Ekşi Duyuru

en az 2.50 olması gerekiyor ve hemen hemen hepsinin;de alttan ders alan öğrenciyi seçmeme ihtimali yüksek.

img594.imageshack.us

fotoğraftaki işaretli yerde tikli bişi kalmasın düzelir.

sparknotes.com
wikipedia'da da bulunabilir.

naparsan yap o dil oraya gider, lanet olasi sey.
bence en dogru rakami gidecegin dis hekimi verecektir ama gorunuse gore 250-400 tl gibi bi rakami simdiden gozden cikarman gerekiyor.

yok artık 250 ney lan.
en fazla diş çekimi olur.
sonrasında oraya implant yapılacaktır ama onun için oranın iyileşmesini beklerler zaten.
kıssadan hisse dişçiye gidin.ne kadar erken giderseniz dişi kurtarma şansı o kadar cok olur.çekmeye gerek bile kalmaz belki.

aynisini yasadim. icten curuyor dis galba, sonra boyle kirilmalar oluyor. disciye gittim, kanal tedavisi ve disi onararak halletti. disi kaybetmeden bir an once gitmek lazim.

dişimin dörtte biri gibi bi yer kırıldı. hayatta çektirmem o kadarcık kırık için kocaman dişimi.

zaten çok çok büyük ihtimalle o diş çekilmiycek rahat ol. ama hemen diş hekimine gitmen lazım. daha önceden o dişine bi müdahale yapılmadıysa ve sen o kırılan kısımlara rağmen dilinle oynarken acı, ağrı, sızı vs hissetmiyosan kanala bile gerek kalmayabilir. dolguyla hallolur. yaşıycaksın.

iş hayatında felsefe isimli bir dernek kurmuş. liderlik miderlik seminerleri veren kişisel gelişimci bi amca galiba.

stanford'da fizik ve felsefe, harvar'da fizik okudum diyo ama ne olarak okumuş ayrıntı vermiyo. boston üniversitesinde felsefe lisans, yüksek lisans ve doktorasını vermiş. berkeley'de müzik ve felsefe derslerine katılmış.

san jose devlet üniversitesinde 34 yıl felsefe hocalığı yapmış.

felsefenin psikolojik tedavi yöntemlerine etkisini filan araştırmış.

sonradan da bu iş dünyasında felsefe işlerine sarmış işte. konferanslar, kitaplar filan.

anne ve etrafında ona sarılan 3 çocuğu diyorum

Galatasaray 3-1 feneri yener anladım

ilk görüşte mancınıka benzettim

yün prenses ne okuyorsun sen? moda tasarımı mı? bu sene bu tarz işler yedi bitirdi beni sanatsal tekstilde. bölümdaş mıyız nedir?

Cidden bu senin final ödevin olamaz.. Bunu jüride karşıma getirseler, yerden yere vururum..

Büyüyen, kökü aynı da kalsa değişiyor diyor. Bence.

resim öğretmenliği temel tasarım dersi 1. sınıf ödevi.

Lekter; onlarca jüri karşısına çıkacak bi şey değil. bu için sadece bir paragraf yazmam gerekiyor.

egemenlik vurgu.

farklı olan kazanır

Vexations+1

telefon et bi de, kafalarını sik. o zaman ciddiye alırlar.

tutar da tam rengini vermez, biraz bulanık durur.

ısınınca bozulabilir.

ısınacak bişey değil ki bisikleti soba boyası ile boyamışlar. ben de sprey boyayla başka renk yapmak istiyorum.

bi tane astar beyaz al, astarın üzerine her şey tutar. spreyle boyamayı bilmiyorsa bi bilene yaptır yoksa kabarıklıklar falan olabilir kötü görünür.

zımparalarsan tutar.boyanın başka yere gitmemesi için parçanın arkasına kağıt koy.

Ovi suite'i indirin kurulumu tamamlayın ve telefonuzu usb veya bluetooth kullanarak ovi suite ile bilgisayara bağlayın.

Programı yükledikten sonra usb ile telefonunuzu bağladıysanız biraz bekleyin program telefonu otomatik olarak görecektir veya donanım bulundu uyarısı vericektir ileri ileri diyerek kuralım.

İnternete bağlanmak için Araçlar >> İnternete bağlanma >> Ülke ve Operatör ayarlarını yapmalısınız.

