[]

Fransizcasi "fluent" olan birisi...

Bana mesaj atabilir mi danismam gereken önemli bir sey var.

Merci bcp.


 
Fluent değilim ama en kötü hanıma sorarım (fransiz).


  • logisticsmanager  (03.05.24 11:49:27) 
Je suis à vous ordres mesdaimes and monsieur


  • mech  (03.05.24 13:17:39) 
Buraya yazacak arkadaslar DM atabilirler.


  • Yourcousinmarvinberry  (03.05.24 13:26:32) 
[]

Asiri pahali gida ürünleri ve boykotlar

Son birkaç gündür ekside bu tarz basliklar var malum.

Peki normalde ticaret bakanligina fahis fiyatli ürünler ihbar edilemiyor muydu ?


 
Türkiye'deki gıda enflasyonu, maliyetten kaynaklanan bir enflasyon. Sebepleri şurada uzun uzun anlatılıyor.

www.youtube.com

Ha, bu arada fırsatçılar var mıdır? Vardır elbet. Ama çözüm kısa sürelerde boykotlarla gelecek gibi değil. Bu ülkede soğan depoları basıldı, Bim'ler taşlandı falan. Şimdi de bu boykotlar bana çok komik geliyor. Kahveci protesto ederek Gazze katliamını durdurmak gibi bir şey.

Ayrıca serbest piyasa ekonomisinde fahiş fiyat diye bir şey nedir, onu da bir türlü anlayabilmiş değilim.
  • Mirket  (21.04.24 18:27:17) 
Piyasa fiyatının uçuk derecede üstündeki ürünleri şikayet edebiliyorsunuz. Atıyorum aynı marka model ve aynı donanıma sahip bir bilgisayar 3 yerde 20 bin lirayken başka bir yerde 60 bin liraysa o 60 bin olanı şikayet edebiliyorsunuz.

Ama restoranlarda piyasa fiyatının kendisi sorun olmaya başladı. Birçok insan 25-35 bin arası maaşla çalışıyor. Daha doğrusu bu maaş aralığındaki insanların gittikleri mekanlar artık onlara lüks gelmeye başladı. Yeme ihtiyacını karşılamak için değil de biriyle vakit geçirmek için gittiğiniz tarzda mekanlarda bir yemek kişi başı bin lirayı bulabiliyor rahatlıkla. Çoğu yerde bunun üstüne çıkabilirsiniz artık istisna sayılmaz bu.

1000 lira da 35 bin için aylık kazancınızın %3'e yakın bir kısmı ediyor. Ayda iki kere dışarda yeseniz maaşın %6'sı gitti. Bu mekanlar ki birkaç sene önce sürekli gidilebilen yerlerdi. Bu tek kişi için böyle, ailecek gitmek bambaşka bir hikaye oldu.

Sorun yönetimdedir, işletmecidedir, insanların kendisindedir önemli değil artık. Bu durum rahatsızlık uyandırıyor. Dolayısıyla bakanlığa şikayet bir yöntem olsaydı bile insanların sadece bunla yetinmek steyeceğini sanmam.
  • akhenaten  (21.04.24 18:31:42 ~ 18:35:46) 
Şikayet yapılabilir.

Ama bunların kesin çözümü, bakanlık eliyle merkezi bir fiyat takip sistemi.
Bilmem hangi ilin hangi ilçesinde bir market/dükkan/galeri fiyatta yaramazlık yaptığı an Ankara'dan görünmeli.
Tüm hepsi anlık takip edilmeli.
Yapanlar/failler fotoğraflar video ile tvlerde ifşa edilmeli. Halk kendisine fahiş fiyattan ürün satanları, stoklayanları yakından tanımalı.
Bu hususta hukuki düzenlemeler olmalı.
Hep TV'den tanıdığımız sadece sanatçı siyasetçi zengin vs. değil halkın cebine göz diken, kanuni boşlukları kendi menfaatleri için kullanan kişileri de tanımayalıyız.

Para cezası kesmek asla yetmiyor. Çözüm değil.
Faturası yine bize yani tüketiciye yansıyor.

Bir de yıllardır çıkarılamayan üretici ve tüketici için olumlu bir çok yönü bulunan hal yasası meselesi varmış. Ona da göz atılmalı.
  • diyecevaplandı  (21.04.24 18:43:33) 
@diyecevapland'nın tarif ettiği yolun sonu komünizme çıkıyor.
Rusya denedi onu. Başaramadı :)

  • Mirket  (21.04.24 18:52:10) 
fahiş fiyatın fahiş olduğunun anlaşılabilmesi için market ürünü gibi bişey olması lazım. Her yerde satılan X marka X gram ürün bir yerde 10 lira diğerinde 20 ise buna müdahale edilebilir.

Ama et döner bir yerde 100 lira diğerinde 500 lira ise, biri kıymadan diğeri bonfileden yapıyor olabilir bilemeyiz. Biri düşük kira veriyor öbürü çok yüksek veriyor olabilir vs. vs.

Hani Türkiye'de zaten gıda güvenliği yok, peynirlerin veya ısıl işlem görmüş etlerin çoğu çöp, bu yüzden ucuzlar. Şimdi işini düzgün yapıp görece pahalıya peynir satan sucuk satan yerlere ceza kesip kalitesize mahkum kalmak da var. Çok hassas konular. Ha ama şu var, mesela Afyon'dan Kayseri'den düzgün sucuk alsan kilosu 500 lira, İstanbul'da daha kötüsü 800 lira olabiliyor. Ama o şehirdeki maliyetler de gerçekten öyle belki de. Bu sefer haksız rekabet, sizin kiranız az diye bu şehirdeki üreticilere dava açılsa mesela? Çünkü internet sağlayıcılarda olmuştu bu, düşük olan yükselmişti sonunda :D Serbest piyasa bile ters çalışıyor ülkede.
  • nhk ni youkosu  (21.04.24 19:31:52 ~ 19:32:59) 
İstemiyorsan almazsın o kadar. İsteyen istediği fiyattan satar. Sen özellikle bir marka ya da ürün istiyorsan o parayı vermek zorundasın.


  • ferenc  (21.04.24 19:52:21 ~ 19:52:35) 
@ Mirket aslınde kastettiğim o değil.Ticarerin de bir usul, adabı olmalı. Piyasayı alt üst eden ve insanları zor duruma koyan bu noktada dağadaki teröristten farksızdır. Durum böyleyken devlette gücünü göstermelidir.

Böyle kriz anlarında bile serbest piyasa kavramına sarılan o zaman kazancı kadar devlete vergisini versin. Samimiyetini göstersin.
  • diyecevaplandı  (21.04.24 20:24:51) 
Bu "Fahiş fiyat" anlatısının gerçekleşmesi için çok garip bir şeyin olması lazım: Neredeyse bütün gıda esnafı birbiriyle anlaşmışçasına deli gibi fiyat yükseltip bir kurabiyeye 150 lira, bir tabak makarnaya 400 lira fiyat çekerken talebin aynı kalıp da toplam tüketimin bu esnafları ayakta tutacak kadar canlı kalması için insanların da kafalarına silah dayıyor olmak lazım...

Sözlükte de bahsetmiştim. Esnaftan ya da şirketlerden etik beklemek normal değil; ürünün içeriği konusunda devletin denetimi lazım ki kırmızı biber yerine kiremit tozu, fıstık yerine bezelye yemeyelim. Ancak fiyat konusunda devletten bir şey beklemek saçma. Ne bekliyoruz, devletin pastaneye baskın yapıp "Bir kilo baklava 2000 lira olamaz" demesini mi? Pastane açan adamın "herkesin alabileceği fiyata baklava satma" zorunluluğu mu var yoksa devletin "Halka ucuza baklava temin etme" misyonu mu?

Diyelim ki köşedeki pastane sahibi gaza geldi ve popüler anlatıdaki gibi altına bir mercedes daha çekmek için bütün fiyatları iki katına çıkardı... Bu, adamın kontrolünde olan bir şey. Ancak bu adamın "İnsanlar yemezse ölürler" niteliğinde bir şey satmadığını kabul edersek bir iki şey olmasını bekleriz

a) Bu adam fiyatları piyasa dinamiklerinin tersine yükselttiği için müşterisi kalmadı, battı
b) Adam zam yapmasına ve belki toplam müşterisi düşmesine rağmen daha fazla ciro yapıyor

A şıkkı geçerliyse konuşmaya gerek yok zaten. Ama B şıkkı geçerliyse bu o ürünün bizim alım gücümüzü geçmesine rağmen başkaları için normal fiyatlı olduğunu gösteriyor. Yani burada esnafı suçlamanın anlamı yok. Ya o çevre bir anda lüks bir çevre haline geldi ya da biz fakirleştik... Çoğunlukla da cevap bu işte. Fakirleştik... Herkes aynı deecede fakirleşmediği için talep hala canlı ki esnaf ayakta kalabiliyor.
  • salihdt  (22.04.24 07:59:24) 
Maalesef çok ciddi bir enflasyon var. Personel çalıştıran bir işletmenin personel masraflarını %50 artırıp, "bunu sineye çek" diyemezsin. Personel, kira, elektrik, vergi vs. her şeyi yansıtmak zorunda işletmeler.

İnsanlar kendileri de bu durumu gördükleri için, esnafa hak veriyorlar. Ancak bunu fırsata çevirmek isteyenler de var. Serbest piyasa olduğu için devlet regüle ettiği ürünler hariç, diğer ürünlerin fiyatına karışamaz. Adam isterse bire alır, bine satar.

Bence en güzeli, cebinize uymayan, bir anda çok hızlı artış yapılan ürünleri tüketmemek. Serbest piyasanın kendi kendine oturmasını sağlar.

Ayrıca toplumda o kahve 1.000 TL olsa da içecek, son yıllarda oldukça zenginleşmiş bir %5 te var. Ne olursa olsun, bazı işletmelerin fiyatları bizim bütçemizi çok aşacak.


.
  • kartallar yuksek ucar  (22.04.24 08:35:57) 
Bu esnafa fahiş fiyat boykotu komik diil mi? Toplum olarak fakirleştiğini kabul etmeyip zengin hayatı yaşamak istemenin geriliminin dışavurumundan başka bir şey değil. Dünya'nın en kalitesiz, kanserojen tarım ürünlerini tüketen bir ülkede, boykotu 15-20 senedir yapmamanın başka bir açıklaması olamaz zira.

Emrah sefa gürkan, salatalıklı kruvasan fotosu paylaşmış 450 lira mı ne diye... iyi de adam orada malzemeyi satmıyo ki orada sadece. tr de kaç tane salatalıklı kruvasan yapan var; saçma veya basit yeni bir şeyi satıyor. Poğaça, açma yerine salatalıklı kruvasan satabilecek cürete sahip mekana da gidip şikayetçi olmayın bir zahmet, zaten orasının imajı bellidir.

Öte yandan, işin matematiğini bilin diye söylüyorum; reel faizin %50 olduğu yerde esnafı, şirketi senelik %50 "karın" altında çalışmaz. Yoksa kapatır her şeyini, parasını faize yatırır.
  • anlatamıyorum  (22.04.24 10:37:55) 
Durum tespiti yapmak konusunda yaşanan bir sıkıntı yok aslında. Fiyatlar yükseliyor, maaşlar daha az yükseliyor. Bunun sonucunda her geçen ay alım gücü daha aşağı iniyor. Bunda herkes hemfikir, herkes farkında. Ekonomik durum birkaç yıl öncesine göre daha inişli çıkışlı.

