[]

O kelime neydi?

Ya bu sokakta meyve sebze satanlara ne deniyordu? Değişik bir şey deniyordu sanki. Böyle meyvesiz sebsesiz bir ismi vardı. Delirdik burada. Yardım litfin.




 
kabzımal diyeceğim ama onlar sokakta satmıyor. belki aklınıza yanlış gelmiştir deyu...


  • baba jo  (09.06.14 03:06:38) 
zerzevatçı.


  • theseachange  (09.06.14 03:08:07) 
işportaci mi? gerci onlar sadece sebze meyve sebzeyle sinirli degil


  • exlibris  (09.06.14 10:17:43) 
eğer adamlar sattıktan sonra da sokakta kalıp geceyi de orda geçiriyorlarsa "homeless" olabilir.


  • eindaclub  (09.06.14 10:27:43) 
[]

Kyk kredisi yattı mı yatmadı mı?

Vakit olarak da nakit olarak da sıkışık bir dönemde olduğum için taa atmye kadar gidip elim boş dönmek istemiyorum. O kimlik numarasının son hanesine göre yatırılması uygulaması bu ay geçerli mi? Yoksa krediler yattı mı bugün? Kredisini çeken oldu mu bugün? :(




 
Benim yatmış. Kimlik numarası mevzusunu duymamıştım yalnız hiç. Nedir o? Benimki 6 bu arada alakası varsa.


  • gonulsever  (07.06.14 10:17:07) 
Temmuzdan itibaren geçerli, yattı


  • hicunutmam  (07.06.14 10:20:26) 
yattı.


  • tuborg yesili  (07.06.14 10:23:47) 
@gonulsever kimlik numarasının son hanesine göre günlere bölmüşler, artık öyle yatacakmış kredi ve burslar. 0 olanlara 6sında, 2 olanlara 7sinde diye uzuyo gidiyo.

Hepinize teşekkür ediyorum bi de.
  • okuyamıyom ben ya  (07.06.14 10:27:07) 
4747'ye BAKIYE yazip gondererek ogrenebilirsiniz, atm'ye gitmenize gerek yok :)

tabii ki hesabi acarken bankaya verdiginiz cep numarasindan oluyor bu sadece.
  • pescador  (07.06.14 12:57:51) 
[]

Karar incelemesi yapıcam.

Bir karar incelemesi yapmam gerekiyor. Yargıtay, AİHM, Anasaya mahkesi ne olursa. Ben anayasa mahkemesine bireysel başvuruyla iglili bir karar bulursam daha iyi olur diye düşündüm. Ancak bildiğiniz gündeme ilişkin, önemli konularda karar var mı? Varsa onlara da bir bakayım.

Tivitırın kapatılmasına ne dersiniz? Hı? www.kararlaryeni.anayasa.gov.tr


 
isterseniz, mustafa balbay'ın anayasa mahkemesi'ne bireysel başvurusu var.

başvuru numarası: 2012/1272
karar tarihi: 4/12/2013

13.12.2013 gün ve 28850 sayılı Resmi Gazetede yayınlandı.
  • dogyman  (01.06.14 20:32:47) 
[]

Yarım sayfalık Kosova tarihi yazımı siz de çok sevecekseniz.

Sabahtan beri bilgisayarın başında bir şeyler okuyup yazmaya çalışıyorum ödevim için. Ödeve giriş olarak yarım sayfalık bir Kosova tarihi yazısı yazdım. Defalarda okudum yanlışları düzeltme amaçlı. Ama işlemeyen demir paslandığı için olsa gerek noktalama işaretlerini nerelere serpiştireceğimi unutmuşum. Cümleler çok kötü gibi geliyor. Okuyup yardım etmek isteyen, yorumlamak isteyen olursa çok müteşekkir olurum. Yazı çok korkunç da olabilir bilmiyorum. Beynimi kaybetmiş durumdayım. :i
Söz konusu yazı için:

Bağımsızlığını 17 Şubat 2008’de tek taraflı olarak ilan eden Kosova Cumhuriyeti’ni günümüzde hali hazırda 108 ülke tanımış bulunmaktadır. Kosova’yı tanıyan ülkelerden birçoğunun kendi çıkarlarıyla bağdaştığı için tanıdığı bilindiği gibi, birçok ülke de kendi çıkarlarıyla bağdaşmadığı için Kosova’yı tanımamayı planlamaktadır.
2. Dünya Savaşı sonrasında Yugoslavya Krallığı topraklarında kurulan Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nin 1946 tarihli anayasasına göre Kosova, Federal Cumhuriyete bağlı özerk bir bölgeydi. Ancak 1989 yılınca Kosova’nın bu hukuki statüsü Sırbistan’ın kararıyla, hukuka aykırı bir şekilde kaldırılmıştır. Bu dönemde Soğuk Savaş Dönemi sonrası Doğu Bloku’nun yıkılması ve milliyetçilik hareketlerinin yayılması sebebiyle iç savaşa sürüklenen Federal Cumhuriyet, 1992 yılında 5’e bölünmüştür: Hırvatistan, Makedonya, Slovenya, Bosna-Hersek, Yugoslavya Federal Cumhuriyeti. Sırbistan ve Karadağ’dan oluşan Yugoslavya Federal Cumhuriyeti ise 2006’da Karadağ’ın referandum ile aldığı bağımsızlık kararından sonra dağılmıştır. Karadağ’ın bağımsızlık kararının ardından ise eski Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti topraklarında 6 ülke varlığını sürdürmeye başlamıştır. Sırbistan Cumhuriyeti’ne bağlı olan Kosova’da Sırpların Arnavutlara uyguladığı yıllardır süregelen şiddet ve baskı politikasının dozu arttıkça bölgedeki iç karışıklıklar da artmıştır. Uzun yıllar süren bu iç karışıklıklar yüzünden NATO tarafından uyarılan Sırbistan, NATO’nun uyarısını dikkate almayınca 1999 yılında NATO bölgeye müdahale etmiştir. NATO’nun müdahalesinin ardından bölgedeki Sırp güçleri Kosova’dan çekilmek zorunda kalmıştır. Ardından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 10 Haziran 1999 tarihinde aldığı 1244 sayılı kararı ile bölgede geçici bir yönetim oluşturması için BM Genel Sekreteri’ni görevlendirmiştir. Bu geçici rejimde Kosova’ya dair tüm yasama ve yürütme yetkileri UNMIK(Birleşmiş Milletler Kosova Misyonu)’e verilmiştir. Geçici rejim döneminde, Sırbistan Hükümeti de Kosovalı Arnavutlar da egemenliklerinde geri adım atmadıkları için BM eliyle yürütülen Kosova’nın statüsüne ilişkin yapılan tüm müzakerelerden sonuç alınamamıştır. Bu kadar girişime rağmen bir türlü sonuca varılamayan geçici yönetim bölgesinde 17 Şubat 2008 tarihinde olağanüstü bir oturumla Kosova Meclisi bağımsızlık bildirisini kabul etmiştir. Bağımsızlığını uluslararası kamuoyuna açıklayan Kosova’yı ülkeler tanımaya başlarken; Sırbistan Cumhuriyeti Devlet Başbakanı Tadic, bildirinin hukuki bir geçerliliği olmadığını, Sırbistan’ın Kosova’yı asla tanımayacağını açıklamıştır. Sırbistan’ın talebi üzerine BM Genel Kurulu, 8 Ekim 2008’de Divan’dan 17 Şubat 2007 tarihli bağımsızlık bildirisinin uluslararası hukuk açısından geçerli olup olmadığının değerlendirmesini istemiştir.

Edit: o kadar mı sıkıcı? aşk olsun duyuru... nerede tarih sevenler userler? ah ah :( Neyse siz meşgulsünüz galiba. Ben yarın dinç kafayla okuyup yorumlarım kendimi.

 
Bağımsızlığını 17 Şubat 2008’de tek taraflı olarak ilan eden Kosova Cumhuriyeti’ni günümüzde hali hazırda 108 ülke tanımış durumdadır. Bu ülkelerin çoğunun Kosova'yı kendi çıkarlarıyla bağdaştığı için tanıdığı bilinmekte ve birçok ülke ise kendi çıkarlarıyla bağdaşmadığı için Kosova’yı tanımamaktadır.
2. Dünya Savaşı sonrasında Yugoslavya Krallığı topraklarında kurulan Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nin 1946 tarihli anayasasına göre, Kosova, Federal Cumhuriyete bağlı özerk bir bölge olarak belirlenmiştir. Ancak bu hukuki statü 1989 yılında Sırbistan’ın kararıyla hukuka aykırı bir şekilde kaldırılmıştır. Soğuk Savaş Dönemi sonrasında Doğu Bloku’nun yıkılması ve milliyetçilik hareketlerinin yayılması sebebiyle iç savaşa sürüklenen Federal Cumhuriyet, 1992 yılında beşe bölünmüştür: Hırvatistan, Makedonya, Slovenya, Bosna-Hersek ve Yugoslavya Federal Cumhuriyeti.
Sırbistan ve Karadağ’dan oluşan Yugoslavya Federal Cumhuriyeti 2006’da Karadağ’ın referandum ile aldığı bağımsızlık kararından sonra dağılmış ve bu karanın ardından eski Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti topraklarında altı ülke varlığını sürdürmeye başlamıştır. Sırbistan Cumhuriyeti’ne bağlı olan Kosova’da Sırpların Arnavutlara uyguladığı ve yıllardır süregelen şiddet ve baskı politikasının dozu arttıkça bölgedeki iç karışıklıklar da artmıştır. Uzun yıllar süren bu iç karışıklıklar yüzünden NATO tarafından uyarılan Sırbistan bu uyarıyı dikkate almayınca, 1999 yılında NATO bölgeye müdahale etmiştir. Müdahalenin ardından bölgedeki Sırp güçleri Kosova’dan çekilmek zorunda kalmış ve ardından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 10 Haziran 1999 tarihinde aldığı 1244 sayılı kararı ile bölgede geçici bir yönetim oluşturması için BM Genel Sekreteri’ni görevlendirmiştir. Bu geçici rejimde Kosova’ya dair tüm yasama ve yürütme yetkileri UNMIK(Birleşmiş Milletler Kosova Misyonu)’e verilmiştir. Geçici rejim döneminde, Sırbistan Hükümeti de Kosovalı Arnavutlar da egemenliklerinden taviz vermedikleri için BM eliyle yürütülen Kosova’nın statüsüne ilişkin yapılan müzakerelerden hiçbir sonuç alınamamıştır. Onca girişime rağmen bir türlü sonuca varılamayan geçici yönetim bölgesinde, 17 Şubat 2008 tarihinde olağanüstü bir oturum düzenlenmiş ve Kosova Meclisi bağımsızlık bildirisini kabul etmiştir. Bağımsızlığını uluslararası kamuoyuna açıklayan Kosova’yı ülkeler tanımaya başlarken, Sırbistan Cumhuriyeti Devlet Başbakanı Tadic ise bildirinin hukuki bir geçerliliği olmadığını, Sırbistan’ın Kosova’yı asla tanımayacağını açıklamıştır. Sırbistan’ın talebi üzerine, BM Genel Kurulu, 8 Ekim 2008’de Divan’dan 17 Şubat 2007 tarihli bağımsızlık bildirisinin uluslararası hukuk açısından geçerli olup olmadığının değerlendirmesini istemiştir.
  • icemint  (23.05.14 09:47:19 ~ 09:50:02) 
[]

Gümrük bilen - gümrükte çalışan var mı acaba?

Gümrükle ilgili bir ödev hazırlamam lazım. Ancak konu o kadar karışık ve kısıtlı ki ne yapacağımı bilemedim. Bu konuda bilgisi olan var mıdır? Gümrük ve ticaret bakanlığına gidesim de var ancak bir işe yaramazmış gibime geliyor. Buralarda bir yetkili abla/ağbi olsa çok güzel olabilirdi. :<




 
Odevin tam konusunu yazsan buraya,uyan birseyse yardimci olmaya calisiriz.


  • cizgilipijama  (21.05.14 01:15:04) 
Evet mantıklı. Aslında ödev konum gümrük işlemleri ve gümrük rejimleri. Ama gümrükten bunlar cımbızla çekilemeyeceği için genel olarak tüm gümrüğü anlatıcam sanırım :/


  • okuyamıyom ben ya  (21.05.14 01:45:49) 
Gumruk rejimleri nedir bilgin vardir.8 baslik altinda toplanmis sekilde net uzerinde bulursun.bunlarin tanimlarini yaparken zaten gumruk islemlerinide anlatmis olacaksin.orneklersek dahilde isleme rejimii anlatirken gecici kabul olarak anlatacaksin.sirasiyla anlatacagin islemlerde gumruk islemleri olacak.

Konuya girerkende gumrugun tanimi,ithalat,ihracat,transport evraklarini kisaca deginirsen guzel olur.bu kadar.yaz biseyler gonder burdan bi kontrol edelim dilersen.
  • cizgilipijama  (21.05.14 02:18:55) 
[]

Yarın napacaksınız? -soma

Yarın okula gidecek misiniz? Siyah giyinecek misiniz? Eylemlere katılacak mısınız? Camınıza siyah bez asacak mısınız? Gün boyu haber mi takip edeceksiniz? Yoksa elden bir şey gelmiyor diyip günlük hayatınıza devam mı edeceksiniz? Ben pes etmiş durumdayım da napmam gerektiğini bilemiyorum. Eyleme katılsam nolur katılmasam nolur diye düşünmeye başladım. Bir yandan da hiçbir şey yokmuş gibi yaşamaya da gönlüm el vermiyor.




 
Somalıyım. Ankara'da öğrenciyim. Ankara üni. öğrencileri bir yürüyüş tertip etmişler,arkadaşım haber verdi ve katıldım,katılmaz olaydım. Benim memleketimde komşularım ölürken,somaya destek olmak,yapılan ihmallere dikkat çekmek için ben bu eyleme gitmişim fakat bazı provokatör (umarım yanlış duymuşumdur), içinde kürdistan,pkk geçen kürtçe slogan attılar. Çok kızdım,belki de yanlış anladım ama bilmiyorum,ben orada soma için toplanıldığını zannederken işin içinden başka şeyler çıkıyor,ben bu hisse kapıldım ve bir daha eyleme falan gitmem. Giderim birilerini "yuuuhh" diye bağırırım en fazla(!)


  • birfincankahvedahaisteyenadam  (15.05.14 00:28:35) 
Öğleden sonra okula gideceğim devam zorunluluğu var iptal açıklaması yapmamışlar. Tabipler birliği iş bırakıyormuş hocalar da bırakır mı bilemedim. Siyah giyerim.


  • Lim5  (15.05.14 00:28:43) 
uzun zamandır gözlerimden yaş akmıyordu. duygusuz bir adamım aslında fakat bugün birkaç kere iki gözümden de yaş aktı. özellikle sedye olayında...

..ve malesef bugün halı sahada hiçbir ama hiçbir işe yaramayan sol ayak parmaklarımdan birini (serçenin yanındaki fuzuli) kırdım. apar topar hastane derken, 1 hafta yatacağım gibi gözüküyor.
  • papillon7  (15.05.14 00:42:30) 
Küba, Venezuela, Şili'de 1 gün iş bırakma ve 3 gün yas ilan edilmişken, Türkiye'deki sendikalar (onların da bir kısmı elbette) bir haftalığına sadece 3 dakika iş bırakacak. Dakika artar-azalır mesele o değil. Bu mudur bu meselenin tepki yolu?

Tertiplenen yürüyüşlerde olacak gözüm kulağım. Emekçi olmadığım için elimden bu kadarı geliyor.
  • sevgikusunkanadinda  (15.05.14 01:21:41) 
Ben de iş bırakıyorum bugün. Bir de bir yürüyüş var, ona gideceğim. Üstüme ne giyeceğimi çok da düşünmedim.
Sendikaların çoğu 1 gün iş bırakma + 3 dakika saygı duruşu belirledi.

  • aychovsky  (15.05.14 06:37:05 ~ 06:40:50) 
tek siyah kyafetimi dün giydim, bugün de koyu renk giyindim yine
tüm gün haber takip etmicem ama gözüm orada olacak, onun dışında mecburen hayat devam ediyor, mecburen işe gideceğim. işe gitmesem daha kötü olur zaten dün bi şekilde mesaide kendimi tuttum, eve gelince bi tv bi ben, izleyen yok, boşaldım. tüm gece ağladım, gözlerim ağrıyor şimdi de

dünki eylemlere katılmak için kılımı kıpırdatmadım, nedenini birfincan güzelce yazmış..
  • la noix  (15.05.14 07:25:45) 
TURK-IS'e bagli isletmelerde bugun saat 8.00'den cuma sabahi 8.00'e kadar is yerlerine gidilecek, ama uretim yapilmayacak.

Renault, Tofaş, Arçelik, Otokar, Karsan, Mercedes Benz, MAN, Ford Otosan, BSH Ev Aletleri, Hema Endüstri, Compenanta, Türk Traktör, Delphi, Çolakoğlu, Borusan Mannesman, İçdaş, Turk Metal Sendikasina bagli olan kısmı.
  • gerenkyok  (15.05.14 08:06:02) 
[]

Ankaralılar ne giyiyorsunuz?

Ay hep bu soruyu sormak istemiştim! Ehem neyse cuma cumartesi pazar ankaradayım. Hava cumartesi iyi diğer günler kötü gözüküyor. Ne giyeceğimi bilemedim. Üşüyen bi insanım ama 3 günümü de çizmeyle geçirmek istemiyorum. Bez ayakkabı giysem ölür müyüm? Tişört ceket bi de hım? Bu hafta hep mont çizme giydiğimi belirtmek isterim.




 
ben susayım ercan konuşsun:

galeri7.uludagsozluk.com
  • signore  (09.05.14 00:09:46) 
ben biraz anormal bir insan olarak bir aydır t-shirt'ten fazlasını giymedim, pek de üşümedim.


