sizin canınız sağ olsun. gerçekten. yolunuz da açık olsun şimdiden. büyük kısmı anlaşılıyor ama son cümleyi çözemedim açıkçası. derdinizi Türkçe bi söyleyin, ben size yine en basit İngilizce halini vereyim ezber için.

because come back country turkey flight ticket
bu kismi anlasilmiyor.
gerisi yeterli, herkes ingilizce bilmek zorunda degil, bilmemek ayip da degil.

because come back country turkey flight ticket

bu bölümü "(bkz: işten çıkarken adama ingilizce am günü yağ)" gibi

Kahkaha attım ama ne yapayım hocam..
Because orada bence de gereksiz olmuş onu neden yazdım ben de sonradan fark ettim.

İtalya'ya gidip geldin kimse sana bişey sormadı:) Bu sefer de yine pasaportuna damga vurup geçirecekler seni, için rahat olsun.

abi hiç hazırlanma gerek yok. ticket derse dönüş biletini göster. money derse cash ve kart göster. otel derse rezervasyon çıktısı. bitti gitti. ne tipler görüyorum hebele hübele diyip geçiyorlar.

because come back country turkey flight ticket
burada ne demek istiyorsunuz? çünkü because'u çıkarınca da anlaşılmıyor :)

edit: haaa... @cooperr'ın dediğini diyin o zaman.

Geri Türkiye’ye gideceğim biletim var demek istiyorum

i have a return ticket to turkey

google translate'de dilleri indirebiliyorsun, böylece offline'da çalışabiliyor, istediğin şeyi yazıyorsun türkçe, şu dile çevir diyorsun, çeviriyor internet olmadan. pasaport kontrolünde de işe yarar, gezerkende kullanırsın meramını anlatırsın.

Stres yapmak istemiyorsan eğer seyahat planını en basit haliyle telefona not al herhangi bir şey sorulduğunda da göster. Başka bir şey sorarsa eğer cevap verebildiğin kadarıyla ver gerisini o düşünsün. Evrakların tamsa eğer endişe edecek hiçbir şey yok. İngilizce bilmek seyahat koşulu değil, bilmek zorunda değilsin.

Özlediğimiz duyuru yardımlaşması. kırmadan dökmeden eğlenerek yardımcı olma hedesi.

Soruya cevabım yok. Güle güle git güle güle gel yolun açık olsun. yukarıdakilerin de dediği gibi sen kasma bırak onlar kassın.

ben son cümleyi anladım. geri dönüş biletimiz var. demek istemişsin. bence pas polisi de anlar. çok kasmaya gerek yok. çok yeterli dil bilmediğinizi anlayacakları için kullandığınız kelimelerden aanlarlar.

son cümleyi daha kısa olarak we have return tickets desen de olur. güle güle gidin güle güle dönün :)

Haha ne güzel anlatmışsın işte ne var? :)

Adamla oturup muhabbet etmeyeceksin nasılsa, selam ver, pasaportunu ve belgelerini ver (bilet çıktıları otel Rez. Otobüs bileti vs) geç. “Lan bu akıcı İngilizce konuşamıyor alın bunu geri götürün” demeyecek kimse.

İstersen wordde basit bir gezi programı yap
- 10 Haziran Paris zart hotel
- 11 Haziran 09.30 falan turizmle Madrid
- 11-13 Haziran Madrid gudik hotel
- 15 Haziran Pegasus İstanbul
Falan gibi bir şey. Endişe ediyorsan konuşmana gerek de kalmaz.

Mutluluklar dileriz, iyi yolculuklar. Her şey gönlünüzce olsun :)

kagida yazin guzelce onlarin dilinde, kagidi verin. ikinci bi kagida da potansiyel sorulari ve cevaplari yazin. gerekirse ordan yurursunuz. ayni zamanda telefonda cevrimdusi calisan bi ceviri uygulamasi da olsun. son olarak da siradayken dil konusunda yardimci olabilecek birini bulun turkce konusan, onlarin onunde gidin. sikinti olursa yardim isterseniz. en son care, baktiniz olmuyor, strese girdiniz, siraya donup turkce olarak ceviri yardimi isteyin sesli olara, birisi gelir yardimci olur. bunlarin hepsini gordum/yaptim. strese girmeye gerek yok.

sorun sadece konuşmak değil ki, aynı zamanda anlamak da problem. geçen hafta gittik, parise. sizin gibi trenle brüksele geçtik. ordan da Türkiye'ye döndük. bi kere fransadan girerken ufaktan bi niye brüksele geçiyorsunuz diye sorguladılar. tren biletini, brükseldeki konaklama yerini ve belçikadan dönüş uçak biletini çıktı almıştık, onları gösterdik. görevli bi sağa sola baktı vs stres oldum ben açıkçası. hani orada ufaktan bi sorguyu yönetmeniz gerekir.

bir de fransızca garip dil, fransızlar da garip. ağızlarının içinden konuşuyorlar. onların aksanından ne dedikleri de anlaşılmıyor. bakarsan onlar da ingilizce konuşuyor sen de ingilizce konuşuyorsun ama ben anlayamadım mesela çoğu zaman.

şehir içinde gezerken de benzer problemler oluyor. yani dil problemi yaşayacaksınız, buna hazır olun.

Çok tuhaf ama hasta ziyaretine gelenler bile ikram bekliyor, kuru pasta, kurabiye gibi hızlıca gelenlerin önüne çıkarılabilecek şeyler hastaya bakan kızın işini kolaylaştırır, bir de gelenlere hizmetle uğraşmamış olur

Birkaç kutu da meyve suyu ya da hazır uludağ limonata gibi içecek iyi olur

grimavi +1

ben güzel bir kolonya da ekliyorum.

kolonya
diğer ziyaretçilere ikram edilecek mini kurabiye, kek, börek vs götürülebilir. kızı için kolaylık olur grimavi +1

gazete vs okuyan biriyse, bulmaca dergileri vardır sudoku çengel bulmaca vs. onlardan da götürülebilir. rahmetli babama alırdım bulmaca dergileri evde oyalanırdı onlarla...

İlikli kemik veya pöç al götür. Kızı bunları iyice kaynatsın şöyle en az 6 saat. Etini yedirsin suyunu da bol bol her yemeğe kullansın. Al sana doğal kolajen, kemiğe bağ dokuya iyi gelir. Sağlık olur.

Bira kültürüm yok gazoz gibi hafif ve gazlı biraları seviyorum carlsberg deyip duyurudaki önerileri takip edeyim

Nicelerini denedim. Alman, Japon, Çek bilmem ne derken Guinness gibisi yok. Rengi, kokusu, içimi, tadı mükemmel.

Sizi şuraya alalım;

untappd.com

Ben Türkiyede bulunabilecek birçok birayı denemişimdir ama Tuborg Gold bira için su statüsünde benim için, varsayılanım bu. susayınca su içersin. Canım bira istedi diyorsam tuborg istemiştir. Alışkanlık.

Paulaner ve Augustiner

Biradan ideolojikli nefret ederim. Ama katlanabilecegim iki bira:

Augustiner ve bayreuther :)

Stella artois +1
Guinness +2

kölsch. hepsini denedim en cok früh hosuma gidiyor. icmesi cok kolay. bazilari karakterinin olmadigini soyluyor ama ben seviyorum. biradan cok aroma gelince hosuma gitmiyor. arka arkaya su gibi icebilecegim biralari seviyorum.

bu baglamda corona ve diger pilsen/lager tipi biralari da seviyorum.

koyulardan da kilkenny favorim. irish pub'daysam affetmem.

tegernseer, bulamazsam augustiner. irish pubda içeceksem guinness veya kilkenny

Blanc

www.belgianbeerfactory.com

Şişesi falan da çok hoşuma gidiyordu :)

Tr'de tuborg Malt.

IPA ciyim, craft severim.
en son turkiye'de gara guzu denedim, iyiydi.

Stella +1
Yeni bira denemek dahi istemiyorum. Yabanci arkadaslarim hep ale'ler, ipa'lar, craft beer'ler ovuyor sayisiz bira denedim, parami car cur ettim, alayi cop, biz Turkler lagerciyiz. Lager'in krali da artois

Carlsberg Luna ile Grolsch.

Ama sanırsam grolsch artık yok.

Hop House 13. Guinness'in Heineken'e karsi cikarttigi lager'i.

kırmızı bremen. çünkü kendisi ucuz ve ben alkoliğim.

onun dışında tat olarak guinness'e bayılıyorum, çok severim. bira kültürüm olduğundan değil. hoşuma gidiyor. kahve içer gibi, yağ gibi akıyor nomıssız.

weihenstephaner'i de çok severim, o da yine aroması bol, tatlı bir bira ama iflas etmiş ciğerime iki tane 33'lüğü bile kamyon etkisi yapar, severim.

çok pahalı bulduğum için tercih etmesem de sadece birkaç kez içtiğim duvel'in tadını da unutamıyorum dersem yalan olmaz, o da şahane tatlı bir biraydı.

yine de konu bira olduğunda ben favoriye bağlı kalma taraftarı değilim. çünkü hakikaten yüzlerce, binlerce reçetesi var. evet mevcut imkanlar ölçüsünde daha çok sevdiklerim, tercih ettiklerim var ama öyle bir şey mümkün olsaydı bin tane farklı bira denemek isterdim açıkçası. sevdiğim insandan "daha güzelleri var" diye vazgeçemem ama şişelenmiş arpa suyuna merhamet etmem, her türlü başkasını da içerim ve denemek isterim.

hiçbir bira içicisine yeni isim önermeyen bu cevabdan dolayı özür dilerim ama bende böyle durumlar. çoğunlukla gözlemci ağım çevredeki birkaç tekel ve kızılay civarındaki barlarla sınırlı, para desen yok. o yüzden çok şeyapamıyorum. hatırladığım bi ukrayna'da desant vardı mesela ama o da tadından değil alkolik birası olmasından. 1.25'lik şişede satılıyordu, hayatımda ondan daha berbat bi şey içmedim, yani tam üç kuruşa sarhoş olup kiev kışında sokakta donup ölmelik bi biraydı.

Valla Yunanistan'da mythos içtikten sonra başka hiç bir birayı sevmedim.

türkiye'de var mı bilmiyorum ama krusovice dark

helles seviyorum. favorim baeyruther. o olmazsa augustiner.

Stella demeye gelmiştim ama yazılmış zaten. Bira gibi biradır, arkadaşlarla taılırken olsun maç başında olsun sahilde güneşlenirken olsun süper gider. Ama düz biradır aynı zamanda sodadan tek farkı kafan güzel olur. Gündelik eğlencelerde süper gidiyor valla.

