kibritsuyu ustadimizdan af dileyerek, bahsisin, "kanunen kabul edilmeyen giderler" kalemine atiliyor olmasi lazim diye biliyorum deyip topa gireyim.
bi de su acidan dusunelim: sirket, bolum mudurunu seyahate gondermis olsun. o bolum muduru, sabahin korunde uyanip ucagi yakalayacak, gunu birlik seyahatse, gecenin yarisinda evine donecek. konaklamali seyahatse, sevdiklerinden ayri kalacak.
degil 5500 lira maas, 55 bin lira maas da alsa, o muduru, bebeginden, cocugundan, karisindan, sevdiklerinden ayiriyor, ustune ustluk, bir de uykusundan ediyorsun. sabah ucagini yakalamak icin, gecenin korunde yataktan kalkmasi lazim.
herif o uykularinin, sevdiklerinden ayri gecirdigi gecelerin hesabini yapmiyor da, sen sirket adina dusunup toplam 5 liranin hesabini mi yapiyorsun? o adam o yemegi kendi keyfinden yemiyor. o gorev sirasinda karnini doyurmak icin yiyor. kendine tercihine biraksan, belki sandvicle gecistirecek ve o 5 lira bahsisi vermek zorunda da kalmayacak.
eger bu kadar ince hesap yapmaya kalkarsan, sirket borclu cikar. ustelik borcunu da parayla pulla odeyemez.
sirket yonetimi veya patron akilli ise, bu tur davranislara takilmaz, laf etmez. cunku bilir ki, sirkete kizginlik hisseden bir calisan, en tehlikeli rakip sirketten daha tehlikelidir.
yarin bir gun sizin muhasebe departmani "kusura bakmayin ozgur beycigim, bahsisleri muhasebelestiremiyoruz" der ve o bolum mudurunun "icerlemesine" neden olursa, sirkete zarar vermis olur.
ne sen takil bu bahsislere, ne de muhasebe takilsin. ama takilirsaniz, bindiginiz dali kesersiniz. benden soylemesi.
haaa, "bizim tuzumuz kuru, piyasada it surusu kadar adam var, o bolum muduru gider, yenisi gelir" diye dusunuyorsaniz, gene hata edersiniz, cunku firsat maliyeti (bkz:
opportunity cost) diye de bir kavram var.
bi kere ben sorduydum patronuma, sirket arabasini ben cebimden mi yikatacagim diye. o da, "sirket size araba verdiyse, siz de bi zaamet yikatin" dediydi. ama bi alinganlik olmadiydi aramizda. sadece ne yapacagimi bilmek icin sorduydum.