koy görelim. oylayalım.

nolmaz. :)

çok söylüyorlarsa gülüşünle ünlüysen ama genelde senden başka birileri de bunu söylüyosa anne baba sayılmaz. olabilir.

test yap o zaman. facebookta 1 hafta içerisinde 3 somurtkan resim koy, hepsine gelen beğenilerin ortalamasını al. diğer hafta da aynı şeyi gülümsediğin fotoğraflarla dene. NE bileyim yap işte bişeyler.

gülüşün güzelse en az bir kişiden duymuş olman gerekirdi. duymuşsan güzeldir.

gözde bitiyor bence.gözlerinin içi de gülmesi lazım

5 alma gerek yok agustos eylül gibi cıkar diyolar yenisi icin, onu da begenmezsem biraz daha bekler ya da baska marka model e geçersin.

5 şimdi alınmaz bi arkadaşım yaptı.şimdi de yenisini almışken en yenisi olsun diyor 5s almak için iki telefon değişiminden temiz 1000 lira zarar edecek.fanboy ama aptal yani tam.olsun kullanmış oldum stevein son eserini de diyor.5s tim cook'un olacak tamamen

sonrakini bekle. 4S hem çok güzel telefon, hem de x-xs arasındaki fark çok oluyor iphone'da. S'ler çok çok daha iyi oluyor (kullanım süresi de daha uzun)

iPhone alacaksan, her zaman "S" al.

yeni modeli beklemenin sonu yok. S'ler genelde geçiş modelleri oluyor, tipi de aynı olur muhtemelen, 5-6 arasındaki uçurum olmaz.

amazon.de'den yorumlarına baktım, orada da 70€'dan 37€'ya düşmüş, anladığım kadarıyla 70€ için "iyi" bir kulaklık, bu fiyata "çok iyi" diyebiliriz o zaman herhalde.

bi tane var ya plastik onun sei inanılmaz güzel bunlar gibi de kaba değil..
şu kulaklık tam fp www.google.com.tr

bu da güzel kulaklık bunu da denedim.

birebir dinlemedim, yorumum şöyle olacak; philips ürünleri fiyatlarına göre iyi olurlar. bazı ürünlerine dikkat ederseniz, çıkar 6 ay satılır kaybolur. çok kaliteli öncülüğünü yapar bırakır. gerisi arkasından gelir. böyle ürünleri de muadillerine göre pahalı olur haklı olarak. bu kulaklığa gelince, mp3 kullanımı için tasarlandığı düşünceyim. yani bilgisayarınıza yahut ortalama bir taşınabilir cihaza taktığınızda memnuniyet verici olacaktır. 1999 yılından kalma shp studio serisi bir kulaklığı var bende, eşim hala kullanır bilgisayarında.

Kulaklarını patlatır dostum

Le Huitieme Jour
www.youtube.com

Scent of a Woman. Efsanedir

Bir teröristle isim benzerliğin falan yoksa, veya olağanüstü bir yoğunluk yoksa konsoloslukta, pasaportun 1 hafta sonra elinde olur.

vektör tabanlı grafik programı (illustrator, vb)

iluustrator ile yapmış gibi duruyor. ama kasarsa photoshop hatta fireworks ile falan bile yaparsın yani...

Herhangi bir grafik programıyla yapılabilir bu (photoshop, illustrator, indesing, corel)illustrator kullanıyorsan herhangi bir plugin yüklemene gerek yok. sadece gradientle yapabilirsin

Photoshop ya da Illustrator ile yapılmış olabilir. Hangisinde daha rahat çalışacağına bağlı. Gördüğüm kadarıyla senin "hoş renk geçişi" dediğin görünümü yaratmak için "Gradient" dediğimiz tool'u kullanmış. Böyle bir renk uyumu ve yumuşak renk geçişlerini ancak deneme yanılma yöntemiyle ve tecrübeyle yakalayabilirsin. Bi nevi ustalıktır yani.

Öyle "hoş renk geçişi aracı" ya da "güzel logo yapma plugini" diye birşey yok malesef.

Bu logo değil bu arada.

logo değil de nedir? ters cevap vermedim yanlış anlaşılma olmasın :)

hostel değil mi

hostel.

bed and breakfast

yabancilar hostel diyor, turkce karsiligi var mi bilmiyorum.

bed & breakfast degil ama, o kesin.

hostel. ama asıl olayı shared room olması. yoksa normal odalar da var hostellerde.

Hostel, dorm tipi oda.

genelde video çekeceksen daha kullanışlı ve kaliteli video çeken bir kamera al.

mesela ne olabilir?

www.amazon.com

garantisi işe yarıyorsa, sonrada nsorun çıkarmıyorlarsa düşünme al.

Erkek, euphoria intense

212 VIP tavsiye ederim

Dostum iddialı biriysen, ortama geldiğin anlaşılsın istiyorsan Sexy Men.
Euphoria "intense" sen ortama gidene kadar uçar zaten

Peki JPG Le Male nasıl? Kulllanan var mı aramızda?

le male çok sağlam parfümdür. ama equal gibi taklitleri çıktı, biraz ucubik bir havası var bilenler için.

bunun dışında, iki parfümü de önermiyorum.

bunların yerine gucci rush for men veya armani mania tavsiye ederim.

le male ben kullandım beğenmedim. 212 ona bin basar.

sevdiğin, ilgini çeken tarzda bir film izlemeyi deneyebilirsin.

değişik canlar..değişik birşeyler söyleyiverin..

web siteme göz at dedim dedim de kime dedim
bence beğenirsin ;)
www.incelemece.net

@web siteme göz at
şuradan renkler seç daha bi farklı renkler koy bence sitene..
colorschemedesigner.com

@balkona çık yıldızları say, uzun uzun düşün neden canım sıkılıyor diye
biliyom zaten yanıtı o sıkıyor canımı..
kafiyeli de oldu.. :)

video bari size..izleyin..
www.youtube.com

leauge of legends oynuyoruz biz :)

@gkcn

iyi oyunlar :)

fiesta.

corsa, punto, clio da var

citroen'in bir modeli acayip az yakıyormuş ama hangisi bilemedim.

fabia da gider.

full dizel getz. ben 2008 ini ullanıyorum çok güzel. hem de fiestadan çook daha hızlı gidiyor.

chanel mademoiselle

eğer parfümü monitör ve klavyeye sıkmayacaksan burdan sorman saçmalık.

gidip parfümlerin kendi üzerinde deneyeceksin.

bin tane parfüm var, hepsini üzerimde denemek zor olsa gerek.
sizden öneri alacağım, gidip bakacağım beğenirsem de alacağım.
yine de teşekkür ederim.

chanel no 5

givenchy-absolutely irresistible

kullananı çok olmasına rağmen hypnotic poison olabilir (pişti). veyahut givenchy ange ou demon ve hugo boss deep red deneyebilirsiniz.

bütçe artacaksa robert piguet fracas, bond no.9 chinatown, creed jasmine imperatrice eugenie ve by kilian love denenebilir, istanbulda bulunabiliyorlar. hepsi seksli.

piyasada çok iyi çevirmenler var. onlara akıl danış bence çevrende iyi bir çevirmen varsa git sor. konuş. sözlükte iyi çevirmenler var. duyuruda da var. biliyorum. çok iş yaptırdım. onlarla konuş ne var ne yok diye. sonra çiz herşeyi.

benzer bir durumdan bahsedeyim. amerikan kültürü ve edebiyatı bölümünden mezunum, bölümde sınıf arkadaşlarımdan ikisi okulun son yılında dış ticaretle ilgili bir öğrenci kulübü kurdular, çeşitli bağlantılar sağlayıp eğitimler aldılar. biri amerika'da kısa süreli bir dış ticaret eğitimine gitti, sonra da kaldı orada. diğeri de burada bir ihracat firmasında çalışıyor üç yıldır. varsa okulda böyle bir oluşum, onlardan yardım alabilirsiniz. meb'in ve izgören&akın gibi özel kurumların çeşitli sertifika programları var. bu ve bunun gibi
birçok yol var. önemli olan hangi alanda uzmanlaşmak istediğiniz. pazarlamanın ve dış ticaretin kesişen yönleri elbette var ama hangisini seçeceğiniz ileride ne yapmak istediğinizle doğrudan bağlantılı.
not: dil edebiyat mezunu insanlar iş dünyasında gayet başarılı oluyorlar, buna ister yabancı dil isterseniz bölümün kazandırdığı düşünce yapısı deyin. bu bir avantaj, iyi kullanmak lazım ;)

İngiltere'ye gitme, akademik geçmişinin hiçbir anlamı kalmaz.