  • acccra  (09.05.14 00:21:27) 
ankaraya nerden gittiginiz de onemli, izmirden gelecekseniz baska, hayatdan baska, vandan baska turlu gyinmeniz gerekir.


  • dnznc  (09.05.14 00:21:47) 
ankaralının yaz kış giydiği birdir: kot pantolon. üstüne istersen tişört istersen kazak istersen elbise istersen tunik giy.

ankara barzosu etekli-şortlu-taytlı gördü mü acımaz çünkü.
  • nal  (09.05.14 00:29:57) 
havalar ısındığından beri iki kere hasta oldum, ağzıma sıçtı arkadaş. su almayan ama o kadar da terletmeyecek bir çorap ve ayakkabı şart. şemsiyeyle gezin derim, yağmur yolun ortasında sizi ıslatıp 5 dk sonra bitebiliyor. üste de atlet-kısa kollu-akşam üşüme riskine karşı orta kalınlıkta birşeyler ve mont. görüldüğü üzere saçma sapan bir hava işte.


  • sevgikusunkanadinda  (09.05.14 01:50:36) 
[]

İyilik olsun diye kredi kartı aldım ama sonum nolur?

Bugün kafede oturuyorken yanımıza biri geldi x bankasından. "Primle çalışıyorum, kimse de kredi kartı almak istemiyor. Siz alsanız olur mu? Hiçbir şey yapmayın 3 ay sonra iptal olur zaten." gibisinden şeyler söyledi. Ben de primle çalışıyorum dediği için dayanamadım tamam dedim. O formu doldurdu, kimliklerimin fotoğrafını çekti; ben de imzamı bir güzel attım. Ama şimdi pişman olmadım değil.

Kredi kartını teslim almayı bile düşünmüyorum. Şifre belirlemedikten sonra da ücret alınmaz, 3 ay içinde imha olurmuş. Doğru mu bu? 3 ay hiçbir şey yapmazsam yok olur mu o kart? Ya da geri dönüşü var mı bu işin? Yarın bankayı arasam da vazgeçtim ben desem? Başıma bir şey açılır mı? Yıllar sonra bir borç çıkarmasınlar ağızlarını burunlarını dağıtırım bakın.
Hof okulun sağında solunda yol kestikleri yetmedi bir de şimdi kafelerde masa masa dolaşıyorlar. Hayır da diyemedim. Pişmanım a dostlar.

 
bunun adı iyilik değil. durduk yere dertsiz başına dert almışsın. öyle dilenci gibi iş mi yapılırmış? satış yapamıyorsa daha çok çalışır yada başka iş bulur. muhtemelen bu yolla keklediği kaçıncı kişisin. hemen ara iptal et. o kişiyide şikayet et. yüzde yüz dürüst olsa bile şikayet etmen hayrına olur. iş hayatında böyle ajitasyonla bi bok yapılamayacağını anlaması lazım.


  • mayeskuel  (08.05.14 21:57:57) 
umarım gerçekten de iddia ettiği gibi banka çalışanıdır. :)


  • emfuzi  (08.05.14 22:00:16) 
8 dakikalık bir beklemenin ardından müşteri temsilcisiyle görüşebildim. henüz başvurum sistemlerinde gözükmüyormuş. sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. gerçekten de banka çalışanı değil miydi acaba? lütfen ibretinizi alın, "heaö zaten bir şey yapmanıza gerek yok" diyenlere güvenmeyin.....


  • okuyamıyom ben ya  (08.05.14 22:14:01) 
Kampüslerde de bol bol oluyor o tiplerden, özellikle de final dönemleri. Bankadandır bankadan.


  • kadirgali huseyin olmayan adam  (09.05.14 02:35:00) 
banada aynı böyle geldiler dayanamayıp bilgilerini yanlış vererek doldurdum sende öyle yapsaydın.


  • mrthany  (09.05.14 02:53:36) 
[]

İdam hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyim?

İdama karşı bir metin hazırlamam lazım. İdama karşıysanız neden karşısınız, idamı destekliyorsanız neden destekliyorsunuz? Belli suçlarda idam olmalı gibi bir ayrım yapıyor musunuz? İdam cezasının verilmesindeki kıstaslar ne olmalı? İdam cezasını veren hakim olmak ister miydiniz? İdam cezasına çarptırılan bir suçlunun ailesinin / yakınlarının durumu ne olur?


Benim için oldukça önemli bir konu bu. Eminim herkesin üç beş fikir yürüttüğü / yürütebileceği bir konudur. Fikirlerinizi paylaşırsanız çok sevinirim. Yukarıdakiler gibi birsürü soru var aklımda. İdam hakkında ne düşünüyorsanız öğrenmek istiyorum. Teşekkür ederim şimdiden. :)

 
-idam toplum vicdanını rahatlatmak ve yine aynı toplumun gazını alma açısından faydalı ve gereklidir.

-tecavüz, tecavüz girişimi, çocukların istismarı gibi suçlarda idam gereklidir. hem birinci yazdığımdan dolayı hem de diğer insanları caydırma açısından.

-terörist eylemlerde bulunmuş kişiler, cinayet(karısını,çocuğunu öldürme vs) gibi durumlarda da idam gereklidir.

-idama çarptırılan bir kişinin ailesi veya yakınları kimsenin umrunda olmaz. durumları da kendilerini ilgilendirir sadece.

eyyorlamam bu kadar.
  • mahone  (07.05.14 23:06:17) 
Bu ülkede idam denilince insanların ürkmesinin, çekinmesinin onlarca, yüzlerce, belki de binlerce örneği/sebebi var.
Aptal insan herşeyle başa çıkabilir, tecavüzle, cinayetle, hırsızlıkla... Ama fikirle başa çıkamaz, onu çürütemez, engelleyemez karşı fikir sunmadıkça.
Bu nedenle bu ülkede çükünden dolayı adam asmazlar, beyinden, fikirden korkarlar asarlar. Ayrıca hiç zannetmiyorum, idam ne toplum vicdanını rahatlatır ne bu suçlar için caydırıcı unsur olur. İdam artık tartışılmaması gereken şeydir bence.
  • bugategonline  (07.05.14 23:06:18) 
Çocuklara tecavüz edenlerin, hayvanlara eziyet edenlerin, seri katillerin, teröristlerin filan kesinlikle idam edilmesini çok isterdim. Hümanist birisiyim ama bazı yaratıklar var ki onları rehabilite edemezsin. Adam 10 sene yatar, sonra çıkıp aynı suçu tekrar işler. Onlar "human" kategorisine girmediği için kendilerine iyi hisler beslemiyorum. Ama maalesef bu idam kriteri de yine başka dengesiz ve yanlı insanlar tarafından verileceğinden, yarın öbür gün aslında terörizmle alakası olmayan insanlar da terörist ilan edilip idamları istenebileceğinden (bknz: gezi olayları), idam sisteminin adil ve makul işleyebileceğine zerre inancım yok. Ya da suçsuz insanlar yanlışlıkla idam edilebilir ve suçsuzlukları ortaya çıktığında iş işten çoktan geçmiş olur ve bunun hesabı verilemez vs.

Sonuç olarak, idamı hakeden mahlukların olduğunu düşünsem de bu sistemin doğru kullanılabileceğine inanmadığım için idama karşıyım.
  • pandispanya  (07.05.14 23:07:53) 
Kimsenin yaşama hakkı elinden alınamaz.


  • alperz  (07.05.14 23:08:28) 
gönüllü cellat olurum. o derece.


  • brotha b  (07.05.14 23:09:23) 
çünkü suçu nereye çekersen oraya gider. her önüne gelene, üniversite öğrencisi olsun, çoluk çocuk olsun, terörist yaftası yapıştıran bu hükümetin zamanında idamın geri gelmesi çocuk tecavüzcülerinin değil, senin benim asılmamla son bulur.


  • cilgin fantezilerin adami  (07.05.14 23:10:21) 
benim görüşüm. özetle, her gün değişiyoruz. idam ettiğimiz kişinin gelecekte olacağı iyi kişiyi de öldürmüş olabiliriz. eksisozluk.com


  • sharon and hope  (07.05.14 23:12:02) 
hic bir canlinin yasam hakki her ne sebeple olursa olsun elinden alinamaz.
(duygusal dusunmeden konusursak)
guncel ornek veriim basbakan ne dedi bence cocuk katilleri idam edilmeli dedi.
simdi bir insan baska bir insani katletti diye sen de gidip o insani katledersen ondan etik olarak ne farkin kalir?
adalet yerini mi bulmus oluyor?
bir canlinin yasam hakkini neye dayanarak aliyorsun?
(insan hayvan farki gozetmeden ele aliyorum olayi)
bir insanin baska bir insanin-hayvanin yasam hakki uzerinde bir yaptirimi, soz soyleme hakki olamaz.
  • rentts  (07.05.14 23:12:14) 
idamın caydırıcılığı sadece kağıt üzerinde, ezbere konuşmaktan ileri gelen boş bir iddiadır. idam o kadar caydırıcı ki, nedense hayvani suçları idamın olmadığı değil, idamın olduğu ülkelerde daha çok görüyoruz. demek ki o kadar caydırmıyormuş değil mi.


  • baldur  (07.05.14 23:12:22) 
kimsenin yaşama hakkı elinden alınamaz. ama nasıl yaşatacağın sana kalmış.


  • devilred  (07.05.14 23:13:25) 
karsıyım cünkü. hic bi zaman tamamen adil bi hukuk sistemi oluşturulamaz. bugun bi cürümü işlemekle hapse girerken yarın o suç olmaktan çıkarılabilir. ya da yanlis verilen kararlarda belki "pardon" deme şansı olur devletin. biraz da toplum tarafından adalet yerini buldu algısını pekistirmek icin.
mesela mısırdaki gibi idam olsaydi bizde o gezide her gözaltına alınan 3 4 kere idam edilmisti toplumu şiddete teşvik ettikleri gerekçesiyle. (aynı 529 kişinin asilmasi nedeni) ya da darbe girişiminin idam olsaydı karsiligi bugun güya sucsuz bulunan zannıların cogu yasamıyor olacaktı. ikincisi mevzuu verilen cezayı agirlastirmaksa, bi kisiyi öldürmek cezaların en kötüsü degildir

  • sylow  (07.05.14 23:14:02 ~ 23:16:19) 
Peki şöyle bir şey sormak istiyorum. Geçtiğimiz günlerde başka bir ülkede bir adam 1 yaşındaki çocuğuna tecavüz etti. Çoğu insan bu adamın idam edilmesinden yana olacaktır. Ancak şöyle bir şeye değinmek istiyorum. Hukukta cezanın varoluş amaçlarından biri de suç işlenmesini önlemektir. Yukarıda verdiğim örnekteki gibi bir adamın akli dengesi ne kadar yerinde ki idam cezasının önleyiciğilinden etkilensin?
Böyle uç suçlarda idamı destekliyor çoğu kişi. E bunun gibi suçları işleyen insanların suç işledikten sonra kökünü kazımak dışında hiçbir işe yaramaz ki bu ceza? Bu açıdan bakarsak neler diyebilirsiniz? Bu tip suçluların sağlıklı düşünme yetisinden bahsetmeyi de düşünüyorum da. Onun için fikrinizi almak istedim.

  • okuyamıyom ben ya  (07.05.14 23:14:50) 
çocuk istismarcıları ölsün istiyorum. bu insanlar yaşasa kimseye faydası olmaz tam tersine zararı olur. ölsünler dünya rahat bir nefes alsın.


  • rock n roll  (07.05.14 23:16:05) 
soruşturmayı da insan yaptığına göre her zaman hata payı vardır. yıllar sonra suçsuz olduğu ortaya çıkan insnalar var. bu durumda idamın geri dönüşü yok. ama idamlık olarak gördüğümüz suçlara müebbet hapis cezası verebiliriz. ama gerçekten müebbet, bizdeki gibi 30 sene yatıp çıkacaları şekilde değil.


  • elorelia  (07.05.14 23:19:30) 
Her ne şartla olursa olsun, kimse kimsenin yaşamını alma hakkını sahip değildir. Hele ki bu devlet eliyle, cezalandırma amacıyla yapılıyorsa. Şimdi "Aynısını senin anana bacına yapsalar ne yapardın" şeklinde argümanlar sunanlar da çıkacaktır tabii.


  • angelus  (07.05.14 23:19:35) 
Idam savunucularini gorunce dahi ibret aliyorum.

Hayatin guc dengeleri ile yasandiginin farkinda bile degiller. Onlar icin her suclu gosterilen suclu, cezalar hicbir sekilde amac disi guc kazanmak icin kullanilmiyor hatta insanlari bilgi sahibi olmadan linc etmenin hic sakincasi yok. Ulkede siyasi katletmeler olmamis, ulkedeki hukukun en buyuk problemi sanki eksik olan olum cezasiymis ve o gelse adalet saglanacakmis.
  • f_d  (07.05.14 23:20:13) 
idama karşıyım. idam bence bazı durumlarda cezadan çok ödül gibidir.

ölene kadar hapiste kalabilir. 2 kez müebbete çarptırırsın, aftan falan yararlanmasına izin vermezsin, hücre tipi cezaevine koyarsın, pişman olana kadar orada kalır. pişman olduktan sonra da orada kalır. ölene kadar orada kalır. yaptığı şeyler ufacık beynini kemirir durur.
  • himmet dayi  (07.05.14 23:20:50) 
Bir de kendi düşüncemi desteklemek için su soru işaretimi gidermem gerekiyor. Suçluların cezaevlerinde bulundukları sürede hayata kazandırılmaları da gerekiyor. Ancak çocuk tecavüzleri idam edilmezlerse ve hapse girerlerse hapishanelerde diğer mahkumlar tarafından kendilerine onlarca kez tecavüz ediliyor, işkenceye uğruyorlar. Zaten sağlıklı düşünemeyen bu bireyler bir de bu ağır şartlardan sonra nasıl hayata kazandırılacak ki? Boşuna hapishanede yer kaplıyorlar + serbest bırakıldıktan sonra suç işleyecekleri de aşikar. Bu yüzden idam edilsinler ve win win olsun. Yaşam hakkı dışında bunu çürütebilecek bir fikri olan var mı?


  • okuyamıyom ben ya  (07.05.14 23:22:21) 
akp liler olsun istiyorum
pkk lilar olsun istiyorum
cocuk tecavuzculeri olsun istiyorum
bu kafa kusura bakmasin kimse ama biraz ergen kafasi.
benim yaptigimi yapmayan, dusundugumu dusunmeyen herkes olsun o zaman.
oldu canim cok iyi dusunmussun.
cocuk tecavuzu de sanirim kafanizdaki en buyuk suc ki durmadan olay boyle tartismalarda buna geliyor.
adam 10 kisiyi oldurse kimse 1 cocuga tecavuz etmis baska bir adam kadar ustune gitmiyor.
nasil bir etik nasil bir algi anlayamadim.
  • rentts  (07.05.14 23:23:08) 
@okuyamıyom ben ya, tecavüz edenin hapse girince tecavüze uğraması 80'li yılların türk filmlerinde kaldı dostum, biraz ilerleyin artık.


  • baldur  (07.05.14 23:24:30) 
  • okuyamıyom ben ya  (07.05.14 23:26:19) 
Akp gibi baskici ve guce susamis hukumetlerin elinde muhalefeti imha ve korkutma aracina donusecektir suphesiz. Bu cocuk olumlerinin bilincli olarak bu kadar goze sokuldugunu dusunuyorum.


  • umarsizca umarim  (07.05.14 23:26:48) 
Kötü insan yoktur.

www.sonerabay.com
  • oddyseus  (07.05.14 23:28:18) 
son zamanlarda çok fazla çocuk öldürüldü, tecavüz edildi. kayıp bir türlü bulunamayan çocuklar var. bunları gördükçe o pislikler gebersin istiyorum. çünkü çocuklar çok masum, çok temizler. onların bu masumluğundan faydalanıp, kandırıp zarar veriyorlar. çocuk çok kıymetli. haliyle insan çıldırıyor. boş yere oksijen tüketmesinler. gebersinler tüm dünya kurtulsun. sırf böyle insanların varlığı yüzünden anne olmaktan vazgeçtim, ya koruyamazsam bu sapıklardan çocuğumu diye.


  • rock n roll  (07.05.14 23:29:27) 
siddete siddetle karsilik vermek pek celiskilidir. sirf kanunlar boyle izin veriyor diye, baska bir hayat hakkinda soz soyleyebilmek zayifliktir. kamu vicdani ile kamu duzenini saglamaya calismak yetersizdir. her hatanin bir bedeli vardir, ancak olum en agir cezadir en iyi tarafindan bakilsa bile. evet idama karsiyiz! evet benzer tezleri sunuyoruz, her ne kadar karsi cikmalarinizi tahmin edebiliyor ve hatta belki az haksiz gormuyorsak da...
ancak cok etraflica dusunulmesi gereken bir olguyu boyle iki cumle ile sonuca ulastiramayiz.dusunulmesi gereken yuzlerce detay var.
hukuk-ceza sistemi insanligi ileriye goturmedigi surece gorevlerini tam olarak yerine getiremez. 'omur boyu' cezalar ya da idam cezasi, ceza olgusunun mantigina aykiridir. bir ceza omur boyu verilemez, cunku bu ceza yeterli mi, yerinde mi, etkin mi vb sorular incelenemez hal alir. cezanin kamu vicdanina ve duzenine negatif ve pozitif etkisi olculebilir olmalidir. cezalarin caydiriciligini gozetmenin yani sira, modern hukuk duzeninde, suclunun da bir noktaya kadar zaruri bedensel ihtiyaclarini, bedensel butunlugunu ve guvenligini minimum kosullarda saglamak gerekir; ve medeni bir toplum kendisini bu konuda yukumlu hisseder. insancil bir bakis acisiyla yasalari koymaya basladigimiz an, kaldi ki aksi orman yasalari olur, suclunun islah edilip, topluma geri kazandirilmasi buyuk onem tasir, bu da idam cezasi ile asla mumkun olamaz pek tabii.
  • dnznc  (07.05.14 23:53:14 ~ 08.05.14 00:04:09) 
Tecavüzcülerin özellikle çocuk ve hayvan tecavüzcülerinin yaşamaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu toplumun eğitilebileceğine dair bir umudum yok.
Ama şunu da düşünüyorum, türkiyede idam kararı çıkarsa sadece tecavüzcüler öldürülmez. Daha çok deniz gezmiş olur...

