Ekşi Duyuru

çok büyük ihtimalle. ithal kitaplar maalesef çok pahalı oluyor.

internette her zaman daha ucuz olur.

@pequod - @haistre

aslında birkaç seferdir e-book üzerinden okuyorum ingilizce kitapları ama basılı okunması daha iyi oluyor.

amazon türkiye'de bulunabiliyor bazı ingilizce kitaplar. yoksa da biraz gümrük ücreti verilince yine de diğer alternatiflere göre uygun oluyor. tezim için okuyacağım kitapları bu şekilde basılı almıştım ben de rahat okumak için.

Dukkanda daha pahali bile olabilir. Daha ucuz zaten olmaz.

Yurtdışından getirtin, kitaplarda gümrük muafiyeti var diye biliyorum ama her gün her şey değiştiği için yanılıyor da olabilirim.

Eskiden kalın ebook'ları uygun fiyata kırtasiyede bastırır, spiralletirdim, dilerseniz deneyebilirsiniz.

mağazalarda türkçe/ing. fark etmeksizin her zaman daha pahalı maalesef

Güzel çevirisi var mı acaba ben 6:45 versiyonunu okuyamamıştım berbat ötesiydi çeviri :(

Şu an can kantarcı çeviriyor bir tane yakında çıkar

tarzınızı bilmiyorum ama aşağıda birkaç link attım üzerinize. hemen hemen tüm online alışveriş sitelerinden kategori ile sorgulayabilirsiniz.

www.mediamarkt.com.tr

www.hepsiburada.com

www.decathlon.com.tr

(git: www.samsonite.com.tr)

www.vans.com.tr

vans in çantalarını çok seviyoruz biz, hem kocaman değil, hem laptop gözü var.

espresso dediğin şey zaten italyanların genelde yemekten hemen sonra içtikleri bir nevi kendi türk kahveleri. bence espresso öncesi veya sonrası filtre kahve içmek kafein bağımlısı değilsen çok gereksiz olur.

Belki yine espresso bazlı olanlar içilebilir.. Espresso üstüne cortado, latte vb belki de americano çok kötü olmayabilir.

Filtre kahve ben içmezdim sanırım. Tadları ayrıştırabileceğinizi düşünüyorsanız mümkün tabii :)

Farkli turde kahve diye birsey yok (cekirdegin baska yorelerde yetismesine, farkli kavrulmasina ya da icmeye farkli hazirlanmasina farkli cesit kahve diyorlar, ozunde hepsi ayni cekirdek, ayni bitki)

espresso dedigin sey cekilmis kahve cekirdeginin basincli sicak suya maruz birakilarak aromasinin ve yaglarinin suya gecmesi.

Filtre kahve dedigin sey yine ayni cekilmis kahve cekirdeginin sadece sicak suya maruz birakilarak aromasinin ve yaglarinin suya gecmesi.

Latte dedigin sey, espresso makinasindan bi shot alinip... diye gidiyor.

Hepsi bildigin kahve cekirdegi... Biri espresso bitkisinden biri latte bitkisinden digeri frappacino bitkisinden gelmiyor.

Hatta cok ilginc bisey soyleyeyim bak :) turk kahvesi de AYNI cekirdegin daha ince toz olarak cekilmis ve cezve denen alette pisirilmis hali.

Bos muhabbetler bunlar yani. Nasil istiyorsan oyle ic, aldigin kafein miktarini gozeterek...

Not: Gunde en az 2 bardak kahve tuketen birey.

Powerpivot

Maalesef çok hafif atlatsanız bile yaygın bir durum bu "brain fog" denilen olay. Doğrudan bu şekilde de aratırsanız bir sürü sonuç gelir, rastgele birini seçiyorum:

www.health.harvard.edu

Covid'in uzun süreçte etkilerini bilmediğimiz için şimdilik net bir bilgi yok bu konuda.

ben doktora gitmiştim. fosfatidilserin kullanıyorum. bana iyi geldi. geçen sene nisan'dan beri kullanıyorum yanlış hatırlamıyorsam.

En az 2 3 cumle icinde gormen lazim.

YDS'ye özel çalışmıyorum. Her gün BBC okuyarak kelimeleri yazı içinde öğreniyorum. Ezberlemek akılcı bir yol değil. En kötü Oxford sitesinden açıklamalara bakın.

Öeh dediğiniz kelimeler hangileri?

@dissendium

- Idleness
- Abate
- Hitherto

bright uygulaması kullandım tavsiye ederim. tabiki ücretli

www.youtube.com

1e6, Rick potion #9. Kendilerini gömdükleri bölüm.

1e8, rixty minutes. Morty monologlu bölüm.

2. oyun Rise of the Tomb Raider.

Ocak'a sarkar muhtemelen. Bana 1 ay sonra yatmıştı.

Sgk'daki memurun keyfi ve işyerinin raporu ne zaman onayladığına göre değişir. Max. 15-20 gün içinde yattığı da oluyor. Bu arada mutlaka e devletten girip banka tanımla.

@robin one persie, tanımlamıştım önceden.

ne ödemesi oluyor bu acaba?

İşyeri raporu onaylandıktan sonra 2-3 gün, maksimum 1 hafta içinde yatar.

@bass: işyeri raporlu günlerin parasını maaştan keser ve maaşı raporlu gün kadar eksik gösterir. Devlet de bu günlerin parasını (bire bir tamamını değil, kesinti yaparak) çalışana yatırır. Onun parası.

covid gibi bir üst solunum yolu hastalığının karaciğere etki eden alkol alımıyla çok alakası olmaz gibi. ama doktor değilim. aile hekiminiz bu günler için var. çok geçmiş olsun.

Eğer kovid ilaçlarını kullandıysanız alkol alımını çok arttırmanızı önermem. Ama dehidre olmadığınıza dikkat ederseniz içtiğiniz bi iki biranın karaciğeri zorlayacağını sanmıyorum.

