belki çevrenizdekilerin sevdiği bir meslek yoktur bir de böyle düşünün.
ben sevdiğim bir meslek yapıyorum ama işin zorluk derecesine göre sevmediğim bir şeyi de yapabilirdim. para en önemli ihtiyaç sonuçta.

En azından ortalama(süründürmeyecek;ama lüks içinde de yaşatmayacak) bir gelirim olacaksa eğer, elbette sevdiğim meslek.

tabii ki sevdiğin bir meslek. sonuçta 2-3 sene bi işte parası için çalışabilirsin ama ondan sonra ne olacak ? hayatının sonuna kadar sevmediğin bir iş için sabahları erken kalkıp, her sabah lanet mi edeceksin? Yaptığın iş seni mutsuz ederse, ofiste vs durmak istemezsin. Sonuçta Türkiye şartlarında sürekli iş değiştiremezsin. şartlar zor.

Okuduğum bölüm hakkında bilgi sahibi olmadan, ilk seneden üniye gireyim derdi ile nasılsa severim deyip ekonomi okudum. 4 yıl geçti ama pişmanlıklarla geçti. Aynı hatayı iş hayatında da yapmak istemiyorum. BÜtün bir ömür sırf parası iyi diye sevmediğin bir iş kolunda çalışamazsın.

paralı mesleği zamanla sevmek.

iş, hayatımızda çok büyük bir alan kapsıyor doğru. ama benim kendimde ve çevremde gördüğüme göre, ilk işe başlandığında böyle bir azim, bir istek oluyor. sonra zamanla iş ortamının, dönen dolapların, yenilen kazıkların, türlü türlü garip insanla uğraşmanın neticesinde ele geçen tek şeyin aybaşındaki para olduğu keşfediliyor.

türkiye temelinde ve kendi gözlemlediğim iş çevresinde sevdiği işi bile yapsa, yaptığı işten tatmin olan bir tane adam yok.

yani işi sevmek dışında iş hayatındaki mutluluğu etkileyen daha tonlarca şey var. çalışma saatleri, patronlar, müşteriler, iş arkadaşları, iş yoğunluğu, vs. vs.

fazlaca idealist bir cevap olacak ama çoluk çocuk geçindirme derdin yoksa sevdiğin meslek. sevdiğin meslekte kendini uzman konumuna getirirsen para da bir şekilde akar diye düşünüyorum.

şartlara göre değişir bu. prensip olarak öğrenimini gördüğün meslek derim.

eğer iki kat daha fazla kazanıyorsam sevmediğm işi yapabilirim ama işkence seviyesinde olmayacak tabii. çünkü birinde 10 yılda kazanacağım parayı diğerinde 5 yılda kazanıcam. 5 yıl sonra işi bırakıp 1 yıl gezer tozarım.

bi de ne kadar sevdiğin iş olursa olsun zamanla rutine bağlıyor her iş. yönetmen, yazar falan değilsen tabi..

ben genelde para kazandıran meslekleri seviyorum :)
şaka bir yana insan sevmediği bir işi uzun süre zaten yapmak istemez ama hayatında bir gerçeği var seviyorum diye beş parasız bir iştede çalışılmaz tam arasını bulmak gerekli biraz nasip biraz kısmet.

ben sevdiğim işi yapıyorum.

gecinebilecek kadar kazaniliyorsa sevilen meslek.
cok sukur sevdigim iste iyi para var sdfjgksd.

sevdiğim meslekte iş bulamadım.
gözlerimi kapatıp zevk almaya baktığım bir başka meslekteyim.

istediğim mesleği seçtim parada kazandırıyor

şöyle düşün sevdiğin işi yapıp 20 sene çalışmak mı sevmediğin işi yapıp 10 sene çalışıp aynı parayı kazanmak mı? Ben bu ikilem arasında yıllarca kaldım para kazandığım mesleği seçtim ve çok para kazandım gerçektende.. Bi noktada tatminsizlik başladı ve sevdiğim mesleği yapmak için başvurdum herşeyi göze alıp. Yaşın geçti olmaz dediler :) Pişman mıyım? Değilim... Çok şükür herşeyim var...

neden böyle düşünüyorsun ki?

o yarışmaya çağrılmanın bile ne kadar büyük bir şans olduğunu göremiyorsan bence hiç zahmet etme bile.

önüne bir şans gelmiş, hala "yae buna değer mi, yoksa hiç yorulmayayım" diyorsun..

bu düşüncedeki insanlar kim bilir ayaklarına gelen ne şansları harcıyorlar..

İlk mülakatta sadece elin yüzün düzgün mü ona bakıyorlar.
Hedefin nedir? 30 bin kazanırsan ne yaparsın, 60 bin kazanırsan ne yaparsın? Hedeflediğin parayı kazanırsan ne yaparsın soruları var.
Beni 2. görüşmeye çağırdılar. Sonrasında elendim.
2. görüşmede ise çok çok kazık 20 soruluk (10 da olabilir) bir test yaptılar.
Belize'nin bayrağında hangi sembol var, kaç ABD başkanı suikaste kurban gitmiştir hatırladığım bazı sorular.
Ama devamındaki sözlü mülakatta sizden bir 'hikaye' bekliyorlar.
60 bin alırsam ebru sanatını dünyaya yayacağım, 75 bin alırsam karınca çiftliği kuracağım gibi enteresan hikayelere ihtiyacın olacak.
Benim böyle bir hikayem yoktu, kredi ödeyeceğim dedim, elendim..

git moruk, boşver.

bak gittt,
git tabi hacı ya dene şansını.

diyelim ki gittiniz, her şeyi geçtiniz, yarıştınız, 3-5 bin TL kazandınız. kimden kötü? gidin bence de.

pitchheuse+1

Aynı şekilde, önce yazılı test, sonra mülakat, sonra ikinci mülakat. Ev borcumu ödeyeceğim dedim, ne arayan var ne soran.

daha önce de birilerinden çok zor aşamalardan geçtiğini duyduğum için sordum değer mi diye.
dediğim de doğruymuş cevaplara bakılırsa mülakata gideni hemen yarışmaya davet etmiyolarmış.
buradan sırf istanbula mülakat için gidiş geliş 500 tl yazar zaten.
bu arada şaka sandım atv yi aradım doğruymuş.

abudik gubidik bir kıyafetle git. davranışların da öyle olsun keza. bir şekilde ekranı görürsün.

abı ne adamsın ya şaka sandım :D ama git şaka maka belki alırsın 50-60 milyar da zirvede herkeşe benden 70lik falan :D

kardesım daha o gun kadın bır temızlıkcı cıktı 60 bın kazandı kadın evının parassını odeyecektı. o ne dedı o zaman? bence sans meselesı

ben mülakata gittim. gençler için şu tespitim oldu. tipin düzgün ve sıradışı, garip biriysen aylar sonra tekrar çağırıyorlar. bana seni şu tarihe kadar aramazsak elendiğini anla gibi bi laf ettiler.

olay şu ki, reyting getirecek bir tipiniz/karakteriniz/konuşmanız/hayaliniz/mesleğiniz yoksa elenirsiniz. seyirciye "dur bakalım bu n'apacak?" dedirtip, seyirciyi ekrana kitleyebilecek insanlar seçilecektir. tıpkı survivor, bbg, izdivaç, vb programlardaki gibi. zeki olanı öne çıkarmaya çalışan eski kim 500 milyar ister yok artık. o da gözünü açtı, reyting yemek istiyor.

Geçmez

uzun zamandır o tarafa gitmedim ama %99 hayır.

normal ve öğrenci akbil geçiyor yalnız?

Geciyor ama 5.5 tl ve 3.5 tl cekiyor onlar da

tramvayla her gün önünden geçtiğim north shield pub var. aklınıza gelmeyecek sporların bile yayınları var. ama fiyatların tuzlu olduğunu düşünüyorum.

gülhane sultanahmet arası

soruyu yanlış anlamadıysam ağ falan uğraşmadan vga/dvi/hdmi vs. kablo ile direkt bağlantı olmuyor mu?

laptop macbook, girişleri biraz farklı gibi, olup olmadığından veya nasıl yapılacağından emin olamıyorum.

macbook hiç kullanmadım. ama nette şu tarz bir kablodan bahsediliyor. tabi aciliyetiniz varken ne derece size çözüm olur bilemiyorum.

www.cables-manufacturers.com

bağlayacağınız yere göre (amfi, pc) 3,5mm ya da 6,35mm jack takılabilir o kablolara. genelde lehimle olur. uyduruktan da bağlasanız idare eder ama cızırtı, tutukluk vs. yapabilir.

arada amfi olmadan direkt hoparlörleri speaker olarak bağlayınca sonuç alamazsın. yani alınır da çok düşük olur diye düşünüyorum. Müzik setini arada amfi olarak kullanırsan gayet güzel olabilir (müzik seti kaliteli ise daha da güzel olur).

Müzik setiniz de sağlam mı? sağlamsa aux girişi (olmadı phone girişi) vardır mutlaka arkasında bir yerde.

Edineceğiniz kablo şu;

img371.imageshack.us

(5 lira falan)

standart jak'ı pc ses çıkışına, diğer iki ucu da müzik setinin aux ya da diğer girişlerine takarsanız, istediğinizi alırsınız.

boyu 35 cmlik bir hoparlörden bahsediyorum aslında bunu 3.5mmlik bir jaktan besleyebilirmiyiz..ayrı bir adaptör falan gerekirmi? üzerindeki değerler

max power 10w
ımpedance 4 ohm

puıssabce max 10w
ımpedance 4 ohm

şeklinde resmini koyacağım biraz sonra..

bunun trollük mertebesi dahi var.

ben sahsen gicik oluyorum böyle seylere, daha dogrusu söyle aslinda, bazen yazim yanlislari ve kullanilan dil cok dikkat cekiyo o zamanlarda ignelenebilir belki ama diger türlü "de ayri" seklinde uyarilara kilim.

anadili doğru kullanmak önemli bence. ha artık uyarmak can sıkıcı olduğundan ben fazla dikkate almıyorum. yalnız sözlükte ya da burada, "cahillerle muhattap olamam" tarzında ifadeleri görünce kendime hakim olamıyorum.

