Giriş
(6)

ayakkabı önerileriniz

cisimi yapiyom popom kuru kaliyo
merhaba,farklılık olsun dedim bu sefer, nike-adidas-puma değil de daha farklı ve hoş, ne gibi ayakkabı modelleri alabilirim diye. arattım, airwalk denmiş, kaykaycı ayakkabılarından bahsedilmiş. rahat olsun istiyorum, converse tarzında da olabilir. yalnız paralar suyunu çekti bu ara, maksimum 70-80
merhaba,
farklılık olsun dedim bu sefer, nike-adidas-puma değil de daha farklı ve hoş, ne gibi ayakkabı modelleri alabilirim diye. arattım, airwalk denmiş, kaykaycı ayakkabılarından bahsedilmiş. rahat olsun istiyorum, converse tarzında da olabilir. yalnız paralar suyunu çekti bu ara, maksimum 70-80 ytl'lik bir şeyler düşünüyorum.

aktif bir spor yapmıyorum ama gün içinde baya bir yürüyorum. keten ayakkabı da tercihim yaz için. teşekkürler.
0
cisimi yapiyom popom kuru kaliyo
(13.05.08)
vans olabilir.. soylediginiz fiyata uyarmi bilemiyorum fiyatlari hakkinda bir bilgim yok
0
orange coffee
(13.05.08)
adidas olmasın demişsiniz ama geçen bir adidas outletten 69 milyona "climacool" model bir ayakkabı düşürdüm, böyle bir rahatlık yok, sanki çorapla geziyorum..

resmi de şu : en.red-dot.org
(bu arada red-dot tasarım ödüllüymüş, oha, ben bunları giymeye kıyamam artık)
0
weeping guitar
(13.05.08)
new balance şahane ama sizin fiyat hedefinizin üstünde kalıyor sanırım
0
falan fesmekan
(13.05.08)
onitsuka tiger derim ben.. aslında 100 ytl civarında fiyatlar ama sezon sonu falan istediğiniz fiyata bulabilirsiniz diye tahmin ediyorum. ben de aliciym hatta öyle olursa..
0
bulanti
(13.05.08)
bulabilirsen ecco
0
o midas
(13.05.08)
le coq sportif de hos modeller var.bi bakın derim..
0
isott
(14.05.08)
(11)

civciv nasıl beslenir?

unusual
hayatımda aldığım en güzel doğumgünü hediyesi olan civciv nasıl beslenir? yemi var, su da vericez ama ne kadar? mesela günde bi cay kaşığı yem koysam kaba yeter mi? yoksa ben kabına koyayım o doyunca bırakır mı? çok ötüyo bi de, ötme gibi değil de bağırma gibi bi hatta :) elime alınca susuyor. üşüdü
hayatımda aldığım en güzel doğumgünü hediyesi olan civciv nasıl beslenir? yemi var, su da vericez ama ne kadar? mesela günde bi cay kaşığı yem koysam kaba yeter mi? yoksa ben kabına koyayım o doyunca bırakır mı? çok ötüyo bi de, ötme gibi değil de bağırma gibi bi hatta :) elime alınca susuyor. üşüdüğü için mi ötüyor acaba? kutuya ampul koyma gibi bir ısıtma yöntemi varmış ama şu anda mümkün değil. üstüne örtü örtsem olur mu? örtüye dolanıp boğulur mu?

pimpirikli bi manyağım ben, evet.
0
unusual
(06.05.08)
zamaninda renkli olanlarindan almistim bunlarin. tam bes tane. kirmizi mor mavi turuncu falan super sirinlerdi(yumurtayken siringa ile boyamislar). muzik setimin vitrinini bosalttim bunlara yuva yaptim. birde ampul bagladim. sicacik. cerezlikten yemlerini yediler sularini ictiler. mis. fakat doyduklarini anlamiyorlar dikkat etmek lazim. aradan iki hafta gecti bunlarin rengi falan degismeye basladi manyak bi hizla buyumeye basladilar. salon afedersiniz b.k kokusundan gecilmez oldu. kumes mi ev mi belli degil. baktim evsahibi killanmaya basladi. e buda tavuk yani sonucta sokaga atsan atilmaz kesip yesen kiyilmaz. koydum hepsini karton kutuya verdim otobuse dogru koye babanneme. ikisi horoz olmus ucu tavuk. hala yumurtalarini yeriz. cok da leziz. bakma durumunuz, buyuyunce vereceke es dost akrabaniz yoksa, aman diyim. hazir ufakken verin birine basiniza dert acmayin.hehe.
0
gone with the sin
(06.05.08)
(Uzman değilim)
Ampul veya aynı işi görecek birşey konulmazsa ölürler diye biliyorum.
Çok çabuk büyürler. Büyüyünce de çekilmez olurlar(ses, koku, vs) ama size bağlanırlar. Nereye gitseniz peşinizden gelirler. Siz de pek seversiniz. Kıyamazsınız sonra(Başka bir yere göndermeye demek istiyorum. Kesmeyi aklınıza bile getirmeyin).
Bunları Gone with the sin yazmış zaten de... ben de yazıp, iyice bir vurgulayayım dedim.
0
o midas
(06.05.08)
arkadaşların dediği gibi geceleyin sıcak tutulmaları için ampul kullanabilrisiniz. ya da ocakta ısıtılmış bir mermeri 2-3 kat beze sararak yuvalarına koyabilirsiniz. ona sarılarak uyurlar =)
heryerde satılan civciv yemlerinden yedirebilirsiniz. ya da susam/buğday tarzı hububat ile karınlarını doyurabilirler. ancak bazı civcivlere çok yağlı olduğu için dokunabiliyor benden söylemesi.
bir de haşlanmış yumurta yiyorlar. evet efendim, o güzelim, şirin yaratıklar maalesef birer yamyam =)

bir de hakikaten size çok alışıyorlar. geceleyin sizi uyutmayabilirler ve bu, bir süre sonra kabir azabına dönüşüyor gerçekten.
0
punkertifo
(06.05.08)
benden bir tavsiye; kutularına suyu ya kuş suluklarıyla koyun yada bir kapağa koyup üzerine bardak kapatın ki sadec kenarlardan içebilsinler. çay bardağı gibi geniş bir kap ile koyarsanız bu deliler içine giriyor daha sonra da ıslak ıslak gezmekten hasta oluyorlar.
0
uz
(06.05.08)
pencere balkon vb acık bırakma benimki küçükken balkondan dusup ölmüştü :(
0
merope
(06.05.08)
"oooohh evde salıyım gezsin accık" demeyin. benimki yatağımı toplarken yanlı$lıkla üstüne basmamdan ötürü pörtlemi$ti :( 20 sene oldu mental rahatsızlıklar hala dize kadar.
0
durum serserisi
(06.05.08)
eğer doğal civcivse ( fabrikasyon olmayan, köy civcivi ?? ) sanıldığı kadar hızlı büyümez.şöyle bir sorun daha var, doğal civciv tavuğu taklit ederek yem yemeyi öğrenir.ama fabrikasyon olanlar açlığını tokluğunu bilmediği için doğuştan obur geliyor.kuş suluğu kullansanız iyi olur, söylendiği gibi içine düşerler başka tür tabakların mutlaka.ampul olayına gelince, bu mevsimden sonra ( gerçi bulunduğunuz coğrafyaya da bağlı ama ) ampul koymanıza gerek yok. işe yaramaz, çıkma bir yünlü giysiniz varsa hayvanın yanına bir yere koyun.o sıcaklık istedikçe ona sığınacaktır.civciv yemi bulamazsanız bulgur verebilirsiniz, ama ince bulgur olsun.
0
elcikpower
(08.05.08)
kardeşler benim 3 tane var renkli çok talılar anne gibi beze sarıyom uyuyolar
çıt çıkarmıyorlar...benim ki suya düştü saç kurutma makinasıyla kuruttum XD
mavi olan hastalandı calpol içirdim iyi oldu.2de ördek var onlar anca su yemek yat....kartonda besliyom balkonda...
0
casanowa61
(13.06.11)
kardeşler size söyliym civcivlere ben msır unu nu eliyom veriom ördekler için yumurtayı haşlıyom küçük parçaçık yapıyom yediriyom..

ayrıca kardeşler ampule gerek yok ben kartonda besliyombide sıcak oluyorlar
0
casanowa61
(13.06.11)
evet doğru pencere ve balkonları açık unutmayın düşerler ve ya karga gelir alır gider
0
casanowa61
(13.06.11)
kardeşler ben 1 yıl önce 2 ördeğim daha vardı bayabi büyüttük sonra süttcüye verdik o da büyüttü..
bi kaç hafta sonra eve tencere geldik mis gibi tirit bizim ördeklerden süperdi tadı
0
casanowa61
(14.06.11)
(5)

sinüzite ameliyat dışında kesin çözüm???