Konuyu bilemedim de malzeme olarak kağıt hamuru kullanabilirsiniz. Heykelimsi bir şeyler çıkar.

farklı türden kurgulanmış çok eser okumanız gerekmektedir. çok resim görmeniz, çok film izlemeniz gerekmektedir, hayal kurmak, kendi reklamını yapmak, absürd şeyleri birbiriyle bağdaştırmak, benzetmeler yapmak zorundasınız yoksa size mama yok.

www.todayandtomorrow.net

Grafik Tasarım / Reklamcılık gibi bir bölüm okuyorsan şu kitabı öneririm.
Okulun ilk yıllarında hocam vermişti, oldukça faydalı oldu diyebilirim.

(bkz: fikir nasıl bulunur)

bölüm resim ama perspektif olsun, desen olsun yahut tasarım dersleri vs hep yaratıcı olmayı gerektiriyor. değişik fikir, orjinallik isteniyor. çok eser okumak örneğin? çok resim bakıyorum onu geçelim. çok film izlemek ama hangi filmler ne türden ??

want2die @ başkalarının çalışmalarını incelediğim zaman ondan esinlenmiş oluyorsun yahut aynısını benzerini yapmış gibi oluyorsun. maksat değişik olması.

uc noktalardaki filmler ve romanlarla... din gibi dogmalardan uzaklasarak vs. bir nebze gelistirilir.

tabii ki geliştirilir. yaratıcılık dediğin şey, ortada halihazırda yapılmışların farklı şekillerde kullanılmasından ibaret. işte bu yüzden çok fazla şey biriktirmek gerekir, meraklı olmak gerekir. oturup tıp ansikolopedisi de okumak, uçak nasıl yapılır'ı da öğrenmek gerekir. beyni ne kadar çok çalıştırırsan, o kadar çok işe yarar. sonrası zaten bulduklarını birleştirebilmek.

şu adamın blogunda da nasıl "çalınması" gerektiği anlatılıyor, işine yarayabilir:
www.austinkleon.com

edebiyat, resim, sanat akımları, fotoğraf, sinema alanlarında bol bol okumalar ve incelemeler yapmanızı öneririm.

hangi bölümdesin ki?
mimarlık, en tas gibi bölümlerde çok gözlem yapmak ve sürekli problem bulup çözmek iyi oluyor.

www.luerzersarchive.net Bu dergiye abone ol mutlaka. Yaratıcılığın muhteşem örneklerini bulabilirsin. Okudukça nesnelere bakışın değişecek emin ol.

Ben de almıyorum kaç zamandır, iyi hatırlattın :)

geliştirilebilir tabii. klasik ama çok çalışacaksınız.

vallahi coktan secmeli sinava girdigim tek ders makine elemanlariydi. onun bir kismi sozeldi. derste anlattiklarini dinledim. bir kez okudum ve cogunu yaptim. ezberlemeye gerek yok. anlayarak okusan yeter.

dikkat bozukluğu, bi psikiyatriste görünmeniz gerekebilir.

aynı ben sanırım zamanla doğal olan birşey bu ne biliyim belki evlenince geçer.

bırak öyle kalsın. boş konuşan o kadar çok insan var ki, bizim yerimize de konuşuyorlar. saçma sapan konuşacağına hiç konuşma daha iyi. cümle kurmayı unutmak istemiyorsan yaz bi şeyler.

bende de vardı ama sonrasında dedim koy .ötüne çünkü canım sıkılıyordu. şimdi havadan sudan sallıyorum bende. en azından zaman geçiyor, karşındakine bağlı olarak rahatlatabiliyor da bazen. bence daha mantıklı çünkü insanlardan ay sen ne soğuksun, ne burnun büyük, kendini beğenmişsin laflarını duymuyorsun en azından. bizde böyle algılanıyor bu tarz insanlar.

bir konuşmayı nasıl gereksiz olarak nitelendiriyorsun? içerik mi sorunlu? dünyevi meselelere mi mesafelisin? ilgi çekici değilse konuşma olsun bitsin. yok konuşabilmek ise amacın derdin, git kendine entelektüel dertleri olan bir çevre falan bul.

nick inden anladığım kadarıyla senin gibi kızların olması çok iyi bence :D

olmaz

Derslerde yok yazabilirler.

