Ekşi Duyuru

Merhabalar ben palamutbukune asik falanim ya biraz bilgi vereyim hakkinda. Turist hic yok. Hatta eczanesi de yok. Ucakla geliyorsanjz ulasimi nasil yapacaksiniz bilmiyorum biz arabayla gidiyoruz. Dag inciri inanilmaz guzeldir. Bozulmamis bi dogasi var. karsida yunan adasi gozukuyor. Gece yildizlar falan efsane. Zaten denizi biliyosunuzdur, koylarin hepsi akvaryum. Knidos antik kentune de ugramadan gelmeyin palamutbukune giderseniz. Biz yine arabayla gittik siz arabasiz nasil yaparsinix bilmiyorum tabi. Ama knidosta gun batimi efsanedir. Hele eul ayinda gidecekseniz sicak da olsa ruzgarli olur. Insani bunaltmaz. Geri donmek gelmiyo insanin icinden. Oyle guzel bi yer.

zet.com

Offf aşırı güzel onlaaar... Zet doğru adres

Var bende hiç kullanmadım duruyor vereyim sana

sirkeci'de şapkacılar var

www.marintekstore.com

Karaköy'de iskelenin arka sokağında her türlü deniz ürünü (olta, şapka, can simidi, can yeleği, hediyelik eşya vs.) satan birkaç yer var. Orada kesin bulursun.

Kuzey ışıklarını fotoğraflardaki gibi beklemeyin. Görebilmeniz de biraz şans işi.
Diğer sorularınız için google'a stockholm yazıp çıkanları biraz okuyabilirsiniz.

@troll: isveçte öyle şeyler yapmaya pek gerek yok. zaten her şeyden hayvan gibi para alıyorlar. taksiye binmeyin bile. yürüyün daha yakın. norveçte otobüsün gideceğimiz yere bırakmışlığı var. ki tek kelime ingilizce bilmeyen biriydi.

sokakta da insanlar kaybolursanız yardımcı oluyorlar. özellikle yaşlılar gelip soruyor.

stockholm'de interhostel diye bir hostelde kalmıştık. oldukça iyiydi. özel odaları da vardır eğer hostel olmaz derseniz. ama hostel cidden iyiydi, ve kışın muhtemelen boş olur. ki en ucuz hostelin 35 eurodan başladığını söylememe gerek yok sanırım stockholmde.

ve her şey çok pahalı. normalde harcarım dediğinizden daha fazla para ile gidin.

sular çeşmeden içilebiliyor aksi belirtilmedikçe. suya para vermeyin. bir şişe su 7-8 liraya geliyor çünkü. evet 500 mlsi.

bir de gemi hostel var. o da güzeldi. ama kışın nasıl olur bilmiyorum.

stockholm'de gamla stan'da best hostel old town var. ben 10 kişilik odasında kaldım, kaldığım en iyi hosteldi diyebilirim. tek kişilik, çift kiilik private'lar falan da var ve yeri çok güzel. orayı tavsiye ederim. kuzey ışıkları konusunda gelince; bir arkadaşım isveçte 1 yıl kaldı ve göremedi, birisi bir haftasonu için gitti ve gördü. yani 386 dx'in de dediği gibi, tamamen şans işi. çok plan yapıp hayal kırıklığıyla dönmek olası.

evet tabiki.

haydarpaşa'ya giden tüm seferler iptal.

peki ya banliyö ?

banliyö devam.

ankara trenleri de elbette ki kalkacak, banliyö trenleri için ise önce sefer mesafesi kısaltılacak, ardından da mayıs gibi onlar da tamamen kalkacak.

(bkz: sevmek zamanı)

Go to the slide where you want to begin your audio track (defaulted as the first slide), and select Insert -> Movies and Sounds -> Sound from File to insert the sound.
After you click OK, you can see a message pop up asking how you want the sound to start in slide shows. Click Automatically.
Select Slide Show ->Custom Animation to enter the Custom Animation pane. Your soundtrack is listed below in the pane.
In the drop-down list of the sound, choose Effect Options. Then the Play Sound interface appears. In the Effect tab, click the radio button beside Stop Playing After XXX slides (which indicates how many slides you want this song to play across) to enter the number of slides you intend to add. For example, you can enter a number from 1 to 999 for this field. Then the sound will play throughout the specified slides.

uçaksavar dediğin etiler ise, DT2 otobüsü mecidiyeköyden geçiyor. ya da akmerkezin (etiler kapısı) önünden de birsürü otobüs geçiyor mecidiyeköye giden.
bence her ihtimale karşı 9:00da çık. erken gidip gideceğin yeri bulup, tam karşısında bir yerde kahveni içip beklersin.

