eğer tek seferde bir alışveriş yaptıysanız internet bankacılığında 9 aya kadar taksitlendirme seçeneği olması lazım. bir çok bankada böyledir. ya da müşteri hizmetleri ile de görüşebilirsiniz. eğer bu ekstre daha önceki birikmiş borçlarınızı da kapsıyorsa bu durumda sadece bankanız ile görüşmeniz daha iyi olur.

Taksitlendirme seçeneği internet bankacılığında görünüyor.Ayrıca bu borcun asgari düzeyini ödeyebilirim diyorsan onu öde sonra kredi kartını bir köşeye koy bu şekilde devam et biter.

kredi kartı faizleri çok fazla. her ay asgari ödesen acayip faiz ödersin. git bir anında nakit tarzı kredi çekip kartı kapat. sonra onu ödersin 12 ay mı artık 24 ay mı kaç ay istersen.

Tipta bir suru sey psikolojik olabilir, bunun disinda alerjik reaksiyon ya da immunolojik bir rahatsizlik altindan cikabilir. Yeni kullanmaya basladigi seyler yiyecekler, ilaclar varsa da bunlar muhtemel risk faktorudur

tam eklem yerlerinde ağrı varsa nöroloji yerine dahiliyeye gitmeniz daha doğru olurdu. ağrı ve şiş haricinde dokununca sıcaklık hissediyorsa buz koysun. romatizmal bir durum olabilir.

romatolojik de olabilir

sütlü nescafe cevabın için teşekkür ederim. bugün için dahiliye uzmanına da randevu aldık. hayırlısı bekliyoruz.

yüzmeyi diyorum hocam. suya ne zaman girsem batıyorum. bir sürü tuş kombinasyonu denedim olmadı.

3 kulaç 1 nefes hacı. kafayı gömcen suya kafa dışarda olmaz. gözlük ile daha rahat yüzersin gözlerini rahat açarsın skyrim'in suları gözleri çok yakar.

sipeyse bastın mı ?

kafan hep gökyüzüne baksın ve sürekli ilerle. böylece yüzmüş oluyorsun. özel bir kombinasyon gerekmiyor. batmaman lazım, çok garip.

Yanlis hatirlamiyorsam iptal edilen bir dizinin yapim butcesini bu diziye aktarmislardi fakat hangi diziydi hatirlayamadim.

Animeyi hatırlamıyorum ama Manga'nın 593. Sayısında bu konu işleniyor.

www.mangavadisi.net

itachi ile kabuto'yu yendikten sonra suigetsu ile juugo geliyor yanına. seal edilmiş kişilerin de edo tensei ile geri gelmesiyle ilgili bir scroll veriyor suigetsu sasuke'ye (suigetsu sasuke'yi ararken orochimaru'nun mekanda buluyor bunu hatırlarsan). sasuke'de anko'daki (kabuto'nun yanındaydı o da baygın halde) cursed seal'ı kullanıp orochimaru'yu geri getiriyor (orochimaru işte, heryere zulalıyor kendini). sonra 4'ü yol alıyor.

sasuke itachi'den sonra kilaa bii ve sonrasında kage'lere dalıyordu. danzo'dan sonra naruto ile karşılaşıp itachi'nin gözü almaya karar verdi. savaş esnasında uyanıp da beyaz zetsu'lara daldı. o sırada itachi'yi gördü peşine takıldı ve kabuto ve sonrasında yukarıdakiler)

ayrıca nasıl dayanıyorsunuz mangayı okumamaya? ne olaylar oluyor bir bilseniz hehheheh.

(dikkat ettim de, dersini aldım ama avrupa tarihini bu naruto kadar iyi bilmiyorum meka...)

son olarak bütçeyi biraz daha arttırırsan ben satıyorum superslim bir ps3 swh.

teşekkürler @mmrsrkn.

teşekkürler @deamonville. olayları şimdi hatırladım. manga okumaya bleach bittikten sonra başladım. mecburen okuyorum yani. bir de beelzebub okudum. bilmiyorum, çoğu mangayı sevmedim. kaç defa denedim olmadı. one piece de sevmedim. ha bir de noblesse okuyorum.

mangalar kısa oluyor. az bir şey olması için 3-4 sayı okuyorsun en az. hele bleach.. 16 sayfa manga mı olur lan. aynı şeyleri narutoda veya one piece de yaşamak istemediğim için böyle yandan yandan gidiyorum.

ps 3 fiyatın gelince. ya mağazalarda 600 liraya falan satıyorlar. 500 küsürlü fiyatlara da görüyorum. he siz extra kol + oyun vs dersiniz hak veririm ama gene de ucuz olmasını bekiyorum. henüz 400 psikolojik sınırını geçemedim.

