Ekşi Duyuru

Calibre, ücretsiz program. Ama pdf>epub çok sağlıklı sonuç vermiyor, düzgün bir dosyaya dönüşmüyor.

1- fp onemliyse sandisk, digerlerine bakmana gerek yok. Taninmis markali herhangi bir ssd bilgisayarina cag atlatir. En pahalisini da alsan farkedecegin cok fark olmaz.

2- cdrom'u cikartip oraya bir adaptorle hdd'yi koyup, hdd'nin yerine ssd'yi koyuyorlar genelde. Cdrom icin de bir kap ayarlayip external cdrom olarak kullanabilirsin

7 yıllık makinaya hangi ssdyi taktığının hiçbir önemi yok. alacağın herhangi bir ssd zaten makinanın kapasitesinin üzerinde olacak.

fp olarak crucial veya ocz

orpheus +1

ne alırsan al iş görür.
şahsen samsung evo serisini çok beğeniyorum ama ben de tarihi eser bir bilgisayarıma ocz almıştım ve çok da iyiydi.

1- Ben dün şunu aldım. wd'nin ne dahili ne harici hdd leri ile bu zamana kadar hiç bir sorun yaşamamıştım umarım bunda da yaşamam:

www.amazon.com.tr

2- Ssd'yi cd rom harici kullanmak istiyorsanız eski hard diski çıkartacaksınız başka bir çözüm yok birinden feragat etmek gerekiyor. Eğer eski hdd'deki bilgilerim kaybolmasın diyorsanız bir hard disk kutusu alıp o şekilde depolama amacıyla da eski hard diski kullanabilirsiniz.

İleride bir zaman sonra İran gibi Afganistan gibi şeriat ülkesi olur muyuz diye soruyorsaniz böyle bir şeye hiç ihtimal vermiyorum ben. Konum itibari ile Türkiye ye biçilen rol ılıman İslam. Bknz: yeşil kuşak projesi.

Yoo niye etsin ? Şimdi herhangi bir protesto oluyor mu herhangi bir olumsuzluktan ötürü.Tabi bu varsayımda bir kısım 'vadan hayinleri' hariç tutulmuştur.

soru ciddi mi bilmiyorum ama insanlar toplu tepki verdiğinde bırak irticayı taksim meydanındaki üç tane ağacı bile kesemezsin. türkiye iran'a benzemez bu konularda. zaten akp de buna teşebbüs edecek bir parti değil.

Bu soruyu ciddi olarak sormadiginizi farzediyorum zira asla bir ilişki kuramadım ben aralarında.

Dönmez diye cevap vereyim yine de.

Yok artık! Ne alaka?

ne alaka? güncel durumlarla maskeyi dini nedenlerle zorunlu kıldıklarını düşünecek nasıl bir bağ kurdun?

Dindar da degilim sag goruslu de degilim.

Ama sirf cogunluk dini islam diye ulkenin su tarz olasiliklarin dusunulmesini hic anlayamiyorum.
Biz oyle bi ulke degiliz ki.

Mumkun mu hic pece falan zorunlulugu turkiyede. Bagnaz bi ulkeye donmeyiz hicbir zaman merak etmeyin.

soru ciddi mi bilmiyorum ama dönmez.

ben bulamadim ama bence bulacaklar; kucukken duymustum bunu

eleni karaindrou - eternity and a day main theme
www.youtube.com

kaymağı neden sıyırmıyorsunuz üstünden?

Üstündekini sıyırıyorum ama içinden olmadık yerden kaymak çıkıyor. Ona çok gıcık oluyorum çok geriliyorum.

Çiğ süt mü kullanıyorsunuz? Sütü kaynatıp mayalama sıcaklığına soğumasını beklerken üstte zaten kaymağı birikiyor. Mayalamadan önce kaymağı ayırıp bir de süzerseniz yağın büyük çoğunluğu ayrılmış olur. Tülbent bile kullanabilirsiniz. Çok ince bir kaymak kalabilir ama yine de.Marketten pastörize sütle yapıp süzerseniz daha da az kalır, çünkü onların içinden bir kısmı alınıyor zaten fabrikada. Ama uht olanlardan olmaması lazım kesinlikle. Günlükleri diyorum.

Günlük de olsa annem market sütüne olabildiğince uzak duruyor. Haksız değil tabii. Dediğin gibi yapıyoruz sevgili @kedili bisiler fakat işte benim bu kıllığım...

Telekkür ederim.

@epitaf

Ben artık kendimi "süt ve yoğurt ürünlerinde sorunlu biri" olarak yansıtmaktan çekinmez oldum. Bu durumumun da gayet arkasında duruyorum. Çünkü ortalığı mide bulantımla mahvetmekten iyidir sanki. Bu hassasiyetime olan saygımı görenler de laf edecek takati bulamıyorlar :) bana ne, laf etmemekten başka yapmaları gereken bir şey yok zaten, konuşmayıversinler. :)

Mutfak blenderı/robotundan geçirin 1 kaselik, üst kaymağı alınmış ev yoğurdunu? Homojenleşip agza gelmez.

@Unde bach canim

Belki. Kefiri yoğurtla yapamıyoruz ama dimi?

kefir hakkında bir bilgim yok (sadece tabi hazır alıp içeceğine hiç içme), yoğurt için geldim. ben de yoğurdun ve sütün kaymağını sevmem. yoğurt yapmak için sütü kaynatırken de soğuturken de sık sık karıştırarak kaymak tutmamasını sağlıyorum. mis gibi kaymaksız ev yoğurdum oluyor.

bu arada yalnız değilsin. abartısız her şeyi ama yoğurdun kaymağından başka her şeyi yiyen bir arkadaşım var. bildiğin yenebilen her şeyi yiyor, sadece yoğurdun kaymağını yemiyor.

Hmmm. Sütü kanattığın süre boyunca karıştırırsan hiç kaymak tutmuyor mu gerçekten ya? Çok heyecanlandım...

Sizce kefir taneleriyle yoğurt mayalanır mı?

takip ediyorsun işte ısıtırken, üstü hafiften kaymak tutmaya başladı mı karıştırıyorsun. kaynamaya yaklaşınca neredeyse sürekli karıştırmalısın. soğuturken de öyle. soğuturken sürekli havalandırarak karıştırıyorum.
hem böylece yağı yoğurdun içine dağıtmış olursun. o kaymak kıymetli bir şey aslında ve çöpe gitmemiş olur yani, yoğurt da daha yağlı daha güzel olur.

Kefir taneleri derken şunu kastediyorsunuz sanırım?
www.gittigidiyor.com

Eğer çok bekletmezseniz yoğurdun aynı tadını yakalarsınız. Kaymak durumu vesaire yoğurtla aynı olur fakar yoğurt kadar katı olmuyor.
Bende var o tohumlardan ara ara yapıyorum

@Unde bach canim

Evet taneler onlar. Peki çok bekletmemek derken ne kadar bekletmek çok olur, ne kadar zaman beklese uygun olur? Bir de yoğurdun oda sıcaklığında olması yeter mi? Ekşir herhalde ama?

