Giriş
(4)

bebeğe pasaport çıkartma süreci

kondansator
selamlar, 9 aylık bebeğe pasaport çıkartacağız. başvuruda bebeği de görmek istiyorlar mı? kimlik de gerekmiyordu da
selamlar, 9 aylık bebeğe pasaport çıkartacağız. başvuruda bebeği de görmek istiyorlar mı? kimlik de gerekmiyordu da
0
kondansator
(02.12.25)
Gecenlerde 3 yasinda kizim icin basvuru yaptik. Evet cocugun da goturulmesi gerekiyor dediler 199 a arayip sormustum sonra cocugu goturduk. Ayrica anne ve babanin da gitmesi gerekiyor. sadece biri olmuyor.
0
nuevo
(02.12.25)
cevabi bilmiyorum tr pasaportu yok oglanin ama, fotograf gerekiyor bu sefer sonucta dolayisiyla isterler diye dusunuyorum elinizde fotograf olsa bile. Kimlik fotografsiz en nihayetinde.
0
wallcan
(02.12.25)
evet. hatta anne baba birlikte gitmeli diye biliyordum ben de eğer yoksa gitmişken kimliğini de fotoğraflı yaptırın derim. yurtiçi uçuşlarda kullanır.
0
elorelia
(02.12.25)
velayet tek bir kişideyse o kişinin ve bebeğin bulunması, velayet belgesinin sizde olması (talep ediliyor) gerekiyor. anne baba evliyse çocukla birlikte iki ebeveynin de başvuruda olması gerekiyor.
+2
deartheodosia
(02.12.25)
(1)

Kilo sorusu

arbre
Geçen 84 kiloydum. Sonra 85 kilo oldum. Geçen hafta kardiyo yaptım. Üstüne hasta oldum. Bir de dilim yara oldu. Yemek yiyemedim çok. 83 kilo olmuşum. Hangisi neden oldu buna? Kardiyo mu işe yaradı, hasta olmam mı (su kaybı?), yara yüzünden yemek yememem mi?Bir de kardiyo yapınca kastan gider mi? Yağ
Geçen 84 kiloydum. Sonra 85 kilo oldum. Geçen hafta kardiyo yaptım. Üstüne hasta oldum. Bir de dilim yara oldu. Yemek yiyemedim çok. 83 kilo olmuşum. Hangisi neden oldu buna? Kardiyo mu işe yaradı, hasta olmam mı (su kaybı?), yara yüzünden yemek yememem mi?

Bir de kardiyo yapınca kastan gider mi? Yağ yakmak için eğimli yürüyüş yapıyorum. 174 75 boy için kilom kaç olmalı? Son olarak proteini haftada 1 2 fast food'tan almak istiyorum. Pratik oluyor. Mantıklı mı? Sağ olun.
-8
arbre
(02.12.25)
yemediğin sürece düşer ilk 2-3 hafta. tamamen yemekle alakalı.
0
summerjam0306
(02.12.25)
(9)

İlk izlenimde ezik algılanmamak için

egerbiryolcu
Bu kelimeden nefret ederim ama sanıyorum ki insanlar tarafından böyle algilanabiliyorum ve bu durum da artık gına getirdi. Beni yıllarca tanıyan insanlar az çok fikir sahibidir hakkimda. Ama onlar bile beni tam tanımıyor bence. Kimi sessiz biri olduğumu kimi nazik biri olduğumu laf arasında dile ge
Bu kelimeden nefret ederim ama sanıyorum ki insanlar tarafından böyle algilanabiliyorum ve bu durum da artık gına getirdi. Beni yıllarca tanıyan insanlar az çok fikir sahibidir hakkimda. Ama onlar bile beni tam tanımıyor bence. Kimi sessiz biri olduğumu kimi nazik biri olduğumu laf arasında dile getirir. Ama eskiden kırıcı şeyler de duyardım. Garip olan şey ise beni çok kısa süredir tanıyan bir insan bile "sen öyle biri değilsin sen tartismazsin ama ben yaparım ederim" gibi kendini güçlü konumlandirdigi cümleler kurabiliyor. İş yerinde mesela mobinge ugramistim. Mobinge ugramamin sebebi ise müdür yardımcısına karşı hakkımı savunmak, benim için skandal bir düşünce yapısına sahip olduğu için bunu dile getirmek olmuştu. Ben bu durumdan bir yıl muzdarip oldum bunu sorguladığımda ise insanlar bana sen sessizsin işte o yüzden üstüne gelmiş diyolar. E ama aksine kimse sesini çıkarmıyordu ben hakkımı savundum diyorum daha ne yapayım. Yakın zamanda üniversitede bir hocam beni fazla tanımadığı halde arkadasimla beni kiyaslamisti o senden daha zeki diye. Bunu ona düşündüren tek şey arkadaşımla daha önce iletişimde olması, arkadaşımın o hocaya hediye vermesi ve ortak projemizi direkt hocaya arkadaşımızın anlatması yani "yoğun girişkenlik"ti. Zira diploma notum, kpss puanım ve hocanın bayildigi proje fikrinin tamamen bana ait olması ortada. Üstelik bilen bilir duyuruda kendime yukleniyorum diye uzunca bir yazı yazmıştım. Tüm bunları yaşayıp sorumluluklarının bilincinde, hayallerime hayal katmaya devam eden bu yolda kimseyle uğraşmayan ama her ne sebeple insanların sıklıkla incitici söz ve davranışlarına yoğun şekilde maruz kalan biriyim. Dün gece mesela maruz kaldığım kabaliklardan biri aklıma geldi ve ağladım. Kimin ne hakkı var ki beni uykumda üzmeye.

Arkadaş ortamlarında şoyleyim. Samimiyet hissettiğim yerlerde kendimi açarim esprili biriyim herkesin sadiginin aksine konuşmayı anlatmayı da çok severim ama eğer rahatsız olduğum şeyler varsa kabuğuna çekilirim sessiz kalırım. Rahatsızlıktan kastım kötü şeyler değil sadece, mesela diyelim herkes aşırı konuşkan ben kimsenin sözünü kolay bölemem veya eskiden daha çok yapardım bunu biri bana bir şey sorarsa laf atarsa konusurdum. Bunu tabii astım ama yine de herkes o kadar hararetli konuşuyor ki lafa bir türlü giremiyorum.

Eskiden insanları çok alttan alırdım kendim kirilsam da onlar kırılmasın diye sineye çektiğim çok şey olurdu. Bu durumu da aşmaya baaladim. Hayatımdan insan cikarabiliyorum çok sevdiğim bir insan bile olsa baktım ki beni aptal yerine koymaya başlıyor artık yine çok kırıcı olmadan defteri kapatıyorum. Ağır şekilde üstüme gelenlere ise ona göre ben de karşılık veriyorum. Eski affediciligimi bilen insanlarda şok etkisi yarattığına şahit oldum.

İş meslek hayatı olarak ise çaliskan biriyim. Bunu baskalarindan da duyardım ama çok dillendirmeden fotograflamadan videolamadan yuruturdum calismalarimi (öğretmen). Hiç ders işlemeyen bir öğretmen bana "bu sene bı tık daha aktifsin" gibi bir cümle kullanmıştı şok olmuştum. Kendisi branş dersimizde çocuklara hiçbir şey yaptirmiyordu benim sınıfındaki çalışmalar duvarlarda bariz belli velilerin olumlu donusleri belliyken.

Okulda da kimseyle çok konuşmazdim dediğim gibi ilişki kurmakta zorlanır ve tek takilirdim. Bu kız niye hiç gülmüyor diyeni bile duydum.

Yani canımı sıkan o kadar çok şey yasamisimdir ki bunlar ilk aklıma gelenler. Takildigim şey kendi halimde olan ama gayet zeki çalışkan insan ilişkilerinde de nazik kavgacı olmayan biri olmak. Bunların sonucu zorbalanmayi mi hak etmek oluyor?

Ben de diyorum ki artık insanlara başka yüzümü göstereyim kimse hafife almasin haddini aşamasın. Mesela bu bir yeni arkadaş veya iş ortamı olabilir. İlk izlenimde böyle algilanmamak için nasıl davranışlarda bulunulmalı. Belki hiç yapmadığım farkındalığımın artacağı şeyler önerirsiniz.

Teşekkürler simdiden.
0
egerbiryolcu
(02.12.25)
En başta öz güvenini arttır. Bunun başı spor. Haftada 1 gün yüz. Duruşun düzelir. Bazı kızların duruşu çok kötü. Dik yürü. Ağırlık çalış.

Biraz ukala olmayı dene.
0
arbre
(02.12.25)
Duruş bozuklugum var evet yoksa fiziğim boyum çok iyi onu asmaliyim.
Ukala olmak bunun üstüne de çalışmam gerek sevdim bu öneriyi. @arbre
0
🌸egerbiryolcu
(02.12.25)
ben de ayni sebeplerden terapiye basladim, bana cesitli sebepler saydi boyle olmamiza neden olmus olacak. henuz aktif olarak bir degisimde bulunmadim kisa suredir yaptigim icin fakat farkindaligim artti, bu da degisimin ilk adimi gibi dusunuyorum. iplenilmemek konusu bazen cok canimi sıktığı için yakın zamanda en yakın arkadaşıma yakınıyordum (benim onu iplediğim kadar onun beni iplememesi konusunda), ters tepti, alıştığı insan farklı birşey söylemiş olunca resmen çıldırdı ve gerçek yüzünü görmüş oldum.

çare aktif olmak, başkaları ne der diye düşünmemek, bu da özgüvenin daha sağlam olmasına bağlı, kendine ne kadar inanırsan başkalarını o kadar az takarsın. uzun yıllarda oluşmuş karakterin hızlıca değişmesini beklemek gerçekçi olmaz ama, baby steps.
0
mirafiori
(02.12.25)
sen normalsin de sana şöylesin böylesin diyenler anormal olmalı. kendini değişitirmen gereken bir durum yok. insan şöyle birine dönüşmeliyim diyerek o kişi olamıyor. sadece tavırlarını ve insanlara yaklaşımını değiştirebilirsin o kadar. hem onlara kendini ispatlamak zorunda degilsin.

gora da ceku diyo ya arif ben dünyaya ayak uydurabilecek miyim? bırak dünya sana ayak uydursun diyo o misal.

dert etme sen öyle de güzel bir insansın.
+4
koela
(02.12.25)
İs hayatında karşılaştığın zorbalıklar meslektaşlarımızın genelinin düşük IQ lu olmasından kaynaklanıyor. Ben de genelde zorbalanırdım öğretmenler odasında. O kısmı mümkünse kafana takmamaya çalış. Diğer alanlarda neyi nasıl halledersin bilemiyorum, terapi yardımcı olabilir.
+1
sekizdokuzon
(02.12.25)
mutlak sevdiğin, sevildiğin bir insan sana gözlemlerini iletecek ve sen de bunları süzgecinden geçireceksin. ablama dişlerini yaptır ablacım derim. kardeşime de saçlarını kısa kestirme derim. başkasına demeyeceğim şeyler bunlar. yoksa herkesin bir çıkarı var ve samimi değiller. mutlaka sebebi dışarıdan belli oluyordur, farkında olmanı sağlayacak insanlara danış.
0
gabe h coud
(02.12.25)
daha az empati yap. daha fazla kendini sev. önceliğin kendin olsun. yüksek enerjili ol. bu otomatikmen özgüvenini arttıracak. sonrasında baskın taraf haline geleceksin ve bu sorunları yaşamamaya başlaycaksın. bu hayat sporunu yapmak istiyorsan pr'ını reklamını iyi yapacaksın bir de.
0
archmeister8
(02.12.25)
@arcmeister8
O kadar doğru bı şeye değindin ki gerçekten aşırı empati kuruyorum dediğim gibi eskiden beni aglatsalar bile karşılık versem onları uzmekten cekinirdim. Halbuki yalnızlığı seven de bir insanım ama dışardan kendime bakınca sanki insanlar benden vazgecmesin diye her şeye katlaniyorum. Halbuki öyle değil. Empati olabilir sebep.
+1
🌸egerbiryolcu
(02.12.25)
ukala falan olmayı kesinlikle deneme herkes nefret eder senden.

bu tamamen özgüvenle alakalı. sakin ol. her şeye atlama, dinle, ortama adapte olunca sen de hafif hafif kaynaş.

güzel giyin, gerekirse bi tık daha fazla harca görünümüne, bakımlı ol, saç sakal vs. güzel kok.

biraz spor yap, duruşun düzelsin vs.

ama ukala asla olma.

kibar ol, ufak iltifatlar et.

vs. vs.
0
gurur
(02.12.25)
(6)

temu'daki çark, kutu vs bir işe yarıyor mu

kibritsuyu
ne zaman temu'ya gireyim, ıvır zıvır bakayım desem en başka yok çarkı çevir, hop ödül kazandın, ikiye katlamak için kutuyu aç, oh ikiye katlandı, ekstra için tekeri döndür, trrrr şansa bak en yüksekte durdu, 500 lira daha eklendi. iki saat boş boş uğraştırıp duruyor. bir sefer üşenmedim sonuna kadar
ne zaman temu'ya gireyim, ıvır zıvır bakayım desem en başka yok çarkı çevir, hop ödül kazandın, ikiye katlamak için kutuyu aç, oh ikiye katlandı, ekstra için tekeri döndür, trrrr şansa bak en yüksekte durdu, 500 lira daha eklendi. iki saat boş boş uğraştırıp duruyor. bir sefer üşenmedim sonuna kadar gittim, 3 ürün al bedava falan dedi, aldım ettim bir türlü olmadı.

bunun amacı ne yahu? güya 2000 lira bedava alışveriş hakkı verdi ama tıss. gerçekten bir işe yarıyor mu, bir şey yapıp, x liralık alışveriş yapana, şu şu ürünlerden şu kadar harcayana falan veriyor mu bu ödülleri?

iş tıraşa bağlıyor diye artık çark mark çevirmeden geçip ne alacaksam parasıyla alıyorum. gerçekten işe yaramasının bir yolu varsa öğretin de ucuza, bedavaya falan alayım.
0
kibritsuyu
(02.12.25)
dün bana 4500 TL çıktı ve hiçbirini kullandırtmadı yine 1700 lira ödemek zorunda kaldım. sanırım bir kere ödetiyor sana alacağın bir şeyi sonra bu 4500 TL'lik kuponu parçalara bölüyor 150-200-250... gibi ve her birini bir alışverişte kullanıyorsun.

mesela 150 liralık kuponla 170 liralık bir şey alıyorsun, aradaki farkı ödüyorsun.
+1
elektr10
(02.12.25)
yok bir faydasını görmedim bende ayda 1-2 şey alıyorum hep normal ödüyorum, uğraşmıyorum artık
+2
sweetoffice
(02.12.25)
yani şöyle oluyor. iki ürün ücretsiz hakkı veriyor mesela. ürünleri onların verdiği listeden seçiyorsun ve geneli 100 tl etmeyen ufak tefek şeyler. e minimum sipariş tutarı değişmekle birlikte bazen 900 diyor bazen 600. yani toplam değeri 200 tl etmeyen iki bedava ürün için durduk yere 900 tl harcamış oluyorsun. + vergiler tabi. haaa zaten ben ıvır zıvır alacaktım diyorsan işte bedava ürün almış oluyorsun.

2000 tl bedava dediğin sanırım 2000 tl kupon dedikleri olay. onda da şu an bi alışveriş yapıyorsun. sana sonraki alışverişlerinde kullanmak için toplam 2000 tllik kupon veriyor ama bildiğim kadarı ile o kuponu bir seferde vermiyor. bir sonraki atıyorum her 500 liralık alışveriş için 150 tl kupon veriyor. yani toplam 2000 tl kupon alıyorsun ama onu kullanabilmek için de toplamda 7000 tl harcaman gerekiyor. ha sık sık alışveriş yapıyorsanız bu da yine mantıklı.

profildeki mesajlar kısmında promosyonlar var. orda indirim verirse kullanıyorum. çünkü gerçekten indirimli veriyor bazı takip ettiğim ürünleri.
+1
elorelia
(02.12.25)
Soruya ekleme yapayım. Bu aşamayı reddedip geçemiyor muyuz? Aradığım ürünü unutuyorum.
0
ground
(02.12.25)
Geçebiliyoruz elbet. Orada burada çıkan pop-up reklamlar gibi köşesinde küçücük çarpı var, basınca geçiyor.

Ben de artık geçmeye başladım da uğraşmaya değerse uğraşayım dedim, anlatılanlara göre pek de değecek gibi durmuyor.
0
🌸kibritsuyu
(03.12.25)
zaten bildiğim kadarıyla 27 euro'luk gümrük sınırı kupon/indirim/promosyon öncesi sınır. yani diyelim kazandığınızı söylediği 2000 tl'lik kuponu 3000 liralık bir alışverişinizde kullandırtsa bile temu ve 1000 liraya düşse, yine de alamazsınız zaten. alışverişinizin promosyon öncesi tutarı 27 euroyu geçmemeli.
0
oldtimer
(03.12.25)
(5)

Kredi kartı borcunu ödeyememek

cometome
Merhaba, arabam masraf çıkarttı karttan çektirdim, üstüne de bir kaç beklenmedik masraf daha oldu. Bir kaç ekstrede sadece asgariyi ödeyebildim şu an asgariyi bile ödeyemiyorum ve bekleyen taksitlerde var. Düşündüm ki bir yerden kredi çekeyim, borcu kapatıp krediyi ödeyeyim vadesi daha çok ama hem b
Merhaba, arabam masraf çıkarttı karttan çektirdim, üstüne de bir kaç beklenmedik masraf daha oldu. Bir kaç ekstrede sadece asgariyi ödeyebildim şu an asgariyi bile ödeyemiyorum ve bekleyen taksitlerde var. Düşündüm ki bir yerden kredi çekeyim, borcu kapatıp krediyi ödeyeyim vadesi daha çok ama hem borcum var hemde kart limitim yüksek olduğu için kredi vermediler. Acaba şubeye gidip almaya çalışsam verebilirler mi? Ya da kredi kartı borcumu yapılandırabiliyor muyum böyle bir seçenek var mı? Ya da başka ne yapabilirim? Bana biraz akıl verirseniz çok mutlu olurum.
0
cometome
(02.12.25)
Borç batağına böyle giriliyor. Açıkçası aileden yakından taksit bittikten sonra ödeyebileceğin bir borç alamıyorsan ya eldekileri satacaksın, ya da eldeki birikimle kapatacaksın ya da borç batağın derinleşecek.

Bir kaç ekstrede asgari ödemenin ardından asgari bile ödeyememenden pek de çıkamayacaksın gibi geldi, evet bankaya ulaş ben ödeyemiyorum bir çözüm bulalım de konuş.
0
denizgonen
(02.12.25)
Ben üç defa asgariyi ödemeyince dönem borcunu kapatana kadar nakit çekimi iptal edilmişti. Nakit avans çekemez oldum. Yapılandırma seçeneği gözüküyor onda da kart kullanima kapatilcaktir uyarısı çıkıyor hiç denemedim. (İş bankası)
0
egerbiryolcu
(02.12.25)
yapılandırma hakkın var. 36 ay taksit yaptır. bir süre kredi skorun yerlerde olur ama zaten kredi skoru yüksek olana da çıkmıyor. fazla koymaz. kredi genişlemesi olduğunda skorunu yükseltirsin.
0
gabe h coud
(02.12.25)
yapılandırmak en doğrusu görünüyor. bir kaç kez ödemezseniz, icralık olursunuz. bu sebeple icralık olana 3-5 sene kredi kartı vermezler.
0
co2s2
(02.12.25)
Soruna tam bir cevap değil ama bu yazdıklarınız daha geçen gün yazdığımı hatırlatıyor . Kanıt niteliğinde.
Acil şeyler için kullandığımız kartlar sadece o anki acil ihtiyaçlardan ibaret değil. Her geçen gün yeni bir acileyet çıkabiliyor .
Bazı kredi kartı severler derneği üyeleri beğenmemişler cevabı ama sorun yok . Gerçekler acı da olsa karşımıza çıkacak :
www.eksiduyuru.com
0
diyecevaplandı
(02.12.25)
(8)

Brüt maaşımı nasıl görebilirim?

hadi ya la
E-devlet üzerinde bulamadım, bordro bilgileri sadece memurlar için gözüküyor. Maaşımla ilgili tüm detayları görebileceğim yer neresidir?
E-devlet üzerinde bulamadım, bordro bilgileri sadece memurlar için gözüküyor. Maaşımla ilgili tüm detayları görebileceğim yer neresidir?
0
hadi ya la
(02.12.25)
maaşınla ilgili tüm detayları sadece çalıştığın işyerinden alacağın bordroda görebilirsin. işyeri tarafından hazırlanan bordro bilgileri herhangi bir sisteme yüklenmiyor.

ama brüt maaşını (fazla mesai, ikramiye vs içeriyorsa hepsinin brüt toplamını) hizmet dökümünde görebilirsin. sadece brüt maaşı göreyim dersen göremezsin.
0
kibritsuyu
(02.12.25)
İş yerin TÜRKKEP'e kayıtlıysa her ay onlara bordro bilgisi geliyor. Siz de kontrol edebiliyorsunuz. Ya da muhasebeye gidip rica edebilirsiniz bordro bilgilerinizi.
0
elektr10
(02.12.25)
E devlette hizmet dokumu son altı ay için baktığınızda orda detay goremeseniz de brüt maasinizi görmeniz gerekiyor.
0
a perfect lie
(02.12.25)
İş yerinizden bordro talep edebilirsiniz,

olmadı şu sitelerdn netten brüte şeklinde hesaplatabilirsiniz:

netten-brute.hesaplama.net
www.verginet.net
0
iustitia omnibus
(02.12.25)
@a perfect lie, brüt maaşı sgk tavanını geçiyorsa gözükmez.
0
liberal
(02.12.25)
Benim geçiyor ama ben görüyorum. Dediğim gibi detay yok ama her ay toplam brüt ne yatıyor yazıyor.
0
a perfect lie
(02.12.25)
a perfect life bir yanlışın olabilir mi?
0
liberal
(02.12.25)
Liberal haklı. Orada gözüken şey sgk prim matrahı. Rakam sgk tavanının altında ise brüt ücrete eşittir. Sgk tavanının üstündeyse maksimum sgk tavanını görürsünüz.

Sgk tavanı 2025 yılı için 195.000 lira.

Yani 180.000 lira brüt maaş varsa 180.000 görürsünüz. 200.000 lira brüt maaş varsa da, 500.000 lira brüt maaş varsa da 195.000 görürsünüz.
0
kibritsuyu
(03.12.25)

Çamaşır kolası

yurtsuz john
Selamlar ihtiyar kardeşlerimBildiğiniz sert tutan ütü kolası var mı? Polyester karışımlı kumaştan ceketim için kullanacağım.Daha önce aldığım marka istediğim sonucu vermedi.
Selamlar ihtiyar kardeşlerim

Bildiğiniz sert tutan ütü kolası var mı? Polyester karışımlı kumaştan ceketim için kullanacağım.

