sevk almana gerek yok. direkt gidebilirsin. orda da normal muayene oluyorsun sonra seni çene cerrahına yönlendiriyor ondan ayrı randevu alıyorsun. ama çok yoğunlardır 1 aydan önce sıra gelmez muhtemelen.

diş hekimliği fakültelerinin kendilerine ait ayrı ayrı randevu sistemleri var oradan girip ilk muayene randevusu alıyorsunuz. sonrası yukarıda da anlatıldığı gibi. bölümlere randevuları elden veriyorlar genelde.

Marmara üni diş hekimliği fakültesi sitesinden randevu almak istedim ama boş gün yoktur uyarısı çıkıyor. İleri bir tarihe dahi vermiyor

saat 20'de denemelisiniz

öyle bir şey yok. seyahatiniz kadar yapabilirsiniz.

sadece seyahat sigortası uzun diye vizeyi de uzun vermezler ama iki seyahati de kapsayan bir sigorta ile birlikte ikinci bir seyahat planı gösterirseniz dikkate alabilirler. bir garantisi yok tabi ki..

65 euro cok para yıllık 30—40 euro

legal olarak yok.

birileri tüm soruları birleştirip telegram gruplarına falan atmıştır oralara bakabilirsiniz.

hızına da bağlı ama 10 dakikadan aşağı değil kesinlikle.

merdivenler çok dolaştırıyor direkt asansöre yardırmak daha kestirme olur zemine çıkmak için. ondan sonra da binaya doğru düz koşu, ara ara yürüyen bantlar falan var. mesafe az değil.

10 dakikadan aşağı değil kesinlikle. +1

mesafe az değil.+1

hatlardan biri teknik takipte değilse telefon konuşmasının içeriğinden 3. kişilerin haberi olmaz.

senin dediğin olsa her gün 500 bin kişiyi içeri almaları lazım.

arkadaşlarıyla konuştuğu whatsapp grubunda hakaret etti diye hapis cezası almış çocuk var www.gazeteduvar.com.tr

yani şikayete bakar

@tiyanyum22

Haberi okudum.

"Raporda, çocuğun eyleminin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp, davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmiş olduğu belirtildi. Ayrıca iddianamede, çocuğun, “Cumhurbaşkanı’nın onur, şeref ve saygınlığına saldırıda bulunduğu” iddia edilerek cezalandırılması istendi."

Adam öldürse tam tersini savunup salacaklardi.

Artık suna kesinlikle eminim ki hukuk sistemi de başla beraber ülkeyi karıştırmak için organize çalışıyorlar.

maç çıkışı seyrantepeden direkt yenikapı seferleri olur. oradan da m1 ile esenler otogara kolayca geçilebilir.

x.com

istanbul havalimanında var

www.istairport.com

bir ay önce sabihadan yurtdışı uçuşumda 750ml su dolu şişem xrayden geçti kimse de bişey demedi.
edit: avrupada tap water çeşmesi muhakkak var havaalanlarında. istanbul havaalanında var. sabiha da yok.

onu bilmiyorum ama kontrol noktasından sonra kapı açılışını beklerken su alabileceğiniz yerler oluyor genelde. esenboğa'da vardı, istanbul'da da dikkat etmedim ama vardır muhtemelen. şaşırmıştım ben de buradan tekrar alabileceksem neden az önce suyumu attım diye.

dolduracak derken lavaboyu kastetmiş olabilir storyyi yabancı biri çektiyse onlar musluk suyunu içme suyu olarak da kullanıyor genelde. veya şu amerikan filmlerinde gördüğümüz okullarda basınca yukarıya doğru içme suyu çıkaran aletlerden olabilir belki.

Avrupa'da birçok havalimanında gördüm.

Lyon'da misal pet şişe atmak yerine su bosaltma yeri var, sonra su doldur diye.

evet var. genelde büyük havaalanlarında oluyor.

istanbul havalimanında 18 noktada su sebili varmış mesela. sabiha gökçen'den emin değilim. dünya'da karşılaştığım havalimanlarında genelde oluyor. genelde tuvaletlerin yanında.

var evet çok saçma. suyla giremiyorsunuz ama içerde ücretsiz doldurabiliyosunuz. esenboğa ve istanbul dış hatlarda gördüm doldurdum da. avrupada da her havaalanında vardı gittiğim. 50 ml su bile sokmuyolar kapıdan.

İstanbul havalimanında sıcak/soğuk su doldurabiliyorsunuz hatta. Sabiha Gökçen'de ve Adnan Menderes'te yok. Benim gördüğüm bütün büyük uluslararası havalimanlarında vardı.

Bir yıl sonra edit: Adnan Menderes'te de var artık. Dış hatlar 230-231 kapılarının ortasında.

istanbul havalimanında var +1

Biri A Gate'lerine giderken solda tarafta kalıyor.

Amme hizmeti

twitter.com

Havaalanına göre değişir, giden yolcu bölgesine geçtikten sonra lavabolara yakın yerlerde su sebilleri oluyor ama nerede olduğunu bulmak problem olabilir veya ters tarafta kaldıysa uzun bir yürüyüş gerekebilir. Güvenliğin ne yapacağı da yerine göre değişiyor, birkaç yıl önce 100ml'den büyük diye boş pet şişeyi geçirememiştim.

o çalınınca ne olacak?

Yenilerinin de ifşa olmayacağının bir garantisi olmadığı için ben çok da gerekli görmüyorum.

Yenisini de çaldıracaklar + 1

bahsettiğiniz numara mevcut kütüğünüze bağlı bir tür tanım numarası.

değiştirilebilir bir numara olarak tasarlanmadı. değiştirilebildiğini bile kabul edersek geçmişe dönük işlemlerle ilgili bağıntı kurulması gerekeceğinden ve elbette kopukluk, kurumlar arası bilgi eksikliği yaşanmaması için bu bağıntı kurulacağından yine değiştirmek bir çözüm olmayacak.

önemli olan kurumların veri güvenliği ve kvkk konusunda üzerine düşeni yapması.

soyadı kanunu dediğimiz şey aslında soyadından ziyade hane adı kanunu. o haneden gelenleri tanımlamak için oluşturulmuş ikinci ad.

normalde buenosdias kimdir diye sorduğumuzda;

örn; izmir ili, tire ilçesi, akkoyunlu köyü, 5. cilt, 7. hane, 25. birey sıra nolu, ali'den olma, ayşeden doğma buenosdias dememiz gerekli.

1934 soyadı yani hane adı kanunu çıkınca devlet duyuru yaptı. her hanenin en yaşlı erkeği çıksın gelsin 2 sene içinde bir soyadı beğensin. yok gelmezseniz ben kafama göre vereceğim dedi. senin hanendeki en yaşlı erkeğe dediler ki senin bundan sonra soy adın "yılmaz"

izmir ili, tire ilçesi, akkoyunlu köyü, 5. cilt, 7. haneye kayıtlı herkes (1934 senesinden önce ölenler de dahil) soyadı oldu yılmaz. sen de oldun buenosdias yılmaz.

1977 mernis projesini hayata geçirdiler. önce amaç nüfus sayımını engelleyip hızlıca insan saymak. o zaman bilgisayarlar yeni çıkmış. biz bunu bilgisayarlarla yaparız dediler. tabii bütçe yok hadi bütçe olsa bilgisayardan anlayan adam yok.

1990'ların başından başlayarak yanlış doğru herkese bilgisayara aktardılar. buna kütük defterine ilk kayıt olan her kimse (dedenin dedesi hatta dedenin dedesinin babası) o bile kaydedildi. 2000 senesinin 28 ekimi 29 ekime bağlayan gece o gün itibariyle ölmüş yaşayan farketmeksizin 120 milyon vatandaşa kimlik numarası verildi.

kimlik numaraları rasgele verilmedi. luhn algoritması gibi belli matematiksel sağlama doğrulaması var. ve senin kimlik numaran rasgele değil, dedenin dedesinin (1. birey sıro no) almış olduğu kimlik numarasının 25. basamağına göre alıyorsun çünkü o birey sıra numarasına sahipsin.

bu algoritmayı bilen birkaç dakika içinde senin kütüğüne kayıtlı herkesin hatta gelecekte doğacak evladının bile kimlik numarasını hesaplayabilir.

ben kimlik numaramı herkese veriyorum çünkü şahıs şirketim için aynı zamanda kullandığım vergi numaram.

önemli olan kimlik numaranın bilinmesi değil. veri güvenliğinin sağlanması ve ilgili görevlilerin kvkk kanunu adı gibi bilip ona göre hareket etmeleri.

Kaymakamlığa git durumunu belirt,muhtemelen sorun çıkarmayacaklar

Devlet öyle bir şey demiyor sanki ya. Yeşil pasaport alacağım zaman bordoyu hiç sormadılar. Bence dene

ikinci pasaportu yeni çıkarttım kimse diğeri nerede diye sormadı. öyle bir şey de yazmıyordu zaten sitede.

vatandaşlıktan çıkmak da vergiden komple kurtarmıyor. ötvden muaf olarak araç getirsen bile mtv'sini ödüyorsun. yurt dışından telefon getirip kaydedeceksen yine harç var. her alışverişte kdv içinde zaten. özetle tr'de yaşayacaksan daha az da olsa yine bir sürü vergiyi ödüyorsun.

çifte vatandaş mısın, nerede yaşıyorsun/yaşayacaksın gibi soruların cevabına göre daha detaylı düşünüp karar verilebilir.

Vatandaşlığa sadece mali odaklı kâr zarar odaklı bakıyorsan diğer devletlerde de rahat edeceğini pek sanmıyorum.
Askerlik tabi olduğun devleti savunma amaçlı yapılan zarurî bir hizmet.

Türkiyemizi ekonomik hususlardan çok her türden çeşitliliği, konumu, tarihi ve kültürüyle anlamak tanımak lazım.
Bir çok karşıtlığı ve çelişkileri içinde barındırmasına rağmen biraz yavaşta olsa artık kendi yolumuzda ilerleyen bir ülkeyiz.

