Ekşisözlük son bir iki yıldır iyice insanların okumak için değil yazmak için girdiği bir yer olduğu için orada yazarsam kimsenin okuyup anlayacağını düşünmüyorum o yüzden biraz farklı bir mecradan baktırayım size olayları.
Başbakanın çok müthiş danışmanları var. Toplum uzmanları bunlar sosyologlar.
Para yöneten değil de kitle yöneten insanları, gelecekteki potansiyel rakipleri bir bir ekarte ediyorlar.
Önce Uzanlar ile başladı. Şimdi dalga geçilen Uzanlar o sırada ekarte edilmeseydi öteki seçimde meclisteydi.
Sonra Aydın Doğan taca çıkarıldı.
Bakın bu isimlerin Sabancı, Koç'tan farkları kitle yönetecek işlere girişmeleri. Biri siyaset ve medya, diğeri direkt medya.
Aziz Yıldırım'ın en büyük dayanağı hep ordu oldu. Paşalar ile şeref tribününden maç izleyip gövde gösterisi yapıyordu.
Bugün o paşalar yok. Bitirdiler. Bitirirken hem Serdal Adalı ile Aziz Yıldırım'ın ortak olarak Başbakan'ın damadının CEO'su olduğu Çalık grubuna karşı girip yüksek ihtimalle kazanacağı ihale olsun, hem orduyla iyi ilişkileri olan Aziz Yıldırım olsun bir taşla iki kuş vuruluyordu.
Aslında o bir taşla üç kuş vurmak olayı ancak bunu şu anda kimse anlamıyor.
Kimse görmüyor.
Üçüncü kuş, Türk Futbolu.
Türk futbolunun itibarsızlaştırılmasından öte, Türk insanının futbola olan sevgisini köreltmek.
Bunun perde arkasında geçen sene yatıyor.
Başbakanın yardımcıları ve danışmanlarının en büyük korkusu Başbakan'ın fanatik Fenerbahçeliliğinin bir gün oylara ve siyaseten ayağına dolanacağıydı. Dur celallenme hemen, bu yüzden Fenerbahçe'nin üzerine gidiliyor demiyorum.
Bu korku yüzünden Galatasaray'a Özhan Canaydın rahmetlinin girişimleri ile stad hediye edildi.
O gün beklenen, Galatasaraylıların gözünde Başbakan'ın Fenerbahçeliliğinin unutulması, hem Fenerbahçe hem Galatasaray camiasının arkaya alınarak müthiş bir desteğe sebebiyet olmasıydı.
Olmadı.
Galatasaray taraftarı o gün yuhalayınca, TOKİ başkanı çıkıp stadın ortasında posta koydu.
Adnan Polat, Hükümet ve Toki'nin planları tam tersine dönmüştü.
Adnan Polat ne yapacağını şaşırıp taraftara yüklendi ve kulüpten atıldı.
İşte tam da o zaman Türk Futbolunun itibarsızlaştırılma planı devreye sokuldu.
50 general içeride, suçu belirsiz gazeteciler içeride, bir kesim zulüm görüyor, ha ben bu yazıları yazan olarak o görüşten değilim içeridekilerin görüşünden, ancak ortada bir zulüm var.
Kimse sesini çıkarmadı, ta ki futbola dokunana kadar.
Fenerbahçe camiası ayaklandı.
Beşiktaş, krizi fırsata dönüştürdü, Serdal Adalı gibi bence bir daha gelmeyecek bir yöneticiye ilk günlerde resmen çöp muamelesi yaptılar, Beşiktaşlı değilim ama bana herkes şike yapar dersiniz Tayfur Havutçu gibi adam yapmaz, içeriye attılar.
Aziz Yıldırım'ın kardeşi Acar Yıldırım, gözaltı zamanında cemaatle en iyi bir cemaatçi uğraşır diyerek cemaatin en önemli hukuki adamını Faik Işık'ı Aziz Yıldırım'ın müvekkili yaptı.
Ortada şu anda birçok kişinin çıkarı var.
Lig TV, Aziz Yıldırım'ı bu son ihaleden dolayı sorumlu tuttu. Aziz Yıldırım hükümetle o zamanlar iyi ilişkilerini kullanıp Türk Telekom'u ihaleye soktu.