Konuyu birini uyaracak kadar abartmam, ama kendim dikkat ederim, bozuk yazım görünce de içimden sinir olmakla yetinirim. Ana dilimizi düzgün kullanmak gerek. Nasıl ki
ben bugün hastayım
yerine
benbugün hastayım
yazmıyorsak
ben de geliyorum
yerine
bende geliyorum
yazmayalım mümkünse :)

tamamen saçmalık. işi gücü olmayan adamlar millete de yi da yı ayırmayı öğretiyor. ayrıca karşı tarafın fikrini aşağılamak için de bu tarz yöntemler kullanılır. öyle işte.

şahsi fikrim şu: bu konuda yanlış yapanlar özensizlikten değil cehaletten yapıyorlar. çünkü eğer yeterince okumuş olsalar ayrı yazılması gereken de, mi olsun; noktalama işareti sonrası bırakılacak boşluk olsun, hata yapmaları neredeyse imkansız. çünkü meleke haline gelmiş olması lazım konunun. ergo, hata yapıyorsa yeterince okumamıştır, cahildir. dolayısıyla bir anda bu adamların fikirlerine olan ilgimi kaybedip okumayı bırakıyorum. sert tepki falan göstermiyorum ama. ilgim sönüyor sadece..

Ana dilini bizim kadar kötü kullanan sanırım kalmamıştır. Bu da insanı üzüyor. O yüzden tepki gösterilebiliyor.

imla hatası ile nasıl yazacağını bilememek ayrı şeyler, önce bunun farkını anlamak gerekli.
özellikle klavye ile yazarken çok sık imla hatası yapılıyor.

ama kendi anadilinde nasıl yazacağını bilmeyen adama ben 'cahil' derim. yeterince eğitilmemiştir.

Ben de şöyle bir açıklama getireyim, Türkçe çalıştırdığım yabancılar eklerin farkını, aynı -de yazımının kattığı mananın çeşidini, bu eklerin sözcükleri birbirine nasıl bağladığını görünce çok hoşlarına gidiyor ve mantıklı olduğunu söylüyorlar. Özellikle bir Alman'ım var, bu eklerin ayrı/birleşik yazımlarında hangi sözcüklere bağlandığını ok ile çıkararak gösteriyor kendine ve şaşırarak oy harika falan çekiyor.

Kısaca bunlar bizim dilimizi özel kılan şeyler. Ural-Altay dil ailesinden geliyoruz, Hint-Avrupa ve Semitik dillerin hakim olduğu bu coğrafyada özeliz. Yabancılar Türkçe'nin sırlarını çözemiyor, tam olarak inemiyorlar bu eklerin ayrımına. Google Çevirici Avrupa dilleri arasında artık neredeyse %90 başarı elde ederken, Türkçe'de hala çok zayıf. Bu da farklı bir dil matematiği üzerinde işliyor oluşuna dayanıyor.

Ve bizim bunu korumamızın çok önemli olduğu inancındayım.

Ayrıca Ural-Altay dillerini konuşurken beynin diğer dillere nazaran iki kat daha fazla işlem yapması gerektiği hesaplandı ODTÜ tarafından. Kısaca ne kadar iyi kullanırsan o kadar daha fazla beyin jimnastiği de yapmış oluyorsun.

"iletişim zaten kullanması yeterince zor bit teçhizat. millet oxford commasını tartışırken; türkiye'de çoğu insan temel yazım kurallarını bile bilmiyor.

türkiye'de bu kadar yanlış anlaşılma problemi, birbirini dinlememe problemi olması hiç şaşırtıcı değil. çünkü evet, sende ve sen de arasında cidden anlam farkı var. insanların kelimeleri ve yazım kurallarını bu denli kullanabilmekten aciz olmalarından dolayı iletişim de sekteye uğruyor. mesele anadil meselesi değil. dillere inanmıyorum. başka insanlarla başka dillerde iletişim kurabilirim. ama türkiye'de yaşayan insanların genelde tek bildiği dil türkçe. onu da bilmiyorlar. yani mesele, senin anladığın dilden konuşmak istiyorum, ama sen anladığın tek dili bilmiyorsun. yani ben başka dillerle ve insanlarla daha iyi konuşabiliyorum, ama türkiye'deki insanlar türkçe bilmedikleri için bunu onlarla yapamıyorum.
ha, bu türkiye'de yaşayan insanların suçu mu? Osmanlıca kaldırıldı. hmm, aslında evet. çünkü türkiye'de insanlar geniş çaplı halk hareketine sahip değiller. kimlik politikaları üzerinde ayrılmaktan hoşlanıyorlar. böylelikle bilinen dil siliniyor, sonradan olma bir dil geliyor. sonra bu sonradan olma dilin yapısını, kurallarını öğrenememiş insanlara kızıyoruz. hakkımız var mı? yok. ama var işte. çünkü kim sesini çıkardı ki? madem öyleydi; halk hareketi olsaydı osmanlıca'ya dönülmesi üzerine. bırak böyle bir halk hareketini, osmanlıca diye bir dilin varlığından haberdar değil ki insanlar. onun için bu kadar belleksiz, hafızasız, kendini bilmez bir toplulukla karşı karşıyayken, son 2 yıldır umursamıyorum kim nasıl yazıyor. şimdi osmanlıca gelse ne anlamı olacak? kaldı ki osmanlıca da çok çok mu köklü sanki? yamalı dil. hem yamalayarak gelmiş bu güne kadar, huyu böyle dillerimizin. eskiden arkadaş çevreme sokmazdım. şimdi ne hali varsa görsün herkes. zaten sonradan yapılmış bir dil, mükemmel değil, zaten kelime havuzu şişme havuzcuk kadar; yabancı kelime kullanmadan ifade etmek çok zor kendini... onun için üçün beşin hesabı olmaz. ha, nedir, ben düzgün kullanırım ki seninle iletişim kurabileyim. yoksa ben da zıvanadan çıkarsam, hiç kimse kalmayacak seninle düzgün iletişim kurmaya çalışan." çalışır.

Ben okulda edebiyatı kuvvetli olanlardan değildim. Ne lisede ne de öncesinde... Çok övünmesem de söylemeliyim ki pek kitap okumam. Alışkanlık haline getirememişim. Yine de bahsettiğimiz ek olan "-de" ve bağlaç olan "de" konusunu ilkokulda gördük. Bir zahmet yapmayalım artık bu hatayı. O kadarcık dahi hakim değilsek kendi dilimize, en azından umuma yazmayalım, çizmeyelim. Hata insana mahsustur. İmla hatası yapılabilir ya da bir paragrafta bir sürü de içinde 1-2 tanesi yanlış yazılabilir çünkü en nihayetinde klavye kullanıyoruz. Ama kabul edelim ki temel dil bilgisinden yoksun, azımsanamayacak bir kitle var.

Az yukarıda KPSS ile ilgili duyuru ve cevapları okurken aynı hatayı yapan arkadaşlar gördüm, yazıktır ki bazıları Türkçe'nin çok zor olduğundan yakınıyorlardı. Sınava girmedim, sorularını görmedim ama soru ekini ayrı yazmayı bilmesem zaten ne KPSS'ye girerdim ne de eleştirisini yapardım.

Erken çocukluğumda edindiğim, insanlarla iletişimimi sağlayan, düşünmemi sağlayan ana dilim husunda hassasım. Başkalarından da hassas, duyarlı olmalarını beklerim. Özellikle belli bir yaşa ve seviyeye kadar eğitimin mecburi olduğu memleketimde kendi dilini yazmaktan, konuşmaktan, anlamaktan aciz insanların olması ve ne yazık ki bu insanların bazılarının lisans mezunu olması hevesimi, umudumu kırıyor. Sözlükten ya da duyurudan, açıktan ya da özelden kimseyi uyarmadım -değiştirebileceğimi düşünnmediğim için. Uyarmanın yararında da inanmıyorum. Buna karşın insanların kendilerini tutamamalarını da anlayabiliyorum.

tuvaletten çıkıp yıkamadığın ellerine dokunmaktan tiksiniyorlardır.

edit: sözüm sana değildi. ama esnaf olsam bende öyle yaparım. ıyy ter içinde ellere dokunacaksın arada..

@ miucee bozuk parayi avucuma bırakacak. dokunma fln yok ki pek

yurdumun altındaki mütevazi bakkalın sahibi feridun amcamın yaptığı harekettir, helede 5 kuruşlar falan varsa onu almak eziyettir yaaa valla yapsasınlar böyle:(

Bazıları elden ele bişey vermenin uğursuzluk olduğuna inanır o yüzden direk eline vermezler veya direk elden almazlar. Sanırım ondan dolayı.

verirken düşmüştür kaç kere. o yüzden tezgaha bırakmayı default olarak seçmiştir.

para elden verilmez. böyle bir adet var. babam bana kızmıştı bir keresinde mesela.

benim de şu hayatta en çok taktığım şeylerden biridir.
özellikle dikkat ederim ve ben de senin gibi elimi uzatırım.
bunun kendimce nedenleri şöyle:

1- tezgahtar yoğundur, acelesi vardır, hemen koyar paraları.
2- siz elinizi uzatmakta geç kalmışsınızdır.
3- bir kadınsa sizin elinize dokunmak istemeyebilir.
4- yapısal olarak uyuz bir insandır, sizin yapacak bir şeyiniz olmaz burada. sizi elinizi görmezden gelir ve 5-10 tane demir parayı tezgaha koyup size işkence yaptıran bir ibnetördür.
5- goldentitan'ın dediği para elden verilmez anlayışı. bunu da ilk defa duydum bu da bir neden olabilir.

genel olarak ben elimi uzatırım ve paranın elime konmasını isterim. hele bir de atarak parayı tezgaha koyanlara iyice uyuz olurum.

görmek istemeyince üstüne tıklamıyorum ve görmüyorum zaten.

duyurunun en zevkli okunan kısmı orasi yahu

bilmemne diyen bilmem kaç kişi toplayabilirim başlıkları inanılmaz rahatsız edici.

aşk meşk işleri için hiç başlık açmadım ama. cidden ihtiyaç oluyor bazen. nasıl desem bazen soramıyorsun yakın çevrene, utanıyorsun. bir anda erkek arkadaşlarının "romantik erkek" yaftasıyla alay konusu olmandan tırsıyorsun.

ya da çevrendekilere "takılıyorm bolm" diyorsun. ama geceleri battaniyelerle sarmaş dolaş kalıyorsun. ilişkini en iyi şekilde yönlendirmek adına buraya danışıyorsun.

bazen içini döküp sadece rahatlıyorsun.

bazen okuyup yalnız değilmişim diyosun.

bazen eğlenceli bile oluyor. kız elemanın tekinden sigara istemiş, sonra da ihtiyacın olursa ben de sana veririm demiş, eleman da soruyordu burada ne yapsam diye. sonrasında cevaplar cevaplar...

severek okuyorum, gayet eglenceli bence (:

Aşk meşk konuları nispeten eğlenceli de, 'biz dün korunmadan beraber olduk, hamile kalma riski var mıdır?' şeklinde duyuru ahalisine Predictor muamelesi yapan duyuruları asla anlayamadım. Ben ne biliiim anam??

