Daha yoğun ve dengeli tat için tütünü sıkıştırıyorlar. Gevşek oluyor biraz çünkü.

Eskiden kalma alışkanlıktır muhtemelen. Kendi sigaralarını sardıklarında çok sıkı olursa böyle ezerek biraz yaymaya çalışırsın ki çektiğinde nefes gelsin. aşırı sıkı olunca bir boka benzemez.

Yukardakiler doğru

Yani bazı sigaralar gereğinden fazla sıkı sarılmış oluyor ve hava akımını sağlamak için gevşetmek amacıyla yapabiliyorlar.Tam tersine gevşek olduğu zamanlar da aynı şeyi tütünü sıkıştırmak için yapıyorlar.Bu sıkıntılar genel olarak sarma ya da kaçak üretim sigaralarda var.

Yani kısaca amaç rulodaki tütün dağılımını en uygun hale getirmek. Gevşek sarılmış sigarada kağıt yanar gider ve hiçbir şey anlaşılmaz. Çok sıkı sigarada da verim alamazsınız.

Evlenince soyisim değişikliği nedeniyle sadece defter parası verilerek pasaport değiştiriliyor. Süresi uzamıyor, kalan süre neyse o kadar oluyor. Bu mantıkla yine soyisim değişikliği nedeniyle sadece defter bedeliyle yenilenebilir.

evet.

evet öyle yapmıştım evlendiğimde, oluyor

iyidir.

Başkka yer düşünme bile. Km sınırını kontrol et.

avis bakıyordum tam. kapatıyorum o zaman orayı

avis enterprise
garenta sixt
budget

bunlardan en ucuzunu seçebilirsin.

jelly bear +1

bu beş firma iyidir. birine odaklanıp fazladan ödeme yapma.

kredi puanın düşükse online kiralama yapsan bile araba vermiyorlar bilgin olsun.

peki son dk rezil etmezler değil mi? veremedik araç yok vs gibi.

Rezervasyon varsa araçsız kalmazsınız, istediğiniz segment yoksa benzerini veya bir üstünü verirler.

Örneğin clio kiraladınız, yoksa gidip focus'da verebilirler, i20'de verebilirler.

green motion da fiyat performans açısından iyi.

avis, budget, garenta vb. %30-40 indirim alabileceğin bir sürü kampanya var.
bankaların kampanyası
çalıştığın şirketin personel indirimi
telekom şirketlerinin kampanyası
araç kiralama şirketlerinin online satış indirimi

bunların yanında müşteri hizmetlerine bağlanırsan en uygun hangi kampanya olduğunu da söylerler.

barcelona

gitmediyseniz eğer viyana, roma, londra.

prag ve krakow da güzel bir seçenek olabilir.

Benelux-paris

viyana budapeşte prag

paris amsterdam

isviçre italya

hepsi güzel yerler.

Ne kadar kalacaksınız?

4-5 gün -> Viyana (anca yetiyor)
1-1,5 hafta -> Yukarıdakine ilaveten bilimum Avusturya köyleri (Hallstat ve onun kuzeyindeki diğer göllerin çevresindeki minik köyler)
2 hafta -> Yukarıdakilere ilaveten Prag (yakın zaten trenle 3-4 saat ve ucuz)

Daha fazla vaktiniz varsa Budapeşte ve/veya Dresden'i de bu rotaya ekleyebilirsiniz.

iki kadin icin avrupa'daki her yer gayet güvenli

amsterdam prag. avusturya isviçre sıkar.

gidebiliyorsanız birleşik krallık. londradan bir başlayın edinburgha kadar. trenle geze geze gidersiniz.

iskoçyada benim yerime birer kadeh viski için.

bosch güzel. bosch pahalı gelirse aynı ürünler profilo markasıyla satılıyor ona da bakabilirsiniz.

arçelik vestel vs bulaşmayın bence.

Bütçeye göre değişir. Bütçe çok fazlaysa Miele, Gaggenau markaları
Orta bütçe: Bosch-Siemens grubu (Profilo da olur marka olarak. Aynı kalite Bosch ve Siemens ile)
Minimum bütçe: Arçelik grubunun markaları. Düşük bütçeli dediğime bakma. Arçelik de gayet iyi. Türkiye için servis ağı ve özel servisler tarafından bilinirliği de üst seviyede.

Önermediklerim: Vestel ve alt markaları, Haier grubu markaları (Candy, Hoover)

Butce orta diyebiliriz, gonul isterdi ki miele olsun ama cok ucuk fiyatlar ve servis sorunu da var

Vestel zorlu zaten onu direkt eledim, onlara para kazabdirmak istemem

geçen sene bu zamanlar sıfırdan ev düzdüm, siemens/bosch ile arçelik arasında aman aman bir fark yoktu. %10 civarı falan. Siemens aldık biz ama çok da memnun değilim açıkçası.

en son 10 sene önce siemens aldım. pişmanım.

Evlenirken setüstü ocak markalar arası ne fark edecek diyerek Altus aldım, ocak işte dört gözü var çalışıyor bir sıkıntısı yok. Siemens/Bosch'ta yüzde elli daha pahalıydı.

Buzdolabını iyi bir şey alayım dedim, araştırdım indirimde bir Bosch aldım maşallahı var 6 yıldır sorun çıkarmadı soğutması ilk günkü gibi. Boyutları ve saklama alanları da gayet yetiyor bize.

Bulaşık makinesinin en basitini aradım çok program çok dert, hele hele wifi falan aşırı gereksiz buluyorum (bilgisayar mühendisiyim) 3 programlı bir Siemens aldım geçtim ondan da memnnunum işini yapıyor senelerdir. Hiç arızası falan olmadı şükür.

Çamaşır makinesi de eşimin evinde vardı, bir sıkıntısı da yoktu onu kullanıyoruz o da Altus marka. Geçen bi kapı kilidi arızası yaptı parçayı yetkili servisten kendim aldım kendim taktım 350 liraya hallettim. Hayatımıza onunla devam ediyoruz. En eski beyaz eşyamız o belki ileride onu değiştiririz.

Ben geçen sene sıfırladım beyaz eşyayı ve tamamen Altus aldım. Hepsi işini yapıp geçiyor. Uçarı kacari yok alengirli özelliği yok. Memnunum

Miele pahalı diye direkt elemeyin. Arada güzel kampanyalar oluyor.
Arçelik ek garanti yaptırmak şartıyla alınabilir. Buzdolabı ve bulaşık makinesinden memnunum. Kurutmalı çamaşır makinesinden illallah ettim. Çok defa tamire gitti.
Eskiden Bosch ürünlerinde üretim yeri Almanya olanları Türkiye'de üretilenden yüksek fiyattan alabiliyordunuz. Halen bu imkan varsa Almanya'da üretileni alırdım ben olsam.

Servis ağı en yaygın olanlardan alıp ( arçelik, beko, bosch) garantisini 7 yıla uzatıp, 7 yıl sonra da yenisini almak en mantıklı olanı. Artık ömürlük makineler yok maalesef, planlı eskitmeyi kullanmayan marka kalmadı.

Servisi bol olan ve 7 yıl garantiye uzatma şansın olan hepsi olur ama 5 TL gıcığım arçelik'i seviyorum.
Fiyatı düşürmek için Altus bile olabilir o da Arçelik'in servisinin kullanıyor diye Aklımda Kaldı.

Biz 8 sene boyunca Beko'nun çamaşır makinesi, kurutma makinesi, buzdolabı, bulaşık makinesi ve Ocak/ firinini kullandık. Hepsinden çok memnundum, özellikle de buzdolabı. Bir kere de sorun cikartmadilar.

O zaman Siemens vs de bakmıştık ama bizim bölgede servisi çok sıkıntılı demişlerdi.

Beko da zaten Arçelik grubunun.

bende ve ailemde arçelik var, neredeyse hiç servis yüzü görmedi belki 10 yıldır. kardeşimde samsung var. bulaşık makinesi bozuldu yenisini aldı, çamaşır makinesi iki kere servise gitti.

arçelik ya da beko al geç

yani bana mantıksız gelmedi açıkçası. sadece uygulamanın ismini beğenmedim. neden çakkal? çakal ile benzerliği sebebiyle olumsuz intiba yaratıyor.

taskrabbit veya armut ile farkı haritada görme mi sadece?

Bence güzel fikir. Ülkede o kadar işe yaramaz boş genç kitlesi oluşturdular ki. En azından ıvır zıvır işlerde de olsa bir işe yararlar.

Bu arada bu fikri burdan paylaştıktan sonra Tüm hakları da bana aittir yazmanızın bir önemi yok. Bunu hayata geçirecek adam çakkal yazmaz da yaver yazar maraba yazar.

Bu islemler Armut gibi mevcut sitelerden de olur sanki ama gene de guzelmis. Tabii burada tutunma anlaminda en buyuk sorun uygulamanin bir topluluga ihtiyac duymasi. Bu da kayda deger bir yatirim gerektiriyor olmali. Bunun yaninda yasal sorunlar da cikacaktir musteriler arasinda, orada da taraf olma riski var. Marti'nin sahibi gibi bir tip lazim boyle birseyi yurutmek icin.

Bu arada tam ayni olmasa da aslinda boyle bir meslek var. Bu meslegin adi da "Muameleci", onden kaza yapmistim yeni plaka gerekiyordu. Notere git, soforler odasina git bilmem ne bazi isler vardi. Atiyorum bugunun parasiyla 2000 TL'ye kendin yapabilirken muameleci 3000 TL'ye senin icin yapiyordu. Muthis hizmet.

fikir güzel de çözülmesi gereken irili-ufaklı bir sürü şey var.

mesela talepçiler ve senin deyiminle çakkal'lar nasıl birbirlerine güvenecekler ilk etapta. uygulama büyüyünce olur ama ilk devinimi vermek zor olacak.

bu fikir bir süre boyunca kar getirmez. doğası gereği getirmemeli de zaten üye oluşturana ve kabul görene dek.

bakkaldan/pazardan alışveriş yapılacaksa tamam ama ev taşınacaksa mesela armut.com'a rakip oluyorsun ki yedirmezler sana pazarı. hiç sevmediğim çok açgözlü bir platform orası. orada işler şöyle yürüyor. sen bir talepte bulunuyorsun, talebi yerine getirecek kişiler sana teklif veriyorlar. teklif vermek ücretli. bazen çok büyük ücretler ödeniyor teklif vermek için. senin sisteminde bu komisyon (ya da teklif) düşük olursa olur ama dediğim gibi armut bu pastayı sana kaptırmaz, mümkün değil.

isim hoş değil bence de ama o dert değil.

app oluşturmak kısmı işin en basiti.
önemli olan yatırım bulmak, onu devam ettirmek, kullanıcı bulmak ve büyütmek, hukuksal yükümlülükleri yerine getirmek gibi şeyler.

teknik kısımdan ziyade bunları düşünüp kafa yorun. belki o zaman imkan olur.

tutar. ama isim benim aklımda çok olumsuz çağrışımlar yapıyor.

Öncelikle başka bir isim düşünmende fayda var, gerçekten çok olumsuz bir izlenim bırakıyor. Özellikle hizmet alan kişiye "Sahip" demek ayrıca çok kötü bir fikir. İsim diyip geçmemek lazım.

Üstte belirttiğin hizmetlerin bazılarını Getir, armut.com gibi platformlar sağlıyor. Şu haliyle bence tutmaz. Daha farklı hizmetler oluşturulabilirse durum değişebilir. Örneğin araba yıkama demişsin, ben asla aracımı tanımadığım birine verip de yıkatmaya yollamam. Araç zarar görebilir, hizmet kötü olabilir, araç amacı dışında ve hatta suç işlemek için kullanılabilir, motor aksamından parça alınabilir, aracın kendisi çalınabilir vs.

Isim zaten cok kotu de , onlar hallolur.
Cok legal sorunlar goruyorum. Bir avukat ta gorur, yatirimcisina yatirim yapma der bence.

Cakkali kontrol etmen yetmez, "sahip"i de legal olarak kontrol etmen lazim. Evime cagirdigim insana ne yapacagimi bilmezsin. Verdigin hizmetin ucu acik, bu sadece bir konseptte yemek yada temizlik hizmeti degil. Kullaniciyi kontrol edemezsin.

Misal ben cok tembelim git bana torbaci bul, ot al desem vs. bunun onune nasil gececeksiniz. Yada kodlamaya baslasam "temizlik" uyusturucu, "tamir" kadin ticareti haline gelse?

Arti hadi cok temiziz hepimiz hic illegalitemiz yok. Universite ogrencisine gel temizle evi dedim, adamin yaptigi isten nasil memnun olacagim? Sadece oylama mi? Mazlumun mazluma zulmunun siniri yoktur, git sigara al gel dersen birine onu daha da ezecegine garanti verebilirim. Arti gercekten de hizmet kalitesi uzerine sikayetle ugrasmaktan is yapamaz hale gelirsiniz.

