in International Business burada önem arz ediyor. Hani kişinin amacıyla alakalı mı? Zira böyle bir program global piyasalarda faaliyet gösteren reel sektörde çalışmak isteyen birinin işine yarar. ama salt risk management olsaydı başta financial services için özellikle türkiye'de iş bulman daha kolay olabilirdi.

risk management la ilgili programlarla altyapın çok önemli. ünv. yeteri kadar prerequisition veriyorsa tercih edebilirsin ama yok vermiyorsa ve senin de mba vs. altyapın yoksa sıkıntı olur. zaten böyle bir durumda seni almaları sırf para için seni alıyor anlamına da gelir.

@modesttiago, oncelikle cevabin icin tesekkur ederim. Program salt risk managementtan ibaret degil. Soyle ki :

Lectures:

1. Part 1. International Environment

• Globalization of Business Activity (including: globalization of information, business risk in international activity)
• International Strategies (including: mergers, acquisitions, strategic alliances)
• Crisis and conflicts in a multicultural organization
• Corporate Governance

2. Part 2. Risks in International Business

• Capital Markets
• Credit Risk Analysis
• International Insurance & Risk Coverage
• Risk Management in Banking part 1
• Risk Management in Banking part 2
• Operational Risk in Enterprises
• Enterprise Risk Management (ERM)
• Currency Impact on International Investment
• Risk Assessment in Equity Funds

Sence bu lecture lar icin iyi bir altyapi gerekli midir? Altyapinin bu bolumu okurken olusmasi mumkun mudur?

part2 öncesinde özellikle temel finans derslerini almamış isen programdan çok bişey anlamayacağına eminim. ama part1 de pek sıkıntı olmayabilir.

bankasına göre.
akbank %0,4 alıyordu. hsbc almadı. geçen bi yerde okudum (ekşi sözlük mü ne öyle bir yer buldum yeni) garanti %5 almış. mh bilmiyorsa da sitesinde mutlaka yazar. inceleyin.

bazı bankalar kendi kurunu kullanıyor buradan çakabiliyor (örneğin işbankası ykb) bazı bankalar ise komisyon alıyor garanti %2 akbank %1 alıyor internet bankacılığında yazıyor.

eğer sürekli yabancı para alışveriş yapacaksan bazı bankaların dolar ekstreli kredi kartları var. dolar ödüyorsun vs. kaybın olmuyor

ne komisyonu, anlamadım ben.

yurtdışında 100 euro harcarsam türkiye'de bankaya 100 euro ödüyorum, ekstra bir komisyon yok. eğer tl olarak ödesem 235 tl yerine 240-245 falan yansırdı belki ekstreye.

banka garanti bu arada.

abicim şimdi her şey bu kadar basit olsaydııı.

%8 temettü aldın diyelim her kağıdından. hani risk yok ya. şirket falan batmaz ya, her sene düzenli temettü dağıtır ya. neyse en en en basitinden enflasyon %8in üstüne çıktığında zarardasın. en basitinden bu.

yani o iş olmaz. adamın aslında orda yaptığı %8 faiz oranı ile paranın gelecekteki değerini bulmak. böyle kolay para değerlendirilseydi özellikle 12000 ana paraya 6000 kar gelseydi oraya insanlar 12000 yerine 120000 koyardı.

temettü dağıtma olayına gelince thy 2005-2011 yılları arası sadece 1 kere temettü dağıttı. ve 2005 2011 arası thy'nin en çok gelişim yaptığı yıl. yani bu iş kesinlikle zaman kaybı.

saçmalık. 10 senede 18000 lira biriktirelemeyeck ya da zengin olunacak kadar büyük bir para değil. ayrıca, "kağıtları satmıyoruz" gibi bir taktik olamaz, tamamen saçmalık bu yazanlar.

not: ekonomistim.

o kadar sakat ki, nereden başlayacağımı bilemedim. türkiye'de temettü verdiği örnekteki kadar dağıtılmıyor, enflasyon vs. beklentiler göz ardı edilmiş.

12 bin net para yatırıp %55-58 civarı kar yapıyor verdiği örneğe göre. bir de yatırılan paranın nominal değeri durumu var. yani şimdiki 100 tl ile 10 sene sonraki 100 tl aynı şey değil.

ayrıca 10 yıl hiç sektirmeden yatırım yapılacak da onlar istikrarlı bir şekilde kar getirecek de (olursa)beklediğinden fazla karı görüp satma psikolojisine girmeyeceksin de 10 sene sonra kar getirecek.

pek gerçekçi gelmedi bana.

ps: iktisatla seviyesiz bi ilişkimiz var.

Hisse senedi almanın en mantıklı yolu onun temettü gelirleri değil gelecekteki satacağın fiyatın artmasıdır. temettü gelirlerinin dağıtıldığı çok az oluyor ve enflasyon vs bu işin cabası. benim şahsi görüşüm mevsimsel hareketlerden yararlanılıp hisse alıp satmak.

bana ilginç şekilde mantıklı geldi. denesem mi:)

borsaya gireceksen senin kararın ama yorumlardan sonra çoğunluğun katılacağına kanaat

getirdiğim sadece temennüte bel bağlayarak böle bişey yapmak mantık dışı bir şey.

which city_? ieasteanbull_?

newyork'ta iyi bir yer biliyorum

pardon istanbul :)

IELTS cok daha makul bir sinav. TOEFL kabul eden hemen her yer IELTS de kabul ediyor.

=bence= sadece 31.24 tl ödersiniz. faiz hesap kesim tarihinden sonra başlıyo gibi bişeydi sanırım. daha doğrusu o 31.24 tl sizin faturaya yansır ama 19,18 tl yansımaz diye biliyorum. tabi yine de siz bankaya falan danışın.

eşim bir kez iş bankasından bu işlemi yaptı. heme yatırdı. 19 tl kesildi (tam da 820 tl hem :)
ama benim tepem attı. çünkü ertesi gün baktım para çekerken kredi olduğunda bir uyarı yok. doğrudan çat diye veriyor. hemen itiraz ettim. dedim ki bir uyarı yok. ve parayı göreceksiniz ki 15 dakika sonra falan yatırdık farkettiğimiz anda. bu yüzden parayı iade edin. ettiler.
ama akbankta uyarı var. (akbank müşterisiyim) yine de bir şansınızı deneyin. ve acilen parayı yatırın. hemen. yatırın ki bak yatırdım kardeşim yanlışlıkla çektim deyin. hemen koşun.. her durumda faiz alacak olurlarsa en azından yaygara edersiniz ulan hemen yatırdım diye. ama nasılsa faiz alacaklar diye yarına kalırsa o zaman hiç kimse haklı olarak iade etmez (sonuçta 1 günlük para işletmiş oluyorlar)

aa taksitli çekecekmişsiniz. ben kendi hesabınızdan sandım. o zaman şunu deyin tek ödemeli çektim yanlışlıkla. onu taksitlendirin yahu deyin. ben vadesiz yerine kredi çektiniz sandfım.

@ben smyrna, malesef bankayı arayıp çektiğim parayı taksitlendirin dedim ama bunu yapamadıklarını söylediler.

aylık %5,5 faizi var. günlük 2 tl filan eder. 5 tl de işlem ücreti 7 tl eder.

mortgage faiz oranının düşük olmasının sebebi enflasyonun düşük olması olabilir.

eğer bir kiracı çıkarsa elinde patlayabilir ( fazla paran yoksa ) bu sistem. kaldı ki kiranın yüksek olduğu yerde mortgage taksitleri de yüksek olur. faiz pek önemli değil yani bu durumda :) önemli olan her ay kaç para ödediğin...

kaldı ki çoğu zaman taksit daha pahalı olur.

mesela bir yerin kirasının bin lira olduğunu düşünelim, istanbul'da böyle bir evin ederi 250milyar gibi bir şeydir +-50 milyar.

mortgage 20 yıllık alınmış olsa ( 0 faiz desek) 1 milyardan kiraya verilse 20 yılda anca kendisini amorti ediyor, ki 20 yıl boyunca hiç boş kalmaması lazım evin. pek akıl karı bir yatırım değil gibi duruyor böyle bakınca.

evin değeri düşerse 2008 krizindeki gibi kira değeri de düşer ve geri ödemeleri buna bağladıysan sorun yaşarsın.

arkadaşlar güzel cevap vermiş ben de şunu ekleyeyim;
mortgage'ın bu kadar kolay ve düşük faizli olduğu bir ülkede kiracı bulmak da kolay olmayacaktır.
Mesela kiraya çıkacağına mortgage ile bir eve giriyorsun ve kira yerine mortgage'ı ödüyorsun. 4-5 yıl orada oturup mortgage'ı iptal etmek istersen o zamana kadar ödediklerininin bir kısmı masrafa carta curta felan gidiyor ve halen elinde bir miktar para kalmış oluyor.

internetten apple store bakın washington için

mc pherson metro durağının yakınında app store var (farragut durağında da inebilir), ancak istediğin modelin mevcut olup olmadığını önce tel açıp arasan iyi olur. fiyat internetten de alsan aynıya geliyor...

red line a binsin bethesda da insin ilk onune gelene apple store u sorsun. uncle julio's'u da sorabilir, hemen yaninda. amtrak ile geliyorsa union station dan direkt red line a binebilir ayrica.

metroyla direkt gidemez ama georgetown da da pnc bank in sirasinda bir adet var.

devlet memuruysanız verme ihtimalleri çok yüksek gibime geliyor.

maaş durumuna bağlı. bankalardaki genel kanı, kredi taksitlerinin maaşın %60'ını geçmemesi yönünde (tabi bu bankaların karar verdiği bir konu değil, bddk'nın dayatması) eğer maaşın 2500-3000 civarıysa muhtemelen olur senin iş...

maaşı aldığın şube kefilsiz verir, ve kendi müşterisi olduğun için büyük ihtimalle en düşük faizi de onlar uygular.
alabileceğin maksimum krediyi aylık gelirinin maksimum %70'i şeklinde belirliyorlar.
ama son 6-7 senedir bir krediyi bir başka krediyle kapatarak borç çeviren biri olarak hem kendi yaşadıklarımdan hemde çevremde gördüklerimden edindiğim tecrübem sonucu tavsiyem "kredi+kredi kartındaki taksitler" toplamın aylık gelirinin %30-35'ini geçmesin. aksi halde borçlar şişiyor ve teker dönmemeye başlıyor.

kesinlikle maaş aldığın banka şubesi.daha geçen hafta almış biri olarak konuşuyorum.

bddk nın %60 diye bir dayatması yok. o dediği konut kredileri için konutun ekspertiz değerinin kredinin %80 ini aşamayacağı kuralı. bilmeden sallamayalım. arkadaşta konut kredisi almayacak galiba.

bileşik faiz verisini bul bir yerlerden, vaktim olsa excel de hallederdim ama yok. bileşik faizi kıyaslayarak tercihini yap. tabi creditwest ile işbankasını aynı risklilik seviyesinde görüyorsan..

banka olumsuz cevap verse dahi olayda kusurlu olmadığını ispat edersen paranı alırsın bir şekilde. banka olumsuz cevap verirse, teftiş kuruluna olayı anlatan bir dilekçe gönder. gene olumsuz cevap gelirse bddk ya bir dilekçe gönder, eğer gerçekten kusurun yoksa, bddk bankanın parayı sana ödemesini sağlar.

