Ekşi Duyuru

köfteyi apti özcan'da yiyebilirsiniz. 1 gün fazlasıyla yeterli, çok gezecek bir yeri yok zaten.

Sabah erken orada olursanız merkezi kabaca bi' günde bitirirsiniz.
Sahili güzeldir, Rakoczi müzesi, klasik çarşı turu. Tavsiye etmesen de avm istiyorsanız Tekira.
Köfte, Özcanlar' da ama çarşı içindekinde, sahildeki değil.

Tanıdığım bir bankacı vardı. Bankacı, tanıdığı döviz bürosunu aradı. Anlaştığımız kadar dövizi banka şubesine çocukla gönderdi ben de türk lirasını çocuğa verdim.

"bankadan al cek, doviz burosuna gotur tekrar bankaya tl yatir"la uğraşmamak için 12 bin lira öderim, öyle üşeniyorum diyorsanız bankadan halledin. Banka-döviz bürosu arası taksiyle gidip gelseniz daha ucuza gelir mesela, 12 bin değil de 200-300 lira harcamış olursunuz.

her hafta tam olarak bu dediğini yapıyorum :) hem 12bin az para değil diyorsun, hem de vezneden para çekip büroya götürmek gözünde büyüyor. bana 5bin ver ben yapayım senin yerine tüm bu işlemleri.

USDT olarak tutanlar var.

aynı durumda kalıp bankadan bozdum.
bazı döviz büroları parayı bankaya getiriyor arayıp öğrenip özel kurda veriyorlar size.
üşengeçlikten ziyade paranın çalınacağından falan korkuyorsanız, işlek şubelerde zaten bavul bavul paralar çıkıyor.
döviz burosu ile banka yanyana olan bir yer bulursanız üşenmezsiniz

Anladigim kadariyla arkadasin derdi ugrasmak veya tembellik degil, o parayi bir yerden bir yere goturme korkusu. Ben de benzer seyi yasadim bir iki sefer, anliyorum. Benim carem, tanidik biriyle bankaya gitmek, aracta onlari bekletip parayla hemen arabaya binip doviz burosune gitmek vs oldu. Para benim de degildi ustelik, iyice strese girmistim.

sırt çantasına koyacaksın zaten, sağlam bir şeyse kim ne bilecek. biriyle git. ben ev almak için biriktirdiğim dövizleri bozunca, TL'ler sırt çantasına zor sırdı. şaşkınlığımı gizlemekte zorlandım ama büro dışına çıkana kadar sürdü sadece.

yüksek miktarda bozunca özel kur veriyor bürolar, pazarlık yaparak farkı 12binin üzerine de çıkarma ihtimaliniz olabilir.

bir çanta parayı bankaya yatırmak zaman alabilir sadece.

Banka yada dovizi cekebileceginiz ATM yaninda bir doviz burosu bulun +1

Sirketten sirkete degisiyor cevabim. Kesin emin olmamakla birlikte cogu sirkette bu bahsettigin bu sorun varsa, sen bunu soylediginde kafalarinda "o zaman burada da cok durmaz" dusuncesi olusur. O yuzden biraz ozellestirmek gerekebilir o cevabi. Yalan soyle gerekirse nolcak.

Benim en cok kullandigim, benim sirkete sirketin bana verebilecegi bir sey kalmadi. Yeni bir seylerle ugrasmaktansa isleyen bir sistemi surdurmekten baska bir sey yapmadigim ve yapmama firsat verilmemesi gibi cevaplar verirdim.

Hocam sektör yazılımsa, boşver menajer değişikliğini falan. Direkt teknolojiye salla.

Şu şu teknolojileri kullanıyorduk ama mimari ve teknik anlamda beni tatmin etmiyordu.

Yeni teknolojilere yatırım yapacak bir yönetim yoktu.
Şirket kişisel gelişimleri önemsemiyordu.
Agile dinamiklerini uygulayan bir ekip yoktu.
Devops kültürü gelişmemişti hala ftp'den geçiş yapıyorlardı.
Mikroservis mimariye bile geçmemişlerdi, yeni bir projeye bile, yönetim kararıyla, monolith yapıda başladılar.

Yazılım çağında nasıl 8 ay iş bulamıyorsunuz? Gerçek neden neydi?

Cevap şirkete göre verilir.

mülakat süreçlerinin hepsi formalite bile olabilir. çoğu şirket yasal zorunluluk nedeniyle ilan açıyor. zaten bunların alacağı kişi belli, içeriden referensı var veya bir şekilde tanıyorlar.

hem iş yapmış olmak hem de yasal zorunluluk için böyle saçma sorular ve prosedürleri var. türkiyede iş yapıyorsan kamu dışında böyleleriyle uğraşıp durursun.

referans için aradıklarında şirketten neden ayrıldı diye sorarlar. onun için fantastik, gerçek nedenden çok başka bir cevap vermemeye çalışmak lazım. şirket, sektör veya organizasyondaki kişiler yerine kendi içinden gelen bir neden daha iyi olur. kariyer gelişimi, tüm zinciri görebilmek için vs.

Bu soru onemli. Bu soruyu genellikle tatminsizlikten surekli is degistiren biri olup olmadiginizi anlamak icin sorabiliyorlar. Sonucta birini ise almak, egitmek, oryantasyonunu saglamak oldukca zaman alici. Ayrica bu soruya cevap verirken kesinlikle eski is yeri hakkinda tek negatif kelime dahi kullanmamak ya da bir imada bulunmamak gerekiyor.

Mesela sizin durumunuzda,

Ailemle daha fazla zaman geçirmek için son işimden ayrıldım. Koşullar değişti ve tekrar tam zamanlı çalışmaya hazırım. vb. bir sey soylenilerek gecistirilebilir.

tapuya gerçek satış bedelini yazdıracaksanız tapu takas sistemine bakabilirsiniz. güvenli olur.

Bloke çek.

dolandırılmak çok kolay değil, ama başınız ağrır. vergi yükünü göze alarak, gerçek satış bedelini yazın satışa. paranın hepsini bankadan gönderin. bankadan derken, net bir şekilde tapuda yazan alıcıdan, tapuda yazan satıcıya gitsin. paranın bu satış için olduğu rakamıyla açıklamasıyla falan belli olsun. daha da iyisi tapu takas sistemine göz atın.

Hocam ev 2 milyon diyelim.
Tapuda 500bin olarak görünecek. Randevuyu alırken soruyorlar zaten bunu. Ona göre tapu parası çıkıyor, onun ödenmesi lazım.
Birlikte tapuya gidip orada 500bini, kendi adınızdan alıcının adına transfer edeceksiniz. Bunu mobilden şak şak yapacaksınız başka yolu yok.

Kalanı da ya birlikte bankaya gidip çekeceksiniz ya da yine transfer yapacaksınız. Ama bu işlem tapudan sonra olur. Tam olarak sonra değil aslında da imzalar atıldıktan sonra bekleme süresinde genelde gönderiliyor.

Şüpheniz varsa kalan para için tapuyu almayı beklersiniz. Adam yok olmaz diyorsa senet yapmasını önerin. 1 buçuk milyonluk senet imzalarsınız. Tapuyu alınca onu verirsiniz, bankada parayı verince yırtar atarsınız.

Zaten emlakçı, müteahhit gibi bir meslekteyse 2. para transferini kendi adına almaz. Ya nakit ister ya da siz adamın eşine falan gönderirsiniz. O da tapudan sonra olur. Siz havale/eft limitinizi önceden ayarlayın, nakit işini de adamla konuşup bankadan para ayırtın. En güzeli bu.

