monitörün aynısının bir alt modelini kullanıyorum. dvi ve de hdmi girişi yok. fakat oldukça iyi idi zamanına göre. ama sene olmuş 2012, hdmi girişi olmayan monitör alınmaz artık (ya da dvi).

bu şekilde söylersen küçük yazılır fizik.

İstanbul Üniversitesi'nde Küçük okuyorum, Fizik harfle yazıyorum.

gördün mü? çok saçma oldu.

Ben hiç anlamıyorum hocam. Biri yapabilirse çok sevinirim. PS yüklü bile değil.

Benden bu kadar, umarım işinizi görür:

i.imgur.com

Hocam önerdiğin kurs ilgi alanım dışında. Başka kurs tavsiyesi olan var mı?

nazimhikmetkulturmerkezi.org
www.nazimhikmetakademisi.org
www.santralatolye.com (şu anda kurslar gözükmüyor ama takip edin derim bunu da)
www.akademiistanbul.com

Udemy uygulamasında 2 adet Resim Kursum var incelemenizi tavsiye ederim.

Halk eğitim merkezleri var. Her ilçede var mı bilmiyorum ama Kadıköyde vardı. İspanyolca kursu görmüştüm. Fiziken gidip kapıya asılan kağıtlara bakmıştım. Kadıköyde değilseniz kendi ilçenizde halk eğitim kursu var mı araştırın.

Genc oldugun günlerden önceki günler

O ne demek? :) Çocukken falan demek için mi bu kadar kasmış?

Context'in tamamına bakmak lazım onun icin . Ama zannediyorum oyle bı sey demek istiyor :)

Travis'in şarkısının başı böyle de hatta şarkının ismi de before you were young. Sözlerinin ilk kısmı şöyle:

in the days before you were young
we used to sit in the morning sun
we used to turn the radio on
what happened?
we'd see our lies in the eyes of fate
and take our cradles to the grave
but even then we're never saved
from danger

Net bir bilgisi olan var mıdır? Yoksa çocukken deyip geçiyorum.

Evet, genç olmadan önceki hali, çocukluk denebilir ama yaş olarak değil de ruh hali olarak sanki.

Bizim de böyle bir şarkımız var "ben ölmeden önce".
Bu çağrışımla internete baktım, biri şöyle bir yorum yapmış: "On the official Frandy bootleg cd Fran talks about looking at your loved ones from beyond the grave, well, he starts serious, but it sort of falls apart."
Bir de şu var.
www.songmeanings.net

Bence Uluslararası ilişkiler istiyorsa tutmasa da yazsın.Ne olacağı belli olmaz.

İÜ'nün 3 tane işletme bölümü var,biri Avcılar'da.Diğer 2'si Beyazıt'ta(Tercihlerinizi kampüs yaşamına göre de belirleyin derim.)

Ben iktisat okuyorum,ben de iktisat öneririm.
Marmara'nın eğitimi hakkında bilgim yok ama yerini beğenmiyorum,Bahçelievler'de bir bina diye.

İÜ'de okuyorum eğitimini beğenmiyorum o ayrı.

YTÜ daha iyi gibi geliyor.Her ne kadar teknik ünide iibf bölümü okunmaz deseler de.
Bence YTÜ iktisat'a yetiyorsa YTÜ'den birilerinden de fikir alın,burayı tercih edin derim.

O kadar kasmaya gerek yok yahu. Sadece kediyi temizlemek için yıkamayın, kendini temizler. Çok pislenirse, toza falan bulanırsa nemli bezle silin yavaşça.

kumu kediye bir kaç defa koklatın, üstüne oturtun o anlıyor orasının tuvalet yeri olacağını. süt vermeyin kediye zararlı. hazır mamalardan uzak durun, ev yemeğine alıştırın siz ne yiyorsanız o da aynısını yesin.kuru mamalar böbreklerini çürütüp öldürüyor.. ayrıca sakın kediyi yıkamayın, yıkıyorsanız da 3-4 ayda bir defa.. su zarar veriyor iç organlarına

kediler hakkında duyuruya neredeyse her gün soru geliyor, kedisever kullanıcıların sayfalar dolusu açıklamaları var. arama kısmına direkt kedi yazın bir sürü şey çıkacak karşınıza. kolay gelsin.

genişce bi leğene kumunu koyarsın, içtiği su çeşmeden olmasın iyi su olsun, kuru hazır mamalardan yiyebilr ama royal canin, hills gibi markalar var bunlar daha iyi olur.bu mamalar biraz daha pahalı alamam derseniz uygun mamalardan da yedirebilrisiniz ama sürekli yemesin arada ev yemeklerinden de verin.bizimki zeytin çok seviyor sizinkide sever belki deneyin:) evet süt vermeyin.sonra bi vet bulun aşılarını yaptırın,tırnaklarını kestirin.evet gerekmedikçe yıkamayın kediiyi.nette kedi forumları var.onları okuyun.

bölümü bilmem ama maksimum 3-4 seneye koç, sabancı, bilkent standartında bir üniversite olacağına emin olabilirsiniz.

hizmek sektörü için avantajlı bi üni. son yıllarda epey para harcıyolar.diğer apartman ünilerinin aksine 5-10 sene içinde bilkent sabancı koç seviyesine gelir diyolla. sektörle iç içe. bence olabilir. orda okumuyorum tabi bu aralar çok özyeğin muhabbeti geçiyor da ordan takip ettiğim kadarıyla.

bilgi sahibi olmadığım bir üniversiteyi kötülemek istemem ama muhtemelen kötüdür. son dönemde yeni açılan vakıf üniversitelerinden sadece istanbul şehir üni. iyiye benziyor. (özyeğin vs. için daha vakit var)

e bilenler anlatsın biz de bilelim? neye dayanarak bilkent seviyesine ulaşacağını söylüyorsunuz? bilkent'le aynı cümlede bile anmayın bence adını, bilkent diyorsunuz, oha.

bilgi sahibi olduğunu iddia edenleri ibretle izliyoruz. lan biraz objektif olun. koçla, bilkentle yarıştırıyorsunuz okulu.

edit: 4 yıllık bir üniversite olan özyeğin'in şu an "çok iyi" olması zaten beklenemez. eşyanın tabiatına aykırı. biraz sabretmek lazım.

