Giriş
(2)

uyumsoft fatura

der meister
merhaba,çok önemli bir biznıs insanı olduğum için uyumsoft şeysini kullanmak durumundayım. borç varmış, eft yapıp ödedim. dekont var ama mail adresime fatura göndermediler. ben müşavire faturayı göndermek istiyorum ödemeyi çalıştığım yere kilitlemek için. daha önce de yapmıştık ama ne gönderdim hiç
merhaba,

çok önemli bir biznıs insanı olduğum için uyumsoft şeysini kullanmak durumundayım. borç varmış, eft yapıp ödedim. dekont var ama mail adresime fatura göndermediler. ben müşavire faturayı göndermek istiyorum ödemeyi çalıştığım yere kilitlemek için. daha önce de yapmıştık ama ne gönderdim hiç hatırlamıyorum, adama sormaya da çekiniyorum şimdi o "ne mal adamsın birader gtünden haberin yok" diyeceğine siz deyin hehe. faturayı nasıl alabilirim ben? yoksa o kendisi uyumsoft'un sisteminden görür mü zaten? kredi kartıyla ödeme ekranına geldiğimde hala borç görünüyor onu da anlamadım, fast'la 1-2 dakika içinde geçmesi gerekmez mi?
0
der meister
(30.10.25)
Uyumsoftu bilmiyorum fakat, onlarin duzenli musterisi iseniz, fatura bilgileriniz vardir onlarda, e fatura'ya gecmeyen sirket pek yoktur diye dusunuyorum, dolayisiyla sirkete gidecektir fatura sistem uzerinden. En fazla uyumsofta fatura bilgileri sizde mevcut mu diye sorarsiniz.
Muhasebeye de dekontu gonderseniz yeterli bu durumda, faturayi onlar kontrol ederler zaten.

Eft odemeleri eslestiriliyor genelde o sebeple 1 2 dakikaya gecmez, bugun yaptiysaniz, yarin bile eslestirilebilir.
0
bosver nicki
(30.10.25)
Hikayeyi anlamadım. Sen kimsin, çalıştığın yer kim, faturayı kesecek olan kim, görecek olan kim? Bi özetlersen yardımcı olayım.
0
kibritsuyu
(30.10.25)
(4)

antidepresan bozulur mu?

der meister
dostlar iyi akşamlar,iki saat kadar önce zulamdaki selectra 100mg'den bir tane aldım. hapın tadı biraz değişik gibi geldi, normalde zaten tadı yoktur ama bilgisayar çantamın içinde karanfilin yanındaydı onun kokusu sinmiştir belki deyip üzerinde durmadım. aynı sebepten bozulabileceğini de hiç düşünm
dostlar iyi akşamlar,

iki saat kadar önce zulamdaki selectra 100mg'den bir tane aldım. hapın tadı biraz değişik gibi geldi, normalde zaten tadı yoktur ama bilgisayar çantamın içinde karanfilin yanındaydı onun kokusu sinmiştir belki deyip üzerinde durmadım. aynı sebepten bozulabileceğini de hiç düşünmedim güneşsiz, kokusuz, kurusuz ortamdaydı uzun süredir. çanta evde yatıyor.

yalnız son yarım saattir böyle bi ürperti, kamyon çarpmış gibi yorgunluk, deride yanma hissi hasıl oldu... bu sonuncusuna aslında yabancı değilim, kan testinde "sınır" demişti doktor ama sanırım şekerim çıkıyor.

bozuk ilaç en fazla göstermesi gereken etkiyi göstermez diye biliyorum ben. başından benzer durum geçen oldu mu, durduk yere antidepresan şehidi olmayak? bu zaten uzun salınımlı değil mi, kullanmaya başlayınca normalde etki göstermesi 1-2 hafta sürüyordu? uzak kalınca vücut komutları mı unuttu, serotonin kapılarını açmak yerine başka reaksiyonlar mı göstermeye başladı acep?

***

bu arada ben ilacı devam etmem gerekirken terapistime danışmadan mal gibi kendi kendime bırakmıştım, onu ekleyeyim. kullandığım süreçte çok memnundum, gece tuvalete çıkma dışında bir rahatsızlığım yoktu. baktım dayanamıyorum elimde kalanları tekrar kullanmaya başladım, ay başında da online yapıyorsa eğer terapistimle yoksa eğer yaşadığım yerde başka biriyle görüşeceğim. yani normal şartlarda kullandığım, bu tarz tuhaf bir yan etkisini hiç görmediğim bir ilaç. saygılarımla arz ederim.
+1
der meister
(26.10.25)
uzun salınımlı demek bir iki hafta sonra etkisini gösterecek demek değil öncelikle. evet ilaç etkisini 2 haftada gösterir bu doğru ama uzun salınım bu demek değil istiyorum aman neyse.

ilaca ara vermiştin ve tekrar mı almaya başladın. böyleyse dediğin şeyler olabilir.

sktsi geçmediyse, blister üst folyosu yırtılıp nem almadıysa, aşırı sıcakta aylarca kalmadı ise bozulmamıştır. yani yaşadıklarının ilacın bozuk olması ile bağlantısı yoktur. geçmiş olsun.
0
a perfect lie
(26.10.25)
Anti-depresanlarda toksisite hiç duymadım, genelde kan sulandırıcılar, tiroid ilaçları insülin vb ilaçlar buna sebep oluyor.

Benzer etkiyi ben de hissediyordum bi süre ara verip tekrar başladığımda. Alman gereken dozajda aldıysan ara verdiğin içindir diye düşünüyorum ben.

Muhtemelen anksiyeten tetiklendi, ya bozulduysa ve zarar verirse düşüncesinin etkisidir gibi :)
0
truf
(26.10.25)
evet maalesef. zart diye kestim, aylarca kullanmadım. kullanmadığım süreçte fiziksel bir problem yaşamadım ama amiyane tabirle kafam bozuldu. genel olarak kötü bir dönemden geçiyorum, ondandır dedim. çok içiyordum, alkolü bırakayım dedim. üç aydan fazla zaman geçti. yok. kafada yaprak kımıldamıyor resmen. müthiş huzursuz, keyifsiz, mutsuzum. beyin kimyamın felç geçirdiğini hissediyorum adeta. o yüzden "böyle gitmez" deyip geri döndüm, daha önce kullanıp çok verim almış olmama da güvenerek...

tabii ki ilk fırsatta terapiste gideceğim onu tekrar belirteyim kamu spotu olarak. kafanıza göre kullanmayın derlerdi boşuna değilmiş, ben bu kadar yamultacağını düşünmezdim. aylar geçti yav beyin durumu hiç mi dikkate almaz, bu adam artık ilaç kullanmıyor ben ona göre hormon basayım demez... yok. iyi kötü 30 sene taşıdı beni, ilacı bırakınca "ilaç yoksa ben de yokum serotonini anan versin hadi yallah" dedi resmen.
0
🌸der meister
(26.10.25)
Prospektüste belirtilen saklama koşullarına uyduğunuz sürece bozulması için bir sebep yok.

Alkol kullanıp kullanmadığınızı tam anlamadım, ama kullanıyorsanız bu tip ilaçları alkolle kullanmamalısınız.

Tarif ettiğiniz his daha çok ilacın yan etkisine benziyor. Antidepresanlar yeni başlandığı dönemde sıklıkla halsizlik ve tarif ettiğiniz tarzda hislere sebep olabiliyor. Özellikle de ilaca ilk başladığınızda daha düşük dozdan başlayıp sonradan yükselttiyseniz ancak şimdi geri dönerken bu tarz bir aşamalı kullanım yapmadıysanız yan etkiler daha sert ortaya çıkmış olabilir. Ya da belki ilk kullandığınız dönemde direkt bu dozdan başlamışsınızdır ancak öncesinde farklı bir ilaçtan buna geçmişsinizdir vs.

Siz her türlü kendi kendinize ilaç kullanmayın. Zibilyon tane sebebi olabilir bir durumun.
0
akhenaten
(27.10.25)
(3)

windows güncellemesi

der meister
sinsi windows güncelleme var yeniden başlat da yükleyek diyor ama ben şu an win 10 kullanıyorum. bildiğim kadarıyla buna sunulan destek bitti. sistem win 11 uyumlu mu ondan bile emin değilim, zaten imkanım olursa 3-4 bilemediniz 5-6-7-8 ay sonra yeni bilgisayar almak niyetindeyim, o zamana kadar win
sinsi windows güncelleme var yeniden başlat da yükleyek diyor ama ben şu an win 10 kullanıyorum. bildiğim kadarıyla buna sunulan destek bitti. sistem win 11 uyumlu mu ondan bile emin değilim, zaten imkanım olursa 3-4 bilemediniz 5-6-7-8 ay sonra yeni bilgisayar almak niyetindeyim, o zamana kadar win 10'la devam etmek istiyorum.

bu son güncellemeyi kurayım mı veya içeriğine nereden bakabilirim bunun? "sana son bir güvenlik güncellemesi kardeş..." mi diyor? yükleyince zart diye "win 11 kur ben dükkanı kapattım" filan demesin?
0
der meister
(17.10.25)
Diyebilir. Hatta tam da onu demesini sağlayan bir güncelleme de olabilir. Ben parasını verdiğim w10'umu böyle kaybettim mesela. Bence güncellemeyi kurma.
0
muhayyer divan
(17.10.25)
Demez, diyemez. Geçiş için onay tiki gerekir çünkü yükseltmenin riski var.
0
artıküyeolmakistiyorum
(17.10.25)
ben tüm güncellemeleri yükledim win10 için, bir şey de olmadı.
zaten knowledge base kodu yazar her birinde, onu aratırsan neyle alakalı olduğunu görebilirsin.
0
kesmekes laleler
(17.10.25)
(5)

işkur gerçekten işe yarıyor mu?

der meister
iş bulamıyorum. lise mezunuyum. 10 küsür senedir çalışıyorum aslında ama nasıl desem cv'de veya iş dünyasında karşılığı olacak bir şey değil pek, dolayısıyla kariyer bakımından sıfırım diyebiliriz. üstüne diploma olmayınca sanırım filtrelere takıldığım için kariyer sitelerinde de görüşmeye davet edi
iş bulamıyorum. lise mezunuyum. 10 küsür senedir çalışıyorum aslında ama nasıl desem cv'de veya iş dünyasında karşılığı olacak bir şey değil pek, dolayısıyla kariyer bakımından sıfırım diyebiliriz. üstüne diploma olmayınca sanırım filtrelere takıldığım için kariyer sitelerinde de görüşmeye davet edilmeyi geçtim genelde cv'mi bile kimseye gösteremiyorum. türkçeyi düzgün kullanıp iyi yazarım, ingilizcem de çok iyi ama dediğim gibi işte BİZNIS LAYF standartlarında hiçbir esprim yok. yakında buradan çıkaracaklar, o yüzden tam zamanlı iş arıyorum.

ilçedeki işkur'a gidip durumu izah etsem yardımcı olurlar mı, en azından bizi bir tür veritabanına filan ekliyorlar mı ya da aktif olarak iş arayanlarla eşleştirmeye/buluşturmaya çalışıyorlar mı?

kocaeli'deyim, bir fabrikaya gireyim diyorum ona da herkes yok yauv sen narin adamsın sana zor gelir vs. diyor e napiyim mk cumhurbaşkanlığı teklifi geldi de ret mi ettim.

şu an masrafım çok az 1-2 sene çalışıp biraz para biriktirsem, af çıkarsa zaten okula dönmek ve onu bitirmek istiyorum. gerçi 35 yaşında 15 seneye yayarak aldığım lisans diploması ne halta yarayacak orası da tartışılır ama olsun en azından 500 firmadan bir tanesine cv gösterebiliriz belki.

onun dışında platform olur, davranış olur (belediye binasına çıkıp kendimi yakmakla tehdit etmek) vs. önerileriniz varsa onları da alırım.

tek kriterim dediğim gibi tam zamanlı ve düzenli bir iş olması. freelance'tir şudur budur artık çark dönmüyor o şekilde maalesef. şimdilik zaten 1-2 ay kadar idare edebilecek durumum var, o aralığa işi sıkıştırabilirsem bekleyebilirim bulana kadar.
+2
der meister
(14.10.25)
Kısa süreli, geçici iş bulunuyor. Özellikle buyuksehirde. Fakat çok iyi yazarım dakikada 3 sayfa okurum işleri değil.
Ayrıca iskura gitmenize gerek yok edevletten iskura is arayan girişi yaparak işleri görebilirsiniz.
+1
artıküyeolmakistiyorum
(14.10.25)
iskur'a e devlet ve/ya kendi sitesinden kaydolabilirsiniz +1

Genelde donemsel ya da bahsettiginiz fabrika/depo gibi yerlerin iskur kotasi dolsun diye actiklari ilanlari sms atiyorlar ama onun da duzeni nasildir anlamadim.

ayrica, kral spor mevzu noldu?
+1
klassno
(14.10.25)
İstanbul Şansınız varsa ibb kariyer merkezini de deneyin. Güzel fırsatlar olabiliyor. Hatta ingilizce çok işe yarayabilir. Metro İstanbul’da 10 yıllık makine mühendisi İngilizce bilmiyor. trenin üreticisi olan Korelilerle, çevirmen aracılığı ile iletişim kuruyorlar. O kadar…
0
substituent
(14.10.25)
işkur, sgk, meb, tsk, tbmm, mahkemeler, hakimlikler, savcılıklar, karakollar, hastaneler, aile hekimlikleri -mış gibi yapılan yerlerdir. bunlar devletin devlet olmasından kaynaklı ödevlerini yerine getiriyormuş gibi davranması için vardır. gerçekte işe yaradıkları bir konu yoktur. güncel şartlar altında en iyi iş işin olsun'da, zaman zamansa aynı şirketin kariyer.net'inde bulunuyor. gerek kariyer.net, gerekse eleman.net'teki cv'leri ik'cılar inceliyorlar. işkur'daysa üniversite mezunu olduğun için birçok işe başvuru yapamıyorsun. zeten sitesi de ya çalışmıyor ya da kullanıcı düşmanı. narinsin, üzerler diyenlere aldırma, hiçbiri zor değil ama beyaz yaka gibi her gün tatil de yapmıyor. başlangıç maaşları 50 bindir, aklında bulunsun. şimdi az ücret talep edersin, deli falan derler.
-2
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(15.10.25)
üstteki cevaba katılıyorum. -mış gibi yapılan yerler'den biri işkur.

türkiye'de çok sağlam bir cv yoksa tanıdık aracılığıyla veya sınavlarla iş bulunur. özel sektörde tanıdık faktörü sağlam bir diplomadan bile baskın. boğaziçi mezununu iş mülakatına aöf'li torpilli birinin alması çok yaygın bir durum.

beğenilmeyen fabrikaların da taliplisi çok çünkü maaşlar iyi.
0
runaway
(15.10.25)
(3)

cevap verirken metin kutusunun sağ üstünde yanıp sönen yeşil ışık ne?

der meister
duyuru açarken yok bu ama cevaplarda var. ben başta caps lock diye düşündüm ama hiçbir şey yazmayıp ekrana öylece boş boş baktığım zamanlarda dahi yanıp söndüğünü gördüm. belli aralıklarla diyeceğim ama ondan da emin olamadım. compu çıblak fodolarımızı mı çekiyor, ne ola ki bu?
duyuru açarken yok bu ama cevaplarda var. ben başta caps lock diye düşündüm ama hiçbir şey yazmayıp ekrana öylece boş boş baktığım zamanlarda dahi yanıp söndüğünü gördüm. belli aralıklarla diyeceğim ama ondan da emin olamadım. compu çıblak fodolarımızı mı çekiyor, ne ola ki bu?
0
der meister
(12.10.25)
Sağ olsun Compu, biz cevap yazarken tarayıcı yazılmış olanları kaydetsin diye kodlamış siteyi. Kaydetme belirtisi o yeşil. Kaydettik diyor yani.
+1
muhayyer divan
(12.10.25)
yazarken kaydediyor, onun işareti. ama sekmeyi kapatırsan yazdıkların kaybolur. ama sekmeyi kapatmadan sayfayı yenilersen, başka yere tıklayıp göndermeden sayfayı değiştirirsen falan geri döndüğünde silinmeyecek.
+1
kibritsuyu
(13.10.25)
bu soruyu senden beklemezdim hümsftad ya. sabitlenmiş duyurularda açıkladılar, bilgisayarın kendi hafızasına kayıt edilirken yanıp sönüyor dediler.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(13.10.25)
(6)

netflix'te izlemelik bir film önerir misiniz bana?

der meister
fm mobile oynamak için mecbur bir aylık üyelik aldım ama oyun hiç sarmadı maalesef, üyelik boşa gitmesin diye bir şeyler izlemek istiyorum. duyuruda kriter dedim gerçi ama düşününce aklıma pek bir şey gelmedi... yine de toplumsal konulara değinen, belki bir parça (tümüyle de olabilir) distopik filml
fm mobile oynamak için mecbur bir aylık üyelik aldım ama oyun hiç sarmadı maalesef, üyelik boşa gitmesin diye bir şeyler izlemek istiyorum. duyuruda kriter dedim gerçi ama düşününce aklıma pek bir şey gelmedi... yine de toplumsal konulara değinen, belki bir parça (tümüyle de olabilir) distopik filmler iyi gidebilir sanki. aşklı, maceralı, hızlı tüketim için çekilmiş bi' şey değil de izleyince "vay anasını" dedirtecek bi şey arıyorum özetle. henüz izlemedim ama mesela parasite o tarz bi film diye biliyorum, aklımda o da var.

çok net bir kriter olmamakla beraber film kuzey amerika'da (meksika hariç) geçmezse sevinirim. avrupa olur, asya olur, güney amerika olur, afrika olur... karakterlerin çoğunun sokakta karşılaşıp "vay topraam nabıyon" diyebileceğim türde olması, tabiri caizse hikayenin ve ortamın BANA GEÇMESİ önemli benim için.

önerileriniz için şimdiden teşekkür ederim cipsinen sarı golaylan bekliyorum.
+3
der meister
(12.10.25)
The Beautiful Game
Society of the Snow
Fair Play


ve Eğer halen duruyorsa; The Outfit
0
put it in your appropriate place
(12.10.25)
The Gentlemen 2019
0
Amaranta ursula
(12.10.25)
dystopian sci-fi, sosyal adaletsizliği metafor olarak anlatıyor:
the platform
www.imdb.com

survival/genelde tek mekan olarak okyanus ortasında (izlediğim en iyi survival filmler arasında):
nowhere
www.imdb.com

not: iki film de İspanya yapımı
+1
ermanen
(12.10.25)
Maalesef netflixde kurgusu düzgün sağlam vaay dedirtecek bir netflix yapımı film görmedim hepsi uyduruk izle at çöpe denilebilecek filmlerdi
0
basond
(12.10.25)
Children of Men

Yine dystopian sci-fi ve dram olarak en iyilerden. Netflix'de hala var mi bilmiyorum
0
ermanen
(12.10.25)
The White Tiger - 2021
Primal Fear-1996 (amerika'da ama)
0
unalub
(13.10.25)
(11)

alnımdaki leke

der meister
dostlar iyi akşamlar,o dönem sigortam da enerjim de yoktu, üstüne düşmedim. ben yaklaşık iki sene aşağıda fotoğrafını bırakacağım lekeyle gezdim. yaş 29-30 o ara. daha önce hiç olmamıştı. bu leke bazen kızarıp kaşınıyor, bazen rengini kaybediyor ama daima kendini belli ediyordu. iki senelik gorbaçov
dostlar iyi akşamlar,

o dönem sigortam da enerjim de yoktu, üstüne düşmedim. ben yaklaşık iki sene aşağıda fotoğrafını bırakacağım lekeyle gezdim. yaş 29-30 o ara. daha önce hiç olmamıştı. bu leke bazen kızarıp kaşınıyor, bazen rengini kaybediyor ama daima kendini belli ediyordu. iki senelik gorbaçov cosplay'inin ardından herhangi bir müdahalede bulunmaksızın normale döndüm, yani düzelmesi için herhangi bir şey değiştirmedim. ilgili fodo,

prnt.sc

canım anam kendini yerden yere vurdu işte sen iddaa oynuyosun içki içiyosun sigara içiyosun gomaniz faaliyetler içerisindesin allah belanı verdi vs. diye ama neticede kendiliğinden geldi ve sonra geri gitti... şu an 31 yaşındayım, o zamana kıyasla daha bile sağlıksızım ama kafamdaki bu leke tümüyle yok oldu.

bunu siz bir şeye benzetebildiniz mi? temre diyen oldu ama bilmiyorum. bunu da eski fotoğraflara bakarken buldum, o yüzden paylaşmak istedim. şu an alnım tertemiz, böyle bi şey yok ama 1-2 sene böyle dolaştım.

***

konuyla direkt bağlantısı bence yok ama şunu ekleyeyim, bu olay geçtikten sonra işe girmek için sağlık raporu almam gerekmişti. doktor orada karaciğer enzimlerimin çok kötü olduğunu ve acilen toparlanmamı söyledi. yalnız bu olay gerçekleştiğinde bu leke çoktan yok olmuştu... ben açıkçası o dönemde (pek alışık olmadığım şekilde) çok içtiğim için böyle bir sorun yaşadığımı varsaymıştım. ama resmi bir muayenede doktor "ciğer bitik" dediğinde bu leke çoktan yok olmuştu. ben o yüzden iç organlarla, en azından karaciğerle ilgisi olmadığını düşündüm.
0
der meister
(10.10.25)
Doğduğunda alnında bu leke vardı da sonradan kaybolduysa yeniden görünüp kaybolmuş olabilir. Benim burnumla gözüm arasında kıpkırmızı büyük bir ben varmış, birkaç yıl kalmış sonra geçmiş, 30'larımda belirginleşmişti, bazen neredeyse kırmızısı belli oluyordu, sonra yine geçti. Belki böyle bir şeydir.
-1
muhayyer divan
(10.10.25)
yok hocam ben 94'lüyüm, o döneme ait fotoğraflarım da var, hiçbir şekilde bu tür bir leke bulunmamış vücudumda. belgelerle sabit. bu dediğim olay 29-30 gibi patlak verdi, bir müddet canımı sıktı, sonra kendiliğinden yok oluverdi. yani bir yandan "artık yaşlandın böyle şeyler olur" deyip geçmek istiyorum ama diğer taraftan da böyle bariz bir "mesaj" belki bir şeylerin göstergesidir, ne olduğuna bakmak lazım diye düşünüyorum ama onun vakti de geçti... şimdi doktora gidip "ya iki sene önce aha kafam böyleydi" dersem deli muamelesi görüp kovulabilirim sanırım.
+2
🌸der meister
(10.10.25)
Peki lekenin çıktığı dönemi hatırlıyor musun, o günlerde neler yaşamıştın, çok dikkat çekici,çok önemli, çok tuhaf vs vs bişeyler varsa belki onlarla ilgisi vardır.
0
muhayyer divan
(10.10.25)
yok hocam açıkçası hayatımdaki her şey aşağı yukarı aynıydı diyebilirim. bunu ben de düşündüm ama bir sonuca varamadım. genel olarak zaten stresli bir insandım. hiçbir şey değişmedi diyebilirim.
+1
🌸der meister
(10.10.25)
Egzama, mantar gibi bir şey olabilir mi gelip gittiğine göre?
0
sadakatsiz
(11.10.25)
google aramalarim en yakin olarak su sonucu veriyor: tinea versicolor
bir tür mantar.
ama doktor degilim tabii ki, bu da bir teshis degil.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(11.10.25)
secde izi bu, dini bütün müslüman bir kardeşimizmişsin.
0
deartheodosia
(11.10.25)
Mantar
0
abuzer
(11.10.25)
mantar neden olur peki? yüzümüze de kimse oturmadı ki yani gitmiş alnımda çıkmış bi de
0
🌸der meister
(11.10.25)
Ahahah, başlık 80ler türk filmi gibi...

Mantar olduğunu tahmin ediyorum ben de. Mantar diyince aklınıza direkt ayak, kasık, tırnak mantarları gelmesin. Binlerce çeşidi var. Muhtemelen mantardı. Vücudun çeşitli yerlerinde bir gecede oluşuyor. Bir dönem kalıp gidiyor.

O dönemde şapka falan kullanıyor muydunuz yahut çok güneşe çıkmadınız mı? Tabii envai çeşidi var. Benim oyum mantardan yana. Keşke o dönem cildiye bir baksaydı. (Varsa tanıdık dermatologa gönderin, şıp diye söyler)

(Bu arada hangi ara 31 oldu senin yaş? Kendimi moruk hissediyorum şu an)
0
dilemma of subscribtionability
(11.10.25)
Vucufumuzda kendiliginden bulunuyor zaman zaman ortaya cikipkayboluyor. Bazen gece avuc icinde cikar ertedi gun gecer. Normal cilt florasi
0
abuzer
(12.10.25)
(7)

pasaport süre sorusu

der meister
dostlar iyi akşamlar,erkek kardeşim 22 yaşında üniversite öğrencisi. kendisine pasaport için destek olmak ve 10 yıllık aldırmak istiyoruz. yalnız yakın zamanda kendisi bana "bi arkadaşım başvurmuş, öğrencisin deyip üç sene vermişler" şeklinde bi şey söyledi. şaşırdım.böyle bir durum var mı şu an? em
dostlar iyi akşamlar,

erkek kardeşim 22 yaşında üniversite öğrencisi. kendisine pasaport için destek olmak ve 10 yıllık aldırmak istiyoruz. yalnız yakın zamanda kendisi bana "bi arkadaşım başvurmuş, öğrencisin deyip üç sene vermişler" şeklinde bi şey söyledi. şaşırdım.

böyle bir durum var mı şu an? emin değilim ama ben sanki bir ara öğrencilere pasaport harcında indirim gibi bi şey hatırlıyorum... bu durum ondan kaynaklı olabilir mi? şu an var mı?

ben 2015'te üniversite öğrencisiyken 10 senelik pasaport aldım. şu an biz bu çocuk için 10 senelik harç yatırırsak problem yaşar mıyız acaba? üç sene nereden çıktı? bizim oğlan alabilir mi 10 senelik? diyelim ki 10 senelik harç bedeli yatırdık, üç senelik verdiler... paranın üstünü veriyolar mı en azından?
0
der meister
(03.10.25)
arkadaşı yeşil pasaport almış olabilir mi? erkek öğrenciler 25 yaşına kadar alabiliyor diye aklımda kalmış. gerçi ben 18e girince iptal olmuştu ama sonradan değişmiş olabilir.
0
inheritance
(03.10.25)
yesil pasaporttan bahsedilmis, ben de diger teorimi sunayim:

ogreniler, defter ucreti vermeden pasaport alabiliyor ama belli kisitlari var, belki bu arkadas o yola basvurmustur.

defter parasi vermek istemeyen ogrenci ya da yesil pasaport hakki olmayan her birey gibi 10 yillik defter + harc parasi yatirip 10 yillik pasaport almak isterseniz kimse "aa sen ogrencisin sana 3 senelik verecegiz" demez.
0
adrianapole
(03.10.25)
bir arkadasi kardesinizle ayni yastaysa harcsiz ögrenci pasaportuna basvurmustur ya da yasindan ötürü memur ona yönlendirmistir. harcsiz pasaport 25 yasina kadar ve ögrenim süresi sonuna kadar veriliyor. yani 22 yasinda oldugu icin 3 senelik verilmis olmasi normal.
eger harcsiz pasaporttan yararlanmak istiyorsa ona basvursun. o hakkini yakip normal pasaporta da basvurabilir tabii.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(03.10.25)
benim kardeşim de öyle aldı. 20 yaşında olduğu için 5 yıllık verdiler. o durumda sadece defter bedeli ödeniyor harç ödenmiyor.
0
Sadece soruyorum
(03.10.25)
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim+1
bkz :"Harçsız Umuma Mahsus Pasaport Kimlere Düzenlenmektedir?"
randevu.nvi.gov.tr

25 yaş sınırı harçsız pasaport başvurusunda bulunulduğu içindir, elbet harç parasını yatırarak 10 yıllık pasaport alabilir.
0
tnz
(03.10.25)
Aşağıda belirteceğim ekstra bir durumu yok ise Öğrenciler 25 yaşına kadar sadece defter bedelini ödeyerek pasaport alabilir. Pasaport Harcını ödemezler.

