Ekşi Duyuru

kedinizi oynatmanız lazım gün içinde. oynamadığınız için bağırıyor. benim kedimin de aynı problemi vardı, saatlerce oynatmam gerekse bile yorulana kadar hareket ettiriyorum. hayvanlar, evin içinde enerji patlaması yaşıyorlar, onların avlanma içgüdülerini, oyunlar oynayarak frenletmelisiniz.

Oyun oynamak istiyor gün içinde oyun oynamanız lazım onunla yoksa geceleri bile koşturur :) 2 yaşına geldiğinde sakinleşmiş miskin bir şeye dönüşecektir. Eğer oyun oynamayamam ben derseniz onunla yanına bir kedi daha lazım.

bana pek normal gelmedi, kısırlaştırma operasyonunu herkes düzgün yapamıyor bilhassa erkek kedilerde. devam ederse başka bir doktora gösterin bence.

kesinlikle başka vet'e gösterin.

Hormonları düzene girene kadar bir süre devam etmesi normalmiş, Arkadaşların dediği gibi biraz yormayı deneyin ve 1 hafta daha sabredin düzelmezse sıkıntı olabilir

evet değiştirmeniz gerekir ve daha önemlisi sizin yediklerinizi yememesi gerekir. kedilerin bünyesi insan bünyesi gibi değil o nedenle en sağlıklısı sadece kuru mama ve artık vet'in dediği gibi kısır kedi maması vermeniz önemli. onu da ölçüsüne göre verin fazla vermeyin. idrar yollarında sıkıntı olabiliyor o nedenle bu mamayı önermiştir. bir iki veterinere danışıp en uygun mamayı seçebilirsiniz.

acil degistirmeye gerek yok, bir sonraki mamayi neutered seklinde alin bir sey olmaz. kisirlastirdan sonra kalori ihtiyaclari degisiyor hayvanlarin. uzun sure normal mamada tutarsaniz kilo alir ve baska problemleri olabilir. o yuzden hemen degistirmeye gerek yok (10 kiloluk falan mama degilse yani 1-2 aya bitecekse).

Soylenenlere ek olarak royal canin markasi sart degil ancak wheat free olmasi sart mamanin. Bir de kisirlasan kediye cok vermemen lazim yemini. Kilosu ve yasina bagli olarak alacagi mamanin kalorisini hesaplayip ona gore vermen lazim. Paketin uzerinde kalorisi yazar, internetten arastirip bak 1 yasinda erkek kisir ev / disari kedisinin kalori ihtiyaci diye bulursun. Ona gore vermen lazim yemi, yoksa kilo alir.

trendyol'da baya uygun fiyatlı. kargosu da hızlı. iadede de sıkıntı çıkmıyor.

H&m'e bakabilirsiniz.

en sevdiğim. keşke bütün kızlar öyle giyse

stradivarius ta vardı

Koton'da da var.

Neredeyse her markada var. Misal:www.clandestino.com.tr

önemli

konu kıskançlık değil nasıl seçimler yaptığı.

konuşmayı sevmediğim konulardan biri. öğrenirsem, garip garip stalk'lamaya başlarım. evlenip boşandıysa söylemesini isterdim, onun dışındakileri bilmek istemem. bana zarar getirebileceğini bildiğim için. ha tabii, eski sevgilileriyle de arkadaş kalmasın ajdjfk

eğer escort falan değilse mühim değil. erkek.

ne kadar bilirsem o kadar sorun yasadim, karsimdaki icin de ayni sekilde. benim mantigim ben hayatinda yokken ne yaptiysa kendi bilecegi is beni ilgilendirmez. kimse yumurtadan cikip kucagimiza dusmuyor herkesin iyi kotu bir gecmisi var. bence onemli degil ve olmamali, onemlidir diyenden de saniyesinde uzaklasilmali. karsimdaki sevdigim kisiyse bu zamana kadar yaptiklariyla bu kisi haline geldi ve ben onu boyle sevdim, haddim degil karsimdakinin hayatini yargilamak.

ayrica erkek veya kadin karsindakinin yalan soyle(me)digini de asla bilemezsin. boyle bir sorgulama dongusune giren hic kimse bu donguden yarasiz ayrilamaz cok net.

*Önemli değil. Umursamam.
*Eski sevgililerini incelemem.

hayatta sormam, sorulmasını sevmem. kişi de durduk yere merak uyandırır öğrendikten, sorduktan sonra kurcalar durursun, daha çok sorarsın, sorunlar çıkar derine indikçe. insanların benden önceki hayatları beni ilgilendirmez aynı şekilde onları da benimki ilgilendirmez, bizi biz yapan yaşadıklarımız sonuçta.

her anlamda çok önemli.

onemli degil cunku bugunku halimize gecmisimiz araciligiyla evriliyoruz, olgunlasiyoruz, pisiyoruz. birbirini bugun taniyan iki insan bugunku eristikleri karakter olgunluklariyla birbirini sevmisse, birbirinin icine sinmisse gecmis zamanin bir onemi olmamali.

Özel olarak ilgilenmem, ama bi' şekilde öğreniyorsam önemli demektir öğrenmiyorsam zaten sıkıntı tınne.
Birileri birşeyleri gözünüze sokuyorsa, orada başka bi' aksiyon vardır diye düşünüyorum hemen ben. Karakterim bozuk.

tabii efendim bunlar oldukca muhim konular.

eski sevgili gibi bir kelime obeginin onun literaturunde olmamasini umuyorum, zira benim hic olmadi. aday bile yok. sevgili eskitmek de cok tuhaf bir kelime ayrica, ne bu araba ya da telefon mu ki eskitiyorsun. ama diyelim ki sevgilisi olmus, sorgularim, kac tane ve kim bunlar, sonra isimleri aldiktan sonra arastiririm gizliden. sevgilimle cakismamalari icin onlari kara listeye alir onlardan uzak tutarim. hatta ayni sehirde yasiyorsak baska bir yere goc ederim. zira birbirlerini her gorduklerinde eski anilar canlanacak kafalarda ve istemedigim sonuclar gelisebilir. bu da beni uzer, kendimi uzmemek adina tum bu onlemler.

yukarida okudugunuz birinci secenek idi benim icin. ikinci secenek ise gecmisi kurcalamamak olacak. gecmis gecmiste kalmistir. yeni hayata yelken acariz, sevmisim gecmisi.

çok önemli. erkeğim, bakire olmayan kızla evlenmem. eşi vefat etmiş olursa falan başka ama evlenmeden ilişkiye girmiş biriyle evlenmem. şimdiye kadar kimseyle ilişkiye girmedim ben de. kendimi evleneceğim kıza saklıyorum. karşımdakinden de aynısını bekliyorum.

Bir erkek olarak önemli benim için. Ama bekaret mevzusu için değil, bir gönül yarası varsa beni asla onun kadar sevemeyeceğini bildiğim için huzursuz olurum. O yüzden evlilik düşündüğüm bir kadının en azından uzun ilişki yaşamamış olmasını tercih ederim. Kadınlar aşık olduklarını unutmuyorlar. Hep içlerinde kalıyorlar. Bu da kötü sonraki erkek için.

ayrılma sebeplerini merak ederim genelde.

Evlilik ihtimalini çok düşürür.

Umrumda olmaz. Kendim picin önde gideni olduğun için başkasınınkini duymaktan keyif almıyorum.

kısmen önemli, kısmen değil.

nasıl seçimler yaptığı ve hayata bakış açısı hakkında ipucu vereceği için evet

Çok önemli.
Nasıl seçimler yapmış, nasıl bir bakış açısı ile hareket etmiş +1 Bunlar benim için önemlidir.
K

önemli.

Onemli olmadigi kanisindayim. Onemli olan gecmiste takili kaldigi biri olmamasi. Hayatimizdan gecen insanlarin aklimizda yerleri farklidir diye dusunuyorum ben; buna karisamam ve karisilmamali. fakat bende baska birini aramasi sorun yaratir, cunku en sonunda o hayal kirikligina ugrayacak.

sevgili olarak değil de arkadaşlık vs de dahil hayatımda olan kişiler üzerinden genel cevaplamak istiyorum, çünkü bir insanı olduğu gibi kabul etmek konusunda fiziksel paylaşımın bizler için ne kadar sınırlayıcı ve yanıltıcı olduğunu vurgulamak istedim.
cvp: geçmişini kabul etmiş olması önemli, küllerimden doğdum, şöyleydim böyle oldum, yeni bennn türünde geçmişini kötülüyorsa hoşuma gitmez. Samimiyet dereceme göre iyileştirmeye çalışır veya uzaklaşırım. Geçmişinin sorumluluğunu kendi alamıyorsa, eski uzun ilişkileri hakkında kötü konuşup, kullanıldığı veya manipüle edildiği üzerine yakınıyorsa kaçarım. O zaman öyle istemiştim veya şöyle yapmak bana doğru gelmişti demenin hiçbir sakıncası yok. Hayatınıza, geçmişinize sahip çıkın.

her şeyi gibi, tabii ki önemli. geçmişi, davranışlarının tümü yani, karakteri demek oluyor. önemli olmayan bir şey yok diyebilirim.
sevgilileriyle olan ilişkisi, arkadaşlarıyla olan ilişkisi, sevgilisi varken diğer erkeklerle olan ilişkisi, ailesiyle olan ilişkisi, evini paylaştığı insanlara yardım severliği, genel manada yaptığı 'kadınlık'... uzatmak istemiyorum. önemli olmayan bir şey yok. geçmişi de tüm bunlar hakkında fikir veriyor. fakat bunları geçmişinden anlamaya çalışmak ne kadar sağlıklı bilmiyorum. çünkü aldığın veriler objektif olmuyor, değişmiş halini duyuyorsun bir şekilde. nihayetinde karşındaki insanın bir süreç içinde sana nasıl davrandığı en büyük belirteç.

önemli tabii.

evlenmem diyecek kadar önemli. çok önemli.

merhaba, bu konuda sözlükte güzel bir yazı vardı, şöyle ki:

eksisozluk.com

23-24 yaşıma kadar önemliydi. artık (29) değil. zira 29 yaşında bir adam olarak sevgilim de büyük ihtimalle 25-32 arasında olacaktır ve bu yaşa kadar bir şey yaşamamasını beklemek aşırı saflık olur. insanız sonuçta; sevince seks yapmayı da istiyoruz.

benden yakışıklı sevgilisi olmuşsa sevgili olmam. eziğim.

benle beraber olduktan sonra geçmişindeki insanları silip tamamen geçmişte bıraktıysa hiç önemli değil. benden öncesi beni alakadar etmez, etmemeli.

