Giriş
(14)

ayrılırken söylenen son söz

biseyler
ne olmalıdır sizce?
ne olmalıdır sizce?
0
biseyler
(25.10.10)
aşk eski bir yalan, ademle havvadan kalan.

fizy.com

şimdi zeki müren'den dinliyorum hemen fikir değiştirdim ben de:

yollarımız ayrı ayrı, kalplerimiz bir olsa da.

fizy.com
0
pisekarv2
(25.10.10)
Daha iyilerine layiksin.bye.
0
ennoia_
(25.10.10)
"günaydın napıyosunuz"
0
oldu görüşürüz
(25.10.10)
Hoşçakal
0
sourlemonade
(25.10.10)
ben de yaşamıştım zamanında ve " Hoşçakal " gerçekten cok koymustu bayan arkadasa. kendisine de selam olsun
0
Gandi Kemal
(25.10.10)
siz önce detay verin neler oluyor, ona göre söyleyelim biz de. hala şu çinli meselesi mi yoksa?
0
pinking of you
(25.10.10)
Kendine iyi bak
0
orange coffee
(25.10.10)
hoşçakal
olacaklar sensiz olsun
daha durmam boşluklarında ben
unutuyorum...
0
ermanen
(25.10.10)
'' yanlız güneş şahitti ''
0
taylor durden
(25.10.10)
@3 nick'i; oldu görüşürüz.
0
dieselsingle2
(25.10.10)
kibs cicişim.

eğer ciddiyse sebep "horrrroossssspppppp......"
0
tekosin
(25.10.10)
-berkcan arkadaş kalalım. (iç ses: berkcan olur da sevişcek başkasını bulamazsam arada birbirimizin ihtiyacını görürüz dimi?)
0
biggirlsdontcry
(25.10.10)
elveda
0
all girls dream
(25.10.10)
son söz cok zor son sözler oluyo ve bitmiyo
0
pembepijama
(28.10.10)
(5)

kaşıntı

biseyler
mübalağsız 3-4 saattir kaşınıyorum. kaşıntıdan uyuyamadım. bu süre zarfında 8 kere falan duş aldım herhalde. yetmedi 5 şişe kolonya bitirdim, her yerime sürüyorum ama bana mısın demiyor. nedir bu? ve bunu acil kesmenin bir yolu var mıdır?
mübalağsız 3-4 saattir kaşınıyorum. kaşıntıdan uyuyamadım. bu süre zarfında 8 kere falan duş aldım herhalde. yetmedi 5 şişe kolonya bitirdim, her yerime sürüyorum ama bana mısın demiyor. nedir bu? ve bunu acil kesmenin bir yolu var mıdır?
0
biseyler
(23.10.10)
bir seye alerjik tepki vermis olabilirsin. yogurt yemek iyi geliyordu sanki salliyor da olabilirim. ayrica daha garanti cozum hitrizin veya baska bir antihistaminik ilac.
0
samfisher
(23.10.10)
uyu sabaha geçer. deli gibi kaşınmaktan iyidir.
0
ceo
(23.10.10)
8 duş oha? e ortada sorun olduğu belli, hastanelerin acil servislerinin ne işe yaradığı belli, neden hala duruyorsun?
0
montreal
(23.10.10)
bende de boyel baslamisti, bir seyden tiksindim gibi geldi, ertesi sabah hastane acilmadan acile gittim, sampuan mi su mu bu mu bilemeyiz dedi, antihistaminik verdi, o gun bugun tekrarladikca kullanirim. alerjiniz baslamis her yasta baslayabilirmis.
0
leyla3
(23.10.10)
geçmeyecek. acilde serum yemelisin. şu sıra çok var.
0
anlam
(23.10.10)
(3)

debian mı solaris mi?

biseyler
soru başlıkta. neye göre kısmı sizlere kalmış.teşekkürler.
soru başlıkta. neye göre kısmı sizlere kalmış.

teşekkürler.
0
biseyler
(06.10.10)
vallahi solaris desem bir dert debian desem ayri dert. ikisi de kabziman misali davraniyor birkac senedir. hadi solaris'in musebbihi sun'da, debian'in derdi ne bilmiyorum.

sonucta yine de solaris derim herhalde. neye gorenin kaynagi pek tabii ki gotum.
0
entrapmen
(06.10.10)
@entrapmen: valla usta şu lenny beni hayattan soğuttu, o yüzden debian'a veda edeceğim. ama solaris de son dönemde betere doğru gidiyormuş. şeytan diyor kıy paraya macbook al.
0
🌸biseyler
(06.10.10)
sonucta ikisi de unix. bu soruyu sorduguna gore bu ikisinin ileri seviye teknik farklarini kendi lehine kullanman da pek muhtemel degil. o zaman user base'i en genis olani sec. debian.
0
pascal borland
(06.10.10)
(9)

vicdan azabı

biseyler
şimdi bir sevgiliniz var. yazın tanışıyorsunuz ve ona yakın olmak için sonbaharda okulunuzu ve şehrinizi değiştiriyorsunuz. ne oluyorsa oluyor, bir gün maillerini açık unutup gidiyor. siz bilgisayarınıza oturduğunuzda mailini açık unuttuğunu görüyorsunuz. tam log out'a tıklayacakken bir mail dikkati
şimdi bir sevgiliniz var. yazın tanışıyorsunuz ve ona yakın olmak için sonbaharda okulunuzu ve şehrinizi değiştiriyorsunuz. ne oluyorsa oluyor, bir gün maillerini açık unutup gidiyor. siz bilgisayarınıza oturduğunuzda mailini açık unuttuğunu görüyorsunuz. tam log out'a tıklayacakken bir mail dikkatinizi çekiyor. açıyorsunuz, o da ne?

ona yakın olmak için yeni bir şehire geldiğiniz gün fransızın birine mail atmış. demiş ki; "bi gün bi yerlerde tekrar buluşacağımıza eminim. birlikte içki içip kafayı bulduktan sonra sıcak bir mum alevinde rüya kadar güzel şeyler yaşayabilirdik".

bu arada bahsi geçen fransız da sizle tanışmadan bir gün önce kaldığı otelde tanıştığı bir fransız olsun. ne yapardınız? ne tepki verirdiniz?

olay artık geçti, gitti, çok oldu hatta. ancak söz konusu ex-sevgili sürekli bu konu üzerinden ve o gün söylenen laflar üzerinden mesaj atıp duygu sömürüsü yapmayı ya da üzmeyi sürdürüyor. üstelik kimseyi kırıp üzmeyi istemeyen, iradesi zayıf ve kırılgan birisin?

şiddet vs. gibi bişey yok ama yine de verdiğim tepkiden dolayı vicdan azabı gibi(tam olarak olmasa da) garip ve kötü bişey hissediyorum. birinin özel hayatına izinsiz müdahale ettim ve bunun sonucu hakaret ettim. esasen hiç işim değildi, beni ilgilendiren bişey de değildi.

velhasıl, dediğim gibi sizler ne tepki verirdiniz?
0
biseyler
(02.10.10)
Çok zaman geçtiğine ve işin içinde şiddet olmadığına göre bu bizim Çinliden farklı mı? Çinli nasıl? Çok selam söyleyin :)
0
sourlemonade
(02.10.10)
@cosmicstring: :) bahsi geçen şahış çinli. duygusal konuda zaaflarım olduğunu biliyor ve beni suçlu çıkarmaya çalışıyor sanırım. işin ilginç yanı ben de kendimi suçlu hissediyorum ve bunu farkettikçe kendime kızıyorum.

bu arada gitti, bikaç eşyası kaldı. yarın gelip onları da alacak. mesaj atıp soranlara da burada söyliyeyim, olayları detaylı anlatacağım. :)
0
🌸biseyler
(02.10.10)
Nasıl bir şey için bunlara katlandınız, kendinize olan saygınızı ayaklar altına aldınız çok merak ediyorum. Yani (bkz: caps yok mu).
0
sourlemonade
(02.10.10)
önceki yazdıklarına cevap yazmadım ama okudum. şöyle söyleyeyim, kusura bakma ama artık bu seninki pısırıklığa kaçıyor. Olayda tamamen haklısın, hem de kızın sana bunu üzerinden acı çektirmesine müsaade ediyorsun? Üzmeyi istememek filan hikaye, kendini düşün biraz da. Bu kız ne yapmış senin için de sen bu kadar umursuyorsun? Mesaj atarsa okumadan sil, yolda karşılaşırsan selm vermeden geç, karşına geçip dırdır ederse de "siktir git" de, bence başka türlü başa çıkamazsın.
0
fortisvita
(02.10.10)
çin malından uzak duracaksın arkadaş.bak sende görüyorsun ilk dakikadan arıza çıkartıyor.bas küfür ixtirsin gitsin.

ha ben olsam annesini bile... dim de o olaya hiç girmiyorum.

bide sana çok kızdım. ulan ben yazdıklarını okuyunca küplere biniyorumda sen orda gayet rahat üzülüyorum ben diyosun özel hayatına izinsiz müdahele ettim diyosun ya."olurmu böyle hasan?" seni azcık türk olmaya davet ediyorum lütfen yapmayalım böyle kötü örnek oluyoruz. nıcık nıcık nıcık
0
killerbee
(02.10.10)
Az bile yapmışsın. Bütün iletişimini kes kızla.
0
ataturkiye
(02.10.10)
hala şu mal çinli mi. ona dair hiçbir şeyi dert etme, umursama. olmamış say vs. daha ne diyeyim.
0
girl in a coma
(02.10.10)
kardeşim ölsün gebersin şu karı ya gözünü seveyim kurtul artık şu mal değneği çinliden. bir de (bkz: caps yok mu beyler)
0
tekosin
(03.10.10)
bu arkadaş caps vermez. "delüğanlılığa sığmaz" dimi, aynı evden atmak gibi :)
0
be forever young
(04.10.10)
(1)

müzik: 80'ler

biseyler
evet abi, budur. sağlam bir 80'ler, 90'lar arşivim var. sizin de tavsiye edebileceğiniz, mutlaka arşivde bulunması gereken şarkılar var mı? dil ve tür farketmez.edit: 90'lar da olur ama ağırlık olarak 80.
evet abi, budur. sağlam bir 80'ler, 90'lar arşivim var.

sizin de tavsiye edebileceğiniz, mutlaka arşivde bulunması gereken şarkılar var mı? dil ve tür farketmez.

edit: 90'lar da olur ama ağırlık olarak 80.
0
biseyler
(29.09.10)
son yayınladığın duyurularından sonra:
Kayahan- Ben nerde yanlış yaptım :)
0
€xpolerer
(30.09.10)
(9)

bi acayip yabancı sevgili (3) - inşallah son bölüm

biseyler
arkadaş ben artık bunun adını koyamıyorum. çinli ile durumlar malum, ben anlatmaktan bıktım artık. bu sabah kalktığımızda açıkçası eşyalarını toplamasını bekliyordum ama baktım hiç oralı değil. üstelik hiçbir şey olmamış gibi davranıyor, şaşırdım. şaşkınlığımı görünce gülümseyerek özür falan bekledi
arkadaş ben artık bunun adını koyamıyorum.

