Giriş
(10)

Spor Süreniz

rock n roll
Günde kaç saat spor yapıyorsunuz ve ne tip sporlar?Ben 1,5 saat spor yapıyorum. 1 saat yürüyüş, yarım saat alet çalışıyorum. Ara verdiğim yogayı da dahil edeceğim.
Günde kaç saat spor yapıyorsunuz ve ne tip sporlar?
Ben 1,5 saat spor yapıyorum. 1 saat yürüyüş, yarım saat alet çalışıyorum. Ara verdiğim yogayı da dahil edeceğim.
0
rock n roll
(04.06.24)
Haftada 4 gün strength training. Ortalama 50 dakika.
Haftada 2-3 gün dagda yürüyüş, 40-50 dakika.
0
logisticsmanager
(04.06.24)
Bana bir spor hocası 50 dk dan sonrası sırf yorgunluk, üstüne çıkma dedi. Hiç araştırmadım, işime geldi, sorgulamadan rutinime kattım.
0
sekizdokuzon
(04.06.24)
haftada 4 gün 1 saat yüzüyorum, en az 2500 metre kadar. onun dışında gün içerisinde de hareketliyim zaten. tam olarak spor sayılmasa da mutlaka 10 bin adım atıyorum.
0
stronzo
(04.06.24)
Haftada 4. Gunluk bazen 50 bazen 90 dk sporun cesidine gore. Crossfit, reformer pilates, hiit, total muscle body, mat pilates yapiyorum, bazen de soft gideyim deyip yuruyuse cikiyorum nabiz kontrollu.
0
mor oje
(04.06.24)
sabah uynadığımda basit egsersizler 10-15dk

haftada 2-3 defa fitness max 1 saat ya da yüzme yarım saat
fazlası gereksiz yoruyor
ve aşırı besleneme gerektiriyor bu da zararlı bünyeye
0
bir soru sorcam
(04.06.24)
Boks yapıyorum haftada 3 gün 1.5 saat ama zor gelmeye başladı bana 40'a yaklaştım. george foreman değilim sonuçta.
0
komando kani var bende
(04.06.24)
Cumartesi ve Pazar 12’şer km koşu, üstüne arkadaşlarla 6’şar km yürüyüş. Aynı günler 45 dk civarı ağırlık antrenmanı. 6 saat
Hafta içi üç gün, 5-10 km koşu, 45 dk ağırlık antrenmanı. Her spor gününde mutlaka bacak çalışırım. 5-6 saat de bunlar tutar.

Haftada 11-12 saat toplamda. Sitede ve sahilde yürüyüşleri saymıyorum. Onlar da 3 - 4 saat tutar.

Tatildeysem, ağırlık antrenmanı yerine yüzme olur, koşuları aksatmam. Bu rutinimi kesinlikle değiştirmem.
0
gabe h coud
(04.06.24)
Şu cevapları görünce nasıl imrendim. Karaciğerimden rahatsızlanmadan önce her sabah 6dan 8e kadar, akşam da 8den 10a kadar boks antrenmanları olurdu. Şimdi 2 kat merdiven çıkınca suratım pancar gibi kızarıyor.
0
numlock
(04.06.24)
Haftada 4-5 gün 40-50 dakika calisthenics&agirlik antremani, havalar isininca bu rutini bırakıp her gün ya da gün aşırı denizde paletle 2-3 km yüzme, eylül ekim gibi tekrar başa dön.

En dikkat ettiğim şey de overtraining olmamak. (Sonrası uykusuzluk, sonrası düşmeyen yüksek nabiz)
0
makbur
(04.06.24)
haftanın 3 günü, 1 saat (2000-2500 metre civarı) yüzüyorum.
0
kibritsuyu
(25.06.24)
(24)

Birinin ölmesini istediniz mi hiç?

sekizdokuzon
Ben bugün istedim ve 37 yıllık hayatımda ilk kez birinden iliklerime kadar nefret ettim. Odadaki sineği peceteyle öldürmeden dışarı atan bir insanım ama sanırım bu insan yeryüzünden eksilse herkesin hayrına olur.Negative vibe için özür dilerim, iki buçuk senedir hayatımı alt üst eden, benden her tür
Ben bugün istedim ve 37 yıllık hayatımda ilk kez birinden iliklerime kadar nefret ettim. Odadaki sineği peceteyle öldürmeden dışarı atan bir insanım ama sanırım bu insan yeryüzünden eksilse herkesin hayrına olur.

Negative vibe için özür dilerim, iki buçuk senedir hayatımı alt üst eden, benden her türlü faydalanan bir anası vesikalı sinirlerimi allak bullak etti. Bazı insanlar sanırım ölmeli ya. Özellikle bunları niye seviyoruz, kurtarmaya falan çalışıyoruz? Dümdüz ölsün.
0
sekizdokuzon
(04.06.24)
Yok istemedim. Ölmekten beter etmek tercihim genelde. Hayırdır sana noldu?
0
numlock
(04.06.24)
Anlatırsam ne kadar aptal bir insan olduğum anlaşılır. Kısaca bahsettiğim zaman zarfı boyunca fiziksel ve psikolojik şiddete uğradım, ülke değiştirmeme rağmen peşimi bırakmadı ve beni hala bir şekilde kullanmaya yüz buluyor. İnanamıyorum ya. İnanamıyorum. Üstelik beni güzel ve çekici bulmuyor bu adam. Paramı yiyor, aşk vaadiyle kandırıyor. Ya çok özür dilerim, sabahtan beri sinir krizlerindeyim. Çok özür dilerim ama kafama s*çayım ya, kimse mi sevmedi seni. Lanet olsun şu çocuklarınıza ilgi, sevgi gösterin. Her sevgi vaadine tuzlukla koşmasınlar. Kahroluyorum kendime, lanet olsun cidden.
0
🌸sekizdokuzon
(04.06.24)
evet. buna hayir diyen yalan söyler.

keske hic olmasaydin hayatimda, keske seni hic tanimasaydim demek bile keske yok olsaydin in mild versiyonlari.
0
robert bosch
(04.06.24)
çoook
0
jülsezar
(04.06.24)
Evet istedim ben de sıradan kendi halimde zararsız bir insanım oysa

Senin durumun için de aptallık ettiysen ettin, her insanın hayatta farklı tekamül anları var, sen de bunu aştın, bundan sonra hem onun hem başkasının ekmek kırıntılarını farkedip önemsemezsin
0
grimavi
(04.06.24)
Yasadiklarinizda, size dusen sorumlulugu almayi deneyip, sefkatle ve durustlukle kendinize bakarsaniz karsinizdaki insanin olmesini istemek yerine kendiniz icin daha saglikli bir yasam istemeye baslayabilirsiniz.
0
kassiopeia
(04.06.24)
Ben yine daha sağlıklı bir verisyonuma dönüşeyim o başka birine zarar vermeden ölsün istiyorum ya. Hümanistlik buraya kadarmış. Ne geldiyse başıma herkesi eşit düzeyde iyi ya da kötü sanmaktan geldi. Ama öyle insanlar varmış ki, aklım havsalam almıyor bu kötülüğü. Neden? Burada onda öyle görmüş, öyle çevrede yetişmiş, o ihtiyaca cevap versin diyeceksiniz ama bu insanlar sistemli manipülasyon ve beyin yıkamayla onlarca insanın belki de hayat ışığını söndürüyor. Bununla evlendiğimi düşünsenize, öldürülebilirdim. Gerçek kötüyl3, gerçek tiranla gözünüzü seveyim empati yapmayalım. Bunlardan besleniyorlar. BU söyledikleriniz onları daha iyi bir insan yapmıyor, sizi daha kolay av haline getiriyor. Çok büyük paradigma sarsıntısı yaşıyorum.
0
🌸sekizdokuzon
(04.06.24)
Kimin kime zarar verdigine, verecegine siz karar veremezsiniz. Bir insanin size iyi gelmemis olmasi, onu yuzde yuz kotu biri yapmadigi gibi, sizi de iyi biri yapmaz. Size kotu gelen baskasinin o anda tam ihtiyaci olan sey olabilir. Karsinizdakinin yaptiklarina siz nasil bir kolaylastirici rolu oynadiniz onu bilmiyoruz, kendinize bakiniz. Bir iliskide iliskiyi etkileyen en az 2 kisi vardir.

Biri size iyi gelmiyorsa hayatinizdan cikarip yasama devam edin, kendi gucunuzu baskasina teslim etmis burada hic tanimadigimiz birinin olmesini istiyorsunuz.

Ne o yuzde yuz kotu olabilir, ne de siz yuzde yuz iyi. Zaten kotu ve iyi sizin kendi tanimlariniz, kendi deneyimlerinizden ve alginizdan gelen tanimlar. Yasam siyah beyazdan degil, grilerden ibaret.
0
kassiopeia
(04.06.24)
İnşallah bahsettiğim tipte insanlarla karşılaştırmazsin. Gerçekten böyle ponçik kal hayatın boyunca. Tanrıdan dileğim budur.
0
🌸sekizdokuzon
(04.06.24)
Yaşam bazen siyah ve beyaz, fakat biz bu basitliği kabullenemeyecek kadar kibirliyiz. Hayat bazen basit, iki kere iki dört. Dediğim gibi umarım o zone'da kalırsın, düne kadar ben de oradaydım ama dışarıda gerçek kötüler, avcılar, yırtıcılar var. Umarım sana ve kimseye yanaşmazlar.
0
🌸sekizdokuzon
(04.06.24)
Yaşadığın bu öfkeye tutundukça kendi ihtiyaçlarını görmezden gelmeye devam edersin. Şimdiki zamandan yani şu andan bahsediyorum. İntikam soğuk yenen bir yemektir derken lezzetsiz olmasına gönderme vardır. Kafanızın içinden geçen intikam tiyatrosunun sizi daha da öfkelendirdiğinin farkına varın. O kişi kendi ihtiyaçlarını karşılamak için (fiziksel temas, maddi güvenlik vb) sizin hatta belki de tüm dünyanın etik kurallarına uymamayı seçmiş olabilir. Bu veriyi hayatınıza yük yapmak yerine hayatınızı güzelleştirmek için kullanma seçeneğiniz de var. Haklı bulmanız, onay vermeniz gerekmiyor; neden bu davranışları sözleri gerçekleştirdiğine dair empati yaparsanız (şu an zor, öfkenin kızgınlığa dönüşmesini bekleyin) en azından netlik ihtiyacınız karşılanır. Hayat devam ediyor, yeni ilişkilerinizde incinebilirliğinizi kontrol altına almak sizin elinizde. bunun için güzel eğitimler var, insanların duygularını tanıyıp, ihtiyaç karşılama stratejilerini tespit etmek oldukça kolay neye baktığını bilirsen. Duygusal güvenliğe yatırım yaptığını düşün.
0
hasmetizm 2046
(04.06.24)
@hasmetizm2046: tüm bu iki buçuk yıllık süreç boyunca dediğiniz taktiği (deminki arkadaşa sen dediğim için kusura bakmasın) uyguladım. Vardır bir nedeni dedim, kim kötü olmak ister, bu da hayat dersidir dedim. Bir ya da iki kez dışında uğradığım onca şiddete rağmen ne suç duyurusunda bulundum ne de helallik istendiğinde geri çevirdim. Bizim bence biraz nasıl diyeyim yumuşak kaldığımız nokta şu: Bu insanlar bu deliklerden içeri sızıyorlar. Sanki artık bir kaç gün öfkeden deliye dönmem ve bu nesneden ölesiye nefret etmem lazım ki (insanıkamil değilim) henüz, İçim soğusun. Tekrar kapımı çaldığında bu öfkeyi hatirlayayim. Ya ben bana yaptığı onca kötülüğü unutuyorum. Bu aptallık olmuyor mu? Ben hayatıma zaten boyle bir öğeyi katarak çok da üst kalibrede bir hayat yaşamadığımı, patolojik düzeyde davranış örüntülerine sahip olduğumu görüyorum. Şu an aziz taklidi yapamam. Acemilik yaptım ve yem oldum. İstismar edildim, maddi, manevi sömürüldüm. Fiziksel şiddete uğradım hatta rızam dışında olduğunu şu an fark ettiğim birlikteliklere zorlandım.

Elbette kimseyi öldürecek değilim, biri gelse elinde silahla "Vur dersen vururum!" dese vur demem. Ve buradan alır yükümü yola devam ederim. Ama ölsün ya, lütfen ölsün.
0
🌸sekizdokuzon
(04.06.24)
Anlatmaya calistigim tam olarak da bu, karsinizdakinin size ne yaptigina takilmissiniz ok, ama kendi yasam oruntunuzun farkina varir, neden sinir koyamadiginiza sefkatle bakarsaniz ztn derdiniz artik karsinizdakiyle degil, kendinizi iyilestirmekle ilgili oluyor. Bana karsi dilediginiz dilekleri vs de hic uzerime alinmadim acikcasi, benimle ilgili olmadiginin farkindayim. Emin olun tek aci yasayan siz degilsiniz, hic tahmin etmediginiz insanlar hic tahmin etmediginiz yollardan gecip kendine bakmayi ogrenmis olabiliyor. Bunun hayata 'poncik' bakmakla degil, kendi davranislarimizin sorumlulugunu almakla ilgisi var. Kimse size yapilani inkar etmiyor, ancak derdiniz baskasini degistirmek ve bana neden bunu yapiyor oldugu surece pek bir yere gidemezsiniz. Asil soru ben buna neden izin verdim, benim ihtiyaclarim neler ve bu ihtiyaclarimi karsilayabilecegim insanlarla nasil saglikli iliskiler kurabilirim. Buraya yaklastikca, sikayet ettiginiz insanlari hayatiniza almamayi ve yasami saglikli bir yerden yasamayi ve kendinize (iyisiyle kotusuyle tamamen) sahip cikmayi ogreniyorsunuz. Ayrica birinin davranislarinin kokenini anlamak, vardir bir nedeni demek ya da ona empati gostermekle onu hayatiniza kabul etmek birbirinden bagimsiz seyler, biri digerinin tamamlayicisi degil.
0
kassiopeia
(04.06.24)
Tabii. Kimisinin ağzı çalışır, gerçekten düğmeye basınca ölecek deseniz düğmeye basamaz. Benim düğmeye basacağım bir kaç kişi oldu.
0
gabe h coud
(04.06.24)
Çok güzel konuşmuşsunuz, yüzde yüz katılıyorum. Böyle bir soruya büyük ihtimalle ben de böyle cevap verirdim ama gerçek hayatta kaç kişi bu ideallikte? Arada bir, üç beş kişinin girip göz ucuyla baktığı yerde birinin ölmesini tüm kalbinle ölmesini istediğini yazmak da gerçek, hayatın içinde. Yarın sabah kalkicam ve söylediklerinizi yapicam ama kimseye zarar vermeden bugünlük öfkemi doya doya yaşamak istiyorum. Yoksa kanser olurum. Yoksa kendime zarar veririm, yoksa bu yoğun duygular içimde gidecek bir yer bulamaz ve bir yıl sonra "Lan ben niye mutsuz uyandım?" derim.

İdealin hastasıyım, ben de yoga yapıyorum, ben de balık burcuyum ama insanlar ara sıra çok da ideal olmayan hislerini de ifade edebilmeli bana göre ya. Yoksa hayat cidden çok yavan bir şey oluyor. Handbook'undan oku yap. Bırakalım insanlar negatif, kabul görmeyen şeyler hissetsinler. Manyak falan değilse uyur uyanır sakinleşir zaten. Onu demeye çalışıyorum.
0
🌸sekizdokuzon
(04.06.24)
Bir de acımı başkalarının acilariyla karşılaştırmaniz hiç uygun kaçmadı. Belirtmek isterim.
0
🌸sekizdokuzon
(04.06.24)
Malum şahıs ve tayfası için her gün. Ayrıca dayım halam falan sevmediğim kişiler
0
the sound and the fury
(04.06.24)
cok, kimil zararlisi tanidigim bir suru tip var.
ama kotuler kolay kolay geberip gitmiyor.
0
cooperr
(04.06.24)
İstedim. Hatta çok fazla kişi için istedim. Bunların bir kısmı acısız, bir kısmı kıvranarak ölüm şeklinde. Bunun dışında ölmekten beter olmasını istediklerim de var. Böyle insanların hiçbirini sevmiyorum. Kıvranarak ölmesini ya da ölmekten beter olmasını istediğim kimseyi de kurtarmaya çalışmıyorum. Dümdüz ölsünler işte.
0
nawar
(04.06.24)
suçlular dahil, buna karar veremeyiz.

çok olmuştur azalarak bitse dediğim
0
baldan kaymak
(04.06.24)
ÜSt kat komşum, bir de duyurularımı sabote eden tipler. ÜSt kat komşumu polisler gelmese öldürebilirdim ama.
0
Kahvedesu
(04.06.24)
çooook
0
sizofren06
(05.06.24)
Yan komşular, üst komşular, bazı ev arkadaşları, yurtta bazı oda arkadaşları.
0
aloha snackbar 3
(05.06.24)
bizzat tanıdığım insanlar için hayır. nefret düzeyinde hissim zaten birkaç kişiye olmuştur hayat boyu. onların da ölmesinden ziyade kafalarını gözlerini patlatma isteği ağır basıyordu. çok şükür şu ana kadar ölmesini istetecek kadar beni çaresiz bırakan ve üzen birisi olmadı, umarım olmaz da. öyle bi şey olsa kendim öldürmeye kalkabilirim çünkü jdfjd
0
mark greg sputnik
(05.06.24)
(12)

Tebrikleri Alabilirim

rock n roll
Selam, bir süredir ciddi bir stres içindeydim. Bugün için halletmem gereken bir iş ve stres yaratan bir ortamda bulunmak zorundaydım ve hallettim. Bunu buraya yazma sebebim gerçekten rahatladım yüzümde güller açıyor. Bir kaç saate silerim duyurumu.
Selam, bir süredir ciddi bir stres içindeydim. Bugün için halletmem gereken bir iş ve stres yaratan bir ortamda bulunmak zorundaydım ve hallettim. Bunu buraya yazma sebebim gerçekten rahatladım yüzümde güller açıyor. Bir kaç saate silerim duyurumu.
0
rock n roll
(03.06.24)
Silme. Bravo, go girl!
0
sekizdokuzon
(03.06.24)
Helal olsun, en azından içimizden biri mutlu bugün. Yürüyedur kaya ve yuvarlan.
0
gulbatur birinci sahbatur sondan geliyor
(03.06.24)
Duygu yönetiminde gayet iyiyim galiba. Hatta hallettikten sonra içimden " and the Oscar goes to rock n roll" dedim sonra kafamda we are the champions çaldı :))
0
🌸rock n roll
(03.06.24)
Tebriiikksss!
0
mor oje
(03.06.24)
Ay hadi geçmiş olsun :) senin adına çok sevindim arkadaş. bilirim o duyguyu fakat epeydir yaşayamadım maalesef. Lütfen sen de bana şans dile!
0
cccbehzatccc
(03.06.24)
tebriklerrr ben de geçen çarşamba böyle bişi başardım çok tatlı bi hafiflik :D
0
theseachange
(03.06.24)
geçmiş olsun, tebrikler.
0
kibritsuyu
(04.06.24)
zor zamanlar olmasaydı mutluluklarımız eksik olurdu. tebrik eder ve psikolojik sağlamlığınızın devamını dileriz efendim.
0
tabii lan manyak mısın
(04.06.24)
Tebrikler
0
sen supersin
(04.06.24)
Bravo hadi hayırlısı olsun :)
0
logisticsmanager
(04.06.24)
Bravo.
Başka biri böyle bir işi halledince ne ödül hakettiğini düşünüyorsan kendine de o ödülü ver. Hiçbir şey de olabilir bu.
0
michael_knight
(04.06.24)
Hem geçmiş olsuuun hem kocaman bir tebrik :)
0
gergedan
(04.06.24)
(4)

Benlik bilinciniz olmasa fakat düşünebilseniz ne düşünmek isterdiniz?

sekizdokuzon
Selamlar;Kafa açan bir soruyla karşınızdayım. Ben diye bir kaybınız olmasa, yani "Aç mı kalırım?", "Öldürülür müyüm?", "Hakarete mi uğruyorum?", "Hayatım nereden geldi, nereye gidiyor?", "Yeterince başarılı mıyım? Olmam gereken noktada mıyım?" gibi ego kaynaklı problemleriniz olmasa, düşünme yetiniz
Selamlar;

Kafa açan bir soruyla karşınızdayım. Ben diye bir kaybınız olmasa, yani "Aç mı kalırım?", "Öldürülür müyüm?", "Hakarete mi uğruyorum?", "Hayatım nereden geldi, nereye gidiyor?", "Yeterince başarılı mıyım? Olmam gereken noktada mıyım?" gibi ego kaynaklı problemleriniz olmasa, düşünme yetinizi ne şekilde kullanmak isterdiniz?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(03.06.24)
Kaybınız=kaygınız
0
🌸sekizdokuzon
(03.06.24)
Bu memlekette kim kime neyi söyleyemiyorsa, tabii hakkaniyet adalet doğruluk dürüstlük vs anlamında, konuşurum. Kral çıplak diye haykırırım. Herkesi krala baktırırım. Muhtemelen ölürüm filan ama madem öyle bir kaygım yok, bunları ve daha fazlasını yaparım.
0
muhayyer divan
(03.06.24)
Ego kaynaklı kişisel konforsuz değerlendirme yapmayı bırakan insanlar var zaten, öğreti geliştirenler, hayatını öğretiye adayanlar böyle insanlar genel olarak. Kazandıkları bu yetkinlikle insanların trajik ifadelerinin arkasındaki ihtiyaçları duyuyorlar sadece. Edebiyat felsefe sanat akımları bunun için kullanılıyor, anlaşılabilir, doğal ve basit ifade ile barışçıl düşünce ve iletişim sistemilerini yaymak. Güzel bir ütopya
0
hasmetizm 2046
(04.06.24)
Düşünme yetimi (dolayısıyla zamanımı) beni Yaradan'ı tazimle geçirmek isterdim. çünkü ancak o zaman en temiz şekilde uruc edebiliyorum. ama yaradılış amacımız sadece bu değil. öyle olsak her birimiz dağda keşiş olarak doğar ve ölürdük. (öyleleri de var, saygımız sonsuz)
düşünmekle iş bitmiyor, doğru bildiğimi anlatmam da gerektiği için (aktarım) ve medeniyetlerin şehirlerin amacının da bu olduğu düşünülürse,
bilmek (düşünmek) değil, yapmak da gerekiyor.

yani "düşünce" çok güzel, (ibn arabi metafiziğine göre ilk önce düşüncedeydik)
sonra bize vücut verildi ve nüzul ettik. bunun da bir sebebi var,
nuzul etmek (yani dünyaya inmek) bizim elimizde değildi. anne babamızın ve yaradan'ın işi. ama uruc etmek (yani yükselmek) bizim elimizde.
bunu bir daire gibi düşünün.
bir noktadan aşağı bir kavis çizin (indik)
o noktadan yukarı doğru, ilk noktaya varan başka bir kavis çizin (uruc)
tekamülümüzü böyle tamamlayağız.
0
füt
(25.06.24)
(4)

hızlı bir şekilde fitleşmek

alp9900
fitleşip postür düzeltmek için etkili yollar nelerdir?45 gün sonra önemli bir toplantım var elimden gelen en verimli yolla o tarihe kadar biraz fitleşmek istemekteyim. Spor salonu üyeliğimde kendime nasıl bir program yapmalıyım. (45 günün uzun bir süre olmadığının farkındayım: )
fitleşip postür düzeltmek için etkili yollar nelerdir?

45 gün sonra önemli bir toplantım var elimden gelen en verimli yolla o tarihe kadar biraz fitleşmek istemekteyim. Spor salonu üyeliğimde kendime nasıl bir program yapmalıyım. (45 günün uzun bir süre olmadığının farkındayım: )
0
alp9900
(03.06.24)
Bende de postür bozukluğu var, omuz-sırt-karın çalışıyorum. Yoga da çok faydalı duruş bozukluklarında.
0
sekizdokuzon
(03.06.24)
10000 kettlebell swings challange

Ortalama 5 hafta sürer. Tam senlik işte. Hem sırt ve bel kaslarini hayvan gibi yapıyor hem de kilo verdiriyor çünkü çok zor lanet olası.
0
logisticsmanager
(03.06.24)
Cevap degil ama, 10k kettlebell challenge'a bakiyordum da posturle ilgili bir sey bulamadim. Gercekten ise yarar mi? Ben de merak ediyorum.

Cevap olarak da ben bir ara pilates yaptim 3-4 dersten sonra bile biraz fark hissetmistim ama devam etmedim.
0
mirafiori
(03.06.24)
Yani açıkçası postur konusu bilimsel olarak kanitlanan bir şey değil, biraz mit halinde. Şu posture yarar bu posture yarar diyoruz ama bilimsel kanitlanmis bir şey yok.

O yüzden size net cevap veremem. Sunlari koyayım kendi cikariminizi yapin;
rkcblog.dragondoor.com
danjohnuniversity.com:~:text=If%20the%20Swing%2C%20as%20advertised,posture%20is%20so%20much%20better.

youtu.be
0
logisticsmanager
(03.06.24)
(14)

Matematik nasıl anlatılırsa dinlerseniz?

sekizdokuzon
Merhabalar;Diyelim YouTube'da geziniyorsunuz. Karşınıza bir video çıktı, belli ki matematikle alakalı bir şeyler anlatılıyor. Ne olursa, hangi şartlar sağlanırsa "Bu neymiş?" dersiniz ve tıklarsınız, nasıl anlatılırsa izlemeye devam ederseniz? YouTube örneğinden ziyade, yaş fark etmeksizin ne olursa
Merhabalar;

Diyelim YouTube'da geziniyorsunuz. Karşınıza bir video çıktı, belli ki matematikle alakalı bir şeyler anlatılıyor. Ne olursa, hangi şartlar sağlanırsa "Bu neymiş?" dersiniz ve tıklarsınız, nasıl anlatılırsa izlemeye devam ederseniz?

YouTube örneğinden ziyade, yaş fark etmeksizin ne olursa matematik ilginizi çeker?

Not: 13 senelik Matematik öğretmeniyim. Artık bu işi farklı bir metodla yapmak istiyorum. Elbette sahada edindiğim tecrübeler var ama kullanıcı deneyimini daha iyi kavramak adına sizlere de sormak istedim.

Teşekkür ederim.
0
sekizdokuzon
(02.06.24)
Bazı matematik öğretmenleri çok eğlenceli anlatıyorlar. Hem izliyorum hem gülüyorum. Bir de çok şanslısın matematik bilen birisi olarak :)
0
rock n roll
(02.06.24)
Ali Nesin'in birkaç videosuna denk gelip kısa kısa izlemiştim. aklımda kaldığı kadarıyla, işlemleri sorgulatıyordu, bu neden böyle? nasıl sağlaması yapılır? neden öyle olmuş vs. diyerek konunun derinliklerine giriyordu.
bir de, yabancılar sanırım bu işi eğlenceli hale getirerek çözmüş. özellikle amerikadaki fizik, kimya dersleri gibi olursa tadından yenmez.
0
MtKrt
(02.06.24)
3Blue1Brown
0
substituent
(02.06.24)
Konuyu süründürmeden mantığını anlatırsa, küçük ipuçları veriyorsa izlerim.
0
sevilen progressive türkücü
(02.06.24)
benim gibi kalin kafalilar icin gercek hayattan ornekler vemke lazim,. yoksa soyut kavramlar arasinda kaybolup gidiyorsun.

matematigi hic sevemedim, cunku 1-2 kisi haric butun matematik ogretmenlerim ruhsuz tiplerdi. fizigin ile hep hastasi oldum, cunku enerji, surtunme, vs somut kavramlar. matematik benim icin sadece ogrenmem gereken bir dil olarak kaldi.
0
cooperr
(02.06.24)
basitten karmaşığa adım adım anlatma.
lisedeki matematik öğretmenlerim faciaydı. dersanedeki gibi anlatanlar olsaydı matematiği çok severdim.

lisede geometriden 2 ile geçmiştim. öss sınavında full çektim. ama matematik öğretmenleri sayesinde liseden gelen puan çok düşük oldu.
0
tabudeviren
(02.06.24)
Bana mutlak değer konusunu öğretebilirse her anlattığı konuyu dinlerim. Matematikten hocalarım yüzünden hayatım boyunca nefret ettim. Mutlak değer konusu şahsi takıntımdır. Aslında çok kolay konu nesini anlamıyorsun ehe ehe diyenlere otomatik kendimi kapatıyorum. Öğrenemediysem her konu benim için zordur. Mantığını biliyorum uzaklık eksi de olsa artı da olsa aynı falan fistan ama iş soruyu çözmeye gelince yapamıyorum. Yazarken bile daral geldi bak yine.
0
buzbebek
(02.06.24)
-Anlatan kişinin diksiyonu güzel olmalı. Ne çok hızlı ne de çok yavaş konuşmalı.
-Anlatan kişinin kılığı kıyafeti özenli olmalı.
-Dümdüz değil arada yükselerek heyecanlanarak arada şakalar yaparak dinamik bir şekilde anlatmalı.
0
pispinti
(02.06.24)
Ezbere dayalı değil de işlemlerin mantığı ağırlıklı olarak öğretilirse ilgimi çeker. Bizim hocalar müfredattan sebeple ezbere dayalı hatta sınava yönelik eğitim veriyor bu yüzden matematiksel düşünme gelişmiyor ve matematik eğitiminin sıkıcı olduğu düşünülüyor. Müfredata göre giderseniz sizde bu sistemin dışına çıkamazsınız konu anlatımına yönelik giderseniz olabilir. Bir de youtube'da görüyorum öğrencilerin ilgisini çekmek için saçma sapan hareketler yapan eğitimciler var böyle şeylere gerek yok.
0
doharkoman
(02.06.24)
-şaka ve şebeleklik olmamalı, dikkat dağıtıyor. sakin ton olmalı, en fazla şenol hoca kadar.
-öğretme aşamasında cevabı çok aratmamalı, sorunun bir kenarında temel formül yazabilir
-öğretme aşamasında basitten zora çok soru çözmeli. aynı tip sorular özellikle.

üstteki acı hatıralardan da görüleceği üzere eğitim maarifi bitiriyor :D
müfredat hudutları, memuriyet, zorunlu eğitim matematikten nefret ettiriyor

ilk öğrenen kişi mesela ali nesinden öğrenmemeli. o konu anlatım kitabı gibi fırlatıyor insanın üstüne. pdf derslerine bakarsanız görürsünüz
0
lambırcek
(02.06.24)
Matematik değil geometri için diyeceğim, criminal geometri diye bir kanal var, eğlenceli farklı bir iş yapiyor.
0
sibertenik
(02.06.24)
Ali Nesin öğrencisini matematik aşkıyla boğup boğup duvara atar. Tutkusunu taklit edeceğim ama, adam kendini vakfetmiş bu işe.

Cevaplar için çok teşekkür ederim, kanal tutarsa herkese benden çay!
0
🌸sekizdokuzon
(03.06.24)
Kız tavlamakla ilgili olsa çok ilgiyle dinlerdim.
Tabi hedef kitleyi iki katına çıkarmak için kız/erkek tavlamak olması gerek.

Bu veya bunun gibi hedef kitlenin (15-18 yaş olduğunu sanıyorum) ilgisini çekebilecek konularla bağlantılar kurulsa ben de ilgiyle dinlerdim, eminim onlar da dinlerdi.
- Karşı cinsi tavlamak (Olasılık, istatistik)
- Aileden ayrı eve çıkmak (Geometri, trigonometri, evdeki eşyaların yerleşimi)
- Instagram'ta takipçi kasmak (logaritmik artış)
- Para biriktirmek (faiz, yüzdelik hesaplar vs)
0
michael_knight
(03.06.24)
ananiyimioguz
(03.06.24)
(14)

Göz doktoru göz derecemi yanlış olcebilir mi?

veritaslibertas
Sb.İlk kez dereceli gözlük yazıldı. Taktım bi tuhaf geldi bulanık değil ama takmiyorken daha net gibi.İlk kez takiyorum diye olabilir dediler ama bilemedim. Goz doktoru yanlış olcmemistir degil mi? Yani bi alete oturdum ve hic bisey yapmadim zaten alet kendi ölçtü ama bi tedirgin oldum
Sb.
İlk kez dereceli gözlük yazıldı. Taktım bi tuhaf geldi bulanık değil ama takmiyorken daha net gibi.
İlk kez takiyorum diye olabilir dediler ama bilemedim. Goz doktoru yanlış olcmemistir degil mi? Yani bi alete oturdum ve hic bisey yapmadim zaten alet kendi ölçtü ama bi tedirgin oldum
0
veritaslibertas
(01.06.24)
Beynin gözlüğe uyum sağlayana kadar biraz sıkıntı çekersin. Birkaç gün başağrısı bile yapabilir. Sürekli takman uygun olur. Bir tak bir çıkar yapmadığın taktirde 3-5 gün içinde barışırsınız gözlükle.
0
Mirket
(01.06.24)
Birkaç gün daha takın, görüşünüz düzelmezse mutlaka doktora tekrar görünün. Benim başıma gelmişti zamanında. Gerçi bende keratokonus var, çok iyi ölçüm vermiyor gözlerim ama yine de bir iki gün sonrasında rahatsızlık devam ederse şüphelenmekte fayda var.
0
sekizdokuzon
(01.06.24)
özel hastanede gittiyseniz 10 gün içinde ücretsiz gidebiliyorsunuz tekrar

benim gözlük numaralarım ölçülürken doktor muayene koltuğuna oturtup bir kaç farklı mercek denettirmişti hangisinde daha net görüyorsun diye.
0
jülsezar
(01.06.24)
Soruya ek yapsam?