Yani 15 yaşındaki bir öğrenci 10 yıllık pasaportunu sadece 1135 tl defter bedelini ödeyerek alabilir.

***Kimler harç ödemeden alabilir?

Tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış öğrencilere,

• Yabancı memleketlere öğrenim için gideceklere,

• Uçuş Ekibi Personeline,

• Kültürel, ticari veya sosyal bir fayda için veya yüksek lisans ve doktora öğrenimi görmek isteyen ve Milli Eğitim Bakanlığının izni ile yurtdışına gidenlere,

• Spor, gezi, kültürel, ticari ve sosyal bir menfaat için Rektörlük, Dekanlık, Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü izni ile yurtdışına gidenlere verilir.
0
ezkaza
(03.10.25)
yeşil pasaportta öyle. 25'e kadar hak olduğu için o yaşa ne kadar kaldıysa ancak o kadar verebilir.

ancak üniversiteden mezun olduğunda o hakkı kaybeder. yani 18 yaşından sonra eğer öğrenciliği bitmişse ve üniversiteye falan gitmiyorsa yeşil pasaport alamaz. sadece okuduğu sürece 25 yaşına kadar kullanabilir.

ben de 21 yaşında mezun olunca yeşil pasaport hakkım gitti. tam dönem sonu yani mezuniyetten birkaç gün sonra yurtdışı planı yapmıştım, öğrenci işlerinden mezuniyetimin geç girilmesini rica etmiştim hatta.
0
art cat chocolate
(03.10.25)
(8)

enpara iban değişikliği sonrası para transferi

der meister
şu ana kadar tecrübeniz nasıldı, eski iban'a gönderilen para hesabınıza geldi mi? süre 90 gün demişlerdi, benim alacağım bir ya da iki ödeme var ve ulaşıp iban'ı değiştirtmek hakikaten çok uğraştırıyor. normalde eft olarak (dekontta böyle yazıyor) ve daima mesai saatleri içinde almıştım. kişisel tra
şu ana kadar tecrübeniz nasıldı, eski iban'a gönderilen para hesabınıza geldi mi?

süre 90 gün demişlerdi, benim alacağım bir ya da iki ödeme var ve ulaşıp iban'ı değiştirtmek hakikaten çok uğraştırıyor. normalde eft olarak (dekontta böyle yazıyor) ve daima mesai saatleri içinde almıştım. kişisel transferler fast olarak yazıyor dekontta hep, bu öyle değil. şu yüzden söylüyorum, enpara için "havale ve fast gelmiyor, sadece eft yönlendiriliyor" gibi bir şey okudum ekşi'de. kendi hesaplarımla da deneyemedim çünkü belli bir meblağ altı için otomatik fast yapıyor sanırım. şimdi para gelmezse taklaya geleceğim süreç durduk yere uzayacak, yeni iban bilgisi vereyim desem saul goodman hesabı i know a guy who knows a guy who knows another guy deyu deyu hiyerarşik zincirde kaybolacağım zaten üç ay sonra problemim olmayacak bir durum için.
0
der meister
(30.09.25)
gelmedi. ilk günden fail oldu. gelmeyecek de. kendi kendime göndermeyi denediğimde de gitmiyor. yeni iban paylaşmak elzem.
0
jelly bear
(30.09.25)
talimat olmasına rağmen eftler gelmedi. cafer sıçtı.
0
adivar
(30.09.25)
nuevo
(30.09.25)
denemek için başka bankadaki hesabımdan enpara paraya gönderdim, fast yaptı banka. anında geri geldi.
0
inheritance
(30.09.25)
Gelmedi.
0
Amaranta ursula
(30.09.25)
ibanlar değiştiği için mutlaka yeni iban verilmeli. yönlendirme falan boş. olmuyo
0
chanandler bong
(30.09.25)
Benim sigorta şirketinde gerekebilir diye iban'ın kayıtlı. Numaraların değiştiği ilk gün, sigorta uygulamasına yeni ibanı yazdım. 'Biz öyle bir banka tanımıyoruz, yanlış iban bu' minvalinde hata verdi.
0
Mirket
(30.09.25)
ben talimat vermiştim belli bir süre gelmesi gerekiyordu. gelmedi.
mecburen yeniden ibanımı yazmak zorunda kaldım ilk günden.
0
matilda
(30.09.25)
(2)

tarayıcıdan yayın izlerken donma

der meister
twitch'te daha belirgin ama f1 tv'de de oluyor, platformdan ziyade direkt bilgisayar ve tarayıcıyla ilgili olduğunu düşünüyorum sorunun. şöyle açıklayayım, yayın devam ettiği (ses geldiği) halde ciddi fps düşüşü oluyor. bazen görüntü donuyor, üç saniye durup tekrar ileri atıyor. belli aralıklarla am
twitch'te daha belirgin ama f1 tv'de de oluyor, platformdan ziyade direkt bilgisayar ve tarayıcıyla ilgili olduğunu düşünüyorum sorunun. şöyle açıklayayım, yayın devam ettiği (ses geldiği) halde ciddi fps düşüşü oluyor. bazen görüntü donuyor, üç saniye durup tekrar ileri atıyor. belli aralıklarla ama hep yaşıyorum bunu. bitrate ayarlarıyla da oynadım, hiçbirini yemedi.

işlemci/ram kullanımı için çekebileceğim bi ayar var mı? makine külüstür yani belki hiçbi şekilde önüne geçmek mümkün olmayabilir ama deneyeyim istiyorum yapılabilecek bi şey varsa. 10 sene sonra bi dota izleyek dedik zehir oldu resmen.
0
der meister
(12.09.25)
chrome ayarlarda solda sisteme girip grafik hızlandırmayı kapatmayı dene. başka alternatif olarak twitchi vlc player üzerinden izletmeyi dene veya kaliteyi 480pye falan çek. külüstür dediğine göre pcnin işlemcisi veya ekran kartı modern görsel işleme algoritmalarını kaldıramıyor. işlemci ve ekran kartı ne?

twitchi vlcden izlemek için, bunu kurup
github.com
komut satırından
"c:\program files (x86)\livestreamer\livestreamer twitch.tv/twitchkullanıcıadı source"
yazıp deneyebilirsin
0
nahtoderfahrung
(12.09.25)
hocam makine şöyle,


İşlemci Intel(R) Core(TM) i5-4210U CPU @ 1.70GHz 2.40 GHz
Takılı RAM 8,00 GB
Depolama 932 GB HDD TOSHIBA MQ01ABD100
Grafik Kartı NVIDIA GeForce 820M (2 GB), Intel(R) HD Graphics Family (113 MB)

***

github'daki bu şeyi indirdim, açtım ama içeride hala bir sürü dosya gözüküyor. orada livestreamer.exe'yi açtım, komut satırına dediğinizi yazdım ama kapanıyor öyle yapınca. burada kurulacak bi şey varsa ben anlamadım ve beceremedim, tam olarak nasıl yapabilirim?

***

edit: bunu beceremedim ama streamlink'i biraz kurcalayınca yapabildim. şimdi vlc üzerinden izliyorum ve tahmin ettiğim gibi şahane yayın. çok teşekkür ederim öneri için :)
0
🌸der meister
(12.09.25)
(2)

cv hazırlamakla ilgili birkaç soru

der meister
farklı sektörlere, çeşit çeşit işe başvurduğum için kayıtlı cv tutabileceğim, bunu güncelleyip/değiştirip çeşitli formatlarda indirebileceğim bir platform arıyorum. ikisi birlikte genelde olmuyor, türkçe ve ingilizce için ayrı ayrı olursa sevinirim. yani bilgileri kendi istediğim dilde girebiliyorum
farklı sektörlere, çeşit çeşit işe başvurduğum için kayıtlı cv tutabileceğim, bunu güncelleyip/değiştirip çeşitli formatlarda indirebileceğim bir platform arıyorum. ikisi birlikte genelde olmuyor, türkçe ve ingilizce için ayrı ayrı olursa sevinirim. yani bilgileri kendi istediğim dilde girebiliyorum ama şablonlara gömülü olanlar değişmiyor malum.

bundan bağımsız olarak tam şu ara ingilizceye ihtiyacım var. site bol ama hepsi son aşamada ücretli üyelik talep ediyor. europass'ı sevmiyorum çok yavan geliyor bana, zaten cv'me ekleyebileceğim pek bi şey yok en azından şablonu biraz şıkır şıkır olsun HAKAN ŞÜKÜR TİPİ ÇAĞDAŞ FORVET izlenimi uyandırsın istiyorum.

önerebileceğiniz bir platform varsa çok mutlu olurum, aksi takdirde kafayı kırıp word'de öyle berbat bi şey hazırlayacağım ki bırakın hazırlamayı ya da vermeyi, özgeçmiş kelimesini telaffuz etmek bile altı ay hapis cezasından başlayacak.
0
der meister
(31.08.25)
Overleaf eğer latex kullanmayı biliyorsan
0
bepicolombo
(31.08.25)
overleaf demeye gelmiştim.
0
rakicandir
(01.09.25)
(4)

"within two business days"den ne anlıyorsunuz?

der meister
perşembe günü türkiye saatiyle 16:39'da aldım ben mesajı, atıldığı ülke bir saat geride. "within two business days" geri dönmemi söylemişlerdi başvuru için gerekli belgelerle.ben de işi yeni bitirmiştim, saat beşe geliyor, kendi içimden tamam dedim cuma ve pazartesi var. cuma zaten vaktim olmayacakt
perşembe günü türkiye saatiyle 16:39'da aldım ben mesajı, atıldığı ülke bir saat geride. "within two business days" geri dönmemi söylemişlerdi başvuru için gerekli belgelerle.

ben de işi yeni bitirmiştim, saat beşe geliyor, kendi içimden tamam dedim cuma ve pazartesi var. cuma zaten vaktim olmayacaktı, pazartesi hallederim diye düşündüm.

yalnız bugün içime kurt düştü, ulan bunlar "biz gün içinde saat 3'te yazdık, ilk gün bugündü, cuma da ikinci gündü" derlerse? yazdım ama cevap vermediler, saat 6 olmuştu cevap da pazartesiye kaldı muhtemelen.

siz bu durumda "within two business days"den ne anlardınız? soğuk su içeyim mi?

başka hiçbir ifade yok bu arada, complete the following within two business days deyip gerekli belgeleri sıralamışlar, hatta parantez içinde 2 diye sayıyla da yazmışlar.

ben saat 4'e gelirken atılmış mesajı o günün biznısından saymam açıkçası hiçbir işletmenin de öyle yapacağını düşünmüyorum ama diğer taraftan da bilemedim, bugün ve yarın işte hafta sonuna kalmadan bitmiş olsun gibi düşünmüş olabilirler belki?
0
der meister
(30.08.25)
Pazartesi ogleye kadar o, geciktirirseniz gec kalmazsiniz ama sarkar.
0
klassno
(30.08.25)
Geçen bu "within" kelimesini chatgpt ye sordum çok güzel anlattı sonunda in or within diye beni test etti sana da öneririm
0
grimavi
(30.08.25)
persembe 16:39 email geldiyse
cuma 16:39 - within one business day diyorsa bu
pazartesi 16:39 within two business day diyorsa bu

gayet acik ve basit degil mi?
0
cooperr
(30.08.25)
@cooperr, abi sen böyle deyince çok mantıklı geldi...
0
🌸der meister
(30.08.25)

şahıs şirketi ve bağkur ödemeleriyle ilgili bir sorun

der meister
iş yaptığım firmayla bu konuda bir sorun yaşadım. mali müşavire danışacağım ama işi bilen tarafsız, farklı kişilere de danışmak istiyorum açıkçası. teknik ve sıkıcı bir mevzu olabileceği için burada paylaşmak istemedim. konuda yardımcı olabilecekler mesaj atabilirse çok memnun olurum. bu tür işlerin
iş yaptığım firmayla bu konuda bir sorun yaşadım. mali müşavire danışacağım ama işi bilen tarafsız, farklı kişilere de danışmak istiyorum açıkçası. teknik ve sıkıcı bir mevzu olabileceği için burada paylaşmak istemedim. konuda yardımcı olabilecekler mesaj atabilirse çok memnun olurum. bu tür işlerin konuşulabileceği başka bir platform yönlendirmesi vs. de çok işime yarar. teşekkürler.
0
der meister
(28.08.25)
(1)

kredi kartı limit kısıtı ve finansal risk raporu

der meister
özellikle son iki senede fakirliğin ve kötü alışkanlığın kol kola yürüdüğü globalleşen dünyamda maddi olarak insanlık için küçük ama kendi adıma çok büyük problemler yaşadım. bir kredi kartımın borcunu şahıs borcuyla ödedim, o kart bana hiçbir şey söylenmeksizin direkt sistemden kayboldu. banka "san
özellikle son iki senede fakirliğin ve kötü alışkanlığın kol kola yürüdüğü globalleşen dünyamda maddi olarak insanlık için küçük ama kendi adıma çok büyük problemler yaşadım. bir kredi kartımın borcunu şahıs borcuyla ödedim, o kart bana hiçbir şey söylenmeksizin direkt sistemden kayboldu. banka "sana yaramıyo" deyip geri aldı zaar. diğerinin ise borcunu ödedim fakat kullanılabilir limitim sıfır görünüyor, eski kullanabilir limitin tümüne kısıt koymuşlar. limit yüksek değil 20 bin küsür ama son iki senede düzenli bir tane ödemem yoktu diyebilirim. üç aylık gecikmelerden sonra maaştan otomatik kesilen asgariler, yapılandırmalar, onun kaçırılan ödemeleri, "sen suyu ısıt biz geliyoruz" temalı banka & avukat görüşmeleri vs... kendime düşünceler, sizlere sorular,

1) normal şartlarda bu limit kısıtı kalkıyor mu, kalkarsa ne zaman kalkmasını bekleyebilirim? hesabıma her ay kart limitimden daha yüksek para girişi oluyor. şu an vergi borcum var (icrada değil sadece gecikmiş borç) ama bankalara hiçbir borcum kalmadı. aşama aşama mı kalkar, süreç nasıl işler bilgisi olan var mı? banka önemliyse eğer enpara bu arada.

2) ağustos başında elime geçen bütün parayla bu kısıtlı kartın borcunu kapatıp findeks raporu almıştım. tahmin edebileceğiniz üzere "SEMTİMİZDEN GEÇMEYİN" düzeyinde, en riskli müşteri sınıfındayım. yalnız bu rapora ödemesini yaptığım kredi kartı borcu işlenmemişti. bundan kelli,

a) bankalara borçları kapatmak kısa sürede notu iyileştirir mi? geçmişe bir perde çekebilir miyiz?

b) fakir ama eskisi gibi en azından aç açıkta olmayan birisi olarak notu nasıl iyileştirebilirim? aklıma ufak tefek harcamalar için dahi kredi kartını kullanmak, kesimden sonra da bunları düz<enli olarak henüz faiz gelmeden ödemek geldi. bunun yardımı olur mu?

c) eğer olursa, işlem hacminin önemi var mıdır? yani bir ayda kredi kartından 15 bin liralık "vaktinde işlem" yapmakla 150 bin liralık iş yapmak arasında fark olur mu banka nezdinde? yoksa etim budum ölçüsünde sadece ödemelerin aksamaması, gapitaliz enstrümanların kullanım sıklığı mı dikkate alınıyor?

d) "çiçek gibi müşteri" seviyesine gelmem ödemeleri aksatmadığım takdirde ne kadar sürer?

teşekkürler.
0
der meister
(27.08.25)
önümüzdeki 1 senede hiç aksilik olmazsa, toparlarsın.
0
gabe h coud
(27.08.25)
(1)

gib'de çoklu vergi ödemesi yapamıyor muyuz?

der meister
vergi borçlarının bulunduğu şu ekrandan bahsediyorum,https://prnt.sc/y6zc01xk1VW0burada en sağdan "öde" deyip tek tek ödeme yapabiliyorum ama çoklu seçemiyorum, öyle bir seçenek varsa da göremedim. bunları böyle başına tik koyup 3-5 tane seçerek hepsini birden ödeyemiyor muyuz? devletimiz "bi şey ol
vergi borçlarının bulunduğu şu ekrandan bahsediyorum,

prnt.sc

burada en sağdan "öde" deyip tek tek ödeme yapabiliyorum ama çoklu seçemiyorum, öyle bir seçenek varsa da göremedim. bunları böyle başına tik koyup 3-5 tane seçerek hepsini birden ödeyemiyor muyuz? devletimiz "bi şey olmaz ayrı ayrı öde hem vakit geçmiş olur" mu demiş yoksa ben mi bulamadım?
0
der meister
(25.08.25)
E-devlet üzerinden toplu ödeme yapılabiliyor, şahıs firması sahipleri için tabii.
0
(25.08.25)
(1)

şu an bayiden iddaa oynanıyor mu? oynanıyorsa nasıl?

der meister
senelerdir bayiden oynamıyorum ama bazen böyle önünden geçerken nakitle bahis yapmak, elimde bir kuponun olması fikri hoşuma gidiyor. "ulan 20 senedir işin içinde herif kupon yapmayı bilmiyo" demesinler, maaaallede adımız çıkmasın diye korkumdan bayiye giremiyorum.eskiden seçenekler daha kısıtlıydı.
senelerdir bayiden oynamıyorum ama bazen böyle önünden geçerken nakitle bahis yapmak, elimde bir kuponun olması fikri hoşuma gidiyor. "ulan 20 senedir işin içinde herif kupon yapmayı bilmiyo" demesinler, maaaallede adımız çıkmasın diye korkumdan bayiye giremiyorum.

eskiden seçenekler daha kısıtlıydı. optik kağıt doldurur gibi maç kodunu, bahsi vs. işaretlerdik biterdi iş.

şimdi tek başına maç kodları bile çok uzun, bahis seçenekleri çok fazla. kağıda kodlama sistemi var mı onu bile bilmiyorum, varsa da iki maç doldurmak 3 saat sürüyordur herhalde.

şu an ben basılı kupon almak istesem alabilir miyim? nasıl yapılıyor bu? internette biraz bakındım ama göremedim, güncel "iddaa kuponu nasıl doldurulur" tarzı bir bilgi şelalesi vra mı acaba?

internetten valla tadı yok ya şöyle elimi savurup kupona "utrecht gibi senin yolunu s*keyim1!1" diye vurup o sesi duyamayınca, bayide kuponu okutup nakit para alamayınca sevmiyorum bu işi.
0
der meister
(24.08.25)
Bayiden en son 1.5 sene önce oynamıştım. Ama diğer oynayanlara sordum çünkü çok değişmişti. Eskiden 6xx lere kadar maçın kodu vardı şimdi sanırım her marketin (üst, var, iy/MS) farklı bir kodu var.
0
onheil
(25.08.25)
(9)

bilgisayarı hızlandırıp toparlamak için program önerisi

der meister
ccleaner'a baktım da HER ŞEY için pro üyelik istiyor artık, ulan bedava hizmet vermezsin anlarım da tarayıcıdan çerezi ben kendim de silerim zaten neyin performans yükseltmesinden bahsediyosun. şöyle bilgisayarı tarayacak, diskleri gözetecek, çerçöp ne varsa gereksiz dosyalar vs. silip atacak, "her
ccleaner'a baktım da HER ŞEY için pro üyelik istiyor artık, ulan bedava hizmet vermezsin anlarım da tarayıcıdan çerezi ben kendim de silerim zaten neyin performans yükseltmesinden bahsediyosun.

şöyle bilgisayarı tarayacak, diskleri gözetecek, çerçöp ne varsa gereksiz dosyalar vs. silip atacak, "her bilgisayarda olması lazım" dediğiniz tarzda bir program var mı?

benim düldül senelerin yorgunluğuyla aşırı hantallaştı. gerçi sorun yer değildir, iki disk de hala yarıdan fazla boş ama bilmiyorum bi şeyler yapmam gerekecek. format dışı tüm çözümlere açığım. hatta uçuk olmaması kaydıyla para da veririm yani pro versiyonunu önerdiğiniz, bilgisayarı yazılımsal imkanı ölçüsünde çiçek gibi yapan bi program varsa.
0
der meister
(23.08.25)
Copilot'a bilgisayarım aşırı yavaşladı. Ben de bilgisayardan pek anlamıyorum. Bana adım adım yardımcı olur musun de. Tek tek ne yapacağını anlatıyor. Bazen çıkan pencerenin ekran görüntüsünü benimle paylaş diyor. Ona göre karar veriyor falan.
0
Mirket
(23.08.25)
eğer cihazda hdd diskler varsa en temiz yöntem ssd ile değiştirmektir gerisi hikaye.

macrium reflect ile eski diski yenisine kopyalayın, sonra diski değiştirin. paralı uygulamalar varsa lisans hatası verebilir tekrar lisansı girin. bi 5 sene daha götürür hale gelir. veya ben yapamam derseniz bir bilgisayarcıya götürün sizin için o yapsın
0
bravoteam
(23.08.25)
MacOS ve onu çalıştırabilecek bir mac. Kesin çözüm.
0
orient blue
(23.08.25)
Macos eşek işi, mac de. Uzaylı gibi gezersin o şu bu program niye çalışmıyor, niye uyum sorunları yaşıyorum aaaa android telefonu beğenmiyormuş iphone lazım :((( diye diye gezersin. Programla çözülecek iş değil. Sen önce pc özelliklerini yaz hele. Ssd ile çözülür genelde ama pc tırtsa yine olmaz. Özellikleri yazzz.

Edit: Linux da öyle. Uğraşılmaz. Biz sıradan kullanıcılara hitap etmiyor.
0
Shepard
(23.08.25)
Linux
0
lapaz
(23.08.25)
eskise de şu rehber hala işe yarar:
www.technopat.net

daha kompakt bir çözüm için advanced system care var. bazıları iobit'in yazılımlarına mesafelidir ama ben yerine göre kullanırım, verim alırım. ama bir yerden key girip veya crack bulup pro özellikleriyle kullanmak lazım bunu da.
0
kesmekes laleler
(23.08.25)
@kesmekes laleler'in dediği şeyler de boş işler. ccleaner ve advanced system care eskisi gibi değil. Windowsu kararsız hale getiriyorlar. Hele attığı linkteki işleri yapacağına ssd al, işlemci al, ram al. Yok o program yok bu program diye içinden geçecek pc'nin. Boş işler.
0
Shepard
(23.08.25)
üstad tek çözüm ssd ve perf win 10 64 bit ikilisi. bunları yap uçmaszsa hostes arkadaşlar var, atarız birinin çantasına sana da yeni bir sistem dizeriz.
0
semenderrr
(23.08.25)
microsoft'un şu programını kullanabilirsiniz.

apps.microsoft.com
0
false pretension
(23.08.25)
(7)

anam anam belim

der meister
arkadaşlar şimdi siz de haklı olarak "biz nerden bilelim olm manyak mısın?" diyeceksiniz ama olsun, insan zor gününde yaslanacak yer arıyor, hor görmen. bende daha önce muhtemelen kiloya bağlı olarak siyatik sinir sıkışması zaten vardı, belimle ilgili kritik bir sorun yoktu ama belim de zorlanıyordu
arkadaşlar şimdi siz de haklı olarak "biz nerden bilelim olm manyak mısın?" diyeceksiniz ama olsun, insan zor gününde yaslanacak yer arıyor, hor görmen.

bende daha önce muhtemelen kiloya bağlı olarak siyatik sinir sıkışması zaten vardı, belimle ilgili kritik bir sorun yoktu ama belim de zorlanıyordu yani fark ediyordum. çok üzerinde durmadım açıkçası. kilo verirsin, oraya yönelik egzersiz yapıp kaslarını güçlendirirsin, toparlar diyordum (bi de çok affedersiniz benim bel çukurum çok kavisli, üstüne gt de büyük olunca ekstra kilo çok ciddi baskı oluşturuyor belde. bir gram fazla yağı olmayan atletik bi herif olsam bile futbolcu hulk gibi olurum yani gtüm dorse gibi arkadan gelir öyle söyliyim, bunun bi de atletik olmayanını düşünün. ya da düşünmeyin tövbe estf).

ta ki o kara gün gelene kadar... biraderin 30 kiloluk valizini taksiye yüklemeye çalışırken, yolun ortasında anlık panik haliyle olabilecek en ters pozisyonda (dizleri kırmadan, beli eğerek) kaldırmaya çalıştım.

o an yaşadığım anlık acıyı tarif edemem. şahan'ın skecindeki KOMPRESÖR USTASI SEFER YETİŞ gibi titredim. ayağımdan beynime, beynimden tekrar ayağıma elektrik şebekesi gitti geldi.

takip eden süreçte hafif ağrı hissetmiştim, günden güne de iyileşmişti ama olaydan 30-40 GÜN SONRA belim yine ağrımaya başladı. mesela beliniz tutulunca yatakta dönerken zorlandığınız olmuştur. tam o türde ağrı. bazen oturduğum yerde bile ağrıyor, ayaklarım karıncalanmaya başlıyor. ayakta durmak zaten eziyet oldu eskiden bi saat dursam problem olmazdı şimdi 8-10 dakikada belimi oymuşlar gibi hissediyorum.

