[]

para cezaları adil mi?

X suçunun cezası 100 TL olsun. Bu suçu işleyen 2 kişiden A kişisinin aylık geliri 1000, B kişisinin aylık geliri ise 100.000 TL. Bu durumda aynı suçu işleyen 2 kişiden biri ciddi bir zarar görürken diğerine ise neredeyse hiçbir şey olmuyor.

Bu halde bu cezalar adil mi?


 
B kişinin siki taşşayla trompet çalıyor o her şeyi yapabilir ona sıkıntı yok, A kişisi çokomel'e devam. gayet adil.


  • mrvengeance  (05.01.16 20:52:47) 
O yüzden mapus yatırıyoruz ya hajum.


  • hic sikilmadan seks yaparim  (05.01.16 20:55:11) 
Çalışmayan ve aylık geliri "0" olan birisi o zaman her boku çalsın parası yok diye de ceza kesmesinler?
Cezalar maddi duruma göre verilmez ;) tüm toplumun koşullarına göre verilir.

  • seindfeld  (05.01.16 21:08:56) 
adil degil.


asgari ucrete calisan bir adam yuksek hiz yapinca cezasi 200 tl diyelim. buna kimse azaltilsin adamin geliri az demiyor.

ama zengin cocugu hiz yapinca 200 yerine 1000 lira gelsin. cezayi onemsemedigi icin yollarda 200 den asagi gitmeyen o kadar cok insan var ki.

fakire az ceza verilsin degil, zengine daha fazla verilsin olmali bence.
  • bohr atom modeli  (05.01.16 21:12:34) 
Live, hapis örneği hiç olmamış, çünkü süre sabit, şartlar sabit, etki sabit. Fakirin hayatı kayar, zengine eğlence olur demişsin ama tam tersi çok daha yüksek ihtimal bence.
Seindfeld, ne ilgisi var? Zayıf olan cezalandırılmamalı diyen yok ki. Cezaların güçlüye dokunmaması sorun.
Bohr, evet tam olarak bundan bahsediyorum.
  • harvey  (05.01.16 21:19:49) 
konu trafik cezalari ise ceza puan sistemi bunun icin var.
ceza yazarsa yazsin diye hiz yapamaz, bikac kere yakalanirsa ehliyetine el koyulur.

adli cezalarda ise surekli ayni sucu isleyip para cezasiyla kurtulamaz ki.
  • ocaan  (05.01.16 21:25:33) 
anlatmaya çalıştığın şeyi anladım ve katılıyorum aslında ama pratikte daha büyük adaletsizliğe neden olur o. zengin dediğin adam resmiyette bağkur emeklisi falan görünüyordur, gider muhtardan bir fakirlik belgesi alır ödemez bile cezayı. olan yine garibana olur.


  • nrmnm  (05.01.16 21:34:32 ~ 21:41:57) 
Serbest piyasa bu.
Bahsettigin durumun adaletsiz gorunmesinin tek sebebi bir tarafin zengin olmasi. Zenginligini haksiz kazancla elde etmemisse esit ceza uygulanmasi adildir.
Burda cozum aranacaksa para disinda yaptirimlar dusunulmeli.
  • yons  (05.01.16 21:54:09) 
[]

var olmak güzel şey değil mi?

Türlü dertleri bir kenara koyar ve diğer seçeneğin hiç var olmamış olmak olduğunu düşünürsek güzel şey değil mi var olmak? İşlerin yolunda gitmediği dönemlerde "keşke hiç olmasaydım" diyebiliyoruz fakat kim gerçekten isteyebilir ki bunu? Var olmanın hiçbir noktasında insanın kendisi olmadığı halde, insanlar sanki yıllarca gecikmiş alacağını almış gibi küstahça yaşamlar sürebiliyor, çok garip. Kısa bir süre sonra öleceğimizi bilsek huzurumuz tümden kaçar ama onca yılda milyonlarca anda belki de bir kez bile bu sebeple mutlu olmuşluğumuz yok. Nankörlük değil de nedir bu?




 
degil.


  • partizan  (01.01.16 19:49:46) 
Guzel yazı. Ben de bazen düşünüyorum bunu ve derdimi seviyorum diyorum. Ama iste o kadar hırslıyiz ki. Savasir gibi yasiyoruz. Hissederek değil. Ha böyle dlylnce de romantik oluyosun. Dalga geciliyosun. O yüzden susup ayak uyduruyosun.


  • evc  (01.01.16 20:01:45) 
www.youtube.com

sarışınla aynı görüşteyim :)
  • qazwsx  (01.01.16 20:05:34) 
Var olmak tabii ki güzel, hayat çok ilginç ve ara ara mucizevi. Tabii ki yaşıyor olduğum için mutluyum. Kaç kere nefes alıp "Oh be" demişliğim de vardır ama bunun bahşedilmiş olduğunu düşünmüyorum. Varoluşum tamamen şans eseri, belki de 1000 yıl önce bir adam yolda giderken düşmeseydi birçok zincirleme olay olmayacaktı ve ben olmayacaktım ama olmayan bir şeyi de özlemeyecektik. Aynı, o adam düşüğü için burada olmayan kişiyi özlemediğimiz gibi. O olmayan kişinin de olmamanın tanımı ve doğası gereği bir sıkıntı içinde olduğunu düşünmüyorum. Ben olmasaydım, bu da olmayan ben için bir sıkıntı olmayacaktı. Tamamen rassallığın bir ürünüyüm. 1000 yıl sonra kimse için bir anlamım olmayacak; hatta 1000 yıl aşırı kibirli bir rakam olmuş, taş çatlasa 100 diyelim. Benim (veya kişinin) var oluşu demek, her şeyin aynı anda var oluşu, haliyle yok olabileceği demek. Bu da güzel bir şey, kendi kişiliğimin ve insanlığın sınırları içinde yapabileceğim en iyisi şey iyisiyle kötüsüyle özellikle duyguları sömürmek veya hayatım için kendime göre istediğim noktayı baz almak demek. Mutluluk hissediyorsa, mutsuzluğu da hissetmeli insan ki, mutluluğun bir anlamı olsun. Bunun çıtası içinden gelen her şey olabilir. Bunun içine varoluşun kendisini katmak kişiye kalmış. Var olduğum için şükran dolu değilim, yaşadıklarım için şükran doluyum ama.


  • aychovsky  (01.01.16 20:17:39 ~ 20:21:49) 
Kesinlikle değil.


  • prodeq  (01.01.16 21:03:16) 
bu şekilde düşüneceksek eğer, nefes alıp, bilgisayar başında bu sitede birşeyler yazabilmek bile şükretme sebebi


  • gazozailacatmauzmani  (01.01.16 21:15:30) 
[]

hayal kırıklığı yaratan kitaplar

Rastgele kitap almışlığım yoktur sanırım, farklı türleri deneyip duran biri de değilim. Konusuna bakarım, tanıtım yazısını okurum, ilgimi çekerse alırım ki aldığım kitaplar genelde yıllardır bir kenara not edilmiş alınmayı bekleyen kitaplar. Bazı bilindik, türlü övgüler almış kitapların birkaç yüz sayfada bana hiçbir şey söylemediği oluyor. Öyle her cümlede kendimden geçmeyi bekleyecek kadar doyumsuz değilim aslında ama 100 sayfada en azından 100 satır ilgimizi çekmeli öyle değil mi? Adam bilmem kaç yüz sayfa kitap yazmış, bir şekilde 100 yıl sonraya da ulaştırmış kitabını ama ne bileyim çok boş geliyor bazen. Zaten bilgi kitabı değil, e ne güzel bir duygu ne de düşünce var içinde. Geriye ne kaldı? "Göçebe", "Çivisi Çıkmış Dünya" ve "Çavdar Tarlasında Çocuklar" "Körleşme" kitaplarını verebilirim örnek olarak.

