pisiyorum kisik ateste
Bir süredir ensemde kabuklanmalar vb. var. Doktorlar sedef demişti. Geçen gün bir tanesini yoldum. Yolduğum yerde ve çok az üstünde ağrılı şişlik oluştu. Kafamı oynayınca falan ağrıyor, boynum tutulmuş hissi veriyor. Ama çevirebiliyorum, öne arkaya hareket ettirebiliyorum; bir sıkıntı yok. Devlet ha
Bir süredir ensemde kabuklanmalar vb. var. Doktorlar sedef demişti. Geçen gün bir tanesini yoldum. Yolduğum yerde ve çok az üstünde ağrılı şişlik oluştu. Kafamı oynayınca falan ağrıyor, boynum tutulmuş hissi veriyor. Ama çevirebiliyorum, öne arkaya hareket ettirebiliyorum; bir sıkıntı yok. Devlet hastanesinde hangi bölüme gitsem ilgilenirler? Doktor arkadaşlar net biçimde yazarlarsa sevinirim. Teşekkürler.
0
cildiye
dahiliye
p.s doktor değilim ama deneyimli hastayımdır. biz bu hasta sırasında yıllarımızı verdik yıllarımızı!!
dahiliye
p.s doktor değilim ama deneyimli hastayımdır. biz bu hasta sırasında yıllarımızı verdik yıllarımızı!!
0
Öncelikle cildiye +1. Gerekirse o sizi farklı bir branşa yönlendirir.
0
body electric
Merhaba,Tam 12 senedir annemin psikolojik rahatsızlıklarıyla uğraşıyoruz. 2 kez intihar vakası yaşadık. Sürekli bir oyun içinde olduğunu, babamın ölmediğini, herkesin onu kızdırmaya çalıştığını düşünüyor. Sayılara takılıyor, anlamlar yüklüyor, sarf edilen kelimelerden kendine hiç olmadık, garip anl
Merhaba,
Tam 12 senedir annemin psikolojik rahatsızlıklarıyla uğraşıyoruz. 2 kez intihar vakası yaşadık. Sürekli bir oyun içinde olduğunu, babamın ölmediğini, herkesin onu kızdırmaya çalıştığını düşünüyor. Sayılara takılıyor, anlamlar yüklüyor, sarf edilen kelimelerden kendine hiç olmadık, garip anlamlar çıkarıyor. 2.5 senedir düzenli ilaç kullanımı ile gayet iyiydi; fakat o ataklar tekrar başladı. Gençliğim, yaşama hevesim annemin bu hastalığı ile yok oldu, gitti. Devam ettiği psikiyatrı obsesif kompulsif bozukluk teşhisi koymuştu; fakat asla geçmeyen bu rahatsızlık bana paranoid şizofreni gibi geliyor. Kalıcı bir tedavisi yok mu diye soruyorum umutsuzca..
Tam 12 senedir annemin psikolojik rahatsızlıklarıyla uğraşıyoruz. 2 kez intihar vakası yaşadık. Sürekli bir oyun içinde olduğunu, babamın ölmediğini, herkesin onu kızdırmaya çalıştığını düşünüyor. Sayılara takılıyor, anlamlar yüklüyor, sarf edilen kelimelerden kendine hiç olmadık, garip anlamlar çıkarıyor. 2.5 senedir düzenli ilaç kullanımı ile gayet iyiydi; fakat o ataklar tekrar başladı. Gençliğim, yaşama hevesim annemin bu hastalığı ile yok oldu, gitti. Devam ettiği psikiyatrı obsesif kompulsif bozukluk teşhisi koymuştu; fakat asla geçmeyen bu rahatsızlık bana paranoid şizofreni gibi geliyor. Kalıcı bir tedavisi yok mu diye soruyorum umutsuzca..
0
tek bir uzmanla mı görüştünüz? mutlaka başka bir uzmana daha götürmelisiniz.
şu an bu kadar yıpranmanızın en önemli sebeplerinden biri ondan sağlıklı insan davranışları bekliyor olmanız. mental olarak iyi durumda olmadığını kabullendiğinizde, gerçek bir kabullenişten bahsediyorum, süreç bir nebze olsun kolaylaşacak sizin için.
maalesef kalıcı bir tedavisi yok. 2 defa intihar teşebbüsü varsa, dikkatli olmanız gerekir. daha umut dolu şeyler söylemeyi çok isterdim. ama çok benzer süreçlerden geçmiş biri olarak olayın sizde yarattığı ruh halini tahmin edebiliyorum. güçlü olmak zorundasınız. başka çareniz yok. başka seçeneğiniz de yok. sakın kurban, mağdur psikolojisine girmeyin, çıkamazsınız o ruh halinden kolay kolay. elbette sürecin zorluklarını da yok saymayın, gerçekçi olun ama dramatize etmeden yönetmeye çalışın süreci.
şu an bu kadar yıpranmanızın en önemli sebeplerinden biri ondan sağlıklı insan davranışları bekliyor olmanız. mental olarak iyi durumda olmadığını kabullendiğinizde, gerçek bir kabullenişten bahsediyorum, süreç bir nebze olsun kolaylaşacak sizin için.
maalesef kalıcı bir tedavisi yok. 2 defa intihar teşebbüsü varsa, dikkatli olmanız gerekir. daha umut dolu şeyler söylemeyi çok isterdim. ama çok benzer süreçlerden geçmiş biri olarak olayın sizde yarattığı ruh halini tahmin edebiliyorum. güçlü olmak zorundasınız. başka çareniz yok. başka seçeneğiniz de yok. sakın kurban, mağdur psikolojisine girmeyin, çıkamazsınız o ruh halinden kolay kolay. elbette sürecin zorluklarını da yok saymayın, gerçekçi olun ama dramatize etmeden yönetmeye çalışın süreci.
0
Şizofreninin bile ilaçlar düzgün kullanıldığı takdirde tedavisi edilmese de kontrol altına aldığını biliyorum. Acaba ilaçlarını almıyor olabilir mi? Genelde bu sebepten olabiliyor. Obsesif kompulsif çok ağır bir hastalık değil aslında. Tedavi bile edilebiliyor. İyi bir doktora görünüp doğru teşhisi almak gerek.
0
Doktora gitmeyi ihmal edip ilaçlarının dozuyla oynadı ve tekrar başa döndük, 2.5 sene boyunca gayet normaldi..
0
Ilaclarini alsin tekrardan, basa donmek gibi bisey yok cunku zaten ilaclar tedavi etmiyor. Doktora gitmesinde problem yoksa cozersiniz.
0
Doktora gitmeyi ihmal ediyorsa eğer özel doktorsa parası neyse ödeyip doktroru eve götüreceksiniz. Bir kere annemin uzun süre sonra böyle davranışları oldu. Düşüncelerindeki anormallikleri fark edemediği için doktoruna gitmeyi reddetti. Daha önceden olduğu gibi hastaneye yatmasın iki özel muayene parası ödeyip (hiç unutmuyorum takı bozdurmuştum bunun için) doktoru eve çağırdım. Hem morali düzeldi hem ilaçları düzenlendi. Kısa sürede toparlardı. Hastanelik olmadı ve şimdi o düşüncelerden yıllardır eser yok. Biraz fedakarlık yaparak daha büyük sıkıntıların önüne geçebilirsiniz. Geçmiş olsun.
0
cocuklugundan optum seni
Merhabalar,Köşe Koltuk almak istiyorum, mümkünse yatak olabilen bir koltuk olsun. Önerileriniz nelerdir? Alırken nelere dikkat etmeliyim?
Merhabalar,
Köşe Koltuk almak istiyorum, mümkünse yatak olabilen bir koltuk olsun. Önerileriniz nelerdir? Alırken nelere dikkat etmeliyim?
Köşe Koltuk almak istiyorum, mümkünse yatak olabilen bir koltuk olsun. Önerileriniz nelerdir? Alırken nelere dikkat etmeliyim?
