mi? Siz bu çirkinliği yapmamış, kazancınızı yatırımla değerlendirmişsiniz.
Ama evlenirken evlilik birliği içinde edilen mallar ve yapılan yatırımların ortak olduğunu biliyorsunuz? Bunu kabul ederek evlendiniz... Zaman şimdi bu soru neden? (cevap beklediğim için sormadım. Amaç kendinizi sorgulaman)

Maalesef ülkemizde evlilikler kadınlar tarafından "beni ALIYORSA bakacak tabii" anlayışı ve erkekler tarafından "bu kadın beni YİYİYOR" anlayışı ile temellendiğinden @wd40 arkadaşın dediği gibi işin sonu araba değiştirmeyen insanlara çıkıyor. (genelleme yapıyorum elbette, illa ki istisnalar var)

Uzun lafı kısası; siz cömert olmayacak, kanunlar ne diyorsa onu yapacaksınız. Eğer eşiniz gözünüzde - anlaşamadınız da-kıymetli biriyse zaten bu soruyu sormazdınız. Aksi şekildeyse de sonuçta onu eş olarak seçen, evlenirken kanunları bilen sizdiniz. Bu da bana ders olsun diyecek, aldığınız dersin diyetini ödeyeceksiniz.
Bu da son seçenek; kendinize yakıştırıyorsanız mal kaçıracaksınız.
0
strawberry first
(24.01.25)
Mobil edit: telefondan yazıyorum. Otomatik düzeltme vb derken arada kaçan kelimeler olmuş ancak genel olarak yazdıklarımın anlaşıldığını düşünüyorum.
0
strawberry first
(24.01.25)
Gorustugum birisi ( maddi olarak benzer konumdayiz ).laf arasinda yatirimlarinin bir kismini kardesinin uzerine yaptigini soylemisti ve surekli benimle evlenmek istiyordu.acikcasi midem bulanmisti bu kisiden.
0
bugunolmadiamayarinkesinolacak
(24.01.25)
uzun lafın kısası davul dengi dengine :). gidip de fakir kadınla evlenip sonra tatava yapmamak lazım. herkesin maaşı ve neyi olup olmadığı az çok belli. 1 koy 10 al hiçbir kumarda yok.

kadın özel sektördeyse evlilik sonrasında çok çok yüksek ihtimalle işi bırakacak. bir gerçek mesela :D
0
wd40
(24.01.25)
ne kazanıldıysa yarısını vermek zorundasınız
0
kondansator
(24.01.25)
(8)

Hangi kaçak çay markası? Vol2

Unde bach canim
Geçen günlerde iyi dem veren iri yapraklı, türkiyeye gelen ithal seylan çaylarının hangisi güzel diye sormuştum. Bir markette şu markaları buldum:- Ahmad Tea Ceylon- Mevlana Tea- Tanay Tea- Do Ghazal TeaHangisi gerçekten kaçak çay tiryakisine hitap ediyor
Geçen günlerde iyi dem veren iri yapraklı, türkiyeye gelen ithal seylan çaylarının hangisi güzel diye sormuştum. Bir markette şu markaları buldum:

- Ahmad Tea Ceylon
- Mevlana Tea
- Tanay Tea
- Do Ghazal Tea

Hangisi gerçekten kaçak çay tiryakisine hitap ediyor
0
Unde bach canim
(23.01.25)
sen cayi bile bu kadar sik dokuyup eliyorsan evlenemezsin :)

mevlana kücük paket al bi tane dene. bence begeneceksin ama begenmediysen de digerlerinden devam et derim.
ahmad tea'yi overrated buluyorum.
0
sonsuz
(23.01.25)
En kötüsü burdakelerden iyi olsa gerek.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(23.01.25)
Ben Do Ghazal'cıyım. Twinnings'in artık çoook pahalı olduğu dönemde tesadüfi karşıma çıktı (Van'dan aldım) bence gayet gideri var. Ahmad bana biraz daha acı geliyor. Diğerlerini denemediğim için görüş bildiremiyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(23.01.25)
Mevlana tea. Ama çok pahalı oldu. Bir de bulması da zor.
0
panamera
(23.01.25)
Sonradan fark ettim. Hangi market? Türkiyede mi?
0
panamera
(23.01.25)
@panamera
Avrupada. Ama burada da en pahalısı mevlana 7.50 euro 500 gramı. Ahmad tea 6.50 euro mesela
0
🌸Unde bach canim
(23.01.25)
mevlana'ciyim.
0
sir gawain
(23.01.25)
ahmad tea
0
deckard
(23.01.25)
(16)

kizartma tabagi, sosis tabagi hakkindaki dusunceleriniz?

buenosdias
hani barlarda boyle kroket, sosis, kizartma karisik bisey geliyor ya. merak ediyorum bir insan boyle biseyi nasil yer. kilo yapmasini, sagliksizligini gectim kullandiklari yag, sosis, kroket vs.. manipulasyona cok acik urunler. neyse yargilamadan sizin fikirlerinizi alayim.
hani barlarda boyle kroket, sosis, kizartma karisik bisey geliyor ya. merak ediyorum bir insan boyle biseyi nasil yer. kilo yapmasini, sagliksizligini gectim kullandiklari yag, sosis, kroket vs.. manipulasyona cok acik urunler. neyse yargilamadan sizin fikirlerinizi alayim.
0
buenosdias
(23.01.25)
Bazen çok aç oluyorsun ve alkole "altlık" yapmak gerekiyor, barda yiyecek başka bir şey de olmayınca el mahkum.
0
kimlanbu
(23.01.25)
Tadını sevmem nedeniyle rahatlıkla yiyorum.
0
peki madem
(23.01.25)
Cok dandik olmadigini dusundugum bir yerde yarim metre sosis aliyorduk bazen. Tabii sosis piyasa mali sosis ayarindaysa igrenc bir durum ama oyle degilse bir sikinti goremiyorum. Tabii pisirilme sekli vs sagliksiz muhtemelen. Bira iceceksem bunu takmam acikcasi.
0
mbond
(23.01.25)
bu mantıkla tüm fast food dükkanlarının kapanması lazım
0
sizofren06
(23.01.25)
her gün yemedigin sürece okay bence.
0
sonsuz
(23.01.25)
sağlıksız yemek yemeyelim mi hiç ya öyle dünya mı geçer. Çok sık gitmiyorum öyle mekanlara artık ama gidince bi bira tabağı söylerim yani sosisini de patatesini de gömerim. hiç öyle takıntılarım yok yağını sosisini ne yapmışlardır diye.
0
nundu
(23.01.25)
Biranın yanında yağlı yağlı üf çok güzel gidiyor.
0
kobuzchu kiz
(23.01.25)
yani biranın yanında şunu yeneyi sorgulayan da ne bileyim gitsin şekersiz gazoz içsin sorry
0
KidLazer
(23.01.25)
sosis yemem hayatta. ama diğerlerine okeyim. tavuk patates kroket falan.
0
jelly bear
(23.01.25)
Gittiğin yer bar. Sınırlı yiyecek var ve genelde en makul menu Kızartma tabağı vs gibi şeyler oluyor. Sosis de bu tabağın içinde oluyor çoğunlukla.

Bira iciyorsan bira aciktirir. Mecburen alıp yiyorsun olay bu yani.

Yoksa normal zamanda bırak sosisi Kızartma bile yemem ben.
0
makbur
(23.01.25)
"merak ediyorum bir insan boyle biseyi nasil yer. kilo yapmasini, sagliksizligini gectim kullandiklari yag, sosis, kroket vs.. manipulasyona cok acik urunler. neyse yargilamadan sizin fikirlerinizi alayim."

aynısını bira için de değiştirerek yazabiliriz. siz nasıl bira içmede herhangi bir sıkıntı görmüyorsanız veya önemsemiyorsanız başkaları da bu ürünler konusunda sıkıntı görmüyor veya önemsemiyorlardır. yoksa içmezdiniz, yoksa yemezlerdi.
0
yemrem
(23.01.25)
ayda yılda bir yenebilir. her akşam yeniyorsa orada bir sorun var. ayrıca bazı barlarda çok kaliteli sosislerden düzgünce pişirilerek hazırlanan tabaklar var.
0
orpheus
(23.01.25)
hayatta yemem. biranın yanında fıstık ve patates yerim. sosismiş kroketmiş hayatta ağzıma sürmem. leş.
0
abelardo
(23.01.25)
Menülerde "Bira Tabağı" olarak adlandırılan ve benim "Zehir Tabağı" olarak nitelendirdiğim, gerçekten de zararlı olan gıdalardan müteşekkil olmasına karşın ayda yılda bir yemekte büyük sakınca görmüyorum.

Benim asıl derdim, kaliteli bir zehir tabağı bulabilmek. Gittiğim pubların çoğunda zehir tabağındaki ürünlerin hepsi en kalitesiz ürünlerin bir araya getirilmesiyle hazırlanıyor. Sık gittiğim bir pub, zehir tabağında en dandik market sosisini kullanıyor ancak porsiyon sosis ve hotdog'ta Kozmaoğlu'ndan aldıkları sosisi kullanıyorlar. Kroket, soğan halkası vs en dandiğinden dondurulmuş ürünler.

Kaliteli ürünlerden hazırlanmış zehir tabağı satan bir yer bilen varsa önerilere açığım.
0
10551037
(23.01.25)
Patates dışında tabakta olan her şey genelde aşırı kötü. Ya çok açken ya da 3. şişe biradan sonra söyleniyor genelde o yüzden. Yıllardır söylememişimdir hatta bizim masada söylenmemiştir. Patlamış mısır veya patates kızartması devam ediyor ama tabii ki. Yani anlayacağın üzere tercih sebebi sağlık değil lezzet. Zaten bir yandan içki içip bir yandan sağlık konusu açmak biraz... :)
0
nawar
(23.01.25)
Eve sosis, kroket vb almam. Patates kızartmaya bile oğlum 4 yaşına geldikten sonra başladım. Ama o tabağı çok seviyorum. Biranın yanında güzel gidiyor. Eskiden 3-5 ayda bir dışarı çıkıyor, haliyle ancak o zaman tüketiyordum. Yıllardır hiç çıkmadım, son zamanların tabaklarına ait artık fikrim yok.
0
strawberry first
(23.01.25)
(4)

Sezen aksu gidiyorum

strawberry first
Düzenlemesi çok güzel değil mi? İnce ince işlemiş resmen atilla özdemir oğlu şarkıyı.Siz ne düşünüyorsunuz?
Düzenlemesi çok güzel değil mi? İnce ince işlemiş resmen atilla özdemir oğlu şarkıyı.
Siz ne düşünüyorsunuz?
0
strawberry first
(23.01.25)
güzel tabi. ama cok cok iyi degil.
0
sonsuz
(23.01.25)
Ben altyapısına bayılıyorum... Özellikle de şarkının başında sezen aksu söylerken arka plandaki düzenlemeler.
0
🌸strawberry first
(23.01.25)
git daha güzel bence
0
Hallegadola
(23.01.25)
sezen aksu şarkılarını genel olarak çok severim ama düzenleme olarak hasret, yalnızlık senfonisi ve eskidendi çok eskiden en güçlülerinden diye düşünüyorum. bu düzenlemelerin üzerine yemek tarifi okusaydı yine çok etkileyici olurdu herhalde.
0
m e b
(23.01.25)
(6)

Kadınlara soru: Hemcinslerinizden evlenme baskısı görüyor musunuz?

sekizdokuzon
Bugün şahit olduğum bir olay üzerine soruyorum. Taraflardan biri ben değilim. İş yerinde gün boyu evli bir kadın arkadaş bekar fakat ilişkisi olan, yaşıtı sayılabilecek başka bir kadın arkadaşa zamanını boşa harcadığı, yıllardır erkek arkadaşıyla gezip tozdugu ve adamla bir türlü evlenemedigine dair
Bugün şahit olduğum bir olay üzerine soruyorum. Taraflardan biri ben değilim. İş yerinde gün boyu evli bir kadın arkadaş bekar fakat ilişkisi olan, yaşıtı sayılabilecek başka bir kadın arkadaşa zamanını boşa harcadığı, yıllardır erkek arkadaşıyla gezip tozdugu ve adamla bir türlü evlenemedigine dair serzenişte bulundu. Serzeniş de denmez, bildiğin açık açık zorbaladi kızcağızı.

Siz evli kadınlar tarafından evlilik konusunda zorbalanıyor musunuz?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(22.01.25)
Hayır.

Tam tersine, evlenmediğim için benim çok zeki olduğumu düşünen bir arkadaşım var. Kiminle tanışsam " evli misin" diye soruyorlar. Bu arkadaşım da " rock bizim gibi aptal mı, niye evlensin?" diyor. Hatta hepsi bana evli olmadığım için çok şanslı olduğumu söylüyorlar.
0
rock n roll
(22.01.25)
bence o kiz gözünü acsin diye söylemis. bir insan uzun bir iliskisi varsa niye evlenmesin?

oglan bir isler ceviriyor. benim de öyle tanidigim bir cift var. 14 senedir birlikteler. kiz ailesiyle, oglan ailesiyle yasiyor. bana fenaliklar geliyor bunlar hala bulusup date yapiyorlar. kiz cok güzel ve oglan o kadar tipsiz ki... kizi oyaliyor resmen.
bir sey diyemiyorum ama sorarsa direkt ayril diycem. kiz coook güzel. ömrünü bir salakla heba ediyor.

bkz: sunk cost fallacy
0
sonsuz
(22.01.25)
İşin garibi; bahsettiğim kadınlar otuzlarinin başında. Ben otuzlarinin sonuna sıfır evlenme teklifi, sıfır isteme, nişan, nikah gelmeme ve hali hazırda sevgilimin olmamasına rağmen yukarıda bahsettiğim kadın bana hiç ilişmiyor, kırıcı tek bir laf etmiyor. Ama yaşıtı olan kızaysa hiç acıması yok. Ben belki on yaş küçük olsam bana da aynı tavrı gösterir miydi? Zaten geçkin bir kadın, bir de ben canını sıkmayayım mı diyor kendince? Ya da yaşıtı, taş gibi, erkek arkadaşıyla gönlünce gezip tozan kıza istediği hayatı yaşadığı için ayrı bir garezi mi var? Kızı acımadan eleştirdi bütün gün, son zamanlarda şahit olduğum en brutal şeydi, kanım dondu.
0
🌸sekizdokuzon
(22.01.25)
hayır. arkadaş grubumda evlenmeye niyeti olan kimse yok. akraba ve tanıdıklar arasında da benim evlenmeye pek de istekli olmadığımı gördüklerinde hak veriyorlar. bir tanesine evlilikle ilgili fikirlerimi söylediğimde "bu kadar genç yaşında bunları nasıl fark edebildin?" deyip takdir etmişti o zamanlar 23 24 yaşlarımdaydım.

o zorbalayan kadın kıskanmış kendisi özgürce istediği erkekle gezemediği için diye yorumladım.
0
Mossy
(22.01.25)
hayir.
bu olayda da cok sebep olabilir belki tehlike olarak goruyordur belki kendi ailesi baskiciydi kizi ozgur diye kiskaniyordur.
0
Ley
(22.01.25)
evet ve hayır.

gençken evli iken bile evli olduğuma inanmamışlardı. "evli görünmüyorsun" dedi bana kadının biri. benim yanımda kocasını itin götüne sokuyordu. tanımlamasını istedim evli görünmenin fiziksel şartlarını. yüzük de var elimde üstelik cevap yüzük ise. a doğru dedi ama kocası bana aylarca ofisinde teknik eğitim verdi. duysa gebertir ama ne benim ne de adamın öyle bir niyeti olmadığı için korktuğu şey asla olmadı.

şimdi soruyorlar evlendin mi, neden boşandın, ne kadar sürdü??! ama baş başa kalınca veya kenara çekip evlenme erkeğin kahrı çekilmez diyorlar. çünkü sevişmeyi sevmiyorlar, büyük ihtimalle erkek onları hiç tatmin edememiş. bir kadın "ay bitse de şu şey artık" diye iğreniyordu. seksten bahsediyor.

evlenmemiş kadınlar tarafından zorbalanıyorum ama bir fesatlık geliyor dalga dalga.

bu bir yarış. evlenen de evlenmeyen de pişman.
kimse kimseyi sevmiyor. her şey gösteriş için.
0
mathilda.may
(23.01.25)
(2)

Burda bahsedilenler doğru mu?

japon balığı
https://www.instagram.com/reel/DEH-7ODNnX4/
0
japon balığı
(22.01.25)
kizin dedigi seylerin etkisi oldugu söyleniyor.
ama o kiz vs modeli degil. vs modellerine de böyle bir sey uygulandigini bilmiyoruz.
uyduruyor.
0
sonsuz
(22.01.25)
aynı postu otuz farklı kişide gördüm sanırım. herkes kopyalıyor bence. ayrıca bilmemne içerek 5 haftada göğğüslerinin iki beden büyüdüğünü söyleyen biri net sallıyordur.
0
elorelia
(23.01.25)
(21)

Güncel borç durumunuz nedir?

messina123
Benim hazirana kadar 300k. Muhtemelen ot gibi bir hayatım olacak bir süre.
Benim hazirana kadar 300k. Muhtemelen ot gibi bir hayatım olacak bir süre.
0
messina123
(22.01.25)
80k. Yaza kadar bitirmeyi umut ediyorum.
0
sekizdokuzon
(22.01.25)
1.3 m TL
1m kredi 300k kredi kartı
0
gabe h coud
(22.01.25)
60-70k arası
0
matilda
(22.01.25)
borcum yok. ama evim arabam da yok.
iyi borc ise sevinmelisin borcun olduguna.
0
sonsuz
(22.01.25)
200k civarı
0
inheritance
(22.01.25)
80k
0
fevz-i
(22.01.25)
Kabaca yuvarlarsam 400k kredi borcum var
0
kullanicadi
(22.01.25)
80 bin civarında temmuz da bitecek diyorum ama her ay hesapta olmayan bir masraf çıkıyor.
0
mirty
(22.01.25)
Borçtan korkanları hiç anlamıyorum. Ödeyecekseniz borcunuz olmasının zararı olmaz, yararı olur. Normalde almak için bekleyeceğin şeyleri şak diye alır yavaş yavaş ödersin.

Bankalara 0, oraya buraya 1m borçspor.
0
Shepard
(22.01.25)
Konut kredisi var 1,2 milyon lira kalmış. 5,5 senesi var bitmesine.

Onun dışında kyk kredisi var da aylık ufak miktarlar olduğu için çok saymıyorum onu.

Kredi kartında kalan borç yok şu an. Ekstre kesilince bakarız
0
nundu
(22.01.25)
Kredi kartını sayarsak 25bin.
0
put it in your appropriate place
(22.01.25)
0.
0
Amaranta ursula
(22.01.25)
310k gibi,

ama alacaklarıma kıyasla ufak bir miktar ve kredi limitimin %10'u bile değil. yani aslında borç miktarı önemsiz. kişiye ve duruma göre yorumlamak lazım.
0
orpheus
(22.01.25)
70-80 bin civarı.

Araba değiştiresim var şu ara o zaman da biraz kredi çekerim herhalde.
0
chicha_v2
(22.01.25)
Kredi kartı 70 e geldi
Borçlar ise 330k

Varlık 100k (cep telefonu + scooter minik)

Tüm sürecin tek iyi yanı dişçiye 7k borcum kalmış olması
0
baldan kaymak
(22.01.25)
Sifir. Cunku hic sevmem.
0
Zetnikov
(22.01.25)
taksitli 50bin tl kredi kartı borcu var. kasko, trafik, konut sigortası gibi harcamalar hep. uzun zamandır gereksiz harcama yapmıyorum. 3-4 aya da bunlar biter.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(23.01.25)
300k.
0
mikahakkinen
(23.01.25)
1.2 Milyon ev kredisi.
100K TL akraba için akrabalardan altın borcu.
Kredi kartı falan da var ama daha düşük tutarda :)
0
bigcaptain
(23.01.25)
Kredi borcunu yazanlar borçlarını faizli toplam borç olarak mı alınan anapara olarak mı yazdı acaba?
0
osssy
(23.01.25)
150k kredi kartı.

yatırım yapmasam kapatabilirim aslında.
0
false pretension
(23.01.25)
(10)

Full imkani oldugu halde yurtdisina vs gitmeye hic hevesi olmayan var mi

Zetnikov
Soruyu sorma sebebim son 1 sene icinde icimden hic gelmiyor bi ulke gezeyim goreyim herkes gibi hayalim falan vardi yastan dolayimidir nedir salla a....k falan diyorum 1 sene once binyere gidicektim icraata geciyordum o yerde vize sorunu oldu bir baska yerde cok uzakti ve masrafliydiResmen sifirland
Soruyu sorma sebebim son 1 sene icinde icimden hic gelmiyor bi ulke gezeyim goreyim herkes gibi hayalim falan vardi yastan dolayimidir nedir salla a....k falan diyorum 1 sene once binyere gidicektim icraata geciyordum o yerde vize sorunu oldu bir baska yerde cok uzakti ve masrafliydi
Resmen sifirlandi hevesim hic biryere gidesim yok
Kendime kucuk bi yasam alani kurdum orda takiliyorum

Benim gibi olanlar var mi merak ediyorum
0
Zetnikov
(22.01.25)
Ben gitmek istemem. Soğuk hiç sevmiyorum. Kanada, Kuzey Avrupa gitti. Kalan ülkeler mi Türkiye mi dediğimde Türkiye. İmkanlarım var, yerim yurdum var. Yurt dışına tatile gitmek yetiyor.
0
gabe h coud
(22.01.25)
teoman sen misin?

para ve zaman varsa gezmek icin gitmek lazim. vize isteyen yerler avrupa ve abd falan. abd'ye bir sey diyemem gitmedim ama avrupayi cok gezmeye gerek yok diye düsünüyorum.
para biriktirip afrika, güney amerika, asya buralari görmek istiyorum. 5 avrupa sehrindense 1 güney amerika ülkesi daha iyi.
0
sonsuz
(22.01.25)
senin gibiydim. imkanım vardı, üşeniyordum, çekiniyordum, yalnız gitmek istemiyordum vs kafamda bir sürü bahane vardı. sonra bu saçma döngüyü kırdım. ömrüm boyunca tek bir ülkeyi mi göreceğim dedim. farklı kültürlere yerleri görmek lazım. vizesiz de olsa.

son 7 ayda 3 farklı schengen aldım toplamda 4 kere yurtdışına çıktım, 9 farklı ülkeye ayak bastım. kendimce baya da para harcamışımdır bu tatillere. ama hiçbirinden pişman değilim.

şimdi ki derdim gezilecek görülecek bir sürü yer var ben bu kadar yeri nasıl göreceğim ölmeden? hem izin hem para vs.

yani hiç çıkmadıysan bir şekilde kendini zorla ve çık. yeni yerler görmek iyidir.
0
jelly bear
(22.01.25)
Bekarken son gezilerimi hep yalniz yapmistim. Yalniz olmasini da istiyordum. Bir noktadan sonra bende de boyle hisler basladi, sokaklarda yururken falan, simdi ben napiyorum gibi dusuncelere kapiliyordum ve hevesimi kaybetmistim. Simdi acikcasi, ailecek, pek gelismemis balkan ulkelerini mumkunse transporter california veya benzeri bir aracla gezmek istiyorum. Geze geze Turkiye'ye varma konseptli.
0
mbond
(22.01.25)
yurt dışına gidene kadar hiç yurt dışı hevesim yoktu. Türkiye'yi tam olarak gezip görmedim ne yapayım yurt dışını diyordum. ancak gidip görünce tüm fikrim değişti. art arda iki sene yurt dışına çıktım sonraki senelerde işten ayrıl- tekrar iş bul- euro-dolar karşısında eriyen maaş vb maddi nedenlerden imkan bulamadım. imkanım olsa ilk fırsatta gitmek isterim.
en çok görmek istediğim ülke Japonya.
0
late viper
(22.01.25)
Hic gezmek icin sehir disina cikmadim bugune kadar. Ogrenciyken (dolarin 1-1,5 TL oldugu zamanlar) yesil pasaport alabilecegimden de haberim yoktu. O kadar ilgisizdim. Hala da ilgisizim.
0
chickentown
(23.01.25)
yeterince gezip gördüysen ve son bir sene canın istemiyorsa gayet normal. olur öyle. her sene gezeceksin diye bir şey yok.

ama hayatında hiç yurt dışına çıkmadıysan ve canın çıkmak istemiyorsa orada sıkıntı var. bir insanın kendi ülkesi dışında hiçbir ülke görmemiş olması büyük vizyonsuzluk ve dev bir eksiklik. hayatın boyunca hiç kitap okumamış olmakla neredeyse aynı şey benim gözümde.
0
sir gawain
(23.01.25)
Yurtdışı gezmeleri yurdum beyaz yakasının para saçma aktivitesi. Alım gücü çok yüksek ülkelerde bulunduğu şehirden çıkmayan insanlar dolu.

Türk insanının yapması gereken geleceği için yatırım ve birikimdir. Sonra burada falan millet şu pahalı bu pahalı, ev sahibi vb gibi ağlayıp duruyor.
0
wd40
(23.01.25)
ben gencken seyahat etmeyi sevdigimi dusunurdum. imkan sifirdi, aile evinde gorece konforlu bir hayat suruyordum ve degil dunyadan kendimden bile haberim yoktu. su an farkettim ki benim icin onemli olan konfor, avrupayi trenle gezmeyi istiyorum ama konforlu trenlerle, gittigim yerde kaliteli otel kaliteli hizmet istiyorum, sirf gormek icin gideyim rezillik ceksem de olur demiyorum, iyi bir otelde kalamayacaksam evde otururum. yani herkese atfedilen hayaller bana uygun degil benim hayallerim baskaymis onu anladim. belki sizin hayalleriniz de baskadir.
0
warrior princess
(23.01.25)
dil sikintisi olan insanlar genelde pek cikmak istemez.

ha ben akici almanca bilip de hayati boyunca almanya dahil yurtdisina cikmamis insan da taniyorum, ucak fobisi vs.
0
cooperr
(29.01.25)
(19)

Neden protesto yapamıyoruz? Neden sokağa düşmüyoruz?

damba
Bu bir kazan kaldırma duyurusu değil moderatörler, öncelikle onu söyleyeyim. Şunu merak ediyorum, gerçekten pankart, yürüyüş vs yaptığımızda, mesela hesabı sorulsun şu Bolu faciasının diye, tutuklanacağımız için mi dışarı çıkamıyoruz? Ben 30 arkadaşımla çıksam yürüsem ve slogan atsam, tutuklanıyor m
Bu bir kazan kaldırma duyurusu değil moderatörler, öncelikle onu söyleyeyim.

Şunu merak ediyorum, gerçekten pankart, yürüyüş vs yaptığımızda, mesela hesabı sorulsun şu Bolu faciasının diye, tutuklanacağımız için mi dışarı çıkamıyoruz?

Ben 30 arkadaşımla çıksam yürüsem ve slogan atsam, tutuklanıyor muyum? Ne lazım, valilik izni mi?
0
damba
(22.01.25)
cünkü gezi parkinda ülkecek sokaga ciktik ve hicbir sey olmadi.
0
sonsuz
(22.01.25)
@sonsuz ama çıktık, biz elimizden geleni yaptık, hiçbir şey olmasa bile kendimiz için çıktık. insanın varoluşsal anlamda manalı geleni yaşaması lazım, bana anlamlı geleni neden yapamıyorum? Cevap sonuçsuz kalacak diye olmamalı bence :(
0
🌸damba
(22.01.25)
Barışçıl gösteri anayasal hak, önceden izin alınmasına gerek yok.

"Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir."

İnsanlar neden sokağa dökülmüyorların ardında bir sürü şey var; bir yandan fazlasıyla sindirildi, sokağa çıkmak demek 100% polisle yüzleşmek demek.
Diğer yandan da modern zamanların ve sosyal medyanın bence birkaç etkisi var

1 - Gündem çok hızlı bulanıp değişiyor; Neyin peşinden koşulacağı ve kimin sorumlu olduğu belli değil, herkesin tepkisinin odağı bir diğerinden biraz daha farklı, gündem sürekli farklı şeylerin bombardımanı altında. Haliyle sokağa çıkacak kritik kitleya ulaşılamıyor.

2 - İnsanlar sosyal medyadan tepki gösterip bir şey yapmış gibi hissediyor ve bunun üstüne ayrıca sokağa çıkmaya gerek duymuyorlar.

3 - Çok fazla kamp var; aynı şeyi protesto etmek için bile olsa farklı görüşlerden insanlar yan yana gelmek istemiyor.
0
salihdt
(22.01.25)
Sonuçsuzluk değil konu sadece, gezi parkı eylemleri bir patlama noktasıydı ama halkın da bir kısmının döverek insan öldürebileceğini de gösterdi, yani protesto karşıtı birilerinin direkt protestoculara kinlenip aksiyon aldığı bir yer burası, o günlerde benimle yaşıt olan ali ismail o yaşında kaldı bense 30 yaşındayım.
Muhalif takılıp o protestoları dahi eleştiren insanlar gördükten sonra eylem falan yapılacak şey değil olarak kodladım ben artık.

Ek olarak 2015 yılı seçimlerinde de siyasetin iğrençliğini devlet bahçeli ile gördük ve halk dahi bir şeyler değiştirmek istese anladımki siyasetçilerin karakter sorunu buna müsaade etmiyor bu yüzden benim toplum için yapabileceğim şeyler siyasi açıdan bitti.
0
atom karincanin torunu
(22.01.25)
2 sebebi var;

1- gezi parkında feto ile birlikte insanlara yapmadıklari pislik kalmadı. Cinayet, ucu bucağı gelmeyen bir şiddet, iftira; aklına gelebilecek her türlü kötülük.

2- bu insanlar için değmez kafası. 2023 depreminden sonraki seçim sonuçları artık bu duyguyu arşa çıkardı sanirim.

Bu 2 düşünce-duygu birleşimi insanların eylemsizligine hatta tepkisizligine sebep oluyor.
0
makbur
(22.01.25)
milletçe yapamadıgımız 3 onemli sey

sıraya girmek
kaldırımda yurumek
protesto yapmak
0
Zetnikov
(22.01.25)
Bu genetğikle alakalı bir durum, biz Türkler tarihimiz boyunca sürekli bir demir yumruk tarafından yönetilmeye alışmışız ve çok az isyan etmişiz, yani tarihimize baksan en büyük ayaklanmamızın ilki Patrona Halil İsyanı ikincisi de Gezi'dir, arasında 1 milyon sene falan bi zaman aralığı var fakat Avrupa'ya bakıyorsun Fransızlar 50 defa imparatorluk yıkıp 70 defa cumhuriyet kurmuşlar İngilizler "ya ben senin yapacağın işi" deyip krala başkaldırmış 1000 sene önce falan kralın yetkilerini sınırlandıran Magna Carta'yı imzalatmışlar ve hepsinin tarihi böyle isyanlarla dolu, ha onlar da yeri gelmiş idam edilmiş yeri gelmiş yakılmış cezanın kralını yemişler ama vazgeçmemizler, biz zaten yönetim yanlısı bir ülke olmakla birlikte isyan potansiyeli az bir topluluk olduğumuz için bu görüşteki insanlar da haliyle sinmiş. Normal yani.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(22.01.25)
Bunun birçok sebebi var.

Birincisi önceden haber alınmaksızın barışcıl gösteri 12 Eylül darbesini yapan darbeciler tarafından Anayasal Hak olarak görülmüş. Ancak mevzuat gereği bunu yapabilmek için Valilikten ve önceden izin alman gerekir. Aksi taktirde gözaltına alınırsın.

İkinci sebep, bu toplum biat kültürüyle yetişmiştir. Şu an muktedirin kontrolünde olan kanaat önderleri öncülük etmediği sürece kitle hiçbir şeye karşı çıkmaz ve başkaldırmaz.

Üçüncüsü. toplumlar 3 bölümden oluşur. Birincisi zengin kesimdir. Onların, barışta ve savaşta ve de afette her durumda gözetecekleri ve durumdan istifade edebilecekleri yeşil renkli değerleri vardır. Ötesi onları ilgilendirmez.
İkinci olara fakir kesimi alalım. Onlar ekmeğinin peşindedir. Başka bir değer onlar için bir şey ifade etmez. Tek tük anlamlı gelmeler olsa da çoğunluk olmaktan doğan güçlerini ortaya koyma örgütlenebilme becerileri yoktur. Küçük şeylerle mutlu olurlar büyük olayları görme becerileri yoktur.
Orta kesim, orta gelir grubuna dahildir ve aydın kesimdir. Olayları görme ve değerlendirme becerileri vardır. Nispeten alt grubu örgütleme yetileri de vardır.Ancak bu kitlenin bu yetenekleri, gerek eğitimleri kalitesizleştirilerek gerek suni bir krizle fakirleştirilerek ellerinden alınmıştır, alınmaya devam edilmektedir.

