Giriş
(6)

Gömülü rezervuar takımı değişimi

basond
Duvara gömülü olan rezervuar su dolarken düdük gibi ötüyor değiştireyim diyorum ama hangi marka model kalitelidir? Aynısını mı almak gerekir acaba?Bildiğim değişimi zor duvar kırmadan söküp takmak istiyorum ama pek alan yokmuş gibi geldi bana. Kapağını flaan açtım baktım ama alet çalışmaz dar birde
Duvara gömülü olan rezervuar su dolarken düdük gibi ötüyor değiştireyim diyorum ama hangi marka model kalitelidir? Aynısını mı almak gerekir acaba?
Bildiğim değişimi zor duvar kırmadan söküp takmak istiyorum ama pek alan yokmuş gibi geldi bana.
Kapağını flaan açtım baktım ama alet çalışmaz dar birde görünmüyor ezbere yapmak gerek illa tesisatçı mı çağırayım yoksa deneyeyim mi?
Kale marka birde üzerindeki.
0
basond
(19.10.25)
Youtube'da mutlaka değişim videoları vardır.
Ama önce markayı tespit et. Sonra videoları seyret. Gözüne kestirirsen dene. Ama zordur. İçeri parça düşürürsen ki başıma geldi. Sonrası çok zor oluyor.
0
Mirket
(19.10.25)
gömme rezervuarı değiştirmek zordur. her markada yerine uymaz sökülenin benzeri olmalı. o işi usta çözer.
0
mikahakkinen
(19.10.25)
dolarken çıkan gürültünün sebebi dolum hattındaki filtrenin tıkanmaya başlamasından da olabilir. rezervuarla hiç alakalı olmayabilir yani durum. önce youtube videolarından modelin iç vanasına nasıl ulaşacağınıza bakın, sonra vanaya bağlanan hattaki filtreyi temizlemeyi deneyin bence.
0
shadowfollower
(19.10.25)
kırmadan içindeki şamandırayı değiştirebilirsiniz. ürünün markasıyla beraber youtube'dan bakabilirsiniz. hatta şamandıra bile değil contadandır bence o ses.
0
biravekahve
(19.10.25)
Gömme rezervuar iç takımındaki arıza genelde contadan kaynaklanır. Conta değişimi ya da komple iç takım değişimi normal klozet iç takımından daha kolaydır çünkü normal klozetlerde su haznesini komple sökmek ve alttan somunlarını sıkmak zorunda kalırsınız. Birkaç ay evvel gömme rezervuarım su kaçırıyordu, youtube’dan tamir videosu izleyerek kendim hallettim.
+1
dawsonscreek
(19.10.25)
ses varsa iç takım gitmiştir.

bir boşaltma bir de doldurma kısmı var. doluyorken muhtemelen ötüş. doldurma kısmı sadece değişebilir.

ama değişmişken ikisini birden değiştirmek en mantıklısı.

bunlar standart olduğu için genelde uyar.

marka model nalbur yönlendirir.

değişim kısmı için ise eliniz çok yatkın değilse usta mantıklı.
0
gurur
(19.10.25)
(11)

Ters Davranan Esnafa Karşı??

eisberg
Selamlar,Telefona ekran koruyucu yaptırmak için bir yere girdim, fiyat sordum, söylediği fiyata okey dedim. Telefonu aldı bezle sildi sonra koruyucuyu kabından çıkardı, daha açmadan "ön kamerayı kapatmaz değil mi" dedim, "kapatır ama seni etkilemez" dedi bende kapatsın istemiyorum, kalsın dedim. ada
Selamlar,

Telefona ekran koruyucu yaptırmak için bir yere girdim, fiyat sordum, söylediği fiyata okey dedim. Telefonu aldı bezle sildi sonra koruyucuyu kabından çıkardı, daha açmadan "ön kamerayı kapatmaz değil mi" dedim, "kapatır ama seni etkilemez" dedi bende kapatsın istemiyorum, kalsın dedim. adamın bir yüzü düştü, bir şeyler homurdandı falan sanki anasına sövdük. neden bilmiyorum bi anda çok sinirlendim "hayırdır abi, dükkandan girince bir şey yaptırmak zorunda mıyım" dedim sonra diğer eleman geldi tamam abi falan dedi bana öyle telefonu aldım çıktım.

eskiden olsa adama kusura bakma falan derdim sanki ben hatalıymışım gibi üzülürdüm şimdi böyle esnaflara aşırı sert yapasım geliyor zaten dandik bir iş için 400 tl veriyoruz yetmezmiş gibi kapris çekiyoruz. siz böyle durumlarda napıyorsunuz?
+10
eisberg
(19.10.25)
Son zamanlarda bende esnaflarla problem yaşıyorum. Parasını verdiğim hizmeti almam gerekiyorken bedava hizmet almaya çalışıyormuşum gibi tavırları, çalışmak istemediklerini müşterilere yansıtmalarından gına geldi.
+2
mermaidd
(19.10.25)
Kutuyu açmadan önce sormak daha doğru olurdu ancak sorun çıkaracak esnaf, o soruyu kutu açılmadan önce de sorulsa yine sorun çıkarır. Benzerini yaşamıştım, şaşırmıyorum.

Yapacak çok bir şey yok. Yaşanıyor bunlar.
+1
10551037
(19.10.25)
Boşa gerilmişsin ama haklısın
+1
basond
(19.10.25)
ben bir ara gergin bir dönem geçiriyordum.
bir avize dükkanındakiler acayip kendini beğenmiş davranıyorlardı.
arızalı priz vermişlerdi.
geri aldılar ve tamir edeceğiz dediler.
dönüş yapmadılar.
ben de kendim gittim.
madem zamanında yapmadınız o zaman benim paramı geri verin verin dedim.
ukalalığa tam gaz devam etmesinler mi?
kontrolden çıktım ve öyle bir bağırdım ki kendimden geçtim.
bir de fiş de vermemişlerdi.
ver fişimi gidip şikayet edeceğim dedim.
neyse, sonra arayıp çağırdılar birkaç gün sonra.
özür dilediler
parayı iade ettiler.
haklarımızı iyi bilmek ve o anda olmasını gerekeni yapm lazım.
yaşamın her alanında olduğu gibi.

not:
telefonuma hiçbir zaman ekran koruyucu yapıştırmadım.
ekrana hiçbir şey de olmadı.
düşüp ekranın kırılma ihtimali düşük bence.
ekran koruyucular daha çabuk kirleniyor ve vıcık vıcık oluyor ellerden geçen yağ ile.
telefonun kendi ekranı çok farklı. o kadar kirlenmiyor.
ve öyle kullanmak daha zevkli.
-3
santimantal
(19.10.25)
Listemde gurbetciler 1, esnaf 2. sırada. Ben de 3-5 sene oncesine kadar "fesuphanallah deyip geciyordum, simdi en ufak kaziklanma, dolandirilma, cakallik, ukalalik hissettigim anda esip gurluyorum.
0
duster
(19.10.25)
En baştan aklınıza gelen her şeyi konuşmak gerek. Anlaşamadıysak ben hemen iyi günler deyip çıkar giderim. Zamanını ve nefesini tüketmeye gerek yok.
0
pembediken
(19.10.25)
Haklısın. Aynısı başıma Galata köprüsündeki balıkçıda geldi.

Sırayla esnafa fiyat sora sora gidiyordum. Bir tanesi bak bak daha ucuza bulursan yersin gibi artist artist konuştu. Zaten mafya gibiydi tipler. Ben de inadına yan dükkandaki balıkçıda yemiştim. Zaten geziye çıkmışım, acelem yok istediğim gibi dolanır istediğim yere fiyat sorarım yani. Bir de hesap veriyoruz adama. :)

Ama tatları leş. Turist kazıklamaca. Sakın Eminönünde balık ekmek yemeyin hem pahalı hem tadı bombok.
+4
Cesario
(19.10.25)
Kendim yapabileceğim şeylerde esnafa gitmeyerek, esnafla olan iletişimimi sıfıra indiriyorum. Sizin örneğinizdeki konu için asla esnafa gitmem, internetten sipariş verir kendim uygularım. Beğenmezsem de çıkarıp atarım.
Ustalık gerektiren tamirat tadilat işleri dışında esnafla neredeyse hiç muhatap olmuyorum. Keşke bu hizmetleri de kurumsal büyük firmalardan alabilsem.
+2
dawsonscreek
(19.10.25)
esnaf demek sıkıntı demek. her çeşit esnaf böyle. millet mala bağlamış durumda, esnafın sinirli olması artık bir pazarlama stratejisi olmuş durumda. sonuna kadar haklısın. ne zaman esnafa işim düşse ekstra dikkatli oluyorum, kazık yemiyim diye. türlü türlü çakallıkları var.
+2
benarrivo
(19.10.25)
tam emin olamadım. tekrar kullanması mümkün olmayabilecek bir ürün açılmış. esnafın yüzünün düşmesi, homurdanması anlaşılabilir. siz de adamın gereksiz üstüne gitmişsiniz.

öte yandan, tahminen maliyeti 100 lira olan bir ürün için bu kadar homurdanmak ne kadar doğru, emin olamadığım yer bu. esnaf size güleryüzle "tamam abim, sen nasıl dersen, kamera kapatmayan model kalmadı elimizde, istersen yarına getirelim, sana uyguna yapalım" gibi bir şey deseydi, siz de tamam diyecektiniz. yarın o ürünü getirdiğinde size 400 yerine 500 diyecekti, bugün boş yere açtığı ürünün maliyetini de size geçirecekti. herkes mutlu olacaktı.
0
co2s2
(20.10.25)
ürün açılmadı hocam yanlış anlamışsınız. ürün eğilip çekmeceden aldı ve jelatini kabından çıkardı. ama uygulama yapmak için o yapışkan kısmını falan söymedi, yani alıp geri koyup daha sonra kullanabilir.
0
🌸eisberg
(20.10.25)
(41)

Eşimle yaşadığımız son büyük tartışmayı yorumlar mısınız? (Evli ve boşanmışlara soru)

mahmuttt
Sabah uyanıyoruz. Küçük çocuğumuzun keyfi yerinde. Hafta içi çalıştığımız için aile ortamını hafta sonları daha çok yaşıyor çocuk. Eşim (karım) genelde sabahları gergin. çocuğun saçını toplamak istiyor. (Çocuk henüz iki yaşında bu arada). Kuzu gibi gelip önüne oturmuyor tabi. Eşim de kızıyor bağırı
Sabah uyanıyoruz. Küçük çocuğumuzun keyfi yerinde. Hafta içi çalıştığımız için aile ortamını hafta sonları daha çok yaşıyor çocuk.

Eşim (karım) genelde sabahları gergin. çocuğun saçını toplamak istiyor. (Çocuk henüz iki yaşında bu arada). Kuzu gibi gelip önüne oturmuyor tabi. Eşim de kızıyor bağırıyor çocuğa zorla saçına tokat takıyor.

O esnada ben koridordayım çocuk baba diye ağlamaya gözlerinden yaşlar gelmeye başlıyor. Tabi bu yüzlerce kere tekrar eden bir sahne olduğu için, artık benim tepemin tasa atıyor.
Gidiyorum içeri ağzımdan bir küfür kaçıyor dayanamıyorum çünkü sonra çocuğu alıyorum kucağıma o odadan çıkıp koridor tarafına geçiyorum.

Eşimin özellikle son bir aydır bana karşı “yanıma hiç yakışmıyorsun, anasının oğluşu” gibi tahrikkar sözleri de var bu arada.

Bu gibi sözlerinden dolayı dün akşam çok gitmek istediği şehir dışındaki arkadaşına aile ziyaretini yapmayacağız dedim. Çünkü bana bu şekilde saygısız, terbiyesiz konuşan bir insana “hadi gidelim” dediği bir yere gitmek ona “Aferin” deyip ödül vermek gibi geliyor. Katlanamıyorum.

Bunun hazımsızlığı sabah da üzerindeydi diye düşünüyorum bu arada…

Çocukla bu olay yaşanmadan öncesi de var. Yine bu sabah Yalnız yaşayan bir haftadır görüşmediğimiz yaşlı annemle sabah bir kahvaltı yapalım mı diyorum. Çünkü dün cumartesi tüm günü kendi Çekirdek ailemizle beraber keyifli bir şekilde geçirmiştik. Ve tüm haftayı da.

O da bugün kendi ablasına gitmek istiyordu. Tamam diyorum sabah annemle kahvaltı yapalım; öğleden sonra da ablana gideriz.

Sonra dönüp bana diyor ki annen kahvaltı yapmıştır zaten. Ben de o esnada öğrenmek için annemi arıyorum. Sonra bana diyor ki bana sormadan niye arıyorsun. Sonra telefonu kapatıyorum. O esnada annem geri arıyor. Ben de emrivaki yaparak yarım saat sonra seni alacağız diyorum kahvaltı yapacağız. Bu emrivakiyi yapmamın sebebi ise şu. Annemle çekirdek ailemi bir haftada sadece yarım gün bir araya getirmek bana göre bir yaşlıyı sevindirmek iyi bir şey. Çocuk için de bu ortamı görmesi iyi birşey bana göre. Ve eşim maalesef bu konuda ikna edemediğim için buna mecbur kalıyorum.

Sonra biz çocukla beraber hazırız. Onun giyinmesini beklerken diyor ki ben gelmiyorum. Çocuğu da hiçbir yere çıkaramazsın. Sen git annenle ne yapıyorsan yap. “ Annen neden aramıza giriyor” diyor.

Fakat konik olan annem çok nezaketli gariban bir kadın. Asla eşime karşı karşı bir gün bile en ufak bir kaynanalık yaptığı olmamıştır. İşine karıştığı asla yok, aksine sürekli annelik yapıyor. Bu arada çalıştığımız için beş gün çocuğumuza da o bakıyor.

Sonra ben eşime diyorum ki giyin, hazırlan çıkacağız. Bu Sinir krizine giriyor. Sonra ben Yatak odasında kapıyı kapatıp Çocuk görmesin diye, Sert bir şekilde Uyarıyorum. Bağırmamasını hazırlanmasını söylüyorum. Ve kalkıp bana bir tokat atıyor.

Sonra ben de çok ağır ağırıma gittiği için bir tokat atarak karşılık veriyorum. “Sen bana nasıl vurabilirsin” diye.

Sonra izin verdi ben çocuğu aldım ve anneme geçtim. O esnada kendi annesini aradım. Çünkü kendisi benden önce arayıp yanlı bir şekilde olayları anlatacağına çok emindim.

Annesine bu durumları açtım, konuştum. Annem de kadınla gözlemlerini paylaştı. Dedim ki ben bu olaydan sonra o eve hiçbir şey olmamış gibi gidemem ya siz kendisini çağırın evinize, çocukla beraber gelsin konuşun.

Bu durumu kayınpederime de paylaşın. Ya da siz gelin bir hafta burada hem çocuğa bakın hem de bu konuyu konuşun. Terbiye saygı sınırlarını aşırı bir şekilde aşmış durumda çünkü dedim.

Muhtemelen kayınpeder de arka planda dinliyordu.

Sonra kayınvalidem kayınpedere olayı durumu sansürleyerek anlatır diye durumu bütün açıklığıyla mesaj olarak Kayınpedere de yazdım.

Allah rızası için şu olayı lütfen bir yorumlayın. tecrübe deneyimlerinizle bana bir yol haritası çizin lütfen.

Teşekkürler.

İhtiyaç üzerine Ekleme:

annene bağımlısın diyenler için durumu sanırım yeterince anlatamadım biraz daha detaylıca açıklayayım izninizle.

Annem hafta içi sabah çocuğu evimizde teslim alıyor ve biz evden çıkıyoruz. Bu 3-5 dakikalık bir süreç. Sonra eşim eve geliyor ve annem kendi evine geçiyor. Yani hafta içi bir arada bulunduğumuz demeyelim, birbirimizi gördüğümüz toplam süre her gün 3-5 dakika.

Buna ek kadının yanında fiziken başka kimsesi yok. Yakınında olan tek çocuğu benim.

Ben bunlardan bağımsız haftada bir veya 10 günde bir hep beraber bir araya gelelim istiyorum.

Çocuğuma da bana da bunun iyi geldiğini gözlemliyorum çünkü.

Eşime gelince ben normalde bu konuda emrivaki de yapmazdım fakat aynı gün zaten öğleden itibaren kardeşine de ziyarete gidecektik. Annem konu olunca ben gelmiyorum sen git annene vs. dedi. Önceki olaylardan dolayı da bana bir karşıt gelme durumu vardı.

Benim anneme bağımlı bir durumuma gelince.

Hergün ararım, halini hatrını sorarım. Bu bağımlılıktan öte annemin benim nezdimde bir değerinin olması ile ilgili. Çocukluğumdan beri bir anne oğuldan daha çok iyi anlaşan yetişkin arkadaşlarız da.