İlk hafta doğru düzgün kimse gelmez, gelse de ders işlemezler, işleseler de herkes "noluyor la" tadında olduğunda bir kıymeti olmaz. Sıkıntı yok.

okuldan atarlar.

burada soylenenlerin aksine bence ilk hafta cok onemlidir. seneler boyu suren tum arkadasliklar ilk hafta kurulur. derslerin gidisati ilk haftadan belli olur.

sonradan gittiginizde sudan cikmis baliga donersiniz. pazar sinava girin. p.tesi okulunuza gidin.

ders ekle birak haftasidir zaten ilk iki hafta devamsizlik pek sallanmaz, okuldan okula degisir tabii.

ilk senenizin ilk haftası çok önemli. ders olmadığından insanlarla kaynaşmak, bölümü, derslikleri, kampüsü keşfetmek için en önemli hafta. mutlaka gitmeye çalışın.

alan razı veren razı. durumu kısaca.

iki tarafın da bunu bilerek yaptığı ilişki. erkek nikah kıyacağım deyip gecenin ardından ortadan kaybolursa bu durumun tersi oluyor işte.

iki tarafı da rahatlatır.. ha bazen iki taraftan biri evli olduğunu ya da işini gizler karşı tarafı yatağa atmak için ve ertesi gün telefona vs. çıkmaz. bu apayrıdır. ancak tek geceliği bilerek yatanlarda temel olay rahatlamadır.

birlikte olduktan sonra kişiler birbirini tekrar görmezler sadece karşılıklı tatmin etmektir amaç, ha çok memnun kalırlarsa tekrar görüşebilirler tabi, eee o zaman nolacak tek gecelik ilişkinin adı mı değişecek .. bak şimdi

o dediğinin adı ilişkide değildir zaten,
kısaca halk arasında bafi derler.
iki tarafta olayın gayet farkındadır.
genelde bayanlar sabahında her şeyi unutur ama erkek tarafı kuku derdinden kolay kolay kopmaz.
güzeldir iyidir şirindir

office.microsoft.com
belki ise yarar

yaramadı.

www.microsoft.com

fileformatconverters.exe dosyasını yükle ve çalıştır.

Çomü'nün Eğitim Fakültesi ve sözel bölümleri iyidir, gerisini boşver.

ege'de sosyal yaşam iyi. gerisini bilmiyorum.

comu ye gelirsen de canakkale iyidir. ege tabi daha iyidir de canakkale de guzeldir. canakkale'de oturan bir izmirli olarak yazdim bunu.

Beş sene Çanakkale'de okumuş biri olarak Çomüyü tavsiye edebilirim.İnsanların nasıl bahsettikleri önemli değil.Ege olmazsa çok üzülmeyin,Çanakkale de iyidir.Yaşarken rahat edeceğin bir yer ve ayrıca üniversitede hocalar arasında iletişim kurmak da oldukça kolay

tabii ki Ege

elbette orta çağ zihniyeti.

naionlife.files.wordpress.com

edit: hobaa erken davranmışım tamamını okumadan. bunda direk vücuda söz konusu.

orta çağ zihniyetinin yanında sadizm de var. iğrenç.

cehalet dizboyu,
bu neyin kafasıdır belli değil.

Aslında gün yüzüne henüz geçmemiş daha kim bilir neler var.
İnsanlar gerçekten çok korkutucu.

o nasıl iş

haketmiştir

çelik kapı taktırsaymış

klasik
www.youtube.com

valla benim de çanakkale'de görünüyor ama misafir olarak çatur çutur işlem yaptırdım.

misafir olarak anca yanında biri giderse oluyor. işte bu benim misafirim falan diyor

o sağlık ocağına gitmiştim daha önceden. misafir olarak aşı yaptırmıştım. aksi gibi bizim sokağın doktoru da yoktu.

ben de az önce izledim :)

(git:www.youtube.com )

ancak kemirerek çıkar :)

bütün parmaklarımı kemireyim mi fare miyim ben :/

ona benzer bi durumda önce felaket sıcak su döktüm elime (cidden acıdı ama :/ ) sonra da ateşe tuttum. gerçekten acıdı ama penseyle çekince bile gelmiyordu hafif hafif erir gibi gitti.

www.drycenter.com

asetonu dene.

valla ne kadar çabuk kemirirsen o kadar çabuk çıkar.asetonla derin yüzülürse hiç bana bakma. ben dedim sana bi kere :)

ay geçen haftalarda ben de başardım onu, önce asetonu minik bi kaba döküp parmaklarımı içinde beklettim ve pamuk yardımıyla silmeye çalıştım, birazı böylece çıkmış oldu, en azından parmaklarımı kullanabilmeye başladım, sonraki 2 gün içinde ise yavaş yavaş döküldü yapıştırıcı, tabi bi taraftan dayanamayıp sürekli kemiriyosun parmaklarını, ben bi de dudağıma sıçratmayı başarmıştım o daha zor olan kısmı oldu :)

Kolonya döküp çıkarırdım ben küçükken hep.

diş macunu ile dene.

sıcak suda beklet biraz.

bekle önce iyice kurusun sonra kazıyarak çıkar ancak..