Bilgi olsun diye yazayım;

- İlaç vermediler.

Her iki alana ekleyeceğiz sütunu kopyalayarak çoğaltıp eklemeyi deneyebilirsiniz.

Dilimleyici eklerseniz istediğiniz kısıtı koymuş olursunuz. Veya himmet dayı +1

Öncelikle

1 - Kimse kusursuz bir İngilizce beklemiyor
2 - Aksan umursanmıyor

Yaptığınız meslek özelinde anlamanız gereken şeyleri anlayabiliyor ve gereken seviyede iletişim kurabiliyorsanız yeterli. Tabi burada bir skala var; örneğin daha teknik bir iş yapıyorsanız ve iletişiminiz birkaç kişiyle sınırlıysa işiniz daha kolay olur ama mesela sunum yapmanızı, insanlarla sık sık tooplantıya girmenizi gerektiren bir işiniz varsa yine yukarıdaki iki husus geçerli olacak şekilde görece daha iyi bir İngilizce avantaj sağlar.

abi ana dili İngilizce olmayan ülkede çalışacaksan kimse süper dil beklemez, diğerleri de çok iyi olmuyor çünkü. iş görecek kadarı yeter ama o da işin ne olduğuna bağlı. bazı durum vardır sadece mail atarsın, bazı iş var sürekli telefon görüşmesi ve hatta sunum vs. yapman beklenir, o açıdan net konuşmak zor. yds gibi sadece kağıt üstünde soru üzerinden becerin ölçen sınavları çok dikkate alma derim ama yüksek olması tabii ki olumlu.

istisnalar dışında İngilizce bilmek yurtdışında iş sağlamaz ama. önemli olan işi yapıp üstüne yurtdışına çıkacak donanıma sahip olmak. benim ingilizcem oldukça iyi, mülakatta filan teklemeden gavur gibi konuşurum, her konuda kavga ederim, biraz rusçam da var ama kariyer.net'te cv'me kimse açıp bakmıyor bile :) çünkü yaptığım bir iş yok, sadece dil biliyorum. atıyorum petrol mühendisi olup üstüne ing rus bilsem belki kazandığım parayı koyacak yerim olmaz ama şu an bir işe yaramıyor, kız bile düşmüyor çünkü 30 yaşında yırtık pantulla gezen adamı kim ne yapsın?

kısacası İngilizceden çok işe odaklan derim, yurtdışına çıkarırsa iş çıkarır. dil ekstrası olur. kimse iyi İngilizce biliyor diye gidemiyor, başka sebepler lazım.

İzlemek dinlemek bir yere kadar. Konuşmadığın sürece hiçbir yere varmaz. "Anlıyorum ama konuşamıyorum" seviyesinde kalırsın.

Gittiğin ülkeye göre de değişir ihtiyaç duyduğun ingilizce. Mesela italya ispanya gibi ülkelerde zaten onların da berbat ingilizcesi. ama bizim gibi beden dili çok kullanırlar bir şekilde derdini anlatırsın.

Çalıştığın sektörle de alakalı. Atıyorum grafik tasarımcısındır ya da yazılımcısındır. Orada iş kendini anlatır, ingilizce seviyenin anlamı olmaz. Ama marketing işindesindir orada çok önemlidir dil seviyen.

Cambly dene bence.

Bence cevaplardaki genellemeler biraz anlamsiz. Butun 'yabanci ulke'ler ayni degil. Ukrayna'da yeterli olabilecek ingilizceyle Hollanda'daki seviye cok farkli. Beyaz yaka/masa basi is istiyorsan gelismis ulkelerde ingilizce seviyesi beklentisi daha yuksek, ana dilleri ingilizce olmasa bile. Hizmet sektorunde de yerel dil on plana cikacaktir.
"Kimse kusursuz bir İngilizce beklemiyor" sadece yazilim vs gibi cok talep goren bir mesleginiz varsa gecerli olabilir. Hem ulkenin dilini bilmeyip ustune bir de ingilizce vasatsa ihtimalleri epey daraltiyorsunuz demektir.

@der meister, hak veriyorum bu konuda. Yabancı dil dışında yeti lazım iş içim.

@Sour, yds aslında dil tazminatı için çalışıyorum. En azından çalışmaya çalışıyorum. Hazır böyle bir çalışma yaparken genele yaymak istiyorum.

@anten Son derece haklısınız. Pratik yapıyorum ara ara. Bir dönem sürekli yapıyordum ama şimdi maddi yönden sıkıntılı olunca yapamıyorum sürekli.

The Economist okuyup fazla sozluge falan gerek kalmadan anliyorsan ingilizcen anadili ingilizce olan ulkeler dahil hepsi icin yeterlidir. Akici konusma ve duydugunu anlama zamanla kazanilan birsey, tamamen icine gomulmeden halletmesi cok zor.

Goygoy kismina gelince, zor. Adamlarin kulturune asiri hakim olman lazim. Seksenlerde izledikleri bilmemne dizisinden ya da o zamanlardaki bir unluden konu aciliyor, 10dk espiriler donuyor mal gibi bakiyorsun, mevzuya uzaksin. Benim adamlara "tarkan'in ilk ciktigindaki halleri neydi oyle, levent yuksel'in ilk kasedi superdi" gibi bir muhabbet acip katilmalarini beklemem gibi birsey.

Yurtdisinda yasaman icin gerekli seylerden "biri" ingilizce. Ama oncelik kesinlikle degil. Ben tarzanca ile inanilmaz noktalara gelen insanlari gordum, gormeye de devam ediyorum.

@cooperr The Economist'i okurken bir hayli bakıyorum sözlüğe.