çinli ile durumlar malum, ben anlatmaktan bıktım artık. bu sabah kalktığımızda açıkçası eşyalarını toplamasını bekliyordum ama baktım hiç oralı değil. üstelik hiçbir şey olmamış gibi davranıyor, şaşırdım. şaşkınlığımı görünce gülümseyerek özür falan beklediğini söyledi, "yok artık ya" dedim.

kendimi zorla da olsa kontrol ederek onunla konuşmaya karar verdim. "bak" dedim, "yürümüyor, yürümeyecek. saygı kalmadı aramız.." daha cümlemi bitirmemişken beni dinlemeyip makyaja daldığını farkettim ve basıp üniversite'ye gittim.

bütün gün aklımda olan biten döndü durdu. en son duygu patlaması olsa gerek hiç alakası yokken matematik dersinin ortasında çıktım, dekanlığa gidip bölümümü falan değiştirmek için dilekçe yazdım. yetmedi gidip iki tane cinli vodkalı kokteyllerden alıp eve geldim, müzeyyen senar eşliğinde içmeye başladım. normal insan hareketleri değil yani.

rahatlamaya, dünü unutmaya falan çalışıyordum. bi yandan da kendime "üniversite'de yurtla falan konuşur herhalde. birazdan gelecek, eşyalarını toplayıp gidecek. medeni insanlar gibi ayrıl" diye telkin veriyordum. velhasıl kızımız teşrif etti ama o da ne? toplanmak şöyle dursun oturdu karşıma, açtı abi skype'yi, başladı herifin biriyle yüksek sesle çince konuşmaya. gülüşmeler bilmem neler. sanki hiçbir şey olmamış. hala karşımda oturuyor, dizi falan izliyor, skype'dan birileri ile yazışıyor, gülümsüyor falan.

zaten iradesi zayıf, ne yöne çeksen oraya giden, kimseyi kıramayan, kimseye hayır diyemeyen biriyim. o "gidecek yerim yok" derse zaten "git" diyemem. ne yapacağım ben? bunun adı nedir ya? bu çinliler duygusuz, ruhsuz da utanma nedir onu da mı bilmiyorlar? artık dayanamıyorum buna. o kadar rahat ki neredeyse bi ara "herhalde ben suçluyum" diye düşünür oldum. sinirlerimle oynuyor, tahammül edemiyorum. şunları yazarken kendimi sıkmaktan titriyorum. daha kahvaltı etmedim ve şu rahatlığını görünce alkolün falan da etkisi gitti.

n'olur birileri en acil şekilde akl-ı selim bir tavsiyede bulunsun, yoksa bu işin sonu çok ama çok kötüye gidiyor.
0
biseyler
(27.09.10)
sorunu zaten çözmüşsünüz: "zaten iradesi zayıf, ne yöne çeksen oraya giden, kimseyi kıramayan, kimseye hayır diyemeyen biriyim."

şu yazdıklarınıza artık yorum yapılmaz heralde.ev resmi olarak sizin değil mi? neden kovmuyorsunuz? baktınız gitmiyor polisi arayın.zorla evimde kalıyor deyin.ama artık yeter hala onunla aynı çatı altında kalıyorsunuz ve ne yapmalıyım diye yazıyorsunuz.kusura bakmayın ama konuyu ilgisi olmayan biri bile okurken sinirleniyor.artık dehleyin gitsin.bu kadar sevgi kelebeği olmayın.kovun gitsin.zor kullanmayın sizi şikayet edebilir.dediğim gibi,gitmezse polisi arayın alsınlar.tekrar söylüyorum: kovun gitsin.
0
grgn
(27.09.10)
O yüzsüz kız o rahatı bırakıp gitmez. Evde hiç hakkı var mı? Yazılı olarak ev sizin üzerinizeydi diye hatırlıyorum. Yattığı yatak onun mu? Önce attığınız tokatın doktor muayenesinde belirlenemeyeceği kadar bir zaman (ne kadar bilmiyorum) bekleyin. Sonra o dışarıdayken hanımkızımızın tüm eşyalarını bavullarına koyup kapının önüne koyun, ev sahibiyle konuşup kilidi de değiştirin. Onun gidecek yeri hazırdır, merak etmeyin :) Ona daha büyük darbe olsun istiyorsanız şu andan itibaren minnoş bir sevgili olun, evdeki son günlerinde sizi kendisiyle barışmış, ona güvenen tatlı salağı olarak görsün :)

İçinde bulunduğunuz durumun ve ülkenin yasal durumunu bilmiyorum. Uygularken sorumluluk sizin.
0
sourlemonade
(27.09.10)
3 duyurunu da üşenmeden okudum ve hayretler içindeyim.okurken içim şişti.bu ne ya?nasıl tahammül ediyosun?böyle şey mi olur yok colalı yemek yok kız arkadsın yoksa ben burdayım yok para meselesi.sen daha ne duruyosun hemen en acilinden kendini kurtar.boyle iş mi olur ya ne bekliyosun bu ilişkiden neden sabrediyosun?bir omur gecirmeyi planlamıyosun kızla dimi?

bence hiç uzatma nasıl yaparsan yap ama kurtul.uzulcek gidicek yeri yok bilmem ne diye dusunme.olucak iş değil yani.

grgn'in dediği gibi alakasız insan ben bile sinir oldum.boyle bi ilişkien ne hayır gelir ki? kolay gelsin,bence hemen kurtulup kendi hayatını bi duzene sok.diyecek bişey yok cok fazla.
0
saleen
(27.09.10)
vay anasını sayın seyirciler caps yok mu caps
nasıl bir çinli bu böyle...

sen o kızı evden göndermedikçe bu yazıların pembe dizi gibi devam eder.
sen en iyisi kapının kilidini değiştir. merak etme o bu yüzsüzlükle kendi başının çaresine bakar.
0
€xpolerer
(27.09.10)
harbi çok ilginç bir duyuru trilogy si oldu caps koysan süper olur çok merak ettik.
0
rakim efendi
(27.09.10)
(bkz: caps)

gerçekten merak ettim ama artık bu "yaratığı". kardeşim ev senin üstüneyse eşyaları topla kapının önüne koy, kilidi de ev sahibine söyleyerek değiştir. inan bana tam ters istikametteki memleketlerde yaşamasak basıp gelip ben döveceğim elemanı.
0
tekosin
(27.09.10)
çok net ; kovun. biraz kararlı olmanız lazım kız sizi kullanıyor, aldatıyor, sömürüyor, adam yerine koymuyor... daha ne yapmnası lazım? kendinize olan saygınızı hala yitirmediyseniz kovun tabi. sizde de peygamber sabrı varmış

edit: cosmicstring + 1
0
ksl
(27.09.10)
@cosmicstring: abi bende öyle intikam alacak bi yapı yok, düşündüm bi an ama ı ıh. ev ve herşey benim üzerime, o konuda sorun yok. tokada gelince, ne izi yav? :) bişeyciği yok. yine de ayıp ettim o konuda.

uzun olaylar oldu ve bazı sorunları çözdüm. başka bi duyuru konusu olsun. cidden rezalet ve yorucu bi gündü. mesaj atıp cevap veren ve burada vaktini ayırıp, okuyup fikir veren herkese teşekkür ederim. yarın filmin sonunu anlatırım.
0
🌸biseyler
(27.09.10)
bence bizi yiyorsunuz (hadi yaa dediğinizi duyar gibiyim)
0
peki
(27.09.10)
(10)

mühendislikten ekonomiye?

biseyler
hayatı boyunca ideali olmamış biri olarak bugün anladım ki ben yapamıcam usta. sabah üniversiteye gittim, yüksek matematik dersimiz vardı. bu arada yurtdışında bilgisayar mühendisliği 2. sınıf okuyor(d)um. tabi bu benim fikrimden ziyade annemin tavsiyesiydi. kendisinin de bilgisayar mühendisi olması
hayatı boyunca ideali olmamış biri olarak bugün anladım ki ben yapamıcam usta.

sabah üniversiteye gittim, yüksek matematik dersimiz vardı. bu arada yurtdışında bilgisayar mühendisliği 2. sınıf okuyor(d)um. tabi bu benim fikrimden ziyade annemin tavsiyesiydi. kendisinin de bilgisayar mühendisi olmasından kaynaklanıyor herhalde.

uzun etmiyeyim, derste hoca matrix gibi düşünmekten falan bahsediyor. ulan ben daha sağlıklı düşünemiyorum, ne matrixi? "ya" dedim, "yemişim matrixini". bi hışımla çıktım dersten, dekanlığa gittim ve bölümümü değiştirmek istediğimi söyledim. şaşırdılar keza görünürde iyi bi öğrenciyim, quizler falan hep on numara ama sırf ezber. hangi bölümü istediğimi sordular, "neresi boşsa orası" dedim. ekonomi olabilirmiş, tabi iki-üç tane sınavı geçmem gerekiyor ama geçerim. yazdım dilekçemi, çıktım eve geldim. sabah sabah(burada daha saat 11) aldım elime vodkalı cinli bi kokteyl, oturdum müzeyyen senar dinleyerek içiyorum.

sizce hata mı yapıyorum? sonuçta türkiye elini sallasan ekonomiste çarpacağın bir ülke. daha ekonomist ne iş yapar onu bile bilmiyorum ama hayatımda acil bişeyleri değiştirmem gerek ve bi yerden bi şekilde başlamam gerektiğini düşündüm. en azından başkasının güdümü ile değil kendi başıma bölümümü seçtim. gerçi "neresi boşsa" diyerek ne kadar kendi başıma seçmiş oldum orası da tartışılır.

dönüp dilekçe mi geri alıp devam mı etmeliyim? yoksa akışına mı bırakayım? ya da hiç annemin-babamın emeğine yazık etmiyeyim, dönüp askerliğimi yapıp asgari ücretle bi iş mi bulayım?

edit: "siz derste msn hackliyor musunuz?", "bizim çocuğa bişeyler toplasak kaça çıkar?" sorularından da bıkmıştım zaten a.k!
0
biseyler
(27.09.10)
canım kardeşim n'apmışsın sen öyle git meendisliğini oku bitir zaten yarılamışsın ee derslerde iyi diyorsun, ekonomiyi hobi olarakda öğrenebilirsin çok bi halt değil ekonomi.
0
ceo
(27.09.10)
hayallerinizi gözden geçirin. hangi bölümün ve hangi mesleklerin sizin için ideal olacağını gözden geçirin. bunu başkalarından ziyade siz bileceksiniz. hayat okuldan ibaret değil bilgisayar mühendisi olduktan sonra mutlu olabileceğinizi düşünüyorsanız ona devam edin. evet ben de ekonomi mezunuyum çok fazla ekonomi mezunu var memlekette bu bir gerçek. ama hayalinizde bu tarz bir meslek varsa hiç de düşünmenize gerek yok.

gelelim son maddeye. çıldırmayın. üniversitenizi okuyun bitirin ondan sonra ne yapıyorsanız yapın. asgari ücretle geçinmek kolay mı zannediyorsunuz. hayat öyle kolay değil.
0
istanbul beyefendisi
(27.09.10)
edebiyat falan mı okusam? tercümanlık falan? almanca, rusça ve ingilizce biliyorum. ha, almanca okumam yazmam yok. anne tarafı alman olduğu için çocukken duya duya, konuşa konuşa öğrenmişim. burada isviçreliler ile oturup(daha selam-sabah dışında oturup konuşmadık ya, neyse) türkçe gibi konuşabiliyorum ama ne kadar grammer var ben de bilmiyorum.
0
🌸biseyler
(27.09.10)
doktor ol bence kafada var gibi sende :) olmadı astronot ol. yaparsın. biraz zorlasın diye bunları dedim alay etmiyorum.
0
ceo
(27.09.10)
elini sallasan ekonomiste çarpar ama yurtışında okumuşunu, kendini yetiştirmişini bulmak kolay değil.
bence de salla mühendisliği, çok zor lan mühendislik okumak, en iyisi işletme-ekonomi falan bence, rahat rahat okursun, iş de bulursun merak etme...
0
de jure
(27.09.10)
eğer Türkiye'de çalışmak istiyorsanız bence bölümünüzü bırakmayın. bu ülkede her branştan istemediğin kadar var (yeni branşlar hariç: biyomedikal müh. benim bildiğim, bu bölümleri araştırabilirsiniz.) bu tarz bölümlere geçme imkanınız varsa geçin durmayın. sıradan bi bölüme geçmek istiyosanız bence geçmeyin bölümünüzü okuyun. zaten okudugunuz bölüm sıradan. türkiye'de mühendis fazlasıyla var. ceo kardeşime katılıyorum. yüksek matematik alıyosan 2. sınıfsındır( bizim buraya göre) bencede çoğunu atlatmışsın. artı bildiğin baya dil var. türkiye'de mühendis olupta dil bilen çok az. hele hele 3 dil çok çok az. bence bitir gel buraya mükemmel işlerde çalışırsın.
0
einstein in varisi
(27.09.10)
süper yapmışın.kıskandım....