Karşıma çıkmadığı sürece önemsemem, asla sormam. Olur da sevgilimi arar, yolumuza çıkar, bana bi şekilde ulaşırsa vs. ozaman tabi ki sormak zorunda kalırım bu kimdir nedir diye. (27 K)

Kişi sayısı ve ne yaptığından çok neyi niçin yaptığı, drama çıkarıp çıkarmadığı gibi şeyler daha önemli. Ayrıca bir kriteri kendiniz sağlamıyorsanız, karşınızdan beklemek bir miktar ikiyüzlülük oluyor.

önemli. ne tarz ilişkiler yaşadığı, ilişkilere yaklaşımı vs hepsi hakkında fikir verir.

Kafasından atıp atmadığı önemli. Hala eski sevgilisini düşünüp beni onla kıyaslıyorsa bay bay.

Bu saatten sonra bakire kızla hayatta uzun vadeli birlikte olmam, gönül eğlendirmek için olur anca. Bu baya önemli bi kriter benim için şu an.

geçmişi önemli değil de.. geçmişinden kopamıyorsa o kadar çok önemli ki... Barut olur yanarsın arkadaş..

sırf şu konu önemli diyemem ama genel olarak önemli. insanlar belli bir yaştan sonra çok değişmiyor çünkü.

eğer geçmişinde önemli dönüm noktaları içeriyorsa (evliyse, biseksüel ilişkiler yaşamışsa, para karşılığı seks yapmışsa vs.) bunları bilmek isterim fakat yine de yorum yapmam. bunun dışında kiminle ne yaptığını sorgulamayacağım halde bir şekilde yeni bilgiler gözüme sokuluyorsa o zaman geçmişindeki o önemli kişi(ler) hakkında reaksiyon gösteririm. Sevgilimin geçmişini bilmek/öğrenmek tercihim değil. Karşımdaki kişinin doğru ya da yanlış seçimlerine saygı duyarım.

Benim için iyi bir bıçak, tahta, rende ve süzgeç / olabildiğince büyük tencere(mümkünse 3 lt'den büyük), küçük tava, döküm tava ve ızgara ağızlığı olmazsa olmaz.

Hayatımda yemek yaparken hiç blender kullanmadım. Ama el blender'ı olsa sos-mos hazırlarken pratik olabilir.

edit: ha bi' de kahve makinesi, normal zamanlarımda cimriyimdir ama şu sıra paraya kıyıp ben bile alabilirim bu aletten.

küçük tava+1, güzel bir şef bıçağı, büyük bir tahta, normal bıçak ve soyacak (victorinoxu şiddetle tavsiye ederim), tahta kaşık kepçe, blenderı mercimek çorbasında kullanıyorum ben de aynen, şart değil gibi, el çırpıcısı, rende (ayaklı mümkünse) çelik tencere, sos tavaları( tencere gibi yüksek olanlar baya işe yarıyor), tost makinası (mantardan kestaneye her türlü tepesine biniyoruz) havan veya sarımsak rendesi, küçük düdüklü tencere (fobi yoksa eğer hayat kurtarıcı bir alet), süzgeç, saklama kabı seti (ikeadaki hem ucuz hem kullanşlı oluyro), vs vs.
ben en sevdiklerimden birkaç link de iliştiriyorum aşağı:
www.ikea.com.tr

www.trendyol.com

www.hepsiburada.com

www.enplus.com.tr

www.hepsiburada.com

www.ikea.com.tr

www.ikea.com.tr (tek seferde birkaç günlük salatalık malzemeyi hazırlamak için bire bir-kurutunca daha uzun süre saklanıyor)

Kahve makinesi için kılavuz yazı

mokapota.com

Duştan hemen sonra kuruyan yüzüm için Diadermine'in nemlendiricili yüz kremi.
Loreal'in kil maskesi.
Blistex Med dudak balmı

himalaya markasının yüz temizleme ürünleri, cilt maskeleri

bioderma sensibio h2o
bioderma sensibio light cream
lr aloe vera jel
rossmann çay ağacı yağı

dove sabun. yüzümü yıkıyorum.

Yüz için doğal kil maskesi (yüzün çok hassassa yeşil alma beyaz al)
Saç için Zeytinyağı+Argan+badem yağı
tırnak/ayak yumuşatma+peeling için lush lemony flutter

Garnie 3ü bir arada. Kömürlü olan değil eskisi. Temizliğinden çok memnunum.

Saça banyo sonrasi zeytinyağı
Yüze farmasi çay ağacı sabunu
Nemlendirici olarak vazelin

Sanırım tüm bakım ürünlerim bunlar.

Dead sea spa magik yüz yıkama jeli (sadece havalar ısınmaya başladığında bunu kullanıyorum)
La roche posay effaclae h yüz yıkama kremi (bunu da kışın)
Clique moisture surge nemlendirici, aşırı memnunum bundan.
Lancome energie de vie serum, cildimi canlı gösteriyor
Göz çevresi için lavera’nın kremini kullanıyordum, nemlendirmesi daha kuvvetli bir kreme geçeceğim.

la roche nemlendirici

Beyond yüz maskeleri

Aklına yattığı zaman aklına yatan kişi ile evlen. Çevre baskısını da görmezden gel.

*33 ünde evlenen erkek bir bireyim. Evlen baskısının ardından daha çocuk yok mu baskısı geliyor. Bitmediler anlayacağın.

Allah kolaylık versin.

yazdiklarinin bir kismi aynen beni tarif ediyor.

degil evlenmek, yeni biriyle tanismaya bile mecalim yok. eger evleneceksem bu birinin gokten zembille inmesiyle olacak. evlenmek icin kimseyi aramiyorum, boyle "evleneyim evleneyim" diye yapilan sartlanmis aramalarin insana hata yaptiracagini dusunuyorum.

karsima evlenebilecegim biri cikarsa evlenirim, cikmazsa evlenilecek biri aramam.

bu hikaye bana çok tuhaf geldi, benim çevremde olmuyor böyle şeyler hiç. 26-27 yaşlarında bir arkadaş grubuyuz mesela biz. bir tane evlenen ve iki tane evlenmeye hazırlanan çift var arkadaşımız, onun dışında yaklaşık bi 10-15 kişinin yakın gelecekte evlenmesine imkan yok. Hani yani masayla sandalyeyle evlenmeyeceksek, yok.

kimsenin de eşinden dostundan, ailesinden "yok mu birileri ha şşş KIPS" gibi bir şey duyduğunu sanmıyorum. ne yaşı geçmesi ya, ben de evlenicem daha. gerçi yani mevcut yaşam tarzımla devam edersem elektrik direklerine ilan asmam gerekebilir evlenicek birini bulmak için ama olsun. genciz biz daha, sıkma canını.

Eleştir hepsini acımazsızca. Evli olanlar en son ne zaman sinemaya gitmişler? Direkt tarih sor. Ne zaman kesintisiz bir şekilde 10 saat uyuyabilmişler? Şehir dışına ya da yurt dışına en son ne zaman çıkmışlar? Kendilerine en son ne zaman vakit ayırmışlar? Böyle şeylere büyük ihtimalle olumsuz yanıtlar verecekler. Evlilik düşüncesiyle savaşmanın en kolay yolu evliliğin onlar için b*k gibi bir şey olduğunu vurgulamaktır. Böyle pasif kaldıkça daha çok üstüne gelirler. Sen onların üstüne çık. Kariyer yapacağım falan de. Ben daha yaşamıyorum ama yaşarsam da baskılar karşısında zayıf düşmem. :)

@ cay koy geliyorum
o kadar bu konunun muhabbeti dönüyor ki anlatamam. kedili bekar kız diye alay konusu oluyorum şaka yollu diyorlar ama diyorlar neticede. belki sakin yapılıyım mesafeli ve ters birisi değilim diye yüz buluyor olabilirler bana kalırsa.

Standartlarım çok yüksek kimseyi beğenmiyorum de geç. Sanki herkes ilk karşılaştığı eli ekmek tutan, eli yüzü düzgün adamla evlenmek zorunda. Olacaksa tam istediğim gibi olsun, istediğim gibi olmayacaksa hiç olmasın de. Köyde mi yaşıyoruz? Evlenmekten başka yapacak işimiz mi kalmadı? 1960’lı yıllarda falan mıyız? Niye bu zorunluluk hissi?

Çok sıkarlarsa “Size inadıma evlenmeyeceğim. Siz evlenmişsiniz de nolmuş, sırf evlenmek için evlenmişsiniz, şimdi de hayatınızdan nefret ediyorsunuz, mutlu bekarların da başını yakmak istiyorsunuz :p” dersin. Ben öyle diyorum. Lafın domuzu şakayla söylenir. Onlar sana karşı ne kadar acımasız oluyorsa sen onlara 5 katı acımasız ol.

çok takmıyorum deseniz de bilincinizin bir yerleri takmış, türk kızları zaten 27-28'den sonra "yoksa evde mi kalıyorum" adlı korkuya neden olan gene sahipler, bundan dolayı 28-32 aralığında ilk denk geldikleri kişiyi çok sorgulamadan evleniyorlar, sonuç bolca sorunlu evlilikler,

ben evli değilim ama çevremdeki örneklerden gözlemlerim bunlar, baskılara ciddiye almayın hatta yokmuş gibi davranın, bu tiplere karşı en iyi savunma bu, iyi bir yalnızlık kötü bir beraberlikten her daim daha iyidir.

oligomer'in dediği şeye ek olarak çocuk yaptıktan sonra da "ee kardeş yok mu" baskısı geliyor diyorlar. tek çocuk yapmaya da izin vermiyor toplum akdksjdksjd.

27 insanın kendini yeni yeni tanımaya başladığı bir yaş ve hiç de geç değil. aksine 30+ yaşlarda yapılan evlilikler çok daha sağlam temeller üzerine kuruluyor ve daha huzurlu oluyor.

