[]

Elektrik faturası üzerine olmayan biri, "borcu yoktur" kağıdı alabilir mi?

Merhaba..

Kiradaydım ancak elektrik/su faturası üzerime değil. Ev sahibi "borcu yoktur" kağıdı istiyor, bunu alabilir miyim gerekli yerlerden?

Aski(Ulus) ve Bedaş(maltepe) zannediyorum ilgili yerler..

Şimdiden teşekkür ederim..

 
elektrik üzerimeydi ve kapattığımda benzer bir kağıt vermişlerdi. Gidin danışın aynı mantıkla bakarsak vermeleri gerekiyor.


  • yirttin gotumu sahin agam  (13.06.11 00:37:54) 
ödeme noktasından bilgisayar çıktısı iste en basitinden.


  • insect  (13.06.11 02:46:33) 
[]

Saksafon!

Merhabalar.

Şu aralar saksafona merak salmış durumdayım. Sizce ne tür bir saksafon almalıyım?

Ya da önce kursa yazılıp da ona göre mi seçmeli saksafonu? İkinci el ya da sıfır farkeder mi o kadar? Sıfır almaya karar verirsem amazon'u seçeceğim ama, kısmet.

Var mı aranızda bu işin ehli?

Şimdiden teşekkürler, ne söylerseniz kardır.

 
Soruya tam cevap olmayabilir ama 1. el yada 2. el çok farkeder o yüzden bilen biriyle görüp deneyip almanızı tavsiye ederim.Ayrıca nefesli çalgılar internetten alınmaz ton olaylarıyla ilgili denemek şart yani.


  • emrekksal  (20.03.11 18:32:28) 
saksafoncu bir arkadaşım yeni başlayanlar için sesi oturmuş olduğundan ikinci el saksafon almanın daha iyi olduğunu söylemişti.


  • sicrayan geyik  (20.03.11 18:44:29) 
dostum,

öncelikle kolay gelsin.

sana önerim, sıfır bir saksafon alman yönünde. zira bu mekanik bir alet ve kullanıldıkça yayları ya da benzer aksamları deforme olabiliyor. ilk aşamada bunları kendin yapman zor.

nereden alayım, ne alayım dersen, fortex müzik / uğur abi'den al. hem piyasa fiyatının altında alırsın, hem de kaliteli bi alet edinmiş olursun. ankara dışındaysan telefonla hallederiz, ya da başka bişey yaparız.

yok ille ikinci el alıcam dersen, çalan birinden al. direk kullanıcıdan almadığın her aletin paslı olma ihtimali var. nedense insanlar saksafondan dekor yapar olmuşlar.

saksafon aldıktan sonra, beki değiştir. git kendine en kralından bir bek al. eskisini de atma, ama yenisini güzelinden al.

alto ya da tenor al ki, sıkıştığında yardım edebilecek insan bulmak zor olmasın.

mümkün olduğu kadar kısa süre kurs al, mümkün olduğu kadar uzun süre kendin çalış. sağda solda nota dolu.

adresini mesaj atarsan metod gönderirim sana kargoyla. ama üflemeyi mutlaka iyi bilen birinden öğren. o işin şakası yok, sonra düzeltmek zor.
  • babilbaligi  (20.03.11 20:13:04) 
Fortex Uğur abi +1


  • emrekksal  (20.03.11 22:28:33) 
[]

Evcil hayvanların kısıtlaştırılması hususunda

Merhaba

Evcil hayvanlarda kısırlaştırmayı etik buluyor musunuz? Bu konuda ne düşünüyorsunuz, görüşlerinizi okumak istedim..


 
o hayvanlar elde üretilsin, parayla satılsın, eve hapsedilsin sorun olmasın, kısırlaştırılması sorun olsun.

biraz tutarlı olmak lazım bence.
  • cro magnon  (13.02.11 00:55:26) 
soğukta çırpınırken dışarıdan alıp eve getirdiysek de mi?

"evcil hayvan edinme" konusu bambaşka bir konu, yanlış gelmişsin.
  • hiperaktifmanyetik  (13.02.11 01:00:43) 
evcil hayvanların kaçı sokaktan alınıp da bakılıyor? tamam sen öyle yapıyor olabilirsin, takdirle karşılıyorum, ama ben sana bir gerçekliği söylüyorum.

görüşümü soruyorsan cevabıma saygı duy. kısırlaştırılmamış erkek kedi evin sağına soluna işesin. bu mu çözüm?
  • cro magnon  (13.02.11 01:03:41 ~ 03:58:28) 
(cevabına saygılıyım, başka bir konuya cevap veriyorsun ama sanki, neyse)

Sağa sola işeme mevzusu mühim değil bana. Sadece bir hayvandan(insanoğlunun getirdiği boktan düzen olmasa dışarıda yaşamaya adapte olabilen bir canlıdan) alınan bir özgürlüğün etik olup olmamasını düşünüyorum ben. Hormonlarıyla yönlendirildikleri için ondan hormonlarını aldıkları taktirde cinsel arzu duymayacakları bir gerçek.
  • hiperaktifmanyetik  (13.02.11 01:27:50) 
Canım arkadaşım,mesele oraya buraya attırması değil erkek kedinin. Sorun acı çekiyor azgınken, çevrede dişi kedi eğer ameliyatlıysa çifleşmek istemeyecek,muhtelemen kediniz sıkı dayak yiyecek. Eğer çevrede kısırlaştırılmamış dişi kedi varsa hamile kalacak ve doğan hayvancıkların yarısı ölüp gidecek boş yerine ezilecek,hastalanılacak.
Sen seç.

  • jassinpera  (13.02.11 02:22:23) 
bulmuyorum, kedimi kısırlaştırmadım, herhangi bir zorluk yaşamamaktayız.