Uzar gider bu liste.
0
Mirket
(22.01.25)
tkp çıktı ve çıkıyor. destek verilebilir
0
bahçedekisandal
(22.01.25)
Çünkü biz yetkililere kızmıyoruz akp ye kızıyoruz. Öyle olunca da kitlesel eylem olmuyor. Beşiktaş ta yangında ölenlerin sayısı da 29 du.
0
Cezcez
(22.01.25)
bugun istiklalde 10 kisilik bir tkp grubu yürüdü, göz altına alındılar.
0
deckard
(22.01.25)
@deckard

tkplilere herhangi bir gözaltı yok. ayrıca 10 kişilik bir grup söz konusu değil. kalabalık bir grup tkpli turizm bakanlığı önünde ve taksimde eylem yaptılar

x.com

ankara'da olanlar varsa bana yazabilir bilgi için
0
bahçedekisandal
(22.01.25)
0
Amaranta ursula
(22.01.25)
@cezcez bu çok anlamlı geldi, kitle hareketi gerekiyor ama birleşmemiz için bile belirtili bir kucaklama kapasitemiz yok gibi geliyor bana, herkes nasıl birbirine bu denli dışlayıcı olabilir. @bahsedelisandal gördüm, kaçırdığıma çok üzüldüm, takibe aldım teşekkür ederim @amaranta müthiş bir sahne
0
🌸damba
(22.01.25)
kendi adıma konuşacak olursam evde zor duruyorum toplumsal ölçekte olabileceğine inandığım ilk kıpırdanmada kendimi meydanda bulacağım. korkum da yok.

insanlardaki "bu millet için değmez" algısı bana acayip derecede empoze edilmiş bir algı gibi geliyor. unutmayalım ki seçimler 20-30 puan farklarla kazanılmıyor bu ülkede. yüzde 1-2 fark bu ülkenin yarısı demek. kimse azınlık psikolojisine düşmemeli şu durumda. ben benim gibi düşünüp hisseden bir sürü insanla karşılaşıyorum. başta yolsuzlukları, haksızlıkları araştırıp peşine düşen kamuyla paylaşan gazeteciler olmak üzere emek veren peşini bırakmayan, üniversitelerde hala burada bir şeyler yapmak için uğraşan insanlar, hayatında hiç bunlarla aynı safta durmamış onca insanı görmezden gelmek bence büyük haksızlık. ama bu malum kişinin hissetmemizi istediği şey: çaresizlik ve yalnızlık. gerçekten insanların duygularını nasıl kontrol edeceklerini iyi biliyorlar ve çok güzel yılgınlık yaratıyorlar.

insanların dışarı çıkma konusundaki çekimserliğini anlamak zor değil. yine yalnız kalma korkusu var bence, dışarı çıkıyorsun fişleniyorsun ve şiddet görüyorsun. belki tutuklanıyorsun. o yüzden buna partilerin önderlik etmesi gerekiyor çok çok miting yapmalılar halk da onların önderliğinde toplanmalı bence.
0
Mossy
(23.01.25)
@mossy söylediğinizde haklısınız, ben de kendimi zor tutuyorum. Ama burada bir arkadaşın söylediği, bunun bir kitle hareketi olmasının önünü açmak olurdu. Herhangi bir parti ya da partiler tabii ki miting yapabilirler ama asıl partisiz, millet nedir fark etmeden, din, dil, ırk, siyasi görüş fark etmeden bir araya gelmek daha elzem değil mi? O zaman bir araya gelirsek bizi yıkamazlar. Ama bir parti altında olduğumuzda, evet, fişleniyoruz. Bilemiyorum. Bu çözüm üretmek şart ama.
0
🌸damba
(23.01.25)
bunu kendine sorabilirsin. neden sokaga cikmiyorsun? kendi adima turkiye'de olsam cikmazdim. sebepleri;

1) devlet cok sert. dayak yer, joplanir, goz altina alinirsin. bir organizasyon lazim.
2) organizasyon yok. bu organizasyonu en iyi saglayacak olan siyasi partiler. onlar bile halki kin ve dusmanliga tahrik etmekten yargilaniyor. demirtas'in yargilanmasina alkis tutanlar ama o da terorist diyenler devletin istedigi herkesi terorist olarak damgalayabilecegini fark ettiler. demirtas yine ayni bu sekilde halki sokaga cagirdigi icin iceride su anda.
3) kaybedeceklerim var. kariyerim var, gorece rahatim yerinde.

devlet o kadar sert ki 82 anayasasi ile beraber, en ufak bir elestiri kaldiramiyor yonetim. erdogan olene kadar gun yuzu gormeyi unutsun turkiye. olene kadar iktidarda. anayasayi da degistirirse ulkenin toparlandigini biz goremeyiz.
0
antikadimag
(23.01.25)
Anayasayı, evrensel hukuk ilkelerinin hiçbirini zerre sallamayan bir tek parti iktidarını öyle yürüyüş yaparak falan protesto edemezsiniz. Zaten bunu yapamayın diye her köşe başını tutup kafasını göstereni daha orada ezen bir teşkilat var karşınızda.

Temel sorun örgütsüzlük. Sahip olunan gücü, tıpkı güneş ışığını tek bir noktaya toplayarak yakıcı bir güce dönüştüren merceğe yani örgütlü hareket etmeye ihtiyaç var. Bu yapılamasın diye 12 eylülden bu yana ülkede ne bir sendikanın ne de sivil toplum örgütünün etkin olmasına izin verildi.

Bu sistemin, bu çarkların bizim sayemizde döndüğünü fark ettiğimiz zaman, eğer istersek bu çarkları komple durdurabileceğimizi de fark edeceğiz. Örneğin pazartesi günü 500 bin kişi bankasına gidip hesabındaki tüm parayı nakit olarak çekmek istediğini söylese seyreyle gümbürtüyü. Örgütlü bir şekilde mercek buraya doğrultulduğunda sistemin ne kadar hızlı kitlendiğini ve para kaybetmeye başlayan tosuncukların nasıl totolarının tutuştuğunu keyifle izleyebiliriz aslında. ama mesele, bunu yapabilecek örgütlenme düzeyine erişebilmek. Çünkü bize karşı uygulanan bu zulmün yakıtı aslında bizim paramızdan geliyor. Gezi döneminde hükümete destek veren bir bankayı protesto etmek için insanların hesaplarını kapatmaya başlaması ile birlikte bankanın nasıl anında tornistan ederek yanlış anladıklarını anlatmak için neredeyse taksim meydanına protestocuların yanına inecek duruma gelmelerini hatırlayın.
0
thracia
(23.01.25)
Bu işi organize edebilecek, elinde insan gücü ve maddi gücü olan 3-4 tane yapı var, hepsi hükümet ile işbirlikçi. chp, mhp vs.

Türkiye'de şu an birileri yeni dizayn yapıyor. Bu çok önceden anlaşılmış bir yapı bence. Bunda da akp, mhp, dem, chp ve akp artıkları (deva vs.) anlaşmış durumda. Bunun içinde her şeyi yapıyorlar.

- Satın alabildiklerini alıyorlar.
- Etkisi olan sosyal medya kullanıcılarını göz altına alıp, korkutuyorlar.
- Sesi çıkan Ümit Özdağ, Tancu Özcan gibi siyasetçileri pasifize etmeye çalışıyorlar.
- Bölücü parti mhp'nin gençlik kolları : alenen herkesi tehdit ediyor vs. vs.

Kısaca tüm tuşlara basıyorlar. Normal vatandaşın bu ortamda çıkıp, protesto yapması çok zor. Adamlar alenen hukuğu rafa kaldırdılar.

Burada chp'nin yeri göğü inletmesi, ortalığı ayağa kaldırması lazım. Ama adamların derdi de gelecek yeni anayasa ve federatif yapı. Arada sırf gaz almak için, ilkokul müsameresi tadında işler yapıyorlar.

Türkiye'nin önümüzdeki yılları karanlık.


.
0
kartallar yuksek ucar
(23.01.25)
(4)

Hangi kaçak çay?

Unde bach canim
Kaçak çaydan kastım ceylon tea tabii ki ama böyle iri kurutulmuş, hayvan gibi demini ve aromasını veren, güneydoğuda içtiklerim kadar kaliteli bir marka var mı? Ahmad tea ceylon olanı bu tadı yakalayabilir mi? Hangi markanın almalı?Konum: avrupa
Kaçak çaydan kastım ceylon tea tabii ki ama böyle iri kurutulmuş, hayvan gibi demini ve aromasını veren, güneydoğuda içtiklerim kadar kaliteli bir marka var mı? Ahmad tea ceylon olanı bu tadı yakalayabilir mi? Hangi markanın almalı?

Konum: avrupa
0
Unde bach canim
(22.01.25)
arada sırada çay içen biri olarak "el-ruha çay" tavsiye edebilirim. oldukça memnunum içine bazen kakule de koyuyorum enfes.
0
ruhlardan esinlenen karga
(22.01.25)
mevlanacay.de

aradigin bu olabilir. toz seklinde degil iri iri yapraklari. premium bisi yani.

ben sevmiyorum ama seveni cok.
0
sonsuz
(22.01.25)
Istıkan
Kaçak çayı sevmeyen ben bile müptelası olmuştum.
0
etna
(22.01.25)
mevlana çay kesinlikle +1
0
biravekahve
(22.01.25)
(2)

Masa Altı Eliptik Bisiklet

messor
Eve eliptik bisiklet alayım diyorum ama bir süre sonra hevesim kesilip askılık olmasından korkuyorum. Ev de büyük değil yer kaplayacak neticede. O yüzden araştırırken masa altı eliptik bisiklet diye bişey gördüm. Sadece ayak basma yeri var. Yer kaplamaz. Amazon'da da farklı modelleri mevcut. Acaba i
Eve eliptik bisiklet alayım diyorum ama bir süre sonra hevesim kesilip askılık olmasından korkuyorum. Ev de büyük değil yer kaplayacak neticede. O yüzden araştırırken masa altı eliptik bisiklet diye bişey gördüm. Sadece ayak basma yeri var. Yer kaplamaz. Amazon'da da farklı modelleri mevcut. Acaba işe yarar mı yoksa tamamen ıvır zıvır bişey midir ?


www.trendyol.com
0
messor
(22.01.25)
Bunun az değişiğini bir kıza almıştım ben.
Çok heves etmişti.
Sahip olsa dünyalar onun olacakmış gibi bir hali vardı.
Alınca çok sevindi.
Sonra tam iki defa kullandı.
Sanırım duruyordur hala evinde.
Bir dolabın dibinde.
0
Mirket
(22.01.25)
ivir zivir :( atilacak unutulacak
0
sonsuz
(22.01.25)
(20)

Karavanda yaşamak

beyfendi
Her sene belli dönem karavan alıp birkaç sene geze geze yaşayayım diye hayal kuruyorum. Bu sene bu fikir iyice oturdu aklıma baya karavan bakıp nasıl olur nasıl yaparım diye düşünmeye başladım.Çevrenizde var mı bunu yapan, pişman olan ya da tam tersi uzun vadeli böyle yaşamaya başlayan? Ya da siz dü
Her sene belli dönem karavan alıp birkaç sene geze geze yaşayayım diye hayal kuruyorum. Bu sene bu fikir iyice oturdu aklıma baya karavan bakıp nasıl olur nasıl yaparım diye düşünmeye başladım.

Çevrenizde var mı bunu yapan, pişman olan ya da tam tersi uzun vadeli böyle yaşamaya başlayan? Ya da siz düşündünüz mü hiç bunu denemeyi? Artıları eksileri neler olur sizce, ne geliyor aklınıza?
0
beyfendi
(22.01.25)
Ben evimin tuvaletinden uzaklaşmaya başladığımda anksiyetem artıyor o nedenle böyle karavandır kamptır doğadır böyle şeylere çok uzağım ama bunun müptezeli arkadaşlarım var onlar çok mutlu ama bana göre sefil gibi takılıyorlar.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(22.01.25)
Ben de doğa aşığı sayılmam ama şehirden midem bulandı artık. 2 sene sonra istanbul'a geldim, ilk bir hafta özlemişim dedim şimdi kaçacak delik arıyorum. bi delilik yapayım sonra yine illa ki koyun gibi sürtüne sürtüne yaşamaya dönerim diyorum.
0
🌸beyfendi
(22.01.25)
Bir ara bu sitede birisi benzer bir soruya
'Karavan insanı iki gün mutlu eder. Birincisi aldığı gün, ikincisi satabildiği gün.' demişti.
Bir ara, o zaman beraber yaşadığım kız arkadaşın da katkısıyla karavan işine merak sardım. Birkaç kez alma arefesinden döndüm ve şu an iyi ki dönmüşüm diyorum.
Pandemi zamanı ve ekonomik kriz insanları karavan tatilciliğine yönlendirdi. Her yer karavan doldu. Çok ciddi park yeri sıkıntısı ortaya çıktı. Tatil yöreleri karavancı istilasına uğradı ve belediyeler yavaş yavaş kısıtlamalar getirmeye başladılar.

Tatil yörelerinde karavan tatili neredeyse otel tatili fiyatına yükselir oldu.

Bu işe gönül vermiş göçebe ruhlu insanlar tanıyorum. İnanılmaz zevk alıyorlar ve gezmedikleri yer kalmadı. Bunların toprağa basmakla özel bir bağı oluyor. Mangal başını 5 yıldızlı otel tatiline yeğleyen insan bunlar. Ama ezici çoğunluk da aşırı pişmanlar.
0
Mirket
(22.01.25)
Hocam dediğim gibi benim bu konuda bi deneyimim yok ama bahsettiğim şekilde yaşayan çok insan tanıyorum hepsi de sanki doğuştan böyle gibiler içgüdüsel olarak böyle arayışları vardı hepsi de kendine uygun olanı buldu vakitlerini öyle geçiriyorlar, sen bence direkt karavan alma da bi kirala bi bak senlik bir olay mı yoksa bi gelip geçici bir heves mi, baktın hoşuna gidiyor ondan sonra devam edersin.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(22.01.25)
Youtubeda bir sürü video var

En büyük sorun karavanı park edeceğin yer oluyor, teoride istediğim yere çekerim diyorsun fakat pratikte istediğin yerde konaklayamıyorsun

Karavanlara hizmet veren işletmeler de sayıca çok az, her yerde yok
0
grimavi
(22.01.25)
Dönemsel olarak olabilir bence. Temizlik, ısıtma ve yemek sorun
0
wd40
(22.01.25)
park sorun, her yere park edilmiyor diye biliyorum. elektriği suyu olan bir kampa park ettin diyelim. kiralar yükselmiş olabilir.

ısınma/soğutma, elektrik, tuvalet, su, banyo hepsi sorun.

2 hafta amcamın karavanında kalmıştık tatil mi yaptık eziyet mi çektik belli değil yani.

bu işleri seviyorsan çekilebilir, yoksa çekilir dert değil.

Edit: bu sorunlar aşırı lüks karavanlarda çözülebilir ama çok zengin olmak lazım bence. o kadar sistemi kendine yetecek kadar veya bir süre idare edecek kadar kurdun diyelim. onun bakımı da pahalı olacak.

En güzeli kiralayın, hevesinizi alın. Çok düşük bir ihtimal, baktınız çok sevdiniz.. -ki bence kısa sürede karar vermek çok doğru olmayabilir- satın alırsınız.
0
ananiyimioguz
(22.01.25)
bir kirala dene kolay bir şey değil. elektrik, su, internet, depolama alanı herşey sınırlı. minimalist bir yaşamın ve düzenli bir gelirin olmalı.

karavanın en güzel alternatifi 36-40 feet arası bir yelkenlidir ama o da başlangıçta ucuz birşey değil. fakat artıları ve keyfi çok daha fazla.
0
orpheus
(22.01.25)
tek basina mi cift olarak mi?

cift olanlar ayrilabiliyor. cünkü arabanin sorunlari var, kücücük alan, yemek pisirme, sosyal cevrenden cok izolesin derken birbirlerine giriyorlar.
0
sonsuz
(22.01.25)
Yılın bazı zamanları benimde hayalim,karavan hayatı. Çocukluğumdan beri hep istiyorum bakalım ne zaman kısmet olacak.

Etrafımda kimse yok ama Bursa da bir çift çoğu zamanlarını karavanda geçiriyor,kadın Dr bu arada, işini aksatmadan çalışıyor.
Kelingiller diye bakabilirsiniz Instagram dan.
0
brnbrs
(22.01.25)
bu sorunun yanıtı aslında tamamen öznel.
ben hayatta yapmam mesela.
o yüzden nacizane tavsiyem bir tatilinizde kiralayın bir karavan ve deneyimleyin.
en tatmin edici yanıtı size deneyiminiz verecektir.

onun dışında karavanda yaşayan bir arkadaşım var, hatta türkiyede bu işi ilk yapanlardan.
ama pandemi zamanı millet abanınca karavana istanbul sahilde özellikle isparklar karavanlarla doldu. daha sonra belediye ceza kesip kaldırdı çoğunu bulunduğu yerden.
büyük sıkıntılar çıktı.

dünyanın en büyük karavanı da olsa bir evin konforunu asla vermeyeceği için ben hayatta tercih etmem.
0
rentts
(22.01.25)
evini kapatmayacaksın ya, yap gitsin en kötü 2 hafta sonra bu ne bok gibi bi hayatmış der evine dönersin.
minimal hayat ve ihtiyaçların belirlenmesi için çok kıymetli bir deneyim olacağını düşünüyorum.
0
erty_ksk
(22.01.25)
3 senedir İstanbul'da karavanda yaşayan bir iş arkadaşımız var. İstersen vereyim numarasını ara sor sorularını.
0
kaptan memo
(22.01.25)
gordugum kadariyla turkiye'de karavan'da iki tip insan kaliyor.

1. kriterleri cok dusuk olan evsiz, muptezel, sezonluk amele, hippie tarzi insanlar.
2. karavani ve karavan disi imkanlari her turlu senaryoya uygun olan zenginler.

anladigim kadariyla sen iki kategoriye de girmiyorsun. turkiye altyapi anlaminda oyle hem gezeyim, hem yasayayim tarzi 3. kategoriye uygun bir yer degil bence. max. 2 hafta yapabilirsin.
0
buenosdias
(22.01.25)
İlk karavanım çekme karavandı Üstelik şase üzerine erkek arkadaşımla beraber tamamen kendimiz imal ettik. Tuvalet ve duş yoktu, 1.60*2.30 mt ebatlarındaydı.mutfak vardı. O zaman oğlum 3 yaşındaydı.
O zamana kadar pikniğe bile bir kaç kere gitmiştim. Konfor alan mdan çıkmak, hele tuvaleti olmayan bir yere gideceğim fikri asla kabul edilemedi benim için. Ama kendi el emeğimle sağa sola gitmek çok keyifliydi. Off-road karavan yaptık, lada cip arkasına takıp yaylaya, dağa taşa gidiyor en fazla 2 gün kalıyorduk. Ama kar tatili bile yaptık yanımıza çocukla.
Sonra moto karavan yapmak için sprinter aldık. Koltukları söktük, bir süre 2 yıl kadar imalata geçemeyip derme çatma kullandık. Onunla uzun yol yaptık ve kaldık. Bir gece istediğimiz yerde konakladıysak bir gece de karavan kampında kalıp duş alıyorduk.zaten yaz mevsimi olup denize de girince pek duş aradığımız da söylenmez. Bu arada moto karavanın bizim isteğimiz olmadığına karar verip sattık ve yerine 750kg altı çekme karavan aldık. Bu sefer duş wc içinde vardı. Aldıktan sonra yaz tatilinde 3 Ay kamp alanında yaşadık. Komik olan evim karavan parkına 10 km mesafede. Ama eve sadece 10-15 günde bir çamaşır yıkamaya gittim bir kaç saatliğine. Kamp alanındaki duşu ve tuvaleti kullandım. Karavandakini hiç kullanmadım. Hatta erkek arkadaşım gaza geldi, tam 1 yıl karavanda yaşadı.biz de oğlumla genellikle perşembeden yanına gidip hafta sonu orada kalıyorduk. Ya da Sonra kalma ücretlerine fahiş bir zam geldi. Karavan eve döndü. Ama erkek arkadaşım dönmedi. Kendi evini kiraya verdi bu 3.yılı apartmanın altında karavanda yaşamaya devam ediyor.
Biz ayrılsak da arkadaşlığımız sürüyor bazen hafta sonraları bizi de alır karavanla sağa sola gideriz. Çamaşırlarını bazen bana bazen abisine götürür. Halinden memnun. Evi boş kaldığı zaman bile yukarıya çıkıp evinde kalmadı, karavanda devam etti.

Ben 3-4 Ay karavanda yaşasam da kışı evde geçirmeyi tercih ettiğim için uzun soluklu karavanda yaşamam.
İhtiyacınıza uygun karavanı seçmek önemli. (moto mu çekme mi olacak)
Karavan hayatı bence çok eğlenceli. Üstelik küçük çocuğum olmasına rağmen ben hem çok sevdim hem de çok eğlendim. İmkanınız varsa kiralayıp kendinizi bir deneyin. Bazı yerlerde ücretsiz karavan parkları olsa da genel olarak fiyatlar çok yükseldi.
0
strawberry first
(22.01.25)
Mobil edit: @ buenos
Karavan ve çadır tatili yapanlar düşündüğünüz gibi ne hippi ne de çok zenginler...
Genellikle işi müsait olan (öğretmen, home ofdice çalışan vb) ya da emekli olanlar tercih ediyor. Bildiğiniz normal yurdum teyze ve amcaları karavanda tatil yaparken en sık karşılaşabileceğiniz kitle.

Ben de zengin değilim, hatta işsizim. Biz karavan için gerekli olan parayı 3 yıl çilek ekip çiftçilik yaparak kazandık. Birini satıp diğerini alınca da üste vermememiz gereken miktar azaldı. Bizim kaldığımız dönemde karavan kampında kalmak çok uyguna geliyordu. Aylık 3500-4000 liraya elektrik ve su 7/24 ücretsiz. Yani kışın kalıyorsak 24saat UFO yazın 24 saat klima kullanabiliyor, hatta aşırı sıcaklarda karavanın dışında yanımızda vantilatörle oturuyorduk. her türlü elektrikli aleti kullanabiliyorduk. (karavanda kalınca elektrikli tencere kesinlikle şart, enfes ve kısa sürede pişiriyor, koku olmuyor) kahve makinası, çay makinası... Bu şartlarla evde elektrik tükerip kira versem 9-10 binden az ödemem. Çünkü yazlık bir yerde yaşıyoruz kışın ısınmak, yazın da soğumak için klima kullanıyoruz.
0
strawberry first
(22.01.25)
Mobil edit 2 karavan parkı ya da kamp alanlarında bulaşık yıkamak için de Bulaşıkhaneler olur. Minicik karavanda bulaşık yıkamaya uğraşmazsınız.karavandaki mutfak, tuvalet duş; bunların bulunmadığı yol üzerindeki konaklamalar vb yerlerde işe yarar.
0
strawberry first
(22.01.25)
önce bir kaç günlüğüne karavan kiralayıp, artı ve eksilerine bakıp karar vermek gerekiyor. biz 3 gün kiraladık ve bize uygun olmadığına karar verdik.
0
scudman1
(22.01.25)
tatil için karavan almak pişmanlık, ama yaşamak için alanlardan pişman olan görmedim.
0
entropik
(22.01.25)
Cevaplar için çok teşekkürler. Birkaç detay daha vereyim, önceki sorulara cevap olarak. Evi kapatacağım bir kere bu kesin. Karavan konusunun her sene aklıma gelmesinin sebebi de zaten her sene ev kapatıp yeni ev bakmam, her sene kiraların saçma sapan uçup gitmesi. Yalnız yaşayacağım. Park sorunu vs. gibi konularda haklısınız ama niyetim zaten türkiye'de değil avrupa'da olurum çoğu zaman.
0
🌸beyfendi
(22.01.25)
(13)

Gram altın sahte mi?

uşak tezgahlarının halı dokuyanları
Merhaba arkadaşlar iki tane aynı gramda altin aldım birisi farklı diğeri farklı damgası var sahte olabilir mi?https://i.ibb.co/bWKxCkc/IMG-20250121-215823.jpg
Merhaba arkadaşlar iki tane aynı gramda altin aldım birisi farklı diğeri farklı damgası var sahte olabilir mi?

i.ibb.co
0
uşak tezgahlarının halı dokuyanları
(21.01.25)
Hangi damga? İki farklı firmanın altını işte
0
Mirket
(21.01.25)
hocam marka logosu o :D
0
avatar is back
(21.01.25)
Hocam ikisi de iar yanı İstanbul altin rafinerisi markalı. Birinde damga var birinde yok.

i.ibb.co
0
🌸uşak tezgahlarının halı dokuyanları
(21.01.25)
sagdakinde iar yazisi göremedim. ayrica baska bir sirketin ismi yaziyor.
0
sonsuz
(21.01.25)
İar sitesinden yönlendirince damgasız hali çıkıyor ama bilemedim. Yarın firmayı arayacağım.

www.iar.com.tr

www.gramaltin.com.tr
0
🌸uşak tezgahlarının halı dokuyanları
(21.01.25)
farkli sirket, farkli logolari var. buna bakarak sahte diyemeyiz. farkli olmalari gayet dogal.

migrosta aldigin migros mercime ile x marka mercimek üreticisi büyük ihtimalle aynidir. bir ürünün üreteni cok fazla olmuyor ama satici firma cok oluyor. farkli ambalajlaniyor ama ayni mercimek satiliyor.
0
sonsuz
(21.01.25)
Hocam her iki ürün de iar üretimi
0
🌸uşak tezgahlarının halı dokuyanları
(21.01.25)
GramAltın, IAR'ın alt şirketi yahu ne panik yaptınız.

nerden aldınız? bu devirde sahte altın almak da zor iş. merak etmeyin bişey yok der kaparlar, GramAltın damgasız satıyor zaten.

yarın arayacam demişsiniz de ikisini de arayın bu arada :D aynı kişi açacak telefonu ahahha çünkü aynı şirketi aramış olacaksınız. güldürdünüz gece gece. sıkıntı panik endişeye gerek yok
0
avatar is back
(21.01.25)
Tüm birikimimi verdim hocam birinin referansıyla kuyumcuya gittim o yüzden panik oldum. Yarın kuyumcu arkadaşı arayıp sorayım o zaman daha iyi olur
0
🌸uşak tezgahlarının halı dokuyanları
(21.01.25)
gramaltin.com

harbiden senin altin burada yok gibi.

kuyumcuya ne soruyorsun. gram altin sirketine ulas sizin böyle bir ürününüz var mi diye.
0
sonsuz
(21.01.25)
@sonsuz, asagida marka logoları var orada gram altina tıklarsan .com değil .com.tr sitesine yönlendiriyor orada var
0
🌸uşak tezgahlarının halı dokuyanları
(21.01.25)
evet gördüm. e ayni ambalaj iste sitedekiyle. basa döndük :)
altin sahte degil. :P
0
sonsuz
(21.01.25)
Sahte değilmiş sitede zaten stok durumuna göre farklılık yazıyormuş

ibb.co
0
🌸uşak tezgahlarının halı dokuyanları
(21.01.25)
(5)

Eltiye hediye?

mamu
Selamlar,yurtdisinda yasiyoruz ve bir haftaligina esiminin ailesinin yaninda, daha dogrusu abisi ve ailesiyle, kalacagiz. Elim bos gitmek istemiyorum ama eltime ne getirebilirim bilemiyorum. aramiz iyi ama pek derin bir iliskimiz yok, yazdan yaza görüsüp onun disinda konusmuyoruz. Parfüm/kozmetik gö
Selamlar,

yurtdisinda yasiyoruz ve bir haftaligina esiminin ailesinin yaninda, daha dogrusu abisi ve ailesiyle, kalacagiz. Elim bos gitmek istemiyorum ama eltime ne getirebilirim bilemiyorum. aramiz iyi ama pek derin bir iliskimiz yok, yazdan yaza görüsüp onun disinda konusmuyoruz.

Parfüm/kozmetik götürmek sacma geliyor, sevdigi ve kullandigi malzemeleri bilmiyorum. Kitap almayi isterdim ama burda türkce kitap bulmak sikinti.

Cikolata vb seyler disinda ne olabilir?
0
mamu
(21.01.25)
mutfak esyasi. servis tabagi ya da bir süs.
ritualsdan ev kokusu.
jo malone mum.
0
sonsuz
(21.01.25)
Basit ama niş bir mutfak malzemesi olabilir. Buralarda orijinali pek görülmeyen, bilinmeyen bir ürünün orijinali.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(21.01.25)
Tr'de olmayan, görünce "aa ne değişikmiş" diyebileceği bir obje, bluz vb.
0
neira
(21.01.25)
Bizim yurtdışında yaşayan akrabalar bi paket yapıp içine çay, kahve, şarap, krem, isviçre bıçağı (victorinux) gibi şeyler koyup getiriyolar.

Ben olsam türkiyede olmayan bir şeyler alırdım yukarıda yazılanlar gibi. Ben türkiyede bayramlarda eltilerime giderlen madame cocodan bi şeyler alıyorum, havlu kolonya mutfak bezi vs

Havalı bi hediye almak istesem sanırım içki ve güzel bi markadan (atelier rebul gibi) oda kokusu kolonya filan alırdım.
0
turuncu tonlarda
(22.01.25)
Küpe al. Ya da kolye, sevdiği tarzı hatırlıyorsan.

Güzel bir şamdan veya o tarz bir lamba olabilir dekoratif, seviyorsa... Filan.
0
muhayyer divan
(22.01.25)
(21)

kitaplarınızı yarım bıraktığınız oluyor mu?

m e b
selam.okuma alışkanlığı olmayan, "dikkatim dağılıyor, o yüzden yarım bırakıyorum", "başladım, sonra bitirme fırsatım olmadı" gibi gerekçeleri olanlardan ziyade "bir kitaba başlıyorum, hoşuma gitmiyorsa doğrudan bırakıyorum" gibi tamamen bilinçli bir yarım bırakıştan bahsediyorum. kitabın dili, yazım
selam.

okuma alışkanlığı olmayan, "dikkatim dağılıyor, o yüzden yarım bırakıyorum", "başladım, sonra bitirme fırsatım olmadı" gibi gerekçeleri olanlardan ziyade "bir kitaba başlıyorum, hoşuma gitmiyorsa doğrudan bırakıyorum" gibi tamamen bilinçli bir yarım bırakıştan bahsediyorum.

kitabın dili, yazım tekniği, konusunun tırtlığı, yazarın taraflı bakışı vs beni zorlasa da o kitabı bitirmeye çalışıyorum. zaten şu yaşıma kadar da üç kitabı yarım bırakmış veya "şu an vakti değil, ileride okurum belki" demişimdir (o kitapların bir daha suratına bakmadım gerçi).

hoşuma gitmeyen bir kitabı bitirdiğimde de aşırı sinirleniyorum bu arada. halbuki ya yarım bırak ya da hayıflanma, değil mi?

neyse, sizin de bu gerekçelerle bıraktığınız kitaplar oluyor mu? en son yarım bıraktığınız kitap neydi?
0
m e b
(21.01.25)
kendimi çok zorlamama rağmen kitap ilerleyemiyorsa, bırakıyorum. pek hoşuma giden bir durum değil tabii
0
kondansator
(21.01.25)
Ben önceden illaki bitiriyordum sonra birgün mina urgan'ın kitaplarından birini okuyordum hangisi hatırlamıyorum

Orada Urgan'ın kendisi de başladığı kitabı beğenmese de illaki bitirdiğini anlatıyordu

Sonra bunun üstüne Fethi Naci'nin kendisine "Karpuzu kestin baktın ki kabak, gene de zorla yiyecek misin o karpuzu?" dediğini söylüyordu.

Mantıklı geldi, artık sarmazsa devam etmiyorum.

En son Görmek'i yarım bırakmıştım.
0
akhenaten
(21.01.25)
Eğer %10, %15 civarına kadar olmuyorsa bırakıyorum.
0
salihdt
(21.01.25)
Oluyor olmaz mı, bazen mevsim sebebiyle bile okuyamadığım kitap oluyor. bakıyorum tam yazlık ya da tam kışlık bir kitap o mevsime erteliyorum ya da bakıyorum hiç sarmadı, beklediğim gibi gelmediyse erteliyor ya da tamamen bırakıyorum.
Sonsuz hazine gibi kitap var yeryüzünde hangisini okuduğunun ne önemi var sen okuduktan sonra, yediğimiz içtiğimiz gibi beğendiğimizi sevdiğimizi okumakta özgürüz. istersen aynı kitapları bile dön dön oku, kim karışır. ben çok okudum eskiden okuduğum kitapları, hala da özledikçe, okuduklarım vardır.
0
erty_ksk
(21.01.25)
Evet bırakıyorum en son bir polisiye hayranı olarak Ahmet Ümit'in Kayıp Tanrılar Ülkesi'ni yarısında bıraktım. Normalde bir kitabın ilk çeyreğine gelmeden içine çekip çeymeyeceği anlaşılıyor, eğer beni çekmemişse bırakıyorum. Hayat zevk alınmayan bir kitabı zorla, sırf bitirmiş olmak için okumaya devam edecek kadar uzun değil okunacak birçok kitap var onların zamanını böyle bir durum için harcamak bence gereksiz.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(21.01.25)
Hiç sevmediğim takıntılarımdan biridir.
Başladığım kitabı ya da filmi bitirmek zorundayım.
@ cosmicstring'in dediği gibi hayat kısa, kitap çok ama bunu kendime anlatamıyorum.
0
Mirket
(21.01.25)
Eskiden zorla ve inatla bitiriyordum. Artık sarmazsa bırakıyorum. En son China Mieville'in romanlarından birini bırakmıştım galiba.
Hayat kısa, kitap çok. +1
0
kobuzchu kiz
(21.01.25)
non-fictionlarda pek olmuyor. cünkü konusunu bilerek seciyorum. yazarin dilini begenip begenemdigimi 10 sayfada anlarim zaten ona göre alirim ya da almam.

fictionlarda cok oluyor. karakterlere cok uyuz olursam, konu sacma ya da fazla karmasik gelirse birakiyorum. sürükleyici degilse birakirim.
0
sonsuz
(21.01.25)
hic zorlamam, sikildigim kitabi ilerlemeyecegini hissedince birakirim.

yaratma cesareti'ni biraktim daha baslarinda. cevirmen ceviriden cok kendi anladigini anlatmis kitaptan uzun dipnot ve hayvani bir onsoz yazarak. cok sikti biraktim. hatta unutup ikinciye basladim, onda da biraktim. ingilizcesinden okurum belki daha sonra.

guzel oldugu halde kosmasaydim yazamazdim da yarim kaldi ama devam ederim diye umuyorum. bu bilincli bir yarim birakma degildi :)
0
lemmiwinks
(21.01.25)
"dikkatim dağılıyor, fırsat bulamıyorum" bahaneleri dışında nadir de olsa bıraktığım oluyor.

muazzez ilmiye çığ'ın bir kitabını okuyordum yıllar önce. kendi alanıyla ilgili yazdıklarına bir şey demeyeceğim, ama benim iyi bildiğim konularda hatalı argümanlarına denk gelmiştim hem de yoğun şekilde. devam etmek istemedim.

bundan sonra yüz tane kitap daha yarım bıraktım ama sebepleri en başta belirttiğiniz okuma alışkanlığı eksikliği.
0
biseysorcaktim
(21.01.25)
mumkun oldugunca zorluyorum ancak evet biraktigim oluyor. bazen bazi kitaplarin zamani degil diye dusunuyorum. mesela Ursula Le Guin'in 2-3 kitabini arka arkaya bayilarak okudum, sonra Mulksuzler'e basladim, mumkun degil gitmedi kitap, ne okudugumu anladim, ne geri donunce hatirladim, kitabin icine giremedim filan olmadi bi sekilde, biraktim. Tekrar donerim bir sure sonra.
0
kassiopeia
(21.01.25)
düzenli olarak kitap okuduğum zamanlarda en net hatırladığım yarım bırakma olayı mülksüzlere ait.
0
elorelia
(21.01.25)
Evet zamanının gelmediğini düşünüp bıraktığım kitaplar oldu, bir şekilde geri dönüp bitirdiklerim de oldu, az da olsa bir daha dönmediklerim de olmuştur.
0
amelie poulain
(21.01.25)
ben beğenmezsem direkt bırakırım hatta yazarına söylenirim küfür bile edebilirim bu ne biçim kitap diye :D

en son kinyas ve kayrayı bıraktım, birkaç sayfa okudum baktım feci kötü. aşırı depresif bir şeydi. hayatta okumam öyle bi kitap.
0
turuncu tonlarda
(21.01.25)
Her kitabın zamanı var. Şu an okuduğum kitap beni aşırı düşürüyor mesela, içimi sıkıyor. Baksan Türk klasiği, okumayanı dövüyorlar ama şu an bana iyi gelmiyor. Böyle olunca biraz zorlayıp olmazsa bırakıyorum. Allah kelamı değil neticede.
0
sekizdokuzon
(21.01.25)
bol kitap okuyan biriyim 1 ocaktan bu yana 5 kitap bitirip toplamda 1276 sayfa okumuşum. bu istatistiği de vereyim ki anlaşılsın. Bu kitaplardan yarım bıraktığım olmadı. Çok zorluyorsa, aynı cümleleri tekrar tekrar okuyorsam bırakıyorum.

son yarım (yarım bile değil 10-15.sayfada) bıraktığım kitaplar: Virginia Wolf- Deniz Feneri, Adam Fawer-Oz, Oğuz Atay-Tutunamayanlar
0
matilda
(21.01.25)
Çocukluktan yetişme iyi okuyucular artık ne tarz seveceklerini bildikleri için bir kitabin isminden, cisminden etkilenmezler ve okudukları bütün kitapları çok severler sevmeyecekleri kitaplari da hiç sevmezler.