Kesinlikle olmaz demem oluru olabilir, ama cok kapsamli isin sorunu cok olur. Yani bunu sadece delivery, sadece temizlik vs. gibi zaten yapilan sekilde yapmak gerekiyor.

Zaten Armut, bionluk vs bunu halihazırda yapabiliyor, çok da devrimsel bir fikir değil.

çakkal asla olmaz. güvenilirliğini de çok sarsar. onun yerine müsaitim. boş-dayım, yaparım, gelirim gibi isimler tercih etsen daha iyi.

Sanırım bu app Kore'de var. Bir webtoon'da gördüğüme eminim.

armut’tan bionluk’tan tek farkı hizmet sağlayıcısını bakkala sigara aldırmaya falan gönderebilmek.

fikir yenilikçi değil. bir çırpıda bile akla gelebilecek çok büyük potansiyel güvenlik sorunları var. isim konusuna değinmiyorum bile.

kaldı ki bir işin "fikir" kısmının değerli olduğu yıllar epey geride kaldı. uygulama ve işletme kısmı değerli. günümüzde salt fikrin pek de bir kıymeti yok.

sir gawain +1

fikir orijinal değil. bakkala sigara aldırmak için adam göndermek gibi aşırı tırt işler dışında genel olarak bütün hizmetler için armut zaten var. ve yıllardır var. sistemi oturmuş bir uygulama.

- bakkala sigaraya adam yollasam, 80 liralık sigara için 50 lira hizmet bedeli mi ödeyeceğim?
- "yok abi 50 değil, 10 lira" - 10 lira için evden çıkıp başkasının sigarasını almaya mı gidecek bu arkadaş? kaldı ki "sigara aldırma" işi tekel ürünlerinin online satış yasağını delebilecek bir suistimale yol açar. bugün bir uygulamaya "bana tekel 2000 getir" diye talep açabiliyor olsak diğer market uygulamalarından da sigaramızı alkolümüzü alabiliyor olurduk.
- sadece sigara değil, bütün market alışverişini yapsın: migros hemen, getir, yemek sepeti market ve bilimum altrnatifleri zaten var.
- pazar alışverişine başkasını gönderdim: çürük çarık ürünleri getirdi. sorumlusu kim olacak? hadi diyelim seçebildiği en iyileri seçti. yine de beğenmedin. iadesi? sorumlusu?
- ev taşınması, dolap montajı, elektrik tesisat sorunlarını giderme, televizyon LED panel değişimi vs. vs. gibi her türlü hizmet için: Armut ve kayıtlı binlerce hizmet verenler.

Tüm bunları göz önünde bulundurunca haritadan görmeye de gerek kalmıyor. Nitekim ben hizmet almak istediğim konuyu seçip teklif talep ediyorum ve benden 30 km uzakta biri en iyi teklifi veriyor. Yol parasını ben karşılamıyorum ki, neden yakında olmasını gözeteyim?

Tutmaz. Yıllar evvel daha piyasada trendyol, getir ve migros gibi online platformlar yokken benzer bir proje benim aklıma gelmişti. O zamanlar belki makuldü seçeneği/muadili olmadığı için ama artık ölü bir fikir bu. Orjinal de değil ayrıca. Ben sunum yaparken hocam siz anlaşmalı mı yapıyosunuz her dönem benzer proje sunumları duyuyorum diyordu.

Sigara alkol ili zaten mümkün değil. Online satışı yasak bu ürünlerin.
Pazar/market/yemek seçeneği yerine çok daha niş alanlarda yürümek seni farklı kılabilir.

Çilingir hizmeti mesela?
Su tesisatı?
Doğalgaz/kombi vs?
Bulunduğun konuma göre işinde uzman kişilere tek tıkla ulaşma imkanının olduğı bir platform.
Bu da var aslında. Bildiğin armut.com :)
Biraz farklılık yenilik katılabilir. Anahtar nokta spesifik alanlara yoğunlaşmak, var olan örneklerden farklılaşmak.

(bkz: network effect) oluşturulması en zor şeydir. bireylerin kullanması için yapılan applerin bile tutması zorken, değerli olması için binlerce kişinin aynı anda kullanmasi gereken applerin tutması için ya organik bir virallik ya da onlarca, yerine göre yüzlerce milyon tl reklam bütçesi, kampanyalar vs. gerekiyor.

yani bu appi bugün 1 milyon kişinin cep telefonuna otomatik yükleyip beyinlerine de o uygulamayı açıp en az 5 kere kullanacak iradeyi aşılasan sistem çalışır kendini götürür bir süre muhtemelen. ama o aşamaya gelmek çok çok pahalı.

Eğer yakabilecek 20.000.000 ₺ paran varsa olur. Reklam, operasyonel süreç, çalışanlar, hukuki koruma bunlara para ayırmalısınız.

Günde 3-5 işlemle uygulana dönmez. Artınca memnuniyetsiz müşteriler, güvenlik ve hukuki sorunlarla uğraşacaksınız.

Çakkalların tcsini alsanız ne olacak yemeksepeti kuryesi genç kadını taciz ediyor vs vs. Sorun uygulamayı yazdırmak değil, operasyonu yürütmek.

Çünkü bir arkadaşın da dediği gibi, pazardan alışveriş yaptırdı ürünleri beğenmedi iade etmek istiyorum dedi, çakkal ın harcadığı emek ne olacak? Çok fazla soru var.

Tüm ihtimaller düşünülmeli.

bu denendi, küçük işler platformu olarak birkaç defa yapıldı ve tutmadı.

sebebini bilmiyorum.

yapay zekanın bugün 20.yılında olduğu bir dünyayı görmeyi bugünden isterdim. 2 senede geldiği yer korkunç, hala inanmıyorum. daha bugün kendi sesimi bir kaç dk içinde klonlayıp kendi sesimden random metinler dinledim. videolar, fotoğraflar ve tabi ki de en efsanesi kodlama.

1 milyon yıl sonrası çok afaki onu tahmin etmek bile mümkün değil bugünden. 2-3bin sene sonra tip2 medeniyet olduğumuzda; yıldızlar arası seyahat, kolonizasyon, terraforming vs. o günleri görmek çok acayip olurdu.

Beni üzen şeyler;
Bazı kitaplari okuyamayacak, bazi filmleri izleyemeyecek, oyunları oynayamayacak olmak. Ne bileyim deniz kenarında arkadaşlarla bir bira icip gülüp eglenememek falan. Misal hanımla vakit geciremeyecek olmak beni üzüyor.

Onun dışında gerçekten umrumda değil. Insan nüfusunun dünyayı getirdiği nokta göz önüne alındığında 200 sene sonrası çok tatlı olmayabilir.

200 sene sonraki insanlar mevcut dönemi de kiskanabilir yani, belki daha basit, daha doğal hayatlar yaşıyor olacagiz. Belki ilerisi idiocracy filmi gibi olacak.

oturup üzülmüyorum ama her yenidogan bir öncekinden daha uzun bir ömür süresi ile doguyor. daha uzun yasamak güzel olabilirdi. yapay zeka vs derken calisma süreleri cok düsecek bence. biz su an cok ve bos calisiyoruz.
ileride sadece insan faktörünün gercekten gerekli oldugu yerlerde calisacagiz. bu iyi bir sey.

onun disinda kendi gelecegimle daha ilgiliyim. böyle sorular teenage yaslarinda daha ilgi cekici geliyordu ama su an cevapsiz sorular sadece. düsünmek anlamsiz geliyor.

"bugünün endiseleri varken, yarinin endiselerini düsünme." jesus christ

"Therefore do not worry about tomorrow, for tomorrow will worry about itself. Each day has enough trouble of its own.” Matthew 6:34

Yok üzülmüyorum ne zaman öleceğim diye bekliyorum şahsen.

bugun yeterince zengin. 30 kusur yasima geldim hala bir seyler ogreniyorum. bilmedigim tonla sey var, tecrube etmedigim. yani daha bugunu bitirememisken yarini merak etmiyorum. hala bugunu merak ediyorum.

gelecek buyuk oranda spekulasyon. muhtemelen bugun tahmin edemeyecegimiz, akil yurutemeyecegimiz gercekliklere ulasilacak.

Dünyayı 2 milyar yıl sonra güneş yutacakmış dediklerinde oturup ağlamıştım çocukken.

Şimdi ise gelecek seneyi bile merak etmiyorum.

hiç merak etmiyorum.
göremeyecek olmak üzmüyor.
ben daha çok kendi zamanımda ve hayatımda yetişemediğim, yaşayamadığım ve tamamlayamadığım şeylere üzülüyorum.

etmiyorum. tek üzüldüğüm çocuğumun tüm yaşam süreci hariç gelecekle alakalı hiç merakım yok.

Valla yalan olmasın çok merak ediyorum. Ama öyle falcılık gibi, mistik bir şeyler aradığımdan değil. Birkaç yıl önce bir kitap okumuştum. Okumayana da şiddetle tavsiye ederim bu konulara merakı varsa:

Sonsuzluğun Sonu - Isaac Asimov (metallica diye bi grup buldum...) (ayrıca bu kitap Vakıf serisiyle doğrudan bağlantılı olmasa da temelini atıyor o evrenin)

Kiapla ilgili spoiler vermeden anlatmaya çalışayım ama yine de spoiler olabilir diye düşünen olursa devamını okumasın.

Hikayede kahramanımız binlerce yıl ötesine gidip geri gelebiliyor. Özellikle bu kitabı okuduktan sonra aklıma hep "on binlerce yıl sonrası nasıl olur acaba" sorusu gelir.

Merak ediyorum, ama tamamen entelektüel bir merak. Bilim kurgu eserlerini de çok severim.
Göremeyecek olmak ilgi duymaya engel değil. Benzer bakış açışıyla tarihe de ilgi duymamak lazım. Olan oldu neticede.

www.anayasa.gov.tr

chatgpt.com

Fiziki olarak sormuştum

Aymnin resmi formunu doldurup adliyelerde bulunan önbürodan, harcını da ödeyerek verebilirsiniz.

Dechatlon'daki kamp sandalyelerinin en ucuzundan en pahalısına hepsi kaliteli bence. Konfor öncelikli ise daha pahalı modellere bakabilirsin. Ama en uygun fiyatlı modelleri de bence yeterince iyi.

www.decathlon.com.tr

şok bim vs marketlerden alırken kesin alıp önce oturun, bazılarını oturma alanı çok dar fiyatı uygun olsun diye heralde küçültmüşler, iri adamlar oturamıyor otursa da bir kaç oturmaya kum gibi hareket edebilecek zeminlerde çabuk kırılıyor.
nereden mi biliyorum :)

Decathlon demeye gelmiştim, demişler.
Verdiğin para kadar kalite ve konfor veriyor.

Decathlondan alınan sandalyelerin de bir yerleri kopup yırtılabiliyor ama parasının karşılığını verdiği kesin.
Arabaya alacak olsam en az yer kaplayanı alırdım.

en klasik olanlar şunlar
www.koctas.com.tr

daha ucuz olanları da vardır illa ki. ama çok uzun ömürlü olmuyorlar. ben 3 senedir kullanıyorum ama 2 senede yırtılma vs. falan olabiliyor.

decathlon'un benzer sandalyeleri de güzel ama sırt yaslanma yeri boş olanlar biraz rahatsız edici oluyor. sırtı tutmuyor ve bir süre sonra rahatsızlık veriyor. ama malzeme kalitesiolarak sağlam oluyorlar. www.decathlon.com.tr

ama fiyatları çok artmış,

alkol bozulmaz. içilir.
afiyetle :-)

Danzka votkayı buzluğu attığında şişe patlamasın diye özel şişe üretmişti bir ara.

i.imgur.com

chatgpt.com

Niye bozulsun kral vodka dedigin zaten buzlukta saklanir

missss gibi icilir.

vodkaya bir şey olmaz. şarap falan olsa tadı gidebilir.

mutfaktan bildiriyorum;

aç tavuk düşünde darı görürmüş!!!
canım nasıl votka çektiyse :/
şişede koku var ama içi bildiğimiz erikli su.
gitti hayallerim.

edit: iyi de günlerdir buzlukta duran su neden donmamış? kırmak için bıçakla dalınca sular aktı hep. sonradan koyduğum şişeler donmuş ama? ay buzdolabım bozulmasın şimdi, hiç kaldıramam.

Şişede koku da varsa belki su koymadan önce içinde azıcık votka kalmıştır, suyla karışınca donma sıcaklığını düşürmüştür. Diğer şişeler donduğuna göre buzdolabında bir şey yoktur, endişelenmeyin :)

Zaten 40 derece ve üzeri alkol oranı olan içkiler buzlukta donmaz. Mesela smirnoff votkalar 35 derece alkollü ve şişe tam dolu değilse buzlanıyor, ıslanmış kar gibi oluyor, yine tam donmuyor.

www.youtube.com

Bende benzer bir durum olmadı. Neredeyse hiçbir uygulamaya bildirim izni vermem. Hele hele hepsiburada ve benzeri uygulamalara hayatta izin vermem. Aksi halde 10 saniyede bir bildirim sesi duyardım. Zaten instagram, whatsapp vb. uygulamalardan yeterince bildirim geliyor. Bir de bunun gibi bok püsür uygulamaların tüm bildirimlerini engellemeyi tavsiye ediyorum.

