biz kedi ve köpekler ile binlerce yıl önce anlaştık 15000 yıl köpek için sırf.
şehirlerde artan insan sayısına bağlı olarak fare, hamam böceği, kedi, köpek, kuş gibi hayvanların da sayısı artmış, tabi bu canlılar ölümsüz olmadığından kelli, ölüm sayısı da artmıştır. aynı insandaki gibi.
bu ister insan eliyle yapılmış olsun, ister tanrı eli ile.
ancak şu durum var ki
evropa'da hayvanlar daha iyi yaşıyor gibi görünüyor. pedigree köpekler bir sürü genetik araza sahip doğuyor, çünkü en evcilinden olsun, çocuk bacağını ısırsa bile yan gelip yatacak kadar sakin olsun vs istiyoruz. onlar da çok eziyet çekiyor insan elinden anlayacağın.
tr'de ise daha dayanıklı ve vahşi köpekler hala mevcut. bir felakette insan kalmaz ama bunlar yaşar. orta boy, bildiğin en adi cins sokak köpeği. bir kere bunlar o boya gelebilmişse bile bir çok seçilimden (hastalık, kaza, yetersiz beslenme vsvs) geçerek hayatta kalıyor ve en akıllısı en uyum gösterebileni kalıyor.
insan olmasa pedigree ler bir kaç gün içinde ölür. ve herşey yeniden normale döner biraz. :)
hayvanları yaşamları süresince mutlu etmenin yeterli olduğunu düşünüyorum. sayılarının artmasını engellemek için de maalesef kısırlaştırma, veya üremenin sayıya oranla engellenebilmesi.
elinle yaktığın ateşi götünle söndüremezsin.
mesela herkese çok komik geliyo di mi sifonu çekip bakan kedi videoları filan. halbuki çok acıklı.
o kediler "gerçek-canlı" su içmek istiyor. pet şişelerdeki sular böyle değildir. akvaryuma koy balıklar ölüyor. ne bir besin ne bişi. zamanında amasra'da bir dağ çeşmesinden su içtiydik. içindekilerin bilgileri yazıyordu "bilmemne hayratı" yerine. güzel bir su imiş meğer. son madde olarak da şu vardı: "uzvi maddeler"
hala dalga geçeriz karınca bacağı kurbağa gözü diye. oh florası faunası tam. :)
ve yine aynı kentte şunu da gördüm. soba küllerinin atıldığı çöp tenekelerinin geniş kapakları üzerinde sıcağın ve tabi pisliğin etrafına doluşmuş, gözleri konjuktvitten (mi nasıl yazılıyosa) ya var ya yok ya çok şişmiş ya çok sönmüş, tamamen amorf vaziyette kediler. şimdi bu hayat, hayat sayılır mı? bir kentin güzelliğini, iyiliğini hayvanlarına bakarak anlayabilirsin. etrafta hayvanlar için su, yiyecek bırakan, bunları gören, bilen, elinden geldiğini yapmaya çalışan insanlar görüyorsan çevrede bil ki iyi bi yerdesin.
mesela amerika'da ve çok yerde sokak hayvanı gibi yaşayan insanlara kimse dönüp bile bakmıyor. kediye köpeğe mi bakacak? onlar çok meşgul, çok işleri var, çok para kazanmaları lazım. ki kendilerine pedigree bir köpek alabilsinler. :)
açtırma kutuyu, söyletme kötüyü. :P
pedigree dogs exposed
secret life of the dog
0