Giriş
(12)

artık büyükşehirlerde ömrün sonuna kadar devam eden evlilikler

limoncello
kalmayacak mı? herkes patır patır 3-5 sene sonra boşanıyor. ne düşünüyorsunuz?
kalmayacak mı? herkes patır patır 3-5 sene sonra boşanıyor. ne düşünüyorsunuz?
0
limoncello
(23.03.17)
Buyuksehirlerle alakasini kuramadim durumun. Mutsuz bir birliktelik olacaksa, hrr gun kavga, huzursuzluk bilmem ne mutlu ayri iki insan tercihim olur.
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(23.03.17)
O kadar boşanan olmasına rağmen hâlâ evlenenler var. Hata burada asıl.

Ve insan hep daha iyisini ister. Bunun farkında değiller.
0
mandalina kokusu
(23.03.17)
bence de yürümeyecekse yürümesin ki bundan önce de devam eden evliliklerin çoğu muhtemelen toplum aile baskısı kadının ekonomik özgürlüğü olmaması, boşanmış insanlara özellikle kadınlara toplumun olumsuz bakışı vs. gibi endenler yüzündendir
büyükşehir derken küçük şehirlere göre toplum ve aile baskısı daha az olabileceği için insanlar daha kolay boşanma kararı alabilir. sorum zaten bizim ülkemiz sınırlarını kapsıyor.
ayrıca boşanmanın da mutsuz bir evlilikten kötü olduğunu düşünmüyorum zaten.
0
🌸limoncello
(23.03.17)
günümüz evliliklerinin erken bitmesiyle ilgili şöyle bir yanılgı olduğunu düşünüyorum: millet zannediyor ki 50 sene önce herkes çok mutlu olduğu için ayrılmıyordu. bence öyle değil. o dönemlerde toplumsal durumlar/konumlar gereği ayrılmak o kadar kolay değildi. şimdi insanların elinde bu özgürlük var. konu illaki sevginin azalması, seçeneklerin çoğalması vs. değil.

ben bi şey düşünmüyom valla, uzun vadede sadece "umarım mutlu ve düzgün bi evliliğim olur" diyebiliyorum. evlenmesem sığır gibi yaşarım çünkü, ben o kadar güçlü ve dirayetli biri değilim maalesef. hayatımda uğruna uğraşabileceğim biri olmadığı sürece pek dikiş tutturamıyorum. o açıdan evlenmeyi isterdim ama işte düzgün bi evliliğim olsa iyi olur, yoksa hatun terk edince yine mala bağlayıp intihar etmeye falan kalkarım neme lazım bu yaştan sonra ölmeyek. mutlu olan evli kalsın, memnun olmayan önce ilişkisini kurtarmayı denesin olmuyosa da ayrılsın herkes mutlu olsun nabalım. hakkımızda hayırlısı.........
0
der meister
(23.03.17)
evlenme kararını da boşanma kararını da kadınlar veriyor. evlenenler çocuk yapmak için evleniyor boşananlar da adamı beğenmeyip çocuk yapmaktan vazgeçtikleri veya zaten yeterince çocuk yaptıkları için boşanıyor.

boşanma oranının azalması için erkeklerin evlilikte çocuk yapmak dışında da bir fonksiyon üstlenmesi lazım. mesela gayet büyükşehirde yaşamalarına rağmen zengin adamların karıları asla boşamıyor:)
0
sherbert
(23.03.17)
sosyal medya sağolsun.
0
tughan
(23.03.17)
insan evlenirken cok, bosanirken az düsünmeli. bizde tam tersi oluyor. az bile boşanma orani.
0
thewizardofearthsea
(23.03.17)
birbirini seven, cinsel hayatı iyi giden ve parası olan çiftler boşanmaz.
maddi sıkıntı ilişkiye büyük darbe vuruyor.

konuya maddiyattan girme nedenim, büyük şehirlerin pahalı ve yaşam şartlarının daha ağır olması.

ama 3-5 yıl sonra boşanılan evliliklerde maddi sıkıntıların da rolü olduğu gibi, hayal kırıklığı da etken bence.
eskiden insanlar hayal kırıklıklarını sineye çekebiliyorlardı.
şimdi bir arada kalmak için bir neden yok.
herkes kendi parasını kazanıyor, kimse kimseye eskisi kadar muhtaç değil.
yürümüyorsa ayrılıyorlar.

ama en başında yanlış nedenlerle ve yanlış şekillerde evlenmek en büyük sebep zaten.
bu nedenlerin ve şekillerin içinde geçim zorluğunun gözle görülür olması, sevgi olmayan şeyleri sevgi zannetmek, egoyu beslemek ve/veya inat uğruna evlilik için diretmek, evliliğin sonuç olduğunu zannetmek, evliliğe kapağı atmanın işi kurtardığını sanmak, uyumsuzlukların düzeleceğini düşünmek, aile kurmak için değil evlenmiş olmak için evlenmek, özgürleşince kendini bilememek, ailelerden kopuk olmak, "çok moderniz" ayağına abuk subuk ve rollerin karıştığı bir ilişki kurmak gibi şeyler var.

bir de, "yürümezse boşanırım" kafası çok tehlikeli.
evlenirken bunu düşünen insan boşanır.
ki artık çoğu insan böyle düşünüyor.

ama evlilik aile kurmak demek.
her gün uyandığında ilk göreceğin insanın o insan olması demek.
çocuğunun annesi/babası olacak demek.
onun annesine anne, babasına baba diyebilmek demek.
onun annesi babası yaşlandığında, gerekirse sorumluluklarını almak, bakmak demek.
yaşlandığında, hastalandığında ona bakmak demek.
banka hesaplarını birleştirmek demek.
beraber aç, beraber tok kalmak demek.
ultra düzeylerde fedakarlık yapabilmeyi göze almış olmak demek.
annenden babandan daha yakın biriyle, onlarla olandan (çoğu zaman) daha yakın bir ilişki içinde olmak demek.

kolay değil.
bunları düşünmeden evleniyorlar.
ilişkide daha bunun çeyreğine yaklaşamadan evliliğe geçince olmuyor.
bütün bunların üzerine büyük şehirlerdeki yaşam şartlarını da eklersek zaten geriye başka bir şey kalmıyor.
0
blatta hiberna
(23.03.17)
@blatta hiberna bu kadar sayınca korktum, ben hayatta evlenemem o zaman. evlilik aile kurmak demek mi gerçekten aya da illa anasına babasına anne-baba demek zorunda mıyız? sürekli akraba ziyareti mi yapılacak? buraya kadar çok korkunç gözüktü
0
🌸limoncello
(23.03.17)
içgüdülerimiz ve kalbimiz olduğu sürece hep evleneceğiz ve üreyeceğiz..

ama beynimizi doğru şekilde kullanmayı bilmediğimiz sürece hep de boşanacağız ya da başka birini bulmak isteyeceğiz.

kahrolsun yeni dünya düzeni!!!
0
redeath
(23.03.17)
kimse demek zorunda değil elbette.
ama aşağı yukarı herkes için standart olan şeylerden bahsettim.
annesine babasına anne demek zorunda olmadığın gibi, kendisi zaten annesiyle ya da babasıyla görüşmüyor da olabilir.

sonuçta herkesin yaşam tarzı ve ilişki şekli farklı.
ama genele baktığında, bir evlilik içinde beklenen ya da evlilik dediğinde anlaşılan, hatta biraz da olması gereken şeyler bunlar.

banka hesabını da birleştirmeyebilirsin mesela.
ama sonuçta paranın hesabını birlikte yapacaksın.

annesine anne, babasına baba demezsin, x teyze, y amca dersin, ama her bayramda ziyaret etmek zorundasındır.
ya da çocuğunun babaannesi/anneannesi-dedesi olduklarından bir şekilde görüşmek zorundasındır.
sevimsiz insanlar da olsalar saygıda kusur etmemen gerekir.

yani o listedeki bir şeyler çıkabilir, yerine yenisi gelebilir ya da değişebilir.
ama aşağı yukarı bu.
0
blatta hiberna
(23.03.17)
geçtiğimiz günlerde istanbullu 80-85 yaşlarında bir kadın bana öğüt veriyordu "artık evlilikler beni aldattı, bana vurdu diye bitiyor, olur mu öyle, aldatırsa aldatsın, dövdüyse dövsün. affedeceksin". yorum yapmadım konuştu da konuştu, çok mutsuz bir evliliği olduğunu düşündüm. evlilikler bu mantık yüzünden bitmiyormuş.
0
pinkpeony
(23.03.17)
(4)

kivircik saclar icin sampuan, bakim urunu, krem vs.

baldur2
kivircik uzun saclarim var arastirmalarima gore toni guy and john frieda fark ettiren markalar olarak one cikiyor. daha guzel ve saglikli olmasi icin hangi markayi ve hangi serileri tercih etmeliyim? tavsiyeleriniz nelerdir?
kivircik uzun saclarim var arastirmalarima gore toni guy and john frieda fark ettiren markalar olarak one cikiyor. daha guzel ve saglikli olmasi icin hangi markayi ve hangi serileri tercih etmeliyim? tavsiyeleriniz nelerdir?
0
baldur2
(23.03.17)
dove şampuan ve bakım kremi kullanıyorum. gayet sağlıklı ve güzel saçlarım.
0
fragile lady
(23.03.17)
sampuan bakiyordum ben de, bu rossmann daki 7 bitkili sampuandan aldim, cok ovuluyor diye. ilk izlenimlerim olumlu, guclendi saclar, daha az dokuluyor. tavsiye ederim.
0
jimicik
(23.03.17)
john frieda kullandım kesinlikle memnun kalmadım. bukleler birbirine yapıştı, ağırlaştı böyle. canlı ve havalı duran saçlarım murat kekillinin saçı gibi oldu :(

toni guy ın seasalt spreyi baya efsane ama
0
kulakligin calismayan teki
(23.03.17)
organix

tarak girmez seviyede kıvırcık saçımı elektriklenmeden yumuşak taranır hale getirdi
0
sherbert
(23.03.17)
(21)

Kadınlarda aşk(partnere olan) ile orgazm sayısı/şiddeti doğru orantılı mı?

hasmetizm 2046
Aşk takıntıları bundan mı?
Aşk takıntıları bundan mı?
0
hasmetizm 2046
(22.03.17)
Bence orantılı.
0
beni taniyan yok bu sehirde
(22.03.17)
her zaman değil ama evet genelde öyle.
0
senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine
(22.03.17)
Değil. Fiziksel beğeni ve cinsel kimya önemli olan.
0
devilred
(22.03.17)
her aşık oldugunla iyi seks olmuyor, her iyi seks aşk gerektirmiyor.

aşk takıntıları bundan mı sorusunu duymamis olayim. bu ufacik soru şunlari düsündügünü ortaya koyuyor.

1- kadinlarin aşk takıntısı var.
2- aşk takıntısı kötü bir sey.
3- aşk takıntısı anlaşılmaz bir durum / belki aptalca. hicbir sebebi yok. acaba bundan mı?
4- kadınların hepsi tek bir kocaman monolitik bir grup. bireysel olarak hicbir farklari yok. bütün kadınların bütün aşk takıntılarını çözmek icin orgazm sayisina bakmak yeterli.
5- orgazm sayisi/siddeti güzel birseydir. takıntı olsa olsa bundan olur.

kafayi degistir bebegim. bu kafa ile cok zor.
0
thewizardofearthsea
(22.03.17)
Kadınlar seks yaparken daima başkasını düşündüğü için farketmiyor o an kimle seviştiği aşık olduğu falan.
0
Playground Love
(22.03.17)
Aşk kolay birşey olmadığı için, herkes arıyor, anca arıyor yani :D

Bulmak lüks.

Bunun orgazm ile alakası vardır mutlaka. Ama partner kötüyse yine orgazm olamayacak kadın.

Bence olay tamamen çekim ile alakalı. Cinsel çekim şart.

Aşk değil de ten uyumu arayanlardanım ben. Kadınlar da bunu biliyor ve artık ten uyumu arıyorlar
0
MaNOfTheYear
(22.03.17)
Asuman Krause diyor ki:

Dert etme aşk bulur kendi yolunu. Ellerimle kazmam ben kendi kuyumu. Bilmeliyim önce huyunu suyunu. Sonra çok önemli tenimizin uyumu.

Son cümle önemli.

Ayrıca @thewizardofearthsea'ye +ONYÜZBİNMİLYONBALONCUK
0
Lim5
(22.03.17)
aşık olunca sekse korkuyorsun, ya kötü olursa korkusu fena.

aşıkken seksin berbat olması lanetli gibi hissettirir insana.

her zaman olmuyor yani.
0
senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine
(22.03.17)
Tam değil; bir milyon parametre var. Örneğin, bilmemkaç aydır, vb. sevişilmemişse ilk sevişmede sayı, şiddet coşuyor ama daha iki saat önce seviştiğin ve aşık olduğun adamla pek bir şey olmaz.

thewizardearthofthesea haklı ama bir iki açıklama yapayım. Sevgilim olmayan bir insanla sevişmedim ama artık aşkın bittiği ve ayrılma aşamasına geldiğimiz sevgili ile seviştim. Tercih ya da bilinçli değil, öyle denk geldi. Genelde sevgilim oldu. Aşık olmadığım insan tahrik etmiyor, atıyorum, vücudu güzelse 'Aferin, iyi yapmış. Tebrik ederiz, yola devam' deyip geçiyorum. Tahrik etmiyor. Islanmayınca da zaten sevgilin olsa ayrı kötü sevişme, sevgilin olmasa da ayrı kötü. Islanması için ancak uzuuun süre seks orucu tutacaksın, kendine de dokunmayacaksın, için düdüklü tencere gibi fokur fokur kaynayacak, da ancak yoldan geçen bir insan yürüyen organ olacak gözünde.

