"beni -tamamen- çözmüşsün" kısmı hiç şaşırtıcı değil çünkü bu benim özelliğim. dün arkadaşım patronundan bahsediyodu. hiç yüz yüze gelmediğim ve hakkında hemen hiç bir şey bilmediğim adamın kişiliği hakkında bi yorum yaptım; arkadaşım, yorumun cuk oturduğunu söyledi. başka hallerde, birisinin anlattığını anlayıp anlamadığımı teyid etmek için "durum şöyleyken böyle mi yani?" diye sorular sorarım ve "ayyyynen öyle!" cevabını alırım.
101 hocasının yöntemi çok işe yarar. zaten eklere ve ön eklere bakarak kelimenin anlamını çıkarmaya çalışmak, bu işin uzmanlık aşamasıdır ki özellikle TOEFL için kazanılması şart olan bi beceridir. sinekten yağ çıkarır ve kelimenin anlamını bilmediğin halde doğru şıkkı işaretlersin.
benim verdiğim örnekte 3. karşılaşmanda artık kelimenin anlamını kendiliğinden anlayacağını söylüyorum. 3. olmasın da 5. olsun. sen bu yöntemin doğruluğuna ve üstünlüğüne inan ve fihristi kafanda yap. şu anlamları bi yere not etme işinden de vazgeç. kafana not et ama sözlükten bakıp öğrendiğin anlamları değil, "karine" ile, hatta "kan, ter, gözyaşı" ile ya da daha doğru bi tabirle, "%100 yerli sermayenle, beyninin gücüyle, tamamen kendi emeğinle" öğrendiğin anlamları... giderek ve "tedricen" (yani gradually), mucizevi bi şekilde kelimelerin anlamını doğru tahmin etmeye başladığını göreceksin. ama bunun için, dediğim gibi, sözlükle, fihristle filan uğraşmadan, kesintisiz okuyacaksın.
bi yedi sekiz sene önce volkswagen'in bi reklamı vardı: "biz bir milyon araba yaptığımız için araba yapmayı iyi biliyoruz" mealinde. işte o reklamdaki gibi, senin context'ten anlam tahmin etme yeteneğin, yüzlerce, binlerce sayfa metni, sözlüğe bakmadan, kesintisiz ve anlam tahmin etmeye çalışarak okumana dayalı olarak gelişecek.
tekrar ediyorum, daha fazla cümle okumana engel olacağı için, kaldır at şu defteri, sözlüğü, fihristi. karate kelimesinin anlamı nedir? "boş el". sen de elindekileri bırak bi kenara. metinle baş başa kal. elinde hiç bi silah olmadan, sadece bileğine, yani beynine güvenerek çık yola. okuduğun metni iyi seçeceksin. yani seviyene uygun olacak. tutup washington post'ta veya the guardian'da makale okumakla başlarsan, şevkin kırılır. bi kere okuduğun metnin konusu, senin çok ilgini çeken ve hakkında epeyce bi şey bildiğin bi konu olacak. hakkında en ufak bi fikrinin olmadığı bi konuyu kavramak için okumaya kastırmayacan şu sıralarda. farz-ı muhal en sevdiğin ve en iyi bildiğin konu gitar olsun veya rock müzik olsun. onunla ilgili yazılar okuyacan. hem ilgin besleyecek şevkini hem de beynin iş yapıyomuş gibi hissetmeyecek, çekirdek çitliyormuş gibi hissedecek.
gelelim yeni sorulara:
1- eğer cümlede 2-3 tane bilmediğimiz kelime varsa ne yapacağız?
çok basit: içinde 2-3 tane bilmediğin kelime olduğu halde, o cümleyi anlamaya çalışacaksın. anlayamadığında da hiç kasmadan ve küsmeden bi sonraki cümleye geçeceksin.
2- sen şimdi dedin ya, ikinci veya üçüncü seferde doğru tahmin eder hale geleceksin diye, doğru tahmin ettiğimizi nereden anlayacağız?
o bir his. tarif etmesi zor. ama geliştirilebiliyor. mesela bir metinde silahlı kuvvetten bahsediliyor ve ikide bir deployment kelimesi geçiyor böyle mekanlar tarif edilerek. "ulan sakın bu "konuşlandırma" demek olmasın?" hissiyle tekrar okuyacan o cümleyi ve "evet evet, bu en çok "konuşlandırma"ya uyuyor" diyip geçecen. bak, hâlâ sözlükle filan uğraşmıyosun. ama %80 eminsin o kelimenin konuşlandırma demek olduğundan. beşinci defa karşılaştığında artık oran %100'e yaklaşır. önemli olan HACİM ve SEZGİ. okuduğun metnin hacmi ve buna bağlı olarak geliştireceğin sezgi.
Burada işin püf noktası ne biliyo musun? Hani biceps geliştirmek için, ağırlıktır, barfikstir her ne haltsa, ondan çalışılıyo ya, işte aynen onun gibi, beyninin "kelime anlamı tahmin etmeye yarayan yeri" her neresiyse, onu geliştiriyosun bu yöntemle. Practice makes it perfect!
eğer ille de kalem defter bi şey çalışmak istiyosan, otur Latince önek ve sonekleri yani az biraz etimoloji çalış. kelime anlamı tahmin etmende çok işine yarar.
bonus: Türkçe'deki düşman kelimesinin kökenini biliyo musun? dys + man kelimelerinden geliyomuş. dys (ya da dis) kötü, man ise mantalite (ya da mentality)'deki man. yani kötü zihinli, kötü fikirli demek. bu bilgiden hareketle, dis ya da dys ile başlayan kelimelerde bi olumsuzluktan şüphelenecen.
www.nisanyansozluk.comaha bu da benden sana doğumgünü hediyesi olsun:
en.wikipedia.org