Ölü taklidi yapıyorum, bir süre sonra gidiyorlar.

Onlar olmasa biz kime
-Montla sıç
-Abi seviyorsan git konuş bence
-Ona küçük sürprizler yap

vb. klişeleri söyleyeceğiz... olsun olsun komik oluyor bazen.

......... isteyen/istemeyen kaç kişi var duyuruları daha kötü bence

ben varim.

benim canım da istiyor, ama ama böyle renkli renkli negzel işte çinlilerin bisikletleri de hep böyle :) seleleri geniş rahat olur bunlar bi de. harbiden güzel değil mi yea :(

yaşın 12,5 falansa, gayet güzel.

o değil de sedona 311 çok güzel olmuş bu sene, içim gitti yav, şimdi kim bulacak 900 küsür lira onun için, pöff.

sedonabisiklet.com


not: o bisikletler o kadar güzel değil, en güzeli bu..

ben bu tarz bisikletleri sevmiyorum. sahilde, düz yolda, kısa mesafe olmak şartıyla kullanılabilir. kısa gezi bisikleti işte. renk olarak yeşil en güzeli. cruiser imiş zaten. ona benzer tarzda bu var, şehir bisikleti. çinlilerin kullandıkları da muhtemelen şihir bisikleti tarzındadır.

sedona muhteşem. sedona al (:

@yesilimtrak aynen erkek işte :) yahu sahilde falan sürücem ben de kendimi dağa bayıra vuracak halim yok, sedona da güzelmiş de ne bileyim bunlar daha janjanlı amaa :)

3 vitesliymiş :)))

fiyatı özelliklerine göre çoook pahalı.

bisikletlere gore bin tele cok geldi bana.

@laplace hızlı gitmeyi sevmiyorum ben zaten estire estire gitsin bana yeter de bi bisikletin ne özelliği olcak zaten yaa :) illa 18 vitesli olunca falan noluyor ki. tamam ya alcam ben bunu, ben ikna olmuşum sizi ikna etmeye çalışıyorum, yolda bir gün görürseniz gülmeyin pls. tek arzum budur :)

@ekaterina, valla alma. lütfen.
:)))

Bu modeller konforlu olması için tasarlanmış bisikletler. Ön çataldaki hafif eğim, gidonun şekli, tekerlerin kalınlığı, selenin büyüklüğü hep konforu etkileyen unsurlar. Eğer hafta sonlar dolaşmak için istiyorsan gayet güzel bir bisiklet türü. Fiyatı da çok değil. Kaliteli bir bisiklet için 1000 lira gayet uygun.

vay arkadaş. göz göre göre 1000 lira verecek şu bisiklete. :/

@Fahrrad işte beni anlayan bir insan evet aynen bunu istiyorum ama hafta sonu değil müsait olduğum her gün binip gezicem sahilde.

@laplace neyleyim panpa neyleyim :P gidip gözümle görmem lazım daha belki beğenmem orda eheheh

wide haklı.
1000 tl çok para bu dandik bisiklete.

@yesilimtrak ben hiç üstüme alınmadım ama valla :D şu piskilet resimlerini koymuşum birisi bana niye erkek desin demiştim eheheheh, tamam lan tamam almıyorum gidip bakcam ama çok beğenirsem alırım öyle bi ihtimal hep var, hoşçakalın schwinn'lerim :((

Bunları beğenmezsen Trek'e bak Ortaköyde. Onları kesin beğenirsin. Fiyatları beğenir misin bilemem ama.
Seni nasıl anladığımı anlamak istersen nickimi google-görsellerde bi ara bak ne çıkıyor ;)

@Fahrrad oh yes :) yaa trek'in bisikletleri çok rahatsız gözüküyor böyle hız yapmak için sanki genelde biliyorum trek'i de hep seleleri küçücük küçücük hoş değil.

yok yok öyle değil treklerin hepsi. Mağazanın içinde arka taraflara doğru git bak neler görücen.

ben de buna taktım bu aralar

www.bisikletcim.com

fiyatı gitmiş. 570 lira civarı bi şeydi

@lazpalle çok düz geliyor bunlar da bana yaa. gerçi erkeksen normal yani.

@ekaterina
fiyatı yüksek bulanlara alternatif olarak yazmıştım. konforu ön planda tutuyor, fiyat ve model size uyuyorsa sizin seçtiğiniz ala bisiklet.

www.decathlon.com.tr

bunun tasarımı öyle çok çekici gelmeyebilir ama üzerinde yatak serip uyunabilecek kadar rahat bir bisiklet, fiyatı çok daha uygun, bi de 400 liralık versiyonu var orada.

kiloluysan yavruağzı alma sakın

@lazpalle beğendin mi gerçekten inanamıyorum :)

maviyle yesili begendim.
bisikletin fiyati markasi itibariyle normal.
ben de bunu begeniyorum:
www.bikeandoutdoor.com

cinsiyetim: hipster.

dechbisiklet.com

yerli malı yurdun malı herkes bunu kullanmalı. eskişehir bu bisikletlerle dolu millet memnun gibi.

@yuto yerli malı ne ya boşver kardan pay mı veriyolar bana :D böyle de düz olurum bi anda. gördüğüm en çirkin bisiklet ama napim.

valla zevk meselesi o zaman ben bunun tipini yazdığından çok daha fazla beğendim. onu geçtim bütçenin dörtte bir fiyatına falan alet 270 lira.

www.zengen.com.tr

@yuto bakkal ciragi bisikleti terk dicektim ki hizmet bisikletiymis zaten :))

1000 tl'yi gözden çıkarıp böyle saçma sapan şeyler mi seçiyorsun?
bence spor birşeyler bakmalısın

@fakin idiyıts ya ben istanbul'dan çıkıp artvin'e kadar pedal çevirmicem ki spor bir şey alayım ne bileyim. estire estire gitmek tek amacım tamam bunlar çocuk gibi dediniz ama en fazla o sedona'yı alırım bak bi tane de trek beğendim aklımda o da gidip de düz gidonlu falan vitesli bisiklet almak niyetinde değilim.

Zengin aile kedisi hayvanı olmak isterdim. Gün boyu yatıyorsun. Okşanıyorsun. Küçük şeyler de mutlu ediyor. Yumakla saatlerce oynayıp keyif yapabiliyorsun. Yemek+Ssk+Prim ve dahası...

Karınca. Ailesi var, arkadaşları var, biri diklense arkasında duran adam var.Çalışıyor, hiç boş zamanı yok , her an faaliyette. Sonra gidiyor, kışın huzur içinde evinde yatıyor.

havada takılan ve götü sağlam olan bi hayvan.

en uygunu kartal galiba

(bkz: insan düşünen hayvandır)

Kuzey sumrusu, kuşları araştırdım, göç rotası en güzel olan bu, atlantiğin her iki ucuna da çokça uğruyor ayrıca tüm kuşlar arasında en uzun göç rotasına sahip ikinci kuş.


evet kuzey sumrusu ben, çok güzelim hem... tinyurl.com

aslan

ağustos böceği.

at.

neden bilmiyorum ama asalet ve at kelimeleri özdeştir benim lugatımda.

ama özgür bi beygir olucam. yabani, dağda yaşayan. para karşılığında çiftliklerde eleman gezdireninden değil.

otonom +1
kesinlikle zengin aile kedisi.

hamamböceği , bildiğin chat mode on hayvan , bilimum zehre , zorluğa hatta nükleer serpintilere falan dayanıklısın , ölmüyorsun - ölemiyorsun.

kuşlar çoğunlukta
iki kedimiz iki de atımız var, başka?

kutup ayısı ( sıcaktan nefret ederim )

iguana

Aslan olmak isterdim.Günde 50 kez sevişebiliyormuş.

bal porsuğu, hayatımıza bi aksiyon girsin anasını satiyim.

kanundan vs. çakmam ama bana göre saçma olmuş. adamı yargılarken içeride tut hakkında hüküm verdikten sonra yargıtay onaylayana dek dışarı bırak. tuhaf

şöyle anlatayım.

dava sonuçlandığına göre artık ortada bir delil karartma, vb. tarzı bir durum olamayacağından tutukluluk hali ortadan kalkmış oldu. aziz yıldırım dava boyunca ceza aldığından değil, delil karartma ve benzeri durumlardan uzak tutma amaçlı içerideydi.

ceza, karar kesinleşmeden infaz edilemeyeceğinden daha bir temyiz süreci var. bu süreç sonuçlanıncaya kadar aziz yıldırım serbest kalacak.

davanın yargıtaya taşınacağını da göz önünde bulundurduğumuzda önümüzdeki 8-15+ ay(tutukluluk hali olmadığından yargıtay işe öncelik vermez, ağırdan alır dosya yükleri çok ağır olduğundan) boyunca aziz yıldırım'ı hapiste tutmanın bir sebebi yok.

yargıtay bozmaz ise kararı ceza infaz edilir.

@denizyıldız9 niye 3 te 2 si?

şimdi cnn de olgun pekerin avukatı konuşuyor diyor ki tahliye oldukları için çok mutluyuz diyor fakat biz cezayı daha az bekliyorduk diyor.ceza ne demek bu adam esasen suçlu demek.suçlu birinin tahliye olmasına niye sevinilir anlamıyorum!tahliye edilmek hukuksal bir durumsa bu tamam tahliye edildiler de geç buna sevinmek kısmıdır eleştirdiğim nokta

bir yıl 2 yıl sayılmaz. bir yıl bir yıldır.