Mehmet Emin Karamehmet girdi ihaleye ve imkansız bir para önerdi.
Arkadaş Show TV'de neden doktorlar oynuyor anlıyor musun şimdi? Parası yok, Lig TV son iptaller yüzünden kepenk kapatmak durumunda.
Hükümet, resmen Karamehmet grubunu Fenerbahçe ve şike olayı üzerinden bitiriyor.
Federasyonu isterse Sadri Şener yönetsin, Play off bu sene oynanacak.
TRT ve Telekom yine hevesli ancak o kadar para vermeye yanaşmıyorlar.
Kulüpler de Lig TV'den gelecek olan paradan vazgeçemiyor. İlhan Cavcav dediğiniz kişi çıkıp Fenerbahçe türk futbolunun PKK'sı demiştir. Şu an yaptığı açıklamaların arkasında bu vardır.
Bugün Fenerbahçe ya da başka bir büyüğü şu ligden çıkarın.
Yayıncı kuruluş biter.
Yayıncı kuruluş biterse yerine başkası gelir. Bu gelen başkası da bu imkansız paraları ödemez. Öderse de bu şartlarda değil, büyüklere daha fazla para akıtır.
Sürecin başından beri operasyonu uygulayanlar Aziz Yıldırım'ın kellesini istiyor, Fenerbahçe'nin değil.
Serdal Adalı'yı istediler ve aldılar. Arada Tayfur yandı.
Fenerbahçe taraftarının çoğu özellikle gruplar artık Aziz Yıldırım'a katlanamıyordu. Ali Koç veya Mehmet Ali Aydınlar ismi isteniyordu.
Başkanı Adliye önünde beklerken sabahlayanlar, onun baş düşmanlarıydı. Tribün liderleriydi.
Shaktar maçında sahaya atlayanlardan biri tribün lideridir.
Eğer Aziz Yıldırım'ın kellesi yönetim tarafından verilip yönetim de istifa etseydi, bunlar yaşanmayacaktı.
Hamdi Akın veya Murat Ülker başa getirilmek isteniyor.
Fakat şu an yüksek divan kurulu üyeleri Fenerbahçe'nin iç tüzüğünü tartışmaya açıp şu anki yönetimin ve başkanın görevini 10 yıla kadar uzatmak istiyor.
O kadar dinleme var vesaire ancak bu dinlemelerin hukuki bir altyapısı olmadığı için gizlilik sağlanıyor.
Eğer tapeleri okursanız dinlemelerin çoğunun Melih Gökçek tarafından yaptırıldığını görürsünüz, Aziz Yıldırım Ankaraspor'u lobiyle küme düşürmüştür. Melih Gökçek de intikam naraları atarak sporda şiddet yasasının son anda bazı maddelerinin değiştirilmesinden sorumludur.
Öyle bir şey düşünün ki, artık insanlar siyaseti önemsemiyor.
Futbol her şeyden önce geliyor.
Hatırlar mısınız zamanında Orhan Pamuk "Türk milliyetçiliği futboldan besleniyor" demişti.
Türk insanındaki futbol algısına darbe vuruluyor.
Biz de kendi aramızda fanatikliğimizden, laf sokmamızdan, taşak geçmemizden bunları göremiyoruz.
Play offlu lig mi olur? Demin MAA açıkladı NBA'de var ama diye. Basketbol sanki.
Türkiye'de futbolun holiganizme yol açmaması için ellerinden geleni yapacaklar.
Bugün Fenerbahçe'ye, yarın Beşiktaş'a Galatasaray'a aynı uygulamalar yapılacak ancak bunları kimse ama kimse görmüyor.
Hakikaten hukuki delil olsaydı şimdiye kadar Fenerbahçe'nin 30 kere küme düşürülmüş olacağını kimse ama kimse anlamak istemiyor.
Herkes kendi çıkarına kullanıyor bu olayı.
Bizse anca twitterdan birbirimize laf atıp kendimizi yiyoruz.
Bölüp yönetiyorlar,
haberimiz olmuyor.
0