Otobüslerin numaralarını hatırlama konusunda iyi olmadığımdan numarasını söyleyemeyeceğim ama evet Akmerkez'in önünden sıklıkla mecidiyeköy otobüsleri geçer. Normal şartlarda, trafik yokken Esentepe'ye gidiş ancak 15 dakika falan sürer ama her ihtimale karşı 9:00'da otobüse binmiş olursanız iyi olur bence. Çok erken giderseniz bile (ki o saatte böyle bir ihtimalin olacağını pek sanmıyorum) bir yerde oturup biraz mülakat stresinden sıyrılmaya çalışırsınız =)

kolay yolu yok, oralara gitmen gerek.

karaköy'de tünel'in hemen yanında iett binası var. tam olarak gideceğin yer orası. başka bir yöntemi olduğunu sanmıyorum.

@nevarki akbili 6 liraya istanbulkartla değiştirebiliyorsun. bir de "yeni" akbil diye bir şey varmış onlar geçecekmiş sadece ama yeni/eski akbil ayrımı neye göre hiç bir fikrim yok.

17 günde o evrak avrupaya bile gider, kaldı ki aps, acele posta servisidir, hızlıdır

çok gereksiz bir kuruntu olmuş. 17günde trenle ülkeyi dolasirim ben.

ptt de normal posta bile ortalam 4-5 günde gidiyo aps her türlü gider.

sorun şu ki 5 gün geçti bile üstünden hani bunun acelesi?

o zaman elinizde aps kodu vs varsa, arayıp ptt yi sorun

sabıka kaydı savcılıktan
yerleşim belgesi muhtar ya da nüfus müdürlüğünden

ikisinin de hangisi olduğu önemli değil.

anında çıkar.

peki 18'imi bir ay sonra dolduracağım. annemin de benle mi gelmesi gerek adliye'ye yoksa tek başıma halledebilir miyim?

Savcılığa nüfus cüzdanınla birlikte gitmen yeterli.

her devlet yurdu ister mi? sonuçlar 4 eylülde açıklancak bide yurt sonuçları.

özel yurt.

ok o zaman :) inş devlet yurdu çıkar banada piç gibi kalmam ortada sabıka kaydı fln isteseler nasıl çıkartcam gitceğim yerde :D

ya bi de bi hukuk gerizekası soruyor savcılık ile adliye aynı şey mi? çünkü adli sicil için kadıköy adliyesini gösterdiler.

aynı şey

bu pilli akbillerden mi var? onun yerine manyetik zımbırtılardan almanız gerekmekte. iett'ye gideceksiniz yani, öğrenci belgesiyle birlikte tabii.

yok elektronik bendeki ama öğrenci olduğum halde tam almaya başladı.

Dolduran amcalara söyleyin, aktive etsinler.

yok doldururken güncelleme diyorsun yapıyor adam.

taksi 40-50 tutar

önce e5den gitsin

pendik köprüsünden pendik e dönsün
devam

en.wikipedia.org
roma'da ben sana bişey yapmicam anlamında kılıç tutan sağ ellerini karşıdan gelene uzak olcak şekilde sağdan yürümüşler. fransızlar bu geleneği dünyaya yaymış. ingilizler gıcıklık olsun diye kendi gittikleri yerleri sola çevirmiş.

google'a facebook photo time yazmayı denediniz mi?

lmgtfy.com
www.youtube.com

ertesi gün (yarın) saat 22.00 gibi ntv veriyordu önceki senelerde. bu senekini bilmiyorum ama büyük ihtimalle olur.

valla ne zaman nerde olur bilmiyorm ama genelde 1 2 kez veriyolar tekrarını. cnbc e de öyleydi en azından

www.nar.tv

Cnbc-e haftasonu da veriyor tekrar, ertesi gün de veriyor. Geçen seneleri baz alarak söylüyorum, bu sene tam kaçta hangi gün veriyor emin değilim.

israil'li diplomat ile türkiye cumhuriyeti vatandaşı musevi* evlenmiş. teknik olarak türk değil.

israil dışişleri kurallarına göre evli çiftler aynı görev yerinde bulunamazlar. fakat evlilik engeli yok. fakat israil'in güvenlik sebepleri ile konsolosluk işlemlerini durduğu türkiye'de şuan aktif atama, tayin vb. işlemler yapılamadığı gibi bir süre daha askıda kalacak o çift.

her ülkenin kuralı farklı olabildiğinden, avusturya hakkında bilgim yok. zira türkiye için benzer birşey duymuştum.

eski süreyya sineması şimdi süreyya operası olan yerin karşısında özsüt var, o sokakta bir sürü açık hava yemekçileri falan orada sağda..