Bir de hoşlanmak da değil, diyelim sevgilim yok, aş-şırı uzun süre oldu ve artık duvarlarda koşmaya başlayacağım. Öyle bir durum olmuyor, onu da açıklayayım. İstek bir anda geliyor ve o an hallolmazsa çok uzun süre dayanmıyor; iki saat bilmmenereye git, birini bul, konuş, birinin evine gidilsin, onun performansı nasıl olacak, 'Ay o bacağımdaki kıl tanesi mi' diye kafaya takacağım, karşıdakinde STD var mıdır ya da 'Ya pencere dönemindeyse ve haberi yoksa' diye düşüneceğim, tahrik geri kaçacak, yeniden tahrik olmak için içeceğim, adamın sonrasında manyak çıkıp çıkmayacağı belli değil, onu kafaya takacağıml; değmez ki! O an gelmişse ve işyerinde falan değilsem, o an olacak o! Sen çıldıracaksın ve o an aşık olmadığın biri hazır ve de nazır olacak, senin kafanda hiçbir soru olmayacak ya da etik hiçbir engel olmayacak, hepsi o an denk gelecek ki aynı şiddeti alasın. Yıl oldu 2017; kendi kendini canının istediği an rahatlatmanın üçbinbir yolu var. Vücudunu tanıyorsan ve nereye ne istediğini biliyorsan, performansı iyi bir aşık kadar iyi olabiliyor. Hiçbir şeyle uğraşmıyorsun, kafaya takmıyorsun. Tüm sinirini alıyor ve pamuk gibi oluyorsun. Ondan sonra da 'Dünyada savaşlar neden var ki, oysa barış ne güzel' diye pespembe bir kafa ile dolanıyorsun, temiz.

Tabii, 'Aşık olayım da sevişeyim' bir modern kadın düşüncesi. Aşık olmadan sevişen kadın da modern de; Afrika kabileler belgeselelerinde bulan bulduğu ile çöküp sevişiyor.

Sonra aşık olduğun kişiyle güzel olmayabilir, sen aşık oldun diye sevişme güzel olacak diye bir kural yok; ten uyumu çok çok çok önemli. Her şey hüsranla da sonuçlanabilir. Yani, sadece aşık olmak da yetmiyor. Dolayısıyla, şiddet middet de yalan olabilir her an.

İşin mekanik kısmı her türlü oluyor ama duygusal kısmı olmayınca biraz yavan oluyor. Yani, çok güzel bir yaprak sarması gelir, heyecanlanırsın ve sonra da 'Sarma diye tedim ama çok da güzel olmamış. Şimdi anamınki olsa da yalana yalana yesem' dersin ya, öyle oluyor. Mekanik kısmı tamam ama karşındaki ile bir olmak çok daha güzel, çok daha bütünleyici ve cinsel bölgeler dışında ön beyni de tatmin edici bir şey. Bu arada cinsel bir konuda annemin sarmalarını kullanıp konuyu iğrençleştirdiğim için kendimi takdir ettim.

Bir de Playground Love'ın yanlış tespitini açıklayayım. Başkasını düşünme kısmı külliyen yalan. Kadın solo ya da çift sevişirken bir şey düşünmüyor, düşünemiyor. O an yanındaki insandan iyice uzaklaşıyorsun. O arada bir şey düşünmeyi başarabilen kadın varsa tebrik ederim, bayağı bayağı tebrik ederim. Herhangi birini düşünmekle 'Sevişirken ben aynı zamanda muhasebe programı için kod yazabiliyorum ve alfa testini yapabiliyorum' aynı şey. Nereye düşünüyorsun başka birini. Düşünme mekanizması o an iptal, yok. Düşünebiliyorsa tahrik yok demektir bana göre. Zaten dünyaya dönünce 'Aaaa, sevgili de buradaymış meğer. Ne zaman geldin sen' oluyorsun, sonra da 'Aaa doğru ya, sen buradaydın' oluyorsun kısa zamanda. Bilmiyorum, mekanizması başka olan kadın varsa, söylesin. Ben de öğrenmiş olayım.
0
aychovsky
(22.03.17)
Evet orantili. Erkegin omuz genisligi ile bile orantili.
0
stavro
(22.03.17)
@aychovsky sadece son paragrafı okudum yine destansı uzun yazmışsın da yani neden bu kadar abartmak? gri'nin 50 tonunu okur gibi oldum, içindeki tanrıça da zirveden yuvarlanıyor mu? anlatsana biraz, dünyaya dönmek falan derken :/. Tamam zevkli de bu kadar abartmayın nolur ya, yapmasak inancaz :D tebriklerini de mesajla iletebilirsin, bazen düşünmem ama bazen düşünceler gelir aklıma gayet de düşünürüm, bir başkasını düşünen kadınlar da tanıyorum ayrıca çok olmayacak bir şey değil. Ten uyumunun %100 uyumlu olduğu, aşık olduğun, her sevişmede inanılmaz zevk aldığın birisiyleyken bile seks sırasında bir şey düşünebilirsin, bu da gayet normal.
0
beni taniyan yok bu sehirde
(22.03.17)
büyük oranda evet.
ama olmadığı durumlar da olabilir.

thewizardofearthsea'nin de dediği gibi.
her aşık olduğunla iyi seks olmuyor, her iyi seks aşk gerektirmiyor.
ama hem aşıksan, hem de seks çok iyiyse, o zaman da onun önüne kolay kolay bir şey geçemiyor.
0
blatta hiberna
(22.03.17)
@beni taniyan yok bu sehirde Başka kadınları alındırmak ya da çok çılgın seks hayatım olduğu için yazmadım. 50 shades'lik için değil ya da tamamen zevk için değil, atıyorum gıdıklanırken ne kadar düşünebilirsem, sevişirken o kadar düşünebiliyorum ben. Biri beni gıdıklarken zevk almıyorum, tam tersine acı çekiyorum bayağı. Yoksa, işin orgazmla şiddetle ilgisi yok. Gerçekten düşünemiyorum. Ya da o milisaniyelik hapşırma anında ne kadar düşünebiliyorsam, o kadar düşünebiliyorum. Ya da yere düştüm ve bileğimi çok kötü burktum diyelim. O an acıdan başka bir şey hissedemiyorum, gözüm kararıyor ve çevremi algılayamıyorum. Sevişmede de, gıdıklanmada da, hapşırmada da gözüm kararır, çevreyi algılayamam ben, o anlık koparım ben. O anlar annem gelse tanıyamam. Sevişmenin etkisi biraz daha uzun sürmesi.

Genelleyici yazmam kötü olmuş ama bunu kendimi genellemek için yazmadım. Psychology Today'de okumuştum birkaç yıl önce. Onda da bu durumu anlatıyordu. O yüzden genellemeyi yapma cüretinde bulundum. Demek ki yanlış bir genelleme imiş, özür dilerim.
0
aychovsky
(22.03.17)
kadının sevişirken başka bir şey düşünmesi onu olaydan ve ortamdan koparıyor, bu konuda aychovsky'ye katılıyorum.

yani ya oradasın ya da değilsin.
o sırada başka bir erkeği düşünmek de, alışveriş listesi yapmak da aynı etkiyi yaratıyor bende.
olaydan koparsam, geri geldiğimde birden bire, "ne yapıyoruz? bu adam neden kendi kendine tepinip duruyor?" falan gibi bir kafaya sahip oluyorum.
ondan sonrası da, "bitse de gitsek"e dönüyor.
hoş değil.

o yüzden zaten erkeğin asıl becerisi, kadını olaya angaje edebilip, süre boyunca orada tutabilmesidir bana göre.
ilgiyi ayakta tutabilmesi belki diğer her şeyden daha önemli.
çünkü monotonlaştığı anda, sağa sola bakarken halının deseni bile dikkatimi dağıtabiliyor mesela.
ki dikkati dağınık biri değilimdir.

bu durumda, duyuruyla bağdaştıracak olursak, aşık olduğun insanlayken dikkatinin daha zor dağılması da olaya biraz yardımcı oluyor diyebiliriz.

bunun dışında, kadının aşk takıntısı başka birçok nedene bağlı.
bir ilişkide kadının en önemli motivasyon noktası değerli ve öncelikli olmak.
erkeğinki de yeterlilik.
yani yeterli hissetmediği anda ya dışarı yöneliyor ya da gidiyor.

kadınlar olarak doğa gereği ilgiye, alakaya, sevgiye, şefkate ihtiyaç duyuyoruz.
çünkü hayatı oradan işliyoruz ki, çocuk da büyütebilelim.
çocuk ilgiyle, sevgiyle, şefkatle büyür.

verdiğin bir şeyi, almak da istersin.
bunu bulmanın en güvenilir, sağlıklı ve kolay yolu da aşk.
bir erkek ancak aşık olduğunda ilgili, sevgi dolu ve şefkatli olabiliyor.
normalde öyle olan da vardır elbette, şimdi herkese duygusuz muamelesi yapmayalım da, hani kadının bir ilişkide bunu hissetmesinin en kısa yolu aşktır diyelim.

bununla birlikte seks de iyi olursa, o zaman zaten önceki cevabımda da dediğim gibi, aşk da besleniyor, ilişki de.
çark gibi yani, birbirini döndürüyor.

kötü seksin aşkı bitirdiği ya da soldurduğu da bir gerçek sonuçta.
0
blatta hiberna
(22.03.17)
Yok alındığımdan dememiştim, yani biz de niye yok böylesi vay arkadaş değil bahsettiğim şey, bence oluru bu kadar da belki o sana dünyaya dönmek gibi geliyordur bilemiyorum.

Herhangi bir şey düşünmemeyi hadi bi nevi anlarım da, ilk yazdığımda unutmuşum bahsetmeyi, sevgilinin varlığını unutmak gerçekten çok abartı geldi, bireyseldir bi şey diyemiyorum tabii herkesin olaylara verdiği tepkiler farklı olabilir neticede. Bir de Psychology Today'deki o yazıyı okumadım fakat mesela psikoterapist Esther Perel sık sık kişilerin seks sırasındaki dikkat dağılmalarını ve konsantre bozukluklarını tahrik eksikliğiyle ilişkilendiriyor, sen de kendi durumunla birleştirip bu sonuca varmışsındır belki. Ayrıca özürlük bir şey yok estağfurullah efendim.
0
beni taniyan yok bu sehirde
(22.03.17)
öncelikle cevaplar için teşekkürler. aydınladım ekstra konularda da. konuyu kişisel tecrübelerime göre sordum, seks tanrısı değilim, seviştiklerim de normal insanlar. genelleme yapmak için değil bilgilenmek içindi soru. tekrar teşekkürler, sevgiler.
0
🌸hasmetizm 2046
(22.03.17)
Aşk + seksin iyi olması için gerekli diğer tüm etkenler cepte ise, evet.
Etkenlerden birinde sıkıntı olsun, o iş sıkıntıya girebilir ama.
0
manuel mandalina
(22.03.17)
Çok acı ama benim için evet.

Bazı kadınlar için hayır

Genel olarak ise hatunun g noktası kulaklarında (ona güzel şeyler sööle)
0
isimmisimyok
(23.03.17)
Hepsinde değil.
0
arnold schwarzeneger
(23.03.17)
kadınlar toplumsal genel geçer ahlak yargıları/kalıpları yüzünden iyi seviştik beaaahhh, ama hakkat iyi seviştik diyemediği için çok aşıktım/aşığım/seviyorum moduna girip en başta kendini, sonra adamı kandırıyor. daha doğrusu her iki tarafta ne olduğunun gayet farkında ama bu rollerden ne erkek ne kadın sıyrılamıyor genel olarak, herkes rolünü oynuyor. aynı kalıplar yüzünden seks hayatında gerçekten içinden geldiği gibi davranamadığı, kendi bedenini yeterince tanıyamadığı, bedeniyle barışamadığı için zaten türk kadını çok az orgazm oluyor veya hiç olmuyor.

bunu halledebilen, üstünde kafa yoran kadınlar bu kalıplara ihtiyaç duymuyor.

aşk+ten uyumu+karşılıklı şeffaflık varsa mis gibi yaşar orgazmlarını.
0
Phoebe
(23.03.17)
aşık olunan dönemde hem kadında hem erkekte en net gözlemlenen değişim dopamin miktarındaki artıştır. dopamin arttikça kendisi gibi uyarıcı bir başka nörotransmitter olan norepinefrinde artışı tetikler. aşık olmayı takıntı haline getirenlerde bir tür uyarıcı madde bağımlılığı olduğu düşünülebilir anfetamin gibi. ani sonlanan ilişkilerde terk edilen kişide görülen belirtiler de uyuşturucu kesilmesi yaşayanların haline benzer zaten. birkaç kez gerçek anlamda aşık olmuş insanların bu bağımlılığı geliştirmesi anlaşılabilir bence.

cinsel istekte ve dolayısıyla alınan zevkte artış konusunda da, dopamin artşı testosteron seviyesinde artışa neden olur. Hem norepinefrin hem testosteron için cinsel isteği artırdığı söylenebilir. bu nedenle aşık olduğumuzda daha heyecanlı ve daha fazla zevk alınan, akılda kalan cinsel birliktelikler yaşayabiliriz.

biyolojik olarak bunların hiçbiri kadın ve erkekte farklılık göstermez.
0
sherbert
(23.03.17)
(6)

cüzdan önerisi

carabelli
merhabalar;yaklaşık 3-4 senedir aynı cüzdanı kullanıyorum. biraz eskidi ve sıkıldım. deri, küçük, kredi kartı ve para için bir cüzdan arıyorum. var mıdır öneriniz? bütçe: çok boku çıkmadığı sürece sınırsız28, E. Teşekkürler.
merhabalar;

yaklaşık 3-4 senedir aynı cüzdanı kullanıyorum. biraz eskidi ve sıkıldım. deri, küçük, kredi kartı ve para için bir cüzdan arıyorum. var mıdır öneriniz?

bütçe: çok boku çıkmadığı sürece sınırsız

28, E. Teşekkürler.
0
carabelli
(20.03.17)
Ben tergan kullanıyorum tavsiye de ederim fiyatlar öyle ucuk değil. Matras derler ama ben çok beğenmiyorum matras i
0
all girls dream
(20.03.17)
(bkz: secrid)
0
bellbane
(20.03.17)
guess
0
sherbert
(20.03.17)
Aka cüzdanlara bakabilirsiniz.
0
fyodor fyodorovic
(20.03.17)
@sherbet su anli cuzdanim guess baska bir marka bakayim diyorum

@bellbane cok begendim
0
🌸carabelli
(20.03.17)
Drop fold.
Tomarla nakit taşımıyorsanız şahane. Ama yok ben cüzdanımda en az 10 banknotla dolaşırım diyorsan uymaz.
0
dijalli
(21.03.17)
(4)

"Hassasiyetinizi rica ederiz"

dessy
Bu ifadeyi en doğru nasıl söyleyebiliriz İngilizce? Adamlardan kibarca hassasiyet rica edeceğiz çünkü pek kale almayan bir tutum içerisindeler.
Bu ifadeyi en doğru nasıl söyleyebiliriz İngilizce?