özyeğin hayvan gibi para harcayıp ibretlik transferler yapıyor diye biliyorum, hoca kadrosunu çok sağlam kurdular adamlar. ben de ciddi bir atılım bekliyorum, koç sabancı bilkent bilgi'ye beşinci olurlar yakında.

türkiyenin en zengin adamı tarafında kurulmuş bir okul ve 900 milyon tl yatırım yaptı bu adam bu okula. akademisyenlerine falan bakarsanız biraz araştırırsanız anlarsınız ne derece büyüyebileceğini. sırf siz ismini duymadınız diye, ismini beğenmediniz diye hemen bi okulu vasat yapamazsınız insaf. sadece objektiflik değil, biraz da araştırmaya ihtiyacımız var sanki.

orda okuyan arkadaşım var çok kötü diyor, bilkent koç olacağını söyleyenlere inanasım gelmiyor her yer böyle üniversitelerle doldu

önce ben de tabela üniversitesi dedim ama kadrosu güzel lan harbi.

Öncelikle akademisyen kadrosu çok iyi. İşletmeci değilim ama duyduğum dersleri,projeleri, paperları, stajları derken öğrencileri bıktırdığı. Diğer okullardaki arkadaşlar tatildeyken Özyeğinliler hep stajda. Zaten ağzınızdan girişimcilik diye giriyorlar her fırsatta adamlar. Başında da Prof.Dr.Erhan Erkut var ki ben onun kadar ilgili bir rektör görmedim.

Özyeğin üniversitesi açıldığından bu yana sürekli gelişen bir üniversitedir. Bünyesinde bulunan hocaların yarısından fazlası doktorasını Amerikanın sayılı üniversitelerinde yapmıştır. Herkes gibi benimde özel üniversitelere karşı bir önyargım vardı ama rektörü Prof.Dr.Erhan Erkutu dinleyene kadar. Gayet sağlam bir rektör olduğunu düşünyorum. Bence Türkiyede öğrencileriyle iletişim kurabilen tek rektördür kendisi. Kendisi Özeğin üniversitesini özel halk otobüsüne benzetiyor. Bu benzetmeyi çok sevdim. Diğer yandan Hüsni Özyeğin gibi gayet zeki bir sahipleri var. Hüsnü Özyeğini her an okulda görebilirsiniz ve sizin yanınıza oturup sizinle kahve veya çay içebilir. Dediğine göre 61 tane şirketim var , 60 tanesi kazanıyor burası yiyor ama en keyif aldığım yerde burası. Staj imkanları oldukça genş , FİBA holding bünyesindeki şirketlerde istediğiniz kadar ücretli staj yapabiliyorsunuz. Kampüsünün 3 yıl içinde Koç üniversitesi kampüsünün güzelliğini geçeceğini düşünüyorum.
Bence tercih edilebilir.
Not: Ben Özyeğin üniversitesi öğrencisi değilim sadece arkdaşlarım orada ve kuzenim için tanıtım günlerine gittim.

Tek sıkıntı Hüsnü bey ölürse eğer oğlunun aynı özeni ve desteklemeyi gösterip gösteremeyeceğidir. Hüsni beyin yaşı da var yani.

en garanti ruhsata bak bence silindir hacmi 16xx şeklinde yazıyodur. küsürü varsa 1601-1800'e girer.

1.6 ise muhtemelen 1595-1598 gibi bişeydir o da 1.3-1.6 aralığı oluyor.

Yaş olayını bilen yok mu? 1599'muş silindir hacmi.

nisan 2006 trafiğe çıkışlı araç (eski aracım) bu ay 7-11 yas arasından vergilendirilmiş.

7 oluyo

olmuyor öyle.

tek tek yapacaksin mecburen.

tek eksiği bu bana göre de. olmuyor öyle.

ctrl tuşuna basılı tutarak birden çok binayı seçebilirsiniz. CTRL+1 filan yaparak kısayola da atabilirsiniz

en güzel açıklama bu olsa gerek: www.quora.com

yok, onlar tek parca oldugu icin tum kulakligin degismesi gerekiyor demisti metan.

Ya Mayıs'ta aldığım kulaklık için 2. kez gitmeye utanıyorum açıkçası. Benim hatam bu seferki bir de. Daha sık götüren var mı içimi ferahlatacak? :) Acil almam gerek diye normalden fazla para verdim Satürn'den alırken zaten. Ucuz bir ücrete de yapsalar olur.

Ben pek öyle bir kaynağa rastlamadım. İngilizce olarka Fransızca anlatan kaynaklar daha iyi ve internette bulunabilir.

yaşar kemal'in dağın öte yüzü serisi çok iyidir ve çukurova halkının o tarihteki dertlerini anlatır. dili de nefistir. serinin ilk kitabı ortadirek'i seçip anlatabilirsin.

yazdığın bütün yazarların birçok romanını, çoklukla da kitap kulübü için yakın tarihte okumuş birisi olarak sana tavsiyem

Orhan Kemal, "Bereketli Topraklar Üzerinde" çok güzel bir kitap, çok akıcı, çok anlaşılır, diyaloglardan oluşuyor, konusu da güzel, hakkında bir sürü de kaynak bulabilirsin. fethi naci'nin 100 yılın 100 romanından başla araştırmaya.

kemal tahir - bozkırdaki çekirdek. türk filmi kadar akıcı, karakterler gerçek. köy enstitüsünü anlatıyor bolca kaynak bulunur.

Expect the best, plan for the worst, and prepare to be surprised.

en güzelleri "sakla samanı gelir zamanı" ve "ak akçe kara gün içindir"

sen işini kış(a) tut, yaz çıkarsa şansına.

Zaman kötü, kolla götü.

eh iştedir bana sorarsan. fransız kültürde efy kitapevinde var sanırım. bi bakmak lazım.

hoca aldırıyorsa bize laf düşer mi? yıllarını vermiş o işe al gitsin faydalanırsın çöpe atacak değilsin paranı biraz hoca sözü dinleyin len

iyi diyorlar, en azından bizim hocamız taxi! den iyi olduğunu söylerdi. efy e bak ben de var diye hatırlıyorum. birde kadıköyde seyhan kitabevi var arkalara doğru ilerlersen sağ tarafta fransızca kitaplar var oraya da bak.

