bir işletme öğrencisi olarak cevap vereyim, bu başlıklar çok temel. sadece dersi dinleyerek bile geçebilirsin. hele bir de çalışırsan ohooo.

böyle kitapları genelde afşar timuçin hoca yazar. bir bak sitersen kitaplarına.

teşekkür ederim ama o tarz bi kitap değil benim aradığım, dediğim gibi referans kitabı. baya iri bişe.

(bkz: felsefenin temel ilkeleri)

www.netkitap.com

-felsefenin öyküsü
www.idefix.com

www.osym.gov.tr adresinden izmir için ösym bürolarına bakabilirsin. adresleri vardır yanlarında.
ayrıca sınav 15 kasımda olduğu için biraz daha beklemeni öneririm. zaten bu osym büroları sınavdan evvelki son hafta çarşambadan evvel yeni sınav kartını çıkarmıyorlar. bekle gelir diyorlar. hemen 2 dakikada çıkarırlar ama 3 lira karşılığında.

not: yani bu dediğim geçtiğimiz sınav için böyleydi 6 ay evveli. konu ile ilgili sistemde bir değişiklik yoksa geçerli bu söylediklerim.

çok teşekkür ediyorum öncelikle.

@vice versa: buca'daymış, ben alsancak'ta diye duymuştum ama... kötü oldu bu.

başlığı görüp de aynı dertten muzdarip olanlar varsa diye not edeyim. aradım sordum, tıpış tıpış buca'ya gidiyoruz. dokuz eylül iktisadi idari bil. fak. kampüsünde hasanağa bahçesinin karşısında ösym bürosu varmış. ben henüz gitmedim kadın bana böyle tarif etti. bir de perşembeden önce gitmeyin, vermiyorlar. cumartesi de açık. bu belgenin bana ulaşmamasının sebebi kimse yayında ve yapımdaki emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum, ahirette iki elim yakasında olacak.

benim laptop farklı ama genelde en iyi alternatif gittigidiyor.com'da oluyor, başka yerde bulamazsan aklında olsun.

www.bizimnotebook.com

barber of sevilla. bir iki harf yanlış olabilir ama youtube'da böyle aratırsan bulursun.

the barber of seville

şöyledir tam ismi:
(bkz: il barbiere di siviglia)

korsan kitapçılarda bunların cdlerini çok ucuza bulabilirsin aslında
bi de şöyle bir link buldum idownloadunlimited.com

korsan kitapçı iyi fikir.
şimdi bi link buldum deniyorum, yoksa verdiğini denerim. teşekkürler.

warez bb org'da toefl ile ilgili bir sürü e kitap ve dinleme materyali var. bir bak derim.

ilk link zaten soruda bahsettiğim "active password changer". ikincisini de az önce denedik olmadı.

lifehacker.com

bu soruyu aynı sorunla okuyan olursa diye söylüyorum, tek yol format.

arkadaşımın da aynı sorunu var, bazen çekince aydınlık bazen çekince karanlık mı çıkıyor?

evet öyle. çoğunlukla da karanlık. hele flaşı kapatınca önünde siyah bi tül varmış gibi.

iso, enstantane ayarları filan yaptım tabi ama çok detaylı uğraşmadım. genelde otomatikte çekim yaptım.

İzmir Ekonomi Üni. 4. sınıf öğrencisiyim. Koşuldan kastın ne bilmiyorum ama, 4 sene boyunca kullanman için gayet iyi bir laptop, 9 ay boyunca 300 lira burs, burslulara bedava yurt hizmeti, yurdun kampüste olması, eve çıkan burslu öğrencilere ayda ekstra 250 lira yardım, yurtta her odada net, banyo, wc, özel dolap filan filan, gayet iyi hocalar, izmir'de olmak gibi gayet güzel koşullar var.

ben 3 senedir koç'ta okuyorum. diğer universiteleri bilmiyorum ama koç'un ogrencilerinden iyi para aldıgını biliyorum. ona gore de karşılığı oluyor. aralarında en pahalı koç (yeditepe tıp hariç)

köre sormuşlar malın iyisini nerden anlıyorsun, o da fiyatından demiş, ya ya (dunyanın en sıg adamıyım biliyorum!)

şaka bi yana koç iyidir..

Ben üniversiteleri kabaca şu şekilde değerlendiriyorum. Bilmem katılır mısınız..

1. Güçlü bir eğitim-öğretim kadrosu. (Akademik faaliyetler, yayın performansı, hocaların yurtdışı bağlantıları ve hocaların üniversite içindeki araştırma (eğitim değil) laboratuvarları vb.)
2. Kütüphane imkanları!!! Yeterince geniş mi, basılı eser sayısı ve niteliği (tarihi eserlerin (!) yanında güncel eserlere de yeterince kaynak ayrılıyor mu), elektronik veritabanlarına erişim imkanları (ieee, acm vs)
3. Sosyal ortam, kültürel faaliyetler ne düzeyde, öğrenciler dersler haricinde de ciddi anlamda etkinlikler düzenleyip sosyalleşebiliyorlar mı.
4. (Vakıf okulları için) Öğrenciye para harcanıyor mu? Neredeyse tüm gelirlerini öğrenciden elde eden güzide okullarımız (!) olduğu gibi, ciddi anlamda öğretim kadrosu oluşturup ar-ge'ye yatırım yapan üniversiteler de mevcut. Referans gazetesinin, bu konuda araştırması vardı. İncelersen kafandaki sorulara cevap bulacaksın. Aratıp bulabilirsin kolaylıkla dediğimi.

X,Y üniversitesi demek istemiyorum. Yaptığın listeden herkes aynı cevapları verecektir. Bence biraz da kendin değerlendir üstteki kriterlere göre. Zaten şu okul şundan daha iyi bu bundan kötü demekle sadece genelleme yapılır. Kimi üniversitenin mühendislik fakültesi çok kuvvetli iken iibf'si zayıftır. Kiminin de tıp fakültesi güçlüdür, diğer bölümleri geride kalmıştır biraz vs..

bilgi artistikdir felan ama iyidir

aynı bölümlerdeki bursluların sıralamalarına bakarsan belki bi cevap elde edersin.

İstanbul için Sabancı ve Koç aklına gelebilecek birçok kritere göre ipi göğüsler.
seçtiğim bölüm de önemlidir, mühendislikler için sabancıyı, ekonomi-işletme için koç u öneririm- kendi deneyimlerimden ve mezun arkadaşların değerlendirmelerinden yola çıkarak.
Bilgi giderek daha kaliteli bir üniversite olma yolunda, Beykent Doğuş Bahçeşehir Yeditepe bazı bölümlerde varlık gösterseler de genel standartlara bakınca bence sınıfta kalıyor.

turkiyenin tek düzgün arge tabanlı mühendislik okulu bilkenttir. ikinci ise tobb-etu dur. bu iki okulda arge ortamı çok güzel. koç sabancı yeditepe kaliteli ama muhendislik tobb bilkentte okunur. beykent okan bunlardan uzak dur parana yazık.

hamburga elendi. çeyrek final öncesi eleme. bülent korkmaz vardı t.direktör olarak. kewell defans çıkmıştı.

buradan bakabilirsin, golleri kim attı,ne bitti vs

tr.wikipedia.org

2 atıp 3 yemiştik hatta. bülent hocanın goden sonra geri yığılma politikası diyerek özetleyebiliriz. ondan önce de bordeaux'yü elemiştik. erkeklikle kadınlıkla ilgisi yok ki bunun hem. ben kadınım mesela.

şekil 1a: i32.tinypic.com

Sanatçının adını veremiyorum, üzgünüm. Çünkü çok kıskancım :-P hehe...

En çok etkilendiğim diyemem ama en güncel olanı diyebilirim sanıyorum.

sexualityinart.files.wordpress.com

yazıyorum nedeni, arkadaşlarla içmeye gittiğimiz bir günde birkaç biradan sonra hayattan konuşmaya başladık (o hepimizin filozof kesildiği anlar=)) o sırada arkadaş (konuyu hatırlayamadım şimdi) abi şu duvardaki resme bak dedi, ben de baktım. uzun bir süre baktım. o renklerin içinde kaybolmuştum sanki, ben de bağırmak istedim; kulaklarımı kapatıp haykırmak. alkollü olmasam bu kadar etkisi olur muydu acaba=) bilmiyorum. böyle de garip bir nedeni var=)

img43.imageshack.us

belki tablo degil ama fotograf olarak bu.

sebep: gercekten cok benziyorlar.

genel olarak gustav klimt eserleri ama özellikle
www.gustavklimtcollection.com ; mutlak huzurun resmi!
ve de joan miro tablolarını da incelemeyi çok seviyorum, hemen her baktığımda farklı şeyler görebiliyorum

geyik kontenjanını kullanayım. mali tablolar vardı muhasebe dersinde en çok o tablolar etkiliyordu beni.

upload.wikimedia.org

Mistik, korkutucu ve yüceliği karşısında kelimeler kifayetsiz.

dali.urvas.lt

salvador dali

van gogh - arles'te bir oda ne kadar basit değil mi ?

www.ibiblio.org

tablo değil bu, kitap için yapılmış bir çizim ama ben hayvanlar gibi seviyorum. hatta 70x100 çıkış alıp sıvatıp astım masamın üzerine. ne zaman içim sıkılsa, çıkmazda olsam oturup bu resme bakarım.

ne alaka lamn? demeyin.

tragicallyunhip.files.wordpress.com

salvador dali - raphaelesque head exploding

lh4.ggpht.com

çünkü ruhsal ve zihinsel olarak kendimi anlatmam gerekse bunu çizerdim. çok güzel.

arattım böylece tablonun adını da öğrenmiş oldum
www.bookofjoe.com

monet'in bahçem tablosu ve fakat ben de bulamıyorum nette :/
(gerçek adını bilmiyorum tablonun)

monet.uffs.net bunun gibi bir şeydi işte :/ ama bu değil.

inciraltı raks=)

çeşmealtı'na git, dönmez restoran'da ye. gidebiliyorsan bunu yap. 9 ayım orada geçti, 500 defa yemişimdir, hiç bıkmadım, hatta şimdi de canım çekti :)

tabiki güzelbahçe..

bizim evde yiyebilirsin hacı.

