Ekşi Duyuru

Bilgisayari ne icin kullanacagin cok onemli, kimse netbook ya da notebook diyemez bu bilgiler isiginda

60 liraya alırlar yazıcıoğlunda

tabi ki katlayabiliyorsun. hatta zarfı yalamayı unutma iyice yapışması için.

diplomat tipi katlama yapmanı ve o şekilde bir zarfa koymanı öneririm dilekçen çok önemli bir yere gidiyorsa.

o kadar cok var ki.
ama sana tavsiyem breaking bad. senin tarzina ya da yukarida izledigin tarza daha yakin. ozel bir dizidir.

breaking bad izlemeden ölme.

www.youtube.com

the big bang theory

mutlaka ama mutlaka başla.. geriden geliyorum ben ve gülmekten ölüyorum. spartacus de çok sağlam. tavsiye ederim.

Ben geçen gün The Hour'u izlemeyi bitirdim çok güzeldi. Hem Mad Men görseli ihtiyacını bir nebze giderir hem de konusu baya gizemli, politik entrikalı falan, iyi gidiyor

izlediklerinden yola çıkarsak pan am'i tavsiye ederim o da mad men döneminde geçiyor. ayrıca broadwalk empire'a da göz atabilirsin. o da güzel bir dönem dizisi. imdb linkleri şöyle:

www.imdb.com

www.imdb.com

Supernatural
sevmek için neden o kadar çok ki hangisini sayayım bilemedim.
spoiler vermeden tam olarak açıklanmaz herhalde. bilmeden izleyip sevmek için kendi sebebini kendin bulmak daha güzel hem.

www.yabancidiziizle.com

tek gecerim.

www.dizi-mag.com başka bişi demiyorum

soruyu soralı baya olmuş ama denk geldi gördüm ben de dizi arıyorum yeni başlamak için yazayım dedim belki görürsün.

Supernatural
üşenmekten değil, spoiler vermek istemememden kaynaklı olarak neden sevdiğimi tam olarak anlatamam. belki gereğinden fazla seviyorum, belki olduğundan güzel diyorum... benim için en önemli ve en güzel yabancı dizidir çünkü izlemeye başladığım ilk yabancı dizidir, Supernatural bu kadar güzel olup kendine bağlamasa diğer yabancı dizileri de büyük ihtimalle izlememiş/izlemiyor olurdum.


alta da diğerlerinden ekleyelim azcık:

breaking bad
house m.d.
doctor who
dexter
battlestar galactica
fringe
the walking dead

daha eskilerden:

buffy the vampire slayer
angel
oz

Person of interest:
J.J Abrahams
Christopher Nolan

Başka söze gerek var mı?

şeker hastalığı olabilir..

gizli şekere de baktır

yarım litre çok az zaten. vücudun, böbreklerin artık bu gidişe bir dur demiş. sistem çalışsın, işlesin, su vücuttan toksin atmanın en güzelim bitanecik yolu. dünyamızın atmosferi oluştuğundan beri hep aynı suyu içiyoruz, işiyoruz, düşün dinozorlar içmiş, donmuş, buhar olmuş, yağmış, nehirde akmış, şimdi sen içiyosun, şahane bi olay değil mi? doyasıya iç kardeşim. evrenimizdeki su giderek bilemediğimiz bir nedenle azalırken bari sen bedeni mahrum bırakma :D

her ne kadar susuzluk şeker hastalığı belirtisi olsa da, son zamanlarki diyetinden olabilir, vücut kırgınlığı olabilir, psikolojik olabilir. Son bir ayda önceye göre ne değişti hayatında?

harzem -> Son bir ayda hiçbir değişiklik olmadı; ne beslenme düzenimde, ne sosyal hayatımda, ne psikolojimde.

Şeker hastalığı aklıma bile gelmemişti. O yönde cevaplar geldiği için, böyle bir ihtimali düşünerek sorduğum sanılmasın. Şeker hastalığı ve belirtileriyle ilgili de hiçbir bilgim yoktu. Şimdi araştırıyorum yüzeysel olarak.

reflü olabilir misin? yatmadan önce soğanlı, baharatlı, fast food, alkol vs. tüketiyorsan susatıyor olabilir seni fazladan.