***

şu an sigortam yok, etraflıca baktırma şansım yok. sigortam olsa bu sefer işten dolayı zaten doğru dürüst vakit ayırıp gidemeyeceğim. o yüzden kısa vadede olması gerektiği şekilde bir uzmana danışmak pek gerçekçi ihtimal değil benim için.

sorum şu: bu tür bir şey yaşadıktan sonra tekrar toparlayabileniniz oldu mu? yoksa bir anlık hıyarlığımın bedelini ölene kadar perişan belle ödemek zorunda mıyım? dediğim gibi o zamana kadarki sorunları hep "doğal" görmüştüm, işte egzersiz yap kilo ver toparlarsın diyordum ama bu resmen kamyon çarpması gibi bi şey oldu. kalıcı zarar vermiş olmaktan korkuyorum.

hepsinin ötesinde o an belime ne yaptım onu da merak ediyorum... kendimi fıtık mı ettim acaba?
0
der meister
(14.08.25)
Sürekli ağrımıyorsa fıtık değildir. Sen yine o civardaki kasları yavaş yavaş güçlendirmeye bak, dizlerini kırmadan yük taşıma. Gece yatmadan yapacağın esneme hareketleri de kalça kaslarını rahatlatır.
0
sekizdokuzon
(14.08.25)
Bir de kas gevşetici krem, hap ve kafeinli ağrı kesici al.
0
sekizdokuzon
(14.08.25)
Hekim değilim, baştan onu söyleyeyim de, bilebildiğim kadarıyla nurtopu gibi bir fıtığın olmuş. Ömür boyu zorladığında ya da ters bir hareket yaptığında burnundan getirmek için orada durup genelde uyuklar. Kalçanda, bacağında ağrı ya da uyuşmalar falan olursa ya da defi hacet için klozete oturtmak, kaldırmak falan gerekince de Doktor kesip biçmek isteyecektir.
O zamana kadar iyi bak. İlk fırsatta da becerebildiğin kadar zayıfla.
Fırsat bulduğun her gün yüz.
Kapın sağlamsa bir kapı barfiksi bul. Her fırsatta çamaşır gibi as kendini.
Belini zorlamayacak şekilde de spor yap atak olmadığı zamanlar.
0
Mirket
(14.08.25)
zamanında tek ayak üstünde yana eğilerek yerdeki bir cisme güç uygulayınca nurtopu gibi bel fıtığım olmuştu. hala seviyeli bir ilişki yaşıyoruz. bel fıtığının dereceleri var. benimki üçüncü seviye yani extrude. son seviye sekestre yani parça kopması. başlangıç olanlar bulging ve protrüzyon.

anlattığın belirtiler bel fıtığını işaret ediyor ama umarım değildir varsa da ileri seviye değildir. çeşitli egzersizler var ama ben çoğunun faydasını görmedim. daha sonra ekşi'deki başlıkta birisi elzem ihtiyaçlar hariç hiç kalkmadan saatlerce hatta 24 saat sırt üstü yat diye bir şeyler yazmıştı. bana iyi gelen o oldu.

uzun lafın kısası ameliyat olmadım, ara sıra ben buradayım diyor ağrı veya bacakta hafif uyuşma şeklinde. bazen hiç yokmuş gibi oluyor.

bundan sonra hareketlerine çok dikkat etmelisin. diz kırmadan eğilmek asla yok. karın ve sırt kaslarını güçlendirecek hareketler yapmak lazım ama öncelikle bir iyileşmek lazım ve tabi bu hareketlerin bel fıtığını tetiklemeyen türden olması lazım.
0
lazpalle
(14.08.25)
fitik boyle oluyor. ben de ayni sekilde ters pozisyonda mal gibi valiz kaldirirken disklerden birini kaydirdim, su an elimi belime atinca iki diskin arasinda siskinlik hissedebiliyorum. allahtan omurilik tarafina degil de disari dogru kaydi. o yuzden agrim sizim yok bazen cok yogun fiziksel aktiviteden futbol maclarindan sonra orada bir tuhaf sizi hissediyorum. hastaneye gitmedim ama net ufak bir sislik var yani. fitik olmasi icin bu sisligin yirtilip icindeki maddenin bolgeye akmasi gerekiyor.

bu kolay kolay iyilesmiyor. hareketleri var disklerin arasini acip yuku azaltmak icin. ama hala kiloluysan bu sorun gittikce artarak omrunun sonuna kadar gelir. o yuzden hem de genel saglik icin kilo ver. core kaslarini guclendir. belki ameliyat olmadan idare edebilirsin. siyatik sinirine ara ara baski yapip agritir, ayagini uyusturur boyle.

1) kilo ver
2) vucut kaslarini guclendir. ozellikle karin kaslari.
3) agirlik kaldirma, kaldiracaksan comel bacaklarinla kaldir. bacak kaslari vucuttaki en buyuk ve guclu kaslar. bel agirlik binmesi icin evrilmemis.
0
antikadimag
(15.08.25)
Bence de fıtık, kendi deneyimlerime göre. Benim en son nüksetmesinde fizik tedaviye gitmem gerekmişti çünkü bekledim ama kendiliğinden geçmedi. Ama ne kadar daha iyi olsa da asla eski haline dönmüyor hele de yaş ilerledikçe.
0
peki madem
(15.08.25)
sigortan olmasa da devlet hastanelerine cüzi ücretle kontrole gidebilirsin.

bahsettiğin hulk kütlesinde bir insana 30kg öyle çok etki etmemesi lazım.
0
orpheus
(15.08.25)
(3)

sigarayı bırakma kliniğinde süreç nasıl işliyor?

der meister
ilaç verip gönderiyorlar mı yoksa bir muayene, değerlendirme süreci var mı? bir de şunu merak ediyorum, benim sigortam yok. doktorun yazacağı ilaçları temin ederken tam fiyat mı öderim? bu durumda hiç doktora gitmeyip doğrudan eczaneye gitsem nasıl olur? bu ilaçlar reçetesiz satılıyor mu gerçi o da
ilaç verip gönderiyorlar mı yoksa bir muayene, değerlendirme süreci var mı? bir de şunu merak ediyorum, benim sigortam yok. doktorun yazacağı ilaçları temin ederken tam fiyat mı öderim? bu durumda hiç doktora gitmeyip doğrudan eczaneye gitsem nasıl olur? bu ilaçlar reçetesiz satılıyor mu gerçi o da önemli bir soru.

***

ben daha önce sigarayı bırakırken nikotinli sakızların büyük yardımı olmuştu. yanlış hatırlamıyorsam sağolsun bir duyurucu göndermişti onları hatta. kendi kendime yapamıyorum imkanı yok, zaten sinir stres küpüyüm, iş ortamım sigara içmeye müsait, kendimi FRENLEDİĞİM HALDE iki paket içiyorum. bağımlılığın ötesinde artık korkunç bir takıntıya dönüştü diyebilirim. o yüzden en azından işin fiziksel kısmında yardımcı olabilecek bir şeye ihtiyacım var.

bu doğrultuda klinik olur, diğer türlü olur benzer tecrübesi olanlar da kendi deneyimlerini paylaşırsa çok mutlu olurum. kendim daha önce iki sene, bir ay gibi süreler içmediğim halde "nasıl yapıyonuz bunu ya?" diye sormak istiyorum, şu an eskisinden çok daha zor ve hatta imkansız geliyor bana.

içmek istemiyorum, "onsuz nasıl yaparım" romantizmi de yok yani tiksindim kafada bitti benim için ama sorun şu ki kafamı kendim yönetmiyorum, beynim adeta "senin fikrinin ne önemi var vasat herif, yak bi tane canımı sıkma" diyor. yakmazsam serotonin, dopamin vs. ne varsa kürekle alıp dışarı atıyor hepsini. bağırarak ağlamak istiyorum, kolumu kaldıramıyorum, çalışamıyorum. KOMŞULAR YETİŞİN.
0
der meister
(14.08.25)
Yedam'a yani Yeşilaya danışın. danışıyorsunuz sizinle bireysel çalışıyorlar. psikolog, sosyal çalışmacı vb. uzman grubu var.
0
mikahakkinen
(14.08.25)
klinikler genelde (bkz: nikitabs) ilacını yazıp yolluyor. champix muadili. eczaneden direkt kendin de alabilirsin.
0
gobekliraki
(14.08.25)
Bence, Doktor takibi sizi psikolojik olarak da destekler. Kontrollerde içtim mahcubiyet ya da içmedim gururunu yaşamak süreci biraz daha olumlu yönetmenize yardımcı olabilir. Bir de doz ayarlaması kısmı var tabii, imkanınız varsa doktor takibine girin. Psikolojik destek almak da fark yaratacaktır. Sinir stres küpü olmamanız için yol gösterebilirler.
0
strawberry first
(14.08.25)
(3)

perseid meteor yağmuru bu gece izlenebilir mi?

der meister
şehir içindeyim ama balkondan görüş oldukça açık. hangi yöne bakıyor gerçi bilmiyorum allah affetsin ama güneşin doğuş-batış yönünden dolayı güney olduğunu zannediyorum. şöyle bi saat tabureyi çekip otursam bi şeyler görür müyüm sizce? yoksa şehir ışıklarıyla imkanı yok mu?2-3 sene önce şans eseri d
şehir içindeyim ama balkondan görüş oldukça açık. hangi yöne bakıyor gerçi bilmiyorum allah affetsin ama güneşin doğuş-batış yönünden dolayı güney olduğunu zannediyorum. şöyle bi saat tabureyi çekip otursam bi şeyler görür müyüm sizce? yoksa şehir ışıklarıyla imkanı yok mu?

2-3 sene önce şans eseri denk getirip böyle akrabamızın şehirden çok uzak bi arazisine gitmiştik bunun için. inanılmazdı. o kadar olmaz tabii ama hiç mi göremeyiz şehirden?
0
der meister
(11.08.25)
grimavi
(11.08.25)
Dolunay vardı dün bugün de hava açıksa ayı arkana alman veya batışına göre bir konum ayarlaman lazım net görebilmek için.

Şehir içi imkansız gibi bir şey biraz uzaklara gitmen lazım ay olmasa da göremezsin yani.
0
chicha_v2
(11.08.25)
İki önceki sene bu izleme işine yeltenmiş biri olarak söyleyeyim. Ufkunuzun içinde şehir ışığı veya araba farı varsa, o ışığın yoğunluğu nispetinde görebileceğiniz meteor sayısı azalıyor. Ancak, çok bariz, çok parlak çok büyük olanları görebiliyorsunuz.
0
Mirket
(11.08.25)
(1)

kredi kartından herhangi bir hesaba eft yapılabiliyor mu

der meister
faizi daha yüksek diye biliyorum ama durumu şöyle izah edeyim. 15 lira civarı gecikmede borcum var. bunu direkt kapatmak istiyorum. öte yandan yapmam gereken 12 bin civarı başka ödeme var ama onu elime kalan nakit parayla yaparsam çok zorlanacağım, o yüzden karta reset atıp tekrar patlatayım dedim.
faizi daha yüksek diye biliyorum ama durumu şöyle izah edeyim. 15 lira civarı gecikmede borcum var. bunu direkt kapatmak istiyorum. öte yandan yapmam gereken 12 bin civarı başka ödeme var ama onu elime kalan nakit parayla yaparsam çok zorlanacağım, o yüzden karta reset atıp tekrar patlatayım dedim.

kredi kartını boşa çıkardıktan sonra o karttan başka birinin hesabına para gönderebilir miyim? bankadan bankaya değişen bi şeyse eğer enpara kullanıyorum. bi de böyle bi şey yapılabiliyorsa eğer bunun faizine ne deniyor, ona göre bakayım maliyetinin ne kadar olacağına?
0
der meister
(01.08.25)
Önce kartın borcunu kapat. Sonra Taksitli Nakit Avans çekip onu EFT yaparsın.
www.yapikredi.com.tr

Hepsinde oran aynı olduğu için şuradan anlarsın oranı maliyeti. Hayır ben nakit avans çekeceğim dersem %1 ekstra masraf çıkıyor. taksitli bu yüzden daha makul
0
atom karincanin torunu
(01.08.25)
(3)

huawei nova 12i nasıl telefon, önerir misiniz?

der meister
kriterlerim şöyle,* olabildiğince ucuz* mümkünse huawei (senelerdir kullanıyorum, memnunum ve alıştım)* akıllı telefondan beklenen ne varsa asgari düzeyde yapması yeterli* en azından iki sene kullanabileyimşöyle bir baktım da gözüme huawei nova 12i çarptı, 12 bin lira civarında. açıkçası çok hoşuma
kriterlerim şöyle,

* olabildiğince ucuz
* mümkünse huawei (senelerdir kullanıyorum, memnunum ve alıştım)
* akıllı telefondan beklenen ne varsa asgari düzeyde yapması yeterli
* en azından iki sene kullanabileyim

şöyle bir baktım da gözüme huawei nova 12i çarptı, 12 bin lira civarında. açıkçası çok hoşuma gitti. tüm kriterlerime fazlasıyla uyuyor gibi ama bir yandan da şaşırtıcı derecede ucuz geldi bana.

kullanan ya da bu işlerden anlayanlar tecrübelerini/fikirlerini paylaşabilir mi? sanırım google play yokmuş ama kendi sitelerinde gbox üzerinden kurma videosu bile var, yani bir şekilde google servislerine erişebileceksem bu tür ufak tefek işleri yaparım zaten babaanneme almıcam telefonu.

***

onun dışında daha ucuz ve daha iyi olduğunu düşündüğünüz bir huawei varsa onu da önerebilirsiniz tabii ki. ben hiç bilmiyorum yani teknik olarak çünkü. internete girerim nadiren mobil oyun oynarım cep telefonundan pek beklentim yok. üç ay sonra hayvan gibi kasmaması, elimde kalmaması yeterli olur işin açığı. maddi kısıttan dolayı agresif bi şekilde ucuza kapatmaya çalışıyorum ama şu an, o yüzden "üzerine az daha koy çok daha iyisini al" vs. olmaz.
0
der meister
(21.07.25)
bu şekilde düşünerek huawei tel-tablet alıp pişman olabilirsin çünkü sadece app kurmak değil,app ile telefon arasında entegrasyon problemleri olabiliyor. bazı banka uygulamalarında da sorun yaşayabilirsin. yakın zamanda araştırıp anneme samsung a35 almıştım. 5 sene yazılım güncelleme garantisi vardı uygun fiyat vs.. fiyat fazla gelirse redmi note 11 pro olabilir. a35 almasam onu alıcaktım.
0
potsdamer
(21.07.25)
www.gsmarena.com

Huawei Mate 20 pro telefonu kullandım. Döneminin çok önünde bir telefon. Malum ambargo olmasaydı global telefon piyasasında lider olacakti.

Ben açıkçası mate 50 pro alacağım. Ayrıca Google servisler yeni bir uygulama var. Microg diye.

İngilizcen varsa gerek YouTube gerek Huawei global Forum bu konuyla ilgili bilgilendirme var.

consumer.huawei.com
0
kaiserr76
(21.07.25)
Üsteki linkte iki telefonun karşılaştırması var

Almayı düşündüğünüz model ekran teknolojisi IPS , bu teknoloji günduz ve renk kalitesi açından eski bir teknoloji Amoled ya da oled ekranlar daha canlı ve kullanışlı. Yerinde olsam IPS ekran almazdım.a
0
kaiserr76
(21.07.25)
(1)

aski kartlı sayaç aboneliği sonlandırma süreci

der meister
bu aski'den nefret ediyorum, diğer her şeyi uygulamasından ya da e-devlet'ten çat çat yapmıştık ne güzel. neyse.mümkünse yarın artık evi boşaltmak ve aynı gün köyüme dönmek istiyorum. daha önce süreci yaşayan varsa: şimdi ben yarın kimlik fotokopisi, kira sözleşmesi, dask poliçesi ve tapuyu götürüp
bu aski'den nefret ediyorum, diğer her şeyi uygulamasından ya da e-devlet'ten çat çat yapmıştık ne güzel. neyse.

mümkünse yarın artık evi boşaltmak ve aynı gün köyüme dönmek istiyorum. daha önce süreci yaşayan varsa: şimdi ben yarın kimlik fotokopisi, kira sözleşmesi, dask poliçesi ve tapuyu götürüp kartı teslim ettiğimde iş bitiyor mu? devamında tekrar aski'ye gitmemi gerektirecek bir işlem var mı?

bir an önce evden çıkmak istiyorum ama netten çalışıyorum, kullandığım yazılımdan dolayı sadece kendi biglisayarımı kullanabiliyorum ama o da bk gibi zaten starbucks'a filan otursam kovarlar direkt kendi klavyesi çalışmıyor filan. yani elektriksiz-susuz bir gün dahi idare edebilecek durumda değilim, o yüzden tam günü gününe ayarlayıp halletmek, her şeyi toplamışken aynı gün toz olmak istiyorum.
0
der meister
(15.07.25)
Soruna cevap değil ama müsait olsam gel bende kal kaç gün gerekiyorsa diyesim geliyor. Yolun açık olsun.
0
1917
(15.07.25)
(2)

abonelik sonlandırma süreçleri (elektrik, su, doğalgaz vs.)

der meister
iyi akşamlar dostlar,önümüzdeki hafta evden çıkacağım. her şey benim üstüme, ilk kez böyle. yol uzun, gidince bir daha gelmek zorunda kalmak istemiyorum. o yüzden her şeyi halledip, kapatıp, arkama bakmadan çıkmak niyetindeyim. sorularım,1) bu süreç uzun sürüyor mu? ankara özelinde soracak olursam e
iyi akşamlar dostlar,

önümüzdeki hafta evden çıkacağım. her şey benim üstüme, ilk kez böyle. yol uzun, gidince bir daha gelmek zorunda kalmak istemiyorum. o yüzden her şeyi halledip, kapatıp, arkama bakmadan çıkmak niyetindeyim. sorularım,

1) bu süreç uzun sürüyor mu? ankara özelinde soracak olursam elektrik, doğalgaz ve suyu internetten kapatma şansım var mı? açtırırken sadece su için ASKİ'yle bayağı boğuşmam gerekmişti, diğerlerini netten yaptıydım.

2) girerken bissürü "güvence bedeli" diye para verdik. bunlar abonelik kapandıktan ne kadar sonra geri ödeniyor? şimdi aklıma geldi, yoksa ödenmiyo mu acaba? ödeseler iyi olurdu yav, bi senede elektrik faturamız kadar BEDEL ÖDEDİK.

3) diyelim ki 10 temmuz'da çıkacağım. bu durumda operasyona ne zaman başlamak makul olur sizce? yani bi yandan gözüm arkada kalmasın istiyorum ama diğer taraftan daha gitmeden elektriksiz-susuz kalmak da istemem açıkçası, online çalışıyorum çünkü, elektrik lazım oluyor.

teşekkür ederim.
0
der meister
(03.07.25)
e devletten yaparsın hepsini. ödeniyor güvence bedeli geri. gittiğin gün başlat bence
0
jelly bear
(03.07.25)
1- İnterneti bilmiyorum. Bu dönem taşınma dönemi direkt su işlerine gidersen 1 saat kadar sıra beklemen muhtemel.

2- ödeniyor, faiziyle.

3- 1-2 gün sonrasına da bırakabilirsin.
0
encokbenisevinnolur
(04.07.25)
(3)

kredi kartı borcu - para hesaba girdiği an uçar mı?

der meister
yoksa bunun belli bir süresi var mı? gecikmedeki borçtan söz ediyorum.bir de ben deneme amaçlı başka bir hesaptan 100 lira attım, ona dokunmadı. geçmişte maaş yattığında ben hesaba bakana kadar minimum ödeme tutarını otomatik çekmişti. şimdi bu 100 liraya dokunmamış olması yarın daha yüksek meblağ y
yoksa bunun belli bir süresi var mı? gecikmedeki borçtan söz ediyorum.

bir de ben deneme amaçlı başka bir hesaptan 100 lira attım, ona dokunmadı. geçmişte maaş yattığında ben hesaba bakana kadar minimum ödeme tutarını otomatik çekmişti. şimdi bu 100 liraya dokunmamış olması yarın daha yüksek meblağ yattığında ona da dokunamayacağının garantisi midir yoksa miktar küçük olduğu için tenezzül etmeme ihtimali var mı?

yapılandırma manyağı olduğum ve zaten hep gecikmede olduğu için ipin ucunu kaçırdım açıkçası, bankanın ne zaman "ohoo birader sen de aq" deyip direkt çekeceğini bilemiyorum o yüzden. dün 31 gün gecikmede demişti, otomatik çekim üç ayda oluyordu sanki.
0
der meister
(02.07.25)
Ödeme zamanı geçtiyse otomatik hüpletiyor
0
apocalipy
(02.07.25)
bankadan bankaya değişir bu. normalde otomatik sistemler gecikmiş borcun varsa belli saatlerde hesaplarda tarama yapar bakiye bulursa hüpletir. bazı bankada para gelince gecikmede hesap varsa anında çeker. neyse uzun lafın kısası güven olmaz 3-5 saate o parayı alır banka.
0
orpheus
(02.07.25)
kredi kartı borcu otomatik ödensin diye talimat var mı onu kontrol edin. son ödeme günü asgarisi ödensin veya tamamı ödensin diye talimat varsa son gün çeker. para yoksa kalır borcuna faiz işler diğer ekstre dönemi son gün tekrar dener

para kalsın istiyorsanız talimatı iptal edin
0
efruz
(03.07.25)
(5)

ikamet aldırma

der meister
selam arkadaşlar,benim ikamet adresim senelerce anamın oturduğu evdi, yaşadığım şehirde başkalarının yanında ev arkadaşı olarak sözleşmesiz takılıyordum ama bu sene kendim eve çıktım, sözleşmesi faturası vs. derken ikameti aldırmam gerekti.şimdi tekrar anamın köyüne dönücem ama ikameti oraya nasıl a
selam arkadaşlar,

benim ikamet adresim senelerce anamın oturduğu evdi, yaşadığım şehirde başkalarının yanında ev arkadaşı olarak sözleşmesiz takılıyordum ama bu sene kendim eve çıktım, sözleşmesi faturası vs. derken ikameti aldırmam gerekti.

şimdi tekrar anamın köyüne dönücem ama ikameti oraya nasıl aldıracağımı bilmiyorum. burda çünkü kira sözleşmesi, adıma kontrat vs. vardı, süreç basitti. orda benim adıma hiçbi şey yok.

bu durumda illaki bi aboneliği filan annemin benim üstüme geçirmesi gerekir mi veya onun yerine ben yapabilir miyim bunu, çalışıyor kadın. yoksa devlette AİLELERE ÖZEL KAMPANYA tarzı bi şey var mı hani "anasının yanına yerleşiyo zaten ne faturası mk" deyip sadece başvuru yoluyla şipşak değiştirebiliyolar mı?
0
der meister
(30.06.25)
o degilde ona benzer bir kampanyavar. annenin edevletinden kendi edevletine izin&onay vericem. ALGULUMVERGULUM kampanyasi.
0
buenosdias
(30.06.25)
nüfus dairesine beraber giderseniz herhangi bir evrağa gerek olmadan alabiliyorsunuz diye biliyorum. e-devletten de oluyormuş şimdilerde.

nvi.gov.tr
www.nvi.gov.tr
0
inheritance
(30.06.25)
Bir eve kiracı olarak taşınsaydın, e-devlet üzerinden işini kolayca halledebilirdin ama halihazırda oturan birinin yanına yerleşmen sıkıntılı, yani e-devletten halledemiyorsun embesil bir şekilde.

Çözüm, ananı da alıp gideceksin..yani kaymakamlığa(veya nüfus dairesine) ve anan ıslak imza ile seni yanında tuttuğunu belgeleyecek.
0
feastofthedamned
(30.06.25)
annen birlikte oturma için edevletten muvafakat yollayacak sana, o şekilde oluyor.
0
bay b
(30.06.25)
www.turkiye.gov.tr

burdan yapmanız lazım
0
jelly bear
(30.06.25)
(2)

bes iptalinde paranın hesaba geçmesi ne kadar sürer

der meister
internette 20 iş günü civarı demişler ama iptal işleminin dijital olarak gerçekleştirilmesi süreyi etkileyebilir mi acaba? çünkü Allianz bizim size belgeleri göndermemiz iki iş günü demişti ama 15 dakika sonra ıslak imzasız olarak hallettik o işi.dijitalde hızlı yürür de belki parayı yine erken yatı
internette 20 iş günü civarı demişler ama iptal işleminin dijital olarak gerçekleştirilmesi süreyi etkileyebilir mi acaba? çünkü Allianz bizim size belgeleri göndermemiz iki iş günü demişti ama 15 dakika sonra ıslak imzasız olarak hallettik o işi.

dijitalde hızlı yürür de belki parayı yine erken yatırırlar diye düşündüm ondan merak ettim, tecrübesi olan var mı siz iptal işleminden sonra ne kadar zamanda almıştınız?