ben öyle dekanlığa gitseydim zamanında

"ne diyorsun lan dalalma ne ekonomisi "derlerdi...

helal olsun!

yılalr sonra çocuklarına anlatırısın hikayeyi:)

bok var mühendislikte!
0
raki masasinin degismez adami
(27.09.10)
1. Çinli'den kurtulunca püripak olacaksınız. Onun siniri bu üstünüzdeki :)
2. Ekonomiye geçinde "ee yeğen şimdi neye yatırım yapalım, altın diyollar" sorularıyla karşılaşacaksınız. Her mesleğin soruları var :)
3. Yüksek matematikle karar verilmez mühendislikte, sonra o öğrendiklerinizi kullanırken size uygun olmadığını anlarsanız değiştirirsiniz. İş işten geçmiş olursa üstüne MBA yaparsınız.
0
sourlemonade
(27.09.10)
@cosmicstring: ahah, bu ruh haliyle güldürdün ustam yav. bi an diyaloğu hayal ettim gözümde.

d:dayının biri
b:ben

d:ne okuyorsun?
b:ekonomi abi.
d:ee, nolacak bu ekonominin hali?
b:valla dayı, şimdi japonya'nın resesyon açıklaması dünyada pek çok şeyi etkileyecektir, sonuçta yen faizi olmayan tek para birimi. uzun vadede stakflasyon önlemleri bıdı da bıdı...
d:o değil de, altın çok düşmüş artık çıkar diyolar?

yazınca o kadar şey olmadı belki ama beynimde canlanan haliyle yarıldım valla. :)
0
🌸biseyler
(27.09.10)
kararsız kaldıysanız bilgisayarı bitirin işletme master'ı yapın.tam olsun.mba.
0
grgn
(01.10.10)
(28)

bi acayip yabancı sevgili (2)

biseyler
sakin yazdığıma bakmayın, felaket sinirliyim. elim ayağım titriyor şuanda. öncelikle hikayenin başını kaçıranlar şuradan olayların başlangıcını okuyabilir ki fikir vereceklere yardımcı olacağını tahmin ediyorum; http://www.eksiduyuru.com/index.php?m=d&id=178058ek$i'ye durumumu anlattıktan sonra ruti
sakin yazdığıma bakmayın, felaket sinirliyim. elim ayağım titriyor şuanda.

öncelikle hikayenin başını kaçıranlar şuradan olayların başlangıcını okuyabilir ki fikir vereceklere yardımcı olacağını tahmin ediyorum; www.eksiduyuru.com

ek$i'ye durumumu anlattıktan sonra rutin hayatımızda pek bişey değişmedi açıkçası. "ayrılalım" demesinden bir sonraki sabah hiçbir şey olmamış gibi sırnaşmaya başladı, pek yüz vermedim. suçluluk psikolojisi midir nedir, bilmiyorum bunun üzerine ultra anlayışlı davranmaya başladı bir-iki gün. o günden bugüne "bitse de gitsek" havasında sürdürdük bu birlikteliğimizi.

iki gün önce birlikteliğimizin üçüncü ayıydı ve buranın iyi yerlerinden birinde rezervasyon yaptırmıştık, oraya gittik. ben bu ilişkiyi tam olarak nasıl bitirmem gerektiğini, ne demem gerektiğini düşünürken elimi tuttu ve "seni anlıyorum, bundan sonra sana daha fazla destek olup ev işlerinde de yardımcı olacağım." dedi. ben bişeyler söylemeye çalıştımsa da açıkçası kelimeler ağzımdan bi türlü çıkmadı. "pekiiii, cumadan beri ne değişti? sözünü tuttu mu?" derseniz, hayır, hiçbir şey değişmedi.

bu sabah kahvaltıdan sonra benim bilgisayarımdan facebook benzeri sosyal paylaşım sitelerinden birine girmiş, ben de o ara onun bilgisayarının kurulumu ile uğraşıyordum. tesadüf bu ya, telefonu çaldı ve içeri gitti. ben de bir dil paketi indirmek için kendi bilgisayarıma geçtim. normalde hiç adetim değildir, üç aydır ne telefonuna ne mesajlarına ne de bişeyine bakmışımdır. ancak o an ne olduysa şeytan dürtükledi ve gelen kutusuna tıkladım. tıkladım ki ne göreyim? herifin birine "sen de kafa güzel yapan şeylerden var mı? arkadaşlarla partyler yapıyoruz da" yazmalar, öbürüne "senin kız arkadaşın vardı, ne oldu? aldatmayı düşünürsen ben buradayım"lar, falan filan. kan beynime sıçradı, nevrim döndü tabi.

sinirli biriyimdir ama çok sakin davranırım lakin etten kemikteniz sonuçta, mesajları görünce bi an elimin kolumun şimdikinden çok daha şiddetli şekilde tir tir titrediğini hatırlıyorum. bu arada belirteyim mesajların bazıları benimle birlikteyken, bazıları ise benden önce atılmış. tabi ne kadar önemli? karakter elzem olan sonuçta. ilişkide olan birini yoldan çıkarmaya çalışanda ne kadar bulunur?

neyse, uzatmıyayım. odaya dönünce olanca gücümle kendimi sıkıp sakinliğimi korumaya çalışarak "hiç beni aldattın mı?" dedim, şaşırdı ya da şaşırmış gibi yaptı. "anlamadım" dedi. "gel, anlatayım" dedim ve mesajları gösterdim. "tarihlere baksana yaa" demez mi pişkin pişkin? hani sanki herşey çok normal gibi. ben de bunun üzerine ilişkimiz içerisinde attıklarından birini gösterdim.

bişey değiştirmeyecek olsa bile insan bi özür falan bekliyor di mi? ya da bi utanma? bunların hiçbirisi de yoksa ses çıkarma bari. neredeee? ablam bi de üzerine "attım ama hiç yapmadım ki" demez mi? "ya" dedim, "şaka mı yapıyorsun? makara falan mı?". hani bunlara verilecek tepki bu mudur? ben belki utanır diyordum ama hala konuşuyor. hatta yetmedi üzerine "özel hayatıma saygı göstermemişsin" diye azara kalkar gibi oldu, dayanamadım, allah yarattı demeden geçirdim bi tane suratının orta yerine. çok sağlam geçirdim ama, üç tur burgu dönüp duvara yapıştı. buradaki bayanlardan da özür dilerim ve gerçekten üzgünüm, hayatımda ilk kez bi bayana el kaldırmış oldum.

başladı ağlayıp zırlamaya. utanmadan ya da acıdan falan değil ha, yüzü şişerse güzel görünmeyebilirmiş. "yahu" dedim, "sana diyecek bişey bulamıyorum ama galiba ben bunu hakettim". bu arada sinirlenince ve verdiği tepkiyi de görünce içime atmaktan olsa gerek kapının camını da aşağı indirmişim, elim falan kanamış, onu temizledim. bu o sırada birilerini aradı.

ben salona girince telefonuyla uğraşmaya devam ederek "ben gidiyorum" dedi, ayıptır söylemesi "siktir, durduğun kabahat" dedim bende. neyse abi, tekrar banyoya döndüm elimi falan sardım, baktım beni çağırıyor. "ne var?" dedim, yüzsüz yüzsüz "gidecek yerim yokta sen iki-üç gün gider misin? ben bi yer bulana kadar" dedi. cevap bile vermedim.

şimdi kültürümüz gereği kadını ortada bırakmak olmaz, ben birazdan çıkıp gideceğim. nereye gideceğim ben de bilmiyorum çünkü bu şehire geleli bir ay oldu ve tanıdığım kimse yok. açıkçası cebimde para da yok ama olsun, gideceğim. bu yüzsüz insan müsveddesi ile aynı havayı soluyamam daha fazla. bu arada soracaklara söyliyeyim, kızın beni kapı dışarı etme şansı yok, ev sahibi çok kafa adamdır. beni sever ve beni muhattap alır sadece, kontrat vs. benim üzerime.

velhasıl kelam sizce doğru mu yaptım? herşey bi yana içim burkuldu be usta, valla. hani hakedecek bişey yapmadım. daha öncede başıma böyle bişey geldi ve çok zor atlattım. o günden beri insanlara güven problemim vardı ve yeni yeni atmaya başlamıştım. ne olacak şimdi? bu olanlar bundan sonraki hayatımı ve ilişkilerimi etkiler mi? etkilerse nasıl etkiler? bir daha kimseye güvenemeyecek miyim? şuan içim buruk, üzgün müyüm? onu bile bilmiyorum. sadece haketmediğimi düşünüyorum ve verdiği tepkileri düşününce sinirleniyorum.

ps: bütün hayatımı burada ifşa ediyormuş gibi hissettim kendimi. öyle düşünüp beni ayıplabilecek arkadaşlara söylüyorum, cidden etrafımda konuşabileceğim kimse yok. ülke bile yabancı ak. temeli budur olayın.

ps2: ya biliyorum, çok daha hayati meseleler var ama bi süre üstte kalabilir mi? birilerinin fikirlerine belki de dertleşmeye herşeyden çok ihtiyacım var.
0
biseyler
(26.09.10)
evden çıkma. o yüzsüzsse sen de yüzsüz ol. ama barışma ha dikkat. bir yer bulmaya bak. sana demişler zaten kaç diye
0
wessago
(26.09.10)
keşke hiç neden beklemeksizin o gün ayrılsaymışım. gerçi nedene de ihtiyacm yoktu. en azından bunları bilmezdim.
0
🌸biseyler
(26.09.10)
arkadaş lütfen kusura bakma, şu iş güç arasında üşenmeden okudum ilk duyurunu ve bu duyurunu. Karşımda olup bana bunu anlatsan da aynı tepkiyi vereceğim için çekinmeden yazıyorum: malsın sen, hem de öyle böyle değil, malın en önde gidenisin.

kardeşim sen kendine acı çektirmekten zevk mi alıyorsun, böyle bir insanla bir gün aynı evde durulmaz sen hala burada duyuru açıyorsun. bir de evden çıkıp gitmişsin. arkadaş delikanlılık ile hıyarlık farklı şeyler.

lütfen bağışla ama bahsettiğin kız iğrenç bir kız orası ayrı, ama asıl kızgınlığım sana. gözünü seveyim eve geri dön, karıyı siktiret, derin bir nefes al ve düzgün bir insan evladı ile paylaş evini bir dahaki sefere.
0
tekosin
(26.09.10)
Dikkatli ol, şiddete baş vurma. Oralar buralar gibi de değil, hafifletici sebepler vs. dinlemezler tıkarlar içeri.

Yanlış tanımışsınız birbirinizi anlaşılan. Güzellik, cinsel çekim vs bir yere kadar, beraber yaşamaya başlayınca ortaya çıkmış farklılıklar.