Weiss bira : Schneider Weisse ( yoksa mecbur winhenstephaner)

Ipa : Frederic yeşil şişe , Silva

Pale ale : Efes summmer brew

Lager : Heineken, Alfa , Mythos

Pilsener : Carlsberg

duyuru sağlam biracıymış. neler varmış hey maşallah. bloknot deftere yazdım bilmediklerimi :)

Heineken.

seneler önce dresden'da yerel bir bira icmistim. dark olmasina ragmen aklimdan cikaramiyorum. adina entryler yazdirdi bana. freiberger birasi. deneme sansi olana muhakkak tavsiye ederim.

ben genelde zwickl biraciyim. disarida yemekte sarap icmeyeceksek kesinlikle zwickl isterim.
zwickl disinda beyazlardan paulaner, weihenstephaner ve augustiner severim. iyi biralardir.
kilkenny ve london pride cok severim.
lager pek sevmesem de ichnusa güzeldir.
dogru servis yaparlarsa guinness ve kwak severim. menüde görürsem garsona önce nasil servis etiklerini sorarim, yoksa siparis etmem.

türkiye'de cok sevilen belcika-holllanda ve kuzey almanya (stella artois, duvel, heineken, beck's) biralarindan hoslanmam. avusturya biralarinin hemen hepsini severim (viyana biralari haric).

Genelde biram Beck's, yoksa Carlsberg.

Modum 10 üzerinden 9 falansa Blanc; hava güneşli olucak ama yakmayacak, rüzgar esecek ama üşütmeyek, etraf cıvıl cıvıl olacak ama çok kalabalık da olmayacak vs

Weihen dediğin ekmek veya kek gibi bi içecek. Arada sırada bir iki tane gömülür.

hacker pschorr hefe weisse
vet & lazy dubbel wit zomerfit
ijwit

şu an faizler çok yüksek. yatırımı parçalayabilirsiniz de ama şimdilik bu şekilde çalıştırmak daha mantıklı olabilir bir süre.

para piyasası fonu alacaksın. günlük değer kazanır. istediğin an nakite geçebilirsin. vade diye bir şey yok.

Gunluk faiz veya para piyasasi fonu su an icin mantikli olabilir. Ama ne kadar sure tutacaksin boyle. Yani misal 2 hafta sonra muhtemelen faizleri dusurecekler, o zaman faiz ne kadar dusmus bakip aksiyon almak gerekir. Ya da oncesinde beklentileri dusunmek gerekir.

altın al geç.

Para piyasası fonu +1. Ek olarak, istediğiniz an gecemiyorsunuz (bankaya göre değişiyorsa onu bilmiyorum), sabah talimat veriliyor, öğleden sonra hesaba geçiyor. Haftasonlari da beklemek gerekiyor.

@encokbenisevinnolur sizin bankaniz hangisi bilmiyorum ama ppf anlik geliyor benim kullandigim bircok bankada. Bazi farkli fonlar var talimat suresi olan. Ancak TL Para Fiyasasi Fonu her zaman anlik benim gordugum.

www.tefas.gov.tr

bunu al bunda devlet tahvili yok saf mevduat

bankanızın ya da uygun bulduğunuz bir para piyasası fonu alabilirsiniz (PPF). günlük olarak vadeli mevduat benzeri bir getiri oluşturuyor. vadeli mevduattan 1-2 puan daha pozitif getirisi oluyor hatta. istediğiniz zaman satıp aynı gün nakite dönebilirsiniz.

prnt.sc

Fiziki Altın al.
Dünya, biraz yapay da olsa savaşa hazırlanıyor.

Akbank serbest plus hesap +1

belediyenin geri dönüşüm konteynerleri oluyor. yakınınızda bir yerde vardır belki.
örnek: i.imgur.com

Sıfır atık toplama konteynerlerine atabilirsiniz.

bilgisayar, telefon tamircisi gibi bir dükkana bırakabilirsiniz. kendi hurdaları ile atarlar.

3 harfli marketlerde atık pil kutuları oluyor. oralara atabilirsiniz.

TEGV subelerine birakabilirsiniz.

pil kutusuna atın, sonuçta o da bir pil.

Devran Hacıoğlu

teşekkürler
bu da bu akşam için size gelsin
www.youtube.com

Ben böyle klişe şeyleri severim, sen de 1 kilo tatlı yaptır, tulumba bile olur, dağıt

O an orada olanların ağzı tatlansın, kaçıranlara da yaptık biz sana kısmet olmadı dersin

Bütçe müsait değilse alma. 1-2 haftaya herkes unutur.

Her zaman bedavaciysa, kendi asla bişi ikram etmiyosa gıcık olurum

Normal insansa "aiyy yarın unutmim güzel bı tatlı alim" diye düşünürüm

bir kilo tatlı yaptırın ve dağıtın. baklava pratik olur, herkes bir dilim alır olay kapaanır. milletin ağzı tatlansın. şaka da olsa takılmayı bırakırlar.

Aslında yeni mal mülk almış insanı maddi olarak zorlamak bana hep saçma gelmiştir. Yine de bir tepsi baklava çok pahalı olmasa gerek. Alın yesinler:d

Ben verilmesi gerektiğini düşünüyorum, göz kalıyor, arabaya zarar vermesin :) nazar var, negatif enerji. Verilmeli, o haset etkisi bir kırılmalı bence. İnsan iyi niyetli ya da kötü niyetli de olsa bi vibe veriyor negatif olarak.

sünnet mi ya bu ahaha. ne tatlisi. ilk defa duydum. sacmalik.

Evet ne zaman yiyecez merak ediyorum, bi tatlı yediremediniz bana diyebilirsin.

Ben bu ağız tatlılığı meselesiniz, bir kötülükten kurtulanların yaptığını biliyorum. Yani bizde öyledir. Mesela ailenin evlatlarından biri çok zarar gördüğü eşinden hayırlısıyla boşanınca boşanılan gün bir tatlı yaptırılır ev halkına ikram edilir. Lokum bile olsa çok iyi gelir. Çok acı bir olay yaşadık, ağzımız tatlansın moraller daha çabuk düzelsin anlamına gelir. Kolay değil evet ama hiç değilse psikolojik bir destek olur.

Ev araba almak evladı olmak işe girmek vs vs fazladan para harcamayı meşru kılmaz bence. Çok seviyorlarsa sevenleri tatlı yedirsin. Ne yeme meraklısı milletiz ya.

Ya senin içinden geliyosa yap da birileri söyleyince yapmak bana saçma geliyo sevmiyorum öyle yüzsüzce tatlı isteyen insanları.

araba kazasından sağ kurtuldun tatlısı aldıran bile vardı iç.anadoluda
sizinkiler sempatik bence

araba aldığında tatlı dağıtıldığını ilk defa duydum. hangi yörenin adeti bu? iç anadolu falan herhalde.

kendin de daha önce başkalarının tatlısını yemişsen alırsın, yoksa salla gitsin.

adettendir, ben almıştım.
hiç duymadım diyenler "yeni arabayı ne zaman ıslatıcaz" diyenleri de mi hiç duymadınız.

araba, ilk maaş, ilk emekli maaşı gibi şeyler ıslatılır. içinden geliyosa yap. bence hoş bi geyik. yapmazsan kimse de bi şey demez.

Pusula da olabilir. Kılavuzuna baktınız mı?

pusula mı emin değilim, araç hareket halindeyken hiç bir aktivite yok o ekranda, menüleri de karıştırdım bir şey bulamadım. kılavızına bakıcam yarın

Navigasyon o . Ama entegre sistem yok diyorsun o yüzden aktiflesmez.

esenler. esenyurt kim dunku cocuk

İkisi de kullanıyor.

esenyurt için kullanılıyor.kozmopolit ve karmaşık yapısına istinaden...

Esenyurt. Esenler hiç kullanıldığını duymadım.

Esenyurt'un geçmişi 15-20 senelik. Öncesinde Esenler için kullanılıyordu.

Eskisini bilmem.
En az on yıldır esencılıs deyince akla Esenyurt geliyor.
Her telden insan var. O yüzden böyle deniyor.

bence esenler, esenyurt daha dün girdi hayatımıza, ben esenler için duymuştum ilk olarak

esencılıs>los angeles

Haberlerden izledigim kadariyla esenyurt

ben ilk esenler için söylendiğini duydum son zamanlarda esenyurttakilerde kullanmaya basladı.

Esenyurt

Esenler. 15 20 sene önce esencılıs derdik esenler için. muhtemelen daha öncesinde de söyleyenler vardır.

eksisozluk.com

ekşi sözlükte ilk olarak 2008'de esenler için kullanılmış güncelde esenyurt için daha çok kullanılıyor ama.

ben esenler diye biliyorum

tabii ki Esenyurt

konuyu kapatmaya geldim.

dinazorlar bilir eskiden esenyurt diye bi yer yokken esenler'e esencilis denirdi. bunun sebebi los angeles ihtisami degil biraz illegaliteydi. sonra esenyurt cikti ortaya epey nam saldi.

sonuc olarak, esenler ile basladi; ama simdi esenyurt daha cok uyuyor + kullaniliyor.

esenler.

esencılıs tabirini duyalı belki on beş sene olmuştur. o zamanlar esenler için kullanılırdı. henüz esenyurt diye bir yer pek bilinmiyordu.

www.youtube.com

Abi bu kadar zor olmamalı bazı şeyler. Hiç bilmiyorsan google'a yaz.

En klişe sözler
doğumlarda;
"Allah analı babalı büyütsün" ateist versiyon "Sağlıkla büyütün."
ölümlerde;
"Başınız sağ olsun" ya da "Allah rahmet eylesin."

çocuk doğunca ek bir şey söylemene gerek yok bence ama bir yakınını kaybedene ben samimi olarak yardımcı olabileceğim herhangi bir konu varsa mutlaka haber verin derim.

öncelikle başsağlığı mesaj yazarak dilenmez, aslında doğum tebriği de dilenmez ama hadii onu kabul edelim.

cenaze gibi en insani ve zor zamanlarda bizzat arayıp konuşmak daha doğru olur. konuşacak bir şey bulamıyorum derseniz zaten çok kısaca başsağlığı dilenir, yapabileceğin bir şey olup olmadığı sorulur rahmet ilenir ve kapatılır,

doğum tebriğinde de benzer bir şekilde hayırlı olsun, allah analı babalı büyütsün vs denir ve bebek nasıl anne sağlıkdurumu nasıl diye sorulur kapatılır. çok uzatmaya gerek olmaz samimiyet durumuna göre

ama mesaj NO

müslüm değil, temmuz değil

bu olabilir mi? akşam güneşi www.youtube.com

bırakıp gittin falan var, temmuz yok ama güneş var.

nerdeyse tum sarkilarini biliyorum. oyle bir sarkisi yok. varsa da cok sasiririm.

ama bu bilgilere yakin aklima gelen

youtu.be

müslümün yok. erol budan veya hakan taşıyandan dinlemişsindir muhtemelen.

getiri tutarı üzerinden %15 stopaj var.

Farkli fon tiplerinde farkli stopaj oranlari oluyor. Üstelik bazi fonlarin alis tarihlerinde belli istisnalar vardi gectigimiz aylarda.Kisaca fon tipine ve alis tarihinize gore degisir bu kesinti orani

Benim kullandığım uygulamaların hepsi vergi öncesi getiriyi gösteriyor. İş bankası da muhtemelen öyle yapıyordur.