  • :/  (13.02.11 02:23:00) 
ist ankara ve izmir de 500 000 civarı sokak hayvanı olduğu bilinmekte. bakırköy havyan barınağına sürekli gidiyorum. hayvan sever teyzeler sürekli kedi getiriyorlar kısırlaştırmaya. yakalama ekibi de sürekli köpek topluyor şikayet üzerine. bunlar sadece bakırköy ilçesinde ulaşılınabilenlerin %10 unu belki oluşturuyor.

bir anne kedinin doğurduğu 6 yavrudan sadece 3 tanesine süt vermeyi tercih ettiğini ve diğer 3ünü yanına yaklaştırmayıp ölüme terk ettiğini gözlerinizle görseydiniz kısırlaştırmanın ne kadar mantıklı olduğunu anlardınız. bakılamayacak yavruların doğması ve onları gömmek zorunda kalmak çok daha trajik.

uzaktan bakınca etik dışı gelebilir ama hayvanları sürekli takip edip akibetlerini görünce anlıyor insan.
  • dorian greyfurt  (13.02.11 02:30:54) 
hayvan "sahibi" olmak diye bir kavram en başta etik dışı (evet farkındayım soru bu değil) ama hayvan "sahibi" olduktan sonra ne yaptığınız çok da önemli değil. daha fazla hayvanın esir olarak yaşamasına gerekçe olmaktansa belki de daha iyi.


  • homeless  (13.02.11 07:53:44) 
bu öyle boktan bir konu ki neresinden tutsan elinde kalıyor. hayvan sahibi olmayayım desen, sokaklarda hayvanlara yaşam alanı bırakmadık ki. sürünüyorlar resmen. kör/topal olan var, aç kalan var, soğukta kalan var, var oğlu var.

neresinden tutsan elinde. kısırlaştırmayayım desen yavruları ne yapacaksın, nasıl bakacaksın? kısırlaştırayım desen evet hayvana yazık değil mi.

sorun hayvanların kısırlaştırılması değil, sorun insanların varlığı.
  • cro magnon  (13.02.11 09:27:00) 
herkes ne kadar sevişmeye meraklı, kendisi sevişemeyince de bari kediler köpekler sevişsin diyor!!! anlayamadığım bir zihniyet bu! sevişmek çok zevkli, onlar da sevişsin. oldu gözlerim doldu.

yazabileceğim en hafif cevap bu. dostum sen insansın, onlar hayvan. arada çok büyük bir fark var. burası senin dünyan, onlara cehennem haline getirmişsin. hala daha da sevişmekten bahsediyorsun.

ben de sana bir soru sorayım. sokakta aç bilaç, kör, sakat, hasta kedi köpekleri işkence çekmesini ve rezil olmalarını etik buluyor musun???

sıcak evinde, asosyal asosyal otururken bastırılmış cinsel duyguların yansıması bu. kediler de sevişemesin mi? tek derdimiz kedilerin sevişmesiydi. sakat ve kör kedilere sen bak, ben onların çılgınlar gibi sevişmesini sağlarım. sen de ohhhşşş kediler sevişti, ne mutlu dersin.

ayrıca @ jassinpera +1 kızgınlığa giren kediler tahmin ettiğiniz gibi zevk duymaz, acı çeker, huzursuzluk yaşar. tövbe estağfurullah ya, insana neler yazdırıyorlar.
  • mea maxima culpa  (13.02.11 10:48:44 ~ 10:58:29) 
hayvani eve alirken zaten kendine tabi yapiyorsun. mesela kopekse gunde iki kere disari cikariyorsun, velev ki evin bahceli olsun. her azdiginda ciftlestiremeyecegine gore kisirlastirmak en guzeli. ama mumkunse bir kere ciftlestirin, uresin oyle.. eyyorlamam bu kadar.


  • no avalon  (13.02.11 10:59:11) 
1) sevişmek farklı, üremek farklı.

2) Biri erkek biri dişi 2 köpeğim var, 2'si de kısırlaştırıldı. veterinerimiz, ki kendisi kadındır, östrojen kadar tehlikeli birşeyin olmadığını, kadınların dahi, doğurmak istediği kadar doğurduktan sonra kısırlaştırılırsa, rahim kanseri ve meme kanseri olasılığını büyük seviyede azaltacağını söylemişti, ki kendisine katılıyorum. o nedenle dişi köpeğimi, daha altı aylıkken, yani adet görmeden, yani vücudu östrojenle tanışmadan kısırlaştırdım, mexa maxima culpa'ya katılıyorum, sokaklardaki acı çeken hayvan güruhu ancak böyle böyle azalacaktır.
  • cedilla  (13.02.11 16:39:14 ~ 16:39:56) 
canlı canlı fırında yakılmalarından (pek çok gelişmiş! ülkede uygulanıyor) veya tüfekle vurulmalarından daha etiktir bence.


  • commander64  (13.02.11 21:18:30) 
olay beden bütünlüğünün bozulması, kimse kedinin sikinin keyfinin derdinde değil, hayvanlarınıza yaptıklarınızın sorumluluğundan kaçmak için tartışmayı alakasız yerlere çekmeyin.

commander64'ün mantığına göre de insanların elektrikli sandalye ile idam edilmesi recmedilmelerinden daha etik sanırım, ölümü gösterip sıtmaya mı razı etmeye çalışıyorsunuz, ne alaka?

doğada ve şehir yaşantısında hayvanların doğurduğu yavruların -kedi ve köpek gibi çok sayıda doğurdukları takdirde- bir kısmının ölmesi normaldir; anne kedinin yavruların bir kısmını beslememesi klişesini bırakın.
ezilen ve öldürülen hayvanların varlığı bir gerçek. bunun çözümü bu sorunları ortadan kaldırmaktan geçer. hayvanları kısırlaştırıp sayılarını azaltınca ezilmeyecekler mi? şehirlerden bütün hayvanları mı yoketmeyi planlıyorsunuz? -ah keşke kendinizi yoketseniz ilk önce..-

size kalsak aynı bahanelerle etiyopya'daki insanları da kısırlaştıracaksınız amk!
  • :/  (13.02.11 23:25:20) 
@:/ iyi diyorsun, hoş diyorsun. belki aklına gelmeyebilir ama biz de bunlsrı biliyoruz, bunları düşünebilecek kadar akıllıyız. ama ben onların acı çekmesini istemiyorum.

bir de şu var ki kediler ve köpekler çiftlik hayvanıdır. köpekler bekçidir, kediler fare kovalar. koca şehirler onların doğal yaşam ortamı değil.

sen diyorsun ki sokaklarda ölsünler :( beden bütünlükleri bozulmasın. valla bize saydıracağına kedi-köpekler ve etiyopyadakiler için bir şeyler yap o zaman.
  • mea maxima culpa  (14.02.11 06:43:18) 
[]

Avrupa Birliği Projesi

Merhaba..