Anlaşılmayan nokta sanırım buna insanların nasıl tepki vermesi gerektiği. Daha doğrusu insanların "doğru tepkileri" vermesi bekleniyor. Ancak dünya böyle işleseydi kurulan hiçbir devlet ve krallık yıkılmaz, hiçbir savaş çıkmaz, hiçbir ekonomi bozulmaz, hiçbir sistem zora girmez herkes huzur ve refah içinde yaşardı. Ne var ki topluluk olarak insan böyle uygun tepkiler vermiyor. Hiçbir zaman vermedi, hiçbir zaman da vermesi mümkün değil. Kırk yılda bir spontane verilen bir tepkinin doğru yere temas ettiği illaki olur ancak bu genel eğilim değil hiçbir zaman. Şimdi ortada böyle bir sorun ve bu sorunun yarattığı rahatsızlık varken bu konuda uzman ya da yetkili olmayan insanların sorunun kaynağını analiz edip buna en uygun tavır konusunda ortaklaşarak hareket etmesini beklemek sanırım gerçek dışı bir beklenti olur. Topluluğun vereceği tepkinin detaylarındaki öngörülemezlik de kendi içinde bir bütün olarak mantıklı bir olay aslında. Toplumun neye tepki verip neye vermeyeceğini kestirmek bir noktaya kadar mümkünken detaya inildikçe bu tepkiyi nasıl vereceğini söylemek güç. Toplum bir tepki verip rahatsızlığını belli ettikten sonra konuyla ilgili olanlar da bu tepkinin nasılına ve niçinine kafa yormak yerine ne tür aksiyonları alırız diye düşünmeli herhalde. Bence yanlış olan biraz da toplumu idealize edip en uygun şekilde davranmasını beklemek. Buna bu denli kafa yormak hiçbir şeyi çözmez sanırım.
  • akhenaten  (22.04.24 11:00:43 ~ 11:08:16) 
Soruyu net algilayamayip, uzun cevap yazan arkadaslara ithafen;

Bahsettiginiz özel isletmeler, restoranlar da birer "esnaf" aslinda. Ve her esnaf grubu gibi, ticaret bakanliginin borusu bu arkadaslara da pekâla ötebilir(tabii istenirse).

Olay market-cafe ayrimi degil yani aslinda.
  • Yourcousinmarvinberry  (23.04.24 12:11:02) 
[]

Avurdumda kirmizi benekler

20+ gündür hastayim, bogaz enfeksiyonum geçmedi, antibiyotik de yeterli gelmiyor aanlasilan.

Bu sabah agzimin içinde, yanagimin iç kisminda koyu kirmizi benekler gördüm.

Enfeksiyonla mi alakali yoksa daha fena bisi olabilir mi ?

Dis köklerimin ve dis etlerimin de son birkaç gündür süper hassaslastigini ve yutma acisina bir de çigneme acisi eklendigini belirteyim.

 
antibiyotiğin prospektüsünde yan etkilere baktınız mı?


  • anlatamıyorum  (21.04.24 12:47:52) 
[]

H. Türkoglu'nun TR'ye dönmesi

US'de kalsa yedi sülalesini cennette yasatacak adamlar neden bunun yerine tr'ye dönerler ki ?

Motivasyonlarinin kaynagi nedir ? Sirf merakimdan soruyorum.


 
Hidayet emekli olana kadar ABD'de oynayip para kazandi zaten. Basketbolu biraktiktan sonra ABD'de kalmasinin espirisi ne ki? AKP'ye yakin oldugu icin Turkiye'ye donusunde kendine federasyon baskanligi verildi. Bu da bir dunya ekstra para ve prestij demek. Daha ne olacak?

"US'de yedi sülalesini cennette yasatacak adamlar" - sanki Turkiye'de Ankara Sincan'da yasiyor gibi yazmissin.
  • hot potato  (10.04.24 21:48:38 ~ 21:50:56) 
makam, mevkii yeterli degil mi? Hali hazirda saray danismani, basketbol federasyon baskani. Bir de Tr, parasi olan kisi icin cennet


  • speedy  (10.04.24 21:50:40) 
yukarıdaki arkadaslar yeteri kadar bilgi vermişler zaten ama yazmadan edemedim.

abdde yaşasa ne yapacaktı ki? sıkıntıdan patlardı. türkiyedeki statüsü, forsu ve çevresi orada olmazdı ki. ayrıca türkiye parası ve statüsü olan birisi için abdden çok daha yaşanabilir bir ülke.
  • benarrivo  (10.04.24 21:55:46) 
Bence en büyük motivasyon istediği zaman ABD'ye dönebilecek olması.


  • dissendium  (10.04.24 21:57:39) 
türkiye mis gibi memleket. istanbul'da boğaz'ı gören güzel bir ev al, yazları için de bodrum civarında bir yazlık yaptır iyi bir mimarlık şirketiyle çalışıp. şöyle temiz güzel bir de tekne aldın mı, ege senin akdeniz benim gez. böyle güzel memleket mi var? tr'deki koylar çok nadide çok güzel. bu mantıkla bakarsan her sene gelen bill gates, jeff bezos niye geliyor olabilir?


  • avatar is back  (10.04.24 22:01:28) 
Hidayet abd'de kalsa ne yapacak? Çok afedersin de o kadar basketci varken hidayet ne yapacak?
Ama burada reyizi ile beraber mis gibi yiyor paralari.

  • logisticsmanager  (10.04.24 22:30:03) 
Abd'de yapacağını yaptı. Abd emekli adama göre değil, sürekli çalışman lazım.
Türkiye'ye gelip siyasi kariyer yaptı. İktidara yakınlığı ile kazandıkları abd'den fazladır.

Abd'de olsa gereksiz yere vergi ödeyip cepten yiyecekti. Stagnasyona girmek yerine yeni başlangıç yaptı
  • ferenc  (11.04.24 00:30:03) 
Abd'de yapacağını yaptı. Abd emekli adama göre değil, sürekli çalışman lazım.
Türkiye'ye gelip siyasi kariyer yaptı. İktidara yakınlığı ile kazandıkları abd'den fazladır.

Abd'de olsa gereksiz yere vergi ödeyip cepten yiyecekti. Stagnasyona girmek yerine yeni başlangıç yaptı
  • ferenc  (11.04.24 00:30:04) 
Yabancıların çalıştığı bir yerde çalışıyorum. Sanırım ne olduğun değil kimle paylaştığın çok önemli. Para mutluluk getirmiyor. Asgari ücretten bahsetmiyorum tabii ki :)


  • EXXE01  (11.04.24 10:49:46) 
Turkiyede kendi fanusunda yasiyorsan, ekonomik problemlerin yoksa, cocuklarina da iyi egitim alacaklari, iyi insanlar taniyacaklari bir fanus olusturabileceksen o zaman baska ulkede gocmen olmanin anlami yok.

Dogdugun buyudugun kulturu terkedip gitmek oyle kolay degil. Insan hep bi geri donmenin pesinde oluyor. Tas yerinde agirdir.
  • zimbirik  (11.04.24 16:08:50) 
[]

El yazisina düsmek..

Böyle bisi var mi cidden ? Eksi'de görmüstüm güzel el yazisina düsen kadinlar falan diye entry girilmisti de saçma gelmisti. Sehir efsanesi mi yoksa gerçek mi ??




 
Düşen de vardır, düşmeyen de. Mesela benim aşık olduğum kişinin yazısı okunmuyor.


  • rock n roll  (06.04.24 17:28:21) 
Düşen olmuşsa da el yazısı bahane olmuştur.


  • Euxinos  (06.04.24 18:23:58) 
18. yy'da belki


  • antikadimag  (06.04.24 20:47:15) 
18 yy ? Haha bence de.


  • Yourcousinmarvinberry  (06.04.24 23:29:08) 
[]

Bu salgin hiç bitmeyecek mi ?

Son üç haftada ikidir covid oluyorum. Dün halsizlik ve burun akintisi varken bugün bunlara bir de korkunç bir bogaz agrisi+balgamli öksürük eklendi.

Tatil simdiden bana haram oldu. Maske tak tak nereye kadar ? Otobüsler çok kalabalik, muhtemelen orada kaptim ya da sinifta(üniversite).

Hani bitmisti lan bu omikron denen lanetli sey ? Dünden beri bir kutu ilaç yuttumama ragmen ne istah var ne de enerji. Geçmeyen bogaz agrisi sadece...

 
psikosomatik olarak kendini hasta olarak hissediyor olabilirsin.


  • alp9900  (04.04.24 16:13:41) 
Bahar alerjisinin semptonlarını kovid ile karıştırıyor da olabilirsin...


  • s0phiesw0rld  (04.04.24 16:16:59) 
bu hastalık herkeste dönüyor ocak şubatta olanlar bir grup martta olanlar ve şimdi geçirmeyen son grup nisanda geçiriyor galiba.


  • mikahakkinen  (04.04.24 16:57:25) 
Hava değişimi geçiş zamanları kansızlık ve soğuğa maruz kalma varsa "normaldir" bu rahatsızlık.
Covidin kendisi nezle gibi bir şey olarak görülüyor artık.

  • diyecevaplandı  (04.04.24 21:01:59) 
malesef bitmedi devlet pcr'ı ücretsiz yapsa vakalar çok yükek gelir, etrafımdaki çoğu covid doktorlar artık covide grip muamelesi yapıyor ama adamın ağzına ediyor hala hastalık.
hastalığı olan bir çok yaşlı hala vefat ediyor haberiniz alıyoruz :/
maskeye devam hala toplu taşımada takıyorum.
  • eja  (04.04.24 21:24:00) 
[]

Büyük boy yelpaze nereden alinir ?

Su Japonlarin kullandigi ölçekte, büyük boy bir yelpaze ariyorum.




 
Aliexpress'te vardır büyük ihtimal.


  • d max  (01.04.24 14:49:24) 
şöyle bir şey var alakalıdır belki

www.yargici.com
  • janderzel zartanyan  (01.04.24 20:23:34) 
www.yargici.com

falan filan...
  • janderzel zartanyan  (01.04.24 20:27:58) 
[]

Nivea after shave losyon sorunsali

Hayatimda ilk defa bu tarz bir ürün aldim, gerdanima sürmek için.

0% koku var. Maalesef hayalkirikligi yasadim, param çöpe mi gitti simdi ?


 
Paran çöpe gitmedi de bu ürünler zaten parfüm gibi kokasin diye yapılmıyor.
Eğer daha çok koksun isteniyorsa daha ağır ürünler kullanilabilir. Misal aqua velva, old spice, proraso.

  • logisticsmanager  (31.03.24 13:41:43) 
traş sonrası için nivea men krem el-yüz-vücut kremini öneririm kokusuda güzel.


  • my fault  (31.03.24 14:22:54) 
[]

Sinav sonuçlarini Whatsap'tan duyuran hoca

Bu yaptigi sizce etik mi ?

Ben sahsen etik bulamadim, herkesin hangi kisimda ne kadar puan aldigini ayri ayri yayinlamis.


 
etik olmadığı gibi kvkk gereği yasak da olması lazım.


  • enteg  (31.03.24 10:00:20) 
Vallaha ben mezun olalı çok oldu, sinav sonuçları ya asilirdi ya internette olurdu ya da sınıfta hoca söylerdi. Hayatimda gizli sinav sonucu diye bir şey duymadim. Ama whatsapptanbda ogrenmedim.
Etik mi? Bence bir sorun yok ama bu benim bütün hayatım boyunca gördüğüm hatta filmlerde dizilerde gördüğüm şeylere göre. Belki zaman degismistir ve artık etik değildir.

  • logisticsmanager  (31.03.24 12:52:26) 
Etik değil, hoş da değil.


  • fotrsapka  (31.03.24 13:01:35) 
herkese tek tek duyurması delilik bence. bizde de kapıya asarlardı. sizin notunuz neden başka birinin umrunda olsun ki.


  • brakgn  (31.03.24 13:09:21) 
Yalnız etik değil diyenlere tik verip etik diyenlere tik vermezseniz biraz komik olacak :) 2015te mezun oldum, erasmus universitesinde de kendi üniversitemde de farklı görmedim.

Hadi daha ileri gideyim; hanıma sordum ve Fransa'da da duvara asıliyormus. Biraz googleadim başka yerlerde de oluyormus ve sizin gibi etik mi değil mi sorusu var. Demek ki buna net bir cevap yok.
  • logisticsmanager  (31.03.24 13:48:35) 
öğrenci ismi değil numarasını bile tam yazmaması gerekir

****6534
****3214
****3123

falan gibi açıklanır mesela sende son 5 rakamından falan anlarsın
  • duyurukullanıcısı  (31.03.24 13:51:20) 
isim/numaranın açık açık yazılması ayrı bi konu ama Whatsapp'tan yayınlanmasına ayrı kılım ben. Whatsapp ne abi? Okulun e-mail adresi var. Tüm öğrencilerin e-mail kutuları var. Resmi kanalı kullanmak varken neden böyle mesajlaşma uygulaması kullanılıyor ki?

Ki normalde sisteme girersin her öğrenci kendisi görür ama böyle önceden atmalarının sebebi de şu: şikayet vb. gelirse tekrar bakıp değerlendirmek. OIS sistemine girince değiştirmek zulüm çünkü, rektörlüğe dilekçe falan vermek nerede hata yaptığını açıklamak gerekiyor. Bu şekilde gayrıresmi yaparsa önceden kafasına göre düzeltip sisteme tek seferde problemsiz girer.
  • nhk ni youkosu  (31.03.24 13:58:51 ~ 13:59:53) 
Sadece sınıfta olanların bulunduğu bir whatsApp grubuysa normal bir durum gibi görünüyor.