Daha önce aldığım marka istediğim sonucu vermedi.
0
yurtsuz john
(02.12.25)
(2)

Numara Taşırken Yeni Tesis Özel İletişim Vergisi

cilekli pasta
Merhaba,Edevlette tarifeleri incelerken bu vergiyi farkettim.Aile ve sosyal hizmetler bakanlığı böyle bir açıklama yapmış:Yeni Tesis Özel İletişim Vergisi: 01 Ocak 2025 tarihinden itibaren Özel İletişim Vergisi sistemdeki her abone başına 570 TL olarak uygulanacaktır. Bu vergi yeni abonelikler için
Merhaba,
Edevlette tarifeleri incelerken bu vergiyi farkettim.

Aile ve sosyal hizmetler bakanlığı böyle bir açıklama yapmış:
Yeni Tesis Özel İletişim Vergisi: 01 Ocak 2025 tarihinden itibaren Özel İletişim Vergisi sistemdeki her abone başına 570 TL olarak uygulanacaktır. Bu vergi yeni abonelikler için ilk ay devlete ödenmektedir.

Numara taşımada da veriliyor mu bu ücret yakında numara taşıyan oldu mu?
0
cilekli pasta
(02.12.25)
bir iki ay önce hattımı taşıdım. faturadan başka bi şey ödemedim.
0
elorelia
(02.12.25)
hayır yeni hat alımında sadece.
0
jelly bear
(02.12.25)
(10)

İstanbul'dan nereye göçmeli?

benimadımmayıs
Herkese merhaba,İstanbul'dan iyice bunaldık; işlerimizi de artık evden halledebildiğimiz için başka şehre taşınmaya karar verdik. Çok gezip görme şansımız olmadığı için nokta atışı bir yer seçemiyoruz ama rotamız Marmara, Ege veya Akdeniz.İlkokula giden iki çocuğumuz var, ayrıca anne-babalarımız da
Herkese merhaba,
İstanbul'dan iyice bunaldık; işlerimizi de artık evden halledebildiğimiz için başka şehre taşınmaya karar verdik. Çok gezip görme şansımız olmadığı için nokta atışı bir yer seçemiyoruz ama rotamız Marmara, Ege veya Akdeniz.
İlkokula giden iki çocuğumuz var, ayrıca anne-babalarımız da sık sık bizde kalıyor. Bu yüzden hem okullara hem de iyi hastanelere erişim bizim için olmazsa olmaz. Hazır gitmişken doğasının da güzel olması veya doğal güzelliklere yakın olması da gönlümüzden geçiyor. Sizin önerebileceğiniz yerler var mı ya da bu süreçlerle ilgili başka tavsiyeniz olur mu?
Şimdiden teşekkürler!
0
benimadımmayıs
(02.12.25)
kendi adıma istanbul'dan çok uzaklaşamam o yüzden şimdilik hayallerimde çatalca'nın köyleri var. geçen karamandere tarafına gitmiştim çok güzeldi ama iş ciddiye binince etraflıca analiz etmek lazım tabi.
0
lazpalle
(02.12.25)
istanbul'a da yakın olsun derseniz Çanakkale bence. hem iyi okullar da var hem hastaneler de mevcut.
0
elektr10
(02.12.25)
Çocuk var, iyi okul lazım, doğal güzellik de olsun diyen iki arkadaşım İzmir Güzelbahçe'ye taşınmaya karar vermişlerdi. Ha sonra Hollanda'ya taşındılar ama Türkiye'de kalsalardı Güzelbahçe'ye taşınacaklardı.
0
kobuzchu kiz
(02.12.25)
izmit kartepe de fena değil
0
Sadece soruyorum
(02.12.25)
istanbula her yerden uçuş var artık. kuşadası mantıklı. kreşlerde kötü değil. zaten izmirden çok taşınan var. izmir güzelbahçede olsa urla da olsa merkez trafiğine girmek zorunda kaldığında istanbuldan farkı yok. il merkezi dersen muğla.
0
mikahakkinen
(02.12.25)
Ben açıkçası bolu düşünmeye başladım. Gerektiğinde iki büyükşehire de yakın, doğası da güzel. İmkan olsa giderdim.
0
denizgonen
(02.12.25)
2-3 ayda bir bu soru geliyor. hep aynı cevabı veriyorum:

çanakkale

sakin şehir, trafik yok, ucuz gibi, altyapısı iyi, istanbul'a çok yakın (arabayla 3 saat). özellikle yazları deniz kum vs çok pratik. hatta yeni moda doğurdan denize yakın yerlerde müstakil evlerde oturmak. kaz dağlarına yakın. havası temiz. rüzgarlı olduğu için kirli hava olmaz. Bozcaada - Assos gibi nispeten ucuz ama denizi kumsalı çok güzel yerlere çok yakın. liseye kadar yeterince iyi okullar ve özel okullar ucuz.

hastane meselesi ortada. şu anda yok. ama medical park yeni bir hastane yapıyor, bir özel hastane daha inşa ediliyor. üniversite ve devlet hastaneleri var.

gelelim dezavantajlarına:

sosyal hayat nispeten zayıf. özellikle kültürel etkinlik pek yok. alışveriş için mağaza çeşidi sınırlı. rüzgarlıdır. kışın adamı sersem eder. ankara ve antep haricinde uçak yok. emlak fiyatları son dönemde çok arttı.





uçak yok
0
co2s2
(02.12.25)
co2s2 +1
0
cooperr
(02.12.25)
Co2s2 +1 de benden.

İstanbul’dan Çanakkale’ye göçmüştük. Türkiye’ye geri dönsem yine Çanakkale’de yaşarım ama sosyal hayat biraz kıt. Ne bir tiyatro ne bir etkinlik hiçbir şey yok. Çocuk bir yaştan sonra sıkılır diye düşünüyorduk ki neyse ki çocuk büyümeden taşındık. Ayrıca hastaneler berbat..
0
suicides underground
(03.12.25)
5 yıldır türkiye'den uzakta yaşayıp son 2 senedir sadece gölbaşında aile ziyaretine giden biriyim. daha önce 19 yıl izmir'de yaşadım. 4 yıl güzelbahçe'de lise, 5+2 yıl da urla'da üniversite tecrübem var. hiç birini tercih etmem şahsen yerinizde olsam (ben şehir merkezcisiyim, urla'da yaşayacağıma karataş'ta apartmanda yaşarım izmir'de zaten onun da etkisi var).

fakat zevklerinize çok kalabalık gelebilse de antalya örnekköy / güzeloba / barınaklar tarafları uyuyor. karpuzkaldıran tarafları hala (en son 2021'de gittiğimde 1 ay kaldım eylül boyunca) kurtarılmış bölge gibi. şehir içindesiniz ama sakin. yapılaşması düzgün. evinizin önüne arabanızı parkedip de balkondan seyredebileceğiniz 3-4 katlı apartmanlar bulunuyor. şahsen ben oralarda yaşasam mevlana kavşağının ötesine geçmeden ömrümü geçirebilirim (3 yıl o bölgede yaşadım, 2003'ten beri de yazlığımız var ama 2022'den beri yaz kış oturan bir kiracıya sahibiz aile yaşlandığı için uğramıyorlar pek). bu arada okul kalitesi olarak da gayet iyi olduğunu hatırlıyorum oraların.
0
rain when i die
(03.12.25)

istanbul (tercihen) avrupa yakası timberland bot tamiri

bay b
adamakıllı yapabilecek bildiğiniz bir tamirci var mı? anadolu da olur yeter ki bot ve timberland tamiri taban değişimi vs bu işlerden anlıyor olsun. havalı avm altı lostra salonu olmasına gerek yok işinin ehli olması önemli ve düzgün taban bulup değiştirebilecek. bilen eden daha önce yaptıran vs var
adamakıllı yapabilecek bildiğiniz bir tamirci var mı? anadolu da olur yeter ki bot ve timberland tamiri taban değişimi vs bu işlerden anlıyor olsun. havalı avm altı lostra salonu olmasına gerek yok işinin ehli olması önemli ve düzgün taban bulup değiştirebilecek. bilen eden daha önce yaptıran vs varsa harika olur. teşekkürler.
0
bay b
(02.12.25)
(6)

Yurtdışında alışverişimde kredi kartımın döviz üzerinden çalışması hk. bilgisi olan ?

denizmaniaherif
selamlar.Yurtdışında euro üzerinden kredi kartımla ( TR bankası Ziraat ) alışveriş yaptığımda ay sonu extreme kur farkı döviz çevirme yüzünden yüksek oranlarla ve aracı kurumlar yüzünden midir artık bilemiyorum daha yüksek borç yansımasının önüne nasıl geçebilirim ?mesela kredi kartı yerine euro hes
selamlar.

Yurtdışında euro üzerinden kredi kartımla ( TR bankası Ziraat ) alışveriş yaptığımda ay sonu extreme kur farkı döviz çevirme yüzünden yüksek oranlarla ve aracı kurumlar yüzünden midir artık bilemiyorum daha yüksek borç yansımasının önüne nasıl geçebilirim ?

mesela kredi kartı yerine euro hesabı açıp bunun üzerinden kredi kartı mı oluşturmalıyım ya da bankamatik hesabı üzerinden mi alışveriş yapmalıyım bilginiz var mı?
0
denizmaniaherif
(02.12.25)
Kart ayarlarında euro harcamaları euro olarak öde gibi bir seçenek var.
0
kumandanim
(02.12.25)
Ziraat ozelinde bilmiyorum aslinda ama normalde tek kredi kartina TL ekstresi yaninda Euro ekstresi de tanimlanabiliyor. Euro cinsinden harcamalariniz oraya yansiyor. Vakti geldiginde oradan Euro cinsinden borc odemesini yapabiliyorsunuz. Ziraat'in mobil bankacilik uygulamasindan bakmak lazim.

Su linkte USD olarak olabildigi yazili ama EUR icin bakmak lazim.
www.bankkart.com.tr
0
mbond
(02.12.25)
ziraatte euro ekstresi yok, dolar var sadece. euro harcasan da dolara çevriliyor. o yüzden tavsiye etmem.

euro ekstresi olan bir kredi kartı almanı tavsiye ederim. mesela yapıkredi, garanti, iş gibi.

banka kartından euro harcamak mümkün değil sanırım sen yine de bi sor ama.
0
jelly bear
(02.12.25)
euro ekstre verebilecek bir kredi kartı çıkarın +1
benim halkbank kartım da yalnızca dolar ekstre sunuyor, ancak güzel yurtdışı kampanyaları (harç iade, havalimanında küçük bir miktar harcamayı karşılama gibi) olması sebebiyle ondan devam ediyorum.
0
lil siztah
(02.12.25)
yapı kredi world card'a dolar ve euro ekstre açabiliyorsunuz.
0
bravoteam
(02.12.25)
teşekkür ederim bakayım
0
🌸denizmaniaherif
(02.12.25)
(2)

Normal kiloma döndükten sonra nasıl kas kazanabilirim?

archmeister8
Öncelikle ağırlık çalışarak 82 kilodan 72 kiloya düştüm. kaslarımı bir miktar koruduğumu düşünüyorum. Şu an göbek düz. Kafama takılanlar şunlar;1- Kas kazanımı için kalori fazlası mı vermem gerek yoksa kilomu aynı tutacak kaloriyi mi almam gerekiyor?2- Bunu şu nedenden dolayı soruyorum. Ben 80 85 ki
Öncelikle ağırlık çalışarak 82 kilodan 72 kiloya düştüm. kaslarımı bir miktar koruduğumu düşünüyorum. Şu an göbek düz. Kafama takılanlar şunlar;

1- Kas kazanımı için kalori fazlası mı vermem gerek yoksa kilomu aynı tutacak kaloriyi mi almam gerekiyor?

2- Bunu şu nedenden dolayı soruyorum. Ben 80 85 kilolara çıktığımda yüzümden kilo alıyorum ve yüzümün kemikli yapısı kayboluyor. Kısaca yüzümden kilo almadan ben nasıl irileşebilirim. 80-85 kilolara yağlanmadan kaslanarak nasıl çıkarım?
0
archmeister8
(02.12.25)
Abi yeni başlayanlarda kalori fazlasına çok girmeden balans kaloriye yakın kalori alındığında kas alıyorsun, bende öyle oldu, ben geçen sene başlamıştım kalori fazlasında değilken de kas aldım ama süreç tabii yavaş oluyor, ben sonra kalori fazlasına geçip süreci biraz daha kısalttım.

2. madde için bir şey demek güç o biraz genetiğe giriyor.
0
kizil karga
(02.12.25)
Yağlanmadan kas kazanırsan yüzündeki o istenmeyen durum oluşmaz.

Sağlam bir antrenman programın ve makroları düzenlenmiş bir beslenme programın varsa kalori arttırarak yağsız kas kazanmaya devam edersin. Yağ oranını sürekli kontrol altında tutman, gerektiğinde definasyonprogramı uygularsan bu iş olur gibi duruyor.
0
Mirket
(02.12.25)

Sleepless Historian tarzı YouTube kanallarının orijinali?

sekizdokuzon
Bu fikri bulan ve yayan YouTube kanalı hangisiydi?Teşekkürler.
Bu fikri bulan ve yayan YouTube kanalı hangisiydi?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(02.12.25)

Yakın zamanda bu siteden alışveriş yapan oldu mu?

icimdekipollyannatinerebasladi
Merhaba, (Petburada)yakın zamanda bu siteden alışveriş yapan oldu mu? Bazı ürünlerin fiyatları baya uygun geldi bana. Alışveriş yapacağım ama kararsız kaldım buraya sorayim dedim. Tavsiye eder misiniz?Teşekkürler
Merhaba,

(Petburada)

yakın zamanda bu siteden alışveriş yapan oldu mu? Bazı ürünlerin fiyatları baya uygun geldi bana. Alışveriş yapacağım ama kararsız kaldım buraya sorayim dedim. Tavsiye eder misiniz?

Teşekkürler
0
icimdekipollyannatinerebasladi
(02.12.25)
(6)

demet akbağ

deranzo1
https://www.youtube.com/watch?v=XZVsRyfpWNwbu şarkıyı ne maksatla söylemiş sizce? bir demet tiyatro'nun ilk bölümünde söylemiş tamam, katıldığı birkaç programda da söylemiş ona da tamam, ama buradaki amacı anlayamadım. diziden bir sahne değil gibi, konser ortamı var? ama bir yandan da inceden oyuncu
www.youtube.com

bu şarkıyı ne maksatla söylemiş sizce? bir demet tiyatro'nun ilk bölümünde söylemiş tamam, katıldığı birkaç programda da söylemiş ona da tamam, ama buradaki amacı anlayamadım. diziden bir sahne değil gibi, konser ortamı var? ama bir yandan da inceden oyunculuk yapıyor. anlayamadım valla.
0
deranzo1
(02.12.25)
Emel Sayın parodisi.
0
yadigar
(02.12.25)
hocam biliyorum emel sayın'ı taklit ettiğini de ortamı anlayamadım. emel sayın konseri öncesi sahneye mi çıkarılmış yani.
0
🌸deranzo1
(02.12.25)
sahnede hulyacilar ibocular yaziyor. ilk yillarindaki ibo sov olabilir. 90'larin basindaki formatlar cok baskaydi/garipti. taklit falan da yaygin bir konseptti eglence programlarinda. benim tahminim ibo sov bolumlerinin cekimlerini yaz sezonu icin boyle acik havada bir yerde yapiyorlardi, bir de koltukta oturmali sohbet/talk show fikri henuz cok gelismemisti ve program daha fazla muzik agirlikliydi.
0
hot potato
(02.12.25)
Kanal D'nin logosundan 94 yılı olduğu anlaşılıyor. İbo Şov hiç Kanal D'de yayınlanmadı. Ayrıca o yıllarda yaz konsepti başlamamıştı İbo Şov'un.

Mekanı Harbiye'ye benzettim ama emin olamadım.

Bence konser ön şovu. O yıllarda İbo'nun bu tarz konserlerinde ara skeçler olurdu. Demet Akbağ'la bu tarz işlerde çalıştıklarını mesela (bkz: Mega Show) biliyoruz. Hatta muhtemelen Mega Show'dandır görüntü.
+1
yadigar
(02.12.25)
evet tam olarak mega showmuş.
aynı sahne, demet akbağ da rasim öztekin ile birlikte skeç tarafındaymış.

youtu.be
0
🌸deranzo1
(02.12.25)
Mekan da Bostancı gösteri merkeziymiş…
0
yadigar
(02.12.25)
(8)

Siz de kötümser misiniz?

gnosis
Ülke ve dünya gündemi, gelecekle ilgili kaygılar, hastalıklar, yolunda gitmeyen işler derken son yıllarda iyice kötümser birine dönüştüm. 2026’nın 2025’ten daha iyi olacağına pek inanmıyorum. Sonuçta her şey algıyla ilgili ama objektif olarak bakınca gidişat kötü değil mi? Aksine inanmak da biraz Po
Ülke ve dünya gündemi, gelecekle ilgili kaygılar, hastalıklar, yolunda gitmeyen işler derken son yıllarda iyice kötümser birine dönüştüm. 2026’nın 2025’ten daha iyi olacağına pek inanmıyorum. Sonuçta her şey algıyla ilgili ama objektif olarak bakınca gidişat kötü değil mi? Aksine inanmak da biraz Pollyannacılık gibi geliyor.

Kötümser: dünyada iyi şeylerden çok kötü şeyler olduğuna inanan, gelecekten umudunu kesen, her şeyin sonunu ya da belli bir işin sonunu kötü gören (kimse).
0
gnosis
(02.12.25)
bazı arkadaşlarım bana çok kızıyor ama kurt yediği ayazı unutmaz misali geçmişte yaşadığım sıkıntılardan maddi problemlerden vb. dolayı her şeyin en kötüsünü düşünür ona göre hazılanırım ama duruma göre hareket ederim. bu bence realist olmaktır. dediğin gibi ülkemiz ve hayat şartları çok bi polyyannacılık oynanılacak gibi değil. realist olup ayağımızı yorganımıza göre uzatmazsak, b planı c planı yapmazsak işimiz zor.


geçen bir youtube videosu daha doğrusu reklamı izledim. hayvancılıkla uğraşan bir adam yakında para geçmeyecek hayvanı olan hayatta kalacak diyordu. hak vermemek elde değil.

1 yumurta 10 lira başka sözüm yok.
0
Fodera
(02.12.25)
(git: 1613457) nolu duyuruya verdiğim cevabı kopyalıyorum:
——alıntı——
Türkiye'deyim. Tadım hiç kaçık değil şu sıralar. Çok kaçtığı zamanlarım da oldu. Bu biraz sizinle de alâkalı.

Hep söylerim, her çeşit kriz ortamında (sağlıksal, ekonomik, sosyokültürel, afet vs. ve hatta savaş) gerek ekonomik olarak büyüyen, gerek maddi/manevi üretebilen insanlar hep var olmuştur. İdeal koşulların oluşması için çok beklememek, adapte olmak, pozitif yaşamayı öğrenmek lazım.

Bugün 42 oldu yaş. Hayattan öğrendiğimden biri budur. Sakın "memleket güllük gülistanlık" anlaşılmasın. "Samanlığı seyran etmek" bahsettiğim şey.

Türkiye'den çok beter ve çok güzel yerler bolca mevcut dünyada.

Psikolojide dış etkenlerin katkısı bir ise, iç dünyamızın on...
——alıntı——

Kötümser olmamak, mevcut koşullarda pozitif şeylere odaklanmak lazım. Kendimizi kandırmaktan bahsetmiyorum. İnsanoğlu toba felaketinde bile yaşamayı başarabilmiş. Adapte olup mücadele etmek lazım. Şu anda dünya 2. Dünya savaşı yılları kadar kötü değil mesela. Ama güllük gülistanlık da değil. Karamsarlık insanı mutsuz ve işlevsiz yapar. Umut ve mücadele lazım.
+1
yadigar
(02.12.25)
hep kotumserim, cunku eninde sonunda (bkz: murphy's law)
youtu.be
0
cooperr
(02.12.25)
hersey yolunda diye yillardir kendimi uyutuyordum. taa ki gecen sene 2 ay yurtdisinda yasayincaya kadar. dondugumde aslinda herseyi sadece idare ettigimiz gercegini idrak ettim. yok marmariste yasiyorum, yok param var, evim var, arabam var, sporumu yapiyorum, manitam var vs.. hepsi sadece makyaj. gun sonunda sokaga cikip trafikte bagiran, lokantada kaziklayan, apartmanda kavga eden, televizyonda zirlayan tipleri gorunce birim anlaminda yasam kaliten dusuyor. kotumserlik bana gore degil cok saglıksız. polyanna da sayilmam. her kotu olaydan bir ders, ders yoksa motivasyon yukseltme firsati olarak gorurum. kotumser olan yada guzellemesi yapan biriyle asla isim olmaz. kotumser olunca noel baba catidan gelip oyuncak vermeyecek.

www.youtube.com
+1
buenosdias
(02.12.25)
sıfır kötümserim. %100 iyimserim demek değil. küçük şeylerin tadını çıkarıyorum ve azla mutlu olmayı becerebiliyorum. az da denmez. elimdekiyle.
+2
gabe h coud
(02.12.25)
Kötümser olmayanlar her şeyin iyiye gittiğine ve düzeleceğine mi inanıyor? Mesela ben yukarıda değinilen toplumsal sorunların da her geçen yıl daha kötüye gittiğini ve gideceğini düşünüyorum. Seneye daha çok çatışma olacak, daha çok çocuk işçi ve çocuk suçlu olacak, dolandırıcılık olayları ve uyuşturucu kullanımı artacak, işyerlerinde daha çok ölümlü kaza olacak...

Bugün beni mutlu eden şeylerden olabildiğince keyif almaya çalışıyorum. Çünkü yarın çeşitli nedenlerle onlara erişemeyebilirim ya da onların da tadı kaçabilir.
0
🌸gnosis
(02.12.25)
Herseyi sosyal medyaya baglayan dallama olmak istemiyorum ama bana biraz sosyal medya etkisi gibi geliyor. 80'ler 90'lar guzellemesi biraz nostalji, burada gereksiz tartismalara da girdik daha once cok detaya girmeye gerek yok. Turkiye toplumunun durumunda dert edecek birsey yok demiyorum, kesinlikle var ama ne yapabiliriz.

Uzun zamandir Facebook'a girmiyordum. Birkac gruba bakayim derken aliskanlik oldu gene. Neyse omurgasiz zuckerberg oyle seyler gosteriyor ki hem sinirleniyorum hem bagimlilik yapiyor. Mesela hep damarima basacak turden, vay efendim Turkler ne kadar da barbardi, bizi oldurduler temali seylere denk geliyorum. Genelde balkan halklarindan gelen paylasimlar oluyor. Dolayisiyla bu durum bende bir cesit ic sikintisi yapiyor.