"hasretinden prangalar eskittim"

(bkz: tutunamayanlar)

gönülçelen.

bir çift yürek

tanrı olmak isteyen otobüs şoförü.

yeraltından notlar

Bin Delikli Ev
Sevdiklerimin Kelleleri
Mavisini Yitirmiş Yaşamak
Çöldeki Balıklar

(sana gül bahçesi vadetmedim sadece adıyla değil okuyunca da vay arkadaş dedirtir.)

'bir kağıt daha'

'tanrılar okulu'

bizim büyük çaresizliğimiz. bu adı duyunca da ben kendimden geçiyorum.

yüzyıllık yalnızlık

kizim olmadan asla

saatleri ayarlama enstitüsü

gün olur asra bedel

Yazdıkların lazım aynen. Hemen veriyolar genelde.

beşiktaş'tan biraz yürüyünce?:S
sen karaköy'e gel yürümeden bir şekilde tünel eminönü tarafına geçen köprüye yakın kime sorsan gösterir zaten.

1. bunların hepsini ttnet ana bayilerden(bu banka gibi olanlar) yapabilirsin. sadece üyelik alan ya da fatura yatırılan bayilerden olmaz ama.

2. ttnet'ten gelip yaparlar. internette sorun yaratabilir, bizde olmuyordu ama arkadaşlarımdan telefon çaldığında internetin kesildiğine dair şeyler duymuştum.

3. iptal ve nakil işlemini hemen gerçekleştirirler ama hat hemen gelmez. bir süre beklemek gerekecek. 1 hafta içinde tüm işlemlerin hallolur diye düşünüyorum.

yakın bir gelecekte pos makinesi sistemine geçilebilir belki.

hadi oldu hasbel kader taki töreni yaptınız kurban olıym sülaledeki en zevzek adama vermeyin şu mikrofonu. yaşanmış bir olaydan özetleyeyim zevzek mikrofonu alınca daha da zevzekleşti ve belkide düğünün en tonajlı misafir hanım teyzesine taktığı küçük altını görünce "kolundakilerden bir tanesini takamadın mı bütün salon senden bahsetti durdu" dedi. bütün salondan da bir aaaaaaaaa sesi geldi. yanı sıvandı tüyü dikildi düğün bitti.

en güzel uygulama ise misafirlere hoşgeldiniz ziyareti yapılırken varsa takılarının gelin hanımın eline verilecek keseye atmalarını rica etmektir.

mikrofon falan yok. bir tane sandık var. isteyen sandığın içine atıyor. kamera falan da çekmiyor.
biz sosyete düğünlerinde böyle yapıyoruz nağber?

vardır, takı töreni yapmamak. mesela biz çerkeslerde takı töreni diye bir olay yok, takılar takılır ama tören olmaz.

takı töreni olmamalı. gelinle damat bi zahmet popolarını kaldırsın da masaları dolaşsın.

öle mal gibi üstlerine başlarına takılmasın. keseye koyulsun.
gelenler minik notlarla kutuların üzerlerine not yazıp bırakabilirler.

gerçi ozaman da alacaklı gibi oluyorlar...

zarfa para da konulup verilebiliyor bir de. üstüne isim de yazılıyor.

en kotu olarak degerlendiremem ama bi kere tepecike romen dugunune gitmistim, elinde mikrofon olan yetkili bi abla limoncunun karisi naciyeden 20 milyon, hirsiz necatinin baldizi fatmadan 10 milyon gibi anonslarda bulundu. ben tabi olayi sonradan videodan izledim, malum dugun tenekelide olunca insan pek ayik kalamiyor.

gördüğüm en medeni yöntem : gelin damat masa masa gezer keseye konur
bana en akılcı gelen yöntem : bi tane sandık olsun oraya atılsın dilenci gibi gezip altın toplamasınlar
en kötü anı: mahalli şarkıcı meto mikrofonu alır damadııın amcasııındaaaan biiir çeyreeeeeek diye bağırır o esnada kameralar takı törenini çeker damadın kızkardeşi bi an kameramana şu sözleri söyler : ali altınları çek kim ne taktı tam görünsün :) evet sonra da ailecek videoyu izleyip ellerinde defter kalem gelen altın hesabı yaptılar :)
en sosyetik yöntem : davetiyeye lütfen takı takmayınız falanca vakfa bilmem neye yardım ediniz mesajı

hmm ben olsam sandık koydururdum :)

program yazmış olabilir zamanında cevap vermezse program otomatik olarak internette yayınlayabilir dosyaları.

ya da hacker arkadaşları vardır güvendiği onlara göndermiş olabilir yine cevap gelmezse dosyaları internette yayınlayabilir mesela.


kurtuluş yok mu derseniz ben olsam önce kıza işkence yapar ardından tüm bilgisayar ve arkadaşlarını ortadan kaldırırım. daha öncesinde her zaman daha iyisi var olacağından dolayı daha iyi bir hacker veya dedektif tutar dosyaları buldururdum.

Olimpiyatlar dünyadaki en büyük spor organizasyonu olarak görülür. Bu yüzden en güçlü kadrolarıyla geliyorlar.

Olimpiyatlar çok başka bir dünya. Futbolda olmadığı ve bizim de takım sporlarında boy gösteremediğimiz için bize çok yabancı. Ama olimpiyatlar sporun nirvanası.

Olimpiyatlar çok daha büyük ve çok daha önemli bir organizasyon. Olimpik sporcu olmak, olimpiyat madalyası almak bambaşka bir şey. Bizde olimpik spor kültürü çok oluşmadığından size garip gelebilir belki ama bir sporcu için olimpiyatların ve olimpik başarının yeri çok ayrıdır. basketbol açısından bakılırsa dünya şampiyonası belki takımların katılımı bakımından daha önemli gibi durabilir ancak milli takımları oluşturan oyunculardan özellikle nba yıldızları sadece abd için değil diğer ülkelerde de olimpiyatlarda yer almayı özellikle istedikleri için çok daha üst düzey kadrolar gelir.

olimpiyatların tarihi çok eskidir ve bir sporcunun ulaşabileceği en üst nokta olarak kabul edilir olimpiyat madalyası. Günümüzde bazı hayvan sporcular bir giirişte 8 madalya ile çıktıklarından tabi biraz algı değişti ama işin özü kısaca bu.

androidden degil de pc'den yapin daha kolay. illa android'den yapasiniz varsa o vakit normal browserdan girin oyle yapin. yukaridaki kutunun yanindaki ok'a basin acilan menuden okunmamis'u secin.

okunmamis olanlari sececektir, sil dediginizde silinirler.

edit: i.minus.com

Tarayıcıdan girmek daha zor geliyor. Aslında şu hali çok rahat ama bu seçeneği niye bulamadım anlamadım. Olması lazım sanki? Tabii tek seçenek o kalırsa öyle yaparım.

he diyip geç.

