Giriş
(2)

yol tarifi

bathoryy
Taksim'den Sarıyer Maden'e nasıl gidebilirim?
Taksim'den Sarıyer Maden'e nasıl gidebilirim?
0
bathoryy
(25.03.11)
taksim meydandan otobüs kalkar. numarasını hatırlamıyorum ama kocaman sarıyer yazar zaten üstünde. binin ona. ya da metroyla levent'e gidip sarıyer minibüslerine binin. maksat sarıyer merkez'e ulaşmak.

sarıyer'de de maden'den geçen minibüsler var. sarıyer'e girince 3. trafik ışıklarında oluyor, mezarlığa gelmeden. kime sorsan gösterir.
0
check minus
(25.03.11)
taksim meydan 25 t bin. sarıyer hüseyin kalkavan lisesi (mezarlık) orda in. Yukarı yürü, üst taraflardaysa minibüs geçiyor devamlı.
0
147258
(28.05.11)
(1)

Ingiltere Dil Okulu

theli
Hello duyuru, how are you?Ingilterede bir dil okuluna 6 aylik kayit yaptirdigimizda part time calisma hakkimiz oluyormus. Bundan faydalanip dil egitimi icin bu yolu tercih edicem. Fakat;Yaptigim arastirmalara gore gayet hesapli 3 okul arasinda kaldim.Meridian CollegeMalvern HouseWimbledon Lang.Bunla
Hello duyuru, how are you?

Ingilterede bir dil okuluna 6 aylik kayit yaptirdigimizda part time calisma hakkimiz oluyormus. Bundan faydalanip dil egitimi icin bu yolu tercih edicem. Fakat;

Yaptigim arastirmalara gore gayet hesapli 3 okul arasinda kaldim.

Meridian College
Malvern House
Wimbledon Lang.

Bunlar hesaplilar olmasina ragmen aralarinda nerdeyse 600 sterlin fark mevcut.

Gelelim sorulara:

1: Ingilizce sokakta mi ogrenilir? yani en ucuzuna kaydolup dil okulunun faydalarini riske atmak akillica midir?

2: Calisma izni demek is garantisi demek degil. is bulma konusunda TR den ayarlama yapabilecegim kisi ve kuruluslar varmidir? eger TR den bulamassam orda bulmak zor olurmu? Dil okulu aksam saatlerinde olursa is bulma konusu iyice zorlasir diyebilirmiyiz?

3: "Bunu sormayi unutmussun" dediginiz soru var mi?
0
theli
(05.03.08)
kuzenim de böyle bir yol seçmişti, Londra'nın güneyinde orta karar -fiyat olarak- bir dil kursu ayarladı, oraya gittiğinde haftada -belli limitler dahilinde- çalışmana izin veriliyor. 3 tane ayrı işte de çalışabilirsin. yalnız kuzenin bana söylediği püf nokta şu: iş bulmak için oradaki Türk arkadaşlarından yardım alabilirsin ama geri kalan aylarda ingilizceni ilerletmek istiyorsan daha çok yabancı arkadaşlarla takılmalısın, yüzlerce kişi içinde 1 Türk dahi olsa ingilizce -özellikle konuşman- yavaşlıyor. ayrıca ev kiraları pahalı olduğu için, senin gibi dil öğrenmek için avrupanın çeşitli ülkelerinden gelmiş çocuklarla pansiyon gibi bir evde kalacaksın. bu tarz bir ev hayatına da hazırlıklı olmalısın. sonuç olarak ingiltere macerasının olumlu bittiğini söyleyebilirim.
0
147258
(05.03.08)
(10)

pamuk gibi biftek nasıl yapılır arkadaşlar? yardım lütfen!