Annem anasınıfı öğretmeni. Anasınıfı çağındaki çocuklar için bir proje düşünmüş, içeriğini bilmiyorum ama "Hayal Odası" diye bir projeden bahsetti.

Bunun için Avrupa Birliği'nden hibe proje almak istiyordu. Ne yapmamız gerekli, belki bir bilen var mı içinizde?

Şimdiden teşekkürler...

 
Comenius Programına bir göz atabilirsiniz.
www.ua.gov.tr
aslında annenin düşündüğü şey gençlik programlarına daha uygunmuş gibi duruyor ama hedef kitle onun için biraz küçük.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın yürüttüğü bir preschool education programı var galiba ama detaylı bir bilgiye sahip değilim açıkçası.
Bence mevzuyu Eurodesk temas noktalarından birine sorarsanız oradan sizi yönlendireceklerdir. Eurodesk temas noktaları için;
eurodesk.ua.gov.tr
  • gordon shumway  (21.01.11 20:47:33 ~ 20:48:23) 
[]

adres beyanatında bulunmama sonucu(geç bulunma) 329 lira ceza!

Bunu ödememenin bir yolu var mı ki? :(




 
ev sahibinle yeniden kontrat yap onu göster. ve ya o ayın elektrik/su/sabit telefon faturalarından birini götür.yeni taşındım de.bile bile lades dediysen dönüşü yok.


  • sori  (12.01.11 15:59:59) 
e insanın evi yoksa ne olacak?


  • homeless  (12.01.11 17:13:53) 
ben yurtta kalıyordum ailem de taşınırken benim de kaydımın alınması gerektiğini bilmediklerinden bildirmemişler diye bir savunma yazdım, 3 ay oldu gelen giden yok. acıdılar heralde eheh.


  • galadnikov  (12.01.11 17:46:51) 
[]

Önerileriniz: Yüksek lisans mı - İş hayatı mı?

Merhaba.

Büyük bir karar aşamasındayım, aslında o kadar da büyük sayılmaz ama.

Odtü'de Earth System Science yüksek lisansı, akabinde doktora, yani akademik kariyer yapmayı pek çok istiyorum. bu ara dönemde hali hazırda mezun olmama binaen başvuracaktım, öğrenciliğim süresince part-time çalışmayı göze dahil almıştım ama(tübitak bursu ortalamadan yalan) :

Bir iş teklifi belirdi ufukta, 8-17 arası mesai, cumartesi yok(bunu olumlu bir şey gibi lanse etmek pek ironik, hani keşke hiç olmasa), aylık yaklaşık 2.4k gelir ve 1 sene sürecek bir iş. Siz olsanız, 1 sene çalışıp, böylece para biriktirip öyle mi yüksek lisans yapardınız?

Yoksa hayallerinizi daha fazla ertelememeyi mi seçerdiniz?

Önümde 1 hafta kaldığından değişik öneriler duymak faydama diye düşündüm. Çekinmeyin lütfen.

 
para derdi yoksa ekonomik destek varsa hiç düşünme y.lisans yap. yok ekonomik kaygıların da varsa aynı anda ikisini de sürüklemeye balış


  • isimmisimyok  (09.01.11 21:41:22) 
zaten akademisyen olmak istiyorsan başlaman gereken kariyer y.lisanstan geçiyor fakat asistan olamayacaksan, sadece y.lisans öğrencisi olacaksan, o zaman şirketle konuşup ders saatlerinde tolerans göstermek koşuluyla kabul edebilirsin işi.


  • fiddlerontheroof  (09.01.11 21:46:59 ~ 21:47:41) 
yüksek yap. yanına yabancı dili sağlamlaştır.


  • silver apple  (09.01.11 21:52:59) 
akademisyen olmak istiyorum ve ekonomik desteğim yok, olsa zaten hiç düşünmezdim... endüstri mühendisiyim ve part-time iş olanakları bizim için pek yok.

seçim şu:

yukarıda bahsettiğim olanakları olan ve master için bir miktar para biriktirebileceğim bir iş VS yükseklisans(hayallerin olduğu bölüm)+(bulacağımın hiç bir garantisi olmadığı)part-time iş..

içinden çıkamadığım bu. :(
  • hiperaktifmanyetik  (09.01.11 21:59:15) 
yüksekle beraber yürütebileceğine inanıyorsan öyle yap mutlaka. şartlar ikisini bir arada sürdürmeye müsait değilse mutlaka iş derim. (aslında öyle düşünmüyorum ancak ülke gerçekleri açısından böyle konuşuyorum) mutlaka deneyim isteniyor/soruluyor çünkü daha sonraki dönemde. örneğin okulun bitmiş halde, askerliğini de yaptın ve ciddi bir iş bakıyorsun. gireceğin mülakattaki ilk soru: deneyimin var mı? utanmasalar diğer başka özelliklerine bile bakmayacaklar. kaç yabancı dil / programlama bildiğin ya da atıyorum sana göre üstün olan özelliklerin bile ikinci planda geliyor hep. en azından benim gözlemim o yönde. o nedenle önce iş diyorum. ama dersen ki ciddi ciddi üzerinde çok düşündüm ve akademisyenliği istiyorum, kafaya koydum, işte o zaman sana helal olsun derim ve başarılar dilerim. çünkü bence doğru olan, ancak bu ülkede bir boka yaramayan seçenek bu. zira akademik hayat binbir zorlukla dolu, uzunca bir süreç fakat ideallerin peşinde koşup kovalayan insanlar bu hayatta gerçek başarıya sahip olanlardır. maddi kazanç her zaman iyi bir güdüleyici değildir. maneviyat, severek çalışmak, istediğin işi yapmak ve bundan haz almak tarifi zor bambaşka bir şeydir. yani iyi düşün, en doğru kararı yine kendi durumunu gözden geçirerek verecek olan sensin.