Tesekkur ederim, kesinlikle bir kusurum yok. Kartimi kaybetmedim hic, intrrnetten alisveris yapmiyorum vs. Bu arada sifremi falan da degistirmemisler. Ama sorun bunu ispat etmemde, maalesef elimde bi kanit yok dogal olarak :( Hep ayni yerden para cekiyodum bi anda cok farkli bi yerden paranin cekilmis olmasi bunu kanitlar mi onu da bilmiyorum:(

Bankalar bu konuya duyarlıdır, dolandırıcılık tespit edildiğinde parayı hemen iade ederler. Arkadaşımın başına gelmişti benzer bir durum. sözlükte de benzer bir durum okumuştum hatta, uğraştırmamışlar.

aslında daha çok banka senin kusurlu olduğunu ispatlamak zorunda, müşterisin sen sonuçta, ispatlamasan da olur.
dediğim gibi müşteri ilişkilerinden olumsuz cevap alırsan olayı teftiş kuruluna taşımalarını rica et, yapmazlarsa sen kendin direk kurula dilekçe yaz. zaten banka büyük ihtimalle öder parayı, ola ki itiraz ederlerse bddk söke söke alır.

bddk sana paranın geri ödemesini filan sağlamaz, bilmeden konuşmuş arkadaş. bddk bankacılık kanununa göre bir suç var mı diye ona bakar. senin olayda da böyle bir suç yok gözüküyor. özel hukuk hükümlerine göre arıcan hakkını

bddk ilgili bankanın teftiş kuruluna yazıyı gönderir, ivedi cevaplanmasını ister, cevaptan tatmin olmazsa bddk olayı kendi soruşturur.
@modesttiago bilmeden konuşmuş dediğin adamın işi bu. sen bilmeden konuşmazsan daha iyi olur.

cevaptan tatmin olup olmama durumu yok burada. zaten olay yurtdışında yaşanmış fail türk değil türk ceza kanunlarına göre suçlu durumu yok. bddk bankacılık mevzuatına aykırılık dışında bişeye bakmaz. burada varsa dolandırıcılık olabilir. zimmet olamaz. tck ya göre suç var belki ( o da türkiye'de veya bir türk tarafından işlenmemiş zaten takibi yok) onun için boşuna vakit kaybeder.

Neyse ki Garantiden bugun mail geldi en gec sali gunune kadar paranizi iade edicez diye

o iş kursla sertifikayla falan olmaz, kursunu bulsan bile hiçbir aklı başında iş veren kurs sertifikasına güvenmez. benim tavsiyem finans veya bankacılık ve finans vb. konusunda yüksek lisans programlarına bakmanız, bu arada finans kurumlarına stajyer olarak girip biraz yol almanız.

yüksek lisansa başvurucam bu sene ama staj mümkün değil. çalışmaya devam etmem gerekiyor. yeni mezun değilim, sektör değiştirmeye karar verdiğim için sıfırdan başlamam gerekiyor.

kurslar para tuzağı onlarla olacak iş değil. zaten ciddiye de almazlar. illa kurs diyorsan spk lisanslama sınavlarının kurslarına git o lisanslardan vs. al, işe girme imkanın artsın hem de biraz bişeyler öğrenirsin.

Once muhasebeden baslaman lazim.

direk honda jazzı tarif ettin.

Örnek veresim geldi;

www.sahibinden.com

jazz veya corsa derim

otomatikte performans olarak corsa yı tek geçiyorum.

ücretli. bütün otel otoparkalrı ücretli ve ücretleride oldukça sağlamdır. geçen ay hilton da 1 saat için 16TL mi ne ödedim mesela.

Antalya daki ücretsiz..Hic gitmediysem 10 defa gittim

skywalkeremre: dedeman diye özellikle belirttim. dedeman'ın ücretli olduğuna emin misin?

dedemanın arkalarına çevresinde boş yer bulursun bence

Arayıp, sorsanız?

dedeman plovdiv'de 10 bulgar levasıydı.

dedeman ankara civarında da ispark ın ankara versiyonu var, adını bilmiyorum.
5 tl. 30 sn yürümeyi göze alırsan çok rahat park yeri bulursun

dedeman'ın otoparkı ücretli mi diye soruyorum gelen cevaplar alakasız. bana başka otopark önerileri geliyor?!

soruma kendim cevap vereyim: dedeman ankara'nın otoparkı ücretli!

benden 100 düştüler 2 yarıyıllık, ben de arayıp bir şey demedim. Müşteri hizmetlerini arasak yardımcı olurlar mı bilmiyorum. Hesabı kapatalım o zaman falan desek geri adım atabilirler gsm operatörlerindeki gibi belki.

kesinlikle düşerler, hesabı kapatırsın olur biter. hatta kapatmazsan da sıkıntı olmaz ama biri sen bilmeden havale yaparsa para gider.

ama eğer fatura talimatı vs. taahhüt edersen düşmeyebilirler.

hesap kesim ücreti diye bir şey var.öğrenci değilseniz bu zaten 6 ayda bir veya yıllık olarak düşürülüyor.siz para yatırdığınızda direkt olarak para düşecektir.kapatıcam derseniz geri ödeme yapmıyorlar.kartı alırken böyle bir sözleşmeleri oluyor genellikle.ama yine de müşteri hizmetlerini aramanızda fayda var ya da şubeden görüşün.

cevaplar için teşekkürler. tüm ticari işlemlerimi buradan yapıyordum ve kapattırdım hesabımı.Şimdi Akbank düşünsün : )

Aynı şey geçen gün benim de başıma geldi. Üstelik öğrenci olmama rağmen... Aradım ve ne geri ödeme ne de ileride alınmaması gibi bir şeyin olmayacağını söylediler. Hesabımı kapatacağımı söyledim, güzel güzel nasıl kapatacağımı anlattılar. Anlaşılan Akbank bu aralar biraz paraya sıkışmış.

benimle de geçen gün başka bir konuda anlaşmamak için ellerinden geleni yaptılar, en son ihtarname+ avukat ücreti ödeyeceksinz dediler, ben de karşı dava açar, hakem heyetine filan giderim dedim, çok kaba bir şekilde konuşup kapattılar, bu ara Akbank'a ne oldu anlamadım, internette de çok fazla şikayet var, aslında şaşırmamak gerek, bankanın kimin bankası olduğuna bakın grubun diğer şirketleri de aynı mantıkta biz Türk halkını istediğimiz gibi yolarız mantığı var.

akbank, yapıkredi ve vakıfbank'tan hesaplarım ve kredi kartlarım vardı. zamanında bizim hesaplardan da hesap işletim ücreti kesmişlerdi.
ücret iade edilenleri duymuştum. itiraz ettim. hesabı kapatırım dedim, kapat dediler, kapattım. ödemediler tabii.
adamına göre muamele var diye düşünüyorum.
tüketici hakem heyetine gittim.
"daha önce başvuranlar oldu, banka aleyhte dava açtı, davacılar davalı oldu, kaybettiler, zararlı bile çıktılar" diyerek bir de gözümü korkuttular.
nalet olsun oolum dedim ve çalılıklar arasında kayboldum.
---
netice, olumlu bir netice alırsanız bize de haber edin. bi' çay simit ısmarlayalım.

fatura ödeme talimatı fala nverdiğinizde anlaşıyorsunuz düşmüyorlar.

bu aleti gittigidiyor.com dan 100 tl fazla bayılarak alabilirsin. veya bir arkadaşın vasıtasıyla abd den getirtebilirsin. diğer yandan kindle 79 usd lik versiyonunu globe box mı neydi onun vasıtasıyla 75 eur altında olduğu için 100 usd toplam maliyete getirtebilirsin.

Kredi kartının bağlı olduğu hesabı da kapatmadıysanız kolay olması gerek. Banka ile görüşün. En doğru yönlendirmeyi onlar yapar, mutlaka alırsınız o parayı.

kart no bilgisi ve kimlikle şubeye giderseniz almanızda sıkıntı olmaması gerek.

2+2 en makul çözüm gibi

Aynı üründen iki tanesinin aynı pakette olması ticari sayılması için risk teşkil etmiyor o halde öyle mi ?

gümrükte değer sınırı 75 eur, bu bakımdan iki kitap bile riskli olabilir,

modesttiago haklı. gümrükte 75€ altı kıymetsiz mallara giriyo. bu sebeple gümrüğe takılmayacaktır. 4 kişinin de kendi kitabını sipariş etmesi daha mantıklı olur. amazon'da kargo ücretleri uygun olur genelde.

www.amazon.com

ilk sırada kitabı 39$ ve 3,99$ kargo bedeliyle satan var.

ayaklidisco 39$ olanı sipariş etmeye çalıştığımda (We're sorry. This item can't be shipped to your selected destination. You may either change the shipping address or delete the item from your order. ) şeklinde bir uyarı alıyorum. Göndericiye sordum ama çözüm bulunabileceğini düşünmüyorum. Yalnızca 70 $ civarı olanlarda gönderme problemi yok gibi :(

benim bi bankamatik hesabım vardı şubeme kimliğimle gittim bireysel müşteri temsilcisine hemen iptal ettiler.2 dk da halloluyo

kredi kartı iptali için 4440333ü aramanız ve müşteri temsilcisini bu kartı istemediğinize ikna etmeniz gerekiyor, bonus falan teklif ediyorlar genelde iptal ettirmeyin diye.
maaş kartın/hesabının iptali için bankaya gitmeniz ve hesabınızı ya maaş hesabından çıkartmanız ya da komple kapattırmanız gerekiyor.

gecmis olsun. bin dereden su getirecekler

işten çıktım zaten maaş hesabınıdamı kapatmam gerek? ayrıca zaten hiç kullanmadım 2 karttıda neden zorluk çıkarıyorlar ki?

müşteri temsilcisini ara, veya dilekçeyi herhangi bir şubeye iadeli taahhütlü veya kargo ile gönder (kargodan alındı makbuzlu iste) ve de ki;

5464 sayılı banka ve kredi kartları kanunu 25'inci maddesine istinaden kredi kartımı iptal etmek istiyorum de. kendini tanıttıktan sonra tabi. sürekli bu cümleyi tekrarla. neden diye sorsa da bunu papağan gibi tekrarla. kesinlikle iptal edilecektir. iptal edilmezse veya edemezsen benimle irtibata geç istediğini ısmarlayayım.

siktiri cek, vur kapiyi cik git. baslamisim stajina, okurken benim canim sIkIldi amk. oradan bi hayir gelmez sana.

yuh, kapıyı vurup çıkmadan bir kaç tanesini indir.

maalesef pek cok yer stajyerlere boyle davraniyor.

(bkz: cemil ipekçi/@la traviata)

gecen seneki pek cok ogrencim bu sene stajyer ve cogu bunu yasiyor. dilekce ile staj yerinin degismesi icin basvurabilirsin. köle degilsin bunu unutma, sagligin daha onemli stajdan ondan bundan.

çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı'na şikayet et. her türlü soru, eleştiri, ihbar, şikayet ve öneriler için: alo 170.

iş verildiğine tamam de ama yapma. sana patlamaz bence.

la ben mühendis oldum aynı şartlarda çalışıyorum. staj da iş hayatına alışma ise bir nevi çok doğru bir staj yeri seçmişsin.

öyle yerde durulmaz hacı.
bi ters çek izaya gelmezlerse,
terse devam.
stajı yakma biraz daha dayan başka çare yok.
arkadaşın dediği gibi işleri yapma,
olay sana patlamaz bencede asıl sormlusu kimse ona girer.