Adamlardan kibarca hassasiyet rica edeceğiz çünkü pek kale almayan bir tutum içerisindeler.
0
dessy
(27.02.17)
"thank you for your co-operation"
0
for the record
(27.02.17)
sherbert
(27.02.17)
"We would appreciate it if you would …" kalıbını kullanmalısın. Noktalı yere hassasiyet kelimesini getirmelisin. Ben hassasiyetin ingilizcesini buraya uygun bulmadığım için yazmadım.
0
iddaaci
(27.02.17)
www.quora.com
•I appreciate your consideration
•your consideration has not gone unnoticed
•Your consideration means a lot, thank you
•The consideration you have shown means so much
•I really appreciate your consideration sir /mam
•Your consideration is very much appreciated
0
jimicik
(27.02.17)
(9)

Protein tozu

docrivers
Bu protein tozlarinin aroması vahiy yoluyla mı geliyor . Bakiosun 1gr karbonhidrat 0 seker falan ama o aromalar nasıl olusuyot ben anlamıyorum
Bu protein tozlarinin aroması vahiy yoluyla mı geliyor . Bakiosun 1gr karbonhidrat 0 seker falan ama o aromalar nasıl olusuyot ben anlamıyorum
0
docrivers
(24.02.17)
sentetik tatlandırıcı
0
sherbert
(24.02.17)
sakarin gibi düşün
0
purple rain
(24.02.17)
Protein tozlarında aspartam kullanılıyor tatlandırıcı olarak, aspartam da enerji içermeyen tatlandırıcılardan. Kalorisi yok. O nedenle karbonhidrat olarak değerlendirilmiyor.
0
angelus
(24.02.17)
Abi aspartam dan daha zararlı ne var dünyada . Kısaca tozlara aromayı katan şeyler leş gibi ürünler
0
🌸docrivers
(24.02.17)
Adamlar keyiflerinden katmıyor ki, kullanıcı öyle istediği için katıyor. Tatlandırıcı olmadan protein tozu kullanan çok yok, tatlandırıcı olmayan protein tozları da var ama tercih eden çok olmadığı için çok satılmıyor. Bir de protein tozunda servis başına 1 gram şeker düşüyor, halbuki günlük hayatta tüketilen diğer ürünlerde bunun kaç katı kullanılıyor kim bilir. Salçada bile aspartam var. Protein tozu bu bakımdan çok masum kalıyor.
0
angelus
(24.02.17)
haftada 5000-6000 miligram sentetik testosteron hormonu alan var (normal bir erkek 40-50 miligram üretir)

bu adamlar protein tozunun içinde ki tatlandırıcıya bakar mı?

mesela: youtu.be
0
aat bh
(24.02.17)
Aslında tuzsuz lor peynirinden her türlü ev yapımı, isteğe göre tatlı tatsız, aromalı aromasız shake yapılır, tozuna filan gerek kalmaz ama ben bulamadım tuzsuz lor peyniri :( belki bilen varsa satan bir yer önerir diye buraya not düşeyim.

Bu arada protein tozundaki 1 gr karbonhidrattan bile kaçan arkadaşlara obsesif spor yaşamlarında mutluluklar dilerim (zaten uzun sürmeyecek :)
0
otonomo
(24.02.17)
@docrivers @angelus

protein tozu zararlı demiyorum fakat protein tozu alakalı bir şey söylenirken devamlı daha kötü bir şey üzerinden örnek veriliyor, bu da onun iyi bir şey ya da zararsız bir şey olduğunu kanıtlamıyor maalesef :(
0
dereotu
(24.02.17)
olm manyakmısın nükleer reaktörde bile plütonyum var, protein tozunda tabiki aspartam olucak asafuasf
0
Bowie
(24.02.17)
(8)

rimel

astrid
Hanimlar, en memnun kaldiginiz rimel?
Hanimlar, en memnun kaldiginiz rimel?
0
astrid
(01.02.17)
max factor false lash effect
bonus: star wars serisi
0
zenc
(01.02.17)
maybelline Falsies
0
innerbliss
(01.02.17)
sephora outrageous curls
yves rocher vertige longueur
0
theseachange
(01.02.17)
essence lash princess
0
shotgunwoman
(01.02.17)
Rimel takıntısı biri olarak, gerçekten deli para harcamanıza gerek yok.

Maybelline inanılmaz iş görüyor.

Takma kirpik etkisi yaratan, yoğun kirpik görünümüne sahip olmak istiyorsanız Maybelline Volum Express veya siyah kapaklı olanını deneyin.
0
dessy
(01.02.17)
chanel-inimitable asla topaklanlanmıyor ve yok gibi hissediyorsun
0
sherbert
(01.02.17)
Dior'dan Essence'a kadar ne varsa aldım. İnternet üzerinde öve öve bitiremedikleri Lancome'lara bilmem nelere dünya para da verdim, laf olsun diye ambalajını beğendiklerimden de aldım.

Çıkan sonuç şu ki rimelin markası neredeyse hiçbir halta yaramıyor. Fırçasına bak. Genelde tuvalet fırçası tipinde kocaman fırçalı olanlar daha güzel sonuç veriyor. Formülü çok katı olanlar sürülmüyor, sıvı olanlar kuruyana kadar sıkıntılı oluyor. Bir de plastik fırça tercih etme derim. En ucuzunu al, Essence 8.99'a 150 liralık Chanel'le aynı işi gören ürünü satıyor zira.
0
offred
(01.02.17)
L'oreal Mega Volume Collagen 24H bu aralar favorim. ama en çok duyduğum rimel maybelline black drama. bu bitince ondan alıcam.
0
sanguine mcqaer
(01.02.17)
(13)

Durup durup her yerden engelleyen eski sevgili

hayaatt
7 senelik ilişkimiz vardı ve onun beni terk etmesiyle sonuçlandı. Yaklaşık 4 ay oldu, bu süreçte neler çektiğimi bir ben bir allah biliyordur. Sormak istediğim şöyle bir konu var,Bundan 1 ay kadar önce kız facebook'ta arkadaşlıktan çıkardı. O güne kadar tek bir mesaj bile göndermemiştim. Bunun üzeri
7 senelik ilişkimiz vardı ve onun beni terk etmesiyle sonuçlandı. Yaklaşık 4 ay oldu, bu süreçte neler çektiğimi bir ben bir allah biliyordur.

Sormak istediğim şöyle bir konu var,

Bundan 1 ay kadar önce kız facebook'ta arkadaşlıktan çıkardı. O güne kadar tek bir mesaj bile göndermemiştim. Bunun üzerine dayanamadım mesaj attım, nedenini sordum. Doğru dürüst bir açıklama yapmadı. Whatsapp'tan vs. yeri geldiğinde haberleşebileceğimizi söyledi. Tamam dedim ben de.

Bugün ne yapıyor ne ediyor diye bir bakayim dedim ve fark ettim ki kız beni hem facebook, hem whatsapp her yerden engellemiş.


-Kıza ne mesaj ne herhangi bir şey atmadım. Atmayacağımı da kendisi biliyordur.

-Kız sevgilisi olsa bile sosyal medyadan paylaşmayacak biri,
Sevgili yaptı ondandır teorisi çürüyor haliyle.

-Sürekli stalklıyorken(ki yapıyor biliyorum), beni her yerden engelleyerek bunun önüne geçmeye çalışıyor olabilir mi?

Bayanlar ve baylar, olay nedir?
0
hayaatt
(30.01.17)
Bence seni görmemek için yapıyor. Bir karar almış, bu onun içinde çok zor bir karar tabii, şimdi de o kararını uygulamaya koymaya çalışıyor.

Senin içinde iyi olmuş bence. Bakmamak, görmemek süreci biraz hızlandırır.

Bu arada engeli kaldirabilir, sonra yine engelleyebilir falan. Olacaktır böyle dönemler. Anlayışla karşılamakta yarar var. Kolay bir şey değil.
0
atalet momenti
(30.01.17)
Seni görmemek için yapmıştır+1
0
kaymaktutmayansicaksut
(30.01.17)
Bunu buralara yazdığına göre asıl merak ettiğin şey sana dönmeyi isteyip istemediği, haksız mıyım?

Her ihtimal olabilir, aynı örneği yaşadım ve her seferinde sebebi farklıydı ya da ben öyle sanıyorum. Hele bir tanesi beni facebook'tan silip whatsapp profil fotoğfarını simsiyah yapmıştı. Şimdi normalde burada ne düşünürsün? Kız yas tutuyo beni unutmak istiyor diye düşünürsün değil mi? Bir haftaya kalmadı kızın yeni sevgili yaptığını öğrendim.

Bir başka eski sevgili (daha uzun süreli) ise beni her yerden zaten silmiş olmasına rağmen birden engelledi. Eğer arada bilmediğim hikayeler gerçekleşmediyse benim dikkatimi çekmeye çalıştı. Bir süre sonra konuşmaya başladık hatta şu anda benim olduğum şehire geldi ve görüşüyoruz.

Kısacası üzerine çok düşünme bence, içinden çıkamazsın.
0
tughan
(30.01.17)
yeni sevgili yapmıştır. facebookta arkadaşları arasında görünmen yeni sevgilinin hoşuna gitmez diye kaldırmıştır whatsapp kalsın diye düşünmüştür. ama sonra belki yeni sevgili kıskanç bi tipse sen mesaj atarsın telefonda öbürü görür falan diye korkup ordan da engellemiştir.
0
sherbert
(30.01.17)
meşhur kız whatsapp grubundan tavsiye gelmiştir engelle diye o da her yerden engellemiştir.
0
masa penisi
(30.01.17)
sevgili yaptı ondandır teorisi çürümüyor bence
0
cekilmis gayfe
(30.01.17)
-Sürekli stalklıyorken(ki yapıyor biliyorum), beni her yerden engelleyerek bunun önüne geçmeye çalışıyor olabilir mi?
Aynen en büyük neden bu gibi ,hayatına devam etmek istiyor ve yeni planladığı hayatında sen yoksun , kendini seni stalklarken bulduğu bir anda sinirlenip her yerden silmiştir seni , böylece daha rahat unutacak

tabi bir çok neden olabilir , en iyisi unutmak gibi duruyor
0
bnmzz
(30.01.17)
sevgili yapmıştır herhangi bir şekilde salça olup sevgilisini elden kaçırma ihtimalini ortadan kaldırmak istiyor
0
kelepir
(30.01.17)
başkası var.
0
sen git ben geliyorum
(30.01.17)
kızlar zaten başkasını bulmadan kolay kolay ayrılmazlar. ayrılık sonrası resmi bekleme süresini bitirmiş yeni beklemedeki adamla ilişkiye başlamış gibi gözüküyor.
0
kelepir
(30.01.17)
başka biriyle beraber olma ihtimali tabi ki vardır da, facebook'tan whatsapp'tan engellemenin sebebini ben hala buna bağlayamıyorum. çünkü dediğim gibi çok iyi bilir ki hayatta gururuma yedirip arkasından koşmam, yazmam-etmem.

terk edenin kendisi olması, aradan aylar sonra bu hareketlere girmesi bana hala beni düşünüyor ve unutmaya çalışıyor izlenimi bırakıyor bende.

ama belki buna bağlamak da istiyor olabilirim içten içe. o yüzden zaten üçüncü bir kişiden fikir almak istiyorum duyuru'da.
0
🌸hayaatt
(30.01.17)
Seni terk edip üzerine bunu yapan bir kızı hala düşünmek yerine, onun yaptığını senin yapıp, onu her yerden engelleyerek hayatına devam etmen gerekirdi.

Terkedilen sensin hala irtibat kurma çalışmaları, kızı yoklamalar, mesajlaşmalar vb seni hem zayıf hemde "needy" bir tip olarak gösteriyor ona karşı.

7 yıl filan hikaye, 3-4 yıldır çıkan sevgilisine aşık olduğunu söyleyip, erasmusa gittiği anda yeni aşk bulan insanlar çok.

O yüzden kızı salla, irtibatı komple kes. Kendine odaklan.

Kızın yaptığı şeyin sebebini de bu kadar düşünüp takıntı yapma.
0
KaraSakall
(30.01.17)
iyi etmis. saygi duyun. o iliski bitmis. daha konustukca herseyi berbat edeceksiniz; tecrubeyle sabit.
0
e haliyle
(30.01.17)
(6)

Cuma günü alınan iznin iki gün sayılması?

chicha
Bir işim için Cuma'dan izin almam gerekiyordu da böyle bir şey söylediler. Küçük sayılabilecek bir şirket, hafta sonu çalışılmıyor, kaçak göçek işlerle işleri olmuyor ama bu bir günlük iznin iki gün düşülmesi yaygın bir uygulama mı? Onu geçtim yasal dayanağı nedir bu işin?
Bir işim için Cuma'dan izin almam gerekiyordu da böyle bir şey söylediler.

Küçük sayılabilecek bir şirket, hafta sonu çalışılmıyor, kaçak göçek işlerle işleri olmuyor ama bu bir günlük iznin iki gün düşülmesi yaygın bir uygulama mı?

Onu geçtim yasal dayanağı nedir bu işin?
0
chicha
(16.01.17)
Haftalık çalışma süresinin 45 saat olmasından kaynaklanıyor. Saçma ama yasal yani. Hemen hemen bütün özel şirketlerde böyledir zaten.
0
nrmnm
(16.01.17)
Yasal malesef :'( Bizde de durum aynı...
0
lcha
(16.01.17)
iş kanununa göre haftanın yarısından çoğunda izinliysen izin sürene bir gün daha ekleniyor. cuma ya da pazartesi olması değil mesele, salı-çarşamba-perşembe izin alırsan 4 gün sayabilir şirket. bu anlattığım yasal olan ama cuma günü bir gün izinliyi iki gün izinli saymak yasal değil.
0
sherbert
(16.01.17)
@sherbert hocam, belirttiğin madde iş kanunun neresinde var. öle bişi var ise geriye dönük bi kaç cumartesi iznimi iptal ettiricem. şimdiden teşekkürler.
0
spirit crusher
(16.01.17)
sözleşmede cumartesi çalışma varsa ve patron insiyatifiyle çalıştırmıyorsa keserler. bizim sözleşmede cumartesi mesai yok gözüküyor ondan bir gün kesiyorlar mesela.
0
argent dawn
(16.01.17)
eger haftalik 45 saati ptesi-cuma dolduruyorsaniz kesmemeleri lazim.
0
kassiopeia
(16.01.17)
(12)

neden referandumdan evet çıkacağına inanmıyorsunuz?

oddyseus
Çok iyi hatırlıyorum kasım seçimlerinde %45 akp oyu gösteren anket şirketlerine ben de dahil küfürler yağdırıp kaynak götüm muamalesi yapıyorduk. Akp'ye en yüksek puanı veren şirket de %47 falan demişti kimse ciddiye almamıştı. Şimdi başkanlık sistemine %55 üzeri evet diyen anket şirketlerine yav he
Çok iyi hatırlıyorum kasım seçimlerinde %45 akp oyu gösteren anket şirketlerine ben de dahil küfürler yağdırıp kaynak götüm muamalesi yapıyorduk. Akp'ye en yüksek puanı veren şirket de %47 falan demişti kimse ciddiye almamıştı. Şimdi başkanlık sistemine %55 üzeri evet diyen anket şirketlerine yav he he çekiyolar. nereden geliyor bu iyimserlik? tek başına chp + mhp'ye girdiği cumhubaşkanlık seçiminden %52 almış adam, daha 1 sene önceki seçimde %49.9 almış partinin referandumunda Mhp desteğiyle birlikte %50'yi geçemeyeceğine inanıyor musunuz cidden?