  • villeneuve  (09.01.11 22:33:07) 
ekonomik açıdan bakıldığında 1 sene para biriktirip yüksek lisansa başlaman çok daha mantıklı. çok güzel bir bölümmüş o hem, biraz erteleyip başlamanın akademiye zararı olmaz.

odtü'de yüksek lisans yapıp bir yandan çalışan da bir zombi olarak konuşuyorum: hayat çok zor.
  • alyans  (09.01.11 22:43:14) 
madem akademik kariyer düşünüyorsun yükseğe başla sonra arş. gör. kadrolarını takip et ar. görevlisi olarak başlayabilirsen alacağın para yeter bence .


  • jonturk  (09.01.11 23:16:39) 
çok teşekkür ederim dostlar, var olun değerli görüşleriniz için...


  • hiperaktifmanyetik  (09.01.11 23:17:14) 
Bir yıl çalışıp bir yıl çalışmadan yüksek lisans yapn biri olarak diyebilirim ki:
Bir yıl aldığım bursla geçinmeye çalıştım ama kafam hep hesap kitapta olduğu için çok verimli bir yıl olmadı. Ancak işe girip bir yıl çalıştım ve para biriktirdim, şimdi o parayla bir yıldır geçiniyorum, okul da bitiyor. İyi ki çalışmışım diyorum. Bence iş hayatında atıl, para biriktir, sonra hem yüksek lisans yaparsın,o arada da part time iş falan çıkar, bir şey olur yani, hem kafan rahat olduğu için başarılı olursun. Sonra tez zamanı gelir, tekrar işe girersin. Hadi bakalım, yolun açık olsun :)

  • asfur  (10.01.11 15:46:02) 
[]

Odtü Yüksek lisans yurdu

Merhabalar.

Asistan olmayıp da yurtta kalmak isteyen yüksek lisans öğrencilerinin ara dönemde(ilkbahar) yurtlarda kalma gibi bir şansı var mı? Ya da ara dönemi geçtim, böyle bir olanak var mı?

Odtü'lü dostlardan yardım beklerim.

 
yüksek lisans öğrencilerine yurt çıkıyor. ama çok çabuk doluyor. yedeklerden ilerliyor sıra yer açıldıkça. master odaları var yurtlarda. sen başvur haber ederler onlar sana yer açılırsa.


  • ayiadam  (27.12.10 13:36:01) 
bizim arkadaş kalmıştı ama kendinden 5 yaş küçüklerle kalmak ciddi problemlere gebe, aman diyim.


  • manfool  (27.12.10 15:42:52) 
master odalarında yer oluyor genelde artık eskisi gibi sıkıntılı değil. kendinden küçüklerle kalmıyorsun tabi ki :) lisans odaları üst katlarda(1. yurt için konuşuyorum) asistan odaları girişte, master odaları da kot tabir edebileceğim katta oluyor ve dediğim gibi boş yer de genelde bulunur.


  • exes  (27.12.10 17:01:07) 
[]

ikametgah belgesi

Bu belgenin alınmasında vs e-devlet'e geçildi mi? Yoksa hala eski kağıt düzenine devam mı ediliyor?




 
artık öyle bir belge istenmiyor, gerekli yer mernis üzerinden adres bilgilerine ulaşıyor.


  • thefin  (27.12.10 12:58:02) 
çatır çatır isteniyor ne yazık ki.


  • darknum  (27.12.10 13:04:27) 
odtü kayıtlarda istiyor görünüyor. :(


  • hiperaktifmanyetik  (27.12.10 13:04:33) 
nüfus md.lüğüne gidip 5 kuruş vermeden 5 dakikada çıkartabilirsiniz. stres yapmayın.


  • ozdek  (27.12.10 13:22:37) 
Devlet kurumlarınca istenmesi durumunda Başbakanlığa şikayet edebilirsin. Şikayet numarası BİMER 150
www.basbakanlik.gov.tr

  • sordanski  (27.12.10 15:15:22) 
[]

Wireless Protokolü Hakkında. (CSMA/CA)

Merhaba arkadaşlar.

Bir kablosuz router'ın aynı anda birden fazla kullanıcıya hizmet veremediğini biliyoruz. Yani, router, benim bir "paketimi" önce gönderiyorsa, o arada "paket" göndermek isteyen bir başka "node"a hizmet veremeyecektir CSMA/CA protokolüne göre.

Peki, bu veri alırken geçerli değil mi? Yani, demek istediğim, aynı router'a bağlı iki bilgisayar aynı anda download yapabiliyorlar, veri hızının düşmesi kaydıyla. Bu yoksa şu şekilde mi oluyor:

1 saniyenin yarısında bir bilgisayara hizmet veriyor, diğer yarısında diğer bilgisayara... gibi.

Biraz aklım karıştı işte.

Bilen biri varsa yardımlarını bekliyorum.

Teşekkürler...

 
göndersen de alsan da router bir seferde ancak tek bir paket alabilir ya da gönderebilir.

aynen dediğin gibi oluyor iki bilgisayarın veri alması ama 1 saniyenin yarısı gibi değil, değişik scheduling algoritmalarıyla paketleri sıralayıp nereye hangi node'a göndereceğine karar veriyor. yani senin bilgisayarına birkaç paket, sonra benim bilgisayarıma birkaç paket gönderiyor. bu "birkaç" sayıyı da bu scheduling algoritmaları belirliyor işte.
  • uckac  (02.12.10 17:32:05 ~ 17:32:22) 
[]

Linux g++ compiler'ı çalıştıramadım, embesilim!

Merhaba arkadaşlar.

