Hangi fakültede okuduğuna göre değişir.

belirtmeyi unutmuşum, hatırlattığınız içi teşekkürler lotesse. İktisat fakültesi, bölüm siyasal.

edebiyat fakültesi için 7 ocak

Çok enteresan bahar vizlerini açıklamışlar, güz finalleri belli değil. Arkadaşımdan duyduğum kadarıyla Ocak ayının ilk haftası gibi olacak. Ben hukukçu olduğum için kesin bir cevap veremiyorum :)

oldukça samimi. yollarda elime veren çok kişi tanıyorum, bilgi olarak verenler de var.

ikisi de mümkün kişisine göre gerçekten özentilik de yapıyor olabilir gerçekten seviyor da olabilir. her iki tür insan da tanıdım çünkü görmek lazım

onun yanındayken sen arabalarla ilgilenme geçer.

acikcasi ben de bir kiz olarak, arabalara ve hiza asiri duskunum ama bunu sadece erkeklerin yaninda dile getirmiyorum mesela, kizlarla da konusuyorum. Muhabbeti gecerse konusurum ama sirf bu konuyla ilgi cekmek istermis gibi olmasin diye, yanlis anlasilmasin diye cok fazla erkeklerle muhabbetini yapmiyorum

alışılmadık şekilde samimi.

etkilemek konusunda ise ben böyle bi kızdan soğurum olsa olsa

kadın kişi olarak arabalara , hıza düşkünüm en çok da beşiktaşa düşkünüm.beni uzun süredir tanıyanlar ne kadar samimi olduğumu bilir , tanımadığım insanın yanında bu konulara girmem ama kız arkadaşlarım da bu konulardan hoşlanmadığı için erkek arkadaşlarımla konuşurum , onların da benimle konuşmaktan zevk aldığını düşünüyorum

Benim de sinirlerimi sizin gibi "kadın-araba, kadın-futbol, erkek-yemek, erkek-ev işi" gibi sikko şeylere takılanlar bozuyor. Onu ne yapacağuk?

O anda o konuya dair muhatap olduğunuz kadın samimi mi onu sorgulamak lazım önce? Kadın samimi değilse, değil futbol fanatizmi ya da araba tutkusu diğer konularda da samimi değildir. Ha siz neden özellikle araba-futbol olayına takıldınız? Çünkü bunlar "erkek" işi. Erkekler de kesin kadın "versin" diye yemek yapıyor değil mi? Yoksa yemek yapmak da "kadın işi"

Ben sizin standartlarınızı, kalıplarınızı yiyeyim ya. Canlarım benim.

Düşkünlük ne kelime Impreza WRX STi(kocaman 555 çıkartması vardı) ile okula gelen bi kız vardı bölümde. Çok güzel böyle insanları görmek.

yahu ne ilgisi var? bir erkek olarak futbol zerre ilgimi çekmiyor ama bunu toplum içinde konusu açılınca normal bir biçimde dile getirdiğim zaman ilgi çekmek için mi söylemiş oluyorum? nedir bu farklı cinsiyetlere farklı görevler yükleme derdi, daha mı kafanızda tanımlı oluyor her şey, rahatlıyor musunuz? sosyal anlamda sizden beklenen şeyleri yapıp farklı bir şeyler yapan birisini görünce onu garipseyip "ilgi çekmeye çalışıyor" diyerek kendinizi mi rahatlatıyorsunuz?

kafanızdaki şu kalıplardan kurtulun artık. yıl 2012.

Bir kadın olarak arabaları, silahları ve video oyunlarını seviyorum. Porno filan da izlerim. Bu ilgi alanları yalnızca erkeklere özgülenmiş değil. Aşınız bunları.

cinsiyet ve genderdan bağımsız olarak söylüyorum:

1. aşırı fanatiklik psikolojik olarak sağlıklı bir şey değil. (ben kişisel olarak akıl sağlığına inanmıyorum, ama batı bilimini kullanarak haklı çıkabilirsin diye diyorum)
2. bir şeyin fanatiği isen, -karşı görüşü geçtim- diğer görüşlere kör hale gelebilirsin. ne kadar az fanatik olursan, başkalarını duyabilme ve dinleyebilme şansın o kadar artar. (diyalog kültürü)
3. futbol takımı, araba markası fanatiği olmak bana göre çok itici şeyler. benim çevremde hiç yok, hiç hoşlanmam. en son terk ettiğim üniversitede falan vardı bu tipler. bu baya baya senedir yoklar demek. bu tarz şeyleri çok dile getiren yabancıları ise zaten cahil ve fakir olarak etiketler, bir daha da konuşmamak ve karşılaşmamak için çaba sarf ederim, çöpe atarım.
4. mesela futbol kültürüne ilgilidir insan, o ayrı mesele. araba tasarımlarına ilgilidir, fevkalade ayrı bir mesele. işin mühendisliğindedir; bambaşka bir mesele. koçtur, antrenördür, sporcudur, o da ayrı mesele. ama bir şeyi altını doldurmadan yapmak basitlik, cahillik.

5. genel olarak insanlar çok üzücü durumdalar. çok sevgisiz yetişiyorlar. bunun üzerine bir de belli kültürleri alamıyorlar (aileden, yetişirken etrafta bulunan insanlardan, arkadaşlardan etc.)sokakta artık ne kültür buldularsa onu alıyorlar. futbol, dedikodu kültürü, araba, (maaşının ederinde) smartphone almak bunlardan birkaçı.

!!. fakat bu senin de o insana sevgisizlikle yaklaşmanı gerektirmiyor. anlıyorum, bu kız bu işi performansa dönüştürmüş, bu da seni fena halde rahatsız etmiş. ama "erkekleri etkilemek için" diye bir çıkarıma varmamalısın. yeterince iyi tanıyor musun bu insanı? bu kadar rahatsız oluyorsan; bulunma bu insanın yanında? seni bu kadar rahatsız ediyorsa, nasıl oluyor da aynı arkadaş çevresinde / grubundasınız? ya da hala neden? sana bu kadar ters gelen bir insan yakın çevrendeyse ve kopamıyorsan, ama o çevredeki insanlar seviyorsa bu sende bir sıkıntı, bir öfke yaratabilir. tercih edilmiyor hissedebilirsin. gruptaki konumu yüksekse kızın, onun kuralları daha geçerli olur. bundan rahatsız olmuş olabilir misin?

bence senin durumunda bu farklı detaylar var. neden bu kız seni buraya özel bir soru olarak taşıyabileceğin kadar rahatsız ediyor? biraz onu sorman lazım, olabildiğince adil bir şekilde.

yoksa ben de yay burçluğumu yapıp, kıza özenti-ezik-fakir-cahil-aptal-çirkin-bokçik derim. ama önce kızın niyetlerinin kökeninden ve neden ikinizin de aynı arkadaş grubunda yer aldığınızdan emin olmalısın. yoksa çok kolay aşağılamak. kız-erkek olarak da bakman da doğru değil bence. böyle saçmalıkların cinsiyeti olmaz.

Adana Demirspor çok kıro duruyor.

edüt: Bence turuncu beyaz yap sen onu. Adanaspor şeysi diye. Yatakta daha hırslı olur.

futbol ile ilgilenmediğimden tam bir şey diyemicem ama nacizane fikrim bir şeyler düşünmüş ve kendince bir şeyler yapmaya çalışmışsa kıro gibi durmaz. ama daha farklı şeyler yapılabilir.

ölümüne fanatik abuk subuk kıro bi tip değilse hoşuna gideceğini zannetmiyorum
git kırmızı güzel bi iç çamaşırı giy eminim daha seksi olursun

tuttuğun takıma lafım yok ama, mavi beyaz ne allasen ya?
ya kırmızı olsun ya siyah.

ötesini tanımam.

rakip takımınkini giy bence, sonuçta olacak belli olduğu için...

ya bence futbolla ilgilenmesi bi kızın hiç seksi değil maç izlenir beraber sohbeti yapılır o zaman güzel bi arkadaşlık olur da bunu karıştırmamak lazım bence çok erkeksi

Futbolla zerre kadar ilgim yok zaten tamamen fantezi amaçlı. Aşırı fanatizminden bu şekilde istifade edeyim diye düşündüm, yanlış mı düşündüm bilemedim.

eleman takıma değil renklere aşıksa çamaşırları çıkarmak istemeyeceğinden ön sevişme baya uzun sürecek demektir. ilişki beklenmedik bir şekilde ömrüne ömür katabilir. ön sevişme önemlidir.

purevision hd çok iyi deniliyor.Ben acuve oasys kullanıyorum bazen gözlerde kuruluk yapıyor.Yakın bir zaman da purevision'a geçeceğim.

Benimde 0,75 astigmat vardı torik lens kullanıyodum ama aynı sekilde kuruluk yaptığı için başka bi doktora gittim. Gerek yok torik lense sana oksijen geçirgenliği yüksek lens veriyim rahat etsin gözlerin dedi. 3-4 senedir acuvue oasys kullanıyorum çok memnunum.