Hoca duyurmasa herkes birbirine duyuracak ve soracak sonucu.
Fark eden bir şey yok.

Eskiden beri üniversiteyi kazanan ilk üç, bütün Türkiye de tanınıyordu ve sorun olmuyordu.


Bunlardan ayrı olarak zamanında sınav soruları çalanlar ve bu sebeple sınavı kazananlar da medyada duyuruldu.
Kamunun bir zararı varsa bu duyurma oldukça normal bir şey. Burada etik vs düşünmemek lazım.
  • diyecevaplandı  (31.03.24 14:44:29) 
etik değilliği herkesin görmesiyse bizim zamanımızda kapıya asılırdı. elaelam görürmüydü bilemem zira herkes kendi derdinde olduğu için.


  • geveze yazar  (31.03.24 16:34:36) 
@logic,

isimler normalde sansürlü, misal

M*hm*t seklinde.

Fakat hocalar isimleri wp grubunda sansursuz paylasiyorlar. Oysaki yukaridaki sansürlü isim olayini yapan bizzat kendileri.

Eskiden bölümün sayfasinda geçenler ve geçmeyenler yayinlanirdi ama vizeler, finaller liste seklinde yayinlanmazdi.

Son olarak, geçen dönemki hoca herkesin kagidini derste dagitmisti ve puanlamayi dogru toplayip toplamadigini kontrol etmemizi rica etmisti.

Bu dönemki zibidi zaten ögretmenlikten ve ölçme-degerlendirme etiginden yoksun birisi. Sinav günü bile sinava baska bir hoca giriyor...
  • Yourcousinmarvinberry  (31.03.24 18:43:13) 
gizliliğe aykırı. şikayet edin


  • ferenc  (31.03.24 18:55:58) 
Etik olmadığı gibi ayrıca suç. Bizim zamanımızdaki etik kavramı ile bugünkü etik kavramı aynı değil ayrıca bizim zamanımızda KVKK yoktu kişisel veriler bugünkü kadar tehdit altında değildi.


  • doharkoman  (31.03.24 21:26:57) 
doçentlik başvurunuz reddedildi de etik sebeplerini mi whatsapp'tan yayınladı hocanız, bu ne saçma takıntı böyle? siz öğrencisiniz, adı üstünde öğrenme sürecinde olan bireylersiniz. düşük not almanız sizi gerizekalı yapmayacağı gibi yüksek not almanız da sizi dahi yapmaz. düşük not almanızın arkadaşlarınız tarafından öğrenilmesini bu kadar kafaya takıyorsanız daha çok çalışın, düşük not almayın. daha da iyisi, not için çalışmayın. bir şeyler öğrenmeye ve üretmeye bakın.


  • motosiklet burclu adam  (01.04.24 04:53:10) 
[]

Windows 10 almak istiyorum

Yeni bilgisayar topluyorum ve isletim sistemi windows 10 olsun istiyorum. Bu yazilimlar disk halinde mi satiliyor ve ücreti tek seferlik mi ?

Yillardir ayni isletim sistemi kullandigim için mevzuya yabanciyim.


 
Neden Windows 10 kullanmak istiyorsunuz? Şuan 11 stabil şekilde çalışıyor.

Trandyol üzerinden oem Windows 11 pro lisans alabilirsiniz. Ortlama 150 TL civarı

Windows un kendi sitesinden usb için indirip temin ettiğiniz lisans ile kurulum yapabilirsiniz
  • janavarorion  (30.03.24 09:45:08) 
Windows 10 çoğu bilgisayarda yüklü olarak gelir. Ürünün ayrıntılarında yazar.
Freedos ifadesi varsa Windows yüklü değildir.
İşletim sistemleri 4.7 lik DVD olarak satılıyor ama güncelleme vs. derken sistemin bilgisayarda kurulu hali 20 GB'ı geçer.

Bu işlere yabancıysanız bu işlere yakın olan elinde windows 10 dvdsi olan arkadaşınızla birlikte sisteme kurulum yapın.

Win 11 çıktı diye onu yüklemeyi düşünmeyin.
Son kullanıcı için iki işletim sistemi arasındaen büyük değişiklik, genelde sistemin genel görünümü temada ve istenen özelliklere, menülere, ayarlara hızlı ulaşma hususunda kendini gösterir.

Ama insanımız model veya sistem yükseltme konusunda bilgisayar veya telefonda ürünün modelindeki rakamları (win10, win11, win12..) çok kafaya taktığından ve ürünü kullanım becerisi, bu husustaki bilgisi neredeyse hiç değişmemesine rağmen daha fazla maliyetle pahalı ürünü alma hatasına düşüyor.
Kısacası köy yoluna layık olan kartal ve doğan yerine Ferrari sürerek akıllık yaptığımızı sanıyoruz.

Donanım ve bazı uygulamalar hususunda istenileni karşılayabileğini bilsem kendi sistemime Windows Xp yüklerim.
  • diyecevaplandı  (30.03.24 09:48:39) 
@diyecevaplandı

Zaten benim düsüncelerimi bana aktarmissin ve basligi bu yüzden "bana windows 10 lazim" diye açtim, fakat retail olarak bulamiyorum maalesef ki...

Bu arada yillardir(su an da dahil) XP kullaniyorum, bunu da ek bilgi olarak paylasayim (:
  • Yourcousinmarvinberry  (30.03.24 15:53:33) 
direkt Microsoft'un sitesiden iso dosyası indirip yine Microsoft'un uygulamasıyla Flashdisk'e yazabiliyorsun. (bootable yapıyor)

Kurduktan sonra internetten OEM lisans alman en kolayı. (email ile serial number gönderiyorlar. Legalliği gri bi konu, çoklu satılan lisansları internette ucuza dağıtıyorlar deniyor. Ben yıllarca kullandım sorun olmadı ama bilemeyiz tabii)

Diğer türlü kutulu dvdli windows 10 bulman çok zor, bulsan bile 3-5 bin lira isteyebilirler.
  • nhk ni youkosu  (30.03.24 16:28:48 ~ 17:05:49) 
[]

Tercümanlik neden bu kadar önemseniyor

Geçen tercümanlik okuyan arkadaslarla bunun muhasebesini yaptik.
ismi lazim degil, bir hoca var bazi piyasa kitaplarini Fransizcadan Türkçeye çeviren. Konu da tam buydu, çevirmenlik öyle yüksek meziyet veya derin birikim gerektirecek bir meslek degil fakat buna ragmen bahsettigim kisiye neredeyse Platon etiketi yapistiriliyor. Oysa ki kendisi ne sanatçi ne de yazar. Baska eserleri çevirmek disinda bir katkisi da yok.

Su durumda tercümanlikla, edebiyatla ugrasanlari niye abartiyorlar ki ?

 
çünkü tercüman olmak için iki dili bilmek yeterli değil

iki kültürü bilmek, edebiyattan dilden genel kültürden anlamak, söyleyişi bilmek gibi insanın uzun birikimle edinebileceği şeyler

ama dediğin gibi daha düz çevirmenler hatta makina çevirisi yaptırıp basan yayın evleri de var
  • grimavi  (24.03.24 17:25:35) 
hem ana dilini hem yabancı dili bileceksin, üstüne alanı bileceksin. mesela nietzsche çevirmek için almanca'yı bileceksin, nietzsche'yi bileceksin ki bu da yetmez üstüne ana diline de hakim olacaksın. bu kadar meziyete sahip türkiye'de kaç kişi var.

tabii çevirmenlerin çoğu palavra orası ayrı.
  • gule gule  (24.03.24 17:45:14) 
Her şeyde olduğu gibi yapılan işin kalitesi önemli. Harry Potter çıktığında YKY'den değil, başka bir yayınevinden çıkmıştı ve çevirisi çok kötüydü. Aradaki farkı görmeniz için Harry Potter ve Büyülü Taş adındaki ilk kitabı bulup okumanızı ve daha sonra Ülkü Tamer'in çevirdiği Harry Potter ve Felsefe Taşı'nı okumanızı öneririm.

Çevirmenlik sadece kelime çevirisi yapmak değil, hangi kelimeleri çevirmeden bırakmaya karar veren bir meslek. Harry Potter'daki Muggle kelimesi Türkçeye çevrilmemiştir. Doğru bir karardır. Akılda bu hâliyle kalmıştır. Bunun dışında Yüzüklerin Efendisi kitaplarında farklı ırkların farklı konuşma biçimleri olacak şekilde çeviri yapılmıştır.

Çevirmen bir yapıtı baştan yaratır ve sanatsal kaygı taşır. En azından edebiyatta durum bu.
  • dissendium  (24.03.24 17:58:12 ~ 17:59:12) 
Tercümanlık hakkındaki önyargınız doğru değil mütercimler derin entellektüel bilgiye sahip kişilerdir her dil bilen mütercim olamaz mesleğin itibarı buradan gelir.


  • doharkoman  (24.03.24 18:32:33) 
En kısa yoldan kendi yaşadığım ve çok canımı sıkan bir yerden örnek vermem gerekirse kolay olsun diye çevirinden gideyim diye okumaya başladığım birçok kaynakta kafamı karıştıran yerler oluyor ve "dur bakalım orjinalinde ne demiş" diye orjinal kaynağa gidiyorum. Nihayetinde kolay olsun diye başladığım çeviri kaynağı tamamen terk edip orjinalden devam ediyorum. Bu cidden can sıkıcı.

İyi çeviri kötü çeviri diye bir durum var. Edebi metinlerde ve bilimsel metinlerde ayrı ayrı şeylere çok dikkat etmek gerekiyor. Bazı edebi metinlerin çeviri olduğu o kadar bariz ki, dilin donukluğundan eserden soğuyorsunuz bu da satış rakamlarının düşmesi demek. Bilimsel metinlerde ise konuya hakim olmayan çevirmenin yaptığı çeviriler sözcük seçimlerinden ötürü anlaşılmaz ve hatta daha ötesinde yanıltıcı bilgi verebiliyor.

Bunların dışında, örneğin oyun çevrileri çoğunlukla amatörlerce yapılıyor ve bu ciddi anlamda göz kanatıyor. Özellikle oyunlar söz konusu olduğunda neyin çevrilip neyin çevrilmemesi gerektiği de çok önemli. Karakter sınıflarında "mahir" falan gibi şeyler görmek çok anlamsız.

Bir şeyi okurken onun çeviri olduğunun farkına varmadan okumanızı sağlayan bir çevirmen cidden oldukça yetenekli biri olmalı.

Söylediğiniz şeye şaşırdım.
  • akhenaten  (24.03.24 20:31:39) 
bence önemsenmiyor. ilk defa böyle bir şey duydum. çevremde tercümanlığı önemseyen tek bir kişi bile yok. hatta küfür falan ediyorlar.


  • zeleno  (24.03.24 20:32:17) 
yabancı bir kitap alacaksam mutlaka hangi çevirisi daha iyi diye araştırıyorum.

Çevirmenlik benim gözümde yarı yazarlık gibi bir şey. Eseri vezir de eder rezil de.

Bu dediğim edebi eserler için geçerli.
  • burfak  (25.03.24 12:58:15) 
Tarihi eserleri çevirenlere saygı duyar önemserim. Sonuçta o dönemin kelimelerinin, o dönemki anlamlarını bulmak ve o döneme uygun çevirmek kolay iş değil. Aynı şekilde fantastik kurguda hem o evrene uygun hem de çok güzel çeviri yapanlar var. Ona saygı duyarım. Bunların hepsi zeka, tecrübe ve emek istiyor. Bunların orijinalini görünce fark ediyorsun ne kadar iyi olduğunu. Yine kötü örnekleri görünce de ne kadar kötü olabileceğini... Aynı şekilde simultane çevirilere de (cümlenin yarısını atlayan futbolcu tercümanlarına değil) saygı duyuyorum. Çok kaliteli hareketler.

Onlar dışında tercümanlar ölü dillerden falan çevirmiyorlarsa ekstra bir saygı görmüyorlar hiçbir yerde. Evet, benim tercüman arkadaşlarım var. İngilizce-Türkçe çeviri işleri de yaptım öğrenciyken. Düz iş işte.
  • nawar  (25.03.24 13:27:54) 
[]

Mini etek altina tayt giymek

Kim baslatti ki bu modayi ?

