Ekşi Duyuru

mantık olarak fark yok ikisi de otomatik oluyor.
felsefe olarak tam otomatik genelde çok yakar ama masrafsızdır.
yarı otomatik genelde daha az yakıt tüketir ama masraf çıkarabilir.
bu masrafların da genel kaynağı istanbul trafiğidir. yarı otomatiklerde aşırı trafikte manuel moda alıp kullanmak gerekir. o yüzden toyota mmt, vw yarı otomatik şanzımanları baya kötü şöhrete sahiptir. çünkü kullanıcılar bilgi kitapçığı okumaz.

yarı otomatiği hiç kullanmadım ama yolcu olarak binmiştim, vites geçişlerinde filan normal vitesli araba gibi hissettiriyor.
fakat onun dışında bir fark yoktu, aynı vites d/n/r/p ve debriyaj yine yok. vites değiştirmek için otomatikte olduğu gibi yine frene basıyorsun.

özetle kullanımda bir farkı yok, motor kısmında fark var.

ha bir de yarı otomatiklerde yokuştaysan araba geri kaçıyormuş diye duymuştum yine burada bir soruda. çok önemli bir detay değil hatta aracın kendi yokuş kalkış desteği var olabilir ona da bakmak lazım.

Kullanıcıya kullanımda yansıyan fark yoktur iki pedalınız olur gaz ve fren. Toyota'larda kullanilan mmt, opel'lerde kullanılan easytronic peugeot'larin 2017ye kadar kullandığı auto6r veya etg'si tamamen aynıdır. Sizin yerinize debriyaja sistem basar ve vitesi büyütüp küçültür. Bu sistem size en fazla manuel kadar arıza çıkarır çünkü teoride ve pratikte manuel gibi baskı balata volana sahiptir. Bunun dışında vw, seat, skoda'da dsg, renault ve nissan'da edc veya ford powershiftler çift kavramalı yarı ototmatik olarak geçer. Vites geçişleri pürüssüzdür sadece kalkışta çok az bir bekleme yapar. Ariza verirse ozellikle mekatronik vs. ocağınız söner. Bunun dışında son zamanların en iyi şanzımanı peugeot'un japon aisin ile geliştiridigi tork konvertörlü eat şanzımanları. Bakım gerektirmez dsg kadar iyidir ve sorunsuza yakındır.
Bunun dışında bmw ve bazı markaların kullandığı zf şanzıman çok başarılıdır. Ayrıca cvt vardir japonlar kullanır değişken oranlıdır. Araca gazi verseniz bile belirli yuksek devirde tutunarak şanzımanı kontrol eder. Kullanımı keyifsizdir. Ama sorunsuzdur.

sıradan bir kullanıcı için özet:

tek kavramalı otomatik berbattır, manuel şanzımandan tek farkı debriyaja sürücü yerine robot basar. vites geçişleri sarsıntılı olur. yakıt tüketimini artırmaz ama hayat konforunuzu azaltır, yalnızca manuel kullanamayan insanlar almalı bence.

çift kavramalı otomatik ve tork konvertörlü olanlar genelde konforludur. çift kavramalı olanlar tork konvertörlülere göre daha az yakıt tükettirir ama masraf açtı mı çok masraf açar. (yeni nesil tork konvertörlüler yakıt tüketimi dezavantajını kapatıyor giderek)

ziraat, halk ve vakıf uygun şu anda. 1. el yerli veya 2. el için de çekebiliyorsanız ama oranlar farklı.

eksiduyu.ru

Çalıştığınız bankaları arayıp teklif alin

Ben geçen hafta isbankasindan 50 bin kredi çektim, geri ödemesi 55.882 lira 20 ay vadeli. Faiz oranı 0.97 ydı yanlış hatırlamıyorsam. Dosya masrafları da 735 lira tuttu.

5 yıl boyunca en az 100 bin lira borç altına girmek için harika bir zaman.

al tabi. araç en büyük ihtiyaç bu dünyada. araba olmadan yaşayamazsın kesinlikle. bir masrafı da yok zaten kullanmasan bile dursun kapıda gün geçtikçe değerlenir.

40 nakit 30 kredi Çek 10k cebinde dursun 70 lik araba bak. Sıfıra sifir kalma.

4 sene para biriktirip araç alacağım diye plan yapanların 8 sene daha para biriktirmesi gerekiyor şu ekonomi döneminde. Çek krediyi al geç. Ötv indirimi falan bile gelse düşeceği fiyat belli.

Kenardaki tek paran oysa alma derim.

Biriktirmeyle de araba alamazsin . Sen biriktirdikce fiyatlar daha da ucmus olacak her seferinde.

Bi de soyle bi durumu var arabanin. Kredide zorlandigin an cok deger kaybetmeden satabilirsin her zaman. Yine de araba ugruna kenardaki 50kdan sifira dusmek hos olmaz

Bu ülkede borçlanmadan, para biriktirerek mal sahibi olunmuyor. Sen biriktirdikçe alacağın şeyin fiyatı elindeki para miktarından uzaklaşıyor. Ödeme gücün olacaksa tabi ki kredi çekerek araba alabilirsin almalısın.

Bitti, para tuzağıydı.

bitti. para tuzağı değildi. millet neler neler dikti...

Yasal olmayan bir olayin para ile yasal hale getirilmesi, tabiki para tuzagi degildi. Millet nerelere neler dikti de sirf bu olay sayesinde yasal oldu.

2019 içinde belli bir tarihe kadar devam edecekti. Para tatlı gelince 2019 sonuna kadar uzatıldı ve bitti. Millet neleri akladı neleri..

bir bilgi yok henüz. ptt'ye doğrudan sorabilirsin

Bir yıl sonra çalışmayan bir yığın araç gereç olur.

Hiç bir şey olmaz.
Şu gün savaş çıksa. 1-2 senelik mühimmat araç gereç depolarda var.
Hatta yiyecek bile depolarda vardır.

Fakat O para yazılıma eğitime falan harcanmaz.
Siz yazılım ve eğitim için para isteyin. Yarın gavur bankaları düşük faizli kredi verir zaten.

Şu anki durumunu bilmiyorum. Gerçi eskiden de çok bildiğim söylenemez ancak ihtiyaçlar önceden hükumetin talebi doğrultusunda belirleniyor. Mesela, aynı anda Suriye ve Yunanistan ile savaşa girersek suriyeyi 1 haftada bertaraf edip Yunanistan'a bir hafta dayanıp sonra suriyedeki birliklerin şu kadarını Yunanistan tarafına kaydırıp 15 günde bertaraf edebilmekiyiz derler. Bu hedeftir.
Buna göre planlama yapılır ve bu ihtiyaç doğrultusunda harcama yapılır.
Bu paralar harcanmazsa bu plana hazırlıklı olamayız.

Ha, bu kadar planlı ilerlemiyor olabilir çok fazla fuzuli masraf vs olabilir ancak temelinde bu var.
Aynı şekilde önceden bedelli çıkartmak yıllar alıyordu çünkü yapılmış planlar doğrultusunda personel ihtiyacı uzun vadeli olarak belirlenmiş oluyor.
Şimdi bir anlık sözle olabiliyor ayrı. Bu demek değildir ki bak isteyince oluyormuş.

Kısaca değinirsek, devlet dediğimiz insanın yapısına benzetilir. Burada
Silahlı kuvvetler de bağışıklık sistemine benzetilebilir. Evet değil bir sene bir kaç ay bile hareketsiz kalmak bir çok tehlikeye kapı aralar.

Onlarca yıl "gelişim ve modernizasyon" yönünden dış alıma bağlı ve yerli üretim bakımından zaten geri bırakılmış (ama bunlara rağmen güçlü ve dirençli)
ordumuzun kendisini gösterme vaktidir artık. Yıllardır süren ve bitmesi istenmeyen Suriyedeki savaştan en fazla etkilenen Ülkemiz oldu. Buradan artık ders çıkarma vaktidir.
Sınırdan topraklarımıza bomba atıldığında:
- kendi sınırını koruyamayan devlet.. diye gülenler, şimdi Libya'da neler yaptığımıza baksınlar.

Hiç bir şey olmaz diyen bu topraklar üzerindeki yakın tarihimizi, iç ve dış siyaseti, ülkeler arasındaki ekonomik planları biraz daha gözden geçirmelidirler.

Asıl olarak paradan tasarruf etmesi gerekenler 5 liralık ürünü 3 aylık takside bölenler, avmden çıkmayan gereksiz harcamalarla yine kendi başını ağrıtan insanımızdır.

Bir aracı 1 sene yerinden oynatmamakla aynı. Uzun süre hareketsizlik bakımsızlık daha büyük masrafa yol açar. Bunun adı işletme maliyeti. Uçaklar tanklar herşey belli bakım güncelleme takvimi var. Bence en bariz örnek Nokia hersene aynı şeyleri makyajlayarak ve yenilikleri yakalayamayarak mobil telefon sektörüne veda ettiler.