Geçenlerde ben de sordum aynı şeyi. Acuvue Oasys kullandım ilk olarak, bir yıl kadar. İyiydi ama akşamları batmaya falan başlıyordu. Sonra Purevision 2 HD aldım, başta çok iyidi ama sonradan gözlerimde kuruluk yaptı. şimdi lensleri taktıktan bir saat sonra rahatsız etmeye başlıyor. Bunlardan sonra Zeiss almayı düşünüyorum bakalım.

3-4 senedir Acuvue Oasys kullanıyorum, mutlu bir birlikteliğimiz var.

Sıçmış batırmışsın bence. Bir şey diyeceksen arap düşmanı de olsun bitsin. Soruyu okumamıştım da sen bence çok yanlış olmuşsun, baştan başla.

Hoş olmamış. Neresini düzelteyim bilemedim.

Aslında antisemitist oluyor dediğin şey ama genelde türkiyede o terim yahudi karşıtlığı olarak algılanıyor.

@No way

Aslında anlam kaymasına uğramış bir kelime ki kelimeyi incelersek sami ırklarına karşı olan anlamına gelir buna da tüm araplar, yahudiler vs dahildir.

faşist de geç. daha adını koymadıüın şeyin muhalifi oluyorsun ne güzel.

anti-arabic yazman gerekir. Ayrıca ben arapist diye birşey ömrü ahir hayatımda hiç duymadım hakikaten çok pis geçirici sallamışsın.

antiarabist olabilir. p yumuşar. onun yerine arap karşıtı diyebilirsin.

arabofobik. en.wikipedia.org

1. Arap karşıtı yerine ırkçı yazabilirsin.
2. Laikçi, laiklik satan adama denir. Laisizm yanlısına Laik denir.
3. Rica ediyorum Laik ve Kemalist kelimelerinin yanına ırkçı, batıcı, Arap düşmanı kelimelerini yazma, yakışmıyor.

siyah uzun kollu kadife elbise.
hem şık duruyor, hem üşütmüyor.

yahu git topshop a işte birsürü parti elbisesi dolu !!!

Topshop biraz pahalı benim için. Çıkıp mağaza gezecek vaktim de pek yok, internet üzerinden bakabileceğim bir şeyler arıyorum.

Hazırlık kursuna kesinlikle git bence, hem olaya daha iyi adapte olursun hem de değerlendirirken tekniğe baya önem veriyorlar. Bir de şevkini kırmak gibi olmasın ama hangi okulu ve bölümü istediğine bağlı, güzel sanatlar lisesi mezunu bir arkadaşım 1 yıllık full çalışmayla Mimar Sinan'a giremedi. Ki çizgisi inanılmaz kuvvetlidir. Özel üniversitelere ortalama bir çizgiyle rahat burslu girersin diye düşünüyorum.

Biraz da hangi ilde hangi gsf yi hedeflediğinize bağlı.
Mesela mimar sinan girmesi biraz zor.
Ne kadar çizersiniz, vaat ettiğiniz çalışmayı ne kadar yaparsınız, ne kadar verimli çalışırsınız, hazırlanırken hocalarınız ne kadar iyi olur, bunları bilemiyorum tabi ki ama mimar sinan gibi bir yerin sınavında yarışacaklarınız 1-2 sene full gsf ye hazırlanmış kimseler olacaktır.

900 gr olabilir.

1lt su, 1 kg oldugunu dusunursek, ehh 70cl, yani 700ml sarap da 700gr olacaktir. Cam siseyi bilemiyorum.

olm yurtdışından alkollü içecek getirmenin sınırı 4 litre değil miydi?

@meksikali kokain taciri
meksika sınırından kaçırırken o kadardı.

O freeshoplarda oyle.

"ne kadar getirebilirim" diye değil de "bir şişesi ne kadar ağırdır" diye sorduğuna göre sınırı biliyorsun. nedir o, merak ettim? belli bir sınırın altındaysa istediğimiz kadar içki getirtebiliyo muyuz dışardan?

@ekg su ile şarabın özkütlesi farklı olsa gerek. ben 1kg'a yakındır diyorum.

yani uçağın bagajına her türlü alırlar ama türkiyede gümrükte sorun çıkabilir. orası da sizin şansınıza bağlı

sphotos-b.ak.fbcdn.net

edit: reklam gibi oldu. Zurich Bar... Dorock'ı geçince sağdaki arada.

valla yanlış hatırlamıyosam müşkül vardı yine benetton nu sokağına girince sol tarafta kalıyor. biraz aşağıya doğru. kot farkı var yalnız zemin katta yani. ama yazıyor panosunda. aperatifleri de ucuzdu

sinerji'de bazı günler bira 3 tl oluyor, normalde 6 sanırım.

tasmalardan bulabilirsin belki büyük marketlerde oluyor. bitlendi belki de. bayram sonrasına kadar dayanır olmadı. ptesi bi dış parazit ilacı, tamamdır.

bit tarakları olur ya çocuklar için, onunla taramayı da deneyebilirsin.
bir ihtimal eczanelerde bulursun.

Anladığım kadarıyla bitlendik. Teşekkür ederim tavsiyeleriniz için.

Rüzgarlık diye birşey var, araştır biraz. Zara'da olması lazım.

Bu tipler beni pek açmıyor =]

Yeterince gömleğim var, üstüne de yeterince uyumlu kazağım var.

Ben daha çok dışarıda rahat rahat dolaşabileceğim, kıçı başı salıp gezebileceğim türden öneriler istiyorum.

Gömlekti, kazaktı nereye kadar di mi?

LC Waikiki'nin fiyat olarak gayet uygun ve tasarimlarinin da ortalama iyi oldugunu dusunursek makul. Onun disinda bir bagyan olarak pull and bear'e bi bak derim. Erkekler icin hos seyler uretiyorlar.

kotondan al

tchibo.com'da güzel şeyler vardı, konsept uyguluyolar, sonbahardı bu hafta ya da geçen hafta.

turla gidersen, her gittiğn yerde ücretli mini turlar oluyor. onlara katılıp katılmamaya önceden belirleyin, katılmazsanız ne yapcağınızı plnalayın. ie. budapeste'de tekne turuna katılmalı mıyım, tur şirketinin ayarladığı tura mı katılmalıyım...

kalcağın yerleri iyi sorgula, bazen şehirle alakasız yerlerde kalabilrsin

tura çok bağlı kalcaksan, tura katılan kitle önemli oluyor. 65 yaş ortalamasına sahip bi grubun ortasına düşmemeye çalış

daha yeni orta avrupa turundan geldik. jolly tur ile gittik, oldukça memnun kaldık. oteller biraz uzak oluyor merkeze ama toplu taşıma ile ulaşılabilir oluyorlar yine de. sorun olmuyor yani.

kaçınman gereken için: (bkz: tatilbitmesin.com) (bkz: rokoko travel)

italya'ya gittiğimizde pronto tur'dan memnun kalmıştık. bir daha da turla gitmedik. ama otel ve uçak paketi açısından karşılaştırıldığında tur fiyatları bireyselden daha avatajlı olabiliyor. turların ekstra olarak sattıkları programlar hakkında bilgi, kaldığınız otelin resepsiyondaki broşürlerde veya turist information pointler'de var. bu şekilde 4te 1i fiyatına hepsini yapabilirsiniz.

zaten gitmeden önce gezilecek yerleri çalışıp gruptan bağımsız takılmayı düşünüyorum benim yemimi suyumu, kalacak yerimi, yolumu versinler kafi. cevaplarınız için müteşekkirim efenim sanırım ben de jolly turla orta avrupa turu yapacağım :)

1. total war serisi? savaslari simule edersen olur.
civilization serisi

2. chessmaster bu sekildeydi sanirim.

1. endless space var yeni inceledim güzel, değişik. battle of wesnoth du sanırım, küçüktür ama güzeldir. turn based diye ararsan bisürü bulursun böyle oyun.

2.battle vs chess var. taşa hamle yaptığında savaşa girip kaybedersen senin taşın düşüyor. böyle garip şeyler...

disciples ve heroes oynayan insanları görünce sevgi kelebeği oluyorum adeta. iki oyunu da deliler gibi oynamış biri olarak internet üzerinden go oynamanı tavsiye ederim. günlük hayatta gördüğün her cisimle (hatta kalabalık alanlarda kişileri taş gibi düşünmek suretiyle)ve rüyalarda oyuna devam etmek gibi bir yan etkisi var ama.

yerler. Kendi yumurtasini yiyen tavugumuz vardi.

Arkadaş civcivine yumurta verince civciv ölmüştü diye hatırlıyorum. Belki de başka bişi yüzünden ölmüştür ama orasını bilemem.

