[]

türk telekom ev telefonu tarife önerecek olan?

evde kullanmak üzere ekonomik olacağını düşündüğünüz tarife hangisidir, bir sürü yeni şey çıkmış karar veremedim. internet paketi için de aynı soruyu soruyorum bi de ttnet için.




 
köydeysen köyavantaj tarifesi. geri kalan hiçbir tarife bence ekonomik değil, en ucuzu 21 liradan başlıyor.


  • siradisi00  (18.04.12 13:23:25) 
sadehatt 16.33 tl. akşam 7den sabah 7ye bedeva olayı bunda da var.


  • adivar  (18.04.12 19:11:04) 
[]

tadilat ruhsatı - mimarlar inşaatçılar müteahhitler

sevgili mimarlar inşaatçılar müteahhitler,

tadilat ruhsatı almak için neler gerekir (hangi projeler, ne kadar paraya çıkar, vs), her belediyede bu istenenler aynı mıdır, tadilat projesi kapsamında binaya ne gibi müdehaleler yapılabilir?

bir de ikinci ayrı bir soru: bir binanın dış hatlarını bozmadan genel döşeme / çatı değişiklikleri yapıldıktan sonra para verilmesi gereken ve resmi prosedürleri birisi sıralayabilir mi bana acaba?

teşekkürler.

 
Belediyenin imar bölümünde tadilatı yapılacak binanın projesi alınır,
projeyi çizen mimar bulunur, bina eski mimarı hayatta değil ise proje telif hakkı kime verilmişse o bulunur, tadilat projesi telif hakkı elinde olan mimara çizdirilir yada muvafakatname alınıp herhangi bir mimara çizdirilip imzalatılır belediyeye onaylatılır tadilat yapılır, kısa özeti :)

  • mehmet lutfi  (07.04.12 23:14:58) 
[]

bugün

bugünkünün mü denir bugünkinin mi?

var ise kaynak?


 
bugünnünkünün

kanka;"ben"
  • theherbaliser  (12.03.12 20:36:58) 
"bugünkü"
"gün" sözcüğü ü içerdiği için "-kü" oluyor.Bileşik sözcüklerde ünlü uyumu aranmaz.Ayrıca küçük ünlü uyumu değil büyük ünlü uyumu o.Burada geçerli değil.

  • grgn  (13.03.12 01:26:22) 
bugünkü ama istisnai bir kullanım. sebebi de büyük ünlü uyumu değildir. -ki eki (-yor, -ken, -ki, -imtrak) büyük ünlü uyumuna uymaz. (akşamki toplantı, sabahki kahvaltı, geçtiğimiz haftaki haberler vb.)


  • microfiction  (13.03.12 19:39:19 ~ 19:39:59) 
[]

askerlik durumu öğrenme

şubeye gitmeden, internetten öğrenebiliyor muyuz ne durumda olduğumuzu? e-devlet ya da başka bir yerden?




 
şubene telefon et, internetten bilgi alamıyorsun,


  • strtjk  (06.03.12 10:43:50) 
[]

türksel faturasız tarife sorusu

ben şu zamana kadar turkcell faturasız hattıma ayda 30 tl yükleyip, bir ay rahat rahat kullanıyordum. her ay 2 saat bedava oluyordu sonra da indirimli kullanıyordum falan. ama son 2 ayda ne oldu anlamadım, çat diye bitiyor bu kontörler. turkcell'de bana şu daha uygun gelir diyecek, tavsiye verecek olan var mı? bir sürü tarife var kafam karışıyor güvenemiyorum. şu da fikir versin, mesaj atmaktansa arayıp konuşmayı tercih ediyorum. var mı önerisi olan?




 
19 liraya her yöne 1 ay geçerli 500 dk veriyor ,


  • strtjk  (06.03.12 10:46:22) 
peki bir aramada kaç dakika birden kesiliyor? yani gerçekten toplam 500 dakika oluyor mu? bir de bu kampanyanın adı ne acaba?


  • s e  (06.03.12 10:50:55) 
[]

imar vs

şimdi çok yüzeysel bir bilgi istiyorum. imar planı olan yere taks/kaks'a göre yapı yapılıyor. burası tamam. peki imar planı geçmemiş yerlerde ne oluyor (köylerde vs)? tapuda tarla gözüken her yerde yapılaşma oranı %5 midir? bir yer, tapuda konut ve tarladan başka ne olarak gözükebilir? son olarak, bu konuda resmi bilgilere nereden ulaşılır?




 
tarla, bağ, bahçeli ev, taşlık, mera, harman yeri, orman, arsa, kerpiç ev ve arsası vs. vs. olarak görünebiliyor.
tapu ve kadastro genel müdürlüğü bakıyor bu işlere
www.tkgm.gov.tr
diğerleri için bir bilgim yok, bir emlakçıya danışabilirsiniz.
  • vincenzo  (28.02.12 15:12:22) 
[]

bu entry tarihi eser kapsamında olduğundan ispiyon seçenekleriniz kısıtlıdı

bu entry tarihi eser kapsamında olduğundan ispiyon seçenekleriniz kısıtlıdır diye uyarıyor sevgili sözlük beni. hangi şartlar tarihi eser yapıyor entryleri?




 
Son altı yılın öncesinde yazılmış olan entry'ler bu kapsamda. 5 yıl da olabilir tam emin değilim. sürekli bu kapsamdaki entry sayısı artıyor yani.


  • tahsin sutcuoglu  (04.01.12 21:29:13) 
[]

modemde kırmızı ışık

zyxel marka bir modem kullanıyorum, üçüncü sıradaki ışık (internet olan) normalde internete bağlıyken yeşil yanıyordu. hatta ben 7-8 senedir modemin üzerinde sadece yeşil ışık gördüm. şimdi internete bağlıyım, ama kırmızı ışık yanıyor. bir anlamı var mıdır ki?




 
modem ışığı bozulmuş olabilir. bizimki de hiç yanmıyo aslında yeşil yanması gerek. ama sorun yok hala kullanıyoruz biz.


  • olkol  (03.01.12 23:52:36) 
2004-2005 yılından bu yana aynı modemi kullandığınızı söylemişsiniz, size küçük sürprizler yapma zamanı gelmişte, geçiyor.


  • disfircasiyimben  (03.01.12 23:52:55) 
aha söndü kırmızı, yeşil yanıyor şimdi.


  • s e  (04.01.12 00:17:19) 
[]

aynı anda 2 doktora programına kayıtlı olmak?

şimdi diyelim ben iki ayrı üniversiteye doktora başvurusu yaptım, ikisinden de kabul aldım, sonra da gidip kayıt oldum ikisine de. mümkün müdür böyle bir şey? ya da ikisine de kayıt olup birini dondurmak falan? eğer mümkün değil diyor iseniz, nasıl bilinebilir ki iki ayrı yerde kayıtlı olunduğu, yök'ün sistemi falan mı var?




 
kayıt oldun ne oldu? Yök'e gidiyor onlar. Başını ağrıtırsın haberin olsun...acilen öğrenci işleri!


  • zeynelali  (28.12.11 00:35:25) 
Bürokratik olarak mümkün mü bilmiyorum ama bir gününüzde bizim gibi 24 saat varsa imkansıza yakın iki doktorayı aynı zamanda hakkını vererek yapmak. Yapabilirseniz de bilin ki dünyanın sayılı beyinlerinden birisiniz (ki olabilirsiniz).


  • sourlemonade  (28.12.11 08:12:24) 
[]

kira kontratı

diyelim 1 sene kira kontratı yaptık. ama 1-2 ay geçti bi problem çıktı bıraktık gittik. kontrat ne derece bağlayıcıdır, yani ne der, 12 ayı ödemek mi gerekir yoksa depozitoyu mu alırlar sadece.




 
Probleme bagli, evde oturulamayacak sart olustuysa mahkeme ne der ona bakilir, yok keyfekederse alirlar kirayi catir catir, anlasma yoluna git evsahibiyle


  • egostatic  (26.12.11 23:20:05) 
Altında imzan var ve 12 ay boyunca kira ödeyeceğini beyan ediyosun orda. Evde herhangi bir sorun yoksa adam mahkemeye verse kazanır. Ama anlayışlı biriyse depozitonu bile verir. Anlaşmak lazım. Ancak etik olarak evi boşaltmadan 1 ay önce haber versen iyi olur.


  • almanyayenilincebizdeyeniksayildik  (26.12.11 23:20:36 ~ 27.12.11 00:06:34) 
@egostatic in dediği gibi


  • neysene  (26.12.11 23:55:34) 
[]

pimapen ve acayip bir koku sorunu

4 ay önce pimapen yaptırdık pencereleri. o günden beri evin içi böyle petrol ürünü bir şey kokuyor. camı takan adam, camların etrafında siyah bir yapıştırıcı malzeme var o kokuyordur dedi de, 4 ay kokar mı kardeşim? ev resmen petrol kokuyor. bu ne maddesidir bilen var mı? zararlı mıdır, ne zaman geçer kokusu?




 
plastik gibi mi ? pimapenin kenarına takılmış ? ısıyı geçirmesin diye takılıyo eğer bahsettiğiniz şey ise.bizde yaptırdık beyaz renk ama koku fln yok.


  • semson  (26.12.11 22:32:11) 
camla profil arasındaki siyah kauçuk şey ise bahsettiği, kokmaz o. doğramayla duvar arasına ne sıktı ki acaba 4 ay koku yapacak kadar..


  • african rain  (26.12.11 22:42:39) 
pimapen hava almayı engellediğinden ahşap doğrama gibi olmaz bu arada. yani havasızlıktan dolayı bir koku olmasın?


  • african rain  (26.12.11 22:43:53) 
plastik gibi ama siyah, zaten doğramanın içinde kaldı görünmüyor dışarıdan. farklı bir şey sanırım.


  • s e  (26.12.11 22:44:13) 
vinil klorid karaciğer kanserine sebep olabilmektedir unutmayın.


  • swayze  (26.12.11 22:44:59) 
heh evet o siyah kauçuktan geliyordur falan dedi de usta. ama doğramayla duvar arasına sıktığı şeyden olabilir doğru, çünkü daha önce yaptırdığımız odalarda yok o koku. havasızlık kokusu değil, benzin gibi bir koku daha çok. e acaba geçmez mi ileride bir gün bu koku, ne koydularsa tutturmak için.

ya aslında kauçuk da değil, doğramanın içine camı oturtuyorlar ya, o birleşim noktasına sürdükleri bir madde sanırım
  • s e  (26.12.11 22:46:57 ~ 23:07:51) 
pencereyi yani çerçeveyi oturttuktan sonra duvarla çerçeve arasına köpük falan sıkılır. izole bir malzeme vardı. onlar genellikle sarı renkte olur. sanırım sizde siyah. yani başka bir yalıtım maddesi kullanılmış.

bir de anlamadım, neden sormuyorsunuz adama. e milyonlarca pimapenli ev var. misafirliğe gidiyoruz, okulda, iş yerinde vs. her yerde var ama bu koku yok. bu işte belli ki sizin bir ustalığınız(!) var.
  • kmtetrfn  (26.12.11 23:28:08) 
Gerçekten markası Pimapen ise danışma hattını arayınız. Yok open bupen ise devamlı evi havalndırınız. Devamlı. Önemli bu.