Ha tabi ekonomik zorluklar var ama salt vatandaşlık ve ekonomik menfaat arasında bir korelasyon bağı kurmak çok anlamsız geliyor.
sadece akla bakılırsa, askerlik yapmamak, vergi vermemek , bir çek şeyi bedavaya getirmeye çalışmak, her türden yardım hibe almak istemek oldukça cazip gelebilir ama doğru oldukları manasına gelmez

Aidiyet duygusundan başka hiç bir faydası yok sanki. Kimse de sizden bunu alamaz zaten. Bugünlerde çok faydalı olmadığı gibi ruh halini bozan bir şey. Bir takım düşünün bomboş kaleye bile gol atamayan ve hemen her maçta kaybediyor. Sürekli bir hayal kırıklığı ve bozuk yönetim ve siz seyircisiniz. Alabileceğiniz destekleri bilmiyorum. Biri yazarsa hep beraber öğreniriz ben de merak ettim.

Başka bir devletten vatandaşlık almadan Türk vatandaşlığından çıkamazsın.

Şikayet ettiğin ekonomik meseleler vatandaşlığa bağlı değil.

Bedelli askerlik imkanı artık daimi var. Eskiden yoktu. Zorunlu askerlik ya da ikame zorunlu hizmetler diğer ülkelerde de mevcut.

Trolsen körü bir deneme. Trol değilsen hayata, topluma ve dünyaya bakışında sorunlar var. Sadece dünyaya geldiğiniz için hayattan alacaklı değilsiniz. Hiçbirimiz değiliz. Aradığın şey nedir? Şikayet ettiğin şeylerden muaf bir hayat mı? Dünyanın her yerinde sorunlar var. Bize göre en büyük sorunlar Türkiye’de ama emin ol dünyanın farklı yerlerinde çok daha büyük sorunlar var.

Göçmen olarak gözükmeyi becerirsen, türk vatandaşlarına göre birçok avantajın olur.

@parka

Bahsettiğin avantajları yasal ya da somut dayanaklarıyla yazar mısın, öğrenmeyi çok isterim.

sence sen herkesten daha akilli misin? hayir diyorsan bu sorunun cevabini aldin zaten.

Vatandas olup olmamak bahsettiğin şeylere çözüm değil, askerlik dışında.

Ve bahsettiklerin Türkiye'nin dandik ekonomisi ile alakalı gene, sistemsel değil. Örnek; askerlik her zaman sorundu. Ama 10-15 sene önce telefon ve araba sorun değildi.
Bir gün dandik hukumetler giderse ikincisi çözülür ama birincisi her zaman burada olacak.

20lerine gelmiş bir genç başka ülke vatandaşı değilse yapabilecegi bir şey de değil.

askerlik yapmadan vatandasliktan cikarmiyorlar canim.

sirkecide inip cağaloğlu çıkışından da çıkınca hemen arkanda görürsün binayı. yalnız girişi ters tarafta kalıyor onun için dolaşmak gerek.

canta, poset olur.

başka uçuşun var mı diye soruyorlar kasada ona göre kilitli poşete koyuyorlar

Gayet çantanıza koyabilirsiniz, hatta elinizde poşetle de binebilirsiniz. Ben bazen yolun uzunluğuna göre açıp içerim de.

binersin. zaten o arada kontrol yok.

Duty freeden alırken baglanti uçuşu olup olmadığını soruyorlar. Baglanti uçuşun varsa kilitli posete koyuyorlar ve acmaman lazım.

Örnek olarak sabiha Gökçen aktarmali uçuşlarda transit yoktu tekrar güvenlik geçmek gerekiyordu. Bu noktada kilitli torban yoksa gg wp.

Duty free’den aldığınız ürünlere öyle bir müsamaha var. Normalde o kadar sıvı ile uçağa binmek yasak ama duty free’den aldıysan sorun olmuyor.
Sırt çantanda yer işgal etmesine de gerek yok. Elinde gezebilirsin.

Kasımda başlayacaktı ağustosta görünen oydu ama eylül enflasyonundan sonra mb duruşu sıkılaştırdı. 2025 ocak ayı ilk indirim gelecek olan ay olacak gibi duruyor. Ama şu an %49 enflasyon o zaman 43’lere düşerse 47,5’lara çekerler max. Yaza doğru sonbahara doğru enflasyon 30’lara gelirse faizler de 35’lere düşer. Seneye sene sonu beklentileri 20-23 arası enflasyon 25+ faiz

Reel faiz olacak şekilde ayarlayacaklar. Şubat diyorum.

Mantıken Nisan'da düşmesi lazım ama Aralık'ta 100-250 puan düşürecekler

aralıktan itibaren düşmeye başlar

FED faizleri düşürecek, düşürecek. Amerika'ya yatırım yapanlar diyecek ki, Yaa bu Amerika artık para kazandırmıyor, bari götürüp Dolarlarımızı Türk tahvillerine yatıralım. Hatta BIST'e girelim.

Beklenen bu. Türkiye finansal piyasasına yabancı girişi. Ama şerefsizler gelmiyor işte. Ve onlar gelmeden Para arzı artmaya devam edecektir. Öyle olunca da faizler düşmezzz.

Para arzının nasıl yükseldiğine bir bakın. Google'a M3 para arzı yazın. Çıkan grafikleri bi görün.

Yabancı gelişini takip edin yani. Gelmedikleri sürece düşmez o faiz.

2025 ortasina kadar az az dusse bile yuzde 40'a duser en fazla sanki

sadece kayıtlı olduğunuz aile hekimi ehliyet için rapor verebiliyor. ikameti taşımadan da aile hekiminizi değiştirebilirsiniz. onun dışında özel hastanelerden ücret karşılığı alabiliyorsunuz sağlık raporunu. her halükarda ilk iş olarak e-devletten kişisel sağlık bilgi formunu doldurmanız gerek.

nüfus müdürlüğü içinse ikamet vs herhangi bir şart yok. istediğiniz herhangi bir nüfustan başvurabilirsiniz.

Misafir ASM'ler var. Onları da en iyi ASM'deki çalışanlar bilir. Örn nikâh için talasemi raporu almamız icap etti. İkametimiz İstanbul'daydı, biz ise Ankara'daydık. Misafir ASM işimizi çözdü, içeriside Suriye'li doluydu 5 yıl önce.

yok

Yok

esenbogaya rayli ulasim yok. ankara garının ön tarafında durak var oradan havalimanı servisine binebilirsin.

hayır

no

Hayır cevabına binaen randevuyu iptal ettim eşim için. Haklıymışsınız. Parmak izi okutulduğundan olmuyormuş.

rapor veriyolar onu götürüyorsun devletteki doktora. 2 ay önce 1700e karın ultrasonu çektirdim

evet e devlete girebiliyorlar benim özelde çektirdiklerim çıkıyor.

E devlete düşmesi için sgk sigortasının geçtiği hastaneye gidip kaydının sgk üzerinden açılması gerekiyor. Yeditepe'de sgk'dan yaptırmadığım tetkikler görünmedi mesela.

Peki özel sağlık sigortam varken onu kullanamayacak mıyım?

ultrasonda anında rapor yazıp verirler enabıza falan gerek olmaz. önemli bir görüntü varsa onu da çıktı olarak verirler zaten. direkt doktorunuza götürüp gösterebilirsiniz.

Usg raporunu gösterebilirsiniz. Usg yapan kişiye göre farklılık gösteren bir tanı yöntemi yani iyi bir yerde yaptırmak lazim

Galiba direkt gözükmüyor, raporla gitmistik. Babam böyle özelde cektirdi hızlı olsun diye. Iyi ki de cektirmis ki böbrek kanseri çıktı. 2 ay sonra ultrason derken resmen birkaç hafta içinde böbreği alinmis haldeydi.

elinizdeki sözleşmeyle ister hemen şimdi ister -ederse- iptal ettiği zaman gidip kendi adınıza açtırabilirsiniz tesisatları o çok büyük problem olmaz.

son 1 yıldır falan önce arabuluculuğa gidiyor bu davalar. orada söylersiniz yüksek zam talebi sonrası bu durum ortaya çıktı samimi olduğuna inanmıyorum diye. ev sahibi-kiracı davalarının hızlandırılması için bakanlık yazı falan yayınladı ama yine 1,5-2 senesi var en az sürecin. üstelik aynı muhitte başka evi olmaması gibi şartları sağlayamıyor ve ihtiyaca dair somut kanıtlar gösteremiyorlarsa uzar gider.

dava sürecinde bu konuda bilgili bir avukattan destek almanızı şiddetle tavsiye ederim. dilekçelere eklenecek veya unutulacak tek bir cümle sizi vezir de edebilir rezil de. o nüansları da avukatlar en iyi bilenler.

kaç yıllık kiracısınız?

arabulucuya gider önce dosya. o aşamada da anlaşamazsanız dava açılır. dava görülürken kiraya veren kişi gerçekten oğlunun o eve ihtiyacı olduğunu ispatlarsa tanıkla vs. mahkeme davayı kabul eder. siz de istinaf edersiniz. istinaftan gelene kadar oturursunuz. sonra ev bulup çıkarsınız.

Abonelikleri iptal ettirmesi suç olduğu için ettiremez.