Bu genellikle santralden santrale değişiyor diye biliyorum. Yani kuran kişilere sormanız doğru olabilir. Ama hatırladığım kadarıyla #(ya da *) 16 yapıp telefonu kapatınca size yönleniyordu.

tamam hallettik sorunu. sekreterin kodu girip telefonu kapatması gerekiyormuş. o zaman benim telefon çalmaya başlayıp arayan kişiyle konuşabiliyorum.

sekreter #16 yapıp kapamazsa da senin telefonunun çalması lazım. bu sayede sen açtığında sana kimin aradığını söyleyebilir. sen de bağla dediğinde telefonunu kapatır ve karşıdaki kişi direkt sana bağlanmış olur.

mantık çok basit. averajlarda kim üstünse turu o geçer. (averaj=atılan toplam gol sayısı-yenilen toplam gol sayısı). eğer averajlar eşitse kim deplasmanda daha çok gol atmışsa turu o geçer. eğer o da eşitse maç uzatmalara gidiyor zaten.

basit olarak şöyle düşünebilirsin. 2 takımlı bir lig var. doğal olarak sadece 2 maç oynayacaklar. sistem nasıl işler?

ilk puana bakarsın.
puan o eşitse averaja.(averaj eşitse, tek bir durum varsa zaten o da averaj 0 demek. diğer durumlarda(birinin averajı +1 ise diğer mecburen -1 olacak.) deplasman filan farketmiyor kim daha farklı kazanırsa averajı daha yüksek olacağı için o tur atlayacak. misal 3-1, 0-1 gibi.)
averaj eşitse yani 0sa atılan gole bakılır. ama bu durumda atılan gol de eşit olacak, misal 2-1 0-1. bu yüzden deplasmanda çok gol atan kazanır. yani sadece iki takım aynı farklarla birbirini yenmişse deplasmandaki golün önemi var. ya da 2 maç da beraber bittiyse.
aksi takdirde her şey eşit olduğu için maç uzar.

deplasman golünü ikiyle değil 1,01'le çarp abi. 1,1 de olur. deplasmanda çok gol atan turu geçiyor ikisi de berabereyse işte.

uydunet mi kullanıyorsun?

ttnet kullanıyorum.

dns ayarından olabilir. otomatiğe alınca düzelebilir. google dns problemiydi en son.

her ne pohsa, şimdik şu klasöre gir:

C:\Windows\System32\drivers\etc
burdaki "hosts" dosyasının özelliklerini oynayarak "sadece okunabilir" yerine "okuyup yazılabilir"e çevir.

sonra dosyayı aç, en alta şunu yaz:

87.248.217.253 cdn.store.steampowered.com
87.248.217.253 cdn.steampowered.com
87.248.217.253 cdn.steamcommunity.com

dosyayı kaydet.

sonra counter-strike: global offensive satın al ve oyna. acayip.

dns adreslerini boş bırakmayı dene. ben bazı sitelere girebilmek için girdiğim dns numaralarında steame giremiyordum. onları boş bırakınca girmeye başladı.

ben de böyle düşünüyorum ama sonra kendi halimi düşünüp üzülüyorum. bundan 100 yıl sonrakiler de bize giydirecek. ay internete köylü gibi evden telefondan giriyorlarmış, ay dolmuşa arabaya biniyorlarmış diye.

Belki de yoktu. Yani bu koy hayati degil ki bahsettigim. Adamlar belki kendi 50 kisilik topluluklarindan baska insan bile tanimadan yasadilar. Ya da avcilikla gecinen insanlar falan..

Ayiadam, onlara lafim yok, onlar da bizim icin uzulsunlar :)

türk olarak böyle düşünmen saçma be abi, hele şu zamanda :)
bence adamlar kral gibi yaşamışlardır, hergün macera hergün aksiyon, tek dert yemek bulmak avlanmak falan. öyle hatunla konuşayım sabaha kadar elini tutayım falan yok, takıyosun kaplan dişini boynuna akıyo cıvırlar, olmadı koyuyosun kafaya odunu alıyosun hatunu mağaraya falan eheh keyifli iş bence

yaşayamadıklarını reenkarnasyonla tekrar yaşıyorlar. mesala ben önceki hayatımda mozart idim. gerçekten!

(bkz: reenkarnasyon)

tam tersi, onlara özeniyorum.
O zamanlar yaşamanın daha bi anlamı heyecanı varmış, hayatta kalma çabası falan, güzel şeyler bunlar.
Şimdi ise ot gibiyiz hafiften sanki...

üzülmüyorum onlarda kendi devirlerinde yaşamaktan bence memnundular bundan 1000 yıl sonrasında yaşamak istemezdim yada 100 yıl sonrasında,
Görmek isterdim ama yaşamak istemezdim şimdiki değerlerimin ileride yok olmuş olması hoşuma gitmezdi heralde.

Her insan alıştığı zamanda yaşamalı diyelim, aksi mümkün değil tabi ama böle bağliyim :)

adamlar piramit yapmış sen ne diyorsun... :)

ot gibiyiz +1

bize ne gösteriliyorsa onu izliyoruz. önümüze ne konursa onu yaşıyoruz. bugün olup da geçmişte olmayan ve keşke olsaymış diyebileceimiz tek konu belki tıpın teknoloji bakımından ilerlemiş olması olabilir. bunun dışında hatırlıyorum da çocukken böyle bilgisayarımız falan yoktu bizim. mahallede her gün top oynar, saklambaç oynar, hep birlikte oturup saçma şeylerden konuşurduk. şimdi çocuklar bilgisayar başından kalkmıyor, hepsi birer zombi gibi, ekranın önünden ayıramıyorsun.