Bir de arkasi sort, önü etek görünümlü garabet bir sey de var.


 
Şort etek güzel. Benim de severek giydiğim bir kıyafet.


  • rock n roll  (21.03.24 18:36:03) 
Kim başlattıysa tebrik ediyorum. Gtüm göründü mü stresi çok kötüydü çünkü.


  • Gradient_tabanlı_mor  (21.03.24 21:53:10) 
Bizim mahallede küçükken kız çocukları sokakta böyle oynardı. Ya onlar başlattı ya da tenisçiler.


  • prole  (21.03.24 22:19:49) 
Avrupa’da şu an moda bu akım. Etek altına pantolon giymek ve erkekler de bu modaya uyuyor. Hatta tüllü eteklisini gördüm. Erkek :)

Şort eteği ben de beğenirim.
  • naksidil  (22.03.24 00:36:34) 
Kim baslatti bilmem de bence de şort etek gercekten kim giyerse giysin çok kötü görünen bi kiyafet. Rahat olalim derken etegin tum guzelligini olayini silip atan bi goruntu veriyor. zevksiz buluyorum sahsen.


  • nic cage  (22.03.24 02:02:39) 
[]

Kadin tuvaletlerinde...

Kapi arkasi yazilari oluyor mu ?

Oluyorsa ne tarz yazilar, mesajlar genelde ?


 
Olmaz mi? Dun rock n rolla’da yazilari okudum mesela;

“Okuyan kisi, seni seviyorum. En degerli sensin bu hayatta”
“Sinirlarinizi asan herkese siktiri cekin”
“Sıkıldım”

Okudugum uc yazi.
  • mor oje  (17.03.24 22:10:42) 
Ben hiç rastlamıyorum


  • Gradient_tabanlı_mor  (18.03.24 12:12:04) 
bir arkadaşım söylemişti;

''Kafada bitti ama Kafa da bitti''

çok beğenmiştim.
  • since1907  (18.03.24 12:30:39) 
Genelde kadın yürüyüşlerine ait tanıtımlar, davetler, sloganlar görüyorum ben. Özellikle Kadıköy'de.


  • morca  (18.03.24 19:19:48) 
[]

Vücut yapip, t-shirt'le gezenler.

Bu arkadaslar neyin kafasini yasiyor ?

Gögüs ve kol kasi yaptigi için her ortamda(disarida hava soguk bile olsa) sadece kisa kollu shirt giymekten vazgeçmiyorlar. Motivasyonlari ne ? Sokakta yürürken bir kadinin onlari durdurup, ceplerine numaralarini tutusturmalarini mi bekliyorlar ?


 
vücut sıcak. üşümüyoruz :P


  • gabe h coud  (07.03.24 10:08:04) 
Maslow'un ihtiyaçlar piramidinde dördüncü sırada beğenilmek var.

Bende böyle bir ihtiyaç yok deme. Bu bilimsel bir gerçeklik.

Konuya gelirsek, adam beğeniliyor ve beğeni bakışları alıyor ki öyle yapıyor. Telefon numarası tutuşturma konusuna gelirsek, oluyor gerçekten, oldu.

Ama ben gelişmiş bir vücudun, iyi bir meslek, saygın bir yaşam tarzı, düzgün kılık ve kıyafet, düzgün bir çevre ve entelektüel bir yapı eşliğinde anlamlı olduğunu düşünüyorum.
  • Mirket  (07.03.24 10:27:00) 
Günlük hayatta insanların yapıp da statü aracı olmayan bir şey var mı?

Kahve içtiğimiz yer, giydiğimiz markalar, izlediğimiz filmler, okuduğumuz kitaplar, siyasi görüşümüz, gittiğimiz yerler, bildiğimiz şeyler, tanıdığımız insanlar, kullandığımız telefon, hobilerimiz, arabamız, evimiz... Hepsi öyle ya da böyle kimliğimizin bir parçası, içinde olduğumuz sosyal gruplardaki yerimizin belirleyicisi, karşı cinsle iletişimimizde birer imleç olmuyor mu?
  • salihdt  (07.03.24 10:32:18) 
İzmir'de hava 12 derece şuan t-shirt ile geziyorum iş yerinde. Hafif serinliği severim. Geniş sırtım ve seksi kaslarım ile mutluyum. Kadınlardan bir beklentim yok ama bakışları okumayı bildiğim için hoşuma da gidiyor aldığım Vibe. Kafa yaşamak istersem bir şeyler içiyorum, farklı şeyler yapıyorum t-shirt kafası kesmez beni.


  • hasmetizm 2046  (07.03.24 10:53:23) 
Onlardan biri benim abim. Tek motivasyonu: "Kadınlar bakıyor." Kendini salmayıp vücut çalıştığı dönemlerde iki haftada bir sevgili değiştiriyor. Abimle bu süreçte takılanlar da üniversiteli ya da yeni iş hayatına atılan kızlar. Ciddi bir ilişki arayışında değil zaten.


  • gnosis  (07.03.24 10:56:08) 
diri memeleri olup meme dekoltesi giyen, uzun sekilli bacaklari olup mini short ve etek giyen kadin neyi yasiyorsa onu yasiyorlar. erkegin genel olarak cok estetik bir vucudu yok, artik antik yunan doneminde de yasamadigimiz icin ortalama bir erkegin armut gibi vucudu var. bunun uzerinde olanlar da bunu gostermek istiyor.


  • bay b  (07.03.24 11:04:44) 
Kendimizi iyi hissediyoruz


  • mirty  (07.03.24 11:44:13) 
beğenilme beklentisi her insanda mevcut. bazı insanlar güçlü olabileceği yöne yöneliyor. vücut yapıp t-shirtle gezip beğenilme beklentisiyle gezen arkadaşın beklentisiyle ona numara verenin beklentisi aynıdır zaten.


  • mikahakkinen  (07.03.24 11:46:54 ~ 11:48:53) 
ben de kışın şirkete full tshirt ile giderim. sağ kol full sleeve dövme ama amacım bu değil. bana sıcak basıyor, ben gömlek de giyemiyorum hatta patronla papaz oluyoruz sürekli :)

şu cebe numara koyma mevzusu da doğru. benim başıma gelmedi ama kuzenimde harley vardı. ışıklarda durdurup ahlaksız teklif etme teklifinde bile bulundular bi tur karşılığı:)
  • KidLazer  (07.03.24 12:00:45) 
@Kid, bence onlar Harley'e vurulmus(:


  • Yourcousinmarvinberry  (07.03.24 12:05:17) 
kardesim gorup gorebilecegiz hot boy sayisi belli sen neye mani olmaya calisiyorsun ki? ayrica istedigini giyer teshircilik degil bu. gorsem gercekten sicakladigini dusunurum btw bunlar kolay kolay bot ve mont da giyemezler veya cok kalin degildir montlari. saglikli beslenince usume olmuyor sanirim. ben yedi kat yorganin altinda yatarken donla gezebiliyolar. ustune bir de bizi isitabiliyorlar. pekmez ye senin de olsun


  • ala09  (07.03.24 12:34:18) 
Başarılı olmuş ve göstermek istiyor. Kolay değil kan, ter, gözyaşı.


  • rock n roll  (07.03.24 12:45:31) 
@your
ufak bir farkla, kuzende de 6pack vücut var :)

  • KidLazer  (07.03.24 13:36:44) 
Kadinlarla bir ilgisi yok. T-shirt ozellikle kasli vucut icin buyuk rahatlik. 4 mevsim t-shirt giyiyorum. Yakistigini dusunuyorum.

Ek olarak vucut yapmak onemli. Bir erkek 30 yasindan sonra her 10 yilda sahip oldugu kaslarin %5'ini kaybediyor. Zamanla bu kas kaybi gunluk aktivitelerinizi etkilemeye basliyor. Yaslilar genellikle bu kas kaybindan dolayi dusup, sakat kaliyorlar hatta oluyorlar.

Kadinlarla ilgisi yok. Tamamen kisisel.
  • thetruenorthstrongandfree  (08.03.24 02:10:03) 
usumuyoruz valla ne diyim. bugun hava 5 dereceydi ve t-shirtleydim.


  • banach  (08.03.24 05:42:23) 
[]

Amerikalilar kiymayi bizim aldigimiz gibi mi aliyor ?

Yoksa beef satin alip evde kendileri mi çekiyor ?
Lütfen Amerika'da yasayanlar cevaplasin.



 
amerikada yaşamıyorum ama :)
youtube.com

  • grimavi  (07.03.24 00:19:27) 
Marketlerde "ground beef" adıyla satılır.
www.walmart.com

  • tiny toon  (07.03.24 00:57:09) 
Benim ABDde kaldığım dönemde kasaptan direkt çekebilir (grinding) misiniz diye sorup almıştık. Grill için hamburger öyle daha lezzetli oluyo diyenlerin yalancısıyım :)


  • e mice  (07.03.24 02:25:02) 
bizim gibi aliyorlar eved, kuzey amerika'da yasiyorum.


  • cooperr  (07.03.24 02:27:27) 
Genelde marketlerde (wallmart, costco, kroger, aldi etc.) paketlenmis olarak satiliyor oyle aliyorlar. Bizdeki gibi. Kucuk bir sehirde yasiyorum, etrafta 1-2 kasap da gordum ama kim aliyor oralardan bilmiyorum.


  • The_Lollok  (07.03.24 04:11:18) 
[]

Ailenin cahil olmasi talihsizlik midir ?

Yani iste anne veya baba, kardesler ve bazi akrabalar. Tabii sadece tahsil anlaminda demiyorum. inanilmaz dar kafali, hiçbir seye akli ermeyen ve sadece kendi dogrusunu empoze eden bir ailede dogup büyümek ciddi bir sanssizlik midir ?




 
25 yaşına kadar aile yanında takılanlar için tabi ki de şanssızlıktır. ama azıcık gözü açık dünyaya meraklı kişiler artık liseden itibaren kendi çevresini kurabildikleri, internetten her şeye erişebildikleri için bu tip şeyler geride kaldı. "kendi doğrusunu empoze eden" bunu aşmanın yolu, kendi ayakları üzerinde durmaktan geçiyor. parası olan işini gücünü kuran birine kimse bişey empoze edemez. 25 yaşında dahi aileden harçlıkla geçinen biri olarak kalırsa kişi, onu yapma bunu yap, doğru bu gibi dinletileri çok duyar, olağandır


  • avatar is back  (01.03.24 21:13:54) 
avatar is back kısmen haklı ancak herkes o döngüden kaçamıyor. Kaçamayanı da yiyor o ortam


  • ferenc  (01.03.24 21:33:45) 
evet. annem birinin gebe olduğu haberini alınca der ki: "ilk önce anası babası hayırlı ana baba olsun. yetiştirdiği evlat hayırlı olur"


  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (01.03.24 21:38:19) 
Şansızlık evet ama hiç anne babası olmayanın yetimin şansızlığının yanında esamesi okunmaz bence.


  • medre  (01.03.24 21:40:58) 
sanssizlik olmasi icin ulkenin en az yuzde 50'sinin cahil olmamasi lazim ki yuzde 10 bile zor vardir.

ya bu yuzde 10'a denk gelir sansli dogarsin ya dipteki yuzde 10'a denk gelir sanssiz dogarsin. sizin bahsettiginiz profil ulkenin ortalamasi, gayet normal durum. turkiye'ye ozel degil, normal dagilim.
  • gule gule  (01.03.24 21:41:36 ~ 21:42:44) 
Avatar, bahsettigin profildeki insan zaten aileden sansli dedigimiz kisi iste.

Yani aileler zaten bir yasa kadar çocuklarina destek verir, yapar eder ama her sey sadece bununla sinirlidir ve aile konusunda yeterince sansli olmayan bir birey, hayati düz hatta kimi zaman kötü sartlarda yasama döngüsünden çikamaz.
  • Yourcousinmarvinberry  (01.03.24 21:43:22) 
Bir makalede okumuştum, alt sınıftan birinin kendini kurtarma ihtimali %13 imiş.

Aile ne ise, kişi de o oluyor. Zincirleri kırıp güzel bir hayat yaşama şansı istatiksel olarak da çok düşük.

Boğaziçi’nde okuyorum; öğrencilerin çoğu üst sınıftan. Okula millet arabayla geliyor, Boğaziçi kazandı diye öğrencinin ailesi etilere taşınıyor. Bense Pendik’ten 4 vesait ile anca gidiyorum. Gidiş geliş 8 araç. Günde 4 -4.30 saatim yollarda geçiyor. Bu şanssızlık değil de nedir?