Mikrop kapma riskin var çünkü içtiğimiz su bile %100 steril olmayabilir, kaldı ki suda bulunan eriyik mineraller/metaller lense zarar verebilir. Bir de gerekli kayganlığı sağlamaz. Kullandığın lensin cinsini bilmemekle beraber en azından bir geceliğine lensle uyumak yeğdir.

aylık lens kullanıorum markası acuvue. ayrıca zaten 2 gecedir lensle uyumaktayım :)

valla ben geçenlerde denedim, bir şey olmadı. tek sorun taktıktan sonra 10dk bulanık görmemdi :)

Ben de acuve'nin aylık toric lenslerini kullanıyorum. 1 hafta filan lensle uyuduğum oluyor şimdilik bir problem yaşamadım ama yine de riskli tabii gözde yabancı bir cisimle uyumak.

başka çare yoksa bence suya koyun ama ertesi gün lenssiz de idare edebilme olanağınız varsa takmayın. daha sonra solüsyonla temizleyin lensinizi.

serum izotonik ile elden baska bir sey gelmiyorsa kullanabilirsiniz. ancak tuz miktari ayarlamasi cok onemli yoksa yandim ali modunda ev icinde kosturursunuz.

lensle uyumayin

Lensi aylık lensmiş. Bence en mantıklı olan solüsyon yokluğunda lensle uyumak. Bir şeycik olmaz.

valla erasmus gez eğlen coş olduğu için sen nereyi gezmek istiyorsun nereyi merak ediyorsun o önemli. ben gittiğimin ilk döneminde kafayı sıyırıyodum dersler uycak uymucak eyvah nolcak diye, oraya gidince gördüm ki kimsenin ders içeriğini falan salladığı yok. alakasız dersleri birbiri yerine saydırdık ipimiz kuşağımıza denk gezdik. yani akademik bakmıyorsanız olaya, ki erasmusun amacı sosyal daha çok, siz nereye gitmek istiyorsunuz o önemli.

italya - ispanya candır.

Aslında ben her ikisi de olsun diyorum. Hani hem bir şeyler kazanayım hem de gönlümü eğlendireyim niyetindeyim. Ki okul her türlü bir sene uzayacak galiba çünkü Türk hukukuna ilişkin dersleri saydırabileceğimi düşünmüyorum, hadi ezkaza saydırabilsem de o derslerin yerine oluşacak bilgi boşluğunu dolduramam. Uluslararası hukuk, insan hakları bazında bişiler yapayım diyorum oradayken.

Çok mu hayalperestim?

özellikle hukuk için ders saydırmak ve okulu uzatmamak çok zor diye biliyorum. bunlar dışında ülke olarak ispanya - hollanda - polonya.

hukuki çeviriler yapıyorsanız şu kitaptan edinin bir tane: www.idefix.com

arkasında her baskıda güncellenen kapsamlı bir sözlük mevcut. şu an elimin altında olmadığı için bulamadım. (yargıcın) takdir alanı olabilir belki.

Belki işinizi görür, discretionary ve ilgili kelimeler mevcut sayfada.

tureng.com

(bence takdir ehliyeti)

takdir yetkisi

Ben de "takdir yetkisi" vs. olduğunu düşündüm ancak metinde sözleşmenin kurulması, şekil şartı gibi bir konu üzerinde durulduğu için bu terimi sistematikte bir yere oturtamadım doğrusu. Sözleşmede şekil serbestisiyle bağlantılı olarak taraflara şekil konusunda bir takdir yetkisi tanındığından bahsediyor olabilir.

Aslında tam olarak şöyle bir şey;

"Focus on the concept of disceretionary capacity (it is a relative concept and it is to be assessed in conjunction with a specific behavior of the person in question.)

Neyse sanırım metinde "temyiz kudreti" anlamında kullanılmış.

İlgilenenlere teşekkür ederim.

geçer yahu bebeğinle ilgilensene sen günlük tut alışveriş yap kitap oku uzan bööle göbişinle konuş:)))

bknz HIMYM son bölüm, lily'in hamileliği.

NOrmaldir hamilelik dönemi boyunca her türlü hormonun bol bol üretildiği ve her türlü duygunun yaşandığı bir dönemdir.

Çocuk doğunca geçer=)

Doğum sonrası depresyonunu biliyorum ama hamilelik sırasında depresyon vakası olur mu bilemedim. Regl olduğumuz zaman bile böyle olmuyor muyuz zaten, hormonal dengenin değişmesiyle alakalı bunlar :)

Evine en yakın ve en uygun fiyatı verenle anlaş. Kursun pek önemi yok bol pratikten geçiyor ehliyetin yolu.

aynen.
sana en yakın kursa git.
sana verdikleri kitaptaki soruları ezberlesen zaten bütün sınavlardan en az 80 puan alırsın. zaten araç sürmeyi de öğretiyorlar ki topu topu sürdüğün 100 metre.

nası olsa yakında lazım olacak, en iyisi şimdiden takıl:

(bkz: yeni başlayanlar için şoförlük)

Teori dersleri ortalama zekaya sahip, verilen kitabı okuyup anlayacak her insan için gereksiz diye düşünüyorum, onu dert etme.

Direksiyon dersini tecrübeli ve iyi eğitimcilerden almaya bak. Bir de direksiyon derslerinin trafiğe açık alanda gerçekleşmesine ve derslerin nerelerde yapılacağını öğren. (Çevremdeki çoğu insanın ehliyeti var ama trafiğe çıkamıyorlar.) Hiç tecrüben olmadığı için 10 saatlik direksiyon kursu almanı öneririm, bazı kurslarda direksiyon başına geçmeden önce 1-2 saat simülasyon dersi de alabiliyorsun.

devlette çalışan biri olarak bize öyle bi bilgi gelmedi. bu saatten sonra da gelmez kanımca.

%99 birleşmeyecek
%1 de burası türkiye payı

Çevremdeki insanların %95'i kendi imkanlarıyla birleştirmeyi düşünüyor. Yani bu sefer güldürmedi sanırım.

geçen sene yamulmuyorsam 1 gün kaldığı için fullemişlerdi. bu sene 2 gün olduğu için zor o. fakat herkeş izin alıyor.

kamuda çalışanlara 9 gün tatil.
gundem.milliyet.com.tr

ben 7 aylık kedimin yanına 1 aylık kedi getirdim. getirdiğim kedinin bir ayağı sakat, acayip tırsak ufacık bir şey. başlarda hem bana hem büyük kediye tısladı durdu. hatta büyük kedi buna pata küte girişti. uyarma etme işe yaramadı çünkü benim büyük kedi hakkaten psikopat. bir kaç gün sonra ufak kedinin tıslamalar durdu. mecbur dışarı çıkarken yalnız bırakıyordum kedileri. ufak kedi sadece kendinin sığabileceği bir dolap aralığında yaşadı bir süre. şimdi ufaklık hafif byümeye başladı ve birlikte uyuyorlar, oyun oynuyorlar. hatta büyük olan yatarken ufaklık gidio bunu ısırmaya başlıyor. daha sonra büyük bunu ısırmaya başlayınca da ciyak ciyak bağırıo :D

eğer kan gövdeyi götürmüyorsa bırakın kendi hallerine derim ben.

çok kavga gürültü kan revan boyutuna gelmezse bişi olmaz. ayrı ayrı kapatınca hiç alışamazlar birbirlerine. salın gitsin. tepişip tepişip birbirlerinin bölgesine girmemeyi öğrenirler. ya da kanka olup benim eşşoooolu beş kulaklar gibi evi size dar ederler. veliefendi'de günlük hayat isimli belgesele konu olursunuz.

unutmamanız gereken şey bunların (kedi de olsa) çocuk olduğu. birbirlerini tanımıyorlar. en iyi tanıştırma anı (biberonla besliyorsanız biri emerken diğerini ona yakın tutup kokularına alıştırmak olabilir. ya da uyurken yanyana koyabilirsiniz. ikisi de ufak olduğu için iş o tıslamayı kesmekten ibaret. bir kez beraber oynadılar mı gerisi gelir.

1,5 aylık kedi ile 3 aylık kedinin anlaşamaması diye bişi olmaz. kanka olur onlar yakında.

kavga zannettiğiniz şeyler oyundur. gerçek kavga olsa inanın siz de sağ kalmazdınız arada :))

Aslında o kadar da küçük değiller, katı mamayla besleniyorlar. Biz de sabırla birbirlerine alışmalarını bekliyoruz. Ama oyun oynamadıkları açık, çünkü kulaklar aşağıda, "meuuu, pıhh hıss" modunda birbirlerini ölçüyorlar. Arada patiler havada uçuşuyor ama en azından mesafeyi koruyorlar şimdilik. İkisinin de katıldığı oyunlar oynatmaya çalışıyorum ama çok temkinliler. Tek korkum biz evde yokken birbirlerini yaralayabilecek olmaları. Ne olur ne olmaz diye tırnakları kırpmayı deneyeceğim.

siz gergin olmazsanız onlar da birbirine alışır. genelde hayvanlar işi en az kavga ve yaralanmayla atlatma yanlısı. ama sizin gerginliğinizi hissederlerse özellikle eski kediniz korumacı yaklaşabilir. bir süre daha böyle kendi alanlarını belirlerler sonra sakin otururlar. canlıların herhalde en büyük yeteneği adaptasyon :D
tırnaklarını keserseniz ve ciddi kavga ederlerse birbirlerini daha çok yaralarlar küt tırnaklar fena yara yapıyo.
bi de daha dün bir bugün iki, bahsettiğinize göre iki kedi de belli travmalar yaşamış. biraz daha uzun sabretmeniz lazım :D

Evet galiba benim tedirgin enerjim onları da olumsuz etkiliyor. Sabır konusunda bir problem yok gerçekten ikisi de çok zeki ve anlayışla yaklaşılması gereken kediler. Tek korkum bu patileşmelerin ciddileşmesi. Ben yine de onları doğalarıyla baş başa bırakayım en iyisi. Teşekkür ederim kedi dostları.

patileşme, birbirini takip başladıysa sorun yoktur :))) sadece gözünüz üzerlerinde olsun ve kıskançlığa mahal verecek durum yaratmayın yeter :) bir kaç gün daha evde kimse yokken ayrı odaya devam edilebilir ama çok da uzatmaya gerek yok sanırım.

o zaman yapacağınız en iyi şey ikisini de sıkıca tutup birbirlerine koklatmak. birbirlerinin kokusuna alıştıkları an pıslamalar filan biter. sorun biraz da bu ikilinin geçmişinde yatıyor. ikisi de sokakta dayak yemiş.haliyle biraz korkuları var.o o korkuyu da bunları beraber tutup birbirlerine alıştırarak yenebilirsiniz.

bu model mizample değil mi ya? maşayla olmaz bence.

hair waver diye bişey var böyle ikili birşey onla yapılabilir de normal maşa ile zannetmiyorum.