ravioli
bir iki sene evvel doktor burun kemiğini kırarak, içteki damarları kurcalayarak kurtulabileceğimi söylemişti bu dertten. ameliyat istemiyorum, bugün bakındım biraz nette, 'balon sinoplasti' denen bi yöntem çıkmış, anjiyo gibi bir şey anlayabildiğim kadarıyla.. bu yöntemi deneyen var mı, işe yarıyor
bir iki sene evvel doktor burun kemiğini kırarak, içteki damarları kurcalayarak kurtulabileceğimi söylemişti bu dertten. ameliyat istemiyorum, bugün bakındım biraz nette, 'balon sinoplasti' denen bi yöntem çıkmış, anjiyo gibi bir şey anlayabildiğim kadarıyla.. bu yöntemi deneyen var mı, işe yarıyor mu? aklınıza gelen başka çözümler var mı?
0
ravioli
(06.05.08)
deniz suyu iyi gelir. kalici bi cozum degildir lakin.
0
gone with the sin
(06.05.08)
Biliyorum sorunun cevabı değil ama:
Deviasyon ameliyatı(kemik kırma dediğiniz) çok sevimli bir ameliyat olmamakla birlikte pek de tehlikeli bir ameliyat değildir. Yaralar çabuk iyileşir. Ameliyat sonrası kolaydır(tuvalete kendiniz gidersiniz mesela, az mı?).
Ben 30 sene önce olmuştum(o zamanki teknoloji ile). 2-3 günlük sıkıntı bana 30 yıl sinüzitsiz, öksürüksüz, baş ağrısız, hatta gripsiz, bronşitsiz, faranjistsiz, falanjistsiz bir hayat sağladı. Doktorunuz olun diyorsa bence olun. Hayat standardı çok değişiyor insanın. O iğrenç kuru öksürük yüzünden kaç defa dersin ortasında sınıftan çıkmıştım. Kaç gece sabaha kadar hortlak gibi oturmuştum.
0
o midas
(06.05.08)
sinüzit kafamızın içindeki küçük kanalların buruna açılan noktası bir arıza nedeniyle tıkandığı zaman oluşur. bu arıza giderilmeden kalıcı tedavi beklemek zor. ameliyat istemiyorum demişsiniz ama sağlığınızı düşünüyorsanız bu kararı hekimlere bırakmanız gerekir. balon sinoplasti uygulayan güvenilir bir hastaneye gidin, tekniğin size uygulanabilir olup olmadığını öğrenin (bu da önemli) ve doktorun tavsiyesine göre hareket edin. hasta tavsiyeleri genelde yanıltıcı oluyor.
0
thalamus
(06.05.08)
kesin cozum olmasa da, soyle bisii var
(bkz: #12510669)
0
la traviata
(06.05.08)
ameliyat olucam sanırım, teşekkür ederim.
0
🌸ravioli
(06.05.08)
(5)

işe başlamada deneme süresi

morella
işveren, işe aldığı kişiyi deneme süresi boyunca düşük ücretle çalıştırmak gibi bir hakka karşılıklı bilgilendirme olmadan, otomatik olarak, sahip midir?yani yeni işe giren eleman kendisine başka bir açıklama yapılmadan "ilk iki ayınız deneme süresidir" dendikten sonra bu iki ay süresince üzerinde a
işveren, işe aldığı kişiyi deneme süresi boyunca düşük ücretle çalıştırmak gibi bir hakka karşılıklı bilgilendirme olmadan, otomatik olarak, sahip midir?


yani yeni işe giren eleman kendisine başka bir açıklama yapılmadan "ilk iki ayınız deneme süresidir" dendikten sonra bu iki ay süresince üzerinde anlaşılan maaştan daha düşük ücrete çalıştırılabilir mi? maaş günü eline kuş gibi bir para geçse, "ama böyle konuşmamıştık" dese, "biz size deneme süresi demiştik, bu iş böyledir, bilmeniz gerekirdi" diye bir yanıt alabilir mi?

böyle bir durum varsa deneme süresi ücreti neye göre kime göre belirlenir?
0
morella
(27.04.08)
deneme süresi diye bir şey var. 2 ay maksimum zaten, iki tarafta anlaşırsa 4 aya kadar uzatılabiliyor. deneme süresi deyince keşke siz ne kadar ücret ödeneceğini sorsaydınız.

bir de şu var, deneme süresi boyunca sizin sigorta ödemeniz yapılmış mı? kanunen bunu yapmaları lazım. yapmamışlarsa oradan girebilirsin.
0
nihilanth
(27.04.08)
iş sözleşmesinde bunun yazıyor olması lazım.
0
pispinti
(27.04.08)
Taraflar en başta anlaşarak makul bir deneme süresi belirlerler. Ancak bu süre ... aydan fazla olamaz(bu süreyi unuttum ama iş kanununda yazar). Teammül, deneme süresinin en fazla iki ay olmasıdır.

Bu süre içinde ödenecek ücret de baştan konuşulmalıdır. Normal ücretten az olabilir ama asgari ücretten az olamaz. Teammül, normal ücretin ödenmesidir(özellikle de başta belirtilmediyse ücrette kesinti yapılmaz).

Deneme süresinde sigortanın ödenmemesi diye bir şey sözkonusu değildir. İşe başladığınız anda sigortanız yapılmış olması lazımdır(daha doğrusu mecburidir)

Not: Teammül dediğimiz şey iş kanununda yazmayan ama büyük çoğunluğun uyduğu bir nevi ticari geleneklerdir. Teammüle uymayan bir firmaya ceza yoktur ama pek de hoş karşılanmaz. Herhangi bir olay iş mahkemesine düşerse, hakim takdir hakkını teammüle uymayan firma aleyhine sonuna kadar kullanır(bu da bir teammüldür)burada bahsettiğim teammüller hemen hemen bütün ciddi firmalarca(küçük veya büyük firma olması farketmez) uygulanır. Bu teammüllere uymayan firmalar genellikle ya kötü niyetlidir ya da uyduruk firmalardır. Böyle yerlerde hiç çalışmamak genellikle daha iyidir
0
o midas
(28.04.08)
taraflar belirli bi ücret üzerinden iş akdi yaparlar. akdin ilk 2 ayı deneme süresidir. yani 2 ücret meblağı konuşulacak, ilki deneme süresi için, ikincisi deneme süresi sonrası gibi bişey olamaz. deneme süresinin amacı sadece memnuniyetsizlik durumunda hangi taraf olursa olsun anlaşmayı tazminatsız feshedebilmektir. firma deneme süresinin ilk gününden itibaren çalışanı sigorta yapmak mecburiyetindedir. normal iş kaununda geçen uygulama budur, ben pratikte de farklı olanını görmedim diyebilirim.
0
lucita
(28.04.08)
hepinize verdiğiniz bilgiler için teşekkürler. sözleşmemde anlaştığımız ücret açıkça belirtilmiş durumda ve sigortam yapıldı. bu durumda sorun yok gibi görünüyor.

ilk kez kurumsal bir işte çalışacağımdan başka birçok şey gibi, deneme süresinin ücretle ilişkisi hakkında hiçbir fikrim yoktu ve bu yüzden bu konuda soru sormamıştım. sonradan internetten biraz bakınınca içime kurt düşmüştü, ama şimdi rahatladım.

ayrıca mesaj yoluyla yardımcı olan villeneuve ve kantelem'e de teşekkürler.

not: sigorta belasının süresinin dolmasına iki gün kala anlaşmalı, kağıt üstünde de değil gerçekten iş bulup son anda sıyırtmam da ayrı bir rekordur kanımca.. herkese kazasız belasız sigortalanma dileklerimle..
0
🌸morella
(28.04.08)
(8)

eski mouse'ların topları hakkında bişi.

huzursuz
merhaba,elimde iki tane mouse topu var... eskilerden gri olandan, çok güzeller bence ama içlerinde ne var merak ediyorum çünkü baya ağırlar, benden önce açmış birisi var mı ? içinde bişi yoksa bozmak istemiyorum topun birini boşu boşuna...(fotografı da internetten buldum şekilli olsun diye)
merhaba,

elimde iki tane mouse topu var... eskilerden gri olandan, çok güzeller bence ama içlerinde ne var merak ediyorum çünkü baya ağırlar, benden önce açmış birisi var mı ? içinde bişi yoksa bozmak istemiyorum topun birini boşu boşuna...

(fotografı da internetten buldum şekilli olsun diye)
0
huzursuz
(16.04.08)
yer çekimine yenik düşsünler diye demir bilye koymuş olabilirlermi sence.yoksa nükleer reaktör mü beklemektesin?
adli tıpta çalışan bir arkadaşım var otopsi için uygun fiyat istersen yardımcı olabilirim
0
omer460
(16.04.08)
genelde çelik bir çekirdek oluyor(muş) içinde ama farklı firmalar daha iyi tutunma sağlasın diye kim bilir ne koymuşlardır içine.. bir de çok zor yarılır heralde o meret, bir tarafınızı kesersiniz onun içine bakçam derken...
0
metox
(16.04.08)
bence en iyisi yakmak :D
daha ağır olmalarını istiyolarsa civada koymuş olabilirler.
0
omer460
(16.04.08)
efendim üşenmedim teee nerelerden buldum eski mousemi feda ettim baktim. içinde metal bilye vardir diyen arkadaslar kazandilar. portakal gibi soydum valla cok zevkli :) sanirim kursun bu içindeki hede. üstteki kısmı cok kalın bir tabaka diil. umarim sevgili huzursuz'un meragini gidermişizdir. bozma sen toplarini oyna onlarla :)
0
palyacopapi
(16.04.08)
ohoo bunca yıl geçti hiç mi açan olmamış yav :) ben en az 4-5 tane kestim, çelik bilye çıkıyor attın mı kafayı yaran cinsten. dıştaki kaplama da yarım santimden az bişey maket bıçağıyla kesiliyor.
0
sourlemonade
(16.04.08)
efendim, önce bilyenin hacmini bulunuz(4*pi*r3/3)(mesela cm3 cinsinden). Sonra tartınız(gr cinsinden).ağırlığı hacme bölünüz. aşağıdaki listeden hangi malzeme olduğunu bulunuz:
7.8 demir-çelik
8.96 bakır
10.5 gümüş(oha)
11.3 kurşun
13.6 cıva(oha)
19.3 altın(ooo oohaa)
21.5 platin(oha oha oha)
18.95 uranyum(çüş)
aradaki değerler için alaşımdır diyebiliriz.
0
o midas
(16.04.08)
öncelikle bu güne kadar hiç meraktan soymamış arkadaşlara yuh diyorum..
genellikle safi demir oluyor (ki şu an elimde bir tanesini tutmaktayım) lakin bir keresinde lise talebesiyken "çok yumuşakmış ulen bu yere düşünce yamuldu" diyerekten mengenede sıkıştırdığımız topun ortası boş ve kurşundan yapılmış olduğunu görüp ortasını boş yapıp da nasıl dengeyi korumuşlar acaba diye meraka düşmüş idik.
0
purp
(17.04.08)
herkese cevapları için teşekkürler... en azından 1 tanesini açıp ben de içine bakmaya karar verdim :)
0
🌸huzursuz
(17.04.08)
(3)