***

Kitap alırken nelere bakıyorsunuz? Büyük umutlarla alıp hayal kırıklığına uğradığınız kitaplar neler? Aldığınız kitapları bitirme ve sevme oranınız nedir?

 
Aldığım kitabı çok yüksek ihtimal bitiririm. Beğendiğim konusuna gelecek olursak Goodreads profilime bakıtm 5 üzerinden 3.34 vermişim kitaplara. Yani okuduklarımın çoğu beni tatmin ediyor diyebilirim herhalde.

Bir kitabı okuyorsan çok yüksek ihtimal birisinin paylaşması sonucu okuyorum. Ki o kişi de genelde çok fazla kitap okuyanlar arasından oluyor. Bununla birlikte kitabın arka kapağını ve Goodreads'te aldığı puana da bakıyorum arasıra.

Klasiklerden olabildiğince uzak duruyorum çünkü geneli bir konudan ders çıkarma şeklinde oluyor. Daha çok etiklik üzerinde duruluyor vs. Yaşadığın hayat içerisinde bunların çoğunu bizzat deneyimlediğinden okurken biraz sıkılabiliyorsun ya da okuduktan sonra sana çok fazla şey katmış olmuyor. Tabii bu benim düşüncem. Tolstoy'un Hayatın Anlamı kitabını okuyup her şeyin dine bağlandığını görünce büyük hayal kırıklığı yaşamıştım. Biraz da bu tarz kitapları dönemine göre değerlendirmek lazım. Benzer şekilde Kafka'nın Dönüşüm kitabı da biraz hayal kırıklığı yaratmıştı.
  • mr sherlock  (27.12.15 19:47:03) 
bi ara herkesin elinde o kadar reklamı yapılıp paylaşılınca merak edip tanrının unutulan çocukları nı almıştım. felaketti.


  • ergenpezeveng  (27.12.15 19:51:18) 
madam bovary idi sanırım. bana çok sıkıcı gelmişti nedense. yarıda bıraktım. çavdar tarlasında çocukları aksine beğenmiştim, hatta çok kısa gelmişti. daha olsa okurdum.


  • nothing in my way  (27.12.15 19:57:00) 
Deliduman Emrah Serbes


  • livaneli kadir  (27.12.15 20:05:49) 
Uzun zamandır kitap dinliyorum, okumuyorum. Onu da genelde mp3 olarak indiriyorum ama bazen çok istediğim kitapları bulamayıp amazonun'un sesli kitap uygulaması audible'dan satın alıyorum. Kitap aldığımda, "Size bunu da öneririz" diyor. Onların yorumlarına, puanlarına bakıp seçiyorum.

Aldığım kitabı beğenmesem de bitiririm. Bir de ben spoiler'ı çok seviyorum, okuduğum romansa karakterleri tanır tanımaz gider en son 1-2 sayfaya ne olduğunu öğrenmek için bakarım. O şekilde daha çok heyecanlanıyorum, çünkü kitap kötü bile olsa o sona nasıl gideceğini merak ediyorum. Her şekilde dinlerim kitabı.

Başıma bir şey gelmeyecekse Çavdar Tarlasında Çocuklar ile Kürk Mantolu Madonna'yı okuduğumda hayal kırıklığına uğradım. Hele ki Kürk Mantolu Madonna ile ilgili çok büyük beklentilerim vardı, İçimizdeki Şeytan'ı sevmiştim. Hayatımdaki en büyük hayal kırıklıklarından biridir, belki de ben beklentimi çok yüksek tuttum, çok seveceğime inanarak okumuştum. Çavdar Tarlasında Çocuklar'ın neden sevildiğini hakkında bayağı bir bilgi araştırarak ve dönemi için çok radikal bir yapıt olduğunu nedenleri ile okuduğumda anladım ve saygı duydum ama ötesi yok.
  • aychovsky  (27.12.15 20:06:45) 
yüz yıllık yalnızlığı okuyamadım bile ben. bir de larry niven dediler,bilim kurgu üstadı dediler, dediler de dediler ama açtım okudum ondan da bir tad alamadım.


  • kargn  (27.12.15 20:32:11) 
doğan yarıcı kıyıda
kitabı okurken, yazara, karaktere bol bol sevgi cümlecikleri sunmuştum hatta sonunu okumamıştım. hatta o kadar sevmedim ki bir süre yky'dan kitap alamamıştım.
ömrümde bitiremediğim iki kitaptan biri...normalde asla bir kitabı yarım bırakmam.
  • kuzey li  (27.12.15 20:34:36) 
genelde yazarını tanımadığım bir kitap okyunca öyle oluyor. milletin beğendiği bir şekilde çok satmış kitaplar iyi oluyor genelde.


  • her gece aç  (27.12.15 20:37:50) 
[]

övgüye evet eleştiriye hayır diyenler

Övdüğünüz ve beğendiğiniz sürece sorun yok, bir kez eleştirmeye kalktığınızda dağılıyorlar hemen. Tamamen iyi niyetli bir yaklaşım olsa dahi saldırıya geçmeden duramıyorlar. Aptal benlikleri kendilerinde bir eksiklik bulunmasına tahammmül edemiyor. Haksız olduklarını bildiklerinden kendilerini savunamıyor, yalnızca yenilgiyi kabul etmemek adına tamamen haksız suçlamalara başvuruyorlar. Bir parça ilgi için yemediği halt kalmayanlar söz konusu doğru yanlış olunca küçük zahmetlere bile katlanmıyorlar.

Soru: Övgü mü yoksa eleştiri mi daha faydalı insan için?


 
övmeyi de negatif eleştirmeyi de bilmiyor olabiliriz :)

bunları yanlış yapıyorsun, bunu da yapmayı bilmiyorsun, bilmiyorsan öğren gibi doğrudan negatif, kötü geribildirimler yerine

1.
2..
bunlar bu işte iyi yapılan, güzel meziyetler

1.
2..
3...
ise gelişime açık noktalar, bu noktalarda benim yapabileceğim bir şey var mı, varsa nasıl yardımcı olabilirim ?

gibi pozitif ve teşvik edici geribildirim verdiğimizde insanlar hemen savunma moduna geçmiyorlar, iyi yaptığımızı düşündüğümüz şeylerin görünür olması hepimizin hoşuna gider, üstüne daha da çok koymaya çabalarız, objektif bir bakış açısı olduğunu hissettiğimizde eksik taraflarımızın da üstüne düşünürüz
  • freebird5406_2  (18.12.15 23:25:22 ~ 23:43:56) 
beni dostlarım eleştirsin, düşmanlarım övsün isterim. tersi durumu umursamam zaten sktr sus yavşak derim. ama gel gör ki ne dostum ve düşmanım, zira kurtlar vadisi oynamıyor burda.


  • kaledekiyalnizlik  (18.12.15 23:44:18) 
Eleştiriyi eleştiren de eleştirilen de bilmiyor anlamıyor.