Yani maskemi takip, dezenfektanimi yanıma alıp yeni normalde nasıl yaşıyorsak aynı şekilde devam ettim. Öncekinden bir farkı olmadı.

covid olduktan sonra 3 hafta hiç çıkmadım evden. Sonra çıktım. Önlem anlamında önceden nasıl ise o şekilde davrandım. Ama kafaca daha rahattım. Yani dışarıda maskemi çıkarmadım ama tüm önlemlere rağmen tekrar bulaşabilme ihtimali bana korkutucu gelmedi.

aynı covid olmamış gibi devamke.

niye test yaptiracaksin? onu anlamadim. benim de son gun bugun karantinada. yarin cikacam

@camussar

Çalıştığım firma istiyor.

Ayarlardan test edebilirsiniz. Audio kısmında.

Değil.

hayır doğru değil, çünkü nefes yoluyla dışarıya vücuttan virüs atarak içinizdeki virüs sayısını azaltıp iyileşmeniz gibi bir şey söz konusu değil. iyileşmeniz vücudunuzda virüsle savaşan sistemlerin etkin bir seviyeye ulaşmasıyla alakalı.

arkadaşınızın dediği şey biraz "sakın yerleri silerken pencereyi kapatma içerde nem birikip tekrar yerleri ıslatır" demeye benziyor.

buhar olsa olsa çevrenizde enfekte olmamış kişiler varsa bunların dikkat etmesi gereken bir şey olabilir. sonuçta covid havadaki damlacıklar yoluyla yayılıyor. ancak bunun ne kadar etkili olduğuyla ilgili bir araştırma var mıdır bilmiyorum.

eğer evde tekseniz ya da herkes hastaysa bunu düşünmenize gerek yok, aksi halde de sorun olsa doktorlar bunu herkese belirtir zaten. her yerde ne yapılması gerektiğiyle ilgili şeyler yazıyor.

arkadasin belki hakli olabilir. belki az bilinen yada yeni ortaya cikmis bir arastirma olabilir. nerden duydugunu sorun.

Şöyle bir haber var www.cnnturk.com

24 saat içinde normalde, ama 24 saat dolmadan geliyor haberi genelde, 18-20 saat gibi.

Hastane yoğunluğu, o günkü test sayısı, laboratuarda sonuca bakan personel sayısındaki eksiklik vs hepsi etki eder sürece.

Hastaneye göre değişiyor. Gün içinde çıkar dedikleri test 3 saatte görünmüştü . Umarım haberler iyi gelir sonucunu yazar mısınız.

saat 11'de, pozitif çıktı.

Yoktu. İçişleri Bakanlığı Genelgesi'ne dayandırdıkları için anayasal değildi. Olağanüstü Hal ilan edebilecek ve anayasaya dayandırabilecekleri imkanına rağmen bu yol seçilmedi.

I can't say it was worth it (its price).

Wasnt the money's worth but can't complain.

Wasn't a lifetime experience but maybe one should try once

Olay para temelliyse 1, paradan bagimsizsa 2.

...but I can't say "I'm glad that I did"

Turkcell hat çekiyorsa superbox almak bir aylığına biraz tuzlu olur ama

internetin çekmemesi nedir? evde internet aboneliği var ama bağlantı mı yok? kablosuz bağlantı var fakat sinyal mi zayıf? köyde altyapı mı yok? soruyu anlamadım.

cep telefonunuza ekstra paket almak en ucuz ve hızlı çözüm her halükarda.

@seyyar satıcı; turkcell çekmiyor.

@orient blue köyde altyapı var ama bağlantı ile epey zayıf

Karikatür Evi

merkez demişsiniz ama caddede (erenköy-göztepeye yakın) bi de sihirbazlık okulu gibi bişey var caddede.
www.instagram.com
yeldeğirmeninde yapı kredi yayınlar,
hemen aşağıda osmanağada iş bankası yayınevi var, eğlenceli oluyor çocuk bölümü.
çadır'da (hasanpaşa) günlük bi atölye falan varsa hoş olabilir
şt'de oyun seyredebilirsiniz. (haldun taner)

gazhane'de güzel etkinlikler oluyor çocuklar için, web sayfasından takip edebilirsiniz.
muzegazhane.istanbul pazar günü 2 tane aktivite varmış.

bence sahibinde com'a girin. Size en yakın, ikinci el 37 ekran tüplü televizyon satan ilana "150 liram var, çalışıyorsa hemen gelip alayım" deyin.
Hayırlı olsun.

@biseysorcaktim kablo tv.

Epey doğru. Ama bazı şeylere dikkat etmek gerek. En az iki saat süreyle bir şey yememiş, içmemiş, efor sarfetmemiş ve terlememiş olmak gerekiyor.
Alkol alınan gecelerin sabahında çok alakasız sonuçlara götürüyor.
Hata payını minimize etmek için sık sık ölçüp sonuçların ortalamasına almak uygun oluyor.
Sonuçlarda karşılaştırma yapabilmek için günün aynı saatlerini tercih etmek uygun oluyor.
Bir de hem el ve hem de ayaklar kullanılarak yapılan ölçümler daha doğru sonuçlar veriyor.

eğer sadece tartı gibi üzerine çıkılan bir şeyse epey yanlış. mesela ben xaomi nin güya vücut komposizyonu yapan bir modeline çıkıyorum. hemen sonra büyükçe bardak su içip yeniden çıkıyorum; vücut yağınız 400 gr arttı diyor! zaten diyetisyendeki inbody gibi profesyonel cihazların sonuçları ile onun arasında % 10 gibi vücut yağı için çok büyük olan bir fark var. diyetisyen onları sadece tartı olarak kullanabilirsin demişti bana.

-rahatsiz etmeye başladıkça, her vücudun yenileme hızı farklıdır ayrıca, benim 2 ayda bir oluyor ortalama.

-eski sakal sekillendiricisini sadece vücut trasi için kullanıyorum.

1- ayda bir.

2- permatik banyo. kullan at tarzında.

