Ekşi Duyuru

Babylon var turkce.babylon.com

selfsozluk var. her türlü.
www.shenturk.com

translate.google.com hemen hemen bütün diller var ama çeviri performansı tatmin etmeyebilir,yine de denemeye değer.

dict.tu-chemnitz.de almanca-ingilizce

Üç fotoğraf, pasaport, kimlik ve fotokopisi, banka dekontu ile gidip form doldurursunuz.
Ertesi gün veya en geç bir sonraki gün alırsınız. Sabah erken gitmekte fayda var.

bi wireless modem yeterli olur..

tamam playstation'ın wireless'ı görmesini anladım, ama mesela lan'dan cod4 oynamak istiyorum bilgisayarlarda, o zaman da wireless yeter mi?

yes

hemde nasil.

@arnatuile ye şuku veresim geldi :)

indirmek için torrent önerilir(her indirdiğini kontrol ettiği için-normal indirme eksikli olabilir)
sağlam bir dvd-rw de dusuk hızda yaz bide...
ilaçlamak için de Windows_Loader_1.8rc5 kullanabilirsin....
kolaylıklar...........

formatla ilgisi yok. bu yaz sıcağında birde bilgisayarı fazla yorarsan restart atmayacak makine tanımam. biraz dışarı çık kız/erkek arkadasını al dolaş.

formatla ilgisi var. sürümden dolayı 2 saatte bir restart atıyor. sıcakla ilgisi yok.

rc sürümleriyle ilgili bu senenin başında okuduğum yanlış hatırlamıyorsam böyle bir şey vardı, 2 saatte bir restart atacak diye. final sürümünü torrent'ten çek formatını atarsın mis gibin.

Makarnayı süzüp, tencereye krem peynirle beraber geri atın, ısıtarak karıştırın, bi tabak da bana gönderin :)

tavaya azcık sıvı yağ koy, birazcık domates rendele, üstüne krem peyniri koy ama çok olmasın. kapağını kapat. afiyet olsun.

yo tam tersine karakterli bir adamdır, ama işte bazı zihinsel zaafları olduğunda şüphe ediliyor :/ ben de şaşırıyorum o kadınlarla takılmasına, ama demek ki bizim göremediğimiz bir şey varmış :o

ben zihinsel zaafları olduğuna katılmıyorum, sadece kabiliyetleri fenerbahçe düzeyinde olmadığı için taraftarların pek sevmediği bir oyuncu. fenerbahçe taraftarları bu kadar sevmedikleri bir adamın böyle güzel bir kadınla beraber olmasına gıcık oluyor(ben de dahil). ayrıca tabii ki çoğu futbolcuda olduğu gibi kıroluk ve sonradan görmelik var gibi gözüküyor dışarıdan, bu yüzden kimse yakıştıramıyor ama para bütün bunları çözüyor tabii ki :)

deli parası olmasa selçuk tipi ve kültüründe biri o kızı kaldıramaz deniyor kısaca benim anladıgım..

belkide fenerbahçenin gelmiş geçmiş en az konuşan, laf atan, kart gören oyuncularından biridir. kişiliği örnektir.

karaktersiz ve çirkef değil zaten de. işte özetle parası olmasa bu kızı götüremez diyorlar sözlükçüler.

abi selçuk şahine çakayım da hatunda ne var ki? bildiğin ebleh bi tip abi sadece bakımlı. özel hiçbirşeyi yok bana göre.

aaabicim vde şöyle bir hatun olsun bir ömür o evden çıkmam naptınız yaaa! :/

yok be abi hiç bi numarası yok hatunun. çirkin değil ama öyle ahım şahım da birşey değil.

dost'a bakmalısın. yok illa kızılay'da olcak demezsen teknoloji mağazalarında var.

dagi'de olabilir. berk de var. bunlar çoğu alışveriş merkezdinde oluyor.

victoria's secret pink'i tek geçerim

tbox alsana... her boynerde satılıyor, onun dışında bazı avmlerde kendi mağazaları da var.

tbox unkiler pamuk olduğu için çok iyi
bir de tchibo'nun iç çamaşırları kaliteli oluyor ama hep bulunmuyor.

mehmet turgut?
mehmeturgut.deviantart.com

yok türk değil yabancı. eklemeyi unutmuşum.

Patrick Hoelck?

değil maalesef

andrzej dragan değildir, di mi?

dragan'da değil. dave hill'e daha yakın bir tarzı var. ama o kadar abartılı bir efekt kullanımı yok. ya adamın tipini bile hatırlıyorum. kollarında dövme olan amerikalı bir adamdı. çıldırcam bulamadım bir türlü.

sadece gömlek diken, bunun üzerine uzmanlaşmış terziler de var. adma sıfır mumaştan dikebildiğine göre boyunu da kısaltabilir elbet.

gömleği kısaltınca bittiği nokta daha bi bol oluyo sanki daraltma isteyebilir.

at gitsin ya ne uğraşıyon

www.insidefacebook.com

bahar geldi ya, canlama belirtileri gosteren bir misafir olabilir. her halukarda onerim, marketlerde satilan bocek yemlerinden alip ucra koselere koyman. gercekten etkililer.

marketlerdeki böcek yemlerinden var. yine alayım ama. teşekkür ederim. başka önerilerde bekliyorum. yoksa kafamı sıkabilirim.

evet mikro kapsüllü ilaçlardan kullan. kökünü kurutursun. ben de gece rüyamda devvv bir hamam böceğini evin içinde kovalıyordum alaam çok fenaydı :(

hamamböceği için satılan şırınga tarzı tüpler var. 30 tl falan ama kesin çözüm. bi araştır istersen.

o böceği gördüysen onun kolonisi de vardır emin ol, tecrübeyle sabit.

