jaaaccckkk
Soru başlıkta.
Soru başlıkta.
0
steam oyunlarini (ve baska oyunlarin orijinal cd keylerini) daha ucuza alma sitesi: g2play.net
indirim yakalama, steam'e alternatif bulma sitesi: steamunpowered.eu
indirim yakalama, steam'e alternatif bulma sitesi: steamunpowered.eu
0
medre
pc deki müzikleri cd ye yazacağım, nero trial 9 vardı deneme süresi dolmuş. şahsıma ait olmayan bir pc deyim. fazla da yer yok pc de. indirip hemen kurup sonra kaldırabileceğim bir basit program adı ve de indirme linki verilirse memnun kalırım :)
pc deki müzikleri cd ye yazacağım, nero trial 9 vardı deneme süresi dolmuş. şahsıma ait olmayan bir pc deyim. fazla da yer yok pc de. indirip hemen kurup sonra kaldırabileceğim bir basit program adı ve de indirme linki verilirse memnun kalırım :)
0
Windows'ta dosyalarınızı cd'ye sürükleyip bıraktıktan sonra yazdır seçeneğini seçince yazdırıyor diye biliyorum.
Not: Hiç kullanmadım
Not: Hiç kullanmadım
0
lakin bunlar arabada dinlenecek olan ve track olmaması gereken şeyler o yüzden windows seceneği baştan elendi. yine de teşekkürler 2 nize de.
0
Bravefart
Şöyle kraloyun tarzında ama daha bi şükela olan bi site var mı bildiğin?
Şöyle kraloyun tarzında ama daha bi şükela olan bi site var mı bildiğin?
0
neoyazin
Merhabalar canlar, şimdi save for web deyince ne çalıştıysam onu jpeg olarak alabiliyorum. ama save as deyip jpeg seçince renklerde doygunluk azalması ve kontrastda da buna bağlı olarak bir azalma yapark kaydetiyor çok tırt bir şey çıkıyor sonuç.yani şöyle save for web deyince her şey süper ama büyü
Merhabalar canlar,
şimdi save for web deyince ne çalıştıysam onu jpeg olarak alabiliyorum.
ama save as deyip jpeg seçince renklerde doygunluk azalması ve kontrastda da buna bağlı olarak bir azalma yapark kaydetiyor çok tırt bir şey çıkıyor sonuç.
yani şöyle save for web deyince her şey süper ama büyük bopyut fotoğraf çalıştım ama save for web olarak kaydetemiyorum haliyle, ve save as ile jpeg almak zorundayım ve o tırt olay oluyor ?
yar bana bir çözüm ?
neden save as da bu kadar dandik kaydetiyor çözemedim bir türlü ?
srgb çekiyorum fotoğraf makinasıyla ve sgrb kaydetiyorum ikisinde de
şimdi save for web deyince ne çalıştıysam onu jpeg olarak alabiliyorum.
ama save as deyip jpeg seçince renklerde doygunluk azalması ve kontrastda da buna bağlı olarak bir azalma yapark kaydetiyor çok tırt bir şey çıkıyor sonuç.
yani şöyle save for web deyince her şey süper ama büyük bopyut fotoğraf çalıştım ama save for web olarak kaydetemiyorum haliyle, ve save as ile jpeg almak zorundayım ve o tırt olay oluyor ?
yar bana bir çözüm ?
neden save as da bu kadar dandik kaydetiyor çözemedim bir türlü ?
srgb çekiyorum fotoğraf makinasıyla ve sgrb kaydetiyorum ikisinde de
0
save ederken ne kalitede save edeceğini soran bir pencere çıkıyor, muhtemelen orada sen düşük kalitede save etmeyi seçmiş olmalısın.
0
yasin273
Başlıktanda anlaşılacağı gibi ben de böyle bişey yapsam diyorum..Mesela bi dosyanın torrentini oluştursam sonra onu arkadaşıma atsam o dosyayı benden çekebilirmi sitelerdeki gibi hızlı bi şekilde?
Başlıktanda anlaşılacağı gibi ben de böyle bişey yapsam diyorum..Mesela bi dosyanın torrentini oluştursam sonra onu arkadaşıma atsam o dosyayı benden çekebilirmi sitelerdeki gibi hızlı bi şekilde?
0
upload hızınız kaç ise o hızda çekebilir arkadaşınız. torrent sitelerinde hızlı olmasının sebebi dosyayı birden fazla kişiden çekmeniz. 1 kişi 25kb ile gönderiyorsa 4 kişi 100kb hızla gönderir basit bir matematik hesabı ile
0
onun yerine dropbox kullanın daha kolay olur. tabi eğer tek kişiye göndericekseniz. birden fazla kişiye göndericekseniz ilk indiren paylaşımı durdurmazsa 2. daha hızlı alır.
0
0
kacar
şimdi bu tivibu'da nisan'a kadar standard plus üyeyiz ya o zamana kadar bu seç izle ve tekrar izle kısmındaki videoları ek bir ücret ödemeden izleyebiliyor muyuz?
şimdi bu tivibu'da nisan'a kadar standard plus üyeyiz ya o zamana kadar bu seç izle ve
tekrar izle kısmındaki videoları ek bir ücret ödemeden izleyebiliyor muyuz?
tekrar izle kısmındaki videoları ek bir ücret ödemeden izleyebiliyor muyuz?
0
evet. sadece "kirala" denen filmleri ek ucretle izliyoruz. onlara dokunma yeter. onlara dokunmadigin surece 30 nisana kadar 1 tl veriyosun. 30 nisanda standarta donebiliyorsunuz diyorlar ama kesin mayis geldiginde standartin da fiyati artacaktir : )
0
rusdemezale
sozlukte kitty reklam ad gormek canim cekmiyo da. nasil kurtulurum ilelebet?manual degil, soyle otomatik bi script falan var midir kiye?
sozlukte kitty reklam ad gormek canim cekmiyo da. nasil kurtulurum ilelebet?
manual degil, soyle otomatik bi script falan var midir kiye?
manual degil, soyle otomatik bi script falan var midir kiye?
0
cleansozluk vardı greasemonkey scripti. ama onu da çakallık yapıp işlemez hale getirdiler.
0
browser olarak firefox kullanıyorsanız adblock dye bir exlentisi vardı
0
sotw
http://www.hepsiburada.com/fujifilm-finepix-s1500-10.0mp-2.7-lcd-dijital-fotograf-makinesiorjinal-canta4gb-hafiza-karti-hediyeli-/productDetails.aspx?categoryid=248&productid=bd99006şurdaki makine bana özel 453 liraymış. Uzun zamandır güzel bir makine almak istiyordum, bunu alsam yarın öbürsü gün ku
www.hepsiburada.com
şurdaki makine bana özel 453 liraymış. Uzun zamandır güzel bir makine almak istiyordum, bunu alsam yarın öbürsü gün kursa gitsem profesyonel bir şeyler yapabilir miyim, yoksam al dursun çiçeği böceği güzel çeker mi dersiniz?
kısaca alayım mı? teşekkürler.
şurdaki makine bana özel 453 liraymış. Uzun zamandır güzel bir makine almak istiyordum, bunu alsam yarın öbürsü gün kursa gitsem profesyonel bir şeyler yapabilir miyim, yoksam al dursun çiçeği böceği güzel çeker mi dersiniz?
kısaca alayım mı? teşekkürler.
0
eğer profesyonel bişiler düşünüyorsan slr al derim. ama yok ben güzel resim çekeyim dersen fena makina değil, nerden biliyorum bunun bi üstü mü iki üstümü ne var bende. bu makinayı bilmiyorum ama bendeki çok fena değil sanırım.
0
karbasan
İnternete ttnet ile kablolu modemle bağlanıyorum.Modemde zaman sınırlaması yapabilirmiyim.Mesela gece 11 den sonra bağlantı kesilsin istiyorum veya 4gb kotayı aşınca otomatik olarak bağlantı kesilsin istiyorum.Bu şekilde kota aşımının önüne geçmek istiyorum.Çok mu şey istiyorum...Teşekkürler
İnternete ttnet ile kablolu modemle bağlanıyorum.Modemde zaman sınırlaması yapabilirmiyim.Mesela gece 11 den sonra bağlantı kesilsin istiyorum veya 4gb kotayı aşınca otomatik olarak bağlantı kesilsin istiyorum.Bu şekilde kota aşımının önüne geçmek istiyorum.Çok mu şey istiyorum...
Teşekkürler
Teşekkürler
0
kablosuz modem kullanmıyorum ama aklıma gelen ilk iki şey hayvan gibi şifre koymak ve şifreyi sık değiştirmek.
0
inugard
Sistemi topladım da, nasıl olmuş, hepsi birbirine uyumlu mu değil mi tam emin olamadım. Bi el atıverin gari..*GIGABYTE GA-M720-US3 nForce 720D DDR2 1200MHz SOKET 940 AM2+ ANAKARThttp://www.gigabyte.com.tr/products/mb/specs/ga-m720-us3_10.html*AMD ATHLON II X2 250 3.0GHz (SOKET 938) AM3 KUTULU İŞLEMC
Sistemi topladım da, nasıl olmuş, hepsi birbirine uyumlu mu değil mi tam emin olamadım. Bi el atıverin gari..
*GIGABYTE GA-M720-US3 nForce 720D DDR2 1200MHz SOKET 940 AM2+ ANAKART
www.gigabyte.com.tr
*AMD ATHLON II X2 250 3.0GHz (SOKET 938) AM3 KUTULU İŞLEMCİ
İşlemciyi deveyükü.com’dan diğerlerinin hepsini de hepsiburada’dan almayı düşünüyorum.
*POWERCOLOR ATI HD 4730 512MB 128BIT GDDR5 (DirectX 10.1) HDMI PCI-E x16 2.0 EKRAN KARTI
*TEAM XTREEM DARK 2GB DDR2 1066MHZ CL5 BELLEK
Veya
KINGSTON HYPERX 2GB 1066MHz DDR2 RAM
*AKASA ZEN 450W ÇİFT 12CM FANLI SİYAH KASA AK-ZEN450-BK
1-Mesela bu ramler anakartın destek listesinde yok. Bu eğer bunları takarsam kullanamam mı demek oluyor?
2-Ekran kartı için 450w lazım falan denmiş. 400w yetmez mi?
3-Sonra anakartın özelliklerinde sata2den bahsedilmemiş ama bunda desteğin olmayacağını sanmıyorum, vardır dimi?
4-Bir de oyun falan oynuyorum, ne kadar idare eder bu beni. Daha yüksek bir şey de ekleyemem bütçeyi baya zorladım.
Bu arada, dvd rom, monitör, hdd mevcut, ondan yoklar.
Şimdiden teşkürler…
*GIGABYTE GA-M720-US3 nForce 720D DDR2 1200MHz SOKET 940 AM2+ ANAKART
www.gigabyte.com.tr
*AMD ATHLON II X2 250 3.0GHz (SOKET 938) AM3 KUTULU İŞLEMCİ
İşlemciyi deveyükü.com’dan diğerlerinin hepsini de hepsiburada’dan almayı düşünüyorum.
*POWERCOLOR ATI HD 4730 512MB 128BIT GDDR5 (DirectX 10.1) HDMI PCI-E x16 2.0 EKRAN KARTI
*TEAM XTREEM DARK 2GB DDR2 1066MHZ CL5 BELLEK
Veya
KINGSTON HYPERX 2GB 1066MHz DDR2 RAM
*AKASA ZEN 450W ÇİFT 12CM FANLI SİYAH KASA AK-ZEN450-BK
1-Mesela bu ramler anakartın destek listesinde yok. Bu eğer bunları takarsam kullanamam mı demek oluyor?
2-Ekran kartı için 450w lazım falan denmiş. 400w yetmez mi?
3-Sonra anakartın özelliklerinde sata2den bahsedilmemiş ama bunda desteğin olmayacağını sanmıyorum, vardır dimi?
4-Bir de oyun falan oynuyorum, ne kadar idare eder bu beni. Daha yüksek bir şey de ekleyemem bütçeyi baya zorladım.
Bu arada, dvd rom, monitör, hdd mevcut, ondan yoklar.
Şimdiden teşkürler…
0
Anakart da, işlemci de, ekran kartı da olmamış.
www.exa.com.tr
İşlemci bunu al kesinlikle. 4 çekirdekli olmalı, çift çekirdek mazi oluyor yavaş yavaş.
www.novabilgisayar.com
Anakart da bu muazzam. Sakın İntel nForce yonga setli AMD anakart alma.
www.exa.com.tr
Ram olarak da bu güzel. DDR3 e geçme vakti çoktan geldi de geçiyor bile. Anakart da zaten DDR3 destekli. Bu ramden 2 tane aldığında 10 numara olur.
İşlemci, anakart ve ram tamamdır. Sıra ekran kartında, seçtiğin ekran kartından yola çıkarak pek oyun oynamıyorsun galiba. O yüzden sana bu ekran kartını öneriyorum. Her türlü oyun ve uygulamada yeterli olacaktır.
www.vatanbilgisayar.com
Ne yaptı ?
700 lira civarı tahmini. Al işte seni 4-5 yıl götürecek bir sistem.
www.exa.com.tr
İşlemci bunu al kesinlikle. 4 çekirdekli olmalı, çift çekirdek mazi oluyor yavaş yavaş.
www.novabilgisayar.com
Anakart da bu muazzam. Sakın İntel nForce yonga setli AMD anakart alma.
www.exa.com.tr
Ram olarak da bu güzel. DDR3 e geçme vakti çoktan geldi de geçiyor bile. Anakart da zaten DDR3 destekli. Bu ramden 2 tane aldığında 10 numara olur.
İşlemci, anakart ve ram tamamdır. Sıra ekran kartında, seçtiğin ekran kartından yola çıkarak pek oyun oynamıyorsun galiba. O yüzden sana bu ekran kartını öneriyorum. Her türlü oyun ve uygulamada yeterli olacaktır.
www.vatanbilgisayar.com
Ne yaptı ?
700 lira civarı tahmini. Al işte seni 4-5 yıl götürecek bir sistem.
0
Anıl madem öyle mail at bari.
xyz, oyun oynuyorum ama bütçeyi yükseltemediğimden ekran kartını düşük tuttum. zaten tüm oyunları da fullde çalıştırmam gerekmiyor. üstelik 1 yıl içinde değiştirebilirim büşük ihtimal.
Anakartla işlemcide senin dediklerini alıyorum. Ram içinse hala 1. soru aklımda. Senin bulduğun ram cl9 mu değil mi belli değil. fiyatı düşük olmasına rağmen o yüzden başka birtane alırım. ilgilendiğin için de saol.
xyz, oyun oynuyorum ama bütçeyi yükseltemediğimden ekran kartını düşük tuttum. zaten tüm oyunları da fullde çalıştırmam gerekmiyor. üstelik 1 yıl içinde değiştirebilirim büşük ihtimal.
Anakartla işlemcide senin dediklerini alıyorum. Ram içinse hala 1. soru aklımda. Senin bulduğun ram cl9 mu değil mi belli değil. fiyatı düşük olmasına rağmen o yüzden başka birtane alırım. ilgilendiğin için de saol.
0
inugard
Anadoujet ile bilgisayarın kasasını uçakğın bagajında vermeyi düşünüyorum da sorun çıkarmazlar dimi? Sonuçta kendi kutusunda falan olcak ama herbiyeri metal falan olduğundan güvenlik yüzünden bikbik demesinler?
Anadoujet ile bilgisayarın kasasını uçakğın bagajında vermeyi düşünüyorum da sorun çıkarmazlar dimi? Sonuçta kendi kutusunda falan olcak ama herbiyeri metal falan olduğundan güvenlik yüzünden bikbik demesinler?
0
Bagaja vermek sorun olmaz da o bilgisayar ordan saglam cikar mi, ondan suphe duymak lazim.
0
onu bi sigortası filan oluyordu galiba uygun bi ücret karşılığında bide böle streç naylona filan sarıyorlar bi güzel üzerinede kırılacak filan yazarsın olur. havaalanında sor istersen
0
inugard
Fiber internet'e başvursam, yan siteye altyapı çekmişlerdi gelin bizim binaya da çekin desem yok biz sitelere çalışıyoruz diyorlar mı hala? Eğer normal binalara da çekiyorlarsa çektikleri kabloların parasını falan alıyorlar mı? Bir de verdikleri rourter/modem her neyse, bunun için bedel alıyorlar mı
Fiber internet'e başvursam, yan siteye altyapı çekmişlerdi gelin bizim binaya da çekin desem yok biz sitelere çalışıyoruz diyorlar mı hala? Eğer normal binalara da çekiyorlarsa çektikleri kabloların parasını falan alıyorlar mı? Bir de verdikleri rourter/modem her neyse, bunun için bedel alıyorlar mı? Ben kapatcam dediğimde geri mi alıyorlar yoksa bedelini mi alıyorlar?
Diğer bir seçenek de uydunet. evde hali hazırda kablo tv de var. ancak modem olarak
ne alayım bilemedim. öyle pahalı bir şey almak istemiyorum ancak netmaster var piyasada ona da ekşide pek iyi şeyler söylenmiyor. başka tavsiye edebilceğiniz modem var mı?
Diğer bir seçenek de uydunet. evde hali hazırda kablo tv de var. ancak modem olarak
ne alayım bilemedim. öyle pahalı bir şey almak istemiyorum ancak netmaster var piyasada ona da ekşide pek iyi şeyler söylenmiyor. başka tavsiye edebilceğiniz modem var mı?
0
fiber icin modemini falan kendin alıyorsundr. gelin bizim binaya cekin deseler cekmezler. siz yan siteden kendinize kablo cekin ordan kullanan birinden :D size cektikleri kablo icin para falan almaları söz konusu değil.
uydunet fiber cok pahalı onu geçin zaten 400 lira falan 100mbit. tam fiyat sitede yazıyordu normal adsl icin bir yerlerden (gittigidiyor,sahibinden) motorola modem bulun veya yurtdışından getirin:)
uydunet fiber cok pahalı onu geçin zaten 400 lira falan 100mbit. tam fiyat sitede yazıyordu normal adsl icin bir yerlerden (gittigidiyor,sahibinden) motorola modem bulun veya yurtdışından getirin:)
0
ben netmaster'dan çok memnunum. hatta vakti zamanında 2.el olarak almıştım hala da çalışmakta. netmaster alabilirsin gönül rahatlığıyla.
0
khan shabbir
40*40 ebatında, "linen bej" modelinde, Toprak marka taban seramiği arıyoruz. İnternet ten araştırabileceğimiz bir site var mı? veya "Ankara Sitelerde şu dükkanda vardır" diyebileceğiniz yönlendirmelere ihtiyacımız var.
40*40 ebatında, "linen bej" modelinde, Toprak marka taban seramiği arıyoruz. İnternet ten araştırabileceğimiz bir site var mı? veya "Ankara Sitelerde şu dükkanda vardır" diyebileceğiniz yönlendirmelere ihtiyacımız var.
0
emrag
başlıktan da tam anlaşılmadı biliyorum. bu kulaklık girşine bi aparat takıyoruz da onun üstünde 2 kulaklık girişi oluyor. böylece 2 tane kulaklık takılabiliyor. nedir bu ufak aparatın adı?
başlıktan da tam anlaşılmadı biliyorum. bu kulaklık girşine bi aparat takıyoruz da onun üstünde 2 kulaklık girişi oluyor. böylece 2 tane kulaklık takılabiliyor. nedir bu ufak aparatın adı?
0
Dual Headphone Jack Splitter ingilizcesi bu türkçeside 3.5mm kulaklık çoklayıcı diyebiliriz.
0
"stereo jack çoğaltıcı" olabilir.
elekronikçilerde falan bulursun. monosu da oluyor ama sağ sol diye ayırıyor, ona da dikkat et.
elekronikçilerde falan bulursun. monosu da oluyor ama sağ sol diye ayırıyor, ona da dikkat et.
0
efenim yurdum elektronikçileri genelde sattıkları şeyin ismini pek bilmez genelde benim kullandığım metod bir elektronikçiye dalıp "ne lazımdı abi" yi ignore edip etrafa bakıp lazım olan şeyi bulmaktır.Aradığın şey şöyle bir şey:
www.xxion.co.uk
Ya da "abi şimdi bi tarafı erkek tek, öbür tarafı dişi çift siteryo cak arıyom ben volkmenden iki kişi dinlicezde.."
demen de işini çözecektir.
www.xxion.co.uk
Ya da "abi şimdi bi tarafı erkek tek, öbür tarafı dişi çift siteryo cak arıyom ben volkmenden iki kişi dinlicezde.."
demen de işini çözecektir.
0
inugard
Dizilerin, müzikleri yedeklemek için taşınabilir Hard disk alayım istiyorum ancak istediğim gibi fiyat/performans oranı iyi bulamadım. Onun yerine bu http://tinyurl.com/lc2rbm sabiti alayım yanına da esata çıkışlı bu http://tinyurl.com/neu5h6 kutuyu alayım diyorum. Aynı fiyat aralığında başka ürün t
Dizilerin, müzikleri yedeklemek için taşınabilir Hard disk alayım istiyorum ancak istediğim gibi fiyat/performans oranı iyi bulamadım. Onun yerine bu tinyurl.com sabiti alayım yanına da esata çıkışlı bu tinyurl.com kutuyu alayım diyorum. Aynı fiyat aralığında başka ürün tavsiye edebilcek varsa çok güzel olur...