atrin
evet görüldüğü üzere kafayı yemek üzereyim. hani şu dışarda restorantlarda yediğimiz, bir tabağına 15~45 ytl bayıldığımız tek parça ve 1~2cm kalınlığındaki, hani o bıçağın tek hamlede kestiği pamuk kıvamındaki etleri soruyorum. nasıl yapılıyor? bilen var mı? yardımcı olabilecek olan? yahu ben bunu e
evet görüldüğü üzere kafayı yemek üzereyim. hani şu dışarda restorantlarda yediğimiz, bir tabağına 15~45 ytl bayıldığımız tek parça ve 1~2cm kalınlığındaki, hani o bıçağın tek hamlede kestiği pamuk kıvamındaki etleri soruyorum. nasıl yapılıyor? bilen var mı? yardımcı olabilecek olan? yahu ben bunu evde yapmak istiyorum niye olmuyo?
0
atrin
(25.02.08)
Yoğurt, kekik ve zeytinyağını karıştırıp eti bir gün içinde marine edin. Yoğurttaki laktik asit eti yumuşatacak, yağ ve kekik de tat ve koku verecektir...
0
crown
(25.02.08)
0
alkolik imam
(26.02.08)
şarap veya süt gerçekten mükemmel iki çözümdür. eti pambuk gibi yapacaktır ikisi de. birisi kaşer diğeri değil, keyfinize göre.
0
gozupek
(26.02.08)
(git: 21707)
İşinize yarayabilir.
0
inatci kahraman aga
(26.02.08)
ermanen
(26.02.08)
eti alırken, fazla dövülmemesini özellikle rica edin.
0
gregory
(26.02.08)
Iyi etle basla, ona kotu davranma, dogru pisir.

Somut olarak: Tansas'tan bonfilenin ince tarafindan al. 2-3cm kalinliginda kestir, hic ama hic dovmemelerini soyle. Tavayi isit. Etleri at. 3 ila 5 dakika arasinda pisir ne kadar pismis olmasini istedigine gore (atesi de bu surenin sonunda etin pisen tarafinda bol kahverengi ve cok az siyahlik olacak sekilde ayarla - evet bunu ogrenmen birkac deneme surebilir). Obur tarafini cevir, 2 ila 4 dakika arasi pisir. Afiyet olsun.

Eti cok pisirirsen sert olur. Az, az-orta, orta ya da en fazla pismis-orta yapmalisin. Kanli et sevmiyorsan her seferinde biraz az pisirerek en azindan orta pismise alismani oneririm.
0
wpi
(26.02.08)
evden çıkarken sirkeli suya yatır, akşam pişir, yumuşacık olacaktır, göreceksin.
0
147258
(26.02.08)
gerçek yardımlaşma budur.
0
🌸atrin
(26.02.08)
Bu beni de uzun süre meşgul eden bir soruydu. Harika bir aşçı olan annem biftek yaptığında, daha eti yemeye başlamadan dişlerim sızlamaya başlıyordu. Sonra bir gün dayım Gürmardan et alıp geldi ve biftek yaptı. Binbir türlü marine etme yöntemi kullanmış olmama rağmen başarısızlığa uğramış biri olarak, herhangi bir sosa batırılmamış o bifteği yediğimde kendimden geçtim.
Yukarıda da denildiği gibi:
1) azıcık da olsa kanlı olacak, yani az pişecek.
2) Aldığın et gerçekten de çok önemli. Bir an önce bir kasapla muhabbeti ilerletsen iyi olur (tansaş, migros, vs gibi et reyonlarında çalışan birileri süper olur, hijyen açısından). :)

bu iki kurala uymadığın takdirde istersen vernele yatır, yine de yumuşatamazsın hacım (çok iddialı oldu lan).
0
24th fret
(26.02.08)
(6)

aspartam sakkarin makkarin

zittirulp
şimdi ben günde 7-8 bardak (eşşek kadar kupa) çay kahve tüketen (dökmüyorum tabi içiyorum) biri olaraktan her bardağa 2-3 tatlı kaşığı şeker atarak şeker hastalığına davetiye çıkarttığımı düşündüm kıt aklımla. bu yüzden bi marketten tatlandırıcı bi meret aldım üzerinde siklamat ve sakarin bazlı sofr
şimdi ben günde 7-8 bardak (eşşek kadar kupa) çay kahve tüketen (dökmüyorum tabi içiyorum) biri olaraktan her bardağa 2-3 tatlı kaşığı şeker atarak şeker hastalığına davetiye çıkarttığımı düşündüm kıt aklımla. bu yüzden bi marketten tatlandırıcı bi meret aldım üzerinde siklamat ve sakarin bazlı sofra tatlandırıcısı yazıo. sonra bi baktım ki sakkarin di aspartamdı hep zararlı şeylermiş. şimdi sorum şu ki bu huxol marka zımbırtı aynı tadı verecek miktarda şekerden zararlımıdır yoksa "bit kadar tatlandırıcının zararı olmaz hacı sen takıl" mıdır?