Mesela 2010'lara dair yazilanlara bakin, gene bir karamsarlik var. Ekonomik kriz baglamindaki soylemler daha zayif bugune kiyasla ama gene var.
0
mbond
(02.12.25)
@mbond twitter, facebook, instagram kullanmıyorum. Burası, reddit ve sayılıyorsa YouTube sadece. Redditte de yabancı sublara bakıyorum. Hemcinslerimin yoğun olduğu sublar, hobiler vs. Hayat başka ülkelerde daha güzel yanılgım yok. Dünya genel olarak kötüye gidiyor bence.

"Bir çocuk yaptık, şimdi durumumuz çok iyi değil, zor geçiniyoruz ama gelecek yıllarda daha iyi olacağına inanıyorum. Bir tane daha yaptık." diyen var mı mesela?
0
🌸gnosis
(02.12.25)
(2)

İstanbulda yaşayan mersinliler

messina123
Beraber tantuni yiyelim mi bir gün?
Beraber tantuni yiyelim mi bir gün?
0
messina123
(02.12.25)
yiyin tabi afiyet olsun ama lütfen güzel bir yerde yiyin. halk tv de tantuniden bugün şu kadar insan zehirlendi gibi bir haber görmek istmeiyorum.
0
Fodera
(02.12.25)
Bence birinizin evinde yapın tantuniyi. Yurtdışında yaşarken ailecek en lezzetli tantunileri yaptık yedik evde yokluktan. Tantuni partisi, ne güzel.
0
va
(02.12.25)
(2)

Araba cam filmi

hain kostokk
3M mi Oracal mi?3M olanı gördüm. 2 numarası bile çok koyu geldi. Kalite olarak hangisi tercih edilir?
3M mi Oracal mi?
3M olanı gördüm. 2 numarası bile çok koyu geldi. Kalite olarak hangisi tercih edilir?
0
hain kostokk
(01.12.25)
sorudan bağımsız olacak ama geçen hafta bir arkadaşım adliye önünde drone devriyesi vasıtasıyla cam filminden dolayı ceza yedi. tekrar hortlamış bu mevzu sanırım.

bu arada ben llumar kullanıyorum, tek geçerim.
+1
Improbable
(02.12.25)
hocam konuyla çok alakasızım ama oracal konusunda bildiklerimi yazabilirim.


3m türlü türlü zımbırtılar yapan bir firma. 3m deyince benim aklıma tırlara yapıştırılan rekleftif şeritlerden tut cırt cırt tabir edilen bantlara, çift taraflı bantlara kadar bir sürü ürün geliyor.


öte yandan oracal sadece folyo üretiyor. dünyanın en kaliteli ışıklı ve ışıksız reklam folyoları oracaldir. ben bu durumda sizin gibi iki arada bir derede kalsam da gözüm kapalı oracal'i seçerdim. burada kaynak malum yerim tabi. bu yazdığım şeyleri çok ciddiye almanızı önermem.

öte yandan artık oracal ve 3m in de çok kaliteli ürünler üreten markalar olduğunu biliyorsunuz. yani hiç yoktan iyidir :)=
0
Fodera
(02.12.25)
(5)

Grip aşısı oldunuz mu

condom kurşunu
İşe yarıyor mu?
İşe yarıyor mu?
0
condom kurşunu
(01.12.25)
Mirket
(01.12.25)
olmadık. bilmiyoruz.
-2
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(01.12.25)
son 20 senede 1 kere oldum denemelik, o kis berbat gecti.
kesinlikle asi karsiti degilim ama bu grip asisi isi bana biraz kolpa geliyor, ki zaten 1 sene onceden hazirlanan asinin son surum mikroba karsi ne kadar ise yaradigi tartisilir.
0
cooperr
(02.12.25)
ben olmadım ama üşenmekten. hani gelip ofiste filan yapan bi sistem olsa olurdum. eczacı arkadaşım, gittiğimiz doktor vs tavsiye ediyor hep.
0
elorelia
(02.12.25)
tam olacaktım grip oldum, sonrada zaten grip oldum diye bu sene olmamaya karar verdim.
0
my fault
(02.12.25)
(6)

ses yalıtımı vol 2

Fodera
selamlar, geçenlerde arkadaşın dükkanına ses yalıtımı için soru sormuştum benim için çok faydalı oldu ama şu an evdeki bir odaya yalıtım yapmaya karar verdim. bununla alakalı kafama takılanlar var.odanın genişliği 2.5 metre uzunluğu yaklaşık 4 metre. toplam 10 m2 bir alanımız var. burada ben 4 duvar
selamlar, geçenlerde arkadaşın dükkanına ses yalıtımı için soru sormuştum benim için çok faydalı oldu ama şu an evdeki bir odaya yalıtım yapmaya karar verdim. bununla alakalı kafama takılanlar var.


odanın genişliği 2.5 metre uzunluğu yaklaşık 4 metre. toplam 10 m2 bir alanımız var. burada ben 4 duvar, tavan ve zemin olarak ses yalıtımı yapmak istiyorum. 45mm bariyerli dekopan kullanacağım. duvarlarda ve tavanda sorun yok. güzelce monte edip üzerini alçıpanla kapatacağım. yalnız eğer zemine sadece 45mm dekopan kullanırsam üzerine parke döşediğimde muhtemelen parkenin tırnakları kırılacak esneme muhabbetinden dolayı.

bu sorunu gidermek için arkadaşım şöyle bir öneride bulundu. zemine 45mm dekopan döşiyelim. üzerine 30 40 cm aralıkla 3x3 çıtalardan kafes yapalım veya dekopanın üzerine 18mm sunta döşeyip sonra parke şiltesi serip parke döşeyelim. bana mantıklı geldi. bu plana ne diyorsunuz? önereceğiniz herhangi bir fikre açığım.


ikinci olarak 45mm bariyerli dekopanı nereden uygun fiyata alabilirim. çevremde büyük aracı olan bir arkadaşların birisiyle istanbula gidip alıp geleblirim. internette çok farklı fiyatlar mevcut. bana ürün temini konusunda istanbulda bir yer öneriniz olur mu?


böyle deli gibi bir ses yalıtımı planım yok. iki tane stüdyo monitörüm bir kaç tane bas gitar amfim var. biraz gürültü yapabilmek istiyorum. hani dekopan pahalı malzeme ama knauf marka taş yününün 14 metrekaresi internette 1200 lira civarı.

burayı stüdyo gibi kullanacağım kadar aynı şekilde film tv izleme eş dost ile şamata yapmak için de kullanmayı düşünüyorum. hiç bir zaman öyle herşeyi köküne kadar açayım. gecenin ikisinde delireyim fikrim yok. yukarıdaki komşumun çoıcuğu var ve hemen hemen her hareketini , bağırmasını duyuyorum. haliyle ben de bu tarz bi gürültü yapsam duyacaklar. bu da benim özgürlük alanımı sınırlıyor.


dediğim gibi fikirlerinize ve yönlendirmelerinize ihtiyacım var. teşekkür ederim.
0
Fodera
(01.12.25)
Çok anlarmışım gibi bir noktaya değineyim. Orayı stüdyo niyetine kullanacaksan, kayıt falan yapacaksan, yalıtıma ilave olarak eko konusu da önemli değil mi?

Bu, 'yumurta kolisi yalıtım' ya da 'akustik sünger' ya da her ne diyorlarsa konularını da inceledin mi?
0
Mirket
(02.12.25)
evet o konuda çok haklısın. ses yalıtımı ve akustik düzenleme her ortama ayrı bir mühendislik çalışması ile olan şeyler. ilk önce gürültü problemini çözersem ondan sonra akustik düzenleme ve kalibrasyon olayına girişeceğim.

bu bahsettiğim arka odada duvar yıkınca bayağı bir alçı boya işi çıktı. eve fayans döşenirken bu odada avuç taşlama ile kesildi. her taraf toz toprak. madem alçı boya için ıuğraşacağım bari yalıtım yapayım dedim. bakalım umarım bir şekilde burayı tamamlayıp normal yaşamıma dönebilirim. iki haftadır ilk defa banyoda yıkanabildim. ne mutfak var ne banyo hepsini kırıp attım. 5 yaşında çocuk gibi mavi leğende yıkanıyordum düne kadar :)
+1
🌸Fodera
(02.12.25)
teknik bilgim ve tecrubem pek olmamakla birlikte zamaninda arastirdigimda, parke zeminli yuzeylere ses izolasyonu yaparken dediginiz gibi 1) kafes sistemini gordum, citalardan yapilmis bir kafes, icine izolant malzeme doldurulup, ustune linoleum gibi sok emici bir malzemeyle kapatip ustune parke yapiyorlar. Bu kafesin altina da silikon/fonoizolant pabuc takildigini, ya da kafesin borularla yerden kaldirildigini da gordum. Direk olarak yere yaslanmiyor sanirim maksimum verimlilik icin.
0
mirafiori
(02.12.25)
53 mm bariyerli dekopan siparişi verdim. 65 m2 alan kaplayacağım. oda biraz ufalacak ama yapacak başka bişey yok. umarım kolayca altından kalkarım. bu zemine kafes olayı için hem ince hem de çok dayanıklı metal olmayan ve sesi çok iletmeyen birşey bulmam lazım. 12mm pleksiglas aslında çok iyi olurdu ama çok pahalıya gelir altından kalkamam onun.
0
🌸Fodera
(02.12.25)
Bir önceki duyurunda bas seslerin ses yalıtımının meşakkatli bir iş olduğundan bahsetmiştim.

Eğer amfi tonunu cok sevip kullanmakta ısrarcı isen (kayıt vs yapacaksan) İsolation box - isobox olayını araştırmanı tavsiye ederim. (Amfiyi yalıtımla döşenmiş bir kutu içine koyup mikrofonlayip öyle kayıt alma)

Farklı bir tavsiye de, odada yalıtım işi ile hiç uğraşma, amfi ile değil de ses kartı ile hallet işlerini (müthiş işler çıkaran plug in ler var) odaya sadece belirli yerlere akustik paneller koy. Hem vakit hem odadan alan kaybetmeden bu işi huzur içinde çöz :)

Gün içinde çocuk da gürültü yapıyormuş zaten belirli bir saate kadar referans monitorunden alırsın sesleri. Ben evdeyken mesela akşam 8-9 a kadar biraz gürültülü çalıyorum sonra kulaklığı geçiyorum. Evde yalıtım vs de yok .

(Yapacağın o kadar masraf ve uğraş a verim alamama riskin var onun için yazdım bunları kafada alternatif bir plan olarak kalsin)
0
makbur
(02.12.25)
Makbur önerilerin için çok teşekkür ederim çok faydalı daha önce hiç duymadığım sistemlerden bahsediyorsun.

Ben yıllarca bilgisayarda plugin kullanarak falan kayıt aldım onda sıkıntı yok. Bu böyle hani monitörleri sonuna kadar açayım, amfiyi kökliyeyim olayından biraz farklı. Oturduğum site kötü yapılı olmasa bile, vidalı sistem olduğundan dolayı köşelerde neredeyse yarım parmak boşluk var ve sadece tavan sıvayla örtülü. yani sıvayı dökersen çok rahat bir kaynak elektrodunu üst kattan çıkartabilirsin.


Bir de sadece müzik değil. hani film izliyorum normal konuşma sesini duyamıyorum. azcık duyabileceğim kadar açıyorum. bu sefer aksiyon oldu mu yer yerinden oynuyor. Bas gitat kulaklıkla çok çok eziyetli bir enstruman. Yine de kalkıp evde akustik davul çalamayacak olsam bile beni çok rahatlatacağını düşünyorum. Sadece film izlemek, müzik dinlemek değil, arkadaş eş dost geldiğinde de gece vakti biraz daha rahat olabilirim. mesela yıllardır üfleme enstruman öğrenmek isterim. buna faydası olacaktır diye umuyorum. yani aslında ben tam yüzer sistem. dekopan+ hava boşluğu+ alçıpan+dekopan+hava boşluğu+ alçıpan şeklinde de yaparım ama bu sefer alan çok daralacak.

Bu odada balkonu yıktım. Yani bayağı bir alçı sıva işim var. Şapı atıldı geçen, seviye eşitlendi. Evde su tesisatıntan tut bütün fayanslara kadar kırıldı tekrar yapıldı. Yani şuraya harcayacağım maks 50 bin lira bence buna değer. 53mm bariyerli 120 dns dekopana yaklaşık 37500 verdim nakliyeyle beraber. biraz da alçıpan masrafım olacak. onun dışında herşey elimden geliyor.


yalnız şunu kafamda oturdamadım. yere karkas sistemi yapıp aralara dekopanları yerleşyireyim diyorum. buraya tahta koysam sesi çok iletecek. metal zaten olmaz. bana öyle bi malzeme lazım ki plastik olsun veya kompozit olsun. karbonfiber gibi çok pahalı olmasın yerlere bunu döşeyip üzerine mdf döşeyip onun da üzerine parke döşiyebileyim.
0
🌸Fodera
(02.12.25)
(1)

Sözlükten bir yazara ulaşabilir miyiz?

bolungarvik
Merhaba.amdcorei7 isimli yazara ulaşabilecek biri varsa çok sevinirim. Daha önce girdiği bir iş görüşmesiyle ilgili birkaç soru sormak istiyorum. Aynı şirketle benim de Çarşamba günü görüşmem var.İlgili entry: https://eksisozluk.com/entry/170675606Teşekkürler
Merhaba.
amdcorei7 isimli yazara ulaşabilecek biri varsa çok sevinirim. Daha önce girdiği bir iş görüşmesiyle ilgili birkaç soru sormak istiyorum. Aynı şirketle benim de Çarşamba günü görüşmem var.
İlgili entry: eksisozluk.com
Teşekkürler
0
bolungarvik
(01.12.25)
mesaj alımını kapatmış.
0
lazpalle
(01.12.25)
(5)

Tod Tv ile Akıllı Tv'deki Beinconnect aynı şey mi?

put it in your appropriate place
Aynı şey mi? Tod Tv üyeliğimi alsam, Akıllı Tv üzerinden Beinconnect'ten üye girişi yapabilir miyim?
Aynı şey mi? Tod Tv üyeliğimi alsam, Akıllı Tv üzerinden Beinconnect'ten üye girişi yapabilir miyim?
0
put it in your appropriate place
(01.12.25)
tod ile bein connect farkli. bein connect digiturk aboneligi olanlarin farkli yerde izleyebilmeleri icin. tod da digiturk aboneligi olmayanlara ayri uyelik satan platform.

her ikisinin ayri uygulamasi var. akilli tv ne tod uygulamasi yuklemeye calis eger destekliyorsa tabi.
0
nuevo
(01.12.25)
Tod Tv üyeliği üzerinden Akıllı Tv'deki Beinconnect bağlandım bir şekilde. Bakalım.
0
🌸put it in your appropriate place
(01.12.25)
Tod alırken Smart TV ek paketini de almazsan maçları izleyemeyebilirsin, ona dikkat etmen lazım. Tod'un ayrı uygulaması var +1
0
himmet dayi
(01.12.25)
digitürk receiver varsa sana beinconnect hesabı veriyorlar online izle. yok ben receiversız istiyorum dersen todtv. ikisinin hesabı farklı alınıyor.
0
mikahakkinen
(01.12.25)
Mi box'taki beinconnect uygulamasına tod kullanıcı adı ve şifremi girdim, "artık tod'dayız, tod uygulamasını indir" dedi.

Tod uygulamasından maçı izledim.
0
kibritsuyu
(01.12.25)

Paslanmaz çelik kesme tahtası

fildirfildir
Son 6 ay içinde aldıysanız ve paslanmadıysa beni linkleyebilir misiniiz? Teşekkür ederim.
Son 6 ay içinde aldıysanız ve paslanmadıysa beni linkleyebilir misiniiz? Teşekkür ederim.
0
fildirfildir
(01.12.25)
(2)

Tek başına iş kurmak 2025 itibariyle cidden mümkün mü?

northern eagle
Tek başıma kapsamlı bir web projesi geliştirmeye çalışıyorum ama teknik zorluğu bir yana dursun bir de birilerine ulaşıp dert anlatmanın zorluğu var. Önceki işimle iki taraflı sıkıntılı ayrıldığım için sonraki bir işe giriş de benim için kolay olmayacak zira referans şansım yok. Ne yapabileceğime da
Tek başıma kapsamlı bir web projesi geliştirmeye çalışıyorum ama teknik zorluğu bir yana dursun bir de birilerine ulaşıp dert anlatmanın zorluğu var. Önceki işimle iki taraflı sıkıntılı ayrıldığım için sonraki bir işe giriş de benim için kolay olmayacak zira referans şansım yok. Ne yapabileceğime dair oldukça arada kalmış durumdayım.
0
northern eagle
(01.12.25)
b2b iş kuracaksınız ve hem teknoloji hem pazarlamayı kendiniz mi üstleneceksiniz. ikisini birden yapmak imkansız. ikisinden birini outsource etmek ise sermaye gerektirir. ciddi sermaye. niş bir fikir değilse veya hazır müşteri değilse mantıksız. ya da kaybetmeyi göze alacağınız bir para olmalı.
0
yeahbutso
(01.12.25)
tek başına iş kurmak demek şu demek:

Pazarlama
Muhasebe
Üretim
Müşteri ilişkileri
Satış
Reklam
Halka ilişkiler
Proje yönetimi

bunların hepsini sizin yapmanız ve çok da iyi yapıyor olmanız demek.

Buradan siz düşünün hepsini yapabilir misiniz?
0
anten
(02.12.25)
(5)

duyurudaki yeşil ışık

Rondak
durun hemen vurmayın başka bir şey sormaya geldim :)bu ışık bizim yazdıklarımızı göndermeden kaydedildiği anlamına geliyor buraya kadar tamam. peki bunu göndermesek bile modlar falan okuyabiliyor mu? eskiden böyle bir olay vardı
durun hemen vurmayın başka bir şey sormaya geldim :)

bu ışık bizim yazdıklarımızı göndermeden kaydedildiği anlamına geliyor buraya kadar tamam. peki bunu göndermesek bile modlar falan okuyabiliyor mu? eskiden böyle bir olay vardı
0
Rondak
(01.12.25)
Göndermediğiniz cevabı hiçbir zaman okuyamıyorduk, hala da okuyamıyoruz.
+2
fraise
(01.12.25)
Kamera ışığı o :)
www.youtube.com
0
rakicandir
(01.12.25)
compu seni izliyor isigi o, eminim ama ispatlayamam.
ben hep takim elbise giyip duyuruyu aciyorum, gerisi beni baglamaz.
+1
cooperr
(02.12.25)
İşin teknik kısmına bakınca, gönder tuşuna basana dek yazdıklarınız sizin cihazınızda kaldığından, sizin dışınızda kimse göremez. Çünkü sessionStorage’da tutuluyor. (Bu sitedeki “cevapla” kutusu için söylüyorum)
+1
yadigar
(02.12.25)
yadigarin dedigi dogru. Sizin bilgisayarinizdan ayrilmiyor gondere basana kadar.
+1
compumaster
(02.12.25)
(5)

bu rüya da neyin nesi?

Rondak
rüyamda eski sevgilim bana mesaj atıyor, ayrılalı bi 5 sene olmuştur. konuşuyoruz, muhabbet iyi gidiyor derken bir anda 4 yaşında bir kızım olduğunu söylüyor. türk filmi gibi biliyorum ama rüya işte :) sonra buluşuyoruz, tekrar birlikte olmaya karar veriyoruz. normalde kız çocuklarını aşırı severim
rüyamda eski sevgilim bana mesaj atıyor, ayrılalı bi 5 sene olmuştur. konuşuyoruz, muhabbet iyi gidiyor derken bir anda 4 yaşında bir kızım olduğunu söylüyor. türk filmi gibi biliyorum ama rüya işte :) sonra buluşuyoruz, tekrar birlikte olmaya karar veriyoruz. normalde kız çocuklarını aşırı severim ama nedense bu kıza hiç ısınamıyorum. kendi çocuğum olmasına rağmen tuhaf geliyor. belki de bir anda 4 yaşında bir kızın babası olmaktan kaynaklıdır bilemiyorum altan. üzerime garip bir stres çöküyor. bu ilişkiyi yürütemeyeceğimi düşünüyorum ve hem onu hem çocuğu böyle ortada bırakmanın ağırlığıyla bir anda uyanıyorum.
0
Rondak
(01.12.25)
hocam k*çın açıkta kalmış diye yorumladım
+2
nolmus yani
(01.12.25)
Bence bişeylerin sorumluluğu basmış seni. Neyle uğraşıyosan bu sıralar oraya bak.
0
benim bir gizli bildiğim var
(01.12.25)
Erzurumlular ömrün uzamış der.

Her rüya anlatana :)
0
antihero
(01.12.25)
içte bir şeyler kalmış.
0
mikahakkinen
(01.12.25)
cocuk senin degil coco, hatun ayak yapiyor.
0
cooperr
(01.12.25)
(5)

papara'dan nereye?

kiyiya vuran dildolar
yurt dışında yaşıyorum. youtube ve spotify için papara'yı kullanıyordum. şimdi artık kartlar otomatik ödeme verememeye başladı. hangisine geçmek gerekir? bir de, bankalarla iyi ilişkim yoktuysa en son; hangisi kabul eder ve onboardlar?teşekkürler.
yurt dışında yaşıyorum. youtube ve spotify için papara'yı kullanıyordum. şimdi artık kartlar otomatik ödeme verememeye başladı. hangisine geçmek gerekir? bir de, bankalarla iyi ilişkim yoktuysa en son; hangisi kabul eder ve onboardlar?

teşekkürler.
+1
kiyiya vuran dildolar
(01.12.25)
uption, tami, paycell
hepsi kabul eder, ön ödemeli çünkü.
0
jelly bear
(01.12.25)
bence bankalara bagli olan on odemeli kartlara gecin. cunku bu bagimsiz cuzdan sirketleri teker teker batiyor veya batiriliyor artik neyse bilemiyorum.

nays is bankasinin
tami garantinin
0
nuevo
(01.12.25)
Yazılanlara ek olarak tosla var. Akbank'ın
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(01.12.25)
toslada kampanya vs kalmadı.
-1
jelly bear
(01.12.25)
papel, uption, tami, paycell ve nays olacak şekilde hepsini denedim. hiçbirinde adres doğrulamasını geçemiyorum, kimlik numaramı girmemden sonra e-devlet üzerinden ikametimin yurt dışında olduğunu görüp devam ettirmiyor. gerçi sanırım birinde belge istedi, onu AI ile halletmek mümkündü de uğraşmak istemedim.

başkaları da bu mevzuya girmeye çalışırsa diye yazıyorum.
0
🌸kiyiya vuran dildolar
(02.12.25)
(8)

30 yaşından sonra instagram'a başlamak

biseysorcaktim
hesabımı 2012 yılında açtım. uzunca süre profil fotoğrafı dışında bir şey yoktu.en son 5 yıl olmak üzere farklı tarihlerde bir kaç şey ekledim. onların da bir özelliği yok. başka mecralardan atılan komik videoları izlemek dışında instagram kullanmıyorum. o yüzden bu platform hakkında cahilim. açıkça
hesabımı 2012 yılında açtım. uzunca süre profil fotoğrafı dışında bir şey yoktu.
en son 5 yıl olmak üzere farklı tarihlerde bir kaç şey ekledim. onların da bir özelliği yok.

başka mecralardan atılan komik videoları izlemek dışında instagram kullanmıyorum. o yüzden bu platform hakkında cahilim. açıkçası daha fazla kullanmayı da düşünmüyorum.

ama profilimde üç beş fotoğraf olsun istiyorum. biriyle tanışınca instagram portfolyosuna bakıyorlar, instagram'da yoksan yaşamıyorsun gibi bir düşünce var. bir sürü yer gezdim, yüzlerce fotoğrafım var, bence güzel de bi hayarım var. bir iki tanesini ekleyim diyorum da, durduk yere resim atıp insanların görmesini istemiyorum. hesabıma giren bakan görsün yani milletin anasayfasına düşmeyeyim. yediğimi, içtiğimi, gezdiğimi, yaptığımı kimseye göstermeden yaşadığım için beni az tanıyan tanıdık insanlar tarafından olumsuz gözle bakıldığımı hissediyorum açıkçası. bu zamana kadar önemsemedim ama zaman zaman bu düşüncelere karşı da kötü hissediyorum. fazla tevazünün cahilden nasihat dinlemektir, ona geldi benim durumum. kısıtlı bir sosyal çevrem var, pek akan-coşan bir insan değilim, lüks aracım yok, şıkır şıkır giyinmeyi sevmem, gösterişi sevmem.