İçeriğine odaklanmadan nasıl da sonuç meraklısı insanlarız. adam 6 yıl 3 ay hapis cezası almış ve karar bozulmazsa yatacak ama tahliye edildi diye millet bayram ediyor. Bu olaylar nedense hep böyle oluyor.

Şike yapıldığı kesinleşiyor. Ama takım ceza almadı diye "biz şikeci değiliz" deniyor.

Bir siyasi parti hakkında açılan kapatma davasında suçlu bulunuyor, ancak verilen ceza para cezası. Parti kurmayları çıkıyor, biz kesinlikle öyle yapmamıştık. Bakın gördünüz mü diyor.

Nasıl bir yorumlama mekanizmamız var anlamadım.

Not: işbu yazıda kesinlikle bir anti-oluşum amacı güdülmemiştir. Anlatılmaya çalışılan şey asıl olan ile kamuoyunun yansıttığı şeydir.

evet

en çok iyi oy almış değil en büyük oranda iyi oy almış gibi aslında ama bunun hesaplanması açıklanmadığı için bilinmiyor tam olarak. yani bir entry'n 85 iyi 70 kötü aldı diyelim. ikinci entry'n 12 iyi oy aldı hiç kötü oy almadı. o zaman ikinci entry'n en beğenilenlerde daha yukarda olur.

www.youtube.com

şu şarkıda baya var =)

kişisel favorim: "bana karşı göstermiş olduğunuz.. ne gösterdiler? öyle değil.. sersem herifler, bana karşı göstermiş olduğunuz ilgiden kesin artık rezil oldunuz! allah belanızı versin1 eşşolueşekler! bir sürü namussuz, ırz düşmanları, hayvanoğlu hayvanlar! ..öf yeter be!"

arap sen içme bokunu çıkarıyosun

www.youtube.com

favorim:
aha gafası yarıldı

diğer beğendiklerim:
bu kadar parayla şey bile çekilmez
ellenince sertleşen başka yerlerimiz de var
limon ye öyleyse hıyar
çarpsın da gör ananın.... fotoğrafını
sen de mi kaçtın mahmut hoca
görünen köy uzakta değildir

www.youtube.com

Şimdi Ben Buraya Neden Çıktım
Niçin Çıktım
Nasıl Çıktım...

Bi de Şener Şen'in Bir sor bakalım niye yaptım replikleri vardır İlyas Salmanlı filminde. Ona da ayrı bayılıyorum.

hangisini söyleyeyim sen de hele. tosun paşa ayrı bir efsane, kibar feyzo anlatılmaz yaşanır

++E beeen?
--Sen gelme lan ayı!

aynı filmde "sıçmak da yassah mı gurban" bölümü var. ilk izlediğimde deli gibi kahkaha atmıştım.

Gaziantep olabilir mi?

Bir de

-diyorum ve burayi dağıtıyorum

(bkz: ben ananın olduğu tarafa gidiyorum)

yurtdışı site alışverişlerinde kredi kartından düşüyor, ama paypal kabul eden türk sitelerinde bakiyeden kullanabilirsiniz.

yurtdışı sitelerden işlem yapan türk kullanıcılarına öyle. başka ülkeler de vardır tabi. eskiden böyle değildi sonradan yamuk yaptılar bize.

not: yurtiçi sitelerde kullanmadım hiç.

ilaveten, falanca kişi size para gönderirse hesabınızda para olur ama siz hesabınıza para yükleyemezsiniz.

pozisyonu bilmem de o parayı ben alsam her sabah yataktan keyifle kalkarım.

iyi para.

türkiye şartlarında iyi para. çok mu? değil elbet ama alan az var.
benim maaş skalam da bu civarlarda fakat bunda mesleğim, sektör deneyimim vs etkisi var.
gelir konusu çok karmaşık ülkemizde, 5000 lira çok gibi geliyor oysa ortalama bir mühendisin kazancı olmalı bu miktar.

5000 lira para mı lan. yevmiye diye dağıtıyorum günlük.

pozisyon: kendi işinin patronu.

makina müh. kuzen 3500 tl ile işe başlamıştı artmıştır maaşı daha da artar. Yani çok para değil.

bir müdüre göre az bile. ama tabi müdür var müdür var.

kimine göre az, kimine göre çok para.

bana göre ortalamanın üzerinde.

pozisyona göre normal.

ortalamanin uzerindedir belki ama ben calismam o fiyata.

pozisyona göre normal
tabi kurumsal, büyük firmada çalııyorsan o parayı müdür kabul etmez o ayrı

anadolunun ücra bir kasabasında filan yaşıyorsa çok çok iyi bir paradır ama istanbul gibi bir yerdeyse abartılacak bir mevzu değil. yani yine iyi ama çok çok efsane değil.

çok şey yazıcaktım ama üşendim yazmıcam..

milletin gazına gelme, işinden memnunsan eğer 5000 tl iyi paradır.

5000 tl iyi para mı demek. vay babam öğretmen ek derssiz maaşını duyma.

Hayal edemiyorum. O derece iyi para. Ayda bes bin lira kazanıyor olsaydım her sey cok farklı olurdu. Evet fakirim.

bence kişinin o işi kaç zamandır yaptığına gör değişir.bir senedir bu işi yapan birinin maaşıysa süper,6 senedir o işi yapan birinin maaşıysa normalden hallice.

millet 4 yıllık üniversite mezunu, asgari ücrete razı olup çalışırken 5000 para mı demek milletçe içinde bulunduğumuz şu zor günlerde ayıp. iyi para tabi ki.

özellikle IT sektöründe 10+ yıl tecruben varsa ve sana bu rakamı önerdilerse dalga mı geçiyorsunuz diyebilirsin.

hayır çok para değil.

hele ki yöneticiysen.

Arkadaşı ıslak mı dövelim kuru mu?

Minibüs yolundan giden tüm minibüsler çok yakınından geçer, hiç taksiciyle pazarlık için uğraşmayın..

Edit: Çok yakınından derken 50 metre kadar yakın..

Kadıköy'den kalkan 17, 17L geçiyor.
Taksim'den kalkan 112 ve 202 geçiyor..

@pitcheuse
hocam hangi minibüslere bineceğim? aşağı yukarı kaç dk sürer?
(doğma büyüme ist. ama şu karşı taraf konusunda full cahilim)

"Minibüs yolundan giden" Pendik, Kartal var benim bildiğim.
Saate göre değişir tabii ama ortalama 20 dakika civarında ulaşırsın..

teşekkürler hocam

şağkası beyaz olan kadıköy pendik yazan minibüsler
ya da söğütlüçeşme nin önünden de kalkar aynı minibüsler oradan da binebilirsiniz
giderken sağda göztepe benzinciyi geçtikten sonra dürümcübey diye bir yer var (yol biraz genişler) ondan birazdaha sonra solda

kıbrıs, japonya, tayland, venezuela.

3 gün kalıp döneceğim olm..ne japonyası:)

www.mfa.gov.tr

bana ne vizesiz demişsin.

rca ya da line-in ports diyor. line-in senin işini görür.

line-in klasik pc girişleri, hatta şu resimde rca dönüştürücü de gösterilmiş

www.audioutilities.com

Okul Öncesi Eğitim çok önemli. eğer gitmediyse çocuğunuzu bu sene düzgün bir anaokuluna gönderin, seneye başlasın okula. Bir sene erken mezun olmaktan çok daha faydalı olur onun için.

alanda çalışan biri olarak şunu söyleyebilirim, okul olgunluğu çok önemli.okula başlandığında var olan özgüven tüm eğitim hayatını etkileyecektir. güvenilir bir merkezde okul olgunluğuna dair bir uzmana götürebilirsiniz çocuğunuzu.

şahsen kendi çocuğum olsa bu yıl başlamasını istemezdim. ki çalıştığım kurumda 8 uzmanız ve 6 kişi bu fikri savunuyoruz. hem yeni sistemin ilk yıl biraz sıkıntılı olma olasılığı çok yüksek.

teşekkürler cevaplarınız için. en can alıcı nokta ise sistemin yeni başlamış olması. evet daha oturmamış bir sisteme kızımı kurban etmeyeyim ben.

bende ilk önce okul öncesi bir yere verme taraftarıyım .. 1 sene geç mezun olsun ama devlet okullarında askerdeki acemi birliği kaosunu yaşamasın ..

okul öncesi +1

2005 doğumlu kızım bu sene 1. sınıfı bitiriyor. Onun öncesinde 2 sene anaokuluna gitmişti. Buna rağmen ilk dönemlerde ödevlerin anaokulundan daha sıkı çalışma gerektirmesi vs. yüzünden - sorun yaşadık demeyeyim- ama ona farklı geldi. Okul öncesi eğitim bunun için çok gerekli. Ve oradaki pedagoglar çocuğun okul için hazır olup olmadığını da ölçebiliyorlar.

kablosuzunu bilmiyorum ama galiba yeterli büyüklükteki bir çanak antenden 4 ayrı lnb kablosu gelmeli, 4 ayrı televizyon ve 4 ayrı uydu alıcısı ile bağlantısı yapılmalı gibi...

kablosuzunu bilmem de 4 lü lnb ile o iş olur. biz 8 li ile konu komşu herkese hizmet veriyoruz :)

4'lü çıkışlı bi lnb alın. hepsi bu. sonra tek tek tüm tv'lere dağıtımı yapın. bu kadar basit.

tv'nin hangi girişine geliyor oradan scart mı?
lnb denilen alet ne kadar ki?

40tl civarı birşeydir,lnb'den çıkan kabloyu uydu alıcısına gireceksin,uydu alıcısından tv'ye bağlantı yapıyorsun scart,hdmı,rca v.s ile

eğer her televizyon ayrı bir kanalı izlemek istiyorsa
1 adet çanak, 4lü lnb ve 4 adet uydu alıcısı lazım.

yok 4 televizyonda da aynı görüntü olacaksa( kafe, bar misali) o zaman tek çanak, tekli lnb, 1 adet uydu alıcısı ve 1 adet 4'lü video sinyal bölücü lazım.