Net olun yeter. Tapuda gösterilen değeri bankadan gönderirim, kalanı da birlikte bankaya gider çekeriz deyin. Kabul edecektir.

ben satıcı olsam kalanı sonra gider çekeriz diyen birine güvenemezdim. Ya baştan tam değeri gösterip ona göre eft ile hallederdik, veya benim gördüğüm az gösterenler de direkt tapuya çanta dolusu parayla gelip (veya önce emlakçıda makineyle sayıp vs.) orada parayı verip tapuyu alıp hallediyorlar.

konut kredisi çekecek ise banka ipotek koyar, o ipotek size de işler, yani kardeşiniz borcu ödemez ise banka evi satabilir.

ipotek dışında tapuda 2mizin adıda gözükmesinde bir sorun oluyor mu ?

Konut kredisini kim alıyor ise tapu onun üzerine olur ve kredi süresince bankanın tapuda ipoteği olur. Yani tapu ikinizin arasında düzenlenemez. Ancak kredi bittikten sonra kardeşiniz tapunun yarı hissesini üzerinize satış olarak verebilir.

Kırklareli Merkez, (Pek Bişey Yok )

-Yayla Mahallesi Atatürk Evi Ziyareti (Arabanız var ise mapsten konum bakarsınız, yoksa otogar ile arası 10 dakika yürüme mesafesi)
-Vino Dessera Şarap Evi (Merkeze araç ile 10 dakika uzaklıkta)
-Eğer o kadar vaktim yok derseniz Atatürk evinin hemen yanında Gusto Celepoğlu Konağında balkan lezzetleri ve muhakkak Kara Sevda isimli şarap içimi. (Jülide Abla ve Eşi Ünal ağabey bu konularda üstadtır)
-Kasaplar arasında ( yine otogara 10 dakika yürüme mesafesinde ) Mori sokak lezzetlerinde kokoreç ve bira
-Türkiye'nin sayılı el yapımı bozacılarından Özdağ bozacısından boza içebilirsiniz (burası da mori sokak lezzetlerine 3 dakika yürüme mesafesinde)

Bunun haricinde merkezde yapılan bişey yok, ama iğneada tarafına gidebilirseniz( aracınız var ise ) dupnisa mağarasını gezebilirsiniz.

Kırkalrelinde her yer her yere 10 dakika :)

bana başka yerlerde önerilmişti. eski sevgilim tekirdağlı ydı. tarihi yerler hatırlıyorum söylediği, bu gözle bir araştırın derim.

Kırklareli merkez için,
Özbağ boza +1 ama yaz başladı artık kapatmış olabilir.
Millet bahçesinin orada pişi +çay :)
İstasyon caddesini bir turlarsın ağaç gölgeleri arasında yürüyüş yapmış olursun, bizimpark’ta soğuk ev yapımı limonata içersin.
Balaban’dan tahinli, kakaolu, limonlu dondurma yiyebilirsin. Supangleside güzeldir.
Gülümoğlu’nun ev baklavası, san sebastian cheesecake’i güzeldir.

Tam tersi bence Türkçede gerçekten edebi yazılmış şarkı sözü neredeyse yok, İngilizcede hemen her şarkıda mecazlar, dolaylı anlatımlar, bir şey anlatıp arkada başka anlam ifade etmeler var. Gayet ana akım gruplarda bile çok değişik söz sanatları kullanıyorlar, İngilizcesi gayet iyi olan biri olarak burda ne demişler diye araştırmam gerekiyor. Türkçede belli başlı kişiler hariç dümdüz aşk, ayrılık vs anlatıp geçiyorlar. Bu kadar katılmadığım bir tespit hiç görmemiştim

Güncel şarkı sözleri yerli yabancı öyle

90lar yabancı singer songwriter tarzı şarkı sözleri güzeldir, bir hikaye anlatır, bir karakter anlatır, çok güzel imgeler kullanılır, bir atmosfer yaratır, edebi değeri olan çok fazla şarkı sözü var

Bir örnek bırakayım
youtu.be

Sadece bizde değil. Türkçe şarkılar fantastik sarkilar değil. Sen Türkçeyi ana dilin konuştuğun için böyle geliyor. Ben de şu an ingilizce ve Fransızca anlasam da asla Türkçe şarkı etkisini veremiyor ve vermeyecek. Tam tersi olarak da eşime de asla bir Fransızca etkisini veremiyor.

O yüzden ben de en ufak sekilde katılmıyorum.

Muhtemelen ana dilimiz olduğu için bize öyle geliyor. İngilizceyi pek de iyi bilmediğim zamanlarda internetteki kötü çevirileri okurdum ve haliyle derinliği yakalayamazdım. Şimdi kendim doğrudan okuyunca daha anlamlı geliyor.

Pop şarkılarında değişen bir şey olduğunu düşünmüyorum, iki tarafta da anlamsızı bol. Anlamı güzel olanlar da var tabi.

Hikaye mevzusu ise ne kadar uyduruluyor bilmiyorum. Fakat genius lyrics müthiş bir site. Şarkıcının şarkı ile ilgili anlattığı şeyler varsa onları sözlerle birlikte yayımlıyorlar, başka şarkılara gönderme varsa onları belirtiyorlar, mecazları vs. açıklıyorlar.

Sevilir sevilmez bilmem ama Taylor Swift gerçekten iyi bir hikaye anlatıcısı. Folklore ve evermore albümleri ile bunda zirveye ulaştı bence. Sadece Champagne Problems bile üç dört dakikalık bir şarkıda gönderme, mecaz ve benzetmelerle güzel bir ayrılık ve problemli kız hikayesi anlatıyor. Hozier'in sözleri de hikaye anlatması bakımından kayda değerdir. Take Me To Church ve Cherry Wine gibi.

Konsept albüm olayının patladığı yer zaten Batı. Sadece müzikal olarak değil anlam derinliği olarak da tek bir anlatıda düğümlenen farklı şeyleri birbirine müthiş bağlıyor adamlar. Sadece Pink Floyd'un albümleri bile yeter. Al sözlerini oku müziksiz o bile etkiliyor.

playlistimden bir kesit: Asagidakilerin cogu Inanilmaz anlamli kimisi ise sozleri cok basit olmasina ragmen inanilmaz bir duygu aksettirebiliyor dinleyiciye The Doors - People Are Strange mesela ya da Sia - Cheap Thrills sozleri cheap gibi gelse de inanilmaz anlamli degil mi aslinda. Rachid Taha - Ya Rayah gocmenligi inanilmaz anlatmis adam, keza klibi de. striptizci single motheri anlatan Clean Bandit - Rockabye mesela dil bilmeyen biri ucuz, cerezlik pop sarkisi der gecer ama asli oyle mi?
Livin On A Prayer - Bon Jovi
Passenger - Let Her Go
Rod Stewart - Sailing
Masked Wolf - Astronaut In The Ocean
The Cranberries - Animal Instinct
Adele somone like you
Stromae - papaoutai'si mesela, klibinden tut her lirigine kadar asmis, Stromae gerci tek tek incelnirse her sarkisi saheser.

Sozlerin derin olmadigi bu tarz sarkilar da var dinlenebilitesi yuksek:
youtu.be
www.youtube.com
www.youtube.com

Keza Turkce sarkilarda da ayni durum soz konusu. Genellemek yanlis.

Katılmıyorum, Türkçe şarkılarda aşk meşk işleri harici bir şey bukmak çok mümkün değil, şöyle uzun bir cümle yedirilmiş şarkı bile duymadım ben yerlilerde:

"Repugnant is a creature who would squander the ability to lift an eye to heaven conscious of its fleeting time here"

Tool'un Right in Two parçasından bir pasaj, meleklerin gözünden insanlığı ankatan bir şarkı, "vurur yüze ifadesi" nere bu nere.

Ben olsam wise kullanırım. Ben her ay yolluyorum Türkiye'ye para. 50€ 2-2.5€ mu ne masraf alıyor totalde.