o kadar tatlı çay içeceğine puding ye gibi önerilerinizi şimdiden kınıyorum.
0
zittirulp
(18.02.08)
Çok fazla yapay tatlandırıcı kullanmak laksatif etki yapabilir.
0
3200
(18.02.08)
sorunla alakasız ama küp şeker kullanmanı tavsiye etmem. bunu küp haline getirmek için kullanılan madde kanserojen imiş.
0
insanimsi
(18.02.08)
cok fazla seker aldigin icin seker hastasi olursun diye bisey olmamali.
0
jupiterianvibe
(18.02.08)
belki alakasız ama ben çocukluğumdan beri şekersiz içerim, çayı ve kahveyi, yalnızca bir öneri ama bir kaç kere denersen ve şekersiz içmeye alışabilirsen asıl tadını alabilirsin, şekerli çay karıştırmış çay kaşığına bile tahammül edemiyorum o derece ki tatlıyı çok severim. böylece çayın kahvenin yanında yenen kurabiyelerin ve pastanın tadını daha iyi alabilirsin.
0
147258
(18.02.08)
çok fazla şeker tüketmekle şeker hastası olunmuyor, kandaki glukoz yeterince kullanılaamıyor, vücuttaki şekerin (glukozun) yeterince değerlendirilmemesi yüzünden şeker tüketimden bağımsız şekilde vücudun şeker açısında "aç" kaldığı bir durum yani şeker hastalığı (genel tabirdir bu tabi).

çok şeker tüketme kısmına gelince yapay tatlandırıcı kullanmak yerine şekeri azaltmak en uygun olan yöntemdir. yapay tatlandırıcı sonuçta "yapay" olduğundan katkı maddesi içerir. yani diyet yapmak bazı yiyeceklerden uzak durmak yerine "zayıflama hapı" kullanmak gibi birşey oluyor. şekeri azaltıcan hacı başka yolu yok yani ;)
0
cinematography
(18.02.08)
şeker ve tatlandırıcıya en güzel alternatif stevia denen otun tozudur. tadı şeker ve tatlandırıcı arasında olmakla beraber tamamen doğal ve bitkisel olduğu için bir gram zararı dokunmamaktadır bünyeye. araştırmanı tavsiye ederim. yeşil kutularda içinde bu tozdan bulunan sanırım 50 tane küçük paketçikler halinde satılıyor. fiyatı pek ucuz sayılmaz ancak en azından denemekte fayda var. carrefourlarda olması lazım.
0
the rain baron
(19.02.08)
(7)

Aynı şeyi dışarıda yiyince tadının daha güzel gelmesi

colg fusion
Şimdi evde bir yemek yapıyoruz mesela tadı iyi hoş, yaparken en kaliteli ve lezzetli malzemeyi kullanıyoruz. Sonra aynı yemeği dışarıda yiyoruz ama dışarıda yenilen daha tatlı geliyor. nasıl iş bu? sadece bende yok heralde? her şeyi geçtim bakkalda yaptırdığım kaşar/salam ekmek bile daha tatlı geliy
Şimdi evde bir yemek yapıyoruz mesela tadı iyi hoş, yaparken en kaliteli ve lezzetli malzemeyi kullanıyoruz. Sonra aynı yemeği dışarıda yiyoruz ama dışarıda yenilen daha tatlı geliyor. nasıl iş bu? sadece bende yok heralde? her şeyi geçtim bakkalda yaptırdığım kaşar/salam ekmek bile daha tatlı geliyor be.
0
colg fusion
(17.02.08)
cok genis bir soru.
daraltmak lazim.

misal, bir makarna soz konusu olsun.
sizin evde yaptiginiz (malzeme ayni olsa bile)
yagi ne kadar kullandiginizdan tutun, ne kadar tuz attiginiza, sosu o ayni malzemeleri hangi olculerle hazirladiginiza gore vs. cok farkedebilir.