Konuya dönecek olursak muhtemelen hepsiburada'nın "oynadıkça kazan" denen üstü kapalı, hatta kapalı bile değil ayan beyan kumar uygulamasının bir bildirimidir muhtemelen. Bildirimi göndermelerini geçtim kumar yasasının etrafından dolaşıp ayane beyan kumar oynatmaları ayrı bir rezillik.

Bana gelmedi ama zaten hepsiburada vs. ıvır zıvır uygulamaların bildirim sesi kapalı, bildirim geliyor ama ses çıkaramıyor.

bunu ben dahil herkes söylüyor zaten o zaman benim de hakkım yeniyor.

Haddimi aşıp yorum yapacağım. Normalde jeolog değilim ve bu bilim hakkında bilgim çok kısıtlı. Ancak hakkının yendiği bir durum yok diye düşünüyorum. Depremleri tahmin etmeye çalışıyor. "6.0 - 6.5 büyüklüğünde deprem OLABİLİR" diyor. Bugün fay haritasını bilen ve sismik hareketleri takip eden birçok bilim insanı benzer tahminler yürütebilir. Söylediği şey tuttu diye her söylediğini doğru kabul etmek insanı yanıltır. "İstanbul'da 6-6,5 olur daha da büyük olmaz" diyor mesela. Bilirkişi kabul ettiğimiz Naci Görür ve Celal Şengör gibi isimlerin söylediğinin aksine bir şey söylüyor. Ama şunu biliyoruz ki Naci Görür bu konuda konuşunca tamamen bilimsel veriye dayanarak söylüyor. Marmara fay hattında enerji biriktiğini ve mutlaka bu enerjinin büyük bir depreme sebep olacağını bilimsel olarak söylüyor. Şener Üşümezsoy da jeolog. Eminim o da diz kapağından sallamıyordur konuşunca. "Deprem olabilir." demekle önemli bir iş yapılmış olmuyor ama "daha da büyük deprem olmaz" demek tamamen sallamasyon bence. Bunun arkasını dolduracak bilimsel veriyi de sunsa daha net yorum yapabilir insanlar meczup bu yoksa dahi mi diye.

iki farklı görüş var.
biri üşümezsoy gibi kumburgaz-silivri arası deprem bekleyenler. hatta bunlar bursa-mudanya hattına daha çok dikkat çekerler. övgün ahmet ercan da bu gruba dahildir.
ikinci görüş depremin adalar açığından başlayıp tek seferde kırılacağını söyler. bunlarda celal şengör, naci görür ve çoğunlukla itü tayfası.

usumezsyon'un bilimsel bilgisi ve performansi, televizyonda gördügümüz diger uzmanlara kıyasla, cok zayif. o yüzden pek ciddiye alinan birisi degil. kaslari ile etrafındaki genc kadınlari etkilemeye calismasi da sozlerini ciddiye almami zorlastiriyor (ad hominem nedir, işte budur)

bilimsel bir konuda bu kadar kesin aciklama yapan bir insana guvenesim gelmiyor. neye dayanarak soyledigi belli degil. belki sehri terk edip hayatini kurtaracak o kadar insanin hayatini karartiyor olabilir.

insanlar ne olursa olsun felaket olacakmis gibi hareket etmeli ve yasadigi binanin saglamligindan emin olmali. boyle soylemlere aldanip deprem gercegini yok saymamali.

bence bayagi sorumsuzca bir hareket yaptigi. o kadar bilim insani ondan daha az mi biliyor?

Evet olmuş

hakkı yeniyor olarak düşünmenizin nedeni bir tane felaket tellalı adamı ünlü yapıp sürekli kanallara çıkartıp dinlenmesidir. o adam dışında hiçbir bilim insanı dinlenmiyor. kaldı ki bu felaket tellalı adamın jeologtur; sismolog veya paleosismolog değildir.

yine çıkıp yavaş yavaş konuşup kimsenin anlamadığı cümleler kurup insanın kafasını karıştırıp korkutacaktır.

not: bu felaket tellalı adamın ismini bilerek vermedim. namusu gibi koruyan insan çok bu bilim insanını. bilimsel etik kurallardan da bihaberdir kendisi.

Hakkı yeniyor, meczup falan değil.

Hakkı yenmiyor. Bilimsel camiada çok ciddiye alınan biri değil zaten. Şovmen olduğu için piyasada. Yoksa kendisiyle aynı seviyede başka kişiler de var. İnsanlar genel olarak hiçbir şey yapmalarını gerektirmeyen, herhangi bir endişeye sebep vermeyen yorumlarından ve şovmen halinden dolayı seviyorlar.

Ülke bu haldeyken ekonomi süper, avrupa kıskanıyor, dünya lideri, satranç falan denmesi sizi ne kadar rahatlatıyorsa ya da ne kadar gerçekse bu da tamamen aynı.

ben şener hocanın yanıldığını hiç görmedim. hakkı yeniyor. ben kendisine güveniyorum.

Canan karatayci tayfa seviyor

Papyon, kravat takmiyor diye meczup gorenler var evet. Toplumun belli kesimi iste bunu dusunenler.

Matilda+1

Asil digerleri sovmen, rantci

Dışkı yiyen zat gibi popülist olmadığı için, halktan bir insan olduğu için kadıköy moda’daki kahvehanede takılıyor şener hoca. Medyatik olmak gibi bir derdi yok. Arada böyle tvlere çıkarak halkı bilgilendiriyor.
popülizme ve zırvacılığa hiç ihtiyacı yok. Gerçek bir bilim adamı. Kadıköy’de komşumuz. Öyle elitist bir demagog hiç değil. Şahsına münhasır bir karakter.

Dışkı yiyen zat ise 2002 yılında verdiği röportajda büyük istanbul depremi (7+ şiddetli) 10 yıl içinde olacak şekilde ciddi ciddi iddialarda bulunuyor. Youtube da videoları mevcut dileyen bakabilir. Sonrasında da her 10 yıl da aynı şeyi tekrarlıyor. Sürekli yaptığı şey şu: x kadar yıl içinde büyük deprem olacak diyor ve haliyle rezil oluyor. Sonuçta bu bir tahmin. Ama insan hatalı tahminini de kabul etmeli. Zaten bu zatın gündeme geldiği konular hiçbir zaman uzmanlık alanı olan jeoloji değil dikkat ederdeniz hep başka konulardaki söylediklerinden gündemde malesef.

Şener hoca gibiler her zaman kendisinden çok daha aşağı durumda olan insanlar tarafından daha az duyulur ve daha az bilinir. Bilgeliğin şanından heralde.

celal isimli şarlatana kıyasla daha güven veren birisi. genelde söyledikleri çıkıyor ayrıca. özel hayatında bok yemek, küçük kızların poposunu ellemek gibi sapıklıkları olmadığına da eminim.

Dürüst adam.

Arkadaşlar tam bugün hatta şu anda Şener Üşümezsoy'un "bakın onlar orada (sarı renk) fay gösteriyor ama orada fay yok, asıl fay hattı şurası (kırmızı renk). Buradaki fay da ölü" dediği yerlerde deprem oluyor. Nasıl güvenilir ve her dediği çıkan adam oluyor, bu ne bilimsizliktir? Asahadh

Kandilli Rasathanesi: udim.koeri.boun.edu.tr

USGS (ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu): earthquake.usgs.gov

Şener Üşümezsoy'un haritası: youtu.be

@abuzer +1 Bir de "papyonlu" diye Celal Şengör'e laf sokup kaslarını göstermek için atlet giyen ve kovboy şapkalı adamı "normal" görmek de çok garip. Size en rahatlatıcı bilgiyi veren kişiye inanmak istiyorsunuz diye o doğru olmak zorunda değil. Oytun Erbaş'ın da peşinden aynı kafayla gidenler oldu. :D

Kesinlikle işin tartışması ya da fanatizminde de değilim. Burada birileri sizin konfor alanınızı sarsmıyor ve siz rahat uyuyun diye masal anlatıyor diye 1 kişi bile önlem almayı bırakırsa onun yaşanacak bir depremde başına gelecek olan şeyin vebali sizlerin boynunda. Ben bunun yükünü alamazdım mesela.

Kaldı ki onun deprem beklediği bu bölgede "deprem olmayacak" diyen de olmadı zaten. Bir bütün halinde ya da iki veya üç parça olarak kırılma beklentisi vardı. Bütün halinde kırılmadı. Haber başlığı (içeriği de değil) okuyarak cımbızlanıp "clickbait" haline gelen açıklamalar üzerinden tartışma yaratmaya çalışanlara da bakmayın. Bir de bu yerinde ölçümler ve cihazlar ile yapılan verilerin kimde olduğu, kimin yaptığı belli. Şener Üşümezsoy'un rasathane ve araştırma merkezleri ile ters durumdaki araştırmalarını kendisi gizli bir zengin olarak finanse ederek ve gizlice batiskaf ile dalıp orada ölçüm yaparak sunmadıysa söylemleri bir bilim adamı değil, en fazla tarihçi olarak değerlidir.

Yanlış bilmiyorsam bundan 25 yıl kadar önce bir Fransız gemisi Marmara Denizi'ne gelip birtakım araştırmalar yapmış. O araştırma sonucu ortaya çıkan veriler farklı şekillerde yorumlanıyor. Benim anlamadığım, bu kadar bilgi kirliliği olacağına Türkiye'nin en önemli konusu hakkında günümüz teknolojileri ve devletin kontrolünde deniz tabanında çok detaylı bir araştırma yapılıp sonuçlar neden incelenmiyor? Bizim ülkece daha hayati bir konumuz var mı?

İşin bilimsel yönünü bilemem. Ben Üşümezsoy'u çok öteden beri takip ederim, son 1-2 senedir Youtube veya farklı platformlarda çıkan hemen her konuşmasını dinlemişimdir. Dikkatle takip ediyorum.

99 depreminden sonra herkes İstanbul yıkılacak derken Üşümezsoy Düzce ve Şarköy'e dikkat edelim asıl tehlike orada demişti, gazete arşivlerinde var. 2021 yılında Maraş-Hatay civarındaki tehlikeye dikkat çekmişti. Kumburgaz'da 6-6,5 civarı bir deprem beklediğini zaten sayısız kere ifade etti, birçok defa dinledim. Bunu sadece 20 gün önce söylemedi. Kendi kafasında bir fay haritası var ve o haritaya göre çıkarımlarda bulunuyor. Fransız gemisinin yaptığı araştırma sonucu Şengör ve Görür'ün teorilerinin hatalı duruma düştüğünü söylüyor. Sanki ortaya yeni çıktı yorum yapıyor gibi konuşuluyor ama adam 99 depreminden beri istikrarla aynı şeyi söylüyor.

Üşümezsoy tişört-şort yerine gömlek-kravat ile yayınlara çıksa acaba daha mı saygın olacaktı acaba "meczup" diye niteleme sebebi bu mudur?

Söyledikleri çok cesaret isteyen şeyler. TV'lere çıkıp İstanbul yıkılacak, öldük bittik demek en kolayı. Kimse size dönüp sen niye böyle dedin demez.

Bari bu konuda ayrışmasak iyi olacak. Ben bu şekilde her kafadan bir ses çıkmasından çok rahatsızım, insanların psikolojileri hiç düşünülmüyor.

Acaba 2000 senesinde TRT'ye çıkıp "10 yıl içinde Marmara boydan boya kırılacak" diye rahatça konuşanlar teorileri tutmadıktan sonra bugün TV'lere çıkıp benzer şeyleri tekrarlarken "nerede hata yaptım" diye düşünüyorlar mıdır? www.youtube.com

deprem konusunda en yeni ve en tutarlı bilgiler prof dr cenk yaltıraktır. en kötü senaryoyu da o söylüyor işin kötüsü.

Ben iznik, sapanca Gölcük civarından ters saplayacak diyorum

celali dışkı yemekle değil asistan kızın kıçını avuçlamasıyla hatırlamak lazım öncelikle. o asistan gitti yine su gibi sarı saçları beline inen bi kızı asistan aldı itü aracılığıyla.

bu konu da, çürük evdeyim, yeni eve geçecek param yok, deprem olursa ölür müyüm kalır mıyım sorusu esasen. havanda su dövülüyor

İcloud bulut depolama

Teşekkürler hocam, nasıl iptal edebilirim bilginiz var mı?

Telefon ayarlarından ya da Web’den apple hesabınıza girip abonelikler bölümüne bakın, ne varsa orda görünür ve iptal edebilirsiniz.

@orient blue, oraya baktım hocam, orda bi' şey yok, muhtemelen avatar' ın dediği doğru, tutar da tutuyor çünkü.

Ayarlar / Adın Soyadın (Apple Hesabı yani, en üstteki seçenek) / iCloud / Saklama Alanı / Saklama Alanı Planını Değiştir / Düşürme Seçenekleri (en altta)

Buradan iptal edebilirsin.

