[]

Bir insan bir hayvana neden bağlanır ?

Bir yıl muhabbet kuşu dışında hayvan besleme deneyimim olmadı.Şu köpekle metroya binmek duyurusundaki bütün cevapları okudukdan sonra bu soru kafama takıldı.Bu soruyu olumsuz anlamda yani ne gerek var? yapacak başka işleri mi yok? anlamında sormuyorum.Sadece empati yapmak, öğrenmek istiyorum.Dünyadaki insanları hayvan sevenler ve hayvan düşmanları diye ayıran bunun arasında başka insanların olmadığını düşünen bir kitle olduğunu düşünüyorum.Örneğin ben sokakta yavru bir kedi gördüğümde yanına gidip,okşayıp,seven evine alıp bakmak isteğiyle yanıp tutuşanlardan değilim.Ama pis kedi ne işin var burada deyip tekme atmakda aklımın ucundan geçmez.Yani kötü bir insan değilim..

Bir insanın neden bir hayvan besleme ihtiyacı hissedebileceğine dair kafamdaki cevaplar şunlar.

1- Onlara acırlar...

Bu cevap her besleyen için doğru olamaz.Çoğu büyük paralarla alıp hayvanın rahatını bozma pahasına alınır.Eğer amaç bu olsa idi.Bu işin en iyi yapıldığı hayvan barınaklarına destek olmaları gerekirdi.Böylece daha ulvi bir görev yapılmış olurdu.

Diğer taraftan gününü bir somun ekmekle geçiren milyonlarca insana yardım etmek mi Aç bir kediye yardım etmek mi daha yardımsever iyi bir insan olduğumuzun göstergesidir sorusu havada kalır.Tabi bir hayvana bakmanın yardıma muhtaç insanlara yardım etmeye engel olmadığının bilincinde olsamda soru hala havada duruyor.

2- Onlara ihtiyaçları vardır...

En mantıklı yanıt bu gibi görünüyor.Genelde hayatda bir boşluğu doldurur bu tür uğraşlar.Başta merak,özenti,iletişim eksikliği,sevgi boşluğu gibi nedenlerle alınıp ailenin bir parçası haline gelen hayvanla nostaljik bir bağ kurulur.Bu bazen öyle hale gelir ki hayvanı her kese karşı koruma içgüdüsü oluşur.Ondan korkan insanlardan nefret edilir.Zavallı bulunur.Bir süre sonra en iyi dostu o hayvan haline gelen bir hal alır durum.Tabi bu her hayvan besleyen için doğru olamaz.Hayvan karşılıksız sever,sahibine insanlarla kıyaslanamayacak kadar sadıktır.Bu durum bağımlılık yaratır.Ama bu bence sorunlu bir durumdur.

3- Bir nedeni yok...

Bu durumu bir nedene bağlamaya gerek yok.Yemek yemek su içmek gibi doğal bir şeydir hayvan beslemek denilebilir. Hatta beslememk ayıplanabilir.Ama benim burada sorguladığım patalojik boyuttaki hayvan sevgisidir.Yani sosyal hayatını etkilemeyen insanlarla iletişimi en az hayvanıyla olan iletişimi kadar olan insanlar değil merak ettiğim.Eğer zaten kendi kendine bu cevabı dürüstce verebiliyorsa onu anlayabiliyorum

4- Özenti...

Bazen hayvan besleme statü durumlarınıda belirliyor gibi.Bunu bağdat caddesinde elinde el kadar köpeğiyle dolaşanlarda hissediyorum.Cafede oturuken bazen duyuyorum.Konuştuklarının en az yarısı yanındaki köpekle ilgili.Hayvan besleme sanki bir zenginlik göstegesi gibi olmuş bu insanlarda.Elinde köpekle gezerken etrafı süzüyorlar bana bakıyorlar mı diye?Kendilerini asil, ayrıcalıklı görüyorlar.Bir tür hava atma aracı. Genç tiplerde kız tavlamak için aynı nedenle elinde köpek dolaşanlar var.Kızlar köpeği sevdikce kendi sevilmiş gibi hissediyor olabilir...

5- Sana ne...

Tabi sanane kardeşim seni niye gerdi bu durum diyenler çoğunlukta olacaktır.Ama artık her 2-3 duyurunun biri hayvanlar üzerine olunca kendi kendime aklıma takıldı.

 
biz de hayvanlar gibi evrenin, doğanın , kozmozun bir parçasıyız.asıl bütünü ayırırsan sıkıntı başlar


  • hari  (29.06.11 09:48:34) 
insanların evcil hayvanlara ihtiyacı var. mesela planet of the apes serisini seyredersen, evcil hayvanlar yok olmuş, adamlar maymunları evlerinde beslemeye başlamışlar. Bir ihtiyaç.


  • misery loves company  (29.06.11 09:54:19) 
kedi köpek karakterleri olan evin içinde dolaşan seninle birlikte sevinen üzülen zaman zaman depresyona giren, ya da ne bileyim hastalanan yemek yemeyen ve bunların hepsini sana yansıtan hayvanlar. Baktığında bir çocuktan gerçekten çok farkı olmadığını anlıyorsun yavaş yavaş. Aynı zamanda özellikle köpekler sosyal hayvanlar yani aynı insanlar gibi çıkmak dolaşmak gezmek tozmak başka köpekler insanlar görmek istiyorlar. Bunun içinde sahipleri ile birlikte dolaşmaları gerekiyor. (Öbür türlü sahipleri onları ancak akşam kısa bir süre çiş kaka için gezdiriyor o da ihtiyaç açısından yeterli olsa bile sosyal açıdan çok yeterli olmıyor).
Daha sonra özellikle avrupa'da görüyorsunuz ki köpekler her yerde metrolarda alışveriş merkezlerinde yollarda normal bir şekilde geziyor. Oysa siz burada köpeği kucağınıza alıp bir yere girmeye çalıştığınız anda bir güvenlik görevlisi gelip size hönkürüyor resmen. Onların da hayatın bir parçası olduğunu kabul edemiyorlar. Bu bir şekilde kültürümüze de yerleşmiş çünkü günah/yasak şeklinde.