Kemeraltında deniz kızı diye bir yer var. Balıkçılar çarşısının orda. Deli salaş bir yer. Peçeteler kağıttan falan yani. Ama yediğim en lezzetli midyeler (sıcak,sıcak taptaze) ve balıklar burada pişiriliyor. Yaw turistler geliyor daha ne diyeyim.

kitap okumak insanı yoran bi iştir bence ... insan merak ettiğinden okur ama sen filmlerini izlemişsin ve kitapta neler olcağını bildiğin için kitaptan sıkılabileceğini düşünüyorum.ama sen illa okuycam diyosan sonuçta kitaptan sinemaya uyarlanmış çoğu yapımda kitabın verdiği zevk daha başkadır

şüphesiz filmi izlemek çok daha rahat ve az zaman alan bir olay fakat bazen dediğin gibi kitaptan alınan zevk bir başka oluyor. aslında ben de bunu merak ediyorum.
daha önceden clockwork orange filmin seyretmiştim daha sonra da kitabı okudum ve kitap gerçekten bekleneni vermemişti bana.

kitap neden yorucu bir iş olsun ya... Oku kitaplarını, filmlerinden çok daha iyidir.

kitaplar çok daha güzel ve ayrıntılı.. hemen başlamalısın bence de..

valla kitapları yıllar önce bitirmiş biri olarak söylüyorum, o filmleri beğeniyosan kitaplar için ölürsün, o derece güzel. kesinlikle oku.

eğer hikayesi sardıysa seni (ki sarmış demekki) kesinlikle oku bence de bissürü yeni şey keşfediceksin onlar için bile değer.

kitaplarını mutlaka okumalısın. okumaya başlayınca zaten filmden biraz uzaklaşacaksın; çünkü bir sürü boşluk dolacak.
Harry Potter filmlerini izlediysen gözünün önüne kendi hayal dünyan değil, filmlerde gördüğün tanıdık görüntüler gelicek; ama olsun, bu da farklı bir deneyim, farklı bir zevk.

western digital
(gelen cevapların yarısı western digital, diğer yarısı da seagate olacak zaten)

bende wd 640 gb var, media markt'ten 180 lira gibi bi fiyata almıştım. kesinlikle tavsiye ederim, hızlı, kullanışlı, şık filan. daha ne istersin ki.

urun.gittigidiyor.com

ilki emir olduğu üzre WD'den geliyor:

www.hepsiburada.com

ikinci, doğal olarak ikinci sıradaki firmadan geliyor:

www.hepsiburada.com

Seagate almaya karar verirsen Vatan'da 168'e bulabilirmişsin.

patlatma, fazla da oynamamaya çalış dilince. kendiliğinden geçer bir süre sonra.

çok teşekkür ederim, inanılmaz içim rahatladı. bir an ömür boyu kalacak zannetmiştim!!!!
mühim olan ne zaman geçeceği. :)

uzun surebiliyor. piraldyne ya da kenacort kullan.

piraldyne her derde deva. ama sürünce yanar sonra ağlama :) geçmiş olsun.

uzun sürmez 4 gün bilemedin 5 gün hadi olmadı 7 günde en kötü ihtimalle 2 haftada geçiyor.bana da sık sık olur.

patlatma diyonuz yani...

Doktora git mesela

geçmiş bile.

asgari ücretin 3 te 1 idi eskiden ben öyle almıştım... staj yaptığınız yere göre değişir bazı şirketler tam maaş da verebilir

ben de mercedes-benz ' de staj yapıyorum da sigortanın zorunlu olduğunu biliyorum ama maaş zorunlu değil..

nerden çıkarttın ki onu?

ben de şu an staj yapıyorum ve maaş konusunu ilk kez duyuyorum.

yaptığın işe göre değişir. mesela stajyer avukatın maaş alması kanunen yasak, ama uygulamada tecrübene-patronuna göre değişmekle beraber, 800 civarı alırsın istanbulda. ankarada ise 400-500 alırsın

sigortayı okul yapıyor. o yüzden şirketi ilgilendirmiyor. yemek ve yol verirlerse öpüp başın koy.

beni kandırmış o zaman maaş da zorunlu oldu diyen arkadaş. teşekkür ediyorum herkese.

-bugün muhasebede stajyer ücretleri diye konuşuluyodu, ne kadar olduğunu duymadım ama en azından ödenecek zorunlu olmasa da, onu belirteyim dedim :)

kıbrıs şehitleri'nde, yerden tavana kadar kitap raflarının olduğu başarılı bir sahaf var. kıbrıs şehitleri'ne açılan bir sokakta hatta, dışarıya falan bir sürü kitap-dergi koyarlar. oranın arşivi gayet iyidir. alsancak sevgi yolu ve bornova sevgi yolu'nda da kitap seçenekleri fazladır. bornova'da osman kibar kavşağına yakın bir yerde de sahaf hatırlıyorum ama seçenekleri çok fazla değildi. kızlarağası hanının girişinde de, eski-püskü yazıların bulunabileceği bir sahaf mevcuttu.

kızlarağasında da gözüme çarpmıştı bir iki sahaf.

hatta dün kızlarağasındaydım, kitap da satan var, plak da para da, her şeyi satan var. hatta 60 senelik açılmamış türk pipo tütünü aldım kendime dün.

kibris sehitlerinde yerden tavana kadar kitap raflarinin oldugu yerden sahafdan ziyade kitap saticisi. kitap cok ama sahaf baska birsey sanki. senin aradigin türden bir yer kizlaragasinin hemen disinda var (daha once dükkan icerideydi). konak a dogru olan cikista hemen sol tarafta..

bu dosyaları direk dvd'ye yazarak bunu gerçekleştirmem mümkün değil.

hayır mumkun :)

Cucusoft AVI CONVERTER

Convert X to Dvd (program adı bu)

edit: bununla altyazı da ekleyebiliyorsun.

gezginler.net sitesinden, video kategorisine göz atarsan, bu işe yarayan birçok program görebilirsin. ben birini örnek verebilirdim ama sen açıklamaları incele, hangisi en çok işine gelirse onu kurarsın.

peki arkadaşlar, teşekkürler hepinize. avi olarak dvd'ye yazınca oluyormuş gerçekten de ama dvd player kaynaklı birşey de olabilir. o yüzden başka nedenle çevrim yapmak isteyenler için de sergilensin bu topic X)

shift + enter işini görebilir

Netten birşeyler kopyalayıp yapıştırmış ve o format üzerinden devam ediyorsanız sıkılıkla karşılaşabileceğiniz bir sorun bu.

Önce bütün metnin formatını temizleyin, hala yapıyor mu bir bakın. Muhtemelen default word formatında yapmayacaktır. Ondan sonra tekrar kendi istediğiniz gibi formatlayın.