Maşayla olmaz +1

maşayla olmaz, şurda anlatmışlar ama ben pek anlamadım =)
missamethystspowderroom.blogspot.com

istanbul'da da sanki bu aralar nüfusları arttı. ekmek parası, saat vesaire satarak para kazanmaya çalışıyorlar.. bostancıdan ne zaman trene binsem mutlaka bi iki tanesine denk geliyorum.

çoğunun göçmen mülteci filan olması lazım.

fethullahın öğrencileri

Erasmus öğrencileri de bu gruba bir alternatif oluşturuyor.

kenya vb. gibi ülkelerden cemaat aracılığı ile türkiyeye getirilen öğrenciler hep. sırf eskişehir değil istanbulda da çok sayıdalar. tamamen fethullahçıların getirdiği öğrenciler.

en doğru cevapları neden işaretlemiyorsun anlamadım ?

Henüz yalnızca bir hafta olmuş.Vazgeçmemeye çalışın ve nefes almanın keyfini yaşayın.Elbette bu tip durumlar olacak.Şu anda vermiş olduğunuz kararı sakın ertelemeyin.Yani şimdi vazgeçip sonra bırakacağınıza inanmayın.En zor kısımlarındasınız şu anda ve neyse ki bir hafta geçmiş.Yavaş yavaş azalır zorluk.Nefes alın.

age benzer bir durumdayım. bir kaç kere denedim tekte bırakınca sinir krizi geçirir gibi oluyordum
1 haftadır günde 2 tane sigara içiyorum şu anda 5 sene önce bırakmıştım bir anda hemde 7-8 ay içmedikten sonra andında yeniden başladım. sigara lafını aklından geçirdikçe içesin geliyor. ben çözümü o şekilde atlattım sigarayı aklıma getirmemeye çalışıyorum muhabbet etmek güzel çözüm oluyor en azından şimdilik öyle eğer muhabbet etme imkanın yoksa başka birşeylere sar. ben öyle yapıyorum şimdilik sorun yok

6 ay oldu. Son 1 senedir geçirdiğim zor zamanlar yüzünden günde 2 pakete yakın içmeye başlamıştım. Sabah uyanır uyanmaz sigara yakardım. Hatta sigara yiyordum resmen. En ağır tütün bile dokunmuyordu artık ve bonus olarak alerjik astımdan mustaribim.

Ama benim sigarayı bırakmam kendi irademle değil vücudumun tepkisiyle oldu. Yani nargile içiyor musunuz bilmiyorum ama çok sık içince o nargile kokusu mide bulantısı yaratır ya onun gibi, bildiğin midem bulanmaya başladı sigaradan. Hayır içmek de istiyorum ama öyle ki bir dal bitmek bilmiyor...

Demek istediğim o ki, sigarayı bırakma iradesiyle hareket etmeyince kesin sonuç elde ediyorsunuz. Bu durum biraz şahsıma münhasır olduğu için ben yine de iradi bırakmalarımdan örnekleyeyim.

İlk iki hafta zor geçer. "İlk ayın sonunda bir tane yaksam mı?" olur. Yakın. Ama ikinciyi yakmayacaksın. Zamanla hayatınızda bir eksiklik belirmeye başlayacak. Evet. Hani evde güzel yemek vardır da kafanızın bir köşesinde mutluluk hissi olur ya, işte zamanla sigara içmeyi unutunca o "güzel bişey yapacaktım ama neydi?" düşüncesi oluşuyor. Bu yüzden abur cubura sarabiliyorsunuz. Bir de iştahınız açılıyor.

Velhasıl kelam kendinizi rahat bırakın. Alkolle tek tük içebilirsiniz. Zamanla o alışkanlık da yok oluyor zaten.

10 yıl oldu bırakalı. 8 yıl içtim. sigara aşkımdan sigara fabrikasında 2 sene staj yaptım. membasına girdim.
uğraşacak meşgaleniz olsun. bu sigara isteme refleksi yaklaşık 3 ay sürüyor. sigara senden daha güçlü değil, gelip zorla ağzına giremez. herşey senin elinde rocky. yapabilirsin.

İlişkilerden bahsediyorsak eğer, hak etmek demek, onu elde etme adına tüm uğraşları verip, gerekli fedakarlıkları gösterip, olması gereken her şeyi yaptıktan sonra onun tarafından kabul edilmek demektir. Bunları yaptıktan sonra kişi gururla "ben seni hak ettim" der. Lâyık olma ise biraz değişken, eğitim olsun, sosyal statü olsun, ortak zevkler olsun, karşı tarafla aynı çizgide, aynı doğrultuda yürüdüğünüz durumlarda söylenegelendir. Konu siz olduğunuzda sizin için karşı tarafa "sana lâyık biri" derler.

Bence "hak etmek" hak etme işini yapan kişiyi ön plana çıkaran bir fiil. "Layık olmak" ise karşısındakini.

Hak eden özne, layık olan nesne.

Sorumu şu şekilde açayım, "sen bu şehrin hak ettiği değil, layık olduğu kahramansın" denildiği zaman (bkz: the dark knight), bu "bu şehir senin için bir şey yapmadı ama o kadar güzel bir şehir ki, senin gibi büyük bir kahramanı hak ediyor" anlamını mı çıkarmalıyız ?

@cok sey hakkinda az sey bilen adam / ilişkiler konusuna da uyarlanabilir tabiki.. Sağolun.

neden gerek duyuyorsun anlamış değilim git carbonat içerikli yada marka vercem sensodyne f <<(fluoride )al 3 saatte bir fırçala ertesi gün düşer ve sensodyne devam et diş taşı temizletilirken dişlere hasar verilir

Diş taşı temizliği, beyazlatma, parlatma ve leke sökme işlemleri uzun vadede diş minelerine kalıcı hasarlar verir, diş hassasiyetiniz artar, sıcak ve soğuk her şeye küstürür. Zorunlu hallerde tavsiye etmiyorum ancak sorunuza yanıt olma adına diş taşı temizliği fiyatı, diş temizliğini yapacak kuruma, doktora ve kullanılacak malzemeye göre 30 ile 150 TL arasında değişiklik gösterebilir.

100 liranın üzerinde bir meblağ ödediğimi hatırlıyorum...

sallamasak?

e telefonda çemkirme şansını kendiniz yok etmişsiniz zaten? nereye şikayet edeceksiniz ki? yaptığı şey çok çirkin ama illegal olduğunu sanmıyorum. keşke sokak hayvanlarının satışı tümden yasaklansa. yapabileceğiniz tek şey satış yaptığı sitedeki hesabına bu yönde yorum bırakmak, eğer öyle bir seçenek varsa.

kadının yaptığı tabi ki çok çirkin ve yasal olmaması da muhtemel. jangara nın dediği gibi belli yerlere yorum yazabilirsiniz. ama bi yandan da düşününce hayvanlar yine bir sahip bulmuş oluyor sonuçta (satabiliyosa tabi) yani sahiplendiricem diye alıp korelilere satmıyo mesela (umarım)

gönüllü görünüp hayvanı X kişiden alıp, Y kişisine yasa dışı yoldan parayla satıyorsa yaptığı sahtekarlıktır. bu sitedeki ilanların hepsi mi ona ait? kendisine ulaşılabilecek bir yol yok mu?

@ilkinci yani kadın sahipleneceğini söyleyerek başka insanlardan edindiği hayvanları satıyor ve sen boşver, sallama diyorsun. hem dolandırıcılık, hem pişkinlik, hem saygısızlık olan bi davranış seni rahatsız etmiyor ya da etse de bu tür davranışları bir tepki göstermeye değecek seviyede olumsuz bulmuyorsun. neyse tamam sen sallama, takıl böyle, ama en azından sallayana saygı göster.

Sinir oldum, oturup düşündüm on dakika. En iyisi kendisini maddi zarara sokmak bir şekilde, güvenini kırmak. Aklıma şöyle bir şey geliyor yeterince sabırlıysanız.