üç kuruş bi şey zaten yav öyle 10 yıllık birikim değil firmaya gidip müdüre söylesem cebinden verip üstüne al bi paket cuvaret alırsın diye 100 lira daha verir, fakir fakir taleplerimle sistemi meşgul etmediğim için bi de çay ısmarlar. çok heyecanlandım umarım 20 gün sürmüyodur
0
der meister
(28.06.25)
Ben iptal ettirmiştim 12 yılın sonunda. Bir hafta kadar sonra yatmıştı para
0
strawberry first
(28.06.25)
3-5 gün içinde geçiyor hesaba ama takip etmeniz lazım. bazen evrak vs istiyorlar.
0
co2s2
(28.06.25)

hoşbuldum

der meister
uzun yıllar oldu sanırım, kendimce geri dönüşümü bir şarkıyla taçlandırmak istedim. kurallara aykırıysa siline. duyuru'daki tüm dostlara selamlar, yakşamlar,https://www.youtube.com/watch?v=NuosdXLC09c
uzun yıllar oldu sanırım, kendimce geri dönüşümü bir şarkıyla taçlandırmak istedim. kurallara aykırıysa siline. duyuru'daki tüm dostlara selamlar, yakşamlar,

www.youtube.com
0
der meister
(22.06.25)
(2)

dizüstü bilgisayarımın sorunu ne olabilir? kamyon gibi oluyor arada

der meister
son 2-3 ayda olmaya başladı, önceden yoktu. normalde çok sessiz, pırıl pırıl çalışabilen bir cihaz ama kaldırıp yan odaya taşıdığımda (genelde fiziksel temas sonrasında) bazen VIRRRRR diye ötmeye başlıyor. ses belli bir yerden geldiği için parça gevşemiş olabilir diye düşündüm ama ilginçtir ki bilgi
son 2-3 ayda olmaya başladı, önceden yoktu. normalde çok sessiz, pırıl pırıl çalışabilen bir cihaz ama kaldırıp yan odaya taşıdığımda (genelde fiziksel temas sonrasında) bazen VIRRRRR diye ötmeye başlıyor. ses belli bir yerden geldiği için parça gevşemiş olabilir diye düşündüm ama ilginçtir ki bilgisayarı kapatıp açtığımda o ses kesiliyor. yani mantıken parça yerinden oynamışsa tekrar açtığımda aynı şekilde gürlemesi gerekmez mi?

bazen hafifçe şöyle pıt diye vuruyorum ses olmaya başlayınca, kesiliyor. sabit dururken hiç sorun yok. ama kaldırdım, bi yere götürdüm diyelim yine başlıyor tor tor tor tor.

gürlediği anlarda performans düşüşü yok bu arada. normalde nasıl çalışıyorsa yine öyle çalışabiliyor. tek fark ses.

ben bu işlerden hiç anlamadığım için açıp kendim bakmaya cesaret edemiyorum makineyi elime almayayım diye.

bu yazılımsal kaynaklı bi şey olabilir mi yoksa kesinlikle bir parçası mı gevşemiştir? başka ne olabilir ya da?
0
der meister
(12.10.22)
yazılımsal da olabilir donanımsal da olabilir. muhtemelen fanlardan gelen bir sestir. bios'un fan ayarıyla oynayan bir program kurmuş olabilirsiniz, fanların vidası gevşemiş olabilir, küçük bir kısmında kırılma olmuş olabilir. harddisk arada sırada yoğun çalışıyorsa ondan geliyor olabilir. donanımsal ve yazılımsal olarak hiçbir sıkıntısı yoktur ama toz birikmiştir. yani aslında çoğu şeyden olabilir aklıma bin türlü sebep geliyor.

garantisi bittiyse bence açıp bakın. atla deve değil. youtube'a marka model yazarak video izleyerek bile söker takarsınız. açmışken güzelce temizlik de yapmış olursunuz.
0
coldegezenkutupayisi
(12.10.22)
büyük ihtimal fanı bozulmuştur. internetten aynısını alıp kendin de yapabilirsin.
0
nothing in my way
(12.10.22)
(10)

better call saul vs breaking bad (spoiler'sız)

der meister
ben BB aşığı bir insanım. baştan sona 6-7 kez izlemişimdir. bu kadar bağlanmamın sebebi sanıyorum ki çok gerçekçi bir boğuculuğa sahip olması, hissiyatı müthiş aksettirmesi. haliyle BCS'yi izlemek istedim, zamanında ilk dokuz bölümden sonra bıraktım. şimdi tekrar en baştan başladım. asla kötü değil
ben BB aşığı bir insanım. baştan sona 6-7 kez izlemişimdir. bu kadar bağlanmamın sebebi sanıyorum ki çok gerçekçi bir boğuculuğa sahip olması, hissiyatı müthiş aksettirmesi.

haliyle BCS'yi izlemek istedim, zamanında ilk dokuz bölümden sonra bıraktım. şimdi tekrar en baştan başladım. asla kötü değil ama BB gibi "hemen bir sonraki bölümü izleyeyim" heyecanı yaratmıyor, yer yer temposu düşük ve sıkıcı geldi bana.

diğer taraftan bakıyorum millet saul'un bb'den bile iyi olduğunu söylüyor. bana ilginç geldi.

ikisini de izlemiş olanlara sorum: siz hangisinden daha çok keyif aldınız? en azından ilk sezon için kıyaslama yapacak olursanız BCS'nin temposunun düşük olduğu fikrine katılır mısınız? ileride daha olaylı hale geliyor mu?

***

bu arada ben BB'nin sanırım en çok birinci sezonunu seviyorum. yani çoğu kişinin düşük tempolu bulduğu, "sabret daha iyi olacak" dediği kısımlar. kısacası bu dizilerden boş aksiyon, dıkşın dıkşın bekliyor değilim. bana hissiyatı yansıttıktan sonra isterlerse koca bölüm boş duvara baksınlar, keyifle izlerim.

ama BCS bana çok daha ağır geldi açıkçası. siz ne diyorsunuz bu konuda?
0
der meister
(09.10.22)
bb'den daha çok keyif aldım. bcs'de daha sakin bir akış olduğunu kabul ediyorum ama yine de sürükleyiciydi benim için. sıkıldığım 2 3 bölüm olmuştur.
0
oldz
(09.10.22)
BB hayatımda bitirdiğim tek dizi. BCS sadece bir bölüm dayanabildim. Abi dizi dediğimiz şeyi keyif almak için izliyoruz. Keyif almıyorsak birileri beğendiği için izlemek zorunda değiliz. BB'den daha çok keyif aldım. Hatta bu diziyi ben yazın izledim. Albuquerque sıcağını hissetmiştim. Bir de ben şuna inanıyorum. İzleyeceğin dizi zaten kendini izletiyor. Senin bir şey yapmana gerek kalmıyor. Ben Instagram'da Gibi dizininin kesitlerini izleye izleye sevdim, sonra kendiliğimden başladım. İlk sezonu bitireceğim neredeyse.
0
dissendium
(09.10.22)
İkisinide izleyip bitirmiş biri olarak bcs daha iyi bana göre. Mike, Saul, Kim, Nacho, Lalo, Gus gibi karakterler çok iyi işlendi dizi boyunca. Her bir bölüm film havasındaydı.
0
Depik
(09.10.22)
Bb harika, bcs iki uc bolumdu. bence zamanlamayla alakali olabilir ya breaking bad guzel dizi ok ama bir de o zaman kac tane guzel dizi vardi ki ZAMANINDA YOKTU BU PLATFORMLAR... OZLAR BBLER OFFF <3
0
ala09
(09.10.22)
Bcs tum zamanlar favori dizi listemde. Boyle yapim bir daha zor gelir. Bb'yi bcs izlerken tekrar izlemeye basladim, birinci sezonu bitiremedim, asiri sıkıldıgımı hatirliyorum. Hem de 2. Kez deneyisimdi. Bcs'den once de bb izlemeye calisip birinci sezon yavasligindan gecememistim. Bcs gayet tempolu bence, Bb en azindan ilk sezon kaplumbaga gibiydi. Bb'nin en cok ilk sezonunu seven biri olarak Bcs temposu daha dusuk gorusunuze felaket derecede katilmiyorum. Bence siz zaten temposuz, sıkıcı olani sevdiginizden bcs hizli gelmis ve bu yuzden sevmememissiniz gibi geldi, yoksa biz ayni seyleri izlemis olamayiz :)
0
summer timetable
(10.10.22)
BB çok kolay izlediğim hala da sevdiğim bir dizi. BCS ilk 7-8 bölüm izledim çok sıkılıp bıraktım. 6-7 ay sonra kaldığım yerden devam ettim, ilerleyen sezonlar çok daha keyifli geldi onu da bitirdim ama asla bir BB akıcılığında değil. Bir oturuşta 5-6 bölüm izlediğimi hatırlıyorum BB’de. BCS daima 2 bölüm sonra sıkıyor beni.
0
but that was just a dream
(10.10.22)
bsc deki karakter gelişimi, direk günlük yaşamı aktarması, neredeyse gün gün geçiyor dizi ama yine de tempo düşmüyor
konular basit olsa da işlenişi hoşuma gitti benim
0
bir soru sorcam
(10.10.22)
bcs bb'deki yan karakterlerden birinin dönüşüm hikayesini anlatan bir dizi. bb izlemiş biri saul goodman'ın nasıl bir karaktere evrildiğini biliyor. nihai sonucu bildiğimiz için bcs'de anlatılan hikaye yer yer sıkıcı geliyor.

bb izlerken ne olacağını bilmiyorduk. sıfırdan yaratılmış bir hikaye vardı ve bu hikaye sıradan bir öğretmenin uyuşturucu mafyasına dönüşümünü anlatıyordu. hem hikaye ilgi çekiciydi hem ana karakterle empati yapıp kendimizden bir şeyler buluyorduk. bcs başarısız bir adamın hayat yolculuğunu sunuyor. herkesin kendinden bir şey bulması zor. karakterin hitap ettiği kitle daralıyor haliyle.

bb hikayesine sonradan eklenen yan karakterlerde kim haricinde ilgi çekici biri yok. çoğu karakteri zaten önceden tanıyoruz, hepsinin nereye geldiğini biliyoruz. bu da bir hikayedeki en önemli şey olan karakterin son halinin nasıl olacağı gizemini bozuyor. yani evet gus fring bcs'de bir şeyler yaşıyor ama ben o adamın öyle ya da böyle uyuşturucu baronu olacağını biliyorum. dizide çarpıcı, vurucu bir sürpriz eksikliği oluyor haliyle. bb'nin son bölümüne kadar walter white'ın ölüp ölmeyeceği bile belli değildi misal. mike vurulduğunda bir hafta kendime gelememiştim.

bence iki dizi de taş gibi dizi. sıralama yapmak gerekse bb'yi her zaman daha öne koyarım.
0
coldegezenkutupayisi
(10.10.22)
Breaking bad gelmis gecmis en iyi dizi. Bcs ise en az onun kadar iyi;)
0
baldur2
(10.10.22)
bcs'yi ilk sezonlar sevdim ama sonra biraz aksiyona bağladı gibime geldi.


//////////////////////////////////////////////////
===== Dikkat Spoiler ==========
//////////////////////////////////////////////////




zzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzz
kadın avukatın tatminsizliği, ayakta zor duran yaşlı abinin sokak serserilerini pert etmesi, saul'un çöle hiçbir önlem almadan gitmesi, lalo denen adamın süper kahraman gibi takılması bana sıkıcı geldi
zzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzz


========== spoiler ===============
0
vizivozo
(10.10.22)
(7)

potasyum iyodür tableti

der meister
bunu internet üzerinden satın almak mümkün mü veya sorsam eczanelerde var mıdır, bulunabilen bir ürün mü? internette baktıklarım hep sıvı formda. tablet hiç görmedim.
bunu internet üzerinden satın almak mümkün mü veya sorsam eczanelerde var mıdır, bulunabilen bir ürün mü? internette baktıklarım hep sıvı formda. tablet hiç görmedim.
0
der meister
(03.10.22)
Ne için hocam ?
0
thatisthedoctor
(03.10.22)
Jodid tablet var 100 mcg 'lık, eczacılarda satılıyor.
0
cekcekli
(03.10.22)
@thatisthedoctor,

nükleer savaş için. kenarda bulunsun diye. şimdi bazılarınız "abartma lan sen de" diyebilir ama ben bu işleri araştrımayı çok seven bir boş adam olduğum için covid daha çin'de bile belli belirsizken bu kapanmaların olacağını, rusya ile ukrayna arasında savaş çıkacağını vs. öngörmüştüm. nükleer savaş çıkar demiyorum ama geldiğimiz noktada bu tarz şeylere hazırlıklı olmak iyidir bence, sonuçta bir kutu hap yani alsak elimize yapışmaz. o yüzden düşünüyorum almayı. apartman yöneticisi de tanıdık zaten bodrumu da bunker yaptırıcam.
0
🌸der meister
(03.10.22)
apartman yöneticisi de tanıdık zaten bodrumu da bunker yaptırıcam.


:D

bu sefer yanılman dileğiyle
0
bir ileti paylastim
(03.10.22)
Hocam o zaman 100 mg işinizi görmez daha fazlası lazım
0
thatisthedoctor
(03.10.22)
Vücuda alınan fazla potasyumun kalpte ritim bozukluğu yapma ihtimali var ( güçlü bir şekilde) o yüzden sormuştum.
0
thatisthedoctor
(03.10.22)
ben nükleer bulutların gelme ihtimaline karşı 10 kutu hap almıştım zamanında.
1-2 kutu kesmez en az 10 kutu alın.
nükleer silah kullanıldığında ecza depoları ve eczanelerin satışları bir anda sonlanır.
herkes eşine dostuna yada siyaseten emir verebilen kişilere ayırır hapları.
0
aslindasorunumpsikolojik
(03.10.22)
(3)

los lunes al sol tarzı film

der meister
izlemeyenler için kısaca özetlemem gerekirse,(spoiler'lık çok bir şey yok, zaten o tarz bir film değil ama yine de uyarmış olayım)çalıştıkları tersane güney kore firması tarafından satın alınan iş arkadaşlarının sefilliklerini anlatan bir film. kimisi bar açıyordu, kimisi sersefil kalıyordu, javier
izlemeyenler için kısaca özetlemem gerekirse,

(spoiler'lık çok bir şey yok, zaten o tarz bir film değil ama yine de uyarmış olayım)

çalıştıkları tersane güney kore firması tarafından satın alınan iş arkadaşlarının sefilliklerini anlatan bir film. kimisi bar açıyordu, kimisi sersefil kalıyordu, javier bardem'in canlandırdığı efsane karakter ise kapitalizmin dininden girip kitabından çıkıp her şeye tepki gösteriyordu. birinin eşiyle arası bozuluyordu, biri saçlarını ayakkabı boyasıyla boyayıp (yaşlıcaydı) iş başvurularına gidiyordu...

benim önerdiğim veya birlikte izlediğim hemen herkes sıkıcı bulmuştu ama şahsen en sevdiğim, kalbimde yeri hep ayrı olacak bir film. ondaki samimiyeti, sıcaklığı çok az işte bulmuşumdur. çok çok güzel bir şeydi.

benzer konular işleyebilir ama önceliğim HAYATIN İÇİNDEN olması. aynı böyle. insani dertlerden, senden benden bahseden bir film. kapitalizm eleştirisi ya da garibanlık olması şart değil, olması ve avrupa'da geçmesi artı puan.

bu tür böyle sıradan insanların hikayesi olan, kendinize yakın bulduğunuz, çok sevdiğiniz filmler var mı?
0
der meister
(18.09.22)
Ken Loach filmleri.
Looking for Eric
Sorry We Missed You
Jimmy's Hall

plase Lucia y el Sexo
0
heritage
(18.09.22)
benzer şekilde işini kaybeden bir grup insanı anlatan the full monty de güzeldi, acı-tatlı türden bir film. uk yapımı.

abd yapımı olarak da what’s eating gilbert grape çok severim. sıradan insanların hayatını anlatan sakin filmler hoşuma gidiyor. 83 yapımı local hero’yu da çok severim bu sakinliğinden ötürü. fazla politik olmasa da mesajı olan filmlerden.
0
phoarbix
(18.09.22)
Ben de Ken Loach önerecektim @heritage yazmış. O vakit I Daniel Blake diyeyim ben de.
0
Amaranta ursula
(19.09.22)
(11)

savaş romanı önerir misiniz

der meister
doğrudan savaşın kendisini anlatmasına gerek yok. bir savaşın herhangi bir toplum/grup üzerindeki etkilerini de anlatabilir. isteğim ana temasının savaş olması. direkt kendisiyle ilgili de olabilir o açıdan.metal fırtına'ya niyet etmiştim aslında ama okuduğum yorumları pek beğenmedim. değilse eğer h
doğrudan savaşın kendisini anlatmasına gerek yok. bir savaşın herhangi bir toplum/grup üzerindeki etkilerini de anlatabilir. isteğim ana temasının savaş olması. direkt kendisiyle ilgili de olabilir o açıdan.

metal fırtına'ya niyet etmiştim aslında ama okuduğum yorumları pek beğenmedim. değilse eğer haksızlık etmek istemem de tırt bir şey gibi geldi bana.

gerçek bir savaşla ilgili olabilir, tamamen kurgu olabilir... içinde kavga dövüş, strateji, mümkünse bir parça insanlık olsun. boş kahramanlık ve propaganda işi olmasın.

ne olur?
0
der meister
(07.09.22)
Metal Fırtına'yı ortaokulda okumuştum. Çok beğenmiştim. Tırt bir kitap değil. Yazarı da Ekşi Sözlük yazarıydı. Nick'ini unuttum. Metal Fırtına'nın serisi var. Kayıp Naaş'ı okumuştum. Bir süre sonra bozdu.

Şu Çılgın Türkler de okunabilir.
0
dissendium
(07.09.22)
Çanlar kimin için çalıyor
0
mevsimler
(07.09.22)
Slaughterhouse No.5 - Kurt Vonnegut.

ingilizce oku ama. zaten senin iyi.

kavga dövüşten ziyade biraz savaşın ne demek olduğu ne hissettirdiği ile alakalı.
0
AlsterWasser
(07.09.22)
@dissendium, abi benim çekincem de o aslında ya. o yaşlarda muhakkak sarardı ama güncel politikaya, durumlara hakim birisi için pek etkileyici olmaz gibi duruyor. en azından spoiler yememek için pek de derine dalmadığım küçük çaplı araştırmalarım bunu düşündürdü bana.

@mevsimler, onu okudum. hatta en merak ettiğim, heyecanı kaybolmasın diye bilerek okumayı geciktirdiğim bir romandı... kötü değildi ama beklediğimin yanından bile geçmedi ne yazık ki. dağ bayır gezen amerikalı kendini beğenmiş bir dayıtın şovu gibi gelmişti bana. ne ispanya iç savaşıyla ilgili bir şey öğrendik, ne toplumdaki yansımasını. 3-5 kişinin kamp hikayesi gibi geldi bana daha çok.

@alsterwasser, teşekkür ederim. savaşın ne olduğunu hissettirmesi aradığım özelliklerden biri zaten, güzel olur.
0
🌸der meister
(07.09.22)
Savaş ve Barış
Çanlar kimin için çalıyor +1

Gerçek savaş istiyorsan:
Medine Müdafası
93 Moskof Harbi ve Başımıza gelenler
0
Mirket
(07.09.22)
Boyalı kuş. Efsanedir
0
alimcgraw
(08.09.22)
@playing star again, teşekkür ederim ama onları uzun yıllar önce okumuştum evet :) çok da sevmiştim, hala ne zaman tren görsem aklıma cengiz aytmatov geliyor desem yeridir. o tarz romanlara bayılıyorum işte.
0
🌸der meister
(08.09.22)
batı cephesinde yen bir şey yok
oku ve sonra bana teşekkür etmeye gel :)) yaşar kemal in yüz yılın kitapları arasında saydığı kitabı es geçmek olmaz
0
high hopes of the sozluk
(08.09.22)
batı cephesinde yeni bir şey yok ("batıda yeni bir şey yok" diye de geçer).
0
ahm1
(08.09.22)
günümüzde çok fark edilmeyen bir yazar olarak; "arthur koestler" - gün ortasında karanlık. (iç savaş temalı)
0
dark-tower
(08.09.22)
Roman değil kısa hikayeler o nedenle aradığınız olmayabilir ama Vsevolod Garshin'in öykülerini tavsiye ederim.
0
peki madem
(08.09.22)
(3)

ankara'da psikiyatrist önerisi

der meister
elime bir miktar para geçti ve risk alarak bunu mental sağlığıma yatırma kararı aldım çünkü "para kaybedilir kazanılır ama böyle devam edersen senin hiçbir şey kazannma şansın olmayacak" dediğim noktadayım. tabii ki fiyatının olabildiğince uygun olmasını istiyorum ama alanında gerçekten ön plana çık
elime bir miktar para geçti ve risk alarak bunu mental sağlığıma yatırma kararı aldım çünkü "para kaybedilir kazanılır ama böyle devam edersen senin hiçbir şey kazannma şansın olmayacak" dediğim noktadayım. tabii ki fiyatının olabildiğince uygun olmasını istiyorum ama alanında gerçekten ön plana çıkan, işinin rock yıldızı, iki dakika konuşunca bile güven aşılayabilen nefis bir uzman arayışındayım. daha önce istanbul'da böyle birini görme şansım olmuştu ama ne yazık ki o zaman parasızlıktan devam edememiştim.

açıkçası terapiye de ihtiyacım olduğunu düşünüyorum ama öncelikli problemim ciddi anksiyete, dikkat dağınıklığı gibi şeyler olduğu için ilaç desteği almam gerekeceğini tahmin ediyorum. hem öyle biraz daha hesaplı oluyor, arada kontroller yeterli olabiliyor. o yüzden ben öncelikle psikiyatrist dedim ama psikologunuz varsa onu da alırım.


biliyorum sağlıklı ve sürdürülebilir bir şey değil ama artık gemileri yakıp adderall, meth vs. almayı normal karşılayacak noktaya geldim. mevcut beyin fonksiyonlarım sadece çok temel düzeyde faaliyet göstermeme müsaade ediyor. bu kadarı yeterli değil.
0
der meister
(30.08.22)
yıllar önceydi istanbul, orada yaşamıyorum artık
0
🌸der meister
(30.08.22)
Beni bir başka densiz psikiyatrın dayadığı günlük 7 ilaçtan kurtaran hakiki insan doktorum: Dilek Türkoğlu.

www.google.com

www.google.com
0
muhayyer divan
(30.08.22)
ben de Ceren Göker'i tavsiye edebilirim
0
hikaye mesture
(31.08.22)
(3)

bu sıralamayla bu bölüm gelir mi?

der meister
diğer duyuruyu görünce aklıma geldi. eskiden burada tercih duyuruları olurdu, herkes birbirine yardım ederdi filan hey gidi. önceki dört senede şöyle sıralama, dil bölümü,20.692 (2021)19.000 (2020)16.637 (2019)14.900 (2018)kardeşimin sıralaması 21 bin 100 küsür. istediği yer burası, aynı zamanda ben
diğer duyuruyu görünce aklıma geldi. eskiden burada tercih duyuruları olurdu, herkes birbirine yardım ederdi filan hey gidi. önceki dört senede şöyle sıralama, dil bölümü,

20.692 (2021)
19.000 (2020)
16.637 (2019)
14.900 (2018)

kardeşimin sıralaması 21 bin 100 küsür. istediği yer burası, aynı zamanda benim de okuduğum bölüm. diğer seçenekleri sadece burası tutmazsa diye yazacak yani. her sene en az 1000 düştüğü için gelir diye düşündüm ama emin olamadım. bu seneki durum nasıl, sınava kaç kişi girdi, herhangi bir konuda farklı bir şey oldu mu vs. ben hiç bilmiyorum. o yüzden fikir almak istedim.

lehimize olabileceğini düşündüğüm şey bölümün rus dili ve edebiyatı olması. savaş dolayısıyla pek tercih edilmez diye düşünüyorum, yani hem gençler hem de aileleri "aman rusya mı kaldı" veya "onların dilini öğrenip ne yapacaksın" vs. diyebilirler sanki. yani eskiden cazipti, şimdi o ortadan kalkmış gibi. o yüzden belki kıl payı değil de çok rahat bile girer diye düşündüm ama bilemedim.

olur mu sizce?
0
der meister
(20.07.22)
dediklerin mantıklı ama şu da var, çok rus da geldi ülkeye. onlar rus dili ve edebiyatı tercih edebilirler sırf kolaydan bi diploma almak için.
0
floydian
(20.07.22)
sıralama genelde hep düşer bence neden olmasın, ama özel üniversiteler fiyatlarını arşa çıkardığı için devlet üniversitelerine talep artabilir diye bir haber okudum az evvel. sizin bölüm nezdinde etkiler mi bilemiyorum.
0
pide
(20.07.22)
Birak puanin dusmesini bolumu belki cok az kisi tercih ettiği icin ogrenciler baska okula bile yonlendirilebilir. Bunun ornegi onlarca bolum oldu gecen yil.
0
halk
(21.07.22)
(1)

ivd.gib.gov.tr'ye girebiliyor musunuz?

der meister
"kullanıcı bilgileri okunurken veritabanında hata oluştu" uyarısı alıyorum. bazen "Doğrulama hatası java.lang.Exception: Verilen key 'VDKODU' veriler içinde bulunamadı!" şeklinde geliyor bu uyarı. doğrulama kodunu doğru yazdığımdan eminim. defalarca oldu aynı şey.e-devlet şifresiyle girmeye çalıştığ
"kullanıcı bilgileri okunurken veritabanında hata oluştu" uyarısı alıyorum. bazen "Doğrulama hatası java.lang.Exception: Verilen key 'VDKODU' veriler içinde bulunamadı!" şeklinde geliyor bu uyarı. doğrulama kodunu doğru yazdığımdan eminim. defalarca oldu aynı şey.

e-devlet şifresiyle girmeye çalıştığımda da giriş sağlaması gereken ekranda hata veriyor bu sefer bembeyaz ekran geliyor bi şey bi şey unauthorized diye.

nette aradım biraz ama hiç benzer bir şey görmedim. rica etsem siz girip kontrol eder misiniz, erişebiliyor musunuz sisteme? genel bir sıkıntı mı var yoksa devlet bana permaban filan mı attı nedir?
0
der meister
(30.05.22)
E arşiv fatura sisteminde sıkıntı var öğleden beri, herhalde bişeyleri kurcalıyolar.
0
John Bloor
(30.05.22)
(4)

sebze ağırlıklı beslenirken nasıl yeteri kadar kalori alıyorsunuz?

der meister
sağlıklı yaşamaya çalıştığım her girişimde önüme çıkan tek engel bu. işin içine zeytinyağı, et, istemediğim karbonhidratlar vs. girmeden 1700-1800'lere ulaşamıyorum. bunları yemek sorun değil ama maddi olarak çok zorluyor beni, yani her gün salataya zeytinyağı boca edecek durumum yok açıkçası.görüyo
sağlıklı yaşamaya çalıştığım her girişimde önüme çıkan tek engel bu. işin içine zeytinyağı, et, istemediğim karbonhidratlar vs. girmeden 1700-1800'lere ulaşamıyorum. bunları yemek sorun değil ama maddi olarak çok zorluyor beni, yani her gün salataya zeytinyağı boca edecek durumum yok açıkçası.

görüyorum insanları akşam bir tabak ıspanak yemeği yiyip kalkıyorlar mesela. abur cubur yok, ambalajlı ürün yok. ne halsizlik var ne bi şey, taş gibiler. bense glisemik indeksi düşük, tertemiz şeyler yesem bile "sağlıklı" beslendiğimde maksimum 1000-1200 kaloriye ulaşabiliyorum ki kendimi halsiz, keyifsiz hissetmeye başlıyorum sonra.

mevcut kilomu korumak için günde 2300 kalori almam gerekiyormuş hesap zımbırtılarına göre. haliyle ben 1700-2000 aralığında tutmaya çalışıyorum stabil, sağlıklı bir düşüş için ama işte o zaman da bu duyurunun konusu olan sıkıntı giriyor devreye.

bu alışmamakla alakalı bir şey mi? çünkü hiçbir zaman bu düzeni bir ayın ötesine taşıyamadım. yanlışı nerede yapıyorum? ne bileyim salata, ıspanak yemeği, mercimek çorbası vs. öyle birer tabak filan yiyip nasıl kendini enerjik hissedebiliyor yahu koca koca adamlar?

hesaplayıp fazla yağ vs. koyarak 2000 kaloriyi bulduğumda gerçekten fişek gibi oluyorum, yani sorun bence net olarak kalorinin çok az kalması ama işte dediğim gibi orada da maddiyata tosluyorum, her gün affedersiniz ayı gibi 5-6 yumurta yiyip tereyağında banyo yapmak maddi olarak çökertiyor beni.

ne yapabiliriz bu durumda? neblim glisemik indeksi düşük, nispeten uygun fiyatlı, tadı da cehennem gibi olmayan doğal ürün ne olabilir?