la oğlum manyakmısınız la. öyle kitaparda okudğunuz gibi değil hayatlar. açın bakın bakalım 1700 1800lere kadar ne kadarmış insanın ömrü. 40ına geldin mi aziz sayılıyomuşsun aq.

bizden daha komplike falan düşündükleri yok. o zaman dünya nüfusunun %90ı okuma yazma bilmiyor. dünyada olan bitenden haberin yok. daha da eskiye gidersen daha dorğu düzgün konuşmaya yeni başlamışsın. tepende bir firavun bir imparator bunu yap şunu yap üstüne de bir gel savaş diyor. mal gibi yaşayıp mal gibi öleceksin yani.

la bütün amerikadaki yerliler senin benim bağışık olduğumuz iki tane traş hastalıktan telef olmuş. düşün artık canın burnunda yaşıyorsun hık deyine ölüyorsun.

ayıadam bahsettiğin insanlık maymunluktan yeni çıkmış gibi olmuş biraz.
tabi dediklerin de mevcut ama tüm bunlara rağmen, ortalama ömür 35 iken sen dev medeniyetler kurabiliyorsun, kıtaları aşan. veya sirius un çift yıldız olduğunu biliyorsun, hatta kütlesini bile. tüm dünyaya yayılmışsın veya dünyanın bir galaksi içinde olduğunu ve milyarlarca galaksi olduğunu düşünebiliyorsun. binlerce yıl sonrasının gök olaylarını hesaplayabiliyorsun. vs...
ayrıca hayatımız belki uzun evet ama çok sıkıcı ve yaşlılık çok zor :) belki şipşak yaşamak daha eğlenceli oluyodu kimbilir.

bi belgesel vardı hiç dış dünyayla iletişim kurmamış afrika kabilesine gidiyolar, kabile ilk kez beyaz adam görüyo, ürküyolar başta beyaz adam mı olur lan? diyerek. sonra ayna görünce korkudan altların sıçıyorlar, ayna lan!

teknoloji değil de tıbbi imkanlardan yoksun olmaları kötü bence. düşünsene avlanırken bacağını bi kaya maya bişey kesiyo sonra bu enfeksiyon kapıyo, antibiyotik falan da yok kan zehirlenmesin hooop bikaç günde öldü herif. ne anladım lan ben bu işten? yoksa teknolojiyi, bilgisayarları, telefonları falan siktir et. adamlar ava çıkıyo, ok yay yapıyo falan.

ayarı var onun, default hali updateleri otomatik yükle olması lazım. siz bırakın o çıktığı anda hallediyor.

otomatik yüklüyor steam. sen uğraşmıyorsun.

bazen yeni güncellemeyi görmesi için steamı kapatıp açman gerekebilir.

steam'i steam yapan şeylerden biri bu zaten. update, patch vs. olayını unutturması.

büyük olasılıkla açık olmaz. askeri şubeler de kamu yeri olduğu için onlara da resmi tatil söz konusu.

3-4 fotoğraf mezuniyet belgesinin orjinali ve 4 fotokopisi (onlar aslı gibidir damgası vuracaklar) bir de 2-3 saat boş zaman gerekiyor. tabi nüfus cüzdanı olmazsa olmaz.

nüfus cüzdanının da 4 adet fotokopisi.

31 ekım'de tecılınız bıtse bıle sızı hemen askere almazlar. ben mezun olduktan 6 ay sonra gıttım ve herhangıbır problem olmadı.

ilk kez tecil ettireceğim, 31 ekim tarihi tecil için son tarih mi yoksa başka zaman da gidebilir miyim?

vaktini geçirirsen 250 TL civarında bir para cezası ödemek gerekiyor, işlerini vaktinde yapmaya çalış.

Arkadaşlığınızın derecesine göre 20-50 arası bi şey bence.

25 lira uygundur.

1 saat 100 dolar.

20 lira. (uk saatlik min ücret tarifesinden hesapladım, £5.35)

25. yazık o da insan. milletin çocuğuna verse saati en az 50-60 alacak. öyle düşün.

(bkz: klostrofobi)

yazdıkların anksiyete ve panik atak belirtilerine benziyor..

tekrar ederse bir uzmana gözükmen gerekebilir..

tekrar etmesinden korkarsan terar eder. ben hayatımın bir kaç ayında her gece uyuken ''bu gece uyuyacagım ve bi daha uyanmayacagım'' diye korkarar uyudum. uyumak zorunda kaldım hatta.
insan beyni saçma sapan oyunlar oynuyor işte.
unutmaya çalış.
bunun üzerinde düsünme.
nefesim daraldı de geç..
sen garipsedikçe nüks eder.
şimdi ben daha bi panik yaptırdım sanıyorum ama .. :)

Scale kısmına 1:10 ya da 1:20 yazıyorsun değil mi?

projenizi inceledim. baya büyük bir proje. pdf formatına dönüştüreceğiniz projenizi 1/200 gibi bir ölçekte çevirecekseniz a4 sayfa formatı o ölçeğe yetmiyor yani az geliyor. şimdi size projenize göre hangi sayfa formatları uygun yazıyorum.