'gel de bir corba yap bana'

gizli bi mesaj var burda.

ya eleman kızı reddetmiş, kız üzgün. akbaba dedikleri de üzgün kızı teselli edici piçleri oluyor işte hacı :) esmer taylanlar yani :)

ondan öncekiler silinmiştir.

o zamanlar sözlük flaş haber merkezi olmaktan çok sözlük gibiydi. ondan da olabilir. ama büyük olasılıkla silinmiştir. o gün sözlüğün offline olma ihtimali de var.

sözlük offline değildi. hayvan ara dan o güne ait entryleri görebiliyorsunuz. ertesi gün galatasaray başlığına iki entry girilmiş uefa kupasıyla ilgili.

bence de sözlük o zaman haber merkezi olmaktan uzaktı bir de herhalde yazar sayısı azdı onun için olabilir.

"x y maçı" formatında başlık 2003'te moda olmuş olabilir.

Net bir bilgisi olan yok mu acaba?

kardeş net bilgi olsa neye yarayacak? varsa entriler silinmiş işte. yoksa da yokmuş, kimse girmemiş. ssg'ye mesaj at istersen, ondan daha net bilen çıkacağını sanmıyorum. moderatörler de görebiliyorlar silinen entrileri. hepsini dene belki bi tane alçakgönüllü eleman çıkar.

agresif yazmissin da merak ettigim bir sey hakkinda net bilgi aramam normal. iki ihtimalden biri deyince merakimi gideremiyorum maalesef. baska zaman sorayim bir de. moderator olayi da olabilir.

onun bilgisayarına netlimiter veya benzeri bir program kur ve sınırı ayarla.

sizdeki alete bir de iyi kulaklık takarak bi deneyin sesin fazla çıkıp çıkmamasını. kulaklık makine ile birlikte gelen ise pek tatmin etmeyebilir.

Ben elimdeki Sennheiser'la deniyorum yanlış anlaşıldım sanırım. Şu andaki sesinden daha yüksekte çıkmasını istiyorum kulaklığın. Başka bir mp3 bunu sağlar mı, ve bunu sağlam mp3 hangisidir gibi bir soruydu benimki.

kaliteli mp3 ve kaliteli kulaklık ile daha iyi ses elde edersin.

ipod alırsan eğer windows kullanıyorsan her şarkıyı gerekli formata çevirerek kullanmam gerekli. creative felan da fena değil diyorlardı.

Bu çevirme işi uzun mu sürüyor. Formatın adı ne bu arada?

iş bankası aracı kartı sana visa veya mastercard veriyor. o sigorta havuzu dünya çapında.

malın satıldığı yere de sorarlar niye kontrol etmedin diye kimlik bilgilerini, olabilir yani.

kartınızı başkası mı kullandı? eğer öyleyse işbankası, kimlik görmeden işlemi yaptıran satıcıdan alır parayı... hatta belki daha fazlasını..

Başkası kullandı da taaa Güney Afrika'daki bir hava yolu firmasında mı ne, bir de Mango diyordu galiba.

@supergirl internetten harcama yaptıysa bi halt edemez banka. müşteri memnuniyeti için belki ikna olursa bir kısmını karşılar. satıcıdan bir hak iddia edemez

evet internet olunca olmaz tabi... bu yüzden, sanalkart güzel bir şey..

Yalnız kartım bendeydi kaybolmamıştı yani. İnternetten alışveriş yapmış olmuyor mu bu hırsız. Sanırım miktar küçük diye bana geri ödeme yaptılar. Eğer internet üzerinden olmaz dediyseniz.

yani açıkçası internetten alışverişte herhangi bi kimlik bilgisi istenmiyor. kart üzerindeki bilgileri kullanmış belli ki. bu durumda ödemenin tarafınıza yapılması gerçekten enteresan. 400 lira da çok ufak bi meblağ değil. şanslıymışsınız diyelim.

indirmeye baslarken adini degistirin.

Evet ben o yöntemi öğrendim ama ben üst üste ve sık video indiriyorum indireceğim zaman, daha güzel bir çözümü yok mudur yoksa artık bununla idare ederiz.

hep böyle iner youtube'dan.

Kolaymış ya Idm'de. Ben bir videoda saçma zorlukta yapan gördüm de, sadece farklı kaydetteki üç noktaya tıklıyorsun ve Youtube'dan adı kopyalayıp yapıştırıyorsun.

haberde iz kalacağı söyleniyordu.

estetikle flan nispeten düzeltilebilir. bir de iyi bakması lazım tabi

Alma ihtimali olan 4-5 oyuncudan biri. Jeremy Lin'in bile adı geçiyorsa bu kadar maç kaçırmasına rağmen, Ersan da tabiki ödül için şansı var. En kötü oylamada ilk 3te yer alacak diyorum ben. ama amerikalılar güzel Lin hikayesini bir ödülle taçlandırmak isteyebilir, o yüzden tam emin olamıyorum

bana sorarsan en çok ryan anderson hak ediyor.

www.systemrequirementslab.com

Buradan geliyorum fakat benim istediğim şey sistemi taradıktan sonra ona göre oyun tavsiye etmesi, burada tek tek seçmek gerekiyor.

zaten o systemrequiremntslab bazen doğru sonuç vermiyor.

Tam bir bilgim yok ama bazı NVidia ekran kartlarında böyle bir özellik var. Yani ekran kartının hangi oyunları çalıştıracağının listesini yapmış.. Ekran kartı ayarlarına bak, belki vardır sende de böyle bir özellik.

Edit: ama sadece ekran kartı için geçerli bu. Mesela oyunun sistem gereksinimi 4gb ram istiyorsa fakat sende 1gb ram varsa çalıştırmaz. Çalıştırır ama fps sıkıntısı çekersin ne biliyim

önce 1 yıl yenile. sonra transfer et. böylece 2 yıl uzatmış olursun hem. maliyeti de 15 tl falan fazladan sadece.