  • mutlusismankedi2015  (08.05.14 00:19:20) 
idamı istiyorum...
bazı hastalıklar var tedavi edilemez... idamın yıldırıcı olmadığını söyleyenler neye dayanarak söylüyorlar o da belli değil...
ben de bir mahkumdan duyduğumu söyleyeyim. işin ucunda nasıl olsa ölüm yok diye 5 kişiyi öldürdüm. nasıl olsa devlet bana ölene kadar bakacak... bu da yıldırıcı olduğuna dair delil...

başkasının yaşama hakkını alan katilin yaşam hakkını, kimse alamaz diyorlar. oldu canım gözlerim doldu...
idam kısasa kısastır... adalet ancak öyle yerini bulur...idamlık 100 kişiden birisi suçsuz olabilir diye idama karşı olmak da saçmalık...
  • inanmazsan inanma  (08.05.14 00:23:05) 
bir kişi bile suçsuz olduğu halde, yanlış kararla idam edilirse, tüm hak ederek idam edilenlerin yerine geçer.

ki zaten devlet lehine işleyen, hatta devletin direkt çıkarları uğruna çalışan bir sistemden bahsediyoruz. daha 6 mayıs'ı yeni geride bıraktık, idam cezasının varlığı durumunda çocuk tecavüzcüleri filan değil direkt iktidarın işine gelmeyen insanlar öldürülür.
  • gmzo  (08.05.14 00:23:46) 
bu toplum idam cezası korkusuyla mı düzelecekmiş? idam cezasına gelene kadar bu yolda uygulanması gereken şeyleri düzgün bir şekilde yapalım da hele, sonrasına bakarız. eğitimden, hukuktan, sosyal yaşantısına kadar her şeyimiz falso şu an. sanki sistem tamamen işliyor da, son çare olarak idama sarılıyoruz, oldu.

ayrıca ben acıma duygusunu yitirmiş bir katil, tecavüzcü olsam idam cezasını ağırlaştırılmış müebbet hapsine tercih ederim. bu canileri yaşarken ölümü dahi isteyecek hale getireceksin, direkt olarak ölümle ödüllendirmeyeceksin.
  • tonoto  (08.05.14 00:28:50) 
düz mantık: mesela abd'de idam cezası var. her sene infaz edile sayısız insan da var, demek ki caydırıcı değil.
bazı suçluların ölmesini hepimiz istiyoruz evet ama onlar da ölmek istiyor. adana'daki suçlu iki defa intihara kalkışmış. bedava ölüm olmamalı öylelerine.
sinirli olduğumda idam cezası getirilsin istiyorum ama mantıklı düşününce olumsuz yönlerini daha iyi görüyorum kendi adıma.
el kadar çocuğa el kaldırmaya gözü dönen bir varlığın gözünü hiçbir şey korkutamaz.
  • g7mor  (08.05.14 00:41:49) 
idam cezasini tartismadan once acaba dogru suclu mu yakalanmis ondan emin olmak lazim. misal buradaki idam edelim! diye cigiran insanlardan bir tanesi masumken haksiz yere boyle bir suclamayla karsilassa acaba ne hisseder? yani ben merak ediyorum cidden, hadi gelin pandispanya ile okuyamiyom ben ya'yi yargilayalim. birisi cinayet digeri tecavuz zanlisi olsun. ikisinin de aleyhinde ikincil dereceden kanitlar olsun, fakat baska bir suclu bulamadiklarindan halkin da gazini almak icin davayi cok uzatmadan idam kararina baglasinlar. acaba yine insan eliyle adalete ilmek boyna gecirilirken de guvenecekler mi?
bu ulkede katiller birinci dereceden deliller omasina ragmen muebbet bile yatmadan cikarilmadilar mi? suclu olan zaten cekmesi gereken gercek cezayi cekse aflarla ortaliklara salinmasalar idam tartisilir mi hala?
suc olustuktan sonra, suclu yaratildiktan sonra cezalandirsan ne farkeder? acaba turkiye'de niye suc artti? engellenebilr miydi?
tartisilicak ise bunlari tartismak lazim. bir de amerika'yi yeniden kesfetmeye gerek yok, suc oranlarini dusurmenin yolu zaten biliniyor; cevap kesinlikle idam degil. bu biline biline idami savunmak ancak cehalettir, hele turkiye'de bunu savunmak iki kat cehalettir. insanlari hicbirseyle suclamadan senelerce tutuklu adi altinda hapis yattirdilar hala idam cezasi tartisiliyor, hey allahim yaaa...
idam cezasi gelecek butun katiller teroristler olecek zanneden salaklar var hala, evet butun teroristler iceride zaten degil mi? habur kapisindan eskimolar girdi halaylarla, hizbullah da bitirildi gitti, bir tanesi bile kacmadi, saklanmadi, di mi guzel kardesim? yani allah askina bir gaste alin okuyun bir kitap okuyun yahu...
gece gece sinir oldum valla!
  • mavicorap  (08.05.14 01:04:05) 
öncelikle kompil karşıyım hiç bir canlının yaşama hakkı elinden alınamaz gasp edilemez. evet hepimiz arada cinnet geçiriyoruz duyduğumuz haberlerden fakat ...

diğer yandan bölgesel olarak değerlendirirsen malesef ki idam için gerçekten verimli çalışan bir hukuk sistemine ihtiyacımız var zamanında tüm ülke gördü ki idam cezası geldiğinde baştaki kişinin sevmediği yada düşünce tarzında oolmayan insanlar çatır çatır asılıyor.

diğer taraftan hukuk sistemimiz o kadar kötü işliyor ki o yaptı yada bu yaptı/yapmadı diyemiyoruz bence bu yaptı diyerek hapise atılan suçsuzlar olduğunu gördük (bknz: pardon).
  • exodia  (08.05.14 01:16:06) 
[]

Edevlet şifresini başkasına versem?

Bulunduğum şehir yüzünden yapamadığım bir işlemi edevlet şifremi vererek başkasına yaptırmayı düşünüyorum. Ancak edevlet şifresiyle neler yapılabilir bilmiyorum. Kötü niyetli biri başıma iş açabilir mi edevlet şifremle?




 
E-Devlet şifrenizi hiçbir şekilde hiç kimseyle paylaşmayın.


  • cok sey hakkinda az sey bilen adam  (07.05.14 13:28:17) 
E-Devlet şifrenizi hiçbir şekilde hiç kimseyle paylaşmayın.


  • ibomiu  (07.05.14 13:28:35) 
Hadi ya. Tamam vermeyeyim de sebebi nedir peki? Neymiş bu edevlet şifresi hiç bilmiyorum da.


  • okuyamıyom ben ya  (07.05.14 13:32:08) 
  • cok sey hakkinda az sey bilen adam  (07.05.14 13:35:03) 
[]

Göz doktoruna gidiyorum + lens

Bunca yıdır gittiğim hiçbir göz doktoru bana lens reçetesi vermedi. Ya öyle bir şey yok dediler ya da lens zararlı boşver dediler. Ben de gözlük reçetesindeki numaralarla internetten lens aldım. Ama 3 yıllık lens hayatım boyunca hep bir sorun oldu lensim. Pıt diye düşmeler batmalar kaymalar falan. Bugün yeni bir doktora gidiyorum yeni lens almak için. Lens için hangi bilgiler gerekmekte? Lens reçetesi diye bir şey gerçekten var di mi? :(




 
naptın sen.
lens muayenesi randevusu al. çap ölçecekler ona göre numaraları var o lenslerin. diameter, base curve falan. lens muayenesi gözlük muayenesinden farklı.

  • lily briscoe  (29.04.14 15:56:25 ~ 15:57:47) 
eğer lens çapı göz çapına uymazsa o bahsettiğin rahatsızlıklar olur. bir muayene ol mutlaka. o değil de 3 yıl nasıl dayandın?


  • earthangell  (30.04.14 19:50:43) 
[]

Bisiklet kaça alınır?

İyi akşamlar herkese. :>

Bu yaz yeni bir bisiklet almayı kafaya koymuş durumdayım. Borçsuz harçsız almak istiyorum ama bisikleti. O yüzden yavaştan para biriktireyim diye düşündüm.

Yazları neredeyse hergün sahilde bisiklet süren bir bisikletcanavarıyım. Öyle çok sakin sürdüğüm söylenemez. Ki sahile bisiklet üzerinde gidiyorum, yani trafiğe de çıkıyorum.

Çok pahalı olmasın, idare eder bir şey olsun yeter bana. O paralar kolay biriktirilmiyor zira :< Dişi kişisi olmam bisikletin fiyatını etkiliyorsa onu da belirtmiş olayım. Ay hadi bana hedef koyalım da para biriktireyim ehe. Teşekkürler. <3

 
800-1000 arası idare edecek bir şeyler alabilirsin sıfır olarak.


  • ucan spagetticanavari  (22.04.14 21:33:14) 
500'e falan kron'un giriş modelleri var, onlara bakabilirsin.


  • xenophobe  (22.04.14 21:33:18) 
benim psikolojik sinirim 500 tl.


  • oharro  (22.04.14 21:34:10) 
ben 300'e razıydım, iki katına bile bulamadım. zannederim biraz açıklayıcı olur :(


  • cagdas donem kuramcisi  (22.04.14 21:54:13) 
800 ile 1500 arası gerçekten güzel giriş seviyesi bisikletleri var. yıllarca market bisikletleri dayatıldığı için millete millet bisikleti 300-500 liralık bir şey sanıyor. direkt model istersen sedonanın 310-320-325 modellerine bir göz at.


  • nohut kokusu sacan duduklu tencere  (22.04.14 22:13:56) 
www.decathlon.com.tr

soyle bir sey olabilir bence. daha az harcamak da parayi cope atmak gibi biraz.
  • fortisvita  (22.04.14 22:17:55 ~ 23.04.14 00:26:48) 
Bende 40 yıllık bir bisiklet var, 4-5 yıldır kullanıyorum. Şu anda toparlarıyorum tmirci 2 bin liraya saattığı bisikleti verdi al bunu seninkini bırak dedi..

Demem o ki keyif için alıyorsan git eskiciden eski bir yol-yarış bisikleti al toplat.. 400-500e malolur en fazla 10 numara da bisikletin olur.

Ha ben bisikletimi vermedim tamirciye topluyor şuan.
  • eli  (22.04.14 22:49:00) 
salcanolar 600den başlıyo sanırım 750 civarına carrarolar var 800-850den de kronlar var


  • yuto  (22.04.14 23:27:15) 
[]

Snapchat iletildi - gönderildi

Sanırım yeni bir whatsapp tek tik çift tik tartışması doğuyor. Snapchatte gönderildi ile iletildi arasındaki fark nedir biliyo musunuz?




 
Programın adını ilk defa duyuyorum ama benim mantığıma göre gönderildi server'a ulaştığı iletildi diğer kişiye iletildiği manasına geliyor.


  • onexey  (14.04.14 19:19:43) 
gönderildi iletildi değilde gönderilidi açıldı ve screenshot alındı dıye bildirim var diye biliyorum biliyorumdan kastım o renkler falan işte


  • topraam  (14.04.14 19:46:08) 
Snapchati duymadınız mı hiç aa :o Ben de aynen öyle düşünmüştüm teşekkür ederim :)


  • okuyamıyom ben ya  (14.04.14 19:47:14) 
[]

Nefes alamıyorum

Zaten alerjisi olan bir insanım. Geçen hafta bahar sebebiyle sürekli burnum aktı, gözüm yaşardı. Ama 1 buçuk 2 haftadır derin nefes alamama sorunu yaşıyorum. Hem vize haftası hem de iğrenç randevu sistemi yüzünden doktora da gidemedim. Uyuyabilmem saatler sürüyor, uyusam da uyuduğumdan bir şey anlamıyorum. Vizelerden sonra doktora gidicem zaten ancak bunun geçici bir çözümü var mı? Ps: yıllarca alerji ilacı kullandım ama ilaçlar etkisini yitirince kullanmayı bıraktım yazın ameliyat oliciim. Yani şu anda ilaç kullanmıyorum.




 
valla bendede var o sorun aldığım nefes sanki beynime gitmiyormuş gibi çektim yorganı üstüne yün battaniye ile geceleri açıyorum camı o soğuk havayı çekiyorum içime burnumdaki et nedeni ile aşırı rahatlama veriyor.
not: alerjim yok

  • Kozmik_Rakun  (11.04.14 17:55:19) 
Yani burnum zaten iptal de ağızdan da nefes alamıyorum işte. Böyle tam alıyoruum ciğer tıkanıyo rahatlayamıyorum.


  • okuyamıyom ben ya  (11.04.14 17:57:40) 
bronşiyal astım belirtisi. göğüs hastalıklarında muayene olup uzun vadeli bir tedaviye başlaman gerekiyor. nefes darlığı krizim geçsin ama tedavi etmesin diye bir ilaç soruysan (bkz: ventolin).


  • robin crusoe  (11.04.14 18:03:24) 
Nefes verirken ıslık sesine benzer bir ses geliyor mu ciğerlerinden? Wheezing yazıp aratıp dinleyebilirsin, o ses de geliyorsa muhtemelen astımsın ve evet doktora gidip tedaviye başlaman gerekiyor. Geçmiş olsun.


  • lal u ask  (12.04.14 05:30:53) 
[]

Nolcak bu dünyanın hali?

Düşündükçe mutsuz oluyorum ya ben. Seçimlerden sonra tamam artık unutucam elden bir şey gelmiyor ilgilenmiycem dedim. Ama yok olmuyor. E düşündükçe de afakanlar basıyor. Sadece türkiyede değil genel olarak siyasi ilişkilerimizin olduğu ülkeleri düşünüyorum. Yine mutsuzluk. Artık insanların tahammülü kalmadı birbirine. Ben de o sınırdayım akpli sınıf arkadaşlarımı düşündükçe nasıl yaaa diyorum. Tamam siyasi düşünce özgürlüğü falan da nasıl abi ya nasıl! Aklım almıyor. İnsanlar ölüyor siyasiler kıvırıyor yandaşlar kazanıyor asgari ücretle çalışanlar olsun allah inancı var diyor.
Yaani çok üzülüyorum be. Siz ne durumdasınız onu merak etmiştim.



 
Bu dünyada iki şey öğrendim.

1-Asla herkesi aynı anda memnun edemezsin.
2-Asla değiştiremeyeceğin şeyler için üzülme.

Edit:İmla.
  • Evocati  (10.04.14 04:36:27 ~ 04:36:51) 
O tiplerden her yerde var.

ingilizceniz varsa youtube dan the young turks videolarini izleyin amerika'da en az bizdekiler kadar oldugunu gorursunuz. mississippi de yeni kanun gecti mesela dini inanclarina aykiriysa karsindaki insan hizmet vermek zorunda degilsin. adam hristiyan gay evlilik dinine aykiri diye siktir git diyebiliyor restaurantta. amerika lan. yaa iste.. :)

Ben siklemiyorum. Afrika'dakiler susuzluktan acliktan, Turkiye'dekiler temel ozgurluklerden, Avrupa'dakiler Kuzey Amerika'dakiler ekonomiden sikayetci. Her yerde siyaset bok gibi. Siyasetciler dunyanin her yerinde igrenc insanlar.

Hayata bir daha mi gelecegim? Niye bir avuc salak yuzunden hayatimi mahvedeyim sikintiya girerek?
  • babamasoliimbananickaldirsin  (10.04.14 04:41:00 ~ 04:41:25) 
saat sabahın 5i ben şu an bunu okuyorum vigilantcitizen.com/moviesandtv/hidden-meaning-movie-coraline/

Konuyla doğrudan alakası yok ama nedense çok korktum. Bu disney ve çocuklar üzerinde oynanan zihin kontrol olayları beni çok düşündürüyor. Dedim duyuruya bakayım ses seda var mı ilk gördüğüm duyuruya atladım. valla.
  • buzbebek  (10.04.14 05:13:51) 
[]

Hat 200 kartal - kocaeli

Bu otobüse bineniniz var mı? Pazartesi sabah saatlerinde çok dolu olur mu kendisi? Bir de daha önce kartal metrosundan bindiğimde dolu gelmişti. Bunun ilk durağı nere ola ki? Gideyim ordan bineyim.




 
ilk duragi maltepe carrefour park'ın yanındaki otobus duraklari.


  • kobretti  (07.04.14 07:53:57) 
[]

Caddebostanda ders çalışılır mı ki?

Caddebostanda oturup keyif yapasım var ama ders çalışmam da gerekiyor. Caddebostan sahilde ders çalışmak azıcık namümkün sanırım. Caddede ders çalışılcak yer var mı aceba?




 
yok.
strabucks nero falan var ama bugün cehennem gibi kalabalıktır, gürültü patırtı, gelene geçene bakiim derken yalan olur o.

  • jimjim  (06.04.14 14:52:10) 
[]

Sabahattin ali sözü - kitap mı aceba?