Muhtemelen cikarilirsiniz ama süreç kısa değil. Yalnız mahkeme masrafları davayı kaybedince size yükleniyor mu buna bir bakın derim. Eğer evsahibi sadece sizi çıkarmak için bu yola başvurmuş ise yeni taşınma, depozito, mahkeme masrafları vs. analiz edip ev sahibi ile anlaşın size önerim. Çevrenizdeki daireler ne kadar kira veriyor ortalama olarak bunu da degerlendirin

Belki ilişkileri her zaman böyleydi ve böyle devam edecek. Birbirlerine çok düşkünlerdir. Bunu öğrenebilirsiniz. Her zaman böyle mi devam edecek en iyi kız arkadaşınız bilir? Bu konuyu konuşsanız garipsemez de normal bi konu. Sorun öğrenin.
Ben annemle haftada bi kere konuşuyorum ama ben de her zaman böyleydim. Herkesle böyleyim. Şimdi benimki sağlıklı yukarıdaki örnek sağlıksız diyemeyiz.

evli kadınların anneleriyle telefon konuşmaları yerli yabancı bir çok kaynakta ortak mizah konusu. normal olup olmaması duruma ve kişilere göre değişir. rahatsız olduğunuza göre size göre normal değil demektir o yüzden konuşmakta fayda var. evlenince değişmez çünkü.

Var öyle insanlar.
Bi arkadaşımın eşi var mesela. Sabah kahvaltıya oturana kadar üç defa araşır annesiyle.
20 yıllık falan evliler. İlk zamanlar sinirden saç baş yolardı arkadaşım. Şimdi kanıksamış.
Yalnız telefonlaşmayla kalmıyor durum. Yılın altı ayı da yatıya gelşyorlar.
Ona göre ayarla kendini.
Bu arada sır falan olmuyor tabi. Senin donunun rengi konusunda bile detaylı bilgi sahibi bir kaynanaya sahip oluyorsun.

ortalama olarak günde kaç kere arıyor ve arama başı veya günlük toplam ne kadar sürüyor bu aramalar?

@bobinhoo örneğin haftasonu sabah 10 da arıyor, gün içinde 3 gibi 4 gibi arıyor. kısaca aklına geldikçe arıyor. bazen 3 dakika bazen 15 dakika..

günde ortalama yarım saati geçmiyorsa ve asıl önemli olan kısım beraber yaptığınız bir aktivite sırasında kız arkadaşın uzun uzun konuşmuyorsa sıkıntı yaratacak bir durum yok bence.

soracağı bir şey olur, onu sorar kapatır normal bu ama siz beraberken kız arkadaşınız oturup gereksiz muhabbete giriyorsa anormal.

Saçmalık. Normal değil.
Oldu ki evliliğinizde bir sorun olursa kendi kızının aklını size karşı çelmeye yönelik hamleleri artacaktır.
Mesele, söylemek istemiyorum ama dışarıdan gelen bu tür uzun süreli etkiyle boşanmaya kadar varabilir.
Eş adayının annesine ileride evliliğinize dair her şeyi anlatabileceğini de bu kapsamda ele alın.

Çocuğunuz olursa, özellikle kitap okumaya alıştırın ki aile veya akrabalar arası tekrar eden gereksiz konuşmalara alışmasınlar.
Ayrıca gereksiz arkadaşlardan da uzak olmuş olurlar.

Evet bir insan annesine bağlı olabilir ama kemdi eşiyle olan yakınlığını da düşünerek arada hassas bir terazi kurmak zorunda.

Annesine bağlı değil, hastalık seviyesinde bağımlı ise sorun daha büyük.
Zamanında biriyle evlilik amaçlı telefonda görüşmüştüm bir tanıdık aracılığı ile.

Uzun konuşmadan sonra bana sorduğu soru kritik soru :
- evlendiğimizde nerede (il) çalışırsınız .
Ben de :
- ekmek neredeyse orada.
Ardından söylediği :
- annem babam burada onlardan ayrılamam.
Bu söyleyenin yaşı az da değildi.
Belli ki konfor alanından çıkmak istemiyordu.

Bir evlilikte erkeğin, anne babasına sürekli yakın olma isteğinde olan eşi varsa onların her an evliliğe müdahalesini de göz önünde bulundurması lazım.
Bu bakımdan eşlerin, dengeyi aile içinde saygı çerçevesinde sağlam kurabilmesi için benliklerinden biraz ödün vermesi lazım.

Evlilik, yatak odasından ibaret bir şey değildir.

Farklı şehirlerde oldukları için endişeli olabilir. İyi mi, her şey yolunda mı? diye. Aynı şehirde bile olsa endişelenir ki farklı şehirde olunca bu daha da çok olur. Ben de anne olsam sık sık kontrol ederdim çocuğumu.

Birisi ya da birileri musallat mı oldu, yolda yürürken yanından geçen bir ipsiz sapsız yumruk mu attı vs.

@rock n roll, 35 yaşında bir bireyden bahsediyoruz.

7 senelik evliyim, annesi bir gün sektirmez :) rahatsız olmuyorum açıkçası, hele ki çocuğum okuduktan sonra daha iyi anladım.

Eşim benim annemi de benden fazla arar

Bunun birey olmakla bir ilgisi yok ki. İsterse 100 yaşında olsun. Özellikle maalesef son zamanlarda her gün bir olay duyuyoruz ve o anne de bunu duyuyor ve endişeleniyor. Birey yine birey bunda bir değişiklik yok. Aynı şehirde bile olsa endiselenir farklı şehirde olunca korkusu katlanarak artar. Anne olsam sürekli ararım çocuğumu.

Türkiye'de yaşıyorsanız bu durumu sorgulamaya çok da hakkınız yok bence :) (hele ki şu dönemde)

Düşünüyorum da çocuğum olsa şu ülkede kafayı yerdim heralde.

Arar kısaca hal hatır eder. Çok önemli değilse daha geniş bir zamanda dönecegini söyleyip kapatabilir. Annesinin kızıyla kızın da annesiyle hergün görüşmesi anormal değil. Asıl anormal oran birbirinden habersiz ebeynler bence. Kız çocuk olmak zorunda değil. Anne hergün oğlunu da arayabilir ve bu bence son derece normal. Ülke koşullarına hiç girmiyorum bile.

Telefonda biribirini yeni tanımaya başlayan insanlar hariç kim günlük ve saatlerce konuşuyorsa arama mesafe koyuyorum, boş insana ayıracak ne vaktim var ne de kafam, bu durumda çok yakınlarım bile var.
boş boş konuşma ve dedikodu hariç hiç bir şey yapmıyorlar.

Hal hatır sormak için aranabilir de uzun uzun sohbet ediyorlarsa eja +1.
Olağanüstü bir gündem yoksa telefon sadece hızlı iletişim aracı benim gözümde.

kız arkadaşınızın gelen aramaları açmayarak her aramaya cevap verilmemesine, meşgul olabileceğine annesini alıştırması lazım.

bence de herkesin normali farklı. ben mesela ilk öğrencilik zamanlarımda çok konuşuyordum. arkadaşlarım abartma dediler. azalttım sonra. şu an 2 haftada 1 annem ararsa konuşuyoruz, o aramazsa ben zaten aramıyorum.

bi kuzenimle annesi günde 3 kez konuşuyolarmış (kız 32 annesi 50 küsür yaşında) annesi gidip birkaç ay evlerinde kalıyor her sene. benim annem yılda 1 hafta ya gelir ya gelmez.

sizinki eğer buluştuğunuz kısıtlı zamanda arayıp tüm buluşmayı baltalıyorsa normal bi şekilde söyleyebilirsiniz bence alınılacak bi şey değil. ama zaten 3 dk sürüp kapatıyosa sizin tolore etmeniz daha doğru olur.

Sevisiyor mu kızım acaba dur rahatsız edeyim kafasında birisi de olabilir, aman dikkat.

gayet normal bir durum, evliliğinizde de sorun olacağını sanmıyorum (sen sorun etmezsen) komik cevaplar var gerçekten, insanlar kafayı yemiş.

normal bir durum değil.
içinde bulunduğumuz kötü zamanlarla filan ilgisi olduğunu düşünmüyorum. muhtemelen yıllardır bu şekilde devam ediyordur.

evlenince de değişeceğini sanmıyorum.

her gün aramasındaki asıl problem, evlendiğinizde önemli/önemsiz ikinizin arasında, hayatınızda olan her şey anne tarafından da bilinecektir. özel diye bir şey kalmayacaktır.

Maalesef bazı anneler sınırlarını bilmeyebiliyor evladı da aslında bunun bir istismar olduğunu genç yaşında anlamıyor ve evlat olarak bundan rahatsız olmuyor. Eğer bu konuşmalarda her şeyi eksiksiz annesine anlatiyorsa büyük problem bence. Siz evlilik yolunda ilerlesenizde evli değilsiniz bu yüzden bunu kendisine sormak saldırgan bir tutum gibi görünebilir ama netlikle bunu söylemenin bir yolunu bulmalı ve mantıklı argümanlar ile güven vermelisiniz

aynı ülkeden devamlı olarak schengen almak, vize alırken başvurduğunuz şekilde doğru kullanmak. bunun dışında şans.

tekrardan italya'dan almak mantıklı olabilir, bunun dışında hollanda, almanya cascade'e uygun hareket ediyor diye biliniyor. yunanistandan, kuzey avrupa ülkelerinden uzak durun.

bir de italya vizenizle ilgili bi şey sormak istiyorum, kasım seyahatimiz için 2 aydır italya vize sonucu bekliyoruz. sizin seyahat tarihiniz yakın mıydı bu kadar kısa sürede çıktı acaba?

Cevaplarınız için teşekkürler. Benim seyahatim Şubat sonu ona rağmen 1 günde onayladılar ama dediğim gibi tek giriş ve seyahat süresi kadar.

la mort +1

aynı ülkeden almak daha avantajlı gibi sürekli ama schengen alma sayısı arttıkça bir sonraki schengenin daha uzun ve multi olma olsalığı da artıyor bence.

Tek seyahatiniz varsa tek giris vermeleri normal. Eskiden daha bonkorlerdi ama simdi minimumda ilerliyorlar.

Bunun onunce gecmek icin madem coklu girisi istiyorsunuz, coklu seyahat planlamaniz faydali olur (ayni ulkeye tabi). Yani Subat'ta Roma, Mart'ta Milano, Temmuz'da da Sardinya'ya gitmeyi planlarsaniz coklu alma sansiniz artar.