çift satır aralığı olmuştur. teke indirirsen düzelir.

ilgili bölümü seçip, "normal format" olayını seçersen düzelmesi muhtemel.

efenim en ukala tavrımla söylemek isterim ki; bizim alt satıra geçer diye bildiğimiz enter tuşu aslında paragraf yapar. alt satıra geçmek için shift+enter kullanılır.

enter ile çift satır aşağıya gidiyorsa da paragraf ayarlarından ayarlayabilirsiniz alttan üstten ordan burdan olan boşlukları.

shift + enter işimi gördü, zaman ayırıp yardımcı olmaya çalışanlara teşekkürler.

ben ilk 2 kur gittim cervantes'e, gayet güzel bir temel eğitim alıyorsun. hello how are you düzeyinde gibi düşünme başlangıç seviyesini. geniş zaman, geçmiş zaman, preposition filan, eğer pratik yapmaya da fırsatın olursa orta seviyede konuşabilirsin ilk iki kurla.

turkuazz fiyatı ne kadardı acaba?

ben 3 sene önce gittim, değişmiştir muhtemelen. cervantesin sitesinde vardır fiyatı. öğrenci indirimi gibi şeyler de var ayrıca.

ben 3 yıldır ispanyolca öğreniyorum. o kadar hızlı konuşuyorlar ki, 2 kurla bir kısmını anlarsın, çat pat konuşursun gibime geliyor. biraz daha devam et bence mümkünse.

sinavdan once fazla miktarda kavun, kayisi falan yemeyin, fazla kahve icmeyin, sinav esnasi icin de glisemik indeksi yuksek herhangi bi karbonhidrat alabilirsin.

uzum suyu olur, dandik meyve sulari olur, kesme seker veya $u meyveli olipsler olabilir. hic birini denemedim gerci, ben yanima sadece o zamanlar isostar diye bi icecek vardi, ondan almistim.

kuru üzüm almıştım ben.
topik falan da olabilir, ses çıkarmaz yerken haşur huşur.
deneyim taze değil ancak yaklaşık 12 13 yıllık.

2005 girişli konuşuyor: su, 2 uçlu kalem, 1 kutu uç, 2 silgi (biri düşer yuvarlanır ve uzaklaşır diye:), 1 meşhur sınav kalemi, olips limonlu-portakallı şeker. kostüm de düz siyah tişört, atkuyruğu saçlar, kot ve konvers. arz ederim :)

yalnız bak şekerin zihin açıcı ve kan şekerini yükseltici etkisi 30 dk imiş. sonrasında eskisinden de beter oluyormuşsun. o yüzden bu ince uzun paketler oluyor ya ondan al. hem çok bulunur hem de hışırdayıp diğerlerini rahatsız etmez.

ha unutmuşum editliyorum: başarılar :)

kot giymek bence pek doğru olmaz ya, spor şortu giyin, nolacak (: bi de eğer klimalı bir yerde giriyorsanız mutlaka yanınıza hırka veya benzeri bir şey alın, üşürsünüz falan. mutlaka kağıt mendil de alın, insanlık hali ne olacağı belli olmaz, eliniz falan kesilir bir şey olur...

süperim yalnız tıkınacak yazdığını görmemişim :P neyse silmeyeyim belki faydalı olur (: cevapları okuyunca direk başlıktan sonra, ne giyebileceğiniz bile yazıyordu şaşırmışım.

yicek falan almayin bence de, yicek zaman da olmuyo zaten
tek soyleyebilecegim suyu da manyak gibi surekli icip durmayin, 30. dakikada cisi gelmis ve 2 bucuk saat boyunca cisini tutmaya kasmis bi insan olarak soyluyorum
rahat olun ne istiyosaniz giyin, her zaman yaptiginiz kahvaltiyi yapin, denemeye gider gibi gidin

olips ve biraz kuru üzüm iyi olur bence çünkü arada bir şeyler atınca ağzıma daha iyi geldiğini hissediyorum yani gerçekte gelmiyo da olabilir de türkçe sorularında falan uyumamı engelliyor en azından.. bunu keşfetmiştim deneme sınavlarnda :)
rahat bi şort, tshirt, bi tane fermuarlı kapşonlu bi şey almayı düşünüyorum yanıma. selpak direk olmalı zaten hiç belli olmuyor benim burnum.

bir de sınava itü denizcilik fakültesinde gireceğim, klima var mıdır amfilerde? olsa çok kral olur aslında :)

ayrıca çok teşekkür ederim öneriler için :)

normalde deneme sınavlarına girerken yanınıza ne alıyosanız onu alın, ekstra bişey götürmeyin. bi de sınavdan önceki gün dışarda (deniz kenarı olur, çimlik bi yerler olur) gezin dolaşın, açılın, mümkünse arkadaşlarla gidin.

bir boş şişe iyi olur, hani çok sıkışırsın ama tuvalete izin verilmez.. (erkeksen tabii)

başarılar :)

niye birşey alma derdindesiniz ki? 3 saat 15 dakika birşey yemeden durulabilir gayet. ve yanına birşey alıp sınavda onu açarken ses yapana çok fena küfürler hazırlamışlar. ben etmiştim ordan biliyorum.

bir şey alma derdindeyim çünkü dikkatim kolay dağılıyor ve olips vb şeylerle daha kolay topluyorm yani psikolojik de olabilir tabi ama riske atmaya gerk yok bnce. bir de eğer pakedi ses çıkartıcak bir şey götürmeye karar verirsem zaten ona göre evde bi streç falan ayarlayıp götürürm kimsenin dikkatini dağıtmayı düşünmüyorum yani.. ince uzun paketli olips bi parça da kuru üzüm streç filmin içinde yeter işte, ses de yapmaz.

girdiğim sınavlarda, olips gibi paketi ses çıkaran şeyler yiyenlere kıl olurum her zaman. ayrıca topuklu ayakkabı giyen ya da sürekli burnunu çekenlere de gıcık kaparım.
bundan çıkaracak ders: olips falan almayın yanınıza, ne o öyle şıkır şıkır kağıt aç, şeker tıkırdat ağzında :D
çikolata yememizi önermişti hocalarımız öss'ye girmeden önce, hem enerji veriyor hem de şekerinizin düşmesini engelliyor. küçük bi şişeyle de su alırsınız yanınıza, tamamdır.
iki-üç kalem ve yumuşak silgi vs. yi zaten biliyorsunuzdur. bi de mendil alın. çok da su içmeyin :D
ağır kahvaltı etmeyin sabah, akşam yediklerinize dikkat edin. rahat giysiler giyin vs. vs.

mini m&m çikolataları da pek güzeldir..
pamuklu tişört, kapri, elde ceket kombinasyonu mat2'den +5 net demektir..

bonus cevap:
güvender'in çıkmış soruları konu konu topladığı kitapları var, üstelik çözümlü de..
karı fetocana gidicek ama süper kitap lan..

olips çok iyidir, ben bütün denemelerde tonla tüketip gerçek sınavda açmaya vakit bulamadım ama orada olması bile anlamlıydı :)

Şekerli bi şey her zaman iyidir. Sınav arasında enerji verir, beyninizin çalışmasını arttırır. Konsantrasyon probleminiz varsa redbul olabilir özellikle başlamadan önce için iyi olur...

anılarım depreşti.
ben suyuna, krakerine, çukulatana karışmam.

ama kesinlikle 2B uçlu ve 0,5 olmayan 2 otomatik kalem al yanına. silgine dikkat et.

buyrun eski bir kafayı öys ile yemişten alıntılar:

1) 0,5 ile kutucuk doldurmak kalınlara göre daha çok zaman alır, şimdi inanmayacaksınız ama 200 civarı işaretlemede 0,5-0,7 karalama süresi toplamları farkı 3 dakikadan fazla çıkar, bazı öğrencilerde 5 dakikayı geçer. bunu yıllardır söylüyorum genç arkadaşlara...

2) geometrik şekli uygun, mümkün mertebe ince yapılı/uçlu(kaliteden taviz vermeden) silgiler kullan. ya da en azından bir silgin öyle olsun. alt alta 2b'den birini silerken sadece istediğine yanaşabilmeli silgi ucu. yoksa ötekini de dağıtır yeniden karalarsın.

3) sanırım yasak değil cetvel al, yasaksa, açmalı bir kurşun kalemin kenarlarında santim santim çentik aç, sen cetvelleştir bir nevi. 10 çentik yeter. bazı geometri sorularında, "ölçülü" değil ama "oranlı" basit çizimler şık elemene yardımcı olur. özellikle üçgen sorularında...

4) sen şimdi bilmiyorsundur muhtemelen, çok geçen bazı köklü ifadelerin ondalık karşılıklarını bil, çözemediğin bazı sorularda şık elemene yardımcı olur, kök 2=1,41 kök 3=1,73 kök 5=2,23 vs. vs... gibi. özdeşlikler, köklü ifadeler kapsamındaki sorularda, bazen hiç aklına gelmeyecek sorularda yardımı olur.