@orpheus
hepsi ayrı izleyecek. toplam ne kadara malolur ki bu iş

1 çanak, 1 adet 4'lü lnb ve 4 adet uydu alıcısı.

dün gördüm 39 liraya uydu alıcısı satıyor adamlar. 50 lira desek 200 lira alıcılar tutar. 50 lira lnb desek, çanak da 100 lira desek, 50 lira da kablolar tutsun. ben fazla fazla söyledim 400 lira. yani kişi başı 100 lira verirse herkes bi de tanıdık tv'ci falan olursa 350'ye bile fit olur nakit paraya.

4 çıkışlı lnb 35-40 tl
1 adet 90 cm çanak 40 tl
1 adet çanak kurulumu 40 tl
4 adet uydu alıcısı ( tanesi 40tl - 100tl arası değişiyor )
gerekli miktarda kablo (100mt yaklaşık 40 tl her receiver için çanaktan bir hat gelecek )

yolunuz doğru mu bilmem ama, ilk paragrafta yazdığınız durum aynı bende de. gelgelelim o yazdığınız listeyi benim uygulamam imkansız gibi. açlıktan düşer ölürüm.

sabah yumurta akıyla beslenip mideni tok tutabilirsin. hem de protein alıp kaybedeceğin kas kütlesini azaltırsın.

doğru yoldasın. ancak sabah kahvaltın çok zayıf. sabah haşlanmış yumurta ve peynir yemeni öneririm ki açlık hissin azalsın ve halsiz kalma. bu kadar az beslenmeyle egzersiz riskli olur.

kahvaltıya değineceğim ben de. kahvaltıda az daha ye. günde 2 elma 1 portakal biraz fazla şeker ayrıca. kahvaltıda elmayı geç, 2 dilim buğday ekmeğiyle bir tane yumurta azcık peynir ye. abartmadığın sürece kahvaltıda sıkıntı olmaz. öğle ve akşam yemekleri iyi. ara öğünlerde de o tarz şeyler yerine YEŞİL ELMA veya SALATALIK yiyebilirsin mesela. çok düşük kalorili oldukları halde mideyi biraz tutar bunlar. illa tatlı bir meyve yiyeceksen de akşam yemeğinden sonra değil de öğlen ve akşam yemeklerinin arasında 16.00 civarında yiyorum demişsin ya o arada ye mesela.

egzersiz olayı nefis olur, 45 dakika koşu + 20 dk bisiklet yapıyorum ben yukarıda tarif ettiğim diyete ek olarak. 1 ayda 4.5 kilo verdim.

kolay gelsin.

light olan hiç bir ürün tüketmeyin yaw, ne bu light sevdası. light cola, light eti form.. yahu doğada light diye bir tabir mi var allah aşkına?

ekmeği bırakın, ya da doğrudan insülin direnci ve karatay diyeti kitaplarına göz atın derim.

en azından metabolizmanın çalışma prensiplerini anlayabilirseniz, bu listeyi otomatikman siz belirlemiş olursunuz zaten.

Karatay ile 4 haftada 5 kilo vermişim.

meydanda birilerine sorun

minibüse bin

ben de baktım biraz ama pek bir fikir üretemedim. 3 yıllık geçmişi var, reklam bir tane var ya da yok. belki de gelir yönteminde değişikliğe gitmiş olabilir o nedenle geçici olarak böyle görünüyordur.

bunların haricinde üye listesi oluşturup onun üstünden pazarlama yapıyor olabilirler mi acaba? buna da pek emin olamadım.

bannerlar var.
bu tip hedefi ve kullanıcısı çok belli (yani her şeyden bahseden değil de belli bir konuda derinleşen) sitelerde normalden daha yüksek fiyatla reklam verilebiliyordur.
bir de en başarılı girişim falan seçilmiş, yüksek fiyattan gidiyordur kesin..

doktor sitesi var buna benzer. Doktorlara soru soruyorsun doktorlar cevaplıyor. Bazen "bunu internette anlamam mümkün değil ofisime gel" diyip para kazanıyorlar. Freelance doktorlar için platform olabilir. Ordan da kar payı. Bu sitenin bannerlar ile para kazanması mümkün değil çünkü baya bi yatırım aldı.

bu tarz siteler için öncelik markalaşma ve hafızalarda yer edinmedir.

şimdilik doğru yolda gidiyor gibi görünüyorlar... ilk senelerinde reklamlarla insanları sıkarlarsa kullanıcı siteye geri dönmeyebilir ki bu da büyük bir risktir.

zaten site belli bir yer edindikten sonra reklamı dayayabilir. (bkz: ekşi sözlük)

Made in prc(cin halk cumhuriyeti) People's Republic of China

asap: as soon as posible
fyi: for your information
a.k.a: also know as

ntv: nergis tv

fermuarlarda ykk:Yoshida Kogyo Kabushikikaisha

kitaplarda geçen;
age (adı geçen eser) agy (adı geçen yayın) en (editörün notu) çn (çevirenin notu)

ekşi sözlük katkılarıyla:

-denyo: DENge YOksunu
-JEEP: GP(General Purpose kısaltması okuna okuna o hale gelmiş)
-perpa: PERşembe PAzarı
-tır: Transit International Routier
-never: Not EVER
-modem: MOdulator/DEModulator
-köy: Kalkınmada Öncelikli Yöreler

ekşi sözlük sundu..

vakko: v karısının isminin baş harfi, akko'da soyadının devamı(hakko).
opet: osman petrol diye duymuştum.

edit: aklıma geldikçe yazarım.

Sunta: Suni Tahta

haşema: hakiki şeriat mayosu

öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler başlığnda bayağı var bunlardan.

rodi: ramazanoğulları dikiş işletmeleri

ASPAVA (Allah Sağlık Para Afiyet Versin Amin) aklımda böyle kalmış :) Ankaralılar daha iyi bilir.

kombi de combined - hem suyu hem evi ısıtıyo diye.

www.acronymfinder.com ingilizce tüm kısaltmalar için.

bim: bütün ihtiyaç malzemeleri

gt: grand touring (arabalarda) motoru kuvvetli ve konforlu uzun yol arabası.

Bim vardı Birleşik İslami Marketler diye ama şehir efsanesiydi sanırım.

bolçi: bolu çikolatası (thank you captain obvious)

atv ilk açıldığı zamanlar aktif tv olarak başladı yayın hayatına, sonra sadece atv olarak kaldı.

binek araç olarak atv ise "all-terrain vehicle" yani "tüm yol şartlarına uygun araç" anlamına gelen bir kısaltma.

ft. featuring (eşlik eden)
v. versus (-e karşı)
az mı biliniyor bunlar?

son olarak kısaltma değil ama bana ilginç gelen 2 şeyi söyleyeyim;

1- direksiyon fransizca ve ingilizcedeki direction yani yön kelimesinden geliyor.

2- defransiyel differential kelimesinden geliyor. virajlarda sağ ve sol tekerlekler arasında olan hız farkı (dıştan dönen daha hızlı dönmek zorunda, iç taraftaki tekerler daha yavaş) yüzünden, yani ingilizce difference of speed i ayarladıkları için differential olarak isimlendirilmişler. bana çok enteressan gelmişti.

@blackmail
vakko, vitali hakko'dan gelmiyor muydu? benim aklımda öyle kalmış da...

ABS: Anti-lock Braking System (Kilitlenmeyen fren sistemi)
EBD: Electronic Brakeforce Distribution ( Elektronik fren gücü dağıtıcısı)

dyo: durmuş yaşar ve oğulları

VIP: very important person

@hasanli,

kimse dememiş ama ben onu public republic of china diye biliyordum ?

ben öğrenciyken opet'te çalışmıştım, öztürkler petroldür o.

rodi: ramazanogullari dikim işletmeciliği.

sim karttaki sim: subscriber identity module.

pin : personel identification number (pin kodu)

renault mais'in maisi: motorlu araçlar imal ve satiş a.ş

ykm: yeni karamürsel mağazaları

tansaş tanzim satış mağazası o zaman

tofaş: türk otomobil fabrikaları anonim şirketi (kalmadı artık gerçi, hep fiat diye çıkıyor otomobiller)

EGO: Elektrik, Gaz, Otobüs (Ankaralı'lar bilir, ama 'Erken Gelen Oturur' da derler)

İGS'nin bizim gençliğimizdeki açılımı farklıydı:)

anlaşmalı olduğunuz ya da nazının geçtiği, sizinle aynı işi yapan iki firmadan aynı malzemenin, sizden yüksek fiyatlı teklifini alacaksınız demek.

yani işi size verecekler, başka firmalarla muhatap olmak istemiyorlar. ancak mevzuat gereği en az 3 firmadan teklif almaları gerek. dolayısıyla diğer 2 firmayı kurum adına siz bulacaksınız, tanıdık olması sizden daha yüksek fiyat vermesi için gerekli.

teşekkürler,

edit: hiç uğraşacağımı sanmıyorum

bir nevi danışıklı dövüş durumu.

mesela firmanın ihaleyi size vereceği kesin anlaşmaya varıldı. siz başka 1-2 firmadan daha sizinkinden yüksek teklif gönderiyorsunuz buna yan teklif deniyor.

google'da daha çok yasak falan diyor da tam olarak ne olduğunu açıklayan yeri yeni gördüm. hoş cevabımı buradan aldım daha önceden. tekrar teşekkürler

ihale ise;
yaklaşık maliyet gönderirsin
maliyet
birde net fiyat gönderirsin.
Diğer firmalar içinde öyle.
Ama malzeme 150 liralık diyorsun, pek sanmıyorum böyle isteyeceklerine...
Edit: Yani; firma yatırım yapma düşüncesinde ise
Önce piyasa araştırmasını yapar.
Yaklaşık maliyet teklifini ister. Tam net olmayan teklif için yaklaşık bir fiyat yazarsın.
Firma ön piyasa araştırmasından sonra karar alırsa bu yatırımı yapmaya yönelik,
Tekrar size döner; Şu şu şu ölçelerde adetler şu kadar malzeme yada projeyi açıklar. Yine bir kalem atarsınız yazılı olarak geri döner.

Ardından hala elenmeyen firmalardansanız, tekrar geri döner; tam maliyet yada net fiyat ister. Bu bir nevi yazılı pazarlık gibidir. Her kalemde fiyat düşer. İş netleşir falan. Neyse 150 liralık için değil bilgin olsun diye yazdım. Ben diğer firmalardan kaşe almıştım. Daha rahat :) Tabi burda diğer iki firmayı istiyor olabiliritesi daha yüksek. Değilse 165 160 ve 150 liralık 3 teklif yollarsanız.