Başkanlığı verin terör dursun ekonomi düzelsin fetöyü kazıyalım söylemlerinş de unutmamak lazım.
0
oddyseus
(13.01.17)
siyaset o kadar siyah ve beyazların olduğu bir alan değil. ekmeleddin'in adaylığı chp+mhp seçmeninin çoğunu tatmin etmedi. devlet bahçeli evet deyince bütün mhp tabanının evet diyeceği sonucu çıkmaz. son seçimde %49.9 almış %0.01 daha alır referandumdan geçirir gibi düz mantık fikirlerle seçim ya da referandum sonucu öngöremezsin. 15 temmuzdan bu yana gerçekleşen ihraçların, tutuklamaların akp tabanında etkisini iyi okumak gerekir. evet büyük coşkuyla karşılayanlar var. ama gizli oy-açık sayım yapılan sistemlerde okunması gereken sesi çıkanlar değil sesi çıkmayanlardır.
0
dinsiz adam
(13.01.17)
akp nin büyük kısmı ve MHP tabanının tamamı başkanlığa karşı. mecliste zorla açık oy kullandırılmasının sebebi de akpnin fire vereceğinden korkulması.
0
sherbert
(13.01.17)
Yine de kendimizi çok kandırmayalım hdp başkanlık karşıtı kampanya başlattığı an mhp ve akp seçmenlerinin çok büyük bır kısmı evet oyu verecektir.
0
🌸oddyseus
(13.01.17)
ekonomik kriz kapıda. enflasyon ve zamlar artık dayanılmaz hale geldi. ekonomik krizle gelen yine ekonomik krizle gider. başkanlık ısrarıyla akp kendi kuyusunu kazıyor.
0
maresalx
(13.01.17)
maalesef evet çıkacak.
çıkmasa bile oy çalarlar, elektrik keserler yine çıkarırlar, meclisi takip ettikçe neler yapabileceklerini görüyorum.
0
pamuk helvalar cebe
(13.01.17)
çok net bir şekilde %60'a yakın bir oranla "evet" çıkacağını düşünüyorum.
daha bunun referandum tarihi belli olduktan sonra, rte'nin il il gezip mitinglerle ortamı germesi falan var.

edit: yanılırsam ve "hayır" oyları çoğunlukta olursa da bölge seçim merkezlerine çok sayıda plakasız araç gelecektir.
0
orange coffee
(13.01.17)
% 60 evet cikacak diyorum ben de. aksini dusunmek fazla romantik.
eksi sozluge girdigi halde neyin tartisildigini bilmeyen binlerce insan var, burada da goruyoruz her gun. su anda sokakta taslagin halihazirda mecliste gorusuldugunu bilmeyen milyonlarca insan olduguna bahse girerim. referandum zamani geldiginde de milyonlarca insan taslagin ne dedigini bilmeden oy kullanacak ve motivasyonlari farkli olacak.
0
kassiopeia
(13.01.17)
İnanıyorum?
0
yirmisantim
(13.01.17)
ben evet çıkacak diye düşünüyorum. ama bir yanım da hayır çıkacak umudunu hep taşıyor. sadece akp kampanya yürütse çıkmaz derdim ama mhp de işin içinde olunca %60 olmasa da %55'in üstünde bir sonuç çıkacak gibime geliyor.

ancak ben olsam cb seçimlerini referans almazdım. orada rte'nin zaferinden çok muhalefetin çuvallaması söz konusu bence. kendi çevremde chp'li olup ekmeleddin yüzünden ya hiç sandığa gitmeyen ya da demirtaş'a oy veren birçok insan tanıyorum. sandığa gitmeyenler çoğunlukta tabii. babam bile 'ha tayyip ya ekmeleddin, ikisi de dinci' yaklaşımı ile demirtaş'a oy vermişti.
0
himmet dayi
(13.01.17)
Bu ülkede yapılan seçimlere güvenmediğim için evet çıkabileceğini düşünüyorum ben.

Derinlerde bir umut da yok değil ama piyango bileti alınca hayal kurarsın ya "ya çıkarsa" diye onun gibi bir şey bu.
0
mutekebbir
(13.01.17)
krem peynir + 1
Ben de inanıyorum, çok fazla umudum yok.
0
aychovsky
(13.01.17)
kesinlikle geçer. o yüzden zaten bu cahil halka hiçbir şey sorulmamalı referandumla.
0
sen git ben geliyorum
(13.01.17)
(13)

Yeni bir Gezi olma ihtimali var mı sizce?

bfm
Yoksa neden?
Yoksa neden?
0
bfm
(13.01.17)
ohal zamani, 2013 den cok daha buyuk bir baski var uzerimizde. olmaz.
0
charlotte blanc
(13.01.17)
imkanı yok
0
levpontryagin
(13.01.17)
insanların kalabalık yerlere gitmeye çekindiği bir dönemde pek ihtimal yok. ama çok da öngörülebilir bir durum değil. sonuçta türkiye tarihinde bir kez olmuş bir şeyden bahsediyoruz. ayrıca 25 mayıs 2013'te de böyle bir direnişi kimse öngöremezdi.
0
dinsiz adam
(13.01.17)
orange coffee
(13.01.17)
Terör ve 15 temmuzun birleştirici etkisi oldu. Şu an kutuplaşma az. O yüzden olmaz.
0
The_Lollok
(13.01.17)
Yok.

Olsa olsa Gezi'de eylem yapan tayfayı avlamak için 'uydurma bir 2. gezi' düzenlerler. Ona da kimse gitmez zaten.
0
chitosan
(13.01.17)
2013'te sokaktaydım ama yeni bir hareket için sebep görmüyorum ki hadi başlayalım deyince başlanacak bir şey de değil. Sosyal hareket, tanımı gereği, siyasi gruplardan bağımsız oluşur. Ayrıca insanlar saldırı ihtimalinden dolayı şu dönemde sokağa çıkmaz.

Anayasa değişikliğinden dolayı ikinci gezi direnişi gibi söylentileri de saçma buluyorum açıkçası. İkinci gezi ne Ak Parti seçmenin fikrini değiştirir ne kararsızları kendi yanına çeker ne de oylamanın olmasını engeller. Sandıkta insanları meşru bir şekilde hayır oyu vermeye yöneltmek daha doğru olacaktır kendi fikrimce.
0
sporty
(13.01.17)
27 mayıs 2013 günü "Bugün topçu kışlası inşasına direnen grubu parktan atmaya çalışsalar ülke çapında yüz binlerce insanın katılacağı aylar süren bir ayaklanma başlar mı?" diye sorsan da herkes kendinden emin "yok." yazacaktı buraya
0
sherbert
(13.01.17)
Ben sokağa çıkmak için dolu sebep görüyorum, hükümetin icraatları başlıca sebep. Ama olan bana olacak sokağa çıkarsam, öleceğim, sakat kalacağım, tutuklanıp sevdiklerimi korkutacağım. Hiçbir şey değişmeyecek.

Ama sokağa çıkan güvendiğim bir kitle olursa benim haykırmak istediklerimi haykıran, tüm korkuma rağmen çıkarım. Çıkacak kitle de olur bence.
0
kaymaktutmayansicaksut
(13.01.17)
ihtimal yok.

geziin en büyük hatası çok masum kalmasıydı. hükumet, tarihinin en hazırlıksız anındaydı gezi dönemi.

eğer o dönem birileri eline silah alsaydı, bugün akp diye bir şey yoktu. ama gezi sonrası öyle paranoyak bir hale geldiler ki, tekrarının yaşanma ihtimali yok.

bu saatten sonra ciddi söylüyorum; seçim dahil, akp'yi askerden başka kimse indiremez.
akp seçim kaybetse de inmez hiç kimse heveslenmesin.

ki seçim kaybettiler aslında 6 haziranda, kimse dillendirmiyor ama, kılıçdaroğluna hükümet kurma yetkisi verilmeden erken seçim yapıldı bu ülkede.
0
tchuck
(13.01.17)
yok.

ben ve çevremdeki birsürü insan bu ülke için bir fiske yemeyi göze alacak kadar değer vermiyor. ben şahsen bu memlekette birşeyler değişsin diye kılımı kipirdatma gereği duymuyorum.

bu hissi taşıyan insanlar ülkesinin iyiye gitmesi için ayaklanmaz bence.

ben şahsen bir daha katılmayı düşünmem.
0
babilbaligi
(13.01.17)
Ben de bir daha düşünmem. Değeceğine inanmıyorum kaybettim o inancı çoktan
0
mutlusismankedi2015
(13.01.17)
turkiye'de yeni bir gezi nasil olur bilmiyorum ama 3. gezi taslarla ve sopalarla olur -albert einstein
0
robokot
(13.01.17)
(9)

Reina pahalı mı?

basubadelmevt
Çok pahali bi yer değil mi? Gitmedim ben, bilmiyorum. Şimdi tespit sıcıcam. Kaybettiklerimizin ailelerine, arkadaşlarına filan baktım yurdum insanı hepsi. Yılbasında Reina'da olmak ne bileyim .Fix fiyat filan mı vardır yılbaşı tarifesi için? Haklsınız banane adamların parasından da merak ettim öyle.
Çok pahali bi yer değil mi? Gitmedim ben, bilmiyorum. Şimdi tespit sıcıcam. Kaybettiklerimizin ailelerine, arkadaşlarına filan baktım yurdum insanı hepsi. Yılbasında Reina'da olmak ne bileyim .Fix fiyat filan mı vardır yılbaşı tarifesi için? Haklsınız banane adamların parasından da merak ettim öyle. Ya da ben mi abartıyorum?
0
basubadelmevt
(03.01.17)
değil.
0
klassno
(03.01.17)
Cok asiri pahali degil.

Giris 70 tl, 1 icki dahil.
Normal ickiler (long drink yani gin tonic filan) 35 tl idi en son (2015 yazinda gitmistim)
O zamanlar iyi gece clublerinde ve hatta barlarda bile 25-30tlden asagi yoktu long drink. Kendini konumlandirmasina gore fiyatlari normal bence.
0
kuehles blondes
(03.01.17)
locada oturmasi/sise actirmasi pahali, kadehler normal fiyatta -bogaz hatti icin.
0
kimse
(03.01.17)
Loca pahali locasiz barda amele gibi takilmadigi icin insanlar genel olarak sadece giris ucretiyle kurtaramazsin. En azindan bi masa actirabilmelisin bu da en az 600 tl, bi sise vodka ya da cin falan. O genelde bi siseyle kalmaz her sise 600 civarinda, bahsisler falan da var. Tonik, ivir zivir isteyip duruyorsun bunlar da hep extra. Bu extralari sigara haric aldigin gibi odemiyorsun racona uygun degil, sana gecenin sonunda bir hesap olarak geliyor. Herkes uc bes bisey atiyo kimse hesap yapmiyor. Kisacasi Reina vs gibi mekanlara kafanda para hesabi, kurus hesaplayarak giremezsin. Tipini, giyimini begenmezlerse kapidan donersin, 1 kadin max 2 erkek sokabilir vs.
0
perfectum
(03.01.17)
Yılbaşı eğlencesini dışarıda geçirmek isteyenler zaten normal limitlerinin biraz daha üzerine çıkmayı göze alıyor, bunda abartılacak bir şey yok ki.
0
dessy
(03.01.17)
dessy +1 bazıları yılda bir kere çıkıyoz nasıl olsa diye düşünüp harcıyor.
0
yue
(03.01.17)
ortalama turk insani (a.k.a. comar) icin pahali, et yemenin pahali olmasi gibi.

insani sartlarda yasayanlar icin degil. eskiden sosyetik yerdi, ciksti. artik beyaz yakalilarin takildigi siradan bir mekan haline geldi. yilbasi gecesi elbette pahalidir ve giden de bunu bilerek gider. ama oylesine bir gece icin pahali bir mekan degil, kalitesine oranla normal fiyatlara sahip.
0
no christ requires
(03.01.17)
zenginler herhangi bir günde gidiyor, orta sınıf da özel günlerde. o yüzden patlamada ölenlerin büyük kısmı orta sınıf.

aynı durum tatil harcaması için de geçerli çok pahalı bir otelde karı koca bankacı bir aileye rastlayabilirsiniz mesela. adam üç aylık maaşını bir haftalık tatile harcıyor, 9 taksit yaptırıyor. neden yapıyor bilmiyorum sefaletini görmezden gelmek için olabilir.
0
sherbert
(03.01.17)
Gucu yetmedigi halde "Reina'da takilmis olayim" diye sinirlari zorlayip giden cok var.
Ben hic gitmedim pahali oldugu icin. Zengi olani anlarim da orta sinifi anlamiyorum. Ayni paraya yurtdisinda cok daha guzel eglenirim. Para harciyorsan harcadigina degsin.
0
stavro
(03.01.17)
(7)

Ankara'da hafta sonu

cliquot
Hafta sonu Ankara'dayım. Tarihi turistik yerleri gezdim daha önce. Anıtkabir, ilk meclis binası, kale, vs. Bu sefer yaşayan Ankara'yı görmek, deneyimlemek istiyorum. Nerelere gitmeliyim? Gittiğim yerlerde ziyaret etmemi önereceğiniz mekanlar var mı?
Hafta sonu Ankara'dayım. Tarihi turistik yerleri gezdim daha önce. Anıtkabir, ilk meclis binası, kale, vs. Bu sefer yaşayan Ankara'yı görmek, deneyimlemek istiyorum. Nerelere gitmeliyim? Gittiğim yerlerde ziyaret etmemi önereceğiniz mekanlar var mı?
0
cliquot
(21.12.16)
ankara pavyonlarını deneyimleyebilirsin
0
sherbert
(21.12.16)
Ankara şu sıralar çok soğuk olduğu için yaşayan ankara kalorifer peteğinin dibinde şu anda. Bi ihtimal bahçeli 7. cadde . Tunus caddesi , Tunalı caddesi kuğulu park. Belki yüksel caddesi iş görebilir.
0
niceguy
(21.12.16)
Tarihi turistik yerler sayarken anadolu medeniyetleri muzesini saymamissiniz.