@velvetstreet evet bolulu hasan usta orası

(bkz: 20 yunan leopard 2 tankının türk sınırını geçmesi)

izmirde domuz kıyması mı? yani çok iddialı konuşmayayım ama şehir efsanesi bunlar. bi kere türkiye'de başka et yerine domuz eti kullanmak saçma. anlaşılmasını falan bi kenara bırak, daha pahalı. yaban domuzu ise bir şey diyemem tabi. ancak burada diyor ki: whqlibdoc.who.int çiğ etin uygun kullanımı ile risk az oluyor. tabi bu bizdeki çiğ köftenin de zararlı olmasına rağmen iyi yapıldığı zaman sorun çıkarmaması gibi bir durum. örneğin sucuk ve pastırma da çiğ et (fermente olan sucuk için diyorum tabi) ancak sucuk burada yapısı değişiyor ve zararı olmuyor. dediğin yemeğe baktım. ilk kez duymuştum. sanırım çok ünlü olsa da popüler olarak tüketilen bir ürün değil diye düşünüyorum (sushi gibi değil yani)

beyinde kurtlanma falan tabiki domuza atfedilmiş hikayeler.. ama domuz ya da değil tüm çiğ etler parazite neden olabilir.. steak tartar da tercih zevk meselesi.. ama yiyebilen adamın zaten paraziti dert edineceğini sanmam. aynı risk dışarıda yediğimiz kötü yıkanmış yeşilliklerde de var. afiyet olsun.

çiğ köfte mantığı ile yapıldığından sorun olmuyor. ancak yapıldığı gibi tüketilmeli asla bekletilmemeli.

yaşar kemal - ince memed

baya da fanı vardır yani.

almancaya çevrilen bayağı bir yazar listesi vardır.

işte onun detayını nasıl öğrenebilirim acaba? uzun süredir merak ediyorum da.

murat uyurkulak-tol

aziz nesin almancaya cok cevrilmistir.

aziz nesin in kitapları bir çok dile çevrilmiştir.

şurda bahsetmiş biraz:
en.wikipedia.org

kaynaklarda da bazı bilgiler var.

www.tedaproject.com

bu siteyi iyice incelereniz son zamanlardaki çevirileri göreceksiniz.

adalet ağaoğlu ve fakir baykurt geldi aklıma. geldikçe eklerim.

elif şafak, ama zaten bazılarının orjinali ingilizce yazılmıştı sanırım.

yusuf atılgan - aylak adam da almanca'ya çevrildi diye biliyorum. ha bir de selçuk altun'un ingilizce çevirisine rastladım geçen. garipti.

TEDA projesi ile birçok eser türkçe dışındaki dillere kazandırılmıştır.

www.tedaproject.gov.tr

çıtkırıldım
naif

nazenin

iki dirhem bir çekirdek
çıtıpıtı

kesinlike nazenin

alımlı?

nazenin +1

ben anlayamadım mesela soruyu ama.

evet pek iyi anlatamamışım :/ şimdi bilgisayar açılınca "hoşgeldiniz" yerine tikler, çarpılar, yuvarlaklardan oluşan bir yazımsı geliyor, sağ tıklayınca çıkan aç, yeni sekmede aç yerine de resimli yazı geliyor.

virüsle alakalı bişey olsa gerek. bi combofix'i deneybilirsin gibi.

windowsun default fontu degismis gibi geldi bana. xp icin su sekilde degistirebilirsin. vista ve 7 icin bulamadim maalesef.

Right-click the desktop
Select Properties
Appearance tab
Advanced tab

yok hayır. diş de sol ön dişimin solundaki diş.

bence apse vs varsa, büyümeden doktora gidin.

