ahahhahaha çok güldüm ya, kusura bakma :)))))
şimdi gecenin 2sinde okulda kalmak zorunda kalmış biri olarak, azıcık kafamı dağıtmam gerek:
1.si: yaşı o kadar düşünme, dal bir yerden konuş.
2.si: aslında bu 1.si olsaydı daha iyi olurdu, benim kafa bulandı, sen bunu ilk yap: öncelikle sen hakkaten dünki çocuksun, ben 28'im ama ben de orada olsam aynı muameleyi göreceğim, deneyimin de azmış hakikaten. bu gibi durumlarda alttan almak, karşındaki yaşlılara -34 yaşındaki de dahil- saygılı davranmak, zor durumda kaldığında tavsiye istemek -bayılırlar- hatta arada işini aksatmayacak ufak tefek zor bir durumda "kalmak" -evet, bilerek kal- şimdi karşındaki insanlar -sen hakikaten de çöm olmana rağmen- sana bu şekilde davranmamalılar aslında, ama böyle davranıyorlarsa bil ki kompleksleri var -ben aynısını yaşadım, cidden çok kompleksli olabiliyor olgun olması gereken insanlar da- o yüzden çok kasma, sen olayı dengeye getirmeye çalış, çünkü kompleksli insanla uğraşılmaz, gerçekten. sana laf attıklarında -ne bileyim, laf sokma gibi de olabilir- gülerler falan filan, sen de katıl onlara, olgun ol, karşılık verme, gül onlarla beraber mesela -başıma çok geldi- yani alınganlık gösterme, he he diye gül, geç. biraz da seni aralarına hemen alamıyorlar biliyor musun? yaşı kaç olursa olsun insanlar bunu yapıyorlar, artık ilkel çağlardan kalma bir içgüdü müdür nedir bilmiyorum müdür.. neyse, sen işte akıntıya kapıl git bunlarla muhabbet et -go with the flow- aranız biraz ısınmaya başlar. ne bileyim, kibar davran -zaten davranıyorsundur da- ama bu arada içtenliğini de yitirme -zor bir şey biliyorum da, içinden de gelmiyırsa yapamazsın zaten, yapabildiğin kadar artık, ne kadar olursa- ne bileyim, çok aşırı olmadığı sürece özel hayatından bahsedebilirsin, ama laf arasında, ne bileyim işte kızsan birisinin doğumgünü var ne hediye alayım? diye sorabilirsin ya da erkek arkadaşıma kazak örücem modeli nasıl olsun falan gibi saçma sapan havadan sudan muhabbet açıcı şeyler söyle, erkeksen kıyafetim nasıl olmuş falan diye arada sor, ama çok da özel hayatına dahil etme, yani karışma hakkını da verme onlara. ondan sonra da arada akıl danış, ne bileyim işte saygılı ol, zaten bir yerden sonra sana güvenmeye başlarlar, diye düşünüyorum.
bizde bir tane abi var, annemle falan yaşıttır, adam çocuk gibi tamam mı? her yeni gelen öğrenci ile bir posta kavga eder, muhakka çileden çıkaracak bir şey yapar, tersleşir falan. ama abinin zayıf yönü tatlı mesela, bir de muhakkak kendisine sabah ofise gelirken akşam ofisten çıkarken selam vereceksin, ötesi yok! kızgınsa hemen ayak altından çekileceksin, falan. şimdi ilk başlarda kendisi bizim işlerimizi hallettiği için mecburen kibar davranıyordum ama zorla zorla.. yani onu anlamaya çalışmadan, empati kurmadan, haliyle de konuşamıyordum bile, ya korkuyordum ya da nefret ediyordum konuşuyor olmaktan, ikisinden biri. neyse, sonradan ben kendisinin karakterini anlamaya başladım
adamın tüm dünyası burası. tabi ki de herkese acıma, acınacak duruma düşüyorsun çünkü sonra, ama daha içten davranmaya başladım falan, şimdi de gayet seviyeli bir ilişkimiz var :)))))))))) benim bir ara göbeğim çıkmıştı çok dalga geçmişti, o kadar dalga geçen adam bugün yiyecek ikram etti mesela. aslında onlarınki bir nevi konumlarını ve huzurlarını koruma içgüdüsü bir de, öyle bak olaya. ben de mesela ilk tanıştığım insanlara -bazen kafayı yiyip röaaaahhh diye samimi olsam da- mesafeli yaklaşabiliyorum. ha onun dışında davranışları çok abartılı dışlamaysa işte bu abide olduğu gibi bir tür kompleks var, adam orayı sahiplenmiş, sonucu da "ben buranın kralıyım ulan!" oluyor, bilmem anlatabildim mi. sen dediğim gibi -yapaya kaçmadan, içtenlikle, gerçekten de öyle hissederek- yakın davranmaya çalış, alttan alarak falan, zaten alışırlar sana da. sonrasında torunları/çocukları gibi seninle ilgilenebilirler bile. oluyor yani bazen öyle :)
0