@dissendium +1

Milletin ortalama b.k gibi bir hayatı var diye senin de aynı olmanı istiyor insanlar.
Sktiret. Boşanmak evlenmekten daha zor. Eğer bir ömür biriyle evli kalmayı düşünüyorsan içine sinen biri olsun.

Selam,

Benzer şeyi ben de yaşadım ve yaşamaya devam ediyorum. Evlilik planlarının kıyısındayken ayrılık geldi çattı, hayatımın altının üstüne geldiği bir zaman dilimindeydim ve daha yeni yeni bir düzen kuruyorum şu anda. Bu süreçte aile tarafından (özellikle anne) inanılmaz bir baskı görüyorum. Hemen adaylar bulunuyor, akrabalar kolektif bir biçimde aralarında haberleşiyor, kendilerince tavsiyeler veriliyor, konu komşuya haber salınıyor (sonradan öğreniyorum bunları)

Kesinlikle inanılmaz yıpratıcı, sinir bozucu bir durum. Gelen baskılar doğrultusunda verdiğim cevaplar da bir süre sonra mekanikleşmeye başladı. Daha sonrasında da daha absürd cevaplar vermek, lafı ağzına tıkamak ya da olmayacak talepler doğrultarak bu baskıyı püskürtmeye başladım. İnanın kısmen de olsa işe yarıyor. Ne zaman evleneceksin sorusuna cevaben örneğin ;

-önümüzdeki 350 yıl içinde düşünmüyorum
-mülksüzüm, sigortalı bir işe girmeden aşık olunmuyor.
-başlık parasını yatırın bi değerlendireyim (bitcoin olarak lütfen)

Gibi saçma sapan cevaplarla savuşturuyorum bu aralar. Eve gelince o his oluyorilla ki çünkü senelerin verdiği bir alışkanlık var. Fekat içe dönmek, kendine yatırım yapmak daha makul ve anlamlı gelmeye başladı artık. Bir kaç hobi, gönüllü işler, uzun yürüyüşler, yazmak, ses kayıtları almak, manen katma değer sağlayabilecek şeylere yöneliyorum.

Çevreden gelen yorumları takmayın demeyeceğim çünkü insan dışardan gelen tepkilere her ne kadar aldırış etmese de içeride bişiler kemirip duruyor. Kendinizi hazır hissetmiyorsanız, aramak gibi bir düşünceniz yoksa dışarıdan gelen yorumlar sadece zevzekliktir. Kimse evlenince sizin elektrik faturanızı ödemeyecek, derdinizi hafifletmeyecek. O konuşan insanlar evli olsanız da bekar olsanız da sizin hayatınızda olacak herhangi bir durumun tasarrufunda olmayacaklar. Ve ne yazık ki zevzekçe konuşmaya devam edecekler.

Çok büyük sabırlar diliyorum. Sağlam kalın :)

30 yaşında bekarım. çevremdekilerin söylediği "iyi valla hayatını yaşa"

annem evlilik lafını arada bi şakasına bile açınca söylediğim: "çevremde herkes boşanıyor, istersen evlenip boşanırım, dertsiz başıma dert mi lazım?"

Özetle.. püskürt hocam gelen soruları.. neden bu kadar takıyorsun ki?

evlen boşan. sonrasında acayip özgürleşirsin. aynı baskıyı yaşayan erkek bul.

29/E

benzer şeyleri yaşıyoruz, asla yalnız değilsin. bunu bil yeter.

eger evleneceksem bu birinin gokten zembille inmesiyle olacak.+1

çevreni değiştir genç

ben bir kararla ilgili kafa karışıklığı yaşıyorsam iç ses mi yoksa dış ses mi diye soruyorum kendime. yanıtım dış ses olursa, salla gitsin phoebe, bu senin hayatın diyorum. çevrenin bu baskısı sizin kontrolünüzde değil, sizin kontrolünüzde olan kısım bu baskılara nasıl reaksiyon gösterdiğiniz ve kendi isteklerinizi nasıl dile getirdiğiniz.

çevrenin evlilik baskısını düşünmeye harcayacağınız enerjiyi, kendinizi geliştirmeye, hayattan keyif almaya harcayın. daha mutlu bir insan oldukça kararlarınızı da daha sağlıklı alırsınız. örneğin evlenmek istiyor musunuz, evlilik hayatı size uygun mu gibi sorulara daha doğru yanıtlarınız olur.

burdan ilk mesaj atanla görüş mesela

çevre baskısını bırak, şu an kimse yok etrafımda de geçiştir ama bu konu biraz senin ne istediğinle alakalı, yook illa aşık olmam gerek diyorsan bekle olamazsan da seçiminin kurbanı olursun:) yok artık olsun bir şey mantıklı olmak lazım dersen de evlen ama her gün göreceğin, birlikte yaşayacağın, yanına yatıp uyuyacağın birini mantıkla seçmek ne derece doğru bilmiyorum. ayrıca 27 yaş geç değil.

ailenin istemediği sevgilinle tekrar başla ve evlen.

B12 ve c Vitamini

dıştan bir ürün kullanmak istiyorsan, kalyon'un serisine bir göz at.

Kutusunu bozmadıysanız düzgünce paketleyip geri götürüp şansınızı deneyin.

Benim fırın, saç kurutma makinesi, ütü hatta elektronik sigara (bunu bozuk diye iade etmiştim) vb bir çok ürün iade etmişliğim var. Hepsi de internetten alınmıştı. Sanal piyasada genellikle 7 gün içinde koşulsuz iade hakkı var (kitap, kozmetik, gida, temizlik maddeleri, altın vb. hariç). Mağazanın ya da firmanın iade politikasını öğrenin. Sıkıntı olacağını düşünmüyorum.

kikoya bir bak fena değil.

Flormar.

kiko'yu beğeniyorum ben. bakabilirsin.

Korusev

fotoğrafı var mı :D

Ben fakültede yaptırdım: www.eksiduyuru.com

Düzenleme: Sıra şöyle oluyor, biz kediyle gitmiştik o gün ama kedisiz de gidilebilir, erkek kedi kastrasyon için cerrahi bilimler binasına yönlendiriyorlar, orada birkaç asistan oluyor, biz Lokman adındaki asistan gence yaptırdık, takvimi epey yoğun onun, neyse size müsait bir zamana ajandadan tarih-saat veriyor. O tarih-saatte çocuğu da alıp gidiyorsunuz. Yaklaşık 1 saat sürüyor (uyandırılmasıyla birlikte). Sonrası için de (bakım vs.) mesaj atarsanız yardımcı olurum. Ücret yazımda da dediğim gibi 235 tuttu. Sonrasında da bir antibiyotik alıyorsunuz o da 8 lira.
özel kliniklerin çoğu 300-350 TL civarında, Cat Hospital Ankaradaki en iyi hastanedir bu arada, onlarda da 450 TL (kan tahlili isterlerse ek 190 TL).

www.evmanya.com

Kitap sayısını bilmiyorum ama bu siteden bir şeyler olabilir.

ikea'dan da bulursunuz o paraya? Billy kitaplıklar falan indirimde oluyor genelde. İnce uzun olanlar 90 TL'ye falan düşüyor. NE kadar kitabınız varsa işte ona göre alabilirsiniz.
Ben de 1+1de yaşıyorum, kitaplığımı ikea'dan aldım. Evde de kıyafet dolabı yok ama yatak odasında bir duvara metal bir raf ünitesi yapmışlar, takıp çıkarılan. Ben de saklama kutuları aldım, o şekilde organize ediyorum raflarda. Bu sistemi de tavsiye edebilirim evladiyelik olmasına gerek yok dediniz diye.

tek tek silersen icloud'unda hicbir sey kalmaz her seyi oradan da diler bilgin olsun.

senin yaman gereken sey su, eger sinirlamalar parolasini hatirlamiyorsan. (kimse onu koydugunu hatirlamiyor genelde ama kendi kendine acilan bir sey degil)

cozum yolu su:

1- icloud.com'a gir. iphone'umu bul/tum aygitlar/hesaptan kaldir
2- son surum itunes ile bilgisyara bagla, telefonu kurtarma moduna alip geri yukle yap. baska turlu kalkmaz

2. adimda yapacaklarin tam olarak su makalede yaziuyor
support.apple.com

iphone özelinde bir farklılık var mıdır bilmem ama genel olarak yapılması gereken şey, telefondaki foto,videoların olduğu olduğu klasörü pc'ye atmak ve yeni telefon alındığında oraya taşımak.

Oyun, program verileri vs bunlar genelde kullanıcı hesabınız altında yedekleniyor ve yeni telefona geçtiğinizde ve aynı uygulamaları indirdiğinizde geri geliyor. Kişiler için de aynısı olsa gerek (apple olduğu için emin değilim). Ama mesajlar telefonda kalıyor.

Vurmadım

Eski telefonu once iTunes ile bilgisayara yedekliyorsunuz. Sonra yeni telefonu iTunes uzerinden kurup aldiginiz yedegi yeni telefonunuza yukluyorsunuz, her sey oldugu gibi yeni telefona geciyor.

Sonra eski telefonun ayarlarina girip telefonu sifirliyorsunuz, icinde ne varsa siliniyor sifir telefon gibi oluyor.

Sifirlamayi unutmayin. Sim kart cikarinca hicbisey olmuyor.

Samsung için bir program var, iki telefona da yükleyip eskiden yeniye her şeyi aktarıyor. Duvar kağıtları ve her türlü ayar dahil.