Sıvı tüketmeden yaşamanız mümkün değil.
Su olarak değil de sıvı olarak neler tüketiyorsunuz onları yazsanız?
Şeker hastaları için yarım litre çok değildir. Günde 4-5 litre su içip suya doyamamak durumu varsa bu şekerdir.
O yüzden tanıyı doğru koymak lazım. Hiç susamazdımla başlayalım. Gün içinde sıvı olarak neler tüketiyordunuz? Çorba dahil.

sıvılar bile suyun yerini tutmuyor.

su nanesi-> Mide rahatsızlığım var; fakat son zamanlarda dikkat ediyorum beni rahatsız edecek yiyeceklerden uzak durmaya. Acı yememeye çalışıyorum, soğan ve fast food çok nadir yiyorum, alkol ayda en fazla 2-3 kere tüketiyorum.

ozdek -> Günde 3-4 kupa kahve, 1-2 kupa çay, haftada 1-2 kere de çorba içiyorum. Fakat bu hep böyleydi. Ben susuzluğu hissetmeye başlamadan önce de, su içmeye başladığımdan beri de tükettiğim sıvıların miktarı aynı.

çay ve kahve özellikle vücuttan su atmana neden olur. yani sıvı alımı olarak değerlendirmemiz zor biraz.

12 Angry Men ve Schindler's List.

the taste of tea yüzde bin tavsiye

stalker

milyon tane liste var bu konuda.

www.icheckmovies.com
www.icheckmovies.com
www.icheckmovies.com
www.icheckmovies.com

underrated 2 film:
smoke
la confidential

trainspotting
delicatessen
a clockwork orange
taxi driver
man on the moon
the shining
the crow.........

bunların arasında sırıtacak ama marvelları bitir bence bi. erkek erkeğe saçmalarken harika bir konu oluyor.

karpuz kabuğundan gemiler yapmak.

pursuit of happyness
about schmidt

İzlemediysen,
Intouchables, The Bucket List
dram ağırlıklı Pursiut Of Happyness, Little Miss Sunshine olabilir.

about elly
a seperation

- Pursuit of Happyness'i sanırım ikimiz de izlemiştik.

- About Schmidt, The Bucket List ve Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak ilgimi çekmedi.

- Jodaeiye Nader az Simin'i ben izlemiştim.

- About A Lie diye bir film bulamadım.

- Intouchables'ı indireceğim şimdi. İzleyebiliriz onu.

Yine de başka önerileri de bekliyorum.

flight.

bluray'i çıkmış malum yerlerde.

Matchstick Men (2003)
www.imdb.com/title/tt0325805/

baba kız hikayesi.

goo.gl

hayret kimse dememiş

(bkz: the help)

about a lie dedikleri about elly. anneyle gitmez.

kız kardeşimin hikayesi diye çok hoş bi film var.

Galata Antique

Oldukça başarılı, merkezi ve uyumak için dışarının sesi gelmiyor. Bina ve odalar klas. Ben oldukça memnun kalmıştım.

www.galataantiquehotel.com

fiyattan haberim yok ama butik oteller içinde en sevdiğim riva otel
www.rivahoteltaksim.com

(bkz: büyük londra oteli)

scold

daha çok "azarlamak" anlamında

Negative reinforcement diyebilirsin.

psychology.about.com

en.m.wikipedia.org

"Many parents provide negative reinforcement to their children in cases of failure."

Frustrated?

ne icin aradigini bilemedim ama toefl writing topicler var burada: kazuo.fc2web.com

yine toefl writing topics olarak aratirsan bi suru bulabilirsin bunlardan..

ben 2-3 çeşit kullandım ama genelde bu tür ürünlerin içinde eser miktarda argan oluyor.kalanı slikon, kimyasallar vs. bulabilirsen gerçek argan yağı bulup onu kullan. bulamazsan ben yardımcı olurum bi yerden getirtiyorum.

nashi argan yagını kullanıyorum ben 3 4 senedır, sac ıcın. memnunum.

sabununu kullanıyorum çok memnunum. markasını bilmeyom.

Herhangi bir sürücü kursu

özel mecidiyeköy sürücü kursu; aslı böreğin karşı binası; üçler market üstü.