Ayrıca iyi bayramlar =)
Ayrıca iyi bayramlar =)
0
bunu alip ugrasana kadar tinyurl.com alsaniz ya? gerci bunda e-sata vardi eskiden de simdi bi sey yazmamis.
0
emrag
19" ya da daha büyük bi lcd monitör alayım diyorum. samsung'un 17" crt monitörünü kullanıyorum yıllardır. piyasa ne durumda, hangisini alayım bilemiyorum haliyle. bana bi yol gösterin. bütçe olarak 300'e kadar çıkabilirim.
19" ya da daha büyük bi lcd monitör alayım diyorum. samsung'un 17" crt monitörünü kullanıyorum yıllardır. piyasa ne durumda, hangisini alayım bilemiyorum haliyle. bana bi yol gösterin. bütçe olarak 300'e kadar çıkabilirim.
0
(git: www.eksiduyuru.com
bütçeni kargasuyla falan 20-30lira aşıyor ama orda en son verdiğim linkteki inca'dan gayet memnunum.
tepkime süresi, kontrast oranına falan bak işte...
bütçeni kargasuyla falan 20-30lira aşıyor ama orda en son verdiğim linkteki inca'dan gayet memnunum.
tepkime süresi, kontrast oranına falan bak işte...
0
ya bu ölü piksel olayı nedir tam olarak? hepsiburada'da yorumlara baktım 1-2 hafta sonra ölü pikseller ortaya çıkmaya başladı yazmışlar. durduk yere tak tak tak söner mi pikseller?
bir de ben vga'dan bağlayacağım. fx5200 ekran kartıyla ya da netbook la kullanıcam. görüntü de bir sorun yaşar mıyım acep?
bir de ben vga'dan bağlayacağım. fx5200 ekran kartıyla ya da netbook la kullanıcam. görüntü de bir sorun yaşar mıyım acep?
0
ya o ölü pixele ben de başta çok takmıştım da aldığımda çıkmadı. şans işi biraz ama onların çıkma oranı ekran büyüdükçe artıyor. lcd panelin kalitesine göre falan değişiyor çıkma oranı.
ben anakart ekran kartını görmediğinden dvi kullanmak varken anakartın üstündeki vga çıkışını kullanıyorum. sorun falan yok, yüksek çözünürlükte bile rahat oluyor.
ben anakart ekran kartını görmediğinden dvi kullanmak varken anakartın üstündeki vga çıkışını kullanıyorum. sorun falan yok, yüksek çözünürlükte bile rahat oluyor.
0
karapolisnas
http://www.bimeks.com.tr/urun.aspx?kid=1038&uid=106489DVI girişi yok, sadece D-Sub var, farkındayım. Ne olcak ki dvi'ı olmasa. Eskiden dvi mı varmış? DVI'dan bağlamazsa ölecek hastalığına yakalanır mıyım?Bir de ekran kartım radeon x1800xt. Memnunum gayet ama iki çıkışı da dvi. Şimdi ben bunu dvi'dan
www.bimeks.com.tr
DVI girişi yok, sadece D-Sub var, farkındayım. Ne olcak ki dvi'ı olmasa. Eskiden dvi mı varmış? DVI'dan bağlamazsa ölecek hastalığına yakalanır mıyım?
Bir de ekran kartım radeon x1800xt. Memnunum gayet ama iki çıkışı da dvi. Şimdi ben bunu dvi'dan vga'ya bağladığımda sorun yaşar mıyım? Ölür müyüm?
Geziyorum google'ı, herkes başka bişey söylüyor. DVI almazsan çok ağlarsın diyen var. Ya yok bişey olmaz yeaa diyen var.
Bundan önceki monitörüm Samsung 940BW idi, hem dvi hem vga girişi vardı, bi ara dvi'dan, bi arada vga'dan bağlamıştım, pek bir fark hatırlamıyorum. Nedir yani bu, geeklikten mi kaynaklanıyor kesinlikle dvi almalısın! diyenlerin ısrarı.
Teşekkürler. Kafama yatarsa gidip alıcam da.
DVI girişi yok, sadece D-Sub var, farkındayım. Ne olcak ki dvi'ı olmasa. Eskiden dvi mı varmış? DVI'dan bağlamazsa ölecek hastalığına yakalanır mıyım?
Bir de ekran kartım radeon x1800xt. Memnunum gayet ama iki çıkışı da dvi. Şimdi ben bunu dvi'dan vga'ya bağladığımda sorun yaşar mıyım? Ölür müyüm?
Geziyorum google'ı, herkes başka bişey söylüyor. DVI almazsan çok ağlarsın diyen var. Ya yok bişey olmaz yeaa diyen var.
Bundan önceki monitörüm Samsung 940BW idi, hem dvi hem vga girişi vardı, bi ara dvi'dan, bi arada vga'dan bağlamıştım, pek bir fark hatırlamıyorum. Nedir yani bu, geeklikten mi kaynaklanıyor kesinlikle dvi almalısın! diyenlerin ısrarı.
Teşekkürler. Kafama yatarsa gidip alıcam da.
0
250 lira verip 22" monitör alıyosan dvi çıkışı da olmalı bence
ama öbür türlü de bağlarsın tabi çevirici falan
ama öbür türlü de bağlarsın tabi çevirici falan
0
250 lira normal bi para mı ki 22" lcdler için? 300 falan diil mi piyasası? (dvilı giriş seviyelerinin)
0
dvi girişli alırsan ilerde elinden çıkartman da kolay olur. zira üreticiler vga'yı tümden kaldıracak diye bi haber okumuştum. girişi değil sinyali toptan kaldıracaklarından adaptör de fayda etmeyecekmiş. miş. ben nolur nolmaz diyip dvi'lı bulup aldım.
www.hepsiburada.com
www.hepsiburada.com
0
250 lira 22" vga lcd monitör için uygundur. yalnız o markayı bilmiyorum. ben 22" vga asus monitör kullanıyorum hayatımdan memnunum, aldığımda dvi girişli modellerden neredeyse 100 lira daha ucuzdu..
Ayrıca vga giriş kalkacak diye bir şey yok. dvi'dan vga'ya çeviriciler var. Zaten şu an çoğu ekran kartı vga çıkışla gelmiyor. ama çeviricileri oluyor. vga ve dvi giriş arasındaki fark da öyle abartıldığı kadar fazla değil. bence bütçe limitliyse daha düşük çözünürlüklü dvi girişli monitör almak yerine 22" almak daha mantıklı
Ayrıca vga giriş kalkacak diye bir şey yok. dvi'dan vga'ya çeviriciler var. Zaten şu an çoğu ekran kartı vga çıkışla gelmiyor. ama çeviricileri oluyor. vga ve dvi giriş arasındaki fark da öyle abartıldığı kadar fazla değil. bence bütçe limitliyse daha düşük çözünürlüklü dvi girişli monitör almak yerine 22" almak daha mantıklı
0
inugard
Şimdi, araştırdım ettim http://www.hepsiburada.com/inca-il-820a-dvi-20.1-2ms-multimedya-wide-screen-lcd-monitor-sifir-olu-piksel-garantili/productDetails.aspx?categoryid=986&productid=bd52471ile http://www.hepsiburada.com/jetview-dmt22w-1ds4-22-5ms-analogdvi-multimedya-wide-screen-lcd-monitor/produc
Şimdi, araştırdım ettim
www.hepsiburada.com
ile
www.hepsiburada.com
arasında kaldım.
İkisinde de ölü piksel garantisi var, ikisi de 19"den büyük falan. Jetview neyin nesidir diye araştırdım, vestelin yan sanayisi diyenler var ama kesin değil. Kullananlar memnun ama yine de güvenemedim.
İnca'nın tepkime süresi iyi ama aynı paraya daha iyi performanslı dvi kullanan başka monitor varmıdır?
www.hepsiburada.com
ile
www.hepsiburada.com
arasında kaldım.
İkisinde de ölü piksel garantisi var, ikisi de 19"den büyük falan. Jetview neyin nesidir diye araştırdım, vestelin yan sanayisi diyenler var ama kesin değil. Kullananlar memnun ama yine de güvenemedim.
İnca'nın tepkime süresi iyi ama aynı paraya daha iyi performanslı dvi kullanan başka monitor varmıdır?
0
Teknolojinin öncüsü samsung diyorum, hatta yetinmiyorum benzer fiyat aralığında bir de şuna bakın diyorum:
www.hepsiburada.com
www.hepsiburada.com
yok illa benim seçenkelerimin ikisi arasında diyorsanız inca dan elektrik aldım biraz sanki
www.hepsiburada.com
www.hepsiburada.com
yok illa benim seçenkelerimin ikisi arasında diyorsanız inca dan elektrik aldım biraz sanki
0
bu sorunun yanıtı benq t2200hda dır.
1920x1080x60hz çözünürlük ve 21.5 inç boyut ile rakiplerini ezip geçiyor.
1920x1080x60hz çözünürlük ve 21.5 inç boyut ile rakiplerini ezip geçiyor.
0
@alfred benq iyi güzel de analog var onda be abi. analoglar gidici olduğundan hiç bakmıyorum onlara...
0
hepsiburada'dan inca 20.1" almıştım 6-7 ay önce. Bir ölü piksel çıktı o kadar. zaten ölü piksel garantili almazsan bile 3 ölü pikselden sonra garantiye verebiliyorsun. En azından kutusunda öyle yazıyor. Tavsiye ederim.
0
inugard
Şimdi blogspottaki blogu wordprese yönlendiricez. Fakat bu yönlendirmeyle birlikte rssler de yönlenecek mi bilemedik...
Şimdi blogspottaki blogu wordprese yönlendiricez. Fakat bu yönlendirmeyle birlikte rssler de yönlenecek mi bilemedik...
0
RSS feed'ini yönlendirmek için FeedBurner kullanmanı tavsiye ederim. Temel olarak, RSS feed'in için kalıcı, sabit bir adres sağlıyor (elbette biri sürü faydalı özelliği daha var, onları da ihtiyacın oldukça kullanabilirsin). Tavsiyem, Blogger'daki blog'unda taşınmadan önce RSS'le takip edenlere feed'lerini yeni alacağın FeedBurner adresiyle değiştirmelerini bir post ile duyurman -- daha sonra, taşınma işlemi tamamiyle bittiğinde FB üzerinden aldığın hesap üzerinde RSS feed'ini Wordpress'inin RSS adresine yönlendirirsin; böylece RSS'le seni takip edenler her hafta blog'un adresini değiştirsen bile güncellemeleri almaya devam ederler.
Aslında yazdığımdan daha kolay, neden böyle uzun oldu bilmiyorum.
Aslında yazdığımdan daha kolay, neden böyle uzun oldu bilmiyorum.
0
kazakesnekbankasi
kotayı doldurup doldurmadığıma ya da ay içinde ne kadar kullanmış olduğuma nerden bakabilririm? ya da bakılıyor mu böyle?
kotayı doldurup doldurmadığıma ya da ay içinde ne kadar kullanmış olduğuma nerden bakabilririm? ya da bakılıyor mu böyle?
0
soujiro
ödev gereği dslr bir makine ile fotoğraf çekmem gerekiyor. ama ne dslr makinem ne de ödünç alabileceğim birisi var. fotoğrafları film ile çeksem daha sonra bunları taratsam hoca hadiseyi çakar mı? çakmaması için yapabileceğim bir şey var mı? her türlü görüşe açığım.
ödev gereği dslr bir makine ile fotoğraf çekmem gerekiyor. ama ne dslr makinem ne de ödünç alabileceğim birisi var. fotoğrafları film ile çeksem daha sonra bunları taratsam hoca hadiseyi çakar mı? çakmaması için yapabileceğim bir şey var mı? her türlü görüşe açığım.
0
ne kadar ciddi bir okul ve ne kadar ciddi bir hoca olduğuna bağlı değişir bence. tanıdığın ve fotoğrafı çekebilecek birinden senin için çekmesini ve sana mail atmasını iste. sonuçta sen de çeksen bilgisayara atacaksın bir şekilde? :)
0
fotoğrafların eskişehirde çekilmesi gerekiyor. eskişehirde makinesi olan bir tanesini bırak normal bir arkadaşım bile yok.
0
bi fotoğrafçıya gidip anlatmayı deneyin derdinizi.ücreti karşılığında halledersiniz muhtemelen.
0
anlar (bkz: exif) ve (bkz: meta data) denilen olay var. ilgili başlıklarda detaylı anlatımları var. en basitinden bu bilgileri değiştirilmemiş dslr ile çekilmiş bir fotoğraf bulun netten. sonra bilgisayarınızda bu fotoğrafın sağ tıklayıp özelliklerinde üstte özet kısmına bakın. orada fotoğrafın çekildiği makina modelinden tutunda resmin çekildiği tarihe kadar en detaylı bilgileri görebilirsiniz. taratma da kalite oldukça düşük olacaktır. ayrıca çekim yapılan makina ile ilgili teknik sorular sorabilir. ek olarak kullandığın donanım var mıydı diye sorabilir. (örn; tripod, objektif vs.) arkadaşların belirttiği gibi makina bulamıyorsanız bir fotoğrafçıdan rica edin ayrıca makinası hakkında teknik bilgi de edinin.
0
dijitale aktarılmış bir fotoğraf ile dijital fotoğraf arasındaki fark barizdir.
0
Taratınca kafam kadar gren oluşabiliyor onları sileyim derken kalite düşüyor falan. Valla ben genelde anlıyorum hocanın anlama olasılığı yüksek bence. Eğer fotoğrafın exif'ine bakma imkanı da varsa %100 anlar zaten.
(ben yazana kadar...)
(ben yazana kadar...)
0
exif olmasa bile anlar. film ve digitalin renkleri çoook farklı birbirinden.
fotoğraflar ne zamana gerekiyor?
fotoğraflar ne zamana gerekiyor?
0
haziranın 10una kadar teslim etmem gerekiyor. peki ben bu fotoğrafları film ile çeksem, sonra "ya hocam işte atarken şöyle oldu bik bik" diye gevelesem yutma ihtimali var mıdır? yoksa bu exif davası hiç bir şekilde zarar görmeyen bir veri depolama sistemi midir?
0
fotoğrafı kameradan bilgisayara atarken ne olabilir ki? =) sen en iyisi amatör de olsa bir fotoğrafçı bul çektir fotoğraflarını yemek içki falan ısmarla sonra bir de adama. ucuza kapatırsın böylece =)
0
kesinlikte anlar cektigin fotorafin(digital olan) bütün bilgileri shutter speed fln hepsi cikio saat kaçta cektigin hangi makine ile cektigin hepsi gozukuo ama analog makinede bu bilgileri goremiycek.
0
inugard
Gmail checker diye Msn plus scripti kullanıyordum ama çalışmaz oldu. Mail geldiğinde bink! diye popup çıkacak, ben ona tıklayınca da browserdan mail hesabımı açacak bi program arıyorum.
Gmail checker diye Msn plus scripti kullanıyordum ama çalışmaz oldu.
Mail geldiğinde bink! diye popup çıkacak, ben ona tıklayınca da browserdan mail hesabımı açacak bi program arıyorum.
Mail geldiğinde bink! diye popup çıkacak, ben ona tıklayınca da browserdan mail hesabımı açacak bi program arıyorum.
0
mrtksn: zaten sadece gmail kullanıyorum.
teritori: oldum olası sevemedim o programları be...
teritori: oldum olası sevemedim o programları be...
0
gmail notifier diye çok güzel harika bi tane cancışım miniş tatlı bir program var ille im üzerinden olmayacaksa.
0
veya opera kullan. gmail için en optimum çözümü verdiğini deneyimledim çok kez. opera iyidir operayı tanıyınız :)
0
vampyria
lan üzerinden 2 arkadaş oynayabileceğimiz güzel oyun arıyorum.ikimiz de hiç anlamıyoruz pc oyunlarındankavgalı dövüşlü olur uçak uçurmalı olur ama simülasyon olmasın.ilerlemeli adam öldürmeli falan da olur.birbirimize karşı kapışmalı olsun da farketmez gerisi pek :)
lan üzerinden 2 arkadaş oynayabileceğimiz güzel oyun arıyorum.ikimiz de hiç anlamıyoruz pc oyunlarından
kavgalı dövüşlü olur uçak uçurmalı olur ama simülasyon olmasın.ilerlemeli adam öldürmeli falan da olur.birbirimize karşı kapışmalı olsun da farketmez gerisi pek :)
kavgalı dövüşlü olur uçak uçurmalı olur ama simülasyon olmasın.ilerlemeli adam öldürmeli falan da olur.birbirimize karşı kapışmalı olsun da farketmez gerisi pek :)
0
Worms serisini tavsiye ederim, oldukça eğlencelidir özellikle arkadaşa karşı oynarken...
0
pc özellikleri güzel gibi yeni ikisi de, ekran kartları da geforce 7600 sanırım.öyle çok usta bi oyun olmasın zaten o yüzden yazmadım pc özelliklerini :)
worms güzel gibi, deneyeyim bi
counter strike severim ama biraz yetenek işi o yüzden sarmaz bizi :)
worms güzel gibi, deneyeyim bi
counter strike severim ama biraz yetenek işi o yüzden sarmaz bizi :)
0
şöyle hızlı bi fps olsun istiyosanız, kesinlikle quake oynayın derim. silah çeşitleri falan bol, parkurları da oldukça eğlenceli. oyunu bulamasanız da girin sitesine, 50mb lık bir demosu var. indirin ve bağlanıp oynayın. zati oyunun kendisi 400 mb civarı...
0
en kısa süren little fighter olur diye indirip denedik.aciyip zevkliymiş 2 saattir ara bile vermedik :)tavsiye ederim kesinlikle
teşekkürler cevaplar için
teşekkürler cevaplar için
0
noise
şimdi benim istediğim şöyle bir yer olsun:1-fiyat olarak öğrenci işi olsun. abartıya gerek yok.2-ağız tadıyla yemek yiyebilelim. güzel seçenekleri olsun. öyle sadece patates kızartması tipi şeylere kalmayalım. 3-ortam çok sesli ve aşırı kalabalık olmasın, rahat olsun. ayrıca aydınlık bir ortam olsun
şimdi benim istediğim şöyle bir yer olsun:
1-fiyat olarak öğrenci işi olsun. abartıya gerek yok.
2-ağız tadıyla yemek yiyebilelim. güzel seçenekleri olsun. öyle sadece patates kızartması tipi şeylere kalmayalım.
3-ortam çok sesli ve aşırı kalabalık olmasın, rahat olsun. ayrıca aydınlık bir ortam olsun (örneğin leman gibi karanlık olmasın)çok gürültülü müzik çalmasın, sohbet ettiğimiz kişinin sesini duyabilelim.
benim bildiğim leman, tenedos falan var. tenedos iyi de leman çok kalabalık ve karanlık. fakat fiyat-yemek kalitesi-porsiyon açısından da leman tercih edilesi bir yer. kısaca leman'daki gibi yemek yiyebileceğimiz ama ortam olarak da yukarıdaki şartları sağlayan mekanlar önermenizi bekliyorum. mekanların yerlerini de kısaca tarif edersiniz iyi olur. sağolun.
1-fiyat olarak öğrenci işi olsun. abartıya gerek yok.
2-ağız tadıyla yemek yiyebilelim. güzel seçenekleri olsun. öyle sadece patates kızartması tipi şeylere kalmayalım.
3-ortam çok sesli ve aşırı kalabalık olmasın, rahat olsun. ayrıca aydınlık bir ortam olsun (örneğin leman gibi karanlık olmasın)çok gürültülü müzik çalmasın, sohbet ettiğimiz kişinin sesini duyabilelim.
benim bildiğim leman, tenedos falan var. tenedos iyi de leman çok kalabalık ve karanlık. fakat fiyat-yemek kalitesi-porsiyon açısından da leman tercih edilesi bir yer. kısaca leman'daki gibi yemek yiyebileceğimiz ama ortam olarak da yukarıdaki şartları sağlayan mekanlar önermenizi bekliyorum. mekanların yerlerini de kısaca tarif edersiniz iyi olur. sağolun.
0
"aylak madam" var,kahveleri çayları müzikleri iyidir(değişik müzikler çalarlar,pop çadıklarını duymadım),sakin olur.olgunlar'da,sudem'in üstünde(olgunlardan girin ana cadde tarafından kocatepeye doğru,sağda köşedeki bina). yalnız kesinlikle ankara'da cumartesi günü kafeye gitmeyin,inanılmaz kalabalık oluyor kızılay civarı.
demiştim,daha önce sorulmuştu bu arada.
demiştim,daha önce sorulmuştu bu arada.
0
yemekleri cok cesitli olmamakla beraber (sicak saraplari falan iyidir ama) olgunlar'daki sakal diyorum.
0
inugard
Şehir dışına çıkıyorum, gittiğim evde de 29 inç philips cineos pixel plus 2 tüplü flat bir televizyon var. Giderken yanıma kasamı alayım gideyim istiyorum. Benim monitör de crt olduğundan onu götüremiyorum. Araştırdım biraz mümkün böyle bişey ama çok ayrıntılı bilgi bulamadım.Ekte tv'nin giriş çıkış
Şehir dışına çıkıyorum, gittiğim evde de 29 inç philips cineos pixel plus 2 tüplü flat bir televizyon var. Giderken yanıma kasamı alayım gideyim istiyorum. Benim monitör de crt olduğundan onu götüremiyorum. Araştırdım biraz mümkün böyle bişey ama çok ayrıntılı bilgi bulamadım.