carmen - habanera

hikaye mesture
koronun yükseldiği yerde söz olarak ne diyorlar? eşlik edememek çok koyuyor. :(lyrics sitelerinde aratıp bulamadığımı söylememe gerek yok sanırım. la la la LA!! demediklerine de eminim
koronun yükseldiği yerde söz olarak ne diyorlar? eşlik edememek çok koyuyor. :(

lyrics sitelerinde aratıp bulamadığımı söylememe gerek yok sanırım. la la la LA!! demediklerine de eminim
0
hikaye mesture
(14.04.08)
-1- parcanin orjinal sozleri

L'amour est un oiseau rebelle
que nul ne peut apprivoiser,
et c'est bien en vain qu'on l'appelle,
s'il lui convient de refuser.
Rien n'y fait, menace ou prière,
l'un parle bien, l'autre se tait:
Et c'est l'autre que je préfère,
Il n'a rien dit mais il me plaît.
L'amour! L'amour! L'amour! L'amour!
L'amour est enfant de Bohème,
il n'a jamais, jamais connu de loi;
si tu ne m'aimes pas, je t'aime:
si je t'aime, prends garde à toi! (x2)
L'oiseau que tu croyais surprendre
battit de l'aile et s'envola ...
l'amour est loin, tu peux l'attendre;
tu ne l'attends plus, il est là!
Tout autour de toi, vite, vite,
il vient, s'en va, puis il revient ...
tu crois le tenir, il t'évite,
tu crois l'éviter, il te tient.
L'amour! L'amour! L'amour! L'amour!
L'amour est enfant de Bohème,
il n'a jamais, jamais connu de loi;
si tu ne m'aimes pas, je t'aime:
si je t'aime, prends garde à toi! (x2)

-2- parcanin ingilizcesi

Love is a rebellious bird
that nobody can tame,
and you call him quite in vain
if it suits him not to come.
Nothing helps, neither threat nor prayer.
One man talks well, the other's mum;
it's the other one that I prefer.
He's silent but I like his looks.
Love! Love! Love! Love!
Love is a Bohemian child,
it has never, ever, known the law;
love me not, then I love you;
if I love you, you'd best beware! etc.
The bird you thought you had caught
beat its wings and flew away ...
love stays away, you wait and wait;
when least expected, there it is!
All around you, swift, so swift,
it comes, it goes, and then returns ...
you think you hold it fast, it flees
you think you're free, it holds you fast.
Love! Love! Love! Love!
Love is a Bohemian child,
it has never, ever, known the law;
love me not, then I love you;
if I love you, you'd best beware!

-3- koronun arkada soyledigi genel seyler

lamour est enfant de boheme il na jamais connu de loi si tu ne mai mes pas je tai me prends garde toi

-4- koronun o trallallaaa gibi duydugunuz yerde soyledigi sey

"prends garde a toi"

"prand garda tua" seklinde okunuyor.

-5- parcanin hangi yerinde diye soracak diger duyuru kullanicilari icin de tam orayi gosteriyim kesip bictim

img224.imageshack.us

-6- parcanin notasi ve dinlenebilir hali (scorch plug-in i yuklenmesi gerekmekte goruntulemek icin o sayfada)

www.schubertline.co.uk

-7- bonus
habanera - maria callas
www.youtube.com
0
la traviata
(14.04.08)
Hımmm... Bazıları Nicklerini boşuna almıyorlar gördüğüm kadarıyla.

Soru sahibinden bu muhabbet için özür dilerim ama zaten yazacak pek bir şey de kalmamış, bari geyik yapayım ben de dedim.
0
o midas
(15.04.08)
teşekkürler la traviata
0
🌸hikaye mesture
(15.04.08)
(3)

Internet'in son günlerde yavaşlamasının YouTube'la alakası...

sirrikadem
Internet son günlerde garip bir yavaşlık içerisine girdi sanki. Bunun YouTube'un açılmış olmasıyla bir alakası var mı? Biliyorsunuz ki, Türkiye çıkışları Rapidshare'in kendi bant genişliğinden daha da az. Her şeyin olması muhtemelmiş gibi geliyor bana...
Internet son günlerde garip bir yavaşlık içerisine girdi sanki. Bunun YouTube'un açılmış olmasıyla bir alakası var mı? Biliyorsunuz ki, Türkiye çıkışları Rapidshare'in kendi bant genişliğinden daha da az. Her şeyin olması muhtemelmiş gibi geliyor bana...
0
sirrikadem
(01.04.08)
internette hatta youtubede bile pek bir yava$lik yok. sozluk gezilemeyecek kadar yava$ sadece, buyuk ihtimalle sunucusu yetmiyor.
0
arcano
(01.04.08)
bende de oyle gozle gorulur bir yavaslama yok belki bolgesel olarak bir sorun olabilir? sozlugun sorunu sunucu yuku ama o da konumuz degil.
0
entrapmen
(01.04.08)
İstanbul-Erenköy civarında üç günden beri Telekom'un yoğun bakım çalışmaları var. O civarda oturuyor olabilir misiniz?
0
o midas
(02.04.08)
(15)

YazıLarın arasında görüLen büyük L harfi

o midas
Nedendir? Bir çok forumda görüyorum. Hatta ekşi duyuruda bile rastLayabiLirsiniz. İsteyerek yaptıkLarını sanmıyorum. HerhaLde bu yazarLar benim şimdi yaptığım gibi bir parmakLarı Caps Lock'ta yazmıyorLar. Ne pratik ne de güzeL.
Nedendir? Bir çok forumda görüyorum. Hatta ekşi duyuruda bile rastLayabiLirsiniz. İsteyerek yaptıkLarını sanmıyorum. HerhaLde bu yazarLar benim şimdi yaptığım gibi bir parmakLarı Caps Lock'ta yazmıyorLar. Ne pratik ne de güzeL.
0
o midas
(01.04.08)
Sordumdu, kimi şekil olsun(?) diye kimi de daha okunabilir olduğunu düşündüğü için(ki bence okunulurluğun içine ediyor, kimseninki okunmuyor da seninki mi okunuyor be adam) yapılıyormuş.

not: caps lock ile değil shift ile yapıyorlardır. :)
0
kurukafa
(01.04.08)
turkce karakter kullanmayan kisilerde gorulur bu.

cunku kucuk "l" yi genelde "ı" yerine "i" kullanamadigimiz zamanlarda kullaniriz.

ornek vereyim pekissin:
"sikildim" yerine "sıkıldım" yazamiyoruz (tr karakter kullanmamak adina). ozaman "kucuk "ı" yerine "l" kullaniyoruz. e ozaman kucuk "l" yerine ne kullancaz? buyuk "L" tabiki.

bu benim sahsi buyuk "L" kullanma tarihcemdir. yakin zamanda kurtuldum bu aliskanliktan. baskalarinin amaci baska bi aliskanliktan geliyor olabilir.
0
theli
(01.04.08)
Valla ben bu şekilde büyük L yazanların hepsinin daha çocuk olduğunu, kendilerine bir şekilde dikkat çekmek istediklerini düşünüyorum. Aslında bi psikolog bunu daha iyi açıklar sanırım. Haa bu arada ekşi duyuru da filan böyle yazılmış sorulara cevabı bilsem de yazmıyorum...
0
selimse
(01.04.08)
Teşekkür ederim. İçimden bir ses bu cevApları AlAcAğımı söylüyordu dA yine de bir türlü kondurAmıyordum sırf şekil olsun diye yApıldığınA. Ben de bundAn sonrA şekil olsun diye öyle yApAcAğım hem de dAhA dA mArjinAl olmAk AçısındAn A hArflerini büyük yAzAcAğım. HAdi bAkAlım.
0
🌸o midas
(01.04.08)
ne yalan söyleyeyim ben de kıl oluyorum bunlara...
özellikle divx forumlarında falan karşılaşıyorum böyleleriyle...
bunlar ş yerine sh ç yerine ch yazıyolar..
selimsenin de dediği gibi çocuk bunlar...yeğenim var ordan biliyorum
0
undarist
(01.04.08)
"1" rakamı ve "I" ile karıştırılmaması için olabilir
0
ermanen
(01.04.08)
Ş yerine $ kullanmak bir zamanlar gerekiyordu, daha doğrusu tercih meselesi diyebilirdiniz(yalaka mode on). Bir çok internet ortamında ş harfi tanınmadığı için bazen işe yarıyordu. O zamanlar ı yerine l, kullanılması da (devamı olarak l yerine L kullanılması da) anlaşılabilirdi. Ama sadece şekil olsun diye kullanılması bence biraz garip. Açıkçası bu soruyu sorduğumda "belki de bazı programların bazı fontlarla bir derdi vardır, bu arkadaşlar da bu programları kullandıkları için paso istemeden böyle yazmak zorunda kalıyorlardır" gibi şeylerin çıkabileceğini ümit ediyordum.
0
🌸o midas
(01.04.08)
benim klavye bazen ing.e geçiyor durduk yere daha önce sorulmuştu burda birçok kişiye oluyormuş msn bug'u yüzünden galiba. neyse bazen tr'ye çevirmeye üşeniyor insan, yani ben yapmıyorum da bu yüzden yapan olabilir.
0
sourlemonade
(01.04.08)
nickim de bu kapsama giriyor sanki, kendimden utandım birden.
ayrıca ; (bkz: entryde 99 tadı) başlığında ş yerine sh, ç yerine ch yazmak gibi örnekleri görülebilir.
0
frant1c
(01.04.08)
sms'lerde belki olabilir. ben mesela bi aralar ı'ları ve l'leri büyük yapardım. ILImLI mesela. fekat sonraları okumayı zorlaştırdığını kendim farkettim. senelerce de ş yerine $ yaptım klavyede, güzel göründüğünü düşünüyodum ama öyle deilmiş.