1/200 ölçek= a3, a2, a1, a0

1/100 ölçek= a2, a1, a0

diyelim ki 1/100 için a2 formatını kullanacağız. size linkini vereceğim resimdeki ayarları kullanınız. ve en son window deyip projenizin tümünü seçiniz. unutmayın 1/100 için scale kısmında 1/10'u seçiniz.

i50.tinypic.com

ne ki o ne veriyor?

bekliyoruz, bende hiç görmedim sürekli solo takılıyor

şu an 27 yaşlarında olması lazım. kendisi 85'li. şimdiye kadar çıkması lazımdı pornosunun.

daha vermedi diye biliyoruz.
4chande gunun sorusu olmaya aday. tebrikler

baştaki düz mantık yanlış. %5 eğimde 8.4 m %10 eğimde 4.2 m olması için 2sin5= sin10 olması lazım ki böyle bi şey yok.

@bunlarolmaz: bir eğim iki katına çıkarsa açısı iki katına çıkmaz. sina=1/10 olsun. sin2a=2/10 yapmaz. sin(a+b)=2/10 yapar ki burada da a b'ye eşit değildir. 2sina=2/10 gibi bir denklem kurabilirsin. eğim hesaplanırken yükseklik bölü eğimin izdüşümü alınır. kısacası tanjanttır bizde eğim. eğimi böyle hesaplarız biz mimarlar. mantık şu; 42 santim yükseklikteki bir yere %5 eğimle çıkmak istiyorsak rampanın uzunluğunu 840 cm yapman gerekir. arkadaşın mantığı doğru.

%5 ila %10 gibi eğimler yapabilirsin. ama bir kere şu var. yapacağınız rampa, binanızın ait olduğu parsel sınırları içinde yapılabilir. buna dikkat edin. %10 eğimle yapsanız bile 4,2 metre uzunluğunda bir rampa eğer kaldırıma açılacaksa uzun olabilir.

Resmî binaların, halka açık bina, tesis ve birimlerin esas girişlerine basamaksız
ulaşılabilmelidir. Bu girişlere % 2’lik bir eğimle ulaşılabilir. Giriş kapısının önünde tekerlekli
sandalyenin hareket edeceği kadar bir alan “(150) cm. çaplı bir daire” tamamen
engellenmemiş olarak bırakılmış olmalıdır. Giriş kapısının iç tarafında ve bağlı holde de
gerekli hareket alanı düşünülmelidir (Şekil 4). Basamaksız giriş mümkün değilse, tekerlekli
sandalyenin hareketi için gerekli bu (150) cm.’lik alan da ilâve edilerek giriş kapısının önünde
bir plâtform oluşturulabilir ve bu düzleme ulaşan bir rampa düzenlenir. Bu rampanın genişliği
en az (130) cm, eğimi ise tırmanacağı yüksekliğe bağlı olarak % 5 – 8 arasında olabilir. Bu
rampanın kenarlarında tekerlekli sandalyenin tekerleklerinin dışarı düşebilme ihtimaline karşı
(6) cm. yüksekliğinde kenarlıklar bulunmalıdır. Rampa boylarının (6) metreyi aştığı
durumlarda araya (150) cm. uzunluğunda sahanlıklar konur. Gerekirse çok kollu, çok
sahanlıklı ve geniş yer kaplayan uzun rampalar “ulaşılabilirlik” için kaçınılmaz olabilir (Şekil
5). Binanın esas girişi tekerlekli sandalyenin girişine hiçbir şekilde uygun değilse, levhalarla
çok iyi şekilde belirtilmiş bir basamaksız veya rampalı giriş binanın başka bir cephesinde yer
alabilir. Tekerlekli sandalye kullanan kişiler ve hareket özürlüler için düzenlenecek
rampalarda korkuluk bulunup bulunmayacağına duruma göre karar verilir.

www.ibb.gov.tr

arkadaşlar anlaşamadığınız husus sanırım şu;
benim koyduğum o metreler yatay düzlemdeki uzunluklar yani binanın girişine kaç metre uzaktan beton atmaya başlamalıyım benim derdim o,ilk mesajla yanıt veren arkadaş da haksız değil ama o hipotenüsten bahsediyor sanırım, o dert değil asıl önemli olan ben kaç metre uzaktan beton atmaya başlayacağım.

bu rampayı hekimi olarak çalıştığım aile sağlığı merkezine yaptıracağım,
arazi olarak yerim var mesela %8 ile uzantı şeklinde bir rampa yapsam yer işgali yapmam ancak görüntü çirkin olacak,ancak yan yatmış J şeklinde bir rampa yapmak da çok kolay değil sanırım varsa kolayca yapabilecek biri çok sevinirim bana hesaplarsa,mesela kaç metre sonra kıvrımı döndürmeliyim vs..

neyse arkadaşlar o resmini koyduğum yerden aynı yükseklikte 1-1.5 m bir çıkma yapıp,o çıkmadan %8 eğimle binaya paralel bir rampa yapıcam hem daha kolay hem de daha mantıklı olur böyle yapınca.

Bakanlık yayınlamış bununla ilgili kriterleri özellikle 49 ve 50. sayfalarda açıkça belirtmişler. engellinin dönebilmesi için 150x150 cm alan lazımmış.
www.thsk.gov.tr
neyse yalan yanlış biz de neredeyse klavuzdaki mantığa ulaştık burada :)
not:eğim de %5 olabiliyormuş maksimum

sketchup, autocad, 3dsmax, rhino.

ek soru için mimarlık öğrencilerinden mi bahsediyorsun?