İlaçlama sonrasında problem bitti gibi gözükebilir ama ilaçlar yumurtaları öldüremez, onlar yumurtadan çıktıntan sonra bir süre ortalıkta gözükmez sen bitti sanırsın. Sonra yeniden çoğalırlar ve gözükmeye başlarlar...

yani yıllar oldu gerçi ama hala duruyorsa bu işin piri orda. zen diye bir yer vardı. her türlüsünü bulabilirsin orda. o olmadı çerçi pazarı vardı. kapandı mı bunlar yoksa!!

aktarlarda olabilir sanırım. hamamyolunda çarşı camiinin arka sokağında bir sürü var aktar oradan bakabilirsiniz. veya taşbaşı çarşısının oralarada da epey var aktar.

hallerin içindeki dğkkanların birinde var. dükkanın adını bilmiyom yaw. ben ordan aldıydım mum da mumluk da tütsü de..

kan kaybına göre karar verirler.

eli koptuysa psikolojik tedavi de uygularlar biraz. boru mu elin kopmuş. en az 3-4 gün yatırırlar bence

valla çok kan kaybetmiştir. 3-4 günde anca bunu toparlar. yarası da büyük olacaktır. bence 1,5-2 haftadan önce çıkamaz.

Kopan eli yerine dikilimezse, amputasyon güdüğü (kalan kolun uç kısmı) onarılmaya çalışılır. Eğer yara kirliyse bir süre pansumanla takip edilir. Pansuman sonrası ya kalan dokuyla ya da vücudunun başka yerindeki bir dokuyla o güdük onarılır. Bu nedenle eli kopan hasta aynı gün hastaneden taburcu edilmez. Yara yerinin durumuna göre 7-14 gün hastanede kalır.

hızar ?

(bkz: yatar)

dekupaj tezgahı onun adı

(bkz: şerit)

(bkz: daire testere)
(bkz: şerit testere)
anlattığınnıza göre daire olması daha büyük ihtimal.

altkitap.com

www.altkitap.com +1

başka hiçbir yerde bulamayacağınız özgün kitapları yayımlayan bir e-yayınevi altkitap.

ayrıca aylık güncellenen bir e-dergi olarak da kesinlikle www.altzine.net

bir de internet siteleri dışında basılı dergileri hiç düşündünüz mü? (bkz: notos öykü) (ya da yeni adıyla notos)

4.2.2.6
4.2.2.5

dns cache temizlemeniz faydaniza olacaktir. ayrica (bkz: google dns)

olmazsa sharebus ın ipsi 95.211.10.150 dır. hosts dosyasına ekleyebilirsiniz.

it's always sunny in philadelphia

friends izlememek eksikliktir.

house seven biri lie to me nasıl sevmeyebilir ki :)

aynı dizi ikisi de nerdeyse :)

how i met your mother

diziport.com dan izlenilebiliyor.

edit: görmemişim. o zaman heroes. nip tuck. the x files.

scrubs seversin %90

spartacus die bi dizi başladı fena değil.
two and a half men
hustle
dollhouse
ama o kadar dizi arasında friends görmemek şaşırtıcı.

friends izlememiş olup izleyecek dizi kovalamak zaman kaybıdır. hele himym'ı takip edip friends izlememek yazıktır günahtır.

lie to me nasıl house ile aynı onu anlamadım. ilk bir kaç bölüm ilginç geliyor ama onra kötü polisiye dizilerine dönüyor.
24 idare eder.

Seinfeld ve 30 Rock seviyorsan: Arrested Development

çizgilerden örnek vereyim:

"futurama" (simpsons seviyorsan, bunu da seveceksin)
"avatar the last airbender"
anime seviyorsan kesinlikle "death note" ve "neon genesis evangelion" öneririm.

bazılarını yazmayı unutmuşum. friends izledim sarmadı. heroes kabak tadı verdi bıraktım. arrested development'ı bitirdim. aslında doğru scrubs çok tavsiye ediliyordu ona başlamasam fena olmaz

death note diye bir anime var, 37 bölüm galiba. şu sıralar ona sardım, gayet te iyi gidiyo.

family guy, biraz amerikan kültürü ve hardcore ama sardı mı sarar

24 ç ve kesinlikle Monk :)

bende senin gibi dizi izleyen biriyim bu kadar çok!bence SMALLVİLLE,the o.c ve one tree hill i bir dene derim

böyle bir şey mi var?

yüzde 20 oranında stopaj kesilip net tutar olarak yatırılır. yani şöyle söyliyim. sen mal sahibinle 500 tl kira olarak anlaştıysan 500 tl yi hesabına yatırcaksın. vergi mükellefiysen de 3 ayda bir muhtasar beyannameyle kestiğin stopajı beyan ediceksin.