bi metni okurken ı ile l'yi karıştırmak pek mantıklı gelmedi bana. aşağıda var işte bi tane, adam(tanıyorum kendisini) "üretim pLanLama" yazmış başlığa.

anlayamadığım, neden R deil de L? karışması çok çok mantıksız.(bunu mantlkslz diye okuyan var mı allasen?)
0
infernal majesty
(01.04.08)
ek$i engine sçtığında altta yazan yazı;

"Bu olu$an hatanIn tum haklarI Sourtimes Entertainment'a aittir. Izinsiz aynI hata olu$turulamaz aynI $ekilde sicilamaz. (c) 2500-4900 SourTimes."

mesela burada I'lar sadece geyik olsun diye büyük sanırım.
0
deckard
(01.04.08)
küçük L ile karışmasın diye zannediyorum. Mesela "Illustration" kelimesinin başındaki üç adet dikey çizgi okumayı zorlaştırıyor. veya ingilizce "hasta" anlamına gelen "Ill" sözcüğü bu şekliyle üç dikey çubuktan ibaret kalıyor. bunlar uç örnekler tabii. zannadersem ki biraz daha anlaşılabilir kılabilmek için küçük L yerine büyük L kullanılıyor. "ILLustration" yazılıyor, "ILL" yazılıyor. daha okunabilir oluyor.
0
kibritsuyu
(01.04.08)
çocukluktan yapıyorlar başka bir şey değil.

sıkıldım demek isterken "sikildim" yazarım diye de korkmayalım artık mümkünse. "hiohhaha sikildin mi hohoha" diye gülen adamlar olmasın hayatımızda zaten.

asabiyim bu ara...
0
pispinti
(01.04.08)
turkce klavye kullanmayan birisi icin normal karsilanacak bir durumdur. yazilarimin anlasilmasi icin s'den sonra gelen s harfi icin de kimi zaman $ kullaniyorum. 30'unu geckin biri olarak bunun cocukluk ile bir alakasi oldugunu du$unmuyor, aksina yazilarin daha anla$ilabilir olmasini sagladigini du$unuyorum.en azindan kendi yazdiklarim icin.
0
cukutak
(01.04.08)
theli ben çocukluğu dünyada yaşadığın yılla ölçmüyorum, benim bahsettiğim çocuk olma durumu yaş ile bağlantısız. Ayrıca ben çocukların sorularını cevaplamıyorum diye bir şey yazmadım, ben kendilerine bir şekilde dikkat çekmek isteyen insanların sorularına kıl olduğum için cevap yazmıyorum. En son da şunu ekleyeyim $ işareti ekşi de S yerine değil Ş yerine kullanılıyordu. Bunları aynı görmemek lazım. ı,ç,ğ,ü,ö yerine bir şey kullanılsa bunu anlardım fakat "L" bence direk ço-cuk-luk...

Yanlış anlamaları kaldırmak için yazayım:

Çocuk :(mecaz)Büyüklere yakışmayacak biçimde düşüncesizce davranan kimse:
"Otuz yaşında ama hâlâ çocuk."
Çocukluk: (mecaz)Çocukça davranış:
"Onun nazını çekerek bütün çocukluklarına katlanıyorum."- A. H. Tanpınar.

Kaynak TDK...
0
selimse
(02.04.08)
(14)

ne iş yaptığı merak edilen meslekler

pascha d
merak ettiğiniz meslekler var mı, ya da nasıl çalıştığı hep merak edilen iş kolları.. yazınız efenim bunları lazım bananot:soruda sadece sizin neyi merak ettiğiniz sorulmuştur..
merak ettiğiniz meslekler var mı, ya da nasıl çalıştığı hep merak edilen iş kolları.. yazınız efenim bunları lazım bana
not:soruda sadece sizin neyi merak ettiğiniz sorulmuştur..
0
pascha d
(27.03.08)
profesyonel kumarbazları merak ederim.
0
annem bana kiz bul evlen dedi
(27.03.08)
Bölüm üzerinden meslek tahmini yaparak ne yaptığını merak ettiklerim şöyle:
Bilumum; matematik, tarih, edebiyat, biyoloji benzeri bölümler. Tamam biyoloji okuyan biyolog oldu diyelim ya öbürleri? öğretmen deseniz onların zaten öğretmenlik bölümü var, bu tür sade bölümler ne iş yapar tam olarak?
Bir de matematik mühendisleri ne yapar?
Farklı bir yaklaşımla; okulu olmayan meslekler var, onların da nasıl olunduğunu merak etmekteyim, misal ekspertiz var. Sigorta, kredi işlerinde malın ederini belirleyen kişiler bunlar, nasıl olmuşlar. Okulu yok sonuçta...
0
late viper
(27.03.08)
hokus pokusçular.. malum meslek sırları ama merak etmeden duramaz bu gönül.
edit: ben yanlış anlamışım galiba soruyu :)

cevabı değiştiriyorum o zaman.endüstri mühendisleri..her bölümden ders alıyorlar maaşallah ama nedir tam olayı ?
0
vampyria
(27.03.08)
ben sahsen okudugum halde bilgisayar muhendisligini pek anlamıs değilim. napıcam ilerde hiç fikrim yok.
0
sourlemonade
(27.03.08)
şöyle bir link var. gerçi daha çok üniversiteye hazırlık rehberliği için

www.frmpaylas.com
0
efruz
(27.03.08)
Evet evet, hem de çok merak ediyorum. Hani borsada yüzlerce telefonun olduğu salonlar vardır, bir sürü insan deli gibi telefonda konuşur, bir yandan da perde kornişlerinin olması gereken bir noktaya doğru bir takım işaretler yaparlar. Sonra seans biter ya da kötü bir şeyler olur bir anda boşalır ortalık. Sadece dağınık duran telefonlar ve binlerce kağıt parçası kalır yerlerde. Kimdir bunlar, ne yaparlar, nasıl yaparlar, o tempoya can mı dayanır, hep böyle midir oraları, çok para kazanırlar mı, ya da çok para kaybederler mi denk düşmezse, kendi paralarıyla mı oynarlar, kendi paraları değilse bu ne motivasyondur, okulu var mıdır, orada yaptıkları hareketleri takip edenler var mıdır, varsa o kadar adamın dediklerini nasıl anlar ona göre bir şeyler yaparlar, eğer büyük para dönüyorsa nasıl bir el işaretiyle hisseler alınır satılır, imza neyim gerekmez mi, söz senet midir, yerleri kirletmekten hicap duymazlar mı, kendi evlerinde de kağıtları yere mi atıyorlar? Delireceğim ulan!
0
o midas
(27.03.08)
Ayrıca bir de havaalanı kulelerinde çalışan teknisyenleri merak ederim. Bir insan evladı nasıl böyle stresli bir işte çalışmaya ikna edilebilir ki? Acaba ağır ceza yemiş mahkumları af vaadiyle filan mı çalıştırıyorlar orada? Necidir bu güzide insanlar, okulu nedir? Pilot mudur mühendis midir kimdir onlar. Yeri geliyor pilota, hostese teşekkür edecek fırsat çıkıyor kapıda, olmadı alkışlıyoruz inince filan ama bu arkadaşlara bir teşekkür bile edemiyoruz bırak freeshop tan alınmış suveniri, sigarayı göndermeyi. O kadar zahmet ediyorlar halbukim sağ salim indirebilmek için bizi. Aha buradan hepsine selam ediyorum yeri gelmişken.
0
o midas
(27.03.08)
sanatçı
0
szqnn
(27.03.08)
Krupiye'leri de aman ihmal etmiyelim. Onlar da başka bir alem. Gerçi yukarıda profesyonel kumarbazlar söylenmiş ama onlar başka.
0
o midas
(27.03.08)
uluslararası yük gemisi kaptanlığı (daha açık yazamam)
0
insanimsi
(27.03.08)
@ o midas

ben de o borsada telefonla konuşan adamların telefonda konuştukları kişilerin ne iş yaptığını merak ediyorum. kim onlar? hakkaten doğru düzgün duyabiliyolar mı mesela telefondakini? napıyolar o bilgilerle? ve nedir o bilgiler de ancak orada bulunanlar ulaşabiliyor? illa orda dikilip bağıra çağıra telefonla konuşmak gerekiyor?
0
gumz
(27.03.08)
elestirmen. ben daha cok nasil elestirmen olundugunu merak ediyorum, kim karar veriyor elestirmen olduguna?
0
turkish tekila
(27.03.08)
Overlokçular.
0
fredi
(27.03.08)
Çikolata mühendisi
Kriptozoolog
proktolog
incir polinatörü
okülarist
video oyun tester
profesyonel kasa hırsızı
kayak rampası illüstratörü
foley artist
bilgisayar mühendisi
...
0
ermanen
(27.03.08)
(6)