Ve onun şuan yanında olan tek yetişkin olduğum için bilerek bunu yapıyorum. Bir vefa borcu adına ne denirse densin. Örneğin Allah korusun vefat etse benim dışında onun kapısını tıklatıp yoklayan başka kimse yok.

Biraz daha açıklayıcı olmuştur umarım
0
mahmuttt
(19.10.25)
Kendisini yetiştirememiş sözde iki yetişkin görüyorum. Arada olan gariban cocuga acıdım.
Bu anlattıklarında da ikiniz haksızsınız. İkinizin de ciddi şekilde düşüncesini davranışını değiştirmesi gerekir ama bu saatten sonra ve fiziksel siddet olaylarından sonra bence bu iş öyle veya böyle bitecek gibi görünüyor.
+6
dedeminhirkasi
(19.10.25)
ikiniz de haksızsınız boşanın kurtulun çocuğa da yazık, ayrıca hikayenin seninle ilgili olan taraflarını yumuşatarak ballıyarak anlattığın belli, niye kadın sürekli annen aramıza giriyor muhabbeti yapıyor?
+7
nahtoderfahrung
(19.10.25)
Saygı ve tahammül kalmamış geçmiş olsun.
+2
anon1m
(19.10.25)
Çocuk varken ayrılmayı kesinlikle düşünmeyin. Son çaredir o ve o aşamaya daha çok zaman var.
Ya ikinizin de saydığı bir aile büyüğünün hakemliğine gidin. Ya da bir aile terapisti bulun. İncir çekirdeğini doldurmayacak büyüklükte devasa sorunlarınız var sizin.
Ayrılın diyenler için de bir atasözü geldi aklıma. Bekara karı boşamak kolay gelirmiş.
-10
Mirket
(19.10.25)
selamlar, yaşadığınız bu sorun için üzüldüm ama her ne olursa olsun eşinize tokat atmanız çok yanlış. bunu geçtikten sonra eşinizin geçinmeye niyeti olmadığını, sizin anneninizle kendisini yarıştırdığını düşündüm. bunu sadece sizin söylemlerinize dayanarak söylüyorum karşı taraf ne der ne anlatır bilemem. sonuçta hakim de değilim avukat da ama her ne olursa olsun üzüldüm.
+2
Fodera
(19.10.25)
öncelikle ikiniz de psikiyatriye gitmelisiniz. bunu kardeşim hastasınız vs. diye söylemiyorum, lütfen kötü algılamayın. öncelikle kendinizi ve neyi tetiklediğinizi çözmeniz lazım. bu süreçte de ilaç desteği yardımcınız olur.

anneniz, arkadaşlar şu bu çok gereksiz bir çok yük edinmişsiniz. siz birbirinizle evlisiniz. o şunu dedi bu bunu dedi, yok annemle kahvaltı falan bunlar sadece ikiniz arasındaki ilişkiyi devam ettirirken yük olan noktalar.

merak etmeyin kimseye bir şey olmaz.

ortada çocuk var iki insan olarak o çocuğun sağlıklı büyümesini sağlamanız gerekli.

tokat vs. zaten rezalet bir durumdasınız. bunu kibarca ifade etmenin yolu yok.

ilişki sürdürmek zaten aşırı zor bir durum daha da zorlaştırmayın kendinize. bi antidepresan alın.

başkalarını unutun ilişkinize bakın.

sürekli ben haklıyım o haklı, ondan bunu esirgerim düşüncelerinden sıyrılın. önemi yok.

bizim düşüncemizin de önemi yok.

sakin olun.
+5
gurur
(19.10.25)
kadin tarafi cocugu coktan silah olarak kullanmaya baslamis. cocugu alamazsin, götüremezsin, görüstüremezsin... üstelik cocugun gelisimini, özgüvenini yaralayacak cirkin laflar ediyor, bunu yapmasindaki amac da kocasini yaralamak. babasinin oglu gibi laflari cocugunu ve esini eziklemek icin sarfeden insanlar bence anne baba olmamali.
ayrica cocugun sacindan memnun degilse götürüp kestirsin sacini yani, erkek cocuguymus madem, her sabah toka takip toplamaya calismak, sonra cocugu bu sebeple aglatip huzursuzluk yaratmak nedir?

"ben kadinim, tokat atabilirim ama sen erkeksin, bana tokat atamazsin" diye bir sey yok. fiziksel temasta bulundugunuz an cinsiyetin önemi kalmiyor, her ikisi de aile ici siddet. üstelik küfür de bir siddet formu.

esine misilleme yapmak icin hödük babasina iki yasindaki cocugun odasinda sigara icirten biri bu kadin. diger yanda sizin emrivakiler, haftanin 5 günü gördügünüz annenize haftasonu bile anacim da anacim diye gitmeyi dayatmaniz, problemleri cözmek yerine ödül-ceza gibi cok primitif mekanizmalar kullanmaniz ciddi sorun. kisilik olarak gelisememis iki insan görüyorum. aranizda saygi, tahammül ve sevgi kalmamis. bu artik bir evlilik degil. ailelerin bu cirkinligin icine cekilmesi de bircok acidan sorun. evlendiyseniz ailenizin kicindan düseceksiniz ya da evlenmeyeceksiniz. haftada 6 gün anasiyla görüsen koca da sahiden cekilecek dert degil.
bazen bosanmalar evliliklerden daha cok huzur ve mutluluk getirir. siddetin oldugu bir evlilikte bir saniye bile durmazdim sahsen.

evli ve cocuk sahibi demissiniz, ben bu iki sartin 1.5'una uyuyorum (gebeyim).
+5
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19.10.25)
Abicim, hani o bosanmalarda cok duydugumuz "Siddetli gecimsizlik" tam olarak budur.
+3
thetruenorthstrongandfree1
(19.10.25)
ikinci evliliğini yapmış er kişiyim. birlikteliğinizde çok temel sıkıntılar olduğu açık, siz de biliyorsunuz zaten belli bir durum bu. ama benim anlamadığım sıkıntı yaşayıp anne babayı aramak nedir? kusura bakmayın ama bu yetişkin ilişkisi değil, nezaketle söylemek istiyorum ama 20 yaşında köy yerinde evlenmiş insanların sahip olduğu gibi bir ilişki mevcut. burdan sağlıklı bir ömür boyu birliktelik, mental olarak sağlıklı bir çocuk çıkması gerçekten çok zor.
+10
awlmi
(19.10.25)
Ben bekarim, sizin gibi medeni cesaret gösteremedim daha,

o cesareti gösterdiginiz saf duygulara dönmeyi denemelisiniz,

kendini yipratan seyleri karsiya anlat, oda sana anlatsin ve ilk günku gibi olamayi istediginizi soyleyin,

Cocuk herseyi gorur,duyar ve sizin hayatiniz, onunda tercihlerini belirler,

eşin stresi kaldiramiyor ve cocugada bunu yansitiyor, akli selim hareket edemiyorsaniz destek almayi deneyin,
ama siz, ana-babasiniz,akli selim olmalisiniz,bencil olamassiniz artik,

Egonuzdan siyrilarak birbirinize dertlerinizi pozitif kelimeler ile anlatmayi deneyin.
0
designer
(19.10.25)
Herkes çok olumsuz şeyler yazmış. Ben de ikinizi de haksız gördüm.

Bence çocuksuz bir kafa dinlemeye ihtiyacınız var. Ayrıca oturup konuşmaya. Gerçek düzgün bir konuşmaya. Hatta ben olsam baya ciddi ve yer yer kötü xor örneklerle konuşurdum. Kavgalarda boşanma lafının geçmesini hiç doğru bulmam ama bazen en kötüsünü de görmek göstermek lazım. Atıyorum adi Özlem. Derdim ki bak Özlem önümüzde iki seçenek var ya bu şiddetli kavgaya devam edeceğiz giderek dozu artacak ve bir şekilde boşanacağız ya da toparlamak için elimizden geleni kalbimizle yapacağız. Ben sana ve çocuğumuza iyi bir eş ve baba olarak elimden geleni yapmak istiyorum. Hayatın yükünü iki kişi omuzlamak istiyorum. belki şuan boşanmak sana iyi bir seçenek gibi görünebilir ilk başta ama işler senin için benim için olacağından daha zor olacak. Bütün evin yükünü market temizlik araba mevzuları herşeyı ama herşeyı tek yapman gerekecek. Ben sadece çocuğumuzla alakalı olan konularda yardımcı olabilirim. Sevgililer gününde ya da doğumgününde romantik bir hediye isteyeceksin ama benden sonra bu sefer cocukla herseyı dengeye oturtman cok daha zor olacak. Bak beni hala seviyorsun ya da sevmiyorsun bilmiyorum. Bazen saygılı cümlelerinden artık benı sevmedıgını hatta nefret DAHİ ettıgınj dusunmeye başladım. Ama ben seni hala seviyorum. Ve ilişkimiz için çabalamak istiyorum. Her zaman ailemizin direği olarak huzurlu yuvamıza seninle ve çocuğumuzla olmak istiyorum. Ama bunun için sadece benim çaba göstermem yetmez. Öncelikle cocugu bir silah olarak kullanmayı bırakman lazım vs vs vs.

Tabi bundan önce bence tokat için öncelikle özür dile. Cidden özür dile ve birkaç gnü daha dişini sık. Alttan al. Ortalık bir durulsun. 1 hafta fln. O şekilde konuş. Şuan eşinde haklı olarak tokatın siniri olduğu için herşey birbirine girecek. Ve ben olsam cidden bu boşanma seçeneğini de önüne koyar başına gelecekleri söylerdim. Ben boşanmış kadınların da aşırı mutlu olduğunu düşünmüyorum. Kadının toplumdaki rolleri çok fazla. İşte çalışıp kariyer inşa ederken bir yandan ev işleri bir yandan çocuktan kaynaklanan iş yükü. O yüzden hayatın yüküne dair bazı şeyleri hatırlatmak iyidir.

Ve bence eşin çok yıpranmış. Hiç bir insan boşanacağım mutsuz olacağım sinir krizleri geçireceğim sinir krizleri geçirteceğim diye evlenmiyor. Herkes sevdiği ve mutlu olmak istediği için evleniyor. Eşin bir şekilde çok yıpranmış. Ev iş çocuk ev iş çocuk bitmeyen bir iş yükü döngüsü. Hayatın yükü çok fazla omuzlarına binmiş. Ve bu yük altında okdr çok ezilmiş ki neyi görse duysa laf sokuyor geçiriyor bağırıyor sinirleniyor.

Bence eşin ciddi bir konuşma süreci sonrası toparlayabilir. Belki kendisine biraz zaman ayıracak birşeyler yapmak iyi gelebilir. Kendisine zaman ayırması derken evde tek kaldığında evi düzenlemesi temizlik yapması fln değil. Direk kendisi için birşeyler yapması.

Ve de tokatın karşılıklı olması birşeyi değiştirmez. Biz türk toplumunda kadın olarak şiddetin ortasında bir cinsiyet olduğumuz için, ben olsam ben de attığım tokada bakmaz sen nasıl bana vurursun bana vurdu fln derdim. Takıldığım tek şey olabilirdi. Ne yazık ki bu kültürel birşey. Yaşarken burda yazabildiğimiz kadar medeni ve olgun olamıyoruz ne yazık ki. O yüzden ilişkini toparlamak istiyorsan sen sana düşenleri yap da, öncelikle tokadın özüründen başlayarak ve uygun bir zamanda konuşup ona da kendisinin düzeltmesi için zaman tanıyarak. Zaten düzelirse düzelecek yoksa bu şekilde gitmez. Sizin de bir yerde kafanız atıp ayrılmak istemeniz muhtemel.
-2
mobydick
(19.10.25)
"Yine bu sabah Yalnız yaşayan bir haftadır görüşmediğimiz yaşlı annemle sabah bir kahvaltı yapalım mı diyorum."

2 yaşındaki çocuğunuza haftada 5 gün bu kadının baktığını da yazmışsınız. Çok merak ediyorum çocuk yaparken böyle mi planladiniz mesela "Ee çocuğa da annem bakar bakıcı parası cepte kalır oh mis" ya da bakıcı tutmaya gücünüz yoksa o zaman neden çocuk yaptınız?

2 yaşındaki çocuğun enerjisine Eşinizin dahi yetemedigini zaten kendiniz de belirtmişsiniz. Peki yaşlı anneniz?

Anlattiklariniz 2 kişinin gecimsizliginin vs dışında çok daha temel problemler barındırıyor aslinda.

Çözüm odaklı bakarsak; eşinizle baş başa sakin kafayla her şeyi konusacaksiniz. Hatta bu görüşmeden önce bir kağıda birbiriniz hakkında hoslanmadiginiz her şeyi yazın, görüşmede de tek tek konuşun.

Bunların hepsini de çocuk için yapacaksanız. Yapamiyorsaniz bir an önce boşanın ki çocuğun da hayatı bir düzene girsin.

Umarım çocuğunuz için her şeyin en iyisi olur.
+2
makbur
(19.10.25)
birkaç haftadır neredeyse her haftasonu benzer duyurular ekliyorsunuz, çoğunda da amacınız size "haklı" olduğunuzun söylenmesi gibi geliyor. bunu duymak için de (@nahtoderfahrung +1) anlatımlarınız fazlaca yanlı geliyor. kendinizi pirüpak göstermeye çalışıyorsunuz.

eğer yanılıyorsam da ciddi bir iletişim probleminiz var demektir ki eşinize ve hatta eşinizin ailesine bir türlü bu iyi niyetinizi anlatamıyorsunuz. zira eşinizle yaşadığınız olayı sıcağı sıcağına kaynana ve kaynataya ayrı ayrı aktarmak istemeniz bence aşırı. onların yerinde olsam sabah sabah damat niye beni arıyor, mesaj atıyor der keyfimi kaçırdığı için de sinirlenirdim.

bir de çocuğun her şeyi reddedip, bağırması ve o durumda işine gelen ebeveyn hangisiyse ona yönelmek istemesi bence doğal. sizin buna gösterdiğiniz tepki ise abartı (hatta anlamsız gibi geliyor). zaten bu davranışınız da gününüzün geri kalanını şekillendirmiş.
+4
tnz
(19.10.25)
Uzun uzun yazamayacağım ama ikinizde haksızsınız+1 aranızı düzeltmenin yokuna bakın yoksa işin sonu avukat
İki tarafında fiziksel şiddeti doğru değil sırf bu bile yardımla çözülmesi gereken bir durum
0
basond
(19.10.25)
Çocuk iyi evliliği bozar, kötü evliliği boşar. Bunu bilerek anlaşmanın yolunu bulun. Yoksa çok da uzatmayın. Sonu boşanma olacaksa, ucunda bunu görüyorsan, ya şimdi ya 15 sene sonra.
+1
gabe h coud
(19.10.25)
İkiniz de haksızsınız, +1.

Karşı tarafın iyi kötü neyi yanlış yaptığını görüyorsunuz ama öz eleştiri için; "bir haftadır görüşmediğimiz yaşlı annemle sabah bir kahvaltı yapalım mı" sorusuna eşiniz "annen kahvaltı yapmıştır zaten" diyor, kibarca hayır diyor. Ve siz bu cevabı kabul etmek istemiyorsunuz. Üzerine anneniz zaten haftada 5 gün çocuklarınıza bakıyor. Ortada gerçekten karşı tarafı bayan ve sizin farketmediğiniz bir durum var.

"Eşimin özellikle son bir aydır bana karşı “yanıma hiç yakışmıyorsun, anasının oğluşu” gibi tahrikkar sözleri de var." Bu başlı başına başka bir duyuru konusu. Buna verdiğiniz misilleme ayrıca yanlış. Haklıyken haksız duruma düşüyorsunuz.

"Sonra ben eşime diyorum ki giyin, hazırlan çıkacağız. Bu Sinir krizine giriyor. Sonra ben Yatak odasında kapıyı kapatıp Çocuk görmesin diye, Sert bir şekilde Uyarıyorum. Bağırmamasını hazırlanmasını söylüyorum. Ve kalkıp bana bir tokat atıyor."
İlk olarak sinir krizine giren birinin üzerine gitmek çok yardımcı olmaz. İkinci olarak siz kimsiniz de kime nereye gitmesini ne yapmasını emrediyorsunuz. Çok istiyorsanız en başından tamam ben annemle kahvaltı yapmak istiyorum çocuk kimde kalsın diyin, planınızı yapın.