önceleri ben de gilette mach 3 ile alıyordum. normal jilete göre çok daha iyi kesiyor ve zaten ayda 1-2 kez kullanıldığı için daha uzun ömürlü oluyordu sıradan permatiklere göre.

son bir kaç yıldır genital bölgemde jilet kullanmıyorum. makine ile kesiyorum. başlıksız değil en kısa başlıkla kesiyorum. tabi jilet gibi sıfır kesmiyorum bilerek. çok kısa kalacak şekilde kesiyorum. ki bence böylesi çok daha rahat oluyor.

koltuk altı için makine kullanmıyorum jilete devam. çünkü makine koltukaltımı tahriş ediyor benim.

tıraş sıklığı kişiden kişiye göre değişir. genel olarak 1.5 ayda bir gibi ortalama süre bende.

2) tıraş süresi kişinin hormonal yapısına ve kullandığı tıraş yöntemine göre değişir. genelde ayda bir kullanılır.

1) genitalde gözlemlerime göre jilet hızlı ve sert çıkarıyor. makas/makine gibi kısaltma yöntemleri daha uzun sürede uzatıyor.

koltukaltında jilet dışında bir kez makine denedim. acıttı. jiletle devam ettim.

genital bölge için philips 3000 serisini öneririm (bkz: https://www.philips.com.tr/c-m-pe/erkek-vuecut-bakim-setleri/3000-serisi-vucut-bakim-seti )başlık olarak daha iyidir.sinek kaydı yapıyor. hem koltuk altı hemde sırt-göğüs içinde çok rahat kullanılır.
philips 1000 serisi pilli o yüzden gücü biraz daha az. başlığıda tarakla kullanırsan sıfır almıyor.tarağı çıkardığın zamanda tahriş yapıyor.

araya kaynayayım

makine kullanan arkadaşlar testisler için de makine mi kullanıyor?
bende eski tıraş makinem var sakal için kullandığım, onunla testisleri alırken kestim birkaç kez kanadı falan. o yüzden oralarda jilet kullanıyorum da, şu philips body groomlarla falan alıyor musunuz oraları da? acıtma, kesme oluyor mu?

1- 2-3 haftada bir
2- jiletten nefret ederim. her şeyi makina ile kısaltıyorum genel olarak. philips'in çok başlıklı makinalarını kullanıyorum sakal + vucut için. hiç bir acıma, kesme falan olmuyor. bu arada hiç bir yeri sıfır almıyorum, neden testisi genital bölgeyi falan sıfır alma gibi bir takıntı var onu da anlamıyorum.

@senolll

testisler hiçbir zaman sıfır alınmamalı bence. kısaltmak her zaman daha garanti yaralanmalardan kaçınmak için. ekstra hassas bir derisi var sonuçta.

kaldıki cinsel bölgeler sıfır tıraş edildiğinde hastalıklara kolayca bulaşma yolu açmış olur. hiç kesmemekte afedersin ayı gibi gezmekte aynı şekilde pislikten dert açar insanın başına. o sebeple ben makinenin en küçük başlığıyla kesiyorum bir süredir.

neden bana soruyorsun demiş, izin almanı beklediğini sanmıyorum.

yok ben de haber veririm sadece.

15 yıl önce vardı.

33 yaşındayım.

Üniversiteden ilk döndüğüm zaman alışkanlıktan kimseye bir şey demeden gidiyordum. O zamanlar bununla ilgili laf sokuyordu.
Alıştı.
Hala birlikte yaşadığımız için haber veriyorum tabii ki (çoğu zaman unutuyorum ama ya mesaj atar ya da arar o zaman söylerim) ama izin alma gibi bir durum olmadı hiç.
Ne tatil planı için ne başka bir şey için.

"Neden bana soruyorsun" sorusundan böyle bir anlam çıkarmadım ben açıkçası.
Bunu beklese daha farklı ifade ederdi bence.

15-16'dan sonra bir yere gitmek için izin alma meselesini bıraktım. bağımsız bir çocuktum onları böyle olmaya ben zorladım diye düşünüyorum ama neticede bir yerden sonra izin istemek saçma.

ama standart türk ailesi korumacı, buna beklemesi şaşırtıcı bir şey değil. çok umursamana gerek yok bence.

Bana cok garip gelmedi covid var demesi, cunku var ve bi risk var ortada, bu izin alma izin verme meselesi degil ki, yasla da ilgisi yok bence ama 32 yasinda izin almanizi bekliyorsa, o biraz garip dogrusu.

neden bana soruyorsun dediyse seni yanlış anlamış şaşırmış bence öyle bir beklentisi yok. neden bana sormuyorsun deseydi bir beklentisi olduğunu anlardık.

Zürich pub
(Rexx’ten aşağı inerken 50-60 metre ilerde sağda)

Kuralları var. Ben bunun için cümle çeviri örneklerini içeren videoları izlemiştim.

Genelde of, to gibi bağlaçlar gelmişse kelime/tamlama, gelmemiş versiyonunda cümle oluyor.
Mesela because of sonrasında kelime, because sonrasında cümle gelir.

Bunları doğruda neden öğreneceksin? Bol bol okuma yap, karşına geldikçe çözümleme yap.

cogu mekan bu kritere uyuyor. nevizade ve kazan disinda oyle holigan gibi mac izlenen bir yer yok. zaten onlarda derbi falan degilse cok cosmazlar.

buenosdias +1
köyiçindeki heykelin oraya gidip yukarı doğru gözünüze kestirdiğiniz bir mekanda izleyebilirsiniz.

İyi ya güzel. Ben de beşiktaşlı değilim aslında. Galatasaray maçı pazar gününe denk geliyor, pazar günü evimde oturmak istiyorum. Cuma daha mantıklı dışarı çıkıp, takılmak.

Başkasının yazıp, paketleyip, sana hazır al kullan diye verdiği kod parçalarına deniyor kütüphane diye.

