Ekşi Duyuru

konu hakkında hiç fikrim yok ama eğer hala sorun devam ediyorsa bir de şu arkadaşa ulaşmaya çalışın, belki cevap alırsınız: twitter.com

veterinere götürdüm bir şeyi yokmuş. yavru olduğu için henüz yürüyemiyormuş. kombinin üstüne yuva yapmıştı ailesi oradan düşmüş sanırım. bugün yuvasına geri koydum. annesi gelip besliyor.

veteriner ilgilendi ama yine de başka birinin fikrini alayım. ayağının böyle olması kırık olduğu anlamına gelmiyor değil mi? kuştan anlayan var mı? bir yere daha götüreyim mi? bir sorunu yoktur değil mi?

bir ayağı şöyle duruyor

imgur.com

diğer ayağı şöyle duruyor

imgur.com

kumruymuş bu arada ^^

Almıyor derken? Yanlış mı anladım?

Banka almıyor değil, ödemesi gereken kişi ödemiyor. Dolayısıyla faiz işliyor. Banka normal alacağına bir de faiz işleyip daha çok kazanıyor.

700 faizle beraber diğer ayki Ekstrende geliyor.

almıyor derken yani o ay ödemek zorunda bırakmıyor. aylık ödemenin ufak bir kısmını ödeme imkanı tanıması bile ilginç geldi.

asgari tutarı ödeyince ekstradan gecikme faizi işlemiyor sanırım. yanılıyor muyum? sanırım sadece hala ödenmemiş olduğu için sonraki ay da 700 liradan faiz alınıyor.

Ödemediğin tutar için faiz işliyor. Ekstrede görebilirsin alışveriş faizi falan gibi isimleri olur.

Gecikme faizi işlemez ama asgari harici borca akdi faiz işler. 700tl'nin akdi faizini son ödeme tarihinden itibaren değil de ekstrenin kesildiği gün başlatır. Asgari haricini ödememek size kalmış, banka paranın üzerine faizi, gecikme bedeli vs. gibi ek ücretleri de ekler bir dahaki ekstrenize yansıtır.

YK'nin websitesinde hesaplama detayları verilmiş, 1000TL'nin asgarisini ödersen 15,75TL faiz işliyor. 1000TL'ye karşı hiç ödeme yapmazsan 23,50TL gecikme faizi işliyor.

Asgari tutarı ödemenin size faydası gecikmeye düşmüyor olmanız ve bu sayede kredi notunuzun etkilenmemesi. Aynı zamanda borç ödememe halinde işleyecek yasal süreler de buna uyum sağlıyor.

Asgari ödemenin size zararıysa borcunuzu kapatmamış olmanız. Borcunuza gecikme faizi işlemiyor, ancak alışveriş faizi işliyor. Alışveriş faizi de aylık bir oranla verilir ve günlük yansıtılır. Atıyorum %3 alışveriş faizi varsa bu kalan ödenmemiş borcunuzun bir ay sonra %3 artmış olacağını gösterir ve bu artış günlük olarak gün başına düşen tutar kadar siz ödeyene kadar borcunuza eklenir. Asgari tutarın altında ödeme yapmışsanız ayrıca bir de gecikme faizi işler.

Yani banka hiç faiz işletmiyor değil. Neden böyle bir şey yapıyorlar, çünkü bankanın bir kaybı yok. Üstüne sizden faiz geliri elde ediyor. Eğer borcunuzu hiç ödeyemezseniz de sizin borcunuzu varlık şirketlerinden birine satıp kendi alacağını alıyor. İnsanın başına her şey gelir, siz borcunuzu ödeyebilecek biri olmanıza rağmen o ay alacağınız ödemeleri alamamış ya da yapmanız gereken başka ödemeleri önceliklendirmiş olabilirsiniz. Eğer böyle istisnai bir durumda bile kredi notunuz düşecek olsa kredi kartı kullanmaya daha soğuk bakardınız. Bu da bankaların işine gelmezdi. Asgari ödeme tutarı sadece "o ay için durumunuz sıkışık olduğunda" mantıklı bir şey. Bi nevi bankaya güvence vermiş oluyorsunuz ve olay geçici olarak tatlıya bağlanıyor. Sonuç olarak herkesin işine geliyor.

Kredi kartının "Kredi" kısmı biraz da o asgari tutar ödendikten sonra kalan, ödenmeyen ve faiz işletilen kısmı. Bankalar için kredi kartını kazançlı hale getiren de biraz o, zira kredi kartları tek başına çok karlı ürünler değiller. Özellikle faizin yüksek olduğu Türkiye gibi bir ülkede eğer müşteriler kredi kartı ekstrelerini tam ve zamanında ödese bu banka için pek de hoş bir şey olmazdı, zira sizi 30-40 gün civarı bir süre bedavaya fonlamış olurdu. Yani müşterinin asgari tutarı ödemesi bankanın işine geliyor ve eğer devlet "Bundan sonra asgari ödeme tutarı 100% olacak" dese buna muhtemelen ilk bankalar karşı çıkardı.

duydugum kadariyla bankanin en sevdigi musteri borcun asgarisini odeyen musteriymis. cunku borcun oldugu surece musterisin. ve evet kalan borca faiz uygulaniyor.

eskiden asgari odeme toplam borcun %10'uydu. gencken bu sebeple epey faiz odedim sahsen.

peki bu durumda borcun süresi uzuyor değil mi? mesela aylık 1000 lira toplam 12 ay borcumuz var. ilk ay 1000 lira yerine 400 lira ödüyoruz diyelim. 6 ay böyle devam ettik. 12 bin liralık borçtan sadece 2400 lira ödendi. 9600 lira hala duruyor. bu durumda 12 değil daha uzun süre devam edecek borç. yanılıyor muyum?

enflasyon yüksek olduğu için böyle yapan çok var sanırım.

asgari ödeme tutarını ödeyince kalan tutar için faiz işliyor. o yüzden soru hatalı, konu kilit.

--1000 lira toplam 12 ay borcumuz var. ilk ay 1000 lira yerine 400 lira ödüyoruz diyelim. 6 ay böyle devam ettik. 12 bin liralık borçtan sadece 2400 lira ödendi. 9600 lira hala duruyor. bu durumda 12 değil daha uzun süre devam edecek borç. yanılıyor muyum?


++ 1000x12 ay borcunuz varsa ve ilk ay 400 oderseniz ikinci ay 1000+(600 ve faizi)+varsa bu ayki harcamalariniz=borcunuz olur. 1000 liralik taksidiniz varsa her ay 1000 lira ekstrenize isleyecek. sanki o ay harcamissiniz gibi. borc eger 12. ayda kapatirsaniz daha uzun surmez.

0-50.000: 36 ay
100.000’e kadar 24 ay
100.000 ustu: 12 ay

Bankalarin applerinden kredi hesapla butonlarindan bakabilirsiniz.
Maas musterisiyseniz ve/ya kredi notunuz iyiyse cok zor cikmaz ama tutarina ve vadesine gore..
secim sonrasina birakmazdim ben olsam. Kisitlamalar basladi, oranlar yukseldi..

hesaplama araçlarında bu vadeler yazıyor ama maaş alınan bir hesaptan baktım 12 ay çıkıyor sadece. türkiye sonuçta broşürdekiyle uygulamadaki aynı çıkmayabiliyor maalesef.