Ama diğer arkadaşlar için bir yazar dostumun bir kitabinda da verdiği tavsiyeyi vereyim. Bir kitabın herhangi bir sayfasını açtığınızda ve okuduğunuzda bir sonraki sayfayı açma isteği güçlüyse o kitabın tamamını seversiniz.

Onun dışında sevmeyeceğim bir kitabı okumaya devam ederken kendimi hayal bile edemiyorum.
0
alimcgraw
(21.01.25)
kendimi çok zorlamama rağmen kitap ilerleyemiyorsa, bırakıyorum. pek hoşuma giden bir durum değil tabii +1

Bazı kitaplar cidden kötü. Lanet olsun der bırakıyorum.
0
put it in your appropriate place
(21.01.25)
en son sefiller'i yarım bıraktım. kitabın %22'sindeyken bıraktım. (1600 sayfa galiba)

kitabın gidişatı vs çok belirgin olduğu için daha fazla okumak istemedim.
0
makbur
(21.01.25)
yarim birakma olmuyor ama giremedigim kitaplar oluyor. bazi kitaplardan sekiyorum birkac kere denememe ragmen.
0
antikadimag
(22.01.25)
Eskiden zorlardım kendimi, artık akmıyorsa veya beğenmemişsem bırakıyorum. Bir de tabii bildiğim bir yazarın kitabıysa daha fazla şans veriyorum. Orhan Pamuk mesela; illa ki o ilk 50 sayfasında sıkılacağımı biliyorum, yazarın dünyasının içine girene kadar o sabrı göstermem gerekiyor. Sonrasında akıyor benim için kitap.
0
SiyamkedisiZorro
(22.01.25)
(18)

Yaşanacak Şehir Seçimi (Türkiye)

infernalcadre
Kriterler;1-Mümkün olduğunca düz olmalı, saçma yokuşlar olmamalı2-İnsanların mümkün olduğunca modern ve çağdaş olması, en azından kimsenin kimseye karışmadığı makul insanlar olması gerekmektedir.3-İklim olarak kışlar mümkün olduğunca ılıman(dışarıda yürüyüş yapabilecek sıcaklıkta), yazlar mümkün old
Kriterler;

1-Mümkün olduğunca düz olmalı, saçma yokuşlar olmamalı

2-İnsanların mümkün olduğunca modern ve çağdaş olması, en azından kimsenin kimseye karışmadığı makul insanlar olması gerekmektedir.

3-İklim olarak kışlar mümkün olduğunca ılıman(dışarıda yürüyüş yapabilecek sıcaklıkta), yazlar mümkün olduğunca aşırı sıcak olmayacak.

4-Çarşı pazarı olacak ayrıca en az 1 gelişmiş AVM si olacak.

Opsiyonel Talepler;

1-Havalimanı, Hızlı Tren gibi ulaşım araçlarını bulundurmalı yada yakın olmalı

2-Denizi veya gölü olması tercih sebebidir.

3-Trafik kalabalık olabilir ama nispeten düzenli olmalı.

4-Şehir içi ulaşım rahat olmalı, otobüs dışında tramvay, metro vs gibi alternatifler olabilir.

5-Yaşam mümkün olduğu kadar uygun olmalı veya örneğin kiralar için pahalı yerlerin olduğu gibi bazı konularda fedakarlık edilerek ucuz yerlerde de kalınabilmeli.
0
infernalcadre
(21.01.25)
Hepsine uymasa da en yakını herhalde İzmir.
0
orient blue
(21.01.25)
Antalya. sicak ama deger.
0
sonsuz
(21.01.25)
bu kriterlere göre ege tarafı ön plana çıkıyor. ben İstanbul'a yakın olduğu için Balıkesir derdim.
0
vampir akrep
(21.01.25)
demirtaş bölgesi, bursa
0
g7mor
(21.01.25)
Sadece iklim şartına uyan (kışları ılık, yazları sıcak olmayan) bile bir şehrimiz yok maalesef.
0
oxit
(21.01.25)
erzurum ılıca

sivas'a kadar dümdüz ova
havalimanına 10 km
erzurum merkeze 15 km. 3 tane büyük avm var
ilçe olduğu için trafik sorunu yok
ilerde hızlı tren de gelecek
göl yok, doğal kaplıca var. tortum şelalesine 1 saat
yaşam uygun bütün zincir mağazalar var
evleri büyük hep 150 m2
iklim soğuk ama hep kar var manzara süper. kar yağınca hava yumuşuyor
sütün etin en iyisi var

cCc yeşil Ilıca'mız cCc
0
ya ben lan neyse
(21.01.25)
Şehir işi ulaşım hariç bahsettiğin diğer özellikler için Canakkale diyorum.
0
basubadelmevt
(21.01.25)
samsun geldi aklıma. atakum tarafı özellikle.
0
efreet sultan
(21.01.25)
Kesinlikle Samsun - Atakum. 12 sene yaşadım, sanırım buradaki maddelere uymayan hiçbir tarafı yok...
0
silverleaf
(21.01.25)
Eskişehir çoğuna uyuyor.

Yokuşlu yerleri var ama şehrin çoğu düz. Denk geldiğim yokuşlar da hafif eğimliydi.
İnsanları zaten genelde rahat diye bilinen bir yer.
Kışları soğuk ama son iki kıştır buradayım, öyle aman aman bir soğuk da değil yani akşam üzeri yürüyüş yapılabilir sıcaklıkta oluyor genelde işten eve yarım saat yürüyorum haftada iki gün.

Pazarı, çarşısı var, Avm de var. Hızlı tren var, havalimanı yok maalesef. Yakınlarda bi baraj var sanırım göl olarak ama hiç gitmedim çok da emin değilim. Tramvay çok işlevsel. Hayat çok pahalı değil.

Hepsine uyuyor mu tartışılır ama çoğuna uyuyor.
0
nundu
(21.01.25)
Yokuş hariç: İzmir
Kış hariç: Eskişehir
0
kobuzchu kiz
(21.01.25)
tabii ki Çanakkale

1- neredeyse dümdüzdür.
2- insanları genel olarak moderndir, kimse kimseye karışmaz. 24 saat boyunca sokaklarında güvenli bir şekilde dolaşmak mümkündür. elinizde içkiyle ortalık yerde gezebilirsiniz, kimse bir şey demez.
3- yılda 1-2 gün kar yağar. çok soğuk olmaz. devamlı sayılabilecek bir rüzgar vardır. kışların soğuk geçmesini, yazların sıcak geçmesini önler.
4- tüm dükkanların yan yana olduğu bir çarşısı vardır. yürüyerek başından sonuna 10 dakika sürer. 1 tane de içinde Boyner, lcw, koton, h&M, sinema vs dükkanların olduğu büyükçe bir avm vardır.

opsiyonlar:

1- havalimanı var ama sadece Ankara'ya uçak var. ama izmir ve istanbul arabayla 4 saat sürer. otobüsle 6 saat sürer. uçağa çok gerek yok gibi. tren de yok.
2- denizin kralı var. hem boğaz var, hem Bozcaada var, hem Assos var, saros var, marmara denizi bile var.
3- trafik yok. zaten evinizi işinizi doğru yerlerde seçerseniz yürüyerek gidip gelirsiniz. (babam yıllarca işe yürüyerek gitti geldi, ben okuluma yıllarca yürüyerek gittim geldim)
4- ben Çanakkale'de otobüs uzun zamandır kullanmıyorum. ama küçük ve derli toplu bir yer olduğu için problem olacağını sanmıyorum.
0
co2s2
(21.01.25)
Düzlük: Adana, Eskişehir ve Mersin,
Ilıman iklim: Antalya, İzmir ve Adana,
Modernlik ve çağdaşlık: İzmir, Eskişehir ve Antalya
Maliyet: Adana ve Eskişehir

Kazanan: 1. Eskişehir 2. Antalya 3. İzmir
0
gabe h coud
(21.01.25)
çanakkale veya kocaeli bence. istanbul'a ve uluslararası havalimanı'na yakın olmanın avantajını da düşünürsek. depremi de düşünmek lazım. dayanıklı zemin ve binada yaşamak önemli, kuzey anadolu fay hattı'na yakın yerlerde özellikle.

eskişehir de aklıma geldi ama onun iklimi uç noktalarda olabilir. ankara gibi yani.
izmir de akla gelebilir ama yokuşlu çok yeri var. denize yakın yerde yaşamak düşünülebilir.

deniz açısından akdeniz şehirleri tabii: antalya, adana, mersin. ama yazın aşırı sıcak oluyor.
0
ermanen
(21.01.25)
Eskişehir. Kış kriteri pek uymuyor ama kaç yıldır o kadar kış ta yok dogrusu
0
primetime
(21.01.25)
bu kadar kriteri olan birinin denizsiz bi yerde yasayacagini sanmiyorum. bence deniz ilk kriterlerinden biri olmali. tum sehirleri aramaya gerek yok. aramayi bolge olarak kisitlandir. marmara, ege, akdeniz, karadeniz. gerisi yasanmaz
0
buenosdias
(21.01.25)
Eskişehir. Ankara izmir bunların dışındaki yerler bozkırın tezenesi.
0
mikahakkinen
(22.01.25)
Metro, tramvay hariç Tekirdağ.
0
kumandanim
(22.01.25)
(11)

Büyüdükçe duygularınız değişti mi? Azaldı mı?

psmstc
30 yaş sonrasında keyif, neşe, mutluluk haz alma gibi hisleriniz azaldı mı? Farklılaştı mı yani?
30 yaş sonrasında keyif, neşe, mutluluk haz alma gibi hisleriniz azaldı mı? Farklılaştı mı yani?
0
psmstc
(21.01.25)
mayısta 34 olacağım. 30 olunca bi tık moralim bozulmuştu. ama hiç bi zaman yaşımın insanı olmadım gibi düşünüyorum. yani hep daha çocuksuydum gibi. hala öyle. hayattan keyif de alıyorum yani mutluyum. yeni bi şey yemek, bi parça kıyafet almak, ailemle oturup kahve içmek filan inanılmaz keyif veriyor. yaşlanmaktan da ölesiye korkuyorum. sanki 40-50 olduğumda duyguların şiddeti ve önemi azalacak, beni heyecanlandıracak bir şey kalmayacak gibi. biraz da kendi ailemde gördüğüm yaşlı profili ile alakalı bu sanırım. eşimin ailesinde gördüğüm profil ise tam tersi mesela... neyse. 30 olmadan önce 30 yaş ile ilgili düşüncelerim korktuğum gibi olmadı. 40-50 için de aynı şey geçerli olur umarım.

yani özet olarak 20lerimde neye kızıp üzülüyor, neyden keyif alıyorsam hala aynı şeyler aynı boyutta geçerli gibi.
0
elorelia
(21.01.25)
Aksine artti. 20’lerinde daha bi dikkafali, daha bi mucadeleci oluyorsun. Surekli bisilerle mucadele ve biseyleri oturtma cabasi, bir yandan genclik.. ama 30larla birlikte farkindalik artiyor, sakinlik geliyor, icindeki savaslar azaliyor. E bi de cevrende hastaliklar, olumler basliyor. Bunjnla yuzlesmek de kolay degil. Hayatin degerini de anlamaya basliyorsun. Bana bir sey olmaz tarzi hic olmeyecekmis gibi bakma isi azaliyor kisaca.

Kendi acimdan boyle.
0
mor oje
(21.01.25)
evet benim biraz farklılaştı ama farklı yönlere de kaydı.
yaşamayı hala çok seviyorum sadece eskisi kadar neşeli değilim.
mesela oyun oynamak benim için tutkuydu ve sırf oyun oynamak için güzel bir oyuncu laptopu aldım o kadar az ve saçma oyunlar oynadım ki.. ama onun yerine kitap okumaya sardırdım mesela ve akşam olsa da kitap okusam diye bütün gün gözüm saatte.
kitap okumadığım her an boşa gidiyor gibi geliyor elimde olsa sabahtan akşama kadar kitap okurum. tutkularım değişiyor hayata karşı. daha tahammülsüzüm ama aynı zamanda daha az duygusalım. ölmekten daha çok korkuyorum. ailemden birilerinin ölmesinden çok korkuyorum.

onun dışında keyif aldığım şeyler aynı, sadece daha az tutkuluyum diyebilirim. eski neşem de her zamanki kadar yok. galiba enerjim de daha azaldı. yine de halimden ve hayatımdan memnunum çok şükür.

not: aralıkta 35 oldum.
0
matilda
(21.01.25)
küçük şeylere büyük değil küçük tepkiler veriyorum artık.
0
dedim dedim de kime dedim
(21.01.25)
29.

daha makul oldum. önceden cok üzülüyordum, cok heyecanlaniyordum vs.
su an daha dengeli her sey.
hayatin nasil bir seye benzeyecegi, saglik vs problemi olmadigi sürece, beli oluyor bir de. onun verdigi bir huzur var.

20leri cok coskulu yasadim. özellikle 22-23 yasina kadar. cok calistim, cok partiledim, cok gezdim de. her türlü insani gördüm. tokat da yedigim oldu, attigim da.
20lerde yasadiklarimi yasamasaydim, su an mutsuz olabilirdim.

gelecek beni önceden cok korkuturdu. su an cok heyecanlandiriyor.

bunda bence biraz hayatimdaki insanin da etkisi var. birlikte yasanmayi bekleyen bir ömür var önümüzde oha diyorum.

bonus: analitik bir sekilde empati yapmaya basladim bir de. o da büyük farkindalik kazandiriyor. su an sen bana gelsen durduk yere tokat atsan, önceden neden ben neden ben derdim. su an biliyorum ki sana biri tokat attigin icin bana tokat atiyorsun.
0
sonsuz
(21.01.25)
anne olunca x2 arttı ama sevinç, mutluluk gibi şeylerde değil de panik, anksiyete, hüzün, korku gibi duygularda.
0
deartheodosia
(21.01.25)
30 yaş benim için çok acayip bir dönüm noktasıdır. 30'umda evlendim. yönetici oldum. keyif almam azalmadı ama farklılaştı. daha basit şeylerden mutlu olmaya başladım ama eskisi gibi sürekli bir "mutluluk" içinde olman mümkün değil. sorumluluklar var.
0
co2s2
(21.01.25)
azalmadı. değerini daha çok biliyorum ve farkına vararak keyfini çıkartıyorum.
0
gabe h coud
(21.01.25)
hiç değişmedi halen aynı coşkuyla hayatıma devam ediyorum
0
Hallegadola
(21.01.25)
olmadi, bilakis daha buyuk farkindalikla ve derinlikle yasiyorum her seyi. 'playfulness' dedikleri yasami senlikle yasama hali bende hep vardi (varmis bunu fark ettim), artik bunu hic kaybetmemek benim icin bir yasam pratigi haline geldi. canim o an istemese de ya da eskiden olsa usengecligime yenilebilecekken, yaparken keyif alacagimi bildigim seyleri yapmak icin farkli bir caba gosteriyorum, sevdiklerimle zaman gecirmek benim icin hep onemliydi ama hayat bu artik eskisi gibi bir araya gelemiyoruz demiyorum, caba gosteriyorum vs. vs.

Yasam bir oyun, ve bu oyundan kimse sag cikmayacak. tek 'gercek' bu, ki bunun bile gercek olup olmadigi epey tartisilir. Bunu bilerek yasamak, gun batisini ayri bir keyifle izlememi, denize girdigimde suyun bedenimdeki hissini ayri bir deneyimlememi sagliyor.
0
kassiopeia
(21.01.25)
stardart yukselmesi etkiliyo her seyden memnun ve mutlu olamiyosun. sartlari saglayinca cok ok
0
ala09
(21.01.25)
(24)

Sizce en iyi bisküvi nedir?

silverleaf
Kardeşimle günlerdir en iyi bisküvileri kendi aramızda kıyaslaya kıyaslaya bir yere varamadık... Size de sormak istiyorum, sizce şu anda piyasada olan en iyi bisküvi nedir ve neden sizce en iyisi o? :)
Kardeşimle günlerdir en iyi bisküvileri kendi aramızda kıyaslaya kıyaslaya bir yere varamadık... Size de sormak istiyorum, sizce şu anda piyasada olan en iyi bisküvi nedir ve neden sizce en iyisi o? :)
0
silverleaf
(20.01.25)
www.godiva.com.tr


Budur. Çünkü inanılmaz lezzetli
0
ırene adler
(20.01.25)
sizde neler çıktı merak ettim

Seçenek çok açıkçası. Çok standardı bu işin hoşbeş.

Şu içi çikolata dolgulu biskolatalar da çok güzel. Haylayf gibi boş düz bisküvü soruyorsak da petibör
0
baldan kaymak
(20.01.25)
Çikolatalı, kaymaklı vesaireli olanlar hariç, sade bisküvi soruyorsanız, Ülker Pötibör derim ben.
0
Mirket
(20.01.25)
Mulina bianco.
0
logisticsmanager
(20.01.25)
Herkesin ağız tadı farklı ben mesela içi dolgulu bisküvi sevmem

Sevenler için hanımellerin tarçın ve zencefillisini önerebilirim
encrypted-tbn0.gstatic.com

Hem çayla hem sıcak şarapla iyi gidiyor :)
0
grimavi
(20.01.25)
eti kakaolu bisküvi. inanılmaz iyi bence. ülker'inki mesela keyif vermiyor ama eti'ninki harika.
0
semaforo de medianoche
(20.01.25)
Walker’s
St. Michel
Asolo Dolce
Lotus
Leibniz Minis
0
gabe h coud
(20.01.25)
Klasik Çizi
Nero
Klasik Burçak

"En iyi" gibi bir iddiada bulunamam ama bu üçü karşıma çıkınca çok mutlu olurum.

Pötibörde de çifte kavrulmuş favorimdir.
0
mutekebbir
(20.01.25)
gofredo
0
neira
(20.01.25)
Eti kakaolu, tadı değişmediyse eti finger, nero.
0
asteriks
(20.01.25)
eti ne(g)ro
0
sonsuz
(20.01.25)
tabii ki cicibebe
0
co2s2
(20.01.25)
nussknacker kırmızı almancı çikolatası. işte vizyon işte feraset.
0
biravekahve
(20.01.25)
@baldan kaymak Ya bizim kişisel tercihler çok farklı, kardeşim ısrarla kırmızı İkram diyor, o mu bu mu yaptığımız bütün bisküvilerde İkram'a tutundu. Ben Le Petit Ecolier gibi bir bisküvi vardı Fransa'da, onun kakaolu kapmalı olanı diyorum. :)
0
🌸silverleaf
(20.01.25)
Bu aralar kakaolu eti kurabi benim için.
0
peki madem
(20.01.25)
Çizinin dolgulu olanları bence.
0
yenibirgüzelnick
(20.01.25)
bakın abartmıyorum. bazen marketten çaya bandırmalık bisküvi alırım ama bunu yeni keşfettim. galaksimizdeki en lezzetli en iyi bisküvi olabilir.
eti sultani sütlü çikolata kaplı bisküvi.
www.etietieti.com
0
exlibris
(21.01.25)
@co2o2

Eti cicibebelerin artık çok şekerli bir tadı var insanın ağzını yakıyor şekerden
0
grimavi
(21.01.25)
On sene kadar önce ikram çok iyi bisküviydi. Hele kırmızı paketteki açık ara fark atardı diğerlerine. Her gün severek yerdim. Artık öyle değil. On değil, yirmi yıldır belki çok kötü.

İyisi hangisi bilmiyorum. Takipteyim. Ama kesinlikle ikram değil, Ülker değil.
0
biseysorcaktim
(21.01.25)
Tam çaya banmalık fındıklı hanımeller diyorum
0
respect
(21.01.25)
wasa'nın tüm krakerleri güzel. tercihim wasa mild cheese.
0
orpheus
(21.01.25)
2 saattir konuşuyoruz bi' Biskrem demedik.
0
kumandanim
(21.01.25)
Turkiye'de Eti Yulafli bence. Ama o da bozdu tabii. Arada bir yiyesim geliyor. 3'lu pakette her paketin tadi ayni olmayabiliyor bi de. Yillar once biskuviler daha iyiydi.

Yurtdisinda da yine daha iyiler var tabii. Proteinli sekersiz glutensiz vs. Guzel seyler yiyorum bazen. Markalarini unuttum.
0
ermanen
(21.01.25)
şekerli -> eti sultani (kuru üzümlü olan)
tuzlu -> taç kraker
0
inheritance
(21.01.25)
(19)

Mutluluk veren basit şeyleri listeliyoruz

kullanicadi
Belki sizden kopya çekerim:))Örnek verirken şu şartlarımız var:1) Sağlığa zararlı olmayacak ve tehlike içermeyecek2) Mümkünse az maddiyat ile gerçekleştirilebilir olacak. Seyahat, alışveriş, fine dining, konser, etkinlik vs bunlar zaten mutlu ediyor insanı ama biz basitteki mutluluğu arıyoruz. Köle
Belki sizden kopya çekerim:))

Örnek verirken şu şartlarımız var:
1) Sağlığa zararlı olmayacak ve tehlike içermeyecek
2) Mümkünse az maddiyat ile gerçekleştirilebilir olacak. Seyahat, alışveriş, fine dining, konser, etkinlik vs bunlar zaten mutlu ediyor insanı ama biz basitteki mutluluğu arıyoruz.

Köle isaura modum açık kalmış sanırım ilk aklıma gelen evi güzelce temizlemek, nevresimleri de değiştirmek, en son duşa girip çıkmak ve tertemiz bir evde yeni nevresimlerin içinde misler gibi uyumak oldu.

Bunun dışında da ormanda yürüyüş, deniz kenarında yürüyüş vs geldi aklıma
0
kullanicadi
(20.01.25)
Hayvan sevmek. Sokakta yaşayan hayvanları beslemek, onlarla iletişim kurmak. Onlara destek olmak. En yakın arkadaş ile bütün bir günü geçirmek. Hobilerinle uğraşmak. Kitap okumak.

Temizlik yapmak deme lütfen. Evi dip köşe temizledim bugün canım çıktı. Bu mutluluk veren bir şey değil :(
0
rock n roll
(20.01.25)
Valla neredeyse alakalı her duyuruya aynı şeyi yazıyorum ama benim için 1 senedir güzel bir gün batımında (mümkünse doğada) koşmak.
Temiz nevresim, sen, gecelik üçlüsü beni de aşırı mutlu ediyor.
0
Amaranta ursula
(20.01.25)
Gün batımı, gün doğumu izlemek, yunus görmek, dans etmek, yağmur sonrası toprak kokusu, gök kuşağına rastlamak,öpücükle uyandırılmak ilk aklıma gelenler oldu
0
(20.01.25)
hayvan sevmek
Hayvan beslemek
Çocuk mutlu etmek
Muhtaç birinin yardımına koşmak

(kısaca güçsüze muhtaca dilsiz canlara yardım etmek dışında beni çok da mutlu eden bir şey yok bu ülkede)
0
rentts
(20.01.25)
Çayın yanında bisküvi yemek
Patlamış mısır
0
grimavi
(20.01.25)
sükretmek. aldigi nefes icin bile sükür diyen insan mutlu oluyor.
0
sonsuz
(20.01.25)
-Yanimda mama tasiyip sokakta kediyi kopegi beslemek, yolda gordugumde sevmek, selam vermek, onlarla konusmak
-kedimin gelip yanima sokulup uyumasi
-kisin yorgana sarinip uyumak
-kisin gunesli havada deniz kenarinda yurumek
-ormana gitmek
-arabaya atlayip sokaklarda dolasmak
-en sevdigim yabanci cikolatayi bulunca stoklamak
0
mor oje
(20.01.25)
Eti Karam yemek.
0
sekizdokuzon
(20.01.25)
Bu temiz nevresimle ilk uykunun çok iyi olması olayı bende hiç yok. Bi fark hissetmiyorum yani. Tabii leş gibi kokan nevresim değil kastettiğim de, standart bir nevresim de benim için ilk günkü keyfini veriyor :d

Beni mutlu eden şey, yapmam gereken hiçbir şey olmamasının verdiği huzurla miskinlik yapmak, yatakta uzanıp telefondan dizi falan izlemek, tembelce yatmak. Yani atalet, üşengeçlik seviyorum.
0
nundu
(20.01.25)
Antrenman sonrası yorgunluğu, zorlanmış kaslarda hissedilen hafif sızı,
Moka pot'un fokurdama anı,
Site otoparkında sevdiğim yerin kapılmamış olması,
Ekmek yapma makinemin pişmeye beş kala eve yaydığı koku,
Saksıdaki biber çiçeğinin bibere döndüğü an,
Okuduğum kitabın son cümlesi,
Şarabımın mayalanırken yaydığı koku,
Temiz nevresim kokusu,
Bostanlı sahilinde yağmur sonrası, ya da günbatımı joggingi,
Boş otobanda hız,
Yağmur gecesi balkonumda ışıklandırılmış havuz manzaralı sıcak şarap,
Bir önceki madde eşliğinde David Gilmour,
Zorlu bir parkurda trekking sonrası yalınayak betona basılan ilk anın hazzı,
Islak bir trekking sonrası alınan ılık duş,
Puzzleın son parçasının yerine konuşu,
Karda yaktığın mangalda yaptığın sucuk ekmek,
Sevdicekle oynanan kartopu,
Terhis olduğun gün lumbarağzından çıkıp dışardan dönüp baktığın an,
Dışarda geçirdiğin soğuk gecenin sabahı günün ışıma anı,
Güzel geçmiş bir gecenin ardından sevdiceği kahvaltı hazırlarken seyretmek,


Bu uzar gider. Liste uzun bende.
0
Mirket
(20.01.25)
hersey yazilmis zaten
ben elizabeth ve sonrasi sicak dus diorum.
fiyat/performas orani oldukca yuksektir.
0
cooperr
(20.01.25)
Birini mutlu etmek. Mutlu etmek için minik de olsa bir hediye vermek.
0
naksidil
(20.01.25)
sıcak bir ev. sıcak bir eş. sıcak bir yemek. deniz kenarı yürüyüş. yatmadan güzel bir dizi izlemek. denizden sonra ılık duş almak.
0
biravekahve
(20.01.25)
telefona bakmamak.
0
nuisance2
(20.01.25)
yaa ben yemek yaptığımda ve eşim yemeği beğenip doyduğunda çok mutlu oluyorum :) benim de bazen kocamköylü modum açık kalıyor sanırım hghghfhdfg
0
turuncu tonlarda
(21.01.25)
- Sabah çok erken saatte sahil boşken uzun koşu. Ne kadar uzarsa o kadar mutlu ediyor beni.
- Bi' şişe rose ya da beyaz şarap açıp yemek yapmak, hanıma yeni reçeteler tattırmak, beğenmesi mutlu ediyor.
- Evde kedi köpekle vakit geçirmek.
- Fesleğenleri budamak, yaprakları ayırdıktan sonra kalan sapları köklendirmek için suya koymak.
- Avokado çekirdeklerini köklendirmek. 5 sene önce köklenen avokado çekirdeklerim şu anda 1 metre boyunda kabaca.
- Soğuk bira eski kaşar, çekirdeksin yeşil zeytin ve kornison turşuyla Fenerbahçe Beko maçı.
0
kumandanim
(21.01.25)
ana kimse yazmamış hala:

müzik dinlemek tabii ki. iyi bir kulaklıkla daha iyi.
0
ermanen
(21.01.25)
Denize bakmak
0
naksidil
(23.01.25)
1. Bisiklete binmek: Şehri keşfetmenin belki de en güzel yolu. Ne park derdi var ne trafik. Yorulduğunda dilediğin yerde mola verebilirsin, çok rahatlatıcı bir yorgunluk veriyor ama bisikletin biraz eli yüzü düzgün olmalı. Pahalı bir bisiklet ile sür demiyorum ama en azından freni, vitesi iyi çalışan ortalama bir tanesine bin.

2. Birşeyler ekmek: Zaten burada da yazılmış, ben kendi adıma geçenlerde sarımsak diktim. Bir file sarımsak almıştım herhalde 6-7 hafta önce. Çok sık tüketmeme rağmen ihtiyacımdan çok fazla vardı içinde. Ben de içlerinden filiz verenleri gidip toprağa diktim, başka hiçbir şey de yapmadım. Baktım ki gerçekten de büyüyüp serpiliyorlar, keyfim yerine geldi. Tavsiyem budur, süpürge tohumu olsa dahi bir şeylerin gözlerinin önünde büyüyüp geliştiğini görmek güzel bir şey galiba :)
0
burka
(23.01.25)
(7)

Konuşmayı pek sevmemek

fildirfildir
İnsanlar sabah uyandıkları andan gece uyuyana kadar yaptıkları her şeyi, bu bahsetmeye değer mi değmez mi demeden büyük bir iştahla anlatıyorlar. Ben konsere mi gittim; diyeceğim/demek istediğim tek şey, güzeldi/değildi. Bir yeri mi gezdim; şöyleydi böyleydi diye maksimum 5 dakikada anlatırım. Dinle
İnsanlar sabah uyandıkları andan gece uyuyana kadar yaptıkları her şeyi, bu bahsetmeye değer mi değmez mi demeden büyük bir iştahla anlatıyorlar. Ben konsere mi gittim; diyeceğim/demek istediğim tek şey, güzeldi/değildi. Bir yeri mi gezdim; şöyleydi böyleydi diye maksimum 5 dakikada anlatırım. Dinlerim, dinlemeyi severim ama dinlediğim vakitte de anlattıkları şeye maksimum önem verip övgü dolu yorumlar bekliyorlarmış gibime geliyor. Ama “meh” bir şey oluyor çoğunlukla, yani ben ne diyeyim?

Durumum bu. Canım bu konuda çok sıklat. İnsanlara değer vermiyorum, yaşadıklarını, konuşasıları oldukları meseleleri önemsemiyorum, kendi olaylarımı da ketumluktan anlatmıyorum gibi anlaşılsın istemiyorum. Sadece ben kendi yaşadıklarımı dakikalarca anlatmaya değer görmüyorum ve bu beni iletişim kuramayan bir hödükmüşüm gibi gösteriyor. N’apim?
0
fildirfildir
(20.01.25)
Doğru gosteriyor?
0
abuzer
(20.01.25)
Normal bir muhabbet aşağı-yukarı yapılanlar, yapılacaklar, yaşananlardan oluşuyor zaten.

Konsere gittim deliler gibi eğlendik diyen adamla muhabbet etmek istiyorsan konu çok.
-Lan kim söyledi, aaaa o mu lan çok kötü o, nasıl eğlendin sığır, başka kim var yakın zamanda konserine gidelim.
İstemiyorsan iyiymiş, eğlendiğine sevindim dersin kapatır, genelde kapatmazlar konuyu bizim insanımız pek anlamaz dinleyicinin konuya olan ilgisini. Ama karşındakiyle olan samimiyet de önemli. Samimiyse sus lan konuyu değiş, boğdun beni. Değilsen abooo kaçmalıyım, kaçamıyorsan konuyu değiştirmelisin.

Sen anlatmaya değer görmüyorsun kısmında ise, ne diyeyim bilemedim. Bu işler genelde karşılıklı. Sen anlatırsın, sonra o anlatır. Anlatmazsa eee anlat sıra sende olm sen neler yaptın dersin. Tam tersinde ise bir dur anladık eğlendin şimdi bende sıra dersin.

Kısaca konuşmak istemiyor gibi gibisin.

Öyle bir soru ki seninki 500 değişken var...
0
Shepard
(20.01.25)
Hayatı isteğin şekilde yaşa. Kendini nasıl rahat hissediyorsan o şekilde yaşamına devam et. "Konuşma hastalığı" olan insanlar sessiz kalamazlar, konuşarak motive olurlar. Kendileri için boş veya dolu konuşmaları önemli değil.
0
HellKeePer
(20.01.25)
etrafındaki insanların kalitesi sana düşük geliyor olabilir. bu yüzden de konuşmaya değer bulmuyor olabilirsin.

sabah yediği salçalı tostu 10 dakika, kırmızı ışığı kaçırmasını 8 dakika anlatan adamı/kadını ilginç bulmayıp konuşmamak hödük gösteriyorsa göstersin.
0
nop
(20.01.25)
yalnız değilsin toplu taşımada birini kapatıp birini arayıp sürekli aynı bomboş şeyleri anlatanları dinliyorum hep. kulağımın dibinde aynı poğaçayı anlattıkları için çok maruz kalıyorum. yani ne yaptın ne ettin değil bom boş zaman geçirmek için muhabbet.

yeni tanıştığım biri değilse veya anlatılacak bir olay yoksa gün içinde kimseyi düzenli aramıyorum. ha bir olay olmuştur arkadaşımın ilgileneceği vaktı varsa dinlemek isterse arar anlatırım. yoksa şu tiyatraoya gittim şu konsere gittim diyede aranmaz insan ya? hani bir yerde buluşur otururken anlatırsın ok.

boşver hödük olarak kalmayı yeğlerim.
0
eja
(20.01.25)
tanimadigim, sevmedigim insanlarla konusmayi ben de sevmiyorum ama konustukca da her isim halloluyor. cok salakca.
bir de introvert oldugum icin herkesin söyledigi aklimda kaliyor. hemen unutmaya calisiyorum konusulanlari.

sevdiklerimle cok konusurum, cok sacmalarim. hatta insanlar beni sarhos zanneder ama degilim.

o ben 5 dkda anlatiyorum dedigin seyi baya bir eksik anlatiyorsun büyük ihtimalle. kitap oku. yasadigin seyleri daha iyi fark edersin. o zaman anlaticak seyin de cok olur.
0
sonsuz
(20.01.25)
Kendini cok yukseklerde saniyorsun heralde?
0
Zetnikov
(20.01.25)
(22)

Okuduğunuz Kitapları Ne Kadar Hatırlıyorsunuz?

akhenaten
Bir arkadaşımın arkadaşıyla oturduk, konuşacak çok şey yoktu. Kitaplardan konu açıldı. Neler okundu falan diye konuşurken içinden parça parça olayları hatırladığım birçok kitabın adını bile unuttuğumu fark ettim. Başka bir kısım kitabı okuduğumu hatırlıyorum ama ne hakkında olduklarını komple unutmu
Bir arkadaşımın arkadaşıyla oturduk, konuşacak çok şey yoktu. Kitaplardan konu açıldı.