  • ucurulmusayasofya  (27.12.11 00:07:38) 
çift camın kenarlarındaki siyah macundan bahsediyorsanız, tiyakol, o madde evet ağır kokar fakat 4 ay kadar kokmaz. kaldı ki cam montajınız esnasında o madde tamamen kurumuş olarak gelmek zorundadır. şöyle diyeyim: ısıcam, çift camları için garanti belgesi veriyor ve bunun şartları var. örneğin sizin pencerelerinizi yaptırdığınız bayii bu camı hangi bayiiden temin ediyorsa, cam bayiisi çift camı bahsettiğim macun sürüldükten 24 saatten önce teslim etmemesi lazım. 24 saat öncesi teslimlerde bu macun hala ıslaktır ve zaman içinde çift cam arasında lekelenme, tozlanma ve buğulanma gibi sorunlar olacaktır. bu camların montajı yapılırken etrafında koli bantı(genelde şeffaf) var mıydı? Eğer varsa, camlarınız daha tiyakol tam kurumamışken montajlanmış demektir. zaten kokuyu geçtim bir süre sonra o camların arasında bahsettiğim şikayetleriniz olacak. yani koku geçse bile, camlarınız o halde geldiği için bile Pimapen'i arayabilirsiniz. Kullanıcı hatası olmadığı için de, size aynı bayiiyi tamirata yönlendirir. Bu tamirat için bedel ödenmiyor. Sorun giderilmezse tekrar arayıp başka bir bayii talep edin. Yeni gelen bayiiye de herhangi bir ücret ödemenmiyor. İkinci bayiinin masrafı, ilk bayiiye fatura edilir.
Bunun dışında pvc doğramayla duvar arasına izolasyon köpüğü sıkılıyor. Bu çok elzem bir durum değil aslında. Sıva boyunca farklılar varsa açıklıkların kapatılması için tercih edilir. Çünkü doğrama elde olan en küçük ölçüye göre yapılır. İzolasyon köpüğü ise sarı bir madde. Siz bunu büyük ihtimalle kuruduktan soran görmüş olabilirsiniz. Sünger görünümlü, kirli sarı ve kabarık halde kurur. Fazlalıklar falçata yardımıyla kesilip üzerine sıva yapılır. Lakin bu bahsettiğim malzeme de 4 ay boyunca kokmaz. Sonuçta oturulan bir evden bahsediyorunuz ve haliyle düzenli olarak havalandırılıyordur. Kokusu da zaten petrol kokusu gibi değildir bu ürünün. İçlerinde en ağır kokanı poliüretan mastiktir, ki onun bile kokusu 4 ay sürmez.
Yine izolasyon amacıyla doğramalarınıza mastik veya silikon çekilmiş olabilir. Mastik (eğer doğramalarınız beyazsa), beyaz mat görünümlüdür. Çekilme esnasında kesif bir şekilde kokar. Koku bir süre sonra geçer.
Silikon ise yine doğramalarınız beyazsa beyaz fakat daha yarı saydam beyaz renkte ve parlaktır yada şeffaftır. Yine çekilme esnasında ve çekildikten bir kaç gün boyunca kokusu devam edebilir fakat havalandırma sayesinde koku gider.
İzolasyon ya da macunumsu diye tabir edebileceğimiz malzemeler böyle.
Doğramaların kanatlarında ve cam kenarlarında gördüğünüz siyah/gri/beyaz lastikler (conta) kokmaz. PVC'nin kendisi zaten kokmaz. Aslında kokar bunlar fakat siz bu kokuyu alamazsınız, imalat esnasında kaynak işlemlerinden geçerken kokar.
Doğramaların altına eğer denizlik (mermer) koydurduysanız, bu mermerlerin montajı esnasında kullanılan/kullanılabilecek olan ürünler (alçı,hakemi,vb)de bu kadar uzun süre kokmaz.
Velhasıl, kesin sonuç için mecburen Pimapen'i arayacaksınız. Bu kadar şeyi yazmak yerine sadece bunu da diyebilirdim biliyorum fakat malesef ki bu terimlerle muhattap olmak zorunda kalabilirsiniz bir süre.
ekleme: Eğer sorunun cam kaynaklı olduğu ortaya çıkarsa bu defa camın alındığı bayii ve cam firmasıyla görüşmek zorundasınız. Pimapen bu durumla ilgilenmez. O sadece bayiisine uyarı notu düşer. Doğramayı üretici bayii yerine tali bayiiden satın aldıysanız, üretici bayiiye de ulaşmaya çalışan. Çünkü bazı tali bayiler, üretici bayilerin çalıştığı cam firmaları dışında firmalarla çalışır. Bu arada çift cam dediğimiz olay herhangi bir atölye ortamına bile gerek kalmadan, işin ehli olmayan kişilerce yapılabilen bir şey. Yani camlarınız "hurda cam" diye bahsedilen bir yüzü kırılmış çift camların elmasla kesilip biçilmesiyle de yapılmış olabilir...
  • tombul kraker  (27.12.11 04:17:05 ~ 04:22:58) 
[]

nüfus örneği ve sabıkasızlık belgesi

istanbul bakırköy'de tasdikli nüfus örneği ve sabıkasızlık belgesini nereden alabilirim, son değişikliklere göre bilen var mıdır?




 
nüfus örneğini nüfus müdürlüğünden, sabıka kaydını adliyeden.


  • el magico  (22.12.11 16:08:27) 
bakırköy nüfus müdürlüğü bakırköy kaymakamlığı'nın orada mı?


  • s e  (22.12.11 16:20:40) 
2 gün önce aldım onaylı nüfus örneğini, nüfus müd. vermedi ama muhtarlıktan aldım.

Sabıka kaydı bakırköy adliyeden alırsın 10-15 dk sürer. 5TL.
  • poseidon1  (22.12.11 16:36:19) 
[]

mıknatıslar, sonsuz enerji, erke dönergeci

demin konudan konuya atlayarak bunları biraz okudum da, birkaç soru oluştu kafamda.
1. mıknatıs doğada doğal olarak bulunabiliyorsa nasıl o hale gelmiş oluyor doğada?
2. doğal mıknatıs ne şartlarda çıkarılıyor topraktan?
3. birkaç mıknatıs ile sonsuz döngü sağlanamaz mı, erke dönergeci oluyor mu olmuyor mu pratikte?

 
3. yü cevaplayım. sözelciydim ama şöyle bir şey var, dediğin sistemde sürekli bir enerji kaybı olacak. %100 verimde kullanılamaz o çekim gücü. o yüzden git gide azalacak. ama enerji tasarrufu yapmak adına kullanılabilir diye düşünüyorum.


  • army14  (11.12.11 15:52:44) 
dünya da bir çeşit mıknatıstır, zıpla havaya seni 1 sn de yere yapıştırır, demir falan olmana da gerek yok o derece güçlü. doğadaki mıknatıslar da bu çekim gücünden etkilenerek zamanla oluşmuşlardır, kutuplarında elektron birikmesinden kaynaklanıyor çekim güçleri.

enerji sadece dönüştürülerek kullanılır. 3newton harcayıp 5 newton elde edemezsin, tarihten günümüze hep sürekli bir enerji kaynağı için uğraşılmış ama hiçbiri başarılı olamamış, doğanın kanununa aykırı bir kere, sonsuza kadar da olacağını zannetmiyorum. ancak şu olabilir, çok basit maddelerin içerilerinde hapsettikleri enerjileri kullanabileceğimiz teknolojiler gelişebilir. uranyum gibi maddeler kullanılıyor zaten elektrik üretiminde, yakın tarihte her yerde kullanılabilir.
  • mtrsykl  (11.12.11 16:56:08) 
birkaç mıknatısla nasıl döngü oluşturacaksınız ki? enerji üretmek için birşeyleri hareket ettirmeniz lazım bkz. içten yanmalı motor veya gaz türbini.

iki sistemde de yakıt var bunu yakınca basınç oluşturuyorsunuz pistonu veya türbini hareket ettiriyor bu da.

yani mıknatısla gidip gelen bir hareket yaratacak bir fikriniz varsa durmayın koşun gidin patent alın. dünyanın en zengin insanı olabilirsiniz kısa sürede.
  • paltar yuyan masin  (11.12.11 18:04:15) 
elektrik motoru bunun ters mantığınla çalışır zaten. elektrik verip manyetik alan oluşturup mıknatısların dönmesi sağlanır.


  • r_u_h  (12.12.11 03:35:25) 
ikinci dünya savaşından beri çok gizli çalışmalar yapılmış bugün artık bazı şeylerin açığa çıkması engellenememiş durumda.

enerji vardan yok yoktan var olmuyor mıknatısların ömrü dolana kadar (manyetik özellikleri kullanılamaz hale gelene kadar) bu tip motorlar çalışıyor. Gelecekte belki 50 yıl sonrası için belki 100 belki 200 yıl sonra piyasaya sürülmesi düşünülen teknoloji.

nanoteknolojinin de gelişmesiyle bu motorlar nano boyutta yapılacak aslen çalışmalar var ama kamuoyundak ırak.

kendi imkanlarıyla benzer motorlar icat edip zengin olma peşinde koşan ve patent almayı başaran, elinde patentli çalışır durumda kendi motoru olan herkes cazip tekliflerle uluslararası enerji devlerine satıyor icatlarını. Bu tip şeylerin piyasaya çıkması istenmiyor.

aşağıdaki video ve o sayfadaki bağlantılardan pek çok videoya ulaşabilirsiniz. inngilizceniz, rusçanız varsa video isimlerinden yola çıkarak döküman da bulabilirsiniz. vakit geçirebilirsiniz ama bunun üzeriden zengin olmak hayal.

www.youtube.com
  • cultureent  (13.12.11 00:39:48 ~ 00:40:23) 
[]

doktora - askerlik ilişkisi

bir yerde doktora yaparken bıraktık diyelim tamamlamadan, sevmedik olduğumuz yeri, ama hemen bi sonraki dönemde başka bir doktora programına yazılacağız. askerlikle ilgili bırakma/başlama prosedür ne oluyor kesin bilen var mıdır?

bi de ek soru, doktora yapıldığı sürece kaç yaşına kadar askerlik tecil edilebiliyor?


 
en son 37, doktora devam ediyor olsa bile alirlar. fitbolcu isen 38.


  • jackofalltrades  (09.12.11 22:00:51) 
[]

yutub bağlantı sorunu - host dosyası

ben sanırım bu yutub taa ilk yasaklandığında host dosyasını değiştirmişim. şimdi de ne yaptım, nasıl yaptım hatırlamıyorum. orjinal host dosyasını nereden bulabilirim yerine geri koyabilirim, ben vakti zamanında değiştirmişim eski laptopumda, şimdi kullanmam gerekti de. hatta host dosyası hangi klasörün altında falan onları da bi hatırlatan olursa bi zahmet çok makbule geçecek.




 
orijinal host dosyasına gerek yok, dosyanın içindekileri silseniz yeter

belki şu satırı ekleyebilirsiniz, işe yarayabilir

127.0.0.1 localhost

yeri:
windows\system32\drivers\etc\hosts
  • mgh  (09.12.11 00:41:19) 
C:\WINDOWS\system32\drivers\etc host burada


  • bgraydin  (09.12.11 00:41:59) 
[]

word'de numaralandırmadan sonra boşluk

word'de başlıkları numaralandırdım ve biçimlendirdim. ama şu ekteki resimdeki ilk yazıdaki gibi 1. introduction değil de arada boşluk kalmadan 1. introduction ayzsın istiyorum. bunu diğer yazı ayarlarını bozmadan nereden yaparım?