Ben farkli bankalardan hesaplatip teklifler aldim yakin zamanda. Ama dedigim gibi kredi notunuza vs gore degisebilir orasini bilemiyorum

Zor-kolay miktara ve gelirine göre değişir. Ama 50k kazanan biriysen 300k falan zorlaştı artık diye biliyorum. Seçimden sonra ekstra bişey olmaz şu an bi gevşeklik yok daha ne olacak? Yıllık faiz olmuş %60-70

Ha bahsettiğin 50-100k civarıysa, maaş bankana git kamu bankası değilse özeller falan çok rahat verebiliyor bu oranlardan o parayı

Yakın zamanda araç ipotekli ihtiyaç kredisi veriyorlar diye duydum, yani araç ipoteği ile daha yüksek ihtiyaç kredisi çekilebiliyor ancak oranlar ve vade konusunda bilgim yok

100 metre için 100 bin oluyor.tam adresi olmadan az mı çok mu fikir yurutmek mümkün değil.rayiç değerler genelde gerçek rakamından düşük olur.

adana'da şöyle bi arsa için rayiç sormuştum. www.eksiduyuru.com

metrekaresine 1 paket vivident naneli parası yazıyor, ben de şok oldum.

@duptıs 100 m2 için 100 bin çok saçma değil mi? çok ucuz olur o zaman. m2 1000 lira yazıyor. 100 m2 1 milyon diye düşündüm. tabii gerçekten belki 1.5, 2.5 milyon da olabilir.

arsanın mahiyetinin çok önemi var o rakamda. birde tabii o bölgeyi devlet bir şey için ayırmış da olabilir.

Nominal rayiç fiyatı ile piyasa rayici farklıdır. Piyasa rayicini araştırmak için endeksa benzeri sitelerden rapor alabilirsiniz

belediyede çöpüçü olmak için trink 500 bin tl atan var en alt kademe işe alım elemanına. Başkanı sen düşün artık ne paralar vuruyordur

mal veya hizmet alımları gibi çoğu şeyin temelinde faturayı normal tutarın dışında şişirmek vardır.

zamanında bir yorumda "belediyeler partilerin kasasıdır" diye bir ifade ufkumuzu oldukça tuhaf şekilde açmıştı.

Bir de böyle acı gerçekler var. (videodaki şahsa olan olumlu/olumsuz kanaatinizden ayrı şekilde dinlemeye çalışın. sonrasında da taşeron sisteminden de bahsediyor zaten:
www.dailymotion.com

dandik 2 katkı bina yapmak için bile rüşvet veriliyor.
90 bin tl'lik falanca makinesi için 990 bin tl'lik ihale yapılıp para yenir.

özetle, altına imza attığı her şeyden para kazanabilir.

Patagonya'da bir belediye başkan yardımcısını tanıyorum.500 bin liranın altında hiçbir ruhsata imza atmıyor.

tarihi eser kacakciligini da ekleyebilirsin ozellikle de ege bolgesi icin.

Nevmekan Sahil - Üsküdar

bu banka sanirim gurbetcilere hitap ettigi icin "faiz" yerine "kar" demis, ya da ben terimlerin turkcelerine cok yabanciyim bakinca anlamam uzun surdu.

10 sene boyunca toplam 364 bin euro odenecek aylik 3 binden, bunun 131 bini ana paraya 233 bini faize gidiyor. 10 senenin sonunda ya bu bankayla veya baska bir bankayla masaya oturup geri kalan 368 bin icin yeni bir odeme plani olusturacaksin. (paran varsa odeyip kapatirsin istersen tabii).

neden baştan hepsi için 20 yıl verilmiyor o zaman?

Amerikada oyle yapiliyor (ben amerikada degilim) ama her ulkenin usulu farkli. Mortgage'i daha kisa sureli yapmak finansal sistem icin biraz daha az riskli.

Kronik olmasa da sikca rastlanan bi durum macbook'larda. Darbe falan almasina da gerek yok, masanin ustunde dururken birden de olabiliyor. Cikma ekran bakabilirsiniz.

Ben ekran tamir fiyatini dusup bozuk haliyle satmistim.

Ekran mı gitmiş? Ben ekran kartı diye düşünmüştüm.

Valla o donem baya arastirmistim, display connector bozuluyor sanirim. Tamir icin de bi kac yer baktim ama bulamadim, hepsi degisim teklif etti.

Macbook pink screen falan yazinca yabanci forumlarda cok cikiyor. (Bi kac tane software cozum onerisi var. Onlari da bi deneyin ama zor)

Harici ekran bağlayıp deneyin ekran mı ekran kartı mı diye.

Yasak olduğu için getirtemezsin.

neden yasak?

Yasak abi işte besin takviyesi ilaç kıl yün getirtilemiyor yasalar gereği. İlaçlar raporlanabilirse getirtiliyor ama diğerleri komple yasak. Yani bi şekilde Türkiye'ye gelse bile gümrükten çıkartamazsın.

gumrukrehberi.gov.tr

Yasak +1 hem de cooook uzun zamandır. Türkiye'ye parfüm bile sokamazsin kargo ile.

Sebebi Türkiye. Çok bir açıklaması yok.

Nakit avansta çektiğin paranın hepsini ilk ekstede 1 aylık faizle ödersin.
Taksitli nakit avansta 6 taksitte ekstrene yansır ve taksitler halinde ödersin.
Kredi kartı limiti, kredi kartına bankanın senin için tanımladığı limittir.
Kullanılabilir limit, kart limitinden halen kullanmadığın ve kullanabileeceğin limittir.
Nakit avans limiti, kredi kartı limitinden daha düşük olarak bankanın sana vereceği nakit avans azami miktarıdır.
Kartı taktıktan sonra nakit avans veya taksitli nakit avans isteyip talimatlara devam edersen taksitleri ve faizi görebilir, son işlemi yapmadan iptal deyip kartını geri alabilirsin.

kredi limiti kartın toplam limiti herhalde. nakit avans limiti toplam limitin belli bir yüzdesi kadar olur yani daha az.

nakit avansı çekince bir sonraki ekstre döneminde hepsini ödemeniz lazım. taksitli olunca doğal olarak taksitle ödüyorsunuz. taksit kadar borç yansıyor ekstreye.

kredi limiti normal kredi gibi çekebileceğimiz bir limit mi yoksa kredi kartının limiti mi oluyor?

Kredi limiti: kartla harcama yapabileceğiniz limit. internetten, markette, giyim dükkanında vs. harcayabileceğiniz, mal ve hizmet alabileceğiniz limit.

Nakit avans limiti : nakit para olarak çekebileceğiniz limit.


.

Milka bunu hep yapıyor. Kampanya olduğunu düşünüyorum. Migros, Bim Rusya için üretilen stokları ucuza almış olabilir.

ahahha markayı hemen bildin :D ilginç geldi bana. acaba içinde zararlı bir şeyler var da iç pazara mı sürdüler diye düşündüm. çünkü aynı çikolatanın farklı hali 2 katı falandı. ambalajdan dolayı ucuz sanırım ama rusya'ya niye gitmedi merak ettim.

Rus degil de Bulgar Milka'si olmasin o. Ingiltere'de bu buyuk markalarin Bulgar ve Polonya uretimli olanlari da dusuk fiyata satiliyor. Buyuk marketler ingiltere uretimi satiyor, bagimsiz ufak marketler Dogu Avrupa uretimi oluyor. AB icinde uretiliyorsa sikinti yoktur bence.

evet bulgar alfabesiymiş galiba. bu arada bana mı öyle geldi yoksa aromasından dolayı mı ya da daha farklı ürettikleri için mi bilmiyorum ama tadı, kokusu vs. daha iyi geldi ya. daha önce böyle güzel kokanına denk gelmedim. :/

bulgaristan ab üyesi olduğu için ve avrupa için üretildiği için tadı ve standartları içeriği daha da güzel olabilir, yarın gidip kaldıysa içeriğine bakacam :)

Savaş var savaş, satamıyoe markalar. Lewis tan tshirt aldım izmirde 120 tl ye barkod rusça ya da ukraynaya üretilmiş ama satış olmaz dçye tr ye gönderilmiş. Gıdayı bilemem ama giyim kuşam vs. Bas geç. O fiyata bulamazsınız bir daha.