Neler okundu falan diye konuşurken içinden parça parça olayları hatırladığım birçok kitabın adını bile unuttuğumu fark ettim. Başka bir kısım kitabı okuduğumu hatırlıyorum ama ne hakkında olduklarını komple unutmuşum. Okumadığımı sandığım hatta ilk kez duyduğumu düşündüğüm bir kitabı aslında okumuş olduğumu fark ettim. Okuduğumu bildiğim ve sevdiğimi hatırladığım kitaplardan bir kısmının içeriğiyle ilgili iki cümle edecek kadar bile şey hatırlamadığımı gördüm.

Normalde bunu garipsemem belki ama bu kişi sanki okuduğu her şeyi hatırlıyor gibiydi. Acaba benim durumum mu garip dedim :D
0
akhenaten
(19.01.25)
O kitabı okuduğumu hatta ana temayi olaylari hatırlıyorum daha doğrusu hatırladığımı sanıyordum. Iki gün önce nickimin ilham aldigi yüz yıllık yalnızlık'ın dizisini izlerken hiçbir şeyi hatırlamadığım fark ettim. Sadece karakter isimlerini anımsıyorum başka daha bir şey yokmuş belleğimde. Bu farkındalık biraz üzdü açıkçası
0
Amaranta ursula
(19.01.25)
Severek okuduğum kitapları çok net hatırlarım da mesela lisede sanırım Acımak okutmuşlardı Reşat Nuri'den. Aşırı sıkılarak okuduğum için hiçbir şey hatırlamıyorum kitaptan. Baba kız ilişkisi mi vardı neydi yani o kadar. Ama mesela aynı sene okuduğum Çanlar Kimin İçin Çalıyor'u hatırlıyorum. Karakter isimleri pek kalmamış aklımda ama olay örgüsü falan duruyor.

Benim hafızam bu tarz şeylerde iyi ama baya. Kitap, film, yaşadığım olay, öğrendiğim bilgiler vs kolay kolay unutmam. Ama mesela yüz hafızam rezalet. Bugün konuştuğum kişiyi yarın görsem hatırlamam.
0
nundu
(19.01.25)
Yazmaya utanıyorum aslında ama 100 temel eser olsun, Rus klasikler falan bunları çok az hatırlıyorum, genel hatlarıyla sadece. Devlet Ana'yı anlat desen iki cümle zor kurarım. İçlerinden bazıları daha çok aklımda kalmış mesela Çalıkuşu.

Ama zevkle okuduklarım yani Stephen King, Dean Koontz, Jean Christophe Grange, H. P. Lovecraft, Edgar Allan Poe, Tess Gerritsen vs bu yazarların kitapları epey aklımda. Cthulhu üzerine yarım saat konuşurum mesela :))

Harry Potter, LOTR, Twilight falan da baya aklımda ama filmlerin etkisi de olabilir bir miktar. "Patrick süskind - Koku" full hatırlıyorum. V. C Andrews çatı serisini komple hatırlıyorum. My sweet Audrina var yine VC Andrews yazarı ve herhangi bir seriye ait olmayan tek bir kitaptı. İngilizceden okumuştum ne isimle çevrildi bilmiyorum ama deli bir kurguydu. Dev plot twist yüzünden unutmam imkansız
0
kullanicadi
(19.01.25)
ne filmi ne kitabı hatırlamıyorum. olasılıksızı okumuştum adam zamanda mı yolculuk yapıyordu, telekinezi gücü mü vardı hatırlamıyorum. olağanüstü bir şeyi vardı.
0
ya ben lan neyse
(19.01.25)
Ben bu soruyu bir adım öteye taşımak istiyorum:

Hani kitap okuma kültürü artırır ortamlarda satılacak bilgiler sağlar ve konuşma yetini geliştirir derler ya,

Çoğumuz kitabın yüzde 98 unutırken bunlar nasıl gelişiyor
0
fistikthecat
(19.01.25)
Bence zoraki okuduğumuz kitapları unutma eğilimimiz var. Kendi zevkimize uygun metinleri hatırlamaya meyilliyiz. Bir de zaman faktörü var, kitabı okudun bir hafta içinde kritiğini yapmakla 1 sene sonra hakkında konuşmak arasında fark var. İlla ki yan karakterlerin ismini falan unutabilirsin. Ben mesela betimleme seven biri değilim, bana kurgu ver bana olay örgüsü ver. Çok değişik bir kurgu asla aklımdan çıkmaz. Curious case of the dog in the night time diye bir kitap okumuştum yazarı Mark Haddon. Süper iyi günler olarak tercüme edildi sonradan. Asperger sendromlu Christopher adında bir çocuğun ağzından onun bakış açısıyla yazılmış bir kitaptı ve unique bulmuştum o açıdan. Komşusunun köpeğini öldürülmüş olarak buluyorlar ve dedektif gibi bu olayın izini sürmeye başlıyordu. Çok tatlı bir anlatımı vardı.
0
kullanicadi
(19.01.25)
hatırlama oranım kitaptan kitaba değişiyor. bir romansa bana ne kadar hitap ettiği, okumamın üzerinden ne kadar zaman geçtiği, ne kadar zihnimde canlandırabildiğim vb değişkenler var. kahramanların isimlerini pek hatırlamam kült bir eser değilse. araştırma kitaplarında da not çıkardıysam, ana fikir-yan fikirler gibi şemalara döktüysem, edindiğim bilgiyi kullanabildiysem yine hatırlama oranım epey artıyor. onun dışında genel kültür düzeyinde kalıyor.
0
Mossy
(19.01.25)
Genel olarak beklediğimden az hatırlıyorum diyebilirim. Ama bunu çok normal karşılıyorum. Çünkü baya kitap okuyorum. O kadar ayrıntıyı olayı büyük oranda hatırlamam çok zor.

Şöyle diyorum 20 30 yaş arası kaç bin gün yaşadım bir sürü güzel şey yaptım, kendi yaptığım ve yaşadığım şeylerin ne kadarını hatırlıyorum ki? yaşadığım ve hatırlamadığım yüzlerce gün var. Kendi yaptıklarımı hatırlayamıyorken okuduklarımı hatırlayamamam çok normal.

Ama bazı sevmediğim kitapları niye sevmediğimi, gıcık olduğum karakterin nasıl olduğunu hatırlıyorum. Ya da çok etkilendiğim kitapların bazı kısımlarını ayrıntılı hatırlıyorum.

okuduklarını unutmak bu okumadan hiç bir şey kalmadığı, bir katkısı olmadığı anlamına da gelmiyor. nasıl ki 20 30 yaş arasını yaşamamış sayılmıyorsam, diğ mi?
0
a perfect lie
(19.01.25)
izlediğim filmleri dizileri hatırlamıyorum ama okuduğum her kitabı hatırlıyorum, ilkokulda okudumlarım dahil.
0
deartheodosia
(20.01.25)
ilgi duymadığım kitabı hatırlamam ilgi duyduğum kitabın %95 detayını seneler sonra hatırlarım.
0
orpheus
(20.01.25)
%3
0
abuzer
(20.01.25)
Kitaba aşık da olsam %3
0
abuzer
(20.01.25)
t24.com.tr

Keyif için okuduğum kitapları şahane unutuyorum, çok güzel unutuyorum. Ama iş için okuduğum kitaplarda, mesela bir serinin dördüncü kitabına gelmişken 4 sene önce okuduğum ilk kitabın detaylarını hatırlayıp arada mantıksızlık var mı diye dönüp bakabiliyorum.
0
kobuzchu kiz
(20.01.25)
Pek çok şeyi unutuyorum, en çok hatırladığım okurken hissettiklerim oluyor, tortusu kalıyor diyebilirim, bazen de tüm hikayeyi unutmuş, çok küçük bir bölümü net hatırlıyor oluyorum, bir kaç kitap var ki okuduğumu bile unutmuşum. Bazı sevdiğim kitapları unutmamak için üstünde düşünüyorum aklıma geldikçe.
0
(20.01.25)
ben de hatırlamıyorum. bunun için not alıp deftere not alanlar var ama bu benim için zor bir şey. unutmak doğal bir durum ama okuyupta hiç okumamış gibi olması gerçekten üzücü.
0
mikahakkinen
(20.01.25)
o kitabı ne zaman okuduğuma bağlı olmakla beraber galiba zihnimin/belleğimin işleyişi şu yönde oluyor:

-çocukluk/lise zamanında okuduğum ilk eserlerdeki kahramanları ve genel olayları hatırlıyorum. o kitabı çok sevip sevmediğimi de hatırlıyorum. okuduğum ilk klasiklerden olması sebebiyle suç ve ceza ile birlikte sefiller'deki kahramanları hatırlıyorum, olayın genel gidişatını ve kilit olaylarını da hatırlıyorum. ama biri bana biri "tam olarak ne olmuş?" diye sorsa cevap veremem.

-üniversite zamanında okuduğum eserlerde hafızam eskiye kıyasla daha taze ve olay örgüsüne, temel ve yan kahramanları da hatırlıyorum.

-yakın zamanda okuduğum eserlerin içeriğine daha hakimim ama yine de ezber mahiyetinde "şu şuydu, bu buydu" diyemem yine de.

ben bu duruma ilişkin üzülüyordum epey, neden tam anlamıyla eserleri hatırlayamıyorum diye. ama bir gün, hatırlamıyorum, bir yerde bir yazı okumuştum; kitaplar da yemekler gibidir, bittiğinde onu sevip sevmediğinizi bilirsiniz, size faydasını da bilirsiniz ama nasıl ki yemek aracılığıyla vücudunuza aldığınız vitaminleri vs göremiyor ve fark edemiyorsanız ama arka planda vücudunuza katkı sağlıyorsa kitaplar da öyledir, minvalinde bir şeydi. yani, ruhen/manen o kitaptan alacağımızı zaten almışız, unuttuk diye dert edilecek bir durum yok(muş) ortada.
0
m e b
(20.01.25)
Yalnız olmadığıma sevindim, kendimi kötü hissediyordum bu durum yüzünden.

Kitap/film/dizi birkaç sene sonra uçuyor gidiyor aklımdan :D
0
chicha_v2
(20.01.25)
Bine yakın okumuşumdur çok azını hatırlarım. Filmlerde olay daha beter, çok izleyip okumak mı bilemedim sebep
0
topkapiaksaray
(20.01.25)
Çok fazla kitap okumuş, dizi, film izlemişimdir.
Büyük bir kısmını hatırladığım 10-15 tane vardır, kalanları genel hatları ile aklımda; şunlar olmuştu, konusu buydu şeklinde.
Yüzde verecek olsam %5'i geçmez.
0
sealth
(20.01.25)
Bitirdiğim ya da üzerine detaylı bir şeyler incelediğim/konuştuğum zamanın üzerinden 3-10 yıl geçtiyse en fazla yarısı, 10+ ise en fazla çeyreğini hatırlıyorum. Bazı isimler ve olaylar kayboluyor. Saçma detaylar kalabiliyor. Ana fikirde/hikayede sorun yok. Üzerine konuşmaya başlayınca o eksik olan yarı sanki bir kıza hava atmak için kitaptan söz etmişim de buluşma gününe kadar okuyamadığım için YouTube'da özetini izlemişim gibi hissettirebiliyor.
0
nawar
(20.01.25)
liste yapiyordur o. arada ben de bakarim önceden okuduklarima.
böyle bir kitap vardi ya dogru diye sasiriyorum.

goodreads o acidan güzel. tavsiye ederim. bir grup amazon tarafindan satin alininca goodreadsini kapatti ama güzel bir olusum yine de.
0
sonsuz
(20.01.25)
kitaplari hatirlamak icin okumuyoruz, bir an icin kendimizi bulmak ve sonra kaybetmek ve sonra tekrar bulmak icin bir yola cikiyoruz. ara ara kitaplardan bölümleri hatirlayip aaa so it goes diyoruz.

“The most important thing I learned on Tralfamadore was that when a person dies he
only appears to die. He is still very much alive in the past, so it is very silly for people to
cry at his funeral. All moments, past, present and future, always have existed, always will
exist. The Tralfamadorians can look at all the different moments just that way we can
look at a stretch of the Rocky Mountains, for instance. They can see how permanent all
the moments are, and they can look at any moment that interests them. It is just an
illusion we have here on Earth that one moment follows another one, like beads on a
string, and that once a moment is gone it is gone forever.
'When a Tralfamadorian sees a corpse, all he thinks is that the dead person is in a bad
condition in that particular moment, but that the same person is just fine in plenty of other
moments. Now, when I myself hear that somebody is dead, I simply shrug and say what
the Tralfamadorians say about dead people, which is "so it goes.”
0
deckard
(20.01.25)
(12)

ilişkide/evlilikte birlikte zaman geçirmek?

islergucler
tarafların sadece yarı zamanlı çalıştığı bir ilişkide arta kalan zamanı sürekli birlikte geçirmeye çalışmaları yorucu bir durum mu sizce?taraflar bu kadar geniş bir zamanda birbirlerini hızlıca tüketmez mi?bunu başarabilen kişiler neler yapıyor, nasıl sıkılmadan vakit geçiriyor? rutine dönüşen aktiv
tarafların sadece yarı zamanlı çalıştığı bir ilişkide arta kalan zamanı sürekli birlikte geçirmeye çalışmaları yorucu bir durum mu sizce?

taraflar bu kadar geniş bir zamanda birbirlerini hızlıca tüketmez mi?

bunu başarabilen kişiler neler yapıyor, nasıl sıkılmadan vakit geçiriyor? rutine dönüşen aktiviteler söz konusuyken taraflar tutkunlarını nasıl koruyor?
0
islergucler
(19.01.25)
İnsanlar evliyiz diye yapışık yaşamak gerektiğini düşünüyorlar. Kendine ait bir alanları yok. Beraber de zaman geçirilir ama kişilerin birbirlerinden ayrı geçirdikleri zaman dilimleri de olmalı. Yorulur insan ya.
0
rock n roll
(19.01.25)
Karaktere bağlı. Ben yapışık olmaya bayılıyorum. Tukenmiyo
0
abuzer
(19.01.25)
kimi yapisik sever kimi mesafeli.

tutku falan korudugun pek yok ozellikle 10 seneyi devirdiysen. hatun tescilli dunya guzeli de olsa yine de koruyamazsin. olay dostluga donuyor.
0
cooperr
(19.01.25)
her sey birlikte olmaz. tek basina kitap okuman, dizi izlemen, arkadaslarla bulusman da lazim. böylece kendini gelistirmeye devam edebilir ve karsi tarafi entelektüel acidan doyurabilirsin. anlatcak bisilerin olur. öbür türlü aksam yemek yerken ne konusabilirsin?

uzun iliskilerde dead bedroom olayi kacinilmaz gibi bir sey bence. libidosu düsük insanlar bunu sorun olarak görmüyorlar. libidosu yüksek insanlar icin de cözüm acik iliski bence.
0
sonsuz
(19.01.25)
birimiz remote birimiz part çalışıyorduk. o sanatsal etkinlikleri sever ben kültürel etkinlikleri. o evde olmayı sever ben dışarıda olmayı. kendimizce bir dengemiz vardı, ben bir iki günümü mutlaka tek başıma dışarda geçirirdim. ya bir sergiye tiyatroya falan giderdim ya bir kafeye oturup akşama kadar elimdeki kitabı bitirirdim. elimdeki şeyi evde de okuyabilirim ama beni boğuyor, değişiklik istiyorum, o da buna saygı duyuyor. o evde gitar çalar kayıt yapardı ya da güzel bir konser varsa ona giderdi. bazen bunları beraber yapardık. beraber yüzmeye gitmeyi severdik mesela çift aktivitemizdi o. akşamları beraber geçirirdik, çay demleyip o dönem neye sardıysak o diziyi izlerdik. karakterle, ilişkinin karakteriyle alakalı. illa yapışık gezmek gerekmiyor öyle bir zorunluluk yok. bana çok boğucu geliyor o. ayrıca anlatırken özlediğimi fark ettim :(
0
Mossy
(19.01.25)
Sıkılmak demişsin, demek ki soru sahibi yahut bahsedilen ilişkideki taraflardan biri fazla sıkılgan. Çok çabuk sıkılan biri ise onu eğlemek zordur, toku ağırlamanın zor olması gibi. Kimse kimseyi eğlemek zorunda değil elbette ama birlikte vakit geçirmek demek birbirini özlemek demektir, özleyen insanlar bir arada olmayı seçerler. Ortada özlem yoksa zoraki birlikte vakit geçirmeyi anlayamam. Hadi evli olursun aynı evde salonda beraber oturursun falan ama o bile herkesin kendi dünyasında olması demek olabilir. Biri film izler diğeri oyun oynar mesela.

Bilmiyorum, kişilerden biri fazla sıkılgansa onu mutlu etmek çok mümkün olmayabilir. Ama o mutlu olacak diye diğerini yormak da anlamsız yani. Orta yol bulmak gerekir. İlşkiyi tek kişi taşımamalı.
0
muhayyer divan
(20.01.25)
Vallaha hanımla tanışalı 11 yil oldu, evlilik 7 yil bitti. Şu an çok daha keyifli yani. Misal bazen ikimiz de aynı şeye bakıp aynı şeyi düşünüyoruz falan.
Onun dışında hayatımın en güzel anları hanımın uyanıp kahveye aşağı inmesi ya da ben tv karşısında uyurken üstümü örtmesi falan. Ikimiz de evden çalışıyoruz daha bir gün sıkılmadım. Ama tabiki kendi hayatlarimiz var; misal ben günde 30 dakika dışarıda yürürüm 1 saat de spora giderim. O çıkar oyun falan oynar ya da kitap okur.

Bence doğru kişiyleysen böyle sıkılma falan olmuyor. Ben hanımdan ayrı kalmayi sevmiyorum misal, etrafımda olması beni iyi yapıyor.

Rutin demissiniz, bence dünyanın en güzel şeylerinden biri sevgili ile rutin.
Sürekli bungee jumping falan yapıp ne bileyim köpekbalığı ile yüzen bir insan değilseniz zaten yüzde 99umuz bu hayata karı koca cocuk olmak için geldik.
0
logisticsmanager
(20.01.25)
İçlerinden gelmeyerek doğrusu budur diyerek birlikte zaman geçirmeye çalışmak yorucu olsa gerek, iki tarafın isteği bu yönde değilse yine yorucu ve sıkıcı ama ilişkinin ilk zamanlarında sürekli birlikte olmak istemek işin normali sanki, sonsuza kadar böyle sürmez.

Geniş zamanda birbirlerini neden tüketsinler ki, zaten baştaki tutku/aşk nasıl ifade ederseniz bir noktada  sevgiye, saygıya evriliyor.  Tükeneceği varsa tükenir yoksa başka formda devam eder.

Eşimle evden çalışmaya başladığımızdan beri neredeyse 24 saatimiz beraber, kimseyi tanımadığımız küçük bir yere yerleştik, daha da iç içeyiz ama ikimizin de kendi dünyası, alanı var, mıç mıç her şeyi bir arada yapmıyoruz, hepten kopuk değiliz tabii, birlikte vakit de geçiriyoruz.  Geçenlerde eşten ayrı tatile gitmekle ilgili soru vardı burada, zaman ve para kısıtı yoksa ayrı tatile de gidilir, aksi yöndeki cevaplar şaşırtmıştı beni. 

Uzun ilişkide rutine dönmemek imkansız gibi, sıkılmaksa kendinden sıkılmak, hayattan sıkılmak gibi duygularımız oluyor elbette ama bu birbirimizden sıkılmak değil.  

Bu arada diğer cevaplarda da söylenmiş karakter meselesi, kimi yapışık kimi mesafeli sever diye, uyum ve denge önemli burada, başkası olsa beni ilgisiz olmakla yaftalayabilirdi mesela ya da ne güzel birlikteliğiniz var diye özenenler oluyor bazen, 3 günde huniyi takabilirlerdi benim yerimde olsalar.
0
(20.01.25)
tam sıkılmaya başlayacağın zaman çocuk yapıyorsun, geçiyor :D

şaka bi yana evlilik ateşi sürekli harlı tutulmaya çalışılacak bi ateş değildir ki? ne için çabalansın bu kadar anlamıyorum. insan eşinden sıkılmaz yani normal şartlarda. oturur aktivite de yaparsın, bişeyler izlersin, salonda boş boş oturup birbirini reelse de boğarsın... hani aman sıkılmayalım biraz da ayrı takılalım filan gibi özel çabalara gerek yok bence.
0
elorelia
(20.01.25)
herkesin ayrı evi olsun. arada buluşulsun :p

evde osur osur ipe diz birini seksi bulamayabilir insan.
0
gabe h coud
(20.01.25)
Toplamda 7 yıldır birlikteyiz, bunun 6 yılı aynı evde geçti. 4 yıldır da evden çalışıyoruz.

Birbirimizden sıkılıyor muyuz? Elbette, zaman zaman. Ne yapıyoruz? Herkes biraz kendi kabuğuna çekiliyor, bağımsız bir şeyler yapıyor, ailesini bi ziyaret ediyor falan sonra geçiyor :)

Bunun dışında evde de aynı salonda oturuyorsak ben konsolda oyun oynuyorum o tablette dizi izliyor veya bazen aynı filmi/diziyi de izliyoruz. Ben spora gidiyorum o evde vakit geçiriyor. Zaman zaman ofise gidiliyor değişiklik olsun diye. Yani bunların bazılarını eşimden sıkıldığım için değil sürekli evde olmaktan rahatsız olduğum için de yapıyorum.
0
chicha_v2
(20.01.25)
Evliyim, beni boğar. Her şeyi her dakika birlikte yapmak zorunda değiliz, devamlı iletişim halinde olmak zorunda değiliz, kendimize de vakit ayırmamız gerekiyor. Bu elinde telefonla takılmak da olabilir, arkadaşlarınla dışarı çıkmak da olabilir.
0
kimlanbu
(20.01.25)
(21)

Whatsapp’inizdaki en eski mesajlasma

hain kostokk
Hangi yildan kalma?
Hangi yildan kalma?
0
hain kostokk
(19.01.25)
2020
0
rock n roll
(19.01.25)
2016
0
himmet dayi
(19.01.25)
2015
0
ya ben lan neyse
(19.01.25)
2018
0
mor oje
(19.01.25)
2022.
0
Amaranta ursula
(19.01.25)
2024
0
kesmekes laleler
(19.01.25)
2021
0
Dudarmon
(19.01.25)
29.01.2015
0
gabe h coud
(19.01.25)
1 ay öncesine falan aittir en fazla
0
Mossy
(19.01.25)
2016
0
sir gawain
(20.01.25)
2015
0
bay b
(20.01.25)
arada bir temizliyorum ama delil oalrak kalsın diye 2018'dekini silmemişim.
0
ground
(20.01.25)
2017
0
seni tanıdığım güne lanet olsun
(20.01.25)
2015
0
matilda
(20.01.25)
nerden bakabilirim?
0
sonsuz
(20.01.25)
Konuşmalarınızın sağındaki tarih
0
🌸hain kostokk
(20.01.25)
Evet de ben en yeni mesaji görüyorum. En eskisini nerden görebilirim?
0
sonsuz
(20.01.25)
En eskiye nereden bakıyoruz bilmiyorum ama son güncellenmesi en eski olan konuşma 2015. Öncesi bir tur silindi yedeklenemeden..
0
nawar
(20.01.25)
Geçen sene tüm eski mesajları temizlemiştim. O zamana kadar 2014 falan vardı. Şu anda en eski 2017 olması lazım.
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(20.01.25)
2022

Daha öncesinden gelen gruplarım var ama dönem dönem grup içi temizlikler yapıyorum.
0
mutekebbir
(20.01.25)
2014te oluşturulan gruplar var ama mesajlar silinmiş.
0
nuisance2
(20.01.25)
(11)

Bu yaştan sonra yüksek lisans?

pembediken
Kendi bölümüm yeni açmış. Lisans biteli 10 yılı geçti.Işyerime okul yakın sayılır. Yaş 36 daha önceden devam etmediğim yüksek lisans var. Kendim için bir başarı elde etmiş olmak için yapmayı düşünüyorum. Biterse sonrasında doktora vb. olur olmaz bilmiyorum. Bir yandan da uğraşabilir miyim emin değil
Kendi bölümüm yeni açmış. Lisans biteli 10 yılı geçti.Işyerime okul yakın sayılır. Yaş 36 daha önceden devam etmediğim yüksek lisans var. Kendim için bir başarı elde etmiş olmak için yapmayı düşünüyorum. Biterse sonrasında doktora vb. olur olmaz bilmiyorum. Bir yandan da uğraşabilir miyim emin değilim.
0
pembediken
(19.01.25)
tek senelik mba yap?
0
alice in potatoland
(19.01.25)
Lisans bölümümle aynı ve Türkiye'de 2 yerde var. Nadir bölümlerden benimki. Sosyal bilimler olduğundan 1 yıllık bölüm de bulamadım
0
🌸pembediken
(19.01.25)
ben 18 yıllık duyurucuyum. buradan uyguladığım cevaplar yüzünden pişman olduğum çok oldu. aksi de çok oldu.

bu yüzden iyi karar verin.

ama ben olsam sırf manevi hevesim için yapmam.

yapmadım da. 13 sene önce kazanıp gitmediğim programa af geldi dönmedim.
0
ya ben lan neyse
(19.01.25)
Hahah bu yaştan sonra deyince ben de bir şey sandım. Vakit ayırabilme ihtimaliniz varsa düşünmeden başlayın. 50'li yaşlardan sonra yüksek lisans ve doktora çok işe yarıyor. Emekli oluyorsunuz, ama hala bir şeyler yapmak istiyorsunuz. Y.Lisans hele hele doktora olunca seçenekleriniz artıyor.
0
SiyamkedisiZorro
(19.01.25)
Bir lisansüstü programında yarı zamanlı olarak çalışıyorum. Sınıfımızda 35 yaş üstü yaklaşık 7 kişi var. Hepsi iş, eş, çocuk ve bolca sorumluluk sahibi. Zaman konusunda yer yer zorlansalar da son derece gayretliler, gençlerle hoşgörü ve iş birliği içerisinde projelerini tamamlıyorlar.

Yaş odaklı bakıp moralinizi bozmayın diye bunları söylüyorum. Sandığınızın aksine belli bir yaştan sonra eğitime devam etmek artık oldukça yaygın. Üstelik kazanılan o başarmışlık ve akademik olarak üretimde bulunabilme hissi son derece motive edici.
0
moonie
(19.01.25)
okul dedigin sey kisisel masturbasyon.

yapmak istiyorsan yap, ama beklentilerini dusuk tut derim. Mesela MBA yapinca seni X firmasina C level yonetici yapmayacaklar. Titrlerin pek kiymeti kalmadi artik.
0
cooperr
(19.01.25)
"Kendim için bir başarı elde etmiş olmak için yapmayı düşünüyorum."

bence mesela haftada 2-3 katilim gosterecegin bir spora falan baslasan ve 3 sene duzenli gitsen daha iyi olur senin icin. bahsettigin masterin herhangi bir faydasi veya kariyer artisi olmayacak ama sirf ise yakin ve lisans bolumunle ayni diye tercih ediyorsun gibi gozukuyor yukaridaki yazdiklarini okuyunca.

tabii kotu bir tercih demiyorum, sadece "bir başarı elde etmiş olmak için" yapabilecegin daha manali seyler olabilir, onlari da dusun bir diyorum.
0
hot potato
(19.01.25)
ben su an yüksek lisans yapiyorum. 2 yillik is deneyimi sonrasi basladim.
is görüsmelerinde bana masterin yok falan diyorlardi. bir yerde de haklilardi ama 10-15 yillik kariyeri olan birinin masteri olup olmamasi önemli mi acaba? önüne geliyor mu yani?

bir de isine yönelik sertifika programlari vs daha iyi olabilir. okul cok teori.
0
sonsuz
(19.01.25)
Amaca bağlı. Amaç akademiyse direkt doktora. Değilse de masterdan bir beklentin olmalı. Master finansal getirisi olmayan bir eğitim. Ya göçmenlik için kullanılır ya da cv şişirmek için.

Mastera ayıracağın zamanla kendine, sağlığına veya kariyer bağlamında bir beceri edinme yatrımı yapabilirsin
0
wd40
(19.01.25)
43 yaşında 1.5 saat uzaklıkta bir ilçeye gidip gelmeyi göze alarak yüksek lisansa başladım. Amacım 8 yaşındaki oğluma örnek olmak, ders çalışırken ödev yaptıran kişi değil de "haydi venim de yapmam gereken ödevler var, beraber oturup çalışalım" düsturunu kazandırmak. İşsizim, yüksek lisansa başlamasam evde TV izleyecektim. Ama bulunduğum yerdeki yüksekokulda öğretim görevlisi kadrosunu bu yüksek lisans eğitiminden sonra bir daha zorlayacağım. Umut hep baki...
Pişman değilim, iyi ki başlamışım.
0
strawberry first
(20.01.25)
1 yaş büyüğüm sizden. Mezun olduğum bölümün yükseğini yapıyorum şu an. (Olması gerektiği gibi liseden sonra gitmiştim fakülteye onda gecikme yoktu)
0
hedep
(20.01.25)
(17)

Siz olsanız ne yapardınız (yurtdışına gitmek ve diğer şeyler)

whatdreamsnevercome
burada yazdığım konuştuğumuz şeylerin kararıma çok fazla etkisi olmayacağını biliyorum aslında. belki perspektifime yardımcı olur, hiç olmadı muhabbet etmiş oluruz.konu: ispanya'ya (barselonaya) digital nomad vizesi ile gitmek. mevcut durumda tüm şartları karşıladığınız için, vizeyi alma ihtimaliniz
burada yazdığım konuştuğumuz şeylerin kararıma çok fazla etkisi olmayacağını biliyorum aslında. belki perspektifime yardımcı olur, hiç olmadı muhabbet etmiş oluruz.

konu: ispanya'ya (barselonaya) digital nomad vizesi ile gitmek. mevcut durumda tüm şartları karşıladığınız için, vizeyi alma ihtimaliniz aşırı yüksek.

35 yaşındasınız.
türkiye'de yaşıyorsunuz.
iyi bir geliriniz var, hatta çok iyi bir geliriniz var diyebiliriz. hem kendi şirket gelirleriniz var, hem yurtdışına maaşlı olarak yaptığınız işlerin gelirleri var.
üstünüze bir eviniz yok.
yeni boşandınız.
köpeğiniz var ve sizde kalıyor, ama gidekren eski eşinize bırakabilirsiniz.
mevcutta türkiye'de de iyi bir şehirde, müstakil bir evde yaşıyorsunuz, bahçeniz, eviniz falan güzel yani.
arkadaşlarınız da var, sosyal çevreniz.

ama özellikle yukarıdaki boşanma mevzusu yüzünden biraz yeni bir şeylere sıfırdan başlama kafasındasınız.

1-2 defa da barselonaya gittiniz ve diğer yurtdışı deneyimlerinize nazaran çok çok keyif aldınız.

ve bu digital nomad vizsesiyle de, burdaki evinizi kapayıp, eşyaları satıp taşınma düşüncesine girdiniz.

maaşınız orda yaşamaya da aşırı rahat yetiyor. hatta belki türkiye'de yaşamaktan bile daha rahat olacak.

ne yapardınız?
0
whatdreamsnevercome
(19.01.25)
Soru "Türkiye'de yasamaktan sıkıldım, bu ülke adami daraltiyor" olsaydı git diyebilirdim.

Ama bana kuzenimi hatirlattiniz. Sizin gibi boşanma sonrası gitti. 1 sene kalmadi döndü, şimdi gittiği şirkete buradan çalışıyor. Döneceğini biliyordum çünkü böyle psikolojik olaylardan yurtdışına gidip kaçmak genelde ise yaramiyor.

Ben olsam olayim sadece "sifirdan başlayayım" ise ben olsam gitmem gibi. Hele burada bir derdim yoksa.

Bir de barcelona sarmadı pek beni, İzmirli olarak çok acayip bir hayat farkı görmedim özellikle paran varsa =d
0
logisticsmanager
(19.01.25)
bas git durma hic. ev bulmada biraz sorun yasayabilirsin, orada maasli bir isin olmadigi icin.
ama onu da asinca valla güzel bir hayat yasarsin. barcelona'da evler de cok pahali degildi. alabilirsin de belki birkac seneye.

sikilirsan da geri dönersin ama ben sen oraya gidiceksin, orada birine asik olucaksin gibi hissettim.
0
sonsuz
(19.01.25)
Ben olsam giderdim. Yeni bir ülke, yeni bir kültür ama köpeğimi de götürürdüm. Onu bırakıp gitmezdim.
0
rock n roll
(19.01.25)
Gitmemek için hiçbir sebep görünmüyor. İş değiştirme ve bulma derdi de yok, en konforlu deneme yanılma şansı.
0
Bruce
(19.01.25)
Aslında sizde köpek olmasa dene diyebilirdim ama benim kuzen çocuğunu anneye bıraktı. Olmayacağı belliydi. Köpek aynı şey değil ama şu an yanımda yatan dana gibi köpeği birine bırakıp gitmem ben yani. Ama eski eşin köpekle çok iyi olduğundan ve sizle bir farkı olmadigindan eminseniz denenebilir. Ama köpeği de bir çocuk gibi görmek lazım, bir sorumluluk alındıysa sonuna kadar devam edilmeli normalde.
0
logisticsmanager
(19.01.25)
notlara eklemedim, köpeği çok seviyor eski eşim de. normalde benim bahçeli vs. bir durumum olmasaydı çok almak da isterdi.
0
🌸whatdreamsnevercome
(19.01.25)
köpek sorun degil ki. köpekle barcelonada da yasayabilirsin. getirtene kadar este kalir.
0
sonsuz
(19.01.25)
Bir hedef yoksa gitme. Yurtdışı için para konusunu ön plana almak en büyük yanlıştır.

Kariyet hedefi varsa gidilir. Evlilik motivasyonu varsa gidilir. Ben parayı vurup alemlere akacağım kafasıyla gidenler genelde pişman oluyor.