Ordu da öyledir sürekli eğitim güncelleme çalışan sistemleri iyileştirme bunlar pahalı aynı zamanda zaman alan prosesler.

İHA sistemleri başlangıç da oldukça vasat, aynı görevi f4 fazlası ile yapıyordu ama yatırım ve çalışma devam etti bak şimdi patır patır çalışıyor.

Bu insan doğası bile aynı, belli zaman hareketsiz kalsa düzgün beslenmesini uykusunu bıraksa işi ile alakalı kendini geliştirmese, gündemi sosyal ilişkilere dikkat etmese, maddi manevi çöker, bir süre sonra.

Dediginizin x kuruma ayrılan bütçenin y için harcanması gerekli değil, isteyen yapar yani x'ten kismadan y'ye harcama. öncelik meselesi.

Bir de eğitime neresine harcanacak yani, o da var. Daha fazla okul binası olacaksa sonuç ne farkeder bilemiyorum.

youtu.be

carsambayi sel aldi

Bozdurursan zaten vergi yok.

Kuyumcudan alırsan vergi yok ama o da altını dolarla aldığı için vergi verecek ve sana yansıtacak. Tabi bizim halk altının dolarla alındığını bilmediği için kuyumculara akın edecek vergi yok diye.

banka fiyatı ile kuyumcu fiyatı arasındaki makas artacak. Ortada böyle bir vergi varsa ve altın alacaksanız size illaki yansıyacak.

8 olmasın 6 olsun. Yine gittiğin yerde 6 kat güçsüzsün. Gidenler sadece instagram için gidiyor. Aç aç 2-3 gezip dönüyolar.

Kimse 30 dolara pizza yemiyor.. Kişiden kişiye değişir tabi. Bazısı tüm sene para biriktirir tatilde yer, bazısı cimridir hiç biryerde harcamaz.. Ama son yıllarda dünyada alım gücü en hızlı düşen ilk 3 ülkeden biri olduğumuz için görece ucuz bilet kovalayıp, hostelde kalıp, sokaktan beslenip dönüyorlar. instagram için iki üç güzel poz yakalayıp yüzlerce like alarak da tatmin duygularını gideriyorlar. Zaten tüm amaç bu değil mi?

Yurtdışı beyaz yaka için statü göstergesi, aynı iphone gibi, klas çanta, araba vs gibi.. blinçaltından ben yaşıyorum, ben de sizden biriyim demenin bir çeşidi.

bazıları zengin

bazıları bütün sene biriktirdiğini 1 haftalık tatilde harcıyor işte

bir de memurlar çok gidiyordu, uçak, harcırah filan devletten

iyi bir pide burada nasıl 40 liraysa
italya'da da pizza 30-40 euro seve seve yiyorsun aç kalmak istemiyorsan

Pizzanin dilimi 4-5 euro, evi de airbnb'den kiralayip kahvaltiyi evde hallediyoruz. Hem daha lezzetli oluyor. Ayrica bir cok alternatif yiyecek var cok pahali olmayan.

Icki mekanda tr ile ayni paraya geliyor zaten. Luks restaurantlara gidilmedigi surece aman aman pahaliya gelmiyor.

Ha tabi eskiden 15 gun 2 ulke yaparken simdi 4-5 gun 1 sehire dustu.

Not olarak da ailecek kimsenin instagrami/sosyal medyasi yok. Herkes fotograf paylasmak icin gezmiyor yani.

@brkylmz müzeye gitmiyomusunuz mesela. dandik bir müze bile 30 euro olsa 250 tl yani. ne bileyim italya'dasın mesela yoldan geçen arabaların binaların fotoğrafınımı çekiyosun sadece?tatile gidiyosun ve 1 dilim pizza ile doymaya çalıyosun filan ne biliyim komik ve utanç verici arasında bişey gibi geliyor bana. rus tesisat işçisi 6 çocuğuyla bodrum'da 15 gün tatil yapıyor bunu kafamdan silemiyorum.

İmkansız değil bence. Evet yemekler pahalı ama çok değil. Oteller vs. çok da fark etmiyor gibi. İlk gittiğimde günde 2 öğün yiyordum kahvaltı dahil, arada bisküvi falan ile geçiştiriyordum sonra baktım ki çok da harcamıyormuşum ortalama bir Türkiye tatiline göre, fuck it diyip hiç takmadan devam ettim tatilime öğün falan saymadan.

Yurtdışına gösteriş için gidip oturup geliyorlar diyenler olmuş ama kesinlikle katılmıyorum. Buradaki tatillerden daha güzel geçiriyor giden herkes.

belli bir azınlığın sahiden parası var. onlara koymuyor dolar şu kadar olmuş, euro bu kadar olmuş...
geri kalanlar bizler içinse, burada ki arkadaşların dediği gibi bu iş statü sembolü. gidilen ülkeden bir yerler çekip göndermek bir "olmuşluk" göstergesi.
şahsen ben de yurt dışına çıksam, ilk yapacağım işlerden birisi çat, çat fotoğraf çekip instagram'a sallamak olurdu.
kompleksli milletiz vesselam.

ya 30 40 euro pizza her halde ulkelerin en pahali pizzacilarinda vardir. yoksa pizza dedigin sey avrupadaki gelismis ulkelerde 10 15 euro arasi degisir, uzerine altin tozu serpersek 700 euro oluyor herkes butcesine gore. biraz daha arastirilarak gezilirse boyle kaziklar yenmez kanaatindeyim.

ucuza gezmek uzerine konusuyorsak gezmenin milyon yolu var, ama turkiye'den avrupaya cikan kitle artik sadece zenginler ve tum sene biriktirip 1 2 hafta gezen beyaz yakalilar haline indirgenecek ne yazik ki....


google a sallama milano pizza yazdigimda cikan bir pizzacinin fiyatlari, kuskusuz cok turistik bir sokakta degildir, zaten yerel lezzetler turistik yerlerde pek bir seye benzemezler, ornek sultanahmet. zincir ornek olsun diye paris dominos pizza'ya baktim, o bile bundan pahali...

www.facebook.com


kadikoy'de pizza yemek de bunu yari fiyatidir en az diye tahmin ediyorum, deli bir fark yok arastirip edip giden ortalama ustu geliri olan biri icin...

30 euro'ya pizza hiç görmedim. illa ki lüks yerlerde vardır ama normal bir restoranda 12-13 euro seviyesinde genelde. bizim alım gücümüze göre yine daha pahalı oluyor tabi kabul etmek lazım.
bunun dışında eğer instagram'a fotoğraf koymak için değil de çevreyi ve insanları gözleyerek gezersen insana farklı bakış açıları katıyor. benim kendi hayatımda lüks takıntım, x marka kıyafet alma derdim, y marka araba alma derdim yoktur. yılda 1-2 defa farklı şehir ve hayat tarzları görmek beni daha çok mutlu ediyor ve onu yapmaya gayret ediyorum. olay biraz öncelik meselesi.

@ayseee

Bu dusunce sekliyle senin yasadigin evde de mutlu olmaman lazim. Cunku amerikadaki temizlik gorevlilerinin oturdugu evlerin yaninda seninki copluk gibi bir sey. (Senin bakis acinla konusuyorum, tabi ki oyle degildir yasadigin ev)

Gezmek isi biraz planlama isteyen bir is. 40in uzerinde ulkeyi gezdim, bir bolumunde bekarken, bir bolumunde ailemle beraber. Supermarketten alisveris yapip aksam yemegini evde yedik diye kimse utanc duymadi. Ya da louvre muzesi her ayin ilk pazartesi gunu bedava ve ona denk getirdik diye "ezilmis" hissetmedik.

Hep guzel anilarla, yeni insanlarla tanismanin, yeni yerleri gormenin mutluluguyla donduk.

Yazdiklarini okurken cok uzuldum, umarim bir gun hep beraber yurtdisina cikma sansi yakalariz da bu kafandaki yargilar dagilir :)

imkansizlasmadi. Belki birikimi var milletin yuro ya da dolar bazinda, herkesin maddi durumunu nerden biliyorsun? kusura bakma da zaten insanlar 30 dolara pizza mi yiyor diye sorarak pek de bu islerden anlamadigini belli ediyorsun . insanlar instagram icin yasiyorlar yeeacilar da eksik kalmamis yine, sagolun ustadlar derin analizlerinizden mahrum birakmadiginiz icin..

Yurtdışına sadece instagrama fotoğraf atmak için çıkmıyoruz. Bir dilim pizza yiyip hiç görmediğiniz bir şehri ,kültürü deneyimlemeyi trajik buluyorsanız her sene Alanyadaki herşey dahil otele gidip denizinize girebilirsiniz. Corona olmasa tüm biriktiridiğimi sadece sokaklarında yürümek için bile Avrupa seyahatine harcarım. İnstagramım yok.

Fransiz rivierasinda bile 40 euro degil pizza, nereden nasil buldunuz 40 euroyu?