Appleda da mutlaka vardır böyle birşey.

bu aktarımı yapmak için iki seçenek var. ya bilgisayara yedekleyip yedeği diğer telefona yüklemek ya da icloud a yükleyip ordan almak. icloudda kapasite sınırı var, 5GB galiba. eğer foto vs varsa bu kapasite yetmeyebilir. bunu icloud yedeklemeyi açarak öğrenebilirsiniz. sığmazsa görürsünüz. bilgisayara yedeklemede ise limit yok ama şifrelemeyi aktif hale getirin ki kayıtlı şifreler (wifi, safari vs) aktarılsın. aksi halde aktarılmıyor.

ayrıca bu aktarımdan sonra her hesaba yeniden giriş yapmak gerekecek. gmail vs.

google authanticator kullanıyorsanız bunlar da siliniyor. o yüzden diğer telefon el altında bulunsun, yeni telefona bu hesapları yüklemek için eski telefona ihtiyaç olacak.

yaptığın salatalara minik minik doğrayarak ekleyebilirsin. mevsim salatalarında güzel olur, sirke narekşisi limonla vs çok tadını anlamazsın.

diyet dediğin için, avokadoyu rendeleyip hindiztan cevizi, muz ve balla karıştır tarifi mantıklı değil.

arkadaşının yaptığı şeyi makarnayla karıştırınca çok güzel oluyor. hatta ben biraz soğan sarımsak fesleğen de ekliyorum buna.

ama diyet demişsin. bilemedim diyette makarna oluyor mu :) belki kepekli makarna?

avokadonun olgunlaşmış olması önemli öncelikle.

benim en sevdiğim tarif iyice olgunlaşmış yumuşak bir avokado ile bir olgun muzu biraz kakao ile blenderda çekiyorsunuz ve puding kıvamında harika bir şey çıkıyor ortaya.

yine sabah kahvaltılarında yumusak bir beyaz peynir ile ezip -azıcık dereotu ile de karıştırabilirsiniz, damak zevkinize kalmış- sade ya da ekmeğin üstüne sürüp üstüne biraz çörek otu serpiştirebilirsiniz.

salatalarınıza ekleyebilirsiniz.

bir lavaşın içine dilimleyip yumurtayla bir dürüm yapabilirsiniz.

ben eskiden yiyemezdim tadından dolayı, şimdi pahalı olduğundan arada kendimi ödüllendirmek için yiyorum.

Ben tatlı olarak yemiyorum avokadoyu, hatta fikri bile korkunç geldi açıkçası.

Sarımsak, limon, birazcık tuz, domates ve canım ne isterse ekleyip rondoda parçalı olacak şekilde karıştırıyorum. Sonra misal kızarmış ekmekle, veya herhangi bir tür salataya ekleyerek, bazen de sadece limon ve salatalıkla birlikte yiyorum.

sırf faydası için yiyeceksen kaşıkla gitsin burnunu kapatıp. uğraştığın zahmete değmez elde edeceğin şeyin lezzeti.

Olgunlaşmış avokadoyu ezip sarımsak, parmesan ve cevizle karıştırıp makarna sosu yapıyorum ben. Kafama göre baharat da ekliyorum tabii.

Çok güzel puding oluyor; 1 muz ve yarım olgun avokadoyu kakao ile karıştırın tadına bayılacaksınız

Aynı şekilde yarım avokado + cennet /trabzon hurması + kakao karışımı da olur.

Beyaz peynirle ezip içine sarımsak ve zeytinyağı koyuyorum.

En güzelini söylüyorum: kahvaltıda bal ve avakodo. Çok az bal alıp avakadoya sürüp hüpletiyorsun, muazzam tat. tabi diyette olur mu bilmem ancak zaten bal miktarı yüksek değil.

Ortadan ikiye bölüp çekirdeğini çıkarınca oluşan boşluğa yumurta kırıp fırına verince de çok güzel oluyor. Yumurta pişince çıkartıp üzerine karabiber ve zeytinyağı da gezdirilebilinir

yemegi tereyagiyla yapican. normal yagi da salataya, kahvaltida falan iste.

biz babadan boyle gorduk.

zeytinyagi ile tereyagini da karistirabilirsin.

riviera’yi gicirdaya kapilari yaglamakta kullanabilirsin.

Soguk sikim her seye. Riviera ve baska yag (tereyagi disinda) sokmam eve

Sızma zeytinyağının ısıya dayanıklı olmadığını söylüyorlar. Daha sağlıklı olduğunu düşündüğüm için sıcak yemeklere riviera kullanıyorum.

Biz de sıcak yemeklere riviera kullanıyoruz. Salataya falan da sızma zeytinyağı kullanıyoruz.

Riviera kullanmayın. Zararlı

Tadıni seviyorsanız yemeklerde tereyağı kullanın. Sızma zeytinyağını da soğuk tüketilen yemeklerde kullanın. Illa ki Riviera veya sızma kullanıcının diyorsanız bütçe sıkıntısı yoksa sızma kullanın.

aslında noodle'ın orjinali öyle olur. yapılıp yumuşakken pişirilir yani endüstriyel noodle'lar gibi sert ve kuru değildir. bundan dolayı ağız tadı orjinal olmayan noodle'a alışkın olduğu için evde yapılan sanki olmamış gibi gelir. youtube'da çeşitli videolar izleyip kıvamı göz kararı tutturursunuz, zamanla da malzemeleri koyacağınız miktar oturur kafada, sonunda kase kase götürürsünüz ana öğün olarak. böyle bir şeydir ev noodle'ı.

Nisasta sosu kivamli olsun diye konan bisey. Evde ben noodle yaparsam mutlaka susam yagi kullanirim. Bir de, pirinc sirkesi+soya sosu+sekerle sos yapiyorum.

susam yağıyla güzel oluyor (çoğu yerde koymuyorlar ama). bir de taze soğan, soya filizi ve lahana noodle'ı lezzetli kılan malzemeler. ayrıca sweet chili sauce+ soya sosu ya da baharatlı hp sos+soya sosu gibi kombinasyonlar da deneyebilirsiniz, güzel oluyor. edit: nişasta koymayın bence. ben de nişasta konduğunu duymuştum ama öyle beğenmiyorum.

Nisasta ne alaka anlamadim,noodle in eristesini mi hazirladin kendin?

bi de ne kadar ayip vok tavan yokmus,dokum tavanda yoktur simdi senin:)))butun memleketin ahci olup,forumda dokum tava tartistigi bir ulke olduk,yoksa yok cok onemli degil ama derince bir tavan olsa iyidir.

Her yigidin noodle yapisi farkli tabi benim icin soyle.az susam yagi yoksa siviyag tencereye,onu isitip kokusu gelince soteledigin sebzelerin icine,bunlari dondururken soyani,istedigin soslar istiyorsan zencefil vs ekleyip pisir,son kademe bence olmazsa olmazi yesil soganlari ekle,final haslanmis noodlelarini uzerine ekleyip karistir.toplam sure 10 dakika,fena yemek.

Yapis yapis oldu-fazla haslamisin.pratik noodle kutularindan cikarip yaptiysan onlarin sureleri 1-2 dakika,normal eriste paketiyse 4 maksimum 5 dakika kafi.yanliz nu kardesler genelde ithal gelip,rafta falan uzun sure kalinca ,bu sureleri tutturmak zor olabiliyor,risk almak gerekiyorbenim riskim 5 dakika.

Bende de var aynı durum. Yazım yanlışı görmemle o insandan soğumam bir oluyor.

Mi yi birleşik yazmasına soğumam da istemessen iticiymiş

Çok itici ya. Ben de direkt soğuyorum böyle durumlarda. Bence abartılı değil. Bir de bu tarz tipler genelde pek kültürlü ve iyi eğitimli çıkmıyor gözlemlerime göre.

Bendede oluyor.

sen de imşa hatası yapmışsın
Bence de önemli hak verdim
Ayrıl

arada beyin kısa devre yapıyor fazla facebook takılmaktan.

zamanla geçebilir, geçmezse türkçe öğretmeninize danışınız.

-de veya -ki olaylarında sorun yapmıyorum fakat sabrım "herkez" yazana dek.

"ya noldu foton gitti" oluyor ondan sonra.

'gibisinden' saçmalığını kullanmayan herkesle sonsuza kadar iletişim kurabilirim.

Bendede var o. yazim yalnisi yapan birisinden direk soguyorum

yadaha yasım yalnısı yapıyosa o is nasıl olacakki?

aynen öyle. vatsapta arkadaslarla konusurken türkçenin ırzına geçsem de yeni tanıştığım flortlestiğim birinde direkt soğuma sebebi benim için gayet de haklı bir sebep bence. bir insan görmedim ki böyle yazım hataları yaptığı halde hayata bakış açımız aynı olsun, yok uzun vadede hepsinin başka bir sürü falsosunu görüyorum o yüzden bu olay benim için önemli.

Bunları kabul edebilmem için cook öncesinden kör kütük aşık olmam lazım. Flört aşamasında farkedersem uzaklaşırım.

abartı değil, olması gereken bu bence. tamam anlık mesajlaşma sebebiyle selamı slm, kendine iyi bak cümlesini kib diye kısaltıyoruz ve buna alışıyoruz da, imla kurallarını bilmemek farklı bir mevzu.

bunca yıl kendi diline en basit düzeyde dahi hakim olmayı başaramamış bir şahıstan başka konularda da beklentim olmaz. var ise de anında imha eder önüme bakarım.

lisans mezunu kişi sürekli basit imla hataları yapıyorsa türkçeden habersiz kalitesiz bir bireydir. hadi entelektüel kişiliğe sahip değildir olsun da çok da abartma olmasın. 16 yıllık eğitim ve öğretim boyunca en azından ders kitaplarıyla uğraşırken doğru yazımları hiç mi görmedin diye sormak lazım. kimseden mesaj yazarken en ince detaya kadar dikkat etmesi zaten beklenmez de "istemessen, herkez, bian, bide" vs. nedir?

yalnız olmadığımı görmek sevindirdi. hem de karşı cinsten. açıkçası ben de bu tarz insanlardan çok çabuk soğuyorum. nedeni de sanırım bu imla hatalarının birçok şeyi anlatıyor olması. mesela bana göre böyle yazı yazan birisi kitap okumuyordur hiçbir şekilde. bırak kitabı internette 300 kelimeden fazla gördüğü yazıya uzun diyordur. böyle bir insanla açıkçası uzun süreli bir ilişki kurabileceğimi düşünmüyorum ben. (arkadaş olmak da dahil)

yazım yanlışı varsa okumuyor, yazmıyordur; bunlar yoksa kısaca karşınızdaki üniversite bitirmesinden bağımsız cahil biridir, küçük bir püf nokta büyük resmin habercisidir. Siz de cahilseniz sorun yok ama değilseniz sıkıntı olası.

"Herkez" yazıyorsa bana öyle bir soğuma geliyor ki :) Diğer durumlar belki tolere edilebilir.

Bunlar kalitesizlik belirtisi olduğu için soğumanız normal. Haksız değilsiniz.