Kubuntu 10.10 da, g++ compiler'ını çalıştırmaya çalışıyorum, Windows'tan Linux'e yeni geçen bir insan evladı gibi çift tıklayıp açabileceğim bir .exe dosyası arıyorum mal gibi.

Şaka bir yana(.exe aramıyorum elbette), bir türlü çalıştıramadım programı. bir example'ı g++' da açmam gerek. bunu nasıl başarırım bir bilen var mı ey ahali?

N'olur lan, gebereceğim şimdi. (not: g++' i "terminal"den sudo apt get g++ flan şeklinde indirdim)

Sevgiler şimdiden.

 
myweb.stedwards.edu

adresinde bir şeyler anlatıyor. Komut satırına çıkıp oradaki komutları kullanın .cpp'li dosyanızın olduğu dizinde. Çift tıklanacak bir şey yok ne yazık ki fintovs gibi.
  • sourlemonade  (28.11.10 21:19:26) 
Terminalden "g++ dosyaadi.cpp" ile derleyebilmeniz lazım.


  • silhouette  (28.11.10 21:22:59) 
açmak derken? komut satırı ile compile edeceksin. g++ dosyaadi.cpp -o bencompileedildim

sonra da çalıştırmak için ./bencompileedildim
  • ency  (28.11.10 21:25:34) 
g++ ile derlersin, c++ dosyasini bir text editor ile acabilirsin, muhtemelen 'vi' ya da 'vim' vardir.

derledikten sonra calistirmak icin de; ./dosya.exe
  • nawres  (28.11.10 21:27:13) 
tanrım, bir yerlerde temel hatalar yapıyorum da, yeniyim abiler ona yorun.

gvim'i indirdim ve içine şu tırt şeyi yazdım:

#include <iostream>
using namespace std;

int main ()
{
cout << "vaymısına!";
return 0;
}

Bu kaydettiğim dosyayı(hello.cpp olarak kaydettim) g++ 'ta compile etmem gerekiyor, ancak beceremiyorum. nerede yanlış yapıyorum? çok temel hatalar yaptığım belli.

sağolun tekrardan.
  • hiperaktifmanyetik  (28.11.10 22:45:27) 
başka bir şey sormayacağım, son bir yardım daha dostlar. :(


  • hiperaktifmanyetik  (28.11.10 23:11:06) 
terminal'den dosyanin oldugu klasore gel, su komutu calistir

gtt hello.cpp -o hello

bu derler, sonra calistirmak icin de sunu yaz;

./hello
  • nawres  (28.11.10 23:54:57) 
[]

fare donuyor saniyeliğine - ilginç

Merhaba arkadaşlar.

Klavyede herhangi bir tuşa dokunayım, touchpad 1 saniyeliğine donuyor, sonra etkinleşiyor.

Sorunu çözemedim, bir bilen olursa severim kendisini.

 
Klavyeden yazı yazma sırasında elimiz touchpad'e çarpıp yanlış yerlere tıklamasın diye, yazı yazma esnasında touchpad'i kapatan bir ayar o. Touchpad ayarlarından açılıp kapatılabiliyor olması lazım.


  • jesterdancer  (14.11.10 12:52:09) 
o ayarı çok zor buldum nan. :)

jester'a da sevgilerimi ileteyim buradan.
  • hiperaktifmanyetik  (14.11.10 23:54:38) 
[]

Tübitak proje araştırmacısı

Merhaba.

YÜksek lisans öğrencisi olarak 2 sene sürecek bir Tübitak projesinde çalışıyorum.

Acaba yüksek lisansı bıraktığımız taktirde, başka bir üniversitede yüksek lisans yapsak da yapmasak da bu projede hala yer almamıza engel olan bir durum söz konusu olur mu?

Bilen çıkarsa çok mutlu olacağım. Şimdiden teşekkürler...

 
bursiyerler icin master veya doktoraya devam sarti vardi. ozel arastirmaci icin de doktorayi bitirmis olmak.


  • aero dynamik  (19.10.10 23:40:20 ~ 23:40:34) 
tubitak'a mail atsana, hemen donuyorlar


  • jason burun  (19.10.10 23:54:48) 
[]

Cooker cinsi köpeğin cinsiyet seçimi

Merhaba arkadaşlar.

Yakında bir köpeğim olacak muhtemelen, ancak dişi mi erkek mi olsun diye düşünmemi istedi veteriner arkadaşım. Dişilerde adet sorunu olduğu biliniyor ancak bu çok büyük bir sorun teşkil ediyor mu sizce? Ya da diyeceğiniz herşey faydalı olacaktır arkadaşlar.

Teşekkürler şimdiden.

 
şimdi eğer oturduğun çevrede, köpek varsa, her nasıl ,ne şekilde ve hangi cinsiyette olduğu farketmez.köpeğin 6 ayda bir hastalanıcak ve ortalama 15 gün erkek köpekler seni sürekli rahatsız edicek,peşine takılacaklar,apartman ev önünde,bekliyebildikleri heryerde bekleyecekler, ha dişi köpeklerde ellerindeki ilk fırsatta köpeğine saldırmaya çalışacak.
ayrıca evde batıcak tabi bu hayvanlar yatağa çıkar,koltuğa yatar oraya yatar buraya yatar.
ayrıca ısrarlı bir şekilde ağlıyacak,hatta olurda kaçarsa 3 4 gün eve uğramıyacaktır.

ama kısırlaştırırım diyebilirsin tabi, bu seferde şişko bir köpek olacak.
  • killerbee  (17.08.10 00:00:42 ~ 00:01:44) 
adet o kadar sorun olmuyor. hatta çoğu zaman adet olduğunu bile fark etmiyorsunuz köpeğin. kendilerini temizliyor çünkü. 6 ayda bir oluyorlar zaten. erkek köpeğin de oraya buraya sürtünme sorunu oluyor. bazen olmayada biliyor ama. erkek köpeklerde tuvalet eğitimi evde biraz zor oluyor. bir de erkekler dişilere göre daha heybetli oluyorlar boyut olarak. ama bana sorarsanız dişi almanızda fayda var.

www.eksisozluk.com
www.eksisozluk.com (yararlı başlıklar bakımından.)
  • uche  (17.08.10 02:40:51) 
7 yıldır dişi ingiliz cockerım var. 7 yıldır hiçbi kötü huyunu görmedim, çok mutluyum, çok seviyorum onu. adet çok sorun teşkil etmiyo hemen bitiyo gidiyo zaten. dişi almanı tavsiye ederim.