*sait diye hatırlıyorum adını. deli bir hocaları vardı ; 60 yaşlarında tipi bile kaçık biraz adamın ama süper şoför süper eğitmen.

www.youtube.com

türkler arasında en iyisi bu, diğerleri tırt geldi bana. yani başka seçenek olmadığından takip ediyorum diyelim.

a beautiful mind.

bu geldi aklıma,
www.imdb.com

internetten izleme imkanınız varsa çok güzel bir gerçek yaşam öyküsü.

October sky

great debate mi neydi ismi, denzel washington'un filmi. kesinlikle öneririm.

(bkz: son ders aşk ve üniversite)

www.imdb.com

yolla

Avon'un var mesela. Bir torba küçük ruj testerı var. Avon satıcılarına 5 liraya geliyor. Yakınında bir Avoncu varsa onlardan alabilirsin parasını ödemek koşuluyla. Öteki türlüsünü bilemeyeceğim.

Edit: imlâ

deneme urunu cantalari satan var mi bilmiyorum ama alici gozle gordugu musterisine verebilir eczane veya kozmetik urunu nereden aliyorsaniz oradaki satici.
ornegin vichy bu tarz cokca canta hazirlar. cantalari da bayagi sik olur (sirf cantasi icin isteyenler oluyor). genelde soran musteriye verilmez bu. daha oncesinde baska seyler alan birisine promosyon amacli onlari da ileride satabilmek adina verilir.
bu cantalari isteyen parayla da satabilir ama bunun geri donusunun daha az olacagi bilinen bir sey ve sirf bu sebepten genelde ilk saydigim yola basvurulur. ayrica bazi markalar bu turden davranislar sergilendigini duyarsa kati onlemler alir (numuneyi eskisi kadar fazla vermez vs).
aslen kozmetik sektorunde cok fazla numune dolasir. eskiden musterinin ilgilenmesi yeterliydi herhangi bir urunle. o kisiye mutlaka numunelerden verilirdi. cogu yer artik boyle vermiyor cunku sirf numunelerle gecinen insanlar cok fazla var. almis veya alabilitesi olanlara promosyon sonrasi tam boyut urunu satmak en cazip secenek.

ducray, elancyl ve klorane'da var. minik şampuanları, ya da duş jellerini falan satıyorlar minik çantalarda. dr. murad da yapıyor öyle bişi.

clinique in vardı geçen sene 3lü temizleme setlerinden, 20 tl gibi bir şeydi fiyatı da.

var evet.
sttrawberry'den alışveriş yapıyorken görüyordum.hem makyaj hem de cilt bakım ürünlerinin daha az ml'lerde setleri vardı.

bi de genellikle cilt bakımı için denk geliyorum ama shiseido'dan fln bi iki ürün alınca 3-4 tester ve çanta hediyesi oluyordu.

bi de www.vanilyaclub.com gibi şeyler var ama kullanmadığım için nedir ne değildir fikrim yok.

Çakmak kısmına takılanlar FM Transmitter. Eğer 3 büyük şehirden birinde oturuyosan almanı tavsiye etmem çünkü araya çok fazla radyo yayını karışıyor, boş frekans bulmak temiz şekilde imkansız.
O yüzden aracın kasetçaları varsa kaset adaptörleri var, onları tavsiye ederim.

www.cimri.com

çok kullanışlı değil. Şehir merkezlerinde cihazın kullandığı frekansta yayın yapan radyoların yayınları giriyor araya sık sık. kaset çalar varsa elektronik kaset ve normal bir mp3 çalarak alarak daha keyifli müzik dinlersiniz.

aux bağlantı yeri varsa aux kablosu al ve normal mp3 playerını bağla cayır cayır dinlersin.

