Giriş
(5)

kuantum - giriş & orta seviye

neynep
Kuantum fiziğini anlatan bi giriş bi de orta seviye belgesel, vidyo, porgram.. desem, ne önerirsiniz?İngilizce olabilir. what the bleep do we know vardı bi galiba, onun daha basiti de olabilir, ona denk de olabilir..
Kuantum fiziğini anlatan bi giriş bi de orta seviye belgesel, vidyo, porgram.. desem, ne önerirsiniz?

İngilizce olabilir.
what the bleep do we know vardı bi galiba, onun daha basiti de olabilir, ona denk de olabilir..
0
neynep
(31.07.17)
gerçek kuantum fiziğini istiyosanız baya üniversite kitaplarına falan bakmanız lazım. okulda fizik bölümünde kuantum 1 dersi için bu kullanılıyo: www.amazon.com
bahsettiğiniz popüler bilim düzeyinde öğrenmekse malesef bilmiyorum.
0
ghilleinthemist
(31.07.17)
temel fizik-matematik bilmeden öğreneceğiniz herşey sadece eğlencelik olur. insanların bu şekilde ilgisini çekmek üzere yapılmış binlerce video var ancak bana kalırsa bilimsel olarak televizyon dizisi ayarındalar. what the bleep do we know ise benim gözümde bilimsellikten çok çok uzak. ilgi çekme amaçlı fantazilerle dolu.
0
orpheus
(01.08.17)
Leonard amcadan gelsin theoreticalminimum.com
0
negatype
(01.08.17)
ama dersini teorisini görmemiş insana soft girişle anlatacak şeyler de lazım. ilgi çeksin, sonra orta seviye detaylarla yükselen bişey olsun. yani 2 çeşit arıyorum aslında biri giriş, eşit ağırlıkçıya :p biri de sayısalcıya :)
Teşekkür ederim
0
🌸neynep
(01.08.17)
John Gribbin - In search of Schrödinger's cat
0
sopiro
(01.08.17)
(5)

Amerika ve Kanada Master ve Research Assistantship

skulldragon
Amerika veya Kanada'da(başka yerler de mümkün) Master okurken ücretli asistanlık yapmak mümkün mü? PhD için mümkün olduğunu biliyorum ama master için yeterli bilgi bulamadım.
Amerika veya Kanada'da(başka yerler de mümkün) Master okurken ücretli asistanlık yapmak mümkün mü? PhD için mümkün olduğunu biliyorum ama master için yeterli bilgi bulamadım.
0
skulldragon
(05.08.16)
Research assistantship her yerde ve her zaman olmayabilir, ama teaching asistantship cogu yerde her zaman vardir. Okul sitesinde gerekli bilgiler olur zaten.
0
negatype
(05.08.16)
master öğrencisiyken bu çok ama çok zor bir ihtimal. genellikle kanada veya amerika vatandaşlarına çıkıyor zaten. üstelik buradan başvuracağınız zaman 20 bin dolardan başlayan okul ücretleriyle de karşı karşıya kalıyorsunuz. phd'de olduğu gibi size bir paket program çıkarmıyorlar yani. kendi imkanlarınızla burs bulursanız, ne ala.


edit: bu ara ben de tüm bu arayışın içine dalmış durumdayım. orada eğitim gören asistanlar, phd ve master öğrencilerinden öğrendiklerim genellikle bunlar malesef.
0
mrsmoon
(05.08.16)
Kanada'nın BC eyaleti için konuşmak gerekirse yerel veya uluslararası öğrencilerin RA ve TA'lara kabulu arasında bir fark yok. dahası ilk yılın sonunu beklemek de gerekli değil başlamak için. ayrıca tüm tuitionı karşılayacak kadar kazanabilmek de mümkün. yani okullara göre değişiyor durum.
0
negatype
(05.08.16)
Abd icin cevap vereyim ben de.Master suresince ucretli asistanlik bulmak genelde zor zira bunun icin kendi burslu aldiklari PhD ogrencilerini kullaniyorlar veya basvuranlar arasinda PhD ogrencileri de oldugu icin onlari tercih ediyorlar eger onlardan fazla bir sey saglayamiyprsaniz. Bu bahsettigim social science alanina giren bolumlerde ve unlu okullardaki sistem denilebilir. Bununla beraber, bilhassa science alanlarinda labda elemana ihtiyac olabiliyor ve donemlik anlasma yapabiliyorlar (ki bu da yine supervisore bagli bir karar siki takipcisi olmaniz lazim bu tur firsatlarin)

Kolay gelsin ve basarilar.
0
kunoki
(06.08.16)
kanada icin: evet
0
cooperr
(07.08.16)
(5)

Felsefe bölümlerinin uluslararası geçerliliği ne durumdadır?

simbolmina
Bu standartlar nedir nasıl uygulanır? Abet değil sanırım bahsettiğim şey. Omü felsefe bitirip yurtdışında yüksek lisans yapabilir miyim gerekli dil koşullarını sağladıktan sonra?
Bu standartlar nedir nasıl uygulanır? Abet değil sanırım bahsettiğim şey. Omü felsefe bitirip yurtdışında yüksek lisans yapabilir miyim gerekli dil koşullarını sağladıktan sonra?
0
simbolmina
(25.07.16)
ABET gibi resmi bir standart yok. gayriresmi olarak şu kabul edilir: www.philosophicalgourmet.com

Senin olayına gelirsek: Türkiye'den yurtdışına öğrenci gönderen belli başlı felsefe bölümleri boğaziçi, bilkent, odtü, galatasaray, koç. Bunların dışında bir okuldan mezun isen şansın, başvuracağın okulun prestijiyle ters orantılı. Temel olarak dil gereksinimi haricinde sana referans olacak hocaların yetkinliği önemli olan. Kesin konuşmayayım ama OMÜ'den pek mümkün olmaz gibi (parasıyla kabul edecek okullar hariç).
0
negatype
(25.07.16)
ilgili adreste abd dışında üç beş üniversite dışında neredeyse okul yok. boğaziçi vs de şu halde sıkıntı yaratabilecek okullar. teşekkürler.
0
🌸simbolmina
(26.07.16)
Hayır değil, Boğaziçi ve Bilkent'in mezun verilerini web sayfalarında bulabilirsin. ODTÜ'nün verileri açık olmasa da yurtdışına giden mezunları olduğu bilinen bir şey. Yukardaki adreste gelecek yıllarda listeye alınması düşünülen okullar olarak geçiyorlar. Zaten ben de Bilkent mezunuyum, Eylül'de Kanada'da mastera başlıyorum.
0
negatype
(26.07.16)
bence yapabilirsin, onemli olan ortalamani yuksek tut, ingilizceni iyi gelistir ve okul disi aktivitelere agirlik ver. nedir bunlar kendi alaninda seminerlere katil, egitimlere katil, makale yaz/yayimlat elbette hakemli dergi olmak zorunda degil, ornegin avusturya ve almanya'da yapamaman icin bir neden yok. kendi alaninda ilgili oldugunu gosterdikten, neden master yapmak istedigini anlatabildikten ve iyi bir ogrenci olduktan sonra bir sorun olmaz. tabii ki ivy league okullardan bahsetmiyorum.
0
kassiopeia
(26.07.16)
samsun'da çalışıyorum o yüzden omü'de okumak zorundayım. yakın zamanda istanbul veya ankara'da yaşama ihtimalim söz konusu olursa boğaziçi, odtü veya bilkent için yeniden sınava girebilirim ama şu durumda omü olmak zorunda. şansımı deneyeceğim.
0
🌸simbolmina
(26.07.16)
(9)

günde 4 saat uyumak istiyorum

cedex
8'de evden çıkıp akşam 7-7:30'da evde oluyorum. 12 gibi de yatağa gidiyorum ki günde ortalama 7 saat uyuyorum. ben de entelektüel insanlar gibi kitaplar okumak, dil öğrenmek vs istiyorum ama pestilim çıkmış oluyor ya da yemekten sonra ağırlık çöküyor.7 saat uykumu nasıl 4 saate çekerim ve iş dönüşü
8'de evden çıkıp akşam 7-7:30'da evde oluyorum. 12 gibi de yatağa gidiyorum ki günde ortalama 7 saat uyuyorum. ben de entelektüel insanlar gibi kitaplar okumak, dil öğrenmek vs istiyorum ama pestilim çıkmış oluyor ya da yemekten sonra ağırlık çöküyor.
7 saat uykumu nasıl 4 saate çekerim ve iş dönüşü zamanımı kaliteli hale getiririm?
0
cedex
(25.07.16)
Günde 3-4 saat zor uyuyacak vaktim oluyor ve tam tersine uyku süremi uzatmaya çalışıyorum. Uzun vadede yetersiz uyku çok yıpratıcı oluyor. Beslenme düzenini gözden geçir, daha fazla su iç vs. ama uykundan kısma.
0
arnold schwarzeneger
(25.07.16)
İlla 4 saat olacaksa 23:00-03:00
0
gozu acik sevisen yahudi
(25.07.16)
zararlı o kadar az uyumak kalp krizine bile sebep olabilir.
0
sizofren06
(25.07.16)
Günde 7 saatlik uykuyu 4 saate düşürmek, aşamalı olarak yapılması gereken bi' şey. Birden denemeyin pestiliniz çıkar. Yaptım oradan biliyorum. Uykunuzu her gün 1 saat azaltarak aşamalı olarak alışmaya bakın.

Gün içinde şekerli gıdalar tüketmeyi bırakın, şekerli gıdadan kastım: her türlü abur cubur, gazlı içecekler, hamur işi, pirinç pilavı... Aksi takdirde yorgunluğunuz geçmeyecektir.
0
o my god they killed kenny
(25.07.16)
Hafta hafta çalışmasını yapabilirsiniz. Bu hafta diyelim ki alışkanlığınız, 12'de yatıp 7'de kalkmak ise, 1 hafta boyunca 12-6 arası uyuyun. Bir sonraki hafta 12-5 arası uyumak şeklinde hafta hafta azaltılabilir.
0
amelie poulain
(25.07.16)
çok sağlıksız yapma bence.
0
sta
(25.07.16)
Herkes nasil yapacagindan bahsetmis de mumkun degil o. 7 saatlik uykuyu 4 saate cekersen zamanla vucudun 250 cesit ariza verir. Bagisiklik sistemin coker. Sen de cokersin.
Asamali olarak yapilmasi gereken bir sey falan degil, yapilmamasi gereken bir sey. Bunun saglikli bir yolu yok.
0
stavro
(25.07.16)
7:30'tan 12'ye kadar tam 4 buçuk saatin var bence kitap okumak ya da dil öğrenmek için hiç de az değil. uykudan feragat etmek yerine zamanını verimli kullanmayı öğrensen daha iyi olur bence. evde yemeği ve tüm işleri kendinin yaptığını varsayıyorum:

eve geliş: 7:30
biraz istirahat el yüz yıkama, rahatlama: 8
yemek hazırlama ve yeme: 9
(varsa bulaşık, hafifçe ortalığı toparlama, ufak tefek ev işi ya da kişisel bakıma ayrılacak vakit 9:30)
9:30'tan 12'ye ye kadar 2 buçuk saatin net cepte. bi de bu programı yalnız yaşadığını düşünerek yaptım, ev işlerini yapan annen ya da eşin vs varsa zaten net 4 saatin var. dünyanın tüm vaktine de sahip olsan kitap okumak ya da dil öğrenmek için günde bu süreden fazlasını ayırmayacaksın zaten. günümüzde ben de dahil herkes bilgisayar ya da tablet başında saatlerce boş boş scroll down yapıp sonra zamansızlıktan yakınıyor. bence esas olan zamanı kullanmayı öğrenmek. bunu yaparken de uykun feragat etmen gereken en son şey.
0
ambrosia
(25.07.16)
kişinin uyku ihtiyacı genetik kodlanmıştır; yatkınlığın yoksa o iş yaş (bilhassa ilerde). Onun yerine daha kolayı var: erken yatar erken kalkarsın. 9-10 gibi yatıp 4 gibi kalkarsan önünde zihninin ve bedeninin dinç olduğu temiz bi' 4 saat kalır. Bunun 2 - 2 buçuk saatiyle bile istediğin hobiyi hakkını vererek kovalarsın.
0
negatype
(25.07.16)
(6)

çok başarısızım

aysefatmahayriye
çok başarısız bir insanım. artık bu durumu kafaya çok takıyorum. yds olsun kpss olsun. ydsden 20 aldım kpssden 55. ha çalıştım mı hayır ama anadolu lisesi çıkışlıyım lisansta öğretmenlik okudum alt yapım bir nebze de olsa var. ama hayatım boyunca hiç başarılı olamadım. hep ortalarda kaldım artık yer
çok başarısız bir insanım. artık bu durumu kafaya çok takıyorum. yds olsun kpss olsun. ydsden 20 aldım kpssden 55. ha çalıştım mı hayır ama anadolu lisesi çıkışlıyım lisansta öğretmenlik okudum alt yapım bir nebze de olsa var. ama hayatım boyunca hiç başarılı olamadım. hep ortalarda kaldım artık yerlerdeyim.
özel bir okulda çalışıyorum günde 10 saat nerdeyse. kendimi yetersiz hissediyorum. hatta çirkin hissediyorum çünkü geçen gün bir muhabbet de bana ne kızlar vardı gele gele sen geldin dedi arkadaşlar bir drama dersinin eğitimi için. geyik evet ama ciddi tarafı da olduğunu düşünüyorum.

25 yaşındayım herşey için çok mu geç? napayım öleyim mi? kafamda artık bu düşünce de var. bir halta yaramıyor gibi hissediyorum kendimi.
0
aysefatmahayriye
(22.07.16)
30 yaşında olup da hala iş bulamayanlar var, senin 25 yaşında işin var ve başarısızım diyorsun. Daha az çalışabileceğin bir iş bul. Kendine vakit ayır.
0
dissendium
(22.07.16)
insanları dış görünüşlerine göre sınıflandıran o.çocuğudur. direk suratına ağır ithamlarda bulun ama ortamı terketme. Hoşuna giden şeyler yap. İlla matematik, geometri yapmak zorunda değilsin. Ezberin de olmayabilir yapacak bir şey yok.
0
lonelyman
(22.07.16)
güzellik de, başarı da göreceli kavramlar. kendi estetik ve başarı anlayışını kapitalizmin insanlara dayattığı standartlarla kısıtlı tutmamaya çalış. herhangi bir sınavdan düşük puan almak veya bir-iki geri zekalı tarafından "çirkin" bulunmak hiçbir insanın değerini eksiltmez. kendini senden daha "kötü" durumda olanlarla kıyaslayıp avunmak gibi bir şey de yapma bence, yaşamana bak.
0
bbhkeydefe
(22.07.16)
düzenli spor yap, bi' sevgili bul. Yaşın daha küçük; beyin kimyanı toparlayınca bunlar eften püften meseleler gelecek.
0
negatype
(22.07.16)
"ne kızlar vardı gele gele sen geldin" bunu diyen arkadaşının kafasına kürekli vurup, kuyuya atma hissi geldi bende, bu ne kabalık, yakın arkadaşın olabilir diye daha da ileri gitmiyorum, yoksa ona laflarım var.

herkes başarılı ya da güzel değil, sosyal medyada ya da burada sürekli fiziksel görünüşlerini veya paralarını insanların gözüne sokanlara ucuz insanlara aldanma, hayatını yaşa. Meşgale bul kendine, eğlenebileceğin bir şeyler bul ya da bir gönüllü yardım kuruluşuna katıl sana iyi gelecektir. yabana atma kendini iki lafı bir araya getiremeyen denyolar var bu ülkede, hani kendini çirkin başkasını güzel olarak görüyorsun ya, o kızlar var ya, bok yesinler, onların çoğu egolarının altında eziliyorlar ve kendilerine bakmaktan etraflarına bakmayan, okumayan, bilmeyen zombilere dönüşüyorlar.
0
Apocalypse
(22.07.16)
Kötü başlayıp buradan iyiye geçeceğim.