dikkat ediniz ki,
tam tersine, annelerin yaptigi herhangi bir sey ise her zaman disardakinden daha guzel gelir (yaprak sarmasi, corba, vs..)

bu ikisinden de ortak yola cikarak, "malzemeleri hangi elin kullandigi" derim

(ve geyigi de ihmal etmem, "yapan icine sevgisini de katiyor" )
0
la traviata
(17.02.08)
Daha çok para vermekle ilgili olabilir...
0
crown
(17.02.08)
Aslında tam olarak daha çok para vermekle de ilgili değil bence. Mesela geçenlerde bi restoranda hiç huyum olmadığı halde, çok aç olmadığım için ve arkadaşlara eşlik edeyim babında ceasar salata söyledim. Neyse, salatam geldi. Üzerine keçi peyniri mi, koyun peyniri mi ne koymuşlar; bide böyle kırıntılar halinde. Salatanın en üstünden en altına kadar her noktada bulunabilir cinsten. Kaldı ki bahsettiğim bu peynirleri hiç sevmem! Ayrıca sezar salatada keçi/koyun peynirinin işi ne!?! Yiyemedim yarısından çoğunu. Kaldı öyle.. Yiyemem yani.. Ve, ödediğim parayla en okkalısından kebap falan yenilebilirdi başka yerde..
İşte bu yüzden biraz garip bi konu bu bence. Daha fazla irdelenmesi gerek kanımca :)
0
mortanius
(17.02.08)
Bikere o salatalar, makarnalar filan ise mevzu o çok normal cünkü mesela adam salatada insan evde üşenicegi şeyler yapıyo, işte kıtırlarını hazırlıyo,homojen dagıtıyo malzemeyi, sos u vs vs derken dogal... Sonuçta (iyi yerler için diyorum) işinin ehli adamlar yapıyo yemekleri.

Ama kötüsüde çok kötü oluyo dışarı yemeginin.
0
Wishborn
(17.02.08)
bir de isinin erbabi olmak gibi bisey var. sonucta adamin isi o devamli yaptigi sey bu bu yuzden disarda bir ustanin yaptigi daha iyi geliyor olabilir. bir de disarda cidden ac oldugumuz zaman yeriz sanki. ne bileyim eve gidene kadar acliktan olurum hesabi disarda yenir yemek (ya da evde bise yoksa) o yuzden disarda daha tatli geliyor olabilir. bir sure sonra ev yemegi aranmasini da ben gurbet olayina bagliyorum biraz (varsa tabi oyle bise). anneyi ozlemenin kalici etkileri olabilir.
0
oshamahue
(17.02.08)
bazi restoranlarda (ve ozellikle belki salam gibi seylerde) Monosodium Glutamate (MSG) katki maddesi kullaniliyor, bir amino asid olan glutamate , daha cok beyindeki sinirleri etkiliyerek yiyecekleri daha lezzetli algilamamiza neden oluyor.
MSG hassas bazi bunyelerde yemek sonrasi susuzluk ve bas agrisi kollarda uyusukluk nefes darligi yaparak kendisini gosterebiliyor.
MSG nin 25 tane gizli ismi var, hergun kullandigimiz sodalarin icinde de MSG var.
obezligin artmasinin bir nedenin de asiri MSG kullanilimi oldugu iddia ediliyor.
siz gene de evde yiyin isterseniz....
0
faralya
(17.02.08)
bu durumun yegane nedeni dışarda yediğimiz yerlerde kullanılar katkı maddeleridir, yemeklere katılan tat verici maddeler ve en ağır yağlar vb. yemeği daha lezzetli yapıyor. ama tabibi acısı ilerleyen yıllarda çıkıyor. sıcak yemeklerde tereyağ, soğuklarda zeytinyağı prensibini benimsersen, evdekinin yerini hiçbirinin tutmadığını görürsün.
0
147258
(17.02.08)
(6)

gözaltı morluğu

atmosphere
gözlerimin altı inanılmaz derecede kötü.bu morluk yüzünden eroinman diye adımın çıkması yakındır.yok mu bu mor görüntüden kurtulmanın bir yolu.not:günde en az 6-7saat uyuyorum.
gözlerimin altı inanılmaz derecede kötü.bu morluk yüzünden eroinman diye adımın çıkması yakındır.yok mu bu mor görüntüden kurtulmanın bir yolu.