stopaj olayı işyerleri için geçerli, evde böyle bir şey yok. bankaya yatırsanız da yatırmasanız da var işyeri için stopaj. zaten 500 tl üstü banka mecburi oldu.

mesken icin ev sahibinin sene sonu beyan ettigi yillik kira uzerinden iki taksitte tahsil ediliyor. beyan etmezse banka kayitlarindan ogrenip, bes yil sonra bulup faiziyle aliyorlar :)

isyeri icin aciklamislar... stopaj falan filan

audiofil degilsen, kulakların ciddi derecede hassas değilse pek farkedeceğini sanmıyorum.

digital ses ile analog ses konusunu araştır bi de.

dijital sesler yani flac vs. daha iyidir kesinlikle. he plagın ruhu vardır falan derseniz anlarımda ses kalitesi olarak daha iyi değil.

en azından derste bize böyle öğrettiler.

arada şöyle bir fark var: plaklar analog kaynaklardır. ama flac wav falan bunların hepsi dijital kaynaklardır. yani müzik icra edilirken analog bir biçimde oluşur daha sonra bunu bilgisayar vasıtasıyla 101010lara çeviririz. dinleneceği zaman da dijital veriler analoga çevirilir. plaklarda ise kayıt hep analog olduğu için çevirime falan gerek kalmaz. hi-fi'de olay müziğin aslını olabildiğince az değiştirmek olduğu için plaklar daha makbüldür. olayın teorik açıklaması bu...

pratikte bir fark duymak için de en azından ortalama bir sistemde ikisini karşılıklı dinlemeniz gerekiyor. benim plakları cd'ye tercih etmemin sebebi müziğin daha canlı ve sıcak gelmesi. plak dinlerken yanımda çalınıyormuş yanılgısını daha güçlü hissediyorum, o yüzden plak...

bu arada flac kayıtlar ile plakları karşılaştırmak doğru değil. flac az da olsa yine de sıkıştırılmış bir kaynaktır. ya cd ya da wave dosyaları plak ile karşılaştırılabilir.

flac her ne kadar sıkıstırılmıs da olsa "lossles" dir, audio ile aynı kalitededir. ape var bi de. o da aynısı. sıkıstırılmıs olması kayıplı olacagı anlamına gelmıyor.

dijital kayıtlar farklı örnekleme aralıklarına göre 1 ve 0 lar kullanılarak kodlanır. farklı bitrate ve sampling değerleri kullanılarak farklı çözünürlükte sesler elde edilir. Yani işin aslı dijital kayıtlar milisaniyelik parçaların birleşimidir, ve bu parçalar genellikle 16 ya da 24 bit ile kodlanırlar. Tabi beynimiz bu küçük parçaların ayrı olduğunu anlayamaz, biz akıcı bişekilde duyarız.

Analog tape ya da plaklarda ise böyle bir durum yoktur. Analog kayıt gerçek sesin sıkıştırılmamış bir kopyasıdır. Yani dijital kayıtlarda ister 16 bit ister 24 bit olsun ulaşılmaya çalışılan şey analog kaydın dijital ortamda kodlanmış bir kopyasını oluşturmaktır. Fakat şöyle düşünebilirsiniz ii de 24 bit böyle oluyoken neden 32 bit daha iyi olmasın ya da 256 bit ... yani her zaman analog sese daha yakın bir çözünürlük değeri olacaktır.

Tabi önemli olan insan kulağının algısı olduğu için şu an ki cd formatı ya da wave formatı oldukça yeterlidir. Fakat güzel bir sistemde yapacağınız karşılaştırmada görürsünüz ki analog bir duyum daha geniş dinamik aralığa sahiptir. Bugün hala bazı müzisyenler bu geniş dinamik alandan faydalanarak mix yapmak için makara bantlara kayıt yapmaktalar.

İşin özeti; dinleyici olarak eğer çok iyi bir analog sisteminiz, plak iğneniz, amfilibikatörünüz, monitörleriniz vs yoksa farkı anlayamazsınız.

@buryan

flac ile wave arasındaki farkı ben duyamıyorum. yani önceki mesajdaki son paragraf flac'ın waveden ses kalitesi bakımından geride olduğu anlamına gelmiyor. zaten ben de en çok flac, ape ya da ogg dinliyorum. ama teknik bir karşılaştırma yapılacaksa bunun elma ile elma arasında olması gerekiyor, o yüzden öyle diyorum.

Müziğin aslını olabildiğince az değiştirmek istediğinizde plak pek mantıklı bir seçim değil. Basım ve çalım esnasında karşılaşılan mekanik limitlerden dolayı plak ciddi bir mastering aşamasından geçer. CD'nin üstüne kafanıza eseni yazabilirken, plak için ham materyalin büyük ölçüde değiştirilmesi gerekir. Çalım esnasında da turntable dan iğneye çok büyük farklar vardır. Dijital audio çalarların kenddi aralarındaki fark çok çok çok daha azdır.

Plak ile iliştirilen hiss, rubmle, wobble, pop&click gibi sorunlar medyanın suçu olmasada bunları aşabilmek için kullanılan ekipmana çok ciddi paralar harcamak gerekiyor, plaklarıda çok özenli kullanmak.

