izin istanbulu süsler madamın tam amına gerince külodu

teras bul oraya bar aç orada bir bira iç

neye yarar
hiç
asmalı mescit işe yaramıyor
neviza
deyi kaybetmesek yeter'e geldin koca istanbul.

ıskaladığımız bunca şey ve şemsiye git şezlongunu sen bul.

bulmazsan ben bulurum.

noluyo lan beynim yandı ne yazıyosunuz siz

ızdırap misafir olmayı sevmiyor

öyle bir kara daldın ki bu ara
elletmiyor memesini
işetmiyor sikini
aran mı dar
varan mı var
şilede girdim denize
ucumda havuç bir avuç kum ısırdım yanağını karadenizin

2 yıl
1 yıl

iç bunu karadeniz
her sigara cinayet şebekeniz.

annemin bacakları ağrıyor,
benim kalbim
kulaklıktan haykıran sesler
bastırıyor gecenin pusunu
ve bir ümit duası yükseldi akşama.
kalemtıraş ve bidon,
çok hüzünlü bir kablo bağdaştırıcısıydı sevgili
ve anılar.

feza hazin semazen
bazen
sözüm size, saza söze
zakkum ziyan,
zamane zorluğu
zillet olmazmı zaten
zaat, zakin, zikzak,
zanat, zalim, zam-zam
zamanımın zamanı az
zaten zor zeytinden zafer
keza
sizi gözlüyor rezalet

beggin

98 polo 1.4 gw
o paraya temiz honda accord bulursan da kaçırma derim.

bozulmamıştır, gönül rahatlığıyla içebilirsiniz.

Bol sıvı tüketimi ve kalın giyinmek.

ah ne güzel şeyler
yazmışsınız siz böyle
ama anlayamadım birden öyle
sonra anladım;
anlamamam gerektiğini
ve size,
böyle bir şiir yazdım

Herkese göre değil çünkü. Parti içeceği de değil. Tek içilen bir şey de değil. Fazlasıyla yöresel bir takım mezeler ritüeller gerektiren bir içki. Çok doğal global olamaması.

ingilteredeki türk kebap evlerinde (fast food tarzı değil) deli gibi tüketiliyor ingilizler tarafından.

votka gibi tatlı olmadığı için vişnesuyu olsun, kola olsun, burn v.s olsun onlara katılmadığı için bar ve partilerde kullanışlı değil,

bide rakı muhabbetle, peynirle kavunla içilir be hacım, öyle ayakta ter içinde bangır bangır dum tıs çalarken rakı mı içilir

allahaşkına orospu olmasın zaten bi rakımız var keyfini çıkarabildiğimiz.

Fatih akın filmlerinde oldukça var :)

çünkü oldukça ağır bir içki. batı dünyasında genelde fondip edilebilen içkiler rağbet görür. votka, tekila gibi sert içkiler shot bardaklarında fondip yapılabiliyor. ama rakıyı öyle diksen 15 dakika sonra yıldızları sayarsın herhal. peynir kavun muhabbeti de sadece bize özgü, elin gavuru nerden bilsin.

kısacası, roket adam'ın dediklerine katılıyorum.

yıllar önce amerikanın önde gelen bir turizm dergisi editörü buraya gelmişti ve adam bizim basına şuna benzer bir biçimde konuşmuştu:

turizm için her şeyinizin en güzeli var ve hiç bilinmiyorsunuz. hiç bir şey yapmasanız bile bir turizm cennetisiniz siz bilinmemek için mi uğraşıyorsunuz.

biz türkler gelişmiş dünya ülkesi olmayı becerdiğimiz vakit dünya kültüründe kocaman ateşlerle altı büyük kaynayan tencere gibi her tarafı doyuracak bir kültüre sahibiz. ve topraklara.

hakkı kerime ül sa beyan biçiminde şimdi değil. hatta şimdi olanaksız biçimde hiç değil...
rakı buna dahildir.

uzo yavas yavas populer oluyor iyi pazarlandigi icin, bir de uzoyu yabancilar uzo gibi degil kokteyl olarak iciyor bir seyler karistirarak, okunu cikararak yani.

uzonun daha populer olmasin sebebi daha erken ozellestirilmesi. bugun dunyanin obur ucunda likorcude 15 cesit uzo bulurken sadece yeni raki ve tekirdag bulabiliyorsun (buna da sukur ya). ilerde daha cok cesit ve tanitim olacagina eminim.