"birbirine bu kadar yakın kimselerin buluşması enderdir. biz tesadüfün bu lütfunu tekmelemeyecek kadar zeka gösterelim. ne dersin?"

Bu söz sabahattin aliye aitmiş. Nerden neyin nesidir merak ettim. Baktım baya bi de bulamadım bir şey. Bileneniz var mıdır? Çok sevdim bağbi.


 
o arkadaşım'da imiş sanırm ama bilemedim.


  • mutevazi  (01.04.14 23:11:05) 
çakıcı'nın ilk kurşunu/ o arkadaşım
sf. 19

  • marcelorios  (01.04.14 23:14:14) 
[]

Kocaeli aktivitesi

Evet fena halde sıkıldım yapacak bir şey bulamamaktan. Kocaelililer naaapıyor? :/




 
kocaeli'nin en guzel yani istanbul'a donusudur. istanbul'a don.


  • bohr atom modeli  (17.03.14 22:16:00) 
Zaten hobi olarak istanbula gidiyorum da artık okuduğum şehirde yapacağım bir şeyler olsun istiyorum. Hiç mi yok ya?


  • okuyamıyom ben ya  (17.03.14 22:17:50) 
Ortamın varsa gayet keyifli bir yer Kocaeli, arkadaşın yok mu hiç? Takılın işte, gidin için, muhabbet edin.


  • roket adam  (17.03.14 22:18:49) 
kocaeli'nin çok güzel doğa yürüyüş parkurları var. onlara bir göz at. ben istanbul'dan kalkıp geliyordum onun için


  • kaynaklari etkin kullanamayan iktisatci  (17.03.14 22:23:36) 
Olmaz mı? Var ama hergün merkeze inip sağda solda sürtmekten sıkıldım. Boşa vakit harcamakmış gibime geliyor. Amaçsız yaşıyorum ya. :(


  • okuyamıyom ben ya  (17.03.14 22:23:38) 
bohr +1

burada sıkılmaktan başka yapacak pek bi şey yok. kışın sinema, yazın sekaparkta piknik ya da kafede barda pineklemek. çok şey yapma yani hep beraber sıkılıyoruz.
  • bxgx  (17.03.14 22:42:51) 
Sinema bile yok ki doğru düzgün. Tiyatro da aynı şekilde hiçbir oyunda yer kalmıyor. Özele de para yetişmez.
Öyle boş boş gidip geleyim yani? Çok ümitliydim oysa :(
Yürüyüş parkurunu da gugıllıyım bi.
  • okuyamıyom ben ya  (17.03.14 23:07:01) 
yapmak istedikten sonra bi sürü aktivite bulursun kocaelide de.

golf bile oynayarsın o derece ama maddiyatsız olmuyor, öğrenciysen en fazla yürüyüş yolunda bi tur atar bi kafeye gidersin.

okuldaki klüpleri kovala ordan bişeyler çıkar belki.
  • al basmadan donu var  (18.03.14 00:47:10) 
[]

Almanca erasmus sınavı

Daha önce de sordum ama şoolmadı. Yarın erasmus için almanca sınavına giricem. Son bi gayret ne öğrensem? Özetli mözetli siteler var mı? Pls. Pardon bitte.




 
Sinav nasil ki? Deutsch grammatik diye aratsan googleda?


  • kucukharfler  (10.03.14 23:10:36) 
[]

Bu çiçek nedir? Biraz da acele.

fbcdn-sphotos-h-a.akamaihd.net bu fotoğraftaki çiçeğin adını bilen var mı aceba?




 
yucca


  • fallopian  (19.02.14 14:48:32) 
[]

Öğle yemeğinde yesek yesek ne yesek?

Evet hayatımıza heyecan katacak öğle yemeği arıyoruz. Hergün aynı yerden ev yemeği almak da tavuk şiş almak da sıktı. Dışardan ne yesek bugün? :i




 
Benim canım pizza çekti şu an.

Dominus'un Adana uslulü pizzası gayet iyi.
  • himmet dayi  (17.02.14 10:52:33) 
ton balıklı salata. yarım porsiyon 9.75 falan. doyurucu sağlıklı.


  • charlotte blanc  (17.02.14 10:58:38) 
şimdi elimdeki menüye baktım 8 liraymış ton balıklı salata. ama işte güzel mi ki. ya değilse. ay ben üzülürüm. ton balıklı salata nereden söylenir ki ya?


  • okuyamıyom ben ya  (17.02.14 11:06:52) 
Pizza yiyin.


  • arnold schwarzeneger  (17.02.14 12:25:56) 
[]

koülüler buraya hobaa! üsd.

Evet sevgili koülüler (tabii varsanız) üsd tavsiyeleriniz nelerdir? Yarın sabah pıtpıt en güzel üsdleri seçivermek istiyorum. Ders listesi var mı diye baktım bulamadım. Ne seçiyim de kolay kolay aa alayım ya da ne seçeyim de gerçekten bir şeyler öğrenebileyim? Ne seççeniz siz?




 
bunların hepsi eds mi? edslere her hafta girme zorunluğuğu gibi bıdılar var sanırım. gelemem ben öyle şeylere :(


  • okuyamıyom ben ya  (16.02.14 22:34:54) 
Bence Türkçe varsa onu seç.


  • jamalbsf  (16.02.14 22:54:17) 
[]

Toplu taşımada kadınların rolü

Günaydınlar. Ya toplu taşımada ne zaman sağımda solumda arkamda temas hissetsem dönüp laaaan noluyo diye bakıyorum ve ne görüyorum biliyor musuz? KADIN! Eskiden sadece yaşlı teyzeler samimiyeti arttırırdı ama artık her yaştan kadın çekinmeden temas kuruyor. Ben de taciz olasılığı olsun olmasın birileriyle dip dibe durmayı sevmiyorum ve aşırı rahatsız oluyorum. Erkekler aman diyip dikkat ediyorken kadınlar nasıl bu kadar rahat oluyor ya? "Hööö nasılsa taciz ettiğimi düşünmez ben lezbiyen değilim dur azıcık yabışıyım" diye mi düşünüyolar? Bir tek benim başıma gelmiyor di mi bu durum? Duyuru kızları canımlar yapmayın annemler etmeyin gülümler.




 
Çünkü çok seksisin.


  • arnold schwarzeneger  (12.02.14 09:42:30) 
kadınlar kalabalıkta erkekler sürtmesin diye sırtını başka bir kadına yaslıyorlar, arkaya sağlama alıyorlar yani :D


  • dafuq  (12.02.14 09:43:58) 
bunu fark ettiğimde, bir tarafında güven vermeyen bir tip varsa, diğer tarafında da düzgün bir insan varsa, nasıl olsa kadınım taciz de denemez diyerek bir nevi sakınma şeklinde yaptıklarına kanaat ettim. oluyor bu gerçekten.


  • rahmetli de kotulerdi  (12.02.14 09:44:20) 
Yukaridakileri gec. Turk insaninin kisisel alana saygisi yok. Eger kisisel alanina biraz dikkatli biriysel mecbur her yerde sikinti yasayacaksin.


  • f_d  (12.02.14 09:59:05) 
insan konservesi kıvamında seyahat ettiğimiz toplu taşıma sistemlerinde ne rolü, ne kişisel alanı allaseniz? :) kaderci yaklaşımın eseri bunlar, "hadi ben de kadınım, o da kadın, inşallah yanlış anlamaz" düşünceleriyle yapılan şeyler.

hadi siz kadınlar aranızda böyle dayanışma gibi yapabiliyosunuz. biz erkekler sıkışınca napıcaz? erkeğe yanaşsan olmaz, kadına yanaşsan olmaz. cenin pozisyonu alıp, yere çöküp ağlayalım mı?
  • loveinaflipbook  (12.02.14 10:06:57 ~ 10:07:32) 
beni de rahatsız ediyor.. kesinlikle hoşlanmadığım şeyler..

ne düşünüyorlarsa da düşünmekten vazgeçsinler..
  • senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin  (12.02.14 10:16:11) 
loveinaflipbook + 1
Sardalya konservesi gibi binmişiz zaten, kişisel alanımı geçtim, bir yanağım kapıya yapışık gittiğim günler bile olmuştur. Bir noktadan sonra, otobüs-metrobüs-dolmuş-diğerleri yeterince kalabalıksa ilk başta "Şu kadın ona doğru yanaşayım"la başlayıp, belli bir durak ve km'den sonra "Değdiren değdirsin anasını satayım, zaten sabahtan beri benim de yapışmadığım kişi mi kaldı" havasına giriyorum. İnsan gibi girdiğim yerden hayvan gibi çıkıyorum. Saç baş hiç taranmamış gibi dağılmış, giysi buruşmuş ve dağılmış, neşeli şarkılar dinleyen ben kafasında Rage Against the Machine çalar hale gelmişim; daha ne kişisel alanı?

  • aychovsky  (12.02.14 11:56:53) 
@aychovsky,
konserve durumu dogru rezillik. bazi zamanlar kisisel alan filan hak getire tamam.

ama benim dedigim farkli. eger kisisel alaniniza biraz dikkat ediyorsaniz kalabalik olmasa da fark etmez tacizleri bir kenara biraksak bile rahat edemeyeceginiz bir ortam var. az kalabalikken temas etmek zorunda degildir umrunda olmadigi dikkat etmedigi icin eder. her taraf bosken gelir dibinde durur, farkinda olmaz. alanini ayarlayamadigi icin ayagina basar, sorun gormez. yaninda otururken kolunu bacagini yaslar, cekersin yine yaslar. bunlarin hicbirine yav kardesim yapma diyemezsin. cunku hem anlayamaz ne olacak der. hem turkiye'de yasiyorsun kime denk gelecegin belli olmaz.
  • f_d  (12.02.14 12:18:36) 
Bende bir hala var, "Otobüs boş olsa bile bir kadın varsa gider onun yanına otururum. Gazetelerde her gün okuyoruz, 70 yaşındaki yaşlı kadının evine hırsızlığa girip tecavüz edip çıkıyorlar" diyen. O da öyle paranoyak da olabilir.

İstanbul'da yaşıyorum, işim gereği de daha önce 3-4 şehirde aylarca veya bazen 1 yıl kalmışlığım oldu. Nüfusu 1 milyon olan bir şehirde, hem benim hem karşımdakilerin kişisel alanına çılgınca dikkat edebiliyorum, normal insan gibi binip inebiliyorum ama İstanbul'da edemiyorum çünkü hem kendimin hem karşımdakinin kişisel alanından nefret ediyorum, iş saati metrobüse bindiğimde varlığım varlığımdan nefret ediyor. Zaten sabah işe gidişim iki saat sürmüş, 10 saat işte kalmışım, sonunda bir şekil kendimi atmışım, yaklaşık iki saat sonra evimde olacağım. Uzayda kapladığım yerin farkında bile olmuyorum, bir şeye basıp "İnsan mı bu bastığım şey böyle kımıl kımıl" dediğim bile oluyor, biri bir şey derse hırlıyorum bile. Cuma veya Cumartesi akşamı İstiklal'e çıkamam hiç, örneğin. Ben normalde servis kullanıyorum, metrobüse haftada 3-4 kere bindiğim halde bunu yaşıyorum. Her gün binen insandan da tiksinir, hayattan da tiksinir. Geçen gün yağmurda bir kadın kaldırım ile metrobüs arasına itilerek düşürüldü, ona yetişmek istedim, arada ben harcandım. Kapı hizasını kaçırıp, 4-5 metrobüs grubunu beklemek zorunda kaldım yeniden kapı hizasına gelebilmek için. Millet kadının üstünden atlayıp metrobüse bindi. İşin kötüsü de, "Hayır, sen haksızsın" diyemem insanlara; çünkü orası bir Serengeti ve hayatta kalmak en önemli içgüdü. Bir noktadan sonra bunlar birikince de otobüs boşmuş, doluymuş, ayaktaymış, oyuruyormuş, yanımdaki insanmış, hayvanmış, tecavüzcüymüş, nefes alıyormuş, canlıymuş; insanın aklına bile gelmiyor. Otomatiğe biniyor hareket, artık ne olursa.

Bir yandan size de çok hak veriyorum üstelik, çünkü atıyorum yanınıza birisi gelip 9 keçili köy ağası gibi oturup sizi ezerken bunda hiç bir beis de görmeyebiliyor. Hatta bir kere yanıma bir kadın oturup "Yere torba koymak istemiyorum, taşısana bir kısmını" diye elime torbalarından bir kısmını da tutuşturmuştu. Eğitim şart.
  • aychovsky  (12.02.14 12:39:06) 
[]

Kitap okumaya dair

Hangi tarihler arasında hangi kitapları okuduğumu görmek istiyorum da bunun için bir uygulama var mıdır? Vikitapı kullanıyordum bir zamanlar ama çoğunlukla aklıma gelmiyor haliyle. Telefonda olsa daha kolay olur gibi. Ya da deftere mi yazsam? Böyle okumam gereken kitapları yazsam da tik atıp tarih yazsam felam? Böyle bir şey yapan var mı ki aranızda? Hı?




 
goodreads.com

başladığın bitirdiin tarihi girebiliyorsun. 2014'te bu kadar kitap okurum diye hedef koyabiliyorsun.
  • unalub  (06.02.14 22:09:47 ~ 22:10:11) 
@unalub hah evet duymuştum bunu da adını hatırlayamamıştım. teşekkür ederim.


  • okuyamıyom ben ya  (06.02.14 22:13:08) 
www.vikitap.com

Bence güzel bir site
  • soguk dus etkisi  (06.02.14 22:17:18) 
ben de tam bu ihtiyaca binaen goodreads kullanmaya başladım. işini görür.


  • falafila  (06.02.14 23:01:57) 
[]

Psikoloji öğrencisine hediye

Bir arkadaşıma hediye almak istiyorum. Sevdiği şeylerle ilgili değilde bölümüyle ilgili bir şey olsun istedim. Ancak psikoloji öğrencisi ne kullanır psikolog ne kullanır bilemedim. Psikoloji öğrencisine bölümüyle ilgili alınabilecek bir hediye var mıdır? Psikoloji öğrencisi olan var mı aranızda hımh?




 
psikoloji öğrencisi terk biri olarak söyleyebilirim ki öyle bi hediye almak istemezdim kaldı ki psikoloji ile ilgili hediye de gelmedi aklıma hiç.bu insanın başka ilgi alanı yok mudur veya son zamanlarda gitmek istediği bi yer,etkinlik,konser vs.onlar daha iyi gelir kanımca.


  • bi sigara bi bacardi  (05.02.14 14:30:33) 
Kitap al. Freud- Totem ve Tabu.


  • damdanakan  (05.02.14 14:32:48) 
yani var da bunca zaman hep ilgi alanlarına yönelik hediyeler aldım. bu sefer de değişiklik olsun ve geleceğine yönelik bir şey alayım dedim. şahsen bana bölümümle ilgili hediye alınırsa ben mutlu olurdum. ama kişiden kişiye değişiyor sanırım bu durum :)


  • okuyamıyom ben ya  (05.02.14 14:34:58) 
Lütfen psikoloji ile ilgili bir hediye almayın, ama psikoloji terimler sözlüğü alabilirseniz hoş olurdu. Sakın Freud almayın ayrıca.


  • yahveyire  (05.02.14 14:37:46) 
www.kitapyurdu.com bunu alsam olmaz mı ki? :| bana eğlenceli gibi gelmişti bu kitap. hatta okumayı da düşünüyodum. psikiyatristle psikolog aynı diyil biliyorum.


  • okuyamıyom ben ya  (05.02.14 14:47:19) 
Uzanılıp dert anlatılan koltuklardan al. Zira bu ve not defterinden başka bir şey kullanmıyorlar sanırım.
findabrisbanepsychologist.com
outfrontonline.com
  • r_u_h  (05.02.14 14:47:42) 
Psikolog ve psikiyatrist aynı şey değil ama bu kitabı bizim bölümdeki kızlar okuyordu, biraz ele düşmüş olabilir. Ama alınabilitesi var evet.


  • yahveyire  (05.02.14 17:01:49) 
hadi yine iyisin :)www.thepsychologyshop.com


  • bi sigara bi bacardi  (05.02.14 17:06:01) 
[]

Kadıköy ve kafe

Eski sorularda verilen cevaplara baktım ama çoğu bildiğimiz yerler. Diğerlerini de göz önünde bulundurucaz zaten. Yeni yerler keşfetme havasındaydık arkadaşımla lakin soğuktan dolayı yine kadıköye gitmek zorundayız. Bari kadıköyde bilmediğimiz bir yere gidelim dedik. Kadıköyde sevdiğiniz kafeleri yazarsanız çok mutlu olurum. Biraz da acil yarım saate çıkıcam çünkü.

Kriterlerimiz sadece kadıköyde olması ve güzel olması, evet. :m


 
  • robin sparkles  (04.02.14 15:37:30) 
www.agapiarestaurant.com

agapia garden. en azından menüde fiyatları var.
  • leadzeppelin  (04.02.14 16:12:40 ~ 16:13:32) 
  • bi sigara bi bacardi  (04.02.14 16:32:34) 
[]

Kefir

Kefirin çok yararlı olduğu bilinen bir şey. E tadı da çokzel. Hergün içmek lazım geliyor. Soruya gelince hergün kefir içeniniz var mı? Varsa da hangi kefiri içiyorsunuz? Hazır mı alıyorsunuz yoksa kendiniz mi yapıyorsunuz?




 
tadı konusuna katılmamakla ve içmemekle birlikte içene afiyet olsun diyorum lazım çünkü. geçen yaz her gün içen bir teyzem vardı. kendisi yapıyordu, kavanozda sütten mayalıyordu sıcak bir yerde bekleterek. bu yıl ne yapıyor bilmiyorum.