Öncelikle "Gele gele sen geldin" diyen arkadaş öküz, hayvan veya her şey olabilir. Bunu söylediyse gibi "Baktığımızda bir şeyin yok ama parçalarını ayrı ayrı beğendim" de olabilir bir ihtimal ama bunu ciddi ciddi söylediyse bu adam bunu hissedip de söylüyor da olabilir. Öküz, hayvan veya başka bir şey de olabilir ama adam bunu sana söylemese, zaten düşünüyormuş; ne fark eder ki! Yine de bunu sana söylemesi güzel bir şey; çünkü 1) dünya çirkini değilsin, hatta çirkin değilsin; sadece Adriana Lima değilsin; yani utanacak bir şeyin yok; dünya çirkini birinin yüzüne kimse çirkinsin demez. Bunu bildiği varsayılır genelde. Ortalama biri "Ben çirkinim" dediğinde geyik malzemesi olur ama dünya çirkini biri "Ben çirkinim" dediğinde konu değişir, "Yani sen de çok doğal bir insansın, bakışların anlamlı, tırnakların güzel. Bugün saçının kıvrımına güneş mi vurmuş senin?" gibi ıvır zıvır, tamamen gereksiz teselli cümlelerine kayar. 2) yeterince güçlü görünüyorsun, savunmasız ceylan yavrusu değilsin, karşıdan bu algılanıyor 3) belki adam haklı değil, tamamen kişisel yorumu bu 4) bu tarz şakalar genelde şeytan tüyü olan kişilere söylenir. Demek ki milletle samimi olabiliyorsun, konuşkansın.

Bir yandan sınav notlarını söylüyorsun ama çalışmamışsın ki! Çalışmadan bir şeyler beklemen garip olurdu. Çalışmadan, atıyorum YDS'den güzel notlar alan kişiler aslında hiç çalışmamış kişiler değiller; sadece zamanında çalışmışlar ya da eğitim almışlar, o zaman öğrenmiş kalmış, sınav zamanı çalışmaya gerek kalmamış. Güzel alınan notların (eğer sorular önceden verilmediyse) hepsinin içinde mutlaka bir emek var. Emeğin sınav öncesinde olmaması, hiç emek olmadığı anlamına gelmiyor. Emeksiz güzel şeyler beklemek anlamlı değil.

Zaman zaman da yetersiz hissetmek normal, çünkü hayat çok hızlı geçiyor, hiçbirimiz hayal ettiğimize kavuşamıyoruz ki! Ortalamaymışsın, bu güzel zaten çünkü hepimiz ortalamayız. Hani, belki bir %2-3'lük dilim dışında zaten topluca tırtız. Vallahi, hepimiz tırtız, ötesi yok! Şu an moral bozukluğu ile sırf senmişsin gibi görünebilir ama bugün sokakta gördüğün güzel kız akşam eve gittiğinde hayatının amacını senin "Anaaa, ne saçma" dediğin bir şey yapmıştır.; o yüksek notları alan kişinin tek bir arkadaşı olmayabilir; Bilmiyorum, belki o %2-3'lüğün, Stephen Hawking'in falan kendine göre başka dertleri vardır, arada kafalarına onlar da bir şeyleri takıyorlardır. Bakma "Kendine güven! İste, senin olsun!" martavallarına. O başarılı olanlar çok çalışmış, bir yandan da şansı yaver gitmiş başka tırt kişiler; ötesi değil. Senin hiçbir eksiğin, farkın yok. Anadolu Lisesi'ne gitmişsin, daha ne olsun. Demek ki sağlam bir potansiyelin ve altyapın var. Sadece işlemek gerekiyormuş birazcık.

Bu yılgınlık duygusu bir de "Yahu uğraşıyorum, uğraşıyorum. Bir türlü bir şey olmuyor. Benim anam ağladı, başladığım yerden bir arpa boyu anca yol gelmişim" duygusu ile de çıkıyor. Bu dediğimiz şey de ya yanlış yöntemlerden ya da yorgunluk kaynaklı oluyor. Yorulunca miniick emeğimiz deve gibi görünüyor gözümüze ama buradaki yanlış yol da senin suçun veya senin yolun değil; eğitim sisteminin veya birtakım kamusal alımların tuttuğu yol. Bu yolun yol olmadığını herkes biliyor, herkesin bildiği bir şey için kendini helak etme.

Başarı dediğin her yerden gelebilir, hiç belli olmaz. Abimin de, benim de gözlerimiz bozuk. O gözlük takıyor, ben lens takıyorum. Bir arkadaşı kışın "Hadi, şurada okçuluk kursu varmış. Beraber gidelim" dedi. Normalde gözü keskin olmayan, astigmatlı birinin iyi bir okçu olmasını beklemezsin ama adamın yeteneği varmış. Gözlğk takan adamın içinden elf çıktı. İki-üç ay içinde lisanslı olup turnuvalara girdi iş güç sahibi adam. Hatta ilk yarıya girdi turnuvalarda. Bu adam 44 yaşında, belki çok işe yaramayacak ama yine de bu yaşta bir yeteneğini keşfetti. Yetenekten öte sevdiği bir hobi buldu ve zevk alıyor ötesini düşünmeden. Ki kaç kişi okçuluk kursuna gitmiş de böyle bir yeteneğini keşfetmiş. Belki aynı yetenek dedemde de vardı ama hiç ok atmadığı için bilemiyoruz. Bizimkiler de çocukken bizi her kursa yazdıran ebeveynlerden de değildi, kimbilir neye yeteneğimiz var da, hiç çıkmadı. Belki de hiç yeteneğimiz yok ama bilmiyoruz. Aslında bu da hepimiz için geçerli.

Bundan 5-6 yıl önce işlere boğulmuştum. Yorgunluktan bir mola vereyim dedim, Facebook'a girdim. Ortaokulda bir sınıf arkadaşım vardı. 16 yaşında evlenmiş, şimdi üç çocuğu var. O kadar mutlu görünüyordu ki, o an yaptığım iş minicik geldi gözüme. Hayatta hiç çocuk istemedim, içimi eriten onun anne oluşu ve etrafındaki vıcır vıcır çocuklar değil, fotoğraftaki rahatlığıydı. Belki bir yerlere benim de koyduğum mutlu bir fotoğraf başkasına aynı şeyi dedirtmiştir. Ama özet şu ki, hepimiz hemen hemen aynı hayatları yaşıyoruz. Bazı zamanlar her şey üstüste gelebiliyor ve gerçekten şanssız olabiliyoruz ya da bazen şanslı olabiliyoruz ama o dönemler harici hepimiz hemen hemen aynı hayatları yaşıyoruz. Rahat ol valla, klavyenin bu ucunda senden farksız başka bir tırt var. Ne fazlası ne eksiği. Bunu kabullenince hayat daha rahat oluyor ve nefes alınabiliyor. Bu da daha fazla motivasyon getirebiliyor.
0
aychovsky
(22.07.16)
(10)

Kitap okuma alışkanlığınızla ilgili merak ettiğim bir şey var

qazaqwsx
Merhaba,Sizin okuma alışkanlığınızı ve tarzınını merak ediyorum ve soruyorum. Daha çok edebi kitapları veya içinde bir kurgu içeren kitapları mı tercih ediyorsunuz yoksa araştırma kitaplarını mı? Biliyorum bu soru biraz saçma belki o yüzden demek istediğim aslında şu :Bir edebi kitabı okurken bir ya
Merhaba,

Sizin okuma alışkanlığınızı ve tarzınını merak ediyorum ve soruyorum.

Daha çok edebi kitapları veya içinde bir kurgu içeren kitapları mı tercih ediyorsunuz yoksa araştırma kitaplarını mı? Biliyorum bu soru biraz saçma belki o yüzden demek istediğim aslında şu :

Bir edebi kitabı okurken bir yandan da ilgi alanınıza göre araştırma kitaplarını da paralel bir şekilde okuyor musunuz? Yoksa, bir kitap tarzı biter sonra diğeri mi başlar?

Kendi açımdan ben bir tarz biter diğer kitap başlar yapamıyorum. Hep iki koldan ilerliyor bir yandan bir araştırma kitabı bir yandan da kurgu kitabı. Ancak bu verimliğimi ( ya da okumalardan alacağım tatmini) düşürüyor mu diye de merak etmiyor değilim?

örneğin işim için veya kişisel merakım için araştırma kitabı okurken içten içe canım bir kurgunun içinde kaybolmak biraz daha rahat bir okuma yapma istiyor. Ancak bir edebi kitapta okurken bazen aklım kendime didaktik olarak daha fazla şey katabilecek merak ettiğim araştırmada oluyor. Garip bir durum.
0
qazaqwsx
(19.07.16)
Ben epey uzunca bir zamandır sadece Türk yazarların kitaplarını okuyorum, çoğunlukla öykü. Okul için yapmak zorunda olduğum teorik okumalar hariç neredeyse başka şey okumam.
0
buff
(19.07.16)
Ben birini bitirmeden başlayamıyorum başlasam bile konsantre olmam mümkün olmuyor. Belli bir kategorim yok bir alana merak saldıysam önce o alana dair kitaplarımı okuyorum. Mesela darbe ile ilgili bir merakım oluşunca önce bu alana dair yazarları kitapları araştırıp sipariş edip bitiririm sonra edebi bir seriye geçebilirim.
0
gozu acik sevisen yahudi
(19.07.16)
Şu anda 6 kitap paralel okuyorum desem? Belirli bir konu ile ilgili 3 ü bilimsel, biri tarih/araştırma, 2 si roman. Farklı diller üstelik. Araştırmalar Almanca, İngilizce. Bilimsel olanların hepsi laptop'ta. Tarih/araştırma olan basılı, iki roman kidle'da. Benim aklım buna alışık. Bence aklını ve kavrayışını alıştırmakla ilgili. Bir edebiyat kitabının verimli olması ne demek tam olarak anlayamadım ama bende düşen bir verimlilik yok. Bir de radyo tiyatrosu dinliyorum, eski Yunan tragedyaları. Mutluyum.
0
shadowcat
(19.07.16)
uzun zamandır kurmaca olarak yalnızca öykü okuyorum, bir oturuşta tüketilebilecek şeyler olmalı. Kurmacanın dışında araştırma kitaplarından ziyade makale okuyorum denilebilir. Zaten göçebe hayata geçtiğimden beridir kitap fetişim kayboldu. Ha ama şöyle uzun bir yolculuk sırasında içinde kaybolduğum kitaplar da oluyor tek tük.

Senin özeline gelirsek: aynı anda birden fazla kurmaca kitabı okumuyorsan sorun yoktur bence. birden fazla araştırma kitabının verimi düşüreceğini sanmıyorum (eğitim sisteminden ötürü zihnimiz böyle konudan konuya zıplamaya alışkın olmalı).
0
negatype
(19.07.16)
kurgu ve bilimsel bi arada okurum. bazen bir tanesi çok sarar, %80 - %20 olur. çok saran bitince de öbürü onun yerini dolduramıyor, bi boşluk oluşuyor, yeni kitap giriyor. öbürü %40'a çıkıyor en fazla, yeni gelen sarmazsa ağır aksak gidiyor, yenileri giriyor, öyle gidiyor.. voff çok saran kitap öbürlerini piç ediyor resmen. bende de aynı sorun varmış.
0
kaichi
(19.07.16)
bazı zamanlar üst üste edebi tarzda okuyorum, bazen belli konulara odaklanıp onlarla ilgili araştırma kitaplarını okuyorum. fakat edebi tarzdakileri okuma sıklığı daha ağır basıyor genelde.
0
vacigok
(19.07.16)
kurgu-kurgu olmayan kitapları aynı anda okumaya çalışınca çok verimsiz kaldığımı farkettim. aynı anda değil, bir gruptan sıkılınca ötekine ağırlık veriyorum.
0
doxanikee
(19.07.16)
Ikisini bi arada goturemiyorum ben. Gerci lise yillarimda ayni anda 3 4 kitap okurdum ama su an kafam kaldirmiyor. Odaklanacaksam bir seye tam odaklanmaliyim. Yillarca kurgu agirlikli okudum ama sanırım yaşın da ilerlemesiyle beraber araştırma kitaplarina agirlik vermeye basladim. Kurgu okurken cok cabuk sıkılıyorum.
0
rayde
(19.07.16)
araştırma ve kurgu olarak 2 kitabı aynı anda okuyorum genelde, bir yandan da bitmek bilmeyen bir öğrencilik hayatım olduğu için okumam gereken bir sürü başka şey çıkıyor sürekli. araştırma-kurgulardan biri önce biterse başka yeni bir kitaba başlamak için diğerinin de bitmesini bekliyorum. ikisi de bittikten sonra yeni 1 veya 2 kitaba başlıyorum. hiç başlamış olduğum bir kitabın olmadığı bir dönem olmuyor ama bir kitabı bitirme hızım 6 ay ile 2 hafta arası değişiyor yoğunluğuma göre.
0
passive aggressive
(19.07.16)
İşim gereği iki koldan ilerliyor. Hem teorik hem kurmaca metinler okuyorum
0
mutlusismankedi2015
(19.07.16)
(10)

Niye bu kadar demokrasiyi seviyoruz?

Haldamir
Merhabalar, Son günlerde kimsenin dile getiremediği bir konu bu. Herkes iyi mi demokrasiye bir şey olmadı modunda. Lakin bana kalırsa demokrasinin hiç olmaması kötü bir demokrasiden daha iyi. Açıkcası bu uzun zamandır düşündüğüm bir konu ve başkalarının görüşlerini merak ediyorum. Tanıdığım insanlar
Merhabalar,

Son günlerde kimsenin dile getiremediği bir konu bu. Herkes iyi mi demokrasiye bir şey olmadı modunda. Lakin bana kalırsa demokrasinin hiç olmaması kötü bir demokrasiden daha iyi. Açıkcası bu uzun zamandır düşündüğüm bir konu ve başkalarının görüşlerini merak ediyorum. Tanıdığım insanlarla polemiğe girmek istenediğimden dolayı da burda anonim olarak yazayım.