Barkodu bilinen ürünün imalatçısını bulmak.

o midas
Elimde 13 haneli bir barkod var. Bu ürünün hangi firma tarafından üretildiğini bulabilir miyim? İlk üç rakam(Ülke kodu oluyor galiba)203. Artık hangi ülkeyse.
Elimde 13 haneli bir barkod var. Bu ürünün hangi firma tarafından üretildiğini bulabilir miyim?
İlk üç rakam(Ülke kodu oluyor galiba)203. Artık hangi ülkeyse.
0
o midas
(15.03.08)
google'da aratmayı denediniz mi?
0
late viper
(15.03.08)
Denedim. Olmadı.
0
🌸o midas
(15.03.08)
ben biraz önce ülker hanımeller paketindeki barkod numarasını arattım çat diye buldu google :)

8690504012108
0
kimlanbu
(15.03.08)
odamdaki eşyalar:
sigara, not defteri, dvd müzik, masa takvimi, denediğim kitapların tamamı--> google'da var

kağıt mendil, windows xp, 05 uç, daksil, defter, çini mürekkebi--> google'da yok

Neyleyim böyle google'ı.

Aradığım ürünün de esamesi yok.
Batsın böyle google.
0
🌸o midas
(15.03.08)
bari numarayı verin herkes arasın, bulan yazar buraya...
0
late viper
(15.03.08)
203 4100 703012
Bir poşetin içinde tahtadan kesilmiş objeler.
İlgilenen herkese çok teşekkür ediyorum.
0
🌸o midas
(15.03.08)
(5)

elektrik

thinkbeforedoing
çoğunlukla alışveriş merkezlerinde demir veya metal birşeye dokunduğumda elimi elektrik çarpıyor. öyle acayip fazla çarpmıyor ama kücük bir pıt sesi duyuluyor. artık bu öylesine çok olmaya başladı ki demir kollu bir kapıya uzanırken artık korkuyorum. napmak gerek?
çoğunlukla alışveriş merkezlerinde demir veya metal birşeye dokunduğumda elimi elektrik çarpıyor. öyle acayip fazla çarpmıyor ama kücük bir pıt sesi duyuluyor. artık bu öylesine çok olmaya başladı ki demir kollu bir kapıya uzanırken artık korkuyorum. napmak gerek?
0
thinkbeforedoing
(12.03.08)
bende de cok olur. genellikle kis basinda. kendimce soyle bir taktik gelistirdim: tutacagim yuzeye once elimi iceri bukerek disari cikardigim bilegimin on kismini degdiriyorum. yine carpiyor ama rahatsiz etmiyor o bolge.
0
terp
(12.03.08)
Ayakkabınızdandır. Yere sürtüyorsanız(ille de sürtersiniz gerçi kaçış yok), sürtünmeden dolayı vücudunuzda statik elektrik birikiyor, bir metale değince de tekrar boşalıyor. Korkacak bir durum yoktur. Benim hoşuma bile gidiyor.
0
o midas
(12.03.08)
metalden çok insanlara değince çarpıyor bende de.
0
frant1c
(13.03.08)
statik elektrik o bahsettiğin.

şimdi şöyle, bazı maddeler elektriği iletir, bazıları tutar. mesela naylon malzeme içeren çorap, lastik ayakkabılar, kazak gibi tüylü şeyler hatta ve hatta vücudunda yer alan tüyler bile bu statik elektriğe neden olabilir.

çözüm olarak, arada bir kendini topraklaman lazım. mesela çıplak ayakla toprak üzerinde yürümek en bilinen ve etkili yöntemlerden. ama büyükşehirde nerede toprak nerede çıplak ayak. metallere sık sık dokunursan da topraklanmış olursun. sık dokunursan çarpmaz.

bu çarpmanın ne kadar etkili olabileceğini görmek için, halının üzerinde yünlü çorapla yürüdükten sonra ışıkları kapatıp metal kapı koluna dokunursan mavi bir kıvılcım bile görebilirsin. şirinler değil, maalesef.

bu statik elektrik mantığı kamyonların arkasından yere sallanan zincirle aynı şeydir.

bu arada ben bu yazdığımı entry yapayım, hazır açıklamışken.
0
kimyon
(13.03.08)
- tabanı kalın lastik ayakkabı
- naylon içerikli kumaştan yapılmış pantolon (evet özellikle pantolon. yürüdükçe bacakların birbirine sürtmesi acaip elektrik üretiyor)
- topraklanmayı önleyici yer döşemesi. özellikle laminat parke.

bunlardan uzak durursanız statik elektriğin vücutta birikmesini azaltabilirsiniz. naylon karışımlı pantolon yerine pamuklu vs. giyerseniz elektrik oluşumunu azaltır, ince tabanlı bir ayakkabı ile taş zeminde dolaşırsanız da topraklanmayı kolaylaştırırsınız.
0
kibritsuyu
(13.03.08)
(8)

çok saçma bi soru...

merope
mesela amerikada maddy falan diyorlar ya ismi madeleine olan biri oluyor sanırım bu, ya da cathy'dir matt'dir bilmemne, bunlar kısaltılmış isim sanırım. bunun türkiyedeki karşılıgı ibrahim - ibo veya mehmet-memos gibi mi oluyor? öyle düşününce çok saçma geldi bana :))çok ciddiyetsiz gibi yani.okulla
mesela amerikada maddy falan diyorlar ya ismi madeleine olan biri oluyor sanırım bu, ya da cathy'dir matt'dir bilmemne, bunlar kısaltılmış isim sanırım.
bunun türkiyedeki karşılıgı ibrahim - ibo veya mehmet-memos gibi mi oluyor? öyle düşününce çok saçma geldi bana :))
çok ciddiyetsiz gibi yani.
okullarda falan nasıl oluyor bu iş. nufusunda catherine diye uzun uzun yazıyor ama elalem kate/ cathy mi diyor?
iş yerinde iş arkadasım necmettin se mesela nec falan dedigimi hayal etmeye çalışıyorum edemiyorum da :))
0
merope
(12.03.08)
evet bizdeki ibo - apo - memo gibi oluyor.
bir de illa elalemin kısaltması da olmayabilir onlar, yani kimliğindeki isim Katie, Bob falan diye de olabilir sanırım.
0
pispinti
(12.03.08)
Bizde de kimliklerinde ismi Fatoş olanlar var, gayet normal bir durum...
0
crown
(12.03.08)
evet crown 12'den vurdu. tam olarak abdullah-apo gibi bir kısaltma değil yabancılardaki. ismi farklı ama konuşma dilinde kullanılan tamamen farklı. samimi olunduğu için kısaltılıyor gibi değil. artık ismi o olmuş onun. türkiye'de de kimliğinde gerçek adı fatma olup fatoş diye çağırılan çok insan var. eşimin bir arkadaşı mesela. fatoş fatoş diyip dururuz. geçen feysbukta fatma diye biri ekledi beni. tanıyamadım. meğer bizim fatoşmuş. fatmaymış gerçek adı. ama samimi olsun olmasın herkes fatoş diyor. kendi de adın ne diyince fatoş diye cevap veriyor. necmettin'e nec değil de necmi diyebilirsin mesela. hatta -ettin ile biten tüm isimlerdeki -ettin'i kaldırıp ismi kısaltabiliriz. yabancılardaki olay da bunun gibi.
0
kibritsuyu
(12.03.08)
eh, ben de onu dedim zaten?
mesela ismi Dakota olana Dakky de diyebiliyorlar, ama bazılarının kimlikte yazan ismi de o kısa formu oluyor.

bence ben de vurmuştum 12'den. teessüf ediyorum. :/
0
pispinti
(12.03.08)
ama işte apo ibo memo gibi olmuyor. ibo diye adam yok türkiye'de. ibo'ların tamamı ibrahim. ve bu ibrahimle samimi olana kadar da ibo demiyorsunuz. ama necmettin isimli bir kişiye samimi olunmadan da necmi denebiliyor. örneğin şuradaki noterin baş katibinin adı burhanettin ama herkes burhan bey diyor ona. kartvizit de bastırmış burhan diye. ama burhanettin olmayan burhanlar da var o konuda haklısın. sen de 11'den vurmuşun :)
0
kibritsuyu
(12.03.08)
şimdi aklıma geldi. acaba tersi olabilir mi? mesela bizde ismi necmettin olan kişiye necmi denir kısaca. ama ismi nüfusta necmi olanlar da vardır dedik. amerikalılarda da tam tersi olabilir mi? yani adamın nüfustaki ismi bill'dir ama ciddi ortamlarda ağır olsun diye uzatılıp "william" yapılıyordur mesela. anası babası adama fred diye isim koymuşlardır ama ciddi bir ortamda takdim edilirken fred affedersiniz zik gibi, çocuk ismi gibi kalacağından "sör frederik bilmemne" diye taktim edilmesi olayın içine ağırlık katar. belki de böyledir bu iş.
0
kibritsuyu
(12.03.08)
Sözlüğe şöyle bir şeyler ekledim:
(bkz: kisaltilarak kullanilan isimler)