So what? sorusuyla sıkça karşılaşırsın dostum.

Onun haricinde, pazarlama konusunda bol bol oku, internette birçok kaynak var, yarın bir gün okulun bittiğinde de, üniversitelerin pazarlama ya da stratejik pazarlama bölümlerinden birinde yüksek lisans yap. Bu sırada pazarlama veya ticari faaliyetler hakkında temel bilgiye sahip olmak istiyorsan açık öğretime kayıt olup, kitaplarını güzelce inceleyebilirsin.

Jean Paul Le Male. Sanırım ilkokuldan bu yana hiç değiştirmedim parfümümü. Karşı cins de bayılıyor.

a 101'den axe alıyorum ben hep. güzel kokuyo mu kokuyo. heaheae.

dişi mıknatısı gibi bir şey rochas man, sevmeyeni çok az. jpg le male'e yakın ama daha tatlı ve kahveli bir parfüm.

erkek parfümü deyince seçenekler bellidir;

(bkz: rochas)

(bkz: bvlgari aqva)

(bkz: hugo boss boss)

(bkz: 212)

(bkz: ck one)

chanel bleu kullanıyorum. biraz tuzludur, ama etkisi paha biçilemez. tenine yakışması da mesele tabi ki.

iskolig.com ?

öperim ;)

hayır transit vizeye ihtiyacın yok. Hatta aktarmanın arası fazlaysa (12-14 saat)
memurlardan rica ederek 24 saatlik bir vizeyi bile anında alıp, londraya çıkabiliyorsun. yani ben öyle yapmıştım

bankaya gidip alman gerekiyor, işbankasının imza sirküleri ve kaşesi oluyor çünkü onda. sayfası 1,5 TL mi neydi

ben fransa icin netten cikti alip verdim oldu.

gittim hesabımın olduğu şubeye verdiler imzalayıp vs. para istemediler. (garanti bankası)

olur farketmez

bu endişeleriniz varsa biraz daha beklemeniz iyi olucaktır diye düşünüyorum.

bu yaşta evlenenlere tiksintiyle bakıyorum ya.. daha çocuksunuz alo!

şeyi de ekleyeyim, aman çevre ne der nasıl olur falan diye de riske girmeye değmez. kafanız rahat olsun önce.

bence nişanlınıza durumu böylece anlatın dürüst bir şekilde ve ayrılmayı değil ama evlilik tarihini ileri atmayı teklif edin ve aranızda mesafe olmadan normal şekilde bir ilişkinizi yaşayın bakalım ne olacak.

'ama ben en iyi arkadaşımla konuştugum paylaştıgım şeylerin %50sini ancak nişanlımla paylaşabilirim' - bu kısım normal değil kesinlikle. insan eşiyle her şeyi paylaşabilmeli. kafalar denk olmalı.

daha 24 yaşındasınız evlilik için erken zaten, hele böyle bir durumda.

Ya zaten ben tüm endişelerimi ve düşündüklerimi nişanlımla paylaştım ama benim kafama dank eden şeyler, henüz ona ulaşmamış olacak ki, hala eski romantiklikte, umut dolu, konuşmalar yapıyor. Şu anda benim belli bir stres altında oldugumu ve kalbimin kırık oldugunu ama sonuçta herşeyin iyi olacağını düşünüyor, ve ben de ne ayrılmayı ne de evlenmeyi "şu dakika" göze alamıyorum. Hani karşı taraftan evet gerçekten sıkıntılar var bunları çözmeden bu iş olmaz tarzı bir yaklaşım gelse, herşey daha kolay olacak ama.

açıkçası erteleyelim demeyi de göze alamıyorum bu bağlamda çünkü karşı taraf için that's not an option :S

evlilikte kafaların paralel olmasından ziyade, her şeyi oturup konuşabilmek daha önemli.
yada şöyle diyelim senin gibi düşünebilmesi değil, senin ne düşündüğünü düşünebilmeli.
eğer her şeyi paylaşamıyorsanız, konuşamıyorsanız, birbirinizin sırdaşı, dert ortağı değilseniz hayat arkadaşı olamazsınız. sadece aynı evde yaşayan ve legal olarak seks yapan iki kişi olabilirsiniz en fazla.

ayrıca 24 yaş hakkat çok erken evlilik için.

illa evlencem diyosanız hiç değilse çocuk yapmadan boşanın bari..

Evlilik konusunda verdiğim tek bir öğüt var, en azından 6 ay aynı evde yaşanmalı resmi bir bağımlılık altına girmeden. Sonra pat diye bir sabah salonda çoraplarını çıkarmış bir adamla ya da yatak odasını pembe peluşlarla doldurmuş bir kadınla uyanıveriyorsunuz.

evlilikte geri donulmez bir yola girdiysen, cocugu biraz ertelemeye bak. ama bu ne kadar senin elinde, onu da bi Allah bilir.

bu yasta evlenenlere tiksintiyle bakmiyorum ya da onlari kinamiyorum. kafa dengi birini buldularsa, cocuklari yirmi yasina geldiginde, kendileri de kirklarinda oluyorlar, arkadas gibi cok zevkli oluyor. tanidigim boyle birisi var.

aileleriniz surekli bir araya gelecekse, aradaki hayata bakis farkliligindan dolayi ortaya cikmasi muhtemel puruzleri engellemek icin, ilave gayret gostermen lazim.

o seni cok seviyor ama senin icin ona karsi ayni dolulukta sevgi hissetmiyorsa, bu da bir problem olarak cikacaktir karsina.

su anda sana batan bir hareketi var mi? oturup bunlari da konustunuz mu?

bu arada, "that's not an option" kismina katilmiyorum. imzayi attiktan sonra vazgectim demek, imzayi atmadan once vazgectim demekten cok daha zor olur.

evlilik zaten başlı başına zor birşey, ki her ilişkinin ömrü var eğer ilişkinizi dönüştüremiyorsanız, zorlamayın ama bence ilişkileri dönüştürmeyi de öğrenin. ilişkiniz asla başladığı gibi gitmeyecek hem de hiç kimseyle.

hiç bir şey yapamazsan, yani evlenirsen en azından çocuk yapma durumun geleceğini görene kadar. tabi dile kolay da konuşuyoruz öyle.

açıkçası erteleyelim demeyi de göze alamıyorum bu bağlamda çünkü karşı taraf için that's not an option :S

bu durum herşeyi özetliyor arkadaşım. görünen o ki hayatını mahvetmişsin. ve geri dönüşün yok. yapabileceğin birşey yok.

mutluluklar(!)

kendinden çok karşı tarafa değer verdiğin anda bu olay bitmiştir bence.şu noktadan sonra istediğin kadar ertele,evleneceksin ve birkaç yıl sonra küfür kavga kıyamet ayrılacaksın.defalarca denenmiştir.mutahasıp bir aile/sevgili ve tam tersi düşüncede bir aile/sevgili olayı asla yürümez.

Evlilik asamasindaki sorunlarin cogu evlenecek kisiler degil onlarin akrabalari tarafindan koruklenir. Mumkun oldugunca diger aile bireylerinin isin icine girmesine engel olunmali. Bunu taraflari tersleyerek falan degil de, politik sekilde yapmali. Omur boyu akraba olacaginiz kisilerle papaz olmak akilci degil hani...

Eger sorun evlenecek bireyler arasindaki iliskiyse adimlari daha dikkatli atmakta fayda var. Bir muddet sonra evliligin buyusu kaybolacak ve bir sabah yaninda omur boyu hayatini gecirecegin kisiyle uyanacaksin. Peki o zaman da "ne yaptim ben?" diyecek misin?

En cok gordugum hataysa insanlarin evlendiklerinde hayatlarina buyulu degnek degecegini sanmalari... Elbette yasaminizda degisiklikler olacak ve karsinizdaki insana bagli olarak bu degisikligin orani degisecek. Arkadaslarinizla belki eskisi kadar zaman geciremeyeceksiniz ama evinizde kendi duzeniniz olacak. Bazen siz ona, bazen de o size uyarsa catisma olmaksizin aranizdaki farki zenginlige donusebilirsiniz.