Soruya cevap verirsek ailem geldiginde ellerini ceplerine attirmiyorum ya da böyle seyleri hesaplatmiyorum. Sonra canlari istediklerini soylemiyorlar pahali diye düşünüp.
Su siralar tatil hesabi yapan biri olarak soyliyim; 10 gun civari sicilya adasina 2 kisi ucak, otel, yeme icme, araba kiralama 2bin~ euroya cok guzel olur. Yok airbnb tutup bir ogunu evde yapsaniz, toplu tasima kullansaniz daha da ucuz olur. Malesef su saatten sonra oyle 3bin lira kazanan kişinin yurtdisina gitmesi zor, ben 1 hafta cok ucuz oldugunu gorup girit adasina tatil bakiyorum, ucak+hotel+7 gun araba+yeme icme gezme 1200 euro cikiyor. Bu ucuz yer ama lira fiyatı 8400 lira. '

İnstagram kullanmıyorum, fotoğraf çektirmeyi de sevmem çekmeyi severim. Şubat sonu vize almam gerektiği için romaya gittik sevgilimle bir haftasonluğuna. Hostelde değil otelde kaldık 30,40 euro değil 12, maks 15 euroydu pizzalar. İkimiz de çalışan beyaz yakayız süre de uzun olmadığından istediğimizi yaparak tatil yaptık.

Ama ben bu farkı en çok 2018 sziget festivalinde yaşadım. Kendi adıma çok utandım ve üzüldüm. Biz festivaldeyken dolar 7 oldu haliyle biz de ( ağustos 2018 krizi) ister istemez her şeyi çarpar olduk. Festivalde parayı bilekliğe yükletiyorsun ve önündeki kişinin bilekliğini gördüğünden içinde ne kadar var biliyorsun. 13,14 yaşında ergen avrupalı veletlerin bile ki muhtemelen baba harçlığıdır bizden çok parası olup düşünmeden de harcıyorlardı. Biz iki beyaz yaka olarak her şeyi çarpmaktan keyfini çıkaramadık hiç bişeyin. Aklıma geldikçe üzülüyorum. 350 euro olup ergen çocukların bile bindiği benim 350 euro mu çarp 7 yok ya değmez diye binmediğim havada takla attıran aletlere. Kokteyl ya alt tarafı kokteyl alacaksın 20 euro lan 140 tl nerdeyse 3 yudum e o zaman bira alalım deyip biraya gömülmemiz ama o ergenlerin kokteyleri su gibi içmesi. Hüzünlendim yine.

Gidilir ama çok yüksek bir gelirin olmadığı takdirde hiçbir şeye sahip olmazsın. Araban olmaz, evin olmaz, yaşam standartların düşük olur. Akıllı insanın yapacağı iş değil.

Gereksiz salt tüketim faliyeti bence. Tatili kendi ülkende de yaparsın. Oraya 1 hafta gidip de nereyi gezeceğini bile bilmeden yıllık birikimini gömüyorsun. Para harcamadan da konforlu tatil yapamazsın. Sırt çantası kafası yüzünden millet çocuğuna borç bırakıyor artık ev, yazlık falan değil

Bir de mesela çift olarak gezmek falan denilmiş de eğer evliysen 5 sene içinde ev alamadığın takdirde çocuğuna yaşam standartı sunamazsın.

@hipopotamus +1 Özellikle Tüm biriktiridiğimi sadece sokaklarında yürümek için bile Avrupa seyahatine harcarım kısmına +155648

Instragmım var ama bunun için kalkıp gitmiyorum tabii. Gezmenin hakkını verdiğiniz zaman gezmek muazzam bir durum.

@brkylmz'in söylediklerini de +15877

Gidilir ama yaşam standart düşük olur, araban olmaz, evin olmaz. Gereksiz salt tüketim faliyeti, Tatili kendi ülkende de yaparsın diyen olmuş.

1 - ) Ev, aileme ait olduğu için bu açıdan şanslı olduğumu kabul ediyorum. 2017'den beri senede 2 defa tatile gidiyorsam bunun sayesinde oldu. Arabam olmasın. İstemiyorum. Gezmek varken - Türkiye ve yurtdışı - olsun varsın arabam olmasın.

2 - ) Tatil farklı bir şey. Gezmek farklı bir şey. İkisini bir araya getirmeyin.

3 - ) Kendi adıma konuşacaksam, 2018in ilkbaharından beri belli maaşımdan bir miktar Euro alıyorum. Kaç olursa olsun Euro. Bu dönemde de almaya çalışıyorum Euro ve belli bir miktar birikti. Yurtdışına gideceğim zaman Euro olan birikimimden alıyorum.

türkiyede hangi yeraltı kaynağı var ki işgal edilsin

stratejik olarak da ortadoğu ile kimse sınır komşusu olmak istemez, türkiye nispeten güvenli bir bariyer

Dünyada fileen savaş dönemi bitmiştir. Bunu tartışmak bile çok anlamsız.

@plastic_angel daha 2 sene önce tr sınırında 100 bin kişinin kafasını kestiler. unuttun galiba.

10 milyonluk Suriye Avrupa'nın dengesini bozdu.

Boğazlar ve Ruslar olduğu olduğu sürece NATO blogu ile ABD bizi ne ileri ne geri bırakır. Memur gibi ne uzariz ne kısalır.

sanmam.
aklı başında hiç kimse orta doğu'da sınırları olsun istemez.

edildi bile.

İşgal etmek yerine mülteci toplama merkezi yapmak daha işlevsel. Türkiye'deki 10 milyondan fazla mülteci avrupa'ya gitse büyük sorun yaşarlardı. Türkiye bir islam ülkesi olduğu halde çıkan olaylar ve sorunlar ortada.

@plastic_angel iki sene öncesine kadar tüm batı da böyle düşüyordu ancak Rusya-Ukrayna savaşı ile öyle olmadığı görüldü. İkinci dünya savaşı sonrası konvansiyonel savaş olmaz, vekil örgütler ile savaşlar devam ettirilir deniliyordu, Nato&Rusya karşı karşıya geldi.

Türkiye için en olası senaryo, ülkenin doğusunda kürt ve arap bağımsız bölgelerinin (şiiler ve sünniler olarak iki ayrı grup) oluşturulması olur.
Demografik yapının bu kadar hızlı bozulması hiç iyi değil, daha 100 yıl önce nüfus çoğunluğunu oluşturmadığımız, elde tutamadığımız tüm topraklardan çekilmek zorunda kaldık.
Türkiye batı ve arap sermayesinin sömürgesi haline geleli çok oldu. Mevcut düzen devam ettiği, hükümetler denilenleri yaptıkları sürece mevcut durum böyle devam eder.

Türkiye-Suriye-Irak sınırında zaten çok sayıda örgüt var bunların etki alanlarının Türkiye içine uzanması, ülke içinde örgütlenmesi ve olası bir çatışma durumunda bu bölgelerin ele geçirilmesi çalışılır. Doğuda ki hendek olayları bunun bir testi, denemesiydi.

BOP denilen şey temelde bölge de güçlü merkezi devletlerin olmadığı, siyasi ve ekonomik olarak tamamen dışarıya bağımlı bölgeler oluşturulmasını amaçlıyor.
Irak, suriye ve afganistanda bunu başardılar.
Sırada İran'ın bölgede ki etkisini azaltmak, sonrasında ise iç savaş ve çatışmalar ile bölünmesi gibi duruyor.

2013 tarihli nytimes yazısı
archive.nytimes.com

İşgal derken neyi kastediyorsunuz bilmem ama şu an Türkiye resmen işgal altında. Ne ve kim olduğu belli olmayan 15 milyon insan Türkiye'de kaçak yaşıyor.

Bildiklerimiz :
* 2 milyon kadarı cia'nın yetiştirdiği Afganlar,
* Bazı IŞİD üyeleri,
* Bazı ülkelerin (İsrail gibi) ajanları
* Irak'tan gelen şii teröristler
vs. vs.


Daha işgal olması için ne lazım. Suriye gibi iç savaş vs. kastediyorsanız, sorunu çözmezsek bir 5-10 sene sonra o da olur.


.

Sayamayacağım kadar çok, yemeksepeti zaten günde 1 bazen 2. Getir, migros hemen, istegelsin vs tarzı yerlerden ihtiyaç oldukça. Direk temel ihtiyaçlar dışındada 4-5 kez diyelim, tablet tutacağı, telefon koruyucu, projektör ve lastik almıştım araca bunlar hatırlayabildiklerim.

15 falandır muhtemelen.

Sadece bi kere migros.

17

Tüm market alışverişlerimi online olarak yaptım. Haftada 2 kere diyebiliriz. Buna ek olarak eldiven, maske siparişleri de verdim.

20'den fazla. fiyatlarin bu noktaya gelecegi cok belliydi, covidin en basinda ileri donemde lazim olabilecek ne varsa bir liste yapip satin aldim. yedek telefon bile aldim mesela.

simdi o paraya aldiklarimin yarisini zor alirim.

Az az pahalıya gelir,beyaz al yanına renk tüpleri al.