-"su an bir seyle ilgileniyorum"

çayları müsshil damlası ile sabote et , bilgisayarlara virus sok yada hdd üstünde , çevresinde kuvvetli mıknatıs dolaştır.zarar ver zarar.

çekilmez, benim işim değil kapı,bulaşık de. artislik yaparlarsa, atarını yapıp öyle git. bak sinirlendim sabah sabah.

Şunlar sana ağır geliyosa şimdiden çalışma zaten sen, patronu olabileceğin bi iş bulmaya bak. Te allaam ya, staj böyle bişey ayrıl mayrıl atar yap deyip durmayın, kapıya bakmak ağır mı geliyor size?

bulaşık yıkamak biraz enteresan olmuş. bunları sadece sen yapıyorsan ve diğer stajyerler yapmıyorsa biraz da sorunu kendinde araman lazım.

ben şu an çalıştığım şirkete stajyer olarak girdim. kurumsal bir yapı olduğundan hiç bulaşık yıkamadım, çayı da bir kere şaka olsun diye getirttiler. elinde hıyar olana tuzla koştum ve ben de "oha abi heriflerin yaptığı işi şu halimle yapıyorum iyiymiş" diyordum. şimdi 1 sene part-time olmak üzere (ki üniversite devam ederken haftada 4 gün geliyordum işe) ikinci senem doldu. gelen gideni çok olan bir departmanda çalıştığım için şu an müdürümden bile daha uzun süreli bir çalışanım ve görüyorum ki stajyerken sahip olduğum yetkinlikler ile şu anki halim arasında bayağı fark var. daha 7-8 ay önce "tamam ya ben oldum müdür yapın beni" ayaklarındayken şimdi farkediyorum ki hala daha çok çok fazla gidilecek yol, yenilecek ekmek var. burada şunu unutmamak lazım, sen tüm şirketteki elemanlardan çok daha zeki olabilirsin ama iş hayatını bir atletizm mücadelesine benzetirsek 10 yaşındaki usain bolt'tan bir farkın yok.

bu sebeple eğer bütün gün dizimag'dan bihter-behlül izliyorsan, ekşi sözlük'te fink atıyorsan sana kapı açtırmaları çok normal. ama gerçekten copy-paste olsa bile bir işin ucundan tutmaya çalışıyorsan ve insanlar seni kendi çalıştıkları saatler de yanlarında istiyorlarsa bu noktada o şirkette çalışmaya devam edip etmeyeceğine bakmanı öneririm. kalmayacaksan salla tabii. şu an başka bir şeyle uğraşıyorum de geç. ama ortamı sevdiysen, işi beğendiysen saat 19.00'da çıkmak, yeri gelince cumartesi çalışmak çok çok normal bir durum.

benim tavsiyem orada samimi bulduğun, beraber çalıştığın bir çalışana derdini anlat. çay getirmekten, bulaşık yıkamaktan hoşlanmadığını söyle. eğer gerçekten senin bu işleri yapmaktan daha değerli işler yaptığını düşünüyorlarsa zaten onlar bunu engelleyecektirler. haa dersen ki ben en iyi üniversitede okudum, benim ailem şöyle böyle siz kimsiniz oğlum atara atar gidere gider, en basitinden "peki" derler bütün gün sandalyenin tepesinde oturtup 1 ay sonra staj defterine yazdıklarından yapmadığını gördükleri hiçbir şeye de imza atmazlar. referans olarak da ne diyeceklerini tahmin edersin sanırım.

kısacası 100 metreyi 10 saniyenin altında koşacak teknik ve güce ulaşmadan bunu sana öğretebilecek kim ve ne varsa yapmaktan kaçmamak lazım. kapıyı vurup çıkarsan emin ol senin gibi 10 tane daha bulması 10 saniyesini almayacaktır ama senin orası gibi bir yeri bulman 10 seneni alabilir.

ya sanki ömür boyu çalışıcan yap stajını sonra zaten durmazsın.boşboşuna stajını yakacaksın.hiç dayanacak gücün yoksa şefemi müdüremi ne biliyim bir üst düzey yöneticisine git şikayet et.stajer olabilirim ama ben kimsenin kölesi deilim de ne biliyim işte anlat derdini.sen şimdiden iş hayatında derdini anlatamazsan sıçtın söyliyim.

saiko güzel demiş ayrıca. adamlar ne yapsın şirketin 5 senelik stratejisini mi yaptırsın sana yoksa yüz bin dolarlık projenin teklifini mi hazırlatsın. gerçekten işin varsa veya bir işi yapabileceğini düşünüyorsan zaten bulaşığı yıkamak veya çay getirip götürmek için zamanının olmaması lazım ve bunları yapamadığında da sana hiç kimse bir şey diyemez. sana iş vermiyorlarsa da en kötü efendi bir şekilde bunları yapmak istemediğini, daha başka konularda daha verimli olabileceğini düşündüğünü söyle. söyle arkadaşım öldürmezler ya seni. haa sırf youtube'da sabah akşam video izleyen elemandan çay istendi diye gelip bilgisayarları bozarsa kan grubunu belirlerler orada.

meslek lisesi mi üniversite mi? ne kadar sürecek?

bi kere sana, asgari ücretin üçte biri mi neydi, para ödemek zorundalar bildiğim kadarıyla.

önce üst düzey yöneticilerden biriyle görüş. eğer aynı şekilde devam ederse screamshot'in dediği gibi şikayet et.

okuluna danış. çalışma koşullarını anlat. belki yol gösterirler.

"orası gibi bir yer bulmak 10 seneni alır" demiş birisi de. tamam lafın gelişi demişsin de ne 10 senesi ya? adam para almadan bedava çalışıyor. öyle bir iş kariyerine de bi bok eklemez. 7 kişinin çaliştigi dandik bi yer. ne deneyim kazandım diyeceksin çay getirdim kapı açtım kapadım deneyimi mi? düzgün bir iş yeri olsa zaten o tarz işleri yapacak birisini işe alırlar. madem çayı çorbayı götlerini kaldırıp kendileri alamıyorlar. ben de küçük yerlerde çalıştım ve oralarda da hep stajer oldu. patron dahil kimse stajerden çay istemezdi. gider efendi efendi kendi çayını kendin alırsın.

10 seneni "alabilir" dedim. nerede çalıştığını bilemiyoruz tabii. bana kalırsa da milletin bulaşık yıkattığı yerde çalışma tabii de genel anlamda bu staj işlerine bakmak gerekirse ayı gibi bir hukuk bürosunda çalışıyorsa da hakkaten 10 senesini yakmaz ama 10 sene boyunca yanar tek bir kötü referans ile.

bir restaurantın bulaşıkhanesinde staj yapmıyorsan bence de ayrıl.

siz ne saçmalıyorsunuz arkadaşlar, bu kadar mı kapitalizm kölesi oldunuz? Arkadaş orada "staj" yapıyor. Yalandan da olsa iş yapıyor olması işin ucundan tutması gerek. Bulaşık, kapı ve bunun gibi işler için bir "ofisboy" almaları gerekir. Bedavaya çalıştırdıkları stajyerin görevi kesinlikle bu değildir.

Dostum ne okuyorsun? Sektörümle alakalı bir bölümse yardımcı olmaya çalışırım. Şu zorunlu staj olayını getiren sistemin de allah belasını versin.

Çıksan bile yaptığın gün kadarını saydırabilirsin. Bence derhal başka bi yerlere bak ve ordan hemen uza

eger staj oncesinde sozleşme imazaladıysan orda yazar stajyer 8 saatten fazla calıstırılamaz diye bunu soylersin şefine vs elinde bi kozun olur en azından

Efemdim hiç de staj "böle bişey" değildir.

Kimse stajyer diye her söyleneni yapmak, sinir hastası edilmek durumunda değildir.

abi sen hasta mısın? Çay getir bulaşıkları yıkana ne?? atarı yap, tek tek suratlarına tükür öyle git. senin ruh sağlığından ve ezilen büzülen egondan daha mı önemli?

eğer ölüm kalım meselesiyse buradan stajını alman atar yap ve tehdit et bir şekilde.

@saiko, aile şirketlerinin leşliğini de kurumsal şirketin güzelliğini gördüm. Okulda saçımı ağarttım, henüz mezun değildim ama diplomalı elektrik elektronik mühendisine ve mezun olmak üzere olan bana bahçe temizletmeye, köpeğin boklarını temizletmeye çalışan bir patronum vardı. "Beni temizlik listesine yazmayın" dedim müdüre ve bahçe temizliği yapmadım. diplomalı olan mühendis paşa paşa yaptı temizliği, o sırada durumu çok sıkışıktı. 1 ay sonra atıldım ama en azından bu amına koduklarıma tamah etmedim.

Bu heriflere boyun eğmeye meyilli adamlar oldukça daha çok sikerler çalışanları.

Hadi çay getirilir, kapıya bakmak zaten gayet normal eyvallah da bulaşık ne lan ? O kadar pislik iş yaptırasın varsa git çaycı al, temizlikçi al.

stajını gerekirse yak, sokarım böyle adalete.

staj kesinlikle böyle bir şey olmamalı! bence ilk olarak pozisyonunuzu belirleyin mesela mühendisseniz mühendislerden iş öğrenmeye, onların yaptıklarını gözlemlemeye ve illa birilerinin işlerini yapacaksanız onlarınkini yapmaya çalışın. tabiki çay getir gibi kişisel işleri değil ufak tefek evrak ya da bilgisayardaki işlemleri yani iş hayatında kullanabileceğiniz işlerden bahsediyorum. ikinci olarak 'kapı çalıyor duymuyor musunuz?' dediklerinde başkaları da varken neden üstüne alınıyorsunuz ki? eğer 'ibomiu kapıyı aç' şeklinde emir geliyorsa sürekli o zaman bi bahane uydurun ya da açıkça tek stajyer olmadığınızı söyleyin. cumartesi çalışmaya gelince kaç iş günü çalışacağınız belli değil mi? mesela benim yaz stajımda 20 iş günü çalışmam gerekiyordu cumartesileri gitmedim. illa gel deselerdi 20 gün meselesini anlatırdım. mutlaka bu şekilde bir gün-saat sınırlaması vardır okulunuzdan öğrenin. unutmayın siz köle değilsiniz, ayak işlerini yapmak zorunda değilsiniz. işi öğrenmek için ordasınız. birşey öğrenmiyorsanız zaten orda staj yapmanızın manası yok. şimdiden kolay gelsin..

sanirim stajyerlikle alakali mevzuatlardan falan kimsenin haberi yok burada : ) tam kahve muhabbetine donmus.

"gercek hayat zaten boyle, dogru yerde staj yapiyorsun" diyenler mi ararsin, neler neler diyenler var icinizde.

egitimle baglantili konusularda ne olursunuz biraz dikkat edin.

ne korkak adamsın sen yanarsa yansın stajın ben kaç kere yaktım stajlarımı. hayatta dik duracaksın uysal koyun olmayacaksın. en az 3...

tamamen senin hatan! askerlikte de ezerler böylelerini... üzgünüm mesele stajyer olma meselesi değil karakter meselesi... büyüklerimiz bu hikayeyi dinlese daha çok bulaşık yıkar o derlerdi... neyse sorunun çözümü siktir git çayını kendin al demek madıfakır demen... gülme... şimdi diyemezsen yarın gerçek işlerde hiç diyemezsin... gençsin daha çok uzun bi yol var önünde... nasıl başlarsan öyle gidersin... kolay gele... adam bulaşık yıkamış ya... neyse kızdım çok, ben gider...

kapı mı çalıyor, arka odalardan birine doğru yol al. çay mı istediler; geç getir, onların işlerini mi yap dediler; arada hata yap;) yani hem eğlen hem de öğren.