çok eski arabalarda kullanılıyor o alet. aracınız 2005 ve üzeriyse muhakkak usb veya aux girişi vardır.

corazon valiente -> İlaç kullanmıyorum.

ince kılcal damarlarınız varsa, soğukta çok zaman geçiriyorsanız ve burnunuzu sert siliyorsanız mümkün.

tansiyon sıkıntın var mı peki?

damar çatlağı olduğu kesin gibi, yine de siz bir doktora gösterseniz iyi olur. ya merhem ya da damarları yaktırmayı önerirler.

piano black -> Bu bahsettiğim zaman diliminde neredeyse her gün evdeydim. Soğukta hiç kalmadım yani.
Burnumu sert de silmiyorum. O şekilde bir kanama değil. O yüzden artık bu konunun üstüne düşüp önce burada sormak istedim zaten. Rahatsız edici olmamak için açıkça yazmak istememiştim; ama direkt mukus kanlı oluyor. Yani tahriş olduğu için kanadığında kan ayrıca gelir ya, bendeki durum öyle değil. Umarım anlatabilmişimdir.

bilmemkacincinick -> Bildiğim kadarıyla tansiyon problemim yok.

@piano black e sonuna kadar katılıyorum. bir de yapmıyorsundur mutlaka ama fazla karıştırmamak lazım tatakları alacam diye :)

ayrıca burun spreyi kullandığımda bendede bir iki kere kılcal damarlar zedelenerek kanamaya neden olmuştu.

sinüzitin varsa onda da olur. ben de olur. uykudan uuyandıktan sonra yüzümü yıkarken geliyor.

yaseka -> Burnumu karıştırıyor olsam, kendim kanatmış olabileceğimi akıl ederek burada böyle bir soru sormaya utanırdım zaten.
Dediğim gibi kılcal damarların zedelenmesiyle alakalı değilmiş gibi geliyor bana; çünkü daha derinlerden geliyor kan.

inanmazsan inanma -> Sinüzitim yok.

@djarwi, o yüzden yapmıyorsundur mutlaka dedim zaten.

ayrıca derinlerden gelseydi inan öyle az şekilde gelmezdi. nedensiz yere burdundan oluk oluk kan akanı gördüm. ufak tefek çıkan kandan bir sıkıntı olacağını zannetmiyorum ama sen yinede içinin rahatlaması için bir kbb uzmanına git bence.

Burun içerisinde daha önce geçirmiş olduğunuz enfeksiyon, travma veya yeni bir tümoral oluşuma sekonder ülserasyon(yara) gelişmiş olmasını muhtemel görüyorum. Anterior rinoskopi ile burun içinin görüntülenmesi lazım, bir KBB uzamanına görünmeniz gerekiyor. Geçmiş olsun..

ÖĞRETMENLER'in çoğu bu cevaba kızar. kendinden bir şeyler katmalısın.
They aren't aware of what is happening gibi bir cümle kurmak artı puandır.

ben ilk girişimde 6,5 aldım her modulden ayrı ayrı. zaten genelde okullar her birinden en az 6 ortalama 6,5 istiyorlar, tabi master seviyesi için konuşuyorum. daha ayrıntılı ve faydalı bilgileri sözlükten bulabilirsin. yine de kişisel bir sorunuz olursa yardımcı olabilirim.

sinav bildigimiz sinav. oyle spesifik aciklamalari kimse yapamayacaktir muhtemelen cunku her sinavda farkli olabilir. simdi ben reading cok kolaydi haci desem, baskasi da zordu diyebilir.

6.5 ideal bir pu an bana kalirsa, yani avrupa'da egitim alinmak isteniyorsa siniri bu bile olabilir. onun disinda, kesinlikle IELTS'i tavsiye ederim secme sansiniz varsa. en onemli sebebi ise 'speaking' kismi. bilgisayara degil, insana konusuyorsunuz ielts'te, mis.

Speaking kısmında ortada pisuvar yandan gec arkadaşın söylediği çok doğru bir nokta. Bence de bu sınavın Toefl'a göre en büyük avantajı bu.

6,5 yüksek bir puan değil. İngilizce seviyeni bilmiyorum ama düzenli bir çalışmayla rahat alınabilecek bir puan.

Başıma geldiği için söylüyorum, writing bölümünde kullandığın kelime sayısına dikkat etmelisin. Ben ilk kısımda 250 kelimeden az yazdım, dikkatimden kaçmış. Bundan dolayı puanım beklediğimden düşük geldi.