Doktora gidin.

kanal tedavisi gerekebilir

Michael Jackson

tr.wikipedia.org
...
tr.wikipedia.org

İki tane Dünya Kupası oldu, bizim cumhurbaşkanı değişti, ABD'de ilk defa siyahi biri başkan seçildi, küresel ekonomik kriz çıktı...

papa öldü 2005teydi sanırım

siz nerdeydiniz ayıptır sorması? :)

one minute

evlendim, iki çocuğum oldu, daha ne olsun :)

son 5 yıl değilde son 1,5 yılda sırasıyla önce annemi kaybettim sonra üni den mezun oldum ardından askere gittim askerdeyken dedem vefat etti askerden döndüm 6 yıllık sevgilimden ayrıldım akabinde kamuda iş buldum göreve başlamak üzereyim ve ilk defa tek başıma eve çıkma telaşındayım..sanırım sordugun 5 yılın rar lanmıs halinin yasıyorum..

(bkz: namık kemal)

önce örnek aile sonra planet51. beraber gidelim...

bugün vampirliye gittim, kitapları okumadım ama filmleri izledim bence en iyi film buydu 3'ü arasından. planet 51 de güzele benziyor.

örnek aile iyi bence,dün gittim,sevdim.

Planet 51'e gitmeyin sakın. Paranız boşa gider. Animasyon falan yalan. Robin hood varsa izleyin.

(bkz: stop motion)

windows movie maker'la yapabilirsin basitçe ama göründüğünden zordur ve aşırı zaman yer profesyonel çalışmalar..

stop motion'dan mı bahsediyorsun acaba?

www.youtube.com

sanırım? emin değilim şimdi anlamaya çalışıyorum
ama böyle birbirini arka arkaya izleyip bir hareketi oluşturuyor gibi değil de
ayrı ayrı resimleri eklemiş gibi.
mesela adam zıplarken sonra yürüyor işte sonra araya otobüs giriyor. böyle birbirinden farklılar am yine de video gibi duruyor.

aklındakini anlatan bir video var mı?

img100.imageshack.us
şunun gibi olabilir. ama kareler birbirinden daha da alakasız.

stop motion oluyor bu. baya az kare var ama bunda.

mm senin dediğin şöyle bir şey sanırım: manzara fotoğrafının ardından, alakasız bir insan figürü, ardından mesela bir karikatür filan. bu çok bağımsız bir çalışma olur lskdfjlsdk

evet evet aynen öyle manzara adam bişiler bişiler :D:D
şimdi olaylar şöyle gelişti arkadaşım ve ben bir sürü foto çektik sonra bunları hızlıca geçerken gözümüze çok füzel gözüktü. oradan çıktı :D

vimeo.com
mesela bu arkadaşlar japonya seyahatlerinde çektikleri bütün fotoğraflardan bi video yapmışlar. güzel de olmuş.

nikon d60 modelini ve 18-55 lens alınız, başlangıç için idealdir. çanta almayı da ihmal etmeyiniz.

ikinci el D80, yanına da 18-135 lens, onun yanına da 50mm f1.8 lens alınız. bilen biriyle bakınız ediniz.

nereden alınır peki teknosa hariç?

istanbul'da hayyam pasajı tabi ki. fotokritik diye bir site var, onun market kısmına bakabilirsin.

kesinlikle bilen biriyle ve deneyerek, elleyip koklayıp al.

dslr fotoğraf makinesi almanız için henüz çok erken. Eğer kendinize alıyorsanız tabii. Bu iş öyle burdan tavsiyeyle olmaz ki. Bir ton okumanız lazım. naçizane fikrim.

ya önce nasıl bir şey sitediğinize karar verin. mesela bir kız arkadaşım kendisine canon eos 30d almıştı sorasında da büyük diye hayattan baymıştı. yani kısmen ufak bir makine mi istersiniz?
mesela geçen arkadaş d5000 aldmış bende d80 var karşılaştırdım bir kadın olsam kesinlikle d5000 i alırdım falan filan.

haricinde canon eos 450d ye bakın derim hala 0 ı bulunmakta.
ikinci el bakacasanız gene eos450 d ya da nikon d80 oalbilir.
ikinci el canon eos 40d de 1500 tl ye falan bulunabilir.

tavsiyem bütün her yerleri dolaşın hayyam, teknosa, darty mediamrkt. inanılmaz kampanyalar olabiliyor.