* beğenileri, yorumları falan kapatabiliyor muyuz? beğeniler gizleniyor sanırım, x sayıda kişi beğendi mi yazıyor hiç bir şey mi yazmıyor.
* sadece belli bir grupla paylaş gibi bir özellik var mı? sonra o grubu kaldırıp herkese görünür yaparım.
* 3-4 sene öncesinden resimler paylaşınca garip oluyor mu instagram'da.
0
biseysorcaktim
(01.12.25)
-postlari sadece belirli grupla paylasamiyorsunuz ama görmesini istemediginiz kisileri restricted moda alirsaniz paylasimlariniz onlarin önüne düsmüyor olabilir, ama tam emin degilim.

-begeni ve yorumlari kapatabilirsiniz. mesela restrict ettiginiz kisilerin yorumlari sadece size görünür oluyor, baskalari göremiyor. sizi baska yerlerde tagleyemiyorlar. begenileri kapatirsaniz, insanlar begenen tek bir kisinin adini görebilir ama tam olarak kac kisi begenmis göremez.

-story'leri belirlediginiz kisilerle paylasabiliyorsunuz. close friends list deniyor. bir liste belirliyorsunuz, sonra her paylasim esnasinda secmeniz gerekiyor kimle paylasmak istediginizi (herkesle mi, yoksa close friends'le mi?)

-istediginiz zamandan fotograf paylasabilirsiniz. herkes kendi isine bakiyor
instagram'da. zaman belirtmek istiyorsaniz yorum olarak yazabilirsiniz. #tb ve #tbt hashtagleri tam olarak bunun icin.

instagram'in yok diye olumsuz bakan maldir ayrica. anneme de arkadaslari, kizin hic fotograf paylasmiyor, demek ki hic gezmiyor, demisler. gülüp gectim. kendini baski altinda hissetme.

baska sorunuz varsa yanitlarim.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(01.12.25)
Burak millet ne düşünürse düşünsün ya. Benim instagramımda insan bile yok. Takip ettiğim sayfalardan ibaret. Adım da adım değil zaten. Kime ne? Ağrımayan başını ağrıtma bence. İstiyorsan yap, garip karşılanıyorum diye değil.
0
antihero
(01.12.25)
Kimsenin o kadar umrunda degilsin endise edilecek bir sey yok instagram’a post atmakta.
-3
ghilleinthemist
(01.12.25)
Yorumu, beğeniyi kapatırsanız insanlar buna laf edecek. Açsanız giydiğinize laf edecek, yediğinize laf edecek. İnsanlar zaten laf etmek için paylaşım olsun istiyor. Kadınsanız sapıklar dadanacak.

Bence hiç bu toplara girmeyin kendi hayatınızdan memnunsanız. Kimseye bir şey kanıtlamak zorunda değilsiniz.
+1
cosmicstring
(01.12.25)
buna bu kadar anlam yukleyen insanlar sizin kafa denginiz degil demektir. onlar icin degismeye, zorlamaya deger mi bilmiyorum. birakin ne dusunurlerse dusunsunler. zaten farkli dunyalarin insanisiniz. ne dost ne de yakin arkadasiniz olacaklar. zaman bile gecirmek istemeyeceksiniz buyuk ihtimalle.

ben de sizin gibiyim bu arada.
+2
Sour
(01.12.25)
Bu duyuru tam benlik olmuş :) Benzer şeyler yaşanmış.

Uzun süre Instagram kullanmadım. Çünkü zerre keyif aldığım bir mecra değildi. Bir insan keyif almadığı bir şeyi niye yapsın, değil mi? Ama iş artık öyle can sıkıcı bir noktaya vardı ki, özellikle dating app'lerde kimle sohbet etsek Instagram'ın olmayınca sana uzaylı muamelesi ile bakmaya başlıyorlar resmen. "Evlisin de Instagram'ını benden mi gizliyorsun?", "Neden Instagram'ın yok? Instagram kullanmayan erkeklere güvenemiyorum açıkçası" vs. bunlarla karşılaşmaktan bıktım, yıldım. Ve en sonunda istemeye istemeye ben de bir Instagram hesabı oluşturup ara sıra foto paylaşıyorum artık.

Yani kısacası diğer konuları bilmem ama özellikle günümüz flört dünyası seni Instagram KULLANMAYA mecbur bırakıyor. Toplum baskısı inanılmaz seviyede.

Bu arada fotoğrafları başkaları görmeden değiştirmenin kolay bir yolu var. Ya sabah çok erken herkes uyurken ya da gecenin köründe millet uyurken fotoğrafınızı yüklüyorsunuz, yüklendikten sonra sağ üstteki üç noktaya tıklayıp "Arşivle" diyorsunuz. Minimum 24 saat civarı bir zaman geçip de arşivden çıkarınca diğer gönderilerin arasında sizinkini göremiyor başkaları.
+1
Berck
(01.12.25)
sadece tek bir fotom var, o da bana ait değil. Takipçim de 50. Bir işime yaramıyor.
-3
Kahvedesu
(01.12.25)
50 sinden sonra travesdi olan bile var. Takma kafaya
+3
runaway
(01.12.25)
(2)

Yeni okumayı öğrenme sistemi sizce de çok zor değil mi?

Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
Bizim zamanımızda okumayı heceleyerek öğrenirdik; kelime fişlerimiz vardı ve gayet güzel öğrenmiştik. bakın, aşağıdaki videoda öğrenci kelimeleri bütün olarak okumaya çalışıyor ama zorlanıyor. Hatta zorlanmakla kalmıyor, kelimeden yalnızca ana kökü çıkarıp onu okuyor; ekleri görmezden geliyor. Öğret
Bizim zamanımızda okumayı heceleyerek öğrenirdik; kelime fişlerimiz vardı ve gayet güzel öğrenmiştik. bakın, aşağıdaki videoda öğrenci kelimeleri bütün olarak okumaya çalışıyor ama zorlanıyor. Hatta zorlanmakla kalmıyor, kelimeden yalnızca ana kökü çıkarıp onu okuyor; ekleri görmezden geliyor.
Öğretmen velilere, “Kesinlikle heceletmeyin, kelimenin üzerindeki heceleri kapatmayın, bütün olarak okusun,” diyor. bu yaklaşımın öğrenciye nasıl bir faydası var acaba, bilen var mı?

streamable.com
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(01.12.25)
Son paragrafı chatgpt'ye yapıştırdım. Hızlı okumak ve kelimenin anlamını bir bütün olarak (görsel anlamda pratik) öğrenmek için dedi. Ikna oldum. Chatgptnin verdiği örnek: arkadaş.

Ancak aklıma şöyle bir soru geldi. Türkçe sondan eklemeli bir dil olduğu için tek kökten düzinelerce kelime türetilmiş. Bütün kelimelerin anlamını tek tek öğrenmek vs. Anlamını bilmediğimiz ama kokün anlamını bildiğimiz bir kelimede, sonuna getirilen eklerle anlamına dair fikir sahibi olmamız. Yurttaş, paydaş, çağdaş vs. kelimeler var. Kökün anlamını biliyorsam hecelediğim (ya da parçalara ayırdığım) diğer heceyi (veya eki) benzer kelimeleri örnek alarak tahmin edebilirim.

Tabi amaç hemen okumayı öğrensin, yeni kelime öğrensin, ortaokul/lise dil bilgisinde analizini de öğretirim diyorsa sorun yok. Yabancı dil öğrenirken genelde yaptığımız gibi. Diğer türlü ezber olur, analitik düşünmeyi engeller gibi sanki?

Bu arada bir cümledeki bütün kelimeleri bütün bütün okumaya çalıştım, her kelimenin arasında laglar oluştu.

Varsa müfredata hakim biri, aydınlatsın lütfen.
0
beetlejuice
(01.12.25)
Ben detayına hakim değilim ama sürdüğünü bildiğim bir tartışmayı aktarayım. Diğer insanlar detaylandırır belki.

Bu öğrenme biçimi esasen ingilizce gibi bir harfin okunuşunun kelimenin etimolojik kökenine ve diğer harflerle ilişkisine göre değişebildiği dillerde gelişen bir sistem. İngilizce bunlara bir örnek. Heceleme harf harf ve fonetik olarak yapılıyor, sözcükler ise bütün okunuyor. Bu anadili İngilizce olan biri için tahmin ederseniz ki birçok açıdan faydalı.

Biz, eğitim seviyesi bizden daha ilerde olan ülkelerin programlarını kullanırken bu gibi aslında Türkçe için çok da anlamlı olmayan parçaları da ayıklamadan alabiliyoruz. Bi nevi hazırcılık.
+1
akhenaten
(01.12.25)
(7)

Bonapple ne demek?

muhayyer divan
Selam,Ankara'da Bestekâr Sokak'ta bulunan minicik bir pasta ve kahve evi Bonapple ama adı Fransızca mı İtalyanca mı bir türlü bulamadığım için ne anlama geldiğini de öğrenemedim. Bilen var mı?
Selam,

Ankara'da Bestekâr Sokak'ta bulunan minicik bir pasta ve kahve evi Bonapple ama adı Fransızca mı İtalyanca mı bir türlü bulamadığım için ne anlama geldiğini de öğrenemedim.

Bilen var mı?
0
muhayyer divan
(01.12.25)
bon appetite, fransızca afiyet olsun gibi bir şey. amerikanın cahil kesimi onu bonapple tea sanıyor. onunla alakalı kelime oyunu yapmışlar
+4
glamdr1ng
(01.12.25)
Harikasın, çok teşekkürler 👏🏻👏🏻👏🏻
0
🌸muhayyer divan
(01.12.25)
peki gidelim mi güzel midir bonapple?
0
herseysoyledigimgibioldu
(01.12.25)
Bence gidilebilir, çok minicik bir yer, bir de belki bugüne mahsustur bilmiyorum ama içeri girdiğimde bir rutubet havası vardı ama çayı kahvesi pastası gayet güzeldi.
0
🌸muhayyer divan
(01.12.25)
bonapple tea'yi hic duymadim da turkiye'de kulaga yabanci gelen rasgele kelimeleri mekanlarin, isletmelerin, sirketlerin falan adi yapmak cok eski bir klise.
0
hot potato
(01.12.25)
Bone apple tea çok meşhur ya, bizim dümdüz kelime kelime çevirilerin hepsine chicken translate dememiz gibi bir klişe.
www.reddit.com
0
kobuzchu kiz
(01.12.25)
Bonapple tea nedir, benim bahsettiğim yerin adında tea yok ki
0
🌸muhayyer divan
(02.12.25)
(2)

Yaşı 10 sene üzeri araçlara taşıt kredisı çıkmıyor mu?

duyuruuser
Kredi hesaplama sitelerinde 2. el araç kredisi oranlarına bakarken, araç modeli kutucuğu 2015'e kadar. Başvururken ne gibi bilgiler isteniyor diye bakmak için biraderin 99 model aracı için denedim plaka ve ruhsat seri no girdikten sonra hata verip ekran kapanıyor. Sistem kibarca sana kredi vermiyoru
Kredi hesaplama sitelerinde 2. el araç kredisi oranlarına bakarken, araç modeli kutucuğu 2015'e kadar.
Başvururken ne gibi bilgiler isteniyor diye bakmak için biraderin 99 model aracı için denedim plaka ve ruhsat seri no girdikten sonra hata verip ekran kapanıyor. Sistem kibarca sana kredi vermiyoruz mu demek istiyor?
0
duyuruuser
(01.12.25)
Kasko yapılamayan araçlara taşıt kredisi çıkmıyor gibi düşünebilirsiniz. Kaskoda yaş sınırı 10, opsiyonel 15'tir. Şubeden görüşürseniz esnetebilirler.
0
atom karincanin torunu
(01.12.25)
Ziraat bankasin en son 5 yasina kadar kredi veriyordu.
0
brkylmz
(01.12.25)
(3)

En avantajlı kredi kartı hangisi?

bobinhoo
Sizce en avantajlı kredi kartı (puan, indirim, yan özellikler vb.) hangisi? Kartın en beğendiğiniz özelliği nedir? Kıyaslama açısından kullandığınız diğer kartları da yazarsanız daha iyi olur sanki.
Sizce en avantajlı kredi kartı (puan, indirim, yan özellikler vb.) hangisi? Kartın en beğendiğiniz özelliği nedir? Kıyaslama açısından kullandığınız diğer kartları da yazarsanız daha iyi olur sanki.
0
bobinhoo
(01.12.25)
axess(akbank) bonus(garanti) ve ing kullanıorum en iyisi bonus
bu arada kendinde juzdan bonus flash falan gii tüm kartların puan verdikleri katılım uygulamalarını indirip bakabilirsin.
mesela bonus markette her 2k harcamaya 50 tl bonus verirken akbank 4k ya veriyor gibi ayrımları oluyor.

tek kart değil bir kaç kart kullanıyorum yapacağım harcama öncesi bakıyorum uçak bileti thy ise bonustan alıorm 6 taksit yapıyor, yaz tatili jolly bonusta puan verio yine onu kullanıorm.
0
eja
(01.12.25)
hepsiburada yapı kredi world. şu an beni en çok tatmin eden kart.
0
summerjam0306
(01.12.25)
Üst gelir grubundayım, ömrüm havaalanlarında, uçaklarda, restoranlarda ve otellerde geçiyor diyorsanız Maximiles Black.

Yok ben market, manav, giyecek, e ticaret işlerinde kullanacağım diyorsanız Paraf.

Taksit yapsın başka ihsan istemem diyorsanız Bonus ya da world.

Benim işim akaryakıtla diyorsanız, yakıt aldığınız şirketin anlaşmalısı banka

en iyisidir.
+1
Mirket
(01.12.25)
(13)

Krediyle Araba Alma Olayını Bir Türlü Anlamlandıramıyorum

elektr10
Türkiye'de asgari ücretin 3-4 katı kadar maaş alan biri kredi yükünün altına nasıl girebiliyor? Benim mesela özellikle kredi kartlarımın borcumu ödedikten sonra elime geçen 15-20 bin lira filan. Ekstra bir harcamam da yok ama bazen evle ilgili şeyler, market alışverişleri, yemek vs gibi masraflarım
Türkiye'de asgari ücretin 3-4 katı kadar maaş alan biri kredi yükünün altına nasıl girebiliyor? Benim mesela özellikle kredi kartlarımın borcumu ödedikten sonra elime geçen 15-20 bin lira filan. Ekstra bir harcamam da yok ama bazen evle ilgili şeyler, market alışverişleri, yemek vs gibi masraflarım fazla olabiliyor. Sigaram yok, içkim de yok gibi.

Bunu insanlar nasıl becerebiliyor gerçekten hayret ediyorum. Kredinin üstüne bir de esnek hesaptan mı para çekiyorlar ya da yatırımlarını mı bozuyorlar bir aydınlatın ne olur.

Hayatımda hiç kredi çekmedim bu arada biraz korkuyorum o tip işlerden.
0
elektr10
(01.12.25)
90000 tl maaş alan biri rahatlıkla 40-50 ödeyebilir. harcama kalemlerine bağlı bu.
kredi korkulacak bi şey değil. enflasyonist ortamda borçlanmak iyidir. borçlanma dışında bi şey almaları zor.
+1
jelly bear
(01.12.25)
hiç arabası yokken arabanın tamamını krediyle alan çok az bir kesim. diğerlerinin zaten zamanla modelini yükselttiği bir arabası var, satıp kalan kısmına kredi çekiyor.
0
ground
(01.12.25)
Endişe edecek bir durum yok. Bugüne kadar 3 ayrı araç kullandım, 3'ü de krediyle alınmış araçlar. Enflasyon olan ortamda para biriktirip mülk, araba almak neredeyse imkansız.

Krediyle ürünün fiyatını sabitlemiş oluyorsun, genellikle kredi bitişinde peşinat+kredi anapara+ faiz < aracın güncel fiyatı eşitsizliği ortaya çıkıyor. Çoğunlukla kar etmiş oluyorsun.

Krediyle ürün alınca her ay başı ilk iş taksitini yatırıp kalan paranla bütçeni yapıyorsun. Bir de maaş zammı falan aldığın zaman bütçen rahatlıyor.

Bizim toplumda dayanışma kültürü de yaygın. Kişiler sıkıntıya girdi mi aile, akraba vs. bir şekilde borçlar ödeniyor.
0
Lethe
(01.12.25)
azımsanmayacak bi kesim aileden destek alıyor. direkt nakit olmasa bile aile evinde oturup kira vermiyor zaten en şanslıları. yoksa diğer türlü 80 bin lira maaş alıp, üstüne kirada oturup bir de peşinat biriktirip kalanı da krediyle araç almak imkansız.
0
elorelia
(01.12.25)
Baska bir soru sormussunuz aslinda ama dayanamadim belki surada durdugu bir kac saat icinde bir baskasi da gorur..

Lutfen eger araba cok elzem degilse yani is icin gerekmiyorsa (konfor degil, araba yoksa kovuluyoruz vs. ), yada engelli aile bireyi, cocuk vb. acil durum veya gunluk kullanimda saglik icin gerekmiyorsa kredi ile araba almayin.

Uzerinden para kazanamadiginiz ve surekli kesin ve kes deger kaybedecek bir sey icin kredi almak finansal acidan bir gerizekalilik.
+1
wallcan
(01.12.25)
kredi ile bir şey alınca o şeye erken sahip olmuş oluyorsun denklem bu. mesela ben araba almak için 5 sene para biriktirmeliyim, ama şimdiden kredi alıp arabayı alırsam 5sene arabasız kalmadan konforlu bi şekilde yaşayabilirim.

diyelim ki araba bana kredisi ile birlikte 1 milyona mal olsun, satarken de 800e düşmüş olsun. sonuçta ben 5 senedir arabaya biniyorum arabanın değeri düşse bile bu rakam benim konforuma denk geliyor.
+1
Sadece soruyorum
(01.12.25)
Krediden korkmaya devam edin .
Borçlu kalmamanın lüksünü yaşayın.
Genelde meseleyi kredi ile alınacak eşya veya aracın vereceği fayda orantılı bağlı olarak düşünürüz ama ama hayat her zaman düşündüğümüz gibi gitmez.

Beni aradı çoğu bankanın müşteri hizmetleri. genelde dedikleri şu :
" - ya acil bir durum olursa.." :)
Kişiyi adeta korkutarak borca yöneltmenin bir şekli değil mi bu ?
Hayattaki bu acil durumlar onların ima ettiği şeylerden ibarette değil .
Daha bu yakın zamanda salgın döneminde kriz oldu . Kepenk kapatmalar vs. milletin burnundan geldi.
Sevinenler ise daha çok sene sonuna doğru büyük kâr açıklayan bankalar oldu .
Bir tuhaflık yok mu bu işte ?

Tavsiyem çevrenizle arayı her zaman yakın tutun . Birilerinden borç isteyecek yüzümüz olmalı.
İnsanlar arası güvensizlik ve bireyselleşmeyle birlikte çeşitli finans kurumları aile, akrabanın yerini de aldı.
E tabi bu maddi çıkara dayalı yakınlık, borçların bazen katlanmasına , başka bankadan çekilen kredi ile diğer bankanın borcunu kapatmaya giden zorlanmalara sebep olabiliyor.
-3
diyecevaplandı
(01.12.25)
ev kira değil, sosyal hayat yok. akşam ahaber, trt osmanlı dizisi çekirdek. ayda 60 70 kira ödüyor, bimden ucuz yiyecek içecek olup arabası var dedirtiyor olay bu.

hayatında hiç kredi çekmemekte biraz sıkıntılı bir durum. yani onlar ne kadar garipse sen de bir o kadar garipsin.
0
mikahakkinen
(01.12.25)
Turkiye icin konusuyorsak bence araba satin alma aliskanliklari ile ilgili en buyuk sikinti 2025 yilinda hala yatirim sanilmasi. Su an duyuruda "elime su kadar para gecti, nasil yatirim yapayim, araba alma secenegi nasil" sorusu var duyurda son 1-2 gunden. Pandemi donemi cart curt anormalliklerini saymazsak araba depreciating asset'tir. yani oturdugu yerde "yipranir" ve deger kaybeder. ama millet arabanin alis ve satis fiyatlarini altina veya dolara falan cevirmeyi unuttugu icin turk lirasi uzerinden kar ettim saniyor.

kredi ile almakla ilgili: araba gercekten gerekliyse garip bir sey yok. sirf almis olmak icin veya son derece is goren bir araba varken "yenilemis" olmak icin faiz odemek sacma tabii zira o para borsa veya gayrimenkule falan gitmis olsa daha cok deger kazanirdi.

son olarak muhtemelen sanidigin kadar tutumlu degilsin. Asgari ucretin 3-4 kati maas almana ragmen "kredi kartlarımın borcumu ödedikten sonra elime geçen 15-20 bin lira filan" kismi sikintili. "evle ilgili seyler falan"in her ay her ay olmamasi lazim.
0
hot potato
(01.12.25)
"borclu olmamanin luksunu yasayin" genele vurulamaz. araba bir asset degildir, teknik olarak deger kazanmaz. ama mulk ve toprak icin aynisi soylemez.

eger ben 15 sene once ilk 50m2 dairemi almasaydim su anda hala kiraciydim, ve isin kotu tarafi artik ev alma olasiligim yavas yavas kaybolacakti.

turkiye'de deger kazaniyormus gibi gozukmesinin nedenleri var, paran surekli deger kaybediyor, limitli arac girisi var bu da karaborsa yaratiyor, bir de surekli vergiler arttiriliyor. yani bir nevi sen devletin alacagi vergiye ortak cikiyorsun. berbat bir sistem tabii. ama uzun vadede zaten surtulebilir degil, bir kazanc kapisi olamaz.

bir de turkiye'de sifir takintisi var, herkes herseyin ilk sahibi olmak istiyor.
riske girerken bu tarz dangalakca geleneklerden siyrilarak adim atmak lazim.

ozetle araba lazimsa, ayagini yerden kesecek bisey al, bitsin gitsin. sifir alip 2 milyon tl krediye girmek zorunda degilsin. yarin gidip istedigim sifir araci alabilirim mesela, ama 10 yasinda bir araca biniyorum, cunku olay sadece 4 teker ustunde yuruyen bur teneke, bunun uzerinde bir anlam yuklemek sacmalik.
0
cooperr
(02.12.25)
@hot potato savurgan olduğumu düşünmüyorum ama kaliteli yemeyi, giyinmeyi ve gezmeyi seviyorum. mesela peynirimi, yumurtamı, zeytinyağımı, etimi iyi yerden alırım... ya da zara'dan 4 tane gömlek değil de x bir markadan 1 tane alıyorum ve yıllarca giyiyorum. bu x marka genelde premium bir marka oluyor.

bunlar tabii kişilik ve alışkanlıklar meselesi. kimisi yemeğinden içeceğinden kısar en son model telefonu, arabayı alır, kimisi de materyalist değil de daha deneyimsel yaşar. ben sanırım ikinci kategorideyim.

benim anlamak istediğim yine de çok savurgan olmasan da bu kredileri ödeyenler nasıl zorlanmıyor ya da bu riske giriyor o garip geliyor bana.