5 tane schengenim var son ikisi 2 şer yıllık ve multiple çıktı

Bu arada işsizdim sonuncuyu aldığımda

@kullaniciadi, başvururken özel bir şey yaptınız mı? Yoksa davetiye veya ticari vize için sormuyorum. Turistik için öğrenmek istiyorum.

bu bir süreç devamlı gitmek- gelmek gerekiyor. 1 yıl avusturya'da okudum döndükten sonra bana 1 haftalık tek girişli vize vermişlerdi.
Ben hep yunanistandan alıyorum en son 1 yıl verdi multiple
şu an ülkenin içerisinde bulunduğu durumdan dolayı da maalesef boyun eğip ne verirler kabul diyeceksiniz

kesin bir cevabı yok. aynı ülkeden tekrar başvurmak, bunun yanında da önceki vizeyi uygun şekilde kullanmak (x ülkenin vizesi ile y'de daha fazla vakit geçirmemek mesela) avantaj sağlayabilir ama bir garantisi yok maalesef.

Giderek arttı verdikleri süreler. İlkinde 6 aylık çıkmıştı. 2010 yılından beri pandemi vs hariç çok aktif seyahat ettim. Kaçacak olsa kaçardı dönmüş işte hep demiş de olabilirler. Pasaportumda Amerika ve İngiltere vizeleri de var. Nereden vize aldıysam hep önce oraya giriş yaptım.

Elimi korkak alıştırmadan ev tapuları, araç ruhsat, banka hesabı her şeyi gösteririm. Üç seferdir Yunanistan'dan alıyorum bu arada.

notere rica edip ruhsatınızı sorgulatıp devir için engel bir durum olup olmadığını sorun.

"Ödeme yapılması durumunda da cezalar bu sayfada bir yıl boyunca görüntülenmeye devam edecektir" diye bir cümle var orada. sıkıntı çıkmayacaktır.

emin olmak için tuvturkten muayene randevusu almayı deneyin. sistemden vergi borcu, trafik cezası vs varsa uyarı çıkıyor oradan.

faturasıyla apple storea gidin. yardımcı olabilirler.

faturasiyla apple'a giderseniz yardimci olmazlar. bu ise bakan departman irlanda'da. geniuslar cihazla ilgilenir sadece, icloud'la degil. yapacaklari sey cagri merkezini arayip dosya actirmak olur maksimum.

cihazin sifresinden kastiniz ekran parolasi mi yoksa icloud sifresi mi anlamadigim icin icloud'mus gibi yaziyorum.

* ekran parolasini biliyorsaniz, ayarlardan sifre degistirilebiliyor. (iki faktorlu kimlik dogrulama acik olmali, ama otekisi artik yok gibi bir sey) ayarlar, apple kimligi, parola, vs vs.

* giris yapilmis icloud hesabini biliyorsaniz hesap kurtarma islemini baslatmayi deneyebilirsiniz.

- eger aradiginiz ekran parolasiysa bunu bulmanin hicbir yolu yok.

eger amaciniz icindeki verilere erismek degil cihazi yeniden kullanabilmek ise, faturasiyla apple cagri merkezinia arayabilirsiniz. bu islem sadece cihazi yeniden kullanabilmek icin. icindeki veriler sifirlanmadan cihazi kullanamazsiniz.

eger verileri istiyorsaniz birinci derece yakini apple'i arasin. epey uzun suren bir islem ama var bi prosedur.

ekran şifresi için soruyorum. icloud şifresini biliyoruz.

Olum durumunda istisnasi olabilir belki ama adli durumlarda Apple sifre vermiyormus: www.cumhuriyet.com.tr

basiniz sagolsun.

iphone isi sikintili, yurtdisinda acabilen firmalar var ama astari yuzunden pahaliya gelir. apple yardimci olmaz.

Evsel atık kapsamı dışındadır.
Belediye atan kişiyi tespit edip ceza yazabilir.
Atacak olan kişinin Belediyle irtibata geçip, ayrıca ve ücretli olarak attırması gerekir.

Belediyeye haber verilmesi gerekiyor. Onlar gelip alıyor

Kaba atik ihbari yapmalisiniz. Normalse temizlik gorevlileri gördüğü zaman kendileri bildirmeli kaba atık ekibine.

bu tarz atıklar haftanın belirli günleri toplanıyor olabilir.

taşınırken ben de bir kaç parça mobilyayı atacağım için araştırmıştım. istanbul'da ilçe belediyesine haber vermek gerekiyor, onlar ayrıca bir araç ve ekiple gelip alıyorlarmış ve izinsiz atılırsa cezası varmış. kanun kitaptan korkan gariban bir türk vatandaşı olarak başımız belaya girmesin diye taşınacağım gün ve saat belli olunca önceden haber vermiş olayım diye aradım. belki ona göre planlama yapıyorlardır falan dedim asfdgfh ama eşyaları dışarı çıkartmadan kayıt oluşturmuyorlarmış.

neyse taşınma günü geldi eşyaları çıkarıp bir kenara dizdikten sonra yeniden aradım kayıt oluşturdum. aradan tam 10 gün geçtikten sonra çalışırken müsait olmadığım anda bir numara ısrarla üst üste aradı. 4. aramada acil bir durum var herhalde diyerak açtım belediye görevlisiymiş. atıkları almaya geldik nereye koydunuz bize denilen yerde yok diyor adam. ben başka şehirdeyim, üzerinden bir haftadan fazla zaman geçmiş hiçbir fikrim yok birileri almış demek ki dedim adam da ben kaydı kapatıyorum o zaman dedi.

bu da böyle bir anımdır..

Vasi atanmasından başka bir çare yok gibi görünüyor.

Ekleme: Bahsi geçen kişinin yakınları, bu kişi vesayet altına alınmadığı için de üçüncü kişilere karşı sorumlu tutulabilirler. En azından ellerinden geleni yapmalılar ki yarın bir gün "Kardeşim sen oğluna/kızına/anana/babana sahip çıkmak zorundasın TMK gereğince, neden sahip çıkmadın?" sorusuyla karşı karşıya kalmazlar.

Ne olursa olsun durum zor, kolay gelsin.

Şizofreni hastasının tedaviyi redddetme hakkı olacak kadar aklı başında görülmesini anlayamadım. Üstelik ilaçlarını almadığı için gittikçe kötüleştiği ortada, bir de engelli. Bunu neden aklî dengesi yerindeymiş gibi değerlendiriyor bu doktorlar ve devlet anlamadım.

Birak bigun evi yaksin sonra o komsulari sikayet eder merak etme

Ayrica adamin akil sagligi yerinde degil nasil red edebiliyor cok sacma geldi

@zetnikov +1
Bazen bir şeyler daha da kotulesmeden kimseye bir şey anlatılamiyor.

vasi atanacak başka yolu yok. o olmasın bu olmasın ama sonuç alalım sistemi gördüğünüz gibi işlemiyor. kanunen mümkün değil çünkü. birileri elini taşın altına koymak zorunda.

Hastanenin idari birimindekilerle görüşüp fikir almak faydalı olabilir.
Ama vasi atanması gerektiğini öğrenmişsiniz hukuki sorumluluğu bundurumda düşğnmek biraz saçma geldi bana, önce sağlığı düşünmek gerekiyor gibi

yasaklı maddeler hariç check-in bagajında sıvı sınırı yok. bilet sınıfınıza göre ağırlık sınırı var sadece. yetmezse ek ücret ödeyip onu da artırabiliyorsunuz zaten.

fakat çok iyi paketleme yapmanız lazım ki hunharca sağa sola fırlatıldığı zaman zarar görüp akmasın. hem sizin eşyalarınızın hem de çevresindeki tüm valizlerin anasını ağlatır yoksa.

www.youtube.com

THY’de 1 litrelik ayrı ayrı şişelerde taşınmasıyla ilgili bir şey okudum da o yüzden teyit etmek istedim aslında. Teşekkür ediyorum. Kimsenin anasını ağlatmadan halletmeye çalışalım.

uçak altı bagajı içinde yağ taşımak normalde yasak, eğer check-in’de çantamda yağ var derseniz çıkarttırırlar. Check-in’de hiçbir şey söylemezseniz çantanızın içinde geçer.

Cevaplarınız için teşekkür ederim. Hiçbir şey demedim hiç sorun da yaşamadan getirdim.

her şey heyette bitiyor. son değerlendirme önemli. ne verelim buna diye son bi göz gezdiriyorlar basıyorlar oranı geçiyor.
ülkenin ekonomik durumu o anda alacağın puana dahi etkisi var.

engel oranlarına dair yönetmelikte yayınlanan cetvel bakanlığa bağlı komisyon tarafından belli aralıklarla ihtiyaca göre güncelleniyor. tanı ve tedavi kriterleri değişen hastalıkların oranları zaman içinde değişiyor. hastanelerde hekimler de raporları güncel cetvelde belirlenen kriterlere göre derecelendiriyor.

engelli raporu almak aslında çok kolay. tabi bir hastalığınız olduğu ön kabulüyle. fakat raporun oranı kişinin durumuna göre değişir. çoğu kişi ötv indiriminden faydalanabilmek için %90 oran peşinde koşuyor. bu kolay değil elbette, ciddi sağlık sorunları olması lazım. yoksa sokakta elinizi sallasanız raporu olan birine çarpar.

sizin saydıklarınız psikiyatrik tanılar. psikiyatride tanı da tedavi de organik hastalıklardan farklı işler. örneğin bir kişinin bir bacağı yoksa bu tartışılabilecek bir durum değildir. başka bir hastalık tanısı için kandaki x oranının cetvelde belirtilen aralıkta olması somut, net bir kanıttır. psikiyatrik hastalıkların çoğunda böyle net bir veri elde edilememesi psikiyatriden alınan oranları da suistimale açık hale getiriyor.

rapor almak için gezeceğiniz branş hekiminin değerlendirmesi ve fişe yazacağı oran önemli. en son çıkacağınız ve sizi maksimum 5-10 saniye görecekleri heyette bir değişiklik/düzeltme kolay kolay yapılmaz.