Yenilemek 2. tercihim. 10.50 dolar diye görünüyor yenileme ücreti. Bazı sitelerde 35 dolar falan bile yapıyorlar çakallığına. O yüzden transferi yapabilir miyim onu öğrenmek istiyorum. İhs'de destek talebi oluşturdum az önce.

Yeniledikten sonra 60 gün içinde transfer yoktu sanırım bir de. İhs'de transfer işlemi 1 hafta sürüyordu en fazla. Acaba sorun çıkmaz mı ki transfer etsem?

İhs'de şöyle bir şey ama kesin kural değil sanırım 60 gün olacak diye:

"Alan adımı transfer ettirdim ancak Tescil süresi uzamadı.

Bu problem Auto-renew grace period içindeki alan adları için yapılan transferlerden kaynaklanmaktadır

A- 1 Ocak 2008 de sonlanan bir alan adınızı 3 Ocak 2008 de yenilediniz (45 günlük "auto-renew grace period" içinde).

B- Eski tescil firmanız Alan adınız 1 Ocak 2009 a kadar uzattı.

C- Alan adınız için 4 Ocak 2008 de IHS ye Transfer işlemi başlattınız.

D- 10 Ocak 2008 de transfer işlemi gerçekleşti.

E- Bu noktada Eski Registrar Firma Sizin için operatörlere ödediği yenileme ücreti geri alır ve tescil sürenizi 1 Ocak 2008 tarihine geri döndürür.

F- Yeni Registrar Transfer esnasında Alan adınızı 1 Ocak 2009 a kadar uzatır.



Bu tip bir durumda eski tescil firmanızdan MUTLAKA ücret iadesi talep ediniz.



ASLA bir alan adının bitiş süresine 60 gün kala ve yenilendikten sonraki 60 gün içinde transfer işlemi başlatmayınız. Bu sayede benzer sorunlar yaşamazsınız.

İlgili açıklamaların oırijinal halini ICANN örnek yönerge sayfasında bulabilirsiniz

Auto-renew grace period Başlığında, Transfer paragrafında;

www.icann.org"

İhs'den her zamanki gibi hızlı bir yanıt geldi bakalım ne olacak.

"Merhaba,

Alan adınız için tescil tarihinin sonlanmasına 42 gün kalmış ise, taşıma işlemini gecikmeden başlatmanızı tavsiye ederiz. Olası problemlerde taşıma işlemi 15-20 güne kadar uzayabilmektedir.

İyi Çalışmalar"

Son durumu yazayım. 22'sinde transfer işlemini başlattım 28'inde halloldu.

yanlis hatirlamiyorsam: huzurevi çıkışından çıkıp acıbadem'in otoparkindan yardiriyorsun.. acibadem bitince solda kaliyor ve hemen gorunuyor zaten..

buzzlightyear doğru hatırlıyorsun . 7-8 dk yürüme mesafesinde zaten . Cem Yılmaz'ın gösterisine sanırım :p iyi seyirler şimdiden :)

klasör seçenekleri > görünüm > ayarları tüm klasörlere uygula olması lazım.

İstediğiniz boyuta getirdikten sonra ad kısmını(ya da istediğiniz diğer kısımları) yukarıdan araçlar > klasör seçenekleri > görünüm > bütün klasörlere uygula demek gerekiyormuş. Bulunduğunuz klasördeki ayarları alıyor, onları uyguluyor. Yani başka bir klasörde denerseniz(istemediğiniz düzendeki), o klasördeki düzen uygulanıyor hep.

ben zamanında üyeydim.

torrent olayı yok. Direk link veriyorlar tek link şeklinde. Bağlantı hızın el verdiği kadar indiriyorsun. 8mbps ile 8800 civarında indiriyordum.

ben de aynı şekilde. beğendiğim bir filmi izledikten sonra, üzerine okuyup tekrar izlediğim de oluyor. kaçırdığım şeyler var mı acaba diye.

Şahsen; önce türüne bakarım. Sonra ismine -ne kadar abartıysa o kadar tırt olur genelde- sonra kısa tanıtım konusuna bakarım. İlgimi çekerse izlerim. Bitti.
Ama nette her şey elinizin altında olunca yok fragmanıydı, ayın eleştrisiydi,yok izleyici yorumlarıydı insanı izlemekten vazgeçirebiliyor. Hep aynı mantıkla izlememek gerek aslında. Mesela ben bu ara sevdiğim oyunculara göre izliyorum filmleri. 2-3 ay önce de yıllara takmıştım kafayı. 2000-2005 arasındakileri izliyodum falan. Tavsiye ederim.

sadece oyunculara bakıyorum .Fragmanı ya da filmle ilgili eleştirilere baktıktan sonra pekte bi anlamı kalmaz gibi. Filmle ilgili yorumları filmi izledikten sonra okumak , farkedilemeyen ayrıntıları görmek açısından güzel oluyor .Kısaca pek fazla irdelemeden izlemek daha heycanlı olsa gerek , ha filmi izledikten sonra napıyosan yap tabi ki :)

eğer filmin nasıl birşey olduğunu o anki moduma uygun olu olmadığını bilmiyorsam, sözlüğe "hızlıca" göz atıyorum. hızlıca bak. girileri tam okumuyorum çünkü spoiler veren çok. bu durumda film hakkında çok ufak bi fikir sahibi oluyorum.

ama artık bunu yapmıyorum, bahsettiğin gibi filmin tadını kaçırıyor. en sevdiğim filmler hakkında birşey bilmeden izlemeye koyulduğum filmler bu arada. ayrıca ben de izledikten sonra hakkında yazılanları okuyorum genelde.

genelde imdb puanına ve kısa açıklamasına.

bazen türüne, yönetmene, oyunculara.

tavsiyelere ve fragmanlara da bakıyorum bazen. çoğu filmi izledim zaten, o yüzden araştırmak durumunda kalıyorum tabii.

aynen beni anlatmışsın. fragramları hayatta izlemem. hatta geçenlerde abartıp game of thrones reklamlarını bile izlememeye başlamıştım. imdb ve arkadaş önerisi yeterlidir. film hakkında bir şey okuyacaksam bu filmi izledikten sonra olur.