Sanırım zorunlu staj yapıyorsun. Okulunla konuş, kaç saat çalışacağın ve c.tesileri çalışma zorunluluğunun olup olmadığı konusunda sana yol gösterirler. Zorunlu staj öğrenci işi yaşayarak öğrensin diye yapılır, iş haricindeki herhangi bir görevlendirme staj tanımı dışına çıkar.

Çay getirmek görevin değil, bulaşık yıkamak ta öyle. Bunu sana bir daha söylerlerse direkt reddedebilirsin. Kapı konusunda diğer herkes kadar iş düşer sana. Onun haricinde işe ne kadar sokarlarsa seni o kadar iyi aslında. Ama istemediğin halde okulca belirlenmiiş saatler dışında kmse seni çalıştıramaz. Aksi takdirde okulundan yardım iste, sana başka staj yeri bulsunlar.

@kimlanbu ???? evet bulaşık konusunu ben de ekstrem buldum ama bi kapı açmaya çay getirmeye, başkasının işlerini yapmaya da insanlar sesini çıkarırsa ohooooo işimiz var yani, her şeye de atar yapılırsa bi bok öğrenip bi yere de gelinmez tamam patronun götünü yalayın demiyorum ama, bi çay getirmeyle de ofisboy olunmuyor. cumartesi eğer zorunlu staj olayının içindeyse gün olarak sayılıyorsa gelinecek o kadar net, sayılmıyorsa zaten gelmessin.

ha onun dışında arkadaşlar siz stajyer olarak ne yapmak isterdiniz ? çay getirmek kapı açmak dışında, benim bilgisayar konusunda ilgim vardı, şirket dışarıdan gelen bilgisayarcıları zırt pırt çağırma olayını bıraktı. benim stajım zorunlu da değil, ki zorunlularını da yaptım, ayrı mesele.

bazen şirketin sahibi adam geliyor al şu excel dosyalarındaki değerleri topla hallet vs diyor yapıyoruz, yapacağız yani. konşimentoda hazırladım, bilmem neyi de yaptım.

ama siz daha burda çay getirmem kapı açmam derseniz olmaz bu işler, iş hayatına ısınma turları bunlar malesef, daha neleri ile karşılaşacaksınız kim bilir, para kolay mı kazanılıyor ?

direk atar yap çık diyenleri de merak ediyorum, hepsi böyle kurumsalın allahı her şeyin tanımlı olduğu vıcık vıcık bi iş ortamında mı çalışıyolar ?

katı meyve sıkacağından laptopa bir sürü şey aldım online olarak. hiç birinde dur şundan bi meyve sıkayım bir bardak iç öyle git demedim.

ben birkaç defa önünde açıp kontrol etmeyi denedim ama adamların çok da s.kimdeydi tavrı yüzünden devam ettirmedim. ama yapmak gerekiyor. beklemeyecek gibi olurlarsa şikayet ederim diye ufak bir tehdit savurmak işe yarar.

kırılacak bişeyse bakmak gerek ama laptop vs. iyi paketleniyor bakmanın manası yok.

çok pahalı bi şey almadım internetten şimdiye kadar.. yani dedigin gibi bi lcd tv almış olsam açar kontrol ederim.. görevliyi de kapida ben aletin çalıştıgından emin olana kadar bekletirim..

eger bekletmekten rahatsız oluyorsan elemanı içeri davet edip bi şeyler ikram edip o sırada deneyebilirsin mesela..

edit: katı meyve sıkacağı aldıysan onunla bi meyve suyu sıkıp verirsin mesela :)

Kim şart koşuyor ben onu anlamadım ? Onu şartı koyanlar işini iyi yapmayanlar.

O kadar alışveriş yaptım ettim bilmem ne işini adam gibi yapan firmalar ya ürünü 2. hatta 3. bir koli içine güzelce paketleyerek koyuyolar(+ kendi orjinal kutusu) ya da 1 kutu içine güzelce koyuyolar ki sorun çıkmasın deyü.

Ondan geçtim ben taaaaa amerikalardan anakart aldım dıştaki kutunun anası bellenmiş olmasına rağmen, ebaydaki satıcının güzel paketlemesi yüzünden içindeki orjinal kutuya bile bişey olmamıştı.

Ha bunun yanında bimeks gibi "malı alana kadar müşterimizsiniz" firmalarından da laptop alma gafletinde bulundum, onlar da orjinal kutunun etrafına naylon poşet geçirip yolluyo üzerine bantlıyo, bantta da yazan "eğer hasar varsa kargoyu kabul etmeyin".

E tamam da arkadaşım senin satıcı firma olarak görevin suçu ona buna atmak değil o ürünü bana uğraştırmadan bekletmeden mümkün olan en çabuk ve güvenli biçimde baş ağrısız ulaştırmak.

Yani zabıt tutturmak incelemek fln hikaye aslında.

kargocunun umrunda olmaz, tonla dağıtacak şeyi var, adam teslim edildi belgesini bile imzalatmaya uğraşmıyor bazen.

lcd tv olayında, zaten kapalı kutusundan teknik servis gelip kurulumunu yapıyor, o konuda soruno olmaz

artık şikayet ederim olayı bile umurlarında değil adamların. adın ne senin dedin soyadın ne dedim aldım, gidin şikayet edin dedi kargo görevlisi bana nası olsa bi s.kim olmicak havasıyla onu da belirtim dedim

Kargo personeli sorun çıkartıyor. En yakın kargo şubesinden teslim alınacak şeklinde göndermelerini talep edeceksin. Kargo şubesinde çalışanlar izlerken açıyorsun. Tabi dur pirize takayım kısmı evde olmak zorunda. Zaten mesafeli alışveriş kurallarında bir hafta mı on gün mü ne cayma hakkın saklı. Almak zorundalar. Almayız kısmı kullanıcının keyfi iadesinin önüne geçmek maksatlı.

Kargo personeli bir keresinde bana "bir adet siz bir adet de ben şahit bulup öyle açarsak tutanak tutabilirim" şeklinde bir şeyler söyleyip gitmişti. Yani bkz. birinci paragraf.



EK: Bu arada Aras kargo ile ilişkimi kestim. Türkiye'nin en kalitesiz personeline ve en kalitesiz hizmetine sahipler; Kargo başka yere gider geldiğinde canı çıkmıştır ve içindeki kırılmış olur. Personeli adres almaktan acizdir. Gün boyu nöbet beklersin gelmezler geldik yoktunuz diye yalan atarlar. Çok önemli işinin içine ederler şikayet edersin tutar gelip kendiniz alabilir misiniz diye telefon ederler. Vsvs.

Kontrol edecekseniz başka bir firmayla göndertin.

bi kere arızalı mı diye değil kırık mı diye kontrol ediyorsunuz. bu da genelde kutusundan belli olur. ben herşeyi açtım. aldıklarım: (inanmayana fatura scan ederim)

netbook
dv kamera
19" crt monitör
bir çok elektronik ıvır zıvır (ram, power supply)
kitap-lar
ikea'dan bi yığın ev eşyası.

hepsini açtım. giderim diyen olmadı. demeye cesaret edemez. mümkünse imzalamam önce açarım sonra imzalarım. ups bunu kabul etmedi (hayır diyen o olduğu için hatırlıyorum) ancak açmamı bekledi ve hasarlı olsaydı tutanak tutacaktı. zaten önemli olan tutanak. kamera idi. açtım kutusu sağlamdı. ama içini de açtım.

ikea'dan aldıklarımda masanın kenarı ezikti. tutanak tuttum (varan) ve tutanağı izmir'e mailledim. 10 gün kadar sonra yenisi gönderildi.

yani: açmadan göndermeyin.

fotoğraf makinesi, üst baş, saat vs bi dünya şey aldım bende, gelen eşofmanı adamın yanında giymişliğim var ve "maşallah tam oldu" dedi kargo görevlisi. bi keresinde saati açacaktım adamın yanında bizim yetkimiz yok kem küm etti gitti bende oralı olmadım, açtım saatin bir parçası kırık, paketi soymadan resmini çektim. sonra yenisini yolladılar. yurtiçi kargo bu konuda çok sabırlı adamın kapıda oturup beklemişliği var,kaça aldın şimdi bunu iyi almışsın hacı diye sohbet bile ediyolar. aras'da bi o kadar atarlı banane kardeşim bozuksa bozuk deyip gidicek kapasitedeler.

evet bankalarda böyle bir uygulama var,
kredi almak istediğinde son net maaşının 5 katından veya brüt maaşının 3 katından fazlasını alamıyorsun.
insan kaynakları departmanı filan yardımcı olmadı mı bu konuyla ilgili? çok saçma bir uygulama...

banka çalışanı iken kanunun geçerli olmasını bi derece anlarım ama şirkete girmeden kullandığım kredinin dert açması saçma.. IK pek yardımcı olmuyo, diğer bankalar ile görüşüp bu krediyi kapatman lazım modunda herkes.

nasil ilgilenmezler yahu, ben anlayamadim. bence sirketinizden daha ust bir birimle iletisime gecin, bir ust mudure danisin, mutlaka bir proseduru olmali. bu sure zarfinda hukuki.net veya bir avukata danisarak da bilgi edinmenizi oneririm.

az önce bir cevap yazdım ama gönderilemedi sanırım..

bi avukat arkadaş aracılığı ile görüş aldım, konunun BDDK'ya açıklanıp uygunluk alınarak çözülmesi en kolay yol gibi görünüyor. şirketin uyum yetkilileri ile kontak kurmaya çalışıyorum.

benim şaşırdığım bu olayın ilk kez benim başıma geliyor oluşu, sonuçta banka personeli başka bir bankadan kredi kullandığı anda o bankaya geçmeyeceğini de taahhüt ediyor gibi bir uygulama var...

seza reisoğlu'nun şerhinde sıkıntı olmayacağı belirtiliyor. kanunda buna ilişkin cevazlar tanınmış. örneğin bir firmaya döviz kredisi kullandırsan ve kurların artması nedeniyle bu kredi bankanın özsermayesinin %25 i ni aşsa da aşım kabul edilmiyor ta ki krediye ilişkin yeni bir güncelleme yapana dek. üst yönetim risk averse davranmış biraz.

banka, başını derde sokabilecek her türlü durumda personelini yalnız başına bırakıyo hocam, aslında konunun özeti bu.

devleti kime şikayet edecez? aihm mi ?

bence en yakın devlet binasına molotof atarak bu işe başlayabilirsiniz.
en olmadı kırmızı boya dolu balonları konsolosluk duvarlarına, bürokrasiye ve iğrenç suratlarına vurabilir, parayla elleri kanlanmış hallerini dünyaya gösterebilirsiniz.

idare mahkemesine dava açmalısın. ama dayanağını vs. iyi oturtmalısın dilekçene...

neden dayanağımı iyi oturtmalıyım? yani dava açtım diye beni elektrik şirketine tazminat ödemeye mahkum edebilirler mi? :))

bi' de neden bu işleri bilenler dava açmazlar hep merak ederim...

ya bu da yeni çıktı haaa.

iptal ettiremezsin arkadaşım.

ayrıca o bedel zaten alınan bedeldi, şimdi sadece ayrı kalemle gösteriliyor.

ayrıca algıda düzeltme yapalım, devletin hırsızı değil devletin kendisi de hat kayıplarını önleyemediği için en azından kayıp ve kaçağın ayrımını yapamayıp, eeh kayıp-kaçak bedeli diyelim ne kadar kaçak var ne kadar kayıp var belli olmasın mantığında olduğunu önce bir kavrayalım.

sonra da, bilader ben de kdv'ye karşıyım, nasıl engel olabilirim?

her ay maaşımdan gelir vergisi düşüyor, nereye başvurabilirim?

damga vergisi ney yeaaa,damga basıyor diye vergi mi alınır, nasıl iptal ediliyor nereye başvurabilirim?

ya geçin bunları.

cep telefonu faturalarında bir şekilde g.tümüze sokulan paralardan ötürü biz bunu elektrik dağıtım şirketinin yok yere bize soktuğu bi' bedel sanıyoruz...

elli saat car car öteceğine bu bi' vergi çeşididir desen olay kapanır artisliğin alemi var mı? bence yok? gerildim yok yere...