Dijital kayıtlar her ne kadar "küçük parçacıklar" halinde kaydedilse de (milisaniyenin altındadır bu parçacıkların aralıkları örnek 44.1khz örnekleme için 22.675 mikrosaniye)
bu parçacıkları birleştiren beynimiz değil, dac adı verilen dijital den anologa çevirici konventördür. Interpolasyon ile bu parçaların arası birleştirilir ve kesintisiz bir elektrik sinyaline dönüştürülür.

Plakların dinamik alanlarının cd den daha iyi olduğu da yalandır. Çok çok iyi bir plak/plak çalar kombinasyonu ile standart bir cd çalar dinamik alan hususunda kafa kafaya yarışacaktır. SACD, DVD-Audio ve benzeri 24 bit çözünürlükte bir dijital kaynak ile yarışması mümkün değildir. Benzer bir şekilde günümüzde halen makara bantlara kayıt yapan müzisyenlerin çoğunluğu bant'ı dinamik alanları sebebiyle değil, karakteristik özellikleri yüzünden tercih ederler (tape compression).

Plak severlerin plak sesini cd den daha fazla beğenmelerinin /üstün bulmalarının teknik kalite üstünlüğü gibi bir dayanağı yoktur.

açıkçası plak işin romantizm kısmıdır. flac'e veya herhangi bir lossless formata göre kesinlikle bir artısı yoktur ve çok daha kolay bozulabilir. örneğin bir ssd'de depolanmış bir flac ile normal bir plağın ses kalitesini sürekli kullanımdan belirli bir süre sonra karşılaştırırsak flac dosyasının aynı kaldığını fakat plağın zamanla eskimiş olduğunu görürüz. onun dışında plaktan müzik dinlemek bir ritüeldir, bakımını yapmak vs. gerekir, bir nevi uğraştır, hayatınızda bir yer kaplar(plak aramak-bulmak vs.), sosyal ilişkilerinizi arttırır(diğer koleksiyoncularla tanışmak vs.) ve bu yüzden tercih edilir. Dijital ses ise iki tık ötenizdedir, downloadliste eklenir, iner, çift tıklanıp dinlenir biter.

amacınız kaliteli müzik dinlemekse dijital ses, amacınız romantizm ise plak diyorum.
çok uzattım kusura bakmayın :).

gomme degil de, bazı mkv lerde denk geldim coklu altyazı destegi oluyor. istersen acıyorsun onu istersen dil degistirebiliyorsun fln. nasıl yapılıyor dersen blmiyorum.

aslında olay şu. ps3'den izlemek için bu mkv'leri vob diye bir formata çevirecekmişim. yani altyazı harici olarak desteklenmiyor. gömmek zorundayım.

evet kaliteden biraz ödün vereceksin. sonuçta o mkv'nin kaynağı muhtemelen blu-ray ya da HD yayın. videoyu altyazılı şekilde tekrar kodlayacağın için (ne miktarda emin olamasam da) kalite kaybı yaşayacağın kesin.

ayrıca büyük hacimli (6-8 GB) videolar için konuşuyorum - felaket uzun süren bir iş..

vob dvd formatı bu arada.

dvd yapabilecegin proramlar, dvd menusu hazırlama, altyazı, ses dosyaları fln. onla olacak bu senın deigin.

vob değil sub tır o :) dvdden riplenmiş altyazılar o formatta olur yanında bi de .idx uzantılı bi dosya olur boyutu 2-3mb falan olur. ps3 te mkv izlemek icin farklı yollar var sanırım gecen gormuştum bi yerlerde ama.

mkv icin nası olur o iş bilmemde uzun sürmesinin dışında kullanacagınız programa göre kayıp biraz fazla olabilir.

mkv toolnix diye (ya da buna benzer bir isimli) bir program var onunla herşeyi yapabilirsin.

onun nedeni yanlış şekilde tıraş olmaktan kaynaklanır diyordu babam. ilk tıraşlarda bıçağı garip şekillerde tutup kestiysen ya da ters yönde filan kestiysen iki tarafı yamuk yumuk çıkar demişti. bir iki tur kökten alsan düzelir belki ama çok acı verir:\

insanın kıl ve saç yapısı doğuştandır traş olma şekliyle şunla bunla alakası yoktur.

babamdada aynı hadise var. genetik zannedersem olay. çünkü kıl yapılarımız tamamen aynı. o da bir çözüm bulamadığı için hayatı boyunca hiç sakal bırakmamış.

bunu düzeltmenin yolu yok. belki sakallarınız ilk çıktığında aksi yönde tıraş etseydiniz biraz kurtarabilirdiniz ama bu da düşük bir ihtimal. ya kirli sakalla kalcaksınız ya da o kıvrımların ve yönlerin belli olamayacağı kadar uzun sakalla.

Yönetmeliği okusan en iyisini yaparsın çünkü üniversiteden üniversiteye değişebilir uygulamalar.

Seçmeli dersi veremezsen, başka bir seçmeli dersle değiştirebilirsin.

Birkaç ders daha al demezler, düşük notla geçtiğin dersleri tekrar alırsın. Kredi tamamlamak farklı bir olay zaten.

kocaeli üniversitesinde başka bir seçmeli ders seçebiliyorsun ama bu sefer de devam zorunluluğun oluyor.

ham görüntü bilgisayarın işleyebileceği bir formattaysa izlersiniz. kayıp falan da olmaz. ama siz önce denemek için başka bir proje açıp ufak bir kısmın exportunu alın 24 kare.