Demokrasi çok ütopik bir şey bence, ve yalnızca mükemmel işlediğinde uygun bir yönetim biçimi oluyor. Yani ortada eğitimli bir halk, güçler ayrılığı, bağımsız medya gibi şeyler olmadıktan sonra demokrasiyi sadece oy vermeye indirirsek nasıl diğer seçeneklerden iyi olduğunu söyleyebiliriz ki? İnsanlar oy verirken düşünmüyor, yalnızca duyguları ile oy veriyorlar. O gün bu duyguları kim manipüle edebiliyorsa ondan yana oluyorlar. Tüm bir ülkenin geleceğini birkaç yılda bir anlık bir seçime bırakmanın neresi mantıklı?

Ayrıca bir başka sorun da lider olmak için ömrünü bu işe vermek gerekiyor. Bu bir kariyer oluyor ve kimse ülkesi için gidip ömrünü bu kariyere vermiyor. Bir insanın bu kariyeri yapması için başından beri güç hırsı, makam sevgisi gibi özelliklerinin olması gerekiyor ve tam aksine bunlar ülkeyi yöneten insanlarda olmaması gerek özellikler. Fakat hala bundan vazgeçemiyoruz.

Size sorum budur ki demokrasi doğası gereği hatalı ve yanlış bir sistem değil midir? Niye bunu bu kadar seviyoruz?
0
Haldamir
(17.07.16)
Kötünün iyisi cunku. Teokrasiden iyidir.
0
damdanakan
(17.07.16)
demokrasi aslinda bok gibi yeaaacilara ne oneriyorsun diye sorunca cevap veremiyorlar. 1000 tane yonetim sistemi yok. bir demokrasi var, bi de monarsi. tayyipten bilale gecmesi daha mi iyi olacakti yani? konu yonetim sistemi degil, insanlarin gucu elinde bulundurduklarinda diger gorusteki insanlari ezmek istemeleri.
0
baldur2
(17.07.16)
demokrasi ≠ temsili demokrasi

<3 doğrudan demokrasi
0
pokemonk
(17.07.16)
Demokrasi doğası gereği hatalı ve yanlış bir sistem değil.

Sadece bizim toplumumuzda uygulanamıyor o kadar. Halk bilinçsiz bir şekilde sırf oy vermeye gidiyor. Bizim toplumumuz din sömürüsü altında kolayca kandırılıyor. Doğru ve yanlışı ayırt etme yetisine sahip değiller.

Hal böyle olunca kurunun yanında yaş da yanıyor. Çoğunluğun yaptığı hatanın bedelini diğer kesim de ödüyor.

Avrupa'nın bir çok ülkesinde ise halk bilinçli neye kime ve ne için oy verdiklerinin farkında. Farkında olmasalar bile en azından kendi içlerinde ayrışma bizimkisi kadar keskin değil.
0
dalessandro
(17.07.16)
Ben de aynı şeyleri düşünüyorum. İngiltere gibi medeni bir ülkede bile yanlış kararlar aldırabiliyor brexit gibi. Atatürk'ün çok partili rejimi ertelemesinin sebebi de zaten mevcut düşünce yapısına sahip insanlarla bunun ülkeyi daha kötüye götürebileceği gerçeğiydi. O yüzden sosyal alanlarda reformlar yapıldı, eğitim seviyesinin yükselmesi beklendi. Bence olması gereken zamandan erken çok partili rejime geçtiğimiz için bu sıkıntıları yaşıyoruz şu anda. Erdoğan da bunun farkında ve demokrasiyi bir araç olarak kullanıyor amaç olmasındansa.
0
nec12
(17.07.16)
İşte ben de bunu demek istiyorum, tayyip'in demokrasi ve diktatörlükle yönetmesi arasında bir fark yok ikisi de aynı, ama işlevsiz bir demokrasi Tayyip gibi insanları yaratıp başa getiriyor.

Bence doğrudan demokrasi de çözüm değil, çünkü yine insanların geleceği ile ilgili karar vermesi gerekiyor. Mesela yakın bir örnek olan brexit'e bakalım. Bunun iyi bir seçim olması için tüm vatandaşların olası sonuçlar hakkında fikir sahibi olup, öğrenip buna göre mantıklı karar vermesi gerekiyor. Fakat herkesten bunu bekleyemezsin, ki çoğu insanda medya aracılığıyla kendi desteklediği liderleri dinleyip ona göre bir karar veriyor ama bu bilgili ve üzerine düşünülmüş bir karar olmuyor.

Açıkcası madem teorik konuşuyoruz bana kalırsa halkı yöneteceklerin tamamen rastgele bir kurayla seçilmesi gerekiyor, böyle olunca kimse gücün peşinden koşamaz. Ve bu insanlar rastgele bir örnek olacağı için toplumun tüm kesimlerini temsil eder. Tabi bu yöntemle ilgili daha derin düşüncelerim var ama uzun uzun yazıp cevabımı uzatmak istemiyorum.
0
🌸Haldamir
(17.07.16)
@dalessandro, aslında ben de onu demek istemiştim. Şöyle ifade edeyim demokrasi doğası gereği bizim gibi ülkelerde uygulanması yanlış ve hatalı bir sistem. Yoksa izlanda ve diğer İskandinav ülkelerinde çok güzel bir şekilde yürüyor.
0
🌸Haldamir
(17.07.16)
ülkedeki hatta bir çok ülkedeki mevcut haliyle demokrasi öyle şişirildiği kadar güzel bir sistem değil. eldeki en iyisi diye buna sarılıyor insanlar. türkiye'de demokrasi sandığa gidip gelmek sanılıyor. sokaklara dökülenlerin de önemli kısmı demokrasi için değil, "din elden gidiyor" ve akp düşecek hatta en önemlisi recep tayyip erdoğan düşecek endişesi ile can havliyle çıktılar. yoksa o kişilere sorsan çoğunluğu demokrasi gitsin, tek adamlık biat sistemi gelsin isterler.
0
nawar
(17.07.16)
Demokrasi kavramının olumlu anlamda bir sözcük olarak kullanılması son 100 küsür yılda, özellikle de abd'nin sovyetlerle mücadelesinde ortaya çıkmış bir durum. Öncesinde demogoji, kitlelerin tiranlığı, cahilliğin teşviki gibi anlamları var. Zaten kavramın cumhuriyetçilik, eşitlik gibi kavramlarla da zorunlu bir bağı yok. Tarihini biraz araştırıver.
0
negatype
(17.07.16)
Demokrasiyi bence kimse sevmiyor, bu kadar farklı türde insanı ortak paydada nasıl buluştururuz sorununa bulunmuş dandik bir çözüm sadece, "en kalabalık olanın dediği olsun." Öte yandan alternatifi olmadığını söyleyen arkadaşlar yanılıyorlar, mesela ben Türkiye 'nin bir teknokrasi/meritokrasi olarak bile şu halinden çok daha iyi durumda olacağını düşünüyorum, en azından "okumuşun şerrinden koru" duaları okunmuyor olurdu bugün, okumuşlar yönetirdi ülkeyi. Başka tür yönetim biçimleri de var, ilgilisine: en.wikipedia.org:Politics/Categories_and_topics (Forms of government kısmı)

Bu işin bir yönü. Öte tarafı şu; Demokrasi standart bir paket değil, varyasyonları var, her demokrasi süper değil yani. En basitinden demokrasinin uygulanabilmesinin temeli seçimdir, seçimin nasıl yapıldığı her şeyi değiştirir.

Mesela seçim barajının varlığı demek, "Türkiye 'de %10 'un altında bir sayıda görüşe mensupsan sen bizim için yoksun/demokrasi seni içermiyor/sana zulmediyoruz" demek. Ateistlerin çiz üstünü, yeter sayıya ulaşamadıklarından tüm gün sela dinlemeye mecburlar demek.

Bir başka seçim mevzusu, seçimin nasıl yapıldığıyla alakalı, Türkiye 'de seçimler "en çok oyu alan" üzerine kurulu. Mesela ülkenin %51 'ine, %49 'unun hayatına sıçma hakkı verir ve bu şekilde seçilebilirim, bu bir demokrasi. Buradan ne anlıyoruz, demokrasinin terim olarak insan haklarıyla, modernlikle, eşitlikle vs. bizim olumlu baktığımız değerlerle bir alakası yok, demokrasi güce ulaşmayla alakalı bir konu. Kimi seçim yöntemleri "orta yolcuyu" önplana alır, bunların benim ezbere bilmediğim bir algoritması oluyor genelde, temel mantık, AKP gibi çoğunluğun desteğini alıp, önemli bir kısım insanı kendinden tiksindirirsen seçilemiyorsun, sevilmeme durumu daha baskın oluyor. Bu da demokrasi, o da demokrasi.

Son olarak şunun da altını çizmek lazım; demokrasiyi, hele de bizimki gibi çoğunluğun azınlığa, çok az olmasalar bile, koşulsuz tahakkümü anlamına gelen bir demokrasiyi adam gibi işletmek "güçler ayrılığı" dediğimiz olayın çok iyi tahsis edilmesini gerektirir. Türkiye 'de bu yok, yasa koyucu, yine örnekle AKP, yeter sayıya ulaştıysa kendisini engelleyebilecek yürütme ve yargı organlarını saniyede ortadan kaldırabiliyor. Bunun karşısına ise Türk demokrasisinde, alakasız bir kurum olarak TSK yerleştirilmiş durumda idi, varlık amacı bu olmamasına rağmen "ülkenin şirazesi kayarsa toplama yetkisi" gibi pratik bir yetkiyi, demokrasi araçlarından alakasız bir şekile kullanabiliyordu. Mesela şu geldiğimiz noktada, iyi kötü bir dengenin artık hiç kalmadığını söyleyebiliriz.

Neticede Yargı 'yı da, Yürütme 'yi de Yasama 'nın emrine vermiş bir ülkeyiz, Binali Yıldırım yasama, Tayyip Erdoğan yürütme, onların atadıkları Yargı olmuş durumda. Her demokrasi bu hale düşecek diye bir şey elbette ki yok.
0
aranelsurion
(17.07.16)
(2)

Nihilizm üzerine kitap

illuminatinin basindaki adam
Asıl baktığım epistemoloji üzerine, ama ahlak felsefesi de olur. hatta nihilizme karşı olarak olsa daha iyi olur direkt. var mı böyle kaliteli kitap? türkçe/ingilizce fark etmez.
Asıl baktığım epistemoloji üzerine, ama ahlak felsefesi de olur. hatta nihilizme karşı olarak olsa daha iyi olur direkt. var mı böyle kaliteli kitap? türkçe/ingilizce fark etmez.
0
illuminatinin basindaki adam
(21.06.16)
epistemik nihilism, radical/extreme skepticism ile hemen hemen aynı şey; böyle ararsan daha çok şeye denk gelebilirsin sanırsam. Kitap değil ama şu meşhur makaleyi tavsiye ederim:cas.uchicago.edu
0
negatype
(21.06.16)
Nietzsche - güç istenci ilk 2 bölüm; Nietzsche - ahlakın soykütüğü üstüne; bülent diken - nihilizm; camus - sisifos söyleni. Bunlar daha çok ahlakla ilgili.

Epistemolojik nihilizme karşı Descartes'ın meditasyonları, Alman idealistlerinin skeptisizm yorumları (kant'ın ilk kritiği, hegel - tinin görüngübiliminde consciousness bölümleri, schelling - nature of philosophy), husserl - cartesian meditations, heidegger - being and time (dasein'ın hiçlik içinde bilgisinin olanaklığı üzerine çok fazla pasaj var), descartes üstüne derrida-foucault tartışması [yukarıdaki öneriyi görünce aklıma geldi; bir de Wittgenstein - Tractus; bölümlere ayrılmamış ancak dil ve aklın sınırları/imkansızlığı üstüne çok başarılı pasajlar var]. Bunlar aklıma geldi ancak bu paragraf oldukça ağır metinler içeriyor.
0
protector
(21.06.16)
(5)

Bilgisayar Mühendisliği mi Yazılım Mühendisliği mi

bir peynir kutusu kibrit
Aynı üniversite de iki bölümde var sizce hangisine gidilmeli? İlerde donanım ile ilgili hiçbir şey düşünmüyorum.
Aynı üniversite de iki bölümde var sizce hangisine gidilmeli? İlerde donanım ile ilgili hiçbir şey düşünmüyorum.
0
bir peynir kutusu kibrit
(20.06.16)
sadece donanım ile karşılaştıramazsın bu ikisini ama. ikisinde de donanımla uğraşmayabilirsin. ben yazılım derdim ama
0
freetakilir
(20.06.16)
'okulda aldığınız 150 kredinin 150'si de size mesleki anlamda bir şey katmayacak, bunlar yaş zekanızı geliştirmeniz için geçmeniz gereken adımlar.' diyen bir hocam vardı.

yani içerik anlamında boş öğrenci için ikisi de çıkmış sorulara bakılıp geçilecek bölüm, dolu öğrenci için ikisi de uçsuz bucaksız. bilgisayar büyük oranda yazılımı da kapsadığı için gerek seçmeli derslerle gerek sertifikalarla yazılımcının yerini doldurabilir. yazılım için ise bu biraz daha zor.
0
icim urperiyor
(20.06.16)
Bilgisayar mühendisiyim.

Detaylarına hakim olmasam da, ar-ge ile uğraşmayacaksan ve akademik devam etme planın yoksa, yazılımcı olmak istiyorsan olması gerekenin yazılım mühendisliği olduğunu düşünüyorum. Ancak ülkedeki şirketlerin bilgisayar mühendisliğine daha prestijli baktığını düşünüyorum, o yüzden Bilg. Müh. diyorum.
0
long live rock n roll
(20.06.16)
Çevremde yazılım işinde olup iyi paralar kazanan, işini de iyi yapan çoğu kişi bu ikisini de okumadı.
0
r_u_h
(20.06.16)
Bilgisayar'a git, seçmelilerini de yazılım'dan al, aynı kapıya çıkar. İleride daha teorik meselelerde yer almayı düşünmüyorsan yazılım derdim ama hem şu anda sen ne istediğini bilemeyebilirsin, hem de özel sektöre yönelecek olursan Türkiye'de ik'cıların duruma nasıl baktıkları net değil (muhtemelen çok bir fark yoktur, ama işte..)
0
negatype
(20.06.16)
(3)

yazarlikla ugrasan arkadaslara sorum.

charlotte blanc
yazarlik demisken, blog olur, gunluk tutuyorsaniz o olur, atiyorum cok uzun fb post u yazsaniz bile ben sizi yazar olrak gorurum.yazi yazma motivasyonunuzu nasil sagliyorsunuz ? bazen yazmam gereken hallerde bile hic yazi yazasim gelmiyor.
yazarlik demisken, blog olur, gunluk tutuyorsaniz o olur, atiyorum cok uzun fb post u yazsaniz bile ben sizi yazar olrak gorurum.

yazi yazma motivasyonunuzu nasil sagliyorsunuz ? bazen yazmam gereken hallerde bile hic yazi yazasim gelmiyor.
0
charlotte blanc
(19.06.16)
motivasyon beklemiyorum. hergün belirli bir saatte, belirli bir yerde, belirli sayıda sözcük yazıyorum. bilinen en yaygın 'akıcılık' hilesi de bu.
0
negatype
(19.06.16)
alışkanlık meselesi biraz ya.

ben 7 ocak 2005'ten aralık 2015'e kadar düzenli günlük tuttum (her gün değil tabi ama düzenli), 2009 ile 2016 yılları arasında profesyonel dergi ve sitelerde editörlük yaptım.