Yani satış yaptığınızda gelirin %15'i kadar keserek hesabınıza yatıracaklar muhtemelen(PPF 1 şubat 2025'den sonra alındıysa).

yapıkredi ve akbank kullanıyorum bende satarken kesiliyor yani toplam kazancın içinde vergi de var. bu arada para piyasası fonlarında devlet tahvili zorunluluğu olduğu için getirileri bazen düşebiliyor bundan kaçmak için serbest fonlardan içeriği mevduat olanlara bakın mesela dcb aldık biz, hep sabit getiri veriyor 0.1320 falan aklınızda bulunsun diye söyledim.

fonu aldığınız tarihte ilgili fonun stopaj oranı neyse karınızdan o orna kadar kesinti yapılıyor

PPF sormuşsunuz, şu an PPF fonlarda %15 stopaj mevcut.

fonu dğn aldınız bugün sattınız diyelim, karınızdan %15 kesinti yapılarak hesabınıza kalan tutar yatırılıyor.

aldığınız tarihte stopaj oranı 0 ise hiç vergi ödemeden tutar hesabınıza yatar ama.

şu kahve dükkanlarında satılan aromalı içecekler aslında kahve değil, şekerli şuruplu antin kuntin içecekler, filtre kahve espresso falan içine başka şurup eklenmediyse en zararsızları olabilir, türk kahvesi de bence en temizlerinden biri, neticede öğütülmüş kahve çekirdeği ve su içeriyor

günde bir türk kahvesi içmeye çalışıyorum, aman aman bir faydası yoktur belki ama en azından diğer tatlı içecekler kadar zararlı değildir.

Kahvenin (aromasız normal kahve) kanserojen olduğuna dair hiç bir şey duymadım

Kanser piyango gibidir kime neden vuracağı çok belli olmaz ama çevresel faktörler sıralamasında kahveye konulan şuruplar muhtemelen sıralamanın bayağı altında kalıyordur, ha sen kahve içiyorum diye White Chocolate Mocha içme ama White Chocolate Mocha içmesini seviyorsan da kanser olma korkusuyla bırakmana gerek yok. Yok eğer konsorejen diyerek bildiğimiz çekirdek kahvelerden bahsediyorsan öyle bir şey yok tabii.

"ara sıra" yaptığınız çoğu şey tek başına kansere neden olmaz. forvet'in dediği gibi zaten şuruplu kahveye gelene kadar ohooo. :)

kahve konusunda ise birkaç bilgi vermem gerekirse; türk kahvesi sadece bir demleme yöntemidir. espresso, v60 (filtre kahve) gibi... türkiye'de kahve meyvesi yetişmez. her türlü tür çekirdek kahveden de türk kahvesi yapabilirsiniz... ilgili yerlerden az miktarda türk kahvesi inceliğinde öğütülmüş çekirdek alırsanız evde cezve ve hazır su ile kendi kahvenizi demleyebilirsiniz. öğütülmüş kahve çabuk bayatlar ve aromaları çabuk söner. bu yüzden azar azar almakta fayda var. ya da kahve değirmeni başta olmak üzere çeşitli ekipmanlar satın alıp içeceğiniz zaman kendiniz taze taze öğütüp demlersiniz ki bu daha iyi ama kısa vadede pahalı bir seçenektir.

kısacası böyle.

Başlıktaki ifade bana göre şehir efsanesi. Her kahve temelde kahvenin çekirdeği öğütülerek ve farklı demleme/pişirme yöntemleri ile yapılır. Yani filtre kahve Türk kahvesine göre daha sağlıklı/sağlıksız demek bana mantıklı gelmiyor.

Kahve zincirlerinde sade filtre kahve/Türk kahvesi alırsan neden kanserojen olsun. Dünyada kahvaltı esnasında en çok tüketilen içeceklerden birisi kahvedir. Kahveyi günlük fazla tüketmemek lazım; çarpıntı, gece uyku kalitesinde düşüş gibi sorunlar yaşayabilirsin.

Dışarıda içeceğin kahve işlem görmemiş olursa iyi olur. Yani kafeini alınmış, katkı maddeli (damla sakızlı, vanilyalı..), üzerine şurup ve şeker eklenen frappacino tarzı kahvelere mesafeli olmakta fayda var. Aşırı derecede yapay şeker içeriyorlar. Bunlar da marketten alacağın herhangi bir paketli bisküvi, gofret ayarında zararlı olabilir. Nadir tüketmekte fayda var, bu tip gıdalardan tamamen uzak kalmak pek mümkün değil.

Ezcümle sorduğun sorunun "ara sıra dışarıda pasta yiyiyorum, kanserojen mi" demekten bana göre pek farkı yok. Çekirdekten öğütülüp demlenen/pişirilen şekersiz-katkısız-işlem görmemiş kahve çeşitlerini kararında tüketmek sağlık açısından olumsuzluk yaratmaz.

www.acibadem.com.tr
www.memorial.com.tr

Süzme falan yok göm direkt :)

çağır da beraber içelim.

Tazeyken içersin da kalırsa les oluyor

blenderla iki bzzztt yapsan daha güzel gider aslında mirket bey. bir de limon mutlaka..

afiyet olsun.

tahta kaşıkla ez. ona da üşeniyosan iç gitsin nolcak

yenur

Mutfak becerilerimi geliştirme kararı aldım. Yalnız yaşayacaksam bir şekilde aşmam gerek bu beceriksizliğimi. İlk çorba denemem oldu. Çok heyecanlıyım.
Limonu unutmuşum. :(
Hepsini bugün tüketemem, Leş oluyorsa blenderı alayım elime. :(
Ama bugünkü porsiyonu böyle gömeyim. :)
Biraz kendimi geliştireyim de çağırırım tabi. Amca elinden yemek yersiniz. :)

Hocam süzme gerek yok. Bas blanderi geç.
Bu arada yaparken içine kereviz de bence çok yakışıyor.

@kisa
Bekar evinde kereviz ne arar? Ama bir dahaki sefer için aklımda olsun :)

@mirket,
içine patates falan atma. Soğanı kavur, mercimegi iyi yıka ve onu da biraz kavur. Sonra kerevizi suyu ekleyip bekle. Salça da atma, renk için biraz zerdeçal ekle baş blanderi piştikten sona. Afiyet olsun :)

Bir de kumtel in uzun pişirme özellikli elektrikli düdüklü tenceresi var, bence şahane bir şey. Sabahtan at içine istediğini, uzun pişirme modunda ağır ateşte pişirsin istediğin kadar geldiğinde hazır olur.
Et bakliyat vs şahane.

Süzmeyeceksen mercimekle birlikte biraz da pirinç, bulgur, azıcık da salça koy, oldu sana ezogelin.

Süzmeden göm gitsin.

acilin numarası 112 :)

profesörlük akademik unvandır. fakat bizim gibi ülkelerde bir statü bir ayrıcalık gibi görülüyor. profluğu alıp özele gittiklerinde veya muayenehane açınca o alandaki en iyi hekim gibi göründükleri için daha çok kazanıyorlar ve kazandırıyorlar.
size denk gelmemiştir. aslında şehir hastanelerinde çok var. hatta düz devlet hastanesinde de varlar.
asıl sorun varlar ama onların adına muayenelere çoğunlukla asistanlar(uzmanlık öğrencileri) girer. yada gün içinde belli bir aralıkta hasta bakarlar. onu denk getirmek lazım.

Profesörler eğitim ve araştırma hastanelerinde çalışıyor. Bu hastaneler üniversitelere veya doğrudan bakanlığa bağlı olabilir. Şehir hastaneleri de sanırım teknik olarak eğitim ve araştırma hastanesi olmasalar da bu mantıkla çalışıyorlar.

Sağlık sisteminin basamaklandırılması çok manasız değil aslında. Elinizde bir profesör varken bu kişiye grip ilacı yazdırmak istemezsiniz. O da istemez. Ben şahsen hasta olarak kendim de istemem. Cidden profesörün bakabileceği bir rahatsızlığım olduğu zaman günde 500 kişiye ilaç yazmakla meşgul olmayan yetkin bir heyetin durumumu incelemek üzere müsait olmasını isterim.

Son zamanlarda çok duyuyorum asistanların yetersiz görülmesi konusunu ancak bu pek de doğru değil gibi geliyor. Bir alanda asistan olan doktorlar zaten yeterince uzun ve sürekli pratik eğitimin olduğu bir süreçten geçmiş oluyor.

Elbette bu her şeyi asistan halledebilecek demek değil, ama zaten basamaklı sağlık sisteminin gözettiği şey de tam olarak bu. Yani başvurduğunuz kurumu aşan bir durum olduğunda üst basamağa yönlendiriliyorsunuz.

Sen olayı çok yanlış anlamışsın. Devlette gördüğün uzman dr zaten en üst seviye. Prof’larda üni hastanelerindeki en üst seviye. Elma armut kıyası olmuş. Devlet hastanesinde profesör olmaz zaten. “Bizim lisede hiç profesör yok” demek gibi bişey

prof'lar genelde EAH de görev yapıyor, onlara görünmek de karda papatyaya rastlamak gibi bir şey, bir kez denk gelmiştim. genelde poliklinikde isimleri oluyor randevu alınabiliyor ama asistanları olur hep pol. de

devlet hastanelerinde de uzman doktorlar oluyor, onlar da işin uzmanı adı üstünde gayet yetkin insanlar.

haydarpasanumuneah.saglik.gov.tr
mesela HNH'de her branşta bir çok prof var. pol randwevusu da alınır ama denk gelmeniz biraz şansa kalmış

Eğitim araştırma hastanesinde var.
muayene için ek ücret ödemiştik. Bir sene önce 500 lira gibi bir paraydı. Özele göre ucuz ama devlete göre yüksek bir rakamdı.

züğürt ağa, büyük şehire gelip ayak uyduramayan köy ağasının hikayesi www.youtube.com

bir avuç cennet www.youtube.com

Bir avuç cennet demeye gelmiştim.

ken loach geldi aklıma

Yerli olarak

Taşı toprağı altın şehir

Yusuf ile kenan

Yabancı

Tanrı kent

aslında eski türk filmlerinin çoğu benzer konuları işliyor yoksulun kira derdi geçim sıkıntısı büyük şehir içinde kayboluşu yeşilçam da gayet inanilmaz gerçekçilikle anlatilabilmis insan izledikçe fark ediyor ki o günden bu güne hiçbir şey değişmemiş memlekette

ya ben bu filmlerde anlatılan fakirliği bizim fakirlikle aynı göremiyorum bunlar köyden geliyor biz buralıyız ama köylü ya da mahalle çocuğu değiliz. Genç kadın dramı da yok varsa yoksa anne veya baba veya göçmen çocuk

Yani ben de öyle çok büyük bir kapitalizm eleştirisi görmek yerine "Bunlar da insan, gayet de yaşıyorlar" tarzı filmleri tercih ediyorum. İçinde böyle yaralının yaralıya destek olduğu ufak romantizm ayrıntıları olsa fena olmaz mesela.