Normalde kapıp gideceği bir yolluk/kilim varsa altına kaydırma koymak pek bir şey değiştirmez. Çünkü kaydırmazın mantığı yukarıdan aşağı kuvvete maruz kalınca yere tutunmayı sağlamak. Ama süpürge zaten aşağıdak yukarı doğru çekiyor. Vakuma kapılıp süpürgenin peşinden sürüklenecek bir kilimi "kaydırmaz" kurtarmaz. Haa ama şunu söyleyeyim. O kilim aşırı ince ya da aşırı hafif değilse zaten kolay kolay peşinden götürmüyor.

fotoğraflardan hiçbir şey belli olmuyor.

iki ihtimal geliyor aklıma:
1. gazı bitmiş ya da gaz yolu tıkanmış olabilir. çakmağı basılı tutup başka bir ateşle yakabilior musun ona bak.
2. manyetonun kablo ucu kaymıştır. kıvılcım çıkıyordur ama gaz çıkışına denk gelmiyordur.

çok teşekkürler peki "kıvılcım çıkıyordur ama gaz çıkışına denk gelmiyordur." gibi olsa başka çakmakla ateş tuttuğumda yanması gerekmez mi?

çakmak işinden illlallah etmiş biri olarak zippo almanı tavsiye ederim hocam.

piyasadaki çoğu çakmak tek dolumluk kullan at zaten. olmayanları da ikinci kez doldurunca çakmak taşı bozuluyor, ağzı gözü yamuluyor, çakıyor ama yanmıyor...

Muhtemelen bir süre bekledikten sonra gelecektir. Junk mail kutusunu kontrol etmişsindir diye düşünüyorum. Bunun dışında whatsapp hattından henüz cevap vermeseler de dönerler bir ara. Hesabın üstüne niye soğuk su içeceksin onu anlamadım. Müşteri hizmetleri halleder.

Muhatap bulamıyorum. Blu TV müşteri destek hattı dükkanı kapatmış. Moralim bozuldu.

ben de aynı durumdayım, canlıdan yazdım max platformuna. kaydettiler, dönen bile olmadı.

1,5 saat süren Whatsapp yazışmasının ardından talebinizi üst birime yönlendiriyoruz dediler. Rezalet gerçekten.

Tam olarak aynı durumdayım henüz bir çözüm çıkmadı.

bugün düzeldi benim

Bir süre mobili de indirmeyin bilgisayar kısmında bazı yönden sıkıntılar var 2 güne düzelir sanıyorum hem algoritma ve açılıp kapanma vs

Eski blutv ye dair mail adresinizde fatura örnekleri varsa orada abone numarası vs vardır.Onları bir adamlara mesaj atın belki oradan bisey cıkar düzeltirler

Benim Blu TV hesabımı bulamadılar. İptal talebimi ilgili birime ileteceklermiş falan filan. Ödemekte olduğum paranın üzerine yatacaklar neredeyse ve büyük ihtimalle. Şaka gibi. Bir süre daha uğraşacağım gibi görünüyor.

Localsend

aynı ağa bağlı olmak şartıyla: snapdrop.net

tüm cihazlar arası transfer mümkün.

iphone kurulurken android'den taşı diye bir seçenek sunuyor zaten.

support.apple.com

Bende sorun yok

Çerezlerle ilgili bir sorun olabilir. Tarayıcınızda yeni gizli pencere aç (Ctrl + Shift + N). Burada youtube'a girip oturum açıp dene. Eğer listeyi görüyorsan tarayıcının çerezlerini temizlemen gerekebilir.

Apple Watch uygulaması yok çünkü, normal. Ama bildirimler gelir, yanıt da verebilirsiniz.

Whatsapp yok watch OS'te. Telegram var ama mesela.

Daha basit bir tanımıyla eylemsizlik, cisimlerin o anda bulundukları hareket durumunu korumaya olan eğilimleridir. Duran bir cisim durmayı sürdürmek ister. Hareket halindeki bir cisimse aynı şekilde hareket etmeyi...
evrimagaci.org

Bir cisim kuvvet uygulanmadığı sürece yaptığı şeyi sürdürür. Duruyorsa durmaya, belli bir hızda hareket ediyorsa o hızda hareket etmeye devam eder.

Öncelikle; (bkz: Newton'un hareket yasaları)

Nesneler var olan hareketini korumak isterler, var olan derken duruyorsa duruyordur bu da eylemsizliktir sabit bir hızda hareket ediyorsa bu da bir eylemsizliktir ve bir dış etkinin müdahalesi olmadığı sürece bu eylemsizliklerini korumak isterler: (bkz: eylemsizlik ilkesi) Dışarıdan bir müdahale olduğunda hızı değişir/ivmelenir ve eylemsizliği bozulur. Misal yerde halının üstünde bir şişe durduğunu düşür, bu şişeyi biri hareket ettirmediği sürece eylemsizliğini korur ama biri şişeyi çevirmeye karar verince eylemsizliği bozulur, aynı zamanda şişe çevrildiğinde dönmeye başlar, bu da bir eylemsizliktir fakat halı ile şişe arasında sürtünme (dış müdahale) kuvveti olduğu için şişe bir süre sonra yavaşlar ve durur, o zaman da yine eylemsizliği bozulur.

Eylem kelimesini değişim olarak düşün.
Eylemsizlik de değişimsizlik.

Seni etkileyen güçler değişmezse ne yapıyorsan onu yapmaya devam edersin.

Yukarıda söylendi gerçi ama azıcık daha değişik bir ifade ile tekrar edeyim dedim. Hangi tanım daha rahat algilanir bilemiyorum.

Bunu ormanda başka bur amaç varsa onu sor istersen

eylemsizlik conatus'tur. varolustaki her nesne varolus bicimini korumak ister ve disaridaki etmenlere karsi savasir. eylemsizlik duran cismin durmak istemesi, hareket eden cismin harekete devam etmek istemesidir.

AKP, uzun yıllardır iktidarda olan bir siyasi kütle. Yönü belli, hızı belli. Devlet mekanizmasıyla uyumlu, medyayla iç içe… Yani dışarıdan ciddi bir kuvvet gelmediği sürece bu hareketini sürdürmekte.

CHP ise muhalefet koltuğunda yıllardır oturmakta olan başka bir kütle. Koltukla adeta bütünleşmiş. Zaman zaman içten motivasyonla “Kalkalım mı artık?” dese de dış kuvvet (halk baskısı, seçim sonucu, lider değişimi vs.) gelmedikçe yerinden kalkamıyor.

Şimdi Newton’un yasası devreye giriyor:

AKP, mevcut hareketine devam ediyor çünkü dış bir kuvvet (seçim, toplumsal dalga, güçlü muhalefet) uygulanmadıkça yön değiştirmiyor.

CHP, yerinde sabit duruyor çünkü onun da üzerine ciddi bir kuvvet uygulanmadı. Bir rüzgar esiyor ama o rüzgar muhalefet içi kurultay tartışmalarından ibaret…


Sonuç: Her iki yapı da eylemsizlik ilkesine uymaktadır. Biri hareketini, diğeri durağanlığını sürdürüyor

Ekleyelim “Bu düzeni değiştirmek için dış kuvvet gerekir. Ya bir seçmen dalgası, ya toplumsal momentum…”




---

Sonuç:
Siyasi cisimler de fiziksel cisimler gibidir: Duruyorlarsa durmaya, gidiyorlarsa gitmeye devam ederler. Ta ki biri gelip sistemi dürtene kadar.

Kaza sırasında yolcuların yaralanmaması için icad edilen emniyet kemeri, hava yastığı gibi şeyler bu ilke yüzendendir.
Diğer bir adı da hareketin korunumu kanunu'dur.
Madde, var olan hızını devam ettirmek ister.
Duruyorsa, durmak; gidiyorsa da girmek ister.
O sebeple frene basıldığında, öne doğru harekete devam etmeye çalışırız.
Gaza basılınca da koltuğa yapışırız.
Gibi...

İbn-i Sina ya göre bir cisim sürekli olarak hareket halindedir ve bir etki ile karşılaşmadığı sürece de bu hareketi devam eder.

Etkiyle yönü değişebilir veya hareketi durabilir.Dünyada duran cisimler yer çekimi etkisiyle duruyor.

Bütçeye uygun bir cihaz var mıdır bilmiyorum ama elle çevirerek öğüten değirmenler bir süre sonra bıkkınlık getiriyor. Otomatik ve seramikli olanlar da genelde çok pahalı. Ancak birkaç öğütmeden sonra kenara atılmaktansa bu bütçeyle seramik yerine bıçaklı, otomatik öğüten bir şeyler de düşünebilirsin.

ev ve ofis için aşağıdakini kullanıyoruz 1 senedir, memnunuz. ( günde 8 kişilik kahve çekiyoruz )

www.trendyol.com



ev için alırken şu tchibo hoşuma gitmişti ama haftada 2 kere 1 kişilik kahve yapıyorum diye almadım (keşke alsaydım )

www.hepsiburada.com

@pislick0
2. Öneriniz güzelmiş ama ben de sizdeki sebepten alıp almamaktan dolayı emin değilim.
Peki ilk önerinizdeki değirmen moka pota göre ogutuyor mu? Daha doğrusu öğütme dereceleri car mi? French press için de mesela?

biz filtre kahve makinesi ile yapıyoruz ofiste, evde de V60 ile yapıyorum. ince öğütme ayarıda var ( en ince ayara getirince çok uzun sürüyor öğütme işi o yüzden ben biraz iri taneli öğütüyorum resim çekeyim size)

hizliresim.com

hizliresim.com

ben dün yorumlara güvenerek şundan aldım, henüz gelmedi, net bir şey diyemiyorum o yüzden.
www.trendyol.com

Borclanirken TL diye anlaştıysaniz süre de belliyse onun dışındaki her şey fırsatçılık

hayır paranın gerçek değerini istiyor
ama altın olarak değil de enflasyon oranında geri vermeniz lazım

örnek hesap
"Mart'ta aylık enflasyon yüzde 2,46 oldu"
3 hafta için 3/4ünü alınca 1,8

101.800TL

Anlaşma şartlarına bilemediğimiz için bir şey diyemeyiz.

100 bin olarak 3 hafta içinde anlaştıysanız ne istediğinin bir önemi yok. Sonuçta o şekilde anlaşmışsınız. Ama en başta "haftaya veririm" demenize rağmen 2-3 hafta geçtiyse haklılık payı var.

O adam tefeci

Altın düşmüş olsaydı daha az para kabul edecek miydi?

Enflasyona bakabilirsiniz ki ideali bu. Onun dışında anlaşmada böyle bir şey yoksa firsatcilik tabiki.

Siz de bakır/alüminyum üstünden hesap yapalım diyin.

Böyle alış veriş kafası mı olur?

Yukarda da denildiği gibi biraz daha detay iyi olurdu.

Örneğin iki hafta önce borçlanıp bugün 3 hafta içinde ödeyeceğim dediyseniz geçiştiriyor hissi uyandırmış da olabilirsiniz. Sonuçta böyle şeyler oluyor.

Diğer taraftan 2 hafta öncesinde 3 hafta sonra borcu ödeyeceğim demişseniz ve anlaşıp herkes vadenin dolmasını bekliyorsa şimdi borcu altına çevirip anlaşmayı değiştirmek doğru değil.

Bu iki senaryodan birinde fırsatçı var, diğerinde borcuna sadık olmama izlenimi uyandırmış birisi.

sanırım bu anlaşmada siz karlı oluyorsunuz, dünya piyasalarının farkında değil sanki.

borcu aldığınız sırada altın fiyatı (23 mart) 3679, bu gün 3664, 100 bin lira için, 27.18 gr altın borcunuz olsa, bu gün bu miktar altın 95bin lira yapıyor.

siz bu hesabı borcu aldığınız gün üzerinden yaparak gönderin, karşı taraf anında cayacaktır zaten.

hangi firmanın aracını kiralayacaksanız onun sitesine gidip oradan kiralamayı deneyin. fiyatı daha makul olabilir. olmasa bile yurt dışına çıkacağınız durumda ödemeniz gereken tutar da yine firmanın kendi sitesinde olur. ve evet, %99 yurt dışına çıkış bedeli ödersiniz. hiç ödemeden çıksanız ne olur? ben bir kere yaptım. iki AB ülkesi arasında günü birlik gidip geldim. Fark etmedikleri ve ben de söylemediğim için herhangi bir şey ödemedim. Ancak söylerseniz ödemesi oluyor illa ki.

Öncesinde biraz araştırmanız iyi olur. Balkanlarda genelde araç kiralama ucuz. Yurt dışına gidecekseniz yeşil kart sigortası yaptırmanız lazım. Bunun içinde firmaların değişik fiyatları olsa da 20 € civarında bir rakam alıyorlar. Sınırı geçerken sigortayı sorarlar.

Booking'te iptal şartları yazar. Şu tarihe kadar ücretsiz iptal edebilirsiniz diye. Yorumları ve açıklamaları okuyun, öyle karar verin. Bazen gözünüzden kaçan şeyleri, yorumlarda görüyorsunuz.