0
www.enzahome.com.tr
Bizde bundan var, hem yatak oluyor, hem altı komple baza, hem de eve uygun olarak küçük bir şey.
Alırken ölçüsüne dikkat edin, evde koyacağınız yere göre L'sinin doğru yönde olmasına dikkat edin. Evde çocuk/hayvan varsa tay tüyü kumaş seçin, hem dayanıklı hem de bir şey dökülürse kolay temizleniyor.
Bizde bundan var, hem yatak oluyor, hem altı komple baza, hem de eve uygun olarak küçük bir şey.
Alırken ölçüsüne dikkat edin, evde koyacağınız yere göre L'sinin doğru yönde olmasına dikkat edin. Evde çocuk/hayvan varsa tay tüyü kumaş seçin, hem dayanıklı hem de bir şey dökülürse kolay temizleniyor.
0
Yumuşak olmasına dikkat edin. Uzun süre oturunca normal koltuklar insanı yoruyor. En sonunda sırf bu yüzden sapasağlam takımı ikeadan çok daha konforlu bir köşeyle değiştirdim. Oturunca oh bee demeniz gerekiyor. Yıkanabilir kılıf örtüleri de ayrı bir mutluluk tabii.
0
silah taciri
Merhaba. Yıllardır -özellikle son 3-4 senedir- sıkıntılı, bunaltıcı rüyalar görüyorum. Kabus değil.. Sadece nahoş, mutsuzluk veren rüyalar. İş konusunda mutlu değilim. Nefret ettiğim bir işte çalışmaktayım yıllardır. Psikiyatr, psikolog, nörolog ablalar, abiler sizce bu normal mi?
Merhaba. Yıllardır -özellikle son 3-4 senedir- sıkıntılı, bunaltıcı rüyalar görüyorum. Kabus değil.. Sadece nahoş, mutsuzluk veren rüyalar. İş konusunda mutlu değilim. Nefret ettiğim bir işte çalışmaktayım yıllardır. Psikiyatr, psikolog, nörolog ablalar, abiler sizce bu normal mi?
0
Bence güncel hayat rüyalara giriyor. Ben de evrak teslimiyle ilgili kabuslar görüp duruyorum.
0
"İş konusunda mutlu değilim. Nefret ettiğim bir işte çalışmaktayım yıllardır."
hayatinda sen boyle iken ruyanin mutlu olmasini beklemiyorsun degil mi?
gun icerisinde kafamizda yuzlerce dusunce gecer. gozlerimiz aciktir. aksam gozlerimi kapalidir. o dusunceler kendilerini goz kapaklarimizda resmeder. ruya budur. uyanikken de cogu insan geri planda ruyalar gorur durur.
mutlu olacagin bir ise gec.
piskolog degilim. siradan bir insanim.
hayatinda sen boyle iken ruyanin mutlu olmasini beklemiyorsun degil mi?
gun icerisinde kafamizda yuzlerce dusunce gecer. gozlerimiz aciktir. aksam gozlerimi kapalidir. o dusunceler kendilerini goz kapaklarimizda resmeder. ruya budur. uyanikken de cogu insan geri planda ruyalar gorur durur.
mutlu olacagin bir ise gec.
piskolog degilim. siradan bir insanim.
0
yazdığım için utanıyorum, ilk defa başkasından duysam ben de utarınırım ancak bu yöntem çoğu zaman işe yarıyor. yastığın altına meyve bıçağı gibi az keskin ufak bir bıçak koy, çoğu garip rüyalar, sıkıntılı uyumalar gidiyor, bir de yatmadan önce mideyi doldurmamak lazım :) belki de aptalca ama işe yarayan bir yöntem.
0
Bıçak belki güven duygusu veriyordur o nedenle işe yaramış olabilir ama kesin çözüm olmaz, günü kurtarır. Psikoloğa gitmeniz ve devam etmeniz lazım.
0
jimicik
bu yeni viruste oyle bir durum oluyor mu?hasta veya spor yorgunu degilim, oksuruk hapsuruk yok, halsizlik yok, bas donmesi yok, ates yok. sadece sol tarafta bacak bel arasi bolgede cildim aciyor. aci dedigim de hani hasta olunca ciltte hissedilen aci benzeri yuzeysel bir rahatsizlik hissi. bu virust
bu yeni viruste oyle bir durum oluyor mu?
hasta veya spor yorgunu degilim, oksuruk hapsuruk yok, halsizlik yok, bas donmesi yok, ates yok. sadece sol tarafta bacak bel arasi bolgede cildim aciyor. aci dedigim de hani hasta olunca ciltte hissedilen aci benzeri yuzeysel bir rahatsizlik hissi.
bu viruste bir haftalik kulucka suresinden bahsediyorlar ya, o yuzden sordum. tskr.
hasta veya spor yorgunu degilim, oksuruk hapsuruk yok, halsizlik yok, bas donmesi yok, ates yok. sadece sol tarafta bacak bel arasi bolgede cildim aciyor. aci dedigim de hani hasta olunca ciltte hissedilen aci benzeri yuzeysel bir rahatsizlik hissi.
bu viruste bir haftalik kulucka suresinden bahsediyorlar ya, o yuzden sordum. tskr.
0
Zona olabilir. Döküntü varsa, daha önce su çiçeği geçirmişseniz bir araştırın derim.
0
kuehles blondes
Merhaba,Kafamda surekli bir seyler var, ayni anda cok sey dusunuyorum, biraz aceleci vs davraniyorum. Beraber calistigim birkac kisiden “cok kaotik biri gibi duruyosun” geri bildirimi aldim. Bu durum hosuma gitmiyor ama serde bir tezcanlilik, kafada 40 tilki donme durumlari var. bunun onune nasil ge
Merhaba,
Kafamda surekli bir seyler var, ayni anda cok sey dusunuyorum, biraz aceleci vs davraniyorum.
Beraber calistigim birkac kisiden “cok kaotik biri gibi duruyosun” geri bildirimi aldim.
Bu durum hosuma gitmiyor ama serde bir tezcanlilik, kafada 40 tilki donme durumlari var. bunun onune nasil gecebilirim?
Bir seyi yanlis yapinca vs bu durum daha da ayyuka cikiyor. Mesela toplantiya gec kaldiysam “kusura bakmayin” diyip gececegime basliyorum toplantida konusmak istedigim seyleri sirasiz anlatmaya.
Ya da iste el kol hareketlerini birden cok kullanip hizli konusmaya basliyorum kafamda 40 tilki modundaysam. illa gec kalmam gerekmiyor yani.
Yontemleriniz var mi bu durumu asmak icin?
Kafamda surekli bir seyler var, ayni anda cok sey dusunuyorum, biraz aceleci vs davraniyorum.
Beraber calistigim birkac kisiden “cok kaotik biri gibi duruyosun” geri bildirimi aldim.
Bu durum hosuma gitmiyor ama serde bir tezcanlilik, kafada 40 tilki donme durumlari var. bunun onune nasil gecebilirim?
Bir seyi yanlis yapinca vs bu durum daha da ayyuka cikiyor. Mesela toplantiya gec kaldiysam “kusura bakmayin” diyip gececegime basliyorum toplantida konusmak istedigim seyleri sirasiz anlatmaya.
Ya da iste el kol hareketlerini birden cok kullanip hizli konusmaya basliyorum kafamda 40 tilki modundaysam. illa gec kalmam gerekmiyor yani.
Yontemleriniz var mi bu durumu asmak icin?
0
isyerindeki insanlardan “cok kaotik biri gibi duruyosun” geri bildirimi kurumsal hayat icin iyi degil. Sakin sakin dusun, neden boyle diyorlar? Bunu engellemen lazim (kaotik biri olsan bile)
Toplantiya gec kalma durumundaki davranisin kendine guvenle ilgili gibi. Eger yaptigin iste iyiysen, insanlar sana saygi duyuyorsa, kendine guvenin yuksek olur, biraz gec kalsan bile hicbir sey degismez. Bu tarz durumlarda bilgi ve hazirlik insani sakinlestirir. Bir konuda stres oluyorsan, konuya dair tum acilardan bilgi sahibi ol, cok insanla konus. Insan bir seyi ne kadar iyi biliyorsa, ne kadar kafa yormussa, o konuda o kadar rahat olur (toplanti yapar, sunum yapar vs).