Türkiye'de masraf alinmiyor. Vergi falan da olmuyor. Bu sekilde daha fazla para da attim (3 bin euro vs ama baya oldu)

enpara epey düşük ücret alıyor, kuveyt yüksek alıyordu. her banka az çok alır. wise dan da kur farkından dolayı kaybedersin. ama bulunduğun ülkede wise açar, burada da wise açarsan, o 25 euro yu vermezsin.

Wise şimdi yaptim misal;
1000€ yollamanin kuru şu anda (anlik değişiyor) 34.7679
Total maliyeti 12.2€
Bloombergte o anda kur 34.8
Arada 0.24 fark var. Banka kuru ne bilemem tabi.

para miktarina gore transfer masrafinin degismemesi lazim, sacmalik. Baska bankaya sormani tavsiye ederim.

ben wire yaptigimda $20 civari benden kesiyorlar, $20 civari da turkiye'deki banka kesiyor, artik hangi bankaya gidiyorsa. 100 dolar da yollasam boyle, 25k dolar da yollasam boyle.

@logisticsmanager, çevirip TL olarak alıyorsun değil mi? Ben wise'a geçen baktım, mesela euro atıp Türkiye'deki euro hesabına para alamıyorsun gibi gördüm. Türkiye'de euro tutmak isteyen için mantıklı değil o, geri alması gerekirse TR bankaları 1-2 lira yukarıdan satıyor.

@funl, birkaç kere swift yaptım iki yönlü de. Yüzde olayı tamamen senin bankanla ilgili, ama swift işleminde aracı banka işin içine girerse (bilemiyorsun) bir fee de o kesiyor, yatınca Türkiye'deki banka da fee kesebiliyor onu da o bankaya sormak lazım.

Ben Amerika'dan Garanti Bankasına bi transfer yaptığımda, en başta gelen paradan 11 dolar eksikti (aracı banka), sonra Garanti "gelen fon ücreti" diye 86 usd kesmişti. Ben o zamanlar varlık barışı muhabbetiyle %2 vergiyle para getirmiştim. Normalde paranın kaynağı ne diye belki sorabilirler ama Türkiye'de bunlar çok net de değil. Tabii kazanılmış paranın vergisini vermek gerekiyor ama çifte vergilendirmeyi engelleme anlaşmaları falan da var. Başka ülkede gelir vergisini ödediğin parayı beyan edip ödemeyebiliyorsun bildiğim kadarıyla. Büyük miktarlarda bi danışıp kuralına uygun yapmak lazım bence.

edit: diğer yandan, kriptopara kazancını direkt çekip araba alan falan birkaç arkadaşım var henüz devlet bişey sormadı.

Uzun yürüyüş daha etkili. Orta tempoda 1-1.5 saat yürüsen yeterli veya 10.000 adım ve üstü

2024 itibariyle uzun yürüyüş diyorlar. Ama aralara yüksek tempolu bir antrenman serpiştirmenin zararı olmaz. Dengeli olur. Daha datlı olur.

kilona bağlı olarak sağlığın için koşmaman gerekebilir.

Yaş ve kilo önemli etkenler. En önemlisi de volume dedikleri toplam yoğunluk olayı bence yürüyüş olunca iş. Hızlı yürüyüş olayına sardık biz de bu ara. Bisikletle çok çıktım ama hızlı yürüyerek de Dağ zirveleri görmek istiyorum bu sene.

soz ve muzik mabel matiz'in. onun herhangi bir sarkisini andiriyor olabilir.

Şarkının Mabel Matiz'e ait olduğunu bildiğimden, aynı şeyi düşündüm ama daha 90'lardan bir şarkıya benziyor. Özellikle "söylemiyorum" diye başlayan kısımda çok rahat hissediyorum ama hala bulamadım.

linkedin üzerinden , ülke filtres ile bulabilirsiniz.

Yerel sitelerinde daha cok is dusmuyor mu?

Epirise dan memnun kaldım öneririm

ben olsam ürüne/satıcıya yorum yapıp veya soru sorma kısmından paramı iade etmezseniz tüketici hakem heyetine başvurucam diye yazardım.

hocam trendyol'dan sipariş verdiğinize göre kredi kartı ile ödediniz parayı. doğrudan bankaya ters ibraz (chargeback) başvurusunda bulunun, satıcı ürünü size teslim ettiğini ispat etmeye çalışır bu durumda. edemeyeceği için de bankadan alırsınız paranızı.

Kitaplarınız çok eşsiz şeyler değilse internetten PDF ya da epub bulup indirmeniz daha kolay değil mi?

Geri dönüşüm yerine yağmursuz bir havada parkta bir banka bırakıp üstüne de "kitapları alabilirsiniz" yazsanız birileri alır. Hatta biz bir ara artık evde durmasını istemediğimiz kitapları apartmanın güvenlik kulübesine bıraktık, komşular istediklerini aldı.

zaman kazanmak için önce ilgili kitapların pdf vb. formatlarını aramayı deneyin. İnternette hazır bulunan bir kitabı tekrardan taramak gereksiz zaman kaybı olur.

Kitap sayfalarını tek tek ayırmayla aynı anda önlü arkalı tarama yapan bir scanner ile elektronik kitapları hazırlama açısından daha hızlı olur.
Tek taraflı tarama yapan cihazlarda mecburen manuel olarak sayfanın diğer yüzüne geçilecek.

Bir ara bu işle ilgilenmiştim yaklaşık 100 sayfalık bir kitabı dijitalleştirmek 1 günümü komple alıyordu. Yani kolay bir iş degil.

Benzer sorunu yasamistim

Bir tane kindle aldim

Kitaplatimin pdf yada epub formatini bulup indirip attim icine

Cebimde kutuphanem hayirli olsun

Netflix'i açmayalı 1 yıl olmuştur herhalde benim. İlgimi çeken hiç bir şey yok artık.
Sinema seviyorsan Mubi, Dizi istiyorsan da Amazon Prime öneririm. Good Omens, American Gods, Fleabag, Reacher, The Boys falan seni 3-5 ay götürür. Ucuz hem de. Ayrıca işte alışveriş yapıyorsan amazon prime kargo beleş, ertesi gün teslim falan veriyor. daha da özelliği var da reklam yapmiyim şimdi.

disney - the americans
amazon - reacher

Bana göre A2den sonrası pratik. Konuşacaksın, dinleyeceksin. Bunun için Cambly falan gibi uygulamalar var ama pahalılar sanırım, Meet2Talk gibi yerlere gidebilirsin şehrinde varsa.

Arada eşimle İngilizce konuşuyorum ama özellikle bu ara boş vaktim olduğu için daha fazla kisisel olarak geliştirmek istiyorum.

Yani oturma izniniz olmayacağı için çok büyük ihtimal Türkiye'den basvurursunuz heralde.
greece-invest.com

Baktığımda süreç 5-6 ay sürüyor diyor.

Ama yakında 500e cikacak diyor hatta bazı bölgelerinde çıkmış.

Hakkında yeni haber de var ab bunu kaldırabilir vs diye;
www.euronews.com

Aramızda 250 bin euro cash verip Yunanistan'da ev alan biri olma ihtimali oldukça düşük ama hiç belli olmaz tabi.

Bu arada bir yanlış anlama daha; bu sadece yunanistan'da yaşama hakkı veriyor. Avrupa'da serbest dolaşım vermiyor (tatil dışında).

Durumun gayet farkındayım yani oturum izni ile tanımlanan hakların kısıtlı oldugunu biliyorum.

imin-portugal.com

soyle bir sey gordum, dogrulugunu yanlisligini bilmiyorum. 5 sene sonra kalici oturum iznine gecebilir, 5 sene daha sonra vatandas olabilirsiniz diyor.