 
İşe yarar mı emin değilim ama şunu bir deneyin isterseniz, sanki daha önce böyle bir sorunu bu şekilde halletmiştim:

listenin tamamını highlight edin.

fare imlecini Giriş, Ekle, Sayfa düzeni diye giden açık mavi çubuğun hemen altında yavaşça gezidirin. cetvel gibi bir şey çıkacaktır.

oradaki minik üçgenleri sürükleyip cetvelin başındaki mavi kısmın sağ sonuna, yani beyaz kısmın sol sonuna getirin.
  • in memory of botvinnik  (04.12.11 01:30:33) 
[]

hibrid veya elektrikli araba tavsiyesi

türkiye'de satışta olan bildiğiniz en uygun fiyatlı hibrid araba modeli nedir? bir de hiç sadece elektrikle çalışan araç piyasada var mı türkiye'de satışı olan?




 
chevrolet volt satışa girecek 2012'de. tamamen elektrikle çalışan bir araç kendisi.


  • petrol kalemi  (30.11.11 23:34:14) 
hibrid araba önerisi verecek olan var mı peki uygun fiyatlı?


  • s e  (01.12.11 00:10:13) 
hibrid araclari tavsiye etmiyorum potansiyel problem cikarma ve maliyetlerinden dolayi.

bunun yaninda araclar verimli degil maksimal %30 verim filan elde edersiniz genelde.belki toyota prius da farklidir biraz.

elektrikli araclarin olayi farkli biraz bence, korkmayin kesinlikle,eger günde 150 kmden cok yol yapmiyorsaniz elektrikli araclar kesinlikle cok verimli ve konforludur ama ikinci arac olarak kullanilabilir su andaki realitede.ama dedigim gibi günlük kullanimda cok rahattirlar.
  • serabetan  (01.12.11 00:15:41) 
elektrikli araçtan korkmuyorum tam tersi hevesle bekliyorum da, türkiye'de piyasada satışta olan ürün benim bildiğim yok, sizin varsa öğrenmek isterim.


  • s e  (01.12.11 00:20:45) 
maalesef türkiye piyasasi hakkinda pek bilgim yok.


  • serabetan  (01.12.11 00:28:49) 
Honda cr-z


  • durdenist  (01.12.11 08:46:37) 
[]

word'de yazı boyutu ve boşluk ayarlama.

tez yazmaktayım. paragraf bilgilerinde bölüm başlangıçlarında başlıklardan önce 72 sonra 18 punto olması istenmiş. bunu ayarlıyorum ve style olarak atıyorum. ama ilk başlıktan sonraki başlıklarda bunu uygulamıyor. daha doğrusu şöyle oluyor: imleç sayfanın başında yanıp sönerken entera basıp alt satıra geçip başlığı oraya yazdığımda 72 punto boşluk bırakmış oluyor ama eğer imleç bir önceki sayfanın sonundaysa, bir sonraki sayfada kalan başlıktan önce 72 punto boşluk oluşmuyor. ne yapmak gerek sizce?




 
biçim boyacısı yani fırça ile biçimlendirme kopyalasanız...?


  • firez  (29.11.11 15:55:23) 
öyle de olmadı denedim.


  • s e  (29.11.11 16:01:45) 
Tam anlamadim ama;

Enter yerine "ctrl+Enter" deneyin bir de...
  • yilmazyildirim  (29.11.11 16:20:46) 
şöyle olmasını istiyorum ki:

sayfanın en başında ilk satır 72pt aşağıda olsun, yani yazı tipini buna ögre ayarladım. bir sonraki sayfada da yine aynı yazı tipi ile ilk satır 72 pt aşağıda olsun istiyorum. bende ilk sayfada bu dediğim oluyor istediğim gibi, ama sonraki sayfalarda ilk satır değil de ikinci satıra geçince algılıyor 72 pt aşağıdan yazması gerektiğini, bu yüzden bir satır fazla aşağı gitmiş oluyor başlık.
  • s e  (29.11.11 17:08:34) 
çözdüm, şöyle olacakmış:

bu boyutlandırmanın olmasını istediğiniz sayfadan önce break koymanız gerekmekteymiş.
  • s e  (02.12.11 14:00:26) 
emin değilim ama bence bunun şununla ilgisi var: word'de stil tanımlanırken, önceki paragraf, sonraki paragrafın da hangi stilde olacağı belirlenebiliyor. dolayısıyla enter'e bastığınız yerin stili etkiliyor olabilir. yine de hastayı görmeden bir şey diyemem.


  • firez  (03.12.11 23:40:05) 
[]

mandalina ağacı / sulama

sevgili ağaçseverler,

bir küçük mandalia ağacım var, odamda duruyordu 3-4 aydır, son bir haftada yapraklarını döktü. mandalinalar her daim yeşil olurlarmış, benim ağaca bir şeyler oluyor herhalde diye size bir danışmak istedim. bunun sulama sıklığı nedir, ben 2-3 günde bir toprağı hafif kuruyunca veriyordum, acaba az ya da çok mu oldu? başka aklınıza gelen bir şey oluyor mu, güneş alan bir yerde duruyor, bu doğru mu?


 
kışın nerdeyse hiç sulama gerekmez çok az. nette mandalina üreticilerinin filan forumları oluyor sararmış yaprak bi hastalık da olabilir, element eksikliği olabilir oraları araştırabilirsin. toprağın hafif kuru değil çok hafif nemli olması lazım. dediğim gibi o da başka mevsimde, şu an ağaç uyuyor.


  • kediebesi  (29.11.11 14:59:10) 
bizde portakal var. kışın tüm yapraklarını döküyor. normaldir bence


  • 65 derece  (29.11.11 15:06:00 ~ 15:06:07) 
Yapraklardan Neden Düşer?

Ev içinde ya da kapalı verandada, havasızlık etkili olmuştur. Sıcaklığın 15 derecenin üzerine çıkmamasına dikkat edin. Bahçedeyse, sıcaklık sıfır derecenin altına düşünce, ağaç ölmese de sarsıntı geçirir. Özellikle genç ağaçlar soğuğa daha duyarlıdır. Gelişme sırasında yapraklarının dökülmesi endişe verir. Bu bir hastalık ya da parazit akının belirtisi olabilir.

Yapraklar Neden Sararır?

Kloroz adını verdiğimiz aşırı kireçli su ve toprağın neden olduğu besin yetersizliği, sararmaya yol açar.

www.bahce.gen.tr

şurada da okuyabileceğiniz gibi www.agaclar.org narenciyenin yaprağı sararmaz düşmez, herdem yeşildir.

bi de ağaçların soğuklama ihtiyacı olur, yani türüne göre kışın belli bir soğuklukta belli bir zaman geçirmeleri gerekir.
  • kediebesi  (30.11.11 03:41:41 ~ 04:57:02) 
[]

masaüstü ikonlarının büyümesi

windows 7'de masaüstündeki ikonlar büyüdü birden, nasıl tekrar küçültebilirim? sağ tıklayıp ekran çözünürlüğüne girince 1366x768'de en yüksek seçimde duruyor. başka bir yerden mi yapıyorduk bunu? metni ve diğer öğeleri daha küçük yapın diye bi şey var bi de, onda da küçükte duruyor zaten seçim. ne yapmak gerek?




 
masaüstü sağ tık-view-small icons'ı denedin mi.


  • tepedeki psychedelic adam  (29.11.11 11:13:49) 
sağ tıklayıp görünümden küçük simgeler kullan seçeneğini işaretleyin ya da ctrl tuşuna basılı tutarak farenin orta tekerleğini ileri geri yapın

not: işyerindeki pc xp o yüzden hatırladığım kadarıyla yazdım
  • lazpalle  (29.11.11 11:14:56) 
[]

hoparlörsüz etkinlik

var mı gittiğiniz bildiğiniz, içinde fon müziği/hoparlör kullanılmayan tiyatro oyunu olsun, sahne sanatı olsun? ya da konser de olabilir, ama mikrofonsuz hoparlörsüz? sadece piyano mesela, ama piyanonun içine mikrofon koymadıkları bi şey?




 
aya irini'de yapılan piyano konserlerin hiç birinde mikrofon kullanılmaz.
tiyatro içinse küçük salonlu olanları tercih et.

  • humanistyamyam  (27.11.11 22:13:28) 
opera sayılır mı?
bir de karayip korsanları senfoni konserine gitmiştim. arkada film oynarken orkestra canlı canlı filmin müziklerini çalmıştı.

  • suicides underground  (27.11.11 23:06:04) 
[]

lapis taşı.

Lapis lazuli diye lacivert bi taş varmış. sanırım zaten normalde duyup bildiğimiz lapis bu. bunu nerede satın alabilirim, yarı değerli taş diyorlar, fiyatı ne civarlardadır? sadece taş şeklinde bulup alabileceğim yer var mıdır, takı olarak değil de? bir de orijinal veya orijinal değil ayrımını yapabilir miyim?

istanbul'dayım.


 
istanbuldaysan kadıköy akmar pasajında böyle yarı değerli taşlar satan bi dükkan var bildiğin işlenmemiş halde bulabiliyorsun taşları;)


  • şarkılarıngünahıyok  (25.11.11 19:50:09) 
Çok güzeldir Lapis. Üzeri böyle dümdüz olmayacak, bir de hafif sarı ve parlak damarlar bulunması gerekir üzerinde. Güvenilir bir gümüşçüden alırsanız sorun çıkmaz.


  • buf-e kür  (25.11.11 20:32:31) 
Eminönü'ne gidin, Mısır Çarşısı'nın sahil tarafından girip diğer tarafından çıkın, biraz ileride sağda yarı değerli taşlar satan bir mağaza vardı son gittiğimde.


  • sourlemonade  (25.11.11 23:25:59) 
[]

köpek eğitmenlerine bir soru

beagle cinsi 5 aylık köpeğim son 2 gündür akşam her an yanında olmamı istiyor. tamam bu güzel bir şey ama havlıyor odadan çıktığımda. susmuyor. sabretmekten başka önerisi olan var mıdır? tavsiye istiyorum. havlayacak o köpek zaten diyecekler hiç yazmazsa hayırlı bir iş yapmış olurlar.




 
acaba bir şeyden korkmuş olabilir mi?
yalnız bıraktıysanız uzun süre, ona tepki veriyor olabilir.
aklıma gelen ilk öneri, o havladığı için yanında durmamak.
çünkü köpeklerde daha sonra havlayarak istediğini yaptırma alışkanlığı gelişebiliyor.
yani eğer yaşadığınız yerde bir sorun çıkmayacaksa, bırakın havlasın.
havlamamasını söyleyin ve havladığı için yanından ayrılmazlık etmeyin.

ama bu söylediğim bir şeyden korkmuş ya da huzursuz olmuşsa geçerli olmaz elbette.

sadece şımardığını düşünerek ona cevap yazdım.
  • blatta hiberna  (24.11.11 21:44:38) 
işte uzun süre havlamasına izin veremem çünkü etrafta insanlar rahatsız olacaktır, o yüzden ben de havladıkça yanına gidiyorum gibi oluyor. sanki havlayınca gidiyormuşum yanına gibi oluyor, yanlış alışacak böyle, biraz havlamasına göz yumup gitmemeyi deneyeceğim.


  • s e  (24.11.11 21:50:27) 
daha çok küçük olduğu için sıradan şeylerden bile korkabilir.
ama aynı zamanda daha çok küçük olduğu için normalden daha şımarık da olabilir.
siz zaten anlarsınız bence huzursuz mu, korkmuş mu, yoksa sadece şımarıklıktan mı yapıyor diye.

havladığında yanında dursanız da durmasanız da sürekli hayır, havlamak yok tarzı şeyler söyleyin ve kızın. tam öğrenme çağında olduğu için zamanla ne demeye çalıştığınızı anlayacaktır. zor dönem, tam bebeklik çağı. biraz sabır :)
  • blatta hiberna  (24.11.11 21:53:24) 
havladığında yanına çağırsan, odada kapalı mı? bir de yemesi içmesi afedersin sıçması ne durumda?