10 küsur yıl önce aldığım gözlükte ilk kez astigmat vardı. Doktor öyle demişti. Birkaç ay önce kontrole gittiğimde asistan doktor bana "gözünüzde de gözlüğünüzde de astigmat yok" dedi.

Bu ne demek olabilir?

Makineyle baktıkları için makineye suç bulamıyorum, artniyet arar oldum artık. Doktora soruyorum diyor ki "bilmem ben de anlamadım". En az 10 yıl gözümde astigmat var diye gezdim, şimdi yok diyorlar. Ne düşüneceğim ben şimdi bu doktorlar hakkında?
0
muhayyer divan
(01.06.24)
10 sene önceki ölçüm teknolojisiyle şimdiki bir değil. Çok az astigmat görmüştür. Sana var demiştir ama reçete etmemiştir ki hafif durumlarda yazmadıklarını söylemişti bir hekim.
0
Mirket
(01.06.24)
@Mirket

050 idi yanlış hatırlamıyorsam. O kadar da hafif olmasa gerek, 10 yılda düzelmiş olabilir mi diyorum, 050 seviyesindeki bir astigmat düzelir mi ki en az 10 yılda?
0
muhayyer divan
(01.06.24)
Cihazı yanlış ölçmüş olabilir,doktorun manuel olarak ta sağlamasını yapması gerekirdi(camları depişen gözlükle harfleri okutarak)
Bunun dışında optisyen göz odaklarınızı yanlış ölçmüş olabikir.
0
arenas
(01.06.24)
İyileşen bir şey değil olarak biliyorum ama yanlış bilgi de olabilir. Hakim olduğum bir konu değil.
0
Mirket
(01.06.24)
Yanlış hatırlamıyorsam el ile sağlamasını da yapmıştı o zamanki doktor. Birkaç ay önceki doktor da yaptı. Tuhaf. İşin içinde psikolojik deney de mi var ne varsa artık...
0
muhayyer divan
(01.06.24)
yanlış ölçmüş olabilir mi? insan sonuçta olabilir. fakat ilk kullanımda bulanıklık, baş dönmesi falan yaşamak normal. derece arttığı zaman camları yenilediğimde de karşılaşmıştım hatta benzer sorunlarla.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(01.06.24)
Ekleme yapayim,
Astigmat varmis solda, 0.5 sanirim, sag 0.75
Cik iyi görüşün dediler ama, iki doktor da, biri yerinde olsam takmam dedi. Pc kullanirken tak dediler bunu. Cok uzun sure pcye bakiyorum ve gozum biraz kotu oldu.
O yuzden iyi gelmemis olabilir mi acaba?
Sadece bisey okurken falan mi takmaliyim? Bu tarz gozlukler günlük kullanimda yorar mi?
0
🌸veritaslibertas
(01.06.24)
Eklemene cevap vereyim.

Alışma sürecinden bahsetmiştim. O sürede gözlerini yoracak işlerden kaçınmalısın.

Bir de şu zaman kullan şu zaman kullanma diye doktor dememiştir. Bir yanlış anlaşılma var gibi. Ya hep kullan, ya hiç kullanma.
0
Mirket
(01.06.24)
@bisorumvardı, hiç öyle bir şey yapılmadı. reçeteyi verdim reçeteye göre yaptılar aldım ben de sadece.
0
🌸veritaslibertas
(03.06.24)
@bisorumvardı, reçete bende evdeydi sanırım, ama ben de anlamıyorum neye bakmam gerekiyor acaba?
0
🌸veritaslibertas
(04.06.24)
(2)

Akşam aktivitesi

kararsızataletfilozofu
İşten çıkıp yemek yiyip eve geliyorum sanki dövmüşler gibi yorgun hissediyorum.Eve geliş saatim 7civarı oluyorKendime gelmem 9civarı oluyorFiziken yorulmadığım bir işte çalışıyorum sadece ruhen çok yorucu bir yer ve stresi var.Kilo aldım spora başlamak istiyorum ama bu enerjiyle hiç olacak gibi deği
İşten çıkıp yemek yiyip eve geliyorum sanki dövmüşler gibi yorgun hissediyorum.
Eve geliş saatim 7civarı oluyor
Kendime gelmem 9civarı oluyor
Fiziken yorulmadığım bir işte çalışıyorum sadece ruhen çok yorucu bir yer ve stresi var.

Kilo aldım spora başlamak istiyorum ama bu enerjiyle hiç olacak gibi değil nasıl kendimi toplayabilirim ?
Sabahları b vitamini, magnezyum
Akşamları d vitamini, kolajen kullanıyorum.

İşyerinde çıkan yemekler harici pek bir şey tüketmiyorum
Kahve içiyorum onun haricinde bir şeyler daha mı tüketmeliyim
Yada herkes bu durumda ama zamanla spora başlayınca enerji artıyor mu
0
kararsızataletfilozofu
(31.05.24)
Zamanla spora başlayınca enerji artıyor.
0
sekizdokuzon
(31.05.24)
hareket başlayınca ivme artıyor, önemli olan istikrar.
bir iki gün gidip sonra salınca başa sarıyorsun
0
pavlis
(31.05.24)
(9)

İleride sosyal medyadan uzaklaşılır mı sizce?

ananiyimioguz
hatta böyle kullanmadığımız için havalı gezdiğimiz bir dönem yaşanır mı?nasıl ki geçmişte deli gibi facebooktan çıkmayıp o tarafı tükettik, instagramı da tüketir miyiz? twitter ı?yoksa onlar gider başkaları mı gelir?nasıl ki iş kariyeri fanatizmi, başkaları için çalışmak, beyaz yakalı olmak gibi ide
hatta böyle kullanmadığımız için havalı gezdiğimiz bir dönem yaşanır mı?

nasıl ki geçmişte deli gibi facebooktan çıkmayıp o tarafı tükettik, instagramı da tüketir miyiz? twitter ı?

yoksa onlar gider başkaları mı gelir?

nasıl ki iş kariyeri fanatizmi, başkaları için çalışmak, beyaz yakalı olmak gibi idealler yavaş yavaş etkisini yitiriyor,

bkz: plaza köylüleri - www.youtube.com

yani insanlar artık kendi işini kurmak, bir şey üretmek veya fiziksel bir işte ustalaşmanın daha kıymetli olduğunu düşünmeye başladılar.

oradaki doygunluğun bitip işlerin tersine dönmesi gibi (belki toplumun bu çalışma dinamikleri git gellidir yani dönem dönem tersine evrilecektir veya yapay zeka ile birlikte wall-e filmindeki gibi sadece oturup toto büyüteceğiz) ama sosyal medyada da böyle bir sanallıktan uzaklaşma olur mu?

yoksa yine filmlerden örnek vereyim, ready player one'daki gibi iyice sanala girip hatta sanal biz mi olacağız? bu konudaki görüşleriniz nedir?

daha ütopik düşünürsek insan beyninin sanal bir ortama aktarılıp ömür boyu orada ölümsüz bir şekilde yaşayabileceği bir ortam yaratmak da imkansız gözükmüyor sevgili black mirror severler.

sosyal medya insanların birbirinden etkilenip normalde gitmek isteyemeceği yerlere gitmek için can atması, normalde almak istemeyeceği şeyleri görüp almaya çalışması, ihtiyacı olmasa dahi ihtiyacı varmışcasına beyninin ona sinyaller göndermesi gibi sebeplerle kurulmuş bir dünya. Büyük şirketler için çok güzel bir nimet. bana bunun biteceği çok kolay gözükmüyor bizleri sağabildikleri kadar sağarlar gibi ama insanlarda bir isyan silsilesi başlayıp elektronikten, sosyal / yapay bir medyadan, hatta şehirlerden uzaklaşması da olası geliyor.

fikirlerinizi merak ediyorum.
0
ananiyimioguz
(31.05.24)
İnternetten ve sağladıkları kaynaklardan, bu kaynaklar üzerinden yarattığımız personalardan vazgecmeyiz. Bunun dönüşü yok ve yüzde yüz olumsuz bir durum değil. Söylediğiniz gibi yapmak zorunda olduğumuz işleri yapay zekâya yaptırıp bir tarafımızı buyutecegimiz, bahsedilen kanallari en efektif kullananın en zengin olduğu bir devre doğru ilerliyoruz. Evet, çok büyük ihtimalle süper zenginler bilinclerini sanal ortama aktarıp dünyada yapıp ettiklerini sürdürmeye ve geliştirmeye devam edecekler. "Yazılım öğren oc" desturu bir insanı ipten kurtaracak boyuta gelecek, bu donanımları kullanmayanlar avam takımı olarak algilanacak. Bambaşka bir devir başlıyor, Yusuf Güney gibi konuşmak istemezdim ama bu satırları okuyan herkesin her ne yapıyorsa mesguliyetini internet tabanlı ortamlara aktarması yapabileceği en vizyoner davranış olacaktır. Bu şu durmaz.

Bu arada süper soru3, sizin gibi zeki insanlari görünce inanılmaz mutlu oluyorum.
0
sekizdokuzon
(31.05.24)
Neden ve nasıl böyle bir şey olsun ki? Adı sosyal medya olur, başka bir şey olur; x platformu olur y uygulaması olur... Online bir kamusal alan oluştu, bundan geri dönüş yok artık.

Atı ulaşım için kullanıyor muyuz? Parşömene yazı yazıyor muyuz? Mumla ev aydınlatıyor muyuz? Tüplü tv kullanıyor muyuz? Walkman mi kaldı? Ciddi ciddi haber almak için radyo takip eden kaç insan var 5-10 falandır heralde. Kaç kişi basılı gazete okuyor artık? Her geçen yıl azalıyordur. E kitaplar da her sene yaygınlaşıyor.

Dünyada bir şey başladı mı ancak kendisinden sonraki başka bir şeye dönüşür. Kendisinden önceki bir hale evrilmesi pek mümkün değil. Eski bir giyim tarzı yeniden moda olsa dahi bire bir aynısı olmuyor, modernize olmuş şekilde geri geliyor.
0
akhenaten
(31.05.24)
Belki sosyal medya kullanım şekli değişebilir ama bu tür platformları hazırlayanların tekelleşmesi ve onların kuralları dahilinde hareket söz konusu.
geçen zamanda oldukça dillendirilen metaverse kavramı şu an sessiz bir büyüme içinde sanırım.
Hakkında şu an haber çıkmıyor.

insanlar zamanla tatmin edici bulamayıp sosyal medyadan uzaklaşsa da dünyadaki bazı gelişmelere baktığımızda insanı internete (ya da dijital ortama) sürekli olarak adapte edebilme çalışmaları var.
augmedted reality, bedene çip yerleştirme örneklerinde olduğu gibi.

Bu, görünen hissedilen her şeyin belirli algoritmalara bağlı olduğu ve her açıdan sayısal temele dayanan yeni tür yaşam konsepti demek.
yönetmekte gerçek hayata göre çok daha az maliyetli bir hal alıyır
0
diyecevaplandı
(31.05.24)
insanların bir paltformdan uzaklaşabilmesi için ondan daha cazip bir platform ile karşılaşmaları gerekiyor.
insanlar facebook dan uzaklaşmadı, instagram facebook'dan daha cazip olduğu için instagram'a geçtiler.
halbuki içerik çeşitliliği, yorum yapma vb. bakımdan facebook daha kapsamlı ancak instagram mobil cihazlara daha uygun bir platform. E insanlar da artık telefondan 2 dakika uzak kalamadığı için instagram'da takılıyor.
işin gerçek yüzü ise şu: zuckerberg instagram'ı patlatmak için facebook'u bilerek yerinde saydırdı, insanlar da oltaya geldi. günün sonunda kazanan yine zuckerberg oldu, adam para basıyor.
insanların bütün platformlardan uzaklaşması ise bambaşka bir konu. şu an en tepede olan instagramda gösterişin formatı belirlendi:yediğini içtiğini paylaş. yurt dışına çıkarsan fotoğraf paylaş. arabanda giderken kokpiti paylaş. takipçi satın al falan filan.
insan her şeyden sıkılabilen bir yaratık. bu sidik yarışından da sıkılabilir, neden olmasın. evlenip çoluk çocuğa karışınca bütün sosyal medya hesaplarını kapatmak bana çok cazip geliyor.arkadaşlarımın yüzde doksanıyla zaten bir araya gelemiyor veya gelmiyorum, milletin ne yaptığından bana ne
0
quaketrigger
(31.05.24)
Uzaklaşılmaz ama dönüştürülebilir. Bu bireylerin şahsi tercihinden ziyade toplum mühendisliğinin getirdiği rıza imalatı ile alakalı. Facebook'un terkedildiğine dair bir veri yok aksine facebook genişlemeye devamediyor zaten ikiside Meta'nın şirketi.

Bugüne kadar batılı şirketlerin hegemonyasında olan sosyal medya şirketleri ve internet gelecekte internet ikiye bölünecek doğulu (Çinli) ve batılı (ABD'li) şirketler olarak. Nasıl ki bir kaç yıl öncesine kadar esamesi bile okunmayan Tiktok youtube'a rakip olduysa yakın gelecekte çinli sosyal medya ağları ve arama motorları bugünün pazar lideri abd'li şirketlere rakip olacaklar hatta onların yerlerini almaları söz konusu.

Özgürlük alanı olarak pazarlanan sosyal medya her türlü bölücü terör örgütünün ve istihbarat gruplarının cirit bir silahtır ve nüfusunun büyük kısmı gençlerden oluşan Türkiye'de sosyal medya ve internet ciddi şekilde denetlenmeli ve filtrelenmeli ve hatta yerli milli alternatifi oluşturulup popularize edilmelidir.
0
doharkoman
(31.05.24)
Bence kullanım şekli değişebilir, mesela bir yerlere foto atma işi azalacak. Deneyimin ön planda olduğu bir platform gelirse daha güzel olabilir her şey. Mesela ben instagramın biteceğini düşünüyorum. YouTube gibi içerik üretenler olacak sadece foto, stroy atma işi bitebilir
0
olaylar olaylar
(01.06.24)
toplumun ne kadarı bilinçli ki böyle bi şey olsun. hiç sanmıyorum. instagram biter başka bi şey başlar. ayrıca sosyal kalabilmek için şart gibi artık uygulamalar.
0
deartheodosia
(01.06.24)
Sosyal medya dediğimiz şey tamamen kapitalizme hizmet eder, her şey pazarlama, ürün satma amaçlı düşünülmüştür, eğer sosyal medya ya ilgi azalırsa onun yerini tutacak başka bir şey bulunur.
0
Yalcin
(01.06.24)
Uzaklasmak bir yana dursun, bence ileride, kullanmayanlar/"yeterince" kullanmayanlar ev bile kiralayamayacak ornegin. Black mirror'da oyle bir bolum vardi. Herkes birbirini oyluyordu falan. Ona gore hizmet aliniyordu. Oraya dogru gidecegimizi dusunuyorum ben. Ve bu beni cok korkutuyor.
0
Kittie
(01.06.24)
(1)

Filmin adını bilen?

perfectlysplendid
Başroldeki adam mutsuzdu, mutlu insanları görünce rahatsız olup onlara tuzak kuruyordu ve mutsuz olmalarını sağlıyordu. Film apartmanda geçiyordu adam da kapıcı mıydı bilmiyorum ama girişte oturuyordu. Tipi de gargameli andırıyordu. Aklımda kalan şeyler bunlar. Bu filmin adı neydi
Başroldeki adam mutsuzdu, mutlu insanları görünce rahatsız olup onlara tuzak kuruyordu ve mutsuz olmalarını sağlıyordu. Film apartmanda geçiyordu adam da kapıcı mıydı bilmiyorum ama girişte oturuyordu. Tipi de gargameli andırıyordu. Aklımda kalan şeyler bunlar. Bu filmin adı neydi
0
perfectlysplendid
(30.05.24)
Ölüm Uykusu (Mientras duermes).
0
sekizdokuzon
(30.05.24)
(5)

Yoga Yapanlara Bir Soru

rock n roll
Selam, yoga geçmişim var ama birkaç yıldır maalesef yapamadım. Yoga atölyesine gidiyordum. Şimdi tekrar başlamak istiyorum. Size sormak istediğim şey mesela ben ayağımı sırtımdan aşırtıp kafamın üstüne koyabilmek istiyorum. Bu sadece bir örnek yani çok zor pozisyonlara girebilmek istiyorum. Biraz ke
Selam, yoga geçmişim var ama birkaç yıldır maalesef yapamadım. Yoga atölyesine gidiyordum. Şimdi tekrar başlamak istiyorum. Size sormak istediğim şey mesela ben ayağımı sırtımdan aşırtıp kafamın üstüne koyabilmek istiyorum. Bu sadece bir örnek yani çok zor pozisyonlara girebilmek istiyorum. Biraz kendime meydan okumak aslında. 40 yaşıma gireceğim. Bunu söyleme sebebim, yaş itibariyle bu isteklerim zor mu? Ne kadar sürede bu hayal ettiklerimi yapabilirim? Yoga hocam çok esnek olduğumu söylemişti. Belki bu avantaj olabilir.Gerekirse 7/24 çalışırım.
0
rock n roll
(30.05.24)
Düzenli çalışmayla çok rahat yaparsın.
0
sekizdokuzon
(30.05.24)
Kalp sorunun var mı @rock n roll?
0
Mirket
(30.05.24)
@Mirket, kalp hastalığım yok. Sadece nabzım yüksek atıyor. Otururken bile yüksek. Bununla alakalı kardiyoloğa gitmiştim. Spor yapman lazım demişti, hareketsizlik sebebiyle nabzın yüksek dedi.
0
🌸rock n roll
(30.05.24)
Esnek vücut, aklıma Hipermobilite Sendromunu getirdi. Onun da mitral kapakla ilintisi vardır da ondan sordum.
0
Mirket
(30.05.24)
Kalple ilgili kismini bilemiyorum ama yasla bir ilgisi yok duzenli pratikle ilgisi var +1 onu soylemeye geldim. Hem de bedeniniz guclenir, sikilasir, toparlanir.
0
kassiopeia
(30.05.24)
(4)

depresyondaki sevgilinin yanında nasıl güçlü olunur

beatbox yapan metalci
merhaba herkese. 3 gündür geçmeyen çarpıntımı dindirmek ve kız arkadaşıma karşı nasıl doğru davranabileceğimi öğrenmek için yazıyorum bunları. kendisi çok uzun bir süre tus çalışıp atandıktan sonra depresyona girdi ve bu depresyon 3 aydır sürüyor. ilk 2 ay iletişimimiz düzgündü ama mayıs ayında tama
merhaba herkese. 3 gündür geçmeyen çarpıntımı dindirmek ve kız arkadaşıma karşı nasıl doğru davranabileceğimi öğrenmek için yazıyorum bunları. kendisi çok uzun bir süre tus çalışıp atandıktan sonra depresyona girdi ve bu depresyon 3 aydır sürüyor. ilk 2 ay iletişimimiz düzgündü ama mayıs ayında tamamen kabuğuna çekildi. tıp isteyerek okuduğu bir bölüm değildi, iyi de bir puan alıp istediği bir alana da yerleşti ama gerek tus bitince her şey harika olacak düşüncesinin boşa çıkması, gerek bu ay çalıştığı hocasının mobbing'i yüzünden bu ay çok kötü durumda artık. ilaca başladı (eferox) bugün 12. gün bunu baştan söyleyeyim. ve hocası haziran'da değişecek.

uzun yıllardır birlikteyiz, çok badireler atlattık zor günlerden geçtik ama hiç bu kadar kötü görmedim onu ve bu beni çok üzüyor. 3 gündür geçmeyen çarpıntım ve mide bulantım var, bu sabah 1 simiti 1 saatte yiyemedim. durumumu kendisine açıklarsam suçlu hissedip daha da üzülecek diye içimde tuta tuta çarpıntımın kalp krizine dönüşmesinden korkuyorum. ki kendisi de endişeli şeyler konuşamk istemediğini, elinden geleni yapıp çabaladığını söyledi bir hafta önce. "depresyondaki sevgiliyi mutlu etmenin yolları" başlığını okudum, yazılan çoğu şeyi yapıyorum, yıpratmadan yormadan yanında olduğumu hissettiriyorum ama sanki hala yetersiz kalıyormuşum gibi hissediyorum. günde birkaç kez mesajlaşıyoruz onda da evden çıktım eve geldim uyucam vb. şeyler yazılıyor. 7 yıldır hiç bu kadar az konuştuğumuz bir süreç olmamıştı endişeleniyorum.

bu süreçte ne yapmalıyım lütfen görmüş geçirmiş suser'lar tavsiye istiyorum. ilacın bu süreçteki etkisi ne olur? ne yapmaktan kaçınmalıyım ve neler yapmalıyım?
0
beatbox yapan metalci
(29.05.24)
Çok zor ve karmaşık bir şey değil mi. Aslında bir formülü yok ne yazık ki. Doğrudan şöyle yapın diyemem, zaten böyle bir şey olduğunu da sanmıyorum

Ama kendi yaşadıklarımdan bazı prensipleri çok önemsemek gerektiğini söyleyebilirim. Tamamen kendi haline kalması daha kötü hissettirecektir, tam tersi sizin aşırı yardımcı olma isteğiniz olduğunu hissederse yine daralmış hissedecektir.

Bence bir yöntem konuşmamak da faydalı. "Şunu şunu yapalım, bak iyi olacaksın" gibi yol haritaları bunaltıcı olabiliyor. Ya da o size gelip dert anlatmadığı halde sizin bir şeyler söylemek zorunda hissedip "geçecek geçecek, bunlar da geçecek" gibi şeyler söylemeniz de öyle.

Bence bunun en orta yolu bunaldıkça onun size açılmasını beklemek ve geleceğe yönelik çok konuşmadan sadece o an o sıkıntısına yönelik sohbet etmek. Bunu yaparken uygun dozda espriler serpiştirmek, bu kişiyi savunur sözler etmek kısacası tarafınızı belli etmek bence olumlu oluyor.

Eğer ortada bir dert yanma durumu yoksa sadece günün olağan akışına uygun şeyler konuşmak, depresyonla ya da zor süreçlerle ilgili şeyleri gündeme getirmemek iyi gelebiliyor.

Bir de yoğun duygular ağır şeylerdir, depresyonda olan birine çok yoğun hislerle yaklaşmamak daha faydalı sanırım.
0
akhenaten
(29.05.24)
Depresyon geçmişi olan biri olarak yazıyorum: yalnız yaşıyorsa yanına gidip bir köşede sessizce otur. Birlikte film izleyin, ağlayınca susturma, saatlerce konuşsa da dinle. Fiziksel olarak yanında olmaya çalış. Bol sabırlar.
0
sekizdokuzon
(29.05.24)
Çok uzak olmayan geçmişte benim de depresyon deneyimim olmuştu uzun süre. İlaç kullandım geçti bırakınca aynı dert düşünceleri yine geldi geri elbette. Şiddetsiz iletişim eğitimi aldığımda kendi duygularımı, ihtiyaçlarımı ve düşünce yapımı tanıdım. Kendimi ve başkalarını ne kadar çok yargıladığımı ve suçladığımı da fark ettim. Depresyon deneyimi konforsuz düşüncelerin insanı esir aldığı, başka şeylere odaklanmayı engelleyen bir deneyim. Bu konforsuz düşünceler de konforsuz duyguları yaratmaktadır. İnsan kendini ifade etmediği sürece de içinden çıkması zor bir durum. Tüm o çaresizlik, mutsuzluk hislerinin verdiği acının bağımlılık yapma ihtimali de var açıkçası. Kendini suçluyorsa eğer veya büyük bir utancı varsa depresyonun uzun sürme ihtimali de artacaktır. Ben insanların derdini ben diliyle paylaşmasına, duygularını anlamasına, ihtiyacını bulmasına başarılı şekilde yardımcı olabildigim bir eğitim aldım. Sevgiline dair Ayrıntı vermek istersen özelden yazabilirsin, iletişim tüyoları verebilirim, kendisini ifade etmediği sürece iyileşme sürecinin başlamayacağını düşünüyorum.
0
hasmetizm 2046
(29.05.24)
Hayatında ilk defa depresyona giriyorsa ilaç tedavisiyle yakın zamanda atlatır herhalde. ama kronik depresyon gibi bir olay varsa gerçekten iyi bir psikologla terapi sürecine yönlendirilmeli. 5 yıldır geçmeyen depresyonum var yanımdakilerin neşeli olması biraz iyi hissettiriyor.
0
ashleybon
(29.05.24)
(18)

İlahi adalet

kirmizipilotkalem
Soru başlıkta aslında ilahi adalet var mı? Somut bir şekilde kötülük yapan kişiye etkisi olur mu? Örnek vereceğiniz bir olay yaşadınız mı?
Soru başlıkta aslında ilahi adalet var mı?
Somut bir şekilde kötülük yapan kişiye etkisi olur mu?

Örnek vereceğiniz bir olay yaşadınız mı?
0
kirmizipilotkalem
(28.05.24)
Yok. Olmaz. Yaşamadım.
0
prole
(28.05.24)
ilahi adalet mi dersin, karma mı dersin, hayatın adaleti mi dersin ama kesinlikle var.

yaşadığım da oldu, yaşattığım da. zamanında daha yaşım gençken öyle bir olay yaşadım ki, o günden beri bilerek ne hakkım olmayana göz koydum, ne kötülük yaptım ne de birinin günahına girdim.
inanır mısın o güne kadar tepetaklak olan hayatım bir anda berrak, temiz ve aşırı iyi gitti.
0
numlock
(28.05.24)
keşke olsa ama yok
0
jülsezar
(28.05.24)
Kesinlikle yok.
0
Mirket
(28.05.24)
bazen denk gelir, ilahi adalet var sanırsın. bunlar hep algıda seçicilik. nazar felan gibi.
0
entropik
(28.05.24)
Keşke olsaydı ama yok.
Kötülere hiçbir şey olmaz.
0
logisticsmanager
(28.05.24)
Var. Her şeyin zamanı var.
0
doharkoman
(28.05.24)
Ne tuhaf mahluklarız, önümüzde binlerce örnek olmasına rağmen hala nelerden medet umuyoruz.
İlahi adalet yok. Karma yok. Bu gibi hayali inançların sonu da yok.
0
pavlis
(28.05.24)
Dün otobüse binerken kadının birini önüme geçti, sesimi çıkarmadım. İkimiz de oturmadık ama ben öyle bir yere konumlanmışım ki tam hizamdaki yolcu indi ve ben oturdum. Kaynak yapan abla ayakta kaldı. Ben ikna oldum, bence ilahi adalet var.
0
sekizdokuzon
(28.05.24)
Yok. Her konuda olduğu gibi arada bir denk geliyor ya da gelmediği için insanlar geleceğini umuyor. Kendini tatmin ediyor insanlar da.
0
nawar
(28.05.24)
Kesinlikle var.
Her ilahi adalet, anında gözümüzün önünde olsaydı kimse başına buyruk kendince bir inanış seçmezdi yasak fiil yapmazdı.

Kötülere bir şey olmaz denmesinin asıl sebebi ise
ona , kötü yolundan dönmesi için mühlet tanınmasıdır.

Bir kimsenin hayatta yaptığı bütün kötülüklerinin ardından ölüp gitmesi ve bunların yanına kâr kaldığını düşünmek, (dinin yanı sıra) akıl alacak bir şey değildir.
Duyduğumuz sesler var duyamadığımız sesler var.
Gördüğümüz ışık var göremediğimiz ışınlar var.
Rüyada bile korkuyla aniden uyanıyorken, ölüm sonrası hayat neden olmasın?
Mizanda, dünyadakinin aksine ağır gelen taraf yukarı kalkar.
0
diyecevaplandı
(29.05.24)
@diyecevaplandı

dinin yanı sıra nasıl var ilahi adalet inanmayanlar için o zaman ?
0
jülsezar
(29.05.24)
yok tabii ki. kim nerede gormus

kissasa kissasin dahi adil oldugunu dusunmuyorum sonucta biri baslatiyor daha buyuk cezalanmali. adalet anlayisiyla alakali da olabilir. simsek cakinca tanrinin kizdigini dusunmek gibi siradan olaylari ISTE BU BI CEZA diyebiliyorlar
ps: gec gelen adalet adalet degildir
0
ala09
(29.05.24)
buna kesin cevap vermek icin evrenin isleyini cozmus olmak, tanrinin varligini kanitlamak gerek. bunlar mumkun olmadigi icin ustte kesin yok kesin var diye yazilan hersey kisisel tecrubeden ve tarafli dindar yorumlamadan ibarettir. benim dusundugum ise ilahi adalet seklinde degil de enerji seklinde gerceklesiyor. yaptiginiz eylemler cok masum olsa bile eger karsidaki insanin duygu dunyasinda, enerjisinde, bilincaltinda vs.. buyuk etkiler yaratiyorsa bi sekilde o size geri donuyor bence. atiyorum gidip arkadasin esyasini calarsaniz ve haberi olmazsa sikinti yok. ama sizin yaptiginizi ogrenirse ve yikilirsa bu sizden cikar. bu fikrimi destekleyecek bir suru teori olmasina ragmen (rezonans kanunu, kuantum, sicim teorisi, law of attraction vs..) yine de ustteki arkadaslar gibi kesin konusmuyorum. benim fikrim.
0
buenosdias
(29.05.24)
@buenosdias

evet ilahi adalet deyince dini anlaşılıyor ama ben dinden bağımsız olarak kast etmiştim olmadığına inandığımı. karma da diyebiliriz. enerji şeklinde gerçekleştiğine de pek inanmıyorum.

ayrıca ala09 +1 geçe gelen adalet adalet değildir

ilahi adaletin ya da karmanın olmadığına inancımı tamamen piyanist filminden öğrendiğimiz wilm hosenfeld'in (nazi subayı olup yahudilere yardım eden ancak sovyet kamplarında ölen kişidir) hikayesini öğrendiğimde yitirmiştim.

elbette olmadığına dair çok örnek var da beni bu etkilemişti filmi ilk izlediğimde

eksiseyler.com
0
jülsezar
(29.05.24)
ilahi adalet diye bir şey yok. insanların kendini rahatlama söylemi bence bu. kaç tane manyak art niyetli cezasını çekti ki?
0
mikahakkinen
(29.05.24)
@jülsezar
inancımıza göre, inanmayan birinin hakkına giren bir müslümanın karşısına ahirette de bu yaptığı haksızlık çıkacak.
Müslümanın da yanına kâr kalmaz bu.
Kaynaklarda müslüman olmayanların hakkına riayet hususu daha vurgulu olarak belirtilir.
İnanmayan kişinin kalbi bile kırılmaz, bu sebeple yüzüne karşı "kâfir" bile denmez.
İnandırılmak için zorlanmaz da.
Şimdi böyle bir adalet varken inanmayan kişi daha neyi inkar edebilir ki ?

Nefes alıyoruz hayat boyu, yediklerimiz içtiklerimiz..,
hayatta çeşitli imkanlarımız oluyor
seviniyoruz vs. ama bunların hepsinin bir karşılığı, hesabı olmadığını düşünerek, bir de üstüne yapılan/yaptığımız haksızlıkları da hesaba katarsak, dünyadan öylece göçüp gitmek, mezarda da huzur için de kalmak gerçekten bu kadar kolay olabilir mi?
0
diyecevaplandı
(29.05.24)
Bu soruya herkes inancı dahilinde cevap verir. müslümanlara ve deistlere göre vardır. Ateistlere göre yoktur. Çevremdeki kötülere birşey olmadı hiç. hayatları güzel gidiyor.
0
komando kani var bende
(29.05.24)
(3)

Turkiyede di caprio olmak icin kac milyon $ gerekli

lapaz
Sizce? 25'e gelince sutlama meselesini kast ediyorum
Sizce? 25'e gelince sutlama meselesini kast ediyorum
0
lapaz
(24.05.24)
yeteri kadar yakışıklıysan milyon dolara, hatta paraya bile gerek yok.
0
tabudeviren
(24.05.24)
Ne dediğini anlamadığım için kendimle gurur duydum.
0
sekizdokuzon
(24.05.24)
haha soru komik olmuş. para ile alakası yok ki bunun. tek kriter paraymış gibi yazmışsın. hiç para olmadan da yapılır
0
benarrivo
(25.05.24)
(6)

Ankara Vedat Dalokay Nikah Salonu'na gitmek için (Fidanlık/Çankaya)

sekizdokuzon
Selamlar;Ankara'yı hiç bilmiyorum. İstanbul'dan YHT ile gideceğim. Sabah 8:30 da bahsettiğim yerde bulunabilmek için trenin hangi istasyonunda inip hangi otobüs ya da minibüsü kullanmalıyım? Seyahat Pazar günü olacak.Teşekkür ederim.
Selamlar;

Ankara'yı hiç bilmiyorum. İstanbul'dan YHT ile gideceğim. Sabah 8:30 da bahsettiğim yerde bulunabilmek için trenin hangi istasyonunda inip hangi otobüs ya da minibüsü kullanmalıyım? Seyahat Pazar günü olacak.