Cadence, rich gibi hobi boyaları işinizi görür

ya emin değilim ama -bugün de hiç emin değilim- müezzinlerle anlaşıp bir gün müezzinin imamlık yapmasını sağlıyorlar. dönüşümlü aralarında anlaşıyorlar.

Cuma olmadığına eminim.

cami içerisindeki tabelada hangi gün izinli oldukları yazar. cuma olmaz, haftada bir gündür.

Cuma dahil izin yapabilirler. Belirli bir izin gününü soruyorsanız, yoktur. Cami’de bir kişinin durması esastır.

elle şekillendirebileceği bişeyler.
oyun hamuru, kil vs gibi eminim benim bilmediğim benzer şeyler vardır.

top dışında ona hareket sağlayacak bişeyler de olabilir. ya da hareket eden şeyler; raylı tren sistemi gibi ama o paraya zor olabilir.

*bir de oyuncak seçerken lütfen toplumsal cinsiyet normlarına göre seçmeyin. bu erkek oyuncağı bu kız gibi. hele hele bu yaşta. başlıkta cinsiyet belirttiğiniz için böyle söyledim.

hamur kil gibi şeyler annelere biraz temizlik derdi katar :)
Benim 2 yaşındaki yeğen lego gibi şeyleri ve küçük metal arabaları ve topları seviyor, belki oradan yüryebilirsiniz

Yutamayacağı bir şey olsun.

Büyük parçalı mıknatıs, renkli olursa saatlerce oynayabilir.
büyük parçalı Lego da olur.

allah aşkına ses çıkaran bişi olmasın çünkü karantinada yeterince ses çıkarıyo bu veletler.

cevap olarak oyumu arabadan yana kullanıyorum. klasik ama her zaman isabetli oluyor.

Ev tipi salıncak.

Geçen hafta kendi kızıma aldım.

bazen instagram story'lere bakarken bir arama geldiğinde veya farklı arka plan uygulamaları açıkken geldiğinde, bi anda o storylerin vs. sesini duyabiliyoruz goruntulu konusma sirasinda.

ama sizinki devamlı olan ve bir çok farklı telefonda olan bir şeyse aklıma tek bişey geliyor.

konuştuğunuz kişi gerçekten de su-kuş sesleri olan bir yerde konuşuyor : )

Hocam resimdeki kapı oldukça basit görünüyor, elinizde aletleriniz varsa (testere, zımpara, çekiç (ya da elektrikli tornavida) ve şerit metre) kendiniz de yapabilirsiniz. Böylece daha kaliteli malzeme kullanarak daha ucuza getirmiş olursunuz. Kapı yapmak zor bir şey değil. Ben bahçe kapısını kendim yaptım, elim çok beceriksizdir ama bir haftasonunda hallettim.

Temelde, önce bir kapı çerçevesi yapıp onu yerine sabitlemeniz gerekiyor. Daha sonra kapının iskeletini yapacaksınız, en son da kapının üzerini plakalarla kaplayıp yerine yerleştireceksiniz. Boyamak opsiyonel, ben çam ağacından yaptığım ve dokusunu çok beğendiğim için boyamadım ama bu durumda yılda bir vernik atmak gerekiyor. Sprey vernikle bi saatte hallediliyor, zor bir iş değil. Başta çizim ve planlamaya biraz vakit ayırırsanız rahat edersiniz.

Ahşabı marangozlardan alabilirsiniz. Bauhaus falan gibi yapı marketlerden almayın, oralar çok pahalı. Aslında kendiniz çizip marangoza "bundan yap" da diyebilirsiniz tabi de, ben ülkemizdeki ustalara güvenmediğim için sadece uygun ölçülerde ahşap kestirttim. Sonra onları eve taşıyıp birleştirdim işte, lego gibi.

marangoz varsa çevrenizde, bunu göstererek yaptırabilirsiniz.

Emprenye konusunu çok iyi araştırmanı,
Sadece bu işi yapan kurumsal bir firmayı tercih etmeni,
Herhangi bir marangoza falan kesinlikle gitmemeni
ve hatta Ahşap'tan vazgeçmeni tavsiye ederim.

Enprenye konusu çoook önemli.

tümü açık değil, açık olanlara bakılırsa şehire minimum sayıda homojen bir dağılım yapılmaya çalışılmış. otobüs durağı mantığıyla ortada kalan bölgeler gözetilmiş gibi.

bu arada miktarlarda çok yanlış yapılıyor, bizim iş yerinden 2 arkadaşa fazla para yattı. geri nasıl iade edebilirizi konuşuyorlar.

ne günler ya.

@onemoremile fazla para nasıl yatmış ya. o zaman şirketten alacakları para az olabilir belki.

evet ik aradı az önce, ne kadar harcayacağını söyleyeceğiz ya da sen komple harcarsın, önümüzdeki maaşı eksik yatırırız gibi şeyler konuşuluyor.

Açığa alındıysa soruşturma bitene kadar 2/3 maaş alıyor.

Soruşturma sonucunda
İhraç olduysa işsiz kalmış oluyor. İhraç olmadıysa mesleğe devam.

ek olarak mesleğe devam durumunda o alamadığı 1/3'ü ve tüm sosyal/ekonomik haklarını (promosyon vs.) faizi ile alıyor.

www.shopier.com

soyle bir yer bulmustum gecen gun ama ne kadar iyidir bilmiyorum, ben de bunlara bakiyordum soruyu takip edicem.

Etsy bakin

pekmez ve bal

C vitamini için kivi, portakal vs de ekleyenilirsiniz. Özellikle kivi oldukça zengin bir c vitamini kaynağı.

maydonoz, biber, kivi bunlar c vitamini depousu. Bunun dışında arı poleni, bal, pekmez.

Prebiyotik içeriği dolayısıyla turşular iyi bir fikir pancar vs. Gibi. Kendi yaptığınızla aynı olmasa da dayanıklılar listesinde olumlu olur.

Hakiki tahin, keçiboynuzu pekmezi ( soğuk sıkım ) , turşu, , zencefil, limon, bal, yaban mersini, kuruyemişler.

Propolis kesinlikle. Bütün kış ailece hasta olmadık.

Beeo, eğriçayır, anavarza markalı olanlar var. Damla ya da balla karışık şekilde. Hepsi de işe yarıyor.

Gitmeyince devamsızlıktan kalınıyor mu?

bende tam 6 aylık üye oldum yeni yeni başlıyordum ki bu olay çıkınca bıraktım şimdilik

Gitmiyorum. Riskli geliyor. Evde yoga ve burpee ile geçiriyorum bu süreyi.

Firstatan istifade edip yazılmayı düşünüyorum. Şöyle bi kac ay rahat rahat spor yapalım

bıraktım.

Ben de üyeliğimi dondurdum.

Mantıklı değil tabii ki o kadar ter, nefes vs. içinde yer almak.

bıraktım.
tabiiki.

ben iki gün önce hepsiburadadan 1 lt kolonya aldım. yalnız kendileri değil, başka satıcılar satıyor. fiyatı normalin üzerinde.

aklınıza gelen tüm e-ticaret sitelerinden alabilirsiniz. Google lütfen.

asla girilmez. sana satılan bina, aynı şekilde başkasına da 200bin tl'ye satılabilir, belki satılmış da olabilir. hiçbir şekilde hak beyan edemezsin.

Tapusu olmayıp milyon liraya el değiştiren yerler de var, sizinkinde tapu yok ama ne var peki? Hiç bir kayıt, resmiyet, ödenen emlak vergisi vs yok mu?

Arazi devletin mi bir şahsın mı? Tapusuz olan sadece sini bina mı yoksa mahalle komple mi?

finduilas +1
öyle sorun çıkmayacak olsa avukatlar 200 bin verip kendileri alırlar :)

@john bloor komple mahalle tapusuz. önceki yıllarda ödenen vergiler, fatular var. ev aile apartmanı aslında bizde akrabayız. bir şekilde anlaşmazlık var ve ev şu an ortada tapusuz evi kimse almak istemeyeceği için aslında bu benim için fırsat. hem ucuza alıcam ki tapusu olsa en az 1 trilyon eder ev. hemde ev sahibi olucam.

Sarıyer ve beykozda bu durumda olan bir sürü mahalle var, ben diyim 20 sen de 30 hükümet görmüşlerdir, belki de daha fazla.

Kimsenin binlerce kişiyi karşısına alıp "çıkın burayı yıkacağız" diyeceğini sanmam.

Riskli ama güzel yatırım, 2. sene kira 2750, 3. sene 3000, 4. sene 3300 gibi ortalama yıllık %10 zamla artarak gider.

Neredeyse 5 senede amorti eder kendisini, ben olsam girerdim bu riske.

kaç tane 200 bin liranız olduğuyla alakalı bir durum. 3-4 adet varsa bu risk alınır tabi. 1 tane varsa olmaz. hiç yok ve zar zor bulunacak ya da kredi çekilecekse, hayatla alakalı öğreneceğiniz çok şey var.