şehre göre karar vermek daha iyi bence. gazi hukukun artısı idari hakimlik-adli hakimlik sınavlarında istanbul hukuka göre daha başarılı olması birde dersler daha az kişiyle işleniyor. ama istanbul hukukunun akademik kadrosu daha iyi.

istanbul hukukun sayfasında yazan öğretim üyelerinin hepsi görev yapmıyor değil mi?

hepsi birebir görev yapıyor, hatta emekli sayfasında yazanlarda görevlendirmelerle ders veriyor.

gazi hukuk'ta okuyorum, 4.sınıftayım yalnız bi fark olduğunu düşünmüyorum. kanımca istanbul hukuk daha köklü. yalnız insanlar tercih yaparken nerede oturduklarına bakarak tercih yapıyorlar.

fakat hakim savcılık sınavında bizim okul daha başarılı. hakim savcı olmak istiyorsanız gazi hukuk'u tercih edin derim, çünkü sınav sorularımız ona göre soruluyor. çoğu hocamız kafayı bozmuş hakimlik savcılık sınavıyla. şuanda 348 kişiden yaklaşık 300'ü hakim ya da savcı olmak istiyor :) karar sizin. özel sorunuz varsa mesaj atabilirsiniz.

not: bir de son günlerde duyuruda insanlar gazi'de okunmaz felan diyor aldırmayın. gazi hukuk dışardan göründüğü gibi ülkücülerin hüküm sürdüğü bi yer değil. çünkü kazanamıyorlar :)

herneyse başarılar, hayırlı olsun.

4g degil bu, calisir.

4g değil.

4g olsa da calısır zaten. farklı band aralıklarında calısma özelligi oluyo onların

cdma olursa calismaz.

sağolun hızlı cevaplar için. alıyorum.

büyümenin kaynağı cari açık (dış ticaretin kötü yüzü), cari açık olduğu için dövize muhtacız, dövize talebimiz çok fazla olduğu için paramız zayıf. büyümenin kaynağı verimlilik, teknolojideki gelişme vb. hususlar olsaydı (bunlarda elbet vardır ama göreceli olarak çok düşük) paramız güçlenirdi, zira rezervlerimiz daha fazla artardı.

vallahi kaya ardıç dolar 1,80 olmalı diyordu ihracat hacminin artması açısından. yani 1 dolar eşittir 1 tl göründüğü kadar güzel bir şey değil

çin en zengin ülkesi olma yolunda ama yaşam standardı ortada.laf kalabalığı yapılıyor.

kıymetli evraklarda illettten mücerretlik ilkesi vardır. senet alacaklısı için senin 3. kişiyle ilişkin onu ilgilendirmez. senetteki borcu ödersin ve daha sonra eski ev sahibine dava açarsın ki, bu açılacak dava oldukça uzun sürecek pis bir alacak davasıdır.

başka işe kafa yorarlarsa sizin gibi özensiz başlık açanlara dikkat eden olmaz ve başlıkların boku çıkar. örneğin bir arama yaptığımızda "powerpoint" ile olan sonuçlar çıkarken "power point" ile olan sonuçlar çıkmaz. bu da aa açılmamış dur açayım denilerek zaten yeterince çöplüğe dönmüş sözlüğü iyice çöplüğe çevirir. mesela:
(bu örneklerin anlamı yok. sadece örnek)
power point ile yapılan sıkıcı sunumlar
powerpoint ile yapılan sıkıcı sunumlar

üsttekini bulamayan birisi alttakini de açabilir böylece aynı şeyden iki tane olur.

evet özensiz başlık açmadır. evet uçurulma için bahanedir. önemlidir. daha makul olmaz.

hayır bu bence özensiz başlık açmak falan değildir. yani tamam olması gereken bitişik yazılandır ama ayrı yazılmışsa da not alınmayı gerektirmez. hacıvat veya karagöz tarafından düzeltilir o kadar. not almak moderatörün işgüzarlığıdır. not alınacak bir hata değildir, bir özensizlik de değildir. herkes her gavurca program adının doğrusunu bilmek zorunda değildir. özensiz başlık nedir? yazdığını bi dönüp okumayan adamın açtığıdır. "kız iserken powerpoint sumunu yapmak" falan derseniz "ulan hem iserken yazmış, hem sumunu yazmış, bi kez de dönüp okumamış" diye özensiz başlık açıyor derler. ya da "galatasaray'ın rekor denemesi" yerine "gassarayın rekor denemesi" falan derseniz budur. program adını yanlış yazmak değildir. ha powerpoint yerine taşak olsun diye yiğit özgür tarzı pavırpoirt falan yazsaydınız belki olurdu.

kimse dünyadaki binlerce gavurca bilgisayar programının isminin nasıl yazıldığını bilmek zorunda değil. programın popüler olup olmamasıyla da ilgisi yok. yanlışsa düzeltilir sadece. not almayı gerektirecek hata değil. ben winzip yerine win zip de yazabilirim, photoshop yerine photo shop da yazabilirim. excell de yazabilirim. evet yanlış yazmışımdır, biri tıklar butona taşıttırır, hatta taşak bile geçebilir benle "sığıra bak excell diyor hahaha" diye. ama bu özensizlik değildir. özensizlik, doğrusunu kesin olarak bildiğin, bilebileceğin, bilmen gereken şeyi (türkçe imla kuralları da bilmen gereken, bilmek zorunda olduğun doğrulardan biridir) yanlış yazıp, dönüp de kontrol etmeden açmaktır. dolayısıyla not alınması yanlıştır.

aramadan/özensiz başlık: 200km/h in the wrong lane varken 200 km/h in the wrong lane

diye bir kaydım var benim de sicilimde. açmadan önce aradım ama birim ve sayı bitişik yazıldığı için bulamadım (ssg birim ve sayı bitişik yazılır demiş, (bkz: başlık açarken dikkat edilecek hususlar) 26. madde). sonra sözlükte ne kadar ayrı yazılmış başlık varsa (ki baya çok var, mesela "mhz" ve "km" şeklinde aramalar yaparak görebilirsiniz.) hepsine tek tek taşıma isteği gönderdim. hiç bi halt olmadı. hala duruyolar öyle.

tartışmaya bilgi olaraktan.

gayet özensiz. ayrı mı yazılıyor bitişik mi yazılıyor bilmek zorunda değil zaten. özensizlik başlık açarken onu kontrol etmemekle ilgili. üç saniyelik iş onun doğru yazımına bakmak.

bu yönetimin garip takıntılarını kafam almıyor. yani hatayı bulmalarına ve düzeltmelerine garip demiyorum ama not düşmeleri. sözlükte yüzlerce troll varken (bunu da yanlış yazmış olabilirim)celeron un dediği gibi benzeri hatalar belki binlerce iken not düşmeleri normal değil. geçmişte de onlarca kişi kibariyenin annesi için garip şeyler söylerken aynı şeyler için canan arıtman için söylediğim için uçurulmuştum. galiba galadnikov sorunu çözmüştü ama ben format için bu kadar ayrıntıya girince ister istemez moderatörlerin objektifliğini kaybettiğine inanıyorum.

yaygın bilinen yanlışlardan biri de, "sözlükte o kadar troll varken benim hatamın göze çarpmasını anlamıyorum" cümlesinde saklı. sözlükteki troll'lerin sayıca fazlalığı ile kendi halinde bir yazar olarak yaptığınız hata arasında nasıl bir ilişki kurabilirsiniz ki?

bunun özensiz başlık sayılmasının sebebi, ansiklopedik bilgi gerektirmeyen bir hata olması diye düşünebilirsiniz. yani "powerpoint" mi doğru "power point" mi doğru diye kontrol etmek için ekşi sözlük arama kutusuna birini yazmanız yeterli.

kaldı ki bu kontrol mekanizması kötü bir şey değil. tam tersi, doğru bilgiye ulaştıran sevdiğimiz bir mekanizmadır.

modesttiago: Başlık gayet özensiz ve not da son derece doğru bir not. galadnikov'un söylediğinden fazla bir şey söylemeye gerek yok gibi geliyor bana.

celeron 300a: Başlık açma kriteriyle özel isimlerin yazılışını karıştırmamak gerekiyor. Sizin sözünü ettiğiniz şey bir t.A.T.u. albümü. Dolayısıyla özel bir isim. Onu başlık açma kriterlerine uydurmanız/uydurmamız söz konusu bile olamaz. Adı ne ise öyle açılır o başlık. Özel isimler için başlık açma kriteri uygulamak gibi bir şey yok ortada.

@nuage, özel isim olmasıyla ilgisiz. wikipedia'da, amazon'da, last fm'de, hatta resmi sitelerinde ayrı yazılmış.

edit: şimdi baktım bana not düşüldükten 10 gün sonra başlık taşınmış. "200 km/h.." şeklinde şu an. hadi bakalım ne olacak benim mağduriyetim ?