Katılıyorum. Daha önce “hoşlanmadığınız kelimeler neler” gibi bir soru sorulmuştu; onları kullanan kişileri de itici buluyorum ben. Bir de, hadi öğrenemediniz, eğitim alamadınız da internet kullanan bir insanın bu tarz hatalar yapma bahanesi olamazmış gibi geliyor bana günümüzde. Ortalık “herkes böyle yazılır”, “de eki ayrı yazılır” gibi şeylerle dolu.
Ama sıralama yapmam gerekirse, benim en sinir olduğum şeylerden biri noktalama işaretlerinden önce bir boşluk bırakılması sanırım. Geçenlerde biri uzunca bir cevap yazmıştı ama hep “kedi ,köpek ,tavşan” gibi kullanmış, okuyamadım açıkçası.

çok takılma bence.ha başında bu tür şeylere takıldığını
söylersen mutlaka dikkat edecektir.

asiri kiyici oldugum meseleler bunlar. imkanlara ragmen daha dikkatli konusmaya ve yazmaya gayret etmeme tavri, sefil bir tavir.

Ben işe başvuracağım firmanın ilanında bile böyle hatalara dikkat ederdim. Kendim imla tanrısı olmamakla birlikte asgari de olsa dikkat ediyorum. Elin sürçmesi başka, alışkanlık başka. Uyarın. Size nasıl göründüğünü bilirse; sizi de önemsiyorsa daha dikkatli olacaktır. Mükemmelliyetçi de olmayın.

Bazen insanlar şirin veya samimi olmak için de yapıyorlar. O da karşıdaki kişinin yüz yüzeykenki tavırlarını biliyorsanız ona göre değerlendirilmeli. Yılışık birinin internette çok düzgün konuşmasını beklemezsiniz.

Özetle imla, tutarlı, ciddi, detayları atlamayan bir karakterin önemli bir göstergesidir. Hatasız da kul olmaz.

ben de takılıyorum, ve yaptığı hatalar bana göre belirleyici duruyor.

Farklı dünyalar durumu olabilir. Takılmadığın durum da olabilir di bu arada, o zaman ortada sevgi olurdu.

Çok itici geliyor bana da. Dikkat etmek lazım. Hele bir de karşında özendiğin, değer verdiğin bir insan varsa daha fazla dikkat etmek lazım.

biraz kibir.

Bence çok normal bu; çünkü bu tür yanlışları yapmakta ısrar edenler bildiğin cahil insanlar. Yazıyla, okumayla işi olmayan kimseler.

Sadece futbol ve kendi yaptığı işler hakkında konuştuğum arkadaşım bunu yapınca hiç garipsemiyorum mesela; çünkü zaten onunla paylaşacaklarım o kadarla sınırlı. Daha ötesi zaten olamaz.

Öte yandan muhabbetim sınırlı 3 5 alanla kısılı kalmamış arkadaşlarım bunu hiç yapmıyor; çünkü bu benim gözümde başka anlamlara da gelen bir işaret. Yani de, da, ki yazma değil mesele. Karşımdakinin vizyonunu, birikmişini falan tartıyor gibi hissediyorum. Zaten kurduğun fıkra kadar bir cümle, gündelik 300 farklı kelimeden fazlasını kullanmıyorsun, bari onu düzgün yaz değil mi? Meh.

Ezcümle; yok anacım yok. Sevgililik, arkadaşlık konularında kralı gelse "Akşam sana gelimmi ;)" yazsa "cnm tşk teyzem sünnet olacakmış gitmem lzm, bb" der gönderirim gibi geliyor.

aslında abartılı bir tepki ama aynısını ben de yapıyorum.

bu yüzden Türkçe öğretmeniyle evlendim.

kesinlikle abartılı değil aynı durumu ben de yaşıyorum. bu karşınızdaki kişiyle aynı hassasiyetlere sahip olmadığınızın en iyi göstergelerinden biri bence.

Böyle takıntılar da var iste. :) . eğer hoşuna gitmiyorsa bunu ona soylemelisin bence bize değil. Güzel takıntılar bunlar :)

Bunu ilkokul mezunu ya da eğitimi bir şekilde yarım kalmış biri yapsa, asla yadırgamam ve yargılamam ama üniversite mezunu biri bunu yapınca 'Bu kişi eğitimsiz; kendini geliştirmeye, öğrenmeye önem vermiyor' izlenimi oluşturuyor. Bu da benim için hayattaki önemli yanlardan biri. Hani, bir iki kelimeyi, kalıbı yanlış yazıyordur, öyle öğrenmiştir ve denk gelmemiştir; olur öyle şeyler. TDK bile günü geliyor, hoppidi hoppidi kural değiştiriyor. Bu tarz hatalar çoksa olay sadece yazım yanlışı, dilbilgisi hatası değil, bakış açısı uyumsuzluğu, farklı dünyaların insanı olma gibi görürüm.

Soğurum.

Valla kisiye gore degisiyor boyle seyler. Kiz beni imla hatasindan dolayi uyarsa nikahi bassam mi lan diye dusunmeye baslarim sahsen.

kime ne anlatabilirsin ki?

verilen cevaplarda da hata var, ironik :)

ben eğer yerine "eyer" yazilmasinda bitmistim...

tabii ki uzak dur, o ne oyle

Çok itici oluyor ya öyle insanlar

bu kadar çok insanın bu konuya eğilmesine sevindim, ben bu soruyu soracak olsam aklımdan kesin "şimdi gramer polisi misin ezik başka bişeye takıl" diyenler gelir diye geçirirdim; şaşırdım cevaplara.

bence abartılı değil buna takılmak ancak bir insanın umrunda olmamasını anlayabilirim. eskiden çok daha katıydım, imla bilmeyen insanı kendi sosyal hayatımda ciddiye bile alamıyordum ama zaman geçtikçe sayıca çok olduklarını gördüm ve "sorun bende galiba" diye düşündüm. bu kadar insan bilemiyorsa temel bir sorun olmalı.

ancak bunu değiştirecek olanlar da bizleriz, daha fazla kişi ilişkide seçim kriteri olarak belirlesin ki insanlar ciddiye almaya başlasın!

her zaman mı böyle? bazen ben mesela yolda yürürken tek elimle yazıyorsam mesajı en yakın harflere basarak yazıp geçiyorum. off şimdi kim gidip öte taraftaki a ya basacak ya da boşluk tuşuna falan diyorum. aceleden oluyor öyle hatalar. mail, mektup yazdır ona bak bakalım dil bilgisi sağlam mı o zaman belli olur :)

"aslında onun dışında bir sorun yok diyelim"

Bundan daha büyük nasıl bir sorun olabilir?

En az 15 yıl eğitimini aldığı ana dilini düzgün yazamayan birinin bir şeyleri doğru yapmasını nasıl beklersin? Ya da bu adamla neyi konuşup tartışabilirsin?

Hayır efendim, edebiyat öğretmeni gibi yazacak. Yazmıyorsa, kendini geliştirmekten aciz, vasıfsızın tekidir. Üzgünüm.

Neden 4 yıldır yalnız olduğumu açıklamış oldum sanırım.

Ben de acayip takılıyorum, kesinlikle haklısın. Edebiyat öğretmeni olmakla alakası yok, karşındakine olan saygınla alakası var. Sorarsın aceleden öyle yazdım derler bi de. Ben oturup insan gibi mesaj yazıyorum aq sen de otur uğraş.

Valla bende de direkt gözümden düşüyor.

gerçekden böle yapıorsa bilemiorum altan yaaaani.

mesela, bazı yazımları sanki karşında anlatıyormuş gibi yazmak ister ona bi şey diyemem, sonracıııma, geliiiciiiiim, tamm tarzı kişinin zaten günlük yaşamda ifade ettiği gibi yazması sıkıntı değil o kadar tdk yalamış yutmuş, mükemmel derece türkçe konuştuğum söylenemez ama bu kadar basit şeyleri ne bileyim bazen takıyorum yazmak içimden gelmiyor bazen de aman salla bu yaşa kadar öğrenememiş ben kazıkla çaksam nafile oluyor yukarıdaki ilk cümle örneğini yakın arkadaşım çok sık yapar kal geliyor amaaa :(


neyse ben ne istediğimin farkında değilim sanırım.

Klavye kazaları, özellikle telefonlarda, kesinlikle sorun değil. Benim de bol bol yaptığım şeyler.

Bir şey/birşey gibi masum olaylar da çok dert değil.

De/da, ki, yanlız, yalnış gibi kullanım hataları bende kırmızı bayrak kaldırır. Karşımdaki insanın beklentilerime uyuşmayacağına dair önemli bir göstergedir.

Haklısın, kim olsa soğurdu. Peki bu beyefendiyle konuşurken, anlaşırken, eğlenirken,vs hiç dikkatini çekmedi mi, sadece yazarken mi imla hataları yapıyor?

bunu yapan bana direk varoş geliyor yav açık konuşmak gerekirse. olay mahallinden uzaklaşıyorum.

bende de var bu. deli gibi aşık olsam da imla hatası görünce bir tiksinme geliyor.

aynı olayı note4 de yaşadımi ölü batarya ve ekran yanığı vardı (totalde servise gitse min 100 max 700tl verecektim çünkü tlf aşırı ısındığı için patlama riskini de göz önüne aldım) gittim tarifeye ek tlf aldım. almaz olaydım. tlf dan pişman değilim ama ödeme güçlüğü çekiyorum :( bundan yola çıkarak karar ver. tlf dan hala memnunsan batarya al. yok artık eskisi gibi değil daha fazla sıkıntı çıkarabilir dersen tlf al

batarya elbette. deji iyidir bu konuda.

www.deji.com.tr

bataryayı yenileyince hızlandığı da teyit olduğuna göre batarya +1 diyorum.
bi de fiyatlarını bilmiyorum ama über uçuk değilse doğrudan apple'a taktırmakta fayda var.

batarya ++

Üç kuruşluk batarya için yeni telefon alma.
6dan sonra en iyi ihtimalle 7 alırsın o da 3000 lira. Durumun her ne olursa olsun haybeye o parayı verme derim. Git tatil yap birşey yap.

Yıkadıktan sonra sererek kurutun, asınca da sünüyorlar.

geri dönüşü yok onun.