  • olanlaolunmaz  (03.02.14 20:04:18) 
Evet bizim evde her gün yapılıyor ve içiliyor. Evde yapıyor annem, böyle minik minik kefirler var onları sütle mayalıyor, günlük kefir yapıyor. Ben içemiyorum biraz huyluyum, ama evdeki herkes her gün içiyor.


  • elikası  (03.02.14 20:13:55) 
Benim annem de her gün içer. Kefir Mayası aldı, zaten sürekli çoğalıyor bu maya. Hem kendi içiyor, mayayı da çoğaldıkça bölüp arkadaşlarına dağıtıyor.


  • dampire  (03.02.14 20:21:20) 
"E tadı da çokzel."den gerisini okumadım...


  • late viper  (03.02.14 20:51:39) 
Ciddi misiniz ya? Ben baya baya severek takip ediyorum kendisini. İçelim içirelim!


  • okuyamıyom ben ya  (03.02.14 22:29:58) 
[]

Foursquarein hayatımızdaki önemi

Foursquaree ilk başta bilmediğim yerlerden haberim olur, yorumları okurum mantığıyla bakıyordum. Lakin şimdi fark ettim ki hiç de öyle bir işlevi yok. Herkes gerçekten bakın ben geziyorumcu. Ben bir ilk aldığım gün anı olsun diye çekin yaptım bir de benim için gerçekten önemi olan bir yere gittiğimde. Ama insanlar her gittiği yerde yapıyor. Gerçekten eleştirmek amacıyla değil de bir işlevi önemi varsa bileyim silmeyeyim diye yazıyorum bunları. Ağbi bu foursquare ne işe yarıyor? Kullananlar niye kullanıyor?




 
ben bakiyorum etrafta gidebilecegim nereler var diye, yorumlara da bakiyorum siklikla.


  • she was my baby  (02.02.14 14:56:17) 
Gerçekten herkesin hava atmak için kullandığını düşünüyorsanız silin gitsin. Şahsen ben yeni gittiğim bir yerde 4sq yorumlarına bakmadan sipariş vermiyorum neredeyse artık. Onun dışında yakınlarda kimse var mı diye görmeye yarıyor ama benim için pek önemli değil o. Bence siz gereksiz arkadaşlarınızı takibi bırakıp mekan bilgilerine odaklanın.


  • whoosie  (02.02.14 14:56:25) 
kimin nereye çekin yaptığına bakmıyorum ben de mesela. 1 sene sonra buraya en son geçen sene geldin demesi hoşuma gidiyor. başka şehre gittiğimde bilmem şu kadar mil uzaktasın demesi filan... bazen de hatıra oluyor. senle en son nereye gitmiştik diyorum. bakıyor ve görüyorum.

başkalarınınkine aldırmadan devam edin sizin için gerçekten önemli olan yerlerde çekin yapmaya. bi gün bakarsınız aynı yerde bi arkadaşınız olduğunu söyler, yanına gidersiniz filan...
  • supergirl  (02.02.14 15:01:19) 
Kendini her akşam x'house y' fakirhanede diye check in edenler var...

Ben gittiğim mekanlardaki güzel kızların profiline bakıyorum...
Genelde olmaz ama olurda biriyle kesisirsek bilgilerine filan bakıyorum gibi gibi...
  • pisuvardandumancikartanadam  (02.02.14 15:01:45) 
Whoosie +1. Hİç de öyle bi işlevi yok demek sanki biraz kişi kendinden bilir işi misali, demek ki sen hava atmak için kullanıyorsun. Sırf dün gece gittiğim yeri 4sq'dan buldum, sonra yanıma cumartesi evde canı sıkılan bi arkadaşım yakında olduğumu görüp atladı geldi. En çok kullandığım uygulama olabilir.


  • roket adam  (02.02.14 15:05:04) 
Mekanın yorumlarına bakarken çekin de yapıyor musunuz? Dediğim gibi ben de başta mekanlar hakkında bilgi edinmek için olduğunu düşünüyordum da bıdıbıdıs home bıdıbıdıs şato çekinleri sıktı. Arkadaş çevrem mi şey aceba? :i
Bir de böyle güzel foursquare hesapları gibi bir şey var mı? Değişik yerlere giden falan?

  • okuyamıyom ben ya  (02.02.14 15:08:19) 
bazı yerlerde check-in ikramı ya da indirimi olabiliyor.


  • kral lear  (02.02.14 15:15:57) 
Uygulamayı silmek yerine tuvalette bile check in yapan adamları sil.


  • cunupkral  (02.02.14 15:57:44) 
kral lear +1.

baska bir avantaj öngöremiyorum. kullanmamayi tercih ediyorum. anlamsiz "bence"
  • wiillii  (02.02.14 16:28:33) 
yeni bir mekana gittiğim de mutlaka sipariş öncesi yorumlara bakarım. ve başkaları da faydalansın diye yorum bırakıyorum.
gideceğim mekanları da foursquare den buluyorum. misal ankarada onlarca mekan var. yorumlar çok etkili benim için. benim için facebook tan bilmem neden daha çok kullandığım bir sistem.

  • start over  (02.02.14 17:10:57) 
Chrck in yaptığın yerdeki insanları da görüp ekleyebiliyorsun.


  • phoenixboy  (02.02.14 18:39:34) 
hatun düşürenler varmiş :D


  • cunupkral  (09.02.14 06:04:16) 
[]

Beşiktaş Sosyal Güvenlik Merkezi

Buraya Mecidiyeköy'den nasıl gidilir? Neye binilir, nerede inilir, nereye yürünür? Yandex panoramadan baktım ama bulamadım yerini. :|

Bir de Kadıköy'den gitme ihtimalim de var. Onu da öğrensem oh tadından yenmez.


 
hatırladıgım kadarıyla kabataştan eminönü tarafına giderken ikinci durakta indigin zaman tam önüne denk geliyordu.

kadıköyden giderken en kolayı zaten kadıköyden karaköye ordan tramvay fıkdınlı duragıydı sanırım durak orda iniyorsun orası

( aynı yerden bahsediyoruz dur umarım)
  • horizon  (29.01.14 16:03:53 ~ 16:06:04) 
Evvet kazasız belasız halloldu. Teşekkür ederim. :)


  • okuyamıyom ben ya  (30.01.14 15:36:06) 
[]

Hukuk öğrencileri goşun!

Özel hukuk derslerine sadace pratikten mi çalışıyorsunuz? Ben şimdiye kadar hep son gün pratik okuyarak hazırlandım sınavlara. 50 civarında notlar aldım. Şimdi büte giricem ama kitap resmen işkence. Pratikleri çokçokçok okusam yeterli olmaz mı? Hoca zaten doktrinde tartışmalı şeyler de sormuyor. :i




 
pratikleri oku ama hocanın görüşünü de bilmende fayda var hepsinin farklı farklı düşüncesi var soktuğumun doktrininde. O yüzden derste tutulan notu da inek bi kızdan alman lazım


  • adam  (25.01.14 15:57:28) 
Pratikler zaten bizim fakültenin. Hocanın görüşleri tartışmalı konularda belirtilmiş. Ders notu bir tane var aslında elimde de çok çirkin ya yazısı :< fotokopicideki not çalınmış bu sene şanssızlığımıza.
Ama yani sonuç olarak pratikleri bol bol tekrar etmek kafi diy mi? :>

  • okuyamıyom ben ya  (25.01.14 16:02:19) 
yani şu saatten sonra uzun uzun kitaptan çalışmayacaksan zaten, yeter diyelim de için rahatlasın. ama mesela kaçıncı sınıf hangi ders, möhuk a sırf pratikten çalışırsan patlarsın bence, biraz kanun oku bari.


  • alice practice  (25.01.14 16:18:57) 
[]

Köpekli instagram hesağbı

Böyle köpeğini denişik denişik çekip fotoğraflarını instagramda paylaşan bir beyefendi vardı. Kimdi?




 
instagram.com bu mu acaba? bir de köpeğin cinsini yazarsanız daha kolay bulunabilir.


  • blues buzz  (25.01.14 00:01:02) 
Iıh bu diyil :< böyle sarkık dudaklı sütlü kahve bi köpekti. sihirli annemdeki taciye benziyodu sanki........
sahibi de bol dövmeliydi :i

  • okuyamıyom ben ya  (25.01.14 00:22:00) 
senin sorduğun değil ama şu da çok iyidir instagram.com


  • r_u_h  (25.01.14 00:37:20) 
Tunameltsmyheart olabilir belki.Çirkin bi köpek.


  • efreet sultan  (25.01.14 00:40:21) 
Bu diyil bu da diyil bu hiçç diyil! :<


  • okuyamıyom ben ya  (25.01.14 15:57:15) 
[]

apple store'dan alışveriş yapan var mıdır aranızda?

hı?




 
Apple store'dan kastin magaza mi itunes mu?

I tunes ise bir kac oyun ve uygulama satin aldim.
  • halitkin  (17.01.14 21:15:50) 
mağaza olanından. internet üzerinden alışveriş yapan var ise birkaç sorum olacak da.


  • okuyamıyom ben ya  (17.01.14 21:21:36) 
Ben yaptım hocam mini retina aldım daha geçen buyrun alayım sorunuzu


  • kilimanjaro  (17.01.14 21:44:37) 
ilk çıktığında iphone5s aldıydım. peşine 12 taksit yaptı, bi cuma sipariş verdim özel kargo kutusu içinde çarşambasında elime ulaşmıştı.


  • naughtyfisherman  (17.01.14 21:59:41) 
ben de yaptım gayet de memnun kaldım


  • metehan01  (17.01.14 22:18:17) 
[]

telefon nereden alinir?

hazir gozumu karartmisken direkt gideyim alayim dedim. iphone 5s nereden alinir? nereden alirsam avantajli olurum? fiyatiydi garantisiydi susuydu busuydu felam filen. istanbuldayim eved.




 
apple store


  • kakao  (16.01.14 20:22:40) 
apple store tr sitesinden. 2063 tü galiba en son havale fiyatı


  • mutantking  (16.01.14 20:35:18) 
[]

iphone 5 / 5c / 5s sorusu

sanırım 5s 2100 lira 5c de 1600 lira. e hal buyken 5c almak bana daha mantıklı geldi. lakin karsılastırmaya 5ı de ekleyınce 5le 5cnın hemen hemen aynı ozellıklere sahıp oldugunu okudugum ıcın 5 mı alsam dıye dusunmeye basladım. telefondan pek bır beklentım yok. sadece hevesımı almak ıstıyorum. kı adam akıllı androıdler de 2000 lıraya yakın oldugu ıcın ıphone daha agır basar oldu. sızce 5c alınır mı? 5cyı kabul eden bır ınsan 5 mı alsın ya da? ve hatta yıne ya da telefondan beklentısı olmayan ınsan ıphone almasın gıtsın dandık bır androıd mı alsın? nabsın?




 
5s 1063 5c 1775 tl apple store türkiyede. alıcaksan 5s alıcaksın. çünkü ilerde yeni modeller ve güncellemeler geldikçe eski iphone modelleri yeni ios sürümlerini kaldıramayıp aksamaya başlıyor. 200-300 tl'lik bir fark çok değilse 5s al. bu sebepten ötürü.


  • mutantking  (11.01.14 21:31:46) 
ıste o 2000 sınırı bıraz zorluyor adamı. hanı 1999 olsa alıcam ama ıste 2000..... bı de aldıgım telefonu evladıyelık olarak kullanıcagımı bıldıgımden 5s almak bana da mantıklı gelıyordu da bılemedım ıste.


  • okuyamıyom ben ya  (11.01.14 21:35:26) 
kiyas.la

bir tek kasa için o fark verilmez 5 e.

zaten kılıfla kullanılıyor genelde telefon. o yüzden ben 5c diyorum. şahsen ben de öyle yapmayı düşünüyorum.

500 lira da 5s için değer mi bilmiyorum ama.

5s>5c>5
  • c1b2k3  (11.01.14 22:05:53) 
apple store 5s satmıyor. 5'in kasası 5c'den çok daha iyi. sırf kasası için alınır. zaten başka farklı bir özelliği yok. 5c ile 5'in içi tamamen aynı. telefon genelde kılıfla kullanılıyor kasa önemli değil diye bir genelleme de yapılamaz. ben daha hiç bir telefonuma kılıf takmadım. ince, hafif diye aldığımız telefona kılıf takıp ağırlığını 3 katına çıkartmayı salaklık olarak görüyorum.


  • eksi sozlukte eksiyen adam  (11.01.14 22:09:08 ~ 22:11:56) 
apple'ın üretimini durdurduğu bir telefonu sırf kasası için almayı da ben salaklık olarak görüyorum. 5 alacak farkı koyduktan sonra 5s alınabilir.

ama diğer türlü 5c.
  • c1b2k3  (11.01.14 22:24:52) 
@c1b2k3, iphone 5c, iphone 5'in kasasının üretimi çok daha maliyetli olduğundan çıkmış telefondur. iphone 5c, iphone 5'ten bir sene sonra çıktı diye yeni bir telefon olacak değil. 5 ne zaman eskirse, 5c de o zaman eskiyecek. aynı zamanda eskiyecekler. üretimi durdu diye telefona kötü diyorsan, 5c'ye de kötü demelisin.


  • eksi sozlukte eksiyen adam  (11.01.14 22:31:19) 
5c'nin tasarımı pek fena olmasa da malzemesi berbat. donanım olarak da 5'le hemen hemen aynı(hatta tamamen de olabilir).
evladiyelik kullanıcam diyorsan tabi ki 5s'i öneriyorum.

  • bugategonline  (11.01.14 22:45:17) 
[]

kıbrıs krizleri

63 64 krizinin sebebi rumların anayasadan memnun olmaması.
73 74 krizinin sebebi ne pekim? rumlar darbe yapıyormus da neden?
bir de 83te kktc ilan edildikten sonra neden sorun cıkmadı? ab uyeligiyle mi intikam aldılar?
tasları yerine oturtamadım da bi el atıverseniz. <3

 
önce yunanistan'da darbe oluyor. bu yunanistan'daki cunta, kıbrıslı rumlar'ı eoka-b yoluyla kontrol ediyor. sonra yunanistan'daki cunta kıbrıs'ta da darbe yapıyor çünkü bunların amacı kıbrıs'ı yunanistan'la birleştirmek. makarios da pek öyle bir adam değildi o yüzden buna darbe yapıp kıbrıs'ı yunanistan'la birleştirmek istediler. 5 gün sonra da türkiye sikerler deyip adaya girdi garantör devlet olarak.

ab üyeliği bambaşka. hiç faşist ve milliyetçi bir adam değilimdir ama bunun adı da orospu çocukluğudur. ab bunlara önce ülkenizdeki sorunu halledin sonra üye olursunuz diyor. annan planı'na evet demeyi şart koşuyor. türk tarafı evet derken güney hayır diyor ama referandumdan birkaç hafta sonra herifler tam üye oluyor. tam bir katakulliye getirdiler. zaten ab hukukuna bile ters kıbrıs cumhuriyeti'nin üyeliği. topraklarının neredeyse yarısının işgal altında olduğu (bütün dünya bu gözle bakıyor, kendi yorumum değil) bir ülkenin tam üye olması normal şartlar altında mümkün değil.
  • ack3000  (10.01.14 02:36:48) 
'63te olaylar yaşanıp bitip sonra '74 yaşanmadı; süreç boyunca sorunlar devam etti zaten. '74te albaylar cuntasını arkasına alan sampson darbe yapıp kıbrıs elen cumhuriyeti'ni kurduğunu ilan etti; makarios devrildi ve cunta makarios avına çıktı. eoka-b'nin, enosis'in yolunu tıkadığını düşündükleri makarios ile olan itiafı cuntaya giden süreç de.