1-görüntüyü hangi tür kamera ile çektiniz ? (hd, dv, hdv)
2-hangi modda çektiniz ? (24p/25p/30p)

bence hangi modda çektiyseniz o modda kurgulayın.çünkü farklı bir modda kurgularsanız görüntüde kalite kaybı ve deformasyon olur.

kurgularken izleyebilirsiniz ama export aldıgınızda hüsrana ugrayabilirsiniz.

Hangi modda çektiyseniz onda kurgulamanız en mantıklı olanı tabi.
25p çekim 24p kurgulamak isterseniz az da olsa görüntüde hızlanma olur, göze garip gelebilir izlerken.

yemeksepetinde dominos'dan geçen pizza söylediğimde "sepete ekle" de malzemeler çıktı. istediğine tıklayıp "bunu ekleme" diyebiliyordun.

notu da kaale alırlar. millet sigara bilem öylüyor :))

ben notlara yazıyorum sonra da yemeksepeti chatten karşıdaki elemana söylüyorum. onlar da anında dükkanı arayıp bir kez daha teyit ediyorlar. neden böyle yapıyorum? çünkü dominos bazen notları okumamak konusunda çok ısrarcı olabiliyor. aç aç beklerken gelen pizzayı geri göndermek de çok sinir bozucu. bazen 3 defa üstüste yanlış geldiği de oldu. ama bu sisteme geçtiğimden beri istemediğim bir olay hiç olmadı henüz.

yemek siparişini geri göndermek genellikle akıl karı değildir. zira yerine gelen yiyecek/sipariş pek de hijyenik olmayabilir.

ben notta belirtiyorum, problem yaşamadım şimdiye kadar.

en olmadı classic pizza söyleyip ekstra malzemelerden istediğiniz gibi bir pizza yapın.

sert bir dilde yaz, kaale alırlar.

sadece afm'lerde mevcut... xpand olanı. yani ankamall veya cepa'dan başka seçeneğimiz yoktur.

yanlış bilgi.

AFM'lerde yani cepa ve ankamall'de xpand olarak mevcut. bunun nasıl olduğunu bilemeyeceğim.

cinebonus'larda da (bilkent, panora) real d 3d olarak mevcut.

şahsi tecrübemi yazayım. cinebonus panora'nın 5 numaralı büyük salonunda büyük perde, mük kemmel ses eşliğinde güzel bir üç boyut deneyimi oluyor. Tavsiye ederim. Panora'da bir de küçük salonda var, perdesi de küçüktür herhalde.

eve geliyor ptt ile.

hiç endişe etmeden alın, getirirler. bana ingiltereden dört günde gelmişliği var. amazon'un türkiye'ye yakın şubelerinden alışveriş ederseniz ve kitap da o şubede varsa çok daha iyi. daha erken gelir.

bir de şöyle bir durum var, zaman zaman yapılıyor bu hata: mesela ingilizce bir kitap alacaksınız ve kitabı amazon almanyadan almaya karar verdiniz. kitabın başlığına ve diline dikkat edin ingilizce olsun, almanca çevirisi de gelebilir yani.

ince hamurlu mix pizzalari cok cok basarili. tavsiye ederim, denemeye deger.

eskişehir'de mr.pizza'yı tek geçerim!!!
üstelik siz seçtiğiniz malzemelerle hazırlatabiliyorsunuz pizzayı.
bol malzemeli, incecik oluyor. küçük boyu bir kişiyi gayet iyi doyuruyor. ben çok açım derseniz orta boy alın!

(bkz: phone boot)

hevipeyra ili$ki diyince aklima geldi young people fucking var bir de bu klansmanda.

closer bu tarz biraz. tiyatro uyarlaması olduğu için sanırım oldukça muhabbet var filmde. ayrıca clive owen ve julia roberts var ki tadından yenmez. konusu da oldukça değişik. ilişkiler üzerine falan filan... :)

ha bir de coffee and cigarettes var o tarz ama ben sonunu getirememiştim uykudan. sözlükten bakabilirsin konusuna falan.

maalesef hepsini izledim.

dial m for murder : www.imdb.com

rope : www.imdb.com

Ornek verdigin filmlerin yonetmeninin diger filmlerine de bakabilirsin. Oncelikle Slacker, waking life ve suburbia. Ardindan Dazed and confused.

Sleuth var.

www.imdb.com


Ayrıca imdbden dialog driven story line dersen bişiler çıkıyo:
www.imdb.com

muhabbet deyince ben annie hall derim ama çok bilindik, izlemiş olman ihtimali yüksek. tek mekan deyince 12 angry men derim. jules et jim derim diyalogları müthiş olan fransız filmi deyince de.

Sideways.. izlerken yanında bi şişe şarap bulunsun muhakkak..

matchpoint

dediğin filmleri biliyorum.. ben de severim bu tarzı.. bu üçünü öneririm..kesin seversin bence.
(bkz: the big kahuna)
(bkz: hurlyburly)
(bkz: the interview)

rear window ve 12 angry men i öneririm kesinlikle.