Karsinizdakini sevdikten ve saygi ortamini tesis ettikten sonra gul gibi gecinip gidersiniz. Ancak en ufak bir tartismanin hararetini iki taraftan birisi sonduremiyorsa, aksine "ben hakliyim", "ben biliyorum" seklinde usteliyorsa o kurum bir muddet sonra catirdar. Bunun icin her iki tarafin da fedakarligi gerekli. Iki taraftan birisi hakli oldugu halde susup "bunu sinirlerimiz yatisinca konusalim" diye dusunebilecek mi?

Aranızdaki farklılıklara rağmen sevgin çok güçlü ise devam et bence. Ama beraber yapmaktan zevk aldığınız şey sayısı ne kadar fazla ise, sanırım o kadar güzel gidiyor evlilik.

ucuza orjinal wayfarer diye bişey olmaz

özel optik var Tunalı - Ankamall - Panora'da. orada %10 indirim yapıyorlar etiket fiyatı üzerinden.
mesela bana 310 dedi bi model için. sonra sitesini buldum bunun www.gozlugum.com oradaki fiyat 276ydı. siteden satın alıp gidip dükkandan teslim almayı düşünüyorum şuan. daha ucuz fiyat veren yerler var websitesi olarak. ör: peralens. ayrıca ykm de bazı modeller 203tl(genelde düz bi tasarımı olanlar) ama onun dışında diğerlerindede fiyatlar uygun olabilir. mesela aynı model için başka yerlerde şişli optik 308tl, göz grup 330tl fiyat vermiş ankamallda.

ikaynak.com a gir ordan öğren.

eğer uygulama kırılmışsa onu cihazına kurarsın.ama bunlar bi cydia yüklemekle olmuyor.appstore da ki uygulamaların crackli hallerini indireceksin baska yerlerden.

hacım jailbreak appleri beleş yapmak demek değil. jailbreak iphonun kapalı kutusun açmak demek.

jailbreak ile iphone istediğin gibi müdahele edebilirsin. iphoneda olmayan özellikler yükleyebilirsin. bunlardan bazıları beleştir bazıları paralı. sen beleş olanları seç para sorun oluyorsa

ayrıca jb ile paralı uygulamaların varsa cracklilerini yüklemeye hakkın olur. otomatik app store beleş olmaz, uygulamacılar cracikini yapabilmişse mevcutsa indirip yüklersin

hocam installous diye bir program var onu cydia'dan indireceksin..

installousun içinde de envai çeşit beleşi bulabilirsin

Özür dileriz panpa :( hep insanları cydia cemaatine sokmak için böyle şeyler yapıyoruz.

installous iyiymiş yalnız. installous indirip, hala cydia'ya ihtiyaç duyuluyor mu peki ? hayır yani silmek açısından değil ama ordan bir şey indirmek artık mantıklı kalıyor mu ?

cydia yı zaten normal yollardan silemezsin.cydia sana lazım olacak.jailbreak yapılmış bir cihaza sadece uygulama yükleme haricinde ios sistemine de müdahale edebilirsin.bunun için cydıa ve cydıa uygulamaları ve kaynaklarına ihtiyacın olacak.o yüzden cydia önemli.cydia içindeki paralı uygulamalar zamanla ücretsiz sunulur onları da bu şekilde temin edersin

arafa; bu bahsettiğin ios müdahaleleri misal olarak " tema değiştirmek, home butonunun işlevleriyle oynamak ( activator diye bişeyden buldum ) gibi şeyler sanırım. tabi daha çok kurcalamak lazım. bakalım nerelere varacağız kendisiyle.

evet aynen öyle.neredeyse ios a görsel anlamda her türlü müdahale edebilirsin
mesela kilidi aç yazısı yerine istedigini yazabilrsin.biri seni ararken ekranda xxx arıyor yerine xxx (istedigin yazı)yazabilrsin.youtube dan videoları kaydedip sonra izleyebilirsin.iphone tv ye - projektorlere 10 dolarlık çakma kablolarla baglayabilirsin.normalde orjinal kablo gerekir (120-150 tl arasında)falan filan işte bir sürü şey yapabilirsin jb li bir cihazla.
ikaynak.com da cydia uygulamaları diye bir konu başlığı var ordan öğrenebilirsin

grafik mezunu birisi için istanbul diğer illere nazaran daha kolay iş bulabileceği bir şehirdir, elbette. sen nerdesin?

ben de bişey soracaktım bununla ilgili. öss puanıyla okuyabileceğimiz grafik tasarım bölümü olan bir üniversite var mı?

eğer "ben üniversite okuyorum daha napiim" modundaysan, bi bok olmaz hocam o gidişattan. yani bundan kastım, okul projeleri ve ödevleri hariç hiçbir çalışman, bir portfolyon yoksa,

1000 TL maaşla sömürülen, "grafikçi çocuk" olursun.

İyi ajanslarda iyi paralarla ve daha nazik insanlarla çalışmak istiyorsan, photoshop bilgisi yeterli değil VİZYON'a ihtiyacın olacak, tasarım trendlerini biliyor olman gerekecek vs vs.

İstanbul olayı doğru

düzgün bir ajansta çalışmaya başla şimdiden.

Şöyle hoş bir tablo al bence. Fotoğraf olsun illa resim mi olacak? Ama güzel bir şeyler, onun hoşuna gidecek şeyler değil sen beğen. Bu arada çok özel bir şey alacak durumda bir ilişkiniz olmadığını varsayıyorum.

özel bir şey alacak durumda bir ilişkimiz var. :) ama o da güzel öneriye benziyor. değerlendireceğim teşekkürler. :)

fotoğraf çekiyor diye illa fotoğrafla ilgili bir şey alman gerekmiyor. kültür seviyesi yüksek olduğuna göre ona plak alabilirsin. jazz müzik dinlediğini varsayıyorum. yok dinlemiyorsa yine de müziğe önem veren biridir o zaman nota şeklinde biblo falan alabilirsin. takip ettiği bir yazar varsa onun yeni çıkan kitabını alabilirsin. soraaa bakim bakim ııı hoş birmanzara resmini güzelce çerçeveletip verebilirsin. falan filan

@tavsan,

hocam cuplens o işte. :)) hoş bir şeye benziyorlar o yüzden onu düşündüm ama basit olur sanırım biraz o.

@neira, dediğim gibi hocam yan bilgi olarak verdim onu. lazım değil yani. :)

şu anda aklımda yok ama, plakların oynatıldığı şey neydi ya of dilimin ucunda. neyse x diyelim. :) plak alır sık sık kendisi. ama "of çok dandik x'm yaa" gibi cümleler kurar hep. ben de demedim hiç 2 plak eksik al iyi bir x al diye. :) ondan mı alsam acep ? ama nerde satılır ki ?

heh gramofon lan. yeni aklıma geldi. :D kelime bilgimi sikeyim. gramofon ne lan harbiden.

pikap pahalı bir şey

gramofon tarihi eser :) hiç alamazsın onu ohoo

iveet. bir cahilliğim daha su üstüne çıkartıldı. :)) 200-300 lira falan görmüştüm bikaç yerde ordan aklımda kalmış herhalde. onlar da çok çok düşük modellerdir sanırım. evet önerisi olan ? :)

bence hediyede, harcanan emek, ve senin hediyeyi ne kadar özel kılabildiğin önemlidir ya. Yani emek vereceğin birşey olmalı..

Şöyle bişey geldi aklıma, sesin fena değilse, biraz yardımla, onun sevebileceği bir blues - ya da new age mi sever napar bilmiyorum artık - parçasını plak kaydı yapabilirsin kendi sesinle. Bir de fotoğrafçı arkadaşın varsa parçayı senin bünyeden çıkarmaya çalışırken girdiğin şekilleri çeksin ve pop art modunda bi kapak tasarımı yap. Plağı içine koyup hediye et, gözlerini kapat ve alkışları dinle. :)

ps: sana pop art kapak örneği www.pixels2canvas.co.uk

@Gkcn,

imkansızdan daha imkansız bir şey söyledin hocam. :)

emeğini kattığın bir hediyenin değeri başka olacaktır...Boyle fotograf camiasında cok unlu bir fotografın puzzleını kendin yapıp cerceveletip versen...

gördüm, ama bu insanlar ya sistem karşıtı, insanların bayağılığından şikayetçidir, ya sosyal fobileri vardır ya da bilimum kişisel problemleri olabilir.