önce soruyu okuyup sonra paragrafı inceleyin.

kediebesi doğru diyor. önce soruyu oku ki, paragrafı iki defa okumak zorunda kalma.

kediebesi +1
ayrıca bol pratik bu işin ilacı

1. paragrafı tüm okumaktansa her cümlede kendince anahtar kelimeler seç. eğer ki zorlanırsan soruyu çözmekte tekrar o koca paragrafı okuyacağına anahtar kelimelerine bak. paragrafı çıkartacaksın bu şekilde. zaman kazanacaksın.

2. değinilmemiştir, çıkarılamaz sorularında önce şıkları oku sonra paragrafa geç.

3. anlatımın akışını bozma sorularında ise her cümlede kendince konu örüntüsünü çıkar. mesela birinciyi oku hea x'ten bahsediliyor burda de. sonra 2, sonra 3... bu şekilde akışı bozan ortaya çıkar.

4. paragrafın ikiye ayrılması sorularında ise yine üçüncüdeki gibi konu örüntülerini yakala ve birbiriyle bağlantılı olan cümleleri birbirinden ayırmamaya çalış. ayrıca, böylece gibi devam ediyorsa yani o öncekinden ayrılamaz.

benden bu kadar (:

eğer ki cümleler çok uzunsa onları kısalt. paragraf soruları genelde kolay olmasına rağmen zihni feci yorar, sırf onlar yüzünden diğer sorulara gereken dikkati veremeyebilirsin. o sebeple eğer çok uzun cümleler varsa, devrik kurulmuş, anlatımı zorlaştıran cümleler varsa kendi anlayacağın şekilde çevir hikayeyi. bir nevi türkçe - türkçe çeviri yap.

dediğim gibi, genelde kolay olur sorular ama en çok yanlışlara da paragraflar sebep olur (en azından bende öyle) zorlanmamızın sebebi zihni yormasından kaynaklanıyor. dikkatini paragrafa kanalize et, odaklan.

paypal'dan evet. diğerlerini bilmiyorum.

peki nasıl? bir de tam tersini yapabilir miyim, banka kartından paypal'a aktarım?

yukarıdaki withdraw kısmından.
onu bilmiyorum ama olmaması lazımdı en son.

sanal uykucu eyvallah, yardımcı oldun sayılır ama başka bilgisi olan varsa onlara da açığım.

neteller hiç kullanmadım.

diğer ikisinden de banka hesabına para göndertebiliyosun. paypal belli bi miktara kadar komisyon almıyor, alertpay en son eft işlemi için 40 dolar alıyodu şimdi durum nedir araştırman lazım sayfaları gezip

ayrıca IBAN, SWIFT vb. kodlar elinin altında olsun.

alertpay müthiş kesintiler yapar uzak dur.

pp'den bankaya para çekilebilir ama türk kullanıcıların pp hesabına para aktarmasına izin vermiyor. o halde ne yapacağız dersen, bir yere ödeme yaptığında direkt karttan çekip ödeme yapar, ya da birisinin veya bir şirketin senin hesabına ödeme yapması gerekir. ancak o durumda hesabında para olur.

ek olarak, şu an benim hesabımda 50 usd civarında para var ama örneğin hostgator'a ödeme yapacağım zaman balance'ı kullanmama izin vermiyor gidip yine karttan çekiyor. amerikan, ingiliz olmayınca bu işler çok zor. bizden beterleri de var, örneğin hintli kullanıcılar.

@lazpalle paypal gayet güzel türk kullanıcılarının banka hesaplarına para gönderiyor, ben her ay üj bej bi şeyler aktarıyorum hesabıma.

orta karar bilgisi olan biri olarak cevaplayayım

normal şartlarda senelik olarak yenilediğiniz sürece o domain sizin, başka bir işleme gerek yok. ilaveten ücret ödeyip whois bilgilerinizi gizleyebilirsiniz.

domain aldıktan sonra siteye giriş diye bir şey yok, hosting cpanel'e falan girersiniz. oraya wordpress, joomla falan yüklemeniz gerekir, bazı hostinglerde bir tıklama ile de yapılıyor diye biliyorum. ha kodlama vs biliyor kendiniz site yapabiliyorsanız oralar benim bilgimi aşan şeyler

Bazı hosting firmalarında wordpress, joomla gibi sistemler de plesk aracılığı ile kuruluyor. Onları tercih edebilirsiniz.

konu ile ilgili hiçbir bilgim yok ama taraflardan biri digiturk ise o parayı aylık alır. istersen televizyonu fişten çek farketmez

7tepeblog.com

bu şekilde öğrenmek istediğin yerler olunca ilgili resmi google'ın resim arama kısmına geçip arama kutusuna sürükle o da benzer resimleri arasın bulduğu sitelerden herhangi birinde yazıyodur neresi olduğu. orası da atatürk arboretumu lazpelle'nin de dediği gibi :)

teşekkür ederim arkadaşlar

çok da değil. cidden değil. trollük yapılacak. belki güzel kız fotoğrafı koyulacak. arada erotik ya da açık davetli twitler atılacak hashtaglar eklenip. olur yani olmaz değil.
ama tamamen doğru yollardan gidilecekse. şansınız bol olsun.

zor tabii. o kadar veya ona yakin takipcisi olan bi hesabi satin alin? satan vardir.

ben zaten bi miktar karsılıgı bunu yapıcagımı soyledım ki hesabı ben de yonetmıcem :) bir yazara gazetecıye aitmis ama kim oldugunu henuz bilmiyorum.

parayla takipçi satın alınabiliyor ama anlaşılırsa tefe koyarlar o adamı.

aynen takıpcı satın alma olayını gordum 2000 i 80 lira filan sudan ucuz hahaha.. ama ıste saygınlıgına onem veren birini bitirir dedıgınız gibi o işin desifre olması :)

bot hesaplar olduktan sonra 1 saatte bile o kadar takipçiyi hesabına eklerler. fiverr.com da bu servisi verenler var.

O gazeteci için takipçi sayısı değil de o kadar "kişi"nin onu takip ediyor olması önemli bence.

8 tele

bcc

bcc kullan

alıcı kısmında kendi mail hesaplarını görsünler isteniyorsa bcc yapmaz o işi, program falan kullanmak gerekir

bcc gönderince size gelen mailde, bcc olarak size gönderildiği yazar, ve diğer alıcıların ismi gözükmez

şimdi denedim

video2mp3.net diye bir site vardı bi aralar.

tunetune.net

tunetune işe yaradı. eyv

(git: www.flv2mp3.com)

kurcalama.

kurcalayıp öğrenmem lazım daha sonra bir sıkıntı olmaması için.

kiraya verenin mülk sahibi olması gerekmez. neticede kiraya vermiş ve kira geliri elde etmişseniz vergi ödenir diye düşünüyorum.

örnek hesaplama aşağıdaki gibi. yıllık gelirinizi hesaplayıp bundan 2.800 lira düşüp kalan tutarı hesaplayın. bundan da %25 azaltın. bulduğunuz matrahın %15'i ödemeniz gereken vergidir. sanırım 100 lira bile etmeyecek.

Örnek : 1 - Konut Kira Geliri Beyanı
2011 Yılında Elde edilen Kira Geliri toplamı : 12.000 TL
Seçilen Yöntem (Götürü Gider Yöntemi)

Beyan edilen konut kira geliri : 12.000 TL
Konut kira geliri istisnası : 2.800 TL
İstisnadan sonrası kalan tutar : 9.200 TL
Götürü gider indirimi %25 : 2.300 TL
Vergi Matrahı : 6.900 TL
Ödenecek Gelir Vergisi Tutarı : 1.035 TL

duyuru linkini mesaj attım

buradakiler forum.wordreference.com gece yarısı demiş ama cuma'nın başlangıcı kabul edersek o zaman sizin vakit geçmiş oluyor

12 am genellikle günün ilk saati için kullanılır.
yani o ödev muhtemelen dün geceyeydi.

evet, gec kalmissiniz.

anadilini doğru dürüst konuşamayan adamlara uyuz oluyorum ben.

@gaborit

dili arac olmaktan cikarip amac yapmaya calismak gibi geliyor bana.

kullandığı dile özen gösterilmemesinden rahatsız oluyorum ben.

bunun yanında soruya cevap vermeden "hop kardeşim git biraz dilbigisi çalış" denmesini de pek hoş bulmuyorum doğrusu. ama soruya cevap verdiysem yanlışı düzeltme hakkını kendimde buluyorum.

biraz dikkat etmek gerekiyor yazarken.

dahinnotha nin dedigine kismen katiliyorum,ama yanlisi düzeltmek kisminda kisi cok gicik tavirlar sergilemiyorsa ya da cok major bir sacmalik yoksa cok uyarmayi dogru bulmuyorum ben.

bazıları gerçekten çok kötü bir dil kullanıyor.yazdığı şey anlaşılmıyor.sitem olarak bazıları yazıyor düzelt kardeşim okurken zor anladık vs. diye.bunlara laf yok tamam.fakat bazı grup sırf inadına yazıyor şunu yanlış yazdın vs diye.sadece maksatları muhalefet.o insanlar evet gıcık.ama dediğim gibi bazısı hak ediyor onun durumuda farklı.

@serabetan, konuşurken bir nebze olsun göz yumarım, sonuçta kimse koşacağım demez, tamam eyvallah. ama bunu yazıya dökerken düzgün dökmeliyiz. sonra önemli bir yere mail atarken, aman efendim yalnız diye mi yazılıyor yoksa yanlız diye mi yazılıyor diye düşünürüz hepimiz. hayır şöyle bir şey var bir kere, niye doğrusunu yazmayalım veya öğrenmeyelim ? ya arkadaş ingilizce öğrenmek için götünü yırtıyorsun ama, ilk önce öğrenmeye çalışsana türkçeyi. ben dilimi seviyorum kardeşim, bozulmamalı bu dil, 12 sene boşuna dil ve anlatım dersi anlatmadılar bize.

@serabetan son bir şey daha. başlığının son kelimesiyle yazının son kelimesini karşılaştır. sen doğruyu bildiğin halde yanlış yazıyorsun, yapmayın etmeyin gözünüzü seveyim.