2005'te yazmaya başlamamdaki amaç, konuşamamaktı. asosyallik, iki lafı bir araya getirememe falan durumları. konuşamıyordum, dedim bari yazayım. ilk motivasyon kaynağım bu herhalde. sonra da alışkanlık oldu, iyi de geldi. biriyle konuşmak isteyip de konuşamadığımda oturdum günlüğüme yazdım. iyice yazmaya alışınca (tabi okumayla da pekiştirmek gerek), profesyonel olarak yazı yazma işine atıldım. gerçi sonra da bıraktım. çünkü artık yazı yazmanın bir önemi kalmadı ülkede ve dünyada. herkes ağzını yamulta yamulta konuşmaktan başka bir halta yaramayan ergen youtuber'lara aşık artık.

ergenlikteki gibi asosyal değilim ama yine de gergin durumlarda pek konuşamam. ama biri beni mesaj gibi metin tabanlı bir platformda alt etmeye çalışırsa aklını alırım. (: zaten şu hayatta yapabildiğim tek şey yazabilmek. başka bir halta yaradığım söylemenez.

neyse konu nereye geldi. biraz şartlar elverecek (ben asosyal olmasaydım yazı yazma işini bu kadar ilerletemezdim mesela), biraz da alışkanlık işte (o da bu işle yoğun olarak ilgilenmeye başlayınca kendiliğinden geliyor). bu arada kimse yazı yazmak zorunda da değil. yani zorunlu mu hissediyorsun kendini, nedir?

yazı yazman gereken haller ne mesela?
0
avianthem
(19.06.16)
eğer kağıda yazmak zor geliyorsa, sadece senin görebileceğin bir blog oluştur ve ruh halini bile yaz, kendi kendine konuştukça açılıyorsun.
0
tiredpanda
(20.06.16)
(3)

Bir sohbette konu siyaset ve dine geldiyse

gokhan atestepe
bence orada sohbet bitmiştir. sizce?
bence orada sohbet bitmiştir. sizce?
0
gokhan atestepe
(15.06.16)
katılıyorum.
gereksiz.
0
basond
(15.06.16)
Siyaset konuşmak için bir araya geliyorsanız sorun da olmaz.
0
amarat
(15.06.16)
eğitim, kültür seviyesine bakar. siyaset bilgisi gazete ve televizyonlardan, din bilgisi gelenek ve göreneklerden ibaret insancıklarla pek dadı olmaz.
0
negatype
(15.06.16)
(6)

kalkan hakkinda bilgi

ahoy kaptan
ailemle tatil icin 2-3 gune buradan villa kiralamayi dusunuyorum, en fazla 9-10 gun kalacagiz henuz net degil.simdi 2-3 sorum var;- aile ile gitmeye uygun, keyifli bir yer midir?- denizi nasildir?- yeme/icme fiyatlari nasildir?- havasi nasildir?- aracla gidecegiz, buraya max 2-3 saat mesafe ile gezi
ailemle tatil icin 2-3 gune buradan villa kiralamayi dusunuyorum, en fazla 9-10 gun kalacagiz henuz net degil.

simdi 2-3 sorum var;
- aile ile gitmeye uygun, keyifli bir yer midir?
- denizi nasildir?
- yeme/icme fiyatlari nasildir?
- havasi nasildir?
- aracla gidecegiz, buraya max 2-3 saat mesafe ile gezilmesi/gorulmesi gereken yerler neresidir?
0
ahoy kaptan
(15.06.16)
sorunların dışında neden kalkana gitmediğimi soyleyeyim
yokuş abi bildiğin bayır , aklında bulunsun
0
magoria
(15.06.16)
merkezi yok mu buranin? villa zaten tepede, merkeze aracla falan inip orda dolanilmaz mi yani?
ayrica son soruma gelecek cevap da onemli, yakinda gorulecek yerler varsa zaten evden en fazla 3-4 gun cikariz. havuz basinda mangal yapip malak gibi yatmaya gidiyoruz
0
🌸ahoy kaptan
(15.06.16)
1- evet
2- güzel, belki biraz taşlık.
3- mekanlar ucuz değil pek, ama zaten villada olacaksınız, kendiniz hazırlayabilirsiniz.
4- gündüz sıcak haliyle, ama akşamları püfür püfür.
5- fethiye, ölü deniz, kaş, saklıkent vs.

memnun kalmamanız pek olası değil, gidin.
0
negatype
(15.06.16)
tesekkurler, bir sorum daha var.

biz bayaa cumbur cemaat gidiyoruz, 2'si cocuk 11 kisiyiz. tuttugumuz villa zaten 16 kisilik hayvani bir villa, o konuda sikintimiz yok. istanbul'dan araclarla gitmeyi planliyorduk ama benim kafama takilan su, acaba 3 arac mi gitsek yoksa splinter tarzi bir sey mi kiralasak?
daha onceden boyle kalabalik tatile cikmis olanlar vardir belki, sizce hangisi daha mantikli?
0
🌸ahoy kaptan
(15.06.16)
biz de biraz kalabalık idik, o sebeple minivan kiralamıştık. 11 kişi sığar mı bilmem ama gayet eğlenceli olur : )
0
negatype
(15.06.16)
denizi gayet iyidir kaş kadar olmasa da, kaputaş plajı var hemen yakınında oraya günlük gidilebilir muazzam bir plaj. fiyatlar deniz kenarındaki yerlerde biraz yüksek tabi ama genelinde öyle bir bodrum ekolü yok. havası yazın gayet kavurucudur ama nem aşırı yüksek sayılmaz bana göre. yokuş olduğu doğru ama araban varsa dert değil hiç.
0
quamos
(15.06.16)
(26)

ergen kuzenin uyuşturucu madde kullanması

zenc
kuzenim kötü bir ergenlik döneminden geçiyor. ailesi çok iyi her istediğini durumlarını zorlarlar yine yaparlar. zeki ve çalışkan bir çocuk istanbulda hatrı sayılır bi derece ile iyi bir liseye başladı geçen sene. aynı sene abisi de üniversiteyi kazanıp başka şehre gitti.zaten içine kapanıktı iyice
kuzenim kötü bir ergenlik döneminden geçiyor. ailesi çok iyi her istediğini durumlarını zorlarlar yine yaparlar. zeki ve çalışkan bir çocuk istanbulda hatrı sayılır bi derece ile iyi bir liseye başladı geçen sene. aynı sene abisi de üniversiteyi kazanıp başka şehre gitti.
zaten içine kapanıktı iyice içine kapandı. okulu kırmaya başladı. dersleri inanılmaz kötü oldu. sigaraya başladı. psikolağa gidiyor ama hala aynı. daha da kötüsü cebinde hap bulduk. hemen doktorla görüştük önce annesinin konuşması gerektiğini söyledi.
annesi dün konustu extacymiş içtiği dediğine göre ilk kez ama inanmadık. hatta bi kere taksimde günlük kiralik ev tutup tatılmışlar güya dediğine göre sadece içki almışlar..

bu durumda birine nasıl davranmamız gerek? abisinin üniversitesinin olduğu şehre mi taşınsınlar? okulu mu değiştirsinler bunların hepsi sanki onu daha çok sinirlendirir gibi? nasıl yapcaz ya?
0
zenc
(07.06.16)
elbette uyusturucu kullaniyor diye birini sehrinden etmeyeceksiniz. onerim yok ama ne yapilmamasi gerektigini soylemek istedim en azindan.
0
hopeless
(07.06.16)
Durumun kaynağı araştırılmalı. Malı kimden aldın sorusu önemli. Eğer arkadaş çevresi sebebiyle eğlence için kullanıyorsa okul ve şehir değişikliği işe yarayabilir. Psikolojik sorunları nedeniyle kullanıyorsa bağımlı olmadan tedaviye başlasın. Baktınız olmuyor arayın narkotiği gelip alsınlar.
0
dissendium
(07.06.16)
Dedigine gore okuldaki arkadasi vermis. O cocugun velisi ile rehber ogretmen konusmus. Adam cocugunun kullandigini biliyor hatta orda burda icecegine gel evinde ic diyecek kadar da rahat bi baba mk yaa.
0
🌸zenc
(07.06.16)
bu uyuşturucuyu kullanmak yasak, babası bu kadar rahatsa polise ihbar etsenize o babayı ve çocuğu.

bu işin iyiliği filan olmaz, kim başlattıysa izin verip göz yumuyorsa cezasını çeksin.
0
kurnaz
(07.06.16)
okul değiştirmesi radikal bir şey.

rol model gerek iyi bir tane. ayrıca siz değiştireceğinize sizinkine bunu veren değiştirsin okulu.
0
kurnaz
(07.06.16)
ya bak, bu ergenliğin kötü geçmesi ile alakalı değil. doksan sonrası jenerasyon gümbür gümbür uyuşturucu kullanıyor, tanıdığım her on kişiden dokuzu aktif olarak uyuşturucu kullanıyor ki nezih okullarda eğitim gördüm ve nezih semtlerde oturdum hep.

baskıcı ve sınırlayıcı bir tutum takınmanız her şeyi bok eder, etmeyin eylemeyin. velhasıl kelam her şehirde uyuşturucu bulmak oldukça mümkün. istanbul ve izmir kadar değil tabii, ama bir saat alır maksimum.

baskıcı her önlem, baskılanan fiilin daha absürt boyutta icra edilmesi ile sonuçlanır. çocuğun iyi derecesi var, demek ki hayatının son üç yılında stresten strese koştu.

ben iki yol öneririm.

*gerçekten uyuşturucu kullanımı varsa, sadece cuma günleri; ailenin gözetiminde olarak marijuanna ve türevi kullanmasına izin verin. hap dediğin şey zaten özel durumlarda alınan bi' şey, canım sıkıldı hap atayım diyen bir iki kişi tanıdım onlar da ileri safhada bağımlı.

*eğer eleman ilgi çekmek için sizi yiyorsa, yine aynısını yapın. bu sefer baskıya dayanamayıp yalan söylediğini açıklayacaktır.

edit: baba zaten söylemiş yazdığımı, en mantıklı çözüm.
0
bilinmez bir yazar
(07.06.16)
"narkotigi arayin" ve "babasini da cocugu da polise ihbar edin" diyenlerin insanlarla ve bagimlilikla ilgili hicbir fikri yok. bu tur kisilerin onerilerini hicbir sekilde onemsemeyin.
0
hopeless
(07.06.16)
Şu ortam gerçekten enteresan bir yer. Narkotiğe haber vermeyin diyeni mi ararsın yoksa sadece belirli günlerde uyuşturucu kullansın diyeni mi? Daha bir hafta önce teyzemin eski komşusu hap yüzünden 18 yaşında öldü. Bu gibi gençlerin ölmesinin en büyük sebebi şu anda olduğu gibi uyuşturucuyu meşrulaştıranlar. Ben olsam o çocuğun babasını takibe aldırırdım. Bilmiyorum farkında mısınız ana Türkiye'de uyuşturucu kullanmak suç ve siz bir çocuğun yaptıklarını ergen diye görmezden gelirseniz o çocuğu çok yakın bir zamanda ölü olarak bulursunuz.
0
dissendium
(07.06.16)
polise falan gitme salaklığı yapmayın, çocuğun bir derdi var ki bu yola girmiş. yakınınızda elbette vardır çocukla muhabbeti olan samimi muhabbet eden biri.

çocukla birinin konuşup sıkıntısını öğrenmesi lazım, kimse böyle meretlere öyle can sıkıntısına başlamaz size kolay gelen ama ona zor gelen birşey olabilir, sevgili durumu olur yada canını sıkan bambaşka birşey.

birinin yanına alıp güzel güzel konuşması ve ona yol göstermesi gerek.
0
tamam onu da ben yaptım
(07.06.16)
kimse kimseye beleş mal vermez. çocuğun harçlığını azaltıp doğru düzgün bir psikologa göndersinler ve hayatını sıkı bir takibe alsınlar. babası da malı veren arkadaşını ve onun babasını karşısına çekip "bir daha oğlumu bu işlere bulaştırırsanız sizi narkotiğe veririm" diyerek tehdit etsin.