Pamuklu mini gömlek +hırka. Siyah/ kahverengi mat külotlu çorap ile giyilebilir.

kazak, ince triko, gömlek ceket, her şeyle olur. Ye olmasın ki ben giyiyorum yıllardır mesela

uyum sureci bir sekilde halledilir ama veterinere sorduğumda bazi kedilerin bölge konusunda daha sahiplenici oldugunu ve strese girdiğini soylemisti. evde 3 kedi var.

Kokulara alıştırın evet. Önce Yenisi gelsin, kaldığı odaya öbürü girmesin. Üstüne yatacakları birer battaniye verin ikisine de, bir gün sonra battaniyeleri değiştirin. Zaten birkaç güne alışıyorlar :)

İkinci bir kum kabı alın ama. Yenisinin odasına koyun.

Evdeki kedi sizin odanızda yatıyorsa orda yatmaya devam etsin :) ikinci geldi diye yerimden oldum sanmasın :)

Kakule

Saruman?

recel

suşi?

Beck sariydi
Marcelo (uysal adamdi)
Sarı süleyman Beşiktaşın eski bi stoperiydi
Bunlar dışında Ares savaş tanrısı uysal kediyi gitmeyebilir.

İniesta da koyabilirsin ya da Nowitzki.

Thor da olabilir.

Not Karabaş isimli kedim vardı

badem
tarçın
pekmez

Saruman'a bayıldım ben :)

Limon, çizkek filan koyanlar var

Sheriff pansiyonda kalmıştık biz fena değildi tavsiye edebilirim

Deep green

Başka yere geçin ayrıca, 1 hafta çok sıkıcı

olimpos için 3 gün yeter. 1 gün tur, 1 gün olimpos, 1 gün yanartaş vs. gibi yakınlardaki aktiviteler. yakamozda kalmıştık çok memnunduk. en ucuzlarından biriydi. bungalov evler zaten genelde. hijyen olayı da ortalama diyebilirim.

Fethiye Datça rotasını geçen sene ailemle yapmış biri olarak çok keyifliydi canımız sıkılınca arabayla başka bir Koya geçtik hep bu arada Fethiye yol üzerinde dalyan ve sarıgermeye de uğra derim. Çıkabilirsen araçla dalyan radar tepeye çık

O plani gerceklestirmeden yanina disi alma 3 ay 4 ay dinlemez onlar

Fark etmez. Yalnız ikisini de zamanı geldiğinde kısırlaştırman lazım yoksa kısır olmayan kısır olanı dehşetli darlar. Özellikle dişi-erkek çiftlerde dişi kısır erkek kısır olmadığında tecavüze kadar gidiyor iş. Bir de dişi sahipleneceksen kızgınlık dönemlerinde arkalarını sürekli kollamalısın, çünkü iki arada çiftleşebilirler ve bu da hiç iyi olmaz.

Hayvan Severler'in facebook sayfasına, petarkadaş'a, sahibinden'e, mihav'a bakabilirsin sahiplendirme ilanları için

Ps: Sarmanların çoğu erkek olur.

angelus yada arnold da cevap verecek ama ben de ufak birşey yazayım.

kadın fiziğine çok hakim değilim o yüzden vücudun gözümde canlanmıyor ama kilo verme harici belini ufaltmak mümkün değil. bence hip thrust vs. gibi kalça hareketleri yaparak popoyu büyüt.

ağırlık çalışması yapıp kas miktarını artırmaya çalış.

Fiziğin gözümde canlandi, bel kısmı kalın evet.pilatesten uzun vadede fayda gören insanlar var hem popon da şekillenir.

vucut tipinin ne olduğu aslında önemsiz baya zayıf olabilirsin. youtubeda falan ftness transformations diye araştır 100 kilodan 50-55 düşen insanlar var.

ama kiloyu sağlığını bozmadan vermen lazım. bunun da yolu yavaş olmak günde 150-200 civarı kalori açığı oluşturmak.

bu kilo verme sürecini fitness ile birleştirip. vucut yağ oranını düşürürken. kas oranını arttırsan daha da harika. hatta kas oranın artarsa kilo olarak tartıda
pek fark görmezsin ama görüntü ve ölçü olarak oldukça sıkılaşırsın.

yani dümdüz fitnessci göbeği bile olur ama 3-4 ay bu iş için yeterli bir süre değil.

ince bel legen kemiği ölçülerinle alakalı. yağı erittikten sonra kemik boyutunu küçültemezsin ama üst vucudunu ve omuzlarını çalışarak orantısal olarak ince görünen bele sahip olabilirsin.

*
gph.is

böyle mi

buna benzer ama daha yumuşak şekilde yapıyo evet

çok tatlı ama :)

Yaparlar ara sıra, güzel bi histir....

www.uzmantv.com

Emiyor iste bizim sekiz kiloluk ayicik da yapiyor :)

Anne olayı aynen. memeden süt getirmek gibi falandı galiba.

Olayı tam bilmiyorum da içgüdü

ingilizce'de "knead" deniyor o harekete. o şekilde ararsan bir sürü yazı çıkıyor.

alıştırmayın uyurken kulak memesi falan emiyorlar sonra. kulak acısıyla uyanırsınız.

flower by kenzo.

Chloe floral olabilir, love herkeste oldugu icin soylemiyorum

kendi parfümüm olmasa söylerdim yaygınlaşsın istemiyorum ;_;

@shotgunwoman özelden söyleyin yaymam kimseye söz^^

İzmir Ilıca'yı tavsiye ederim. Bu zamanlarda oldukça sakindir. Kalacak yer olarak da; Kabasakal otel. Size uyguna gelir. Etrafında da gezilecek birkaç yer ver. Özellikle Ildır köyü çok enteresan bir yerdir.

Kusadasi guzelcamli.harika denizi var.milli park icinde zaten.icinde yuzulebilen zeus magarasi var.kusadasi merkez minibusle 40 dk.

Denizi soguk demezsen akcay. Etrafta gezecek bisuru selale kanyon vs var. Bisikletle kesintisiz 15 km gidebilecegin bir sahil seridi de cabası.

Akçay

Selimiye/kaş

kuzeye eylül ayında gitme.yüzemezsin, rüzgarı da cabası. güneyde herhangi bir yer.

selimiye veya akyaka...

Guneye git, bu mevsimde baska yere gidilmez.

lunan senin üzerine kaç çiçekten bal aldı...

luna artık eskisi gibi masum değil..

Kaç gün oldu? Ben 1 haftalık tatilden döndüğüm gece baktım Bıcırığım apartmanın kenarında uyuyor, çok özlediğim halde kıyamadım uyandırmadım, o arada arabadan bavul indirdim diğerleriyle vedalaşıyorum ama sessiz, nerden duydu bilmiyorum o çalılığın arasından bana bir koşuşu vardı ki gözlerim doldu öyle bir andı yani. Sizinki de öyle olur herhalde, trip yapabilir tabii=)

Unutmamıştır, çabuk dön ama. Bebekler de öyle. Yabancı ayrımları olmuyor. Kedin onunla büyürse onun çocuğu olur.

@mslny daha 5 gün oldu,2 hafta daha uzağım. dönünce beni nasıl anmsayacak kokumdan mı?

Luna baya ufakmış, bence biraz yabancılaşma olur ama hemen alışır. Bıcırık 1 yaşını yeni geçti ve sokak kedisi olmasına rağmen tatildeyken telefondan seslenirdim beni unutmasın diye, biraz manyağım ben=)

kedi unutuyor ya :/ 5 aylığa kadar baktığım kangalın 6 sene sonra beni görünce viyak viyak ağladığını biliyorum ama kediye 10 sene bak 2 gün kaybol devirir kıçını yatar, gelincede iplemez. kedi bi değişik... eski ofisimde 3 sene ellerimle beslediğim kediler 1 sene beni görmeyince kaçmaya başladılar mesela.

maskaranın bozulduğunu kokusundan anlıyorum, ruja bir şey olmuyor bence.
jel vb temizlik ürünlerinde belirtilen tarih geçtiği halde kokusunda bozulma yoksa kullanıyorum.
tonikler, makyaj temizleme suları ve bazı kremler çabuk bozuluyor, tarihleri geçmese bile atıyorum.
sanırım içgüdüsel hareket ediyorum.

Hepsinide kullanıyorum yıllar gecmedıyse tabi

3- masraf olarak karsilayabilirseniz ikinci kedi cok iyi bir fikir. Gecinip giderler guzelce.

1- şimdilik bir şey sürmeyin ve mantar testi yaptırın, mantarsa ne olduğunu bilsinler ona göre tedavi etsinler. başka veterinere götürün yani.
2- yavru kediler biraz dengesiz oluyor bu konuda, yolculuktan yorulmuş olabilir. bir dahaki sefere arkadaşınız sizde kalarak kompanse etsin bence.
3- yavruyken sahiplenirseniz çok hızlı alışırlar, bende dört tane yavru var birini verebilirim :D

1- çalışanı dinle bence bi veterinere ulaşabilene kadar.

2- kediden kediye değişiyo bu tip durumlar ama düzen değişiklikleri biraz psikolojilerini etkiliyor, hep öyle oladabilir alışadabilir bunu tecrübeyle görebilirsiniz sadece.

3- alman iyi olabilir ama evde olduğun bi dönemde sahiplen çünkü ilk başlarda çok kavga edebiliyolar, eskisi hayata küsebiliyo vs. bazen hiç yabancılamadıkları da oluyo ama o ilk 1 hafta falan çoğunlukla gözetimin altında olursa çok daha iyi olur.

sırf sşı için gerekmeyebilir ama, ateş barut / petcode çok çok iyi bir veterinerdir. ama aşı için gitmeye değmez

Fakülteye gidebilirsin. Etlikten çok da uzak değil.

Uzaklık konusu da her zaman katlanılabilecek bir şey olamayabiliyor. Balkondan düşen kedimizi Batıkent'ten Fakülte'ye götürdük, orada ameliyat oldu. Ameliyat sürecinde hiç erinmedik haliyle köle olduk götürdük getirdik; ama zamanın çok fark etmediği kontrol zamanında o kadar özenemedik. 2 ay içinde 5-6 kere gittik ve bir yerden sonra İşlerimizi ayarlayamadık, çünkü bir limiti oluyor işi, okulu tüm gün ihmal edemiyorsun. İzni sıkıntı oluyor. Eve yakın bir yer olsaydı öyle bir sıkıntı yaşanmazdı mesela.