@nuage: ben özel isimlerde, hatta özelin de özeli olan isimlerde (hususi olarak hatalı yazılmış şeylerde mesela) not alınmasını yanlış buluyorum. yani bu bir bilgisayar programı adı. özensizlikten çok yanlış bilme, doğru zannetme gibi bir durum var. deniyor ki "sözlükten doğrusuna bakmak üç saniye". tamam da adam doğruluğundan şüphe etse bakardı zaten. doğrusunun nasıl yazıldığını bilmek zorunda olmadığı gavurca bir özel marka ismini yanlış yazdı diye niye sicile işleniyor ki. tamam yanlış yazmışsa taşınır. yani her başlık açışımızda bir yabancı, hatta türkçe özel isim, marka falan acaba doğru mu diye tek tek bakacak mıyız? bu özensizlik değildir bence. sadece yanlışlıktır. alparslan türkeş yazmak yerine alpaslan türkeş yazmak da özensizlik değildir mesela. yanlışlıktır. bence özensizlikle yanlışlığı karıştırıyorsunuz. bütün moderatörler yapıyor bunu hatta. nedeni ne olursa olsun hatalı açılmış başlığı not alıyorsunuz ve bu yanlış. not almanız gereken şey, yazarın vurdumduymazlığıdır, siklemezliğidir, yazdığı şeye dönüp bir bakmadan çöp gibi başlık açmasıdır. alparslan türkeş yerine alparlan trükeş yazıp, kafasını kaldırıp "doğru yazdım mı lan acaba, yoksa hızlı yazarken bir hata yaptım mı" diye düşünmesi gerekir. bu ikisi arasındaki farkı da moderatörün anlaması gerekir.

tan diye bir şarkıcının albümü var. adı "yıldızlarda kayar" (da bitişik, evet aynen böyle). şimdi ben bu albümün başlığını, imla kurallarına göre düşünüp "yıldızlar da kayar" şeklinde açarsam, albümün doğru adını yazmadım, yazılışını bilemedim diye "özensiz başlık" diyip not mu alacaksınız? bence almamanız gerekir. evet, google'dan arayıp 10 saniyede albümün orijinal ismini bulabilirim. ama ben bir şarkıcının imla hatalı albüm ismi koymuş olabileceği ihtimalini düşünüp "acaba da'yı bitişik yazmışlar mıdır" diyip niye aramaya ihtiyaç duyayım ki? olması gereken doğrusunu başlık diye açarım.

ama tam tersi olsa. albümün adı "yıldızlar da kayar" olsa, ben imlayı falan siktiredip "yıldızlarda kayar" diye başlık açarsam bunu not alacaksınız elbet. zira imla kurallarını bilmek ve dikkat etmek zorundayım. bu, başlık açarken affedilmez.

Şurada kibritsuyu ve celeron 300a için epey uzun bir cevap yazmıştım ama, sunucu bağlantısı yapılamadı gibi bir şey dedi ve cevabı gönderemedim. Gitmedi mesajım. Kopyalamamışım da cevabı. O açıklamaları tekrar yazacak zaman bulabilecek miyim, bakalım. Off. Yine de, aciliyeti olan şey için hemen cevap yazayım:

celeron 300a: Notu sildik (Tartışmayı uzatmamak için editledim)

not: yazar doğru halini açtıysa "aramadan başlık" notu düşülmemesi gerekir bence.

kibritsuyu: Sözlükte hata içeren başlık açamak yasak diye bir şey yok. "Hatalı hâli" bile tanımlandığı sürece her şey yazılabilir. Bizim tek amacımızı hatalı ya da doğru bilgi ayrımına girmeden ve buna karışmadan, bilgilerin doğru yerde olmasını sağlamak. Karagözünden moderatörüne kadar birçoğunun zaman ayırıp gönüllü yaptığı bir iş için her birinin fikrini almadan yorum yapmak düzgün durmuyor. Ayrıca, yazarların suistimal edip etmediklerini ya da bunu yaparken iyi niyetli olup olmadıklarını anlamanın yolu yok. Bunu bilmek imkânsız.

galadnikov: "Daha doğru" demişim. İtirazını yapabilir yazar gerekirse.

itiraz edebileceğini biliyorum zaten?
ben başlıktaki durum söylendiği gibiyse notun yanlış olduğunu düşündüğümü belirttim. yazarın başlığın yanlış hali açılmış mıdır diye arama yükümlülüğü yok zira.

ne tartışması vardı da uzayacaktı ki? sen "aramadan başlık notu alınması doğru" dedin, ben de bence yanlış olduğunu söyledim, olay o kadar. üstelik bunu "not" diye belirttim. sonra editlemişsin çıkarmışsın o kısmı, benim neye cevap verdiğim belirsiz kalmış.

tamır ediliyor da calısacagının garantisi yok. bişiler denenıyor ıste. almamak en ıyısı

hocam bence hiç uğraşma. eğer alabiliyorsan 2.el "s" modelinden al, bu modellerde 3k hatası yok artık. ileride tekrar verir hata sonra uğraş dur.

kesinlikle alma, oyundan alacağın zevke limon sıkmış olursun bile bile.
oyunun ortasında 3k problemiyle karşılaşırsan hele...

s serisinde de goruluyormus engadget da vardı haberi fakat baya dusuk bı oranda.

10 TL verseler bile alma

bir kere 3k gören aleti tamir etsen bile eninde sonunda bir daha görecek ondan bulaşma

değiştirir tabi, tek sıkıntı yer olmaması olabilir. ama eşeklik yaparsa merkezi ara kamera kayıtlarına baktırsınlar filan. ama zannetmiyorum ki eşeklik yapacaklar.

valla 444 59 59 'u aradım. "birader neden bakmadın biletine" cevabını aldım. umarım şubedeki personel daha mantıklı birisi olur. :/

istanbul seyahat/46

biletine bakıccaksın valla...insiyatife kalmış olay.

kardeşim türevi şudur (a-1)(w+b-1)üzeri a

a* (w+b-1)^(a-1) kastediyorsun öyle mi ?

evet öyle.

evet onu kastediyordur.

www.wolframalpha.com

forum.memurlar.net e git orada aradığını bulursun. bu arada 10 hafta çalıştıktan sonra nisan temmuz arası sınava kadar ne yapacaksın merak ettim :D

spk,bddk,tmsf, maliye bakanlığı denetim kadroları.

her sene kadro açan kurumlar:

milli emlak uzman yardımcılığı, muhasebe uzman yardımcılığı, gelir uzman yardımcılığı, vergi denetmenliği, hesap uzman yardımcılığı, stajyer gelir kontrolörü gibi. aklıma ilk gelenler bunlar

bebek hastaysa (bronşit filan) işe yarıyor sanki. kullandım ama öyle bir kanıya vardım.

yazık tabi parana. peteklerin üzerine içi su dolu ağzı açık kap yada ıslak havlu koyarak da aynı amaca ulaşabilirsin.

kullandığımız markadan mı bilmiyorum ama işe yaramadı, paramıza yazık oldu.

herkes aldı çevremde ama biz hala bir demir tasın içine su doldurup peteğin üstüne bırakma modundayız ve memnunuz.
bence de gereksiz.
kullananlarında bir zaman sonra hevesi geçiyor atıyorlar bir köşeye.
bim de 35 tl ye vardı geçenlerde.

ukalalık gibi olmasın ama önce evinizin nem oranını bir ölçün derim. nem ölçme özelliği de olan termometreler piyasada 20-25 lira. yaşam mahallerinde ideal nem oranı %45-50 civarında olmalıdır. nem oranı evinizde bu oranın altında ise ısıtıcıların üzerine, yanına açıkta su bırakmak odayı nemlendirir. nem oranı istenene değerlere geldiği zaman da suyu ortadan kaldırırsınız. zaten nemlendirme cihazının yapacağı da bunu otomatik olarak yapmaktır :) he evinizdeki nem oranı gerçekten çok düşük ise, ve açıkta su bırakarak bir sonuç elde edemiyorsanız, yine nem alma cihazı alabilirsiniz.

oturumlar, hangi pozisyonlara başvuracaksanız onlarla ilgili sınavlar içeriyor. tüm meslekler için 1. oturum zorunlu, diğerleri de mesleğe göre değişiyor. örneğin 2. oturuma öğretmenlik isteyenler giriyor gibi.

1 oturum 35, 2 oturum 55, 3 oturum 75, 4 oturum 95 liraydı sanırım son sınavda.

işi uzatmadan demişsin ama bu kpss işi ekşiduyuruya soru sorup da öğrenilecek bir şey değil. detaylı inceleme yapman lazım. yaş zaten 27 olmuş abuk bir kamu kurumuna giri priske edecek vaktin pek kalmamış gibi.

branşın ne, dilin var mı, branşından alımı hangi kamu kuruluşları yapıyor, o branş için hangi kpss puanlarını istiyor vs. ona göre oturduğun şehirde işe girip giremeyeceğin, hangi oturumlara gireceğin vs bütün detayları öğrenirsin.

bunların hepsini tek tek arayacaksın. kaynak ise öncelikle memurlar net.

Toplamda 4 oturum oluyor bu KPSS. KPSS de A kadrolar ve B kadrolar var. A kadrolar; üst düzey memurluklar, uzmanlıklar v.b. pozisyonları kapsıyor. B kadrolar ise normal PTT deki gişe memuru, hukumet konaklarındaki memurlukları kapsıyor. Bir de ayrıca uzmanlık gerektiren kadrolar var mühendislik, mimarlık, avukatlık gibi.

1. oturum Genel Kültür-Genel Yetenek (Matematik, türkçe, tarih cografya vatandaşlık)
2. Oturum Eğitim bilimleri : Sadece öğretmenler girebilir.
3. Oturum Hukuk, Maliye, Muhasebe, İktisat, İşletme soruları
4. Oturum Kamu Yönetimi, Ulus. İliş., İstatistik, Ekonometri sorularından oluşuyor.

Eğer İİBF vb mezunuysan ve üst düzey bir pozisyon istiyorsan A kadrolar için çalışman ve 1.,3.,4. oturumlara girmen lazım. Aynı zamanda bazı uzmanlık pozisyonları için avukatların da 3 oturuma girmesi lazım.

Eğer B kadro bir iş (ne iş olursa yapabileceğin bir pozisyon) istiyorsan sadece ilk oturuma gireceksin. Yalnız DİKKAT etmen gereken bir nokta var 2011 de B kadrolar için sınav açılmayacak diye biliyorum. Emin değilim ama öyle duydum araştırman lazım.

Puanlama konusuna gelince, B kadrolar için ÖSS gibi eline alıyorsun tercih formunu puanına gore tercih yapıyorsun. A kadrolar için 120 farklı puanın oluyor. Her bir kurum sınav açacagı zaman belli bir numaralı puanını dikkate alıyor. MEsela KPSS P33. yani 33. puanın.Genelde 75-80 üstü istiyorlar.

A kadrolar için, her bir kurum ayrı sınavlar yapıyor. Mesela Maliye bakanlığı XXX sınavı için KPSS 39. nolu puanı 80 ve üstü olanları alıyor gibi.Yani sadece KPSS'ye girmekle iş bitmiyor. Hem böyle kurum sınavlarına hazırlanman hemde geçtikten sonra Mülakata girmen lazım.

Son olarak yaş konusunda A kadrolar için 30 yaşının altında olman lazım. Digerleri için boyle birşey yok.

2011 de b kadrolar için sınav açılmayacak. son on yıldır hep böyle oldu böyle de olacak. iibf mezunuysan muhasebe iktisat maliye hukuk çalışacaksan kpss a sürecine gir derim, mühendissen özellikle uğraşmana gerek yok zira alacaklar 50-60 kişiyi geçmiyor.

Yasal olarak böyle bir şey var, uğraşılırsa uygulanabilir. Onun dışında, TSK adam ihtiyacına göre yedek subay alıyor. Yedek subay olarak alınan herkes askerliği biten bir başka yedek subayın yerini dolduruyor. Bir eksik olursa mesela bir bölüğün bir takım komutanı eksik olur, bu da bayağı bir sıkıntı yaratabilir.

geçen sene öyle bir vardı. tam olarak neden er olduğunu bilmemekle beraber dedikodular siyasi ve uyuşturucu kullanmakla sınırlıydı yani kesinlikle derslerle alakalı değildi.

Kuhn Tucker koşulları var, Leibniz ve Euler notasyonları var

(bkz: dimitri p. bertsekas)

adam akıllı öğrenmek için tabi

ayrıca dinamik programalama diye arat bence

fiyatı nedir bilemem, ama bir dizel pegueot 308 olabilir.

opel astra classic 3 hb. 37 bin tel civarında.
1.3 dizel
yağmur sensörü, park sensörü,far sensörü, hız kontrol, digital klima vs gibi özellikleri mevcut.

mazda 3

astra derim ben de, o sınıfta kesınlıkle dizel al ama.