Ben aslında tıbba geçip kolay kendimi kurtarmak istiyordum. Ama şehir dışında ailemin okutmaya maddi gücü olmadığı için mecbur İstanbul’da kalmak durumunda kaldım.

Bunlara ek, ben meslek lisesinde okudum. Ailem ilkokul mezunu kişiler. Eğitim hayatıma bırakın ilgilenmeyi hep köstek oldular. Okulumdaki kişiler, Kabataş, Galatasaray, İstanbul erkek gibi liselerden mezunlar. Boğaziçi’nde bırakın Anadolu lisesini, fen lisesi mezunu bile kolay kolay bulamazsınız. Büyük kısmı marka liselerden mezun.

Aileniz eğitim hayatına yardım etmedikçe, Daha çocuksunuz, ileride ne olacak umurunuzda değil, sizi yönlendiren kimse de yok. Cağaloğlu lisesine nasıl girebilirsiniz?
Bu şanssızlık değil de nedir?

Ayrıca bizim akrabaların alayı ilkokul mezunu cahil kişiler. Bir tek ben okuyorum. Çoğu kuzenim benden küçük olmasına rağmen çalışmaya başladı. Amcam, zaten el oğluna gidecek neden kızımı okutayım diyor. Bu şartlara altında, o çocukların nasıl çevrelerinden sıyrılmalarını bekliyorsunuz?

Suç ve ceza’da geçiyordu: her şey insanın yaşadığı ortama bağlıdır, her şeyi belirleyen çevredir; insansa bir hiçtir.

Bu tarz cahil ailelerin elinde mahsur kalmış kişilerin hikayelerini okumak isterseniz şuraya bir bakın; yalnizyurumeyeceksin.com
  • substituent  (01.03.24 21:43:29) 
Bir Amerikan filmi vardı. Büyük buhran zamanında, aile aç, evin çocuğu marketten bir salam çalıyor. Taktir göreceğini düşünüp eve getiriyor. Babası salamı alıp, çocuğu markete götürüyor, özür dileyip salamı iade ediyorlar.

İzbanda bir anne ile 3-4 yaş arası bir çocuğa rastlamıştım. Yanyana oturuyorlar. Anne, bir büyük geldiğinde kızın yer neden yer vermesi gerektiğini uzun uzun anlattı. Sonra yol boyu konudan konuya geçtiler. Kız sordukça anne kocaman bir insanla konuşur ciddiyetinde cevaplar veriyordu. Bir soruya kadın cevap veremedi. Bilmediği için özür dileyip, eve gidince bu konuyu kitaptan okuyalım dedi.

Restoranda bir gün bir baba ve yine 3-4 yaşlarında oğlu karşılıklı oturmuş yemek yiyorlar, sohbet ediyorlardı. Adam bir ara telefonuna bakıp Özür dilerim oğlum dedi. Çocuk niçin dedi. Adam bir mail geldi ve bunu okumam ve cevap yazmam gerekiyor, bir süre seninle ilgilenemeyeceğim için özür dilerim dedi.

Bir gün Hastanede bekleme salonuna iki kadın iki çocuk arabasıyla ve eteklerine yapışmış bir sürü çocukla gelip oturup sohbete başladılar. Çocuklarda bağrışmalar, koşuşmalar, yıkılıyo ortalık ve iki kadın hiç oralı değiller. Bir yaşlı kadın, kadınları ikaz etti. Kadın onlar daha çocuk, oynayacaklar tabi. Ne yapabilirim deyip muhabbetine geri döndü. O sırada sırt çantalı uzun saçlı, 3-4 tel sakallı, kaşı piercingli, muhtemelen üniversite öğrencisi bir çocuk, çocukların en küçüğünü yakalayıp, kırmızısı solmuş yangın ikaz levhasındaki kırmızının sarı mı kırmızı mı yoksa başka bir renk mi olduğunu sordu. Çocuk ara renkleri bilmiyordu. Uzun saçlı ona pembeyi, turuncuyu falan anlatmaya başladı. Sohbet uzadı. Diğer çocuklar koşmayı bıraktı orada toplandılar. Uzun saçlı onlara hastanenin yangın güvenliği hakkında baya bi ders anlattı ve millet kafa dinledi

Ailede eğitimin herşey olduğuna, anne babanın eğitimli olmasının çocuk için ne denli önemli olduğuna dair son günlerde tanık olduğum birkaç örnek.
  • Mirket  (01.03.24 22:46:00) 
insanlar görgü ve akıl açısından ailesinin ortalaması olur.

bilgi olarak da alternatif zannettiği pozisyon, piyasada revaçta olan, ailesininkiyle benzer tutarlılıktaki şeylerdir.

bu sitede ailesine cahil gözüyle bakanlardan epey duyuru açıldı. bunlar ileri gençlikte ana babasına öfke duymaya başlayan kimseler. söyle bakalım nesi cahil'in arkası internet medyasındaki kalıplarla doluyor.

tahsil üzerinden cehalet damgası ise korkunç. bu zavallı fikirler halen revaçta.
umut sarıyakayanın neden rodostan göçmediniz diye dedesini dövdüğü bi karikatür vardı :) neden 150 senedir istanbulda yaşayan apartmanları olan amerikan kolejli değilsiniz diye ana babayı tepiklemek karikatürlerde kalmalı artık.

aslında bu basmakalıp yaklaşımlarla sözlükte alay ediliyordu 10 sene öncesine kadar. sonra bu eski tekerlemeler yeniden hortladı.

internet var ve internetle bilgi-akıl değil her türlü cehalet ve yalan daha kolay yayılıyor, hem de cahil terbiyecilerinin eliyle.
  • lambırcek  (02.03.24 01:54:58 ~ 01:57:54) 
oturup uzun yazacagim. cunku bu konuya cok takiliyorum.

kisinin kendi kaderini kurabilecegi, kendi kaderinin efendisi oldugu hayatimda duydugum en buyuk palavradir, martavaldir. kisi zaten hicbir sekilde kendi kendisine belirlenmez. oncelikle genetigi anne babasindan alir. sonra ilk aile terbiyesini ve sonrasinda da ailesinin imkanlarini alir ve bunlarla beslenir. konustugumuz dil, benimsedigimiz degerler vs bircok sey bize toplum veya aile tarafindan verilir. bizim birebirde kendi kendimize olusturdugumuz hicbir sey yoktur. karakter, zeka gibi seyler de bize verilir. ne kadar uzun boylu oldugumuz, ne kadar zeki oldugumuzu vs secmeyiz. dogdugun aile, buyudugun mahalle de boyledir.

siniflar da buz gibi gercektir. acin bakin onemli buyuk sahsiyetlerin biyografisine. %90'i varlikli veya en kotu iyi durumdaki ailelerden gelir. cunku varlik yani para size toplumun olusturabildigi degerlerin ne kadarina ulasabileceginizi belirler. gecen fatih altayli'nin programini izliyorum. katilanlar celal sengor, ilber ortayli, murat bardakci, emrah safa gurkan vs. bu adamlarin hicbiri siradan halk degiller. altayli van'in onde gelen altayli ailesinden, celal tamek holding'in varisi, murat'in dedesi osmanli valisi, safa gurkan aralarinda en garibi ama onun da babasi tekfen miydi neydi onun genel muduru. yani hepsi zengin bu insanlarin. bu zenginlikle cok onemli iki sey ediniyorlar. birincisi o toplumun urettigi her sey onlarin onune koyuluyor. bir nevi insan zihni toplumun bu urunlerinden besleniyor. ikincisi de ailelerinin networkunu miras aliyorlar. babanin tanidigini sen de tanimis oluyorsun vs. yani sadece varlik degil network de geliyor. bunlara sahip olan insanlar kafalari da calisiyorsa alip yuruyor. calismayanlari bile alip yuruyor ve senin hayat boyu calisip ulasamayacagin yerlerde takiliyor.

benim hayatim bu sinif mucadeleleriyle gecti. neden mi? cunku alt sinifta dogan zeki bir insandim. bir insan hayatinda daha aci verici bir kombinasyon yoktur dostlar. orta ve ust siniftaki insanlar zaten kurtulmustur, veya gorece stabil hayatlar yasarlar. alt siniftaki aptal da kendisine verilen rolu sorgulamaz, benimser. cunku farkindaligi dusuktur ve olan bitenin farkina varmadigindan cok aci da cekmez. ancak alt sinifin zeki insanlari yanar kavrulur. farkindaliklari yuksektir ve bu yuzden durumun vehametini anlarlar. ancak ne kadar ugrasirlarsa ugrassinlar buyuk akintilara karsi kulac atamazlar. ornegin simdi turkiye cokerken alt siniftan muhendislik okumus bir insani dusunelim. dogru yonde kulac atsa bile yikilan ulkenin altinda kalacak bu adam. hayati boyunca duzgun bir arabaya binemeyecek, duzgun bir muhitte oturamayacak, rahat rahat farkli ulkelere gidip yeni kulturler goremeyecek.

her neyse. bir baska ornek. ankara'nin en iyi liselerinden birinde okudum. gecenlerde lise arkadaslarimin nerelerde, neler yaptigina baktim tek tek. irtibatimin koptuklarina da linkedin vs bir sekilde ulastim. cok aci bir gercek var. lisede ipod'u olan varlikli kesim yurtdisinda guzel kariyerlere sahip. geri kalan idare ediyor. alt siniftan gelenler ise tamamen kayip. basarinin ailenin gelir seviyesiyle orantili olduguna dair yapilan tonla calisma var zaten ama bunu yasayarak gormek, tanidigin yuzlere ve isimlere ilistirmek baska.

benimle ayni mahalledeki canavar gibi cocuklarin hepsi su anda kayip. fakir mahallelerden tek tuk iyi liseye giden cikar. onlar da universite sinavinda elenir cunku rekabet orada cok kizismistir artik. benimle ayni semtten ayni liseye giden diger arkadas da kayboldu. yapilamiyor abi cok zor, kayip gidiyor insanlar.

bak bir ben istisnai olarak bir seyler yapabildim benim cevremden. amerika'da guzel bir kariyerim var. ama buradaki kariyer sahibi turklerin hepsi turkiyenin orta veya ust kesiminden gelenler. tanistigim herkes besiktas, kadikoy veya cankaya cocuklari. keciorenliler, mamaklilar nerede? tamam biri benim ama digerleri nerede ulan.

neyse sozun ozu, evet talihsizliktir. ne olacagin dogdugun aile ve sartlarla belirleniyor buyuk oranda. bu gercegi ne kadar erken fark edip kabullenirsen o kadar rahatlarsin.
  • antikadimag  (02.03.24 06:20:30) 
Cahillik kavramı Türkiye'de diploma ile bağdaştırılıyor. Bu da ayrı problem bence. Türkiye 90'larda memur ülkesiydi. Boktan bir bölüm okuyan bile memur oluyordu. Artan nufusla iş değişti. Artık üst sınıf zanaati olan kişiler.

Cahillik bana göre dar görüşlülülük, yobazlık kombinasyonu gibi bir şey. Diğer türlü okul okuyacağım diye bir sürü emek, para pul boşa gidiyor. Yurtdışındayım, çoğu kişi binlerce doları eğitime döküp geri dönüyor. Öte yandan zanaatiyle gelenler - ki bunlara Türkiye'de cahil deniliyor - ciddi paralar kazanıyorlar.