Ben de basligi takip ediyorum. Biz selanik’ten aliyoruz, kira getirisi olarak en mantikli sehrin bizim icin orasi oldugunu dusunduk. o bolgede yerlesik ve bu konuda calisan bir avukatimiz var, o bizi yonlendirecek. portekiz de mantikli geliyor bana, duyduguma gore yilda 15 gun gitmeniz yeterli oluyor. yine de tam bilmiyorum.

kendim kullanmadım ama şu gidiyor galiba.

www.ankaraair.com

Hemen havalimanindan cikinca otobüsler bekliyor disarida. Fakat ne siklikla hareket ettiklerini bilmiyorum.

Belko Air
Havaş
442 (EGO)

Herhangi biri ile ulaşılabilir.

havaş gitmiyor diye biliyorum. belko yürüme mesafesinde indiriyor.

bizim buzdolabının dondurucu kısmı çatlamıştı. tamir edilemez dendi 8 bin ödeyerek yenilemiştik 5 sene önce.
parça desteği var amasürekli aynı arıza çıkabilir, düzen tutmuyor vs. gibi sebeplerle uğraşmamak için yenileseniz daha iyi olabilir.

yenisini satmaları daha avantajlı olabiliyor firmalara.

ya da orada kırdılar bozdular

Parça desteği garanti alırsan var. Tamirat fiyatı uygunsa servise yaptırın.

garantisi devam ediyorsa yapmaları lazım. garanti dışı mevzuatı bilmiyorum. daha iyi bilen arkadaşlar vardır.

garantisi yoksa bu seçenekten ilerleyebilirsiniz. dışarıdan bir tamirci çağırabilirsiniz. dikkatli olun, beyaz eşya tamirciliğinde acayip üçkağıtlar döner. siz bundan en az etkilenmek için diğer insanların referansını almış bir tamirciye buzdolabınızı yaptırabilirsiniz.
gözünüzü korkutmalarına ve sorunu abartmalarına aldanmayın.

Buzdolabında gaz kacaği varmis bu yuzden tamir edilemiyormus. Sikayetvar.com a bakinca onlarca kisi ayni sorunla magdur olmus. Tuketici hatası olmayan bu sorunla bir beyaz esyanin 5 yılda cöp olması.. ustune degistirmek icin yuksek bir fiyat istemeleri.. gercekten nasıl cozmeliyiz bu durumu bilmiyorum.

Bir suru dolap almak zorunda kaldim. Bu surecte sunu ogrendim: Eger kompresor bozulduysa, yeni buz dolabi almak kompresoru degistirmekten daha ucuz. Yeni bircok buz dolabi markasinin kompressorleri tamir edilemeyecek sekilde kapali sistem olarak tasarlaniyor.

Gaz kacagi problemi varsa ve problem kompresor disindaysa bu problemi cozebilen teknisyenlerin ortalama ustu becerikli olmalari gerekiyor. Ikinci bir fikir alin.

tnz +1

resmi servisse tüketici hakem heyetine şikayet ederdim.

Tatlı olarak Burcu Eminoğlu’nu takip ediyorum. Tariflerinin çoğunu yapmışımdır ve hiçbiri üzmedi.

youtube.com

Adam ragusea
Middle eats

Kenji lopez alt ve food lab kitabi benim home cook’luga baslamamda onemli olmustu. Kendisini ve youtube kanalini tavsiye ederim.

Teknikleri daha profesyonelce ogreneyim isterseniz online egitim veren rouxbe de onerimdir. Malum yerlerde videolari da var.

Daha da ileri gotureyim bu isi vaktim de cok derseniz modernist cuisine kitaplarina bakabilirsiniz.

Bunlar fazla gelirse app olarak kitchen stories ve tasty’de de guzel seyler var.

ispanyol tarifleri icin bu kanal iyi, sangria tarifi ispanyol arkadasimin verdigi ile ayni o yüzden sevdim,
www.youtube.com

IMEI iptali telefonu sadece iletişime (hat kullanımına) kapatır. Diğer türlü telefon adeta bir tablet gibi kullanılmaya devam edilebilir.

evet. ama wowifi ya da wifi calling denilen özelliği kullanamazsın imei kullanım hakkı bittiği için.

Peki yurtdisindayken normal kullanima devam edilebiliyor mu ?

Edebiliyor. Hatta Türkiye'den alınmış hattın takılıysa ücretsiz SMS alabilir, kredin/paketin dahilinde konuşma yapıp internet kullanabilirsin.

8 iyi bence daha fazlasina gerek yok

Türkiye'de fiyatları çıldırmamış bir şey yok ki, misal peynir fiyatları da çok çıldırdı, yurtdışından ucuza halledebileceğin bir şeyse tabii ki öyle yap.

yurtdışından dönerken almak mantıklı. öyle bir imkanım olsa tel, pedal, enstrüman vs ihtiyaçlarımı o şekilde karşılamayı tercih ederdim. ancak nadir de olsa bazen güzel kampanyalar olabiliyor. 9-10 ay kadar önce schecter markalı bir gitarı thomann fiyatından 750 lira daha ucuza aldım dore müzikteki bir kampanya sayesinde.

tr’de fiyatları çıldırmayan bi şey yok yazıcaktım ki yazılmış :) ben liste yapıyorum, yurtdışına çıktığımda topluca alıp dönüyorum.

trde bazı şeylerin fiyatı dışarıya göre daha uygun, bazı şeyler daha pahalı. imkanın varsa tabii ki dışarıdan al gitsin. ben mutlaka gideceğim yerlere göre araştırma yapıp daha ucuzsa gittiğimde oradan alıyorum.

Türkiye'de şu an Türkiye'de üretilmeyen ürünlerin yüzde 99'u yurtdışına göre daha pahalı.

Kiyafet, peynir, ekmek dışında yurtdışından almak her zaman daha mantıklı artık.

Ben bunu uzun uzun yazacaktim da vaxgectim. Hatta 2. El piyasasi diye soru sordum ben de dun.

Yalan soylemis, elektrik gitarin ustunde yuzde 10 gumruk, yuzde 3,4 de ilave gumruk vergisi var. Otv yok. Kdv 18.

Fena sapliyorlar demek oluyor bu.

Geçtiğimiz sene fena halde vergi gelen şeylerin içinde akustik ve elektronik müzik aletleri de vardı. Bi de kur binince işin içine garip fiyatlar çıkıyor. Bi de bazı markaların (öhhö YAMAHA) akıl almaz türkiye fiyatları var almanya fiyatını euro'dan direkt tl'ye çevirdiğimizde çıkan sonucun 3 4 katı falan fiyatlar söyleniyor burada sebebini kimsenin bilmediği bi şekilde. Sonuç bu.

Thomann'da genellikle vaziyet böyle vat falan olmadan direkt alman biri alıp size getirebiliyorsa türkiyedekinden çok daha ucuza gelmiş oluyor. Çok nadir markaları arturia, behringer vs aşırı fark olmadan mantıklı farklara buradan alabiliyoruz.

En azından keriz gibi hissetmemek için thomann türkiye karşılaştırması yapıp buradaki fiyatının gerçekten makul olduğunu düşündüğünüz bir enstrumanı yalnızca kur çılgınlığı ile alabilirsiniz ya da çare almanya elden getirmek. (o da gitar ufak synth vs gibi taşınabilecek şeylerse)

gül ağacı klavyesi olan gitarlara ek vergi alındığı söylentisi yıllardır var ama gerçekliğini bilemiyoruz. (çevre koruma bilmemnesi varmış diyorlar)

Müzik aletlerine 2020'de bir ek vergi geldiğinden bahsediliyor ama yine nedir iyi araştırmak lazım. Azaltılarak bitecekmiş ama Türkiye'de bunun mümkün olduğunu sanmıyorum.
dar.vin

Bu sektörde adamların tedarikçilere taahhütleri var. Genelde Türkiye'deki lisanslı ithalatçılar, lisanslı dağıtıcılardan alıyor ürünleri. Gidip mesela fender markasından almıyor mesela, onun yerine toptancıdan alıyor. Büyük markalar tek tek her ülkede satıcılarla uğraşmak yerine, tek bir ana dağıtıcıya veriyorlar ürünleri. Onlar dağıtıyor dünyaya.