Misal bi dosyaya yazı yazacaksın. Dosyayı açıp, karakterleri binary formata çevirip, işletim sistemine "bunu al tam olarak buraya bu sırayla yaz" demek çok zor bi iş. Onun yerine birileri bunu zamanında yazmış, alıp hazır kodu kullanıyorsun.

Çeşitli ihtiyaçlar için hazır yazılmış fonksiyonlar bütünü.

"kuvvetli bagisiklik" olayi tamamen bir mit. "hasta" olundugunda hissedilen belirtilerin (agrilar, ates, burun akmasi vs.) hepsi bagisiklik sisteminin tepkilerinin belirtileri, hastaliga sebep olan patojenin yaptigi seyler degil. Bu yuzden "kuvvetli" bagisikligi olan kisilerin ayni mantikla hastaligi daha agir hissetmesi, daha hissedilir gecirmesi beklenir. ama oyle degil. insan vucudu oyle calismiyor.

normal bir insan gibi besleniyorsan hangi hastaliga nasil tepki verecegin genetik faktorlere ve biraz da anlik şansa gore belirlenir. bunu degistirmek icin gercekci olarak yapabilecegin pek bir sey yok.

o yuzden "kendimden yana suphem yok" kismini anlamadim. kimin bu hastaliga nasil tepki verecegini onceden bilecek bir teknoloji yok (genetik testlerle ongorme ile ilgili calismalar var ama net bir sey yok), hislerle de anlasilacak bir sey degil. hastaligi atlatan tedavide kanser hastalari oldugu gibi spor salonundan cikmayan saglik timsali olan ancak hayatini kaybeden kisiler var. yani bunu bilmenin bir yolu yok. genetik faktorler ve enfeksiyon esnasinda ne kadar viruse maruz kaldiginin belirleyici etkenler oldugu dusunuluyor.

spor salonu icin de, corona sebepli soruyorsan, N95 maske ile spor yapmayacaksan (ki pek mumkun degil) yapabilecegin pek bir sey yok. havada aerosol yoluyla bulasan bu hastalikta, senden 1 - 2 saat once ve sen salondayken gizli / acik kimsenin pozitif ve bulastirici durumda olmadigini umabilirsin sadece. salon iyi havalandiriliyorsa risk duser. ama kapali spor salonu sonuc olarak pandemideki gidilebilecek en riskli yerlerden biri. ille gidecegim diyorsan alabilecegin tek onlem genis ve iyi havalandirilan bir salon secmek olabilir.

Bence az yemek .

Bol ve organik protein almak
Organik olmayan yumurta sağlıklı olmadığı gibi sizi kanser yapar
Aynı şey market yoğurdu, süt tozundan peynirler (süzme) için de geçerli. Faydasız gıda direkt.
Aşı olmak, grip aşısı oldum mesela. Geçen yıl bulamamıştım zatürre aşısı olmuştum (bu 5 yıllıktı zaten)
İyi yağlar; yani doymamış
+ara ara (abartmadan) çiğ kuruyemiş
Fermante ürünler. Ev yapımı turşu, kefir, sirke, yoğurt
Şeker ve karbonhidrattan olabildiğine kaçınmak
Kişisel ve çevresel hijyen
Özellikle kışın çinko, b-c-d vitamini takviyesi almak. Yıllardır kür kür çinko ve biotin alıyorum. Bazen aralara Devit veya hafif (böbrekleri yormayacak) C vitamini ekliyorum
İyi bi psikolojik denge; terapi spor gerekirse sakinleştirici ilaçlarla -elbette doktor kontrolünde- tedavi
Temiz havalı yerlerde bulunmak ve bol su

Spor salonuna tenha saatlerde gidin, mesafeye ve hijyene dikkat eden biyer tercih edin. Aşı oldum, tutamaç yerlerini sürekli alkollü bezlerler siliyoruz. Her yere büyük ıslak mendil ruloları ve dezenfektan yerleştirmişler. Genel olarak da temiz bi yer ama risk elbette var

ömrüm bu iki semtte geçiyor.
bishop ve mienyu fena değil, klasik cafe.

ataköye hyatt otelin üstünde bir restoran var, fiyatları yüksektir bir de koltukları biraz rahatsız onun dışında güzel. nezih denince aklıma o geldi. aquanın yanındaki crowne'unda terastaki cafesi güzel nargile falan da var.

onun dışında direk restorana gitseydiniz beyti, kaşıbeyaz derdim ama yemeyenler de varsa cafe olayı mantıklı, brezza güzeldir, yine aquaya gideceksiniz mizu güzel.

kasi be yaz
Beyti

@kurcalamabozarsin teşekkürler. Brezza, Bishop ve Mienyu cepte. Kadın arkadaşlar 3 gram yiyecekleri için Beyti ve Kaşıbeyaz pek uygun olmaz.

@all girls dream, aynı cevabı yazayım, Beyti ve Kaşıbeyaz pek uygun olmayacaktır.

yesilkoy - dilim pizza. 40 senelik mekan.

Isteyen bir kadeh bisey icip kalkar, isteyen tikabasa yer.
Mevsim salatasi iyidir. Kucuk pizza opsiyonu var. Suflesi harikadir. Genelde 25-40 arasi takilir. Disarda oturma imkani var.

Beyti! Cok iyi bir sarap listesi yok, ama yemekleri efsanedir. Servisi klasik, iyi anlamda klasik.

Kadin erkek farkini cok anlamadim ama, ben vegan olarak Beyti´ye gidip lezzetli yemek yiyorum yillardir ailemle. Porsiyonlari kucultebiliyorsunuz ayrica. Beyti´de kebap disinda da bircok cesitte yemek yapiliyor.

Dilim pizza +1

hoş mekandır, keyiflidir.

Taksit yok telefona. Sadece şirket kredi kartına oluyor taksit. Sıradan çinko karbon kartlarda taksit imkanı yok.

