[]

Müzik arama sitesi...

Tineye gibi resim yerine aradığımız bir müziğin hangisi olduğunu bulabileceğimiz bir site var mı?

Yoksa da yapılsa inanılmaz rating alır.Tabi yabılabilirse..


 
www.midomi.com yapılmışı var ama?
program hali olsun istersen de; tunatic

  • al basmadan donu var  (05.10.11 22:52:24 ~ 22:53:19) 
Site değil ama MusicBrainz programı var, şarkıyı programa okutup şarkı adı, albüm, sanatçı bilgisi gibi özellikleri şarkı dosyasına kaydediyor.


  • White  (05.10.11 22:54:23) 
(bkz: shazam)


  • xenophobe  (05.10.11 22:59:52) 
[]

Pastafaryanizm dini hakkında ....

Pastafaryanizm dini hakkında bilgisi olan yada mensubu olan varmı ?




 
  • n62  (02.10.11 19:03:17) 
(bkz: pastafaryanizm)

(bkz: uçan spagetti canavarı )

bi okursan aydınlanma gelir sana
  • bnl dgr  (02.10.11 19:24:38) 
6,45 yayınlarından çıkan uçan spagetti kitabının kutsal kitabı'da var. onu okuyabilirsin. merak ettiklerini de bana sorabilirsin. ayrıca bu dine geç, beğenmezsen 30 gün içerisinde iade edebilir ve eski dinine geri dönebilirsin. Jain'ler hariç...

RAmen
  • unique hint kumasi  (02.10.11 20:47:07) 
[]

Cafe mi ? Kitap-Cafe mi?

Kitap-Cafe bana göre değil mi diyorsunuz ? Cafe nin yerini tutmaz mı ?
Nedersiniz ?

yorumlarınız benim için önemli...

Teşekkür ederim

 
Kitaplı kafeler özenti işi geliyor bana.


  • sourlemonade  (01.10.11 23:32:23) 
kafelerde kitap rafı olmasını, günlük gazetelerin ücretsiz okunabilmesini ve müzik çalmamasını sonuna kadar destekliyorum. ama bu dediklerimin bir araya geldiği bir tane bile kafe istanbul'da yok benim bildiğim.


  • s e  (01.10.11 23:35:38) 
kafesine ve kitap-kafesine göre değişir haliyle. benim gördüğüm kadarıyla kitap-kafelerden tutunabilen bir kadıköy'deki khalkedon var.

edit: bu arada s e +1
  • microfiction  (01.10.11 23:35:59 ~ 23:36:28) 
izmir'de kordon'daki arma.
icerisi kitapevi+kafe disarisi sadece kafe deniz manzarali
otesi?
  • poset  (02.10.11 00:01:39) 
Raflarında kitap,fonda müzik,ücretsiz gazete ve kitap okuma ve wireless bunlar benim cefe mi tarif ediyor...


  • saksel  (02.10.11 09:09:22 ~ 09:10:18) 
benim için her kafe, kitap kafe.
al kitabını, romanını; söyle çayını, kahveni olsun sana "kitap kafe".
evde okumaktansa, kalabalık yerlede birşeyler okumayı tercih ediyorumn.
  • pangea  (02.10.11 11:11:43) 
[]

Nah işaretinin anlamı..

Bu gün tartıştık hani iki parmak arasından çıkarılan baş parmakla yapılan nah işaretinin hangi cinselliği çağrıştırdığını.Size nasıl bir şey çağrıştırıyor.Yoksa bir şehir efsanesi mi ? Yurt dışında niye kimse bilmiyor bunun anlamını ?

Sorum ciddi yorumlarında ciddi olmasını bekliyorum.


 
vajinaya girmiş pipinin vajinanın içinden görünümü gibi :D


  • 9kuyruklukedi  (15.09.11 20:42:46) 
koreliler de benzer anlamda kullanıyor sanırım. memories of murder filminde vardı, kamyonetin kasasında giden çocuklar kovalayan adama nah çekip gülüyorlardı filan.


  • loneliness of a long distance runner  (15.09.11 20:44:06) 
gote girmis bir seyi cagristiriyor. yurt disinda cocuklara yapiyorlar ahanda burnunu caldim diye. bu ne dunya kardesim.


  • anorexic penis  (15.09.11 20:45:19) 
yamulmuyorsam yeni zelanda'da "bol şanslar" anlamına geliyor :)


  • on bir  (15.09.11 21:08:53) 
lastiğin arasına taş girmiş demek


  • sickbastard  (15.09.11 21:28:12) 
www.languagetrainers.co.uk
linke bi göz atın derim

  • mononoke  (15.09.11 21:38:34) 
italya ve isviçre'de senin burnunu çaldım ehe mehe anlamında yapıyorlar..


  • isyanim var ulaan  (15.09.11 22:03:17) 
yanılmamışım yine :D


  • 9kuyruklukedi  (15.09.11 22:13:40) 
portekiz'de iyi şanslar anlamına gelir ek bilgi


  • nightwalkerg  (16.09.11 02:23:24) 
ek bilgi kore savaşında korelilere bizim türklerin ögrettigi söylenir. hatta baya geyiği döner.


  • exodia  (16.09.11 02:27:55) 
[]

Aynı Fotoğrafı bulmak...

Diskteki aynı fotoğrafları bulan bir yazılım varmı bildiğiniz tineye.com benzeri.Ücretsiz olsa daha iyi olur tabi




 
şu işinizi göreblir belki:
www.digitalvolcano.co.uk

  • us file  (19.08.11 12:37:51) 
  • revi  (19.08.11 14:08:48) 
  • mayeskuel  (19.08.11 14:11:35 ~ 14:12:19) 
[]

Araba alacam da...

Euro yüksledi araba fiyatları arttı.Ama arabamı değiştirmem lazım.2012 bir araba almak istiyorum.Arabamıda satınca maximum 70.000 tl civarı bir param var siz olsanız ne alırdınız.Dizel olacak...




 
2012 modellerin çıkıp çıkmadığını bilmiyorum, ancak o paraya öküz alınır. ( yazmak zorundaydım kusura bakmayın)

opel insignia ( orta donanımlı)
passat ( orta donanımlı)
jetta ( en üst donanımlı)

olası bir cinnet anında ise alınabilecek - mini cooper s
  • galahad  (14.08.11 08:51:13) 
a3. ya da çok daha çekicisi, yeni astra. ben acayip beğeniyorum yeni astra'yı.
www.opel.com.tr

  • sen git ben geliyorum  (14.08.11 09:09:29 ~ 09:17:28) 
yeni astra derim ben de. hakikaten cok cekici bir araba, ayrica cok keyifli kullanmasi.


  • kuja  (14.08.11 09:57:02) 
dizel otomatik vites golfü tek geçerim. param olsa hemen şimdi gider alırım valla.


  • etna  (14.08.11 11:14:00 ~ 11:14:17) 
Yeni Volvo s60, donanım ve güvenlik seçenekleri mükemmel. ayrıca yeni kasası da çok şık olmuş.


  • gaia  (14.08.11 12:02:50) 
  • buyrun  (14.08.11 12:56:37) 
gaia+1


  • piszenci  (14.08.11 13:04:55) 
bir tane dizel bir tane normal octavia.


  • kim milton nielsen  (14.08.11 14:50:11) 
çok marka takıntınız yoksa skoda superb.kesinlikle bir mercedes'e binmiş hissine kapılacaksınız.full donanımıyla 100bin lira civarı olan bir passat aldığınızı hayal edin.


  • azdeli  (15.08.11 10:09:39) 
[]

Böyle birşey var mı ?

Bir gözlük tamamen gözü kaplayan ve içindeki belleğe takılan kartla film seyredilen her iki yandan kulağa takılan kulaklıklada dinlenen.Ne güzel olurdu.Hem içinde yaşamış gibi olurduk hemde herşeyle ilişiğimiz keilirdi.

Varda ben mi bilmiyorum?Yoksa önerimdir.Olursa çok satar.değilmi?


 
Şöyle birşey var:

www.gazeteci.tv
  • iustitia omnibus  (11.08.11 13:48:16) 
Bunlari buldum.

www.coolbuzz.org
  • Lim5  (11.08.11 13:49:09) 
Satın alabileceğimiz yerli bir site varmı peki?


  • saksel  (11.08.11 14:09:41) 
film izlettireni bilmiyorum da gizli kamera gibi çekim yapan var. ayrıca mp3 çalar özelliği de var. www.buyincoins.com şu an işyerimde olduğumdan direk ürün linki veremiyorum.


  • payroller on the moon  (11.08.11 15:23:25) 
3hd.nl

hollanda'dan bir site ama kredi kartı falan kabul ediyorlarmış.
  • quasiromantic  (11.08.11 15:50:18) 
gozu cok bozdugu ıcın pek urun yok ama sony nın bı calısması var satısa cıkarmadı. cıkanlar da pek kaliteli seyler degldir.


  • bryan fury  (11.08.11 16:08:25) 
memlektte bunlardan satan yer olmaması çok ilginç

gözü niye bozuyor.Saatlerce simülasyon çalışan pilotlar var...
  • saksel  (11.08.11 16:09:18 ~ 16:11:25) 
[]

bitmek üzere olan tüple çay yapmak

Evinizde tüp kullanıyorsunuz.Ve çok az kalmış.Arkadaşlarla çay yapalım dediniz ama tüpten emin değilsiniz.O yüzden en etkili biçimde kullanmalısınız.Dört ocaklı aygazınızda suyu 4 eşit parçaya ayırıp mı kaynatmak yoksa tek çaydanlıkta mı kaynakmakla tüpü daha iyi kullanmış olursunuz? Yoksa fark etmez mi?

Not : Tüpü yan yatırmıştınız zaten..

Edit : Yukarıdaki sadece bir öneri sizin farklı boyutlardaki ocaklar için farlı çözüm öneriniz olabilir.Yada az miktardaki suyu kaynatıp başka bir kaba alabilirisiniz.Sonra kalan suyu tekrar aynı kapta ısıtıp devam edebilirsiniz. Önemli olan en etkili yolu bulmak.

 
çok bişey farkedeceğini düşünmüyorum ama böldüğün zaman 4 farklı metal parçasını da ısıtması lazım. onlar bi kere ekstra enerji harcamak demek. ayrıca 4 farklı kap ısınacak. israf. havayla temas yüzeyi minimum olsun ki enerji kaybı da minimum olsun. ne bilim ayarla işte.


  • cro magnon  (07.08.11 17:44:41) 
4 farklı kabın kendisi ayrı ayrı ısınana kadar zaman geçer zaten. tek ocakta ve çaydanlığın tabanını aşmayacak ayarda yakın ocağı, derim ben.

edit: sizin başınıza gelen bir durum zannedip yazdım cevabı. zeka sorusuysa hiç uğraşamam. ben kendi başıma gelse ne yapacağımı yazdım sadece. hadi eyvallah.
  • dento  (07.08.11 17:46:38 ~ 17:53:07) 
kullandığın kaplara göre değişir cevabı. çok geniş ağzı olan ve çok kalın bir metalden yapılma çaydanlık kullanırsan hem ısının havaya aktarımı daha kolay olur hem de ısınması gereken metal miktarı artar. yine aynı şekilde kullandığın küçük kaplara da bağlı. ağzı çok dar olan ve ince metalden yapılma kaplar kullanırsan ilkinden daha çabuk kaynayacaktır su.

kısacası durum kullanacağın materyalin değişken parametrelerine bağlı. hepsini göz önünde bulundurmadan sağlıklı bir sonuca ulaşamazsın. zamanında bunlarla çok vakit harcamış bir mühendis olarak görüşüm budur.
  • devilred  (07.08.11 18:02:07) 
@dento evet böyle birşey yaşadım o yüzden soruyorum.Ama zeka sorusu olarak algılamanında bir sakıncası olduğunu sanmıyorum kim zeki olmak istemez.

@devilred sorunun cevabı kabın meteryalini içermiyor zaten.Yani elinizdeki malzemeyle ocağı en etkili nasıl kullanırsınız?
  • saksel  (07.08.11 18:15:43 ~ 18:17:28) 
eğer bir şeyi kaynatmak istiyorsan kabından bağımsız düşünemezsin bunu.


  • devilred  (07.08.11 18:18:26) 
ketılda yada termosifonda yada güneş enerjisinde zaten baya ısınmış suyu kullanın derim.


  • snp_kubra  (07.08.11 18:24:12) 
tencerede kaynatın suyu. ama kapağını da kapatın.


  • deeperdown  (07.08.11 18:39:07) 
@deeperdown yanlış biliyorsun su basınç altında daha yüksek sıcaklıkta kaynar.O yüzden düdüklü tencereyle pişirilen yemekler daha lezzetli olur.Ama örneğin everestin tepesinde su atıyorum 100 C değil 60 derecede kaynadığı için soğuk çay içersiniz.


  • saksel  (07.08.11 18:46:24) 
@saksel çay yapmak için suyu kaynatmak değil belli bir sıcaklığa (çayın demleneceği sıcaklık) getirmek lazım, o yüzden kapağı kapatmak ısı kaybını önleyeceği için gayet de mantıklı. su ister 100 derecede kaynasın, ister 200, çayı çözebilecek sıcaklığa çabuk gelsin yeter.