İki tarafın da sıkıntıları var ama amacınız çözüm bulmak, sorun çözmek değil.

my 2 cents:
-İki tarafta aklında olanları içinde biriktirmeden, sakin sakin paylaşmalı.
-Her konuda anlaşmak ve orta yolu bulmak zorunda değilsiniz. İnsanların sizin annenizle iletişiminizi kısıtlayamacağı gibi, kendi hayatına eşinin ailesini, eşi her istediğinde sokmama, görmeme, kahvaltı yapmak istememe hakkı olduğuna da inanıyourm.
-“yanıma hiç yakışmıyorsun" laf değil, altında yatan ne ise konuşmak lazım.
- tokat kısmına hiç girmiyorum, oturun siz kendi adınıza samimi olarak özür dileyin.
+2
archmage mahmut
(19.10.25)
evli değilim ama
hem haftada 5 gün annem bebeme baksın ---hal böyleyken nasıl kadınla haftaboyu görüşmemiş oluyorsunuz hiç anlamadım? ışınlayarak mı gönderiyorsunuz çocuğu?--
hem de h.sonu annemle birlikte kahvaltı yapalım, diye bir dünya yok...koca olarak bu beklentiniz aşırı saçma.

o dünyanın olması için mesela oldukça ataerkil yetişmiş bir aileden bir eşiniz olması (yani cidden "kız almış" olmanız) lazımdı. mesela benim dışardan gayet modern, çalışan kadın vs olan kardeşim esasen böyledir, "gelin ettik" gitti babasının evine sadece senede 2 kere yarım saat geliyor. ailem fazlaca ataerkil o yüzden kimse için tuhaf değil durumlar -ben hariç, benim kafam ayrı çünkü. neyse, gidip böyle birini "alaydınız" madem böyle bir evlilik istiyorduysanız...

ya da mesela annenizle eşiniz kanka gibi filan olmalı onu sizin "gariban" anneniz olarak değil kendi kankası olarak görmeli.

her türlü, bunu sorun etmeden yapacak (şehirli, modern, çalışan vs.) kadın sayısı oldukça azdır. cidden etrafımda 1 elin parmağını geçmez yani.

5 gün k.valiyeye çocuk bırakmış gelin bir de h.sonu onunla kahvaltı yapacak...bunu "olağan" görüyorsanız o da "anasının oğluşu" der size..işler çirkinleşir. bunu nasıl normal görüyorsunuz? siz hangi gezegende yaşıyorsunuz? kaynana yahu sonuçta, isterse melek olsun. hayret bişeysiniz.

ha eşiniz de çok normal bir insan olsa, zaten annen 5 gün bakıyor, biz birlikte azıcık zamana sahibiz, gel şöyle bir program yapalım der normal makul konuşulurdu. o sizin aileyle kendi ailesini yarıştırıyor, çocuğu götüremezsin diye pazarlıklar filan ,korkunç. burada da onun tuhaf kafasını görüyoruz bence.

eşiniz işine kafası rahat devam etmek, bakıcı parası vermemek, istediği gibi çocuğu geç almak filan türü konforlar için k.valideye çocuk baktırıyor evet, (e aynı rahatlıklar sizin için de var ama sizin anneniz, onun değil, ona minnet borcu çıkıyor, gıcık bir durum...). yüksek ihtimalle siz 2niz anneniz olmasa zaten çocuk filan da büyütemezsiniz de ortalama Türk gibi siz de ailelere güvenip yapmışsınız işte. sonra neden 20 yaşında evlenen köylü gibi aileler herşeyin içinde deniyor, kuzum aileler olmasa hayatta kalamıyorlar çünkü, ondan olabilir mi?

neyse, eş bu duruma karşı zaten öfkeli (kendi çocuğunu kendisi büyütemiyor) olduğu için pasif agresif şeyler yapıyor. bu model türk kadını genellikle olmasını istediği ama olduramadığı şeylere karşı böyledir. intibam bu yönde... çünkü olmasını istediği o şeylere layıktır aslında.

misal sizin mesleğiniz değil de x meslek birini istemiştir, k.valideye baktırmak değil yabancı dadı isterdi, ama oluyor mu bunlar. olmuyor. e öyle bir imkan yok.
enteresan şekilde yine aynı türk kadını bu imkanları sunmasını da eşten beklediğine göre (çünkü neden evlendik o zaman?) öfkeleneceği kişi sizsiniz...."yanına yakışmıyor"sunuz. (ya da kendi fikrince layığını bulamadığı için aslında kendinedir öfkesi artık bu kadarı psikiyatrist işi benim işim değil)

kısacası ne o sizin beklentilerinizi karşılıyor ne de siz onun beklentilerini karşılıyorsunuz...böyle anladım.

boşanınca aşırı iyi bir nafaka ev araba herşeyi vermeyecekseniz öfkelenir öfkelenir geçer, şu anda boşanmaz. tümden deli değilse, onu tek bir konudan bilemedim açıkçası.
kadının şimdi yükü 80se boşansa 180 olacak çünkü. küçük çocukla boşanmak kolay değil. çocuk tamamen kadına kalıyor. kadın daha toka takarken deliriyorsa yemez yani boşanmak. çocuk büyüdükten sonra bu durum değişir.

ha 1-kadının aileden filan durumu iyiyse 2-cinsel hayatınız kötüyse 3-size olan öfkesinin arkasında başka birisinin ilgisi de varsa, o zaman o boşar zaten.

sevgi nerede burada...
valla bilemedim. ortada seven biri var gibi geçmedi konu. birbirine tokat atabiliyorsan sevmiyorsundur , bencesi böyle.
+2
subcomponent
(19.10.25)
boşan diyenlere bakma sen kardeşim.
sorumluluk sahibi, çözüm arayan bir baba için çıkış yolu her zaman vardır.

Annenle olan bağını korumak istiyorsan, bunu eşinle çatışmadan değil, uzlaşarak yapmanın yollarını ara
-2
jamswety
(19.10.25)
Resmen sen haklısın diyelim diye acayip taraflı şekilde anlatmışsın ama evli bir birey olarak haksızlığın buram buram kokuyor.

Karının tek hatası çocuğa bağırmak ve sert davranmak. Bu büyük bir hata. Geri kalan her şeyde sen haksızsın. Böyle bir kocam olsa zevkle boşardım. Öyle bir boşardım ki boşadığım için aklıma geldikçe sevinç duyardım.

“Yaşlı zavallı anneciğin” ile zaten haftanın 5 günü görüşüyorsunuz sanki aylarca görüşmemiş gibi bir haftasonucuk kahvaltıcık diye küçültmeye gerek yok. O kadar yaşlıysa çocuk baktırmayın zaten orda çelişki var.
Tüm hafta içi çalışıp yorgun argın bir tek haftasonunu bekliyorsun ve o da ne? Haftasonu yine KAYNANA. Oldu mu yani kim kabul eder bunu? Bir de emrivaki yapmaklar geleceksin diye bağırıp çağırmalar.

Üf yazamayacağım daha fazla sinirlerim bozuldu. Evli çocuklu bir insan olarak bunları okuyunca cinnet geliyor bana. Gidip kocamı öpüp şükür edeceğim. millette ne adamlar var ya.
+2
Gradient_tabanlı_mor
(19.10.25)
haklı olduğun taraflar çok ama taraflı anlatıyorsan bilemiyorum. tokat işi çok yanlış. uç bir nokta. çocuğu bir yetişkine bırakıp 1-2 saat baş başa konuşmayı deneyin. iki tarafın da adım attığı bir konuşma olursa sürüyor öbür türlüsü zaten mahkeme.
0
summerjam0306
(19.10.25)
kanka boşa gitsin. sana tokat atma gibi bir şeye cürret ediyorsa ahlaksızın önde gidenidir. yanıma yakışmıyorsun falan ne demek. ben olsam dünyanın kaç bucak olduğunu çok fena gösterirdim ona. erkek ol ve boşa. hiç ılımlı olayım anlayış göstereyim deme. bu tipler öyle şeyleri prenseslik olarak adlandırır. acıma.
-1
archmeister8
(19.10.25)
Çocuğunuz çok muhtemelen normalde annesinin sözünü dinleyecekken, sizin vereceğiniz tepkiyi bildiği için huysuzluğu artmış.

Kadın gayet kibarca kahvaltıyı annenizle yapmak istememiş, üstelik başka arkadaşlarıyla olan planı “cezalandırmak için” iptal etmenize rağmen kibar davranmış yine, siz emrivaki yapmışsınız. Üstüne de odaya çekip “had bildirmişsiniz”, üstüne de kadını kendi anasına babasına şikayet etmişsiniz hem de annenizle bir olup.
Ya allah eşinize sabır versin. Bir kadını ne kadar bunaltabilirseniz o kadar bunaltmışsınız. Şiddet kötü bir tepki ikiniz için de, hele de evde çocuk varken haklı görmüyorum ama bir kediyi bile bu kadar köşeye sıkıştırırsanız, tırmalar.
+6
physcos physcos
(19.10.25)
Bitmiş okeye dönüyorsunuz. Boşa zaman kaybetmeden boşanın. Ben böyle evliliklerin devam etmesini ve devam etmesini tavsiye edenleri anlamıyorum. Mesela siz bu saatten sonra nasıl seks yapabileceksiniz ki?
Sizinki evlilik değil ev arkadaşlığı olacak.
İşte birbirinizi tam anlamıyla tanımadan 5 yıl evli kalmadan çocuk yapmamak bu yüzden önemli.
+1
dawsonscreek
(19.10.25)
ikiniz de anormalsiniz. sakın boşanmayın, başka insanlarla evlenip onların da başını yakmayın
0
benarrivo
(19.10.25)
karın haklı.

annenle her hafta sonu görüşmek zorunda mı? zaten annen haftanın beş günü evinizde görünüşe göre. zorla kahvaltı yaptırtmaya çalışıyorsun, kadın istemiyorken. sonra tartışıyorsunuz ve anne babasına ispiyonluyorsun. pardon sen nasıl bir yetişkinsin? onun kendi annesiyle dertleşmesi ile senin aileleri karıştırman ve onu anne babasına şikayet edip durman aynı şey mi? kadından fiziksel olarak da uzaklaşmışsın ki çoğu aldatmalar ve boşanmaların kaynağı yatak odası. tabii senin duygularını da anlıyorum bu noktada ama yanlış bir davranış. bunun dışında söz verdiğin geziyi sırf ceza olması için iptal ediyorsun, halbuki belki gitseniz eşin sana minnet duyacak ve aranızdaki buzlar eriyecek.

kadın yorgunluğunu ve bıkkınlığını çocuğuna yansıtıyor olabilir ama ne korkunç bir anne!!!! demeden önce kanını canını çocuğu için verebileceğini düşünüyorum ben, burada eşinin yanlışı aranızdaki olumsuzlukları çocuğa yansıtmak.

haksızsın.

edit: sondan başlayarak yorumları okumaya başladım, physcos physcos +1 çocuğun annesinin sözünü dinlememesi de babasının nasıl davranacağını bilmesi. üstelik gidip kadına küfrediyorsun yok yere.

edit2: hızımı alamadım, Gradient_tabanlı_mor +1
+3
deartheodosia
(19.10.25)
düzenleyemedim, eşinin “yanıma yakışmıyorsun” demesi de muhtemelen onu yatak odasında reddedip durmandan kaynaklı bir yorum.
+1
deartheodosia
(19.10.25)
Eşin senin her hareketini abartmış. Sen anne sevgisini biraz abartmışsın çünkü eşin sen değil, ona göre bu hafta nasıl geçti bilmiyoruz, sen de bilmiyorsun, belki farklı şekilde rahatlamaya ihtiyacı var. Evli çiftlerin her hafta sonu anne baba ziyaretine gitmesi bana çocukluktan çıkılamadığını düşündürüyor.

Burada sorun senin eşini görmüyor, ihtiyaçlarını (özellikle duygusal ihtiyaçlarını) fark etmiyor olman, ben öyle anladım. Çünkü bir kadın çocuğuna bu kadar basit bir şeyden öfkelenmez. Belli ki deli gibi dolu, ağzından burnundan taşıyor.

Her hafta sonu anneni görmeyin. Onun annesini de görmeyin. Yaşlı sevindirmek tamam ama önce siz önemlisiniz. Eşin bunalmışsa önce onu ferahlatmak zorundasın, annen ikinci planda artık bu hayatta. Çünkü sen bir kadınla evlisin. Anneni yok say demiyorum, annenle bu kadar sık görüşme, hele ki eşin iyi değilse eşini rahatlatmadan hiç görüşme.

Bir ailenin annesi mutluysa o aile her türlü mutlu olur. Bu anne senin annen değil eşin. Bir kadını mutlu edecek tek kişi ise eşidir arkadaşım, başka kimse değildir.
0
muhayyer divan
(20.10.25)
öncelikle boşanmayın bence. en en son çözüm bu olmalı.

biri demiş eşin çok yıpranmış çocuktan çıkarıyor diye yüzde yüz katılıyorum bu yoruma. siz el bebek gül bebek büyütülmüş olabilirsiniz gariban ananız tarafından ama çağ değişti şartlar değişti bi kez olsun karınıza sordunuz mu neyin var seni bu hale getiren nedir diye?

haftada beş gün anneniz bakmıyor mu çocuğunuza? bir de haftasonu neden annenizle vakit geçirme ihtiyacı duyuyorsunuz? benim kocam peş peşe iki gün kendi annesi babasıyla vakit geçirince üçüncü gün fazla geliyor istemiyor kaçıyor normal değil sizin anne bağımlılığınız.

biri daha demiş sizden yüz buluyor, çocuk annesini dinlemiyor. ikilik yaratmayın çocuğun hayatında. böyle böyle anne kötü oluyor.

eşinizle ciddi konuşun belli ki bir sorunu var. evden bunalmış olabilir işten bunalmış olabilir. hiçbir şey yapmamaktan bunalmış olabilir. mutlu bir kadın ne bunları size yaşatır ne de çocuğunuza. kendi ister annenizle hep buluşmak.
0
Hallegadola
(20.10.25)
Boşanmak çözüm değil ben boşandım bu anne düşkünlüğünü çözemedim. Evliyken annesinden çıkmazdı şimdi de velayeti bende olan çocuk her dakika annesinde olsun istiyor eski eşim. Çocuğun okulu ödevi hak getire, kafaların değişmesi lazım. Haftanın altı gününü bir çocuğun babaanne ile geçirmesi normal değil. Çalışan anne çocuğu ile sadece haftasonu etkinlik planlayabiliyor onu da kayınvalide ile neden geçirsin?

Aranızda saygı kalmamış tokat, kötü söz vs. çok çirkin ama çözüm eşinizin kök ailesi olmamalı. Aile olan siz eşiniz ve çocuğunuz sorunun çözüleceği yer de sizin eviniz. Aranızda uzun uzun konuşun ve kesinlikle destek alın derim.
+1
cilekli pasta
(20.10.25)
annene bağımlısın diyenler için durumu sanırım yeterince anlatamadım biraz daha detaylıca açıklayayım izninizle.

Annem hafta içi sabah çocuğu evimizde teslim alıyor ve biz evden çıkıyoruz. Bu 3-5 dakikalık bir süreç. Sonra eşim eve geliyor ve annem kendi evine geçiyor. Yani hafta içi bir arada bulunduğumuz demeyelim, birbirimizi gördüğümüz toplam süre her gün 3-5 dakika.

Buna ek kadının yanında fiziken başka kimsesi yok. Yakınında olan tek çocuğu benim.

Ben bunlardan bağımsız haftada bir veya 10 günde bir hep beraber bir araya gelelim istiyorum.

Çocuğuma da bana da bunun iyi geldiğini gözlemliyorum çünkü.

Eşime gelince ben normalde bu konuda emrivaki de yapmazdım fakat aynı gün zaten öğleden itibaren kardeşine de ziyarete gidecektik. Annem konu olunca ben gelmiyorum sen git annene vs. dedi. Önceki olaylardan dolayı da bana bir karşıt gelme durumu vardı.

Benim anneme bağımlı bir durumuma gelince.

Hergün ararım, halini hatrını sorarım. Bu bağımlılıktan öte annemin benim nezdimde bir değerinin olması ile ilgili. Çocukluğumdan beri bir anne oğuldan daha çok iyi anlaşan yetişkin arkadaşlarız da.

Ve onun şuan yanında olan tek yetişkin olduğum için bilerek bunu yapıyorum. Bir vefa borcu adına ne denirse densin. Örneğin Allah korusun vefat etse benim dışında onun kapısını tıklatıp yoklayan başka kimse yok.

Biraz daha açıklayıcı olmuştur umarım
-6
🌸mahmuttt
(20.10.25)
Alışkın olduğum bir sahne gözümün önüne geldi.

Bana göre sen haklısın ama senin de bazı olumsuz davranışların var belli ki.