Eski okula dönme şansın hiç yok mu?
0
skatheist
(26.09.10)
@skatheist: ne şiddeti be usta? daha toplasan ömr-ü hayatında beş kere kavga etmiş biri değilim.

malesef geri dönemem şuan, en azından dönem sonuna kadar.

edit: dolapta bi şişe vodka var, onu mu içsem?
0
🌸biseyler
(26.09.10)
anladığım kadarıyla sen onun yaşadığı şehre gittin. ve muhtemelen onun senden daha çok arkadaşı olduğu için bı bir iki günü geçirebileck yer bulmak onun için daha kolay olsa gerek. o nedenle evden çıkma derim. o gitsin.

bu arada kültürümüz gereği kadını ortada bırakmak filan demek yerine önce kadına adam gibi davransak daha güzel olabilir. çünkü iki duyurunu da okudum ve sürekli "aslında hiç yapmam ama" ile başlayıp bardağı duvara çarpmalar, tokatlamalar ya da özel hayata saygısızlıklar ile biten cümleler okudum. karşındaki kişi ne kadar şirret, kötü kalpli, saygısız ve onursuz olursa olsun, şiddete başvurarak sen de onun seviyesine inmiş olursun. zaten kızı tokatlayarak bir kere kötü oldun. onu evden atmamak seni daha iyi yapmaz. emin ol o sosyal çevreyle uyuyacak bir yatak bulur o kız da.
0
borek
(26.09.10)
@borek: haklısın ustam, ben de suçluyum.
0
🌸biseyler
(26.09.10)
"chinese people don't have souls."

abi zararın neresinden dönsen kârdır. bence sen en kötü ihtimalle eski şehrine geri dönmeye bak.
0
bira sisesi kapagi
(26.09.10)
geçmiş olsun. valla olan olmuş bundan sonra olacaklar önemli asıl. ben derim ki doğaçlama(kötü bir şey söylemek istemediğim için bunu söylüyorum) yaşamayı bırak. valla. adam gibi bir plan yap ve uygula, kararlı ve disiplinli ol ama bunun yanında realist ve mantıklı ol. makul olmaya çalışma.

bak bunu çok ayrı bir şekilde söylüyorum bir çözüm değil çözüme gidebilecek bir yol :) gelecekle ilgili fikirlerini planlarını gözden geçir bunu yaparken onun gelecekle ilgili fikir ve planlarını gözden geçir işte tam bunları yaparken bir odağın bundan sonraki adımının ne olacağı hakkında olsun. doğru bir şekilde karar verebilirsin bence çekinme.

bir de; baba madem bütün bunları bir film izleyip de açtın başına yaşadığın filme gülümse.
0
solfej
(26.09.10)
siz kalın onu kovun.mal mısınız siz gidiyorsunuz??
0
grgn
(26.09.10)
önceki duyuruyu da okumuştum. tokatı tasrip etmiyorum o ayrı. ama şu anda sinirli ve üzgün olduğun için "self destructive" bir moda girmişsin. elini ayağını kesmişsin votka falan mı içeyim diyorsun. önce bir kendine gel olan oldu. kafanı bulandırmak bu durumu daha iyi bir yere mi taşıyacak zannediyorsun? sarhoş olsan, şu ana kadar verdiğin kararlardan daha iyi bir karar mı alacaksın sence? ayrıca 3 aydır tanıdığın kız için nasıl bir cesaretle okul değiştirip aynı eve çıktın? donuna kadar almadığına şükret, gerçi pek farkın yok şu anda. önüne ilk gelen insana bu kadar çabuk güvenmeni, herkesi kendin gibi zannetmeni de daha önce yaşadıklarınla ilişkilendirdim.
ama sakın dibe vurdum diye düşünme. aksine artık her şeyin yoluna gireceği bir yol ayrımına girmişsin. en azından artık onun düzelmesini beklemiyorsun. her işte bir hayır vardır derler ya, bence o mesajları görmen bu ilişkide başına gelen en iyi şey olmuş.

hemen evine dön malına sahip çık. belki kız intikam duygularıyla atıyorum laptopunu alıp da gidebilir. kıyafetlerini çöpe atar ne biliyim hatun pek dengeli bir insan değil.
0
uche
(26.09.10)
1. Kız polis çağırıp sizi mahkemeye verirse hayatınız kararır yaban ellerde. Vurmakla çok büyük bir hata yapmışsınız.
2. Sakın gitmeyin bir yere. Siz gidince "ne delikanlı adammış, zaten asil bir Türkten de bu beklenirdi, tam bir şövalye" demeyecek o hanımkız. Şimdiye kadar yaptığınız büyük aptallıklara belki en büyüğünü eklemiş olacaksınız.
3. Siz tam bir Türk erkeğisiniz, gavur kızlarıyla takılmayın bir daha. Oraya yeni gelmiş, henüz bozulmamış bir Türk kızı bulun.
4. Arkadaş edinmekten korkmayın, başka kimsem yok da ne demek. Okulda yeni arkadaşlar edinirsiniz. Sonra bu kızı atıp onlardan birini ev arkadaşı olarak alırsınız.
5. Bir kevaşe yüzünden normal kızlardan soğumayın.
6. Cebinizde Türk konsolosluğunun numarasını taşıyın. Dövdüğünüz için hapse girerseniz ararsınız.
0
sourlemonade
(26.09.10)
iki duyuruyu da okudum da; oha ! ben size talibim.

iyi olanı yapmışsınız diğer duyurunuzda da biri yazmış kendinize olan saygınızı kaybetmele ilgili bi şeyler ona katılıyorum.
0
ksl
(26.09.10)
aman yapmayın gidin evinize. bir de bu kıza merhamet mi göstereceksiniz? bakın birsürü arkadaşı da varmış, mail de atmışlar. git onda kal lan deyin, siktir edin.
0
gebere jackson
(26.09.10)
ya hala bu kızla uğraştığına inanamıyorum. paşalar gibi kullanıyor kız seni. siktiri çek ayrıl kurtul o evden uzaklaş. yok o çıksın inat et bilmem ne. zamanına parana vs de mi acımıyorsun. yine ayrılmıycaksın bence. (kırıcı olduysam affola)
0
girl in a coma
(26.09.10)
Valla iki yazınıda büyük bir dikkatle okudum öncelikle belirteyim süper yazıyorsun ve başına gelenler ilgi çekici daha fazla yaz 3.yazınıda bekliyorum haberin olsun hatta orada olduğun sürece yaz sen daha senin başına bu akılla kimbilir neler gelir değerli kardeşim lütfen aklını kullan mantığını ön planda tut ruhunu elin yabancısında satma tek yaşa yanlız kal bak bizler buradayız yanındayız dayanırsın ama bu gibi tiplerle sonun ne olur bilemem sen sadece okumana bak dön gel evine rahat bir nefes al birde nerelisin merak ettim...
0
zekicalik
(26.09.10)
birinin size fena ahı tutmuş bence, artık iyice buna inanmaya başladım.
0
be forever young
(26.09.10)
@zekicalik: baba tarafından istanbul karagümrüklü'yüm, dedemin dedesi bile fatihliymiş. annemin tarafı avusturya'dan göçmüş, almanlar. çok akrabamız hala orada. çoğunu tanımıyorum bile.

@be forever young: var öyle biri, teoride ayıp ettiğim. eski kız arkadaşımdan bir çocuk aldırdık. ciddi bir ilişki değildi, öylesineydi. ikimizde biliyorduk. ilişki bittikten sonra hamile olduğunu söyledi. teoride ayıp etmedim aslında, masrafları falan karşıladım ama vicdan azabının da etkisiyle nasıl olduğunu arayıp hiç sormadım olaydan sonra. sormak için telefonu çok elime aldım ama yapamadım. o da bi kere bile beni aramadı ya beklemiş olabilir. ah etse de haklıdır.
0
🌸biseyler
(26.09.10)
abi var mı bir gelişme? çok heyecanlı :D
0
zaz
(26.09.10)
@zaz: gelişme şu ki, gitmedim ve kendisine defolup gitmesini yoksa sadece bir haftalığına diğer odada kalmasını söyledim. odasına gitti. bi süre sonra hiçbir şey olmamış gibi geldi sarıldı ve gitti, bişey yapmadım. meğer durum farklıymış. 10 dakika sonra gelip ödevine yardım etmemi rica etti, bir-iki sorup yaptıktan sonra "kalanını yapmıcam, beni yalnız bırak" dedim ve gitti.

sonra bi daha geldi, "dokunmanı özledim" falan dedi. kaale almadım, biraz bekledi ve yine gitti.

az önce de hiçbir şey olmamış gibi gelip yatağıma yatıp uyumaya başladı ve "beni 30 dakika sonra kaldırır mısın" dedi, cevap vermedim. şimdi ben gidip içeride yatıcam, ne hali varsa görsün.
0
🌸biseyler
(27.09.10)
sinirden çatlamıyor musun? :) allah sabır versin kardeşim.
0
zaz
(27.09.10)
@zaz: çatlamak ne kelime hoca, hafif kalır. üç duble cin, bi şişe vodka, bi de bira içtim kendimi kontrol etmek için. hala sarhoş değilim ve sinirden elim ayağım titriyor. sabır imtihanı olarak görüyorum bunu.
0
🌸biseyler
(27.09.10)
vazgeçebiliyorsan sal gitsin.
0
zaz
(27.09.10)
"10 dakika sonra gelip ödevine yardım etmemi rica etti, bir-iki sorup yaptıktan sonra..."

Bu laftan sonra size edecek laf kalmadı. Anladım, kız güzel de ne kadar güzel yahu! Bu yazının üçüncüsünü de göreceğiz sanırım (kızı öldürmezseniz).
0
sourlemonade
(27.09.10)
@cosmicstring: günaydın ustam. :) yazının üçüncüsü olursa şayet muhtemelen gidişi ile ilgili olur. eğer o süreci normal geçirebilirsek olmayabilir de.
0
🌸biseyler
(27.09.10)
hocam çinli demişin ama bu.. bu bambaşkaymış.

gene tepen atar da evden gitmeye kalkarsın diye uyarma ihtiyacı hissettim. git de evde kafa güzel yapan şeylerle takılsınlar he mi?!

hele yüzsüzce ödev yaptırmak nedir yahu. hocam, bitmiş artık kendini de bitirme.
0
unbeknown the black
(27.09.10)
daha önceki duyuruyu da okumuştum ama bi şey yazmamıştım. bunu da okudum ve artık kafadan uydurduğunu düşünüyorum tüm bunları ciddi ciddi. bu kadar saf olunmaz çünkü. eğer gerçekse de şimdi yazacağım şey için kusura bakma ama salak mısın yahu? hala ödevine mi yardım ediyorsun ya da hala orada kalmasına, sarılmasına falan mı müsaade ediyorsun? istemiyorum demek bu kadar zor olmamalı. zaten iraden kuvvetli değil gibi, 1 hafta daha kalırsa bu hatun yine barışmanın bi yolunu bulur nasılsa. seni yine kullanmaya devam eder, yaşar gidersiniz öyle. müstahak dicem ayıp olacak. kaç aydır oradasınız bilmiyorum ama en azından okuldan insanlarla muhabbet kurun, bu kadar zor bi şey değil. takılmışsınız salağın birine hayret bişey valla. okuldaki panoya ilan verip ordaki öğrecilerden biriyle eve çıkın en olmadı ev onunsa falan. böylece çevrenizde olmuş olur biraz. neyse sinirlendim bana noluyorsa..
0
inkey
(27.09.10)
eğer şimdi siktiri çekmezsen iki güne barışırsın sen bu kızla. sinirin yatışmış, iki yanına gelince yumuşamışsın gibi. ben olsam bir saniye duramam yanında suratına bakamam. yazık günah bu kadar kullandırtma kendini.
0
uche
(28.09.10)
(8)

kaşıntı

biseyler
kız arkadaşımla birlikte yaşıyorum. birlikte yaşamaya başlamadan bir süre önce onda başlamış, hatta ilk gece hatır hutur kendini yırtarcasına kaşınınca "hayırdır?" diye sormuştum, "stresten herhalde, böyle bi süredir" diyip geçiştirmişti.aradan 10 gün falan geçti ve bende de ince ince başladı, pek ö
kız arkadaşımla birlikte yaşıyorum. birlikte yaşamaya başlamadan bir süre önce onda başlamış, hatta ilk gece hatır hutur kendini yırtarcasına kaşınınca "hayırdır?" diye sormuştum, "stresten herhalde, böyle bi süredir" diyip geçiştirmişti.

aradan 10 gün falan geçti ve bende de ince ince başladı, pek önemsemedim. ancak şuan 1 ay olacak ve kaşıntı aldı başını gidiyor. işin ilginç yanı genelde yatağa yattığımızda kaşınmaya başlıyoruz. yatağı-nevresimi hatta pijamaları bile çöpe attım, gittim yeni nevresim takımı ve yatak aldım. hatta bu soğukta günde iki kere yıkanıyorum ama kaşıntı azalacağına artıyor.

hastalık derecesinde temiz biriyimdir ve bu kaşıntı olayı beni deli etmeye başladı. biraz kocakarı işi ama mikrop kırılsın ayağına kolonya ile duş alıyorum neredeyse, üç günde üç şişe kolonyayı kaşınan yerlere boca ettim ama bana mısın demiyor. bu ne olabilir? alerji falan mıdır?
0
biseyler
(25.09.10)
latex e alerjiniz olabilir mi?
0
cnky
(26.09.10)
kız arkadaşınızla birlikte aletji testi yaptırın tavsiyem.
0
betty puf puf
(26.09.10)
korkutucu olabilir ama (bkz: genital herpes )başlangıcı olabilir.
0
tekosin
(26.09.10)
uyuz olabilir, birinizden diğerine geçmiştir muhtemelen.kaşınan yerler daha ziyade ince derili yerlerse el bileği kulak arkası falan gibi yada göbeğiniz meme uçlarınız gibi kesin uyuz kapmışsınız. evet hergün nevresim takımları değişecek güzlce yıkanacak ama ilaç şart.
0
şaşkın
(26.09.10)
bir dermatoloğa gözükseniz kaşıntı izlerinize bakıp pat diye koyar teşhisi aslında.
0
la loque
(26.09.10)
uyuz olabilir. gece kaşınır daha çok, o yüzden yatınca kaşınıyosunuzdur. özellikle göbek bölgesi falan çok kaşınır.
0
kalimotxo
(26.09.10)
yukarida yazanlarla birlikte tamamen psikolojik olabilir.
0
kakoy
(26.09.10)
Olaya farklı bir boyut getireyim. Sanırım yaygın ve bulaşıcı birşey bu. Ben ve eşimde de benzer bir durum var. Bazen duştan çıkıp daha kurumadan deli gibi kaşınıyorum. Şebeke suyundan ve duş jelimden şüpheleniyordum; duş jelimi değiştirdim, durum devam ediyor.