Ortalama 30 saatten sonra kefirin kendi tadı olan asidik bir hale bürünmeye başlıyor, ekşimiş yoğurt gibi. Havalar ısındığı için 24 saatten sonra bile mayalanma yoğurt tadını aşmaya başlar. Tabi sütün ilk sıcaklığı mayanın ilk sıcaklığına göre mayanın miktarına göre değişir. Ne kadar çok kefir mayası koyarsanız o kadar hızlı mayalanır-ekşimeye başlar.

Yoğurt değil sütle yapacaksınız, kefir sütten yapılıyor.

Kefir mayası yoğurt bakterileri gibi nazlı değil, 40 derece falan gerekmiyor. Kullanmadığınız zamanlarda içme suyuyla güzelce temizleyip (elinizi sürmeden) buzdolabı poşetiyle buzluğa atabilirsiniz. Aralıksız 1 sene gibi bir dayanım süresi var buzlukta.
Ben buzdolabından çıkmış sütün içine buzluktan çıkarttığım kefir mayasını atıyorum. Kendi eriyip uygun sıcaklığa gelince mayalanmaya başlıyor. Tanelerin büyüklüğü dayanıklı olmalarını sağlıyor sanırım.
Birde süzmeniz gerekiyor haliyle. O iş için de plastik süzgeç/elek kullanın, metale dokunmasın diyorlar.

ben de fatma girik'in böyle bir filmi vardı diye hatırlıyorum aramalarımda yalnız olmadığımı da gördüm. sonra semra sar, zeynep değirmencioğlu, metin serezli'nin oynadığı yavrum filminde de bu tema var. www.youtube.com (29.25)

ancak sanki başka bir film olmalı yeşilçam çocuksuz kadın ve bağıra taş basma işini tek filmle bitirmiş olamaz. :)

Aradığınız film, Yukarıda yazan arkadasin linkini attığı "yavrum"

Buna benzer ama bu olmayan, "boş beşik"(Fatma girdiğin bebeğini kartalın kaptığı film) ve "aysecik boş beşik"(siyah beyaz bu film) filmleri de benzer konseptte olduğu için hatıralar arasına bunlardan da sahne girmiş olabilir. :)

Pembe Kadın olabilir mi?

Kızını ödürüyormuş, kafayı sıyırıp taşı çocuğu diye seviyor olabilir filmde.

Evet evet film yavrum'muş. Çok teşekkürler.

www.tahtakalehobi.com 0.05 uç da varmış.
www.tahtakalehobi.com buradakilere bakın.

@kobuzchu kiz

Harikasın çok teşekkürler.

sabit kaldı veya az arttı ki bu da düşme anlamına geliyor. bölgeden bölgeye değişir tabii mesela bahçelievler çok özel bir bölge alan belli yapılabilecek ev sayısı belli 1 m2 daha fazla alan yok o yüzden o tür yerlerde kiralar hep yüksek olur artış durmaz.

edit: bahçelinin bi özelliği de şu azıcık uzakta olsun daha ucuz kira olsun diye bi durum yok. 4 tarafı da başka şeylerle çevrili. tunalı tarafları öyle değil mesela yavaş yavaş uzaklaşabiliyorsun ona göre de yavaş yavaş kiralar düşüyor.

Eryaman için ne oldu merak ettim. 1+1 olan siteler de kiralar artacak mi ?

Çok sık kiracı değiştiren merkez sayılabilecek konumda bir evimiz var. Aylardır gelen giden yok, son kiracının verdiğini istiyoruz, artış yapmadık.

Gördüğünüz ilanları arayıp biraz altını bile teklif edebilirsiniz. Özellikle memursanız ya da memur kefiliniz varsa hayır demez kimse bu dönemde.

yürüme mesafesindeyse yürüyerek git maskeni tak
ekmek almaya cıktım dersin yakalanırsan
ya da eczane poşetine 3-5 kutu ilaç koy ilaç aldım dersin eczaneden. git al bence.
herkes sokakta zaten ama ptt açık mı ona bi bak önce.

Şubeyi arıyorum cevap vermiyor. Dün sabah saatlerinde ptt bana sms göndermiş "3 iş günü içinde kargonuzu almazsanız iade veya elde kalmış işlemi uygularız" diyor. Ulan sokağa çıkma yasağı var manyak mı bunlar anlamadım ki.

bugün iş günü değil ki?

polislerin yürüyen ve maskesi olan insanlara hiç bir uyarısı, çevirmesi , ilgisi yok.

sadece araçla çıkanları çevirip izin kağıdı soruyolar.

yurtiçi aras ve mngyi açık gördüm ama ptt kargonun durumun bilmiyorum.

Aynen maskeni tak çık sor ya. İyice saçma sapan bi hal almaya başladı zaten sokağa çıkma yasağı. Bugün atmlerin önü de sıra olmuştu uzun. Polis hiç bişi demeden basıp geçiyor.

@argent dawn

Sokağa çıkma yasağından dolayı mı diyorsun iş günü değil diye? Ben de öyle düşündüm ama emin olamadım, şubeleri aradım açmadılar. Jandarma kapalı dedi az önce.

@hem şişko hem deli

Ptt kargo kapalı buralarda. Yakında uçacam bunlara da. Dur bakalım.

@superfluid

Yerleşim yerimiz toki yerleşkesi olduğu için mesafeler yürüme mesafesi değil mutlaka araçla çıkmak gerekiyor. Onun için çıkamadım.

cumartesi pazar ptt çalışmıyor zaten. anca kargo iletim merkezlerindeki nöbetçiler çalışıyor

Tegv e gonderiyorum

Çöpe atarım, eskileri düşünmekle vakit harcamıyorum.

Eski mi? Ben hala 12 senelik tablet kullanıyorum ya :) Belki telefon&bilgisayar tamiri yapan yerlere ucuza da olsa bırakabilirsin ya da benim gibi öğrenci milletine iteleyebilirsin :)

bir ara evdeki bozuk monitör, kasa, yazıcı, tablet ne kadar elektronik alet varsa hepsini topladım, aradım belediyeyi* gelip aldılar.

@duptıs'ın ayrıntısı

tegv.org

letgo'dan satıyorum.

Evet ergenlik başladığından itibaren kiloluyum ve hormonal sorunlarım var. Hiçbiri bitmedi hiçbir şekilde. Onun için yaş 40'ı bulmadan biraz da hayatımı yaşamak istedim ama... Teşekkür ederim @the cat in the that

kardeşim 1.70 boy ve 150 kiloydu çocukluğundan beri de kiloluydu. uzun süre hazırlık süreci geçirdi diyet doktor kontrolleri psikolog onayı ancak sonrasında ameliyat olabildi .şimdi gayet iyi durumda yediğine çok dikkat ediyor. eğer kafanda bir şeyleri değiştirmezsen o çileyi çeker eski hala tekrar dönersin. 117 çok ağır bir kilo deği. eğer yeme nedeniyle alıyorsan kiloyu yemeyi kesemiyorsan ameliyattan sonra ilk tökezlediğinde yemeye başlarsın.