yunanlarin umrunda degil kimin nasil ictigi, bizim kadar pesinde degiller zaten bizim raki kulturu gibi bi uzo kulturleri yok. tipki almanlarin biranin yaninda tuzlu fistik ya da elma patatesle icilir gibi tutturmadigi gibi.

hangi diziler onlar? isimlerini söyle komik buluyorsam söylerim

kahpe bizans güzeldi mesela, ayrıca kaygısızları izlemeye hala doyamıyorum. evet belki biraz demode gibi espriler ama bu adam için bişe söylmedn önce bir abdest falan almak lazım. oturaklı sağlam adamlardan biridir.

adam üretiyor. kesinlikle komik değil ama yer yer gülümsetiyor. türkiye'ye de bir simpsons bir seinfeld gitmez zaten.

ayrıca şu listesi bir gözden geçirir misiniz ?
gırgır
fırt
laklak
limon
nankör
deli
öküz
politika
şenola
güneş
cumhuriyet
günaydın
aktüel
tomorrow
sabah
milliyet
penguen

yazdığı tv programları

uğur yücel ile aile planlaması (aile planlaması vakfı)
biraz düş biraz gülüş (trt)
eğrisiyle doğrusuyla (trt)
bir başka gece (trt)
şamata (show tv)
bir yaz gecesi rüyası (trt)
eller yukarı (interstar)
turgutlu sultanlığı (çizgi film - show tv)
laf lafı açıyor (show tv - kanal d)
kaygısızlar (kanal d - interstar - kanal 6)
ince ince yasemince (kanal d - interstar)
baskül ailesi (interstar - kanal d)
şafak vakti (kanal d)
akasya pasajı (kanal d)
dostlar pasajı (trt)
ruhsar (kanal d)
şans direksiyonu (kanal d)
vay anam vay (kanal d)
bayanlar baylar (kanal d)
kibar ana (star)
yarım elma (kanal d)
hayat bilgisi (kanal d)

yazdığı sahne gösterileri
uğur yücel - müjde ar show
uğur yücel - sezen aksu show
müzikomedi (nükhet duru-demet akbağ-rasim öztekin)
mega show
ve cem özer ve...
beyaz stand-up

yazdığı kitaplar
peynir gemisi (22.baskı)
t.ö.rkiye (14.baskı)
ayaküstü (9.baskı)
beraber ve solo kaygılar (9.baskı)
ahmak islatan (6.baskı)
aramızda kalsın (6.baskı)
seni sevdiğimi kimseye söyleme çünkü ben herkese
söyledim (8.baskı)
üç yanlış bir doğruyu götürür (4.baskı)
isim, şehir, hayvan, bitki (2.baskı)
kahpe bizans (senaryo kitabı)
bendeki kulak van gogh'ta yok

yazdığı film senaryoları
arabesk
kahpe bizans

yazdığı tiyatro oyunları
burası t.ö.rkiye
2071 türkiye

sunduğu tv programı
gündem dışı (ntv)

kaygisizlar diyorum baska birsey demiyorum.

Ben ruhsar'ı çok severek izlerdim valla, itirafsa itiraf. Döneminin sağlam komedilerindendi bence. Baskül ailesi ve Kaygısızlar da güzeldi.

adam yeni bir seylerden söz ediyor siz baskül diyorsunuz kaygısız diyorsunuz :))
ben bu sözünü ettiği yeniler neler onları merak ettim açıkçası.

bu adamla uzun yıllar evvel kısa bir dönem aynı dergide çalışmışlığım vardır.
ne komik bir adamdır ne de zekice mizah tekstleri üretir.
ancak şu var; çok yazar ve işini gayet iyi bilen tayfadandır.
burası saçmalıkların türkiyesi, burak aksak gibi daha 20lerindeki bir çocuk bile gülmece anlayışı olarak bunu cebinden defalarca çıkartır.
bence o kadar kötü komik gani müjde. o sözü edilen dizilerin ana kaburgasını kuruyor gerisini ekip hallediyor zaten.
secere hiç mühim değil, kemal sunalın gevrek gevrek gülmesine bile tapınan milyonlara bakınca şunları şunları yazdı filan tırışkadır benim için.

sonuçta herkesin espiri anlayışı değişiktir.

Kendisinin hangi ülkede mizah kralı! olduğunu unutup,"Kafasına kuş sıçtığında şansa yoran milletin, ağzına sıçana oy vermesi normaldir. " gibi bir benzetme yapması bile ne kadar sevimsiz olduğunu gösteriyor. Mizah anlayışı çok gerilerde kaldı.