  • dekila olmeka  (07.08.11 19:00:12) 
öncelikle kaç bardak çay içileceğini hesap etmelisin zira ısıtılacak su burda önemli. suyu bulduktan sonra su için kullanıacak kap önemlidir. ne çok küçük ne çok büyük olsun orta karar bir kap ve gerisi sizin şansınıza kalmış 4 farklı kap değil tek kap olmalı bu arada. son editte cevaba yaklaşmıssın zaten az miktarda aynı kapta ısıt üzerine az az suda ekleyebilirsiniz.


  • karabela  (07.08.11 19:39:34) 
Doğrusu su kaynadıkça üzerine azar azar eklemektir.Çünkü miktar artıkça altaki suyun basınçı artar ve kaynama geçikir.


  • saksel  (07.08.11 23:27:19) 
doğrusu: evet kaynama gecikir. ama kaynamanın gecikmesi hiçbir şeyi değiştirmez. enerji kazanma ve sıcaklık artışının değişiminde bir fark olmaz.

dolayısıyla çayımızı sağlıklı bir şekilde içebildiğimiz sürece suyu kaynattığımız rakımın da bir önemi yok. atıyorum suyun 120 derecede kaynadığı bir basınçta pişirse idik çayımızı, su 120 derecede kaynardı evet, daha fazla enerji de gerekirdi. ama bize lazım olan suyun kaynaması değil çayın pişebileceği sıcaklığa erişmesi. aynı şey derinlikte de geçerli, daha derin su daha zor kaynar ama bu sıcaklığının aynı ısıyla aynı miktarda arttığı gerçeğini değiştirmez.
  • cro magnon  (08.08.11 00:04:14 ~ 00:05:18) 
doğrusu bu kadar saçma bir cevap görmedim @saksel.

zaten ısıyı en verimli halde kullanmaya çalışıyoruz, sen bir de suyu sürekli kaynama halinde tutup ısıyı alan molekülleri kaptan kaçırıyorsun.

yukarıda da yazdık, cro magnon da yazmış, kaynamayı arttırmanın çay yapmakla hiç bir ilgisi yok.
  • dekila olmeka  (08.08.11 16:03:15 ~ 16:03:58) 
[]

Bir facebook sorusu..

Tanımadığım biri facebookda arkadaş olarak eklenmiş.Adamaın da zaten 2 arkadaşı var..Nasıl ben istemeden bu adam arkadaş olarak eklenmiş olabilir.Pek facebookla alakam yok o yüzden ayarlarda bir yanlışlık mı var bilmiyorum.Şimdi nasıl çıkarılır onuda bilmiyorum.




 
genellikle bir programı ya da bir siteyi kullanmayı bilmeyenler farkında olmadan ekleyip eklemedim der. hepimizin basına gelmistir üzülme :) kişinin sayfasına git- en son altta "arkadaşlarımdan çıkar" var


  • neira  (05.08.11 08:44:35) 
[]

Haberleri hangi kanaldan izliyorsunuz ?

Ntv değişmez kanalımdı.Ama Banu Güven den sonra Can Dündar ında ayrılmasıyla kendimi açıkta kalmış hissediyorum

Önerebileceğiniz tarafsız bir haber kanalı var mı civarda ?


 
euronews


  • ya ben lan neyse  (31.07.11 17:13:29) 
Bence haberleri izlemek zaman kaybi. Cok uzun suruyor. 3 gr. haberin yaninda 300 gr. yanli ve zorlama yorum var. Hele "peki, bu ne anlama geliyor ..." diye baslayan cumlelere ifrit oluyorum. Onde cigirtkan kisilik tarafindan insanlik disi bir olay anlatilirken arkada holywoodvari film muzikleri calmasi da cabasi. Tum kanallar boyle.

Vaktim varsa, ayni haberi degisik tarafli kanallardan izleyip, ulkemizin trajikomik haline bazen guluyor bazen de ic geciriyorum.

Eger finans sektorunde degilseniz, ham ve zorlama haberleri bu kadar hizli tuketip moron yerine konulmaktan ziyade, gunde 10-15 dk. gazete okumasi yapip, bir 10-15 dk. da olaylar uzerine kendi basimiza dusunup beyin egzersizi yapmak en iyisi bence.
  • irobotist  (31.07.11 17:26:13) 
imc tv, hayat tv alternatif olabilir. zaten mirgün cabas, banu güven vs transfer düşünceleri var. maddi kaynak bulabilirlerse


  • lancelot du lac  (31.07.11 17:58:00) 
Lan memlekette kimse haber izlemiyor mu ?


  • saksel  (31.07.11 17:58:42) 
tv'de haber izlemek bir işkence, birkaç internet sitesinden günün en önemli haberlerini öğrenmak daha akıllıca. tv izlemiyorum, kaldırdım, duruyor evin bir yerinde. normal bir haber özünde 5 cümle civarıdır. hadi 10 olsun. tv başında saatler geçirmeye ne gerek var ki?


  • 9kuyruklukedi  (03.08.11 12:22:07) 
[]

Doğuştan kör,sağır,dilsiz olmak...

Doğuştan kör,sağır dilsiz Helen Keller in başarı dolu hayatını okuyunca anlamaya çalıştım.Empati yaptım.Hiç bir kavram,hiçbir ses bilgisi olmayan, dil kavramı olmadığı için düşünemeyen birisi etrafı hakkında nasıl bir algıya sahiptir.Üstelik 88 yıl...

Karanlık,sessiz,imgesiz,kavramsız bir dünyada nasıl pedagog olunur?

Bu aynı zamanda şükretmek için çok iyi bir neden değil mi?

 
(git: www.imdb.com)


  • kötü kişi  (30.07.11 12:01:13) 
çıldırasıya şükrediyorum.

bir şekilde bunu avantaja çevirmiş anlaşılan. onlar olmadan düşünmek ona daha kolay gelmiş olsa gerek. ne bileyim.
  • necipnba  (30.07.11 12:33:41) 
[]

Bunlar manyak mı? ne yapmaya çalışıyorlar ?

Bunu yapan adamdan korkulur...

www.youtube.com


 
evet manyak. adrenalin. ergen. manyak.


  • ermanen  (24.07.11 06:52:33) 
assassin creed aklıma geldi


  • cokta cokoprens  (24.07.11 07:00:36) 
manyak değil aptal diyorum bunlara ben. adrenalin tutkusu falan değil...


  • ben smyrna  (24.07.11 09:00:16) 
Son saniyelerde assasin creed diyor sanki biri


  • ravioli  (24.07.11 09:46:59) 
bende bunun sevişenlerin resmi vardi ordaki kızda kızıldı acaba bumu.


  • Ban-Kai  (24.07.11 10:22:57) 
Eppekleri fazla gelmiş, başka sebebi yok.


  • sourlemonade  (24.07.11 10:45:05) 
ben izlerken fena oldum lan


  • technicalte  (24.07.11 11:02:24) 
www.youtube.com

gerçi bunlar elektronikçi anten tamiri için çıkmışlar
  • elalemin derdi  (24.07.11 11:56:35) 
hehe sonda assassin's creed gibi diyor.

nese bir full sync çakıp aşağı leap of faith atmalık yermiş haa.

denemeli.

www.youtube.com
  • latios  (24.07.11 13:37:34 ~ 13:40:22) 
[]

İ.e 8 kitleniyor çözüm..

İnternet Explorer sık sık kitleniyor.Bunu için bildiğiniz bir virüs programı linki var mı ?




 
kasayı yan yatır.

o değil de birisi çıkıp combofix diyecek biliyorum
  • koskoca devletin adi osmanli len  (22.07.11 13:12:29) 
ccleaner yükleyip bir çalıştırın. belki cache falan çoktur.

ie 9 yükleyin. mümkünse ie kullanmayın.
  • sen git ben geliyorum  (22.07.11 13:13:47) 
mozilla kullan


  • poseidon1  (22.07.11 13:51:50) 
Google Chrome kullan i.e mi kaldı bu devirde


  • revi  (22.07.11 14:20:27) 
[]

Aklıma takılıyor da..

Aklıma takılıyor bazen, sevdiği erkekle yatıp kalkanlar acaba evlendiklerinde kızlarınında her sevdiğiyle birlikte olmasını normal karşılar mı?.Yada adamlar kız çocuklarının da kız arkadaşlarının yaptığını kendi kızlarında normal bulur mu? Bunu geri kafalılığımdan sormuyorum.Aksine merak ediyorum.Eğer tabiki kızımda benim yaptığım haklara sahiptir.Severse yapsın derlerse saygı duyup önlerinde eğileceğim.Ama yok benim kızım evlenmeden yapamaz diyorsanız biraz sahtakarlık değil mi bu yaptığınız.

Biz bu kafa yapısına eriştik mi? Yoksa sahtekarlık diz boyumu ? merakım budur.


 
benim için hiç sorun olmaz, bir gün kızım olursa dilediği gibi yaşasın cinselliğini. bunu gavatlık olan gören de ilk önce kendi adamlığını sorgulasın derim.


  • serseri marti  (20.07.11 17:23:37) 
büyük bi kısmı heralde kendi çocuklarının ilerde aynı şekilde yaşamasına karşı çıkacak. hatta kimisi bilse bile bilmemezlikten gelecek, kendini kandıracak. günümzde de oluyor bu, bi iki yüzlülük söz konusu. cinsellik batıda yaşandığı gibi değil biz de, burda biraz "şeyleştirlen" bir olgu..

ama tam tersi yaşayan aileler de var. bi arkadaşım kız arkadaşının evinde kaldı haftalarca, kızın ailesi de evdeyken üstelik. seksini de yaptı sevişmesini de yaptı.. işte böyle babalar da var, öteki türlü aileler de.
  • toshiro  (20.07.11 17:29:30) 
benim kızım da kendi kararlarını kendisi verebilme özgürlüğüne sahip olacaktır.
sadece, bu kadar keyifli ve güzel bir duyguyu gerçekten her hatırladığında yüzünde gülümseme yaratabilecek biriyle yaşamasını isterim. evlilik gibi bir zorlamam olmaz.
not1: dişi kişiyim.
not2: yatıp kalkma tabir ettiğiniz şeyin "sevişmek" olduğu varsayımını yapıyorum. zaten kelime olarak baktığınızda da yatıp kalkma son derece düşüncesiz ve bilinçsiz bir eylem gibi görünürken sevişme kelimesinin "sev-mek" eylemini içerdiğini bunun da son derece sağlıklı ve normal bir eylem olduğuna inanıyorum.
not3: sevişmek gibi güzel bir kelime dururken (bakın eski türk filmlerinde bile kızın babasına "biz kızınızla sevişiyoruz" derler, ayıpçıl bir etiket sonradan yapıştı bu kelime üzerine) "yatıp kalkmak" tabirini kullanan birinin "geri kafalı" olmadığı fikrine de kesinlikle inanmıyorum.
  • balik kraker  (20.07.11 17:33:30) 
izin vermek derken?
olur da annesine çekerse, anneannesine çekilen numaraları modifiye edip uygulayacaktır muhtemelen :)

yok yav, uygulamasın anlatsın, anlıyor olacağım. nitekim yakalanma korkusu fena şey. kendi diğer korkularının yanında bir de aileme ne derim korkusu hakikaten insanın yaşamını kısıtlıyor; haliyle kızımın/oğlumun insan gibi gelişmesini annesi olarak tercih edeceğimdir.

ki zaaten, o kafa yapısına bizim neslin "yatıp kalkan" kısmı da erişemezse başka hangi tarafı erişecek? bi zahmet erişmiş olalım diye umuyorum. amen.
  • lala regina  (20.07.11 17:46:15) 
Ben erkegim ve kizimin sevismesine izin vermem. Ogluma ise serbest hatta yaparsa gurur duyarim.
Pascal nouma bunlari soyleyince geri kafalilik olmuyor ama biz soyleyince direk ilkel oluyoruz.

  • durdenist  (20.07.11 17:50:28) 
"balik kraker" seni bu yorumundan dolayı takdir ettim.Bana böyle kafadan "geri kafalı" diye yazman ayrıca memnun etti dürüst yaklaşımından dolayı.

Ama yanıldığın nokta benim kastımı yanlış anlaman.Seninde yazdığın gibi türk filimlerindede kullanılan "sevişme" kavramı her zaman cinsel ilişkiyi içermez."Sevişmek" eskilerden beri dokunmak koklaşmak en fazla öpüşmeyi kapsar.Yoksa eskilerin babası hulusi kentmen e "kızınızla sevişiyoruz" demek biraz sıkar.Şimdilerde kapsamı genişledi.Yatıp-kalmak benim cinsel ilişki tekbaşına kullanıp işi hayvanlatırmamak için bulduğum bir kelime.Bilmem anlatabildim mi?
  • saksel  (20.07.11 17:51:39) 
liseli


  • bryan fury  (20.07.11 18:08:17) 
Ağır liseli klişe bir adamsın.