geçen bir reklam panosunda gördüm canon eos 1000d 999tl ydi 15-55 lens ile.

bu arada özellikle hayyamı didik didik araştırın. mesela peşin fiyata falan baya indirim yaparlar orada. ikinci el de hayyamda çokça bulunur.

ayrıca tavsiyem eğer daha öcne fotoğraf çekme (slr de) tecrübeniz varsa sıradan bir body alıp güzel bir lens set oluşturabilirsiniz. mesela tamron 17-50 f2.8 üstüne 50mm f1.8 üstüne sigma 50-150 f2.8 gibi.

ya da yeni başlayacaksanız bu olayara 18-55 bence yeterli bir lens ama 18-135 gibi bir lens daha iyi olabilir, zamanla da nasıl bir set oluşturmak istediğinize karar verir alrısınız vs.

500d. Ben alamadım, sen al.

akbil bastığın her yerde aynı zamanda kart okuyucular var, oralara okutarak kullanacaksın.
dirsek için bilemiyorum benim dirsekler tenle aynıymış valla şimdi baktım

Paso soruna cevap verilmiş. Dirseklerin içinse, sürtünmeye bağlı tahrişten kaçınmanı öneririm. Deri kendini korumaya alıyor. Kalınlaşıp, rengi koyulaşıyor. Aynı şey bacak aralarında da olabiliyor, eğer sürtünüyorsa. Hatta sürekli sert zeminde oturanlarda, namaz kılarken ayağını hep aynı şekilde halılara sürtenlerde de bu tip kalınlaşma ve renk koyuluğu oluşuyor. Özel kremler var. Kullanmak istemiyorsan, limon suyu iyi bir açıcı. Gliserin ve limon suyu karışımı yap. Aynı ölçüde bir karışım olacak. Eczaneden alacağın gliserin şişesine, limon suyu sıkıp koy. Süzülmüş olsun. Bu karışıma istersen gülsuyu da ekleyebilirsin. Kolonya olmasın. Güneşte leke oluşturur. Hem rengini açacak bir karışım, hem de yumuşacık olacak dirseklerin. Ellerine de sürebilirsin. Buzdolabında sakla. Bitince yenisini yaparsın. Ponza taşı ile ovma sakın.

paso mevzusunda bende birşeyler sormak istiyorum banliyö turnikelerinde okuyucular yerleştirildi mi?

dirseğe gelince kese olmadı zımpara işe yarayabilir

www.navige.com yardımcı olur belki

google dns yeterlidir. 8.8.8.8 8.8.4.4

olmadı open dns. 208.67.222.222 208.67.220.220

www.makat.org tüm dertlerin çaresi...

valla öncelikle çok güzel düşünmüşsünüz. ben de şimdi hemen düşündüm de mesela benim ebeveynlerimden bana böyle bir şey kalmış olsaydı ne olmasını isterdim diye. en çok isteyeceğim şey midir bilmem ama şu anda aklıma ilk gelen şu oldu. ben doğup büyüdüğüm şehre aşık bir insanım. ama her zaman bu şehrin ben doğmadan önceki hali aklıma takılmıştır. istanbul gibi büyük şehirlerden bahsetmiyorum. mesela benim şehrim milas. eğer siz de böyle küçük bir yerde yaşıyorsanız o şehri çekin derim. tabi arada kendinizi de çekersiniz espriler falan katarsınız tabi ki. sonra mesela çekeceğiniz yerlerle ilgili bildiğiniz hikayeler, söylenceler, efsaneler, dedikodular falan varsa anlatabilirsiniz videoda. hatta ben de yapayım bunu :)

çektiğiniz şeyleri klip yapın. bi montajcı için üç saatlik iştir o. arkaya güzel bi müzik, kahkahalı görüntüleriniz falan. hani filmlerde olur ya, televiyon ekranından izlenir hatta klipler. sahilde çay içtiğiniz, kahkaha attığınız, en sevdiğiniz yerlerde durduğunuz bi klip.

Suçtur, mahkemeye verilebilir.

Hakkınızda hakaret suçu işlendiğine dair savcılığa suç duyurusunda bulunabilirsiniz. Savcılık kararıyla kişinin bilgisayarı müsadere edilir, kayıtlar incelenir.