SE'nin donanımı iPhone 11'e yakın. İşlemcisi falan aynı. Uzun yıllar gitsin dersen o telefon SE (2020 modelinden bahsediyorum). Fiyatına göre çok iyi telefon ama tasarımı artık eskidi. Şimdi tam ekran modellerin zamanı.

@himmet dayı Tasırıma pek önem vermiyorum zaten.

yapistir. ios seviyorsan fiyat performansta en iyisi su an.

sirket telefonu olarak iphone se 2020 kullaniyorum, gayet guzele benziyor. bir sikintisini gormedim, oyle cok buyuk de degil rahat kullaniliyor.

bonus flaş, world mobil vb. uygulamalarda (öyle kartın varsa) " xx liraya kadar peşin al, bedava 3 taksite bölelim" gibi kampanyalar oluyor, ben iki kere öyle aldım limitler içindeydi ve otomatik üçe bölündü. Çaktırmayın ;) Normalde telefona taksit yok ama amazon veya hepsiburada vb. yerden alınca elektronik olarak geçiyor, sitenin kendisi bölemez ama banka da tek çekim yapılan şey ne bilmediği için bölmemezlik edemez. Böyle bir açık.

SE kullanıyorum memnunum, fakat dürüst olalım herkesin hayal ettiği SE aslında iphone 12 miniydi :) aslında onu almak daha mutlu eder.

Güzel telefon. Sene başında kampanyasını yakalayıp aldım. Evden çalıştığım için bütün gün kullanmıyorum. Bankacılık falan filan işlemleri için kullanıyorum. Apple Pay büyük kolaylık. Haftada 2 kere şarja takıyorum.

Bir sonraki SE çıkana kadar bunu kullanırım.

Hangi dönem? Akşam dışarı cikmalik yoksa ofis? Çünkü akşam dışarı cikmalik parfüm ile ofis farkli. Ofiste kimsenin buram buram black orchid falan kokmasini istemezdim.

Benim tavsiyem genelde terre dhermes. Her sezona gider. Parfüm versiyonu daha kalici ama bende normal versiyonu daha iyi.
Onun dışında daha çok örnek var. Eğer tek parfüm her yere kullanmalik diyorsaniz farkli cevap olur'

Hugo Boss Reversed

Kokusu cidden çok hoş, bayıcı değil. "İyi ki almışım" diyorum her sıktığımda.

Parfüm tamamen sizin görünüşünüzle ilgili bir şey. Dünyanın en yakışıklı, karizmatik tipi de olsanız üzerinize giden ve gitmeyen kokular olur. Koku stilin bir parçası, giyiminizle, saç ve ten renginizle, boyunuzla, üslubunuzla uyumlu olması gerek.

Örneğin mülayim ağır başlı bir tip olup da ağır baharat ve deri kokuları kullanırsanız o koku sizinmiş gibi durmaz, az önce o kokuyu kullanan birinin yanından gelmişsiniz de koku üstünüze sinmiş gibi durur.

O yüzden bence biraz kendinizi anlatın.

Sauvage

valla hocam umraniye biraz cringe ya

benim orada tek sevdigim ve bildigim bagdat ocakbasi var. cocuklugumdan beri kalitelerini bozmadilar. haritada isaretledim

41.024101, 29.104703

ne kadar tercih edilir bilemiyorum ama yakınında canpark var. içinde bişeyler bulunabilir.

Öncellikle Teşekkür ederim cevaplar için.

@nibba, cringe olduğu için soruyorum. tiyatro biletlerini kız aldı zaten. yani teklif ondan gelince, karşı koyamadım. Bağdat Ocakbaşı'nı en üst noktada olsun, alternatif çıkmazsa her türlü tercih edilir.

@amelie poulain son zamanlarda restorant için avm'e gitmiyorum normal şartlar altında ama tiyatro günü geldiğinde öneri olarak belki sunarım. Belli olmaz.

Bağdat ocakbaşı öğrenci işi dürümcü (tabureye oturup yenen cinsten)

Araba varsa atakent'e inerken dönerci celal usta var her daim kalabalıktır gelen kesim genelde çocuklu aile.

Canpark yemek konusunda oldukça tırt. Ancak yürüme mesafesindeki tek seçenek.

Yine araba varsa buyaka daha iyi bir seçenek, happy moons ve midpoint var ikisininde geniş dış mekanları var.

Bir de tepeüstünde trabzon usülü pide seviyorsanız lider pide var (gayet lezzetli ve yorumları iyidir)

kitap deyince doğrudan aklıma goodreads geldi. orada şöyle bir grup varmış:

www.goodreads.com

isterseniz bir de buraya ingilizce anlatmayı deneyebilirsiniz.

yazılı olarak yok, gayri resmi olarak var, kimi istiyorsa onu çalıştırır / ona çalışır.

bahsettiğiniz konular birbirinden bağımsız 1. verdiğiniz madde ile ilgili yasal bir düzenleme var mı bilmiyorum. işletmelerin çocuk almama, damsız almama gibi kendince kuralları var ama büyük ihtimalle bunun yasal dayanağı yoktur.

3. madde hakkında yasal düzenleme var, çalışanlar o saatlerde izinli sayılıyor. dolayısıyla işletme o saatler arasında hizmet vermeme hakkına sahiptir.

2 ve 4. madde yasal olarak düzenlenemez, insan haklarına aykırı. ama işletmeler bunu kılıfına uydurarak yapabiliyor. Örneğin kel olmayanları, başı kapalı olanları mülakat sürecine taşımayabilir, işe almayabilirsiniz. bunu kılıfına uydurmak çok zor değil.