çok süper değil ama ben genelde beğenirim. O dalga geçilen Selena'da bile örneğin Hades'in diyalogları oldukça komikti, dizi küçümsendiğinden arada kaynadı.

aa geçen yaz bunlardan kullanmıştım.

ancak istanbul'da dahi piyasada fazla alıcısı olmadığı gerekçesiyle her sanat malzemesi satan yerde bulunmuyordu. bulduklarım ise sınırlı renkteydi.
heyecan kırıcı olmasın ama ankara'da bulmak daha olabilir bence.
belki güzel sanatlar fakülteleriyle alakalı sanat malzemesi satan yerlerde filan bir ihtimal.

benim aldığım yerin internet adresi şöyle. konuyla bilgi verirler.

not: bununla beraber keten yağı almayı öneriyorlar, bu ek bilgi.

tesekkurler. internet adresi nedir? göremiyorum?

www.guvensanat.com

nerede oturuyorsun?

orta gelirli bütün semtlerde vardır 2. el mağazası.

Maletepe istasyon çevresinde çok var Anadolu yakasındaysan.

Üsküdar'a yakınsan üsküdar güzeldir.

kadıköyde balık pazarının hemen üstünde bit pazarı var.

avrupa yakasındayım. bu taraflatda bildiğiniz yerler varsa daha çok makbule geçer.

beşiktaşta ıhlamurdere caddesine gir, 10dk fln yürü, sor birilerine. farklı bikaç yerde var.
ortaköyde de dereboyu caddesine gir. (deniz tarafından girdiysen) soldan 3. ya da 4. ara sokağa gir, görürsün zaten.

beyaz eşya arıyorsan tarlabaşı otobüs durağının ordaki altgeçit paha biçilemez :D

yok ben tahta masa sandalye gibi şeyler arıyorum.

öncelikle bilakis değil bilhassa. "özellikle" yani.

ikinci olarak makinenizin markası modeli nedir? ben canon'larda SP diye bir mod görmedim. nikon'da da görmedim "SP" diye bir mod. makinenin nresinde bu SP?

makineniz dslr değilse sensörü ufacıktır. o kadarcık sensörde iso400 bile noise yaratır. çok çok zorda kalmadıkça kullanmayın. açık diyafram ve düşük enstantane kurtarmıyorsa flaş kullanın. anca ajansal bir durumdaysanız, ya da tiyatroda falansanız, illa da flaşsız olacaksa kullanın.

makine fujifilm finepix f80exr...

mod, makinenin şu automatic, video, manuel, cartcurt ayarı için çevirme düğmesinde yeralıyor.

(türkçe kullanım hassasiyeti için teşekkür ederim lakin bilakisi bilhassa bilerek kullandım).

SP= Shutter Priority, Örtücü ağırlıklı mod, siz örtücü(shutter) hızını belirlersiniz makine de diyafram açıklığını ISO hızına göre ayarlar. Spor karşılaşmaları, hızlı objeler vs çekerken işe yarar.

12800 ISO da fotoğraflar çamur gibi çıkar, flaş kullanamayacaksanız ve fotoğrafı mutlaka çekmeniz gerekiyorsa (seher vakti beyazıt meydanına ufo indiyse mesela) kullanılır. bu durumda da makinenin kabul edilebilir ISO limiti vardır ISO800 altındadır genelde o değerde çekip sonra Noise Ninja ya da başka bir yazılımla noise temizlenebilir.

tuvalette ayağını bastığın çişe konup sonra yüzüne seyirmek dışıda hiç bir zararları ve bilinen bir taşıyıcılıkları yok. hastalık neredeyse sıfıra yakın.

abi hiç acıma vur akıt pekmezini. ne iğrenç yaratık onlar öyle ya. ben böyle mide bulandırıcı bir şey daha görmedim hayatımda. evrim geçirmiş orozbu çocukları!

memory effect diye bir olay var. ilgisi var mı acaba?

bir aleti sınama süreci vardır bir nevi embriyosudur.
o embriyoya girmeden gelişebilir miydin hayır.
buna benziyor, maddenin de bir ömrü var ve başlangıçta bunu istiyor.

mantığı yok. alet batarya dolu dediği gibi çıkartmalısınız fişten. sonrası için zaten günümüzde çoğu alet pile akım girişini otomatik durduruyor. yok eğer durdurmazsa fayda etmez zarar eder. ömrü uzatmaz, kısaltır. halk arasında süregelmiş yanlış bir şey ilk seferde yok 12 saat yok 24 saat şarjda bırakmak...

cihazda bataryayla ilgili bir sorun oluştuğunda cihaz sahibi şirketin kullanıcı hatası demesi için.