Kısacası Türkiye'deki gibi test çözerek cahil olmayacağım falan demek de ciddi sıkıntı. Türkiye'de yaşamından memnun olmayan eğitimli tayfa gittiği yerde beklediğini bulamıyor. Türkiye'de üniversite okumadı diye cahil denilen biri bir meslek edinmişse gittiği yerin kralı oluyor. İlkokul mezunu bir tesisatçı, kaynakçı, oto tamircisi istediği her ülkede yaşıyor. Çok da sağlam para kazanıyorlar :)
  • ferenc  (02.03.24 07:37:27 ~ 07:42:25) 
ayı yavrusunu severken öldürür derler. cahilliğin yahut kısmi cahilliğin sevgiyle, iyi niyetle birleşmiş hali bile çok bir şey getirmez insana, hatta götürür, hayatını zorlaştırır. ailenin cahil olması bence talihsizlik. şöyle bir talihsizlik.

babam lise mezunu, annem ilkokul. etrafımızda üniversite bitirmiş hiç kimse yoktu. ben ilkokul ve ortaokulda başarılı biriydim. liselere hazırlık sınavında sosyal bilimler lisesi diye bir şey olduğunu duydum ve ilgimi çekti, kitap okumaya vs. başlamıştım o sene, net bir hayalim yoktu ama yazıp çizmek hoşuma gidiyordu bir yeteneğim olduğunu düşünüyordum çocukça da olsa. sosyal bilimler ilgimi çekiyordu. sene sonunda sınava girdim, puanım da tutuyordu, babama gideyim mi dedim? o neymiş napacaksın oğlum boşver anadolu lisesi'ne git dedi, 14 yaşında ne diyebilirsin? yaşadığım yerdeki iyi bir anadolu lisesine girdim. alan seçimi yapılacaktı 2. sınıfta. fen bilimlerine ilgimin, hevesimin olmadığını duşundum, babama dedim ki eşit ağırlık okuyacağım, onu okuyup da ne oluyormuş, mühendis ol ne olduğu belli olan bi mesleğin olsun dedi. hiç soran yok sen ne istiyorsun, ne duşunuyorsun, niye bu tercihi yapıyorsun vs. 16 yaşındasın nasıl karşı çıkacaksın? peki dedim. okudum, istemeye istemeye laf olsun diye seçip 4 sene de inşaat muhendisliği okudum. mezun olalı 4 sene oldu, 1 sene çalıştım 1 sene askerlik, 2 sene de işsiz gezdim, hala da işsizim. ve iş arayasım bile gelmiyor çunku nefret ediyorum o meslekten. sektörde insanca şartlara sahip iş bile yok. evde oturuyorum, babam yuzume bakıp bir işe mi girsen artık diyemiyor çunku bu boku onun yuzunden yediğimin farkında anca oturuyor öyle. bence ailenin cahilliği dediğin gibi tahsille falan değil direkt anlayışla ölçulur, anlayışı eksik, kendi 3 kuruşluk bilgisinin dunyanın en mantıklı şeyiymiş gibi uzerinde hak sahibi olduğu çocuğuna yaptırma gucune de erişince bok ediyorlar her şeyi. o yuzden net bir şekilde sanssizlik.
  • fyodor fyodorovic  (02.03.24 14:14:14 ~ 14:15:26) 
Türk toplumunun her kesiminden büyük kısmı bu şekilde dar kafalı hatta farklı olmaya çalışan "modernist" kesimde bu daha fazla bence bu yüzden bunu tartışmak bir fayda getirmez ama döngüden çıkıp kurtulmak sizin elinizde. Birinci adım konfor alanından çıkmak.


  • doharkoman  (02.03.24 15:59:35) 
[]

Mustafa Kemal'in siyasi hayatinda..

Hukuki olarak özel bir dokunulmazligi var miydi yoksa bir suç islemesi durumunda günümüzde oldugu gibi hakkinda fezleke vs hazirlanabilir miydi ?




 
velev ki bir suç işleyecek olsa dahi, o makam devleti ve milleti temsil ettiği için (ki atatürk bu bilincin zirvesinde idi), aklı başındaki devlet erkanı işi o noktaya getirmeden, izzeti milliyeye zeval vermeyecek şekilde durumu en usule uygun şekilde toparlarlardı zannediyorum.


  • WithWorth  (28.02.24 19:31:47) 
1876 Anayasası'nda yasama dokunulmazlığı varmış.

Mustafa Kemal Ankara mebusu olduğu için bundan faydalanabilir.

dergipark.org.tr
  • dissendium  (28.02.24 19:44:42 ~ 19:46:09) 
suç kavramı göreceli bir şey. 22'den sonra kanun bizatihi kendisi olduğu için istediği manevrayı yaptırabilecek kudretteydi zaten. her türlü muhalifleri, serbest fırkanın başına gelenler yargılananlar vs


  • lambırcek  (28.02.24 20:22:59 ~ 20:29:05) 
[]

I. Dünya Savasi'ndan sonra ingiltere sömürgesi olsaydik..

Diger "commonwealth" ülkeleri gibi refah içinde yasayabilir miydik ?

(Hong Kong, Güney Afrika, Yeni Zelanda gibi)


 
Hindistan, Pakistan, Irak, Gana, Nijerya vs İngiliz sömürgesi olup hiç de refah içinde olmayan onlarca ülke var. Hatta Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda dışında tersi örnek yok ki onlar da izole olmaları sayesinde geliştiler sakince


  • nundu  (25.02.24 12:32:19) 
1.si yunan'ın anadolu'yu işgali, doğuda ermeni devleti, güneyde fransız ve ingiliz etki alanları sebebiyle türklerin dar bir alana sıkıştırılması geçici bir durumdu, asıl amaç zaten türklerin anadolu'dan -küçük asya / yakındoğu'dan- tasviye edilmesiydi. ingiliz başbakanı lloyd george bir konferansta o dönem, "türkler bitti" şeklinde bir cümle kuruyor. istanbul'da fiili olarak yönetim müttefiklerin elinde, türk yönetim onların emrinde kevgire dönmüş. (retorik kelimeler bunlar değil, vakıa bu şekilde.)

2.si yunan özelinde zaten bu konudalarda okuduğum "en iyimser ve tarafsız sayılabilecek" kitap "ölüm ve sürgün"de justin mccarthy yunan mezalimini ve sayıları araştırır, başka kaynaklar ile bizim tarihi yazılar yunanistan'ın batı anadolu'da türk ve müslümanları tasfiye etmek için sistemli çalıştığını net olarak ortaya koyar.

3.sü wilson ilkeleri bizim gibi yakındoğu ülkeler için değil, doğu avrupa'da bolşevizm tehlikesi ile oluşabilecek almanya tehlikesine karşı yeni avrupa ülkelerine bahşedildi. (kaynak: büyülü saray yok: bm'nin kökenleri. yazarı, mark mazower) diğerleri ise manda/sömürge olabilecekti.

5 dk.de kısaca böyle. sömürge olsaydık, ortada bir sömürge olmazdı. muhtemel ki, cenevre konvansiyonu, insan hakları ve diğer hukuksal teamüllerin olmadığı bir çağda eriyip giderdik...
  • anlatamıyorum  (25.02.24 12:36:41 ~ 12:36:53) 
Niye Suriye'yi, Irak'ı, Lübnan'ı, Mısır'ı değil de oraları örnek verdin anlamadım.

Biz sömürülmezken kendi kendimizi bu hale getirebilen bir ülkeyiz. Sömürülürken kimbilir nasıl olurduk.

Ayrıca Sevr haritasında gördüğün gibi tek bir ülke olarak bırakmıyordu bizi sömürenler.

Ayrıca, Yeni Zelanda, Kanada gibi farklı bir ülke. Büyük coğrafya,Az nüfus, Kaynak fazla ama yaşam şartları zor. Onu bir kenara bırakırsak, saydığın diğer ülkelerde mutlu azınlık dışında bir refah olduğundan emin misin?
  • Mirket  (25.02.24 12:41:14) 
Arka planda bir tür sömürgeydik zaten. Her türlü üretim planımız engellenir sümen altı yapılır ve dışarıya beyin göçü vermemiz bunun örneklerinden sadece biri.
Abdyle birlikte takip eden süreçte yeni yeni onların etkisinden uzaklaşmaya başladık.
İngiltere birinci dünya savaşı öncesi hakkımızda öyle refah gibi iyi şeyler düşünen bir ülke değil.

Şu an bile orta doğuda diplomasi yönünden etkinler ama başka devletler eliyle bu işleri yürütüyorlar.

Rusyayla ikinci yılını dolduran bu savaşta Ukrayna'nın talan edilmesinde ve savaşın hala bitmemesinde İngiltere'nin etkisi büyüktür.
Sonra da Putin'i yargılama hayalleri kurdururlar medyalarında (!)
  • diyecevaplandı  (25.02.24 13:13:57) 
hayır. sömürge kelimesi ingiltere iki şekilde kullanılıyor: dominion, colony

dominion ingiliz göçmenlerin çogunlukta olduğu kendi kendini yönetebilen ülkeler: kanada, avustralya, yeni zelanda, güney afrika, vb
bu ülkelerde zaten doğal olarak halk cahil olmadıgı için refah içinde bir demokrası var. kendi kendilerini yönetiyorlar zaten

colony ise diğerleri: nijerya, gana, guyana, malezya, vb. bu ülkelerde halk cahil ve ingiltere doğrudan yönetiyor. bu ülkelerde refah pek yok

türkiye birinci grupta olmayacağı için değişen bir şey olmazdı.
  • benarrivo  (25.02.24 13:14:07) 
kanada zaten batılı, yzelanda ve avustralya halkı batılı olan devletler. türkiye bu ülkelerden değil. diğer gelişmemişler tarafında. hiçbir batılı tarafımız yok. güney afrika gibi zengin beyazlar durumu da yok. ki güney afrika da gelişmiş bir ülke değil


  • paintov  (25.02.24 15:26:00) 
türkiye ingilizlere yenildi zaten. ve istediği her şeyi aldı ingiltere. verilenlere asla ittihatçılar gibi göz dikmeyecek bir rejim ve bir anlayış tesis edildi. karşılığında buna denk düşen refahı verdiler. aralarına kabul ettiler.


  • lambırcek  (12.03.24 22:50:46) 
Kesinlikle hayır. Nundu'nun örneği daha doğru. İki ihtimali var ya vali atayarak direkt koloni olduğunu yüzüne vura vura Ürdün-Filistin Bölgesi-Mısır civarında yaptıklarını yaparlardı ya da din ile uyutacak bir tek adamı başımıza dikip eğitim sisteminden uzaklaştırır gelişimin önünü keser ve sorgulamayan nesille sömürebildikleri kadar sömürürlerdi. İkincisi, taze cumhuriyet döneminde yapamadıkları halde sonradan başardıkları için tanıdık geliyor, değil mi?

Yukarıdaki İngiliz zaferi konusu tamamen hatalı bir yorum.
  • nawar  (12.03.24 23:02:12 ~ 23:57:39) 
ingiliz etkisi o kadar güçlü savaşı kimin kazandığı ve kimin istediğini aldığı konusunda bile hurafelerle bezeli kafalar türetti.


  • lambırcek  (24.03.24 05:58:16) 
İngilizler Allah değil. Her şeye muktedir Batılı devlet tipolojisi ancak şu anki durumumuza uygun ama ^^ Atatürk’ün ve diğer kurucu önderlerin alt kademe amerikan, ingiliz güvenlik görevlileriyle sarmaş dolaş pozları yok, ama şimdiki kadroların çok var.

Milletin kafasına laf edeceğinize kendi kafanıza bakın.
  • anlatamıyorum  (24.03.24 21:35:06) 
ülke sömürge olmadı belki ama sömürülmekten beter edildi. Hiç bir ırk birbirinden üstün değildir, ama bir gerçek varki, ülke bu kadar kısır , dar ve başkaları ne der kafa yapısını çoktan terk etmiş olurdu.


  • Rao  (24.03.24 22:22:19) 
[]

Hepatit A'dan korkmali miyiz ?

Bugün hastaneye baska bir sey için gittigimde doktor kan testinde hepatit pozitif çikmis dedi.

Basima bir sey gelir mi karaciger yetmezligi falan ?


 
Pozitif çıkan A mı, B mi, C mi? Çok farklı sonuçları oluyor


  • abbabaabbaababbabaababbaabbabaab  (24.02.24 09:17:52) 
[]

Hekimler ögle arasinda nereye gider sorunsali

Geçen gün ögle arasina denk gelip, hastane avlusunda bekliyorken aklima geldi. Diger personel karsi tarafraki kantine çay içmeye gidiyordu mesela ama hekimler ögle arasini simit çayla geçistirmiyordur diye düsünüyorum.




 
hastanelerin yemekhanesi var orada yiyorlardır. veya servis katında kendi odaları oluyor oraya dışarıdan söylüyorlar.


  • my fault  (13.02.24 12:19:05) 
her hastanenin yemekhanesi var


  • benaslinda  (13.02.24 12:22:53) 
hastane yemekhanesi ya da o yemekhaneden servise gelen yemekler oluyor ama genelde yemekler kötü ve yetersiz olduğu için bu seçenek az tercih ediliyor.

Dışardan söylemek bir seçenek ya da eğer daha sakin bir bölümse ve öğle arasında dışarı çıkabilecek zamanı varsa, hastane içinde ya da etrafında güzel ev yemeği vs yapan yerler olur genelde. Oralarda yeniyor. Ortam değişikliği de oluyor bu şekilde.
  • nundu  (13.02.24 12:24:56) 
özel hastanemi devlet mi?
özelde doktorların lounge'ı oluyor veya restoran veya yemekhanedende yiyorlar, doktorların odası gibi bişey yok özelde.