@tantunizade murat efendi

Yeme sebebiyle almış değilim. İlk ergenlik başladı, kilo alma başladı doğal olarak ama şişmanlık haline dönüştüğünde pkos olduğum anlaşılmadı, bol bol hormon tedavileri gördüm, bol bol antidepresan içtim yan etkilerden dolayı. Ayaklarımdaki taban çökmesi dedikleri ama sonradan düz tabanlığa dönüşen problemden dolayı spor yapamadım. Okurken şehir değiştirdim memuriyette başka şehre gittim çok borçlar ödedim vs. Yani vücut dengelerimle çok fazla oynandı ve diyabet vs çıktı bunların ittirip kaktırmasıyla. Hastalık sahibi oldum. Kistleri aldıramıyorsam mideyi aldırayım diyorum çünkü keşke beynimi aldırabilsem aslında :))

1 gün dahi beklemezdim.hemen olun kurtulun

6 ay önce ameliyat olmuş birisi olarak evet ameliyat kolay ama asıl mesela sonrası zaten. kendinizi hazırlayıp öyle ameliyat olun. bir anda çok şey değişecek bunları bilin. ameliyat olmuş kişilerin tecrübelerini okuyun. yoksa en zoru psikolojisi zaten. hee ben hiç pişman değilim keşke 1-2 sene önce olsaydım diyorum ama herşeyin hayırlısı tabi. bir de doktorunuzu iyi araştırın internette. isterseniz size kendi doktorumu öneririm.

@carpenic

Psikolojik olarak problem yaşayacağımı pek sanmıyorum, hatta kendimi hazırlama sürecine başlamıştım bu tahlilleri vs'yi doktorla konuşurken. Hâlâ da kendimi spora ve düzenli uykuya hazır tutmaya çalışıyorum. Fakat işte sanırım benim asıl problemim evdeki asla değiştiremediğim yeme düzeni. Annemin ciğerlerinde sıkıntı olmasa asıl onu ameliyat ettiricem ama çok sıkıntısı var. Ve asla değişmiyor onun alışkanlıkları. Neyse. Teşekkür ederim.

yerinizde olsam bir saniye düşünmeden olurdum ameliyatı. riskleri zaten değerlendirilmiştir. bence vakit kaybetmeden olun, bir sene sonra bir duyuru daha açarsınız hepimiz mutlu oluruz.

@anarsika

Çok teşekkür ederim. Teşebbüse geçmek için galiba şu salgın meselesinin biraz daha sakinleşmesini beklemek lazım.

olmadığın her gün için pişman olacaksın. olduktan sonra da yeni bir hayata başlayacaksın.

fazla kilo yüzünden oluşacak hastalıkları düşününce sarkma falan risk olarak kalmıyor. öyle ben zaten 1 ay sıvı içsem verirdim bu kiloları demekle olmuyor. haydi ameliyatsız denesin birisi sadece sıvı içmeyi. midenin küçülmesi ordaki açlık hormonunu salgılayan parçayı almaları falan hiç önemli konular değil gibi konuşmayın yav bilip bilmeden. zaten ameliyat olan herkese boğazını tutsan zaten verenler bi bitmiyor maalesef her şey sizin pencerenizden gözüken gibi değil.

arkadaş size ameliyatla ilgili bir şey sormamış ki sadece ertelenen ameliyatı hakkında bu bir mesaj mı falan diyor? ameliyat olmadan nasıl bir tecrübeniz var anlamış da değilim. neymiş arkadaşlarınızın sarkması olmuş falan. herkesin söylediği şeylerden farklı bir şey söyleseniz neyse de bilmiş bilmiş konuşmuşsunuz ona celallendim!

toplumda firsati olunca kosa kosa burun estetigi olanlar, orasini burasini yaptiranlar sakin tup mide yaptirma cok fena olacaksin derler. bahaneleri de verdigin kilolari geri alacak olusun, vucudunun sarkmasi falan. senin vucudunun ne kadar sarktigi ya da geri alip almayacak olman cok umurlarindaymis gibi. sismanlar zayiflamasin istiyorlar ve acayip bir mucadele veriyorlar. yalnizca seni cok dusundukleri icin ha, baska nedeni yok. aman sarkmis bedenini gorup mutsuz olursun falan, hic degmez.

her ameliyat bir risktir. yolunda gitmeyecek durumlar olabilir, sonrasinda komplikasyonlar olusabilir. tek dusunmen gereken bu. saglikli gunler dilerim.

@anais, teşekkür ederim.

@zeyna, aslında duyuruyu yazarken belirtmiştim, çok çeşitli sebeplerden dolayı kiloyu veremiyorum diye. Onun için ameliyat seçeneğine önem verir oldum. Korksam da yaptırasım var. Eğer doğru düzgün diyet yapabilseydim başarı sağlardım ama diyet yapamıyorum, yoksa ben de düşündüm, ameliyat olmak şart değil ilk 1 ay sıvıyla besleneyim dedim ama @carpenic'in dediği gibi, kazın ayağı öyle değil işte. O iş öyle olmuyor. Yine de irademe olan inancın için teşekkürler.

@carpenic, aslında midemizde sorun yokken mideyi kestirmek zeyna'ya zararlı geldiği için öyle söyledi, koruma içgüdüsü. Hepimiz için aynı hissi duyduğundan eminim. Sağ ol katkıların için.

Boyun kaç cm ? Bence bu kilolarda fazla değil uzman destekleriyle kilo vermen kolay sadece biraz bir yerlerini kaldırıp psikolojini güçlü tutucaksın bana kalırsa sen ameliyatı kısa yol olarak görüyorsun.Verilmeyecek kilo yoktur.Metabolizma ya da hormonal rahatsızlıkların olsa bile kalori eksikle kilo verirsin yüzde 99.Sağlık sorunların olsa bile uzmanlara danışırsın.

Riskli bir operasyondur diye biliyorum.

117 kilo bence çok değil.
iyi bir endokrinolog yardımıyla kilo verebilirsin ama yaşın da önemli tabii.