Ekte tv'nin giriş çıkış şeysileri var. Bilgisayarda da Nvidia 7500 LE var.
Şimdi bu işi yapabilmem için hangi kablolar lazım olur, tv'ye herhangi bir zararı olur mu?
Ekte tv'nin giriş çıkış şeysileri var. Bilgisayarda da Nvidia 7500 LE var.
Şimdi bu işi yapabilmem için hangi kablolar lazım olur, tv'ye herhangi bir zararı olur mu?
0
Ben olsam ilk deneyeceğim s-video bağlantısı olurdu; tv'de girişi var, kartta da çıkışı var. Ancak bu sadece görüntü aktarır, sesi de tv'den almak isterseniz ses bağlantılarını da yapmanız gerek...
Dönüştürücü kullanılan başka çözümler de olabilir.
Dönüştürücü kullanılan başka çözümler de olabilir.
0
Şimdi, önce konunun PC tarafını ele alalım. Güncel ekran kartlarının çoğunda TV'ye çıkış özelliği var. Aslında buna Video Çıkış özelliği desek daha doğru, sonuçta kartın çıkışından video, yani görüntü sinyali alıyorsunuz ve bu sinyali istediğiniz cihaza gönderebilirsiniz. Kavram karmaşasının ilk sinyallerini de burada alıyoruz işte, çünkü İngilizcede "görüntü" demek olan "video" kelimesi, ülkemizde video kaset kaydeden ve oynatan cihazlara verilen genel bir isim haline gelmiş. Dolayısı ile video çıkış denince çoğunluk evindeki video cıhazını düşünüyor ve siz "Bu ekran kartında video çıkış var" dediğinizde karşınızdaki şahıs "ama bende video yok ki" diye cevap verebiliyor.
Ekran kartının üzerindeki video çıkışı bağlantı noktası iki formatta olabiliyor, 4 pinli bir soketi olan S-Video ya da RCA formatını kullanan Composite Video.
Yukarıdaki resimde yeni bir AGP ekran kartı üzerindeki video çıkış noktalarını görüyorsunuz. Gördüğünüz gibi S-Video standartına uygun bağlantı, bilgisayarın PS/2 Mouse girişine çok benzer bir görüntüde. RCA standartına uygun fişler kullanan Composite Video bağlantısını ise çok çeşitli cihazın üzerinde görme şansınız var.
S-Video bağlantısındaki 4 pinin 2 tanesi toprak bağlantısı, diğer 2 tanesi ise renk ve ışık bilgisini taşıyor. Composite Video'da ise isminden de (Composite = Birleşik) anlayacağınız gibi renk ve ışık bilgileri birleştirilmiş, dolayısı ile bir pin görüntü bilgisini taşıyor, diğer pin ise toprak oluyor. Görüntü kalitesi bakımından S-Video daha üstün.
Şimdi, olayın asıl sorun yaratan kısmı olan TV'ye bir bakalım. Aslında ülkemizde bu bağlantı sorunlarının yaşanmasına hiç şaşmamak gerek, çünkü bizim TV'lerimizde, teknolojik eksikler var. Her ne kadar reklamlarda uzaylılar tarafından kapışıldıkları gibi fazlası ile iddialı görüntüler sergilense de, son bir kaç yıla kadar ülkemizde üretilen TV'lerin üzerine konulan tek giriş, anten girişiydi. İşte sorunu yaratan da bu, çünkü ben dahil çoğumuzun evindeki TV'lerde anten girişinden başka bir giriş yok! TV üreticileri, pek gereksiz buldukları video, scart gibi girişleri, ancak Cine5'in ülkemizde başlaması ve yaygınlaşması ile ürettikleri TV'lere koymaya başladılar.
Fazla dağılmadan konumuza dönelim. Arkadaşlar, ekran kartından ya da başka bir cihazdan aldığınız görüntü sinyali eğer Video, Composite Video ya da S-Video diye etiketlenmişse, bunu TV'nin anten girişine bağlayarak görüntü alamazsınız! Anten girişine bağlayarak görüntü alabileceğiniz sinyalin ismi RF sinyalidir ve direkt olarak bu standartta görüntü çıkış veren cihazlar çok azdır, böyle bir ekran kartı ise yoktur. Eskiden Commodore 64 gibi bilgisayarların üzerindeki, direkt TV'nin anten girişine bağladığımız bağlantı RF türündedir örneğin, Commodore 64'ün ilgili çıkışında da açıkça RF ifadesi bulunur.
İşte en çok yaşanan sorun, ekran kartının Composite Video çıkışından alınan sinyali TV'nin anten girişine bağlayarak görüntü almaya çalışmak yanılgısı. Belirttiğim gibi, elindeki TV biraz eskice olan arkadaşların böyle bir yanılgıya düşmeleri de çok normal, çünkü başka seçenekleri yok.
Peki elimizdeki TV sadece anten girişine sahipse, ekran kartımızdan gelen video sinyalini nasıl TV'de görüntüleriz? Bu iş için, S-Video ya da Composite Video sinyalini RF sinyaline dönüştüren, piyasada RF Modülatörü ismi ile satılan yerli üretim cihazlar var. Ama ben size bu işe bulaşmamanızı öneririm. Çünkü zaten ekran kartından çıkan görüntü sinyali çok matah bir kalitede değil. Bir de bu sinyali olabilecek en ucuz şekilde üretilmiş, kalitesi tartışmalı bir RF modülatörü ile çevirip, TV'nin anten girişine verirseniz, çok düşük kalitede bir görüntü elde edeceksiniz. Bence uğraşmaya ve para harcamaya kesinlikle değmez, TV'ye çıkış almadan çalışmaya devam etmeniz çok daha mantıklıca.
Eğer çok eski olmayan Avrupa üretimi bir TV'ye sahipseniz, ya da gelişmiş bir yerli TV'niz varsa, TV'nizin arka ya da ön panelinde görüntü ve ses girişleri bulunacaktır. Çoğu TV'de ekran kartından aldığınız Composite Video sinyalini, iki ucunda RCA fişleri olan bir kablo ile direkt olarak bağlayabileceğiniz Video In etiketli bir giriş vardır. Ekran kartından video sinyalini getirir, buraya bağlar, TV'de de video kanalını seçerseniz, görüntüyü alırsınız.
Daha şanslı TV'lerde S-Video formatında da giriş bulunur. Bu girişi de aynı video girişi gibi kullanırsınız. Üstelik, eğer ekran kartından S-Video standartında sinyal alıp da TV'nin S-Video girişine bağlayabilirseniz, biraz daha kaliteli görüntü de elde edersiniz. Ne yazık ki S-Video bağlantısı yerli TV'lerin çoğunda yok ve satıcılar da böyle bir bağlantıdan haberdar değil. Büyük ekranlı, gelişmiş bir TV satın alacaksanız S-Video girişli olmasına bence dikkat edin, çünkü bu bağlantı DVD player, Oyun konsolu gibi cihazlardan kaliteli görüntü almak için de hayli kullanışlı.
Ara kablo konusuna gelince, normalde PC ile TV arasındaki kabloyu fazla uzatmamakta fayda var, uygulamada kötü kablolar 9-10 metreden sonra ciddi sinyal kaybı yaratıyor. Ama piyasada bulunan kaliteli fişlerden ve kaliteli kablolardan kullanarak, lehimleri de düzgün yapmaya dikkat ederek, görüntü sinyalini oldukça koruyarak taşıyan bağlantı kabloları yapabilir ya da yaptırabilirsiniz.
"Benim ekran kartımın çıkışı S-Video ama TV'de Composite Video giriş var" ya da "Kartım Composite çıkış veriyor, TV'de S-Video giriş var" gibi bir sorunuz varsa, hiç canınızı sıkmayın. Aşağıda gördükleriniz gibi ufak ara dönüştürücüler ile iki formatı birbirine çevirebilirsiniz. Kimi zaman bu dönüştürücü kablolar ekran kartlarıyla birlikte de gelmekteler.
TV üzerinde Video ve S-Video girişlerinden başka, SCART girişi de olabilir, hatta güncel TV'lerde en az 1 SCART girişi mutlaka var. TV'nizde sadece anten ve SCART girişi varsa hiç sorun yok. Elektronik malzemesi satan dükkanlarda ufak adaptör parçalar satılıyor. Bu parçaların bir yüzü SCART formatında ve TV'ye takılıyor. Diğer yüzünde ise Composite Video ve S-Video girişleri var. Siz ekran kartından aldığınız görüntüyü kablonuz ile bu adaptörün uygun bağlantısına takıyorsunuz, adaptörü de TV'nin SCART girişine taktığınızda bağlantı yapılmış oluyor.
Stereo ses girişi olan TV'lerde, dilerseniz PC'nin ses kartından aldığınız ses sinyalini de özel bir ara kablo ile sağ ve sol kanalları birbirinden ayırarak TV'ye girebilir ve sesin TV hoparlörlerinden gelmesini sağlayabilirsiniz.
Bir de, ekran kartında video çıkışı olmadığı halde, TV'ye görüntü vermek isteyen arkadaşların durumu var. Bu amaçla kullanılmak için çeşitli VGA - TV çeviriciler var piyasada. Bu çevirici cihazlar PC'den aldıkları VGA görüntü sinyalini Composite Video, S-Video ya da bazen RF sinyali haline getirip size sunuyorlar. Farklı cihazları denemiş kullanıcıların deneyimleri çeşitli, ama benim kendi deneyimim, bu cihazlara harcanan paraya yazık olacağı yönünde. Söz konusu dönüştürücü cihazlar ucuz cihazlar değil, ve görüntü kaliteleri oldukça düşük. Belki VideoCD gibi bir şeyleri TV'de izlemek için yeterli olabilirler, ama başka bir amaçla işe yarayabileceklerini söylemek zor. Ben bu cihazlara hiç bulaşmayın derim.
------------------------------------------------------
*alıntıdır:@mobilecom,ilgili yazısı
forum.donanimhaber.com linki iyi incelerseniz işinize yarıycaktır.
Ekran kartının üzerindeki video çıkışı bağlantı noktası iki formatta olabiliyor, 4 pinli bir soketi olan S-Video ya da RCA formatını kullanan Composite Video.
Yukarıdaki resimde yeni bir AGP ekran kartı üzerindeki video çıkış noktalarını görüyorsunuz. Gördüğünüz gibi S-Video standartına uygun bağlantı, bilgisayarın PS/2 Mouse girişine çok benzer bir görüntüde. RCA standartına uygun fişler kullanan Composite Video bağlantısını ise çok çeşitli cihazın üzerinde görme şansınız var.
S-Video bağlantısındaki 4 pinin 2 tanesi toprak bağlantısı, diğer 2 tanesi ise renk ve ışık bilgisini taşıyor. Composite Video'da ise isminden de (Composite = Birleşik) anlayacağınız gibi renk ve ışık bilgileri birleştirilmiş, dolayısı ile bir pin görüntü bilgisini taşıyor, diğer pin ise toprak oluyor. Görüntü kalitesi bakımından S-Video daha üstün.
Şimdi, olayın asıl sorun yaratan kısmı olan TV'ye bir bakalım. Aslında ülkemizde bu bağlantı sorunlarının yaşanmasına hiç şaşmamak gerek, çünkü bizim TV'lerimizde, teknolojik eksikler var. Her ne kadar reklamlarda uzaylılar tarafından kapışıldıkları gibi fazlası ile iddialı görüntüler sergilense de, son bir kaç yıla kadar ülkemizde üretilen TV'lerin üzerine konulan tek giriş, anten girişiydi. İşte sorunu yaratan da bu, çünkü ben dahil çoğumuzun evindeki TV'lerde anten girişinden başka bir giriş yok! TV üreticileri, pek gereksiz buldukları video, scart gibi girişleri, ancak Cine5'in ülkemizde başlaması ve yaygınlaşması ile ürettikleri TV'lere koymaya başladılar.
Fazla dağılmadan konumuza dönelim. Arkadaşlar, ekran kartından ya da başka bir cihazdan aldığınız görüntü sinyali eğer Video, Composite Video ya da S-Video diye etiketlenmişse, bunu TV'nin anten girişine bağlayarak görüntü alamazsınız! Anten girişine bağlayarak görüntü alabileceğiniz sinyalin ismi RF sinyalidir ve direkt olarak bu standartta görüntü çıkış veren cihazlar çok azdır, böyle bir ekran kartı ise yoktur. Eskiden Commodore 64 gibi bilgisayarların üzerindeki, direkt TV'nin anten girişine bağladığımız bağlantı RF türündedir örneğin, Commodore 64'ün ilgili çıkışında da açıkça RF ifadesi bulunur.
İşte en çok yaşanan sorun, ekran kartının Composite Video çıkışından alınan sinyali TV'nin anten girişine bağlayarak görüntü almaya çalışmak yanılgısı. Belirttiğim gibi, elindeki TV biraz eskice olan arkadaşların böyle bir yanılgıya düşmeleri de çok normal, çünkü başka seçenekleri yok.
Peki elimizdeki TV sadece anten girişine sahipse, ekran kartımızdan gelen video sinyalini nasıl TV'de görüntüleriz? Bu iş için, S-Video ya da Composite Video sinyalini RF sinyaline dönüştüren, piyasada RF Modülatörü ismi ile satılan yerli üretim cihazlar var. Ama ben size bu işe bulaşmamanızı öneririm. Çünkü zaten ekran kartından çıkan görüntü sinyali çok matah bir kalitede değil. Bir de bu sinyali olabilecek en ucuz şekilde üretilmiş, kalitesi tartışmalı bir RF modülatörü ile çevirip, TV'nin anten girişine verirseniz, çok düşük kalitede bir görüntü elde edeceksiniz. Bence uğraşmaya ve para harcamaya kesinlikle değmez, TV'ye çıkış almadan çalışmaya devam etmeniz çok daha mantıklıca.
Eğer çok eski olmayan Avrupa üretimi bir TV'ye sahipseniz, ya da gelişmiş bir yerli TV'niz varsa, TV'nizin arka ya da ön panelinde görüntü ve ses girişleri bulunacaktır. Çoğu TV'de ekran kartından aldığınız Composite Video sinyalini, iki ucunda RCA fişleri olan bir kablo ile direkt olarak bağlayabileceğiniz Video In etiketli bir giriş vardır. Ekran kartından video sinyalini getirir, buraya bağlar, TV'de de video kanalını seçerseniz, görüntüyü alırsınız.
Daha şanslı TV'lerde S-Video formatında da giriş bulunur. Bu girişi de aynı video girişi gibi kullanırsınız. Üstelik, eğer ekran kartından S-Video standartında sinyal alıp da TV'nin S-Video girişine bağlayabilirseniz, biraz daha kaliteli görüntü de elde edersiniz. Ne yazık ki S-Video bağlantısı yerli TV'lerin çoğunda yok ve satıcılar da böyle bir bağlantıdan haberdar değil. Büyük ekranlı, gelişmiş bir TV satın alacaksanız S-Video girişli olmasına bence dikkat edin, çünkü bu bağlantı DVD player, Oyun konsolu gibi cihazlardan kaliteli görüntü almak için de hayli kullanışlı.
Ara kablo konusuna gelince, normalde PC ile TV arasındaki kabloyu fazla uzatmamakta fayda var, uygulamada kötü kablolar 9-10 metreden sonra ciddi sinyal kaybı yaratıyor. Ama piyasada bulunan kaliteli fişlerden ve kaliteli kablolardan kullanarak, lehimleri de düzgün yapmaya dikkat ederek, görüntü sinyalini oldukça koruyarak taşıyan bağlantı kabloları yapabilir ya da yaptırabilirsiniz.
"Benim ekran kartımın çıkışı S-Video ama TV'de Composite Video giriş var" ya da "Kartım Composite çıkış veriyor, TV'de S-Video giriş var" gibi bir sorunuz varsa, hiç canınızı sıkmayın. Aşağıda gördükleriniz gibi ufak ara dönüştürücüler ile iki formatı birbirine çevirebilirsiniz. Kimi zaman bu dönüştürücü kablolar ekran kartlarıyla birlikte de gelmekteler.
TV üzerinde Video ve S-Video girişlerinden başka, SCART girişi de olabilir, hatta güncel TV'lerde en az 1 SCART girişi mutlaka var. TV'nizde sadece anten ve SCART girişi varsa hiç sorun yok. Elektronik malzemesi satan dükkanlarda ufak adaptör parçalar satılıyor. Bu parçaların bir yüzü SCART formatında ve TV'ye takılıyor. Diğer yüzünde ise Composite Video ve S-Video girişleri var. Siz ekran kartından aldığınız görüntüyü kablonuz ile bu adaptörün uygun bağlantısına takıyorsunuz, adaptörü de TV'nin SCART girişine taktığınızda bağlantı yapılmış oluyor.
Stereo ses girişi olan TV'lerde, dilerseniz PC'nin ses kartından aldığınız ses sinyalini de özel bir ara kablo ile sağ ve sol kanalları birbirinden ayırarak TV'ye girebilir ve sesin TV hoparlörlerinden gelmesini sağlayabilirsiniz.
Bir de, ekran kartında video çıkışı olmadığı halde, TV'ye görüntü vermek isteyen arkadaşların durumu var. Bu amaçla kullanılmak için çeşitli VGA - TV çeviriciler var piyasada. Bu çevirici cihazlar PC'den aldıkları VGA görüntü sinyalini Composite Video, S-Video ya da bazen RF sinyali haline getirip size sunuyorlar. Farklı cihazları denemiş kullanıcıların deneyimleri çeşitli, ama benim kendi deneyimim, bu cihazlara harcanan paraya yazık olacağı yönünde. Söz konusu dönüştürücü cihazlar ucuz cihazlar değil, ve görüntü kaliteleri oldukça düşük. Belki VideoCD gibi bir şeyleri TV'de izlemek için yeterli olabilirler, ama başka bir amaçla işe yarayabileceklerini söylemek zor. Ben bu cihazlara hiç bulaşmayın derim.
------------------------------------------------------
*alıntıdır:@mobilecom,ilgili yazısı
forum.donanimhaber.com linki iyi incelerseniz işinize yarıycaktır.
0
size lazım olan bir ucu s-video (bilgisayar çıkışı için) diğer ucu s-video veya scart (tv ye girmek için) olan bir kablo. çözünürlüğü de iyice düşürürseniz nispeten iyi bir görüntü alabilirsiniz.
televizyona zararı, aynı görüntü çok uzun süre ekranda kalacağı için (masaüstü mesela veya tarayıcının menüsü gibi) ekranın fosfor kaplı tabakasını (fosfor tabakası olmayabilir ama öyle bir tabaka işte) yakıp aynı görüntün sürekli ekrada kalmasına sebep olabilir. film izlerken veya oyun oynarken hiç sıkıntı yok. gerçi bu yeni nesil televizyonların belki buna karşı bir koruması vardır ama pek tavsiye etmem yine de..
televizyona zararı, aynı görüntü çok uzun süre ekranda kalacağı için (masaüstü mesela veya tarayıcının menüsü gibi) ekranın fosfor kaplı tabakasını (fosfor tabakası olmayabilir ama öyle bir tabaka işte) yakıp aynı görüntün sürekli ekrada kalmasına sebep olabilir. film izlerken veya oyun oynarken hiç sıkıntı yok. gerçi bu yeni nesil televizyonların belki buna karşı bir koruması vardır ama pek tavsiye etmem yine de..
0
Cevaplar işe yaradı ama hadi bikaç soru daha, sonra serbestsiniz.
Şimdi ben bunu tvye bağladım diyelim. Elimdeki crt'nin driverı yüklü ve kullanılan monitör olarak bu gözüküyor. Bu sorun olur mu?
Bir de tv 100Hz, ben şuan bilgisayarda en fazla 85 hz görüyorum. Bu olay yüklü olan driverdan dolayımıdır? Tv-kart arasında Hz farkı olursa nolur, kötü olur dimi?
(evet çok cahilim donanım konusunda)
Şimdi ben bunu tvye bağladım diyelim. Elimdeki crt'nin driverı yüklü ve kullanılan monitör olarak bu gözüküyor. Bu sorun olur mu?
Bir de tv 100Hz, ben şuan bilgisayarda en fazla 85 hz görüyorum. Bu olay yüklü olan driverdan dolayımıdır? Tv-kart arasında Hz farkı olursa nolur, kötü olur dimi?
(evet çok cahilim donanım konusunda)
0
öncelikle tv için tüplü denmiş. eğer tüplü bir tv ise, monitör olarak kullanmak çok mantıklı olmuyor. sadece film izlemek için mantıklı olur.
yine de konu hakkında naçizane bilgilerimi vereyim.
tv ya da monitörler driver istemeden çalışırlar ayrıca şu anda görülen 85 hz, sizin şu anda kullandığınız monitörün maksimum yenileme hızıdır. tv'ye takıldığında değişir her şey. zaten o anlamda monitör olarak görmeyeceksiniz.
eğer ekran kartızın çıkışı composit'se, yani tv'de video yazan sarı renkli giriş gibiyse, iki tarafı da aynısından olan bir kablo almanız yetecektir. tabii ekran kartı ayarlarından gerekli düzenlemeleri yapmak gerekecektir..
ancak tekrarlamak isterim. tüplü bir tv'de internete girmek ya da msn'a bağlanmak gibi şeylerin bir anlamı yok. yazılar okunmaz hale geliyor.
yine de konu hakkında naçizane bilgilerimi vereyim.
tv ya da monitörler driver istemeden çalışırlar ayrıca şu anda görülen 85 hz, sizin şu anda kullandığınız monitörün maksimum yenileme hızıdır. tv'ye takıldığında değişir her şey. zaten o anlamda monitör olarak görmeyeceksiniz.
eğer ekran kartızın çıkışı composit'se, yani tv'de video yazan sarı renkli giriş gibiyse, iki tarafı da aynısından olan bir kablo almanız yetecektir. tabii ekran kartı ayarlarından gerekli düzenlemeleri yapmak gerekecektir..
ancak tekrarlamak isterim. tüplü bir tv'de internete girmek ya da msn'a bağlanmak gibi şeylerin bir anlamı yok. yazılar okunmaz hale geliyor.