Aki Kaurismaki tarzı, you know what I mean

panic in the needle park

ciplak vatandas

shoplifters (2018)

biutiful

x.com

bunu favorilerime eklemiştim. referans olarak duruyor bende

1 şubat sonrasında da bu şekilde x.com

ilk chart'ın son tarihini 31 ocak 2025 olarak alınız

alt yapı kaldırmıyor. şehir planlaması burada devreye giriyor.bir yerde okumuştum normalde istanbul sınırlarının 1990 lı yılların başında durması gerekiyordu.
bu ne demek.
sadece bina kat yüksekliği olarak bakmamak lazım.kanalizasyon alt yapısı,yol trafik alt yapısı,elektirik alt yapısı gibi uzar gider.

semtlere göre yapılabilecek max kat yükseklikleri oluyor. sizin söylediğiniz durumda eski binası olan mal sahibi 4 katlı bir binası var diyelim. müteahitle anlaşacak, müteahit yine 4 katlı bina yapacak ama anlaşmaya göre katların yarısını alacak. 2 daire mal sahibinin olacak, 2 daire de müteahitin olacak. (ya da nasıl anlaşıldıysa ona göre bir dağılım olacak)

nitekim bizim öyle oldu. eski evimiz 3 katlıydı. 3 katı da bize aitti ama evimiz eskiydi. kendimizin yeniden yapma gücümüz yoktu. müteahitle anlaştık %50 olarak. 2 daire müt. aldı. bize de 2 daire verdi. biz bir dairemizden feragat etmiş olduk ama binamız yenilendi.

ama istanbul için konuşuyorum. mesela bağdat caddesinde cadde üzerindeki eski evler 4-5 katlıydı şimdi yeniden yapılan binalar daha yüksek katlı. yani orada müteahit kendine daire çıkarabilmiş. ama tabi eskiden bir binada 5 aile yaşıyorsa şimdi aynı yerde 15 aile yaşıyor. aynı yere daha çok kişi sıkıştırıyorlar.

iki ucu borçlu değnek...

@exlibris butun bina seninse dediginin oluru var haklisin, benim bahsettigim durum bir apartmanda atiyorum 12 daire var, hepsinin de farkli sahipleri var. bu bina yeniden yapildiginda daha yuksek yapilamiyorsa dönüşüme gitme ihtimali kalmıyor. ya herkes müteahhite para verecek ki herkesin aynı anda parası olmuyor imkansız, ya da ekstra kat olacak ki onlar müteahhite kalsın.

@jamswety evet altyapı sebebi mantıklı. ama butun evler ayni anda yapilmadigi surece altyapi sorunlari da peyderpey cozulur diye dusunuyorum. altyapiya baski arttikca yenilemeler de yapilacak haliyle. emlak vergileri yukselir vs. baska bir dinamik olusur ama... bilemedim.

@robokot, evet dediğiniz gibi aynı yükseklikte bina yapılacaksa ve her kat maliği farklı ise, mal sahipleri para vermesi gerekebiiliyor, bir de daireleri daha küçük yapıp daha fazla daire çıkarabiliyorlar, o şekilde olursa ekstra daireleri müt. alıyor

beşiktaşta bir tanıdığın oturduğu apartman bu şekilde kentsel dönüşüme girdi. yeni yapılacak binada hem daha küçük daire alacaklar hem de müt.e bir miktar para vermeleri gerekti. öncesinde her katta 2 daire vardı. yeni yapılacak binada 3 daire olacak şekilde yapılıyor. extra daireleri müt. alıyor sanırım.

Dediğiniz şey rant oluyor ve maalesef bu şehrin canını okudu. Arada depreme dayanıksız evini yenilemek isteyen vatandaş kaldı.

50 senede bir +2 kat çıkarsak sonraki nesiller -dede bu ne ***! diyecek.
boğaziçi kanunu, tarihi bölgeler, nüfus, trafik hep engel.
kadıköyün hali ortada. 2 katlı köşk yıkılıp 15 kat yapılıyor yerine.

edit: rant diyen solcular. rantsız nasıl olacak? müteahhit olsan bedava yapar mısın. yaparsın. müteahhit misin? değilsin. fukara bi öğrencisin. cebinde paran olsun da o zaman etrafa dağıtıyor musun görürüz.

bölgeye göre değişiyor.
bazı ilçelerde yan parsellerle birleşip kentsel dönüşümde belli bir m2 arsa üzerine çıkarsanız ekstra kat izni veriliyor.

@lambırcek

duyuruda gördüğüm en salakça yorumlardan birini yapmak sana nasip olmuş.

lütfen insanlarla diyaloga girmeye çalışmadan önce zeka seviyemizin farkında olup çapımıza göre hareket edelim.

O bina yapılırken zaten orada izin verilen sınır değerde yapıldıysa devamına izin verilmiyor. Ama misal tek kat bahçeli evinzi var dönüşüme girdi, orada imar 4 kata kadar izinliyse 4 kat binayı dikersiniz. Tamamen halihazır imar planıyla alakalı.

Dechatlon'daki kamp sandalyelerinin en ucuzundan en pahalısına hepsi kaliteli bence. Konfor öncelikli ise daha pahalı modellere bakabilirsin. Ama en uygun fiyatlı modelleri de bence yeterince iyi.

www.decathlon.com.tr

şok bim vs marketlerden alırken kesin alıp önce oturun, bazılarını oturma alanı çok dar fiyatı uygun olsun diye heralde küçültmüşler, iri adamlar oturamıyor otursa da bir kaç oturmaya kum gibi hareket edebilecek zeminlerde çabuk kırılıyor.
nereden mi biliyorum :)

Decathlon demeye gelmiştim, demişler.
Verdiğin para kadar kalite ve konfor veriyor.

Decathlondan alınan sandalyelerin de bir yerleri kopup yırtılabiliyor ama parasının karşılığını verdiği kesin.
Arabaya alacak olsam en az yer kaplayanı alırdım.

en klasik olanlar şunlar
www.koctas.com.tr

daha ucuz olanları da vardır illa ki. ama çok uzun ömürlü olmuyorlar. ben 3 senedir kullanıyorum ama 2 senede yırtılma vs. falan olabiliyor.

decathlon'un benzer sandalyeleri de güzel ama sırt yaslanma yeri boş olanlar biraz rahatsız edici oluyor. sırtı tutmuyor ve bir süre sonra rahatsızlık veriyor. ama malzeme kalitesiolarak sağlam oluyorlar. www.decathlon.com.tr

ama fiyatları çok artmış,

www.trendyol.com

dediğini anladım ama bu işini görür mü?

bu da olur @jelly

ama özel bir adı var mı acaba benim sorduğum paçavranın?

Jüt mü?

Çaputtan yapılma kilim. Çaput kilim derdik biz ona. Malzeme sarmak için kullanıldığını hiç görmedim. Eski kumaşlardan şeritler kesilerek örülen kilim.

Edit
Hala öyle diyorlarmış.

www.eldoku.com

Senin söylediğin şu da olabilir.

www.trendyol.com

biz amerikan bezi diyoruz.
şantiyede de telis bezi kullanırız.

bu mu?

www.izobozzfeltbi.com

Nakliye/mobilya taşıma battaniyesi +1 ben Koçtaş'tan almıştım zamanında

@mirket
evet tam da buydu sorduğum. ikinci linkteki. nakliye battaniyesiymiş.

edevletten vergi levha sorgulama ya da gib
dijital.gib.gov.tr den e-vergi levha sorgulama var. oradan il ve vergi dairesini girip bakabilirsin. gerçi orada mersis no çıkıyor ama aynı mı emin değilim

@high hopes of the sozluk

Yok bu değil direkt firmanın işveren SGK no.su varmış, onu bulmam lazım.

@kirpi Ticaret Sicil/Dosya No yu mu soruyorsun peki?

Hayır, tam olarak yazanı diyorum. "Firma SGK Sicil No" diyor. İşverenin SGK'daki sicil numarasıymış.

bende yok o zaman o bilgi. ticaret sicil gazetesinde olan bi bilgi ise yardım edebilirim ama

daha önce hiç sigortalı işçi çalıştırmadıysa sgk sicil numarası yoktur. ilk defa sigortalı işçi çalıştırmaya başladığında dosya açılıp sicil numarası verilir.

sigortalı işçi çalıştırdıysa da bir sgk şifresi vardır. oradan sgk sistemine girip bakabilirsiniz. ya da işçi için verilen son prim bildirgesinin üstünde yazar.

e-devlet'e girin. arama yerine "e-sgk şifre" yazın. çıkan sayfada sicil numarası da, sgk sistemine giriş için gerekli şifreler de yazar.

boş çıkıyorsa yoktur.

e-devlette sgk kart ile prim ödeme ekranı var
www.turkiye.gov.tr

oraya girerseniz ilgili seçimleri yaparak şahıs şirketi sicil nmarasını görürsünüz. uzun 20-25 haneli bir sicil no oluyor

www.yukseldamar.com

3. sıradaki kutuda görünüyor

günümüz dünyasında hala eski moda düğün yapan ağır kekodur bence.

bir nikah, nikah salonunun bahçesinde veya uygun bir yerinde tebrikleri kabul etmek için bir kokteyl belki yeterli olur.

Değişti aslında; eskiden daha basit ve görece daha ucuzdu: Dandik bir pasta ve limonata ile geçiştiriliyordu. İnsanlar artık buna daha fazla önem verdikleri için belli konseptler, şovlar, yemekler, masa düzeni, süsü vb. tarzı taleplerde bulundukları için astronomik paralar harcıyorlar... Arz - Talep meselesi biraz.

son dönemde danscı ışıklı gösteri yapan kızlar görüyorum. bazı düğünlerde dansöz de oluyor ama çok çok az. egede halk oyunları ekibi görüyorum bazen güzel oluyor. drone artık olmazsa olmaz. en sevdiğim kısım damat halayı. çok tatlı. ilk dans ve müziği zaten her şeyi belli ediyor. eğer alkol varsa bir şekilde eğlenceli geçiyor, diğer türlü çekilmiyor her şeye rağmen.

Çok pahalı. Şu işe son verecek zincir bir işletme çıksa keşke

o kadar para dök ama milleti eğlendireme, kendini yorup harap edip, kimseyi de memnun edememek yerine nikah en temizi. imza, alkışlar, takı töreni ve kapanış

daha ekonomik yarım düğün diye birşeyler gazlıyorlardı şu sıralar

aslında cuma akşamına tutarsanız pahalı değil. biz 2022 yazında evlendik, izmitte o dönemde cuma akşamı için 150 kişilik düğün salonunu 24 bin gibi bir fiyata tutmuştuk ve düğün salonu da gayet modern ve şıktı, ses sistemi yeterliydi. o gün sadece ailemizi ve çok yakın arkadaşlarımızı çağırdık, çok da güzel eğlendik, iyi ki sade nikah yaparak ya da dandik ucuz bir yeri tutarak bu konuyu es geçmemişiz. önemli olan eğlenmek. hayatınızda 1 kez olan ve asla travmalar ile hatırlamak istemeyeceğiniz stresli bir gün olacak. bu yüzden bence bugün bu paraya fazla odaklanıp ilerde pişman olmayın. biz eşimle düğün sürecimizi çok stresli olmasıyla hatırlıyoruz zaten hiç istemiyoduk da düğün falan, ama ne zaman geriye dönüp baksak düğün yerimiz ne kadar güzeldi ne kadar eğlenmiştik diyoruz.

Emfuzi+1

Kendim zaten düğün yapmadım nikahla evlenip düğün bütçesini tropik balayına ayırmayı tercih ettik iyi ki de öyle yapmışız eminim kimseyi memnun edemezdik. Birkaç senedir sadece çok çok yakınların düğününe gidiyorum, neyse ki çoğu da nikah yapıyor sağolsunlar. Bizim çocuklar durmuyor biz gelmeyelim bahanesine sığınarak ekarte ediyorum düğün davetlerini. Pek sevdiğim ortamlar değil şahsen. Bir diğer anlam veremediğim şey sünnet düğünü.