Fanfan.

*bungee

Şuradan takip edebilirsin;
www.facebook.com

hangi sürümü ? internetten ingilizce olanının caps'leri ile butonların koordinatlarını bularak değiştirebilirsiniz bakarak. (fiyuhh ne güzel cümle oldu anasını satim)

çok zor bişey dedin sen şimdi:S

hocam sürümünü söyle, ben bulmaya çalışayım.

6.4.0.0 yazıyor

yok öyle değil, cs4 falan vardır ya, hangisi ?

uğraşma, kaldır bir daha kur.

klasik yöntem; karşındakini tuvalette sıçarken, ya da ağzı salyalı horlayarak uyurken tahayyül et. bir nebze faydası oluyor.

nasıl ya? adam ciddi, sadece günaydın diyor diyorsun. demek ki sen konuşkan, sürekli gülümseyen, pozitif enerji saçan birisin? ben sorunu anlamadım ki, canını sıkan ne yani? patronun sabahtan akşama kadar "nabıyon kanka" deyip sohbet etmesini mi istiyorsun?

"ortamda bulunmaları canımı sıkıyor" dersen, zamanla alışman lazım ona. ben mesela dışarda burger king'e girsem geriliyorum, kasılıyorum, böyle her hareketime dikkat ediyorum. ama yarım saat geçtikten sonra masanın üstüne çıkıp dans edecek kadar gevşiyorum. öyle olması lazım, olmuyo mu?

insan iki sohbet eder. konuşur vs. çok soğuk insanlar var yahu acayip olumsuz etkileniyorum. kendimi kötü hissediyorum pskolojik açıdan bi eziklik oluyo o ne öyle yaa :S

aynı durum bende de söz konusu. bence bu durumun özgüvenle alakası yok, zira herkes herkesi kendisine yakın hissedecek diye bir kural yok. öyle olsa zaten kişilik diye bir şey kalmazdı ortada. yani bunu bir sorun olarak değilde, bazı durumlarda konuşmaya gerek duymamak olarak görüyorum ben. çünkü karşındaki kişiyi değiştirmen imkansız, bu kişiyi kendinede yakın hissetmiyorsan eğer, boşuna laf kalabalığı yapmaya gerek yok, sonra uzar gider çünkü o kalabalık. hayat bu, bazı kişileri oldukları gibi kabullenmemiz gerekiyor maalesef, onlarla aynı ortamlarda bulunmamızsa tamamen şanssızlık, başka bir şey değil.

hocam cok guleryuzlu herkesle ıyı gecınen bır tıpsen mıllet nıyeyse boyle tıplerden uzak duruyor sebebı ne soyleyım. adam bakıyor lan bu saf dıyor guleryuzlu kıbar davranınca boyle gotu kalkıyor kendını ustte goruyor egosu tavan yapıyor anlayacagın. senın muhabbet edebılcegın tıpşler mutevazı tıplerdır. sımdı bende guleryuzluym herkesle ıyı gecınırım. kımısı boyle agır takılmayı sever sırf baskalarının gozunde ezık gorunmemek ıcın agır takılır. boyle tıplere oyle davranırsan sana tepeden bakarlar. uff bu ne saf be bu ne ısım var bunla gıbısnnden dusunur. aslında mal olan kendısıdır cunku odundur adam. benım bır arkadas var yemek yemeye gıderız. susar adam pasoo cok konusmuyor. adamın hayatıyla ılgılı fazla bırsey bılmyorum mesela hıc anlatmıyor adam. sımdı adamın garsona davranısına bakıyorum. kıbarlık yok sunu getır buda olsun fln. kıbarlık yok anladın mı? kıbar davranana trde mal gozluyle bakıyorlar yemın edıyorum. kı ben bununla ılgılı bır baslıkacmıstım. her adama guleryuzlu davranma soyleyım sana gotlerı tavan yapıyor. mesela mutevazı arkadaslarım var. adamlara bırsey rıca edıyorsun aa tabı abı ne demek dıyor fln bole hosgörü var ınsanlarla ıyı gecınmek dıye bır kavram var ıste mutevazı adamda. ama sessızden uzak dur ınsanın ıcını bayar ve ezıklıklerını kabalıkla agır durmakla ortmeye calısırlar.

İş ortamı başka bir dünyadır. Bu dünyada ciddi ve mesafeli olmak iyidir. Özellikle amirin veya patronun ile. Aksi durumlar o an olmasa da bir süre sonra istenmeyen durumlara neden olabilir.