.

Google Maps bunu yapabilmek için o şehrin toplu taşıma saatlerini kullanıyor. Her bir hat, saat kaçta hangi durakta olacaksa bunun tablosu olur normal şartlarda. Burulaş'ın resmi sitesinde durak durak saatleri sorgulamak mümkün. Ancak Google ile Burulaş iştirak şirketi arasında veri paylaşımı konusunda bir anlaşma yapıl(a)mamış olabilir.

Burada ya google suçlu -hiç veri istememiş olabilir- ya da Burulaş verileri sağlamak istemiyor olabilir.

belediyeler özel bir formatta toplu taşımaya ait verileri google'a veriyorlarmış, sonra bu bilgiler haritalara entegre oluyor (aracın cinsi, numarası, durakların adı, rotası vb.). taleple alakalıdır bence ama bilemiyorum. google o şehir için başvurmamış da olabilir, belediye veri paylaşmamış da olabilir.

kimse suçlu değil.

tokat'ın Reşadiye ilçesinden Konakköy'e giden minibüsleri de yazmamışlar google maps'te. aynı sebepten dolayı Bursa'yı da yazmamışlar.

support.google.com

GTFS (General Transit Feed Specification) denen bir format var.
bu formatta transit partner olmak gerekiyor yukarıda verdiğim linkte detay var.

belirtildiği gibi burulaş partner olmamış ya da dataları GTFS olarak hazırlamamış. belediyecilere bu konuda talepte ve baskıda bulunmak lazım.

GTFS sitesi:
gtfs.org

Suclu Akp tabiki. 20+ yil Bursa'yi yonetip daha Google'a entegre bile edememisler. Turkiye'nin 4. buyuk sehri. Bu sehre yerli, yabanci turist taksicilere opulmek icin mi gelsin? Sacma sapan bir sehir, x ve y arasindaki arabayla 10 dakikalik yolu toplu tasima ile bir bucuk saatte gidiyorsun, cunku otobus hatti yok, toplu tasima baglantisi yok, sacma sapan once terminale varip, baska otobuse degismen lazim falan. arabasi olmayan sehre girmesin diye giris cikislara uyari levhalari niye koymuyorlar onu anlamadim? AKPli bankamatikcilerin merkez ussu falan sanirim Bursa.

Her zaman b

Ben sadece 'kolay satılsın' motivasyonuyla araba almanın mantıklı olmadığını düşünüyorum. Yani satarken 2-3 hafta daha geç satmamak için 3-4 yıl A3/Golf konforu yerine Kia Rio'yu tercih etmek bana göre değil. A3 ve Rio arasında o kadar fark var ki kullanım ve konfor bakımından. Ayrıca 10 yaşında da olsa VW grubunun araçlarını satarsın. 25 yaşında olmadığı sürece her VW markasının alıcısı oluyor.

Hayat önceliğine göre cevap değişir. Ben benzer bütçe aralığında 0 b kasa alıp geçtim.
Motivasyonum,
1. En az 3 yıl sanayi yüzü görmeyeceğim. Garantisi var
2. Satmak istediğimde hızlı satılacak çünkü b kasa yeni aracın alıcı kitlesi daha çok
3. Kaskosu cart curt daha ucuz
4. Uzun yola giderken de araba kiralarım istediğim araca binerim.

Bence buradaki asıl sorun şu;
Bütçeni zorlayıp 10 yıllık araba alıp arabanin turbosunun ya da otomatik vitesinin elde kalması sonucu 60-70 bin lira (min) olunca bunu ödeyebilecek misin?

Sıfır araba ya da garantisi devam eden arabanın olayı bu. Elinde x miktar paranin x miktar olarak kullanip 0 cash yola devam edeceksen 1 sadece risktir. Risk gerceklesirse elinde kalır.

Misal bana "elimde 1.3 var. 950ye alayim" deseydin olurdu sonuçta paran var. Ama yoksa ikinci şık.

Yeni her zaman yenidir.

bu ülke için mantıklısı b şıkkı. vw veya a3 de gayet satılır. konfor istiyorsan a şıkkı.

a3 kesinlikle değil
servis parça periyodik bakım masrafı çok yüksek
2. eli çok kötü

B

c) 2020-21 comfortline polo veya fabia.

kafamdaki tilkilerin aynı oranı burada da geçerli oldu :) sanırım kararsız kalmakta devam olacak gibi duruyor..

Clio 1.3Tce full+ full bile olsa 7 yaşında A3 tercih ederim

İ20 otomatik 1200 civarı kredi şartlarını değerlendir. Araç kredileri düşük biraz.
7 yaşında audiye güvenecek paran varsa sen bilirsin tabi.

B sınıfı araç alırsan konforun çöp olur arabadan soğursun. A şıkkı diyorum. Kolay satılmasına takılma @himmet dayi +1

polo golf diye özendiğiniz 2017 model araçlar 2024 rio dan daha konforlu değil ve dsg denilen risk var.

benim önceliğim mümkün olan en yeni model rio>hundai>clio olurdu.

a3 vs clio/rio diyorsan, aradaki yaş farkı dahil a3 al geç, bir sonrakine benzer segmentte model yükseltirsin.

kişisel microsoft hesabınla şirket bilgisayarında oturum açtıysan (mesela maillerine bakmak için) bir şekilde şirket hesabınla şahsi hesabını eşlemiş olabilir.

bir ara bir şirketin kurumsal hesabına ait Teams'de kendi hesabımla oturum açtığımda benim şahsi mail adresimi o şirkete ait bir mail olarak kaydetmiş nedense. o kurumsal gruptan çıkmak için baya uğraşmıştım.

Android adguard DNS girme yazarak aratın uygulamaya vs gerek yok. DNS girdikten sonra uygulamaların önbelleğini mutlaka temizleyin yoksa eski reklamlar çıkmaya devam eder. Bu yöntem %99 internet hızını da etkilemez.

adguard güvenli, daha bir yamuğunu görmedim, 2009'dan beri faaliyetteler ve kurumsallaşmışlar.

chrome'da full paket reklam engellemek için adguard'dan başka alternatif yok gibi. olsa dahi teknik olarak o da aynı yöntemleri kullanacak.

bütün olay https filtrelemesinde yatıyor. adguard kendi sertifikasını dayatarak https içeriğini okuyup reklamları filtreliyor ve bu da tüm reklamlardan kurtulmanızı sağlıyor. ama bu sadece browser için böyle. bir de google reklamları gömülmüş sıradan uygulamalar için. youtube gibi gelişmiş uygulamalar adguard'ın sertifikasını ciddiye almaz, onlar için ayrıca uygulama düzeyinde modifikasyon gerekir.

illa ki az bir miktar gecikme olur, bu sizin toleransınıza bağlı. bazı websiteleri reklam yüklenmediği için sayfanın yüklemesini geciktirebilir vs.

Direkt DNS değiştirmeyi önermem. Hem interneti yavaşlatır (evet, kesin yavaşlatıyor) hem de DNS'siz girmek istesen uğraştırıcı.

NextDNS kullanıyorum (iphone'da) ve istediğim an tek tıkla DNS'i değiştiriyor ve telefondaki tüm uygulamalarda reklamları engelliyor. Sadece safari ya da başka bir tarayıcı değil. Reklam delisi oyunlardaki reklamlar bile engelleniyor. İşim bitince de DNS'i kapatıyorum, yine tek tık.

Evet

Direkt onun ittiği bir sahne yoktu sanırım ama malum sezon finalinde Ercü, Şule'yi görüntüleri polise vermekle tehdit edip iş birliğine zorluyor. Şule de Behzat'ın "neden?" sorusuna "Hayatımı mahfettin, annem senin yüzünden öldü" gibisinden cevap veriyor. İnkar etmiyor yani.

yani nasıl ortaya çıkmıştı, ne zaman ortaya çıkmıştı, kimse bir şey yapmamış mıydı? biraz hatırlatabilir misiniz?

@himmet

ya onu biliyorum. ayyuka çıkmış mıydı yani onu soruyorum. savcı esra, şevket, cinayet büro ekibi şule'nin berna'yı ittiğini öğrendi mi, yoksa sadece behzat'ın bilgisi dahilinde mi kaldı? şule'nin kızı olduğunu savcı öğrendi, behzat kendi söyledi. malum akbaba'nın evi bölümünde harun'lar falan da öğrendi. arada bir yerde şevket de öğrendi herhalde.

peki berna'nın katili olduğunu BAŞKA KİMSE öğrendi mi, ayyuka çıktı mı? evet ise nerede, nasıl, ne zaman?

şulenin ittiği sahne var tabi nası yok. Yoksa şule nasıl tutuklanacak. Emre görüntüleri bahriden alıp herkese gönderiyor. Ekip inanmıyor montaj olduğunu söylüyor vs vs

benzat ercümenti enseliyor tam helikoptere binerken sonra ercü son kozunu kullanıyor. beni tutuklama ben de sana kızının katilini vereyim diyor. helikoptere binerken kağıt yağdırıyor hepsinde de kızına git yazıyo. başta oyuna geldiğini sanıyor ama kızının mezarına gidince şuleyi eli kolu bağlı halde buluyor. sonra işte her şey açığa çıkıyor
latede herkes şulenin behzatın kızı olduğunu öğreniyor fakat katil olduğunu öğrenmiyorlar. o yüzden behzat tek başına delirdiğinde anlam veremiyorlar.

Savcı öldükten sonra, Selim diziden ayrılıyor. Yerine yeni bir olay yerici giriyor. (O Berna'nın eski sevgilisiydi galiba.) Şule'yle yakınlaşıp olayı çözüyor. Birisi görüntüleri de veriyordu buna. O sayede görüntüler de tekrar gündem oluyor. (Yanlış hatırlamıyorsam Behzat bile bi ara Şule değil mi falan diye kafayı yiyordu.)

Son bölümlere doğruydu ama. En sonunda yeni olay yerici Hayalete de anlatıyor. Herkes öğreniyor.

şule kendi behzata anlattı zaten. ilerleyen sezonlarda aynı anda aynı yerde oldukları falan gösteriliyor.

Behzat 1. sezon finalinde ögreniyor.
Ceyda 3. sezonun baslarina dogru ögreniyor.
Ekip ve Sevket final bölümünde Emre‘nin Bahri‘den aldigi görüntüler sayesinde ögreniyor.

Bununla ilgili yazılı bir kural olmamakla birlikte şirket içi iletişim kanalları önceden tanımlanmışsa ancak bu kavgayı vermek mümkün. Yani yazılı iletişimde e-posta, MS Teams vb. kullanılması öngörülmüştür atıyorum. Bunların dışındaki iletişimin bir resmiyeti yoksa haklı bir kavga verebilirsin. Ama haklı olduğun bu kavgayı kazanabileceğin anlamına gelmez. Şirketin patronu ya da yönetimi whatsapptan gelen mesajı niye dikkate almıyorsun" diye bir çıkış yaparsa yapacak bir şeyin kalmaz.

işine, şirketine, telefonun yani hattın kime ait olduğuna göre değişir.
Ancak genel kural wp den iş talebi olmaz, takibi olmaz, hızlı aksiyon alınması için oradan gelse bile mailden ayrıca paylaşılması yazışılması vs gerekir.
biz de wp den yazışıyoruz sıkça, iş istiyoruz vs ama günü sonunda hepsini maile bağlıyoruz.
mümkün mertebe de mailden ilerliyoruz.
usulünce iletişim kanallarınızın özellikle iş süreçleri ile ilgili mail olduğunu tekrar belirtin, yöneticinizden ilgili konuşmanın yapılmasını isteyin.
şirket telefonu falan değilse hiç bakmayın bile,

Şirket telefonu değil kendi şahsi telefonum.

faq.whatsapp.com

Bununla not düş "WhatsApp'tan gelen mesajları dikkate almıyorum, 1 Nisan tarihi ile sadece e-mail adresimden iletişime geçebilirsiniz." diye.

Mesai saatleri ayarı var ve seçilen kişiler diye filtresi var. Bir süre sonra öğrenirler ulaşmamayı.

Aslında olmamalı.
Hızlı çözüm sağlayan bir alışkanlık sadece.

Neden hala en azından kamu ya da özelde iş için kendimize ait haberleşme uygulamasını kullanamadığımız ise ayrı konu.
Elalemin şirketlerine boyuna veri sağlıyoruz. Sözüm ona, gönderilen belgeler hizmete özel veya gizli biile olabiliyor.

Eğer şirket mobil hat ve akıllı telefon sağlamıyorsa zorunda değilsin; sağlıyorsa muhtemelen iş sözleşmenin veya eklerinin bir taraflarında bunun işçi olarak yükümlülüğün olduğunu işaret eden bir hüküm vardır.

Sırf bu yüzden şirket hattı almıyorum. Canım isterse telefona bakıyorum istemezse bakmiyorum.

iş telefonu iste, ancak onu aç bak. Diğer türlü kişisel whatsappımı IT'ye açmak istemiyorum de.