"yanıma yakışmıyorsun" lafı çok kritik, boşa söylenmez. Barışsanız bile buranın üzerine git.
Böyle bir kadına karşı yapılacak şeyler çok sınırlı. Ailelere haber salmakta da iyi yapmışsın, neyin ne olduğunu bilsinler, herkes kendine çeki düzen versin. Arada çocuk olduğu için alttan alan kişi sen olman lazım. Biliyorum içinden gelmeyecek ama yalandan da olsa git özür dile, çiçek al, hediye al. hevesle story atacağı mekanlara götür.

2-3 gün geçtikten sonra psikoloğa gidelim iyi gelir de (ilk başta genelde ret ediyorlar uzatma, ara ara lafı geçirerek ikna etmeye çalış).

ilişki sıklığını arttırın bunun çok faydası oluyor.
0
duyuruuser
(20.10.25)
geçmiş olsun.

anlattığınız ortamda en olgun kişinin 2 yaşındaki çocuk olması çok acı.

sizin iki eş arasında olan rekabet ve üstünlük kurma hevesini kırmanız lazım.
+2
galahad reloaded
(20.10.25)
Bir eşiktesiniz, sevginin vb durumların bittiği, olgunluğun ve birbirinizin kararlarına saygı duyma evresinin başlayacağı, aynı zamanda çocuğun durumunu da dikkate alarak normal insanlar gibi yaşayacağınız bir geçiş bu.
Bu durum biraz sürebilir, neredeyse her evlilikte oluyor, bir tarafın sakin kalarak kendini geri çekmesi lazım.
Zor bir durum değerlendirmek tabi size kalmış ancak bu eşiği aşsanız bile ben bu evliliği çok sürdürülebilir bulmuyorum mutluluk açısından, mutlu olduğunuzu düşünmüyorum.

İkinizin de haklı ya da haksız olduğunuzu da düşünmüyorum, sadece bir uyumsuzluk gözlemliyorum. bu tür durumlar bir kök sebebin tetikleyicisi, dediğim gibi bekleyerek ve olgunlaşarak, ya da bir bilene giderek bu sorunları çözebilirsiniz. Ama ne olur çocuğu bunlarla etkilemeyin.
0
va
(20.10.25)
Eşinizin çocuğa zorla toka takmasına sinir oldum çocuk ne istiyorsa onu yapmak çok zor değil herhalde. Tokası olsa ne olur olmasa ne olur.

Haftanın beş günü gördüğü kaynanasını herrr hafta sonu da kadın görmek istemiyor bundan daha doğal ne olabilir? Siz gidin görün, kadını niye peşinizden sürüklüyorsunuz?

Arayıp velisine şikayet ettiğiniz yeri okurken patladım kusura bakmayın :d evlisiniz ve çocuğunuz var ya aileleriniz niye bu kadar her şeyin içinde? Bir yuva kurduğunuzun farkında değilsiniz, üzücü.
+3
sadakatsiz
(20.10.25)
reyiz halen daha anne bağımlılığını göremiyorsun bir de anlayış bekliyorsun.
0
Hallegadola
(20.10.25)
Acilen boşan.

çocuğu yapmış nafakayı garanti altına almış kadın sendorumu yaşatıyor sana.

''yanıma yakışmıyorsun'' kasıtlı bilerek düşünerek söylenmiş bir söz.
0
xu
(20.10.25)
yanıma yakışmıyorsun lafı neyin lafıymış onu bir aç.
seni mi beğenmiyor artık.
çok mu güzel kadın.
işin sonu aldatmaya varmasın sonra?
eğer böyle bir durum yoksa boşanma.
oturup güzelce konuşun. kadın biraz sıkıntılı sen daha mantıklısın.
en azından bu aralar biraz daha idare et.
sen bayağı darlanmışsın.
0
OgutucuRecep
(20.10.25)
ben ailelerin araya sokulmasini anlattiginiz sekilde yanlis buluyorum, kendi iliskimde kesinlikle yapmayacagim bir sey. bence evlilik iki kisi arasindadir. ama elbette tercih ve yetistirilme meselesi. siz nasil uygun goruyorsaniz.
cocugunuzu neden krese vermeyi, belki en azindan haftada bir kac gun dusunmuyorsunuz? 2-3 yasindan itibaren cocuklarin yasitlari ile oyun oynamaya ve ebeveynlerine ihtiyaclari var aslinda daha cok, anneanne/babaanne'den ziyade. ben bunun ayrica evliliginizi de degistirecegini dusunuyorum, zira eslerin de birlikte kaliteli zaman gecirmeye ihtiyaci var, simdi sanki anlattiklarinizdan daha cok ailelerle birlikte toplu bir evlilik gibi geldi kulaga. zira mesela cocugunuz haftada 2-3 gun krese gitse, haftada bir aksam annenizden cocuga bakmasini isteyip esinizle birlikte sinemaya gidebilirsiniz belki, bir yemege cikarsiniz? bu hali ile, evden ise isten eve, e anne zaten her gun cocuga bakiyor, bir de bir aksam da baksin istenmez. ben anlattiginiz yasamda bogulurdum diye dusunuyorum.
ayrica unutmayin, bu kadinla evlenmenizin bir nedeni var. bir noktada begenmissiniz, o donemde yaptiginiz her ne idiyse o donemde keyif almissiniz, onlari hatirlamaniz onemli, her ikinizin de. birbirinizi sevdiginiz donemi, birbirinizde ve birlikte sevdiginiz seyleri hatirlamak onemli. bu anlattiginiz programda bunlari unutup kaybolmak cok normal.
ancak elbette, dedigim gibi hem herkesin hayati, aliskanliklari bambaska hem de disardan konusmak daha kolay.
0
kassiopeia
(20.10.25)
Oncelikle cocugun yaninda esine kufur etmen muthis yanlis. Bu gibi hareketleri yapiyorsan esinin psikolojik durumunu sen bozmus olabilirsin.

Bunun disinda anlattiklarinda haksiz oldugun bir konu gormedim. Anlattigin davranislari hic uygun degil. Ailesine durumu anlatmakla iyi yapmissin. Esine saygisizlik yapan kadinla aile olmaz. Ayrica buradan tavsiye almani onermem, anne bagimliligiyla konunun alakasi bile yok.

Cocugu boyle bir ortama daha fazla maruz birakmadan bir sekilde cozersiniz umarim. Tam psikolojisinin oturacagi yaslar ve hep sandigindan fazla seyi gorur, hisseder ve anlarlar.
0
osssy
(20.10.25)
neredeyse aynı şeyleri yaşadığım için sizi çok iyi anlıyorum. anne bağımlılığı vesaire kimseyi dinlemeyin. eşiniz yokken anneniz vardı. anneye gidilecek. anneye gidilmiyorsa kimseye gidilmeyecek. bu kadar basit.

ancak ne olursa olsun sizi tek taraflı okuduk, sizin de kabahatleriniz olmuştur. karşılıklı tokatlar falan ne oluyoruz? iki tarafın da kabahati olmadan işler bu raddeye gelmez. bu noktada suç ile kabahati ayırmak lazım. suçunuz yoktur ancak mesele buraya gelmeden bazı şeylerin önlemini almanız gerekiyordu. örnek vereyim. ben boşanmış biriyim. boşanma sebebim eşimi gereğinden fazla serbest bırakmak. çocuktan sonra işini bıraktı, bir süre çocuğa baktı ancak çocuk okula başlayınca sürekli gezmeye başladı. okul tatillerinde de sürekli memleketine ailesinin yanına gitti çocukla. halbuki şimdi anlıyorum, bağırıp çağırıp evde oturtacakmışım. karşı tarafa müsamaha göstermeyi, bazen iyilik ya da saygı zannediyoruz ancak karşı tarafı kendi hatalarından da korumamız gerekiyor. gerektiğinde sesinizi yükselterek.

bu anlattıklarınız çerçevesinde sizin tek hatanız, şiddete şiddetle karşılık vermek olmuş. yanlış. yanlışa yanlışla cevap verilmez ve ne olursa olsun siz erkeksiniz, onun tokadı ile sizin tokadınız bir olmaz.
-4
co2s2
(20.10.25)
Eşin hafta içi çalışıyormuş, o halde hafta sonunda aile ile ecirmek istemeyebilir. Sizin zorlamanın saçma. Sizinle kahvaltı yapmak isteyebilir ama her hafta zorlaman saçma. Ayda bir normal. Ve bunu eşinle paylaşırsan kabul edecektir,kabul etmiyorsa o zaman haksız duruma geçer. Ayda bir de onun ailesine gidersiniz.
Bu arada sen anneni daha sil görmek istiyorsan kimse sana karışamaz. Git görüş ancak bebeğini götürme. Çünkü kadın zaten 5 gün yorulmuştur. Extra zorluk çıkarıyorsun..bal olsa yenmez her gün.

Eşine neden sürekli had bildirme derdindesin? İletişim kuramıyorum bu da ilk hatalının sen oluğunu gösteriyor. Saçını acımıyorsa al coxugu kalır,annesi yakala akala diyip oyuna cevir,coxugu yatakta ye,üzerine esini de at,onu da ..o anı geçir. Ama sen ne yapıyorsun küfür ediyorsun. Bence olayları idare etme sürecinde sorunlu birisin.
Kusura bakma ama eşinin haksız olduğu her noktanın öncesinde senin haklı davranışın olduğu için havanın büyüğü sende
0
hacirotti
(06.11.25)
(35)

Evinize yatılı gelen kayınpederiniz şunları yapsa ne yapardınız?

mahmuttt
İki yaşında çocuğunuzun Odasında camı açıp camda sigara içiyor fakat duman kokusu çocuğun odasına vuruyor. Eşime söylüyorum salonda içse olur mu diye çocuk odasındaki eşyalara sinmesini istemiyorum diyorum. O diyor ki bunu söyleyemem saygısızlık olur. O zaman annene söylet diyorum annem de söylemekt
İki yaşında çocuğunuzun Odasında camı açıp camda sigara içiyor fakat duman kokusu çocuğun odasına vuruyor.

Eşime söylüyorum salonda içse olur mu diye çocuk odasındaki eşyalara sinmesini istemiyorum diyorum. O diyor ki bunu söyleyemem saygısızlık olur. O zaman annene söylet diyorum annem de söylemekten çekinir diyor.

En son sigara içerken adam çaktırmadan arkası dönükken hava temizleyiciyi arka köşeye koydum açtım mecburen. 8-10 metre kare oda. Rüzgar vurdukça odanın içi kokuyor leş gibi çünkü.

Adam tabi farketti benim koyduğumu. Sen mi koydun diye sordu ben de evet dedim. Çok fazla açıklama yapmadım.
Bana diyor ki babama saygısızlık yaptın.


Babasının yanındayken de bu lafa açıyor işte mahmut rahatsızlığını belirtmek istemedi falan diye ben de yok hayır olur mu öyle şey filan dedim çok da fazla aşırı cevap vermedim.

Biraz da çünkü adam anlasın istiyorum rahatsızlığımı direk de söylemek istemiyorum saygısızlık olmasın diye.
0
mahmuttt
(03.10.25)
döverim net döverim. evden bile kovarım. 2 yaşındaki çocuğun yanında sigara içen insan görünce bile tepem atıyor.
0
mikahakkinen
(03.10.25)
Sorun kayınpederde değil, eşinizde. Saygısızlık olarak söylediği hiç bir şey, saygısızlık değil. Usturuplu bir şekilde söylerse kayınpederin ne kadar yumuşak olduğunu göreceksiniz.
0
etna
(03.10.25)
Koca koca insanlar olarak başka koca koca insanlarla kendi evimizde yaptıkları ve hoşumuza gitmeyen şeyler hakkında medenice konuşabilmeliyiz. Bunun saygıyla bir alakası yok.

Ayrıca konudan bağımsız; saygı kavramını anlamayan, bu nedenle de yerli yersiz bu kavramı kullanıp onu anlamsızlaştıran bir toplumuz. Bundan da vazgeçmemiz lazım.
0
salihdt
(03.10.25)
sigara içen insanın kendisine saygısı yoktur zaten siz neyin saygısını göstereceksiniz ya? sigar içenler bunu dünyanın en normal şeyi olarak gördükleri için içip çocuğun ağzına üflese de sorun yoktur onun için. direkt uyarmanız lazım alınırsa da alınsın.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(03.10.25)
Evden kovarım. Evimin hiç bir köşesinde sigara içilmesini istemiyorum derim. İçmek isteyen varsa çıksın dışarı 5dk içip gelsin derim. Bunu isteyince saygısızlık etmiş olmuyorsun tam aksine çocugun odasında sigara içerek o size saygısızlıgın alasını ediyor. Bu arada eşiniz de tam dayaklık
0
limonlu eksi
(03.10.25)
Doğrudan olmasa da dolaylı uyarmalarınız böylece devam etsin.
Bu, saygıda kusur falan değildir.
Gittiği yer kızının ve damadının evi de olsa her istediğini
yapamayacağını anlaması lazım.

Eşiniz de belli ki babasının
kendisine tepkisinden çekiniyor.
0
diyecevaplandı
(03.10.25)
Ya saygısızlığı, siz aşirette mi yaşıyorsunuz? "Baba burada içme, çocuk odası burası, balkonda iç, hem de gel çay da içeriz iki laflayalım" de mesela...
0
malheiros
(03.10.25)
Sigara içen biri olarak bile ne evimde sigara içerim ne de çocuğumun görmesini isterim. Dışarı çıkarim balkona orada içer gelirim. -20 derecede olsa yine orada içerim.

Yaşadığınız şeyi yasayan bir arkadaim var onun kayınpederi salonda iciyormus. Dedim konus, eşiyle konuşmuş söyleyemem ayıp olur demiş. Dedim Allah yardımcın olsun.

Sizin de Allah yardımcınız olsun.

Balkonu olan bir evde balkona çıkmadan sigara içen kişinin ne aileye ne de torununa saygısı yoktur. Kendi evinde istedigim haltı ye, çocuklu evde yapma bunu.

Ufak çocuğunun her şekilde yanında sigara içen adamlari da dovesim geliyor.
0
blue eyes white dragon
(03.10.25)
ben anlamadım bir anne çocuğunun sigara dumanını her an solumasına nasıl razı olabilir?

saygısızlık mı kalmış artık. suç eşinizde. derhal uyarmalı babanızı.
0
Hallegadola
(03.10.25)
Saygısızlık falan yapmadınız, iki yaşındaki bebenin olduğu odada sigara mı içilir, cahil midir nedir yahu? Ben olsam "burada sigara içmeyin, çocuk astım olur, kokusu da siniyor, en iyisi balkonda ya da başka müsait bir yer varsa orada için" derim. Kayınpeder mafya falan mı neden korkuyorlar ki?
0
lamborcini
(03.10.25)
sigara balkonda içilir. saygısızlık değil. babam geldi eve balkonda içirttim. balkon yoksa camda içilmez. çocuğun odasında hele hiç içilmez. bu saygısızlık değil. sigara içen saygısız asıl.
0
jelly bear
(03.10.25)
Döverim kovarım diyenler ne yaşıyor acaba ya komiksiniz. Kendi babanız gelse döveceksiniz sanki sigara içti diye. Medeni insanlar konuşarak anlaşabiliyor, tavsiye ederim yani baba salonda iç diyebilirsiniz, hiç de tepki göstereceğini ve yok illa torunum odasında içicem diyeceğini sanmam.