Öncelikle siz olaya zaten yatıp kalkmak olarak girerek bitirmişsiniz.
  • koskoca devletin adi osmanli len  (20.07.11 18:19:16) 
bryan fury, koskoca devletin adi osmanli len

Yaşımın sizlerden fazla olduğunu garanti ederim.
  • saksel  (20.07.11 18:22:56) 
Pascal Nouma da söylese başkası da söylese kızının sevişmesine izin vermeyip oğlununkinden gurur duyan adam ikiyüzlüdür, ikiyüzlü ahlak anlayışına sahiptir. erkek yapınca erkeğin hakkı, kadın yapınca yasak!? gerçi izin verilse de verilmese de onlar zaten sevişiyor olacak. ha şu var, kızım olsa, bu zihniyetteki bir herifle sevişmesini istemezdim. sevişecekse hödüklerle sevişmesin.


  • microfiction  (20.07.11 18:33:03) 
ben herkesle yatıp kalmıyorum. sevgilimle yatıp kalkıyorum. yatıyoruz ve kalkıyoruz gerçekten de. kızım da her ay sevgili değiştirmediği sürece ve belli bir yaşı geçtikten sonra sevdiğiyle yatıp kalkabilir, yapmalıdır, ihtiyaçtır. ama ondan eminim olmalıyım, bunu kaldırabilir mi hazır mı korunur mu,karşısındakini iyi tanır mı. kısacası evladım salak değilse, olabilir evet.

not : dişiyim.
  • gadlemler  (20.07.11 18:47:39) 
yasla olsaydı keske.


  • bryan fury  (20.07.11 18:58:39) 
gadlemler , sigara içerken babama yakalandım diye bu kadar titriyorsan sevgilinle sevişirken babanı düşünmekten zevk alabilceğini zannetmiyorum.


  • saksel  (20.07.11 18:58:56 ~ 18:59:56) 
"hepsi imam nikahı kıydırır çocuklarına, hepsi traş!" (tıraş denmek istenmiş herhalde, nasıl bir üslup olduğuysa ayrı konu tabii)

tanımadıkları, kişiliklerini, dünya görüşlerini, aldıkları eğitimi, edindikleri görgüyü vb. bilmedikleri kişiler hakkında ne kolay genelleme yapabiliyor, ne kolay akıl yürütebiliyor insanlar.
  • microfiction  (20.07.11 19:03:01 ~ 19:13:14) 
@microfiction
ikiyüzlülük falan yok ortada. erkekle kadının seks ihtiyaçları çok çok farklı. kadın olup hiç mastürbasyon yapmayan binlerce kadın var. hiç bi kadın seks için yanıp tutuşmaz normalde. erkek öyle değil, 3 gün 31 çekmezse 4. gün düz duvara tırmanır. seks erkek için bir zorunluluktur. dünyanın her yeri genelevlerle doludur. hepsi erkekler içindir. erkek için seks olmazsa olmazdır.
üniversite hayatım boyunca veren kız arkadaşları edinmeye özen gösterdim. şu anda da o bakış açısıyla ilerliyorum. oğlumun da kendim gibi olmasını isterim. sonuçta o kızlar vermekten çekinmiyor, hayat görüşlerine ters değil, e bu şartlarda almak da bizim biyolojik bi görevimiz.
  • durdenist  (20.07.11 19:29:44 ~ 19:30:57) 
@durdenist sırf bu "canım kadınların cinselliği çok farklı. ahlaklı olan bir kadın öyle çok istemiyor" zihniyeti yüzünden türkiye'de kadınlar cinselliklerini yaşayamıyor. sadece bu yüzden yurtdışında parmakla gösterilen vajinismus vakaları bizde gırla. elin gavurunun kadının biyolojisi, cinsel gereksinimi çok mu farklı bizimkinden de orada kadınlar cinselliklerini özgürce yaşayabiliyorlar. yoksa onlar gavur olduğu için ahlaksızlar, o yüzden mi?

eğer kızıma izin vermem, oğluma veririm, gurur duyarım diyorsan bu ikiyüzlülüktür. bırak kızının cinsel olarak neyi istemediğine yine kızın karar versin, sen değil. yok kadın o kadar istemezmiş. istemiyorsa sorun yoktur zaten. sen kendini kandırmaya devam et kadınlar için cinsellik önemli değil, kadın cinsellik olmadan da yaşar masalına. hem kadın için cinselliğin farklı olmasıyla kadına (evlilik öncesi) cinselliği yasaklamanın ne ilişkisi var? kadının istememsi ayrı bir şey, ona evlilik öncesi cinselliği yasaklamak, ahlaksızlık syamak ayrı bir şey. oğluna helal olanı kızına haram kılmajsa ikiyüzlülüktür. kendine hak gördüğünü kadına görmemektir. bu zihniyetteki bir adam benim gözümde önüne gelenle yatan bir kızdan daha aşağıdır.

son olarak: allah sana kız evlat verir inşallah.
  • microfiction  (20.07.11 19:45:23 ~ 19:51:20) 
@mimikikili +1000


  • hiçbirşeyyok  (20.07.11 20:18:26) 
[]

Banu Güven Ntv den neden ayrıldı ?

Asıl nedeni nedir bilen var mı? Kendisi okuyorsa kendide cevap verebilir ....




 
tarafsız olmadığı için


  • coca cola  (11.07.11 13:32:52) 
(bkz: #24420321)


  • tepedeki psychedelic adam  (11.07.11 13:36:52) 
Ntv'nin tuttuğu tarafta olmadığı için olabilir.


  • waryemez  (11.07.11 13:36:57) 
bence tarafli tarafsiz olmasiyla bi alakasi yok, banu guven sistem karsiti falan biri degil ki isten cikarsinlar yada durusu olan falan biri degil ki.
benim anladigim onumuzdeki donemde ntv haber kanali formatindan cikiyor, kanal d, show gibi laylay lom bi kanal oluyor. tabi gercekten ne oldugunu zamanla gorecegiz.

  • euteamo  (11.07.11 13:57:05) 
çok açıktır,
leyla zana'yı çıkardı, vedat türkali'yi çıkardı, fincancı katırlarını ürküttü,
seninde bankan olsa ve yukarıdan bir ses "ne şirin bankan var senin, ya biri batırmaya çalışıra, üzülürsün değil mi??" diye korku efektiyle gülümserse, sen de banucuğuma yol verirsin???
capito??
  • bimbambom  (11.07.11 15:10:16) 
ne günlere kaldık lan banu güven muhalif isim olmuş,ntv banu güvene bile tahamül edemiyosa harbi sansür var derim ben akideş.


  • borzoi  (11.07.11 15:28:55) 
[]

Anadolu yakası dişci...

Anadolu yakasında implant yaptırıp öneren var mı? Fiyat bilgiside verebilirse sevinirim.




 
fiyat konusunda bir şey diyemem ama kesinlikle gidip konuşmanız gereken bir yer söyleyebilirim
Ufuk Ertan (216) 411 55 55 - Çene cerrahı-
ancak gidecekseniz kendisini arayıp söyleyebilirim, belki bir etkisi olur fiyatta. ancak en azından bir gidip görüşmenizi tavsiye ederim.

bağdat caddesinde, bostancı dan kadıköye doğru giderken sağda teknosayı geçince solda bulunan ziraat bankasından içeri giriyorsunuz, aşağı inerken sağda (solda market var)
  • kisa  (06.07.11 16:39:52 ~ 16:40:14) 
Turkuaz Diş Polikliniği
Diş Hekimi İhsan ÖZAL 0216 336 42 40

gönül rahatlığı ile tavsiye ederim. fiyatlarda yardımcı oluyorlar. ödeme sıkıntısı yaşamazsın. üstelik çok iyi doktorları var. İhsan Bey'i özellikle tavsiye ederim. Çok korktuğum için yanıma 3-5 arkadaş toplayarak muayeneye gittim ve arkadaşlarım da bu diş polikliniğine gitmeye başladılar :)

sağlıklı günler.
  • lucky_meh  (06.07.11 17:49:03) 
baskent universitesi hastanesi ama 2 ay sonraya randevu veriyorlar.


  • rainel  (06.07.11 18:43:36) 
[]

Balonun içindeki sinek...

Birbirine benzeyen 3 sorum var.Cevaplarını biliyorum ama sizin vereceğiniz cevaplarıda çok merak ediyorum.

1- Şişirilmiş balonun içinde uçan bir sinek var.Sinek balonun içinde havada uçuyor Balonu tartınca sineğide tartarmıyız?

2- 100 km/saat hızla gitmekte olan otobüsteki çocuk elindeki topu tavana doğru atıyor.Top yere düştüğünde otobüsün hareketinden dolayı çocuğun fırlattığı noktanın gerisine mi düşer.yoksa aynı noktaya mı ?

3- Dünya hızla kendi etrafında döndüğüne göre zıpladığımızda yer altımızdan kayar mı? Yada havada asılı duran helikopter altında dönen dünyanın dönüşünü hisseder mi?

 
1. sinek havada olduğu için sanırım tartılmaz. (pek bilemedim)

2. otobüsün içinde ki hava da aynı şekilde gittiği için top yere düşerken aynı noktaya düşer geriye düşmez.

3. bilemedim.

not: cevapları götümden uydurdum.
  • altini ser incisi ker  (04.07.11 22:34:56) 
pratikte:
1- evet
2- aynı nokta
3- kaymaz/hissetmez

teoride:
1- evet
2- geriye
3- kayar/hisseder
  • sttc  (04.07.11 22:35:10) 
başka şeylere benzeterek cevap vermeye çalıştım.
1-otobüsün teki sen zıpladığın anda tartıldığında sen tartılır mısın? hayır..(ama içindeki hava tartılıyor balonun dolayısıyla kafa karıştırıyor.. biraz daha araştırmalı gibi.. çünkü suyla dolu bir balonda askıda kalan bilye düşündüm.. garipsedim.. öte yandan uçmak zıplamaya benziyor.. ama otobüs.. aman tanrım kafayı yiyor muyum?? )
2-aynı noktaya düşmesi lazım (eğer rüzgar gibi diğer bir kuvvet etkilemiyorsa topu.. dümdüz tavana attığını varsaydım, basketbol hakemi gibi..)
3-yer altımızdan kaymaz çünkü o kadar kısa kı göreceli olarak.. : ) helikopterin hissetmesi lazım ama havada dururken belli bir süre sonra.. uçaklar da bu yüzden 12 saatte gittiği yerden 13 saatte dönüyordu galiba.. (ben bunu uzun mesafe 13 saat bir uçuşta test etmek istiyordum fakat test edemedim çünkü aktarmalı uçtum..)
  • idexo  (04.07.11 22:39:19 ~ 22:42:15) 
teoride de pratikte de

1. tartarız
2. aynı noktaya düşer.
3. kaymaz, hissetmez.
  • jangara  (04.07.11 22:46:59) 
1- tartilmaz. tartilmasi icin basinc uygulamasi gerekir. f=m.a , a=0 dolayisiyla tartilmaz.

2- ayni noktaya duser.

3- kayar diye dusundum basta. fakat bir sorun var;

turkiye'de dunyanin cevresi 48.000 km desek. 48.000/24= 2.000 km saatte , 2000/60 = 33 km dakikada, 33/60 = 0,5 km saniyede donuyor dunya. yani 2 saniyelik bir ziplama esnasinda 1 km yer degistirmesi gerekir dunyanin bu hesaba gore? neredesinde hata var mantigimin?
  • sakura  (04.07.11 22:48:30 ~ 22:50:08) 
1: balona temas etmiyorsa hayır
2:ivme olmadığı için aynı nokta
3:hayır / hissetmez
edit: tiksiz bırakma bizi , hepimiz birer tik istiyoruz.
  • memoxlarge  (04.07.11 22:53:16 ~ 22:55:28) 
3. soruya benim de kafam takılır hep. zıpladığımızda ya da kısa süreli olarak havada kaldığımızda tabii ki yer altımızdan kaymaz. ama mesela helikopterle havada asılı kaldık diyelim, yirmi saat aynı şekilde havada duruyoruz. eylemsizlik kuvveti bir süre sonra etkisini yitirip helikopterin dünya ile birlikte hareket etmemesi dünyanın fırıl fırıl altımızda dönmesi gerekir. ama niye öyle olmuyor?


  • trinitrotoluen  (04.07.11 22:59:39) 
1) öncelikle balonun içindeki basınçtan dolayı sinek uçamaz diye düşünüyorum bu da sineğin balon zeminine düşmesi demek. dolayısıyla tartılabilir.
2) trenin hızına bağlı olarak bir merkez kaç kuvveti olur tren yeterince hızlı ve top yeterince yükseğe atılırsa mutlaka geriye düşer. tren hareket halindeyken denge sağlamayı deneyin, veya harekat halindeki otobüste fren yapılınca oluşan denge kaybını. ani hızlanmada da denge kaybı olur. bunlar hareketlenmenin şiddetinden dolayı daha çok hissedilir. dediğim gibi trenin hızına bağlı olarak mutlaka düşeceği noktada hareketlenme olur.

3) bizim zıpladığımızda aynı noktaya düşmemizin sebebi yeryüzünden kaynaklanan yerçekimidir. yer çekimi bizi o an tam da çekirdekle aramızdaki doğruya düşürür. dünyanın çekirdeğinin tam ortasından bacaklarınıza uzanan bir doğru düşünün, o doğru üzerine düşersiniz. dünya kendi etrafında dönerken o doğru da hareket ettiği için dolayısıyla yer çekiminin yönü de hareket eder. bu da bizim aynı yere düşmemizi sağlar. yani dünya dönerken onunla birlikte yer çekimi de döndüğünden bizi yine en stabil doğruya götürür.

yukarıdakiler tamamen kendi mantığımla ulaştığım sonuçlar olup bilimsel değerlerden uzak olabilir.
  • emfuzi  (04.07.11 23:02:57) 
1- evet sineğide tartarsınız çünkü sineğin hava kalabilmek için kullandığı destek noktası balona dahildir.