Oraya gidebilirsiniz cunku cok guzel!
0
kuehles blondes
(21.12.16)
yaşayan yerler şu sıra öldü. her gün mesajlar geliyor yok şuraya gitmeyin ihbar var yok buraya gitmeyin ihbar var. e tabi üzerine bir de soğuk eklenince sokaklarda insan kalmadı.
0
gorev cubugu
(21.12.16)
Cer modern ve salt ulus
0
fotrsapka
(21.12.16)
görev cubugu'nun dediği gibi insanlar "yaşamak" için tam da "yaşayan" yerlere gitmeyi azalttı haberin olsun. Bir de soğuk..
0
qazaqwsx
(21.12.16)
@kuehles blondes anadolu medeniyetleri müzesi ni ziyaret etmiştim. ancak tekrar ziyaret edilir. Öneri yerinde. Teşekkür ederim.
Arkadaşlar önerilerinizi not ettim teşekkür ederim. Gündüz gezip, akşam petek dibinde çay içip muhabbet ederiz artık :)
0
🌸cliquot
(22.12.16)
(28)

Evlilikte çocuk ne zaman olmalı ?

Wolfware
MerhabaBir kızarkadaşım var ilişkimiz evliliğe doğru gitmekte. Ne zaman evleniriz ne zaman çocuk olur gibi konularda fikirlerimizi sorduk birbirimize. Ona göre evliliğin tadını çıkarmak lazım. Bu sebeple çocuk 2-3 sene sonra olmalı. Ben ise 1 yada 1.5 sene sonra olmasını mantıklı görüyorum. Zira ben
Merhaba

Bir kızarkadaşım var ilişkimiz evliliğe doğru gitmekte. Ne zaman evleniriz ne zaman çocuk olur gibi konularda fikirlerimizi sorduk birbirimize.

Ona göre evliliğin tadını çıkarmak lazım. Bu sebeple çocuk 2-3 sene sonra olmalı. Ben ise 1 yada 1.5 sene sonra olmasını mantıklı görüyorum. Zira ben 31 yaşındayım o 27. Tabi o 3 sene bekleyebilir ama ben çok geç baba olmak istemiyorum. 3 sene sonra 34 yaşında olacağım biraz geç olur gibi geliyor. Siz ne düşünüyorsunuz ?
0
Wolfware
(20.12.16)
olursa kazara olmalı. riskli olursa daha heyecanlı.
0
_goddard_
(20.12.16)
erkeğin baba olması için 34-35 yaş en iyisi bence.
hatta bazısının 40'a kadar falan beklemesi bile mantıklı.
sonuçta babalık biyolojik anlamda annelik gibi bir şey değil.
1-2 yıl hiçbir şey kaybettirmez, tam tersine kazandırır erkeğe.

bence 3 yıl çok uzun.
ama evliliğin ikinci yılında olabilir.

ben de ilk yılı karı-koca geçirmenin daha iyi/sağlıklı/doğru olduğunu düşünüyorum.
0
blatta hiberna
(20.12.16)
çiftlerin yaşına bağlı,
özellikle kadının ama burada sizin yaş sıkıntılı.

evlenir evlenmez yapın.
0
livaneli kadir
(20.12.16)
İlişkisi evliliğe doğru giden yalnızca çok az kişi evleniyor. O evliliğe giden kısım biraz evcilik oyunundan ibaret :) haddime değil belki ama, bu soru için daha çok erken. Zamanla göreceksiniz.

İmza: türk kadınlarından bıkıp, sonunda moskovaya yerleşen kamil.
0
Vse budet horosho
(20.12.16)
hiç bir zaman
0
foster
(20.12.16)
Olmalı-olmamalı tadında bir şey söyleyemeyeceğim ama ben de kız arkadaşın gibi düşünüyorum. Öncesinde sevgili ile birlikte yaşanıyorsa daha erkene alınabilir ama onun dışında evlilikte baş başa bir miktar geçirmek evliliğin tadına varmak için ya da iki taraf insan gibi anlaşabiliyor mu yoksa bu evlilik bitmeye yazgılı mı onu tespit etmek için gerekli gibi geliyor bana. 1 sene, 1 buçuk sene bir şeyleri oturtmak için kısa bir zaman, çocuk yapmak da gerçekten çok önemli bir karar, dolayısıyla ben 2-3 sene geçsin taraftarıyım.
Bu arada ikinizin de yaşı çok genç. Erkek için 34 daha olgunlaşmanın yeni yeni tamamlanmaya başladığı bir yaş, o yüzden hiç geç değil baba olmak için. Bence erkek için 35+ daha uygun hatta.
0
buff
(20.12.16)
Zaten beraberseniz bir suredir, evliligin tadi iliskiden nasil farkli olacak ki:/
Yani bence biraz dogru dusunuyorsun, 1,5-2 sene diyin, tam olsun3 seneyi gec buldum ben de.
0
kuehles blondes
(20.12.16)
Her ilişkinin dinamiği farklıdır ama ben de mümkün mertebe geç çocuk sahibi olunması gerektiğinden yanayım. Hayatınızı yaşayın ve olabildiğince geç anne-baba olun çünkü bu işin geri dönüşü olmayacak.

Kaldı ki 34-35 yaş gayet normal, neden geç olsun?
0
fragile lady
(20.12.16)
29 yaşındayım, yeni evlendim. En az 2-3 sene çocuk istemiyorum ben de:( Aslında genel anlamda çocuk istemiyorum. Öyle bir içgüdüm yok.

Bu arada 34 erkek için geç değil.
0
peggy
(20.12.16)
Daha genç olsaydım birkaç yıl kendimizi tanımayı isterdim ama şu anki yaşımda evlensem ertesi gün çocuğu yaparım.
0
devilred
(20.12.16)
Bence kız arkadaşınızın fikri daha mantıklı. çocuk olmadan önce 2-3 yıl gezip dolaşıp keyfini çıkarmak lazım. çocuk olunca hayat tamamen ona endeksleniyor. en basitinden ilk zamanlarda sabaha kadar uyutmuyor, işe kan çanağı gözlerle gidiyorsun. bu en basiti. daha neleri var neleri. kısacası çocuk büyük sorumluluk ve aslında yaştan ziyade bu çocuğu yetiştirmeye, bakmaya hazır mısın değil misin, bu sorumluluğu almaya hazır mısın bunu insanın düşünmesi lazım.

eğer yaş konusundan bakarsak kadının yaşı daha önemli tabii ki. 34 yaş geç değil normal bile sayılır. benim babam ben doğduğumda 34-35 yaşındaydı. erkek 40 yaşında bile baba olabilir yani.

ama dediğim gibi yaştan ziyade esasen iki tarafın da bu sorumluluğu almaya hazır olduğu zaman en uygun zamandır.
0
Neill
(20.12.16)
Arkadaşlar şu nokta da önemli. Ben çocuğumla aramda çok yaş farkı olmasını istemiyorum sorun bu. Yoksa tabi ki bazı insanların geç baba olması gerek. Ben mesela 22 yaşında baba olmak istemezdim o olgunluğa sahip değildim. Ama 35 ve sonrası da geç olacak. çocuk 20 yaşına gelince ben 55 olucam :/
0
🌸Wolfware
(20.12.16)
20-55 arasındaki yaş farkı eskiden büyüktü, çünkü millet 60 yaşında ölüyordu. Şimdi azıcık kendine bakarsan 80 yaşına kadar kafan sapasağlam kaliyor. Sen 80 yaşına gelene kadar insan ömrü olur 90 zaten.

Ben de evliyim 3 yıldır, yaşım 31. Hiçbir zaman çocuk düşünmüyorum.
0
harzem
(20.12.16)
32 kadın. evliyim. cevabım hiçbir zaman.
bu zamanda bu ülkeye çocuk mu yapılır.
neyse bari ille yapacaksanız hayatınızı yaşayın biraz, kaçmıyor çocuk. kadın tarafı haklı.
0
kaputt
(20.12.16)
e 1 sene sonra olsun diyorsan hemen hamile kalacak? 9 ay sürüyor zaten hali hazırda yapımı :( kadın yaşı olarak 32den önce olmasa daha iyi gibi geliyor bana.
0
freya
(20.12.16)
hesabı diğer tarafa göre yapmak daha mantıklı. şöyle ki,

siz ailenizin desteğine ihtiyaç duymamaya ne zaman başladınız? yani ne zaman tam olarak kendi ayaklarınız üzerinde durdunuz? bu yaşa X diyelim.

anne/baba olmak istediğiniz yaşa da Y diyelim.

Kaba bir hesapla sizin çocuğunuz da size (X+Y) yaşına kadar ihtiyaç duyacak. O yaşa kadar çocuğunuza destek olmayı kabul ederek hesap yapın derim.
0
babilbaligi
(20.12.16)
Bu "Hayatınızı yaşayın, 2 ila 3 yıl sonra yapın" diyenlerin büyük çoğunluğu 2 yıl sonra çocuk yapmak istemeyecek haberin olsun, kadınlar artık eskisi gibi değil, çoğu çocuk gibi bir şeyin sorumluluğunu almak istemiyor, bir süre sonra tahammülsüz bir hale geliyor çocuklar konusunda, 1 tane sevimli bebek görüyorlar tamam ama ondan daha fazla yaramaz ve ebeveynlerine işkence yapan çocukları gördükçe çocuk fikrinden uzaklaşıyorlar, ha bir de klişe "bu lanet ülke ve dünya üzerine çocuk mu yapılır" olayı var, o başka bir şey, "dünya ne zaman harika bir yer oldu ki?" diye sormak lazım kendilerine, dünya içinde tek hakim olgu "kaos"tur, biz kaos içinde doğduk büyüdük, onlar doğacak olursa farklı bir biçimi ve derecesinde var olacaklar sadece.

Orta yolu bularak hareket etmelisiniz, ama bu konularda illa taraflardan biri gönülsüz oluyor.
0
devorgilla the gunslinger
(20.12.16)
çocuk erkeğin hayatında çok bir şey değiştirmiyor para vs düşünmezsen. ama kadının hayatını bitiriyor. kız arkadaşınızın fikri daha önemli .

23 /kadın 30 dan önce kesinlikle çocuk yapmam gibi geliyor.
0
hmm
(20.12.16)
doğrusu, birlikte yaşamak istediğinizde birlikte yaşamaya başlamanız, çocuk sahibi olmak istediğinizde de çocuk sahibi olmanızdır.

tamamen iki kişinin şahsi tercihlerine bağlı ve keyfi bir şeyi böyle yaşa bağlayıp standartlaştırmaya çalışırsanız mutsuz evliliklere ve ayakbağı gibi görülerek yetiştirildiğinden ilgi budalası olmuş mutsuz çocuklara sebep olursunuz.
0
sherbert
(20.12.16)
bu ülkede çocuk yapmak?

20 aylık evliyim 29 yaşındayım eşim 10 aydır çalışmıyor çocuk yapmak için tüm şartlar uygun ama bu ülkede çocuk yapmak çocuğa yapılmış bir terbiyesizlik gibi geliyor bana.

kendim yaşamaktan zevk almadığım bir ülkede bir başka canlının keyif alabileceğini düşünmek biraz ahmaklık gibi.
0
prezarlatif
(20.12.16)
İyi de abi 30 sene önce de bu ülke yaşanılabilecek harika bir ülke değildi hiçbir zamanda olmayacak. Siz neden evleniyorsunuz ? Mutlu olmak için. Çocukta bir mutluluktur. Eğer bu ülkede yaşıyorsanız ve evleniyorsanız bir mutluluk peşindesiniz demektir. Evleniyorsanız da çocuk yapmak gayet normal. benim fikrim bu.
0
🌸Wolfware
(20.12.16)
28 yasındayım. Eşimle evleneli 1 yıl oldu. Geçen burada duyurmuştum. Eşim şu an hamile 2 aylık :)
0
Kresto
(20.12.16)
Çocuk 20 yaşındayken sizin 51 ya da 54 yaşında olmanız çok bir şey fark ettirmeyecek ama 27-30 yaşında yeni evliyken gezmenin, dolaşmanın, eğlenmenin tadını çıkarmamak bence eşinizi daha çok üzebilir.
0
whoosie
(20.12.16)
4 sene sonra normal
0
turkuaz
(20.12.16)
En az 2 sene sonra bence. Evlilik içinde de birbirinizi iyice tanıyın.
0
Lim5
(20.12.16)
Tarafların önceki yaşantılarına bağlı olarak değişir. Özgürlükle ve birbirleriyle ilgili yeterince doyuma ulaşmışlarsa hemen olabilir. Ulaşmamışlarsa ulaşana kadar 2-3, hatta 5 yıl sonra falan bile olabilir. Gerçi bana kalırsa bu ülkedeki çoğu insan hiçbir zaman çocuk yapmamalı.
0
harvey
(20.12.16)
Cocugu sonraya ertelemeden evvel, smear testi vs. yumurtalik rezervi ve spermiyogram testine baktirdiktan sonra beklemenizi tavsiye ederim. Bir doktor arkadasim 27 yasinda menapoza girmek uzere oldugunu tesadufen ogrendi ve esinin de azosperm oldugunu fark ettiler. Su an bebekleri oldu fakat bu sureci yasayinca pismanlik duyulabiliyor, keske beklemeseydik vs. gibi. Testlerden sonra karari vermek de iciniz rahat bir sekilde size kalir yine.
0
mandy moore
(20.12.16)
yaşlar erken değil, geç de değil. annenin istemesi daha önemli.
0
sayns
(20.12.16)
(10)

1 milyon türk lirası ile dolar alınsaydı, dolar ne kadar yükselirdi?

s0phiesw0rld
Hani denir ya döviz üzerinde manipülasyon yapılıyor diye. Merak ettiğim konu şu bir kişi 1 milyon lirasını dolara çevirse doların değeri ne kadar değişir? Değişim çok ufak olacağı için önemsiz mi olurdu?
Hani denir ya döviz üzerinde manipülasyon yapılıyor diye. Merak ettiğim konu şu bir kişi 1 milyon lirasını dolara çevirse doların değeri ne kadar değişir? Değişim çok ufak olacağı için önemsiz mi olurdu?
0
s0phiesw0rld
(19.12.16)
0
0
tosunpasa
(19.12.16)
değişim olmaz. interbank'ta birim işlem 1 milyon dolar zaten ve en az 5-6 tane 1 milyonluk işlem yapmadan kur oynamaz.
0
507
(19.12.16)
1 milyon liranın şuan için dolar karşılığı 300 bin civarı. Bu miktar da, doların değerini değiştirmeyecek kadar ufak bir miktar.
0
dalgaci mahmut
(19.12.16)
Peki diyelim 10 milyon lira bozduruldu. O zaman ne kadar oynar kur?
0
🌸s0phiesw0rld
(19.12.16)
it depends bacanak
0
eksimeksi
(19.12.16)
bir milyon mu:)))))

şunu hatırlattı bu soru:
www.youtube.com
0
sherbert
(19.12.16)
bir milyonun makro ekonomik etkileri olacağını düşündüren sefaletimizin de abv
0
sherbert
(19.12.16)
dünyadaki dolar rezervini bulup 1 milyonu o sayıya böl. fikir edinirsin
0
efruz
(19.12.16)
10 milyon dolar da farkettirmez. Diyelim ki fiyati etkiledin suni bir islemle. O anda piyasanin konsensusu o fiyati uygun gormuyorsa baskasi (baskalari) karsi islem acar ve fiyati olmasi gereken seviyeye geri ceker. 10 milyon dolar da pek bir sey yapmaz hele gun ici piyasalar acikken.