Başka bir arkadaştan da aynı şeyi duydum. Omuz ve sırt bölgesi (aynı benim gibi) minik sivilcelerle kaplanmış. Genel düşünmemiştim ama tırstım bak şimdi...
0
samterk
(26.09.10)
(11)

göçebe hayatı

biseyler
bunları buraya bi yerde kendimle yüzleşmek adına yazıyorum. yaşım 22, iki üni bitirip master yapmış, türkiye'nin en iyi bankalarından birinde yönetici pozisyonunda çalışan bir anne ile meslek yüksek okulu bitirdikten sonra ticarete atılmış, tekstil ile uğraşan esnaf bir babanın oğluyum.ailem ben 1 y
bunları buraya bi yerde kendimle yüzleşmek adına yazıyorum. yaşım 22, iki üni bitirip master yapmış, türkiye'nin en iyi bankalarından birinde yönetici pozisyonunda çalışan bir anne ile meslek yüksek okulu bitirdikten sonra ticarete atılmış, tekstil ile uğraşan esnaf bir babanın oğluyum.

ailem ben 1 yaşına bile girmeden boşanmışlar. ikisini neredeyse bir arada hiç görmedim, o yüzden bunun özlemini çektiğimi sanmıyorum, onu da belirteyim. zaten aralarında uçurum derecesinde bir yaş farkı var.

hayatımın büyük bölümünü babamın yanında geçirdim. benden 35 yaş büyük. ticari zekası felaket yüksektir. girişkendir, cesurdur, girdiği ortamda lider olur. eli açıktır. ama felaket sinirli birisidir. denenmemişi denemeyi, risk almayı sever. temizlik konusunda neredeyse hastadır. hani kadına evi temizletir, sonra beyaz çorap giyip evde dolanıp çorabın altına bakar, o derece. olmadık şeylere beklenmedik reaksiyonlar verebilir. çocukluğumun bir kısmında ara ara babamdan dayak yediğim de olmuştur bu temizlik konusunda ama babam her daim üzerime titremiş, ilgisini hiç esirgememiştir. ha, kaç kere oturup karşılıklı konuştuk ya da ne kadar beni dinler? babamla ilişkimizin büyük bölümünde hep fikir ayrılıkları oldu ve genelde kavga ile geçti.

6 yaşına kadar anneannemle kaldım, annem 17 yaşında evlenip 18'inde boşanınca sınava girip uludağ üniversitesi bilgisayar mühendisliğini kazandı ve okumaya gitti. babam o ara neredeydi, bilemiyorum. ancak 6-7 yaşına kadar bi gün babamda, bi gün anneannemde, bi gün babaannemde kaldığımı hatırlıyorum sadece. sonra bir gün babam geldi ve "gidiyoruz" dedi. başka biri ile evlenmişti. evlendiği kişiyi ilk orada gördüm.

babamla birlikte yaşamaya başlayınca benim için o dönem neler değişti açıkçası tam olarak bilmiyorum. bu arada okula başladım ve babam geç saatlere kadar çalıştığı için günümün büyük bölümünü evlendiği kişi ile geçirmeye başladım. kadınla iletişim neredeyse olanaksızdı. evlenene kadar evinden çıkmamış, ilkokul terk, ev işini asli görevi olarak bilmiş ve yalan rüzgarı dizisi dışında sosyal hayatı olmayan bir kadındı. ilkokul terk derken kesinlikle onu küçümsemiyorum ama daha 2. sınıfa giderken günümün büyük kısmını geçirdiğim insanla aramızda neredeyse hiçbir ilişki kalmamışsa, ondan sorup öğrenebileceğim birşey kalmamışsa ona ne kadar saygı gösterebilirim ki? çocuk aklıyla hemde?

bu arada babamın işleri felaket iyiye gitti, oturduğumuz semtten yaşayış şeklimize kadar herşey bi anda değişti. ilk ve orta okulu kolejlerde okudum ancak bu 8 senelik süre zarfında 7 okul değiştirdim. nedeni ya taşınmamız ya babama birilerinin daha iyi okul tavsiye etmesi ya da ne bileyim benim öğretmenlerimin haylaz olduğum konusundaki şikayetleriydi. aslında hep iyi öğrenciydim ama babam hakkımda küçücük bişey duysa yeni bi okulda yeni bir başlangıç yapmam gerektiğine inanıyordu sanırım.

krizin patlak verdiği günlerde babamın işlerinde de aynı oranda düşüş oldu. ancak buna karşın babamın hareketlerinde de değişiklikler baş gösterdi. eve olmadık saatlerde gelmeye, bazen hiç gelmemeye başladı. geldiğinde de eşi ile kavga ediyorlardı zaten. o eve gelmediğinde kadınla birlikte kalmak zorunda kalıyorduk ki bu benim için gerçekten azap gibi birşeydi.

eve gelmediği günlerden bigün beni aradı ve benimle erkek-erkeğe konuşmak istediğini söyledi, orta sondayım o sıralar. çıktık, geziyoruz. "seni biri ile tanıştıracağım" dedi ve görüşlerimi öğrenmek istediğini söyledi. tanıştırdığı kişi tahmininiz üzere bir bayandı ama yabancı uyruklu birisi. evlendiği kadının aksine ultra sosyal, her konuda bir görüş belirtebilen, girişken falan biri. ne kadar iyi niyetli açıkçası hala bilemiyorum.

bu arada eski sovyet ülkelerine ticarete başladık ve babam evli olduğu kadınla boşanmaya karar verdi. kadını da ortada bırakmadı tabi, ona iki ev bıraktı ne bileyim emekli olana kadar bütün primlerini ödedi vs vs. yeni bir ev tuttuk ve bu sefer ben-kadın-babam yaşamaya başladık. farklı kültürler tabi, pek hoşuma gitmedi bu yeni yaşam açıkçası.

o sıralar liseye başladım ve hayatımda ilk kez bir devlet okulunda bulundum. ortama daha ayak uydurmaya çalışırken babamın eski sovyet ülkelerindeki ticareti hızla gelişti ve herşeyi bırakıp orada yaşamaya karar verdi. ben buna şiddetle karşı çıktım, türkiye'den ayrılmak istemediğimi belirttim. babam pek iplemedi tabi. felaket kavgalar etmeye başladık bu konuda ama babam karar vermişti bi kere. 1-2 kere evden kaçıp anneanneme gitme girişimlerim dahi oldu bu süreçte. liseyi bıraktım, bastık gittik rusya'ya.

orada 7 ay kaldım ve hiç okula gitmedim. açıkçası çokta sevmedim. tek arkadaşım internet cafenin güvenliği ve mağaza çalışanlarıydı. bütün gün ya internet kafede ya da boş boş gezerek takılıyordum. babama böyle yaşamayı sevmediğimi defalarca belirttim ama pek iplemedi. sonra bigün mağaza çalışanlarından bir kız ile bir yakınlaşmamız oldu. ben kızın benden hoşlandığını sandım, gerçi aramızda 10 yaş falan vardı ama umut işte. meğer hatun babamla yakınmış, bana da o yüzden ilgi gösteriyormuş... tabi babam kızın telefonunda benim iyi geceler mesajlarını ya da onun mesajlarına attığım cevapları falan görünce kudurmuş. bana pek bişey belli etmedi ama "sen tr'ye git, orada yaşa istersen" dedi. "peki" diyebildim.

türkiye'ye döner dönmez anneannemle yaşamaya başladık. anneannem akademi mezunu, bir devlet kurumunda yıllarca müdürlük yapmış, iki yabancı dil bilen son derece sosyal ve modern bir kadındır. 30 yıldır aynı yerde oturur. açıkçası göçebe hayatından düzenli hayata dönünce yine bi afalladım. bi süre sonra anneannemle anlaşamamaya başladık. ben daha 15-16 yaşındaydım, gezmek tozmak falan istiyordum. o ise okuldan eve gelip ders çalışmamı, sonra yemek yiyip 8 olmadan yatmamı uygun görüyordu. bu arada annem kendi başına yaşadığı için onunla da haftasonları anneannemi ziyaretleri sırasında görüşüyorduk. uzatmıyayım anneannem benimle yaşamak istemedi, uymuyorduk birbirimize. hayatının büyük bölümünü yalnız geçirmiş, yaşlı ve kendine göre düzeni olan bi kadındı.

annemle yaşamaya başladık. o zamana kadar annemle hiç yaşamamıştım açıkçası. annem babamın aksine bana karşı çok ilgili olmayan, sevgisini pek göstermeyen ve babamdan ayrıldıktan sonra yıllarca yalnız yaşamış; hep idealleri uğruna gitmiş bi kadın. soğuk biri olduğunu bile söyleyebilirim. eğitimin önemine inanır her daim. yıllarca babamla kurallar zinciri içerisinde yaşamışken, eve 10 dakika geç gelsem hesap verme zorunluluğu içindeyken annemle felaket bir serbetiye geçtim. hani eve günlerce gelmesem "neredesin" diye bir arar ya da aramaz.