  • the patient  (17.08.10 02:45:06) 
cockerlar öfke sendromu'nun en sık görüldüğü cins olarak bilinir. bunu bilerek almanızı tavsiye ederim.


  • cumingsoon  (17.08.10 03:35:40) 
img535.imageshack.us
ha aklıma gelmişken buda bizim rahmetli paco.

  • killerbee  (17.08.10 18:36:24) 
çok teşekkür ederim arkadaşlar. görüşlerinizi dikkate alacağım. neresinden bakarsanız bakın sorumluluk isteyen bir iş, bu yüzden dikkatli olmalıyım.

çok teşekkürler tekrar.
  • hiperaktifmanyetik  (18.08.10 02:03:37) 
[]

bilkent cope

Merhabalar.

Yarın bilkent cope sınavına gireceğim.

Sorum sadece yarınki 10.00-11.55 ve cuma günü 11.00-16.55(oha) saatlerinde hangi bölümlerin olduğu

Bu bilgileri sekreterlikten mail ile aldığımdan dolayı bilgim kısıtlı. sözlük mözlük diyor ki 4 bölüm var ancak, ne ne zaman ve 2. aşama neden o kadar uzun sürüyor bir bilgim yok açıkçası...

Teşekkürler şimdiden...

 
ilk bölüm dediği cope'un ilk aşaması. test soruları soracaklar bi sürü, onları cevaplayacaksın. sonra onun sonucu gelecek geçersen ikinci aşamaya -cuma günkü sınava- çağrılacaksın. yani bu ikisi ayrı sınavlar. asıl cope cuma günü gireceğin. onda da 4 tane bölüm var. yazma okuma gramer vs işte. speaking var mı bilmiyorum bizim zamanda yoktu belki eklemişlerdir.


  • likeinme  (09.06.10 23:11:01) 
[]

ODTÜ ÖYP

Merhabalar.

Sorum Öğretim Elemanı Yetiştirme programının tüzüğüyle alakalı biraz.

"2547 sayılı Kanunun 35 nci maddesi hükmü çerçevesinde bir mecburi hizmet sözleşmesi" ile kastedileni çok aradım ancak bulamadım.

Yani, atıyorum, atandığım(buna ne zaman atanıyorum ki mesela?) Karabük üniversitesinde; Odtü'de master ve doktora eğitimi sonrasında zorunlu x yıl mecburi hizmet mi yapacağım? Bu maddeyle kastedilenin bu olduğunu düşünüyorum ancak karşıma harcırah flan gibi harcamalar vs çıkıyor.

Bilemedim dostlar.

Var mıdır bir bileniniz? :/

 
büyük ihtimal öyledir. misal beş yıl burda 5 yıl zonguldakta çalışacaksın anlamındadır. ama bizim okul kıbrıs'a yolluyor olabilir.


  • ayiadam  (18.05.10 18:27:41) 
Öğretim elemanı yetiştirme:

Madde 35 - Yükseköğretim kurumları; kendilerinin ve yeni kurulmuş ve kurulacak diğer yükseköğretim kurumlarının ihtiyacı için yurt içinde ve dışında, kalkınma planı ilke ve hedeflerine ve Yükseköğretim Kurulunun belirteceği ihtiyaca ve esaslara göre öğretim elemanı yetiştirirler.

(Ek fıkralar: 17/8/1983 - 2880/18 md.) Öğretim elemanı yetiştirilmesi amacıyla üniversitelerin araştırma görevlisi kadroları, araştırma veya doktora çalışmaları yaptırmak üzere başka bir üniversiteye, Yükseköğretim Kurulunca geçici olarak tahsis edilebilir. Bu şekilde doktora veya tıpta uzmanlık veya sanatta yeterlik payesi alanlar, bu eğitimin sonunda kadrolarıyla birlikte kendi üniversitelerine dönerler.

Yurt içi veya yurt dışında yetiştirilen öğretim elemanları, genel hükümlere göre bağlı oldukları yükseköğretim kurumlarında mecburi hizmetlerini yerine getirmek zorundadırlar. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere, yükseköğretim kurumlarında görev verilmez. Özel kanunlarla getirilen mecburi hizmet çalışmaları bu hüküm dışındadır.
  • compadrito  (18.05.10 18:30:05) 
bir arkadaşım, 35. madde ile Dicle üniversitesi üzerinden, şuanda ODTU'de akademik kariyerini devam ettiriyor. En geç 7 yıl sonra (ya da 5 yıldı sanırım), yine Dicle üniversitesi'ne dönmek zorunda.

Bana aktardıkları bu şekilde.
  • 0dy  (18.05.10 18:45:25) 
teşekkür ederim efendim cevaplar için.

muhtemelen öyle. e bu durumda ille de yurtdışında doktora yapmak isteyen, gelince de çıtayı düşürmemek isteyen bendeniz için pek mantıklı gözükmüyor bu seçenek..

tekrar çok teşekkür ederim.
  • hiperaktifmanyetik  (18.05.10 19:54:11) 
Yanıtınızı almışsınız ama ben de bir şey ekleyeyim. 35. madde oldukça bağlayıcıdır. Herhangi bir başka şansınız varsa bulaşmamanızı tavsiye ederim.


  • sourlemonade  (18.05.10 23:31:19) 
[]

Bilkent - Odtü master

Merhabalar...

Bilkent ve ODTÜ'ye master için başvuracaktım, ancak burs durumlarını merak ediyorum.

Tezli ve mümkünse burslu okuyacağım. ODTÜ'de tezli kabul edildikten sonra burs adıyla bir yardım yapılıyor mu? Yardım alabilmek için illa ki asistan mı olmak gerekir? Her tezli yüksek lisans öğrencisini de asistan yapmaz zannediyorum. Bu durumda tezli ama yardım almayan öğrenciler de oluyor sanıyorum?