Amir/patron dürüst olsun, isterse dünyanın en nemrut insanları olsun.

patronunuz muhtemelen sizden yaşça büyüktür. eğer oyleyse sizi kendine yakın gormuyordur, ortak bir noktanız olmadıgını düşünüyordur, ne ugrasıcam coluk cocukla diyordur, aynı sizin yaptıgınız gibi karakterlerinizin benzemediğini düşünüyordur vs vs iş dünyası sonuçta, sürekli sizinle sohbet edip bir şeyler paylaşması gibi bir yükümlülüğü yok.

ya da belki mutsuz bir evliliği, hasta bir babası falan vardır, genel olarak mutsuzdur, başka insanlarab ulaşmak istemiyordur. sizinle ilgisi yoktur.

cevap 32 ama çözü nasıl?

alışveriş merkezlerinde bunlara benzer birçok çanta bulabilirsin.
kapalıçarşı civarında da deri çanta yapan yerler var.

sanırım 3 yada 5 den sonra acıklanacak.

açıklandı ara sınav sonuçları.

acıklanmayan bırsey ıcın neden mılletı kandırıyorsun

16:00'da açıklanacakmış.

açıklandı

bende varsaydim +1 imle.

kıskançlık = insanın kendine güvenmemesi.

arkadaşlarınla buluşursun kıskanır:
Onlarla benimle oldugundan daha çok mutlu oluyor, onlarla benimle oldugundan daha yakın...

Başka kızla\erkekle görüşürsün kıskanır:
O erkek, o kız benden daha üstün, eger onunla mutlu olursa, sevgilimi kaptırma ihtimalim var.

Anne oglunu kıskanır:
Bunca sene ben baktım, şimdi 2 süse püse, 2 kara göze kanacak gidecek bu oglan, bizi unutacak.

Vs vs

İnsanlar kendilerine güvenmedikleri şeylerin, karşı tarafta var oldugunu düşünüp, bunları kıskanır.

Kendine yeterince güveniyorsan, kıskanmassın.

@cruseo dediginiz dogru mu yanlis mi bilmiyorum ama ondan önce baska sorunlar var bence.
asiri sahiplenme ve "bu kisi/sey benim, sadece benim olacak" dusuncesi bunlari baslatan. sonra direk kiskanma gelebilir veya ozguven cok yuksekse gelmeyebilir tabi. ama asil problem sahiplenme dusuncesinde bence.

benim ozguvenim oyle cok yuksek degildir, hatta dusuk bile denilebilir. nitekim kiz arkadaslarimi kiskanma gibi bir huyum da yoktur. dusunce yapisindan biraz.

Kimisi çok kıskanır, kimisi de kıskanılmayı sever. Kim ne derse desin her insan sevdiği/sevildiği kişi tarafından kıskanılmak ister az da olsa. Bence hastalık falan değil tamamen insani bir duygudur.

huzur

huzur+1

avustralya'da yaşamak.

devamlı sevişmek desem çok mu sorumsuzca olur

bir kedim bile yok.

en büyük hayalim bir insanın düşüne bileceği enbüyük hayalidir başka ne olabilirki

her şeyi bırakıp, müzik yaparak dünyayı gezmeye başlamak, yaşamak isteyeceğim bir yer bulduğumda, bir süre sabit yaşayıp, sıkılınca çıkıp ülke üke, ada ada dolaşmaya devam etmek... bir nevi göçebe yaşam.

dünya barışı, sosyal adalet

evet onlar da var tabi. "evim olsun sevgilim olsun"dan iyidir.

samimiyetim.biraz oyuncu olmak lazım.

HaYaTıMdA yApTıĞıM En BüYüK hAtA HeNüZ YaPmAdIğImDıR... ♥
:)

hata falan yok. çok da fifi.

* Bir başkasının hatasını kapatmaya çalıştım, bana patladı; öyle böyle değil, kariyerimin gidişatını değiştirdi.
* Çok beğendiğim bir ev vardı, pahalıydı; ama biraz sıkışsak taksit-maksit alırdık. Almadık ev 5 kat prim yaptı 1 sene içinde.
* Dayım Almanya'da çalışıyordu, ben çok küçüktüm. Sadece bayramlarda kart atar bir de TR'ye döneceğine yakın uzun uzun istediklerimi yazardım. Annemler parasını verirlerdi istediklerimin ama taşıyıp getirmenin bile nasıl bir zulüm olduğunu büyüyünce anladım. Bir de yalnızlık çeken birine mektup atmamanın ne kadar fena bir şey olduğunu. Hala utanırım...

zamanlama ile ilgili olanar. zamanında üniversiteye gidememek 5 yıl sonra gitmek.askere 9 yıl sonra gitmek. zamanında evlenmemek. keşke bir çocuk daha yapsaydım demek. kaçan fırsatların farkına varamamak, daha doğrusu ilgilenmemek.

güvenmek

sevgiliyle sevişirken suratına patlamak.