Bunlar haricinde, çok iyi okullardan mezun olmuş insanlar iyi yönlendiriklerinden mütevellit, iyi yerlerde çalışırlar %95 oranında.. yani bence

haberlere çıkmıştı boğaziçi bilgisayar mezunu biri, pazarda hammallık yapıyordu.onlarca yüzlercesi vardır...

okumak cehaleti alır, eşeklik baki kalır diye boşa dememişler :)

evet. türkiye şartlarında gayet normal.

ayrıca boğaziçi mezunu da olsa öküz öküzdür o da ayrı bir konu. adamın üniversitede yaptığı tek iş ders çalışmak olmuş falan filan vesaire başka etkenler de var da işte öyle yani. öf sıkıldım.

adama bakar genelde belli bir zümreye mensup olacaksın liyakat sıfır

bırak görmeyi kendim oldum lan. ilk 100'de 3 dereceyle, boğaziçi işletme mezunu olup aslanım kaplanım diye zıp zıp zıplarken 2001 krizinde işten atıldım, burnum sürtüldü, pırıl pırıl oldum, ne diyorsun :D

Bir ay.

Geri sayım başlasın!

idarenin keyfine bağlı o biraz. genelde son ödeme tarihi geçtikten 4-7 gün sonra gelip ihtarname bırakıyolar. orada belirtilen süre içinde(yanılmıyorsam 5 gün) yatırmazsan kesiliyor.

değil 1 ay, 2 haftayı bile görmedim ben.

not: ilçe bornova

İhtardan sonra en geç bir haftaya kesiyorlar.

gramer olarak yanlislar mevcut oncelikle. ancak su an vaktim yok onlari duzeltmeye, eger baska kimse yardimci olmazsa aksam yeniden konusuruz.

www.bestresumecoverletter.com adresindeki jane doe baslikli cover lettera bir bak, ordaki format fena degil gibi gorunuyor. ordaki kaliplara uydurmaya calis cumlelerini. ozeliklle giris ve sonuc kismindaki cumleleri aynen alabilirsin. ise neden uygun oldugunu paragraflar yerine, nokta atisi maddeler halinde yazmak her zaman daha yararli olur.

fengari+1

Ben cover letter templateleri ya da "interpret" gibi havalı kelimeler yerine, daha samimi ve senin de neden ilgini çektiğine dair birşeyler yazmanı tavsiye ederim. Yeni nesil İK'cılar , " ben sizin şirkette çalışmak istiyorum, çünkü hedef odaklılığı çok seviyorum" gibi naneleri artık yemiyolar. Samimi bir şekilde, şirketin sana sunduğu/sunacağı neler varsa bunların tatminkar göründüğünü, ve istekli olduğunu, karşılığında da en gelişmiş hangi yönlerin varsa onlarla yardımcı olmak isteyeceğini samimi bir dil ile anlat.

Kendimden bir örnek veriyorum;

"Hi!

I have seen your trainee program on Kariyer.net and I
think it is just what I am looking for!(...)"

Enerjik ol, hevesli suratın canlansın adamların gözünde.

@Gkcn

Dostum bir is icin bir firmaya " hi " gibi bir selamlama ile baslayip kendin hakkinda hic bir birlgi vermeden, direk konuya girersen. Adamlar cevap bile yazmaz.
Böyle yazismalarda giris, gelisme, sonuc formu ve resmi bir yazim stili kullanilir.

burbery klasik, diesel full for life

costume national

hugo boss, gucci, biraz daha ucuz olsun diyosan antonio banderas

Chanel Bleu

Biraz pahali olacak ama sahane bir koku.

Hacı yağı. En kralı. Hem de ucuz.

shiseido zen. çok güzel bir koku. her erkeğe de yakışabilir diye düşünmekteyim..

Metro o saatte yalan olur, ama havaalanından saat başı belediye otobüsü şehir merkezine gitmekte, şuradan bakabilirsin(git: "www.eshot.gov.tr

23:27'de halkapınar istasyonunda ol. cumaovası yönüne giden izban'a bin. 00:01'de havaalanında olur.

metroyla daha yakın. ama o saatte olmaz.

bornova metrodan -204-e binin. her saat içinde 40 geçelerde kalkıyor

grinning friends ;)

bruce and his friends grinning like cheshire cats

Kravat her zaman daha resmi ve daha iyidir.

kravat tak tabi, maganda gibi gitme

dış ilişkiler ise kravat tak kesin.

iç ilişkiler ise kravat, dış ilişkiler ise papyon takın.


not: tabi ki kravat takın

bi de hazir burdayken bu adamlar beni beğendi diyelim hemen sözleşmeyi imzalatırlar mı yoksa önce sözleşmeyi okumam için zaman tanırlar mı?

onlar istemezse de sen iste bence zaman. o ne öyle aceleyle.

bencede kesinlikle okumalısın one öle direk imzalamak falan olmaz öle bişey hızlı hızlı karşındakinide sıkmadan oku.

görüşmeye gitmeden bir gün önce iş yerine git ve çalışanların nasıl giyindiklerine dikkat et.

ilk 2 soruya cevabım yok ama duyduğum kadarıyla çirkinmiş

Takip edenlerin 95%'i "kerameti ne ki bu hatunun" diye bakıyorlar, emin ol. Takip edip de "hasstr... şu anda büyük bir aydınlanma geçiriyorum" diyen birine rastlamadım henüz.

Tamamen sürü psikolojisi yani.

ee bu sürü psikolojisini yakalamayı nasıl başarmış diyim ben de o zaman :)

ben çok değerlendirecek kadar bilmiyorum ama bi arkadaşım şey demişti
"eski ilişkilerini, yeni sevgilsiini, cinsel deneyimlerini ,arkadaşlarını vs her şeyi anlatıyor, anlattıklarında çok bi numara yok ama o 'rontgenleme' hissini çok iyi veriyor"
yani böyle kızın özel defterini açmışsın okuyomuşsun gibi bi his yaşıyomuşsun, okudukça okuyomuşsun, sürükleyiciymiş, merak ediyomuşsun bu hafta noldu falan
takip ettiriyo kendini, güzel anlatıyo aslında demişti

bence cinsellik haci; eksi duyuru'da bile sirf cinsellikle ilgili sorulari yonelten bir kadin ol, senin bile hayranlarin olur. Erkekler kendisini hafif mesrep olarak gorup "lan bunu yataga atsam ne cukerim haa" derken kadinlar da "vay vay vay; hatuna bak. demek boyle de oluyormus; e biz neden yapmadik bunlari" diyordur. Yaniliyor muyum?

insanların büyük bir kısmı salak olduğu için pucca ya da bir başka soytarının ulusal çapta "meşhur" olması doğaldır.
şöyle bir hafızanızı zorlayın; biz kimleri meşhur etmedik ki?..
ne zaman ki, insanlık âlemi olarak ortalama aklımız "sike sürülecek kadar" seviyesine gelecek, o zaman hepimiz biraz daha rahatlayacağız ve medya bizimle oynamaya korkacak.

böyle buyuruyorum.

pucca tek degil, sadece en bilineni. pucca gibi özel hayatini bloglarda paylasan ve birkac yüz izleyicisi olan bir sürü kadin var blogspot ta. kadinlar icin "ay ne cesur kadin, dur bakalim neler yasamis" röntgenciligi, erkekler icin "kesin veriyordur, belki gruba da evet der bir sansimizi deneyelim" kazı kazan kısmetciligi.

kız iyi yazıyor, samimi yazdığı için de insanları taşaklarından yakalıyor. tüm olay bu. vakit geçirmek için okunur ama uzun vadede kimseye bir yararı olmaz.

www.google.com.tr

google görsellere göre bu imiş

şimdi, ayrıldığınız bi kız arkadaşınız olsun diyelim.

siz de üzüntülüsünüz, terk edilmişlik öfkesi de var.

gidip bir blog açıyorsonuz, ve kız arkadaşınızın ismini vererek, işe mişe girmeye kalkıştığında ismi google'da aratılınca isminin yanında görünsün diyerek onun için orospu, fahişe, sürtük, kaşar, homo diye iftialar yazıyorsunuz.

evet, bir an için bunu yapan bir erkek olduğunuzu düşünün.

işte pukka bunu yapmış bir kadındır.