öncelikle başarılar dilerim.

dersanelere kulak asmayınız fazla. siz de takdir edersiniz ki, kardeşleriniz okuldan mümkün olduğunca iyi faydalanmaya bakıp, evde de yeterli seviyede çalışırsa dersaneye bağımlılık derecesi minimuma düşer. bu yüzden hedef bu olmalı.

dersanenin kazandırabileceği şeyler, dağıtılan kaynakların kalitesi, soru tiplerindeki çeşitlilik, deneme sınavlarındaki kalite vs. dir. bunları da en iyi sağlayabilecek olanlar yurt çapındaki dersanelerdir. fdd, fem gibi. yalnız şu da var, bir dersaneye kaydolmak diğerlerinden vazgeçmek değil aslında. arkadaşlardan, hocalardan diğer dersanelerin sınavları takip edilebilir. kaynak deseniz zaten her türlüsü bulunuyor piyasada.

geriye kalan tek bişey var, rehberlik hizmeti. eğer kardeşlerinizin okulda aldığı rehberlik hizmetinden memnun değilseniz dersane seçerken bu kriteri de göz önünde bulundurun. öğrencileri sıkmadan, moral seviyelerini en üst düzeyde tutarak, ilgilenerek, en verimli şekilde yönlendirmeye gayret eden öğretmenleri araştırın. bu sadece "rehberlik öğretmenleri"ni kapsamıyor. benim bi biyoloji hocam vardı ama resmen abim gibiydi. her türlü problemimde destek olurdu bana. zaten bu tür hocaların methi çabuk yayılır. kulağınıza gelir. aynı zamanda kendi alanlarında da iyilerdir çünkü. işlerini severek yapmaktadırlar.

son olarak, dersanede işlenen dersler temel oluşturmaz öğrencide. eksik oldukları yerleri yamar, bildikleri konuların üstüne cila olur. bu yüzden, konuları sıfırdan dersanede öğrenmeye çalışmaktansa okulda kapmak en iyisidir.

not: isim vermiş olmak için söyleyeyim, ben 4 sene önce kahramanmaraş fdd'ye gittim ve çok memnun kaldım. ancak şimdi bahsettiğim kalitede hocalar azalmış duyduğuma göre. başka şehirledeki fdd'lerde çalışıyolar. mersin'i bilemiyorum tabii.

bu stresli yol konusunda size ailecek kolay gelsin diyorum:) bahtları açık olsun kardeşlerinizin.

çok teşekkür ederim. ben aslında sizin gibi düşünüyorum ama anneme anlatabilmek ne mümkün :)

öss konusunda aileler hep böyle mecburen. ama geçici:) ince elediğinize göre doğru seçimi de yapacaksınızdır. bunun yanında, ilerleyen süreçte çocuklarını da gayret ederken görürse annenizden mutlusu kalmaz. benimkinden biliyorum:)

ben test-teknik'e gittim.kendi adıma bir daha düşünmem.bizim zamanımızda(2005 öss)final iyiydi ancak sonradan dağıldı(dağıldı derken bir kaç iyi hoca ayrıldı sanırım),oradan ayrılanlar birey'i kurdu galiba.bir de final'de bi göt kalkması oluştu aşırı derecede,sevmiyorum o yüzden.(müdürleriyle bi görüşmem olmuştu oradan biliyorum)

bi birey'e bakın,gidin görüşün(araştırma babında) derim.

not:ha bu arada birey'den tanıdığım falan yok:)naçizane tavsiye sadece.

jangara, ben de fdd'ye gitmiştim ve memnundum ama onurct'ın da dediği gibi bireye geçiş olmuş.

sonuç bildirmek amacıyla söylüyorum: birey seçilmiş. türkiye çapında ve sanırım mersinde hocaları bayağı toplamışlar. haydi hayırlısı. ilgilenenlere teşekkürler.

tabiki de 11 ide KEWELL olan takım :))

valla futboldan anladığımdan değil, merak ettiğimden. hahah ama sergenin baklava göbeğiyle süper maçlar çıkaracağından eminim tabi ki de

bence şu an hücum/savunma oranı en dengeli futbolcu iniesta. yanına 2-3 tane de xavi atarsan yenemeyeceği takım yok. tek zaafları hava topları olur :)

11 kşilik steven gerrard ortalığı dağıtır geçer.

11 ibrahim üzülmez ve 11 sabri esprileri yapildi mi?

@ la travia

o espriyi ben yapmak için scrol'u aşaği çeviriyordum yavaş yavaş.. ama sen yapmışsın..

evet evet "11 tane ibrahim üzülmezzzz ile hiç bir takım üzülmezzz"..

açık ara 11 essien'dir. adamın defans ofans dengesi şahane. fizik mükemmel, hız çılgın, tekniği var. toplara düzgün vurabiliyor. daha ne.

bu olmazsa 11 gerrard o da olmazsa 11 ernst.

kesinlikle gerrard aradığınız cevap.

11 gerrard, 11 kewell.

ha bir de 11 recep çetin.

güneş alerjisi vs. olabilir.
bende de var aynı durum. doktora gidin, bir ilaç + güneş kremi yazacak.

bebek gibi cildiniz var.doktora gidin muhtemelen 50+ faktörlü güneş kremi verir.

ya işin komiği 50'lik veya 30'luk güneş kremsiz de çıkmıyorum. evet sanırım doktora gitmem lazım. pff

şuysa çok fena: polymorphic light eruption

bende var. yazın 70, kışın 50 faktör korunma kremi kullanıyorum. kullanmadığım ve güneş gören yerler 5 dakika içinde önce kızarıyor, sonra minik minik su topluyor. tek çaresi, sabah kalkar kalkmaz her bi tarafına kremi yedirmek. 2 saatte bir elleri, kulakları, bilekleri, boynu, yani güneş gelebilecek her yeri tekrar kremlemek ve güneşe çıkmamak. antihistaminleri o kadar kullanıyorum ki.. artık hap fayda etmiyor, yanımda avil ampul ve şırınga ile geziyorum çantamda. kortizonlu kremler artık fayda etmiyor. kabus.

1. seçenek: güvenli moddayken daha önceki bir tarihe sistem geri yüklemesi
2. seçenek: windows kurulumunda repair modda sistemi kurtarma

antivirüs var mıydı?

Büyük ihtimal format atacaksınız, ancak formatı attıktan sonra "Denetim Masası > Varsayılan Programlar > Otomatik Kullan Ayarlarını Değiştir > (En Üstte) Tüm medya ve aygıtlar için otomatik kullanı etkinleştir" deki tiki kaldırın. Bir daha autorun.inf virüsü yemezsiniz.

bir de dracula virüs temizleyici diye bir program var, türkçe ve bedava. gezginler.net'te filan bulursun. bu tip flashdiskle yayılan virüsleri temzizliyor. şimdi işe yaramasa da format filan atarsan sonra bulunsun.

format atmadan kurtarmayı becerdim, güzel virüsmüş, takdir ettim kendisini, getirenin fotoğraf makinesinin hafıza kartını da pert etmiş, çöpe atmış çocuk artık sonunda.

autorun virüsüne karşı ayarları değiştirme fikri de iyiymiş, teşekkürler.

bol nakit bulundurursan bi sorun olmaz.

üç ay uzatıldı o rahat olun.

ama zaten uzatılmamış mıydı? hazirandan sonra da mı üç ay uzatıldı?

bi daha uzatıldı eylüle. hiç bir sorun olmaz tahrik edip dururlar. parana bloke koyarız diyemezler

ben de onaylayayım evet eylül, ve ne derlerse desinler bir şey yapamazlar. sınavlar daha önemli gibi geldi bana.

zeki mürenin tam şarkıları, hali hazırda tad alıyorsanız

ferdi tayfur - sabahcı kahvesi'ni özellikle dinleyin derim.
ferdi tayfur, orhan gencebay , müslüm gürses, ibrahim tatlıses olabilir.

münir nurettin, kalamış

yeni rakı bi ara 4 cdlik fasıl şarkıları albümü çıkarmıştı ama sınırlı sayıda üretildi, bulabilir misiniz bilmiyorum.

yine mi çiçek ilk dinlediğimiz şarkıydı, çok teşekkürler =) herkesin önerisini açıp dinledik, keyifli akşamlar efendim :)

bir dahaki sefere şunu da ekleyin listeye:

sevmek acı bir arzu - taş plak meyhaneleri

müzeyyen senar ,, seni sesini gözlerinin rengini

sonradan söyliyim belki lazım olur:

sezen aksu-alâturka
münir nurettin-beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın

bu akşam kaldığımız yerden devam ediyoruz, herkesin önerisini iştahla dinliyoruz, hepimize afiyet olsun, çok teşekkürler =)

tanju okan a ne dersiniz?

yok ya hiç merak etme kimse seninle ilgilenmez üniversitede. Öyle bunlar çömez şunlara bak daha çocuk lan bunlar muhabbeti lisede olur ancak. Ben üniversiteye ilk gittiğimde senin gibiler bana abi demişlerdi.

edit1: Hatta senden büyükler seni kıskanır bile daha çocuk yaşta üniversite okuyor adama bak be derler.

edit2: Bu arada üniversiteyi kazanmış olmanın verdiği bir zafer duygusu olacaktır sende, etraftan ilgi çekeceğini filan düşünürsün filan ama orada anlayacaksın ki etrafındakilerin hepsi senin gibi ne senden fazlaları var ne senden eksikleri.

çok zor. mahvoldun.

orada kimse seni tınlamaz, pek fazla üst sınıfları görmezsin bile. hele ki kampüsler büyükse tanışmazsın bile -hehe- kendi arkadaş çevren oluşacağı için koyver gitsin. bu saatte bu kadar takma.

bu bahsettiğin amerikan filmlerinde olur. rahat ol kimseyi sallama.