Teşekkür ederim.
0
sekizdokuzon
(24.05.24)
maltepe metro durağına yürüyüp oradan ankaray ile kolej durağında inerseniz yürüme mesafesinde. taksi ile de çok yazmaz uğraşamam derseniz. direkt önünden geçen dolmuş vs yok bu iki hat arasında (yanlış bilmiyorsam)
0
kablelvuku
(24.05.24)
YHT'nin hangi durağında inmeliyim? Ankara Gar mı?
0
🌸sekizdokuzon
(24.05.24)
Ankara garında ineceksiniz evet, Eryaman çok uzak kalır.
0
kobuzchu kiz
(24.05.24)
@sekizdokuzon evet gar'da inip maltepe durağına gideceksiniz.
Orada Ankaray'ın dikimevi yönüne binip Kolej durağında ineceksiniz.
0
patronaj1
(24.05.24)
Yht garında inip, karşıya geçip çevireceğiniz neredeyse bütün dolmuşlar oradan geçer. Bazıları nikah salonunun tam önünden geçer, bazıları sokağın başından geçer. Binerken sorarsınız.

Kısa bir mesafe, biraz kassanız 15-20 dakikada yürünür bile. Dolmuşla uğraşmam derseniz taksiye binseniz kapıdan kapıya 5 dakika sürer.
0
kibritsuyu
(24.05.24)
sabah 8.30da ankaraya inen tek tren gece treni.
0
kveldulv
(25.05.24)
(44)

Neden çocuk yapıyorsunuz?

ananiyimioguz
Biz pek düşünemiyoruz. Ben 30, eşim 32 olacak ama mantıklı gelmiyor. Aslında ben evlenmeden önce daha yakındım. Yani ileride çocuğum olur, babalık ve hatta dedelik hislerini yaşamak isterim diye düşünürdüm. Evlendikten sonra ülke, dünya, ekonomi, çevre vs. yüzünden ben de biraz uzağım ama eşim mesel
Biz pek düşünemiyoruz. Ben 30, eşim 32 olacak ama mantıklı gelmiyor. Aslında ben evlenmeden önce daha yakındım. Yani ileride çocuğum olur, babalık ve hatta dedelik hislerini yaşamak isterim diye düşünürdüm. Evlendikten sonra ülke, dünya, ekonomi, çevre vs. yüzünden ben de biraz uzağım ama eşim mesela kendini bildi bileli istemiyormuş, hala istemiyor. Oturup biraz konuştuk, biraz bencil olmak gerekiyor gibi geldi. Pek mantıklı bir sebep bulamadık.

- Olaya ilkel bakamıyoruz. Yani türümüzün devamlılığı gereği doğurmak gerekir falan diye düşünmüyoruz, öyle bir durum söz konusu değil zaten şu an. Hatta nüfus artışı dünyayı felakete sürüklüyor. Millet neden tavşan gibi ürüyor anlamıyoruz.

- Yine ilkel gelen bir görüş, nasıl ki eskilerde "boşanma" gibi bir kavramın olmadığı gibi, "çocuk yapmama" gibi bir bilinç de yokmuş gibi geliyor çoğu insanda.
Yani toplumsal olarak evlenince = çocuk yapılır gibi öğrenilmiş bir kalıplaşmış düşünce var. Kültürel ve dini olarak da bakıyor kimi. Çevre baskısı da had safhada. Bizde böyle şeyler de yok.

- Yine kırsal bir kafayla düşünüp, ya işte çocuk evin neşesidir dolansın ortalıkta, hem bağa bahçeye yardım eder, ne kadar çok çocuk, o kadar iyi. Birlikte büyürler gibi bir olayımız, düşüncemiz de yok. Zaten çok ilkel ve kontrolsüz bir üreme düşüncesi gibi geliyor. Çocuk sayısı arttıkça, çocuklar üzerine düşen refah azalıyor çok çok zengin değilse aile.

- İnsanın anlam arama ihtiyacı. Geçenlerde yaşarken çok boş oyalanmıyor muyuz gibisinden varoluşsal bir soru sormuştum. Öleceğini bilmek ve anlam arayışı zor bir süreç insanoğlu için. Bana çözüm olarak bir kaç kişi çocuk yap demişti. Belki bu bir çözüm olabilir. Fakat bunu yaparsam annelerimiz babalarımızdan ne farkımız kalıyor diye düşünüyorum. Onlar da büyük ihtimalle hayatı yaşamak için bir anlam bulamıyorum bari kendimi çocuğum üzerinden gerçekleştireyim diye düşündüler. Onlar için yaşadılar. Sonra da bişey olsa "yemedim yedirdim içmedim içirdim" diye başlarlar. "Ben kendim yaşamadım sen düzgün yaşa diye" diyerek yakınırlar. Yahu yaşasaydın kardeşim. Biz yaşamayı tercih edenlerdeniz. Bir çocuğa hayat adanması gerekliliğine karşıyız. Asgari düzeyde ayırırsın, ama hayatı kendin için yaşarsın. Ki ben, biz çocuk yapsak bile yine gezeriz tozarız diye düşünüyorum o kadar da paralatmayız kendimizi ama belli de olmaz. Çocuk büyüyüp ailesine dönüp bakınca kendini onun için heba etmiş bir aile görünce mutlu olmuyor ki. Çocuk en başta, birbirini ve hayatı seven ebeveynler görmek istiyorum.

Yani sonuç olarak bencilce bir yaklaşımla, sırf anlam arayışın için çocuk dünyaya getiriyorsan, bu hiç mantıklı gelmiyor. Çocuk sevme ihtiyacı için veya birinin sana bağlanması, sevilme ihtiyacın için vs... Hem belki çocuk sevmeyecek bu dünyayı veya seni.

- "Filmi bırak, peki çocuk olmuş mu?" Çocuk belki senin görüşlerini benimsemeyecek. Benimsemek zorunda değil belki biz özgür yetiştirme taraftarı oluruz ama aşırı aykırı davranacak belki. Hiç istemediğin bir yola sapacak. Sen ne kadar eğitim verirsen ver, görgü öğretirsen öğret dış dünyadan iyice soyutlanacak çocuk. Akran zorbalığına uğrayacak. Herkes aynı eğitim ve bilinç düzeyinde eğitmiyor ki çocuklarını. Sen ne yaparsan yap internet ve arkadaş çevresi sağ olsun beyinleri yıkanacak cocukların. Sana efendiyi oynayacak ama dışarıda bambaşka biri olacak belki. Ama sen kendi çocuğun diye yakıştıramayacaksın onu hep masum ve tatlı çocuğun, güzel kızın, aslan oğlum olarak gibi göreceksin. Ama belki pisliğin teki olacak. Veya aptalın teki olacak. Çocuk istedimiz gibi oluyor mu? Sanki bazen ne yaparsak yapalım olmuyor. Bunlar uç örnekler ama alınan sorumluluğun farkında mısınız?

- Kelebek etkisi. Siz nasıl yetiştirseniz yetiştirin. Yeni gelişen bir canlıya (çocuğa) uyguladığınız en ufak bir yanlışı, çocuk psikolojisiyle ödeyebilir. Başkası, çocuğunuzun büründüğü karakter veya huy yüzünden ödemek zorunda kalabilir. Çocuk, kendine zarar verebilir. İş yerindekilere kötü veya aşırı iyi davranabilir. Eşine ve çocuklarına karşı kötü veya aşırı iyi davranabilir (zarar göreceği düzeyde).

Yani "doğru" çocuk yetiştirmek ne demek? Bence böyle bir şey yok. Nasıl yetiştirirseniz yetiştirin, en ufak bir aktarılan bilginin sonucunu çocuğunuz yüzünden diğer canlılar çekecek. Bu iyi de olabilir kötü de olabilir. Çok iyi yetiştirirseniz kendi zarar görebilir, kötü yetişirse başkaları zarar görebilir. Yani etkisi zincirleme olarak etkileşim kurduğu tüm diğer canlı ve cansız varlıklara aktarılmış olacak. Bunun sorumluluğunu nasıl alabiliyorsunuz?

İşte ben annelik-babalık duygusu tadıcam, çocuk sevicem, ay birisi bana anne veya baba diyecek düşünsene *_* diye bencilce baktığınız bir olayın altındaki sorumluluğun büyüklüğünü görebiliyor musunuz? Bence çok fazla. Çocuk belki dünyayı görünce lanet olsun ne biçim yere geldim diyecek. İntihar edebilir, hassas bir kalbi olabilir sürekli depresif bir halde dolanabilir. Kendi doğrularınızı, kendi dininizi aktardınız diye aslında olabileceğinden, yani potansiyelinden daha kötü şartlarda büyüyüp ölebilir. Veya sizin gerçekliğinizden çıkıp dış dünyayı görünce sizden uzaklaşabilir.

Gerek var mı oyuna bir karakter daha sürmeye?

- Dış dünya tehlikesi. Çocuk her an bir savaşa, virüse, kimyasal bir saldırıya maruz kalabilir. Tecavüz edilebilir, vurulabilir, bıçaklanabilir, psikolojik sorunlar yaşabilir, dayak yiyebilir, veya bunları başka birine uygulayabilir. Dışarısı, aklı başında bir insanın pek de yaşamayı isteyebileceği bir yermiş gibi durmuyor. Ona nasıl koruma garantisi verebiliyorsunuz veya başına bir şey gelse, o sorumluluğu kaldırabilecek güçte misiniz?

Gibi gibi sebepler aklımızda dönüyor...

Edit: İmla.
0
ananiyimioguz
(23.05.24)
Bencilce olabilir. Ama doğal ve insani, bencillik de doğal. Sorumluluk da büyük evet, ama kendi adıma sorumluluk almayı severim. Ya ben bu adamın çocuğumun babası olmasını istiyorum dediğim biriyle tanışsaydım çok net anne olmak isterdim bi 10 sene içinde. Birine o kadar güvenmek bana asıl zor gelen kısım. Neyse nihayetinde bir insan yetiştirmek, beraber büyümek öğrenmek, hayatı deneyimlemek, birini kendinden çok sevmek falan çok fantastik duygular, deneyimler. Yaşamak lazım diye düşünüyorum. Ama hayatın amacı da değil. Çocuk güzel bi lüks bence, fakat ihtiyaç değil. Olsa da olmasa da hayat güzel olabilir, kişiye bağlı.
0
nic cage
(23.05.24)
Yapmiyoruz. Cevremdeki evli ciftlerde de oran yari yariya. Yani yarisi cocuk sahibi oldu ya da olmak istiyor, yarisi hic cocuk istemiyor.
0
sertac akin
(23.05.24)
Mantıklı düşünürsen zaten çocuk işine girmezsin, biraz dürtüsel bir karar. Benim oğlan 2 yaşına geliyor ben daha babalığı yeni anlıyorum. 2 senedir aralıksız ağlıyordum niye yaptık diye ama şimdi uyurken bile özlüyorum, garip bir durum. Mantık aramaman lazım bu işte.
0
mirty
(23.05.24)
Kimse bu kadar düşünerek mantık çerçevesine oturtup çocuk yapmıyor. Bu kadar düşünen yapmaz zaten. Nefes almak, yemek yemek, seks yapmak gibi bir şey çocuk yapmak da. Hayatta kalma içgüdüsünün bir sonucu, kendini çoğaltarak ölümsüz olma çabası. Hatta bu yüzden, mantık çerçevesinde düşünüp çocuk yapmamayı seçmek bir nevi pasif intihar gibi geliyor bana. (Ben de yıllardır antinatalistim)
0
duguit
(23.05.24)
denildiği gibi insanlar istediği için yapıyor direkt bir somut nedeni yok. evlat sahibi olmak anne baba olmak için yapıyorlar.

o kadar düşünen yapmaz zaten +1, yapanlar da o kadar düşünmüyor. sizin için gerek yoksa yoktur. yapana gerek var mıydı diye soramazsınız.

ben de istemiyorum mesela.
0
jülsezar
(23.05.24)
Çocuk sahibi olmak, yeme gibi, içmek gibi biyolojik bir ihtiyaç. Hayatın doğal akışı. Maddi sebeplerle olsun, zamanın modasıyla olsun istenmiyor olabilir. Bu yaşlarda hissedilmiyor olabilir ama travması, yaşam kalitesine olumsuz etkisi, psikolojik sorunları inanın ilerleyen yaşlarda üzerinize çökecektir.
0
Mirket
(23.05.24)
Ekonomik durum iyi değilse cehalet faktörü etkili. Toplum baskısı da var.

Her şey yerindeyse ekonomik durum vb gibi kişisel tercih. Ama evlilik ve çocuk fakiri daha da fakirleştirir.
0
ferenc
(23.05.24)
insanlar cocuk yapiyor cunku bu bizim dogamizda var. boyle hayvansal icguduleri beyaz yakali yaklasimlariyla irdelemek asiri manasiz. cocuk yaparsin ve genlerini aktarirsin cunku bu bizim (dunyada yasayan canlilarin) kodlarimizda var. bu kadar bunun cevabi.
0
bohr atom modeli
(23.05.24)
Ben de şu an 32 yaşındayım ve anne olmak istemiyorum ama çevremde o kadar çok kişi anne olmazsam pişman olacakmışım gibi hissettiriyor ki kabul etmekte zorlansam da etkileniyorum ve bazen "ya sonra keşke dersem" diye düşüncelere gark oluyorum.
istememe nedenim de tamamen sorumluluğundan. kendim kadar çok önemseyeceğim bir varlık kim bilir başına ne dertler açacak hastalanacak üzülecek vs vs seni tasalandıracak diyorum.
Baskın olan hissiyatım yapmamak yönünde. Yaparsam bencilce olsa da merak duygum olabilir.
Ama işin garibi de dışarıda gördüğüm çocuklar olsun kendi yeğenlerim olsun inanılmaz seviyorum ve çoğuyla fazlasıyla ilgileniyorum. Yani anaç yapım yok demiyorum ama kaygılarım ağır basıyor.

çocuk yaptıktan sonra pişman olunca vazgeçebilme hakkımız olsaydı keşke sgjskgksjg
0
Kediyi üzdün
(23.05.24)
@bohr atom modeli, hocam zaten türümüzü diğer hayvanlardan ayıran özellik frontal lobumuzun gelişmiş olması değil mi?

Yani zaten düşünmek ve sorgulamak üzere evrimleşmiyor muyuz?

Hala hayvansal iç güdülerle yaşayacaksak evrimimize haksızlık etmiş olmuyor muyuz?

Tamam ben de hala ilkel olduğumuzu düşünüyorum çoğu yönden ama en azından bir şeyleri yaparken sorgular seviyeye gelmişiz. Kodumuzu aktarıcaz diye düşünmeyelim mi ulan 1dk kodumu aktarıcam ama gerek var mı? İhtiyaç var mı? Herkes kodunu bilinçsiz aktara aktara dünya bu hale geldi zaten demeyelim mi?

O zaman ilkel dürtülerle aile kavramını da hiçe sayalım, birbirimizin üstüne atlayalım. Ne de olsa kodlarımızda vardır o da bir yerlerde.
0
🌸ananiyimioguz
(23.05.24)
Çocuk bakmak aşırı zor bir mesela. Eşini artık çok da sevmiyorsan mesela çocuktaki eşine benzer tarafları görüp çocuktan soguyabiliyorsun bile yer yer. Yeğenimi çok severim normalde, çok da sabırlıýım çocuğa karşı. Ama babasına gıcık olduğum zamanlarda "Baban ne ki sen ne olasın" diye kuruluyorum üç yaşında çocuğa. Bir de ne kadar minyatür bir insan da olsa çocukla frekansınız uymayabiliyor. Sen çok sakinsen hareketli çocuga sinir oluyorsun, ikili diyaloğa giriyorsunuz :p Bir dönem ilkokul öğretmenliği de yapmıştım, oradaki deneyimlerimi de katarak anlatıyorum. Ama günün sonunda sosyopat değilsen ya da çok ciddi bir bunalım geçirmiyorsan barısiyorsunuz, öpüşüp koklasiyorsunuz. Gormediginde özlüyorsun, hayatının merkezine koyuyorsun. Yukarıda bir arkadaşın dediği gibi bu zamanın argümanlariyla işin içinden çıkamıyoruz. Olacağı varsa oluyor, sen de uyum sağlıyorsun duruma.
0
sekizdokuzon
(23.05.24)
Valla ben yazdıklarını okumaya üşendim. 29 yaşındayım. Ekonomik olarak durumları biraz daha toparlayınca 30ların başında falan çocuk yapmayı düşünüyorum yani sağlık sorunu yaşamazsak. Sebebi yok sadece anne olmak istiyorum, karnımda bebek taşımak böyle emzirmek onu büyütmek bir şeyler öğretmek beraber deneyimlemek vs bunları merak ediyorum. Merak duygumu tatmin etmek için çocuk istiyorum. Tabi ki kendi mersk duygum için çocuk yapayım derken onu perişan etmek de istemem tabi ki. Maddi manevi yeterli hissettiğim zaman yaparım bunu.
0
turuncu tonlarda
(23.05.24)
Tam olarak bahsettiğiniz sebeplerden dolayı yapmıyoruz. 32 yaşındayız, 2 yıldır evliyiz ve çocuk fikrine o kadar uzağız ki, uzak kelimesi bile yakın kalır. Zaten şurda kalmış bir bu kadar daha ömrüm, onu da çocuk derdiyle mi geçireceğim zaten? O kadar dertsiz tasasız bir hayatım olursa da çocuk yapmak yerine gezer tozarım. Evde kronik rahatsızlığı olan bir kedimiz var, gözümüz sürekli üstünde. Sırf 1-2 gün uzaklaştığımız zamanlarda aklımız kalmasın diye eve bebek kamerası bile aldım, arada açıp bakıyorum napıyor keyfi yerinde mi diye. Kedinin bile üstüne bu kadar düşerken, hastalandı mı diye gözünün içine bakarken, kendimden olan bir canlıya karşı olan stresimi düşünemiyorum bile. Ülke şartları falan da cabası tabi.

Çevremde "evimi aldım, arabamı aldım, mesleğimi garantiledim. evlenirsem çocuk yaparım çünkü insana hayatta bir amaç lazım" düşüncesinde olan tanıdıklarım da var. Neresinden baksan hastalıklı ve bencil bir düşünce bu bana göre. Sırf kendine amaç olsun, oyuncak olsun, saçma sapan varoluşsal sancılarına derman olsun diye dünyaya bir canlı getirmek büyük bencillik.


Ayrıca "genlerimizde var, üremek için yaşıyoruz" düşüncesi de bu bencilliğe uydurulmuş bir kılıftan başka bir şey değil bana göre. Genlerimizde üremek varsa, kafamızın içinde de beynimiz var. Neyin ne olduğunu sorgulayıp karar verebilme, muhakeme edebilme yeteneğine sahibiz. Şimdi ben çocuk yapmak istemiyorum diye insanlıktan mı çıkıyorum bu durumda yani... Teallam.
0
pianeta
(23.05.24)
Valla ben dünyaya katkım olsun diye yaptım. Çok iyi bir insanım üstelik müthiş zekiyim. Boşa gitmemesi gereken genlerim vardı.
Hep saçma sapan insanlar çocuk yapıp dünyayı daha kötü bir hale getirmesin, ahlaklı düzgün yetişmiş iyi kalpli insanlar da olsun gelecekte diye istedim.

İleride 3 4 tane daha düşünüyorum. Maddi olarak imkanım olursa tabi.
0
Gradient_tabanlı_mor
(23.05.24)
@Gradient_tabanlı_mor, gen aktarımının öyle cımbızla seçerek olduğunu düşünmüyorum da, diyelim ki oldu ve çok zeki, çok yakışıklı/güzel bir çocuk dünyaya geldi. Gayet aklı başında, efendi, saygılı vs. oldu.

Dünya bu özellikleri mükafatlandıran bir yer mi?

Diyelim ki sıyrıldı, mükafatlandı, soruyu şuradan sorayım, dünya bu çabaya değecek bir yer mi?

Dünyadaki en zekilere baktığımız zaman genelde kullanıldıklarını görüyoruz. Çok azı şanslı oluyor. Sistem kaşıkla verip kepçeyle alıyor.

Ayrıca cahiller, eğitimsizler çok fazla ürüyor böyle gitmesin terazinin diğer tarafına biraz bastıralım diye çocuk yapılınca çocuğa haksızlık olmuyor mu uğraşacağı insanlar, yani kötü diye gösterdiğimiz taraf daha çoğunlukta.

Mesela ben aksine, kendimiz gibi bir toplum veya ortam varsa oraya çocuğu koyarım.

Pakistanın orta yerine zeki ve bilinçli bir çocuk koymam mesela. Ona da yazık. Haksızlık. Ama norveç e koymak isterdim. Tr nin durumu da pek iyiye gitmiyor kötü tarafın doğum hızlarına bakılırsa.
0
🌸ananiyimioguz
(23.05.24)
bu kadar dusunen yapmaz +1

su an 33-37 yaslarindayiz, 6 senedir evliyiz, henuz cocugumuz yok.

insanlar cocugu tamamen hayattan beklenenler o yonde oldugu icin yapiyor. okula git --> is bul/kur --> evlen --> cocuk yap, model bu. kimse cocuk yaparken "insanlik devam etsin, turumuzun devamliligi" gibisinden seyler dusunmuyor. bu kadar dusununce okula gitmek de mantikli olmayabilir mesela.

dediginiz gibi, eskiden tarlada calisacak adam vs gibi is gucu alaninda ise yaramis epeyce cok cocuk sahibi olmak. bugun tarlasi olan az, sehirde yasamin da kendince finansal guclukleri var, hayat kalitesi tartisilir. ancak:

cocuk buyukmek eglenceli keyifli bisey, minicik beyinleryle biseyleri kesfetmeleri, akil etmeleri, oyun oynamalari, sizin hayatta akliniza gelmeyecek sorular sormalari vs epey keyifli. buyumesinde, dunyayi kesfetmesinde, kendini kesfetmesinde destek olmak, yol gostermek guzel seyler. bundan mahrum kalmak istememek gayet gecerli bir sebep.

diger yandan insanlar yaptiklari degil yapmadiklari seylerden daha cok pismanlik duyabiliyor, bu da bir baska sebep. 20-30lu yaslarda cok dert etmiyoruz ama hic 50-60 olmadik, tam olarak bilmiyoruz o yaslarda neye nasil ihtiyac duyabilecegimizi.

ayrica, cocuklar buyudukten sonra onlarin kurdugu ailelerle kalabalik olmak, arada birlikte biseyler yapabilmek, yanliz kalmamak, hastalikta yaslilikta cenazede davalik durumlarda vs samimiyetle siginabileci insanlar olmasi yine bir baska sebep.

zamanin "cocugu" olarak ben bugun ailemden uzakta yasiyorum oyle cok aman aman birlikte biseyler yapmiyoruz ama gercekten bir ihtiyac oldugunda atlayip gidebiliyor olmam, genel olarak varligim ailem icin guven verici bir durum. anneme kalsa en buyuk pismanligi daha cok cocuk yapmamis olmak.

dediginiz riskler elbette var, benim de kisisel olarak cocuk konusundaki en buyuk cekincem "ya buyudugu zaman cok stresli bir hayati olursa, ya anksiyetesi olursa, ya depresyonda olursa, ya intihar etmek isterse, ya kanser olusa, ya yatalak olursa" gibi seyler. tamam sorumluluk da istemiyroum belki ama erken cocukluk sorumluluklari citir cerez kaliyor bunlarin yaninda.

diger yandan bugun yetiskin insanlar olarak hepimizde belli bir olcude depresiflik, ankiyete bozukluklari fln var; cesitli hastaliklarla ugrasiyor, issiz kaliyoruz, sevgilimiz terk ediyor, dolandiriliyoruz, basimiza sacma sapan olaylar geliyor uzuluyoruz vs ama bir sekilde bunlarla basa cikmayi ve yasamayi ogreniyoruz; hayatin bir parcasi aslinda hepsi. ayni sekilde cok guzel yemekler yiyouz, sevdiklerimizle 2 kadeh tokusturuyoruz, konserlerde bagira cagira sarkilar soyluyoruz, gezip egleniyoruz. cesitli tibbi desteklere erisimimiz de gittikce kolaylasiyor. o yuzden biz bugun yetiskinler olarak bir sekilde var olabiliyorsak, hayatimizda biseyler yolunda gidiyorsa ve intihar etmiyorsak demek ki var olmak o kadar da kotu bir sey degil.

sonuc olarak konu gerek olup olmamasi degil, konu sizin bireysel olarak cocuk buyutmek istiyor olup olmamaniz.
0
taurina
(24.05.24)
Çocuk yapma kararı mantıkla verilen bir karar değil, duyguyla verilen bir karar. Mantıklı düşünürseniz evet sorumluluğu, yorgunluğu, özellikle küçük yaşlarda ihtiyacı olan dikkati verebilmek için kendinizi bile kaybetmeniz, vs. birçok olumsuz yanını bulabilirsiniz. 2 yaşında çocuğu olan bir anne olarak da bunların hiçbirini reddetmem. Ama dünyaları verseler de oğlumu değişmem.

Ben hamileliği bile çok sevmiştim. Ki çocuk yapma düşüncesi yapana kadar çok kafamı meşgul etmemişti bile. Karnımda minicik bir mercimek tanesi kadar olan bebemin şimdi bıcır bıcır konuşmasını duymak, karakterinin geliştiğini izlemek, büyümesine tanık olmak inanılmaz bir şey.

Bencil insan çocuk sahibi olmaz bana kalırsa, olursa da çocuğu hakkıyla yetiştiremez. Yemeyip yediren, uyumayıp uyutan bir anne veya baba nasıl bencil olabilir ki?
0
gmzo
(24.05.24)
@ gmzo, pek katılamıyorum. çocuğun kendisi zaten bencilce geliyor. çocuğa bakıyor olmak insanın eksik yanlarını besleyen bir şey, o durumu bencil olmamakla açıklayamayız.

François de La Rochefoucauld ve Sigmund Freud'un savunduğu şöyle bir görüş var;

"İyiliklerimizin çoğu, kötülüklerimizi gizleme sanatıdır." İnsanların yaptığı iyiliklerin bile aslında kendi kötü yönlerini ve çıkarcı doğalarını gizlemek için bir araç olduğunu söylerler.

"İnsanların yaptığı iyiliklerin çoğu, şeref ve erdemden çok gururdan kaynaklanır." İnsanlar güzel şeyler yaparken bile aslında gururlarını tatmin ettiklerini ve kendilerini daha iyi hissettiklerini öne sürerler.

"Narsisizm" Freud, insanların birincil ve ikincil narsisizm olarak adlandırdığı kavramlarla, kişinin kendi benliğine duyduğu sevgiyi ve bu sevginin nasıl dışa vurulduğunu açıklar. Bu bağlamda, birçok iyilik ve yardım davranışının aslında kişinin kendi narsistik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapıldığını öne sürer.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
ben bekarım evlensem de hem ülke şartlarından hem şahsi ekonomik gücümden ötürü yapmak istemem. ancak milyon dolarlık bir topçu, aktör falan olsam en az 5 çocuk falan yapardım herhalde. harika bir kendini tamamlama aracı çocuk, paran çoksa eksilerinden mümkün olduğunca az etkilenirdin artılarını çok daha fazla yaşardın. çok iyi bir hayat yaşatacağın garanti olurdu zaten o yüzden bencillik değil tam tersine sahip olduğun iyi yaşamı paylaşmış olurdun. ülkede yarın bir gün iç savaş çıkıp millet değneklerin ucunda komşusunun kellesiyle gezse bile iyi hayat yaşayacağı garanti olurdu para böyle bir şey maalesef. ama ortalama beyaz yaka olarak türkiye'de çok zor bir kere muhakkak koleje gönderecek paran olmalı şu meb müfredatında çocuk mu yetiştirilir. bu bencillik olur bence de. avrupa'da bir orta sınıf olsaydım da eşle gezme tozma işlerinden sıkılma hissine gelirsek düşünebilirdim yok bizi kesmiyorsa bir türlü gezmek tozmak gene yapmak istemezdim herhalde.
0
semaforo de medianoche
(24.05.24)
bu inanç gibi bişey. Kalbin/beynin neye yatkınsa onu görürsün. Senin dediğin gibi, kendi genlerinden kendine benzeyen bir varlık yaratıp yetiştirmeyi müthiş bencil egoist bir şey olarak da görebilirsin, bir annenin yazdığı gibi 'kendimizi düşünmeyip onu yetiştiriyoruz bu nasıl bencil olabilir' diye de görülebilir.

Bu arada dünyanın gidişatına bakmak vs. yalan. Evet nüfus çok ve dünya kötüye gidiyor ama belki de en barışçıl çağdayız (tabii üçüncü dünya savaşı geliyor olabilir, gelmiyor da olabilir). Ben mesela üreyen ve üremeyen kesimi görünce "biz üremeliyiz yav" diyorum. Dünyayı b*k eden şeylerden biri de bu çünkü. İngiltere'de çocuklara en çok konulan isim Muhammed'miş. Neden acaba :D Türkiye'de de 20-30 yıla kimler iktidarda olacak tahmin etmek zor değil. Bunu sorgulayan insanlar yeterince üremezse hayatını belirleyen kararları hiç sevmediğin insanlar alacak (demokrasi yönetimi kaldığı sürece). Fakat bu da bencil ve "oy içi mi çocuk yapıyoruz yav" dedirtecek bişey. Bence zaten çocuk yapmak saadet zinciri gibi bişey. Sistemin devamı için üremek gerekiyor, yeterince genç olmazsa emeklilik sistemi bile çöküyor :D
0
nhk ni youkosu
(24.05.24)
@ thetruenorthstrongandfree, sizin şartlarınızda çocuk yapmak değil yapmamak ayıp olurmuş, o şartlarda çocuğa iyi bir ortam sunamayacağım diye kaygılanmayız ki. Verebileceğiniz imkanlar ve çevre bu düşüncemizi etkiler tabii ki.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
1 - bayragi ilerde birine devretmek icin

2 - her di$i hayvan mutlaka bir kere dogurmali, buna insan da dahil. annelik duygusunu yasamamis bir kadin yasliliginda sikinti ceker, cevremde gordugum yasini almis ve dogurmamis kadinlar sikintili, yerine kedi kopek kaplumbaga falan koymaya calisiyorlar ama yetmiyor.
0
cooperr
(24.05.24)
Bu kadar detayli dusunmek cok sacma. Hepimizin genlerinde var. Hayvanlar niye uruyor? Onlara ne faydasi var? Zarari bile var ugrasiyorlar ediyorlar gida bulup besliyorlar vs. Insanlarin ureme sebebi de bu kadar basit. Boyle kodlanmisiz.
0
The_Lollok
(24.05.24)
@ The_Lollok, hayvanlar neden ürüyorlar? bölünme, çoğalma, üreme canlılığın temelinde var. evrimsel sürecin başlama nedeni. bu konuda yetenekli olmayanlar tarih sahnesinden elendiği için günümüzdeki hemen her canlı üreme konusunda yetenekli ve iç güdüsel olarak hazır hale evrilmişler.

Fakat biz insanlar şu an neyin neden olduğunu ve nasıl çalıştığını az çok kavrayabiliyoruz.

Aklımızla düşündüğümüzde, insanlığın günümüzde üremesini gerektirecek bir sebep yok ki? Korunma yöntemlerini neden çıkardık, kontrol altına almak için. Veya hiç ürememek için. Soyumuz tehlikede, çoğalmamız lazım gibi sebep de yok.

Mesela hayvan çiftleştirince hayvanseverler hemen kızarlar ya "Sokakta bir sürü hayvan var kardeşim ne diye hayvan çiftleştirip onları alıyorsunuz veya sahiplendiriyorsunuz!!!" diye.