Bulaşma.

yumul gitsin. hayata 1 kere geliyorsun. risk almazsan yerinde sayar ot gibi yasar ot gibi olursun. atesle kankaaaaaaaaaaaa.

E peki yarın kiracın sana kirasını ödemezse ne yapacaksın? Elinde tapu yok. Kira sözleşmesi yok. Büyük ihtimal bir dolandırıcılık var burada.

son feci bisiklet.

Adamlar diyebilirim sanırım

palmiyeler

people in planes

topkapı spotçular diye bir aratın. iyi pazarlık etsin arkadasınız

Tek bir noktada değil, her yerde spotçu var. Uzak bir yerdeyse nakliye ücreti de fazla olabilir. Ben tüm eşyalarımı mahalledeki iki spotçudan birine satmıştım.

istanbulda spotçular tek bir noktada evet.

Anadolu yakasında Maltepe - Küçükyalı Mektep sokaktalar

Adamı önce öldürmüşler sonra rahat rahat kesip biçmişler işte, işleri kolaylaşsın diye boğmuşlar, kan akmaması falan mümkün olabilir mi. Ha önce silahla falan da öldürebilirlerdi ama o da bi ton gürültü patırtı birileri duyar eder.

(bkz: livor mortis)

Mantıken kalbi durduğu için vücuduna kan pompalanmayacak. kan illa ki akar ama fışkırmaz. çünkü kanda artık basınç yok.

kan pıhtılaşabilir sanki damarlarda. akması durduğunda pıhtılaşır diye düşünüyorum. sonra akmaz.

ben kanın pıhtılaşması için ilaç vermişler gibi bişey okumuştum.ya ekşide ya da haber sitelerinde ama hatırlamıyorum

Önce öldürüp sonra parçaladılarsa kan dolaşımı durmuş olacağı için etrafın kanlanması normale göre daha az olur.

Start-up'lar, yazılım, reklam ajansları. Özetle beyaz yakalılar için bu.

Nalbur normalde de ofis tutmuyor. Sanal ofis normalde ofis tutulabilecek bir işe sahip olan ama aslında çok da yoğun çalışması gerekmeyen veya kalıcı bir düzen kurmak için erken olan insanlara ortak kullanımlı bir ofis sunuyor. Sanal olan aslında bu kısım değil. Sanal olarak nitelendirilen sana özel bir telefon hattı kiralayıp sanki kendi sekreterin gibi oradaki ortak sekreterin senin telefonlarini acil sana yönlendirmesi kargolarini postalarini alması vs.

Watt önemli değil aslında. Önemli olan çekim gücü. A-B-C bazında derecesi var çekim gücünün. Mesela 800 watt bir torbasız süpürge 2000 wattan daha iyi çekebilir. Bu arada 3500-5000 liralık Dyson öneren arkadaşlar ne kadar para kazanıyor çok merak ediyorum. Ben de onu sorayım. Biz valideye Fakir Ranger Electronic 4A 890W aldık, "iyi çekiyor, memnunum" dedi. Ya da torbalı Miele'lerden önerebilirim.

Dyson'lara bakabilirsiniz.

2000 watt güçle ütü çalıştırıyoruz artık. regülasyon dedikleri kavram hayatımızın tam içinde. ekonomik motorlarla devam ediyor süpürgeler. önemli olan halı, sert zemin, toz atma performansıdır. ürün etiketinde mevcut bu bilgiler. bütçe belirleyip torbalı, torbasız ya da dik mi robot mu diye belirtseniz daha iyi yardımcı olurum.

Philips maraton alin. Aradiginiz makina.

hayatımda 2-3 kere elektrik süpürge alınırken bulundum, fikrim her zaman arçelik mağazasına gidip en yüksek watt hangisiyse onu almak yönünde oldu. ama bi daha alsam mesela şu televizyon programında ufacık el süpürgesi haline gelenler var ya onlardan alırım.

Süpürgenin wattının yüksek olması iyi olduğunu değil, sadece çok elektrik sarfettiğini gösterir.

İyi süpürge emiş gücü yüksek süpürgedir_ki bu da airwatt olarak anılır.
Süpürgenin halıda ve parkede emiş gücü sınıfı ne kadar yüksekse o kadar iyidir.

Zaten yeni üretim normları gereği artık piyasada 2000watt süpürge üretiliyor. Maksimum 900 watt ile sınırlı motor güçleri.

Beğendiğiniz torbalı/torbasız pek çok Süpürgenin airwattı 180-240 arasında oluyor. Üstelik sadece emiş gücünün yüksekliği değil, emiş performansının sürekliliği de önemli. Bir odadan diğerine geçtiğinizde emiş gücü düşmemeli. Özellikle yeni nesil süpürgelerde filtre temizlik ve bakımını ihmal etmeyin. Toz torbalı ürünlerde de mutlaka orijinal toz torbası kullanın, yan sanayiden uzak durun. Ve yeni nesil süpürgelerde mutlaka dikkat edin, inşaat tozu/pisliği çektirmeyin.

Pek çok marka airwatt bilgisini vermiyor. Alırken pek çok farklı kaynaktan kontrol edip bul aya çalışın.

Dyson animal ve el süpürgesi dahil pek çok farklı süpürge kullanmış biri olarak size homend dustbreak 1226 tavsiye ederim. Bir iki ay önce 440 tlye n11 de satılıyordu. 400 civarı bir airwattı vardı. Daha önce homendin başka bir modelini kullandım 380 airwattı canavar gibiydi.

Süpürgenin hafif olması önemli. Temizlik yaparken yormaz.

Motor devri mümkünse gövdede ayarlı olmalı, ayarlanamayanlar halıya yere çok yapışabiliyor. Teleskopik borudan ayarlananlar o kadar verimli olmayabiliyor.
Emiş gücü ayarlı bulamazsanız turbo fırça denilen başlıklardan alabilirsiniz. Hem halıyı döverek süpürür hem de yapılmaya önler.

Kablosu ne kadar uzunsa o kadar rahat edersiniz.

Toz torbasız modellerde toz haznesi ne kadar büyük olursa o kadar iyi. Yoksa sıklıkla boşaltmanız gerekir.

Toz torbalı Modellerde orijinal torba kullanacağınız için mümkünse yetkili servisi arayıp fiyatlarını sorun.

Filtrelerde yine orjinalden şaşmayın.

Dolayısıyla yedek parça fiyatları ve servis konusunda sıkıntı yaşamayacağınız bir markayı seçmenizi tavsiye ederim.

25g iett otobüsü gece 12 sabah 6 arası dediğiniz güzergah çalışıyor.

25G taksim-sarıyer otobüs hattı. Akm önünden kalkıyordu en son. Sarhoş otobüsü olarak bilinir.

www.iett.istanbul

00.30'da benim işim bitiyor ama buna yetişemem bir sonraki 01.30 da kalkıyor. başka yokmu alternatifi. minibüs filan maslak''a ulaşsamda olur.

beşiktaştan dolmuşlar vardı gece 2ye kadar sanırım, onları deneyebilirsiniz. olmadı 25g bekleyeceksiniz mecbur.

Cuma ve cumartesi 24 saat metro var. Onun dışında 25G

listeye göre değil de şöyle bir flood var favlamıştım.

twitter.com

3000 TL gelire bu araba fazla maalesef

Al lan. Bi daha mı gelicen bu dünyaya?

aşırı saçma

bence al gitsin, ekonominin donmesi icin boyle seylere ihtiyac var.

3000 maaşla bu arabanın masrafınını altından zor kalkarsın. sadece benzini, yağı değil, sigortası, kaskosu, lastiği, bakım paraları vb vb.

Hocam bizim memlekette premium marka araba evet statü göstergesi olabilir fakat a serisi hem bundan bir kısım uzak hem de hangi arac olursa olsun durduğu yerde para yer. Mevduatına para çekecek bir seyler yap, araba almak dünyanın en kolay işi para olduktan sonra. Birkac aşama sonra alırsın arabanı.

yıllık masrafını hesapla, bir tane ufak kaza da ekle, 12'ye böl, her ay o kadar masrafı gözden çıkarıyorsan al

@karacigerim vur kadehlere mevcut parayla bir iş yapamıyorum. denedim ama bu ülkede bütün köşeler tutulmuş iş yeri açmak kerizlik haline gelmiş. 130 bine araba alsam seneye 160'a satarım ben bu arabayı. iş yeri açsam batma şansım yüzde 92.

"130 bine araba alsam seneye 160'a satarım ben bu arabayı"

kesinlikle almalisin. sorunun cevabini vermissin.

130 bini vermeyle iş bitse al gitsin ne olacak dersin ama araba durduğu yerde para yiyen bir şey. bu aracın tamir, bakım masrafları daha yüksek olacak. sürtme, çarpma gibi bir olay yaşadığın zaman daha düşük sınıf bir araca göre daha çok canın sıkılır. bana göre mantıklı olan düşükten başlayıp zamanla tecrübe kazandıkça model ve sınıf yükseltmek ama sen bunları göze alabiliyorsan al gitsin.