Perspektif olarak soyle bir sey diyeyim: global forex piyasasinin gunluk hacmi trilyonlarca dolardir. Ne vatandasin bozdurdugu ne de aldigi dovizle fiyatta ciddi bir hareket olmaz.
0
robokot
(19.12.16)
10 milyon dolarlık işlem yaparsan ve senin arkandan 5-10 kişi daha yaparsa 1-2 kuruş oynar.
0
babilbaligi
(20.12.16)
(3)

Ekonomiden Anlayan Arkadaşlar Bir Bakabilir Mi?

bardak altligi
Şimdi dövizle ilgili bu kadar konu konuşuluyor tartışılıyor da, şunu merak ettim ben de, şimdi yeni bir KHK'yla devletin, bankalardaki döviz hesaplarına el koyması gibi bir durum mümkün olabilir mi? Olabilirse neden, olamazsa neden olamaz? Bir engel var mı bu durumun önünde?
Şimdi dövizle ilgili bu kadar konu konuşuluyor tartışılıyor da, şunu merak ettim ben de, şimdi yeni bir KHK'yla devletin, bankalardaki döviz hesaplarına el koyması gibi bir durum mümkün olabilir mi? Olabilirse neden, olamazsa neden olamaz? Bir engel var mı bu durumun önünde?
0
bardak altligi
(02.12.16)
olmaz. çok olağanüstü bir durum olması lazım. zaten bu anayasayla düzenlenmiş. bkz. istimval
0
difdiringi
(02.12.16)
teorinin önemi yok, pratikte devlet her istediğini yapabilir bunun için hukuki gerekçe de aramaz zaten hukuk sistemi devletin kendisini aklaması için vardır. koalisyonlar veya muhalefetin güçlü olduğu iktidarlar lütfedip hukuki düzenlemelerle kendilerini aklarlar ama zaten büyük çoğunluğun desteğini almış, karşısında muhalefet bırakmamış bir iktidar kendini aklamaya çalışmaya tenezzül etmeyebilir.
0
sherbert
(02.12.16)
öyle bir durum olursa yabancı yatırımcı ne yapar sence? türkiye'ye sermaye girişi durur, şirketler çekilmeye başlar. kamikaze dalışı olur bu
0
burya
(02.12.16)
(6)

Başkasının adına çekilen kredi borcu

olsun lan bizi de seven olur
bir şey olacağını sanmıyorum ama danışayım dedim. eşim 3 sene önce ablası ev alacak, peşinat olsun diye 30 bin lira kredi çekmiş, ablası olacak şerefsiz de şimdi borç sizin borcunuz banane ödeyin diyor. kredinin çekildiği tarih ve evin alındığı tarih belli. bugüne kadar da bankaya hep ablası ödeme y
bir şey olacağını sanmıyorum ama danışayım dedim. eşim 3 sene önce ablası ev alacak, peşinat olsun diye 30 bin lira kredi çekmiş, ablası olacak şerefsiz de şimdi borç sizin borcunuz banane ödeyin diyor. kredinin çekildiği tarih ve evin alındığı tarih belli. bugüne kadar da bankaya hep ablası ödeme yaptı dekontlarda tc numarası var. bunlardan başka ne senet var ne kefillik vs. dediğim gibi hukuken bir şey çıkacağına pek ihtimal vermiyorum ama dava yoluna gitsek bir şey iddia edebilir miyiz? büyük ihtimal bir bardak soğuk su içeceğiz ama.
0
olsun lan bizi de seven olur
(28.11.16)
kaç sene vadeli kredi çekildi, geri kalan borç ne kadar?
ben de bişey çıkacağına ihtimal vermiyorum ya malesef.
0
interview with the vampire
(28.11.16)
kalan borç 22 bin. 3 sene kalmış kredinin bitimine. avukat arkadaşımla konuştuk. banka seni bilir oradan bir şey çıkmaz da yakın akrabalardan birkaç şahit bulursan alacak davası açalım hemen dedi. neyse ki diğer kardeşler şahit olmayı kabul etti. bilmem bakalım bir şey çıkacak mı?
0
🌸olsun lan bizi de seven olur
(28.11.16)
3 senede ödeye ödeye 8bin mi ödemiş yani
hadi masrafı faizi de koy yarısı bile değil ya
allah allah
işalla çıkar bişeyler davadan
0
interview with the vampire
(28.11.16)
denizgonen+1

Borç işlerinde mafya hukuktan daha etkin çalışıyor. Dava açsan dolandırıcılıktan açman gerekir onla uğraşacağına tek ziyaretle ablayı borcunu ödemeye ikna ederler, öyle dayak falan da olmaz biraz gözünü korkuturlar bir kaç sene götürür onu.
0
sherbert
(28.11.16)
krediyi çekip ablasına elden mi vermiş bankadan mı aktarmış? banka size yükler, ama siz ablaya ayrıca dava açabilirsiniz.
bir de ablasıyla görüşüyormusunuz halen merak ettim. insan nasıl yüzüne bakar böyle bir şey yapıp, ya da nasıl yapar.
0
artci sarsinti
(28.11.16)
dün bir de çocuk görmeye geldi yüzsüz şerefsiz. biz hayretler içinde ne yüzle geldi diye birbirimize bakarken bunları yaptı şerefsiz. biraz gözünü korkuttuk, 15.000 lirayı öderim falan demeye başladı. tehdit iş görüyor maalesef.
0
🌸olsun lan bizi de seven olur
(28.11.16)
(41)

sosyal bilimler okuyanları küçümsüyor musunuz?

limoncello
Az önce alakasız bir duyuruda psikoloji okuyan kıza söylenenlere denk geldim de ki arkadaş okuduğu bölümle alakasız olarak zeki demiş kız için. Okunulan bölümün zekayla değil kişisel eğilimi, yetenek ve tercihlerle alakalı olduğunu düşünüyorum. Ha insanlar genelde nasıl iş bulurum, çok para kazanırı
Az önce alakasız bir duyuruda psikoloji okuyan kıza söylenenlere denk geldim de ki arkadaş okuduğu bölümle alakasız olarak zeki demiş kız için. Okunulan bölümün zekayla değil kişisel eğilimi, yetenek ve tercihlerle alakalı olduğunu düşünüyorum. Ha insanlar genelde nasıl iş bulurum, çok para kazanırım şeklinde tercih yapıyor o ayrı. Ama şu anki puanlardan bağımsız olarak çünkü şu an puanları yerlerde olan iktisat-işletme bölümler benim zamanımda hukuktan daha yüksek top puanlardı. Ha bu bölümlerin aöfte açılması bu bölümlerin aöfte okutulacak kadar basit olduğunu göstermez. İyi bir üniversitede ingilizce iktisat eğitiminin gayet zor olabileceğini biliyorum.

Kısaca psikoloji,sosyoloji,felsefe,hukuk,iktisat,işletme, uluslararası ilişk., siyaset bilimi okuyanları ve mezunları küçümsüyor musunuz kendinizce? Bazılarında böyle bir kibir var da bizim ülkede. Halbuki yurtdışında ne kadar tercihe dilen ve değerli bölümler.
Dil-edebiyat, iletişim, güzel sanatlara da direkt gerizekalı gözüyle bakılıyor ehrhalde toplumda.

Not: sosyal bilimler okumadım.
0
limoncello
(23.11.16)
evet. kibirle alakası yok ayrıca, başarısız insanlar genelde sosyal bilimci oluyor ülkemizde (istisnaları elbette var).
0
giovanne
(23.11.16)
Bazı bölümler moda oldu maalesef. Psikoloji de bu bölümlerden biri. Çünkü bizim kullandığımız psikoloji kelimesiyle bilim olan psikoloji kelimesi birbirinden çok farklı. Nasıl ki bugün evrim teorisini insanlar komplo teorisi şeklinde algılıyorlarsa psikoloji bilimini de insanların dertleriyle uğraşan bir disiplin olarak görüyorlar. Bir de son zamanlarda özel üniversitelerde açılan psikoloji bölümlerinde Pelinsu gibi tiki kızlarımızın okuması psikolojinin o ağırlığını biraz yok ediyor. Genç Pelinsular alınmasın, ancak eskiden psikolog denince deneysel çalışmalar aklımıza gelirken şimdi kişisel gelişim üzerine şekillenen bir psikoloji aklımıza geliyor. Bu da bu tip bölümlerin herkes tarafından kolayca eleştirilmesini mümkün kılıyor. Mühendislik böyle değil, çünkü gerçekten sadece belli bir kesimin hakkında yorum yapabileceği konular içeriyor. İngiliz dili, Alman dili gibi bölümlere saygım var, ama yine de çok yaygın olması sebebiyle iktisat, işletme gibi bölümlerin kendini geliştirmemiş öğrencilerine pek sıcak bakmıyorum.
0
dissendium
(23.11.16)
@giovanni bunu nasıl genelleyebiliyorsun, zibilyon tane düşük puanlı mühendislik ve temel bilim var iş sahaları kısıtlı olduğu için. 200 binden mühendis alınıyor şu an. Şu saydığım bölümler de çok kaliteli,güzel bölümler değil mi ? Bu bölümlerde okuyan herkes überdir demiyorum tabii ama diğer bölüm öğrencileri de en az onlar kadar başarısız. Eğitim sistemimiz ortada. Bizim zamanımızda isteyen herkes lisede fen seçebiliyordu, boş beleş birçok adam girdi. Mühendis bilmem ne falan oldu
0
🌸limoncello
(23.11.16)
Kucumsemek degil aksine ibretle bakiyorum. Kucumseyenlere gerizekali gozuyle bakiyorum. Genelde kucumseyen insanlarin bilimden, sanattan anlamadigini gozlemliyorum.

Not: Hardcore sayisalciyim.
0
evrim halkasi
(23.11.16)
Bunlara doğrudan gerizekalı gözüyle bakmak zekanın nasıl bir şey olduğuyla ilgili gram bilgiye sahip olmamanın göstergesi.

Hele "psikolojiyi yanlış biliyorlar ondan seçiyorlar tikiler" deyip de böyle abuk subuk beyanlarda bulunmak komik tezatlar. Ekşide iki başlık okudum diye herkesten iyi biliyorum moduna girmemek lazım.

Soruyu soran arkadaş zeka derken analitik zekadan bahsediyor galiba.
0
Adramelekhh
(23.11.16)
.net evet

dip not: Adramelekhh katılmamak elde değil.

Bir insanın (hatta varlık) seçimleri ve istekleri sonucunda "küçümsenmek" kelimesini kullanabilmesi, onun bu konudaki kendi ezikliğini(noksan bir düşüncesini) ortaya çıkarıyor gibi geliyor bana. Zira dünyada hiçbir kimse seçimleri ve seçimsizlikleri ile küçümsenmeye değer değildir. Çünkü biz buna değeriz, ricoyss
0
kozm
(23.11.16)
küçümsemem, mesleğe dikkat edeceksem beni bölümü değil üniversitesi bağlıyor.
0
cabiday
(23.11.16)
@adra, ben gerçeklerden bahsediyorum, Ekşi Sözlük'ü zaten okumuyorum. Senin bilip bilmeden benim yazdıklarıma abuk subuk demen daha komik. Facebook'ta özel üniversitede psikoloji okuyan birçok arkadaşım var. Bir tanesiyle aynı liseden mezun olduk. Kız açık açık, sayısal bana zor geliyor, ben eşit ağırlığa geçiyorum diyerek tamamen kolay olduğu için psikoloji seçti. Bunların hepsi tanıdığım kişiler. Tercih dönemlerine bire bir tanık oldum.
0
dissendium
(23.11.16)
@dissendium: Yaptığın genelleme yanlış. Mesela tezsiz yüksek lisans yapan bir sürü insan var, çoğu sırf askerliği ertelemek için.

Senin mantığınla yüksek lisans yapmak da amaçsız, askerliğe gitmemek için yapılan bir şey.

Edit: Yani ortalamaya vurursak (ki saçma bir ölçüt), bu insanların analitik zeka olarak biraz altta olduğunu belki gözlemleyebiliriz ama mesela türk insanını da ortalamaya vurursak böyle bir şey çıkacaktır. Bu tarz önyargıların sıkıntısı bu zaten. Önyargılar ve steryotipler işe yarar şeyler olabilir ama böyle genel beyanlarda bulunurken başvurulmaması gereken şeyler. İşin ahlaki kısmı da var ayrıca.