Başarılar

düzenli kullanırsan başka bir şeye ihtiyacın yok ielts-simon.com

Lise son sinifta toefl ibt den 85, universite sonda ielts ten 7.5 aldim. (toefl'da 100 e tekabul ediyor). Bu dort senede ne degisti dersen ingilizce ogrenim gordum, oyun oynadim, film izledim, kitap okudum. Onun haricinde iki sinava da ozel olarak oturup calismadim. Kendi deneyimlerinden yoka cikarak tavsiye verecek olursam, sansin varsa gozu kapali ielts tercih et derim. Birinci sebebi bariz olarak daha kolay olmasi, ikincisi hep bahsedilen speaking mevzusu. Bir de bunlarin haricinde ielts konu ve kapsam bakimindan daha dar bir sinav gibi geldi. Calismak icin onunde bir sure varsa bu da mutlaka avantajina olacaktir.

some departments in some faculties diyebilirsin.

department, programme, gibi kelimeler kullanabilirsin.

department tam aradığının karşlığı,macera arama.

oyle deme onlar uygun degil bence depatment daha farkli birsey.

most popular degrees for women are nursing and education gibi

degree bachelors veya masters gibi durumlarda kullanılır ama bölümlerde değil.

Karşı değiliz/değilim zira bu bir fikir değil. böyle fikir olmaz olsun.

sadece kiz ya da sadece erkek diye kontenjan ayrilmasi, gercekten hak eden ve calisarak o noktaya gelmislere haksizlk olur. kadinlik erkeklik pipi ile meme ile degil bilinc ile olur. ayrintili bir calisma icin

sex nedir? gender nedir? toplumsal ayrişmanın eşiğinde bir sırat köprüsü sorusu. basılmamış yüksek lisans tezi. müntekim gıcırbey. rte üniversitesi, 2003.

ayrımcılık.

nasıl okul öncesi eğitime erkekler gitmiyorsa makina ya da elektrik mühendisliğine de kızlar gelmiyor. o yüzden de internet denen zıkkım var. gidin tanışın sevişin, pozitif ayrımcılık adı altında ortamın *mına koymayın..

o kadar saçma bir fikir ki, karşı çıkmaya bile değmez..

aslında bu fikir kağıt üzerinde olmasa da uygulanıyor dünyada. mesela abd okullarında kadın erkek oranı bir istatistiktir, bazı okulların bunu dengede tutmaya çalıştığı doğrudur (55% 45% max.)

kanuni değil, fakat uygulanıyor. ve tabii ki eşitsizlik oluyor, yanlış nereden bakarsanız

fırsat eşitliğine aykırı

her ne kadar kadın-erkek eşitliği olsa bile, bazı mesleklere yönelik eğitim erkeklere daha uygunken, bazıları da kadınlar için daha uygundur. bu tür eğitim veren bölümlerde kadın-erkek eşitliğinin sağlanabilmesi için kişilerin istemedikleri halde o eğitimi almaları ve dolayısıyla o işi yapmaları gerekecektir.

üniversite eğitimi çalışma ve başarıyla elde edilir, sırf eşitlik sağlamak için bazıları hiç hakketmediği eğitimleri alma şansına sahip olurken bazıları da hakkettikleri halde eşitliği bodukları için o eğitimi alamayacaklardır.

cinsiyeti ilgili bölüme girmek için göz önüne alınacak faktörlerden saymazsak eşitlikten bahsedebiliriz. eşit sayıda kız ve erkek alınarak olmaz. boş kontenjana sırf x cinsiyetinde olduğu için girebilenler olur sonra.

sirf kontenjan dolacak diye calismayan kizi almak, calisan erkege haksizlik olur

bir erkeğin puanı daha yüksek olduğu halde, o bölüme kadınlar daha az rağbet gösteriyor diye, kendinden binlerce daha düşük sıradaki kadınlar kadın kontenjanı boş olduğu için girebilirken, o giremeyecek.böyle eşitlik mi olur.

ilk üçüm şöyle olurdu;

1. la haine
2. the dark knight
3. the truman show

bunlarin neredeyse hepsini izlemisim. ben olsam soyle bir sira yapardim (iyiligine gore degil arka arkaya izlemekte beis olup olmamasina gore biraz da ture gore):

1) the truman show
2) mr. nobody
3) match point
4) la haine
5) the departed
6) this is england
7) papillon
8) interstate 60
9) cast away
10) lock stock and...
11) children of men
12) cashback
13) the dark knight
14) raging bull
15) good will hunting
16) Le scaphandre et le papillon
17) love actually
18) Los lunes al sol
19) breaking the waves

genelde bir dusuk tempo bir yuksek tempo veya komedi, dram diye siraladim. birisinde sikilsan bile sonrakinde kesin seversin.

edit: hepsi guzel film. arada birkac tane "cok sevmedigim" var ama genelini cok sevmistim.

bence kasma tarihe göre sırala. böylelikle belli bir bakış açısı edinerek, biriktirerek izlemiş olursun tüm filmleri.