@mikahakkinen evet biraz garibim gerçekten ama kredi yerine daha çok ailemden kredi çekip esnek bir ödeme planı yapıyorum ama tabii bunlar genelde ihtiyaç kredisi oranında oluyor :)
0
🌸elektr10
(02.12.25)
bu ülkede araba en iyi hava atma aracı. adamın giyecek donu olmasa bile o suv'sini alır, havasını atar. onlar mı akıllı, biz mi akılsızız yoksa biz mi akıllıyız, onlar mı akılsız hiç bir zaman çözemeyeceğim. düşündükçe içinden çıkamıyorum:)
0
nothing in my way
(02.12.25)
Herkes cevap vermiş güzel güzel.

Konu hangi orandan ne kadar çektiğinizdir bence. Şu anki koşullarda/oranlarda yüksek miktarda araç kredisi, araç zorunluluk değilse safi zarardır. Ha ne olur hep derim, 1 milyon paranız vardır, 200-300 bin fark ile hem daha iyi hem yeni bir araç alabiliyorsunuzdur, daha konforlu oluyordur, mantıklıdır belki 1 milyona alacağınız aracın açabileceği masraflara karşın bile mantıklı olur ama sadece cüzi bir miktar için mantıklı yine de.

Bu arada bundan 3.5 yıl önce sırf kredi çekebilmek için araba almıştık abimle ortak, yarısına kredi almıştık, oran 1.59'du. 36 ay taksitli, zaten 6. ayda kredi faizini çok rahat çıkarmıştı araç, bazı koşullarda da kredi mantıklı olabilir.

Yani en önemli konu kredi oranı, şu anda türkiye koşullarında ise ev kredisi harici krediler genel olarak mantıksız çünkü %15 kkdf + %15 bsmv var, yani yazan oranın %30 fazlası gerçek faiz oranı. mesela sıfır araç alırken kabul eden bayi bulursanız karta vade farkı ile taksit yaptırmak da mantıklı.

Benim hesabım basit; aylık her şey dahil %4'ü geçmezse borçlanma maliyetiniz makuldür, %3 altına iniyorsa oran bir şekilde nakit kullanmak yerine o borcu kullanırım.
0
atom karincanin torunu
(02.12.25)
(5)

isi kabul etmeli miyim?

voltairem
Slm, istanbul besiktas’ta bulunan meshur bir universitenin esit agirlik bolumunden mezunum. 2 aydir is bulamadim. Bir tane buldum ama maasi dusuk ve hayalimdeki sirket ortami yok. Ancak daha fazla evde durursam kafayi yerim. duzgun bir yer bulursam hemen yeni yere gecerim, burayi cv’ye de yazmam. ka
Slm, istanbul besiktas’ta bulunan meshur bir universitenin esit agirlik bolumunden mezunum. 2 aydir is bulamadim. Bir tane buldum ama maasi dusuk ve hayalimdeki sirket ortami yok. Ancak daha fazla evde durursam kafayi yerim. duzgun bir yer bulursam hemen yeni yere gecerim, burayi cv’ye de yazmam. kabul etmeli miyim?
0
voltairem
(01.12.25)
evet
+1
elorelia
(01.12.25)
merhabalar, anladigim kadariyla ilk isiniz olacak? yani ne mezunusunuz ve nasil bir is ariyordunuz da bunu bulduniz bilemiyorum ama mesela beyaz yaka bir sirkette is ariyorsaniz ve begenmediginiz bir sirketten kabul aldiysaniz, hele de ilk isiniz ise, kesinlikle kabul etmelisiniz, is isteyken bulunur bu bir ikincisi henuz is yasamina iliskin hicbir deneyiminiz yok demektir, yani 'toplantiya nasil katilinir'dan tutun da, sabah ise nasil gidilir, insanlar nasil selamlanir, email nasil yazilir vs. Bunlar basit gibi gorunebilir ama emin olun gorusmelerde ve bir sonraki isinizde deneyiminizin olmasi cok onemli. Calistiginiz sureye bagli olarak, mesela girer girmez CV'ye yazip evet is aramayin cok sacma ama 6-7 ay sonra hala is bulamadiniz, CV'nize yazabilirsiniz ve oyle aramaya devam edersiniz.
elbette muhasebe isi ararken supermarkette kasiyerlik ya da garsonluk isi bulduysaniz cevabimiz farkli olabilir, ben benzer isler olarak varsaydim.
+2
kassiopeia
(01.12.25)
kabul et, işin varken iş bulmak daha kolay olur hep, uzun çalışırsan (1+ yıl) cv ye de yaz utanılacak bir şey değil.
+2
ravenudon
(01.12.25)
kabul etmelisin
0
koela
(01.12.25)
Hayalimdeki şirket ortamı yok demişsin ama hayalindeki şirkete gidebilmek için böyle yerlerde tecrübe kazanman gerekiyor zaten.
Ulaşım filan sorun değilse Başkası kabul etmeden sen başla.
+4
etna
(01.12.25)
(2)

kasko iptali

denizzz
kasko fiyatlarının bu ara çok düştüğü söyleniyor. ben kaskoyu geçen yaz yaptırmıştım, öncekini iptal edip şu an yenisini yapmak ekonomik açıdan avantajlı olur mu ya da şu an fiyatların düşmüş olmasını kendi avantajıma kullanmanın bir yolu var mı?
kasko fiyatlarının bu ara çok düştüğü söyleniyor. ben kaskoyu geçen yaz yaptırmıştım, öncekini iptal edip şu an yenisini yapmak ekonomik açıdan avantajlı olur mu ya da şu an fiyatların düşmüş olmasını kendi avantajıma kullanmanın bir yolu var mı?
0
denizzz
(01.12.25)
sanmam. hiç kazam olmamasına rağmen geçen seneye göre %10 falan fazla ödedim.
sigortacınızla konuşun ama kasko iptal edip tekrar yaptırmak primi arttırır muhtemelen.
0
jelly bear
(01.12.25)
daha uygun olacağını sanmıyorum.
0
xdenizx
(01.12.25)
(3)

marka başvuru itiraz vb süreçler

duyurukullanıcısı
bir domain aldım ve marka başvurusu yaptım. markanın süresi dolmuştu 12yıl ve benden başka başvuran da yoktu.ünlü bir kelime + ek kelime şeklindeistinye mühendislik gibiwww.istinyemuhendislik.com bende meselaistinye üniversitesi, istinye elektrik, istinye midye falan herkes itiraz etmiş. markayı kul
bir domain aldım ve marka başvurusu yaptım. markanın süresi dolmuştu 12yıl ve benden başka başvuran da yoktu.


ünlü bir kelime + ek kelime şeklinde

istinye mühendislik gibi
www.istinyemuhendislik.com bende mesela

istinye üniversitesi, istinye elektrik, istinye midye falan herkes itiraz etmiş. markayı kullanamazsın diye. ama bu kuruluşlar istinyemühendislik'i de almak istememişler ama yinede itiraz etmişler.

buna itiraz ile uğraşmalı mı? yoksa bu mantıklı bir itiraz mı?

o zaman ben istinye döner'de alamam. veya istinye kokoreç açmak istersem istinye hastahanesi de itiraz edebilir.

öyle mi?
0
duyurukullanıcısı
(01.12.25)
Mantıken bu tarz şeyler marka ile özdeşleltirilme ihtimali arttıkça önemlileşiyor.

"İstinye" örneği için itiraz çok da şart değil gibi. Çünkü bir semt adı ve farklı kullanımları çok.

Bazı markalar var ki, tüketici direkt o isim ile o firmayı bağdaşlaştırıyor.
"Bim kırtasiye", " a101 muamelecilik işlemleri", "Alarko bikgisayar", " Pepsi manavı" gibi senaryolara itiraz çok mantıklı. Zamanında garantiarkadas.com diye bir arkadaş/partner bulma sitesi vardı mesela. Garanti Bankası'nın çağrı merkezinde çalışan tanıdıklar "millet arayıp 'garanti arkadaş hesabımı kapamak istiyorum' diyor, bir de onlara laf anlatmakla uğraşıyoruz" diyorlardı.

Bence örnek özelinde değişir. Ama yasa öyle işlemiyordur zannımca.
0
yadigar
(01.12.25)
Diğer markaların tescilli olduğu sınıfları bulun. Eğer sizin tescil başvurunuz farklı bir sınıftaysa itiraz edebilirsiniz. Bazı firmalar sırf bu yüzden 45 sınıfta tam tescil yaptırıyor.
0
kirk karaktere sigmayacak adam
(01.12.25)
farklı sınıf olması yetmiyor bildiğim kadarı ile. benzer kabul edilen sınıflar var. bir de halk tarafından kolaylıkla karıştırılabilir olması gibi takdir yetkisi içinde kalan durumlar var. çok alakasız sınıflar ise muhtemelen onların itirazları reddedilir. ama tabi uzman tarafından incelenmesi lazım. bu işle uğraşan firmalar var. imkanınız varsa danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.
0
elorelia
(01.12.25)
(7)

fırın nasıl temizlenir?

jelly bear
4-5 aylık yeni fırınım var. ama içi nokta nokta yağ lekeleriyle doldu. nasıl oldu anlamadım ama her yeri yağ lekesi. domol fırın temizleyici denedim rossmanda satılan hiç fayda etmedi. fırın tepsisine karbonat-sirke-su ekleyip yüksek derecede çalıştırdım yine fayda etmedi. bu lekeler nasıl temizleni
4-5 aylık yeni fırınım var. ama içi nokta nokta yağ lekeleriyle doldu. nasıl oldu anlamadım ama her yeri yağ lekesi. domol fırın temizleyici denedim rossmanda satılan hiç fayda etmedi. fırın tepsisine karbonat-sirke-su ekleyip yüksek derecede çalıştırdım yine fayda etmedi. bu lekeler nasıl temizlenir? yepyeni fırındı leş gibi oldu.
0
jelly bear
(01.12.25)
Efsane temizler.

www.a101.com.tr
0
Mirket
(01.12.25)
yeni fırınların temizleme modları oluyor. ona baktınız mı, kullanım kılavuzunda vardır.
0
elorelia
(01.12.25)
temizleme modu yok. olsa bile o sıcaklıkla alakalı bi şey değil mi?
0
🌸jelly bear
(01.12.25)
1 METALİK SÜNGER www.rossmann.com.tr
2- YAĞ ÇÖZÜCÜ www.cif.com.tr
3- KOL GÜCÜ www.metesports.com

çitiliyorsun yağ çözücü ve pril ile, eldiven giymeyi unutma sonra sarı bez ile bol bol kpüğü alıp duruluyorsun, en sonra içinde direk su dök ama yanlardan falan akmasın ayrıca tepsiyede su koy içinde kaynasınki yağ çözücünün kalan kırıntıları gitsin, arada içi buharlaşınca su damlası olunca elini yakmadan durulamaya devam temiz bezle
0
eja
(01.12.25)
metalik sünger dediğin alüminyum tel. asla olmaz fırını çizer.
cif asperox vs her şeyi denedim zaten çoktan.
0
🌸jelly bear
(01.12.25)
turuncu olan cifi mi denedin? her cif aynı değil?
0
eja
(01.12.25)
Her kullanım sonrası temizleyecekseniz, sihirli sünger, su ikilisi bu konuda çok başarılı ve kimyasala bulaşmadan olayı hallediyor.
0
Mirket
(01.12.25)

Twitter yer işaretlerini toplu silme

allahkitapwesli
Birkaç ay önce topluca silebiliyorduk, şu anda olmuyor. Kalktı mı bu özellik?
Birkaç ay önce topluca silebiliyorduk, şu anda olmuyor. Kalktı mı bu özellik?
0
allahkitapwesli
(01.12.25)
(5)

Korkaklığımı, özgüvensizliğimi nasıl yenerim?

psmstc
Yaşamım boyunca hep garantici oldum. Hata yapmaktan korktum. O yüzden ya en iyisi için uğraştım ya da kafamı deve kuşu gibi kuşa gömdüm. Son bir ay hiç kimseden hiçbirşeyden korkmadığım geçici bir dönem yaşadım hayatımın en özgüvenli en disiplinli zamanıydı. Hem Bir yandan ilaç kullanıyordum, bir y
Yaşamım boyunca hep garantici oldum. Hata yapmaktan korktum. O yüzden ya en iyisi için uğraştım ya da kafamı deve kuşu gibi kuşa gömdüm.

Son bir ay hiç kimseden hiçbirşeyden korkmadığım geçici bir dönem yaşadım hayatımın en özgüvenli en disiplinli zamanıydı.
Hem Bir yandan ilaç kullanıyordum, bir yandan da olumsuz duygularımı hislerimi dikkate almadım sadece “bu sorumluluğum” deyip düşünmeden yapıyordum.

Ama stresim yine eskisi gibi tekrar arttı. Bu bakış açımın etkisi söndü işe yaramamaya başladı. Tekrar çamurdan korkaklık çukuruna düştüm. Öylece oturuyorum içinde.

İşyerinde ofisimde örneğin oturuyorum. Yapılacak işler beni bekliyor. “Çok Uykuluyum, uyuşuğum, Sosyal kaygım arttı” deyip kaçınma halimi sürdürüyorum.

Belki kış aylarının da etkisi oldu penceresiz yapay ışıklı odada çalışıyorum.

Velhasılı bir türlü şu cesareti disiplini istikrarlı sürdürmeyi beceremedim.

Bu aktifliği, cesareti, disiplini nasıl sürdürebiliyorsunuz öğrenmek istiyorum gerçekten..

Teşekkürler.
+3
psmstc
(01.12.25)
bu konuda zorlanmayan yok gibidir. yani zorlanmayı bu işin normali kabul etmek lazım. öncelikle kendine hata yapabilme hakkı vermelisin. dünyada her şey her zaman en iyisi olmuyor ve hayatın doğal akışı bu.
0
orpheus
(01.12.25)
x.com

x.com

x.com

bu arkadaşı takip et bu yazıları da oku.
+2
archmeister8
(01.12.25)
yasam size bir anda cesaret yuklemiyor, cesur olacak deneyimler sunuyor. bunu kullanip kullanmamak bize kalmis. inanin o 'ne cesur' dediginiz insanlar da bir noktada sizin gibi basliyor yasama, belki her konuda degil ama herkesin stresli oldugu bir konu var - kimi topluluk icinde konusmaktan, kimi yanlis yapmaktan, kimi ilk adimi atmaktan vs. - herkes bir noktada bir seyden korkuyor ama buna ragmen o adimi atiyor. O adimlari attikca beyniniz ve sinir sisteminiz korkulacak bir sey olmadigini ogreniyor. Bu en guzel kismi, kendimize, sinir sistemimize ogretebiliyoruz bunlari ve bu yapildikca ogreniliyor. Dolayisiyla yapacaginiz tek sey, korkunuzun gecmesini beklemek degil, korkunuzla birlikte hareket etmek. sanirim daha 'kisa' bir yolu yok. bir sure sonra alisacaksiniz.
0
kassiopeia
(01.12.25)
sanki farklı bir şeyleri karıştırıyor gibisiniz, korkak olsanız işinize sarılır, kovulmaktan korkar ve işleri bitirirdiniz. sizinki depresyona daha çok benziyor, yardım alabilirsiniz. bu arada korkak olmak kötü değildir, bazıları korkaktır, garanticidir. her insan aynı değildir, cesur olup, sırf cesurluğu yüzünden hayatı berbat olan bir sürü insan var. karakterini kabul et, her insanı koymak istedikleri kalıplara uymana gerek yok. işini yap sadece, geri kalan düzen bir şekilde gelir.
+1
ravenudon
(01.12.25)
Demek ki ilaçlar işe yarıyormuş, bence devam edin.
0
adivar
(02.12.25)
(3)

IQOS Black Friday İndirimi

elektr10
Öncelikle sigara içmek sağlığa zararlıdır.Almanya'da Black Friday indirimi var ve 17 euro'ya IQOS ILUMA i One Kit + 2 çeşit filtre hediyesi kampanyası var. Sizce alınır mı bu model? Kullanan var mı?
Öncelikle sigara içmek sağlığa zararlıdır.

Almanya'da Black Friday indirimi var ve 17 euro'ya IQOS ILUMA i One Kit + 2 çeşit filtre hediyesi kampanyası var. Sizce alınır mı bu model? Kullanan var mı?
0
elektr10
(01.12.25)
kullaniyorsaniz alinir. normal modelinden daha kullanisli buluyorum ben bunu. ufak, ince ve tasimasi ve kullanmasi kolay.
0
65 derece
(01.12.25)
tobacco'larda 58 euro'ya almıştım italya'da bende. haricinde çoğu arkadaşım kullanıyor ve memnun.
0
herseysoyledigimgibioldu
(01.12.25)
@yap desem yapmazsın he hocam gerçekten osuruk gibi kokuyor ya o dediğiniz filtre. çok haklısınız :)
0
🌸elektr10
(01.12.25)
(10)

Erken doğum

Lethe
Bir yakınımızın erken doğum riskinden ötürü hamileliği yakın takip altındaydı. En son hastaneye yatıralım demişler. Sanıyorum serum ve çeşitli tedavilerle gebeliği olabildiğince uzun tutmaya çalışacaklar.- Etrafınızda erken doğum yapan birileri oldu mu (ör: 32. haftada doğum yaptı gibi..)- Doğum son
Bir yakınımızın erken doğum riskinden ötürü hamileliği yakın takip altındaydı. En son hastaneye yatıralım demişler. Sanıyorum serum ve çeşitli tedavilerle gebeliği olabildiğince uzun tutmaya çalışacaklar.

- Etrafınızda erken doğum yapan birileri oldu mu (ör: 32. haftada doğum yaptı gibi..)
- Doğum sonrası bebekte ve annede sorun oldu mu, olduysa nasıl çözüm sağlandı
- Doğumdan sonra bebek küvezde muhtemelen kalmıştır, tabi gelişime göre değişir ama ne kadar kalıyorlar süreç nasıl işliyor

Teşekkür edeirm.
0
Lethe
(01.12.25)
arkadaşım erken doğum yapmıştı, ama 32 hafta kadar da küçük değildi biraz daha büyüktü. bebek doğmadan önce akciğerleri geliştirme iğnesi yapıyolar anneye. o ilaç yapıldıktan sonra hemen doğmaz bir süre bekleyebilirse (emin olmamakla birlikte 1 hafta falan) çok büyük sorun olmuyor.

yani anladığım kadarıyla burda odaklandıkları şey bebeğin doğduktan sonra kendi kendine nefes alıp alamaması. eğer ciğerler gelişmiş olursa ve nefes alabiliyorsa kuvözde uzun süre kalmaz çıkar. ama ciğerleri minikse entübe edilip veya oksijen desteği verilip ciğerlerinin büyümesini bekliyolar o da 2-3 hafta falan sürüyor sanırım. ama bebek çok çok minikse daha uzun sürebilir.

ama moralinizi bozmayın, arkadaşım da çok çok üzülmüştü ama bir sıkıntı olmadı bebek 2 hafta kuvözde kaldı çıktı, sonra 1 yaşını geçene kadar da anne sütü alabildi.
0
Sadece soruyorum
(01.12.25)
sözlük yazari wild honey suckle 29. haftada dogum yapmisti. belki sorularinizi yanitlayabilir.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(01.12.25)
kardeşimin ikizleri var. 2 hafta erken doğdular. 5 gün kadar küvezde kaldılar. şimdi ikisi de sapasağlam.
0
inheritance
(01.12.25)
anne siz olmadığınız için doğrudan yazıyorum. yaşam sınırı 24. hafta diye biliyorum. eğer 24. haftayı doldurdu ise yaşama ihtimali var. ama ihtimal tabi ki.
bildiğim en erken doğum kuzenim ama o da 6. ay bitimine doğru doğdu. çok uzun süre kuvezde kalmadı. sonrasında herhangi bi sağlık problemi de olmadı. sadece çok zayıf bir genç şu an. annede de problem olmadı zaten erken doğumun anne açısından diğer doğumlara göre ekstra bir riski yoktur heralde. bu bahsettiğim olay minimum 25 sene önce tabi şu anki şartlar çok daha iyidir.

geçmiş olsun. umarım sağlıkla kucağına alır.
0
elorelia
(01.12.25)
ben ocak 92'de 28 haftalık olarak doğdum. 2 ay falan küvezde kaldım. kollarımda hala serum izleri var. bir de erken doğmadan mı yoksa daha sonra ilaçtan mı belli değil işitme kaybım var koklear implant kullanıyorum. fakat bende farklı olarak benim doğumumda doğumhanede bulaşı oldu bebekler bir de patır patır öldü falan ben de hastalık kaptım ettim ölmedim malesef.
anneme gelince süt konusunda sıkıntı olmuş pek anne sütü alamamışım.