2-top aynı yere düşer, otobüsün içindeki hava, top ve çocuğun birbirlerine göre başlangıç hızları sıfırdır.

3-hayır. atmosfer ve dünyanın üzerindeki herşey dünya ile aynı hızda dönmektedir. eğer böyle olmasa idi şu an dışarıda 1500km/s hızında esen rüzgarlar olması gerekirdi.
  • orpheus  (04.07.11 23:23:49) 
abi insan, helikopter, kanat takılıp havalandırılmış gökdelen... bişey farketmeyecek dünyanın kütlesiyle karşılaştırıldığında.


  • jangara  (05.07.11 01:04:12) 
1. balonun ağırlığına içindeki hava da dahil, demek ki sinek de tartılır.

2. bunu bilemedim.

3. dünyanın atmosferi de dünyayla birlikte döndüğünden atmosferin içindeki her şey hareket etmediği takdirde dünyanın aynı noktasında kalmaya devam eder. yani zıpladığınızda atmosfer dışına çıkmıyorsanız veya helikopter atmosfer dışında asılı durmuyorsa dünya altından kaymaz.
  • boo ya moon  (05.07.11 02:39:51) 
Çoğunuzun bilemeyeceğini biliyordum :))))

Öncelikle 3 sorunun cevabıda aynı mantığa dayalı.O da dünyanın çekim gücü.Dünya yakınındaki cisimleri öyle güçlü çekerki hiçbir şekilde döndüğü hissedilmez.Etrafındaki atmosferde dünyanın çekim gücüne bağlı olarak oluşur.Atmosfer olmasaydıda yerçekimi aynı biçimde hissedilecekti.Bunu en iyi uydularda görürüz.Dünyanın etrafında dönen uydular atmosferin dışındadır.Şimdi gelelim cevaplara..

1- Sineğide tartarız tabi.Çünkü sinek havada asılı kalabilmek için kanat çırparak yere(tartıya) ağırlığı kadar baskı uygular.

2- Burada dünyanın dönüşüne ek olarak otobüsün hareketi ekleniyor.Otobüsün içindeki herşey içindeki havanın etkisiyle otobüsle beraber aynı hızla hareket ettiği için top balangıç noktasına geri düşer.Ancak otobüs ivmeli hareket etmeye başlarsa top bir miktar geri düşer.aynen fren yaptığımızda geriye doğru çekilmemiz gibi.

3- Ne güzel olurdu öyle olsaydı.O zaman biraz havalanırdık örneğin altımzdan paris geçtiğinde inerdik.Uçakların işi kolaylaşırdı.Ancak dünyadaki herşey aynen otobüstekiler gibi dünyayla aynı hızla döner.Bu atmosferden çok dünyanın çekim gücüyle alakalıdır.Bu nedenle uçakların doğuya doğru uçmasıyla batıya doğru uçması arasında dünyanın dönüşü dolayı oluşan toeride bir fark yoktur.Bahsedilen fark oluşan rüzgarlarla ilgilidir.

Bu arada dünya aniden ivmelenirse aynı arabada oluşan geriye doğru harket gibi hepimiz dünyadan fırlatılırız

Umarım aydınlatıcı olmuştur...
  • saksel  (05.07.11 08:08:42 ~ 08:11:54) 
1- tartarız. çünkü sinek uçarken havaya aşağı yönde itme uygular kendi ağırlığını hissettirecek biçimde.

hatta sinek balonun içinde yukarı hareket ediyorsa tartıda sinek + balon dan daha fazla ağırlık çıkar. aşağı yönde hareket ediyorsa sinek + balonun ağırlığında daha az ağırlık tartarız. eğer olduğu seviyede sabit uçuyorsa tamı tamına sinek ve balonun ağırlığı tartılır.



2- aynı noktaya düşer. (eylemsizlik)

3- yeryüzü ile hava sürtünme kuvvetinden dolayı ayrı hareket etmezler. bizim hızımız dünyanın bulunduğumuz noktasındaki çevresel hızı ile aynıdır mutlak surette. zıpladığımız anda eylemsizlikten dolayı aynı hızda hareket eder ve önceki konumumuza düşeriz. (zaten öyle olmuyor mu)

bu uçakta da helikopterde de insanda da küçücük birşey de de aynıdır.
  • ilhan burak  (07.08.12 13:10:57) 
[]

İstanbul-Bodrum arası...

Haftaya ilk defa istanbul dan bodruma arabayla gideceğim.Arabalı vapura nerden bineceğim. Varış noktası neresi.Saatleri var mı?

Yoksa hiç vapura binmesem mi?


 
feribotla sadece eksihisar-topcular körfezi geç. önce bursa'yı takip et,sonrasında izmir tabelasını izle. bursa-susurluk-akhisar-izmir derken paralı yola gireceksin 100km kadar. ben söke çıkışından çıkıyorum genelde sende öyle yap didimi izle ve zaten göreceksin bodrum tabelasını. güzel bi yol şarkıları playlisti hazırla ve o güzel yolun tadını çıkar. iyi yolculuklar.


  • slalom  (03.07.11 21:37:17) 
Teşekkür ederim.Sökeye kadar çlft şerit sanırım.


  • saksel  (03.07.11 22:22:18) 
Bursaya girerken Gemlik'i geçip şehir merkezine yaklaştıgında ucretsız otoban var.. onu kullanırsan karacabey tarafından rahat cıkabılırsın..


  • sensor1um  (04.07.11 08:06:25) 
[]

Google sıralamayı nasıl yapıyor ?

Google aranan listesini nasıl oluşturuyor? Tıklanma sayıları dışında başka ne faktörler var sıralamada ?

Hangi periyotta tarama yapıyor ? Yani ne kadar güncel ? bu siteden siteye değişiyor mu ?

Son olarak sitemi nasıl önlere alabilirim?

 
google'ın çalıştığı şirketler var. bu şirketlerin çalışanları evlerinden kendi bilgisayarları üzerinden haftada belli saatlerde çalışıyorlar ve para alıyorlar. işlem şöyle gerçekleşiyor.
bir site üzerinden çalışana aranan kelimeyi ve çıkan sonuçları gösteriyorlar. çalışanda en alakalıdan en alakasıza doğru sıralıyor. böyle binlerce çalışanın sıralama yaptığını düşünürsen sıralamada yerler değişyor doğal olarak.

google ayrıca sayfa başına tıklama ya da bir kelimenin bir sayfada kaç kez geçtiğine bakmaz. öyle bir yapı kurmuşlarki zaten onları google yapan şey de bu.

siteni önlere almak için de SEO konusunu araştıracaksın. çok uzun bir konu. burada verilecek tavsiyelerle bitecek bir iş değil. SEO.
  • maresal jedi  (01.07.11 09:39:56) 
(bkz: pagerank)


  • kifayetsiz pluton  (01.07.11 09:57:34) 
bir çok nokta var hcım.


  • dynamic0de  (01.07.11 10:54:48 ~ 10:54:58) 
[]

Bir insan bir hayvana neden bağlanır ?

Bir yıl muhabbet kuşu dışında hayvan besleme deneyimim olmadı.Şu köpekle metroya binmek duyurusundaki bütün cevapları okudukdan sonra bu soru kafama takıldı.Bu soruyu olumsuz anlamda yani ne gerek var? yapacak başka işleri mi yok? anlamında sormuyorum.Sadece empati yapmak, öğrenmek istiyorum.Dünyadaki insanları hayvan sevenler ve hayvan düşmanları diye ayıran bunun arasında başka insanların olmadığını düşünen bir kitle olduğunu düşünüyorum.Örneğin ben sokakta yavru bir kedi gördüğümde yanına gidip,okşayıp,seven evine alıp bakmak isteğiyle yanıp tutuşanlardan değilim.Ama pis kedi ne işin var burada deyip tekme atmakda aklımın ucundan geçmez.Yani kötü bir insan değilim..

Bir insanın neden bir hayvan besleme ihtiyacı hissedebileceğine dair kafamdaki cevaplar şunlar.

1- Onlara acırlar...

Bu cevap her besleyen için doğru olamaz.Çoğu büyük paralarla alıp hayvanın rahatını bozma pahasına alınır.Eğer amaç bu olsa idi.Bu işin en iyi yapıldığı hayvan barınaklarına destek olmaları gerekirdi.Böylece daha ulvi bir görev yapılmış olurdu.

Diğer taraftan gününü bir somun ekmekle geçiren milyonlarca insana yardım etmek mi Aç bir kediye yardım etmek mi daha yardımsever iyi bir insan olduğumuzun göstergesidir sorusu havada kalır.Tabi bir hayvana bakmanın yardıma muhtaç insanlara yardım etmeye engel olmadığının bilincinde olsamda soru hala havada duruyor.

2- Onlara ihtiyaçları vardır...

En mantıklı yanıt bu gibi görünüyor.Genelde hayatda bir boşluğu doldurur bu tür uğraşlar.Başta merak,özenti,iletişim eksikliği,sevgi boşluğu gibi nedenlerle alınıp ailenin bir parçası haline gelen hayvanla nostaljik bir bağ kurulur.Bu bazen öyle hale gelir ki hayvanı her kese karşı koruma içgüdüsü oluşur.Ondan korkan insanlardan nefret edilir.Zavallı bulunur.Bir süre sonra en iyi dostu o hayvan haline gelen bir hal alır durum.Tabi bu her hayvan besleyen için doğru olamaz.Hayvan karşılıksız sever,sahibine insanlarla kıyaslanamayacak kadar sadıktır.Bu durum bağımlılık yaratır.Ama bu bence sorunlu bir durumdur.

3- Bir nedeni yok...

Bu durumu bir nedene bağlamaya gerek yok.Yemek yemek su içmek gibi doğal bir şeydir hayvan beslemek denilebilir. Hatta beslememk ayıplanabilir.Ama benim burada sorguladığım patalojik boyuttaki hayvan sevgisidir.Yani sosyal hayatını etkilemeyen insanlarla iletişimi en az hayvanıyla olan iletişimi kadar olan insanlar değil merak ettiğim.Eğer zaten kendi kendine bu cevabı dürüstce verebiliyorsa onu anlayabiliyorum

4- Özenti...

Bazen hayvan besleme statü durumlarınıda belirliyor gibi.Bunu bağdat caddesinde elinde el kadar köpeğiyle dolaşanlarda hissediyorum.Cafede oturuken bazen duyuyorum.Konuştuklarının en az yarısı yanındaki köpekle ilgili.Hayvan besleme sanki bir zenginlik göstegesi gibi olmuş bu insanlarda.Elinde köpekle gezerken etrafı süzüyorlar bana bakıyorlar mı diye?Kendilerini asil, ayrıcalıklı görüyorlar.Bir tür hava atma aracı. Genç tiplerde kız tavlamak için aynı nedenle elinde köpek dolaşanlar var.Kızlar köpeği sevdikce kendi sevilmiş gibi hissediyor olabilir...

5- Sana ne...

Tabi sanane kardeşim seni niye gerdi bu durum diyenler çoğunlukta olacaktır.Ama artık her 2-3 duyurunun biri hayvanlar üzerine olunca kendi kendime aklıma takıldı.

 
biz de hayvanlar gibi evrenin, doğanın , kozmozun bir parçasıyız.asıl bütünü ayırırsan sıkıntı başlar


  • hari  (29.06.11 09:48:34) 
insanların evcil hayvanlara ihtiyacı var. mesela planet of the apes serisini seyredersen, evcil hayvanlar yok olmuş, adamlar maymunları evlerinde beslemeye başlamışlar. Bir ihtiyaç.


  • misery loves company  (29.06.11 09:54:19) 
kedi köpek karakterleri olan evin içinde dolaşan seninle birlikte sevinen üzülen zaman zaman depresyona giren, ya da ne bileyim hastalanan yemek yemeyen ve bunların hepsini sana yansıtan hayvanlar. Baktığında bir çocuktan gerçekten çok farkı olmadığını anlıyorsun yavaş yavaş. Aynı zamanda özellikle köpekler sosyal hayvanlar yani aynı insanlar gibi çıkmak dolaşmak gezmek tozmak başka köpekler insanlar görmek istiyorlar. Bunun içinde sahipleri ile birlikte dolaşmaları gerekiyor. (Öbür türlü sahipleri onları ancak akşam kısa bir süre çiş kaka için gezdiriyor o da ihtiyaç açısından yeterli olsa bile sosyal açıdan çok yeterli olmıyor).
Daha sonra özellikle avrupa'da görüyorsunuz ki köpekler her yerde metrolarda alışveriş merkezlerinde yollarda normal bir şekilde geziyor. Oysa siz burada köpeği kucağınıza alıp bir yere girmeye çalıştığınız anda bir güvenlik görevlisi gelip size hönkürüyor resmen. Onların da hayatın bir parçası olduğunu kabul edemiyorlar. Bu bir şekilde kültürümüze de yerleşmiş çünkü günah/yasak şeklinde.