0
dronning
slr fotoğraf makinesi alımak istiyorum..hangisi alınmalı? çok çeşit var karar vermek zor oluyor hele de bu konuda fazla fikir sahibi olmayınca..cevaplayanlara teşekkür ederim (:
slr fotoğraf makinesi alımak istiyorum..hangisi alınmalı? çok çeşit var karar vermek zor oluyor hele de bu konuda fazla fikir sahibi olmayınca..cevaplayanlara teşekkür ederim (:
0
üst sınır yazmamışsınız.
ben şimdi nikon d3 de derim canon 50d de. ama alacaksanız bence canon 40d ya da 50d alın.
ben şimdi nikon d3 de derim canon 50d de. ama alacaksanız bence canon 40d ya da 50d alın.
0
fotoğrafa yeni başladığım için slr almak istiyorum;aslında tam da bilmiyorum dijital makine almak mı daha ii olur ama tavsiye üzerine slr die sordum ben! valla 500 ytl ye kadar bir şey olursa süper olur.. dslr ler daha pahalı biliorum ama siz hangisini al diosanız onu yazın şartları zorlarız icabında.:)
0
500 liraya d-slr olarak alabileceğin iyi modeller artık ikinci ele düşmüş olacak olanlardır. sirkeci- hayyam pasajı'nda bakınabilirsin.
(canon 300d,350d,,,nikon d40,d50,belki d40x)
ama fotoğrafa yeni başladıysan ve paran-bütçen de kıymetliyse önce biraz teknik fotoğraf öğren sonra al derim.
(canon 300d,350d,,,nikon d40,d50,belki d40x)
ama fotoğrafa yeni başladıysan ve paran-bütçen de kıymetliyse önce biraz teknik fotoğraf öğren sonra al derim.
0
Slr için Canon A-1 al derim. İnternette 50mm lensle 300 küsüre temizinden bulman mümkün. Ancak banyosuna yaptığım masraf koymaz diyorsan analog almalısın. Banyo ettirmek için eline para geçsin diye bekleyip sonuçları görmen gecikeceğinden kendini geliştirmen yavaş olur. O yüzden yeni başladığın için dslr daha mantıklı.
Ama analog'un da tadı çok başka hea =)
Ama analog'un da tadı çok başka hea =)
0
natnan
öncelikle pazar günü çalışıyor mu bu otobüs?sonralıkla 13.45deki uçağa yetişmek için(yarım saat önce check-in ne kadar önemli?ona da bağlı(firma anadolujet-thy)) dikmen'den çıkıp hangi duraktan(kızılay?) bu otobüse binmeliyim?bu durak tam olarak nerdedir?kaçta bu durakta olmalıyım?evet havaalanına g
öncelikle pazar günü çalışıyor mu bu otobüs?
sonralıkla 13.45deki uçağa yetişmek için(yarım saat önce check-in ne kadar önemli?ona da bağlı(firma anadolujet-thy)) dikmen'den çıkıp hangi duraktan(kızılay?) bu otobüse binmeliyim?bu durak tam olarak nerdedir?kaçta bu durakta olmalıyım?
evet havaalanına gidiyorum,yazmayı unutmuşum.
sonralıkla 13.45deki uçağa yetişmek için(yarım saat önce check-in ne kadar önemli?ona da bağlı(firma anadolujet-thy)) dikmen'den çıkıp hangi duraktan(kızılay?) bu otobüse binmeliyim?bu durak tam olarak nerdedir?kaçta bu durakta olmalıyım?
evet havaalanına gidiyorum,yazmayı unutmuşum.
0
Dikmen'de eğer keklik taraflarındaysınız balgattan aştiye inersiniz diye düşündüm ama zaten aştiden kızılaya gittiğini hatırladım. O yüzden direk kızılay atatürk bulvarından binebilirsin. Pazar olup olmadığını bilmiyorum ama büyük ihtimal vardır, niye olmasın ki?
Ayrıca Anadolujet'te Thy'nin online check-in aletini kullanarak hızlıca halledebiliyorsun işini. (Tabi benim bagajım yoktu ondan hızlı yapmış da olabilirim)
edit: Yol 45dk civarı sürüyordu sanki...
Ayrıca Anadolujet'te Thy'nin online check-in aletini kullanarak hızlıca halledebiliyorsun işini. (Tabi benim bagajım yoktu ondan hızlı yapmış da olabilirim)
edit: Yol 45dk civarı sürüyordu sanki...
0
var tabi pazar. olmadı 442 esenboğa diye google dan arat ego nun sitesinde yazar pazar olup olmadığı.
ayrıca bulvarda ptt nin ordan kalkıyor. yani güvenpark ın tam karşısından. orada mavi,rodi gibi mağazalar var onların azıcık yukarısından.
aştidense kızılaydan gitmen daha mantıklı çünkü zaman olarak daha çabuk olur.
ayrıca bulvarda ptt nin ordan kalkıyor. yani güvenpark ın tam karşısından. orada mavi,rodi gibi mağazalar var onların azıcık yukarısından.
aştidense kızılaydan gitmen daha mantıklı çünkü zaman olarak daha çabuk olur.
0
kibritsuyu
efendim şimdi içi su dolu bir cam bardak var. ben bu bardağa 1 metre gibi yakın bir mesafeden sapanla taş atsam, bu bardak parçalanırken cam parçaları bana doğru da sıçrar mı, yoksa yanlara, ileriye doğru mu gider? içindeki suyun akbeti ne olur, çok mu saçılır? high speed videoları izledim ama genel
efendim şimdi içi su dolu bir cam bardak var. ben bu bardağa 1 metre gibi yakın bir mesafeden sapanla taş atsam, bu bardak parçalanırken cam parçaları bana doğru da sıçrar mı, yoksa yanlara, ileriye doğru mu gider? içindeki suyun akbeti ne olur, çok mu saçılır? high speed videoları izledim ama genel bir yargıya varamadım. siz ne dersiniz? kırık camdan ve/veya sudan nasibimi alır mıyım?
0
Pek sanmıyorum sana doğru bişey geleceğini. En fazla su sıçrar gibi sanki.
Ha ama bardağın türü de önemli.
Ha ama bardağın türü de önemli.
0
"duvara kurşun sıksam seker mi" gibi olmuş
duvar nasıl bir duvar? kurşun nasıl bir kurşun? ne hızla gidiyor? .... ......
duvar nasıl bir duvar? kurşun nasıl bir kurşun? ne hızla gidiyor? .... ......
0
ilk başta aklıma gelen şunlar oldu:
1.kurşunun sekmesi cam kırılırken oluşan stress vektörlerinin yönüyle alakalı olacaktır. yani gerilimler atıcıya doğru olursa kırılma da o yönde olacağından dolayı atıcıya doğru kırılması camın yapısına bağlı.
2.cisim kırılınca oluşan stress birim alanla çarpınca kıvvete dönüşecektir ve bu kuvvete ters yönde oluşan(atıcıya doğru) kuvvet bir momentum etkisi yaratıp cam kırıklarına itme verecektir(merminin hızı bu denklemde vardır:yani uzaklık) ama tepki oluşturacak maddemiz akışkan olduğu için bu momentum denklemi elastik olarak algılanamayacaktır yani cam suyun tepki kuvvetinden çok da nasiplenemez gibi geliyor bana.
neyse bu varsayımlarımın doğrultusunda cam esnek olmayan bir madde olduğu için(brittle olduğu için) ilk maddede söylediğim stress çok büyük olacaktır ve mermi camı atıcının doğrultusundan kıracağı için deformasyonun o noktadan başlıyacağını bildiğimize göre bence cam kırıklarının büyük bir miktarı,(eğer mermi cama tam dik açıyla girerse) merminin girme noktasından 45 derecelik bir açıyla yanlara savrulacaklardır.
Tabiki bunlar aklıma ilk gelenler bilimsel bir makale okumadan deneme derim okuduğun bir anda bile gerekli önlemleri al ve deneyi o şekilde gerçekleştir.
1.kurşunun sekmesi cam kırılırken oluşan stress vektörlerinin yönüyle alakalı olacaktır. yani gerilimler atıcıya doğru olursa kırılma da o yönde olacağından dolayı atıcıya doğru kırılması camın yapısına bağlı.
2.cisim kırılınca oluşan stress birim alanla çarpınca kıvvete dönüşecektir ve bu kuvvete ters yönde oluşan(atıcıya doğru) kuvvet bir momentum etkisi yaratıp cam kırıklarına itme verecektir(merminin hızı bu denklemde vardır:yani uzaklık) ama tepki oluşturacak maddemiz akışkan olduğu için bu momentum denklemi elastik olarak algılanamayacaktır yani cam suyun tepki kuvvetinden çok da nasiplenemez gibi geliyor bana.
neyse bu varsayımlarımın doğrultusunda cam esnek olmayan bir madde olduğu için(brittle olduğu için) ilk maddede söylediğim stress çok büyük olacaktır ve mermi camı atıcının doğrultusundan kıracağı için deformasyonun o noktadan başlıyacağını bildiğimize göre bence cam kırıklarının büyük bir miktarı,(eğer mermi cama tam dik açıyla girerse) merminin girme noktasından 45 derecelik bir açıyla yanlara savrulacaklardır.
Tabiki bunlar aklıma ilk gelenler bilimsel bir makale okumadan deneme derim okuduğun bir anda bile gerekli önlemleri al ve deneyi o şekilde gerçekleştir.
0
morticim yazmışım ya işte :)
"duvar nasıl bir duvar?" - camdan bir bardak içi su dolu.
"kurşun nasıl bir kurşun?" - sapanla atılabilecek ölçüde (fındık kadar diyelim) bir taş.
"ne hızla gidiyor?" - 1 metre mesafeden kolumun gerebileceği ve gözünle nişan alabileceğim kadar gerilmiş bir sapandan çıkma hızında gidiyor.
kurşun dedin kafaları karıştırdın :) kurşun mermi falan değil sapanla taş atıyoruz. bardak kırılırken de fotoğrafını çekiyoruz. makineyi veya kendimizi yamultmadan bu işi nasıl yaparız onu araştırıyoruz :)
"duvar nasıl bir duvar?" - camdan bir bardak içi su dolu.
"kurşun nasıl bir kurşun?" - sapanla atılabilecek ölçüde (fındık kadar diyelim) bir taş.
"ne hızla gidiyor?" - 1 metre mesafeden kolumun gerebileceği ve gözünle nişan alabileceğim kadar gerilmiş bir sapandan çıkma hızında gidiyor.
kurşun dedin kafaları karıştırdın :) kurşun mermi falan değil sapanla taş atıyoruz. bardak kırılırken de fotoğrafını çekiyoruz. makineyi veya kendimizi yamultmadan bu işi nasıl yaparız onu araştırıyoruz :)
0
elimizdeki bu verilerle kimse size cam parçasının gelmeyeceğini garanti edemez. bence sapanınız sağlamsa, ayağını biryere sabitleyin; ve kendinize bir korungaç bulun büyükçe mukavva, karton vs. onun arkasından sapanı ateşleyin. :) gerçi fotoğrafını çekecekmişsiniz, fotoğraf makinenizede cam kırıklarının gelme riski var, eğer bir zoom lens ile uzaktan çekmiyorsanız fotoğrafları.
0
zaf
arkadaşlar! redlert2 oynamaya çalışıyorum ama oyuna girdiğim gibi bütün birimlerim kendiliğinden patlıyor ve oyunu kaybediyorum haliyle. kaldırıp baştan kurmayı denedim ama nafile bi halçaresini bilen varsa zahmet verdiği için şimdiden teşekkür ederim.
arkadaşlar! redlert2 oynamaya çalışıyorum ama oyuna girdiğim gibi bütün birimlerim kendiliğinden patlıyor ve oyunu kaybediyorum haliyle. kaldırıp baştan kurmayı denedim ama nafile bi halçaresini bilen varsa zahmet verdiği için şimdiden teşekkür ederim.
0
oyuna giriyorum mcv'mi kurup powerplant dikiyor, bu sırada tanklarımla etrafı geziyor iken bir anda mevcut binlarım ve gezici birimlerimin hepsi patlıyor ve "you are defeated" yazıyor
0
büyük ihtimal serial yanlıştır yada hile yazılımı falan çalışıyordur. ondandır yani yoksa red alerti tanırım iyi çocuktur öyle terbiyesizlik yapmaz:)
0
cd den kurmak yerine bir başka bilgisayarda kurulmuş olan red alerti bilgisayara kopyalayarak girmeye çalışırken banada olmuştu.Sonra cd den kurunca düzeldi.
0
ulan ben onu bi çözememiştim ha. Halbuse orci cd den kurmama rağmen hep olurdu. o zamanlar küçüktüm gerçi, heygidi...
0
komik gelicek ama sorun en baştaki video.
oyunun başındaki videoyu izlerseniz sorun çözülür lakin bende öyle olmuştu.
oyunun başındaki videoyu izlerseniz sorun çözülür lakin bende öyle olmuştu.
0
tannhauser
odada deli gibi sigara içtiğim için kapım sürekli açık. pencereyi de açık tutmaktan mütevellit donuyorum. ayaklarımı ısıtmak için bir ısıtıcı almaya karar verdim ama ne alayım karar veremedim. şu dandik infraredlerden almak istemiyorum. elbiseyi ısıtıp insanın vücudundaki soğukluğu daha çok hissetme
odada deli gibi sigara içtiğim için kapım sürekli açık. pencereyi de açık tutmaktan mütevellit donuyorum. ayaklarımı ısıtmak için bir ısıtıcı almaya karar verdim ama ne alayım karar veremedim. şu dandik infraredlerden almak istemiyorum. elbiseyi ısıtıp insanın vücudundaki soğukluğu daha çok hissetmesine sebep oldukları gibi, göz yakıyorlar vs vs. biraz baktım; yok karbon-fiber, yok seramik! şaşırdım kaldım. bi yardımcı oluverin. şu üçünden birini düşünüyorum.
tinyurl.com
tinyurl.com
tinyurl.com
not: sigarayı bırakma tavsiyesi veren ilk kişiye ve sonrakilere ne desem bilmem.
tinyurl.com
tinyurl.com
tinyurl.com
not: sigarayı bırakma tavsiyesi veren ilk kişiye ve sonrakilere ne desem bilmem.
0
Yahu eczaneden termofor (sıcaksu torbası) alıver, koy ayağna karnına mis gibi ısınıyo insan. Ama bi yerden sonra yetmeyebilir de tabii...
0
benzer bir şey bende araştırıyordum, (git: 44202)
ancak sonunda bir yerden bedavaya 1250w + 750w'lık böyle rezistanslı mı oluyor bilemiyorum bir ısıtıcı buldum, hemen ısınıyor fanı var arada ayağım üşüdüğünde fanını açıyorum falan hoş.. belki yararlı olur..
ancak sonunda bir yerden bedavaya 1250w + 750w'lık böyle rezistanslı mı oluyor bilemiyorum bir ısıtıcı buldum, hemen ısınıyor fanı var arada ayağım üşüdüğünde fanını açıyorum falan hoş.. belki yararlı olur..
0
@inugard: okuldaki odamda öyle termoforla oturmak pek hoş olmaz gibi:)
karnında termofor olan birini öğrenciler pek sallamayabilir. "dikkat edin termoforu var'" diyebilirler.
karnında termofor olan birini öğrenciler pek sallamayabilir. "dikkat edin termoforu var'" diyebilirler.
0
sigarayı bırak tavsiyesi verenlere gıcık olacaksın da bırak be kardeşim. masraf yapmamış olursun hem.
0
agk
şimdi efendim merak etmeyin komşumu öldürme niyetim falan yok, detaylı bir sohbetin arkasında anlaşmazlık olarak bıraktığı bir konudur bu, ben de sizden gelecek cevaplarla fikir oluşturmaya çalışacağım.soru şu;akşam evinizde güzel güzel otururken silah sesi duydunuz. ne yaparsınız?polise mi haber ve
şimdi efendim merak etmeyin komşumu öldürme niyetim falan yok, detaylı bir sohbetin arkasında anlaşmazlık olarak bıraktığı bir konudur bu, ben de sizden gelecek cevaplarla fikir oluşturmaya çalışacağım.
soru şu;
akşam evinizde güzel güzel otururken silah sesi duydunuz. ne yaparsınız?
polise mi haber verirsiniz, çıkıp ortalığı kolaçan mı edersiniz yoksa aman ya birileri gerekeni yapar der keyfinize mi bakarsınız?
polise haber veririm diyenler: kaç el silah sesi duyarsanız polisi ararsınız? yani tek el olsa da arar mısınız? yoksa bir çatışma mı çıkması gerekiyor harekete geçmeniz için.
edit: maç sonrası falan değil. yazması utanç verici ama gayet olağan dışı bir silah sesi.
apartmandan, apartman dışından sonuçta çok yakınınızda bir yerden geliyor.
soru şu;
akşam evinizde güzel güzel otururken silah sesi duydunuz. ne yaparsınız?
polise mi haber verirsiniz, çıkıp ortalığı kolaçan mı edersiniz yoksa aman ya birileri gerekeni yapar der keyfinize mi bakarsınız?
polise haber veririm diyenler: kaç el silah sesi duyarsanız polisi ararsınız? yani tek el olsa da arar mısınız? yoksa bir çatışma mı çıkması gerekiyor harekete geçmeniz için.
edit: maç sonrası falan değil. yazması utanç verici ama gayet olağan dışı bir silah sesi.
apartmandan, apartman dışından sonuçta çok yakınınızda bir yerden geliyor.
0
silahın sesine göre ve zamanına göre değişir maç sonrası ise kimse bişey yapmaz genelde gecenin 2 sinde 2-3 el silah sesi gelirse şüphelenilir ve polise haber verilir. ha çatışma çıkarsa zaten polis gelir bi şekilde;çıkıp ortalığı kolaçan etmek istemem açıkçası ama haberde veririm polise..
edit:o değilde maçtan sonra süper adam vurulur kim vurduya gider gidende enteresanmış.
edit:o değilde maçtan sonra süper adam vurulur kim vurduya gider gidende enteresanmış.
0
kesinlikle kolaçan etmem. tek el bile olsa polise haber veririm. silah sesi uzaktan gelirse emin olamam belki ama yakından geliyorsa ve eminsem polisi ararım evet.
0
(bkz: bystander effect)
üst katımda, alt katımda, yan komşumda olmadıkça "daha yakın biri gerçekten ciddi bir şey varsa görür arar" derim. bir de her gün silah sesi duymadığımdan emin olamam zaten.
üst katımda, alt katımda, yan komşumda olmadıkça "daha yakın biri gerçekten ciddi bir şey varsa görür arar" derim. bir de her gün silah sesi duymadığımdan emin olamam zaten.
0
yukarda yazılan sosyal psikoloji konularından biri olan bystander effect konusu sorunuza cevap verir.
özetle insan böyle durumlarda nasılsa biri haber vermiştir der. oysa bir çok insanın tanık olduğu bir olayda herkes bu düşünceye sahip olduğundan dolayı kimse haber vermez.
özetle insan böyle durumlarda nasılsa biri haber vermiştir der. oysa bir çok insanın tanık olduğu bir olayda herkes bu düşünceye sahip olduğundan dolayı kimse haber vermez.
0
av malzemecisinden 40'lık paket torpil aldım. arada patlama fotoğrafı çekmek için veya deneysel amaçla balkonda patlatıyorum. tabanca sesinden daha çok ses çıkıyor. gerçi uzaklardan nasıl duyuluyor bilmiyorum ama yan apartmandan cama çıkıp bakıyorlar. illa tabanca olmayabilir yani. gerçi bir gün polis dayanacak kapıya ama dur bakalım.
0
Belki veledin biri evde patlatmıştır deyicektim ki kibritsuyu yazmış zaten. Benim de evin içinde patlatmışlığım vardır.
Şahsen ayırt tdebiliyorum torpille silah sesini. Torpil daha gür daha kalın ses çıkartıyor ancak mermi iç ortamda patladığı için biraz daha tiz, narin bir sesi oluyor. Ha ama alt/üst katımdan öyle bir ses duyarsam ararım ben. Başka kattan gelse duycağımı sanmıyorum. Onun dışında apartman boşluğunda patlasa zaten bütün apartman duyar biri arar diye ben aramam.
Şahsen ayırt tdebiliyorum torpille silah sesini. Torpil daha gür daha kalın ses çıkartıyor ancak mermi iç ortamda patladığı için biraz daha tiz, narin bir sesi oluyor. Ha ama alt/üst katımdan öyle bir ses duyarsam ararım ben. Başka kattan gelse duycağımı sanmıyorum. Onun dışında apartman boşluğunda patlasa zaten bütün apartman duyar biri arar diye ben aramam.