  • Traveller  (18.12.15 23:58:44) 
Eğer seni de bu soruyu sorarken birilerini eleştiriyor kabul edersek, edebiliyorsak;

'' Aptal benlikleri .. tahammmül edemiyor, ... yemediği halt kalmayanlar, küçük zahmetlere bile katlanmıyor.. '' diye gidiyorsun,

karşı tarafı eleştirirkenki tavır ve seçilen kelimeler önemli. Eğer çözüme ya da nasıl değiştirilebileceğine, iyileştirileceğine dair bir şey içermiyorsa söylediklerin, ve hakaret sınırına dayanıyorsa, tabii ki kişi haklı olarak rahatsız olacaktır.

Hemen hemen herkes aynı şeyleri söylemiş zaten.

kimi insanlar vardır çok çabuk cesaretlenebilirler ve bu onlara güç verir daha fazlasını yapmak için, bu insanlar için övgü faydalıdır diyebilirsin. yaptığı iş beğenildiğinde daha iyisi ve daha fazlası için uğraşacaktır. kimisi de vardır övüldükçe laçkalaşır, ipin ucunu kaçırır filan.

doğru zamanda ve doğru şekilde her ikisi de faydalıdır yani.
  • a perfect lie  (19.12.15 00:08:40) 
Insanina göre değişir. Sorunlarının farkında olan, kendini zaten fazlasıyla eleştiren kişilere karşı övgü daha çok işe yarar. Adam zaten hep olumsuz şeyler duyuyor. Eksikleri için övün deniyor kimse, yaptığı başardığı şeyler için övün, teşekkür edin olmezsiniz

Ama kişi simariktir, arka tampon kalkikligindan muzdariptir, o zaman elestirin - dilinize kuvvet.
  • ihan  (19.12.15 00:30:01) 
[]

kitaplardaki iz bırakan kadınlar

Sıradışı, ilgi çekici olanları da olur fakat daha çok sizin "güzel" tanımınıza uyanları soruyorum. Genç Werther'in Acılarındaki Lotte'yi başa koyarım ben.

Sizin var mı? Hangi kitap, hangi kadın?


 
Galadriel, yüzüklerin efendisi.


  • denne  (21.11.15 14:07:15) 
Betimlenişini hatırlamıyorum ancak beyaz gecelerden nastenka oldukça iz bırakıcı.


  • protector  (21.11.15 14:10:26) 
peyami safa - mahşer romanındaki kadın.


  • güneyli çocuk  (21.11.15 14:10:31) 
sabahattin ali. kürk mantolu madonna..Biliyosunuz kim oldugunu.


  • anonymice  (21.11.15 14:11:22) 
Vadideki Zambak-Madame de Mortsauf


  • angelus  (21.11.15 14:14:07) 
nietzsche agladiginda - lou salome
serguzest - dilber

  • baldur2  (21.11.15 14:15:57) 
Kosinski, boyalı kuş. Bütün köyün erkeklerinin üstünden geçtiği ve köyün kadınları tarafından cinsel organına şişe sokularak öldürülen, akli dengesi yerinde olmayan masum karakter. Ludmilla.


  • bigbadabum  (21.11.15 14:16:55) 
nastasya filippovna - budala


  • leadzeppelin  (21.11.15 14:18:42) 
budala'daki nastasya filipovna. kitap ayracı olarak para kullanıyorum, alır da evleniriz diye.

edit: leadzeppelin, ben mişkin'e de rogojin'e de benzemem. çekil kenara...
  • der meister  (21.11.15 14:19:16 ~ 14:19:46) 
nastasya fillipovna - budala, dostoyevski

(ben yazarken 4 mesaj vardı :P)
  • mesgul ve huzursuz  (21.11.15 14:36:24 ~ 14:37:34) 
José saramago'nun körlük kitabındaki doktorun eşi olan kadın. Güzel okduğu için değil, etkileyici olduğu için.


  • a perfect lie  (21.11.15 14:40:38) 
Lolita


  • 6 yasimdan beri metal dinliyorum  (21.11.15 15:04:50) 
Katya'nın Yazı, Katya


  • kitabindan gemiler dusen  (22.11.15 11:39:30) 
[]

düzenli olarak yiyip içtiğiniz ve

fayda sağladığınız şeyler neler? Şöyle şöyle bir şey var, şu sıklıkta tüketiyorum, falanca sorunuma iyi geldi gibi gibi.




 
yeşil çay içiyorum her gün iki bardak, sindirimi kolaylaştırıyor.

tarçınlı yoğurt yiyorum bir de günde bir defa.
  • halitkin  (18.11.15 11:00:30) 
Probiyotikler de sindirim sistemi için gayet ideal. Onun dışında birçok şey kocakarı ilacı değerinde.


  • angelus  (18.11.15 11:04:07) 
her sabah harnup pekmezi aç karna içiyorurm. günde iki kaşık. her derde deva. kalp, akciğer, cinsel yaşam vs vs...


  • elektr10  (18.11.15 11:08:12) 
sütlü kahve, bağırsakları açıyor.


  • parola58  (18.11.15 11:09:10) 
sigara - bir şey beklerken bekleme süresini kısaltıyor
alkol - kafa yapıyor, cesaret veriyor
tv(beyaz futbol) - uyuşturuyor
  • fatihkkk  (18.11.15 11:16:27) 
düzenli hayat benim için hayal ama arada düzen oturttuğumda:

her akşam kedi otunu kaynamış suda az demliyor içiyorken uykularım epey verimliydi, burnum kırık pek rahat değilim normaLDE GECELERİ)

yeşil çay+1, ama bende fırçalama sırasındaki dişeti kanamalarını azaltıyor gibi, uyku düzenini de iyileştirdi kararında kullandığımda.

salçayı azaltıp yemeklerde brokoli, havuç, lahana türlerini haşlama/buharda yemeye başladım, en azından hayat kalitemi arttırdı, kursağıma farklı bişiler girdi.. türkiyede yemekler aslında hep aynı. salça her tadı aynılaştırıyor. faşist salça.

bi de birayı arttırdım böbrek taşı düşürünce, ilk taş sonrası ikinciyi 5 yılda dökme ihtimali %50, 5 yıl geçti, şanslı taraftayım hala.

bunların yararları bunlar ama ne zararları vardır bilemiyorum açıkçası.
  • kargn  (18.11.15 11:18:47) 
içme suyu olarak karbonatlı su içiyorum.


  • kakao  (18.11.15 11:40:00) 
em-eukal gummidrops - hayvan gibi nefes kulak burun bogaz aciyor asiri naneli olmamasina ragmen


  • aynadakiyabanci  (18.11.15 11:44:07) 
Sütün içine zerdeçal ve bal ekleyip iyice karıştırıp içiyorum. İçindeki curcumin maddesi sayesinde Kanserden koruyor. Kanserden koruduğu ispat edilmiş nadir şeylerden. Tavsiye ederim mutlaka. Çünkü yarın başımıza ne geleceği belli olmaz ve keşke dememek için bugün bile şeyler yapmalı. Zerdeçal ayrıca zihni açar, yaratıcı düşünme yeteneğini geliştirir, beyni korur, unutkanlığı azaltır. Ve beyne iyi gelen şey kalbe de iyi gelir. Neyse çok yazdım.


  • ssiradanbirigibi  (18.11.15 12:03:29) 
zencefil, bal, limon karışımı; gripten ve alerjik rinitten koruyor.