Bu dağıtıcı firmalar da paket teklifler veriyor. Diyor ki sana 30 tane enstrüman markasının yetkili satışını veriyorum. Ama yıllık atıyorum minimum şu kadar teminat isterim, ya da şu kadarlık ön ödeme alırım.

Türkiye'deki firma da bu satış teminatını tutturmak için 1'e aldığını 10'a satıyor ki o parayı çıkarabilsin.

Enstrüman zaten az satılan bir şey. ABD'de, Almanya'da leblebi gibi enstrüman satarsın. Türkiye'de satamazsın.
Zaten türkiye'de çok müzik meraklısı insan yok.
Olanın da çoğunun böyle bir hobiye ayıracak parası yok.
Yılda kaç kişiye orijinal amerikan fender, Gibson satabilirsin?

Vergi ya da kur falan değil yani mesele sadece.

Kurun şöyle bi etkisi var. 1000 dolarlık bir gitar, önceki sene 8000 TL'ydi, şimdi 19.000 TL.
Haliyle geçen sene alabilen adamların bazıları şimdi 19.000 veremiyor.

Atıyorum geçen sene yılda 30 kişiye 1000 dolarlık bir gitar satan dükkanı. 30000 dolar kazandı.
Bu sene o 30'un 10'u alamayacak 1000 dolar veremeyecek gitar belki.
Adam yine 30.000 doları tutturmak için 20 kişiye 1500 dolardan satmaya başlıyor bu sefer.

ne konuda ?

Onedio sevmesem de şöyle güzel bir derleme yapmışlar. Umarım işine yarar: onedio.com

aysegul coruhlu, evrimagaci, saglikliyasiyoruz, the holistic psychologist

Yabanci haver siteleri. Reuters, BBC vb. postlari kaliteli oluyor

Ekrem İmamoğlu hapis cezası aldı.

Ya tabi o kadarını ben de gördüm ama Kemal kilicdaroglu ve Meral aksener'in durumla ne gibi etkileşimleri oldu ? Kk neden Almanya'ya gitti bugün? Bugün kararin açıklanacağını bilmiyor muydu ? Meral aksenerden neden bu kadar söz ediliyor ? Internette cok bilgi var tarafsız olarak sadece olayı anlamak istiyorum.

Beklenti, duruşmanın kararla neticelenmeyeceği, ileri bir tarihe erteleneceği şeklindeydi. Dolayısıyla KK'nun daha önce yapılmış olan programını bozması için bir sebep yoktu ve Almanya ziyaretine gitti.

Öğleden önce yapılan duruşmaya saat 16.ya kadar ara verildi. Ara verilme işlemi 16.00 da karar verileceğinin göstergesiydi ve E. İmamoğlu halkı duruşmanın yapılacağı yere çağırdı. Meral Akşener de destek için gitti.

KK'nun ya da M. Akşener'in duruşma salonuna gitmesi, orada bulunması ya da bulunmaması sonucu etkileyecek bir şey midir? Hayır.

Ama olsun. Biz Ekrem İmamoğlu bu cezayı niye aldı yı boşverelim. Konumuz KK niye Almanya'da idi de burada değildi yi konuşalım diyen sosyal medyamız konu hakkında coşmakla meşgul.

Olay bu.

secim oncesi para konusunda sikinti yasayan akp,imamogluna yasak getirerek hem istanbulun kaynaklarina erisecek hem de secimden eleyerek bir tasla iki tus vurdugunu saniyor. ama bilmiyorlar ki sen iktidari boyle alsan da ne kadar yerinde durabilirsin.

obur yandan imamoglunun aday olmasini istemeyen bir kilicdaroglu var, enterasan sekilde almanyaya gitti, iyi parti imamogluna en cok destek veren parti oldu. su anda herkesin aklinda dilinde tek aday imamoglu var, zaten turkiyede her kesimden oy alabilecek nadir kisilerden biri.

imamoğlu'nun ysk üyelerine ahmak sözcüğünü söyleyerek hakaret ettiği gerekçesi ile ceza aldı. ancak karar nihai değil. istinaf ve temyiz süreci var. hukuki süreç devam ediyor. kuvvetle muhtemel ilk istinafta beraatle dönecektir.

@monicapp ekrem bey için bir görevden uzaklaştırma kararı yokki nasıl ibb kaynaklarına erişeceklermiş? karar nihai değil. ilk derece mahkemesinin vermiş olduğı bir karar ve her türlü önce istinaf gerekirse temyiz hakkı mevcut. karar onanmadığı sürece hiçbir şekilde görevinden alınamaz. sadece istinaf süreci dahi 1 yıldan erken sonuçlanmaz. bu söyleminiz hiçbir şekilde gerçeklik barındırmıyor. gayet adayda olabilir cb da seçilebilir. şuan herhangi bir engel yok. sadece hukuki süreç devam ediyor. kararın onanacağını hiç düşünmüyorum ben.
bu arada 44 milyar tl bütçe ile ekonomik hiçbir sorununu çözemez ne akp ne de başka bir kimse :)

Siyasetle az cok ilgilenen insanlar gunlerdir Imamoglu durusmasini bekliyor, bugun karar cikacak diyordu. Kk'nin Almanya gezisi tam bir sacmalik, durusma tarihi bir onceki durusmadan beri belli, Turkiye'nin en onemli ilinin belediye baskani ve senin partinden, adam yargilaniyor, istanbul il baskanin zaten siyasi yasakli, secim surecinde neler oldugunu unutmus gibi, sen kalk Almanya'ya gezi planla, o geziyi yarin obur gun baslatsa mesela ne olurdu? Karar cikmasa ne olurdu, bir gun gec git her ihtimale karsi.


Ha bu, bugunku kararin agirligini, anlamini ortadan kaldirir mi, elbette hayir. hem KK'nin sacma gezisini ve hatasini hem de bugun alinan kararin agirligini konusabiliriz bence, birini konusmak digerini konusmaya engel degil.

G.te g.t demek lazim. KK danismanlarini acilen degistirmeli. Meral Aksener (gunahim kadar sevmem) ile Imamoglu'nun fotolari bence cok anlamli ve KK'nu cok komik duruma dusuruyor. Imamoglu'nun partiler ustu, partilerden ayri bir durus yaratmasina cok guzel temel olur.

Tamam durusma salonuna gitme, Ekrem icin de Almanya'ya gitmedim de deme ama bu gezi baska sekilde planlanabilirdi.
Bu Imamoglu'na ya da ortak adaya oy vermeye engel mi, KK'ndan nefret etmek icin bir neden filan mi, bence degil ama KK artik kendini kucuk ve komik duruma dusuren insanlarla calismayi birakmali, insanlar da partizanligi birakip g.te g.t diyebilmeli.


Elestirmekten ve elestirilmekten bu kadar korkmamak lazim, onemli olan ders alabilmek. Birini desteklemek, ovmek ama bazi seylerini de elestirebilmek gayet mumkun. Ama oy verememesi ile baslayan, en son turban cikisi bugun de Almanya gezisi ile bu surecte KK ne zaman ders alacak merakla bekliyorum.

mirket +1

insanlar birbirini linç yönünde çok fazla etkiliyor sosyal medya yoluyla. eskiden böyle değildi. şimdi futbol tribünlerinde bile kendi futbolcusu biraz vasat oynasın ıslık yiyor çünkü öncesinde sosyal medyada zaten gömülmüş. millet birbirini fitillemiş.

kemal kılıçdaroğlu olayı da bunun bir benzeri. abi adam istanbul'da olsa ne, almanya'da olsa ne. bir de rakip görüyor falan diyorlar ekrem imamoğlu'nu parlatıp ibb başkanı yapan kendisi değilmiş gibi. gerçekten bu milletin ayarları bozulmuş.