1. Ellerine kolonya sür. Iısrmasına -oyun amaçlı sevimli bile olsa- asla izin verme. Sürekli "hayır"ya da "şişşt" diyerek sertçe uyar. Bir süre sonra anlıyor ve azaltıyor sonra kayboluyor. Ama bunu hep yap, ısrarla, vazgeçmeden. 2-3 hafta sürer. Dişleri kaşınıyor hayvanın bi de kediler oral yolla tanıyor her şeyi. Isırabileceği şeyler al.

2. Odana alma. Biz ilk günden beri odaya hiç almadık. Kapımız kapalı. Çok çok ender arada kapıya gelip miyavlar onda da tepki alamayınca gider. Ha ama açsa kalk mamasını ver tabii.

3. Mama konusu şaibeli. Pek çok insan verme diyecektir ama şahsen ben kuru mama dışında haşlanmış yumurta ve yaş mama veriyorum.

4. Tırnaklarını kes hayır sivri değil küt oluyor canın yanmıyor. Tırmalayacağı şeyler almalısın.

5. Cinsi 3. ay gibi belli olur. Bize dişi dedi veteriner 1.5 aylıktı. 3 aylıkken pipiyi gördük.

6. Sev çok sev ama şımartma. Güçlü bir "Şişşşt" sesi ve sabitçe ona yönelttiğin dik duran işaret parmağı silahın olsun. Çıkmasını istemediğin yerler ya da ısırma için bunu kullan mutlaka.

7. Yaşı çok küçük bu tarz eğitimlere hemen başla.

8. Şefkat çok önemli henüz bir bebek, seni annesi sanıp daha da bağlanacak. Üstelik çok hızlı büyüyor bizimki 4 ayda dana oldu ama hâlâ bebek, zorla koynuma girmeye çalışıyor.

Selam. Şimdi kedinin gerçek ısırmasıyla, oıyun ısırması arasında çok ciddi bir fark vardır. eğer gerçekten çok rahatsız etmiyorsa bırakın ısırsın. o aslında öpüyor sizi. ama rahatsız ediyorsa, çok canınız yanmış gibi yapabilirsiniz. birden arkanızı dönebilirsiniz küsmüş gibi. veya yüzüne de üfleyebilirsiniz. bunlar işe yarıyor. ama kesinlikle vurmayın. belki çok hafif böyle parmakla dürtebilirsiniz ama vurmayın.

geceleri yatağa almayın, alışınca bırakması daha zor olur. şimdiden alışsın.

yavru kedi kuru mamaları veriyorsanız aslında başka bişey vermenize gerek yok ama arada ufacık minicik kaçamaklar olabilir bence.

tırnaklarını kesin, ama dikkatli olun, uyku modundayken kesmenizi tavsiye ederim. en azından ön ayaklarındakini kesin bence.

bu arada hayvan gerçekten seni annesi sanacak. ve bu ölene akdar öyle olacak. yani 10 yaşına gelince bile yavru gibi davranacak, çok büyük olgunlaşmalar bekleme hayvandan. tabi daha sakin olur ilerde ama hep aynılar :)

hayırlı olsun. çok multu olacaksınız, bunu bir tek kedi sahipleri anlar.

başlangıç seviyesi için en uygun mızıka special 20'dir. ben de ondan almıştım c olarak. temel olarak bunu öğrenince zaten ne çalmak istediğinizi de yavaştan bulursunuz.

pirince yatırın ya da belki zamanla geçer

garantiye ne kadar kaldığına göre değişir. 6 ay kaldıysa tamirciye veririm. alalı 6 ay olduysa apple'a.

belki de hiç vermem öylke kullanırım

arkadaşım ekran değişimi diye esas arızayı söylemeden vermişti. (arızası çatlaktan işlemciye su kaçtığından ekranla alakasız bişeydi) ve 1800 tl'ye telefonun yenisini verdiler. umarım telefon iflah olur. az para da değil canına yandığımın telefonu. şansızını deneyin. geçmiş olsun.

risk alma ve yetkili servise git derim.
iphone 5 falan desen direkt telefoncuya gir derdim.

Maskaralara badem yagi ya da lens suyu damlatin diyorlar.

Ben lens suyu damlatmistim. Gayet guzel. Kaliciliginda - waterprooflugunda degisme olmadi.

Ince uclu eyeliner olarak the balm inkini begenmistim. Surebildigim tek likit eyeliner oldugundan da olabilir tabi.

The balm'ınki fena durmuyor, bi dene istersen.

Ben maskara icin gosh boombastic(yesil renkli) olani kullaniyorum, memnunum simdilik. Badem yagi dedikleri gibi bir iki damla damlatabilirsin. Eyeliner icin ise kalemler hemen kuruyor, ben gratisten oylesine aldigim essence eye liner likit var, cok kalici, abartmayayim 12 saat rahat gidiyor belki daha da fazlasi.

Maskarayı elimize alınca daha çok boya gelsin diye içeri ittir-çıkar ittir-çıkar hareketi yapıyoruz ya hani, ha onu yapmayın. İçine hava pompalayıp daha hızlı kurumasına neden oluyorsunuz diyor yutubır ablalar.

Camelcamelcamel'dan fiyat grafiğine bakabilirsin.

ilk film The Caller,sonuncusu Bad Girls sanki.

2.si Cape Fear olabilir ama çok az detay vermişsin . Abd yapımı mı , filmin çekim yılı , oyuncuların / ölen kişinin fiziksel özellikleri , herhangi bir detay , diyalog olursa bulunması daha kolay olur ...

1 yıldır ölü gibi olan orkidemi çiçekçinin tavsiyesiyle haftada 1 gün 4-5 saat aspirinli suda beklettim. Sonra saksı tabağında su kalmayıncaya kadar suyunu süzdüm. 3. uygulamada çiçek dalı çıkmaya başladı. Yaprak da çıkarıyor şu an. Hafif esintili yerde, balkon yanında, nemli ortam sevdiği için mutfakta bakıyorum ben. Son olarak direkt güneş alan yere bırakmayın. Saksı kalsın şimdilik. ileride çiçekçiye götürüp sorarsınız.

Kökleri Güneş Görsün. Saksısı Şeffaf olsun zaten. Işık alsın. Su Döktüm demişsin saksının içinde su kalmasın Saksı nemli olsun. Suya daldırıp çıkart. Saksının altı delik olsun süzsün suyu. Extra bişey gerekmiyor.

bulutagaci var, buradan birinin bloguydu hatta.
ve damyskitchen

mucize lezzetler

www.mutfakyolu.com ben buradan bakıyorum

enpara.

enpara +1

Kuveyttürk, Cepteteb ve Enpara. Hangisini önerirsin dersen Enpara.

Enpara

kuveyttürk kesinlikle. enparada dövizde filan sorun çıkıyor, bankamatiklerinden çekemiyorsun.

enpara +2

enpara

kuveytürk +1

kuveyttürk.

Kuvveyttürk +100

cepteteb ya da enpara. cepteteb bu aralar daha ağır basıyor.

Constantine var güzeldir.

Watchmen'i izleyebilirsin. Ama once cizgiromani okumani tavsiye ederim ya da nette motion picture seklinde cizgiromanin dizi haline getirilmisi var. Sonra filmi izlersen daha iyi.
v for vendetta da var ama onu izlemissindir sanirim.

senin gibi sorunu olan var mı bilmiyorum ama daha geçen hafta bir arkadaşım, bu 20'lik diş yüzünden 2 hafta acı çekti de çektirip kurtuldu. doktor tavsiyesine uy derim ben.. :)

bir kaç çene cerrahına daha danış.

Merhabalar, gömük 20'lik dişiniz muhtemelen çene kemiğinin içindeki sinirlere yakın bir konumda olduğu için bu yorum yapılmıştır, bu konuda doktorunuzun tavsiyesiyle 3boyutlu cbct bir röntgen çektirerek durumu netleştirilebilir fakat her ihtimalde geçici parestezi yani uyuşuklu yine de olabilir, tavsiyem çene cerrahisi uzmanı bir diş hekiminden bu konuda yardım almak olacaktır, geçmiş olsun.

onurozturk.com

bir arkadaşın 5s'ini yenisi ile değiştirdiler şarj sorunuz sebebiyle.

degil.

yedek alip, resetlemeyi deneyin. eger duzelmezse garantiye gonderin.

Ne kadar ekran süresi alıyorsunuz? Yani ios 8'de pil tüketimini ayrıntılı gösteren ayar gelmişti sanırım oradan bakın ama 3 saatte 40%'ı dikkate alırsak 7 saatten fazla ekran süresi eder ki gayet iyi sayılabilir bence. 2 de tavsiye vereyim diyeceğim ama zaten uyguluyorsunuz sanırım: gününüzün çoğunu wifi'da geçiriyorsanız 3g'yi kapayın, ama mobil internet değil 3g/2g ayarından 2g'ye geçin. kapalı ortamdaysanız parlaklığı otomatikte tutun.

sülfatsız şampuan bir de doa kozmetik'te var. birkaç sene önce kullandığımda güzeldi. hala aynı şekilde mi üretiliyor bilmiyorum yalnız.

saçların kuruluğu için de soğuk pres hindistan cevizi yağı alın (bazı organik ürün satan internet sitelerinde veya macrocenter'larda bulunuyor). haftada bir iki kere (y da ne kadar ihtiyacınız varsa artık) banyolaran önce en az yarım saat saçınızda bekletin. bayağı işe yarıyor. yalnız saç diplerinize sürmeyin. saç boylarına yedirin parmaklarınızla. kolay arınan bir yağdır, saçlardan temizleyemem diye korkmayın.

Ben watsons'ta satılan liveclean marka argan Yağlı şampuan ve kremi birlikte kullanıyorum. 1,5 yıldan daha fazla oldu sanırım, çok memnunum. Benim de saçlarım kuru ve kızıl olduğu için de yıpranıyor. Ama çok memnunum kendisinden.

paraben içermeyen ve memnun kaldığım ürünler yves rocher 'de var. ilk kısım hakkında fikrim yok maalesef.

doa kozmetikde dahil olmak üzere doğalım ben dopalım diye reklam yapan firmalara karşı antipatim var. doğal olduğunu iddia etmeyen adamın iki katı fiyat çekip aynı hammadeleri kullanıyorlar.

ben de ilk seferlerde bir sürü sipariş vermiştim bi heves ve hiçbir şeyden memnun kalmadım diyebilirim.