Fayans üstüne fayans döşeyecekseniz su yalıtımı degil fayans astarı sürmeniz lazım kuruduktan sonra kalekim + fayans işlem bitince silikonlu derz dolgu ile kapanışı yapabilirsiniz.

Wasa deneyebilirsiniz. Menemenle ya da zeytin ezmesi ile güzel oluyor. Bazen üzerine direkt beyaz peynir koyup yiyorum.

yulafı midem kaldırmıyor. kendime ekşi mayalı ekmek yapıyorum sadece kahvaltıda tüketiyorum. yumurta, ekşi mayalı ekmek, ceviz, yeşillik şeklinde çoğu kahvaltım.

3 iyi haşlanmış yumurta üzerine zeytinyağı, baharat.
biraz zeytin + yeşillik.
2-3 dilim ev yapımı çavdar ekmeği, içi dolu olduğu için normal ekmeğin 2 katı doygunluk veriyor.

Yemiyorum.
Sabah tuzlu ya da ağır sevmiyorum. Ancak skyr gibi yüksek proteinli yogurtlar ile biraz yulaf vs gibi. Sabah alirsam anca 200 kalori falan alıyorum. Asıl öğün öğlen benim için. Kahvalti cok da gerekli bir şey değil.

Peynir kalori protein orani iyi değil.

Biz de gençken yaptık böyle protein diye iğrenç kahvaltilar ama gerek yok. Yani illa yemeniz gerekmiyorsa öğlen yuklenebilirsiniz.
Onun dışında genelde yumurta, yüksek proteinli yogurtlar, yüksek protein az kalorili şarküteri, whey shake.

yumurta, avokado, zeytin, kuruyemis, blueberry

beyaz olmasa da ekmek. yumurta zeytin peynir domates bal helva her sey.

bunlardan gelecek uc bes kalori icin hayati kendine zehir etmeye gerek yok. aslinda bence ufak tefek kalori hesaplari yapmak cok bos isler. bos olmadigi durumlar olabilir ama bu toplumun neredeyse tamami icin degil. spor yapan insan zaten cok kalori yakar. sekeri olabildigince kes ve aksam yemegini erken yiyip karbonhidrati abartma tamamsin.

Şehirlerin arabaya göre dizayn edilmesi vs insana göre dizayn edilmesi farkı var. Türkiye'de üç şehirde yaşadım. İzmir ve Eskişehir'de çok ters bir yer değilse araba vs toplu taşıma süre olarak hemen hemen aynı oluyor ama toplu taşımada aktarma falan yaparsan biraz yorucu tabii. Arabayla gidince de park sorunu yaşama riski yüksek.

Denizli'de toplu taşıma rezaletti ve her yere taksiyle gitmem gerekiyordu arabam olmadığı için.

Avrupa'da toplu taşıma genel olarak gayet düzenli ve verimli. Amerika vs Avrupa bu alanda çok yapılan bir kıyas. Amerika araba ağırlıklı bir ülke (hatta Kanada'yı da sayabiliriz buna). Avrupa ise genellikle daha çok toplu taşıma ağırlıklı. Toplu taşımayla istediğin yere gitmek, arabayla gitmekten daha pratik oluyor çoğunlukla. Özellikle Avrupa'nın büyük şehirlerinde şehir merkezlerine araba sokmak, park etmek vs hep büyük dert. Onun yerine metro, tramvay gibi raylı sistemlerle gidiliyor ya da bisiklete biniyor coğrafya da uygunsa.

Amerika'da bile artık ordaki araba bağımlı sistemden şikayet eden ve Avrupa'daki şehirleşmeye özenen pek çok insan var. Hem iklim krizi bu konuda büyük faktör hem de şehirleri sadece arabalar için tasarlanmaya mahkum kılan bir durum

berlinde toplu tasimanin arabaya gore avantajlari
- gidilecek yere cok fazla aktarma yoksa arabaya gore daha hizli. ornegin benim onceki ev-is arasi trenle 20 dakika, bisikletle 30 dakika, araba ile 50 dakika suruyordu.
- park sorunu buyuk. sehir merkezinde gunluk park ucretleri 10 euro gibi oluyor. ucretli park yerlerinde bile park yeri bulmak zor.
- sehir icinde cok fazla trafik isigi var ve trafik isiklari yaya, bisiklet, ve araba icin ayri ayri duzenlendigi icin isiklarda bekleme sureleri cok fazla. hele sola donus yapilacaksa arabalarin, bisikletlerin, ve yayalarin tumumun gecisini tamamlamasini beklemek gerekiyor ki bazen yesil yaninca ancak iki arabanin gecisine imkan taniyacak zaman oluyor.
- araba ile giderken trafik, park sorunu gibi nedenlerden dolayi ulasacagin zamani kestirmek zor. ama toplu tasimada gidecegin yere ne zaman ulasacagini biliyorsun. ornegin onemli bir toplantin varsa is yerinde, toplantidan 10 dakika once orda olmak istiyorsan toplu tasima ile bunu planlayabilirsin. ama araba ile gidersen ulasacagin zaman yarim saat once de olabilir, yarim saat sonra da bilemezsin.

yani ozetle araba uzun yolda, hafta sonu aktiviteleri icin, gece toplu tasimanin azaldigi zamanlarda, ulasimin zor aktarmali oldugu noktalara erismek icin, acil durumlar, alisveris icin vs avantajli. diger durumlarda toplu tasima buyuk sehirlerde daha pratik.

türkiye'deki gibi uzun sürüyor mu yolculuklar şehir içinde? izmir'de mesela 1 saat sürebilir bir ilçeden başka ilçeye.

Ogrenciler yaygin kullanir
Otopark ucreti ve yer aramak merkezi yerlerde sikintilidir
Tr ile kiyaslanmayacak kadar kalitelidir toplu tasima. Saatinde kalkar. Metrobus gibi tiklim tikis olmaz.
Merkezdeyken toplu tasima makul hatta hosuma gidiyordu benim ozellikle biniyodum otobuse, trene.
1 evde 1 araba varsa herkes onu kullanamaz. Herkes tek tek araba alinca da vergisi biraz goze batabilir. Arabasiz ev oldugunu pek dusunmuyorum ama dedigim gibi herkes ayni saatte kullanamaz birinden biri fedakarlik edecek

Fransa avantajlari;
-yuzde 75-100 oranında şirket tarafından ödeniyor. Araba ile bu yok.
-otobuslerin kendi yollari var. Kimse de o yola girmiyor.
-park etmek çok pahali. Şöyle diyeyim yaşadığım yerde şehir merkezinde 3-4 saat 8€ falan.
-sehirler arac gelmesin diye kurallar koyuyor. Misal karbon salinimi yüksek araclar (bunlarin etiketleri var) sehre giremiyor. Girerse yakalanirsa ceza yiyor. Çoğu sokak arabasiz, arabali olsa da bazilarinda bir şerit araba, bir şerit otobus, bir şerit bisiklet.

Bu arada Avrupa'da bahsettiğiniz hiç yaşamadım (20 dk yer 1 saat). Aksine araba ile 1 saat süren yer toplu taşıma ile 30 dk.