Toplantiya gec kalma durumundaki davranisin kendine guvenle ilgili gibi. Eger yaptigin iste iyiysen, insanlar sana saygi duyuyorsa, kendine guvenin yuksek olur, biraz gec kalsan bile hicbir sey degismez. Bu tarz durumlarda bilgi ve hazirlik insani sakinlestirir. Bir konuda stres oluyorsan, konuya dair tum acilardan bilgi sahibi ol, cok insanla konus. Insan bir seyi ne kadar iyi biliyorsa, ne kadar kafa yormussa, o konuda o kadar rahat olur (toplanti yapar, sunum yapar vs).
0
Ben her türlü işi yaparken biraz kaotik çalışıyordum. Biraz toparlamanın tek yolu benim için analog ajanda kullanmak oldu. Bir iş, sunum, proje yapacakken de önemli olan noktaları mindmap tarzında yazıyorum, yoksa ohooo... Sürekli üç ilerisindeki konuyu da kafamda kurduğumdan, öz konuşmak, ana konudan sapmamak benim için de çok zor.
0
eksi was here
Merhabalar,Debe'de yer alan "bipolar bozukluğu olan sevgiliden kurtulma yolları" başlığına yazılmış entry'i okudum. Ardından diğer entry'lere de baktım. Doktor kontrolü ile ilaç alanlar, ilacın dozunu her ay değiştirenler, doktorun arayıp sorması, ne bileyim kiminin "Bipolar" kiminin "Borderline" te
Merhabalar,
Debe'de yer alan "bipolar bozukluğu olan sevgiliden kurtulma yolları" başlığına yazılmış entry'i okudum. Ardından diğer entry'lere de baktım. Doktor kontrolü ile ilaç alanlar, ilacın dozunu her ay değiştirenler, doktorun arayıp sorması, ne bileyim kiminin "Bipolar" kiminin "Borderline" teşhisi alması vs vs...
Çok ilginç geldi. Zira bizler hiç böyle tedaviler alamıyoruz.
Çok merak ediyorum, doğru düzgün psikiyatri tedavisi almak için pahalı özel hastanelere para yağdırmak zorunda mıyız? Dahası, kendi kliniğini açmış olan ünlü psikologlara maaşımızı mı gömmeliyiz? Devlet hastanelerinde alamaz mıyız düzgün bir psikolojik tedavi?
Anlatayım:
----------
1) Annem ve babamın, boşanma ile sonuçlanan 3 yıllık çalkantılı süreçlerinde, Afyonkarahisar ilinde gittikleri her hastahanede (Devlet Hastanesi, Mavi Hastane (özel), Kırmızı Hastane (özel)) antidepresan yazıp yazıp yolladılar. Bir işe yaramadığı, olayın sonucundan belli olsa gerek (boşanmak).
----------
2) Ben hem Konya, hem İstanbul, hem İzmir, hem Eskişehir illerinde gittiğim durumlarda da ya antidepresan yazılıp yollandı, ya da Ritalin yazılıp yollandı.
Bakın Konya'da antidepresan yazılırken olan diyalog şu:
- Evet anlat bakalım, (anlatmaya başlarım), bir saniye bekle, (çıkar kapıda telefonla konuşur, konuşma biter, geri gelir), evet devam et, (cümlemi bitirmeden), tamam anlaşıldı sen şu ilaçları al (antidepresan).
Eskişehir'de bana Ritalin yazılırken olan ilaç şu:
- Anlat bakalım, (ona bazı zamanlarda karşıdaki insanın ne söylediğini anlayamadığımı, hani cidden anlayamadığımı, sanki çince konuşuyor gibi geldiğini söylemeye çalışırken, aynen şöyle devam eder), Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok değil mi, eheheh, bu ilacı alacaksın (Ritalin yazar).
2 ay kullanırım Ritalini, hiçbir işe yaramaz. Doktora gidince "kaç kilosun?" der. Söylerim, "ya bu ilaç kiloya göre verilir, senin günde bir değil bir buçuk içmen lazım, niye söylemedin bana kilonu?" diye azar çeker... Buradan sayın doktorumdan özür dilerim, psikiyatriye gidince lafa kilomu söylemeden başladığım için. Zira bu çok genel bir durum. Hatta boyumu, ayakkabı numaramı ve bel ölçümü de belirtmem gerekirdi. Yani psikiyatriye girip lafa kilomu söyleyerek başlamadığım için beni affedin sayın doktorum. Tabii siz de sorabilirdiniz ilacı yazmadan evvel "kaç kilosun" diye, sonuçta o ilacın kiloya göre yazıldığını bilen sizsiniz ama olsun, hata bende...
Neyse, 3 ay da yeni dozda kullanırım. Hiçbir faydası olmaz. Doktora giderim ve bana o hâlde ilacı bırakabileceğimi söyler. Birden keseyim mi deyince evet der. İnternette birden kesmeyin yazar her yerde, keza prospektüsünde de birden kesmeyin yazar, bu yüzden doktora güvenmem ve azaltarak kendim bırakırım ilacı 2 haftada.
Evet hâlâ doktora en başta şikayetini ettiğim durum devam etmekte, belki beynimin bir yerleri hasarlı veya belki önemli bir psikolojik hastalığım var ve doktor "Ritalini bırak o zaman" dedikten sonra başka bir ilaç bile yazmadı bana.
----------
3) Sevgilim de zamanında İstanbul'da ve Eskişehir'de defalarca çeşitli psikiyatri kliniklerinde bulundu. Buna şehir hastanesi de dahil. O da standart şekilde ya antidepresan ya Ritalin aldı. Hatta Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesine gittiğinde ben de vardım. Koridorda bekliyordum. Girmiş, daha ağzını açmadan kadın psikolog "bekle gelicem" demiş çıkmış. Çıktıktan sonrası ise benim görüş alanımda. Zira koridora çıktı kadın, yandan da başka kadın psikolog çıktı. Herhalde mesajlaştılar çık koridora konuşalım diye. Sevgilime bakan doktor diğerine resmen ağlamaya başladı "Ya sen beni yanlış anlıyorsun, ben senin kocanla niye öyle düşüneyim, sen onun sözüne mi inanıyorsun, yapma etme" diye resmen benim ve diğer koridorda bekleyen insanların karşısında ağlayarak eline ayağına kapandı kadın. Yarım saat, abartısız yarım saat yani 30 dk devam etti bu. Sonra psikologlar girdi odalarına. Girince sevgilimi 30-40 saniye dinlemiş hızlıca ve "bir şeyin yok korkma,şikayetlerin devam ederse tekrar uğrarsın" deyip çıkarmış.
----------
4) Konuyla alakasız ama geçen şeker testi yaptırayım, diyabet testi, diye düşündüm. Akrabalarında var çünkü. Oturdum araştırdım iyice. Diyorlarmış ki "muhakkak aç gidin, en az 8 saatlik açlık olmalı, aç değilseniz testte şeker oranı yüksek çıkar ve test yanılır. Zaten aç gitmezseniz sonra gelin derler. Ardından açken kan ve idrar örneği alırlar, sonra şekerli bir içecek içirip ardından 2 saat sonra bir kan ve idrar örneği daha alırlar. Özellikle ikincisi elzemdir zira açken alınan örneklerde görünmeyen gizli diyabet ortaya çıkar.
Bu bilgiler ışığında gittim doktora. Gittiğim doktor da direkt "diyabet polikliniği", konuyla ilgisiz bir poliklinik değil, hatta tek işi diyabet.