çocuğa olan tavırlar ise çok hassas, nasıl davranılması gerektiğini ailesi olarak siz daha iyi bilirsiniz. etrafındaki tehlike unsurlarını ortadan kaldırdıktan sonra nabzına göre şerbet vereceksiniz. kimi insanlar güzellikle konuşulmaktan anlarlar, kimisi ağzına sıçılmadan kavrayamaz. onu siz bileceksiniz. mümkünse DÜZGÜN bir psikologdan yardım alarak hareket edin.
0
ambrosia
(07.06.16)
çocuğu ve aileyi bir uzmana yönlendirseniz? hiç bir zaman bir uzman kadar yardımcı olamazsınız bence. iyi bir uzman bulmak önemli tabi, her psikoloğum diyen verimli olamıyor maalesef, referans önemli. hatta öncesinde aile psikologla görüşüp, çocuğun ikna sürecini birlikte oluşturabilirler.
0
Phoebe
(07.06.16)
arkadaşlar konu mariuana değil. çocuk kimyasal almış ve daha 15 yaşında. bunun yasal sürecini burada tartışmaya gerek yok.
doktor desteği zaten alıyoruz, gittiği doktor referanslı sağlam biri.. pazartesi randevusu var zaten ama içim rahat değil başka ne yapabiliriz diye sizlerden de fikir almak istedim.
0
🌸zenc
(07.06.16)
Aile direkt istediği gibi taşınabiliyor mu ki öyle? Eğer öyleyse abi ile aynı şehirde yaşaması faydalı olabilir. Yani kendim düzenli olarak ot tüketen birisiyim ancak konu ot değil, 15 yaşındaki bir çocuğun direkt hap kullanıyor olması. Bu denli erken dönemde hapa başlayan çocuk, çok daha ağır maddelere de geçer diye düşünüyorum. Nitekim karakteri de buna uygun anlaşılan. Bu yüzden ne gerekiyorsa o yapılmalıdır kanımca. Aile eğer ki taşınabiliyorsa abi ona iyi bir rol model olabilir. Gerçi abiyle araları nasıldı hiçbir fikrim yok ama abi önemlidir herhalde kardeş için. Öte yandan, bu taşınma olayı ters teper mi bilemiyorum tabii, zira çocuğu tam olarak tanımıyoruz. Ona da doktorla konuşup karar verirsiniz. Başka çare pek aklıma gelmiyor benim açıkçası. "Benim yanımda takılsın" denilecek bir durum değil yani bence bu. Ot olsa tamam bir nebze "yanımda takılacaksa içsin" denilebilir belki fakat sentetiklere ulaşan bir çocuğun sadece babasının yanında takılmayacağını da hepimiz biliyoruzdur herhalde. Karışık durum. Ergenle uğraşmak zor olsa gerek aile için.
0
soso
(07.06.16)
gerizekalı psikologlarla uğraşmak yerine o piçkurusunu tekme tokat dövüp cebinde tek kuruş para bırakmam,

ev ve okul dışında gözetim dışı adım attırmam.
0
tchuck
(07.06.16)
@bilinmez bir yazar;

Şimdi yani hap kullanan bu ergeni kendi haline bırakalım ve kendi başına karar versin mi diyoruz? Teoride kulağa hoş geliyor tabii de pratikte sence de hapı aldığı kişiden farklı maddeler de almaya başlamaz mı? Ot demiyorum bak, 15 yaşındaki çocuk direkt hapa ulaşmış. Ayrıca senin çözümüne başvurduk diyelim, aile takmayacak, e çocuğun psikolojik durumu da pek düzgün değil anlaşılan, dolayısıyla irade de yoktur büyük ihtimalle ve bu şartlarda çocuk kendi başına doğru yolu bulacak diyoruz, değil mi? Bilemedim ben. Ha yolunu bulmuş insanlar tabii ki var fakat herkes aynı şartlarda olamıyor ve içerisinde bulunduğu durumu da biz pek bilmiyoruz. Dolayısıyla rol model olarak abinin yanında olması bence en mantıklı çözüm yolu. Yine de bir uzmandan fikir alınması şart tabii ki.
0
soso
(07.06.16)
bence de iyi bir rol model gerekli. yani insanların özellikle o yaşlarda iyi birilerine özenmeleri o yönde ilerlemelerini sağlıyor. çevresinde iyi örnek olacak insanlar ona çekici gelmiyorsa, onlar gibi olmak istemiyorsa daha aykırı, farklı tiplere özenebilir.

onun dışında üst orta sınıf bir çevrede pek bir sorumluluk almadan büyümüş biri sanırım. e para da var, herhangi bir şeyi elde etmek için bir sıkıntı da yaşamamış. bir tatmin aracı olarak, farklı olmak için böyle şeylere bulaşması pek şaşılası gelmedi bana.
0
tute
(07.06.16)
bizmi düzgün insanlardık bu nesilmi şerefsiz?

15 yaşındaki çocuğa evde uyuşturucu kullansın haftada 1 gün diyenler bile var pes.
0
gliderpilot
(07.06.16)
@bilinmez bir yazar, ya sen önce bir okuduğunu anla diyeceğim de sen okuma bilmiyorsun sanırım. duyuruyu açan kişi çocuk hap kullanıyor demiş, sen bize burada marihuana kullanan arkadaşlarını anlatmışsın. yazdığımı iyi okursan en son adım olarak polisi önerdim ben. bir şeyin akademik olarak zararsız bulunması hiçbir zaman uzun vadede onun zararsız olduğu anlamına gelmez. öksürük şurupları bile insanlar üzerinde 20 yıl denendikten sonra üretiliyor, sen burada son birkaç yılda "tıbbi amaçlar" için yapılan marihuana araştırmalarından bahsediyorsun. "sadece cuma günleri kullanmasına izin verin" diyen kişi sensin, sonra da "burada hap kullansın diyen birini görmedim" diyen de sensin. kafan güzelmiş güle güle kullan.
0
dissendium
(07.06.16)
Öncelikle buradaki cahil cüheylanın lafıyla iş yapmayın da, o bi' dursun.

Yapabileceğiniz en doğru harekete uzman (ve ama "UZMAN") bir psikoloğun desteğini almak. Burası kesin. Ben genel olarak uyuşturucu öcüsü üzerine birkaç kelam edeceğim, ki olay aklınızda netleşsin.

1) Kullanmayanlar bunun farkında olmaz, ama arayan istediği yerde uyuşturucu bulabilir. Dolayısıyla şehir değiştirmeyi asıl çözüm olarak görmeyin.

2) esrar, ekstazi, mantar, lsd vb. yasadışı uyuşturucular; alkol, sigara vb. yasal uyuşturuculara kıyasla sağlık açısından daha yıkıcı değildir. Bu konuda tarafsız, uluslararası kuruluşların yaptığı çalışmalara göz atın, içinizi rahatlatın.

3) Eğer söz konusu maddeleri kullanmaya devam edecekse en azından bunların farmakolojisi, nörolojik etkileri vb. hakkında bilgi sahibi olsun. Madem iyi bir liseye gidiyormuş az çok anlayabilir. Hiç değilse bilinçlenir, zira uyuşturucunun kendisinden ziyade yanlış kullanımı, saf olmaması vb. durumlar tehlike yaratmaktadır.

4) Uyuşturucu maddelerin (alkol ve sigarayı da dahil ederek) en çok bağımlılığa sebep olduğu grup sağlıkı bir amaç, hobi, meşgale skalasına sahip olmayan insanlardır. Yoksa günümüzde söz konusu maddelerin tedavi ve kişisel gelişim gibi amaçlar doğrultusunda kullanılabilmesi için faaliyet gösteren araştırma enstitüleri, sivil toplum örgütleri vb. oluşumlar var. Dolayısıyla kuzeninizin diğer ilgilerini, hobilerini vs. geliştirmesi (geliştirmeniz) uzun vadede bağımlılığa karşı en etkili çözüm olur.
0
negatype
(07.06.16)
@negatype, insanları yanlış yönlendirme diye bir şeyi açıklamak zorundayım. çünkü lafa siz cahilsiniz diyerek başlayan birinin direkt haksız olduğuna inanıyorum.

lsd gibi bir uyuşturucunun alkol ve sigaradan daha zararlı olmadığını söylemişsin. aşağıda sadece birkaç fotoğraf paylaşacağım. insanlar aradaki farkı görsün. çevremde sigara içip de aşağıdaki insanların haline düşen yok. akademisyenler yanılıyorlar demek ki.

www.best-drugrehab.org

www.google.com.tr

www.google.com.tr

www.strangepolice.com

insanları kandırmamanız ve gerçekleri görmeniz temennisiyle sağlıcakla kalın.
0
dissendium
(07.06.16)
@negatype, evet cahilliğin tedavisi var, bir an önce başlarsanız iyi olur. Metamfetamin fotoğraflarını genel olarak uyuşturucu zararsız dediğiniz için attım. Vikipedi'deki lsd sayfasında yazanlar: Yapılan detaylı araştırmalarda LSD kullanıcılarının şiddetli patlamalara ve garip davranışlara eğilimleri ortaya çıkmıştır. Uçacaklarına inanarak binaların tepelerinden atlayabilirler. Kör olana kadar güneşe bakabilir, gözlerini yuvalarından çıkarabilir ve hatta cinayet işleyebilirler. Ayrıca, 1 gram LSD 10.000 doz için yeterlidir. Bir toplu iğne başı kadar LSD; kullanan şahsın kendisinden geçmesini sağlaması için yeterlidir.

Gerçekten çok zararsızmış. Hala akademik kaynak veriyorsun. Önce Türkçe okumayı öğren.
0
dissendium
(07.06.16)
ne tuhaf insanlarsınız yahu. duyuruyu açan kişi birkaç fikir duymak istemiş, siz kalkmış lsd zararlı mı diye tartışıyorsunuz. sonra da lsd before-after diye google'da aratılıp çıkan metamfetamin fotoğrafları lsd'nin etkisiymişcesine koyuluyor. lakin lsd'de öyle before-after etkisi falan da görülmez ki zaten bu yüzden metamfetamin fotoğrafları çıkmış. sonra da sanki bilerek metamfetamin fotoğraflarını koymuşsun gibi yazmışsın dissendium :) ben de dahil olmak üzere herkes cahil işte, dağılalım.
0
soso
(07.06.16)
Aptalmış bırakın doğal seçilim işlesin ölür zaten 3-5 seneye ben olsam evlatlıktan reddedip evden atardım.
0
Nox
(07.06.16)
Şehir değiştirmek daha kötüye götürebilir. Ve küçük şehirlerde uyuşturucu bulmak İstanbul'dan daha kolay, İstanbul'da her gün miletin üzeri aranıyor vs. Küçük şehirlerde hem rahat ulaşacak hem de içinde ne olduğu bilinmeyen çeşit çeşit kimyasal katılmış olacak, bağımlı yapacak.

Çocuk ev tuttuk 2 gün takıldık demiş, inanmamak için bir sebep yok söylemiş işte. İnanmasanız bile belli etmeyin, üzerine gitmek sıkıntıyı büyütebilir. Her halükarda her hareketi psikoloğuna danışarak yapmak gerekli.
0
r_u_h
(07.06.16)
@bilinmez bir yazar, ağzın doluyken konuşma. hala önüme makale koymaktan bahsediyorsun. biz şurada 15 yaşındaki bir çocuğun hayatı mahvolmasın diye uğraşıyoruz, sen ben aptal değilim psikoloji okuyorum diyorsun. Walter white da metamfetamin üretirken kendince haklı sebeplere sahipti, belki senin de haklı sebeplerin var ama uyuşturucuyu her ne şekilde olursa olsun özendirmen, bir yakınını korumaya çalışan birine boşver yeaaa, korumayın, ben çok okudum, ben inanılmazım, sevgilim de uyuşturucu bağımlısıydı, uyuşturucu zararsız yeaaa demen doğru bir hareket değil. Şu noktadan sonra da bir şey demiyorum. Millet kendini tatmin etmeye yer arıyor.
0
dissendium
(07.06.16)
dayak etkili bir alternatif olabilir.
0
eksimeksi
(07.06.16)
(3)

Bilim felsefesi öğrenmeye nereden başlanır?

stanhiver
Tavsiyeleriniz nedir? Var mı önereceğiniz kitaplar?edit: ingilizce var evet.
Tavsiyeleriniz nedir? Var mı önereceğiniz kitaplar?

edit: ingilizce var evet.
0
stanhiver
(04.06.16)
Ingilizce varsa: The Sleepwalkers: A History of Man's Changing Vision of the Universe
0
shadowcat
(04.06.16)
sleepwalkers daha ziyade bilim tarihi. bence bi' online derse kayıt ol. yahut samir okasha, philosophy of science'ı okuyabilirsin başlangıç olarak.
0
negatype
(04.06.16)
Tabii ki Kuhn okuyarak başlayabilirsin.
0
babilbaligi
(04.06.16)
(2)

ecstasy etkileri

gazozailacatmauzmani
bir arkadaşımın ecstasy kullandığından şüpheleniyorum, emin de değilim. şimdilik izlemeye devam ediyorum. internette araştırdığımda uzun yıllar ecstasy kullananlar da var, kısa süreli deneyimlerle ölenler de var. aşırı dozda aldıkları zaman mı öldürüyor bu meret insanı? yoksa uzun yıllar kullanan in
bir arkadaşımın ecstasy kullandığından şüpheleniyorum, emin de değilim. şimdilik izlemeye devam ediyorum. internette araştırdığımda uzun yıllar ecstasy kullananlar da var, kısa süreli deneyimlerle ölenler de var. aşırı dozda aldıkları zaman mı öldürüyor bu meret insanı? yoksa uzun yıllar kullanan insanlar nasıl etkilenmeden hayatlarına devam edebiliyorlar
0
gazozailacatmauzmani
(07.05.16)
Ng bicim uzmansin sen:)oncelikle sakin ol arkadasin olmeyecek.ikinci konu arkadasin ne yapiyor icti ve evi mi temizliyor,kulupte dans mi ediyor,neyi izliyorsun sorsana kendisine,ictiyse ictim der.biraz enerjisi fazla gelir arkadasin ,ara ara ataklari olur bir kac saate sakinlesir,temposu duser,icecek bisiler tuttur eline su icsin iyidir.
0
cizgilipijama
(07.05.16)
ahahahahasojadjash diye gülüp hemen ciddileşiyorum. Ciddi bir kardiyovasküler rahatsızlığı olmadığı sürece hiçbir şey olmaz (kullandığını varsayıyorum). Kafeinli şeylerden uzak dursun.
0
negatype
(07.05.16)
(1)

özgür irade/determinizm

kayipadam
özgür irade üzerine. hayata müdahale vardır veya yoktur konusuna odaklanan düşünürlerin kitaplarından öneriler yapabilir misiniz felsefeci arkaaşlar.
özgür irade üzerine. hayata müdahale vardır veya yoktur konusuna odaklanan düşünürlerin kitaplarından öneriler yapabilir misiniz felsefeci arkaaşlar.
0
kayipadam
(25.03.16)
türkçe istediğini varsayıyorum:

arthur schopenhauer - istencin özgürlüğü üzerine
daniel dennett - özgürlüğün evrimi

ingilizce ise kolay; şurdaki makaleye göre okuma listesi çıkarabilirsin plato.stanford.edu
0
negatype
(25.03.16)
(10)

disiplinler arası yüksek lisans

tepedeki psychedelic adam
bilgisiyar mühendisliği bitirimiş biri sosyal alanlardan hangi bölümde yüksek lisans yapabilir? felsefe, linguistik, antropoloji, psikoloji alanlarıyla alakalı ya da aklınıza gelen başka şeyler olabilir.
bilgisiyar mühendisliği bitirimiş biri sosyal alanlardan hangi bölümde yüksek lisans yapabilir? felsefe, linguistik, antropoloji, psikoloji alanlarıyla alakalı ya da aklınıza gelen başka şeyler olabilir.
0
tepedeki psychedelic adam
(26.05.15)
Bilgisayar mühendisliği ile bağı kurmaya devam edeceksen: Mantık doğal olarak anglosakson geleneği çerçevesinde felsefe eğitimi veren kurumlar. Bunun dışında yine anglosakson geleneği çerçevesinde sosyoloji olabilir(niceliksel araştırma yöntemleriyle bağlantılı diye)
0
protector
(26.05.15)
Türkiye'de biraz daha zor olabilir ama yurtdışında bilgisayar mühendisleri arasında psikoloji doktorası yapan çok kişi var, yapay zeka gibi konularda özellikle.
0
fotrsapka
(26.05.15)
bilişim hukuku güzel alan. hem teknik dersler (bilgisayar mühendisi olmanız avantaj), hem de hukuk dersleri var.
0
miranda
(27.05.15)
alt yapısını bilmem ama bilgisayar mühendisliği bitirip felsefede öğretim görevlisi olan bile var.
0
john lee hooker
(27.05.15)
bilişsel bilim (cognitive science).
0
e haliyle
(27.05.15)
e haliyle + 1. Bilişsel bilimlere ek olarak alt unsurları da olabilir, ki bazılarını yazmışsın zaten.

ben son yılımda cs den felseye geçtim. mantık ve yapay zekaydı ilgilerim. sonradan bilişsel bilimler/sinirbilime kaydı olay. belli olmuyor vesselam; ama master'dan bahsediyorsan zaten bu bölümlerin hiçbiri önünü kapatmaz, doktorada yine bir revizyon yapabilirsin.
0
negatype
(27.05.15)
evet bilişsel bilim de var. bu yüksek lisans programı boğaziçi ve yeditepe'de var sadece sanırım. bilginiz var mı başka yerde olup olmadığı hakkında?
0
🌸tepedeki psychedelic adam
(27.05.15)
e haliyle
(27.05.15)
Neuroscience programı ama bilginiz olsun: neuro.bilkent.edu.tr
0
fotrsapka
(27.05.15)
@fotrsapka

evet aslında geçen gün bunu görünce tekrar aklıma takılmıştı :)
0
🌸tepedeki psychedelic adam
(27.05.15)
(4)

Favori TED konuşmalarınız hangileri?

cosa nostra
Merhaba,En begendiğiniz TED videolarını paylaşabilir misiniz? TED videosu olması tercih sebebidir, zira telefondaki uygulamasından kolayca indirilebiliyor videolar.2 saatlik video indirip izlemek istiyorum daldan dala...(Daha önceki listeler, sorular, cevaplar vs incelendi)Teşekkürler,Emek ve dayanı
Merhaba,

En begendiğiniz TED videolarını paylaşabilir misiniz? TED videosu olması tercih sebebidir, zira telefondaki uygulamasından kolayca indirilebiliyor videolar.
2 saatlik video indirip izlemek istiyorum daldan dala...