@ çok şey tam dolumdan daha fazla doldurmaktan bahsediyorum

@lagoon lityum ve polimer pillerde yokmuş o olay.

@any2 eğer ilk şarjı doldurduktan sonra birdaha hiç şarj etmeden aleti 2,3 yada 5 yıl (kullanım ömrü) kullanabilseydik doğruydu ama şu durum için bence mantıklı değil

"İlk 8 saatlik şarj kıstası, pil henüz "iyileştirilmiş" olduğundan önemlidir. Tam dolu pil, uzun süre boş bırakıldığında boşalmaya eğilimli olduğundan fabrikadan çıktığında az da olsa ön şarjlı olarak gönderir. İlk tam şarjından öncesi pili kullanmaya başlarsanız, ömrünün geri kalanı için "iyileştirilmemiş" durumda kalmaya eğilimlidir. Ancak, eğer 8 saat şarj döngüsü sonrası kullanırsanız, pil iyileştirilmiş ve iyi ayarlanmış olur. Çünkü pil, birkaç tam şarj/deşarj döngüsünden sonra tam potansiyeline ulaşır."

Naçizane çevirmeye çalıştım, detaylı halini wiki.answers.com adresinden takip edebilirsiniz.

cok sey hakkında az sey bilen adam'ın verdiği linkteki açıklama mantıklı geliyor. ama beni ikna edemedi. çünkü uzun ve optimum pil ömrü ve performansı için mevcut şarjı tam doldurmadan %80-90 arası bir dolulukta olması gerekiyor. notebook'lar için bunu yapan programlar var. tabi bu %80 doluluğu kafamıza göre biz yapamayız, en doğrusu, telefonu boşalmadan şarj etmemek ve doldu demeden çıkarmamak. aynı şekilde linkte anlatılan bu optimizasyon için cihazı şarjda tam dolu bırakıp, azcık boşaldığı gibi hemen şarj olmasını sağlamaktansa; ilk dört-beş kullanımda tam doldurup. tam boşalmadan şarja takmayıp. boşalınca şarja takıp tam dolmadan çıkarmamak daha etkili olur gibi geliyor. yine de link kafamı karıştırdı, güvenilir ve bilimsel bir kaynaktan bakmak lazım.

defalarca bindim ben.

ben de defalarca bindim

kartonla sigara ve çakmak sorun çıkarmıyor, çoğu zaman böyle biniyorum.

bana da abd yolculugu oncesi adam sormustu bagajda var mi cakmak, zippo tarzi bisey diye.

uçağı yakmak isteyen kibritle biner yine yakar. ya da öğlen saatindeki bir seyahat için bol güneşli bir hava cam kenarında bir koltuk bir mercek bir kağıt parçası yeterli olabilir.
güvenlik yasalarının ateşli aletle uçağa binilmez gibi bir uluslararası yasa bendinin en az 2 fırkasında geçen bir gerekçeye göre çakmağı yasak kılan şey sanıyorum çakmak taşı olabilir. bunun nedeni çakmak taşının patlayıcı bir yapının köşebentlerini tutması olabilir.
ama ne defalarca bindim ne buna dikkat ettim terminal çıkışında unuttuğum halde durumu çok defa cebimden çakmak çıkmıştır. bu sorun olmadığı anlamına geliyor.

ama bugünki seyahatten ötürü denkgeldi şimdi bilakis, antalya havalimanında güvenlikten geçerken benim bir arkamdaki "ben üniversitede öğretim görevlisiyim" diyen orta yaşlı bir adamın ulusal uçak parkuru için ettiği bir beyan vardı bunu bilakis burası için yazıyorum. adam dedi ki kapıdan geçerken kemerleri çıkartmak vatandaşı ekstradan yormaktır ve eğer dedi, güvenlik kapısından geçerken dit dit sinyali alıyorsanız, üzerindeki metal eşyaları ve kemeri çıkartabilirsiniz ama öncesinde bu eziyeti vatandaşa yapmaya yasal hakkınız yok ben bunun dersini veriyorum üniversitede dedi.