@mirket @bohr atom modeli +1

futbol takımı izler gibi siyaset izleme durumuna geldik. yani imamson fransada macronun geldiği gibi tüm sorunları çözmeye milleti imana ülkeyi paraya mı boğacak? durup düşünüp beklemek yerine anlık gaza gelmek, iktidarın planını çözüp ona göre hareket etme gibi bir durum yok. hükümetin amacı karıştırmak ve her seferinde de bunu yapıyorlar. adamlar seçimi iptal etti, zarı atıp bekliyorlar. sakinlik gibi şeylerin toplumumuzda var olmaması sebebiyle alakasız kk imamson, kk akşener çekişmesi görmeye yönlendiriliyoruz.

d vitamini alarak

D vitamini ile magnezyumu beraber kullanın. L-Triptophan, Melatonin gibi ek besinler kullanabilirsiniz.

gündüz ışığı veren lambalar var, biraz daha iyi geliyor onlar, tchibo'da falan ucuzu var

Maalesef bunun cevabi spor. Ben de bu cevaptan hic hoslanmiyorum ama spor derslerinden cikinca o ruh halinden ciktigimi cok net hissediyorum.

Kadınbudu köfte de dipfrizde güzel oluyor.

He yine aklıma gelen, pirinçli beya bulgurlu köfte. Onlar da hazır olunca ekşili köfte veya garnitürlü köfte yapması çok kolay oluyor.

(bkz: ragu)

(bkz: dondurmacı halil)

doğubank'ın girişinin hemen sağında minicik bir saatçi var. yıllardır bütün saat bakımlarını orada yaptırırız. esnaf gibi esnaftır.

Bengi saat'i öneririm. Cengiz usta-Bengi saat diye aratın

Doğubank'ın girişi derken tam olarak neresi ? Dukkanin ya da ustanin ismi var mi ?

üsküdar'da halis soykan. çantacıların orada.

@funl

saatciler yuvasi - yuksel teyze.
kendisini taniriz, daha guvenilir bir yer bulunur mu bilmem..
70 yillik dukkan.

senelerdir sirkeci'de saatçi mustafa'ya giderim bu işler için. çok kaliteli bir esnaf. sohbeti de güzeldir. linkini atmıştım ama hata verdi. googledan saatçi mustafa diye aratarak bakabilirsiniz tam konumuna.

sanırım ilk cevapta @teritori de aynı kişiden bahsetmiş

@hadsafhada: evet saatçi mustafa.

evet ben kullanıyorum. ama gittiğin ülkenin netflix'ini kullanıyorsun.

Kardeşim yıllardir bizimkini İsviçre'de kullanıyor. Ben de tatile gittiğimde kullanabiliyorum. Ama sir gawain'in dediği gibi o ülkenin netflixi açılıyor, Türkiye'nin değil.

Rusya’dan bildiriyorum, kullanıyorum. Hem normalde burda Netflix kapalı galiba ama emin değilim bu konuda.

Soruya kaynak yapacağım ama benim de aile hesabım var, ben yurt dışına taşınıyorum. Burada kalanlar aynen devam edebiliyor değil mi?

Çok büyük ihtimalle hava kaçağı mevcut. Eğer yeni aldıysanız değişim isteyin, eski ise bant yapıştırmayı filan deneyin

6 ay şikâyet süreniz vardı. Süreniz geçmiş maalesef. Bu durumda savcılık takipsizlik verir. İlla uğraşmak istiyorum diyorsanız tazminat davası açabilirsiniz.

belgeleri videoyu vs yanında götür. başak bi şeye gerek yok. orda bi şikayet dilekçesi yazacaksın sadece. katip yardımcı olur.
süreyi bilmiyorum.

@bayc adam yurtdışında yaşadığına güvenerek yarını yokmuscasina davrandi. Şu an tek istediğim onun rahatsız olmasi. Yaptiginin yanina kalmasini istemiyorum. Tazminat davasi acmak icin avukat mı tutmam gerekiyor ?

Burada yasasa bile duzgun ceza cikmiyor, zaten zaman asimina ugramis bosuna ugrasirsin.

adınızı soyadınızı kullanarak mı küfür etti? eğer öyle değilse pek bişey çıkmayabiliyor.

@false pretension Evet adımı kullanıyor.

Dyson'lari arastirabilirsiniz, cilgin emis gucleri var, kablosuz olanlarin bile.

Kablosuz olanlar buyuk rahatlik, sarji uzun giden modellerinden alirsaniz (V10 ve uzeri) rahat edebilirsiniz.

Dyson+robot süpürge.

Miele c3 cat&dog. Dyson'in büyüsüne kapılmayın. Miele ürünlerini 20-30 yıl nasıl kullanılır kafa patlatarak üretiyor. Mutlaka turbo başlıklı model olacak. Fiyati uygun diye başlıksız almayın.

sizin ilacınız dyson.

evde habire hapşıran bir annem vardı. dyson kablosuz süpürge + robot süpürge kombinasyonu ile sıfıra indi.

Electrolux Pure C9 tavsiye ederim.

dyson + robot u kullanıyorum. dyson v15 (v8 de iş görür) robotum da roborock s5 max.

alerjik rinitim var, 2 yıldır hiç hapşurmadım. çok memnunum.

nilfisk alma, o kadar söyleyeyim.

Miele'nin toz torbalı modellerini öneririm, Miele C3 Cat&Dog olabilir. Daha uygun fiyatlı olarak Electrolux PD82-ALRGT olabilir.

Hayır.3-4 sene evvel botox yaptırmışım baya da acılı bir işlemdi. Ama kalıcı çözüm değil malesef. Birkaç ay sadece azalmıştı. Ameliyata karşıyım bu arada.

benim 20'li yaslardan sonra kendi kendine azalarak bitti el terlemesi olayi. sebebini tam bilmiyorum. ama bir tahminim var. sadece tahmin, tibbi gecerliligi olmayabilir.

sivilce problemi nedeniyle meshur ilac roaccutane'i kullanmistim. sivilce problemini kokten cozmustu. el terlemesinin azalma olayi da bu ilaci kullanip bitirdikten sonraki donemle basliyor. tamamen tesaduf de olabilir.

simdi boyle bir sebep yazinca cem yilmaz'in dalga gectigi o kendince tibbi sebepler soyleyen teyzeler gibi hissettim kendimi :)

iyontoforez cihazı satın alarak ya da kendiniz yaparak, kendi kendinizi tedavi etmeniz en sağlıklısı. ben ets ameliyatı olmus biri olarak bunu söylüyorum.

frekans aralıkları farklı olduğu için normal bir anfiyi yırtabilirsiniz bas gitarla.

@anten o zaman bas gitara uygun önerin var mı ?

www.zuhalmuzik.com

Her amfi önerisinde söylediğim şeyi yazmaya geldim :D

İkinci el en az 20 watt bir Roland Cube (bas) tavsiye ederim.

Akustik gitarı elektrik gitar amfisinde kullanabilirsiniz fakat bas amfisi ve elektrik/akustik gitarları karıştırmamanızı öneririm.

Bası elektrik amfisine zaten girmeyiniz, akustiği de bas amfisine girerseniz (amfiden amfiye değişmekle birlikte) genellikle muffled kapalı tercih etmeyeceğiniz bir ton alırsınız.

Şöyle bir opsiyon var klavye amfisi alıp (behringer'inkiler iş görür seviyede) mikrofon, akustik (line çıkışlı preamp olma şartıyla) bas gitar da girebilirsiniz.

www.sescibaba.com

şu listeden K serisi olan amfilere bakarsanız birden fazla inputları var sokak müziği için ideal. Akü ile ne kadar manalı sonuç verir tecrübem yok.