Aç mısın tok musun diye sormadı, kapıdan girip derdimi öğrenince daha ben koltuğa oturmadan "in kan testi yaptır" dedi. İlginç geldi bunu sormaması. Ben dedim ki "merak etmeyin ben dün akşamdan beri bir şey yemedim aç geldim" diye, o da "ha önemi yok onun" gibi bir şeyler geveledi. İdrar testi olmayacak mı deyince yok dedi. Peki dedim, şekerli bir içecek verecekmişsiniz o ne olacak bilgi alabilir miyim deyince "gerek yok ona" dedi. Yani ne aç olup olmadığımı sordu, ne idrar testi yazdı ki asıl oradan anlaşılır imiş, ne de gizli şekeri ölçmek istedi. Beni toplasan 1 dakikada başından savdı.
----------
Sonuç olarak,
Gerçekten Debe'deki o entry'i ve aynı başlıktaki diğer yazılanları görünce meraktan soruyorum.
Nasıl Ritalin veya antidepresan dışında ilaçlar almayı başardınız? Ben ve yakın akrabalarım/sevgilim arasından başarabilen olmadı.
Nasıl doktorunuz sizi önemsiyor ve her ay farklı doz yazouor ve ne bileyim "Sen aşık olmuşsun, o hâlde ilacın dozunu şöyle ayarlayalım" diyebiliyor?
Cevap illaha "pahalı hastaneye git, maaşının 1/4'ünü dök" veya "direkt psikologun kendi açtığı özel ofisine git, tüm maaşını dök" müdür?
Şu ülkede devlet hastanesinde düzgünce psikolojik tedavi almam imkansız mı?
Debe'de yer alan "bipolar bozukluğu olan sevgiliden kurtulma yolları" başlığına yazılmış entry'i okudum. Ardından diğer entry'lere de baktım. Doktor kontrolü ile ilaç alanlar, ilacın dozunu her ay değiştirenler, doktorun arayıp sorması, ne bileyim kiminin "Bipolar" kiminin "Borderline" teşhisi alması vs vs...
Çok ilginç geldi. Zira bizler hiç böyle tedaviler alamıyoruz.
Çok merak ediyorum, doğru düzgün psikiyatri tedavisi almak için pahalı özel hastanelere para yağdırmak zorunda mıyız? Dahası, kendi kliniğini açmış olan ünlü psikologlara maaşımızı mı gömmeliyiz? Devlet hastanelerinde alamaz mıyız düzgün bir psikolojik tedavi?
Anlatayım:
----------
1) Annem ve babamın, boşanma ile sonuçlanan 3 yıllık çalkantılı süreçlerinde, Afyonkarahisar ilinde gittikleri her hastahanede (Devlet Hastanesi, Mavi Hastane (özel), Kırmızı Hastane (özel)) antidepresan yazıp yazıp yolladılar. Bir işe yaramadığı, olayın sonucundan belli olsa gerek (boşanmak).
----------
2) Ben hem Konya, hem İstanbul, hem İzmir, hem Eskişehir illerinde gittiğim durumlarda da ya antidepresan yazılıp yollandı, ya da Ritalin yazılıp yollandı.
Bakın Konya'da antidepresan yazılırken olan diyalog şu:
- Evet anlat bakalım, (anlatmaya başlarım), bir saniye bekle, (çıkar kapıda telefonla konuşur, konuşma biter, geri gelir), evet devam et, (cümlemi bitirmeden), tamam anlaşıldı sen şu ilaçları al (antidepresan).
Eskişehir'de bana Ritalin yazılırken olan ilaç şu:
- Anlat bakalım, (ona bazı zamanlarda karşıdaki insanın ne söylediğini anlayamadığımı, hani cidden anlayamadığımı, sanki çince konuşuyor gibi geldiğini söylemeye çalışırken, aynen şöyle devam eder), Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok değil mi, eheheh, bu ilacı alacaksın (Ritalin yazar).
2 ay kullanırım Ritalini, hiçbir işe yaramaz. Doktora gidince "kaç kilosun?" der. Söylerim, "ya bu ilaç kiloya göre verilir, senin günde bir değil bir buçuk içmen lazım, niye söylemedin bana kilonu?" diye azar çeker... Buradan sayın doktorumdan özür dilerim, psikiyatriye gidince lafa kilomu söylemeden başladığım için. Zira bu çok genel bir durum. Hatta boyumu, ayakkabı numaramı ve bel ölçümü de belirtmem gerekirdi. Yani psikiyatriye girip lafa kilomu söyleyerek başlamadığım için beni affedin sayın doktorum. Tabii siz de sorabilirdiniz ilacı yazmadan evvel "kaç kilosun" diye, sonuçta o ilacın kiloya göre yazıldığını bilen sizsiniz ama olsun, hata bende...
Neyse, 3 ay da yeni dozda kullanırım. Hiçbir faydası olmaz. Doktora giderim ve bana o hâlde ilacı bırakabileceğimi söyler. Birden keseyim mi deyince evet der. İnternette birden kesmeyin yazar her yerde, keza prospektüsünde de birden kesmeyin yazar, bu yüzden doktora güvenmem ve azaltarak kendim bırakırım ilacı 2 haftada.
Evet hâlâ doktora en başta şikayetini ettiğim durum devam etmekte, belki beynimin bir yerleri hasarlı veya belki önemli bir psikolojik hastalığım var ve doktor "Ritalini bırak o zaman" dedikten sonra başka bir ilaç bile yazmadı bana.
----------
3) Sevgilim de zamanında İstanbul'da ve Eskişehir'de defalarca çeşitli psikiyatri kliniklerinde bulundu. Buna şehir hastanesi de dahil. O da standart şekilde ya antidepresan ya Ritalin aldı. Hatta Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesine gittiğinde ben de vardım. Koridorda bekliyordum. Girmiş, daha ağzını açmadan kadın psikolog "bekle gelicem" demiş çıkmış. Çıktıktan sonrası ise benim görüş alanımda. Zira koridora çıktı kadın, yandan da başka kadın psikolog çıktı. Herhalde mesajlaştılar çık koridora konuşalım diye. Sevgilime bakan doktor diğerine resmen ağlamaya başladı "Ya sen beni yanlış anlıyorsun, ben senin kocanla niye öyle düşüneyim, sen onun sözüne mi inanıyorsun, yapma etme" diye resmen benim ve diğer koridorda bekleyen insanların karşısında ağlayarak eline ayağına kapandı kadın. Yarım saat, abartısız yarım saat yani 30 dk devam etti bu. Sonra psikologlar girdi odalarına. Girince sevgilimi 30-40 saniye dinlemiş hızlıca ve "bir şeyin yok korkma,şikayetlerin devam ederse tekrar uğrarsın" deyip çıkarmış.
----------
4) Konuyla alakasız ama geçen şeker testi yaptırayım, diyabet testi, diye düşündüm. Akrabalarında var çünkü. Oturdum araştırdım iyice. Diyorlarmış ki "muhakkak aç gidin, en az 8 saatlik açlık olmalı, aç değilseniz testte şeker oranı yüksek çıkar ve test yanılır. Zaten aç gitmezseniz sonra gelin derler. Ardından açken kan ve idrar örneği alırlar, sonra şekerli bir içecek içirip ardından 2 saat sonra bir kan ve idrar örneği daha alırlar. Özellikle ikincisi elzemdir zira açken alınan örneklerde görünmeyen gizli diyabet ortaya çıkar.
Bu bilgiler ışığında gittim doktora. Gittiğim doktor da direkt "diyabet polikliniği", konuyla ilgisiz bir poliklinik değil, hatta tek işi diyabet.
Aç mısın tok musun diye sormadı, kapıdan girip derdimi öğrenince daha ben koltuğa oturmadan "in kan testi yaptır" dedi. İlginç geldi bunu sormaması. Ben dedim ki "merak etmeyin ben dün akşamdan beri bir şey yemedim aç geldim" diye, o da "ha önemi yok onun" gibi bir şeyler geveledi. İdrar testi olmayacak mı deyince yok dedi. Peki dedim, şekerli bir içecek verecekmişsiniz o ne olacak bilgi alabilir miyim deyince "gerek yok ona" dedi. Yani ne aç olup olmadığımı sordu, ne idrar testi yazdı ki asıl oradan anlaşılır imiş, ne de gizli şekeri ölçmek istedi. Beni toplasan 1 dakikada başından savdı.