+ antalyalilar cimridir. para harcamayi sevmezler.

baska sehirlerden arkadaslarla bulusunca o avm senin bu avm benim cafeler vs basim dönerdi. su an antalya'dan tanidigim herkes beni yürüyüse, eve cay icmeye falan cagiriyor :D

sezlong'a falan da kimse para verip oturmaz. herkes ben semsiyeyi, termosu alip geleyim diyor :D avrupai

(bkz: adı taylan olanların esmer ve yavşak olması)

antalyalıyım, sayılanlardan sadece klimayı doğrulayabilirim. hadi rakı balık benim yakın çevrenin mezhebi değil diyelim ama yazın tüm gün plajda olmayı, güneşlenmeyi geçtim denize gitmeyi unuturlar neredeyse. markete bikiniyle gitmeye de çok güldüm.

cimrilik+1
tembelliği ve araba kullanmayı bilmemeyi de ben ekleyeyim

istedikleri kadar çalışabiliyorlar. taşıdıkları paket sayısına göre de ücret alıyorlar. günde 10 saatten fazla çalışıp ona göre yüksek sayıda teslimat yaparsa alabilirler o paraları ama benzin vs diğer masrafların da o paradan düşüldüğünü unutmamak gerek.

vergi meselesini net bilmemekle birlikte şahıs şirketi kurarak çalışıyor çoğu. fatura falan kesiliyor. vergilendirmede bir kolaylık yapmış olabilir devlet ama hiç vergi alınmadığını sanmıyorum.

trafikte elini sallasan trendyol kuryesine çarpıyor. diğer firmaları da katınca hindistana döndü ortalık, baya giren oldu zaten. fakat sayı arttıkça gelirleri de düşüyordur.

bu tür şeyler hep brüt kazanç üzerinden söyleniyor ona dikkat etmek lazım.

Benzini, motorun bakımını, sigortasını vergisini düştükten sonra eline net ne kalıyor ona bakmak lazım.

- çok iyi bahşiş alması
- çok işlek bir lokasyonda çalışması

gibi şartlar ile mümkün olabilir, sonuçta motorin bedava değil, motor çok arıza çıkartıyor, ve kuryeler kısa süreler ile kazalar yaparak mecburi dinlenmeler alıyor olmalı...

her iş dışarıdan göründüğü kadar kolay ve bol kazançlı değil.
kuryelerin geç saatlere kadar çalışması, müşteri şikayetleri, vatandaşın bahşiş vermemesi, sıcak soğuk yağmur demeden çalışmak, iş kıyafetlerini, ayakkabını kendi cebinden almak, sigortanı cepten ödemek vs.

hayvan gibi vergi ödüyorlar onun bir yaş limiti var 26 mı ne. sabahtan akşama kadar kuryelik yapıp asgari ücret kazanıyorsun vergi sonrası. bu söylediğim bisikletli kurye için. motokuryeler bir tık daha fazla kazanıyor ama onların da ayrıca masrafları var.

Cumartesi pazar da çalışırlarsa 60-75 aralığında kazanıyorlardı. Sonra uluslararası firmalar ve bizim maliye bu duruma el koydu.

Uzun yazmayacağım, gerisi malum.

telefonunuzda esim var mı?
varsa "bne sim" adlı uygulamayı yükleyin. 7 euroluk indirim koduyla 5 gb 1 euroya gelir. varsa indirim kodu verebilirim.

operatörünüz vodafonesa günlük 250 tl karşılığı türkiye'deki tarifenizi olduğu gibi kullanabiliryorsunuz.

esim desteği varsa hiç tarifeye ek paketle falan uğraşmayın. en üstteki arkadaşın önerdiği yöntemle çok daha ucuza alırsınız. benzer bir kaç uygulama var ben de mobimatter kullandım geçen hafta. sağda solda bir çok siteden kod bulabilirsiniz.

E sim nasıl kullanılıyor?

Holafly kullandim gecen hafta Amerikadayken.Gayet ucuz ve hizliydi.Google'dan bakin.Bu arada app'den almayin webde daha ucuz

her biri maksimum 100ml'lik paketler olmak üzere toplam 1 litre sıvı (yasaklı olanlar hariç tabi) taşıyabilirsiniz. hatta kurala göre bu sıvıların hepsi şeffaf bir poşet içinde topluca olmalı ama ona pek takılmıyorlar artık. şişenin hacmi 100ml'den fazla içinde 100ml veya daha az sıvı var diyelim o zaman yine el konuyor. arada yoğunluktan ya da yorgunluktan mı bilmiyorum artık çok takılmadıkları da oluyor. bir defa unuttuğum bir defa da denemek için çantamı içinde kutu kolayla soktum xraya bir şey diyen olmadı. %90'ında affetmiyorlar ama.

100ml kuralina uyacak boyutta urunler mevcut. Ya havalimanindan ya da seyahate cikmadan once alabilirsiniz. Ya da kendiniz hazirlayin. Ama kullandiginiz sise vs 100ml hacimli oldugunu acikca yazsin uzerinde. Yoksa guvenlik "bu 100ml den fazla" derse ikna edemezsiniz.

tum sivilarin hepsi sadece "BIR" saydam posette olmali seklinde kural var. Bazi hava alanlarinda cok dikkat ediyorlar. Ben bu kurala normalde hic dikkat etmiyordum, fazla sikismasin diye 2 saydam posete falan boluyordum ama Stansted'de problem oldu, her yolcunun sadece 1 saydam poset hakki var sivi icin diye bik bik ettiler, sivilarin hepsini tek posete sigdir dediler, sigdiramadim. Sirf seyahat icin ozel aldigim 100ml'lik Gilette tras kopugunu atmak zorunda kalmistim. Dis macunu, roll on, parfum, sampuan, tras kolonyasi, tras kopugu, lens solusyonu, gunes kremi nasil sigsin ufacik posete anasini satayim, sacma sapan kurallar

gerekli.

yeşil pasaport sahibi olsanız dahi vize almanız gerek, okuldan yazıyla falan bir ab ülkesine giremezsiniz.

ocağa kadar bulursun randevu

erasmus da yapsan tabii ki vize alıyorsun. d tipi oturum vizesi olarak geçer. randevu sayfasında seyahat amacı olarak erasmus’un seçeneklerde olması lazım. Turist vizesine nazaran daha kolay randevu bulunur erasmus için, gün içinde 4-5 defa kontrol edin.

Üniversite ile görüşün ama ek tercih dönemi bile başladı yani geç kalınmış baya, normalde 2-3 gün gecikmede kayıt alıyordu üniversiteler ama artık o kontenjan kesin olarak gitti

Üniversiteyi aradık, YÖK'un belirttiği tarihlerde oluyormuş. Ancak hiç mi şansımız yok? Müşkül durumda öğrenci. Yok mudur başka bir yol yöntem?

legal bir şekilde halledemezsiniz gibi görünüyor. yök ile falan iletişime geçin ama zor. nüfuzlu bir tanıdık vasıtasıyla dönecek bir katakulliyle belki.

kayıt yaptırmadığınız kontenjan şu anda ek yerleştirme için açılmış durumda çünkü. birisi tercih edip kazanırsa o gidecek. sizin bahsettiğiniz kişi de ilk tercihte yerleştiği için ek yerleştirmeye başvuramıyor.

şikayet edin yoğun bakım için ücret alınamaz acil hasta çünkü

Acil için ücret alınmaz da, Acil denen kısmı ilk müdahaleyi kapsıyor. Devamında bir yoğun bakım safahatı var. Oradan ücret alınır.

Çok eski tarihlerde kalple ilgili rahatsızlıklarda da ücret alınmayacağına dair bir şeyler vardı. Tam olarak neydi ve değişti mi bilmiyorum. O konuyu bir araştırın.

acilden girmek ayrı sevk edilmek ayrı. sizin anlattığınız durumda hasta özel hastaneye acilden girmemiş kamudan yoğun bakım sevkiyle gitmiş. bu durumda yoğun bakım yatışı için bir ücret alınamaz. fakat yb süreci tamamlandıktan sonra servis takibi de özel hastanede yapıldıysa onun ücretini alabilirler. bunun haricinde hastaya girişim yapıldıysa burada kullanılan malzeme için fark ücreti de çıkabilir. devlet hastanesinden sevkli gelen hasta yb ihtiyacı tamamlanınca eğer ücretli servis yatışı kabul edilmezse sevk eden hastaneye geri gönderilebilir.

sizden ücreti hangi kalemde aldıklarını bilmediğimiz için kesin bir şey söyleyemeyiz. hastanenin muhasebe birimiyle iletişime geçip vermedilerse detaylı fatura isteyip ücretin hangi işlemler için alındığını görebilir, hata varsa önce hastaneye kabul etmezlerse de sgk'ya iade için başvurabilirsiniz.

Özel hastaneye sevk durumu varmı ki bu olayda?

Devlet hastanesi hasta kalp krizi geçirdiği için ambülansa koyup gönderiyor işte hastayı. Devlet hastanesinde yoğun bakımda boş yatak olmadığı için özele götürüyor ambülans da.
@kanatlı kontun dediği gibi detaylı fatura isteyeceğiz.

Sonucu yazarsanız bilgilerimizi güncellemiş oluruz.

Geçmiş Olsun.

Genelde kılıfına uydurup alıyorlar bir şekilde.

Öncelikle geçmiş olsun.

1 ay önce annem devlet hastanesine kalp çarpıntısı sebebi ile başvurdu. Kırmızı alanda tetkikleri yapıldı ve hekim anjiyo gerekebilir sebebi ile özel bir hastaneye ambulans aracılığı ile sevk etti. Özel hastanede 1 gece yoğun bakımda kaldı, sonraki gün anjiyo gerçekleşti (özel hastane) stend, balon vb. müdahale yapılmadı, annem 5 saat dinlendikten sonra taburcu edildi. 1 TL bile ödemedim.