20-30 bin arası;
www.arabam.com
30-40 bin arası
www.arabam.com

mazda 3

peugeot 308 kullanıcısıyım.
gayet memnunum.
dizel olması şartıyla tavsiye ederim.
fiyatı sizin limitiniz içinde olacaktır sanırım...

(bkz: idiocracy)

hot tub time machine

idiocracy olabilir mi??

antipodes ile pişti olduk :))

şirketimizin kabul mektubunu iliştiriyorum

eki göndermemiş. unutmuş...

sorunu türkçeye çevirirsen ve de özetlersen daha çok cevap alabilirsin...

Türk makamlarına şikayette bulunması hiç bir netice yaratmaz. Kişi yurtdışındadır. O ülke makamlarına şikayetin sonuçlarını ülke hukukuna göre söyleyebiliriz ki onu da ben bilmiyorum.
Ayrıca (bkz: çağrı engelleme )

arayan kişi türk mü? türk olması halinde savcılığa şikayette bulunabilirsiniz.

arayan kişi türk. askerlik nedeniyle vatandaşlıktan çıkarılmıştır, danimarka vatandaşı. ayrıca türkiyeye kesinlikle giriş yapamıyor. öz amcam olur kendisi. aradığı kişi de türkiyede yaşayan kendi öz kardeşi, o da amcam yani.. bazı ailevi problemler var, bunun üstüne bizim burdaki amcanın beynindeki problemler de eklenince böyle tehdit hakaret falan işte... yani, çağrı engelleme falan olsun istemiyoruz. sadece bu godoşun yaptığı yanına kalmasın, hukuk mukuk ne varsa işte uğraşalım.. öyle.

askerlik sebebiyle vatandaşlıktan çıkarıldıysa hukuken türk (türkiye vatandaşı) değildir. ancak türk ceza kanununun 12. maddesine göre bir türke karşı işlenen suçlar için de eğer daha önce yurtdışında yargılama yapılmadıysa türkiye'de yargılama yapılabilir. savcılığa şikayette bulunabilirsiniz. yalnız türkiye'ye giriş yapamıyorsa bu sadece giriş yapamaması için fazladan bir şey daha olur, hepsi bu.

bir de bir mesele var. türkiye'ye giriş yapamayan kişinin yapacağı tehdit, yakın tehlike içermediğinden dolayı ciddiye alınabilecek bir tehdit sayılmaz. yani adam türkiye'ye zaten gelemiyor, dese ki "seni döveceğim" vb. bu pek ciddiye alınabilecek bir şey değildir. ha ama siz sık sık amcanızın bulunduğu şehre gidiyorsanız ve söz konusu kişi de "buraya gelince sana şöyle edeceğim, böyle edeceğim" diyorsa o zaman bu tehdit ciddiye alınabilecek bir tehdittir.

hayır, şahsıma veya burada yaşayan bir akrabama yönelik hakaret-tehdit vs. yok.

ama bu adam açık açık telefonda bir türk vatandaşına küfür ediyor, tehdit ediyor.. üstelik devamlı yapıyor bunu. danimarka konsolosluğuna gidip "bu numaradan tehdit ve hakaretler geliyor" diye bi fikir sorsa mesela, ne derler?

söz konusu telefon numarasını deşifre et bir yerlerde. ne bileyim adult ilanı olabilir mesela danimarka sitelerinden (danca bilmiyorsan google translate kullan) onun sizi sinir etmesine müsade etmeden psikolojik bir savaş başlatabilirsiniz. şayet kurnazca taktiklere ihtiyaç duyarsanız bana da başvurabilirsiniz :))

not: işe yarayan cevapları tikle.

telefonda konuşmakta olduğu kişiye mi küfür ediyor yoksa konuşma dışındaki bir üçüncü kişi hakkında mı hakaret vb. içeren sözler söylüyor?

@microfiction, hem konuşmakta olduğu kişiye küfür ediyo hem de orada bulunmayan kişilere.

şimdi, konuşmakta olduğu kişiye küfür ediyorsa o kendisi gidecek savcılığa şikayette bulunacak. savcılık davayı açacak, danimarka makamlarıyla bağlantıya geçecek.

üçüncü kişiye ettiği küfürlerle ilgili ise yapılacak bir şey yok. iki kişi konuşurken, haberleşirken vb. üçüncü bir kişi aleyhinde söz etmesi cezalandırılmamıştır.

şikayette bulunacaksanız, bir avukata başvurun. o sizi yönlendirir. yoksa savcılıktaki işinizi savsaklayabilirler. başvurduğunuz avukat sizi yönlendirecek, hukuki sürecin sağlıklı işlemesini sağlayacaktır.

sağlık sigortasıyla öğrenci belgenin ne alakası var. buradaki olarak kastının tr olduğunu varsayıyorum. ya da sorun çok yetersiz..

afedersiniz, anlasilir diye dusunmustum.
Yani ben tatillerde Turkiye'ye dondugumde babamin Bagkur'undan yararlanabilir miyim?
Lisans doneminde her sene ogrenci belgesi gotururdum Bagkur'a ben.

www.hukuki.net

erkeksen durum yukarıdaki gibi. ama sgk nın anlaması için büyükelçilikten filan onaylı olarak çevirtmen gerekebilir öğrenci belgesini. kızsan zaten evli olmadığın müddetçe öğrenci olmasanda yararlanıyorsundur zaten...

eger iki ulke arasinda sigorta anlasmasi varsa yasadigin ulkedeki saglik sigortan turkiye'de de gecerlidir. bunun icin sigortandan bir belge alip sgk'ya ibraz etmen gerekiyor.

yasadigim ulkedeki sigorta devletin tum vatandaslarina sagladigi basit sosyal sigorta. Ona ragmen biraz tuzlu (bkz: isvec). Zaten onun icin gelince bir kac kontrol yaptirmak icin soruyorum. Onun disinda calismadigim icin oyle ekstra bir sigortam yok.

açsın konsolosluğa,büyükelçiliğe sorsun, onlar kesin bilir.

yök e dilekçe ile başvuracak. şayet yök içeriği yeterli bulmazsa 4 yıllık bölümü iki yıllık bile sayabiliyor.

1- tuvalet kağıdı yok. satılmıyorda. selpak en iyi çözüm. ama mentollü alma pişik olunca kötü yakıyor :D

2- banyo acemilikte sınırlı. hamamlarda olabiliyor veya kabinlerde. hamamlarda şortla yıkanıyor insanlar

3- hepatit b bence gereksiz. traş bıçağı için gillette in kullan at götür daha sağlıklı.
5- sıfır ürünler ama zaten birer tane veriyorlar. kendin alacaksın muhakkak
6- serbest. içki filan dışında herşeyi sokabilirsin. (erzak vs)
7- gizlice sok. çok sorun olur da içeri almazlarsa gidersin revirden yazdırırsın.
8- mavi renkte götürebilirsin. hatta diğerlerinden farklı olması aşırma olasılığını azaltır.

1) yok
2) kapalı kabinlerde oluyor
4) böyle bir şey olacağını sanmıyorum. mach3 kullanman çok daha iyi olur.
5) poşedin içinde veriyorlar
6) Defter kalem gibi şeyler sorun olmaz
7) olabilir de olmayabilirde
8) hayır hiç sorun olmaz

1) Var veya yok. Gittiğin yere göre değişir. Beraberinde peçete götür, cebine koyup kullanırsın. Ama özellikle acemilik sırasında derdin daha çok açık tuvalet bulabilmek olacaktır. Ne demek istediğimi gittiğinde anlayacaksın.

2) Acemilik sırasında hamamlar olur genelde. Sonra duş kabinlerini bulursun. Hamam ortamında çıplak takılan da olur, askeriyenin verdiği şortu giyen de; sana kalmış.

3) Hepatit aşısı olun. Kâr kârdır.

4) Mach3 götürün. Sizden habersiz alıp kullanan olmaz, onun yerine direkt olarak çalınır. Ben de çalınacağını düşünerek götürmüştüm ama çalınmamıştı.

5) Sıfır ürünler.

6) Yiyecek ve elektronik ürünler hariç her şeyi sokarsınız. Bir de kolonya gibi alkol olarak içilebilecek şeyleri almayabilirler. Tabii bu onların almadıkları, yoksa istediğiniz her şeyi sokmanın veya temin etmenin yolunu da bulursunuz. Gittiğinizde göreceksiniz.

7) Vitaminleri girişte arama yaparlarsa alırlar. Yapmazlarsa sokarsın ama sonradan gerçekleşecek olan aramalarda bulurlarsa yine de alırlar. Vitaminin ilaçtan sayılmayacağı gibi bir istisnayı uygulamaya kalkmazlar çoğu zaman. Ben yanımda vitamin götürmüş ve acemilik boyunca kullanmıştım. Reçetenizin de hiçbir önemi yok, bunu belirteyim.

8) Hiçbir sorun yaratmaz. Yastık kılıfı götürmektense evden götüreceğiniz bir fanilayı her akşam yatmadan önce yastığa geçirip sabah çıkartsınız, daha pratik olur. Havlu, diş macunu, el temizleme jeli, lipstick vs. gerekli şeylerdir. Askere götürülmesi gereken malzemeler gibi bir başlık var sözlükte, onu okuyun; gerçektir orada yazanlar.

öncelikle bunu asal'a okutsanız sizi askere almaktan vazgeçebilirler :)

1. tuvalet kağıdı yok. girdiğiniz tuvaletin temiz ve ibrikli olması ihtimali olmaması ihtimalinden daha düşüktür. istediğin tuvalet kağıdını kullanabilirsin. şahsen ben kendi tuvalet kağıdımı götürmüştüm onu kullandım. iki top al yanına bir de 100lü ekonomik peçete al, bir ay yetmezse kağıt mendiller ile idare edersin.

2. fazla amerikan filmi izlemişsin gibi geldi bana. banyolar bölme bölme ve kapı kısmı duş perdeli. yıkanırken dikkat edin eşek şakası yapmaya çok musait. önerim fazla yüz göz olmayın, olanların durumu içler acısı olaibliyor. belirteyim kendimden bilmiyorum.

3. bizim taburda bir kişinin askerlik süresince bu hastalığı kaptığını duydum, elemanı da tanıyordum. kendisi uzun dönemdi işine yarar mı bu bilgi bilemiyorum ama. son sorun hakkında bilgim yok.

4. tek kullanımlık bıçaklarla uğraşılmaz bence. mach 3 kullanan arkadaşlar vardı ama ben kullanmadım. gillette in daha alt seviye bıçaklarını alıp kullanabilirsiniz.

5. sıfır, poşetinde veriliyor.

6. sakıncalı kitap, alkol ve bilimum elektrikli cihaz harici herşeyi sokarsın. nizamiyedekilerle aran iyi olursa bunları da sokarsın içeri rahatlıkla.

7. ilk gittiğinde alırlar ilaçlarını ama daha sonra geri verirler eğer reçeten varsa.

8. aynı renkte olursa farkedilmez ve sorun olmaz bence ama yıkamaya verdiğinde karışacaktır. kendin yıkarsan işe yarar.

son olarak böyle paranoyak ve çok hijyenik olursan oralarda kafayı yersin benden söylemesi. farkındalığınıfarkındalık bir kenara bırak. cahillik mutluluktur :)

1- tuvalet kağıdı yok, sen istersen alabilirsin. kimse bir şey demez. çarşı iznine çıktığında bir 8li 10lu alırsın.