----------
Sonuç olarak,
Gerçekten Debe'deki o entry'i ve aynı başlıktaki diğer yazılanları görünce meraktan soruyorum.
Nasıl Ritalin veya antidepresan dışında ilaçlar almayı başardınız? Ben ve yakın akrabalarım/sevgilim arasından başarabilen olmadı.
Nasıl doktorunuz sizi önemsiyor ve her ay farklı doz yazouor ve ne bileyim "Sen aşık olmuşsun, o hâlde ilacın dozunu şöyle ayarlayalım" diyebiliyor?
Cevap illaha "pahalı hastaneye git, maaşının 1/4'ünü dök" veya "direkt psikologun kendi açtığı özel ofisine git, tüm maaşını dök" müdür?
Şu ülkede devlet hastanesinde düzgünce psikolojik tedavi almam imkansız mı?
0
geçen gün kuaförde bir psikiyatristle karşılaştım. kendisi istanbuldaki en büyük devlet hastanesinde çalışıyordu. ayrıca özel yeri de varmış. neyse kuaförle arkadaştı ona anlatırken duydum. kurduğu cümle şöyleydi : kendi özel yerimde hata yapma lüksüm yok, tanıyı tedaviyi doğru yapmak zorundayım o yüzden çok yoruluyorum devlette öyle değil ama dedi. yani ben bu cümleden devletteki hastalarla ilgilenmediğini ve salladığını anladım.
0
faydalı, gerçekten işe yarayan bir psikiyatri hizmeti için -ne yazık ki - özel şart.
devlette, 15 dakika bile sürmüyor görüşme. böyle bir durumda nasıl sağlıklı bir ilişki kurulabilir ki doktor ve hasta arasında?
devlette, 15 dakika bile sürmüyor görüşme. böyle bir durumda nasıl sağlıklı bir ilişki kurulabilir ki doktor ve hasta arasında?
0
mesleğine değer veren bir doktor bulursan devlet hastanesi de işini görür ama muayene 10 dk olduğu için seni tanıması için 2-3 haftada bir uğraman gerekir
ilaç değişiklikleri ve hastanın şikayetleri konusunda fazla esnek davranmazlar bunun sebebi yine 10 dk
özelde ise hastayı kaybetmemek için şikayetlerine göre farklı ilaç vermesi daha olasıdır ama bu da deneme yanılmadır, doğru ilacı bulduktan sonra özeli bırakabilirsin rahatçana
bipolar bozukluk ayrı depresyon ayrı, bazı hastalar akıl hastanesinde 2-3 hafta yatacak kadar sorunlu olabiliyor, semptonların bu kadar belirgin olması da doğru tanı koymayı sağlıyor
her sorunu olan insan ilaç içecek diye bir kaide de yok
ilaç değişiklikleri ve hastanın şikayetleri konusunda fazla esnek davranmazlar bunun sebebi yine 10 dk
özelde ise hastayı kaybetmemek için şikayetlerine göre farklı ilaç vermesi daha olasıdır ama bu da deneme yanılmadır, doğru ilacı bulduktan sonra özeli bırakabilirsin rahatçana
bipolar bozukluk ayrı depresyon ayrı, bazı hastalar akıl hastanesinde 2-3 hafta yatacak kadar sorunlu olabiliyor, semptonların bu kadar belirgin olması da doğru tanı koymayı sağlıyor
her sorunu olan insan ilaç içecek diye bir kaide de yok
0
Devlette ilaç tedavisi dışında ekstra terapi hizmeti vermiyorlar çok fazla. Ama yine de istanbul'daysan Erenköy ruh sinir ya da mazhar Osman a gitmeni önerebilirim. Polikliniklerde ilaçla tedavinin yeterli olmadığını gördüklerinde terapiye yonlendiriyorlar. Terapi için de aylarca sıra bekliyorsun tabii ama benim gördüğüm,polikliniklerdeki doktorlar daha ilgili. Ana branslari psikiyatri ve eğitim araştırma hastaneleri oldukları için belki de.
0
Yapacak bir şey yok çünkü devlette doktor 10 dakikada sorununuzu anlayıp çözüm getirmek zorunda, ister istemez çok başarılı olamıyor. Özeller evet çok pahalı ama gün geliyor diyorsunuz ki ya “ben kendimi öldürmeden bir gün daha geçiremeyeceğim.” O zaman ne yapıp edip harcamalardan kısıp, bir şey satıp o parayı ona ayırıyorsunuz işte. Yardım almak lüks değil hayati bir durum oluyor. O yüzden kendinizden bir şekilde bunu esirgemeyin. Hafif sıkıntılar için youtube’da psikolog Tülay Kök vb. var onların videolarını dinleyin. Özellikle transferans 1 ve 2 bir hayli aydınlatıcı olacaktır. Geçmiş olsun.
0
Tears of Devil
ama bulamıyorum. eni 2 veya 3 metre, boyu ise 3 veya 4 metre olan fon kartonu bulamıyorum. fotoğraf çekimi için lazım fakat internette bulduklarım hep kumaş. kumaşları da ne yaparsan yap kırışıyor. bir de 600 700 liralık olanları var, onlar plastik. niye bu kadar pahalı yav, alt tarafı 6m2 lik bombo
ama bulamıyorum. eni 2 veya 3 metre, boyu ise 3 veya 4 metre olan fon kartonu bulamıyorum. fotoğraf çekimi için lazım fakat internette bulduklarım hep kumaş. kumaşları da ne yaparsan yap kırışıyor. bir de 600 700 liralık olanları var, onlar plastik. niye bu kadar pahalı yav, alt tarafı 6m2 lik bomboş siyah bir kağıt parçası. spesifik bir özelliği yok vb vb... ucuza nasıl temin edebilirim bunu?
0
Bahsettigin boyutlar cok buyuk. Standart kagitlarda iso a0dan buyugunu bulamazsin. Fotobloklardan al yanyana koyup photoshoplarsin?
0
eni 2.72 buldum ben boyu 11 metre
www.ekincifotograf.com.tr
ikincisi fonların en kötü özelliği kirlenebiliyor olması, karton fonların da geri dönüşü olmuyor onlar da kirleniyor kırışıyor.. bez alırsın, zaten özel bir kumaşı var, parlamaz, gözenekleri gözükmez, çoğu yıkanabilir e yıkadıktan sonra da ütülenir.
ayrıca fon standın yoksa, gerekli gerdirme ekipmanların yoksa fon istediğin gibi durmaz hiç bi zaman. aliexpress de 15li 20li fon gerdirme kıskaçları boşuna satılmıyor.
fiyatlar niye pahalı? eksiz üretilmesi gerekiyor çünkü, bez fonlar eksizdir o boyutta dokunur, kartonlar da tek parça üretiliyor. haliyle üretirken verilen fire ufak boyutlardan daha çok, karton için konuşursak nakliyesi de dert.
son olarak fotoğraf ile alakalı kibrit çöpü bile alsan kesinlikle 3 veya 5 katı fiyata alacaksın, olay fotoğrafçılığın süper kazık bir olay olması.
yıllardan beri fon standı almak istiyorm, bakıyorum bakıyorum bakıyorum, taa avustralyasına kadar baktım, kafama göre bulamadım, kafama göre bulamama etkenikm fiyatların gözüme 10 katı yüksek gelmesi.
mesela benim torna, freze, kaynak kullanma gibi imkanlarım var, alıcam abi bi tane oerlikon çanta kaynak, alet ekipman zaten var, kesicem kesicem yapıcam istediğim standı, bağlantı ekipmanı lazımsa gidicem arkadaşın dükkana tornada kendim yapıcam, maliyeti kaynağa vereceğim parayı geç(başka şeylerde kullanmak için de istiyorum tabi) toplasan 300 lira, bunun boyası da dahil.