  • sekilci zihniyet  (18.11.15 21:18:21) 
Duzenli tukettigim bir sey yok. Herhangi bir ise yaramayan bir ariyorum kaynatip kaynatip icmek icin ama herhangi bir seye sifali olmadigi iddaa edilen bir bitki bulamadim henuz. Bulursam duzenli tuketmek istiyorum.


  • stavro  (18.11.15 21:45:27) 
[]

bir tüketici olarak

Satış sonrası, servis, iade, değişim vb. konularda sizi memnun eden mağaza, marka vb. neler var? Hani şöyle şöyle bir sorun çıktı, hiç uğraştırmadılar, kolayca çözdüler dediğiniz?




 
öyle çok markayla içli dışlı değilim ama toyota'yı bu listenin en başına koyarım.


  • etna  (17.11.15 07:53:07) 
h&m, arcelik (ama annemleri ugrastirdi mesela sanirim bayii bayii degisiyor), tchibo


  • la noix  (17.11.15 08:06:06) 
şimdi gülmeyin de :D

bakliyatta; reis.
  • jimjim  (17.11.15 08:08:12) 
amazon. binlerce km öteden her şeyi sorunsuz yapıyorlar. en ufak problemi bile çözüyorlar.


  • passion rules the game  (17.11.15 08:11:25) 
next

kafa kamerasi almistim. sd karti bozmusum. (o sirada bilmiyorum tabi sd karttan dolayi oldugunu) adamlar full aparatlariyla yeni kamera gonderdi!!!
  • jimicik  (17.11.15 08:22:04) 
Sony. Bluetooth Walkman almıştım, şarjında sorun vardı, servise yolladım haftasonuna dek yenisini teslim ettiler.


  • teoridefeminist pratiktegeysa  (17.11.15 08:49:01) 
Apple. Al kullan 7 gun icinde iade et hic bir sorun cikaetmaz. Bisey bozulsun randevu al git, o gun icerisinde tamir ederler. Yok faturan nerde nerden aldin bik bik yapmazlar.
apple

  • eksi sozlukte eksiyen adam  (17.11.15 10:08:52) 
Airbnb. Enfesler.


  • besili melek  (17.11.15 11:09:14) 
babil.com'da iyi bak, ekranı durduk yere bozulan calibroyu gönderdim, iki gün içerisinde sıfır raftan alınmış yeni paketli cihaz gönderdiler geri.


  • eksi sozlukte eksiyen adam  (17.11.15 11:17:46) 
Homend - süpürge bozulmuştu ücretsiz kargoyla alıp düzeltip geri bıraktılar.


  • ihan  (17.11.15 11:28:34) 
tchibo'nun gözüne dizine dursun. faturamı kaybettim, adamlardan yeni fatura istedim iade yapacaktım çünkü. 1 ay boyunca yollamadılar. muhtemelen hala yollamamışlardır, ayak bileğimdeki bağ koptuğu için ailemin evine döndüm, iade edeceğim mal vs de kendi evimde kaldı. faturayı yollasalardı iade edebilirdim.
siz siz olun faturanızı kaybetmeyin.

  • mesgul ve huzursuz  (17.11.15 20:13:19) 
[]

akıllı telefon çılgınlığı

2 sebeple çılgınlık olduğunu düşünüyorum.

1-Maddiyat: İnsanların koca bir ay boyu çalışıp kazandıkları parayı alt tarafı bir telefona vermelerini saçma buluyorum. Bunun da ötesinde henüz tek kuruş kazanmamış çocukların ellerine 1000-2000 liralık telefonları vermek ne ile açıklanır, bilemiyorum. Zengin, hadi zengin, kolay kazanıyor, imaj önemli falan, peki ya fakirler? Ayda 2-3 bin kazanan adamla 50 bin kazanan adamın aynı telefonu kullanması bana mantıklı gelmiyor.

2-Zaman: Otobüste, metroda, gemide, takside, yolda, durakta, sabahın 7'sinde gecenin 12'sinde, her zaman, her yerde akıllı telefonlar. Oyuncaksız yapamayan küçük çocuklar ya da makineye bağlı yaşayan insanlar gibiler. Oyun, müzik, video, laklak değil mi bütün mesele?
Zaman böylesine kısıtlıyken onu çoğunlukla boş işlere ayırmak?


Sizce, akıllı telefonlar daha çok ihtiyaç mı yoksa oyun, eğlence ve imaj mı?

 
Çoğunluk eğlence için kullanıyor sanırım. Bazıları da ihtiyaçtan dolayı.

Bununla ilgili bkz: Black mirror.
  • buffy de vampir sayılır  (12.11.15 19:40:43) 
ayda 3 bin kazanan adam da tuvalet kagidi kullaniyor 1 milyon dolar kazanan da. ne yapalim zengin diye bir farki mi olsun? altin kaplama kullaniyorlar mesela. seni tatmin eder belki.

akilli telefonlar ihtiyactir. nasil tasinabilir bilgisayarlar masaustulerden daha ergonomikse, akilli telefonlar da tasinabilir bilgisyaarlardan ergonomik.

bence gerekli. iletisim, haber alma, fotograf cekme, video-tv izleme gibi bircok ozelligi icinde barindiriyor.

bunlari yapan bir alet icin 2000 tl fazla degil. 1500 tl alan bir adam icin bile fazla degil.

yalniz, bu isin bokunu cikarip ihtiyaci olmadigi halde surekli telefon degistiren denyolari elestiririm. o ayri.
misal ben kendi paramla ogrenciyken bir iphone 4s aldim yaklasik 3,5 yil once. hala onu kullaniyorum. hicbir telefonumu da bozulmadan degistirmedim. elestirilmemi sacma buluyorum.


edit: ek olarak, muzik dinlemenin nesi elestirilebilecek bir sey? walkman olsaydi tatmin mi olacaktiniz?
ya da akilli telefondan haber okumak cok mu banel size gore? iki metre gazete mi acmaliydik carsaf gibi metrobuste?
haberleri sadece aksam 7'de tvden mi izleyebiliriz? ya da oyun ille de bilgisayarda mi oynanmali?

bos laflar bunlar...
  • bohr atom modeli  (12.11.15 19:47:12 ~ 19:50:34) 
kime göre neye göre boş işler? benim müzik dinleme ihtiyacım var mesela, olmadığına sen nasıl karar verebiliyorsun?


  • baba jo  (12.11.15 20:09:36) 
İhtiyaç. İşim gereği kamerasını, office'ini, internetini, internete bağlı olarak whatsapp'ını, mailini vs. Kullanıyorum mesela. Sürekli ofise geçmek yerine sahadayken işlerimi hallediyorum.

Bunun dışında iletişimde kalmayı kolaylaştırması, hemen her yerde haber alabilip gündemde kalma. müzik dinleme var. Gayet gerekli bence.

Tabii 3k falan gibi bir meblağ inanılmaz fazla ben vermedim, vermem fakat konu fiyatları değil aletin kendisi burada.
  • nawar  (12.11.15 20:10:07) 
Mesela zaman bu kadar kısıtlı iken sen bu soruyu niye sordun?


  • a perfect lie  (12.11.15 20:10:55) 
Çoğunluk imaj bence. Sürekli telefon yenileniyor, önceki telefonda yapamadığın ne vardı bunu aldın? Bir de teknoloji sevenler var, insanların parası ayrıca nasıl isterse öyle harcar, pek yadırgamamak lazım. Benim için şarj ve günlük pil tüketimi en.önemli şey şu anda.