Sürersiniz de, bir emniyete gidip kayıp başvurusu yapsanız ya da e devletten de oluyordu sanırım onu yapsanız iyi olur. emniyetten yaparsanız size bir çıktı veriyor onunla sorun olmuyor.

yeni kart için başvuru yaptıysanız size evrak verilmiştir zaten onunla kullanabilirsiniz. kaybetmeden önce tc kimlik kartıyla eşleştirdiyseniz yine kullanabilirsiniz. bunların hiç biri yoksa ehliyetsiz araç kullanır gibi muamele görürsünüz. e-devletten gösterme diye bir olay yok ama memurun iyi saatine denk gelirsiniz, tanıdık çıkar falan öyle yırtabilirasiniz.

hiçbir zaman ehliyetimi yanımda taşımıyorum ve birçok kez çevrildim (muayene yapılmadığında otomatik olarak bilgi düşüyor ve çevriliyorsunuz), tc’den bakıyorlar. kimlik bile istemiyorlar.

Çevirmeye girerseniz nazik olun. Durumu anlatın, henüz yeni ehliyet için başvuru yapamadığınızı ifade edin. Eğer nazik olursanız, sizde ve/veya arabada ekstra bir falso yoksa polislere ceza yazılmaması yönünde verilen bir sözlü talimat var. Genelde uyuyorlar bu talimata.

Çok geciktirmeden sağlık raporunuzu alıp yeni ehliyetinizi çıkarın, ceza yazılması durumunda hukuka ve kanuna uygun olacak çünkü.

Evet veriyorlar. Hesap özetini ıslak imzalı almayı ve şubenin imza sirkülerini istemeyi unutmayın. Bazı ülkeler bu şekilde istiyor. Bazı ülkeler de e-imzayı kabul ediyor. Çoğu banka müşteri hizmetlerini arayınca e-imzalı hesap özetini e-mail ile iletiyor.

Pek çok bankanın hazır şablonu var. Toplam varlık gösteren İngilizce döküm alabilirsin. Ama kamu bankaları şüpheliyim

verirler tabi ki. imza sirküleri lazım mı değil mi öğrenin+1. istemiyorlarsa boşa almayın zaten bir sürü evrak kalabalığı oluyor.

kamu bankalarından da kaç defa ingilizce olarak aldım. vize için diyince hangi dilde olsun diye soruyorlar zaten.

o değil de elit vize nasıl bir şey, yeniyor mu?

Turnikelerden çıkınca yönlendirme vardı diye kalmış aklımda.

Erenköy durağında inebilir. Ethem Efendi Caddesi'nden aşağı yürüyerek Ethem Efendi Kahvaltı'yı solunuza aşağı inip dümdüz devam ettikten sonra Erenköy Camii görüp, Caddebostan Sahil'e doğru aşağıya inmeye devam edebilirsiniz. Ya da Göztepe'de inip, Göztepe Tütüncü Mehmet Efendi Caddesi'nden yine aşağıya yürüyebilirsiniz. Komple bu iki Marmaray durağından gidebildiğiniz kadar aşağı yürümek sizi Caddebostan Sahil'e çıkartır. Kesin bir varış noktası da isterseniz eğer Caddebostan Happy Moons - Caddebostan Işıklar olarak adlandırılan noktaya geldiğinizde barlar sokağından aşağıya yürürseniz meyhaneleri ve pubları geçerek, karşısınıza Caddebostan Migros ve Burger King çıkacaktır. Bu iki noktayı gördüğünüz zaman ise kesin olarak Caddebostan Sahil'de olduğunuz söylenebilir.

üsküdar-kazlıçeşme arası yer altı istasyonlar hariç bir kuzey bir de güney çıkış var zaten marmarayda. metro çıkışları gibi karmaşık değil . sahile gidecekseniz güney, ters yönde gidecekseniz kuzey çıkış. gebzeden halkalıya kadar tüm yer üstü duraklar için geçerli bu durum.

özel bir raconu yok hocam ikisi de olur ama şahsi düşüncem ilk son farketmez her ayın kirasını sen banka üzerinden gönder. yarın bir gün sorun yaşama ihtimalini de ortadan kaldırmış olursun. elden öderseniz de sözleşmeye ilk kira bedeli şu tarihte elden ödenmiştir diye yazın mutlaka.

elden verdiğinde depozito verdiğini nasıl ispatlayacaksın yarın öbür gün bir sorun olduğunda ?

@ kanatlı kontun müşfik öpücüğü çok teşekkürler.
@rakicandir sözleşmede x dolara depozito ödenmiştir yazıyor, onun altına imza atacağız .

hocam elden vermek ihtimalini hiç bahis konusu dahi etmeyin. tamamen banka kanalı üzerinden açıklamalı bir şekilde yürümeli ödemeler. hayırlı olsun

-Kirayı ve depozitoyu mutlaka ev sahibinin (tapuda kimin üstüneyse) onun adına bir banka hesabına yollayın. Yollarken de kira ödemesi olduğunu yazın. Bu hesap işi öok önemli, tapu kiminse iban onundur.

-Sözleşmeye mutlaka "1 kira bedeli depozito ödenmiştir. Depozito son ödenen kira miktarı tutarında geri ödenir" gibi net bir madde ekletin. Siz şimdi 10lira depozito vereceksiniz. evden çıkarken kiranız olacak 40 lira. Ev sahibi ben 10 lira almıştım diye size 10 lira vermeye çalışacak.

-Tahliye taahhütnamesi imzalamayacağınızı söyleyin. Ama direteceklerdir. O yüzden taahhütnameye kiranın ödenmemesi ya da sözleşmede belirlenen zam kriterlerine uyulmaması gibi haller dışında kullanılamaz(bunu bir avukata danışın size zararı dokunmasın) benzeri kriterler ekletin ki kafasına göre sizi çıkarmakla tehdit edemesin. Ev sahibi buna da itiraz ediyorsa her sene kirayı 2'ye katlama niyetindedir. Kaçın.

abd-iran
körfez ülkeleri-israil

gidemezsin değil yine gidersin ama pasaportta giriş ya da vize görürlerse almıyorlar. o yüzden de yedek pasaport kullanıyorsun ve o şekilde girebiliyorsun. kktc'ye de pasaport yerine kimlik kartı ile gidiyoruz aynı nedenle.

burda detaylı bir şekilde yazıyor.

www.instagram.com

8.15'ten önce numara alamıyorsun çok erken gitmeye gerek yok o yüzden.

Daha dün aynisini yaptım. 8i biraz gece muayene istasyonundaydim. Kapilar açık değildi. Sanirim 8.20-8.25 gibi falan dis kapiyi actilar muayene alanina arci aldim. Arabadan inmeden arac kmsinin fotosunu cektim ve ruhsatla birlikte hemen bankoya gidip sira numarasi aldım.

Ordan egzoz muayene yerine geçtim, ilk sırada muayene oldum. Sonra ordan çıkınca 5 10dk sonra falan arac muayene sıram geldi, oraya da ilk sırada girdim diyebilirim. Max 9 çeyrekte isim bitti.
Tabi benim muayene yaptığım yer sakin bir ilçede, bunun da etkisi vardır bence. Ama yine de 8.15 gibi gitseniz yeter.

Düzeltme: 8i 5 gece kapıyı açmışlar. Muayeneden çıktığımda da saat 08.45mis.

adalarında hiç araba kullanmadım gerçi ama yunanistandaki benzin istasyonlarında bizdeki gibi pompacı var. x euro/y litre diyorsun adam dolduruyor ödeyip devam ediyorsun.

Yunanda pompacı var +1 içeri kartla ödüyorsun ne tutarsa yada ne kadarlık istersen nakitte alır tabi
Ama mutlaka dizel benzin söyle

pompacı dolduruyor sen kartla ödüyorsun. araç başında ödedim hatta. markete gitme yoktu. sen doldurmuyorsun merak etme.

Avrupa nın çoğu yerinde tr deki sisteme yakın.
Usa de değişken, bölgeye göre. Pompacı da var senin doldurduğun yerlerde var.

Almanya'da Avusturya'da, pompacı olmayan yerlerde vs. tek fark kendin dolduruyorsun.

arabayı parkettikten pompayı alıp arabanın benzin girişine sokuyorsun. pompanın bir tetiği var o tetiği çekince benzin doluyor. istediğin yerde durduruyor (tetiği bırakarak) ya da fullemek istiyorsan kendi durmasını bekliyorsun. full olunca tık diyip duruyor. pompayı biraz sallıyorsun ki son damlalar depoya düşsün dışarıya gelmesin. sonra çıkarıp yerine takıyorsun. pompanın numarasına bakıp içeri gidip numarayı söyleyip ödüyorsun.

he bir de mesela almanya'da tamamen insansız benzin istasyonları da var sadece kartla ödenebilen. onlarda pompanın çalışması için önce kartını okutuyorsun pompanın bağlı olduğu makineye, karta bloke koyuyor 150 euro vs. ne kadarsa ondan sonra doldurabiliyorsun. sonra ne kadar benzin aldıysan o kadarını tutup geri kalanını iade ediyor.

değişmiyor tabi ki

süre dolduktan sonra yenilememişseniz hakkınızda ehliyetsiz araç kullanmaktan işlem yapılır. araç farklı kişi adına kayıtlı ise o da aynı cezayı yer. kaza durumunda haklı olsanız bile ehliyetsiz olduğunuz için siz kusurlu olursunuz. bu cezalar araç kullanırken yakalanmanız halinde kesilir. durup dururken bir ceza yemezsiniz. hiç araç kullanmıyorsanız sorun yok yani.

3-6 ay muhabbetini anlamadım. sağlık raporunda sürücü olamaz kararı alacak kadar kötüyseniz trafiğe çıkmayın zaten.