urun.n11.com
bak bu fiyata olması imkansız ve bu fiyata olacaksa emin ol rezil iş görmeyen bişeydir 3 yıl evvel kaliteli markaların kartonları 2000tllere kadar çıkıyordu.
bir de kargoyla gelecekse bil ki onun anasını ağlatacaklar, tam kullanacak kısımlarının kırık, ezik, buruşuk olduğunu düşünürsen işine de yaramayabilir yani. bir de ıslatırlarsa at çöpe gitsin
ben senin yerinde olsam gider boyarım o duvarı eğer sonsuz fon şart değilse.
www.ekincifotograf.com.tr
ikincisi fonların en kötü özelliği kirlenebiliyor olması, karton fonların da geri dönüşü olmuyor onlar da kirleniyor kırışıyor.. bez alırsın, zaten özel bir kumaşı var, parlamaz, gözenekleri gözükmez, çoğu yıkanabilir e yıkadıktan sonra da ütülenir.
ayrıca fon standın yoksa, gerekli gerdirme ekipmanların yoksa fon istediğin gibi durmaz hiç bi zaman. aliexpress de 15li 20li fon gerdirme kıskaçları boşuna satılmıyor.
fiyatlar niye pahalı? eksiz üretilmesi gerekiyor çünkü, bez fonlar eksizdir o boyutta dokunur, kartonlar da tek parça üretiliyor. haliyle üretirken verilen fire ufak boyutlardan daha çok, karton için konuşursak nakliyesi de dert.
son olarak fotoğraf ile alakalı kibrit çöpü bile alsan kesinlikle 3 veya 5 katı fiyata alacaksın, olay fotoğrafçılığın süper kazık bir olay olması.
yıllardan beri fon standı almak istiyorm, bakıyorum bakıyorum bakıyorum, taa avustralyasına kadar baktım, kafama göre bulamadım, kafama göre bulamama etkenikm fiyatların gözüme 10 katı yüksek gelmesi.
mesela benim torna, freze, kaynak kullanma gibi imkanlarım var, alıcam abi bi tane oerlikon çanta kaynak, alet ekipman zaten var, kesicem kesicem yapıcam istediğim standı, bağlantı ekipmanı lazımsa gidicem arkadaşın dükkana tornada kendim yapıcam, maliyeti kaynağa vereceğim parayı geç(başka şeylerde kullanmak için de istiyorum tabi) toplasan 300 lira, bunun boyası da dahil.
urun.n11.com
bak bu fiyata olması imkansız ve bu fiyata olacaksa emin ol rezil iş görmeyen bişeydir 3 yıl evvel kaliteli markaların kartonları 2000tllere kadar çıkıyordu.
bir de kargoyla gelecekse bil ki onun anasını ağlatacaklar, tam kullanacak kısımlarının kırık, ezik, buruşuk olduğunu düşünürsen işine de yaramayabilir yani. bir de ıslatırlarsa at çöpe gitsin
ben senin yerinde olsam gider boyarım o duvarı eğer sonsuz fon şart değilse.
0
everythingok
dışarıda sürekli beslediğimiz kedi var. geceleri sürekli kayboluyordu meğerse bi kaç blok ilerideki binanın girişinde bi minderde uyuyornuş. şimdi hamile ve doğurdu doğuracak. komşusundan aldığım bilgiye göre o binadaki bi yaratık kapıyı kapatmış dışarı atmış kediyi. bizim binaya getirdim. kömürlükt
dışarıda sürekli beslediğimiz kedi var. geceleri sürekli kayboluyordu meğerse bi kaç blok ilerideki binanın girişinde bi minderde uyuyornuş. şimdi hamile ve doğurdu doğuracak. komşusundan aldığım bilgiye göre o binadaki bi yaratık kapıyı kapatmış dışarı atmış kediyi. bizim binaya getirdim. kömürlükte yer yaptım ama durmuyor hiç bir şekilde. karnı nerdeyse yerde. dışarıda köpek falan saldırır. lütfen bi akıl verin bana. eve alamıyorum kuş var zaten. barınak falan kabul etmez mi?
0
bizim sahiplendiğimiz kedilerin annesi sokak kedisiydi. birisi, ki kendisiyle tanışmadım ama muhteşem bir insan olduğuna eminim, hamile anne kediyi veterinere götürmüştü. anne kedi doğumu veterinerde yaptı. yavrular da 45 gün boyunca veterinerde anne sütü ile beslenerek büyüdüler. 45 gün sonra ise yavru kedilerin sütten kesilmesi ile biz sahiplendik. sonrasında duyduk ki anneyi de sahiplenen birileri olmuş.
eğer biraz maddi gücünüz varsa böyle bir şey yapabilirsiniz.
eğer biraz maddi gücünüz varsa böyle bir şey yapabilirsiniz.
0
Bir odayı geçici bir süre ona tahsis edeceksiniz. Biz kaç defa bu şekilde kedi baktık. Kuş da ayrı odada takılacak artık. Barınaklarda ölüp giderler, çoğu barınakta maalesef böcek bile yaşayamaz. Evde minik kedi yavrularının olması sizi de mutlu edecek merak etmeyin.
0
fosforlu cevriye
Hellolar,Tekirdağ efsane peynir helvası lezzetine İstanbul’da denk gelen oldu mu acaba? İstanbul’da nerden alınır? Mutlu akşamlar
Hellolar,
Tekirdağ efsane peynir helvası lezzetine İstanbul’da denk gelen oldu mu acaba? İstanbul’da nerden alınır?
Mutlu akşamlar
Tekirdağ efsane peynir helvası lezzetine İstanbul’da denk gelen oldu mu acaba? İstanbul’da nerden alınır?
Mutlu akşamlar
0
Ya aslinda ben hazir degil de yapan yer ariyorum gibi galiba. Hazirlar dayanakli olsun diye cok sekerli geliyir. Biraz daha az sekerli boyle sasa sasa olan ariyorum.
0
gazozailacatmauzmani
romantizm adına yaptığınız jestler, hareketler, etkinlikler nelerdir? çiçek göndermek, pahalı hediyeler almak gibi klişelerden bahsetmiyorum tabi
romantizm adına yaptığınız jestler, hareketler, etkinlikler nelerdir? çiçek göndermek, pahalı hediyeler almak gibi klişelerden bahsetmiyorum tabi
0
Günlük buluşmalarınızda hoşlandığı şeyleri ( kişi, film, kitap, renk, hayvan vs vs) not al. Aradan bir kaç hafta geçince minik bir hediye olarak ver - kitap ayracı bile olabilir bu. “Dolaşırken gördüm, aklıma sen geldin” de. Herkes dikkatlice dinlenilmekten ve hatırlanmaktan hoşlanır. Bir de aşk varsa zaten çöplükte bile romantizmi yakalarsın, o başka bir kafa zaten.
0
birkaç haftalığına ayrı kalacaksak evin en beklenmedik köşelerine post-itlerle komikli mesajlar bırakıyorum, aşklı kedili resimler çiziyorum. tatlı oluyor bence.
0
Kedili mesajlara düştüm şu an mesela. Eşime okutucam teşekkürler.
0
ibozkurtapartmani
Bugün antidepresan almak için eczaneye gittim. Adam ilacı verdikten sonra "Telefon numarası alayım." dedi. Boş bulundum, verdim ama sonradan kafama takıldı. Diğer eczacılar numara istemiyordu. İşkillenmem gereken bir durum var mıdır?
Bugün antidepresan almak için eczaneye gittim. Adam ilacı verdikten sonra "Telefon numarası alayım." dedi. Boş bulundum, verdim ama sonradan kafama takıldı. Diğer eczacılar numara istemiyordu. İşkillenmem gereken bir durum var mıdır?