  • gitti gelecek  (29.06.11 10:06:02) 
Ben bunun tam tersini de merak ediyorum. Bazı kediler sevilmeyi çok sever. Kendini paralar sevdirmek için. Köpekler barınaklarda falan bunalıma girerler, ilgisizlikten. Onlar neden kendi türleri arasında sevgi ihtiyacını karşılamıyor da, illa ki bir insanın sevgisine muhtaçlar gibi...


  • ser  (29.06.11 10:13:31) 
biz kedimizi sokaktan bulduk ve çaresizdi, küçüktü. eve aldık güzelce pakladık. bahçe imkanımız var orada bakıyoruz. çaresizliği ve yaşama tutunma mücadelesi var. sen bakmazsan eriyip gidecek. onun büyüdüğünü, verdiğin sevginin karşılığını görünce daha bir bağlanıyorsun. ona bir şey olduğunda üzülüyor, tırnakları kesildiğinde ağaca tutunamayıp düşmesine gülüyorsun. giderek aranızda bir bağ oluyor ve ne o senden kopuyor ne sen ondan kopuyorsun. hayvan sevmeyen insan sevemez gibi bir cümle kullanmak istemiyorum. sevgi illa ki onu eve alıp beslemek değildir ama kötü de davranmamaktır. daha önce de kedilerimiz vardı besledik büyüttük devrettik. imkanımız var bakıyoruz. evde boş oturmaktansa onunla ilgileniyoruz, avlanmaya çalışmasını, türlü şebekliklerini izliyoruz. çok eğlenceli. aşılarını yaptırıyorsun. biliyorsun ki diğerlerine göre çok şanslı, daha güçlü.

demem o ki hayvanları dışarıda sevmekle evde beslemek farklı şeyler. önceleri ben sokaktaki hayvanlarla hiç ilgilenmezdim. sokağın demirbaşı olarak bakardım. ama ne zaman evde kedi bakmaya başladık işte o zaman çok daha derin bir bağ olduğunu gördük.

ama gidip de başka hayvanlara mama falan vermiyorum. benim gücüm bir tanesine yetiyor. bence deneyimlemelisin. patolojik boyutlara taşıyanları ben de sevmiyorum. hayvan ne hava atma aracıdır ne de oyuncak. onun da bir canı var. ve hatta biz hayvan sahipleri onlara mümkün olduğunca doğal ortam sunmalıyız. kedi olsun kuş olsun köpek olsun eve bütün gün tıkıyoruz. hayvanı doğal ortamından ayırmamak lazım. hı bi de sokaktaki kedilere köpeklere mama verenleri de anlamıyorum. hangi birini besleyeceksin? bir kedi yılda en az 8 yavru doğuruyor ona keza köpekler...


çook uzattım evet ama biz gerçekten patolojik olmayan bir sevgiyle bakıyoruz. belki yavrunun çaresizliği ve sevimlilikleri etkili oluyordur.
  • bıdıbıdı  (29.06.11 11:18:59) 
öncelikle onlarla iletişimimiz 'pet' hadisesinden çok çok eskiden kalma bir durum. ama bence de bugün gelinen nokta çok değişik. bu hayvanların evrimine çok doğrudan etkilerimiz oluyor ve iyi ya da kötü demiyorum, sadece bir durum. şehirde evde beslenmelerini ben de yadırgıyorum. yazdıklarına da kısmen katılıyorum. şu an beslediğim hayvanların hepsi bir şekilde gelip yardım istemiş hayvanlar. köpeğim de şehirli bile olmayan bir sokak köpeği. köpeğimle sokakta gezerken çok dikkat etmek zorundayım ve pek kolay olmadığı için (hain ankara yokuşları da sağolsun) çok sık gezdiremiyorum. gayet eğitimli, uslu bir köpek olmasına rağmen sanırım kız olduğum için sokakta köpekten çekinen insanlar köpeği tutamayacağımı düşünüp bazen karşı kaldırıma bile kaçıyor. bunu sadece kızlar, kadınlar yapmıyor, koca koca adamlar 'off kötü bakıyo laaynn' diyip kaçıyorlar. her ne kadar dikkat etsen de etrafına bakmadan dolaşan insanlar yüzünden çeşitli ani karşılaşmalar da oluyor.

ama bütün bunların yanında başka bir şey var benim hoşuma giden, köpek sahibi olmak ve onu gezdirmekle ilgili. her gezimizde bir kaç çocuk ve bazı insanlar onunla ilgileniyor, gelip sevmek istiyor. reyhanım da uslu bir köpek olduğu için sakin durup sevdiriyor, göbeğini açıyor. bir seferinde zihin özürlü olduğunu sandığım, konuşması bozuk, genç bir arkadaşımız çok sevdi onu, askerde beslediği köpeklere benzetti. elimden aldı koşa koşa annesine gösterip geri getirdi filan. çocukların adını sorup sevdirdiğim için teşekkür etmeleri, bunlar bir başka mutluluklar... netekim kedi ve köpeklerin empatisi çok güçlü olduğu için inanılmaz birer rehabilitasyon araçları. o da senin 2. şıkta bahsettiğin konu, evet ihtiyaçları var.

www.bhrescue.com şu resimlere bir bakın rica ediyorum.
  • kediebesi  (29.06.11 11:35:07 ~ 16:09:04) 
[]

Dünyanın son bir yılı kalsa...

Dün bir yerde okudum aklıma takıldı.Bildiğiniz gibi 21-12-2012 de maya takvimi sonlandığı için dünyanın sonu gelecek iddiaları var.sorum bunu tartışmak değil tabiki.Ama diyelim Nasa gibi çok güvenilir bir kaynak dünyanın bir yılı kaldı dese.(Örneğin uydu çarpacak yapacak bir şey yok gibi) Nasıl bir son yıl yaşar dünya.Her kes ne yapar.Bir karmaşamı yaşanır nasıl olur dünyanın sonu sizce...




 
camiiler dolar.


  • derbeder58  (28.06.11 17:21:45) 
kaos yaşanır bence, o yüzden bilinse bile böyle bir açıklama yapılmaz.


  • kayranin kedisi  (28.06.11 17:24:16) 
Bunu bilipde hiçbir şey yokmuş gibi davranabilecek adam tanımıyorum.Muhakak bir yerden kopar


  • saksel  (28.06.11 17:28:47) 
herşey yok olacaksa niye açıklama yapsın ki? kurtuluş olmadığına göre :) kasmanın alemi de yok.


  • kediebesi  (28.06.11 17:31:08) 
felaket filmlerıne bak bı, yaklasık oyle olur.


  • bryan fury  (28.06.11 17:32:08) 
www.youtube.com <----- nasanın deşifre olan hain planı (illuminati araştırın kesinlikle hayata bakışınız değişcek kesinlikle!!!)


  • semson  (28.06.11 17:39:10) 
hedonizmin altın çağı yaşanır.orgyler threesome lar havada uçuşur. amaan nasıl olsa seneye ölücem koy götüne deyip herkes birbirinin göbeğinden zeytin yer.

(bkz: hayallerde yaşıyor bazı ibneler)
  • sarap dumani  (28.06.11 17:40:22) 
kaos olur. çok zenginler falan abd başkanına gider, onun ineceği sığınağa gitmek için yalvarır.

ama bilinse bile kimse duyurmaz bunu bence de.
  • sen git ben geliyorum  (28.06.11 17:42:46) 
günümüzde nasa dahil, dünyanın sonu gibi olağanüstü bir bilgiyi saklayabilecek kapasitede kimsenin olabileceğini sanmam. internet, telefon ve bilimum iletişim ağı ile illa birisi çıkar ve bunu yumurtlar.

ayrıca hayatınızı yaşamak için dünyanın sonunu beklemeye gerek yok. (gereksiz tespit)
  • herospower  (28.06.11 18:40:43) 
arnold schwarzenegger amerikanın başkanı olur.


  • gideon  (28.06.11 18:47:45) 
İki cevap vereceğim:

1. Tüm ülkeler birleşip bir uzay üssü inşa ederler, sonra dünyanın en çok güç sahibi olan insanları uzaya kaçar.

2. İstanbul ve çevresinde büyük bir deprem olacağı uzun süredir biliniyor ama neredeyse hiç önlem alınmıyor. Buna göre, Türkiye'deki yaşamın çok etkilenmeyeceğini düşünebiliriz. Başımıza gelmeden inanmayız biz :)
  • sourlemonade  (28.06.11 19:40:53) 
kaos en mantıklısı. insanlar ellerinde olmayanları denemek için çılgınca zenginlere saldırır muhtemelen.


  • roket adam  (28.06.11 19:48:09) 
Efendim önce başbakanlık ve içişleri bakanlığı valilere birer genelge yayımlar.Valiliklerde oluşturulacak kriz masaları hemen toplantı ve seminerler yaparak birlik ve bütünlüğü bozacak hareketlerden kaçınılmasını isterler.Hükümet sözcüsü de TV ye çıkıp tüm gerekli tedbirlerin alındığı,kriz masalarının kurulduğu ve hatta gök taşının ülkemizi teğet geçeceği yönünde bir açıklama yapar.Ayrıca konusu "göktaşı" olan sayısız matbu kağıt bürokrasinin arşivlerinde yerini alır.


  • lebanon  (28.06.11 20:19:57) 
[]

Elektrikli arabayı bekleyeyim mi?

Aslında bu yaz arabayı değiştirecektim.Ama şu elektrikli araba konusu kafama takılıyor.Neredeyse sıfır yakıt ayda 80 euro akü parası var ama asıl sorun dolum için gerekli altyapı oluştumu ekim kasım gibi satışa çıkacakmış bekleyeyim mi ne dersiniz?




 
E-otomobillerin daha yiyeceği 400 fırın ekmek var, early adopter olmak size faydadan ziyade zarar getirecektir. Hiç bulaşmayın.


  • roket adam  (25.06.11 18:45:31) 
zaten araba dediğin kasım aralık gibi alınır.şimdi en pahalı zamanı


  • hari  (25.06.11 19:05:09) 
içeriğini okumadım ama bugün radikalde "ilk elektrikli araç dolum yeri açıldı." gibi bir haber vardı.

bence türkiye için erken daha.
  • kayranin kedisi  (25.06.11 21:25:03) 
fluence gibi bir arabaya 80.000TL vermeyi düşünür müsün?

Çook pahalı henüz. 10 senesi var sanki.
  • olympossible  (25.06.11 21:26:39) 
elektrikli değil ama hybrid otomobil alabilirsin.

elektrikli araçların akü sorunu ne olacak henüz bilinmiyor, ve bu akü sorunu çözülmez ise uzun vadede içten yanmalı motorların karbon salınımından çok daha tehlikeli kimyasal atıklar oluşacak.
  • orpheus  (26.06.11 16:50:14) 
[]

Nihat Doğan neden seçilemedi ?

Ara ara baktığım survivor da Nihat Doğan ın açık ara kaybetmesine şaşırdım. Bunu Türk halkının beklentileri açısından söylüyorum.Yoksa Ne Nihat nede Derya haketmedi bence(kim haketti onuda bilmiyoru ya..)

Yoksa ben halkımı yanlış mı tanışım? Nihat niye seçilemedi sizce?


 
Nihat eğlencelik geldi millete. Biraz t*şak geçmek için izlediler ve sonrasında antipatik gelmeye başladı.


  • alkolik imam  (22.06.11 19:52:06) 
fakir olduğu için ( beyin fakiri) :)


  • tombalabala  (22.06.11 20:02:59) 
çünkü derya büyükuncu sessiz bi insan fakat insanlara nasıl olgun olduğunu eşine nasıl bağlı olduğunu gösterdi yani bilmem öylemidir ama öyle gösterdi. e böyle olunca bu adam yiğit adam diyen er kişiler ve ayyy eşine ne kadar bağlı bak yüzüğünü öpüyo diyen dişi arkadaşlar deryanın arkasında durdu. e nihatta fos çıktı haliyle .


  • snp_kubra  (22.06.11 20:04:15) 
bence nihat seçildi. ama sonucu değiştirdiler.


  • chainreaction  (22.06.11 20:07:47) 
www.haberturk.com böyle diyor sayın altaylı


  • onexey  (22.06.11 20:28:18) 
aga nihat doğan'ın destekçileri fakirler. e bir mesaj 1.6 lira 2 ekmek parası lan..


  • isyanim var ulaan  (22.06.11 20:29:32) 
Turkce karakterlerin kurbani oldu bence
İnsanlar NİHAT yazinca yanlis kod uyarisi cevabi aldilar

  • bahadr35  (22.06.11 20:38:28) 
görebildiğimiz kadarıyla, rakiplerine en ufak bi saygısı olmayan; küçük dağaları ben yarattım misali takılan; ego bombası bir şahsiyet kendisi.
kısaca itici,antipatik bir kişilik.
millette sevmedi haliyle.
  • pangea  (22.06.11 21:25:32) 
biraz konu dışı ama; şimdi nihat seçilemedi ya Türk halkı iyi oldu akıllı oldu, eğer tersi olsaydı ekşide demediklerini bırakmazlardı türk halkına. (bidon kafalı, %60 , aptal , bilmemne)

insanlar aynı insan(türk halkı), fakat ekşideki yazarların bir çoğu yanar döner omurgasız olduğu için böyle bir durum oluyor.
  • nuisance  (22.06.11 23:59:15) 
senaryo olduğuna inanıyorum. bence acun derya ya birinciliğin garanti diye teklif götürdü, derya öyle kabul etti survivor a katılmayı.

nihat doğan ın zaten borçları varmış, adam borçlarını ödedi artı epey rating aldı.
  • mea maxima culpa  (23.06.11 00:38:22 ~ 00:38:56) 
[]

Hangisine daha çok üzüleyim bilemedim...