Değişmesi gerekiyor. Ben kız istemeye gitmek istemiyorum mesela 15 20 sene sonra. Bu konudaki hiçbir adetimizi içselleştiremiyorum

bu hayatta tek seferlik seyler pahali oluyor genelde :D

cesitli ulkelerde farkli dine, dile ve irka mensup elemanlarin dudunlerine gittim. arap, italyan, yunanli, kanadali, amerikali vs.. alayi ayni.

bilimkurgu filmlerinde 2020-2030 gibi ucan arabalar gosteriliyordu ama hala millet egea pesinde. o yuzden dugunlerde yakin zamanlarda buyuk degisiklik beklemiyorum.

En temizi çelik kesme tahtasına geçmek. Tahta suyu emiyor. İlla temizleyecekseniz su ile bulaş olmaması için lavabo çevresini boşaltıp öyle yıkayın. Sonra tezgahı deterjan ile temizleyin.

sadece tavuk porsiyonlamak için cam kesme tahtası aldım. ahşap kesnme tahtasını tavukla temas ettirmiyorum. cam kesme tahtanız yoksa borcam tepsilerinin tabanını kesme için kullanabilirsiniz. borcam'ı tezgaha ters koyun (upside down) tabanını cam kesme tahtası olarak kullanın

tahtayı temizlemek için de önce
1- bıcakla tavuk artıklarını sıyırın
2- lavabonun içine tahtayı koyup üzerini bolca tuzlayın
3- bir süre bu şekilde bekletin
4- yarım limon ile tuzları iyicce ovun, sonra hafif sabunlu suyla yıkama durulama

Makineye koyuyorum. Cam kesme tahtası bıçaklarınızı köreltir.

Evye lavabosunun içine aldığım suyla yıkarım tavuğu. O esnada musluğu açmam. Etrafa su sıçramamasına dikkat ederim.

Sonra kesme tahtasında parçalarım. Sonra lavaboyu, bıçağı ve kesme tahtasını beyaz sirkeli suyla yıkarım. İlaveten bulaşık makinesine koyarım.

Cam, çelik vs kesme tahtaları bıçağı mahveder. Hiç gerek yok.

Kesme tahtasının üzerine birkaç kat temiz naylon geçiriyorum. Tavuk kesilinceye kadar biraz idare ediyor. Az da olsa bir kesikten tahtaya sızma olabiliyor. Elde deterjanla iyice ovarak yıkıyorum.
Aslında çoğunlukla, özel bir şekil gerekmiyorsa tavuğu elde doğruyorum.
Zaten günümüz tavukları elle bile parçalanıyor.

Birçok markanın çok renkli küçük boyutta kesme tahtası var. En ulaşılabilir olanı ikea. Çarpraz bulaşmayı engellemek için bu renkli tahtalardan alıp sadece tek bir üründe kullanabilirsiniz.

Zaten o renklerin amacı da o, sarı renk kümes hayvanları için örneğin.
Birkaç örnek link bırakıyorum:
www.ikea.com.tr
www.chefandco.com
www.hepsiburada.com

O kadar da korkmaya gerek yok ben genelde makineye atiyorum elde yikayip gecmek de yeterli. Fazla korku pompalaniyor tavukla ilgili alti doldurulmadan

Renkli tahta +1 ayrıca ben kesimden sonra tahtaya çamaşır suyu uygulayıp bulaşık makinasına normal yıkamaya atıyorum

Yol bilgisayarı ayarını km/litreden litre/100 km’ye çevirin.

@orient'in dediğine ek araç normalde de fabrika verilerinin üzerinde yakar ama sıfır olduğu için biraz daha yüksek yakıt tüketimi olabilir. Birkaç bin km sonra parçalar iyice yerleşip, yağ her yere iyice nüfuz edince bir tık daha düşer yakıt tüketimin.

Güle güle kazasız belasız kullan ^^

@chicha teşekkür ederim amin. şikayetvar'da da aynı cevapları vermişler.. arkadaşım BYD aldı 2 ton araç ama mesela o da sıfır yakıt tüketimi 6-7 arasıymış :/ moralim ve hevesim zelzele oldu..

Yani biraz da 1.0 90 beygir olduğu için öyle yakıyor dostum üzülecek bir şey yok. 1000 küsür kg ağırlığı A-B arası hele de rota yokuşluysa götürmek kolay değil öyle ufak ve güçsüz bir motorla. Benim aracımda 2 litre benzinli motor var 245 bg dün trafikte 11 litreydi ortalamam. Uzun yolda 6-7 litrelere düşüyor.

Yakıt tüketimi çok önemliyse senin için hybrid veya elektrikli bir araç düşünebilirsin sonrasında. Şimdilik çok da takılma derim sıfır almışsın keyfini çıkar üçe beşe bakma.

Abi dur kalkli trafik olmasin o?
Annemde 2014 model 0.9 tce clio var ki yakın motorlar. Ortalaması 7. Hadi şehir içi 10 yaksin. 13-15 mantıksız. Acayip dur kalkli trafik mi yaptin? Yani şöyle birkaç yüz km git, ona göre bak.

ilk kullanımda normal. ben de yeni araç aldım ilk kullanımdan önce depoyu tam doldurmuştum.
sonra 128 km yol yaptım ve yeniden yakıt aldım. 18 küsür lt benzin aldım.
yani 100 km'de 14 lt üzerinde bir tüketimi oldu. ama zamanla oturur.

Aynı motor cliomda var. 1 motor gidiyor ama yakıyor. Reno motorlarının verimli olma sebebi de bu. Bi de clioların 1.3leri vardı su gibi içiyordu. Kaldırdılar.

egea. net

Bu şartlarda i20 söz konusu bile olamaz

B sınıfı araç almak kerizlik. Model farkı da var. Egea.

Kesin Egea

eski bir egea kullanıcısıyım. diğer aracı kullanmadım ama egea'yı özlüyorum. kim ne derse desin güzel arabadır.

şu karşılaşmada i20'nin tutunacağı tek dal yok. açık ara dizel egea. 7 yaş genç araba, dizel, gücü i20'den çok daha iyi.

Egea

egea demeye geldim.
i20 1.2 benzinli kullandım bir süre 10 lt yakıt tüketimi can sıkıyor ve gitmiyor araba. 10 yaşında bir araç için 750 vermek mantıklı değil ki sıfırı 1100 e bulunur, zorlasan 1m ye de bulunabilir. o kadar para verip sıfır alsan daha mantıklı bence.

egea ise 1.6m civarında, rakamına göre normal denebilir. güldürür mü bilemem ama üzmez, ağlatmaz, değer kaybetmez.

i20'nin turbosu da yok atmosferik motor, küçük motorlarlu atmosferik araçlar hayattan soğutur.

Arada 7 yaş model farkı var hocam, tartışmaya açık değil yani. Egea.

%localappdata%\Packages\Microsoft.Windows.ContentDeliveryManager_cw5n1h2txyewy\LocalState\Assets


En büyük boyutlu dosyayı bulup sonuna .jpg ekleyin

budur. teşekkürler

şu şekilde ambalajlı colgate satılıyor marketlerde
www.colgate.com

tüpten daha pratik bir ambalaj. bir ara bunlardan kullanıyordum. ucuzdu eskiden

www.migros.com.tr

erdem markalı ürünler çok kalteli

www.erdemicgiyim.com

şahinler ve yüzde yüz pamuk olana bakın
www.sahinlershop.com

dagi

Malabadi

dagi +1 minyon

bende ikisi de var. ben alıştığım için navigasyon için yandex maps kullanıyorum.

navi aslında tam anlamıyla navigasyon uygulaması. ama alışkanlık meselesi. bu arada google maps ya da apple'in kendi haritasını kullanmıyorum. hiç alışamadım onlara. özellikle apple maps hiç açmıyorum bile.

yandex maps candır, hiç yanlış yerlere götürmedi beni, icat edenin yedi ceddine rahmet...

Malum yerlerden bulabilirsin. Mesaj atarsan bakabilirim

bazen kanallar web sitelerine de program videolarını ekliyorlar. kanalın sitesine bakabilirsiniz.

özel değilse hangi kanal ve program? biz de bakalım

mayası beyaz undan olabilir
%100 tam buğday olmayabilir

bir fırıncıdan duymuştum. tam buğday ekmeği için kakao kullanıyormuş bazı fırınlar. rengi tutturmak için yapıyorlarmış. gerçi kakao masum umarım esmer ekmek diye başka şeyler katmıyorlardır.

benim oturduğum yerde bir fırın vardı. sarı buğday ekmeği satıyordu. bir kaç kez almıştım. içi nasıl sarı inanılmazdı. doğada öyle bir sarı yoktur yani. muhtemelen gıda boyası kullanmışlardı. (umarım gıda boyasıydı)

Gıda boyası denen bir olay var. İsterseniz mavi ekmek bile yapabilirsiniz.
Her gıdada olduğu gibi ekmekte de üreticinin insafındasınız.

Fotoğraflayıp zabıtaya şikayetçi olabilirdiniz ama sonuç alınır mı, bilemiyorum.

Misal çavdar ekmeği denen ekmekte bile eser miktarda çavdar varken tam buğday diye satılan ekmek de ne olabilir ki?

İstanbul da ibb ye bağlı olan halk ekmek vb. kurumsal işletmelerin ürünleri güvenle satın alınıp tüketilebilir.

bir süre önce bu soruyu benzer endişe ile sormuştum. hilesiz tam buğday ekmeği yemek istiyorum. yüzde yüz olmasa da olur, yüzde 70-80 tam buğday olsun ama hile olmasın istiyorum.

www.eksiduyuru.com

ihe organik tam buğday aldım, ekşi mayalı, tadi güzel ama yemekle yiyince bayıyor. zaten paketli ekmeklerin tadı, tazeliği iyi değil ve koruyucu oluyor.
bizim burda 30 yıllık tanıdık fırından alıyorum artık, tadı güzel oluyor, umarım hile yapmıyorlardır, insaflarına kaldım.

ayrıca, benzer doruyu chatgptye sormusum ve aşağıdaki yanıtı verdi.

Türkiye’de fırınlarda satılan tam buğday veya çavdar ekmeklerinde bazı hileler ve sağlıksız katkı maddeleri bulunma ihtimali vardır. İşte dikkat edilmesi gereken bazı noktalar:

1. Hileli Uygulamalar
Renk Hilesi: Tam buğday veya çavdar unu yerine, beyaz una karamel (yanmış şeker), kakao veya malt unu eklenerek koyu renkli hale getirilebilir. Bu tür ekmekler tam tahıllı gibi görünebilir ama besin değeri daha düşüktür.

Düşük Kepek Oranı: Tam buğday ekmeği adıyla satılan bazı ekmekler, tam buğday unundan tamamen yapılmak yerine, beyaz una az miktarda kepek eklenerek üretilebilir.

Düşük Çavdar Oranı: Çavdar ekmeği diye satılan bazı ürünlerde çavdar unu oranı çok düşük olup, büyük kısmı beyaz un olabilir.