0
kağıt reçete ile gittiyseniz isim soyisim telefon numarası imza almaları gerekiyor. e reçete ile aldıysanız istememeleri lazım ama veritabanında hasta bilgisi vs tutuyorlarsa onun için almışlardır. elden aldıysanız ilacı ona rağmen istediyse bi gariplik vardır
0
Özellikle yeşil reçete ise kesinlikle isteniyor, hatta imza da attırıyorlar. Rutin bir durum.
0
makarnacanavari
Öncelikle hayvansever saldırısına uğramak istemiyorum.Apartmanımız iki bloktan oluşuyor. Her iki bloktaki daire sahiplerine ait birer depo alanı mevcut ve bu depo alanlarına giriş,sadece o blok sakininin hakkı. Yani özel anahtarları mevcut.Her neyse...Apartmanımızda da bir kadın var. Herkes şikayetç
Öncelikle hayvansever saldırısına uğramak istemiyorum.
Apartmanımız iki bloktan oluşuyor. Her iki bloktaki daire sahiplerine ait birer depo alanı mevcut ve bu depo alanlarına giriş,sadece o blok sakininin hakkı. Yani özel anahtarları mevcut.
Her neyse...
Apartmanımızda da bir kadın var. Herkes şikayetçi ama yasal olarak pek bir şey yapılmamış.
Kadın bahçede, apartman önlerinde, apartman içerisinde yaklaşık olarak 15-20 kesi besliyor. Apartmanın içi kokudan geçilmiyor. Bilen bilir erkek kedilerin işaret için bıraktıkları sıvı (adı her ne ise) ne kadar temizlense de geçen bir kokusu geçmiyor.
Bizim de hayvanları insanları rahatsız etmeyecek bölgelerde beslediğimizin altını çizmel istiyorum.
Bu kadınla geçtiğimiz salı denk geldiğimde apartmana kedileri sokmasından, kokudan ve pislikten rahatsız olduğumu belirttim ve istemediğimi rica ettim. Benimle kavga etmeye çalışırken iyi günler dileyerek oradan ayrıldım.
Bugün de çocuğun bebek arabası bıraktığım blok girişinde yoktu. Güvenlik kameralarını incelediğimizde bugün alt komşularımızın işe gittiğini gördük. Yabancı kimse yok fakat bu kedici abla, bizim bloğa nasıl sahip olduysa hakkı olmadığı bir anahtar ile defalarca girip çıkıyor. Ve maalesef arabanın bulunduğu noktada kamera yok. (Yasal olarak bugün duyuruda öğrendiğim üzre yasakmış)
Apartmandan çıktığını gördüğümüz diğer komşularımız ile aramız feci şekilde iyi. Onların böyle bir şey yapmasına ihtimal vermiyorum.
Yapılan şey ise şu; çalındığını düşündüğümüz bebek arabası, kullanılmayan bir depo alanına ki bu depo sadece bizim blok sakinlerinin kullandığı depo, o alana saklanmış.
Bizim bloğa defalarca giriş yapan bu kedici abladan feci şekilde şüpheleniyorum. Sorduğumuzda ben yapmadım demiş olsa da, konuştuğum diğer sakinler de benimle aynı fikirde.
Bu kadın bizden önce defalarca uyarılmış, hayvanlara başka yerde kedi evleri yapalım ama bina içerisinde besleme. Kapı önüne yemek artığı koyma çünkü sinek ve böcek doluşuyor apartmana ve leş gibi bir koku.
Dediğim gibi 1-2 kedi olsa bu kadar rahatsızlık vermeyecek ama bina ve bahçe barınağa dönmüş durumda.
Mahkemeye versem emsal kararlar var, yerleşim alanına 750 metre mesafede beslenme yapılmamalı vs diye. Gerek hijyen gerekse kat sahiplerinin rahatsızlığı gerekçe gösterilerek alınan kararlar.
Fakat ben çocuk küçük olmasından dolayı bu mahkeme işine vakit ayıramayacağım gerekse eşim, ben bu kadar masrafa girmek yerine başka usullerle çözerim derdinde.
Şimdi bu konuda ne yapsam?
Kedilerden geçtim de çocuğun arabasını saklamak nasıl bir kafa?
Apartmanımız iki bloktan oluşuyor. Her iki bloktaki daire sahiplerine ait birer depo alanı mevcut ve bu depo alanlarına giriş,sadece o blok sakininin hakkı. Yani özel anahtarları mevcut.
Her neyse...
Apartmanımızda da bir kadın var. Herkes şikayetçi ama yasal olarak pek bir şey yapılmamış.
Kadın bahçede, apartman önlerinde, apartman içerisinde yaklaşık olarak 15-20 kesi besliyor. Apartmanın içi kokudan geçilmiyor. Bilen bilir erkek kedilerin işaret için bıraktıkları sıvı (adı her ne ise) ne kadar temizlense de geçen bir kokusu geçmiyor.
Bizim de hayvanları insanları rahatsız etmeyecek bölgelerde beslediğimizin altını çizmel istiyorum.
Bu kadınla geçtiğimiz salı denk geldiğimde apartmana kedileri sokmasından, kokudan ve pislikten rahatsız olduğumu belirttim ve istemediğimi rica ettim. Benimle kavga etmeye çalışırken iyi günler dileyerek oradan ayrıldım.
Bugün de çocuğun bebek arabası bıraktığım blok girişinde yoktu. Güvenlik kameralarını incelediğimizde bugün alt komşularımızın işe gittiğini gördük. Yabancı kimse yok fakat bu kedici abla, bizim bloğa nasıl sahip olduysa hakkı olmadığı bir anahtar ile defalarca girip çıkıyor. Ve maalesef arabanın bulunduğu noktada kamera yok. (Yasal olarak bugün duyuruda öğrendiğim üzre yasakmış)
Apartmandan çıktığını gördüğümüz diğer komşularımız ile aramız feci şekilde iyi. Onların böyle bir şey yapmasına ihtimal vermiyorum.
Yapılan şey ise şu; çalındığını düşündüğümüz bebek arabası, kullanılmayan bir depo alanına ki bu depo sadece bizim blok sakinlerinin kullandığı depo, o alana saklanmış.
Bizim bloğa defalarca giriş yapan bu kedici abladan feci şekilde şüpheleniyorum. Sorduğumuzda ben yapmadım demiş olsa da, konuştuğum diğer sakinler de benimle aynı fikirde.
Bu kadın bizden önce defalarca uyarılmış, hayvanlara başka yerde kedi evleri yapalım ama bina içerisinde besleme. Kapı önüne yemek artığı koyma çünkü sinek ve böcek doluşuyor apartmana ve leş gibi bir koku.
Dediğim gibi 1-2 kedi olsa bu kadar rahatsızlık vermeyecek ama bina ve bahçe barınağa dönmüş durumda.
Mahkemeye versem emsal kararlar var, yerleşim alanına 750 metre mesafede beslenme yapılmamalı vs diye. Gerek hijyen gerekse kat sahiplerinin rahatsızlığı gerekçe gösterilerek alınan kararlar.
Fakat ben çocuk küçük olmasından dolayı bu mahkeme işine vakit ayıramayacağım gerekse eşim, ben bu kadar masrafa girmek yerine başka usullerle çözerim derdinde.
Şimdi bu konuda ne yapsam?
Kedilerden geçtim de çocuğun arabasını saklamak nasıl bir kafa?
0
Apartman olarak yönetim kurulu kararı alın. Bina ve bahçesinde besleme yapmak yasaktır diye. Bu kadar sorun varsa anlatıldığı gibi ilk başta yapılacak şey bu bence. Kedi bahçede bende besliyorum ama bahçemiz büyük ağaçlar var görünmeyen yere koyuyorum rahatsızlık olmuyor zaten komşulardan şikayet hiç duymadım duysam yapmam yani. Dediğin koku rahatsız edici hak veriyorum.
0
Yönetim işte pek oralı değil. Sanıyorum çok uğraşmışlar zamanında olmamış. Kadın eldiven takıp sabah akşam ruh gibi geziyor. Dediğiniz gibi olsa tabi sorun değil.