Ama sen niye ürüyorsun bir sürü kimsesiz çocuk var sahiplen dediğinde kalırlar öyle. İşte ama bağ falan... derler. Bencillik yani.

Nüfusu artırmanın kime ne faydası var şu an?

Mirasımı devredicem diyen var. Yahu ben öldükten sonra biri almış, almamış kime ne. Belki hiç edecekler geride kalanlar mirası. Bilemiyorsun ki. Belki birbirlerine düşecekler. Hadi onlar da idare etti diyelim, torunlar? Nereye kadar gidecek, ne kalacak, kime kalacak, herkes göçecek.

Bazı hayvanların da aklı olsa üremezdi veya çok kontrollü ve az ürerlerdi diye düşünüyorum soyları tehlikede değilse.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
Böyle kişisel bir konuda burada uzun uzun yazdığına göre sende fikirlerinde emin değilsin ve teyit edilmek istiyorsun. Ancak bu tamamen kişisel bir karar. Topluca böyle bir konuda mutabakat oluşmasını beklemen çok mantıklı gelmiyor.
0
dreamsandcolours
(24.05.24)
Biri sahane bi laf etmisti yillar once bana. İsin ozeti gibi. Sedat bak demisti... ne çocukla oluyor ne de cocuksuz. Ama cocuklu daha guzel.

5 yil yapmadik. Sonra gule oynaya cocugumuz oldu.
0
halk
(24.05.24)
Bazen ellerime kollarıma bakıp "olm milyonlarca yıllık bir evrim sürecinin ürünüsün. Bu noktaya gelene kadar ataların ne yollardan ne sıkıntılardan geçti ve sonucunda sana kadar ulaşıldı. Bu nasıl bir kibirdir ki 4.5 milyar yıllık yolu bir anda kesip atıyorsun"

Urememenin getirdiği bu kibir yalan yok hoşuma gidiyor.

Bir de çocuğu olan biri bencil olamaz tabirine takıldım yorumlarda. Ben tam tersini düşünüyorum. Doğanın yüklediği "turun devamliliginin kodlandigi" iç guduler o kadar kuvvetlidir ki, kendi yaşamının önüne koyarsin yavrunu = annelik.

Kesin olarak Bencil olamayacağını iddia edebileceğiniz tek insan türü, Çocuk yapma şansı olup yapmayıp evlat edinenler bence.

Tamamen akıl, merhamet ve kendinden olmayan bir şeyi kendi önüne koymak.

Bu insanları çok seviyorum.
0
makbur
(24.05.24)
Her şey söylenmiş zaten. Ozetle

1-turun devami icgudusu (zeki yaratik olarak aklinla bunun yersizligini kesfetsen de milyon yıllık evrimin getirisini hemen alt edemiyorsun, kervana katiliyorsun mejburr bazen; yakında senin de yapacağın gibi ;))

2-uzerine düşünmemek, standardi bu zaten deyip yapmak

Bence çocuk yine anlaşılabilir asıl delilik evlenmek. Ama onu da yaptık meselaam di mi
0
abuzer
(24.05.24)
Ben yapmiyorum (simdilik). Gereksiz bencillik ve sorumluluk gibi geliyor. Evlat edinme durumlari da var, onun tartismasi farkli olabilir.

Ama o cocuk yapma icgudusu tetiklenebiliyor. Tabii hayvanlar gibi ilkel icgudu degil. Daha cok "istek"
gibi. Gelismis beynimiz var sonucta. Cogu kisi toplumdan, etrafindan da etkileniyordur. Ve sonucta senin anne baban da var ve atalarin. Devam ettirme istegi oluyor. Gelecege yatirim gibi de dusunebiliyor insanlar.

Daha duygusal yonleri de var. Ve sartlari iyi bireylerde duygusal yon daha agir basiyor sanirim. Anne baba olmayi deneyimlemek. Sevecegini birini dunyaya getirmek.

Anne babaya da sorulabilir: "beni neden dunyaya getirdiniz"? :)

Ya da birey kendine de sorabilir. Felsefeye girecek ama "Ben neden dunyaya geldim?"
0
ermanen
(24.05.24)
Simdi biz doguyoruz, gozlemliyoruz ve birseylere alisiyoruz. Aslinda bircok sey aliskanliklarin getirdigi birsey bana kalirsa. Yani bir sekilde boyle kodluyoruz zihnimize. Yani ayni sekilde bizim de buyuyup evlenince bu sekilde olacagimizi, cocuklarimizin olacagini dusunuyoruz tum akis boyunca.
Farkli bir acidan yine bakayim, bizim yasayamadiklarimiz, pismanliklarimiz var bu hayatta ve bunlari birisinin yasamasini istiyoruz, planliyoruz. Bu da iste cocugumuz oluyor.
Butun bunlari durumumuz kotu bile olsa planlamiyoruz cunku durumu iyi olanin da kotu olanin da cocuk yapmak icin sebepleri farkli ancak illaki bir sebebi var.

3 yasinda oglu olan bir baba olarak, cocuk yapmadan once bir bebegi gozlemlemek ve vakit gecirmenin en onemli karari almanizi saglayacagini dusunuyorum. Bu durtu gelecek mi, cocukla zaman gecirmeyi ilgilenmeyi sevecek misiniz, yoksa size zor mu gelecek. Ondan sonra bu kadar detayli dusunmeyeceksiniz emin olun.
0
va
(24.05.24)
Karşı argüman üretiyorum diye katı bir şekilde karşıyım anlamı çıkmasın, dediğim gibi ben daha yakınım çocuk konusuna. Sadece mantıklı bir fikir, görüş var mı, insanlar ne düşünüyor veya düşünmüyor onlara bakıyorum.

Bana kalırsa ben sırf "ya bizim birlikteliğimizden doğan çocuk nasıl bir şey olur acaba, iyi kötü o kadar deneyim elde ettik, biraz da biz aktaralım bakalım kullansın onları çocuk, derdiyle dertlenelim, sevinciyle mutlu olalım.." düşüncesiyle bile çocuk yapabilirim gibi. Şimdilik sadece eşimden bağımsız ekonomik sebepler bizi ve ilişkimizi sarstığı için çocuk mantıklı gelmiyor. Ama bu sorunlar zamanlar çözüldükten sonra olabilir diye bakıyorum. Eşim o zamanda bile mantıklı bakamıyor.

Bu düşünce ile çocuk yapmak bencillik diyor. Ay merak ettim dur bi bakalım diye çocuk mu yapılır diyor. Zaten yoğun çalışıyorum, çocuğa nasıl bakıcam diyor. Hadi baktık büyüttük diyelim, iyi bir eğitim nasıl vericez bu topraklarda diyor. Çok deli rakamlar harcamak lazım veya. Kötü yetişecekse veya ortalama yetişecekse de çocuğa haksızlık değil mi diyor. Ona sonra "seni zor şartlarda büyü diye yaptık yavrum" mu diyeceğiz, demez mi çok daha iyi şartlarda dünyaya gelenler var, benim günahım neydi diye. Belki demez sonuçta biz razı olduk bir şekilde ama derse, bu büyük bir sorumluluk.

Ben kötü de olsa iyi de olsa hayatı deneyimlemenin, hiç gelmemektense bir artı olduğunu düşünüyorum. Ama eşim öyle düşünmüyor. Eğer @ thetruenorthstrongandfree ın sağladığı gibi bir şart sağlanmıyorsa çocuğa haksızlık edileceğini düşünüyor.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
vaaaay demek 30+ yaşında bir çiftsiniz ve çocuk istemiyorsunuz, hatta çocuk yapanların neden çocuk yaptığına anlam veremiyorsunuz. ohaaa ilk defa böyle bir durumla karşılaşıyorum :D

nedense hep çocuk istemeyenler kendini uzun uzun açıklama ihtiyacı hissediyor. aslında kimse sizin çocuk yapıp yapmamanızla ilgilenmiyor, merak etmeyin. bu kadar çok kafaya takıp sorguladığınıza göre bence siz kararınızdan emin değilsiniz. emin değilseniz kararsızım filan diyebilirsiniz.

çocuk yapmamak eskisi gibi yadırganmıyor zaten emin olun.

bahsettiğiniz -son paragraf - eşinizin başına da gelebilir. o zaman evlenmek de saçma.
hayatta her an her şey olabilir tabi ki insan en çok çocuğu için korkar da sebep olarak yarın bir gün tecavüze uğrar diye bi seçenek dile getirmek çok saçma.

yani bu iş böyle uzun uzun felsefeye dönüşecek tartışmalar yapılacak bir konu değil bence. isteyen yapar istemeyen yapmaz. herkesin kendince haklı sebepleri var. birine gidip neden kedi sahiplenmiyorsun ya da balkondaki saksına neden çiçek dikiyorsun demek gibi bir şey bu.
0
elorelia
(24.05.24)
Heh yani sen eşine sunmalik argüman istiyosun bı noktada...

Öyle harikayim böyle harikayim diye sallayanlari dinleme öncelikle. Kaldı ki sizin durumunuz da fena değil. Ortalama durumdasınız. Sevgi ve huzur ortamında olan bir çocuk için gaaaayet yeterli sartlariniz. Bı de o kadar kontrolcü olmayın (ben de oluom), belki çocuk ileride bohem bı şekilde kulübede yasamaktan keyif alicak ne bilionuz? Sizin planladiginiz yatlarinizi katlarinizi uçaklarinizi (xd) istemicek?

Çocuk ayakkabisini ysl almadiinizi anlamaz meraq etme. Evcil hayvan gibi düşün xdxd sevgini sakınma, gerektiğinde onu koruyacagini belli et, kalanı ileride kendisi halleder zaten o ozguvenle
0
abuzer
(24.05.24)
Cocuk ne ya hem de turkiyede. aklini peynir ekmek gibi yemen veya hayatsiz olman lazim cocuk icin. zaten doguranin yari akli da gidiyo hepten hayatimiz zorlasiyi
0
ala09
(24.05.24)
Benden iyi bir ebeveyn olmaz o nedenle çocuk asla düşünmedim ve düşünmem. Geçen ofiste bütün öğlen yemeği boyunca doğru kişi ile tanışırsan o isterse ne yapacaksın diye sorguya çekildim bir de yani insanlar her bir şeye burunlarını sokma ihtiyacı duyabiliyorlar.

Size gelince daha geçen boşanma masrafı soruyordunuz şimdi biz hiç çocuk düşünemiyoruz diyorsunuz bence de düşünmeyin zaten.
0
peki madem
(24.05.24)
mahalle baskısı bu konuda büyük rol oynuyor. her ne kadar çocuk istesen de, günümüz şartlarında bunun altına girmek oldukça zor. zorumluluk tarafı ayrı.
0
kondansator
(24.05.24)
kedi götünü görmüş yara zannetmiş.
neden çocuk yapmayayım?

evladım olur. severim işte.
0
OgutucuRecep
(24.05.24)
ben bu olaya deneyim olarak baktım ve bu deneyimden neden mahrum kalayım diyerek istedim. sonuç kelimelerle tarif edilemeyecek kadar muazzam bir şey. bu dünyada başka hiç bir şey çocuğunuzun size hisettirdiklerini asla ama asla hisettiremez. başka hiç bir sevgi, aşk, bağ vs vs çocuk-ebeveyn bağına benzemez. bu işin bir yönü.

evet zorluklar da müthiş. zaten ekonomik koşullardan dolayı 2. düşünemiyorum. siz fazla sorgulamışsınız bir de tam tersi hiç sorgulamadan önüne arkasını düşünmeden birden fazla çocuk doğuranlar var. bu ülkedeki kaynaklar ve sistemin bu kadar çok çocuğa olması gerektiği kadar yetmesi imkansız.zaten düşüncesizce doğurup duranlar yukarıda bahsettiğim bağı falan kurmuyor ortaya salıyor ne eğitimi, ne güzel vakit geçirmesi saldım çayıra modunda. o yüzden de bir sürü psikolojisi bozuk insan var toplumda.

öte yandan evrimsel ve insanlığın gelişmesi açısından kaçırdığınız şeyler var. mesela siz hep 30 lu yaşlarda kalmayacaksınız. 90 yaşınıza geldiğinizde kalçanızı kırıp yatalak olup tuvalete gidemediğinizde bir başkasının doğurduğu eğittiği çocuk (hemşire olur hastabakıcı olur) sizinle ilgilenecek ve ona minettar kalacaksınız. herkes sizin gibi çocuk yapmasaydı sizin de muhtaç olduğunuz şeylere erişiminiz olmayacaktı bir de o yönden bakın.
0
iwillsee
(24.05.24)
@ peki madem, evet bize geliyorlar öyle arada pek sağlıklı olmayabilir zaten bizim çocuk yapmamız bir bakıma haklısınız ama

bazı dinamikler var çiftlerin ikisi de bireysel olarak çok iyi insanlar fakat birlikteliklerinde sorun çıkıyor. hal böyle olunca bir de çocuk varsa ayrılmaları daha mantıklı oluyor.

benim de anne babam ayrı mesela. ben hiç sıkıntısını yaşamadım daha güzel bile denilebilir. evde gürültü yok patırdı yok çatışma yok. istediğinde birine gidiyorsun istediğinde öbürüne gidiyorsun kalıyorsun. herkes kendi hayatında vs.

tabii ki en güzeli çocuğa da aile kavramını geçirmek için mutlu bir aile tablosu çizmek ama herkes kendi ilişkisine veya annesine babasına baksın 4/4lük bir hayat mı yaşıyorlar, bazen ayrılık daha mantıklı olabilir. ben ayrılık ile çocuğu engel olarak görmüyorum o yüzden. ülkeden bir sürü insanın annesi babası ayrı. eğer sıkıntı tipler değillerse öyle de sağlıklı çocuk büyütülebilir. ben bir insanla aynı evde yaşamak istemeyebilirim ama çocuğuna bakmak / çocuğumuza bakmak isteyebilirim.

@ iwillsee, teşekkürler deneyiminiz için. fakat yaşlılık konusuna katılmıyorum. ben kimseye yük olmak istemem gerekirse uyutsunlar diye vasiyet bile verebilirim. yaşlanınca kim bakacak diye çocuk mu yapılır bu iyice bencilce bişey. ben tek çocuğum, kardeşim yok bişey yok. eşimle olur da ölene kadar 'evlilik mücadelesini' :D sürdürebilirsek birbirimize bakıcaz işte çocuk olmasa da. en kötü bakım evi qeyf. o da olmadı uyutsunlar dediğim gibi. eşim de olmazsa bir köşede ölür giderim. nedendir bilmiyorum, böyle kaygılarım/korkularım yok.

Çoğu gelişmiş ülkede durum biraz daha farklı, ebeveynler çocuklarını yetiştirdikten sonra köylere kasabalara çiftliklere yerleşiyorlar. Ki kendi hayatlarını yaşasınlar biz yük olmayalım diye. Bizimkiler de gel evime desen gelir. Şimdi diyeceksiniz ki onlar sana o kadar baktı sen onlara bakmıyor musunuz hayırsız evlat. Bence burada kültürel ön yargılar var. Ben öyle bir sorumluluğu kabul etmiyorum ki, onlar da beklemesin. Doğuran bakmakla yükümlü hatta kimi bakmıyor bile. Ama çocuğun ebeveyne bakmakla yükümlü olduğunu düşünmüyorum.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
bu kadar düşünüyorsanız yapmayın zaten. çocuğa da yazık.
0
Whily
(24.05.24)
Tum bunlari sorgulamis ve cocuk istemeyerek 35 yil gecirmis bir insan olarak bu yil bebegim oldu. Butun hepsi bos muhabbetmis ve gereksiz dusuncelermis gibi geliyor su an bu cocuk yapmama gerekceleri ve varolan yeni insan dunyanin en gerekli ve mukemmel seyi oluyor doğduğu andan itibaren. Bir de ben genel olarak bir seyi isteyip istemedigimden cok emin değilsem yapmayarak pisman olma ihtimalini elemek icin yapmayi tercih ederim, cocugumu da iyi ki yapmisim. Akli basinda bunlari sorgulayan insanların bilincli bir sekilde cocuk yapması da insan ve toplum olma deneyimi açısından değerli.
0
instant crush
(24.05.24)
Maddi durumunuz iyiyse çocuğa büyükşehirde üç ev, bir araba veya bir dükkan ve araba filan ve yüklü miktar nakit para bırakabilecekseniz hiç düşünmeden yapın. Fakat kardeşini de 3-4 sene sonra yapın. İleride birbirlerine yoldaş olurlar.

Eğer maddi durumunuz orta direkse çocuklara çok iyi birer eğitim şansı ve hayat mücadelesi ruhu veririm diyorsanız o zaman da yine aynı şekilde en az iki tane yapın.

Fakat en önemlisi de şu. Aile içi huzurunuz fiziksel ve mental sağlığınız yerinde, eşler arası sevginiz muhabbetiniz karşılıklı saygı ve muhabbet sürekli olarak iyi seviyede varsa en önemlisi bu, tüm şartlar okeyse yapın.
0
psmstc
(24.05.24)
Bir de çocuk yapma işi mantıkla olmaz yoksa yapmazsın katılıyorum +1500
0
psmstc
(24.05.24)
Yazdıklarımı anlamamışsınız. Sizin yaptığınız çocuklar size bakar demiyorum. Evrimsel olarak yaşlanınca birileri tarafından yapılmış çocuklara ihtiyacınız olacak diyorum. Şimdi de öyle hiç mi doktora dişçiye gitmiyorsunuz sonuçta onlar da bi annenin doğurup büyüttüğü çocuklar.kimse çocuk yapmasın derseniz mantıksız oluyor
0
iwillsee
(24.05.24)
(6)

Şu insanın profilini bir masaya yatıralım mı?

sekizdokuzon
Selamlar;Dün bir iş görüşmesine gittim, eğitim koordinatörü pozisyonu için başvurmuştum. Beni bir toplantı odasına aldılar, çok geçmeden kurum sahibi geldi. 40-45 yaşlarında ince yapılı, hafif hiperaktif, azıcık da agresif bir adam. Sohbeti gayet kafede oturmuş, kahvemizi içiyormuşuz gibi casual baş
Selamlar;

Dün bir iş görüşmesine gittim, eğitim koordinatörü pozisyonu için başvurmuştum. Beni bir toplantı odasına aldılar, çok geçmeden kurum sahibi geldi. 40-45 yaşlarında ince yapılı, hafif hiperaktif, azıcık da agresif bir adam. Sohbeti gayet kafede oturmuş, kahvemizi içiyormuşuz gibi casual başlattı. Ben kendimi anlatmaya çalıştım. Sohbetin bir noktasında "Bence sen bir YouTube kanalı aç, orada matematik videoları paylaş. Eylüle kadar buradan kazanacağın paranın iki katını kazanırsın. Hem ülkeye bir faydan olur. Milli eğitim bitti, adamlar integrali müfredattan çıkarıyor. Matematik öğrenmek isteyenlerin onlineda serbest müfredatla ders yapan hocalara ihtiyacı olacak. İki haftaya bana üç tane örnek video çek, bir de hareket planı hazırla. Hangi konuları ne şekilde anlatacağına dair. İstersen çekimlerini gel burada yap. Ama iki hafta içinde senden ses seda çıkmazsa ben de işin peşini bırakırım. Bilgini kazanca dönüştür." gibi ultra motivasyonel şeyler söyledi.

Her şey iyi güzel, iyi niyeti de takdire şayan ama iki hafta sonra "Al bu anlatacağım içerikler, bu da örnek videolarım. Şimdi napiyoruz?" diye gitsem bu adam beni aynı şevkle, coşkuyla karşılar mı, hiç emin olamadım. Ortada dönen muhabbeti de çok anlamadım. "Bunu şimdi işe alsam iki aya bırakır, bari kalbini kırmadan yol gösterip öyle reddedeyim" demiştir büyük ihtimalle. Ya da cidden toplumsal duyarlılığı atağa geçmiş ve bir Matematik öğretmeninin piyasadan silinmesine içi el vermemiştir. Ama yani bu adama amiyane tabirle "yapışıp" sürekli danışmanlık almak ne kadar doğru ya da etik olur. Bana bir yardımcı olur musunuz bu konuda?

Teşekkür ederim.
0
sekizdokuzon
(23.05.24)
Aradiklari kisi sen degilmissin, basindan savmis iste
0
freedonia
(23.05.24)
Burası bir eğitim merkeziyse eğer, kendi youtube kanallarını kurup ilerleyen aşamalarda eğitim videoları satmayı düşünüyor olabilirler mi? Senden beklentisi de o ışığı taşıyıp taşımadığındır belki.

Başından savmak böyle olmazdı diye düşünüyorum. Belki eğitim koordinatörü esasen kendisidir, ama youtube vb. mecralara kapı aralayacak birini arıyolardır. Yine de içine sinmediyse kendini kullandırma.
0
megalomaniac
(23.05.24)
Evet, şu an için yüz yüze İngilizce eğitim veren bir şirket ve ileride online dersler vermek istediklerini, önce İngilizceyle başlayıp sonra Matematik videoları da yayınlamayı düşündüklerini söyledi. O zaman bir kazan kazan durumu oluyor ve şu an karşılıksız bir iyiliğin yükünü omuzlarımda hissetmeme gerek yok. İleride işine yarayıp yaramayacağını tartıyor besbelli.
0
🌸sekizdokuzon
(23.05.24)
Ne konuştunuzsa adamda bir ışık yakmışsın. Olabilir mi acaba demiş. Göz doldurucu bir şeylerle gidersen iş olacak gibi duruyor.
gibi geldi bana.
0
Mirket
(23.05.24)
başından savmış +1
0
yazar yazmaz yazan yazar
(23.05.24)
Başından savmış +1
0
nawar
(23.05.24)
(7)

Başlangıç pozisyonu maaşı görece yüksek meslekler

sekizdokuzon
Merhaba. 12 yıllık matematik öğretmeniyim ama artık bu işi yapmak istemiyorum. Daha önce farklı olarak çağrı merkezinde çalıştım. Başlangıç olarak iyi kötü bir maaş alabileceğim ve kendimi geliştirdikce ekonomik olarak rahatlatacak ne yapabilirim?İstanbul'dayım. Yaş 37, kadınım.Teşekkürler.
Merhaba. 12 yıllık matematik öğretmeniyim ama artık bu işi yapmak istemiyorum. Daha önce farklı olarak çağrı merkezinde çalıştım. Başlangıç olarak iyi kötü bir maaş alabileceğim ve kendimi geliştirdikce ekonomik olarak rahatlatacak ne yapabilirim?

İstanbul'dayım. Yaş 37, kadınım.

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(15.05.24)
Sektör tavsiyesi de alabilirim, "Bir şekilde gir, illaki yukselirsin" dediğiniz.
0
🌸sekizdokuzon
(15.05.24)
Denetim ve muhasebe alanında çalışabilirsin.
0
gabe h coud
(15.05.24)
maaşlardan dolayı mı yapmak istemiyorsunuz yoksa öğretmenlik mi yapmak istemiyorsunuz

özel derslerden acayip para kırabilirsiniz gibi gözüküyor çünkü yeni sektöre zaman harcamak yerine
0
jülsezar
(15.05.24)
yazılım iş yapar her zaman
0
duyurukullanıcısı
(15.05.24)
Ben de özel ders yazmaya geldim.
Çevre edinip iyi de bir düzen tutturursanız aldığınız maaştan fazlasını kazanıp daha rahat çalışanilirsiniz.
0
kirmizipilotkalem
(15.05.24)
Selam, ucretsiz ders vermek istediginizi gordum saygi duydum. O zaman kayda deger tavsiye verelim dedik. Zaman/kazanc egrisi esasiyla kafamdan kaba hesap yaptim.
Figma ogreniyorsun, olursa yaninda birkac a2 b1 seviyesinde tasarim programlari tercihen adobe olabilir. Daha sonra ui uxci olarak ister freelance ister yabanci islerle ilerliyorsunuz. Figma ogrenin ama o elzem. Ayrica ozel ders, youtube kanalina yuklenmek de dusunulebilir. Zaman egrisi yuksek ama kazanc baslarsa bir sure sonra video atmaya gerek kalmayacaktir.
0
optimistbakunin
(15.05.24)
sosyal mecralara yönelin, azıcık isim yaptınız mı paraya para demezsiniz. youtube kanallarından teklif gelebilir artı özel derslerden inanılmaz kazanırsınız. bir de üstüne alanınız matematik, ben olsam asla bırakmazdım.
0
candide
(15.05.24)
(10)

Düzenli alkol kullanımına bağlı halsizlik, geçmeyen yorgunluk için

sekizdokuzon
Selamlar;Bu sorunun ilk çözümü düzenli alkol almamak, farkındayım. Yalnız yoğun bir iş hayatım var, geçen hafta tansiyonum sık sık düştüğü için ayakta zor durabildi. Bugün önemli bir toplantıya katılamadım. Bu etkileri daha hızlı ortadan kaldırmak için uygulayabilecegim bir diyet ya da takviye öneri
Selamlar;

Bu sorunun ilk çözümü düzenli alkol almamak, farkındayım. Yalnız yoğun bir iş hayatım var, geçen hafta tansiyonum sık sık düştüğü için ayakta zor durabildi. Bugün önemli bir toplantıya katılamadım. Bu etkileri daha hızlı ortadan kaldırmak için uygulayabilecegim bir diyet ya da takviye önerisine ihtiyacım var. Egzersiz yapabilecek güçte değilim şu an. Alkol almayacağım ve ekstra ne yapmalıyım ki Pazartesi daha zinde ise gidebileyim?

Teşekkür ederim.
0
sekizdokuzon
(04.11.23)
Alkolizmle mücadele için uzun vadeli tavsiyelerinize de açığım.
0
🌸sekizdokuzon
(04.11.23)
Ne düzeyde alkol aldığınızı bilmiyoruz.
Belirli bir periyodda alınan alkolün durup durup bir gün tansiyonu düşürmesi mantıklı gelmedi bana. Başka bir sorununuz olmadığından emin misiniz?
Uzun süredir ve yüksek oranda alkol alıyorsanız, haftasonu alkol almadan pazartesi işe giderseniz yoksunluk çekersiniz.
Egzersiz yapabilecek güçte değilim şu an diye kendinizi kandırmayın. Gücünüz yettiğince yapın. Ama mutlaka yapın.
Çok alkollü içecekten daha az alkollü içeceğe geçiş yapın ama miktarı arttırmamaya gayret edin. Bunu başarırsanız, bazan alkol yerine başka içecekleri menüye dahil ederek azaltma yoluna gidin.
İlk cümlenin cevabını bilmediğimizden diğer söylediklerim afakidir.
0
Mirket
(04.11.23)
Oncelikle su an yapacağın en guzel sey evde kendini kızağa çekeceksin,ayakları dikip oazartesiye kadar yatacaksın,ağzın burnun açık olacak,havadar bir ortam yaratacaksın,bol miktarda su içip takılacaksın.

Genel konuya donersek aldığın alkol miktarı ne kadar ki bahsettiğin durumdasın.üstüme vazife olmadan yazdıklarından çıkarım yapayım,yogun iş hayatın varsa gündüz alkol alma şansın düşük,kşam iş toplantıların olur ya da kendini iki kadeh içmeden,bir duble içmeden stresimi atamıyorum modelinden yola çıkıp bir şişe şaraba,muadili rakıya viskiye ,5 kırmızı tuborga gelmişsindir.buraya vardıysan hadi tamam ama ben bu halsizliği,geçmeyen yorgunluğu alkole bağlamam işin ucunda mutsuzluk,depresyon,yanlış ortam yanlış kafaya bağlarım.yolunda gitmeyen bir seyler vardır,bir yerde hata yapıyorsundur.

Uzun dönem mücadele için öncelikle tarzında ve ortamında değişiklikler yapman lazım.dışarıya çıktığında,evde film izlerken,yemek yerken,sevişmeden önce,her ne sebebin varsa bunların alkolsuzde olabileceğini kafanda oturtman gerekiyor.illa bırakmaya değil gerektiğinde,keyifli olduğunda içmeye yonlendir kendini.illa her yemekte içmek zorunda değilsin,arkadaslarınla ortak noktan buysa hafif bir cevre degisikliği,arkadasları buna surukleyen sensen daha az bulusma,düzenli eglenmeye çıkıyorsan hafif aralardan aldırma,içtiğinde daha rahat,daha havalı,daha daha olduğunu düşünüyorsan kendini kandırdığını,içmeyenlerin sebze olduklarını düşünüyorsan asıl sebzenin sen olduğunu gibi uzunca bir listeleme yapman lazım kendince.

Salla bunları bir tane çakayım yarın bakarız diyorsan ,o zaman bu dediklerimi bosver,direk amatem.
0
duptıs
(04.11.23)
Haftada dört ya da beş defa iki, en çok üç şişe bira içiyorum. Ama iki senedir düzenli olarak alkol alıyorum ve karaciğerdeki yağlanmanın etkileri yavaş yavas kendini gösteriyor.
0
🌸sekizdokuzon
(04.11.23)
Her gün değilse zaten alkolik değilsiniz. Bir bağımlılığınız yok. Tercih sizinki. O yağlanma dediğiniz şey de alkolden değil sağlıksız beslenme ve hareketsizliktendir. Sağlam spora başlayın ve zararsız içeceklere yönelin. Bir de sağlıklı beslenin.
Şu an bir sağlık sorunu yaşıyorsanız da alkole bağlamayın. Doktora gidin.
0
Mirket
(04.11.23)
Takviyeyi kan degerlerinizi kontrole gidince ogrenirsiniz. Magnezyum, D ve B vit, demir vs bir cok sey olabilir. Beslenmeyi hadi takviyeyle biraz toparladin fakat hareketsizligin cozumu yok. Begendiginiz bi alanda egzersiz yapabilirsiniz. Ordu jimmastigi tufeksiz hareketlere goz atabilirsiniz bana gore hem komik hem eglenceli hem de 5 dklik calisma baslangic icin tembellik yapmamani saglayabilir
0
mess
(04.11.23)
Bir buçuk aydır ketojenik besleniyorum ve haftada üç gün salona gidiyorum, her gün en az iki km yürüyorum. Fazla kilom yok. Geriye sadece alkol alışkanlığı kalıyor ve insan hissediyor esasında neyin kendisine kötü geldiğini. Sorunumun alkol olduğuna eminim. Tavsiyeleriniz icin teşekkür ederim.
0
🌸sekizdokuzon
(04.11.23)
Senin sorunun alkol değil,muhtemelen demirin düşmüş.
0
duptıs
(04.11.23)
pzt için bir şey diyemeyeceğim.

doğru düzgün hiç hareket etmeyen 9+ senedir ve her gün 3+ promil basan bir birey olarak söylerim ki probleminiz kesinlikle alkol değil. dahiliye gidin zaten kan ve idrar testi yapar. tansiyon düşmesini söyleyince kardiyolojiye gönderebilir.

çok iyi besleniyorum, dışarıdan paketli çöpleri yemem fakat kolestrol tavan cıktı bende mesela.
0
bisorumvargaliba
(05.11.23)
Haftada 20 bira içiyorsan ki hele de bu normal yani strong olmayan bira ise bu alkolizm sayılmaz ama çok yakınsın. Alkolizm dediğin benim gibi günde 8-9 kırmızı yuvarlayınca olur. Ve ben alkolik olduğumun farkındayım. Ertesi günüm hele sabah müthiş susuzluk ve açlık hissiyle uyanıyorum. Baş ağrısını tarif bile etmek istemiyorum. Karaciğer yağlı onu da biliyorum ama geçen yıl 98 kiloyken koşu ve egzersizle 73 kg oldum. Karaciğerdeki ağrı yok oldu sayılır ama yine var.
Halsizlik için bir uzman görüşü paylaşayım. İçmeden önce bir şeyler atıştır. Boş mideye alkol alırsan hem daha çok içersin hem de karaciğer yağlanman artar. Alkol sonrası kesinlikle normal bir öğün olarak yemek yemen gerekiyor. Sonrasında bol su içip yatıp uyuyacaksın. Uykuyu da tam almalısın. Min 8 saat.
Halsizlik geçmiyor ise kımızı et tüketmelisin. Başka çaresi falan yok. Hatta et suyuna limon falan sıkıp içmen gerek. Alkol ile birlikte vücut tuzu da atar ve tuzsuz kaldığın için halsizlik olur. Bol tuzlu et veya et suyu. Eğer seversen paça işkembe şiddetle tavsiye ederim.
10 yıldan uzun bir süredir düzenli olarak içiyorsan eğer alkolik sayılırsın. Kendi çabanla bırakamayacağın da ortada. Git bir uzman yardımı al. Amateme gitme bence ilaç yazıp bırakıyorlar. İstersen yatıyorsun ilk sefer 20 gün.
Psikoloğa git. En iyisi psikolog. İçmenin tam nedeni ne ise onu bul yüzleş. Bilinç altınla yüzleş. Ha zevk için içiyorsan devam.. nasıl mutluysan..
0
dakota
(05.11.23)
(8)

İskoçya'ya vize almak zor mudur?

sekizdokuzon
Schengen ülkesi midir, bilmiyorum. Geçen sene aldığım altı aylık bir Schengen vizem var, Yunanistan'a giriş yapmıştım. Orada da kalmıştım yedi ay. Ocak gibi başvuracağım, beş aydır bir işte çalışıyor olacağım ve aylık 20 bin TL gelir görünecek. Kredi puanım çok parlak değil. Ne diyorsunuz? Bir hafta
Schengen ülkesi midir, bilmiyorum. Geçen sene aldığım altı aylık bir Schengen vizem var, Yunanistan'a giriş yapmıştım. Orada da kalmıştım yedi ay. Ocak gibi başvuracağım, beş aydır bir işte çalışıyor olacağım ve aylık 20 bin TL gelir görünecek. Kredi puanım çok parlak değil.