Love Actually i izleme !

10 ve 16 dışındaki hepsini seyrettim. En sağlam filmler 1, 7, 15 öncelikle onları tercih et bence. Bunlardan sonra 4, 20, 21 bir çırpıda izlenebilecek çok tatlı filmler. 6 numarayı canın sıkıldıysa izle yüzünde tebessümler oluşturur.

he bir de love actually izleme demiş arkadaş ama izle sen. hatta sevgilinle izle belki özel filminiz olur. (ben denedim olmadı ama benim için özel yine de :)

Varsayılan görüntü filtresinin desteklemediği bir tür çıkmıştır, uygun filtreyi seçerseniz düzelir. Yoksa normal şartlarda (güncel codec paketleri sistemde mevcutsa) MPC-HC'nin açamadığı dosya türü yoktur.

cafe de la rue. yürüyüş yolunda valilik civarı.

fethiye caddesinin sonlarına doğru jazz cafe diye bir yer var. sanırım ismi değişmiş ama hemen gözünüze çarpar zaten. bulamazsanız da arka bahçe diye bir cafe var orayı sorun, onun hemen yanındadır. hem müzikleri çok hoştur hem de çalışanları ve geleni gideni kalitelidir. 18 yaş üstünü alıyorlardı zaten.

yeni cuma camisinin orada kedi cafe var (orada sorarsanız gösterirler). hem kahvaltı hem sonradan rahat rahat oturmak için güzeldir. şiddetle tavsiye ediyorum.

Fethiye caddesinde Garniture var. İzmit'teki en sağlam kahvaltıyı orada bulabilirsiniz.

garniture jazz cafe'nin büyüğü denilebilir, ikisi de iyidir. ben olsam soğuk olmazsa hava, seka park'ta marina ya da diğer kafelere giderdim. deniz kenarı oh mis

Bizim için çok önemli bir ayrıntı: sigara içiyoruz. Belirtmek aklıma şimdi geldi.

jazz corner, izmitte yapabileceğiniz en doğru tercihtir. (fethiye caddesi üzerinde, dükkan değil , dükkan üstü 1. kat gibi düşünün)

Kahvaltı için ise arabanız varsa, karşıya gidebilirsiniz, deniz gören güzel mekanlar var. Yok merkeze yakın bir yer istiyorsanız Hoşgör'ün poğaçaları gayet güzel. Ama şunu da söylemek lazım hoşgör bildiğiniz pastahanenin 6-7 katlı olanından. Poğaça ve limonatası dışında da pek bi' numarası yok. (yürüyüş caddesi üzerinde)

Tüm bunların dışında, şiddet zoru yoksa eğer, ''de la rue'' ve 'de la rue'nın 100 metre çapında ki mekanlardan kesinlikle uzak durun. Asla sizin isteklerinizi karşılayan yerler olmayacaktır. Anca Sevgilinizden ayrılırsanız filan gidersiniz de la rue' ya . (yürüyüş yolunda, köre sorsanız gösterir)

Ve kedi kafe, 'kedi kafe'yide standart solcu kafeteryası olarak düşünebilirsiniz, kahveden bozma masa ve sandalyeler eşliğinde, hiç de komünizme yakışmayacak fiyatlarla karbonatlı çayınızı içersiniz. tabi içerisinin tasarımını yabana atmamak lazım ama, sizin konseptiniz için uygun değil bence. (bu biraz arada bir yerde kalıyor, internette aratırsanız ayrıntılı tarifi var)

marina dolaylarında oturmak ise; bu tamamen zevk meselesi. zibil gibi ali cengo'yla beraber soğuk bir mekan olarak döşenmiş bir yer, tek artısı denize nazır olması.

düzeltme: jazz corner'de tam emin olmamakla beraber otururken malesef sigara içemezsiniz. Ama diğer mekanların hepsinde kılıfına uydurulmuş sigara içebileceğiniz yerler var. Zannımca marina da da açık havaya oturmanız lazım sigara içmeniz için ama, tüm bu sigara mevzularından emin değilim.