2. Sağlığa Zararlı Katkı Maddeleri
Asidik Karbonatlar (Soda, Kabartıcılar): Ekmeklerin daha hacimli görünmesi için kullanılabilir. Uzun vadede mide rahatsızlıklarına neden olabilir.

Koruyucu Maddeler: Özellikle marketlerde satılan uzun ömürlü ekmeklerde kullanılabilir. Fazla tüketildiğinde sindirim sistemini olumsuz etkileyebilir.

Bromat (Kullanımı Yasak): Eskiden bazı fırınlarda hamurun kabarmasını sağlamak için kullanılan bir kimyasaldı. Kanserojen olduğu için yasaklandı ama kaçak olarak kullanılma riski az da olsa var.

Nasıl Anlaşılır?
Rengine Dikkat Edin: Eğer tam buğday veya çavdar ekmeği aşırı koyu renkliyse ve homojen şekilde dağılmışsa, karamel veya başka bir katkı maddesi eklenmiş olabilir.

Dokusuna Bakın: Gerçek tam buğday veya çavdar ekmeği daha yoğun ve sıkı olur, kolayca dağılmaz. Aşırı yumuşak ve süngerimsi ekmekler genellikle katkı maddesi içerir.

Tadına Bakın: Gerçek çavdar ekmeğinin hafif ekşi bir tadı olur. Eğer tadı normal beyaz ekmekten pek farklı değilse, büyük ihtimalle çavdar oranı düşüktür.

İçindekiler Listesini Kontrol Edin: Market ekmeklerinde mutlaka içindekiler bölümünü okuyun. Uzun ve karmaşık katkı maddeleri listesi olan ekmeklerden kaçının.

Daha Güvenli Seçenekler
Güvendiğiniz fırınlardan alışveriş yapın.

"Tam" ibaresinin yer aldığı ve resmi denetimlerden geçen ekmekleri tercih edin.

Evde ekmek yaparak içeriğinden emin olun.

Özetle, Türkiye’de bazı fırınlar tam buğday veya çavdar ekmeği konusunda hile yapabiliyor. Kaliteli ve güvenilir ekmek almak için dikkatli olmak gerekiyor.

Arkadaşlar, konuya bu kadar hassassanız, alın birer tane ekmek yapma makinesi

www.n11.com

10 yıldır ekmeğimi kendim yapıyorum. 10 yıllık tecrübemle her türlü bilgi desteğini seve seve veririm.

Ne yediğinizi bilirsiniz. İçiniz rahat eder.

tek yön süresi 43 dakika diyor. duraklar arası yaklaşık 2,5 dk sürse normal şartlarda 35-37 dk arasında gider. 40 dk sürer gibi hesaplayın

www.metro.istanbul

Google maps ten her iki istaayonu seçin toplu ulaşımı seçin doğru süreyi verecektir.

acıbadem ya da suadiye olur mu? kukis var. ürünleri lezzetli ve kaliteli.

kukis.com.tr

Baylan.

pasifik

pasifik +1

zaten kafada bitirmişsiniz, araştırmışsınız, size uygun olduguna kanaat getirmişsiniz. bu senaryoda alınır. ben de alsam mı diyorum benzer bir senaryoda. rahatça evde şarj edebilecekseniz her türlü olur ama ben olsam ikinci el alırdım.

şartlar (hem ihtiyaç hem imkan açısından) uygunsa eşsiz bir araç bence.

insanın rahatından daha pahalı bir şey yok. alın gitsin.

almışsınız zaten hayırlı olsun. ben olsam sadece topolino ve ami için bir test sürüşü yaparım.

Benim arkadaşımda var, şartları aşağı yukarı sizinkiyle aynı. Esas arabasını hiç kullanmadığı için satmayı düşünüyor. Çok memnun.

kullanmadım ama sizin durumunuzda olsam kesin alırdım. küçük bir yerde yaşıyorsunuz anladığım kadarıyla. kesinlikle alınır. ama topolino daha çok hoşuma gitti. fiyatı da biraz daha fazla ama ikisi de aynı platform araç. hayırlı olsun.

Garantisi devam eden ikinci el alsan, satma durumunda zararın minimuma iner.

ami yi öyle kolay satamazsanız, elektrikli araçların ikinci el piyasası neredeyse yok gibi bir de ami gibi bir aracı satmaya çalışmak maddi olarak zarar ettirir.

iki kapılı benzinli fiat 500 öneririm. şarj derdi de yok.
Smart Fortwo da olabilir bu neredeyse ami ile aynı uzunlukta

Yerinizde olsam temiz 2. el ile sıfırın fiyat farkına bakar, karar veririm.

Ama kesin olarak alırım.

kesinlikle düşünmeyin SATAMAZSINIZ.Açıkça söyleyim hem satamazsınız hem batarya performansı çok çabuk düşer önünü alamazsınız..Elinizde patlar.Bakım+batarya size 2 araba masraf ettirir

2023 modelden itibaren yeni batarya cep telefonu veya jel akülü Çin araçları gibi üç dört senede bitmiyor, 10 yıl sonra bile %80 performansla kullanılır diyorlar. bu aracı en fazla birkaç yıl kullanacağız, ayrıca takip ettiğim kadarıyla satışa çıkan araçlar satılıyor, her gün sarı siteyi ve WhatsApp gruplarını kontrol ediyorum. bilemedim.


benim senaryomda aracı günde 10 km kullanırsam, 10 yıl sonra LFP batarya yaklaşık %80 kapasiteyle çalışmaya devam eder, menzil 75 km'den 60 km'ye düşebilir ama hız ve şarj süresi büyük ölçüde korunur diye öğrendim.

ami arkadaşta var, yaklaşık bir seneden beri satmaya çalışıyor.

Derya
Tuna

Ben Barış ismini çok severim ama Türkçe karakter var tabii.

Onun dışında Erdem olabilir.

Kerem
Can

Uğur çok güzel isim, Türkçe karakter olsa da bence kullanılabilir.

Emre güzel isimdir. Türkçedir, arapçadaki emr ile ilgisi yoktur.

Tekin de güzel isimdir.

kerem ve kerim bunlar arapça isimler.

ilk aklıma gelen efe ve ege oldu.

Utku

Bilge, Egemen, Erdem, Utku, Sercan

Ben erkekte en cok Arman adini seviyorum. Kökeni Farsca ama islami degil, istediginiz tüm kriterlere uyuyor gibi :) Insallah Arman olur adi.


Erdem, Can ve Utku güzel isimler +1
Umut, Cemre hem kadinda hem erkekte duydugum, bu sebeple asiri maskülen cagrisimlari olmayan isimler.
Gene aklima gelen güzel isimlerden Noyan var.

Evrim, Eylem

Umut, eylem, devrim,

Turkce karakterli Ozgur

Ege

teoman kısaca teo çok güzel.

ve asla iki isim değil tek isim en iyisi.

Devrim

geçmiş olsun

ücret bilgim yok ama trafikte çok gez diyaliz merkezlerinin hasta nakil ambulansına denk geldim. üsküdar diyaliz merkezi diye bir google aramasında bir kaç merkez çıkıyor. bunları arayıp fiyat/bilgi alabilirsiniz

www.google.com

bir de istanbul belediyesinin ve sağlık bakanlığının evde sağlık hizmetleri oluyor. taşımalı hastaya hizmet verirler mi bilmiyorum ama arayıp bir sorun bence

saglik.ibb.istanbul
uskudardh.saglik.gov.tr

ek olarak üsküdar belediyesinin de bir hizmeti varmış www.uskudar.bel.tr

Çok,çok teşekkürler. Hemen hastamıza iletiyorum bunları. Çok sağolun.

yakın zamanda değil ama 7-8 sene önce 4 günlük prag turu için çekya tam 4 (yazıyla DÖRT) gün vize vermişti. 5 gün bile değil :( insan bari bir hafta verir ama vermedi...

birkaç ay önce 5 günlük tatil için 2 hafta multi aldım.

geçen sene arkadaşıma da tam planladığı gün kadar verdiler 11 gün.

geçtiğimiz sene çekya vizesi aldım
10+ yıl sonrası ilk schengen

10 günlük tek giriş

asıl kalmanız gereken yer hollanda ise oradan almaya çalışın.

veya seyahatinizi tamamen çekya’ya gidecekmiş gibi kurgulayıp vizenizi aldıktan sonra hollanda’ya uçarsanız da girişte “sizin x kanunu kapsamında beni almanız mecburi” deyin. kabul ederse…

maddeyi hatırlayamıyorum ama özetle schengen vizen varsa seni esasında içeri almak zorunda, nerden olursa olsun o vize

ama tabii bunu çok önermiyorum

işe yaradığını tecrübe eden arkadaşlarım var. ben o riski almazdım sanırım

fransa cömert diye biliyorum, yazın da gitmek istiyorum filan diye güzel bi mektup yazarsanız verebilirler

Geçen sene bu günlerde 5 günlük seyahat için 12 gün almıştım. Çekya’nın genel olarak seyahat süresi kadar verdiğini söylemişlerdi

Çözüm bi tesisatçı çağırıp kontrol ettirmek olabilir onlarda bazı aletler var tıkanıklığı bulabiliyorlar yoksa bir zaman sonra illa ki (varsa) alt katın lavabosu taşacaktır.

Bir ihtimal söyleyeyim :)
Hani lavabonun altında gider hortumu var ya onun fotoğrafı olsa iyi olur tabi ama anlatayım.
Ya duvara, ana gidere giden kısım ya da vara akava altında bir hazneye bağlı olan kısım, bazen çok fazla ileri itilmiş olabiliyor.
Duvar için bakarsak, hortum fazla sokuldugu için ağzı ana gider tarafından büyük oranda kapanmış oluyor ve hemen tıkanıyor.
Anlatabildim mi bilmiyorum

kısa +1

bulaşık makinesi gider hortumu da aynı delikten gidiyorsa bul. mak hortumunu fazla ileri itmiş olabilirsiniz bu durumda su geri tepiyor olabilir. bulaşık mak. gider hortumunu 4-5 cm kadar içeri girecek şekilde ittirin. daha fazla ilerletmeyin. daha önce de benzer bir duyuru cevaplamıştım. çözüldüğünü söylemişti duyuru sahibi.

Vara akava ne ya, lavabo altında olacak o

Muhtemelen hortum biraz oynadı sanki evet. Ben her türlü ısta çağırıcam o belli oldu :) hiç anlamıyorum bu işlerden zira.
Çok teşekkürler cevaplar için <3

çok sıcak-kaynar şeyler döküldüyse pimaş boru tesisat içinde bükülerek tıkanma yapabiliyor.

Oynamış hortumu azıcık çekersen düzelebilir. Çıkmayacak kadar
1 belki 2 cm ama foto vs olsa daha iyi olurdu. Ustalık bir şey değil gibi çünkü.

@kısa ya emin olamadım, başka bir şey yapmadığım için herhalde hortum oynadı diyorum ama sonra daha büyük bir şeye yol açmamak için usta çağırmak daha yerinde olacak gibi.

kisa +1
Ayrıca şundan al bi tane. Ustaya vereceğin paraya günah. Küçük iş bu.

www.hepsiburada.com

yağ döküyorsanız o da tıkamış olabilir.