Bosch, Siemens, Profilo üçlüsünden o an fiyatı uygun olanı. Zaten üçü birbirinin aynı, sadece logosu değişik. Profilo nispeten daha ucuz (sebebi pazarlama bütçesi daha düşük, reklamı vs. pek yok). Ama Siemens'te ya da Bosch'ta özel bir kampanyaya denk gelirseniz daha ucuza bulma ihtimaliniz var.

samsung'un bulaşık makinesinden değil ama çamaşır makinesinden çok memnunum.

miele alacak bütçeniz yoksa ya samsung ya da siemens diyorum.

ben 4-5 senedir LG kullanıyorum, çok iyi fiyata almıştım ve şu ana kadar hiç sıkıntı yaşamadım. performansından memnunuz. evde 3 çocuk olduğundan çalışma sıklığı da epey yoğun diyebilirim.

Bosch, Siemens, Profilo üçlüsünden o an fiyatı uygun olanı + 1

Alternatif olarak Arçelik-Beko-Altus üçlüsünden biri.

Her iki marka grubunun Türkiye'de servis hizmetleri çok iyi. İstisnalar dışında memnuniyet yüksek. Zaten ikisi grup da Türkiye'de üretim yapıyor.

Bütçeniz el veriyorsa, Miele'ye de yürüyebilirsiniz.

komşum tamirci, servise en az gelen ürün arçelik der.

Çok tartışmalı bir başlık bu:D

Öncelikle anfi değil aktarma sisteminin kablosuz olması yeterli.
www.mydukkan.com

şöyle bir şey işinizi görür.

Gitar için müzik tarzınız belirleyici olur. Her markanın ve modelin ses rengi farklılık gösterir.

Washburnler güzeldir giriş seviyesi ve ortalama kullanıcı için.

Çoğu bascı fender jazz bass tercih eder ama elbette aşırı yüksek fiyatı.

Onun yerine fender'in ekonomik markası squier'ın jazz basına bakabilirsiniz.
Sonra manyetikleri ve telleri daha iyisiyle değiştirir ufak modifiye edersiniz.

ama sert müzikler deneyecekseniz, jackson ibanez gibi markalara da bakabilirsiniz.

Türkiye'de çok yaygın değil ama Yamaha'nın da giriş seviyesi modelleri güzeldir. Benim tercihim yamaha olurdu.

İbanez'in klavyesi bir çok gitara göre oldukça ince, bu da ilk öğrenmedi parmakların açılması vs gibi konularda biraz daha kolaylık sağlıyor...

Çılgınca seçenek var, ne tarz müzik yapacağınız çok önemli.


Bi genel olarak çoğu işi yaptırtacak öneri de benden gelsin. Yamaha Rbx, Trbx serisi 4/5 telli bir gitar.

Roland Cube (en az 20 watt) bas amfisi.

Kablosuzu boşverin 2005'ten beri sahnedeyim bir defa ihtiyacım olmadı. İlk etapta bütçenizi gitar ve amfiye ayırın daha iyi.

fiyat performans ne kadar fiyat performans?

uzun süredir sahibinden de kendim için bas takip ediyorum 3000 liraya fiyat performans bas da var 85 binliraya da.

ha 3000 liralık olanın sıfırı 7 binlira (üzerindeki manyetik + preampli + luthier ücreti), 85 bin liralık olanın da sıfırı 12.500$ (amerika fiyatı + kargo ve gümrük hariç)

yeni başlayan insanlar için hata yapmaya çok müsait bir konu.

baslar kısaca 3 e ayrılır, jazz bass, precision bass ve modern bass (modern de içinde ikiye ayrılır, normal modernler ve pahalı butik baslar olarak)

4 tel mi 5 tel mi 6 tel mi? ohoo bu kadar bilgiyle çok zor.

fiyatlar acayip şişik bu ara, bir an önce karar ver ve bana haber ver gördüğüm fiyat performans bas ilanlarını paylaşayım seninle.

amfiye sonra bakarsın. ikisini bir ancak set olarak alabilirsin o da çöp olur.

Çalacağınız müziğin türü de önemli. Eğer metal müzikse ESP modellerine bakılabilir, ben yamaha'dan da memnun kalmıştım. Blues ve jazz'da herkes gibi ben de fender diyorum ama fiyatlar çok uçtu.

5kya kadar cikabilirim. Muzik türü olarak rock da jazz da seviyorum. Her iki türde de eserleri calmak isterim.

duyurudan sonra amfilere bakmaya başladım.

fiyatlar inanılmaz yüksek ve malesef alınabilecek pek bi model yok.

200 lira bile etmeyen ibanez marshall 10 15 watt amfiler 1000 1500 2000 gidiyo ikinci elde.

işini görürse roland micro cube 15 falan bak.

İş Bankası Maximum'dan alıyorum. Hem dolar hem euro.
Vakıfbank ile görüşmüştüm zamanında. Sadece dolar ekstresi alabilirsiniz demişlerdi diye hatırlıyorum.

yapi kredi ve garanti'de de var. hem € hem $

Bankanızı arayın, kredi kartınıza döviz ekstresi tanımlamalarını isteyin. Dolar/Euro artık neyse o para biriminde harcadıklarınız için ayrı bir ekstre çıkar, TL için ayrı çıkar.

Sunexpresste urgan halat vb yasak demişler. Kalın kabloyu o yüzden almamış olabilirler. Öndeki yolcunun boğazına geçirip boğarlar mazallah...

İlla vardır bir yasal dayanağı da , laptop adaptör kabloları vb. de bir uzatma kablosundan çok da ince olmuyor sanki. Biraz işgüzarlık olmuş bence.

Ofise kablo lazim olmustur.
O kurala uyulsa ustte denildigi gibi laptop sarj aletleri gecemez.

Nereye sikayet edebilirim ?

Direkt koliye koy götür hocam. O şekilde 2 defa 600 km kara + denız yoluyla götürdüm problemsiz.

Ekran Kartını sökün, en serbest donanım o oluyor genelde ve hassas da. Geri kalanı sorunsuz taşınır

çok bişey olacağını sanmam ama kendin topladıysan ekran kartı ve ram'leri ben olsam sökerdim.

içerisinde mekanik disk varsa, kasayı bir koliye koyduğunuzda çok fazla oynamaması için yanlarına köpük veya hava dolu poşet bulursanız (pıt pıt da olur) koymanız.

çok fazla hareket eder ve yolda devrilirse felan iyi olabilir.

ekran kartiniz pahaliysa bence de sökün.

Büyük ekran kartları ağır olduğu için yolda hoplayıp zıplarken kart yuvasını çatlatabileceği söyleniyor.

O yüzden ekran kartı sökülse yeterli, ama kendi aracınızda bagajda rahat bir yolculuk yapacaksa, dikey değil de yatay taşınırsa bu ihtimal ortadan kalkar.

ekran kartını çıkarsan yeter.

ben kasamı şehirler arasında taşırken hiçbirşeyi sökmeden taşıdım. kasayı sabit olacak şekilde koyarsanız birşey olmaz. içiniz rahat edecekse ekran kartını ve hdd'leri sökebilirsiniz.

5G daha hızlı olacak da önce bi gelsin, ondan sonra diğer avantajlarına bakarız.