yönetmene, oyunculara, sözlük yorumlarına, imdb puanına

değişiyor benim, genellikle önce tür seçiyorum ne izlemek istiyorsam, sonra imdb puanına, konusuna bakıyorum, yüksekse veya çok düşükse merak edip izliyorum, afiş çok belirleyici ama :) afişte gözüküyorlarsa tabi öğrenmiş oluyorum önceden ama oyunculara falan bakmıyorum özellikle, filmi izlerken başka filmlerde görmüşlüğüm varsa hangi filmdi diye bulmaya çalışmak eğlenceli oluyor. fragmanlara ise hiç bakmıyorum, hele ki film çok güzel, mutlaka izleyin yorumlarını zerre dikkate almam, milletin ne kadar saçma salak filmleri beğendiğini gördüğümden. film çok güzelse ekşi ve imdb forumlarına bakarım, bir şeyleri kaçırmişssam ve insanlar yazmışsa mutlu olurum.

tematik takıldığım zamanlarda ise, mesela marilyn monroe haftası yapmıştım geçenlerde kendi kendime, kadının hayatıyla ilgili bulabildiğim çoğu şeyi okudum, bir kaç tane belgeselini seyrettim, az çok bütün filmleri hakkında bilgi sahibi olup oturup izledim tamamına yakınını, çok süper oldu.

evet google mapsten hesaplamak mümkün.

google maps'e girip sol taraftan 'yol tarifi al' yazan yeri tıklıyorsunuz. arabayla toplu taşımayla yürüyerek ya da bisikletle A ve B noktaları arasındaki mesafeyi, ortalama süreyi vs. gösteriyor.

Evet Google Maps'ten hesaplanıyor. Ayrıca Google Maps'in android uygulamasıda var web browser üzerinde kullanıdıgın bütün özellikleri kullanabiliyorsun uygulamada.

istanbul'u bilmem pek ,

maps.google.com

1- Android programı olarak CardioTrainer diye bir şey buldum. Bu aradığım program mı oluyor bilen var mı?

2- ocanal hocam dediğin yer neredeyse tamamen doğru. Sadece 40B ile İstinye Bayırı Caddesi'nin sonunda indim, sola dönerken otobüs. Gerçi bir durak sonda indim kaçırdığım için ama çok yakındı diğer durak da.

Ya annem ve kardeşim o mesafeyi 3-4 saatte anca yürürsün demişti de, ben ara vermeden 20:10'dan 21:50'ye kadar hızlıca(normal yürüyüş hızımla) yürüdüm. Ara sıra o yolu yürüyeceğim bundan sonra.

gps ile nereden nereye gittiğini kaydedebildiğin programlar var bu tip spor aktiviteleri vs için. gps tracker diye arayabilirsin.
bir de çok basit, minik adım sayaçları var. kemerine takıyosun. en az 10,00-15,000 adım atmak gerek sanıyorum bir günde. netten bu sayılara bakabilirsin. hatta belki app olarak bile yapmış olabilirler adım sayacı:step counter.. bi bakabilirsin.

Bir de ufak bir ipucu; İstanbul'da sokak lambaları çoğunlukla 25 metrede bir dikilidir. Her 4 lamba geçişinde 100 metre yürüdüm diyebilirsin.

runkeeper
androidde var mı bilmiyorum ama

sahile gitseniz ? sizin gibi yürüyen çok kişi olur, böylece otobüslerden rahatsız olmazsınız =)

Sahil dediğiniz yer acaba Sarıyer tarafı mı oluyor? Cahillik başa bela kusura bakmayın. :) Eğer öyleyse Sarıyer yazan otobüsün son durağında mı ineceğim?

muhim olan tempolu yurumekmis doktorlar öyle diyo

Ben yukarıda bahsettiğim güzergahta tempolu yürüsem o kadar dikkat çekerim ki. Dediğim gibi daha hafif hızlı bir yürüyüşte bile rahatsız oluyorum. Siz bana etrafımda tempolu yürüyecek, koşacak insanların olduğu bir yer söylerseniz ben koşar, uçar, her türlü şeyi yaparım. :) Mesela Sporcular Parkı var 4. Levent tarafında da bana orası ufak geldi daha uzun mesafe olsa iyi olur.

Sahil olayını çözdüm, oraya gideceğim ilk fırsatta.

her gün için değil de, haftada bir gününüzü ayırırsanız (değişiklik iyidir), anadolu yakasında caddebostan sahili bu iş için biçilmiş kaftan. bir tarafınız deniz, bir tarafınız çimler... adalar manzaralı yaklaşık 3,5 km'lik bir parkur. Bu şekilde kulaklığını takıp defalarca kez turlayan bir dolu insan mevcut hemen her saatte. bisiklet için ayrı, yaya için ayrı şerit var (her ne kadar birbirlerininkine girseler de zaman zaman...)

yaşadığınız yer nedeniyle her gün olamayacak olsa da, haftada en az bir gün mutlaka tavsiyedir.

@brainstorming bu soruya cevap veremiyorum ama bu sorunun cevabını benimde öğrenmem lazım, affeyle ondan duyuruya abone oluyorum.

bu tür durumlarda satıcı ile konuşup ürünün değerini faturada 100 euro'nun altında bir fiyat göstermek en mantıklısı. bunun haricinde ürün gümrüğe takılır. bu yüzden de gümrük masraflarını ödemek zorunda kalırsın.

isterse ürün 1000 dolar olsun sen bunu 75 euro gösterebilirsin.

Hocam gösterebilirim de belli şeyleri gösterebilirim. Ben gösteremeyeceğim kadar çok sipariş verdim mesela marka falan olduğu da belli, kıyafet olsun bu dediğim. Yüzde 20 vergiyle alabiliyor muyum istediğim her şartta bunu merak ediyorum. Yani gümrük masrafı dediğiniz şey bu yüzde 20 vergi mi sadece yoksa başka şeyler de mi vereceğim?

o konuda tam bir bilgim yok ne yazık ki..

ilk olarak ihtalat sürecine girerseniz yasadışı olmadığı sürece ve gerekli evrakları da sağlarsanız 300 dolar ya da 300 bin dolar herşeyi gümrükten çekersiniz. bu işin prosedürü gümrükten gelen malın konşimentosu alınır bir gümrükçüye vekalet ile birlikte verilir. varsa gümrük vergisi, kdv ve gümrük masrafları ayrıca gümrük komisyonu vs. ödenir. bu işlem kdv ve vergi hariç yaklaşık 600-800 tl arası tutar.