"130 bine araba alsam seneye 160'a satarım ben bu arabayı" iş yeri açsan hakikaten batırırmışsın, doğru tespit!

o aracın vergisi, muayenesi, bakımı cartı curtu var. kaldı ki sıfır araç almıyorsunuz. karşılayabilecek misiniz çıkabilecek masrafları?

"ev kirası vermiyorum" demişsiniz, ev sahibiyim dememişsiniz. arabadan evvel önceliğim kutu kadar da olsa bir ev olurdu şahsen. yazık etmeyin bence birikiminize.

işletme giderlerini hesapla önce. yine de almak istiyorsan al tabi.

Senin beş katın para kazanan insanlar almıyor bu arabaları, arkadaşlar neden almadıklarını açıklamış, onlara kulak ver. 3000 lira kazanan biri için böyle arabalar almak müsriflik olur. Ha sorun 130 bin liraya araba almak değil bu arada, bu segmentte araba almak, onu da belirtmek isterim.

senin maasin kusura bakma ama o arabanin benzinine yetmez

www.youtube.com

kendi işinse al gitsin
maaşlı çalışıyorsan bilemiyorum

ilk araba için fazla olabilir. ilk araba araba kullanmayı öğrenme arabasıdır derler ya.

ayşe sana bi araba göstericem ona bak www.sahibinden.com

@duşambe parçalıbulutlu manuel bu. yıl olmuş 2020 ne manuel'i.

Alma cunku onceki duyurularini hatirliyorum kendi isini kurmak istiyodun. Elindeki toplu paranin tamamini arabaya yatirma. Aklina yatan bi is kurarsin ona lazim olur o para. Daha cok para kazaninca da istedigin arabayi alirsin.

æhindistan cevizi işte yok olmuyor. bu ülkede ticaret yapmak imkansız hale gelmiş. çaresizlikten araba alıcam.

çok istiyorsan al.

Yapıştır gitsin

al kanka seneye 230’a satarsın.

seneye 2 katına satar a280 alırsın

Neden herkes dalga geçmiş anlamadım. Seneye 30k fazlasına satabilir evet. Benim 2017’de aldığım aracı şu an aldığımız fazlasına satabilirim.

Bundan ayrı, masraf sebebiyle alma derim. Zenginsen, 3k cep harçlığında al. İçimden al amk yapıştır gitsin nolacak demek geliyor ama kaskosu yakıtı muayenesi vergisi fazla olur be hocam.

Başka çok daha ucuz tipi güzel bir araba al. 3bin maaşla Mercedes alma.

Kasko, trafik sigortası, MTV, Muayene, aracı hiç kullanmasan bile yıllık ortalama 5000 TL giderin olacak.

Hiç kullanmasan yılda ortalama 10 bin km bakım masrafıyla birlikte ortalama giderin 6000 TL olur.

Ayda 500 lira, yakıt gideri hariç.

Yılda 10 bin km kullansan günde ortalama 27 km yapar ki gerçekten çok olağan bir rakam, bunun da yakıt masrafı 650-700 litre mazot demek.

Günümüz fiyatlarıyla ortalama 4500 TL yakıt masrafın olur.

Özetle yılda 10 bin km ortalama kullanımla senede 10 bin lira giderin olacak.

Ayda ortalama 850 TL, gerisini sen hesapla.

aşırı saçma.
bu ülkede beyaz yakalılar para yönetiminden hiç anlamıyor. 130bin lirayı sana az da olsa düzenli gelir getirecek bir şeye yatırarak büyümeyi düşünmelisin.
illa araba alacaksan 30-40bin liralık bir şey al
zaten 3bin lira ile bu arabanın yakıtı, vergisi, kaskosu ödenmez bile

sehir ici kullanim icin hatchback arabalari daha cok tercih ediyorum.

hatchback tasarim denince de en begendigim tasarimlardan bazilari
nissan note ya da nissan pulsar

polo.

Sen cevabi begenmiyor musun? Git el arabasi al tam sana gore.

3. nesil megane öneririm. Zaten aracın sedan versiyonu yok sadece hatchback üretildi.

auris polo leon. sık kullanacaksan dizel, yıllarca kullanacam dersen benzinli al.

para varsa a3/bmw 1, yoksa leon. bu sinifta hem 1.18i, hem a3, hem leon kullandim. kullanmaktan a3 kadar zevk aldigim bir arac yok. hele yuksek beygirli quattro ise keyfine diyecek yok. ozledigim tek aracim :'(

Bitcoin borsalarının henüz bu konuda regüle edilmiş bir düzeni yok. Ancak geçen sene Tubitak'ın düzenlediği Blokzincir Çalıştayında konuşuldu bu konu. Bu süreci takasbank üzerinden yürütmek gibi bir düşünceleri vardı (hem borsa sahiplerinin hem takasbank yetkililerinin). İki taraf daha önce bu konuda görüşmüş ama bu konunun yürürlüğe girmesi epey zaman alır tabi.

Diğer taraftan türkiyedeki büyük borsalar (btcturk, paribu vs..) gibi regüle edilmeye çok açıklar, hatta piyasanın daha uzun soluklu güvenilir kalabilmesi için keşke bizi regüle eden bir kurum olsa diyorlar. Bu sebeple böyle bir durum sonrası yasal yollardan başvurduğunuzda standart miras prosedürünü büyük ihtimalle işleteceklerdir.

Papara gibi kurumlar ise bildiğiniz bankacılık mevzuatına tabi. Onlarda bir sorun olmaz.

@scheherazade ama iş bankası hesabı açtırmak paralı sanırım değil mi?

para vermeden bir kazancın olması çok olası gözükmüyor. ayrıca bir ayda maksimum 20tl kazandırıyormuş. çok mantıklı gelmedi bana.

olabilir mantıklı dediğin

sonuç itibariyle yemeksepetinin rakibi olabilirler ama yaptıkları iş yemeksepetin'in yemeksepeti vale hizmetiyle aynı.

uygulama üzerinden yemek sipariş ediyorsun, bir motokurye gidip ilgili işletmeden senin siparişini alıp sana getiriyor.

Bir kurye şirketi. Kendi motosikletli ekipleri var, yemek de sipariş edebilirsiniz başka işler için de kullanabilirsiniz. Promosyon kodu ile viral yayılmaya çalıştıkları için sağda solda Glovo dilencileri görmeniz olası.

olunur, nihilizm hiçbir şeyi önemsememek değildir, sadece önemsenen şeyin evrensel bir doğru çerçevesine indirgenemeyeceğini savunur. idealist olmadığınız sürece sorun yok.

Ters miknatislanma yapar.

Nihilzmin "hiçbir şey yok" anlayışı öyle düz anlamda bir yokluk değil. Öyle olsa aynı anda hem nihilist hem şizofreni hastası olmak çok olağan olurdu. Nihilizm ve materyalizm harmanlanabilir akımlar.

ben severek kullanıyorum; gayet güzel oluyor. özgür irade gibi bazı hususlarda çok uyumlu düşünmüyorum ama kimse hiçbir felsefeye noktası virgülüne bağlı olmak zorunda değil; kaldı ki bu düşüncelerin de kendi içinde pek çok çeşitleri var.

Turkcell Superbox şu an en iyisi bu. Araştırın iyidir. Ayrıca kablolu wifi bir arada.

vodafone red tarifesinde 20-30gb paketler vardı yaklasık 100 tl

yakın zamanda tcell superbox diye birşey yaptı
Superbox 50 GB 4.5G İnternet 50 GB 139,9 TL
Superbox 100 GB 4.5G İnternet 100 GB 159,9 TL
Superbox 200 GB 4.5G İnternet 200 GB 269 TL

karavanda yaşamanın iki hali var, biri karavan park halinde sabir bir noktada, diğeri ise gezer vaziyette.

hem karavan ile yolculuk yaıp hem çalışamazsınız ya çalışacaksınız yada yol yapacaksınız (çiftseniz durum değişebilir)

avrupa veya türkiyede kimi şehirlerde belediyelerin ücretsiz wifi hizmeti var, öte yandan kafelerin wifi'ları var. yurt dışında ise gittiğiniz ülkeye göre mobil bir hat alıp kullanabilirsiniz gayet, örn: ukraynada sınırfız internet paketi ile bin dakika konuşma 20tl gibi bir fiyata geliyor, kimlik ikametgah gibi evraklara da ihtiyacınız yok, ekmek alır gibi alıp telefonunuza takıyorsunuz, kullanıyorsunuz. bu şekilde olabilen bir çok ülke var.

@Superbox 50 GB neye yetecek ki? 4-5 film izlese bitecek bir gb o.