Barcelona özelinde konuşacak olursak iklimi güzel bir yer. Sosyal açıdan keyif alabileceğin bir şehir. İklim çok çok önemli. Yurtdışı diye Kanada'ya gidenler eziyetin kralını yaşıyor örneğin
0
wd40
(19.01.25)
Türkiye'deki ev seninse ve kapatmak zorunda değilsen, git dene kaybedecek çok bir şeyin yok. Ama kaybedecek şeylerin varsa oturup düzgün düşünmen lazım. Ama o halde bile iş aramayacak olmak, halihazırda gelirinin olması falan güzel şeyler.
0
nhk ni youkosu
(19.01.25)
bence öncelikle gidip 1-2 ay kalın, sonra karar verin. 1-2 kez turistik gitmeyle ev kapatıp gitmek arasında çok fark var. Barselona tabiiki güzel bir yer, ucuz, international bir ortam sağlar, gece hayatı canlı, dil problemi çekmezsiniz İngilizce de genelde yeter. hatta artı bir dil olarak ispanyolca öğrenmek de çok iyi olur. ama yine de yerleşik hayat biraz farklı bir durum, tam beklentilerinizi karşılar mı emin değilim. sidik kokan sokaklar, bağrışan tipler, hırsızlık vs downsideları da var.
0
awlmi
(19.01.25)
Evini kapatmadan git bence. Ispanya'da duzenli is ve okul gibi mesgaleler olmadan tatmin edici bir sosyal hayat kurmakta ve lokal topluma entegre olmakta zorlanirsin gibi geliyor. Anladigim kadariyla dillerini de bilmiyorsun. Yerli sevgili yaparsan belki bir parca daha iyi bir sosyal hayatin olur...
O yuzden maksimum 3-6 aylik bir proje gibi bak, donem sonunda durumu degerlendirmek uzere. Balayi donemi gecince ah keske evi kapatmasaydim olmasin.
0
hot potato
(19.01.25)
senin durumunda artilari, eksileri sabaha kadar sayabiliriz; ama verilecek hic bir tavsiye, yapilan hic bir gezi.. gidip oraya duzen kurmak kadar bir tecrube saglayamaz. anladigim kadariyla maddi ve manevi olarak etkileyecek bir risk yok. ben olsam evi kapatmadan, esyalari satmadan 6 ayligina giderim. 1 ay demisler ama bence 1 ay yetersiz. hasta olmalisin, eve tikilmalisin, devlete isin dusmeli, komsunla tanismalisin, esyani caldirmalisin, cok sevdigin bir turk urununu aramalisin, gyme gitmelisin, banka hesabi acmalisin vs... ki gunluk hayati tecrube edesin. baktin yapamadin geri donersin. cok hosuna gitti 6 ay sonra donup burdaki herseyi elden cikarirsin.
0
buenosdias
(20.01.25)
İmkanınız varsa yurt dışına gidin, bir 6 ay - 1 sene yaşayın. En kötü: baktınız olmuyor, geri dönersiniz. Evinizi sakın kiraya vermeyin!

Türkiye, uçurumdan uçmuş durumda. Ekonomik ve siyasi olarak önümüzdeki seneler, karanlık.


.
0
kartallar yuksek ucar
(20.01.25)
Bu sekilde giderseniz max 3 sene icinde geri donersiniz cunku gidis sebebi net degil.Sifirdan baslamak gibi bir gidis sebebi duymadim hic.Yasadiginiz sikintilar/sorunlar kafanizda sizinle birlikte gelecekler.
0
turkuaz
(20.01.25)
yazilmis yine yazalim; insan kendinden kacamadigindan kacmak icin gitmek genelde ise yaramiyor.

Ancak verdiginiz donelerle , es yok , cocuk yok; isimiz de etkilenmiyor zaten para da var. O zaman deneyin, yasam dedigin deneyim degilse nedir?
0
wallcan
(20.01.25)
1 yil cok cabuk geciyor, evi kapatmadan denemenizi tavsiye ederim kesinlikle ancak mutlaka dil kursuna ve coworking space olayina girin. yoksa sosyallesmekte zorlanirsiniz, gider gitmez bir duzeniniz olsun. agac degilsiniz hocam, belki yanlis bir nedenle yola cikarsiniz ama bambaska bir sebeple kalirsiniz ya da oradan baska yere gecersiniz vs. yasam boyle bir sey iste, milyon tane ihtimal var ve cok guzel seyler olabilir. 1 yil turkiye'de kalmakla ne uzar ne kisalirsiniz. ama orada bambaska bir yasam deneyimi kazanirsiniz. turkiye kacmiyor, arkadasliklara da bir sey olmaz 1 senede. haftasonu barcelonata'da surf yapip pazartesi ise gitmek ihtimali bile beni heyecanlandirirdi.

barcelona'nin izmir ile karsilastirilmasini kabul etmiyorum acikcasi. turkiye'de hicbir yer artik herhangi bir avrupa sehri ile kiyaslanamaz zaten, kaldi ki yasam ve insan kalitesi bambaska.
0
kassiopeia
(20.01.25)
nomad vizesi için randevumu aldım. önce nie numarasını alıyorum.
her türlü vizeyi alıcam, kararımı sonra vericem. ama şuan mayısta gidip ekimde dönme gibi bir senaryo düşünüyorum.

evi de her türlü kapatmayı düşünüyorum. çünkü mevcut evden kesin çıkmayı düşnüüyordum, istanbul'a geri dönmeyi de düşünüyordum.

eşyaları depoya kaldırıp gidicem. ord bir düzen kruarsam da eşyaları satıcam.
0
🌸whatdreamsnevercome
(20.01.25)
(4)

Insanlara davranma seklimi onayliyor musunuz?

Zetnikov
Kendimi bir cisim olarak adlandiricaksam bu kesinlikle "AYNA" olurduBana kim nasil davranirsa ona o sekilde davraniyorumEskiden insanlar icin ekstra caba gosterir iyi kotu ayirmazdim cok yanilmisimBir suredir iyi olana iyi davraniyor kotu davranana kotu davraniyorum aydinlandim resmenOnceden ne olur
Kendimi bir cisim olarak adlandiricaksam bu kesinlikle "AYNA" olurdu

Bana kim nasil davranirsa ona o sekilde davraniyorum

Eskiden insanlar icin ekstra caba gosterir iyi kotu ayirmazdim cok yanilmisim

Bir suredir iyi olana iyi davraniyor kotu davranana kotu davraniyorum aydinlandim resmen

Onceden ne olursa olsun herkese iyi davranirdim ve tukenise gittim yapacak bisey yok hosgeldin 2025
0
Zetnikov
(19.01.25)
Böyle konularda dışardan gelen uyarıcılardan ziyade içinizdeki yargılara göre hareket etmek daha faydalı bence.

Dışarıya göre kendinizi konumlandırınca manipüle edilmek daha kolay. Kendisine karşı davranışlarınızın kendi yaptıklarına göre şekillendiğini anlayan biri size birçok şey yaptırabilir.

Tam alakalı değil ama alakasız da olmadığı için söylüyorum, örneğin sosyal medyada insanları kendine küfrettirerek dava edip para toplayan kitle de az çok bu mekanizmaya dayalı işliyor.
0
akhenaten
(19.01.25)
karşıdaki insanlıktan nasibini almış biriyse zaten kendi tuhaflığını anlayıp, bunu bir şekilde düzeltir. öbür türlü ben de aynı durumdan muzdarip olduğum için aynısını yapıyorum. şaşırıyorlar.
0
evimin paspasi
(19.01.25)
pasif bir bakis acisi.
ben edilden degil, ettirgenim.

benim sinirlarim, benim koyduklarimdir.
tepki vermem gereken bir durum varsa aninda veririm. karsidakinin nasil davrandigi önemli tabi ki. ama ben kimsenin aynasi degilim.
0
sonsuz
(19.01.25)
Yıllardır herkesi 100 puanla başlattım hayatıma alırken. Hep kendimden verdim. Aman öyle olsun ben yorulayım bir şey olmaz, aman benim planım bozulsun sana uyayım. Sonra baktım ki ne kadar verirsen karşı taraf o kadar istiyor. Bu kadın erkek ilişkisinde değil, arkadaşta da aynı, aile ilişkilerinde de aynı. Sen kendini düşünmezsen kimse seni düşünmüyor. 1000 kez yap 1 kere yapmadığını görüyor herkes, ben yapmıyorum neden karşıdan bekliyorum da demiyor.

Artık kim bana nasıl davranıyorsa ben de öyle davranmaya başladım. Beni evine mi davet ettin? Ben de seni ederim. Benimle bir plan mı yapmak istedin? Ben de seninle yaparım. Ben hasta oldum beni mi düşündün? Ben de seni düşünürüm. Maalesef çoğu insan bundan anlıyor. Yazık kendimi değersizleştirdiğim zamanlara.
0
hrvl
(19.01.25)
(1)

Resimdeki Yer Tam Olarak Nerede?

sislerrr
Merhabalar,Aşağıdaki linkte bulunan resim hangi ülkenin şehrine ait?https://ibb.co/88sq0fv
Merhabalar,

Aşağıdaki linkte bulunan resim hangi ülkenin şehrine ait?

ibb.co
0
sislerrr
(19.01.25)
de.pinterest.com

Grindelwald, Isvicre
0
sonsuz
(19.01.25)
(7)

Hızlı başlayan, hızlı ilerleyen ilişkiler hızlı mı tükenir?

moonie
Kişileri birbirinden hızlı mı bıktırır? Deneyimlere dayanan yanıtlar gelirse sevinirim. Genelleme yapıyoruz tabii ki. :P
Kişileri birbirinden hızlı mı bıktırır?

Deneyimlere dayanan yanıtlar gelirse sevinirim.

Genelleme yapıyoruz tabii ki. :P
0
moonie
(19.01.25)
Yüzde 90 evet. Ama istisnalar var tabi.
0
olaylar olaylar
(19.01.25)
1 kez böyle bir ilişki yaşadım, başlaması ışık hızıyla olmuştu ama hazırlık aşaması epey dil dökmeli suyuma gitmeli nabzıma göre şerbet vermeli çok çabalamalı bir aşamaydı, toplam 4 ay sürmüştü. İlişki 6 günde bitti :)

Saçmalık. Bazen kendinizi bırakın gidişata. Bazen öylesi daha iyi.
0
muhayyer divan
(19.01.25)
Genellikle evet
Ama günümüzde yavaş ilerleyen de pek bir şey kalmadı, yani bu bir kaçınma/korkma sebebi olmamalı
0
kisa
(19.01.25)
kalıpları boşverip keyfini çıkart. Biterse biter, bitmezse de bulmuşsundur demektir. Saçmalık yani niye genelliyorsun.
0
baldan kaymak
(19.01.25)
20'li yaslarda iliskiler daha hizli basliyor. sebebi büyük ihtimalle hormonlar :D
30'lu yaslara gelince daha fazla emin olmak istiyorsun. bunun icinde zamana ihtiyacin var.

bence yasla ilgisi var. iliskinin bitmesinin nasil basladigiyla ilgisinin oldugunu düsünmüyorum.
0
sonsuz
(19.01.25)
İlişkiler hıza göre değil bireylerin durumuna göre tükeniyor ya da tükenmiyor. İlişkideki kişilere bağlı biraz
0
kullanicadi
(19.01.25)
Genelliyorsak evet, genellemek yanlış modunu açarsak "aksi elbette vardır ama ben daha görmedim" :D
0
akhenaten
(19.01.25)
(9)

Coin de 4 milyon kaybetmek

tahirkemalbozoglu
Coinde 3 milyonu bir günde kaybeden, kaybettiğini kazanmak için de 1 milyon ihtiyaç kredisi çeken ve onu da kaybeden bir akraba var. Henüz ailesine söyleyememiş. Durumu çok kötü. Ağlıyor gülüyor psikolojisi iyi değil. Buna nasıl yardım edilir. Kaybettiği parayla ev alacaklarmış. Eşi durumdan haberi
Coinde 3 milyonu bir günde kaybeden, kaybettiğini kazanmak için de 1 milyon ihtiyaç kredisi çeken ve onu da kaybeden bir akraba var. Henüz ailesine söyleyememiş. Durumu çok kötü. Ağlıyor gülüyor psikolojisi iyi değil. Buna nasıl yardım edilir. Kaybettiği parayla ev alacaklarmış. Eşi durumdan haberi yok. Öğrense neler olur tahmin edemiyorum. Fakat adamın durumu hiç iyi değil. Kendisine eşine birsey bile yapabilir. Bunalımda yani.
0
tahirkemalbozoglu
(18.01.25)
psikologa gitmesi lazim.
ayrica ailesinin de bu durumu bilmesi gerek. esinin de akli verse hemen bosanir ve borctan nasibini almamaya bakar. kumar oynayip düzelen biri yok.
0
sonsuz
(18.01.25)
Niye yardım edeceksiniz ki? Varsa 4 milyonunuz verirsiniz, ama onu da coine yatırır kaybeder.
Hem bu tiplerin böyle iyi olmama durumları falan hep numara.
Eşinin aklı varsa boşanır. Sonra hayat devam..

Sorunuzun kısa cevabı, 4 milyon veremezseniz yardım edemezsiniz maalesef…
0
artci sarsinti
(18.01.25)
Geçmiş olsun. İki hafta bunalımdan çıkamaz bu süreçte destek olmaya çalışın ve sürekli kumarın zararlarını anlatmayın. Profesyonel destek alsın.
Çok yakının değilse kendisine ya da eşine birşey yapma eşiğini atlattıktan sonra uzaklaşmanı tavsiye ederim.

Bir arkadaşım dört yıl oldu aynı durumda iki aydır uzaklaşmaya çalışıyorum ve geçmişte şunu fark ettim ki kaybedince onları tek teselli eden şey başka kaybedenlerin hikayeleri. Bu onların hayata tutunmalarını sağlıyor. Bu yazdıklarım iddaa ve sanal kumar için coin de benzer midir bilmiyorum

Geçmiş olsun
0
hebanon
(18.01.25)
bu kumar bağımlılığı. Psikiyatr (ilaç vs. sebebiyle) daha iyi olabilir bence.

Bu arada kripto kumar değil onu yazmışım gibi anlaşılmasın. Ama en en tepeden bişeyler alsaydı bile şu an maks. %70 falan düşmüştü, hala 900 bini cebinde kalırdı. Komple kaybedip üstüne bi daha kaybettiyse, kaldıraçlı işlem yapıyor veya pumpfun denen yerdeki saçma memecoinlere girip anlık pump bekliyor. Bunlar kumar.
0
nhk ni youkosu
(18.01.25)
Coin/kumar piyasasında olup coin'e/Kumara para yatırıp, o yatırdığı parayı toparlamak için kredi çekip onu da kaybedenler zaten Türkiye'deki piyasasının %90'ını oluşturuyor. Yüksek enflasyon döneminin sonuçlarından biri de bu kolay yoldan zengin olma hayali olanların oranının artması. Bulaşmayan için aşırı saçma geliyor doğal olarak. Yapacak bir şey yok. Yardım için 3 kuruş verseniz, borcunu kapatmak için çıktığı yolda onu da kaybedecek.

Sanırım bu noktada eşekten düşenin halinden eşekten düşenin anlaması konusuna girmek lazım. Çevrede bu hataya düşen ama akıllanan biri(leri) varsa öncelikli olarak daha faydalı olabilir. Onun ya da profesyonel bir desteğin dışındaki herhangi bir geri bildirimin pek işe yarayacağını sanmıyorum. Sonrasında da soğuk sularını içip kredilerini ödeyecek ya da ödemek için ellerindekini satarak daha geriden devam edecekler hayatlarına.
0
nawar
(18.01.25)
Kadına üzüldüm inşallah zararsız kurtarır kendisini
Adama nasıl yardım edersiniz bilmiyorum
0
basond
(18.01.25)
Kadına üzüldüm. Umarım onun parası yanmamistir.
0
logisticsmanager
(18.01.25)
kotu gunde es, dostun yaninda olmak adamligin fitratinda vardir; ama burda kayislar kopmus. kumar, uyusturucu ve alkol 3 asamali bir surectir.

1. keyif, merakla dahil olmak
2. bagimli olup kendine zarar vermek
3. bagimli olup hem kendine hem baskalarina zarar vermek.

1. ve 2. evrede yardim edilir; ama bir insan son evreye gelmisse 1. derece yakin disinda el uzatilmaz. su asamada olayalara dahil olmak kendine yapabilecegin en buyuk kotuluktur. ha vicdanin rahatsiz ediyorsa kadina, ailenin diger uyelerine yardim et.
0
buenosdias
(19.01.25)
Sadece alınacak olan ev kaybedildiyse bu yine olumlu. Tek eksilen ev alma şansı olsun.

Ancak böyle giderse evden çok daha fazlasını kaybetmesi de mümkün. Bu kişinin yardım alması lazım.

Bir insanın kenara ayırdığı 3 milyonu kaybetmesi kendi içinde bir sürü hata barındırıyor olsa da bu kişinin 1 milyon kredi çekip aynı şeyi yapması kadar problemli değil. Sorunu sorun yapan bu ikinci kısım. Bu kişinin "denedim olmadı" diye düşünmemesi, "çok bozuk bir iş yaptım, bundan kazançlı da çıksaydım başka şekilde bu işi batırırdım, sonuçtan bağımsız olarak bu yaptığım yanlıştı" diye düşünerek yardım alması şart.

Eşiyle ilgili kısmı eşinin bileceği iş, buna yapacak çok bir şey yok sanırım.

Sizin yapabileceğiniz en iyi şey de bu kişinin "şanssız" değil "hatalı" olduğunu anlamasını sağlayarak kendi bozuk karar alma şekilleriyle daha fazla kararlar almaktan vazgeçip yardım almaya yönlenmesini sağlamak olur sanırım.
0
akhenaten
(19.01.25)
(4)

Okuma linki kaydetme

Khalkedon
Merhaba, bazen bir haberi, bir makaleyi çok beğeniyorum ama o an okuyacak zamanım olmuyor. Bunu kaydedebileceğim bir eklenti ya da program var mı?
Merhaba, bazen bir haberi, bir makaleyi çok beğeniyorum ama o an okuyacak zamanım olmuyor. Bunu kaydedebileceğim bir eklenti ya da program var mı?
0
Khalkedon
(17.01.25)
sonsuz
(17.01.25)
İnstapaper
0
anon1m
(17.01.25)
Ben direk bookmarklar icinde bir klasoru bu isler icin tutuyorum. Bakamayacaksam o an oraya kaydedip sonra bakiyorum. Okuma listesi diye browserlarin kendi ozelligi de oluyor, onu da kullanmaya bir engel yok sanirim.
0
mbond
(17.01.25)
browser'da bookmark olarak ekleme, ek program kullanma vs bir çok çözüm denedim. geldiğim nokta şu:

1- ekran görüntüsü almak. hem bilgisayarda, hem telefonda.
2- bilgisayarda URL'yi kısayol olarak masaüstüne sürüklemek
0
co2s2
(18.01.25)
(6)

Italya vizesinin cikmamasi

mirafiori
Teyzem Ekimin ilk haftasinda belgeleri verdi, haftaya ucagi var. Ne mesajlarina cevap veriyorlar ne telefonlara bakiyorlar. Ne yapabilir, anormal degil mi bu durum? Dunyayi dolasmis insan italya'ya da 20 kere gelmistir. Redse red versinler yani oyle degil mi? Obur teyzemin vizesi 1 haftada cikti eyl
Teyzem Ekimin ilk haftasinda belgeleri verdi, haftaya ucagi var. Ne mesajlarina cevap veriyorlar ne telefonlara bakiyorlar. Ne yapabilir, anormal degil mi bu durum? Dunyayi dolasmis insan italya'ya da 20 kere gelmistir. Redse red versinler yani oyle degil mi? Obur teyzemin vizesi 1 haftada cikti eylul'de.
0
mirafiori
(17.01.25)
tüm Türkiye ayni sorunu yasiyor. büyük haksizlik.
hadi genclere vermesinler anliyorum da emekli insanlara sunu yapmalari büyük haksizlik.
sizin biletler yalan oldu büyük ihtimalle.

cikarsa da ileri bir tarihe cikar o vize.

ben AB'de yasadigim halde bu sacmaliklarindan ötürü avrupa ici gezmeyi protesto ediyorum kendi capimda.
0
sonsuz
(17.01.25)
Bir aydır bu italya olayı gündemde internernette

italyadan kabul almış parasını okulunu ödemiş öğrencilere bile red verdiler

Twitterda italya vize diye aratırsan çıkar ama dediğin gibi bir muhatap yok karşıda
0
grimavi
(17.01.25)
İtalya artık çoğu başvuruyu seyahatten 1-2 gün önce sonuçlandırıyor maalesef. Yani gidiş gününden hemen önce pasaportu geri veriyorlar.
0
whoosie
(17.01.25)
ben de yeni randevu bulabildim her şeyi iptal edilebilir aldım.

kardeşim de hollanda için başvurmuştu her şeyi iptal edilebilir almıştı o da. uçağın olduğu gün vize çıktı ama öncesinde iptal ettiğinden uçağı oteli yeniden aldı. 1,5 aylık vermişler ona.

italya bakalım hiç umutlanmıyorum olursa olur olmazsa olmaz kafasındayım
0
Hallegadola
(17.01.25)
benim italya vizem uçuştan önceki gün çıkmıştı
0
duyurukullanıcısı
(17.01.25)
Hazirandan sonra ki tüm başvurular bu şekilde uzadı. Biletini yakan var ya
0
kondansator
(17.01.25)
(5)

ehliyette viyana sozlesmesi'ni imzalamis olmamizin onemi yok mu?

Sour
merhaba! avrupa'da ehliyeti yenilerken viyana sozlesmesi'ni imzalamis ulkelerden sinav istemiyorlar. baktim, biz bunu 2013 yilinda imzalamisiz. neden 2013 sonrasi turk ehliyetleri avrupa'da belirli bir sure sonra gecerli degil deniyor ve yenilenmesi isteniyor, yenilenirken de sinav tekrar isteniyor?
merhaba! avrupa'da ehliyeti yenilerken viyana sozlesmesi'ni imzalamis ulkelerden sinav istemiyorlar. baktim, biz bunu 2013 yilinda imzalamisiz. neden 2013 sonrasi turk ehliyetleri avrupa'da belirli bir sure sonra gecerli degil deniyor ve yenilenmesi isteniyor, yenilenirken de sinav tekrar isteniyor?

kaynak: treaties.un.org
0
Sour
(17.01.25)
Bu sözleşmede zaten şöyle bir madde var:

- Driving licences issued by a contracting party shall be recognised in the territory of another contracting party until this territory becomes the place of normal residence of their holder.

Burada 'until'den sonraki kısım önemli. Eğer kısa dönem için (90 günden az) gidiyorsan zaten mevcut ehliyetinin geçerliliği devam ediyor. Ancak 90 günden uzun süre kalıyorsan artık 'Resident' sayılıyorsun ve bu durumda ehliyetini yerel ehliyetle değiştirmen gerekiyor. Değiştirme kısmıysa ülkeden ülkeye değişkenlik gösteriyor. Almanya'da sınavdan geçmek gerekiyor örneğin ama Çek Cumhuriyeti'nde sınavsız ve ücretsiz, direkt Türk ehliyetini verip Çek ehliyetini alabiliyorsun.
0
himmet dayi
(17.01.25)
avrupada yasiyorsan tr ehliyetinin ne kadar tehlikeli oldugunu fark etmissindir bence coktan. :)
ehliyet konusunda kesinlikle haklilar.
0
sonsuz
(17.01.25)
@himmet dayi, anladim, fakat soylediginizden soyle bir anlam cikiyor: fransiz ehliyetine sahip biri de almanya'ya uzun donemli yerlestiginde almanya'da sinava girmek durumunda. dogru mu anlamisim? burada sinava girerek yenilemek ve girmeden yenilemek konusuna dikkatinizi cekerim.

cunku benim bildigime gore sinava girip girmemek bu sozlesmeye dahil olup olmamakla ilgili bir durumdu ve turkiye'nin sozlesmeye dahil olmasina ragmen sinav talep edilmesini sorguluyordum, fakat cek cumhuriyetine yerlessem sinav olmayacagindan bu durum sozlesmeyle alakali degil, ulkeye gore degisiyor durumu ortaya cikariyor.

not: uzun suredir avrupa'da yasiyorum.
0
🌸Sour
(17.01.25)
Söylediğiniz şeye kısaca baktım, daha iyi bilen biri yanlışlamadığı sürece birkaç şeyi yanlış ele almışsınız gibi görünüyor.

Aşağıda nvi'den linkini verdiğim viyana karayolları trafik konvansiyonunun pdf'inde

Madde-41 / 2, 3 ve 4. kısımlarda açıklıyor;

Özetle bu anlaşma uluslararası trafikte olduğu varsayılan araçlar için geçerli. Taraf devletlerin belirleyeceği süreden fazla orada ikamet edecekseniz oradan ehliyet almanız talep edilebiliyor.

Madde-1 B'de de açık şekilde belirli bir sürenin üstünde ülkede kalan araçların taraf devlet tarafından uluslararası trafikte kabul edilmemesine imkan veriliyor.

Tam olarak emin olmamakla beraber AB'nin kendi içindeki ek düzenlemeleri ehliyet konusunda daha geniş imkanlar tanıyor olabilir veya bunlar kendi içinde "zaten viyana standartlarına uyan bir eğitiminiz varsa süresiz ehliyet geçerliliği veriyorum" diyebilir. Yani viyana sözleşmesindeki şartları sağlıyorsan çok kurcalamaya gerek yok diyebilir.

Ancak viyana özelindeki durum geçici bir uluslararası trafikte olma halini ele alıyor. Bu geçici statü kalktıktan sonra devlet içerisindeki yerleşik araçların durumunu tartışmıyor. Tartışıyorsa da ben göremedim ama kendiniz daha detaylı bakabilirsiniz.

www.nvi.gov.tr
0
akhenaten
(17.01.25)
@Sour

Hayır, tam olarak öyle değil. Viyana sözleşmesine göre 90 günü geçmeyen kalışlarda bu sözleşmeye taraf olan ülkelerden alınmış ehliyetler geçerli oluyor. 90 günü geçen süreler için Viyana sözleşmesinin koştuğu bir şart yok. Burada taraf ülkelerin kendi kararları/kanunları devreye giriyor. O da ülkeden ülkeye değişkenlik gösterebiliyor haliyle.

Fransa - Almanya örneğine bakacak olursak Almanya'nın bu konudaki kurallarına bakmak gerekir. Almanya'yı bilmiyorum. Yukarıda örneğini verdiğim Çek Cumhuriyeti için ise durum şöyle: EU ve non-EU olarak ikiye ayrılıyor. Eğer bir EU ülkesi tarafından verilmiş ehliyetiniz varsa bunu kullanmaya devam edebilirsiniz (isteğe bağlı değişim de mümkün). Non-EU ehliyetiniz varsa ve oturum izniniz 1 yıldan uzunsa o zaman ehilyetinizi Çek ehliyetiyle değiştirmeniz zorunlu ve bunu oturumunuzun başlamasından itibaren 90 gün içinde yapmanız gerekiyor. 90 gün geçtikten sonra (oturum izniniz 1 yıldan fazlaysa) Türk ehliyetini kullanamıyorsunuz yasal olarak.

Non-EU ehliyetlerin değişim şartları da yine kendi içinde ayrılıyor. Örneğin Türkiye Viyana sözleşmesinin tarafı olduğu için sınavsız ehliyetinizi direkt değiştirebiliyorsunuz. Ancak Hindistan gibi trafiğin soldan aktığı bir ülkeden aldıysanız ehliyetinizi o zaman süreç değişiyor.
0
himmet dayi
(17.01.25)
(10)

Aidiyet duygusu hissedememe

kullanicadi
Uzun uzun yazacaktım ama vazgeçtim çünkü sana rahat batmış demeniz çok olası. Zaten şu ara kırılgan bir psikolojide olduğum için birilerinin "silkinip kendine gelsin" diye vereceği tokat mahiyetindeki bir cevap bana kendimi daha kötü hissettirir. Özetle anne babama, doğduğum büyüdüğüm şehire, işime,
Uzun uzun yazacaktım ama vazgeçtim çünkü sana rahat batmış demeniz çok olası. Zaten şu ara kırılgan bir psikolojide olduğum için birilerinin "silkinip kendine gelsin" diye vereceği tokat mahiyetindeki bir cevap bana kendimi daha kötü hissettirir.

Özetle anne babama, doğduğum büyüdüğüm şehire, işime, herhangi bir dini ya da siyasi görüşe, ülkeye ait hissetmiyorum. Yani burdayım ama burda olmak istemiyorum, ama nerede olmak isterdim ondan da emin değilim. Hayallerimde bir yere aidim ama oraya asla ulaşamayacak gibi bir hissiyatım var. İçimde bir boşluk var bu konuda destek de alıyorum ama bu uzun bir süreç ve cevabı şak diye önünüze sermiyorlar.

Sadece aynı hisse sahip başkaları var mı diye merak ediyorum. Bir hafta kadar büyüdüğüm evde kalacağım anne babamla ve çok zaman geçirmeyiz beraber. Bu yüzden biraz tetiklendi bu hissim son birkaç gündür
0
kullanicadi
(16.01.25)
Ben de bulunduğum yere ait hissetmiyorum kendimi. Bence kısa süre yurtdışına gitsen konforunu özlersin.
0
Kahvedesu
(16.01.25)
ben de kendim disinda bir seye ait oldugumu düsünmüyorum. bosluk da hissetmiyorum.
sen neden bir seye ait olmak istiyorsun? bahsettigin sey nasil bir bosluk?
0
sonsuz
(16.01.25)
İyi tarafından bakabilirsin. Niye bazı şeylere aidiyet hissetmek istiyorsun ki? Şu an hiçbir yere ait değilsen özgürsün anlamı da çıkar. Ben kendimi bir yere ait hissetsem ve oradan gitmek zorunda kalsam çok zorlanırdım örneğin.

Bir de niye bir dine ya da siyasi görüşe ait olmak istiyorsun? Bence saçma bir düşünce. dini ya da siyasi görüşler sana ait olur. Kendi görüşlerin olur. İlla toplumsal değerlere, dine, belli siyasi görüşlere ait olmana gerek yok. Ha belli görüşlere, inançlara yakın hissedebilirsin, o ayrı. Ama aidiyet bence bir noktada tehlikeli bile.

Burada şimdi sana "şükretmeyi öğren" gibi bir saçmalık söylemeyeceğim ama mutsuz olmanın sebebi bir şeylere ait olmamanla ilgili değil, olmamalı. Tam aksine ben kendimi hiçbir yere ait hissetmediğim için herhangi bir yere gidebilirim düşüncesi beni rahatlatıyor mesela.
0
himmet dayi
(16.01.25)
Bir konu var ve halledemiyorsan. Görmezden gel. Çekil, bekle. O kendi kendini halledecektir.
Aidiyet hissetmiyorsan. Bırak. Hissetme. Şart mı?

İçinde bir boşluk var. İşte bak, bu sorun.
Bu sorun herkeste var. Allah insanları içlerinde bir boşlukla yaratmış. Ya da big bang böyle patlamış.
Bu, herkeste var.
Herkes bu boşluğu bir şekilde dolduruyor.
Din ile,
Alkol ile,
Kumar ile,
Ninelerimiz gibi örgü, dantel, oya ile,
uzaya enerji yollamalarla,
Kedi ile.

Sen de bir şey bul. Günde bir saat olsun, seni senden alsın dışarı çıkarsın. O süre içinde sen, seni hatırlama. Aklın fikrin sadece onda olsun.
O bir saatin sonunda kendine geri döndüğünde, inan o boşluktan eser kalmamış olacak.

Aslında zaten ilk konu da buraya bağlı. Bir kabukta hissediyorsun kendini. Çıkamıyorsun ama orada da değilsin. O boşluk veriyo işte sana o hissi.

O boşluğu doldur sen bişeyle. O bişeyin ne olduğunu bulma işi sana kalmış.
0
Mirket
(16.01.25)
Her şeye ok veren bir insansan en başta kendine yabancılastigindan ortaya çıkıyor bu hisler. Benim deneyimim bu yönde. Herkesle iyi geçinmeye, sorun çıkarmamaya çalışmışsan uzun süre hem siliklesiyor hem ait hissedemiyorsun. Ufak tefekler marazlar çıkarmak, kişiliğine dair ufak ipuçları vermekte buldum ben çareyi. Uzlaşma çift taraflı olur, yalnızca bir tarafın susup sinmesi, alttan alması, içine atıp konuşmamasıyla olacak iş değil.
0
sekizdokuzon
(16.01.25)
kalbinin huzuruna çıkmaya nail bir yer, his olmasını diliyorum.

bu tür şeyleri zorlamak anlamsız. rüzgar bile eseceği yöne ağaçların arasından geçmeden karar vermez.
0
baldan kaymak
(16.01.25)
bu ben :) bir suredir yurtdisinda yasiyorum bu hissimi daha da tetikledi burdayken buraya hic ait degilim, turkiyeye geliyorum oraya da ait degilim, aile evinde yine ben ben degilim, esimin yaninda yine evet bu benim diyemiyorum, ben kendi adima yalnizligimin bana iyi geldigini kesfettim sadece, ben yalniz olmayi, biseyleri yalniz yapmayi ve uzerine dusunmeyi seviyorum. Hatta yilllar once kulagimin arkasina bir cicek dali yaptirmistim dovme olarak bir anlami yoktu ama artik onu kendime benzetiyorum. Belki de bir yere ait olmamiza gerek yoktur.
0
tuborg yesili
(16.01.25)
ben sadece yerleşmek olarak kendimi belli kırılmalar sonrasında ait hissetmemeye basladim. sehir veya ev degistirsem bunun icin sevinmem veya baglanmam.
0
evimin paspasi
(16.01.25)
Hayatı bu kadar ciddiye almayın

Özünde kimse betonun içindeki demir gibi bir yere ait olmaz.

Doyumun sonu yok. Bugün aşık olduğun eve yarın yabanci olursun. İnsana şehre her şeye


Deneyim olarak bakın

İş o ki çadıri bile saray yapan siz olun.