Ne diyorsunuz? Bir haftalik bir ziyaret için vize alabilir miyim sizce? Zorlayayim mi? Şimdi çıkmazsa bu ivmeyle ne zamana vize çıkar bana?

Teşekkür ederim.
0
sekizdokuzon
(30.10.23)
Bir de oradan ziyaret davetiyesi alabilirim
0
🌸sekizdokuzon
(30.10.23)
Halk arasında "İngiltere vizesi" olarak bilinen vize aslında; İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda'nın tamamını kapsayan Birleşik Krallık vizesidir. Yani İngiltere için geçerli olan İskoçya için de geçerli. İskoçya'nın kendi parlamentosu olsa da dışişlerinde bağımsız değil.
0
d max
(30.10.23)
Ben almadım fakat çevremdekilerden gördüğüm kadarıyla Birleşik Krallık vizesi Schengen'e göre daha uğraştırıcı olmakla birlikte sonuçları daha adil. Saçma sebeplerle red alana pek denk gelmedim (Konser verecek sanatçıya çıkmaması gibi). Çıkacaksa çıkıyor.
0
evandro roncatto
(30.10.23)
davetiye daha çok sıkıntı çıkarmasın?
0
retarder
(30.10.23)
uzun yıllar önce birleşik krallık vizesi almıştım. daha adil olduguna katılıyorum. tüm şartlara uyup düzgünce başvurursanız çıkar diye düşünüyorum. davetiye bende işi kolaylaştırmıştı. benimkisi business vizeydi gerçi
0
abelardo
(30.10.23)
Schengen'den daha adil (hatta rahat) bir vize +1

daha uğraştırıcı da değil bence. Mesela UK vize çıkmadan uçak-otel ayarlama diyor, tabii döneceğini kanıtlamak için koyan çok var.

Ek olarak, UK vizesine randevu bulmak kolay, Mayıs'ta üç beş gün sonrasına bulmuştum ve vize 1 buçuk haftada geldi. Schengen'e göre çok daha net çalışan bir sistemleri var.

fakat, iş yine maddiyatta bitiyor. Bir haftalık gezi için bir birikim gösteremiyorsan sadece 20 bin maaşla vermezler.
0
nhk ni youkosu
(30.10.23)
Peki bir haftalık bir vize için ne kadar maddiyat göstermem gerekir?
0
🌸sekizdokuzon
(30.10.23)
en son 2015 gibi vize alsım sanırım UK'den.
Her gün için 50 pound ayarlamıştım ve konaklama ve uçağı zaten ödemiştim. Hatta online biletlerim falan vardı gideceğim bazı etkinlikler için
0
euteamocan
(31.10.23)
(3)

Kızılcık şerbeti sorusu- spoilerlı

regina phalange
Bi ara İzlemeye başlamıştım sonra bıraktım şimdi tekrar başladım 16. Bölümden. Gidişatı az çok bilşyorum da şunu bilmşyorum. Nursema ve umut evleniyor peki umut diyor mu senin kapanmanı istemiyorum açıl artık diye yoksa o kısım hiç geçmiyor mu?
Bi ara İzlemeye başlamıştım sonra bıraktım şimdi tekrar başladım 16. Bölümden. Gidişatı az çok bilşyorum da şunu bilmşyorum. Nursema ve umut evleniyor peki umut diyor mu senin kapanmanı istemiyorum açıl artık diye yoksa o kısım hiç geçmiyor mu?
0
regina phalange
(22.10.23)
Henüz öyle bir bölüm gelmedi, Umut öyle bir şey isteyecek gibi de durmuyor ama Nursema su an Umut'un yaşam şikayetçi, alkol aldığında aynı yatakta yatmak istemiyor.
0
sekizdokuzon
(22.10.23)
Aksine umut cok uyumlu ve dikkatli, nursema vikvikleniyor
0
mor oje
(22.10.23)
böyle bi şey olmuyor, olmaz da. karakter gelişimine ters. ama saçmaladığı durumlar oluyor.
0
elorelia
(23.10.23)
(10)

Böyle bir ortamdan nasıl sağ çıkılır?

sekizdokuzon
Selamlar, bir önceki duyurumda genç, yakışıklı bir abimizin bana orantısız kur yaptığını ve nasıl düşünmem gerektiğini sormuştum. Birtakım gözlemler sonucunda durumun tam olarak öyle olmadığı anlaşıldı. Daha tehlikeli ve sıkıntılı mevzular söz konusu gibi ve kendimi ne şekilde koruyacağıma tam olara
Selamlar, bir önceki duyurumda genç, yakışıklı bir abimizin bana orantısız kur yaptığını ve nasıl düşünmem gerektiğini sormuştum. Birtakım gözlemler sonucunda durumun tam olarak öyle olmadığı anlaşıldı. Daha tehlikeli ve sıkıntılı mevzular söz konusu gibi ve kendimi ne şekilde koruyacağıma tam olarak karar veremedim.

Şimdi size olan biteni kısaca özetleyeyim. Bir öğretmenler odası düşünün, 8-10 kadınız, iki kişi evli, iki kişi inanılmaz içine kapanık ama diğerleri gayet iletişime açık ve nitelikli, sağlam kadınlar. Hayatta aradıklarını bulamadıkları için bekarlar ve çoğunun sağlıklı bir flörte ve karşılıklı yoğun bir etkileşime ihtiyacı var.

İşte tam bu noktada bu yakışıklı abimiz devreye giriyor ve adeta eve düşen yıldırım gibi bu dişil enerji sığınağına bütün erkeksiligi, flörtözlüğü ve umut tacirligiyle iniyor. Ben biraz bu işlerin kompedani olduğum için adama benimle iletişim kuracağı, flört edeceği alan yarattım. Benle bir pasını attı. O ivmeyle diğer hanım ablalarla da muhabbet etmeye başladı odada. Adamın dokunduğu hayat doluyor, umutlaniyor. Bütün bu olup biteni izlemesi sapık bir zevk verse de bir tık, aşırı yorucu. Ve bu abi yoğun flörtü ve zamansız ilgisiyle beni de manipüle ediyor. Adama en yakın kadın ben olduğum için diğer kadınlar benle aralarını iyi tutmaya çalışıyor sonrasında. Gün içinde bütün enerjimi bu azmisliklar almaya başladı.

Bu ortamdan kendimi nasıl çekip çıkarırım?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(30.09.23)
O adamı umursama ve bambaşka ortamlara açıl ablam.
0
sifir
(30.09.23)
E siz de dahil herkes halinden memnun görünüyor, niye telaş yaptınız?
0
beyfendi
(30.09.23)
Ben halimden hiç memnun değilim ki, onun için akıl arıyorum burada.
0
🌸sekizdokuzon
(30.09.23)
Yatıp hayatınıza devam etmek sizin psikolojinizi bozacaksa iletişimi minimuma indireceksiniz yapacağıniz şey bu.

Böyle adamlarla sadece yatılır, gülünür, içilir, ciddi bir şey konuşulmaz.
0
sanguine
(30.09.23)
Abi, küçük büyük demeden her çiçekten bal almak isterken siz diğer çiçeklerin ayak altından çekilmesini istiyorsunuz.
Yaş farkını da düşünürsek ilerde üzülmemek için abimizden uzaklaşmalısınız. Bırakın diğer çiçlere yönelsin.
0
Tina
(30.09.23)
@Tina: aynen, olay rekabete dökülürse ben kaybederim muhtemelen. O topa hiç girmemem lazım. Sürekli kanka, bro mu çekeyim, iş çıkışı çağırdığında işim var diyeyim ama çok da soğuk yapmayayım ki üzerime çok düşmesin gibi bir uzak durmaktan bahsediyoruz değil mi?
0
🌸sekizdokuzon
(30.09.23)
Çünkü tuhaf bir bağlılığı da var bana. İlgim başka bir şeye kaysin istemiyor. Yani onun klasmanında güzel, bakımlı, o kadar genç olsam bir dk düşünmezdi. Kafalar inanılmaz uyuşuyor, bir saniye sıkılmıyoruz yan yana. Ama işte abimiz çok kadın görmemiş, gül bahçesine düşmüş, benle yetinmez yani. Benim bu denklemden kendimi ona hissettirmeden usul usul çıkarmam lazım.
0
🌸sekizdokuzon
(30.09.23)
Ben sizin bu denklemin dışına çıkmak istediğinize ikna olamadım.
İşyeri arkadaşları arası ilişki bana hep yanlış gelmiştir.
Hele ki öğretmenler odasında.
Bir de örnek olmanız gereken gözlerin hep her hareketinizi didiklediği konumunuzu düşününce tamamen yanlış buluyorum.

Size akıl verebilecek yetkinlikte de görmüyorum kendimi.
0
Tina
(30.09.23)
Allah kuran çarpsın ki istiyorum, Kur'an'a el mi basayım? Bir de öğretmenlerin libidosu, özel hayatı yok mudur sizce? 12 senedir bu isteyim6, çalıştığım her yerde insan tabiatı gereği böyle meselelere şahit oldum. Her meslekte, insanın olduğu her yerde olduğu gibi.

Konu başka yerlere gidiyor, ben nokta atışı taktikler almak için açmıştım duyuruyu. Teşekkür ederim zamanınız için.
0
🌸sekizdokuzon
(30.09.23)
Libido ve özel hayat konusunda sanırım yanlış ifade ettim kendimi. Aynı hukuk bürosunda çalışan avukatlar ilişkisini de, aynı üç harfli markette çalışan kasiyer ilişkisini de yanlış görüyorum.
Dünyada her gün bulunmak zorunda olduğunuz mekan dışında da çok fazla erkek var.

Nokta atışı tavsiye olarak Abiyi bir gün dışarıda bir yere çaya davet edersiniz. (Seninle kesinlikle alakası yok da bir dedikodu geldi kulağıma, konu onunla ilgili. Ben iş arkadaşlarımı kardeş olarak görüyorum ama sanırım farklı gözlerle bakmışlar. Çok rahatsız oldum. Lütfen bugünden sonra iş ilişkisi dışında asla görüşmeyelim.) dersiniz. olur biter.
0
Tina
(30.09.23)
(10)

sadece kadinlarin oldugu bir dunyada

douglas
yasamak istermiydiniz? (soru sadece kadinlara)
yasamak istermiydiniz? (soru sadece kadinlara)
0
douglas
(28.09.23)
Yooo. Gayet çok sevdiğim erkekler var (kardeşim, eşim, kuzenlerim, dayilarim, kedim vs.). Onlar olmasa hayat çok sıkıcı olurdu.
0
fraise
(28.09.23)
No.
Ben sadece kadinlarin oldugu bir ekipte bile calismak istemiyorum. :))
0
mor oje
(28.09.23)
Hayır.
0
Kahvedesu
(28.09.23)
Istemezdim, erkek kontrastı perspektif katıyor.
0
sekizdokuzon
(28.09.23)
İsterdim.
Şekilciyim, erkek formundan çok hoşlanmıyorum.
0
Dağcı
(28.09.23)
evet
0
sonsuz
(28.09.23)
çok isterdim. bazen böyle ütopik bir evren hayal ediyorum adsfasda
0
alaimisema
(29.09.23)
İstemezdim. Erkekler çok tatlı.
0
Gradient_tabanlı_mor
(29.09.23)
Güzel olurdu <3
0
Tina
(30.09.23)
Jane Hannigan diye bir yazarin Moths kitabinda bu konu isleniyor. Sadece erkekleri etkileyen bir salgin sonucunda dinamikler degisince dunya nasil degisiyor vs.
0
sopiro
(05.11.23)
(6)

2 yıllık sevgiliye doğum günü hediyesi ne olsun?

rhan
yamaç paraşütü düşündüm ama bilemedim.kolye, küpe vs sıradan geliyor.
yamaç paraşütü düşündüm ama bilemedim.

kolye, küpe vs sıradan geliyor.
0
rhan
(10.09.23)
İhtiyacı varsa iyi bir spor ayakkabı.
0
Amaranta ursula
(10.09.23)
Az önce bir oyunda gördüm. Adam gizli gizli bir şeyler çiziyordu ama yeteneği konusunda kararsızdı, kimseyle çok paylaşmıyordu. Hanım arkadaşı doğumgününde çizim yapabileceği bir defter almıştı. Bu tarz bir şey olabilir. Kimsenin görmediği taraflarını görüyorum ve sana inanıyorum, seni destekliyorum hissi veren.
0
sekizdokuzon
(10.09.23)
kaliteli bir saat ve ya çanta. farklı bir şey düşünmeye çalışmaya gerek yok kadınların hepsi bu yazdıklarıma tav olur.
0
erifik
(11.09.23)
5 Sevgi dilinden hangisine sahip olduğunu bilirseniz hediye seçiminiz nokta atışı olacaktır.

Pahalı hediye

Başbaşa kaliteli(bol sohbet, anlatma ve dinleme) zaman gecirme aktivitesi

2 senedir size neler kattığına dair sevgi, onay ve takdir dolu bir mektup

Fiziksel temas için yeni bir oyuncak veya roleplay deneyimi

Tüm gün boyunca sizin tarafınızdan hazırlanmış ve uygulanacak olan hizmet verme deneyimi(yemekler, masaj, ve istenen diğer her şey)

Yazar, konuşmacı ve danışman Gary Chapman, 5 farklı sevgi dilinden bahseder; onay sözleri, kaliteli zaman, hediye alma, hizmet eylemleri ve fiziksel temas. Bu 5 sevgi dili, sevgiyi ifade etmenin ve almanın beş farklı yoludur.
0
hasmetizm
(11.09.23)
Bence kucuk bir tatil, istedigi bir kurs varsa o, guzel bir selfcare day (masaj, spa, yemek, guzel bir elbise) gibi gibi seyler bence hos olur.
0
mor oje
(11.09.23)
Hocam yamaç paraşütü güzel, oradan devam.

Kıyafet, çanta, ayakkabı falan çok sıradan. Ayrıca onun almak istediği şeyi denk getirmeniz çok zor.

Mektup falan çok sıkıcı bana göre. Seveni vardır bilemiyorum. Ama bence doğum günü değil yıldönümüne anca hediye olur o, onda bile uyduruk bulabilirim.

Romantik güzel yemek yemek için doğum gününü beklemeyin. Bana böyle bi hediye gelse, hediye almamışım gibi hissederim. Güzel bir akşam olur tabi ama pek bi hatıra kalmaz aklımda.

Tatil, paraşüt, kurs, dalış, uçak bileti vs hüzel hediyeler
0
zimbirik
(11.09.23)
(5)

Özel Sektörde hangi işlerde haftada 5 gün çalışılabilir?

lodlest23
Arkadaşlar selam. Ben şu an da bir markette satış danışmanı olarak çalışıyorum. Günlük mesai saati fena değil ama haftada 6 gün olması biraz canımı sıkıyor zira bu işte asgari ücretle çalışıyorum ve boş zamanımda daha iyi bir meslek öğrenmek (şu an yazılım düşünüyorum) için kendime vakit ayıramıyoru
Arkadaşlar selam.

Ben şu an da bir markette satış danışmanı olarak çalışıyorum. Günlük mesai saati fena değil ama haftada 6 gün olması biraz canımı sıkıyor zira bu işte asgari ücretle çalışıyorum ve boş zamanımda daha iyi bir meslek öğrenmek (şu an yazılım düşünüyorum) için kendime vakit ayıramıyorum. Benim bildiğim kadarıyla banka çalışanları haftada 5 gün çalışıyor (gerçi emin değilim), başka hangi sektörde haftada 5 gün ve günde 8-8.5 saat çalışılabilir, fikri olan var mı?
0
lodlest23
(10.09.23)
Hizmet sektorunden cikman lazim 5 gun icin. Veya ayak sayisi daha dusuk yerlere girmen lazim atiyorum mobilyaci gibi
0
floydian
(10.09.23)
Çağrı merkezlerine başvurabilirsiniz, bir kısmı uzaktan çalışmaya da uygun oluyor. Yazılım çalışmak için daha çok vaktiniz kalır.
0
sekizdokuzon
(10.09.23)
Sigorta sektörü.
0
denizgonen
(10.09.23)
çağrı merkezi +1

bir de yaparsanız kurumsal yerlerde temizlik işleri de öyledir, yani banka temizliği gibi, buralarda 5 gün çalışıldığı için temizliği de 5 gün.
0
fakat
(10.09.23)
oyle bir sektor yok. hizmet sektorunu ayri tutarak yasal cerceveye uyan her sirket 5 gun calistirir. hizmet sektorunde de yine yasalara uygun yerler 7 gun de calistirsa 45 saati gecmez totalde.

sektor degil, duzgun bir sirket bul.
0
Kittie
(10.09.23)
(4)

Mesleğim konusundaki hevessizligim geçmiyor, ne yapmalı?

sekizdokuzon
Selamlar;Matematik bölümü mezunuyum ve on seneyi aşkın bir süre matematik öğretmenliği yaptım özel kurumlarda. Atanmayı denedim, kpss ye hazırlandım fakat başarılı olamadım. Öğretmenlik çok da gönüllü başladığım bir meslek değildi açıkçası, biraz haspelkader oldu. Çalışmak zorunda hissettim, ergenli
Selamlar;

Matematik bölümü mezunuyum ve on seneyi aşkın bir süre matematik öğretmenliği yaptım özel kurumlarda. Atanmayı denedim, kpss ye hazırlandım fakat başarılı olamadım. Öğretmenlik çok da gönüllü başladığım bir meslek değildi açıkçası, biraz haspelkader oldu. Çalışmak zorunda hissettim, ergenliğim ve gençliğim ciddi psikolojik sıkıntılarla cebelleserek geçmişti. Hayatım daha dinamik, normal, işlevsel bir hal alsın istedim. Bir noktada da işi sevdim açıkçası. Fakat kendimi çalıştığım hiçbir kuruma, ortama ait hissetmedim. Maddi, manevi tatmin sağlayamadım ve hiçbir yerde de öyle uzun süre çalışmadım. Biraz orada biraz burada derken yıllar geçti. İyi yerlerde de çalıştım, devlet okullarında sözleşmeli öğretmenlik de yaptım. Mesleğime dair son senelerde ciddi övgüler aldığım da oldu. Ama bu işi yapmak hiçbir zaman içime sinmedi.

Geçen sene özel hayatımda olup bitenler de üstüne eklendi ve yurtdışına çıktım. Orada beş ay kadar çalıştım. Ülkeye geri döndüm ve burada başka sektörlerde iş bakmaya başladım. Ülkeye doneli beredeyse 10 ay oluyor ama pek mesafe kaydedemedim. Deneyim yetersizliği, yaş, kariyer değişikliği gibi nedenlerden farklı sektörlerde iş bulamadım. Bulduklarım da çok uzun vadeli olmadı.

Artık mecburen öğretmenliğe dönmek zorundayım, is de buldum açıkçası. Ama mesleğime devam etmek konusundaki hevessizligimin üstesinden gelemiyorum. Okula gittiğimde kendimi çok kotu hissediyorum, çoktandır yaşamadığım anksiyete atakları yaşıyorum.

Bana ne önerirsiniz? Sanırım bir tavır değişikliğine gitmek gerekecek, fakat bunu nasıl sağlarım?

Teşekkür ederim.
0
sekizdokuzon
(08.09.23)
hocam çok benzer şeyler yaşamışız. 27 yaşındayım, matematik mezunuyum birkaç sene öğretmenlik yaptım, 2 sene özelde çalıştıktan sonra atandım. Ama meslek tatmin etmiyordu ne maddi ne manevi açıdan. geçen sene de istifa ettim. Üniversite sınavına tekrar girdim. Top bir üniversitede güzel bir bölüm kazandım onu okuyorum, yazılımcı olacağım.

Sizin yaşlarınızda ilk üniversitemden başka bir abimizle tanıştım geçenlerde. 5-6 sene öğretmenlik yaptıktan sonra siber güvenlik üzerine yüksek lisans yapıyor, şu an sektörde senior siber güvenlik uzmanı olarak çalışıyor, maaşı falan da baya iyi kadrolu öğretmenin 3-4 katını kazanıyor. İsterseniz bu tarz bir kariyer düşünebilirsiniz. Tabii kafa kaldırır mı bilmem 27 yaşında bile bana zor geliyor ama elden bir şey gelmiyor, öğretmenlik yapmam bir daha.
0
Erestor
(08.09.23)
@Erestor: Enerjim var, yüksek lisans yapsam 39-40 yaşında mezun olurum. O yaşta birini ise alırlar mı sıfır deneyimle?
0
🌸sekizdokuzon
(08.09.23)
Gerçi universitede okurken bir çevre yapabilirim, değil mi? Şu an çok büyük rahatlattın beni, çok teşekkür ederim.
0
🌸sekizdokuzon
(08.09.23)
hocam yaş mevzusunu baya araştırdım, tabii 22-23 yaşında mezun olmuşlara göre dezavantajlıyız ama bölümümdeki hocalarım samimi konuştu, bir sorun yaşamayacağımı söylediler.

matematik altyapınız da bu işte işe yarayan bir unsur olacak. tabii data science, computer vision gibi aşırı teknik alanlar dışında matematik aman aman kullanılmıyor fakat matematikçi birinin soyut düşünme yeteneği bu meslekte avantaj sağlıyor.

Ben işi lisans düzeyinde sağlam bir yerde okumaya karar verdim. İster yüksek lisans yapın ister kendi kendinize öğrenmeye çalışın. Tercih sizin. Sektörde alaylı bir sürü insan var. Benim bölümden (matematik) arkadaşlardan da yazılımcılık, data scientistlik yapanlar var da üniversiteyi boş geçirince öyle bir imkan elde edemedim.

Fakat ciddi bir sabır ve azim istiyor, belki okula bu kadar para ve emek bağlamasam bırakıp öğretmenlik dışında çevremin imkanlarını kullanıp alternatiflere yönebilirdim de geçti artık :D
0
Erestor
(08.09.23)
(19)

Bu samimiyet mi yoksa densizlik mi?

sekizdokuzon
Dün daha önce tanismadigim biriyle yüz yüze bir görüşme yaptık iş için. Kariyerim ve yapmak istediklerim hakkında konuştuk, karşımdaki kadın hem yaş hem de deneyim bakımından benden yukarıda. Konuşmanın bir yerinde "Sen şu şu işleri yapamazsın, sende o enerji yok. Enerjin düşük, hatta konuşmanın baş
Dün daha önce tanismadigim biriyle yüz yüze bir görüşme yaptık iş için. Kariyerim ve yapmak istediklerim hakkında konuştuk, karşımdaki kadın hem yaş hem de deneyim bakımından benden yukarıda. Konuşmanın bir yerinde "Sen şu şu işleri yapamazsın, sende o enerji yok. Enerjin düşük, hatta konuşmanın başında benim de enerjimi aşağı çektin. Ama samimi, iyiniyetli birisin. Seninle bir şekilde çalışmak isterim." dedi. O an bir tık şok oldum, enerjici kadınlar da vardır neticede. Sonra kendimi doldurmamak için "E yorgundum, iki gündür çocuk bakıyordum. Kadın gördüğünü söyledi" diye düşündüm ama bir taraftan da bir tık kırıldım. Ben bunu bu şekilde söylemezdim. Sonra da aslında ustalastigim bir alan olmadığını, bu yasta mesleksiz olmanın büyük sıkıntı olduğunu falan söyledi. İnsanların karşısındakinin gardini düşündükten sonra dört koldan saldırması da yine sık karşılaştığım bir tavır. Ve daha kötüsü kendimi bu tip durumlarda savunamiyor olmam. "He evet ben gerçekten de işe yaramaz biriyim, haklısın. Zamanını aldım." kafasına giriyorum.


"Kadın dürüst, gördüğünü söyledi ve sana yardım etmeye çalıştı sekizdokuzon" ile "İnsanların patavatsızlıklarindan, kaba saba tavirlarindan ve hal bilmezliklerinsen bıktım." arası bir yerdeyim. Ya bir de burcumu sordu, balık dedim diye daha bir acıdı. Eve geldim, CV'mde doğum tarihimi değiştirmeyi falan düşündüm. Kendisi de başak burcuymus, çok hareketli, canliymis. Aslında balık burcu insanları onu sakinlestiriyormus. Bir de burç ırkçılığina maruz kaldım. Ha bir de Nişantaşı'nda oturuyormuş kendisi, bu bilgiyi de araya sıkıştırdı. Sultangazi onun için karadelikmis, her türlü insan varmış (ben Sultangazi'de oturuyorum).

Tarafların ikisi de kadın ve aralarında 15 yaş fark var.

Nasıl yorumlamali bu durumu? Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(07.09.23)
Apaçık densizlik
0
olaylar olaylar
(07.09.23)
enerjici kadın falan değil bu bildiğin narsist kişilik bozukluğu. karşısındakinin gardını düşürüp -bir de üstüne iyi niyetlisin derken sen istesen de bana zarar veremezsin diyor- daha rahat kontrol edecek aklı sıra. aynı ortamda çalışacak olsan bile bu insanla direkt olarak çalışmamanı öneririm.
0
william morris
(07.09.23)
Burç konusuna değinmeye bile gerek görmüyorum ama bu enerji konusu çok rahatsız edici olmaya başladı gerçekten.

Yani doğru düzgün bir karakter tahlili yapamayıp eksik gördüğü yönleri söyleyemeyen herkes enerjisi düşük deyip geçiyor gibi geliyor. Aynı şekilde birinin iyi ve öne çıkan yönünü tahlil edip bulamayan, enerjisi çok iyi deyip geçiyor. Ayrıca bunun ölçülebilir bir kıstası da yok, kişisel olarak mı beğenmiyor, gıcık mı oldu, çekici mi buldu, itici mi buldu da diyor yoksa işe uygun olmayan farklı bir durum mu gördü bilemiyorsunuz daha kötüsü kendi de bilemiyor, enerji işte :D

Birilerinin buna bir dur demesi lazım artık cidden çok saçma. İnsan kaynaklarına falcı falan alsınlar oldu olacak, onlar daha bi insan sarrafı.
0
akhenaten
(07.09.23)
nasil bir is hic bilemiyorum, burcun ne alakasi olabilir bu is muhabbetinde onu da bilemedim. yukardaki arkadaslara bir dereceye kadar katilmakla birlikte, onemli olan sizin tavriniz. kendinizi savunup savunmamaktan ziyade, neden bu kadar merkezinizden cikip CV'nizdeki dogum tarihini degistirmeyi dusunebilecek hale geliyorsunuz. buraya bakmaniz lazim. bu tur densiz, terbiyesiz, kendini bilmezler her yerde var, ama her biri icin kendinizi degistiremezsiniz ve bu kadar etkilenmemelisiniz.
soyledigi sacmaliklari duydugunuz anda verdiginiz tepkinin de bir onemi yok, hepimiz insaniz, sok oldugumuz anda bir tepki veremeyip sonrasina 'ne yasadim ben ya' diye dusunebiliriz ve kirilabiliriz bunlar insanca, bunda sorun yok. ama siz sonrasinda kendi merkezinizden cikmissiniz. buraya bakmayi dusunebilirsiniz. ayrica siz kadindan yardim istememissiniz, 'yardim etmek istedim' bahanesi altinda istenmeden verilen tavsiyeler, insanlara densiz densiz konusmalar bir bitse keske.
0
kassiopeia
(07.09.23)
Hiç sevmem böyle muhabbetleri. Enerjim düşük olmasa bile düşerdi.
0
Kahvedesu
(07.09.23)
Burcumu farklı söyleyip enerjici bayanların tavırlarındaki değişikliği deneyimlemek istedim. Ne kadar subjektif ve iş bilmez olduklarını görüp içimi rahatlatacaktım. Gerçi bir sonrakine "Reis de balık burcu ama pek sakin değil yani, ayık olmakta fayda var" da diyebilirim. Ay ne bileyim, yıldım ya.
0
🌸sekizdokuzon
(07.09.23)
İş yerlerine eğitim vermeye gidiyorum. "İnsanların cinsiyetine, ırkına, dinine ve yaşına göre ayrım yapamazsınız" diyordum, bunlara "burcuna göre" maddesini de eklemeliyim.
Şöyle söyleyeyim, bu şekilde konuşan bir insan kaynakları bana o şirket hakkında olumlu intiba vermez.
Sultangazi / Nişantaşı hikayesi ayrı komedi. sizin üzerinizden ego tatmini yaşamış.
Şimdi ben desem ki "benden 15 yaş büyüksün, derin pörsümüş, bana enerji muhabbeti yapıyorsun" ayıp olur mu, olur. Onun yaptığı da ayıp.
Ama işe girdikten sonra o kadınla çalışmayacaksanız o zaman değerlendirebilirsiniz işi.
0
SiyamkedisiZorro
(07.09.23)
burç vesaire dediyse he deyip geçin. insanları burç üzerinden analiz eden hiç kimsenin hiç bir yorumunu dikkate almam.

nişantaşı ve sultangaziden bahsetme şekli de doğrudan faul.

örtülü kibir, hiç üzülmeyin. hayat hepimiz için eşit koşullarda ilerlemiyor. kaldı ki sizi gerçekten tembel, mesleksiz vesaire görüyorsa bile motivasyon konuşması, mentörlük böyle yapılmaz.
0
Phoebe
(07.09.23)
sadece burç mevzusuna değineceğim.
burç değil, doğum haritası önemli deseydiniz de öyle kalakalsaydı :)
ayrıca başağın enerjisi yüksek değildir, sadece çok çalışmayı bilirler.
bir de oldukça eleştirel ve memnuniyetsiz tiplerdir, hareketleri normal yani. üstüne, suratsız ve sıkıcıdırlar. bir daha görürseniz bunları iletin kendisine. ayrıca "evde kalmış kız kurusu" tarzı bir tip olma ihtimali bayağı yüksek :)
0
candide
(07.09.23)
kadin sizin enerjinizi dusurmus ama farkinda bile degil. kendi enerjisini yukseltmek icin baskalarinin enerjisini emiyor sanirim. hic umursamayin, bence o kadinla calisilmaz ama siz bilirsiniz.
0
Sour
(07.09.23)
Leş birisi gibi duruyor. Birlikte çalışma meselesini bilemem de böyle tiplerin bu saldırgan tavrını iyiye yorarsaniz kendinizi çok hirpalarsiniz.

Zamanında şu kavram kafamı çok açmıştı bu tavra dair:
(bkz: saldırganla özdeşim)
0
encokbenisevinnolur
(08.09.23)
Burçlardan bahseden biri fizik prof.u bile olsa bı daha dikkate almam
0
abuzer
(08.09.23)
abuzer +1

ayrıca insanların sizin hakkınızda ne düşündüğünü bu kadar ciddiye almamanızı tavsiye ederim. hele de yeni tanıştığınız halde oturduğunuz yer ya da karakteriniz ile ilgili böyle patavatsız yorumlar yapanları.
ben de enerjisi hep aşırı yüksek olan insanlarla çalışamıyorum mesela, napayım şimdi o hanımefendiyi gördüğüm yerde "of bu yaşta bu enerji allah etrafınızdakilere sabır versin" mi diyeyim.
0
felfela
(17.09.23)
kadının yaptığı dengesizlik.

tamamen seni manüpüle etmeye çalışıyor.
bakma sen bunlar kıskanıyor bile olabilir. arada 15 yaş var az değil.
sen modunu düşürme tam tersi hırslı ol bunlar seni daha hırslı yapsın.
kendini ''daha iyisini yapacağım sen de izleyeceksin'' gibi hırslandır.
0
alt4y
(13.11.23)
muhatap bile olma. saçma sapan bir tip. kendini iyi hissetmek için karşıdakini aşağı çekmeye çalışan kompleksli biri. çok belli.

ayrıca sour'un da dediği gibi senin enerjini düşürmüş. e kendi insanların enerjisini çeken biri? söylesen bu tipler hatasını da kabul etmez. uzak durulması gereken insanlardan.
0
blackkmamba
(13.11.23)
okurken o kadar sinirlendim ki. hadsizlik, densizlik, terbiyesizlik.

bu tipler karşıdakini aşağılayarak kendilerini yüceltme eğiliminde sürekli. iğreniyorum bu tarz insanlardan. içine bir iki küçük güzel sözümsü bir şeyler söylüyo ki sizin gibi kendinizi sorgulayın ben mi acaba kötü düşünüyorum diye.
0
chanandler bong
(13.11.23)
aklıma birden geçenlerde yaptığım iş görüşmesi geldi:) kadın nedense başından beri konuşmama taktı, yavaş konuşuyormuşum. sesim tam gitmiyormuş falan. bu şekilde verimli görüşme olmaz, istersen başka zaman görüşelim falan dedi ısrarla. halbuki konuşmamda falan bir şey yoktu. tabii ki baştan sona zordan konuşmayla geçen bir görüşme, sonuç da olumsuz geldi:) bana çok tuhaf geldi, nasıl bir şey bekliyor bu insanlar anlamıyorum. sinir oldum nedense.
0
nothing in my way
(13.11.23)
Hatun tipik balatayi siyirmis bir beyaz yaka. Etiketci, kartvizitci.
Mesleksizlik baska, bir konuda ustalasmamis olmak baska. Kafasi karisik baya.