Bu arada toplu taşıma kullanmiyorum.
Ve toplu taşıma tabiki Türkiye'ye oranla gelişmiş.
Bir de çoğu kişinin Arabasi var zaten. Sadece ise gelip gitmekte kullanmiyorlar. Bir de mesai kavrami falan Türkiye'den az olduğu için aksam 4.5 gibi cikiyor millet, bisikletle ya da otobüsle falan. Ama aksam 9da cikarsan tabiki farklı yani

peki trafik için türkiye'deki gibi sıkıntılı şoför profili yüksek mi? türkiye'de motorsiklet kullanmak istiyorum ama üzerime sürerler ya da apaçinin biri makas atar diye endişeleniyorum. bu yüzden hiç girişemedim.

Otopark ücretleri inanılmaz pahalı çünkü. Yurtdışında araç kiraladığımızda en çok bize koyan şey park parası ödemekti. Her park ettiğimiz yerde makineyi bulup bozuk para atmaktan bıkmıştım 4-5 günde.

@hknty; yani avrupa ülkeleri arasında fark var. Ama Türkiye ile kiyaslanamaz sürücü profili.
Ben en son ne zaman korna çaldım hatırlamıyorum.
Yalniz motorsikletin ve bisikletin her yerde riski var, sadece Avrupa'da daha az.

Eger merkez disinda yasiyorsan Almanya'da da yarim saatte araba ile gidecegin yere 1 saatte toplu tasima ile gidebilirsin.Ustte yazildigi gibi ana konu merkezde park yeri sikintisi ve park ucretleri. Bir de ickili halde araba kullanmama durumu da toplu tasimaya yonlendiriyor.

İngiltere Brighton'dan bildiriyorum, her yere giden otobüs var hatlar güzel ama in-bin çok uzun sürüyor. 8km'lik yeri arabayla ne kadar sürede gideriz siz tahmin edin, otobüsle 1 saate yakın sürdüğü oluyor.

ama park etmek dert ve çok pahalı +1

otomobil sigortaları çok pahalı gördüğüm kadarıyla. Bir de insanların paraya bakış açısı farklı. Mesela bir Türk %10-15 fazla para verip otomatik araba alır bence, ben öyle yaparım, burada herkes manuel alıyor. O fark çok göze batıyor. Bir de burada ikinci eli 5 bin pound olan arabaya Türkiye'de 10-15 verildiğini duysalar kalp krizi geçirirler herhalde :D

fakat yine çok ilginç, 2000 pounda güzel bisiklet var ve millet alıp kullanıyor, 2000 pounda araba da var.

peki arabaya bakış açısı nasıl? biliyorsunuz türkiye'de bir statü göstergesi anlamsız şekilde. orada değildir diye düşünüyorum. ancak yurtdışına giden türklerin büyük bir bölümü gider gitmez araba alıyor. hatta 4x4 falan alıyor. türkiye'de de istediğiniz kadar para kazanın eğer arabanız yoksa fakirsinizdir insanların gözünde. :)

Arabaya bakış açısı gene Fransa için; ayagimizi yerden kessin.
Yani param var, bmw alayim yok. Kendi müdürüm misal temiz aylık 5-6bin euro alıyordur. Eşi de o civarda. Kendinde c3 var eşinde 3008.
Misal toplam binada iki 3 audi falan var. Geri kalani normal arabalar.
Ama buraya gelip ucuz araba görünce coşan Türkler var tabi. Yeni gelen arkadaş ilk hayali a5 almak. Kendisinin 3 katı maaş alan adamlar bile almıyor ama kendisi istiyor :)

Kısacası hayır. Kimse kimsenin arabasına bakmıyor.

Sebebi farkindalik. Herkes araba kullanmak istese trafik dakkasinda kordugum olur. Turkiye'de herkesin arabayla trafige cikmasini engelleyen sey fakirlik/yuksek nufus, avrupa'daysa caydirici politikalar var (bahsedilen trafik isik dizaynlarindan tut park ucretlerine kadar). Bir de her yere arabayla gitmek isteyenleri idare etmek icin habire yollari genisletmeleri, her tarafa otaban yapmalari lazim. Onu yapmak icin de binalari sehri yikmalari lazim. O da avrupa olmaz, ABD olur, yerine gore Turkiye olur.

-Yaşam tarzı
-Şehirleşme
-Lojistik

Yaşam tarzı:
Avrupalılar aslında bizim taşra/köy hayatı gibi yaşıyor. Bol fiziksel aktivite, uzun yürüyüşler onlar için ok. Adam 40 dakika orman içinden yürüyüp market alışverişi yapmaya gidiyor. Sonra da aynı yolu geri dönüyor. Otomobil onlar için ihtiyaç halinde kullanılacak bir ulaşım aracı sadece. Yani ya marketten büyük alışveriş yapacaktır, ya uzak bir yere gidecektir falan. O yüzden bizdeki gibi statü sembolü olarak da konumlamıyorlar. Parası olan adam Toyota Prius da kullanabiliyor.

Şehirleşme:
Avrupa şehirlerinin çoğu küçük. Berlin Paris gibi metropoller dışında. Çoğu şehri yürüyerek en fazla 1 saatte uçtan uca gezebilirsin. buralarda raylı sistem de oldukça gelişmiş. Yani Polonya'da bir ev tutmuştuk. Tren istasyonunun yanında. Polonya'nın bilecik'i gibi bir şehir düşün. Ama evin önünden trene binip Berlin'e ya da Paris'e gidebiliyorsun. Ee tren varken arabayla niye gidesin.

Lojistik:
Otomobil ucuz ama bakımı pahalı ve zahmetli. Yani bizde işten 1 saat erken çıkıp sanayiye uğrayıp periyodik bakımını yaptırabiliyorsun. Elini sallasan usta. Mahalle arasında bile. Orada bir arabanın 10.000 bakımını yaptırmak bir olay. Müsait usta bulacaksın. Randevu alacaksın. Adam sana muhteşem bir işçilik bedeli çekecek vs. O yüzden otomobil gerekmedikçe kullanılan bir şey değil.

Bir de tren ağı çok geniş avrupa'da. 1000 nüfuslu köyden bile tren geçiyor. Zaten şehirler birbirine yakın. Hollanda dediğin ülkeyi baştan başa 4-5 saatte gezersin arabayla. Arkadaşım Köln'de yaşıyordu işi dusseldorf'ta. Trene biniyor. Türkiye'yi düşünsene izmit'te yaşıyorsun ama işin Şişli'de.

Ha bu arada Türkiye'de de toplu taşıma fena değil aslında. ama biz inmeyi binmeyi, yürümeyi sevmiyoruz. Onun da etkisi var. Avrupa'da arkadaşlara takılıyorum hatta oradan oraya 20 aktarmayla gidiyosunuz bayıla bayıla şurada Göztepe'den metroya aktarma yapınca suratınız düşüyor.

Bence keser. Simdi baktim da cok daha ucuzlari var.

Cok anlamiyorum ama gene de soylemek isterim, fayansi doserken serbetini koyu yapin.

Keser cetvelle üstünden bi kaç kez geçin rahat kırılır yavaşça vurun tokmak gibi bir şeyle

eğer varsa bir avuç taşlama ile kesebilirsiniz. nalburdan uygun seramik kesiciyi almak yeterli olur.

eğer fayans üstüne döşeyecekseniz alta izolasyon uygulamanızı öneririm. biz yks kullanıyoruz ama sizin için boyutu büyük olacaktır. nalbura sorun ufak çaplı bir ürünleri olabilir veya ellerinde açıkta vardır satışını yapabilirler.

hatta nalburda usta sorarsanız yönlendirmesini de yapabilir 1m2 tamir işçiliği olarak adlandırılır ve fiyatı biraz yüksek olur ama duşakabinde eğimi vermek önemlidir. ayrıca izolasyonu da iyi yapmak gerekir yoksa su kaçırmaya devam eder. aynı senaryo başımıza geldi en sonunda şehir dışından gelen bir usta problemi çözmüştü.