'83te sorun çıkmaması derken bu arada bahsedilen şey silahlı itilaf ise, türkiye ordusuna saldırmaya kalkışmayacakları için çıkmadı; zaten kktc ilan edilmeden önce de federe devlet vt. ilan edilmişti, türkiye ordusu da '74ten beri kuzeyde duruyordu, vesaire. yok diplomatik ise, birleşmiş milletler kktc'yi tanımama çağrısı yaptı, türkiye işgalindeki topraklar resmi olarak kktc ve türkiye'de birleşmiş milletler'e göre bir ülkenin topraklarını işgal eden ülke; kuzey'de rumlar'ın haklarını gasp ettiği gerekçesi ile mahkum oldu uluslararası mahkemede türkiye, gene türkiye rumlar'ın mallarının tazminatını ödüyor, daha ne olsun?
  • kulkke  (10.01.14 04:17:38 ~ 04:24:23) 
türkiye rumların mallarının tazminatı ödüyor doğru fakat kuzey hızla rumların topraklarına fiilen sahip oluyor. zira ödenen para karşılığında rumlr topraklarının mülkiyetini devrediyor. örneğin maraş bölgesi için binlerce başvuru var türkiye burayı canla başla elde tutma peşinde güneydeki liderlere bakarsanız zaten adamlar neredeyse yalavaracaklar gitmeyin kuzeydeki mal tazmin komisyonuna diye topraklarınızı satmayın diye ağlıyor adamlar.


makarios yunanistancı değil denmişte bal gibi yunancıydı enosisede destek veriyordu fakat yöntemi daha sessiz ve derinden bu işi halletmekti. samson geldi züccaciye dükkanındaki fil gibi bok etti herşeyi yunanlılar için.
  • the knight of the apocalypsy  (10.01.14 04:56:06) 
mal tazmin komisyonu, türkiye insan hakları mahkemesinde sürekli ağır tazminatlara çarptırılacağı için kurulmuş bir komisyon. komisyon rumlara manevi tazminat ve gasp edilmiş kullanım haklarını veriyor bunun haricinde talebe göre ya mallar türk tapusuna geçiriliyor ya mallar takas ediliyor güney'deki tapularla ya da manevi tazminat ve kullanım hakkından sonra mallar başvuran hak sahibine iade ediliyor. mallar geri verilemeyecek olarak görülür ise malın tazminatlardan sonra geri verilmesi talep edilmesine karşın, mallar görece oldukça büyük tazminatlar verilecek türk tapusuna geçiriliyor ki o da hak sahibi kabul eder ise eğer.

gene mal tazmin komisyonunun biçtiği değeri beğenmez ise gidip avrupa insan hakları mahkemesine başvurabiliyorlar.

bunlar bir yana; kuzey'deki rum malları için manevi tazminat, gasp edilen kullanım hakkı ve arsanın iadesi yahut arsanın yüksek bedelle satın alınması ama güney'deki türk malları için hiçbir şey yapılamamasının artısını gören var ise kıbrıs türkleri için, göstersin, gerçekten çok merak ettim.

gene maraş bölgesi için olan taleplerin hepsi malların kendilerine geri verilmesi, yanında da manevi tazminat ve kullanım haklarının ödenmesi üzerine. türkiye'nin elinde tutabileceği gibi bir durum yok yani ortada. türkiye gene maraş konusunda aihm'de mahkum oldu; istenilen meblalar da oldukça yüksek ve malların kendilerinde kalması talebi var rumlar'ın aihm başvurularında da. maraş'ın sahiplerinin mallarını türkiye'ye bırakmak gibi bir merakları yok.

makarios yunanistancı değildi diye birşey gören var ise de, bana da göstersin.
  • kulkke  (10.01.14 05:29:32 ~ 11:18:36) 
kıbrıs rumları özellikle gençler hızla satış ve türk tarafıylaa anlaşma yoluna gidiyor bu sayede kuey kıbrısdaaki tartışmalı toprakların %13 ü 2012 itibriyle türk tapusu haline geldi. yrıca aihm ye başvuran 6 rum mal komisyonuna başvurmadan aihm e başvurdukları için ret edildi ve mal komisyonuna başvurmadan aihm e gelemeyecekleri mal tazmin omisyonunun kabul edilen bir kurum olduğunu söylediler.


teklif edilen bedeller genelde aihm e başvurmaları halinde alacakları rakamaın yarısı ya da 1/3 ü kadar oluyor fakat diğer yolla paralarını almak aylar hatta yıllar sürerken mal tazmin komisyonuyla hızla ödeme yapılıyor o nedenle az bile olsa paralarını hızla aldıkalrı için tercih komisyon oluyor. yapılan hesaplara göre tüm mal sahipleri aihm e gitse ve parayı o yolla tazmin etse 20 milyar euro gibi bir rakam karşımıza çıkacakken tazmin komisyonu sayesinde tüm ödeme 7-8 milyar euroya kadar düşeceği ön görülüyor. özellikle kıbrıslı rumların para sıkıntısında olması ve uzun yıllar bu durumda olacakları düşünülünce şansın bu defa yanımızda olduğunu söyleyebiliriz. zira parayı alanlar doğrudan yabancı devlet bankalarına transfer edilmesini istiyorlarmış. rum devleti bankadaki paraların harcanmasına karıştığı için bu sonuç ortaya çıkmış. rum kesiminde gençlerin işsizlik oranı%40 genel işsizlik ise %17 civarında. herkes hazırdan yiyor.
mal komisyonu bir teklifte bulunuyor ve buna karşılık rum tarafındaki başvuruyu yapanlar pazarlığa başlıyor anlaşma olursa mal türk tapusu haline dönüşüp malı devreden rum tüm haklarından vazgeçiyor. aynı mal tazmin komisyonuna sadece maraş bölgesi için 2013 yılında 670 başvuru yapıldı. bu rakam bir rekor 2011 ve 2012 yılının toplamından fazlası 1 yılda yapıldı. ekonomik kriz yüzünden rumlar türkiye ile anlaşıp mallarını devretme yoluna gidiyorlar güneyde bıkkınlık yüksek noktalarda kıbrıs sorununun çözüleceğine inanan yok neredeyse o nedenle mallardan vazgeçip paralarını almaya bakıyorlar. rum kesiminin açıklamasına bakılırsa rumlara türk tarafının teklif ettiği bedelin %10 u kadar bile teklif yapacak durumda değiller. yani şuan hızla kuzeydeki rum toprakları türkleşiyor. burada istisnai yerlerde var örneğin sınırdaki tampon bölgeler ve askeri bölgelerdeki başvurular askıya alınıyor. ne olacağı belli olmadığı için. fakar anastadiyadisin söylediğine bakılırsa bu hızla başvurular devam ederse 5 6 yıl sonra kuzeyde rumlara ait askeri ve tampon alanı dışında hiç arazi kalmayacak.

işin acı yanı şu güneyde ve kuzeyde örneğin maraş bölgesi zaten türklere ait vakıf arazileri fakat hakkımızı savunmaktan aciz durumdayız vakıf arazileri mülkiyet değiştiremezken rumlar bunu bile yapmışlar ve biz ses çıkartmıyoruz.

diğer konulara tartışma yaşamamak adına cevap vermiyorum. makarioslu kısımları okumak yeterli ne denildiğini anlamk için.
  • the knight of the apocalypsy  (10.01.14 14:12:11 ~ 14:17:48) 
aihm'den zaten mal komisyonu kurulmadan önce tazminat alındı rumlar tarafından; ardılıdna ise iç-hukuk yolu olarak aihm mal tazmin komisyonunu gösteriyor, rumlar beğenmezler ise mal tazmin komisyonunun teklifini ve ardılında da açılan davada çıkan sonucu, aihm'e gidebiliyorlar.

onun haricinde türkiye maraş'ın vakıf arazisi olduğuna dair itirazda bulunmadı; o açıdan o tren zaten kaçtı gitti beceriksizlik dolayısı ile.

gene tazmin komisyonu, zor durumdaki rumlar'ın sadece boyun eğdiği bir yer olarak duruyor; krizle özellikle başvurular arttı, vesaire. lakin herkes malını türk tarafına bırakma merakında değil - gene yapılan başvuruların çoğu malının iadesi ve tazminat ve kullanım bedeli olarak yapılıyor, malının iadesi yok diye vaçgeçenler bolca var. malını geri alan da var gerçi, neyse.

tüm bunlar bir yana, türkiye'nin mal tazmin komisyonu kurdurması akıllılık edip, aihm'de bolca tazminat ödemek yerine, zor durumdaki yahut bıkkın rumlar'dan mallarını alabilmesi ve bunu bir yere kadar da yapabilecek olması eğer ki rum tarafında sert kararlar çıkmazsa (ki rum tarafı daha dün göçmenlerin göçmenliklerini düşürme gibi yollara gidebileceğinin sinyalini verdi komisyonla anlaşmaya kalkışırlarsa) falan filan; bunun '74 krizi ile ne alakası var, soru ile ne alakası var? onu bıraktım, türkiye'nin haklı görülüp görülmemesi yahut sorunun ne olduğu ile ne alakası var? bence yok hakeza.

eoka-b makarios'u enosis için engel olarak görüyordu ile makarios enosis için engeldi arasındaki 7 farkı bulmaya davet edip çekileyim madem.
  • kulkke  (10.01.14 16:02:56) 
oy daglar. neler donmus burada. ama bir seyler oturdu gibi gibi. anlasilan baya arastirma yapmam lazim imis. cok tesekkur ederim hepinize.


  • okuyamıyom ben ya  (10.01.14 18:28:08) 
ben o tapuların ve vakıf senetlerının gazımagusadakı devlet biriminde part time olarak kayıtlarında bizzat çalıştım. eoka-b ve makariosun enosis konusunda değil yöntemi konusunda anlaşamadıkları nettir. kimse makariosu enosisi engeller diye devirmedi. makarios sinsiydi nikos samson ise cuntadan aldığı güçle pervasız ve cüretkar. eğer cunta acele etmeseydi makariosta bal gibi enosisi gerçekleştirecekti.

konumuzla alakası yoksa konuyla alaksız şeyleri yazmayacaksınız. yazıyorsanız sanki ilk başlatan kendiniz değilmişcesine ne alakası var diye ağlamayacaksınız.

ben kuzey de en sol fraksiyonundan en rumcusuna bir ton adam gördüm dedesinin rum kıyafeti giyip türk sinemasını tarayıp suçu rumlara attığını söyleyen adam tanıdım. ki hala yerindedir doğu akdeniz üni sabancı yurdu çıkışındaki sosyal konutların 100 metre ilerisinde sol köşede mutlu mrket oturun sahibiyle ve eşiyle konuşun. adamlardaki türkiye nefretini rum sevgisini görün zaten sürekli güneyden ziyaretçileri vardır ben onlardan bile duymadım makarios iyiydi de eokacılar kötüydü saçmalığını.

şu aşırı solcu tiplerin türkiyenin haklı olduğu durumlarda bile rumlardki aşırı milliyetçiliği görmezden gelip türkiyeye işgalci vs demelerine hayranım ya. kalkıp kimse bana ama bütün dünya böyle diyor buna demesin o amına koduğumun dünyası önce hollandalı askerlerin sırplara kurşuna dizilsin diye teslim ettiği kadın ve çocukların erkeklerin hesabını versin bosnada kıbrısta türkler boşnaklar doğranırken tek kelime sesi çıkmayan dünya ırakta afghanistanda ortalığın tarumar edilmesine sesi çıkmayan dünya israil keyif için insan keserken sesi çıkmayan dünya ve bm işgalci demiş çokta sikimde değil.

ayrıca 2 üstteki yazıda alenen yalan bilgiler veriliyor. mal tazmin komisyonundan önceki kaybedilen dava louizudou dvsıdır türkiyede buna karşılık bu şekilde bir önlem almış durumda. rum kesiminin çıkartacağı kanunun bir önemi yok kimse hukikiliği aihm tarafından tastikli bir kuruma hakkını aramak için başvurdu diye göçmenlikten atılamaz. hukukun temel ilkelerine terstir bir dava ile iptal edilir o yasa. ayrıca daha güneydeki toprakların akıbeti tartışmaya açılmadı o konuda hazırlıklar devam ediyor. yalnız ztek gerçek var kuzeydeki rumlara ait olan toprakların %13, 2 yıl içinde türk toprağı haline gelmiştir. rum kesiminin yıllarca toparlanamayacağıda açık. bu trendi kimse durduramaz. maraşta mal iadesi istenmesini bilen adam maraşın ne büyüklükte olduğunu ve çoğunluğunun otel olduğunu ve zaten tşınmaz saayısınıdaa biliyordur. 600 den fazla başvuru mal iadesinden çok para istemek yönünde. kimsede umut yok çünkü. artık kuzeyde bile birleşmek isteyen sayısı azalmış durumda.o çok büyüttükleri ab nin halini gördüler.
  • the knight of the apocalypsy  (11.01.14 16:02:02 ~ 16:06:34) 
konu ile alakası şu benim yazdığımın; türkiye tazminat ödüyor ve haksız görülüyor. bu. mahkum da edildi, mahkum edildiği için de kurnazlık yaparak daha az tazminat edinme yoluna gidiyor. bu da kktc ilan edildikten sonra ortaya çıkan sorunlardan birisi. konu ile alakasız olan kısmı ardından gelen alakasız "mal tazmin komisyonu şu işleri yaptı ama" kısmı.

eoka-b de makarios'u enosis'in önünde engel olarak görmekte idi; bunu da ben belirlemiyorum, eoka-b kendisi belirledi. makarios'un yönetiminin sonuca ulaştırmayacağını düşünmek engel olarak görmektir. engel olarak görmeyi ne olarak tanımlıyoruz bilemedim şurada, neyse.

gene alenen yanlış bilgi falan verilmiyor. rum tarafının çıkartacağı kanun, göçmen rumların göçmenlik statüsünden düşürülmesidir, bu da ellerindeki toprakların alınması anlamına gelir. bunun gibi bir yasa da mal tazmin komisyonuna gitmesini insanların, engelleyici bir önlemdir. göçmenlik statüsünün kaldırılmasını ne olarak düşünüyoruz bilemedim gerçekten. o kadar da "olamaz, yapamazsınız" derdi var ise, gidip rum tarafında söyleyiverin bu önlemi koymayı düşünenlere; benim icat ettiğim bir önlem tasarısı değil hakeza. göçmen rumlar'ın da şu anda eline geçmiş olan mallar da, kuzey'de bıraktıkları mallara karşılık olarak verildi, kuzey'deki mallarını elden çıkartırlar ise, ellerinden bu göçmenlik hakları da alınabilinir görünüyor; hukuki olarak sonu ne olur ama bilemem. yapılmasına taraftar olduğum bir uygulama da değil bu da, derdi olan var ise gidip taraftar olanlar ile tartışabilir benimle tartışmaya kalkışmak yerine.

ek olarak, şurada türkiye müdahelesi haksız, kötü vesaire dediğimi gösteren var ise elma alacağım kendisine ya da rumlar haklı idi dediğimi gösterecek olan var ise. ciddi olarak yakınları kıbrıs'ta rumlar tarafından katledilmiş birisine de rumların milliyetçiliğinin anlatılmasına da ayrıca hayran kaldım. birleşmiş milletlerin ne yapıp yapmadığını gene bosna konusunda da, kıbrıs konusunda da yakınları dolayısı ile bilen birisine anlatana daha ayrıca hayran kaldım. türkiye'nin uluslarası alanda da düştüğü durumu dahi yazınca "türkiye haksız diyorsun şimdi sen!" tavrını da gerçekten algılayabilmiş değilim; gereksiz duygusal tepkisellik mi diyeyim, nasıl tanımlayayım bilmiyorum. türkiye haklı mı, haksız mı, yaptıkları önceden haklı mıydı, haksız mıydı tartışmasına bile girmedim yahu; bir an kendimden bile şüphe ettim "acaba?" diye ama tavır karşısında, ilginç gerçekten.

türkiye'nin akıllılık yaparak daha az tazminat ödemesinin de hala konu ile alakasını kavrayabilmiş değilim ya da haklılık-haksızlık belirtmezken mal tazmin komisyonunun ne kadar toprağı türk tapusuna geçirdiği yahut da uluslararası haklılık-haksızlıkta birşeye denk gelmezken şu konunun niye hala yazıldığını da anlayabilmiş değilim. sanırım mal tazmin komisyonu yazınca "hurra ben de yazayım" tavrı oluştu, başka türlü açıklayamadım. hayat ne tuhaf, vapurlar falan.

eokacılar iyiydi de makarios kötüydü yahut da makarios enonisisci değildi, önünde engeldi yazısı gösterene de elmalı turta veriyorum; gösteremezse de zahmet edip artık tekrarlamamasını istiyorum makarios'tan hazzetmeyen birisi olarak. boş zamanlarımda birleşmiş milletler tatil gücüne yahut bm kararlarına vesaireye taptığımı gören yoksa da, zahmet edip hariçten gelen "dünya böyle diyor demeyin" yazısını yanıtlamama hakkımı da kullanmak istiyorum fazladan.

türkiye'nin eğitim sistemindeki 'okuduğumuzu anladık mı?' kısımları gerçekten gerekli imiş yahu, o kadar dalga geçmemek lazımmış.
  • kulkke  (11.01.14 16:36:33 ~ 22:56:05) 
anlayamıyorum kelimesini 20 kez kullanıp "türkiye'nin eğitim sistemindeki 'okuduğumuzu anladık mı?' kısımları gerçekten gerekli imiş yahu, o kadar dalga geçmemek lazımmış" cümlesini kurarak içinde bulunduğunuz durumu açıkladığınız için teşekkürler. umarım anlayacaksınız... bosna da kıbrısta her yerde katledilen aileniz için üzüldüm kamboçyada pol pot'un şili de pinochet in sovyetler birliğinde stalinin, almanya da hitlerin katlettiği ailen içinde üzgünüm. elbette buradaki katliamlar konusunda da size ders verecek değilim.