@goldentitan: evet ogrencilerden

Revit bilen adama cennetin kapısını açar.

cnc makinesi bulmak sorun çünkü. bulsan da pahalı olabilir, emin değilim.
elle yaparken düşünüyorsun da. maketle tasarlamak diye bir olay var.

archicad ve ekürisi artlantis. mesala ben binayı archicad'de modelleyip artlantis'te render alıyorum.

üç boyutlu civ-civ'li çizimleri 3ds max ve v-ray kullanarak yapıyoruz.. bazen cinema 4d, sketchup+vray ve archicad+artlantis kullanıldığı da oluyor.. Revit nadir kullanılır piyasada..
Maket meselesine gelince, öğrencilik yıllarında cnc kullanırsan juriden geçemezsin, mesele tasarladığın binayı ellerinle oluşturup üç boyut algıyı geliştirmek.. profesyonel hayata geçince de yemişim maketi, yarışmalar haricinde maket kullanımı pek kalmadı.. satış ofislerinde kullanılacak maketleri de cnc kullanarak yapan maket ofisleri var zaten.. böyle bizim yavşak piyasamızda durum.

tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde yüzde 25 indirim.

nereye ödüyoruz bunu? hangi bankalar?

vergi dairelerinde ödeyebilirsin.

ziraat bankası da aalıyordu.

gördüm ve arttiriyorum: 40

aciklama: teker teker sayiyorsun iste.

ben 40 saydım,ama cevap 40 da değil galiba.cevabı bilmiyorum.

40 tane

16 ya da 40.
eğer siyahlar çizgi (yani 1 boyutlu ise) ise 40.
eğer siyah çizgiler iki boyutlu ise (yani uzunluğuun dışında kalınlığı da varsa) sadece beyazlar kare oluşturur. o zaman 16.

38 tane var. dogruysa aciklayayim

40 tane.

Her birinde 16şar var 2 tane ayrı ayrı alırsak altı üstü. Bir de birleştirince ortada var bulduklarımız. 40 ediyor.

37 tane var.
sayarak bulunur.

saydım 40.

41.

40:
i.imgur.com

37,38,39 resimde yok.
onlar da 36ya analog sekilde 3x3 kareler.

40 Yapar!

www.joshsneed.com

a*a satır ve sütundan oluşmuş bir karedeki toplam kare sayısının kısaca formülü şudur. bu arada bu formülü üstün dehamla buldum :) benden önce muhakkak birileri keşfetmiştir.

1^2+2^2+3^2...a^2

örneğin bir satranç tahtasındaki kare sayısı

1^2+2^2+3^2...8^2 dir.

sorunun cevabına gelirsek; öncelikle şimdilik ortalardaki iki kareyi saymazsak 4*4 bir karede,
1^2+2^2+3^2+4^2=1+4+9+16=30 tane kare vardır. ortalardaki iki karede,

4+4+1+1=10 tane kare vardır.

30+10=40 tane kare vardır.

16+9+4+1+8+2=40

eger su ortadaki -duzeni bozan- kareler olmasa 30 olacakti. formulasyonu mmrsrkn'nin belirttigi gibi.

öss permütasyon yav. elin herifi de para istiyor anladığım kadarıyla :D

40

erkeksen şişme kadın al masada karşına oturt. kadınsan yine şişme kadın al karşına oturt. arkadaşın varmış gibi olur :)

@mmrsrkn, şişme kadınlar korkunç geliyor bana :/

Durum bu denli vahimse akşam yemek yerken skype vs. üzerinden arkadaşınla veya ailenle konuşurken yemek yiyebilirsin. Yemek yapıp civarda oturan bir arkadaşını davet etmek de başka bir alternatif.

ne kadar önerilmese de televizyon izleyerek yemek yiyebilirsin belki

adres ver geliyorum.

sevgili edin

Televizyon aç.

aynı durumdaym ben de, tekken yediğim yemekten hiç zevk almıyorum ve yiyesim bile gelmiyor. ama tv veya bilgisayardan izleyeceğin bir dizi çok işe yarıyor.

teşekkür ederim öneriler için.
televizyonla ya da filmle idare etmeye çalışayım. farklı yemek tarifleriyle deneyeyim bir de. iştaha gelirim belki :)
arkadaşlarım geliyor ama ancak haftada bir falan, mesela bu sabah kahvaltıya geldiler, keçi bacağı yaptık :) bol bol yedim, birini de alıkoydum, günü kurtardım.