Siz aidiyet hissetmek zorunda olmayın etrafınızdaki canlı cansız her şey size aidiyet duymak istesin
0
topkapiaksaray
(17.01.25)
siz bir mal mısınız ki bir mülkiyetin peşindesiniz? insansınız, bunlar normal duygular. önemli olan kendinize baktığınızda ne gördüğünüz ne bulduğunuz ne yaşattığınız. kendinizi, kendi bilincinizi ve benliğinizi kendinize ait hissediyor musunuz? that's my question.
0
ahmet oturum cerezi
(17.01.25)
(31)

bir insan konsere neden gider?

messina123
bildiğin eziyet. aylık 20-30 liraya en kaliteli seslerle kulaklığını takıp sınırsız müzik dinleyebiliyorsun zaten.hadi eskiden spotify yok, youtube yok anlıyorum da 2025 senesinde insan neden konser dinlemeye gider ki?
bildiğin eziyet. aylık 20-30 liraya en kaliteli seslerle kulaklığını takıp sınırsız müzik dinleyebiliyorsun zaten.

hadi eskiden spotify yok, youtube yok anlıyorum da 2025 senesinde insan neden konser dinlemeye gider ki?
0
messina123
(16.01.25)
Başka insanlarla birlikte eğlenmek çok güzel bir his. Ne kadar kalabalık olursa o kadar eğleniyorsun.
0
amortisman
(16.01.25)
Mantık olarak sana katılıyorum. Konserde playback yapmak da kınanan bir şey olmamalı bence. Birkaç istisnayı dışarıda bırakırsak, zaten stüdyo kaydı demek o şarkının ulaşabileceği en mükemmel performans demek. Konsere gidip canlıda detone olma ihtimali olan birini dinlemek beni geriyor sdjdsj verin stüdyo kaydını işte ezberlediğimiz tondan dinleyelim :d

Ama işte insanlar evde yatarak maç izleyebilirken niye tribüne gidip soğukta maç izliyor? Çünkü toplu etkinlikler insanların ilkel duygularına hitap ediyor. Konser ile tarikat zikri arasında teknik olarak fark yok. Kalabalıkta ritmik sesler ve hareketler ile coşan insanlar. Sosyal olarak bu tarz ortamlar insanın ilkel atalarından kalan bir ihtiyaç. Kimi maça gider, kimi konsere, kimi zikre vs.
0
nundu
(16.01.25)
bastan soyliyim verilen hicbir cevap seni tatmin etmeyecek. ben de senin gibiyim cunku:)

benim anlamadigim diger konu da dandik barlarda gitar calip sarki soyleyen tipler. hobi olarak gitar calan havali bir tipin 394923908. bin kere soylenmis sarkilari soylemesi bir insani nasil cezbeder?
0
buenosdias
(16.01.25)
Gençliğini festival festival dolaşarak geçirmiş biriyim. Hatta ctesi de coldplay konserindeydim. Yani bahsettiğin uyduruk şeylerse bilmem ama sahne görsel şovu, sanatçıyla birebir iletişim, çok çok güçlü bir ses sistemi, içine işleyen yani gövdene nüfuz eden bass, farklı altyapılarla çalınan şarkılar, hep birlikte dans eden yüzlerce insan, bağıra bağıra eşlik edebildiğin ve enerjini tamamen değiştirdiğin bir atmosferle kulaklıktan müzik dinlemeyi kıyaslamak on dönemde duyduğum en absürd şeylerden biri oldu ne yalan söyliyim.
0
awlmi
(16.01.25)
Eylem her ikisinde de aynı (Müzik dinlemek) gibi gözükse de biri deneyime, diğeri tüketime odaklanıyor, ona göre optimize edilmişler, haliyle de aslında birbirlerinden baya uzaklar.
0
salihdt
(16.01.25)
Amaç karnını doyurmaksa evde çorba da içebilirsin veya evde pişirirsin. Ancak güzel bir restorana gidersen arkadaşların ile birlikte, güzel bir ambiyansta farklı sunumlarda ve elinin lezzeti farklı insanların yaptığı yemeği yersin.
Karnın her türlü doyar ama hissettiğin farklıdır. Aynı mantıkta düşünüyorum.
0
cilekli pasta
(16.01.25)
@tiredofwaiting konuyla ilgili yüzlerce karşı argüman sunabilecekken en saçmasını sunmuşsun. ayrıca en ön sırada değilsen havaya kalkan telefonlardan sanatçıyı görebiliyorsan boyun 5 metre falan olmalı.

@sanemkk amortisman'la aynı noktada olduğun için sana da aynı şeyleri diyorum.

@amortisman en geçerli neden seninki olabilir.

@nundu stadyum ile konseri bir tuttuğun için seni kınıyorum

@buenosdias aynı fikirdeyim :d

@awlmi üzgünüm ancak kendini kandırmaktan başka bir şey değil söylediklerin.

@salihdt meselenin özü insanlar konsere para harcamak için gidiyor. para batıyor çünkü
0
🌸messina123
(16.01.25)
"Para batıyor" bakış açısıyla bakarsak, daha ucuzu ya da basitiyle ikame edilebilecek bir şey varken bundan başka ve daha pahalı her şey kullanan insana "Para Batıyor" demiş oluruz. Yani "Mis gibi evde oturup videosunu izlemek ya da Google Earth'ten sokak sokak PC başında gezmek varken Roma'ya gitmek" de böyle olur, "Evde tost yapıp yemek varken Michelin yıldızlı bir restoran rezervasyonu kovalamak" da...

Geliri belli seviyeyi aşan insanların bir kısmı bu parayı biriktiriyor, bir kısmı materyal şeylere (Ziynet eşyası, kıyafet, araba vb.) harcıyor, diğer bir kısmı da deneyime. Bırakınız yapsınlar, bırakınız (konsere) gitsinler.
0
salihdt
(16.01.25)
@salihdt verdiğin örnekler çok alakasız :)
0
🌸messina123
(16.01.25)
@messina

hocam işte biri sana ileride "insanlar evde maç izlemek yerine niye tribüne gidiyor ya" derse bu örneği verirsin ödeşmiş olursunuz :d konfor olarak evde maç izlemek daha mantıklı sonuçta, tribünde ne zaman maç izlesem golü kaçırıyorum, evde öyle bir sorun yok dsjsdj tribündeki tezahürat deneyimini yaşamak için maça gidiyorsun, konsere de toplu aktivite olarak gidiyorlar. Ben ikisine de çok sık gitmiyorum yine kişisel olarak sevmediğim için ama mantıklarını anlıyorum
0
nundu
(16.01.25)
cevapları okuyunca ciddiye alıp trole cevap verdiğim zamana üzüldüm.
0
awlmi
(16.01.25)
@messina123, verdigin cevaplar saygisizca. soru soruyorsun insanlar vakit harcayip cevap veriyor. gecimsiz biriysen buna da polemik baslatici bir cevap vereceksin. hic yorma kendini.
0
buenosdias
(16.01.25)
eller havaya yapmak icin gidiyorum.
bi de sanatcilarin canli performanslarini degerlendirmek icin.

kütüphanede ders calismak gibi. cevreden dolayi daha iyi konsantre oluyorsun.
0
sonsuz
(16.01.25)
argumanlar beğenilmemiş. Belki aşağıdakileri beğenirsin;

-insanlar neden bu devirde seyahat ederler ki. google street view diye bişey var. hangi şehri gezmek istiyorsan sokak sokak dolan oturduğun yerden. Ne diye bi dünya otel, bilet parası verip gidilir ki, mallık işte.

-İnsanlar neden bu devirde neden bin sayfa kitap okur ki. zaten filmi de var. yani filmi olmasa neyse, 2 saatte izleyip bitirmek varken ne diye günlerce okunur hiç anlamıyorum, mallık işte.

-Abi bu millet niye mal gibi maçlara gidiyor ki, zaten televizyondan tüm açılardan izleyebiliyorsun. Ne gerek var abi maça falan gitmeye hiç anlamıyorum, mallık işte.

-Abi bu tiyatro ne saçma iş. Yani canlandırma falan ne alaka, bak adamlar filmini yapmış, niye tiyatrosuna gideyim ki. efekt yok bişey yok. ne saçma, mallık işte.

Çok büyük bir keriz silkeleme dönüyor. Tüm bu insanlar da gönüllü kerizler. ama neyse ki ben kimsenin farkedemediği bu gerçeği fark ederek paramı kurtardım.
0
thracia
(16.01.25)
Eskiden spotify yok muydu? 15 yildir online platformlardan, applerden müzik dinliyor insanlar.

Aldigim keyif, odaklanma, bir salon dolusu insanla keyifli vakit gecirme deliligi, iyi müzik, canlida performansi cok farkli olan sanatcilari izlemek; spotify gibi ses kalitesi eh-iste´nin alti bir platformdan kulakligi takip sarki dinlemekle ayni degil.

Canli performans cok ayri bir sey. Djler pandemide canli yayin yapiyorlardi.

Yal yiyip de doyabiliyorsun ama gönül zeytinyagli sarma cekiyor. Belki de cekmiyor. Benimki cekiyor.
0
buf-e kür
(16.01.25)
sinerji
kültür
sosyalleşme

bunları ayrı ayrı ve birbiriyle kombine edilmiş şekilde sebep olarak alabilirsin aslında.
0
kisa
(16.01.25)
Duz konser alani bence de sacma. Ama los angelestaki kure gibi bi durumda isler degisir
0
lapaz
(16.01.25)
Playback yapanların, keko rapçilerin ve auto-tune olmadan yaşayamayanların konserlerine gidenler için ben de böyle düşünüyorum. Konserler aşırı pahalı, bunda berbat ekonomimizin katkısı çok büyük. Hal böyle olunca biraz koyabiliyor insana. Konserde, katılanlar ile birlikte bir sinerji var bir de. Tribünde maç izlemede de benzer konu var. İnsan doğasındaki ilksel dürtüleri tetikliyor. Maçlar ve rekabet kabileler arası savaşın, çekişmenin; konserler de ayinlerin ve törenlerin/törelerin "modernlenmiş" halidir belki de.

Bir de yaş aldıkça mosh pit içine koşmuyorsun ama yine de bir konseri, konser alanında ve canlı tecrübe etmek ile evde YouTube'a yüklenmiş MP3 arasındaki büyük farkı hissediyorsun.
0
nawar
(16.01.25)
Apaçık ortada olan bir şeyi açıklamaya çalışmak kadar zor az şey vardır heralde (gülücük)

Konsere sadece müzik dinleme amaçlı gidilmiyor elbette, heralde bunun siz de farkındasınız. Ama farkında değilmişsiniz gibi cevaplamak gerekirse;

Evde kulaklıkla müzik dinlemek düşük enerjili bir iş. Eğer miskinlik yapmaya ihtiyacınız varsa bunu yaparsınız. Eğer daha enerjik hissediyorsanız, evden dışarı çıkmak çıkmışken de belki arkadaşlarla vs. bir yere gidip kafa dağıtmak istiyorsanız konser bunu yapmak için çeşitli yollardan bir tanesi.

Ne oldu şimdi?

Müzik dinlemek tema oldu.

Konsere gitmek veya kulaklık takıp müzik dinlemekse bu temayı kullanarak kendinizi iyi hissettirecek şeyi yapmanızın yöntemlerinden ikisi haline geldi. Bunların birini yaparak diğerinden elde edeceğiniz şeyi elde edemezsiniz. Bitti mi? Hayır! :D Müzik dinleme temasıyla çok daha fazla şey de yapabilirsiniz, bunlar sadece iki tanesi.

O halde "kulaklık takıp müzik dinleyerek" arkadaşlarla dışarda sürtmek vesilesiyle sosyal ihtiyaçlarımızı tatmin edemeyeceğimizi, bunu yapmak için örneğin; "konsere gidebileceğimizi" söyleyebiliriz heralde.
0
akhenaten
(16.01.25)
Normal bir cevap vermek isterdim ama genel cevap şekline bakıp değiştirdim;
Canımız istediği için. Paramiz var.

Buraya kapalı bir kafayla gelmissin, herkese cevap yetiştirmek dışında bir şey yaptığını yok. Tarzın da bu soruyu bu şekilde soracak kişi tarzi zaten.
0
logisticsmanager
(16.01.25)
konsere giderken acayip hevesleniyorum yarim saat sonra aynen boyle oluyorum ben de allahim neden geldim diye.

soruna cevap:
- evden cikmak ve sosyallesmek.
- o konser kafada bir hatira oluyor.
- adamlar yaslaninca ya da olunce lan sunlari da bi canli dinlemedik demek istemiyorum.
- kulaklikla bilmem ne ile dinlemeyle canli ve bangir bangir dinlemek ayni sey degil yani onu karsilastirmak abesle istigal olmus.

ama bir yastan sonra zor geliyor ne yalan soyleyim, en sonda gittigim konserlerden birinde adam o kadar minnostu ki uzattikca uzatti ben de saate bakiyodum hadi bitir de gidelim diye ama o ayri konu.
0
bay b
(16.01.25)
Öncelikle sağlam bir müzik dinleyicisi olduğum bilgisini vereyim.

Ben de son 4-5 senedir bu kafaya geldim. Gidip konser izlemek bana hiç keyif vermemeye başladı. Ölümüne dinlediğim grubun konserine gittiğimde konserde esnediğim falan oluyordu artık. Ayakta konserler falan hele hiç çekilmiyor, hakikaten eziyet. Onun dışında bir de gidiyorsun, bazen rezil çalıyorlar, ses kötü oluyor, albümdeki gitar soloyu canlı gümbür gümbür dinleyeyim diyorsun, saçma sapan bir doğaçlama yapıyor eleman... Tadım kaçıyor. O yüzden senin de dediğin gibi düzgün bir ses sistemiyle evde keyfimce dinliyorum ve nerdeyse her zaman daha fazla keyif alıyorum.

Şu an dışarı müzik için çıkarsam sadece elektronik müzik yapan ufak ya da orta ölçekteki mekanlara gidiyorum. Tamamen alkol alıp sosyalleşmek için. Yoksa elektronik müzik hiç de değer verdiğim bir şey değil.

Şu an konserini denk getirmeyi beklediğim tek grup ise Animals As Leaders. Onu da sadece fiziksel performanslarını görmek için bekliyorum.
0
synesthesia
(16.01.25)
içine ben kaçmış yeni nesil. sosyalleşmeye, aidiyet hissetmeye ve canlı dinlemeye diye cevaplıyorum.

rock'n coke 2005'te ceza'nın sagopaya geçirdiği alandaydım. iğrençti. leş. gerçekten de çamur falan. benden 3 yaş büyük maden müh ablanın evinde kalmıştık, gidip geldik. çadırda falan da kalmadım yani. yani 20 yaş da gençtim. haklısın.
0
mathilda.may
(16.01.25)
sevdiğin grubu yakından görmenin ve izlemenin verdiği ayrı bir zevk var.

ayrıca depeche mode gibi konserleri ayrı muhteşem olan, şarkılarının konser versiyonları da orijinalleri kadar çok dinlenen gruplar da var.

yüzlerce insanla birlikte sevdiğiniz şarkıları söylemek falan da çok güzel ve eğlenceli zaten.

yani grubu kulaklıktan dinlemekle, adamlar karşındayken izlemek tamamen ayrı iki şey.
bambaşka ortamlar.
0
blatta hiberna
(16.01.25)
gerçekten anlamı yok, katılıyorum.

sırf sevdiğim şarkıcıyla resmim olsun diye sap gittiğim ve aftera da kalmadan döndüğüm 2 konsere katıldım.

o da sahnede şarkı söylerken selfie çekmiştim. kulise falan da yaklaşamadım bile.

kopmalı konserse kocaman tv önünde sabaha kadar içki kokteylleri ile takılabilir insan.
0
baldan kaymak
(16.01.25)
bende anlamakta zorlaniyorum, konsere gitmek beni sevdigim sarkicidan sogutuyor acikcasi cunku benim deneyimim sahne performanslarinin berbat oldugu. candan ercetin'e gitmistim ve berbatti mesela.

o yuzden konsere gitmeyi birakali cok oldu.
0
cooperr
(16.01.25)
eğlenmek için, sosyalleşmek için.
0
wd40
(16.01.25)
Bazı insanların soruma cevaplarına fazlasıyla şaşırdım çünkü çok egoistçe cevaplar vermişler. Tek tek nick yazmak istemiyorum çünkü o zaman da herkese cevap verdiğim kapalı bir kafada olduğum gibi komik şeyler söylemişsiniz. Arkadaşlar para sizin paranız. İnstagram diye bir şey hayatınızda olmasa, spotify'in, youtube'un olduğu 2025 senesinde hiçbiriniz konsere gitmez. Kendinizi kandırıyorsunuz ve birinin çıkıp gerçekleri söylemesi zorunuza gidiyor.

3 günlük dünyada günlerce emek harcayıp kazandığınız paraları autotone/playback yapan birisine kaptırıyorsunuz diyorum ve siz bunu sadece story atmak için yapıyorsunuz diyorum. Bu sizin zorunuza gidiyorsa yapabileceğim bir şey yok.

Sizin adınıza üzgünüm
0
🌸messina123
(16.01.25)
Oğlum bize ne ya senin ne düşündüğünden =d biz mi gelip sana fikrini sorduk.
Sayende iyi güldüm, kendini böyle önemli sanan tiplerin hastasiyim.
0
logisticsmanager
(16.01.25)
Hahaha @messina son yazdığına baya güldüm ben de tanımadığın insanları temelsiz boş düşüncelerinle yargılama, tek tavsiyem bu. instagramda paylaşmak için konsere gitmek ney hahaha. İnsanların kaç para kazandığını da nerden biliyorsun ayrıca. Cevap aramadığın soruları sorup insanların zamanını alma
0
awlmi
(17.01.25)
bazi insanlar da konser sirasinda car car konusup arkadaki dinleyicinin keyfini bozmak icin gidiyor diye düsünüyorum.
0
sonsuz
(17.01.25)
(8)

ofiste yemelik sandviç önerileri

duyulmasi gerektigi kadar
malum yemeklerin kalitesi gittikçe düşüyor bu yüzden artık evde kendim bir şeyler yapıp getirme kararı aldım. var mı şöyle güzel tarifleriniz?
malum yemeklerin kalitesi gittikçe düşüyor bu yüzden artık evde kendim bir şeyler yapıp getirme kararı aldım. var mı şöyle güzel tarifleriniz?
0
duyulmasi gerektigi kadar
(16.01.25)
Sandvic olmasi sart mi? Degilse normal ev yemegi ne varsa goturseniz olmaz mi?

Sandvic olmasi sart ise; tapas mi diyorlar adini bilmiyorum. Cesit cesit soslar oluyor ya, hazir almiyorsaniz kendiniz de yapabilirsiniz. Mesela kirmizi biber, sarimsak, domates vs firina atip sonra robotla cekiyorlar ya. Neyse iste ben olsam onlardan surerek bir taban yaparim, ustune de bol miktarda kaliteli peynir. Seviyorsaniz pastirma ve muadili urunler de konabilir. Dunden kalan seylerden de konulabilir, mesela tava mucver yapilmis olsun aksam, mis gibi olur.
0
mbond
(16.01.25)
hergun sandvic yemektense dusuk kaliteli yemekler yemek daha mantikli bir hareket. bence sandvic fikrini gelistir.
0
buenosdias
(16.01.25)
Hatay ve adanada yeşil zeytin ve sebzelerle yapılan sıkma denen bir lavaş dürüm var

Aynı şekilde içi yeşillikli turşu baharat peynir vs nohut dürüm yapabilirsin
0
grimavi
(16.01.25)
ofisin mutfaginda mikrodalga falan varsa büyük düsün derim.
cam saklama kaplari al onlari götürebilirsin.

bunun bir üst leveli da yemekleri haftasonundan yapip hazirlamak, kap kap yemekleri yemek.
0
sonsuz
(16.01.25)
marul, mısır, turşu, salatalık, domates... bunlar her zaman cepte.

haşlanmış baklagilli yapabilirsin (nohut ya da mercimek)
haşlanmış makarnalı yapabilirsin, içine baklagil de atabilirsin.
makarna + ton balığı/ızgara tavuk da olur.

ama salata malzemesi çok bol olmalı.

eğer kalori sorun olmaz diyorsan mayonez, yağ, tuz, limon, nar ekşisi, hardal filan böyle karışık bol bir sos hazırlayacaksın, yiyeceğin zaman dökersin. kalori sayıyorsan mayonezi vs çıkarmak gerek.

bir de haşlanmış sebze salatalarına bayılıyorum.
haşlanmış brokoli, karnabahar içine mısır ve garnitür (garnitür yerine ayrı ayrı bezelye, havuç vs de haşlayabilirsin.) bunu bol dereotlu yoğurt ile karıştırıp yiyeceksin.

bir de yuvarlak lavaşı dört yaprak gibi düşünürsek katlayarak yapılan sandviçler var kesin görmüşsündür. işte bir katı köfte, bir katı marul biber, bir katı krem peynir... kendi zevkine göre ayarlayabilirsin.
0
elorelia
(16.01.25)
ekmek şundan olsun:
www.macrocenter.com.tr

içine fıstık ezmesi, labne, marul, roka, hindi füme, domates, çekirdeği çıkartılmış zeytin
0
gabe h coud
(16.01.25)
Deli2go
0
etna
(16.01.25)
Deli2go sandviçleri satılıyor Shell benzinliklerinde. Ben onlardan tarifler alıp evde yapıyorum.
0
etna
(16.01.25)
(13)

Ben ne yapayım? Toplaşın dedikodulu mevzu var.

naksidil
Fabrikanın müdürü ile depocu kızın ilişkisi olduğunu öğrendim. Müdür kızı 1 yıl önce gönderdi ve o zamandan beri benimle uğraşıyor. Minik minik sinir uçlarıma dokunup ortada olmayan sebeplerden canımı sıkıyordu. En son bi durum gelişti ben de patladım istifa ettim. Sorum şu şimdi ben bu adamı ifşa e
Fabrikanın müdürü ile depocu kızın ilişkisi olduğunu öğrendim. Müdür kızı 1 yıl önce gönderdi ve o zamandan beri benimle uğraşıyor. Minik minik sinir uçlarıma dokunup ortada olmayan sebeplerden canımı sıkıyordu. En son bi durum gelişti ben de patladım istifa ettim.

Sorum şu şimdi ben bu adamı ifşa etmek istiyorum. İfşa etmeli miyim? Öfkeyle kalkıp zararla oturmak istemiyorum. Referans konusunda bi fonksiyonu yok o konuda rahatım. Ben bana veda pastası kesilirken herkesin içinde bunu ifşalıyayım diyorum.

Sizin fikrinizi de merak ettim sizce ne yapayım. Pısırık pısırık sessizce gideyim mi ortalığı karıştırayım mı? Yapılanlar çok içine oturdu. Üstelik istifamın üstünden 2 gün geçtikten sonra kız fabrikayı güya ziyarete geldi. Ve müdür kişinin odası üretimin içinde. Benim istifamı herkesin görmesi için camın önüne yazılı kısmı üste gelecek şekilde koymuştu. Bunlar hem üzdü hem de bilendim adama.

Ne yapayım?
0
naksidil
(15.01.25)
Hicbir sey yapma. Niye istifa ediyorsun ki biraksaydin o seni kovsaydi.
Ekmegine yag sürdün. Bedavaya göndermis oldu seni.

Iyi bir sekilde ayril. Gariplikler yapma. Iki insanin iliskisinden de sanane ayrica.
0
sonsuz
(15.01.25)
Eski calisanla mudur iliskisinden kime ne ki?
0
brkylmz
(15.01.25)
İfşalık bir mevzu değil ki. İki insanın ilişkisi. Ayıp değil, yasak değil. Hem size ne? Söyleyince sadece çirkef olursunuz. Cevabınızı başka şekilde verecektiniz çok vermek istiyorsanız, belden aşağı vurarak ancak kendi değerinizi düşürürsünüz.
0
seni tanıdığım güne lanet olsun
(15.01.25)
Keskin sirke küpüne zarar. Öfkeyle kalkan zararla oturur.
0
gabe h coud
(15.01.25)
İki taraf da evli ve adamın karısının kuzeni bizim şirkette çalışıyor. Bence ahlaksızlık var. Bu kadına çalıştığı süre zarfında müdürün sağladığı toleransları diğer çalışanlar hangi sebeple sağladığını bilmeli.
0
🌸naksidil
(15.01.25)
Gelişine çakacak bir orta açmazsa durduk yere ifşa etmek pek işe yaramaz.
0
kimlanbu
(15.01.25)
bir oku istersen aşağıda tırnak içindekileri, ona göre karar ver. sen yetişkin birisin ve ne yapacağını bence biliyorsun.

"Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol."

yargıladığımız şeyi yaşamadan ölmüyoruz. onlar zaten zinayı yapmışlar. günahları da onların boynuna. varsa bunun diyetini onlar zaten ödeyecek. kendine zarar vermekten başka bir şey olmaz sonuç.
0
mathilda.may
(15.01.25)
o benim istifami herkes gorsun diye koyduysa ben de aynisini yapardim, kisasa kisas.
0
Ley
(15.01.25)
bu bir bel altı vurma yöntemidir ve gün gelir birisi de sizin için aynı yöntemi kullanır. ayrıca siz sütten çıkma ak kaşıkmısınız acaba, o da sizinle ilgili bir şey biliyor ve açıklarsa ne duruma düşersiniz. bu tarz şeyler insanı sadece küçük düşürür ve ayrıca her zaman gidenin arkasından konuşulur.

ben olsam insanlık bende kalsın diyip edebimle giderdim. hakeden hakketiğini elbet bulur.
0
gercekdunya
(16.01.25)
sana ahlakla ilgili nutuk çekerse veya çektiyse daha önceden gelişine yapıştır ifşayı. evli oldukları için ahlaksızlık var. bekar olsalardı seni ilgilendirmezdi.
0
archmeister8
(16.01.25)
ifşa bir şey kazandırmaz, aksine sen işten ayrıldığın için kıskanıp iftira atıyor durumuna düşebilirsn
0
kondansator
(16.01.25)
işi hiç bilmiyorsunuz depocu kıza duyacağı kıza müdürün eşi hamileymiş diye duyuracaksın kız senden değil ama başkalarından duyacak. müdüre paylayacak.

müdüre de depocu kız hakkında bu kız işlerini kolaylamak için patronlara müdürlere kıvırıyormış dedikodusu gidecek.

birisinden birisi patlatır zaten olayı o zaman
0
Hallegadola
(16.01.25)
bu durumdan sana faydası olacak bir avantaj elde edemezsin, o yüzden unutup önümüzdeki maçlara bakıyoruz.
0
orpheus
(16.01.25)
(7)

Mediocre elitisti misiniz?

lapaz
Sb
Sb
0
lapaz
(15.01.25)
gibi gibi diyelim
0
sonsuz
(15.01.25)
ne demek olduğunu bilmiyorum bu söylediğinizin.

mediocre, ortalama-vasat nitelik demek değil mi?
vasat olduğu halde kendini elit gören biri demek mi bu?

eğer öyleyse, sanırım artık vasat biri olduğumu kabullendim.
0
biseysorcaktim
(15.01.25)
prnt.sc

şaka maka, ben de @biseysorcaktim gibi parçalayarak anlam çıkardım ama biraz farklı;
ne dipte, ne de yükseklerdeki değerleri/beğenileri/kültürleri savunmak yerine ortalamanın/ortalarda olmayı savunma meselesi mi?
0
m e b
(15.01.25)
hayır ekşi yazarı değilim.
0
visnebahcesi
(15.01.25)
Ben bilgi faşistiyim.
0
sekizdokuzon
(15.01.25)
Bir sey sorcaktim, evet o
0
🌸lapaz
(15.01.25)
Görünüşe göre yazılanı anlamayan kesimdenim
0
kimlanbu
(15.01.25)
(3)

At kılı fırça

seni tanıdığım güne lanet olsun
Bunu uzun bir bacaklarına uygulayıp herhangi bir fayda gören hanım var mı? Selülit, varis, batık vs. açısından. Kılcal damarları çatlatıyor da deniyor ama emin olamadım. Sert yapılırsa ancak olur diye düşünüyorum.
Bunu uzun bir bacaklarına uygulayıp herhangi bir fayda gören hanım var mı? Selülit, varis, batık vs. açısından. Kılcal damarları çatlatıyor da deniyor ama emin olamadım. Sert yapılırsa ancak olur diye düşünüyorum.
0
seni tanıdığım güne lanet olsun
(15.01.25)
at kili olmasina gerek yok normal firca da olur.

selülit karsiti yagi sürüp asagidan yukari fircaliyorum.
dustan cikinca yatmadan önce yapiyorum. bütün bacak ve kola yapiyorum hatta sonra cok kötü uykum geliyor ve direkt bayiliyorum.

düzenli yapinca azaliyor baya. ama kilo, su icmek, kahve icmemek, seker yememek gibi etkenler de önemli.
0
sonsuz
(15.01.25)
sert yapınca bacaklarda kaşınma ve kırmızılık oluyor.

ben bir ara tüm vücut yapıyordum, üzerine de soğuk duş. selülite etkisi oldu mu hatırlamıyorum. en mantıklısı yürümek. zaten yürünüyorsa ağırlık takarak yürümek.

gizli silah; biberiye çayı içmek. günde en fazla 2 fincan ılıtılmış suya bir tutqam kuru biberiye atılarak demlenir ve içilir.
0
mathilda.may
(15.01.25)
Her duştan sonra yapıyorum. Cildim yumuşacık oluyor, bunun için bile değer. Tüm vücuda lenfatik drenaja göre yapıyorum. Selülite tek başına etki edeceğini zannetmiyorum, spor ve beslenmeyle belki
0
yuvarlanantencereninkapagi
(16.01.25)
(17)

Eşten ayrı tatile gitmek?

bobinhoo
Selamlar herkese, bir konuda görüşlerinizi merak ediyorum.İşimin doğası gereği uzun vadeli planlar yapamıyorum pek. Yani bundan 1 ay sonrası için haftasonuna bir plan yapayım desem müsait olup olamayacağımı kestirmek mümkün değil, o yüzden planları genelde maks 3-5 gün öncesinden yapıyorum.Eşimle bi
Selamlar herkese, bir konuda görüşlerinizi merak ediyorum.

İşimin doğası gereği uzun vadeli planlar yapamıyorum pek. Yani bundan 1 ay sonrası için haftasonuna bir plan yapayım desem müsait olup olamayacağımı kestirmek mümkün değil, o yüzden planları genelde maks 3-5 gün öncesinden yapıyorum.

Eşimle birlikte kayağa merak saldık son yıllarda, sezonda 2-3 kere 3-4 günlük organizasyonlar yapıyoruz. Eşim dün 1 ay sonrasına arkadaşıyla gitmek için konser bileti bakıyordu, ben de ona o hafta müsait olursak kayağa gitmek istediğimi, eğer kendisi konser sebebiyle gelemeyecekse tek başıma gideceğimi söyledim. Daha öncesinde de benzer tartışmalar yapmıştık, o benim onsuz da olsa tatile gitmeye hevesli olmamdan hoşnut değil. Kendisinin asla bensiz gitmeyeceğini söylüyor. Ama mesela tek başıma değil de başka bir arkadaşımla gitsem bunda sıkıntı yokmuş ama tek başıma gitmem hoş değilmiş.

Bana saçma geldi açıkçası X kişisiyle gitmemle tek başıma gitmem arasında onun açısından değişen hiç bir şey yok bence.

Yani o da gelmek istiyor ama ben onu götürmüyorum gibi bir durum yok ortada, müsait olmadığı için kendisi gelemiyor. Yani onun hoşuna gitmeyen kısım anladığım kadarıyla benim onsuz da o tatilden keyif alabilmem, onla gitmişim onsuz gitmişim umrumda değilmiş gibi düşünüp, kendini değersiz hissediyor sanırım.

Halbuki o gelebilse tabiki onunla gitmek isterim ama sonuçta aktivitenin kendisi keyifli benim için, o gelemedi diye zehir olmaz tatil bana.

Ha tabi benim o haftasonu gitmiş olmam diğer haftasonlarını etkileyecek bir şey değil, hani sadece 1 hakkımız vardı da onu tek başıma harcadım gibi düşünülmesin.

Sizin bu konudaki görüşünüz nedir? Eşinizin/sevgilinizin tek başına şehir dışındaki bir kaç günlük bir tatil/organizasyona gitmesi konusunda?

Not: Cevap verirken yaş ve cinsiyet belirtirseniz sevinirim.
0
bobinhoo
(15.01.25)
Gidebilir.

Ben de tek başıma gidebilirim. Ayrıca arkadaşlarıyla da gidebilir, ben de arkadaşlarımla da gidebilirim. Evliyiz diye yapışık yaşamak zorunda değiliz. İnsanlar bazen yalnız kalmak da isteyebilir. Evli olsam eşimle ayrı evde yaşamak isterim mesela.

40- k

Herkesin bir alanı olması lazım. Evlilik, gerçekten de yapışık yaşamayı gerektirmez.
0
rock n roll
(15.01.25)
29K

bence okay. bundan sonra ben de planlarimi kendime göre, istedigim seye göre yaparim. karsi taraf uygunluk olursa eslik eder.

fikir olarak güzel gelse de birbirinden uzaklasmaya acilan bir gate adeta.
0
sonsuz
(15.01.25)
32 irkek.

Kendi başıma tatile gitmem, hanım da gitmez zaten.
0
logisticsmanager
(15.01.25)
Bence burada sen haksizsin.Kayak sezonda 2-3 kere yapilan bir organizasyonsa yaptigin baz plan esinin musait olmadigi bir haftasonunda olmamali.Ya o haftasonunu kayak icin bosaltin yada esin musait degilse baska bir haftasonunu kapatin kayak icin.

Esler birbirinden ayri plan yapabilir ama sezonda 2-3 defa yapilan bir haftasonu kayak tatilini esinden bagimsiz planlayamazsin
0
turkuaz
(15.01.25)
37, E, Bekar.

Ben eşlerin eş zamanlı olarak farklı kişilerle ya da yanlız bir şekilde aktiviteler yapmasını kıymetli buluyorum. O arkadaşıyla konserdeyken siz de tatilde olacaksınız. Eğer eşiniz evde oturuyorken ya da başka bir şey yapmıyorken siz tatile gitseydiniz absürt olurdu ama anlattığınız hikayede bir problem göremedim ben.

Ancak tabii burada bir orta yol bulmak gerekecek. Bu durumda da fedakarlık yapan siz olacaksınız gibi duruyor. Tatil yerine başka bir aktivite düşünebilirsiniz.

Bir de eşinizin tam olarak bu işin neresinden rahatsız olduğunu öğrenebilirseniz ileride benzer problemleri yaşama ihtimaliniz azalır. Açık açık sormakta fayda var.

Kolaylıklar.
0
shatskikh
(15.01.25)
tutarsizlik.

konser vs kayak: neden eslerden biri konsere gidebilirken digeri kayaga gidemesin. ikisinin birbirinden ne farki var.

arkadasla vs tek: neden arkadasla gidilebilirken tek gidilemesin, arkadasla gitmenin tek gitmeye gore daha guvenilir olmasinin nedeni ne.

bence iki durumda ayni, tam tersi olsaydi muhtemelen konsere arkadasla gitmenin yanlis, kayak ve tek gitmenin normal oldugunu gerekcelendiren argumanlarla gelecekti.

bence eslerin birbirinden ayri zamanlarini, ilgi alanlarinin olmasi guzel birsey, ama bunu eslerden biri kendisi icin hak, ama karsi tarafa lutuf olarak gormesi tutarsizlik. cunku asil istedigi sey kendi arkadasiyla konsere gittiginde sizin evde oturmaniz ve ondan ayri plan yapmamaniz.

insanlarin farkli gorusleri olabilir, buna saygi duyulur ama burada bencillik ve tutarsizlik var.
0
emrahday
(15.01.25)
@turkuaz

soruda da belirttiğim gibi o haftasonu gitmiş olmam diğer haftasonlarını etkilemiyor kesinlikle, bir hafta sonra müsait olsak yine gideriz problem yok o konuda.