Garniture +1
ya da seka park. hem sakin, hem de deniz kenarı.

hava güzel olursa seka park'a gidin, gerçekten güzel.

(bkz: turducken)

siz ne kadar biliyorsunuz? ona göre seviyenize göre biseyler söyler herkes.

aksi halde

en.wikipedia.org

suna bi bakin sordugunuz sey icin

en.wikipedia.org

ufak tefek arastirma yaparsiniz bunun üstüne. bilmediginiz firmalar, gelismeler cikarsa

sanırım practice burada anahtar kelime ( bir şeyin işi görmesi anlamında kullanılabiliyor. yani burada iş ve "iş"in iş görülme şekli konusunda bir durum var)

information technology de biraz özel bi alan bence. Karar alma aşamalarında oluşan farklılıklar karşılaştırılabilir. İleriye dönük plan yapma konusundaki gelişmeler vs.

çok zorlama konu olmuş, bence bu konuyu salla, prof'ta bu kadar karışık şeyler sormazlar zaten.

imgur

hızlı resim

üsttekilere ek olarak imageshack, minus, tinypic.

imm.io

alerji olabilir.

Bende cok cekiyorum bu sikintiyi, doktor ilac vermemisti, kasima demisti, su kacirma demisti. Birde kulagina el ayan ile basinc yapip rahatlstabilirsin demisti. Netice ne kadar kasirsan o kadar kasiniyor

www.thecompany.com.tr

www.thewoo.com.tr

www.tepehome.com.tr

(bkz: solingen)

rossman-idden welt.

(bkz: adil kullanım kotası)

Adil kullanim kotasinin yani sira superonline kurnazligi da olabilir. Bende de fiber var ve surf hizimda bir sikinti olmamasina ragmen torrent hizim surunuyor.

degil

alışveriş merkezi ve üniversiteler gibi girişinde xray olan yerlerde alıyorlar. sokmyorlar içeri.

taşımak yasal kullanmak değil

Yasal olmasa her yerde satılmazdı. nefs-i müdafa için kullanman yasal.

ben taşıyorum, bazen avmlerde ya da müzelerde ya da havaalanında alıyorlar çıkışta vermek üzere.

taşımak yasal.kullanmakta pozisyona göre, zevk için sıkarsan tabi yasak.

ben de taşıyorum , onun yanında kelebek çakı filan da taşıyorum .

youtubeda istediğin saniyeye sağ tuş yaptığın zaman "geçerli zamana ait video urlsi" çıkıyor oradan bulabilrsin

ben de oradan buldum şimdi linkin sonuna &t=217s eklersen 217. saniyeye gider

videoyu durdurduğunda üzerine sağ tıkla. üstten 2. seçenek (Geçerli zamana ait video URL'sini kopyala) işini görür.

illa kısaltma istiyosan; t=57s

Örn.: www.youtube.com

olur olur.

öneri değil, o civarda otel yok uygulama oteli'nden başka. beşiktaş'ta oteller var, telefonla fiyat alabilirsiniz. olmadı taksim olur. başka yok.

Bankayla görüştün ve işlemlerde herhangi bir şey çıkmadı mı? Senden habersiz çekilmiş olmasın?
(Bizim burdaki Ziraatte hırsızlık olmuştu bir ara. O atm'den işlem yapan kartları kopyalayıp, ertesi gün hesaplardan çekmişler paraları. Babamın maaş da gitmişti. Banka geri ödedi sonra.)

Genel Müdürlük Santral No: 0 312 551 60 00 (PBX)

ÇAĞRI MERKEZİ : 444 19 61

bunlara ulaşılmıyor mu ?

böyle şeylerde genelde ankara'ya yönlendiriyorlar diye biliyorum.

ankara.kyk.gov.tr

neo -> Çağrı merkezini aradım, tamamen telesekretere bağlı. Genel müdürlüğü aramak konusunda da emin olamadım. Telefonumda kayıtlı olan direkt ulaşabileceğim bir numara vardı, ama çeşitli nedenlerden dolayı şu an yok. Ben o numarayı bilen biri çıkar belki diye düşünmüştüm.