Türkiyede doğmak

burda yazmistim

www.eksisozluk.com

herkesi kendim gibi sanmak :(

milyonlarca sperm arasından birinci gelmek
bok vardı

hayatımın dönüm noktası sayılabilecek bir bölümünde inisiyatifi ele alıp kendim karar vermek yerine başkalarının benim yerime karar vermesine izin vermek. ergendim, önemini anlayamadım. hala pişmanlığını çekerim.

Ortalama yeterli olduğu halde
DC olan dersi tekrar almak
ve o dersin finaline girememek

sunset0771 +1000

www.youtube.com

baştan söyleyeyim ben tecrübesizim benim cevaplara fazla güvenme
1-genelde aynı sınıf, aynı çevre veya aynı işyeri gibi oluyor ya da arkadaşlar tanıştırıyor. son dönemlerde facebooktan da yapanlar varmış.
2-daha yapamadım
3-saçma ama kabul edenler de var.
4-3-4 ay
5-zaman yaymak

(bu soruların doğru cevaplarını bilmek için neleri vermezdim)

1) Genelde aynı çevreden, tanıdıklar aracılığıyla ya da ortak bir paylaşım alanı (iş yeri) gibi yerlerden filizlenir yeni ilişkiler.
2) Kızdan sinyal aldığım zaman açılırım.
3) Böyle bir şey asla yapmam. Bu işi ciddiye almadığını gösterir.
4) Karşındaki insana göre değişir. Bazısı flört aşaması için 1 ayı yeterli görürken bazısı için 3 ay yetmeyebilir.
5) Zamana yayarak ilişkiye başlamak mantıklı ve sağlıklı olanıdır.

Genelde yakın çevremden bir şekilde tanışmakla başlıyor her şey,eğer beğenirsem,çeken bir şeyler olursa üstüne gidiyorum hafiften,o an biraz muhabbet edip ertesi gün feysten eklemek falan gib.,malum oradan karşı tarafla ilgili bir dolu bilgiye ulaşabiliyorsun;)bol bol gözlemliyorum ne yapıyor sanal alemde diye,tabi o ara muhabbete devam,her akşam kısa sohbetler,esprili muhabbetler falan,hem laf arasında tartıyorum karşı tarafı,maksat alışkanlık olsun,ertesi gün yazmayınca merak etsin.o süreçte de bana ters gelen bir şey farketmediysem
cep telefonu numarasını istiyorum kızın,zaten bu gayet özel bişey,her an ulaşabilmek istediğimi belli ediyorum ona. eğer verirse yüzde 90 mutlu sonla bitiyor(=
neyse telefonu da alınca bi kaç akşam yatmadan mesajlaşma vs,en sonunda da (genelde hafta sonlarına denk getirilcek şekilde) buluşma teklifi ki büyük yüzdeyle ilk buluşma oluyor:D. orada da artık yüzüne söylüyorum hoşlandığımı her şey netleşsin diye.

bunlar ortalama 14 ila 23 gün falan sürüyor çok da uzatmamak lazım karşı taraf anlıyor sonuçta onunla ilgilendiğinizi amiyene tabirle yazdığınızı;)

tanımadan pat diye edilcek teklifler saçma,uzun ilişki ihtimali az,fuck buddy olma ihtimali yüksek.

Facebooktan tanımadığın kişilerle yapması o kadar kolay değil,genelde yüzüne bakmıycaın tipler geri döner zaten ve sağlıklı da olmaz,ben bir kişiyle yaptım ortalama güzellikte bir kızdı tam anlamıyla "takıldık" aşk meşk pek olmadı en azından kendi açımdan.

özetlemek gerekirse; zamana yayarak emin adımlar en güzel yöntem bana göre.

not:terazi burcu erkeğiyim,baya zor beğenirim.

1. hic cevremden kiz ark olmadi. sagda solda bi kizi begenirim gider tek basima tanisirim ve ordan yururum..
2. rahat hissettigimde
3. bi kere yapmisligim var ama simdi sacma geliyor :)
4. Max bir ay
5. B secenegi diyorum. ama pat diye teklif edenlerden hoslanan kizlar var, goruyorum

dharma'nın kitapları boştur. okuma hiç.