Buradan da görüldüğü gibi bazı isimlerin orjinal hali günlük hayatta hemen hemen hiç kullanılmıyor. Samimi olmadıklarınıza bile theodore, leonard filan diyemezsiniz. Belki törenlerde, süper resmi yazışmalarda denk düşerse.
0
o midas
(12.03.08)
evet tabi ki bizde de fatoş var, crown ın demek istedigini ben zaten biliyorum da ;
bana yine de amerikalıların neredeyse her ismi kısaltmaymış gibi geliyor..
matt - matthew, katherine-kate-cathy, megan-meggy, gwendoline-gwen ne bileyim jennifer - jenny daha bir dolu örnek var, bu kadar sık kullanımı ilginç geldi, bize adapte edemedim kafamda. ondan sormuştum nasıl çözüyolar bu karışıklıgı diye :)
yani bana gelip selam ben bill dediginde ben william mıdır nedir anlayamam orda ama burda fatoş - burhanettin-necmi örnekleri daha nadir yani.
0
🌸merope
(13.03.08)
(8)

kedi - kuduz

palyacopapi
sokak kedisini besliyim derken elimi cirmaladi.. kudurur muyum ben ya... kendimi burhan gibi hissettim
sokak kedisini besliyim derken elimi cirmaladi.. kudurur muyum ben ya... kendimi burhan gibi hissettim
0
palyacopapi
(24.02.08)
saglik ocagina felan gidip asi ol hemen 30 gunluk gobekten vurulan bi igne var o olmaz isaallah. bir de bol sabunlu suyla 2-3 kere yika
0
maresalx
(24.02.08)
anarquia
(24.02.08)
kuduz kedinin salyasında barınır var ise çırmalayıp yaraya salyasını akıtmadığı sürece ya da ısırmadığı sürece kuduzdan korkmayınız diğerleri için bir görünmekte fayda var
0
pascha d
(24.02.08)
sizi çırmalayan kediye ulaşma imkanınız varsa direk onu götürün hastaneye, sağlık ocağına, dispansere veya veterinere, o şekilde çabucak anlaşılabilir. ama nerden bulayım ben o kediyi filan diyorsanız korkmayınız, hastaneler derdinize deva olur, hemen psikolojiniz bozulmasın.
0
lejant
(24.02.08)
aynı sorunu ben de yaşamıştım (hatta yaşarım diyim) doktora kuduz aşısı olmaya gittiğimde doktor bana "tırmalayan kediden değil ısıran kediden kork" demişti. çünkü kedi kudurduğu için değil muhtemelen kendini korumak için tırmalar, bir kuduz alameti değildir. ama tabii ki mutlaka tetanoz ve kduz aşılarınızı yaptırın. zaten kuduz aşıları artık çok şeker öyle göbekten 30 günlük aşılar 20 yıl öncesinde kaldı, öyle pembe-mor renkli aşı sıvısını minicik bir enjektörle koldan enjekte ediveriyorlar,toplam 6 aşı olmanız gerekiyor ama son iğnelere gerek bile kalmıyor genelde (tabi bu sizi tırmalayan kediyi 10 gün gözaltında tutmanız ve kedinin bu 10 gün sonrasında hala sağlıklı olduğunu görmeniz durumunda geçerli)..
0
bulanti
(24.02.08)
Esas sorun kuduz değil, tetanoz. Tetanoz aşısı zaten her 5-10 yılda bir yapılmalı. Aşınız yoksa vesile olur. Bu nedenle bir doktora görünmekte fayda var.
Kuduz konusuna gelince iki sene önce bir kedi tarafından ısırıldığımda hastanedeki doktor bana Türkiye'de son 70 sene içinde kediden bulaşan kuduz vakasına raslanmadığını söylemişti. Ama genede en iyisini doktor bilir. Zaten tetanoz için sağlık ocağına gideceğinize göre kuduzu da bir sorun.
Ha bir de kedi hastalığı var. Evet varmış böyle bir hastalık ve ben yakalandım. Bildiğim kadarıyla sadece ısırınca oluyor. Ölümcül değil ama pek hoş bir hastalık da sayılmaz.
0
o midas
(24.02.08)
evet kudurabilirsin, düşük bir ihtimal olsa da, aşının sana zarar verme olasılığı daha düşük olduğu için aşını da olmalısın.

eğer okul çağı aşılarını tam olduysan ve üzerinden 10 yıldan fazla zaman geçmediyse tetanozu da olacaksın.

kediye ulaşma imkanın varsa kedi 10 gün gözlenecek ve ölmememesine dikkat edilecek:)) kedi bu süre zarfında ölmezse, aşı takvimini yarıda bırakabilirsin.

göbekten kuduz aşısı diye bir şey artık ne şanslıyız ki yok. koldan yapılan allerji-yan etki olasılığı çok düşük olan gayet ince bir iğneyle yapılan yakmayan bir aşı kullanılıyor. haydarpaşa numune anadolu yakası kuduz merkezidir. ilk aşı için 1 saatini, sonrakiler için 30 dk harcayarak kudurmayacağından emin olabilirsin:)
0
kara kadife
(24.02.08)
beni çok tırmalıyolar bugune dek kudurmadım :))
veterinere sormuştum kedilerle çok elleşiyorum kuduz bulaşır mı diye, o da kuduza gerek yok tetanoz yaptır yeter dedi. Özel bir dispanserde 10ytl ye yaptılar, hem de 3-4 sene etkisi oluyomus.
isterseniz cevredeki veterinerlerden birine bi danısın. sonucta kuduz vakası varsa onların haberi vardır ama sanmam oldugunu
0
merope
(25.02.08)
(5)

Düşük gelen elektrik faturası

kurukafa
Ayedaş'tan gelen fatura normalden düşük geldi, yani normalde her ay 40ytl civarı gelen elektrik faturası bu ay 10ytl geldi. 50 kilowatt civarı gözüküyor tüketim. Gelen elektrik zam haberlerinden sonra "bi pislik mi var bunun içinde?" dedim içimden bir sorayım dedim. Nasıl olur? Kullanımda bir fark y
Ayedaş'tan gelen fatura normalden düşük geldi, yani normalde her ay 40ytl civarı gelen elektrik faturası bu ay 10ytl geldi. 50 kilowatt civarı gözüküyor tüketim. Gelen elektrik zam haberlerinden sonra "bi pislik mi var bunun içinde?" dedim içimden bir sorayım dedim. Nasıl olur? Kullanımda bir fark yoktu.

edit: geçen ayki faturaya baktım 250 kilowatt gözüküyor. 5 kat az kullanmış olma şansımız yok. sayaç falan mı bozulmuştur?
0
kurukafa
(20.02.08)
ahah "eksiği senin fazlası benim" diye bir laf vardır :) sayacın bozuk olma ihtimalinden öte sayaç okunma tarihlerinden kaynaklı bir durum olabilir. bir sonraki ay +200kwh parası ödersen şaşırma derim.
0
kimlanbu
(20.02.08)
2-3 yıl önce bizim faturamız da böyle geliyordu, yani normalde 10 geliyorsa insanlara bize 1 geliyordu. kaçak elektrik kullandığımız kanısına varmışlardı öyle bir şey olmadığı halde. bir sonraki ay yine bu civarda gelirse faturan, sayacı kontrol ettir bence.
0
phoera
(20.02.08)
ihtimaller;
* sayaç okuma tarihleri şaşmış, aynı karneyi 1-2 hafta ara ile okumuş olabilirler.tabi bunu faturayı aldığınızda farkedebilirdiniz.
* sayaç önceki ay ve yahut bu ay yanlış okunmuş olabilir.onlarda allahın bir kulu endeksi 650 yerine 850, 850 yerine 650 olarak görmüş olabilirler.
* sayacın bozuk olma ihtimali var ama bu sizi ilgilendiren bir konu değil. zaten bir elektrikçi çağırıp sayacı kontrol ettiremezsiniz.

büyük ihtimal yanlış okumadan kaynaklanıyordur.isterseniz faturayı alıp endeksin doğruluğunu kontrol edin.sayacınız dijital değil ise kırmızı penceredeki rakamı almadan son kw/s inizi görebilirsiniz.eğer yanlış okunmuşsa, doğru endeskle bölge müdürlüğüne gidip düzelttirmeniz ya da bir sonraki aya kendi kendine düzelmesi mümkündür.sayaç bozuk ise akışına bırakın bir kaç ay sonra farkına varıp bakarlar zaten, adamların görevi bu.
0
gregory
(20.02.08)
En muhtemel senaryo:
Elektrik idaresinin sık sık başvurduğu bir yol vardır. Sayacınızı öyle her ay okumazlar. Mesela 4 ayda bir okurlar. Sayacı okumadıklarında daha önceki tüketiminize bakıp yaklaşık bir şeyler yazarlar faturaya. Ama o süre içinde sizin tüketiminiz biraz azaldıysa (mesela ayda 40-50 kws) o dört ay boyunca yapılan tasarruf bir anda ortaya çıkıverir. Hatta alacaklı bile olursunuz.
0
o midas
(22.02.08)
o midas,
bahsettiğin olay sanırım 2002 senesine kadar yapılıyordu.bu da direk idarenin değil, sayaç okuyan memurların başvurduğu bir yoldu.sonrasında memurların eline verilen yeni cihazlar ile bunun önüne geçildi, ki artık faturalar o cihazdan bina içinde çıkıyor.
0
gregory
(22.02.08)
(6)

İşten Tahliye Edilme, Getiri ve Götürüleri

schimsonique chaiselongue
efenim problemim sudur:bu akşam sularında yaklaşık 4 aydır part-time olarak çalıştığım ykm adapazarı'ndan cıkarıldım. şu an okumaktayım, lakin edinebileceğim en kolay ve rahat iş burası olduğu için çalışıyordum. final+vize haftaları izin veriyorlardı bok püsür.3,5 ay boyunca bi problem olmadan çalış
efenim problemim sudur:

bu akşam sularında yaklaşık 4 aydır part-time olarak çalıştığım ykm adapazarı'ndan cıkarıldım. şu an okumaktayım, lakin edinebileceğim en kolay ve rahat iş burası olduğu için çalışıyordum. final+vize haftaları izin veriyorlardı bok püsür.