  • bigbadabum  (12.11.15 20:14:41) 
bizim toplumumuzun ampulden sonra gelen bütün bir teknolojiyle tanışması akıllı telefonlar sayesinde olduğu için bu kadar yaygınlaştı bence.


  • Kykeon  (12.11.15 20:19:28) 
Benim icin ihtiyaç. Is ve bilgi alma amacli kullanıyorum.

Çoğunluk icin de ihtiyac bence. Sosyal medya kucumsenemez bu devirde.
  • dafuq  (12.11.15 20:50:55) 
atsız patr vefat etmeden önce oğullarına buyurur:

"kardeş derdi niye sana düşüyor ki
insanların ne yaptığını tasa etmek sana hiçbir şey kazandırmaz
kazandırmadığı halde senden götürür
sen kendi işine bak boşver"

oğulları ibret alır, ağlar, sızlar
  • patr  (12.11.15 23:14:36) 
[]

atatürk kitaplığı

Giden varsa, memnun kaldınız mı, pazarları çok mu kalabalık olur?




 
Aatürk kitaplığı lise ve üniversite hayatımda çokça tercih ettiğim muazzzam bir kütüphanedir. Genelde kalabalık olur sadece haftasonu değil. Erken saatlerde gidersen pek sorun yaşayacağını sanmam. Benim gittiğim dönemlerde içerisinin çok sıcak olması büyük sorundu sadece.


  • arkburak  (06.11.15 10:34:01) 
Gercekten cok guzel bir kutuphane. Gerek sessizlik olarak gerek icerisinin ortami olarak cok guzel gercekten. Aksam saatlerinde bosalmaya basliyor genelde. 24 saat acik bir kutuphane. İceride yuvarlak masalar var ve her sandalyenin bir numarasi var, giriste kimliginle beraber numara aliyorsun ve sana bir numara veriyorlar. Gidip oraya oturuyorsun.

Ben saat 21 gibi gitmistim, bayagi bos yer vardi. Ama hafta sonunu bilemiyorum.
  • biraz daha tanisam seni bu gece  (06.11.15 10:56:11) 
haftasonu sabah erkenden gitmediğin sürece yer bulmak imkansız. örneğin bugün gittim, 20 dk önce oradaydım ve tıklım tıklım, yer bulamadım.


  • naylonlee  (06.11.15 13:11:00) 
dışarıda sıra oluyor, birileri çıktıkça alıyorlar, soğukta bekliyor insanlar.
bir kere girebildim güzeldi, iki kere de kapıdan döndüm.

  • peggy  (06.11.15 13:15:50) 
[]

elde kitap taşımak için

Tek bir kitap taşıma amacına hizmet edecek, yağmurda çamurda kitabı muhafaza edebilecek, sade, hafif, mümkünse tutma yeri olan birşey arıyorum. İnternette baktım, bu tarz birşey yok hiç, büyük evrak çantaları falan var. Bu tarz birşey bulabilir miyiz, bilen eden varsa yazsın lütfen.




 
bi ara fermuarlı şeffaf klasör gibi şeyler vardı öğrencilerin kullandığı. büyük kırtasiyelerde bulursunuz diye tahmin ediyorum.


  • animalman  (01.10.15 10:21:01) 
en uygun bence tablet çantaları olabilir, Targus gibi bilinen markalara da bakabilirsin, ya da samsonite gibi markaların da modelleri olabilir, araştırmak lazım, bir örnek ben göndereyim sanırım amaca hizmet edecektir. www.hepsiburada.com

Tam istediğin gibi kitap kılıfını ise google taramasında gördüğüm kadarıyla sipariş vermen-ördürmen falan lazım, garip garip modeller var, genç işi allı güllü mü yoksa koyu renk sade bir şey mi ya da herhangi bir desen isteğine göre yaptırabilirsin.
  • candanag  (01.10.15 10:35:05) 
www.ozpack.com yagmurda camurda kitabi muhafaza edemez ama böyle de bir moda var :)


  • gusano  (01.10.15 22:33:09) 
Eastpak postaci cantasi kullan. Saglam, kullanisli ve su gecirmez.


  • stavro  (01.10.15 22:47:57) 
[]

idefix teslim süresi

Dün birkaç kitap siparişi vermiştim, bu sabah ödemesini yaptım. Sanırım kargoya verilmiş fakat tahmini teslim tarihi 21.09 diyor. Doğru mu bu? Araya haftasonu girdiği için mi böyle? Daha önce idefixden sipariş veren varsa, kitaplarına ne kadar sürede kavuştuğunu yazabilir mi?




 
Normalde bugünki kargo yarın şubenize ulaşır ama dağıtıma çıkmayabilir, çıksa da yarım gün çalıştıklarından teslim edilemeyebilir, bu yüzden idefix haftasonunu atlayarak pazartesi günü diyor, eğer yarın şubenize gelirse kendiniz de alabilirsiniz.


  • atom karincanin torunu  (18.09.15 15:18:01) 
Ben genelde siparişimi akşam 8-9 gibi veriyorum, ertesi gün kargoya verilmiş oluyor.
Son siparişimi 30 Ağustos'ta vermişim, 31'inde kargoya verilmiş. 2 Eylül'de de bana ulaşmış.

  • zebercetinbiyigi  (18.09.15 15:18:51) 
Burada İdefix'in bir suçu yok, ödemeyle aynı gün kargoya vermiş. Kargo şirketleri haftasonu çalışmıyor, daha doğrusu cumartesi günleri yarım gün çalışıyorlar, %90 dağıtıma da çıkmıyorlar. Pazartesi normal yani.


  • osurdum  (18.09.15 15:20:35) 
[]

uyku sorunu

-günde ortalama 6-8 saat aralığında uyuyorum.
-akşam 9-10 gibi ciddi şekilde uykum geliyor ve direnmek istemeyince uyuyorum.
-sabah kalkınca deli gibi esniyorum.
-12 saat uyusam yine de işe yaramayacakmış gibi geliyor.
-1-1.5 aydır devam ediyor, ramazanla ilgisi olduğunu düşünmüyorum.
-bu şekilde olup bunu çözen var mı, nasıl çözdünüz?

 
Aynı durumdan şikayetçiyiz ben soruna tam bir çözüm bulamadım ama 3-4 aralığında bir uyku uyuduğum zaman daha enerjik hissediyorum.


  • nyist_  (08.07.15 09:14:12) 
teknik açıklamasını yapacak çıkacaktır ancak bol oksijenli ortamda uyumak ve uykunun evrelerinin sonunda uyanmak faydalı olabilir.

uyumadan odanızı iyice havalandırın, belki cam açık uyuyun. daha farklı saatlerde kalkıp deneyin bir de. yarım saat erken kalkın, kahve yapın, biraz tv izleyin gazete okuyun bakalım?
  • gurur  (08.07.15 09:50:45) 
[]

insan yaşamının sona ereceğine inanıyor musunuz?

evetse, ne zaman ve nasıl olacağı konusunda bir fikriniz, tahmininiz var mı?
hayırsa, birkaç bin yıl sonrası için ne düşünüyorsunuz?

herşeyin her geçen gün daha kötüye gittiğini düşünen biri olarak, bunun nereye kadar devam edeceğini çok merak ediyorum. birkaç yüzyıl sonra yaşamın devam etme ihtimali ürkütücü değil mi? sadece gördüklerimizden yola çıksak bile, bu şekilde gitmemesi ve bir şekilde patlama noktasına ulaşılması bana çok mantıklı geliyor.

 
bence bulaşıcı bir hastalıktan biticek insanlık, git gide insan yaşamı kısalıyor zaten, hava kirliliği vs derken 30 yaş son nokta olur bi kaç yüzyıl sonra.