Bu parayla sattığı hayvalardan alacağınızı belirtin bir maille/telefonla. Sonra buluşma yerine gitmeyin elbette. Bunu değişik mail adreslerinden, değişik telefon numaralından, değişik zamanlarda tekrarlayın. Tabii yaratıcılığınız önemli, her birinin farklı bir insan olduğuna inanması gerek. Böylece kimseye güvenemez hale gelecektir. Önceden bankaya kapora filan yatırılmasını isterse de, çemkirirsiniz öyle iş mi olurmuş, sen bana güvenmiyor musun diye.

Gerçi burada da hayvanlara yolda boşu boşuna eziyet çektirmek var. Bilemedim.

facebook vs platformlarda bulabildiğiniz tüm hayvansever grupların afişe edin kadını. linkteki ilanlar ve profili ve tel nosuyla beraber. başka bir şeye yüksek ihtimal gerek kalmaz. gerekirse arada sırada kontrol edin. nosu falan değişmiş mi diye. değiştiyse yeni noyu verin edin. öle işte. can bu be! kim hangi hakla parayla satıyo? allah'ın verdiğini ancak allah alır demeyi biliyorlar. ama iş allah'ın verdiği insan harici bir cana gelince al, sat, döv, tecavüz et... oldu, başka?

elden alışveriş yapacakken maliyeyi çağır ;) hakkında polis tahkikatı da yapılır

o sitelere üye olup yorum yazılabiliyor mu ona da bi bakacağım.
@demirlisomya'nın söylediği yapılabilir gibi geldi ama gene belirttiği gibi hayvanı boşa getirtip götürtmek de olmaz. belki tam tersinden yürüyebiliriz. sahiplendirmek istiyorum diye ilan verip buluşma yerlerinde bekletmek olabilir. ya da bi şikayet mercii olsa, nereye başvurmak lazım bunun için?
edit: @blueyes hımm, maliye midir yetkili birim? bi bakayım ona
@elxa haklısın, sildim numarayı ve maili. arkadaşın kadınla yazışmaları var bende.

"kanit olarak satisla ilgili bir telefon gorusmesi kaydedilirse dilekce ile sunulabilir. bunu yapmak yasal mi diye arayip sorayim bir."
konuşmayı kaydettiğinizi söylemediğiniz sürece kanıt olarak kullanamazsınız.

Ses kaydı kişilik hakları ihlali sebebiyle mahkemece delil olarak nazara alınmayabilir. E-posta ya da messenger ile iletişim kurup bu kayıtları kullanabilirsiniz.

Bu konudaki hukuki sorularınız ve şikayetinizi nereye yapacağınızla ilgili bilgiyi almak için buraya danışabilirsiniz.

www.turkhukuksitesi.com?

ekran görüntüsünü direk olarak upload edin ki bi yerlere de saatli tarihli değiştirilmiş denemesin bi kaç adet yapın eğer düşünüyorsanız !

Evet blueyes haklı. Bilişim Hukuku ile ilgili bir seminere katılmıştım. Konuşmacılardan biri (adını hatırlamıyorum ama kendisi savcıydı) kanıt niteliğindeki online verilerde ekran görüntüsü almanın ne kadar önemli olduğundan dem vurmuştu.

@lotesse turkhukuksitesi üye alımına ara vermiş, üye olmak için başka bir üyenin referansını istiyor.
alalımsatalım'da da yorum yapma alanı yok.
site yönetimine şikayet etmek gerek sanırım ama onu daha sonra yapıcam.
çevre orman müd.ne online bilgi edinme başvurusu yapıyım dedim. eror verdi sistem :/
dilekçeyi hangi adrese/numaraya göndermem gerek bi bulsam...
ilanları duruyor hala bu arada. ama ekrangörüntüsü aldım gene de.

konuyla ilgili bilgilendirin ama bizi

:)şimdilik bi gelişme yok ama;
ist. il çevre orman müd.ne dilekçe yazıp faksladım. bi de mail attım böyle böyle dilekçe yazdım size, lütfen bana bilgi verin, yetkili mercii siz değilseniz nereye başvurmam gerektiğini söyleyin diye. mailin okundusu gelmedi ama faks gitti. uçak yapıcaklar faksı gibi geliyo ya neyse. dün de hayvansever tiyatrocu aysan sümercan ablayı aradım. o beni birilerine daha yönlendircek. bakıcaz..

güncelleme:
il çevre orman müdürlüğünden aradılar. bize mail göndermişsiniz fln diye. yetkili mercii biz değiliz, Tarım İl Müdürlüğü dediler. Ruhsatlandırma ve denetim bölümü ile görüşmem gerekiyormuş. Numarası da 0216 468 21 00 dahili 1123
Bi de orayı arayalım bakalım neler olacak?
Tandığın tanıdığı hayvansever hanfendi pek ümitli değildi yasal yollardan :/

durum güncelleme;
Tarım İl Müdürlüğü bugün arayıp konu ile ilgili bir düzenleme olmadığını, dilekçemi Büyükşehir Belediyesi Veteriner Hiz. Müd.'ne göndermem gerektiğini söyledi.
Bu sefer oraya faks çektim, mail attım. Bakalım tutturabildik mi bu sefer..

roller coaster tycoon
age of empires the conquerors
starcraft

zoo tycoon,empire earth serileri tavsiye edebilirim

Kesinlikle Tropico III derim. Hem tycoon gibi hem de strateji kurmak gerek.

Edit: Türü simulation diye geçiyor internette ama değil gibi. Muz cumhuriyetlerinin birinde devlet başkanı olarak başlıyorsun. Ülkeni kurup kalkındırıyorsun, ABD Rusya filan var işin içinde. Siyasi stratejilerini belirleyebiliyorsun vs.

roller coaster tycoon +1
starcraft +1
transporter tycoon
simcity 3000
cities in motion (eski değil ama eski tarzda retro gibi )

şuan aklıma gelenler bunlar

transport tycoon deluxe ve openttd

alpha centauri
dungeon keeper I&II
populous 3
colonization

pizza tycoon çok keyiflidir

Sanatçılar işlerini genelde o atölyelerde çıkarıyor. Aynı zamanda çoğu küçük bir sergi mahiyetinde, ya da güzel sanatlar fakültesi öğrencileri için çizim kursu olarak da kullanılıyor.

Girseniz kimsenin bir şey diyeceğini sanmıyorum.

gayet rahat ortamlardır. sergi olarak da kullanılabilir lotesse nin dediği gibi. gsf mezunları kurs verirler burada. gidin oturun çay kahve için. sanat konusun.

gercekten birseyler yapan sanat atolyelerini tenzih ederim ama gordugum kadariyla cogu sanat atolyesini bir bok yapmayan sozde sanatcilarin tekildiklari ve birbirilerini pohpohladiklari yerlerden oteye gitmiyor. hepsinin acliktan nefesi kokar.

Cümleyi kurdukları anda kendilerine sorulsa ne cevap verirler ben de bunu merak ettim.Aslında aynı seyi merak ettik de ben yüz ifadelerinin de ne şekil alacağını görmek isterdim.

son derece gereksiz kibarlık göstergesi bence, bununla birlikte afedersin kalıbını "afedersin buzdolabı aldık." gibi saçma sapan kullananlar da var. hayvanlar için kullanımda daha değişik kafa yapıları da mevcut (bkz: adı ağza alınmayacak mendebur hayvan)

Bir de sanırım insanların canı çekmesin diye "...afedersin akşam yemeği yiyordum" versiyonu da var bunun.

Hayvan isimleri genelde küfür/hakaret vs. manasında kullanıldığı için insanlar bu sözcüklerin ayıp bir şey olduğunu sanıyor galiba.

Bir de bunu yapanlar bence kibar değil, kibar olmaya çalışan ama kabalığını örtemeyen ya da eğreti bir kibarlığa sahip insanlar.

Saçmalık kısacası. Adab-ı muaşeret gereği değil.

çirkin, kaba bir kelime kullanılırken kibarlık olsun diye söylenir. eşek köpek ayı demek, kusmak, tuvalete gitmek vs. kullanılırken yapılır

normalde kullanmayacağı kaba kelimeleri, durumun anormal olduğunu belirtmek için söylüyor söyleyen. abbas efendi gibi. (bkz: cıvık müdürüm afedersin)

16 fln olmalı ama tr de tehlıkelı oldugu ıcın(tehlikeli dedigim, hem aile mırın kırın eder hem selenlerın kafa pek basmıyor fln fln) 18-20 den ıtıbaren, o da cinsel yasam yoksa. varsa basladıgı yastan ıtıbaren. yılda 2 kez gidilmeli.

ha 30 una gelip de gitmeyenler var biliyorum. lanet lsun nlara.

18'de filan gitmeli ilk. eğer cinsel yaşamı varsa belli aralıklarla (en kötü yılda 1) kontrollerine devam etmeli.

Hayır korkulacak birşey tamam, biliyorum dişçi gibi işte. Sağlık ulan bu..

Hani önerince, doğrusunu söyleyince de suçlu biz oluyoruz onu anlamıyorum...

Yaşı kaç olursa olsun, bir kadının aktif cinsel hayatı varsa (bence) en az 6 ayda bir jinekoloğa görünmeli.