1- fiziki kartınız varsa yanınızda bulunsun. ben uygulamam olsa da hep kartımı okutuyorum. parlama çekme sorunları olabilir.

2-
* havaalanından M11 metroya biniş - gayrettepe son durakta iniş.
* zincirlikuyu'dan metrobüse biniş - cevizlibağ durağında iniş
* cevizlibağda tramvay hattına geçiş T1'e biniş ve şehremini çapa'da iniş (kabataş yönüne giden trene binilecek)

www.metro.istanbul

farklı rotalar da çizilebilir.

neredeyse her araçta (otobüs, metro, marmaray, vapur. minibüsleri bilmiyorum) geçiyor ama otobüslere özellikle iş saatlerinde binecekseniz yanınızda kart olsun. arka kapıdan telefonu gönderecek değilsiniz herhalde.

İstanbul kart uygulaması cok sağlam kafada bir uygulama değil. Bazen donuyor ve kullanılamıyor. Bazen de 6 aylık şifre değiştirme zamanına denk geliyorsun. Yeni şifre verene kadar açılmıyor. Yeni şifre de eskilerinden farklı olmalı :) ne alaka bilmiyorum ama olmaması gereken bir güvenlik önlemi.

Metrolarda da aşağıda çekmiyor telefon.

Dolayisiyla kart elzem.

celik, demir dokum.

çelik tencere ve döküm tava.

granit, mermer vs diye adlandırılan tüm ürünler teflonun içine boya eklenmiş halleridir.
tescil nedeniyle teflon adını kullanamadıkları için aynı maddeyi granit ismiyle satıyorlar.

en kalitelisi de olsa kesinlikle teflon almayın.

en sağlıklısı cam ama ateşte pişirmeye uygun değil
o yüzden düz çelik alın tencerelerinizi
tava olarak da yine kaplama ama teflon!a göre daha az zararlı olan sol-jel kaplamalar var. bu swiss crystal dedikleri. onlardan alabilirsiniz

tencere şu tarz olabilir örnek olarak verdim farklı markalar da olabilir www.ikea.com.tr

tava örnek www.ikea.com.tr

hocam sokakta kalma durumunuz mu var?akıl vermek gibi olmasın ama yardım derneklerine, kaymakamlığa, belediyeye falan danıştınız mı hiç yardımlar konusunda. muhtarlıklar bile belki bir yardım yönlendirebilirler.

hocam ailemle yaşıyorum 5 kuruşum yok.Ailem öldüğü anda sokaktayım.ev felan da yok kiradayız.hava buz gibi dışarıda kalsam bu gün soğuktan donarım mesela.kafayı yiyorum nasıl hayatta kalacağım diye.

Iki yillik bi bolum kazan, kyk'ya tasin. Sonra da part time calisirsin.

allah gecinden versin hocam, ailenizin bir hastalığı falan yoksa şu an, bunu neden düşündünüz.

aileniz vefat etse dahi işe girebilirsiniz çalışma engeliniz yoksa, çarklar bir şekilde döner diye düşünüyorum. evsizlik çok uç bir nokta. kendi evinizden çıkıp ortak paylaşımlı eve geçebilirsiniz. eşyalarınızı satabilirsiniz. yatılı işlere bakabilirsiniz. çözüm üretilir diye düşünüyorum.

ben soruda kira parasi yerine "otel parasi" olmasi kismina takildim.

bir de mantiken su an dilenmeye baslaman gerekmez mi? yani aile olunceye kadar niye bekliyorsun ki.

Lol güzel soru. Aslında en iyi taksimde dilenirsin catır cutur para kazanırsın ama mesaisi uzun is dilenmek. Gezeceksin surekli birilerine kendini anlatacaksin falan. Zor be hacı.

Bence youtube kanalı ac bugun burda dileniyorum diye vlog cek her gun bi tane

soruların genelde sokakta kalmaya ve sefil bir hayat sürmeye yönelik. öncelikle bu kadar çağırırsan olur. ayrıca bu platformu kullanabilen biri dilenmenin ötesinde bir şeyler yapabilir. ışıklarda mendil satan insanlar var, sıkışık trafikte su satan insanlar var. ayrıca kralık ev ya da köhne kulübe yerine otel odası hayal etmen de bir garip olmuş. eğitimin nedir yaşın kaçtır bilmiyorum ama çevrende yapabileceğin işler yok mu? üç harfli marketlerde kasiyerlik olur, mahalle fırınında tezgahtarlık olur, bunları bir düşün. kolaylıklar dilerim kardeşim...

iş başvurusu yaptım ama telefondan arayıp dönen yok maalesef.su satma olayında suyu ucuza nereden alabilirim? iki katına satsak öyle mi kar ederiz.

otel odası niye denilmiş sürekli kalacak bir yer değil otel odası haftada bir üstünü başını yıkarsın o babında .iş başvurusu yaptık tecrübe de var ama dönüş yok.belediyelere de başvurdum onlardan da dönüş yok henüz 4 gün oldu. diğer dilenciler dalar mı bir de oturduğum yerden allah rızası için diye söylensem yetmez mi arkadaşlar.kiralık ev tutacak kadar para kazanırsam dilencilikten tabiki paylaşımlı bir eve çıkarım neden olmasın.ama bana nerede dilenebilirim asya yakası arkadaşlar bunu bi söyleyen yok henüz.

kanka asya yakası diyorsan işin daha da zor. sen kadıköy'de moda sahilden başla, peşine kalamış oradan da yardır dalyan parkından caddebostana akış ve peşine maltepe'ye kadar tabanvay, yolda en az 2-3 bin çözersin, maltepe'de yorulunca otur ve sadece bekle

Her yerde dilenilir ama aklına getirme böyle şeyler.

Turizm sezonu 1 ay sonra açılıyor. Tatil yöresi otelleri komi, garson, bellboy, meydancı arıyor. Lojman da veriyorlar. Yeme içme zaten otelden. Bahşişi, maaşı derken güzel para geçer eline. Değerlendir derim.

Elin ayağın sağlamken dilenmek pek işine yaramaz nerede olursa olsun. Yüze yara bere, mümkünse uzuv kaybı. Bi de yerde oturman lazım öyle gezerek olmaz.
Fatih bölgesi, cami civarları iyidir.

yarın ramazanın ilk cuması, cuma çıkışı yoğun bir cami önü iyi iş yapar.

dalga geçiyorsun ama yine de bu kadar çağırırsan elbet bulursun çağırdığını +1

valla ramazan geldi floryada her çöpün başında biri yemek alır gibi yapmaya başladı, aradan iki saat geçiyor aynı yerden geçiyorum yine çöpü karıştırıyorlar. bence sen bu taktiği kullan. birde eline ekmek al her biri geçerken çöpten cıkmış yiyormuşsun gibi yap, günde 5,10 kişi yutsa karnın doyar. bide ramazan ya hemen yarın başlaman lazım tam dini duygular tepedeyken.

çöpten yemek mi topluyorlar? statik durup dilenme benim de aklımda

neden dilendiğinizi anlamadım. tek tek restoranları, pastaneleri, her yeri gezerim. illa bir tanesi "geç içeride bulaşık yıka" der bence.

hocam dilencilik birçok insan için bir meslek. Çok az insan bunu gerçekten muhtaç olduğu için yapıyor. Sokaklardakilerin çoğu mesleği olarak görüyor bunu. Hatta birçoğu çeteleşmiş ve parsellemiş durumda bölgeleri.

Yani siz bir yerde dilenmeye kalkarsanız, size bela olurlar "müşterilerini "kaptırmamak için.

Yani öyle çıkıp dilenemezsiniz. Hem kanunen yasak, zabıtayla uğraşırsınız. Hem de size tezgah açtırmazlar öyle:)

Böyle şeyleri düşünmeyin. Gidin düzgünce işinize gücünüze bakın.

Eğitimliyseniz, zaten bir şekilde iş bulma şansınız var.
Eğitiminiz yoksa da kalifiye olmayan işlere bakın. İyi kötü elinize 3-5 kuruş para geçer. Kiranızı döndürürsünüz.

Belediyelerin meslek edindirme kursları var. İşkur'un mesleki eğitimleri var. Hiçbir eğitiminiz olmasa bile bir meslek edinebilirsiniz. Aşçılık, güzellik uzmanı, şoförlük, berberlik, forklift operatörlüğü vs vs.... bunların çoğu ücretsiz. Hatta işkur günlük harçlık da veriyor kurs boyunca.

Eğitiminiz vardır ama mesleğinizin iş olanakları kısıtlıdır. O zaman alternatif meslekler bakının. Yukardaki gibi işçi açığı olan alanlara yönelin.

Şu anda muhtemelen bir süredir işsiniz. O sizde biraz bunalım yaptı.

Ama evde oturmakla olmaz o iş. Biraz kendinizi zorlayın.

Eğer konu anksiyete, depresyon vb ise, bu konuda da belediyelerin ücretsiz destek servisleri var. Onlarla görüşün mutlaka.

Hiçbir şey yoksa bile kapı kapı gezin restoranlara, dükkanlara mağazalara. İş arıyorum deyin. Mutlaka size iş verecek biri çıkar. Özellikle haftasonu mutlaka mekanlar adam açığı yaşar.

hmm yani sen kapı kapı dolaşıp iş var mı diye soramıyorsun (utanma, çekinme, kendine yakıştıramama her ne ise sebeb) ama sokaktan geçen insandan allah rızası için 1 lira diyebileceksin öyle mi?

hayır sokakta kalırsam dilenirim de orayı parsellemiş insanlarla da kavga olacak gibi o zaman diğer dilencilerle ...

hocam senin derdin ne tam olarak, 2021'de bambaska duyurularin varken 2025'te ve son bir aydir dilenmek, cezaevine girmek, is basvurusu, sokakta kalmak vs diye duyurular aciyorsun her gun her gun, cidden problemin ne senin? troll musun yoksa?

troll değilim kardeşim geleceğimden korkuyorum sadece.niye insan telaşlanamaz mı

yatırım hesabın var mı hocam? en en en kötü ihtimal para piyasası fonu alınır onda duru boş durmasındansan, faiz gibi düşün ama oran biraz daha yüksek hem de vade olmadan istediğn zaman satarsın.

vadeli?

Para piyasası fonu + 1

paran hangi bankadaysa yatırım işlemlerine girip kendi bankanın para piyasası fonunu alabilirsin. başka ppfler de alabilirsin ama olaylara çok hakim olmadığını anladığım için kendi bankanın ppf'sini al geç. günlük vadeli gibi getirisi oluyor, aylık %3-4 gibi bir getisi olur...

Ublock origin

ublock origin artık kullanılamıyor galiba
prnt.sc

firefox + ublock origin

adguard oldukça güvenilir. Yıllardır banka işlemlerimi bile kurulu olan tarayıcıdan yapıyorum. Gayet iyi.

adguard yahut ublock origin lite. ikisinden de verim almak icin ayarlarini kurcalamaniz gerekebilir. duz ublock origin iyiydi, default ayarlari guzeldi, manifestv3 ile artik tarih oluyor.

adblock patates olali baya oldu ya, yillardir ublock origin, sorunsuz. chrome kaldirdiysa surdan bakabilirsin.

ublockorigin.com

Ublock Origin'in Chrome desteği kalksa da mevcut kullanıcıları hala kullanabiliyor ama sıfırdan indiremiyorsanız Ublock Origin Lite kullanılabilir.

teşekkürler
adguard ve ublock origin lite kurdum. sorunumu çözdü. daha önceden de adblock plus var.

adguard işimi gördü. ublock origin chrome desteği kalkmış maalesef.