@kanatlı kontun müşfik öpücüğü

hocamben şimdi hiçbirşey yapmasam ceza yemiyorum anladıgım kadarıyla
eger trafige cıksam patlıyorum. buraya kadar tamam.

benım anlamadıgım olay diyelim ki bana verdikleri tarihte yeniletmedim 2 sene sonra yenilettim ne oluyor?

yeniden ehliyet kursuna gitmem gerekir mi acaba?

nufus mudurlugundeki eleman bilmiyoruz bize bilgi verilmedi diyor.

hocam sen neden ehliyetini şimdi yenilemiyorsun? bunun cevabını bilirsek ne düşündüğünü ya da ne yapmaya çalıştığını anlayıp daha yardımcı bir cevap verebilirim.

şu an sadece 15 lira ödeyerek ehliyetini yenileyebiliyorsun. böyle kolay bir seçenek varken yenile kartını koy cüzdanına ya da at bir çekmeceye. araç kullansan da kullanmasan da elinin altında bulunsun.

2-3-5 sene sonra kursa göndereceklerini sanmam ama sınava sokabilirler. ciddi bir para da ödetirler diye tahmin ediyorum. yalnız bunlar tamamen benim tahminim, henüz bununla ilgili belirlenmiş bir şey yok. 15 lira verip yenilemek varken neden belirsizliğe atasın kendini?

Birçok kişi de anlamamış burada sorununuzu,
Siz ehliyetinizi 6 ayda bir muhtemelen rapor alarak yenilemek zorunda olduğunuz bir engele sahipsiniz, araç sürmesem ehliyeti de yenilemesem ama 5 yıl sonra yeniden araç kullanmak istediğimde bunun bir yükümlülüğü olur mu diye soruyorsunuz,

Bilgim yok ama bence 5 yıl uzun bir süre ama 2 yıldan daha uzun bir süre olmadan yenilerseniz sorun olmaz bence, yani burada aslında ehliyet geçerlilik süresi dolduktan ne kadar sonra ehliyetimi yenileyebilirim diye soruyorsunuz

@kanatlı kontun müşfik öpücüğü
@atom karincanin torunu

Arkadaslar ben ehliyeti almistim eskiden araba alamayinca baya zaman gecti araba kullanmayi bile unuttum o derece. Ehliyeti kimlik diye lazim olursa falan kullaniyordum

Sonra Psikolojik bir engelim oldu bana rapor verdiler.

Bana mesaj geldi ayin 12sine kdr ehliyeti yeniletmeniz lazim diye.

Bende nufus mudurlugunu aradim yeniletmesem ceza yiyormusum

Bende onlara uzun sure zaten arac kullanmayacagim dedim. Engelimden dolayida kontrollu mu ne ehliyeti yeniletiyorlarmis. Yani tam hatirlamiyorum 3 ay 6ay neyse tekrsr gidip yeniletmem gerekiyormus.

Bende iyice uyuz oldum.

Aimdi hic bisi yapmazsam gene bana borc cikartirlar mi
Yada bu ceza suresinden bi kac sene sonra yeniletmeye gitsem cezami odeyecegim

Dakka basi ehliyetmi yeniletecegim kullanmiyorum aldigima da pisman oldum zaten

3-6 ayda bir ehliyet yenileme diye bir olay yok. o kadar tedbir gerektirecek birine direkt sürücü olamaz derler zaten. sürücü olmanda bir engel yoksa 3-6 ayda bir sağlık kontrolü gerekir en fazla. kronik hastalığın varsa 3-6 ayda bir doktora gidiyor olman lazım zaten normal şartlarda da en kötü ihtimalle ilaç yazdırmak için.

sen bir şeyleri yanlış anlamışsın o yüzden gerilmişsin hocam. sakin ol, sana raporu verecek psikiyatri doktoruyla konuş o tecrübelidir mutlaka seni yönlendirir.

özetle de yukarıda yazdığım gibi ehliyeti yenilemediğin için ceza yeme ihtimalin yok. ama yenilenmemiş ehliyetle trafiğe çıkıp yakalanırsan o zaman yersin cezayı orası kesin.

Benim arkadaşım hali hazırda kullanıyor, 25 yaşını geçti çoktandır. Alındıktan sonra süresi bitene kadar kullanılabiliyor olmalı haliyle.

25 yaş ya da işe girince.

gitsin yüksek lisans yapsın mümkünse yurtdışı. burs kovalasın

@kveldulv Yukarıdaki arkadaşın arkadaşı bir nevi kaçak mı kullanıyor o zaman pasaportu iyice kafam karıştı :)

Normalde 18yaşını geçen kız veya erkek çocuk eğer öğrenci ise 25 yaşına kadar yeşil pasaport hakkına sahip.

ama mezun olduktan sonra o bilginin nüfusa vs gitmesi lazım

galiba pratikte geçerlilik tarihine kadar kullanılabiliyor.

e devlette gözüktüğü sürece geçerlidir bence

şimdi sistem değişmiş olabilir. ben 18 yaşıma girdiğimde yeşil pasaportum iptal olmuştu. ancak öğrenci belgesi ile harç ödemeden mavi (o zamanın bordosu) pasaport almıştım.

Valla yanıltmış olmayayım ama artık 18 olmadığı kesin heralde, çünkü basbaya yurtdışında şu an 25 yaş üstü olarak. Yeşil pasaport, ancak öğrenci pasaportu mu bilmiyorum. Yazayım bir cevap gelirse eklerim.

Geçen alırken bize 25 yaş dediler

kız erkek farketmeksizin en son 25 yaş. 25 yaşın üzerinde birinin anne baba üzerinden yeşil pasaport sahibi olmasının tek yolu çalışamaz ve bakıma muhtaç durumda olması, başka türlü mümkün değil. hak sahiplerinin çocuklarına öğrenci olmak ve çalışmamak şartıyla geçerlilik süresi 18 yaşın altındakilere 18 yaşını, 18 yaşın üstündeki öğrencilere de 25 yaşını doldurduğu güne kadar veriliyor maksimum. buraya kadar kesin bilgi.

elinde halihazırda aileden alınmış bir yeşil pasaport varken çalışmaya başlayan kişinin pasaportu için durum muallak. yasal olarak kullanamıyor olması gerek, dolayısıyla resmi bir makama sorunca iade edilmesi gerek falan diyorlar. benim bizzat sigortalı çalışmaya başladıktan sonra yurtdışına mevcut yeşiliyle çıkan arkadaşım oldu. başına hiçbir şey gelmedi. ben çalışmaya başladığımda forumlarda havalimanlarında anlaşılıp tutanak tutulan pasaportu iptal edilenler olduğunu okumuştum, o yüzden cesaret edemedim direkt yeni bordo aldım.

edit: cinsiyet

@müşfik hocam


18 yaşın üstünde yeşil pasaporta başvuran biri için maksimum 25 yaşına kadar geçerli olacak şekilde mi düzenleniyor yani

@jülsezar evet. son geçerlilik tarihi 25. yaş gününün 1 gün öncesi olur.

www.mevzuat.gov.tr

Kandan troponin değerine bakılıyor 1 saat arayla 2 veya 3 kez. +1

ekg

eski bir bilgi ama 2017’de sıfır bir ev tutmuştum. ev sahibi ilk abonelikleri yaptırmadığı için hiçbir tesisatı açtıramadım. elektrikle su kolay çözülmüştü ama doğalgaz sayacını igdaşdan alıp yetkili bir firmadan montaj için randevu almak gerekmişti. tüm işlemler tamamlanınca ben abonelikleri açtırabildim. evi aldığınız firmaya müteahhite falan sorabilirsiniz veya şimdi e devletten başvuru yapılabiliyor oradan bir kontrol edebilirsiniz.

ilk siz açtırıyorsunuz sonra kiracı üstüne alıyor

10 küsür sene önce ilk tuttuğum ev o şekildeydi. elektrik ve suda çok sıkıntı olmamıştı ama doğalgaz için proje çizdirme, abonelik başvurusu, kontrol, sayaç montajı vs. çok uğraştırmıştı. toplamda sadece doğalgaz için bir kiraya yakın veya bir kiradan biraz daha fazla para harcamıştım. hepsini kiradan düştüm.

yani en azından proje çizilmiş, sayaç takılmış olsun. şimdi o şekilde bir ev tutmam.

ev nerede?

Kimsenin hayatına kimse karışamaz. A kişisi kendi parasını istediği gibi harcar.

A kişisi haksız ve cimri cidden. Tatile gidip ekmek üstü peynir yemiş öyle şey mi olur. İlla en pahalısını yesin demiyorum ama her yerde uygun seçenekler de var.
B haklı bence. 40 yaşında da bu işlere girişecekse yaşlanınca parayı napcak. Öğrenci olsa geliri az olsa neyse de.

A kişisi abartmış. İnsan yaşamında dengeyi kurabilmeli.

Eğer B kişisi A kişisinin sevgilisi, eşi, annesi, babası ise B kişisi haklı; değilse B kişisinin nutuk atmasına hiç gerek yok. A kişisi yaşını başını almış iyi kazancı olduğuna göre fena da bir eğitim seviyesinde değildir. Birikim yapması hayat önceliğinde iyi bir yemekten daha önde olabilir. Bu da kimseyi alakadar etmiyor bence.

B kişisi haklı ama A'nın kendi parası kendi hayatı.

1 hafta krem peynir ekmek yedi diye dişleri dökülüp gidecekse geri kalanımız çoktan mezarda olmalıydı.

bu biraz kültür, biraz zevk meselesi. kimisi tatilde hiç bişi yapmayayım, elimi sallıyım garson gelsin, elimi sallıyım içeceğim gelsin ister, kimisi kendi işini kendi görmeyi sever.

herkesin hayatına kimse karışamaz o yüzden haklı haksız şeklinde bir çizgi çekmek doğru değil bana göre böyle konularda. siz ne düşünüyorsunuz diye sorarsan b kişisiyle benzer şekilde düşünürüm kesinlikle ama adamın kendi parası kendi hayatı sonuçta. cimriyse cimridir 40 yaşından sonra değişmez. benim arkadaşım olsa muhabbet esnasında bahsetse he he der geçerim, laf anlatmaya falan çalışmam. fakat kesinlikle beraber yola falan da çıkmam.