Konudan bağımsız, eşin doğulu mu?
0
Gradient_tabanlı_mor
(03.10.25)
zamanında dedem aynısını yapmış (ben yenidoğanken). aradan neredeyse 40 yıl geçmiş babam hala bir şey diyemedim diye söyleniyor. saygısızlık falan demeyin, dolaylı yollarla uğraşmayın direkt söyleyin.
0
inheritance
(03.10.25)
ya onun yaptığı saygısızlık olmuyor da, size bu kadar kendinizi kötü hissettirmeye hakkı var da, 2 yaşındaki çocuğun odasını leş gibi zehirlemeyi kendinde hak görüyor da, ıkına sıkıla "ya içmeseniz mi" bile diyemiyorsunuz da siz mi saygısız oluyorsunuz? bi gitsinler ya, çok sinirlendim. hikayede çocuğunu korumak isteyen sizden başka herkes aymaz ve haksız ve saygısız.
0
ofelia
(03.10.25)
bu esiniz anneniz hasta diye cocuga bakmasin diyen ayni esiniz mi?
cok enteresan kafalar gercekten. olaya dahil olan herkes, siz de, esiniz de, annesi ve babasi da cehalet ve sacmalik akiyor. boyle bir durumda esinize ;babana soyler misin' diye sormaniz bile abes, soz konusu olan cocugunuz, esiniz kadar siz de sorumlusunuz ve yetki sahibisiniz.
0
kassiopeia
(03.10.25)
anamıza, babamıza saygıda kusur etmeyelim tabi.

amaa!

s.kerim böyle babayı.
kendisi bunu sorun olarak görmüyor olabilir, buna bir şey diyemem.

bence eşinizi araya koymadan direkt iletişim kurun uygun bir dil ile.
0
stay with me
(03.10.25)
nasıl hayatlar bunlar amk çocuğumun sağlığını düşünmeyen kayınpederi de eşimi de siktir ederim
kendi babamı sigara içerken tekmeyle atarım aşağıya yallah siktir git mağarana
0
croswell
(03.10.25)
bence hepinizin iletişimi problemli.
sigara içen insanın kokuyu fark etmemesi normal.
üstelik önceki nesiller çocuk yanında sigara içilmesi konusunda bizim kadar hassas olmayabiliyor, muhtemelen cama çıkmasının yeterli olacağını düşündü.

bunu eşinizden sektirip söyletmeye çalışmanıza gerek yok.
madem oraya hava temizleyici koyabiliyordunuz, ki bu çok daha sert bir hareket, "baba ya rüzgarla duman içeri giriyor, gel biz senle balkonda oturalım rahat rahat iç sen de" ya da "baba ya gel salon camında iç, buradan rüzgarla içeri giriyor, sana ben çay da koyayım" falan gibi bir üslupla uyarabilirdiniz gayet güzel bir şekilde.

asıl şimdi bu yaptığınız biraz ayıp olmuş.
abartılacak bir şey yok.
0
blatta hiberna
(03.10.25)
Eşinizi araya koyma sebebiniz nedir?
Alın adamı karşınıza güzel güzel anlatın konuyu.
0
Mirket
(03.10.25)
esi araya koymam. orasi benim evim. ben sigara icmiyorum. evimde sigara icirtmiyorum. cocugumun odasinda hic icirtmiyorum. bu isi kimseye birakmam, giderim, biz bu evde sigara icmiyouz, sigara icmek istiyorsaniz balkon surada, orada icin kapiyi da arkanizdan kapatin, derim. mevzubahis cocugumsa asla pasif davranmam.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(03.10.25)
bu arada esinizin tavri da cok sikintili burada. önceligi kendi iki yasindaki cocugunun sagligi olmali. kicinin killari kadayif olmus ama hala kalas gibi empatisiz babasinin hödük duygulari degil. ben esimle de konusurdum bu olayi, aklini basina almasini söylerdim. bu olay benim icin fersah fersah iyi ebeveynligin ötesine gecis cünkü.

bu arada gecen günkü hasta babanne duyurusu aklima geldi, es kisisi bunu misilleme olarak da yapmis olabilir. sen annene laf etmeme saygisizlik diyorsan, ben de babama laf ettirtmem gibisinden. nasil kafa bu anlamadim?
o olayda esiniz bence hatali degildi ama
1. iyi niyetle eve cocuk bakmaya gelmis bir yasli kadin var ve 2. bu kadin hasta.
üstelik cocuklar hasta olur ve hastaligi atlatirlar. bu hastaliklar bagisikliklarini güclendirir.
öte yanda sigara dumani cocugu cok cidi hasta eder, hicbir faydasi yok ve üstelik burada kayinpeder kisisi cocuk hakkinda babannesi gibi "cocuga bakacagim" tarzi bir sorumluluk da almamis belli ki. yani o evde olmasi icin ziyaretten baska bir sebebi yok.
es kisisinin, cocugunun sagligini riske atarak güc gösterisi yapmasi, kendi hakliligini ispatlamaya calismasi inanilmaz sorumsuzca ve bencilce. akilli bir davranis degil asla. hakliyken asiri haksiz duruma düsmek bu olsa gerek.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(03.10.25)
asıl saygısız olan kayınpederiniz. söz konusu çocuğunuz olunca kimseye karşı pasif davranmayın lütfen. gerekli yerlerde tepkinizi kibarca koyun eşiniz darılsın gerekiyorsa. o da düşünsün çocuğunu bi zahmet.
0
rayde
(03.10.25)
eşin ne kadar pısırık ya. söylemek çok mu zor? saçmalık.
0
summerjam0306
(03.10.25)
döverim, kovarım diyen arkadaşlar yavaş gelin.

dövmem, kovmam ama açık açık söylerim. baba gel şu tarafta iç, duman içeri giriyor çocuğun odası kokuyor diye. yeni evliysem çekiniyorsam eşime söyletirim.

eşiniz maaşallah sizin annenize "anne hastaysan gelmeseydin dinlenseydin, çocuğa da hastalık bulaştıracaksın" falan diyor. saygısızlık falan da olmuyor. aynı çocuğun odasında sigara içilmemesini söylemek niye saygısızlık olsun?
0
kibritsuyu
(03.10.25)
oğlunuzun odasında sigara içmesini istemediğinizi söylemenizi saygısızlık kabul eden birisi zaten bu saygıyı hak etmiyordur. ince düşünecek bir durum yok. "bu odada sigara içme, hatta bu evde sigara içme" netliğinde bir cümle kurun. hiç evirip çevirmeye, kıvırmaya gerek yok. doğrudan söyleyin. belli ki anlayışlı birisi değil.
0
co2s2
(03.10.25)
Eşine sorma. Sen söyle. Saygısızlık yapmıyorsun.
@rayde +1
Darılıyorsa da darılsın. Bu ne ya ben gerildim. Bu kadar düşünmenize sebep olan eşiniz suçlu. Manipüle ediliyorsunuz.
0
sevilen progressive türkücü
(03.10.25)
Bu adam kizini karisini doven bir baba herhalde. Korkuyla her seyi saygisizlik goruyorlar. Ben evime gelen herkese balkonu gosteriyorum. Balkon ardiye gibi oldugundan apartmanin onune inip icen bile oluyor. Kimse de bozulmuyor, saygisizlik olarak gormuyor. Senin durumun bir de bebek odasi yani. Direkt soyle bir daha yapma de.
0
Kittie
(03.10.25)
baba salonda rahat rahat iç diyemediniz mi?
yalnız adamda pes yani onca oda içinde neden çocuğun odasında içiyor herkes ayrı bi manyak olmuş ya iyi dayanmışsınız ben burda sinirendim.
0
eja
(03.10.25)
aynısını senin baban yapsa eşin acaba böyle davranır mı? bence davranmaz. babana niçin söylemiyorsun diye sana kızar, bu yaşa geldin babana ağzını açamıyorsun diye aşağılar, sonra tutar kendisi babana söyler.
misafire her türlü saygı gösteririm ama benim evimde benim kurallarım geçerlidir. benim kurallarıma uymayana saygı göstermem.
yaşlı insanlar için sigara çok aşırı normal bir şey. bence ne yaptıgının farkında değil. o yüzden kibarca söylenebilir. iki yaşında çocugun duman solumasından iyidir.
0
abelardo
(03.10.25)
senin ve eşinin anne babaya saygı konusunda garip bi takıntınız var. sizi nasıl böyle büyüttüler anlamadım. geçen gün de eşin annene hasta isen gelmeseydin demişti sen de onun için eşine yüklenmiştin :) kadın da şimdi sana yapıyor aynısı bak hak ediyosun bence.

neyse sigara konusunu eşiniz değil siz de söyleyebilirsiniz, biz evimizde çocuk olmadığı halde sigara içilmesine izin vermiyoruz annem geldiğinde balkonda içiyor. siz de bunu söyleyin balkonda içebilir misin, çocuğun eşyalarına koku sinmesin yazık diye.
0
Sadece soruyorum
(03.10.25)
Bence boşan usta, eşin çok garip şeyler yapıyor. Başka bir duyuruda dolaylı olarak anneni evden kovduğunu anlatmıştın. Kendi babasına gelince maşallah, çocuk falan tanımıyor sağlığını umursamıyor. Annene gelince cinayet işlemiş muamelesi yapmıştı..
0
dawsonscreek
(03.10.25)
iki yaşında çocuk olan evde değil şu oda bu oda, evin hiçbir yerinde içirmem. gitsin binanın önünde içsin. ya da balkon varsa balkonda.

bu arada çocuk odasında sigara içmek nasıl bir farkındasızlıktır, çüş dedim. eşinizin babası karşısındaki ezikliği de hayret verici.

sabır diliyorum size bu aileyle.
0
sir gawain
(03.10.25)
çok kalmayacaksa idare edin. iyice havalandırın. bir süre sonra koku geçer belki. geçmesi için başka güzel kokular kullanırsınız.

adama demek sizi geriyorsa çok, kendinizi germeyin o kadar. söyleseniz adam bozulacaksa bu sefer de siz yine üzüleceksiniz. ne gerek var...
0
santimantal
(03.10.25)
İnsan en yakını olan annesine babasına -oldu da onlar düşünemedi- çocuğun yanında sigara içerse başka yerde için annae/baba çocuk rahatsızlanır vs diyebilmeli. Bu saygısızlık falan değil. Bunu demekten kaçınmak da normal değil. Anne baba böyle şeyden niye kırılsın veya niye saygısızlık olsun bu.
Onlarda sizin kadar çocuğun sağlığını düşünür. Yaşlı olunca belki bazı şeylere ehemmiyet gösteremeyebilirler. Bu konu gayet anlayışlı bir şekilde hiçbir şekilde gerilmeden halledilir.
0
ezkaza
(03.10.25)
kaç gün kalacak?

aile işleri dert. bikaç günse sallayın, saçma da olsa karınız bunu unutmaz bin defa getirir.
0
gurur
(04.10.25)
(21)

Çocuk bakarken maddi olarak zorlanıyor musunuz? Pişman mısınız?

ananiyimioguz
Yoksa hayır ben çocuğun gereksinimlerine göre kendimi, işimi, hayatımı planladım, gayet rahat bakabiliyorum, ülkenin de bu durumlarını tahmin ettim, her şey yolunda sorun yok mu diyorsunuz?2. sorum çok cocuklu olanlara: Bu kadar çocuk yapmasaydım diyor musunuz?3. sorum genel, çocuk sahibi olanlara:
Yoksa hayır ben çocuğun gereksinimlerine göre kendimi, işimi, hayatımı planladım, gayet rahat bakabiliyorum, ülkenin de bu durumlarını tahmin ettim, her şey yolunda sorun yok mu diyorsunuz?

2. sorum çok cocuklu olanlara: Bu kadar çocuk yapmasaydım diyor musunuz?

3. sorum genel, çocuk sahibi olanlara: Çocuklar yetişkinse zaten bir şekilde idare ediliyordur belki ama özellikle okul çağına yeni başlamış çocuğu olanlar, keşke aile baskısı, çevre baskısına kapılmasaydım veya ana olmak istiyorum, baba olmak istiyorum, egomu tatmin etmek istiyorum, hiç gerek yok ama dünyaya bir çocuk getirmek istiyorum demeseydim de keşke doğurmasaydım diyeniniz var mı?

Olası gelecek eleştiriler üzerine açıklamalar:

Kimse çocuğunu düşünüp duygusal olarak keşke doğurmasaydım demez herhalde. Sadece mantıksal olarak düşündüğünüzde diyorum.

Yani ben dünyaya gelmeseydim de olurmuş... diyebiliyorum. Ya da hayvan sahiplenenler, ulan zormuş ya sokağa atayım, birine vereyim, sahiplendireyim vs. diyebiliyorlar.
Annesine babasına bakamayanlar bakıcı tutabiliyor, huzur evine verebiliyorlar, hatta hiç ilgilenmeyebiliyorlar.

Çocuk nedense en kutsallaştırılan şey. İnsan evlenip pişman olabilir, çocuk yaptım diye neden pişman olmasın? Yani sevmesin, bakmasın demiyorum ama içten içe pişman olup sorumluluktan dolayı bakan, kan bağı olduğu için, evladı olduğu için yani olgusal olarak bakanlar illa ki vardır. Her pişman, sokağa atacak veya sevmeyecek diye bir şey yok.
0
ananiyimioguz
(26.09.25)
Biraz ekstrem bir durumdayım. Oğlum 7 yaşında, doğduğunda ekonomik durumum pek iç açıcı değildi, bereketiyle gelir dedikleri doğruymuş.

Deli gibi çalıştım, evde hep ek iş yaptım, endüstriyel projelerden öğrenci projelerine kadar ayırt etmeden yaptım ve şu anki çalıştığım iş yerini bu sayede buldum. Proje yaptığım bir iş yeri tam zamanlı çalışmamı istedi, mevcut işimden istifa edip şehir değiştirdim.

Çocuğumun oyuncak bütçesiyle ev geçindirenler var, iyi baktığımı düşünüyorum, beni ekonomik olarak zorlamıyor ama ikinci çocuğu hem yaşımdan dolayı hem de yeni bir çocuğa verecek manevi gücüm yok diye yapmıyorum.

Hiç pişman değilim, ömrümde hiçkimseyi bu kadar sevmedim. Düzgün bir insan olması için elimden geleni yapıyorum.
0
kimlanbu
(26.09.25)
Çocuğu olan arkadaşlar genelde ailelerinden destek alıyorlar. kimi ev veriyor kimi aile para falan. Tek maaşsa eğer zaten geçinmek imkansız gibi
0
runaway
(26.09.25)
çocuk doğduktan 3 ay sonra krediyle ev alıp birde tadilat yaptırdık. çünkü neden olmasın! bu dertlere girmeseydim hiç zorlanmazdım ama şu an çok zorlanıyorum.

çocuk genel olarak masraflı tabi. ama pişman olmak falan aklımın ucundan geçmedi.
0
scudman1
(26.09.25)
Masrafı çok ama zorlamıyor şu an.

Anne olduğuma bir gün bile pişman olmadım. Aynada gördüğüm kadını tanıyamasam da yorgunluktan geberiyor olsam da hayatta yaptığım en güzel şey kızım.
0
sadakatsiz
(26.09.25)
Bir an bile pişman olmadım. Hayatımda daha anlamlı hiç bir şey yok çünkü. Çok yoruluyorsun, çok fedakarlık yapıyorsun, kendini unutuyorsun ama hepsi anlamlı bir şey için. Sırf bu motivasyon bile insan üstü bir şekilde insana dayanma kuvveti veriyor. Maddi olarak da imkanlarım daha az olsaydı daha uygun şekilde büyütürdük. Mesela 25 binlik bisikleti değil de bin liralık olanı alırdık. Ama çocuk için bir şey farketmiyor zaten sevgi dolu ailesi olsun yeter.

Oğlum doğduğunda hemen bir tane daha yapmalıyım bu ne muhteşem bir şey demiştim. Hala aynı düşüncedeyim inşallah bir kez daha doğuracağım, fırsatım olursa bir tane daha hatta. Çocuk çok güzel bir şey ve bu evrende kıyaslayabileceğin herhangi başka bir güzellik yok.
0
Gradient_tabanlı_mor
(26.09.25)
Bakamayacağımı hatta hem kendime hem babası ve ailesine hem de ülkenin gidişatına güvenmediğim için çocuk yapmadım, çocuk istemediğim için de evlenemedim. O şekilde düşün. İnsanların lüzumsuz eleştirilerini dikkate almana gerek yok, üzülme öyle her şeye.

İnsan duygusal olarak bazen her şeyden nefret eder. Çocukken ergenken ana babamızın ölmesini istediğimiz olmuştur, çok insana olur bu. Geçici bir durumdur ve bir süre seni hırpalarken sen yapman gerekeni yapıp kendine bakıyorsun ne durumdayım ne istiyorum ne yapabilirim diye. Şahsen hem parasızlıktan hem de vefa borcu hissettiğimden ayrı eve çıkamıyorum, mutlaka bir arada yaşamak zorundayız ve ben ona bakmak zorundayım diye hissediyorum, gitmiyorum bir yere. Kendimden veriyorum, kendime ait bir düzen, bir alan oluşturamıyorum, odamdan ibaret her şey. Öldükten sonra ulan keşke böyle yapmasaydım diyecek miyim bilmem, annemi yalnız bırakmaktan öldükten sonra hoşlanmayacağımı biliyorum ama.

Bu benim kendi vicdani hesaplaşmam, herkeste farklı olabilir, kimse kimseyi referans almak zorunda değildir. Bir dayanağa çok ihtiyaç duyuluyorsa en üst değer olarak gördüğü şeylerin (mesela dinlerin, milliyet gibi felsefe gibi çeşitli aidiyet duyulan şeylerin) ilkelerine başvurulur, düşünülür, karar verilir. Yine sen karar verirsin, insanları aşırı ciddiye almamak lazım.
0
muhayyer divan
(26.09.25)
Duyuru'daki teknik aksaklık yüzünden bir türlü düzeltemedim; en baştaki kısım "bakamayacağımı bildiğim için" olacaktı.
0
muhayyer divan
(26.09.25)
Maddi olarak biraz zorlanıyorum ama pişman değilim. Bebeğin sana bakarak güldüğünü görünce ancak neden şimdiye kadar bekledim diye pişman olursun.