  • eja  (13.02.24 14:48:27) 
Hastaneden hastaneye degisir. Cogu doktor yemekler kotu olsa da -bir kismi zevksiz oldugundan, bir kisminin vakti olmadigindan- yemekhanede yer, bazilari kendi odasinda disaridan soyler, bazilari hastane disina cikip yer gelir. Doktorlarin odasi yok ozelde diye bir sey de yok, hastaneden hastaneye degisir bu durum. Benim calistigim yerde var mesela.


  • gibicibicis  (13.02.24 18:18:52) 
Daha önce eğitim araştırmada doktor olan abimden gördüğüm kadarıyla simit çay içebilince oh bugün rahatız diyorlardı. Genelde aç kalırdı ve öğle arasında da çalışmaya ameliyata devam ederdi. Sonra şekeri düşünce ameliyatta eli titremesin diye uyduruk kent şekerlerden atarlardı ağızlarına ahskshsj.

Ama normal devlet hastanelerinde yemekhane var. Vakti olan gidip yemekhanede yiyor.
  • Gradient_tabanlı_mor  (14.02.24 09:51:24) 
[]

Gaitada gizli kan testim pozitif çikmis

Paniklemem mi gerekir ?

Ablasini henüz kanserden yitirmis biri olarak diken üstündeyim. Zaten tahlile gitmeden de içimde bir huzursuzluk hep vardi.


 
Diken üstünde olacak herhangi bir şey yok. Bissürü sebebi olabilir. Kolonoskopi yaptırın.


  • Mirket  (12.02.24 18:29:31) 
Yarin test sonuçlari için tekrar hastaneye gidecegim. Zaten mide agrisi ve gobek çevresinde batma seklinde agrili sikayetim sonucu gitmistim.


  • Yourcousinmarvinberry  (12.02.24 18:35:07) 
O zaman hekim kolonoskopi değil endoskopi isteyecektir. Yine panikleyecek bir durum yok ortada. Raat olun.

Geçmiş olsun.
  • Mirket  (12.02.24 18:46:29) 
Başınız sağolsun ve de geçmiş olsun. Basur gibi sebeplerle de olabiliyor bu arada, her zaman farkedilebilir olmayabiliyorlar, hemen en kötüsünü düsünmeyin.


  • huzurlarinizda huzursuzluk  (12.02.24 19:37:32) 
Barsakta ülser kaynaklı olur genelde. Alkol acı baharatlar ve sigaradan uzak kalın. Lifli gıdalarla beslenip egzersiz yürüyüş yapın.


  • dakota  (12.02.24 20:03:02) 
[]

Gap iliski hakkinda ne düsünürsünüz ?

Eksi'de çok konusulan bir sey su ara. Sizin yaklasiminiz nedir ?

eksisozluk.com


 
ilk kez duyuyorum, bir şey düşünemedim.


  • datnet  (09.02.24 23:32:57) 
swingerin yeni adi gap mi..peki..


  • cooperr  (09.02.24 23:42:32) 
Swinger'dan çok farkli bir sey aslinda. iliskinin kendisiyle ilgili.


  • Yourcousinmarvinberry  (09.02.24 23:53:20) 
herkes kendine uygun ilişki pratiğini uygulayabilir ya da kendine uygun olup olmadığını deneyebilir

tek eşli ilişki kutsanmak zorunda değil

tek eşli bir ilişkiyi tercih ediyorum fakat bunu hiyerarşik olarak üstte görmüyorum
  • grimavi  (10.02.24 00:20:41) 
İlişkide karşılıklı rıza olduktan sonra her şey okey bence. Ben ise kendimi tek eşli görüyorum, geleneksel ilişki modeli dısında bir model denemedim çünkü cazip gelmiyor.


  • rebecca  (10.02.24 00:51:23) 
Benim bu konudaki mottom "herkesin hayatına kimse karışamaz". İlişkinin iki tarafı da bunu sorun etmiyorsa, ortada hukuki suç sayılan bir durum yoksa, zarar gören kimse yoksa herkes dilediği ilişki tarzını yaşamakta özgür. Her ilişkinin dinamiği farklı.

Kendi kişisel hayatımda isteyeceğim ya da tercih edeceğim bir durum değil fakat biri bu ilişkiyi yaşıyorsa da tek yapacağım yorum "bu beni ne ilgilendirir?" Olur.
  • fraise  (10.02.24 02:45:37 ~ 02:48:37) 
anladığım kadarıyla gap ilişki = belirli süreli açık ilişki

ben tek eşli ve evliyim. Evli değilken de ben ve çevrem hep uzun süreli tekil ilişkiler içindeydik.
  • nhk ni youkosu  (10.02.24 03:58:10 ~ 03:59:29) 
Buna en yakın Friends dizisindeki Ross'un "we were on a break" repliğinin müsebbibi olan kaçamağı geliyor aklıma. 10 sezon boyunca Rachel herifin burnundan getirdi. Genelde tavır bu oluyor herhalde.

Gerçi ilk duyduğumda "Atatürk Barajı'nda buluşulan ilişkiye GAP ilişki denir" diyordum (yaş belli eden örnekler, evet)
  • d max  (14.02.24 16:56:07) 
İğrençmiş! Zaten HIV dolu ortalık.


  • Kahvedesu  (14.02.24 19:08:59) 
[]

Burun eti ve ses tonu sorunsali

Küçüklükten beri burun eti ve burun egriligi sorunu yasiyorum. Tabii bu beraberinde birçok rahatsizligi da getirdi; sïnüzit, nefes alma problemi, uyku kalitesi vs. gibi.

Ama asil sorum su, ses tonum bildim bileli genzimden gelir ve bu da sanki burnumda bir sey varmiscasina ses kalitemi etkiler. Burun ameliyati olmam bu durumu degistirebilir mi sizce ?


 
Düzelir. Ses, ses tellerinden üretilse de akış gereği ağız ve geniz yapınız buna bağlı burun yolu akustiği etkiler ve sesinizi değiştirir. Şimdiki halinizden bir yıldız tilbe olamzsınız ama biraz konuşma pratiği vs ile o genizden konuşma tonunu yenebilirsiniz.


  • erty_ksk  (02.12.23 15:30:23) 
[]

Evden çikmak için verilmesi gereken min. süre ?

Ev sahibinin hangi gerekçeyle olursa olsun, kiracisinin evden çikmasini istedigi tarih, tebligden itibaren min. kaç ay olmali ? 2 ay ?




 
6 ay


  • adivar  (19.11.23 19:56:37) 
hukuki olarak durup dururken böyle bir şey isteme hakkı yok. vicdani olarak düşünürsek min 3 ay olmalı derim.


  • kanatlı kontun müşfik öpücüğü  (19.11.23 21:16:55) 
[]

Fransizcam, ingilizcemi etkilemeye basladi...

Ayni anda birden fazla dili kullananlar iyi bilir, yeni ögrenilen ikincil dil, kendinden öncekini asimile etmeye baslar.

ingilizce benim major dilim ve yeri asla doldurulamaz, degistirilemez.

Yalniz cümle okumasi yaparken gözüm sürekli Fransizca sözcük veya kip arar oldu.

Bu durumdan kurtulmak mümkün mü ?

 
Kendi kendi geçiyor

Ben de fransızca öğrenirken ingilizcemin fransız aksanına kaydığını söyleyen birbiriyle alakasız insanlar olmuştu. İşin garibi ingilizcede hiçbir zaman native bir aksanım da olmamıştı zaten :D

Sonra geçti. Sanırım bir dil öğrenme sürecinde ister istemez çok odaklandığınız için böyle şeyler oluyor.

Dediğiniz gibi ben de fransızca sözcük tespit etmeye başlamıştım. Hatta bir noktada ingilizcesini bilmediğim sözcükleri fransızcalarla ikame etmeye başlamıştım, çünkü zaten çoğu fransızca sözcük ingilizce sözlüklerde yer alabiliyor.

Her neyse :D geçici durum telaşlanmayın.
  • akhenaten  (15.11.23 07:41:57) 
Oluyor ya. Günümün çoğu ingilizce ile Fransızca arasında atlayarak geçiyor. Haliyle aksan vs kayabiliyor.
Beni de rahatsız ediyor bazen o yüzden odaklanmak, dikkat etmek gerekiyor.
Misal for example yerine par exemple diyorum bazen =d
  • logisticsmanager  (15.11.23 09:42:14) 
Genelde bir dile daha cok abaninca oluyor.

Egerki mesela kitap okurken / dinleme calisirsan vs 1 saat fransizca 1 saat ingilizce okursan / dinlersen yani esit ve dengeli tuketirsen beyin ayrimi daha iyi yapiyor. Ben boyle astim.
  • Zetnikov  (15.11.23 10:23:31) 
türkçeni bile etkiler hahaha. bazen türkçe kelime aklıma gelmiyor almancası geliyor. bazen almanca konuşurken ingilizcesi geliyor. 2-3 dili karışık kullanıyorsan şaşırtıcı değil. ben hızlı konuşuyorum biraz yabancı dilleri de. yavaşlasam düzelir gibi geliyor.


  • bohr atom modeli  (15.11.23 11:54:48 ~ 11:55:27) 
C1 seviyesinde ingilizcem var. Yakında Almanca ve Latince öğrenmek istiyordum. Bu postu görünce korktum açıkçası.


  • anaphylacticshock  (15.11.23 13:45:22) 
[]

Yarım milyon USD'nin aylık banka faizi ne kadardır ?

Bir tanıdığım kişiye yarım milyon dolardan daha fazla bir miras kaldı. Bu kişi parayı tl cinsinden bankaya koysa aylık ne kadar faiz kırar ?




 
500 bin usd= 11,5 milyon tl
yillik faiz %35
32 gun faiz geliri= 335-340 bin tl
bu paraya bankalar daha iyi oran verir tabi

iga swiatek bugun rg sampiyonu oldu
kazandıgı odul 2,3 milyo öyro
parayı turkiye'ye getirse
bendeki yatırım vizyonu :)
  • exlibris  (10.06.23 20:21:51 ~ 20:27:27) 
enpara %39 veriyor 6 ay için, yaklaşık 2.3 milyon tl getirir 6 ay sonunda

13.800.000 olarak çeker 11.500.000 yatırdığı parayı
  • pislick0  (10.06.23 20:46:37) 
100.000 TL için yıllık faiz oranlarının listesi şurada yazıyor.

www.enuygun.com

Ama o kadar büyük bir meblağ için, resmi oranlarla yetinmeyip, bankaya gidip pazarlık ederek çok daha fazla faiz alınabilir.

Ancak bu enflasyonist ortamda faiz ne kadar çok olursa olsun, ana paranın alım gücü de o hızda eriyecektir.

Yarım milyon Doları İş bankasına götürüp 617 kodlu Eurobond alsa her ay 3816 Dolar alır.Bugünün parasıyla 87768 TL yapar.
  • Mirket  (10.06.23 21:46:35 ~ 22:01:27) 
standart oranın üzerinde verirler. yani rahatlıkla 40ın üzerinde olur. yüksek miktara özel faiz oranı da belirlerler. üstelik dolar getirene bir miktar para da veriyorlar diye duydum.


  • paintov  (11.06.23 00:26:02) 
Eğer para usd ise usd faizi vs üzerinden konuşsun. Usd'ye değişik enstirümanlar sunuyor bankalar.


  • 1917  (11.06.23 10:35:56) 
Ben olsam 22 hazirandaki toplantıyı beklerdim, muhtemelen faiz artacak. Bu doğrultuda bankalardan özel olarak yüzde 45-50 oran alabilir. Tabi o kadar parayı faize bağlamak ne kadar mantıklı, tartışılır.


  • halitkin  (11.06.23 14:42:43) 
[]

Ay nerede sorunsali

Bu gece pembe dolunay varmis ama burada hava açik olmasina ragmen Ay'i hiçbir yerde bulamadim gökyüzünde. Nereye saklandi bu Ay ?




 
[]

Çiğ badem kan şekerini yükseltiyor mu cidden ?

Dün duyduğum ve beni dumurlara sokan beyan.

Uydurma oldugunu düsünüyorum.


 
GI'i neredeyse sifir olan bir yiyecek. Kan sekerini ziplatmasi olasi degil :)


  • e mice  (26.05.23 17:36:34) 
Yanlışım olabilir uzmanı değilim.