çok detayını bilmemekle birlikte paket posta ile gelen ( tnt,ups tarzı hızlı kargolar değil ) ürünlerde farklı bir prosedür olduğunu biliyorum. şahıs olarak gidip bir evrak doldurup %20 ile malı alabiliyorsunuz.

www.yurtdisindanalisveris.com

hızlı kargo ile gelse bile ve kocaman bir koli olsa da. üzerinde ücretsiz numune veya hediye tarzı bir ibare varsa gümrükte takılmama olasılığı var.

RE: Yurt dışından alışveriş - gümrük
brainstorming [eksiduyuru.com kullanicisi] 9 saat önce
(git: 395224)

Çok teşekkürler cevabınız için. İthalatı yıllar sonra düşünüyorum okul bitince. Benim şu an merak ettiğim şey, normal tüketici olarak mesela Breaking Bad tişörtleriyle beraber toplu tişört alışverişi yapmak istiyorum diyelim bir siteden. 500 dolar falan tuttu ben yüzde 20'sini verip yani 100 dolar daha verip bu siparişimi alabiliyor muyum direkt 600 dolar toplama? Sizin yazdığınız ticarete atıldığım zaman geçerli olacak sanki. Benim istediğim şekilde evrak gerekmiyor sanırım. Ayrıca böyle bir alışveriş yapacaksam eğer yüzde 20 vergi ödesem dahi bile yılda 5 kere mi hakkım var? Ayrıca farklı 2 tane siteden ürünler sipariş etsek bir tanesini alamıyor muyuz 2 ayda 1 hakkımız var diye? Cevaplarınız için teşekkürler şimdiden. Duyuruya da ekleyeceğim eğer bildiğiniz bir şeyi sorduysam.
orpheus [ek$i sözlük yazarı] 46 dk. önce
hayır alamazsın. bir üründen 2-3 tane olduğu zaman ticariye girer ve sorun çıkar normal gümrük prosedürünü işletmen gerekir. çok ufak ürünlerden 5-10 tane getirebilirsin mesela numune diye o konuda sorun çıkmaz.

tabi bu arada gümrükten aldığın herşey tc kimlik numarana işlenir ve yılda en fazla böyle 5 işlem yapabilirsin.
brainstorming [eksiduyuru.com kullanicisi] 41 dk. önce
Ben aynı üründen alacağım dememiştim sanırım. Demek istediğim şu, ben birkaç tişört alacağım 2 sitedenki versiyonunu da merak ediyorum ama benim asıl merak ettiğim tek siteden aldım birkaç tişört diyelim. Bunu Ups gibi değil de ekstra ücret almayan kargoyla yolladım(böyle bir kargo var sanırım) ve geldi elime. Yaklaşık 10 tane tişört diyelim. Belki daha az. 300 dolar tuttu toplamda. Yüzde 20 vergisini verip başka hiçbir ücret ödemeden alabilecek miyim ben kıyafetlerimi?
orpheus [ek$i sözlük yazarı] 20 dk. önce
10 tane değişik tshirt olursa. tnt, dhl, fedex, ups vs vs vs gibi hızlı kargo değilde "posta" adı altında çalışan bir kurum ile gelirse ve gümrük memuru ticari olmadığına kanaat getirir ise evet. %20 öder alırsın.
brainstorming [eksiduyuru.com kullanicisi] 10 sn. önce
Çok teşekkürler. Bu konuşmayı duyuraya ekleyeyim. Takip eden bir arkadaş da vardı.

çağatay ulusoy genişliği sanırım. tabi bununla birlikte boy. 1.85-1.90.

kadın değilim ama sağımdaki solumdaki kadınlardan bu konuda ne istediklerini anladım.


tabi bunlar geniş omuzlu erkeklerden hoşlanan kadınlar için.

1.68 boyunda, göbekli bi arkadaşım var ama çok güzel hatunlar yaptı. biz mal mal baktık. yani her kadın için geçerli olan bir şey değil.

12,5 falan

NBA izliyorsan orda var çokça örnekleri..

geniş omuz=david boreanaz

www.moviespad.com

çok değişken o biliyo musun? omuzlarımı ancak "sikko" olarak tanımlayabilirim, "ooğğhaaaa ne geniş omuzların faaarrr" diyen kızlar oldu. dalga geçtiklerini düşündüm, ama gayet ciddiydiler. evet, gerçekten sikkodur omuzlarım, geniş falan da değillerdir. hatta kamburum, göt gibi bi' adamım.

geniş omuz görünce zaten "aa geniş lan" dersin. böyle daha bi büyük, yapılı, yayık omuz. h

geniş omuz değil: www.kadinforum.net
geniş omuz (ooh yeaah :p): a8.sphotos.ak.fbcdn.net

Santimle vermemizi beklemiyorsun herhalde. Ama sadece omuzun değil, kolların durumu ve genel olarak duruşun dik olması (kasılmaktan söz etmiyorum) önemli. Başımı göğsüne yasladığım zaman kolumla öteki omuzuna ancak yetişebileceğim kadar genişlik. Budur...

(bkz: swiftkey)

anlamlı bakışların sebebi chunky'nin ereksiyon anlamına gelmesi

Abi ben tish-o'dan yapayım dedim ama çözünürlüğü harika bir resim bile yeterli derecede büyütülemiyor. Ufacık kalıyor resim tişörte göre.

emin degilim ama digiturk yurtdisindaki izleyiciler icin ingilizce spikerle yayin yapiyor sanirim. nerden cikardin dersen bazen maclari evde netten izliyorum.(yabanci p2p siteleri) orada digiturk logosu altinda yabanci spiker anlatiyor.

edit : pardon isin asli bu sekildeymis. (bkz: süper ligi ingilizce yorumlayan spiker)

o senın dediğin hahasport un bir hizmeti elemanı koymuşlar pc nin başına gördüklerini ufak ufak söylüyor yabancı spiker değil hem zaten alttan kısık sesle tr spiker sesi de geliyor yayında.

bahis sitelerinde tsl maçları genellikle canlı yayınlanıyor, maçı da yabancı spikerler anlatıyor.

yabanci bahis sitelerinde macta ses olsun diye kiytiriktan koyduklari elemanlar onlar, bazen dakikada 1 kelime soyluyolar, adam gibi mac anlatmiyorlar, Burda Ingiliz spiker soyle dedi dogrudur diye yorumlari okuyunca dumur oluyor insan bazen.

fuckmusic.fm

al sana sitesini vereyim ben.