  • gitti gelecek  (29.06.11 10:06:02) 
Ben bunun tam tersini de merak ediyorum. Bazı kediler sevilmeyi çok sever. Kendini paralar sevdirmek için. Köpekler barınaklarda falan bunalıma girerler, ilgisizlikten. Onlar neden kendi türleri arasında sevgi ihtiyacını karşılamıyor da, illa ki bir insanın sevgisine muhtaçlar gibi...


  • ser  (29.06.11 10:13:31) 
biz kedimizi sokaktan bulduk ve çaresizdi, küçüktü. eve aldık güzelce pakladık. bahçe imkanımız var orada bakıyoruz. çaresizliği ve yaşama tutunma mücadelesi var. sen bakmazsan eriyip gidecek. onun büyüdüğünü, verdiğin sevginin karşılığını görünce daha bir bağlanıyorsun. ona bir şey olduğunda üzülüyor, tırnakları kesildiğinde ağaca tutunamayıp düşmesine gülüyorsun. giderek aranızda bir bağ oluyor ve ne o senden kopuyor ne sen ondan kopuyorsun. hayvan sevmeyen insan sevemez gibi bir cümle kullanmak istemiyorum. sevgi illa ki onu eve alıp beslemek değildir ama kötü de davranmamaktır. daha önce de kedilerimiz vardı besledik büyüttük devrettik. imkanımız var bakıyoruz. evde boş oturmaktansa onunla ilgileniyoruz, avlanmaya çalışmasını, türlü şebekliklerini izliyoruz. çok eğlenceli. aşılarını yaptırıyorsun. biliyorsun ki diğerlerine göre çok şanslı, daha güçlü.

demem o ki hayvanları dışarıda sevmekle evde beslemek farklı şeyler. önceleri ben sokaktaki hayvanlarla hiç ilgilenmezdim. sokağın demirbaşı olarak bakardım. ama ne zaman evde kedi bakmaya başladık işte o zaman çok daha derin bir bağ olduğunu gördük.

ama gidip de başka hayvanlara mama falan vermiyorum. benim gücüm bir tanesine yetiyor. bence deneyimlemelisin. patolojik boyutlara taşıyanları ben de sevmiyorum. hayvan ne hava atma aracıdır ne de oyuncak. onun da bir canı var. ve hatta biz hayvan sahipleri onlara mümkün olduğunca doğal ortam sunmalıyız. kedi olsun kuş olsun köpek olsun eve bütün gün tıkıyoruz. hayvanı doğal ortamından ayırmamak lazım. hı bi de sokaktaki kedilere köpeklere mama verenleri de anlamıyorum. hangi birini besleyeceksin? bir kedi yılda en az 8 yavru doğuruyor ona keza köpekler...


çook uzattım evet ama biz gerçekten patolojik olmayan bir sevgiyle bakıyoruz. belki yavrunun çaresizliği ve sevimlilikleri etkili oluyordur.
  • bıdıbıdı  (29.06.11 11:18:59) 
öncelikle onlarla iletişimimiz 'pet' hadisesinden çok çok eskiden kalma bir durum. ama bence de bugün gelinen nokta çok değişik. bu hayvanların evrimine çok doğrudan etkilerimiz oluyor ve iyi ya da kötü demiyorum, sadece bir durum. şehirde evde beslenmelerini ben de yadırgıyorum. yazdıklarına da kısmen katılıyorum. şu an beslediğim hayvanların hepsi bir şekilde gelip yardım istemiş hayvanlar. köpeğim de şehirli bile olmayan bir sokak köpeği. köpeğimle sokakta gezerken çok dikkat etmek zorundayım ve pek kolay olmadığı için (hain ankara yokuşları da sağolsun) çok sık gezdiremiyorum. gayet eğitimli, uslu bir köpek olmasına rağmen sanırım kız olduğum için sokakta köpekten çekinen insanlar köpeği tutamayacağımı düşünüp bazen karşı kaldırıma bile kaçıyor. bunu sadece kızlar, kadınlar yapmıyor, koca koca adamlar 'off kötü bakıyo laaynn' diyip kaçıyorlar. her ne kadar dikkat etsen de etrafına bakmadan dolaşan insanlar yüzünden çeşitli ani karşılaşmalar da oluyor.

ama bütün bunların yanında başka bir şey var benim hoşuma giden, köpek sahibi olmak ve onu gezdirmekle ilgili. her gezimizde bir kaç çocuk ve bazı insanlar onunla ilgileniyor, gelip sevmek istiyor. reyhanım da uslu bir köpek olduğu için sakin durup sevdiriyor, göbeğini açıyor. bir seferinde zihin özürlü olduğunu sandığım, konuşması bozuk, genç bir arkadaşımız çok sevdi onu, askerde beslediği köpeklere benzetti. elimden aldı koşa koşa annesine gösterip geri getirdi filan. çocukların adını sorup sevdirdiğim için teşekkür etmeleri, bunlar bir başka mutluluklar... netekim kedi ve köpeklerin empatisi çok güçlü olduğu için inanılmaz birer rehabilitasyon araçları. o da senin 2. şıkta bahsettiğin konu, evet ihtiyaçları var.

www.bhrescue.com şu resimlere bir bakın rica ediyorum.
  • kediebesi  (29.06.11 11:35:07 ~ 16:09:04) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.