Personel seçimi kısmına yorum yapayım. Bunu açık açık yazmıyorlar. Personeli alırken nasıl eğitiminden başka duruşuna oturuşuna bakıyorsa o şekilde seçimini yapıyor. Yazılı olmadıkça kimse karışamaz. Şirketin bir dress code'u varsa yazılı ona uymak zorunda ama bu dress code özellikle türban vs içermez. Üretim sahalarında iSG gereği giyilmesi gerekli kıyafet haricinde zorlamaya gitmiyor hiçbir şirket, sonra bunun sosyal medya tepkisiyle başa çıkmak dert. Bizim şirkette mesela kadın çalışanlardan biri (başı açıktı) defalarca İK'ya yazı yazdı "inancım gereği kapanmak istiyorum sorun olur mu" diye.İK her seferinde "İSG gereği giymeniz gerekli kıyafetlerin haricinde karışmıyoruz" diye. Ben bu kadar soru sorulunca altında bir ajanda arıyorum.

Gezeceğin gün sayısına bakıyorlar. 10 gün gideceksen örneğin günde 100 eurodan 1000 euro yeterli olur. Gerçi ben belgesiz başvuruyordum yine cıkıyordu, çok sıkı kuralları da yok bildiğim kadarıyla.

Yeterli olur başvuru için. Pasaport kontrolünde de soruyor zaten ne kadar nakitin var, kredi kartın var mı diye.

Keyifli mushroomlar :)

@monicapp başlığı ve içeriği düzenledim. Gezi 6 günlük. Başlık yanlış anlaşılmaya epey müsaitti.

Hayli hayli yeterli olur umarım.

@robin one persie teşekkür.

Ben vize alırken sigortalı çalışandım, iş maksadıyla başvuru yapmıştım. Hesabımda para olmadığı gibi ödenmemiş kredi kartı borcum da vardı.

sakinden kastın geleni gidenin az olduğuysa eli yüzü düzgün olup sakin kalabilen yer yok gibi bişey.
pub'ların mantığı biraz göt göte oturmak üzerine kurulu, hatta pub atmosferi için olmazsa olmaz gibi bişi. içki içebileceğin casual bir yer arıyorsan moda'daki trc american diner işini görür ama illa pub olsun diyorsan hiç kadıköy'e uğrayabilirsin. içeri girince aşağı inip arka bahçeye bakabilir ya da terasa çıkabilirsin.

Kadıköy gaziosmanpaşa gibi oldu. Kadıköyden kastım moda.
Dediğin gibi bir yer yok artık.
Victor levi bile geçen yıl saçma sapan bi yere dönmüştü hem gelen kitle hem servis çok değişmiş ki şarap evi pun değil.
Yine de kötünün iyisi yukarılara doğru gittikçe geliyor. Kadıköy rıhtımdan moda iskeleye doğru gittikçe nispeten daha iyi publar var.

@bruce illa pub ve tarzı. ama önemli kriter, at hırsızı tiplerin olmaması.

kadıköye rıhtım tarafına yakın yerde the haarp irish pub var. güzeldir.
bira çeşitleri de fazladır. onun çapraz karşısında etrafı yeşillikli bir mekan var. adını unuttum. tam köşe başında. takılan yaş grupları olarak daha yüksek olup, temiz bir ortam.

Icimleri genelde daha yumusak oldugu icin Irlanda viskileri ile baslayabilirsiniz. Turkiye'de en yaygin bulunani Jameson sanirim.

Johnnie Walker'in hangi ekspresyonunu dusunuyorsunuz bilmiyorum ama kirmiziyi (Red Label) cok onermem. Siyah guzeldir (Black Label) ama ilk viski icin biraz agir gelebilir.

Edit: Herkes tabi nasil isterse oyle icer ama benim onerim lezzetini daha iyi alabilmek adina baska bir siviyla karistirmayin, icine de buz atmayin. Onun yerine viskiyi dolapta biraz bekletebilirsiniz, kadehleri de buzlukta tutabilirsiniz. Sadece icine 2-3 damla su damlatmaniz iyi olabilir, kokunun daha iyi aciga cikmasina yardimci olur.

Yukarıdaki cevap +1
İrish rahattır güzeldir ama onun yerine başka bir şey tavsiye edeyim, migrostan bir jb vs alın bir de yeşil sheveps (şimdi doğru yazilisina bakamam) ondan. İyice soğutun, 3 e 1 karıştırıp için. Yaz için de güzel olur, viski tadına da bir aşinalık kazandırır, çok da keyiflidir.
Ancak sadece viski derseniz evet, irishler bence en uygun seçenek

Öncellikle teşekkür ederim.

Yalnız maalesef evde içebilecek durumum yok, ailevi nedenlerden dolayı. Tek çare eve yakın bir yer.

viskiyi kokteyl yapmayacaksan karıştırmanı tavsiye etmem. zaten ilk defa kullanacakmışsın iç sek bir şekilde al tadını. yanacak ağzın yüzün zaten. jameson black barrel tavsiye ederim. koaly bulursun, içimi de güzel.

Evet. Eğer gürültü engelleyen kulaklık ve mikrofon yoksa eziyet haline dönüyor iki taraf için de.

Söylediğiniz iyi oldu, nasıl oluyor diye merak ediyordum. Kulaklık almadan yapmayım o zaman.

Evet, maalesef her yer çok çok gürültülü. Müziğin ne büyük bir sorun olduğunu home-office çalışınca anladım.

Ben bizim şirketin altındaki cafede yapmıştım ya öğleden sonra. nero’da yapan brilerine bizzat şhit olmuştum ama sabah saatleri olması lazım.

pardon ama niyetiniz ezberlemek değilse neden liste hazırlıyorsunuz? onu anlamadım.
başkası için sanırım...

neyse ben flashcard kullanmanızı öneririm. anki diye bir uygulama var, belki böyle bir liste hazırlamaktan daha düzenli olabilir.

İlk örnekte karışıklık var. Pioneer için yazdığınız açıklama "öncü" anlamındaki isim ya da sıfat için olan açıklama. Ama yanında yazdığınız develop isim için değil, fiil için eş anlam. İsim açıklaması yazıp yanına fiil için eş anlam yazmak karışık olmuş.