Bilkent'te nasıl oluyor peki? Duyduğuma göre Bilkent de önüne geleni(yüksek bir yüzdesi mevcutmuş) asistan yapıyormuş ama yardım miktarı da 300 500 lira gibi bir miktar.

İki üniversite için bir bilgisi olan varsa, paylaşabilirse çok sevinirim. Bu bilgileri sitelerinden edinemiyorum malesef.

 
bilkent için duydukların doğru, odtü'nün herhangi bir yardımı ya da bursu yok. Ancak asistan oluran 1500-1750 gibi bir maaş alıyorsun, asistan olmak da öyle çok kolay değil bildiğim kadarıyla. ya da odtü'de tübitak'a başvurup tübitak bursu alabilirsin, o da en son bildiğim 1250 idi ama artmış olabilir. Sosyal bilimler veya idari bilimlerdeysen tübitak bursu alma ihtimalin mühendislik ve temel bilimlere göre daha düşük diye biliyorum.


  • purpurum  (11.05.10 13:31:45) 
[]

ODTÜ asistanlık, ve sınavı

Merhabalar...

Endüstri mühendisliği son sınıftayım.

Odtü' de, ya Bilişim sistemlerinde(interdisiplin iyidir, lazım), ya da endüstri mühendisliği konuları üzerine yüksek lisans yapmayı hedefliyorum(nasipse). Tabi buraya girdikten sonra, bir de asistanlık gibi bir hedefim var.(nasibin nasibi)

YÖK' ün, asistanları yurtdışına doktoraya burslu olarak gönderdiğini duymuştum. Mükemmel bir fırsat bu akademik kariyer için.

Önce, Odtü/YÖK, asistan olmayan master öğrencilerine de böyle bir fırsat sunuyor mu ki? Yoksa sadece asistanlara mı?

Asistanlık sınavı nedir? Nasıl bir şeydir? Kaç kişi girer ve kaçı seçilir? Neye bağlıdır bu genelde?

Asistan olacak çocukta bekledikleri yetkinlik neler acaba?

Siz sormadan söyleyeyim, muhtemelen asistanlık için lazım olacaktır:

Ales:92,5(olmadı bir daha gireriz)
TOEFL:85(official değildi ama, aşağı yukarı bunu aldım, bir daha alabilirim galiba)
not ort: 3.07/4.00
vasat üzeri öğrenciyim, idare ediyoruz. :)
referanslar da fena değil, odtü eski rektörü referans olabileceğini söyledi.

Bu bilgiler ışığında, sorduğum sorularda yardımcı olabilecek biri varsa pek mutlu olurum ben. Burası olmazsa da msn ile yardım alabilirim, hiç farketmez.

Teşekkürler şimdiden.

 
yurtdışı olayını şöyle izah edeyim: yök türkiye üniversitlerinde çalışan asistanları yurtdışını göndermiyor. bir süreliğine burs verip eğitim almalalarını sağlıyor. onun dışında yök ve meb gibi kurumların tüm lisans mezunlarına açık olan bursları var. gönderiyorlar seni bir ülkeye (misal amerika) tamamlıyorsun yükseköğrenimini, gelince okuduğun sürenin 2 katı kadar hizmet etme mecburiyetin var. yok ben etmem diyosan parayı basman gerekiyor, ama çok büyük meblaalar.


  • selim alai  (08.02.10 20:05:37) 
[]

yüksek lisans - odtü - information systems

Merhaba arkadaşlar.

Odtü 'de Bilişim sistemlerinde yüksek lisans yapmak istiyorum ama, bu konuda bir bilgisi olan var mı?

Akademik kariyer için, yurt dışına doktoraya gitmeden önce iyi hazırlık olur zannediyorum ama(evlilik belki, öğrencilik hayatı güzel vs...)

Bu arada endüstri mühendisiyim, bu sene bitiriyorum. endüstri üzerine yüksek lisans yapmak istemememin de sebebi, olur da akademik kariyerden cayarsam iş hayatına bilişim yüksek lisansında kazandığım bilgileri endüstri yüksek lisansından kazandığım bilgilere göre daha kolay adapte yansıtabilecek olmama inanmam. zor ama olur.

roman yazdım, bir bileniniz var mı, odtü' de bu bölüm nasıldır? yüksek lisans
nasıldır?

şimdiden teşekkür ederim dostlar...

 
merhaba,
ben gerci bilişsel bilimlerde master yapıyorum ama. bilişim sistemleri baya güzel ve iş hayatına atılacak olursan sana yararlı olacak bir program.
odtüde yüksek lisans konusu ise aynı enstitüde olduğum icin söyleyebilirim ki cok kolay değil. senden yapmanı beklenenler gayet fazla ama gözlemlediğim kadarıyla IS'de master yapanların cogu calısan insanlar ve bi şekilde becerebiliyorlar bu işi. mesela dönemde 2 ders alırsın kalmadan paşa paşa bitirirsin.
daha ayrıntılı sorun olursa IS asistanlarında birine mail atabilirsin. yardımcı olurlar diye düşünüyorum. ya da gel bölüme hocalarla öğrencilerle yüzyüze görüş bu konuda hocalarda konuşmaya çok açıktırlar.
kolay gelsin.
  • turuncubalik  (15.01.10 19:01:11) 
[]

Aktar - Ankara

Melisa melisa çayı diye nicesine sarıldım dostlar.

illa ki vardır ama, varsa Ankara' da nerede ver bu Aktar' lar acaba?

Emek civarında gören duyan var mı?

Kızılay ya da ?

 
sakarya'da mısır çarşısı var orda muhakkak vardır.


  • burbat  (07.01.10 00:10:15 ~ 00:10:32) 
tunalının kızılay tarafındaki baslarında da var iki yer bildigim kadarıyla


  • burjuva  (07.01.10 00:22:11) 
adam akıllı bi eczaneye sormayı dene. melissa çayı fitoterapötik bir çay olduğu için içinde standartlara uygun miktarda etken madde olanını depolardan getirtebilirler.