3-4 ay önce, 45 yaşında yakın bir arkadaşım oldu bu ameliyatı.
35 kilo verdi, ama çok sıkıntı çekiyor, sürekli hasta.
ameliyat sonrası ufak bir komplikasyonu oldu, eve çıktıktan sonra uzun süre çalışamadı ve yatak döşek yattı (aslında doğal, çünkü vücut bir değişim sürecine giriyor tabii), şu anda da birden kilo vermenin etkisiyle depresyona girdi, antidepresana başladı.
bir de dumping sendromu oluştu, bazen yemek yedikten sonra fenalaşıyor.

başka bir yakınım da sonrasında spor falan yapmadığı için pek de fazla bir kilo veremedi açıkçası.
şu anda obez değil, ama şişman.

hiç doğum yapmadıysan ve yapmayı düşünüyorsan onun için etkilerini de bir araştır iyice.
bazı ameliyat türlerinde hamile kalmak için beş yıl kadar beklemek gerektiğini okumuştum ama çok da bilemedim şimdi.
belki tüp mide değildir, kelepçe falan için okumuş da olabilirim.

son yıllarda çok normalleşti ama basit ve "hemen yaptır" denilecek ameliyatlar değil bunlar.
vücudunun tüm dengesini ve düzenini kalıcı olarak değiştiriyor.
üstelik riskli ve komplikasyona çok açık.
yani ameliyatlı da, ameliyatsız da zor bir süreç.
eğer gençsen canını dişine takıp verebilirsin bence ama seçim meselesi.

bana kalırsa, emin olduğunda "yaşasın ameliyat oluyorum" diye hoplaya zıplaya hastaneye gidersin.
yani kafanda soru işareti varsa, "olsam mı, olmasam mı?" diye düşünürken ameliyat yaptırmak doğru olmayabilir.

benim aklıma hiç öyle bakış açısı gelmezdi. saf olduğumdan. iyi niyetle dediğini düşüyorum şimdi. komşum daha yeni yaptırdı. düzenli spora gidiyor dışarıda dışarıya çıkıyor yani. belki doktor bu zamanlarda sorun olur diye düşünmüştür.

Mantıklı düşünecek olursam, dediğin şey yine aklıma gelmezdi, fakat neden uzatıyoruz corona ile ilgisi ne diye sorardım. Tatmim edici cevap alırsam ne güzel alamazsam başka doktora giderdim.

yurtdışından gelen (amazon vs) için gümrük ücreti,kargo daha da fazla tutar.
aliexpress deseniz en az 1-2 ay sürer diye düşünüyorum.
Ben de goblen.com'dan bişeyler aldım 4-5 günde kargoladılar.

Ne bileyim 15 cm'lik nihayet plastik malzemeye 55 lira 60 lira çok acaip. Hayır her şeyin getirildiği bu memlekete bu malzemeler neden getirilmiyor da illa bunca yüksek fiyatlar ödemek zorunda kalıyoruz ki... neyse.

İçişleri bakanlığı ve Valilikler web sitelerinde, sosyal medya hesaplarında paylaşıypr, daha ne olsun ?

Bağış istemek için üst üste mesaj gönderiyorlar ama?

Neye resmi dayanak arıyorsunuz?

@munferidin munasibiii

Başlıkta ve soru kısmında belirttim.

Bir üstteki arkadaşın (@tss)cevabı tekrar okursanız bulursunuz.

www.resmigazete.gov.tr sayfa 9.
Güncel yönetmelik de vardır mutlaka.

dosyasb.saglik.gov.tr
Burada da salgın hastalıkların kriz hali sayılabileceği ve uygulanacak önlemler var.

rosmibidoyonokyokomo, kim resmi gazete ilanını dayanak alıyor yerel ulusal radyo tv internet tüm kanallardan ilan edildi sen hala resmiyet peşindesin..allahım nasıl insanlar la sınıyorsun şu ülkeyi.

@jamswety

Ulusal radyoya tv'ye çıkayım "ben deliyim cezai ehliyetim yok" diyeyim, kanunlar önünde deli mi oluyorum? Nasıl kafalar bunlar ya?

(git:www.cambridgeindependent.co.uk )

son günlerde hastalığın yarattığı panik ve endişe,havvan sahiplenmek isteyenlerin kararını mutlaka gözden geçirmesine sebep olacaktır:(

Kedi benim bir arkadaşımın kedisi. Arkadaş memleketine gitmiş uzun kalacağını bilememiş, kediyi almamış yanına (!?), kedi de evde uzun zaman yalnız kalmış. Beni görünce çıldırdı sevinçten. Hayvanı imkan bulup derleyip toparlayıp eve getirdim ama bizde 3 kedi var, bu kedi gelince hepsi çok gerildi. Bu da gerildi. Üçü bunun üstüne atlar gibi geliyor korkuyorum. Bu şekilde yapamayacağız gibi. Ne yapayım bilemedim, arkadaş da gelemiyor. Onun için sordum...

kedilerde corona virüsü fip dediğimiz hastalığa neden oluyor.
bilimsel makalesi, araştırması falan nedir bilemem, ama insana bulaşmayan bir hastalık olarak bilinir.
benim bir kedim fip'ten ölmüştü mesela.
kediler arasında da yaygındır, insanlara bulaşabiliyor olsa durum daha farklı olurdu diye düşünüyorum.

evdeki duruma gelince, bir şey olmaz.
üstüne atlasalar da zaman içinde alışırlar.
üç kedi varsa, dördüncü de ayak uydurur merak etmeyin.
birlikte oyunlar oynatın, konserve mama gibi ödüller verin, hepsine aynı yerde mama yedirin, kaynaşırlar.

@blatta hiberna

Evin 3 kedisi de ikili birlik olup diğerine saldıran tipler. Bir araya geleli 4.4 yıl oldu hâlâ böyleler. Onun için korkuyorum.

benimkiler de öyle yapıyor, normal.
onlar kavga ede ede kendi düzenlerini kurarlar, en kötüsü arada bir birbirlerini pataklarlar.
korkmayın yani, bırakın kavga etsinler.
çok sertleşirlerse ayırırsınız.
sadece tırnaklarına dikkat edin, gözleri zarar görmesin.

@cureforlove:
kedilerdeki corona'yla covid19'un aynı olmadığını zaten herkes biliyor diye tahmin ediyorum.
covid19'lu hayvanlarla burun buruna yaşamış olamayız mantıken zaten.

ben kedilerde bulunan corona'nın hangi tip olduğunu bilmediğimi, o versiyonun insanlara bulaşmadığını ama bunun bilimsel açıklamasını bilmediğimi anlatmaya çalıştım.

covid19 insandan kediye bulaşabildiğine göre kediden insana da bulaşır muhtemelen.
çünkü zaten hayvandan insana geçen bir virüs.

edit:
bu arada tabii kediye bulaşmış olan vakayı incelemek lazım.
dünyadaki salgını düşünürsek, o kadar kolay bulaşıyorsa hayvanların da kırılması lazımdı.
öyle bir durum yok.
sadece 1-2 tane kesinliği bilinmeyen olay var.

bu dediğin şey herhangi bir beyit değil de ölçü değil mi yahu?

Dönemi hatırlıyor musunuz ya da tarzı?

Tasavvuf Edebiyatı hissiyatı vermedi.

Ziya Paşa’nın şiirlerine bakmak lazım. Terkib Bendi’nde buna yakın bir üslup var.


@emfuzi, vezin demiş. Doğru bir tanımlama.

Aradığım şey bir beyit. Aruz vezniyle "mef'ûlü mefâîlü mefâîlü feûlün" kalıbıyla yazıldığını biliyorum. Tasavvuf edebiyatı mı değil mi hatırlamıyorum.

Yönetmelikle mutlaka yazar, ama genel kural 4 yarıyılda dersleri ve semineri tamamlamanız gerekir, yoksa atılırsınız. Eğer kaldığınız ders varsa 4 yarıyıl içinde tekrar alabilirsiniz.