Bebek olduktan sonra, bebeğin konforu için eş ile fikir ayrılıkları çok oluyor, daha sık tartışmaya başlıyosun asıl o yoruyo.
0
duyuruuser
(26.09.25)
Tek çocuğum var bebekliğinden beri tek başına bakıyorum. Bu sene ilkokula başladı. Evvelinde bakımında hep annem destekçi idi. O olmazsa işim maddi manevi çok zordu.

Çocuk isterken her yönden ne kadar zor olduğunu biliyordum, bu sebeple bir sürpriz olmadı. Ülkeye güvenim yok kendim didinerek gelir yaratmaya çalıştım. Doğum izninde dahi outletlerde kabinde ürün çekimi yapıp online sattım. O denli boş durmadan çalıştım, çalışıyorum. Eğitiminden sağlığına, giyimine, oyuncağına kadar en iyisini sağlamak için parçalıyorum açıkcası kendimi. Yorgunluktan kimi zaman canlı cenaze gibi geziyorum ama feda olsun yavru kuşuma.
0
cilekli pasta
(26.09.25)
Yorumlardan görüldüğü gibi kimse pişman olduğunu itiraf edemiyor:)
0
nothing in my way
(26.09.25)
maddi olarak zorlanmıyoruz ama bu çok değişken bir şey. bebekken bi hastalığı ya da özel mamayla beslenme gibi durumları olmazsa pek bi masrafı yok açıkçası. ama sonrasında kreş vs derken iş değişiyor. ha devlet kreşine gönderirsiniz aylık 2 bin tl, belediye kreşine gönderirsiniz 10 bin tl, özel kreşe verirsiniz 30 bine de var 60 bine de. kreşe vermez büyükler bakar, bedava. kızım 3 yaşında elle tutulur tek masrafı kreş şu an. onun dışında kıyafet, ayakkabı vs çok büyük kalemler değil.

manevi olarak zor. pişman mıyım, hayır. yani zaten doğurduğun ve sevdiğin bi canlıdan pişman olman imkansız oluyor bir nevi. keşke doğurmasaydım filan diye aklımdan geçirdiğim günler tabi ki oluyor da doğurmuşum yani pişman olsam ne olacak :D zaten koşuşturma ile geçiyor, hayatını da ona göre uyarlıyorsun, durup düşünmeye pek vakit kalmıyor bile bazen. bir de beklentiyi de ayarlamak gerek zaten öncesinde. hayat baştan aşağı değişiyor yani çocuk olduktan sonra o bar benim bu bar senin takılmayı filan planlıyorsan tabi ki pişman olursun. akşam sekizden sonrası ölüyor senin için artık. uyku saatlerine göre dışarıda olabilirsin. bebek arabada uyumayı seviyorsa şanslısın, sendromları var, inat dönemleri var, tuvalet eğitimi var, bok temizlemesi var. var da var. hani beklenti zaten bunlar olmalı. güzel yanları da ekstrası işi, katlanır kılıyor. kendini hazırlamadan hamile kalıp, işi düzgünce bölüşemeyen, destek almayan ebeveyn tabi ki pişman olur.

ha bir de destek almıyorsanız zor gerçekten. bizde eşimin ailesi bakım konusunda destek oldu. onlar olmasaydı bitmiştik. bakıcıya veremezdim mesela, evden çalışma imkanım yoksa işten çıkmam gerekebilirdi... şu an kreşe gidiyor olmasına rağmen alıp bırakma konusunda hala destek veriyorlar mesela.

araba şart gibi bir şey bu arada.

evlilik de çok sağlam olmalı. en benim diyen erkek bile babalık konusunda saçmalıyor. sizin eski duyuruları hatırlar gibiyim. onları düşünürsek eğer çocuk planı varsa önce evliliği sağlamlaştırın derim. duyuru sadece maddi açıdan bakılıyor gibi geldi olaya. ama maddiyat 1 önemli ise diğer konular 2 önemli bence.
0
elorelia
(26.09.25)
Çocuk bencillik, sırf sen ebeveyn duygularını tatmin edeceksin diye dünyaya getiriyorsun. Paran, zamanın gidiyor. Bu senin tercihin. Ama aynı zamanda çocuğu da bir savaşa sokuyorsun. Sana bir şey olsa çocuk ortada kalacak. Paran yok, gidiyon doğurup sokağa salıyorsun. İstediklerini alamıyorsun. Çocuk hep eksik kalıyor. Niye çünkü analık duygusunu yaşayacağım. Çocuk bildiğin dert ve bela.

Edit: bir de rızkıyla gelir diyen cahiller var. Evet filistinde afrikada öyle geldi. Kesin.
0
Shepard
(26.09.25)
Bunu aileye değil çocuğa sormak lazım.

Ailemin hiç arabası olmadı. Bir kere ödev yaparken maket bıçağı ile elimi kestim, acile gitmek için minibüs bekledik, öyle gittim. Taksi çok pahalı olur diye binmedik.

Bir yere giderdik, 16k denen lanet otobüste midem bulana bulana giderdim. Zor tutardım kendimi, otobüs iner inmez kusardım.

Kreş falan hak getire, anaokuluna bile gitmedim.

Ne doğru düzgün bir oyuncağım oldu, ne de herhangi bir şeyim. Kendi odam bile yoktu.

Ama aileme sorarsanız hiç pişman değildir, elinden geleni yaptık derler.
0
substituent
(26.09.25)
daha dogmadan kiyafetleri, kabanlari, puseti, besigi, carsafi derken yedi bin euro gitti.
masrafli tabii ki ama karsilanmayacak bir sey degil asla.
yasadigim ülkede cocuk parasi almak, vergi indiriminden faydalanmak, isten cikarilmaya karsi koruma altina girmek gibi artilari da cok.
pisman degilim.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(26.09.25)
@ nothing in my way, onu özelden yazıyorlar, sanırım linç yemek istemiyorlar :(

Lanet olsun çocuğa, keşke ölse gibisinden değil de annelik / babalık bana göre değilmiş, sonradan anladım... gibisinden.

@ elorelia, evet o da ayrı bir konu zaten, onu denkleme katarsam hiç düşünemiyorum da işte şimdilik sadece "çocuk" olayını sorguluyorum.
0
🌸ananiyimioguz
(26.09.25)
benim çocuğum yok ama kardeşimin ikizleri var. bana göre çocuk sahibi olmaktan değil, beraber çocuk sahibi olduğu kişiden pişman. ikisi de devlet memuru, eşi neredeyse 7/24 çalışıyor ama ona rağmen borçları bitmiyor. eşinin işi oluyor akşam geç geliyor, işi oluyor haftasonu bir yerlere gidiyor, işi oluyor iki üç gün eve gelmiyor. kardeşim neredeyse yalnız anne*. annemler çocuk bakma, okuldan alma gibi konularda destek oluyor, ben maddi destek oluyorum.
0
inheritance
(26.09.25)
Güzel soru ama türkiyede dürüstçe cevap verilebilecek en son sorulardan.
Burada da bunu görebilirsin. Artık dönüşü olmayan bir şey için en azından tepki almayalım diyerek herkes halinden memnun taklidi yapıyor. Bir de herkes varını yoğunu, hayatını, emeğini herşeyini çocuğuna veriyor ama sokaklar ssç den geçilmiyor ne hikmetse.
0
dawsonscreek
(26.09.25)
Tek çocuk var başımıza gelecekleri öngördük ekonomik imkanlarımız vardı bu sebeple ekonomik olarak hiç sorun yaşamadık
Diğer zorluklarından yana zerre pişman değiliz
0
basond
(27.09.25)
Yakınımda bir örnek var da düşünmeden edemiyorum acaba çocuğu olmasa hayatı farklı mı olurdu, yoksa aynı mı olur diye.

Amcam ülkenin sayılı üniversitelerinden 2000lerin başına mezun olmuş bir mühendis.
İngilizcesi de çok iyi. Normalde hep zaten biraz içe kapanıkmış ama öğrenciyken dünyayı falan gezerdi.

Evlendi 2 çocuğu oldu. Eşi de benzer donanımda. İkisi de çalışmasına rağmen çocuk bakmaktan ne bir ev değiştirebildiler ne bir araba değiştirebildiler (2000 model) ne bir seyahat ediyorlar. İstanbulda 20 yıldır ev-iş arası gelip gidiyorlar.

Ne zaman maddi olarak bişey sorsam, ya çocukların okul masrafı çok nasıl yapalim diyor.

Yıllık zaten şu kadar para gitti diyor. Hayır öyle pahalı oyuncaklar, kıyafetler de almazlar yani. Tek kısmadıkları şey eğitim ve yeme içme.

Ama ben anlamıyorum 2 tane uzman veya yönetici seviyesinde evli insan, nasıl 2 tane çocuğa bakarken hayatlarını bu kadar ot gibi yaşayabilirler?

Hiç mi bir hobiniz yok, merak ettiğiniz bir yer yok.

Amcam kuzenlerle olan gruba sürekli evliliğin pişmanlık olduğu alt metinli komikli videolar atıyor son yıllarda. Şakayla karışık amca zorla tutuluyorsan işaret yap diyeceğim de demiyorum.

Yenge tarafını bilmiyorum onda da durum farksız değildir herhalde.

Böyle olunca hadi evlilik pişmanlık olabiliyor bunu herkes rahatlıkla dile getiriyor da, acaba kendilerine itiraf edemedikleri diğer bir konu da, belki çocukların da pişmanlık olduğudur. İnsan bunu kendine yediremeyebilir ama hayatlarını yaşayamadıklarına engel şeylerden biri de çocuk yapmaları olabilir.

Belki aranızda nispeten daha iyi yaşayanı vardır ama yine de çocuk hayatınızı bir şekilde etkilediği için belki çocuksuz olsaydım... ki senaryoyu düşünüyorsunuzdur ama suçu da çocuğa atmak vicdanınızdan geçmiyordur. Çünkü sonuçta çocuğun da bir suçu yok, onu siz yaptınız.

Ah o gülüşü yok mu, ah o sarılması yok mu, ah o anne baba demesi yok mu... diyerek belki de kendinizi tatmin etmeye çalışıyorsunuzdur. Kaldı ki çocuğun da hayırlı olup olmaması, sorunlu olup olmaması gibi de bir ihtimal var da ona çok girmiyorum.

Geri dönüşü olmayan bir karar için "ya aslında biraz pişmanım" demenin de ne faydası olur bilemiyorum ama en azından belki dürüst olanlar vardır, bana bir fikir verirler diye sordum.
0
🌸ananiyimioguz
(27.09.25)
Bir de ben yanlış mı hatırlıyorum sanki dizilerde filmlerde ya da gerçek hayatta duydum ya.

Kavga sırasında senin oğlun, senin kızın, babasının oğlu, anasının kızı ne olacak,
Sen istedin, al çocuk istiyodun ne oldu, sen istedin sen bak, çocukla ilgilenmiyorsun, zaten onu hiç sevmedin vs. vs... liste uzar gider. Evi terk edenler, çocuğunu terkedenler de cabası.

Bunlar olmuyor mu? Pedagojik olarak veya psikolojik olarak yanlış söylemler ve hareketler, bunları yapabilecek olanlar çocuk yapmamalı bence de ama mantıklı düşününce böyle konuşuyoruz, çocuğu yapınca, yani bizzat deneyimleyince işin uzmanı da olsak işler çığırından çıkabilirmiş gibi geliyor.

O yüzden tek tük bir kaç kişi dışında kimsenin bunu itiraf etmemesi de garip geldi.

Sanki bunlar hep oluyormuş da evli ve çocuklu kişiler arasında bunlar bilinen bir gerçekmiş, ama bunlar gizli bir örgüt olarak dışarıyla paylaşmıyorlarmış gibi geliyor.

Çevre baskısı ve duygusal baskı hala üzerlerinizde hakim ve gerçeği düşünmekten ya da söylemekten alı koyuyormuş gibi geliyor.

Bu herkeste oluyor diyemem ama, bu kadar herkesin "hiç olmuyor hayır" demesi belki de iyi kötü değer yargılarınızı tetikliyor ve kendinizi kötü ebeveyn olarak düşünmenize sebep olacak diye kendinize bile itiraf edemiyorsunuzdur kim bilir.

Bu arada belki cevap verenler gerçekten tek tük sıkıntılar olsa da hem kendileri hem çocukları sorunsuza yakındır ve güzel geçiyordur hayatları, ona bir şey diyemem.
0
🌸ananiyimioguz
(27.09.25)
1-cocuk=sorun demek o yuzden kimse sorun yok diyemez herhalde. Zorluk olarak benim tahminimin kesinlikle ustune gecti. Maddi olarak zorlanmiyorum diyemem. Kendimden kisarak su ustunde kalmaya calisiyorum.
2-tek cocukta durdugum icin hayir. finansal olarak tek cocugun ustune cikmam imkansiza yakindi.
3-aile baskisi sifirdi. ben istedim oldu, sifir pismanlik. tekrar basa donsem yine cocuk yaparim.
0
cooperr
(27.09.25)
(32)

Anneniz eve çocuğa bakmaya geliyor, eşiniz şu cümleyi kuruyor ne dersiniz?

mahmuttt
Önceden eşiniz (kadın) gribal hasta. çocuğuna da hastalığa bulaştırmış sonra size de bulaştırıyor ve ailece hasta oluyorsunuz. Sonra çocuktan bakıcı olan babaanneye hastalık geçiyor babaanne sabah kalktığında durumu fark ediyor, ve size geliyor. her zamanki gibi çocuğa bakmak için. Sabah siz de karı
Önceden eşiniz (kadın) gribal hasta. çocuğuna da hastalığa bulaştırmış sonra size de bulaştırıyor ve ailece hasta oluyorsunuz. Sonra çocuktan bakıcı olan babaanneye hastalık geçiyor babaanne sabah kalktığında durumu fark ediyor, ve size geliyor. her zamanki gibi çocuğa bakmak için.

Sabah siz de karı koca iş için evden çıkarken eşiniz annenize gayet normal sakin bir ton üslupla diyor ki:

“ Anne Keşke söyleseydin başka birini bulur bulurduk çocuğu ablama bırakırdık, hani bu da çocuk sonuçta (hastalık bulaşmasın vs kastederek) sonra sen de yorulmazdın ”

Bu cümle normal bir cümle mi? 65 yaş üstü evdekilerden dolayı grip bulaşmış yine de sabah gelip torununa bakmaya gelen bir kadına sabah çocuğu teslim ederken söylenecek bir cümle mi sizce tamamen objektif fikrinizi ve yorumlarınızı merak ediyorum.

ve bu cümle karşısında annem kırılarak gideyim o zaman ben diyor.


Çok teşekkürler.
0
mahmuttt
(25.09.25)
ben er kişiyim. eşiniz gayet normal bir cümle kurmuş. annenizin hastalığını fark ettikten sonra sizi arayıp gelmiyim çocuğu hasta ederim demeliydi. 65 yaş üstü insanlardan artık çok sıkıldım, hepsi çocuk gibi. anam babam kaynanam kayınpederim sürekli salak salak işler yapıyorlar. bir tane de tepemizde var 20 senedir anamızı ağlattı.
0
mikahakkinen
(25.09.25)
@mikahakkinen Hocam yanlış anlama ama eşin senin yanında annene keşke söyleseydin çocuğu başkasına bırakırdık bu da çocuk sonuçta Diyerek Suçlu hissettirecek şekilde cümle kuruyorsa bir de kadincagiz hastalığı eşinden kapmış yani ona rağmen sabahın köründe gelip çocuğa bakmaya geliyor. Bir erkek, bir oğul da orada Eşinin bu cümlesinden rahatsızlık duymuyorsa hanımcıdan çok hanım olmuştur bence.
0
🌸mahmuttt
(25.09.25)
yorumlar kafayı kıracak cinsten maalesef. Noktasız virgülsüz haksız eşiniz. Ayıp ya kadının ne mecburiyeti var çocuklara bakmaya yaşlı kadın kendinden vererek yapıyor bunu çok zor bir şey çocuk bakmak o yaşta. Ayriyeten ilk bulaştıran da kendisi. Anenniz bir daha gelmesin kendisi baksın o halde.
0
biravekahve
(25.09.25)
Burada çoğunlukla hayatı sadece kedi bakmak olan insanlar var. O yüzden sağlıklı yorum beklemek yanlış olur bu arkadaşlardan.
Anneniz sizin sorumluluğunuzda olan çocuğunuz için zahmet edip geliyor, ne olursa olsun insan bu şekilde bir yaklaşımda bulunmaz. Bir sözü söylemenin 40 yolu vardır. Eminim ki eşiniz bunu sakin bir tonla söylemiş ise de pek iyi niyetle söylediğini düşünmüyorum. “E bu da çocuk sınıfta” bu söz iyi niyetle söylenen bir şey değil… karşındaki kadın aptal mı? Bilmiyor mu neyin ne olduğunu da sanki çocuğuymuş gibi insanı kırıcı ve rencide edici şekilde konuşuyor.