  • elenika  (07.01.10 01:47:37) 
bahçelievler 7.cadde de lokman hekim var orda bulunabilir zannımca


  • ninca  (07.01.10 01:49:18) 
son günlerde bende kafayı taktım bu bitki çayı meselelerine. Bir kaç aktardan da alış veriş yaptım. Şimdiye kadar gördüğüm en temiz aktar Atakule'den eski Anayasa Mahkemesine giderkenken sol kolda otobüs durağının hemen arkasında kalan adı da sanırım Cemre olan dükkan. Diğer aktarlardan farkı melisa çayı çersiz çöpsüz idi ve adam gerçekten bilgili.


  • emresorkun  (07.01.10 06:50:35) 
metro'nun sakarya caddesi çıkışından çıkınca, sağında kalan dükkanlar silsilesini cadde sonuna kadar takip et, zaten 200-300 metre bir şey en fazla, orda 2 tane olacak. biri girişte, biri de ikinci hostanın yanında.


  • hic kimsenin babasi  (07.01.10 18:55:07) 
sağolun tüm cevaplar için. poşet çay almış bulunmaktayım, 7. cadde lokman hekimden. fiyatı da 3.50 gibi birşey idi.

bu arada melisa çayı denildiği gibi stres mtres bırakmıyor, özellikle proje final zamanlarında cillop oluyormuş.

ama fena uyku getiriyor. dikkat etmek gerek.
  • hiperaktifmanyetik  (07.01.10 19:20:39) 
[]

Ankara - VisualBasic kursu - bi buldurun be.

Merhabalar.

Bu dönem bitirme projesi için Access'le veritabanında bir performans değerlendirme sistemi tasarlıyoruz efendim.

Bunun için SQL bilgim var, zaten pek ahım şahım SQL' e gerek duyulmuyor veritabanı tasarımı için. Herşey sihirbaza bağlı artık.

Size sorum şu; Access' te über süper bir program hazırlamamız için ne tür bir kurs almamız gerekli?

Access kursları vardır ama orada bana nasıl tablo kurulmayı öğretecekse verimliliği düşük bir durum olur bu. Peki Visual Basic kursu bu durumda yararlı olur mu?

Ankara' da tavsiye edebileceğiniz Visual Basic kursu var mı?

Şimdiden çok teşekkür ederim.

Modlardan ricam: 1 güncük flan yukarılarda kalırsa kursumuzu alır, belki de vatana millete hayırlı evlatlar oluruz hocam :/ Olmaz ise sağlık olsun. :)

 
visual basic ile arayüz tasarlayıp sorgulama yaptırmak istiyorsunuz sanırım. Bunu öğretecek kurs oldukça uzun sürer.

size ilk önce değişkenler, döngüler, komponentlerin kullanımı, eventlar, error handling vs vs temel konuları öğretecekler. eğer programlama bilginiz sıfırsa bunların yerine oturması oldukça uzun sürecek. üstüne bir de sql kullanacaksanız minimum 5-6 ay gider eğitime.

ayrıca sakın vb 6.0 kursuna falan gitmeyin, direkt .net kursuna gidin bulabilirseniz.

nesne tabanlı programlamayla aranız varsa kendi kendinize de öğrenebilirsiniz çok fazla kaynak var.

ben vb 6.0 biliyordum, .net i kitaplardan ve internetten kendim kurcalaya kurcalaya öğrendim.
  • kimlanbu  (04.01.10 00:58:14) 
öncelikle teşekkürler hocam.

ben Access kullanmayı iyi öğrendim bu dönem. Beyaz yakalıların performans değerlendirme sistemi tasarlarken de görsel, cicili bir arayüzü olan bir program tasarlamak istiyoruz.

.net kursu alırsam bu bilgilerimi Access ile birleştiremem sanırsam. Öyle mi? (Bildiğimiz bir Access var gayet, zaman da kısıtlı olduğundan derdim kısa zamanda iyi bişey yapabilmek)

.net basbaya ayrı bir program. Bu sistemi tasarlamak için yaklaşık 3.5 ayımız var. Bu durumda, yine de visual basic mi avantajlı olur Access' e göre baktığımızda, yoksa NetBeans(sanırım buydu)mi avantajlı olur?

Tekrar teşekkürler.
  • hiperaktifmanyetik  (04.01.10 01:19:20) 
hiç bilmiyorsanız 3,5 ayda ne visual basic öğrenebilirsiniz doğru düzgün ne de başka bir programlama dili. visual basic kursuna gitmekle .net kursuna gitmek arasında fark yok, .net'te visual basic de var. ama basic'i artık neredeyse kimse kullanmıyor. öğrenecekseniz c# veya java öğrenin, bir işinize yarasın ileride.


  • uckac  (04.01.10 01:31:36) 
sağolasın hocam, 3.5 ayda zor öğrenilir dediğin gibi. Ancak benim derdim biraz da Access in içinde visual basic kullanarak makro yazmak.

Sonuçta Access le yapacağımız database' i geliştirmek için belki makroya ihtiyaç duyucam. Bu durumda yine de visual basic almalı mıyım ki?

Yoksa internetten örneklere baksam, varsa e-book flan onları karıştırsam makrolar için yeter mi? Daha doğrusu yaptığımız sistemi geliştirmek için yeterli mi olur?
  • hiperaktifmanyetik  (04.01.10 01:49:23) 
visual basic.net ile access de oluşturulmuş veri tabanlarına kolayca erişip işlem yapabiliyorsunuz.

Ama 3.5 ay zamanınız varsa hiç bulaşmayın arayüzü vb.net ile hazırlamaya.

benim de access bilgim yok, ama sadece makro kullanacaksanız amacınıza uygun hazır örnekler bulup kendi projenize uyarlayabilrsiniz diye düşünüyorum.
  • kimlanbu  (04.01.10 02:03:13) 
12   « Önceki Sonraki
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.