0
bizim sokaktan akşamları geçerken periyodik olarak (pzt - perş - ctesi) arabasından silah atan bi manyak var. daha henüz plakası almış değilim, arka plakasında ışık yok, ben pencereye koşana kadar sokağın aşağısına gidiyor zaten. ama her seferinde 155i arıyorum. her seferinde "tamam" diyorlar "başka şikayet yok ama". komşularıma da soruyorum, "evet duyuyoruz, naapalım" diyorlar. 1.5 senedir bu devam ediyor. hiçbiri daha polisi aramamış. rasalar belki bişi olur, ne bileyim ben pusuda bekleyeceğime o günler bi polis koyarlar sokağa diye umuyorum. ama benden başka kimse şikayetçi olmadığı için deli muamelesi görüyorum 155 tarafından mütemadiyen.
0
kimse kusura bakmasın ama balkonda torpil patlatan görürsem gider kafasına odunla dalarım. dağ başı mı burası? balkonda torpil patlatıyor denemek için paşam.
0
bir keresinde evin altından 5-6 el silah sesi gelmişti. ben de direkt çatışma oluyor paniğiyle polisi aramıştım. sonuç, gece 2'de kız almaya gelen konvoyun (garip adetlerimiz) attığı silahlarmış. polis bir de teşhis için beni aradı dışarı çıkmak zorunda kaldım o da ayrı bir mevzuydu.
soruna cevap olarak, silah sesini duyduğum saatler ve silah sesinin yakınlığı önemlidir. apartman içerisinden geliyorsa kesinlikle ne oluyor diye etrafa göz atar ve haber verirdim polise.
soruna cevap olarak, silah sesini duyduğum saatler ve silah sesinin yakınlığı önemlidir. apartman içerisinden geliyorsa kesinlikle ne oluyor diye etrafa göz atar ve haber verirdim polise.
0
turkish tekila
alakasiz iki soru :- ipod touch veya iphone'da bu mereti cepten cikarmadan el yordamiyla sarki atlamanin yolu yok mu? ipod shuffle'i ozledim yeminle- fallout 3'te lockpick for dummies tadinda aciklayabilecek wasteland sakinleri?
alakasiz iki soru :
- ipod touch veya iphone'da bu mereti cepten cikarmadan el yordamiyla sarki atlamanin yolu yok mu? ipod shuffle'i ozledim yeminle
- fallout 3'te lockpick for dummies tadinda aciklayabilecek wasteland sakinleri?
- ipod touch veya iphone'da bu mereti cepten cikarmadan el yordamiyla sarki atlamanin yolu yok mu? ipod shuffle'i ozledim yeminle
- fallout 3'te lockpick for dummies tadinda aciklayabilecek wasteland sakinleri?
0
iphone kulaklığında ki mikrofondan şarkı atlayabiliyorsun iki kere tıkırdatarak?
0
lockpick olayı çok ilginç olmuş. mouse ile maymuncuğu ayarlayıp w, a, s veya d tuşları ile kapıyı açmaya çalışıyosunuz.
0
2-Mesela easy'de tokanın aralığı geniş oluyor, zorlaştıkça bu tutturma aralığı azalıyor, bunu bi bilin. Benim yaptığım rasgele sağa sola bi yerde tutup tornavidayla ittiriyorum olmadıysa tokayı biraz kaydırıp yeniden deniyorum, byle böyle alışıyon insan bi süre sonra. Nasıl yapıyodum lan ben diye düşündüm mesela. Ama evet lockpick olayını güzel yapmışlar hakkaten...
0
1- tıkırdatmayı bilmiyorum ama sallama usulu var. pocket touch uygulamasini kuruyorsun. sallama ayarlarini yapiyorsun. mesela cok hassas yaparsan yururken her adiminda sarki atliyor :) sabit bir yerde ise ufak ittirmenle sarki degisiyor. hassasiyet sana kalmis. ipod/iphone'un haliyle jailbreak olmasi gerekiyor kurman icin.
0
ymerdiveni
selamlar.açıköğretim dahilinde hangi bölümlerin olduğunu gösteren bir liste nereden bulabiliriz(internette tabii). bunun yanısıra puanları da yazıyorsa(2-3 sene eski olabilir önemli değil) çok makbule geçer. aradım aradım bulamadım bir türlü. yardımlarınızı bekliyorum.teşekkürler.
selamlar.
açıköğretim dahilinde hangi bölümlerin olduğunu gösteren bir liste nereden bulabiliriz(internette tabii). bunun yanısıra puanları da yazıyorsa(2-3 sene eski olabilir önemli değil) çok makbule geçer. aradım aradım bulamadım bir türlü. yardımlarınızı bekliyorum.
teşekkürler.
açıköğretim dahilinde hangi bölümlerin olduğunu gösteren bir liste nereden bulabiliriz(internette tabii). bunun yanısıra puanları da yazıyorsa(2-3 sene eski olabilir önemli değil) çok makbule geçer. aradım aradım bulamadım bir türlü. yardımlarınızı bekliyorum.
teşekkürler.
0
karga tdi
Selamlar, bir kompakt makinam var (olympus fe-310) geçenlerde birine emanet verdim makina bi geldi ki lensinde parmak izine benzer izler var muhtemelen çoluk çocuğun eline verilmiş. Bu lekeyi lense zarar vermeden nasıl temizlerim?Teşekkürler şimdiden.
Selamlar, bir kompakt makinam var (olympus fe-310) geçenlerde birine emanet verdim makina bi geldi ki lensinde parmak izine benzer izler var muhtemelen çoluk çocuğun eline verilmiş. Bu lekeyi lense zarar vermeden nasıl temizlerim?
Teşekkürler şimdiden.
Teşekkürler şimdiden.
0
Gözlük beziyle temizliyorum ben. Abartıp lens temizleme kiti de alabilirsin de gerek yok yani =)
0
güderi gözlük bezinden daha iyi sonuç verir, dericilerde falan bulunur ya da fotoğrafçılara da sorabilirsiniz.
0
ayrıca bir gün olur da slr makine alırsanız lenslerinizi nemli yerlerde veya direk nemli bırakmamaya özen gösterin. lens mantarlanınca sonu çöp kutusu oluyor. diğer lenslere atlaması da cabası. jaba.
0
beastangel
Dün burda hatırlayamayıpta adını sorduğum crusaders of might and magic'i bi şekilde buldum. "Arkadaşım malmısın 50 senelik oyun oynanır mı?" denebilir tabiki bana ama retro bir şahısım sanırım. Problem şu ki directx'in eski bir versiyonunu isteyen oyun yeni directx'i tanımıyo. Ayrıca 128mb ram istey
Dün burda hatırlayamayıpta adını sorduğum crusaders of might and magic'i bi şekilde buldum. "Arkadaşım malmısın 50 senelik oyun oynanır mı?" denebilir tabiki bana ama retro bir şahısım sanırım. Problem şu ki directx'in eski bir versiyonunu isteyen oyun yeni directx'i tanımıyo. Ayrıca 128mb ram isteyip 2gb ram'i yeteresiz görüyo(2yi okuyup gigabyte'ı anlamıyo olabilir o zamanlar gigabyte ram diye bişi yoktu tabi.). Herşeye rağmen oyun yüklenebiliyo ama hertürlü uyumluluk ayarını denememe rağmen oyun açılmayıp hata veriyo. Eski oyunları çalıştırmak için yapabilceğimiz neler var ya da direkt olarak bu sorunun çözümünü biliyomusunuz?
0
dos oyunu değil. sanırım virtual machine olayı çözecek problemi. ama korkuom bok etmekten.
0
desdinova
ya arkadaşlar şimdiye kadar gerekmediğinden hiç kullanmadım. ancak şimdi ufak bi oyunun uninstall'u çalışmıyor, uninstaller tavsiye edin de indireyim.eyw.
ya arkadaşlar şimdiye kadar gerekmediğinden hiç kullanmadım. ancak şimdi ufak bi oyunun uninstall'u çalışmıyor, uninstaller tavsiye edin de indireyim.
eyw.
eyw.
0
nestor
daha önce hangi dslr ve mercek kombinasyonu seçmem gerektiğini sormuştum (git: 45082). gelen destekleyici öneriler doğrultusunda body (450d) alıp güzel bir lens almaya karar verdim. zira biraz fiyat araştırması yaptığımda ağzım bir karış açık kaldı. mesela tribal enfexion canon 24-105mm f4 l IS öner
daha önce hangi dslr ve mercek kombinasyonu seçmem gerektiğini sormuştum (git: 45082). gelen destekleyici öneriler doğrultusunda body (450d) alıp güzel bir lens almaya karar verdim. zira biraz fiyat araştırması yaptığımda ağzım bir karış açık kaldı. mesela tribal enfexion canon 24-105mm f4 l IS önermiş. çektiği resimlere baktım, çok etkileyici gerçekten. yalnız fiyatı 1000 dolar kadar. bir defa alıp hep kullanacağım bir şey olduğu için biraz temkinli yaklaşım bir kez daha siz ekşiduyuru okurlarının görüşlerini sormak istedim. Etrafta gezip tozan, gördüğü ilginç insanların mekanların manzaraların resmini çekmek isteyen oldukça acemi biri için hangi lensi önerirsiniz? fotoğrafçılığa yeni başladığım için parasının hakkını uzun süre veremeyeceğim lensler olmasın... beni hayal kırıklığına uğratmayacak kadar kötü de olmasın... ama kalitesiyle etkilesin... anlatabildim mi? :)
şimdiden sağolun!
şimdiden sağolun!
0
sigma 17-70 mm f:2.8
sigma 24-70 mm f:2.8
tamron 17-50 mm f:2.8
bunların 2. ellerini bulursanız iyi olur. istanbuldaysanız hayyam pasajına bir bakın
sigma 24-70 mm f:2.8
tamron 17-50 mm f:2.8
bunların 2. ellerini bulursanız iyi olur. istanbuldaysanız hayyam pasajına bir bakın
0
150 liraya falan canon 50 mm f/1.8 bulabilirsin. 50 mm portre çekimleri için idealdir. bide "her fotoğrafçının çantasında mutlaka bulunması gereken bi lens" diye bi geyik vardır büyük fotoğrafçı abilerin yaptığı. ben o geyiği yapmıyorum, portre çekerim diyorsanız bir 50mm edinin diyorum.
tamron 17-50 biraz tuzludur ancak kalitesi muazzam bir lenstir. kalite konusunda kesinlikle sizi tatmin eder. hatta sadece bu lensi alsanız bile yeter. (çok övdüm ama, seviyorum ne yapayım)
ha bu arada, 450d yerinde bir seçim.
tamron 17-50 biraz tuzludur ancak kalitesi muazzam bir lenstir. kalite konusunda kesinlikle sizi tatmin eder. hatta sadece bu lensi alsanız bile yeter. (çok övdüm ama, seviyorum ne yapayım)
ha bu arada, 450d yerinde bir seçim.
0
50mm'nin insanın kadraj görmesini gelişrdiği gibi bir şahsi kanaatim var. 50mm'den nefret ederdim ben ama kullanmakta çok faydasını gördüm. Sırf bu özelliğinden dolayı 50mm önerebilirim. Açıkçası şu saatte başka bir şey de öneremiyorum =)
Ayrıca hayırlı olsun =)
Ayrıca hayırlı olsun =)
0
yeni başlıyorsanız 50 mm sizi pişman eder. hayır çok kaliteli bir lenstir de yeni başlayanın ilk kullanacağı, makinenin üstünde bırakacağı tek lensi olmamalı bence. zira zoom lens değil. sabit odaklı olduğu için "aman şu az ötede bir şey var onu çekivereyim" derseniz konuya uzak kalırsınız, kendiniz yaklaşmanız gerekir. mutlaka orta değerleri olan zoom lens alın. tamron 17-50 olabilir mesela. daha da iyisi kit lensiyle alın (18-55 is). zaten kit lensiyle birlikte sadece body'den çok farklı bir fiyatı yok. beğenmezseiz 150-200 liraya satarsınız.
0
1 adet canon 5d ve bir adet canon 40d sahibiyim. kullandığım lensler sigma 70-200 f :2,8 sigma 24-70 f:2,8 ve canon 50 mm f:1,4 fiyat olarak kesinlikle 24-70 f:2,8 i tavsiye ederim. tamron da fiyat olarak iyi duruyor ama ben memnun kalmamıştım açıkçası. sigmanın eksileri;
1- çok ağır
2- çok büyük(gerçi sabit 2,8 ve 24-70 zoom ancak bu büyüklükle mümkün. canon biraz daha büyük yanılmıyorsam)
3- çok gürültülü. auto focus yaparken yanınızda robot dansediyormuş gibi oluyorsunuz. tüm bu eksilerine rağmen çok seviyorum lensimi. istanbuldaysanız dilerseniz uğrayın ve deneyin lensi. 450 d gerçekten iyi bir seçim. yanlız eğer lens için pra ayıramayacaksanız ikinci el bir 400d de düşünebilirsiniz. ben 1 sene kadar kullandım, gerçekten iyi bir makina.
1- çok ağır
2- çok büyük(gerçi sabit 2,8 ve 24-70 zoom ancak bu büyüklükle mümkün. canon biraz daha büyük yanılmıyorsam)
3- çok gürültülü. auto focus yaparken yanınızda robot dansediyormuş gibi oluyorsunuz. tüm bu eksilerine rağmen çok seviyorum lensimi. istanbuldaysanız dilerseniz uğrayın ve deneyin lensi. 450 d gerçekten iyi bir seçim. yanlız eğer lens için pra ayıramayacaksanız ikinci el bir 400d de düşünebilirsiniz. ben 1 sene kadar kullandım, gerçekten iyi bir makina.
0
efruz
son günlerde duyuru ve ilan sayısı hayli arttı. eskiden bir akşam baktığım duyuruyu ertesi akşam ilk sayfada görebiliyordum, ve oraya kadar okuyordum. nadiren ikinci ve üçüncü sayfalara bakıyordum.şimdi gün dolmadan sayfalar doluyor. acaba siz de benim gibi ikinci sayfaya geçmekte erinen, ve ordaki
son günlerde duyuru ve ilan sayısı hayli arttı. eskiden bir akşam baktığım duyuruyu ertesi akşam ilk sayfada görebiliyordum, ve oraya kadar okuyordum. nadiren ikinci ve üçüncü sayfalara bakıyordum.
şimdi gün dolmadan sayfalar doluyor.
acaba siz de benim gibi ikinci sayfaya geçmekte erinen, ve ordaki duyuruları okuyamayanlardan mısınız.
acaba ekşiduyuruda bir sayfadaki duyuru sayısı artılmaz mı, ne kadar uzun olsa da aşağı inmek sayfa değiştirmekten daha kolay
şimdi gün dolmadan sayfalar doluyor.
acaba siz de benim gibi ikinci sayfaya geçmekte erinen, ve ordaki duyuruları okuyamayanlardan mısınız.
acaba ekşiduyuruda bir sayfadaki duyuru sayısı artılmaz mı, ne kadar uzun olsa da aşağı inmek sayfa değiştirmekten daha kolay
0
compumaster aylar önce "sunucuya daha fazla yük bindiremem" gibisinden bişey demişti.
0
su anda sayfada 50 duyuru var, ve bir sayfanin yuklenmesi icin yaklasik 350 KB data gonderiyorum. Bunu 100 yaparsam 700 KB olacak bu veri, bunu istemeyen insanlar olabilir.
0
kafamin sakin oldugu bir gun kontrol paneli yazacagim, orada bugun sayfasinda sayfa basina 30-50-100 duyuru ve hepsini getir secenekleri olacak
0
Geçici çözüm olarak Greasemonkey scripti yazsa biri hayrına, şöyle "Flickr Auto Page" scripti gibi sayfanın en altına gelince 2. sayfayı açan, hı?
0
ajax kullanılsa her duyuruyu açınca yüklese böylece biraz kâr a geçemez miyiz? yanılıyorsam affola :)
0
r12
şimdi benim kafam almıyor. http://sehirrehberi.ibb.gov.tr adresine girdiğinizde 1946'daki halinin uydu fotoğrafları var. nasıl bu kadar eski uydu fotoğrafları olabilir ki? o zamanlar uydu da yoktu...
şimdi benim kafam almıyor. sehirrehberi.ibb.gov.tr adresine girdiğinizde 1946'daki halinin uydu fotoğrafları var. nasıl bu kadar eski uydu fotoğrafları olabilir ki? o zamanlar uydu da yoktu...
0
iyi de 1946 değil ki bu.daha yeni bizim orda yeni yapılan park bile var.en fazla 3-4 senelik foto.
0
kutuyusuk
daha önce bir sokak kedisi tarafından tırmalandığımı belirtmiştim. bir infeksiyon uzmanıyla konusştum. bana kediyi 10 gün boyunca gözlememi önerdi. ben de dışarı çıkıp kediyi aramaya başladım kediyi ararken aynı kedinin birkaç kişiyi ısırdığını öğrendim. nihayetinde kediyi buldum ve bir kutuya koyup
daha önce bir sokak kedisi tarafından tırmalandığımı belirtmiştim. bir infeksiyon uzmanıyla konusştum. bana kediyi 10 gün boyunca gözlememi önerdi. ben de dışarı çıkıp kediyi aramaya başladım kediyi ararken aynı kedinin birkaç kişiyi ısırdığını öğrendim. nihayetinde kediyi buldum ve bir kutuya koyup gözlem altına almaları için belediye ekiplerine teslim ettim. bu arada kediyi yakalamaya çalışırken elimi ısırdı (daha önce sadece tırmalamıştı) bu ısırık çok sert olmadı. ısırdeğı yer kanamadı. kedinin kuduz olma ihtimali üzerinde duruluyor. benim yine sözlükteki değerli kedi uzmanlarına sormak istediklerim var.
kedi kuduzsa diş geçirmediği yerden kuduz bulaşma ihtimali var mıdır? (ısırdı ama kanatmadı)
hayvan yanına yaklaşanlardan kaçmıyor. ayağının biri hafif sakat zira. insanlardan kaçmaması kuduz olma ihtimali açısından nasıl bir gösterge olabilir?
hayvan kuduz olsa da olmasa da kuduz aşısı olmalı mıyım?
not: kedi eskişehir şehir merkezinde yaşamakta.
kedi kuduzsa diş geçirmediği yerden kuduz bulaşma ihtimali var mıdır? (ısırdı ama kanatmadı)
hayvan yanına yaklaşanlardan kaçmıyor. ayağının biri hafif sakat zira. insanlardan kaçmaması kuduz olma ihtimali açısından nasıl bir gösterge olabilir?
hayvan kuduz olsa da olmasa da kuduz aşısı olmalı mıyım?
not: kedi eskişehir şehir merkezinde yaşamakta.
0
kuduz aşısı olmalısın zira olmamakla yüklendiğin risk aşının sana bir zararı olması riskinden fazla.
0
lütfen olun ve eğer bu kadar tedirgin oluyorsanız lütfen sokakta tanımadığınız hayvanlarla haşır neşir olmayın.
0
Kuduz kanla veya zedelenmiş deriden bulaşıyor.
Kaçmamasının da kuduzla alakası olduğunu sanmıyorum.
Kaçmamasının da kuduzla alakası olduğunu sanmıyorum.
0
kuduz aşıları artık öyle göbekten yapılmıyor hem aşı olmaktan korkuyorsanız bir devlet hastanesine gidip kuduz aşısı olmak istediğinizi söylüyorsunuz normal grip aşısı gibi koldan yapılıyor size bir kart veriyolar sanırım ilk başta 2 gün arayla daha sonra 3 gün arayla toplamda 5 yada 7 aşı oluyorsunuz.(kuzenimi kedi ısırdı)
0
yazdıklarını okuyunca çok üzüldüm.
durup dururken bir kedinin hayatı ile oynamışsın. zaten sokaklarda zor durumda yaşayan kediyi almış rezil etmişsin. hem de sakatmış.
kedinin tek suçu insanlara sokulmasıymış. cana yakınmış ki onu yakalayabilmişsin. sokak kedisini tutup kutuya filan sokmaya çalışırsan ısırmasın da ne yapsın zavallı?
ona yaptığın eziyetle yetinmeyip bir de belediye işcilerine teslim etmişsin. iki gün sonra o kedinin başına neler gelir kimbilir. ölüsünü atarlar bir yere.
sakat ve insanlara dostça yaklaşan bir hayvanı belediyeye teslim ederken vicdanın sızlamadıysa birşey diyemiyorum.
kedilerden de böylesine nefret ediyor ve kuduz olmaktan korkuyorsan ne diye sokaktaki hayvanla oynuyorsun.
hayvanın hayatına maloldun. tebrikler yani.
niye bunları yazdın dersen belediyenin o yetkili dediğin kişilerinin ne kadar çok kedi ve köpek öldürdüklerini okuyorum ben her gün onlarca mailde.
ek olarak hayvanlarla haşır neşir olan bizlerin yazdıklarını da kaale almamışsın, bugün tekrar yazıyorsun. kaale almayacaksan niye yazıyorsun?
sakat hayvan insanlardan kaçmıyor diye kuduz mu olması lazım yani???