(iki öğün yiyorum bu arada günde üç kere uğraşamam, biraz ondan kaynaklı oluyor zaten açık)
0
der meister
(30.05.22)
Hocam sana dünyanın en basit formülünü vereyim. Günlük alman gereken kalorilerden kısıtlama yapamayacağın tek makro protein, eğer beslenme dikkat edeceksen bunu minimum kilon kadar alacaksın, bak minimum o da. Kalan açığı iki şekilde kapatabilirsin ya yağı artıracaksın ya da karbonhidratı, senin beslenmene uygun olan hangisiyse onu artıracaksın. Karb'ı artıracaksan kompleks karb'lar vs işini görür, yağı artıracaksan kuruyemişler en büyük yağ yağ kaynakları, (bak araba bagajlarında falan yerfıstığı satılır her yerde baya ucuz oluyor onlar, 100 gramı 600 kalori daha ne olsun.) ikisinden de kısayım şeklinde bir hayatın olamaz. Yani karb almayacam ama yağa da param yetmiyor dediğinde olmuyor yani ne yazık ki formül bu bi yerden enerji girişi gelmesi lazım yoksa son çare kaslardan harcamaya başlarsın. Ben kendim dönem dönem bu dediğim şekilde kalori dağılımı yapıyorum bir tek proteinle oynamıyorum; bazı dönemler karb artıyor bazı dönemler yağ.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(30.05.22)
Baklagiller

Buğday, yeşil mercimek, nohut yaz geldi artık bunları haşlayıp salatalara karıştırabilirsin

Atıştırmalık olarak cips yerine kuruyemişler, leblebi badem beyaz leblebi

Yine atıştırmalık fakat kontrollü olarak, abartmadan fıstık ezmesi, bunu elma ya da muz dilimleri üzerine sürüp yiyebilirsin
0
freebird5406_2
(30.05.22)
"akşam bir tabak ıspanak yemeği yiyip kalkıyorlar mesela"

Abi bunlar istisna insanlar, bunlari kafaya takma.
Normal adam 1 tabak ispanakla o tabagi kaldiracak enerjiyi bile alamaz.

Normal aksam yemegini ye, tavugun yanina pilavi gom gitsin.
Ama pilavi cok koyma iste, yanina ekmek yeme.
Esas kilo aldiran seyler yedigin degil porsiyonun buyuklugu.

Ben hayatimda bir kere bile yedigim seye bakmadim, hep ayni seyleri yerim asla sebze yemem.
Sebze bende sikinti yapiyor.

Hep normal fit gorunumdeyim, ne zaman aile yanina gitsem 1.5 porsiyon yemeye baslasam kilo aliyorum.

Tabi bu dediklerim normal aktiviteni yapiyorsan gecerli, sen gunde en az 5bin adim atmiyorsan ispanakla bile kilo alirsin.
0
divit
(30.05.22)
ciddi kilolar almış ve vermiş biri olarak kim ne derse desin kalori hesabı tamamen yanlış diyorum.

önemli olan bir günde en az 7 bardağı dolduracak kadar yeşillik yemek.
bu yeşillik de mümkünse kıvırcık, marul, iceberg tarzı su ağırlıklı boş yeşillik değil, semizotu, roka, tere, ıspanak, pazı vb. gibi koyu yeşil yapraklılardan olmalı.
brokoli, pırasa, her türlü biber, mantar vb. dahil.

aldığın saf protein 3-4 yumurta ya da avuç için kadar et-tavuk-balık olabilir.
mercimek, bulgur falan yersen karbonhidrat alırsın, gerek yok.
mantar ve peynir vb. gibi şeyler de protein alımını destekler.

illa tereyağına ya da zeytinyağına abanman şart değil, yani evet yiyebilirsin tabii.
yaptığın salataya normal insanlar kadar zeytinyağı koyman yeter ama.

bunun dışında tavuk göğüs değil, derili olan pirzola, kanat, but, baget vb. de yiyebilirsin.

yani yağdan, proteinden ve özellikle ottan yana çok zengin beslenmen lazım.
bir öğünde üç demet roka ye, bak bakalım aç kalıyor musun?
gerçi yeşillik de artık pahalı ama tereyağıyla falan kıyas kabul etmez tabii.

bunların yanında çok fazla su içmen lazım.
zaten vücut kitle endeksine uygun miktarda su içersen acıkman da azalır.
bu su miktarı kabızlık yaşamaman için de gerekli.

o kadar sebze yemeye alışık olmadığın için ilk başta keto flu ya da 1-2 gün baş ağrısı falan çekebilirsin.
sonra fişek gibi olursun.
çoooook fazla ot ye.
koyun gibi otlaman lazım.

enginar, patates, yer elması, barbunya, bezelye, fasulye, mısır yeme.
bunların bir kısmında şeker, bir kısmında karbonhidrat çok yüksek.
havuçta da şeker var ama içindeki lif oranı çok yüksek olduğu için yenebilir düzeyde.
havuç piştiği zaman şekeri daha zararlı hâle geliyor, çiğ tüket mümkünse.

fazla kilolu olduğun için günde beş bin adım gerekli değil, oturduğun yerden kar gibi erirsin, merak etme.
kilo verirken spor neredeyse gereksiz.
sağlığın ve kas kaybını önlemen için egzersiz yapman lazım, o ayrı.
ama ciddi ciddi spor, günde beş bin adım, bir saat yüzme falan gibi idealist olman şart değil.
0
blatta hiberna
(30.05.22)
(3)

ankara'da tek başıma bilardo oynayabileceğim yer

der meister
yer çok önemli değil toplu taşımayla ulaşılabilir olduğu sürece. bir de hani çok dikkat çekmeyeceğim, ağzına kadar dolu olmayan bir yer olsa iyi olur jdkdls. yalnız kalmak, tekniğim üzerinde çalışmak istiyorum. gerçi belki o tarz ortamlarda yalnız takılmak çok dikkat çekmiyordur, benim gibi çalışanl
yer çok önemli değil toplu taşımayla ulaşılabilir olduğu sürece. bir de hani çok dikkat çekmeyeceğim, ağzına kadar dolu olmayan bir yer olsa iyi olur jdkdls. yalnız kalmak, tekniğim üzerinde çalışmak istiyorum. gerçi belki o tarz ortamlarda yalnız takılmak çok dikkat çekmiyordur, benim gibi çalışanlar vardır ama bilemedim ben hep kafelerde filan oynadım ve o ortamlarda masayı tek başına işgal etmek pek hoş karşılanmazdı diye düşünüyorum.
0
der meister
(10.05.22)
Bilardoyu pek bilmiyorum ama masa kiralanmıyor mu onda? Herhangi bir yerde masa kiralayınca tek başınıza oynuyorsunuz işte. Sizin aradığınız şey tam olarak nedir ki?
0
michael_knight
(11.05.22)
champs iyidir. sıkış sıkış bir yer değil.
0
axl
(11.05.22)
cebeci'de baron var. kimsenin ilişeceğini sanmam. siyasalın az berisinde, dikimevine doğru sağda kalıyor.
0
Improbable
(11.05.22)
(2)

özel ders verme konusunda bazı sorularım var

der meister
merhaba,ek gelire ihtiyacım olacağı için aklıma gelen ilk seçeneklerden biri rusça özel ders vermek oldu. kendi seviyem b2 civarında ama zaten sadece giriş seviyesi dersi vermeyi düşünüyorum, yani temel bilgiler, ismin halleri gibi başlayanları çok zorlayan konular. yalnız bu konuda (hatta açıkçası
merhaba,

ek gelire ihtiyacım olacağı için aklıma gelen ilk seçeneklerden biri rusça özel ders vermek oldu. kendi seviyem b2 civarında ama zaten sadece giriş seviyesi dersi vermeyi düşünüyorum, yani temel bilgiler, ismin halleri gibi başlayanları çok zorlayan konular. yalnız bu konuda (hatta açıkçası insan ilişkisi gerektiren hiçbir işte) tecrübem yok. o yüzden bazı sorularım olacak,

1) en başta şunu sorayım oluru var mı sizce? rus dili ve edebiyatı bölümü öğrencisiyim, sınıfta kendi arkadaşlarıma özel ders formatında olmasa da ders anlattığım olmuştu ve gerçekten çok memnun kalmışlardı. talep olur mu acaba? (ankara)

2) materyal konusu nasıl hallediliyor? çalışmak için kullanılabilecek birkaç kaynak düşündüm. öğrenciye "bunları al gel" mi diyorsunuz? öğretmen olarak dil dersinde mesela siz ne sağlıyorsunuz, konu anlatımı dışında nasıl bir yol izliyorsunuz herhangi bir dilde başlangıç seviyesinde?

bunun dışında genel olarak her türlü fikir/tavsiyenize açığım çünkü dediğim gibi çok yabancı olduğum bir konsept sayılır ve sheldon cooper'dan hallice bir tip olduğum için çekiniyorum biraz. genel olarak şu şöyledir, bu böyledir şeklinde en azından özel ders vermiş yahut almış olanlar kendi tecrübelerini paylaşırlarsa çok mutlu olurum. aynı şekilde öğrenci gözüyle bakıp şunu sevmem/sevmedim, hocam şöyle yapsa iyi olurdu vs. dediğiniz şeyler varsa çok iyi olur. teşekkürler.

(iyi düzeyde yazmalı konuşmalı ingilizcem var bu arada, yaz sonuna kadar tam zamanlı olarak çalışabilirim, sonrasında da ders programıma göre part-time'a dönüş yapabilirim, olursa eğer iş tekliflerinize açığım)
0
der meister
(09.04.22)
Matematik ve İngilizce dersleri verdim üniversitedeyken. İlkokul ve lise öğrencileri için tecrübem var.

Oluru var. Özel ders sitelerine üye olman lazım. Ama Rusça için şöyle bir durum var. Türkiye'de yaşayan Ruslar da özel ders verebiliyor. Onlarınki ana dil olduğu için daha çok tercih ediliyor.

Hedef kitle önemli. Öğrenci ve yetişkin arasında çok fark var. Yetişkinler hiç grammar konularına girmeyelim, direkt öğret diyebiliyor. Öğrencilere öğretmek daha kolay. Okullarda Rusça gösterilmediği için hedef kitlen büyük ihtimalle yetişkinler olur. Öğrenci olsa daha kolay. Çünkü öğrencilerin kitapları oluyor zaten. İlk dersten kitap almak istemeyenler de oluyor. Önce başlayalım, sonra bakarız diyorlar.

Özel ders verirken biraz samimi oluyorsun. İnsanların evine gidiyorsun. Gittiğim birçok öğrencinin ailesi ikramda bulunmuştu. Kuru yemiş, içecek veren de var, poğaça yapıp veren de var. O açıdan samimi oluyor. Kendi arabalarıyla defalarca durağa bırakan da oldu. Özel ders diyelim 1 saat. Ama hiçbir zaman 1 saat olmuyor. Evden çıkman, öğrencinin evine gitmen, evine dönmen ekstra 1 saat. Hatta bir öğrencimin babası Instagram hesabımda var. Doğum günümü kutlar genelde. Kısaca özel ders senin gününden en az 2 3 saat götürür. Fiyat belirlerken bunu da dikkate al. En iyisi öğrencinin sana gelmesi. Bu şekilde düzenin daha az bozulur. Masrafın azalır.

Ben hep yazı yazdırdım. Anlatılan şeylerin akılda kalması önemli.
0
dissendium
(09.04.22)
Özel ders işi en zor işlerden biri, öncelikle bunu iyi bilin ki ileride kendinize haksızlık edip çok canınızı sıkmayın tatsız durumlarla karşılaştığınızda.
Dil dersini hele bir de Rusça ise muhtemelen yetişkin grupta insanlar talep edeceği için bir avantaj; ne istediğini bilen, muhtemelen çalışıp gelen, birlikte ilerleyebileceğiniz bir kitle olacak. Dezavantaj ise yaş açısından daha zor anlayan, otorite ve dersi lead etme gibi konularda size daha çok zorluk çıkartacak bir grup.

Oluru var, bölümüzünü falan parlatın, altını çizin. Mutlaka bir iki popüler/kullanışlı kitap olsun konuları takip etme açısından. Ödevlerin içeriğini de buralardaki konulara göre belirlersiniz ama bu ödev/alıştırmalar için başka kaynaklar da kullanın.

Özellikle ilk öğrencileriniz için Saatlik değil kurluk paket halinde ders programı satın.
0
rewlack
(09.04.22)
(2)

snooker'la ilgili sorularım

der meister
kurallarına genel olarak hakimim ama sanırım baştan sona izlediğim tek bir maç dahi olmadı. şimdi türkiye'de bir turnuva varmış, onu takip etmeye çalışıyorum amma kafamı karıştıran bazı hususlar var,1) buradaki turnuvanın şampiyonluk favorisi kim sizce? onun dışında "sürpriz at" olarak veya birden f
kurallarına genel olarak hakimim ama sanırım baştan sona izlediğim tek bir maç dahi olmadı. şimdi türkiye'de bir turnuva varmış, onu takip etmeye çalışıyorum amma kafamı karıştıran bazı hususlar var,

1) buradaki turnuvanın şampiyonluk favorisi kim sizce? onun dışında "sürpriz at" olarak veya birden fazla favori olduğunu düşünüyorsanız onları da paylaşabilirsiniz.

2) final 19 frame üzerinden oynanacakmış. bazen bir frame bile bir ömür sürüyor. rakip dünyanın en boş adamı olsa bile 10 frame almak lazım. ne kadar sürer mesela 15 frame'lik bir maç yaklaşık? ara veriliyor mu? finali izlemek istiyorsak bütün pazar gününü ona mı ayırmamız lazım mesela?

3) bildiğim kadarıyla renkli topların puan değeri var ve onları sadece kırmızıdan sonra (bir kırmızı bir renkli şeklinde) sokabiliyoruz. ama dün çinli bir dayıt kırmızıların hepsini sokmasına rağmen frame bitmedi. geride olan oyuncunun kırmızılar bittikten sonra renklileri sokarak frame'i kazanma şansı var mı? yani "son kırmızıyı ben soktum daha kırmızı yok hadi bitti" durumu söz konusu değil mi?

4) yine dün aynı maçta (ding-wilson idi sanırım isimler) masada sadece renkli toplar kalmışken iki tarafın da değişik değişik şutlar denediğini gördüm. ikisi de sokmamakta ısrarcıydı resmen. "ben müsait pozisyonda değilim, öyleyse faul yapmadan rakibimi de namüsait bir pozisyonda tutayım" diye mi düşündüler? defansif bir hamle miydi yani? bu şekilde oyun sonsuza kadar sürmez mi yav?
0
der meister
(11.03.22)
ilk iki sorunun cevabı bende yok.

3) kırmızı toplar bitince, değerlerinin sırasında göre renkli topları sokmaları gerekli. Burada da epey bir puan var. Birde faul yaparlarsa eksi puan alma durumları var. Puanlar yakınsa devam ediyorlar.

4) renkli topların da sırası var. Kendisi sıradaki topu sokamayacaksa rakibin hata yapmasını bekliyorlar. Sonsuza kadar sürmüyor. Bir de eğer beyaz top, kırmızı topların hiçbirini direkt olarak görmüyorsa buna "snooker" deniyor ve rakibini bu duruma düşüren kişi (hiçbir topu deliğe sokmadan) puan alıyor.
Kırmızılar bittikten sonra renkliler için snooker oluyor mu bilmiyorum.
0
burfak
(11.03.22)
1) Alt taraftan Judd Trump veya Shaun Murphy diyorum ben. Higgins isterdim de elendi.

2) Bir frame'e ortalama 20-25 dakika desek yine 6-7 saat sürebilir. Mesela dünya şampiyonası finali 35 frame, 2 gün 4 seans şeklinde oluyor. Bunda da 10-9 gibi iki seans şeklinde (sabah-akşam) oynanır. 4 frame'den sonra da 15 dakika ara oluyor.

3) Son kırmızıdan sonraki renkli de cebe girince sıralama şöyle: sarı, yeşil, kahverengi, mavi, pembe, siyah. Bunlar 2'den 7'ye kadar toplam 27 puan. Tabi ki fark 20 ise renklileri sokarak frame'i kazanmak mümkün. Yani sorunuzun cevabı "değil" oluyor bu durumda. Siyah dahil masa tamamen pot yapıldığında ise PUANLAR EŞİTSE siyah çıkarılır, yerine koyulur, taktiksel savaş başlar, sokan kazanır. Bir de ek olarak, bazen pembeden sonra siyaha vurmadıklarını görürsünüz çünkü siyah 7 puan, fark 7'den fazla ise siyahta faul bile yapılsa kazanan o siyaha vurmayan oyuncudur.

4) Tam olarak dediğiniz gibi. Sırada sokulması gereken topu, (kırmızı da olabilir, kırmızılar bittiyse renkli de olabilir) göremeyecek şekilde pozisyon bırakırsınız, karşı tarafın yaptığı hataya göre 4 ila 7 puan alırsınız. Ne durumda bu denenir, kendinize saçma sapan bir pozisyon bırakmış ve bir sonraki pozisyona geçemiyor olabilirsiniz ya da masada 35 sayı kalmıştır, fark 37 sayıdır, rakip hata yapsın da puan alayım dersiniz. Snooker çözmek bir sanattır :) rakibe hata yaptırmaya yönelik defansif hamle denebilir evet. Sonsuza kadar sürmüyor çünkü ya şans potu oluyor, ya snooker arayan taraf istediği gibi vuramayıp açık bırakıyor vs vs. Ya da snooker çözmeye çalışan taraf faul yapıp cillop gibi pozisyon bırakıyor, bir şekilde bitiyor yani.

Detaylar için dm :)
0
infernal majesty
(11.03.22)
(2)

hollanda'da yaşayan veya iyi derecede felemenkçe bilen var mı? çeviri değil

der meister
die antwoord dinlerken aklıma geldi: afrikaans'ı anlayabiliyor musunuz? ne kadar benzerler? bizde hani bazen cv'ye azerice bilindiği filan da yazılır ya jdfjd hollandalılar da bunu yapıyor mu veya yapabilecek durumdalar mı? bir portakal, güney afrika'ya gitse örneğin afrikaans konuşarak işini görebi
die antwoord dinlerken aklıma geldi: afrikaans'ı anlayabiliyor musunuz? ne kadar benzerler? bizde hani bazen cv'ye azerice bilindiği filan da yazılır ya jdfjd hollandalılar da bunu yapıyor mu veya yapabilecek durumdalar mı? bir portakal, güney afrika'ya gitse örneğin afrikaans konuşarak işini görebilir mi? yoksa ciddi farklar var mı arada?
0
der meister
(10.03.22)
felemenkçe bilmiyorum ama hollandalı ve güney afrikalılarla birlikte okudum. güney afrikalı arkadaşlar afrikaans konuştuklarında aralarında hollandalılar konuştuklarının %30 unu anlayabiliyorum ama genel çerçeveyi tam anlamıyorum diyorlardı
0
wendyangelamoiradarling
(10.03.22)
tipik felelemenkce bilen birinin sadece afrikaans bilen biriyle anlasmasi, bizim azerilerle anlasmamizdan bi tik daha zor. kelimelerin cogunun kokeni ayni, ama formu ve telaffuzu degisik.
fakat birazcik afrikaans dilinde kelimelerin telaffuzuna hakimsen, goreceli olarak konusmak/anlamak oldukca kolay. yani azicik ekmek, cok kofte.

soyle diyim, anadili afrikaans olan bi sevgilim vardi, hollandada hep ingilizce konusurduk. anca ulke disina cikinca birinin muhabbetimizi anlamasini istemiyosak ben hollandaca, o afrikaans konusurdu, ki bunda benim afrikaans'a kulak asinaligimin olmasinin etkisi buyuktu.

bi de o eski sevgilim flamanlari hollandalilardan daha rahat anladigini soyluyodu. ki hakikaten ben belcikada bazen bazi isanlarin aksanindan flamanca mi afrikaans mi konustuklarinin farkina varamiyodum.

ama afrikaans metinleri okumak felemenkce bilen biri icin anlamak oldukca kolay.
0
lamartin
(10.03.22)
(2)

okul uzadığında ne kadar harç ödüyoruz?

der meister
devlet üniversitesinde lisans öğrencisiyim. bildiğim kadarıyla normal öğrenim süresini aştıktan sonra harç ödemeye başlıyoruz. benim şu an dördüncü senem ama bu yaz bitmeyecek. seneye ne kadar ödeyeceğimi nereden görebilirim? kendi okulum için (ankara üni) araştırdım ama hep ikinci öğretim ve yüksek
devlet üniversitesinde lisans öğrencisiyim. bildiğim kadarıyla normal öğrenim süresini aştıktan sonra harç ödemeye başlıyoruz. benim şu an dördüncü senem ama bu yaz bitmeyecek. seneye ne kadar ödeyeceğimi nereden görebilirim? kendi okulum için (ankara üni) araştırdım ama hep ikinci öğretim ve yüksek lisans bölümleri için bilgiler görüyorum. ders başına mı ödüyoruz, kredi başına mı yoksa bundan bağımsız sabit bir ücret mi var, varsa ne kadar vs. hiç bilmiyorum şu an. bilgisi/fikri olan var mı? ona göre çoksa şimdiden biriktirmeye başlayayım.
0
der meister
(27.02.22)
trakya üniversinde normal dönem aktsye bağlı kalmadan mühendislik tam 764 tl idi senelerce sabit bu ücret alındı.
0
alp9900
(27.02.22)
Bir dersiniz de olsa 10 dersiniz de olsa dönemlik harç ödüyorsunuz. Harç da fakülteye göre değişiyor. Ekteki linkten bakabilirsiniz.

www.karar.com

Linkteki harçlar yıllık yalnız, 1 dönem için yarısını ödüyorsunuz.

Bu yıl %10 zam geldi harçlara, yaklaşık o kadar zam geleceğini düşünebilirsiniz yine.
0
opucuk baligi
(27.02.22)
(2)

instagram reels hep aynı şeyleri gösteriyor, reddetme şansımız yok mu

der meister
adı reels sanırım, bu "önerilenler" gibi postlar arasında bir yerde çıkan videolardan söz ediyorum.ne alakaysa bana ielts videoları göstermeye başladı sürekli. bir sonrakine geçtiğimde izlemiş saydığı için herhalde sürekli aynı şeyleri yağdırıyor. inanılmaz sinir oluyorum çünkü "basic english vs exp
adı reels sanırım, bu "önerilenler" gibi postlar arasında bir yerde çıkan videolardan söz ediyorum.

ne alakaysa bana ielts videoları göstermeye başladı sürekli. bir sonrakine geçtiğimde izlemiş saydığı için herhalde sürekli aynı şeyleri yağdırıyor. inanılmaz sinir oluyorum çünkü "basic english vs expert english" diye saçmasapan zorlama örnekler verip duruyorlar, ingilizce bilmesek yiyeceğiz.

ben hint sokak yemekleri, carrom oynayan dayılar, pendirhan yöresel ürünler, %100 zeytinyağıyla yapılmış çiğ köfte, efendime söyliyim ayakkabı dükkanlarının reklamlarındaki müthiş ayakları olan kadınlarla çok mutluydum (şikayet etmiyorum ama bunun nerden geldiğini de anlamadım ilk başta, insta'yı kullanmayı pek bilmediğim için fake hesapla abazanlık yapıp cümle aleme rezil olan dayılardan biri olmamak adına insta'da hiç öyle ayaktır bacaktır filan aratmam yani). şimdi paso salak salak ielts reels görüyorum.

"bana bu içeriği gösterme" gibi bir ayar yok mu ya da ne bileyim aşağı yerine sağa sola filan kaydıramıyor muyuz tinder gibi "istemezük" demek için?
0
der meister
(27.02.22)
Senin takip ettiğin kişilerin like'ları izledikleri vs de etkiliyor oraları.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(27.02.22)
Ios uygulamasında sağ altta üç nokta var, oraya basınca “ilgilenmiyorum” seçeneği çıkıyor. Onu kullanmayı deneyn.
0
kaptan memo
(27.02.22)
(35)

tır şoförü olma fikrimi olumlu ve olumsuz değerlendirir misiniz?

der meister
27 yaşındayım, normal şartlarda bir aksilik olmazsa rus dili ve edebiyatı bölümünden 2023 yazında (üç dönem kaldı) mezun olacağım. iyi derecede ingilizcem var. bölümümü severek ve isteyerek seçtim, bir nevi ilke meselesiydi benim için, sonrasında ne yapacağımı ekonomik anlamda açıkçası pek düşünmedi
27 yaşındayım, normal şartlarda bir aksilik olmazsa rus dili ve edebiyatı bölümünden 2023 yazında (üç dönem kaldı) mezun olacağım. iyi derecede ingilizcem var. bölümümü severek ve isteyerek seçtim, bir nevi ilke meselesiydi benim için, sonrasında ne yapacağımı ekonomik anlamda açıkçası pek düşünmedim. çocukluğumdan beri en büyük hevesim ve merakım EKONOMİK KOŞULLARDAN BAĞIMSIZ OLARAK türkiye'den ayrılmak, farklı kültürler ve çevreler görmekti; geldiğimiz noktada bir yetişkin olarak bunun zaten "romantizm"den çıkıp düzgün bir hayat için adeta "gereklilik" haline geldiğini düşünüyorum en azından kendi adıma.

tır ne alaka derseniz çocukluğumdan beri zaten tırları çok seviyorum. söylememe gerek yoktur, 10 yıldan uzun süredir (ilk oyunla beraber) iflah olmaz bir euro truck simulator hastasıyım. yapı olarak da işe uygun olabileceğimi düşünüyorum zira bayağı introvert, grup çalışmasına yatkın olmayan (hehe), sevdiği işte çok çalışabilen ama sevmediği şeye hiç dikkat vermeyen, insan ilişkileri pek gelişmemiş birisiyim. plaza ortamı, sürekli iş arama derdi, 4-5 bin lira için türlü türlü insanla muhatap olma vs. fikri beni inanılmaz korkutuyor. yapsam yine yaparım ama sevmiyorum, istemiyorum, içimden gelmiyor.

geçenlerde ekşi'den benzer yollardan geçmiş (no pun intended), ilk ehliyetini 29 yaşında almış ve sadece bir yıldır tır şoförlüğü yapan bir arkadaşla konuştum. telefonlaştık, sağolsun uzun uzun anlattı. adam sadece bir yıllık tecrübeyle belçika firmasıyla anlaşmış, direkt ab oturumlu olarak orada çalışacakmış. sektörde genel olarak zaten açık olduğunu biliyorum dünya genelinde. haliyle yabancı dilim de olduğu için ilk birkaç yılımda çok saçmalamazsam o taraflara gidebilirim diye düşündüm. avrupa içinde tır sürdükten sonra gitmesem de olur zaten, sonuçta 30 günümün 23'ü ab'de şoförlük yapmakla geçiyorsa bi hafta türkiye'de kalırım ne olacak.

bu zamana kadar neden hamle yapmadım? çünkü açık konuşayım "daha iyisini" yapabileceğimi düşünüyordum. egom "kamyoncu" olmak için çok büyüktü. yalnız sonra gördüm ki ülkenin gerçekliği farklı. üstelik "yeni nesil tırcı" diye bi şey var, çıtı pıtı kızlar heyvan gibi tırları sürüyor avrupa'da. ne toplum nezdinde kötü muamele görüyorlar ne başka bi şey... e sonuç olarak ben bu işi zaten çok seveceğimi düşünüyorum, mutlu olacak ve iyi kötü para kazanacaksam niye kendimi kısıtlayayım ki?

siz ne dersiniz, özellikle beni buradaki 10 yılımdan az buçuk tanıyan abilerimin/ablalarımın fikirlerini duymak isterim açıkçası. aslında olumludan ziyade olumsuz değerlendirmeleri duymak istiyorum, yani "yapma" diyorsanız neden diyorsunuz? bu sayede daha iyi bir değerlendirme yapabilirim belki, hani dikkate almadığım noktalar vardır vs...