Bizim sınıfta 32 yaşında bir öğrenci vardı, hiç de dalga geçmiyorduk hatta iyi makara yapıyordu

hiç dert etmene gerek yok. lisedeki gibi üst sınıfların alt sınıfları ezmesi, taşak geçmesi, acımasız travmatik şakalar vb. yoktur üniversite. millet artık büyümüş oluyor. ben üniversiteye başladığımda 17 yaşındaydım, benden 8 yaş büyük adamlarla arkadaş olmuştum. lisede değilsiniz artık, üniversite arkadaşınız. öyle üst sınıf faşizmi olmaz. denk gelirseniz eğer (sınıfta kalanların üst sınıftaki arkadaşlarıyla tanışma vb. gibi etkenlerle) sınıflarla karışıp kaynaşıyor, bir farkınız olmuyor. 27 yaşındaki adam 17 yaşındakine "abi n'aber vb." diyor. sorun etme hiç.

kendi dönemimdekilerden 2 yaş küçük bir üniversite öğrencisi olarak (son sınıf olmama rağmen dışarda liseli sanılan)çok güzel bi durum olduğunu söyleyebilirim bunun. hep genç hissetceksin zaten,son sınıfta daha yaşım küçük, çıkınca hemen iş bulmasam şunu da okusam, şuralara gitsem diye planlar yapcaksın filan. hem nasıl bi muamele uygulamalarını bekliyosun ki, lise olsa neyse de üniversitede olmaz ki.

tıp fakültesi 6. sınıftayım. 1. sınıfların var olduğunu bu duyuru sayesinde hatırladım. ve hatırladığım kadarıyla kimse ilgilenmiyor onlarla. rahat olun.

yok ya takma kafana, kimse sana uzun uzun bile bakmaz, hatta üçüncü dördüncü sınıflar olabildiğince yardımcı oluyorlar dersler, hocalar, okul hakkında falan. dediğin durum en son lisede yaşanıyor işte.

birkaç sene sonra genç gösterdiğinize sevineceksiniz :)

ben de çok küçük gösteriyorum, hala 1.sınıf sananlar var (hazırlık dahil 3 bitmek üzere) ama arkadaşların dediği gibi hiç böyle bir şeyle karşılaşmadım. yarım saat muhabbet ettiğin insanın laf arasında senden 3 sınıf büyük olduğunu filan bile öğreniyorsun :) rahat ol genç adam. üniversite bambaşka.

yahoo video

hulu yeni yükselen değer. kullanıcılar bişey upload edebiliyo mu bilmiyorum çünkü hiç bakmadım eheh

google video'ya upload yapılabiliyordu. 1-2 ay önce denemiştim, değişmediyse tabi. www.vimeo.com var bir de. sade ve şık, bir bak.
edit: vimeo'yu söylemişsin zaten, pardon, uykudan yeni uyandım da. :)

metacafe? 10 dakika sınırı var mı bilmiyorum ama site iyidir, güzeldir.

beş yıl geçerli.

teşekkür ederim :)

oha 250 mi bir de toefla pahalı diyodum yuh

5 yıl geçerli ama bir yere başvururken toefldan farklı olarak son puanınızı gönderseniz de gönderdiğiniz yerdekiler daha önce girmişseniz bütün puanlarınızı görüyorlar.

resimi genelde webcam ile çekiyorlar her halükarda komik çıkıyorsun. sınavda sakal kesmeye falan gerek yok sanırım fotoda da yok

valla ales fotoğrafıma baktıkça ben bile korkuyorum. saç baş birbirine girmiş, sakallar uzun. bi de web camle çektikleri için ağız burun yamuk çıkıyor zaten.
sınava girdiğimde ise ales fotoğrafımla aramda pek bi benzerlik yok gibiydi, ama bir sorun olmadı.

babam çektirdiğinde nikonla çekmişler, yamuk değil. yani illa yamuk çıkcan diye bişi yok. sakal çok uzun değilse kesmeye gerek yok diye biliyorum ben.

Hocam öncelikle hayırlı olsun.
Güzel yere düşmüşsün.
İstanbuldan İzmire tavsiye edebileceğim firmalar:
Varan,Ulusoy,Nilüfer.
Üçünün de servisi var Poligon'a.
Şöyle gidebilirsin:
İzotaş otogarından indikten sonra, ilgili firmanın Hatay servisine bin.
Servis şöförüne Poligon durağında inmek istediğini söyle.
Servisten indikten sonra yolun karşısına geç.
Kime sorsan gösterirler.
Hayırlı teskereler.

zeki baba'nın bahsettiği 3 firma servis seferlerini otogardan yapmıyor. kendi terminalleri var üçünün de.

çok dandik bir firma değilse (ama çok dandik) o firmanın servisi gider poligona. pamukkale, kamil koç, hakiki koç, anadolu, nilüfer, izmir turizm(hatta) gibi

poligon'da 20-25 günlük bir acemi eğitimi almış biri olarak öncelikle harika bir yere düştüğünü söylemem gerekir, ya çok şanslısın ya da iyi bir yerden torpilin var.
deseler ki gelir misin tekrar poligona eğitime, valla koşa koşa giderim...
arkadaşların bahsettiği firmaların servisi var problem çekmezsin.
hayırlı tezkere dileklerimle...

hakiki koç'un hatay servisine binip servis şoförünün başının etini yersin poligonda incem diye, ama sonra tam olarak nereye gidersin bilmiyorum. ama izmirde kime yol sorsan gösterirler, burda 4. yılım, hiç sorun yaşamadım. poligonun oralar ferah semtler, rahat olursun. hayırlı tezkereler.

teşekkürler arkadaşlar nilüferden aldım.dediğiniz gibi serviside varmış.

@tanjant sanırım şanslıyım :)

@tolgan sınıflandırmada katip olarak belirlediler ama değişmez herhalde :)

biz de bilmiyoruz. diziyi izlemeye devam et. çıkar bir yerlerden.

lostpedia'da öyle bir şey görünmüyor. bence o bir daha çıkar ortaya.

bir de üstteki tireleri çoğalt, ilk cümlen kabak gibi görünüyor, spoiler olabilitesi mevcut.

işin ilginci kimse de "noldu bu kıza" demiyor. neyse bekleyelim bakalım.

@drink the stars,
düzelttim.

jacop, christian falan eve çıktı onlar heralde. aaronlu bir bölümde ortaya çıkar diye düşünüyorum.

sözlükte bir girdide bahsediyordu. bir ekran görüntüsü alınmış, sun ile jack'in babasının kulübedeki sahnesinden bi görüntü. izlerken hiç farketmemiştim ama arkada bir ara bir kadın silüeti beliriyor. kafasını falan oynatıyor. claire olabilir gibi geldi bana da. yazı dün yazılmıştı sözlüğe bakabilirsin.

lost'un usulü bu: bazı şeyleri gözden gizliyor, bölümler -yahut sezonlar- sonra çıkarıyor ortaya, 'aaa bu da vardı' dedirtiyor.

evet claire 6. sezonda çıkcak karşımıza. bu sezon hiç beklemeyin yani.

@dr cucu

sanırım şundan bahsediyorsun

lostpedia.wikia.com:509_sun_woman2.jpg

5.sezonda gözükmicekmiş,6.sezonda tekrar geri dönücek yani biz Claire'e nolduğunu falan öğrenicez herhalde,bi yerde öyle okumuştum.

yaramaz mı?! çok yarıyor. en azından iki a-ferin arasındaki ilk bir-iki saat çok süper iyileşmiş gibi oluyorum :) teşekkürler efem cevap için...

kafan çok güzel olur kısaca. ikisi de uyku yapar. hele ki 2 sini beraber alırsan ayakta uyursun. ben o hatayı okula giderken yapmıştım yolda cüzdanım çalındı. yüksek konsantrasyon isteyen bi iş yapcaksan aman diyim ertele ilaç almayı.

yok ona göre ayarladım aynı anda almıyorum. ama hakkaten sersemletiyor..

değişik bir öneri olacak ama mazda 2 veya mazda 3(bütçen yeterse) öneririm

citroen alma. babamda c4 var. daha evvel de baya süre c4 kullandım. çok kısa sürede arabanın sağından solundan sesler gelmeye başlıyor. montaj işçiliği iyi değil yani. toyota iyidir ama yaris ikinci elde sorun olur gibi. türkiye pazarında çok tutmadı o araba. polo güzel tercih bence. alman teknolojisini her zaman tek geçerim. hatta eğer tercihlerin kesin olarak bunlardan biri olsun şeklinde değilse opel corsa ya bakmanı tavsiye ederim.

ben corsa alırken aşağıdaki forumdaki arkadaşlar çok yardımcı olmuştu. geyik bir ortam değildir ve oldukça tatminkar yanıtlar bulabilirsin burada. forumun corsa forumu olduğuna aldanma, objektif yaklaşır oranın müdavimleri. şimdiden hayırlı olsun. :)

forum.donanimhaber.com

clio 3 sahibi olarak yaris diyorum.

yaris kesinlikle

polo kesinlikle, düşünmem bile.

citroen alinmamali. ne demisler, sarabi fransizlar, pizzayi italyanlar, makinayi almanlar yapar. vw derim o yuzden.

yeni ford fiesta da reklamlarda guzel gorunuyor aslinda. eklemeden gecemedim.

alternatifler arasında wv varsa her zaman o tercih edilmelidir.

volkswagen polo' yu kesinlikle öneririm. 2. elde değerini kolay kolay kaybetmez ve sağlam arabadır.