1 sene böyle boşa harcadıktan sonra tekrar liseye başlama zamanım geldi, ancak babam rusya'ya giderken gidip tasdiknamemi almış; bir daha türkiye'ye dönmeyeceğimi belirtmiş. ya açıköğretim ya da akşam lisesi okuyacaktım, başka alternatif kalmamıştı. akşam lisesine kayıt oldum. 70 yaşında adamlarla-40 yaşında kadınlarla liseyi bitirdim. devam zorunluluğu dahi yoktu ama ben gittim.

liseyi bitirdikten sonra öss'ye girdim. öss sürecinde ne dershaneye gittim, ne sınava hazırlandım. hatta sınava bile 30 dakika geç girdim. gözetmen kadının "oğlum, 30 dakika gecikmişsin" derken gözlerindeki telaşın milyonda biri bile yoktu bende. böyle bir hayat yaşadıktan sonra fena sayılmayacak bir puan aldım. açıkçası barajı bile geçeceğimi sanmıyordum sınava girerken. puan fena değildi ama tercihler sonunda salak saçma, son tercihim bi yere düştüm. niğde'ydi sanırım. gitmedim tabi haliyle. açıkçası ne olmak istediğimi bile bilmiyordum, pek bi idealim olmamıştı yaşam boyu. "tercihi neye göre yaptın?" derseniz onu bile ben yapmadım, annem oturdu kendince yazdı.

tr'de üni yolu kapanınca yurtdışında okuma olayını araştırdım. babam zaten uzak olduğu için her konuda kolay kafalanıyordu. zaten ayda bi kere telefonla konuşuyorduk, hepsi o. ihtiyaçlarımı soruyor, elinden geldiğince anında gideriyordu. annem ise "hayat senin, ne istersen onu yap" yapısındadır. konuşma gereği bile duymadık. "ben şuraya gideceğim" dedim, "peki" dedi. hepsi bu.

atladım, buraya geldim. annemin tavsiyesi ile bilgisayar mühendisliği okumaya başladım. ilk sene sorunsuz geçti, zaten burada kimseyi sıkmıyorlar. 5. sınıf tıp okuyup ingilizce bilmeyen adamlar var, rahat bir ortam. yine de bişeyler öğrenmeye çalıştım ve ortalama bi öğrenci olarak geçip gittim. şimdi ikinci sınıftayım ve okul nokta kadar sikimde değil açıkçası. 4 işlem matematik bilgimle mühendis olacam ya, ona gülüyorum.

ailemle idealim olmaması üzerine konuşmaya çalıştım. babam daha sonunu bile dinlemeden "okulu bırak, gel burada sana mağaza açalım" dedi; annem ise "oku, yakında orada şube açacağız seni şube müdürü yaparız, hayatın kurtulur" nasihatında bulundu. ulan iyide benim zaten geleceğe dair bi kaygım yok ki? hani neden bilmiyorum, "neye güveniyorsun?" deseniz onu da bilmiyorum.

velhasıl çok uzattım ve çok klişe olacak ama kendimi rüzgarda oraya-buraya giden bi yaprak gibi hissediyorum. çok sosyal biriydim bi zamanlar, şimdi insanlarla göz teması kurmaya bile korkuyorum. dikkat ettiyseniz bu kadar yazdım ama bi kere bile "arkadaş" demedim çünkü düzenli bi arkadaşım hiç olmadı belkide. arkadaşı bırak anneanne dışında doğru dürüst akraba ilişkim bile yok, babamın kendi tarafı ile arası pek iyi değildir çünkü. "senin sorunun ne dostum, herşeyin var işte" diyecekler olabilir.

kendimi bildim bileli mutsuzum, hiçbir şeyden zevk almıyorum ve bunun nedenini de bilmiyorum. hayatta umursadığım hiçbir şey yok. bir hobim bile yok, belki arada fenerbahçe maçlarını izlemek. gerçi aragones-daum-aykut kocaman üçlüsünden sonra o da ızdırap haline geldi. :) durduk yere salak saçma şeylere sinirlenip salak saçma şeylere ağlıyorum. hatta olabildiğince yalnız kalmaya çalışıyorum, herkesden kaçıyorum. kimseye karşı bişey hissetmiyorum, duygusuzluk gibi.

sizce benim sorunum ne? rahat batıyor demeyin, sokayım böyle rahata.
0
biseyler
(23.09.10)
kendi sorunlarının farkında olan biri olduğun belli..bu yüzden bir psikoloğa danışmanda fayda olduğunun farkındasındır..bir iki hobi edinmeye çalışırsan kurslara katılarak falan arkadaş edinirsin ve sosyalleşirsin..yalnız başına olduğunda herhangi bir sorun bile daha ağır, olduğundan daha büyük gözükebilir.aile bakımından şansızsın tamam ama bunun tüm yaşamına yayılmasına izin verip vermemek senin elinde ve görünen o ki sen buna pek izin vermemişsin..sosyalleşmeye çalış arkadaş edin konuşabileceğin dostların olsun aşık ol..hayatı daha katlanılır kılan şeyler bunlar bence..
0
birbilsem
(23.09.10)
akıcı yazıyorsun tebrik ederim. edebiyat dergilerinde şansını deneyebilirsin.
0
peki
(23.09.10)
anne babasız büyüyen birisi olarak diyeceğim belki birçok şey var ama cümlelere dökülmez :)
tebrik edilesi yazmışsın... duygulandırdın bizi
0
.aylin.
(23.09.10)
o kadar iş güç arasında oturdum okudum valla. bence de akıcı yazıyorsun, okutabiliyorsun yazdıklarını. sorunun, 'anlam' üzerine olabilir.
oruç aruoba'nın 'hani' adlı kitabını okumanı önerebilirim.
0
kuytu
(23.09.10)
yuh ilk defa çok uzun bir metni biri bana okuttu. bu kadar mı iyi anlatılır ve betimleme yapılır.
0
istanbull
(23.09.10)
bu hikayeden muhteşem bir dizi-film çıkabilir.ayrıca harika bir küçük burjuva hikayesi.bunları yazarken dalga geçmiyorum.tıpkı kafka'nın 21.yüzyılda'ki uyarlaması olabilir.dostum bu hikayeni kesinlikle edebi bir biçimde yaz.ayrıca kafandakileri dağıtmış olursun.ve bunları yayınlat muhakkak.bu hikayenle binlerce insanın hislerine tercüman olabilirsin.çünkü türkiye'de 500.000'e yakın insan senin durumında.tıpkı evlenip boşanmış sonrada çocuğunu iplemeyen kişiler.kesinlikle bunları yaz ve yayınlat....
0
tylolhot
(23.09.10)
Çok büyük adam olacaksınız. Cidden, çok samimi söylüyorum bunu.
0
johan sebastian
(23.09.10)
bence sorunun sevgisizlik. hiç arkadaş demedim demişsin ya senin kim olduğunu önemsemeyecek muhabbet etmekten zevk alacağın buraya nick altında yazdığın şeyleri doldu dolu anlatabileceğin bir kaç dost edinmeye çalış. sonrasında yolunu çizersin zaten..
0
ryu
(23.09.10)
sevgisizlik, ilgisizlik. aslında "aile" olarak nitelendirilen kavramın senin hayatında hiç olmayışı. sen ebeveynlerin olmaya çalışıpta aslında gerçek anlamda olamamış kişilerin sinirlendiğin kızdığın huylarını taklit etmeden aslında olması gerektiği gibi davranarak bir aile kurup tatmadığın mutluluğu sevgiyi onlara gösterip onlarda aldığında pek bir sorunun kalmayacaktır.

o zamana kadar istiyorsan güvendiğin biri ile yada bir psikolog ile düşüncelerini paylaşabilirsin, dertleşebilirsin.

(en yüzeysel en geniş şekilde bunlar senin sorunun)
0
pposeidon_1
(23.09.10)
Tek sorunun arkadaşın olmaması sanırım. Arkadaş edin işte. Bir de şanslı olduğun tarafları daha iyi değerlendir. Hiçbirşey yapmasan bile sana çok iyi bir iş vaadedecek bir annen ve baban var mesela...
0
ermanen
(23.09.10)
vakit ayırıp okuyan, cevap yazan, mesaj atan ve bir nebze de olsa yalnız olmadığımı hissettiren herkese teşekkür ederim. :)

sanatçı-edebiyatçı olayı bambaşka bişey bence. hani sosyoloji ve felsefe gibi konulara hakim olmak gerek. öteki türlü hıncal uluç'un spor yorumlamasından ne farkım kalır? hem sadece yaşam tarzı ile olsaydı üniversiteyi bırakan herkes bill gates ya da steve jobs olurdu. :) şaka tabi. velhasıl uzak geliyor bana, yıllarca bu alanda emek harcayan insanlara da ayıp olur gibi. (ahah, sanki başarımın garantisi var.) ama fikirleriniz karşısında bişeylere yeteneğim olduğunu düşündüm bi an için. belki bi blog açar, yıllar sonra yazdıklarıma bakar ve "nereden nereye" diye iç geçiririm, kim bilir. :)

@wishes: ilk sana söylüyorum, bu kıyağımı unutma. :) çinli ile ayrılmaya karar verdim ama daha kendisine söylemedim.

yarın ilişkimizin üçüncü ayı olacak ve buranın iyi yerlerinden birinde rezervasyon yaptırmıştık. bir-iki gündür pek konuşmuyoruz. bugün yemekten sonra yeni hobim olan bulaşık yıkama ile uğraşırken yanıma geldi ve yavşak yavşak(bu laf pek moda) "hayatımmm, bi sorun mu var? yoksa artık beni sevmiyor musun?" dedi, bişey demedim hatta kafamı bile kaldırmadım. "tatlım, uzun süredir konuşmuyoruz ve bişeyler varsa benimle paylaşmak istemez misin?" dedi kulağıma eğilip. "yarın akşam konuşuruz" dedim, "hem hava değişikliği ikimize de iyi gelecektir." :) yalaşap bi öpücük kondurdu ve gitti.

ben yemek ve bulaşıkla uğraşırken kendisi internetteydi. zaten eve 1'de geldi ve o saatten beri telefonla konuşmak, aynaya bakmak ve internette takılmak dışında bişey yapmadı. bilerek dünkü bulaşıkları mutfakta, çöpü kapının önünde bırakmıştım ama pek oralı olmadı. şimdi yemekten sonra ben geçince ikide bir gelip bakıyor falan, mesaj veriyor yani. "kalk ben oturacağım" demek istiyor, o yüzden şimdi kalkacağım ama yarından sonra olayların devamını mutlaka yazacağım. ahaha, kitle falan oluştu yav. harbiden götüm kalkacak. :)
0
🌸biseyler
(23.09.10)
(36)

bi acayip yabancı sevgili

biseyler
özel hayatımdaki problemlerimin tavan yaptığı dönemde tam birileri ile konuşma ihtiyacı duyarken gece yarısı burada herkesin bu tip şeyler sorduğunu hatırladım.yabancı bir ülkede üniversite okuyorum. bu ülkenin bodrum'u olarak tabir edilebilecek yazlık şehirlerinden birinde okuyordum ancak yazın bir
özel hayatımdaki problemlerimin tavan yaptığı dönemde tam birileri ile konuşma ihtiyacı duyarken gece yarısı burada herkesin bu tip şeyler sorduğunu hatırladım.

yabancı bir ülkede üniversite okuyorum. bu ülkenin bodrum'u olarak tabir edilebilecek yazlık şehirlerinden birinde okuyordum ancak yazın bir kızla tanıştım. o da yabancı; çinli. o da o sırada tatil için oraya gelmiş. bir süre takılmaya başladık ancak kız esasen 700 km uzakta okuyor ve oturuyormuş. tatil bitipte kız dönünce irtibatı kesmedik, her hafta sonu o geldi ya da ben gittim ve 1-2 ay sürdürdük bu ilişkiyi. derken bi gün hangi filmden özendiysem "ulan madem mutlusun, peşinden koş" dedim kendi kendime ve onun okuduğu şehirde okumaya karar verdim. 1 eylül itibarı ile kendi üniversitemden belgelerimi aldım, atladım buraya geldim.

yaşadığım şehir küçük bir şehirken burası bu ülkenin ankara'sı olarak tabir edilebilecek bir yer. ilk 10 gün azap gibiydi. kimseyi tanımıyorum, etmiyorum. hem yürüyerek 10 dakikada şehri gezebilirken bi uçtan diğer uca gelmek için 5 vasıta değiştirmenin gerek olduğu bi yere düşmüşüm. afalladım tabi. arkadaş yok, bişi yok. kız dışında tanıdık yok. sonuçta erkek adam her muhabbeti yapamaz ki kız arkadaşıyla da. başka şeyler de gerekli. her neyse, konuya dönelim.

geldim, bir ev tuttum ve birlikte yaşamaya başladık. ancak bir türlü anlaşamıyoruz. bi kere felaket bencil. sürekli hep bana modunda. ayrıca tembel. hani bulaşıklar 10 gün dursa "nolacak yav bize ne zararı var?" der. aldığını yerine koymaz. savruk, dağınık vs. bu çinliler çin'in tek çocuk politikası yüzünden tek çocuk olup şımartılmaya alışıldıklarından hep böyleymiş, onu da burada gördüm. bunun bi arkadaşı var, yurtta kalıyor. odasına gittik, gitmez olaydım. duvarlar yağ içinde, yatağın üzerinde elma-armut çöpleri vs.. neyse, konuyu dağıtmıyayım.