Peki bir erkek olarak, böyle bir şerefsizlik yapıp, eski kız arkadaşınıza iftiralar attığınız bir blog açsanız size ne derler?

şerefsiz, piç, orospu çocuğu, yavşak, it derler di mi?

toplumdan soyutlanırsınız. dışlanırsınız. arkadaşlıklarınız biter, işten atılırsınız.

neden? çünkü bir kadına iftira attınız.

ama bir kadın, "ben artık böyle bir ilişki sürdürmek istemiyorum" diyen bir adama bunu yaptığında, "ay çook maaasssum, ay çook sürükleyici, ay çok heyecanlı, ay harrika,. oh olsun o pis adama. çükkacığımızı üzmüş, gitmiş, ayrılmış, oh olsun," derler.

işte bu toplumda kadın-erkek eştiliği olmadığının en güzel örneğidir çükka.

siz de ananızın boklu şalvarının altından çıkıp, kadüüüün haklerüüü, kadünlerüümüüüz ezülüüyüüürr diye boşuna anırmayın. akıllı olun.

burası anaerkil bir toplum. babablarınız, analarınızın kuklası. bu ülkenin erkekleri kadınların kuklası. ve erkekler için yaratılan resmi imaj hep pis, kötü, çirkin, ağzı salyalı, masum kızceğizleri sikmek için bekleyen iğrenç tecavüzcüler...

kızlar ise şeker, mini mini, masum prensesler.

işte karşınızdaki şey bu:

www.facebook.com

twitter.com!/PuCCaa/status/26440044719

bunu söyleyebilecek yüreğe sahip bir kız daha tanımadım. dürüstlüğünü seviyorum.
ayrıca metin yazarı olduğu için kurduğu cümleler basit olsa da etkileyici.

kim la bu mir mir agzini bukerek konusuyor. dovesim geldim. ama dovmem zaten kollarim kasli. olm mal misiniz la? valla bak. isiniz gucunuz, izleyecek diziniz yok mu? pucca ney la? la gidin ekmek arasi kasar salam yaptirin mahalle bakkalindan, cocuklugunuza donmek icin, o en saf duygularinizda yaninizdayken boyle mallari takip etmeyi onlari olduklarini zannettikleri bir bok haline getirmeyi birakin.

Yam yum konusurken erkek arkadasinin resimlerini koyup ona ibne dedigi internet sitesini kapatip siire gazele cevirdigini de yaptigi seyin lakayitliginden kendisi bile utanip eki kiki diye gecistiriyor.

La olm az akilli olun la. soyleyenin sirf ami var diye soze deger katmayin.

cem sanci adamimsin.

izle öde sistemi var. faturaya işliyor o yüzden kimse vermez.

harbi mi :S bak onu düşünemedim ya.

hocam öncelikle cevap için saol doyurucu oldu. şimdi ingiltereden alınan telefonlara her sim oluyormuş? unlock bu değilmi?

iPhone almanı öneririm. iPhone u boklayan insanları hiç anlayamıcam. iPhone 2G, 3G, 3GS ve şu anda da 4G kullanan bir insanım. Şarjının az gitmesi haricinde hiç ama hiç şikayetim yok. Bu denli "pratik" değil hiçbir multimedya 3g li telefon.

650 dolar amerika'daki fiyatı kontratsız alacaksan.. 1000 lira ediyor yaklaşık.. ingilteredeki fiyatları yaklaşık 1150 liraya geliyor.. ama amerika'dan alinan unlocked degil.. jailbreak yapmak gerekiyor.. 350 lira kar almasi biraz fazla da olsa hoşgörülebilir türkiye'de 2600 lira olan bir cihaz için..

ipod touch vs. iphone konusunda: bence de iphone al..

apple store dan alınmadıysa kilitli o.

doğubanktan mı alsam o zaman beyler? hani en azından aldıgımız adamın yeri belli yurdu belli olur?

@turkuaz resmen sıçmalamış bence onu aldırma. şuan iphonu 4 u piyasada hiç bir şekilde geride bırakıcak bir telefon yok. htc demiş, onun en iyi telefonu hd2. o da iphone 3gs le kıyaslanan bir telefon ki arkadaş iphone 4 ile kıyaslamış öyle bir dünya yok. 1500 değmez demiş biyerlerimle de gülüyorum ayrıca.

ingiltereden alınan iphone larda unlock etmene gerek yok. simlock yok. direk istediğin hattı takıp çalıştırıyosun. sadece pasaporta kayıt ettirmen gerek. o da 5 dklık işlem. 1500 liraya hemen al.

turkuaz sacmalamamis. (bence tabii ki bu)

kisisel tercih meselesi bu. ben de iphone4 ve htc desire arasinda kalmistim, htc desire tercih ettim ki fiyat olarak hemen hemen ayni oluyordu. (32gb'lik sd karti da eklersek fiyata.) tas gibi telefon, dokunmatigi gayet iyi, goruntu vs gayet iyi. film izlemek, internette takilmak hepsi super. demek istedigim htc de iyidir.

ama iphone4 almak istiyorsan iphone4 almalisin. fiyat ise tr standartlarina gore iyi. ancak apple store'dan alinmis olmali, yani simlock'siz.

1) pahalı! Sahibinden.comda pasaporta işli ve kayıtlısını 1300-1400 e bırakıyorlar. Hatta kayıtsızına 1200 isteyen bile gördüm bugün.

ingiltereden gelen iphone4 ler genelde sim kilitsiz oluyor. zaten sim kilitli olani alip getiremezsin, kontrati vs olur. hele apple store'dan aldiysa iciniz rahat olsun.

ingiltere fiyati 499£ yani yaklasik 1200tl. 1500 iyi bence fiyata takilmayin. ama eger apple store'dan aldiysa faturasini isteyin. normalde ya printer'dan basiyorlar ya da alan kisinin email adresine gonderiyorlar.

@atmosphere onların hepsi simlock lu hocam ondan ucuza satıyorlar. simlock olmayanlar 2 milyardan başlıyor.

kitiara, alhana starbreeze, tanis, sturm brightblade, .... ?

bupu? palin?

deism gibi.

deist gibi duruyorsun ama tam deist olamamışsın. kafan karışık sadece netleştirmen gerek bu tür olguları. burada netleştirmen çok zor birşey ama. biri gelir vardıra ikna eder diğeri gelir olur mu hiç öyle şey der daha da kafan karışır.

niye kendini kategorize etme ihtiyacı duyuyosun ki, yardır gitsin :)

(git: 167906)

böyle deist olmaz, deistler yaratıcı tanrıya kesin olarak inanırlar.

agnostisizm ile de yakından ilgisi yok, hatta hiç, zerre kadar alakası yok.

james keenan'ın dediği gibi, ateizme yakınsayan kafası karışık insan diyorum...

arkadasım oncelıkle senı cok ıyı anlıyorum .. zamanında bende senın gıbı ıkılemler yasamıs bırıyım ama ben hıc bı zaman ınanmamazlık etmedım hıcbırıne sadece olması gerektıgınden fazla sorguluyodum .. cocuklugumdan berı buyudugum cewrede hıc bı zaman oncelık dııldı dın .. cok fazla sorguluodum bılgı sahıbı olmadan fıkır sahıbı olan ınsanlar yuzunden ıyıce ıcınden cıkmaz hale gelıyodu ınandırıcılık kısmı .. kendı kendıme sawas werıyodum we bu sawasın tam ortasındayken belkı ınandırıcı gelmeyebılr ama tam 21 gece arka arkaya aynı ruyayı gordum .. hergece aynıydı ve bıseyler duyuyordum sureklı .. en sonunda bı sabah kalktıgımda kelımesı kelımesıne aklımda uyandım we nedır bu dıye arastrdıgımda daha once duymadıgım (bılıncaltı degıl yanı ) bı ayet oldugunu ogrendıgımde sawasım orda bıttı :) sımdı kesınlıkle ınanıyorum we daha guzel ıcınde bı huzur oluyo ınsanın anlmsızca .. umarım sende bırgun yolunu secmıs olrsun we o yol bnm yolum gıbı olur .. :)

(bkz: sübhanallah kardeş ibretlik bir paylaşım)

tutamadım kendimi.