3,5 ay boyunca bi problem olmadan çalıştım. mağazada sadece iki part eleman var. biri ben olan bu iki kişi, hiçbir sorunla karşılaşmadan o kadar süre geçirip sonunda cıkarıldık. gerekçeler su sekilde:

1- daha önce mağazada hiç part elemanla çalışılmamış. ilk çalışanlar biziz. bu sistemin tamponlayıcı olması gerekirken 12 saat acık olan mağazanın sadece 4,5 saat çalışan iki personelle boşluklarının doldurulmasının imkansız olması,
2- final ve vize haftalarının en yoğun dönemlere denk gelmesi yüzünden işi sekteye uğratması.

bu iki sorun işe girerken mülakat sırasında dile getirilmesine karşın, vize haftası izin verilmesi vs. tamamen işletmenin vermiş olduğu vaatler. biz gelip de "yannız aga, biz izin üsterük" demedik hiç. hatta sınav haftası calisma shift leri hazırlanırken bize sorulmadan off yazılıyorduk zaten.

performans, sorumluluk, kişisel hiçbir problemin olmadığı vurgulandı.

sorum şudur: bizim dışımızda doğan bu problemler için bize bir ödeme yapılacak mı? sonucta, sorunların çözümünü departman yöneticileri bulmus ve biz daha sorundan haberdar olmadan kapatılmıstı.

not: amacım, ulan zaten kovuldum sömürebildiğimi sömüreyim! değil yanlış anlaşılmasın. herhangi bir hukuki hakkım varsa bilmek isterim..

konu hakkında bilgi sahibi olan arkadaşlardan yorum, bilgi istiyorum. teşekkürler...
0
schimsonique chaiselongue
(13.01.08)
iş sözleşmenizin işveren tarafından tek taraflı feshi söz konusu olduğundan dolayı herhangi bir tazminata hak kazabilmeniz açısından yorum yapabilmem için, işveren ve sizin aranızdaki iş sözleşmesinin detaylarını öğrenmem gerekir.

deneme süreli mi yoksa belirsiz ya da belirli süreli iş sözleşmesi miydi?

aklıma gelen diğer bir gerekli soru da; işyerinizde kaç işçi çalıştığıdır.
0
nesilsiz
(14.01.08)
sözleşmeli çalışmaktaydık. ama tipik hata, sözleşmenin bi nüshası yok ben de. imzaladım dosyalandı görmedim bi daha. aklıma sçayım.ama deneme süreli çalışmıştık. 15 gün denendik, sonra imzalandı anlaşma. deneme süresinden önce de bi anlaşma imzalamıstık yanlıs hatırlamıyosam.

40tan az kişi çalışmakta.
0
🌸schimsonique chaiselongue
(14.01.08)
İş hukuku sınavından çıkmış kadar oldum yani :)
0
ermanen
(14.01.08)
tüh, keşke sözleşme olsaydı sizde de.
deneme süreniz 15 gün ise o açıdan sorun yok. deneme süreniz içinde sözleşmeniz feshedilmemiş.
sözleşmenizin de genel olarak anladığım kadarıyla, belirsiz süreli olduğunu anlıyorum.
neyse, bu durumda, (eğer tüm anladıklarım doğruysa)iş kanunu'nun 21. maddesine dayanarak ve iş yerinizde 30'dan çok işçi çalışıyor olması(siz 40'tan az demişsiniz.) önşartına bağlı olarak tazminata hak kazanabilmeniz olası.

ancak, her zamanki gibi belirtmeliyim ki; sözleşme tarafların anayasası'dır. bu nedenle kendisini görmeden kesin bir şey söylemem aslında pek de doğru olmayacaktır.
0
nesilsiz
(14.01.08)
part - time calısmalarda genel olarak sozlesme maddelerıne işverine kolaylık saglayan maddeler konur..

kaldıkı 1 yıl calısmıs olsan 1 aylık maas , 6-12 a y calısmıs olsan yarım maas tazmınat hakkın oluyo..3,5 ayda boyle bi hakkın olsa bıle mantık olarak 4de1 maas alırsınkı bıda sanırım cok dusuk bı mıktar yapar..
0
isott
(14.01.08)
Sözleşmenin kopyasının elinizde olmasına hiç gerek yok(olsaydı daha iyiydi tabi). Aslında tazminat alabilmek için herhangi bir sözleşmenin olmasına da gerek yok.

İşyerinden işverence çıkartılan bir işçinin alabileceği üç temel hak vardır(bazı özel tazminatları konumuz dışında olduğu için saymıyorum):
1. Kıdem tazminatı: Bir sene çalışmadan herhangi bir kıdem tazminatınıza hak kazanamazsınız.
2. İhbar tazminatı: Bu tazminatı alabilmek için sözleşmenizin "belirsiz süreli" sözleşme olması gerekmektedir. Eğer sözleşmeniz "belirli süreli" ise ve işinize bu belirli sürenin bitiminde son verdilerse ihbar tazminatı alamazsınız. Sizin sözleşmeniz tahminen"belirsiz süreli"dir. Eğer "belirli süreli" olmuş olsa bile süresinin 3.5 ay olması büyük tesadüf olacaktır. Sözleşmenin tipi sözleşme üzerinde yazar. Yazmıyorsa zaten sözleşme değildir. Bu tazminatın miktarı çalışma süresi 6 aya kadar olan işçiler için iki haftalık ücrettir.(bkz: ihbar tazminatı)
3. Senelik izin hakkı: İşyerinde bir seneden fazla çalışmış iseniz ve hak kazandığınız halde henüz kullanmadığınız senelik izniniz varsa, bu izinin parasal karşılığını da ayrılırken alabilirsiniz.

Yukarıda anlattığım haklardan sadece ihbar tazminatına hak kazanmış görünüyorsunuz. Sözleşmenizde ne yazarsa yazsın bundan daha az haklara sahip olamazsınız. Bazen sözleşmelere daha iyi haklar veren maddeler de konulabilir ama sizin işvereninizin böyle yapmış olması için bir neden yok.
Buraya kadar işin teorisi idi. Peki pratikte ne olur derseniz:
İki olasılık var. Çalıştığınız sürece sigortanız yapılmıştır veya yapılmamıştır. Eğer yapılmamışsa ve siz sigortasız çalıştığınızı ispatlayabilirseniz işverenin canını yakabilirsiniz(ki yakın derim). ssk nın web sayfasına girerek primlerinizin yatırılıp yatırılmadığını öğrenebilirsiniz. ykm'nin primlerinizi yatırmayacağını sanmıyorum ama gene de bir kontrol edin.
Eğer primler yatırıldıysa gidip kendileriyle konuşun ve ihbar tazminatınızı talep edin. Vermezlerse en yakın "iş kurumu" na başvurun. Eğer ayrılırlarken size hiç bir alacağınız kalmadığına dair bir ibraname imzalattılarsa işiniz biraz zorlaşır ama gene de tazminatınızı alabilirsiniz. Ancak eğer ibranamede "ihbar tazminatı olarak xxx.xx YTL ödenmiştir" gibi bir ibare varsa ve siz o parayı almadığınız halde ibranameyi imzaladınızsa tazminat almayı unutun.
Tabiki bütün bu dediklerim işverenin sizi işten çıkartmış olması halinde geçerli. Eğer işten çıkartırlarken size bir istifa mektubu imzalattılarsa (ki bu çok yapılan bir üçkağıttır)hiçbir hak alamazsınız.
Bir de işverenin sizin işinize son vermesi için haklı gerekçelerinin olmadığını varsayıyorum tabii ki (devamsızlık, vs). Ancak öyle bir durumda bile bunun size önceden yazıyla tebliğ edilmesi yani önce uyarması, eğer durumda düzelme olmazsa çıkarması lazım.
0
o midas
(15.01.08)
(7)

kalorifer peteği havası almak

can see
doğalgaz kombisine bağlı eski tip demir kalorifer petekleri bunlar. şimdi üst taraflar sıcak, alt taraflara indikçe soğuk bu petekler.havasını almak için üst sağ/sol taraftaki tahliye vidası gibi naneyi açıyorum biraz hemen su geliyor.yani hava yok mu?hava varsa niye alt taraflar soğuk?---not: ekşi'
doğalgaz kombisine bağlı eski tip demir kalorifer petekleri bunlar.