Yetkili serviste s7 bataryası olacağını sanmıyorum. Desi markası 3. parti bataryalar arasında en güvenilir olandır. orijinali aramaya devam et ama desi de aklında bulunsun, muhtemelen bulamazsın çünkü.

desi denedim ısınma problemi yaptı. şarj olurken telefonum çok ısındı.

tek batarya satmayabillirler ama değiştirirler. Ben geçen yıl mecidiyeköydeki resmi servisine 290 liraya mı ne değiştirtmiştim. (ellerinde vardı yani) Sonra telefonu anneme verdim gayet güzel kullanıyor şimdi.

geçen hafta note 8 batarya için yetkili servisi aradım. 310 lira işçilik dahil fiyat verdiler. ben de gittim mekana, baya kurumsal devasa bi yerdi zaten, en azından benim gittiğim destech bilişim öyle. 1 saatten kısa sürede halloldu. internetten bakıyorum, abidik gubidik tamircilere soruyorum en az 250-300 diyorlar. bir de garanti yok bişiy yok. onu da geçtim nasıl bişi takıyorlar o da belli değil. en kötüsü note 8'lerin arka kapak açması sıkıntı, takması da öyleymiş. onu da çat diye yapmışlar, sevdim.

yaani note 8 için varsa s7 için de vardır, arayın sorun.

riske girebiliyorsaniz n11'den cikma batarya satin alabilirsiniz. ben p2 icin aldim ilk gunku pil gibi cikti.

ben şöyle yazarım hep. 23/4 Ekşi Apt. hiç bir sorunla karşılaşmadım. bu arada senin yazımında da sıkıntı yok kargocu malmış.

Zart Mah. Zurt Sok. No.5 Pırt Apt. K.1 D.1

Şeklinde kullanıyorum sorun yaşamadım bugüne kadar yurt içi dışı siparişlerde.

Cıbıl Mah. Pontik Sk. No:0 Pandik Apt. Kat:0 D:0 Kımıllı/ZAMBANA

şeklinde.

bina no + kat + kapı numarası şeklinde.

Kanzuk Mah. Dürüm Cad. No:2 Ekşi Apt. Daire:3

XX mh. xx sk. no.5/10 şeklinde yazıyorum bugüne kadar böyle bir şey yaşamadım, kargocu mal veya aşırı dikkatsiz.

standart adres yazımı: x mah. y sk. 3/5 ilçe il
şeklinde, hem basit hem de net.

Apartman isminden önce apartman numarasını yazın. Yazdığınız şekilde no 2'nin daire no olarak algılanması normal. Sürekli adresle uğraşan insanlar otomatik olarak apartmandan sonra ilk gelen numaranın daire olduğunu düşünebilirler.

Zaten gelen cevapların hepsinde apartman no önce ismi sonra yazılmış.

site ismi + b3(blok numarası) + d7 (daire numarası) olarak yazıyorum.


benim anlamadığım şey, üzerinde ismi yazmayan kargoyu niye teslim alıyor.

bir de kargoların smsle onay veya tckimlik numarasıyla teslim olayı var. yani yasal olarak bir sıkıntı yaşayacağını düşünmüyor mu teslim alan şahıs?

yıllar önce pasaportumu başka birisine teslim etmişti ptt görevlisi, aradım taradım bulamadım ama teslim edildi yazıyor ve benim teslim aldığımı yazıyordu.

pttye gittim baktılar teslim almışsınız dediler. dedim ben almadım. görevliyii çağırdılar, adam birine teslim etmiş ama kime teslim ettiğini bilmiyor, imzaya isme baktım, benim ismi yazıp başkasına imzalatmışlar. bir çifkeflik yaptım akıllara zarar.

postacı gelip apartmandaki 20 daireyi tek tek dolaştı 2 gün uğraştı buldu pasaportu.

Apartman ismine gerek yok, no yazmak yeterli
İl, ilçe, Mah, sok, apt no, kapı no

Adresleri çok karmaşık haline getirmeyin, bina adına gerek yok mesela, fuzuli.

Çünkü yapılarımız her sokakta/caddede numaralandırılmıştır, numarası olmayan yapı yoktur ama adı olmayan bina çok normaldir, hatta aynı ada sahip binalar da var elbette.

Yapınız bir sokağın içindeyse ayrıyeten o sokağın çıktığı caddeyi yazıp yine adresi kalabalıklaştırmayın.

Bir mahallede aynı isimden iki sokak asla olmaz, sokak ismi yeterlidir.

Adreslere "Daire, D:, Kat, K:, No:" gibi gereksiz kalabalıklar yine yazmayın.

Eskiden o bölgenin semt ismi olarak anılan gereksiz bilgiyi de yazmayın.

Atıyorum;

merkez mh zambak sk 16/5 (ilçe) İstanbul

ya da

merkez mh atatürk cd 16/5 (ilçe) İstanbul

Mahalle / Cadde / apt nu slaş daire nu şeklinde yazıyorum. Apartmanın adı yok zaten yazmak da şart değil. Bir de işte kapıdan girince ilk soldaki kapı gibi tarif ediyordum ilk taşındığımızda, öyle de olur.

xxx mah, yyy sokak, apt no/daire no, sehir.
apartman ismi kullanmam, apartman ismi kullanmak herhalde sadece bize ozgu birsey..

XXXX Mah. XXX Sk. No:XX İl/İlçe

Bu arada su notu ekleyeyim. Bazen kargo barkodlarinda son birkac hane cikmiyor sigmazsa falan. Ek bilgi verecekseniz tarif, bina ismi vs gibi en sona ekleyin. En ustte kargocuya mal dedim ama belki de adres cikamistir?

Valla ben de bina numarası yazmıyorum. Yazarsam da bina no diye belirtiyorum.

@floydian adres etiketi gayet net, posta koduna kadar gözüküyor.

S6 var bende de. İnce dikiş iğnesi ile dalmıştım direkt. Soketin içindeki dil gibi parçaya dikkat ettim sadece. Eskiden şarj kablosu kendi kendisini atardı. Temizledikten sonra kablodan tutup baş aşağı sallayınca dahi çıkmıyor.

kısa devre riskini almak istemezseniz ince kürdan veya plastik diş iplerini (www.gratis.com kullanabilirsiniz.

çok çok ince bir cımbızla deneyin.

bir de hamur yapıştırıcılar var. onlarla ince temizlik yapabilirsiniz.

kısa devreden çekiniyorsanız ahşap kürdan.

Iğne çözdü. Herkese tesekkur ederim.

öncelik dahiliye, oradaki testlerin sonucuna göre sizi zaten ilgili branşa yönlendirir.

Dahiliye

Akşam yemeğinden sonra meyve yiyorsanız da bu dediğinizi yaşayabilirsiniz.

Uyaran bağımlılığı da aşırı üşengeçlik yapar. Günlük görevleri yapasınız gelmez. Dopamin detoksunu bi araştırabilirsiniz

Serpent

Serpent +1

polisiye seviyorsan the chestnut man taze bitirdim gayet bekleneni veriyor.

Tamamen odayı sünger ile öldürmek ise kafanızdaki;

Yalıtım için yapıyorsanız (dışarıya ses gitmemesi için) etkisiz olacaktır.

Akustik toparlama için yapıyorsanız (audio kayıt için) hiç istenilen bir sonuç çıkmayacaktır.

İkisi için de daha mantıklı alternafitler var.

aynen arkadaşa katılıyorum, bir çok defa odanın taban dahil her tarafını izole ettiğimiz durumlar oldu, sesin dışarı çıkması konusunda ancak yüzde 30 40 başarılı olabildik.

ses yalıtımı ve akustik tasarım cidden çok deneyim isteyen, profesyonel bir iş.

sünger deyip geçme metrekaresi 300 400 lira olan süngerler var.

şu hayatta en çok istediğim şey tenor sax öğrenmek, sesinden dolayı ve yalıtım olayını çözemediğimden beri çocukluktan beri öğrenemedim.

gercekte ses yalitim sungeri diye bir sey yok. sunger gibi yogunlugu dusuk malzemeler ses yalitimi saglayamaz, sadece oda icinde cikan seslerin yine oda icinde yarattigi eko / yankiyi sönümler.

yani bunu odadan disari ses cikmasin veya disardan iceri ses girmesin diye yapiyorsan bosuna parani harcama. en ufak bir faydasi bile olmaz.

yukarda yazmışlar ama illa alacağım dersen bauhaus'da görmüştüm.