not:günde en az 6-7saat uyuyorum.
0
atmosphere
(11.11.07)
(bkz: hylexin)
0
ermanen
(11.11.07)
nivea'nin da erkekler icin nispeten daha ucuz (sanirim 20 ytl civarinda) şöyle bir urunu var:
products2.nivea.com

sozlukteki nivea q10 augencreme for men basliginda da belirttigim gibi morluklar icin aldim fakat işe yariyor mu tam anlamadim. zaten kisa bir sureden sonra duzenli kullanmadim.
0
ainothia
(11.11.07)
Bu nivea'nınkini nerden aldınız? Nerelerde bulunur?
Tedavi eden bir şey mi, gizleyen bir şey mi?
0
3200
(11.11.07)
@3200: Bu tip seyler kozmetik market tadindaki eczabelerde bulunabilir. Mesela Siraselviler girisindeki Anit bufe'nin yakinlarinda Itir eczanesi var, arka kismi da kozmetikci. Onlarda vardir diye tahmin ediyorum.

Not: Sayet hep mor degildiyseler kansizliktan olabiliyor diye biliyorum ama bazi insanlarda irsi sanirim.
Diger bir not: Bunu daha once Duyuru'da konusmustuk ama cilginca bir cozum bulunamamisti diye hatirliyorum.
0
pyro clustic flow
(11.11.07)
denildigi gibi kozmetikcilerde vardir zaten. ben carrefour'dan almayi tercih etmistim. migros'ta da gordum sanki. yani cok kucuk olmayan marketlerin aftershave bolumlerinde de bulunabilir.

gizleyen bir sey degil, bildiginiz krem gibi. bi de resimden nasil algilaniyor bilmiyorum ama gayet ufak bir boyutu var.
0
ainothia
(12.11.07)
arkadaşım, ne yazık ki, genetik bir durum ve değiştirmen çok zor kozmetik ürünlerle. kartal'da tanıdığım bir aktar müşterilerine rezene yağı satıyor, çok az bir miktar akşamları sürebilirsin, ve de elma soyduktan sonra kabuğunu da sürmen işe yarayabilir.
0
147258
(12.11.07)
(8)

Gözlük mü lens mi?

axellennox
Gözlerim bozuldu sonunda. Rahatsız bir insan olduğum için nasıl gözlük kullanırım bilmiyorum. Lens olayı hakkında ise hiçbir bilgim yok. Günlük ve aylık lensler varmış? Gözlüğe göre avantajları, dezavantajları, fiyatları nedir?
Gözlerim bozuldu sonunda. Rahatsız bir insan olduğum için nasıl gözlük kullanırım bilmiyorum. Lens olayı hakkında ise hiçbir bilgim yok. Günlük ve aylık lensler varmış? Gözlüğe göre avantajları, dezavantajları, fiyatları nedir?
0
axellennox
(05.11.07)
yeni bozulduysa direkt olarak lensten başlama derim. önce gözlük, yapay merceklerle yaşamaya alışma, sonra rahatsızlık sıkıntı falan varsa lens.
0
kibritsuyu
(05.11.07)
Her ikisini de 13'er yıl kadar kullanmış birisi olarak "lens al lens" diyeceğim. Soğuk zamanlarda kapalı mekana girerken gözlük buğulanması yüzünden müşgül duruma düşmeyin.
Ameliyat da bir seçenek, onu da inceleyin.
0
nicin ben
(05.11.07)
benımde gözler gitti en yakın zamanda muayene olup gözlük alıcağım nese lens alma bence abimden biliyorum aylık kullanıyordu temizlenmesi vardı suyu vardı gözünden kayıyordu lens bütün gün gözünü parmaklıyıp duruyordu sonra günlük aldı onunda maliyeti vardı 2-3 aylık lens 350 ytl verdi bence adam akıllı bir gözlük al zaten fazla kullanmazsın bilgisayar başında iken anca 2.olarak ameliyat'ı düşünebilirsin
0
imparatorolmayikolaymisandin
(05.11.07)
ben bu soruyu bana soranlara göz doktorlarını örnek gösteriyorum. dikkat ederseniz aralarında -hiç- lazer yaptıran yoktur, lens takanı ise parmakla sayılacak kadar azdır. çoğu gözlük kullanır.