Salak bi görevliye gelirsin olmaz vıdı vıdı der. Bankaya girin dekont isteyin bence

fişin üzerinde size ait bilgi varsa kabul edilmesi lazım.

fişin üzerinde bana ait bir bilgi yok. sadece yatırılan zaman, hangi hesaba ve iban numarasına yatttığı ve kaç lira yattığı ile ilgili bilgiler var.

atm fişi resmi bir evraktır, yatırılan zaman ve hesap yazılı olduğu için dekont yerine geçer. itiraz ederlerse, hesaplarına fiş tarihinde kim tarafından para yatırıldığını kontrol etmelerini söyleyip kimliğinizi gösterirseniz sorun çözülür.

baş dönmesi ile birlikte olunca (hele az biraz halsizlik gibi şeyler de ortaya çıkarsa) direk yediğin içtiğin gıdaları düşündürüyor insana. düşün bakalım özellikle yağlı şeylerden, etten sütten, yumurtadan imal şüpheli birşeyler yedin mi

bugün geç kahvaltı yaptım. sahanda yumurta, peynir, çikolata gibi şeyler yedim. zehirlenme ihtimalinde sarhoş gibi olabilir mi insan?

depresyon (gerçek depresyon) ihtimalini göz ardı etmeyin.

zaten gıda zehirlenmesinde özellikle yumurta ve yağdan kaynaklı ise sarhoşluk hissi, mide bulantısı + halsizlik oluyor. ben de bir kaç kere yaşadım bunu acile gidip baktırman yararlı olur ben inatla gitmemiştim her seferinde maden suyu içtim faydası oldu gibi sonra kötü oldum kustum her şey geçti.

kustur kendini dostum hastaneye gitmeyi reddetsen bile. ne olur ne olmaz.

gıda zehirlenmesinde bulantı baş dönmesi olabilir. bununla beraber baş ağrısı, kulak çınlaması, ateş falan olabilir. kusma kısmı için geç kaldıysanız ishal ile devam ederse büyük ihtimalle zehirlenmedir. kan şekeri düşen ya da aniden yükselenlerde de böyle belirtiler görülebiliyor. açken çikolata yediyseniz aniden fırlayan kan şekerinden öyle hissetmişsinizdir belki ama o uzun sürmez o kadar. sonra vertigo ya da migren geldi aklıma. ama tabi bunların dışında bir şey de olabilir. devam ederse üşenmeyin gidin bir doktora.

mide üşütmesi de olabilir. o sarhoşluk diye tanımladığınız şey halsizlik ise o da olabilir..

yüzbinlerce yıldır yaşadığını iddaa eden bi adam varmıydı?

film bu. ama 2007 yapımı.

yok hayır o film değil lemmiwinks, hem ddediğin filmde böyle bir sahne yok hem de benim bahsettiğim film kesinlikle 2000'lerden önce.

adam 10 sene önceki filmden bahsediyor. the man from earth ise 2007 yapımı.

Şu olabilir mi? www.imdb.com

Ölümden sonraki yaşamı merak eden 5 tıp öğrencisinin sırayla birbirlerini öldürüp, ilk yardım ile tekrar diriltmeleri.

o da olmamalı diye düşünüyorum t.a.o.o, ama merak ettim izlememiştim bunu, bahsettiğim film salt öte dünya merakı vs. ile ilgili değildi diye hatırlıyorum

"Baba geçmişte aramızda sorunlar olmuş olabilir ama seni seviyorum ve asla kaybetmek istemem, bunu bil." de. Yeter bence. Ağlayıp zırlamana da gerek yok, omzunu tutsan babanın yeter.

buff + 1

bence hissettirsen de bişi olmaz, bence git sarıl ağla. bi şey demene de gerek kalmaz.

benim de hep babamla aramızda iletişim kopukluğu oldu. bir de bana birçok şeyde destek de olmayınca artık ipleri tamamen koparmıştım. aslında destek olmak istiyordu ama gücü yoktu buna. derken kendisi akciğer kanseri oldu. 2 sene tedavi gördü. ağrıları o kadar arttı ki son iki haftayı hastahanede geçirdi. ve ben babamı sadece öldüğü gün ziyaret etmiştim. bilinci bile doğru düzgün yerinde değildi. morfini bağlamışlar, ölüyorum diye sayıklıyordu. ben sadece elinden tuttum. baba ben geldim diyebildim sadece. gülümser gibi oldu. bense gözyaşlarımı tutamadım. ben gittikten 3 saat sonra da vefat etti. ben babamın son altı ayında onunla hiç konuşmamıştım. çünkü öfkeliydim kendisine. oysa babam kanser tedavisi görüyordu. kemo, radyoterapi vs. ve ben hiçbir şekilde manevi destek olmadım kendisine. ve bugün, pişmanlığımın verdiği tecrübeyle ruhumun en derinlerinde vicdan azabı çekiyorum.

bu listedeki şarkılardan biridir. denersin her birini youtube'da. ben yapardım ama üşendim.

www.imdb.com

bu listeyi de denedim maalesef degil.

üstteki daha iyi. acer olanı.

acer'ın samsung'a göre artıları neler?

hayır. geçen sene zar zor 60 tlye satmıştım parçalarını. o kadar eder yani.

hayrına ver bi yere.

zannetmem. o zamanki performansı ve donanımlarının özellikleri zamanın ilerisinde olsa dahi, örneğin bugünün bilgisayarlarına denk olsun. yine de 7 senelik bilgisayara para verilmez. verilse de ortalama 200-250 tl gibi bir fiyata satabilirsin. tabi sadece kasasını.