şuraya geldiğimden beri yemek, çamaşır, bulaşık, temizlik bende. yav mutlu olacaz, ses çıkarmiyim diyorum ama ses çıkarmayınca da bi şekilde surat yaptığım oluyordu istem dışı. sonuçta etten kemikten insanız. hani görüp anlasın diyorum, yok. en son "yemeği ben yaparım" dedi ve 1-2 gündür yemek yapıyor. öyle "vaaay çin yemeği haa" demeyin. yağda pişmiş lahana, coca cola ile pişirilmiş tavuk, martinili omlet gibi şeyler...

son 1 haftadır olaylar had safhaya ulaştı. ben geldiğimden beri elime ne geçtiyse ortak harcadık ki helali hoş olsun ama öğrenciyiz, malum. gelen para belli. bu hafta gelen paradan isteği üzerine internet aldık, alışveriş yaptık şudur budur derken demez mi "hani salsa kursu?". hayatım dedim ekonomik durum bu hafta izin vermiyor falan filan. bu seferde "sisley'den cüzdan o zaman?" dedi. ben direk fatal error verdim haliyle. "yav bu haftayı atlatalım" diye alttan alayım derken "ben geçen gün param varken cüzdan almadım, eve yemek aldım sen bana cüzdan almıyorsun" demez mi. ulan zaten 1 kere alışveriş yaptın, o da odur. bu söylenir mi? bunların hesabı tutulur mu? ben buraya senin için gelmişim, son kuruşuna kadar senle yemişim. bende şalter attı, elime ne geldiyse vurdum duvarlara.

olaylar böyle başladı. 1-2 böyle küçük kavgalar ve anlık barışmalarla geçirdikten sonra bu sabah parası yokmuş, para istedi. insanlık hali, bende de yoktu. 1 lira falan vardı. çıkardım, verdim. dedim yok valla başka. aldı, gitti. sonra gün içinde interneti bağlayan firmanın teknik servis elemanı geldi hattı açmaya. tabi bununda ücreti varmış, ben adamı evde bırakıp yana döne para aramaya çıktım. adam hattı benim pc'ye göre ayarlamış. neyse, parayı buldum adama ödedim. gittim en ucuzundan bi sigara aldım. kalan 3 kuruşlada üniversiteye gittim, bunu alıp eve getirdim. abi gelir gelmez demesin mi "kendine almışsın, bana ayarlatmamışsın interneti" hoppalaaa.

ulan zaten isteyen sendin, adam böyle çekmiş kabloyu. al sen kullan diyorum, yok diyor sonra gelip "internetini kullanabilir miyim?" falan. yav yapma böyle, benim senin mi var falan diye alttan almaya çalıştımsa da sinirlerimi felaket zorladı. tutup demez mi "ooo kendine sigara almışsın, bana sabah para vermiyorsun" diye. canım öyle değil diye anlatmaya çalışıyorum iplemiyor. gelip durduk yere tokat atıp gitmeler, "ben kadınım tamam mı" diyip hakaret edip gitmeler falan. normal insan hareketleri değil yani. sonra durduk yere laf sokmalar. "üff buradan sıkıldım, yeni bi yer bulacam gidecem" vs. falan böyle "yapma etme" diyorum, yok. zaten ben sinirlenince daha çok sinirlendirmek için elinden geleni yapar. eline bi elma almış, geldi oturdu yatağa. kulağımın dibinde başladı bilerek şapırdatmaya. 1-2-3 derken bu kesmeyince tuttum masadaki bardağı vurdum duvara. bu arada bardağı küllük olarak kullandığımız için içi sigara doluydu, salon mahvoldu yani. iki saat yerleri sildim, evi havalandırdım falan. velhasıl şimdi de "ayrılalım" dedi. yeterince ilgi göstermiyormuşum, salsa kursu için para ayıramamışım 2 haftadır falan filan. salsa kursu deyip geçme, elzemmiş. 2 sene sonra mezun olduğunda mezuniyet töreninde yapacakmış.... ulan yemek-çamaşır-bulaşık-okul-okul kayıt işleri-ikamet şudur budur derken uyumaya vakit bulamıyorum ki kalanı yine sana harcıyorum. "peki" diyebildim buruk şekilde. "bunları ona anlatmaya çalıştın mı?" demeyin, anlatmaya çalıştığımda "zaten sen hep cevap vermeye çalışıyorsun" falan diyor. içimde küçük bir acı ve buruk oldum, sonuçta o kadar şey paylaşmaya çalıştım, kendimce emek verdim. hiç bişey olmasa aynı yastığı paylaştık ama ben bunları düşünürken karı kıçını döndü horlamaya başladı.

sözün özü: ben mükemmel değilim kuşkusuz ve kız çok güzel. güzelliğinin de farkında, yeri gelince de kullanır. zeki yani.

bütün ilişki boyunca onu değiştirmeye çalışmadım, olduğu gibi kabul ettim yani. kolay sinirlenmem ama sinirli biriyimdir. duygusuz görünürüm. ilk anda tepki vermem herşeye. böyle yalaşap ilişkileri sevmem. dinlemeyi severim. ciddi biriyimdir. o ise çok çocuksu hatta hala çocuk belki bilemiyorum. ilgi budalası. ukala. bi de sertliği sever. yapı olarakta böyle sertliği sever yani. hakaret, sert hareketler ne bileyim yatakta hep "benden nefret et." falan der. onu suçlamıyorum, böyle görmüş belki. bunları yazıyorum ki akıl-fikir verebilecek arkadaşlar gözlerinde şöyle bir canlandırsınlar.

velhasıl uzun oldu, vakit ayırıp okuma zahmetine katlananlara soruyorum:

"sizce ne yapmalıyım?"

-bu ilişkiyi kurtarmaya çalışıp daha çok mu çaba sarfedeyim? ona ayak uydurarak yani.
-bitmesine izin mi vereyim? zaten yalnız olduğum bu şehirde daha da mı yalnız kalayım?
-bişeyler bişeyler

teşekkürler.

ps: uzun süredir memleketten uzak olduğum için yazım yanlışı, imla falan mazur görün. türkçe klavyeyi bile zor bulmuşum. :)

edit: ahahaha, dedikodu yapar gibi yazmışım yav. tövbe.
edit2: moderatör arkadaş, rica etsem sabaha kadar üstte kalabilir mi? zaten bu koca şehirde tek başıma kalmışken bir-iki tavsiyeyi çok görme.
0
biseyler
(21.09.10)
abi karışmak gibi olmasın ama çinlilerden dinlen dinlen kaç diyorum. hem de arkana bile bakma bence :)
0
blackidom
(21.09.10)
bir norveçli abi de benzer bir konudan yakınmıştı. eşi temizlik yapmıyordu falan. o da sorguluyordu acaba benim beklentilerim mi fazla diye, orta bir yol bulamıyordu vs..

bence sen beraber yaşamakla iyi etmişsin. buluşup gezmekle hep iyi anılar oluşuyor ama beraber yaşamaya gelince dengeler değişiyor. gerçek yüzünü tanımışsın. ki bu da sana çok zor gelmiş. ki bu da değişmez, kişilik sonuçta. zorlamadan ayrıl derim. bekara eş boşamak kolay tabi o ayrı. yine de niye kasasın, uğraşasın?
0
sttc
(21.09.10)
bence de yabancıdan dinlen dinlen kaç, hele ki bir de arızaysa hiç çekilmez.
0
canimnicknameyazmakistemiyor
(21.09.10)
Etekli iktidar...Hemen bu kitabı okuyosun, kendine geliyorsun, Silkinip kurtuluyorsun..Hayatta en önemli şey kendine olan saygındır. Bunu kaybetmeye değmez hiçkimse. Güzellik gelip geçicidir aslolan özveri ve gerçek sevgidir-ki o da 16.yy da ortaya çıkmış romantizm akımının azımıza söması yüzünden-..
0
Survivorman
(21.09.10)
arkana bile bakmadan kaaaaaaaaç
0
girl in a coma
(21.09.10)
Bilge Kağan bile "Türk halkı Çinlilerle akraba olursan Çinlileşeceksin" demişken hiç durulur mu? :)
0
Klobucar
(21.09.10)
???
diyorum
ne cabasi yahu, bir de o ayrilalim demis. boyle yasamayi kabullendiydin sen coktan yani he mi?
0
kurukafa
(21.09.10)
Valla bu devirde bole bir erkek sasirtici sen o cinliye sole seni kacirmasin:)
0
ayhsegul
(21.09.10)
işin güzel yanı bu şehirde türk sayısı bir elin parmağını geçmezken çinli sayısı neredeyse yerli nüfusuna eşit. biri duyup "vay bu lavuk bizim bacımızdan ayrılmış" diye 1 ıslık çalsa 5 dakikada bütün şehri toplarlar. :) şaka tabi. vakit ayırıp okuyan ve cevaplayan herkese çok teşekkür ederim.

@ayhsegul: teşekkürler. "mesene" var mı? :)
0
🌸biseyler
(21.09.10)
Niye salak gibi katlanıyor diyordum ki cevap geldi:"ben mükemmel değilim kuşkusuz ve kız çok güzel. güzelliğinin de farkında, yeri gelince de kullanır. zeki yani."

Kız Çin Seddi'ni yerleştirmiş içinize, siz hala güzel kız diyorsunuz :)

Ayrılınca yolunacak bir horoz bulur hemen o :)
0
sourlemonade
(21.09.10)
@cosmicstring: ahah, fikir verecekler için her ayrıntıyı düşünüp yazdık hocam. :)
0
🌸biseyler
(21.09.10)
yanlış anlama da valla acaip sürükleyici geldi devamı yok mu? o internet parasını nerden buldun onu da bi açıklayıversen orası havada kalmış biraz :) olayların üstüne yanında şapur şupur elma yemesine ben burdan beri sinir oldum mesela. iyi sabır varmış, ayrıl tabi diycem de napacaksın ki orda tek başına. depresyona girersin. ha ben gidicem diyip yine bi tokat patlatırsa tutma tabi.

ayrıca ayshegul sana bi şans vermeli bence.
0
combofix
(21.09.10)
ya güzellikleri ile insanı yolmaya çalışır bu hatun milleti, hep aynı kazık arkadas. erkek milleti olarak bu tuzağa sürekli düşüyoruz ayık olun.
ayrıca bu duyuru yu inci sözlük te başlık olarak açsaydın efsane olurdun. eheueheh afasdsskk. elin çinlisine bak sen yau.
0
gnl rkn
(21.09.10)
sendeki sabır çoğu insanda yok, harcatma kendini ayrıl derhal derim. bize de haber ver sonucu. duyuru aç:)
0
cisimi yapiyom popom kuru kaliyo
(21.09.10)
bu kızdan kesinlikle ayrılma.. ayrıltırma kendini.. herşey çok güzel olacak, burdaki 15 adamı sakın ciddiye alma, aman aman!

*buraya kadar 'katlandıklarına' inanamadığım için kompozisyon rehavetinde okudum bi güzel.. çok akıcı. yazarsın di mi? hehe. neyse özür dilerim. hayırlısı :)
0
smy
(21.09.10)
geçmiş olsun ama kız senin paranı yiyor, üstüne bir de seni azarlıyor. hmm bir de umrunda bile değilsin.

ayrıca türk erkeklerinin çoğunun türk kadınlarıyla ortak yaşamda hiçbir işin ucundan tutmayıp, hep talepkar ve bencil olmasına rağmen söz konusu kadın yabancı olunca bir anda melekleşmesi de gözlerimi yaşartıyor. what goes around comes around efendiler. (kendi sevgilim dahil istisnaları tenzih ederim, o kutsal varlıklar lütfen alınmasın.)
0
kayranin kedisi
(21.09.10)
@smy: :) teşekkür ederim.