Gider kenarlarına ve yalıtımına dikkat edin. Su kaçırmayı genelde gider kenarından yapar.

ölçüleri alıp bir nalburda ya da tesisatçıda kestir 50-100 lira ateşlesen yeter herhalde

Bir soru soracam'in fikri sahane. Tecrube yoksa cizdikten sonra kirarken zaiyat verme ihtimali cok yuksek. Cok daha uyguna gelecektir.

Biber gazı savunma için değil saldırı amaçlı kullanılır. Mesela salına salına gezen birini kaçırıp tecavüz etmek için ya da unsuspecting polis npc'sini kesip pistol loot'u düşürmek için. Onun haricinde bir işine yarayacağını sanmıyorum çünkü sana saldıracak biri zaten silah çekme ihtimalini önceden hesaplamıştır.

abi sanmıyorum. saldırı değil gayet savunma amaçlı çok kullanan var. biri bıçakla saldırırsa, birkaç kişi saldırırsa kısıp oradan kaçmamızı sağlayabilir.

O zaman çıkartıp sıkabileceğin kadar uzakta dur. Bakarsın kontakt lens takuyordur, elindeki şeye uçan tekme atmak için tetikte bekliyordurlar.

Taşıyorum sorun yaşamadım tedbir amaçlı yanımda. Avmlerde bazen almıyorlar görünce. Emanete de almıyorlar çöpe atın diyor çoğu.

Bu aralar çok video görüyorum. İnsanlar direkt bıçağı takıyor veya silahı çıkartıp vuruyor.

Karşınızdaki kişinin bıçağı veya silahı olduğunu hesap ederek kavgaya girin. Kimseyle çok zorda kalmadan kavga etmeyin. Herkes barut fıçısı...


.

Taşıyorum.
Avm de sorun olunca araca bırakıyorum yada çöpe atıyorum.

Güvenliğin üstünüzü aramaya yetkisi yok , görünmeyen bir yerinize koyun gitsin.

Ekmek bıçağı taşımakta suç değil mesela. Biber gazı spreyini yanınızda taşımanız suç mu değil mi bilmiyorum fakat birine karşı kullanmanız durumunda suç işlemiş olabilirsiniz hatta duruma göre suç aleti olarak değerlendirilebilir kasten adam öldürme fiili bile sayılabilir. Size tavsiyem medya okuduklarınıza, gördüklerinize ve sağdan soldan duyduklarınıza fazla kulak asmayın bunlar ölçülebilir şeyler değil sosyal medyada sürekli tecavüz, cinayet v.s haberlerine maruz kalmanız bu tür suçların arttığı anlamına gelmez. Bunlar istatistiki bilgiler değildir toplumun kanaatleri yalnızca psikolojiktir

Şunun gibi mi?
youtu.be

Buradan hareketle bulursunuz sanırım, social conformity experiments başlığı altında herhalde.

OpenAI'a sordum.

"Bahsettiğiniz deney, "Bilişsel Çürüme Deneyi" olarak bilinir. Bu deney, sosyal psikolog Solomon Asch tarafından 1951 yılında yürütülmüştür. Asch, insanların grup baskısı altında gerçeği inkar edebileceklerini veya yanıltıcı bir çoğunluğun etkisi altında kendi algılarını değiştirebileceklerini göstermek istedi.

Deneyde, bir grup insan aynı yanlış cevabı verirken, bir kişi (gerçek katılımcı) yanıtı doğru veriyor gibi davranıyor. Bu, deneklerin gözlemlediği yanlış cevaplardan sonra bile gerçek katılımcının kendi yanıtlarını grupla uyumlu hale getirmeye başlamasına neden oluyor. Bu, sosyal uyum ve grup baskısı kavramlarını incelemek için önemli bir deneydir."

@orient evet o video. belki akademik bir şey değildir bilemedim. ama olması lazım sanki.

@amuzende chatgpt sallıyor biraz ya :D bilişsel çürüme deneyini sallamış. asch deneyi benzer ama tam olarak değil

maymunlu bir deney vardı o geldi aklıma. bir grup maymunu bir odaya koyuyorlar. odada bir merdivenin üstünde bir muz asılı. bir maymun muza yeltendiğinde diğer maymunlara soğuk su püskürtüyorlar. en sonunda hiçbir maymun muza yeltenmiyor. asıl maymunlardan birini yeni bir maymun ile değiştiriyorlar. yeni maymun muza yeltendiğinde diğer maymunlar yeni maymunu durduruyor (dövüyorlar). yeni maymun da bir süre sonra muza yeltenmemeye başlıyor. diğer maymunları da tek tek değiştiriyorlar. en sonunda komple yeni maymunlardan oluşan bir grup oluyor. hiçbiri muza yeltenmiyor.

Conformity deneyi. Solomon asch yapmisti diye biliyorum ben de ilk olarak. Benzerini cok sevdigim youtube kanali Vsauce da yapmisti zamaninda

youtu.be

Verebilirler. Şimdi kredilerde ön onaylı limitler oluyor. Eğer ön onaylı limitiniz varsa hiçbir belge sunmadan kredi çekebiliyorsunuz.
Kredi kartı da benzer bazen başvurduktan sonra direk limit çıkabiliyor. Hiçbir belge sormadan. Başvurup deneyebilirsiniz.
Ama eğer ilk defa kredi kartı ve kredi alacaksanız bu dediklerim size olmayabilir. Bunlar daha çok geçmiş kart-kredi kullanımları doğrultusunda kullanıcılara gelen şeyler.

Çok yüksek bir meblağ değilse kartın limitini yükseltip nakit avans cekin

@sagnuine kredi kartım da yok.

teminatlı kredi kartına başvurun , daha önce kredi kartınız olmadığı için kredi puanınızda oluşmamıştır en garanti yöntem budur.

bu kira geliri ile kredi çekmemin bir yolu var mı? evin üzerine olduğu kişi kredi çekmek istemiyor. kirayı ben alıyorum zaten ve onunla ben ödicem borcu. bir şekilde bankaya bunu kanıtlayabilir miyiz?

kira kontratını kendi adınıza yaparak, bankaya gelir belgesi olarak sunabilirsiniz ancak öncesinde mutlaka şubenizden teyid alnı

e-devletten sorgulayın provizyon veriyorsa muayene ve ameliyat olunabilir. Ancak dikkat etmekte fayda var, borcunuzdan dolayı bu durum değişebilir.

Sgk danışma hattından tedaylı bilgi alabilirsiniz.

31.12.2023 sonuna kadar sağlık hizmetlerinden yararlanabiliyor olmanız lazım.

Muayene ve tahlil-tetkik yapılıyor orada sıkıntı yok fakat ameliyat için net bir bilgi yok sanırım. Bir iki kişiden GSS borcu olduğu halde ameliyat olan duydum ama ameliyat için ücret ödeyende duydum.

Devlet hastanesi, eah veya şehir hastanesi olarak değişiklik olabilir. Veya operasyonun çeşidine göre de farklılık gösteriyor olabilir.

başıma geldiğinde bişey yoktur diyip geçiştirdim, ısrar sonucu gittim apandisit çıktı. gitmeni öneririm, ytd

Bekletmeye gelmez, mutlaka gidin. Giderken bir seyler yemeye calisin el altinda varsa, yiyemiyorsaniz, zorlaniyorsaniz apandisit ihtimali yuksek. Bir de bastirip cekince anlasiliyor ama o siddeti artirir falan evde denememek daha iyi bence. Gidince doktor yapcak zaten.