2.sayfada aynı duyuru var bakabilirsin :)

(git: 135400)

valla onu bunu bilmemde bu şarkıda hem adamın hemde kadının sesine aşık oluyosun.Ve bu şarkı gerçekten kişiye bi işaret gibi:)
www.youtube.com

alors on dance ... stromae
eğer bu şarkıysa bu gün iki kez dinledim, allahtan rds özellikli radyo olduğu için, kim söylüyor felan ulaşmak zor olmadı..ne gelirse gelsin başına, takma, salla gitsin modunda bir şarkı, ama içimi kıpır kıpır etti nedense.

www.hediyedenizi.com bakmanı tavsiye ederim :) oscar heykelciği falan var :)

bide eğer almak üye olmak istersen mesaj at ben teklif yollıyım banada puan kazandır :)

Eve mektup gönderin, ve ona bir yere gitmesi için talimat verin. Örneğin starbucks olsun.
Starbucks'tan bir kahve almasını ve adının "sittingül" gibi bir şey olarak yazdırmasını söyleyin. Starbucks'ta çalışan kişiyle anlaşın ve adının "sittingül" olduğunu söyelen kişiye kahvesini verirken ona başka bir zarf vermesini söyleyin.

O zarfta da başka bir talimat olsun. Oraya gitsin, siz orada olun, ama uzakta durun. hediyesini verdiğiniz adreste görünecek bir yere koyun. Uzaktan ne yaptığını izleyin. Hadiyeyi görünce ona mesaj atın "aç onu" vs gibi. o hediyesini açarken siz de yanına gidin falan filan işte.

norveçli balıkçıların el kreminden almayı unutmayın.

sıkı giyininiz, üşümeyiniz.

kendine iyi bak..

elm street pub a gitmeden gelme!!

røyksɔpp dinle, hazırla kendini.
finnmark'a git, 20 saat gece yaşa

söyle onlara,ekürileriyle(isveç,fin vs.) birlikte intihar edip durmasınlar sıcak denizlere açılsınlar...

iyi yolculuklar ;)

varınca çağrı at.

kar botu! ayaklar usuyunce ne giysen fayda etmiyor, hem zaten normal ayakkabilarla karda buzda yurumek ayri bir dert. oldukca kar var bu kis burda benden soylemesi :)

heleloy. bugün 23 nisan neşe doluyor insan
bayağı heyecan yaptım

Medikalcilerden bir sorun bakalim.

Nalgene var ama bulabilir misiniz bilmiyorum...

1- Büyük medikalciler
2- İstoç
3- Eminönü Mısır Çarşısı civarı laboratuar malzemeleri satan yerlerden.

sikayetvar.com

bosch derken, bosch ev aletleri mi?

evet kurutma makinesiyle ilgili bir problem

biz de bosch kurutma makinesi almak üzereyiz hangi modelde nasıl bir sıkıntı yaşadınız acaba?

tüketici hakları

logixx modeli.
çamaşır makinesiyle kurutma makinesi üst üste dururken kurutma makinesinin kafanıza düşmemesi için gereken aparatı takamadılar bir aydır.

biraz soyut olcak ama;
avrupa gramafon gibidir, amerika disc man.

avrupalı devletlerin kendine has kültürü vardır, amerikanın yoktur. çünkü amerika çok ulustan oluşmuştur.

oldu mu ?

amerika da avrupa da koca kita... neresini karsilatiracaz?

sadece abd'yi avrupa ulkerine tercih ettigimi soyleyebilirim.

bir de su var: (bkz: avrupalı ve amerikalı arasındaki farklar)

düşünkara var..

facebook grupları şu: www.facebook.com

www.ebilge.com

unutmadan

bi de türkiye.

en.wikipedia.org

Koyu olanlar varlığını sürdürenler.

secret - the pierces

ayrıca (git: 54169), (git: 87201)

(git: 87201)
(bkz: aramaya inanmak)

diğer dillerde de var galiba? münchen/munich?

soru ne?

Birebir teması olan ülkeler bile birbirlerinin isimlerini doğru telafuz edemiyorlar. Kaldı ki şehir isimlerini doğru telafuz etsinler. Kulaktan kulağa hesabı bize ulaşana kadar iyice bozuluyor kelimelerin orjinalleri.

Mesela Almanya'nın orjinal ismi Deutschland olmasına rağmen bize oradan değil de Fransızca olan Allemagne kelimesinden geçmiştir. Biz de Almanya olarak telafuz ediyoruz.