Asansöre elinde 2 köpeğiyle bir kadın bindi.o, ben ve 2 köpek yalnızız asansörde.Köpeklerden biri ha saldırdı ha saldıracak beni kesiyor. Bende gülücüklerle korktuğumu belli etmemeye çalışıyorum kadına.10 kat boyunca yüzümdeki ifade hiç değişmedi.Zemin kata gelince asansör durdu.Bende bir rahatlama oldu tabi.Köpeklerden iri olanı çıkmak için atlayınca kadın köpeğin ipini çekti ve,

- Dur önce amcan çıksın demez mi...

Ulan ben nerden bu itin amcası oluyorum derken içimden bir taraftan da yürüyorum.Başlarda bir itin amcası olmak koydu.Ancak sonra düşündüm daha kötüsü bir köpekle akraba olmak galiba.Geri dönüp kadının ağzının payını vereyim diye aklımdan geçirdim.Ama yoksa bu laf hayvan sevenler arasında normal bir hitap şekli mi?onu bilemedim... Bir hayvanı bu kadar içselleştirmek de fazla değil mi ?

Ya şimdi ben amca dendiğine mi üzüleyim yoksa bir köpeğin amcası olduğuma mı karar veremedim.Abi deseydi de çok normal olmazdı herhalde..

 
O "kadın" dediğiniz köpeklerin annesidir!


  • sourlemonade  (19.06.11 22:35:32) 
E) Kadına üzül.


  • allanpoe  (19.06.11 22:39:21) 
ben de hoşlanmam annecim babacım hitaplarından ama "ben bu itin nerden amcası oluyorum" çıkışı da fazla agresif ve gereksiz geldi.


  • josephinebrunsvik  (19.06.11 22:45:39 ~ 22:46:13) 
hayvanlar da canlı birer varlık değil mi? ailemizin bir parçası olmuyorlar mı?
neden bu kadar rahatsızlık duyduğunuzu anlayamadım. Gerçi ben olsam eğer tanımadığım biriyse "amca" yerine "beyefendi" derdim ama kadının amca demesi de bu kadar dert edinilecek bir şey değil bence, ne güzel size yol vermişler işte..

  • kayranin kedisi  (19.06.11 22:50:32) 
ahahahaha sesli güldüm. kızma amcası olur öyle şeyler. kuşa da kızımız vs. diyoruz:p


  • cunku kardes degiliz  (19.06.11 22:50:56) 
kayranin kedisi(nick inizden bu konuda hasas olduğunuz anlaşılıyor zaten) onlarda canlı ailemizi parçası derken onlarda bir insan mı demek istiyorsunuz.Ben hayvanlarla bu denli içli dışlı olmayı sevmiyorum.arama bir mesafe koymuşumdur hep(eminim bu cümle hayvanlar için başka türlü kurulur ama ben bilmiyorum) Ama onun aileden biri görene de hor gözle bakmam beni işin içine bulaştırmadığı sürece


  • saksel  (19.06.11 23:06:05) 
hayvanseverle öyle diyor. sevmiyorsanız anlayamazsınız. evet gerçekten çok saçma ama sevince kendin doğurmuş gibi seviyorsun. çok salakça evet ama öyle:)
ayrıca kadın ne desin dur şu adam çıksın mı desin. amca demiş işte kibarlık etmiş sanki.

  • suicides underground  (19.06.11 23:06:39) 
nickimdeki kedi schrödinger'in kedisi'nden geliyor, o nick alınmış olduğu için kayranin kedisi oldu. (önyargı kötü bir şey bence.)

tabii ki akıl ve mantığa değer veren biri olarak hayvanlar insandır demiyorum; ancak benim gözümde hayvan da insan da can taşıyor ve aynı ölçüde önemliler. sırf bana benzemiyor diye başka bir canlıyı aşağı göremiyorum. tabii bu benim düşüncem, siz başka türlü düşünüyor olabilirsiniz..
  • kayranin kedisi  (19.06.11 23:12:33) 
iletişim bozukluğumun ya da sevgi eksikliğimin olduğu kanısına nereden vardınız ki? evimde bir adet psikoloji mezunu insan var, onun bile koyamadığı tanıları iki saniyede koyuverdiniz.

bundan sonra sokakta gördüğüm hayvanları tekmeleyeyim (kesin bana ısıracak gibi bakıyorlardır zaten). ben zaten bu zavallılardan çok üstünüm. hayvan ne ya, pis zavallı sefiller. kesin pire falan da vardır, ipeksi kutsal saçlarıma bulaşmasını hiç istemem çünkü. köpek giren eve melek de girmiyormuş hem :(

edit: ne yazık ki toplumumuza ışık tutacak o şahane sosyal gözleminizi ve hakkımdaki psikolojik çıkarımlarınızı silmişsiniz, üzüldüm.
postedit: bir mevlana vardır bildin mi?
  • kayranin kedisi  (19.06.11 23:26:02 ~ 23:28:11) 
Bu kadarı nor bir ruh hali gibi gelmiyor bana.Ya insanlarda göremediği sevgiyi hayvanlarda arama yada iletişim bozukluğununbir yansıması gibi.Tekrar ediyorum.Bu düzyde hayvanlarla arasındaki bağı abartmış olanları kastediyorum.

Bir yazarda şu linki göndermiş.

www.eksisozluk.com
  • saksel  (19.06.11 23:26:55) 
kayranin kedisi Sizi kastedmemiştim ki zaten. siz ben tanımadığım birine amcası demezdim diyerek bu durumdan sıyırdınız.Benim kastediğim bütün dünyayı aynı düzeyde hayvanlara bağlı insanlardan oluştuğunu zanneden tanımadığı birine köpeğe amcası diyecek kadar uçmuş birisi için.

Üstelik bir fizikci olarak Schrödinger in kedisi benimde ilgi alanım dahilinde isterseniz o deneyi tartışalım.
  • saksel  (19.06.11 23:34:51) 
aynını benim babam yapıyor kuş için. eve kendi arkadaşı gelsin "parmağını tut amcası, ısırmaz o" diyo kuş için. 60 yaşında adam yani, kadın da değil. kendisini kuşun babası, beni de kuşun ablası olarak görüyo. ablası aç kafesi çocuk hava alsın diyo. hayvana çocuk bile diyo. daha ne diyim. kötü bişi değil yani.


  • be forever young  (20.06.11 00:13:33) 
benim de iki kedim var. çocuklarım. birisi kızım, birisi oğlum. anneme anneanneleri, kardeşime teyzeleri, babama dedeleri diyorum. yeğenime de onlar da senin bir kardeşin sayılır diyorum. ne var yani :)) ben bunda garip bir şey göremedim amcası.

bizim evde kullandığım başka sözler: anneye gel, anneye kızılmaz, anneye pati kalkmaz :)
  • mea maxima culpa  (20.06.11 00:30:41 ~ 00:31:21) 
'biz seninle evde ne konuşmuştuk?' diyen kadını gördükten sonra bu tip şeylere şaşmıyorum. :) ama insan kendini kaptırıyor gerçekten. bir de öyle bir durum ki bu, mesela şöyle tarif edebilirim. çok insan vardır yalnız gömülür. benim yaşlı bir köpeğim vardı, cenazesini yapsak epey adam gelirdi. çok arkadaş edindi yani hayatında. bunun hayat kurtaranı var, savaşa gideni var, öyle bir köpeğin teyzesi olmak beni gururlandırabilir bile mesela, nikimden de anlaşılacağı gibi... ama tabi işin iletişimsizlik, yalnızlık boyutu filan çok acı. mesela be forever young'ın babasında bu acınası hal yok, adamcağız hayatından memnun, kuştan memnun.
madalyonun bir de öbür yüzü var ki o da kaldırımda köpeği gördüğü gibi sinire kesenler. fobi filan anlayabiliyorum ama kimi zaman biraz abartılı olabiliyor tepkileri. fobi bile olsa insan madem bu kadar korkuyor daha çok bilgi edinmeye çalışır başına bir iş gelmemesi için. hangi köpeğin saldıracağını filan az çok kestirmeyi öğrenir.
bir başka yönü de bu tip insanların hayvanlar aracığıyla insanlarla iletişim kurması. mesela gitmek istediklerinde görüşürüz demek yerine 'hadi amcaya baybay yapalım' gibi dolaylı konuşuyorlar, o da değişik. amma gevezeyim bugün.

he bi de ben herhalde asla asansördekine sormadan köpeği yanına sokmazdım. saldırgan köpek gibi hayvansever de gözünden anlaşılıyor neyse ki, çoğu zaman sormaya gerek kalmıyor.
  • kediebesi  (20.06.11 00:37:48 ~ 00:42:18) 
[]

Bu sefer daha kolay bir soru herkes bilsin diye...

Aralarında 100 km olan A ve B noktalarından çıkan trenlerden A noktasından çıkan saatte 60 km, B noktasından çıkan saatte 40 km hız yapıyor. A noktasından çıkan trenle birlikte saatte 100 km hızla uçan bir kuş var.Trenlerle birlikte kuşda aynı anda uçmaya başlıyor.B treniyle karşılaştığında geri dönüyor.Sonra tekrar A treni ile karşılaşınca geri dönüyor.Bu şekilde iki tern karşılaşıncaya kadar aralarında mekik dokuyor.Soru;

1- Trenler karşılaşıncaya kadar kuş kaç km uçar ?
2- Kuş 2 trne arasında kaç defa gidip - gelir ? (kuşun boyu 10 cm)

 
ilk dokunuşu yarım saat sonra yapar..gerisin sen bul.


  • ykup  (18.06.11 09:48:46) 
1'in cevabı oldukça basit. trenler birbirlerine doğru 60+40 km/saat hız yapıyorlar. yani tam 1 saat sonra karşılaşırlar. o bir saat içerisinde kuşun yönü değişir ama hızı değişmez. kuş 100 kilometre/saat hızla yol aldığı için 1 saat içinde 100 km uçmuştur. ama yer değiştirmesi soruluyorsa cevap 40 km olur çünkü son konumu A noktasından 40 kilometre uzakta.


  • cro magnon  (18.06.11 09:58:27) 
[]

Biraz daha zor bir soru o zaman...

İlk sorumun gördüğü ilgi ve yeni soru isteği üzerine biraz daha kazık bir soru soruyorum.Hemen buldum diye atlamayın ama.

12 bilyadan biri faklı(ağır yada hafif) teraziyi( 2 kefeli olan) 3 defa kullanarak farlı olanı bulun( ağır yada hafif olduğunuda bulacaksınız)

Kolay gelsin...

 
E ama bu bilinen bir soru! Kâr-zarar hesaplı, tecimsel kaygılı soru isteriz :)


  • sourlemonade  (17.06.11 19:40:34) 
@shnhkn

farkli bilyenin agir oldugunu nereden biliyorsun hafif de olabilir.
  • sakura  (17.06.11 19:45:50) 
topları 1-12 numaralandıralım (* kaçıncı tartış olduğu)

1 1-4 vs* 5-8 //eşitse son 4 toptan biri farklı goto 10, 1-4 ağırsa goto 20, 5-8 ağırsa goto 30

//eşit olma durumu
10 9-11 vs** 1-3 //eşitse 12. top farklı goto 13, 9-11 ağır geldiyse goto 11, 9-11 hafif geldiyse goto 12.
11 9 vs*** 10 //eşitse 11. top farklı ve ağır, eşit değilse ağır basan top farklı ve ağır
12 9 vs*** 10 //eşitse 11. top farklı ve hafif, eşit değilse hafif gelen top farklı ve hafif
13 12 vs*** 1 //12 ağırsa ağırdır, hafifse hafiftir

//1-4 ağırsa
20 125 vs** 369 //eşitse ya 4 ağır ya da 7 veya 8'den biri hafif goto 21, 125 ağırsa ya 1 veya 2'den biri ağır ya da 6 hafif goto 22, 369 ağırsa ya 3 ağır ya da 5 hafif goto 23
21 7 vs*** 8 //eşitse 4 ağır, eşit değilse hafif olan farklı ve diğerlerinden hafif
22 1 vs*** 2 //eşitse 6 hafif, eşit değilse ağır olan farklı ve diğerlerinden ağır
23 3 vs*** 9 //eşitse 5 hafif, eşit değilse 3 ağır

//5-8 ağırsa
30 125 vs** 369 //eşitse ya 4 hafif ya da 7 veya 8'den biri ağır goto 31, 125 ağırsa ya 5 ağır ya da 3 hafif goto 32, 369 ağırsa ya 6 ağır ya da 1 veya 2'den birisi hafif goto 33
31 7 vs*** 8 //eşitse 4 hafif, eşit değilse ağır olan farklı ve diğerlerinden ağır
32 3 vs*** 9 //eşitse 5 ağır, eşit değilse 3 hafif
33 1 vs*** 2 //eşitse 6 ağır, eşit değilse hafif olan farklı ve diğerlerinden hafif
  • desdinova  (17.06.11 21:33:46 ~ 21:37:07) 
[]

angelina jolie yi beklerken...