Ben ikinci dönemimde aldığım 3 dersten de kalmıştım 2013'te, okuldan atılmadım. Dersleri tekrar almıştım sonraki 2 dönemde.

kaliyosun zorunluysa yine alirsin ama ben kalmistim ve sonra baska ders almistim. o kaldigim dersi transkriptten sildirememistim mezun olurken siliniyomus.

tasarımlar mevsimlik oluyor. sadece mağazalarda satış var.

böyle bir uygulama çok çok öncelerden beri var fakat geçtiğimiz mart ayında google'ın çıkardığı bir karar ile sanıyorum önüne bazı engeller koyuldu.

call recorder diye playmarketten arattır.

Android 9 kullanıyorsaniz, yapamazsınız. Google güvenlik gerekçesiyle buna izin vermiyor artık. Ama daha önceki android sürümü varsa call recorder uygulamaları çalışır.
Birde Huawei telefonlar kendi bünyesinde izin veriyor bu olaya.

Tcdd ile geleceksen basmanede in izbana bin bayraklıya geçersin
Otobusle gelırsen otogardan bayraklıya illaki servis vardır

1. @erty_ksk ın dediği gibi Basmane'de inersen, önce metroyla Hilal'e gidip, İzban'a aktarma olup Bayraklı'da inersin.Alsancak ya da Menemen'de duruyorsa direkt İzban'a binebilirsin.

2. Otobüs firmasının servisi varsa uygunu o. Servis yok ise İlçe duraklarında Menemen dolmuşuna bin. Anadolu caddesi üzerinde Bayraklı^da in.

Geleceğiniz yöne göre değişir aydın tarafından geliyorsanız hiç gara girmeden Gaziemir veya havaalanında inin oradan İzban'a geçip bayraklı istasyonunda inebilirsiniz.

Manisa tarafından gelecekseniz, Çiğli'de inip İzban'a geçin Bayraklı istasyonunda inin.
Bu şekilde vakit kazanırsınız uğraşmazsınız. İzban'da Kentkart geçmektedir.

işlemci ve ramine uygun linux kurabilirsin.

bunun dışında işletim sistemi olarak kurulum yapıp oyun oynamak için emulatör gibi kullanabilirsin. retroarch'a bak derim. retropie da olur.

Ssd çok fark eder.
Hdmi çıkış varsa mediaplsyer olarak kullanılabilir

maddi bir sıkıntın yoksa önce ram güncellemesi yaparak ram kapasitesini arttır, sonrasında da hard diski çıkartıp ssd takıp tekrar işletim sistemi kur. zaten sonrasında kendini belli eder. Tabi kuvvetle muhtemel o bilgisayarı günlük basit işlerde ve internette kullanabilirsin en fazla aklında olsun.

Ssd +1

2010 yilinda aldigim laptopa ssd taktim. Simdiye kadar yaklasik 10 yildir cayir cayir kullaniyorum. Ne oyunlar oynadim, ne tezler yazdim peheey. Eski hdd si kendiliginden oldu ama, once birkac bad sector hatasi, sonra windows 10'un ben bu diske kurulmam diye nazlanisi sonrasi aramizdan ayrildi.

Bataryasi da gitmisti onu da degistirdim ama yine gitti :) yine de masa ustu olarak hala saglam.

Sahibinden.com herşeyin bir alıcısı var. Ben 10 yıllık masaüstünü 150 liraya vermiştim. Ver kurtul.

smart olmayan bi televizyonda tvbox olarak kullanılabilir.

Sistem geri yüklemeyi kapat, açıksa ve programlanmışsa sistemin yedeğini alıyor olabilir.

Temp klasörü vs de var zamanla şişen, en güzeli bir cleaner programı ile temizle, hatta programla belirli sürelerde otomatk temizlesin.

@John Bloor

Başlat'taki arama kısmına sistem geri yükleme yazdım, "sistem geri yüklemeyi başlat", "sistem geri yükleme noktası oluşturma" gibi şeyler yazıyor. Demek ki şu an öyle bişey yok. Doğru mu algılıyorum??

dahili hafıza 32 gb ise bu normal... ccleaner kurun deneme sürümü. bi temizlesin diski. muhtemelen temp klasörü şişmiştir... c içinde windows, onun içinde ise winsxs klasörüne sağ tıklayıp özelliklerden diskte kapladığı alanı yazar mısınız?

yüksek ihtimal windows update'lerin backupları duruyordur.

cleanmgr.exe 'yi arat başlattan çalıştır.

WinSxS

Tür: Dosya klasörü
Konum: C:/Windows
Boyut: 6,59 GB (7.082.077.582 bayt)
Diskte boyutu: 5,02 GB (5.395.922.944 bayt)
İçerik: 82.580 dosya, 26,145 klasör

Oluşturulma: 12 nisan 2018

Öznitelikler: salt okunur (yalnızca klasördeki dosyalara uygulanır)

arama-disk temizleme- (C) seçili gelir- tamam diyoruz.
sol altta sistem dosyalarını temizle var, (C) otomatik gelir yine, oraya girince çıkan pencereden windows update temizleme (ilk sırada) işaretlersen büyük ihtimalle büyük bir alan açılacaktır.

not: 32 GB için büyük bir alandan bahsediyorum :)

32 gb'ın 4'ünü windows işgal ediyor. Kalanında da 4 program var hadi toplasan 2 gb etsin. 26 gb nereye gidiyor anlamadım ki.

geri kalanın nereye gittiğini görmek için windirstat indirip çalıştır.

windirstat.net

Düşük bir ihtimal ve hala kaldı mı bilmiyorum ama worm adı verilen virüsler vardı, kendi kendini çoğaltıp diskte yer kaplıyorlardı. Malwarebytes indirip bir taratın hocam diski, varsa bulur o.

ac bi hocam o kapagi ne var goster ama sanmıyorum hdd takılacak yer olsun
one drive i kaldır ( kalkmıyorsa da dosya atma ) sadece online kullan
en kotu ihtimal teamviewer la bir baglanalım ve gereksiz dosyaları nasil silecegini gosterelim

olayın alakasız kısmına fikir verecem micro sd ye önemli verileri atma çabuk bozuluyor.

ücretsizdir. bu işlem için para isteyen atm görmedim henüz. tabii kart ile yapıyorsanız.

yalnız kartsız işlemle kendi hesap numaranıza para gönderiyorsanız para isteyebilir.

kartınız yoksa mobil qr kodla işlem yaparsanız yine ücretsiz olur.

parmak izi, el izi falan kullanıyorsanız o da olur. onun dışında kartsız işlemle kendi hesabınıza havale yapmış gibi kabul edip ücret kesiyor.

ücretli değil,kartsız işlemlerde dahil.

ne diyon hocam sen? özel hastahanede haftalarca beklendiği nerede görülmüş nepalde mi? çoğu üniversite hastanesi kendi sistemini kullanıyor. onun dışında ve özeller hariç hepsi mhrs kullanıyor.