şimdi üst taraflar sıcak, alt taraflara indikçe soğuk bu petekler.

havasını almak için üst sağ/sol taraftaki tahliye vidası gibi naneyi açıyorum biraz hemen su geliyor.

yani hava yok mu?

hava varsa niye alt taraflar soğuk?

---
not: ekşi'de ilgili başlıkları okudum. yok.
0
can see
(31.12.07)
şimdi oradaki tahliye vanasına bir ortası delik bişeyle bastırılıyor, hava atıyor kendini dışarıya, çok fazla bastırırsan su da gelir. ben bi kova alırdım koyardım altına ondan sonra yarı su yarı hava karışımı çıkartırdım havasını. o dediğim aleti de nasıl bulursun bilemiyorum belki bilen vardır sözlükten başka arkadaşlar.
0
cuamnuatn
(31.12.07)
ya hava çıkmıyor ki? direk su geliyor hatta fışkırıyor. köpüklü de değil. direk su!

ama hala kaloriferlerin alt tarafları daha soğuk.
0
🌸can see
(31.12.07)
kendi kendimize yapabilceğimiz bir şey değilmiş.

hatta oradakileri uygulamaya kalksak türkiye'de yapan olduğunu sanmıyorum.
teşekkürler.
0
🌸can see
(31.12.07)
valla tesisatçı önümde yaptı bi numarası yok. alta 1-2 tane eliyle vuruyor(hava üste çıksın diye ) sonra üstteki deliği açıp 1 bardak su dolduruyor zaten çok acayip bi hava beklemeyin en fazla 1 bardaklık hava var. sorun başka bir şey olsa gerek hava olsa üst kısım soğuk olur.
0
sourlemonade
(31.12.07)
petekler çok eskiyse içleri kireç tutmuş ve dolayısıyla oralardan su geçemiyor olabilir.
0
kibritsuyu
(31.12.07)
sorun peteğin içindeki hava olsaydı üst tarafın soğuk alt tarafın sıcak olması gerekirdi. veya (eğer sıcaksuyun üstten girip alttan çıktığı petek tiplerinde) giriş çıkış tarafının sıcak diğer tarafın soğuk olması gerekirdi.
Sizin durumunuzda sanki peteklerin alt tarafları kireç, pas gibi birşeylerle tıkanmış gibi. elinden ustalık gelmiyorsa, aletin edevatın da yoksa pek tamir edilecek şey değildir. tesisatçıya bırakmak daha iyi. Bütçen elveriyorsa o döküm radyatörleri tümden söktürüp daha verimli birşeyler taktır en iyisi.
not: yeni tip radyatörlerde hava almak için kullanılan aletin adı "purger anahtarı". "pörç anahtarı" diyen de var "proje anahtarı" diyende. nalburlarda, bauhausta filan bulunur.
not2: eğer ben yanılıyorsam ve sorun havadan kaynaklanıyorsa sadece radyatörün havasını almak yetmez. eğer en üst kattaysanız çatıdaki imbisat deposunun, diğer katlardaysanız katlardaki kollektörlerin de kontrol edilmesi gerekebilir. ki bu sizin yapabileceğiniz iş değildir.
not 3: bir de radyarör giriş vanası takılmış olabilir(yeni tip üzeri 1-5 arası dereceli olanlar). vananın kafa kısmı sökülüp ortaya çıkan pim bir penseyle ileri geri hareket ettirilerek sorunu çözebilirsiniz. pim ileri geri hareket etmiyorsa vanayı değitirmek gerek
0
o midas
(31.12.07)
(3)

bir bilmecem var

vercingetorix
siyah-beyaz bir film adı soracağım.. amerikan ya da ingiliz yapımı olabilir.. konusu şöyle ki: henüz bebekken ateşli bir hastalık sonucu kör ve sağır kalan bir kızımız var.. 8-10 yaşlarındayken artık çığrından çıkmış, disiplin nedir bilmez, insan değil de daha çok hayvan gibi davranan bir çocuk hali
siyah-beyaz bir film adı soracağım.. amerikan ya da ingiliz yapımı olabilir.. konusu şöyle ki: henüz bebekken ateşli bir hastalık sonucu kör ve sağır kalan bir kızımız var.. 8-10 yaşlarındayken artık çığrından çıkmış, disiplin nedir bilmez, insan değil de daha çok hayvan gibi davranan bir çocuk haline gelmiştir.. ailesi de varlıklıdır.. bakıcılarını tek tek kaçıran bu kızımıza en sonunda dişli bir dadı getirilir.. kızın ailesinin karşı çıkmalarına rağmen gayet sert bir biçimde kızı eğitecektir bu yeni dadımız..

evet bu filmin adını bilen var mıdır acaba?
0
vercingetorix
(30.12.07)
The Miracle Worker
0
im2shy
(30.12.07)
Ayşecik'in oynadığı bir film de var böyle. Türk versiyonunu yapmışlar herhalde.

Düzenleme: Yok yok alakasız benim dediğim. Pardon.
0
colonizer
(30.12.07)
soruya direk cevap olmayacak ama,
bahsedilen film gerçek hayattan uyarlanmıştır, kızın gerçek hayattaki ismi helen keller'dir. azim, eğitim, özürlü insanlar gibi konularda örnek olarak verilir hep.
0
o midas
(31.12.07)
(5)

resimdeki fotograf cekme tarzi nedir? (mumkunse ingilizcesi)

jay kay
resim acilmiyo sanirim.. linki:http://sweet.ua.pt/~isca5638/snowboard%201.jpg
resim acilmiyo sanirim.. linki:
sweet.ua.pt
0
jay kay
(26.10.07)
stroboscopic photography

stroboscopic motion photography
0
ermanen
(26.10.07)
bunları üstüste oturtmaya gerek yok. yani fotoğrafı çektiğiniz süreçte diyaframı belirli aralıklarla kapatıp açarsanız filme veya sensöre direkt olarak bu görüntü düşecek zaten.
0
paranormal
(26.10.07)
bembeyaz kar manzarası ve gün ışığında resmin arka planının herif düşene kadar üst üste pozlanması, yine arka planı bu kadar net yapar mı? (cahilliğimden soruyorum)
0
kibritsuyu
(26.10.07)
Başlangıç uyarısı: Fotoğrafçılık konusunda uzman olmadığım için aşağıdaki cevabımın çok da ciddiye alınmaması gerekir.

1. Tahminen stroboscopik photography değil. Bu teknikte:
a. shutter çekim boyunca sürekli açık kalacak. yani makinanızda sloted perde varsa sonuç alamazsınız. Shutteriniz flaş çaktığı anda tüm filme ışık gönderecek şekilde tamamen açık kalmalıdır.
b. çevrede hiçbir ışık kaynağı olmayacak. Hatta bu teknikte arka planın tamamen siyah olması gerekir. Mesela siyah kadife bir perde gibi. Ama bu resmin gündüz çekildiği çok belli (mesela ağaçların gölgesi). böyle güneşli karlı bir ortamda tahminen 5 saniye süresince shutter açık kalırsa tüm film yanar, bembeyaz bir fotoğraf elde edersiniz ki, bu benim defalarca çok büyük başarılarla fotoğrafını çekmeyi başardığım ünlü "kar üzerine dükülmüş süt damlaları" eserlerimin kopyası olur.
c. tek ışık kaynağı sizin stroboskopunuzdan gelen flaş ışıkları olmalıdır. Bu durumda da resmi çekilen obje(örneğimizde kayakçı) simsiyah değil normal detaylı resim olarak görünür.

2. Normal makineyle bu görüntüyü elde etmek daha mantıklı görünüyor ama bu da mümkün değil. makinayı çok iyi sabitleyip, filmin de her poz çekildikten sonra ilerlemesini engellerseniz buna benzer birşeyler elde edebilirsiniz ama bunu değil. Fotoğrafta kayakçının 10 tane pozu arka arkaya aynı filme düşürülmüş görünüyor. eğer öyle olsaydı kayakçının figürü %90 transparency verirdi yani son derece silik çıkar arkasındaki manzarayı rahatlıkla görebilirdik. Ama kayakçı transparent çıkmamış hatta kapkara çıkmış.

Bu durumda muhtemel olan teknik "photoshop"tan başkası olamaz. Mesela:
3.İkinci metoddaki şekilde fotoğraf çekilir sonra photoshopta silik siluetler siyaha boyanır. veya:
4.filmin ilerleyişini sabitlemeden 10 tane arka arkaya poz çekilir sonra photoshopta diğer 9 filmdeki kayakçı siluetleri birinci filme copy paste edilir ve siyaha boyanır(en basit yol)

Edit: O kadar laf etmişim esas cevabı net olarak vermemişim:
Cevap: Photoshop

ikinci edit: kibritsuyuna cevaptır. haklısın.10 defa arka arkaya kar manzarasını aynı filme düşürüp gene de bu netliği daha önemlisi parlaklık dengesini tutturabilmek bir fani için bence de pek mümkün değil. bu nedenle 3. maddede olabilir dediğim yöntemin de imkansız olduğunu şimdi farkettim. Sadece 4. madde kalıyor geriye.
0
o midas
(27.10.07)
Benim söylediğim zaten ana tekniğin ismi, üstüne teknoloji eklenmiştir :)
0
ermanen
(27.10.07)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.