adamların bir bildiği vardır sanırım?
0
gxix
(05.11.07)
Gozlugun avantajlari:
-kaybetmezsen, kirilmazsa bir kere aliyorsun, maliyeti sabit
-gece yatarken cikarmasi sorunsuz
-toz kacma, denizde kaybetme sorunu yok

Lensin avantajlari:
-sana uyan lensi bulduktan sonra gun icinde lens varmis yokmus farketmiyorsun, normal yasantina devam ediyorsun (bu en onemlisi benim icin)
-goruntun degismiyor ("aa gozluk mu taktin, yakismis/yakismamis" sozunu 1024 kere duymuyorsun)
-yagmurda gozluk gibi islanmaz, kisin disardan iceri girince bugulanmaz

Bence mali durumun ve gozun musaitse lens tek yol. Back-up olarak da bir gozluk gerekli yalniz.
0
wpi
(05.11.07)
7-8 yıl boyunca lens kullandım, şu ana kadar pek bi problemini gördüğümü söyleyemeyeceğim. zaten dezavantajları/avantajları da açıklanmış. ben lens almaya karar verdiğini varsayarak şu uyarılarda bulunacağım,

-herhangi bir göz doktoruna başvurmadan lens almaya kalkışma. envai çeşit lens var, gözüne uyan lensi en iyi doktor sana söyler.
-1 ay boyunca hiç çıkarılmayan lensleri değil, günlük olarak dezenfekte edilen/geceleri yatmadan önce çıkarılan lensleri tercih et.

fiyat açısından da uygun lensler. 1 yıllık (4 kutu) lensler, piyasada 200-250 ytl fiyat aralığında bulunabiliyor.
0
strateji
(05.11.07)
göz doktoru bir tanıdığım kesinlikle gözlük der. kardeşim 20 sene kullandı 2 sene önce laser oldu, o da bir çözüm, ama gözlükle başla derim ben.
0
147258
(05.11.07)
cevap veren herkese teşekkürler. gözüm 0.50 çıktı. dinlendirici bir gözlük aldım. yani sürekli takmam gerekmiyor. bu açıdan iyi oldu.
0
🌸axellennox
(05.11.07)
(13)

poset cay

turkish tekila
en guzeli hangisidir? ben earl grey severim ama onun da hangi marka tarafindan en iyi sekilde uretildigini bilmiyorum, lipton poseti uzun sure kalinca agizda aci bir tat birakiyor. aromali cay onerilerine acigim, kahve olarak da jacobs monarch severim zaten, yani is aromada kanimca
en guzeli hangisidir? ben earl grey severim ama onun da hangi marka tarafindan en iyi sekilde uretildigini bilmiyorum, lipton poseti uzun sure kalinca agizda aci bir tat birakiyor. aromali cay onerilerine acigim, kahve olarak da jacobs monarch severim zaten, yani is aromada kanimca
0
turkish tekila
(01.11.07)
ah işte, dün gece iş yerinde earl grey imi yudumlarken aklıma gelen soru.madem geceleri çaycı olmadığından poşet çay tüketmem gerekiyor, bari bunların envai çeşitleri var, hangisini denememi tavsiye edersiniz?