öncelikle bir veterinere git mahallende ve sor eskişehirin merkezinde sokak kedileri arasında kuduz var mı diye ondan sonra gidip kediyi belediyeye teslim et.
ben hergün hayvanlarla ilgili bir sürü mail okuyorum mail gruplarında hiçbir kuduz vakası yok? sen nerden kafandan kuduz diye uyduruyorsun anlamadım ki?
ya ne kadar kolaymış bir canı harcamak.
durup dururken bir kedinin hayatı ile oynamışsın. zaten sokaklarda zor durumda yaşayan kediyi almış rezil etmişsin. hem de sakatmış.
kedinin tek suçu insanlara sokulmasıymış. cana yakınmış ki onu yakalayabilmişsin. sokak kedisini tutup kutuya filan sokmaya çalışırsan ısırmasın da ne yapsın zavallı?
ona yaptığın eziyetle yetinmeyip bir de belediye işcilerine teslim etmişsin. iki gün sonra o kedinin başına neler gelir kimbilir. ölüsünü atarlar bir yere.
sakat ve insanlara dostça yaklaşan bir hayvanı belediyeye teslim ederken vicdanın sızlamadıysa birşey diyemiyorum.
kedilerden de böylesine nefret ediyor ve kuduz olmaktan korkuyorsan ne diye sokaktaki hayvanla oynuyorsun.
hayvanın hayatına maloldun. tebrikler yani.
niye bunları yazdın dersen belediyenin o yetkili dediğin kişilerinin ne kadar çok kedi ve köpek öldürdüklerini okuyorum ben her gün onlarca mailde.
ek olarak hayvanlarla haşır neşir olan bizlerin yazdıklarını da kaale almamışsın, bugün tekrar yazıyorsun. kaale almayacaksan niye yazıyorsun?
sakat hayvan insanlardan kaçmıyor diye kuduz mu olması lazım yani???
öncelikle bir veterinere git mahallende ve sor eskişehirin merkezinde sokak kedileri arasında kuduz var mı diye ondan sonra gidip kediyi belediyeye teslim et.
ben hergün hayvanlarla ilgili bir sürü mail okuyorum mail gruplarında hiçbir kuduz vakası yok? sen nerden kafandan kuduz diye uyduruyorsun anlamadım ki?
ya ne kadar kolaymış bir canı harcamak.
0
şu duyuruda kendi adıma kuduzla ilgili hiç yoksa iki üç uzuuun cevap yazmışımdır "kedi ısırdı kuduz olur muyum" tarzı sorulara.
soru sormadan önce, bi arama yapsanız , aklınızdaki "her" soruya cevap bulacaksınız.ama sorup sorup cevap alıp , yazılanları uygulamamak size zevk veriyorsa onu bilemicem tabii.
ayrıca kediyi belediyeye teslim ettiğiniz için tebrik ederim sizi.
hayalinizde ,kedilerin geniş otlak alanlarda koşup oynadığı öpe koklaya bakıldığı güzel barınaklar varsa, ve belediyenin kediyi buralara götürdüğü gibi bir hayal dünyasında yaşıyorsanız,sizi gerçeğe davet etmek isterim. kuvvetle muhtemel , size kendisini sevdirmekten ve tehlike anında kendisini koruma maksatlı tırnaklarını kullanmış olmaktan başka hiç bir günahı olmayan bir hayvanı itlafa gönderdiniz.
iki kere kuduz aşısı oldum. biri , tellere takılmış bir kediyi kurtarmaya çalışırken oldu. hayvan can havliyle ısırdı. gittim paşa paşa oldum aşımı.
diğeri de aç kedileri beslerken olmuştu. mama kapma yarışına girmiş kedilerden biri yanlışlıkla tırmalamıştı elimi. gayet sağlıklı hayvanlardı ama aklımda soru işareti kalmasın diye gidip yine olmuştum aşılarımı.
belediye çağırmadan , hayvanları yakalayıp kutulara tıkmadan , itlaf ekiplerine teslim etmeden.
siz de madem bu kadar pipiriklisiniz , "kuduz ihtimali 18" gibi bir başlık açmadan gidin olun aşılarınızı. bir daha da hiç bir sokak hayvanını "sevmeyin" lütfen. allah aşkına sevmeyin.
soru sormadan önce, bi arama yapsanız , aklınızdaki "her" soruya cevap bulacaksınız.ama sorup sorup cevap alıp , yazılanları uygulamamak size zevk veriyorsa onu bilemicem tabii.
ayrıca kediyi belediyeye teslim ettiğiniz için tebrik ederim sizi.
hayalinizde ,kedilerin geniş otlak alanlarda koşup oynadığı öpe koklaya bakıldığı güzel barınaklar varsa, ve belediyenin kediyi buralara götürdüğü gibi bir hayal dünyasında yaşıyorsanız,sizi gerçeğe davet etmek isterim. kuvvetle muhtemel , size kendisini sevdirmekten ve tehlike anında kendisini koruma maksatlı tırnaklarını kullanmış olmaktan başka hiç bir günahı olmayan bir hayvanı itlafa gönderdiniz.
iki kere kuduz aşısı oldum. biri , tellere takılmış bir kediyi kurtarmaya çalışırken oldu. hayvan can havliyle ısırdı. gittim paşa paşa oldum aşımı.
diğeri de aç kedileri beslerken olmuştu. mama kapma yarışına girmiş kedilerden biri yanlışlıkla tırmalamıştı elimi. gayet sağlıklı hayvanlardı ama aklımda soru işareti kalmasın diye gidip yine olmuştum aşılarımı.
belediye çağırmadan , hayvanları yakalayıp kutulara tıkmadan , itlaf ekiplerine teslim etmeden.
siz de madem bu kadar pipiriklisiniz , "kuduz ihtimali 18" gibi bir başlık açmadan gidin olun aşılarınızı. bir daha da hiç bir sokak hayvanını "sevmeyin" lütfen. allah aşkına sevmeyin.
0
değerli kedi uzmanları diyorsunuz ama bu uzmanlardan ya da kedi hayvanını tanıyan hiçkimse sizin yapmış olduğunuz hareketi önermedi neden acaba? olun kuduz aşısı da cümle alem rahatlasın bence. o kadar da uzun uzun hepimiz yazdık ben dedim 10 gün gözleyin falan diye enfeksiyon uzmanını bırakın yani. o ısırılan insanları ne zaman ısırmış mesela o insanlar hala yaşıyor mu o insanları neden ısırmış? sizi neden ısırmış? bunları hiç düşünmeden belediyeye teslim etmek inanılmaz. bir de belediyeye yani. bi hayvan barınağına en azından ya da birsürü hasta sokak kedisine gonullu bakan veteriner var, goturmeden direk belediyeye. ne anlıcak acaba belediye. sakatmış diyorsunuz belki de hayvanın biyeri acıyordu siz ilk hayvanı severken de o yüzden tırmalamış olabilir. ısırdığına da inanmıyorum benim iki tane azınca çok daha vahşi olabilen kedim var ısırınca kedi kanrevan içinde kalırsınız oyle dişleme gibi kanatmadan bişey yapıyorsa o ısırmış denemez ki! bence hemen hayvanı götürdüğünüz yere gidip ilgilenin. kuduzsa hemen kan orneği alıp kuduz mu diye öğrenmek çok basit bişey ilk iki günde anlaşılması zor sadece ki o günlerde geçmiş. hayvan eğer! hala yaşıyorsa ve kuduz değilse de hayvanı tekrar ait oldugu ortama salın. birçok hayvan barınağında bedavaya aşısını ve tedavisini yaptırabilirsiniz. veterinerlik fakultelerine vs gidip. madem bu yolu seçtiniz artık borcunuzdur bu bence...
0
ayrıca kuduz bir hayvan eğer hastalığın son aşamasına gelmiş ve artık tedavi edilemezse (ki tedavisi artık mümkün hayvanda da!) o hayvan yine de öldürülmez, ne yazıkki ölmesi beklenir kapalı bir ortamda. ama gidin belediyelere diin her hangi bi hayvanı götürüp ay bu kuduz gaaalba diye ilk işleri öldürmektir. test bile yapmadan. zaten onlara hayvanı getiren kişinin de onlardan genelde farklı bir düşüncesi olmaz. hayvan düşmanları ve belediye iletişim içinde bugunlere kadar geldik. hemde öyle ilaçla falan uyutarak da öldürmüyorlar. bunu aşınızı olurken uzun uzun düşünün böyle. hangi yöntemi uygulayacaklar acaba diye...
0
nestor
kendi halimde amatör olarak fotoğrafçılıkla uğraşmak istiyorum. şu sıralar bir dslr alma düşüncem var. fakat o kadar çok seçenek var ki işin içinden çıkamadım.öncelikle image stabilizer kafamı karıştırdı. bu özelliği olan lensler anormal pahalı, amatör biri için bu parayı vermeye değer mi? (tripod k
kendi halimde amatör olarak fotoğrafçılıkla uğraşmak istiyorum. şu sıralar bir dslr alma düşüncem var. fakat o kadar çok seçenek var ki işin içinden çıkamadım.
öncelikle image stabilizer kafamı karıştırdı. bu özelliği olan lensler anormal pahalı, amatör biri için bu parayı vermeye değer mi? (tripod kullanma alışkanlığım yoktur bu arada)
bir de sony'nin son modellerinde (a300) IS özelliği makinanın kendisinde varmış. yalnız sadece sony, zeiss veya minolta lens takılınca işe yarıyomuş bu özellik. acaba, örneğin canon+IS lens mi alsam, yoksa sony+normal lens mi alsam karar veremedim.
benim gibi hevesli bir fotoğrafçı adayına bu işin tadını çıkartabilecek, yaratıcılığımı körükleyebilecek bir makine-mercek kombinasyonu önerebilir misiniz? (bütçe canon450d civarı)
şimdiden sağolun!
öncelikle image stabilizer kafamı karıştırdı. bu özelliği olan lensler anormal pahalı, amatör biri için bu parayı vermeye değer mi? (tripod kullanma alışkanlığım yoktur bu arada)
bir de sony'nin son modellerinde (a300) IS özelliği makinanın kendisinde varmış. yalnız sadece sony, zeiss veya minolta lens takılınca işe yarıyomuş bu özellik. acaba, örneğin canon+IS lens mi alsam, yoksa sony+normal lens mi alsam karar veremedim.
benim gibi hevesli bir fotoğrafçı adayına bu işin tadını çıkartabilecek, yaratıcılığımı körükleyebilecek bir makine-mercek kombinasyonu önerebilir misiniz? (bütçe canon450d civarı)
şimdiden sağolun!
0
450d'nin 18-55 kit lensinde is yok mu, var =)
Ayrıca is de çok mühim konu değil bence. Yani makine ortalama 800iso da fazla gren yapmıyorsa gerek yok.
Piyasayı çok yakından takip edemiyorum ama 450d fiyat/performans açısından iyi gibi...
Ayrıca is de çok mühim konu değil bence. Yani makine ortalama 800iso da fazla gren yapmıyorsa gerek yok.
Piyasayı çok yakından takip edemiyorum ama 450d fiyat/performans açısından iyi gibi...
0
nikon d60lar 1100 ytlye kadar düşmüştü teknosada arttımı şimdi bilmiyorum 18-55 kit ile
0
hocam, is'in hiç bir numarası yok. olmasa da olur yani. nikonun giriş serisinden (d40,d40x,d60) uzak dur. canon 450d nikon d80'i sollamış bir makina. giriş seviyesinin lideri diyebilirim şu an. bütçen el veriyorsa düşünmeden al. seni en az 2 yıl idare eder.
0
kendi halinizde amatör bir fotoğrafçı olarak IS lensleri karşılayamaman gayet normal. bana sorarsan şimdilik IS'yi kafandan çıkar ve almayı düşündüğün makinelerin ISO performanslarını incele derim. anti titreşimin bedelini karşılayamayacağına göre ve cerrah ellerine sahip olmadığını da varsayarsak düşük hızlı lenslerde mecburen iso'yu yüksek tutmak zorunda kalacaksın, veya alan derinliğinden feragat edeceksin. ki bu da kompozisyonunu istemediğin yerlere sürükler. ben en son baktığımda canonlar nikona göre daha az grenleme yapıyordu tabii şimdi piyasada sony de var. iyice araştırıp kararını vermelisin.
0
alabiliyorsanız makinanın lensini almayın onun yerine
tamron 17-50 mm f:2.8 veya
sigma 17-70 mm f:2.8 lens alın.
tamron 17-50 mm f:2.8 veya
sigma 17-70 mm f:2.8 lens alın.
0
bence tripod kullanma alışkanlığı edinin hiç bir şeye benzemez. IS, VR için ekstra para ödemenize gerek yok, yüksek ISO performansı iyi bir makine, sağlam bir tripod + remote deklanşör combosu veya kamera tutuş ve nefes antremanları istediğiniz sonucu verecektir.
makinelerin kit lensleri genelde dandik olurlar onun yerine makineyi gövde olarak alıp ne çekeceğinize bağlı olarak uygun prime lensler almanızı tavsiye ederim.
makinelerin kit lensleri genelde dandik olurlar onun yerine makineyi gövde olarak alıp ne çekeceğinize bağlı olarak uygun prime lensler almanızı tavsiye ederim.
0
chaud
yalnız bir insan veya tek başına olmak isteyen birisi dışarıda eğlenmek için ne tür aktivitelere katılabilir ?Mesela sizin milletle çekilmiyor tek başıma paşa paşa yapıorum dediğiniz şeyler var mı?
yalnız bir insan veya tek başına olmak isteyen birisi dışarıda eğlenmek için ne tür aktivitelere katılabilir ?
Mesela sizin milletle çekilmiyor tek başıma paşa paşa yapıorum dediğiniz şeyler var mı?
Mesela sizin milletle çekilmiyor tek başıma paşa paşa yapıorum dediğiniz şeyler var mı?
0
muzik enstrumani calmak
disarda demissin ama disarda da calinir belki:)
tek basina yapilan sporlar var bir de?
seyahat edilebilir, bu sirada baskalariyla tanismak sana kalmis tabi, belki baskasi seninle tanisir..
son olarak baskalarina yardim edebilirsin, teknik olarak tek basina yapmis oluyorsun..
disarda demissin ama disarda da calinir belki:)
tek basina yapilan sporlar var bir de?
seyahat edilebilir, bu sirada baskalariyla tanismak sana kalmis tabi, belki baskasi seninle tanisir..
son olarak baskalarina yardim edebilirsin, teknik olarak tek basina yapmis oluyorsun..
0
sinemaya tek basina ve hatta salonda kimse olmaksizin izlemek. bu super olur da olmuyor genelde.
0
ufak tefek de olsa kırtasiye alışverişi yapmak, yada özellikle dev bi megastora gidip, ikea olur, eskiden metro vardı hala var mı bilmem, bauhaus olur ofis store olur, kabalcı gibi biyer olur, dnr, ya da cağaloğlu tarafları olur, bit pazarı olur, 1 milyoncu olur birsürü karışık ıncık cıncık envai çeşit olan biyere gidip herşeyi karıştırarak deneyerek, altına üstüne bakarak dolaşmak da dolaşmak...
konsere gitmek, sergi açılışlarına gidip bi bardak şarap kapıp alıcıymış gibi bakmak insanları gozlemlemek, sokakta birini kısa sureliğine takip etmek (kalabalık zor oluyor), balık tutmak, imza günlerine gitmek, bi ses kayıt cihazı alıp sokaktaki insanlarla roportaj yapmak, kavun seçmek (milletle en çekilmicek şeydir), bi kursa gitmek, kuş gözlemciliği yapmak, şimdiye kadar milletle yapılan tüm aktiviteleri tekbaşına yapmayı denemek (insan bazen tek başına bişeyler yiyip içmeyi bile özleyebiliyor, bide yanına dergi kitap fln alıp okumak mesela) yaşadığı yerde şimdiye kadar hiç gitmediği turistik ya da tarihi biryere gitmek, koleksiyon yapmak istediği birşeyler toplamak için gezmek (deniz kabuğu olur, shot bardağı olur, hatta biyerlerden ufak tefek yürütülen birşeyler olabilir tuzluk gibi, adrenalinli de olur) trafiğin çok yoğun olmadığı saatlerde toplu taşıma araçlarıyla gezmek, sokak hayvanlarını beslemek, dişiysen kuafore gitmek, erkeksen berbere gidip gazete çay muhabbet yapmak, bir eskiz defteri alıp etrafta gördüklerini karalamak, not almak, extrem sporlarla uğraşmak, lunaparka gitmek, böcek örnekleri toplamak, koşmak koşmak koşmak...
bunların hepsini bir arada yapan manyak bi insan portresi çizdim sanırım ama olsun ^_^
konsere gitmek, sergi açılışlarına gidip bi bardak şarap kapıp alıcıymış gibi bakmak insanları gozlemlemek, sokakta birini kısa sureliğine takip etmek (kalabalık zor oluyor), balık tutmak, imza günlerine gitmek, bi ses kayıt cihazı alıp sokaktaki insanlarla roportaj yapmak, kavun seçmek (milletle en çekilmicek şeydir), bi kursa gitmek, kuş gözlemciliği yapmak, şimdiye kadar milletle yapılan tüm aktiviteleri tekbaşına yapmayı denemek (insan bazen tek başına bişeyler yiyip içmeyi bile özleyebiliyor, bide yanına dergi kitap fln alıp okumak mesela) yaşadığı yerde şimdiye kadar hiç gitmediği turistik ya da tarihi biryere gitmek, koleksiyon yapmak istediği birşeyler toplamak için gezmek (deniz kabuğu olur, shot bardağı olur, hatta biyerlerden ufak tefek yürütülen birşeyler olabilir tuzluk gibi, adrenalinli de olur) trafiğin çok yoğun olmadığı saatlerde toplu taşıma araçlarıyla gezmek, sokak hayvanlarını beslemek, dişiysen kuafore gitmek, erkeksen berbere gidip gazete çay muhabbet yapmak, bir eskiz defteri alıp etrafta gördüklerini karalamak, not almak, extrem sporlarla uğraşmak, lunaparka gitmek, böcek örnekleri toplamak, koşmak koşmak koşmak...
bunların hepsini bir arada yapan manyak bi insan portresi çizdim sanırım ama olsun ^_^
0
tiyatroya gitmek beni epey oyalardı yalnız dolandığım zamanlar. devlet tiyatroları ve belediye tiyatrolarından bahsediyorum özellikle. biletlerini haftalar önceden alması, oyun gününü beklemesi filan bile bi heyecan unsuruydu. oyunun ardından eserle ilgili yazılmış çizilmiş şeyleri okumak filan da var sonra.
0
küçük, keyifli bir kafe bulup kahve-sigara eşliğinde kitap, dergi falan okunabilir, süper olur.
0
sahaf gezer, kitapçida vakit geçirir, bara gider dans eder(erkekse biraz zor ama), sinemaya gider,5-12 kasim arasinda Kısa Film festivaline gider, konsere gider, günübirlik haftasonu turlarina katilir ( yakin yerler), müzeleri gezer...
0
kitap okumak ki biriyle yapabilen varsa haber versin.
koşmak veya jogging müzik eşliğinde.
film izlemek ki konuşkan biriyle hiç olmuyor.
kitapçılarda kitap arkası okumak, aylak geçirilecek birkaç saatin varsa ideal.
balık tutmak.
neden ben yalnızım diye hayatını ve çevreni sorgulamak.(neyse:)
koşmak veya jogging müzik eşliğinde.
film izlemek ki konuşkan biriyle hiç olmuyor.
kitapçılarda kitap arkası okumak, aylak geçirilecek birkaç saatin varsa ideal.
balık tutmak.
neden ben yalnızım diye hayatını ve çevreni sorgulamak.(neyse:)
0
kafamdaki tilkiler
Şimdi bu sualim "gönül mevzusu" kadar basit bir konu gibi gelecek ama aslında pek öyle değil. Ekşi duyuruya girip başka rumuz aldıracak kadar hayatımı etkilemekte.Bundan 1.5 sene kadar evvel 3+ sene beraber olduğum kız arkdaşımdan sadece kendi hatalarım nedeniyle (epey büyük hatalar) bir daha bir ar
Şimdi bu sualim "gönül mevzusu" kadar basit bir konu gibi gelecek ama aslında pek öyle değil. Ekşi duyuruya girip başka rumuz aldıracak kadar hayatımı etkilemekte.
Bundan 1.5 sene kadar evvel 3+ sene beraber olduğum kız arkdaşımdan sadece kendi hatalarım nedeniyle (epey büyük hatalar) bir daha bir araya gelemeyecek şekilde ayrıldık. O kendi hayatına devam etti, 1 seneye de yakın ne görüşüyoruz ne konuşuyoruz.
Arada kendi hatalarımı anladım, çok pişman oldum. Ama dönüşü yoktu (bundan eminim) Bitti gitti yani.
Zaten zor bir sene geçiriyor olmamın etkisiyle -afedersiniz- kafayı hafiften de çizdim. Ana mevzu bu olsa da, yanına eklenenler sağolsun, 6 ay boyunca (epey)ağır ilaç ve psikiyatr tedavisi gördüm. Sonrasında psikiyatrı ve ilaçları yavaş yavaş kendi isteğimle bıraktım, ki zaten büyük bir faydası olduğunu sanmıyorum.
Unuturum, unuturum diye bekledim. Olmadı. Kendimi artık eskisi kadar fazla öldüresiye suçlamasam da, yine bir köşede hep kaldı. (Eşek kadar da adamım, öyle 17-18 yaşında da değilim, kendime bile garip geliyor.)
Gün içinde eskisi kadar çok düşünmüyorum. Her saniye aklımda değil. Günlük hayatıma devam edebiliyorum, lakin neredeyse her gece hala rüyamda görüyorum;
Normal ve ufak bir sorunmuş gibi gelebilir de, sabah kalktığımda hakikaten şaftımı kaydırıyor bu benim. Zaten rüyalardan fazlasıyla etkilenen bir tipim, rüya ile gerçeği birbirinden ayırt edemediğiniz o 3-5 dakika bazen günümün yarısını yiyebiliyor.