Ergenlik sonrası en az senede 1 smear kontrolü yaptırmalı. Hiç gitmemişse bu aydan itibaren gitmeye başlayabilir, başlamalı.

kadın doğum uzmanları sadece cinsel yaşam başlayınca tanışılan kişiler değildir. bakire bir insanın da üreme yollarında sorunları olabilir, miyom vs gibi. bu nedenle regl başlangıcından sonra her zaman gidilebilir ama genelde 15-16 gibi gitmeye başlarlar. o da bir sorun olursa gidiliyor ülkemizde. zaten doktor ya da hemşire de hastaya "evli misiniz bekar mı" diye sorar genellikle. bu soru da bakire misin değil misin anlamına gelir. hatta geçen hafta erken doğum şüphesi ile muayene olmam gerekiyordu, radyolog hiç bana bakmadan, ben sedyeye uzanırken "evli misiniz bekar mı" diye sordu, 6 aylık hamileyim ama yine de siz sorunca bi emin olamadım" dedim, kadın da kendi dalgınlığına güldü.

arkadaşlar şöyle bi durum var,
bi arkadaşım 14 yaşında ilk kez regl olup, sonraki bir yıl adet görmedi. 1 yıl sonunda siddetli bir alt karın ağrısı ve (sanırım) kanamayla hastaneye kaldırıldı.
ilk reglinden sonra bir kistik yapının oluştuğu ve o 1 yıl boyunca büyüyen kistin (evet kist yüzünden regl olmamış) tahmini 10 cm çapındayken patladığı ortaya çıtı.
acil ameliyata alındı.
ve bu kız yumurtalığının birini o gün orada kaybetti. aldılar.
tek yumurtalık kaldığı için, kız 27 yaşında menapoza girdi. çocuk için son şansıydı, ama hayatında bir adam olmadığı için yapamadı...
şu an 30 yaşında. mükemmel bir ilişkisi var. ama menapozu (tüm yumurtaları) bitmiş durumda. asla çocuk sahibi olamayacak. ayrıca menapoz sonrası bir kadın olarak, kalp krizi tehlikesi çok yüksek ve kemik erimesi başladı kızda (evet, annelerimizde olan şeyler)

LÜTFEN doğrusunu bilin;

her kız çocuğu, ***regl olduğu tarihten itibaren*** jinekoğa gitmeye başlamalıdır. rutin olarak yılda bir kontrole gitmelidir. uzun süren regl düzensizliklerinde acilen bir hekime başvurulmalıdır... bu konu inanılmaz hassas bir konu ve türk insanı olarak korkunç bir cehalet içindeyiz bununla ilgili!!!!

bekaretin, kadın hastalıklarının önemli kısmıyla ilgisi yoktur.

kadın hastalıkları, genellikle biz kadınların "doğurganlık fonksiyonu"yla alakalıdır. yani menstrüasyon (regl-yumurtlama) döngüsü...

bir kadın seks yapmıyor olsa bile, ilk regliyle birlikte doğurganlığı başlamış olur!
16-18 yaş denmiş ilk jinekolojik muayene için ama çok geç... inanın geç o yaşlar! yukarıdaki örneği ben birebir yaşadım...

cinsel hayatı olsa da, olmasa da, bir kadının yılda 1 defa jinekolojik muayeneye gitmesi şarttır.

yumurtalıklarda kist-tümör vs olduğu durumlarda (ki çok sık olan şeyler) bu periyod 6 aya veya 3 aya indirilebilir hekim tarafından...

lütfen bu konuda bilinçli olalım...

****alakasız bilgi, ama aklınızda olsun****
jinekoloğa bakire kız gitmez diyenin ağzına kürekle vurulsa yeridir.
vajinal olmayan muayene yöntemleri gibi, "içerden" olmayan görüntüleme teknikleri de (dopler, ultrason, vs) vardır...
gayet de "sedyeye yatmış" bir kızın göbek deliği alt çaprazından, (barkod makinasına benzeyen bi cihazla) yumurtalıkları (ve oradaki olası kistler, tümörler, oluşumlar vs) izlenebilir... görüntülenebilir.

jinekolojik muayene sadece o bacak açtırmalı jinekolog masasında yapılmaz.

bence terket kızı

kimi zaman regl olması da beklenmemeli, ergenliğin diğer işaretleri görüldüğü halde regl geciktiyse de muayene olunmalı.

anayolda havaalanı kavşağı ile güllük kavşağı yanyana. hatta havaalanı güllük'te bile diyebilirim. belki anayola çıkmaya bile gerek yok, aradan güllük'e yol bile olabilir (maps'ten bakınca anayola çıkılıyor, aradan yol yok). yani ne bileyim havaalanından güllük'e taksiyle bile gitmek çok tutmaz sanki.

aha maps linki: maps.google.com

1- yok oyle bır lıste.
2- Bİlgim yok.
Havaalanı Milas ilçe sınırları içindedir. İnince, ordan taksıye bınebılırsın, yada mılas-gulluk dolmuşları var ona binebilirsin yol üzerinden. Otostop da yapabilirsin.

zaten dediğin yer bodrum/güllük değil milas/güllük oluyor. güllük denizi bodrumun koyu oluyor ama kara sınırı milasta, güllük milasa 20 dk, havaalanı'da güllükte sayılır, gündüz vakti inmiş olacaksan ana kavşağa yüyrüyerek bile çıkarsın havaalanından, hemen orada güllük yol ayrımı var, o yoldan milastan gelen güllük dolmuşları geçer onlara binersin, 5-10 dk da güllükte olursun, ama o dolmuşlar saat 9'dan sonra filan olmuyor diye biliyorum

havaalanından ana yola bir 15 dk yürürsün ama. ayrıca güllük'ün "içi" anayola yakın değil. güvercinlik anayola yakın.

güllük'ün içi, anayola yakın diye kim diyor ki zaten?

Tamamdır hepinize çok teşekkür ettim.

elizabeth arden - green tea
dkny - be delicious

ralph lauren - romance

dkny - be delicious

nokta atışı yapamayacağım ama meyveli ya da çiçeksi kokular açık tenlere yakışıyor.

mülayim

külkedisi

kostok

tavuk

zilli

(bkz: gandalf the grey)

kısaca gandalf :)

dimitry

komrad

cısto

çıkart tasmayı boynumdan

kara kedi

şaşkın :)

maviş ya da devlet

mal

hello kitty.

Saftrik, maya, yoda, gollum, dobby?

oha gözleri süpermiş.ordan bi isim koyun

amber (gözleri için)

portakal
o gözleri görünce başka isim aklınıza geliyor mu? :)

alina

pisigül

Fatmagül ( resimı gorunce o aklıma geldı ) :D

DUNYA. dünya değil, u'yla.

sanırım sözlükte rastlamıştım: masraf.

elbette doktorunuza sonuçları gösterin diğer veriler ( nitrit gibi ) olmadan bilinmez ama idrar yolu enfeksiyonu ihtimali var diye düşünüyorum. ( tamamen kendi test sonuçlarımdan yola çıkarak. )

Evet zaten doktoruma göründüm, nur topu gibi bir sistitim oldu. Bu duyuruyu yazdığımda randevuma daha 2-3 saat vardı. Evhamlıyım baya. Teşekkürler! :)

geçmiş olsun :) bol bol su içmeyi sakın ihmal etmeyin.:)

pegasus ve thy var bildiğim

eylül o kadar da ileri tarih sayılmaz beyrut için

Evet, ona baktım zaten ama ben karayolu, tren ya da bunların kombine edilmiş halleri gibi bir alternatif bekliyordum.

uçak haricinde tehlikeli olacaktır. malum suriye tehlikeli. denize kıyısı varsa gemi bir seçenek olabilir hem de en iyisi olur bence

Şimdi şöyle diyim, Eylül başı uçak bileti için ileri bir tarih değil. Ve baktım, gidiş dönüş 290 eurodan başlıyor fiyatlar. www.ekobilet.com

ob den şaşma. kotex pek kaliteli değil.

ob'den memnunum ama bi ara kotex'i de denemeyi düşünüyorum. kotex yeni çıktı önceden sadece ob vardı galiba. başka varsa da bilmiyorum yani.
en son gratis'ten almıştım ama büyük marketlerde, eczanelerde falan da oluyor. rahat bulursun yani.

ben de araya kaynayayim, Turkiye'de Tampax satiliyor mu?

ob en iyisi. ama hemen hepsi carrefour gibi yerlerde var ki.

luin : evet.

tampax satılmıyor. eskiden vardı ama şimdi yok.

büyük marketlerde organik pamuktan yapılma bir marka satılıyor. pahalı olduğu için almadım.