0
Çivi çiviyi söker hocam. Siz de köpek besleyin, toplayın sağdan soldan köpekleri alıştırın
0
Yaa eşim de pitbull alacağım eve diyor ama o da çözüm olmaz ki, yazık hayvanlara. Hayvanların ne suçu var? Yoksa bir arkadaşımızın pitbullu var, hayvan kedi görünce çıldırıyormuş :) ama yazık.
0
Apartman bahçesi yine olabilir de apartman içinde kendi dairesi değilse 15 kedi tabii beslenemez- ki benim evde 6 kedim var -buna kimsenin hakkı yok. Bahçede beslesin ona neden kızdığınızı anlamadım. Söyleyin ev yemeği yerine kuru mama koysun o zaman pislik olmaz. Pitbull falan hoş şeyler değil bunlar. Konuşarak makul noktalarda anlaşabileceğinizden eminim.
0
pitbull yasak ve tehlikeli .diğer köpeklerden de pek korkmuyor kediler artık.
0
Kendisine kuru mama sponsoru olun, beslemeleri sizin alacaginiz kuru mamayla yapsin.
0
Ben neden sponsor oluyorum allahın ruh hastasına?
Ayrıca bahçede de 15 kedi besleyemez. O bahçe için ben de para veriyorum ve doyasıya ne mangal yapabiliyorum ne de çocuğu bırakabiliyorum ki çocuk konusunda mikrobu geçtim, kaç kere tırmaladılar.
Pitbull konusuna gelirsek de vallahi acımasız falan değil, bahçe dışında dünya kadar yeşil alan var bulunduğumuz lokasyonda. Orada ne yaparsa yapsın kimsenin umrunda değil.
Konuşarak anlaşılacak kadın değil, çok uzun zamandır konuşarak çözmeye çalışıyoruz ama bir insan grubu vardır ya her şeye carlarlar, bu kadın öyle biri.
Lütfen kediler apartmanda kalmasın dememi bile carladı.
Öyle söyleyeyim.
Evinde herkes istediği kadar istediği türde hayvan beslesin kimseyi ilgilendirmez elbette.
Toplumu rahatsız edemezsin.
Ortak alanları kafana göre kullanamazsın.
Ayrıca bahçede de 15 kedi besleyemez. O bahçe için ben de para veriyorum ve doyasıya ne mangal yapabiliyorum ne de çocuğu bırakabiliyorum ki çocuk konusunda mikrobu geçtim, kaç kere tırmaladılar.
Pitbull konusuna gelirsek de vallahi acımasız falan değil, bahçe dışında dünya kadar yeşil alan var bulunduğumuz lokasyonda. Orada ne yaparsa yapsın kimsenin umrunda değil.
Konuşarak anlaşılacak kadın değil, çok uzun zamandır konuşarak çözmeye çalışıyoruz ama bir insan grubu vardır ya her şeye carlarlar, bu kadın öyle biri.
Lütfen kediler apartmanda kalmasın dememi bile carladı.
Öyle söyleyeyim.
Evinde herkes istediği kadar istediği türde hayvan beslesin kimseyi ilgilendirmez elbette.
Toplumu rahatsız edemezsin.
Ortak alanları kafana göre kullanamazsın.
0
wheel
Merhaba, üniversite son sınıf öğrencisiyim. Programımdaki boşluktan dolayı (haftaiçi 4.5 gün çalışabilir durumdayım) ilgi duyduğum bir yere başvurdum ama olumlu dönüş alamadım. Bu yaz mezun olduktan sonra bir daha başvursam yüzsüzlük olur mu? Özellikle IK'ların bu konuda ne düşündüğünü merak ediyoru
Merhaba, üniversite son sınıf öğrencisiyim. Programımdaki boşluktan dolayı (haftaiçi 4.5 gün çalışabilir durumdayım) ilgi duyduğum bir yere başvurdum ama olumlu dönüş alamadım. Bu yaz mezun olduktan sonra bir daha başvursam yüzsüzlük olur mu? Özellikle IK'ların bu konuda ne düşündüğünü merak ediyorum.
0
Niye yüzsüzlük olsun? Tabii ki başvurun.
Ve her şeyi geçtim, öğrenci olarak başvurmakla yeni mezun olarak başvurmak bile çok farklı, bir sürü filtreyi geçiyorsunuz vs.
Başvurun en kötü yine olumlu dönüş alamazsınız ¯\_(ツ)_/¯
Ve her şeyi geçtim, öğrenci olarak başvurmakla yeni mezun olarak başvurmak bile çok farklı, bir sürü filtreyi geçiyorsunuz vs.
Başvurun en kötü yine olumlu dönüş alamazsınız ¯\_(ツ)_/¯
0
Şuan çalıştığım firmaya tam 12 kere başvurup reddedildim. Azimle devam et.
0
Kaybedecek bir şeyiniz yok ki. Orayı istiyorsanız başvurun gitsin. En fazla ikcı kişi "hmm bu eleman geçende de başvurduydu siktirsin ya da hmm bu eleman geçende de başvurduydu bi alıcı gözle bi daha bakayım" diyebilir. 30 yaşındayım. Birkaç ay önce istediğim iş yeri ilan açmıştı, cv yolladım. Olumlu olumsuz dönüş yapmadılar. Dün gene ilan açmışlar, yine cv yolladım. Zaten bir ay öncesinde olumsuz notu almışım, kaybedecek bir şeyim yok. Keza sizin de yok. Yollayın gitsin.
0
Hayir tabi ki yuzsuzluk degil.
Bi pozisyona basvurmustum. Ilk gorusmeyi gectim, ikinci asamaya cagrildim ama sonra olumsuz donus yaptilar.
Kendime yediremedim, arayip sordum 1 ay sonra “niye olumsuz oldu, neyi yanlis yaptim ben??” Dedim. Biseyler sacmaladilar, ertesi gun tekrar arayip “hala bizimle calismak ister misiniz??” Dediler :D
Yani yuzsuzluk degil. Belki o an o pozisyona uygun degildiniz, simdi uygunsunuz. Ya da o zaman daha iyi adaylar vardi vs vs.
Tek yuzsuzluk olabilecek sey, o sirketin her actigi ilana bsvurmak olur, alakali-alakasiz.
Bi pozisyona basvurmustum. Ilk gorusmeyi gectim, ikinci asamaya cagrildim ama sonra olumsuz donus yaptilar.
Kendime yediremedim, arayip sordum 1 ay sonra “niye olumsuz oldu, neyi yanlis yaptim ben??” Dedim. Biseyler sacmaladilar, ertesi gun tekrar arayip “hala bizimle calismak ister misiniz??” Dediler :D
Yani yuzsuzluk degil. Belki o an o pozisyona uygun degildiniz, simdi uygunsunuz. Ya da o zaman daha iyi adaylar vardi vs vs.
Tek yuzsuzluk olabilecek sey, o sirketin her actigi ilana bsvurmak olur, alakali-alakasiz.
0
iddaaci
Efendim merhaba, malumunuz saçımıza en iyi gelen hs nin scalp relief adlı medikal şampuanıydı ama Türkiye pazarından kaldırıldı. Şimdi ne kullanıyoruz? Saç da dökmesin yani.
Efendim merhaba, malumunuz saçımıza en iyi gelen hs nin scalp relief adlı medikal şampuanıydı ama Türkiye pazarından kaldırıldı. Şimdi ne kullanıyoruz? Saç da dökmesin yani.
0
turkiye'de iken sebamed anti dandruff kullandim hep cok iyi geldi
0
Ben rossmannlarda satılan isana med adında bi şampuan aldım. İndirimdeydi öylesine almıştım ama ilk kullanımda baya etkili oldu.
0
Sordum soruşturdum formülasyonunda bazı değişiklikler yaparak tekrar piyasaya süreceklermiş, lakin ne kadar zaman alır bilmiyorum, hazır piyasada varken en iyisi zulalayın bir kaç tane.
0