Ek olarak, profesyonel dünyada mail veya Teams kullanılıyor sanki. Tasarım dünyası da Slack falan kullanıyordu belki değişmiştir.

Diğer zincir marketler ya da bölgesel zincir marketler vardır civarınızda illa ki; CarrefourSA, Hakmar, Happy Center, Rammar, Snowy, Üçler vs.

Migros noykot ediliyor mu onu bilmiyorum ama Migros Anadolu Grubunun. Boykot listesinin son haline henüz bakamadım.

tr.wikipedia.org/wiki/Kategori:Türkiye_merkezli_süpermarketler

Migros da boykot ediliyor dedi biri sabah, ne derece doğru bilemedim.

Carrefour boykotta değil mi?

migros anadolu grubun boykot edilecek bir grup değil bence. marka bazında boykot olacak. 3 harfli market haricinde yerel marketten edebilirsin.

Burada Migros Doğuş Grubu ile bağlantılı görünüyor.

graphcommons.com

Bizim orada Mopaş ve Özkuruşlar var ben oralardan yapmaya başladım. Süt ürünleri için de İtimat'a gideceğim, zaten Bim'den onun peynirini alıyordum doğrudan kendisinden alayım. Planım böyle şimdilik. Pazara gitmeyi deneyeceğim ama çalıştığım için zor olacak.

@peki madem adamlar elektrik firmasında ortak diye markette de mi ortak?

@mikahakkinen Açıkçası o durumu tam çözemedim, araştırıyorum. Çözene kadar ve yakınımda alternatifler de olduğu için ben bu şekilde ilerleyeceğim.

Merhabalar, elki bilmiyorsunuz mopas, Hakmar, özkuruslar, happymarket tarikatlerin marketleri bunu söylemek istedim.

migros anadolu grubunun ve özilhan ailesinin.
kendileri akp'ye yakın değil.

migros'un boykot edilme sebebi depo çalışanlarına geçen yıllarda az maaş vermesi, akabinde işçilerin eylem yapıp iş bırakması ve o işçilerin işten çıkarılmasıyla ilgili. ancak bildiğim kadarıyla depo işçileri başka bir firmaya bağlı ve taşerön olarak çalışıyorlardı.

www.bbc.com

halka açık firmaların hissedarları arasında başka şirketlerin olması doğal. belki yukarıda paylaşılan grafik bununla ilgilidir.

günümüz dünyasında tam anlamıyla pür'ü pak bir şirketin iş yapması neredeyse mümkün değil.

en iyisi zorunlu alışveriş dışında fazla alışveriş yapmamak; zorunlularda ise carrefour, migros ve yerel marketleri tercih etmek.

alkol satan marketlerden alışveriş yapacaksın başka ayırt etme imkanı yok.

Bu boykot listesi muhabbeti kontrol dışı hale geldi yine. Herkes kafasına göre liste genişletiyor. Bu arada küçük esnaftan (bazı küçük cafeler, restoranlar ve barlar hariç) zorunlu haller dışında alış veriş yapacağıma direkt AKP gençlik kollarına bağış yaparım daha iyi. Migros'tan devam ederim ben.

Sürekli aynı muhabbet demek ki korkuyorlar demek ki tutuştular. CHP kitlesi de bu gazla iki sene daha gider sonra bir yüzde 25 ile rahatlar. Boykot saçmalığı tamamen akp kitlesine ve Mehmet Şimşek e yaradı.

Boykotların işe yaraması yani şirketleri hükümete karşı tutum almaya zorlaması gibi bir işlev görmesi aşırı zor bana kalırsa. “Açıklama yapıyorlar demek ki tutuştular” çok iyimser bir yaklaşım.

Sebepler:
1- sermaye güç yerine güçsüz çoğunlukları tercih etmez, ekonomik olarak zararı çok olacağı için zira ülkede işlerin nasıl yürüdüğü ortada
2- şirketler bilir ki olası bir hükümet karşıtı açıklamada bu sefer toplumun diğer yarısı boykot edecek ki bu grup insan boykot fikrine çok daha alışık

toplu hareket edebilme ve bizde varız diyebilmek bile yeterli.

Bir günlük boykot enflasyonda anlamlı bir düşüşe sebep olur mu bilmiyorum ama vergi açısından çok anlamlı. Devletler vergiyi dolaylı ve direkt olarak alıyor. Gelişmiş memleketlerde yarı yarıya yakın olan bu oran bizde dolaylı vergi lehine çok daha fazla. Yani devlet vergileri dolaylı olarak almayı tercih ediyor (KDV, ÖTV vs.). Boykot olunca vergi geliri de düşüyor. Kaldı ki halkın böyle bir konuda farkındalığının olması bile büyük olay.

@benaslindayohum’un dediği gibi olsaydı bütün tv kanalları, bakanlar ve başdanışmanlar, cem küçük vb. kişiler boykot aleyhine açıklama yapmazlardı.

@benaslindayohum boykot tamamen akp kitlesine ve Mehmet Şimşek'e yaradıysa akpliler de boykota katılsın, sen de katılarak başlayabilirsin :)

her şeyi ekonomik istatistik veri olarak düşünmeyin. dün dinlediğim bir siyaset bilimci boykottan daha çok boykotu kitselleştiren iradeden rahatsız olunduğunu söylüyordu. son seçimde ülkede 1. çıkmış partinin bu çağrıda bulunması, milyonların sosyal medyada buna uyacağını söylemesi ve gerçekten de bu boykotu uygulaması her açıdan büyük bir şey. akp bu zamana kadar aldığı her kararı halka bir şekilde kabul ettirdi ama cb adayını hapse attırma kararının toplumda kabul görmemesi, ciklet bile almayacağını bağıra çağıra duyurması ve bunu kitleselleştirmesi olası ileriki hukuksuzlukların -ibb'ye kayyum, chp'ye kayyum, altaylı'nın vb. gazetecilerin tutuklanması- engellenmesine sebep oluyor.

ekonomik sonuçları ayrıca konuşulur -ki bundan korkmasalar gece yarısı apar topar bakanları canlı yayına dizmezlerdi- ama şu anda gündemi belirleyen, psikolojik ve ahlaki üstünlüğü elinde tutan muhalefet.

@benaslindayohum

i.imgur.com

aynen kanka %25 :d

Cevap:

Tüketimin azaldığı ortamda ya da teorik tabirle talebin daraldığı ortamda kısa vadede enflasyonun düşmesi mümkün. Ancak orta/uzun vadede değerlendirirsek düşük talep, üretim giderlerinin artmasına (sabit maliyetlerin daha düşük arz paydasına bölünmesine) sebep olur. Bu da arz üzerinde daralma baskısına, maliyet düşürmek amacıyla işten çıkarmalara, hatta iflaslara sebep olacaktır. Artan maliyetler haliyle fiyatlara da yansıyacağından enflasyonda dalgalanmalara sebep olur.

bu arada üstteki cevabıma ek olarak şunu da yazayım. bu zamana kadar akp'nin başvurduğu hukuksuzluklar çoğu zaman ters tepti;


1) akşener'in mhp kurultayını engellediler, iyi parti kuruldu. millet itifakı istanbul ve ankara'yı iyi parti sayesinde kazandı.

2) iyi parti'nin genel seçimlere girmesini engellemek için 2018'de apar topar erken seçim kararı alındı. bunun sonucunda akp meclis çoğunluğunu kaybetti ve mhp'yle koalisyona muhtaç kaldı. çöküş hızlandı.

3) imamoğlu'nun kazandığı 2019 istanbul seçimini ysk darbesiyle iptal ettiler, 8 bin fark 800bin oldu.

bu maddeler çoğaltılabilir. ben akp'ye karşı girdiği 4 seçimi de kazanmış, ön seçimde 15 milyon oyla cb adayı seçilmiş popüler bir bir figürü hapse tıkmanın sonuçlarının çok ağır olacağını düşünüyorum. eğer bu tür bir sonuç ortaya çıkacaksa muhalefetin birliğiyle çıkacak. bu boykot süreci de o aranan birliği sağlıyor.

bakanların yandaş kanallara çıkması, istanbul savcılığının soruşturma açacağız açıklaması, türkiye ekonomisinin şu anda iç taleple ayakta kaldığının ilanı bence. ekonomideki çarkların işlemesi için insanların harcama yapması lazım. bir de bu boykota katılan esnaflar, tüccarlar da var onu da göz ardı etmemek lazım. bugün çok sayıda işletme kepenklerini açmadı. gidişat her ayın belirli günleri bu şekilde bir boykot yapılacağı yönünde, genel bir boykotun uzun süreli devam etmesi baya can yakacak gibi duruyor.

enflasyon konusuna da gelirsek bizim millet yüksek enflasyonla yaşama konusunda master yapmış. cumhuriyet tarihimizin yarısı çift haneli enflasyonla geçti.

boykot adamların en önem verdiği şeye zarar verdi. dincilerin parası gitti mi hayatı kayar. boykotun tek anlamlı yanı kendi kitlesi biraz para harcar bi de kutuplaşmayı seven kitle gaza gelirler.

Geçenlerde demiştim; akp kitlesinin ilk yapacağı şeyler sosyal medyadan "yaaa boş işler yaaa" demel olacak.

Görüyoruz işte, tutustular. Bu arada önemli olan 1 haftalık tüketimi önceden yapmak değil. Misal git pazardan al, git ufak marketten al. Kiyafet alma, dışarı çıkma. Alacağın ürünleri belli markalardan al.

Türkiye'yi döndüren şey aynı denildiği gibi iç pazar ve vergiler. Tutusmus olmasalar böyle dava acariz falan demezlerdi, trollerini salmazlardi.

Bir süredir geceleri gizli gizli Mertcan Bahar videoları izliyorum çok güldürüyor beni münafık.

gossip girl'e 18. kez baslamak. :)

semicenk

15 yıllık bir hardcore metalci olarak shik shak shok şarkısını bayıla bayıla dinlemek, 2024'te en çok dinlediğim ikinci şarkı yapmak.

Love is blind

mukremin

Instagram’da Kafa Dağıtma Bölgesi diye bir hesap var. Onun yaptığı videolara acayip gülüyorum. Açıp eski içerikleri tekrar tekrar izliyorum. Aşırı saçma videolar var ama çok komik ve kaliteli geliyor nedense.

şu saçmalık rahatlatıyor:
www.youtube.com

sezen aksu'nun 2 şarkısını dinlemek
vurmayın.

Ortamlarda burçlara inanmıyorum ama youtu.be önerilerde haftalık burç yorumları önüme çıkınca kendi burcumun yorumlarını dinliyorum.

1-2 aydır youtube' da Medcezir shorts lara sardım.

Junkman kullanıyorum. İstemediğim her türlü sms’i engelliyor. Arada engellenen sms’ler kısmına bakmak gerekebiliyor. Bazen operatörün attığı mesajlar da oraya düşebiliyor şifre falan isterken.

Bunun arama muadili de Begone. Bununla da 0850 48* ile başlayan tüm aramaları otomatik engelliyor. Bu ikisini yükledikten sonra çok rahatladım.

elbette doğru. üzerine tek kelime etmeye bile gerek yok.

çok az ceza kesilmiş, kesinlikle doğru

Efsane bir ceza. Iyi bir ders olmuş.

Sadece makastan kestilerse yazık olmuş.
Takip mesafesine uymadığı ve araçları sağdan geçtiği için de ceza kesilmeliydi.

Yazanın ellerine sağlık.

Az kesilmiş. @himmet dayi'nin yazdıkları da makas atmada birleşmiş sanırım.

Az bile

Itiraz edin, makaslik bir durum goremiyorum ben. Tertemiz gecmissiniz.

makas buysa hergun onbinlerce ceza yazmalari lazim istanbul'da.
burda ceza yazmalari gereken arac en sol seritte giden kamyonet mesela, orda ne isi var?

cok normal bir makas. riskli degil, mesafe var ve hiz yuksek degil.

Burada kanun koyucunun beklediği önünüzde yavaş giden araçları bekleyip onlar sağa geçtikten sonra onları geçmeniz.

pratikte maalesef ülkemizde herkes sol şerit şoförü. Sağda gitmeyi kimse kendine yakıştırmıyor. Bu sebeple boşlukları değerlendirmek isteyenler çok, sizin gibi polise denk gelen ceza yiyor, gelmeyen geçtiğiyle kalıyor. Kanun tarafından bakılırsa bu sürüş süresinde sizin birden çok, diğer araçlarında birer hatası var.

"KTK 46/2-g hükmü; Karayolları Trafik Kanunu'nun “Karayollarında trafiğin akışı” başlıklı 46. maddesinin 2. fıkrasının g bendinde; “Aksine bir işaret bulunmadıkça sürücülerin; trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde ardı ardına birden fazla şerit değiştirmeleri” olarak tanımlanmıştır."

Bana göre tehlikeli bir hareket yok, sinyal verdiyse ve hız sınırları içindeyse orta şeritte gidenler esas trafik suçluları, cezayı kesen sivil aracı dahil.