Bir de cümleler de farklı. İlk cümlede isim olarak kullanılmış. İkinci cümlede fiil olarak kullanılmış.

Tavsiyem bir Excel dosyasında dört sayfa oluşturun fiil, isim, sıfat, zarf için.

Pioneer kelimesini hem fiil, hem isim, hem sıfat sayfasına ekleyin. Fiil olarak kullanıldığı cümleyi fiil sayfasına, isim olarak kullanıldığı cümleyi isim sayfasına ekleyin.

@dissendium zaten verb olarak eş anlamı develop. ilk örnekte olmaz ama ikinci örnekte develop olur. ilk örnekteki isim dediğiniz gibi.

niyetim bunu önüne geçmek. excel'den deneyim bi.

hocam cok kasmissin gibi geldi, pioneer oncu diye bas ezberi gec, verb olarak gorursen cikarirsin zaten onculuk etmek diye. passion'i biliyorsundur zaten, ordan passionate'a dispassionate'a gecis yapabilirsin uzun uzun boyle ugrasmak biraz amelelik gibi geldi bana. Turkceleriyle ezber yap klasik yontem bence. Arti telaffuzlari da unutma atiyorum genus / Cİİnəs / cins
umpteen (inf diye yazarsin informal babinda)/ amptiin / milyon defa

Telefonda Tureng Kelime defterinde tutuyorum. Ordan indirilebiliyor.

güzel. nice.

kelimeyi google'la arama sonuçlarını oku sitelere girmeden zaten keyword'ün geçtiği cümleleri hemen altta gösteriyor. daha da unutmazsın nota falan gerek yok bence

Gidiyorum, salonların açık olduğu zamanları hiç kaçırmadım. Çok kalabalık olmayan saatleri yakalıyorum genelde.

gitmiyorum. pandemi bitene kadar gitmeyi düşünmüyorum.

Gitmiyorum, süresi de dolmak üzere üyelik dondurma biraz farklı çalışıyordu benim gittiğim yerde o yüzden uzatmaktan da vazgeçtim.

Sonbaharda tekrar millet götü başı dağıtmazsa, vakalar sıfıra yakınsarsa tekrar gitmeyi düşünürüm. Ama bunca aşı karşıtı, maskeyi bile takmaya erinen, kişisel hijyenine dikkat etmeyen varken hala ürkütücü geliyor spor salonları bana. Bir süre daha bisiklete, koşuya devam.

gidiyorum. pandemi bitmedi mi ya

2. aşıyı olduktan sonra artık gitmeye başlayacağım önümüzdeki ay. 1 yıldır gitmiyorum eridik gittik

Is yerinde is cikisi 2 kisi gittigimiz salonu sacma sapan baska bahanelerle kapatip acmadiklari icin gozumu karartip home gym'e giristim.

Squat, bench press, oturarak omuz pressleri, 3lu kablo makarayla lat-tricpes pushdown, cable row duzenegi iceren tesisatla toplamda 150 kilo plaka var. Beni 5 yil goturur, 5 yil sonra da ek plaka gerekir en fazla. Simdi covid dusunsun.

gidiyorum.
eskisi gibi kalabalık değil.
ama bazı saatler yine yoğun oluyor.

Gidiyorum. Gittigim saatler genelde yogun değil.
Asilari oldum ya herro ya merro durumundayim.

yabancılar pasaport bilgileriyle hes kodu alabiliyor, aynı şekilde istanbulkartla eşleştirme yaparken de ekranda 'yabancılar için pasaport numarasıyla işlem' kutucuğu var onu işaretleyip devam edebilirsiniz.

kisisellestirme.istanbulkart.istanbul

dictionary.cambridge.org
"the ability to take action or to choose what action to take"
Bir önceki paragraf, bu paragrafı anlamlandırmak için kıymetli. Diyor ki, "Bioshock sonrasında -bence- oyuncular yaptıkları seçimlerin sonuçlarının sorumluluğundan affolunurken, paradokssal bir şekilde (agency kısmı burası) kararlı bir şekilde bu seçimleri yapabilme yetisinden olmak istemez hale geldiler."

Yazar ne kadar gereksiz ağdalı bir cümle kurduğunu farketmiş o yüzden sonra tekrar şu cümleyi kurmuş: "Yani, oyuncular hala 'seçim' yapma yeteneği isterken çıkan sonucun sorumluluğunu almaktan imtina ediyorlar"

Oha agency'nin öyle bir anlama geleceğini düşünemezdim. Cambridge'den baktım ama iki aşağıya inmeyi akıl edemedim.

ebys pek cv'ye yazılacak bir şey değil tıpkı outlook gibi düşünebilirsiniz. ama kesinlikle uğraşın öğrenin, benim şu an elim ayağım resmen.

Evet, var. =if(A1>B1;doğruysa olmasını istediğiniz değer veya formül;yanlışsa olmasını istediğiniz değer veya formül)

Noktalı virgül yerine virgülde çalışıyor olabilir sende.

Eğer hangisi büyüktür yapacaksanız

İf(A1>B1;”A1”;”B”)

=EĞER(A1>B1;TRUE;FALSE) şeklinde kullanabilirsiniz.

Kindle

@but that was just a dream yok yav kindle aşar biraz.

@cambalkon bakalım bi.

Ben olsam ilgisini çeken bir konuda Tübitak, Yapı Kredi, İş bankası vs gibi kaliteli bir yayınevinin o yaş çocuklarına özel kaliteli, ciltli, bol resimli bir kitap seti alırdım.

Merhaba, eğer mizaha ilgisi varsa Pıtırcık (Le Petit Nicolas) serisi var. Bir tane alın beğenirse devam gelir bence.

(bkz: René Goscinny)

Edebiyatı kuvvetli çizgi öyküler o yaş için güzel olabilir.

Tenten, asteriks, red kit vb seriler hem çok iyi yazarların elinden çıkma hem de keyifle okunur.