örneğin, "arkadaşın şanslıymış, bir sene tır sürdü diye kimse avrupa'ya gidemez, o umutla girersin bölümden mezun arkadaşların moskova'ya yerleşirken sen samsun-konya arasında limon taşırsın" gibi fikirleri merak ediyorum, hele ki sektör içinden birileri paylaşırsa çok daha mutlu olurum.

ben şu an kendi adıma "niye olmayayım?" sorusuna net cevap bulamıyorum çünkü gerçekten. en kötü bir sene deneyip bırakırım yani ne olacak zaten 500 yaşına geldim, sonuçta doktorluğu bırakıp şoför olmuyorum ki, elimde şu an bir şey yok. diplomamla yapacağım muhtemel işleri 30 yaşında yapabiliyorsam 32 yaşında da yapabilirim sanırım, hatta belki cv'de tır şoförlüğünü görünce "bu adam kesin manyağın teki, değişik birine benziyo, bunu bi deneyelim" derler hehe.
0
der meister
(19.02.22)
Bu duyuru bana ETS2 açtırır. Şu cevabı yazayım sonra ben kaçar.

Yani bana mantıksız gelmedi. En başta anlatış tarzın bile bu işi severek yapacağını gösteriyor zaten. Severek yaptığın iş olduğu sürece negatif tarafları olsa da çok odaklanmana gerek kalmaz. Ama illa olumsuz taraflarını duymak istiyorsun diye yazayım aklıma gelenleri (ki bunlar benim tecrübelerim değil, tahminlerim). Gerçek hayat ETS gibi değil tabii bunu biliyorsun. Yani ben ETS'de 50 dakika süren bir teslimatta bile sıkılabiliyorum bazen. Şimdi o teslimatın 11-12 gün sürdüğünü düşün. İş gereği sürekli mobilsin. Yani "Avrupa'da geçireceğin 23 gün" Avrupa hayalini yaşıyor olmayacaksın. Zamanının çok az bir kısmını kendine ayırabilirsin. Sürekli yollarda olursun. Yani bu iş memur gibi ya da beyaz yaka gibi akşam mesaini bitirip evine gidip biranı açabileceğin, ayaklarını uzatıp keyif yapabileceğin bir iş değil. Günlerce yoldasın ve yalnızsın.

İnsanla muhatap olmamak güzel geliyor ama insanoğlu sosyal bir varlık. Bir yerden sonra insan sesine bile muhtaç olursun. Hiç insan görmezsin demiyorum tabii ama iyi bir ofis ortamında çalışırken ara verip 10-15 dk. geyik çevirebilirsin iş arkadaşlarınla.

Son olarak CV'de tır şoförlüğünü gören bir işe alımcı "bu adam kesin manyağın teki, bunu bi deneyelim" demez. Böyle bir dünya yok maalesef. Kariyer anlamında (eğer ilerde diplomanı kullanacağın bir mesleğe döneceksen) sana hiçbir katkısı olmaz. Hatta olumsuz tarafı olur. Ben şahsen iş hayatından kaçmayı tercih etmiş birini işe almazdım işe alım kararını veren biri olsam. Sen iş hayatından kaçıyorsun demiyorum ama senin özgeçmişin öyle görünecek. "Bu adam bir yıl sonra sıkılır burada durmaz" diye düşündürtür.
0
himmet dayi
(19.02.22)
@himmet dayı,

abi bak güzel bir noktaya değinmişsin, ben orayı atlamıştım. ben normalde spor hastası biriyim. bırak 7/24 maç izlerim. çok seviyorum. şu an bununla ilgili bir iş yapıyorum zaten (ama uzun vadede kazancımın artması mümkün değil, o yüzden tam zamanlı iş olarak değerlendirmiyorum). beni iş hayatıyla ilgili en çok korkutan şey kendime vakit ayıramama fikri... sabah 7'de uyan. akşam 6-7'ye kadar iş güç. temizlik, yemek, diğer sosyal işler vs. derken sana bir şey kalmıyor. ben İYİ KAZANSAM DAHİ böyle bir hayat istemiyorum. gece 11'de şampiyonlar ligi maçı varken "sabah işe kalkmam lazım tüh" diye yatağa gitmek istemiyorum mesela. düşüncesi bile psikolojik olarak yıpratıyor beni, özgür hissetmiyorum. ülkenin hali de ortada şimdi... ben çalışsam ne olacak? alacağım 5-6 bin lira. şanslıysam pazar günü boş olurum. terminatör gibi enerjim olmadıktan sonra ben ne biriktireceğim, nereyi göreceğim, hayatımın bana kalan süresini ayı gibi yatmak dışında nasıl bir aktiviteyle değerlendireceğim mesela? bunu kendim için söylüyorum tabii ki, yani kimi insan asgari ücretle bile çok dolu yaşayabilir ona itirazım yok ama ben kendi halimi tavrımı az çok biliyorum.

tır şoförlüğü ise tam olarak "maç varsa var olum napalım, işimiz gücümüz var, boş vaktimize denk geleni izleriz o zaman" dedirten bir iş bana. kısacası tır şoförü olma fikrinde hayatı kaçırma korkusunu yaşamıyorum, dolayısıyla yapmak için çok daha istekli ve motive olduğum bir meslek bu açıdan. kendimi kapana kısılmış, hayat boyu hiçbir şeye sahip olmayacak, bir şirketi zengin etmek için sinir stres sahibi olacak birisi gibi hissetmiyorum. ha baktığında tır şoförü de bunu yapıyor elbet, hatta çok daha stresli ve sinir bozucu bir iş ama dediğim gibi ben plazada yapamam derken tırda yaparım diyebiliyorum en azından.

avrupa'da geçirdiğim sürece hayali yaşamayacağım konusunda haklısın ama beni zaten en çok heyecanlandıran şey sürekli yolda olma fikri. yani 30 günün 4-5'ini evde geçirebiliyorsam gerisi sorun değil. ben zaten dediğim gibi maç izlerim, kitap okurum, internette sürterim vs. tırda da yapılır yani bu benim için problem değil :)

son olarak bir de şunu ekleyeyim, türkiye'de çalışırsam akşam evde ayaklarımı uzatıp bira içebileceğim bir hayatım olacağını düşünmüyorum. biraz da ondan bu kadar yöneldim zaten tır fikrine. avrupa'da €2500 kazanacağım bir ofis işi olsa mesela yine tır şoförlüğü düşünmeyebilirim... ama öyle bir dünya yok benim için ne yazık ki. en azından şimdilik.
0
🌸der meister
(19.02.22)
Belçika 5 yıl oturumu olana vatandaşlık veriyor. Oradan yürürsün zaten. Avrupa'da her türlü işte çalışılır hiç düşünme
0
spankenstein
(19.02.22)
almışsın narkozu hayırlı olsun. Yıl 2018 işten bıkmışın gittim tır ehliyeti aldım src 3 aldım. Dedim ilerde lazım olur ülkenin durumu kötü :) şimdi ce ehliyet cüzdanda kuzu kuzu yatıyor yine de aldığım için pişman değilim. Belki bir gün lazım olur. Ben bankacıyım, ben de terfi vb durumları olduğu için tırcı olma durumunu erteledim bakalım ilerde olur mu bilinmez, nasip. Yaş 33.
0
Kresto
(19.02.22)
Valla seni anlıyorum. Bu kadar istekliyken "yok o iş olmaz, boşver." demem zaten. Ben de herhangi bir konuda bu kadar hevesli olsam kesin şansımı denerdim.

Sadece eklemek istediğim bazı noktalar var. Birini zengin etmek uğruna sabah akşam çalışma fikri konusunda katılıyorum sana. Ama bundan kaçış tır şoförlüğü değil. Çünkü kaçtığın şeyin temelinde stres, emeğinin karşılığını alamamak, bir yere zincirlenmiş gibi hissetmek gibi olgular var. TIR şoförü olunca bunlar değişecek mi? En azından büyük bir kısmı hayır. Yani kendi kamyonunun olduğu ve ETS'deki gibi istediğin ülkedeki istediğin işi tıklayarak seçebildiğin bir hayat olsa belki daha özgür hissedersin kendini ama öyle bir şey seni beklemiyor (diye tahmin ediyorum). Yine bir şirkete bağlı şoför olacaksın. Bu kez gecen gündüzün belli olmayacak. 9 saat kamyon sür. Sonra dur, uyu. Sonra 9 saat daha sür falan. Şimdi sana çok heyecan verici geliyor olabilir ama bu iş de rutine bindikten sonra sıkıcı olacak. 1 yıl tecrübeli birinden ziyade en azından en az 5 yıldır falan bu işin içinde olan birilerini bulmaya çalış konuşmak için. Ama "işini seviyor musun?" gibi sorulardan ziyade seni zorlayabileceğini düşündüğün şeylere odaklan.

"Yarın iş var." diye 23.00'teki maçı izleyemediğin bir hayatı kötüleyip "benim işim zaten bu o yüzden maçı anca denk gelirsem izlerim" gibi bir hayatı benimsemen bana biraz anlamsız geliyor. Meslek uğruna özel hayatının büyük bölümünden feragat edeceğinin farkında değilsin gibi.
0
himmet dayi
(19.02.22)
Ben senin yerinde olsam kesin tır işine girerdim. YouTuberlik da yapabilir aynı anda. Alican diye biri vardı, rahmetli oldu, Almancı bir tır şoförüydü, aynı zamanda YouTube'a video çekerdi. Acayip keyifliydi izlemesi. Senin de muhabbetin satarsa milleti, YouTubedan da para kazanırsın.
0
mezarkabul
(19.02.22)
Önce B sınıfı manuel ehliyet al. B sınıfı manuel ehliyet ilkokul ise tır şoförlüğü doktoradır. Belki yeteneğin yoktur. Bu da bir olumsuz sebep.

youtu.be

Bu kız bayağı bilgi paylaşıyor.
0
dissendium
(19.02.22)
@himmet dayi, son kısımla ilgili: anlatmak istediğim şey şu abi, ben normalde ofis işi yaparken, her akşam eve gelirken falan kendi hayatımı istediğim gibi yaşayamadığım için üzülürüm. huzursuz olurum. tırda ise şartlar daha ağır olmasına rağmen o işi sevdiğim için "maçı da izlemeyiverelim ne olacak" diyebilirim. yani kar-zarar ilişkisi aslında biraz. ben kendime 3-4 saat ayırabileceksem, üç kuruş paraya öyle ot gibi bi ilçede/şehirde 30 sene yaşayacaksam maç izleyememek ve sevdiğim işlerle ilgilenememek beni üzer mesela. ama yok ben tır şoförüysem, sürekli yoldaysam o zaman özel hayatımdan feragat etmek daha az koyar, çünkü genel olarak daha mutlu ve iyi hissederim. demek istediğim buydu.

@mezarkabul, yazdığını okurken istemsiz DÖŞE BAH DÖŞE diye bağırdım :) hala arada izlerim videolarını. ben ama kendim yutubırlık neyin düşünmüyorum hiç, becerebileceğimi sanmıyorum. bi de şu var: şimdi ben kendi tecrübelerini paylaşan insanlara minnettarım ama türkiye'de yaşayan bir genç olarak "isveç'te tır şoförüyüm bi günde 3000 kazanıyorum" gibi videoları izleyince depresyona giriyorum... yeterince içerik var zaten. onlar kötü niyetle yapmıyor belki ama ben oralara gidersem elime kamerayı alıp şu kadar kazanıyom, bu kadar kazanıyom diye konuşmak istemiyorum. en fazla burda filan hava atarım yani tüm dünyaya açılmak gibi bir isteğim yok. o yüzden ben yaparsam anca günlük tutup onu yayınlarım okumak isteyen olursa. yoksa vlogger'lık filan benlik değil, sevmiyorum. tutacağını da sanmam.

@dissendium, aga artistik patinajda olimpiyat madalyası alıcam demedim ki ne yeteneği? işin zorluğuna ayak uyduramazsın, sıkılırsın, bırakırsın vs. orası ayrı konu da fiziksel/zihinsel engeli olmayan birisi (hatta yerine göre olan biri bile) niye tır süremesin ne var onda. "bu iş yapılmaz" deyip pes eden adam vardır elbet ama ben sanmıyorum ehliyetini alıp işe başladıktan sonra "oha tır sürmek çok zor benim yeteneğim yokmuş" diye bırakan birisi olsun.
0
🌸der meister
(19.02.22)
YouTuber deyince yanlış anlaşıldım ama işte Alican gibi bir şeyler yap, adam YouTuber değildi ama YouTubea güzel bir renk katıyordu. Adamı profesöründen, hizmetlisine her kesimden izleyen vardı. Doğaldı. Sen de doğal doğal takıl bir yandan müzik dinle, bir yandan da sigaranı iç, üç beş bir şeyler anlat günün nasıl geçtiğine dair, tutarsa tutar tutmazsa sana anı kalır. Yap sen bu tır işini. Valla bak.
0
mezarkabul
(19.02.22)
Tırcılık iyi hoş güzelde. Millet henüz deneyimi olmayan birine milyon liralık mallarını emanet eder mi? Bir tırcının yanında staj gibi birşey yapmak mümkün mü? ya da bir tırcı bulup yanında gidip gelmek gerekir diye düşünüyorum.
0
komando kani var bende
(19.02.22)
Bu işi yapan bilen birine işin artısını eksisini, nasıl başlanacağını, merak ediyorsan yurt dışı imkanlarını sor. Bir eksisi yola çıkıp uzun süre evden uzak kalmak dolayısıyla aile ile ilgili olabilir. Bir artısı muhtemelen insanın mevcut sistemde en özgür ve kendi başına olabileceği işlerden biridir diye düşünüyorum. Yaşında bir sorun yok ama tavsiye almak için doğru yerleri bul.
0
osssy
(19.02.22)
@komando, konuştuğum arkadaşın bana söylediği iş bulmak ilk etapta çok kolay olmayabiliyor ama sektörde açık olduğu için ehliyetin, gerekli belgelerin vs. varsa bir şekilde tutuyorsun bir ucundan. hatta abd'de filan direkt eğitimi kendi veren, ücretini de sonra maaşından kesen firmalar var. onlarda aynen dediğin şekilde bazen altı hafta boyunca yanında bir eğitmenle birlikte gidiyorsun, sonra komple sana bırakıyorlar. türkiye'de nasıldır bilmiyorum.

yalnız erkan zey'in videosunda izlemiştim, yükün sigortalı olduğunu ve dolayısıyla o tip durumlarda sorun çıkmadığını söylüyordu. tecrübesizim tamam da sonuç olarak gerekli donanıma sahibim, atıyorum kendi salaklığımla 120 basıp tırı paramparça etmediğim sürece bir şey olmaz sanırım. hem firma için hem de benim için. bi' de tırın gittiği yolun %90'ı dümdüz zaten, dikkatli ve özenli bir şoför için olacak en kötü şey en fazla dorseyi çizdirmek olur sanırım çok ekstrem durumlar dışında. kağnı gibi araç sonuçta büyük zarar vermek için bile isteye uğraşmak lazım bence.
0
🌸der meister
(19.02.22)
romanya'daki çürük yolla sosyalliğin bence ilgisi yok, sosyal birisi olsam oradaki köyden tanıdıklarım mı olacak? ne yapılması gerektiğine dair prosedür bellidir, yabancı dilim zaten var. insanlarla aram iyi değil dediysem tırda sorun yaşayınca direksiyona kapanıp ağlarım, insanlarla kesinlikle muhatap olmam demedim ki. bu tarz sorunlar, beklenmedik durumlar her meslekte var zaten.

yani yanlış anlama ama bana bu spesifik örnek biraz zorlama geldi, romanya'da frenimin tutmamasıyla network'ün ne alakası var yani elimin altında teknoloji var yabancı dilim var mağaradan çıkmadık sonuçta. fren patlayınca network'üm mü gelip durduracak tırı sanki.
0
🌸der meister
(19.02.22)
sık sık tırcılarla muhatap olan biri olarak söyleyebilirim ki, ekseriyetle pek parlak değiller. iş yapılır bence ama bu tamamen kişisel bir konu. ben biraz daha sosyal açıdan değerlendireyim.

pek parlak değiller dedim ya, aslında daha kaba söylerdim de burada bu kadar oluyor. yani bir kere tırcılık kariyerine girdin mi geriye dönüşü zor olur.
0
floydian
(19.02.22)
@floydian, açık konuşmak gerekirse en büyük motivasyonu yurtdışına çıkma imkanı olması. gerek Türk firmasında uluslararası çalışarak gerekse oradan bir firmayla anlaşarak... Türkiye'deki imaj olumsuz ve kitle de GENEL OLARAK iyi değil, onun farkındayım ama son yıllarda benim gibi eli iyi kötü kalem tutmuş bir sürü insanın bu sektöre yönelmesi biraz yüreklendiriyor beni. belki bizim nesille biraz değişir ilerleyen yıllarda.
0
🌸der meister
(19.02.22)
Ben de sınırda yasiyom. Tircilarla iç içe sayilirim xd gorduklerimi yazayim.

Olumsuz;

*Günlerce arabanin içinde sıra bekliyorsun. Karda kışta, sıcakta sogukta günlerce tırın içinde bekliceksin. Sürekli 1-2 arabalik ilerle-dur şeklinde

*Aile hayatı ya da ilişki için çok işlevsel degil.

*O 3 gün bekledigin siralarda sürekli birileri öne falan gececek, saclarini yolacaksin.

*O sırada muhatap olacağın tircilar genelde o citi pıtı kizlarin profilinde olmayacak. Türlü mafyatik tipler...

*Arabanla ilgili yurt dışında bir sorun yasadiginda sektör icindeki biri kadar kolay halledemeyebilirsin baslarda.
0
abuzer
(19.02.22)
ya sana son söz olarak şunu diyeyim; adını sanını bilmediğim ama meşhur bir artiz de oyunculuğu bırakıp tırcı oldu abdde, yaprak dökümünde mi ne oynamıştı, o adam işte.
0
mezarkabul
(19.02.22)
Der meister selam. Seni buradan az çok tanıyan bir arkadaşın olarak bu hevesinin geçici olacağı kanısındayım. Bol şans.
0
but that was just a dream
(19.02.22)
playing star again'e katiliyorum. bu tarz durumlarda insan iliskileri masa basi ofis isinden cok daha kritik.

but that was just a dream'e de katiliyorum. yani bu kacinci duyuru/girdi bununla ilgili. acma demiyorum ama yapacak olan adam sessizce yapardi. sen daha cok geyigini yapmayi seviyorsun gibi gozukuyor. bu sebeptendir ki yapamazsin.
0
hot potato
(19.02.22)
avrupa'da çalışmak istesen de önce türkiye'de bir tır şoförü olacaksın. burada da şöyle bir durum var benim açımdan, türkiye'de tır şoförü olmak için ehliyet ve psiko-motor becerilerine ek olarak biraz yırtık ve açıkgöz olmak gerekiyor. yani bitirim bir tarafın yoksa hiç bulaşma derim.
0
makarnavodka
(19.02.22)
Hocam bu iş benim de ara ara ciddi hayalini kurduğum bir durum. Ama memleketteki sektör, çalışma koşulları, kendi araban yoksa kazanç işleri vb. çok tatsız maalesef. Üstüne, işveren altında o özgürlük hissinden uzakta çalışılıyor genelde. Fakat –büyük ihtimalle bir ukde olarak kalacak olsa da– birinci dünya ülkelerinde tırcı olma fikri içimi kıpır kıpır yapıyor.

Ben ideal koşullarda tırcılık yaparsan mutsuz olacağını düşünmüyorum bu arada. Tek ve belki de en büyük dezavantajı, sevdiğin/sevdiklerinden pratikte resmen ayrı bir hayat yaşıyor olmak.

Kısa vadede önerim de şöyle: yukarıda biri daha yazmış, nasıl yapılabilir emin değilim ama bir iki farklı araba bulup yan koltukta iki üç kez Samsun-Konya, Ankara-Antep yapmak lazım. En azından karar verme yolunda gerçekten fikir sahibi olmuş olursun. Bir de dediğin gibi, başladın baktın olmadı en kötü bir sene deneyip bırakmış olursun.
0
038576
(19.02.22)
Nazim diye bi elwman var fenomen tirci. Onu takip et.


Bu arada neden olmasin. 2 cocuklu 35 yasinda akademisyenim. Ben de tir ehliyetine kaydoluyorum bu ay.

Hedefim seninkine benzer ama sebebim baska. Yurtdisinda yasamak degil hedefim. Ama sebebim yurtdisi is garantisinin verecegi emniyet duygusu.

Neden mi? Hicbir siyasi parti ile alakam olmadigi icin 32 yasima kadar atanamadim. Freelance islerle gecindim. Hasbelkader liyakatle persinel alinacak bir kadro cikti ben de kazandim bilegimin hakkiyla. Simdi de x donemde atanan biri olarak kesin x'ci muamelesi gorup issiz kalma ihtinalim var ulkede olusabilecek cesitli siyasi degisikliklerde.

Olasi bir durum icin en azindan baslangic seviyeso gereklilikleri simdiden yerine getirmek istiyorum.

Olmayacak sey degil. Hedsfin buysa yuru. Imkansiz bir hedef degil.
0
celebi efendi
(19.02.22)
yalnızca başlığı okudum, gerisi çok uzundu.

cevabım şu: tır şöförlüğü en maskülen işlerden birisi. küçümsenecek bir iş değil. pelinsular falan bakmaz belki ama yine de iş yapar.

selvi boylum al yazmalımdaki kadir inanırı düşün :)

zor iş ama yapabilirsen bir erkek için en zevkli işlerden birisi bence. ben olsam ben de isterdim tır şoförü olmak. tır ile istanbuldan yükü alıp almanyadaki depoya teslim etmek. geliri çok iyi bu arada
0
dafuq
(19.02.22)
Ben onaylıyorum güzel fikir. Kanada bir ara tır şoförü arıyordu vatandaşlık vermek için ama 30 günün 23'ü yurtdışında geçtikten sonra 7 gün Türkiye'de yaşarım ne olacak diyorsanız vatandaşlık, oturum izni falan hiç önemli değil. Dediğiniz gibi AB ülkelerine mal taşır durursunuz. Tek bir noktaya dikkat etmenizi tavsiye ederim. Vaktinizin çoğu gelişmiş ülkelerdeki caddelerde sokaklarda geçmeyecek, gelişmiş ülkelerde hareket halinde olan bir tırın kabininde geçecek.
0
grgn
(19.02.22)
Ne var onda diyerek bence küçümsüyorsun. Neredeyse 15 metre uzunluğundaki bir aracı yönetmekten bahsediyoruz. Burada yetenek dediğim şey doğuştan gelen bir şey anlamında değil, beceri anlamında. Kimi insan çivi çakamaz, becerisi yoktur. Kimi insan da 10 metre ağaca tırmanıp ceviz toplar. Beceriyi tamamen yok sayamayız. Yapamazsın demiyorum, yapabilirsin, fikir güzel. Bence dene.

Aklıma bir olumsuz nokta daha geldi. Belki de en önemlisi. Taşıyacağın şeylerin sorumluluğu. Örnek olarak bir tır dolusu bakır telin maliyeti milyonlarca lirayı bulabilir. Tırı durdurup önünü kesebilirler. İşin güvenlik tarafı da var.
0
dissendium
(19.02.22)
mayster seni duyurudan bildiğim kadarı ile tanıyorum ve severim de.

sana tır mır vermem ben.

kızma bana ama güvenmiyorum.

¯\_(ツ)_/¯


ha başka işler olur yapar bu çocuk derim.

burda okul biterken arayış içine girip YouTube , ETS falan derken heveslenmişsin. güzel tabi bazı şeyler böyle başlar.

ama senin 1 ay sonra bunu unutup başka temalar ile bambaşka bir şeyi aşırısı istemene de şaşırmam.

ha gaza gelir beni yanıltırsın. üzülmem tabii. ne güzel.

tır işi de öyle çok dışardan göründüğü gibi değil.
0
AlsterWasser
(19.02.22)
Güzel fikir. Günümüzde artık diploma ile masabaşında iş bulmak dünyanın hemen her yerinde zor. Artık bu bu tarz işler hem daha çok para kazandırıyor hem de iş bulmak daha kolay.

Dezavantaj ise dikkat gerektiren bir iş. En basitinden gün içinde telefon ekranına bakmak bile zor olabilir.

Her koşulda senin gibi biri için mantıklı bir iş. Cv'de tır şöförlüğünün olumsuz etkisi olur falan demişler de alakası bile yok... Günümüzde zengin bir aileden gelip de avrupa'nın iyi okullarında okumamışsan, sağlam referansların yoksa, üst düzey yetenekli değilsen zaten Cv'ne bakan olmaz. Türkiye özel sektörü gerçekten çok kötü. İnsanların şirket dedikleri yer kurumsallığı zayıf sömürü merkezleri.
0
garylineker
(19.02.22)
3-4 sene sonra cl maçı izlemek umrunda bile olmayacak hayatına buna göre planlama
0
bir soru sorcam
(19.02.22)
@bir soru sorcam, neden olmasın ki? şimdi şöyle düşünebilirsin, işte yaşın ilerleyecek, eş-dost, çoluk çocuk vs... ama ben zaten 27 yaşındayım. şu an yaptığım iş de sporla ilgili. tabii ki daha az vakit ayırabileceğim tam zamanlı çalışırken, elbette hayatımı maçlara göre planlamam ama tam olarak bundan söz ediyorum işte: ofis işi, kariyer fikri vs. beni zerre heyecanlandırmıyor. "bunun için mi hayatımdan vazgeçiyorum?" diye düşünüyorum... işin içinde tır olunca ama her şeyi kenara koyabilirim gibime geliyor. yani emek ettiğime, özgürlüğümden feragat ettiğime değecek bir şey. en azından şu anki fikrim o yönde.

bunu o yüzden söylüyorum yani yoksa zaten "akşam maç var" diye çalışmayı reddedecek değilim ama biraz sabit kafalı ve uyuz olduğum doğrudur bu konuda. şımarığım da hatta. sevmediğim şeyi yapmak istemiyorum. bu çoğu insan için lüks... ama "tır sürerek mutlu olacağım diyorsan git sür madem" demeden de edemiyorum. böyle bir şansım varsa, böyle mutlu olacaksam niye değerlendirmeyeyim ki?
0
🌸der meister
(19.02.22)
seyretmek yerine direk spor yapabileceğin aktiveteler daha çok ilgini çeker
90 dk maç izlemenin "aptalca" olduğunu farkedebilirsin

yaptığın iş izlemeni gerektiriyorsa başka tabi
0
bir soru sorcam
(20.02.22)
ayrıca bu kadar tır şoförü fikrinin pompalanma sebebi 2 yıldır süren konteyner krizi.

temeli de çin vs. amerika bunun sebebi. ipler gerilirse iyice artar bu sorun ama bir diğer ihtimal de çözülür ve tır şoförleri yine değersizleşir(talep azalacağı için) ama bu sefer bir sürü gaza gelip tır şoförü olmuş genç kalakalır.

ha dersen ki 2 sene önceden tır şoförlüğü çok popiydi, ben hiç hatırlamıyorum valla.