Öte yandan ben bu konuda tarafsız olsam da analitik zeka dediğimiz şeyin ölçütlerinin hepsinin yanlı (biased) olduğunu iddia eden de çok, mesela iq testinin iq testini yapabilme yetisinden öte hiçbir şeye kesin kanıt olarak kullanılamayacağını öne sürüyorlar. Tanıdık geliyor mu? Aynısını öss için de söylüyoruz.
0
Adramelekhh
(23.11.16)
@dissendium, senin arkadaşlarının seçimleri bu durum için genelleme yapmanı mı sağlıyor. O zaman keşke ekşi sözlük okuyup bunu yapsaydın, kitle daha fazla orada. vay be kafaya bak!
0
kozm
(23.11.16)
ben sosyal bilimlere meraklıyım ancak maddi nedenlerden dolayı yönelmedim. sırf merakım olduğu için kendim tarih ve psikolojiyle ilgili kitapları bulup okuyorum. ancak böyle gerizekalıca bir algı var. adam dandik bir okulda mühendislik okuyor boğaziçi psikoloji, işletme öğrencisini küçümsüyor. halbuki o öğrencilerin matematik netleri ve bilgisi dandik okuldaki mühendislik öğrencisinden daha fazladır.

diğer taraftan sayısal ağırlıklı bölümlerde okuyan insanlar da şu yüzden küçümsüyor. ne var ben de yaparım diye düşünüyorlar. oysa psikolojide, siyaset biliminde başarılı olmak oturup da notları ezberlemek değildir. oturup inek gibi her şeyi ezberlerseniz bu bölümlerden iyi notlarla mezun olursunuz ancak bu bu alanlarda yetkin olduğunuzu göstermez. sosyal bilimler biraz da entelektüel birikimle, olayları analiz etme yeteneğiyle alakalıdır.
0
black mamba
(23.11.16)
küçümsemem asla ama okuduğu bölümle ilgili abuk subuk tespitler yapıyorsa mal la bu derim.
0
basond
(23.11.16)
@adra, kim psikoloji okumak amaçsız dedi? Konuyu çarpıtma. Özel üniversitelerde psikoloji okuyanların birçoğu moda olduğu için psikoloji okuyor dedim. Bu genellemenin nesi yanlış? Adam akıllı psikoloji okuyan yok mu? Tabi ki var, onlardan bahseden yok zaten.
0
dissendium
(23.11.16)
Ahaha konuyu çarpıtmadım ki ben, sen teşbihi anlamamışsın. Orda benzerlik kurduğum şey amaçsızlık değil.

Benzerlik şöyle:

1) Sayısal yapamadığı için (örnek bir argüman) sosyal bilimler okuyanların çokluğu -> sosyal bilimler okuyanlar için sayısal yapma yetisi üzerinden genelleme yapmak.

2) Askerlik ertelemek için, asıl amacının dışında yüksek lisans yapanların çokluğu -> yüksek lisans yapanların niyeti, ciddiyeti veya amacı üzerinden genelleme yapmak.
0
Adramelekhh
(23.11.16)
bakin bizim ulkemizin tarihine. yoneticilerimiz hep sosyal bilimci ve maalesef kotu yonetiliyoruz.

Ben lise okurken falan hep basarisiz olanlar sosyal bilimci oldu.

Yanlis anlasilmasin sayisalcilari yuceltmiyorum ama allah askina gidin bi iibf fakultelerinin durumuna bakin sonra daha reel bir elestiri yapin.
0
giovanne
(23.11.16)
@kozm, bırak bu işleri. Sendeki kafa daha garip. Bire bir gördüğüm arkadaşlarımdan mı yola çıkayım yoksa Ekşi Sözlük gibi herkesin bol keseden salladığı bir ortamdan mı yola çıkayım? Ekşi Sözlük'ü sırf daha kalabalık diye daha gerçekçi kabul ettin. O zaman açılan tüm troll başlıkları da gerçeklik payı taşıyor bu durumda. Çünkü psikoloji gibi başlıklar da sürekli trolleniyor.
0
dissendium
(23.11.16)
bilim ve teknolojideki buyuk sicramalari hep muhendis kokenli yoneticiler sayesinde yaptik
0
giovanne
(23.11.16)
@adra, o zaman sana bir genelleme daha yapayım. Türkiye'de birçok öğrenci sayısal bölümlerden anlamadığı için ya da zor geldiği için eşit ağırlık, sosyal bilimler gibi bölümlere kayıyor. Bilerek ve isteyerek eşit ağırlık seçen öğrenci sayısı az. Dediğim gibi ben gerçeklerden bahsediyorum. Sen ideal bir popülasyondan bahsediyorsun.
0
dissendium
(23.11.16)
Ben bölümü değil de elimde olmadan üniversiteyi çok küçümsüyorum. Türkiye'de iyi sayılabilecek 5, bilemedin 10 üniversite var. Eğer bunlardan birinde eğitim görmemişse direkt kafamda eksi puan veriyorum o kişiye. İster tıp okusun isterse atom mühendisliği, eğer o kişi zıttırıbüzük üniversitesi ikinci öğretiminde falansa hiçbir saygınlığı kalmıyor benim gözümde. Böyle düşünmem hoş değil biliyorum ama engel olamıyorum kendime.

Bu arada "Ama sınavlar zeka ölçmüyor :( :( :(" diyen kişilere g.tümle gülüyorum. Zeka dediğimiz şey zaten bulunduğu ortama uyum sağlama becerisi değil midir? E biz Türkiye'de yaşıyoruz, maalesef her şeyi sınava tabii tutan leş bir eğitim sistemimiz var. Bunu kabullenip geleceği adına gerçekçi kararlar verebilen ve bu uğurda çaba sarf eden kişiler benim gözümde zeki insanlardır.

Not: Sosyal Bilimler mezunu değilim.

Edit: @Adramelekhh neden bu kadar hırslandın ki? Afahagsgsh tamam tamam en zeki sensin :D
Edit 2: İyi ki hırslanmamışsın yani, 30 ayrı cevap verip 70 paragraf yazı döşemişsin. Beni kale alıp bu kadar uğraştığın için teşekkür ediyorum açıkçası. Ben aynısını sana yapmazdım, senin için bu kadar uğraşmazdım. Onore oldum :D
0
köstebek kurabiye
(23.11.16)
ne okulu, ne okuyanı, ne de üniversiteyi küçümserim. kimin ne cevherler gizlediğini asla bilemezsiniz. çorbanın içine 10 tane malzeme koyarsınız. hepsinin tadı, lezzeti, vitamini farklıdır. o malzemelerin birini eksik koyarsanız tadınız kaçar. herkesin eğitimine saygı duyun.
0
cliquot
(23.11.16)
Hayır zekayla adaptasyon aynı şeyler değil.

Götünüzü başka yerlerde açın lütfen.

Ben anlamıyorum neden zeka denen eşyle ilgili en ufak ciddi bir bilginiz yokken böyle götümle gülüyorum filan yazıyorsunuz? Köstebek yazdığın şey o kadar komik ki neresinden tutsam elimde kalır. İlginçsiniz yani. Ben yanlış anlaşılmasın diye sürekli üslubumu tıraşlıyorum yazılan şeye bak vay arkadaş.

Biraz mantık ya.

Edit: @dissendium: Hayır ben idealden filan bahsetmiyorum, duyuruyu tekrar oku istersen neyi soruyormuş.

Bakın size özet geçeyim. Bir insanı veya bir grubu sadece sosyal bilimler okumayı seçmiş diye küçük görüyorsanız veya küçük görmeyi ısrarla haklı çıkarmaya çalışıyorsanız haksızsınız. Böyle tek bir şeyden devasa çıkarım kasacaksanız mesela -tek bir şeyden devasa çıkarım kasanları küçümseyebilirsiniz.
0
Adramelekhh
(23.11.16)
şuna eminim ki hepimizin orda-burdaki üniversitelerde sosyal bilimler okuyan ve zehir gibi kafası çalışan tanıdıkları, ya da itü odtü vs. de mühendislik okuyan ama hiçbir şeyden anlamayan embesil arkadaşları olmuştur. şahsen benim çok fazla oldu. o yüzden genelleme yapmak yersiz.

sadece şunu söyleyebilirim, özel üniversitelere burssuz giren ve sırf elinde bir diploma olsun diye baba parasıyla ve zorlamasıyla ittire ittire 917472 yılda okul bitiren zengin ve "salak" insanlar var. bunlar da genelde sosyal bilimler bölümlerini seçiyor çünkü evet okuması mezun olması daha kolay. ama bunun o insanların zekalarıyla alakalı bir durum olduğunu düşünmüyorum. ailelerinin salakılığı. babaları zamanında fazla güven vermiş bunlara, şımartılmışlar ve hiçbir gelecek kaygısı duymamışlar. o zengin ve şımarık çocuğu 3 yaşında ailesinden alıp bir memur aileni yanında büyüt, belki de büyüyünce kansere çare bulacak. bilemezsin.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(23.11.16)
@köstebek:

Bak sana yazdığınla ilgili en göze batan mantık hatasını anlatayım.

Sen diyorsun ki "adaptasyon zekadır, uyum sağlayan zekidir." Bu bahsettiğin insanlar sayısal yapamadıkları için bu bölümlere yöneliyorlar, hatta "baba parasıyla okuyan mal" diyeceğiniz tipler de aynı şekilde yapamadıkları için veya yapmak istemedikleri için parasını basıp diplomayı alıyorlar ve geçiyorlar. Bu insanların yaptığı uyum sağlamak değil mi? Uyum sağlamak zeka göstergesi değil miydi?

E hani salaktı?

Salak olduğu varsayımı ile başladık, senin hipotezini uyguladık ve tezatla karşılaştık. Sosyal bilgiler mezunları bile bu tarz hipotez yanlışlama işlerini bilir hani. Sosyal bilimler mezunları bile...

Umarım anlayabilmişsindir.

Tanımlarla ilgili ciddi problemleriniz var, sarf ettiğiniz kelimenin ne anlama geldiğini düşünmeden hışımla savuruyorsunuz.

Dediğim şey zekanın sandığınız gibi tek yönlü bir şey olmadığı yönünde. Burda yazarken rastgele salak demenin bile ne anlama geldiği hakkında en ufak fikriniz yok. Tavan IQ puanı alıp kişilik olarak çoğumuzun salak olarak nitelendirebileceği bir sürü insan var. Ne demek istediğimi anlayabiliyor musun?

Bu son cümlemde iq testinin zeka ölçmediğini ileri sürmüyorum, senin zeka anlayışındaki boşlukları gösteriyorum.

IQ testinin zeka göstergesi olmadığı iddiasını da sadece farklı bir fikir olarak verdim.

Edit: "niye hırslandın ki en zeki sensin tamam xdxd" yapmışsın editleyip. Vallahi tebrik ederim :D Gelip argo laflarla cahilce girişen sensin ben burda sakin sakin dert anlatmaya çalışıyorum. Hem hırslanmış olsam da bu tartışmamızla ilgili hiçbir şeyi değiştirmez, gerçekten böyle şeylerin seni daha haklı göstereceğini mi sanıyorsun? Yani gerçekten "sen sosyalcisin kesin o yüzden böyle diyorsun" gibi ilkokullu argümanları yapacaksanız burda bile yandık.

Edit 2: Ne demek, önemli değil.
0
Adramelekhh
(23.11.16)
bölüme göre değil de üniversiteye göre kafamda bir önyargı oluşuyor ama iyi bir mühendislik bölümü kazanıp ot gibi gezen adam da gördüm. iyi bir üniversitede sosyal bilimlerde okuyan kişi ise ister istemez düşünmeye zorlanıyor en azından.

"bakin bizim ulkemizin tarihine. yoneticilerimiz hep sosyal bilimci ve maalesef kotu yonetiliyoruz."

hmm. evet siyaset bilimcileri hemen mezuniyet sonrası devletin başına yönetici diye atıyorlar. bürokrasi ile politikacı arasındaki farkı öğrenmenizi ve ondan sonra tespitte bulunmanızı öneririm.
0
sporty
(23.11.16)
sosyal bilimler değil de "ahmet üniversitesi" gibi sikimsonik özel üniversitelerde okuyanları küçümsüyorum. bir de burslu okuyorum diye havaya giriyorlar.
0
suicides underground
(23.11.16)
Sosyal bilimleri küçümsemeyi direkt az gelişmişlik, vizyonsuzluk ve aşağılık kompleksiyle ilişkilendiriyorum.

Lisede bana sayısal seçtirdiler, kafam çalışıyor sayısal dersleri yapabiliyorum diye. Oysa dil bilgisi ve edebiyat derslerim de oldukça iyiydi ve psikoloji okumak istiyordum. ÖSS'de Türkçe-1 testini yanlışsız yaptım, matematik/fen de iyiydi işte. Mimarlık okudum (iyi ki), nispeten mühendisliklerden daha yakın geldiği için.

Lisede eşit ağırlık okuyanları başarısız olanlar gibi görmeseydi babam, üniversite sınavında derece bile yapardım. Biraz da bu anlayış yüzünden ortalıkta işinden dolayı mutsuz olan bir ton insan var.
0
gmzo
(23.11.16)
Ben genel kültürü düşük ve kendini geliştirme çabası içinde olmayan bilgiyi gereksiz gören herkesi kucumsuyorum bölümünden bağımsız.
0
passive aggressive
(23.11.16)
ben de genelde mühendisleri küçümsüyorum. sayısalcıların diğer dalları için de büyük kısımla aynı düşünüyorum. sayısala aklı ermeyen veya çalışmaya götü yemeyen adam daha kolaydır diye diğer alanlara yöneliyor. lise okuyan herkes bunu bilir zaten. bilerek isteyerek ben hukukçu, tarihçi olacağım diye tm ve sözel yazan kişi sayısı az.

gelelim mühendislere, mühendisler gerek genel kültürsüzlük sendromuna gerekse fallacy dediğimiz ''düşünme hatalarına'' çok defa düşüyorlar. zekaları ile alakalı olduğunu sanmıyorum, sadece pratik çözüme odaklı eğitim aldıklarından olabilir. ve dümdüz adamlar oluyorlar genelde. Bir mühendisin tarif, tahkik, tasnif, tahlil, terkip şeklinde bir sosyal meseleyi incelemesi mümkün değildir mesela illa ki fallacye düşer. Ama bir fizikçi yapabilir bunu.
0
jangbogo
(23.11.16)
Yakin cevremdeki 5li arkadas grubumun 3ü makine mühendisi, 1i elektrik muhendisi. Tek sozel bolum okumus olan benim.

Aramizda bir kez olsun muhabbeti gecmedi konunun. Üniversitede tanismistik. Kafadan 8 yili var arkadasligimizin.