Şu anda televizyonda suriye mültecilerinin hatay da jolie yi 4 gözle beklerken gösteriyor.Her taraf yerli yabancı basın dolu.Bu adamlar aç susuzken bu jolie aşkını anlayamıyorum.Madem jolie ile sorunlar çözülüyor.Esad ın yerine getirin.Yanlış mı düşünüyorum.Jolie bunlara ne verecek ?




 
dünyanın ilgisini konuya çekecek. insanlar ilgilenecek, farkındalıkları artacak.

bir de reklam tabii.
  • sen git ben geliyorum  (17.06.11 13:49:11) 
şöhretini böylesi bir mesele için kullanmış oluyor, kendi açısından iyi hatta kutsal birşey. dünya açısından da bir o kadar boktan bir durum, bir "star" gelmediği sürece ilgi uyanmaması.


  • african rain  (17.06.11 13:52:48) 
insanların dikkatini çekmek, belki de haberi olmayan binlerce insan böyle olduğunda suriye'de bir şeylerin ters gittiğini öğrenecek.


  • koskoca devletin adi osmanli lan  (17.06.11 13:55:27) 
çok saçma bence tuğba ekinci gidip neden okul yaptırmadığını sormalı.


  • hocam fazla egon var mi  (17.06.11 14:03:11) 
[]

Bu sorunun cevabını kimler bilecek.Çok tartıştık çok..

Ayakkabıcıya ayakkabı almak için bir adam girer.Bir ayakkabı begenir. Fiyatı 35 TL dir. Adam çıkartır 50 TL verir.Ayakkabıcıda bozuk para olmadıgından, komşu dükkandan parayı bozdurur. Müşteriye paranın üstünü ve ayakakbıyı verir, müşteri gider. Az sonra komşu dükkan sahibi vermiş olduğu 50 TL nin sahte oldugunu söyler ve parasını geri ister. Ayakkabıcı komşunun parasını verir ve gönderir..

Soru şu: Ayakkabıcının zararı ne kadardır?


 
Ayakkabı + 15 tl


  • mcsoftwareng  (17.06.11 10:50:30 ~ 10:54:27) 
müşteri, ayakkabı + 15 tl kazandı.
ayakkabıcı, 35 tl (ayakkabı parası) + 15 tl (para üstü)* kaybetti
komşu dükkan, ne karda ne zararda.

*burada ayakkabıcıyı mantıklı bir esnaf olarak kabul ediyoruz. zira böyle bir durumda ayakkabıcı, bozulan 50 tl'den sahte olmayan ayakkabı parasını komşu dükkana geri verir. ha bu salak vermediyse ayrı.

sonuç: bir ön kabul şartıyla ayakkabıcının zararı 50 tl'dir.
  • deckard  (17.06.11 10:55:35 ~ 10:57:38) 
başlangıcta dükkanın elinde sadece 35tl değerinde ayakkabı vardır

müşteri ürünü aldıktan sonra elinde komşudan aldığı 35tl vardır(50'nin 15ini müşteriye verdi)

para sahte olduğunu anlaşıldığında komşuya 50 lira verdi elde 35 vardı 35-50=-15

kar=son durum-ilk durum dersek
kar =-15-35(ayakkabı değeri)
kar=-50
  • €xpolerer  (17.06.11 10:55:47) 
fikrimi değiştirdim 50 tl


  • snp_kubra  (17.06.11 10:57:32) 
komşudan aldığı sahte olmayan 35 lira satıcıda ama...


  • €xpolerer  (17.06.11 11:00:15) 
Ayakkabıcı 50 TL bozdurmuş 35 TL kendinde 15 TL de müşteriye vermiş.
50 TL sahte diyor komşu, dükkan sahibi kendisine 50 TL geri veriyor. Zararını hesap edelim:

Komşuya verdiği 50 TL
kendinde kalan bozdurmuş olduğu 35 TL (eksi)
Müşterideki Ayakkabı 35 TL
Müşteriye Para üstü 15 TL
65 TL zarar
  • SiyamkedisiZorro  (17.06.11 11:01:37) 
ayakkabı + 30 lira.

not: sahte para numarasını yutan bi esnaf için 15 tl de prestijden kaybetmiştir benim hesabıma göre.
  • serseri marti  (17.06.11 11:04:48 ~ 14:01:55) 
tekrar açıklayım
-------------müşteri-----------satıcı--------------komşu---
başlangıç---sahte 50tl------ayakkabı+gerçek50tl----gerçek50tl

durum1------ayakkabı+15tl---gerçek50+gerçek35TL----sahte50Tl

durum2------ayakkabı+15tl-- sahte50+gerçek35-------gerçek50TL


satıcı başlangıçta 50 lira ve 35liralık ayakkabısı vardı (85tl)
son durumda gerçek 35tl ve sahte50 lirası var(35TL)

bu durumda zararı 50tldir.
  • €xpolerer  (17.06.11 11:05:44) 
bi de şöyle bütünleme yönüyle bakarsak konuya. komşu dükkan olaydan zarar etmediyse ki etmedi. müşterinin karı = satıcının zararı şeklinde bir denklem ortaya çıkar.
o da ayakkabı + 15 tl ye denk gelir.

  • fucksmakinasi  (17.06.11 11:09:12) 
maliyet muhasebesi gibi,

1-ayakkabı gitti= 35 tl
2-gerçek 50 liradan para üstü gitti = 15 tl
3-komşu geldi parasını istedi, 50 lira zararda komşu, karşılamak için 2. işlemde para üstü vermişti 15 lira, oranın 35 i gerçekti yani komşusuna, komşusunun 35 lirasını ve kasasından 15 lira çıkartıp verdi = 15 lira

35+15+15= 65 lira zarardadır adamımız

cüdüt düdüt: değiştiriyorum ayakkabı 150 liradad olabilir ayakkabı + 15 + 15

ayakkabı +30 olucak dikkatle hesaplayın ayakkabı +15 diyen arkadaşlar 15, 2 defa cepten çıkıyor
  • saiko  (17.06.11 11:09:39 ~ 13:10:40) 
iste dükkanlara güvenlik kamerasi konulsa, direk polise adamlarin esgali verilirdi, sizin de bu kadar basiniz agrimazdi. artik gecmis olsun neyse.

zararin neresinden dönersen kardir ama toplam zarar ayakkabi+65 lira.
  • keseci  (17.06.11 11:10:53) 
@saiko ikinci işlemde verdiği 15 kendi cebinden çıkmadı ki,
komşudan aldığı paraydı o zaten

  • €xpolerer  (17.06.11 11:11:34) 
Ama şimdi ikilemde kaldım. Komşuya parasını verdi gönderdi dedik. Yani aslında komşuyu hiç karıştırmayalım. Adamın zararı 35 TL ayakkabı + 15 TL para üstü = 50 TL


  • SiyamkedisiZorro  (17.06.11 11:20:19) 
olay gayet basit, diyelim ki iki tane müsteri geldi.

1. müsteri dükkandan ayakkabi aldi, cikarken de adami kandirip para vermeden kasadan 15 lira aldi.

simdi burda saticinin zarari ayakkabi+15 lira.

2. müsteri geldi adama sahte 50 lira verdi, gitti. saticida 50 lirayi komsuya itelemeye calisti ama komsu bunu farkedip parasini geri istedi.

burda da saticinin zarari 50 lira oldu.

iki denklemi toplarsak

ayakkabi+65 lira.
  • keseci  (17.06.11 11:21:51) 
€xpolerer haklı. yanıldığımı itiraf edeyim (az önce ayakkabı + 65 lira demiştim, sildim o cevabımı), zarar 50 liradır.

burada işi o ipne komşu karıştırıyor. arkadaş komşuya giren çıkan ne ki? sahteyi mahteyi bırak. satıcı, komşudan gerçek 50 lira alıyor, sonra da gerçek 50 lira veriyor. satıcı ile komşu arasında hiçbir sıkıntı, artı eksi yok.

35 liralık ayakkabıyı verdi, bir de 15 lira paranın üstünü verdi, satıcıya 50 lira girdi. hepsi bu.

ha illa ayakkabının alış fiyatı zart zurt derseniz, 50 lira değil de ayakkabı + 15 lira diyebiliriz.
  • kibritsuyu  (17.06.11 11:22:18 ~ 11:34:43) 
@keseci sen de öldürdün adamı. dükkanı kapatacak adam...


  • €xpolerer  (17.06.11 11:27:12) 
panpalar niye step by step gidiyoruz ki. mevcut durumda;

toplam kar = toplam zarar değil midir?

E komşu 50 lirasını zaten geri alacak ne kar ne zararı var işte. Müşteri zaten hayvanın önde gideni pezevengin biri sadece kârı var. o da;

ayakkabı + 15 tl = 35 + 15 = 50 tl o halde; 1 nolu denklemde görüldüğü üzere toplam kar = toplam zarar = 50 tl

Olmadı mı ?
  • fucksmakinasi  (17.06.11 11:29:57) 
çok kafamı karıştırdınız. bi daha düşüncem :)


  • mea maxima culpa  (17.06.11 11:34:19 ~ 11:38:38) 
@mea: "komşusuna cebinden verdiği 50 lira" demişsin. peki komşudan aldığı 50 lira (bozdururken aldığı) nereye gitti? o da hala cebinde duruyor o zaman?

komşuya verdiği 50 lirayı cebinden vermiyor ki. komşudan almıştı, onu geri verdi.
  • kibritsuyu  (17.06.11 11:36:36 ~ 11:38:14) 
beyler sorry. bi daha düsündüm

simdi kasada diyelim 1000 lira var dükkanda bi ayakkabi var.

adam geldi 50 lira verdi ayakkabiyi aldi, komsuda para bozuldu 15 lira verildi.

kasada simdi 1035 lira oldu ayakkabi gitti. komsu geldi 50 lirasini geri istedi komsuya geri verdin 50 lirayi kasada kaldi 985 lira.

baslangicta ayakkabimiz ve de 1000 liramiz vardi

simdi 985 liramiz var ama ayakkabimiz yok. zararimiz ne oldu 15+35(yani ayakkabi parasi)

zarar 50 lira. tesekkür ederim saygilar.
  • keseci  (17.06.11 11:39:51) 
@sivrisinek o başka bir tartışma konusu.
ayakkabıyı sonuç olarak belli bir kârla 35 tl ye satacaktı satıcı. şimdi ayakkabı yok oldu ortadan. o halde zararı 35 lira.
ama ayakkabıyı 20 ye almıştı diyen de olabilir toptancıdan :)
  • fucksmakinasi  (17.06.11 11:40:13) 
ayakkabı maliyeti + para üstü olarak verdiği 15 lira

ilk seferinde bunu yazmıştım, sonra yeminle kafamı karıştırdınız. yoksa ben yanlış hesaplayacak adam değilim.

not: iktisat mezunu olduğumu kimseye söylemeyin.
  • mea maxima culpa  (17.06.11 11:42:19) 
35 tl+15 tl = 50 tl

arz ederim
  • köfte  (17.06.11 12:10:28) 
düşünmeden atıyorum: 85 tl = 50 tl sahte para + 35 tl ayakkabı.
olmazsa biraz düşüneyim :)
edit: biraz düşündüm, müşteriye giden 15ide eklemeli; 85+15= 100 tl.
  • g7mor  (17.06.11 12:19:23 ~ 12:50:01) 
Müşteriye gerçek 15 tl ve 35 tl değerinde ayakkabı verdi. => -50 tl
Komşu dükkan sahibine gerçek 50 tl verdi. => -50 tl
Toplam = 100 tl zarar.

Bir başka açıdan: Müşterinin sahte 50 tl'sini gerçek 15 tl ve ayakkabı ile gerçeğe çevirmiş oldu.Ayrıca komşu dükkana gerçek 50 tl verdi.Toplam 100 tl.
  • grgn  (17.06.11 12:25:58 ~ 12:49:06) 
ticaretçi kafasıyla düşünürsen zarar 50tlden fazladır.
çünkü satıştan önce kasasında 0TL ve 35TL'lik bir ayakkabı vardı.
bu satış sonrasında kasasında olması gereken para 35tl iken -50TL(35ayakkabı+15paraüstü) olmuştur. yani arasındaki fark 85TL eder.

ama sen iyimser düşünürsen giden sadece 35tl ayakkabı + 15tl paraüstüdür, yani 50TL zarar var.
  • sickbastard  (17.06.11 12:46:50) 
Kasaya para üstünü verdikten sonra 35 TL girdi.
Sonra para sahte olduğu için komşusuna vermek üzere kasadan 50 TL çıktı.