üniversite hastaneleri - ekseriyetle kendi sistemleri
özeller - bunlar zaten özel?
diğer tüm hastaneler - mhrs
aile hekimleri - mhrs

çok kısıtlı imkanlara sahip olanlar devlet veya üniversite hastanelerine gidecek. devlet ücretsiz, bazı üniversite hastaneleri hekim başına ve kıdemine göre cüzi miktarda para alıyor. çok troll gördüm de bu cidden cringe.

devlet hastaneleri ve tıp hastaneleri (üniversite-araştırma) şu an da randevu sistemiyle randevu veriyor, kolay ve rahatça alabilirsiniz. özel doktor diye bir kavram türkiye'de şu an istisnalar haricinde yok (estetisyenler vs hariç) özel hastanelerinde bir kısmının online randevu seçeneği var. doktor ayrımı yapmazsanız ortalama 8-10 gün içerisine bir doktor bulabilirsiniz şehrinizde.

endokrin ve gastroenteroloji için dediklerinizi bilmiyorum belki doktor sayısı yetersizdir. ya da siz küçük bir şehirdeyseniz tek doktora yoğun bir talep vardır.

tahlil test görüntüleme vs özelde nasıl pahalı mı vs bilmiyorum. 2 haftadan beri diz ve sırt ağrılarından mr ve röntgen çektirdim. röntgen işlemi 5 dk'ya düşmüş vaziyette. mr'da 20-30 gün sonraya veriliyor bu saçmalık tabi. iş bilmez hastane yöneticilerinden vs kaynaklanıyor.

ayrıca test görüntüleme vs işleyişi çok rahat. şu an da e-nabız sistemi üzerinden bütün tahlil test sonuçlarınıza ulaşabilirsiniz. kan,mr,röntgen hepsi dahil. ben hatta bir defasında sabahtan verdiğim kan tahliline öğleden sonra kontrolüne giderken yolda telefondan bakmıştım e nabız üzerinden.

sağlık hizmetinden yakınmanız gereken şey bunlar değil ama. kimsenin umrunda değil ama çok ciddi bir doktor kalitesizliği var türkiye'de. mr röntgen vs çektiriyorum mesela devlette belki bunların masrafı devlete toplam 1000 lirayı falan aşıyordur ama karşılığında yorumlayıcı tavsiye verici bir hizmet var mı? yok. adam röntgene bakıp "yav valla omurgada biraz eğrilik var sen istersen spor yap. bel egzersizi yap geçer" diyor. şaka mı bu? demem o ki keşke tek problemimiz sıra alma mr çektirme randevu bulma olsaydı

@Tears of Devil

Cringe nedir?
Ayrıca bahsettiğim şey sağlık konusu beklemeye gelmeyen aciliyeti olan bir konuyken neden haftalar aylar sonraya randevu veriliyor onu anlamıyorum. Özele gitmeyi biliyoruz elbette ama orada da soyulup soğana çevrileceğimiz de ortada. İsyanımın meye olduğu belli olmuyor mu??

@flexner wintersteiner

Yakın zamana kadar problemimin hangi bölüme ait olduğunu bildiğim için o bölüme randevu alabiliyordum. Şimdi hormonal olduğunu bildiğim hastalığım için endokrinolojiye randevu alamıyorum, illa dahiliyeden geçmem gerekiyor. Ya kadın hastalıklarına gönderecek ya da endokrine. Ben endokrin istiyorum çünkü aynı anda hem üreme hem de tiroid hormonlarıma bakılmasını istiyorum. Doktora bunu söyleyince çokbilmiş oluyorum beş karış surat çekiyorum. Zaten olması gerektiği gibi davranmıyorlar, hastanın ailesindeki hastalık geçmişini öğrenmiyorlar kişinin yaşam şartlarını öğrenmiyorlar herkese standart seri üretim robot gibi davranıyorlar. Ben kendime sahip çıkınca suçlu oluyorum. Neden??

Ne münasebet bilmem ne kadar zaman kaybetmek?? Belki regl olduğumda kan vermemi isteyecekler ve tekrar randevu istenen bu kan verme mevzuunda regl olduğum günü tutturamayacaklar randevu verirken. Onu napıcaz? Sence burada işleyişi kurgulayıp uygulayanlar mı sorunlu hastalar mı?

@avatar is back

Ben işleyişleri senin kadar olumlu görmüyorum, mesela acilen hormonal kontrol gerektiren bir konuda benim haftalarca beklemem gerekiyor, sonra dayayacaklar hormon ilacını. Özele gitsen o da dayıyor. Doktorun kalitesizliği de dediğin gibi üstüne bir kat daha büyütüyor sorunu.

Yani bu ülkede vaktinde teşhis vaktinde tedavi devlete ait sağlık kurumlarında yaşanmayacak mı ben anlamıyorum.

Polikistik over aşırı kilo alma sinirlilik aşırı iştah depresyon. Tiroidden şüpheleniyorum çünkü annemde de var. Ne zaman regl olacağımı bilmiyorum, saç dökülmesi kilo alma ve sivilce bitmiyor, çok sık ve çok şiddetle sinirleniyorum çok yorgunum halsizim unutuyorum vs. Bugün randevu alıp 30 gün sonra muayeneye gidersem ve o arada regl olursam o sisteme küfretmeyip ne yapayım ben? Bir daha me zaman regl olacağımı asla bilemezken nasıl zamanımın peşine düşmeyeyim?

Merhaba,
Bu bilgilerle maalesef dr house gelse tanı koyamaz.
Diyabetik gastroparezi
Pankreatit
Peritonit
Fmf
Hepatit
Barsak iltihabı
Gastrit, düodenit
Vs vs yani karın içi organlar ve karın zarıyla alakalı milyon tane şey olabilir. Vakit geçirmeden dahiliye hekimine görünün derim.

Hatta sadece gaz bile olabilir.
Çok geçmiş olsun.

Tam olarak gaz diyorum.

Diyabeti için verilen hapı var ise mide koruyucusu kullanıyor mu ? Daha önceleri diyabet için verdikleri hapı mide koruyucusu olmadan içmiştim (ağrı eşiğim çok yüksektir) 3 gün kıvrandım hatta doktora ulaştım bir şekilde pankreatit mi diye , mide koruyucu iç demişti 1 günde normale dönmüştüm.

Notalara ulaşmak derken, birçok dinleyicilerin kendi deşifreleriyle notaya almalarını kastetmiyorum. Bestecinin kendi yazdığı orijinal notaları kastediyorum.