(bkz: waking life)

cpu kullanımınız ne alemde? rar'ın extract edilmesi tamamen cpu'yu alakadar eden bir olay. tabii ki memory ile de alakalı ama en son alakalı olduğu şey harddisk.(boş yeriniz olduğunu varsayıyorum) çünkü rar extract edildikçe alanı aloke edecektir. Task Manager'dan hardware kaynak kullanımınızı takip edin isterseniz.

Eskiye nispeten CPU kullanımınız yükselmiş/artmış olabilir, background'da çalışan programlar meşgul ediyor da olabilir

şu testle işlemci hızınızı öğrenebilirsiniz: super pi

hmm bak şimdi windows'ta şöyle bir olay var.

www.frmtr.com

uzun uzun açıklayacaktım az kalsın burda gayet güzel açıklamış.

sabit diskiniz orada gösterildiği gibi "salt pio" olduysa da hard diske yavaş yazılacağı için böyle bir sorun çıkmış olabilir. belki olmaz tabi ama bir kontrol edin bence. bazen kafasına göre salt pio oluyordu bende dvd yazıcı. en iyisi DMA olması gerek.

ankara da imax yok.

edit: imax sinema var da imax kopyasi sadece istanbul'da. ankarada imax 3d bir kopyasi yok filmin.

ayrica bosuna beklenti icinde beklemeyin imax'i.
(bkz: avatar/#17554285)

ben eskişehirdeyken - 3 sene önce- içilmiyodu. hala da içilmez sanıyorum.

eskişehir'de çok zor durumda kalmadıkça musluktan su içilmez..

bence üşengeçlik yapmayın ve bakkala gidip su alın zire suyu içilmez eskişehirin. ya da anlaşın bir damacana ile satılan sulardan alın her telefonda evinizde.

içilmez. çayda falan kullananlar var gerçi de kalabak iyidir ya.

bizim anadolu üniversitesi basketbol takımı tifo mu ne olmuştu bir keresinde musluk suyu yüzünden. tavsiye etmem.

ekim 2009 raporuna bakıcak olursak içilebilir. www.eskisehir-eski.gov.tr

ama biz yıllardır içmeyiz, netekim hasta olma ihtimali ve kalabak suyunun her daim varlığı içme ihtimalimizi hep sıfıra çeker. :)

hasta masta olmazsınız muhtemelen de tadı gerçekten berbat. çok zordaysanız içilir, üşengeçliğimden pek çok kereler denemişliğim vardır.

suyun içinde mantar benzeri organizma olduğuna eminim zira giderler siyah organizmalarla kaplanıyor her hafta.

o siyahlıklar organizma değil de, tesisatlardaki tortu, pas vs. olabilir mi acaba.

yok boş bıraktığımda kendi kendine artıyo meretler

eskiden insert yapıyordu ama hala yapar mı bilemedim.

kendi kendine düzeldi. teşekkürler.

çok istiyorsanız oynamak orjinalini satın alın 20 liraya falan düşmüştür o belki...

multiplayer oynanamak için orijinal olması şart...

Xfire kullanarak crackli türk serverlerinde oynayabilirsiniz..


(git: forum.donanimhaber.com)

2.şık; ekran kartı kısıyor sistemi. eklersen remleri en fazla 3-5 fps artışı olur.

Yemez be hacı. ben baktım da görev yöneticisinden 1.5 gb ram harcıyor. Ekran kartı ve işlemcin de 3. kuşak eski, yatar o iş. Yine de şansını dene bi.

ramdir ram. 1 gb yetmez.

256 mb sapphire x800gto ile oynansa bile ne kadar zevk alınabilir ki? bende saphhire x1050 ile oynuyordum ama nereye kadar? bu arada ram ve işlemci de ayrıca sorun çıkarır.can you run it adlı faydalı uygulamadan geçer not almayan oyunları oynarken böyle sorunlar ortaya çıkıyor ne yazık ki

can you run it için:
cyri.systemrequirementslab.com

gidiş-dönüş zamanın belliyse hemen al.
yaz aylarında bilet fiyatları patlar, şimdi alırsan çoook ucuza gelir :)

2010 temmuz... hımm. şimdi yapacağın tek şey havayollarını kolaçan etmek ve bu bayramı beklemek. bayram ayağına havayolları toptan biletleri oynatırlar bazan. bayramdan hemen sonra al biletini. ögerturktur u takip et bi de.

sunexpress berlin'e, germanwings de şututgart'a (sanki köln de vardı) baya ucuza gidiyor.
germawings eylül'e kadar vermiş fiyatları. sunexpress daha açıklamamış sanırım.

eger tarihler belliyse hemen almakta fayda var. yaz donemi (ozellikle almanya'da okullarin tatil oldugu temmuz sonu-eylul basi) bilet fiyatlari 2-3'e katlar.

pci daha yenidir, daha yeni olduğu için güncel kartların çoğu sadece pci'a çıkar. her modelin de malesef hem agp için olan hem de pci için olanları yok. hatta çoğunun yok.

yani eski agpli anakarta artık bi bok takamayacak olsamda yeni pci'lı alete çatır çatır takıcam. anladım çok teşekkürler.

klavye deniyor bu gelişmişlerine. şöyle bir model buldum. en azından araştırırken fikir olur. basınç duyarlıymış bu da:
keyboards-midi.musiciansfriend.com

eğer istanbul'daysan taksim'den istiklal caddesinin sonuna kadar gittiğin zaman tünel diye bir yere gelirsin. buraya taksim'den nostaljik tramvay veya karaköy'den tünel ile gelebilirsin. müzik aletleri satan bir sürü dükkan bulabilirsin orada. umarım aradığını bulursun. sirkeci doğubank ya da tahtakale'de alternatif olarak gezilebilir.