  • kediebesi  (24.11.11 21:54:44 ~ 21:55:08) 
yemeğini yedi tuvaletini de yaptı, yanında da oturdum kaç saat aslında, bu aralar bir şımarma belirtileri var ama hadi bakalım. şimdi sustu neyse ki : )


  • s e  (24.11.11 22:03:54) 
bak bacım, gardaşım her neysen işte, eğitim şart.. kızacaksın öncelikle, senden korkması ve itaat etmesi için. odadan çıkıyosun ya, bu havladığı zaman geri dön yapıştır kafasına iki tane, sesini yükselt, gözlerinin içine kızarmış gibi bak(el hareketlerinde çok önemli tabi), sonra geri çık. bi daha havlarsa bi daha gir, bi daha vur bi tane. sonra köpek diyecek lan havladıkça dayak yiyoz, en iyisi susmalı ve susacak bi zaman sonra. Bi yol daha var, eline kakasını al, havladıkça yanına git koklat, sonra bi daha çık bi daha havlarsa bi daha yanına git kakayı koklat, sonra havlamayı bırakır.

not: dayak dediğim için bana cani diyecek olanlara şimdiden söyleyim, köpek eğitiminde disiplin gerekir ve dayak vardır. dayak dediysek öle hayvanın ağzına sıçında demiyoruz, yavaşça kafasına bi iki vurun işte.

not: hea ben vuramam köpeğime acırım diyosan, al bi ağızlık, yemeğini suyunu içirdikten sonra tak ağzına, öyle kapat üstüne kapıyı, biraz uğraşır sonra yorulur ve yatar zaten..
  • blackmail  (24.11.11 22:32:07) 
valla ben olsam 'ne havlıyon kalk sen gel buraya' derdim kendisine.


  • kediebesi  (24.11.11 22:35:30) 
hmm vurarak çözemedim ben o işi sanırım, bir iki denedim ama pek rahatsız olmadı dayak yemekten, hatta oyun haline getirdi, ben çıkıyorum, havlıyor, dönüp bi ceza veriyorum, sonra kapatıp kapıyı çıktıktan sonra aynı şeyler tekrarlanıyor. sanırım yanına gideyim de ne şekilde olursa olsun diye düşünüyor hayvan. ağızlık çok iyi fikirmiş bak o aklıma gelmemişti teşekkür ederim, bi süre kullanabilir sanırım.


  • s e  (24.11.11 22:46:43) 
bu arada tabii şunu da eklemek istiyorum.
neden kapalı durduğunu bilmiyorum, ama kapalı duran köpek havlar.
hatta kapalı duran kedi de miyavlar.
belki kapı açık olsa o odadan bile çıkmayacakken kapalı kaldığında rahatsız olur hayvanlar.
hele de küçükse.

köpeği genel psikolojisi açısından kapısı kapalı bir odada büyütmemenizi ve yalnız bırakmamanızı öneriyorum. ve bunu yapacaksanız da bari karanlıkta bırakmayın. çünkü karanlık ve kapalı odada bırakmak köpeğin psikolojisini bozar.
  • blatta hiberna  (24.11.11 22:58:23) 
blatta hiberna haklı köpekler sürü psikolojisine alışıktır, bir arada olmak ister.
bir de şunu deneyin. odadan çıkmadan önce ona bekle, dur, otur gibi bir komut verin. yanınıza gelirse karşısına geçin dur bekle diyin. çıkın, havlamasına izin vermeden geri gelin sevin. sonra dışarıda kaldığınız süreyi uzatın.

  • kediebesi  (24.11.11 23:01:24 ~ 23:01:52) 
deneyeceğim dediklerinizi, odası küçük değil bir de balkonu var çişini de henüz oraya yapıyor hatta gerektiğinde. havladığı zaman geri gidip kızacağımı biliyor işte o yüzden havlıyor gibi olmaya başladı artık. neyse bu gecelik de uyudu.


  • s e  (24.11.11 23:22:34) 
hocam merhaba. 3 yaşında dişi beagle sahibiyim. çok soru sormuşsun beagle la ilgili. sorunlu bi köpek cinsi :) çok zorlar :) seninki sanırsam daha 4-5 aylık. fazla zaman ayıramıyosun anladıgım kadarıyla. seni dinlemesini istiyosan tek çaren rüşvet. başka yol yok. bok bile yer bunlar. 7/24 açtırlar. ödül mamasıyla, biraz sabırla her şeyi öğretirsin. çişini, havlamamasını vs. yok pek uğraşamıyorum dersen eğer köpeği eğitime göndermen şart. iyi bir eğitimci bulup çok geçmeden hallet yoksa başına bela olur o köpek. bütün bu dezavantajlarının yanında dünyanın en tatlı köpeğidir o ayrı. saygılar


  • juninho de macedo saudade  (06.12.11 12:17:52) 
Yanında durmanızı istiyorsa sizi özlüyor demektir. Sizin kokunuz bulunan eski bir tshirt,kazak,tişört vs. bırakın yanına, sizin kokunuza sarılacak rahatlayacaktır.


  • Oguzhang  (06.12.11 12:27:36) 
@s e blackmail tabiri caizse saçmalamış. köpeklere vurarak sorunu çözemezsiniz. köpekler insan gibi düşünmez. bana vurdu ha şimdi öyle yapayım demez. muhtemelen siz yokken ani bir ses duymuştur, şimşek çakmıştır ne bileyim evde bir şey yere düşmüştür korkmuştur hayvan. rehabilite edilmesi gerekiyor. ve dedikleri gibi köpekler sürü hayvanı. sürüsüyle gezmek istemesi normal. siz yine de bir eğitmene danışın.


  • jangbogo  (06.12.11 12:33:58) 
Köpeğe vurulmaz, köpeğe vurulursa o hayvanı artık ağız tadı ile sevemezsiniz.

İnsan eli köpeği sevmede,okşamada,mamasını suyunu vermede, oyun oynamada kullanılır. Aynı eli birde hayvana dayak atarken kullandığınızda o hayvanı ne zaman sevmeye kalksanız sizden korkacaktır, mama uzatsanız aklına o elin canını yaktığı gelecek korkacaktır, kısacası pısırık korkak pasif bir hayvan istiyorsanız sürekli dövmek iyi bir yoldur!

Köpek dövülmez. Yaramazlık yaptığında ses tonunuz değiştirilmelidir. Aynı ses tonunu oyun oynarken severken kullanmayacaksınız, yaramazlık yaptığı anda kullanacaksınız, yani köpek çarşıda birşey yaptı, taa eve geldiniz başladınız bağırmaya köpek bunu anlamaz çünkü çarşıda olan çarşıda kalmıştır, kendisine niye bağrıldığını anlamaz. Bir yaramazlık yaptı ise yaptığı anda tepki gösterilir, iyi birşey yaptı ise sevilir okşanır.Böylece köpek iyi ve kötü arasında bir bağlantı kurabilir.
  • Oguzhang  (06.12.11 13:31:15) 
[]

izmir yüksek teknoloji enstitüsü mimarlık

izmir yüksek teknoloji enstitüsü mimarlık ile ilgili ne söyleyebilirsiniz? hem yükseklisans ve sonrası için hem de çevre açısından, bir köye yakın gibi, hangi araçlarla nerelere ulaşılır, bu üniversitenin mimarlık dışındaki bölümleri de aynı yerde mi yoksa başka mı, hocalar insanlar öğrenciler nasıldır? kısacası ortam neye benziyor?




 
yüksek lisans için soruyorsanız. önemli olan okul değil. çalışmak istediğin konu ve danışmanın olabilecek yani çalışabileceğin hocaların durumudur. ona göre düşün hocam.


  • faaip de oiad  (23.11.11 22:13:48) 
yüksek lisansı hali hazırda yapıyorum da, sonrası için düşünüyorum biraz. hem sessiz sakin dediler kafamı çeldiler, bir meraklandım araştırıyorum. hoca konusunda haklısın tabi, bi yandan da onu bakmam gerek.


  • s e  (23.11.11 22:20:33) 
mimarlık ile ilgili pek bir şey diyemem. lisans'ı için iyi derlerdi, çok kasardı gençler.
gülbahçe köyüne yakın. urla'ya ve izmir-üçkuyular'a dolmuş ve otobüs seçenekleri mevcut. Fakat saatleri karamboldu en son biraz, şu anki durumu bilmiyorum. Ulaşım her zaman en büyük sorunu olmuştur.
mimarlık bölümü okulun her fakültesi gibi kampüs içinde.
Köye 10-15 dakika yürüyerek gidilebilir. bir 10 dakika daha yürüyerek güzel havalarda denize girilebilir. Köyde 2-3 kafe dışında bir olay yoktur ama. Urla da güzel bir ilçe değildir kanımca. (Urla iskele falan saymıyorum tabi)
ortam sessiz, sakin ve rüzgarlıdır. Seviyorsanız yaşanır bence; ben sevmiştim.
  • natnan  (23.11.11 23:06:00 ~ 23:06:11) 
[]

word'de hata mesajı

tez yazarken word'de tabloları numaralandırırken şu hata mesajını alıyorum: Figure Error! No text of specified style in document..1

yani ana başlıklar diyelim 1, 2, 3 diye sıralanmış, ben de örneğin 2. başlığın altındaki yazıların içine bir tablo yerleştiriyorum ve altında da Table 2.1 yazsın istiyorum. işte o zaman bana bu mesajı veriyor. nasıl düzeltebileceğim konusunda bir fikri olan?


 
yok ben chapter number'larını da dahil etmek istiyorum işte, örneğin Resim 2.1 gibi. o sırada sorun çıkıyor.


  • s e  (21.11.11 20:35:38) 
[]

cesar millan - beagle'lı bölüm?

www.youtube.com bu videonun ingilizce ya da türkçesini bulabilen var mıdır?




 
buradan izleyebilirsin. tamamını izlemedim. eğer yanlış bölümse lütfen söyle, düzelteyim ama galiba bu.


  • naif hayvan  (18.11.11 22:52:49) 
[]

cnn türk haber spikeri

şu sıralar (14:30) cnn türk'te haberleri sunan hanımkızımızın adı nedir?




 
görmedim ama sallıyorum:

(bkz: gözde atasoy)

değilse de şuradan bulabilirsiniz: www.cnnturk.com
  • guro1907  (10.11.11 16:47:15) 
[]

tekaüt kelimesi

tekaüt kelimesinin kökenini bilen var mı? ama kaynak göstermeli olarak.




 
  • shi aila  (09.11.11 23:32:46) 
[]

çok ünlü film afişi

bir film afişi vardı, böyle bir bankta bir kadın bir erkek oturuyordu sanki. forrest gump'ın afişi gibi, ama o değil. neydi o, çok ünlü bir film var mı böyle afişi olan yoksa hayal gücüm saçmalıyor mu?




 
  • relief  (07.11.11 00:01:21) 
yok o değil. sanki kırmızı bir elma falan da vardı afişte. acayip imajlar uçuşuyor kafamda.


  • s e  (07.11.11 00:03:41) 
çok ünlü bir film değil ama beklediğim film oldugundan hemen şeyediim dedim:
www.google.com

  • manifeste  (07.11.11 00:07:01) 
yok yabancı bir film.


  • s e  (07.11.11 00:10:07) 
must love dogs vardı bi de ama o da değil sanki..

imageshack.us
  • depes  (07.11.11 00:12:24 ~ 00:13:30) 
www.imdb.com benim de aklıma bu geldi.. gerçi bank değil ama sen de emin değilsin zaten :) gerçi şimdi gördüm çok ünlü demişsin, kafadan elendi benimki o zaman :)


  • in vino veritas  (07.11.11 00:15:11 ~ 00:24:18) 
www.imdb.com

film dedigin gibi bitiyordu.
  • kulustur  (07.11.11 03:17:45) 
"eat pray love" filminin de banka oturmalı afişi var
www.imdb.com

  • ermanen  (07.11.11 07:00:20) 
sanırım notting hill'i demek istemiştim. bir izleyeyim filmi bakayım.