Ozetle, salla diyorum...
0
cooperr
(13.11.23)
ya bir şey diyeceğim çok kaba konuşmak istemiyorum ya da keskin bir cevap vermek istemiyorum ama ego mastürbasyonu yapan geri zekalı bir kadını okumuşum gibi geldi şu an bana. gece gece sinirlendim. böyle geri zekalılarla muhatap bile olmak istemiyorum şahsen. böyle insanlarla çalışmak zorunda kalanlara da üzülürüm açıkçası.
0
cenkay burker
(13.11.23)
(13)

Bunu kızkardeşime nasıl söylerim?

sekizdokuzon
Selamlar,Annem doğduğundan beri yeğenime bakıyor, iki buçuk sene oldu. Üç gün çocukla yalnız kalıyor ve bütün enerjisini çocuğa harcıyor. Altmış yaşında, çok genç bir kadın değil ve bayağı gergin bir insan. Bugün yeğenim ve annemle birlikteydim. Yeğenim biraz hareketli ve bu aralar bütün duygularını
Selamlar,

Annem doğduğundan beri yeğenime bakıyor, iki buçuk sene oldu. Üç gün çocukla yalnız kalıyor ve bütün enerjisini çocuğa harcıyor. Altmış yaşında, çok genç bir kadın değil ve bayağı gergin bir insan.

Bugün yeğenim ve annemle birlikteydim. Yeğenim biraz hareketli ve bu aralar bütün duygularını bir şeylere, bize vurarak gösteriyor. Durup dururken cat diye yüzüne tokat atıyor, şok oluyorsun ama sonuç olarak küçük bir çocuk. Karşılık vermemek hatta hiçbir tepki göstermemek gerek. Bugün annemin de çocuğa vurduğunu gördüm. Bayağı hincla tokat attı iki buçuk yaşındaki çocuğa. Bizi de döverdi çocukken ve anlamadan, dinlemeden sırf hırsını çıkarmak için döverdi. Çocuk hiçbir şey demedi, ağlamadi. Tepki hile vermedi. Annem ilk defa olduğunu söyledi ama çocuğun tepkisi bunun tam tersini söylüyor. Yediği tokadı çok umursamadı, daha önce yaşamış olabileceğini düşünüyorum.

O görüntü gözümün önünden gitmiyor, annemin bize yaşattığı şeyleri yeğenime yaşatmasından korktum. Kızkardeşine söyleme dedi ama içim hiç rahat değil. Bu çocuk bence annemle baş başa kalmamalı. Kızkardeşime bu durumu nasıl anlatabilirim? Bir yandan da çocuk annemin elinde büyüdü, ortada tabii ciddi bir emek var ve kardeşim de anneme güvenip tiyatroya, doğumgünü partilerine gidiyor. Kendince deşarj oluyor.

Teşekkür ederim.
0
sekizdokuzon
(04.09.23)
Kendisi baksın ablanız ya da bakıcı tutsun. Annenize baktırması adil değil en başında. Tiyatroya, doğum günü partilerine gitmek zorunda değil.
0
birgumuspeni
(05.09.23)
"Annem artık dinlensin bence" derseniz kötü olan siz olacaksınız. "Annemin sinirleri kaldırmıyor artık." derseniz bu sefer "neden bir şey mi gördün?" sorgulamasına maruz kalabilirsiniz. Bence en doğrusu annenizle konuşun, o da artık yorulduğunu söylesin kardeşinize. Kendi konuşsa daha doğru olur gibi geldi bana. Aynı şartlarda büyüdüğünüze göre, kardeşinizin bu durumu tahmin edebilmesini beklerim...
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(05.09.23)
çocuk o tokata bu derece tepkisiz kalıyorsa kardeşinizin de çocuğa vuruyor olma olasılığı çok yüksek sanki ya? bu açıdan da düşünmekte fayda olabilir. bu durumda kardeşinize bunu söylemeniz durumu daha çıkılmaz bir hale sokabilir.

siz en fazla annenizin yaşı ve gergin mizacı nedeniyle çocuğa bakmasının olumsuz sonuçları olabileceğini düşündüğünüzü, buna dönük hareketler gözlemlediğinizi söyleyebilirsiniz. her şekilde bunu annenizle kardeşiniz kendi arasında halletmeli.
0
Phoebe
(05.09.23)
Abla bencil falan değil. Annesine güvenmeyecek de kime güvenecek? Tabi deşarj olacak, en büyük hakkı. Ama evet, annesiyle açık konuşup (çocuğuma bakmak istiyor musun?) bakıcı tutabilir(di).

Ancak ortada ciddi bir sorun var. Bence anneniz kendisi "yoruldum" diyerek çekilmeli. Gerekirse annenize "eğer sen çekilmezsen ben vurduğunu söylerim" diyebilirsiniz, acımasız ama gerekli. Zaten okul yaşına gelmiş çocuk, 3 yaşından itibaren verebilirsiniz.

Yeğeniniz şu an vurmanın bir iletişim biçimi olduğunu öğrenmiş. Bu nedenle "Karşılık vermemek hatta hiçbir tepki göstermemek gerek" sözünüz doğru değil. Anneannenin özür dilemesi, kendi davranışlarının yanlış olduğunu çocuğa ifade etmesi lazım. Sonra da çocuk her vurma davranışı sergilediğinde bunun yanlış olduğunu, kabul edilemez olduğunu duyması lazım. Okula başladığında çok sorun yaşarsınız.
0
fotrsapka
(05.09.23)
Kızkardeşimin sosyal hayatına devam etme inadını haklı buluyorum ben, çocuk yetiştirme stresi azımsanacak bir şey değil çünkü. Hamile olduğunda annem çocuğa bakacağına dair söz vermişti, aralarında anlaşmışlardı. Hatta annem işini bıraktı. Kızkardeşimin çocuğa şiddet uyguladığını düşünmüyorum açıkçası, inanılmaz sabırlı ve yapıcı çocuğa karşı ve sevgi dolu. Ama annem herhalde panik anlarında fabrika ayarlarına dönüyor. Kendi çocuklarına yaptıklarını yapıyor (yirmilerinin başında üç küçük cocuga tek başına bakmış ve bir noktada kontrolü kaybetmiş ve şiddeti çözüm olarak benimsemiş bir noktada. O zamanlar herkes için geçerli bir çözümdü). Çocuk hırçınlığı dışında sağlıklı, mutlu ama şiddete egimlimli bir fıtratı da var, bence doğuştan. Bu davranışlarının okula başlamadan sönümlenmesi lazım yoksa işimiz iş açıkçası. Bunun için de aynı tonda en ufak bir tepki almaması lazım, yukarıda bir arkadaşın da dediği gibi şiddeti bir iletişim yolu olarak kodlamaması lazım. Kritik bir dönemecte olduğumuzu hissediyorum. Buradaki insanların sagduyusuna, tecrübelerine güvenirim. Herhangi bir aksiyon almadan önce size danışmak istedim. Zaman ayırıp cevap verdiğiniz için çok teşekkür ederim.
0
🌸sekizdokuzon
(05.09.23)
aynı çocukluğu yaşayan kardeşin çocuğunu annenize bırakıyorsa muhtemelen şiddeti normalleştirmiştir ve kendi de uyguluyordur...
0
anna sun
(05.09.23)
"Karşılık vermemek hatta hiçbir tepki göstermemek gerek."

bence bu yanlış bir davranış
0
duyurukullanıcısı
(05.09.23)
Kızkardeşine söyleme dediyse mutlaka söyleyin. En kızdığım şey ya, siz de annenize tokat atsanız ne yapar acaba? El kadar çocuk.
0
Kahvedesu
(05.09.23)
Açıkçası annesinden şiddet gören bir kadın çocuğunu annesine baktırıyorsa bunu da az çok tahmin edebilmeli.
Ben sizin yerinizde olsam ya söylerdim ya da annenin söylemesini sağlardım. Kadın bunu bilmeli. Öğrendikten sonra da devam ederse valla çocuğa yazık çünkü çocuğun bunu normal karşılaması sanki sadece annenizden tokat yediğini değil kendi annesinden de yemiş olabileceğini gösteriyor gibi.
Çok üzüldüm çok yazık daha küçücük tamam hırçın ve yaramaz olabilir ama çocuk işte alıp karşına anlatman konuşman gerek bunu da yapamayacaksan ya çocuk yapma ya da çocuğa bakmaya gönüllü olma.
0
Dağcı
(05.09.23)
Muhtemeldir ki bakıcı tutacak paraları yoktur.
Bakıcı tutsalar dahi bakıcının daha hoşgörülü olacağını kesinlikle garanti edemezsiniz.

Şu an herkes mutlu görünüyor. Susun bence.
0
Mirket
(05.09.23)
bu sorunuz beni çok üzdü. çocuğum var. annemle aynı şehirde olsak ve bakabileceğini söylese bırakırım ben de. ama zaten neden bu kısım üzerinde durmuş herkes, mesela bu da beni üzdü. ben konuşurdum, bilmek de isterdim annem bunu yapsa. bilmiyorum, ablanızın vurup vurmadığı buna razı olup olmadığı bana ikincil meseleler gibi geliyor şu an. siz içiniz nasıl rahat edecekse onu yapın, herkesi siz tanıyorsunuz bu hikayedeki. ama işte söz konusu olan tokat yemenin de atmanın da iyi bir şey olup olmadığını bilemeyecek kadar küçük bir çocuk olunca biraz eli taşın altına koymaya değer derdim yerinizde olsam.
ben sanmıyorum tek defalık bir şey olduğunu, anlattıklarınızdan. herhalde ilk dea olsa ve istemeden olsa çocuktan özür dilerdi nasıl yaptım vs gibi bir havası olurdu.
0
mner
(05.09.23)
Tereddüt bile etmeden bunu kardeşinize söylemelisiniz. Ortada dayak yiyen bir çocuk var ve küçücük. Bir anne olarak canım yandı o yavruya, lütfen sessiz kalmayın. Annenizin yaptığı korkunç bişey.
0
vecihi ile fikret
(05.09.23)
Hem sizin ona hizmet etmeniz gerekirken, o yaşta kadını bedava bakıcı, hizmetçi olarak tutmuşsunuz, hem de kadını yargılıyorsunuz.

Bakıcı tutmasını söyleyin kardeşinize.
0
Tina
(05.09.23)
(5)

Hayatımı nasıl kurtarabilirim? Fikir ve tecrübelerinizi paylaşın lütfen.

anaphylacticshock
Herkese merhaba,İletişim Fakültesi Gazetecilik mezunuyum. Mesleğimle ilgili bir tecrübem yok maalesef. Şu ana kadar staj hariç hiç aktif gazetecilik yapmadım. Hatta aktif olarak hiç çalışmadım. Mezun olalı epey zaman oldu. (Kafamda mesleğimle ilgili, online olarak gerçekleştirmeyi düşündüğüm 1-2 pro
Herkese merhaba,

İletişim Fakültesi Gazetecilik mezunuyum. Mesleğimle ilgili bir tecrübem yok maalesef. Şu ana kadar staj hariç hiç aktif gazetecilik yapmadım. Hatta aktif olarak hiç çalışmadım. Mezun olalı epey zaman oldu. (Kafamda mesleğimle ilgili, online olarak gerçekleştirmeyi düşündüğüm 1-2 proje var ama net değil.)

Sadece üniversite okurken rektörlükte Dış İlişkiler Ofisi'nde akitli öğrenci olarak çalışmıştım.

Yabancı uyruklu öğrencilerden gelen dilekçeleri çevirip, dosyalara işleyip, cevaplandırırdık. Yabancı misafirleri karşılayıp refakat ederdik. Ama asıl işimiz Erasmus, Farabi vb programlarıyla 1-2 dönemliğine başka üniversitelere gidecek öğrencilerin evraklarını takip edip, dosyalarını düzenlemekti. Hibe vb hesaplarını yapmak, gerekli yerlere bildirmekti. Ben Erasmus birimindeydim.

Daha sonra kendim de Polonya'da 2 dönem Erasmus yaptım. Bir ara 7 günlüğüne falan Avrupa Birliği kapsamında düzenlenen bir proje ile Endonezya Bali adasına gittim.

Erasmus'a gitmeden önce dil seviyemin belirlenebilmesi için Oxford Online Placement testine girdim. Avrupa Dil Portfolyosu sıralamasına göre seviyem C1 çıktı. Epey zaman oldu ama sınava girsem şu anda da en azından B2 alırım gibi geliyor. IELTS sınavına girmeyi planlıyorum.

Benim diyeceğim şu ki, ben uzun zamandır boştayım, boşluktayım. Bildiğiniz paso evde yatıyorum. Üniversite biteli 6-7 yıl oldu ve ben hiç bir şey yapmadım. (Niye diye sormayın, net bir sebebi yok. Uzun süre anksiyete ilacı kullandım. Ama maalesef düzenli doktora gitmeden bilinçsizce bıraktım ve bırakma sürecinde kafam kaydı biraz. Aynı zamanda haşimato hastasıyım.)

Bu ilk üniversitem de değildi. Daha önce başka bir üniversiteyi de yarım bırakmıştım. Yani yaşım epeyce var. Hatta doğrudan söyleyeyim, 35 yaşındayım.

Okurken, rektörlükte çalışırken falan yani kısacası insan içindeyken ruhen daha iyidim. Gerçekleştirmeyi düşündüğüm hayallerim, projelerim falan vardı. Öz güvenim hiçbir zaman tavan olmasa da bu kadar düşük de değildi. Ufak ufak da olsa adım atıyordum, hareket ediyordum.

Ama uzun zamandır resmen oturduğum yerde çürüyorum. Hani ölmeden mezara girmek gibi bir tabir vardır ya, açıkçası biraz o haldeyim.

Neden bilmiyorum son zamanlarda, son 1-2 aydır kendimi biraz daha iyi hissediyorum. Aklıma, kalbime bir istek düştü. Kafamda gerçekleştirmeyi istediğim bir şey yer etti. Belki de biraz daha iyi hissedişim bu yüzden... Cesaretim olmasa da yeniden adım atmaya, hayata karışmaya dair isteğim arttı.

Gerçekten merak ettiğim, öğrenmeyi ve gelişmeyi istediğim bir konuda (Yaratıcı Yazarlık) yurtdışında 4-8 aylık PGCert denilen bir programa katılmak istiyorum.

Bu program 3 aşamalı bir program. Yani şöyle 3 şekli var. PGCert, PGDip ve MA (Master of Arts). İlk aşamayı yani PGCert kısmını basit bir kurs gibi düşünebilirsiniz. Seçtiğiniz alanda bilgi edinebileceğiniz, program sonunda programa katıldığınız üniversiteden sertifika alacağınız bir program. PGDip bildiğiniz tezsiz yüksek lisans gibi. MA ise bildiğiniz master.

PGCert programına katıldınız diyelim. Eğer alanı beğenirseniz ve alacağınız derslerde başarılı olursanız, okumaya devam edip PGDip programına ya da Master'a tamamlayabiliyorsunuz. Bu sistem birçok Avrupa ülkesinde var.

Ben bu programa katılmayı ve hatta sonra mastera tamamlamayı çok istiyorum ama artık çalışmam, bir şekilde ucundan kıyısından iş hayatına da katılmam gerekiyor.

Ben kendimi biliyorum. Şu anda öyle büyük ofis gibi bir ortamda, çok fazla hiyerarşik ilişkinin hakim olduğu, çok basit bir konuda bile konuşmadan önce 40 kere düşünülen, ölçülüp biçilen bir ortamda yapamam. Ki zaten bu tecrübesizlikle öyle, o tarz bir yerde iş de bulamam.

Benim şu anda ufak ufak minik adımlarla kendimi toplamam, kendime olan öz güvenimi yeniden kazanmam gerekiyor.

Baskılanmayacağım, yapacağım her hareketi 40 kere düşünmek zorunda kalmayacağım, samimi bir ortamda olmam lazım.

Bütün bu hayallerimi, planlarımı direkt yurtdışında gerçekleştirmek istiyorum. Daha fazla vakit kaybetmek, hayatımdan daha fazla çalmak istemiyorum. Ama açıkçası kafamda ne yapacağım, nerelere başvurabileceğim konusunda bir fikir de yok.

Son zamanlarda haberlerde Almanya'nın işçi alımı (üniversite mezunu, kalifiye eleman) başlattığından, vatandaşlık prosedürlerini falan basitleştirdiğinden bahsediliyor. Kalifiye denecek bir tecrübeye sahip değilim ama elimde hiç değilse bir üniversite diplomam ve iyi de bir İngilizce dil seviyem var.

Sizce öncelikle Almanya'da olmak üzere Avrupa'da nerelere başvurabilirim?

Bu eleman alımı Alman devleti kontrolünde özel firmalar adına bireysel başvurular ile mi yapılıyor yoksa devlet bütün başvuruları genel bir havuza alıp başvuran kişileri İşkur gibi bir firma aracılığı ile gerekli yerlere kendisi mi yönlendiriyor?

Almanya olsun çok isterim açıkçası. Hem eskiden beri sebepsizce bu ülkeye bir sempatim var hem de uzun zamandır Almanca öğrenmek istiyordum. Doğrudan yerinde bir dil kursuna gitmek çok iyi olur.

Yaratıcı Yazarlık üzerine PGCert programı, Almanca dil kursu ve iş. Bu üçü birden şu anda biraz fazla yoğun ve biraz olasılıksız bir plan gibi gelse de imkansız olduğunu düşünmüyorum.

Sizce ben ne yapabilirim? Nerelere başvurabilirim? Bu yaşımda, bu tecrübesizlikle ufak ufak adım atıp kendime gelebileceğim neler yapabilirim?

Yazı biraz fazla uzun oldu farkındayım ama nolur eğer fırsat bulur da okursanız fikirlerinizi ve tecrübelerinizi paylaşın benimle...

O kadar uzun zamandır kendimi ve hayatımı harcıyorum ki; yalnız olmadığımı, benim geçtiğim yollardan, benim kadar geç ve zorlu geçmiş ve her şeye rağmen BAŞARMIŞ birilerinin olduğunu bilmeye çok ihtiyacım var...
0
anaphylacticshock
(03.09.23)
Almanya'da hem sosyal açıdan hem de gelir açısından mutlu olmama ihtimalin yüksek. Almanya'ya çok gidilmesinin nedeni gitmenin kolay olması. Almanya'ya gittiğinde etrafın Türklerle çevrili olacak. Ne almanya ne de ingilizce öğrenebileceksin. Ek olarak sizin alanda yurtdışı hedefi ülkeden bağımsız olarak çok mantıklı değil.

Temel kural şu; Türkiye'de kötü olan başka yerde ya aynı olur ya da kötü olur. Türkiye'de iyi olan başka ülkede daha iyi olur.
0
roe
(03.09.23)
benzer hikayemiz var diyemem. cunku ben universiteyi hic bitirmedim. ama bu gibi duyurulara her zaman cevap veresim geliyor. cunku ben de issizlik, konu komsunun is yok mu is demesi, depresyon vb konulardan cekip ulkeden gittim yillar once.

33 yasindayken cagri merkezinde Turkce calismaya Yunanistan'a geldim. 2-3 sonra yukseldim biraz. su anda Ingilizce olarak baska bir pozisyondayim (bu pozisyonu TR'deyken bulmam mumkun degil, cunku kimse bu is icin bana sponsor olmazdi)

cagri merkezi kimsenin bayila bayila calistigi bir is degil ama TR'deki calisma sartlari kadar kotu degil hicbir sey. bircok isini gucunu birakip gelmis insanla tanistim bu meslekte.

Almanya'ya gitmek kolaydir zordur demeyecegim cunku bana da "yurtdisina gitmek zor, herkes istiyor" diyorlarken basvurup 2 haftada burdaydim.

lakin, Almanya pahali bir yer. ozellikle ev kiralari cosmus durumda. hani bir sekilde gitseniz bile cok buyuk ihtimalle baskalariyla ayni evde kalmaniz gerekecek. ha belki size iyi gelebilir bu bilmem, sahsenben yalniz yasamayi seviyorum.

yani eger yapbilirim diyorsaniz bakin: jobsteleperformance.com
0
supergirl
(03.09.23)
Şener Şen 'in bir filminde vardı, en iyi yaptığın şey ne diye soruyordu, o da içli köfte diyordu galiba. Filmi hatirlamissinizdir. Sizin de öyle en iyi yaptığınız bir şey var mı? Yemek demiyorum illa. Aklınızda olsun sadece.
0
bir varmis bir yokmus
(04.09.23)
İngilizcen iyiyse özellikle LinkedIn'den native-like English istenen işlere basvur. Remote ya da.hybrid olması ısınmana yardımcı olur. Eline biraz para geçince ve özgüvenin biraz yerine gelince "Ben kendim için ve diğerleri için napmak istiyorum, insanlara nasıl faydalı olurum?" diye düşünmeye başla. Kariyerini oraya yönlendir. Yaşa takılma, evde oturma.
0
sekizdokuzon
(04.09.23)
Öğrenciliği uzatarak önemli ve kompleks bir şeyler yapiyor hissiyle kendinizi oyalamak istiyor gibi gozukuyorsunuz. Çalışma hayatina neden atilmak istiyorsunuz? maddi olarak ihtiyaciniz yok gibi gozukuyor planlarinizdan. Hobilerimi paraya cevireyim hem de isin gücüm olsun diyorsaniz daha somut bir sanat ogrenip atolye vs acin bence beyaz yaka olup plazada çalışayim memur olup atanayim gibi bi kariyer cizecek gibi durmuyosunuz.
0
instant crush
(04.09.23)
(21)

olmekten korkuyor musunuz

Kittie
ve ne olacagini dusunuyorsunuz? ben karanlikta kalacagimi, yalnizliktan aglayacagimi falan dusunuyorum nedense. bir de birisi 1 yasinda, bir digeri 100 yasinda oluyor. cok garip degil mi?bana cok garip geliyor.peki ruha inaniyor musunuz, yani hepimizin bir ruhu var da, hayalet hikayelerine? akli bas
ve ne olacagini dusunuyorsunuz? ben karanlikta kalacagimi, yalnizliktan aglayacagimi falan dusunuyorum nedense.

bir de birisi 1 yasinda, bir digeri 100 yasinda oluyor. cok garip degil mi?
bana cok garip geliyor.

peki ruha inaniyor musunuz, yani hepimizin bir ruhu var da, hayalet hikayelerine? akli basi yerinde bir akrabam, olen kocasinin bir gun eve geldigini soyluyor. once soke olmus, sonra bir anda kendine gelmis dua okumus. bir anda kaybolmus adam. ne dindar biri kendisi, ne paranormal seylere inanan biri. ruya da degilmis, ondan da emin.

*marsa falan gidecegimize keske biri olumu, olum sonrasini arastirsa assf

bonus soru :) birkac hayat yasiyor olabilir miyiz? yani birileri fakir, birileri zengin. birileri abdde doguyor, birileri afrikada aclik cekiyor gibi seyler neye gore belirleniyor. yoksa bunlarin hepsi farkli zamanlarda deneyimleniyor olabilir mi?

mistik bi seyler konusasim, okuyasim var. ister hepsine, ister birine cevap verin, ister bi paragraf yazin iste oradan buradan alakali.

tesekkurler
0
Kittie
(02.09.23)
Nedense ben ölüm anının acılı olacağını düşünüyorum. Bu ve bilinmezlik beni korkutuyor.
Bir de bunu izlemek iyi gelir belki

youtu.be
0
kisa
(02.09.23)
Bu hayatta tamamlayamadigim işler için tekrar tekrar dünyaya geleceğime inanmıyorum, bir tık biliyorum.
0
sekizdokuzon
(02.09.23)
Korkmamız gereken ölüm değil layıkıyla yaşamamak.
0
sekizdokuzon
(02.09.23)
Değer verdiğimiz bir şeyi kaybedince bile çok üzülebiliyoruz. Bir insan canını nasıl kaybedebilir? Bana akıl almaz geliyor. Korkuyorum. Umarım hayırlı bir ölüm olur.
0
dissendium
(02.09.23)
Ölümden korkmuyorum, hayatla ilgili beklentim baya düşük sanırım ondan. Hayallerimdeki gibi hayat yaşasam belki daha çok korkardım. Ruha hiç inanmıyorum, bilinci ruhla özleştirmiyorum yani. İnsanı diğer canlılardan çok ayrı bir varlık olarak göremiyorum, alet yapabilen ve dil geliştiren bir primatız çok özel bulamıyorum. İnancın toplumsal düzeni sağlamak için evrilmesi oldukça mantıklı, benim gibi inançsızların hayatını kendi kendine anlamlı hale getirmesi gerekiyor. Dine inanmayı, sığınmayı isterdim ama mantığıma yatmıyor. Yine de araştırdıkça fikrim değişebilir bilmiyorum.
0
personaa
(02.09.23)
Ruha inanmıyorum. Bence zaten tüm dinlerin çıkış noktası insanların ölümden sonra hayat arayışları, buna bağlı olarak ruh kavramını geliştirmeleri. Ama bence ne ruh var ne de ölümden sonra hayat. Ölünce bilinç gidecek. Fişi çekilmiş bilgisayar gibi olacağız yani :)

Ölümden korkma değil de ben öldükten sonra yaşanacak olayları kaçırma korkum var. FOMO'nun ekstrem seviyesi gibi :d yani öldükten sonra ne kaçırmışsın tabii umrunda değil de ölmeden olabildiğince şeye şahit olmak istiyorum. Ölümden ziyade uzun ve acılı süreç yaşamaktan korkuyorum. Felç, depremde enkaz vs vs. Öyle bir ölüm yaşamadıktan sonra ölümle ilgili çok korkum yok.

Hatta yıllar önce yine sanırım burda bi soruya denk gelmiştim. Bir tuş var ve basarsanız tüm dünya bir anda yok olacak acısız bir şekilde, basar mıydınız diye. İlk okuduğumda 18 yaşlarındaydım sanırım ve niye basayım ya demiştim. Şimdi en azından basan niye basar onu anlayabiliyorum :d

Edit: çocukluktan beri tamamen pozitivist kafada, tüm metafizik konuları reddeden, bilim takıntılı biriyim. O yüzden ölü geldi, hayalet falan hepsi ya yalan ya halüsinasyon. Birinin 1 birinin 100 yaşinda ölmesi de enteresan bir şey değil. İnsan sadece neokorteks geliştirmiş, baş parmağını kullanabilen bir hayvan. Herhangi bir hayvan nasıl bebekken de ölebiliyor yaşlanınca da, bizde de durum farklı değil
0
nundu
(02.09.23)
hem de nasıl
0
estranged
(02.09.23)
Hayatı seviyorum ölmekten korkmuyorum acaba nolacak diye merak içindeyim :)

Bu akşam mistik bir kafadaysan andy weir'ın the egg diye bir öyküsü var, kurzesagt kanalı bunu 7 dakikalık bir animasyon haline getirmişti sana uygun
youtu.be

Türkçe altyazısı da var seçeneklerde
0
freebird5406_2
(02.09.23)
başlarda inançlıydım baya ahiret inancım da vardı haliyle. Ona hazırlık yapıyoruz zannediyordum.

sonra bir dönem dogmatik bilgilerimizin geçmiş yaşamlarımızdan geldiğini veya yaşadıklarımızın atalarımızın yaptığı şeyler yüzünden olduğunu falan düşünmeye başlamıştım.

yakın geçmişte de hiç bir inancım yok. bu tarz kurguların tamamen insan beyninden çıktığını düşünüyorum. kitleleri inandırabildiğin, mantığa yatırabildiğin kadar yayılıyor bu tarz düşünceler.

ölüme gelirsek, korkum değişken ya. bazen hiç korkmuyorum, sadece ben ölürsem üzülecek insanların üzülmesini düşünmek bir miktar üzüyor. Keşke ölümlere alışsak da kimse üzülmese.

bazen de geleceği görememek, son, bilinmezlik, hiçlik gibi şeyler korkutuyor.

ve de uçlarda da olsa, tamam dinlere inanmıyorum insan icadı olduğu için ama içimde bir yerlerde evrenin kendi kendine oluşması mantığını çok yatıramıyorum. Yani bir yaratıcı olmuş olabilir ve farklı bir gerçekliğe uyanabileceğimizin ihtimalini de bulunduruyorum.

Tabi bunun alışageldik öbür dünya tasvirlerinden farklı olacağını düşünüyorum eğer olursa da.
0
ananiyimioguz
(02.09.23)
Hiç mal varlığım yada borcum kalmadı bugün. Hiç korkmuyorum artık.
0
baldan kaymak
(03.09.23)
hiç umrumda değil. zerre korkmuyorum.
sadece çaresizce veya öleceğini bilerek ölmek istemiyorum. örneğin depremde bir enkaz altında kalıp ölümü beklemek gibi. veya yoğun bakımda bilinçli olarak kalmak, ölümü beklemek şeklinde olursa...
0
tabudeviren
(03.09.23)
Yunus emre'nin ruhunu cagirip muhabbet etmisler. Erol sayan anlatiyor. murat bardakci da az degil o da zamaninda katilmis 30 40 kere seanslara.

Ilginc bi muhabbet; youtu.be
0
brkylmz
(03.09.23)
jsgflkjhsdf hayatimda ilk kez olum korkusunu bu sabah 5te yasadim. normalde korkmazdim hic. optimistik bilimkurgu gorunce dun gece ters tepki yapti bende.

dindar degilim ruha da inanmiyorum o yuzden yok olacak olma fikri delirtti beni. ne hakla yani madem yok olucam neden varoldum.

mesela yetmedi, eger benim canim bu kadar kiymetliyse, diger canlilarin da oyle degil mi dedim. sabahtan beri et yiyemedim ki bir gun uzun bir sure. 2-3 gune et yemeye donerim ama hos degil.

bi tik da anne babama sinir oldum neden beni boyle bir sonucla randevulasmak uzere dunyaya getirdiler ki. bilmiyorum. korkunc. yok olma fikri bence cok aci bi sey
0
aguen
(03.09.23)
karanlıkta kalıp acı çekeceğimizi hiç düşünmüyorum. ölümden sonra bir bilinç-ruh devam eden bir süreç bence yok. var olduğuna inanıyor olmamız tamamen insan egosu ve dinlerin ölümden sonraki hayatı pazarlayarak çıkar elde etme stratjisi.

birkaç hayat yaşama da hindistandaki kast sistemi-sömürü düzeni. şimdiki hayatta sürünüyorsun ama sabret bak bir sonraki haytatta kral olacaksın yalanı.
0
orpheus
(03.09.23)
Caner taslaman ruh ölüm diye youtube ta aratinca guzel seyler var.
0
halk
(03.09.23)
olum anindan degil de olume giden yolun farkindaligindan korkuyorum. sanirim olumun kendisi bir daha uyanmayacagin bir uykuya dalmak gibi olacak. hissedecegimizi falan da sanmiyorum. ama mesela kanser oldun ve 3 ay icinde yavas yavas oluyorsun. hayatin muhasebesi falan. iste o kotu. veya enkaz altinda yavas yavas olmek...

olumden sonra bir sey olacagini sanmiyorum, ruha inanmiyorum. vegas'ta olan vegas'ta kalacak gibime geliyor. kainat, varolus bunlar askin kavramlar ve asil devam edenler bunlar olacak. biz bu karmasikligin anlik kopuklerinden ibaretiz gibi geliyor.

yani dalgali denizde olusan kopukler gibi. denizin kendisi devam ediyor ama olusan kopukler patliyor ve yerine yenisi olusuyor. sonsuza kadar devam eden bir bilinc fikri cok asiri absurd. asla patlamadan devam eden bir kopuk gibi. kaldi ki bilincimiz, benligimiz ve ben dedigimiz sey materyal dunya ile etkilesimler sonucu degisen, gelisen; dolayisiyla maddeden farkli bir varolus duzeyi olsa da bir yandan da nedensellik bagiyla onlara da siki sikiya bagli.

bazen yuksek farkindalik anlarinda, yalniz basima dusuncelere kapilmisken oha lan bir an gelecek ve butun bu bilinc olmayacak, ben dedigim bu seyin sonu gelecek diye anlik bir aydinlanma yasadigim oluyor. bu fikir bireysel olarak korkutucu tabi, ama hayatin karmasikligi bu korkunc gercekle yuzlesmemizi erteliyor. gercekten olumle yuzlesmeden olumle yuzlesebilecegimizi sanmiyorum. o yuzden bunlarin cogu laf. olumden korkmuyorum diyen adami elinin ayaginin bosalmasi ufak bir kazaya bakar.
0
antikadimag
(03.09.23)
Doğumdan öncesini hatırlamadığım için ölümün de aynı olacağını ve fişi çekilmiş bir makine gibi bir anda olmayacağım ve bunun da farkında olmayacagim.