@shatskikh

Eşimin rahatsız olduğu konu dediğim gibi onsuz da tatilden keyif alıyor olmamın onu değersiz hissettirmesi çünkü ona göre kendisi bensiz gitse keyif almazmış hiç. Ayrıca tamamen keyfi bir nedenden ötürü ondan 3 gün ayrı kalmayı kolayca göze alıyor olmamın yine aynı şekilde onu değersiz hissettirmesi. özetin özeti "sen beni benim seni sevdiğim kadar sevmiyorsun" hissiyatı.


@emrahday

kayakla konserin farkı birinde 3 saat gidip geri dönecekken diğerinin 3 günlük bir ayrılık yaratacak olması. konsere giden ben olsam sıkıntı çıkarmazdı. zaten şehirdışında olmadığım cumartesi akşamlarının çoğunu masa tenisi oynayarak geçiriyorum.
0
🌸bobinhoo
(15.01.25)
@tiredofwaiting

Öncelikle hikayedeki erkek tarafı benim. Tam detaylı anlatamamış olabilirim ama durum şöyle, bu yıl için şöyle bir plan vardı kafamızda müsaitlik durumu olan tüm haftasonlarını kayakta geçirmek. Ama sadece haftasonu için gitmiyoruz cumadan birleştirip (mümkünse perşembeden) öyle gidiyoruz. Sadece haftasonu için o kadar yol gitmek falan zor oluyor, bir de haftasonu daha kalabalık olduğu için daha az keyifli.

Ama işimin yoğunluğu, şehir dışı görevler gerektirmesi, özel hayatımızdaki başka olaylar vb sebeplerle sezonda maks 4-5 kereye tekabül ediyor bu müsaitlik durumu. Zaten kayak için de öncesinden plan yapmak pek mümkün değil 2-3 gün öncesinden hava durumuna bakmak gerekli, rüzgarlı havalarda olmuyor.

Daha öncesinde de benim kayağa tek başıma gitmemle ilgili sorun yaşadığımız için o bilet alırken ben belirtme ihtiyacı hissettim, bak eğer o hafta işim müsait olursa havada iyiyse vb. ben kayağa giderim haberin olsun problem çıkarma gibisinden. Konu buradan açıldı.

Arkadaş muhabetti de güvensizlikten değil de ona tuhaf gelmesinden, kendisi asla yapmayacağı için başkası niye böyle bir şey yapar empati kuramıyor. Dediğim gibi zaten sık sık şehir dışı görevlerim oluyor, bir bok yiyecek olsam oralarda da yerim zaten.

Konser cmtsi akşam olacağı için öncesinde veya sonrasında gelmesi mantıklı olmuyor zaten.
0
🌸bobinhoo
(15.01.25)
manitasini tek basina taylanda gitsin diye havaalanina birakanspor .d

degersizlik hissi tatilden bagimsizdir diyorum. ya sende birazcik romantizm kirintisi olsaydi soyle lanse ederdin; son dakika gelirdi, o konsere gitmeyi cok isterken sen uzulme sikilma tribine girerdin, napim kayaga mi gitsem ama tek basima da zevk almam ki baska yapcak bi seyim de yok(?) boyle boyle sanki onla gitsen super olurdu onsuz buruk gecer ama vaktini de kullanmak istersin gibi gosterirdin. su an sanki onsuz gitmek icin firsat olmus gibi gosteriyosun
0
ala09
(15.01.25)
@ala09

güzel tespit gerçekten, iyi bir manipülatör olsam davul zurnayla yollardı belki beni:) zaten yüzde 15-20lik gidebilme ihtimalim konuyu şimdiden açmama gerek bile yoktu belki ama düz adamım ben aklıma gelince söyledim direkt :)
0
🌸bobinhoo
(15.01.25)
Tek başınıza gidince sorun olacak ama bir arkadaşınızla gidince sorun olmayacaksa ve bunun sebebi onsuz tatile gitmeye hevesli olmanızsa arkadaşınızla gitmek nasıl daha farklı oluyor ki? Yine hevesli şekilde gitmeyecek misiniz?

Tek başına iş amaçlı da yolculuk yapıyormuşsunuz ama iş için olan şeylerde kırmızı çizgi çekmek zor. Buna ses çıkarmıyor olması sizin iş seyahatlerine çıkmanızdan memnun olduğunu veya dert etmediğini göstermez bence.

Bana güvensizlik daha olası geliyor, en azından tek başına gitmek ve arkadaşla gitmek arasındaki çelişki bu senaryoda cevaplanıyor.

Bir de madem sizin için çok da önemli değil, ben olsam meseleyi derinleştirmemek adına başka bir haftaya ertelerdim planı. O hafta gittim diye diğer haftalar da kapanacak diye bir şey yok demişsiniz. Anladığım kadarıyla uzun vadeli plan yapamıyor olmanız kısa vadede birden fazla kere plan yapmanıza engel olmuyor. Böyle yaparsanız gelecekte zorunlu olarak planları denkleştiremediğiniz bir senaryoda bir iyi niyet göstergesi olarak da kalır.

Benim için (kendi sevgilim özelinde) sorun olmazdı, ama bu tarz anketler çok da sonuca ulaştırmıyor. Çünkü aynı ben eğer güven sorunu hissetseydim bunu sorun ederdim. Ya da çevremde buna bağlı kötü bir olaya şahit olsam "aman canım ne olacak" demezdim bunu atlatana kadar. Bu tarz şeylerle alakalı her iki zıt fikri savunacak insan bulmak da mümkün her zaman.
0
akhenaten
(15.01.25)
peki siz de ayni degersizlik hissinden muzdarip olsaydiniz ne olacakti? ikiniz de kimsesiz bir yere gitmeyecek miydiniz?
yani tatil ile degersizlik hissi bagimsiz bir sey bence de, eger gercek nedeni bu ise, bunun uzerinde calismasi gereken kisi oncelikle esiniz ve elbette birlikte calismak. zaten fark etmek isin onemli kismi.
ben giderdim, gidiyorum, partnerimin de gitmesinde hic bir sorun yok. en basitinden kendisi sorf yapiyor, sorf yapabildigi bir yerde baska bir tasinmazimiz var, tam anlattiginiz gibi eger ruzgar izin veriyorsa son anda atlayip gidebiliyor 2-3 gunlugune, dilerse arkadaslari ile dilerse tek. gidebilirsem ben de gider kendisine katilirim, ancak benim o kadar sorf yapma derdim yok. bunda herhangi bir sorun goremiyorum, yetiskin insanlariz, hobilerimiz ve bedensel kapasitelerimiz, zamanimizi alan seyler farkli olabiliyor.

zaten uzmanlar da iki kisinin kendi deneyimlerinin olmasini ve bu deneyimleri yasayip birbiriyle paylasmanin ciftleri guclendirdigi konusunda hemfikir. elbettte saglikli iliskilerden bahsediyoruz. bu demek degil ki ciftler birlikte bir sey yapmayacak ancak ayri ayri deneyimler yasamalari esit derecede onemli.
0
kassiopeia
(15.01.25)
birlikte yaşadigim insanin ben olmadan da mutlu olabiliyor olmasi, onun bir kisilik sahibi oldugunun göstergesidir ve mümkünse benden ayri da bir hayati olabilen kişilik sahibi bir insanla birlikte olmaya gayret ederim.
0
deckard
(15.01.25)
31-K
Gidilebilir durumlar onu gerektiriyorsa bence hiçbir sakınca yok. Bence bu ayrı takılma işlerini kafada büyütüp mesele haline getirmenin bir anlamı yok. öbür türlüsü boğucu gerçekten.
Ama mesela bir keresinde ben bir yurtdışı şehrine gitmek istemiştim, yıllık iznimdeydim, eşimin de o dönem programı müsaitti, birlikte gidelim dedim, "ben çok yorgunum bu hafta dinlenmek istiyorum sen istiyorsan git" demişti, gıcık olmuştum :D
Onun dışında tek veya arkadaşlarımızla seyahate gideriz. Örneğin bir seferinde birlikte bilet aldığımız yere o programı sıkıştığı için gelemedi ben tek gittim.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(15.01.25)
normalde henüz evlenmediğim için toplumsal baskıların da verdiği baskıyla üzülüyordum, gerçekten yapılması/halledilmesi gereken en önemli bir şeyi yapamamışım gibi ama neyse ki böyle duyuruları veya evli arkadaşlarımın başından geçen buna benzer olayları görünce "oh, iyi ki böyle dertlerim yok" diyorum :))


bu bir tek bizim ülkemizde mi böyle acaba? ne hikmetse mantık şu şekilde:
kadının boş vakti varsa ister tek ister kendi arkadaşlarıyla istediğini yapabilir ama erkeğin boş vakti varsa bile, eşinin boş vaktiyle uymadığı için istediğini yapamaz.

bu bana saçma geliyor. evlilik yapınca hayat madem müşterek, hayattan alınacak zevkler de müşterek olmalı ve o zaman kocasının vakitsizliğine uymuyor diye kadın tek/arkadaşlarıyla eğlenecek işler yapamaz. bu müştereklik nedense bir tek kadının lehine olunca hatırlanıyor bu ülkede.

kısaca soruya cevap: hiç dert etmez, kendi başına da tatile çıkmasına hiçbir şey demezdim ama benim de tek başıma tatil yapmama karışmazsa.

erkek, 34.
0
m e b
(15.01.25)
gitmem, eşim de gitmez. 31 k.

yalnız şimdi konser ne konseri Türkiye'ye yüzyılda bir gelen bir grubun konseri mi yoksa ayda bir konser veren eski ünlü popçu konseri mi? ertelenecek konser var kaçırılmaması gerekn konser var. eşler birbirine bu konuda uyum sağlamalı.
0
Hallegadola
(16.01.25)
Ben gitmem, eşim de gitmez.
Zaten kısıtlı vaktimizi birbirimizle geçirmeyi hala seviyoruz. Her ilişkinin dinamiği farklı, o sebeple bizim ilişkimizde doğru olan başkalarında olmayabilir, bunun bilincindeyim.
+40 kadın
0
SiyamkedisiZorro
(19.01.25)
(27)

Yurtdisina Gitmeli Miyim Sorusu (Finlandiya, doktor kız arkadaş)

aguen
Merhaba duyuru. Bu sene evleneceğim kız arkadaşım doktor. Ben (29e) mühendisim. Kendisi Finlandiya'ya taşınmak konusunda kararlıydı, sürece hazırlanıyordu ama ben çok sıcak bakmadığım için seçimi bana bıraktı.Onun açısından TR net daha kötü tabii, ben de destek olmak istiyorum ama bir yandan da kend
Merhaba duyuru. Bu sene evleneceğim kız arkadaşım doktor. Ben (29e) mühendisim. Kendisi Finlandiya'ya taşınmak konusunda kararlıydı, sürece hazırlanıyordu ama ben çok sıcak bakmadığım için seçimi bana bıraktı.

Onun açısından TR net daha kötü tabii, ben de destek olmak istiyorum ama bir yandan da kendi kariyerimi düşününce hiç emin olamıyorum. Kendimce artıları eksileri düşündüm:

+ Medeniyet, kültür, kibar insanlar vs.
+ Sokakta random bıçaklanmama, köprüden geçerken rastgele yıkılma şansının çok daha düşük olması.

- Şu an işyerinde memur değilim ama benzer şekilde disiplin suçu dışında atılamıyorum. 5 yıllık bir çalışan olarak 200.000/ay brüt maaş alıyorum. Finlandiya'ya gidersem maaşım büyük ihtimalle düşecek.
- İşyerinde kendi projelerimde çalışabiliyorum.
- İşimin mental yükü çok az. Evet saat olarak mesai saatleri yüksek, cuma geceleri genelde iş oluyor. Ama iş arkadaşlarımdan daha yetenekli olduğum için bazen evde oyun oynuyorum gün içinde, sonra 2 saatte hallediyorum; onların yapamadıklarını da topluyorum.

+ Online yurtdışından sipariş verebilme.
- Yemeksepeti vs. şeylerin olmaması.
+ Çocuk işlerine girilirse eğitim, güvenlik.
- Random bir dilleri var. Dil konusunda yetenekli biriyim ama işin içinden çıkılabilir durmuyor.
+ Türkiye 10 sene sonra çok daha kötü olur mu?

Siz ne yapardınız. Dener miydiniz?
0
aguen
(14.01.25)
bu soruyu buraya sorarsan herkes git der düşüncesiyle geldim. ben gitmezdim.
0
deartheodosia
(14.01.25)
kız arkadaşını önden yolla, sensiz pişman olacak ve orayı beğenmeyecek bence ve geri dönecek, bi süre pusuya yatardım :) Finlandiya onun için de çok zor bi seçenek değil mi?
0
damba
(14.01.25)
Finlandiya neden?
Saydigin seyler daha cok sosyal devlet yani diger eu ülkelerinde de olan seyler.
200k brüt demissin.
65k€ yapiyor yillik. Öyle bir maas finlandiya‘da da bulursun merak etme.
0
sonsuz
(14.01.25)
O kadar imkansahibi ve maasi ben alsam finlandiyayi turkiyeye getiririm kardeş neden gideyim
0
Zetnikov
(14.01.25)
finlandiya'nın neresi, turkiye'nin neresi? helsinki tabii ki çok kötü bir opsiyon değil ama diğer şehirleri soğukla birleşince istanbulla filan kıyaslanacak yerler değil. geberirisiniz sıkıntıdan ki helsinki bile yani eh. hayattan ne beklediğinizle, burda ne yaptığınızla alakalı. hoş oyun oynayıp yemek siparişi veriyorsanız sürekli nerde olduğunuzun pek bir önemi yok.

sosyallik açısından fin toplumu biraz kendi arasında kapalıdır da ayrıca. ciddi göçmen de var.

müstakbel eş uzmanlığını yaptıysa ve özel sektörde devam edebiliyorsa ben kalmayı seçerdim. fince filan da dünyada işe yaramaz uğraşılmaz diller.
0
awlmi
(14.01.25)
galiba bi ben gidermişim :d
0
baldan kaymak
(14.01.25)
Neden Finlandiya sorusunun cevabı şey, orada denklik almadan önce bi staj aşaması oluyor ve temel bir maaş veriyorlar. Bir de anlamsız bir dil olduğundan, C1 olanı kabul ediyorlar direkt anladığım kadarıyla. Diğer ülkelere doktor olarak gitmek daha zor sanırım.
0
🌸aguen
(15.01.25)
Abi biraz zor soru. Finlanda olmasaydi daha kolaydi.

Benim finli çalışma arkadaşım var. Oralar sessiz sakin de süper değil. Özellikle iş olanaklari, sağlık vs. Benim arkadaş çok sikayetci oralardan, fransa bile Çok çok daha iyi yani (ki ondan da şikayetçi olan çok).

Harbiden neden illa orası? Hanım oralı mi? Değilse yani trilyon tane ülke var.

Bir de kişiye çok bağlı. Ben hayatta yapamam ne fin insanıyla ne de Finlandiya ile. Kötü olduklarindan değil de akdeniz insanı benim olayim.
0
logisticsmanager
(15.01.25)
“Bir de anlamsız bir dil olduğundan(?) C1 (gayet yüksek bir seviye) olanı kabul ediyorlar direkt anladığım kadarıyla.”
Şu dil konusunu bir gözden geçirin.
0
sibertenik
(15.01.25)
finlandiya'ya hiç gittin mi? nasıl bir hayat var, gördün mü?

ben helsinki'ye gittim, yaşanmaz orada. hayatımda bu kadar sıkıcı, yapacak hiçbir şeyin olmadığı bir şehir görmedim. ki bu bir de başkent. diğer şehirleri hayal bile edemiyorum. yazın bile sokakta hayat yoktu. finler iklimden dolayı evlerinde sosyalleşiyorlar ve kendi küçük dünyalarında, hele hele evlerinde bir göçmeni kabul etmeleri çok zor. enternasyonel bir ülke de olmadığından, minicik bir sosyal çevrenin içine hapsolmaya hazır olun.

oraya arkadaşlarımız göçtü. onların yanına gitmiştik. finlandiya'ya gelmekle büyük hata yaptıklarını söylüyorlardı. sosyal devlet ve iş açısından da iyi bir ülke değilmiş. bir sürü detay anlatmışlardı ama unuttum açıkçası.

çocuk telekom mühendisi gibi bir şey. nokia'da çalışıyordu. iki sene önce işten çıkarıldı. en son belediye şoförü olmaya çalışıyordu. o denli bir kıtlık var, iş bulma konusunda.

işin fince tarafına değinmek dahi istemiyorum. 5-6 yılda hala öğrenememişlerdi ve aşırı zor olduğunu söylüyorlardı.

doktor olarak yurt dışına gidilecek çok daha iyi avrupa ülkeleri var. zorsa zor, çabalayın upğraşın, başka bir ülkeye göçün.
0
sir gawain
(15.01.25)
hocam aynı sekilde ingiltereye tasındık. finlandiya dilden ve izole olmasından ötürü biraz daha zorlayıcı. özelden yazın detaylı konusalım.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(15.01.25)
Oradan biriyle evlilik yapma veya ilişki ihtimali yoksa izole bir hayat yaşarsın. Finlandiya'da bir Türk olarak Türk gibi yaşamak birçok yönden sorunlu. İleride çocukların daha da ciddi sorun yaşar.

Finlandiya'da parayı da bulamayacaksın.

Ne için gidilir? İnsani gelişmişlik ve sosyal ilişkiler. Türk bir aile olarak sosyal açıdan izole olunacağı için şahsi fikrim bu durumda gidilmez
0
wd40
(15.01.25)
koş.
0
kimlanbu
(15.01.25)
Turkiyede ic savas cikcak fps oyunlarinda iyiysen kal
0
lapaz
(15.01.25)
Kiz arkadasinin Finlandiya'ya kabul edilecek kadar donanimli olmasina mi sasirayim yoksa senin ayda 200k kazanmana mi..

Sahsen ben olsam kizdan ayrilir, Amerika'ya göçerdim.
0
feastofthedamned
(15.01.25)
Hanımlar beyler, neden ayrılayım evlenmeyi planladığım insandan biraz mantık ya :D

Bir de amerika'ya asla gitmem. Beni hiç çekmiyor, kültürel olarak da uyumlu olduğum bir ülke değil.

Danimarka vs. ya da ingiltere olsa mesela daha sıcak bakardım ama ingiltere'de IT sektörü içler acısı. Çok ileri seviye bir kurumdaki arkadaşım bile 8 aydır iş arıyor maaş düşürmeden başka yer bulamadı.
0
🌸aguen
(15.01.25)
Ben de herkes kesin git demistir diye geldim ama buyuk yanildim. Birkac yillik gecici birsey olmadiktan sonra bence gidilmez. Finlandiya'ya romantik dusuncelerle cok olumlu bakiyordum. Finlandiya olmasa da Hollanda'ya geldim. Az cok tanidigim, akrabam da var, ona ragmen patladim. Geldigime pisman degilim ama uzun sure kalacagimi sanmiyorum.
0
mbond
(15.01.25)
yazdigin kriterler tuhaf. bence ulkeden ziyade kafayi degistirmen lazim. cunku insan gittigi yere kendisini de goturuyor. bu evhamlarla gidersen mutsuz olup geri donme ihtimalin %99 diyorum. bir turk icin ispanya'da yasama zorluk seviyesi 4 ise finlandiya 9'dur. kultur, iklim, adaptasyon hayvan gibi problemler varken yemeksepetini, amazonu falan dusunmeni kastediyorum.
0
buenosdias
(15.01.25)
@mbond, göcün modasi gecti.
0
sonsuz
(15.01.25)
6 yildir Almanyada yasayan benim icin bile cevaplamasi zor bir soru cunku asiri kisisel.
SIzin durumunuzda Turkiyeden ayrilmak icin cok guclu bir neden olmasi lazim.Ben mesajinizda o nedeni goremedim. Kuzey Avrupa iklimi olsun, insani olsun dili olsun adapte olmasi diger Avrupa ulkelerine gore daha zordur diyebilirim.Cevre ile iliskin nasildir bilmiyorum ama yasam coskunu bile kaybetme riskin var eger gitme nedenini kafanda tam oturtamadiysan.Oncelikle maddi olarak daha iyi olmayacaksiniz bence.

Yerinizde olsam 1 ay izin alir Finlandiyada etrafi gezerdim.
0
turkuaz
(15.01.25)
Ülke değiştirmek sanılanın 10 katı zor bir iş. Hele bir de bizim gibi kaostan nordic,baltic vs. güneşsiz ülkelere gelmek daha bir fantastik değişim istiyor. Ancak bu kişiye bağlı bir geçiş.

Dolayısıyla bu kişinin kendi tercihi olmalı, eş sebebiyle istemeyerek gidersen kız arkadaşı zaten geçtim, orada mutsuz olursan ki başta dünyanın en güzel yerinde de olursun malum kuş ve altın kafes, ilişkiniz bundan çok etkilenir. Bu kolay bir yük değil. ancak abi yemeksepetini negatif yazmak nedir allahısen yada yurtdışı siparişi pozitiflemek ne.
wolt.com yani al yemeksepeti hatta iyisi kim yok diyor. Çok basitten bakıyorsun bu işe.
0
wallcan
(15.01.25)
Bence giden insanların YouTube videolarını izleyin ve tartın. Gittikten sonra sorun etmem dediğiniz şeyleri sorun edebiliyorsunuz. Bu kesin sorun olur dedikleriniz sorun olmayabiliyor. Erkek arkadasım yanıma gelmek konusunda %100 eminken sonradan baska ulkeye gecemez misin ben o dili ögrenemem demeye basladı ben de ona da uygun olabilecek ulkelere bakmaya basladım. Yazan herkes haklı, gorundugunden daha zor ve kotu hava psikolojiyi cok etkiliyor.

Kız arkadası onden yollamak da mantıklı. Ben erkek arkadasımdan once onden gittim ama ona hic uymayacagını gorunce alternatiflere bakmaya basladık.
0
jazzabel
(15.01.25)
yemeksepeti konusunda linç yemişim :D onunla anlatmaya çalıştığım, türkiye'de yemek diyoruz geliyor, evim temiz olsun diyoruz temizlikçi geliyor; özel hastanelerde vip hizmet görüp işimizi hallediyoruz vs.

bunların olmayacağının farkındayım. ve böyle bakınca bence gerçekçi bir eksi.

finlandiya'ya hiç gitmedim ama beni çekmiyor. belki de gidip görmek lazım ama verdiğim örnek ülkeler danimarka veya ingiltere gibi multicultural değilmiş gibi geliyor. giden insanların "bura çok güzel" diye anlattıkları şeyler çok basit çok küçük geliyor.

öte yandan kendi arkadaşlarımın 80%i falan hollanda/ingiltere dağıldılar. bir ikisi hariç mevcut yaşam kalitem daha yüksek olduğu için gitmedim.
0
🌸aguen
(15.01.25)
turkiye'de rahatim yerinde diye daha bu yasta yurtdisina tasinmamazlik etmezdim, daha cok genc oldugumu dusunur turkiye'nin toparlanmasi icin en iyi ihtimalle 10-15 yil gerektigini goz onune alirdim. bununla beraber, yasamdan ne beklediginiz cok onemli, su anda sizi rahatsiz eden bir durum yoksa muhtemelen zaten yurtdisina gidip gitmemek sizi pek degistirecek bir sey degil. ben 10 yil once bile turkiye'nin geldigi halden epey rahatsizdim.

bununla birlikte ikinizin de anladigim kadariyla daha ayak basmadigi, sevip sevmeyeceginizi bilmediginiz bir ulkeye gemileri yakip gitmek sacma. C1 cok ciddi bir dil duzeyi bu arada. Almanca mesela b2 sinavi ile c1 sinavi arasinda daglar kadar fark var, oyle b2yi biraz gelistirdim c1 aldim denecek bir fark degil - bence - . arkadasinizin fincesi hangi seviyede su anda? gidip biraz gormek, belki 1-2 ay kalmak daha mantikli bir secenek. ve bu 1-2 ay yazin ortasinda degil kis aylarinin ortasinda olmali.

yillik 65kEuro brut isinizde iyiyseniz alinmayacak bir sey degil +1
0
kassiopeia
(15.01.25)
Uemeksepeti/Amazon siparisi konusunda linc yemekten ziyade, benim anladigim kadariyla arkadaslarin dedigi, "baska ulkeye tasinmak veya tasinmamak icin bunlardan daha buyuk nedenlerinin olmasi lazim yoksa pisman olursun" seklinde. Ya bir sebepten Turkiye'den kesin gitmek istemen, veya yeni ulkeye bir sebepten asiri ilgi duyman falan lazim ki sende bunlar yok.

Bircok kisi Finlandiya'nin kulturel icedonuklugunu yazmis ki bu ne kadar yazilsa az. Avrupa standartlarinda bile son derece dislayici bir toplum olmasiyla meshur, Almanlari akdeniz insani gibi gosterir kiyasla o derece.

C1 konusu da bahsedilmis. Vatandaslik icin sinav yapiyorlarsa o C1 ciddi bir C1'dir, eksi sozlukte herkesin yersen C1 ingilizce bilmesi gibi bir sey degildir. Zorlugu da Ingilizce'yle Ispanyolca'yla falan kiyaslanamaz. Bir de mesela bir yabanci Turkiye'ye yerlesse herkes onunla habire Turkce konusur, iste konusur, asansorde konusur, pazarda konusur vs istemsiz olarak pratik yaptirir. Finlandiya'da bu olmayacak ve kafayi kirip her gun saatlerce ugrasmadikca kayda deger bir Fince ogrenemeyeceksin. Bu abartiliyor gibi gorunse de gercek.
0
hot potato
(15.01.25)
yurtdisina cikmayi dusunen arkadaslara iki tavsiyem var

1 - gideceginiz ulkenin dilini iyi bilmeniz lazim, cok iyi. yoksa zir cahil muamelesi gorursunuz, bocek kontenjanindan disari cikmanin manasi yok.

2 - alacaginiz maasin ortalamanin ustunde olmasi lazim, yoksa surunursunuz.

bu ikisini de finlandiya'da yapabilecegini sanmiyorum, o yuzden benim cevabim net olarak GITME.

Turkiye'de senelik 2.5milyon maasi birakacak adamin yurtdisinda senede bunun 4-5 katini yapmasi lazim ki degsin. o da 300-350bin dolar maas demek. bunu da sana verebilecek tek ulke var, USA.

"kosarak git", "buyuk firsat", "gitmezsen salaklik edersin" falan romantik cevaplar, romantizm de karin doyurmuyor.
0
cooperr
(15.01.25)
Tekrar yorum yapiyorum bilet al git gez insanlarla selamlas bi kahvesini fln icin oranin bakalim

Ama uzun kalmaya calis 1 hafta dayanamayacaksin yada asik olcan bilemeyiz bence en mantiklisi bu

Cunku sen hevesli gozukuyorsun bizi dinlemezsin sincik
0
Zetnikov
(22.01.25)
(21)

Çocukken izleyip derinden etkilendiğiniz sahne/film/dizi

kullanicadi
Var mıydı?25 yıl sonra "Şeker Kız Candy'deki Anthony neden öldü ki:(" düşüncesi ile aniden gelen melankoli perileri sordurttu bu soruyu :/ çoook ağlamıştım bana ne oluyorsa.. Terry Grandchester gelince unuttum ama Anthony'yi sdfasdfBir de çok betimleyemicem fena oluyorum hala ama küçük emrah ve hama
Var mıydı?

25 yıl sonra "Şeker Kız Candy'deki Anthony neden öldü ki:(" düşüncesi ile aniden gelen melankoli perileri sordurttu bu soruyu :/ çoook ağlamıştım bana ne oluyorsa.. Terry Grandchester gelince unuttum ama Anthony'yi sdfasdf

Bir de çok betimleyemicem fena oluyorum hala ama küçük emrah ve hamamböcekli film diyip susayım...
0
kullanicadi
(14.01.25)
Ben de Terry gibi bir küheylanın attan düşmekle ölmesini aşamıyorum, 30 sene oldu.
0
sekizdokuzon
(14.01.25)
Anthony pardon.
0
sekizdokuzon
(14.01.25)
Sahnede kullanılan renk paletini de hatırlıyorum; cayır cayır kırmızı, siyah, koyu turuncu. İnanılmaz travmatik bir sahneydi.

Bir de bununla kıyaslanamaz ama küçük İbo'nun yengesini aşığıyla yatakta basma sahnesi var: icdn.ensonhaber.com
0
sekizdokuzon
(14.01.25)
Bende zaman etkisinden etkilendim, aşamadım.

Su akarken herşeyi bırakıp kenara çekildiğinde zaman akar. Senli ya da sensiz. Öneminin olmadığının, toz tanesi olduğunun kanıtı. Gerçekten mi? diye düşünerek 1 yıldır deniyorum. Ve gerçekten aşamadığım şey gerçek.

Filmlerdeki derin psikolojik mesajların insanları etkilediğini ancak görünür etkileri geç çıktığı için farkedemediğimizi düşünüyorum. Soru o kadar kaliteli ki bu arada, duyuruda böyle kaliteli bir konuya değinildiğini belki yıllardır ilk kez görüyorum. Bir cuma gecesi sabaha kadar konuşulası. Bravo.
0
baldan kaymak
(14.01.25)
Mumya evinde kız kurtulmak için mazgaldab parmağını çıkarıyordu, psikopat katil parmagini kesiodu

Bı de asıl tendonunu makasla ...
0
abuzer
(14.01.25)
amerikan filmlerinden biriydi, bir tane cocuk filmi vardi, ari sokmustu, vefat etmisti. iste o.
0
Coma
(15.01.25)
Allah'in belasi Chucky
0
freedonia
(15.01.25)
Sinemada izlediğim ilk film Tarzan'dı 1999-2000 civarı olması lazım. Filmin sonunda baba goril ölünce hüngür hüngür ağlamıştım 3-4 yaşındaydım. O zamandan beri animasyon filmlerde ekstra duygusal oluyorum. Normal filmlerde pek duygulanmam, animasyonlarda en ufak şeylerde ağlarım shdhdh

Bi de Pokemon'da Ash'in butterfree'si pembe bi dişi butterfree bulup ash'ten ayrılıyodu. Çocukken bu sahneyi izleyip yatağa gidip ağlaya ağlaya pokemon şarkısını söylemiştim hshshs

Harry Potter'ın ilk filminde Profesör Quirrell'ın kafasının arkasındaki Voldemort da baya korkutmuştu beni. Gece uyuyamamıştım sinemada izlediğim gün ahaha
0
nundu
(15.01.25)
ilk bilinçli ve hüngür hüngür ağladığım film braveheart idi. william wallace ın bruce un ihanetini öğrendiği ve yine wallace ın "özgürlük" diye bağırdığı anlarda gerçekten hıçkıra hıçkıra ağlamıştım. çok etkilemişti :D
0
lüzumsuz adam
(15.01.25)
arı mayanın annesini kaybedip hep onu araması. eşek arılarıyla takıldığı bir bölüm vardı sanırım hayal meyal hatırlıyorum arı mayayı zorbalıyorlardı çocuk aklımla çok ağlardım o bölüme.

bir de türkan şorayın bir filmi vardı çocuğuna kalp pili arıyordu kalp pili diye kalem pili satıyorlardı türkana tüm parasını alıp. sonra doktorlar türkana ne bu cahillik vs diyorlardı orada da çok ağlardım
0
Hallegadola
(15.01.25)
canım kardeşim
uçurtmayı vurmasınlar
a nightmare on elm street

anthony sahnesinde ablamlar derinden etkilenmişti :)
0
gabe h coud
(15.01.25)
canım kardeşim
uçurtmayı vurmasınlar

Korku gerilim olarak,
Merdiven altindakiler filmi mukemmeldi ama cok yusuflatmisti

Birde Kucukken klozet vardi konusan seninyicem fln yapan o yüzden wc ye gidenemistim yalniz uzun sure
0
Zetnikov
(15.01.25)
alacakaranlık kuşağının dizisi vardı trtde. bir bölümde bir ailenin başına evlerinde acayip şeyler geliyordu, depremler vs gibi çok kaygı vericiydi. ama sonra aslında bir kızın oyuncak evi olduğunu anlıyorduk. yani oyuncak ev ama insanlar da gerçek gibiydi. sanırım biz kimin oyuncak evindeyiz acaba sorusunu sordurttuğu için çok etkilenmiştim. 35 sene filan olmuştur, hala ara ara aklıma gelir.
0
red g
(15.01.25)
Hayalet Gemi sanmistim ama sanirim degilmis. Sene 2005 veya oncesi, Findikkale Turizm'in Giresun-Istanbul seferinde gece gec saatlerde bir film actilar. Balo sahnesi var, dans ediyorlar vs, ses duyamiyorum tabii, neyse bir duzenek kurmuslar birileri, metal bir ip gibi birsey var, onu serbest birakiyorlar, butun pistin uzerinden zart diye geciyor ve dans eden herkes ikiye bolunuyor vs.
0
mbond
(15.01.25)
Fatma Girik tabi ki, kartalin cocugu kaptigi film.
Bir de aysecik olabilir, kadin tasi bebegi yapmisti, sonra denize atiyordu falan.
neler izlemisiz :D
0
Ley
(15.01.25)
Psycho yüzünden belli bir yaşa kadar evde kimse yokken duşa giremezdim.
0
mutekebbir
(15.01.25)
Cevaplar kümülatif travma etkisi yaşattı, bazılarını unutmuştum hatırladım:))

@Ley Fatma Girik Boş Beşik :(( en çok bunu hatırlayınca üzüldüm
0
🌸kullanicadi
(15.01.25)
Bermuda şeytan üçgeni.
0
Amaranta ursula
(15.01.25)
Cevaplar beni de geçmişe götürdü.
İlaveten, Jaws ve Tarkan'ın ahtapotu yüzünden kıyıda bile tedirgin yüzerdim.
0
auroraaurora
(15.01.25)
@eileengray ayyyyy dur dur ben bu filmi VHS kasetten izlemiş olabilirim!!!

Üvey anne ablaların ayaklarını törpülemek istediğinde şey demişti "kraliçe olunca zaten yürümene gerek kalmayacak" (evil smile)

Beyaz çorapların kanlanma sahnesinde de külkedisinin güvercinleri konuşarak şey diyordu. "ayakları kanıyor gerçek gelin o olamaz"

Ps: o filmden ne kadar etkilendiysem, ayaklarım 39 numara ama bazen modelini çok beğendiğim numarası kalmamış 38 38,5 ayakkabıları satın alıp kendi kendime şey derdim. "kızım boşver kraliçe olunca yürümene gerek kalmayacak" sdfsdad
0
🌸kullanicadi
(15.01.25)
hayvan ciftligi filminde atin ölümü
braveheart - freedom sahnesi.