Glisemik İndex kan şekerini ne kadar hızlı yükselttiğini gösteriyor.

Yenilen her şey ise vücutta insülin salgılattigi için kan şekerini yükseltir. Ama az ama çok.

En basiti, aralıklı oruç yaparken badem yenilemez.
  • kisa  (26.05.23 20:02:46) 
kalorisi olan her şey kan şekerini yükseltir.


  • alperz  (26.05.23 20:10:59) 
[]

Hiç Lamborghini'ye bindiniz mi ?

Autoshow'larda vs olanını kastetmiyorum tabii, baya ön veya arka koltukta binip gittiniz mi ?

Bu arada Lambo değil de başka bir hypercar olduysa o da olumlu.


 
Hiç binmedim
Cobra ya bindim kullandım spor araba dersen maks.

  • kisa  (22.04.23 12:02:00) 
Hypercar sayılır mı bilmiyorum şunun pilot mahaline oturmuştum ama direksiyonu yoktu ben bindiğimde fkfkfk süremedim.

ibb.co
  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (22.04.23 12:02:12) 
Lambo’ya hiç binmedim ama USA’da Mustang Camaro falan kullandım, bir de 1987 Ferrari Testarossa sürme şansım olmuştu, bambaşka bir tecrübe. Günlük hayatta 1.6 Ford Focus kullanıyorum uzun süredir ve artık o kadar alıştım ki vücudumun bir uzvu gibi oldu; yukarıda bahsettiğim araçların sürüş dinamikleri yol tutuşları falan bambaşka. Ferrari özellikle 35 yıllık araba ama cillop gibi bakılmış ve o motor sesi, o vites geçişleri, pedala dokunduğundaki o güç hissiyatı… Motorlu taşıtlara yükselmeye başladım açıkçası o sürüşten sonra…


  • vedatchilipeppers  (22.04.23 12:22:35) 
Ferrari LaFerrari sürdüm.


  • gabe h coud  (22.04.23 21:13:16) 
Dubai'de Lambo kiraladim. Gecmiste Corvette Stingray satin aldim.


  • thetruenorthstrongandfree  (22.04.23 23:37:10 ~ 23:37:37) 
hayır. hiç ilgimi de çekmedi.


  • deartheodosia  (23.04.23 00:16:54) 
lp560-4 ve GTR'a bindim yolcu olarak, 2010 falandi, ikiside sifir ayarinda araclardi.
istanbul-edirne arasi otobandan koparak gitmistik.

e60 m5, f80 m3 ve audi rs5 kullanma firsatim oldu, guzel araclar.
  • cooperr  (23.04.23 07:41:08) 
Ankara'da eskiden sarı bir diablo vardı belki duruyodur halen, onunla bir tur atma şansım olmuştu, bir de carrera gt3 rs test etme şansım olmuştu. 1 hafta depresyondan çıkamadım sonra :)


  • mirty  (23.04.23 11:01:08) 
[]

"Kızılcık Şerbeti" dizisinin olayı nedir ?

Daha ilk defa bugün bir yerde görebildim kısa bir şey, sanırsam türbanla alakalı bir dizi yapmışlar.

Mevzusu nedir özet geçebilecek birisi var mı ?


 
Muhafazakar, zengin bir ailenin küçük oğlu ile seküler bir ailenin kızı önce sevgili oluyorlar; sonra kız hamile kalınca evleniyorlar. Bu ilk birkaç bölümde oluyor. İlk başta aradaki kültür çatışması anlatılıyor. Daha sonrasında karakterlere tek tek hikayeler yazıp (spoiler vermek istemiyorum), hem güncel olaylara deginiyorlar hem de karakter gelişimini izlettiriyorlar. Degindikleri konular iki taraf için de zaman zaman sinir bozucu olabiliyor ama, malum insanlar gerçeklerle bir anda yüzleşmekten hoşlanmazlar.

Arada başka aşklar vs doğuyor.

Bu kadar olay olmasının sebebi ise muhafazakar ailenin kızı, seküler ailenin arkadaşlarından birinden hoslanip bir iliskiye adim atmak uzerekeyken kızı apar topar başka bir adamla zorla evlendirdiler. Düğün akşamı kız birlikte olmak istemeyince de çocuk kızı iterek camdan attı.

RTÜK dizinin başka konularına uyuz olup bunu 'kadina şiddet' diye değerlendirip 5 bölüm ceza verdi. Kanala gönderilen belgesel de 'islamafobi', dizi saatinde bunu yayinladilar. Bu dizinin rakibi dizide adam kızlarını günde üç öğün kemerle filan dövüyor bu arada, onlara kimse ceza vermiyor.

Mevzu az spoiler ve özet ile böyle anlatılabilir. Ben de annem izlerken ilk bölümlerinde 'ay bu ne?' diye diye göz ucuyla izliyordum, son bölümlere doğru YouTube'dan bayağı izleyip takip ettim. Öyle bir dizi.
  • fraise  (22.04.23 02:29:58 ~ 02:32:04) 
[]

Lost'taki kel adam

Karakterin adini bilmedigim için bu sekilde yazdim.

Bu adam dizin baslarinda normal biriyken sonra ne oluyor da dark-side'a geçip, öldürülüyordu ?


 
Ağır spoiler içerir;


O zaten dizide ölüyor. Bedenini black smoke denen dark Side in elebaşı ele geçiriyor. Sonra da öldürülüyor. Yani öldürülen aslında o değil.
  • deer hunter  (08.04.23 21:19:56) 
karakterin adı John Locke.


  • nuisance  (08.04.23 21:58:43) 
isminden mütevelllit, john locke hayati deneyimlemek ve sınırları test etmek istiyor. o yüzden ota boka atliyor, sonra da icine seytan giriyor.


  • tadellesever  (09.04.23 11:50:14) 
[]

Buluşma bitiminde numara paylaşmayan kız

Bu bir anlamda; "bir sonraki buluşma olmayacağı için iletişime de gerek yok" mu demek olur ?




 
Evet malesef


  • Kaptanmemo  (07.04.23 19:21:06) 
Numarasını istediniz de geçiştirdi mi? Eğer öyle bir şey olmadıysa, numara paylaşma talebini sizden beklemiş olabilir. Kadınlar karşı taraftan beklemeyi pek seviyor bazı şeyleri, malum.


  • norules  (07.04.23 19:30:18) 
Muhtemelen hesabı çaktı sana ve kafası ağrısın istemiyor.


  • OrangeYellow  (07.04.23 19:40:22) 
Evet, maalesef. Yani sormana ya da onun söylemesine gerek kalmadan iletişim kanalları artırılıyor aslında. Numara olmasa bile eklenilebilir başka yerlerden buluşma sonunda. Bu arada direkt "başka buluşma olmayacak" demenin dışında "elektrik alamayıp" şimdilik bu seviyede cepte tutmak da istiyor olabilir.

Bu arada @OrangeYellow'un söylediğini de çok fazla duymaya başladım. Özellikle uygulamalar üzerinden buluşmalarda arkadaş ya da sevgili değil sponsor arayan kızlar artmaya başlamış. Yediklerini içtiklerini ödetip kayboluyorlar. Başka mecrada ekledilerse de engelliyorlar. Bir tanesi Twitter'da (Çocuğa yarısını sonra yollayacağını söylemiş ve yollamamış) "yüzsüz gibi yemek parasının yarısını istiyor" deyip konuşma paylaşmıştı.
  • nawar  (07.04.23 20:22:36) 
numara olmadan nasıl buluştunuz?


  • Kahvedesu  (07.04.23 23:29:05) 
Numarayı istediniz mi?


  • Amaranta ursula  (07.04.23 23:36:19) 
Buluşma öncesinde nerden iletiştiyseniz ordan devam et işte; niyet okumaya gerek yok.


  • vedatchilipeppers  (08.04.23 11:10:39) 
Mekanlarda fiyatlar çoşunca dolandırıcılık tavan yaptı. Para dışında onun yanında yer kaplama işlevin de oluyor. Hem beleş yeme içme hem de muhabbet. Buna yedir içir dobr vecir diyoruz.


  • OrangeYellow  (08.04.23 11:26:48) 
[]

LDL Kolesterol değerim

ldl'm 182 çıkmış.

Normal kolesterol ise 272 çıkmış.

Durumum çok mu kötü yoksa haplarla vs kurtarılabilinir mi ? Tavsiye bekliyorum.

Alkol, yağlı gıda, fast food, katı yağ vs tüketen biri değilim ve günlük yürüyüşlerim vardır mutlaka.

 
Klasik tıp bilimine göre iyi değil ama klasik tıp bilimine göre yine kolesterolün %90'u falan karaciğerde üretiliyor, diyetle gelen kolesterol %10 civarı, besinle gelen kolesterolün fazlası çişle atılıyor, ldl dediğimiz şey de vücudun üretip dokulara gönderip iş yaptırdığı (hücre inşası tamiratı falan) hdl'den arta kalıp tekrar karaciğere gelen kolesterol türüdür, yani öyle bahsedildiği gibi ölümcül vs bir şey değil, kolesterolün "zararlı" boyuta geçmesi biraz genetik yatkınlıkla alakalı bir durum, onda da ldl'nin 400-500 falan çıkması lazım zaten. Oradan hesapla işte.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (03.04.23 14:51:38) 
ldl kötü değil kötü olan ldl'in oksitlenip yapısının bozulması. sağlıklı olup olmadığına bakmak için ya oxidized ldl'e bakmak lazım ki türkiyede bunu yaptırabiliyor musun onu bile bilmiyorum... ya trigliserid'e bakacaksın o fikir verecek.

ben carnivore'um bu da ketojenik bir beslenme, ketojenik beslenmedeki yüksek kolesterol ile ilgili güzel şöyle bir video var mesela www.youtube.com

kısacası yağlı gıda yemende o yağ hayvansal kaynaklıysa sorun yok, asıl problem kolesterol yüksekken karbonhidrat ağırlıklı besleniyorsan. karbonhidrat tüketimi o ldl'i sağlıksız hale getiren şey. beslenme ile ilgili yapılan önerilerin çoğu tamamen yanlış ne yazıkki... burada hem tüm dünya nüfusunun hayvansal beslenmesinin teknik olarak imkansız olması hem de neredeyse tüm endüstriyel gıdaların, içeceklerin, atıştırmalıkların vs. karbonhidrat içeriyor olması etkili. milyarlarca dolarlık birçok sektör var karbonhidrat satışına bağlı. haliyle et kötü ot iyi diyorlar... gerçek tam tersi. en kötüsü de dengeli beslenme dedikleri et ve otu birlikte tüketme olayı, tabi sağlık sektörünün de para kazanması lazım :D insanlar sağlıksız olmalı...

tek başına ldl değerin hiçbir şey ifade etmiyor.
  • konetsu  (04.04.23 03:54:34 ~ 03:56:33) 
Ldl tek başına anlam ifade eder, ama 'çok kötü' ifadasini hak etmez. Genelde ilaçlarla düzelen bir görüntü var sizin deıerlerde. Endişe etmeyin. Muhtemelen ilaç verilir, onları düzenli kullanın, yaşam tarzını değiştirin. Stres faktörünü asla unutmayın-ihmal etmeyin, azaltın. Daha hareketli bir yaşama yönelin.


  • abbabaabbaababbabaababbaabbabaab  (04.04.23 09:35:41) 
[]

Fedon nasil cilt kanserine yakalanmiyor ?

Bu adam her yaz düzenli bronzlasiyor, buna ragmen kanser olmadi.

Nasil oluyor ki bu ?


 
Herkes sigara içiyor nerdeyse ama herkes kanser olmuyor


  • olaylar olaylar  (27.03.23 16:20:14) 
Eda taşpınar nasıl yakalanmıyorsa o da öyle işte


  • romario  (27.03.23 16:25:08) 
olaylar

Cilt kanseri, akciger kanserinden bile daha ciddi bir kanser türü ve oluşumu daha hızlı.
  • Yourcousinmarvinberry  (27.03.23 16:26:10) 
yakın zamana kadar herkes yazın tarlada sürekli güneşte idi. onlar nasıl olmuyorduysa öyle. güneş = cilt kanseri denen olay fake, sahte. ayçiçek kanola palm vb kötü yağları yersen her şey olursun


  • sert siyah krom  (27.03.23 16:54:56) 
cilt kanseri bildiğiim kadarıyla zaten kuzey ülkelerinde yaygın. aşırı beyaz tenliler için risk fazla


  • ala09  (27.03.23 17:16:20) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.