2- kabinli, öyle dal daşşak gezersen başına bir iş gelebilir.

3- askerdeyken bir kaç aşı oluyorsun, ne olduklarını bilmiyorum ama. tetanos filan olmalı.

4- senden izinsiz alan geri yerine koymaz. iyi saklarsın, bir şey olmaz. tek kullanımlık çok zahmetli olur bir zaman sonra. almayı unutursun, kantinde kalmaz vs.

5- hiç kullanılmamış malzeme veriyorlar. zaten aldıklarını geri vermiyorsun, öyle bir döngü yok yani.

6- sokabileceklerinin bir listesi var. reçeteli de olsa ilaç sokamıyorsun misal. ordu o ilacı kendisi vermek istiyor, üzülüyor yoksa. defter kalem içeride satılır zaten, hem de daha ucuz olur. sokabilirsin bence defter kalemden sorun çıkacağını sanmıyorum. kitapları bölük komutanına onaylatman gerekiyor. yalnız ben o kadar kitap okudum hiç imzalamadım kimseye.

7- olur. sorun olur manasında olur.

8- aynı rengi bulabilirsen götür ama onlar ordu malı sayılır. biri alır yıkatmaya filan götürür geri gelmez, "yeaa onlar benimdi" diyemezsin.

9) dolaplar/valizler siz yokken aranır, dolaplar kilitlenmez, bize dolap kapaklarını açık bıraktırıyorlardı.

sen yoksan kırarlar veya çağrıp herkese açın falan derler. 13 aralık teslim olacağına göre yedek subaysın, öyleyse pek kasmana gerek yok, fazla sıkıntı çekmezsin.

Abartma o kadar hocam cezaevine gitmiyosun . Rahat ol bi yaa . hAşööle

1. Bazı yerlerde tuvalet kağıdı oluyor. Kendinizinkini götürüp kullanabilirsiniz tabii.
2. Yerine göre değişir ama genelde kapalı, ayrı kabinlerdir.
3. Bilmiyorum.
4. Mach 3 "yer değiştirebilir". İlk gittiğinizde dandik bıçakları kullanın. Gerekirse sonra Mach 3 gibi şeyler kullanırsınız. Bu arada, 12 ay çıkarsa çalma çırpma olmaz onlarda, her şeyinizi gönül rahatlığıyla götürürsünüz. Ben cüzdanımı yatağın üzerinde bırakıp duşa iniyordum :)
5. Sıfır ürünler ama botunuzu kaybederseniz size verecekleri diğer bot kullanılmış olur büyük ihtimalle. Ya da kendiniz alırsınız.
6. Defter, kalem, kitap, dergi sokabilirsiniz. Kitap ve dergileri bölük astsubayına onaylatmanız lazım pazartesi günü. Depolamayacağınız, hemen yiyip bitireceğiniz şeyleri sokmanıza da pek bir şey demezler. Dolaplarınızda yiyecek, içecek bulunamaz.
7. Reçetenizi götürün. Kapıda vitaminlerinizi almayabilirler ama o reçeteyle revire çıkınca size ihtiyacınız kadar vitamini sağlarlar.
8. Hiç sorun olmaz.
9. Aramalar genelde sizin haberiniz olmadan yapılır. Dolabınız büyük ihtimalle olacak. Genelde dolaba kilit taktırmazlar arama kolay yapılsın diye. Valizleriniz dolabınızda değil, "sivil eşya deposu" denilen yerde duracak, izin verilen saatlerde erişiminiz olacak. Valizinize kilit takabilirsiniz ama pek oraya girip eşya yürüten olmaz.

Yukarıda yazmadığım her şeyin başına "yerine, komutanına göre değişir" ekleyerek okuyun.

En güzeli, yeriniz belli olunca internete saldırıp, buraya, sözlüğe, donanımhaber forumuna yazıp yakın zamanlarda orada askerlik yapmış olanlardan fikir almak.

erenköy minibüs caddesi'nde asmaaltı var, içki içmeyecekseniz abartı ücret ödemezsiniz.

taksim'de musa ustam ocakbaşı var, oranın da çöp şişi güzeldir, ikramı da boldur.

@divit, sanırım bahsettiğiniz yer ciğerci hulusi. lezzeti ve ikramı konusunda çok doyurucu bir yer ama fiyatlar çok ucuz değil.

bir de internetten aratınca şöyle bir blog entry'siyle karşılaştım, diyebilirim ki biz üç arkadaş gittiğimizde ilk fotoğraftaki ikramın aynısı birebir gelmişti soframıza:

www.tamerabi.com

tam asmaaltına yola çıkacaktık ki ciğerci hulusinin daha makul olduğunu düşündük ve vazgeçtik teşekkürler.

taksim asmalımescit'te canım ciğerim var, yolunuz düşerse orayı da deneyin, oldukça güzeldir.

afedersiniz de, size bir fayda sağlamayacaksa ihbar etmeyecek misiniz?

bir çok kişinin canı yanacaktır bu dolandırılmadan, farkında mısınız?

böyle bir şeyden kesin eminseniz, ödül için değil, vicdanınız için ihbar etmelisiniz. kim bilir yuvaya ateş düşecek bu dediğiniz gerçekleşirse.

1-ihbar edene ödül verilmesi gibi bi uygulama yok hukukumuzda
2-arkadaş hem karşılıksız çek keşide etme hem de belgede sahtecilik suçunu işliyor. savcılığa verilecek bir dilekçe ile suç duyurusunda bulunulup suç duyurusunu destekleyici üç beş vakıa anlatılırsa savcılık soruşturma başlatır. devamında savcılık suç olgusunun ciddiyetine inanırsa kamu davası açar zaten.
yalnız ortada bu söylediğiniz suçlar yoksa gerçekten işlenmediyse dikkatli olun. suç isnad etmiş duruma düşmeyin

çıkarcılığın mide bulandırıcı.

lakin merak ediyorsan, kimi dolandırmaya çalıştığına göre değişir ahlaken ihbar edip etmemen gerektiği.

karşılıksız çek keşide etmenin cezası 3 ay

kesinlikle ortada bir dolandıcılık suçu var. hemde bu kimseler sektöründe bilinmiş kişileri kullanıyorlar. benı de kullanmaya çalıstılar.
erken uyandım ve hemen orayı terk ettim. vicdanen bu suçu ortaya çıkarıcam, tabii ki! ödül çok önemli değil, ancak varsa da bileyim istedim .

Karşılıksız çeki ispat edebileceğinizi sanmıyorum. Sonuçta şu anda hesaplar boş olabilir ama bu çekin vadesi geldiğinde de boş olacağı anlamına gelmez.

Ancak evrakta sahtecilik varsa iş başka. Bence bunu da direk çeklerin kesildiği banka ile görüşüp hızlıca halledebilirsiniz.

karşılıksız çek nedeniyle bir gelir elde ediyorsa ki muhtemelen ediyordur bu halde vergicilere yaptığın ihbardan sonra yaptıkları matrah tespitine binaen pay alabiliyorsun. vergi alacağı diğer özel alacaklardan önce geleceği için başarılı olma ihtimalin yüksek...

1600'den aşağısına satmanız lazım ki alan olsun. sıfırı 1600 çünkü, 16 gb olan için. 1500e satsanız adam 1500 e alana kadar, 100 daha koyar garantili alırım diyecek dolayısıyla bunun da altına satmanız lazım.

Sahibinden de 1150 liraya açılmamış kutuda satan onlarca adam var, 600 dolara getirtiyorlar burada peynir ekmek gibi satıyorlar, uzakdoğudan daha da ucuza getirtildiğini duymuştum.
sempıl: www.sahibinden.com
Vodafone nun olayı: 18 aylık hat kullanımına ayda 40 lira değer versen telefon 18 ayda 1500 liraya geliyor.
www.vodafone.com.tr

Bende alma niyetindeyim 1000 lirayı kenara koydum acelem yok, arkadaşlarımdan birisi çıkar da dışarıdan getirirse daha da ucuza gelir ohh ne ala.

abd den getirilirse sözleşme imzalama zorunluluğu var diye duymuştum at&t ile ve çok hesaplı olmuyor diye. yanlış mı biliyorum ?

rıhtımdan kalkan 20ü var. ümraniye tepeüstü otobüsü. son durak tepeüstü orada ineceksin, 5 dk yürüyeceksin.

14-b bınebılırsınız

iş bankası önünde sarı taksi dolmuşlar var söylersen ikea nın önünden geçiyorlar. binmeden önce söyle ama 3 TL civarı fiyatı da ama en kısa yol bu...

2 ay uzun bir sure elbet ama yine de sakince sunu sormak lazim,

1- 2 ay suresince sozluge bir sey yazmis mi?
2- bu 2 ay suresince kendisinden baska bir site veya seyde haber alinmis mi?
3- nickine yazan badilerine sordun mu?

yazili anlasma yapmadiysaniz kanzuk veya baska bir avukat bir sey yapamaz, sizi baglar sadece durumunuz.

ama ben yine de, once kendisinin sagligi ve durumu hakkinda kesin bilgi sahibi olun derim.

ha baktiniz entryler giriyor kendisi, size ozellikle cevap vermiyor ve hayatina devam ediyorsa, bunu belirtirsiniz nickine veya buraya, baskalari yanmaz en azindan.

ama ben yine de bir emin olun derim.

sözlüğe yazmıyor. başka sitelerde de bilgi bulamadım hakkında.

kimseye birşey sormadım, sabırlı bir şekilde bekledim öylece. yazılı anlaşma falan da yok, meblağ da çok büyük değil zaten.

bu adamın başına sürekli bi işler geliyordu. bunları öne sürerek devamlı erteledi. yine birşeyler gelmiş olma ihtimali olabilir fakat cep telefonu açık, geri dönüş yok. en son paranı gönderdim dedi ancak 20 gün oldu hesabıma gelen giden yok. kısacası paradan ümidi kestim artık.

aslında samimiyetine de inanıyorum arkadaşım, dolandırıcı olacağını sanmıyorum fakat bir sorumsuzluk var ortada. neyse, bi kaç badisine yazayım bakayım.

ben bu tip konularda yazarların nicklerinin de söylenmesi taraftarıyım. yarın öbür gün başka bi insanın başına aynı şey gelmesin diye. önce emin olun tabii de. eğer hakikaten vermeyecekse paranızı bu durumda yapabileceğiniz pek bi şey yok gibi duruyor, anlaşma falan hiç bi şey yok sonuçta.

insanlar sözlükte kendilerine kötü hizmet sunan veya kazıklayan firmaları rahatlıkla söyleyebiliyor sözlükte. bu halde kişinin nickini adını söylemeksizin ifşa etmek az bile olur.

İş ne işiydi acaba?

yazılım işiydi. 3-5 gün daha bekleyeceğim. iş çözülmezse elimden gelen tek şey itibarına zarar vermek. buradan ve sözlükten isim soyisim yazıp durumu belirtsem zaten google aramalarında bile itibarı sarsılır. internet işleri ile uğraşan birisi için de iyi darbe olur.

kadıköy syd veya atik ten alabilirsin. yazıcıoğlu işhanı yani. bugün sordum 440 tl dediler.