11-12 yaslarindayken solcu kuzenlerimle izledigimiz filmler.
0
sonsuz
(15.01.25)
(10)

Nasıl Gidiyor?

rock n roll
Anlatın biraz ya, ne var ne yok? :)
Anlatın biraz ya, ne var ne yok? :)
0
rock n roll
(14.01.25)
Yerba mate çayı yaptım şimdi okumam gereken bir makale var. Sanki hayatımda kocaman bir belirsizlik bulutu yokmuş gibi, sanki 1 ay içinde başka bir şehre yine yeniden taşınma ihtimalim yokmuş gibi yaşamaya çalışıyorum. Sen nasılsın?
0
Amaranta ursula
(14.01.25)
Fena değil.

- 2024'ün sonunda bir yanlış yaptım. Onun moralsizliğini hafiften anca atıyorum.
- Bu cuma vize başvurum var, Schengen. Artık uzun versinler. 2 seferdir 6 ay veriyorlar.
0
put it in your appropriate place
(14.01.25)
aşk acısı çekmece. Sorgulayınca cevap da bulamıyorum: Bir kadın nasıl olur da "sen benim canımsın" der o ses tonuyla ve sonra döndüğünde sanki hiç sevişmemişsin gibi arkasını döner gider bilmiyorum. Gerçekten cheater mıydı? Yalancıydı ve inandırdı mı beni? Böyleyse ben bunu 2.kez yaşasam da asla anlamam. Ona da ayrı hayret ediyorum. İşin başka bir tarafında ise içimdeki şeytan diyor ki: "güvendiği yeni biri/birşey olmasa asla böyle stabil olamazdı. Resmi olarak güvenilmemesi gereken biri o." Diyor. Gerçek şu ki bu tür hamleleri hiç anlamıyorum 2 li ilişkilerde. Bu tarafı bok gibi gidiyor özetle.

Dışında sağlık en önemli şey. 2 haftadır canım çıktı hastalıktan. Şimdi bu entry yazarken aklıma geldi. Doktor kontrolüne gitmeliydim. Bari arayayım da doktor nöbetçi ise gideyim. Halime bak, entry olmasa farketmeyeceğim.

Sizin nasıl gidiyor?
0
baldan kaymak
(14.01.25)
Phyton öğrenip derslerde öğrencilere anlatmaya karar verdim, iki gündür huzurluyum.
0
sekizdokuzon
(14.01.25)
Ara tatile girmemize üç gün kaldı. Bir yandan iki hafta tatilim var iş yok diye seviniyorum, diğer yandan benim iki oğlanın da okulu, kursu her şeyleri tatil ben bunları nasıl zaptedicem diye üzülüyorum.
0
kullanicadi
(14.01.25)
İşimle ilgili bir karar vermem gerekiyor hiç istemiyorum.
0
peki madem
(14.01.25)
finlandiya’ ya vize başvurusu yapabildim dün uzun uğraşlar sonucunda, acabasını düşünmeden gelen bir rahatlama var. uzun zamandır başına oturamadığım, yarım kalan baldur’s gate 3 oyun serüvenime devam ediyorum gelen rahatlamayla :v
0
lüzumsuz adam
(15.01.25)
çok bunaldım. iki hafta sonraki halimi merak ediyorum
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(15.01.25)
benim kötü.

hicbir sey yapmak istemiyorum. hayattan bezmislik halindeyim. is yogun, okul yogun, her sey kötü su aralar.

ama düzelir ins
0
sonsuz
(15.01.25)
evliligi sorguladigim, hayatimi komple sorguladigim bir donem, kafamda hep ya bu diyardan gideceksin ya bu deveyi gudeceksin cinliyor, 30 lu yaslari sevmedim
0
tuborg yesili
(15.01.25)
(22)

Seçme imkanınız olsa hangi ülkede yaşamak isterdiniz?

a man alone
Ve seçme nedeniniz nedir?Amerika ve Kanada hariç.
Ve seçme nedeniniz nedir?
Amerika ve Kanada hariç.
0
a man alone
(13.01.25)
Iskocya.
0
Amaranta ursula
(13.01.25)
Arjantin.
Insani güzel, dili güzel, cografyasi güzel
Para ve yasam sartlarindan bagimsiz tabii

Bunlar isin icine girerse de almanya
Trye yakin, cok türk var, ona bağli olarak yemek, ülkeler arasi anlasma falan iyi, isci haklari iyi, maaslar iyi
0
sonsuz
(13.01.25)
Finlandiya.

Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabını okuduktan sonra daha çok istedim. Bir de dünyanın en mutlu ülkesiymiş. Soğuk sevmem ama katlanılamayacak bir şey değil.
0
rock n roll
(13.01.25)
İspanya
0
kisa
(13.01.25)
Londra, İngiltere

On güncük kalmıştım gerçi ama çok ait hissetmiştim. Kuzenim yerleşti daha sonra Ankara Anlaşmasıyla, onun anlattıklarının da etkisi var.
0
kullanicadi
(13.01.25)
Barcelona
0
gabe h coud
(13.01.25)
yurtdışına hiç çıkmadım ama en çok ingiltere beni çekiyor ya. birine söylesem "manyak mısın havası kapalı, sıkıcı" falan der:) ama adamlar her alanda çok iyiler be. özellikle müzik konusunda hayranım.
0
nothing in my way
(13.01.25)
Ülke değil, doğrudan şehir olarak Barcelona. İklim, mimari, yemek, deniz. İspanyolca biliyor olsaydım şansımı denerdim.
0
asteriks
(13.01.25)
berlin, almanya. hayattan bekledigim hersey ve fazlasi var.
0
deckard
(13.01.25)
UK, Londra. Çünkü sektörümden çokça arkadaşım gitti ve gayet huzurlu yaşıyorlar. İkisi vatandaşlığını almanın eşiğinde. O birikim ve güçlü pasaportla buraya dönseler bile rahatlar ki hala sektörde ismini bolca duyduğum arkadaşlar bunlar. Gidebilsem işim şimdiden hazır ama işte olmuyor öyle napalım. :(
0
guitarissimo
(13.01.25)
İspanya. İnsanları medeni, sıcakkanlı,eğlenmeyi seviyor , yemekler iyi.
0
Mistyimage
(13.01.25)
İzlanda.

-Aşırı izole. Göçmen mülteci savaş vs çok uzak gündemdir onlar için.
-Soğuk. Soğuğu severim. Soğukta yaşayan insanların verimsiz işlerle uğraştıklarını görmedim. Sıcak iklim insanı bozuyor. (Bence)
-küresel ısınma belki olumlu anlamda etkiler.
-diğer ada ülkeleri gibi kendine yetebilir. Japonya uk vs. Bağımlı olabileceği ne var savaş vs durumlarda.

Ben hep apokaliptik durumları düşündüm.

İnsan sevmiyorum.

Lüzumsuz iş yoksa mutluluk vardır.
0
help im alive
(13.01.25)
İngiltere. Çünkü futbolu çok seviyorum her hafta maça giderim.
0
mikahakkinen
(13.01.25)
turkiye'de yaşamaktan memnunum. ama yurtdışı olacaksa ispanya'nın güney sahil kentlerini seçerdim. yemek güzel, insanlar eğlenceli ve pozitif, sokaklar canlı, hava güzel, şehirler yaşanası, denizcilik ve yelken kültürü var.
0
awlmi
(13.01.25)
Akdeniz'e kıyısı olan ülkeler. Fransa'dan memnunum.
0
logisticsmanager
(13.01.25)
Secenekler arasindan, lafi bile olmaz, diger ingilizce konusan ulkelerden birini tercih ederdim. Ingiltere, Avustralya, Yeni Zelanda, Irlanda vb. Hem merkezi ve hem buyuk olmasi acisindan Ingiltere ilk tercihim olurdu.
0
hot potato
(13.01.25)
Kimse soylememis tabikide taywan

Çince konusuyorlar sende ogrenir kafadan ber ulkede cok rahat is bulur yada kurarsin bu dili bilirsen

Çin japon kore karmasi gibi bi ülke

insanlari cok iyi yardımsever
Teknolojisi cok iyi sehir japonya ve cin karmasi gibi

Cogu sey ucuz sadece evler asiri pahali

Sahilleri parklari sehrin tasarimi trafikteki davranislar falan harika

Deniz urunler ve bu tarz yemekler guzel

Benim hayalim taywan abi
0
Zetnikov
(14.01.25)
ABD haric demissin ama ben hawaii'de yasamak isterdim. Anakara ABD degil sonucta. Ya da Okinawa'da.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(14.01.25)
Danimarka. Her şeyi güzel valla her gidişimde aşık bir şekilde dönüyorum.
0
aguen
(14.01.25)
Güney Fransa. Sağlıklı hayat, köy hayatı, refah, medeniyet.
0
twelfth
(14.01.25)
Buyuk sehirler haric Turkiye, ama problemli toplumsal iliskilerden dolayi cok tercih edemiyorum.

Bosna-Hersek, guzel ama dil ogrenmek lazim, gelismemisligin dezavantajlari var, yer yer havasi kirli vs. daha da onemlisi bulundugu cografya sikintili, yarin dunya genelinde bir catisma ciksa direk birbirlerine girerler gibi geliyor.

Yunanistan, Bati Trakya, belki kuzeyde pomaklarin yasadigi daglik kesimler daha iyi olabilir. Normalde asiri sevecegim bir yer degil ama Turk nufusu var, ve muhtemelen Turkiye'deki toplumsal sorunlar daha azdir. Ayrica eskiden kasvetli hava sorun olmaz diye dusunsem de, oyle bir yerde yasayinca sorun oldugunu anladim. Yilin cogu kasvetli olan yerlerde yasamak insan biyolojisine iyi gelmiyor. Bu secenekte cocuk olunca Yunanistanin sistemine tamamen dahil olmak zorunda olmasi dusunduruyor.
0
mbond
(14.01.25)
Portekiz ya da Kanada isterdim
0
mirty
(14.01.25)
(22)

Çift Terapisi

rock n roll
Bugün sorulan sorudan aklıma geldi. Kötü giden ilişkinizi düzeltmek için çift terapisine gider miydiniz? Bazen bir uzmandan destek almak gerekebilir. Gözlemlediğim kadarıyla erkekler bu tip konulara daha mesafeli yaklaşıyor. Erkek duyurucular görüşlerinizi merak ediyorum. Genel olarak herkese soruyo
Bugün sorulan sorudan aklıma geldi. Kötü giden ilişkinizi düzeltmek için çift terapisine gider miydiniz? Bazen bir uzmandan destek almak gerekebilir. Gözlemlediğim kadarıyla erkekler bu tip konulara daha mesafeli yaklaşıyor. Erkek duyurucular görüşlerinizi merak ediyorum.

Genel olarak herkese soruyorum. Eşiniz, sevgiliniz gitmese ne düşünürsünüz ve tepkiniz ne olurdu?

Ben giderdim. Sevgilim gitmeyi kabul etmezse beni gözden çıkarmış gibi düşünürdüm.
0
rock n roll
(13.01.25)
Son paragrafınız doğru kabul edilebilir ama özelini tanımadığı birine dökmek bazıları için sancılı olabiliyor. Sadece gözden çıkarmak olarak görmemeli bence, karşı tarafın yardım almasından ziyade bizzat soruna el koyup doğru adımı atmasını bekliyordur belki de...
0
zaman ilac degil insanlar unutkan
(13.01.25)
ben direkt giderdim. yipranma gördügün anda gitmek lazim.
gitmek istemese ona ne cözüm sundugunu sorardim. gitmeyi reddedene ben rastlamadim.

hatta bence iliski iyiyse de gitmek lazim. psikologlari zengin etmeyi severim. dflkjg
0
sonsuz
(13.01.25)
Özelini sokaktan geçen birine anlatmiyorsun ki. Bunun için eğitim almış psikoloğa anlatıyorsun. Hastaneye gidiyoruz, doktora yeri geliyor her yerimizi açıyoruz. Doktor çünkü o, ondan cekinmiyoruz. Psikoloğa da en özelimizi anlatmalıyız bence.
0
🌸rock n roll
(13.01.25)
Teoride evet ama pratikte o olgunluğa ulaşan bir karşı cins olacağını sanmıyorum. Hep saykolara denk geliyorum.
0
gabe h coud
(13.01.25)
@arbre, sen neden gitmezsin?
0
sonsuz
(13.01.25)
İlişkiye başka otoriteler (polis, doktor, savcı,. Müge Anlı) girdiyse o ilişkiden cacık olmaz.
0
sekizdokuzon
(13.01.25)
@gabe h coud

Belki de saykoluk sendedir, farkında değilsindir. Bana hep sayko denk gelse acaba bende bir sıkıntı mı var, neden hep saykoları ben çekiyorum? diye düşünürdüm.

Umarım seni kırmamışımdır ama bazen birilerinin bizi uyarması gerekiyor.

@arbre neden gitmezsin, ben de sorayım?
0
🌸rock n roll
(13.01.25)
giderim. keşke gitsem. keşke gitse.
0
kibritsuyu
(13.01.25)
vay arkadaş, kadın cinayetlerinde “o saatte orada ne işi varmış” tan ne farkı kaldı şimdi.
0
gabe h coud
(13.01.25)
@ gabe h coud

Verdiğin örnek konuyla çok alakasız. Bence sil, bu verdiğin örnek öyle ağıza sakız yapılacak bir söylem değil, çok ciddi ve rahatsız edici.

Bir insana hep aynı tipte insanlar denk geliyorsa orada kişinin kendini bir değerlendirmesi gerekir. Mesela bana hep sayko denk gelse " neden hep ben" derim. Özeleştiri yapmak lazım. Belki benim bir davranışım sinir bozucudur, karşı taraf bana bunu ifade etmeye çalışıyordur ama ben umursamayı bırak, dinlemiyorumdur bile. Saykoya bağlıyordur karşı taraf. Yani demem o ki, sayko demek işin kolayı.
0
🌸rock n roll
(13.01.25)
Unutmayın, ilişki tavsiyesi almaya gitmiyorsunuz, sizde olanı sokratik sorgulamayla terapist çıkarıyor, o da kitaplardan tam olarak okumuyor. Çift terapisinin ne olduğunu erkekler bilmiyor, belki de o yüzden çekiniyorlar ve korkuyorlar?
0
damba
(13.01.25)
Erkeğim. Cevaplayacağım ama bekarım ben, ona göre ciddiye alıp almamak size kalmış.
İlk iş olarak gitmezdim. Bende, sanki açık ve doğru iletişim olduğu sürece hiçbir sorun terapilik olacak kadar çözümsüz kalmaz gibi bir algı var.
Eşim o iletişimi doğru kuramıyorsa belki o işi çözmek için bi uzmana danışabiliriz ama çift terapisi işine ben de çok sıcak bakıyorum diyemem.
Çaresiz kalırsam, belki ancak o zaman.
0
norek
(13.01.25)
@damba

Bence, erkekler çift terapisinin ne olduğunu biliyorlar. Sadece gitmek istemiyorlar. Psikiyatrist ve psikoloğa da gitmek istemiyorlar. Anlam veremediğim şekilde bunu gurur meselesi yapıyorlar.
0
🌸rock n roll
(13.01.25)
erkegim, gittim.
0
deckard
(13.01.25)
Gabe e niye yukleniyonuz abi semasi oyledir adamin. Sema psikolojisinde bihaber hatunlar kendinize gelin
0
lapaz
(13.01.25)
Soeuya yanit, gitmem. Ayrilirim daha iyi. Hatun mu kalmado piyasada
0
lapaz
(13.01.25)
bedava olsa giderdim. ölsem psikologlara para kaptırmam.
0
archmeister8
(14.01.25)
@arcmeister8

Bedava olsa gidiyorsun da paralı olunca neden gitmiyorsun?

Psikologlar dert dinleyerek para kazanıyor diye bir algı var. Psikologlar, bizim arkadaşımız değil, onlar bize sorular sorarak aslında biz farketmiyoruz belki ama bizim hakkımızda, kişilik ozelliklerimizle ilgili bilgi ediniyorlar ve ona yönelik bizim iyilesmemizi sağlıyorlar. Psikolog çok faydalı bir şey. Bir insan kendi için en büyük yatırımı psikoloğa giderek yapar bence.

İlişkim de kötü gidiyorsa çift terapisine giderdim, ama tabi eşimin de gitmesi lazım. Hatta ayrıca bireysel olarak da giderdim psikoloğa.
0
🌸rock n roll
(14.01.25)
gereksiz.
0
deartheodosia
(14.01.25)
Erkegim.Gitmezdim. Eger 3. bir taraftan yardim alinacak hale gelmisse is bitmistir zaten.Duzeltmeye ugrasmak gereksiz.Ne olacaksa olsun diye dusunurdum.
0
turkuaz
(14.01.25)
ben giderdim.

en yakın arkadaşım evliliğinde problemler yaşadı. eşi gitmek istemedi. gerekçesi: "şimdi oraya gideceğim benim ailem hakkında bir şeyler diyecek asabım bozulacak". yani aslında kendisinin ve ailesinin kusurla oldugunu içten içe bilip bununla yüzleşmek istemedi sanırım. sonuç olarak düzeltemediler ve boşandılar.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(14.01.25)
Giderim
0
yuvarlanantencereninkapagi
(16.01.25)
(8)

Hatunlara saç boyama sorusu

muhayyer divan
Selam hanımlarRegl döneminde saç boyanır mı? Saçım epeyce beyazlamış koyu kestane renkli bir saç. Saç diplerim çabucak terlediği için yağlanması da çabuk olur, 3 hfatada dip boyamaya ihtşyaç duyulur hale gelir. Kullandığım boya da saçımın kendi rengine çok yakın tonda, bir ton koyusu galiba. Ne ders
Selam hanımlar

Regl döneminde saç boyanır mı? Saçım epeyce beyazlamış koyu kestane renkli bir saç. Saç diplerim çabucak terlediği için yağlanması da çabuk olur, 3 hfatada dip boyamaya ihtşyaç duyulur hale gelir. Kullandığım boya da saçımın kendi rengine çok yakın tonda, bir ton koyusu galiba.

Ne dersiniz boyayayım mı? Lüzumsuz kimyasala boğulmak istemiyorum ama kendime saygıyı önemsemiyormuş gibi görünmek de istemiyorum. Şaşırdım, ne yapsam??
0
muhayyer divan
(12.01.25)
burdaki hanzolar kadinlara hatun, benim hanim falan diyorlar da sen niye böyle kelimeler kullaniyorsun?

reglde sac boyanir, neden boyanmasin. hasta degilsin. her ay basina gelen bir döngüyü yasiyorsun.
0
sonsuz
(12.01.25)
@sonsuz

Hanım da hatun da Türkçe kelimelerdir onun için kullanıyorum. Kadın da Türkçedir. Onu da kullanırım, bugün canım bunu çekti.

Bu kelimeleri kullananlara hanzo dersen gözümde değerin düşer.

Hasta değilim ama vücudumda hormonal değişimler var, saç boyayı tutmaz deniyor internette, tecrübeleri öğrenmek istedim.
0
🌸muhayyer divan
(12.01.25)
Saç boyamak ≠ özsaygı
Saçınızı kolay şekillendirebileceğiniz bir biçimde kestirip, saç tipinize göre nemini/maskesini/bakımını ihmal etmezseniz hem doğal renginde kullanır hem de bakımlı gözükmesini sağlayabilirsiniz.

Ve "hanım" bir hitap sözcüğüdür. Tamam "bayan değil kadın" ama kadın yerine kullanılan diğer tüm sözcükler düşman değil, yeri gelince (mesela bir grup kadına hitap ederken) hanımlar demek gayet makul, bunun için birbirimizi kırmayalım :)
0
kobuzchu kiz
(13.01.25)
Regl döneminde saç boyanmaması hurafe. Herhangi bir etkisi yok boyanın tutup tutmamasında.
0
auroraaurora
(13.01.25)
bugün boyarsan daha kalıcı olur.

regl olunca neden boyanmıyormuş ki? ilk defa duydum.
0
mathilda.may
(13.01.25)
Regl döneminde beden yağlanması daha fazla oluyormuş onun için boya turmuyormuş gogula göre. Tecrübelerinizi merak ettim ben de.
0
🌸muhayyer divan
(13.01.25)
eşim deneme yanılma yaptı, regl döneminde kesinlikle boyamıyor / boyatmıyor.
0
Improbable
(13.01.25)
@improbable

Çok teşekkür ederim.

Sormamın sebebi, her boya muhakkak bir miktar yapay kimyasal içeriyor, saç tutmayacaksa o kimyasalla zaten yorgun ve yağlanmış karaciğeri daha fazla yormayayım dedim.

@kobuzchu kiz

İçinde bulunduğum iş çevresi için dış görünüş her şey. Dış görünüşün şahaneyse muazzam bir sanatçı sayılabiliyorsun, o şekilde. Onun için görüntüyü biraz önemsemeye uğraşıyorum, yapı olarak tam tersi insanım maalesef... İşim beni eğitiyor...
0
🌸muhayyer divan
(13.01.25)
(7)

Airfryerların 3310’u nedir?

hadi ya la
Geçen sene her gün airfryer kullanırdım ve yeni evimde çok özlüyorum. Xiaomi’nin en basit modeli vardı.Özellik ve büyük hacim aramıyorum. Kriterlerim:- Bozulmasın, Toyota Corolla veya Nokia 3310 gibi olsun.- Uygun fiyatlı olsun.- Güvenilir marka olsun, bu da gıda güvenliği ve garanti için.Aynısını d
Geçen sene her gün airfryer kullanırdım ve yeni evimde çok özlüyorum. Xiaomi’nin en basit modeli vardı.

Özellik ve büyük hacim aramıyorum. Kriterlerim:

- Bozulmasın, Toyota Corolla veya Nokia 3310 gibi olsun.
- Uygun fiyatlı olsun.
- Güvenilir marka olsun, bu da gıda güvenliği ve garanti için.

Aynısını da alabilirim, ama bu sırada kaçırdığım ve çok yutulan bir model varsa onu da önerebilirsiniz.
0
hadi ya la
(12.01.25)
PHILIPS HD9270/90-91 Airfryer XL Essential 6.2L
0
sonsuz
(12.01.25)
Turbo fırın al yahu airfry nedir?
0
topkapiaksaray
(12.01.25)
yaklaşık 2.5 senedir kullanıyorum. asla pişman olmadım. iyiki almışım.

www.trendyol.com
0
dedim ben sana
(12.01.25)
amzn.eu

İki yıldır sorunsuz kullanıyoruz ama ben susayım, 110.000 yorum konuşsun.
0
zaman ilac degil insanlar unutkan
(12.01.25)
airfrierların en sağlamı cosori marka olanı
0
nahtoderfahrung
(12.01.25)
Filibis xl ve cosori
0
primetime
(12.01.25)
Bende de cosori var 2.5 yildir, memnunum.+1

Ama patlama hikayesi var, ekşiden okuyun başlığını. Birde tr garantisi yok.
0
Amaranta ursula
(12.01.25)
(7)

artık 50 bile genç ama 30 yaş neler için geçtir mesela? biraz da bunu

mark greg sputnik
konuşalım. yani evet kimse zaten ben öldüm bittim demeyi istemez, GLOBALLEŞEN DÜNYAMIZDA TEKNOLOJİK GELİŞMELER vs derken gerçekten de 50-55 yaşında bile çok güzel yaşamak hatta zirveyi görmek mümkün oldu. eskiden 30 yaşındaki insanlar bir ayağı çukurda muamelesi görürdü, şimdi hayata yeni başladıkla
konuşalım. yani evet kimse zaten ben öldüm bittim demeyi istemez, GLOBALLEŞEN DÜNYAMIZDA TEKNOLOJİK GELİŞMELER vs derken gerçekten de 50-55 yaşında bile çok güzel yaşamak hatta zirveyi görmek mümkün oldu. eskiden 30 yaşındaki insanlar bir ayağı çukurda muamelesi görürdü, şimdi hayata yeni başladıkları varsayılıyor ya da en azından bu konuda eskisi kadar toplum baskısı veya olumsuz görüş yok. eyv.

AMA mesela 30 yaş için "artık senden geçti" denecek neler vardır sizce? olabildiğince objektif şeyler istiyorum bu arada yani yoksa 80 yaşında dil öğrenip çeviri yapan da var, illaki olmaz değil. örneğin profesyonel sporcu olmak gibi şeyler. tabii illa bu kadar spesifik/objektif olmasına gerek yok, genel kaideler de olabilir. demek istediğim fazla şahsi ve yorum niteliği olmasın.

örneğin ben saf zeka anlamında bundan iyiye gitmeyeceğimi düşünüyorum. daha tecrübeli, "akıllı", kültürlü, bilgili vs. olabilirim ama beynim çalışma kapasitesi olarak daha iyiye gitmez gibi. mühim kısım artık geliştirmekten ziyade gerilemesini yavaşlatmak gibi geliyor bana.

bunun gibi şeyler soruyorum. hatta yeteri kadar cevap gelirse işte diğer duyurucular "O GONUYU YANLIŞ SÖYLÜYON" diyerek verilmiş cevapları da belgelerle, bilimsel verilerle çürütebilirler.
0
mark greg sputnik
(11.01.25)
Ben hiçbir şey için geç olmadığını düşünüyorum. Kendimden yola çıkarak söylüyorum bunu. 40 yaşındayım ama 30 yaşımdaki zamanlarıma göre daha genç hissediyorum. Bedensel ve zihinsel olarak daha güçlüyüm. Özgüvenim daha yüksek.

Aslında tamamen sana kalmış kendinle ilgili şeyler. Mesela, bir önyargı var. Yaş ilerledikçe fiziksel görüntün senden 10 yaş küçük insanla aynı olmaz gibi. Bunu örnek olarak verdim. Spor yaparsan, kendine bakarsan sen kendinden 10 yaş küçük kişiden daha iyi durumda olursun. Bu senin çabanla alakalı. Ben 10 yıl önceki halimle şu anki halimi kıyaslayamam mesela. O yüzden geç kaldığın bir şey yok. Herkesin hayat yolculuğu farklıdır. Hem dış görünüş, hem düşünsel anlamda benim için zirve yaşlar 30'lu yaşlarımın sonu ve şu anki zamanlarım.
0
rock n roll
(11.01.25)
Sporcu olayini soylemissiniz zaten, bazi sporlarda 30 yasindan sonra profesyonellik zor. Futbol, yuzme gibi. Bunun disinda aklima bir de dil ogrenmek geliyor. 30 yasindan sonra yepyeni bir dili akici da konusabilirsin ama ana dil seviyesine yaklasmak calismakla bile zor.
0
mbond
(11.01.25)
gece hayati olmaz.
uyusturucu, sigara , alkol her sey 30 yasina kadar btimesi lazim.
bunlara genc bir vücut dayanabilir ama 30dan sonra aldigi damagelar kalici olur. erken yatip erken kalkmak lazim. 30+ kimyasal takviye almadan partileyen kimse yok.

ögrenme kisminda eger odak ve imkan varsa herkes yapabilir diye düsünüyorum. dil de ögrenirsin, is de, meslek de her sey olur.

30 yasinda bir de artik hata yapmaman lazim. lisede, 20li yaslarin basinda sevgilini aldatirsin, arkasinin arkadasiyla sevgili olursun falan. hani o suursuzluk böyle hatalar yaptirir. deneyim de olur hatta, bisiler ögrenirsin. ama 30'lu yaslar, böyle seyleri hic kaldirmiyor.
0
sonsuz
(11.01.25)
Fiziki aktiviteler haricinde gec kalınan bir durum olamaz
0
mirty
(11.01.25)
rock n roll arti 1
2 hayatin olsaydi,birisini 30-40 yas arasi duzenli spor, duzgun beslenme, minimuma yakin kotu aliskanlik (alkol-sigara-uyusturucu-fast food-abur cubur)ile digerini de tam tersi bir sekilde gecirseydin 40 yasina geldiginde aradaki daglar kadar farki gorurdun. o yuzden dogru ve dengeli yasamayi bilmekte fayda var.

30 yasinda sonra hayvan gibi de kas yapabilirsin, bir dili de native seviyesinde de ogrenebilirsin ama bunun icin ciddi manada azim ve kararlilik gerekli. arti hayat tarzi. evli ve 2 cocukluysan bunlari unut mesela.
0
baldur2
(12.01.25)
32den selamlar, enerji ve hevesini, degisen cevreni asla geri getiremiyorsun. Ise ilk basladigim 20li yaslarimda tum gece partileyip ertesi sabah 9da isin basinda olabiliyordum, simdi evden calismama ragmen genelde ertesi gun is varsa aksam gec yatmali program beni carpi *10 yoruyor.

Herkes artik hayatini belli cerceveye oturtmus oluyor evlilik cocuk vs standart seyler, arkadaslarinla paylasimin ister istemez bu eksende kisitli kaliyor, sen digerlerinden farkli bir sey yapmak istediginde kac yasindasin artik tepkisini cok fazla aliyorsun.
0
tuborg yesili
(12.01.25)
Mühendis, Diş Doktoru, gibi acayip teknik meslekler yapabileceğini sanmıyorum 30 yaşından sonra. Buna Hukuk da dahil. Yapan var mıdır? Olsa bile illa ki yapan kişinin bir temel ve altyapısı vardır.

Yüksek lisans yaparken bankalarda üst düzey yöneticiyken akademiye geçip üniversitede akademisyen olan bir hocamız vardı.

- ...derken gerçekten de 50-55 yaşında bile çok güzel yaşamak hatta zirveyi görmek mümkün oldu.

+ yani evet ama bu biraz imkanlar doğrultusunda söz konusu. Karadeniz bir şehrinde hiçbir şey memnum olmayan, sürekli problem ile sorun çıkartan kronik hasta bir anne ve çok az yardım eden, dırdır eden alkolik bir babayla uğraşan bir tanıdığım var misal. Adam bunlarla uğraşmaktan hayatı kısıtlanıyor. 45 yaşında en az 5 senesi böyle uğraşmakla geçti ve geçiyor.


Benim hayatım çalışmaya başlıktan sonra değişmeye başladı. Lise tamamen asoysal ve utangaçtım. Üniversitede genellikle öyleydim ama az olsa bile sinemaya gidiyordum, kendimce bir şey yapmaya çalışıyordum. Çalışmaktan başladıktan sonra zor zamanlarımda oldu, psikolojik destek aldım ama bunu kendim isteyerek yaptım. Annemin ve babamın haberi olmadı birkaç sene terapiye gittiğimden. Hayatım Istanbul'un bir iki ilçesi ve köye gidip gelmekten ibaretti ama bunun ötesine geçtim. Bunu yapmam totalde 17 senemi aldı. Dikkat etmem gereken gene çok şey var. Yine de hayatımı güzelleştirdim ve geliştirdim.

Benle benzer şartlara ve imkanlara sahip olan bir tanıdığım bunu yapamıyor mesela. Hayatını güzelleştiremiyor.
0
put it in your appropriate place
(12.01.25)
(18)

Göçmen filmleri önerisi

bisorumvardı
Önceki sorumda yol filmi tavsiyesi istemiştim, çok iyi öneriler gelmişti keyifle izledim. Şimdi de göçmenlik, göçmen olmak, yolda olmak, yabancı olmak üzerine film tavsiyesi istiyorum. Ama crime'dan daha çok dram olsun. Şimdiden thanx.
Önceki sorumda yol filmi tavsiyesi istemiştim, çok iyi öneriler gelmişti keyifle izledim. Şimdi de göçmenlik, göçmen olmak, yolda olmak, yabancı olmak üzerine film tavsiyesi istiyorum. Ama crime'dan daha çok dram olsun. Şimdiden thanx.
0
bisorumvardı
(10.01.25)
Benim listem var bununla ilgili:
La promesse- Söz g.co
Même si tu vas sur la lune/ Ay'a gitsen bile (belgesel)
Gitmek: Benim Marlon ve Brandom g.co
Sınır Çiti (belgesel) www.populersinema.com
Kefernahum
Bir de Haneke'nin La cache gibi birkaç filminde arka temada goc, göçmenlik temaları var.

Listemde Otobüs (1974) var. Nasipse bu akşam izleyeceğim.
0
Amaranta ursula
(10.01.25)
District 9
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(10.01.25)
grimavi
(10.01.25)
o zaman başka bir film arayalım. suriyeli iki yüzücü kızın almanya'ya iltica etmesi konulu bir film
Anladım, belki de "Yüzücüler" (The Swimmers) filmi arıyorsunuz. Bu film, 2022 yapımı ve Suriye'den kaçarak Almanya'ya iltica eden iki kız kardeşin hikayesini anlatıyor. Film, gerçek olaylardan esinlenmiş ve Yusra Mardini'nin hayatına dayanmaktadır. Yusra, olimpiyatlarda yarışan bir mülteci yüzücü olarak bilinir.

diye bir sohbetimiz oldu Copilotla.

İki zenci çocuğun İspanya'ya iltica etmesi konulu çok güzel bir film vardı. Biri başarabiliyordu. Onu tarif ettim. Bulamadı :(
0
Mirket
(10.01.25)
fremde haut
0
Phoebe
(10.01.25)
Bread and roses
0
strawberry first
(10.01.25)
Angst essen Seele auf
Sin Nomber
Dedemin Insanlari
0
sonsuz
(11.01.25)
aşk, mark ve ölüm (belgesel, türkiye-almanya, 2022)
la promesse +1 (belçika 1996),
gene dardenne'lerden tori and lokita (belçika 2022),
the cyclist (orijinal adı bicycleran, iran 1989)
the other side of hope (finlandiya 2017)

ben bu 5'ini çok severim ama daha da izlemek isterseniz şunlar da önerilebilir:

le havre (finlandiya 2011),
io capitano (italya 2023, mirket'in bahsettiği film bu olabilir)
ali: fear eats the soul (almanya 1974),
flee (belgesel, danimarka 2021),
otobüs (türkiye 1974)
0
semaforo de medianoche
(11.01.25)
Almanya acı vatan
0
strawberry first
(11.01.25)
biutiful
0
nothing in my way
(11.01.25)
merhaba. the beastes/as bestas (2022). tarifinizden "yolda olmak" kısmını karşılamıyor, gerçek bir hikaye, çok iyi film.
0
libertine
(11.01.25)
13 tzameti
0
mark greg sputnik
(11.01.25)
lo capitano
0
deartheodosia
(11.01.25)
40m2 almanya
0
Phoebe
(11.01.25)
Aglamak icin:
Dancer in the dark

Klasiklerden (tom hanks basrol):
The Terminal

Post-apocalyptic dunya ve yolculuklu:
Children of Men

Cogunlukla tek mekan survival tarzda:
Nowhere
0
ermanen
(11.01.25)
Petzold un ‘Transit’ i
0
lüzumsuz adam
(11.01.25)
Şöyle bir şey gördüm bu sabah ve epey kapsamli bir liste. Aklıma bu duyuru geldi.
datawrapper.dwcdn.net
0
Amaranta ursula
(24.02.25)
Adu
Godfather Part II
La Promesse +1
Gegen Die Wand
Incendies
Lilja 4-Ever
The Old Oak
0
auroraaurora
(24.02.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.