2003 de almıştım bi külüstür. sonradan yükseltmiştim en son pentium 4 256mb ram ve 256 mb ekran kartı vardı. 80 tl ye bilgisayarcıya sattım.

monitörü de mi para etmez ya? tüplü müplü ama samsung lan.

hacı benim lcd var satamıyorum sen ne diyorsun? :)

hayır. (bkz: #21347533)

... adamın önüne 4 tane moderatör entry'si koyduk, hala başkasına soruyo la :(

nefes bile alma zanza. öyle dut gibi bekle. zaten moderatörler de istifa etmiş, ben seni arka kapıdan alam olmadı.

ben böyle bir şey yapmıştım. 2009'da üye olup 2011'de yazar olmuştum. fakat bu kadar beklememin sebebi bazı entrileri silip başka entriler yazmamdan dolayımı bilmiyorum.

o bahsettiğin olay artık kalktı hacı,gönül rahatlığıyla silip başka başlığa entry girebilirsin.

@mehmetolog

emin misin hacıt? güme gitmeyek? az kaldı çünkü sıram.

adım kadar eminim,daha 2-3 gün önce silip başka başlığa yazdım ve sıram aynı.

galiba 20 tl alıyorlar. ptt'den yatırırsan 5 tl civarı alıyorlarmış. en iyisi ptt galiba.

yep 20 tl alıyorlar.

atmden yap. muhtemelen ücretsizdir.

ücretsiz falan değildir tabi ki. garanti bankası bu.

bu konularda en ekonomiği ptt'dir.

hesabı olan birinin hesabı ile wap üzerinden at. wap üzerinden ücretsiz.

abi geçi erkeni yok bence. senin için olması gereken buymuş olmuş. takma o kadar kafana. sevdiğin bir bölümde de okuduysan bal kaymak.

Geç değil.. okumana bak.

biz 30 yaşında bitirdik. geç değil.

bitirdiğin bölüme bağlı hocu..hemen işe girebileceğin bir bölümse hiç takma..hatun kaldır bol bol :)

arkadaşımın halası 45 yaşında tıp okumaya başladı geçen sene. hiçbir zaman hiçbir şey için geç değil. sıkılmana gerek yok bence.

Değil.

liseden mezun olur olmaz üniversiteye başlayanlara göre daha verimli okursun...18 lik biri %70 verimle üniversite hayatı geçiriyorsa seninki %90 a çıkar.

benim bölümümdeki akademısyenlerin bir çoğu 25 yaşından sonra mezun olmuşlar..lisansı 32 de bitirip yüksek lisansı 35 te bitiren bile var.

yok bolm ne geçi.

babam 21 yaşında liseye başlamış. adam emekli mühendis şu an.

geç tabi. doktora bitiren var o yaşta.

yoo normal gibi, ne okuduğuna kaç senelik okulda olduğunla falan ilşkili elbet.
rica ederim.

o yasta prof olan var bev

25 yaşında okula başlıyorum amk ölem mi ? :D

benim yaş 27 oldu. daha iki yıl okumam lazım. tabi 3 sene de ara vermiştim ekonomik nedenlerden dolayı. şimdi gitsem 29 yaşında mezun olacağım. üstelik babam da vefat etti. şimdilik çalışıyorum bir yerlerde. ama ailemi bırakıp da gidemiyorum. zaten ben çalışmasam geçinemeyiz doğru düzgün. okula gitsem, hem aileme verdiğim ekonomik destek yok olucak, hem de ben okuyayım diye bana para göndermeye çalışacaklar ve hepten perişan olacaklar. üstelik evimiz de kira. inan senin yaşadığın anksiyeteyi ben yıllardır yaşıyorum. hatta iki sene major depresyon tedavisi görerek. sana bir şey diyeyim. yerinde olmak için dünyaları verirdim. bunu daha kötüleri de var deyip moralini yükseltmekten ziyade, hayatının tadını çıkarman amacıyla yazıyorum.

ben de seneye ikinci uniyi okuyacam oku tabe ya herkes cahil is icin okuyor hayatta amaci evlenip cocuk yapip emekli olmak diye sen de mi cahil olmak zorundasin

Şu an 23 yaşındayım, okulu dondurdum başka bir bölüm için sınava hazırlanıyorum.

Geç değil.

genele göre geç elbet ama hayatın sonu da değil. ben 27 yaşımdaydım okulu bitirdiğimde. sonra askerlikti, iş aramaktı derken olduk mu 28... yalan yok çok sıkıntısını çektim. hem maddi, hem manevi büyük dert. çok bunaldığım zamanlar oldu. neyse şimdi iyi kötü bir işe kapağı attım, gerisi ne olur bekleyip göreceğiz bakalım, kısfmet.

geçi erkeni yok, o sürede ne yaptın o var. çok boş geçtiyse biraz anksiyete yapar evet, ama doldurmuşsundur illa ki, bi iki bişi koyduysan ne mutlu sana ya.

tıp ya da mimarlık okumuyorsan oldukça geç bi yaş.

sürekli böyle duyurular aciliyo,

bunu ancak sen bilebilirsin.cünkü bu duruma bagli bir sey.

mesela tip ya da hukuk gibi alanlarda önemsiz. zaten yapilacak is ve standartlari belli farketmez.

ama özel sektör düsünülüyorsa önemli olan nokta bu sürede neler yaptigin.yani mühendislik okuyosun mesela, bu sirada calismazsan, basarilar elde etmezsen, notlarin iyi olmazsa ya da sipesifik seyler yapmazsan gec.