(not: turkish tekila soruna ortak oldum ama inan bunu sormak için açtım ekşi duyuruyu)
0
gregory
(01.11.07)
Tüm markaları denememiş olsam da şunları söyleyebilirim;
- earl grey konusunda deren lipton'dan daha iyi.
- demleme çayda beğendiğim murpa tomurcuk modelini poşete koysa, düşünmeden alırım...
0
hgn
(01.11.07)
elbette herkesin damak tadi farklidir ancak bence:
normal poset/demlik cayda ofcay ve doguscay guzeldir, lipton tavsiye etmem. (hele hele poset cayda, cay gibi degil garip bir tadi var lipton un)
earl grey lerde ise ofcay cok keskin oluyor, sekerli gibi tadi var tavsiye etmem, ancak normal cay ile karistirdiginizda gayet guzel oluyor. lipton earl grey fena degil.
meyva/bitkisel caylarda en iyi dogadan derim.
0
islakkedicorbasi
(01.11.07)
migros ta ahmad cay var. seylan caylarini iran da paketleyen bir ingiliz sirketi. cok güzel digerlerine göre biraz daha pahalidir. bir de almanya dan tanidiklar kavunlu yesil cay getirmisler. farkli bir tad ariyorsan onu da tavsiye ederim.
0
atmacaged
(01.11.07)
lipton - english breakfast tea seviyorum ben. kahve için de jacobs'un kırmızı aroma'sı daha güzel sanki:)
0
pispinti
(01.11.07)
demlemek daha iyi.
obaçay'ın "bergami" modeli var, tesadüfen metroda bulmuştum.
en iyilerinden çıktı. Ahmad Tea güzel, Twinings güzel ama fiyatı daha yüksek.
hgn'nin de dediği gibi, murpa, hem ucuz hem güzel.
Deren pek renk vermiyor, hep, az demlenmiş gibi içiyorsunuz, her an çiğ çay kokusu bekleyerek, psikolojik olarak.
0
cedilla
(01.11.07)
deren derim. beta ve lipton un earl grey i hoşuma gitmedi. deren in normal çayı da çok güzel. normal demlenmiş çaya en yakın olan marka bence.
0
nihilanth
(02.11.07)
şu an piyasadaki poşet çaylar içinde en iyisi ahmad tea. aslında mahmoud tea ondan daha kaliteli (şaka değil, bu da var) ama türkiye'de dağıtımcısı yok, mısır çarşısında falan kaçak bulunabilir.
seylan çayı delikanlıyı bozar, halis mulis rize çayı olsun derseniz doğuş çay da fena değil. fakat bergamut aromasını biraz abartmışlar, bazılarına fazla gelebilir.
aslında poşet çay, çayseverin yanından bile geçmemesi gereken bir şey, poşetin içine çayın en kalitesiz, toz kısmını dolduruveriyorlar. en güzel tadı almak için üşenmeyin demleyin.
şöyle pratik birşey var: www.damakzevki.com
tabii içine de yine kaliteli bir çay koymak lazım bunun...
0
zen spider
(02.11.07)
sirasiyla deneyecegim, bir cogunu icmedim (riske girmemisim hic) ahmad cay konusunda beklenti ve merak duygusu uyandi, bakalim. akliniza geldikce yazmaya devam edin arkadaslar, cay keyfi apayridir.
0
🌸turkish tekila
(02.11.07)
ben de ahmad cay iciyorum, mutlu ve huzurluyum.
0
jupiterianvibe
(02.11.07)
twinnings earl grey ve lady grey olarak en iyisidir, yoğun bergamut aroması vardır.
0
147258
(02.11.07)
tivining'in prince of wales adlı çay olduğunu iddia eden masalsı tozu da tavsiye ediyoum.
0
jesters cap
(02.11.07)
yeni hatırladım bi ara champion cay diye bişey vardı. bildiğin acımsı tadı vardı ama hayatımda öyle çay içmedim. bulan gören bilen varsa hakkaten mesaj atsın.
0
nihilanth
(04.11.07)
(2)

kemerburgaz-göktürk

pain
istanbulun bu taraflarında oturanlar var mı? şimdi gittim araştırdım, evler cillop gibi, taksim-göktürk beldesi arası cuma akşam trafiği ile 25 dakika sürüyor. bunlar artı yönler... ama eksileri nedir? ve mutlaka vardır.
istanbulun bu taraflarında oturanlar var mı? şimdi gittim araştırdım, evler cillop gibi, taksim-göktürk beldesi arası cuma akşam trafiği ile 25 dakika sürüyor. bunlar artı yönler... ama eksileri nedir? ve mutlaka vardır.
0
pain
(01.11.07)
ben bahçeköyde oturuyorum, kemerburgaz ve göktürk köyü çok güzel yerler yaşamak için ulaşımı da süper günümüz şartlarında ama inan ki son derece pahalı ev kiraları. tek eksi yönü ev kiraları başkaca tam anlamıyla yaşanacak bir yer.
0
147258
(02.11.07)
1. derece deprem bölgesiymiş.
0
🌸pain
(11.12.07)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.