Sakın bekleme, acil servis de hemen ilgilenir zaten. Patlarsa ilk etapta ağrı azalır, bu da iyileştim zannı doğurabilir.
Lütfen git acile. Apandisitse pazartesiye kalmaz patlar zaten.

Bilet yok, fuar alanına giriş ücreti var enternasyonel fuar boyunca, sanırım 13 tl.

Çok geniş bir alanda ama evet kalabalık oluyor.

26 ağustos kapısını kullanmanızı öneririm.

fuar biletini girişte, kapıda mı alıyoruz?

Ulaşım için İzmirimkartınız varsa onunla da girebilirsiniz. Orda nakit ödeniyor muydu hatırlayamadım.

izmirim kart gişelerinden geçiyorsunuz yani izmirim kartınız varsa onla, yoksa temassız özellikli kredi kartıyla geçebilirsiniz gişelerden.

Kapatilma tehlikeleri vardi.

Birkaç senede bir kapatma söz konusu oluyor ve yeni bir partiyle hayatlarına devam ediyorlar yaklaşık 20 senedir.

Porsche Macan

2014-2018 model

1- my guilt my compromise
you got carried away

2- let's call for everyone

ikinci videoda sordugunuz yerlerin hepsi Fransizca. sans mans diyor kesin de Fransizca bilmiyorum sorry.

son videoda sordugunuz yerde de "drinks on me" diyor. (ickiler benden manasinda)

00.11’de same değil “c’est” diyor
2.24’ten sonraki fransızca kısımda “plus quoi faire je sais pas” diyor (ingilizce, i don’t know what else to do)

su an turkiye'de degilim de zamaninda universite ogrencisi olarak limitleri habire artan 3 kartim vardi. sifir gelir tabii ki. hesabina kira geliri duzenli yatiyorsa ve onu gosterebiliyorsan verirler bence. subeye git konus.

Bankadan bankaya değişiyor. Ziraat, limit artışı için bile belge istemişti mesela. Ama birçok bankada beyan yeterli.

Yine de belge isterlerse @hot potato'nun dediği gibi ilgili bankadan adına yatan kirayı gösterir hesap çıktısı alıp götürmen yeterli.

1000 liraya biraz daha ekle jabra elite 3 bak

klimanın ne kadar yakacağı tamamen ayarladığın dereceye, dış ortam ısısına, soğutmaya çalıştığın mekanın hacmine ve ısı izolasyonuna bağlı bir durum.

bazı bankalarda sektöre göre kısıtlama da olabiliyor, şu sektörde kullanılmasın gibi. mobil bankacılıkta o menüyü bulmak için baya uğraştığımı hatırlıyorum. mobil bankacılık menülerinde dolaşıp bulamazsan tarayıcıdan internet bankacılığında deneyebilirsin, çok net hatırlamıyorum.

Çift katmanlı güvenlik aktif hale getirilebilir.

Aktif oturumla4 kapatılabilir.

Bence gayet hos ama vucudunuz boyle degilse cok guzel durmayabilir. Pantolonun tarzi bu, mudahale ettirmek nasil olur bilemedim.

ben de sevmiyorum bu pacayi. kotu. ustunde gorup de yakistirdigim biri de olmuyor

manken üzerindeki t-shirtle birlikte kombinlerseniz karadeniz sahiline gitmis hacı amca kombini oluyor bu. altina da siyah corap ve sandalet

pijama gibi

- dünyanın her yerinde mevduat faizleri enflasyonun altındadır, üstünde olsa herkes parasını faize koyardı ve kısır döngüye girilirdi. Ancak bizde enflasyon/mevduat faizi makasının bu kadar açık olmasının sebebini sanırım herkes biliyor. Herkes finansal araçlara hakim olmadığından, risk almak istemediğinden, finansal tablo okumayı bilmeyip borsaya giremediğinden vesaire çokça sebepten ötürü parasını mevduatta değerlendiriyor.

- kamu/özel bankalar kredi veriyor mu bilmiyorum ama çok çok basitçe bankaların para kazanma yollarından biri şu; mevduat müşterisinin parasını alır ve yıl sonunda %40 öder. Bu müşteriden aldığı parayı kredi almak isteyene %50 ile satar, aradaki 10 puan bankaya kalır. Enflasyonla bir ilgisi yok yani (dolaylı yoldan var da basitleştirerek anlatıyorum) bankanın para kazanmasının, o her şekilde borç/alacak arasındaki makastan para kazanır.

- evet altında, dediğim gibi enflasyonun üstünde mevduat getirisi olamaz zaten.

1. %40 epeyce iyi. Enflasyonun altında kalıyor dahi olsa, daha iyi getirisi olan bir yatırım aracı bulamadığın sürece en iyisi bu.

2.Görev zararı yazarlar. Vergiler öder.

3. Ticari kuruluşlar bazı dönemlerde zararı tolare etmek zorundadırlar. Zarar ediyorlarsa öyle düşünülerbilir. Ancak onların mevduatlar dışında da borçlanma yolları vardır. Dış kaynaklardan para bulabilirler mesela. Ya da Merkez Bankasından borçlanabilirler. Hani şu 8,5'a düşmüş olan faiz var ya. O borada devreye giriyor işte. Ama 8,5'dan alıp şu fiyattan satıyorlar deme. Başka regülasyonlarla devlet özel bankaların da hava borusunu elinde tutuyor.

Kim bu yüzde 40? İş bankası 20 falan veriyor.

yapı kredi bildirim göndermiş.

İnisiyatif

Türkçe ise inisiyatif değil sorumluluk almak denir ona.

siradanin disina cikip kimseyi dinlemeden bildigini okumaya da gemi aziya almak deniyor.

Yaygin sekilde insiyatif almak olarak kullaniyoruz.

inisiyatif de gayet türkçe bir kelime olduğu için inisiyatif almak diyebiliriz. İngilizler initiative İngilizce değil, Latince/Fransızca demiyodur bence.

Ayrıca inisiyatif almakla sorumluluk almak farklı. İnisiyatif bir şeyi başlatmak anlamında, yeni bir girişimde bulunmak. Sorumluluk tamamen farklı bir olay.

genel giriş alın, konser 9 dan önce başlamaz, erken gitmenşze gerek yok

girişte sıra olur geç gidersem çok arkalarda olmaz mıyım? 1 saat önce almaya başlasalar bir de sıra olsa 2 saat önce orada olayım diyorum.

gerek yok, 8.30 da girip öne geçersiniz, o kadar saat önceden gidip ne yapacaksınız. nerde konser?

izmir, tarihi havagazı fabrikasında.

Neyi varmış da 10bin ücret çıkartmışlar? Belediyeye kendi kedinizi vermeyin.

bilmiyorum tam anlatmadı durumunu.

belediyenin hizmetleri direkt bu amaca yönelik mi? neden vermeyin dediniz? çok mu kötü?

1. İlçe belediyelerinden bazıları hayvanlara bakıyor ama özellikle sokak hayvanlarına.
2. Yatılı tedavi görecek, operasyon geçirecek hayvanları Tepeören'e götürüyorlar. Ama güvenmiyorum çünkü sokakta baktığımız kolu kırık kediyi ameliyat ettiler, "durumu iyi" dediler, birkaç gün sonra arayıp vefat ettiğini söylediler. Ayrıntılı bilgi de alamadık. O yüzden oraya bir daha kedi götürmedik.