32 haftadan bir şey olacağını sanmıyorum.
+1
denizgonen
(01.12.25)
Ben 28 haftalık doğdum, 1300 gram. Benden umudu kesip kenara koymuşlar ama bir şekilde yaşamışım, annemde bebek hemşiresiydi o dönemde dolayısıyla beni yaşatan kendisi. Şu an 39 yaşındayım herhangi bir problemim olmadı ancak sonrasında annemin rahmini almışlar o esnada 41 yaşındaymış kendisi.
0
mirty
(01.12.25)
kendi adima boyle bir deneyimim yok ancak 6 ayliktan itibaren bebek yasatilabiliyor, akciger icin igne yapiliyor +1. Kuzenlerim ikiz, erken dogdular, ya 28 ya da 32 haftaliktilar hatirlamiyorum (ikisinden biri oldugunu iyi biliyorum ama sanirim 28di cunku hep 7 aylik dogdular diye konustuk) miniciklerdi, simdi ikisi de aslan gibi. Anne ve babaya zor oluyor elbette kuvez + minicik bir bebek ama her iki cocugun da hicbir sorunu yok su anda.
0
kassiopeia
(01.12.25)
bir de bu entry vardi: eksisozluk.com

bu arada 37. haftadan önce dogan tüm bebekler prematüredir arkadaslar. yani 32. haftada bir sey olmaz gibi bir durum yok. bebegin anne karnindaki gelisimi de etken oluyor prematürenin yasamasina.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(01.12.25)
kuzenim de 7 aylık doğmuş. şu an 26 yaşında gayet normal, sağlıklı. bir sıkıntısı yok.
0
batlegolas
(01.12.25)
Merhabalar,

1 sene önce erken doğum yaptım:) süreç aslında şöyle işliyor. Öncelik Doğumu geciktirmede. Eğer bebek veya anne için hayati bi durum yoksa, anne yatar pozisyonda haftalarca hastanede kalabiliyor. Bazı durumlarda hasta bezi bile kullanıyorlarmış. Ama eğer doğum engellenemezse, doğuma alıyorlar. Her doğumda bir yenidoğancı olur ama bunda ekstradan yoğunbakım hemşireleri de doğuma eşlik ediyor. Bebeğin ve annenin durumu müsaitse (anne ayık, bebek spontan solunum yapabiliyor gibi) ten tene hızlıca bir temastan sonra bebek küvöze alınıyor. Daha sonrası ise bir çok faktöre bağlı
1- bebeğin anne karnındayken ki genel sağlık durumu kilosu nasıldı?
2- bebeklere verilen doğum anında bebeğin durumunu ölçen apgar skoru kaç?
3- bebek doğum esnasında veya sonrasında oksijensiz kaldı mı?
4- bebek doğum esnasında veya sonrasında herhangi bir travmaya uğradı mı?

Bundan sonrası maalesef hem biraz şans hem biraz kader. Bir sürü risk var tabii ki, eğer tam teşekküllü bir sağlık merkezinde eğitimli ve yeterli sayıda personel varsa, ellerinden gelenin en iyisini yapacaklardır.
Benim doğurduğum hastanede haftada üç kere görüş yaptırıyordu. Umarım sizinki çok daha sık yaptırır. En önemlisi anne sütü. Evet çok zor ama bebeğin en önemli ihtiyacı bu şu anda. Ve kanguru yani ten tene bakım.
Ben 29. Haftada doğurdum. Doktorum 30 bile olsa çok farkederdi. Her hafta riskleri çok azaltıyor demişti. Eğer 32 ise haftası hiç fena değil.
Yolu bahtı şansı açık olsun. Sorunuz olursa cevaplarım.
0
wild honey suckle
(03.12.25)
(2)

Person of interest vs westworld

love and trust
Person of interest’i çok severek izlemiştim. Hala ara ara açıp bölümler izlerim. Yeni ne izlerim diye bakarken westworld’ü çok önerdiler. 1 bölüm izledim ama biraz irrite oldum. Dizi bu şekilde “distopik” olarak mı devam ediyor. Poi’de teknoloji çok yükseklere varmış olsa da finch, reese, root, fusc
Person of interest’i çok severek izlemiştim. Hala ara ara açıp bölümler izlerim. Yeni ne izlerim diye bakarken westworld’ü çok önerdiler. 1 bölüm izledim ama biraz irrite oldum. Dizi bu şekilde “distopik” olarak mı devam ediyor. Poi’de teknoloji çok yükseklere varmış olsa da finch, reese, root, fusco gibi kaeakterler hala insani sıcaklık taşıyorlardı ama westworld’de (ilk bölüme göre) bu sıcaklık yok, rahatsız edici tarafları çok geldi bana.

Sorum şu; dizi bu şekilde distopik ve soğuk mu devam ediyor. İnsanlığın sonunu mı anlatıypr. Mesela poi’de iki tarafın savaşı vardı, buna dair bir umudumuz vardı. Westworld de bu durum galiba yok. İzleyenler nasıl yorumlarsınız
0
love and trust
(01.12.25)
Çok benzer diziler değiller. İki diziyi de izledim. İzlerken yaşadığınız hisler çok farklı. İkisi de kendi çapında iyi diziler.

POI biraz daha aksiyon. Ww biraz daha durağan. Yani aslında onda da sürüyle aksiyon oluyor ama daha yavaş bir anlatım var. 2. Sezon ve sonrasında daha katmanlı, daha karmaşık bir hal alıyor. Son sezonda öykünün arkasındaki hikaye devam etse de dizinin ön planı çok farklılaşıyor

İlk bölümden ww sizi boğmaya başladıysa, sonraki sezonlarda hiç açmayacağını düşünüyorum.

Bir de POI sezondan sezona daha ilginçleşirken, WW daha boğucu ve çekilmez bir hal alıyor.

Konulara girip spoiler vermekten kaçınarak anca bu kadar anlatabildim.
+3
yadigar
(01.12.25)
Teşekkür ederim
Tahmin ettğim gibi yorumlamışsınız, soğukluğu, karamsarlığı artarak devam ediyor sanırım.
Bir de bygün şunı düşündüm, ww, poi’nin devam dizisi gibi. Poi’deki machine ve samaritan düalitesi, ww’de samaritan olarak açılım getirlmiş gibi. Yani tam demek istediğimi kelimelere dökemedim ama galiba böyle.
0
🌸love and trust
(01.12.25)
(1)

Adanadaki suc durumu hk

die fetten jahre sind vorbei
İstisnasiz olarak son 6 aydir tum suclar ya adanada ya aydin efelerde oluyor gibi bi durum var. Ozellikle adanada kaos kopuyor gibi. Neler oluyor bu iki sehirde. Adanada her saat basi silahli catisma var gibi, otorite eksikligi mi var, su an orada bulunan birinin yorumlari nedir bu durum icin
İstisnasiz olarak son 6 aydir tum suclar ya adanada ya aydin efelerde oluyor gibi bi durum var. Ozellikle adanada kaos kopuyor gibi. Neler oluyor bu iki sehirde. Adanada her saat basi silahli catisma var gibi, otorite eksikligi mi var, su an orada bulunan birinin yorumlari nedir bu durum icin
-1
die fetten jahre sind vorbei
(01.12.25)
adanada hayatımın bir bölümünü geçirdim. yaşadıklarımdan gözlemlediklerimi bu sitede daha önce belirtmiştim bana eksi vermişlerdi. ama doğru bildiğimi söylemeye devam edeceğim gjfghfd

bence orada çok yüksek oranda bir şiddet kültürü var, şiddetin yüceltilmesi aile içinde başlıyor. yanı thomas hobbes'un Leviathan'da bahsettiği doğa durumunda yaşadıklarını vs düşünebilirsiniz. özellikle de sosyo kültürel seviyenin çok düşük olduğu yerlerde aile içinde kavga dövüş vs. çekinilmesi gereken şeyler değil de bir kahramanlık öğretisi gibi anlatılıyor. çeteleşme, grupların birbirine üstün gelmesi vs. kutsal şeyler. sen ne kadar büyük ve güçlü bi çeteye mensupsan, o kadar havalısın.

mesela bir gün ben adana dışında yaşamış bir arkadaşımı davet etmiştim. sahile giden dolmuşun geçtiği durakta beklemeye başladık. sonra bir anda etrafımızda 13-15 yaşlarında 10'ar kişilik iki çete grubu belirdi. bir anda birbirlerine girdiler bir anda dağılıp gittiler hjgfdjhgjhfd adanada sıradan bir kavga. günlük yaşamın içinde kavga var. bu nasıl olabiliyor?

bir iş arkadaşım vardı, adamın babasından başlayarak ailesindeki erkeklerin büyük kısmı cezaevindeydi. bu yüzden o çocukla pek kimse uğraşmazdı. muhtemelen korkuyolardı. mesela hiç çalışmıyodu ama işten atamıyolardı vs.

yani sonuç olarak orada şiddetin yüceltilmesi kuşaktan kuşağa aktarılan bir şey. son örneğim de şu olsun, benim gittiğim ortaokulda bir kız vardı, kız bayağı sorunlu bir kişiydi, bana ve arkadaşlarıma sürekli şaka yapıyormuş gibi gülerek kollarımıza vs vurup duruyordu ama acıtıyor böyle bildiğin hepimiz kızdan dayak yiyoruz. neyse en son canımıza tak etti biz bununla tartıştık. neyse bu eve gitmiş ailesine anlatmış işte okulda beni dövdüler, beni yerde sürüklediler falan demiş bu arada bizim kıza dokunma ihtimalimiz sıfır çünkü kız o kadar fena ki durduk yerde bile bizi dövüyo dsfhhgfhj bi de ona gerçekten vuracak olsak kız bizi yer muhtemelen. aramızda tartışma da sözlü bi tartışmaydı o yüzden. neyse bunun ailesi ortalığı ayağa kaldırdı, siz nasıl bizim kızımızı döversiniz filan. üstüne bizi tehdit ediyolar size şunu yaparız size bunu yaparız falan. yani hem dayak yiyen bizdik, hem tehdit edilen korkutulan yine bizdik. zaten öğrendik ki kızın babası cezaevindeymiş. insanlar bir kavgaya girecekleri zaman hiçbir şekilde cezaevine girmekten falan korkmuyolar. cezaevi onları ıslah edemiyor. ceza hukuku teorileri çöküyor adanada ghfdgh bildiğin eğitilmez bi toplum.

NOT: adanalılar kusura bakmayın ben herkes için söylemiyorum, bu dedklerim sosyo kültürel seviyenin çok düşük olduğu kesimler için geçerli. ben de oralardan çıkmış bir kişiyim, amacım kimseyi küçümsemek vs olamaz kesinlikle.
+9
Sadece soruyorum
(01.12.25)
(6)

instagram erkek pozları

dedim dedim de kime dedim
hiç foto çeken arkadaşım yok bir yere gittiğimizde foto çekilmek de kimsenin aklına gelmiyor. foto da çekemiyoruz açıkcası. böyle çok yakın dayı selfie si gibi çıkıyoruz süreklibu instagramda güzel çıkan insanların nasıl arkadaşları var ki sürekli iyi çıkıyorlar? bunun belli başlı pozları, açıları f
hiç foto çeken arkadaşım yok bir yere gittiğimizde foto çekilmek de kimsenin aklına gelmiyor. foto da çekemiyoruz açıkcası. böyle çok yakın dayı selfie si gibi çıkıyoruz sürekli

bu instagramda güzel çıkan insanların nasıl arkadaşları var ki sürekli iyi çıkıyorlar? bunun belli başlı pozları, açıları falan mı var?

instam kedi, köpek dolu. 1-2 fotom bile yok. nasıl çekilebiliriz güzel fotolar?

10.000 tane çekilip içinden 1-2 mi seçmek gerekiyor?
0
dedim dedim de kime dedim
(30.11.25)
Böyle yapacan
youtube.com
0
grimavi
(30.11.25)
Aslında bunun güzel fotoğraf çeken arkadaşla ilgisi yok bence. Ben fotoğraflarda çok güzel çıkıyormuşum; bunu söyleyen çok kişi oldu ve kendim de farkettim.

Ben fotoğraf çekiminde asla kasmam altı üstü bir fotoğraf diye düşünürüm ve en doğal halimle dururum. Ayna karşısında poz çalışan insanlar var mesela buna gerek yok. Gülümsemek de çok önemli.

Kadın olarak yanıtladım sorunu. Güzel fotoğraf olması için ne yapman gerekir diye tüyolar vermek istedim. Erkek pozları diye sormuşsun ama gerçekten poz çalışma. Bu arada benim de fotoğraf çekilirken bazen aşırı poz veresim geliyor böyle kendimi " star" gibi hissediyorum :))
0
rock n roll
(01.12.25)
mesela yanındaki insanlarda güzel çıkıyor mu fotolarda ?
0
🌸dedim dedim de kime dedim
(01.12.25)
Merak ettim @rock n roll
0
Kahvedesu
(01.12.25)
İyi fotoğraf çekebilen arkadaş lazım insana. Bazı insanların çektiği fotoğraflar gerçekten manzara önü asker pozundan öteye gidemiyor. Bazen özellikle açıyı ve arkaplanı ayarlayıp gel bak buradan şöyle tutarak çekeceksin diyorum yine de istediğim gibi olmuyor:) nazının geçtiği birisine 15 20 tane çektireceksin içinden zaten 1 ya da 2 tanesini beğeneceksin. Bir de candid photo denilen tarz daha çok hoşuma gidiyor ona bir bak
0
kullanicadi
(01.12.25)
FaceApp diyorum ve susuyorum hocam. İnstada doğal foto atan insan sayısı 17 falan
0
fatihdr
(01.12.25)
(2)

pasaport alırken malum vakfa bağış yapma şartı

Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
kaldırıldı mı, bu konuda hiç tartışma yapıldığını gördünüz mü, teşekkürler.
kaldırıldı mı, bu konuda hiç tartışma yapıldığını gördünüz mü, teşekkürler.
-1
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(30.11.25)
böyle bi bağış şartı hiç olmadı ki oldu mu? 2016da almıştım ilk o zamanda yoktu. şu anda da yok.
harç ve defter bedeli var sadece.
ehliyetle mi karıştırdınız acaba?
+3
jelly bear
(30.11.25)
ehliyet o

tartışıldığını hiç duymadım
+2
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(30.11.25)
(3)

Yurtdışından gidiş dönüşte ekran kartı almak gümrüğe takılır mı?

Dartagnan
Ekran kartı fiyatları malum. Bizim ülkemizde de bunun karaborsası var. Fiyatlar şişik. Aralık ayında tanıdığım iş için gidip gelecek. 1 adet ekran kartı istesem yurtiçine girerken gümrükte takılır mı? Tecrübesi olan var mı? Paylaşabilirse çok memnun olurum.
Ekran kartı fiyatları malum. Bizim ülkemizde de bunun karaborsası var. Fiyatlar şişik. Aralık ayında tanıdığım iş için gidip gelecek. 1 adet ekran kartı istesem yurtiçine girerken gümrükte takılır mı? Tecrübesi olan var mı? Paylaşabilirse çok memnun olurum.
0
Dartagnan
(30.11.25)
takılmaz.
0
jelly bear
(30.11.25)
1 tane karta kimse takilmaz.
1 bavul kart getirrisin, sansa makinaya sokarlarsa basin agrir, ayri mesele.
0
cooperr
(01.12.25)
430 euro yu geçiyorsa her ihtimal ile düşük bir invoice düzenlesin. kutusundan çıkarıp bavula koyarsa çok takan olmaz.
0
gercekdunya
(01.12.25)
(5)

Avukatlar bakabilir mi?

gakgul
Merhaba, 4.5 yıl önce kiraladigim evi Kasım ayında boşalttım.Ev sahibine bir ay önceden haber verdim. Ev sahibi benden kalan kiraları talep edebilir mi mahkeme yoluyla? Kiralar ilk yıldan sonra yıllık uzatılıyor ya. Ve ya ev uzun süre boş kalırsa zararını bizden talep edebilir mi?
Merhaba,
4.5 yıl önce kiraladigim evi Kasım ayında boşalttım.Ev sahibine bir ay önceden haber verdim. Ev sahibi benden kalan kiraları talep edebilir mi mahkeme yoluyla? Kiralar ilk yıldan sonra yıllık uzatılıyor ya. Ve ya ev uzun süre boş kalırsa zararını bizden talep edebilir mi?
0
gakgul
(30.11.25)
1 Kontrat tarihi 15.03.2021.
2 Kontrat standart kontrat olduğu için hem bı ay önce haber verilerek boşaltılır maddesi var. Hem sözleşme ilk yıldan sonra yollik uzar maddesi var
3 hem telefon hem WhatsApptan haber verdik ekran görüntüsü olsun diye
4 evsahibi problemli biri sağı solu belli olmaz bizde önceki kiracilariyla mahkemelik olmuş hep.
5 ev aldık kendi evimize gectik
6 anahtarı evsahibinin atadığı emlakciya teslim ettik
7 bı ayda tek bı kişi bakmaya geldi evi gösterdik o kadar b
0
🌸gakgul
(30.11.25)
Hocam teknik olarak martta başlamış sözleşme birer sene uzatmayla marta kadar sürer.

bu sene de uzattığınıza göre marta kadar sözleşme geçerli.
Yani teknik olarak sözleşmenin gerektirdiği kirayı isteyebilir sizden.

Ha bu devirde bütün ev sahipleri kiracısı çıktığı için bayram eder hemen daha yüksekten kiraya verebilmek için, uğraşmaz bile.

Ama problemli bir tipse ve ev boş kalırsa uzun süre marta kadar olan kiranın peşine düşebilir.
0
anten
(30.11.25)
isteyebilir.
0
liberal
(01.12.25)
Üstteki cevaplar +1

muhtemelen şöyle; bu iş mahkemeye giderse hakim o bölgedeki makul kiralama süresini dikkate alacaktır. (bilirkişi raporu ile belirlenecek) yani mesela bahsettiğiniz evin bulunduğu bölgede bir ev kiralama ilanına konulduktan sonra 1 ay içinde kiraya verilebilecek gibiyse, siz de zaten 1 ay önce haber verdiğiniz için aleyhinize bir şey çıkmayacaktır.

ama kiraya verilme süresi Yargıtayın kabul ettiği makul süre 3 ay diye aklımda kalmış. 3 ay gibi kabul edilirse siz 1 ay önceden haber verdiğiniz için ev sahibinin 2 aylık kira zararına neden olmuş olacağınız için 2 aylık kiradan sorumlu tutulursunuz.

ancak üstteki cevaplarda da belirtildiği gibi uygulamada böyle davalar oldukça az, ev sahipleri uğraşmaz böyle işlerle. tabi aranızda çok büyük bi husumet varsa vs sırf strese sokmak için yaparsa bilemem. sonuç olrak böyle bir dava ile karşılaşsanız bile sıkıntı etmeyin, bir avukat ile ilerleyin. mahkeme hakkaniyete göre takdir edecektir.
0
Sadece soruyorum
(01.12.25)
erken tahliye etmişsiniz. daha kontratın bitmesine 6 ay varmış yazdığınıza göre. bu bir tazminat talebi sebebidir. normalde eskiden geri kalan 6 ayı da talep edebiliyordu ev sahibi. ancak bu tazminat yargıtayca 3 ay olarak sınırlandırılmıştır. ha bu arada kiralanırsa daha da düşecektir. kesin bilgi yayalım.
0
ground
(01.12.25)
(13)

Yapay zeka işleri bitiriyomuş, işsiz kalacakmışız

xephyr
Selamlar, Bizim beyaz yakaları böyle bi stres bastı. Yazılımcılar filan eskisi kadar ordan oraya zıplayamıyor. Neyse böyle bir görüş var, genel olarak 2025-2035 arası birçok kişinin işsiz kalacağı öngörüsü işte.Hp, amazon, google gibi şirketler de baya işten çıkarma yaptılar. Piyasa destekliyor bu s
Selamlar,

Bizim beyaz yakaları böyle bi stres bastı. Yazılımcılar filan eskisi kadar ordan oraya zıplayamıyor. Neyse böyle bir görüş var, genel olarak 2025-2035 arası birçok kişinin işsiz kalacağı öngörüsü işte.

Hp, amazon, google gibi şirketler de baya işten çıkarma yaptılar. Piyasa destekliyor bu söylemleri yani.

Lakin anlamadığım şey şu, nüfus belli, bu adamların işsiz kalması aslında tüketim tarafının kısılması demek. Herkes verimlilik için kelle kopartıyor ama o adam artık amazondan alışveriş yapmayacak. Hp laptop almayacak. Youtube premium almayacak vs.

Bu durumda kısır bir döngüye giriyor gibi oluyoruz. Tüketim yoksa bu sefer üretimin anlamı kalmayacak. O yapay zeka sunucuları yapacak iş bulamayacak.

Dünyayı yöneten aileler ne düşünüyor acep bu gidişatta? Herkesi asker yapıp, kuru fasulyeyi dayayıp, kavga mı ettirecekler? Ya da 3 kuruş işsizlik maaşı ile texas arazilerinde ırgatlık mı yapacaz?

Teşekkürler.
+1
xephyr
(30.11.25)
www.weforum.org

www.ebsco.com


Bu iki kavramı iyice anlarsan sorduğun soru da netleşir senin için. 70’lerde tek maaşlı fabrika işçisinin ev araba aldığı dünyadan buraya geldiğimiz gibi, ev arabanın sadece lease edildiği ve şirketler için yaşayacağımız bir evrene gidiyoruz. Ars forums vs zamanında 2000’lerde bunları çok konuşurdu
+3
avatar is back
(30.11.25)
Şahsi görüşüm ve şirketin de yaptığı yatırımları kullanmaktan öğrendiklerim (copilot entegre, palantir, kinaxis vs bir sürü şey);
Şimdi benim yeni bir ürün grubum var. Bu ürün grubunda eskiden reorder point denilen bir lanet ile yaklaşık 3000 tane komponent yönetiliyor, MRP yok. Her hafta raporla shortage hesaplanıyor.
Kinaxis ile bu tamamen ortadan kalkiyor, machine learning ile son iki senede ortalama bu komponentler ne kadar kullanilmis vs yeni forecast var mi derken bana resmen gelecek iki sene tahmini ne kullanacagimi çıkarıyor.
Önceden bunu supply chain manager yapiyormus. Satin almaci da takip ediyormus. Su an bu görev tamamen gitti.
Yapay zeka; bunu daha çok palantirde görüyorum. Bana "su itemler x zamandir satılmıyor, karlari da düşük. Bunlari öldür diyor product managera misal.

Yani benim şu an gördüğüm tedarik zincirinde bizim işimizi daha iyi yapmamizi sagliyor.
Yalnız normal islerde ben sıkıntıyı yapay zekada değil offshoreda görüyorum. Bizde bütün operasyon işleri hindistan'a gitti. Benim misal direkt satın alma, sourcing, indirekt satın alma, lojistik hepsi hindistan. Kısacası daha yapay zeka gelmeden bu kısım tamamen yok oldu.