-> Genel müdürlük santral'den de cevap yok.

nilmiye -> Cevap vermediler o hattan.

kotan dolmuş, hızını düşürmüşler.

for y, not z?

not tan sonra da for koymak lazım. for y, not for z.

gladnikov yanlış söylemiş.

"for y, not for z" şeklinde olması gerekir. örneğin;

"I am doing this for you, not for him." gibi.

25. yıl gümüş yıl, 50. yıl altın yıl falan gibi mi?

altın-gümüş-bronz klasik değer muhabbeti işte.

The names of some anniversaries provide guidance for appropriate or traditional gifts for the spouses to give each other; if there is a party these can be brought by the guests or influence the theme or decoration. These gifts vary in different countries, but some years have well-established connections now common to most nations: 5th Wooden, 10th Tin, 15th Crystal, 20th China, 25th Silver, 30th Pearl, 40th Ruby, 50th Golden, 60th Diamond.

en.wikipedia.org

sağ üstteki "djarwi's account"a tıklayın. ilk çıkan ekranda, solda "change your e-mail address" seçeneği olacak. bu kadar.

facebook sayfalarından ulaşmayı deneyin yorum yazana bile hemen cevap veriyorlar

yue -> facebook kullanmıyorum.

iletişimden mesaj atınca da hemen dönüş yapıyorlar.

www.trendyol.com

destek@trendyol.com

Tamam teşekkür ederim. Kendi dikkatsizliğim olmuş. Müşteri hizmetlerinin altındaki "Tıklayınız" yazısını fark etmemişim.

One Flew Over The Cuckoo's Nest.
Waking Life.
Moon.

yerini tutmaz nitekim, ama biraz daha kara mizahi varoluşçu nihilist norveç sineması;
(bkz: den brysomme mannen)

Moon +1

Withnail & I (1987)

benzerlik kurmak başka bir film ile kolay değil ama karakterleri ön plana çıkardığımda "En ganske snill mann" aklıma geldi Norveç sinemasından: www.youtube.com

photoshop pixelate menüsü. eğer renklerle detay çalışacaksan save for web devices'da renk kontrol menüsü var.

www.sumopaint.com

yükleme gerektirmez. (filter>pixelate)

trendyola mail ile problemi iletin, yarım saate çözdüler benimkini.

download.cnet.com

şu program gayet başarılı.

google drive - birlikte aç - google dökümanlar - dosya - farklı indir - microsoft docx

(bkz: abbyy fine reader)

Bende var, buyur.

bende de var, hatta bilgisayar ortamında var. edindim şimdi.

Kopya merkezleri var, her şehirde illa ki bulunur. Bunlar serigraf tarzı bu tip matbu işlerin tamamını toptan ve ucuza yaparlar. Oraya gidin, tahminen 70-80 TL diyorum.

valla şöyle söyleyeyim ben sana 500 sayfalık bi top kağıt alsan nerden baksan en kalitelisi 10 tl bile yok..eğer birde laser yazıcın varsa bi toner dolumu 25 lira ve 1000 sayfa çıktı veriyor..
kararı sen ver.

ÜNİVERSİTELERİN YAKINLARINDA BULUNAN fotokopiciler sayfası 2-2,5 kuruşa çekerler seri çekimleri.

Ankara'da 500 sayfalık bir kitabı en fazla 20 liraya çıkartırabileceğin yerler var. Her şehirde vardır böyle yerler, fotokopi merkezleri işte, 70-80 lira epeyce uçuk bir rakam.

ankara'da siyasal'ın oradaki fotokopicilerde; eğer oralardaysanız isim de vermem mümkün; 10 lira civarına alırsınız çıktıyı.

istanbul'da da beşiktaş'ta bir yer var; orada da benzer bir rakama, belki birkaç lira fazlasına alırsınız.

diğer kentleri bilemeyeceğim. ha izmir'de de buca'da var bildiğim bir yer.
bayağı kent kent ucuz fotokopici belleği yapmışım yahu habersizce...