çok fazla seçeneğin var.. hele ki marka hususunda.. sağlam ve bahsettiğin "tuş hassasiyeti" olan bi şey istiosan yamaha modellerine bak derim.. ne kadar profesyonel olmasını istiosan fiyat o kadar yükselir.. geçen sene yamaha psr A300tr almıştım, gayet memnunum.. 1000tl'yi aşmıştı o zaman.. şimdilerde daha da uygun fiyatlar sanırım.. bulunmasını istediğin özellikleri belirle ve ona göre araştır bence..

www.do-re.com.tr

YAMAHA PSR-E313

Özelliği:
-61 Tam Boy "Piyano Hasassiyetli Tuş"
-Stereo Örneklenmiş Özel Piyano Sesi...

Fiyat için bkz..: tinyurl.com

İnternette ürün için yapılan yorumlarda tuş hassasiyetinin ve piyano sesinin mükemmel olduğu söylenmiş.

------------------------------------------------------------

Fakat bu işi profesyonel olarak yapanlar genelde org yerine "Dijital Piyano" önermişler.

Bu kategoride öne çıkan ürün; Casio AP-200 Dijital Piyano

Fiyat için bkz..: tinyurl.com

sizin dediginiz daha cok dijital piyano oluyor.

obur turlu, hammer system'li sytnhler de var ama dunya para!

5+1 ses sisteminde mi dinledin?

kulaklığının kaliteli değilse farkı anlamak zor oluyor..

Bu farkı anlamanın en iyi yolu iyi kulaklık veya hoparlör değildir bence... Bulabildiğin en kötü müzik setini veya bilgisayar hoparlörünü al. Önce 192kbps gibi ortalama bir değerde mp3'ünü çal aynı şarkının...Sonra da flac'ini...ama yüksek seste.

flac doğru çevirildiyse audio cd performansı vereceğinden ses arttıkça özellikle bas bozunumu çok daha az olacaktır.

320 kbps - flac ayrımı ise kulak işidir. Ben ayırabildiğimi iddia ediyorum mesela...ama biri "hadi gel test yapacağız" derse korkarım sanırım.

bence senin kulağın yeterli değil böyle bir fark için. programla falan alakası yok.

ben 320 kbps- flac ayrımı testine de varım, korkmam. eheh.

her mp3 kaliteli değildir, doğru dürüst kaydedilmemiş olabilir. Her flac "lossless" olduğu için (yani audio cd'nin bire bir kopyası olduğu için) orjinaliyle aynı kalitededir. bu anlamda flac dinleyene bir %100lük kalite standardı sunuyor. bu sayede "acaba ripleyen doğru dürüst yapabildi mi? hangi programı kullandı? rip yaparken porno indiriyor muydu?" gibi sorulardan arınır, gönül rahatlığıyla müzik dinlersin. istersen flac'ten mp3 yapıp onu dinlersin.

"fark göremiyorum ya sen?" geyiği çok yapıldı flac hususunda. fakat farkın algılanabilitesi flac'in hareket noktası değil. mp3 kayıplı flac kayıpsızdır, farkı algılasan da algılamasan da bu böyledir, flac daha kalitelidir. flac ile müzisyenin sana ulaştırdığını bildiği şeyi dinlersin.

Aslında her flac'de lossless değil... mp3'den audio cd yapıp onu da flac'e çevirmek mümkün.

ses kartın varsa tabi daha bi keyifli oluyor flac.

suda balık, flac ların yanında cue sheet log fln biseyler geliyor convert esnasında generate edildiklerınden onlara bakılabilir.

@buryan

Teşekkürler...bakacağım bundan sonra.

yanında cuesheet'i olmayan flac'i tutmayın zaten. tüm albüm tek parça şeklinde ve yanında cue sheet'i olan paketleri indirip cuespliter ile kendiniz bölün.

partition magic

ayirmayin sevenleri... ogggmmm :'(

partition magic le data kaybı yasayanlar oldukca fazla. acronis disk director cok daha stabil guvenli vs vs.

denetim masası -> yönetimsel araçlar ->bilgisayar yönetimi -> disk yönetimi bölümünden program kullanmadan da yapabilirsiniz.

windows 7 kullanmıyosan formatsız bölmene tavsiye etmem

bu kadar korkmayın, zarar gelmez hamamböceğinden. bizim eski evdede vardı beraber yaşayıp giderdik, hatta birkaç kere gece üzerlerine bastığım bile oldu.

eğer ilaçlatacak durumda değilseniz raidin böcek yemleri en azından azaltma konusunda etkili

buzdolabına girmişti,zeytin diye yemişliğim vardır benim ya :)
evin içinden ziyade etrafın ilaçlanması lazımdır..

ilaçlatın mutlaka, sonrasında da evi iyice kolaçan edin, sokak kapısının altında boşluk kalıyorsa eşiğe süngerli bantlardan yapıştırabilirsiniz. evde mutfak/banyodaki giderleri de kontrol edin, oralardan da gelirler. kullanılmayan giderlerin ağzını kapatın.

bir de patrick süskind'den güvercin'i okuyun.

televizyoncu yapar. esparkın karşısında, varunanın yanındaki sokakta birer televizyon tamircisi var. esnaf sarayının en arkadaki kapısının orada da bilgisayar tamircileri var.

tamirlik yada tüp mefta .