Yeni bir ilişkiye başlayamıyorum. Bu şekilde zaten başlanmaz.
Arkadaşlarıma anlatamıyorum. Çünkü -afedersiniz- kafalarını aylar boyunca fazlasıyla siktim. Bana bu konu hakkında bir şey sorduklarında "oooo, bitti gitti yahu..." tarzında cevap veriyorum genelde, iyiyim diyorum.
Psikolog veya psikiyatr ile artık işim olmaz. Bunlar biraz seçenek dışı. Ama yani, artık en azından, her gece rüyamda görmek istemiyorum. Bilinçaltımdan çekip çıkarmak, olmamış gibi devam etmek, silip atmak istiyorum. (ve bunu da ilaç kullanmadan yapmak istiyorum)
1 seneyi geçti hala hala hala aklımda. beraber olmayacağımıza da eminim bir daha, öyle bir umudum da yok. kafayı yiyeceğim. her gece her gece rüyada...
var mıdır bir yolu? neredeyse her şeye açığım? normalde zırvalık olarak göreceğim şeyler bile mantıklı gelecek şu an yani.
(daha 1 saat önce uyandım ve yine rüyamdaydı, buna istinaden gaza gelip soruyu yazabildim)
Bundan 1.5 sene kadar evvel 3+ sene beraber olduğum kız arkdaşımdan sadece kendi hatalarım nedeniyle (epey büyük hatalar) bir daha bir araya gelemeyecek şekilde ayrıldık. O kendi hayatına devam etti, 1 seneye de yakın ne görüşüyoruz ne konuşuyoruz.
Arada kendi hatalarımı anladım, çok pişman oldum. Ama dönüşü yoktu (bundan eminim) Bitti gitti yani.
Zaten zor bir sene geçiriyor olmamın etkisiyle -afedersiniz- kafayı hafiften de çizdim. Ana mevzu bu olsa da, yanına eklenenler sağolsun, 6 ay boyunca (epey)ağır ilaç ve psikiyatr tedavisi gördüm. Sonrasında psikiyatrı ve ilaçları yavaş yavaş kendi isteğimle bıraktım, ki zaten büyük bir faydası olduğunu sanmıyorum.
Unuturum, unuturum diye bekledim. Olmadı. Kendimi artık eskisi kadar fazla öldüresiye suçlamasam da, yine bir köşede hep kaldı. (Eşek kadar da adamım, öyle 17-18 yaşında da değilim, kendime bile garip geliyor.)
Gün içinde eskisi kadar çok düşünmüyorum. Her saniye aklımda değil. Günlük hayatıma devam edebiliyorum, lakin neredeyse her gece hala rüyamda görüyorum;
Normal ve ufak bir sorunmuş gibi gelebilir de, sabah kalktığımda hakikaten şaftımı kaydırıyor bu benim. Zaten rüyalardan fazlasıyla etkilenen bir tipim, rüya ile gerçeği birbirinden ayırt edemediğiniz o 3-5 dakika bazen günümün yarısını yiyebiliyor.
Yeni bir ilişkiye başlayamıyorum. Bu şekilde zaten başlanmaz.
Arkadaşlarıma anlatamıyorum. Çünkü -afedersiniz- kafalarını aylar boyunca fazlasıyla siktim. Bana bu konu hakkında bir şey sorduklarında "oooo, bitti gitti yahu..." tarzında cevap veriyorum genelde, iyiyim diyorum.
Psikolog veya psikiyatr ile artık işim olmaz. Bunlar biraz seçenek dışı. Ama yani, artık en azından, her gece rüyamda görmek istemiyorum. Bilinçaltımdan çekip çıkarmak, olmamış gibi devam etmek, silip atmak istiyorum. (ve bunu da ilaç kullanmadan yapmak istiyorum)
1 seneyi geçti hala hala hala aklımda. beraber olmayacağımıza da eminim bir daha, öyle bir umudum da yok. kafayı yiyeceğim. her gece her gece rüyada...
var mıdır bir yolu? neredeyse her şeye açığım? normalde zırvalık olarak göreceğim şeyler bile mantıklı gelecek şu an yani.
(daha 1 saat önce uyandım ve yine rüyamdaydı, buna istinaden gaza gelip soruyu yazabildim)
0
bi geyik vardır ya, birini unutmak için birlikte olduğunuz sürenin yarısı kadar zaman geçmesi gerekir diye. çok da geyik diyl aslında.
hem sayılı gün çabuk geçer :)
bence insanlardan size "e bi daha deneyin?" gibi bir tavsiye gelmesini beklemeyin. yani eğer bilinç dışı olsa da böyle bir düşünceniz varsa, ki olabilir, doğaldır, ama ne yazık ki sağlıklı olmaz. denenmişi denemek pek bi işe yaramıyor ne de olsa.
üstelik diğer taraftan yaşadığınız gayet normal bir süreç. 1 sene çok da uzun bi süre sayılmaz yaşadığınız ilişkinin uzunluğu ve yoğunluğu söz konusu olduğunda. ancak saplantı haline gelmememesi için kendinizi şartlamanız gerek. bittiğine inandırmanız, başkalarıyla birlikte olabileceğinize inandırmanız, dünyada gerçekten size uygun ve aynı ya da daha güzel bir ilişki kıvamını yakalayabileceğiniz başkaları olabileceği fikrini kabul etmeniz. boktan bi durum evet. minimum hasarla nasıl atlatabilirim sorusunun cevabı ise aslında sadece sizde. zihni meşgul etmek ise tabi ki en iyi şey. üstelik zırva da diil. bakınız: (bkz: amigdala/@insensitive) beyninizi biraz oyuna getirin kısaca :)
hem sayılı gün çabuk geçer :)
bence insanlardan size "e bi daha deneyin?" gibi bir tavsiye gelmesini beklemeyin. yani eğer bilinç dışı olsa da böyle bir düşünceniz varsa, ki olabilir, doğaldır, ama ne yazık ki sağlıklı olmaz. denenmişi denemek pek bi işe yaramıyor ne de olsa.
üstelik diğer taraftan yaşadığınız gayet normal bir süreç. 1 sene çok da uzun bi süre sayılmaz yaşadığınız ilişkinin uzunluğu ve yoğunluğu söz konusu olduğunda. ancak saplantı haline gelmememesi için kendinizi şartlamanız gerek. bittiğine inandırmanız, başkalarıyla birlikte olabileceğinize inandırmanız, dünyada gerçekten size uygun ve aynı ya da daha güzel bir ilişki kıvamını yakalayabileceğiniz başkaları olabileceği fikrini kabul etmeniz. boktan bi durum evet. minimum hasarla nasıl atlatabilirim sorusunun cevabı ise aslında sadece sizde. zihni meşgul etmek ise tabi ki en iyi şey. üstelik zırva da diil. bakınız: (bkz: amigdala/@insensitive) beyninizi biraz oyuna getirin kısaca :)
0
çözüm bizde değil sende. ne desek boş. ya yeni kız, ya da yoğunlaşabileceğin bir hobi bul. kelebek etkisi, itörnıl sanşayn of dı sıpotles maynd izle iyice moralin bozulsun.
0
belki de sadece bir takıntı olmuştur artık kendisi senin için. zira aşk, sevgi, tutku gibi duyguların bu kadar uzun ve bu kadar yoğun yaşanacağına inanmıyorum.
ben olsam, sorunun üzerine giderdim. kendisi ile konuşma, görüşme şansın varsa konuş, görüş derim hatta. yeniden bir ilişkiye başlayın demiyorum, zaten bence de olmaz. ama en azından ara sıra vakit geçirince, takıntı yapmaya değmeyecek biri olduğunu anlayabilirsin.
geçmiş zaman oldu, bi keresinde ayrıldığım sevgilim ile bir kaç kez görüşmüştüm de ayrıldıktan sonra. hala seviyordum ve fakat en son gördüğümde artık sevmediğime karar vermiştim mesela. böyle bir aydınlanma anı yaşarsın belki de, kimbilir?
ben olsam, sorunun üzerine giderdim. kendisi ile konuşma, görüşme şansın varsa konuş, görüş derim hatta. yeniden bir ilişkiye başlayın demiyorum, zaten bence de olmaz. ama en azından ara sıra vakit geçirince, takıntı yapmaya değmeyecek biri olduğunu anlayabilirsin.
geçmiş zaman oldu, bi keresinde ayrıldığım sevgilim ile bir kaç kez görüşmüştüm de ayrıldıktan sonra. hala seviyordum ve fakat en son gördüğümde artık sevmediğime karar vermiştim mesela. böyle bir aydınlanma anı yaşarsın belki de, kimbilir?
0
bu rüya mevzu çok kötü. insan feci etkisinde kalıyor.
psikoloğa gitmem artık, arkadaşlara da anlatamam, sevgili de hikaye oldu diyorsunuz ve pek seçenek kalmıyor.
o zaman öncelikle bir hobi bulacaksınız. misal resim dersi, misal dans dersi bunlar güzel şeyler. evden çıkmanızı sağlar.
bir de puzzle öneriyorum. 1000lik, 1500lük bir puzzle alın. feci şekilde beyni boşaltıyor, insan dünyayı unutuyor yaparken.
benzer şeyler bulabilirsiniz.
veya haftanın uygun bir günü çocuk esirgeme kurumuna gidin, ordaki yavrulara yardım edin. biraz çıkın bu çemberin içinden.
psikoloğa gitmem artık, arkadaşlara da anlatamam, sevgili de hikaye oldu diyorsunuz ve pek seçenek kalmıyor.
o zaman öncelikle bir hobi bulacaksınız. misal resim dersi, misal dans dersi bunlar güzel şeyler. evden çıkmanızı sağlar.
bir de puzzle öneriyorum. 1000lik, 1500lük bir puzzle alın. feci şekilde beyni boşaltıyor, insan dünyayı unutuyor yaparken.
benzer şeyler bulabilirsiniz.
veya haftanın uygun bir günü çocuk esirgeme kurumuna gidin, ordaki yavrulara yardım edin. biraz çıkın bu çemberin içinden.
0
bir erkek olduğunuzu varsayarak yazıyorum,
madem aradan 1,5 sene geçmesine rağmen unutamadınız, madem yaptığınız hataların farkına vardınız eski sevgilinizi bundan haberdar edin derim. yalnız telafi etmek gibi bir niyetiniz varsa arayın tabi ki. sadece konuşup, kendinizi rahatlatacak ve belki aynı hataları yapmaya devam edecekseniz bu işleri daha da berbat eder. ilk önce iyi niyetle kabul edilecek olan görüşme teklifiniz, aynı sorunlar devam edecek olursa mutlaka laf sokmalara karşılıklı birbirini yıpratmaya dönüşecektir.
tabi burada kızın bu 1,5 sene içersinde neler yaşadığı, hayatına birinin girip girmediği de çok önemli. eğer böyle bir durum yoksa, ne olursa olsun mutlaka görüşme teklifinizi kabul edecektir. başka hiç bir sebebi olmasa bile meraktan kabul eder insan. ve bir erkeğin hatasını anlayıp telafi etmeye çalışması bir kadın için her zaman önemli bir referanstır. o zamanlarda yaşadığınız kötü durumları anlatırsınız, üzgün olduğunuzu söylersiniz ve bundan sonrasında çaba harcayacağınıza ikna edersiniz. denenmişi denemek evet akıl karı bir iş değil genelde ama istisnai durumlar her zaman vardır. denemeye değer bence...
diyelim ki, tekrar yapamayacağınıza karar verdiniz sonuçta. konuştuğunuz için rahatlayacak, en azından ileride hala yapabileceğiniz bir şeyler varken yapmadığınız için pişman olmayacaksınız.
son olarak "hayır benim niyetim kesinlikle tekrar denemek, telafi etmek değil" diyorsanız, bol bol film izlemenizi ve kitap okumanızı öneririm. dizi de olur. maksat gerçek hayattan soyutlanmaksa ard arda izlenen filmler diziler bunda gayet başarılı olmanızı sağlıyorlar.
geçmiş olsun ve kolay gelsin.
madem aradan 1,5 sene geçmesine rağmen unutamadınız, madem yaptığınız hataların farkına vardınız eski sevgilinizi bundan haberdar edin derim. yalnız telafi etmek gibi bir niyetiniz varsa arayın tabi ki. sadece konuşup, kendinizi rahatlatacak ve belki aynı hataları yapmaya devam edecekseniz bu işleri daha da berbat eder. ilk önce iyi niyetle kabul edilecek olan görüşme teklifiniz, aynı sorunlar devam edecek olursa mutlaka laf sokmalara karşılıklı birbirini yıpratmaya dönüşecektir.
tabi burada kızın bu 1,5 sene içersinde neler yaşadığı, hayatına birinin girip girmediği de çok önemli. eğer böyle bir durum yoksa, ne olursa olsun mutlaka görüşme teklifinizi kabul edecektir. başka hiç bir sebebi olmasa bile meraktan kabul eder insan. ve bir erkeğin hatasını anlayıp telafi etmeye çalışması bir kadın için her zaman önemli bir referanstır. o zamanlarda yaşadığınız kötü durumları anlatırsınız, üzgün olduğunuzu söylersiniz ve bundan sonrasında çaba harcayacağınıza ikna edersiniz. denenmişi denemek evet akıl karı bir iş değil genelde ama istisnai durumlar her zaman vardır. denemeye değer bence...
diyelim ki, tekrar yapamayacağınıza karar verdiniz sonuçta. konuştuğunuz için rahatlayacak, en azından ileride hala yapabileceğiniz bir şeyler varken yapmadığınız için pişman olmayacaksınız.
son olarak "hayır benim niyetim kesinlikle tekrar denemek, telafi etmek değil" diyorsanız, bol bol film izlemenizi ve kitap okumanızı öneririm. dizi de olur. maksat gerçek hayattan soyutlanmaksa ard arda izlenen filmler diziler bunda gayet başarılı olmanızı sağlıyorlar.
geçmiş olsun ve kolay gelsin.
0
Hipnoz ile unutulur mu ki? Tam bilgim yok bu konuda ama bilinçatlından silmek falan deyince direk o geldi aklıma...
0
bir daha beraber olma umudunuz olmasa da en azından içinizi dökmek amacıyla konuşmayı deneyin bence. ayrıldıktan sonra yaşadıklarınızı duygu sömürüsü yapmadan anlatın (şu an yapıyorsunuz diye demiyorum yanlış anlamayın arada çok ince bir çizgi var da ondan söyledim). onun neler yaptığını, mutlu olup olmadığını, hayatında bir insan olup olmadığını vs. öğrenin, konuşun yani her şeyden. tabi tekrar bir araya gelmek ikiniz için de makul bir çözüm olursa o da ayrı bir güzel olur ancak öyle bir beklenti olmadan uzun uzun konuşmak iç dökmek bence bir nebze yardımcı olur diye düşünüyorum.
konuştuktan sonra da güzel şarkılar eşliğinde hayaller kurarsınız, geleceğinizle ilgili iyimser hayaller, bir hobi olsun iş olsun kendinizi yoğunluğa kaptırırsınız biraz, bi süre sonra bi bakarsınız her şey yoluna girmiş. umarım bir an önce olur, kolay gelsin.
konuştuktan sonra da güzel şarkılar eşliğinde hayaller kurarsınız, geleceğinizle ilgili iyimser hayaller, bir hobi olsun iş olsun kendinizi yoğunluğa kaptırırsınız biraz, bi süre sonra bi bakarsınız her şey yoluna girmiş. umarım bir an önce olur, kolay gelsin.
0
@thejester önerisi güzel.
rica edin karşılıklı oturun konuşun. belki söylemeyip içinize attığınız şeyler yüzünden bu kadar çok rüya görüyorsunuzdur. bunları ifade edince ortadan kalkabilir.
rüyalar sonuçta yaşanmamış şeyleri yaşamak için görülür. gerçek hayatta eksik kalan şeyleri tamamlamak için.
rica edin karşılıklı oturun konuşun. belki söylemeyip içinize attığınız şeyler yüzünden bu kadar çok rüya görüyorsunuzdur. bunları ifade edince ortadan kalkabilir.
rüyalar sonuçta yaşanmamış şeyleri yaşamak için görülür. gerçek hayatta eksik kalan şeyleri tamamlamak için.
0
insan bir şeylerle ilgilenince hakkaten acısı hafifliyor. ya kız arkadaşını karşına al bi konuş, derdini anlat. en azından vicdan azabın hafifler ya da reddederse olmayacağını iyice görürsün. ya da hiç konuşma ve hobiler bul. ne bileyim dans kursuna git, tiyatroya git, konserlere git, evde yalnız kalma yani.
senin kadar olmasa da ben de kötü dönemler yaşadım. vidan azabı+kötü olaylar üst üste geldi. bu süreçte çalışıyor olmasaydım eminim kafayı yerdim. ama işte olmam çok fayda sağladı.
hobi bul, bir şeylerle ilgilen. hiç olmadı alışverişe çık.
senin kadar olmasa da ben de kötü dönemler yaşadım. vidan azabı+kötü olaylar üst üste geldi. bu süreçte çalışıyor olmasaydım eminim kafayı yerdim. ama işte olmam çok fayda sağladı.
hobi bul, bir şeylerle ilgilen. hiç olmadı alışverişe çık.
0
kafanızı meşgul ederek en azından gün içinde onu düşünmekten kendinizi alıkoyabilmeniz mümkün tabii. Gece rüyalarınıza girmesi bence gün içinde farkında olmadan onu düşünmeyi geri plana atıyor olmanızdan olabilir, mesela ben etkilendiğim ancak fazla dile getirmediğim olaylarla çoğunlulla rüyamda boğuşurum, sabah kalktığımda fark ederim aslında ne kadar çok kafama takıldığını.
Hobi bulmak, spor yapmak, arkadaşlarla bol bol takılmak vs. en azından başka şeylere kanalize eder sizi ancak tamamen unutabilmenin kesin bir çözümü yok tabii. yukarıda söylenen "eski kız arkadaşınızı karşınıza alıp konuşun" önerisi iki ucu keskin bıçak gibi. İyi ihtimalle onu görür, onunla içinizden geçenleri paylaşınca belki içten içe çektiğiniz vicdan azabı ya da pişmanlık da hafifler, söyleyecek bir şeyiniz kalamadığında da kafanızdan silinebilir her şey. Ancak onun hayatında biri varsa, ya da gördüğünüzde tekrar ondan etkilenir, onu hala sevdiğinizi filan fark ederseniz işiniz daha zorlaşabilir. Bazı insanlar işi son noktasına getirince arınırlar. Sizin için de bu konuda işin son noktası onunla asla olamayacağınızı görmek, ama burada "birlikte olamamak"tan kastım artık ona karşı eskisi gibi bir şeyler hissetmediğinizi anlamanız ya da değiştiğini, artık aynı dili konuşamadığınızı fark etmeniz demek. Bu durumda tamamen aklınızdan çıkartabilirsiniz onu ancak eğer görüşürseniz ve hiçbir şeyin değişmediğini, onun hala sevdiğiniz kişi olduğunu anlarsanız daha fena:)
Kendisinden ne kadar haber alabiliyorsunuz bilmiyorum ancak hayatında biri var mı yok mu, mutlu mu değil mi bilmeden bu görüşmeyi yapmak cesaret ister. Keşke hiç "bir dahası olmaz" durumunuz olmasaydı ama madem var, o zaman üstesinden gelmek için kendinizi zorlayın. Rüyalarınıza giriyorsa girsin, karşınıza yeniden aşık olacağınız biri çıkmadan eski kız arkadaşınızı tamamen silmeniz mümkün değil bence. "Gidin başkasını bulun" çok sığ ve anlamsız bir öneri, dolayısıyla hiç bu konuya girmicem, şanslıysanız karşınıza yeni bir başlangıç yapmanızı sağlıyacak biri çıkar, ama bu da bekleyerek ya da umut ederek olmuyor. En olmadı sakin sakin oturup içinizden, aklınızdan geçenleri kağıda dökün. Bir sayfa, üç sayfa, on sayfa neyse. Bilinçakışı ile aklınıza bu konuda gelen her şeyi yazın, belki farkında olmadan geriye atmaya çalıştıklarınız da çıkar ortaya ve bir nebze rahatlarsınız. Hemen herkes böyle süreçlerden uzun ya da kısa zamanlı olarak geçiyor, bence en önemlisi kendinize bu hakkı vermeniz, saçma sapan gün geçirme çabaları ile kendinizi daha da yormamanız.