özellikle ilk araba alacaklar için hatchback araba en iyi tercihtir. kullanımı ve parkı kolay olur.

10 yıl sorunsuz kullanayım diyorsan polo
satış kolaylığı ve ucuz yedekparça diyorsan clio
ufak boyutlar ve benzin tüketimi diyorsan yaris
arabadan anlamıyorum ama tipi güzel diyorsan citroen
yeni ve kimsede olmayan bir şey olsun diyorsan ford fiesta
az yaksın kolay park edilsin kimsede olmasın bi de kızlar hasta olsun diyorsan yeni ford ka
değişik bir şey olsun diyorsan hyundai i30

ha ben olsam gider bi megane II alırım 1.5dizel hatchback ya da sedan canavar gibi kullanırım eheh

polo ile ilgili tek sorun yeni kasa polo'nun tanıtılmış olması(çok da güzel olmuş).

ötv indirimi bitmeden yeni polo piyasaya çıkar mı bilmiyorum ama...

2. alternatif bence yaris. 2007'de yenilenmişti.

polo' yu tavsiye ederim kesinlikle. alman teknolojisi her zaman verdiğin diğer seçeneklerden daha iyi.

cevaplar için teşekkürler. vw polo ağır basıyor şu anda. ikinci olarak da yaris. yalnız polo'nun diğerlerinden biraz daha pahalı olması ve yakıt tüketiminde herhangi bir avantajından söz edilmemesi ikinci tercihi de düşündürüyor.

istanbul'da polo ve yaris için öncelikli olarak gitmek için tavsiye edeceğiniz bir oto. bayii varsa da sevinirim. bu kısım özelden de olabilir.

ne istediğini biliyormusun öncelıkle onu belirle, araba karızma mı olsun yoksa sağlam dayanıklı mı olsun ?
alman otoları karızmadır gösteriştir. sağlamdır ama dayanıklı değildir.(iç aksam -motor bölümü yani)
uzak doğu otoları alman otolarından daha sağlamdır.( ikide bir oto tamire gitmezsin)
ona göre karar ver.

1993 model bmw ye, alındığı yıldan 2008 e kadar motor rektifiye edilmeden toplamda 490.000 km binmiş birisi olarak alman arabalarının sağlamlığından ve dayanıklılığından şüphe duymam. japon da iyidir tabi ama bir yere kadar.

örneğin dünyanın en sağlam otomatik şanzımanı ve en mükemmel dizel motoru mercedes dedir diye bilirim. bmw ve audi ha keza öyle. yollarda halen eski kasa dizel audi 80 leri görebilirsin.

vw üzerine düşünürsek, ben şimdiye kadar kötülenen hiç bir vw modeli duymadım. golf efsanedir. passat aşmıştır. transporter vip lerin kralıdır.

alman arabalarının hemen hemen hiç birinde, uzun yıllar sonra bile gacır gucur sesler duymazsın. radyatör fanları sağlamdır, araç kolay kolay hararet yapmaz. dashboard da kullanılan plastik malzemeler genelde kalitelidir ve montajı iyi yapılmıştır. yolda giderken bunların gevşemesinden dolayı tıkırtı sesleri gelip seni uyuz etmez.

son olarak tek bir şey söylemek istiyorum: volkswagen, das auto! :)

herkes vw demiş ama şunu da göz önünde bulundur; vw'nin düzenli bakımları (5000, 10000, vs.) diğerlerini katlar. ben olsam toyota yarisi tercih ederdim..

kesinlikle ve kesinlikle volkswagen diyorum. olmasi gerektigi gibi bir arabadir. butun vw'ler boyle oldugu icin ayrim yapmiyorum.

citroen'den uzak durun...uzak durun. aşırı güvensizdir.

banko yaris. fabia kullanıcısıyım ama direk yaris:)

veet'in sprey şeklinde olanları vardı. marketlerin kozmetik reyonunda bulabilirsiniz.

hatta şurada linki de var. köpük olan sizin dediğiniz: www.veet.com.tr

Aktarlarda satılan Zırnık(bir diğer adıyla hamam tozu) denilen beyaz bir toz var bunu alıp suyla krem kıvamına getiriyorsun ve tüyleri yoketmek istediğin bölgeye sürerek, kuruduğu zaman spatula kullanmadan yıkıyorsun.Kokusu biraz kötüdür ki genelde tüm tüy dökücülerin kokusu kötüdür ve içinde bu genelde maddeyi ihtiva ederler ve fiyatı gayet uygundur ve her tüy dökücü olduğu gibi cildin duyarlıysa kullanmamanı tavsiye ederim.

@julliet sadece zırnınk (sodyum sülfür) değil çoğu metal sülfür tüy dökücü özelliğe sahiptir. Ben baryum sülfür kullandım, çok memnun kaldım. Şurada bir tarifi var.

(bkz: erkeklerin+koltukalti+killarini+alma+yontemleri/@okocha)

pek bir işe yaramadığını belirteyim. zaten bu tip ürünler sarışınlarda sadece işe yarıyor da, bu kremden de beter, ekstra işe yaramıyor.

istenmeyen tüylere bitkisel çözüm." bioder bu çok iyi haber"..

köpükler de aynı mantıkla işliyor. suyu tutunca gitmez. süngeri var. onunla ovalayarak temizliyorsunuz.

cleocin t candır...

cleocin-t sivilce ilaçları içinde belki de en light olanıdır. içseniz bir şey olmaz..

şaka şaka.. içmeyin.. sabah uyanınca çok kafa ağrıtıyor.

cleocin-t bilmiyorum ama kendiliğinden geçiyor. en son bir yerde kaş aldırmıştım, kıpkırmızı boynuzumzu sivilce çıkmıştı. izi de kaldı. bir daha asla kaş aldırmayacağım başka yerde o yüzden.

kızarıklıklara stileks de iyi geliyor, isilik gibilerine özellikle. ama seninkinin kabarıklıklarını indirir mi bilemem. geçmiş olsun.

sakın bunu pritt gibi sürmeyin.sadece ufak 1-2 dokunuş yeter.sonra daha beter oluyor.

ağda/epilasyon sonrası sivilcecikleri ve kabartıları için ben cleocin t sürüyorum. iyi geliyor ama az sürün.

var. tabi okazyonlar farklı olabilir ama aynı paraya daha dandik de olsa sıfır al bence. bence.

bu arada ilanda 400 yazıyor ama ilk başta 320 liraydı

bilgisayardan anlamıyorsan eğer, anlayan bir tanıdığına rica et ve beraber gidin almaya. zira donanımlarında bir problem var ise bilgisayardan anlayan bir arkadaş deneyip anlayabilir. benden söylemesi. örneğin adam sana 512x2=1gb ram var makinada der, açıp gösterir aynen dediği gibi sanırsın. lakin o ramlarin veriyolu hızları değişiktir ama sen anlayamazsın. bu yüzden ne yap et bilen biri ile git almaya derim ben...

400 tl'ye 2. el alacağına biraz daha ver sıfır olsun. birkaç ay önce sıfır toplattık 500tl'ye canavar gibi her şeyi tam. sıfırda bile problem oluyo 2. ele güvenmek büyük risk. yine de bilgisayardan çok fazla anlamadığımı da belirteyim.

yellow'a katılıyorum. 400'ün üstüne 50-100 bi şey daha koyup sıfır bir sistem toplayabilirsin.

aynı sistemi 100-150 daha koyarak alabilirsin, hiç bulaşmamak en iyisi, istanbul'da isen mecidiyeköy civarında vega bilgisayar fln var onlardan fiyat alabilirsin. ya da internetten mavi bilgisayar var ordan bir fiyatları kontrol et derim...

ipod mu iphone mu?

ay evet iphone. sori.

- 2 saat.
- 2 gün asiri sicak ve soguk icilmemeli.

kanaması nasıl geçer bunun bir de?

yirmilik dişin çekimi ile gömülü yirmilik dişin alınması arasında fark var. ama ikisinde de su içebilirsiniz. kanama durduysa/azaldıysa iki üç saat sonra ılık ve yumuşak birşeyler yiyebilirsiniz. çorba iyidir mesela. ilk gün çok sıcak ve çok soğuk şeylerden uzak durmakta fayda var. acıdan ve asitli şeylerden yaralar iyice iyileşene kadar uzak durun.

gömülü değildi yerli yerinde duruyordu.

kendi kendine geçiyor, ekstra bir çabam olmamıştı benim. pamuğu atmayın hemen. bir film açın bence, ilginizi dağıtır. denemeyle sabittir.