@kayranin kedisi: haklısın ablacım, ne diyeyim. yerden göğe kadar haklısın. inanmazsın, bi an başımı babamdan azar yediğim zamanlarda olduğu gibi öne eğdim halının desenlerini saydım.
0
🌸biseyler
(21.09.10)
sourlemonade
(21.09.10)
bilader, evlenecek misin? çekilmez. güzel kız? bu tavırlarla? kullanır, çeker gider.

bir arkadaşın da dediği gibi, ayarlayana kadar idare et, gerekirse soğuk bir hava olsun evde. sonra çek git ya da kov evden artık. belki soğuk savaş sırasında o gider. biliyorum, zor ama burnu sürtsün artık o hatunun. ayrı evlerde devam edin belki de, olacak iş değil ama.

ama böyle bir hatunla senin gibi biri, yürütemez be bilader, görüyorsun. yürümez.

keşke bu kadar büyük değişiklikler yapmasaydın hayatında, bir kız için.

ortamı yaparsın ama bence şehirde. oradan buradan. internetten, etkinliklerden. hobilerin ne ise git klübünü falan bul ne bileyim. bara git, kafeye git. partiler bilmem ne.

üzüldüm yalnız, hadi hayırlısı. geçmiş olsun.

ekleme: bu arada ben de ciddi ilişkide yerli malı yurdum malı diyorum bilader.
0
bilader
(21.09.10)
@bilader: eyvallah bilader.
0
🌸biseyler
(21.09.10)
dostum herkes kaç demiş zaten, tekrarlamanın manası yok da, bu hikayenin sonunu bize anlatmazsan ömrünü tiananmen'de bir bankın üstünde geçiresin inşallah.
0
natura horror vacui
(21.09.10)
tembel olmasını geçtim yoklukta senden abuk isteklerde bulunması bile zor gününde olmadığını gösterir

kaç kaç direkt kaç yani... hatta yapıştır sen de okkalı osmanlı tokadını da görsün
0
groove salad
(21.09.10)
evet bütün herkes kaç demiş. sen huzuru bulucam derken babaları bulmuşsun. hadi yardım falan bir yere kadar da iş kullanmaya kadar varmış. arkadaş seni kullanmaya başlamış. al belgelerini falan aynen geldiğin yere geri dön yapabiliyorsan. yapamıyorsan da bak bir çaresine artık. hatun çok güzel olabilir de bu eziyete değer mi? kaçan kovalanır hacım biraz da sen kaç.
0
atrin
(21.09.10)
Bi de Cinliler yemeklerini sapirdata sapirdata yiyorsa begendikleri anlamina geliyormus, cok gitmeyin kizin ustune... ama tabi bulasiklari yikamamasi, bu simarikliklar falan. Bu cinli kizlar da cok rereroro...Neyse.

Ya okul acilinca arkadas bulursunuz, sirf bunun icin (tabi bi de guzel diye) bir kiza katlanilir mi abi? Baska guzel kiz mi yok? Naa suraya yaziyorum, en gec 1 yila "ulan ne malmisim" diye duvara vurursunuz kafanizi. 1 eylul'de tasinmissiniz, daha ayin 21'i... 20 gunde birbirinizi bu kadar yediyseniz 3uncu sayfa haberi olmaniz yakindir.
0
luin 41
(21.09.10)
o değil de, hakikaten merak ettim, hangi şehirlerden söz ediyoruz? ona göre uzak duracağım da oradan :p şaka bir yana, çok merak ettim lan :D
0
natura horror vacui
(21.09.10)
Yazıyı ve yorumları okumak bayağı sürdü. Kısaca öz saygın düşük ve bu sorununun belkide 15 yıl sonra öğreneceğin sebeplerini ortadan kaldırmak için yardıma ihtiyacın var. Olgunlaşmış, erkek olma yaşına gelmiş insanların, ilişkisinde erkek olmayı başaramamış (unisex olmuş) birine saygı duymalarını bekleyemezsin. Elbette yüzüne başka konuşup gerektiğinde seni kullanmak üzere rezervde tutmaları mümkün. Dahası henüz erkeklik kültürü oluşmamış fazla genç biraz saf birinin aşırı light davranıp kendini böylesine kullandırtmasının bir feministte oluşturacağı sempatiyle (memnuniyet de diyebiliriz) saygıyı birbirine karıştırmamalısın. Öz saygısı düşük biri bu ikisini ayırt edemez veya hatırlatıldığında umursamaz. Elbetteki bunu umursamayan biri de adam yerine koyulmaz. Şu an yaşın küçük sosyal pozisyonun sana tam olarak hissettirilmediğinden idare ediyorsun fakat ileride böyle olmayacak.

Bunları sana detaylı sebep sonuçlarıyla öğreten kişinin baban olması gerekirdi. Fakat malesef psikologların tavsiyelerinin aksine erkek çocuğunu da yetiştiren anne olduğundan erkek çocukları güçsüz yetiştirilebiliyorlar. Aynen bir kadın psikoloğun dediği gibi; Anne erkek evladının kendisinden ayrılmasını istemediğinden farkına bile varmadan onu güçsüz yetiştirebiliyor. Neden? Çünkü erkek evlat çoğu kişide (tahminim %85+) bilinç altında sevgili yerine geçiyor. Babanın "erkek evlat doğduktan sonra evdeki pozisyonumda değişme oldu galiba" sözlerine doktorlar şaşırmaz. Sorun annenin cinsel kimlik probleminde yatıyor. Tedavisi var. Birde babasız yetişenler vsvs var. Kızlarınki ayrı curcuna...

Ağır patalojik bir insanla birliktesin ve ilişkinde onur kırıntısı dahi göremedim. Buna rağmen yalnız kalma korkusundan dem vuruyorsun ki birey olmayı başarmak da senin için artık acil ihtiyaç haline gelmiş.
0
neotunc
(21.09.10)
@natura horror vacui: ne onemi var hacim, gonuller bir olsun. :)
0
🌸biseyler
(21.09.10)
avoid at all costs. türk kızları bile daha çok kadir kıymet bilir.
0
spankenstein
(21.09.10)
eğer bunlar doğru ise; "üff buradan sıkıldım, yeni bi yer bulacam gidecem" demiş ya, sen de ona "siktir git" demeyi bil. bu ne lan böyle? kardeşim vallahi olayı uzun muzun okudum, üzüldüm ya hu. 3 saniye daha katlanma buna. bir de ev mev ayrılma durumunda sen sokakta kalacakmışın gibi geldi. akıllı ol, sen paketle onu evden bir yolunu bul. "dirayetli ol, 70 milyon arkanda" dicem ama onun da arkasında 1,5 milyar var. gaz da işlemez :p
0
dungangadunganga
(21.09.10)
@dungangadunganga: ahah, isin o yani daha da urpertici zaten hocam. dedim ya, bu sehirde turk sayisi 1 elin parmagini gecmezken cinli sayisi neredeyse yerli sayisina esit.
0
🌸biseyler
(21.09.10)
vay be :)demek ki türk erkeğine böyle olmak gerekiyormuş dedim okurken içimden :)
bunların birebir aynısını yeni evlenmiş-beraber yaşayan türk çiftin kadın tarafından 83762378462 dinledim-forumlarda okudum. bu kadar benzerlik şok etti beni.

hatta kız "ben kadınım tamam mı" bile demiş bu kadar olur. bizimkiler de "ben erkeğim tamam mı" lafının arkasına çok sığınır yalan mı :) sırf size değil genele söylüyorum, yüzünüze ayna tutulmuş gibi oldunuz mu biraz? hiç öyle gözükmüyor ama :)

benim de size vereceğim tavsiye, o dinlediğim arkadaşlara verdiğim tavsiyenin aynısı olacak: ayrılın 3 gün sonra unutursunuz. sağlıcakla :)
0
be forever young
(21.09.10)
@be forever young: hocam haklısın, eyvallah da benim suçum nedir? hayır, burada başıma gelenleri görüp sevinen feminist bir kitle olduğunu düşünmeye başlayacağım artık. :)
0
🌸biseyler
(21.09.10)
yok sevinmedim, niye sevineyim. sonuçta benim bahsettiğim kızlara bunu yaşatan siz değilsiniz. sadece benzerlik karşısında şaşırdım bu kadar. yapmanız gereken konusunda herkes hemfikir zaten. hem ben aşık olduğunuzu da düşünmüyorum okuduklarımdan sonra. sadece "kız güzel". hah işte benim bahsettiğim kızlarla önemli bir fark var sizin aranızda. onlar bunları anlatırken " çok seviyorum napim :((((" derken sizde böyle bir ibare yok. tekmeyi basmak daha kolay olacaktır.
0
be forever young
(21.09.10)
@be forever young: aslında öyle birşey vardı. seviyordum yani. ama şimdi eski ilişkilerimin sonlarına kıyasla baktığımda içimde ufak bir burukluk dışında birşey yok. ve bilmiyorum, o kadar da sevmiyorum sanırım. birilerinin sorumluluğunu almak güzel, hoş. birileri için endişelenmek ya da birinin seni düşündüğünü sanmak. bu dediklerim yabancı bi ülkede olunca daha da değerli. ama şöyle son 1 aya baktığımda kendimi dadı gibi hissediyorum sadece.
0
🌸biseyler
(21.09.10)
WTF ?? okuduklarıma inanamadım !! ne olur şaka yaptım de :)

insan kıyamıyor ya.. sen git gurbet ellerde anadan babadan uzak kal,sıla hasreti çek ,orda yaşam mücadelesi ver , elin çekik gözlü karısı gelsin suratına şaplak atsın , paranı tırtıklasın , elmayı şapırdatsın ..

şöyle o saçları dolucan bi güzel eline sonra allah ne verdiyse artık..

bu kadar cevaptan sonra " kaç" dememin bir anlamı kalmadı artık biliyorum da yine de :

"run forrest ruuuunn"
0
elmyra
(21.09.10)
Merakimi mazur gor, belki de bu defteri coktan kapattin ama bir takim sorularim olacak:

- Birincisi hangi ulkede yasiyorsunuz su an ikinizde? Cunku bunlar Amerika'da, Kanada'da ayri, Cin'de ayri davranis bicimleri gosterebilirler. Amerika'dasiniz gibime geldi.

- Kiz anne ve babasindan oturu Cinli olabilir ama su an birlikte yasadiginiz yerde mi dogup buyumus ya da uzun sure yasamakta? Cunku ben Amerika'da, Kanada'da dogup buyuyen Cinli ile Cin'den gelen arasindaki farklari rahat sayabilirim.

- Hayati boyunce birlikte oldugu ilk caucasian sen misin? Cunku bazilari caucasian sevgili icin tirmalarlar ama bulduklarinda da, batili erkeklerin, asyali muadillerinin kabalik ve maddiyat uzerine kurulu iliski anlayislarinin aksine ilgili ve alttan alan tavirlari karsisinda "ne yani bu muydu" seklinde oldukca saskina donerler. Onlarin alisik oldugu bir sey degil.

- Japon ve Korelilerin cogu working holiday visalariyla karin tokluguna ucuz isler yaparken yurtdisinda yasayan Cinli ve Cin asilli diger milletlerden (Hong Kong, Taiwan, Vietnam) insanlar sefa pezevenkidir, cunku anne-baba taraflarinda para boktur. Para onlar icin her seydir. Eger arkadaslarinda gorduyse guzel pahali bir sey, kendisinde de olmalidir. Lüks yaşamak ya da yaşıyor gibi göstermeyi severler.

- Salsa ve diger Latin klup danslarina ilgilerini ben burada gozlerimle gordum. Onlar icin onemli oldugunu soyleyebilirim. Onları hemcinslerinden beceri olarak farklı kılacak her şeyi denemek isterler.

Normalde ozel hayatimi cok ifsa etmem ama benim de uzakdogu milletlerinden kizlarla iliskilerim oldu, bu benim ozel tercihim degildi. Egitim gordugum kurumlarda sayica dominant olmalarindan kaynakliydi. Eger seni aydinlatacagina inanirsan tecrubelerimi paylasabilirim.

Bol sans ve kolayliklar.
0
sitare durmus
(08.10.10)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.