Liseli olsaniz Sofieden etkilenirdiniz ama geç kalmissiniz bence onun için. Ahmet Cevizci'nin ve Kasım Küçükalp'in felsefi temelleri anlattığı kitabını tavsiye ederim

yanlış biliyorsam felsefe bölümü okuyanlar düzeltsin ama felsefe bölümü'nün amacı filozof yetiştirmek olmasa gerek.

daha çok ahlak, bilgi ve varlık felsefesi üzerine okuyorum ben ve benim yaptığım şey aslında felsefe yapmak değil, felsefe tarihini öğrenmek oluyor.

bundan yüzyıllar önce kim hangi sorun hakkında nasıl düşünüyormuş, hayatı nasıl anlamlandırıyormuş, iyiyi kötüyü nasıl ayırt ediyormuş bunu öğreniyorum.

bu felsefe tarihinden öğrendiklerimi değerlendirip kendi düşüncemi ifade etmeye başlarsam felsefe yapmış oluyorum.

tekrar edeyim felsefe okuyan biriyle oturup konuşmadım belki yanlış bir açıdan değerlendiriyor da olabilirim ama felsefe bölümünde felsefe tarihi okutuluyor doğal olarak.

abp.anadolu.edu.tr

felsefeye başlangıç için önerilerim,

www.dr.com.tr

ahmet arslan hoca'nın İlkçağ Felsefe Tarihi serisi.
ahmet arslan'ın youtube'da da bulabileceğin videolarını izleyebilirsin, felsefeye ısınmanı, meraklanmanı sağlayacaktır.

Batı Düşüncesi - Felsefi Temeller (kasım küçükalp, ahmet cevizci)
ahmet ceviz'cinin kendi kitapları.

bunları okuduktan sonra zaten kitaplardaki atıflar seni yönlendiriyor. platon, aristo, demokritos hume, rene descartes....

Sofi mofi hikâye baba. Ahmet cevizci'yi de geç. Yapman gereken en yakın kitapçıya gidip "nigel warburton" yazarının kitaplarını alıp okumak. Ondan sonra devamına bakarız. Türk yazarlara bulaşmamanı tavsiye ederim.

Hocam mümkünse Türkçe çeviri okumayın, eğer yapabiliyorsanız İngilizce kaynak bulup oradan okumaya çalışın. Ben felsefe okumaya başladığımda "niye anlamıyorum lan bunları" diye hayıflanmıştım, sonra meğersem aşırı dandik Türkçe çeviriler yüzündenmiş.

www.youtube.com

ahmet arslan videolarını izlersen bir şeyler öğrenebilirsin.

Sanat felsefesi alanında doktora yapmak zorunda mısınız?

@pro9it9is9

Öyle bir mecburiyetim yok ama benim kendime yüklediğim görev bu. Benim bu alana dalmam lazım artık.

@anthemis nobilis

Evet gittikçe soğuyorum bu camiadan. Bulunduğum kurumdan da soğuyorum... İlkeleri olan insanlar için akademi de devlet kurumları da şu dönemde hiç durulacak yerler değiller. Resmen ideallerimi ve ilkelerimi çatır çutur yiyip para kazanma odaklı yaşar oldum. Hayattan tiksiniyorum.

nigel warburton iyiydi, ahmet arslan da iyidir. ingilizceniz varsa podcastler falan da var internette -benimki iyi olmadığı için bilemiyorum hangileri vardır nasıldır. ahmet cevizciyi ben kendi adıma pek önermiyorum, pek beğenmedim. "felsefe 101" diye bir kitap vardı o da duruyor ama ona bakamadım. yanlış anlamazsanız biraz hayalci bir istek gibi geldi. tabii ki istedikten sonra yapılmayacak şey yoktur ama hem felsefeye sıfırdan başlayıp onun bir alanında spesifik çalışma yapacaksınız (doktora seviyesinde hem de), hem de sanat tarihi ve tarih ile ilgili de mutlaka okuma yapmanız gerekecek çünkü bunlar birbirlerinden ayrılacak şeyler değil.

tabi benimki sadece dışarıdan bir yorum, alandan birileri daha net şeyler söyleyecektir. başarılar

@jeanvaljean21

Dediğine yakın, hayalci değil ama yapmayı çok istedim. Fakat o kadar çok şey çalışmam lazım ki gözüm korkuyor. Üstelik bu kadar çalışmaya gözümü kapatıp dalsam ve cidden çok iyi yol alsam da, memleketin akademik camiasının çürüklüğü içinde emeklerim elbet heba olacak. Çok da alengirli bir konuyu çalışmak ve ülke çapında kabul ettirmek uygulatmak istiyorum ama bu sefer o kafa yok memleketin yönetim mevkilerinde.

İçimin idealizmi hortlamış. Buradan bunu anladık. En azından kendim için okuma seviyesinde kalsam belki daha iyi. Cidden yaşayasım filan kalmadı benim. Niye ot gibi yaşamaya razı gelemiyorum onu da bilemiyorum. Varoluşsal sancılar çekiyorum gördüğünüz gibi. :/

gelibolu ve van ı da ekliyim.

www.arifbalyemez.com

rhumba olabilir mi?

www.youtube.com

@funl evet batı müziği bilmiyorum, bildiklerim bu kadar :)

@kibritsuyu işte bu ya. Sağ ol. Sertab Erener'in masal diye bir şarkısı vardı şimdi hatırladım.

üni yazsanız niye yazmıyorsunuz ki üni. üninizin yönetmeliğini okuyunuz.

Üniversitenizin sitesinde bilgi vardır. Biz bilemeyiz, üniversiteden üniversiteye değişir.

Desteğin kesilmesi demek artık yeni güncelleme çıkmayacağı demek. Mevcutun çalışmasını etkilemeyecektir.

kullanmaya devam edersiniz ama güvenlik yamasi filan gelmez. sikintili.

zaten bunu satin alirken kabul ediyorsunuz. ama zaten normalde 2 ya da ülkeye göre 3 sene zorunluluk var. sonrasi sirketin keyfi.

başta win7'den win10'a geçiş ücretsizdi...
hatta verilen süre bittikten sonra da denemiştim ve orijinal win7'yi win10 yükseltmiştim sorunsuz. bence bir şansınızı deneyin.

elimde windows 98 lisans keyi var. O bile geçerli.
Dert etmeyin kullanabilirsiniz sorun olmaz.
Sadece güncelleme ve destek olmaz.

İstersen Microsoft'un sitesinden windows 10 media creation tool u indirin. Usb ye kurulum dosyalarını atıyor. Win7 keyi win 10 da da geçerli oluyor genelde.

vincenzo'nun dediğini yapabilirsin. win7 lisansı kurulum sonrası win10'u etkinleştiriyor. Tabii aynı key birkaç defa kullanılmamışsa. Kullanılmışsa dahi Microsoft'u telefonla arayarak etkinleştirebilirsin. Win10 için ayrıca para vermene gerek yok yani.

Çok dandik duruyor şöyle markalı Sony'nin vs olanlara bakın ayrıca konservatuarda kullanan varsa onla iletişime geçip memnuniyetini sorabilirsin. Youtubeda Türkçe kutu acilim videoları vardır mesela Hepsiburada ki ilanlarda yapılan yorumlar karar vermenize yardımcı olabilir. En kötü Show TV'ye ulaşın hangi ses kayıt cihazlarını kullaniyorlarmis sorun hatta en kötü telefon ile kayıt yapabilirsiniz Jack girisine takılan tüylü mikrofonlar işinizi görür

minimum: zoom h1 + 16/32gb hafıza kartı öneriyorum. Tek kalem pille çalışıyor.

cihaz olarak zoom h2n, h6n vb.ne geçebilirsin ama onların esas olayı birinin (h2n) 4 kanal 360 derece ses kaydı yapabilmesi, H6N'de de 2 tane xlr giriş var.