Ben de yakın bütçeyle araç arayışındayım. Elektrikli modellere bakıyorum. Tam bu bütçeye uygun Kia Niro alabilirsiniz. Biraz daha düşük paket yine Kia EV3 alınabilir.

Ne almazdım:
Dizel, elektrikli
Tüketimi yüksek
Büyük hacimli motorlu
Ne alırdım:
Benzinli
Japon arabası (toyota, honda)
100 beygir 150 tork yeterli
Tavsiyem:
Yaris, corolla, city, i20

bu bütçeye toyota corolla cross alırdım. web sitesinde 1780 tl diyor ama bayiden fiyat alırsanız daha düşük fiyat vereceklerdir muhtemelen.

Corolla crossun yıllık 15k mtvsi var. Yapacağı tasarruf fazlasıyla oraya gidiyor.

Not: corolla hybrid kullanıcısıyım

Öncelikle eliniz çok kuvvetli bunun farkında olun. Otomotiv piyasası yatay seyrediyor, 2025 yılında da bu şekilde devam edecek gibi. Kapısını çaldığınız her bayi indirim seçenekleri sunacaktır. Bu paraya ikinci elin riskiyle uğraşmayın. Sıfır alın ki kafanız rahat olsun. Bayilerde 250-300 bin liraya sıfır faiz 12 ay vadeli kampanyalar var, bunlardan da faydalanın.

Toyota ve Volkswagen grubu gereksiz pahalı. Her marka indirim yaparken bunlar burunlarından kıl aldırmıyorlar. Oysa kaliteli bakımından diğer markalar ile aralarında elle tutulur farkları yok, tamamen marka algısı.

Elektrikli araçların 2. eli hareketli değil. Batarya ömrü sıkıntı.


1.500.000 ~ 1.800.000 arası;
-Ford Puma St-line (2024-25)
-Peugeout 2008 veya 3008 (2025-25) zincir triger
-Opel mokka (2025) zincir triger
-Nissan Qashhai veya Juke (2025)

nasıl kullanılacağına çok bağlı bir soru bu. bence önce ihtiyacınızı belirleyin. genişliğe mi ihtiyacınız var, performansa mı, premium markalardan 2. el mi yoksa diğer markalardan sıfır mı, elektrik mi benzin mi dizel mi. bir de tabi neyi beğeniyorsunuz asıl önemli olan bu.

ben olsam bmw 1 veya 2 serisi, ya da mercedes a200 2020 model sonrası ikinci el mümkün mertebe temiz bir araba bakardım. tabii küçük araba bunlar.

Togg abi. Kredi avantajiyla maliyeti dusur

www.youtube.com

4x4 suv alırdım ben. Neden derseniz herhangi bir kaza anında hayatta kalması daha yüksekte ondan.

Burada kar yağıyor, az önce camdan baktım 5 tane martı uçuyordu, sanırım üşümüyorlar.

Balıklar da buzlu suyun altında yüzmeye devam ediyorlar, bilmiyorum gidip sormak lazım

@HellKeePer

Balıklar apayrı konu. Balıklar soğukkanlı, yani vücut ısıları çevredeki suyun sıcaklığına göre değişir. Su soğuksa balık üşümez çünkü vücutları suya uyum sağlar. Ama su sıcaksa, balık da daha sıcak olur. Kuşlar ise sıcakkanlı, yani vücut ısılarını kendileri korurlar ve dışarısı soğuk olduğunda üşüyebilirler.

Biz bile kuş tüyü, kaz tüyü montlar giyiyoruz çünkü bu kanatlı hayvanların tüyü hayvan gibi ısı yalıtımı sağlıyor.

Göçmen kuş değil ki bunlar, yaşadıkları iklime uyum sağlayanlar çoğalıyor, uyum sağlayamayan fazla üreyemeden ölüyor. Sığındıkları ağaçlar, kapalı yerler de vardır mutlaka.

kuş uzmanı değilim ama martıların üşüdüğünü sanmıyorum. neticede onlar su kuşu ve daha önceki yıllarda böyle karda falan denizde yüzdüklerine şahit oldum. onların tüyleri yağlı ve muhtemelen tenlerine su değmiyordur. tüylerindeki yağlı katman onları su ve soğuktan koruyordur. karga ve güvercinleri bilemem ama onlar da sonuçta açık hava hayvanı elbet dirençleri bizden daha yüksektir.

şöyle bir şey var www.youtube.com

kargalari bilmiyorum ama martilarin deniz kusu olmasindan ötürü ördekler gibi tüylerinin hidrofobik olabilecegini düsünüyorum. su video benim cok hosuma gitmisti: www.youtube.com
google'a sorarsak bence martilarin tüyü de ayni böyledir.
www.youtube.com

exlibris neredeyse ayni seyi benden önce yazmis, yazdiktan sonra fark ettim.

ölüyorlar

kargalar itlaf ediliyordu haşerattan farksız olduğu için
6 Nisan 1932, Akşam gazetesi
i.imgyukle.com

kediler köpekler de soğukta ölünce insanlara ait şehirler başıboş hayvanlardan temizleniyordu.
ölmeyince itlaf ediliyordu 1920lerden 2005e kadar sürdü bu.

ama artık siyasi/yem rantı icabı ve insanların menfi dönüşümü sonucu hepsini bakmak gerektiğine dair bir inanış doğdu

ankaraya bu sabah kar atıodu, kış lastiksiz gece ve sabahları yollar buzlu oluşundan dolayı zorlanırsınız.

Ankarada idare edersin de Bolu sikinti olabilir. Risk almak sizin karariniz.
Ama eger kesin cikacaksaniz hemen cikin ic anadolu - marmaraya kar yagisi alarmi verildi bugun ogleden sonraya.

Çok acil değilse ben gitmezdim.

Trenle git mümkünse. Uçak seferleri de iptal oluyor çünkü.

Bu şekilde yazlık lastikle giderim yea bir şey olmazcılar yüzünden başkaları sıkıntıya giriyor, yol saatlerce kapalı kalıyor, binlerce insan kurallara uymasına rağmen yolda ilerleyemiyor.

Güneş gittiği anda, yollar buz tutar. Güneş yoksa geniş lastikle veya yazlık lastikle çok riskli olur.

Özellikle Bolu tüneli, bir de Gerede-Cankurtaran. Güneş varken sorun olmaz aslında.

gidilmez. bolu'da ciddi sorunlar yaşayabilirsin. özellikle böyle karlı havalarda kaza riski ve tünelin kapanma riski var. böyle olunca bolu dağını tırmanman gerekir ki bu yazlık lastiklerle imkansız.

asla riske girilecek şey değil.

Lastikler takıldı teşekkürler herkese.

bence gitmeyin. her ne kadar otoban ana arterlerde tuzlama çalışmalarından dolayı temizlik olsa bile işiniz acil değilse risk almayın. yolda kalırsınız rezillik olur soğukta.

kış lastiği olsa bile sıkıntı, iyi yolculuklar

Bundan önceki yağış sürecinde İstanbul'a dönerken yaz lastiklerim vardı. 60 ile yavaş yavaş geçtim Bolu'dan ama sadece Bolu değil, öncesi de sıkıntılıydı. Arada 1-2 defa kaydı araba. Sıcaklık büyük oranda sıfırın altında seyretti zaten. Yollar açıktı bu arada. Kar küreme araçları düzenli olarak çalışıyordu. Karda saplanmazsın ama buz var.

Hele Bolu'yu saat 4'ten sonra geçeceksen riske hiç gerek yok. Tak kış lastiğini sakin sakin git. Yaz lastiği ile kesin kaza yaparsın demiyorum ama riskli.

2,5 tan sonra bıraktım ay söylemeyi. Bu sefer de aylardır 2,5 yaşında bu çocuk hayırdır diyorlar. Pedagog ya da doktor falan sormadıkça ayını hesaplayıp söylemem bu saatten sonra.

çok saçmaymış. 3 aylık 5 aylık 1 yaşında 1 buçuk dersin yuvarlarsın bize ne 14 ay 8 gün 16 saat oluşundan :P

584 aylık bir insanım böyle saçma bir şey duymadım. 3,5 yaşında 4,5 yaşında falan denir. 6'dan sonra da buçuklar da söylenmemeli bence. 7 yaşında falan denir.

İki yaşına kadar ay hesabı, sonra yaş mantıklı olan. Fakültede pediatrik gelişim basamakları böyleydi. Doktorlar da zaten kaç aylık/kaç yaşında diye sormaz, doğum tarihi sorar, pediatri stajında ilk öğretilenlerden biridir bu. Günlük hayatta da böyle daha makul

Sacmalik, kafayi kirdiklarini dusunuyorum. Cok sukur hic etrafimda boyle insan yok.

2 yasindan sonra ay kullanilmaz ki zaten kiyafetlerde de boyle.
44 ay garip bir cevap..

ilkokula başlangıç bile 72 ay olarak ifade ediliyor. dolayısı ile çok da yanlış değil. 2+ dediğiniz için örnek veriyorum 24 ay ile 34 ay ayasında dağlar kadar fark olur. ancak şu var ki doktor ya da benzer yaş grubunda çocuğu olan ebeveyn sormuyorsa ben ay olarak söylemiyorum. 2-2,5-neredeyse 3 gibi anlaşılır olacak şekilde söylüyorum.

teknik olarak bir anlam ifade ediyor olabilir. örneğin okula başlarken, gelişimini izlerken vs.

ama anneler arasında muhabbette 44 aylık demek saçma, üç buçuk yaşında der geçersin.

hamilelikte de bu böyle. tıbbi olarak hafta sayılıyor, ama ne kadarlık hamilesin sorusuna 32+5 demek yerine 8 aylık diyip geçiyorsun.

internetten alınacak en son şeylerden birisi perde olur herhalde =) kumaş kalitesi, dokusu, rengi vs. canlı görmek en iyisi... ayrıca ölçülere göre alınması lazım. bence en yakın perdeciye gidin.

mahallenizde ya da yakınlarda illa perdeciler vardır. en yakın birine gidin, gelip ölçü alsınlar, orada beğendiğiniz bir tülü yaptırın. arkasına da güneşlik dedikleri beyaz perde yaptırdınız mı tamamdır. daha gösterişli bir şeyler isterseniz kenarlara fon perde falan yaptırılabilir ama ben sadelikten yanayım. tül, arkasına da güneşlik...

Bu:

youtu.be

siyah blackout

düz tül perde olacak ama ütü istemeyen modellerden yaptırırsanız daha iyi olmaz mı?

en yakın perdeciye gidebilirsiniz zaten ölçü almak ayrı bir sorun. ölçü vs sorun değil derseniz ütü istemeyen düz tül perde diye aratacaksınız.

www.trendyol.com

şu çok hesaplı mesela. 15 tl metresi!!

şurada uzun halini buldum. hilmi yavuz'muş youtu.be