Ben de yavaş yavaş ölmek ve olecegimi bilmekten biraz korkarim. Ama bir anda olsem bunda korkacagim tek sey esim, ailem ve yapamadigim şeyler olur.

Ne ruha ne farklı hayatlara inanıyorum. Farklı hayatlarin falan zenginlerin ve güç sahiplerinin şükür etmek, karla, öteki dünya gibi fakirleri kontrol altinda tutmak için çıkardığı şeyler olduğunu düşünüyorum. Başka dünya olmadığı inanilan bir düzende insanlar daha çok reaksiyon verirdi. Ya da şükür etmek gerekmediği zamanda. Bunlar hep işte topluluklarin kontrolu.
0
logisticsmanager
(03.09.23)
Hepimizin ortak bilincten geldigi ve ortak bilince gidecegimiz, bu dunyadaki gorevimiz tamamlanana kadar defalarca dunyaya gelecegimiz dogu felsefesinde fazlasiyla anlatilmis, deneyimlenmis ve kabul edilmis bir gorus. Ben de katiliyorum. 'Near death experience' yasarsaniz fazlasiyla huzurlu bir sure olacagini gorursunuz, o asamaya kadar aci cekip cekmeyecegimizi bilemeyiz. Kendi adima tam olarak Anita Moorjani'nin anlattigi gibi deneyimledim.
0
kassiopeia
(04.09.23)
Korkuyorum. Ölümsüz olmak istemem; ama uzun yaşamak istiyorum.
10 yıl kadar önce ölümün ucundan döndüm. Bilincim kapanmadan önceki son anlarda en büyük endişem "ya Tanrı yoksa, ya her şey bitiyorsa" kaygısıydı. İnançlı bir insanım; ölüme o kadar yaklaşmışken şüpheye düşmek çok ilginç gelmişti sonradan. Genelde tam tersinin olacağı farz edilir.
0
auroraaurora
(04.09.23)
evet olumden korkuyorum ciddi sekilde. Olumden sonra nasil bir ortama gidecek olursam olayim olumden korkarim. Normal olan olumden korkmaktir zaten bana sorarsan.

Yani su hayaytimda olumden daha cok korktugum bir sey yok, bununla kiyaslanabilecek bile bir korkum yok.
0
stavro
(04.09.23)
ölü olmaktan korkmuyorum.

ölüm sürecinin kendisinden, öldüğümde sevdiklerimin yaşayacağı üzüntüden çok korkuyorum ama. çaresi olmayan bir hastalığımın olması, 3-5 ay veya 1-2 yıl sonra öleceğimi bilmek; arkamda bırakacaklarımın yaşayacağı acılar... bunun kadar ürkütücü, perişan edici çok az şey var bence. bu cepte.

ama "ölüp gitme" fikrinden korkmuyorum, zaman zaman özgürlük ve güç verici nitelik taşıdığını bile söyleyebilirim benim için. düşünsene türlü türlü şey. gurur, kibir, aşk, meşk, geçim sıkıntısı, şu, bu... bir gün geliyor zort. üstüne toprak atıyorlar, artık yoksun. baybay. bitti gitti. şahane bi olay bence.
0
mark greg sputnik
(04.09.23)
(8)

dini inanç

oberon
islamiyet ve genel anlamda klasik dinlere inancım yitti.ahiret/hesaplaşma kavramları beni teskin etmiyor artık. tanrı inancım ise zedelendi.ve bu dımdızlak hissetmeme, kaybolmuşluk hissine neden oluyor.ismet özel deyişiyle hangi suyun sakası olduğumu bilemez hale geldim.açmazlardayım.tam anlamıyla d
islamiyet ve genel anlamda klasik dinlere inancım yitti.

ahiret/hesaplaşma kavramları beni teskin etmiyor artık. tanrı inancım ise zedelendi.

ve bu dımdızlak hissetmeme, kaybolmuşluk hissine neden oluyor.

ismet özel deyişiyle hangi suyun sakası olduğumu bilemez hale geldim.

açmazlardayım.

tam anlamıyla dardayım.

n'apmalı, ne etmeli arkadaşlar?
0
oberon
(02.09.23)
muhtemelen, büyük bir şehirde hızlı bir hayat yaşıyorsunuz, veya içerinizde bulunduğunuz ruhsal durum bayağı bir ağır.
Bu gib durumlar bir çeşit depresyondan da kaynaklanabiliyor da olabilir , ki bu daha önce inancı güçlü biriyseniz.
Bence bu gibi durumların ilacı kafa dinleme ve sessizlik ve hayatı yavaşlatmak.

Çoğumuzun hayatı o kadar hızlandıki , bu hız içerisinde kendimizi unuttuk, kaybettik, çaresi yavaşlatmak hayatımızı dediğim gibi ta ki eskilerde olduğu gibi.
0
mrctrk
(02.09.23)
Hayatiniza anlam katacak baska seylere yonelmenizi oneririm.
Tutkuyla baglanabileceginiz bi hobi olur ya da gonulluluk esasina dayali calisan stklar olur.

Gidip arama kurtarma dernegine katilin eger ilginizi cekerse. Sel, yangin, deprem falan bi faydaniz dokunur. Size de iyi gelir faydali hissetmek.
0
zimbirik
(02.09.23)
valla çok da anlam yüklememek lazım zaten iki aşık olup yeni yerler görüp yeni yetenekler elde edip bağırıp çağırıp ağlayıp sızlayıp yeni arkadaşlar edindikten güzel bağlar kurduktan sonra mümkünse edinilen bilgileri yeni nesillere aktarıp soyun devamlılığını bilgisel olarak veya biyolojik olarak sağlayıp ölüp gidiceğiz işte o kısa aralığı nasıl yaşayacağınız size kalmış olsa da bir insanın yapabilecekleri neyse orada sınırlı kalacaksınız ister istemez. İster topluma faydalı olun ister faydasız, yapılabilecekleriniz sınırlı. Bu sınırlı çerçevede kendinize bir uğraş, bir amaç bulursanız zaman çabuk geçecektir.
0
ananiyimioguz
(02.09.23)
Anlam arayışında böyle duraksamalar, şüpheler olur. Devam etmek lazım. Yanlış ya da eksik ogrenmeler sonucu sağduyunuz tarafından uyarılıyorsunuz. Yaptığınız ettiğiniz şeylere daha dikkatli bakabilir, okuduğunuz kitapları en baştan okuyabilirsiniz. Farklı kaynaklardan faydalanın. Daha kapsayıcı, daha az köşeli. Rahatlatacaktır. Ama başta da dediğim gibi anlam arayışında bu tip mücadeleler kaçınılmaz. Kendinize yüklenmeyin.
0
sekizdokuzon
(02.09.23)
Alışırsın.
0
parka
(02.09.23)
Kaybolmuşluk hissinin sebebi bu zamana kadar doğru kabul ettiğini, yeri geldiğinde bel bağladığınız inançlarınızın yerinin boş kalması aslında. Yoksa "inancımı kaybettim, hayatın ne anlamı kaldı ki" psikolojisine girmeyin. Belli bir yaştan sonra inancını kaybeden insanlar böyle şeyler yaşıyor sıklıkla.

Hiçbir şey yapmanıza gerek yok, yeni şeyler yaşayıp, yeni şeylerle karşılaşıp yeni bakış açınızla olayları değerlendirirken o boşluklar kendiliğinden doluyor zaten.
0
akhenaten
(02.09.23)
Aslında tam da inancın yerine inanacak bir şey koyma ihtiyacı dinin özeti olmuş.

Çünkü zaten insan inanma duygusu ile yaratılmıştır, fabrika ayarlarında inanma duygusu vardır. Allah’a ve dine olan inancında sorun yaşayanlar ise yerine başka bir şeye iman edip/inanıp sonra da “tanrı yok, dinler yalan” diyor.

Neye inandığı çeşitlidir, ancak bu duyguyu tatmin edecek “yerine ikame” bir şeye ihtiyaç vardır hep. Kendilerine inanacak yeni bir şey bulanlar ona sıkı sıkı bağlanıp din/iman duygusunu bir şekilde dönüştürürler. Fakat bu duygusunu tatmin edeceği şeyi bulamayanlar için sanırım hayat daha bir karmaşık ilerliyor ya da ilerleyemiyor.

Nihayetinde herkes için mutlak var olan değişmez gerçek, yaratılışındaki kodlarına nakşedilmiş olan iman/inanç duygusudur.

Yani diyorum ki; hangi suyun sakası olduğunu bir kez daha düşün… Mesela balık da derya içinde olduğunu bilmezmiş. Ya da hoca Nasrettin misal, yüzüğünü samanlıkta düşürüp sokakta ararmış ya.
0
epitaf
(03.09.23)
İnancın yerine bir inanç ikamesi koymak birkaç kişiyle birlikte benim verdiğim cevapla da kesişiyor gibi görünüyor. Onun için yanlış anlaşılmamak adına daha iyi ifade etmek istedim kendimi.

Dini inanç taşıyan birisi özellikle de öte dünya inancı olan birisi öldükten sonra ilahi ve yanılmaz bir yargıyla iyiliklerin ve kötülüklerin yerini bulacağına ve haksızlığa uğramışlık hissinden kurtulacağına birçok zaman bel bağlayıp hayatındaki zorluklarla baş etmede bu inancı kısa yoldan bir çıkış aracı olarak kullanabiliyor, inancını kaybeden birisiyse bu tarz bir "neyse" deme şansına sahip değil. Aynı şekilde öte dünya inancı taşıyan birisi ölmüş yakınlarının kayıplarıyla baş etmede yine bu inancı kendi bunalımına bir çıkış yolu olarak kullanabiliyor, yakınlarının hala bir yerlerde var olduğunu hissetmek ölümle baş etmede oldukça işe yarar bir şey. İnançsız birisi bunu böyle göremiyor.

Aynı şekilde inançlı birisi başına gelen bir takım iyi veya kötü şeyleri bir ödül, rızık, lütuf ya da ceza, uyarı olarak ilahi bir güce bağlayıp bazı konuları anlamlandırmaya çalışmadan hayatına devam edebiliyor.

Siz inancınızı kaybettiğinizde hem şimdi hem gelecek için ancak esas zpr tarafı hem de geçmişte bel bağladığınız bu hislerden de oluyorsunuz, bu büyük bir değişim.

Ancak yeni şeyler yaşadıkça artık inanç faktörünü bir kıstas olarak almadan olaylar arasında neden sonuç ilişkileri kurmaya başlıyorsunuz. Bu bir "inanç fıtratının" değil, çevresiyle aktif ilişki içerisinde olan sosyal bir canlı olmanın getirdiği bir zorunluluk. Yaşadığınız olaylar hayatınızı ve psikolojik durumunuzu etkiler ve bunları bir neden sonuç ilişkisine oturtarak iyi olayların devamlılığını korumaya ve kötülerin tekrarından kaçınmaya çalışırsınız. Bunu da hayata bakış açısınızla yaparsınız dolayısıyla bunun din benzeri bir inanç faktörüyle ilişkisi yok. Anlatmak istediğim bu.
0
akhenaten
(04.09.23)
(4)

karın ağrısı ve halsizlik; son günlerde yaygın bir hastalık mı?

fistikthecat
mide değil alt taraf daha çok, ishalimsi ve biraz halsizlik var.benzerine maruz kalan oldu mu son günlerde?
mide değil alt taraf daha çok, ishalimsi ve biraz halsizlik var.

benzerine maruz kalan oldu mu son günlerde?
0
fistikthecat
(31.08.23)
Annem geçen hafta ishal olduğu için doktora gitmişti, ishal salgını olduğunu söylemiş doktor.
0
sekizdokuzon
(31.08.23)
Evet etrafımdaki herkes geçiriyor,
0
mirty
(31.08.23)
Bu aralar herkes ishal sanırım. Aynı durum bizde de var.
0
transliterasyon
(31.08.23)
Evet, bir hafta Reflor kullandım yeni yeni geçiyor.
0
kendi helvasını kavuran zombi
(31.08.23)
(14)

dizi önerebilir misiniz?

etna
tek kriterim var, bir sonraki bölümü merak ettirmesi. tür önemli değiltabi bilindik diziler olmasın
tek kriterim var, bir sonraki bölümü merak ettirmesi. tür önemli değil
tabi bilindik diziler olmasın
0
etna
(26.08.23)
Banshee
0
regina phalange
(26.08.23)
The missing.
The killing
Homeland

Daha iyileri var mıdır bu kritere uyan bilmiyorum.
0
deer hunter
(26.08.23)
Son zamanlarda izlediğim en kaliteli ve akıcı dizi: The Bear
0
sekizdokuzon
(26.08.23)
İzlemediysen black mirror
0
Unde bach canim
(26.08.23)
İzlemediyseniz Lost. Keşke hafızamı silip yeniden izleyebilsem.
0
gallienus
(26.08.23)
The Terror
0
prole
(26.08.23)
the umbrella academy
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(26.08.23)
Bosch
Banshee +1
Justified
0
logisticsmanager
(27.08.23)
Only murders in the building
0
nic cage
(27.08.23)
Servant, Hijack, Silo
0
koseli cember
(27.08.23)
From
0
laputa
(27.08.23)
Devil’s hour. Çok işlenmiş bir konu ama yönetmenlik, oyunculuklar, atmosfer başarılı.
0
sibertenik
(27.08.23)
Lost +1
0
pislick0
(27.08.23)
lost. izlemeyen kalmasın. sonra saçma sapan dizileri iyi diye yutturmaya çalışıyorlar.
0
bohr atom modeli
(28.08.23)
(7)

Giysi ve ayakkabı alışverişini nasıl hallediyorsunuz?

sekizdokuzon
Mağazalar ateş pahası, kıyafet ve ayakkabı ihtiyaçlarınızı nereden ve nasıl gideriyorsunuz? Bu konuda ciddi anlamda yardıma ve yönlendirmeye ihtiyacım var açıkçası. Teşekkür ederim.
Mağazalar ateş pahası, kıyafet ve ayakkabı ihtiyaçlarınızı nereden ve nasıl gideriyorsunuz? Bu konuda ciddi anlamda yardıma ve yönlendirmeye ihtiyacım var açıkçası.

Teşekkür ederim.
0
sekizdokuzon
(26.08.23)
ben indirimden alıyorum.
Fakat avm mağazaları yerine esnafların olduğu çarşılardan alınabilir ya da yerine göre pazarlara da bakılabilir. Trendyol gibi internet mağazaları duruma göre avm'den daha uygun olabilir.
0
squidward
(26.08.23)
Yavaş yavaş ikinci el pazarları girecek hayatımıza.
0
Tina
(26.08.23)
ayakkabıda indirim kovalıyorum sürekli.
kışlık giyecekleri bahar-yaz, yazlık giyecekleri kışın alıyorum.
0
black holes in the sky
(26.08.23)
trendyol,hb,boyner-morhipo veya markaların siteleri. artık tamamen internetten nerede indirim, kupon veya banka kart kampanyası varsa oradan.
0
my fault
(26.08.23)
Amazon, boyner, n11. İndirim, kupon falan derken tommy, puma ve adidas marka 3 ayakkabıya 4bin lira verdim. Boyner'den de internet sitesinden toplamda 1400 liraya keten-pamuk karışımlı 4 gömlek aldım. Bunlara bir de taksit yaptım. Bence mükemmel alışveriş oldu. 3 sene bir şey almam artık.
0
prole
(26.08.23)
Ekstra bir soru sorayım: iyi bir kıyafet ya da ayakkabı için maksimum nelerden vazgeçersiniz?
0
🌸sekizdokuzon
(26.08.23)
dostum iyi bir ayakkabiya sahip olmak icin haftalarca sadece salcali makarna yiyeceksen kafayi yemissindir zaten.

iyi bir kiyafet ya da ayakkabi icin vazgececegin tek sey sahip oldugun para olmali.
0
baldur2
(27.08.23)
(5)

Türk işi dram

gotosleep
Merhabalar. Iyi bir dram filmi izlemek istiyorum bu gece. -türk -2000 sonrası -yilis yilis olmayanÖneride bulunabilecek kimse var mı?
Merhabalar.

Iyi bir dram filmi izlemek istiyorum bu gece.

-türk
-2000 sonrası
-yilis yilis olmayan

Öneride bulunabilecek kimse var mı?
0
gotosleep
(25.08.23)
Sonbahar g.co
0
sekizdokuzon
(25.08.23)
gönül yarası.
0
gule gule
(25.08.23)
Uzak İhtimal (2009)
0
Amaranta ursula
(25.08.23)
Özür dilerim eklemeyi unutmuşum, sevda konulu olsun bir de @sekiz
0
🌸gotosleep
(25.08.23)
incir reçeli (hiç sevmem)
0
digits
(26.08.23)
(6)

Gıcık olduğunuz kişiler

dissendium
Özellikle işte gıcık olduğunuz kişiler var mı? 30 yaşındayım, çocuk gibi gıcık oluyorum. :D Yalnız olmadığımı söyleyin.
Özellikle işte gıcık olduğunuz kişiler var mı? 30 yaşındayım, çocuk gibi gıcık oluyorum. :D Yalnız olmadığımı söyleyin.
0
dissendium
(24.08.23)
Ben gıcık olmayı geçen ay bıraktım, aşırı yoğun bir mesaisi var. Kimseye içimden bile cemkirmiyorum. Ama olurken sağlam olurdum, yalan yok.
0
sekizdokuzon
(24.08.23)
iş ortamında gıcık olduğum kişiler genellikle kötü niyetli olan kişiler oluyor. başkasının arkasından dedikodu yapanlar ya da iyi niyetli bi durumda yaşanan aksiliği kendi faydasına çıkarmaya çalışan kişiler oluyor.
0
a7x
(24.08.23)
Baya var, hatta kendime de gıcık olurdum. Ben çok insan sevmiyorum, eskiden böyle değildim. Ne olduysa askerden sonra oldu, çalışmaya başlayınca hepten ipin ucu kaçtı.
0
akhenaten
(24.08.23)
1 gunden fazla zaman gecirdigim herhangi birine gicik olurum her seyi batmaya baslar. bebek bile olsa. yalnizlik 4ever!!!!
0
mess
(25.08.23)
50 yaşında bile gıcık olanlar var
Bana da gıcık olan çok ahah gideyim de gıcık edeyim
0
photo85
(25.08.23)
bizim sektörde cırt diye yurtdışına gidenler oldu ben gidemedim, gidenlere gıcık oluyorum :D
0
mirty
(25.08.23)
(9)

Sınıf öğretmeni maaş

el conquerador
Sınıf öğretmenleri ne kadar maaş alıyor? Kız arkadaşım sınıf öğretmeni 13 yıllık, 22 bin alıyor. Bütün sınıf öğretmenleri mi böyle az alıyor.
Sınıf öğretmenleri ne kadar maaş alıyor? Kız arkadaşım sınıf öğretmeni 13 yıllık, 22 bin alıyor. Bütün sınıf öğretmenleri mi böyle az alıyor.
0
el conquerador
(22.08.23)
Aşağı yukarı bu kadar alıyorlar.
0
sekizdokuzon
(22.08.23)
Bir öğretmen olarak sağda solda “13 yıllığım 20 yıllığım ama 20 bin ₺ alıyorum” diyenleri hayretle izliyorum. Ek derssiz çıplak maaş bile 22 olamaz eğer devlette çalışıyorsa. Kaldı ki 13 yıllık öğretmen çoktan uzman maaşı almaya başlamıştır. Sınıf öğretmeni tam ek ders alır ayrıca. Yeni atanan tecrübesiz aday öğretmenin çıplak maaşı(ek derssiz) 22-23 bin arasında.

Ha az mı bence az ama sağda solda yazılanlar gibi de değil.
0
ruhen hastayim ben
(22.08.23)
Maaşlarını doğru söylemiyor bazı arkadaşlar,
En az alan 22 + uzman öğretmen ücreti , + ek ders bence 32 civarı .
Mahep diye bir uygulama vardı sanırı . Orda çıkıyordu.
0
dunyatuhaf
(22.08.23)
Kardeşler gözümle gördüm 22 küsür
0
🌸el conquerador
(23.08.23)
@el conquerador,

Hocam ek ders ayrı yatar. Yeni atanmış ve haftalık 15 saat derse giren öğretmen 22-23 bin bandında alır. Haftalık 15 saatten fazla derse giren öğretmene ek ders ücreti yatar. Nöbetler vs. yine ekstra olarak yatar.

Kız arkadaşınız ya devlete yeni atandı 13 yılın 12’sini özelde falan geçirdi (bu yılları saydırabilir aslında) ya da kademe durdurma cezası falan aldı, uzmanlık sınavını kazanamadı bilemiyorum. Uzman öğretmenin ek derssiz maaşı 26-30 bin aralığında çünkü. Kaynak da bu ayki bordro.
0
ruhen hastayim ben
(23.08.23)
Özelde çalışan insanlar haftada 45 saat çalışıyor
Devlette çalışanlar haftada 40 saat çalışıyor
Öğretmenler ise haftada 18saat çalışıp 22bin maaş alıyorlar.(rakamdan emin değilim)
Geri kalan günlerde ek ders alıp gelirlerini yükseltebiliyorlar.

Ayrıca yaz tatili ve dönem arası tatillerde başka bir meslekte olamayacak kadar uzun.
6 ayda bir birçok atanma hakkı var.
Öğretmen olmadığıma pişmanım.

Bana göre maaş tüm sene boyunca ek mek cebine giren paranın 12ye bölünmüş halidir. Bazı insanlar ekleri söylemiyor.
0
kararsızataletfilozofu
(23.08.23)
Bu arada ben özel sektör öğretmenlerinin aldıkları maaştan bahsediyordum. Devlette ne kadar alınıyor bilmiyorum, açıkçası bilmek de istemiyorum:)
0
sekizdokuzon
(23.08.23)
Devletteki maaşı soruyorsan aşağıdaki arama motoruna gerekli bilgileri girerek maaşı kuruşu kuruşuna hesaplayabilirsin:

www.memurlar.net

Çok fazla parametreye bağlı. 1/4 derece 30 yıllık bir başöğretmen, eşi çalışmıyor ve BES'e dahil değilse ve Şırnak/Cizre'de öğretmenlik yapıyorsa 32.561 lira alıyor.Ama 4/1 derece 10 yıllık bir öğretmen, bekar ve BES'e dahilse, İstanbul'da öğretmenlik yapıyorsa 23.112 lira alıyor.
0
cek
(23.08.23)
eğer bu ay için yatan net maaşı gördüyseniz vergi kesintisinden sonra yatan maaş olabilir mi?
0
bravoteam
(23.08.23)
(5)

Kendinize yüzde yüz güvenliğiniz alanlar, konular

sekizdokuzon
Biraz da güzel seylerden bahsedelim. Allah vergisi, kimseden yardım almadan doğuştan getirdiğiniz yetenekleriniz neler?Ben matematik konusunda aşırı başarılıyım. Bu hep böyleydi, en son dönüp dolaşıp matematik bitirdim zaten üniversitede. Bir de film okumada, dramatizasyon yakalamada bayağı iyiyimdi
Biraz da güzel seylerden bahsedelim. Allah vergisi, kimseden yardım almadan doğuştan getirdiğiniz yetenekleriniz neler?


Ben matematik konusunda aşırı başarılıyım. Bu hep böyleydi, en son dönüp dolaşıp matematik bitirdim zaten üniversitede. Bir de film okumada, dramatizasyon yakalamada bayağı iyiyimdir.


Sizde neler var, görenlerin vauw (evet vauw), bunu nasıl yapıyorsun dediği?


İyi geceler.
0
sekizdokuzon
(19.08.23)
Ben yeni bir şeyi kavrayıp hızla gelişme konusunda çok başarılıyımdır. Konunun ne olduğu önemli değil, 3dk'da 3 aylık yol alırım. Herkes konuyu anlamaya çalışırken ben öğrendiğim şeyden yeni bir şeyler türetmeye başlarım. Bacak kadar çocukkenden beri bu konuda çok olumlu laf işitmişimdir.

Ama ne yazık ki bir şeyi öğrendikten sonra asla devam ettiremem, sıkılırım yeni bir şeyler bulmam gerekir. Neyse ki mesleğim de bu özelliğimle çelişmiyor :D Hep yeni bir şey düşünmem gerekiyor.
0
akhenaten
(19.08.23)
Kurduğum her iş basarili oldu.

Şimdiye kadar hiç yanlış kitap seçimi yapmadım. Hepsi çok güzeldi.

Borsada ilk yatirimim disinda hep başarılı oldum.
0
deer hunter
(20.08.23)
İşimi temiz yaparım. Sorumluluk aldığımda en iyisini ben yapmış olurum.

Matematik +1 Seneler boyu mat dersinde hep sınıf birincisiydim. Ales dahil girdiğim her sınavda mat kısmı full ya da bir iki boş oluyordu.
0
ruhen hastayim ben
(20.08.23)
hmm pek yok sanırım bu biraz çevreyle de ilgili yani bazen bir fotoğraf çekiyorum herkes oha nasıl çektin oluyor ama ortamımı değiştirsem sıradan gelecek belki insanlara.

yine de aklıma gelenler;

-tamir işleri, özellikle elektronikse titiz yaparım güvenirim kendime.
-makam aracı sürer gibi araba kullanırım pek sarsmam. binenler keyif alır.
-sevince güzel severim, karşımdaki insan olmayı isterdim. böyle de egoistimdir sdjghs
0
ananiyimioguz
(20.08.23)
@banach, @ananiyimioguz, @güle güle

O zaman başkalarına kıyasla daha hızlı öğrenip yaptığınız, diğerlerinden hep bir adım önde olduğunuz şeyler diyelim :) insanda "ben bu sporu yapıyorum" hissi veriyor bazı şeyler. Nolur kendimizi gazlayalim biraz :p
0
🌸sekizdokuzon
(20.08.23)
(3)

Vize belgeleri

dissendium
Vize belgelerinizi kaç günde tamamlamıştınız? Bir sürü belge isteniyor. Çalışan bir insan bu kadar şeyle nasıl uğraşıyor? Bir de bir hafta gibi komik vize süreleri söz konusu.
Vize belgelerinizi kaç günde tamamlamıştınız? Bir sürü belge isteniyor. Çalışan bir insan bu kadar şeyle nasıl uğraşıyor? Bir de bir hafta gibi komik vize süreleri söz konusu.
0
dissendium
(19.08.23)
10 günü bulmuştu benim ama ben pratik bir insan değilim. Bir de sağlık raporu için çok ugrastirmislardi.
0
sekizdokuzon
(19.08.23)
Yine de bu tarz işlere koştururken enseyi karartmamak ve pozitif bir tutum içinde olmak süreci yüzde bin beş yüz hızlandırıyor. Çünkü sürekli insanla muhatap oluyorsun, gerginliğini sezerlerse ya da olumsuz bir tavırla karşılaşırlarsa işini savsakliyorlar ya da hiç yapmıyorlar.
0
sekizdokuzon
(19.08.23)
Bi ara is yerime gittim bir kez de bankadan dokuman. baska ne var ki? dumduz ciktilar iste otel ucak vs
0
mess
(19.08.23)
(4)

Yeni Ortamda Aşırı Heyecanlanma

french lover
Şöyle bir yapım var.Bir ortama ilk defa girdiğimde veya bir sunum yaptığımda mutlaka önden bir defa çok feci saçmalamam gerekiyor. Aşırı heyecanlanıyorum ve kalp atışım hızlanıyor.O saçmalamayı yaptıktan sonra kendime lanet edip, boş verme evresine geçiyorum. Ondan sonra her şey çok daha rahat geçiy
Şöyle bir yapım var.
Bir ortama ilk defa girdiğimde veya bir sunum yaptığımda mutlaka önden bir defa çok feci saçmalamam gerekiyor. Aşırı heyecanlanıyorum ve kalp atışım hızlanıyor.

O saçmalamayı yaptıktan sonra kendime lanet edip, boş verme evresine geçiyorum. Ondan sonra her şey çok daha rahat geçiyor benim için.

Bunu nasıl yenebilirim? Bir tekniği vs. var mıdır?
0
french lover
(18.08.23)
Sunumu en ince detayına kadar hazırlamak ve ezberden gitmek, çok fazla doğaçlama yapmamak; yeni bir ortama girildiğinde ise başta çok konuşmadan konuşulanları dikkatle izlemek, konuşanların gerçekte anlatmak istedikleri üzerine kafa yormak kendi iç sesini dinlemekten alikoyuyor.
0
sekizdokuzon
(18.08.23)
yeni ortam degil ama sunumlar icin, yaptikca alisiyorsun,
ben asiri heycanlaniyordum, kalp atisimi genizimide hissediyordum, ama simdi assolist gibiyim. bir de sasirdigim ingilizce sunum yaparken aklimdan elli tane türkce düsünce geciyor.
yetenek degil sonucta yaptikca alisiyorsun.
0
wishmaythşngs
(18.08.23)
heyecanına odaklan
0
EXXE01
(19.08.23)
sosyal anksiyete olabilir.
0
hknty
(19.08.23)
(8)

Restoran fiyatları

dissendium
Merhaba. Bir restorana gittiğinizde bir kolaya 40 50 TL verdiğinizde ne hissediyorsunuz? Zamlardan sonra artık saldınız mı? Size bu normal mi geliyor? Ya da bir tarafınız hâlâ "çok" mu diyor? Hayata bir kere geldik deyip hiç düşünmeyen var mı?
Merhaba. Bir restorana gittiğinizde bir kolaya 40 50 TL verdiğinizde ne hissediyorsunuz? Zamlardan sonra artık saldınız mı? Size bu normal mi geliyor? Ya da bir tarafınız hâlâ "çok" mu diyor? Hayata bir kere geldik deyip hiç düşünmeyen var mı?
0
dissendium
(15.08.23)
Türkiye'ye son üç yıldır yılda en fazla 2 sefer gelebiliyorum. Her seferinde "oha ne oluyoruz" diye şaşırıyorum. Görüştüğüm arkadaşlarımda ise "eh olur" tepkisi var. Bu tamamen yavaş yavaş kaynatılan kurbağa hikayesi gibi. Az görene şok etkisi yapıyor ancak zaten içinde olan kabulleniyor.
0
quaker
(15.08.23)
kola fiyatı restoranlarda x2 dir, kutu kola bile 20 lira oldu markette ama 50-60 vermek istemem
0
freebird5406_2
(15.08.23)
Her seferinde ilk kez yaşıyor gibi hissediyorum, icsellestiremiyorum ben bu pahalılığı.
0
sekizdokuzon
(15.08.23)
restoran neyse, belli bir kaliteyi çizgiyi temsil ediyor. geçen arkadaşla mahalle arası varoş denilebilinecek bi esnaf lokantasına gittik 2 kişi yemek yedik 585 lira hesap geldi. bana ve arkadaşımın gözüne çok geldi.

restoran dediğin olayda en azından et yersin, balık yersin hani oturduğun masa güzeldir, masa örtüsü vardır, garsonu vardır komisi vardır, mekan mekana benzer, içerideki insanlar insana benzer. onda sıkıntı yok bence.

ben bu ekonomik parametlerlerle, kendi ekonomik durumumla kolay kolay çıkıp dışarda yemek yemem. yersem de dediğim gibi adam gibi bi restorana giderim, adam gibi hizmet alırım, bi kolaya 50 de veririm ama sonunda buna değdi derim yani.
0
Fodera
(15.08.23)
bu yaz hiç dışarı çıkmadım valla. bundan sonra da fazla çıkamayacağım sanırım.
0
nothing in my way
(15.08.23)
yurtdisinda yasadigim icin turkiye'ye geldigimde restoran fiyatlari pahali gelmiyor ama su durumda bile kolaya 50 lira vermem cunku fiyatina gore cok boktan bir sey. sadece yemegi yerim kalkarim.

ben turkiye'den ayrildigimda zaten disarida yemek yemek herkesin yapabildigi bir sey degildi. o yuzden su an ziyaret ettigimde cok farkli bir sey hissetmiyorum.
0
hot potato
(15.08.23)
Antalya Konyaaltında Urfa bilmem ne kebapçısına gittik, lahmacun, pide vs söyledik, yanında ayran... Hop, kominin teki yolun karşısındaki BİM markete gitti, taşıyabildiği kadar ayran var kucağında. BİM markette satılan ikinci bir marka var, Dost Ayran dışında, büyük boy, önümüze koydular. Garsonu çağırdım, ayıranları al abi dedim, neden dediler. Neden olsun, özel bir şey değil, tanesi 5,50 lira (Mayıs 2023) sen yazmışsın menüye 40 lira. Siparişi de iptal ettim, kalkıp gittim.