@ben smyrna tampax nerde satılıyor? hiç görmedim çünkü, satılıyorsa onu denemek isterim.

ob candır, şaşmam. türkiye'de yaygın olarak bulabileceğin marka da o'dur zaten. her eczanede vardır sanıyorum, ama incirli ömür plaza'daki carrefour'dan temin ediyorum ben.

biz ben smyrna'yla arastirdik, vallahi satilmiyormus. uhuhuhu.... aplikatorlu tampon var mi bari Turkiye'de? ya da ob'nin aplikatorlusu?

not: muhabbete gel yaaa.... Tampax forever.

yok ob ler normal

menstrual cup varken tampon niye? bence yüzyılın icadı. 1 kere al, 5 yıl kullan, paran cebine kalsın, dünya kirlenmesin, pamuklar boşa gitmesin. hepsinden güzeli tamponu sadece 12 saat kullanmanı söylüyorlar, gece tampon gündüz ped, ya da tam tersi. oysa bu menstrual cup'ları 4-8 saatte bir boşalttığınız sürece tüm periyot boyunca kullanabiliyorsunuz, akıntının en az olduğu anlarda bile. kim icat ettiyse, her ay dua ediyorum :) (bu arada kullandığım marka 8 ayrı ödül almış)

mevzu tamponken her gun kan tahliyesi yapip yikamam gereken garip bir icadin tavsiyesi niye?

oyle olsa babaannem gibi pamuklu kumas alir, kullanir kullanir yikardim arkadas. tamam cevreci olalim falan da ben o tiksintiyle o hedeyi yikarken saatlerce harcadigim su nolucak? her gun kan tahliye ediyosun falan... bi kere yikamayla temiz olduguna inanir miyim ben... kisiel hijyen ayrica? onu takmak icin elini vajina yerlestir, bilmem ne, tirnaklarin ici pis pis... tampon bile aplikatorlu degilse takarken bir iskence olabiliyor bazen.

iyy, dusununce bile icim kalkti.

natracare var, organik tampon, sadece pamuktan yapılıyor, kipada vardı. aplikatörlü aynı zamanda.

swimming foam veya floats diyolar bi de foam swimming noodles

migroslarda bimlerde bile vardır hazır deniz sezonu açılmışken. ama daha derinlemöesine araştıracağım.

edit: ahanda buldum! hem de 1.90 TL

www.kangurum.com.tr

Teşekkür ediyorum! Proje dersi için bunlarla maket yapmayı düşünüyoruz, ama her ne hikmetse bir türlü bulamadık. Aramaya devam..

e buldum işte migrostan alsanıza

Büyük migroslarda satılıyor sanırım, çünkü baktık civardakilere. İnternetten sipariş vermeyi düşündüm de yarına lazımmış :)

indigo ?

Evet orayı biliyorum ancak club'ı etkinlikler haricinde açık değilmiş. İlk şubesinde de sanırım sürekli farklı bir konsept oluyor, geçen gittiğimizde 70-80'ler pop çalıyordu.

11:11 ? asmalı civarında

machine içimi karartıyor biraz. 11:11'e bir bakayım. teşekkür ederim a dostlar.

çok kötü olur 3 gün sonra soyulmaya başlar iki cebine sokup çıkartınca sakın yapma bence

araba boyası yıllarca kalır arabanın üstünde, oje ise 3-4 günde dökülür gider bakımsız birinin ellerine bak :)

oje ile alakası yok araba boyasının. Ki araba boyaları statik boyama ile boyanır fırınlanır falan falan

oje ile anahtar boyamıştım birkaç ay önce,hala dökülme falan olmadı.

çakmakta hoş görüneceğini sanmıyorum ama denemeye değer.üzerine sprey vernik basarsan koruyucu olur hatta...

var ama genelde simli gibi oluyor, sedefli yani.

oha şu an elimde ojeli zippo var. 3 gün önce kız arkadaşımdan istedim aynı sen gibi, hiç sormadım yapmış getirmiş. soyulmadı daha. hemen öğrenince haber ederim.

ben denedim şimdi düz metalik zippo var bende belki de tam kurumadı bilmiyorum ama hemen soyuldu. tekrar deniyim nezareten taharetin yorumundan sonra. tekrar boyuyorum :)

yok onlar kulagın basıncı dengelensın dıye agza acılan bozlugundan duydugun seyler. dısarı duyulmuyor pek. ahsap yemıyorsan tabi.

kraker, cips gibi şeylerde duyuluyor.

valla taksimde chill out hostel var. genelde herkes orayı tavsiye ediyor.

bize gelin. üste para veririm. o derece.

chill out ii gibi ama mecidiyekoydeki bizim ev secenegi duruyor kenarda ona göre:D o bu değilde 50ye bulursan yeri haber ver her haftasonu kalırım.

world house ve chill out iyidir

tulip city asmalı mescit.

chill outtan uzak durun, rezalet.

ya world house hostel (galata'da)
www.worldhouseistanbul.com

ya da international house hostel (istiklal'in basinda)
www.ihouseistanbul.com

Chillout classic telefonda yerimiz yok demisti ama kapilarina dayaninca chillout peraya yerlesebildik. Gecesi 35e geldi sahane oldu. Hijyene de cok takilmadik 2 gun icin. Tesekkurler.

stresten olmasına imkan yok. baya bi güçlü ağrıyor:/

neresi?

öncelikle; bende 2 yıl önce olmaya başladı. artık çok sık oluyor. şu aralar doktora gidip gastrist teşhisi konmasından korkuyorum ki eminim öyle. sık olursa bekletmeden gidin.

tavsiyem: yarım saat çok kıpırdamadan, hiç kalkmadan derin nefes alıp vererek yumuşak bir zeminde -yatakta- yüzüstü uzanın. arada uzanır halinizi bozmadan midenize masaj yapın. sanki midenizdekileri aşağı itermiş gibi. tam geçmese de büyük oranda iyileşir diye düşünüyorum.

sanırım göbek deliğimin altı en çok ağrıyor.yüz üstü yattım ama gidip biraz daha yatayım o zaman.teşekkürler :/

Umarım apandist değildir. İhmal etmeyin, ağrı karnın sağ alt kısmında doğru yayılmaya başlar ve mide bulantısı da bu sürece eşlik ederse bi acile gidin derim. Yaşadım, oradan biliyorum.

apandisit falan olmasın? mide göbek deliği altında ağrımaz gastrit mümkün deil oyüzden.

apandisit mi?midem bulanmıyor ama benim.bi de yürürken iki bacağımın üstü de ağrıyor yamuldum resmen.şansa bak :(uyurken bi kusacak gibi oldum ama şimdi mide bulantısı falan yok :/hatta şu an korkudan karın ağrısı bile hafifledi :/

kısa vadede kötü ihtimal apandist ile alakalı olması.
uzun vadede ise apandistten de beteri ailevi akdeniz ateşi olabilir.
ya da gazdır sadece. (bak bu iyi ihtimal olanı)

en son ne zaman kakanı yaptın veya osurdun?

evlat edinmeyle ilgili incelemeye değer ve "enteresan" bir karar benim de aklıma gelmedi ama evlat edinme kurumunun miras hukukuyla ilişkilendiği olaylara yönelin derim ben.

Ben de öyle yapmayı düşünüyordum aslında iyi bir makale de inceledim o konuda; fakat daha miras hukukunu okulda görmemiş olduğumuz için pek karıştırmak istemedim! :)

evlat edinme ile miras hukukunun bağdaştığı nokta pek de kafa karıştırıcı değildir aslında. Medeni Kanun'un en fazla 10 maddesini inceleseniz yeter. Özetle ve temelden; Evlat edinilin, evlat edinenin altsoyuymuş gibi kanuni mirasçısı olur. =)

Ehehe tabii ki miras hukukuna dair temel sayılabilecek düzeyde bilgim var ama bu ödevden vize notu alacağım ve hocalarımın pek önerdiği bir durum değil. Aslında şekle aykırılık sebebiyle evlat ilişkisinin kaldırılmasında evlat edinilenin menfaatinin zedelenmesi üzerine bir inceleme yapmak niyetindeyim ama sanırım böyle bir karar da yok :)
Araştırmaya devam...

yeni medeni kanun'da evlat edinme sözleşmesi ve dolayısıyla şekil şartı da olmadığı için yaptığınız ödevin güncelliği olmaz bence.

Pardon şekil değil, öngörülen usul ve şartlardı kastettiğim. Fakat şimdilik iyi ve nispeten güncel bir dava buldum sanırım, teşekkür ederim ilginize sayın nesilsiz :)

torrent kullanıyorsanız zamunda'da var. zamunda hesabınız yoksa indirme dosyasını gönderebilirim.

@skatheist bu sanırım bendekiyle aynı. kaldırıp tekrar kurdum bu dosyayı ama daha oyunun en başındaki reklam videolarında takılıp kalıyor, acaba dosyada değil de ayarlarla ilgili mi bir sorun var bilemedim.