  • s e  (07.11.11 11:35:07) 
[]

mtv queen

bu gece mtv'deki queen şovunun tekrarını internette izleyebileceğim bir yer var mıdır?




 
en geç yarın youtube


  • utkucbkc  (06.11.11 23:43:27) 
  • violetsky  (07.11.11 02:13:24) 
[]

tekne fiyatları

ey her şey hakkında bir fikri olan duyuru ahalisi,

ben şöyle üzerinde minik bir kapalı oturma kısmı da olan (kamara deniyor mu bilemiyorum) küçük bir teknenin fiyatı ne olur merak ediyorum yaklaşık olarak. yat değil yani, 3-4 kişinin içinde oturabileceği bir tekne. bir de, istanbul'da marinalarda yıllık kiraları bilen var mı? yıllık mı oluyor, nasıl oluyor, giderleri var mıdır bu işin başka, nelerdir?


 
3-4 kişinin sığabileceği orta halli küçük balıkçı teknelerini 7-8'den 10-15 bine kadar bulursun.


  • nedensizce  (06.11.11 15:21:00) 
7metrelik senin dediğin, ahşap ve plastik(tam adını hatırlayamadım) olanlar var. ahşapların bakımları oluyor, ama daha kullanışlılar.
fiyatları ise 5 binden başlar 10 bine çıkar.
marinadaki park kiraları ise yerine göre değişir. 400 civarından başlar sanıyorum senelik.
  • sttc  (06.11.11 15:21:32) 
sahibinden.com belki yardımcı olur.

tinyurl.com

ahşap tekneler daha mı kullanışlı bilmiyorum ama fiberglass olanların bakımı daha kolay diye biliyorum.
  • hizli sperm  (06.11.11 15:38:04) 
kesinlikle fiber alın (bunu soruyorsanız zaten ahşap ile ilgilenecek bilgiye sahip değilsinizdir, sahipseniz zaten sormazdınız :D )


  • kisa  (06.11.11 16:46:53) 
yapi konusunda seceneklerin tahta veya fiber:
1- tahta: her sene bakima sakal temizligine macuna ve boyaya cektirmen zorunlu, iscilik ve karaya cektirme masrafi disinda baska ciddi bir masrafin olmayacak. kaza ve darbelerden kaynaklanan tamirat masraflarin yerine gore degisir ama el yakacak cinsten olmaz.
2- fiber: fiberde her sene yalnizca sakal vb. temizligi yapman gerekecek ki bu 30 dakika falan surer senin istedigin boyutlarda bir sey icin, kendin de rahatlikla yapabilirsin hatta. onun disinda boya da vuracaksin, ama ahsap kadar ince is istemez. fiberin tek problemi, eger kaza vesaire olursa, catlarsa kirilirsa falan tahtadan cok daha masrafli olur tamirati.

basit olarak, tahta hata kabul eder ama yillik bakimi yorar, alti ay birakip gidemezsin. (yani gidersin de, bakimsiz kalirsa tahta iflah olmaz) fiber masrafsiz olur ama ilk ciddi hatanda uzer.

kamara ve tuvalet istiyor musun? her istedigin sey on kati kadar problemle birlikte geliyor: mesela ornek verelim, kamara istiyorsan lomboz olacak, lomboz baglantisi iyi yapilmamissa su alir, pas ve nem yapar, tuvalet olacaksa temiz su ve pis su icin ozel depolari olacak, bunlar da sac olacak, tekne ahsap degilse statik elektrik sacma sapan kaynak hatalarindan oturu senede bir catlamalara neden olabilir, bu deponun muhteviyati sintineye akar, ve bu gercekten hos bir durum degil, cikarip kaynakciya goturmen gerekecek. sonra tuvaletin pompasinin vana aksaminin korozyon nedeniyle alti ayda bir degisimi vesairesi falan var..

sonra motor ve aktarim seceneklerini dusunmelisin, ve ben guvenligi asiri ciddiye alan birisi oldugumdan bir aracin ve motorun hic bir zaman bozulmamasi icin, bozulacaksa da tamirinin kolay olmasi icin cok dikkat ederim, yani oyle bir goz ile bakiyorum konuya ve anlatiyorum sen "o kadar onemli degil motor durursa yarim saat kurek de cekeriz" diyorsan burayi takmayabilirsin:
1- icten takma (saftli), cok rahat olur kullanimi, ses seviyesi vesairesi, ama problem cikarsa bir yerleri acip iceriye girmen ve isik olmadigi icin 12 volt fener ile bakinman gerekeceginden is cikarabilir. sonra o fenerin ampulu patlayinca bankalar caddesi'nde ampul ararsin saatlerce.. motor ve saftin da birbirine iyi oturuyor olmasi ve periyodik motor kulagi vesairesi bakimlari gerekiyor, yoksa yatak sarma gibi terimler ile tanisabilirsin. ayrica dumen sisteminin nasil bagli oldugu da onemli, yani elektrik motoru destekli hidrolik mi, hidrolik mi yoksa telli mi, bunlarin hepsi ayri bakim ve fiyat farklari demek.
2- kuyruklu motor: bunu genel olarak unut istanbul bogazi'nda kullanacak isen, yok say. suda gezen ve orada olmamasi gereken halat, tahta, prezervatif vesaire falan var, kuyruklu sistemler icin bunlar tehlikle yaratiyor. ve ureticinin onerdigi 200 saatte bir bakim geyigi yorar.
3- waterjet: zaten o boyutlar icin bulamazsin da yine de yok say, yukarida "su pis" demistim, bu waterjet ler icin daha buyuk bir temizlik ve bakim problemi cikariyor.
4- distan takma: yeni basliyorsan direkt onerecegim budur acikcasi, ufak problemleri var (mesela eskiyse starter ipi kopabilir) ama dogru calistirirsan ve en az alti ayda bir bir kere calistirilirsa uzun sure sorun cikarmadan kullanabilirsin, cok ciddi ikinci el pazari da var, motoru bozarsan da hemen yenisi ile degistirebilirsin. bunlarin arkada oturmani zorunlu kilmayan, yani dumene bagli olanlari da var, ama bulabilir misin bilmiyorum.

uzun lafin kisasi, ben kullanim rahatligi acisindan icten takma + saft oneririm. bagladigin yerde mutlaka ticari calisan bir tekne ve onun kaptani ve gemicisi olacaktir, onlara kucuk bir ucret verirsin gelip senin teknene de bakarlar arada sirada. yok ben bakacagim kimse binmesin diyorsan, bakim rahatligi acisindan kictan takma motorlu bir seyi secmeni oneririm, tercih senin.


park sorununa gelelim, en buyuk problemin bu. istanbul'da su anda mantikli yerlerde 3 adet marina var, kalamis marina, atakoy marina ve pendik marina. bunlarin ucunun de fiyatlari tekne boyutlarina goredir ve web sitelerinde bulabilirsin, 24 metre karelik bir yer icin aylik 500+ EU gibi dusun. butun diger hizmetler de ekstra, su elektrik vb. gibi.

istedigin ozelliklerde 8-12 metre arasi bir tekneyi yukarida soyledigim motor ve luks secenekleri ile 8 ile 25bin tl arasinda bir fiyata bu mevsimde rahatlikla bulursun, fiber veya ahsap. bunun yillik bakim masrafi normalde 500-1000 tl civari tutar, olmayacak problemler cikarsa sadece o sene icin 3-4 bin tl maksimum eder. teknelerde mtv yok onun yerine harc var, o da 9 metreye kadar 220tl, 9-12 arasi 440tl. son zamlar ile bu da %10 veya bakanlar kurulu kararina gore onerilen %10 oldugu icin %20 ye kadar artirilabilir. ticari yat olmayacagina gore yakita otv vereceksin, arac deposu doldurur gibi olacak yakit masraflarin. marinaya baglarsan da aylik 500 EU gibi bir giderin olacak. denize elverislilik vesaire geyigine girmiyorum boyuta ve amaca gore degisebilir

simdiye kadar en ucuzu koylara baglamak idi, palamar ucreti veriliyordu belediyelere, ama son iki senedir ispark'in butun marina yapilabilir koylari bosaltip yerlerine yuzer ponton ile marina yapma plani oldugundan bu yerlere yeni girisler mumkun degil. bazi koylara da bosaltma tebligati gitmisti bir sene once ki ispark marinalari insaata baslasin, ama bu teknelere gidecek yer bulunmadigindan o is su anda beklemede. (tarabya ve istinye'yi bosaltamadilar) yani eger tekne aliyorsan ve baglayacak yerin yoksa bil ki bu uc marinanin oligopolunde bir sistem var su anda istanbul'da, en rahat sekilde baglayacagin yerler oralar ama oligopol pozisyonlarini somureceklerinden fiyatlari her sene artiyor olacak.

demeye getirdigim nokta ve butuuuun bu yukarida soyledigim seylerden once dusunmen gereken, tekneyi nereye baglayacagin.. fiber veya tahta bir tekne alacaksan ve bunu marinaya baglayacak isen en buyuk masraf kalemin marina ucreti olacak. eger marina disi bir yere baglayacak isen: tonoz ihtiyacin var, ahsap veya fiber teknenin kici veya burnu karaya degemez, tekne kiyi ve tonoz arasinda su uzerinde sabitlenmeli. gel gor ki istanbul bogazi'nda tonoz atmak aslinda yasak, cunku burasi bir ticaret yolu. simdiye kadar (osmanli zamanindan beri) trafik bolgesi olmayan yerlere atiliyordu (koylar) ve problem yoktu, simdi ise ispark in marina olayina talep olmasi icin devlet "tonozlari kaldirin" diyor, 3 gunluk sure veren tebligati coktan yolladi. yani sen bugun bir tekne alirsan ve marinaya baglamaz isen, mesela bebek koyu'nda yeriyle birlikte bir tekne aldin diyelim, alti ay sonra devlet gelip o tonozu sana sormadan kaldirabilir ve kaldirirsa ne yapacagini dusunmen gerekiyor. hadi ispark marinalari yaptiktan sonra kaldirirlarsa sorun degil, ama marinalar yapilmadan olursa? eger bu uc marinaya baglarsan da her ay o fahis parayi vermen gerekiyor. (gidip beylikduzu marina ya da baglayabilirsin tabii, ama 7 knot ile beylikduzu'nden bogaza gelmek uzuuuun surer)

bu durumda, ya marina ya baglayip aylik ucretini vereceksin, ya da bir koyda yeri ile birlikte satin alacaksin tekneyi ama devletin gelip bir gun tonozunu kaldirmasi riskini tasiyacaksin. ha ufak bir ihtimal, eger bulabiliyorsan halic icinde bir yere cekeceksin, ama bulabilir misin bilmiyorum oyle bir yer.

sonuc: bence tekne alma kirala, saati maksimum 100 tl den istedigin ozelliklere sahip bir tekneyi bulabilirsin, senede kac kere cikacagina gore daha karli olabilir bu.

ek1: darknum uyardi: "bir ekleme yapayım balıkçı barınakları var bir sürü semtte. buralara çok cüzi paralara tekne bağlayabilirsin. hem böylece tonoza bağlı tekne gibi hava patlarsa nolur diye dert etmezsin." diyor evet ben onlari unutmusum.
  • bunubenyazdim  (06.11.11 17:45:17 ~ 18:36:10) 
[]

ingilizce sorusu: ortalama değer.