A kişisinin kendisine faydası yok.

Yöneticiyse yanındakilere kan kısturuyor bile olabilir.
Ama öldüğünde kendinden sonraki varisleri yaşayacak onlara sağlam bir mal varlığı bırakıyor en azından.

B kişisi haklı.

20 yaşında öğrenciyken gidilen tatilde gayet makul bir seçenekken 40 yaşında parası olan adamın yaptığı şeye tatil bile denmez.

İkiside haklı ama ikiside gereksiz tipler

A kişisi gibi insanlardan nefret ederim. Para için yaşayan, parasını alacağına canını al tipler çok sinirimi bozuyor. B haklı

A ve B yakın arkadaşsa bilemem ama; herkesin hayatına kimse karışamaz.

Tatilin amacı gevşeyip mutlu hissetmek, huzur bulmak. Eğer kişi rahat ediyorsa tatilin doğrusu yanlışı olmaz.

Ortak gidilen tatillerde orta yol bulunur elbet ama özellikle bireyselse ne yaptığının ne önemi var?

Adam huzur bulup eğlenmeye gittiği yerde yemeğe, otele ödediği parayı dert edip stres içinde dönecekse neden yapsın böyle bir şeyi? Cimriyse cimri insanlara uygun bi tatil yapmış. Neticede onun iyi hissetmesi önemli.

Ancak çıkarıma gelince iş değişiyor. B kişisi kafa açmış evet ama A kişisi konuya "millet 30 bine kalıyor ben 3 bine buldum" diye girerek daha önce kafa açmış. Bizde kendi hayatına odaklanmayıp en iyisi benim yaptığım, herkes öyle yapmalı diye düşünme sorunu çok yaygın.

Özetle A kişisinin yaptığı kendine göre güzel bir tatildir ancak tartışma anındaki senaryoda B kişisi haklı. Biri bana gelip siz keriz misiniz demeye getirse ben de saçmalama sen cimrisin diye herkes mi peynir ekmekle tatil geçirsin derim.

a kişisi komple garipte, b kişide ayrı garipmiş argümanı çok anlamsız, 1 hafta ekmek yemekle şeker hastası olunmaz, konu tatil kafasının nasıl olduğuna geldiyse b kişisi böyle tatil yapmıyorum ben herşey dahil relax tatil seviyorum dese hadi bir nebze.

A kişisi tatile çok para harcarsa karakteri gereği daha mutsuz olur, Allah kurtarsın diyelim.

Genel olarak cimrilik mi, evet cimrilik.

A kişisine şu muhabbetin üzerine selam veren dahi haksız

A kişisi cimri bu belli ya eskiden yokluk görmüş ondan bu halde ya huyu böyle çevremde böyle insanlar vardı.

" Kimsenin dişi 1 hafta peynir ekmek yedi düye düşmez." diyen arkadaşlar tatilde bile bu şekilde yaşayan A kişisinin normal gündelik hayatta bal bademle beslendiğini mi düşünüyorlar acaba?

Herkesin hayatına kimse karışamaz kesinlikle; illa yorum yapacaksam A oksijen israfı.

A kişisi ölünce damadı ve çocukları arabayı değiştirir, üstüne kalan parayı da dışarda karı kızla ezer. Kızları da altın dizer, instagrama konu çıksın diye sağda solda parayı çarçur eder. Ölen de yediği krem peynirle kalır.

Üniversitede öğrenciyken kaldığımız apartman her kata 4 daire 6 katlı binaydı. Hepsi aynı kişinindi, adam da en son katta bir dairede eşi ve 2 kızıyla kalıyordu. Adam o kadar cimriydi ki, bir kere biz öğrenci eve giderken poşetteki ekmekleri görüp ekmek almayı unuttum bir tanesini alıyorum diye emrivaki poşetten almıştı :D Ben de gıcıklığına amca ekmek x lira başka param yok ver ben alıp size getiririm diyince de poşete geri koyduydu :D Kendi oturduğu daire hariç 23 daireden kira alıyordu ama apartmanı karısı temizliyordu aidatı da almak için, asansörün bir anahtarı vardı yazın ve geceleri kitlerdi. Bu adam biz 3. sınıfın ilk dönemiyken öldü, kızları apartmandaki tüm daireleri ikinci dönem başlamadan sattıydı. Eni sonu olacağı bu.

30 Euro’dan fazlaysa sorun çıkarır. 10k ödeme çıkar muhtemelen. Gümrük masrafları, aracı şirket vs. derken.

30 eurodan fazla ise hiç bulaşma hocam. yeni karar 21'inde yürürlüğe girecek ama bugün alsan haftaya anca gelir zaten yine takılırsın. bu işleri yapan bir firmaya noterden vekalet vereceksin onlar işlem yapacak falan kafadan en az 10bin lira civarı bir ek masrafı olur. 3-5 güne gelir 21'ine kalmaz dersen de hemen şimdi satın alıp şansını bir deneyebilirsin. karar yürürlüğe girdikten sonra zaten imkansız olacak.

21'ine kadar gümrüğe girmesi imkansız ya, diğer benzer alışverişlerime göre oranladım mümkün değil kalbim kırıldı biraz, devletimiz mutsuz olalım diye her şeyi yapıyor :(

ücretli hızlı teslimat seçeneği varsa onu deneyebilirsin.

11'inde verdiğim 45 euroluk siparişin yasadan dolayı bugün iptal edildiği haberini aldım. muhtemelen iptal edilir.

Hocam aracın egzoz ölçüm tarihi gelmiş işte egzoz ölçümü yaptıracaksın. Tüvtürk'te ya da sanayide bir yerlerde yaptırabilirsin.

mesaj çok açık değil mi zaten? o tarihte egsoz muayenenin zamanı geçicek. çevirmeye takılırsan ceza yersin. 26 ağustosa yakın bir tarihte egsoz muayenesine girmelisin. tüvtürk'e gitmene gerek yok. egsoz muayenesi yapan yerlere gitmen yeterli.

tarihi geçirmeyin. cezası çok yüksek 9 bin tl civarı. Tüvtürk gecikmesinden çok daha pahalı bu. Çevre ve Şehircilik bakanlığı kesiyor cezayı.

O plakalı araç sana ait değil de ondan mı konuyu anlamadın?

Eğer öyle bir şeyse öncelikle e devletten araç sana ait olarak mı görünüyor diye bir kontrol etmende fayda var.

Sistemsel hata, mesajı sil devam et. Benim 10 yıl önce sattığım aracın muayene mesajı bu şekilde gelmeye devam ediyor.

@Mirket

Bana ait. İlk defa böyle bir mesaj geldi çünkü.

@HellKeePer

Hayır, aracım duruyor.

Google’a yazınca bir firma çıktı, yetkili olduklarını söylediler.
Böyle bir durumun sahtekarlığı olmaz değil mi?

Bana yakın olduğu için tercih edeceğim. Tereddüt etmem ya da dikkat etmem gereken bir durum var mı operasyon öncesi ve sonrasında?

0 aldıysanız ilk kez 3. yılda, sonrasında ise her 2 yılda 1 yaptırmanız gerekir. o yüzden karşılaşmamışsınızdır şimdiye kadar. yetkili istasyonları egzoz.csb.gov.tr adresinden görebilirsiniz. tuvturk muayene istasyonlarının da çoğunda yapılıyor. aracın resmini de içeren qr kodlu bir evrak olarak veriliyor ve telefonunuza sms geliyor ölçüm sonucu.

muayene tarihinizi de kontrol edin bu arada o da gözden kaçmasın.

@kanatlı kontun müşfik öpücüğü

Çok teşekkür ederim.

Egsoz emisyon ölçüm tarihiyle araç muayene tarihi genelde aynıdır.
Konunun yabancısı olduğunu tahmin ettiğimden (yanılıyor olabilirim) uyarma gereği duydum. Ruhsattan muayene tarihini kontrol etmende fayda var.

istersen içinde otururken kapatırsın hocam keyfine kalmış herhangi bir zorunluluk yok. hiç kapatmazsan senden sonra gelen gider başvuru yapar onun başvurusuyla senin tesisatların otomatik olarak kapanır.

kurumsal firmalardan kiralarsanız korktuğunuz olaylarla karşılaşma riskini en aza indirirsiniz. aracı teslim alırken detaylı bir şekilde her yerini videoya alın. çizik, göçük vs varsa resmini çekin ve evraka işletin. lastik patlaması, kaza, sürtme vb durumlarda ne yapmanız gerektiğini sorun anlatırlar zaten işleri o. sigorta da yaptırdınız mı arızalar falan sizi ilgilendirmez artık.

merdiven altı, senet sepetle iş yapan yerlerden başka şansınız yoksa da hiç kiralamayın.

Ay bu benim. Arabami almadan once bikac sene hep araba kiraladim. Burda yazmaya useniyorum, hala aradiginiz cevabi bulamazsaniz bana ozelden yazin. Konusalim

Kurumsal firmalardan kiralayın sixt, garenta, avis vs.
Ayrıca full kasko (genelde en pahalı olan) yaptırın kafanız rahat etsin. Ufak tefek sürtme bile olsa canınız sıkılmaz.

sigorta yaptırırsan başın ağrımaz ama normalde sürtme vs yaşayan biri değilsen neden 8-10 bin lira ekstra vereceksin.

hiç kurumsal firmaya falan güvenmeyin. öyle bir geçirirler kiiii
kiralamanız şartsa telefonla video kaydı açın arabanın her tarafını videoya alın. ayrıca araç takip sistemleri var isterlerse siz uyurken gelip çarparlar. kesinlikle güvenmiyorum.

bodrum'da yaşarken küçük bir firmadan kiralamıştım. sorun yaşamadım.