yani bu şu anlama geliyor özetle, kemer tokanızda metal yok ise kemerinizi çıkartmayın. adam uzun konuştuğu için ben burada böyle özetliyorum.
iyi de bir bilgi paylaşımı olmadı mı şimdi bu.

abd harici hiç bir sorun olmaz

Bildiğim kadarıyla üzerinize alabiliyorsunuz, ancak bagajda yasak (kendi kendine yanma olasılığına karşı).

yurtiçi uçuşlarında çakmaksız bindiğim olmadı.

silindir hacmi; motorun kas gücü
beygir; beygirin hızı
tork; aracın atak kabiliyeti

bir de patinaj var. tekerin vıjjjjt'ı.

verdiğiniz karşılaştırmada tsi 105 hp açık ara önde ama her ikisi de aynı beygir gücünde fakat biri atmosferik diyeri komp. olan iki motoru karşılaştırıyor olsaydık zevk meselesi derdim küçük hacimli araçlarda atmosferik motorlar biraz daha keyifli oluyor bana göre teknoloji ne kadar gelişse bile hala biraz turbo gecikmesinden bahsedebiliriz.

neyse daha fazla karıştırmadan hemen özetliyim tork olayını da... tork kısaca dönme momenti anlamına geliyor sizin durumunuzda torku yüksek olan araç hızlanma performansı olarak öne çıkar hem kalkışta hem ara hızlanmalarda önemlidir.

bence sizin durumda çok fazla düşünmeye gerek yok daha küçük hacimle 20 bg gibi bir fark yaratan bir motor seçeneği var tsi olmasından kaynaklı vw grubu bir araçtır sanırım düşünmeyiniz alınız hem verimli hem güçlü.

Basite indirgersek silindir hacmi motorun büyüklüğüdür. Silindir hacmi büyüdükçe daha fazla güç almak kolaylaşsa da final çıkış gücünü belirleyen motorun genel dizaynı ve çevrebirimleridir (1.2 tsi'nin 1.4'den daha güçlü olma sebebi de bu. Seni ilgilendiren kısmı araca ödeyeceğin vergiye direkt etkisinin olması, çeitli hacimlere göre vergi dilimleri var.

Beygir cinsinden verilen değer motorun ideal devrinde ürettiği maksimum güç. Aracın hızlanmasından son süratine herşeyi değiştirir. Tork'u umursama, motorun çıkışındaki tork'u gösterir verilen değer. Motorlar yapılışlarına göre az torklu/çok devirli veya çok torklu/az devirli olurlar. Kullanıcı için pek birşey değişmez çünkü aradaki vites kutun tekerleğin torkunu ikisinde de eşitler. Aradaki tek fark yüksek torklu motorları daha alçak devirlerde kullanırsın, daha yükseklere zor çıkarlar zaten ( benzer yapıdaki düşük torklu muadillerine göre )

boş olur muhtemelen, ben gittiğimde boştu en azından. kemer fln deneyin isterseniz, ruslar ordadır halen. gürültü olur en azından.

kasım başında gitmişliğim vardır.
sakin olur. denize girilmesi mümkün olur. sosyal yaşam durgun olur.
kafa dinlenir fotoğraf çekilir...
kaş dedin mi akan sular durur.

agy2 duymak istediğim, ihtiyacım olan şeyleri söyledin.

eğer erkeksen ve ruslar aklındaysa
ekim sonunda kaş da öpecek dudak bulamazsın
kemer+1 rus+1
ama dikkat et rus diye gürcülere yanaşma

kafa dinleyeceksen süper, yazında süper kışında. kaş süper ya

sevdicek ve bi kaç arkadaşla gitcez, rusla musla işim yok..

flipped veya dead poets

flipped izle.

crash cok iyidir.

tzameti

aszolitlı les triplettes de belleville

(bkz: banner)
(bkz: banner ad)?

aradığın şöyle bir şey ise :

www.google.com.tr

promotion icon diye arattım.

aslında tam olarak banner olmamakla birlikte bir parça benzer şeyler çıkıyor. ama asıl ingilizcesi kesin başka bir şey bunun.

explosion banner diye biliyorum ama google images cok iyi sonuc vermedi onda.

explosion shape daha iyi sonuc veriyor:

images.google.com

lorenzo'nun yağı olabilir mi acaba tam hatırlamıyorum sonunu ama

gaza getirir mi bilmem ama eleman kafasına koyduğu şeyi yapıyor gerçekten

www.imdb.com

good will hunting. seni getirir mi bilmem ama beni gaza getirmişti.