Sakin konuşması önemli değil ki kadınlar çok iyi bir manipulasyon ustası. Sakin sakin giydirir lafi. O yüzden annenize de söyleyin bir daha gelip emek vermesin. Değmez çünkü, gerçekten kıymet bilinmiyor. Yazık kadına.
0
dedeminhirkasi
(25.09.25)
hastalığı yayan eşiniz. bir de utanmadan annenizi suçluyor. eşiniz haksız.
0
archmeister8
(25.09.25)
bu cümle aklıma gelse bile söyleyemzdim sanırım. eğer kayınvalideme böyle bir şey söylesem kendi annem gelir beni döverdi.

bağışıklık geliştirmiştir zaten tekrar aynı hastalığı geçireceğini düşünmüyorum bebeğin.

eşiniz haksız üzgünüm
0
Hallegadola
(25.09.25)
İkisi de haklı ikisi de haksız.
Annen hasta hasta çocuğa bakmaya gelmemeliydi en azından hastayım diye haber vermeliydi. Çocuğa tekrar bulaşabilir.
Karın da annen gelse bile bir şey söylememeli kadın gelmiş artık sonuçta. Bir de sizin çocuğunuza bakmaya geliyor.
İkisi de haksız ya. Bu yüzden çocuğuma bakıcı bakıyor işte kaynanaya baktırınca sorun oluyor.
0
yenibirgüzelnick
(25.09.25)
@mahmutt görüş sormuşsun cevap vermişim. sana katılmak zorunda mıyım? neden beni yargılayıp hanımcı diyorsun? altına not olarak sadece benim görüşüme katılanlar yazsın diye not düş seni haksız bulanlar yazmasın. ayrıca hanımcı falan değilim. eğer çocuk hastalık kapacaksa anamı da kırarım eşimi de. artık toplum olarak şu duygusallığı bırakalım. analarımız alınacaksa alınsın gençler, olay eşinizi korumak değil. türk toplumunda analar oğullarının bir aile kurduğunu ve farklı bir birey olduğunu anlayamıyor. benim yorumlarım hoşuna gitmediyse benim hanımcılığıma değil kendi ana kuzuluğuna bak. hiç bir şey küçük bir çocuğun ateşlenip rahatsızlanmasından önemli değil. benim için.
+1
mikahakkinen
(25.09.25)
biravekahve & archmeister8 +1

tamamen bu. üstüne bir şey söylenmez.
0
MtKrt
(25.09.25)
Gelinin kaynanaya bu söylediği laf pek masum degil. Ancak bence bir erkek gelin kaynana arasındaki her lafa karışmamali. Senin eşin ve annen arasında artık her ne sorun varsa senin bu işin altından kalkacak bir olgunlukta olduğunu zannetmiyorum.

Ayrıca soru sormuşsun, cevap veren ilk adamın verdiği cevap senin düşündüğünden farklı diye bir de ona sataşıyorsun.
Öyle yapacaksan baştan söyle "sadece bu şekil düşünenler cevap versin" diye
0
abelardo
(25.09.25)
eşiniz saçmalamış. hem kendisinden bulaşıyor hem de bunu söylüyor. öteki türlü olsa yani anneniz başka yerden taşıyıp gelse anlaşılır ama bu olmamış.
0
elektr10
(25.09.25)
İkinci cevaptan aslında milletin görüşünü merak etmediğin, kendi fikrine katılacak fikir ortakları aradığın anlaşılıyor. Aksi yönde fikir veren birine de aklın sıra hakaret ediyorsun (hanımcıdan çok hanım olmuştur). Yani o da hakaret değil de işte (kadın olmak niye hakaret olsun), neyse.

Evet, eşin annene ayıp etmiş. Umarım mutlusundur bunu duyduğun için.
0
himmet dayi
(25.09.25)
kadının kurduğu cümlede bi anormallik göremedim. annenin kırılası gelmiş.
0
elorelia
(25.09.25)
Bu duyuruya @dedemin dediği gibi kedici kadınlar toplanır birazdan…
@dedem ve Mahmut +10
0
tahirkemalbozoglu
(25.09.25)
ne dediğinden çok nasıl dediği de önemli. yanlış üslup doğru sözün celladıdır.
0
i'm gonna start a revolution from my bed
(25.09.25)
gayet normal bir cümle. bunu bu kadar büyütmek çok ama çok gereksiz.
0
biergarten
(25.09.25)
Eşin çocuk için endişelenmis. Anan çocuğu düşünüyorum derken çocuğun sağlığını değil yemesini, bokunu temizlemesini düşünmüş. Eşin çocuğa hastalik gecirdi diye bir sey yok cahil misin nesin? Ayni evdesiniz ne bekliyonuz? Cocunna sonra banna bulastiriyor demissin... Karantina odaniz vardi da karin bu odadan kacip yuzunuze mu tükürdü hasta olun diye? Eşin hakli, evin erkegi ana kuzusu ezik gibi davraniyor. Anan alingan. Çocuğu düşündüğü yok. Çocuğun sağlığı büyüktür yemesi icmesi tuvaletinin temizlenmesinden.
+1
Shepard
(25.09.25)
yanıtları okumadım, nazik bir şekilde konuşmuş eşiniz ve hiç sorun yok söylediğinde.
0
deartheodosia
(25.09.25)
yanıtları şimdi okudum, inanılmaz cidden. benim anladığım yorulmasını istememiş annenizin ve kibarca keşke siz de dinlenseydiniz, yorulmazdınız anlamı oldu.
+1
deartheodosia
(25.09.25)
Bunları evlenmeden önce düşünmek, gözlemlemek lazımdı. Hatta kendisinden hoşlanmadan önce. Yoksa sırf güzellikse kriter ohoooo neler var. Ama aile kurmak için kişinin değer yargılarını gözlemlemek lazım, benim kurmak istediğim aile yapısına uygun bir kişiliğe sahip mi değil mi diye düşünmek lazım. Lazım da lazım. Çok kıllı tüylü işler ya. Yaşasın bekarlık.
0
Batuhanolabilir
(25.09.25)
Bence eşin bebek için endişelenerek anne içgüdüsü ile söylemiş, senin kendini annenin yerine koyup fazla empati yapıp annen adına eşinle tartışman doğru değil. Bence eşine "sen anneme ayıp ettin" diye yüklenmen doğru değil, o da bir anne sonuçta. Senin annen de keşke haber verseydi çünkü kendisine de yazık, hasta hasta nasıl çocukla uğraşcak. Ama bu hikayede kimsenin kötü niyetli olmadığı belli.

Yorumlarda millete hanımcı/hanım diye hakaret etmen zaten senin eşine karşı nazik olmayan biri olduğunu gösteriyor. Biz sana ne desek boş. Burda sana eşin şöyle haksız böyle haksız diyenler olmuş, bu sana ne kazandırıyor ki? Evlilik haklı-haksız davası ile yürümüyor bence.
0
Sadece soruyorum
(25.09.25)
İyi niyetli söylediğini düşünmüyorum. Sadece çocuğa hastalık bulaştıracaksın diyemediği için sen de yorulmazdın kısmını ekliyor. Hata eşinle sende. Evde hasta varken +65 kadını çocuğa baktırmak için çağırmışsınız. Hastalığın babaanneye bulaşması sorun değilken çocuğuna bulaşması sorun olmuş. Çocuk da yaşlı da hastalıklara karşı korunmalı.
+1
boyalı kuş
(25.09.25)
çocuğa zaten bulaşmışsa neden bir daha çocuğa hastalık bulaşmasın diyor? acaba burayı yanlış mı aktardın?

çocuk hasta değilse ve annen hasta hasta geldiyse kusura bakma eşin haklı. kimse canından bir parçanın zarar görmesini istemez ve gerekirse başkalarını da kırar. ki kırıcı da davranmadı diyorsun.

çocuk hali hazırda hasta ise haksız, durduk yere çatası ve durumdan kendine hak çıkarası gelmiş. daha ne hasta olacak zaten, olmuş olan. okları annene çekmeye çalışmış gibi. hele bir de kendisinden bulaşmışsa.
0
nolmus yani
(25.09.25)
Eşin haklı, annen tipik türk yaşlısı, sen haksızsın.

Annene haksızlık bulamıyorum çünkü kendi gördüğü o yani gençliğinden beri. Gereksiz ve muhtemelen bilinçdışı bir altruistik şov yapmaya çalıştığı. Yani bilerek şov yapmıyor ama yetiştiği dönem itibariyle "Bakın hasta hasta çocuğa bakmaya geldim" bir güç gösterisi. Eşiniz haklı bir şekilde bunu engelleyince de kırılmış. Sen de burda ataerkil düzeni temsilen bulunan ve haksız olan tarafsın.

Çocuk iyileşmiş de olsa, şu an hasta da olsa viral yük sebebiyle annenin uzak durması gerekir. Eşini haksız bulanlar şaşırtmadı zaten.

Not: Erkeğim, hanımcıyım, bunun utanılacak bir durum olduğunu düşünmüyorum.
+2
nundu
(25.09.25)
öncelikle "Anne Keşke söyleseydin başka birini bulur bulurduk çocuğu ablama bırakırdık, hani bu da çocuk sonuçta (hastalık bulaşmasın vs kastederek) sonra sen de yorulmazdın" cümlesindeki parantez içi sizin kendi yorumunuz.

esasında cümle şu şekilde: "Anne Keşke söyleseydin başka birini bulur bulurduk çocuğu ablama bırakırdık, hani bu da çocuk sonuçta sonra sen de yorulmazdın"
burada eşiniz "çocuk sonuçta" diyerek çocuğun karşısındakinin hasta olup olmadığına bakmaksızın merhamet etmeyeceğini ve hareketliliğine, koşturmasına, oyun oynamasına devam edeceğini kastetmiş olamaz mı?

ikinci olarak anneniz ve eşiniz yetişkin insanlar. ikisinin iletişim kurmak için size ihtiyacı yok. bu iletişimdeki üçüncü kişi olarak kendi kendinize rol biçmeyin. başkası adına konuşmayın, "bir erkek, bir oğul" olarak laf taşımayın. bırakın alınan alındıysa, alındığını ifade etsin. alınmasına sebep olan da ona göre tavır alsın.
0
tnz
(25.09.25)
eileengray +1

Shepard +1 (evet aynı evin içerisinde illaki bulaşır, bu bir suç değil)

mikahakkinen +1

deartheodosia +1

Sadece soruyorum +1

boyalı kuş +1

ay ne çok haklı var...

gayet normal bir cümle. gayet de kibarca söylemiş. alınmaya, kırılmaya, mağduriyet çıkarmaya yer arıyor bu erkek anaları.

eşinizden önce sizin söylemeniz lazımdı annenizi çok seviyorsanız. kaç yaşında kadın hasta hasta çocuk mu bakacak? utanmıyor musunuz bunu istemeye? hem çocuk için sorun hem de anneniz için.

eşiniz söyleyerek iyi etmiş. bir dahaki sefer hasta olduğunda gelmez. şimdi hastalık eşinizden bulaşmış olabilir ama yarın öbür gün anneniz başka yerden hastalık kapıp geldiğinde bu sefer o bulaştırmış olacak. hastayken hiçbir şekilde gelmemesi lazım. kimin bulaştırdığı önemli değil burada. çocuğu mümkün olduğunca korumanız lazım.

zeus bizi ana kuzusu erkeklerden korusun.
0
art cat chocolate
(25.09.25)
Bu cümleye kadın yazarlar normal , erkekler ise normal değil diyecektir.

Ben de normal olduğunu düşünmüyorum. Kırıcı şekilde söylenmese de babaanne hasta hasta gelmiş , gelir gelmez de bana göre söylenmesi hoş olmamış. Şöyle söylenebilirdi anne zahmet ettin keşke hastayım deseydin biz hallederdik, hasta hasta yorduk seni de şeklinde olabilirdi.Daha ilerisi sanki hoş olmamış. İşte çocuk da hasta vs.

Biraz bana kalırsa hesap sorma gibi olmuş.
0
drako
(25.09.25)
Tüm aileye grip bulaştıran kendisi iken, bence anneni bozmak için fırsat kollamış ve aradığı fırsat eline geçince yapıştırmış.
Annen bir daha çocuğa bakmaya gelmesin, karın da tüm maaşını bakıcıya verince aklı başına gelsin.
İyilikten maraz doğar.
0
dawsonscreek
(25.09.25)
Siz bu kadar elestirel yaklasacaginiz insanlarla niye evlenip bir de cocuk yapiyorsunuz? Kadin gayet normal bir sey soylemis.
0
ghilleinthemist
(25.09.25)
@tnz +1

Ben de okuduğumda "hasta hasta niye zahmet ettiniz, neticede çocuk bu, sizi yoracak" olarak anladım.

Ancak sonra yazdıklarını okuyunca eşinle bu konuda tartıştığını, hırsını alamayıp buraya olayı manipüle ederek yazdığını ve aklınca taraftar toplamaya çalıştığını anladım. Ne yapacaktın, verilen cevapları eşine gösterip "bak herkes seni haksız buldu" mu diyecektin. Böyle basit bir meseleyi bile çekişme haline getirip sosyal medyadan onay dilenmek, beklediği onay gelmeyince de agresifleşmek gerçekten acıklı bir durum.
+1
thracia
(25.09.25)
Çocuğa bakmaya gelen anneniz değil de bakıcı olsaydı, karınızı haklı bulacaktınız.
Çocuğa bakmaya gelen anneniz değil de bakıcı olsaydı, anneniz başka bir işe girişseydi (evi temizlemek gibi), karınızı haklı bulacaktınız.

Çocuğunuza artık lütfen kendiniz bakın ya da bakıcı tutun.
0
tiredofwaiting
(25.09.25)
eşiniz haksız. hastalık zaten sizden bulaşmış, kadıncağız hasta hasta gelmiş. muhtemelen çok da hasta değilmiş ki gelebilmiş. (ayakta atlatabilecek durumdaydı sanırım) bence yeniden bir bulaş olmazdı zaten herkes yeni atlatmış hastalığı. anneniz ben hastayım gelmeyim diyebilirdi ama dememiş. babaanne kırılmış. ben babaanneye üzüldüm şimdi.
0
exlibris
(25.09.25)
(22)

Borcunu ödemeyen insan vol II

Mirabel
Kızını benim ikametgahım üzerimden okula kaydettiren bir kadın vardı. Elektriği üzerine almıştı. Kadını arayıp açık açık söyledim “güvence bedeli faturaya yansımış onu müsait olursan yollar mısın” diye. Tamam canım dedi ama ibanımı yolladığım halde hala yollamadı.Bugün beni aradı. Diyor ki “güvence
Kızını benim ikametgahım üzerimden okula kaydettiren bir kadın vardı. Elektriği üzerine almıştı. Kadını arayıp açık açık söyledim “güvence bedeli faturaya yansımış onu müsait olursan yollar mısın” diye. Tamam canım dedi ama ibanımı yolladığım halde hala yollamadı.

Bugün beni aradı. Diyor ki “güvence bedelini benim faturama yansıttılar. Ben 2 kere güvence bedeli mi ödeyeceğim.” Ben de “bilmiyorum ama benim senin adına ödediğim faturada güvence bedeli 1800 küsür” dedim.
Yooo benim oturduğum eve de gelmiş güvence bedeli diyor. Ona sormuşlar faturaya mı yansıtalım diye o da tamam demiş ve onun oturduğu evin faturasına yansıtmışlar güya. O da şaşırmış hatta nasıl bu kadar yüksek diye.
Önceden konuştuğumuzda da 1800 ödedim demişti. Şimdi faturama yansıtın dediğini söylüyor.

“Ben gideceğim soracağım ama çok yoğunum kızın peşinden koşuyorum iş güç yoğun” falan diyor. Merak etme borcun kalmaz bizde diyor. Bi de ona faturayı yolladığım halde tekrar yollatıyor. Dekonta kadar yolladım.
Sizce kadının normal oturduğu evin faturasına güvence bedeli diye benö oturduğum evin faturasının güvence bedeli yansır mı?
Sizce borcunu ödeyecek mi? Siz olsanız ne yapardınız? Ne kadar süre verirdiniz dedikodusunu yapmadan önce.
0
Mirabel
(20.09.25)
Tırt arkadaş. Senin yaptığın iyiliğe böyle karşılık verilmemeli. Her aboneliğin teminat bedeli o aboneliğe yansır, İst Avrupa'da önden peşin alırlar. İst Anadolu'ysa faturaya yansır. Borcu boşver geç. Muhabbeti de kes. Müthiş bir iyilik yapmışsın, hareketlere bak.