  • masa penisi  (23.06.15 12:42:19) 
hastalık çaresi bulunamayan hızlı yayılan ölümcül hastalık, göktaşı vb olmazsa son bulmaz kolay kolay en kötü savaşlarla nüfus azalır ama devam eder.
petrol teknoloji bitse bile bir şekilde hayatta kalır insanoğlu.

  • basond  (23.06.15 12:42:36) 
gezegenimizi terk edecek bilinç ve teknoloji düzeyine ulaşıp ulaşamayacağımız bunu belirleyecek temel nokta. medeni toplumlar daha ilkel toplumların yıkımına uğramazsa şansımız var bence.


  • zgrydn  (23.06.15 12:53:09) 
aksini düşünüyorum bu konuda.
yani, iyimserim gelecek konusunda.
insanlar, daha az tutucu olacaklar; farklılıklarımıza daha anlayışlı bakmayı öğreneceğiz.
gelişen teknik imkanlar, insanların yaşamlarını daha uzatacak.
bir de, dünya dışı gezegenlere dolaşım "standart" hale gelecek.
ah ulan! en çok da bu sonuncusunu göremeyeceğim için yanıyorum. yaşım yetmeyecek bunu görmeye. :(
  • pangea  (23.06.15 13:59:02) 
Kedilerden insanlara bulaşan virüsle insan ırkının çoğu katledilecek,
geriye kalan sınırlı sayıda insan da kedi severek streslerini atamadıkları için
ve insanoğluinsan oldukları için birbirini yok edecek.
Geriye aşık olan çift kalacak, erkek duyuruda 'kadınlar neden böyle' türü duyuru açıp destek bulamadığı için kahrından ölecek.
Özgüven eksikliği dolayısı ile sevgisizlik duyuru; insan önce kendini sevecek. Özgüveni daltaraklıkla karıştırmayacak.
  • sadegazoz  (23.06.15 14:03:23) 
[]

makyaj konusuna nasıl bakıyorsunuz?

ben pek hoş bakamıyorum açıkçası. yani ne bileyim, olmaması daha güzel, daha doğru, daha değerli geliyor.bir kadın güzelse eğer, neden buna ihtiyaç duysun ki? neden gerçeği varken sahte olanı tercih etsin? çirkinlerin çirkinliğini örtme, ne güzel ne çirkin olanların güzelleşme çabalarını bir parça daha mantıklı buluyorum fakat en nihayetinde var olmayan bir şeyi sergiliyorsunuz. bu sahtekarlık değil mi? bir insan kendini neden boyar? ev ya da araba mı bu? şuna benzetiyorum biraz, emanet bir araba alıyorsunuz. 15-20 binlik vasat ya da 200 binlik lüks bir araba olsun. size ait değil ve kısa süreliğine kullanacaksınız.buna rağmen arabanın her tarafını mümkün olduğunca parlak renklerle boyayarak onu kullanıyorsunuz. parlaklık, daha çok ilgi herşey mi? hadi güzelliğin çok büyük kısmını içeren yüzü bir kenara bırakıyorum, tırnaklarını ne diye boyuyorsun be kadın? nedir bunun esprisi? herkes yapıyor, ben de yapayım mı, dışlanma korkusu mu, geri kalmamak mı, nedir yani? olayın ekonomik yönüne ve yarattığı vasat güzellik anlayışına girmeden son olarak şunu söylemek istiyorum: lütfen maskenizi çıkartır mısınız?




 
Acikcasi ben hosuma gittigi icin yapiyorum, kendimi oyle daha cok begeniyorum, baska birinin beni oyle daha cok begenmesi icin yapmak gibi bir sebep belki bilincaltimda vardir bilemiyorum ama kendimi daha bakimli hissediyorum. Oje surmemin sebebi de ellerimi oyle daha cok begenmem.

Evet belki de bu biraz sahtekarliktir ama benimle zaten sadece guzel oldugumu dusundugu icin birlikte olan biri zaten olmasin, oturup beni mi izleyip duracak oyle?

Ama kesinlikle dislanma korkusu vs oldugunu dusunmuyorum, en azindan kendim icin. Ayrica her makyaj yapan guzellesiyor diye bir sey de yok, oyle diyeyim.
  • yuzır  (10.06.15 17:15:31 ~ 17:16:33) 
Cinsiyet ne ?


  • Esinsin  (10.06.15 17:16:02) 
sosyolojik algıyı bi kenara atamayız. düşününce "yüz boyamak" evet mantıksız, ancak bu bir estetik algısıdır. makyaj "sahtelik" değil, modifiyedir. yüzde boya olduğu bellidir zaten. aaa bu kızın elmacık kemikleri ne güzel pembe pembe demez kimse. onun allık olduğu belldir.
aynı mantıkla topuklu ayakkabı da, güzel kıyafetler de aynı amaçla yapılır. sosyal düzende olan estetik algısında göze hoş, bakımlı, özenli görünmek için yapılır. özenli ve dozunda makyaj çoğu zaman resmiyet göstergesidir. iş görüşmelerine sıfır makyaj gitmek "özensiz" imajı uyandırabilir.
bu tarz sebeplerden dolayı makyaj hayatımızda günümüz estetik algısı gereği yer kaplamaktadır. bunu "sahtelik" olarak düşünmenin diğer faktörlerin gözönünde bulundurulmadığı bir bakış açısı olduğunu düşünüyorum.
  • eskiden sizofrendim simdi iyiyiz  (10.06.15 17:20:57 ~ 17:21:28) 
daha iyi görünmek için. Mesela estetik yaptırıyoruz, güzel giyiniyoruz, spor, diyet falan. Daha iyi görünmek, hissetmek i çin. Ben pek yapmıyorum. Erkekler de makyaj yapmıyor ama başka şeyler yapıyor. Aynı mantık


  • rock n roll  (10.06.15 17:35:45) 
ben makyajdan tiksiniyorum. bu yaşıma kadar yapmadım bundan sonra da yapmayı düşünmüyorum.
düğünümde bile yüzüme bişi sürdürmedim bir tek gözüme kalem çekti onu bile zar zor yaptırdım.
maskeden başka bişi değil kadınlar da neden yapıyorlar anlayamıyorum
  • sta  (10.06.15 17:38:18) 
yapiyorum cunku kendimi daha iyi hissediyorum? kendimi daha alimli ve seksi hissediyorum? not: badana gibi makyaj yapan biri degilim goz kalemi cekerim genelde o da gozleri on plana cikarmak ya da vurgulamak icin. gym de basip basip atlet tisortle dolasmak gibi bir sey bu iste guzelse one cikar.