AŞağıdaki linkte ülke isimlerinin dillere göre değişimlerini okuyabilirsin.

tr.wikipedia.org

Şimdi asıl sorun şu: Burada mı öpersin paket mi yapalım?

translate.google.com

adresine gir. İngilizceden hangi dile çevirmek istiyorsan o dili seç. Örneğin ben London yazıp from English to Turkish seçtim. Londra çıktı. Şehirlerin İngilizce isimlerini biliyorsan çok işe yarıyor.

P.S. öpücük olayını yeni gördüm, hakkımı atatürkiye'ye devrediyorum

Hadi bir bilgi daha;

Bir ülkeyi genelde hangi ülke dünyaya açarsa o dil üzerinden biliyor ismi. Etiyopya Osmanlı yüzünden yıllarca Habeşistan isimle bilindi ama oradaki insanlar neredeyse isyan edince ismi Etiyopya olarak değişti. Bugün hâlâ bazı ülkeler Habeşistan kırması kelimeler kullanıoyorlar. Misal Abessinien (Almanca), Abessinia (Fince) gibi.

dillerarası özel isim başkalaşımı. salladım ama böyle bir cevap aranıyor galiba.

(bkz: fas/#11343211)

(bkz: exonym)

herkese teşekkürler
ama öpücükler ermanen'e gitti.

nicholas sparks - defter (the notebook) filminden daha güzeldir..

the time traveler's wife

filmi de geliyor...


bir de su baslik var ilgini cekerse:
(bkz: her okunduğunda hüngür hüngür ağlatan kitaplar)

gülünün solduğu akşam

komik gelebilir ama şu an twilight serisini okuyorum ve kalbimi ağrıtıyor. özellikle ikinci kitapta edward'ın bella yı terk ettiği bölümler çok feci :'(

çalıkuşu +1
mavi saçlı kız

angela's ashes

angela's ashes diyorum ben de. hep ağlatıp hem güldürüyor, öyle içten ve samimi. masalını yitiren dev ve belki (okumuşsundur diye düşünüyorum)şeker portakalı.

tabi ki "kürk mantolu madonna" -sabahattin ali

aşkın ve kederin kitabı

+1 kürk mantolu madonna...
lisede ödev diye vermişlerdi özetini yazayım diye ilk 3-5 sayfasına bir bakayım dememle o gece kitabı bitirip okula uykusuz gitmiştim. inanılmaz güzel ve çok duygusal bir kitaptır. şiddetle tavsiye ederim.

çok az bulunan bir kitap ama

seni yüreğime gömdüm

adı çok arabesk gibi dursada, konusu öyle değil.

ironiktir her türlü paradoks birbirini kitleyen olaylar gibi döngü tadında yani <en azından öyle biliyorum ben>

İkisi de ironidir. Paradoks söz konusu olduğunda, bir durumun kendi kendiyle çelişen, yapılan eylemin veya söylenen sözün kendi kendisini olumsuzlaması, olanaksızlaştırması gerekir. yani dilsel ifade olarak olanaklı görünen şey eylemsel olarak olanaksızdır. örneğin: bütün giritliler yalancıdır(her söyledikleri söz yalandır anlamında) diyen bir giritli'nin durumu paradokstur. dediğiniz durumda ise bir paradokstan ziyade bir ironi söz konusu. zira ironi dediğimiz zaman bir durumun tersini dillendirerek bir alaysı mizah vardır. sizin sözünü ettiğiniz şey çelşik bir durumdan çok ironik, mizahi bir durum.

bence ürkütücüdür..

şahsın vasiyeti değilse saçmalıktır.

"beni gömdünüz diye öldürmeyin, ben hala buralarda olacağım ona göre" bence paradokstan öte çok manalı.

bence; "biraz" ironiktir, paradoksla uzaktan yakından alakası yoktur.

ya turla gitmiyor mu.. ne yılanı kenesi. kenya ve güney afrika zaten acaip turistik destinasyonlar. turla gittiğine göre de gözetim altında olacaktır. öyle ormanda kafalarına göre yürüyecek halleri yok ya.

babanıza söyleyin ben de katılacağım aralarına. bırakın bu geziyi gerçekleştirsin, ve ciddi ciddi beni de alsınlar yanlarına.