(Daha önceki listeler, sorular, cevaplar vs incelendi)

Teşekkürler,
Emek ve dayanışma gününüz kutlu olsun :)
0
cosa nostra
(01.05.15)
Art of misdirection.
0
acukali ekmek
(01.05.15)
negatype
(01.05.15)
auroraaurora
(01.05.15)
Konusma degil ama mutlaka seyret :)

www.ted.com
0
mushtopus
(01.05.15)
(3)

Hiç Yoktan Bir Evren adlı kitabı okumuş olan var mı?

ack3000
Ortalama bir eşit ağırlıkçının okuyabileceği düzeyde bir kitap mı? Yoksa ağır mı gelir dili? Çok az fizik bilgim var. Türlerin kökeni, evrim teorisi, dünyanın oluşumu falan da giriş seviyesi..
Ortalama bir eşit ağırlıkçının okuyabileceği düzeyde bir kitap mı? Yoksa ağır mı gelir dili? Çok az fizik bilgim var. Türlerin kökeni, evrim teorisi, dünyanın oluşumu falan da giriş seviyesi..
0
ack3000
(03.03.15)
kitabın biyolojiyle alakası yok galiba.
fizik her zaman kastırır. çeviri iyiyse ve orijinal metinde yeterince iyi basitleştirilmişse konu, o kitap okunur. anlaşılmayan yerlerde basit bir google aramasıyla bu kitap çerez gibi olur.
0
kargn
(03.03.15)
kitabı okumadım ama yazarın aynı adlı 1 saatlik bir konuşmasını çevirmiştim. orada kullandığı dil gayet anlaşılırdı, bazı şeyleri cidden bilale anlatır gibi anlatıyordu, üslubu da eğlenceliydi. kitap olduğu için bazı yerlerde detaya girmiştir illaki, oralar belki sıkabilir ama o konuşma eğer kitabın özeti gibiyse okunur diyorum.
0
kül
(03.03.15)
okunabilir tabii, zira genel okuyucuya hitap eden bir kitap, akademik değil. amma dersen ki "ya ben ikna olmuyorum, basmıyor mu acaba?" -sorun sende değil, pek çok taşaklı fizikçi kitabın başlığının balon olduğunda hemfikir.
0
negatype
(03.03.15)
(6)

Felsefe okuyacağım

humblebirth
Şimdi, felsefe tarihi üzerine yaptığım okumada Descartes, Kant, Hegel, Darwin, Marx ve Freud ilgimi çekti. Sırasıyla okumak istiyorum, dolayısı ile Descartes ile başlama planım var.1) Descartes'ın hangi kitabını okumalıyım?2) Descartes ve empiristleri (Hume, Locke vs) atlayıp bunları birleştiren Kan
Şimdi, felsefe tarihi üzerine yaptığım okumada Descartes, Kant, Hegel, Darwin, Marx ve Freud ilgimi çekti. Sırasıyla okumak istiyorum, dolayısı ile Descartes ile başlama planım var.

1) Descartes'ın hangi kitabını okumalıyım?
2) Descartes ve empiristleri (Hume, Locke vs) atlayıp bunları birleştiren Kant'a geçsem nasıl olur?
3)Kant'a geçersem onun hangi kitabını okumalıyım?

Şimdiden teşekkürler.

Edit: Yapmak istediğim bu kişilerin düşünceleri hakkında biraz daha fazla bilgi sahibi olmak.
0
humblebirth
(02.03.15)
Felsefe hakkında genel bilgin yoksa birinci ağızdan kitapları okuman hiçbir işe yaramayacaktır. Oldukça iyi bir altyapı ile geçmeni öneririm.

Ek olarak belli bir disiplin dahilinde okuma yapmaman da bir işe yaramayacaktır. Saydığın isimler çok bağlantılı değil.
0
protector
(02.03.15)
1 - metafizik üzerine düşünceler

2 - bir şey olmaz.

3 - saf aklın kritiği (kant ağırdır, bu nedenle kant'ı anlatan kitapları da okuyabilirsin)
0
antikadimag
(02.03.15)
1) Tartışmasız ve kesin olarak: Meditasyonlar.
2) Cık, olmaz. 1) Kant'ın niye bu kadar tatava yaptığını anlayamazsın, 2) Kant'ın niye bu kadar tatavasının yapıldığını anlayamazsın, En azından Hume'u okumaya çalış.
3) Kant'ın olayı Saf Aklın Eleştirisi, dolayısıyla önce onu oku. Pratik felsefe tarafı için de Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi'ni okuyabilirsin. Pratik Aklın Eleştirisi'nden uzun bir süre uzak dur derim.

Tüm bu süreç için de yardımcı bir kaynak da takip edersen okuma işin büyük ölçüde kolaylaşır. Yani demem o ki, diyelim Kant okuyorsun, bir de Kant üzerine yardımcı bir kaynak oku paralel olarak. Son olarak felsefe detay meselesi, kitapları hızlı bitirmeye çalışma o yüzden, üzerine düşüne düşüne ilerlersen tad alabilirsin.

Kolay gelsin.
0
negatype
(03.03.15)
Ama bence bunlardan önce Russell'ın Batı Felsefesi Tarihi'ni okusan çok daha hayırlı olur..
0
negatype
(03.03.15)
Platon/Eflatun ve Aristoteles'ten başla bence.
En azından Devlet (Eflatun), Metafizik (Aristo) ve Aristo'nun başka eserlerinde Sokrates'ten alınıtladıklarına dair de bir şeyler okuman iyi olur. Sonra Rendekar/Kant geçişleri yap derim ben nacizane.
0
gece lampulu
(03.03.15)
Bence önce felsefe tarihi oku. Sonra bu adamlar şeyolur zaten. Hocalar da böyle öneriyorlar. Antik Yunan zamanı vs onlardan başlayıp gelin diyorlar.
0
wibbly wobbly timey wimey stuff
(03.03.15)
(1)

kyk lisans kredisi ve yüksek lisans ilişkisi

helios
yüksek lisansımın üçüncü dönemindeyim, bu senenin 10'uncu ayında lisans kredisini geri ödemeye başlamam gerekiyor. aynı zamanda yüksek lisansta da kredi alıyorum. şu an halen okurken lisans kredisini ödeyemem.yüksek lisans yapıldığı için, lisans kredisinin geri ödeme tarihini uzatmak gibi bir opsiyo
yüksek lisansımın üçüncü dönemindeyim, bu senenin 10'uncu ayında lisans kredisini geri ödemeye başlamam gerekiyor. aynı zamanda yüksek lisansta da kredi alıyorum. şu an halen okurken lisans kredisini ödeyemem.

yüksek lisans yapıldığı için, lisans kredisinin geri ödeme tarihini uzatmak gibi bir opsiyon var mı? bilgisi olan?
0
helios
(01.03.15)
lisanstan sonra ara vermeden yüksek lisansa başlayınca ikisi birlikte yüksek lisans bitimi sonrasına ertelenmiyor muydu zaten? Ara verip mi başladın?
0
negatype
(01.03.15)
(13)

boşlukta boğulmaktan kurtulmak

bluebey
Uzun süredir evdeyim. Aslinda evde yalniz vakit geçirmeyi çok seviyorum vaktim kitap okuyarak, yoğun dusuncelerle ve arayışlarla geçti.simdi kendimi boşlukta hissediyorum depresyondayim sanirim. uyuyamiyorum dusunceler manuelden otomatige geçti. Sosyalleş diyeceksiniz ama buluştugum arkadaslarimin
Uzun süredir evdeyim. Aslinda evde yalniz vakit geçirmeyi çok seviyorum vaktim kitap okuyarak, yoğun dusuncelerle ve arayışlarla geçti.simdi kendimi boşlukta hissediyorum depresyondayim sanirim. uyuyamiyorum dusunceler manuelden otomatige geçti.
Sosyalleş diyeceksiniz ama buluştugum arkadaslarimin yaptiklari hep anlamsiz ve saçma geliyor. Oturup konuşuyoruz herkes birşeylerin uzerini kapatiyor.ben bunu beceremiyorum.aileyle vakit geciriyorum akşama kadar hic değişmeyen kaliplarla yaşıyorlar.
Nabicaz böyle ağır geliyor şu dunya bana.
0
bluebey
(27.02.15)
uzunca bisiklet turlarına çık.. yalnız, dönünce daha depresifleşebilirsin.
0
ismail yk
(27.02.15)
Abi sen arabayi o yüzden mi parcaliyodun
0
🌸bluebey
(27.02.15)
Bence sokağa çıkın, gezin, dolaşın, spor yapın (koşmak, yürümek bile olur). Gerekirse yine yalnız olun ama evde kapalı kalmayın derim ben. Fiziksel olarak da aktif olun. Zamanınız el verirse başka şehirlere gidin. Dolaşın, durmayın kapalı yerlerde. Çok okuyorsanız daha az okuyun. Psikiyatra falan da gitmeyin, kendiniz aşabileceğinizi düşünüyorsanız.
Daha az şaka yapın :)
0
herewegogoagain
(27.02.15)
agresif değil, depresif. içe kapanık böyle. bunun almanca bi tanımı var, accayip izah ediyor.. ama unuttum.. werzschwarts gibi bişeydi.
0
ismail yk
(27.02.15)
Evet Kötü bi şakaydi :)

Yalniz gezmek sıkıcı olur gibi geliyor bana.hem o kadar maddi imkanim da yok evde akli koruyarak vakit geçirmek mümkün değil mi .s
0
🌸bluebey
(27.02.15)
Hobi acilen bir hobi bul kendine.
0
steve rogers
(27.02.15)
Steve önem verilecek hobi bulamiyorum ki kendime birara gitara merak saldim öğrendim bir seyler biraktim.
0
🌸bluebey
(27.02.15)
Nerdesiniz bilmiyorum ama mahallede, sokakta bile gezilebilir. Hava da iyi olacak sanırım bu ara bence dışarı çıkmayı deneyin. Kafayı dağıtmak, rutinden çıkmak lazım bence.
0
herewegogoagain
(27.02.15)
hızlı, ekonomik ve dolambaçsız bir çözüm arıyorsan: antidepresan ve spor kombosu. geriye kalan her şeyin 'belki'si var.
0
negatype
(27.02.15)
hocam yaşadıklarınızı çok iyi anlayan birisi olarak, kitap okumak fikrimi bir düşünün
yani o da bir nevi kopartıyor sizi her şeyden. ya da bünyeye göre mi değişir bilemedim
0
kahramanikarus
(27.02.15)
yanlis anlama da evden cikmama luksum bile yok. ayaklarim geri gidegide ise geliyorum her gun.. tabi seninki de zor olsa gerek. ama biraz imrendim sana ben. yine de en kisa zamanda atlatman dilegiyle.
0
heygidim
(27.02.15)
bazen herkes ayni seyi soyluyorsa belki de bi bildikleri vardir demek gerek. spor+hobi herkesin soyledigi senin de bildigin bir oneri. ama hala kotu hissettigine gore yapmiyorsun, ya da denedin biraz ve ise yaramiyor diye dusunup vaz gectin. belki de yeterince denememissindir. spor olarak kosu-yuzme gibi bir rutini olan ve muhtemelen otomatik dusunme isine devam edecegin bir sey yerine kick boks gibi kafanin baska hicbir seyle ugrasamayacagi bir alan secebilirsin. ya da atiyorum kapoera.

gecmiste yarim biraktigin bir isi/hobiyi tamamlamayi deneyebilirsin. gitara devam et bence. hem altin bilezik :)

sevgili yapmak super olurdu. ama sevgili bulayim denince bulunmuyor maalesef. ama kendine duvar ormek yerine seninle ilgilenen birileri varsa onlari tanimaya calisabilirsin.

biraz irade gostermeye calis. rutinlerini yik. uyku duzenini degistir. atiyorum sigara iciyorsan birakmayi dene. kucuk bir seyi bile iradenle degistirmeyi basardiginda beynin sana daha baska seyleri de basarabilecegini soyleyecek.

bos bile olsa mutlu insanlarla takil. ulke gundeminden birazcik uzaklas. seyahat et. dogaya karis. guneslen. seratonin veren gidalar al. d vitamini al.
0
jimicik
(27.02.15)
sevgili bulman lazım.
0
fransizkalanadam
(27.02.15)
(4)

Olgun bir insan olmak istiyorum..