ömrünü karavanda geçirecek yaşam tarzına sahip bir insanın ekran bağımlısı insanlar gibi netflix'e gömüleceğini falan mı zannediyorsunuz sdsfghjk

para kazanmak için internetten yapması gereken işleri hallebilmek için yeter de artar bile 50 gb. dizi, film izlemek için de depolama gibi bir alternatif var.

karavanın olayı ömrünü netflix izleyerek içerde geçirmek değil. karavancı insan sosyaldir, doğayla içiçe olmayı sever. o yüzden kapalı alanda fazla takılmaz.

karavan bir alternatif ev değil. çadır yerine daha sağlam daha kalıcı bir çözüm sadece. yani karavanla da evsizsiniz.

ayrıca karavan hayatından internetden çok daha ciddi zorluklar var.

@nrmnm dışarda kar yağıyor 1 metre kar varmış. gece 12 uyku tutmuyomus ne yapsın bu insanlar? netflix/youtube asosyal bir aktivite mi?

geçen arayıp Turkcell superbox sınırsız 129 lira dediler. bence çok mantıklı.

Kafası olmasa 2.3 saniye daha hızlı koşar. Ben mesela kafası hariç 100 metreyi 3.1 saniye daha hızlı koşarım.

Ne kadar kucuk meme, o kadar rahat kosu.
Zaten kosuculara bakarsan hicbirinde oyle dolgun meme yoktur.

mümkün olduğunca dar sporcu kıyafetleri yapıp memeleri gizliyorlar zaten. bu hem aerodinamik verimlilik açısından da önemli.

sporcu sütyeni bunun için.

Evet koşarlar. Kadın koşucu bi arkadaşım vardı lisedeyken. Göğüsleri küçük olmasına rağmen bandajla sarardı tamamen düzlemek için. Hızını kestiğini söylüyordu.

Sporcu südyeni +1

Hatta konuyla ilgili bir medya adamımızı yabancı bir sporcu hanım video çekip makaraya almıştı ama isimleri unuttum.

Uzun sure lisansli kostum. Sporcu giyisileri presliyo zaten gogusleri.

sabah 8 gibi "ay tuvalete gireyim" gibi bir düşünce gelirse aklıma, gerçekleştirdiğim zaman saat 16:30 falan oluyor.
hashtag ogretmenlik

Olmuyor, böyle durumlar için dinlenme yerleri var iş yerinde. Kalabalık olursa oralar da, toplantı odasına girip takılıyorum.

günde iki kez küçük tuvalet için kullanıyorum. onda da koştur koştur gidip geliyorum. çok çok bunalırsam koridorda bir tur atıp yerime geliyorum.

Kanyon'un yanında ING'nin inovasyon merkezi mi ne var. Onun grubuna üye olun ve akşamları konuşmacılar falan çağırılıyor. Orası ve öyle yerlerde takılıp "networking" yaparak bulabilirsiniz sanırım...

Paranı %99 olasılıkla kaybedersin aman diyim. Ne yatırımcılar ne ölçütlerle seçiyorlar ona rağmen 10 yatırımlarından 9'u batıyor da 1'si iyi yükseliyor da kazanıyorlar öyle düşün.

İş kollarına göre WhatsApp telegram grupları.

Glassdoor

benim degil ama bir tanidigiminkini yazayim, couchsurfing. evinde kalmak bahanesiyle gittigi masum insanlara zorla cvsini vererek sonunda almanyada kendine is ayarlamisti, simdi orada yasiyor :)

Ankara'da STK alaninda çalışabilecegim bir iş arıyorum ben de. Gelbasla.com da birkaç başvuru yaptım. Var mı başka bir site peki

İşe göre değişiyor tabi, bazıları kapanmış olabilir, bildiklerim

Eleman.net
Sivil sayfalar
Dijital ajanslar
Ab ilan
Shift delete+Webrazzi
Marketing Türkiye
Bigumigu
Şirketlerin kariyer sayfaları ve mt programları

careers.un.org

Kadıköy belediyesi

www.iienstitu.com


bu linki de deneyebilirsin faydalı

İsmek kurslarının kaydı bitti, sanırım ondandır

O dönemde aynı bizde olduğu gibi Avrupa denince akla gelen tek yer Fransa. Üstelik Tolstoy da kendi hatiralarinda Rusça konuştuğu için cezalandırıldığıni anlatır. Seckin ailelerin tamamı Fransızca konuşuyordu ya da konuşmaya ozeniyordu.

İlk kez duyuyorum böyle bir şey.
Var mıdır örnek bilindik bir kitap?
Bilindik derken popüler

valla aynı soru benim de aklımda neredeyse her kitapta fransızca konuşmaya çalışan ruslar var

3-5 örnek yok mu bu rusça konuşmaya çalışan ruslara ilişkin kitap?

Budala - prens miskin
Oblomov - oblomov
Bunlar ilk aklıma gelen iki örnek. Ama alıp sazı eline Fransızca konuşmuyorlar tabi ki de. Bizdeki gibi araya Fransızca sıkıştırıyorlar. Ama en net örnek: Tolstoy - çocukluğum.

@2 tostos turan hepsinde var. mesela şu an ivan goncarov'un yamaç kitabını okuyorum onda 10 sayfada bir fransızca kelimeler var.

dostoyevski, gogol, puşkin hepsinin kitaplarını okuyorum hepsinde fransızca dolu. hem fransızları cahil,kaba olarak görüyorlar o devirde hemde onlarsız yapamıyorlar gibi bir durum var.

@aysee bu durumda şunun da etkisi büyük. Aslında çok büyük bir Fransa ozentiligi yaşanıyor. Ancak napilyon'un Moskova seferinden sonra bu garip bir nefrete de dönüyor. Neticesinde de garip bir ilişki dönüyor aralarında.
Almanca konuşmaları pek beklenemez. Çünkü Almanya denince sadece kumar ve kaplıca biliyorlar. Bir hayranliklari yok. Ayrıca Almanlar'ın Rusya'ya bira getirmelerinden ve uretmelerinden dahi şikayetçiler.

İyi de tolstoy puşkin gibi yazarlar anadil seviyesinde fransızca biliyormuş zaten.
Bunların etkisi olabilir mi?

@2 tostos turan
Onlar Fransızca bildiği için değil Fransız etkisinden ötürü Fransızca yaşıyorlardı. Çünkü o zamanın seckinleri Fransızca bilmemeyi ayipliyordu. Tolstoy'un anadili Fransızca bu arada. Anası olacak kadin, sadece Fransız dadisi ile konuşmasına izin veriyordu. Rus hizmetcilerle konuşması yasaktı.

Tolstoy’un anadili nasıl fransızca?
Adamın bütün eserleri rusça
Aristokrasi dili fransızca doğru
Ancak ana dil demek biraz zorlama olmuş..

@2 tostos turan
Abartmış olabilirim başkan :) ama Rusça konuşması yasaktı :)

Bence bu da abartı.
Biraz daha araştırman faydalı olacaktır.

Neresi abartı adamın kendi anilari??
Bakınız Tolstoy - çocukluğum
Adam Rusça konuştuğu için aldığı odadan çıkmama cezalarindan bahsediyor. Sizin araştırmanız daha faydalı olur. Ayrıca çocukluğunda kendini Rusça ifade edemiyordu hazretleri.

tanzimatta yazılmış eserlerimizde de aynı durum mevcut. o dönemin modası.

Benden de bir örnek gelsin: Savaş ve Barış'ta Napolyon Rusya'ya yürüdüğünde, tatlı su Rus vatanseverleri salonlarda Fransızca konuşanlara bilmem kaç ruble ceza yazıp vatanı kurtarıyorlardı :)

Bugün araya İngilizce sıkıştırmamızın bir değişik, daha aristokrat versiyonu gibi geliyor bana.

lingua franca

Etkin kültür diğer kültürleri baskılar.
O dönemde Fransa tüm dünyayı etkilemişti. İlk dönem Türk romanlarında aynı etki görülür. Daha aristokrat görünme gayretidir. Bizde de şu an seçkin görünmek için Cümle içine Türkçesi hatırlanamamış gibi İngilizce kelimeler Sıkıştırılmakta. Din simsarları Türkçesini toparlayamamış gibi Arapça cümleler kullanmakta.

Bir zamanlar Avrupa'da Moğol gibi giyinmek kişiye itibar kazandırırmış. Şükran gününde hindi kesmemiz, Yılbaşı gecesi çam süslememiz hep aynı sebeplerden.

100 bin tl çok hocam. en fazla 20 bin civarına e satış sitesi kurduracaksınız, o kadar yapmanız gereken. hatta hazır bir şey alırsanız çok daha ucuza gelir. örneğin:

www.hazirticaretsitesi.com

petshop işi gibi bu da sizin için oldukça zorlu olacaktır diye düşünüyorum. konu siteyi açıp satmakla bitmiyor, oyunları, sistemi bilmek gerekiyor yanı sıra bu işin diğer büyük sorunu 'destek/support' problemi.

bynogame şu an 115 personel ile operasyon yürüyor. sadece bu kısım için bile 100k sermaye yeterli değil ne yazık ki..

oyun yapımcıları sattıkları ürünlerin ücretlendirmesini bayinin aldığı miktara göre yapıyor, ne kadar çok ürün alırsan o kadar çok indirim oluyor. bu işte de almış başını gitmiş milyonluk firmalarla yarışıp kar etmek zor olur sanırım. bir kere bütçenin yarısından fazlasını reklama ayırman gerekecek.