ilk boş fırsatında by geziyi gerçekleştirmek isteyen biri olarak size şöyle cevap vereyim; sarı humma aşısı en önemlisi. başka aşıları yaptırsa daha iyi, ama öyle kene ısıracağını pek sanmıyorum. zira bir turla gidiyorsa onlar ilgili önlemleri zaten alır. turla gitmiyor olsa bile afrika dediğimiz yerler tamam belki istanbul değil ama hiçbir şeyin olmadığı ıssız yerler de değil hani. her türlü aşı, kliniklerden sağlanabilir. yani sonuçta orada yaşayanlar nasıl yaşıyor? böyle durumlarda kliniğe koşuyorlar ve kliniktekiler de artık işinin en uzmanları olmuşlardır. ayrıca unicef'in yardım çadırları da zaten gideceği yerlerde vardır. oralarda türk-yunan-ermeni-israil gibi bir ayrım yok. ya afrikalı, ya da afrika'ya gezmeye gelen turist var. yani unicef çadırına gittiğinde (babanız zenci değilse) kendilerindenmiş gibi davranılacak ve en iyi muameleyi görecektir. hem belki rastladığı unicef çadırında türk bile çıkabilir (5-10 sene sonra kendimi o çadırda görüyorum).

tanzanya ve kenya safari için ideal. güney afrika dediğin ülke türkiye'den medeni ve gelişmiş. charlize theron gibi bir melek bu ülkeden çıktı, düşün. oranın da ormanlık yerleri var tabii orası ayrı.

uzun lafın kısası, eğer babanız elinden iş gelen becerikli biriyse, hiç korkmayın. ki bence bu geziye çıkmak istediğine göre bu konularda bilgili biridir.

3 kere güney afrika'ya gittim, hiç bir şey de olmadı. şunu söyleyebilirim ki güney afrika kesinlikle çok modern bir ülke. üstelik pek çok türk yaşamakta. o yüzden endişe etmeyin, hiç bir sorun olacağını sanmıyorum.

guney afrika,cape town nası bir yer biliyormusun? cennet cennet !!

ne güzel işte şikayet edeceğinize bence siz de onların peşine takılın. =)

bi kaç güne çalarkendinletler arasına eklenir diye tahmin ediyorum. reklam müzikleri oluyor orda. ben baktım ama bulamadım eklenmemiş galiba.

youtube a reklam olarak eklenmiş mi ki?

www.youtube.com

maksim mrvica olabiler mi? fransız değil ama. hırvat.

o "flight of the bumblebee" olmasın?

Büyümedikleri ve renkleri değişmediği sürece bir zararları yok. Bunlardan herhangi birinde bir değişiklik olması durumunda mutlaka doktora görünülmesi gerekiyor.

benler ya genetiktir ya da ultraviyole gunes isigindan kaynakli olabilir. 50'den fazla varsa vucutta melanom olma riski artar, 100'den fazla varsa melanom riski fazla demektir. Cogu, cocukluk doneminde cikip, orta yaslardan sonra kaybolabiliyormus.

Eger benlerinizin renginde, seklinde ve buyuklugunde degisme oluyorsa ve ozellikle ben kenarlari tirtikli ve duzensiz hal almaya basladiginda ve capi kalem silgisinden fazla olmaya basladiysa doktora basvurmaniz gerekir. Baska uyari isareti olarak, beniniz kasiniyorsa, tahris oluyorsa ve kabuk bagliyorsa yine doktora gitmeniz gerekiyor.

bende çok sayıda var, 50'nin rahat üzerindedir, 100 olmasa bile yüze yakındır. yaşım otuz en son 2 sene önce filan çıktı galiba, yani hala çıkıyor. genetik miras, babamdan. onda da çok var, kansere filan dönüşmedi bildiğim kadarıyla ama yine de huylanıyorum biraz. baktırdım birkaç kez zararsız bunlar dedi doktor. sadece çamaşır lastiğinin filan değdiği yerlerdekileri alalım demişti,aşınıp huy değiştirme ihtimaline karşı.
bildiğim kadarıyla zararının sonradan çıkmasıyla filan ilgisi yok. ama garip görünümlü olanları ve büyümeye, şekil değiştirmeye başlayan benleri kesinlikle baktırmak gerekiyor. yani çok beniniz varsa takip edeceksiniz kendiniz.
bir de hiç sonradan kaybolan ben görmedim kendimde. çıktı mı kalır yani.
ihmal etmeyin, cildiyeciye gösterin.