:)
O kadar malca şeyler yapıyorum ki anlatsam inanamazsınız.. Ben artık Mevlana hikayelerindeki olgun, bilge insanlardan olayım istiyorum. Psikoloğa gidiyorum sorunlarımı çözeyim diye ama sanki olmuyormuş gibi geliyor.. Nasıl olgunlaşacağım? İlla acı mı çekelim?
O kadar malca şeyler yapıyorum ki anlatsam inanamazsınız.. Ben artık Mevlana hikayelerindeki olgun, bilge insanlardan olayım istiyorum. Psikoloğa gidiyorum sorunlarımı çözeyim diye ama sanki olmuyormuş gibi geliyor.. Nasıl olgunlaşacağım? İlla acı mı çekelim?
0
:)
(21.02.15)
cok guzel, mantikli, olgunca cevaplar verilir muhtemelen.. ayrica yillardir ergenlikten cikamamis bir insan olarak buraya cevap verecek kisi de degilim ama olayin "az uyumak, az yemek, az konusmak"tan gececegini dusunuyorum.
0
fallopian
(21.02.15)
istemekle olacak şey değil.
0
kuzey li
(21.02.15)
1) kimyasal durumun elvermiyor olabilir: psikolojik bir rahatsızlığın, hormonal bir dengesizliğin olabilir. tıbbi yollardan çözüm aramalısın.

2) parçası olduğun bağlar el vermiyor olabilir: aile, okul, arkadaş çevresi. bunlar üzerinde oynamayı/uzak durmayı dene.

3) yaşın elvermiyor olabilir: 20'lerin sonuna doğru dengeni bulmaya başlıyorsun. öyleyse acelesi yok, dengeni bulduktan sonra da şeyler daha az ilginç/eğlenceli hale gelmeye başlıyor.

bunlara ek olarak okumak yardımcı olur. ahlak felsefesine göz atabilirsin.
0
negatype
(21.02.15)
Kitap oku, makale oku, sözlük oku, bilgi dağarcığını genişlet. Sürekli hiçbir şey bilmediğini hatırla, meraklı ol. Okudukların hakkında düşün. İnsanlar farklı şekillerde olgunlaşıyor, illa acı çekmene gerek yok.

Karaktere de bağlı diye düşünüyorum biraz. Belki de olgun olma şansın yok hiç.
0
humblebirth
(22.02.15)
(23)

dün bir psikanalistle görüştüm, moralim sıfır

damdanakan
selamlar.dün bir psikanalistle görüştüm. kadının psikanalist olduğunu bilmiyordum, ben başka bir doktorun tavsiyesiyle gittim. kadın tıp mezunu, psikiyatr yani ama ekolü bu şekilmiş. iki hafta önce ayaküstü on dk konuşmuştuk. bir sonraki randevuya kadar ilaç kullanmamaya çalışmamı söyledi. ilaçla te
selamlar.

dün bir psikanalistle görüştüm. kadının psikanalist olduğunu bilmiyordum, ben başka bir doktorun tavsiyesiyle gittim. kadın tıp mezunu, psikiyatr yani ama ekolü bu şekilmiş.

iki hafta önce ayaküstü on dk konuşmuştuk. bir sonraki randevuya kadar ilaç kullanmamaya çalışmamı söyledi. ilaçla tedaviye (çok gerekmedikçe) karşıymış. tamam, dedim, bi hafta kullanmadım ilaçları ama yine o ezberlediğim ilaçsızlık etkileri kendini gösterdi. öğrenme, hatırlama, analiz, dikkatini bi noktada toplama gibi fonksiyonlarım tammaıyla kayboldu yine. yeni bir işe girdim ve işi öğrenme aşamasındayım. kimseye de"ya canıms ben ilaçları bırakıyorum da, ayküm sizlere ömür. anlamıyorum ben ya, hani sen anlatıyosun da anlamıyorum yani" diyemiyorsun. bu duurm iş arkadaşlarımın da dikkatini çekti tabii, huzursuzluk ve hafif bir gerginlik hasıl oldu. ben de sikerün böyle aşkın ızdırabını diyerek ilaca tekrar başladım. bi haftadır kullanıyorum ve şu an, evet, ayküm normal seyrine dönmek üzere.

dünki görüşmemizde doktora bu durumu anlattım. bana ilaçları çat diye bıraktırmayın, bakın ne hale geliyorum. çalışmam lazım ama o halde çalışamıyorum vs dedim. bana o ilaçların yoksunluu söyleidğin kadar ağır değil. biyolojik nedenlerin ötesinde ilaca fazlaca ihtiyaç duyduğuna inandığın için öyle oluyor dedi. ama geçtiğimiz altı ayda ne zaman ilaç bırakma girişiminde bulunsam tamamıyla benzer fiziksel etkiler yaşadım. çok isteyerek, güle oynaya bırakıyorum ama bir hafta sonra tam bir gerizekalıya dönüşüyorum. neyse takıldığım nokta tam olarak bu değil ama bu konudaki görüşlerinizi de almak isterim.

gelelim moralimi alt üst eden asıl noktaya. beni biraz dinledi ve söylediği şeyler şu:
"Antidepresanlar uzun süreli kullanıma uygun ilaçlar değildir, sorunlarını çözmez (bu noktada hak veriyorum kendisine). yani şöyle, hayatının olağan seyrinden kopmuş ve sorunlarıyla baş edemeyen insanlara, o süreci daha rahat atlatabilmesi için ilaç tedavisi uyguluyoruz ve bir iki sene içinde ilacı bıraktırıyoruz çünkü bu kimyasallar beyindeki belli maddelerin salgılanma mekanizmasını değiştiriyor, bir noktadan sonra ilaca başladığından daha hasarlı bir hale getiriyorlar beynini. ama anladığım kadarıyla sen hayatın boyunca stabil bir seyir yakalayamamışsın hayatında. boşlukta süzülüyor gibisin. ilaç tedavisi uygulamak istesem hayatının sonuna kadar ilaç kullanman gerekecek. yani sorununun kaynağı derinlerde. dışarıdaki random x bi insanın hayatının belli dönemlerinde yaşadığı çalkantılar senin hayatının ta kendisi. sen hep böyleymişsin. bu durumu ilaçla düzeltemeyiz. imkanım olsa snei haftada üç gün görmek isterim ama hem ben çok yoğunum hem de sen çalışıyorsun. haftada bir görüşmeliyiz mutlaka ve hazır ol bu tedavi yıllarca sürecek." dedi.

beynimden vurulmuşa döndüm ya. dünden beri kendimde değilim.. kendimi inanılmaz hasta, anormal hissediyorum. titriyorum, sonra ateş basıyo. midem bulanıyor, üzerimdeki giysiler bile ağır geliyor.

yani bir analistin "hasta"sına, durumu çok kritik bile olsa bunları söylemesi doğru mu?

bir de seans başı 200 tele istiyor. "lan bu ney?"

ek soru: bu tedavi çok büyük bir maddi külfet benim için. maaşımın yarısını her ay gidip kadının eline saymam lazım. yine de devam etmeli miyim yoksa spor, yoga yaparak, kitap okuyarak hayatıma yampiri yampiri devam mı edeyim?
0
damdanakan
(14.02.15)
sanırım doktorun dedikleri doğru sen de farkındasın ve inkar aşamasını geçip öfkeye geçmişsin.

geçmiş olsun.
0
ceycey e
(14.02.15)
ben doktor veya uzman değilim, o yüzden "saçmalamış" gibi bir ifade kullanmayı hayvanlık olarak görürüm ama ne yalan söyleyeyim aklımdan ilk olarak bu geçti.

lisede her şeye plasebo etkisi yeaaa diyen mal kızlara benzettim. ayrıca on dakika ayaküstü sohbet ve yarım saat seans sonrasında "ömür boyu sürecek bir tedaviye hazırlıklı ol :))" demesi çok saçma geldi bana.

benim psikiyatristim 3 seanstan sonra "ilaçla bi yere kadar gidebiliriz, senin psikologla da görüşmen şart" demişti mesela. hiç öyle ömür boyu tedavi lazım, vooouv çok uzun bir yolun başındayız, sen kafayı yemişsin aq çocuğu tarzı bir yaklaşımda bulunmadı.

dediğim gibi ben sıradan vatandaşım, bir şekilde o mesleği yapan biri hakkında atıp tutmak istemem ama bu tarz yaklaşım bana çok sağlıklı gelmedi işin açığı. ayrıca ilaçların çat diye bırakılmaması gerektiğini çocuk bile bilir. doz azalt falan dese neyse. niye çat diye ilacı kestiriyor ki sana. "normal" halini görmek için mi? ne biçim mantık o ya.
0
der meister
(14.02.15)
@der meister: bu psikanaliz dedikleri tırıvırı yıllarca süren bi tedavi şekli zaten de "hiii sen y.rrağı yemişsin" çıkışı kalbimi kırdı açıkcası.
0
🌸damdanakan
(14.02.15)
ceycey e, sen haklısın da dışarıdan bir kişi olarak ben inkar aşamasındayım.

Belki tamamen, belki kısmen haklıdır. Başka bir analist, doktor, vb. de aynı şeyleri mi söyleyecek? Haklı olsa bile, herkesin farklı bir yaklaşımı olabiliyor. Doktor her şey.
0
aychovsky
(14.02.15)
yok ben de onu diyorum zaten, normalde bu tarz bir yola çıkıldığı zaman uzmanın "koçum benim bee, bunu mu yapamayacaksın ulan" demesi lazım. tabii ki boş bir gazla değil de daha gerçekçi ve makul bir şekilde. mesleklerini buna indirgemiyorum ama psikolojik tedavinin olayı zaten GENELDE telkin yoluyla kişinin düşünce yapısını, kafasının işleyişini değiştirmek değil mi? konuşa konuşa ne yapılabilir ki sonuçta, eninde sonunda bakış açısını ve yaklaşımı değiştirmeye dayalı tedaviler oluyor bunlar.

ve böyle bir eylem öncesinde "ooo kardsm sen ski tutmuşsun yaa :))" tavrı bana biraz anlamsız geldi. pohpohlasın, gaz versin demiyorum ama biraz da hassas olmaları lazım yahu. bacağı kırılan birinin bacağına tekme atıp böyle acıyo mu demek gibi bi şey olmuş bu sanki.

ama dediğim gibi ben sıradan vatandaşım, belki bu da bir yöntem falandır ters psikoloji gibi, hatta bakarsın ilerde "senden bi halt olmaz" da der ama en sonunda süper bi tedavi süreci olur. bilemiyorum. benim yorumum klasik vatandaş yorumu.

yine de psikolojik mevzular konusunda kendime güvendiğimi söylemem lazım. yani bu konudaki düşüncelerimde çok yanılmayacağımı düşünüyorum, der meister "bu ne biçim tedavi lan" diyorsa orada bir yanlışlık vardır. çünkü der meister bir dostoyevskidir, bir freuddur, psikolojinin kitabını yazar.
0
der meister
(14.02.15)
der meister'in dediklerine katiliyorum.

en azindan imkanlar dahilindeyse, ikinci bir gorus almaniz faydali olabilir.
haklilik payi varsa bile (oyle mi konusulur; ayi! diyesi geliyo insanin), daha pozitif ve kisiyi guvende hissettiren bir secim yapma sansi cikar.

ek olarak: ek'te sordugunuz aktivitelere yonelmek de bence faydali olur, kendinizi rahatlatmak adina.

saglik afiyet dilerim ;)
0
dolphingirl
(14.02.15)
şu anda hiçbir psikolojik problemim yok ancak bana birisi gelip böyle cümle kursa, hasta olmasam bile hastalık psikolojisine girerim. kibarlık yapmaya gerek yok, hayvanlık yapmış.
0
mesglsn sanirm bn yatiyrm
(14.02.15)
doktor senin yapamadigin seyi yapacak ve senin hayatina senin suzgecinin disindan bakacak. boylece senin kendince akla uydurdugun seyleri rahatca gorebilecek. ideal bir kimsenin bunu yapmak icin bir doktora ihtiyaci yok.

ilaclara inanan guvenen bir insanin basarabilecegi bir sey degil bu. dolayisiyla ilaclari birakacak kadar iradeli degilsen malesef kendi kendine basaramazsin.

eger okumayi seviyorsan, aliskanliklarini degistirmekte kararliysan otur biraz kitap oku. sorumluluk almayi, problem cozmeyi ogren.

doktor sadece gordugunu yuzune vurmaktan cekinmemis. bunlari duyunca hemen moralin bozuluyorsa ilac kullanmaya devam, doktoru falan da bosver.

kendi kendine basarabilecegine inaniyorsan oku, meditasyon yap... kendi kendine "sorun"larini coz.

kendi kendine basaramayacaksan ve parayi bayilmayi goze aliyorsan bayil kurtul.

benim anladigim da ilgi ariyorsun, sefkat ariyorsun, muhtacliga alisiksin.

yerinde olsam kendi kendime silkelen kendine gel derim. kendi sorunumu kendim cozerim.
destek almakta bir sikinti yok fakat profesyonel destek gercekten pahali.

spor salonu gibi dusunebilirsin. ayda 150 lira vermeden de kosuya cikabilirsin, spor yapabilirsin... ama 150 lira verince uyelik icini rahatlatiyor, biraz daha "rahat" spor yapiyorsun.

secim ve birlikte gelen sorumluluk sana kalmis birini sec.

edit: doktorun uslubunu doktorun parmagi gibi dusun. isaret ettigine bakmayi ogrenmen gerek. bu en basta gelen problemin olabilir mi? ne dedigi mi onemli nasil dedigi mi? faydalanacagina daha cok dert yaratiyorsun kendine.

fikirlerim bu kadar.
0
idexo
(14.02.15)
Bana soyledikleri cok mantikli ve duzgun geldi.

"yani bir analistin "hasta"sına, durumu çok kritik bile olsa bunları söylemesi doğru mu?"