@wampex +1

gece gece güldüm lan...

deizm'e bir adımdasın ama seni boşluğa çeken bi sebep var. yani tam inandım derken birşeyler okuyup ya da etrafındaki insanlardan birşeyler duyarak aaa tabiki tanrı, peygamber, kitap yok diyesin geliyor.

yaklaşık 1 yıl önce bende de aynısı olmaya başlamıştı. günde 5 vakit namaz kılıyodum, oruç tutuyordum ancak neden kıldığımı, inancımın sebebini bilmeden Allah'a kızıyodum (hani bunlara ne gerek var diye). yani müslümanlıktan bihaber olarak yaşayarak müslümanım diyerek ortada geziniyodum. malum sözlükte de ateizm ve evrim teorisi başlıklarında yazılanları okudukça ister istemez senin gibi arada kalıyordum.

bu durum benim için dayanılmaz hale gelince türkçe tefsirli (açıklamalı- yani bakara suresinin adının neden bakara olduğunu açıklayan kurandan)kur-an'ı kerim aldım. başladım okumaya ve okudukça kafamdaki sorular %90 oranında netleşmeye başladı. daha sonra etrafımda duyduğum, kendim cevaplıyamadığım eskiden de olduğu gibi beni inançsızlığa sürükleyen %10 luk kısımdaki soruları alo fetva hattına ve evimin yakınındaki camide görev yapan imam efendiye soruyorum. şu ana kadar cevaplıyamadığımız sorular yok, çünkü imam efendi bilmediği zaman o da hocalarına danışıyor.

eğer istersen kuran'ı kerimi türkçe oku, yani ben tavsiye ederim. karar senin şimdiden hayırlısı olsun.

dediğin deizm.
sende deist olmuşsun.
din iman toz duman be hafız ne uğraşıyon uyu uyu biraz unutursun, olmadı seyfi doğanay dinle bir de büyük aç bak sonra ne allah kalıyo ne peygamber,
bir kadeh atarsın peygamber olursun biraz daha içmeye devam edince nirvana denen ebeamısını ters açıdan gören pozisyona geldin mi orda dur.
takılma dostum böyle tırıvırı işlere. yaşamak güzel.

İnanmadığının bi sebebi vardır.Hayatında kötü bişey mi yaşadın ondan sonra inancını kaybetmişsindir.Hani bazı insanlar önce inanır sonra da hayattan kazık yiyince allaha inançlarını kaybederler ya seninki de öle bişey mi yoksa

zamanla hem fikirleriniz netleşip oturur. o zaman anlarsınız deist misiniz, ateist mi, agnostik mi yoksa bir din mensubu mu olduğunuzu.

yönlendirmek gibi olmasın ama inanan biri olarak dinin çok ciddi bir konu olduğunu düşünüyorum. bu noktada, yani benim inancıma göre bir ahiret hayatımız olacağı için senin de din konusunu gerçekten ciddiye almandan fayda görüyorum.

karar vermeden önce ciddi bilim adamlarının din kitaplarından faydalanmalısın. senin kafanı karıştıran şeyler temelde cehaletle ilgili şeyler. dinin felsefi bir boyutu da var ama insanlara bu boyutu ağır geliyor. malum sıcak ülke insanları azıcık kolaycı olurlar. genelde herkes basitçe "10 kez şu tesbihi çekersen cennete gidersin" tarzı şeyler duymak istiyor. kimse dinin özüyle ilgilenmiyor, okuyup araştırmıyor. bu da müslümanım diyen ama cahilce konuşan insanların sayısını çoğaltıyor ve kafası zaten karışık olanları dinden soğutuyor.

dini konuları ben de çocukluğumdan beri hep merak etmiş, senin sorduğun soruları defalarca insanlara sormuştum. hiç düzgün cevaplar da alamıyordum. cevapların kafamda netleşmesi 10 yıldan fazla zaman aldı. ama ben her soruma yavaş yavaş, vakit buldukça cevap bulmaya çalıştım. bir de mevlana'yı çok iyi anlamış birinden dinlediğim bir kaç detayı uzun zamanda kafamda sindirerek sorularımı netleştirmeye başardım.

Zamanında inancını tam anlamıyla yitirmiş, ve bu konu üzerine de çok giderek saçmasapan şeyler yapmış bir insan olarak söylüyorum, yürümekte olduğun yol pek iç açıcı bir yol değil. Ben zamanında felsefe, edebiyat ve sosyoloji üçlemesine çok fazla takıldığım sıralarda, inancımda çok büyük depremler oldu ve sonunda tam anlamıyla bir inkar haline geçtim. Bu tam 2 sene boyunca hiç değişmedi. Ezan okunurken hocaya küfrederdik, craddle of filth parçalarını full ses açardık, bulabildiğimiz her türlü insanla dalga geçerdik, tezlerini çürütmeye çalışırdık inanç konusunda. herşeyin rasyonel gerçekliğe dayandığını düşünür, ve bunca adaletsizliğin, bu denli yüce bir yaratıcının eseri olamayacağına, bunların toplumları kontrol altında tutmak için kurulmuş düzenler olduğuna inanırdık. Bunun yanında daha birçok konu ve alt başlık var ama burada açıklamak uzun sürer. Ama şimdi anlatacağım şeye dikkat et; öyle 22 gün rüyamda ayet okundu gibi birşey değil.

2008 yılının yaz ayında Work&Travel programıyla amerikaya gittim. Hesapta çalışıp kazanıp gezip tozacaktık. Ve orada o kadar çok olayla karşılaştım ki bana birşeylerin gerçekten kontrol edildiğini planlandığını hissettirdi. Orada çektiğimiz birçok zorluk gerçekten ilahi adaletle bize geri iade edildi, hayatımızı tekrar sorgulamamız, "şükretmemiz" sağlandı. Amerikan bankası(!) "yanlışlıkla(!) 400$ yatırdı hesabıma, ve asla geri ödemedik o parayı hesabı da kapattım gelirken. Amerika'da 3.günümde kaldığım yerin kapısında bulup karnını doyurduğum çocuk "şans" bu ki yaz boyunca orada olacakmış ve her darda kaldığımda (sokakta kalma tehlikesiyle karşı karşıya bile geldik) tereddütsüz bana borç verdi,yardım etti. Pedicab işi yapıyordum, çalışabildiğim son gün, öğlene kadar 40$ para kazanmıştım, gerçekten imkansız bir şekilde kaybettim o parayı, ve tekrar kazanmak için tüm gün çalıştım. O çalıştığım gece, - normalde sahilde bir yol üzerinde gidip geliyorduk bu aletlerle insanları taşıyorduk- sahilin hiç görmediğim iki ucuna da müşteri götürdüm, sonunu ilk defa o gece gördüm o yolun, ve o gece çok yüklenmekten bacağımı sakatlamışım, 4 gün bekledim,çinlilere masaj yaptırdım, elimden geleni yaptım, hiçbir şekilde bacağımdaki o kasıklık geçmiyordu ve türkiyeye dönmek zorunda kaldım. O işe girmek için çıktığım önceki işimle alakalı rapor edilmişim sponsor şirketime, sakatlandıktan 6 gün sonra ülkeden çıkmam gerektiği mailini aldım aynı gün, ve nihayetinde terkettim.

Nihayetinde burada aklıma gelmeyen ve anlatamadığım birçok daha olay ile, sanırım Allah bana geri dönüş yolunu açtı. Çünkü kafamda türkiyeye dönmemin "istendiği" ve bunun "sağlandığı" düşünceleri yerleşmiş olarak geri gelmiştim. Burda da olaylar cereyanını sürdürünce araştırmalarıma daha farklı bir yön verip, din insanlarıyla - ama yobaz olanlarla değil - konuştum, araştırdım. ama ilk kural şu : KOŞULSUZ İNANMALISIN. sonrası gelecektir inşallah.