Önder dil'e bir göz atmanı tavsıye ederim.

500 tl

gerçi amatör olduğunuzu belli ettiyseniz vermezler bu kadar.

43 x 10 = 430 + %10 = 473 TL

Bir kelime, bir islem gibi oldu bu da! :P

1- evet, kesinlikle.

2- evet ethernet girisi varsa, ki kesin vardir, evet (bkz: rj45)

3- samsung nc-10 iyiymis diyolla.

dizustu diyor adam.

@elxa
dizüstü demiş.

bu fiyatlara film ve internet için uygun bi netbook alabilirsin ama photoshop konusunda sıkıntı olabilir. ram'leri falan düşük oluyor.

gittigidiyor'dan falan güzel ikinci el birşeyler bulabilirsin, bu fiyata aradığın özelliklerde (özellikle photoshop için) dizüstü zor görünüyor

mezuniyet için toplamda belli bir kredi sayısına ulaşmanız gerekir.(ör: 150,170 gibi, bölümden bölüme değişir) mezuniyet için gerekli olan kredi miktarını sadece zorunlu derslerle toplamanıza imkan yoktur, seçmeli dersleri seçmediğinizde krediniz eksik kalır, mezun olamazsanız.

ayrıca seçmeli derslerin amacı, öğrencinin alması gereken zorunlu, formal eğitimin yanında, ilgisi olan alanlarda da eğitim alabilme, çalışma yapabilmesidir. bu yüzden seçmeli dersler sadece kredi tamamlamaya yaran bir araç gibi görülmemeleri,seçilirken verilmesinin kolay olması,devam zorunluluğu olmaması..v.b kriterler yerine sizi geliştirebilecek, hele ki rtv gibi bir bölümde, mezuniyetinizden sonra da karşı tarafa sunabileceğiniz, sizi ayrıcalıklı kılması v.b kriterlerin göz önünde bulundurulması gerekir.

zorunlu dersin kontenjanının dolmuş olması, bu dersin sizin üzerinizdeki sorumluluğunu kaldırmayacaktır. bu dönem kontenjan dolduysa da ilk fırsatta almanızı tavsiye ederim. ayrıca ders kayıtları yapılmadan önce daha planlı davranmanız, almanız gereken dersleri, yanına seçmeli dersleri de koyarak kabataslak bir plan yapmanızı, kayıt esnasında sizin planınızın uygun olmaması halinde(ders çakışması, kontenjan dolması v.b nedenlerle) mutlaka yedek bir planınızın olması sizin yararınıza olacaktır. danışman hocanız, emin olun, size bu konuda tahmin ettiğinizden daha yardımcı olacak, sorularınıza içtenlikle yanıt verecektir. (tabii kayıt günü sallana sallana gidip "ne seçeyim hocam?" gibi ucu açık muğlak bir soru sormadığınız sürece!!!)
anadolu üniversitesi rtvs bölümü alanındaki en iyilerinden bir olup, seçmeli derslere verdiğiniz önem ve özenle kendinizi sektöre en iyi koşullarda hazırlamanıza yardımcı olacaktır. bunu reklam yapmak için değil eski bir anadolu üniversitesi mezunu olarak,içtenlikle söylüyorum.

not:cümle düşüklüklerinin kusuruna bakmayın lütfen, çok yoğunum, düşünüp, yazdıklarımı toparlayacak fırsatım olmadı.

eğer ikinci sınıfın ( veya birinci) zorunlu dersleriyse alamadıkların danışmana git, öğrenci işlerine telefon ettir kontenjan arttır. üst sınıfın derslerine kontenjan açtırmak istersen dersin hocasına git onu ikna edip danışmanını arat. seçmeli dersleri illa bu dönem almak zorunda değilsin istersen dördüncü sınıfta hepsini birden alırsın sana kalmış, ama kaç krediyse artık mezuniyete kadar tamamlayacaksın.

şöyle söyleyeyim orada görevliyim şu sıralar. bugünden çalışan gibi girip sabahlamayı planlayan tipler gördüm. ucuz olsa bile çekilir dert değil.

adsl? kablo? fax/modem? wireless? kablolu? usb? sari? cizmeli? mehmet? aga?

zyxel al derim..eve gelen ve airties modemimde sorun olduğunu düşünen telekom çalışanı eleman da bana bu tavsiyeyi vermiştir.

yaklaşık 4 senedir Zyxel prestige 600 kullanıyorum herhangi bi sorun çıkarmadı memnunum, fiyatını hatırlamıyorum ama fazla uçuk bişey değildi..

kardeşim bulabilirsen Thompson Speedtouch al derim üzerine modem tanımam çekim alanı kapalı mekanda en az 60 metre filan nette ara bulursun...

creative, geek, netmaster alma ömürleri 1 sene