üç sayının ortalamasını vermek istiyorum, average value mu yoksa mean value mu demem gerektiğine karar veremedim. sizce hangisi, neden?




 
hangi teorik anlamda kullanacağına göre değişiyor sanırım.

www.tureng.com yardımcı olabilir.
  • sormaya geldim  (31.10.11 21:56:38) 
average uygundur. mean value'nün teorem harici kullanımı aklıma hiç gelmiyor.


  • jack of hearts  (31.10.11 22:00:06) 
[]

kült film tavsiyesi

geçenlerde düşündüm ki, birçok ismini sık sık duyduğum filmi izlememişim ben. böyle kesin izlemem gereken filmler nedir, örneğin ben forrest gump'u izledim dün. akıcı olsun, durgun olmasın film, sıkmasın beni ama, yani kült dediysek mulholland dr gibi değil, herkese hitap edeceklerden istiyorum. son 20 senede çıkanlardan falan.




 
siz sinemayı değil film izlemeyi sevenlerdensiniz anlaşılan :)


  • ssyumusakg  (31.10.11 12:16:04) 
www.imdb.com iş görür heralde


  • hjarteblod  (31.10.11 12:20:01) 
otomatik portakal ?


  • make a wish  (31.10.11 12:20:59) 
evet imdb iş görüyor ama kısmen, çünkü onda da into the wild gibi ağır akışı olan filmler var. burada sorarak onları eleyeyim istedim biraz. bireysel tavsiye istiyorum : )


  • s e  (31.10.11 12:22:20) 
piano piano bacaksız'ı tavsiye edebilirim.


  • dirildimde geldim  (31.10.11 12:25:34) 
var olmanın dayanılmaz hafifliği


  • dessy  (31.10.11 12:26:35) 
green mile
fight club
v for vendetta
  • gozyakansakiz  (31.10.11 12:33:14) 
the fall
leon
12 angry men(son 20 yıl demişsin ama pişman olmazsın)
  • elorelia  (31.10.11 12:48:04) 
  • entrapmen  (31.10.11 12:51:51) 
listeden kendimce öncelikli olanları yazayım.
twelve monkeys
memento
amelie
donnie darko
amores perros
  • kediebesi  (31.10.11 13:10:03) 
herkese hitap eden filmden kült olmaz. forrest gump dedigin film kült film değil, herkesin izleyip begenicegi güzel filmdir. zaten bi filmin kült olması icin herkesin begenmemesi gerekir :D

neyse senin ilacın imdb top 250 bu kadar basit. 90 sonrası yapımların hepsini izle. eski filmler beni bozmaz diyosan onlarıda izle. tatmin olursun.
  • rurouni  (31.10.11 14:19:51) 
rurouni +1, bence imdb top 250'yi bitirmeye çalış önce. neyi sevip sevmediğini ondan sonra daha net bir şekilde anlarsın. sinema tutku haline gelmeye başlayınca da yönetmen, tür, akım seçmeye başlarsın.

bi tane de ben önereyim, www.imdb.com bu filmi izle mutlaka.
  • toshiro  (31.10.11 17:07:21) 
benim takip ettiğim yönetmenler zaten var, sadece herkesin bildiği şeylerden de haberdar olmak istiyorum o yüzden istedim önerileri. teşekkür ettim.


  • s e  (31.10.11 17:13:27) 
[]

tam altın kaç para?

geçen sene en son altının fiyatının 370tl'lerde olduğunu hatırlıyorum. sonra çok çıktı falan dediler, ama şimdi internette birçok farklı sonuca ulaştım, 680 yazan yer var, 750 yazan yer var. tam cumhuriyet altını kaç para?




 
  • terp  (16.10.11 23:27:04) 
[]

metroda taksim - osmanbey arası yavaş gitmenin sebebi

metroda taksim - osmanbey arası yavaş gitmenin sebebi nedir bir bilen var mıdır? sinyalizasyon falan diye cevaplayacaklara önceden bir soru daha, ne oluyor yavaş gidince peki?




 
belki yolun o bölümdeki yapısı basmaya müsait değildir.


  • terp  (12.10.11 00:14:04) 
serit degistiriyor ve donus var.


  • bryan fury  (12.10.11 00:14:31) 
hızlansa osmanbey'e kadar duramayacak iki durak aarası çok kısa diye düşünürdüm?


  • mr fusion  (12.10.11 00:21:57 ~ 00:22:37) 
yok yok hiç hızlanmadan, yürüme temposunda gittiği bir kısım var, taksimden kalkıp 1-2 dakika çok yavaş gidiyor. sonra osmanbey'e kadar yolun kalan yarısını da hızlı gidiyor. orada bir şeyler oluyor ama anlamadım nedendir. yani teorik olarak tüm yerlerde aynı hızda gitmesi gerekir gibime geliyordu ama demek öyle değilmiş.


  • s e  (12.10.11 00:24:58) 
makas falan vardır.


  • exodia  (12.10.11 00:33:15) 
+1 bryan fury.

dikkat edilirse, farkli raylara geciliyor. sonra zaten basiyor duraga kadar.
  • ekg  (12.10.11 00:33:55) 
o değil de, durakların oluduğu yerde rayların üstüne belirli aralıklarla yerleştirilmiş metal levhalar var. onlar ne? sarı sarı olanları falan var. siemens yazıyor hatta bazı duraklardaki levhaların üstünde.


  • trinitrotoluen  (12.10.11 01:14:46) 
dikkat ettiyseniz taksim durağı tek taraflı,bi tarafta sishane hattı var,gelen araç bir süre geldiği hattan geri gidiyor sonra makas değiştiriyor,makas degistirene kadar düşük hızda ilerleyip sonra hızlanıyor. mesela taksim yönüne giderken yavaşlama siz konusu değil,raylarda birşey yok,makas değiştirme olayı


  • akruban  (12.10.11 01:41:49) 
HAFİFTEN EĞİMLİ BİR GÜZERGAH GİBİ GELİYOR Bana.


  • robinbook  (12.10.11 01:53:33) 
[]

içinde viyana olan film.

midnight in paris diye bir film çıktı çıkıyor, paris'le ilgili bir sürü film var. şöyle özellikle viyana'yı konu alan, bol bol mekan gösteren ünlü denebilecek yapım var mıdır? befor sunrise dışında, onu biliyorum bir.




 
türk filmi olursa memleketim var:

www.imdb.com
  • shi aila  (08.10.11 13:07:35) 
şunlar var:
en.wikipedia.org/wiki/Category:Films_set_in_Vienna

  • 7th son of a 7th son  (08.10.11 13:08:58 ~ 13:11:27) 
[]

adres tarifi / fransız sarayı

taksim'de eski pierre loti lises olan, adı fransız sarayı olarak geçen bir yapı var. oranın girişini tarif edebilecek olan var mıdır? galatasaray lisesi'nden aşağı mı yürümek gerek yoksa istiklal caddesi'nde bir yerlerden de giriliyor mu?




 
galatasarayın bitiminden aşağı (yeni çarşı caddesiymiş) sonra sağa (nuri ziya sokak), az ileride solda.

not: şu siteyi bilir misiniz, istanbul'da yer bulmak için şahane?
sehirrehberi.ibb.gov.tr
  • saatgeceninonikisi  (04.10.11 00:28:56 ~ 00:32:48) 
[]

köpek bakımı sorusu

iki haftadır evde bir beagle'ım var. 3 aylık oldu kendisi. güzel geçinip gidiyoruz, çok da sevimli bir şey. sormak istediğim birkaç nokta var:

1) yemeği odasına getirdiğimi anladığı anda koşturmaya, hemen yemek tasına atlamaya, kafasını sokmaya çalışıyor. günde 3 öğün ve bol veriyorum mamasını, açlıktan değil eşekliğinden yapıyor. bunu nasıl önlerim?

2) oyuncak kemiği falan var, onları kemiriyor arada. ama ben ne zaman odaya girsem pantolonumun paçalarını çekiştiriyor kemitiyor. hayır diyince anlamıyor, oyununa eşlik etmeyince de anlamıyor. durup beklediğimde de havlıyor, ne yapmak gerekir?

3) en önemli soru: kafasının üstünü sevmeye çalıştığım zaman kesinlikle elimi ısırmaya çalışıyor. öyle sert ısırık değil, ama elimi ağzına sokmak istiyor başının üstünü ellediğimde. öyle bildiğiniz köpek sevme hareketini kabul etmiyor kendisi. nasıl alıştırılır buna hayvan? elimizle başını okşayamayacak mıyız nedir?

saygılarımla arz ederim.

 
bu sorulara en güzel cevabı verecek olan insanı söyleyeyim; galahad

sözlükte kendisinin köpeklerle ilgili yazdıklarını okuyun, direkt kendisine sorun, yapın işte bir şeyler...
  • ben butun cbnce dizilerini izliyorum  (26.09.11 00:48:02 ~ 00:48:20) 
cesarın yöntemini deniyceksin. (hani promosyonları bantlıyolar ya köpeklere de cesar millan dvdsi bantlayıp satsınlar) sakinleşene kadar önüne koymayacaksın yemeği. otur komutu verebilirsin. oturunca verdin mi hemen öğrenir olayı. ben yemek verirken git bekle diyorum, sonra da otur diyorum. git bekle çok işe yarıyor, kabına koşuyor bekliyor ben gelene kadar.
ikinci madde için sık sık oynayıp gezdireceksin, yeni tip oyunlar öğreteceksin. sıkılıyo, hareket istiyor. kardeşlerine yaptığı gibi davranıyo sana da. biraz daha anne-baba tavırlı olman lazım.
üçüncü sorunun cevabı da az önce dediğim cümlede. seni dengi olarak görürse tepene binip üstünlük sağlamaya çalışır. kafasına dokunmaya çalışman ona üstün olmaya çalışman anlamına geldiği için tepki veriyo. gıdısını ve kulakların arkasını sevmeye çalış.
  • kediebesi  (26.09.11 01:00:13 ~ 01:00:56) 
Benim de bir labradorum vardı. O yüzden az çok biliyorum bu işleri ayıptır söylemesi.
1- Yemeği kaba koyduğunuz anda kafasını sokmaya çalışırken tasmasından tutun ve kararlı bir sesle "hayır" komutu verin. tasmasından tutup geri çekerek ya da tasmasını hiç bırakmayarak "hayır" ve "bekle" komutlarına alıştırmaya çalışın. Benim köpeğimde işe yaramıştı. ben "bekle" dediğimde oturur ve ben "ye" demeden yerinden kalkmazdı.
2- Önemli olan "hayır" komutunu öğretebilmenizdir. Komut verirken sert ve kendinizden emin bir ses tonu takınmanız önemli. Bunu yaparken belli bir el kol hareketi de yaparsanız (misal işaret parmağınızı tehditkar bir şekilde ona doğrultmak) size yardımcı olacaktır. Köpeği elinize alıp suratına sert bir şekilde "hayır" demek de yardımcı olabilir.
3- Köpekler bazen yukarıdan gelen elin ona tehdit oluşturabileceğini düşünebilir. Bu yüzden elinizi aşağıdan uzatıp boynunun altından sevmek daha doğru olur. Öte yandan bir kitapta okuduğum bilgiye göre köpekler bu yaşlarda sizinle güç yarışına girer, sizin sınırlarınızı tartarmış. Yani bu dönemlerde vereceğiniz eğitim ileride köpeğinizin nasıl bir karaktere sahip olacağını büyük ölçüde etkileyecektir.
Ben köpek eğitimi konusunda herhangi bir eğitim almadım ancak gerek gittiğim veterinerden öğrendiğim bilgiler, gerek okuduğum kitaplar, gerekse deneme yanılma yoluyla köpeğimi eğitmiştim. Bu söylediğim şeyler bana yardımcı oldu.
Yani eyyorlamam bu kadar, deneyip denememek size kalmış tabi ki, ama eğer başka sorularınız olursa bana mesaj atabilirsiniz. Sizinle deneyimlerimi paylaşmaktan memnun olurum.
  • nukleer fasist  (26.09.11 02:30:18) 
[]

roman yazarı tavsiye eden?

sevgili okumayı seven duyuru ahalisi,

kurt vonnegut, paul auster, engin geçtan gibi yazarların romanlarını pek bir okuyorum. bunlara benzer tadda, kolay anlaşılır dilde ve akıcı kitapları olan yazar tavsiye eden var mı?

bir de, şu şu şu yazarları seviyorum dediğimde bana başka yazar tavsiye edecek web sayfası var mı filmlerde olduğu gibi?

 
akıcı anlaşılır isterseniz amin maalouf önerebilirim


  • mat couthon  (22.09.11 16:18:42) 
paul auster'ı seviyorsanız şebnem işigüzel'in sarmaşık romanını tavsiye edebilirim.
www.kitapyurdu.com

  • 9kuyruklukedi  (22.09.11 16:25:29 ~ 16:27:07) 
engin geçtan diyince çok bi alakası yok ama şebnem işigüzel geldi aklıma.