Bunları anlattıktan sonra bir ateist olmanın veya dinleri ve Allahı kabul etmemenin sonuçlarını yazayım sana;

1- Hiçbirşeye güvenemiyorsun, tam olarak avunacak, teselli olacak bir destek bulamıyorsun.
2- Bu bir ateist ve cool çocuk olma özentiliği olsa bile, zamanla gerçeğe dönüşebiliyor ve gerçekten de ateist bilim adamları kadar çok bildiğini düşünüyorsun - en yakın arkadaşımdan biliyorum.
3- Ortak birşey bulamıyorsun insanlarla, çünkü müslüman bir ülkede yaşıyorsun.
4- Dinin sana getirdiği kısıtlamalardan muaf sanıyorsun kendini, daha sapkın, kuralsız ve tehlikeli bir hayat benimsiyorsun.
5- Dinin yıkıldığı beyninde, geri kalan çoğu ahlak sistemi ve yargı zincirleri kırılıyor ve salak gibi ortada kalıyorsun.
6- sonuç olarak BİR BOKA inanasın gelmiyor artık. PİÇ GİBİ kalıyorsun. O yüzden o kadar smart ass olmaya gerek yok.

Gelelim sorularına:

1- Evet açlığı oruçla anlayacaksın. Sürekli aklına eseni tıkındığın bir süreçte, sokaktaki insanın ne hissettiğini, yaşadığını asla anlamayacaksın. Çünkü inanmayan insan sadece kendinden mesuldur. Halbuki dinin temelinde - BU KÖTÜ BİRŞEY midir sana soruyorum - sosyal paylaşım ve yardımlaşma bulunur, oruç da buna birebir uygundur. Tutamayanlar fidye verirler - maddi yardım.

2- Namaz neden var? Çünkü temiz ve zinde olman önemli, namaz kılan insanlara bak, hepsi çok dinç insanlardır ve yüzleri apaktır. Sonra, namaz kılmak sana şimdi korkutucu görünse de rahatlatıcı bir dini ibadettir ve Allah'a kulluğunu sunduğun, nimetlerine şükrettiğin bir teşekkür biçimi ve sorumluluk ifasıdır.

3- Dua neden var sorusu çok saçma.

SENİ İMAJLAR YILDIRMIŞ, IDEOLOJILER ve BAZI BAŞKA ŞEYLER.
Ama şundan eminim, biz ne dersek diyelim, sen bize inanmazsın. Eğer sana nasip edilmemişse, ya da zamanı gelmemişse.Sen hiç görmeyeceksin.

"Ve biz onların önlerinde bir sed ve arkalarında bir sed meydana getirdik, öylece onları sarıverdik. Artık onlar göremezler."

merhaba. ben de zamanında senin gibi kafa karışıklıklarına sahiptim. çölde deve güder bir yandan da walkman'imden cradle of filth dinlerdim. sonra bi gün hira dağında ateist arkadaşlarımla trekking yapıp cool görünmeye çalışırken bana bi vahiy indi. kafamı karıştıran soruları da alo imam hattına sordum, çözdüm.

şimdi peygamberim. sübanallah.

uzun uzadiya tasvirlere gerek yok.

+1 @svarte daue

Yönlendirmek gibi olmasın ama oruç açları anlamak için tutulmaz. Aynı şekilde tüylerinizi diken diken eden kadınlar da erkekler tahrik olacak korkusuyla başlarını örtmez.

İslam inancında herşey Allah istedi diye yapılır. İslamda teslimiyet vardır, yani "bu doğrudur" ön kabulü ile başlarsınız, ve sizden bunlar istendi diye yaparsınız. Evet oruç tutarsanız açları anlarsınız, namaz kılarsanız daha zinde olursunuz vs. Allah'ın bu ibadetleri istemesindeki amaçlar arasında bunlar da vardır elbet.

Bu düzeltmeyi yaptıktan sonra deizme yakınsadığınızı söyleyebilirim. Ama ikircikli bir durumdasınız, üzerinde düşündüğünüz halde bir tanrının varlığına tam inanmadığınız için adını koymak mümkün gibi görünmüyor.

allahın varlığını kabul etmek ve buna inanarak yaşamak tabii ki şu anki hayatınızdan daha huzurlu bir hayat sunacaktır size. ama bence varlığı %100 kabul edilemeyen bir şeye inanıp huzurlu yaşamak mı sizin tarzınız yoksa sorgulamak, araştırmak ve belkide ölene kadar hiçbir zaman cevabını bulamayacağınız ve anlayamayacağınız sorularla meşgul olup stress'li bir hayat mı sizin tarzınız.. buna karar vermelisiniz. bu çok ince bir nokta ve sen daha çok başındasın. en ufak örneğiyle; daha allah ile din arasında bir bağlantı kurmandan bunu görüyorum. yani allah'ın varlığına inanmayıp ta din'i kurallara uyabilirsin. bu kuralların çoğu (hatta belki tamamı) doğru şeylerdir. mesela oruç tutmak denilen şey; bedeni ve ruhu disipline eder. sadece açları anlamanı sağlamaz. iyi birşeydir yani. bunun gibi bi dünya örnek.

geç bir cevap veriyorum ama bence ;

din ile ilgili(bilhassa islam) yazılmış kaynakları okuyun araştırın , fakat kesinlikle imana gel türünden şeyler söylemiyorum , eğer yeterince okudum ben , yine de bana göre değil dersen topuna inanma .
ama çok iyi araştır bence , yazılmış kitapları falan.

islamiyeti kabul etmek-etmemek meselesi değil bu. din konusu belli dönemlerde sorgulanır. ben zamanında namaz kıldım beş vakit, oruç tuttum vs vs sadakamı da veririm falan falan.. sonraları bir şeylerin içimi doldurmadığını farkettim ve türkçe meal kuran okuyup sorguladım: d vitamini ihtiyacımızı islamiyetin gereksinimlerini yerine getirirken (örtünürken) nasıl giderebiliriz? ya da şimdi saçlarım açık diye bütün erkekler tahrik mi oluyor ve günahı benim boynuma mı? allah insanı yazın sıcağında aç hele ki susuz bırakır mı? yazın 17-18saat aç ve SUSUZ oruç tutulur mu? namaz mesela: neden günde beş kere en az on dklık tapınmalarda bulunayım ki kendimi affettirebilmek için? yani kendimi affettirmek için günde en az bir saat ona yalvarmam mı gerekiyor? temiz bir vicdanımla bunu kabul etsem daha iyi olmaz mı? bir kere söylesem olmaz mı? namaz duadır derler. benim bir duamın etkisi diğer namaz vaktine kadar mıdır ki bu yüzden günde beş kere aynı şeyi söyleyip duruyoruz? hele bir de temizlik kavramı var: günde beş vakit sürekli ağzını burnunu çalkalıyorsun? mileti boşver ben beni yaratanla konuşabilmek için illa ki sümüklerimi mi temizlemeliyim/grip nezle haricinde kim burnunu siler ki? yaratıcı gerçekten fiziki şeylere bakıyor mu? yoksa önemli olan kalbimiz mi? vs vs

beni yaratan bu kadar insafsız olamaz diye düşündüm. ve ona inanmayı bıraktım. şimdi çok çok huzurluyum. çünkü farkettim ki insanı yargılayan şey vicdanıdır. bir insana özür dileten şey kitapta yazması değil vicdanına dokunmasıdır.

sonuç olarak burada yazanları yine kendin sindirecek, sorgulayacak ve bir sonuca varacaksın. inancını kaybetmeye başlamanla hiçi bir şeye (yaratıcı kavramı/kendisi dahil) inanmamak arasında fark vardır. şimdilik deist olarak kabul görürsün.

@freeze, fizik ile dini karşılaştırman anlamsız. işte kendin diyorsun, imtihanın sırrı işaret olmadan da inanabilmek diye. bilimde böyle bir şey yoktur, din kanıta değil inanca dayalıdır, bu inancı destekleyecek pozitif/deneysel/bilimsel hiç bir temeli yoktur.

madem ki hiç bir kanıt yok, kendi dininin hıristiyanlıktan, musevilikten ya da ne bileyim, bahailikten daha "doğru" olduğunu nereden biliyorsun? ben şu dakika bir tanrı uydurup ona inansam, islamiyet'in ondan üstün olduğunu nasıl kanıtlarsın? ya da eski dinlerin, roma tanrılarının olmadığından nasıl bu kadar emin olabiliyorsun ve daha ötesi, 2000 yıl sonra senin tanrın da mitolojiden farklı mı olacak sanıyorsun?

bir dost tavsiyesi;
biraz kuran ve incil okuyarak ateist olabilirsin evlat

yol gösterme gibi algılama ama okumaya araştırmaya devam et derim. tam oturmamış gibi herşey.