Açıkçası ben tedarik zincirinde şu son 1 senede gördüğüm sorunlardan sonra 10 senede yerimin yapay zeka ile dolmasina şaşarım çünkü benim sirketim full yapay zeka olsa da tedarikciler, forwarderlar değil. Çok afedersin 10 kişilik Japonya'daki tedarikçiyi gel yapay zeka ile yönet yani ya da Fas'ta İngilizce maillera Fransızca yazan amcayi yönet.

Benim gördüğüm etki belli bir çerçeve içinde hareket eden ya da işi okumak, analiz etmek olan sektörlerde falan sıkıntı olabilir. Misal yazılım çok normal sıkıntı olmasi, sonuçta ortada işin alfabesi var. Milyon kaynak var.
Gene diğer sorun misal consulting. Bu consultinglerde işi analiz etmek, araştırma yapmak olan juniorlar olurdu. Onlarin yarisina gerek kalmıyor.

Onun dışında bugün bir tane kartonun eksikliği sebebiyle 6 tane kişiden değişim onayi isteği oldu üretim durmaması için. Bunun için bile 6 tane kişinin onayı istenen yerde sektörleri komple yapay zeka dönüştürmenin riskini alacak babayiğit yok şimdilik. Misal yapay zeka hatası sebebiyle kontrat yanlış çıktı ya da yapay zeka hatası sebebiyle 1 yerine 1 milyon alındı vs. Bunlarin riski kimde sorusunun cevaplanmasina daha var.
Ben açıkçası offshore'dan daha çok korkuyorum. Çünkü hindistan'da zehir gibi insanlar var, çok iyi çalışıyorlar ve elini sallasan binlercesini buluyorsun bir anda.
+1
logisticsmanager
(30.11.25)
Doğru, Türkiye'nin önde gelen yazılım şirketlerinden birindeydim. Geçtiğimiz haftalarda işten çıkardılar. Zannımca her 6 ayda bir en düşük performans gösterenleri çıkartıp yavaş yavaş eleman sayısında küçülmeye gidilecek. Artık herkese AI ile iş yaptırıyorlar ve gerçekten muhteşem sonuç çıkardığını ve verimliliğimizi %70'ye yakın arttırdığına bizzat şahidim. Artık sadece en iyilerin kalabileceği bir döneme girdik. Bir sonrakinde de en iyilerin en iyileri kalacak ve böylece az sayıda maksimum verime ulaşana kadar devam edeceğini düşünüyorum.
0
duyurunun bug'ı
(30.11.25)
Buna ek olarak çoğu firmanın geleceği düşündüğünü düşünmüyorum. Çoğu şu an productivity yükseltip revenue peşinde. Zuckerberg, musk falan 20 sene sonra ne olacağını umursamiyor. O sonraki jenerasyon sorunu onlara göre.
Gene de dediğim gibi herkesin işsiz kaldığı senaryoyu utopik görüyorum. Şahsi görüşüm tabi.
-2
logisticsmanager
(30.11.25)
Bu kadar uzun vadeli öngörülerde bulunmak kolay değil.

Ama bahsettiğiniz senaryo doğru.

yine de iktisatta en temel konulardan biri şu:
Bir ülkede ne bolsa o ucuzdur. Avrupa'da, ABD'de, Çin'de teknoloji bol, o yüzden teknoloji ucuz. Bazı ülkelerde insan bol, o yüzden insan emeği ucuz. Yani burada ekonomik tercihler devreye girecek. Bazı alanlarda ai daha ucuz olunca ona gidilecek, bazı yerlerde insan daha ucuz olduğu için o devam edecek.

Hindistan'da otomatik kapının tamiri daha pahalıya geliyor diye, vardiyayla kapıyı açıp kapatsın diye insan çalıştırıyorlar mesela. Otomatik kapı yine ama insan açıyor.

Şimdi biraz daha derine inelim.

Çok uluslu bir şirkette pazarlama alanında çalışıyorum.

Bu konuda çok ciddi yatırımlar yapan bir şirket.
Ve bu yıl şirketin global inovasyondan sorumlu yöneticisi şirketin geliştirdiği ai projesini anlatmak için geldi. Proje muhteşem. Birçok departmanın, bakın kişinin demiyorum departmanlardan bahsediyorum, işinin önemli bir bölümünü dakikalar içinde yapabiliyor. 2-3 gün süren bir işi 2-3 saate indirebiliyor. Ama tabii ki bu işlerin %40'ını yapabiliyor. Ama bu şu demek, o departmanda çalışan 10 kişiden 4'üne gerek yok gibi.

Öte yandan adam çok kritik bir şey söyledi, ai şu anda fikir üretemiyor, şimdilik. Yani hayal gücü yok. Senin ona çizdiğin sınırlar içinde analiz yapıyor, senin ona çizdiğin yol haritasını uyguluyor vs vs. Otomasyon konularında muhteşem bu arada.

İşte burada diyor ki, fikir üreten insanlar bu işten şimdilik en az etkilenenler olacak beyaz yaka dünyasında. Tabii ki rol değiştirerek. Fikir üreticisi değil, fikir küratörü olacaksınız. Yani terzi değil, gardrop için en ideal parçayı seçen küratörler. Bu ai'ın yapamayacağı bir şey. Ai'a nasıl fikir aradığını öğrettiğinde senin için denemeler yapabilir. Ama en doğrusunu yine sen seçiyor olacaksın.

Yazılımcılardaki durum da bu. AI sana sıfırdan bir proje geliştiremez. Ama sen bir projenin mimarisini oluşturursan ne yapacağını biliyorsan parça parça o projeyi inşa edebilirsin. Ama ai'ın sana üreteceği parçalar yine lego blokları olacak. O lego bloklarını kullanarak sen inşa edeceksin yine.

O yüzden istihdam azalacak bu da doğru. Otomasyona dayalı işler, robotikle de birleştiğinde daha az insana ihtiyaç duyulacak. Fabrikalar vs.

Şu da var, 21. yüzyıl fikri mülkiyet ve patent yüzyılı. Bu devrin ekonomik değeri bu. Üretim gücü değil. Patentin varsa, ürünü nerede ürettiğinin kimin ürettiğinin önemi yok. iPhone'u sen tasarladıysan ister çin'de ürettirirsin, ister abd'de. Üreticinin önemi azaldı artık. Ama o patent sende olduğu sürece para eden şey de o.

Avrupa, ABD, Japonya, Güney Kore zaten bunu uyguluyor yaklaşık 60 yıldır.
Gelişmiş ülkelere bakın, çoğunun patent gücü üretim gücünün üstündedir.
Çin de son anda bu treni yakaladı.

Bu ülkeler ve bölgeler dışında kalan bütün ülkeler, bu ülkelerde geliştirilen fikirleri ucuz iş gücüyle üreterek para kazanmaya çalışıyor. Montaj sanayisi, ucuz işçilikli tekstil atölyeleri, ucuz hizmet sektörü (tasarım hizmetleri vs. de dahil)...

Şimdi ipin ucunun koptuğu yer de burası.
Patenti bulan adam eskiden kendi ülkesinde üretemiyordu, çünkü pahalı ve maliyetliydi.
O yüzden gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülkelerde ucuza malediyordu.

Şimdi ai ve robotik teknolojileri sayesinde belki bu üretimi de çoooook daha ucuza halledecek. Ai orijinal fikir bulamıyor demiştik ya, ama var olan fikirleri çok iyi uygulayabiliyor, üretim yapabiliyor, otomasyon yönetebiliyor.

Şimdi olası senaryolara bakalım: Avrupa için
Yani hani "nüfusu yaşlanıyor, nüfusu azalıyor avrupa batacak" diyorduk ya mesela, tam tersi azalan nüfus işlerine geliyor artık. Az sayıda nitelikli nüfus, o nitelikli nüfusun altyapı işlerini görecek ai ve robotik teknolojileri, onlar için üretim yapacak, onlar için sokakları temizleyecek, onlar için asfalt dökecek, çöp toplayacak vs. (Çin'de tamamen robotlar kullanarak yol inşaatı falan yapıyorlar artık). Yani bu işler için tuttuğu göçmen nüfusu da yavaştan ülkelerine gönderecek. Zaten mecbur gidecekler çünkü iş bulamayacaklar. Ha avrupa'nın bir handikapı şu, ağır sanayiye çok yaslandı ama teknoloji devrimini kaçırıyor. Onlar da çin ya da abd'ye bağımlılar şu anda ai konusunda.

ABD:
Nüfusun nitelikli kısmı refah içinde yaşarken, niteliksiz nüfusu ya göç edecek ya da bu varlıklı kesimin güdümünde çalışacak hayatını idame ettirecek. Avrupa'yla benzer senaryolar. Zaten artık mülk sahipliği giderek zorlaşıyor. Leasing sistemi, kiralama seçenekleri gündemde. Beyaz eşya firmaları bile spotify gibi abonelik sistemine geçiyor bazı bölgelerde. Servet sahibi değilsen, evini, arabanı, eşyalarını, kullandığın tüm hizmetleri kiralayacaksın, belki hatta şirketler sana iş yaptırmak için maaş yerine bu ödemeyi yapacaklar sadece. Bir de eline cüzi bir miktar kalıyor olacak. Dediğim gibi ai yüzünden işlerin tamamı kaybolmayacak ama işsizlik oranları artacak. Sistemin içinde kalmak isteyenler sermayeleri yoksa şirketlerin dayattığı koşullara razı olacak, uyumsuzlar da dışarıda kalacak. Şu anda da böyle zaten. Sadece daha görünür olacak bu netlik.

Japonya&Kore:
Bunlar zaten patent manyağı memleketler. Inovasyon konusunda çok ciddi seviyelerdeler. Kore hyundai sayesinde boston dynamics gibi bir devi satın aldı. yakın zamanda bu konuda çok ciddi atılımlar yapacaklar. Benzer senaryolar bunlarda da geçerli. Zaten dışa kapalı toplumlar çok göçmenleri yok nüfus nitelikli buralar şu ankinden çok farklı olmaz.

Çin
Ucuz iş gücüyken dünyanın bir diğer inovasyon merkezi olma yolunda ilerliyor. Çılgınlar gibi teknoloji geliştiriyorlar, patentler alıyorlar. Robotikte ve ai konusunda çok hızlı ilerliyorlar. Özellikle ai konusunda batılılara göre daha az regülasyonla uğraştıkları için etik metik yok bam bam geçiyorlar. Çin'de zaten nitelikli biriysen önün açık sistemde. Nitelikli değilsen bir şirketin bünyesinde ucuz işçisin. Hayatı fabrikalarda geçen insanlar var. Fabrikada yaşıyor, orada konaklıyor, orada yemek yiyor, orada çalışıyor. AI sebebiyle bu tip yapılar daha fazlalaşacaktır.

Geri kalan ülkeler:
Bu treni yakalayamayan ülkeleri zorluklar bekliyor gibi bir durum var. Mesela Türkiye tarım ülkesi diyoruz değil mi? Ama tarım ve hayvancılık ağırlıklı olarak insan gücüne dayalı. Çünkü insan emeği türkiye'de daha ucuz. Türkiye'de teknoloji yoğun bir çiftlik kurmak istediğinizde hem kurulum maliyeti yüksek, hem beşeri sermaye dediğimiz arge zayıf yani bunu da dışardan alacaksınız onun da maliyeti yüksek, hem de yatırımın geri dönüşü uzun.

Ama hollanda'da teknoloji ucuz. O yüzden adam insansız tarım yapıyor neredeyse.

Şimdi Türkiye bu aşamada rekabet ediyor. Maliyetler yakın birbirine. Ama bir noktada insanın kapasitesi sınırlı. Robotik teknolojileri hem daha da ucuzladığında, hem de verimliliği arttığında aradaki fark açılacak.

Mesela türkiye'de marul yetiştiriciliği nasıl yapılıyor? Topraktan.
Hollanda'da nasıl yapılıyor? fabrikada.

Senin 1 dönüm arazin var. 1 ton atıyorum mahsül alıyorsun. Tanesi marulun 10 cent diyelim.

Hollandalının da 1 dönüm arazisi var. Ama adam dikey topraksız tarım sistemi kurmuş. 10 kat çıkmış. Yani 1 dönümden 10 ton ürün alıyor. İlk fark burada.

Sen tarımda doğa koşullarına bağlısın.
Adam kapalı yerde yaptığı için otomasyonu yani yapay zekayı bağlamış iklimi kontrol ediyor. Hastalık var mı yok mu bin tane kamerayla ürünleri izliyor.

Sen insan işçiliği kullanıyorsun.
Adam tarım için uygun robotlarla çalışıyor. Saksıları robotlar ekiyor, saksıları robotlar suluyor, yetişen ürünleri robotlar topluyor, kasalıyor paketliyor.

Youtube'da belgeselleri var. 10 ton ürün veren marul çiftliğini 2 kardeş idare ediyor robotlarla. Bugün o da 10 sen de 10 cente üretiyorsun.

Ama yarın onun teknolojisi gelişince onun maliyeti 8 cente inecek belki. Üstelik sen 1 dönümde 1 ton üretmeye devam ederken, o belki 1 dönümde 20 ton üretmeye başlayacak. İşte o zaman fark açılacak. Onlar daha zenginleşirken sen yerinde sayacaksın.

Yani gelişmiş ülkeler ai'dan nasıl etkilenir bilmiyorum ama az gelişmişler özellikle ucuz iş gücüne yatırım yapanlar bazı riskleri görmeliler.
+7
anten
(30.11.25)
@logisticsmanager'e bir yere kadar katılıyorum ama biz hep şöyle düşünüyoruz; yapay zeka yanlış yaparsa sorumlusu "kim" (hangi insan)? burada kaçırdığımız olay şu; biliyorsunuz geçmişte yapay zekanın dil modeli geliştirip kendi aralarında bir bağ kurduğundan falan bahsedilmişti. yani şunu demeye çalışıyorum yapay zekayı da yapay zeka denetleyecek. mesela şu an yapılan "müzik devrimi" bu müziklerin iyi ya da kötü olduğuna kim karar verecek. yine yapay zeka verecek :)
+1
Rondak
(01.12.25)
Ben demek istediğinizi anladım ancak kurduğunuz mantık düşündüğünüz sonucu doğurmuyor aslında. Amazonun kendi personeli tarafından yapılan alışveriş amazonun yıllık hasılatının herhangi bir bindesine bile tekabül ediyor mu ki? Diyelim bu konuda hassasiyet gösteren insanlar bu şirketleri boykot ettiler, bu işten çıkarmalar artınca, şirketler çeşitlenince ve hatta genele yayılınca ne olacak? Hangi biri boykot edilecek?

Sizi amazon işten çıkardı ve siz de amazon kullanmamaya başladınız X şirketinden alışveriş yapmaya başladınız diyelim, kullandığınız X şirketi de kendisi için karlı olan bu yola eninde sonunda girdiğinde ne olacak?

Kafanızı kurcalayan nokta sadece bu temel üstüne kuruluysa sorunuzun cevabı net aslında. İşten çıkarmalar bu şirletleri zora sokmayacak.
0
akhenaten
(01.12.25)
@akhenaten; sanirim arkadas bu tarz isten cikartmalar sonucu coken orta sinifin keyfi harcamalara pay ayiramayacagini, ve dolayisiyla isten cikarma yapan firmalarin dolayli olarak mal ve hizmetlerini satin alacak insanlari bulamayacagini soyluyor. boykottan bahsetmiyor yani, orta sinifin cokusunden bahsediyor.

dedigi elbette olacak. late stage capitalisme kafa ustu cakiliyoruz hayirlisi olsun. ai gibi, otomasyon gibi verimlilik arttirici sistemlerin sefasini surecegimiz yeni bir dunya duzenine elbette gecilecek, ancak o vakte kadar yani muhtemelen onumuzdeki 10-20 sene bizi cok sikintili donemler bekliyor. sinif gecislerinin askiya alindigi, cok kisitli bir elit sinifin kendi varoluslarini milyarlarin sefaleti pahasina devam ettirmeye calisacagi bir doneme giriyoruz.

benim tahminlerim su sekilde.

1) varlik sahibi insanlar su ana kadar hep yaptiklari sekilde kendi guclerini daha da arttirmaya calisacaklar, ve dunya uzerinde siyaset ve medya mevkilerine yakinliklarindan dolayi bunda ilk once basarili da olacaklar. (bence su anda bu asamadayiz. amerika'da yoksul muhafazakar kesimin kendi elleriyle trump'i secmesi, ve trump'in onlarin ulasabilecegi egitim ve saglik hizmetlerini budamasi, kendilerini hukumet islerinden kovmasi dunyanin en komik fikrasi olabilir)
2) ancak durum oyle bir noktaya gelecek ki insanlarin ezici cogunlugunun hayattan bir beklentisi kalmayacak. kaybedecek seyi kalmayan insanlar ciddi bir sosyal calkanti yaratacak.
3) ic savaslar, veya dupeduz savaslar sonucunda toplumlar uzerinde biriken gerilim bosalacak. bu bosalma sonucunda bir 100 sene daha gidecek yeni bir toplumsal duzen olusacak. bu duzende insanlar verimliligin tavan yaptigi bir gerceklikte, daha guzel bir dunyada yasayacaklar. gelismis ulkelerde cokmekte olan nufus ciddi bir bolluk yaratacak kisi basina dusen varliklarin artmasindan dolayi.

velhasil uzun vadede ne olacagini kestirmek guc, ancak ayni gectigimiz 10 senede yasadigimiz gibi kisa vadede onumuzdeki yillar da hep bir oncekinden daha kotu olacak maalesef.
+1
antikadimag
(01.12.25)
yazılımcılar işsiz kalınca tüm işliler işsiz mi kalıyor? onun için mi aşağıdakini yazdın?

Lakin anlamadığım şey şu, nüfus belli, bu adamların işsiz kalması aslında tüketim tarafının kısılması demek.

yazılımcılar işsiz kalınca yazılımcıların işsiz kalmaları öncesi ve sonrasında buldukları işten elde ettikleri gelir ile arasındaki fark kadar ekonomide (kısır bir bakış açısıyla) eksilme olur. kira yiyen yine kira yiyecek. pazarda don satan yine kafasına geçirmeye devam edecek. dönüşüm her zaman vardı, her zaman olacak. bu taksiciler ne yesinden farkı yok dediğinizin. ne yerlerse yesinler. who cares. yazılımcıların toplam işgücündeki oranı nedir? aşağıya yuvarlarsak sıfır.
0
gabe h coud
(01.12.25)
@antikadimag demek istediğimi özetlemiş. yazılımcı, beyaz yaka birer örnekti aslında. konu orta sınıfta işlerini kaybedecek kişilerin harcamalarını kısacağı, verimliliği arttıran firmaların ise mal/hizmetini satacak müşteri bulamaması. kısır bir döngü olacak sanki.
0
🌸xephyr
(01.12.25)
yazilim bundan 50 yil once sirketlerin ar-ge departmanlarinda deneysel calisan, daha cok bilim alanina yakin bir isti. o nedenle sirketlerde elle sayilacak kadar az sayida yazilimci calisirdi. daha sonra yazilim problemlerine kitlesel cozumler bulundukca herkesin yapabilecegi ve ogrenebilecegi bir alan oldu. bu sayede sirketlerde cok buyuk oranda yazilimci calismaya, yazilimci talebi artmaya, ve bu is populer olmaya basladi. simdi yazilim yine eski haline donuste, yani daha cok bilim ve arastirma alanina kayacak gibi gozukuyor. hala cozulmemis yazilim problemleri var, yapay zeka ile dogrudan cozulemeyecek problemler de olacak. yazilimcilar bu dar alanda yapay zeka yardimi ile bu tarz problemlere cozum arayacaklar. bu nedenle de sirketlerde daha az yazilimci ihtiyaci olacak, bircok sirket icin gereksiz olacak. yani iyi olanlar kalacak, digerleri baska alanlara yonelecek.

ama veri bilimi, devops gibi alanlar yapay zeka ile gelisim yasar, yani yine iyi yazilimcilar bu alanlarda verimli olurlar.

insanlik tarihinde de ekonomik donusumler hep var, hala bunun icindeyiz. hatta su anda dunyada hem bundan 100 yil oncesini yasayan hem de 100 yil sonrasini yasayan bolgeler var. bunlara bakarak cikarim yapabiliriz. ornegin teknolojik gelisimin tamamlanmamis oldugu yerlerde is gucu, emek on planda. ornegin tarim ile gecinen bir toplulukta iyi kazma kullanan, agir kaldiran degerli. makina tamir edebilmek, demir uzerinde calismak yuksek nitelik. simdi bu toplumlarda yonetim, strateji, planlama gibi isler yok denecek kadar az.

modern toplumlarda ise kaba kuvvet yerine, yoneticiler ve stratejistler degerli ve yogun calisan kesimi olusturuyor. yuksek degerli isler ise daha cok sanat ve eglence ile yer degistiriyor. gunumzde bakin ekonomik olarak rahat, yasamak icin kosturmak zorunda olmayan kesimim deger verdigi seyler guzel bir tablo, nadir bir saat, iyi tasarim bir yat.

yani tahmin ettiginiz uzak gelecekte, beslenme, saglik, barinma gibi temel seyler herkes icin rahat ulasilabiir olursa, insanlar temel olarak rahat bir hayat yasar, bol zamanlari olur, bu sayede farkli isler populer olur. ornegin bundan 30 yil once eglence sektorunde youtuber olmak gibi bir is yoktu, simdi insanlarin daha cok bos zamani oludugu icin bu bos zaman youtube uzerinden eglence ile doldurulma ihtiyaci dogudu, artik bu tarz eglence isleri artti. spor gibi alanlar da populer olur, cunku kisisel zaman artinca insanlarin spor takip etmeye, spor uzerinden eglenceye, ve ek olarak spor yapmaya daha cok zamani olur. tarim toplumunda spor alaninda "personal trainer" ihtiyaci yok, ama yeni modern hayatta bu isi yapan cok.

kisaca babalarimizin, dedelerimizin bos beles isler dedigi isler ilerde populer profesyonel isler olur. ekonomi bu isler uzerinden doner, direkt kaba isleri ise makinalar yapar, yapay zeka planlar.
+2
emrahday
(01.12.25)
Bu şekilde uzun vadeli öngörülerde bulunmak zor çünkü modellemeyi etkileyen parametreler değişebilir ve genellikle mevcut koşulları düşünerek bir öngörü oluşturmaya çalışıyoruz.