ama sürekli calistiysan ya da dolu dolu gecirdiysen bu süreyi bi problem cikmiyor kendimden biliyorum.

bende 25 te bitiricem. geç olduğunu düşünüyorum kendim için
edit: aradaki farkı yurtdışında 1 yıl yüksek lisans yaparak düşünüyorum. malum burda 2,3

yav ben yirmi iki yaşında mezun oldum şu an yirmi yediyim, okulu bu kadar erken bitirdiğime çok pişman oldum. bu lanet ülkede hala adam gibi bir iş güç bulmuş değilim. kpss, kpds bilmemne derken zaman geçti. sen bu aptallıklarla oyalamazsın kendini olur biter. öğrencilik en iyisi.

dışarıdan belli olan bir deformasyon var mı? yani kasa kırıldı mı, eğildi mi, büküldü mü, gibi. varsa, kullanıcı hatası deme hakları var, yoksa eğer, dışarıdan belli olacak hiç bir iz belli olmadığı halde disk bozulduysa, yeni diskin hayırlı olsun :)

bozuk hdd'i tamir etmekle kesinlikle uğraşmazlar zaten tamir edilesi bir şey değil.

hayır. hiçbir zorlama belirtisi yok. sapa sağlam duruyor.

1- üzerine basarak bozulduğunu %99,99 anlayacaklar tabi. garanti dışı bırakılacak ve sana maliyeti şu kadar diye söylenecek. öyle kafalarına biz yaptık, çıkar ver parayı diyemezler. deseler de kabul etmeme hakkın var gayet.

2- harddisk bozuksa tamir etmeye uğraşmazlar, içindekiler doğrudan uçar, yerine sıfır takılır.

3- harddiskin kapasitesine ve servisin insafına bağlı birşey. ama dediğim gibi, önce garanti dışı kaldığını masrafın şu kadar olduğunu sana söylerler. kabul edersen yaparlar. sadece harddisk bozuksa dışarıdan kendin alıp kolayca takabilirsin. herhalde 500gb olanlar 150-160 lira civarında falandır.

benim işletim sistemim windows 7 home basic idi. tabi orjinaldi de. fakat kurulum dosyaları direk hdd'de bulunduğu için, yeni bir hdd olanağında ben tekrardan win 7'yi kurabilir miyim? tabi orijinal olarak.

benim de "laptopu yanlış taşımaktan kaynaklı hard disk yanması" sorunum oldu.

aldılar,yeni hard disk taktılar. 310 $ tutmuş. sigortası vardı o karşıladı. garanti değil yani. sigortayı da kendileri hediye etmişti.

toshiba iyidir iyi.

1. excomzkko +1

2. excomzkko +1

3. sorun sadece hdd ise bence servisle falan hiç uğraşma. bilgisayar parçalarını az çok tanıyan birisi laptop hard diskini rahatça çıkarıp takabilir. servise de tonla para vermemiş olursun.

aptala yat, sana rakam söylerlerse, tamam boşverin dersin. Eğer fiyat söylemeden değiştirirlerse öp de başına koy.

diskteki datayı geri alamazsın yalnız, sana eski diski vermezler

1-) olabilir

2-) hayır

3-) onlar sana rakam söyler

piyanoda ludovico einaudi ile tanıştınız mı?

teşekkür ederim, iyiymiş bayağı.

piyanoyu solo olarak dinlemek gerçekten güzel. ama diğer enstrümanlarla karşılaştırınca piyano çok radikal kaçıyor bence. ben biraz daha harmonik bir şeyler aradığım için piyanoya pek öncelik vermiyorum.

haklısınız ama benim tüm klasik müzik geçmişimi bir yana bırakmamı sağladı. şuan playlist'im bu sanatçıdan ibaret. bir kaç tafsiye vermek isterdim ama ne yazik ki, o kadar aram yok artık.

teşekkür ederim yine de.

ama cidden iyiymiş. diskografisini aramaya koyuldum bile.

abi ortalik buram buram entellik kokuyorken klasik muzik acildiginda ezberledigim bazi seyleri aktarmak istiyorum.
vivaldi cok iyi haci. dort mevsimi oyle bir caliyor ki hakkatten hissettiriyor yani.
bethofinin 5., 7. ve 9. senfonilerini seviyorum. bir de bu adam bunlari yazarken gittikce sagirligi artiyormus.
caykovski de cok iyi. hem de adam vucudunu olunce bilime bagislamis.

iyi geceler.

hic anlamam ben oyle donemlerden falan. aklima ilk gelenlerin linklerini vereyim, belki bi faydasi olur :)

www.youtube.com
www.youtube.com

sana tavsiye verebileceğim yegane kişi beethoven'dir. ilk eserleri klasik tarz ama sonra kendi vizyonunu yaratıp romantik dönemin temellerini atmış. en sevdiğim eserleri senfonileri, piyano sonatları ve bir de quartetleri (yaylı çalgılar için). torrent kullanıyorsan 13.71 gb'lık beethoven'in bütün eserlerini içeren paylaşım var. istiyorsan bulurum linkini.

Moddern dedin, al spectral diyarlardan gelsin :
www.youtube.com

Barok'dan buraya atlamak biraz acı olabilir gerçi :)