şu an nakliyeciler/müşteriler full karayolu çalışıyorlar çünkü kimse konteyner ile uğraşmak istemiyor. bir de üstüne brexit ile iyice hype'landı ama UK EU vatandaşlarına 3 aylık çalışma vizesi vermeye başladı bile tır şoförü olarak.

son bir şey de, ekonomi her geçen gün high tech ürünlere kayıyor, tren ve gemi hatları gelişiyor, high tech ürünler hava yolu ile gönderilir hale geliyor. ben tır şoförlüğünün ölü yatırım olduğunu düşünüyorum.

bir de demişler zaten ama çok leş ya, mal yüklemeye gidersin 10 saat orada mahsur kalırsın. indirmeye gidersin 2 gün kalırsın. gümrük sırasında beklersin, evraklarda sıkıntı olur sıradan çıkarsın başkasının hatasının bedelini sen çekersin.

elektronik cihaz tamirciliği öğrensen yerel esnaf olarak ufak dükkan açsan da istediğin şeylere ulaşabilirsin.
0
floydian
(20.02.22)
@floydian,

abi valla inan 10 sene önce tır şoförlüğü düşündüğümde "yauuu teknoloji gelişecek, kendini süren tırlar olacak" diye vazgeçirmişti millet... her konuda aynı geyiği görüyorum. ha belki sen haklı çıkarsın, 10 sene içinde cidden tır şoförlüğü diye bir iş kalmaz ama ben her şeyi bu şekilde değerlendirip vazgeçmekten sıkıldım açıkçası kendi adıma. bak o zamanlar okul okumayıp şoför olsaymışım şimdi 7-8 sene tecrübem olurmuş, gördüğüm kadarıyla iş de var yani... böyle böyle en sonunda hiçbir şey yapmayacağım, o olacak.

elektronik cihaz tamirciliği nedir inan hiç bilmiyorum, hiç ilgim de yok açıkçası :/
0
🌸der meister
(20.02.22)
şey ya işte, sana tv kumandası getirecekler bu tuş basmıyor diye açıp bakacaksın belki devrede bir çipin bir ayağı kopmuş olacak lehimleyeceksin falan.

benim dediğim olay aslında kendini süren tır olacak değil, tır şoförü hep lazım olacak ama ihracat kg değeri denen bir şey var. ona bakmanı öneririm. benim bildiğim kadarıyla dünya trendi yükselişte. bu da şu demek oluyor, artık hafif mal para getiriyor ağır değil.
0
floydian
(20.02.22)
Benim dayım yurtdışından kesin dönüş yapıp tır şöförü oldu. Avrupa tarafına gidiyor genelde.
Zorlukları yukarda yeterince açıklamışlar. Benim dayımın en çok zorlandığı şey sevdiklerinden uzakta olmak ve başına bir şey geldiğinde yalnız olmak. İki ay önce tırın üzerinden düşmüş ayağı kırılmış. Fransadan o şekilde gelmiş. Yalnızlığı öyle anladım baya koydu diye dert yanıyordu.
Dayım gibi uzun süre araba kullanmayı ve yolcuğu seven kişiler deneyebilir bence.
0
jazzabel
(20.02.22)
Turkiye den avrupa ya giderken Tirin dorsesine multeciler kacak giriyor.
Yakiti calan hirsizlar.

Bunlar disinda problem yok. Turk tirci olmak hep oteki muamelesi gormek demek. Avrupa ici dolasirsan sikinti yok.
0
halk
(21.02.22)
(9)

ehliyet sürecini en başından anlatır mısınız?

der meister
merhaba,adım samuel, 27 yaşım. yazın ehliyetimi almak istiyorum. anladığım kadarıyla belli bir kuruma bağlı olarak faaliyet gösteren çok sayıda sürücü kursu var, bunlara gidip teorik/pratik eğitimi alıp sınavları da geçersek alıyoruz ehliyeti ama ben zaten üç beyin hücresiyle faaliyet gösterdiğim iç
merhaba,

adım samuel, 27 yaşım. yazın ehliyetimi almak istiyorum. anladığım kadarıyla belli bir kuruma bağlı olarak faaliyet gösteren çok sayıda sürücü kursu var, bunlara gidip teorik/pratik eğitimi alıp sınavları da geçersek alıyoruz ehliyeti ama ben zaten üç beyin hücresiyle faaliyet gösterdiğim için bu süreci yine de karışık buldum. soruları doğrudan geçip süreci anlatabilirsiniz ama ben soru olarak gitmek istiyorum yine de,

1) şu an b sınıfı ehliyet almak isteyen birinin cebinden çıkacak para toplamda ne kadar? 2022 yazı için düşünürsek?

2) kurs seçimi konusunda dikkat etmem gereken bir şey var mı yoksa hepsi üç aşağı beş yukarı aynı kalitede mi?

3) kurs ne kadar sürüyor? teorik ders olsun, direksiyon dersi olsun vs. toplamda ne kadar vakit geçiriyoruz? program nasıl oluyor? ne bileyim cumartesi-pazar günleri 10-14 arasında iki ay boyunca mı sürer mesela, toplamda ne kadar vakit/emek ayırmak gerekiyor?

4) daha önce babasının arabasını kaçırmamış, direksiyon başına hiç geçmemiş biri SIFIR ekstra destekle, sadece kursta öğrendikleriyle ehliyetini alıp trafiğe çıkabilecek yeterliliğe ulaşır mı? "ulaşamayacak olsa niye ehliyet versinler ulan" diyebilirsiniz ama ne bileyim burası türkiye sonuçta, boş yolda 20 metre sürdürüp dönerken sinyal verdim diye "ooo iyisin karşim :))" deyip vermesinler ehliyeti hehe sonra ölürüz filan neme lazım.

5) dediğim gibi daha önce araç kullanmışlığım yok fakat 10 yılı aşkın süredir logitech driving force gt ile bilfiil tır şoförlüğü yapmaktayım. debriyaj olmadığı için vites değiştirme eylemi sadece kolu ileri-geri ittirmekten ibaret tabii, yani oyunda tır sürdüm diye gerçek hayatta ralli pilotu olmayı beklemiyorum ama sizce bunun ufak da olsa faydasını görme şansım olur mu koordinasyon ve motor becerileri açısından, hani hayatında araba görmemiş birine kıyasla azıcık daha rahat hisseder miyim direksiyonda?

***

kısacası elinde bu işe ayırabileceği para olan birini ne bekliyor, bunun belli dönemleri mi var yoksa kafama göre gidip kayıt olabilir miyim vs. genel olarak bu süreci merak ediyorum. teşekkür ederim.
0
der meister
(18.02.22)
Ben ehliyeti alalı 10+ yıl oluyor, o yüzden sadece 3 ve 4'e cevap vereceğim.

3- Teorik derslere kimse gitmiyor. Kitaba 1-2 saat bakıyorsun geçiyorsun. Direksiyon dersi opsiyonel. Öğrenmek istiyorsan gidiyorsun, süresi de yine sana bağlı.

4- Eskiden her başvurana veriyorlardı ehliyeti, artık sınav zorlaşmış. Dolayısıyla ehliyet alıyorsan biraz daha iyi durumdasındır. Yine de bi 2-3 ay bilen biriyle trafiğe çıkmak lazım diye düşünüyorum. Araba kullanmayı bilmek başka şey, trafiğe alışmak başka.
0
plutongezegendegilmi
(18.02.22)
1. kurs ücreti + sınav ücretleri + ehliyet harcı. Ehliyet harcını, sınavları geçtikten sonra bir sene içinde yatırıp ehliyetini alabilirsin, acil değil. Herhangi bir kursa gidip "ehliyet elime geçene kadar cebimden ne kadar çıkacak" diye sorarsan tane tane anlatır zaten.

2. Direksiyon derslerinin sayısı ve süresi ne? 40 dk mı, 60 dk mı? Birer birer yapılabiliyor mu? Mesela toplamda 8 saattir, ama 2şer saatten 4 defa gidiyorsundur, bu kötü. Çünkü önemli olan 8 farklı günde gidip ders almak, o yetenekleri canlı tutmak. Bir de ard arda olunca hoca 2 saatlik dersi erken bitirmeye çalışabilir. Bir de direksiyon dersi senin saatlerine göre ayarlanabilecek mi, bir işin çıkarsa önceden haber vermek şartıyla başka bir güne aktarılabiliyor mu, bunları da sorabilirsin.

3. teorik derse kimse gitmiyor, direksiyon dersi yukarıda anlattığım gibi.

4. artık sınavlar zor ama yine de trafikte insanın sonradan öğrendiği birçok şey oluyor.

5. zannetmiyorum
0
vatanperver
(18.02.22)
1. Ehliyet işi pahalı hacı. Ben sadece kursa 1700 ödedim geçen sene. E sınav 100 TL'ydi. 3.'de geçtim direksiyon sınavını. Her sınav için sınav ücreti ve bir özel ders ücreti ödüyorsun. Sertifikamı aldım ama onu ehliyete dönüştürmedim acil ihtiyaç olmadığı için. O da şu an 1500 lira kabaca. Kısaca zamlarla beraber cebinden 3500 4000 arası para çıkar.

2. Kursun ilgili olması önemli. Bizim eski komşumuzdu. İlgi gösterdi her aşamada.

3. Teorik ders 5 gün. Akşam online olmuştu. O dersler kolay.

4. Buna güldüm. Komisyon üyeleri sınavdan para alıyor. Bu yüzden F1 pilotu olsan da bırakabilirler. Kardeş bura Türkiye ne bekliyon.

5. Benim ilk dersim kötüydü. Daha önce hiç kullanmamıştım. İkinci gün çağ atlamıştım. Debriyaj mantığını anlarsan kolay.
0
dissendium
(18.02.22)
ben de aynı şekilde sıfır olarak, 26 yaşımda bu sene aldım ehliyetimi. biraz yardımcı olayım. ilk kurstan önce araba kaldırmayı öğreneyim diye bir arkadaşın arabayla yarım saat kullandım öyle, çok bir katkısı olmadı ama varsa böyle bir imkan iyi olur. sorulara gelecek olursak;

1- bir arkadaş vasıtasıyla kursla epey ucuz fiyata anlaştım, 1100 tl verdim. sınavları tek seferde verirsen (yazılıyı verirsin) bu yaz için yaklaşık 2000-2500 civarı bir para sadece kurs + sınavlaraa gider. ayrıca kazandıktan sonra da bir harç ödemesi yapılıyor yaklaşık 1500 lira. 4000'e yakın diyebiliriz yani, ama 0 biri için ilk seferde geçmek zor. ben de, kardeşim de, kuzenim de aynı durumdaydık hiçbirimiz ilk seferde geçemedik direksiyon sınavını.

2- bence aynılar ama tabi biraz araştırma yapmak iyidir. dersleri çok sallayan, vermemeye/eksik vermeye çalışan kurslar oluyor.

3- teorikleri boşver hocam, uygulamalar var teorik sınav çıkmış sorular şeklinde. sadece 1 - 2 saat civarı bakarak rahat geçmiştim. direksiyon dersleri ise kurstan kursa değişebiliyor, anlaşacağınız paraya göre kimi 12 saat, kimi 14, kimi 16. alabileceğiniz kadar fazla saat alın bence, kalınca tekrar dersleri çok pahalı. yapabildiğiniz kadar pratik yapın. dersler genelde 2'şer saatlik belirleniyor, haftaiçi gündüzler boş. akşam ve haftasonuna çok talep oluyor. erken konuşup programı belirlemek gerek. toplam 6-7 sefer gidersiniz yani derslere.

4- sınavlar artık öyle düz yolda sürünce geçtin şeklinde olmuyor. l parkı, paralel parkı, ani freni, yokuş kalkışı gibi direkt yapılan uygulamalar var. youtube'da sürücü kurslarının videolarında görebilirsiniz. sinyal çok mühim, unuttuğun an çek sağa diyorlar, çok moral çökertici bir şey o cümle. :) ha tüm bu zorluklara rağmen ehliyeti aldım trafiğe çıkabilir miyim diye sorduğumda ben çıkamam dedim. ehliyeti alalı 2 ay oluyor ama daha hiç çıkmadım. çekiniyorum da açıkçası. aracım yok, bence en ideal öğrenme şekli bir araç bulup/alıp geceleri yollar boşken yakın çevrede arabayla turlaya turlaya alışmak-ısınmak. sonrasında da hafif hafif normal vakitlerde trafiğe çıkmak. 2 arkadaşım da bu şekilde denedi ve gayet iyi durumdalar şu an, şehirlerarası gidip geliyorlar.

5- oyunla ilgili hiçbir fikrim yok ama şöyle söyleyeyim, benim kursum dersimin ilk 2 saatini bu tarz bir konsolda simülasyon olarak vermişti. keyifli gelmişti ama faydası oldu mu emin değilim. tabi yıllarca oynamış olmak başka bir şey. faydası olur bence az da olsa.
0
furry burns
(18.02.22)
Sertifikayı aldıktan sonra ehliyeti almak için 2 yıl süreniz var aksi takdirde hakkınız yanar tüm süreci baştan alırsınız.
0
zoque
(18.02.22)
ben de aynen boyleydim ehliyete yazildigimda. ilk kursum sinifi surekli erteledi ben de baska bir sahtekar kursa yazildim. onlar da surekli oyaladi ama allem edip kallem edip aldim sonunda. fiyat konusunda pazarliga aciklar. yeni ehliyet alan bir tanidik varsa o faydali olabilir indirim konusunda "bak birini getirdim" babinda...

teorik ders ne kadar suruyordu hatirlamiyorum ama kursa teorik dersler icin hic gitmedim. giden de gormedim. bir kere simulasyonda araba surdum, bir de pratik dersler icin gittim.

dersleri yaptigimiz yer tirlarin gectigi bir yoldu ve dolayisiyla cok saglikli degildi. daha direksiyon, pedal hakimiyetim yokken aynalara bakmaya calistigim icin hep urkek sekilde surdum. (yani ok yolda da oyle olacak ama once bi hareketleri otomatige alayimdi di mi) zaten hocam surekli pedala abandi o acidan geri kaldim. direksiyon sinavinda 4 kisiydik sadece ben gectim. bence sordugu teorik sorular sayesinde oldu biraz. ona bile sevinemedim cunku diger kalanlar hep arkadasimdi...

yazili sinav darbe gununde oldugu icin 2 ay ertelendi, kursun da ertelmesi derken 1 yil rahat surdu kursum. yani sinavlar boyle ertelenebiliyor. kurs kafasina gore de erteleyebiliyor.

ben basili karti alamadan yurtdisina yerlestim. sansima burda da hicbir ise yaramiyor, hani yurtdisina yerlesme gibi bi fikrin varsa, aklinda olsun. ulke Yunanistan, burda sadece turist olarak o ehliyeti kullanabiliyorsun, yasiyorsan buranin ehliyetini alman gerekiyor. donusturme yok. diger bazi ulkeler de ayni... TR'ye ilk ziyaretimde aldim ehliyeti elime ama bir kere bile Turk ehliyetini kullanmis degilim. keske hic almasaydim cunku bana stresten baska hicbir faydasi olmadi Turk ehliyetinin...
0
supergirl
(18.02.22)
Bosver b sinifini. Nasil olsa bu neslin arabasi olmayacak. Tir ya da otobus ehliyeti al. Maas garantin olur.
0
halk
(19.02.22)
Kurs ücretleri 2500den başlayıp 5binlere kadar gidiyor. Tabii bu şu anki durum,2022 yazında ülkemizde o ücretler kalmaz gibi. Teori sınavı 160 sanırım,direksiyon sınavı da. Olur da kalırsanız her sınav için 500 daha ödüyorsunuz. Ehliyet çıkartmak için de 1500 ödüyorsunuz. Bunlar da her an değişebilir.

Manuel ya da otomatik diye ikiye ayrılıyor ehliyet. Başvururken iyi karar verin,sonra değiştiremiyorsunuz. Teori derslerinde genelde devamsızlık sorun olmaz derler ama benim kursa dil dökmem gerekmişti. Yani onu da baştan konuşun,devamsızlığı takan kurslar da var. Sanırım 7-8 gün,günde ikişer saatti teori dersleri. O sınavı geçince direksiyon dersleri başlıyor. 14 saat direksiyon dersi var,ders saati denilen 45 dakika. Blok yapıyorlar gibi düşünün,saatleri beraber ayarlıyorsunuz. Sınav eskiden çok kolaymış. Şu anki durum 0dan başlayan biri için çok kolay değil. Geri gitme,l park,paralel park,yokuşta kalkış,ani fren kısımları var. Sınavın %80ini yaparsam geçtim gibi bir durum yok ve esas insanı geren bu. Genelde ilk hatada sınav bitiyor. Kaportada bilmediğiniz bir şey olursa sınav devam eder ama sinyal,duba,yok tekrar manevra filan kırmızı hata olarak geçiyor.

Kurstan kursa da değişiyordur ama esas hocadan hocaya değişiyor. Sabrı,ciddiyeti,yaklaşımı etkiliyor.
0
asteriks
(19.02.22)
@halk, benim isteğim zaten mezun olduktan sonra tır şoförlüğünü denemek. şu an ne arabam var ne de alacak imkanım, B sınıfıyla önümüzdeki 6-7 sene işim olacağını sanmam.

yalnız tır şoförü olabilmek için önce B, sonra C, en son CE almam gerekiyor. haliyle önce minnak binek arabaları sürebilmem lazım. sonrasında C ve CE'yi sadece direksiyon sınavıyla alabiliyormuşuz.

1.5 sene sonra mezun olacağım. baktım alanımla ilgili bir şey bulamadım, tır işine gireceğim direkt. zaten çocukluk hayallerimden biriydi.

bir sene çalışıp Belçika'ya yerleşen bir sözlükçü tanıyorum mesela. ben yıldım artık o kadar okuduk bir halt olmuyor yani açıkçası, plaza hayatı filan da hiç benlik değil, en azından bir alternatifim olsun diye bu yolu denemek istiyorum. ilk 1-2 senede ölmezsem yurtdışına yerleşme şansım da olur hem.
0
🌸der meister
(19.02.22)
(2)

iddaa'da handikap ve çifte şans oranları neden değişiyor? kafayı yicem

der meister
bunu son zamanlarda fark ettim. diyelim ki A-B maçı var. handikap b'ye verilmiş. normalde "handikaplı b galibiyeti" ve "b yenilmez" bahislerinin oranı aynı olur. son zamanlarda bunların bayağı farklı olduğunu görüyorum, biri 1.40'ken diğeri 1.60 oluyor filan...abi "handikaplı b galibiyeti" demek, b
bunu son zamanlarda fark ettim. diyelim ki A-B maçı var. handikap b'ye verilmiş. normalde "handikaplı b galibiyeti" ve "b yenilmez" bahislerinin oranı aynı olur. son zamanlarda bunların bayağı farklı olduğunu görüyorum, biri 1.40'ken diğeri 1.60 oluyor filan...

abi "handikaplı b galibiyeti" demek, b maça 1-0 önde başlamış sayılır ve böyle kazanır demek. kısacası berabere kalırlarsa veya kazanırlarsa bu bahis tutar. 1-1 berabere bitti diyelim, handikaptan dolayı 2-1 kazanmış olurlar. keza "b yenilmez" bahsinde yine takım berabere kalsa ya da galip gelse tutturmuş oluyorsun.

bunlar aynı şey değil mi? gözden kaçırdığım detay nedir? birinin oranı 1.40'ken diğerininki niye 1.60? bir değil bir sürü maçta böyle.

fark etmeyenleri silkelemek için çifte şansın oranını düşük mü veriyorlar? yıllardır bizatihi sektörün içindeyim, kendimi rezil etme pahasına açtım bu duyuruyu, gerçekten anlamıyorum gözden kaçırdığım nedir?
0
der meister
(17.02.22)
Hiçbir fark yok, iddaa'nın saçmalığı. Muhtemelen çifte şansa çok daha fazla oynandığı için, oradaki kar marjını daha yüksek tutuyorlar.
0
kakam gelmis olamaz mi
(17.02.22)
fark yok iddaa'nın kazıklamaya çalışması.
0
kanasla intihar eden adam
(17.02.22)
(10)

iki basketbol faul sorusu

der meister
artık eskisi kadar sık değil ama çocuk yaştan beri basketbol izleyicisiyim, genel olarak kurallara hakim olduğumu düşünüyordum. az önce olympiakos-efes maçını izlerken şaşırdım, tövbe estağfurullah. singleton rakibin hücum süresi 0.4 saniyeyken faul yaptı. tekrar 14 saniye aldı adamlar... e normalde
artık eskisi kadar sık değil ama çocuk yaştan beri basketbol izleyicisiyim, genel olarak kurallara hakim olduğumu düşünüyordum. az önce olympiakos-efes maçını izlerken şaşırdım, tövbe estağfurullah. singleton rakibin hücum süresi 0.4 saniyeyken faul yaptı. tekrar 14 saniye aldı adamlar... e normalde takımlar faul hakları varsa son hücumlarda filan oyunu bozmak için faul yapıyor. orada sürenin artmamasının sebebi zaten 14 saniyeden az kalmış olması mı? hani ayakla müdahalede 14 saniyeye çıkıyor onu biliyorum ama faulde de mi oluyor bu, daha önce hiç fark etmemiştim ben.

ikinci sorum yıllar öncesinden içimde kalan bir ukte. arkadaşlarla basket oynuyoruz. ben hareketsiz durdum. top elinde olan arkadaş çarpıp düşürdü beni. hücum faul dedim, ver topu. itiraz etti. kuralı açıkladım. "e iyi o zaman herkes yolda dursun, dokunursak faul olsun" diye ters yaptı. o gün tartışmak istemedim, iyi senin dediğin olsun dedim ama gördüğünüz gibi yıllar sonra hala aklımda. sinir oldum.

hücum faul değil mi abi bu? mantık tam olarak o zaten: önünde durup senin hareketini bozmak. ben zaten hareketsizim, sana hiçbir müdahalede bulunmuyorum. benim avantajım seni farklı hamleye zorlamak, senin avantajın da benim sana karşılık verme şansımın olmaması... iki ayağını yere yerleştirmiş, sabit duran adama çarpıp devirmek hücum faul değil mi? bu değilse ney?
0
der meister
(10.02.22)
14 saniyenin altında faul olursa 14 saniyeye tamamlanıyor hucüm süresi.

son saniyelerde yapılan faul aslında atış kullandırıp hucüm sırasını almak, serbest atışı kaçırmalarını beklemek (faul hakkı dolduysa ya da doldurma amaçlı)

ikinci soru 3 saniye sabit kaldıysan ve rakip sana çarptıysa evet hucum faul. ama potanın hemen altında bulunan yarım çember içindeysen hucum faul olmaz.
0
a darkness coming
(10.02.22)
yok pota altında değildim, perdede gibiydim biraz. yani benim takım arkadaşımı geçti, ben de oradan geleceğini bildiğim için orada duruyordum kazık gibi, bana tosladı. tamamen hareketsizdim. hücum faul olmadığını iddia etti kdjfdjfd çünkü öyle duruyormuşum... hey allahım. ulan keşke savunsaymışım hakkımı, aman ağzımızın tadı kaçmasın diye mis gibi topumuzu vermişiz.

son saniyelerde topu geri almak için rakibi serbest atışa zorlamayı biliyorum ama bahsettiğim o değil. hatta bu dediğim şeyi önde olan takımlar yapıyor zaten. misal 9 saniye kalmış periyodun bitmesine (maç sonu olmak zorunda değil). savunan takımın faul hakkı var. iyi paslaştılar diyelim, hani 1-2 top sonra boş atış bulacak gibiler, hop savunan takım kafa göz dalıp (faul hakkı varsa) faul yapıyor ki tekrar kenardan sokmak zorunda kalsınlar, hücumları bozulsun.

ama soruyu sorarken fark ettim ben de... periyodun bitmesine 4 saniye kalmışsa adamlara nasıl 14 saniye hücum hakkı vereceksin ki. kafa zehir.
0
🌸der meister
(10.02.22)
İkinci soru; a darkness coming +1 fakat potanın hemen altında bulunan yarım çember içindeysen hucum faul olmaz kısmını bilmiyorum.

Birkaç defa denk geldim. Hücum oyuncusu dribbling yaparken (ya da başlayacakken), defans oyuncusu çat diye kazık gibi duruyor. Gayet bilinçli yaptığı açık.
0
put it in your appropriate place
(10.02.22)
Bir soru da ben sorayım. Eskiden her çeyrekte 5 faul hakkı vardı diye hatırlıyorum. Maç yayınlarında faul kısımlarında 5 çizgi oluyordu. Şimdi 4 faul hakkı diyorlar yine 5 çizgi var. Beşinci faulle birlikte her faul sonrası atış oluyor. Bu durumda bir mantık hatası yok mu? Dört faul hakkı varsa niye 5 çizgi var?
0
bayc
(10.02.22)
0.4 saniye de faul yapıldığında süre 14 saniyeye tamamlandı sebebi şu. 2 atıştan biri girmezse ve ribaundu şutu atan takım atıyorsa hücum devam eder, eskiden 24 sn yenileme süresi 14 sn oldu. eğer kalan süre 14 sn üstünde olsaydı örneğin 16 sn , o zaman 16 sn hücum tabelasında yazardı.

çizgili alanda 5 sn kuralı vardır. sen kafana göre içerde sabit durup beklersen 5 sn hareketsiz kalma süresini bozmuş olursun. yani 5 sn içinde boyalı alanı terkedip tekrar girmen lazım. rakip oyuncu turnikeye başladıktan sonra sen sabit durursan bu hareketi bozmak olarak algılanıyor.

sabit durmanın kuraları var belli sn önce başlamış ve kuralları uygun olması gerekir. yani savunmak varken sabit durmak bence çakallık. her önüne gelen sabit dursun o zaman.