@flame of feanor zamunda hesabım yok ne yazık ki

@reyals bakayım ona da bi

oyun eskiyse ve windows yeniyse / 7 ya da vista / ayarlarla ilgili bi problem olabilir. ilk olarak oyunun uyumluluğunu xp'ye getirip bir deneyin, o da olmadı ekran kartını bi güncelleyin.

bana mail adresini sözlük'ten özel mesajla gönderirsen sana underground gamer (torrent private tracker) davetiyesi atabilirim. özellikle eski oyunları oradan kolayca edinebilirsin.

eski uygulamaların uyumluluğu için windows 7 altında "virtual machine xp mode" kurup kullanabilirsin. ancak bunun için microsoft'ın sitesinden güncellemelerin bir kontrolü yapılır.

diğer seçenek ise oracle virtual box. windows xp veya windows 95/98 image'ı sayesinde pencerede stabil çalışan bir sanal makine ile sorun yaşamadan oyunları çalıştırabilmen mümkün.

bilgisayar yeni, windows 7 olduğu için sanırım, çünkü hatırladığım kadarıyla diğer bilgisayarımda (xp) çalışıyordu. şimdi bilgisayarda nasıl çalıştırabileceğime dair iyi çözümler buldum sayenizde; fakat benim iso uzantısıyla istememin asıl sebebine gelecek olursak ben bunu psp'de de çalıştırmak istiyorum. prometheus iso loader yükleyip oradan denemeyi düşünüyorum sizce bu tasarının başarıya ulaşma ihtimali nedir? psp'yi daha dün aldığım için kurcalama aşamasındayım henüz, 6.20 yüklü olduğu için daha iyi bir çözüm bulamadım çünkü :)

1. ben günde 4 saat, 6 saat, 8 saat diye arttıra arttıra takmıştım ilk başladığımda. ama yine de öyle bir batma falan olmamıştı. ters takmadığına ve üstünde toz, tüy falan kalmadığına eminsen o lens küçük geliyor abi. yani yanlış hatırlamıyorsam 8.9 bc demiştin. ne kadar tolore eder falan dense de etmiyor. illa o değeri takacaksın. hani "bu da uyar bişey olmaz" diye 8.6 falan verdilerse gözünü sıkıyordur. 8.8'e kadar tolore eder diyorlar diye 8.4 bc'li çok övülen acuvue oasys'i 8.7 olan gözlerime takamadım, battı.

2. azar azar tak. batınca çıkar. alışmaya çalış. zorlama. hatta istersen birkaç gün dinlendir, sonra dene.

3. her gün solüsyon değiştirmeye gerek yok. takmadığın günlerde aynı solüsyonda durabilir. yeter ki gözünden çıkardığında temiz solüsyona koy, gözüne takınca da o solüsyonu dök. tekrar kullanma.

@kibritsuyu, evet 8,9. işte o bc değerine sahip olan focus visit monthly aldım. galiba harbiden tozdan falan oluyor, çünkü ilk günler takarken hep zorlandım, bir de takmadan önce göz çevremi falan sıvı sabunla iyice bir yıkasam mı? çapakları falan iyice temizleme açısından?

lensi iyi dezenfekte edememiş olabilirsiniz. doğru lensi kullandığınıza emin olduğunuzu söylüyorsunuz ama yine de söylemekte fayda var, astigmatınız varsa toric lens kullanmadığınız için bu hissi yaşıyor olabilirsiniz. ya da göz ebatlarıyla ilgili bir uyumsuzluk olabilir. lensi ilk taktığınız gün olsa da hissetmiyor olmanız lazım. mecbur kalmadıkça lens takmayın derim, takmadığım zamanlar solüsyonu da ben 1 haftadan önce yenilemeyi tercih ediyorum.
ama yine de doktora tekrar bir görünmekte fayda var, alerjik bir durum da olabilir
bilemedim.

edit: göz çevresi için sıvı sabun kullanamyı unut derim.

astigmat var da 0,25 falan. gittiğim 2 farklı doktor da torik lense gerek yok demişti.

bir de lens takma usulü nasıl: lensi solüsyonundan çıkardıktan sonra ne yapıyoruz? kurumasını mı bekliyoruz ya da avuç içinde ovarak duruluyor muyuz? ya da solüsyon kurumadan direkt olarak takıyor muyuz?

lenslerim kabında çanak şeklinde duruyor. önce ellerimi yıkarım, kurularım. sonra sağ el işaret parmağımı çanak şeklindeki lensin ortaasına daldırıp lensin parmağımın ucunun etrafına yapışmasını sağlarım. sonra parmağımın ucundaki yapışık lensi sol avucuma sürterek sağ el başparmağımın da yardımıyla bırakırım. üstüne solüsyon dökerim ama parmaklamam (lenste kalan kutudaki eski solüsyon kalıntıları durulansın diye). sonra yine sağ elimin işaret parmağının ucuna, bu sefer yapışacak şekilde değil, parmağımın ucunda çanak gibi duracak şekilde tutarım. aman ha sakın kurumasını falan beklemeden sağ el işaret parmağım ile sol el orta parmağıma gözümü ayırır, parmağımın ucundaki lensi gözümün içine koyarım. kırpmadan 1-2 kere aşağı yukarı sağ sol yaparım, sonra kırparım. aynısını sol lens için de yaparım.

gerçi sürekli o his vardı demişsiniz ama zamanla o his artıyorsa suni gözyaşı damlaları var, onlardan da kullanın isterseniz.
bir de bilgisayar çok etkili bence, ben lens takılıyken fazla bilgisayar kullanamıyorum mesela.
lensi taktıktan sonra batma varsa çıkarıp tekrar temizleyip öyle takın, batması geçer nasıl olsa diye düşünmeyin.

bazı (çoğu) lenslerin tersi düzü var. ona dikkat ederek takınç ters takınca anlattığınız gibi bir his oluyor.

evet başkanlık sistemindeki asıl amaç eyalet sistemini yerleştirmek. eyalet sisteminde de iç işlerinde serbestlik dış işlerde başkente bağımlılık var bildiğim kadarıyla.

Ulan, eğer öyleyse bu düpedüz ülkeyi bölmek işte... yanlışmı anlıyorum acaba,

evet düpedüz bölmek bence de. başkanlık sistemi eyalet sistemi vs. diye konuşanların kim olduklarına bakarsanız, yaptıkları çoğu icraat ve açıklamayla ülkeyi bölmeye çalışan kişiler olduklarını görebilirsiniz.

Birincisi, aklınızda eyalet sistemi ile başkanlık sisteminin bağdaşmasının sebebi ABD örneğidir. Başkanlık sisteminin iyi ve kötü yanları vardır, örneğin katı kuvvetler aykırılığına geçit vermesi temel hak ve özgürlükler açısından oldukça olumluyken aynı unsur rejim krizi gibi bloke olma durumlarına da yol açabilmektedir. Daha birçok teknik yanı var, okuyup araştırın derim.

İkincisi, Türkiye'de 2012 yılında uygulanması beklenen, başkanlık değil, yarı başkanlık rejimidir. Yani günümüzde uygulanmakta olan parlamenter rejimden farklı olarak yürütme organının bir kanadı olan devlet başkanı (cumhurbaşkanı) halk oylaması ile seçilecektir.

Tabii bu sistem Türkiye'de uygulanabilir mi, uygulanırsa neler olabilir, bunda bir art niyet var mıdır tartışılır elbette. Çünkü iyi rejim, kötü rejim diye bir kavram yoktur. Bunlar yalnızca egemenliğin dağıtılması ile ilgili teorilerdir. Rejimin iyi ya da kötü sonuçlar doğurabilecek olması, uygulandığı ülkeye ve şartlarına göre görecelidir.

Daha uzun yazmak isterdim fakat burayı daha fazla işgal etmeyeyim dedim. Belki başka bir zaman.
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamanız dileğiyle.

banyo'dan çıkmış gibi görünmesi istiyorsan bu kullanıcağın şampuana bakar.
onun etkisi de en fazla bir kaç saat sürer.

onun dışında ek maddeler ile o etki yapılır mı bilmiyorum.

belki yapılıyordur o yüzden başlığı takip ediyorum.

piyasada hala var mı bilmiyorum ama elidor 7/24.

bu soru birkaç sene önce sorulmuştu. (abartmıyorum, hatırlarım ben) oradakilerin ortak kararı elidor 7/24 krem kullanılması yönündeydi.

7/24 işe yarıyordu evet doğru bir ortak kanaat

Avon'un bu tür ürünleri var onlara da bakabilirsin.

ıslak saça sürülecek serum, kuaförde saçlarımı yıkattığım zaman kullanıyorum ve sonuçlar benim açımdan gayet tatmin edici. kuaför salonlarında satılıyor ve elektriklenmeyi büyük ölçüde engellediğini düşünüyorum.

bence en iyisi dax, anca öyle kontrol altına alabildim saçlarımı. 7/24 çok saç dökülmesi yapıyordu..

saç şekillendirici saç kremleri olabilir mi? en azından nemi uzun süre tutmasını sağlar. belki jöle ya da dax ile desteklesiniz.

saç köpüğü ya da ıslak jöle işine yarayabilir. köpük bende daha etkili oluyor.

saçı yatıştıracak serum/krem tarzı bir ürün kullanmalısın şampuanın falan etkili olcağını düşünmüyorum hemen hemen her markanın vardır böyle ürünleri avonun linkini attığım ürünü çok beğeniliyor sokağa çık avoncu diye bağır bulursun zaten birilerini :)

www.essence.com

yok bir şey olmaz.

önce kısa bir tanım yapıp ardından örneklendirme olarak da ankete vermek istediğin cevabı kondurmak mümkün.

çaylak modunda gir sözlüğe doldur anketleri.

bokunu çıkarmadan yap bir şey olmaz. anket candır.

bu duyuruyu sozlukteki anket cilginligina "sozluk yarraa yedi" seklindeki olagan tepkimi verdikten sonra gormek, iste eksi sozluk bu.