Adamın zararı buradan: (Ayakkabı + 15 TL)

Cevap ilk şık ;)
  • khan shabbir  (17.06.11 12:50:34) 
Öncelikle teşekkürler. Böyle soruları seviyorum :)

1. Ayakkabıcı ayakkabıyı toptancıdan almak için x lira verdi.
2. Ayakkabının fiyatı 35 TL. Kâr=35-x TL
3. Müşteri geldi, 0 TL verdi, 35 TL'lik ayakkabı+15 TL kazandı.
4. Ayakkabıcı komşuya 50 TL verdi. Ayakkabıcıdan x+50 TL çıkmış oldu. Adam dükkanı kapayıp ayakkabıcılığı bıraksa zararı bu kadar olur.
5. Adam ayakkabıcılığa devam ederse o kaybettiği ayakkabıyı da satabilecekti ve geliri 35-x TL olacaktı. Yani Bu durumda zararı 35-x+50 TL olur.

x=20 TL olsun. İlk durumda zarar 70 TL, ikinci durumda 65 TL olur.
  • sourlemonade  (17.06.11 12:55:55) 
ayakkabı maliyeti=35 lira olması lazım değil mi?
satıcı, ürüne uygun gördüğü fiyatı vermiş.
ayakkabıyı yolda bile bulmuş olsa, kafasında "ben bundan 35 lira kazanacağım" fikri var. demek istediğim ayakkabıdan zararı 35 liraya sabit düşünülmelidir.
  • g7mor  (17.06.11 13:07:59) 
satıcının kasasında 100 tl olduğunu varsayarsak; ayakkabıyı 35 tl ye sattı kasada 135 tl oldu. komşu geldi paranın sahte olduğunu söyledi ve bunun üzerine komşunun 50 tlsini geri verdi. kasada 85 tl kaldı. zarar burada -15 tl. bir de ayakkabıdan oldu.
buradan hareketle zarar= ayakkabı +15 tl olur.
35 tl+ 15 tl olmaz.
zarar hesabında yoksun kalınan kar hesaplanmaz.
  • boran79  (17.06.11 13:40:34) 
sevgili arkadaşlar. konumuz "ayakkabının maliyeti nedir, ayakkabacı ayakkabıyı kaça aldı" değildir. yani asıl çözülmek istenen sorun o değildir. ayakkabının alış fiyatına, yok fırsat maliyetine bilmemneyine takılmayın yahu. maliyet muhasebesi problemi değil bu. ayakkabı = 35 lira. satıcının alış fiyatını, kârını bilmemneyini gözardı edin. pi'yi 3 alın. bu yüzden asıl mevzuya odaklanamıyorsunuz.

"35 liralık ayakkabı + gerçek 15 lira verdi, bir de komşuya gerçek 50 lira verdi, toplam 100 lira zarar" diyen arkadaşlar. komşudan aldığı gerçek 50 lirayı (para bozdururken aldığı) ne yaptınız? tamam komşuya gerçek 50 lira verdi ama en başta bozuk halde gerçek 50 lira almıştı.
  • kibritsuyu  (17.06.11 13:42:59) 
ayakkabının maliyeti belki 5 lira ama üzerine 35 lira etiket koymuş olabilir :))

biz ayakkabı maliyetini saydık ama bazı muhasebe işlemlerinde etiket fiyatından hesaplanır zarar.

aslında 35 lira ayakkabı maliyeti desek doğrudur, çünkü normal bir müşteriye 35 liraya satıyor bu ayakkabıyı.
  • mea maxima culpa  (17.06.11 13:44:41) 
ayakkabının geliş fiyatı + 15 tl 50 değil.


  • rexex  (17.06.11 14:22:00) 
Cevap veriyorum:
Bu soru aslında çok basit konuları bile ne kadar karıştırıp içinden çıkılmaz hale getirdiğimize güzel bir örnektir.

Yoktan var, vardan yok edilemiyeceğini kabul ettiğimiz sürece sorunun 3 oyuncusunun (sahtekar alıcı,satıcı ve komşu) başlangıç ve sondaki durumlarını karşılaştırmak cevabı verecektir.

Başlangıçta herşey 0,olaydan sonra sahtekar ın 1 ayyakabı ve 15 tl si, komşunun 0 tl si var.Olaya başka girien çıkan olmadığına göre başlangıç koşullarını sağlamak için satıcının 1 ayyakkabı ve 15 tl zararı olmalıdır.
cevabı nakit olarak vermek gerekirse ayakkabının satıcıya mailyetini bilmediğimiz için cevap şöyle yazılabilir 50>zarar>15

1-2 böyle sorum daha var isterseniz..
  • saksel  (17.06.11 14:31:12 ~ 14:35:05) 
sor sor heyecanlı oluyor :)


  • €xpolerer  (17.06.11 14:34:53) 
@ saksel

sen şimdi cevabını bildiğin bi soruyu niye sordun burada:D

Cevabı ayakkabı + 15 TL olanlara tik at o zaman.
  • khan shabbir  (17.06.11 14:42:45) 
niye sordu? çünkü tartıştık demiş. demek ki kendisi de ayakkabı + 15 lira fikrini desteklemiş. farklı cevap veren karşı tarafa iddiasını ispatlayabilmek için de burada sormuş.

bu arada diğerlerini de ayrı başlık açarak sor, şahaneymiş, hoşuma gitti (üç arkadaş 25 liralık radyo alıyor 10'ar lira veriyor, para üstünün iki lirasını bahşiş bırakıyor hikayesini sorma ama o kabak tadı virdi)
  • kibritsuyu  (17.06.11 14:48:52 ~ 14:49:58) 
anlamadığım bi olay var:

ayakkabı gitti bi ayakkabı zarardayız, artı ayakkabı ile birlikte 15 lira para üstü gitti zarardayız bi de üstüne komşuya kalan gerçek 35 tlsi artı kasadan 15 lira verdik

yani ayakkabı + 15 + 15 olur cevap, 50>zarar>x gibi bir şey çıkmaz, sorunun cevabı sözel veri mutlaka içermeli ayakkabı 135 lira da yada x35 lira da cevabın içinde kesinlikle ayakkabı bulunmalı çözdüğünüzü sanıp aldanıyosunuz, bu da maliyet muhasebesidir 3 arkadaş gitmiş 25 lira vs problemi de öyle çözülür başka türlü cevap yanlış çıkar
  • saiko  (17.06.11 15:33:02) 
ben de kalın kafalıyım; satıcının elinde şu an ne var?
50tl sahte para, zarar.
35tl giden ayakkabı, zarar.
15tl giden para üstü, zarar.
topla 100tl yapar.
komşunun kârı-zararı yok, sahteci müşteri, 35tl değerindeki ayakkabıyı, 15tl parayı almakla satıcıdan 50tl çıkmasına sebep oldu, verdiği sahte 50tl satıcıya ayrıca zarar. topla 100yl yapar.
  • g7mor  (17.06.11 17:22:11) 
@g7mor: aynı şeyi iki kere sayıyorsun.
50tl sahte para, zarar.
35tl giden ayakkabı, zarar.
15tl giden para üstü, zarar.

50 tl sahte para, zaten 35 lira giden ayakkabı ve 15 lira para üstünün karşılığı olarak elinde duruyor. tek zararı o işte.
50 lira sahte para = 35 lira ayakkabı + 15 lira para üstü.

"verdiği 50 tl sahte satıcıya ayrıca zarar" demişsin. değil. AYRICA zarar değil. verdiği bütün zarar o kadar. sahte para vermesiyle hiçbir şey vermemiş olması arasında zerre kadar fark yok.
  • kibritsuyu  (18.06.11 06:43:33) 
[]

Hangi gün doğduğunuzu biliyor musunuz?

Mesela ben perşembe doğmuşum?Eğer bilmiyorsanız yazdığım basit bir programla doğum tarihinizi girerek öğrenin.İnannmıyorsanız bildiğiniz bir tarihle sınayın önce.

Bu arada bir bilgide vereyim öğrenmiş olursunuz...Biliyorsunuz 4 yılda bir şubat 29 çeker.Ama her 100 yılda bir 4 e bölünebilmesine rağmen 28 her 400 yılda bir yine 29 çeker.Neden ??? program bu durumu da dikkate alır.

Programda virüs falan yoktur.Ben her zaman burdayım.

Not : Soru olarak ekledim yorumlarınızı bekliyorum

www.sonboyut.net

 
Türkçe karakterleri gösterseydi iyiydi :/

Ama bence kullanışlı. Ve virüslü değil hehe.

edit: bazı yerlerde karakterler uyumlu bazı yerlerde değil onu kastettim.
  • hikaye mesture  (16.06.11 08:28:50 ~ 08:39:13) 
programınız ile alakasız ama 1900'den bugüne kadar olan her tarih için windows takvimi de işe yarayabilir...


  • barbaroj  (16.06.11 08:59:25) 
-Hiç türkçe karakter kullanmasam olurmuş.

-Benim windows 1980 den başlıyor.Ayrıca tarihi günleride öğrenmek ilginç oluyor bazen
  • saksel  (16.06.11 09:16:38) 
hesapla butonunun rengi farklı olmalı ve bir üst satırda yer almalı bence..


  • kareli defter  (16.06.11 11:03:07) 
sonuç satırı pencerenin altında yer alsaydı eyiydi..:)


  • trawmatolog  (16.06.11 12:04:37) 
[]

Capucino-expresso makinası alacamda...

Bugün biraz baktım sinbo nun ki ile delongi ve kenwood arasında çok fiyat farkı var 3 katına yakın basınçlar farklıymış sinbo 5 bar diğerleri 15 bar mış.Değer mi bilmiyorum.tavsiyeniz varmı ilk deneyimim olacak yoksa hiç almasammı?




 
tiryaki filan değilsen hiç alma bence. o tarz şeyleri kendin yapmak zorunda kaldığın zaman bir anlamı, keyfi kalmıyor.


  • point me at the sky  (13.06.11 17:21:34) 
esse de espresso yapmak için ufak kahvelikler var bizim türk kahvesi fincanına benzer. ondan al bence ilk olarak.


  • host  (13.06.11 17:33:52) 
www.esse.com.tr

böyle birşey mi?
  • saksel  (13.06.11 17:49:03) 
illa alacaksan 15 bar alacaksın, bu bir.
ama baslarda hostun dedigi gibi espresso demlikleri var, onla basla.

benim yaptıgıma gelince. her gün en az bir capüçüm vardır.
elimde ikinci el bir krups dolce gusto var, 20€ya aldım.
padleri cok pahalı, 4 padi kesip bicip kendi padlerimi yaptım. simdi orjinal pad almadan ucuz ucuz iciyorum. yaklasık 30 cente geliyor bir capüçün. hem de evimde sere sere icmek güzel oluyor.

edit: yok o degil su herhald:
www.cerinicoffee.com
  • hubble  (13.06.11 17:49:39 ~ 17:50:57) 
limango'da delongi'nin kampanyası var, sinbo'ya vereceğin paraya yazık.


  • kayranin kedisi  (13.06.11 20:16:00) 
[]

Şimdi bu parti liderleri nasıl bir araya gelecek ?

seçim kampanyası sırasında birbirlerine demedikleri kalmayan(aklıma gelenler yalancı,şerefsiz,hortumcu gibi) bu liderler şimdi mecliste nasıl tokalaşıp konuşacklar.normalde böyle bir durumda kimse bir daha yüzüne bakmaz ama bizde işin b.k. nu çıkaradılar.

dünyada başka örneği var mı ki?


 
Bu işin gereğinin artık bolca ve her yöntemle çamur atmak olduğunu biliyorlar :) Yani dün dündür, bugün bugündür.


  • sourlemonade  (13.06.11 09:31:07 ~ 09:31:32) 
siyaset böyle bir şey işte :)


  • €xpolerer  (13.06.11 09:51:56) 
yüzüne bakılmaz dediklerimiz geçmişten bugüne yıllardır bu ülkenin liderleri sıfatına sahip olarak devam ettiler,ediyorlar ve edeceklerdir.. şaşırmak niye ki ayrıca dünyada seçimler öncesi birbirlerine ağır eleştiriler yapıp sonra bi ortamda biraraya gelenler tabiki de var ama eleştirdikleri adamları başlarına tekrar tekrar çıkaran bi halk var mıdır bilemiyorum orasını işte


  • miss poem  (13.06.11 10:23:28) 
partilerin bir araya geleceğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. parti örgütlenmeleri gelirse bir araya gelir.. bu da başkanlık sistemi için oldukça ters olacaktır sanırım.


  • Her Yer Kara  (13.06.11 10:35:57) 
iki gün sonra pişmiş kelle gibi gülümseye gülümseye el sıkışırlar merak etme. tayyip helallik diledi, kılıçdar da bunu alıp bilmukabele birşeyler söyler tatlıya bağlarlar. al gülüm ver gülüm.


  • manfool  (13.06.11 11:00:10) 
[]

Sütlü nescafeyi nasıl yaparsınız ?

Cafelerde içtiğim köpürmüş sütün üzerine konulmuş nescafeyi evde yapamıyorum.Özel makine falan mı kullanıyorlar.Çok severim de bu haliyle..




 
evet makineyle yapıyolar.


  • rurouni  (12.06.11 20:25:40) 
o nescafe değil.


  • mea maxima culpa  (12.06.11 20:52:25) 
bir dönem caefede çlişmiş biri oalrak söyliyim eğer nescafeyse cahve makinesinde yapıyorlar daha da köpüklü bişeyse latte gibi sütün üzerine hava tutup onu köpürtüyorsunz daha sonra bu köpüğü kahvenin üzerine kaşıkla koyuyorsunuz ben böyle yapıyordum duruma göre nescafeyede yapılabilir daha az köpük konursa isediğiniz gibi bir görüntü olablri diye dşünüyorum.


  • mrv  (12.06.11 21:28:45) 
12   « Önceki Sonraki
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.