Hobi bulmak, spor yapmak, arkadaşlarla bol bol takılmak vs. en azından başka şeylere kanalize eder sizi ancak tamamen unutabilmenin kesin bir çözümü yok tabii. yukarıda söylenen "eski kız arkadaşınızı karşınıza alıp konuşun" önerisi iki ucu keskin bıçak gibi. İyi ihtimalle onu görür, onunla içinizden geçenleri paylaşınca belki içten içe çektiğiniz vicdan azabı ya da pişmanlık da hafifler, söyleyecek bir şeyiniz kalamadığında da kafanızdan silinebilir her şey. Ancak onun hayatında biri varsa, ya da gördüğünüzde tekrar ondan etkilenir, onu hala sevdiğinizi filan fark ederseniz işiniz daha zorlaşabilir. Bazı insanlar işi son noktasına getirince arınırlar. Sizin için de bu konuda işin son noktası onunla asla olamayacağınızı görmek, ama burada "birlikte olamamak"tan kastım artık ona karşı eskisi gibi bir şeyler hissetmediğinizi anlamanız ya da değiştiğini, artık aynı dili konuşamadığınızı fark etmeniz demek. Bu durumda tamamen aklınızdan çıkartabilirsiniz onu ancak eğer görüşürseniz ve hiçbir şeyin değişmediğini, onun hala sevdiğiniz kişi olduğunu anlarsanız daha fena:)
Kendisinden ne kadar haber alabiliyorsunuz bilmiyorum ancak hayatında biri var mı yok mu, mutlu mu değil mi bilmeden bu görüşmeyi yapmak cesaret ister. Keşke hiç "bir dahası olmaz" durumunuz olmasaydı ama madem var, o zaman üstesinden gelmek için kendinizi zorlayın. Rüyalarınıza giriyorsa girsin, karşınıza yeniden aşık olacağınız biri çıkmadan eski kız arkadaşınızı tamamen silmeniz mümkün değil bence. "Gidin başkasını bulun" çok sığ ve anlamsız bir öneri, dolayısıyla hiç bu konuya girmicem, şanslıysanız karşınıza yeni bir başlangıç yapmanızı sağlıyacak biri çıkar, ama bu da bekleyerek ya da umut ederek olmuyor. En olmadı sakin sakin oturup içinizden, aklınızdan geçenleri kağıda dökün. Bir sayfa, üç sayfa, on sayfa neyse. Bilinçakışı ile aklınıza bu konuda gelen her şeyi yazın, belki farkında olmadan geriye atmaya çalıştıklarınız da çıkar ortaya ve bir nebze rahatlarsınız. Hemen herkes böyle süreçlerden uzun ya da kısa zamanlı olarak geçiyor, bence en önemlisi kendinize bu hakkı vermeniz, saçma sapan gün geçirme çabaları ile kendinizi daha da yormamanız.
0
ne unutmak ne de hatırlamak zorunda degilsin ama
sanirim daha fazla da bununla birlikte yasamak da stemiyorsun diye algiliyorum yazdiklarindan
sadece ama sadece kendini affetmek icin eski kiz arkadasindan af dile ve artik kendini affet
yaptiklarini bir daha yapar misin düsün
pismanliktan, takintiya dogru yol alma
unutamadıgın ne ya da sürekli hatırladıgın sey
hayatinin tama merkezine koymani saglayan duygu ne
yoksa gercekten içinde patlayacak gibi görünüyor
zira sadece gönül mevzusundan uzaaaak duruyor buradan bakinca
istersen buraya yazmaya devam et
istersen baska yerlere ama iyice irdele kendini
yoksa ben de uzunca bir süre unutmadim, unutmayi da pek denemedim (rüyalar,anilar,sarkilar tam bir melankoli,ani ağlama krizlerifalan filan)
ama yine de hayatima kattiği dayanlmz ağirliktan kurtulmayi da istedim ama daha fazlasina izin vermedim
sen daha derinlerinde baska yerlere de sizmasina izin vermissin
sanirim daha fazla da bununla birlikte yasamak da stemiyorsun diye algiliyorum yazdiklarindan
sadece ama sadece kendini affetmek icin eski kiz arkadasindan af dile ve artik kendini affet
yaptiklarini bir daha yapar misin düsün
pismanliktan, takintiya dogru yol alma
unutamadıgın ne ya da sürekli hatırladıgın sey
hayatinin tama merkezine koymani saglayan duygu ne
yoksa gercekten içinde patlayacak gibi görünüyor
zira sadece gönül mevzusundan uzaaaak duruyor buradan bakinca
istersen buraya yazmaya devam et
istersen baska yerlere ama iyice irdele kendini
yoksa ben de uzunca bir süre unutmadim, unutmayi da pek denemedim (rüyalar,anilar,sarkilar tam bir melankoli,ani ağlama krizlerifalan filan)
ama yine de hayatima kattiği dayanlmz ağirliktan kurtulmayi da istedim ama daha fazlasina izin vermedim
sen daha derinlerinde baska yerlere de sizmasina izin vermissin
0
menthura
Merhaba,Paint in black'in başarılı bir cover'ını bilen, tavsiye edebilecek var mı? Dinlediklerimin hiçbiri orjinalinin yerini tutmuyor :)
Merhaba,
Paint in black'in başarılı bir cover'ını bilen, tavsiye edebilecek var mı? Dinlediklerimin hiçbiri orjinalinin yerini tutmuyor :)
Paint in black'in başarılı bir cover'ını bilen, tavsiye edebilecek var mı? Dinlediklerimin hiçbiri orjinalinin yerini tutmuyor :)
0
orijinalinin yerini hiçbirinin tutacağını düşünmüyorum ama benim favorim the tea party cover'ı..
0
kibritsuyu
kablo tv kullanıyorum. bu uydu değişiminden sonra kanalların yeri değişti ya. ankara'da kanal d'nin kablo tv frekansı ile, kanal 7'nin karasal yayın frekansı aynı mıdır nedir kanal d izlerken görüntü sürekli dalgalanıyor (arkadaki anten fişini çıkarınca kanal 7 çıkıyor). yani artık kablonun kendisi
kablo tv kullanıyorum. bu uydu değişiminden sonra kanalların yeri değişti ya. ankara'da kanal d'nin kablo tv frekansı ile, kanal 7'nin karasal yayın frekansı aynı mıdır nedir kanal d izlerken görüntü sürekli dalgalanıyor (arkadaki anten fişini çıkarınca kanal 7 çıkıyor). yani artık kablonun kendisi mi, yoksa televizyonun koaksiyel girişi mi neresiyse anten vazifesi yapıp kanal 7'yi de çekiyor ve kablo tv'deki kanal d sinyali ile karıştırıyor. değişmeden önce de trt 1 ile gimsa diye bir kanal karışıyordu, dalgalı dalgalı seyrediyodruk ama çok seyretmediğimizden sorun olmuyordu. kanal d çok izleniyor ve rahatsız ediyor. anten kablosu, kablo tv'cilerin geritip döşediği kablo. ucuna da siyah koaksiyel jak takmışlar. var mıdır şu öteki karasak sinyali engelleyip temiz temiz seyretmenin yolu?
0
Valla bizdeki 2 televizyonda da dediğin sorun oluyor ancak çok çok küçük düzeyde. İnce ayar yaptığını var sayıyoruz tabi. O zaman bile düzelmiyorsa kablo tv'nin servis hattı gibi bişeyi vardı orayı arayıp soruver en temizi.
Bu arada tüm kanalları ayarladıktan sonra bi baktım birkaç tanesi yer değiştirmiş. Hala oturtamadılar be...
Bu arada tüm kanalları ayarladıktan sonra bi baktım birkaç tanesi yer değiştirmiş. Hala oturtamadılar be...
0
bende eskiden tntnin uzerine trt4 biniyordu şimdi de starın uzerine fox biniyor. eskiden kablolu yayın kablosunu cıkarıp havadan alınca tnt yi daha net oluodu sırf ona oyle frekans ayarlamıştım. kanal d den emin dilm ama bazı kanallar bikaç farklı frekansdan çıkıyor denemek lazım ama kablolu tvcilerin hiç birşey yapmayacağına eminim. hani isteseler bu kanalların yeri de değişmezdi ki adamlar uydudan aldıklarını çatadanak gonderiyor işte okadar. boyle tvnin havadan yayın çekme kabiliyetini sokup fln sıfırlarsan anca oyle olabilir de yazık gunah tv ye de
0
passion rules the game
bu uydu değişti falan diyorlar kablo tvde kanal yerleri değişmiş. sorun bende mi yoksa kablo tv de mi değişti?
bu uydu değişti falan diyorlar kablo tvde kanal yerleri değişmiş. sorun bende mi yoksa kablo tv de mi değişti?
0
bende hiç bişey değişmedi kanallar gitti geldi sanki daha bi net olarak geri geldi aynı yerlerine
0
rectoa
şimdi blogger ı geçici olarak wordpress e yükledim, yazıları falan. bide şahane bi wordpress temsı buldum, onu nasıl yüklerim?css 'i düzenle denilen yerlere temanın kodlarını yapıştıramıyorum çünkü temaklasörler halinde, yani tek tek yüklemek gerek sanırsam. nasıl yüklenir bu wordpress e tema canlar
şimdi blogger ı geçici olarak wordpress e yükledim, yazıları falan. bide şahane bi wordpress temsı buldum, onu nasıl yüklerim?
css 'i düzenle denilen yerlere temanın kodlarını yapıştıramıyorum çünkü temaklasörler halinde, yani tek tek yüklemek gerek sanırsam. nasıl yüklenir bu wordpress e tema canlar?
salağa anlatır gibi anlatırsanız şahane olur bide.
css 'i düzenle denilen yerlere temanın kodlarını yapıştıramıyorum çünkü temaklasörler halinde, yani tek tek yüklemek gerek sanırsam. nasıl yüklenir bu wordpress e tema canlar?
salağa anlatır gibi anlatırsanız şahane olur bide.
0
Abicim admin girişi yaptığında dizayn kısmı vardı. Temayı oraya şeyapıp ordan şeyapıyodun, kodalarla uğraşmıyodun. Tam aklıma gelmedi ama doğru yere bakacağından çıkarırsın ne demek istediğimi, eheh..
Edit:
Neyse adam gibi baktım da hatırladım.
İndirdiğin temayı ftp içinde wp-contet klasörüne atıyorsun klasör halinde. Sonra dediğim o kontrol panelinden o temayı seçiyorsun. Yani ben böyle yapıyorum, daha kolay yolu vardır belki...
Edit:
Neyse adam gibi baktım da hatırladım.
İndirdiğin temayı ftp içinde wp-contet klasörüne atıyorsun klasör halinde. Sonra dediğim o kontrol panelinden o temayı seçiyorsun. Yani ben böyle yapıyorum, daha kolay yolu vardır belki...
0
ya ben şimdi hazır blog kullanıyorum wordpress ten. bu wp content işi nasıl olacak? salağa anlatır gibi lütfen.
0
Şahsen wordpress içindeki olayı bilmiyorum. Ben 000webhost'a kurdum wp'i. Orda ftp'den wp-content klasörüne ulaşabiliyorum. Bi yolu vardır ayrıca be ya...
Ha ben de öyle yapayım dersen ona yardımcı olabilirim bak.
Bu arada malıngözünü'mü taşıyosun ki?
Ha ben de öyle yapayım dersen ona yardımcı olabilirim bak.
Bu arada malıngözünü'mü taşıyosun ki?
0
rectoa
Sevgili blogseverlerblogspot uzantılı blogumuzu ayarlar-yayıncılık tan özel etki alanı oluştur a tıklayarak falan kendimize ait bir alan adı oluşturabilip taşıyabiliyormuşuz ya,Hah işte yıllık 10 dolar istiyorlarmış sadece, hosting için ayrıca ücret istemiyor blogger hazretleri. Bunu yapanlar, deney
Sevgili blogseverler
blogspot uzantılı blogumuzu ayarlar-yayıncılık tan özel etki alanı oluştur a tıklayarak falan kendimize ait bir alan adı oluşturabilip taşıyabiliyormuşuz ya,
Hah işte yıllık 10 dolar istiyorlarmış sadece, hosting için ayrıca ücret istemiyor blogger hazretleri. Bunu yapanlar, deneyenler var mı? Avantajlı mı, memnun musunuz, ücretlerde sonradan bir değişim oluyor mu? Nedir yani?
blogspot uzantılı blogumuzu ayarlar-yayıncılık tan özel etki alanı oluştur a tıklayarak falan kendimize ait bir alan adı oluşturabilip taşıyabiliyormuşuz ya,
Hah işte yıllık 10 dolar istiyorlarmış sadece, hosting için ayrıca ücret istemiyor blogger hazretleri. Bunu yapanlar, deneyenler var mı? Avantajlı mı, memnun musunuz, ücretlerde sonradan bir değişim oluyor mu? Nedir yani?
0
Birazcık araştırmıştım da piyasada genelde o civar fiyatlar.
Valla ben alan adımı da alıp toptan wp'e taşınmayı düşünüyorum ama dolar düşsün hele =)
Valla ben alan adımı da alıp toptan wp'e taşınmayı düşünüyorum ama dolar düşsün hele =)
0
peki taşıdığımızda bloggerdan ayrı oluyoruz değil mi? yani ancak kendi sitemle ilgili bir kapatma olayı olursa ben etkileniyorum?
Bir de ben web design falan uğraşamam, blogger arayüzüyle kayıtlarımı girmeye, blogumu yönetmeye devam edebilecek miyim?
Kusura bakma rectoa, soru içinde soru oldu ama. ben de merak ediyordum.
Bir de ben web design falan uğraşamam, blogger arayüzüyle kayıtlarımı girmeye, blogumu yönetmeye devam edebilecek miyim?
Kusura bakma rectoa, soru içinde soru oldu ama. ben de merak ediyordum.
0
yok october önemli değil. senin sorduklarını bildiğim kadarıyla cevaplayayım.
duyduğum kadarıyla blogunu blogger dan taşıdığın zaman şimdiki gibi ama biraz daha gelişmiş bir kontrol paneliyle yönetebilecekmişsin blogunu.yani her şey aynı, bi isim hakkını alıyorsun. bir de evet, sadece senin sitene yönelik bir kapatma olursa siten kapanıyor, şu anda yaşadığımız gibi bir durumdan etkilenmiyorsun.
yanlışsam düzeltirse biri sevindirik oluruz. 70 milyon bizi izliyor çünkü, yanıltmak istemem kimseyi.
duyduğum kadarıyla blogunu blogger dan taşıdığın zaman şimdiki gibi ama biraz daha gelişmiş bir kontrol paneliyle yönetebilecekmişsin blogunu.yani her şey aynı, bi isim hakkını alıyorsun. bir de evet, sadece senin sitene yönelik bir kapatma olursa siten kapanıyor, şu anda yaşadığımız gibi bir durumdan etkilenmiyorsun.
yanlışsam düzeltirse biri sevindirik oluruz. 70 milyon bizi izliyor çünkü, yanıltmak istemem kimseyi.
0
Teşekkürler
peki blogger kapalıyken blogger arayüzüyle girdi yapmak mümkün olacak mı acaba? aslında tek sorum bu benim...
peki blogger kapalıyken blogger arayüzüyle girdi yapmak mümkün olacak mı acaba? aslında tek sorum bu benim...
0
Nerde okudum hatırlamıyorum, ekşideydi heralde. Blogger üstünde ayrı domaini olanlar giriş yapmakta sıkıntı çekiyorlar. Zira o üstteki giriş yaptığımız blogger çubuğu gibi bloggerla alakalı şeylere bağlantı sağlanamıyor. Mesela site kapanmadan önce yazı gireyim dediydim, hem site çok kasıyordu hem de o çubuğa ulaşamadığımdan giriş yapamamıştım.
Örnek vereyim en basitinden. Google readerla yazıları takip edebiliyorum ama o yazıların bulundurduğu fotoğrafları blogger bünyesinde olduğu için görüntüleyemiyorum. Böyle bir tezat var ortada.
Domain almaksadece sizi izleyenler için çözüm oluyor, siz giriş yapmak için yine alengirlere başvuracaksınız yani.
Bilgilerimin pek yanlış olacağını sanmıyorum ama yinede yanlış olan düzelti versin, zira 80 milyon izliyor bizi, ehe =)
Bu arada bu kadar gündemdeki olayla alakalı duyuruya ilgi olur diye beklediydim, olmadı hiç. Cahal cahal takılıyoz...
Örnek vereyim en basitinden. Google readerla yazıları takip edebiliyorum ama o yazıların bulundurduğu fotoğrafları blogger bünyesinde olduğu için görüntüleyemiyorum. Böyle bir tezat var ortada.
Domain almaksadece sizi izleyenler için çözüm oluyor, siz giriş yapmak için yine alengirlere başvuracaksınız yani.
Bilgilerimin pek yanlış olacağını sanmıyorum ama yinede yanlış olan düzelti versin, zira 80 milyon izliyor bizi, ehe =)
Bu arada bu kadar gündemdeki olayla alakalı duyuruya ilgi olur diye beklediydim, olmadı hiç. Cahal cahal takılıyoz...
0
domain'i blogger'dan almana gerek yok, herhangi bir yerden domain al blogger'a kaydet gitsin.. ayrı bir arayüz gibi ekstralar söz konusu değil, yine blogger üzerinden yazıyorsun, dolayısıyla erişim problemi var.. kendine ait bir hosting alıp yazılar haricindeki resimleri dosyaları vs.'yi orada tutarsan etkilenmeyecektir ama şu anda doğrudan blogger üzerinden gelen resim, blogger çubuğu gibi şeyler açılmıyor; kendi domain'inden yayın yapan bloglara da kör topal erişilebiliyor yani.. olumlu yanı blog takibi için rss reader gerekmiyor, yazılara doğrudan ulaşabiliyor..
domain olsun, blogspot olsun; yasağı aşma çabasına girmeden bloga yazı göndermenin yolu (üzerinde görsel düzenlemeler yapmalıyım, blogger arayüzüne muhtacım gibi kaygıların olmayacaksa) e-mail ile post etmek, ayarları biraz kurcalayınca bulursun gerekli yönergeleri..
domain olsun, blogspot olsun; yasağı aşma çabasına girmeden bloga yazı göndermenin yolu (üzerinde görsel düzenlemeler yapmalıyım, blogger arayüzüne muhtacım gibi kaygıların olmayacaksa) e-mail ile post etmek, ayarları biraz kurcalayınca bulursun gerekli yönergeleri..
0
kayranin kedisi
Bugun bir yerde kahvemi icip kitabimi okurken dinledigim sarkinin dikkatimi cekmesiyle sozlerine iyice kulak kabarttim ve google sagolsun sarkinin ain't no sunshine adli bir guzide eser oldugunu ogrendim.ancak sorun su ki bu sarkiyi milyon kisi soylemis. benim dinledigim bir kadindi ve cok cok benze
Bugun bir yerde kahvemi icip kitabimi okurken dinledigim sarkinin dikkatimi cekmesiyle sozlerine iyice kulak kabarttim ve google sagolsun sarkinin ain't no sunshine adli bir guzide eser oldugunu ogrendim.
ancak sorun su ki bu sarkiyi milyon kisi soylemis. benim dinledigim bir kadindi ve cok cok benzemese de amy winehouse'un sesine benziyordu [25% falan en fazla] yer yer, bu sebeple beyaz midir afro mudur bilemiyorum. kim olabilir bu kadin?
ancak sorun su ki bu sarkiyi milyon kisi soylemis. benim dinledigim bir kadindi ve cok cok benzemese de amy winehouse'un sesine benziyordu [25% falan en fazla] yer yer, bu sebeple beyaz midir afro mudur bilemiyorum. kim olabilir bu kadin?
0
0
michael jackson'un çocukken söylediği kopya da olabilir dinlediğiniz, ciddiyim. Ben de önce kadın vokal sanmıştım.
0
yellow brick road
merhaba ben yaklaşık 1 ay önce `acer aspire 4710g` bir dizüstü bilgisayar aldım. şimdi öncelikle soruma gülmemenizi istiyorum ama şöyle ki; ben biraz önce bilgisayarın nekadarının dolu olduğuna bir bakayım dedim ve c'nin toplam boyutu 34gb, boş alan da 17gb görünüyor. iyi hoş derken d'ye baktım ve t
merhaba ben yaklaşık 1 ay önce acer aspire 4710g bir dizüstü bilgisayar aldım. şimdi öncelikle soruma gülmemenizi istiyorum ama şöyle ki; ben biraz önce bilgisayarın nekadarının dolu olduğuna bir bakayım dedim ve c'nin toplam boyutu 34gb, boş alan da 17gb görünüyor. iyi hoş derken d'ye baktım ve toplam boyut 0gb yazıyor.
bu ne demek? biri beni aydınlatsın! ben 120gb hard diski olması gereken bir bilgisayar almıştım! aldığım yere de cumartesiye kadar götürme şansım yok. sadece görünürde mi bir yanlışlık var yoksa gerçekten 34 gb mı elimde olan her şey?
bilgisayardan çok anlamadığımı söylememe gerek yok sanırım...
bu ne demek? biri beni aydınlatsın! ben 120gb hard diski olması gereken bir bilgisayar almıştım! aldığım yere de cumartesiye kadar götürme şansım yok. sadece görünürde mi bir yanlışlık var yoksa gerçekten 34 gb mı elimde olan her şey?
bilgisayardan çok anlamadığımı söylememe gerek yok sanırım...
0
kapasite de yazar orda, onu söyleyi ver.
Mesela D'de 0gb veri vardır ama kapasitesi diyelim 90gb'dır.
Bu arada "toplam boyut" dediğin kapasite mi acep?
Mesela D'de 0gb veri vardır ama kapasitesi diyelim 90gb'dır.
Bu arada "toplam boyut" dediğin kapasite mi acep?
0
Sürücü formatsız mı ki acaba? Formatsız olunca öyle oluyordu sanki. Daha önce böyle miydi peki? Yani hep var mıydı yoksa, yeni mi oldu? Ya da siz yeni mi fark ettiniz?
0
bir ay önce alınmış cihaz herhalde vista'dır ama eğer xp ile aynıysa: denetim masası/yönetimsel araçlar/bilgisayar yönetimi/disk yönetimi'ne bakın. bölümlenmemiş formatlanmamış bişey varsa görürsünüz.
0