Herhangi bir barınağın imkanları ile bir kliniğinki karşılaştırılamaz bile. Üstelik iyileşmeyi bıraktım kedinin başka hastalıklar kapması, bir daha haber alınamaması, sokaklara salınması gibi durumlar mevcut. Sokak hayvanı muamelesi görecek kısacası. Çünkü belediye sokak hayvanı olarak kabul edecek. Masraflı bir tedaviye gir(e)mez bile, size de bilgi vermez. Biraz konunun ne olduğu belli olsa fikir verecek olanlar çıkar şehrinize göre.

veteriner ücretleri semte göre çok değişiyor, atıyorum nişantaşında 10k çıkarsa dolapderede 2k çıkabiliyor, semt içindede bile değişiyor, farklı bir vete daha sorsun, böyle durumlarda tüm vetler aranıp fiyat alınabiliyor gecelik ücretleri soruluyor

belediye veterinerleri temel enfeksiyonlar, kırıklar gibi tedavileri yapıyor o da canları isterlerse. bir açıdan da kaynakları çok sınırlı ve gelen hasta hayvan sayısı çok fazla.

belediye veterineri bir çözüm değil. ama avcılardaki veterinerlik fakültesi ve benzerleri bir alternatif olabilir.

Bence Youtube değil de asıl para sponsorluklarda. Youtube sponsorluklara önayak oluyor. Youtube'un ödediği tutarların TR için ABD'den çok daha düşük olduğunu biliyorum, hatta bazı içerik üreticileri sırf bu yüzden İngilizce içerik üretmeye başladı. Ama 1 milyonda 500 bin dolar da biraz abartılı geldi; her izleyen kişi için 50 cent ödemesi lazım, ki her izleyen için bundan çok daha fazla para kazanması lazım Youtube'un, bence orada bir yanlış var.

youtube'un ulke bazli odemesi degisiyo trde tl olarak hesaplanir abd de usd

@salihdt iki kanal da doğru düzgün sponsor almıyor ama pek.

@ala09 pek farketmez aslında. izleyicilerin nereden olduğu önemli temelde. tr'de 500 dolar değil 10.000 lira olsun.

500 dolar yerine 500 bin dolar yazmışım yanlışlıkla. düzelttim.

youtube geliri az cidden. asıl gelir reklam ve sponsorluklarda. 10 milyon abonen yoksa her videon 3-5 milyon izlenmiyorsa youtubedan kazanım zor. reklam gerek.

katıldan önce de vardı ama. 5 yıldır var ikisi de ve maaşlı çalışanlar var. sponsor da göremedim doğru düzgün.

Babala'yı bilmyorum ama Flu TV Cambly, çeşitli otomotiv firmaları, aydınlatma, Phillips vb. gibi çeşitli markalara sponsorlu içerik üretti en azından benim hatırladığım kadarıyla. Youtube geliri, üstüne de abonelik vb. ile geçindiriyorlar demek ki kendilerini.

bir tanidigim dunya genelinde is yapiyor, sirketi var ve en az 10-15 kisi calisiyor; kazancini buraya yazmayayim bende bilmiyorum ama milyonlar kazandigi asil isini birakti diyeyim siz anlayin :)

@sweetvoice anlamadım tam. işi bırakıp youtuber mı oldu? ne tarz bir kanal oldu?

www.youtube.com

oğuzhan uğur bizzat kendisi cevap vermiş bu soruya. :)

reklamı izleyen kişi Türkiyedense kanalın nereden yayın yaptığı önemli değil öncelikle onu yazayım bazıları karıştırıyor. Burada reklam bütçesi 1000 tık başına X liraysa google ona göre pay veriyor.

1m izlenmeye 500 dolar mantıklı çünkü son zamanlarda 12 lira falan diyorlardı yarım dolar yapıyor işte. 1000 yarım dolar dersen 1m izlenme 500 dolar yapıyor direkt.

Ayda her yeni videoları 100-200 bin izleniyor gibi görünüyor bu okey, ama birikmiş geçmişten gelen izlenmeler de var 2 yıl önce yaptığın video da hala izleniyor ve reklam gösteriyor (veya premium üyeler veya katıl vs vs.) bu yüzden aylık gerçek izlenmeleri kaç ona bakmak lazım.

Ek olarak sponsorluklar + katıl (eskiden patreonda 1500 dolar gibi bir para görünüyordu aylık, orası katıl'a geçmiştir ama dolar cinsinden düşmüş olabilir de bilemeyiz)

Bir şekilde kendilerini geçindiriyorlar bence kaba bir hesap yapılabilir. Z kuşağı çocuklara asgari verdiğini söylüyordu(ama temmuz zammı gelmeden zam yapmış geçen videoda onu demişti), Canikligil ve Mustafa Seven az almıyordur, birkaç adını hatırlayamadığım hanım var, kamera karşısına çıkanlara telif ödüyor mu bilmiyoruz, leventte plaza altı ofis kirası var. Aslında bayağı para kazanıyor olmaları lazım sırf kendilerine 50-60 bin maaş alabilmek için bile.(ki umarım daha çok kazanıyorlardır)

bitcoin stabil değil ve işlem ücretleri yüksek.
ethereum ağında dolara sabit olan usdt veya usdc coinlerini kullanabilirsiniz.

edit: insanların kullanmadığını nerden çıkardınız:) bazı ülkelerde kriptodan para çekerken vergi oldukça yüksek oluyor, o bölgelerde o yüzden her zaman tercih edilmeyebilir. onun dışında para transferi için kullanılan bir sistem

çoğu batı ülkesi her al-sat üzerinden vergi çıkarıyor. Kaynağı da daha sorgulanan bişey gördüğüm kadarıyla. Yoksa göndermek kolay.

göndermekte sorun yok çok basit. mesele gönderdiğin ülkeden sorgusuz sualsiz çekebilmek.

#atletehayir
#atletyasaklansin shshshd
Sahsen bir kadin olarak atlet, fanila ne derseniz artik, giyenlere yukselemiyorum. Bence kotu gorunuyor. Hele ki keten gomlek.. eyvah eyvah..

Tabi ki giyilmez keten gömleğe hiç giyilmez.

atlet hiç sevmiyorum ama çok terliyorum. Olduğu gibi gömleğe geçiyor giymeyince. Çare bulamadım. Komple astar mı diktirelim gömleklere yani :D

atlet derken hıyarlı baba gibi olmıcaz ya :D şunlar da atlet mesela

images-eu.ssl-images-amazon.com
assets.adidas.com

ilk linkteki gibi bir şey giyicem. azıcık terlesek gömleğe yapışır daha kötü görünmez mi?

linktekilere de baktım, maalesef olmaz, hiç olmaz, çok alakasız.

Hocam bu atletler değilde sıfır kollu bisiklet yaka atletleri açık renkli gömleklerin altına giyince gömlekler daha güzel duruyor.

Keten gömleği ne zaman giyeceksin akşam üzeri giyeceksin atlet olur fakat gündüz çok terlersin ayrıca sadece sen terlemiyorsun herkes terliyor.

www.google.com.tr

aynen açık renklere abanacaksın.

acik tonlar kesinlikle iyi. yazin zaten cok siyah giyinmek bayagi kotu duruyor. begenmediginiz yesil mihtemelen tonundan dolayi sevmediniz yeni gecis yapacaginiz icin bol bol deneme yapmalisiniz

hardal, pembe, ecevit mavisi falan güzel renkler bunlar.

çok yanmış olmaktan rahatsızım aslında. o yüzden koyu tonlar, ya da orta tonlarda mavi-yeşil falan giyiyorum mesela. krem renkli bir gömlek giymiyorum. öyle pek de kavruk italyan erkekleri gibi olmuyorum çünkü :d

keten ve bej tonları

@9kuyruklukedi+1
Keten, bej, buz mavisi, turkuaz, su yeşili.