@bayc sorusunun cevabı: 4 çizgi yandımı artık her faul serbest atış çizgisine gitmek anlamına geliyor. 4 faul serbest atış artık.
0
mikahakkinen
(11.02.22)
ilk soruyu herkes açıklamış zaten.

ikinci soru;
faule siz karar verdiğinize göre sokakta oynuyordunuz. sokakta öyle hücum faul olmaz. sokak basketbolunda hücum faul demek için çok bariz bir faul olması lazım, o da pota altında anca. akan bir set hücumunda zaten kimse hücum faul kovalamaz. bahsettiğin hğcum faul profesyonel maçlarda bile kolay kolay çalınmıyor. yani bizim zamanımızda (20 sene önce) öyleydi :)

@bayc: 4. faule kadar (4. faul dahil) atış yok(faul atış pozisyonunda yapılmadıysa tabi). 4. faulden sonraki her faulde serbest atış kullanılır.
0
teritori
(11.02.22)
@mikahakkinen, @teritori cevaplar için teşekkürler ama benim anlamadığım o zaman niye 5 çizgi var :) 4 çizgi olsa ve hepsi yandıktan sonraki faullerin hepsinde atış yapılsa daha mantıklı sanki :)

Ayrıca eksiden maç yayınlarınde 5 faul hakkından bahsediliyordu şimdi 4 faul hakkı diyorlar. Değişen bir şey yok aslında ama kafama takıldı. Gereksiz soru için kusura bakmayım. @der meister senin soru başlığını sabote etmiş gibi oldum kusura bakma :)
0
bayc
(11.02.22)
14 saniye veriliyor. evet doğru.

hücum faul için savunmanın hareketsiz olması lazım. hatta şöyle bir şey de var, teması kimin sağladığı da artık önemli olmaya başladı. yani savunma hareketli olsa bile, hücumcu "aaaa bu adam hareketli ben buna toslayayım faul alayım" diyemiyor artık. hücumcunun hareketi hücum etmeye yönelik DOĞAL bir hareket olmalı.
0
co2s2
(11.02.22)
bahsettiğin 5. çizgi farklı renktir. aşağıda oyuncular için bir örnek var bak.
onun aynısı veya benzeri masa hakemlerinin oturduğu masa da var ama sadece bir tane.

hatta sen oyuncu faul sayısı ile takım sayısını karıştırıyor olabilirsin :)

www.adenspor.com
0
teritori
(11.02.22)
Takımların bir çeyrek 4 faul yapma hakkı bulunur. Ardından gelen her faul serbest atış olarak değerlendirilir.
0
mikahakkinen
(11.02.22)
(9)

açık lise tam olarak nedir acaba? kardeşim kaydolmuş, delircem

der meister
konuya vakıf değilim, bilen birisi varsa sistemi açıklayabilir mi?erkek kardeşim lise son sınıf öğrencisi. son dönemi. çok tembel. online derslerle zaten hiç işi olmadı, açıldığından beri de annem zorla gönderiyor okula. anca cips yiyip lol izlesin. okula dair hiçbir isteği, hedefi yok. dil okuyor,
konuya vakıf değilim, bilen birisi varsa sistemi açıklayabilir mi?

erkek kardeşim lise son sınıf öğrencisi. son dönemi. çok tembel. online derslerle zaten hiç işi olmadı, açıldığından beri de annem zorla gönderiyor okula. anca cips yiyip lol izlesin. okula dair hiçbir isteği, hedefi yok. dil okuyor, kazanmak istediği yerler/bölümler var ama sıfır çaba; ayrıca ingilizcesi sandığı kadar iyi değil.

birkaç arkadaşı açık liseye kaydolmuş, bizim eleman zaten ısrar ediyordu, "burda kalırsam kafayı yicem" filan diye aramış annemi sanki hapis hayatı yaşıyor hıyar. annem de iyi ne halin varsa gör dedi, çok üstelemedi ama üzülüyor hiç değilse okula gidiyordu şimdi yatacak akşama kadar diye.

bunun bir avantajı, dezavantajı var mı? çocuklar niye böyle hevesle açığa geçmeye çalışıyorlar, okula gitme zorunluluğu ortadan kalkacağı için mi? diplomayı nereden alacak mesela şimdi bizim oğlan, mis gibi ilçenin anadolu lisesi dururken açıktan mı alacak? annem ona kızıyor zaten, "oğlum ben okuyamadım, açık liseyi 40 yaşında bitirdim, sen niye efendi gibi kendi okuluna gidip lisenden mezun olmuyorsun da benimle aynı diplomayı alıyorsun" diye.

bunun haricinde biraderimle neler yapabileceğimize dair fikriniz varsa onları da seve seve alırım. geçenlerde ankara'ya geldi yanıma. behzat ç'den dolayı çok seviyor ankara'yı. e ben de oradayım. kaleye gittik, müzeye gittik, kızılay'da takıldık, gençlerbirliği maçına gittik... dedim belki biraz heveslenir, ankara'da okul kazanayım der.

yok abi yok. sıfır. adam sabah yataktan kalkıp okula gitmiyor ya. depresyonda filan olduğunu düşünmüyorum. güzel bir arkadaş grubu var. her türlü etkinliği de sever, benim gibi sessiz sakin bir çocuk filan olmadı hiçbir zaman. okulda zorbalığa maruz kaldı ondan mı istemiyor diyorum ama hiç sanmam, tam aksine öyle bir durum varsa bu zırtapoz "bully tayfa"dandır kesin, hem aramız iyidir öyle bir şey olsa paylaşırdı diye düşünüyorum.

kendi haline bıraksak iyice mal olacak, bu sene kazanamayan adam daha hiç kazanamaz. ne yapacağımızı şaşırdık. en çok üzüldüğüm şey de boş çocuk olmaması. yani ne bileyim tarihi çok sever mesela. çoğu konuda az buçuk bilgisi vardır, iyi kötü bir ergen için vizyonu olan, düzgün eğitilse ve bir şeylerin üstüne düşse iyi işler başarabilecek, mutlu olabilecek birisi ama adam herhangi bir şey için ekstra bir nefes dahi almak istemiyor. yıldık cidden.
0
der meister
(10.02.22)
bu aralar ben de çok sık duyuyorum bu tür şeyleri. hatta baldızın oğlu da aynı macera peşinde. benim konuşup ikna etmemi istiyorlar. dayısı ile ticaret işlerine takılıyor bir yandan. para da tatlı gelince okuma hevesi hepten kaçtı. son sınıfı açıktan okuyacağım diye baldızın kafasını şişiriyor her gün. okumaya gönlü olmayanlar için fırsat kapısı. çocuklar birbirinden duyuyor muhtemelen.

diğer yandan okuyup işsiz kalanların halini de kendilerine dayanak yapıyorlar.
bizim zamanımızda okumak level atlamanın birinci koşuluydu. şimdi çok zorlaştı.
0
lazpalle
(10.02.22)
Konuya hakimim. Meslek lisesi mudur yardimcisiyim. Acik liseye çok ogrenci gönderiyoruz. Söyle ki, bu dönem zaten açık liseye kayıt yaptıramaz. Kayit donemi geçti. E zaten son sinif. Su an okuduğu okulda bitirmekten başka alternatifi yok zaten.
0
wilhelmwasmuss
(10.02.22)
köy den mezun ol açık liseden olma. cv sini ortaya koyduğunda açık lise diye burun kıvıran yöneticileri görünce ileride çok pişmanlık duyar.
0
jamswety
(10.02.22)
üniversitedeki açıköğretimin lise versiyonu. yılda iki defa gidip sınavlara girer o kadar.
anlattığın durum pek iç açıcı değil. benzer hedefsizlikte öğrencilerim oldu. aile için gerçekten zor bir durum.
pedagog veya artık yaş gereği normal psikolog ile görüşülmesini ısrarla tavsiye ederim.
o kadar amaçsızlık hiçbir zaman sağlıklı bir durum değil.
sabır diliyorum.
0
d e j i n
(10.02.22)
Yukarıda artık geçemez denmiş ama yanlış bilgi, 11 şubat mesai bitimi itibari ile örgünden açığa geçiş sonlanıyor. Yani eğer isterse geçebilir. Ara dönemde de geçiş mümkün, geçen öğrencilerim var.

Benim öğrencilerimden bahsettiğim gibi (12. sınıf) bu sene başında ve bu ara dönemde geçenler oldu, fakat bu öğrenciler halihazırda sınava hazırlanan dershaneye kayıtlı devam eden başarılı öğrencilerdi, ve argümanları da okulda farklı branş derslerinin sınavları ve okul yoğunluğunun yorgunluğu ile verim alamayacak olmalarıydı. Bence mantıklıydı da, eğer çalışan, disiplinli bir öğrenci olsa idi kardeşiniz ya da devam ettiği bir dershanesi/ kursu vs. olsaydı üzerine düşünülebilirdi. ( fakat sizin söyledikleriniz tam aksini işaret ediyor.)

Açık liseye geçtiklerinde almaları gereken kredi çok çok daha az oluyormuş, sadece zorunlu ortak dersleri alıp bitirecekler, hatta bu sene başında geçen öğrencim kendisinin mezun olma kredisini bile doldurduğunu söylemişti, sadece bu yıldaki zorunlu ortak dersler ( TDE, Mat, ing, anımsayamadığım bir kaç ders daha) sınavlarını verecekti. Ki bunlarda okul sınavlarına kıyasla daha az zorlayıcı. (hatta bu sene online sanırım)

Yanlış bilgi vermiş olmayayım ama sanırım diplomasını da Halk Eğitim Merkezinden alacak, orada gerekli bilgiyi verirler diye düşünmekteyim.
0
kucukne
(10.02.22)
yazar başlıkta "kaydolmuş" demiş. Altta kaydolabilir mi tartışması dönüyor.
Konuya dönersek, öğrencilerde moda oldu açık liseye geçme hadisesi. En başta başarılı öğrencilerin sınava daha çok vakit ayırabilmek amacıyla başlattıkları bir akımdı. Fakat gördüğünüz üzere evde yatayım, kim gitçek sabahın köründe tayfası da akıma dahil oldu.
Bence bu saatten sonra sizin müdahaleniz yeterli olmaz. Yaratılış, yetiştirilme tarzı ve çevre faktörü buraya getirmiştir. Gerekirse sene kaybeder, arkadaşları üniversite kazanır, gruptan elenir; o da yeni bir yol çizmek için motive olur. Bu durumun daha az enerji ve emek harcamalı varyasyonu ise özel üniversite talebi olacaktır.
0
adivar
(10.02.22)
Lise diplomasının kendisi pek etkili değil artık biliyorsunuz. Onun için nereden alındığının pek bir önemi olmasa gerekir. Robert ve Galatasaray gibi diplomalara değer veren özel sektör firmaları belki vardır, ancak geri kalanının sizce bir önemi var mı? CV'sine okuduğu liseyi zaten yazmayacaktır bile.

Ancak esas problem kardeşinizin eğitim hevesindeki kırılmada sanırım. Bence lisesinden çok bu konuya eğilseniz daha iyi gibi. Evet iyi bir eğitim görmüş kimseler şu sıralar hak ettiği değeri hissedemiyor olabilir, ancak bu bir kriz durumu. Normal şartlarda bu böyle olmamalıydı. Gelecekte de bu böyle kalmayacaktır, kalamaz. Bunu anlamasını sağlayın bence.

Eğitim hevesi yerindeyse, açık ya da örgün çok fark edeceğini sanmıyorum ben.
0
akhenaten
(10.02.22)
Acik lise 2.donem ilk kayıt basvuru suresi bitti. İsteyen herhangi bir halk eğitim merkezi müdürlüğünü arayıp kolaylıkla teyit edebilir.
0
wilhelmwasmuss
(10.02.22)
arkadaşlar kaydolmuş yazmışım ama kaydolmamış daha. onu düzelteyim. okuldan transkript almış. yarın halk eğitim merkezine gidecek. bu duyuruyu gösterdim, bak dedim süresi geçmiş diyorlar, "yoo bizimkiler hala gidiyo" dedi. bilmiyorum artık nasıl olacak ya da olacak mı...

ama sanırım üç aylığına da olsa dershaneye yazdıracak annemler. arkadaşları da orada olduğu için biraz heveslenmiş görünüyor. bugün eve gelince kendisi direkt gelip bana çalışacağını söyledi. hatta bizim okula girmek için kaç net gerektiğini hesaplamış; aslında çok uzak olmadığını, çalışsa yapacağını anlayınca gaza gelmiş gibi biraz... hadi inşallah.
0
🌸der meister
(10.02.22)
(8)

mezuniyete yakın "aa şu dersi vermemişim mezun olamadım" durumu yaşayan

der meister
oldu mu acaba?sorun şu ki erasmus'u, pandemisi, alttan dersi, üstten dersi vs. derken bende kayış koptu. takip edebildiğim tek şey kaç kredi verdiğim, bölüm derslerimden hangilerini verdiğim ve vermediğim... mesela bu dönem için bölüm dışından daha önce veremediğim bir seçmeliyi değiştirdim. onun ye
oldu mu acaba?

sorun şu ki erasmus'u, pandemisi, alttan dersi, üstten dersi vs. derken bende kayış koptu. takip edebildiğim tek şey kaç kredi verdiğim, bölüm derslerimden hangilerini verdiğim ve vermediğim... mesela bu dönem için bölüm dışından daha önce veremediğim bir seçmeliyi değiştirdim. onun yerine kendi bölümümden seçmeli yazdım. sistem kabul etti. kendisi sordu zaten "başka bir ders yerine almak istiyor musunuz?" diye.

diyelim ki ben 2-3 dönem daha böyle yüklendim, en sonunda 240 krediyi doldurdum. tüm derslerimi verdikten sonra vermem gereken bir dersi vermediğim için (seçmeli) koca bir sene daha okulla uğraşmam gerekir mi? bu tarz bir sıkıntı yaşayan oldu mu hiç?

yani görünürde aslında bir problem yok, haliyle öğrenci işlerine gidip net bir soru dahi soramıyorum ama bu nedense aklımı kurcalıyor. bazen dönemden döneme dersler değişiyor; bir dönem ders almak istesem "seçmeli alman lazım önce kankito bunu seçemezsin" uyarısı geliyor, diğer dönem hiç seçmeli filan tercih etmeyip kendi bölümümden ders seçebiliyorum vs...

gönül dostları zaten noel'de evde olmayı bekleyip kendini stalingrad'da bulan alman askeri gibi 10 yıldır bu bataklığa saplandığımı bilir, bitirmeye yaklaşmışken (yaklaşmak dediğim iki sene gerçi) saçmasapan sebepten problem yaşamaktan korkuyorum açıkçası.

o yüzden merak ettim, hani böyle lisansta 240 krediyi tamamlayan ama filanca dersi vermemiş olduğu için diplomayı alamayan, bu dersi almadığını ve alması gerektiğini de herhangi bir şekilde fark edememiş (otomasyondan uyarı almamış) biri var mı aramızda?
0
der meister
(09.02.22)
ben yaşamadım da, 239 kredide kalan, bir dersi almayıp da mezun olamayan falan çevremde çok oldu.

bu soruyu öğrenci işlerine sorabileceğiniz gibi, danışman hocanıza da sorabilirsiniz. üniversitedeki danışman hocanın temel görevi budur zaten.
0
a darkness coming
(09.02.22)
Ben varım. 140 krediyle (eski sistem) biten bölümü 180 krediyle bitirdim o yüzden.

Şöyle oldu, zaten belalı bi dersim var bi türlü geçemiyorum. Tek ders için okula gidilmez malum, gitmeye bahane olsun diye de yanında 2-3 ekstra ders ala ala aşırı fazla okumuş oldum.

Sonra bi ortaya çıktı ki zorunlu başka bi dersim de varmış ama unutmuşum ben onu. Transkript 15 sayfa olunca kolay farkedilmiyor, sistem de ben okula girdiğimden beri 5 kere falan değiştiği için otomasyon çalışmıyor bende doğru düzgün. Benim dönemin kurallarını tozlu arşiv raflarından falan bulabiliyorsun anca.

Ben de gittim dönemin ortasında hocaya yalvar yakar dilekçeyle dersi aldım, "boşuna 1 sene daha uzatmayayım okulu" diye. Sonra o dersi geçtim ama belalı olandan yine kaldım 2 yıl daha uzadı okul.

Mesela ben girdiğimde zorunlu olmayan, ama sonradan zorunlu olan bi ders vardı. Sistem diyor ki bunu alacan kardeşim, halbuki gerçekte işler öyle değil. Diplomayı elime alana kadar onun stresiyle yaşadım hakkaten, her an okul yine uzayabilirmiş gibi. Dersi almışım, sonra onun kodu değişmiş, yerine gelen dersle uyuşmuyor, bana dersi veren hoca emekli olup gitmiş, ne neyin yerine geçiyor bilen yok, otomasyonu kim yazdıysa böyle bir case'i düşünmemiş bile falan.

Bi de şey olmuştu, belalı dersi geçtim, diplomayı gel al diye okula çağırdılar. Gittim, dediler ki senin sınav iptal, yönetmelik değişmiş, o sınavın yapılmaması gerekiyormuş zaten. Napcam dedim, seneye gelir tekrar alırsın dersi dediler. Diploma rektörün imzasından dönmüş, imzalamış olsa kapıp koşarak kaçardım okuldan.

Yani danışmanın iyiyse aslında onun halletmesi lazım böyle şeyleri. Ama en garantisi sen durumu ortaya bi dök, bütün case'leri sırala, 3-4 kişiden (sekreter, bölüm başkanı, danışman vs) onay al, ona göre hareket et.

Üniversite bürokrasisi ölüm.
0
plutongezegendegilmi
(09.02.22)
eger toplaman gereken, toplam krediyi hallettiysen, secmeli ders icin okul uzamaz. ama ders secmeli degil de zorunlu ise fazla kredi bile toplasan, zorunlu dersi almadan mezun olmazsin. ve bu durumda olan epeyce ogrenci gordum. ozellikle af ile donen ogrencilerin transkripti cok karisik oldugu icin donem basi danismani veya ogrenci isleri ile kontrol etmesi faydali olur.
0
helenart
(09.02.22)
benim de erasmus vs hikayesi var, sonra 5. senemde sistem değişikliği oldu, durduk yere bi seçmeli ders eklediler diploma alacakken bi dönem uzattılar sana bunu da vermemiz lazımmış diye, sinirden çatladım seçmeli dersin bi de devam zorunluluğu vardı hem işe hem okula gittim, sonra o dersi de veremedim, sonra da dediler ki aa sen mezunsun zaten, bu seçmeliyi almana gerek yokmuş :) nereye dava edersen et deyip geçtiler.

türk üniversitelerinde okuyorsan bu durumları en az 3-4 kişiden onaylatacaksın. sisteme falan güvenme ben bizzat yaşadım.
0
roket adam
(09.02.22)
lisansta aynı hocadan bitirme projesi aldığım bi eleman vardı. 1 sene falan uğraştı etti. sunum günü, haziran sonunda finaller bitmiş, artık son resmi notumuzu almak için sunumlarımızı yapacağımız günün sabahında bu arkadaşta takım elbiseyle okuldayken hoca bu elemanı arıyordu etrafta sonra bulmuştu sanırım. hoca çocuğa ders kaydını yapmadığını sınav notu giremeyeceğini falan söylemişti. ilk dönem bitirme ödevini seçince ikinci dönem heralde seçmeme gerek yok sanmış.

çok üzülmüştüm. değişik bi tipti falan ama işte acıdım. geldi biraz oturdu seminer salonunda bir kaç kişiyi izleyip gitti. dediğinden daha acayip ve zor bir durum bence. mezun olacam diye geldiği gün okulunun 1 sene uzadığını öğrenip gitti
0
avatar is back
(09.02.22)
Bölümlerin öğretim planını içeren, hangi zorunlu derslerin alınması gerektiği, kaç kredi seçmeli ders alınması gerektiği ve bunların kaçının bölüm dışı olabileceği, mezun olmak için toplam kaç kredi gerektiğine dair bilgileri içeren katalogları vardır. Bu kataloglarla birlikte ilgili yönetmelik/yönergeleri, transkriptinizi açıp önünüze koyacaksınız. Okuyup, anlayıp, tutarsız bir durum var mı tespit edeceksiniz. Bir tutarsızlık veya aklınıza takılan bir konu varsa danışmanınıza veya öğrenci işlerine sorabilirsiniz.

Yoksa oturup her öğrencisi için tek tek mezun olabiliyor mu, olamıyor mu kontrol etmek danışmanın görevi değildir. Üniversite çağındaki kişilerin bu takibi kendisinin yapması, yönetmelik-yönerge okumayı bilmesi gerekir.
0
gmzo
(09.02.22)
Yaşamadım ama son saniyede kurtuldum.
Hocayla konuşurken bilmem bilmem ne olduğunu (ya kredi yetiyor ama ects yetmiyordu ya da öyle garip olaydi) söyledi. Hemen bir ders yapistirmistim son saniyede. Ve oraya başka bir arkadaş için beraber gitmiştik, hoca arkadaşa konusurken ulan ben kontrol edeyim dedim ve patladığımi fark ettim.

Bölümden birinci, okuldan 3. Mezun oldum ama şu olayı fark etmesem olamiyordum. Hayatımda yaşadığım en telasli zamanlardan...
0
logisticsmanager
(09.02.22)
Ay evet bizzat tanıştım bu kişiyle. Korkumdan geçici mezuniyet belgesi verilene kadar mezun olduğuma inanmamıştım.

Bizde şöyle oldu, bölüm aslında eşit ağırlık ama okul endüstri mühendisliğinden dersler koyarak mühendisliğe almak istemiş olamamış. Biz girdiğimiz sene 100 küsür kişiden 60 kişi sınıfta kalınca bu dersleri kaldırdılar ama biz o müfredattan sorumluyduk. Normalde sistemde ne ders varsa hepsini alıyoruz, bazı kaldırılan dersler sistemde hiç yok, bunu fark edersek dilekçe yazıp sisteme getirilmesini istememiz lazım. O kişi bunu fark etmemiş bu yüzden de bir dönem uzatmıştı.
0
jazzabel
(09.02.22)
(3)

30 günde fit uygulamasını kullanan oldu mu? sonuç aldınız mı?

der meister
iki şişko gaza gelip başladık buna yaklaşık bir ay önce. arkadaşım zamanında çok iyi sonuçlar aldığını ama sonra bıraktığını söyledi ki eşi antrenör zaten, o "yapın yapın iyi olur" dedi. tüm vücut yeni başlayanlar programına daldık, sadece onu yapıyoruz.şimdi allah için 27 gün sonunda iyi verim aldı
iki şişko gaza gelip başladık buna yaklaşık bir ay önce. arkadaşım zamanında çok iyi sonuçlar aldığını ama sonra bıraktığını söyledi ki eşi antrenör zaten, o "yapın yapın iyi olur" dedi. tüm vücut yeni başlayanlar programına daldık, sadece onu yapıyoruz.

şimdi allah için 27 gün sonunda iyi verim aldığımı düşünüyorum, karnım hayvan gibi sıkılaştı ve ayı yavrusu biraderimle güreşirken kondisyon-güç farkını çok net görüyorum ama arka arkaya 35 crunch, 40 kuş-köpek (orijinal ismi bu mu bilmiyorum ama böyle yazıyor uygulamada djdk) yaptırmaya başladı ve doğal olarak abdürrahim albayrak'a bağladım her gün uygulamayı açınca şu tepkiyi veriyorum: youtube.com

merak ettiğim şu ki bu programa sıfırdan, kendisi de sıfırken başlayıp iki ay sonunda güzel gelişim kaydeden oldu mu ya da işin ustaları eşek gibi 35 kez crunch yapmak hakkında ne düşünüyor, yani bunu 20-15 iki set yapsam mesela verim olarak çok mu kayıp yaşarım?

bir de ben üç hafta sonunda kiloda değişiklik yaşamadım. açıkçası kalori saymıyorum ama if yapıyorum ve normalden az yiyorum, 100 kalori yakan egzersizden sonra gidip çikolata yemiyorum. karbonhidratı çok azaltmadım. şişko olduğum için sporla hem biraz kas alma, hem de işte ödem filan derken aslında yağ yakmama rağmen kilomun değişmemiş olması normal mi? yoksa şunu üç hafta yağıp bir kilocuk dahi vermediysem diyetimi tekrar gözden geçirmem gerekir mi? teşekkürler.
0
der meister
(28.01.22)
Sporun iştah açıcı özelliği var. Spora yeni başlayanlarda da 'Nasıl olsa sporda yakarım.' düşüncesiyle yemeğe abanma yanılgısı oluyor. Ona dikkat etmelisin.

Hem İf yapıp hem spor yapıyorsan, beslenmende de dikkatliysen yağ yakıp kas kazanıyorsundur. Bu durum kilonu düşürmeden hacmini azaltır. Yani sporun işe yaradığını tartıda değil, aynada, pantolonunda, gömleğinde görürsün.

Onun için, kilona değil, vücut yağ oranına bakmalısın.

www.agirsaglam.com

gucvefitness.com
0
Mirket
(28.01.22)
if yaptığım dönemlerde ki senin gibi fit uygulaması falan yapmadan kilo vermesem bile 4-5 hafta içinde bir beden küçük kıyafetlerime girebiliyorum. if yaparken kilo verme bende yaklaşık 2 ay sonra başlıyor ve hızlı ilerliyor. tabi tüm bunlar cinsiyet, başladığın kg vb bir sürü şeye de bağlı.

go go go :)!
0
Phoebe
(28.01.22)
hocam kilo verme ve yağ yakma işleri spordan çok ne yediğinle ilgili. bununla ilgili çok meşhur bir laf var: Built in the kitchen, Sculpted in the Gym.


süreçte kesinlikle kas yapmışsındır ve fakat, yaktığın yağ/karbonhidrat kadar kas inşa etmiş olman imkansız. bu da şu anlama geliyor: arzu ettiğin kadar yakmamışsın :)

basit karbonhidratları tamamen hayatından çıkarmanı öneririm. ekmek, tatlı, şekerli her şey, ve tüm hamurişleri.

daha komplike karbonhidratlarla yola devam edebilirsin: bakliyatlar, bulgur pilavı, sebzeler gibi.

sağlıklı yağ tüketimini artırmak yağ yakmaya çok yardımcı olur: zeytinyağı, tereyağı, hindistan cevizi yağı, avokado, gibi.

vücuduna gerektiğinde çok da direnmeden yağ yakmayı öğretmek için dönüşümlü olarak bir gün uzun (>60dk) ve düşük tempolu (< 120bpm), diğer gün çok kısa (<15dk) ama yüksek tempolu (>140bpm) kardio yapabilirsin.

IF'i de 16/8 düzeninde yapıyorsan, 2 ay kadar sonra epey yalınlaşman gerek.
0
kaptankedi
(28.01.22)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.