"eoka-b de makarios'u enosis'in önünde engel olarak görmekte idi; bunu da ben belirlemiyorum, eoka-b kendisi belirledi. makarios'un yönetiminin sonuca ulaştırmayacağını düşünmek engel olarak görmektir. engel olarak görmeyi ne olarak tanımlıyoruz bilemedim şurada, neyse."

ydığımı tekrar okuduğunda iki tane aynı amaca hizmet eden farklı yönteme sahip adamdan bahsettiğimi göreceksin. engelden kastınız makarios engeldi eokacılar o yüzden onu devirdi şeklinde otaya koyuluyor. benim dediğim ise zamanlama ile alakalı sabırsız olan ile sabırlı olan farkı. keşke anlasanız.

birde çok kötü ironi yapıyorsun yani tebessüm edilsin diye uğraşmana gerek yok burası tiyatro değil sende çocukları eğlendirme peşindeki palyaço değilsin. ideolojik saplantıların içinde türkiyeye karşı kullandığın dile dikkat edemiyorsun. birleşmiş milletler şunu demiş bunu demiş o birleşmiş milletler dimi üyeler cnının istediğini yprken fino köpeği ise aldığı kararda sikimde olmaz. eleştireceksen önce 63 yılından beri kfsını değiştiremeyen hala adaanın tamamına hükmetmek peşindeki rumları eleştir adanın kuzeyi bizim. bunun sebebide ırkçı rumlar. bedavaya üstüne kondukları ada için pazarlık yapıyoruz salaklık burada.

her neyse...
  • the knight of the apocalypsy  (17.01.14 23:39:40 ~ 23:49:34) 
"makarios engeldi o yüzden onu eoka-b devirdi" ile "eoka-b makarios'u engel olarak görüyordu" arasındaki farkı görememek altı çizildiği halde gerçekten ilginç. makarios enosisci miydi '60lardan sonra da yoksa değil miydi diye bir tartışmaya dahi girmedim, makarios enosisci değildi demedim, velhasıl eoka-b'nin makarios'u nasıl gördüğünü söyledim. yani eoka-b'nin bakış açısı beni bağlayan birşey değil; gene eoka-b makarios'u enosis'ten sapmış olarak görüyor. bunu da ben sağlamadım - yazdığım şey de eoka-b'nin ne olarak görüp görmediği. gerçekten okuduğumuzu anladık mı kısımları iyice sevimli gelmekte.

gene türkiye'ye karşı dil kullandığımı hatırlamıyorum, ideolojik bakış açımı gösterdiğimi de hatırlamıyorum. aslen kıbrıs sorunu üzerine tartışmaya girdiğimi ya da kendi görüşümü yazdığımı da hatırlamıyorum. bir uluslararası örgütün yahut genel olarak devletlerin tavrını yazmam da ne benim görüşüm ne de benim dilim. en ufak görüş belirtmediğim yerde niyet okumak ayrı bir şirinlikmiş gene; tepkisel duygusallık diyip geçmek istiyorum onu da.

kıbrıs sorunu üzerine tartışırsam - ki yapmıyorum şu anda, yapmak da istemiyorum şu duyurunun altında açıkcası şu anda gene - neyi eleştiriyorum, neyi eleştirmiyorum yazarım. o zamana kadar niyet okumamak güzeldir, yani yazmadığım yahut ima dahi etmediğim şeyleri yazıp savunmuşum gibi davranmayalım.

hayat ne garip vapurlar falan.
  • kulkke  (18.01.14 12:59:22) 
[]

Turkiyenin ortadogu politikasi

Turkiyenin cumhuriyet yillarindan itibaren izledigi ortadogu politikasi nedir?
Bildigim kadariyla 2002den sonra akp ortadoguya yonelmeye baslamis idi. Soyle az biraz bir seyler soyleseniz de ogrensem. Hi?



 
ortadoğu üzerinde bizim izlediğimiz değil ancak dünyanın bize izlettiği bir politika olabilir. sırayla hepsi yavaş yavaş abd, ingiltere, fransa, almanya sömürgesi haline gelecek. çeşitli bahanelerle savaşlar açılacak, iç savaşlar çıkacak. sıra bize gelir mi dersen, zannetmiyorum. zira bizde petrol yok. olsa bile alın abiler sizden değerli mi der veririz bu ülkelere.


  • mutantking  (06.01.14 12:35:21) 
konuyla ilgili olarak sadabad pakti'ni bir arastirmanizi tavsiye ederim.

www.tesam.net

II. Ortadoğu’da Barış ve İstikrar Modeli: Sadabad Projesi (1928-1937)
1937 yılında Türkiye, İran, Irak ve Afganistan devletleri arasında imza edilen Sadabad Paktı Ortadoğu bölgesinde büyük güçlerin etki ve müdahalesi olmaksızın tamamen bölge devletlerinin insiyatifi altında ve Türkiye’nin önderliğinde oluşturulan ilk ve yegane bölgesel işbirliği organizasyonudur. Atatürk döneminde Türkiye’nin Ortadoğu politikasının zirve noktasını temsil eden bu paktın en temel özelliği özgün ve yerel bir siyasi ve stratejik organizasyon olmasıdır. Bu özelliği dolayısıyladır ki Ortadoğu bölgesinde Batı güdümünde kurulan diğer paktların hiçbirisi Sadabad Paktı gibi bölgede kabul görmemiş ve dolayısıyla da uzun ömürlü ve başarılı olamamıştır.

Bu pakt Türkiye’nin 1920’li yılların sonlarına doğru uygulamaya koyduğu ‘Garpta Balkanlılar, Şarkta İran, Afgan ve Arap milletleri arasında bir ahenk aramak ve bunlarla ayrı ayrı ve hep birlikte iyi komşuluk nizamı kurmanın çarelerini araştırmak… politikasının neticesi olarak ortaya çıkmış bölgesel bir Türk projesi idi. Bu bağlamda Türkiye, Ortadoğu’daki ülkeler üzerindeki etkisini arttırmak için yeni bir aktif politika hamlesi başlatmıştı.

Bu politikanın ilk hedefinde Irak ile ilişkileri geliştirmek düşüncesi yer almıştır. Zira, Irak hem coğrafi-kültürel ve hem de siyasi nedenlerden dolayı olarak Türkiye’nin münasebetlerini geliştirmek istediği ülke olmuştur. İlk adım, Irak Kralı Faysal’ın Haziran 1926’ta Türkiye’yi ziyaret etmesiyle atılmış ve neticede imza edilen Ankara antlaşmasıyla Türk-Irak sınır sorunu çözüme bağlanmıştı.

Aynı yıl Türkiye, İran ile dostluk ve işbirliği antlaşması imzaladı. Aynı şekilde Türkiye 1928 yılında Afganistan ile bir dostluk antlaşması imzaladı. Türkiye, Afganistan’a Askeri Misyon ve öğretmenler göndermek suretiyle bu ülke üzerinde nüfuz sahibi olmuştu. Türk Hükümeti aynı zamanda Yemen İmamı Yahya ve Necit ve Hicaz Kralı İbni Saud ile de yakın ilişkilerini devam ettirmişti. Şubat 1929’da İbni Saud’un temsilcileri Ankara’yı ziyaret etmiş ve Türkiye ile bir dostluk antlaşması imzalanmasına ve Türkiye’de Saudi temsilciliğinin açılmasına karar verilmişti. Mustafa Kemal yönetiminin bu yoğun diplomatik ve siyasi atakları nihayet 1937 yılında, Doğu birliğini oluşturmak projesine ilk adım olan, Sadabad Paktı’nın kurulmasıyla ilk meyvelerini verecekti.

Bu dönemde Ortadoğu’daki devletler özellikle Afganistan, İran ve Irak bölgedeki iki hakim güç olan İngiltere ve Sovyet Rusya’nın nüfuz ve baskısından şikayetçi idiler. Türkiye ve diğer bölge devletleri 1920’li yılların sonlarına doğru Ortadoğu’da egemen olma yarışına giren iki emperyalist güç arasında bir denge siyaseti takip etme yolunu seçmişlerdi. Bölgesel bir ittifak böyle bir denge siyasetinin uygulanmasına yardımcı olacağı gibi herhangi bir İngiliz-Sovyet çatışması durumunda bölge devletlerinin tarafsız bir politika takip etmelerine de imkan sağlayacaktı. Ayrıca bu dört devletin öncelikle kendi aralarındaki sorunları halletmeleri ve sonra bir bölgesel ittifak kurmaları bu devletlerin hem bölgesel alanda hem de uluslararası alanda ellerini güçlendirecekti.

Ortadoğu bölgesinde mevcut İngiliz hegemonyasına karşı Sovyet Rusya’ya yaslanarak denge kurmaya çalışan bölge devletleri iki emperyalist güç arasındaki bu sıkışık durumdan kurtulmak üzere 15 Haziran 1928 yılında ilk adımı atmışlardı. Bu tarihte Tahran’da bir araya gelen Türk-İran ve Afgan temsilcileri kendi aralarındaki mevcut ikili antlaşmalara yeni protokoller ekleyerek aralarındaki münasebetleri geliştirmeye ve bölgesel bir işbirliğine yönelik önemli bir adım atmışlardı.

Ancak bu bölgede 1920’li yıllarda İngiltere ile Sovyetler Birliği tarafından şekillendirilen güçler dengesi ve siyasi şartlar 1930’lu yıllardan itibaren değişmeye başlamıştı. Bu dönemde Almanya’nın Avrupa’da ve İtalya’nın da doğu Akdeniz ve Ortadoğu bölgelerinde revizyonist güçler olarak ortaya çıkmaları global dengeleri olduğu gibi bölgesel dengeleri de altüst etmişti. Artık Ortadoğu ülkeleri yeni ve farklı bir tehdit ile karşı karşıya idiler. Bu yeni tehdide karşı eşit şartlarda olmak ve bağımsızlıklarını zedelememek kaydı ile bölge devletlerinin İngiliz yada Sovyet desteği araması icap edecekti. Bu şekilde bir strateji geliştirmeyi planlayan bölge devletleri, inşa edilecek bir bölgesel pakt vasıtasıyla bu iki hegemon güç ile kendi aralarında eşit şartlarda bir işbirliğinin yapılmasının mümkün olacağını düşünmekteydiler.

Böylece 1930’lu yıllardan sonra Ortadoğu ve Doğu Akdeniz bölgesinde gittikçe tehlikeli bir hal almaya başlayan siyasi ve stratejik durum başta Türkiye olmak üzere bölge ülkelerinin bölgesel işbirliği arayışlarını hızlandırmıştır. Bu şartlar altında Türkiye, 1928 yılında Irak ile ikili bir pakt oluşturmak için bazı teşebbüslerde bulunacaktı. Ayrıca, bu dönemde Irak’ın Türkiye’de ortaya çıkan Kürt isyanlarına destek vermemesi ve hatta bunlara karşı sınırda tedbirler alması Türk-Irak ilişkilerinin büyük bir ivme kazanmasına zemin teşkil etmişti. Daha sonra Temmuz 1931’de Kral Faysal ve Başbakan Nuri Said Paşa Türkiye’yi ziyaret etti. Atatürk bu ziyarete çok önem vermiş ve şunları söylemişti:

Bütün gayretlerini sulh içinde inkişafa hasreden ve komşularıyla ve dünyanın bütün milletleriyle karşılıklı samimiyet ve müsavat esasları dahilinde iyi geçinmeyi şiar edinen Cumhuriyet Hükümeti, Irak’ın gittikçe artan bir terakki ile huzur içinde mesut ve müreffeh olmasını alaka ile takip ve temenni etmektedir.

Milletler arasındaki bağların ve alakaların inkişafında pek mühim olan ve tarihin seyrinde daima tesirini gösteren coğrafi, iktisadi amillerden başka, bugünkü karşılıklı menfaatleri ve dahili, harici sulh ve sükun siyasetleri ve münasebetleri de Irak ile Türkiye’yi birbirine yaklaştırmakta ve daha çok dost yapmaktadır. Bu görüş ve anlayışta müşterek olduğumuz kanaatini ifade etmeme müsaadelerini rica ederim.

Faysal ise cevaben Atatürk’e tamamıyla katıldığını ve iki ülke ilişkilerini çok daha iyi seviyeye gelmesini arzu ettiğini bildirmişti. Görüşmelerde iç ve dış olaylar hakkında ve sınır güvenliği ve Kürtlerin durumu konularında görüş alışverişi yapıldı ve iki ülke arasında işbirliğine gitme kararı verildi. Bu aynı zamanda Sadabad Paktına giden yolda atılmış bir adımdı.

Irak’tan sonra Türkiye ikinci adım olarak, İran ile komşuluk ilişkilerini geliştirmeyi planlamıştı. İki ülke arasında 1926 yılında imza edilen tarafsızlık ve saldırmazlık antlaşması bu yolda önemli bir adımdı. Ancak, iki ülke arasındaki bazı sınır sorunları ikili ilişkilerin ilerlemesini engellemekteydi. 1931 yılında Türk Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın Tahran’ı ziyareti neticesinde Türkiye ile İran arasında vuku bulan sınır sorunları halledilmiş ve bu konuda yeni bir anlaşmaya varılmıştı. Bundan sonra iki ülke arasındaki ilişkiler hızla gelişmeye başlamıştı. Ocak 1932’de Tahran’ı tekrar ziyaret eden Türk Dışişleri Bakanı İranlı meslektaşı ile birlikte Irak’a bir çağrı yaparak üçlü bir pakt oluşturmak istediklerini ilan etmişlerdi. Bunun üzerine aynı yılın Nisan ayında Irak Kralı Faysal Tahran’a gelmiş ve yapılan görüşmelerden sonra bir pakt oluşturma konusunda Türkiye ve İran’ın ortak hazırladıkları bir taslak Temmuz ayında Irak Hükümetine gönderilmişti.Bu yeni durum üzerine Eylül 1935 yılında Milletler Cemiyeti’nin (MC) Cenevre’deki toplantısında bir araya gelen Türk, İran ve Irak heyetleri bir saldırmazlık paktı inşa etmek üzere bir taslak hazırlamışlardı. İtalya’nın bu sıralarda Habeşistan’ı işgali bu üç ülkeyi birbirlerine daha çok yakınlaştırmıştı. Bunu müteakip İran ile Irak heyetleri iki ülke arasındaki dostluk ve işbirliğini geliştirmek üzere bir antlaşma yapılması konusunda anlaşmışlardı. Türkiye’nin her iki ülkeye de baskı yapması ikili antlaşmanın imzalanmasında etkili olmuştu.

Fakat, Irak’ın İran ile Şat ül Arap üzerinde olan sınır ihtilafının çözümünde ısrar etmesi planlanan paktın son şeklini almasına engel olmaktaydı. Şat’ül-Arap sorununun bu şekilde bir müddet daha devam etmesi üzerine 1937 yılının Nisan ayında Irak Dışişleri Bakanı Naci el Asil çözüm bulmak için Atatürk’ten yardım istemişti. Aynı zamanda İranlılar yaptıkları açıklamalarda bu meselenin düğümlenmesinden İngiltere’yi sorumlu tutuyorlardı. Aras’ın aynı yılın Nisan ayında Irak ve İran nezdinde tekrarladığı arabuluculuk teşebbüslerinin bir sonuç vermemesi Türkiye’nin bir bölgesel pakt inşa etmek yolundaki ümitlerinin oldukça zayıflamasına yol açmıştı.

Ancak, Aras aynı yılın Haziran ayında Bağdat’a yaptığı ziyaretinde önemli bir başarı elde etmişti. Türk Dışişleri Bakanı, İngiltere’nin etkisini zayıflatmak amacıyla İtalya’ya yaklaşmaya ve silah almaya çalışan Irak’a sert çıkmış ve Bağdat’ı bu fikrinden vazgeçirmişti. Aras, ayrıca, bu dönemde Irak’ta işbaşına gelen ve Türkiye’ye daha fazla yakınlık duyan Hikmet Süleyman yönetimine, Irak’ı Arap dünyasının liderliği konusunda destekleyeceklerini bildirerek Bağdat’ın güvenini de kazanmıştı. Nihayetinde Türk Dışişleri Bakanı’nın teşebbüsleri sonuç vermiş ve Irak, Şat ül Arap sınırı üzerindeki ısrarından vazgeçtiğini açıklamıştı.

Bunun üzerine Türk Dışişleri Bakanı 28 Haziran’da Tahran’a hareket etmiş ve müteakip olarak Naci el Asil 2 Temmuz’da bu şehre gelmişti. Nihayet İran ile Irak sınır arasında Şat ül Arap üzerindeki sınır ihtilafı 4 Temmuzda iki ülke arasında akdedilen anlaşma ile çözüme bağlandı. Bundan sonra Afgan Dışişleri Bakanı acele olarak Tahran’a davet edilmiş ve Muhammed Han 7 Temmuzda bu davete icabet etmişti. İran ile Afganistan arasındaki sınır sorunları ise Türk generali Fahrettin Altay’ın hakemliğinde daha önceden çözülmüştü. Dolaysıyla geriye sadece Ortadoğu bölgesinde ilk örneği olan ve dış güçlerden bağımsız ve tamamen bölge devletlerinin insiyatifinde ve Türkiye’nin önderliğinde inşa edilecek olan “Doğu Paktı”nın imzalanması kalmıştı. Neticede bu imzanın dört devlet arasında 8 Temmuz 1937’de İran Şahı’nın Saadabad sarayında atılmasıyla Sadabad Paktı resmiyet kazanmış oldu.

Böylece, Sadabad Paktı’nın imzalanmasıyla modern Ortadoğu tarihinde ilk kez bölge devletleri kendi insiyatifleriyle bir araya gelerek aralarındaki birçok siyasi ve stratejik problemlerini çözüme bağlayarak bölgesel işbirliği ve güvenlik alanında çok mühim bir adımı atmış oldular. Ancak, bu durum İkinci Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla değişecekti. Zira, savaşın çıkmasıyla her bir devlet farklı yol takip etmiş ve pakt üyeleri arasında ortak bir stratej oluşturulamamıştı. Bunda büyük devletlerinin baskılarının yanında Türkiye’nin dış politikasının 1938’den sonra değişmesinin de önemli etkisi olmuştur. Atatürk ve Dışişleri Bakanı Aras’ın paktı bir askeri pakt haline getirme arzusuna karşı İnönü böyle bir düşünceye şiddetle karşı çıkmıştır.[43] Ancak, savaştan sonra Sadabad Paktı her ne kadar eski önemini bir daha kazanamadıysa da 1978 yılına kadar hukuken yaşama şansına sahip olmuştur. Aynı yıl İran’ın yeni yönetiminin daha evvel yapılmış bütün antlaşmaları feshetmesiyle pakt tarihe karışmış oldu.

Ancak,Sadabad Paktının imzalandığı dönemde Türkiye için önemi büyük olmuştur. Zira, bu paktın imzalanması Türkiye’nin Batı’daki önemini çok artırmış ve özellikle İngiltere, Türkiye’yi ‘Doğu milletlerinin lideri’ olarak görmeye başlamıştı. Her ne kadar İkinci Dünya Savaşı’nın yaklaşması Sadabad Paktı’nın foksyonunu azalttıysa da, pakt vasıtasıyla Türkiye’nin bölgede ve uluslararası arenada siyasi güç ve etkinliği artmıştı. Bu sebeple müttefik olarak yaklaştığı İngiltere ve Fransa’ya karşı bu avantajını kullanmış ve bunun neticesi olarak Türkiye, Misak-ı Milli sınırları içersinde olan Hatay bölgesini Fransa’dan kurtarmayı başarmıştı. Bundan başka Türkiye’nin Sadabad Paktıyla kazandığı bölgesel ve global prestij Türkiye’ye, İngiltere ve Fransa ile yaptığı ittifak görüşmelerinde de büyük faydalar sağlamıştı. İngiliz Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Türkiye ile ilgili yazışmalarında, Türkiye’nin 1939 yılındaki Türk-İngiliz-Fransız ittifakıyla müttefiklerinden ekonomik ve siyasi menfaatler sağlayıp karşılığında hiçbir şey vermediğinden sıklıkla bahsetmişlerdi..
  • for the record  (06.01.14 12:36:49) 
[]

Nefret suçuyla ilgilenen beri gelsin!