Yurt disi cikis harc parasi odemeyi unutma, 15 tl. :)

direkt geçiyosun :)
biz Türkleri o kadar köpek ettiler ki, illa bi şey çıkacak zannediyoruz :)

black sabahat aynen katılıyorum abi, o kadar çok tokat yedim ki brokrasiden ve türk olmanın dezavantajlarından, resmen ürkek oldum

istege gore seyahat sigortasi yaptirilabilir. normalda vize alanlara mecburi tutuyorlar, oralarda basiniza birsey gelirse guvence olur.

fransadan ıspanyaya nasıl giriceksin

elimi ve kolumu sallamak suretiyle :)

kontrol olursa elinle kolunu sallatmazlar, bir yerlere monte ederler ama :)

ben 2006 da ispanyaya yesil ilen fizesizz girdim ne ara degistiki bu??

ispanya konsoloslugundan alinan bilgi...

• Özel pasaport (YEŞİL) yada hizmet pasaportu (GRİ) sahiplerinin sadece 90 günün üstündeki kalışlar için vize almaları gerekmektedir. Diplomatik pasaport sahiplerinin ise Ankara’daki Büyükelçilik ile görüşmeleri gerekmektedir.

hehe daha önce de AB de bulundum gayet sallanıyor, kontrol olsa hergün heryerde montelerler bana merak etme :) Emniyet Genel Müdürlüğü sayfasında hizmet pasaportu için vize istendiği yazıyor ama bilemedim işte. teşekkürler arkadaşlar

3 aydan fazla mı kalacaksın?

yesil pasaportla nereye gidersen git 3 aydan fazla kalacaksan vize alman gerekiyor. yoksa gerek yok.

Daha 2 ay once yesil pasaportla Ispanya'ya girdim, polis damga vururken yuzume bile bakmadi, kim uydurmus yesil pasaporta vizeyi? Ayrica AB ulkeleri arasinda yolculuklar da bazen kontrol ediliyor, bazen edilmiyor, kurali nedir anlamis degilim. Almanya-Ispanya arasi kimse umursamiyordu mesela....

Yok sanırım öyle bişey.

www.mfa.gov.tr
İspanya: Diplomatik, Hizmet ve Hususi pasaport hamilleri altı ay içinde doksan günü aşmamak kaydıyla, anılan ülkeye yapacakları seyahatlerinde vizeden muaftır. Umuma Mahsus Pasaport hamilleri ise, vizeye tabidir.

öyle olsaydı şarjı 4-5 saat belki giderdi.

"Insomnia" programi bu isini gorecektir

süpersin Poschen ama o programı nerden bulabilirim apple store ve installous da bulamadım :S

cydiadan indiriceksin.
ek olarak
push notifikasyonlar telefon tuş kilidinde olduğu zamanda gelirler. Olayı o onların :)

biraz daha ucuz ve böyle abidik gubidik birşey lazım.

Örneğin,bizimle ticaret yapmayı reddedene kadar almak istediğimiz ürün katlanabilir bir su şişesiydi.Süper dayanıklı,carbonfiberden mi ne yapılmıştı.O tarz birşey lazım..

Ama yine de teşekkür ederim.Önerilerim arasında götüreceğim gruba

tayland menşeili ilginç ucuz birşey biliyorum. tanesi 3-4 lira gibi bişeye denk geliyor diye hatırlıyorum. videoları izle anlarsın.

www.skylanterns.net

doguda el işi yapan halk eğitim merkezleri var. üretiyolar satyolar böyle. oralara bi başvurun. araya şirket bulunur ürün bulunduktan sonra ama gerek kalmaz gibime geliyor. bu arada bunlar eşarptır dantel işidir kilimidr herşeyi üretiyolar

Bence budur;

www.youtube.com

Hollanda pazarını bilmiyorum pek ama defne sabunu veya nar ekşisi olabilir. Onlara hitap edecek şeyler bunlar bildiğim kadarıyla.

Zannederim derdinize derman olabilirim. Phoenix'ten Atlanta'ya us airways ile ucarken yol bitmiyor diye alisveris katalogunu hatmetmistim ve hollanda'da (hatta amerika disinda hicbir yerde) bulunmayan onlarca urun oldugundan eminim. Cok orijinal seyler (tabi gercek hayatta ne kadar gerekli, tartisilir) var. Kapitalizm sagolsun adamlar orijinal r2 d2 bile satiyor. Mesela bir urun vardi sisiriyorsun sonra ona sarilip yatiyorsun ucakta... Ben size katalogun linkini vereyim. ilk sayfalarda parfum, saat, vs. gibi rutin seyler var ama sonlara dogru cosuyor, orijinal urun dolu... Siz incelerseniz eger, tahminimce onlarca alternatif bulacaksiniz. Sonra ilgili urunu google'dan falan aratip ureticiyel irtibata gecersiniz.

skymall.shoplocal.com

gırgır satın, dolma sarma makinası satın, limona saplayıp limonun suyunu çıkarma aleti satın.dikiş iğnesine iplik geçirme hedesi satın.
bunlar antin kuntin değişik şeyler. misal davul fırın. süper ısınır, güzel ve çabuk pişirir.

meyve sebze soyma aleti var mı hollanda'da? :P şaka bir yana www.thinkgeek.com ürünlerine bakabilirsiniz

Ben yazabilirim,yazı boyutu 12 punto ve 1 veya 1.5 space(isteğe bağlı) yazılabilir.Sayfası 6 ila 7 TL arasında değişir.(Değişmenin nedeni,teknik çevirinin zorluğu ve rastlanacak terim sıklığıdır.)

www.senrahatet.com'dan fiyat alın.

@Gkcn: bu işin ederi 600-700 arası diyosun yani ?. tamam arkadaşıma söyler sana da haber veririm.
teşekkürler.

yazdırmakdan kastının ne olduğuna bağlı. çeviri mi yoksa tamamen mi başkasına yazdıracak falan gibi. bilmem anlatabildim mi

yazdırmaktan kasıt, arkadaşım hiçbişekilde uğraşacak durumda değilim tezle dedi. yani yapacak kişi tezi baştan sona kendisi hazırlamalıymış.

o zaman 100 sayfa için en az 3000 euro falan diyeyim sana. bu da insaflı oldu biraz hatta.

fiyatlar cidden bu kadar uçuk mu ya ?

ikaynak.com
ingilizanahtari.com

1) Kılavuzlara cok fazla itibar etmeni onermiyorum,kurcalayarak ogrenmen daha faydali.Cunku kilavuzlarda cok "basic" bilgiler mevcut ve pek oyle aham saham birsey ogretmiyor Iphone hakkinda.

2)Apple Store'a gireceksin internet baglantin varken,butun "free" olanlari indireceksin,bakicaksin.Hangi applerin "olmazsa olmaz" olacagi senin nette takilma stiline bagli.Misal bende Feed Reader,gmail app,facebook app,wordpress app,twitter app ve last.fm app var vazgecilmez diyebilecegim.

3)Jailbreak yazilim kirma olayidir.Iphone'un yazilim korumasini kirmak demektir.Apple'in bama gume program vs. yuklenmemesi icin yazdigi kilittir.Yani onu kirdirdigin vakit her turlu programi(warez veya legal) yukleyip Iphone'unda kullanabilirsin.Ama dikkat et,bu kirma islemi sirasinda telefonuna kalici yazilimsal hasar gelebilir!SIM Card kilidiyle alakasi yoktur.O "unlock" dur.

4)Onerecegim site var; www.google.com
;)

www.habercrombie.com

Amerika'dan sozlesmeli Iphone alamazsin,cunku eligible(gecerlilik) degilsin. Bu ne demek? Amerikan vatandasi degilsin,kim oldugun belli degil,hem kel,hem fodulsun demek.Yani adama vermezler telefonu.Onceden alinabiliyordu Apple Store'dan bu cihaz ama 17 Temmuz itibariyle AT&T yasakladi cihazin kontratsiz satisini Apple'a.Kirdirmak icin bir suru program var netten bulup kendin bile kirabilirsin SIM Kilidi'ni. Sozlesmesiz alacak olursaniz sagdan soldan(Ebay,Craigslist.com) 16 GB'liga 700'den fazla vermeyin,600'den asagi beklemeyin((bkz: too good to be true)