Sia ile gider
Portishead glory box
Hooverphonic Vinegar & salt
Morcheeba otherwise

1) Adele someonelike you (royal albert hall version) www.youtube.com
2) Lykke Li - Until we bleed www.youtube.com
3) Pink Floyd - Hey You www.youtube.com
4) Telepopmusik - Breathe www.youtube.com
5) Placebo - Daddy Cool www.youtube.com (bu kadar sakin şarkıdan sonra 1 tane hareketli olmalı mutlaka)
6) Melis Danışmend - Haberin yok ölüyorum (duman cover) www.youtube.com
7) Cem Adrian - Odam Kireç Tutmuyor - www.youtube.com
8) Barış Manço - Benden öte benden ziyade - www.youtube.com

balmorhea - remembrance
balmorhea - winter
empyrium - dying brokenhearted
cat power - my blueberry nights
radiohead - exit music (for a movie)

eğer birazcık daha çıtayı yükseltirsek sakin olarak; armistice - mission bells.

www.youtube.com

jason mraz - details in the fabric
sondre lerche - hell no
cat power - werewolf
lisa hannigan - i don't know
beck - ramona

Münir Nurettin Selçuk – Biraz Kül Biraz Duman
Baba zula&Brenna Maccrimmon - Ben bir marti olsam
Richard Bona - Kalabancoro
Peret - Una Chica Muy Guapa
Peter, Paul & Mary - Leaving on a Jet Plane

mazzy star'ı tavsiye ederim..

mumford & sons - thistle and weeds
mumford & sons - the cave
beirut - elephunt Gun

güneş gözlüğü tek alınmamalı bence. süper oldu dersin olmaz falan.
ayrıca kapatıp kapatmaması tercih meselesi. gözlüğün türüne ya da yüz yapısına göre değişir.

Gözlük şöyle bir şey(tip olarak):

urun.gittigidiyor.com

valla değiştirebilirler de değiştirmeyebilirler de. çerçevenin yüz şekline göre esnemesi falan sıkıntı ama kaç kere takmışsındır ki yani?

Değiştirdim bu arada. Hiç sorun çıkmadı. Daha büyük camlı ve çerçeveli bir şey aldım, hafif bir fiyat farkıyla.

hatrı sayılır bir değer değil. bu yaştan sonra da pek ilerlemez. zorlandığını hissettiğinde taksan yeter. hehe ağlaklığım miyoptandıysa çok gülerim :)

0,25 hiçbir şey değil, cam gibi görüyorsun demek. 1,25 ve 0,75 miyop-astigmat ile hayatımı sürdürüyorum (yanlış otobüslere binmemi saymazsak). 0,00 olan bir insan evladı tanımadım henüz.

0.25 benim için yazın hafif esintide üstüne ceket almamak gibi bir şeydir. 4.00 derece astigmat ve 4.00 miyopum ile.

0,5 şiddettindeki deprem ne yapar ki ?

zamaında 4er derece miyop, 2şer derecede astigmatımla araba plakasını gözlüksüz olarak 1 metre mesafeden okuyamayan birisyken lazer oldum.

bu myopun derecesi arttıkça görme kaybın var demek oluyor mantıken. bunların da formülü vardı.

sen -sanırım- gözleri sıfır olan birisine göre, günlük hayatta ayrıntıların binde birini ancak kaybdiyorsundur belki de daha azını. zaten de evet, sıfır göz yok gibi. sen bu halinle yüzde 1 in içindesindir.

ama yengeç burcu oldugun ıcın kaybın cok daha fazladır, neyse.

o,25 mi?? benm sağ gözüm +4.00 hipermetrop ve 1,75 astigmat sol ise +4.00 hipermetrop 1,25 astigmat üstelik sağ gözümde göz tembelliği var. yani kısacası kaybol git gözüm görmesin seni:)

@keneabidin zaten göremez ehehehe, geçmiş olsun bi çizik attır sen

kutuda değil ama somon seversin bence. diğer çoğu balıkta olan tuhaf koku somonda yok.

b 12 ignesi var? gerci igne istemiosn annadıım kadariyla:)

balık yağı kapsülleri var koku tat hiçbirşey yok

İğne olmaması tercih sebebi ama emin değilim. Çok etkiliymiş çünkü. Bu iğne kalçadan mı alınıyor? Ayrıca her gün değil sanırım toplam 10 tane falan yapılıp 3 sene götürüyormuş. Doğru mudur?

Bu arada var derken bana açıkça ne olduğunu(adını falan) söyleyebilirsiniz, çekinmenize gerek yok. :)

Bir ara çok ciddiydi hafıza sorunum. Karaciğer, dalak falan yemiştim araştırıp. Benim için tatlarında problem yok. Hatta hafiften lezzetli bile sayılırlar. Acaba bu iş için hangi tip doktora gidiliyor? Dahiliye miydi?

Randevu aldım dahiliyeden. Kan tahlili yaptıracağım ve hap + karaciğer + dalak + böbrek formulünü uygulatırsa iğne yerine güzel olacak.

Balıkta da b12 var ama kırmızı ette özellikle karaciğerdeki kadar çok değil. Severseniz karaciğer yeyin. Mesela meyvelerden de hurmada b12 vitamini yüksektir. Balık çeşitleri hakkında bilgim yok maalesef. Bende de b12 eksiklği vardı benexol hap kullandım. Zaten doktorum yazmıştı ilacı. Bence siz de doktora yazdırsanız tavsiyeden iyi olur. Tablet-iğne seçeneklerini de doktorunuz değerlendirir.

doktor kontrolunde omür boyu bile verildigi oluo.

eger kestıyen fotosu sag tıkla kaydet yap. o otomatık orıjınal halını ayrı bır klasor ıcıne kaydedıyor zaten. eger foton kesık halde kalmıssa eskı halını ıstıyorsan sol tarafta gerı al kes yazar ona tıkla eskı halıne doner.

Eğer default ayarlarla oynamadıysan, değişiklik yaptığın her fotoğrafın orijinalini, bulunduğu dizine gizli klasörde kaydediyor.