Kolay ölü, alkol olur değer katarsın ya da alıştığın bir fiyat aralığı vardır ama 5 liraya aldığını da 40-50 liraya satmazsın, kazıklamazsın müşterini.
0
mahsus mahal
(15.08.23)
onceden daha cok ucun besin hesabini yapardim artik fiyat algimi kaybettigim icin umrumda olmuyor. kolasiz yemek yemedigim icin de fiyat onemsizlesiyor
0
mess
(16.08.23)
(3)

İşverenin çalışanlarının konuşmalarını gizli kameradan dinlemesi

sekizdokuzon
Selamlar, Bir iş yerinde (otel) işverenin çalışanlarının kendi aralarındaki konuşmaları güvenlik kameralarından dinlemesi yasadışı değil mi? Nereye şikayet edilir? Bir sonuç alınır mı?Teşekkür ederim.
Selamlar,

Bir iş yerinde (otel) işverenin çalışanlarının kendi aralarındaki konuşmaları güvenlik kameralarından dinlemesi yasadışı değil mi? Nereye şikayet edilir? Bir sonuç alınır mı?

Teşekkür ederim.
0
sekizdokuzon
(09.08.23)
Sesli kayıt olduğu herkesçe biliniyorsa sorun olmaz bildiğim.
Ama de ses kayıt yapılmıyor denilerek sonradan ses kayıt yaptığı öğrenilen kamera sistemi hukuken problem teşkil etmeye başlar.

Bazı iş yeri ve apartmanlarda da ses kayıt yapan kamera sistemi vardır. Bunu gösteren uyarı yazıları görünür yerlere de asılır.
0
diyecevaplandı
(09.08.23)
Herhangi bir uyarı yapılmadı ya da uyarır bir tabela yok bina içinde.
0
🌸sekizdokuzon
(09.08.23)
Delil olarak kullanabilmesi ile ilgili o uyarı levhaları...
0
non descript
(09.08.23)
(1)

şebnem ferah nerede?

yetkili birine benzeyen abi
ne bir albüm ne bir konser...
ne bir albüm ne bir konser...
0
yetkili birine benzeyen abi
(02.08.23)
İngiltere'ye taşınmış sanırım, konser vermiyormuş uzun süredir. But I don't know why
0
sekizdokuzon
(02.08.23)
(2)

İnternetten alınan gömlek iadesinde içinden çıkanları nasıl koyucaz

regina phalange
Yaka dik dursun diye yakaya koydukları zımbırtı olsun, katlanırken araya koyulan kağıt olsun vb şeyleri düzgün mü koymak gerekiyor hepsini toplayıp poşetin içine koysak olmaz mı? Beyim denedi ama olmadı yani hiç giyilmeden iade edilecek.
Yaka dik dursun diye yakaya koydukları zımbırtı olsun, katlanırken araya koyulan kağıt olsun vb şeyleri düzgün mü koymak gerekiyor hepsini toplayıp poşetin içine koysak olmaz mı? Beyim denedi ama olmadı yani hiç giyilmeden iade edilecek.
0
regina phalange
(26.07.23)
Özen gostermenize gerek yok, çok büyük ihtimalle imha edilecek o ürün.
0
sekizdokuzon
(26.07.23)
Niye imha edilsin yahu, daha o kadar zengin değiliz. Ürün denendi diye imha edilir mi, kim bu maliyetin altından kalkabilir? Denendi diye tekrar satılamayacak öyle ürünleri (iç çamaşırı vs) zaten iade edilmez şartıyla satarlar.

Mağazada da gömleği tezgahtar açıyor, deniyorsunuz, olmayınca aynen geri paketliyor. Satıcı zaten büyük ihtimalle fiziki mağazası da olan bir dükkan. Özenmenize gerek yok. Onlar kendi usullerince tekrar paketlerler.
0
kibritsuyu
(26.07.23)
(6)

Ev arkadaşı seçiminde nelere dikkat etmek gerekir?

sekizdokuzon
Malumunuz İstanbul şartlarında ayrı eve çıkmak hayal değil hayalden öte bir hal aldı. Ev arkadaşlığını burada iki kez, yurtdışında bir kez denedim. Bence iyi bir ev arkadasiyim, sessiz sakinim. Ortak alanların temizliğine dikkat ederim, sorumluluklarımı bilirim. Ama karşı taraftan ne beklemem gerekt
Malumunuz İstanbul şartlarında ayrı eve çıkmak hayal değil hayalden öte bir hal aldı. Ev arkadaşlığını burada iki kez, yurtdışında bir kez denedim. Bence iyi bir ev arkadasiyim, sessiz sakinim. Ortak alanların temizliğine dikkat ederim, sorumluluklarımı bilirim. Ama karşı taraftan ne beklemem gerektigi konusunda bazı zamanlarda kafam karışıyor.

Ben kendimi kısaca tanıtayım, siz de bana "Şöyle biriyle kensinlikle aynı eve cikma" ya da "Şöyle birini bulursan kaçırma" deyin. Bu sitede gerçekten nokta atışı cevaplar okuyorum3ve açıkçası onlardan birkaç tanesine ihtiyaç duyuyorum :)

Öncelikle çok genc biri değilim ve hayatımın hiçbir döneminde çok aktif bir sosyal hayatım olmadı. Asosyal değilim ama zor açılan insanlardanim, gerçi 30 yaşımdan sonra çenem düşmeye başladı ama yine de tanımadığım insanlarla çok rahat iletişim kuramam her zaman. İnsanlarla yakın olmayı, insanları dinlemeyi,. anlamayı severim ama her başları sıkıştığında beni aramalarını istemem. Güçlü, haat dolu insanlardan hoşlanırım. Tavsiye vermekte iyi değilimdir ama dediğim gibi dinlerim, günün sonunda herkes kendi sorununu kendi çözsün isterim.

Burç da söyleyebilirim, bu sefer cidden nokta atışı olsun, doğru ev arkadaşını bulayım istiyorum. Burcum balık. Matematik okudum, İstanbul'dan çok çıkmadım. 36 yaşındayım, kadınım. Sevgilim yok, bu sene kariyere odaklanicam. Yani bir sene daha sevgilim olmaz.

Bu bilgiler ışığında sizce nasıl bir insanla ev arkadaşı olmalıyım?

Teşekkür ederim şimdiden. İyi akşamlar diliyorum.
0
sekizdokuzon
(23.07.23)
Ortak giderler konusunda ödeme gününü geçiren biri:
- ayy ya unuttuuum..
- bu ay biraz sıkıştım.. diyenden 2 km. uzak durun.
0
diyecevaplandı
(23.07.23)
bugüne kadar kimseyle sorun yaşamadım ama bir şekilde spor yapan/spor salonuna giden kişilerle hep olumlu geçti oda/ev arkadaşlıklarım. böyle biri varsa kaçırmayın derim.

bunun yanında en önemli kısmı yazmamışsınız sigara içiyor musunuz, içmiyorsanız tolere etmezdim ben olsam içeni.
0
gule gule
(23.07.23)
ödemeleri aksatmasın
ev temizliğini senin kadar önemsesin
sigara durumunu konuşun
ve eve misafir getirme konusunu konuşun

eve çok sık arkadaşları ve sevgilisi geliyorsa kendi evinin rahatlığını yaşayamıyorsun evde yabancı biri var hissi oluyor hep
0
freebird5406_2
(23.07.23)
çok zor bir karar fakat ev arkadaşı deneyimi olan birini tercih edin derim. benim sürüyle ev arkadaşım oldu problem yaşadıklarım hep ortak bir evde yaşadığını unutanlar oldu.

kişiliği çok yakın gelebilir fakat aynı evde yaşayınca insanlar bazen sinir bozucu olabiliyor. potansiyel ev arkadaşlarınıza "eğlenceli insan biz bunla takılırız" diye bakmayın. sorumluluğunu biliyor ve ufak tefek şeyleri tolere edebiliyor olması gerekir. arkadaşlık da olursa pastanın çileği ama diğeri daha önemli.
0
bohr atom modeli
(23.07.23)
Sorun yaşadığım insanları da söyleyeyim: üniversitedeki ev arkadaşım pasif agresif ve asosyaldi. Rahatsız olduğu şeyleri yüz yüze konuşmak yerine mesajla söylerdi. Zamanla çok absurd şeylerden rahatsız olmaya başladı, öyle bitti. Diğeri aşırı sosyal ve görünürde özgüvenli bir kızdı ama çok kırılgandı. Eleştiri kabul etmiyordu, baskınlık kurmak istiyordu. Beni sürekli elestiriyordu, burası benim evim sen sonradan geldin diyordu. Bir de çok sık misafir ağırladı. Onunla da iki ay birlikte kalmıştık.

Bu iki insanın da tonla pozitif özelliği vardı tabii ama bu tavırları bizi kopma noktasına getirmişti.
0
🌸sekizdokuzon
(23.07.23)
İki güne bir sevgilisini çağıran, her hafta sonu arkadaşlarını toplayan biriyle zor yaparsınız.

Ortak giderler konusunda hassas olmalı.

Temizlik, derli topluluk konusunda size yakın olmalı. Sizde azsa az, çoksa çok.

Fazla teklifsiz insanlar vardır. Bir gün bakarsınız, en sevdiğiniz tişörtünüz onda. Ya da parfümünüze ortak çıkmış. Uzak durulası insanlar.

Tatilden döndüğünüz sabah bir bakıyorsunuz sizin odada sizin yatakta onun bi arkadaşı. Nasıl olsa burada değil, kal birkaç gün demiş.

Sevgilisiyle toksik ilişkili kızlar vardır. Akşamları kız salya sümük, geceyarısını geçince sarhoş sevgili kişisi kapıyı yumrukluyor.

Telefonu kulağında düşmeyen kızlar vardır. 7x24 konuşan

Yaptığın yemeğe ortak ama hiçbişeye katkısı olmayan kızlar vardır. Tam bulaşık vakti, ojelerini yeniler.

Evde ses olsun diye 7x24 tv açan kızlar var. ne yapacaksa sesi.
0
Mirket
(23.07.23)
(12)

Nezaket sorusu

Mirabel
Diyelim ki tek başınıza tatile gidiyorsunuz. Orada yaşayan ve uzun zamandır görmediğiniz arkadaşınıza 2 gün önceden mesaj atıyorsunuz x tarihine kadar oradayım müsait olursan görüşelim diye. Tamam diyor. Hiç nerede kalacaksın, kimle geliyorsun vb.de sormuyor. Gidince ben geldim diye mesaj atar mısın
Diyelim ki tek başınıza tatile gidiyorsunuz. Orada yaşayan ve uzun zamandır görmediğiniz arkadaşınıza 2 gün önceden mesaj atıyorsunuz x tarihine kadar oradayım müsait olursan görüşelim diye. Tamam diyor. Hiç nerede kalacaksın, kimle geliyorsun vb.de sormuyor.

Gidince ben geldim diye mesaj atar mısınız yoksa arkadaşın geldin mi diye sorması daha uygun olur?
Samimiyet derecesi:orta ama resmiyet yok.
0
Mirabel
(23.07.23)
atmasan da olur ama ben olsam atardim. belki her seyi karsidan bekleyen tembel, umursamaz biri?
0
baldur2
(23.07.23)
Atın canim bence adam size bu zamana kadar yazmadiysaniz durduk yere yük almak istemeyebilir
0
olaylar olaylar
(23.07.23)
Cosmic+1
0
kisa
(23.07.23)
ben hep insanlara bi fırsat verme derdinde olan biriyim. evet atar görüşürdüm.
0
mimikikili
(23.07.23)
2 gün önceden gideceğimi söylediysem bir de gittiğimde "geldim" demezdim ben.
Sonraki adımı ondan beklerim.
Ama adım gelmezse de bozulmam.
0
Dağcı
(23.07.23)
Kesinlikle mesaj atar, geldiğimi söylerdim.
0
kaptan memo
(23.07.23)
cosmic +1
0
la lykia
(23.07.23)
Siz onunla görüşmek istiyorsanız mesaj atın. Başkalarının ne düşündüğü, ne yapmaya çalıştığı hakkında akıl yürütmek her zaman doğru sonuç vermiyor. Siz kendisiyle iyi vakit geçireceğinize inanıyorsanız, yalnız kalmak istemiyorsanız ya da başka herhangi bir motivasyonunuz varsa sizi onunla görüşmek istemeye iten, mesaj atın. Gerçekten görüşmek istemezse o zaman reddeder.
0
sekizdokuzon
(23.07.23)
Mesaj atarım.

Siz söylemediğiniz için biz de sormadık nerede kalacağınızı, kiminle neden gittiğinizi vs. Söylemek istesiniz söylerdiniz.
Ayrıca tatil şehirlerinde yaşayan insanlar özellikle de uzun zamandır görüşmediği arkadaşlarından gelen bu gibi mesajlara temkinli yaklaşıyordur. 2 gün otel ayırtıp sonraki 3-5 gün de onda kalma niyeti olan pek çok insan olmuştur daha önce.
0
michael_knight
(23.07.23)
@cosmicstring +1 (Noktasına virgülüne dokunmadan)
0
nawar
(23.07.23)
ben nerede kalacaksın diye sorduğum arkadaşıma "gel bende kal lan otel motel paranı kaptırma içeriz o parayla manyak" demiş oluyorum. o yüzden nerede kalacaksın diye sormadıysa "ben müsait değilim bende kalamazsın" demiş de olur.

hadsizlik bilmemne değil.
0
alperz
(23.07.23)
Turistik bir yerde yaşayan biri olarak, aramazdım. Arkadaşlar yazdığı zaman, görüşmek istediklerime ben soruyorum, ki iki gün birşey değil, görüşmek isteyen görüşür.
0
wishmaythşngs
(24.07.23)
(7)

eski sevgili sonrası ilişkiler

unidentified floating object
birçok kez burada bu konuda soru yazdım sildim, bu da onlardan olacak, çünkü görünce moralim bozuluyor ama neyse artık. aylar önce 4.5 senelik ilişkim bitti. burada ne zaman unutulur odaklı derbeder bi soru da sormuştum. ilişki süresinin yarısı vs denmişti. hem kendi okumalarım hem gözlemlerim dolay
birçok kez burada bu konuda soru yazdım sildim, bu da onlardan olacak, çünkü görünce moralim bozuluyor ama neyse artık. aylar önce 4.5 senelik ilişkim bitti. burada ne zaman unutulur odaklı derbeder bi soru da sormuştum. ilişki süresinin yarısı vs denmişti. hem kendi okumalarım hem gözlemlerim dolayısıyla unutmadan başkasıyla görüşmeyi ben de mantıklı bulmamıştım. karşımdaki insana haksızlık da olur demiştim ki aslında başkasıyla konuşunca bile eski sevgilimi aldatıyor gibi hissediyordum. gel gelelim bu konuya da genelleyerek bakmak doğru değil galiba. sonuçta ben 4.5 yıllık ilişkiden çıktıysam eski sevgilim de çıktı ve o şu an 1 aydır biriyle berabermiş bile. (hem de arkadaşım dediği, benim için sildiği biriyle <3) şimdilerde evlilik planlıyorlar fln, ne güzel. yani unutmakla kalmamış, yuva kuracak yakında. artık başkasının sevgilisi olan birine hisler beslediğim için ayrıca kızgınım kendime ama neyse konu bu değil, çözücem zaten. ben halihazırda başka ilişkiye hazır veya istekli değilim, sevgilisi olduğunu öğrenmeden önce eski sevgilimle iletişime geçmeyi düşünüyordum hatta, sorun yaratan hallerimi düzeltmiştim vs. bomboş hayaller. neyse konu dağılıyor.

soru: acaba ben bu eskiyi unutmadan başkasıyla olmama meselesini fazla mı ciddiye alıyorum? belki de unutmanın yolu bu mudur? biriyle konuşmak için enerji şöyle dursun yaşama hevesim bile yok ama buna mı zorlamak lazım? denedikçe mi değişir kafam, beklentilerim fln? flört mlört berbat olduğum şeyler üstelik. bilmiyorum yani ne yapmalı? deneyimlere dayanan yanıtlar çok daha iyi oluyor eğer varsa. hani şey gibi, çok aşıktım, ayrılınca öldüm bittim ama asıl ondan sonra gerçek aşkı buldum gibi. :)
0
unidentified floating object
(21.07.23)
Kabullen ve devam et diye deyimleri var gavurların. Melankoli kafasından çıkman lazım. Yas tutmuşsun yeterince. Sanıyorum ki hala söylemek istediğin şeyler var karşıya. Rol play yapacak birini bul, ex rolünü yapsın sana, söyleyeceklerini söyle ve vedalaş. Konuyu kapatmak için güzel bir yöntemdir ben yaptırıyorum insanlara, işe yarıyor. Sonra da hayatına devam et yalnız veya değil.
0
hasmetizm
(21.07.23)
boynuzun tillahını yemiş biri olarak çok iyi anlıyorum durumu. 1 seneye yakın kendime gelememiştim.

soruya cevap olarak yok zaman geçsin düzelir, her şeyin ilacı zaman vs. (utanmasa zaman verecek hatta vermişler yok ilişkinin yarı süresiymiş falan filan) laflarına katılmıyorum. zamanın kendisinde bir sihir yok, sihirli kısım değişim. bir şey değişmiyorsa daha da derbeder oluyor çıkıyorsun zaman geçtikçe (kendimde ve bu durumu yaşayanlarda gözlemlediğim). ben de yok hatalarımı düzelttim acaba olur mu falan kafasındaydım en yakın arkadaşımla boynuzlanmışken :D. neyse dönelim soruya beni bu bedbaht, bohem, bedevi artık ne dersen de dönemden kurtaran başka bir ilişkim olmuştu. burada şanslıydım ki o beni buldu, yoksa o vaziyetin nerelere gideceğini düşünemiyorum şu an sadece gülüyorum o halime.

kısaca başkalarıyla olmadıkça kendi kendine o saçma ilişkiye anlam yüklüyorsun daha da gözünde büyüyor daha da uzaklaşıyorsun her şeyden içinden çıkılmaz bir döngü başlıyor, unutamama devam ediyor. bana kalırsa kendine şans ver dene bir yerde tutar talihin değişir denemeden tek diyeceğim şey çok beklersin.
0
gule gule
(21.07.23)
Eski sevgiliyi unutamadığınız zaman, belki unuturum diye biriyle sevgili olmanın birden fazla negatif yönü var.

İlk olarak kendiniz diyorsunuz hazır ve daha önemlisi istekli değilim diye. Bu durum karşınızdaki kişi tarafından da hissedilir. Eğer bu kişi duygusal zekası yüksek biriyse sizinle ilişkisine devam etmez ve sizin de umutsuzluğunuz perçinlenir. "Bir daha mutlu olamayacağım galiba" tarzı gerçekçi olmayan hisleriniz kabarır. Duygusal zekası yüksek birisi değilse de bir terslik olduğunu hisseder ama anlam veremez ve bu aralar moda tabirle toksik bir süreç başlar, birbirinizi yer bitirirsiniz. Bu biraz genelleme gibi, ancak tam olarak da değil. Neticede ortada isteksizce eski sevgilisini unutmaya çalışan siz ve sizden hoşlanan biri olacak onun da kendine göre bir geçmişi olabilir henüz bilinebilir bir şey değil bu. Gerisi matematik...

İkincisi, karşınızdaki kişiyi kötü etkileyeceksiniz. İnsanlara olan güvensizliğinden ve kullanılmışlık hissinden bahsedecek yeni birileri doğmuş olacak büyük olasılıkla. Bu zincirleme bir durum...

Ancak şu var, bence bunu anlamalısınız. Dürüstlük önemli bir erdem. Siz karşınızdaki insanla sevgili olma beklentisi olmadan bir şeyler yürütebilirsiniz. İnsanlara umut vermeniz yanlış. Doğru değil. Doğrucu Davut olmak zorunda değilsiniz ama neticede bu böyle.

Sevgililik kurumu birlikteliğin tek yolu değil. Bir gereklilik de değil. Baktınız zaman içinde işler değişti, o zaman duygularınızı açar ilişkinizi ilerletmeyi konuşursunuz.

Demek istediğim kimseyi kandırmak zorunda değilsiniz yalnız kalmamak için. Tek yol sevgili olmak değil.

Ayrıca başkasıyla birlikteyken eski sevgilinizi aldatıyor gibi hissetmeniz hoş bir durum değil, bu düşünceden kurtulmalısınız.
0
akhenaten
(21.07.23)
Ne kadar zaman geçmeli?" konusuna o kadar takılmayın. Kanun değil bu.

Başkası söyleyince insanın kafasına girmiyor ama hayatınıza devam etmelisiniz.
Bu "unutma" sürecini hiç kimseyle flört etmeyerek, sevişmeyerek geçiremezsiniz. Geçirmeyin. Orada yanlış anlaşılma olmasın. Sadece kimseye bağlanmaz ve bağlanmakla ilgili sözler vermezsiniz. Ama bir gün hayat karşınıza öyle birini çıkarır ki hiçbir şey umurunuzda olmaz.

Kendinizi yükseltecek, yüceltecek, güçlendirecek, keyiflendirecek bütün işlere, hobilere, etkinliklere, alışkanlıklara atlayın.

Bu arada dediğiniz gibi çok aşıktım, bitince mahvoldum. Öldüm bittim. Bu birkaç defa daha başıma geldi. 3-5 aylık takılmalarda değil yıllar süren birlikteliklerden, beraber yaşamalardan vs. bahsediyorum.
Son aşık olduğumda bir süre sonra evlendik. .Eski sevgililerim aklımda sadece hayatıma girmiş, beni şekillendirmiş iyi insanlar olarak duruyor.
0
michael_knight
(21.07.23)
5 yıllık ilişkim bitti. Bir şey yapmıyorum. Bir şey yapma sen de.
0
dissendium
(21.07.23)
kendinizi kapamayın, karşınıza çıkan insanlarla görüşün. şu kadar beklemem lazım bu kadar beklemem lazım diye diye takıntı haline getirmeyin.

kimse ilk sevgilisiyle evlenmiyor zaten, karşınıza eninde sonunda içinize sinen birileri çıkar. hayatınıza devam edin, sosyalleşin yeni insanlarla tanışın..
0
playing star again
(21.07.23)
Eski sevgilinle alakalı hiçbir şey yapma, yani unutmaya da çalışma. Stalk yapıyorsan çok yapmamaya çalış. Bir ağaç gibi düşün eski ilişkini, bir kere büyüdü, koklendi ve orada duruyor. Yok sayamazsin ama eğer toprağını sulamazsan, güneş alıyor mu diye kontrol etmezsen zamanla kuruyup ölecek.

Bu arada yeni birini bulmaya çalışma bence. Farklı bir şeye ayır kalan enerjini.
0
sekizdokuzon
(21.07.23)
(8)

ilk buluşmada başınıza gelen en ilginç şey

sweetoffice
ilk buluşmanızda size yapılan ya da sizin yaptığınız en ilginç şey ne olmuştu acaba ?
ilk buluşmanızda size yapılan ya da sizin yaptığınız en ilginç şey ne olmuştu acaba ?
0
sweetoffice
(18.07.23)
Dört saat bekletilmistim, sonra Seyrantepe'ye gidip otoban manzarasına karşı şarap içmiştik. Karşıdaki bana aşık olduğu kızı anlatmıştı, ben de teselli etmiştim. Sonra da Seyrantepe metroya bırakmıştı beni. Flört etmeyi bıraktığım iyi olmuş düşününce.
0
sekizdokuzon
(18.07.23)
Bir keresinde buluştuğum kişi ben bir namaz kılıp geleyim diye beni masada bırakıp camiye gidip gelmişti. İnsanların önceliklerini bilmesi güzel şey :D

Başka birinin kedi sevgisi bambaşka boyuttaydı, beni bırakıp masaya gelen kediyle date eylemeye başladı. Olabilir dedim, seviyor napsın. Benim çıtamı aşan nokta kediye biten yemeğinin tabağını yalatmaya başlaması ve acayip sesler çıkararak sevinç gösterilerinde bulunması oldu.

Bu iki insan aynı zamanda hayat görüşü olarak birbirine en uzak iki tipti. Bu da bence havuzumun genişliğini gösteren kendi başına şaşırtıcı bir olay.
0
akhenaten
(18.07.23)
İlk buluşmada değil de 2. ya da 3. buluşmada koluna girmedim diye ona tecavüzcü muamelesi yaptığımı söyleyen ve yol ortasında kaldırıma oturup ağlayan bir saykoya denk gelmiştim. Muhtemelen sarhoştu kendisi kabul etmese de. Bunu ilk buluşmada ön göremediğim için hala ara ara aklıma tükürüyorum.
0
Amaranta ursula
(18.07.23)
Türkçe ninni söylememi isteyen biri olmuştu, anlam verememiştim. Dakikalarca ciddi mi değil mi anlamaya çalıştıktan sonra google’a “uyusun da büyüsün sözleri” yazıp aratmıştım. İşin garibi karşı taraf hem türkçeyi hem de sesimi çok beğenmişti hahahah :(
0
ruhen hastayim ben
(18.07.23)
Kadıköy de buluştuk. Hdp mitingi mi ne vardı o gün. Kızla buluştuk ben iki slogan atıp geliyorum dedi. Harbiden gitti yarım saat bir saat sonra geldi. Aynen devam ettik.
0
allah yazdiysa bozsun
(18.07.23)
Orta son-lise 1 arası yaz tatili öncesi okul pikniğindeyiz. Dansa davet tarzı bir oyun oynamıştık, bana 1 sınıf küçük bir kız düşmüştü. Sonra piknik dönüşü İncirli Çarşı mağazası önünde tekrar karşılaştık, beraber dondurma yemeye gittik. Evet "date" sayılacak ilk buluşmam bu şekilde gerçekleşti. Sonra okul açılınca yürümeye çalıştım ama olmadı. Bu da böyle bir anımdır....
0
d max
(21.07.23)
Çok sevdiğim bir grubun vokali olduğunu öğrendim buluştuğumuzda. Grubu tanıyacağıma ihtimal vermeyerek tanıttı kendini, şak diye şarkılarından birini mırıldanınca şaşırmıştı. Grup üyelerini araştırmamıştım hiç; ilginç ve güzel bir andı benim için.
0
lüzumsuz adam
(21.07.23)
oyle bir wasted oldum ki, sokakta sizip kalmisim, polis ve ambulans falan geldi, eve birakti, uber'e kustum, bara kustum, 6 tane 70'lik pale ale icince boyle oldu. kiza hicbir sey olmamisti. huahuauhuhaa.
0
baldur2
(21.07.23)
(7)

Bu insanlarla çalışmaya devam etmeli miyim?

sekizdokuzon
İse gireli bir ay oluyor ve işverenler yabancı olduğu için bir aydır hayatımda yapmadığım şeyleri (teklif almak, monoblock lavabo aramak, iş görüşmesi yapmak, zabitayla anlaşmak...) yardım edecegime söz verdiğim için, biraz da çaresizlikten (uzun bir işsizlik döneminden çıktım) yapıyorum. İse başlam
İse gireli bir ay oluyor ve işverenler yabancı olduğu için bir aydır hayatımda yapmadığım şeyleri (teklif almak, monoblock lavabo aramak, iş görüşmesi yapmak, zabitayla anlaşmak...) yardım edecegime söz verdiğim için, biraz da çaresizlikten (uzun bir işsizlik döneminden çıktım) yapıyorum. İse başlamadan önce bu tarz bir işte daha önce çalışmadığımi söylemiştim. Tolerans gösteririz dediler.

Ama bir ayın sonunda ben işten bayağı soğudum. Birincisi bu insanlar iyi niyete değer vermiyor3. En az parayla en iyi hizmeti almaya çalışıyorlar, alamayınca suçu türk mentalitesine, tembel, gevşek insanlar olmamıza bağlıyorlar. Sabahtan akşama kadar bu insanların türk insanı hakkındaki olumsuz değerlendirmelerini dinliyorum ama bu bir aylik süreçte işini en profesyonellikten uzak yapan bizim takım. Aradığım, ürün satın ya da hizmet satın almaya çalıştığım herkes işlerini lafı dolandirmadan, ellerinden geldiğince nitelikli ve hızlı tamamlarken bizim mekan sahipleri sürekli suçu başkalarına atıyor, mesajlara zamanında cevap vermiyor, kararları zamanında almıyor, insanlara kaba Saba davranarak nitelikli işgücünü kaçırıyor.


Bir işe gercekten ihtiyacım olduğu için dil bariyedir, kültür bariyedir diye bugüne kadar kendimi avuttum ama bugün farkettim ki bu adamlar kaba saba, kibirli, cimri ve kendilerini bizden fersah fersah üstün görüyor. Başta da dedigim gibi iyi niyete, güzel soze kıymet vermiyor.


Beni restaurant müdürü olarak işe aldılar ve en küçük bir sıkıntıda ihale bana kalacak gibi hissettirmeye başladılar. Bu insanlarla çalışmaya devam etmek için bana tek bir neden söyleyebilir misiniz? Benim o göremediğim olumlu gelişmeler gerçekleşebilir mi?


Teşekkürler
0
sekizdokuzon
(13.07.23)
hangi ülke?
0
sonsuz
(13.07.23)
Rusya
0
🌸sekizdokuzon
(13.07.23)
yeni iş bulana kadar bunlarla çalışmaya devam et bence, işsizken iş bulmak daha zor.
0
ravenudon
(14.07.23)
Idame edebilecek paran varsa bas istifayi bu strese degmez
0
mirty
(14.07.23)
"bugün farkettim ki bu adamlar kaba saba, kibirli, cimri ve kendilerini bizden fersah fersah üstün görüyor" muazzam bir aydınlanma. hayırlı olsun.
ruslar zaten...
bunu daha batıda bir yerde yapsan, daha makyajlı ve örtük olarak aynısıyla karşılaşacaktın. nazik nazik üstün göreceklerdi :d
0
mimo
(14.07.23)
orada kaldıkça daha işsiz kaldığın dönemden daha beter olacaksın. bence yol yakınken ayrıl. belki bu sefer hemen iş bulursun. umutsuz olma.
0
koela
(14.07.23)
ruslar bu muameleyi rusça konuşan diğer milletlere de yapıyorlar. ama sizinkiler bunun da ötesinde sscb zamanında kalmış, çok çalışmaktan dem vurup günlük kararları zamanında almaktan acizler. bunun aynısının naziği batıda olabilir, sorun orada zaten, ihtiyaç duyulan şey kibarlık. insanın bir iş gününde karşılaştığı kabalıkların bir üst sınırı olmalı, hizmet sektörü yapısı gereği talepkar, sözle de olsa yaptığın işi takdir edecek yönetici bunları çekilir kılabilir. itilip kakılmak normalleştirilecek bir olay değil. işin insan üzerindeki ezici mental etkisi varken bir de özverinin görmezden gelinmesi filan düpedüz hayvanlık. boş kaldıkça yeni iş bakın.
0
engelbert humperdinck
(14.07.23)
(3)

Bu lavaboyu nereden bulurum?

sekizdokuzon
https://img.imgyukle.com/2023/07/12/rDXk6p.jpegIki adet alacağız. Tam olarak bu model olmasa da olur, ölçüleri buna yakın, monoblock lavabolara ihtiyacım var. Koçtaş, Tekzen gibi yerlere baktım, ürünün fabrikasında üretimi yok. Muadili konusunda yardımcı olabilecek birini onerebilirseniz çok memnun
img.imgyukle.com

Iki adet alacağız. Tam olarak bu model olmasa da olur, ölçüleri buna yakın, monoblock lavabolara ihtiyacım var. Koçtaş, Tekzen gibi yerlere baktım, ürünün fabrikasında üretimi yok. Muadili konusunda yardımcı olabilecek birini onerebilirseniz çok memnun olurum.


Teşekkür ederim.
0
sekizdokuzon
(12.07.23)
teritori
(12.07.23)
www.koctas.com.tr
Koçtaş'ta var? Stok sıkıntısı var gibi de gözükmüyor.
0
kobuzchu kiz
(12.07.23)
Bütçe detayını atlamışım. Daha alt segment bir ürün arıyoruz.
0
🌸sekizdokuzon
(12.07.23)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.