Sabahtan beri uğraşıp didinip bir şeyler çıkarmaya çalışıyorum. Ancak olmadı ııh. Çok kısa kaldı yazım. İlgili olan varsa kendisine bir buçuk sayfacıklık yazımı yolasam o da bana şunu şunu ekle dese çok güzel olmaz mı?

Aşk olsun, hiç mi yok? Ağlıyorum.


 
ben varım. yolla..
ayrıca yazmam , fikir veririm.

  • jimjim  (30.12.13 13:59:33 ~ 13:59:44) 
[]

Türkiye'de nefret suçu

Nefret suçlarının Türkiye'deki durumuna dair bir ödev hazırlamam gerek. Ancak sekmeler arasında kaybolmuş durumdayım. Nereden nasıl başlayacağımı, nereye bağlayacağımı bilemedim. Bu konu hakkında fikri olan ya da ödevi şöyle programlı böyle planlı yap diyenlerin yardımına açığım. Kafam karıştı resmen. 2-3 sayfa arası bir şey yazmalıyım. Ama ne?




 
Nefret suçunu ana başlıklara ayırabilirsin.
1. Irka ve etnisiteye yönelik nefret suçu
2. Cinsiyete yönelik nefret suçu
3. Cinsel yönelime yönelik nefret suçu
4. Dine yönelik nefret suçu
... gibi olabilir.
Sonra bunlar alt başlıklarına ayrılabilir.
  • aychovsky  (28.12.13 11:50:46) 
Nefret suçunun AGİT tanımıyla başlasam, alt başlıklarını belirtip Türkiye'de yaşanan örneklerini yazsam, sonra da Türkiye'de demokratikleşme paketi ile gelecek olan değişikliklerin eksikliğinden bahsetsem yeterli olur mu ki acaba?


  • okuyamıyom ben ya  (28.12.13 12:06:23) 
www.anayasa.gov.tr

burada ayrımcılığa ilişkin mad. inceleyip, anayasadakiler ile karşılaştırın.

Bu konuda olan ve TC'nin taraf olduğu insan hakları mahkemesi davalarından - kararlarından örnekler gösterseniz güzel olur.

paketten bence de bahsedin.

bir de tck 301. maddenin uygulanış şeklini nefret suçu bağlamında eleştirebilirsiniz.
  • m e l t e m  (28.12.13 12:57:04 ~ 12:58:31) 
[]

Shakira kemeri / Kadıköy

Kadıköyde shakira kemeri satan bir yer gören oldu mu aceba?




 
bahariye caddesine baksan ya bi. sanki orda öyle abidik gubidik şeyler satan küçük bir bijuteri vardı.


  • seksen9  (20.12.13 23:16:59) 
[]

Kocaelide nereden kitap alinir?

Normalde ya ınternetten ya da dnr nezıhten kıtap alırım. Ama kocaelıde ne dnr ne nezıh ne de onlara benzer bır yer gordum. Ntde de alacagım kıtabın oldugunu sanmıyorum. Yuruyus yolu cıvarlarında kıtap secenegı bol neresı var?




 
belsa plaza da fırat kitapevi vardı,yine belsa plazanın arkasında 2. el kitap satan yerler var,onun haricinde anıtpark yerleşkesinin karşısında hakikat kitap kırtasiye adında bir yer vardı,sanat sokağında eylül kitabevi var.


  • sealth  (13.12.13 12:46:03) 
Anıtpark ile Kim market arasında yeni açılan bir kitapçı vardı. Adını bilmiyorum.


  • japon askeri  (13.12.13 12:47:24) 
gebze'ye yolunuz düşerse penguen kitabevi var, orada çok fazla kitap var. fakat izmit için soruyorsanız cidden çok az yer var. soydan'ın en alt katında ikinci elci vardı, orada da seçenek vardı epey.


  • la mort heureuse  (13.12.13 12:47:27) 
hakıkate garezım var orayı elıyorum. belsada da hep korsan satıyorlar dıye bılıyordum. orıjınalse belsanın oradakı kıtapcılara bakayım. tesekkur ederım.


  • okuyamıyom ben ya  (13.12.13 12:49:27) 
kımın yanındakı kıtapcıdan bıldırıyorum: kapanmıs. bır de soydan neresı ola kı? hıc duymamıs olabılıtem var.


  • okuyamıyom ben ya  (13.12.13 12:54:07) 
soydan belsanın yanındaki iş hanı.


  • japon askeri  (13.12.13 13:02:38) 
soydanda da kıtapcı bulamadım lakın fırat yeterlı oldu. gozlerımı azıcık acmalıymısım. tekrardan tesekkur ederım hepınıze.


  • okuyamıyom ben ya  (13.12.13 13:19:29) 
Bir de Sanat Sokağı'nda pasajın içinde Hamdullah Abi'nin sahafı var, oraya da bakabilirsin.


  • buff  (13.12.13 13:44:11) 
[]

Engelli öğrencilerle röportaj

Engelli öğrencilerin üniversitede yaşadıkları sorunlara çözüm bulmak amacıyla bir proje yapıyoruz. İlk adım ise sorunlarının neler olduğunu öğrenmek için röportaj yapmak. Ancak benim aklıma soru gelmiyor. Daha doğrusu ne sorabilirim nasıl sorabilirim bilmiyorum yanlış bir şey demek de istemiyorum açıkçası onlara. Aklınıza gelen soruları paylaşabilir misiniz?




 
mesela yemekhaneden yemek alırken herhangi bir sorunla karşılaşıp karşılaşmadıklarını sorabilirsiniz.


  • innerbliss  (08.12.13 21:47:51) 
en basiti kampüste rahatça gezebiliyorlar mı, okul onlar için özel rampa, asansör, görme levhaları vs koymuş mu.

kendini okulda rahat ve bir birey olarak hissedebiliyor mu?

gibi
  • GibsonRules  (08.12.13 22:03:01) 
ring hattı olan bir kampüste okuyorlarsa ringlerin engelli dostu olup olmadığını sorabilirsin.

okul içinde başka birinin yardımı olmadan giremedikleri/gidemedikleri alanlar olup olmadığını sorabilirsin.

insanların genel olarak onlara öncelik tanıyıp tanımadığını sorabilirsin.
  • goldentitan  (08.12.13 22:32:15) 
Teşekkür ederim üçünüze de. Okula gidip gelmeleri, okul içindeki ulaşımları ve faaliyetlerini, öğrencilerin yaklaşımlarını, konakladıkları yerleri sormam yeterli olur umarım. :)


  • okuyamıyom ben ya  (08.12.13 22:52:12) 
Ben bir de günlük işlerin yanında kendilerine fırsat eşitliği sağlanıyor mu bunu merak ederdim. Örnek olarak
- akademisyen olmak istediklerinde nasıl bir muameleye bırakılıyorlar?
- yalnızca yemekhane, yollar değil, labratuarlar da engelliler için uygun mu?

gibi.
  • burfak  (09.12.13 10:36:27) 
[]

Kitap - Otomatik Portakal'dan sonrası

Ne okuyayım ki böyle tatlı tatlı devam edeyim? Fahrenheit 451 de iyiymiş sanırım. Düzgün her kitap tavsiyesine açığımdır.




 
Fahrenheit 451 iyidir, tavsiye ederim.


  • falafila  (07.12.13 22:03:41) 
mülksüzler müthiştir..


  • thankyoumoreplease  (07.12.13 22:59:09) 
okumadıysan, cesur yeni dünya.


  • falafila  (07.12.13 23:08:46) 
[]

Acilinden sunum konusu seçme

Yarına 15 dakikalık bir sunum hazırlamam gerekiyor. Konu sınırlaması yok. Güncel siyasi erkeksi kadınsı her bir şeysi olabilir. İlgi diye illüminatiyi anlatacaktım lakin o anlatıldı. Her bölümden öğrencinin olduğu bir ortamda hangi konu anlatılabilir?

Bir de dikkat çekeceği kadar basit olması da önemli. Öyle 3 5 ilgili fotoğraf bulayım, birkaç metin okuyayım ve 15 dakika doğaçlama konuşabileyim istiyorum zira vaktim yok. Yardımcı olsanız öyle böyle değil çok mutlu olurum.


 
ekşi duyuruyu anlat. yani internette insanların birbirlerinin sorularını cevaplaması yardım etmeye falan çalışması, dayanışma v.b. gibi.


  • heritage  (04.12.13 22:27:22) 
vücut dili baya kolay olur sanki izleyicilerle interaktif olarak da götürme şansın var hem. vücut dili çoğunluğun da ilgisini çekebilecek bir konu sanki.


  • in vino veritas  (04.12.13 22:39:48) 
Kadin patronlarla calisan turk erkeginin girdigi tanimlanamayan ruh hali

Mis gibi piyasa konu , hdrkes bise ufurur, cok dikkat de ceker
  • cecilia  (04.12.13 22:45:44) 
Üniversiteli işsizler,
Çevre, kirlilik ve etkileri
Bunlarla ilgili döküman, bilimsel çalışma, grafik, fotoğraf internette oldukça çoktur diye düşünüyorum
  • klorlu su boregi  (04.12.13 23:01:58) 
vucut dili +1. ben de yapmistim ayni sunumu. vucut dili iyi oluyor. ayrica anlatirken uyguladigin icin de sunum daha dikkat cekici ve zevkli oluyor. benim ki 3dk likti ama 15dk da anlatilabilinir bence


  • crucio  (05.12.13 00:00:48) 
[]

İstanbul Hukuka girmece.

İstanbul üniversitesi öğrencisi olmayan bir öğrenci olarak arkadaşımla istanbul hukuka girmem mümkün müdür? Duyduğum kadarıyla baya sıkı kontroller yapılıyormuş girişlerde. Ağbi öğrenciyim çok önemli benim için kimlik bırakam ağbi hede höde falan desem?




 
başka birinin kimliğini al 5 dk.lığına, onunla gir. iki saat dil dökme. ya da yatay geçiş başvurusu yapcam ağbey falan de. o kadar da sıkı değil kontroller.


  • falafila  (25.11.13 22:28:28) 
[]

Yetiştirme yurduna ziyarete giden var mı?

Aranızda yetiştirme yurtlarına, farklıysa çocuk evlerine, ziyarete giden var mı hiç? Her isteyen çocuklara ablalık/abilik yapabiliyor mu? Daha fazla soru sormayayım da şey diyeyim, giden varsa ve deneyimlerini benimle paylaşırsa çok mutlu olurum. :)




 
Biz 1907 unifeb olarak her üniversite bulunduğu ildeki yetiştirme yurduna her sene gidiyor. Hatta müdüründen izin alıp çocuklardan 2 tanesini çıkarıyoruz dışarı.. pikniğe filan götürüyoruz. Haliyle çok mutlu oluyor çocuklar :)


  • onikionikibinonalti  (25.11.13 20:35:02) 
Ben bir dönem gitmiştim 6 ay kadar. İstediğiniz kadar gidebiliyorsunuz. Başlangıçta gönüllü çalışmak istediğinizi belirten bir dilekçe veriyorsunuz hatırladığım kadarıyla. Ve gerçekten çok keyifli :)


  • purusha  (25.11.13 20:39:19) 
Ben her hafta bir gün gitmeyi düşünmüştüm. Mümkün değil mi acaba böyle bir şey? Direkt kabul etmezler mi? Ya da oradaki çocukların tepkisi nolur? Bunları düşünmekten, bunlardan çekinmekten haftalardır erteliyorum artık bir adım atmak lazım geliyor sanki.

Heh @purusha. mümkünmüş her hafta gitmem. Peki çocuklarla nasıl vakit geçiriliyor? Ödev ders kitap oyun vs?
  • okuyamıyom ben ya  (25.11.13 20:40:06 ~ 20:42:34) 
Hava güzel olduğunda 10 kadar çocuğu parka çıkarıyordum ben bahçesinde kendi parkı vardı. Havalar kötü olduğunda içeride oturuyorduk oyun oynuyorduk bazen. Bazen derslerine yardımcı oluyordum. Daha küçüktüm ben biraz amaçsızca gittim ama sen ben çocukların dersleriyle ilgilenmek istiyorum vb. bir amaçla gidersen ona göre yardımcı olurlar sanırım.


  • purusha  (25.11.13 21:39:15) 
[]

masadaki tükenmez kalem lekesi

iygeceler.
beyaz çalışma masasındaki tükenmez kalem lekeleri nasıl geçer? masaya zarar vermeyecek bir şey olursa iyi olur çok da güzel olur.



 
Camsil + Bez.


  • insanlik icin buyuk bir adim  (15.11.13 21:28:02) 
aseton pamukla halledebilirsin.


  • sistem enkazı  (15.11.13 21:29:41) 
aseton masaya şaabmaz mıydı ki ya alla alla. neyse çok teşekkür ederim. :*


  • okuyamıyom ben ya  (15.11.13 21:37:58) 
yürümüzse kosla oxi action. vallahi de her şeye düşmanmış. evde tereyağın yaktığı tezgah lekesini temizledi lan.


  • sanal hayvan  (15.11.13 22:25:44) 
bolca kolonya. hatta kolonyayla masayı yıkamak. denedim %100 çalışıyor


  • fallopian  (15.11.13 22:51:08) 
[]

Yandex mail

Kullanan var mı? Ad soyad mail alıp bir daha girmemişim. Şimdi komple yandexe mi geçsem diye düşünüyorum. İyi mi? Kullanılıyor mu? Biliniyor mu?




 
yandex iyidir.. ama bence, kendinize bir domain alip, yandex e yonlendirin dnsleri.. boylece kendi mailiniz olsun.. google abi eskiden ucretsizdi, yandex hala ucretsiz..


  • bigman  (22.10.13 00:27:19 ~ 00:29:34) 
yok aga güzel değil. google apps muadili olan yandex bilmem neyi de denedim güzel değil. aradan 4-5 ay geçti belki geliştirmişlerdir bilmiyorum. ayrıca yandex'in gizlilik politikasını mutlaka okuyun.


  • zombie0  (22.10.13 01:04:45) 
ben memnunum.


  • sen git ben geliyorum  (22.10.13 01:09:27) 
Yandex gayet iyidir. Reklamlar döndüğünden beri browser, mail hepsini kullanıyorum.


  • nickini vermek istemeyen uye  (22.10.13 02:09:15) 
yandex iyidir ben aktif olarak kullanıyorum.. android'de gmail otomatik güncelleme açık iken anlık mailleri alabiliyorken yandexotomatik güncelleme kapalı dahi olsa gelen mailleri anında gösteriyor sana.. facebook, twitter gibi çalışıyor bildiğin.. kullanın kullandırın.. :)


  • asabi  (22.10.13 03:31:19) 
[]

Erenköy - Optimum avm

Erenköy minibüs yolundan Optimuma en kolay nasıl gidilir?

Yıllardır "yeşil şapkalı minibüslere yürü, minibüse bin, minibüsten in, tekrar yürü" şeklinde gidiyorum ama bundan daha kolay bir yolu vardır gibime geliyor. Vardır di mi? Olsun.


 
Siyah sapkali minibuse bin, bostanci koprusunde in, oradan neye binersen onunde inersin zaten


  • nooneatall  (19.10.13 00:07:08) 
Servisleri geciyor minibus caddesinden..sitede saatleri var ordan bakip onlara bin git


  • condom kurşunu  (19.10.13 00:21:57) 
ethem efendi caddesinin köse karşısında otobus duragi var,ya karsiya gecen otobuslerden birine bin onun de in.


  • jamswety  (19.10.13 00:57:23) 
[]

sigorta ve kyk bursu

kykdan burs alan bi arkadaşım bayram sebebiyle 4 günlüğüne bir yerde çalışmak istiyor. ancak böyle yerler sigorta yaptığı için bursunun kesilmesinden korkuyor. benim bildiğim aylık düzenli bir gelir olmadıkça bursun kesilmediği. sonuçta 4 gün çalışıcak ve ayrılcak.

bu durum hakkında kesin bir bilgisi olan var mıdır aceba? 2-3 bir şey kazanacak diye bursundan olmasın yani.


 
iki üç günlük iş için sigorta yapıyorlar tabii ki. daha önce bana yapıldı şimdi de arkadaşıma yapılacak.


  • okuyamıyom ben ya  (10.10.13 00:09:32) 
iki üç gün düzenli maaş vs bilmiyorum.ama şöyle düz bir bilgim var,sigortalı görününce burs kesiliyor.


  • uzunuzunilgi  (10.10.13 00:16:13) 
stajer sigortası yapılırsa bursu kesilmez. onun dışında 1 gün bile olursa kesilme ihtimali var.


  • ceycey e  (10.10.13 00:16:34) 
bayram destek elamını için stajyer sigortası yapılmıyordur herhalde di mi? üzüldüm çalışamayacak olmasına ya.

bir de şey. krediyi kesme gibi bir durumları yok di mi? ben de kredi alıyorum ve aynı şekilde çalışacağım bayramda.
  • okuyamıyom ben ya  (10.10.13 00:19:21) 
gene de yapılır diye biliyorum


  • ceycey e  (10.10.13 02:24:18) 
12345   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.