Bu cumleyi anlayamadim bile, cunku durumun kritikligi ile ilgili bir sey dememis. Normal seyler soylemis iste?
0
f_d
(14.02.15)
@idexo: "benim anladigim da ilgi ariyorsun, sefkat ariyorsun, muhtacliga alisiksin."

hangi kafa tanımadığınız etmediğiniz insan hakkında bu keskin çıkarımları yapmanıza neden oluyor?
0
🌸damdanakan
(14.02.15)
Kisaca genel gozlemlerimi ileteyim
1. Guven herseydir. Guvenmedigin insanla yol alman mumkun degilm daha ilk gunden belli ki aranizda bi guvensizlik olusmus. Bu durumda ikinci bir kisi ile gorusmeden asla emin olamayacaksin.
2. Ote yandan evet ilac konusunda hakli. Kime gitsek ilaci dayayip herseyin cozulecegini saniyorlar. Oysa ilac sadece bi yardimci bi agri kesici bi vitamin. Belli bi sure sonra gorevini tamamlayip hayatimizdan cikmasi gereken birsey ve bizi iyilestiren asil unsur da tek basina ilacin kendisi degil.
3. Ote yandan uslup sorunsali tip mezunlarinda sık gorulen bir durum ve biraz da tedavi surecinin ellegorulur tahlille olculur olmamasi sanki hekime bu sureci tayin etme kolayligi veriyor gibi hissediyorum. Cok basit bir ergenlik depresyonuna bile 5 sene 6 sene cocugu haftada 3 gun gormek isteyen hekimler var. Sanki surec daha da kisa olabilirmis ama bu durumdan para kazaniliyormus gibi hissediyorum bazen. Sizin durumunuzda sure ne kadar olmalidir durum nedir bilmiyorum ama her hekimin bu isi biraz abarttigina yonelik genel bir kanim var. Burasi zengin bebelerin her hayal kirikliklarini gidip terapiste anlattigi zengin insanlarla dolu bi ulke degil. Talep edilen ucretler cok yuksek. Dolayisiyla da muhtemelen bu durum sizi borca sokacak bu da tuz biber olacak. Ozetle maliyet o denli agir ki kolay kolay kimse bu imkandan yararlanamiyor.
4. Bi kisiye daha gidin imkan varsa. Bi sorun var bunu zaten biliyorsunuz. Ama kendinizi cok hasta gibi gormeyin. Belki cogumuzun ihtiyaci var ama farkinda bile degiliz.
0
photo85
(14.02.15)
doktorun dediklerine kısmen katılıyorum.

ama 200 tl çok. sen doktoru değiş. ilaçları da çat diye bırakma. antidepresanlar yavaş başlanır yavaş bırakılır.

ilaca öcü gibi bakmamak gerek. ilacın da terapinin de yeri olan yerler var. olmayan yerler var.

ilaç gereken durumsa tabi ki kullanacaksın.
0
siradisi00
(14.02.15)
Ailesinde psikolojik sorun bol olan biriyim.
Fakat maalesef annem dahil olmak uzere cevremde yillarca terapi gorup ya da ilac kullanip iyilesen gormedim.

Tip psikoloji alaninda cok yetersiz ve artik bir suru psikolog ve psikiyatrist baska seylere yoneliyor.
Panik atakla yasamayi ogrenecegiz diye 25 seans yapiyorlar, halbuki panik atak 1-2 seansla gecirilebilen bir sey.

Depresyon da ayni sekilde.
Bu kisinin yaptigina kodlamak denir.

Sana tavsiyem bilincaltina yonelik calismalar yapman.
Ya da istiyorsan ve istanbuldaysan gel 2-3 seans ucretsiz access bars uygulayalim, sonra karar ver.

Bunu bilim karsiti bir insan olarak soylemiyorum, cok sukur aklim basimda.
Fakat norologlara ve psikologlara bunun egitimini veren ve bunun icinde olan biriyim.

Yillarca terapi gormek iyilesmek demek degil, yillarca terapi gormek demektir.
Ustelik bunun sonunda iyilesecegin de soylenmez.
Bu sekilde hayatini devam ettirecegin ve bunu ogrenecegin soylenir.

Artik devir bu konuda cok degisti.
Drlar da yavas yavas bunlara yoneliyor ama yavas bir surec tabii.

Bu konularda da yazmam genelde ama kendimi tutamadim bu sefer.
0
blatta hiberna
(14.02.15)
"hangi kafa tanımadığınız etmediğiniz insan hakkında bu keskin çıkarımları yapmanıza neden oluyor?"

evet simdi de neye isaret ettigimi birakip benim parmagima odaklaniyorsun.

herkesin belli duzeyde bir algisi var. ben de kendi algi seviyemde bu cikarimlari yapiyorum. aradigin ilgiyi bulamadigin zaman canin daha cok sikiliyorsa demek ki burada bir problem var.

kendi bakis acimdan soyle dusunuyorum: onay aramaktan vazgecmen, "sorun"larinla yuzlesmen lazim. sorunlari birakip insanlarin usluplariyla zaman gecirmekle oyalaniyorsun.
0
idexo
(14.02.15)
@idexo: onaylanmak ihtiyacından çok üslubun inanılmaz agresif geldi. sorma gereği duydum. içimi bi tuhaf ettin. daha fazla eşelemeyi düşünmüyorum.
0
🌸damdanakan
(14.02.15)
doktorlari abartmaya gerek yok. gerizekali, yavsak, oc bir suru insan da doktor olabiliyor belli bi karakter testi yapilmiyor sonucta. akademik zekan iyi herkes doktor olabilir. anca bizim gibi az gelismis ulkelerde doktorlarin bu kadar gotu kaldirilir. bence siktir et o doktoru. git baska bi doktora. tasma baglamamis sonucta.
0
mayeskuel
(14.02.15)
doktorun dediklerinin bir kısmı doğru olarak kabul etsek bile yöntemleri tamamen yanlış.

öncelikle bu tip ilaçlar hafif de olsa öyle dank diye bırakılmaz, etkileri psikolojik dahi olsa senin günlük hayatını etkiler.

her tedavi hayatın her anına uygun değildir. şimdi sen yeni bir işe girdim diyorsun. zaten bir kaç hafta bu işe alışmak ve iş yerindeki arkadaşlara ve amirlerine kendini gösterme zamanın. sen bu zamanda dank diye ilaç bırakmışsın ve ilaç yoksunluğu yaşıyorsun.

doktorun 10 dakika ayaküstü konuşarak hayatını böyle bozması hiç uygun gelmedi bana.

ilaçların tedavi edici bir yanı olmadığını biliyoruz zaten. senin durumun da ilaçla düzelmez belki. haklıdır ama her şeyin yolu yöntemi ve zamanı var.

psikanaliz çok zaman ve para harcatan bir şey. kadın seninle haftada 3 kez konuşacak. haftada 600 liradan ayda 2400 lira alacak.

o kadar çok konuşur ve o kadar para alırsam ben de düzeltirim seni.

evet seçim yapman lazım. böyle bir tedavi ve böyle bir doktorla devam edecek misin?
0
mea maxima culpa
(14.02.15)
Ek cevap: Soruna cevabi verecek kisi sensin tabii ki, biz ne diyebiliriz ki.

Herhangi bir uzmanligim yok ancak iki sart olmazsa bana tedavi olmazmis gibi geliyor. Doktoruna guvenin ve degisme istegin. Eger bunlar varsa ben kisisel olarak sagligin herhangi bir maddi kulfete degecegini dusunuyorum. Diger yandan belki de gerek yoktur. Uzman gorusu istiyorsan bir devlet hastanesinden randevu alip durumu anlatip gitmene gerek olup olmadigini sorabilirsin belki, bilmiyorum.
0
f_d
(14.02.15)
damdanakan merak etme yarrağı yemeyen kimse yok biz buna varoluş sıkıntısı diyoruz. der meister'ın dediği gibi ben de başta saçmalamış gibi düşündüm.
0
füt
(14.02.15)
bir kişi de çıkıp dememiş: psikanaliz bilimsel bir terapi yöntemi değil ve diğer terapi yöntemlerine kıyasla ciddi ölçüde başarısız olduğuna dair pek çok çalışma var. Fakat kült bir gelenek olduğundan popülerliği kolay kolay geçmiyor. Tavsiyem bilişsel terapi vb. adam akıllı terapi yöntemlerine göz atman ve sorununla ilgili güncel çalışmaları takip etmen olur. Geçmiş olsun.
0
negatype
(14.02.15)
negatype'ın dediği kesinlikle doğru. Psikanaliz günümüz şartlarında bilimsel bir yöntem değildir. Psikanalizin yararlılığı hakkındaki çalışmalarda, bu yöntem lehine bir sonuca rastlanmamıştır.

İyi bir psikiyatri doktoruna danışırsanız, sizin için daha iyi olur. Geçmiş olsun.
0
animus
(14.02.15)
doktor sanki fazla Amerikan filmi seyretmiş gibi geldi bana.
0
mea maxima culpa
(14.02.15)
psike istanbul veya istanbul psikanaliz derneği üyesi mi sor ve paran varsa git kesinlikle..ben de 11 yıl önce böyle demiştim ve sonra başladım..
neler neler çözüldü..
0
gadlemler
(03.03.15)
(19)

Okulu bıraktım

yatagants
iki senedir okumakta olduğum kimyayı bıraktım. Felsefeye geçiyorum.Çok mutsuzdum gidesim gelmiiyordu, iyi yapmışım değil mi?PS: Okul ortam vs değişmedi, hacettepedeydim yine hacettepedeyim..
iki senedir okumakta olduğum kimyayı bıraktım. Felsefeye geçiyorum.

Çok mutsuzdum gidesim gelmiiyordu, iyi yapmışım değil mi?

PS: Okul ortam vs değişmedi, hacettepedeydim yine hacettepedeyim..
0
yatagants
(06.09.14)
yaptığının yanlış olduğunu düşünüyorsun ki seni onaylamamızı bekliyorsun.
0
grimer
(06.09.14)
Neden felsefeye geçtiğini söylersen daha iyi fikir beyan edebilirim. Ben de felsefe mezunuyum, bölüm beklentilerini karşılamayabilir.
0
buff
(06.09.14)
bence iyi yapmışsın ama felsefe değilde başka bi bölüm alternatifi yok mu ? felsefe ile ilgili hep kötü şeyler söylediler bana ama iyi olmuş yani devam et yardır
0
olurnedenolmasin
(06.09.14)
İyi yapmışsınız, başarılar dilerim.
0
angelus
(06.09.14)
İçten istediğin bir bölüm idiyse iyi yapmışsın. Başarılar.
0
alciphron
(06.09.14)
Ev arkadaşım 3. sınıfta matematiği bırakıp felsefeye geçti, çok mutlu şu an bölümünden. Felsefeyi seviyosan iyi yapmışsın.
0
kaffle
(06.09.14)
benim zamanında yapamadığımı yapmışsın, tebrikler. sakın pes etme ama.
0
vedat chili peppers
(06.09.14)
Felsefeyle zaten içli dışlıydım, ancak öğretilmiş felsefenin başka bir şey olduğunu düşünüyorum başka konu.

Zaten iki senedir kimya okurken bir arpa boyu yol katetmemştiim, bu sene tekrar birinci sınıf olucaktım.
0
🌸yatagants
(06.09.14)
cok iyi yapmissin, ben de sevmeden okuyorum, ite kaka zar zor gidiyor, birakma sansim da yok. supersin.
0
eeqlaehuje
(06.09.14)
hukukta 2. seneme geçtim bölümümden oldukça memnunum fakat felsefeyi üniversitede cemal bali akal ile keşfettiğimden felsefe bolümü hep içimde ukte olarak kalacak.Seni cesaretinden dolayı tebrik ediyorum,başarılar...
0
bahcemaruf
(06.09.14)
hacettepe ing. tıp okuyorum 3. senem ama felsefeye bayılıyorum felsefe okumak isterdim ama napacaksın... cesaretini kutluyorum gerçekten.

edit: cidden tebrikler, başarılar.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(06.09.14)
Bence iyi yapmışsın..Mis...Cesaret işi bir kere..

Oh kütüphaneye daha yakın hem..
0
qazaqwsx
(06.09.14)
Öğretilmiş felsefenin başka bir şey olduğunu düşünüyorsan çok yanlış yaptın diyorum.

Üniversiteler Akademia değil. Kimyada neydiyse felsefede de aynısı. Bir takım insanlar sana felsefe yapmayı değil felsefe tarihini öğretecek ve bunlardan sorumlu olduğun sınavlara girip not alacaksın. Düşünmeden öğrenmeye çalışacaksın. Sonunda da ne kadar felsefi akımı, kaç tane felsefecinin düşüncesini iyi biliyorsan onunla övünür hale geleceksin. Bir üniversitede felsefe eğitimi almak kadar felsefeye ihanet eden bir şey olduğunu düşünmüyorum.
0
buff
(07.09.14)
Evet felsefe öyle eğitimle olacak bir şey değil.. Ama bence çok iyi yapmışsın..

Aynısını yıllar evvel makine mühendisliği bırakarak yaptım.. Hayatımda yaptığım en iyi seçim olduğunu düşünüyorum.. Sonrasında yine sosyal bilimler üzerine bir şeyler yapmak istediğinde çok rahat edeceksin..

Boşver söylenenleri, mutluysan hiçbir şeyin önemi yok..
0
hayal bilgisi
(07.09.14)
@grimer hata yaptığımı düşünmüyorum. Paylaşmak istedim sadece.
0
🌸yatagants
(07.09.14)
son yıl matematik-bilgisayar'ı bıraktım, felsefe okuyorum şu an. halihazırda yapay zeka üzerinden içli dışlıydım felsefeyle zaten. şu an sıfır şikayetim var. Sonrasında da bilişsel bilimler'e. felsefe okumak doğru beklentiler içindeysen iyi bir karar.

Ancak şu öğretilen felsefe dediğin şeyi biraz açmalı. Öncelikle iyi felsefe bölümleri felsefe tarihi, filozofların hayatı vb. şeyleri öğretmez. Daha ziyade belirli felsefi "sorular" vardır ve dersler bu soruların irdelenmesi üzerinden ilerler (zihinle bedenin ilişkisi nedir? bilginin sınırı nedir? mutlak iyi var mıdır? vb.). Bu sırada da haliyle daha önce verilmiş cevaplar gözden geçirilir. Dolayısıyla x filozofunun hayatı vs. değil a sorusuna x filozofuncan verilmiş yanıtlar değerlendirilir olsa olsa. Değerlendirme de "bizce böyle" diye değil mantıksal çerçevede yapılır. Boğaziçi, Bilkent, ODTÜ gibi yerlerde dersler böyle işlenir. Felsefe tarihi, felsefenin altında bir çalışma alanıdır, ancak sadece bir alan.

Gelgelelim hacettepe felsefe yanılmıyorsam daha çok felsefe tarihi ile öne çıkan bir bölüm, dolayısıyla ona ağırlık verilmiş olabilir. Bunu da müfredata göz atarak ve hocalarla konuşarak açıklığa kavuşturabilirsin. Hoşuna gitmezse felsefeden vazcayma, başka bir felsefe bölümüne geç (yukarda saydığım üç isimden birini tavsiye ederim). Ancak unutma ki felsefe hep bir çeşit eğitim kurumunda (sokrates öncesi özel dersler ile, sokrates sonrası lyceum gibi okullarda, orta çağda kilisede, günümüze yaklaştıkça üniversitelerde vs...) gerçekleştirilen bir aktivite oldu. Üniversitede felsefe olmaz diye bir saçmalık yok. Son 200 yılın filozofları uzaydan mı geldi?

İş olanakları, gelecek vs. soruların olursa ayrıca değinirim. Hayırlı okumalar.
0
negatype
(07.09.14)
Bu arada, başvurum onaylandı kaydımı yaptırdım :::) felsefe okuyorum artık.
0
🌸yatagants
(19.09.14)
su akar yolunu bulur
0
neseranni
(19.09.14)
Bu soru nasil en cok izlenen duyurular arasina girebildi yav ?

Neyse okul nasil gidiyor onu sorayim bari..
0
mirandaiam
(21.08.16)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.