İkinci şerit değişimi hızlı olduğu için ne yazık ki makas cezası kesebilirler, bu konuda yapacak bir şey yok.

Evet: schengen.news:~:text=Rejection%20Rates%20for%20Turkish%20Applicants%20Increasingly%20Higher&text=Rejection%20rates%20also%20stood%20at,were%20issued%20a%20negative%20decision.

evet.

sokakta 100 kişiye mikrofon uzatsan 90'u ben olsam ben de türkleri ab'ye almam abi der.

elin vasıfsız pakistanlısı, hintlisi, çingenesi avrupa'da cirit atıyor. bizimkiler kendi türünü oraya yakıştırmıyor. bakma sen sağda solda vize reddi yedim diye ağlayanlara. çoğu kendi salaklığından vize reddi yiyor. 3 şirketim var, mühendisim, avukatım diye kendisine farklı muamele bekleyenler ve eksik-yalan-hatalı evrak-beyan veren onlar.

bu işin matematiği gayet basit.

sigortalı bir işin olacak (davetiye, referans bulursan o'da şart değil) ve istenen evrakları yalan dolan olmadan eksiksiz teslim edicen.

Biz bunları entrylerimizde anlattık: (git: eksisozluk.com)

@buenosdias

haklı olduğun noktalar var ama son cümlede belirttiğin tüm kriterlere uyan ve belgeleri eksiksiz ve doğru teslim edenlerden de red yiyenler var. red alma oranının artması başvuranların aptallaşması yüzünden değil. Türkiye'ye özgü olmamakla birlikte bilinçli bir vize vermeme durumu var.

Daha birkaç hafta önce her şeyi eksiksiz teslim eden ve yazdığın kriterlere uyan birini 'sosyoekonomik' gereçke ile reddettiler mesela. Ve vize başvurusunda talep ettiği seyahat için gerekli tutar fazlasıyla hesabında varken + maaş hesap dökümü de sunulduğu halde reddediliyor.

Özetle, "bu işin matematiği basit" değil. Hem de hiç.

himmet'e katiliyorum. buenosdias'in yazdiklarindan bagimsiz olarak gozlemim bilincaltimiza yerlesmis asagilik kompleksinden dolayi "avrupa vermiyorsa bir bildigi vardir, veriyorsa da harika, layik bir insansindir" gibi bir yaklasim var. bunun sacmalik oldugunu hepimiz biliyoruz, bu vize alanlarin kendini iyi hissetmek icin uydurdugu bir sey, "oo bak avrupalinin gozunde super medeniyim" hesabi. zira gercekten de vize verenlerin matematikleri o kadar iyi olsaydi gidip kacak gocmen olarak kalan bu kadar adam olmazdi. halbuki gercek olan turk avukat da olsa ortaokul terk issiz de olsa hepsi ayni ayarda ortadogulu gozlerinde.

eskiden ekleniyordu ama artık olmuyor sanırım

Herhangi bir görsel yükleme sitesine yükleyip link veriyorsun.
imgur
ibb.co
vs.

gorsellerin icerigi ile basim agridigi icin kaldirdim, zaten resim host etmek bir ayri masraf ne yazik ki :(

Evet.

Aslında insana da kendi büyüklüğü ile orantılı kocaman kıskaç takarsanız, insan da öyle oluyor. Kedi 4kg, insan 80kg, kıskaç 20 misli büyük ve güçlü olursa...

kedi ensesinden ısırıldığında "anam beni bir yere taşıyor" diye düşünüp durulur ve kuyruğunu da karnına doğru kıvırır yere sürtmesin diye.

enseye toka takınca da ısırılmış sanması normal. yani doğru.

Kedilerin vucudu hassas, böyle şeyler onları üzer.

doğrudur, hatta hırçın bir kediyi taşımanın en kolay yolu ensesinden tutarak taşımaktır. Veterinerler iyi bilir.

Sen cloud a yedekliyorsun kisileri. Bi yersen silince otekinden de siliniyor. Eski telefonun icloud yedeklemesini durdurman gerek kişiler icin.

eski telefonu sıfırlar ya da icloud'dan çıkış yaparsan yeni telefona hiçbir etkisi olmaz.

Spigen al gerisini dusunme

Spigen +1

Samsung araç tutucu.
Markası Samsung olan.

geeçen temu'dan şunu aldım. hayatımda aldığın açık ara en iyi araç tutucu:

share.temu.com

iphone magsafe varsa zaten hiç ekstra bir metale de gerek kalmıyor. diğer telefonlar için de içindem magsafe boyutunda metal çıkyır kılıfın içine koymalık.

vakumuyla 20 kilo masayı kaldırdım, gerçekten vakumu müthiş.

mx anywhere 3s 0 sorun, aletler arasi geciste cok hizli.

su anki aklim olsa master 3s alirdim bir fazladan yatay scroll cok iyi olurdu.

amac macbook'u monitore bagli kullanmaksa ben olsam apple magic trackpad alirdim. mouse kullanmak gereksiz geliyor.

ama mouse bir ihtiyacsa, benim tv'ye bagli macbook'ta logitech pebble mouse 2 var, kopma sorunu falan yasamiyorum, gayet isimi goruyor. ama bir mouse olarak tavsiye etmem, hem scroll'u yavas, hem de hic ergonomik degil. daha ergonomik logitechler tercih edilebilir.

apple magic mouse kesinlikle almam, bir sure yine tv'de kullandim, asiri rahatsiz, gereksiz bir mouse. ha ama bence scroll hizi yavas degil, standart tekerlekliden hizli.

trackpadden başkası yalan. asla mouse kullanma. 10 yıldır macim var asla mousela kullanmam. kendi trackpadi aşırı iyi. en pahalı mouseu ver yine kullanmam

air mouse 2 veya mx master 2.

elin büyükse deathadder v3 pro, elin daha küçükse deathadder v3 hyperspeed.

mx master 3s kullanıyorum dehşet iyi.

philips in bluetooth mouse unu kullanıyorum. laps diye bağlanıyor ayrıca altındaki tuşa basıp diğer bilgisayarı da kontrol edebiliyorum. o zamanlar a101 den almıştım baya memnunum.

magic trackpad +1

soruda söylediğin şeylerin tamamının tam tersi doğru. yani klasik teker mouse'larına göre touch scroll daha hızlı. çünkü iphone ekranı gibi ne kadar scroll edersen o kadar akıyor. tekerli mouse'lar ile 'smooth scroll' ya da muadili bir yazılım kullanmazsan tekeri az çevirdiğinde ekran aşırı az kayıyor, biraz hızlansan abartılı kayıyor.

diğer konu da bağlatı sorunu, kopma vs. diyenler kimler bilmiyorum ama 2.4GHz dongle ile çalışan ya da bluetooth ile çalışan bir çok mouse kullandım mac'te, hiçbirinde bağlantı sorunu yaşamadım.

magic mouse ile yaşadığı en büyük iki sorun:
1- aşırı ince olduğu için ergonomik değil.
2- sağ tık yapmak istediğinde işaret parmağını havaya kaldırman gerekiyor. işaret parmağı sol tık üzerinde duruyorken sağ tık yapamıyorsun çünkü o parmak dokunmatik yüzeyde dururken hep sol tık yapıyorsun sanıyor. bunu değiştirmedilerse berbat bir şey.

logitech'in herhangi bir ürünü olabilir. ben çok uzun süredir silent m220 kullanıyorum. bu zamana kadar hiç bağlantı sorunu yaşamadım.

Kutu + Internal SSD kombinasyonu daha mantıklı. Çünkü kutu bozulsa gidip yeni kutu alıp takar, verilerin yok olmadan devam edersin. Ama SSD'nin bağlantı kartı bozulsa masrafı da çok olur, veri kurtarmak istesen o da çok pahalı olur.

Sadece alacağın kutunun SSD'nin desteklediği hızlarda çalışabiliyor olması önemli.

Bir diğer konu da NVMe SSD'ler, eski tip 2.5" SSD'lere göre çok çok daha hızlı çalışıyor. NVMe uyumlu kutular da mevcut. Alacaksan anakartına da uyumlu bir NVMe SSD alıp kutuya koymak en mantıklısı.

Böyle bir aracın bakım, tamir, vergi, sigorta vs. masraflarını bir kenara yazıp diğer kenara araba kiralama opsiyonunu yazarak karşılaştırma yapmanı tavsiye ederim.

yok illa araba alacağım dersen 25-30 yaşında bir araba sadece japon olsa öneririm. o da sağlamlık açısından. zaten 30 yaşında arabadan konfor beklemek mantıklı olmazdı. o yüzden en az bela olacak markalar japonlardır.

2008 model toyota yaris otomatik.

1.3 gls hyundai getz

Az kullanılan eski araba arıza yapacak, bir de uzaktan onlarla uğraşacaksın, dönünce bir bakacaksın çalışmıyor vs. Vallahi içim daraldı.
Kiralama veya mevcut aracında gidip gelmek mantıklı.

100-200 km mesafeye gidecek olmasanız, Citroen ami ya da benzer elektrikli bir şey önerirdim. şehir içinde park etmesi kolay. bakım masrafı yok. kolay kolay bozulmaz.

japon da olsa, alman da olsa, 25 yaşında bir araba aldığınızda başınıza ne geleceği belli olmaz.

masraf yapmadan binmek imkansız. masraf yapaınca da periyodik masrafa devam edeceği kesin. uzun dönem eski ve birçok başka araba kullanan biri olarak söylüyorum.

bagaj zorunluluğu yoksa bu senaryoda kesinlikle motosiklet derim

Sizin yazdiklarinizdan Tofas haric mantikli sayilir. Ancak periyodik bakim, cok yatmaktan kaynaklanan sorunlar, sigorta vs sikinti olacaktir maddi olarak. Onemli degilse evet 90'larin japonlari olur, Mazda ile ilgili olumsuz algidan dolayi Mazda 323 hatta 626 olabilir. Manuel olmasi daha iyi olur.

Bu arada Istanbul-Van falan degilse direk kendi arabanizla gitseniz cok mu zor olur? Ben sahsen 1000 km falansa oyle yapardim.

eski araba o kadar kötü mü ya:( ben de ford escort falan düşünüyordum.

bahsettiğiniz durumu yaşamayan bilmez. araç tavsiyesi vermeyeceğim ama kiralamayı düşün diyen arkadaşlar için cevap vereceğim.

şu anda en dandik arabanın günlük kirası 1750 lira, hadi 1500 olsun. 1 haftalık kirası 10 bin. ayda bir memlekete gidip 1 hafta kiralama yapsan 12 kez kiralama yapacaksın, 1 yılda ödeyeceğin kira 120 bin. hadi düz hesap 100 bin olsun. yıllık kiralama yapsan bile bundan daha uyguna geleceğini sanmıyorum. yıllık kiralama yaparsan memlekette çarşıya pazara gidilsin diye kiralanan ve yılın geri kalanında boş boş yatan arabaya da kira ödeyip durman gerekiyor.

hiçbir eski araba yılda 100 bin lira bakım tamir, sigorta vs masrafı çıkarmaz.

2001 model bir aracım var. yıllık 5000 lira trafik sigortası var, kasko zaten yapmıyorlar, 10 bin lira da bakımı olsa 15 bin yıllık masrafı var. hadi yattığı yerde masraf çıkarsın 30 bin olsun. 30 bin liraya 1 yıl boyunca hiçbir arabayı kiralayamazsın.

memlekette biri varsa haftada bir çalıştırıp iki tur attırsın, hiçbir şey olmaz ona.

Yük taşırsanız VW Transporter (otomobil ruhsatlı), Sadece binekse Tofaş. Yuvarlak hesap 200bin civarı bütçe. Her ikisi de 2000 yılı öncesi model.

Kibritsuyu + 1.

Ek olarak eğer hurda araç kanunu geçerse, yeni araç için de sermaye olur.

ucuz arac alinacaksa alman, fransiz, italyan bunlar alinmaz.
capon alacaksin, honda/toyota.. belki mazda/nissan da bakilabilir.

2 ay taksi kullan.

Hocam broadway. Dogan. Ford festiva. Eski kasa fiesta al gec

Lada niva? Pek çok parçası tofaşla uyumlu.

@kibritsuyu bir hesap yapmış. o hesaba bakınca haklı gibi duruyor ama 300 bini bir arabaya gömeceğini hesaba katmamış. 300 binin yıllık faizi 100-120 bin TL arası. zaten o bahsettiği para bir yıllık faizle karşılanıyor.

bir de hesabı yaparken verileri abartmış. soruda 1,5-2 ay memlekette geçiyor demişsin mesela. o senede 12 hafta üzerinden hesap yapmış ve en ucuz arabanın kendi iyi niyet indirimiyle günlük 1500'e kiralandığını söylemiş. araştırmamış yani.

çünkü 30 saniye araştırınca mesela bir günlüğü 900 liraya clio ya da egea kiralanabildiğini hatta limiti 1000'e çıkarsak onlarca farklı seçeneğin bulunabileceğini görebiliyoruz.