(bkz: The Pursuit of Happyness)

Rocky serisi,

Cindrella Man

any given sunday... jeryy mcguire... tarzı spor filmlerine ne dersin?

e çok güncel bi tane
the social network

freedom writes

gerçek hikaye diyolar

neredeyse aynı konu

finding forrester

oha kimse yazmamış, into the wild tabi ki, bir de yes man .

bende hep ayni filmleri öneriyorum ama

something the lord made
the worlds fastest indian
remember the titans
coach carter
gridiron gang
forrest gump

Temple Grandin

(bkz: patch adams)

(bkz: The Social Network)

rudy


"It's not the size of the dog in the fight, It's the size of the fight in the dog."

www.imdb.com

baştan sona başarı ve azim filmi.

(bkz: the king's speech)

(bkz: conviction )

oha inanılır gibi değil, kimse yazmamış. shawshank redemption tabii ki. bir de the reader var o da aynı hesap. ikisi de gerçek hayattan.

edite istanaden hyosunglara bakın

en ekonomik olana getirmek için aradığını biliyorum ama biraz daha biriktir ver ve örneğin sym ve kymco'lardan ikinci ellere bakın derim. çin malı motorsiklet hele ikinci elde çöp motorsiklettir.

ilk ikisi arasında bitanesinde 4 parça varken diğerinde 5 parça var

ikinci 4 parçaysa eksik olan parça nedir? ve niye 5 olan daha ucuz? bir de 5 olanda uzunluk ayarlarında falan adam gibi belirtmiyor 2-18 mm falan diye. var mı bir farkı yoksa yazmamışlar mı?

hepsini inceledim bence 1. seçenek indirimli fiyat olduğu için ucuz bence. orada yapılan yorumlara bakılırsa da beğenmeyen bir kişi yok bende bakınıyordum ne alsam diye bana da fikir verdin 1.yi almaya karar verdim sagol :D

moser.

ya da remington.

diğerleri tuş.

moser ve remington ürünlerinde uzunluk ayarları 4'le kısıtlı. bu ürünlerde 9 farklı ayar var. bu yüzden bunlara yöneldim

böyle kısa ve net cevaplar yerine açıklarsanız yanılmam ben de.

ben bu iş için seyyar satıcıdan pazarlıkla 15 tl.ye aldım elektrikli traş mak (şarjlı sevmiyorum. şarjı azalınca kılları kapıyor) canavar gibi valla. bu aletlerden eksiği yok. fazlası var (4te 1 fiyatına)

daha önce babam 220 tl'ye braun almıştı. bi boka yaramıyodu. 1-2 ay sonra bozulmaya başladı zaten, servise gide gele dağıldı alet. kargo şirketi bizden çok elledi valla. bendeki çin malının çükünü yesinler 60-70 tl.likler

hakan abi sen misin?

1: heyecanlı, hiperaktif, asabi, titiz ya da olaylara durumlara hızlı tepki veren bu tip bir psikolojin var mı yemek yerken toplum içinde kasıldığında yapılması gerekeni bir an önce bitirme isteğiyle mi oluyor bu ya da bunlardan biriyle mi. eğer böyleysen, sosyal fobi ile alakadar. vücut terlemeye müsait reflex alında ensede yüzde başlıyor.

@agy2

kısmen uyuyor ama şöyle bir şey de var ki bu ve benzeri hiçbir şey yokken, örneğin kendi başıma spor yaparken de bu orantısız terleme var. Bu bana fiziksel olduğunu düşündürmüştü hep.

www.facebook.com ile

Büyük alışveriş marketlerinin hepsinde var,misal ben en son Astoria migrosta gördüm.

firsatbulur.com

tabi ki zenginlerimize hitap eden nezih marketlerde. ornegin macrocenter

Hep istanbul'da var galiba... İlk İstanbul Seyahatinde bu marketlere uğramak lazım...

domuz eti bu değil mi?

istanbul'da dolapdere'de son derece kaliteli bir üretim tesisi var. bir benzin istasyonunun yanında kalıyor. gayrimüslimler genelde oradan yaparlar hatta alışverişlerini.

@barkopasa
illa domuz eti olacak diye bir şey yok galiba. Bize ikram eden aile Türk'tü çünkü ve hiç uyarmadılar domuz eti var diye.