Öncelikle yapay zekada henüz zannedildiği gibi bir gelişme yok. Hala daha eski algoritmalar kullanılıyor. Son birkaç senedir bu algoritmaları çalıştıran işlemciler geliştirildi, elimizdeki veri arttı ve bu veriyi işlemeyi daha verimli hale getiren bazı düzeltmeler yapıldı. Yani ortada bir yenilik yok, sadece daha hızlıyız. Bundan 30 yıl önce de benzer çıktıları alırdık ama cevabı almamız belki 1 gün sürerdi.

Yeni algoritmalar ortaya çıkmadan yapabileceklerimiz bu kadar. Mevcut durumda devrimsel gelişmeler yaşanmayacak, sadece veriyi daha iyi kullanacağız ve sistemler biraz daha hızlanacak. Yapay zekayı eğitip kendi sektörüne, kendi işine adapte edenlerin maliyetleri düşebilir.

Yapay zekadan asıl beklenen fikir üretme, daha önce hiç yaşanmamış deneyimlerle karşılaştığında yorum getirebilme, çözüm üretebilme, gerektiğinde çözüm sunabilme, kendi kendine öğrenme gibi konulara şimdiki durumla ulaşılamaz. Yarın yeni bir algoritma geliştirilirse, yeni durumun sınırlarına bakarak yeniden yorum yaparız.

Hal böyleyken nasıl bir ekonomik düzene geçeceğimizi kestirmek zor.
0
iustitia omnibus
(01.12.25)
Cevaplara hızlıca göz gezdirdim. Allahtan : "Yapay zeka işimizi almayacak, işimizi kolaylaştıracak" diyen arkadaşlar gelmemiş. Muhtemelen kendileri issiz kaldı. O yüzden gelip burda yazmaya utanıyorlar. Sürecin nasıl olacagı belli işini kaybeden arkadaşlar beden gücü gerektiren işlere yönecek. Tabi o tarafta da yıgılma olunca ne olacagı muamma
0
limonlu eksi
(01.12.25)
(1)

elektrikli ısıtıcı

tabii lan manyak mısın
odanın küçük bir kısmını ısıtmak için enerji verimliliği yüksek (tüketimi az ve ısıtma potansiyeli güçlü) bir elektrikli ısıtıcı arıyorum. eskiden ufolar falan vardı (hala var) ama yeni türde ısıtıcılar çıkmış. seramik fanlı, yağlı radyatör gibi bir sürü ısıtıcılar var. ne almalıyım ne önerirsiniz?
odanın küçük bir kısmını ısıtmak için enerji verimliliği yüksek (tüketimi az ve ısıtma potansiyeli güçlü) bir elektrikli ısıtıcı arıyorum. eskiden ufolar falan vardı (hala var) ama yeni türde ısıtıcılar çıkmış. seramik fanlı, yağlı radyatör gibi bir sürü ısıtıcılar var. ne almalıyım ne önerirsiniz? sadece küçük bir çalışma masası ve çevresi ısıtılacak
0
tabii lan manyak mısın
(30.11.25)
yağlı radyatör yada fanlı bir ısıtıcı almalısın.
0
gercekdunya
(01.12.25)
(20)

İstanbul Dünyanın en güzel şehri sözüme inanıyor musunuz?

tahirkemalbozoglu
Bu masala inanan var mı gerçekten.Adam onlarca ülke, şehir gezmiş. İstanbul en iyisi, en güzeli diyor. Abi şehirde nefes alacak, yürüyüş yapacak ne park var ne kaldırım var. Her yeri sıkışık , dar, nedir bu İstanbul masalı gerçekten ogrenmek için soruyorum.
Bu masala inanan var mı gerçekten.
Adam onlarca ülke, şehir gezmiş. İstanbul en iyisi, en güzeli diyor. Abi şehirde nefes alacak, yürüyüş yapacak ne park var ne kaldırım var. Her yeri sıkışık , dar, nedir bu İstanbul masalı gerçekten ogrenmek için soruyorum.
-6
tahirkemalbozoglu
(30.11.25)
Istanbul bir turist icin muhtesem bi sehir ama onun disinda yasamak icin cok guzel diyemeyiz evet. Her seyden once bir kere cok kalabalik, korkunc bir trafigi var, bir yerden bir yere gitmek zulum. Belli basli yerler disinda da cok kotu sehirlesme ve ayni zamanda dediginiz gibi yesil alan sikintisi var.

Tum bunlarin yani sira surekli yasayan, aktif, kultur sanat etkinlikleri olan, bogaza sahip, keyifli bir deniz ulasimi olan, tarihi ve kozmopolitligiyle de muhtesem bir sehir.

Bu tarz isler subjektiftir aslinda, cok da fanatik gibi savunmaya gerek yok, bireysel olarak ben de yasamak icin cok uygun bir sehir olarak gormuyor ve size katiliyorum.
+1
bosver nicki
(30.11.25)
Aslında cidden çok güzel bir şehirdir fakat hem toplum halk olarak hem devlet-hükümet olarak senelerdir güzelim şehrin içinden geçtik, geçiyoruz. Sadece Akp özelinde değil, öncesinde de içinden geçilmişti. Akp geldi onlar da içinden geçti, biz halk olarak da içine ettik.

İstanbul'un Roma'dan aşağı kalır yanı yok. Hatta iddia ediyorum, fazlası bile var; Boğaz Köprüsü.

Yabancılar çok seviyor İstanbul'u. Avrupa ülkelerine gittiğimde lokal turlara katılıyorum, İstanbul'dan geldim dediğimde akılları çıkıyor. Güzelim şehrin içine ettik hep birlikte.
+1
put it in your appropriate place
(30.11.25)
Bunu diyen hayatında başka bir yer görmemiştir. Ancak nufusu 5 milyondan az bir istanbul için güzel derdim. Bunun için de 1920 lerde falan olmamız lazım. Full stres, trafik, kişisel alan yok gibi
-2
michael harddd
(30.11.25)
dünyanın en güzel şehri mi bilmiyorum ama senin kötülediğin kadar da değil. baya iyi bir şehir, dünyanın en eğlenceli ve güzel şehirlerinden birisi. böyle oldugu için kalabalık zaten. güzel olup kalabalık olmayan yok ki. new york, londra kalabalık değil mi? ayrıca kalabalık olmayan yerler de var. hafta içi gündüz gezmek baya keyifli. yürüyüş yapacak yer çok var. on tane sayarım şimdi. avrupa yakasında maçka parkı, bebek sahili, istiklal caddesi, gülhane parkı, yenikapı, florya ve yeşilköy sahil şeridi, anadolu yakasında üsküdar sahil, caddebostan sahil, fenerbahçe parkı, bağdat caddesi, maltepe sahil şeridi, ve daha pek çok yer var. şehir içi olarak kadıköy moda taksim beşiktaş nişantaşı. kültürel etkinlik olarak yine zorlu, vadistanbul, pek çok spor salonu konser ve etkinlik alanları ile dolu bir şehir. bu şehri beğenmiyorsan güngörenden dışarı çıkmamış olman lazım
0
abelardo
(30.11.25)
Her yerin bir konsepti var. Bazi sehirler gece hayati icin harika, Bazi sehirler sanat icin, bazi sehirler dogal guzellikler icin, bazi sehirler kultur icin, bazi sehirler kaos icin, bazilari luks icin... Bazilari bunlarin birkacini bir arada bulunduruyor.

70 civarinda ulkeye seyahat etmis biri olarak Istanbul'da bunlarin hepsi mevcut gibi geliyor bana. Disaridan gelen biri aradigi her seyi bulabilir, yapabilir istanbulda.
+5
thetruenorthstrongandfree1
(30.11.25)
Senin için dünyanın en güzel şehri neresi?
O şehrin bulunduğu ülkenin reddit sub'ına gidip burası dünyanın en güzel şehri bence, katılıyor musunuz diye yerel dilde sor; sen İstanbul için ne kadar negatif düşünüyorsan onlar da o kadar negatif konuşacak.

Dünyanın nefes alması, park etmesi en kolay, parkları yeşili en bol şehrinde(neresiyse fark etmez) İstanbul'un sahip olduğu güzelliklerin hiçbirini bulamayacağını iddia ediyorum.
E demek ki onlar senin için önemli değil bunlar önemli, demek ki İstanbul "sana göre" dünyanın en güzel şehri değil.
Aynı şekilde, başkaları için öyle.

Dünyadaki insanların İstanbul'u neden bu kadar beğendiğini anlayamayacak olmak bana biraz kıt fikirlilik geliyor üzgünüm, o yüzden böyle Bilale anlatır gibi yazdım. Yoksa bu sorunun olması gereken cevabı: sana göre değil ama bazılarına göre öyle.
0
Bruce
(30.11.25)
"gelirin yıllık 200 bin dolardan fazlaysa evet mis gibi şehir. ayda 80-100k tl kazanıp abi istanbul yeaa diyenler özellikle beyaz yaka tayfa bence biraz salak
0
f02561
(30.11.25)
istanbu'da doğdum büyüdüm ve onlarca ülke, yüzlerce şehir gezdim. istanbul'u ilk 10'a bile sokmam. ne yaşanılabilirlik olarak, ne ekonomik olarak, ne sağlık açısından vs. vs.

ama istanbul'u 5-10 gün geçirmiş çok yabancıyla tanıştım. avrupa'lısı, amerika'lısı. çoğundaki izlenim çok başka. yani en sevdiği şehir mi dersin, bi daha gitmek için plan yapanlar mı dersin, heyecanlı heyecanlı fotoğraflarını gösteren mi dersin. batılı bir turist açısından hem bu kadar oryantal ve orta doğu yanı olup hem de bu kadar batıya adapte, modern ve güvenle gezebildikleri çok az yer var.

keza iddia ediyorum, oligarkından arap emirlerine, abd'li milyonerlerden uzak doğunun kilit isimlerine pek çok kişi şu an istanbul'da ve onların gözünden de çok başka bir şehir. çünkü parayla deneyimin bu kadar değişebildiği fazla şehir yok. bu apayrı bi konu.
-1
gitdaddy
(30.11.25)
soylenenlere bir sey eklemek istiyorum. istanbul kozmopolit bir sehir degil. istanbul'da yasayanlarin ne kadari yabanci? resmi rakamlara gore bir milyon civari. yani neredeyse %5 civari. birincisi bu cok dusuk bir oran. ikincisi bu %5'in zaten cok buyuk bir bolumu ulkesinden kacmis ama avrupa'ya gidememis siginmacilar ve gocmenler. kucumsemek icin soylemiyorum. fakat kozmopolit sehir boyle olmaz. yani guzel, eglenceli vs. oldugu icin kalabalik diyorsunuz ama yabanci yok denecek kadar az (yani tercih edilen bir sehir degil). ayrica ic gocun nedeni de istanbul'un guzel, eglenceli vs. olmasi degil maddi kaynakli. bunu zaten istanbul'daki carpik kentlesmeden gorebilirsiniz.

ikinci deginmek istedigim konu da dunyanin en guzel sehri diyenlerin kimler oldugu. yani bunu soyleyenlerin cogu turk, yabanci birinden istanbul'un dunyanin en guzel sehri diye bir sey duymadim. evet, guzel sehir cok duydum ama turistik olarak gittiginde cogu yer guzel zaten, nihayetinde sinirli bir sureyle gidiyorsun, turistik yerleri geziyorsun, planin programin oluyor, butcen oluyor vs. elbette bu kaos, carpiklik, tuhaflik yabancilara da otantik, enteresan geliyor.

ucuncusu mesela hangi ranking'te istanbul birinci cikmis bilen var mi? ben bilmiyorum. ayrica soyle bir durum var. bazen en cok ziyaret edilen sehir cikabiliyor. ama bu rankinglerde transfer yolcularinin seyahatleri de eklenebiliyor. soyle ki turk hava yollari'nin bir servisi var, biliyor muydunuz bilmiyorum ama transfer yolcusuysaniz ve ucaklariniz arasinda belirli bir saat farki varsa ucretsiz sehir turuna katilabilirsiniz. ustelik yemek, muze girisleri vs. dahil ucretsiz. bilmiyordunuz degil mi? asagida kaynak verdim. iste bunlar da genelde ziyarete dahil ediliyor. tabii ziyaret etmek en guzel sehir oldugunu dusundukleri icin olmayabilir veya ziyaret sonrasi bu dusuncede olmayabilirler.

kisacasi bu goruse katilmiyorum, ama zevkler ve renkler tartisilmaz tabii.

kaynak: www.turkishairlines.com
-1
Sour
(30.11.25)
@bruce

“Dünyanın nefes alması, park etmesi en kolay, parkları yeşili en bol şehrinde(neresiyse fark etmez) İstanbul'un sahip olduğu güzelliklerin hiçbirini bulamayacağını iddia ediyorum.”

Ne alakası var abi. Senin yapılaşman rezaletse, insana verilen değer yerlerdeyse, yapılaşma, ulaşım ve bireysellik vs kimsenin umrunda değil herkes olabildiğince vurdumduymaz ise tarihi alandan yok, geçmişten gelen mirastan filan da kurtaramazsın bu işi. Hoş o da kalmadı da. Yapılan restorasyonlara bak be bi. Her alanda şehrin içine edilmis. Gayet de örnekleri var. Sen becerememissin ve rezil etmissin. Roma, Londra, Viyana, Paris bu şehirlerde hem tarih var hem yaşam var. İnsanca yaşam.
0
🌸tahirkemalbozoglu
(30.11.25)
istanbul büyük ihtimalle dünyanın en güzel şehri. baya da yer gezdim, karşılaştırılabilecek bir yer bulamadım.
0
tchuck
(30.11.25)
bu tamamen bakış açısı, beklenti ve maddiyatla alakalı bir ikilem. çok trafik var, çok kalabalık vs gibi söylemleri dünyanın sayılı metropollerinden biri için söylemenin bir manası yok, zira bütün metropoller böyle. metropolleşmeye çalışan yeni kurulan şehirler de böyle, Dubai vs.. İstanbul'u diğer metropollerle kıyasladığında çok önemli artıları var, bu yadsınamaz bir gerçek. yemeğinden sporuna, denizinden-boğazından kültürel aktivitelerine, tarihinden tut havasına (temizlik demiyorum sıcaklık diyorum), dünyanın her yerine uçuş bulabildiğin harika bir lokasyon ve hava yolu imkanından, uluslararası bir çok işin hubı olmasına bir çok anlamda kıyas götürmez avantajları var. maddi açıdan iyi bir durumda olmayıp, iyi bir semtte yaşamıyorsan, işinle evin arasında mesafe çoksa bunlar her metropolde olduğu gibi problemdir. ama istanbul'da villa hayatı yaşayan da binlerce insan var. Ya da Fenerbahçe'de ev, Kalamış marina'da tekne, caddede ofisi olan bir insanın hayatına kötü diyebilir misin? Böyle bir imkan kaç metropolde var? Çok iyi restoranlar, iyi bir gece hayatı, durmak bilmeyen servis ve hizmet sektörü, bürokrasiyi hızlı hallettirebildiğin bir sosyal hayat.. İstanbul'da ortalamanın üstünde geliri olan insanlar gerçekten çok iyi bir hayat yaşıyor.

ayırca yürüyecek yer yok demek biraz haksızlık olur. evet şehrin eski bölgesi bir miktar dar doğal olarak ve tabii ki Mecidiyeköy Esenyurt vs gerçekleri de var ama iki yakasında da hala mis gibi kilometrelerce sahil var, boğaz da keza öyle, ayrıca ormanları var, tarihi yarımadada yürümenin verdiği keyif var. biraz tek taraflı bir yorum olmuş.

Ayrıca İstanbul'a gelip de beğenmeyen, etkilenmeyen birini görmedim bu güne kadar ki yıllardır uluslararası ticaret alanındayım yüzlerce misafirim oldu. Kendim de 40 ülke gezdim, yüzlerce şehir. Dünyanın en iyi şehri sorusu zor bir soru, bir çok katman var, bunu bilemem. Ama İstanbul kesinlikle bu soruya aday bir şehirdir.
+2
awlmi
(30.11.25)
Yurtdışındayım, bence İstanbul çok güzel.
-1
Kahvedesu
(30.11.25)
O efsane soz: Vatandasi olmasak guzel ulke aslinda. Fonda: www.youtube.com

Bunu diyen yabanciysa kisaca nedenleri:
- Resepsiyonist, garson, hizmet sektoru bir iki hello ceker, guler yuz gosterir hemen tav olurlar. Hizmet sektorunde ustumuze yoktur. Taksicimiz turist musteri icin adam bicaklar gozunu kirpmadan. Bir cok ulke hizmet sektorunde berbat, guler yuz hak getire. Iyy yabanci geldi, bunla mi ugrasicaz, dilimizi konussun, dilimizi niye ogrenmemis diye turist adama multeci, vergimizle gecinen siginmaci muamelesi cekip irkcilik bile yaparlar.
- Yemeklerimiz, mutfagimiz cok buyuk arti. Londra'da Turk restoranlarinda calisan tanidiklarim var. En sevmedikleri Turk musteriydi. Turk musteri cunku o yemegin nasil olmasi gerektigini, kivamini, tadini biliyor. Yabancinin onune ne koysak yiyor, herseyi begeniyor mallar diye dalga geciyorlardi. Cogu ulkenin damak zevki yok, patates kizartmasini, sosisi bile yemek saniyorlar.
- Ulkedeki cinsel aclik nedeniyle yabanci kadin turistler kendini burada Bella Hadid zannediyor. Rahatsiz olan da vardir ama begenilmek, ilgi gormek dunyanin en guzel seyi hele bir de kendi ulkenizde ortalama veyahut ortalama alti bir tipseniz hoslarina gidiyor. Ayni durum erkekler icin de gecerli. En ortalama sarisin batiliyi koy, Kivanc muemelesi gorur yani. Maalesef fizik, guzellik, kendine bakma gibi durumlarda ulke ortalamamiz cok dusuk.
- Haklarinini asla odeyemeyecegimiz sokaktaki kedi, kopek dostlarimizin yaptigi pr. Yabanci zaten sokakta basibos bir kedinin, kpegin oldugunu gorunce mavi ekran veriyor. Sen bunun onune yatip, sev diye kucagina oturursan eriyorlar.
- Bogaz, Tarihi yarimada'nin guzelligi.
- Sehrin canli civil civil hareketli olmasi. Atiyorum bugun pazar, Avrupa'da yaprak kimildamaz. Bizde hafta ici hafta sonu, gecmis erkenmis farketmez sehir yasiyor dersin yani.
- Saglik turizmi, estetik turizminde de ucuyoruz zaten.
- Turk dizileri. Belki de en onemlisi sona kaldi. Ulkeye turisti ceken en buyuk etmen kanimca.
0
freedonia
(30.11.25)
İstanbulun bazı bölgeleri çok güzel doğru turistik gezersen güzel diyebilirsin ama bütüne bakarsan güzel diyemem.
0
basond
(30.11.25)
Turistik olarak istanbul dünyanın en güzel 10 şehri arasında. bunu birçok seyahat dergisi de sık sık listelerde söylüyor.

Ama en güzeli mi? Tartışılır.

Yaşamak içinse yaşam endeksi sıralamalarında epey gerilerde.

Evet turist olarak gelip bir süre kalıp gidenler tabii ki bayılır. Hindistan'a gidenler de bayılıyor ay ne otantik diye. Ama bir de yaşayana sor.

Batılılar istanbul'u otantik ve değişik bulduğu için seviyor. Müslüman ağırlıklı nüfusa sahip şehirler içinde en güvenilir gezebildikleri yer çünkü. Bir de batıda alıştıkları konfor da var. Yani alıştıkları birçok şeyi istanbul'da bulabiliyorlar. Tarihi mirası kuvvetli vs... Bir de ucuz. Batılı turisti cezbedecek her şey var.

Ama bu dediğim 90'lar 2010'larda daha belirgindi. Şimdi biraz daha farklı turist profili de değişti. Biraz hala bir popüleritesi var ama eskisi kadar değil. Biz biraz geçmişin mirasını yiyoruz.

Yani dubai ile istanbul'un yıllık turist sayıları neredeyse kafa kafaya. Dubai dediğin 15 senelik bir şehir. Buradan biraz ders çıkarmak lazım.

Bir defa istanbul sanıldığı kadar kozmopolit değil artık. Zaten öyle bir nüfus çeşitliliği yok. Yani New York'a bakıyorsun, yedi milletten adam bir arada. Bir yanda Çin lokantası, karşısında dönerci, yanında hamburgerci... Otobüse biniyorsun şoför senegalli, taksiye biniyorsun şoför hintli, restorana gidiyorsun garson italyan, şef fransız... Bu çeşitlilik kültürel zenginliktir.

Eskiden global şirketlerin doğu avrupa ya da orta doğu merkez ofisleri buradaydı. Şimdi doğu avrupa merkezleri varşova'ya kayıyor, orta doğu merkezleri dubai'ye.

Kültür sanat arenası da rekabet ettiği şehirler gibi öyle çok parlak değil. Dünya çapında meşhur sahneler yok, hiç olmadı. Galeri ve müze koleksiyonları sınırlı. Yani dünyanın en güzel şehri diyorsak turistik manada, new york'taki müzeleri düşünün, londra'yı, Paris'i bir de istanbul'dakilerin koleksiyonlarını düşünün.

Gastronomi, mutfağımızla çok övünüyoruz ama... Biz kendimizi övüyoruz. Evet güzel mekanlarımız var, güzel bir kültürümüz var. Ama daha birkaç sene öncesine kadar michelin yıldızlı restoran bile yoktu İstanbul'da.

Bilmemkaç kilometre sahilden bahsediyoruz şehirde, ama barcelona'ya bakıyorsun, şehir boydan boya plaj neredeyse. İstanbul'da denize adım atabileceğin yer sınırlı. doğru düzgün deniz ulaşımı bile yok.

Elde sadece bir boğaz manzarası kalıyor.

Yani bütün olası rakiplerle kıyaslayınca... Güzel şehir ama en güzeli mi?
+1
anten
(30.11.25)
Yedi göbek İstanbul Tarabyalıyım ve İstanbul dünyanın en güzel şehri diyen birine tek önerim google mapsden Genoa’da herhangi bir yerin sokak görüntüsüne bakmasıdır..
0
suicides underground
(01.12.25)
istanbul gerçekten taşı toprağı altın eşsiz bir şehir. belediyelere kızıp kenti boklamaya gerek yok. arada metrobüsten cık gozlerini baska yerde aç belki güzelliklerini fark edersin.
-1
koela
(01.12.25)
Gezmesi güzel, yaşaması kötü. Yine de Beşiktaş-Kadıköy vapuruna binince insan iyi ki burada yaşıyorum diyor. Sonra Marmaray'a balık istifi binince severim bu aşkın ızdırabını diyor. Dünyanın en güzel şehri değil bence İstanbul ama nevi şahsına münhasır bir şehir. Benzeri yoktur dünyada bence.
0
peki madem
(01.12.25)
inanıyorum. Acarkent'te yaşıyore.
0
gabe h coud
(01.12.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.