1000 liradan hesaplasak 1,5 2 ayda 45-60 bin lira kiralamaya ödersiniz. 300 bin liranın 6 aylık faizi zaten 50 bin. o parayı faize yatırıp sadece faiz getiriyle araç kiralayarak kârlı bile olabilirsin mesela.

Adım gibi eminim ki mb ve ekonomi yönetiminin dahi 6 aylık bir öngörüsü yoktur. 2 senelik çabayı 3 günde çöpe atan bir iktidar varken 6 aylık projeksiyonda yürütülen tahminin gerçekleşme oranı sıfıra yakın. hele hele politik riskler bu kadar artmışken ve yüksek faiz politikasını sürdürmenin üzerinde bu kadar baskı oluşmuşken.

Çeşitli senaryolara göre kurgular için Mahfi Eğilmez'in kendi sitesinde yayınladığı yazıları takip edebilirsin.

www.mahfiegilmez.com

Bunu kestirmenin imkanı yok maalesef. Cevap : Ne kadar isterlerse, o kadar.

Yarın olacakmış gibi önlem almak lazım.


.

öngörüye gerek yok ki. 4 değil 8 mtv alırlar. ekmeğe kdv koyarlar vs vs vs. sınırsız koz var ellerinde. bizi fakirleştirerek doları tutmanın binlerce yolu var. tutmak isterse tutar pozisyonunu ona göre aldıysa salar.

Yurt dışı bankaların tahminleri çok değişmedi. Carry trade çiler çok zarar etmesin diye tutmaya devam edecekler gibi görünüyor.

Müşteri hizmetlerini ararsan farklı bir kimlik doğrulama yöntemiyle yardımcı olurlar.

Hüküm giymediği durumda aday olup, seçilebilirdi (Selahattin Demirtaş da Cumhurbaşkanı adayı olmuştu) fakat burada temel sorun diploma iptali. Diplomasi olmadan aday olamaz zaten.

diploma yokken aday olamaz. idare mahkemesinden yürütmenin durdurulması veya iptal kararı gelmesi lazım. bu olursa ve hakkında adaylığı engelleyen kesinleşmiş mahkumiyet yoksa aday olup seçilebilir. seçilirse çıkması gerekir (önceden birçok milletvekili adayı bu şekilde milletvekili olup tahliye oldular). ama hayal alemi işte. seçimler bitene kadar çıkma ihtimali çok düşük.

merhaba. türkiye yeni yeni benzersiz seyler yasadığı, ceza hukuku falan yalan edildiği için seçilemez. geçmişten günümüze ulaşan elimizde benzer canlı bir örnek var "can atalay". şu durumuyla kafanızda nasıl bir seçim yarattınız bilmiyorum ama bi seçim olsa ve %99 halk oy verse bile içeride diye seçilemez. yarattıkları "hukuki süreç izin vermiyor" diyerek anayasayı kalkan olarak kullanırlar. emsal karar seçilmişin tayyip evet demedikçe seçilemeyeceğini gösteriyor.

şu şekil yasa bilmeyeceksin

Suçu kesinleşirse zaten siyasi yasak gelir ve seçilemez

Şu an karar verilmedi, davası görülecek ve dolayısıyla adaylığına engel durum yok.

Diplomasına gelince, bence de döner bu karar ama oldu ki dönmedi ve iptali kesinleşti; aday olamaz. Diploma şart.

diploma iptali için anayasa mahkemesinin kararı gerekli. şu an aday olabilir ama ceza alırsa olamıyor galiba.

asıl olay reis aday olamaz ama oraya saldıran yok.

tüm cevaplar, ekrem başkanın henüz hüküm giymediğini, o yüzden seçilebileceğini söylüyor (lise diploması ayrı bir konu) ama akp, can atalay meselesinden dersini almıştır. eğer seçimlere kadar ekrem başkan içeride kalırsa, akp seçimlerden hemen önce bir ceza uydurur ve seçimlere girmesini engeller.

diploma meselesi de aynı şekilde. istediğiniz kadar itiraz edin, akp bu diplomayı geçersiz saymak/saydırmak için elinden geleni yapacak.

Bu sene sınavlara girip 2 senelik bi' yer yazsa.

Açıkçası gelen cevaplar ne kadar haklı olsa da hepsini çok nahif buluyorum. Ne olacak? Diploma iptali kararına yürütmeyi durdurma gelse "ahmak" davasından siyasi yasak çıkaracaklar. O kararı Anayasa Mahkemesi iptal etse şu an hakkındaki soruşturmalardan hüküm giyecek. O olmazsa yine başka bir şey bulacaklar. Sırf adamı aday yapmamak için 25-30 milyar dolar yaktılar 3 günde. Sizce aday olabileceği bir senaryo mümkün mü?

Bu saatten sonra CHP ve diğer gerçek muhalifler (gelecek, deva, refah, saadet gibi siyasal islamcı, fetö uzantısı partiler hariç) B, C, D planlarına odaklanmalı. CHP tek başına da kazanabileceğini gösterdi. O yüzden Ekrem ve Mansur dışında hangi planları varsa ona odaklansalar daha iyi olacak. Sanıyorum ki Mansur'un da önünü tıkayacaklar. Muhtemelen bir gölge aday çıkartılır ve seçtirilir. Akabinde Ekrem'in üstündeki siyasi yasak kaldırılır ve yeniden seçime gidilerek CB yaptırılır. Bana günümüz şartlarında en mantıklı senaryo bu gibi geliyor.

@himmet dayı ekodan mansurdan vazgeçersen seçimi kaybedersin. onların istedikleri de bu. ekoyu aday yapmazlarsa reis de aday olamaz 2 dönem şartı var.

The Aviator" (2004)

Yaşanmış bir hikaye

Başladığı işi bitirmeden bırakamama takıntısı bende de var da servetini ortaya koymak ayrı bir boyut.

The Bucket List

belki tam konuya uymuyor ama bu ayarda. ölümcül hastalığı olan iki kişinin ölmeden önce yapılacaklar listesinde olanları yapmalarını anlatıyor. Jack Nicholson ve Morgan Freeman gibi iki mükemmel oyuncu ile.

Yaprak Dökümü, Necla. Ablasının kocasını elinden alan Necla idi galiba.

Whiplash
Birdman
İnside the llewyn davis

Mağlup Edilemeyenler - 1976

Walt Disney'in hayat hikayesi olabilir belki ama filmi var mı bilmiyorum. Muhakkak onunla ilgili bir belgesel vardır.

Hayaller deyince yine yaşanmış bir olayın filmini anmadan geçmeyelim.

Nyad 2023

merhaba. bana bunca filmden ardakalan "young women and the sea" yazmak. aslında ghandi falan da olsa olur ama sizin istediğiniz apolitik bi film sanırım.

Hayret bahsedilmemiş.
Çok ilham verir mi bilmiyorum ama:
Into the Wild (2007)

apple kullanmıyorum da adguard sadece safari için değil mi? banka uygulamaları ayrı, safariden etkilenmez diye düşünüyorum. tabi banka uygulaması yerine safari üzerinden mobil şubeye giriyorsanız o ayrı.

safarinin eklentiler gizli sekmede çalışmasın ayarı varsa onu etkinleştirip, banka mobil şubeye gizli sekmeden girebilirsiniz.

antivirus degil bu, hacklenmeye direkt bir etkisi yok.

hepsi acik kalsin.

Adguard'ın çalışma mantığı gizli verileri görmek üzerine değil. Tarayıcının bağlandığı ve sunucudan talep ettiği url'leri filtreliyor sadece.

örneğin bu sitede bir görseli engellediniz (ya da o görselin engellendiği bir listeye abone oldunuz) eksiduyuru.com/images/logo.png bağlantısı sizin kara listenize ya da abone olduğunuz listeye eklenmiş olur ve tarayıcı bu siteye girmek istediğinde bu url'yi sunucudan talep etmez ve haliyle sizin göreceğiniz sayfada göstermez.

bu zaten bir tarayıcı uzantısı ve diğer hiçbir uygulamaya erişimi yok.

adguard bankacılık adreslerini https filtresinden geçirmez, istisna sayar, şurada listesi mevcut:
github.com

sadece boykot değil, genel tüketimi durdurmak öncelikle devlete giden vergilerin azalmasını sağlar. ikincisiyse sermaye sahiplerini rahatsız edip karlarını düşürmek her zaman iyidir. çünkü böylece sermaye sahipleri iktidar üzerinde baskı oluşturabilir. üçüncüsüyse gerçek gücümüzü göstermek psikolojik üstünlük kazandırır. bunlar karşı tarafı korkutacak, çekindirecek, geri adım atmaya itecektir temel olarak.

Muhalif gücü hissettirmek

Ülkede açıklıktan ölecek ilk kesim onlara oy veren kesim. Boykotun nerelere ulaşacağını sen düşün.

mış gibi yapmak.

Hükümet, gazze konusunda kendi tabanını nasıl kandırıyorsa, Özel efendi de protestoları sönümlemek, milletin gazını almak için siktiri boktan işler çıkarıyor. Kırmızı kart göstermek ve boykot gibi.

Bireysel veya toplu boykot etmek isteyen, yine yapsın. Ancak pratikte çözüme katkısı SIFIR!

134 vekili, parası, belediyeleri, kanalları, teşkilatı vs. olan bir ana muhalefet partisi, isterse hükümete nefes aldırmaz...


.

mantığı şöyle özetlemek gerekir ki, canlı yayının veya kamera kayıtlarının olmadığı yerlerde insanların başına türlü türlü şeyler gelebiliyor. bu kameraların büyük çoğunluğu yandaşlara, kalanları muhaliflere ait. yandaş çoğunluk işine geldiği yerleri gösteriyor (boş chp binasını).

ama diğer firmaları ile de halka satış yapıyor. arabası restoranı gıda tedarik zinciri vs gibi firmalar ile ana kaynağı halktan sağlanıyor. şu anda hiç kimse bir basın kuruluşunun veya gazetenin para kazandığını söyleyemez. artık karlı işler değiller. bu yüzden diğer firmaları üzerinden finansman sağlıyorlar.

eğer boykot çağrısı cevapsız kalırsa birileri bizden aldığı paralarla boş sokakları ve parkları yayınlamaya devam eder. her şeyi yolundaymış gibi gösterir. kendi emeğimizle kazandığımız para, kendimizi uyutmak için servis edilmiş olur.

Devletin doğalgaz, petrolü yok.
Devletin doğalgazı, biziz, vergi verecek vatandaşlar. Verginin çoğu da muhaliflerden geliyor.

bu boykot konuşalı toplasan iki gün anca oluyor ama arkasında zaten iktidar desteği ile büyüdüğü konuşulan espressolab bile bu sabah imamoğlu fotosu paylaşın diye işçilerini darlamaya başlamış. şubelerine türk bayrağı astırmış.
daha bu boykot kapsamlı şekilde başlamadan bu yaşanıyorsa bunun etkisi olacaktır diye düşünüyorum. temelde tüketimi azaltmak, özellikle iktidara yakın firmalardan tüketimi sıfırlamak iktidarın üzerindeki baskıyı arttırıp geri adım arttıracaktır düşüncesi var boykotun arkasında

i.ibb.co

Esspressolab,Colombia,starbucks,mc,burger,popeyes,arby's,tab gıda,ülker gıda hepsi nalları dikmiş vaziyette.

Korkudan hepsi atatürklü bayrak asan mı dersin dükkan içlerinde atatürklü magnetler resimler yapıştıran mı dersin,ne kadar korksalar da boş bir kere zehri aldılar duramazlar sahiplerinden emir gelmedikçe

Boykotla bu işler çözülmez. Elbetteki açıkca hükümeti destekleyen firmaları boykot edin ancak bu son süreçte oluşan muhalefetin gazını almak ve eylemleri sönümlemek için uydurulan bir şey. Etkisi yok denecek kadar az...

Şimdi de olayın üstünü bu şekilde kapatacaklar. chp, akp ile ortaktır. Bizim derdimiz ülkenin önündeki yeni anayasa belası, hukuksuzluklar, yolsuzluklar. En büyük şanssızlığımızda adam gibi bir muhalefetin olmaması.


.

Etkileyebilir. Ama zaten 6 aydan az kalması sıkıntı pasaportta. Hemen yenileyin.
Evet, kalıyor.

Çoğu ülkeye pasaportun bitim süresi 6 aydan az kaldıysa zaten giremiyorsun. Kesin olarak yenileyip vizeye başvurun derim.

Cevap verilmiş ama gene vereyim. Kontrol olsun

- zamanın az kalmış olması etkiler mi?
+ Evet etkiler. Benim 1 seneden fazla süre olmasına rağmen ikinci pasaportu çıkardım.

- almadan önce yenileyip 10 yıllık alsam mı?
+ Evet. İkinci pasaportu çıkartıp ikinci pasaportuyla başvurmuştum, ilk pasaportta 1 seneden fazla süre olmasına rağmen.

- pasaportu yenilediğimde eskisi bende kalıyor mu?
+ Evet sizde kalıyor.