@exla +1.
bütün kitapların özeti: "hayat çok güzel, pozitif olun, güç içinizde" .
çok gıcıklar.

exla+1
vakumlu+1

hadi yaa o kadar diyorsunuz yani??

www.ulkercikolatacekiliskampanyasi.com

fişi atmamışsındır inşallah :)

www.ulkercikolata.com.tr
edit: 1 saniye.

kontürüm yokmuş katılamıyorum:(

internetten katılabiliyorsun.

değil mi ki bu kadar çaba sarfettin; o telefon senin paşam:)

daha yayınlanmamış.

tc kimlik numarasıyla oturum açarak "fakülte" başlığından "sınav soruları" seçeneğine, "bölüm" başlığından öğretim yılını, "ders" başlığından da istenen sınavı seçiyorsun.

sonuçlar açıklanmadığı için e-kitap sayfasına götürüyor.

(ya da ben yanlış biliyorum/yapıyorum bilemedim)

sınav soruları açıklanmış.

yukarıdaki açıklamalardan e-kitap sayfasına gidince solda e-kitap'a tıklayın.
sorular sayfası açılıyor.

soldaki listeden önce kitapçık kodlarına bakın. hangi bölüm kaçıncı sınıf hangi sınav oturumu olduğuna bakarak bulduğunuz kitapçık koduyla; kitapçık kod listesine göre o kodlara tıklayarak sınav sorularına ulaşabiliyorsunuz.

www.made-in-turkey.com

www.firmakurdu.com

yillik.eogrenme.anadolu.edu.tr

buraya düşünce görebilirsiniz. henüz yok.

çatalca tarafinda var.

maslakta var bir kaç tane

Silivri - selimpasa

heryerde binebilirsiniz

hadımköy'de k9 eğitim merkezi ve at binme şeysi var, tavsiye ederim. (fatih üniversitesi, alkent 2000 sitesini az geçince sağda)

sunay akın

küçükken öyle gibi geldi ama büyük halinde gözüme batmadı upload.wikimedia.org

bu tabloya çıplak gözle baktım. bana küçük geldi. ve hala öyle olduğunu iddia ediyorum

birden fazla çözüm yöntemi olabilir ama en basiti (gof)(x)=3x+14,(gof)(x)^-1=(x-14)/3 ve x=2 içinde sonuç -4 olur.

şu türlüde yapabilirsin. (gof)(X) i 3x+14 bulduktan sonra f(3x+14)=2 (ters çevirdik fonksiyonu) daha 3x+14 ü 2 ye eşitlersin.

cevap -4 ama nasıl çözdüğünüzü anlamadım. gof un tersi kafamı karıştırdı. ayrıca (gof) (x) teki 14 nerden geldi?

gof(x) demek g(f(x)) demek. Yani g de x gördün yere f koy koy diyor.

Burda da g(x) de 3x-1 de x yerine x+5 yazıyoruz.

3(x+5)-1 oluyor. Burdan 3x+14 geliyor. Ancak u (gof)(x) . Bizden birde bunun tersini iztiyor.

Tersine yaz x-14/3 olarak yazıp x yerine 2 koyabiliriz.

Yada yer değiştirip gof(3x+14)=2 diyip ikiye eşitleyebiliriz.

ilk yol daha sağlıklıdır.

bileşke fonksiyonun tanımından geliyor.şöyleki (gof)(x)=3(x+5)-1=3x+15-1=3x+14

çok teşekkürler arkadaşlar. hayaletimsi +1 çok açıklayıcı olmuş. Ben f i g' ye yazarken 3 parantezine almayı unutmuştum. Gerisi kolay zaten. Sağolasınız.

hangi dalda öğrenciciyseniz 22 net gerek. örneğin fm fen 22-mat 5 ile geçilir sanıyorum.

önce soruyu okuyup sonra paragrafı inceleyin.

kediebesi doğru diyor. önce soruyu oku ki, paragrafı iki defa okumak zorunda kalma.

kediebesi +1
ayrıca bol pratik bu işin ilacı

1. paragrafı tüm okumaktansa her cümlede kendince anahtar kelimeler seç. eğer ki zorlanırsan soruyu çözmekte tekrar o koca paragrafı okuyacağına anahtar kelimelerine bak. paragrafı çıkartacaksın bu şekilde. zaman kazanacaksın.

2. değinilmemiştir, çıkarılamaz sorularında önce şıkları oku sonra paragrafa geç.

3. anlatımın akışını bozma sorularında ise her cümlede kendince konu örüntüsünü çıkar. mesela birinciyi oku hea x'ten bahsediliyor burda de. sonra 2, sonra 3... bu şekilde akışı bozan ortaya çıkar.