Bence bolumle ilgili genellemeler yapan insanlar hem issiz hem de sığ. En azindan bizim ortamimiza giremeyeceklerine inaniyorum.
0
la rana
(23.11.16)
@giovanni ülkenin bu hale gelmesinin müsebbiblerinden özal, demirel ve erbakan mühendis ve hatta itü mezunu. Siyasetçi olan herkesi siyaset bilim, uluslararası ilişkiler mezunu mu sanıyorsunuz nedir? Okey iibfler ki iibf diye genellenip aynı kefeye konulmasını da doğru bulmuyorum süper çok başarılılar demiyorum aynı şey mühendislik fakülteleri için de geçerli kendim de bir mühendis olarak söylüyorum. Puan olaraksa da 200 bininci adam da devlette ve özelde mühendislik kazanabiliyor, daha yakın zamana kadar uzaktan eğitimle mühendis olunabiliyordu.
edit: ek olarak şuanki başbakan da itü mezunu gemi mühendisi. Haa evet mühendis kökenli yöneticileri sayesinde çok aşama kaydettik doğrudur.
0
🌸limoncello
(23.11.16)
zekayla ilgili herkesin ayrı bir tanımı var. Öss, kpss gibi sınavlarda yüksek puan almak da ortalama bir zeka (gerizekalı olun demiyorum ama einstein olmaya da gerek yok)ve düzenli iyi bir çalışmayla sağlanacak bir durum. Yani zeka değil çalışkanlık ve azim göstergesidir. Ayrıca ülkeye uyum sağlayacağım diye sırf iş garantisi ve iyi para var, prestiji yüksek diye örneğin sevmediğim ve mutsuz olacağım bir bölüm mesela tıp seçmezdim. O zaman herkes tıp okumalı. Bu da akıllıca değil. Hem ilgi alanı ve eğilimler hem de iş koşullarıyla doğru orantılı seçim yapılmalı.

Ayrıca özel üniversitede paralı tek haneli mat netleriyle endüstri mühendisliği, bilmem ne mühendisliği okuyanlar da çok fazla. Boş beleş insanların hepsi ,işletme okuyor doğru değil. @dissendium evet kızlar arasında hukuk, psikoloji bölümlerinden yükselen bir trend var ve özel üniversitelerde ücretli olarak nispeten düşük puanlarla okuyorlar, babaları zaten mezun olunca ofis açıyor onlara ama parasıyla da osla hakkıyla okuyan da çok. Ayrıca paralı okumak da küçümsenecek bir olay değil, keşke herkesin öyle bir fırsatı olsa
0
🌸limoncello
(23.11.16)
bu arada vakıf üniversitelerindeki burslu kavramı da iyice yalama oldu. Önceden ya burslu ya paralıydın. Notların iyiyse yüzde 50 başarı bursu kazanırdın belki. Şimdi önünden geçsen burs verecek, mütevelli heyette tanıdık varsa burs versin, sporcuysa burs evrsin yüzde 25 yüzde 75 burs yok yüzde 55,5 burs işi ticarete döküyor. Şu an bir çok vasıfsız devlet ve vakıf üniversitesi var. Burslu denince başarılı öğrenciler olurdu 2010 öncesi girenler için, şimdi burslu bile olsa düşük puanlarla giren çok kişi de var çünkü çok fazla vasıfsız okul var
0
🌸limoncello
(23.11.16)
@köstebek kurabiye

ilk parafta, adam elinde olmadan,nefsine veya duygularını kontrol edemediğini anlatmış ve bununla yanlış yaptığını itiraf etmiş.

ikinci parafta, soru sormuş;
Zeka dediğimiz şey zaten bulunduğu ortama uyum sağlama becerisi değil midir?
değildir. bkz. einstein :) o senin dediğin modifikasyon ve zekayla ilgisi yok :))

@dissendium mantığıyla yola çıkarsak; kendi hatalarının bilincinde olan ve henüz bu duruma hakim olamayan birinin tespitini pek sallamamak gerecektir.

ve özet;

"Afahagsgsh tamam tamam en zeki sensin :D"

abi ne yiyip, ne içiyorsunuz siz :)
0
kozm
(23.11.16)
Ya hu siz okuduğunuzu anlamamada neden bu kadar ısrarcısınız? Sanki sayısalcılara zeki, sözelcilere aptal demişim gibi bir algı oluştu. Benim yukarıda yazdığım cevabın neresinden bu sonuç çıkıyor bana söyler misiniz lütfen?

Tekrar ediyorum, ben bölümü değil, üniversiteyi küçümserim yazdım ve bu yazdığımın da arkasındayım. Zeka konusunda yazdıklarımın da arkasındayım. Bir kişi eğer Türkiye'nin önde gelen üniversitelerinden birinde okuyorsa ben bu kişinin kafasının çalıştığını düşünürüm. Bu tamamen benim görüşüm, siz katılmamakta serbestsiniz. Ben Boğaziçi İşletme'de okuyan birine küçük bir şehrin dandirik bir üniversitesinde Mühendislik okuyan birinden daha fazla saygı duyarım. Altını çizerek söylüyorum, BU TAMAMEN BENİM GÖRÜŞÜM. Benimle aynı fikirde olmayabilirsiniz; lakin saldırmak neden? Stres mi atıyorsunuz üzerimde napıyorsuz.
0
köstebek kurabiye
(23.11.16)
küçümsüyorum
0
sherbert
(23.11.16)
ayrıca odtü,boğaziçi, gsü gibi devlet üniversiteleri ve birçok vakıf üniversitesinde de öğretim dili ingilizce ve gsü için fransızca. Bu bölümleri oralarda ingilizce fransızca okumanın kolay olduğunu düşünmüyorum. Sayfa sayfa makaleleri ana dilinden başka bir dilde. Yeri gelip türkçe anlamakta zorlanacağın şeyleri ingilizce fransızca okumak zordur.
Bu arada zorluk kolaylık kişiden kişiye değişen şeyler. Mesela matematik sevmediği için psikoloji seçen diyeceğim ama tm adı üstünde türkçe matematik. İllaki matematik görecek. Ayrıca psikolojide ilk yıl matematik vardır. Çok ağır olmasa da. Şimdi bu kıza sevdiği şey kolay sevmediği şey zordur. O yüzden sevdiği ve ona kolay gelen şeye yönelebilir. Aynı şekilde lisede ve össye hazırlanırken paragraf soruları okumaya yerinen biri boğaziçi sosyolojide ingilizce sayfa sayfa makaleleri okumaya çalışırken cinnet geçirebilir ve çok zor gelir.
Onun haricinde hem sayısalı hem sözeli iyi olup sevdiği için sosyal bilimlere ki bu aslında tm oluyor, yönelen; hem de sevdiği için fen bilimlerine yönelen kendini bilen insan da çok var. Ha bizim zamanımızda iyi liselerde(fen ,anadolu, öğretmen gibi) sosyal bölüm açılmazdı genelde hem talep olmazdı hem idare açmak istemezdi. fen,tm ve dil olurdu genelde. Ama annem öğretmen olduğu için biliyorum genelde devlet düz liselerinde sosyal dediğimiz össde sözel diye geçen bölümlere genelde düşük beklentili, çalışmayan, haylaz tipler giderdi.
Şimdiki kız arkadaşımla aynı okuldan mezunuz ama okurken tanışmadık mesela o da iyi bir lise mezunu ve çalışkan bir öğrenciymiş ve bölüm seçerken herkes öğretmenler falan fen seçmesini beklemiş ama onun hedefi belliymiş tm seçmiş. Birileri beni küçümseyecek diye hayatım boyunca yapmak ve okumak istemediğim bir meslek ve bölüm seçmek istemedim demişti bir konuşmamızda. Ama evet başarılı öğrencilerin sayısal ve özellikle tıbba yönlendirilme durumu var. Ama bu çok saçma. Ama bölüm seçimleri de genelde aile,çevre, arkadaşlar, yüksek puan ve dersane rehberlik hocaları tarafından yönlendiriliyor ve isabetli değil genelde ve mutsuz çocuklar çıkıyor.

Bu arada üniversitedeyken bilgisayarda okuyan bir arkadaşım endüstricileri küçümserdi; onların okuduğu işletme gibi bir şey teknik bilgi namına bir şey yok diye. Yani endüstri de sayısaldan alıyor sözde. Ama bu da komplekslice bir durum bence. Endüstri de kolay diye geçen bir mühendislikti mesela.
0
🌸limoncello
(23.11.16)
@limoncello, bu durumun sonu yok zaten. bilgisayar endüstri'yi, mimar iç mimarı, psikolog psikolojik danışmanı, iibf'li öğretmeni, öğretmen iibf'liyi küçümser. işte bunların hepsi kompleks.

ayrıca kalburüstü üniversitelerin birinden mezun biri olarak, okuduğu üniversiteye göre de kimsenin yargılanamayacağını yüksek lisansta çok güzel öğrendim. iki kişi var dönemimde mesela, biri itü mezunu ve hayatındaki tek başarısı itü'yü bitirmek, öteki izmir ekonomi mezunu ve entelektüel birikimiyle diğerini dövmekle kalmaz, mahveder.

1-2 nesil büyüklerimizde imkansızlıklardan dolayı okuyamamış, şimdiki beyaz yakalıların %90'ını parmağında oynatabilecek ilkokul mezunu bir sürü insan var. 'oku, baban gibi eşek olma' mantığıyla yetiştiğimiz için, okuyunca bir bok olduk sanıyoruz. oysa eşekliğin baki kaldığını çok iyi biliyoruz. insanları bölümleri, üniversiteleri sebebiyle küçümseyenler de cehaleti alınmış eşekler. üzgünüm.
0
gmzo
(23.11.16)
@gmzo benim de izmir ekonomi mezunu çok çalışkan ve kültürlü 2 arkadaşım var ama tam burslu kazanıp okumuş kişiler, ücretli okuyanlara her ne kadar biraz önyargıyla yaklaşsam da bende de bu kırıldı. Mesela kadir hasta uluslararası ilişkiler bölümüydü yanlış hatırlamıyorsam bir arkadaşımın arkadaşı 2. girişinde anca ek kontenjanla paralı girmiş ama okurken başarılı olup yüzde 50 burs kazanıp bölüm birincisi olarak bitirmiş o kadar burslu kazanmış öğrenci arasında mesela. Bu adamın össde sorulan matematikle, bilmem neyle pek ilgisi yok belki ama okuduğu bölümü sevmiş, ilgisi varmış belli ki. Sınavda başarısız olsa da okuduğu bölümde başarılı olmuş.
Tabii ideal dünyada keşke herkes kendi eğilim ve alanlarına göre bölümde okusa.
Zorluk kolaylığın da tamamen bu ilgi alanı ve eğilimlerle alakalı olduğunu düşünüyorum. Ne gerizekalılar da tıp ve mühendislik bitiyor zorlanmadan.
0
🌸limoncello
(23.11.16)
* zeka


Sonuçta her kişi için bir karşılığı var. Belirli şeyleri sınıflandırıp zeka üzerinde eşleştirme yapmamak lazım.
0
şair eşref
(23.11.16)
universitenin meslek yuksek okulu islevi gordugu memleketten manzaralar...

iyi bir okulda sosyal bilimler okudum, universite diye isimlendirilen epeyce bir okulun epeyce bir bolumunu birkac ayda bitirebilecegime eminim.

anahtarimiz bilimsel kafa olmalidir. onu edinememis "universite mezunu" nazarimda isini iyi yapmayan herkes kadar hikayedir.
0
e haliyle
(23.11.16)
birkaç ayda bitecek okul müfredatı yok
0
🌸limoncello
(23.11.16)
(14)

Özlemediniz mi?

yatagants
o güzel muhabbet edip, iki kelam dertleşebildiğiniz, güzel zaman geçirdiğiniz insanları, kadınları, erkekleri?
o güzel muhabbet edip, iki kelam dertleşebildiğiniz, güzel zaman geçirdiğiniz insanları, kadınları, erkekleri?
0
yatagants
(20.11.16)
Özledik, kıskanıp anlamayanlar tarafından, sabote ediliyoruz.
0
Amiral Bristol
(20.11.16)
Ne kadar özlediğimi anlatmaya kalksam yeryüzünde bunu ifade edeceğim bir kavram yoktur herhalde. 10 sene önce zevkten ölecek dakikalar geçirirken sanki şu an donuk ve bitkisel hayatta gibi hissediyorum kendimi. Sanırım klasik 90'lar ve 2000'ler başı sendromu var bende.
0
sorumatik
(20.11.16)
Özleme hali bir vurgun gibi aslında, özgür isimsiz kimselere.
0
Amiral Bristol
(20.11.16)
beyni basmayanları ya da anlayıp da kendi kafalarında dünya yaşayanları çöpe atıyoruz.
0
evimin paspasi
(20.11.16)
özlemiyorum. çünkü hala o güzel muhabbeti ediyoruz.
0
Hendrix'e tapan adam
(20.11.16)
O vahşi atlar alıp başını gittiler.
0
Cursed Chico
(20.11.16)
Özledik tabi.
0
gozu acik sevisen yahudi
(20.11.16)
Özledim.

Bu da fonda çalsın bari, www.youtube.com
0
koskoca kirpi
(20.11.16)
Niye özleyelim lan, ozlenmek karşılıklı olmadıkça kendini kandirmak veyahut avuntudur. Yeni insanlar ile de bunu yapabiliriz. Bir de en fazla onlari değil o zamanları özlerim. Ikisi farklı şeyler.
0
karacigerim vur kadehlere
(20.11.16)
özlemez olur muyuz. cok ozledik
0
twelfth
(21.11.16)
@mermize sanırım en mutlu olduğumuz anlar,yerler ortak. 2006 yılı İzmir hayatımın en mutlu senesiydi belki de.Parasızlıktan Konaktan Göztepe'ye kadar yürüdüğüm geceleri bile özlüyorum bazen
0
turkuaz
(23.11.16)
Hayır.

Öyle ortamlarda benim başım ağrıyor çünkü insanları da konuşmayı da dinlemeyi de sevmiyorum.
0
köstebek kurabiye
(23.11.16)
köstebek kurabiye<3
0
sherbert
(23.11.16)
özledim. sabahlara kadar konuşup en az bir kere kavga edip konuşma bitmeden barışmamızı, o telefonu gülerek kapatmayı çok özledim.
0
guneslihavalardacokmutluoluyorum
(25.11.16)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.