  • shotgunwoman  (10.06.15 17:39:31 ~ 17:40:11) 
makyaj beni pek değiştirmiyor. makyajsız çıkarım genelde dışarı. ama makyajı da çok seviyorum, hobi gibi. yani kendime pek yapmam ama sürekli internetten makyaj kanallarını vs takip ederim. işte gider kurcalarım mağazalarda, alırım falan. ama toplasak kullandığım 3 tane sabittir yani. o da kullandığım zamanlar.. benim böyle bir hevesim var, bunu geçelim.

ne zamanlar makyaj yaparım diye düşündüm ama bulamadım. kafama esince yapıyorum galiba. şöyle bir şey var, makyaj ne kadar mucizevi farklılık yaratmasa da bende, yine de bir solgunluğu alıyor. yüze renk geliyor.bir de makyaj "bakım" olarak algılanıyor kimileri tarafından. onun çekincesi de var belki. böyle şeyler işte. ben seviyorum. maske falan da değil abartmayın komik olmuş.

oje de, hoşuma gidiyor. bu kadar basit aslında.

edit: a bir de kandırıkçılar var gerçi :) yani benim yüzüm değişmiyor, ama kimisi hafif makyajla yüzünü acayip değiştiriyor. üstelik de doğal sanılıyor. ona biraz gıcık oluyorum :)
  • anneboleyn  (10.06.15 17:53:10 ~ 17:55:12) 
ben çok hoş karşılıyorum. iyi ki var.
kız arkadaşım makyaj yapınca da seviniyorum. insanın kendine, karşısındakine önem verdiğini gösteriyor.

  • kamera motor  (10.06.15 17:56:30) 
sporla makyaj aynı şey değil ama mantığı aynı. Spor sağlıktan başka daha iyi görünmek için de yapılıyor


  • rock n roll  (10.06.15 18:07:42) 
ben de bunu anlamıyorum. neden doğuştan gelen güzellik daha değerli bulunur? tanrı'nın sevgili kullarına güzellik bahşettiğini falan mı düşünüyorsunuz? ya da bir kadının güzel olduğu söylenince ama o estetikli neden denir? o estetikli yani güzelliğini tanrı vermemişe mi getiriliyor?

güzellik doğal güzellikse başarı değildir sadece ve sadece şanstır. eğer kişi yapay bir güzelliğe sahipse bu hiç olmazsa onun estetik anlayışının başarılı olduğunu gösterir.

bu bir maske değildir. ben kırmızı oje sürdüğümde aslında tırnaklarımın kırmızı olduğunu düşünen insanlar yok. güzelliğin de bir matematiği vardır ve kimileri bu matematiği çözmeye uğraşır.
  • cilekli krep  (10.06.15 18:14:30) 
ben, çoğu zaman çok etkileyici buluyorum makyajı.
çok gizemli bir cazibeleri var.
belki de, bu dünya'nın asıl gizemi görünmeyende değil, bizzat görünendedir.
  • pangea  (10.06.15 18:27:29) 
Hadi len derler adama :) sanki makyajlı makyajsızı şıp diye bir bilişte bilirmişin gibi. Senin gördüğün badana boya ablalardır ki bu kısımda haklısındır, o ne öyledir.
Fakat nude mu ne zımbırtıysa anlaşılmayanı var, o zaman niye yapıyorsun di mi, maksat anlaşılsın

Bi de ojeye laf etmene çok kırıldım, bak şimdi üzük üzük üzüldük

Araba benzetmesi ne lan, bi de kilometre koymuş falan.. Ne içiyosun arkadaşım ?

Saygılar,
  • cecilia  (10.06.15 18:35:05) 
makyaj güzellikleri vurgulamak ve altını çizmek ve kusurları kapatmak için yapılır, bu durumda sorun nedir? Yüzünü palyaçoya çevirenlerden bahsetmiyorum


  • limoncello  (10.06.15 21:06:42) 
Fiziksel kusurları düzeltmek yerine gizleme çabası. Kilo vermek yerine kıyafetle kamufle etmek gibi. Ondan sonra ortam loş daha güzel oluyor tabi.


  • arnold schwarzeneger  (11.06.15 09:09:27) 
makyajı yüzümüze yapıyoruz. Yüzdeki bir kusur ancak estetik ameliyatla düzelir bu da imkan meselesi. Fiziksel kusuru nasıl yokedelim gizliyoruz. Kilo vereyi m burnumdaki kemer gitsin mi
diyelim

  • rock n roll  (11.06.15 11:00:32) 
[]

hesap gününe inanıyor musunuz?

evetse, hayatınızın ne kadarlık bir kısmını buna göre yaşıyorsunuz? ne gibi bir faydası var size?
hayırsa, hayatı boyunca kimseye zararı dokunmamış bir kişiyle, binlerce, milyonlarca kişinin büyük acılar çekmesine neden olmuş kişiyi aynı sonun beklemesi korkunç gelmiyor mu? sizi daha fazla kötülük yapmaktan alıkoyan şey nedir?



 
İnanmıyorum. Zaten cezasını çekeceğimden korkarak doğru hayatı yaşamıyorum, kendim istediğim için doğru bir hayat yaşıyorum. En azından başka insanlara zararım dokunmuyor. Kötülük yapmanın da bana bir faydası yok.


  • osurdum  (08.06.15 15:54:28) 
ateistim


  • dost aci soylemez  (08.06.15 15:56:57) 
erdem diye bir şey var, hayatımı ona göre şekillendiriyorum.


  • jugador  (08.06.15 15:59:42) 
İnanmıyorum.


  • stratejisizsiniz  (08.06.15 15:59:52) 
inanıyorum ama hesap gününden korktuğum için değil öyle olmak istediğim için ya da öyle olmak gerektiği için iyi bir insan olmaya çalışıyorum. korktuğumdan değil vicdanımdan kötülülük, hırsızlık, şerefsizlik yapmıyorum. ya benim de başıma gelseydi diye insanlara yardım etmeye çalışıyorum.


  • halanne  (08.06.15 16:00:02) 
bir ömür bunun stresi ile yaşamaya kalkarsan 35 i göremezsin.


  • dokuzonbeş  (08.06.15 16:03:32) 
eğer bir insan sadece hesap günü yüzünden iyi bir insan olmaya çalışıyorsa, o insanın gerçekten iyi değildir.
Geçenlerde ananem benim vicdanlı bir davranışım karşısında "Aferim çocuğum bak içinde Allah korkusu var o yüzden böylesin sen" falan dedi.
Kadına anlatamadım tabi aslında Dinden Allahtan korktuğumdan değil de içimden geldiği için iyilik yaptığımı.
ben inanmıyorum hesap gününe falan, eğer kötülük yaparsam, cehennemde yanma korkusu değil, vicdanımın sesi beni rahatsız eder. Yapamam.
  • innerbliss  (08.06.15 16:05:24) 
inaniyorum, milyonlarca kisiye aci cektirmis bir kisi ile zarari dokunmamis kisinin cennet cehenneme gidecegi nerede yaziyor, kimsenin nereye gidecegi belli degil, sonucta gidip geri gelen yok. kotulukten alikoyan sey aile terbiyesi, ahlak, karakter.


  • lutah  (08.06.15 16:10:35) 
hayır. insanlık onuru. sırf hesap günü gözetilerek iyi olmak bana onursuzca geliyor. kaldı ki iyi olmak insanın doğasıyla direkt alakalı.


  • zgrydn  (08.06.15 16:12:34) 
evet. büyük çoğunluğunu buna göre yaşama gayreti içerisindeyim. günahsız olamayacağımın da farkındayım, bu yüzden kul hakkı içeren hareketlerden azami ölçüde çekiniyorum.


  • icim urperiyor  (08.06.15 16:13:27) 
inanmıyorum. bazen keşke olsa diyorum, islamın veya başka bir dinin anlattığı şekilde değil de, gerçekten iyinin kötünün hakkaniyetli bir şekilde yargılandığı bir zaman gelse yani. beni kötülük yapmaktan alıkoyan şey korku değil istek. iyi bir insan olmak, iyi insanlarla iyi bir dünyada yaşamak istiyorum. söylenmiş zaten, erdem, empati, vicdan, bunlar dini inançla, korkuyla, zorlamayla değil içten gelerek olacak şeyler.