Özellikle dili kullanmada özenli davranan insanlar bu konuda çok hassas olabilirler. Keza ben de kendimi o tür birisi olarak nitelendirebilirim. İnsanların da bu konuda dikkatli davranmasını istiyorum haliyle ama bu tür bir düzeltme yaptığınızda insanların yüzündeki ifade de can sıkıcı oluyor. Bir süre sonra adınız "eke" oluyor. İnsanımız hatalarını duymaya alışkın/hazır değil sanırım.

@gaborit

bahsettigim bu iste.gerek yok buna.

aynen en uyuz olduğum şeylerden biri. ingilizceye almancaya ona buna bakalım hepsi internette kısaltma vs kullanıyor, kelimeleri değiştiriyorlar yeni terimler türüyor. internet dili diye birşey var zaten, kasıntılığa ne gerek var, dilekçe yazmıyoruz şurda.

ben sadece ayrı yazılması gereken bariz şeylerin bitişik yazılmasından birazcık rahatsızlık duyuyorum. bunun dışında kendim de -yo ile falan biten cümleler kullanırım gayet.

o zaman ben Atatürk'ün bir sözüyle veda edeyim bu konuşmaya : '' Türk dilinin sadeleştirilmesi, zenginleştirilmesi ve kamuoyuna bunların benimsetilmesi için her yayın vasıtasından faydalanmalıyız. Her aydın hangi konuda olursa olsun yazarken buna dikkat edebilmeli, konuşma dilimizi ise ahenkli, güzel bir hale getirmeliyiz. ''

@gaborit

tribünlere oynama:)

her ne kadar bazı insanların ne yazdığını dahi anlamak zor olsa da, her iki lafından birinde milletin hatalarına atıf yapan, sürekli facebook vasıtasıyla "ergen işi", "dilimizi koruyalım berkecan" mesajları verenlerde kuşkusuz liseli kişilik bozukluğu vardır.

eğersorunanlamakisebunuokuduğunuzdadaanlayabiliyorsunuzamabusizimutluetmiyordeğilmi?Olay anlamak değil. Bazı hatalar var, imla hatasıdır, elin çarpmıştır yanlış yazmışsındır. Ama gidip de, özellikle bitişik yazılmaması gereken "de" ve "ki"leri bitişik yazan birisi olduğu zaman ben mutlaka düzeltirim. Rahatsız oluyorum. Düzeltmesem bile, bu hata tekrarlandıkça karşı taraf hakkında yargıya varıyorum. En basitinden kitap okumadığı yargısına varıyorum. Bu Türkçe kahramanlığı değil.
Not: İngilizcede de your ve you're geyiği var aynı şekilde.

benim kısaltmalarla bir derdim yok ama kelimelerin yanlış yazılması veya ayrı yazılması gereken eklerin bitişik yazılması beni rahatsız ediyor. örneğin, muhattap ve içten bile değil yazan birisini gördüğümde kan beynime çıkıyor. ancak karşı taraf kaba bir tavır takınmadıkça uyarıların dostça bir dille yapılması taraftarıyım.

@dampire

iste bu olaydan uzaklasmak demek bence.sorunun amacindan uzak.

@ciger
o dillere lingua franca deniyor.simdi ingilizce ve cok kullanilmasi gayet normal.
googlelamak gibi kavramlara ben karsi degilim hatta destekliyorum ne yalan söyliyim ayrica tüm dünya dillerinde var bu,germen memleketlerde almancada xxxxxisieren,xxxxln gibi eklerle yapilir ayrica googeln seklinde geciyor.

ki yabanci dille egitime de destek veren biri olarak dilin arac olarak kullanilmasi gerekir diyorum.

mesela resetlemek yerine ne kullaniyorsunuz merak ediyorum:)

ben pek kizmiyorum, hatta birisi hatami duzeltince memnun bile oluyorum. ama bunu yaparken eger kucumseme veya hakaret sayilabilecek bir uslup kullanirlarsa o zaman kizarim.

oluyorum çünkü dili önemsediklerinden değil, bilgiçlik tasladıklarından uyarıyorlar.

yalanla ilişki yürümez.huylu huyundan da pek vazgeçmez.ilişkini sürdürsen bile her zaman içinde bir şüphe olacak yinemi yalan söyledi diye.yeni ilişkilere yelken açma zamanın gelmiş.

benim bir dayım var söyleyecek yalan bulamayınca doğru söylüyor, dolmuşa binice dolmuş parasını vermediği gibi dolmuşcu para isteyince 20 gönderdik üstünü vermedin daha para mı istiyorsun deyip üstüne para alır aklıma o geldi. yalan o adam için bir hayat misyonu gibi. çok iyi kalpli bir insan çok da eğlencelidir ama yalancı olduğu için bir türlü sevemedim. yani demem o ki ne yaparsan yap o yalanlardan vazgeçmeyecek ve üzülen hep sen olacaksın

kaç yaşında ?

20 yaşında

her insanın özeli vardır sevgilisiyle bile paylaşmak istemediği. onları zorla söylettirdiyseniz kimyası dağılmış olabilir kızın. bakın ne güzel siz de aldatmadığına eminsiniz. o da sizi çok seviyor belli ki. yaşayın gidin işte. ikiniz de takılmayın bunlara. sonuçta kötü bir niyeti olsa sizden saklama gereği duymaz, basar giderdi.

birbirinizi üzmeyin. ona küçük sürprizler yap.

bahsettiğiniz husus 20 yaşında bir birey için sıkıntı, destek alması için telkinlerde bulunmanızı öneririm.

yahu yaşayın gidin olur mu. karşındaki senin gözünün içine baka baka yalan soylerken nereye yaşayalım gidelim. 1 dakika önce anneannem üzerine yemin ederim bi daha yalan söylemiycem diyor. 1 dakika sonra bi daha yalan soyluyor. daha demin annanen üzerine yemin etmedin mi diyorum. ettim haklısın diyor.

bunu söylediğim için çok üzgünüm fakat kendi içinde sana olan güvensizliğinin bir yansıması olabilir. yani ileride senden ayrılabileceğinin farkında ve hayatında büyük bir yer edinmeni -ama bilinçli ama bilinçsiz- istemiyor olabilir. tabi ilişkinin süresini gidişini bilmediğim için biraz iddialı bir yorum olabilir o yüzden burada yazanları çok takma derim en iyisi sakin kafayla düşünmek.

hacı olay sürekli olmasa başa çıkılabilir ve seni sevdiği için yaptığını söyleyebilir.

bir benzeri benim başıma gelmişti. Yalandan kişilik olarak nefret eden biriyim.

benim tavsiyem hatuna "eğer beni kaybetmek istemiyorsan yalan söyleme" de. O cümleden sonra ilk yalan tespitinde ilişkiyi bitir. Bir süre ağlar, gerçekten pişman olur. Tekrar denersin hala yalan söylüyosa komple bitirirsin.

gerçekten bütün suç sende. insanların özel hayatları vardır. bu kadar kıstırmasaydın bu duruma gelmezdi ilişkiniz büyük ihtimalle. biraz rahat bırakmayı denesene kız arkadaşını. sevgililiğin amacı birbirinizle mutlu olmak değil mi. niye zora koşuyorsunuz anlamıyorum.

çok çok çok büyük ihtimalle kız senden sıkılmış. ama seviyor ve bırakamıyor. geçmiş olsun. ölü ilişki.

yok kucuk suprisler yap. yok kinder yumurta al. 20 yasinda genclik caginda cocuklar. ailesi ile konusmak gerekir eger kizimiz bunu aliskanlik haline getirdiyse o zaman sonuna kadar gider. zaten 20 yasinda bir kizin fikri ve dusuncesi bellidir. daha o 25 30 yasina gelecek ve bir seyler cozecek. kiz veya baba tarafindan gecmis olabilir genetik. ailesine bakmak gerekiyor cocuk yetistiren onlar biz buradaki kullanicilar degil.

umarım şöyle bir duyuru açmazsın

daha düne kadar ayaklarıma kapanıp ağlıyordu, birden terketti

söylediği yalanlar hep eski sevgilileri, gelen mesajlar, diğer erkeklerle ilgili ise önce bir kendine bakmak gerek, belki kıskanç biri olduğun izlenimini veriyorsundur. hele de kızacağını düşünüp siliyorsa senin davranışlarını gözden geçirmen gerekir.

bunun psikolojik bir nedeni olabilir. eğer istem dışı olduğundan (aldatma filan yok dediğinize göre) eminseniz mutlaka bir uzmana danışın. gerçekten seviyorsanız değer, belki bir çözümü vardır. baktınız gerçekten olmuyor, o zaman ayrı kalmanız daha hayırlısı elbet.

belki kız annannesini sevmiyor. bi sor bunu bence.

Kadınların, eşleri ve sevgilileri tarafından, sırf sosyal paylaşım sitesinde hesap açtığı sebebiyle öldürüldüğü bir memlekette yaşıyoruz. Kız da doğal olarak eski sevgililerinden gelen mesajları, yeni sevgilisi görmeden silmiş. Alakası bulunmasını istemediği insanlarla mecburen görüşmüş; alakası var sanılmasın diye bahsini açmamış. Bundan doğal ne olabilir?
Birini olduğu gibi kabullenip sevmek yerine; "psikolojik destek mi düşünek, bu kıza naapak la" diyeceksen, çık hayatından. Kendini, başkasının hayatını "düzenleme yetkisine sahip" bir üstünlükte görme. Zira bu dediklerinden pek ala senin de paranoya delhizlerinde dolaştığın çıkarımında bulunulabilir.

sen kızı ne kadar bunaltıp, korkutmuşsun ki kızcağız doğruları söyleyemiyor, azıcık rahat ol niye kızın cep telefonunu karıştırıp mesajlarına bakıyorsun, gestapo musun nesin hemşerim?