3 haftada 3 tane çektirdim, lokal anestezi etkisini kaybettikten sonra, ki o zaman zarfında kanama da durmuş oluyor büyük ölçüde, normal hayatıma devam ettim. ağrı kesici olarakta 2 duble rakı tavsiye ederim.

saka gibi ama 24 saat once cektirdim yirmilik disimi... valla doktor ozel bi sey demedi... ben de yaklasik 45 dakika sonra birbucuk iskender yedim solemesi ayip... hala hayatta olduuma gore... nema problema...

sözlükten de biraz baktım şimdi de tükürmemek gerekiyormuş sanırım. e sürekli kanıyor bu yutalım mı ne yapalım? yoksa zorlamadan hafifçe mi tükürmek lazım?

tuzlu suyla gargara yap. kanamayı keser.

bi de buz koyabilirsin, yatarken üzerine yatabilirsin mesela. iyi gelir. geçen sene bu zamanlar uğraştım ondan biliyorum.

jeux d'enfants
wristcutters a love story

delicatessen biraz vahşi kaçabilir, sevmeyebilirsiniz. onun dışında yukarıdakilere katılmakla beraber ekliyorum:

(bkz: a la folie pas du tout) yine audrey tautou

ben pek alaka kuramamıştım ama sözlükte falan peri tozu'nu (türk filmi) ilişkilendirmişlerdi.

jeux d'enfants örneği verildi madem,

before sunset
before sunrise

(bkz: Edward Scissorhands)

www.imdb.com Ensemble, c'est tout
www.imdb.com Hors de prix

Benny & Joon, Chocolat, Garden State, Reality Bites, ve kesinlikle Tatt av kvinnen.

amelie'nin hangi yonunu begendiginizi, ona hangi yonden benzeyen bir film aradiginizi belirtseydiniz daha dogru yanitlar alabilirdiniz.

benim borcok yonden benzettigim film mike leigh'in "happy go lucky"sidir.

evening olabilir. claire danes'in oynadığı. ama %100 değil, izlerkenki ruh hali benziyor.
biraz da eternal sunshine of the spotless mind. ama yine %100 değil. bunları ben aynı kategoriye alırım.

ayıptır söylemesi hayatında kız görmemiş veya bir kızla tanışamamış abazalardır onlar da o yüzden.

valla tadı güzel bende yiyorum ve gayette 53 kiloyum. hatta whopper tek yetmiyor yaninda mutlaka birsey daha yiyorum. kilo almak falan tamamen yapisal ve harekete baglidr. yaptigi tek hareket topuklu ayakkabiyla merdivenden yukari cikmak olan kizlar o kiloyu tabiki alir. ama bunun gaip kacmamasi gerekir. unutmamak lazim ki sisman erkek goruntusu sisman kadin gorundusunden kat be kat daha igrenctir.

ben de triple whopper yiyorum.. ve 59 kiloyum..
ama erkeğim ben..
boy da 1.77..

çok zayıfım çok..

steakhouse değil de ben big king veya whopper yerim. ama whopper yiyeli beri elim big king e gitmiyor. dişi olunca bunlar yenmiyormuymuş, allah allah!
canım whopperım benim!

takılma, gayet uzun ve zayıfım ve steakhouse'u bitirdikten sonra arkadaşların artan patateslerini filan da yiyorum ben :)

arkadaşım uyardı da gördüm, biraz geç de olsa "kim bana anlatır" sorusunun cevabı ben olmak isterim ilk elden..

whopper yiyen kız bir mizah yazısı arkadaşlar. yazıda bahsi geçen kız, hemen herkesin kafasında tasarladığı ve aradığı ruh eşi prototipinin benim olan kısmının bir bölümünü sağlaması üzerine küçük mizahi eklentiler yapılarak yazılmış karakter o yazıda. elbette whopper yiyen hatta big king xxl dubleks menü yiyen(yuh!) kızlar da var. ben de herkesin zayıf olması gerektiğini düşünmüyorum (benim balıketi arkadaşlarım da var :D) kaldı ki zayıf biri de değilim. ancak verilen tepkileri görünce gündelik hayatını bir elma ve bir eti formla geçiştiren kızlar yokmuş gibi hissettim( sonra titreyip kendime geldim tabi). zaten resmi gazetede değil sözlükte yazıyorum. bu yazıya güler geçersin ya da b.ktanmış der geçersin. @alkolikfedai nickli arkadaşın benim hakkımda yazdığı saçmalığa benim popomla gülmem gibi(bkz: bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak). bu kadar takılmaya her şeyi bu kadar ciddiye almaya gerek yok..

not: 5dk kadar önce yazdığım cevap görüntülenmeyince yeniden yazayım dedim..

windows'un orijinal değilse msn 9'u açmıyor. bende öyle oldu da :) 8.5'i yüklemek zorunda kaldım 9'u silip. ama orijinalse bilemiyciim.

ekle kaldır dan onar desene.

@bryan fury:

onar dedim, onarıldı dedi ama hala aynı sorun var, siliyorum, kurtuluyorum.

Orjinallikle vs alakasi yok olayin. Cok genel gorulen bir sorun sanirim. Ben de cozumu bulamamistim. Formattan sonra tekrar denedim; sorun cikmadi.

"msn 9" diyerekten sanırım "wlm 2009" u kastediyorsuz..

orijinal windows ile alakası yok.. ben de torrent den çektiğim windowsu kurdum kullanıyorum..
gayet güzel çalışıyor..

evet, orijinal windows'la doğrudan alakası yok ama bende dolaylı bir bağlantısı olduğu için atladım hemen soruya. sen bana bakma kardeş. benim laptop azıcık antika da :)

neyse... evet, orijinallikle "doğrudan" alakası yok gerçekten :)

pırıl pırıl formatlanmış bilgisayarımda bile senin sorununun aynısı çıktı. hem çok yer kaplıyor be ya. 8.5 daha iyi boşver.

ben tersten giden bir durumdan bahsedeyim. psikoloji bölümündeki bir bağyan arkadaş grubuyla deney yapıyordu, kafeteryada gidip bir erkeğin yanına oturacak ve hiçbir şey yapmayacaktı. ben de merak ettim seyrettim hatta. kız erkek birşey demediği sürece konuşmayacaktı filan.. yarım saat oturdu orda ve çocuk kıza msnini bile vermiş. yani üstteki arkadaşa katılıyorum mutlaka konuşulacak bir şeyler bulunur. konuş.

Gözüne kestirdiğin hanım arkadaşın özele girmeden genel yapısını anlatırsan belki yardımcı olunabilir. Ama bilgisayar manyağı gibi görünmemeye çalış, genelde ters tepiyor. Zayıf noktası vardır muhakkak onu öğren. Aşırı milliyetçiyse milliyetçilik damarına gir, komçekse Marksizm hakkında biraz oku. Spordan hoşlanıyorsa hoşlandığı sporu takip et. Hayvan aşığıysa hayvanlarla ilgilen, örneğin arabadaysan ve bir şekilde seni görüyorsa arabayı durdur, süt ekmek falan al plastik tabak içinde hayvanın önüne koy iki okşa sonra kıza bakmadan ayrıl ortamdan. Tiki ciks tarzıysa bence hiç bulaşma ama ısrarlıyım dersen ciks mekanları öğren, starbucks tarzına adapte olmaya çalış. Yeri gelince de yapmacık olmayan şekilde hafiften sondaya başla. Bu arada gerekli bilgileri de toplamayı unutma, erkek arkadaşı veya hoşlandığı biri varsa projeyi iptal etmek gerekir etik açıdan. İkna ve telkinle ilgili kitapları okuyabilirsin, yalniz piyasadaki "8 dakikada nasıl evet dedirtirsiniz" tarzı ucuz, bilimsel dayanağı olmayan kitaplara bulaşma. Bir süre okursan elbette Hannibal Lecter olmazsın elbette ama karşıdakini istediğin yöne çekebilirsin. Belirli bir konu konuşulurken vücut hareketlerine dikkat et, gözbebekleri ve saç oynamaları en açık ipuçlarıdır.

Anahtar kelime: Zayıf noktayı bul.