  • boshi  (22.09.11 16:27:56) 
Doğunun Limanları (Amin Maalouf)
ve sabahattin ali kürk mantolu madonna ayrıca kuyucaklı yusuf ayrıca içimizdekı şeytan :)

  • turkcs  (22.09.11 16:45:28) 
Jean-Christophe Grangé


  • luinanar  (22.09.11 16:55:06) 
stephen king, audrey nifenegger, adam fawer, neil gaiman


  • awareim  (22.09.11 17:31:20) 
[]

word'de tabloyu çevirme

excel'den word'e aktardığım bir sayısal tabloyu, dikey bir word dosyasında nasıl yatay hale çevirebilirim? sadece tablolar yatay olacak, dosyanın geri kalanı dikey.




 
office versiyonu kac acaba?


  • that was just a dream  (22.09.11 11:27:06 ~ 11:34:33) 
2007.


  • s e  (22.09.11 11:36:54) 
tablonun şeklini değiştirmek istemiyorum, sadece enine uzun bir tablo var, ben baskıda o sayfa yan çevrilerek okunabilsin istiyorum.


  • s e  (22.09.11 11:43:13) 
Sayfa Düzeni-->Kesmeler-->Sonraki Sayfa'yi secip Yatay olarak ayarlayin.

yapamadiniz sanirim. gorsel olarak duzenliyorum.

(git: imageshack.us)
  • that was just a dream  (22.09.11 11:47:56 ~ 12:01:16) 
[]

köpek yetiştirme - beagle.

sevgili köpek yetiştiricileri,

iki aylık bir beagle'ım var, epey hareketli bir şey bu. ilk olarak halledilmesini amaçladığım sorunları kontrol almak amacıyla nasıl davranmamı tavsiye edersiniz?

1- tuvalet eğitimi nasıl verilir? (bir ilaç var, yere gazete serip onun köşelerine damlatıyoruz ilaçtan, ama gazetenin üzerine kakasını çişini yapmamakta hala kararlı bu.)

2- yanına gittiğim her zaman pantolonumun paçalarını, gördüğü tüm kumaş parçaları kemiriyor. bunu yapmaması gerektiğini burnuna hafifçe vurarak mı öğretmem gerek yoksa bunu illa yapacak mı hep?

3- kaşınıyor gibi. piresi olabilir. bu kadar küçük köpek yıkanır mı, silinir mi, pire ilacı var mıdır?

saygılarımla arz ederim.

 
herşeyden önce hazır yolun başındayken, bir yerlerden Cesar Millan - The Dog Whisperer(köpeklere fısıldayan adam) bölümlerini temin et. internet ortamında bulabilirsin sanırım. hem senin hem de köpeğinin geri kalan hayatının en mutlu şekilde geçmesi için izlemelisin.

bir de kesinlkle şiddet yok. yavru köpek çok fazla sabır ister, sınırlarını zorlayacaktır ancak sakın şiddet gösterme. öğretmek veya yasaklamak istediğin her şeyi ödül bisküvileriyle halledeceksin.

yavru köpek yıkanmaz, yetişkinler de minimum ayda bir yıkanır, kısacası köpekleri mümkün olduğunca yıkamamak gerekir. veterinerle temas halinde olun, o gerekli bilgileri verecektir.

tuvalet eğitimi konusunda internette bir çok bilgi var. biraz göz gezdirin.,

son olarak bol bol okuyun. forumlar, kitaplar her kaynağa bakın hepsinden bir şeyler öğreneceksiniz.
  • mandayuvasi  (13.09.11 12:21:32) 
hayırlı olsun, birinci tavsiyem muhtemelen pet shop'dan aldınız oranın veterinerini acilliyet ile bırakıp kendinize iyi bir veterinet bulmanız olacaktır. Pet shop'dan alınan hayvanların bir çoğunda malesef hastalıklar oluyor, bir kısmı ölümcül veya kalıcı hasar bırakabilen şeyler olmasına rağmen pet shop veterinerleri bu tarz konularda biraz ketum davranabiliyorlar.
1) Çiş konusu: Tavsiyem şöyle olacak çiş yapılan odanın her tarafını çiş pedi ile kaplayın, zamanla çiş pedinin kokusuna ve kendisine alışacak muhtemelen de sabit bir köşeye yapmaya başlayacak zamanla pedleri azaltıp azaltıp teke düşürün...
2) 2 ay civarındaysa bebeğin tam dişleri kaşınıyordur. Kemik diye satılan şeyler var sorarsanız gösterirler onları kemirtmeye yönlendirebilirsiniz.
3) zaten bu aşamada iç - dış parazit, karma, kuduz vs. gibi birkaç tip aşı ve damla yapılması gerekiyor hayvanınıza, bunları muhtemelen her hafta birer tane olmak üzere yaptıracak sonrasında parazitleri iki ayda diğer aşıları ise yılda bir tekrarlayacaksınız...
Sorunuz olursa özelden mesaj da atabilirsin.
  • gitti gelecek  (13.09.11 12:23:12) 
2 aylık olduğu için normaldir tuvalet eğitiminde zorlanmanız. 4-5 aylıkken anca öğreniyorlar.


  • gaia  (13.09.11 12:35:46) 
[]

olta ile balık tutmak

istanbul'da yürüyüş yapılan sahillerde gidip olta ile balık tutmak kanunen serbest midir? mesela yeşilköy'de bostancı'da durup balık tutsam kimse gelip bir şey diyebilir mi? bir de bu işin raconu vs var mı, şu saatte çok balık olur, şöyle tut böyle tut diyecek olan?




 
Yasal açıdan bir sorun olmadığını sanıyorum. Daha önce birçok sahilde farklı oltalarla çok balık tuttum.. Kimse gelip "yassah argadaşım" demedi..


  • quaker  (07.09.11 15:36:37) 
Oralarda balık çıksa çoktan bir sürü insan dadanırdı, tek işi bu olan adamlar var. Vakit geçirmekten ve birkaç şaşkın balıktan başka bir şey beklemeyin.


  • sourlemonade  (07.09.11 15:43:10) 
[]

word'de içindekiler listesi hazırlama

tez yazıyorum, içindekiler listesi hazırlayacağım da, bundan önceki duyurulara bir göz attım, genelde bunu otomatik hazırlamak için önceden bilerek bilinçli bir şekilde yazmak gerek metnin tamamını denmiş. ne yapar, nasıl yazarsam içindekiler tablosunu kolay hazırlatırım, ayrıca nasıl hazırlanıyor içindekiler tablosu? bir bilen yardım ederse çok güzel olur. (türkçe word 2007 kullanıyorum).




 
  • kimlanbu  (05.09.11 15:11:03) 
styles diye bir kısım var home tab'inin altında. orada heading 1-2-3 gibi şeyler var. türkçesinde başlık diye geçiyor galiba. yapmanız gereken bölüm başlığı - alt başlık falan yazarken o stilleri seçerek yazmak. onlara sağ tıklayarak font'undan satır aralığına kadar her ayarını da yapabiliyorsunuz. böyle yaptığınızda onları başlık olarak tanıyor ve otomatik olarak içindekiler sayfası oluşturabiliyorsunuz references-table of contents altından.


  • galadnikov  (05.09.11 15:13:10) 
peki başlıkların önüne gelen numaralandırmaları (1.1, 2.1, 2.1.1 vs gibi) kendimiz mi yazıyoruz yoksa onu da otomatik numaralandırmanın bir yolu var mıdır?


  • s e  (05.09.11 15:21:48) 
otomatik yapıyor word. sen sadece başlık 1, başlık 2, başlık 3'ün üstüne sağ tıklayarak (tek tek) Değiştir-> Biçim-> Numaralandırma'dan nasıl gözükmesini istiyorsan öyle ayarlamalısın.

Ardından başlık atarken uygun başlık 1,2,3 ü seçeceksin falan filan...

1. Başlık
1.1. Alt Başlık
1.1.1. Çok Alt Başlık gibi olacak...
  • turkay  (05.09.11 16:50:18) 
[]

bisiklet kız bisikleti mi erkek bisikleti mi?

şehir bisikleti diye geçen modeller var. bazılarının ortasındaki çubuk (adı her ne ise artık) daha yüksek, bazıları da alçak epey. eskiden o çubuğun yüksek olduğu bisikletler erkek bisikleti diye geçerdi sanki. ben de bir model beğendim, ama unisex midir bilemedim. şu altta link verdiğim modelin erkek/kız diye bir ayrımı var mıdır sizce?

www.bianchi.com.tr


 
kız bisikleti. ben olsam binerdim ama. (çocukken testislerimi çok vurdum o demire. acısı var)


  • elmalili hamdi yazar  (02.09.11 11:52:53 ~ 11:53:44) 
kadın bisikleti hocam


  • Sabac  (02.09.11 11:53:03) 
bayan


  • komurluk  (02.09.11 11:54:24) 
bisiklette ayrım yapmak saçma gelmiştir bana, ben olsam da binerdim.


  • qerest  (02.09.11 11:54:46) 
Ben buna kız bisikleti derim. Hatta buna binip önümden geçen arkadaşa "lan kız püsikletine binmişsin" derim, arkasından da "tekerler dönüyo" diye bağırırım.


  • sourlemonade  (02.09.11 11:54:47) 
Küçükken kız bisikleti derdik bunlara, ama cidden öyle bir ayrım var mı bilmiyorum. Yine de güzelmiş, ben olsam binerdim.Zira benim de o ön demirle kötü hatıralarım var.


  • johan sebastian  (02.09.11 11:56:13) 
erkek modeli
(git:www.google.co.uk )

modern erkek modeli kadınlarda kullanıyor.
(git:www.google.co.uk )


ayrıca boyunuza kilonuza göre bisiklet alın öyle manavdan 3 kilo domates 1 kilo biber almaya benzemez. zira gevur her boy ve kilo oranına göre bisiklet yapıyor.
  • fukka  (02.09.11 12:13:10 ~ 12:14:56) 
kız, kadın, bayan denilmiş eksik kalmasın hatun da diyelim, hatun bisikleti :) Zorda kalırsam (kiralama vs) binerdim ama satın alıp binmezdim.


  • kimlanbu  (02.09.11 12:27:26) 
dişi


  • alpkartal  (02.09.11 12:28:42) 
feminen bisiklet bu.


  • madyb  (02.09.11 12:45:54) 
Öyle denir ama kimse de buna bindiniz diye gülmez.Alın binin güzelmiş de.