@birkaç yazar önce + 1

ilişkiye devam etmek istiyorsa yalan söylememesini, aksi halde ilk yalanında bitireceğini söyle. ve dediğini yap.
yalanla hiç bir çeşit ilişki yürümez.

normal şartlarda, yalan söylemek; kişinin kendine güvensizliğini gösterir.

eğer erkek kıza baskı yapıyor ya da filanca izlenimi bırakıyor olsaydı neden yalan söylediğini sorduğunda kız ona "bilmiyorum" demek yerine erkeğin kendisine yaptığı davranışları sayardı, diye düşünüyorum.

artı; ben de "o kadar yalan söylüyorsa, aldatmadığı ne malum?" diye soruyorum.

bugün en çok izlenen videolarda sonuncu video 173 bin kere izlenmiş

www.youtube.com

sizin baktığınız yerin linki nedir ya da kategori bazında mı baktınız?

gönderdiğiniz listenin son sayfasına (16) geldiğimde, 17 bin izlenmiş videolar var.

Benim yayınladığım video ilk gün 30 bini, ikinci gün 85 bini geçmişti. Yani, her iki gün de bu listede olması lazım aşağı yukarı.

Kategori bazında baktığımda, (nonprofits & activism ) 150 kere izlenmiş bir video bile bu listedeyken, benim yaptığım yine yok.

upload ettiğin video nun linkini bi versen artık.

simdu bu enteresan cunku ben ayni listenin son sayfasinda en az 173bin izlenmis video goruyorum 17bin degil

upload ettiğim video: www.youtube.com


benim en çok izlenenler listesinde gördüğüm son sayfayı yukarıya ekledim.

bende cikan son video bu ,

16. sayfa 96 nolu video Gabbar Singh teaser - Pawan Kalyan & Shruti Hassan

173,245 views

Son sıradaki videonun 173 bin izlenmiş olması doğru. Ben ülke kriteri koyduğum için başka videolar görmüşüm. Ancak, kategori bazında baktığımda hala sorun var.

sorun çözüldü. istatistikler yavaş yavaş düşüyormuş, bu yüzden.

host-tracker.com

bir de buradan test edin. sizin bağlantınızla, çalıştırdığınız wp plugin sayısıyla da alakası olabilir.

ayrıca amerika'da veya avrupa'da olan sunucuyla, türkiye'deki mutlaka farklılıklar gösterecektir. ancak benim naçizane tavsiyem wp olsun, kendi özel siteniz olsun performansı üst seviye çıkaracak ayarlar yapmak. ne kadar profesyonel olduğunu bilmiyorum fakat bu yapılan ayarlarla kesinlikle ciddi hızlanmalar olduğuna (yurtdışı lokasyon olmasına rağmen) şahit olmuşumdur.

w3 total cache kurdu hostgator. şimdi yurtdışından sorduruyorum bakalım. ziyaretçiler yurtdışı olucağı için bende şüpheliyim türkiye konusunda

eğer meraklıysan şu kitabı da öneririm. shop.oreilly.com

bunun dışında chrome ve firefox eklentileri ile varolan sitende olan performans kayıplarının bir listesini görüp, basit düzenlemeler ile nispeten daha iyi olacaktır.

kendi sitesinde

www.nasa.gov

ibretlik bir olay. ben de bulamadım.

ben de baktım bulamadım sonra da araştırdım. yok öyle bir şey diyorlar

www.google.com

ya bu orkut neyin nesidir diye girdim
malum google hesabından otomatik giriş yaptı
profile baktım 1 ocak
değiştiremiyorum zira google den böyle geldi
neyse
ilginç ama...

tahminen

konami takımlara, firmalar konami'ye

1-konami takımlara para ödüyor. Anlaşamadığı takımların isimleri bazı oyunlarda görmüşşündür orjinal isimden farklı olur, hatta oyuncuların isimleri bile değişiktir.

düşmicek ama ceza alıcak gibi - fb

düşsün. galatasaralıyım.

UEFA' yı da göz önüne alaraktan düşer diyorum. - Galatasaray

düşmeyip ceza alma ihitmali kalmadı ortada.(şimdilik) 58.maddenin değişmemesini kendileri de istemiyor. şu tabloda düşmeli, kendisiyle beraber 5-6 takımı daha götürmeli.

Bence düşmez, davadan da bişi çıkmayacak dağ fare doğuracak diye düşünüyorum. Hatta FB yi avruparaya göndermediler diye FB TFF yi mahkemeye verebilir. Onlarda sen bizi dava etme bizda ceza neyim vermeyelim bu olayda kapansın diyebilir. Güzel senaryo yazdım. Evet.

valla önemli kaynaklardan "kayıt dışı" edindiğim bilgilerime göre, epey canı yanacak ve çok zor günler bekliyor fenerbahçe'yi. daha fazlasını maalesef söyleyemiyorum.

bence düşürülmez, eksi puan cezası alır. şike varsa düşürülmesi taraftarıyım. fenerbahçeliyim.

açıkçası bende düşüceğini düşünüyordum ama,aziz yıldırım'ın bu kadar kendinden emin ve iddaalı olması kafamı karıştırdı.

düşmez. yaptılarsa düşsünler. galatasaraylıyım.

bütün iş uefa'da bitiyor. uefa'yı kafalayabilirlerse düşmez aksi durumda aşağı mı tükürsek yukarı mı diye düşünüp duracaklar.

yazan: hiçbir takımın temiz olmadığını düşünen trabzonsporlu

Bunca yaygaradan sonra mecbur düşecek,galatasaraylıyım,

Aylardır iddianamelerle tapelerle kafayı bozmuş bir Fenerbahçeliyim. Kamuoyunda öne çıkan maçların büyük çoğunluğunda bir sorun yok. Ama mesela GB-TS maçında ilginç şeyler var. Benim de açıklama beklediğim kısımlar var. Bu konu başladığında 20 maçta şike var deniyordu. 19 oldu , 13'e düştü. Geçen gün Ahmet Çakar 2-3 maçta şike var diyordu. Telegol ise davadan bir gün öncesinde "Acaba şike yapıldı mı ?"ya kadar düşürmüştü pazarlığı. Daha bir kişi bile savunmasını yapmadan kamu vicdanında bile bu maçlar 20'den 2-3'e indiyse yapılacak savunmaların ardından çok şeyin değişebileceğini göreceğiz.

Ancak tabi ki şike yapan düşsün. Bunun aksini savunmak yakışmaz.

Ayrıca basının pompaladığı şekilde sadece Fenerbahçe'yi ilgilendiren bir durum değil bu. Ts ve Bjk de en az Fenerbahçe kadar zor durumdalar. Ancak nedense 'salağa yatıyorlar'.

düşmez, bi ceza verirler işte -gs

ispatlanırsa düşsün, adalet herkes için gerekli.

bunların dışında olay şike değil bence. yani x maçında x futbolcusuna para verilerek maçın satıldığı/alındığı ortaya çıksın peşinde değilim ben. sırf basının üzerine düşülen tapeleri okuduktan sonra bile beni maddi manevi zarara uğratan bir sistemin varlığı "kesinlikle" ortada. öyle bir ortam ki yöneticiler gazetelere yalan haber yaptırıyorlar, yayıncı kuruluş belli adamların direktifleri üzerine yanlı haber yapıyor, idareci merciler hakkında tahkim disiplin bizde diyorlar, futbolcular ben gol atmaya gitmedim ki diyorlar vs. bu etik olmayan spor seyircisini maddi manevi zarara uğratan faktörleri temizlemek gerekiyor. bunlara ek olarak el atmışken karaborsa ve taraftar grupları denen çeteleri de çökertmeleri lazım.

ama ülkemizde hukuk işlemiyor bence.

klasik yöntem sistem geri yükleme?

sistem geri yükleme startup taki dosyaları geri çeker mi?

çeker

başlat > çalıştır > msconfig
(windows tuşu + r)

başlangıç tabına gel orada ne başlıyor görebilirsin. tiklerini kaldır, gider.

ekleme: uninstall et önce, silemiyorsa unlocker indirip kur bilgisayara. elle silmeyi dene dosyaları, kullanılıyor falan dediğinde unlocker devreye girip "abi ben bunların kilidini açarım istersen" tarzı bir şey der sana. oradan kilitleri kaldırıp silebilirsin. dosya olmadığından msconfig listesinde de yer almayacağını düşünmekteyim. zira bu işin sonu regedit'e kadar varır olmazsa.

uninstall temizlemez mi oradaki isimleri?

bayılıyorum ben bu banka tarzı firmaların götünden uydurdukları terimlere. tahminen reklam/promosyon olabilir. tekrar aradıklarında her ihtimale karşı bir iki dk dinleyin sizinle ilgili bir sıkıntı yoksa müşterimiz geldi vs deyin kurtulun.

Zaten sikistirilmis bir dosyayi sikistirmaya calisiyor olabilirsiniz. O zaman da hangi sikistirma programini kullanirsaniz kullanin, boyutu degismez.

dosyayı winrar'da bikaç parçaya bölüp öyle gönderseniz olmaz mı? karşı tarafın rar'dan çıkartırken birleştirebileceğini varsaydım..

en güzeli bir ftp'ye upload etmek (şirketin ftp si vardır mutlaka-ftp yoksa dropbox idi google docs idi x idi y idi tonla servis mevcut).
en kötüsü 20 mb lık parçalara bölüp mail ile göndermek. 20 yerine karşı tarafın alabileceği en büyük mail boyutunu koymak lazım tabi. gmail ise 20'dir.

@yilmazyildirim diyor ya sıkıştırılmış olan bir dosyayı deniyor olabilirsiniz diye, bu jpg dosyası da olabilir, format gereği zaten sıkıştırılmıştır. bir de siz sıkıştırmayı deniyorsunuz.

pdf dosyaları için ben primo pdf i kullanıyorum. 300mb lık pdf i 50 mb yapıyor.

valla fazla kasacak bir şey yok. 545mb dosya isteyen linke tıklayıp indirmesini bilecek/öğrenecek

10 liraya 2gb'lık bir flash disk alıp kargoyla gönderin çok önemli bir müşteriyse, ya da cdye yazın daha mantıklı

şöyle bir şey buldum nette. işe yarar mı bilmem

ctrl+alt+delete yapıp görev yöneticisini çağırın

processes/işlemler tabına gelip explorer.exe için işlemi sonlandırın

üst sekmeden file/dosya ya tıklayın

yeni görev çalıştır/new task run a tıklayın

explorer.exe yazıp tamam deyin

taskbar geri gelecektir diyor

açılışda f8 le ordan bişiler yap en iyi yapılandırmayı felan seç.

windows tusu + R -> rstrui.exe ->enter
ordan en son dogru calisan tarihe geri donun