Başarılar. Unutma, sen bir Türk erkeğisin. Genlerinde bu konuda yeteri kadar yetenek var. Güven kendine.

neden ortak noktanız sıfırdan aşağıda olan biriyle muhabbet kurmak istiyorsunuz? proxy ayarı yapamamasını geçtim.

hocam iyi güzel anlatalım da vol 2 vol 3 de ne gelecek? "yatağa atmanın yolları" "threesome yapmanın yolları" ? :D

şaka bir yana bir yolu olduğunu nerden çıkardın abi? üç adım atacaksın potaya yaklaşınca smaçı basacaksın değil ki olay. bodoslama gireceksin.

ha değerli tavsiyeler istiyorsan "ne yapmamalıyım" diye soracaktın. mesela kabında yemeği bitmiş köpek gibi gitmeyeceksin. "hocam malum bahar geliyor, sokacak delik lazım, bi el atıver" mantalitesi ahlaki boyuttan da falan önce senin buna ihtiyacın olduğunu gösterdiği için sakıncalı.

bir iki temel noktaya sahipmişsin gibi davran:
1- kıza falan ihtiyacın yok arkadaşım senin. akşam eve gidince 2 süper kız sana sakso çekecek adeta (geçenlerde bi başkasına da aynı tavsiyeyi vermiş olabilirim, kusura bakma)
2- kızdan bişey bekleyerek gitme, "yahu bu kız eğlenceli miymiş? bi yanına gidip muhabbet edip bakayım" diye git. hem dangozun tekiyse ne işin var allasen? muhabbetin de proxy kurmaktan ibaretmiş hem, sen bu kız neye göre gözüne kestirdin ki? götüne bakıp kestirdiysen, ona göre yaklaş. (hayır arkadan değil). "ya benimsin ya toprağın", "reddedilirsem kendimi asarım" vs. değil. götüne bakarak seçtiğin kızı ne kadar ciddiye alabilirsen o kadar.
3- sen de eğlenceli ol. biliyorum eğlenceli bi insansın arkadaş ortamında falan, ama mevzu kızın yanında korkup da eğlenceli seni tuvalette rahatsız edilip de b.ku kaçmış insan gibi kaybetmemek. eğlenceli sene sahip çık.
4- bu yüzden kızla taşak geçmen gerekcek. bunu da iyi ayarla. kendine güvenmediği noktalardan incecik vur. ("götün de kocamanmış" deme de mesela "aa susam sokağındaki minik kuşa benziyosun" gibi ne idüğü belirsin yarı iltifat mıdır artık hakaret midir belli olmayan şeyler de mesela)
5- üzerine de zklemez havalarını serptin mi (dikkat et megoloman, süper voltran ıssız adam havaları değil, sadece çok zklemeyen adam) bu kek kabarır da afiyetle yenir arkadaş.

hey gidi gençlik.

fikirler süper de uyguluycak bi adam lazım (: sırayla cevap veriyorum;

@ohm; bilgisayar teknikeri modunda takılmıyorum ama belkide beni ancak onu söyleyince hatırlar. ne halt ediciğiz o durumda :) ayrıca ne alfa ne beta erkek olma konusunda hiç bi iddiam da yok

@tekosin; özel yapısını bilsem elbette anlatırım ama kendisiyle ilişkim koridorda rastlamaktan öteye gitmedi. öyle ciks falan diil, tersine oldukça mütevazi. kıyafeti bile anlatıyo. haftanın iki-üç günü aynı kot-kazakla takılıyo. saçları fönlü falan diil. normal takılan biri işte. hoşlandığı biri ihtimalini pek düşünmüyorum çünkü genelde yalnız takılıyo. pek fazla arkadaşı da yok yada ben rastlamadım.

leylak sarabi; belki de çevredekilerden en hoş veya aklı başında o görünmüştür.

lhun; yok be hocam. cinsel düşüncem 0 duygusal düşüncem 100. delik melik aradığım yok.

ahah biz evleniyoruz evi mi bu? boka nazaran tezek zihniyetiyle yaklaşmayın arkadaşım, bekleyin çıkar size uygun biri.

abi benim nacizane önerim eğer kızdan belirgin bir işaret almadıysan sakın bu işlere girme. öyle erkeğin kızı ilk tanışmada şaşırttığı, başını döndürttüğü durumlar ancak filmlerde oluyor. yani senden önce kaç erkek ona bu türk teklifle yaptığını düşün ve sana belirgin bir işaret vermemisse o erkeklerin kategorisine çöp gibi fırlatabileceğini düşün. (çoğunluklada böyle oluyor zaten. bana ilk tanışmasında başarılı olmuş kaç erkek var söyleyebilir misiniz? )

şunu net söyliyim, bi kızdan hoşlanıyorsun, 1 gün bakıştın, 2.gün bakıştın, hadi 3.gün bakıştın,
4.gün'de bakışırsan o olay bitti,
git naber de.
tabiki senden hoşlanıyorum, akşam sinemaya gidelim, hobilerin nedir falan deme.
kimya'damıydın de, dersler nasıl de.

benim kadınlar hakkında öğrendiğim en önemli şey insandaki özgüvenin kokusunu erkeklerden daha iyi alabilmeleridir. kendinden ve yapacaklarından eminsen erkekte olsa kadında olsa insanları etkilersin. ama kadınları etkilemek daha kolay. bu yüzden otur kendinle hesaplaş sen. güçlü yönlerini zayıf yönlerini bil. kadına yaklaşacağın zaman ne istediğini bil ve ona göre davran yeter. senden hoşlanmasa bile en kötü ihtimalle sana saygı duyar.

sliding doors olabilir mi?

evet sliding doors.

bir onay da benden, türkçeye de "tesadüf" diye çevirmişlerdi sanırım sallamıyorsam gwyneth paltrow oynuyordu filmde.

burda sorulmuşu da var
(git: 29332)

sinemada oynarken türkçeye "rastlantının böylesi" diye çevrilmişti.

teşekkürler..

şimdi alakasız gibi olacak ama ben izmir tömer'de yunancaya gittim, ama ispanyolca biliyorum orta seviye. tömer her yerde kötülenir ama ben gayet memnun kalmıştım. bir de ispanyolca çok zor heryerde öğretilemeyecek bir dil değil, bence bir dene, zaten dili bilmesen bile anlarsın iyi olup olmadığını öğrenirken.

yediğiniz bir şey zedelemiş olabilir. mesela kızartılmış ekmek yiyorsanız ekmeğin sertliği damakta yaralara neden olabiliyor..

eger bu acima hissi daha cok bir agriya benziyor ya da kendi kendine zonkladigi oluyorsa, bademcik usutmesinden kaynaklaniyor olabilir. eczanelerde satilan bogaz pastillerinden alip denemeni tavsiye ederim.

çok teşekkürler.

segate veya wd alabilirsin. aynı markanın fiyatları öyle aman aman oynamaz iki yer arasında.

wd al. uygun fiyatını tekno marketlere bak iste, 3-5 tl farkeder, teknosa da cok farkediyor gerci. dısardan alabiliyorsan birine getirt mesela.

500g leri cıkmıs onun, alacaksan ondan al direk. astoria elektroworld de var bi kac gun once gordum.

260 tl.

bende 2 tane maxtıor 250gb lık var gayet memnunum. piyasadaki en ucuzu da bunlar. ama aldığın dükkandan çıkmadan açıp denemeni tavsiye ederim bazen arızalı çıkabiliyo, sonra değiştirmek için bi daha aldığın yere gitmek zorunda kalma. en son darty den aldım birini 100 liraya elektroworld de de 120-130 lira gbi bişiidi. tavsiye edilir.

western digital.

320gb maxtor almıştım bundan yaklaşık 5-6 ay önce. 159ytl idi o zamanlar, şimdi daha da düşmüş olması lazım. (çok da memnunum bu arada hdd'mden)

ben de wd aldım 3 hafta önce, 640 gb, media markt'ten. 179 tl idi. çok da memnunum. tabi bunların usb dışında bir de adaptörü oluyor belirteyim dedim.

drink senınkısı 3.5" olanlardan.

2.5 lar için usb kablosu yetiyor.

hmm bunu da yeni öğrendim :) 320 gb da sanırım 140 tl civarı bişeydi ama emin değilim bak.

bütün hücreleri seçerek, hücrelerin üstünde herhangi bir yere sağ tıklayıp "hücreleri biçimlendir" diyeceksiniz efem, sonra da sayı sekmesi üzerinde, büyük ihtimalle tarih seçilidir, onu Genel veya, Sayı seçeneğine getirirseniz sorununuz çözülür. Şimdiden kolay gelsin.

yo değişmiyor. çok ilginç bir rakama çeviriyor bu yöntemle daha sonra diğer hüzrede denediğimde ise yine tarih çıkıyor.

genel veya sayı demek yerine "metin" diyin. ne yazarsanız öyle kalır hücre içeriği.

bir kere tarihe cevirdigi hucrede artik ne yapsaniz duzgun gostertemezseniz.

yeni hucrelerde, gerekirse yeni bir dosyada yap yapacagini. hic veri girmeden once girecegin butun kismi sec ve metin olarak ayarla. sonra yaz yazacagini. eger yine tarihe cevirirse son care olarak yazacagin sayidan once ' isaretini koy. yani 5-25 yazacagina '5-25 yaz. o zaman dokunmaz.

aynı sorun nokta kullanınca da oluyor. çok temel bir sorun bu. gpa hesaplayayım dedim 3.5 yazamadım, nasıl muhasebe tutuyorlar bu excel'le. ayarları kurcalamama rağmen çözüm de bulamadım.

oh yeah deminden beri kanser olmuştum, soruyu soran arkadaşa ve cevap verenlere sonsuz teşekkürler, özellikle kibritsuyu'na, metin deyince çözülüyor efem. saygılar