  • grgn  (02.09.11 13:15:30) 
abi bısıklette bari bu saçmalıgı yapmayın. o demir asagıda dıye bayan mı oluyor. güldürmeyın benı


  • more than ever people  (02.09.11 13:22:00) 
aynen öyle oluyor, bisiklette bu saçmalık diye bi şey yok zaten, bisikletler de böyle bi ayrım var. ben gülerim görsem komik duruyor bu tip bisikletler normalde bile, üstüne kadın binince hadi gene binmesi zor filan diyosun erkek binince bi tuhaf geliyor bana.


  • madyb  (02.09.11 13:49:58) 
eskiden evet öyle bi ayrım vardı, bu tiplere dişi bisikleti deniliyordu ama şimdi nasıl bilmiyorum...ve eskiyi düşününce, katlanır pinokyo bisikletler de böyleydi ve onlarda da mı dişi bisikletiydi?


  • spider03  (02.09.11 14:05:52 ~ 14:06:27) 
çok güzel bir bayan bisikleti.
mahallede:la kız bisikleti bu ollum diye tepki çeken cinsten yani.

  • seyduna6687  (02.09.11 14:43:25) 
eN Son FATİH ÜREK denilen Vatandaşı, bodrum torbada bu tür bir bisiklet kullanırken görmüştüm.


  • voyage  (02.09.11 15:00:07) 
etekle biniyorlar diye o demir aşağıda fakat aslında bizim daha çok ihtiyacımız var çükümüz çok kıymetli,

yeni modellerde erkek modellerininde demirini acık aşağıda yapıyorlar.
  • hedep  (02.09.11 15:46:59) 
[]

hazır mutfak fiyatları

mutfağımızı çok detaya girmeden uygun bir şekilde yenileyelim dedik, ama internetten hazır mutfak fiyatlarını bulamadım, en azından bir fikir vermesi açısından. bilen var mıdır hangi marka yaklaşık ne civarlarda modeller üretir?




 
en ucuzlarından:

www.koctas.com.tr
  • 507  (17.07.11 23:43:01) 
lineadecor 7-8bine çıkar.
biz banyoyla beraber 15 saymıştık.

  • avifa  (18.07.11 01:26:15) 
[]

köpek cinsleri ve alakalı konular

beagle ya da russel terrier sahiplenmek istiyorum. bir süredir ilanları okuyorum da, bu cinsler için sık sık eğitimi zor denmiş. sorum şu ki, hangi köpek cinsinin eğitimi kolaydır peki, madem bunlar zor? yani:

1- eğitilmesi kolay ve kendisi sessiz sakin olan köpek türlerini maddeler halinde yazınız.
2- bir yaşından daha genç ya da yavru, sahiplendirmek istediğiniz köpeklere talip olabilirim, duyurulur.

 
1- www.evcilkopekler.com girip anasayfada Köpekler Seçiminize Göre Sıralı yazan yerden kolay eğitilenleri tıklarsanız bir fikir verebilir.


  • dibini gor  (14.07.11 01:58:04) 
bilgim dahilinde olanlar

1- golden retriever, labrador, jack russel terrier, bi tane daha vardı ama cinsini unuttum. en kolay değitilen oydu hatta, siyah beyaz renkleri vardı hafiften çoban köpeği tarızndaydı.
  • liriamer  (14.07.11 02:25:01) 
büyük köpekler mesela danua hep daha sakin ve daha uyumludur ufaklara göre. beagle ve jack russell çok hareketli, çok enerjili hayvanlar. çok çok hareket ettirmek gerekir. ayrıca jack russellar inanılmaz akıllı oluyo. eğitimi kolay köpekler mesela border collie liriamerin unuttuğu.


  • kediebesi  (14.07.11 02:48:57 ~ 03:46:03) 
beagle ve JRT cok hareketli kopeklerdir (cok havlarlar ayni zamanda). sessiz sakin kopek ariyorsaniz unutun derim. kendinize uygun cinsi suradan bulabilirsiniz:

animal.discovery.com

en kolay egitilen kopek (dolayisiyla en akilli) kanis bu arada
  • tom riddle  (14.07.11 03:30:24 ~ 03:33:05) 
@liriamer
collie...

  • numbernine  (14.07.11 03:53:25) 
greyhoundlar ev içinde oldukça sessizdir, temel eğitime cevap verir.
black russian terrierler kızıl ordunun savaş için özel ürettiği köpekler (saldırgan olduğu fikrine kapılıyor insan ama değiller) çok iyi eğitilebilirler. fakat çok büyükler ve maddi durumun iyi olması gerekiyor.
schnauzerlar oldukça zekidirler, 3 boyu da eğitime çok iyi cevap verir.

herkesin aşina olmadığı ve türkiyede çok az bulunan cinsler, benim en sevdiğim cinsler olduğu için yazıyorum. ama golden r., labrador, danua, doberman, alman çoban köpeği(halk dilinde alman kurdu), çoğu terrier cinsi, poodle (kaniş/fino), collie ...vs en kolay eğitilen köpeklerdir. fakat kolay eğitilmesi bakımının kolay olduğu anlamına gelmiyor. mesela bir labradora bakmak için bol enerji ve sabır gerekir, büyük köpekler daha fazla yer haliyle, maddi açıdan daha fazla zorlarlar bütçeyi.
  • goldentitan  (14.07.11 11:22:18) 
Bir jack russell terrier sahibi olarak bir kaç noktaya değineyim, okumaktan üşenecekseniz sadece son maddeyi okumanız da yeterlidir:

1-öncelikle uzun vadeli düşünün. Bugün vaktiniz bol olabilir ancak yarın zaman ayıramaz hale geldiğinizde dostunuzun haline en çok siz üzüleceksiniz. jack russell terrier'ler ev hayvanı değillerdir daha doğrusu evde hapsolmak onlar için işkencedir. Sürekli koşmak zıplamak atlamak isterler dolayısıyla her ne kadar evde sürekli oynasanız da oynamayı bıraktığınız anda üzgün moda geçeceklerdir. Yorulmazlar(abartı değil gerçek anlamda ). normal bir cins günde en az bir, bir buçuk saat egzersize ihtiyaç duyar. Bu süre küçük cinslerde, özellikle JRT'lerde daha fazladır çünkü hiperaktiflerdir ancak yine de yeterli değildir.

2- eğitimi zor köpek yoktur, eğitmeyi bilmeyen insan vadır. bir köpeğe 10 yaşında bile eğitim verilebilir. Elbette ki ağaç yaşken eğilir yani eğitim küçükken daha kolaydır.

3- çok havlayan, evdeki eşyalara zarar veren, çiğneyen köpeğin problemi enerjisini atamamasıdır. Düzgün egzersiz yapan hayvanda böyle davranış bozuklukları görülmez.

4- uzun vadeli düşünün, 4-5 sene sonra evde onunla ilgilenebilecek kimse olamayabileceğini hesaplayın hatta daha kötüsü evde yalnız bırakmak zorunda kalabileceğinizi de hesaba katın. Bunlar bir köpek için gerçekleşebilecek en kötü senaryolardır.

5- bahçeli bir eviniz olsa bile onu sadece bahçeye çıkarmak günlük egzersiz ihtiyacını gidermez. Bahçe onun için sadece evin biraz daha genişidir. Günlük yürüyüşler her köpek için şarttır ve belirttiğim üzere JRT’ler için bu yürüyüş günde en az iki saattir.

6- bu madde her köpek sahibini/sahiplenmeyi düşüneni ilgilendiriyor. Bir national geographic programı olan “the dog whisperer/köpeklere fısıldayan adam” ı kesinlikle izleyin. İnternetten indirin indiremiyorsanız ben göndereyim. NŞA 15 sene birlikte yaşayacağınız sizin bir parçanız olacak olan canlının ve sizin bu süreyi en mutlu şekilde geçirmeniz için olmazsa olmaz bir belgeseldir.
  • mandayuvasi  (14.07.11 11:27:34) 
[]

sessiz sakin bir sokakta istanbul'da avrupa yakasında kiralık ev arıyorum.

aradığım ev taksim civarlarına yakın (cihangir, harbiye, maçka, nişantaşı, gümüşsuyu vs) yerlerde olmalı, ayrıca ya bir iç avluya bakmalı, ya da çok sakin bir sokak üzerinde olmalı. böyle bir yer bilen, şu sokak sakindir, trafik sesi olmaz vs diyecek olan, ya da kiralayacak evi olan var mıdır? çift cam olması, çevrede bar gibi ses çıkaracak yerler olmaması tercih sebebidir.




 
gümüşsuyu'da ana caddedekiler dışında çoğu sokak böyledir.

onun dışındaki semtlerde trafiğin yoğun olmadığı sokaklar var, ama çok az. evin ön cephesi az da olsa gürültülü olur, üst katlarda pek sorun olmaz. harbiye pek sakin değildir. üst kısma doğru barlar vardır, içerilere girdikçe de sokakta ciyaklayan çocuklar. ama vatikan'ın sokağı sakindir papa roncalli sokak.

maçka'da sakin sokak daha fazla ama trafikten kaçan sürücülerin alternatif kullandığı yola dönüşme tehlikesi olmayan bir yer olmalı, en temizi çıkmaz sokak.

şişli, osmanbey, pangaltı civarı sakin sokak daha fazla ve avlulu ev çok var. muhit daha geniş olduğu için, gönlünüze göre bir ev için oralara bakabilirsiniz.
  • pyro clustic flow  (30.06.11 22:41:56) 
[]

applied kinesiology'nin tam türkçesi nedir?

alternatif tıp benzeri bir şey anladığım kadarıyla. ama avusturya'da diploması vs alınan bir dal. nedir ne değildir bilen? bir de türkçesi var mı bunun?




 
türkçesini bilmiyorum ama teşhis etmede kullanıyormuş. biraz da tartışmalı bir konuymuş, tıpçılar bunu baya eleştiriyorlar.


  • sarisinkirpi  (20.06.11 02:51:11) 
uygulamalı kinesiyoloji.


  • nerede o eski bayramlar  (20.06.11 08:18:59) 
[]

word'de grafik numaralarken yan yana iki resmi isimlendirme

word'de grafik numaralarken yan yana iki resmi isimlendirme nasıl oluyor? bir tanesine sağ tıklayıp resim yazısı ekle desem, yanındaki hemen aşağı geçiyor. istiyorum ki ikisi de aynı satırda kalsın, ikisine de ayrı numara verebileyim.




 
Grafiği nasıl numaraladığını bilmiyorum. Resim yazısı ekleyince içine ekliyor. Altına ismini yazmıyor. Ama şu olabilir aradığın cevap:

Her iki şekil için; sağ tık -> format auto shape -> layout ->

Ordan "in front of text"i seçersen istediğin pozisyona yerleştirebilirsin grafiği.
  • long live rock n roll  (14.06.11 11:44:23) 
[]

word'de grafik numaralandırma

word'de grafik ve benzerlerini numaralandırmak için yöntem nedir? yani her araya bir yeni grafik eklediğimde numaralandırmayı baştan yapmamak için.




 
sağ klik - add caption


  • aydin dogan in akp yandasi medyasi  (12.06.11 23:08:02) 
peki yazı içinde "aşağıdaki grafikte görüldüğü üzere" yerine "şekil 5'te görüldüğü üzere" yazabilmek için ne yapmak gerek?


  • s e  (12.06.11 23:38:30) 
klavye kullanmak gerekir.


  • exordinary  (12.06.11 23:56:45) 
hayır, cross-reference kısmı da o iş için hazırlanmış bir kısımdır.


  • aydin dogan in akp yandasi medyasi  (14.06.11 17:13:47) 
123  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.