4. paragrafın ikiye ayrılması sorularında ise yine üçüncüdeki gibi konu örüntülerini yakala ve birbiriyle bağlantılı olan cümleleri birbirinden ayırmamaya çalış. ayrıca, böylece gibi devam ediyorsa yani o öncekinden ayrılamaz.

benden bu kadar (:

eğer ki cümleler çok uzunsa onları kısalt. paragraf soruları genelde kolay olmasına rağmen zihni feci yorar, sırf onlar yüzünden diğer sorulara gereken dikkati veremeyebilirsin. o sebeple eğer çok uzun cümleler varsa, devrik kurulmuş, anlatımı zorlaştıran cümleler varsa kendi anlayacağın şekilde çevir hikayeyi. bir nevi türkçe - türkçe çeviri yap.

dediğim gibi, genelde kolay olur sorular ama en çok yanlışlara da paragraflar sebep olur (en azından bende öyle) zorlanmamızın sebebi zihni yormasından kaynaklanıyor. dikkatini paragrafa kanalize et, odaklan.

dolmuş ile

çiçekçilerden tepebaşına dogru yürürken üç sokakta dolmuşlar durur.
ilk sokak bakırköy dolmusları, sahilden gidene binin.

duyuruyu baltaladım ama, ben de sahilden biniyorum taksim dolmuşuna. florya'dan geliyor galiba ve bazen dolu olarak geçiyor. kalkış durağı bakırköy olan dolmuş yok mu?

Adramelekh ; nasıl bir algı biçiminiz var, ne biçim yanıt bu böyle.

yün prenses; belki sen de duymuşsundur, bir arkadaşıma göre karadenizliler çayı soğuk demleyip, alttaki kaynayan suyun üstteki çayı kaynatmasını bekliyorlarmış, ne derece doğru bilmem. sor birilerine bakalım :)

ben çayı şöyle yapıyorum:
1-üste çayı en başta koyuyorum. çayı ne kadar çok koyarsan o kadar aroma hakim olur.
2-alta koyduğum suyu yüksek ateşte kaynatıyorum
3-kaynayan su buharıyla çay, 5 dakika kavruluyor.
4-sonra kaynamış suyu üste ekliyorum ve 20 dakika demliyorum. kısık ateşte demleniyor. afiyet olsun

edit: çaydaki aroma yoğunluğu çayın biraz kavrulmasıyla mümkün

sakarlığın ayrıca ergenlik döneminde el ve kolların nisbeten daha fazla uzamasıyla alakalı olduğunu duymuştum. eğer ergenlik zamanlarınızsa

Adramelekh aşk ve dalgınlık ilişkisine gönderme yapıyor sanırım.

burna sıkılan fısfıslar var naneli bisi böyle sıkıyosun açıyor burnunu ya da ağzından nefes alıcan

burnumdan hiç alamıyorum. ağzımdan alırken zorlanıyorum. fısfısımda yok

sümkür temizle burnunu. yürü biraz o sırada açılır burnun.

bir eczane varsa yakınlarda iki dk.ka vicks krem al, koklayınca bile açıyor burnu.

fısfısın olduğunu düsünmemiştim zaten. olsa sormazdın. git al eczanede diyorum ayrıca viksi de burnuna sür o da açar onu da eczanden alabilirsin yani her yol eczaneye çıkıyor bu arada hem okuyup hem çalışmak zor olsa gerek

tuzlu su çekin burnunuza.

sonra da kafanızı aşağı eğerek bir kerede patlayıcı şekilde sümkürün.

beyniniz bile akabilir o derece.

şartlar elveriyorsa pamuğa iyice limon kolonyası dök sonra burnunu sok :)
yarım saat arayla bu işi yapmaya devam et.
komik gözükebilir ama tecrübeyle sabittir.

otrivine al eczaneden, doğal yollarla çözümünü bilmiyorum

otrivine super gelıyor cok sık yasıyorum bu problemı. yanlız 5 gunden fazla kullanmaması tavsıye edılıyor, bıldıgın bagımlılık yaratan birsey

selpakın mentollüsüde açıyor.

gider aslında ama yeşil ve kırmızının tonu da önemli bence.

iki rengin de tonuna bağlı

somethinginthewayshemoves'un dediği gibi tonuna bağlı. bunda gayet şirin durmuş.

images0.chictopia.com

Ayrıca bugün ne giysem'den tüm halkımızın öğrendiği gibi, artık çok uyumlu renkler giymek moda değil :D zıt ama uyumlu renkler moda :D

gitmez.