Soruya tam cevap degil ama yuz temizleme jelinden önce makyaj temizleme suyuyla silmenizi tavsiye ederim. Jel derinlemesine temizlik icin, makyaji çıkarmak icin degil. Garnier tavsiye ederim, pahali degil ve basarili.

eyeliner konusunda tek yöntem sürekli tekrar. bir de ince fırçalı eyeliner yerine jel eyeliner veya dipliner deneyin. jel eyeliner için maybellene, dipliner için golden rose iyidir. bir de eyeliner çekerken iki dirseğinizi de zemine dayayıp destek alın.

maskarayı tek kat sürün. kirpik diplerinden uçlara doğru sağa sola tarayarak sürün. böylece yapışmalarınıönler daha doğal durmalarını sağlarsınız.

ruju gündelik makyajda dudaklarınıza şöyle bir sürün ve parmaklarınızla pıt pıt yaparak yedirin. fazlasını almış olursnuz böylece.

göz altı kapatıcısını da hafif bir elle uygulayıp nemli bir süngerle yedirin. daha doğal bitiş sğlarsınız. mor göz altları için turunculuk barındıran göz altı kapatıcılarına bakın. garnier'nin göz roll on bb kapatıcısı bence günlük makyaj için çok ideal mesela.

bunun yanında cilt alt tonunuza uygun renklerde fondöten ve kpatıcı seçmeniz lazım. damarlarınız mavi ve morsa soğuk (cool) (pembe), yeşil ve morsa sıcak (warm)(sarı) alt teniniz vardır. bunlara dikkat edin.

cildiniz yağlı ise mat bitişli ürünleri, kuru ise su bazlı ürünleri tercih edin. karma ise t bölgesine pudra uygulayarak kullanın. alacağınız fondöteni çenenizde, boyunla birleştiği bölgede deneyin.

cildiniz karma cilt. sabah akşam yumuşak bir temizleyici ile yıkayarak bunu kontrol edebilirsiniz. la roche posay'in effaclar diye bir temizleyicisi var, tavsiye ederim. yine aynı serinin yağlanma yağmayan kremleri var. eczanelerde sorup öğrenebilirsiniz.

sıralama jel, tonik krem şeklindedir. ama makyjınız varsa önce bir makyaj çıkarıcı ile makyajınızı çıkarmanız gerekir. garnier makyaj temizleme suyu, neutrogena göz makyajı temizleyicisi, bioderma mcillare su falan hep bu iş için. önce makyaj çıkar, sonra temizlme jeli ile yüz yıkanır. sonra tonikardından nemlendirici

eğer maske peeling yapmak istiyorsanız bunları ne seıklıkla yapmanız gerektiğini siz karar vereceksiniz. bunları banyodan sonra buhar ile açılmış gözeneklerle yapmak maksimum fayda sağlar. banyodan sonra jel ile yüzünüzü yıkadıktan sonra peeling yaparsınız. ardından da o beyaz noktalar için kil maskesi. tamamen temizledikten sonra tonik ve nemlendirici.

peeling için çok büyük granüllü şeylere gitmeyin, cildinizi çizer tahriş edersiniz. yüzünüzü ovarken ellerinizi fazla bastırmayın ayrıca. bunun için bioderma hydrabio'nun peeling'i güzeldir. tahriş etmez, kurutmaz. kil maskesi için de çok para vermenize gerek yok, ürünlerin içerikleri aynı çünkü. dermokil güzel mesela.

reklam yapan burada da var. ama yine de sizin gibi sorunları olanların yaptıklarını görebilirsiniz en azından. kullanıcı yorumları ağırlıklı. bi göz atın bence: www.suslusozluk.net

yanaklarındaki ufak beyaz şeyler yağ bezesi, onlar tonikle geçiyor.

kendine güzel bir yüz temizleme jeli al, karma ciltler için olanı. çünkü cildin normal karma bir cilt anladığım kadarıyla. akşam eve gidince ya da sabah kalkınca yüzünü bunla temizlersin. sonra da tonikle silersin. tonik cildi temizlemekten çok sıkıştırmaya yarıyor. makyaj temizleyen tonikler daha kremsi, cildi sıkılaştıran tonikler genelde sıvı gibi oluyor bu arada. ikisi farklı şeyler olabilir.

bunun dışında maske, peeling vs. sürekli kullanılan şeyler değil, haftada bir yapsan yeterli. kreç maskesi misal, karma ciltler için güzeldir. banyodan önce deneyip banyoda ılık suyla komple temizleyebilirsin.
ayrıca cldini sürekli sıcak suyla yıkama, duşta yeterince sıcak suyla gözenekelrin açılıyor.
dayanabildiğin kadar soğuk suyla yıka yüzünü, gözeneklerin kapansın işte.

çok makyaj yaan biri olmadığımdan sana güneş koruma faktörlü bir bb krem almanı öneririm, hem pudra hem fondoten erini tutuyor. yüzüne uygulayabilrisin ya da sadece göz altı için de kullanabilirsin. yüzüne bunu sürmek istemezsen göz altın için bir şey alabilrisin.
ben ce makyaj için tam siyah olmayan koyu gri gibi bir kalem ya da rahat kullanılan kalem eye-liner kullanabilirsin.
ruj yerine de lip stick kullanabilirsin.
allık seviyorsan hafif bir şey bulaiblirsin.

cilt olayları genelde genetik, illa şunu şunu kullan diye kendini şartlama.
sadece temiz bırakman yeterli.

yüzüne makyaj yapıyorsan akşam eve gelince yüz temizleme jeliyle temizle mesela, bu yeterli.
bir de, 25 yaşından sonra nemlendirici kullanman senin iyiliğin için, çok hoşlanmıyorsan banyodan sonra kullansan da yeter. yine cilt tipine ya da sevdiğin markaya göre bir şey alabilirsin.
temizleme jeliyle nemlendirici ve tonik aynı markanın seti de olur, set olunca daha ucuz oluyor.
gençler genelde avon ya da nivea kullanıyor.

bir de, annenin yüzünü incele. mesela benim annemin göz altı kırışıklığı problemi var, yaşı 60a yakın ama göz altından fire vermiş misal. o nedenle uzun srüedir göz altı kremi kullanıyorum. bu geleceğe yatırımdır aslıdna.
sen de böyl bir gözlem yap. işte mesela annenin çok ince ve derin çizgileri bir arada mı? o zaman cildi kuru vs. nemlendirici kullanman yararına demek.
vs. vs.

cilt temizliği için dermokozmetik ürünleri tercih edebilirsiniz.
cildiniz karma sanırım.benim cildim yağlı,o yüzden la roche posay'ın effeclar ve bioderma'nın sebum serilerini kullanıyorum.t bölgeniz haricinde bu ürünler kuruluk yapabilir belki, o yüzden bu markaların karma cilt tipi için önerdiği ürünleri inceleyebilirsiniz.
haftada bir maske ve haftada 2 kere peeling uygulanabilir bence.bir de güneş kremi önemli.leke sorununuz varsa(sivilce lekesi vs) çok daha önemli.
(hamilton every day face spf 50 kullanıyorum.)

makyaj için youtube'daki makyaj videolarını izleyebilirsiniz.
günlük makyajdan gece makyajına kadar hem ürün tavsiyeleri hem de uygulamaları detaylıca oluyor.
ben "gökçeslife" ve "merve özkaynak" ın videolarını takip ediyorum örneğin.

kendi kullandığım makyaj markaları da yazayım;
fondöten: make up forever hd
pudra: the balm sexy mama
bb krem: Maybelline pure bb krem
kapatıcı: mac studio finish concealer
allık: Mac ürünleri
eyeliner: cok sık değiştirsem de su aralar urban decay ink for eyes
rimel: mac ürünleri
far paleti: urban decay naked 2
Ruj : mac ve revlon ürünleri

rio, kungfu panda, chicken run. saydıklarının dışında.

www.youtube.com burada bazen çok güzel şeyler oluyor mesela şunu gördüm burada

www.youtube.com

anılarımdaki marnie, ben sevmiştim.

www.imdb.com

Song of the sea

ruhların kaçışı-miyazaki

rango
wrack it ralph
toy story 1-2-3

miyazaki imzası yeter..

rango +1.

the iron giant da olur.

tangled süper

öncelikle klasiklerden başlayalım; klasik deyince ilk akla gelen bi roger rabbit, kült masaldan çok çok başarılı bi uyarlama olan alice in wonderland, türk animasyonunun iftiharı olan enis tahsin özgür'ün baş animatör olarak çalıştığı tarzan, tarihteki ilk renkli, sesli/müzikli uzun metraj animasyon olan snow white and the seven dwarfs(1936), yine muhteşem bi kült hikaye beauty and the beast ve alaaddin, yine şahin özgür gibi bi türk animatörü bünyesinde barındıran bi klasik hercules, pek tabi the lion king, pocahontas ve little mermaid

gelelim avrupa örneklerine;
l'illusionniste, the triplets of belleville ve le magasin des suicides (fransız), nocturna (ispanyol) ve secret of kells (irlanda)

dramatik örnekler için:
(bkz: grave of the fireflies) ve (bkz: the iron giant)

politik örnekler için:

(bkz: waltz with bashir) ve (bkz: persepolis)

stop motion içinse:

(bkz: the secret adventures tom thumb), (bkz: fantastic mr.fox), (bkz: chicken run), (bkz: wallace and gromit), (bkz: coraline) ve müthiş bi tv serisi için (bkz: creature comforts)

onun dışındaysa (bkz: şaşkın imparator), (bkz: the princess and the frog), (bkz: the prince of egypt ), (bkz: wall-e), (bkz: monster inc), (bkz: nightmare before the christmas), (bkz: wreck it ralph), (bkz: the croods), (bkz: despicable me), (bkz: big hero 6), (bkz: space jam) ve (bkz: waking life) şimdilik senin izlediklerin dışında aklıma gelenler..