Hatasız boyası 32 bin km de. Fiyatı uyuyorsa aklınıza alabilirsiniz

satıcının dediklerine güvenmeyin ve alırken mutlaka iyi bir yerde ekspertiz yaptırın.
ancak hiçbir ekspertiz size motor ve şanzımanın mekanik durumu hakkında garanti veremez.

Sıfırına 107 bin fiyat veriyorlar. polo comfort app bişey bişey 8 inç ekran dijital klima 110bindi. Bence bayileri bir dolaşın. 90bine düşüyorsa bu ilan fena değil gibi.

renk ve motor gücü sebebiyle tercih etmem.

94000 liraya İbiza almak mı yo dostum yo

100bine hatta pazarlıkla 95bine leon style dsg 1.2.

bence biraz araştırın. o fiyata ibiza fr satışı gördü bu gözler. hemde problemi yoktu.

düşük motorlu araç kullanıcısıyım ve pişmanım. bu motorla asla almayacağım bir araç.

Youtube'dan basla.

Merhaba annem 50 yaşında benim israrlarimla resim kursuna yazıldı. Ki o da hic yapamayacagini düşünür cesaret edemezdi. Ancak şu an bana 2 tane olmak üzere tüm kardeslerime birer yağlı boya tablosu yaptı. Takribi 1 senesini aldı diye biliyorum. İlk olarak insan figurlerinden ziyade nesneleri yaptilar. Bunlari da fotoğraflarini cikartip 1 er cmlik karelere bolduler. Akabinde beyaz tabloya da ayni oranda kareler çizip kutu kutu ilerlemislerdi. Halk egitim merkezindeydi gittiği kurs. Siz de yine halk egitim merkezlerine bakabilirsiniz.

en eğlenceli yanından başlamak istersen, 80 90 lardaki bob ross amcanın videolarını izlemeni öneririm.

hani şu trt de belki şurada bir ağaç vardır, belki şurada bir dağ vardır diyip resim yapan bonus kafalı abi.

malzeme bilgisi konusunda da youtube da bir sürü şey bulursun, hazır tual falan satıyor zaten bazı kırtasiyeler.

www.youtube.com

Tablo değil Tuval..
Yağlı boya yerine Akrilik boya ile çalışmanı öneririm.
Fiyatı biraz daha pahallı olabilir ama çabuk kurur, heves söndürmez.

Bir yandan karakalem kursuna da giderseniz orantı, perspektif ve tonlama tekniklerini öğrenirsiniz. Böylece yağlı boyada daha çabuk ilerlersiniz diye düşünüyorum.

yağlı boya genelde en son öğretiliyor. öncelikle karakalem ile önüne koyduğun nesneleri kağıda çizerek başla.
bunun için b,hb,2b kalem, hamur silgi ve normal bir silgi al. tabii ki de güzel, kalın gramajlı desen defteri al. normal a4 kağıda çizme.
dediğim gibi kafandan bir şeyler çizmeden önce üstteki arkadaşın dediği gibi; oran orantı, perspektif, ışık gölge ve tabii ki ölçü alma gibi temel bilgileri öğrenmen lazım.
önce nesneleri çizerek başla. meyve, sebze, ayakkabı, el ayak, bardak vs gibi şeylerden kompozisyon düzenle.
kursa gitmeyeceksen en azından internetten faydalan.
adım adım ilerleyip bir süre sonra guaş boya ile resim yapmaya başlayabilirsin. tavsiyem; siyah beyaz boya al ve gri tonlamalarla resmi öğrenene kadar renkli boyalara geçme.

ilerledikten sonra bir süre zarfında zaten yağlı boyaya geçmen gerektiğini fark edeceksin.

Tam emin değilim ama eğer iş sözleşmende'' iş verenin uygun gördüğü her saat ve her yerde çalışırım'' gibi bir ibare varsa malesef.

çalışma koşullarında değişiklik haklı fesih nedeni olabilir. iyi bir avukat ile konuşun. benzer ama birazcık farklı bir durumda istifa edilmesine rağmen tüm haklarımızı aldık bir de işsizlik maaşı aldık bir arkadaşım için. sizin durumu da sormak lazım.

İnsan kaynaklarının, sen işe girerken önüne koyduğu iş sözleşmesinde, "işyeri, gördüğü lüzum üzerine sizi vardiyalı çalıştırabilir" benzeri ibare varsa -ki büyük ihtimalle vardır- hiçbir hak iddia edemezsin.
Eğer öyle bir madde yoksa avukata başvur, işyeri çetin ceviz çıkarsa biraz uğraşırsın sonunda seni gündüz çalıştırmak zorunda kalırlar, uzlaşma yoluyla gece tazminatı vererek gece çalıştırma yoluna gidebilirler veya bütün haklarını sana öderler, bye bye derler.
Üç seçenek.

ik ile yaptığınız söyleşmenin hiç bir gerçeliliği yok. iş kanunu'nda ne yazıyorsa o. ekstradan eklenen kuralların hepsi mahkemede geçersiz sayılır.

kişisel fikrim kurumsal değilseniz mama/gıda işine girmeyin. akarı kokarı vardan ziyade bozuk olur bir şey olur başınıza daha fazla dert alırsınız.

bu soruya daha önce oldukca detaylı cevaplar vermiştik.o zamandan bu zamana değişen bi' şey henüz olmadı.

- belirli bir gönderi trafiğiniz olmadıkça kargolarla kurumsal anlaşamazsınız.(kurumsal anlaşma için şirket olmak gerekir)
- bir şirket kurup fatura bastırıp, ofis gösterip, stopaj verip, bağkur primi ödeyip, muhasebeciye aylık düzenli ödeme yapmanız gerekir. (3-4k kazançtan 1500 lirası bu kısıma harcanır)
- distribütörün ürünü getirdiği tarihe göre değişir bazen 1 sene bazen 6 ay bazen 2 sene

* konudan bağımsız *
bilmediğiniz işlere girişmeyiniz, 90bin liranızı güzel ülkemizin, harikulade hayat şartlarında hiç etmeyiniz
* konudan bağımsız *

merhaba.
çoğumuz sevmediğimiz işlerde çalışıyoruz, yalnız değilsiniz.

1 - bilmiyorum
2 - belli bir kota istiyorlar indirim için. örneğin günde 50 kargo(?)
3 - fatura kesme olayı tam bir baş belası. muhasebeci + bağkur + vergi derken ayda hiç bir şey yapmasan 1000 tl üzerinde masrafın var. Dükkan açmakla aynı şey.
4 - bilmiyorum

nesatilir.com biraz karıştırırsan pek çok cevap burada var.

Ben olur diyen taraftayim. Ama zor olduğunu da kabul etmek lazım.

Shopify ya da benzeri platformlar var. Site, ödeme işlemleri hatta kargo anlaşması bile bu platforma dahil oluyor siz de satisinizdan komisyon veriyorsunuz. Boyle bir hizmet almayı düşünebilirsiniz başlamak için.

Mamayi saklamak zor, fiyatları sürekli yükseliyor. Ben sizin yerinize olsam mama dışındaki şeylere yonelirdim. Oyuncak, tasma, kedi tarağı, tırnak makası vs. En azından son kullanma tarihi yok.

şu soruların cevaplarını gerçekten bilmiyorsan o 90.000tlye yazık olur.

Mama üreticileri perakendecilere farklı farklı fiyatlar veriyor, hepsine internetten ulabilirsiniz.
29 yaşın altındakiler için prim desteği var, muhasebeci tutmalısınız. Aylık 250TL civarı muhasebecisi, stopajı vs gideri olur. Satışınıza göre gelir vergisi ödeyeceksiniz.
Bir depo bulabilirseniz iyi olur. Depo öenmli zira ancak uygun fiyattan kampanyalı ucuza toplu alacağınız mamalardan ciddi kar elde edebilirsiniz.

kargo şirketleriyle anlaşamazsın önce onu unut. amcamın aylık 100.000 tl ciro getiren işi var, hala kargoyu müşteriye ödetiyorlar öyle düşün.

bilmediğin işe girme. bin bir farklı mama çeşidi var. 500 tllik mama da 50 tllik de. o farkı bilmeden nasıl satacaksın? hangi mamaya yöneleceğini hangi mamadan ne kadar stok tutacağını nereden bileceksin? ayrıca internetten mama satışı yapıp kargolayan şirketler zaten var. (dayım kediler için buradan mama alıyor) onlarla nasıl yarışacaksın hiç düşündün mü? her mama alışımızda bize 3-4 tane küçük eşantiyon kaliteli mama gönderiyorlar mesela. bu iş parayı alır mamayı yollarım tarzı basit bir şey değil.