Önceki güvence bedellerini müş hizmetlerini arayaRRak geri alabilir. Sen de aynı şekilde.
0
Shepard
(20.09.25)
Siz kocasıyla muhattap olmalısınız bence biraz da üst perdeden. Müthiş bir iyilik gerçekten de çok ayıp yaptığı. Adama rezil edin.
0
gadlemler
(20.09.25)
Onlar elektriği üzerine almadan önce sizin elektriği kestirmeniz ve açarken ödediğiniz güvence bedelini geri almanız gerekirdi.

Sonra onlar elektriği açtırırken güvence bedeli yatırıp, sonra da iş olmayınca elektriği kestirip güvence bedellerini geri almaları gerekirdi.

Sonra da siz tekrar açtırırken yeni güvence bedeli yatıracaksınız ki bu bedel sizin cebinizden çıkmalı. Onların borcu değil.

Bu şablonda sizin anlaşamadığınız ve üçüncüdür buraya sorduğunuz güvence bedeli saydıklarımdan hangisi?
0
Mirket
(20.09.25)
Kadının üzerine olan güvence bedeli olduğu için sorun ediyorum
0
🌸Mirabel
(20.09.25)
Kadının üzerine olan güvence bedeli için bir ödeme emri, size gelmez ki, onun adına gelir.

Hatta daha sonra siz sizin güvence bedelinizi ödeyerek yeniden açtırdıysanız, onun adına gelen faturayı ödemezseniz elektriğinizi kesemezler ve icra gidecekse de ona gider.

Neyi anlamıyorum ben?
0
Mirket
(20.09.25)
Yeniden açmadım. Kadın üzerine alalı 1 ay oldu. Bu da ilk fatura. Kadının üzerine olan elektrik faturasının geldiği evde ben oturuyorum. Elektriğim kesilmesin diye de ödüyorum haliyle
0
🌸Mirabel
(20.09.25)
Gidip kendi üzerine açtıracaksın. Faturayı ödeyip, güvence bedelini kadının adına olan güvence bedelini (sana verirlerse) alıp, kendi güvence bedelini yatırıp yoluna devam edeceksin.

Kadın haklı burada. Gereksiz darlamışsın kadını.
0
Mirket
(20.09.25)
Benim onun adına ödediğim 1800 küsür tl de tekrar onun hesabına yatacak yani. Neyi anlatamıyorum?
0
🌸Mirabel
(20.09.25)
Kadın haklı değil. Sen sana iyilik yapani bu kadar ugrastirmamalisin. Mirket yine başladın ha ilginç cevaplara.
0
Shepard
(20.09.25)
fatura kadının adına olduğu için elektriği tekrar üzerine al bence.

sonuçta borçtan o sorumlu o ödemeli sana bi şey olmaz.
0
jelly bear
(20.09.25)
Bana bişey olup olmaması değil. Evde ben oturuyorum ve ödenmezse benim elektriğim kesilecek.
Evde ben oturuyorum, fatura kadının üstüne ve yatırılması gereken güvence bedelini de onun ödemesi gerek ama faturaya yansısın dediği için ben ödüyorum. Sorun bu.
Kadın yalan söylüyor. Benim oturduğum fakat elektriği onun üzerine olan evin elektiğinin güvence bedeli nasıl onun normalde oturduğu evin faturasına yansır? Mümkün mü diye soruyorum.
Kızı da okuduğu için 1-2 ay daha kalması gerekiyormuş. Ama lanet ettim alacağım.
Bi de utanmadan sana kahve ısmarlayayım teşekkür için diyor.
0
🌸Mirabel
(20.09.25)
ödemezsiniz, e-devlet'ten yeni abonelik başvurusu yaparsınız. gelen ekip bakar evde siz varsınız, elektriğinizi kesmeden yeni aboneliği başlatır. normalde böyle olsaydı, hesaplarınız karışmazdı. sanırım siz ödemişsiniz zaten faturayı. eğer ödemediyseniz hiç müdahale etmeyin, hemen şimdi yeni aboneliğe başvurun. bir-iki güne gelirler. o arada da elektriğiniz kesilmez çünkü kesmeye gelenler ile abonelik başlatanlar aynı personel...

eğer ödediyseniz, kadına sadece şunu söyleyeceksiniz "siz zaten iptal edince, güvence bedelinin kalanını sadece sizin iban'a yatırabiliyorlar. o yüzden sizin ödemeniz lazım"

tabii bu arada, eğer bahsettiğiniz sizin en son kendi aboneliğinizden kaynaklanan güvence bedeliyse, sizin ödemeniz lazım. ama anladığım kadarıyla zaten ondan bahsetmiyorsunuz.
0
yadigar
(20.09.25)
Ödedim. Evet bahsettiğim tamamen kadının ödemesi gereken güvence bedeli.
Ödemeden önce de kadına faturayı attım.
Önceden bana elden ödedim 1800 tl demişti. Şimdi de faturaya yansıtın dedim benim kendi evimin faturasına yansıtmışlar diyor.
O kendisine gelen hiç bir faturayı göndermedi ya da ödediğine dair hiç bi dekont yollamadı. Uyanıkşık yapmaya çalıştığını düşünüyorum.
0
🌸Mirabel
(20.09.25)
"Merak etme borcun kalmaz bizde" şu üslupla konuşan insandan uzak duracaksın. hayat dersi 101 :D
0
neira
(20.09.25)
Sizce borcunu ödeyecek mi?
ödemeyecek

Siz olsanız ne yapardınız?
daha önce de yazdıgım gibi kadınla değil adamla konusurdum.

Ne kadar süre verirdiniz dedikodusunu yapmadan önce.
süre vermem, hemen başlarım. çünkü bu kadın başlamıştır bile "bir iyilik yaptı, burnumuzdan getirdi" demeye
0
abelardo
(21.09.25)
O semtin insanı olmamasına rağmen o semtte oturuyormuş usulsüzlüğü yaptığınız için size müstehak diyorum.
O kişiyle elele verip sistemi kandırırken, hiç acaba gerçekten bu semtte oturan insanların o okula gitme hakkını yiyor olabilir miyim, kontenjanı haksızca dolduruyor olabilir miyim? Diye düşünmediniz mi?
Herkes te o kadar normal karşılamış ki.
Ülke iyice işini bileceksin, işe gitmeyeceksin yeri olmuş pes.
0
dawsonscreek
(21.09.25)
3 gün içinde ödemedigi takdirde okula sikayet edeceginizi söyleyin
0
matilda
(21.09.25)
Son gelişme edit: ben bu kadına sabah mesaj attım. Senin 1800 tl güvence bedeli yatırdığına dair dekontu bana yollar mısın arkadaşım kontrol edecek dedim. Arayıp dün geceden beri arıyorum valla bulamadım dedi eveledi geveledi. Pazartesi ilk işim elektrik merkezine gidip halledetmek olacak dedi. İyi dedim. 1 saar sonra hesabıma 1800 tl yattı.
Sonra arayıp 1800 tl dediğin nedir ki yaaa falan dedi. Verdiğimiz borcun dilencisi gibi bişey olduk yani.
0
🌸Mirabel
(21.09.25)
Bir daha beni bu konularla muhatap etme o zaman. Bi iyilik yaptim burnumdan getirdiniz yaz. Bir daha da yuzlerine bakma. Is arkadasiysa is arkadasi. Ben yuzune bakmazdim daha. Ben burda sinir oldum. Bir de kadini hakli bulan cikmis pess.
0
Kittie
(21.09.25)
son yazdıgın cevabı okudum. sonucta senin tüm alacağın ödenmiş oldu mu yani? ekstra cebinden bir şey çıkmayacaksa tüm duyuru ahalisi rahatlayalım
0
abelardo
(21.09.25)
"Sonra arayıp 1800 tl dediğin nedir ki yaaa falan dedi."

O halde bu kadar ugrastirmasaymis.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(21.09.25)
Sağolun valla içimi dökmem gerekiyordu.
Bi de seçilmiş kişiymişim gibi “bizim o semtte eşimiz dostumuz çok da illa sen ol istedik” diyor.
Oysa ben onlara baştan söyledim başka birini bulsanız iyi olur ev annemin üzerine diye.
Çocuğun öğretmeniyle de papaz olmuş zaten. İlgisiz falan diyor.
Rabbim sabır versin.
0
🌸Mirabel
(21.09.25)
(15)

fakirler nasıl araba alıyorlar?

Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
Türkiye'de yaşayan, 30k kazanan, bozdurmalık altını, doları, babadan kalma mirası olmayan, bir yerlerden para gelme ihtimali olmayan kişiler araba alabiliyorlar mı?
Türkiye'de yaşayan, 30k kazanan, bozdurmalık altını, doları, babadan kalma mirası olmayan, bir yerlerden para gelme ihtimali olmayan kişiler araba alabiliyorlar mı?
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(19.08.25)
fakir diye tanımladığın insan nasıl araba alsın? araba onların öncelikleri değil hayalleri olur zaten. hayatının 40 yılını fakir olarak yaşayan lazpalle bildirdi.

sorudaki amacı tam anlayamadım. fakir olduğu halde araba alabilen birilerinin durumunu mu çözmeye çalışıyorsun?
0
lazpalle
(19.08.25)
bahsettiğin senaryoda maalesef alamıyorlar.
yada senelerce birikim yapıyorlar, yapmaya çalışıyorlar ne kadar mümkünse.
2025 türkiyesinde 30k ile maalesef böyle bir şey mümkün değil.
0
stay with me
(19.08.25)
Evlendiklerinde gelen takılarla eski bir araba almıştır. Şimdi az Kazansa da bir süre önce karı koca çift maaş almıştır. İşinden ayrılırken yüksek tazminat vermişlerdir.

Bir yerden bi şekilde toplu para geliyor. Şuan yaşadığım yerde herkesin arabası var. Kimisi bahsettiğin kadar kazanıyor. Ama sadece maaş değil, bir noktada bi yerden toplu para gelmiş ya da kartopu gibi zamanında biriktirmişler.
0
biseysorcaktim
(19.08.25)
Cevaba ek;
Başka türlü alamıyorlar zaten. Her şekilde senin dediğin o şartlardan en az birini sağlamak gerekiyor. Çoğu kişi için düğüne gelen altınlar.
0
biseysorcaktim
(19.08.25)
TR'de otomobil kullanimi her 10 kisiden sadece üçünde mevcut yani zaten toplumun 3'te ikisi otomobil sahibi degil.
0
feastofthedamned
(19.08.25)
Hiç harcamayan aileler var. Ama böyle sıfır harcama... Dışarıda bir bardak çay içmezler. Bulgur pilavıyla günü geçirebilirler. Et evlerine kurban bayramında akrabalar yollasa giriyor. Minibüse, otobüse binmezler. Kuzenim öyle mesela. Eşi yarı malül ve asgari ücretle çalışıyor. Başka gelir kaynakları da yok. Millet sadakasını zekatını veriyor. Kadın biriktirme makinası. Yatırım yöntemi falan da bilmezler, üç kuruş birikmişse altın yapar. Senelerce eski, köhne bir dairede kiracıydılar. Biriktire biriktire başka bir köhne ev aldılar. Kiradan kurtulunca daha da biriktirdi. Bu arada iki çocuk büyüttü. 7-8 yıl önce evini satıp, aileden zengin bir akrabanın desteğiyle eli yüzü düzgün orta direk bir ev aldı. Bu yıl da 18'ine basan oğluna 800bin tl civarına 2. El bir araba aldı.

Bir başka kuzenim de yıllardır tekstil fabrikasında işçi. Maaşı asgari artı ufak yan haklar. Onlar harcamadığı gibi, eşi de tam bir tutum makinesi, ev ekonomisi harikası. Kadın 30 cm yırtık bezi bile değerlendirmenin bir yolunu buluyor. Yıllarca örgüler, el işleri, yöresel lezzetler yapıp satarak aile bütçesine ciddi katkıda bulundu. Dört de çocuk büyüttüler. Ev, araba aldılar. Artık her bayram kurban keser oldular. Bir on yıla ikinci evi alırlarsa şaşırmam.

Bu arada, yukarıdaki iki örnekte de erkeklerin sigara, alkol, eğlence, maç, sinema, hobi vs. bir masrafı yok. Küçük şehirde yaşıyorlar.

Ben hali vakti yerinde bir ailede büyüdüm. 18 yıllık mühendisim. Özel sektörde çalıştım, 10 yıl kadar kendi şirketimiz vardı. Şimdi yarı emekliyim. Hatırı sayılır kira gelirlerim var. 2 çocuk büyütüyoruz. Özel okullar falan. Eşimin eline şimdiye dek her ay tüm harcamalar hariç net en az 1 ila 1 buçuk asgari ücret arası para geçiyor. Kadın 18 yılda toplam sıfır tl biriktirebildi. Evet, SIFIR. Benim ise lüks harcamam yok ama yiyecekten, tatilden, seyahatten vs. kısmıyoruz. Sık sık dışarıda yiyorum. Çocuklar ne isterse alıyorum. Ayda bir memlekete anneme babama uğruyorum. İki arabamız var. Özel hastanelwr, sağlık sigortası, vs. Aylık gelirimin yüzde beşini anca kenara koyabiliyorum. Hatta ciddi vergi ödemesi olan aylarda birikim de yapamıyorum.

Özetle, harcamayana birikiyor. Harcayana yetmiyor.
0
yadigar
(19.08.25)
araba elzem bir ihtiyaç değil. belli bir kitle araba işini çok abartıyor.
ayrıca bir kişi engelli falan değilse araba ihtiyacı neden olsun.
özellikle türkiye gibi toplu taşımanın gelişmiş olduğu bir ülkede araba lükstür.

eline iki kuruş para geçen statü atlayacağına sanarak hemen araba alıyor.
sosyal medya özentiliğinden başka bir şey değil.
0
my fault
(19.08.25)
kendimi bildim bileli insanlar düşük modelden başlayıp zamanla yükseltiyorlar. şakkadanak sıfır araba alma işi eskiden de kolay değildi. ben de ilkinde hacı murat, sonrasıda reno ve doğan ile başlamıştım.
0
ground
(19.08.25)
geçen 2012 passat variant aldık. 4500 euro. tabiki burada değil yurtdışında. arkadaşım da beni dublinde hava alanından almaya gelirken 2015 modekl pejo 308 almıştı orda gezerim araba lazım olur diye o da 1700 sterlin idi. dün bir markete girdim et 5 euro peynir 8 euro idi.

sen fakir değilsin aslında sadece devletin seni seviyor. araba almak aldığı arabaya tapmak bir tek bizim ülkede geçerli. bu yüzden insanlar hakça yaşayamadığı gibi araba da alamıyor. bazı salaklarda araba ihtiyaç değil ki diyerek kendini avutuyor.
0
gercekdunya
(19.08.25)
alamıyorlar. alsalar da arabanın masrafını çekemezler.
0
runaway
(19.08.25)
Arabayı zaten sonradan görme fakirler alıyor, çünkü parasını nereye harcayacagini bilmiyor fakirlikten biraz çıkınca.

Ha sayısal olarak fakirleri diyorsanız, ilk paragraftaki genellemeyi rahatlıkla burada yapamam ama, tanıdığım ve arabası olan insanlar fakir/geçim zorluğu yaşayan insanlar hep.

Edit: izmirde yaşıyorum, hiç arabaya ihtiyaç duymadım. Ani durumlarda ya da konfor istediğimde taksi, uzun mesafelerde araba kiraliyorum. Gayet de konforlu kasko yok mtv yok sanayi usta boş muhabbeti yok, benzin zammı takibi yok. Sonradan görmelere önerilir.
0
encokbenisevinnolur
(19.08.25)
araba temel bir ihtiyaçtır, sonradan görmelik değil. araba olmadan yaşanabilecek yerler bim'li a101'li barzo semtleri olabiliyor ancak.

binlerce yıl önce at evcilleştirildi şimdi bunun yerinde araba var
0
runaway
(19.08.25)
ailesiyle yaşıyordur, kira ödemiyordur. harcamaları da kısıtlıdır, biriktirip üzerine de ihtiyaç kredisi çekebilir.
üstelik araba var araba var. 30.000 lira düzenli maaş alan birisi sıfır araba alamaz ama rahatça 400bin liralık bir araç alabilir.
0
dawsonscreek
(19.08.25)
double income no kids
single living with parents

bunlar fakir de olsalar krediyle alırlar.
0
gabe h coud
(19.08.25)
30yaşına kadar kullanmadım ama izmir gibi ulaşımın geliştiği bir yerdeydim.
Şimdi ise ulaşımın tam gelişmediği yerdeyim elim ayağım oldu resmen. Her hafta sanayiye gitsemde.

Bence eski modelle başlayıp şekil şukul takılmadan değiştire değiştire alıyorlar.
0
kararsızataletfilozofu
(19.08.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.