Koyu tene açık renk giysi +1
Keten ve bej dışındaki renkleri parlak değil de pastel, solgun renkler seçerseniz daha çok beğenebilirsiniz.

Açık renk +1
Hamam ve düzenli kese ile renginiz biraz açılır. Açılmasa bile düzenli kese ölü deriyi aldığı için cildiniz daha sağlıklı ve pürüzsüz görünür, özellikle omuz, kol falan.. yanık ve pürüzsüz ten harika bi kombodur.

www.justwatch.com

Türkiye'de yok gözüküyor.

korkunc balayi hahaha kanal d

ahahha evet :D teşekkürler.

kaykayci biraz fizik biliyorsa olasi sonuclari da biliyor olmaliydi. guvenlik gorevlisi oldugu icin kamusal alan olmadigini dusunerek kaykayciyi haksiz buldum. guvenlik mudahale etmek yerine polis cagirsaydi yerinde olurdu tabii ki.

Bu bana şey gibi geliyo,
Trafik kuralına uymayan bi insanı dövmeye hakkı var mı trafik polisinin?

güvenlik şiddet kullanarak veya bilinçli biçimde kaykayçıya zarar vermiyor. görevli olduğu alanda uygun olmayan bir eyleme engel olmaya çalışırken kaykaycı dengesini kaybedip düşüyor. kaza olarak değerlendirilir.

ben güvenliğe sinir olmadım. bu kaykaycı başbelasi ergenler sinirbozucu olabiliyor. tek seferlik bir işe benzemiyor çünkü güvenlik daha önceden antremanlı gibi. kimbilir kaç defa uyardı ama laf dinlemediler.

Haritada biraz sonra bir kontrol noktası görünüyor. Orada kontrol ediyor olabilirler.

hangi tarafta? ben göremedim.

Şöyle aratın

U.S. Customs and Border Protection - Bluewater Bridge Port of Entry

Diğer taraftada aynısının kanada olanı var.

Girin, deneyim olur.

müthiş deneyim olur, kaçırmayın.

Eğer şimdi pratik yaparsanız İleride sizlik işler için mülakata girerken daha rahat hissedersiniz. Kaçırmayın yani. Deneyim diye düşünün.

dene mutlaka. kaybedecek bir şey yok. her mülakat bir tecrübe. ben öyle bakıyorum.

girmicem çünkü :/ pbs.twimg.com

mülakata girdim. ancak aptalca bir şey söyledim :') sorulara verilen sürede cevap verip kaydetmek gerekiyordu. sırf süreyi doldurmak için aptalca bir şey söyledim. o kadar aptalcaydı ki ölüyorum utançtan. :/ ama tecrübe oldu.

mevzuatı bilmiyorsanız hiçbir şey yapamazsınız.

boş durmayayım diyorsanız müşahitlere, çay, kahve sandviç vs ikram edebilirsiniz.

Sandık sayım saatinde orada olun, ne kadar çok seyirci, o kadar çok kamuoyu.

siniflarin disindan oy sayimini izleyebilirsiniz, kolluk yasalara uydugunuz surece sizin okula giris cikisiniza karismaz. kullandigin okuldaki sonuc tutanaklarinifotograflayip daha sonra karsilastirabilirsin.

Öncelikle oy verdiğiniz sandığa gidp sayımı izleme hakkınız var. En son seçimde başıma geleni anlatayım. Gititiğimde izlememe önce yok dediler sonra sınıfta kapının dışında izleyebilirsin demek zorunda kaldırlar. İçeri almadılar. Yalnız onlar sınıfın diğer ucundaydı ve net görünmüyordu itiraz ettim ya yaklaşın ya ben içeri daha yakına gelecem dedim. Ona tabi itiraz ettiler. O zaman bir sistem vardı adın unuttum. Sandık güvenliğiyle ilgiliydi. Vatsap destek hattına yazdım böyle bir hakları yok görebileceğiniz uzaklıkta saymaları lazım yasal hakkınız dediler. Sonra bi yazı yazdılar ilgili yasayla ilgili. Bunu göster dediler. Yalan
olmasın tam aklımada kalmadı ama galiba yine itiraz ederlerse bizim her okulda gönüllümüz var bul destek iste dediler. Ama bundan emin değilim yanlış hatırlamıyosam düzeltir arkadaşlar. O şekilde mecburen beni daha yakına almak zorunda kaldılar

Bir de yine yanlış hatırlamıyorsam tutanağın fotosunu da çekme hakkımız oluyodu. Emin değilim bundan gerçi ama ben ya çekmiştim ya müşahitin çektiğinden emin olmuştum öyle bişiydi

seçim kanununa göre açık sayım olması gerekir, vatandaş izleyebilir. sandık güvenliği için ortamın fiziksel koşullarına istinaden sandık kurulu başkanı araya sıra koyabilir veya sınıfın kapısından izlenmesini isteyebilir. ama kapılar kapatılamaz, izlemeniz engellenemez. bütün oyları izleyenler görebilecek şekilde gösterip yüksek sesle okumak durumundalar.

Beylikdüzü Belediye Başkanı olsa gerek.
twitter.com

Başka benzerleri ilginizi çekerse hepsini toparlamışlar şurada:
twitter.com

buldum :D

twitter.com

okul'un wifi 'sine bağlanıp yaparsan onay filan istemiyor. eduroam ile dene

yok ya şehir dışındayım. tam olarak hangi sistemi kastediyor anlayamadım. öğrenci belgesini yükleyim diyorum ama anne baba adı falan yazıyor, tc kimlik numarası falan var. sorun olur mu?

e devlet öğrenci belgesi oluyor yükle sorun olmaz

12:00 mitingi geç başladı erken bitti dersek 13:00'da biter, 1 saatte bartın'a geçip mitinge başlayabilir onda problem yok.

bartın'dan çıkması en, en erken 15 olur, 16:30'da tekrar zonguldağa varır ve hazırlanırsa uçak, 17:25 gibi izmire iner. anca burdan sonra helikopter olabilir. o da hemen havalimanından kalkıp manisaya geçmeli.

bartın ya da zonguldak'tan helikopter ile manisa çok çok zor. baya sağlam helikopterlerden falan olması lazım tr'de var mıdır emin değilim. normallerinin menzili bile yetmiyor zaten.

çoğu mitingi 2 yakın şehir + 1 uzak şehir yapıp uzak şehre uçakla gidiliyordu ama bunu açıkçası pek anlamadım. 1 saate yakın rötarlı olma ihtimali çok yüksek. pek mümkün değil onun haricinde

bazı erkek kuaförlerinde ağda da uygulanıyor elmacık kemiği ve iki kaş arasına. çok acıtmıyor tüyler inceyse.

yakın bir kadın varsa çevrenizde (anne, kardeş, sevgili) iple almasını arada rica edebilirsiniz belki. ben bazen yardım ediyorum sevgilime.

Yani kadın arkadaş bireyler adına cevap vermek benim haddime değil ama bu kaş usturası gibi bıdıları kullanıp kaşını ya da yüzündeki tüyleri (aslında bunlar tüy değil bildiğimiz kıl, insan cinsinde kıl çıkıyor çünkü tüy mesela kuşlarda oluyor) kesen birçok kadın tanıyorum, yani epilasyon yapılmayacaksa bunlar da kullanılabilir. Şimdi aklından "peki o zaman böyle kesince yüzümüzdeki tüylerimiz kalınlaşıp sakal bıyık olmaz mı" diye geçirebilirsin. Olmaz. Bir kılın kalınlaşıp kalınlaşmamasında kesilim şeklinin hiçbir önemi yok; onun için testosteron lazım

Lazer veya IPL en iyi çözüm.