Bu cihazlar iyi kaydeder kaydetmesine fakat uzaktaki bir şeyi kaydedeceksen yine bi shotgun mikrofon iyi olur aslında.

telefona takılanlar yaka mikrofonu, onlar da omni directional olup her yeri alıyor okey ama uzaktaki şeyi iyi alabileceklerini düşünmüyorum.

Rode XY miydi neydi iphone için olan bi tane var o Zoom H1 seviyesinde kayıt alır sanırım ama bir araştır. (pahalıymış, gerek yok.)
Ama Rode Videomic ME var shotgun ve telefon için. Bi bak uygunsa onu alırsın.

zoom markasının h serisi var. bütçenize göre ikinci el bakabilirsiniz. ses kayıt özellikleri gayet başarılıdır.

@protrek

Show tv, tüylü mikrofon vs anlamadım hiçbir şey :)

@nhk ni youkosu ve @camiroquayınız çok teşekkürler.

Tascam ve Roland'ın da mobil kayıtçılarına bir bakınız frekans cevabı zoom'a göre daha mantıklıydı son baktığımda.

Youtube incelemelerini teşin her modelin mutlaka canlı müzik ile denemişlerdir.

Tabi seyyarlık önemli değilse orta halli bir audio interface ve orta halli bir condenser mikrofon daha iyi sonuç verecektir. (haricen ipad ya da bilgisayara ihtiyacınız olur bu senaryoda) araştırmaya değer ama.

muhtemelen cihazın belleği yetmiyordur o kadar büyük bir pdf'i yazdırmaya. çünkü sen yazdır deyince pdf'in tamamının bir kopyasını kendi hafızasına alıyor öyle yazdırıyordur.

20'şer 20'şer 30'ar 30'ar yazdırmayı deneyebilirsin

Hmmm. Anladım. Yine yardıma ihtiyacım olabilir gerçi ama çok teşekkür ederim.

Pdf'i yazdırırken ayarlara bir göz atın "resim olarak yazdır" gibi bir seçenek var. O işaretliyse tiki kaldırıp bir deneyin.

@aziz dostum jack

Aynen dediğin gibi oldu. Çok teşekkürler.

@reactionic

Hemen bakayım.

french press camı yazınca şu çıktı:
www.kahveciniz.com

www.hepsiburada.com

Camı olarak bakmadım bardağı yazdım haliyle çıkmamıştı bende. Teşekkürler.

Bahçeli’de kent kbb Hastanesi var. Hastane tamamen kbb. Her bölümü var

işitme sağlığı ve yüksek ses diyorsun. aynı cümlede diyorsun. nasıl oluyor?

açık kulaklık alacaksın. iyi ampli alacaksın. iyi d/a çevirici alacaksın. öyle öyle oluyor. ama çok paran gider.

@acemi

Telefon incelikli müzik dinlemek için pek uygun bi alet değil yani öyle mi?

@alperz 'işitme sağlığı' diyerek anlatmak istediği muhtemelen: sesin kendisinin doğru çıkması. yani insan sağlığı değil, sesin sağlığını kastediyor.

'desibel kısıtı' da diyerek demek istediği muhtemelen kulaklığın olabildiğince 'FLAT EQ'lu olması.

yalnız türkçeyi sonradan öğrenmiş gibi yazdığından böyle bir metinle karşımıza çıkmış.

O yüzden:

@divan öncelikle müzisyen olup olmamanın, 'incelikli dinlemeler'in vs kulaklığın kalitesine de tipine de bir etkisi yok. monitör kulaklık almak için müzisyen olmak zorunda değilsiniz paranız olsa yeter.

Eğer monitör tarzı FLAT EQ'yu hedefleyen kulaklıklardan alacaksanız 'Studio Monitor' gibi aramalar yaparak bu tarz kulaklıklara da hoparlörlere de ulaşabilirsiniz. Marka model tavsiyesinden önce bütçenizi belirlemenizde fayda var. Sonra bütçenize göre beğeninize uygun ekipmanı edinirsiniz. Çevrenizde sizin yapmak istediğiniz işlerle uğraşan kimselerden tavsiye alabilirsiniz, stüdyolara danışabilirsiniz.

Yalnız yapacağınız işe göre kulaklıkla hoparlör arasında çok temel bir fark ve sıkıntı var. Şöyle ki: kulaklıkta sağ hoparlör direk sağ kulağınızda sol hoparlör direk sol kulağınızdadır ve mikse göre hangi kanal hangi tarafa verildiyse onu o kulaktan(taraftan) duyarsınız. Öte yandan hoparlörle dinliyor olsaydınız yine hangi kanal nereye verildiyse o taraftan duyarsınız fakat bu sefer diğer kulağınıza da belli düzeyde ses ulaşır.

Size yardım edecek kişi sizsiniz. Oturup araştırın. Amacınız neyse yazın google'a türlü çeşit video, yazılı anlatım ve tartışmalar var. Profesyonel yardıma ihtiyacınız da varsa profesyonelleri bulun.

edit: sesin kalitesini bütün zincir belirler. Başta kaynak, sonra bu kaynağı okuyan alet, sonra bu okuyan aletin verdiği sesi yükselten alet, sonra bu sesi yükselten alete bağlanan hoparlör veya kulaklık.

@idexo

Müzisyenim ama işin teknolojisini bilen bir müzisyen olmadığım için Türkçeyi yeni öğrenmiş gibi konuşmuşum, cidden bildiğim pek bişey yok, yukarıdaki teknik kavramları anlamadım mesela :) ama çok teşekkürler, bir hayli eksik olduğumun farkına vardım.

@madafaka

Techno-fi dediğin bir internet sitesi sanırım??(bu derece bilgisizim çünkü Klasik Türk Müziği çalışıyorum).

forumdonanımhaberde vaziyetu isimli bir arkadaş vardı. googlelarsan ulaşabilirsin. çok deneyimli bir arkadaştı.

onun dışında bol bol hifi forumlarında takılman lazım.

lynda.com videoları var orada burada. ingilizcen yeterlıyse 10 numerodurlar.

@anonymice ingilizce yok. Türkçe kaynak var mı?

ingilizce varsa google yeterli. arayarak her şeyi bulabilirsiniz. excelde iyi olduğunu iddia eden biri olarak hala ara ara bakıyorum

@argent dawn ingilizce yok maalesef.

Bence Excell yerine Excel öğren, daha faydalı olur.
Sonra yöntemine karar verirsin.

yine de googlea excel'de x nasıl yapılır gibi aramalar yaparak bir çok şeyi öğrenebilirsin gibime geliyor. ben excel'i ingilizce kullanmayı öğrendiğim için türkçe kaynak okumak eziyet oluyor bana formüller yüzünden. o yüzden tercih etmiyorum.