  • saçdemeti  (08.06.15 16:13:43) 
inanıyorum amk.
sözlük ve duyuruda ateist ortalaması yüksek. ya da inananlar yazmaya üşeniyo mu ne. bunu eleştirmiyorum. hepimiz insanız, herkes istediğine inanır.
(balkon konuşması bitti)

normalde böyle sorulara cevap vermem ama "oha lan, hiç kimse inanmıyor mu?" deme diye yazayım dedim. 10/10 çekmiş çünkü.

tamam dini inancım gereği inanıyorum.
ama herhangi bir dine inanmasam da yine böyle hesap kitap vermeden milyonları katleden, ülkenin amına koyan, bebek katilliği yapan, ona buna tecavüz eden hayvanların öööyle elini kolunu sallayarak ölmesine anlam veremezdim, kabullenemezdim.

misal kaddafi çok kötü adam diyelim. adamın kıçına boru sokarak öldürdüler. evet, adalet yerini buldu derdim. ama her pislik öyle ölmüyor ki? bu işin bir dengesi olması lazım. o da hesap gününe işaret ediyor. bence.

gördüğünüz gibi laf sokulmaya oldukça müsait bir şekilde yazımı sonlandırıyorum.
  • dieselsingle2  (08.06.15 16:19:15) 
hayır, inanmıyorum. biraz ihtiyaçtan ve rahatlama isteğinden dolayı sanırım, yine de yaptıklarımızın bir kısmının karşılığını göreceğimize inanıyorum. mükemmel olmasa bile ucundan kıyısından "denge" olduğuna inanıyorum dünyada. yani bir iyilik varsa, bir kötülük oluyor gibi. kötü şeyler yapan kişiler, sadece "kötü" oldukları için dahi acı çekebiliyor. benzer şekilde, "iyi"lik yapanlar da sadece bu sebepten ötürü mutluluk duyabiliyor. evet belki yaptıklarımızın çoğu yanımıza kar kalıyor ama tamamı değil. az biraz ucu bize dokunuyor diye düşünüyorum.

kimseye zararı dokunmamış kişi olduğuna inanmıyorum. milyonlarca kişinin büyük acılar çekmesine neden olmuş kişilerin de olayların tek sorumlusu olduğunu hiç zannetmiyorum, ben şu an "hıaaa ben kötüyüm lan!" diyerek milyonların hayatını rezil edemem. bunun için binlerce insana ve kokuşmuş bir düzene ihtiyacım olur; bu da yine binlerce hatta milyonlarca insanın katkısıyla oluşturulabilir. dolayısıyla, milyonların katili olarak anılan birinin yaptıklarının cezasını çekmemesi biraz rahatsız etse de, çok büyük mesele olduğunu düşünmüyorum bunun. eğer çok duygusal bir günümde falan değilsem :p

beni daha fazla kötülük yapmaktan alıkoyan şey nedir? bilmiyorum, hiç düşünmedim. tembelim, üşeniyorum. bir şeylere, birilerine zarar vermek için bir sebebim ve motivasyonum yok. fazla bencil ve faydacıyım, bu anlamda "kötü" birisi sayılabilirim ama birilerine zarar vermek bana fayda sağlamıyor şu an. o yüzden adımı "kötü"ye çıkaracak kadar kötülük yapmıyorum.
  • der meister  (08.06.15 16:25:36) 
inanmıyorum. beni daha kötü bir insan olmaktan alıkoyacak birşey olmadığı gibi vicdan sahibi dürüst ve onurlu bir insan olmaktan da alıkoyan birşey yok. tercih illa ki olumsuzdan yana mı olmalı? bunun adı çıkarcılıktır, kötekle yola gelmektir. kendi kendine de insan olabilen insanlar var bu dünyada. bir müeyyideden korktuğu yada bir ödüle ulaşmak için doğru olanı yapanlar insan ırkının tamamı değil. bu sanrıyı da aşmak gerek artık.


  • loch ness  (08.06.15 16:35:08) 
hayır, korkunç değil normal geliyor, empati.


  • klakie  (08.06.15 16:40:40) 
Akıl var mantık var, ne hesabı? Tek hesabım gece yatarken vicdanımladır.

Kötülük yapma ihtiyacı hissetmedim hiç, sebebi belki empati.
  • franz kafka  (08.06.15 17:05:19) 
İnanıyorum. Ona göre yaşamıyorum. Hesabını vermek zorunda olmasaydım da böyle biri olurdum.


  • Lim5  (08.06.15 17:08:40) 
kimseye elle tutulur bir zararım yok, olabildiğince yardımcı olmaya çalışıyorum. ateistim bu sebepten de o günler hiç sikim değil. bu şekilde okumayan-sormayan-sorgulamayan adamları dizginlediği için bu tür kuralların olması bir yere kadar iyi. irtica başladığı noktada çok kötü.


  • 2006  (08.06.15 17:12:13) 
inanıyorum. insan denen şey hayvandan beterdir dolayısıyla doğruyu bulması için dine ihtiyacı vardır. normal ortamda herkes iyidir, ama azıcık şartlar değişsin herkes babasını satar. örn: milgram deneyi.

ebu talip ölünce sahabe, vah vah, adam o kadar islam'a hizmet etti ama cehenneme gidecek yaptıkları ona hiç fayda sağlamayacak diye dövünür. rasulullah da "ben onu cehennemin en derinliklerinde buldum, en yükseğine çıkardım" der. yani cehennem de kademelidir ve o insanların orada ne kadar kalacağını Allah'tan başkası bilmez.
  • mesgul ve huzursuz  (08.06.15 21:54:03) 
Elbette inanmıyorum, hesap günü diye birşey yok. Kişisel olarak vicdanıma göre yaşıyorum, insanlık değerleri doğrultusunda hareket etmeye çalışıyorum.


  • burka  (08.06.15 21:57:17) 
din saçma, erdem gerçek heheh:) madem gözümüzle gordugumuz bişelere inanmicaz erdeme niye inanalım.
bu arada insan zor kosullar altında içindeki vahşi hayvanı cıkaran bi canlı, depremden sonra ölülerin kolunu kesip altınları alanlar vardı hani.

soruna cevapsa evet inanıyorum. bu dünyada adaletin saglanacagı ortam cok zor, cunku özünde vahşi olan insanın özgür iradesi var. şaka bir yana iyilik de kötülük de insanın içinden geliyor, hesap gunu bi korkutma uyarı dini acıdan da bakarsak. adaletli olun yoksa işiniz kötü diyor. hırsızlara hapis cezası var, aa olmaz ama bu yasayı kaldıralım benim icimden zaten hırsızlık yapmak geçmiyor diyebilir miyiz?
  • art vandaley  (08.06.15 22:03:17 ~ 22:03:51) 
inanmıyorum ama inanmak istiyorum. hesap vermeden geçenler ve geçecek gibi olanlar var çünkü.

beni kötülük ya da daha fazla kötülük yapmaktan alıkoyan şey bir beyin sahibi olmam ve bunu kullanmam. kötülük yapmak isteyip de cezadan korkarak kötülük yapmamak çirkinliği ve iki yüzlülüğü yanında gayet güzel bir şey.
  • nawar  (08.06.15 22:07:09) 
12   « Önceki Sonraki
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.