Aniden bıraktığınız için böyle hissettiğinize baya ikna haldeyim.

"Abruptly stopping antidepressant treatment, or tapering your dose down too quickly, can result in withdrawal side effects which are usually mild but can be severe in some people. Withdrawal symptoms may begin within 3 to 5 days after stopping treatment, but this is variable and can range from 1 to 10 days."

www.drugs.com

aniden bırakınca böyle oluyor maalesef. normalde azalta azalta uzun sürede bıraktırılır. siz birden beyni mahrum bırakıp 3 gün sonra aniden aynı dozu tekrar verince şaşmanız normal.

yanınızda 1-2 gün kalmasını isteyebileceğiniz bir yakınınız var mı? Yalnız kalmazsanız bu süreci biraz daha kolay geçirirsiniz tekrar alışana kadar. Eğer yoksa da ya yarına bir psikiyatri randevusu alıp durumu anlatın.

aniden bırakınca böyle oluyor. baş dönmesi veya elektrik çarpmış gibi bir his de olabiliyor buna ek fiziksel etki olarak...

Vize departmani hatta bosuna parasi yanar gibi konusmus. Vize cikmazsa odemenin bir kismi iade ediliyor ya sadece. O derece yani olmaza getirdiler.

hangi ülkeden başvurcan? evet sigortalı çalışana göre çıkmama ihtimali daha fazla ama çıkma ihtimali sıfır diyemeyiz. son 3 ayda düzenli para girişleri varsa, güzel birikim varsa çıkması olası ama. tur olunca da daha güvenli olabilir.

Jelly:Pragdan basvurulacakmis

davetiye ayarla kendin gez. issiz iki yanima oyle vize aldirdim.

Freelance çalışıyorum dersen alamazsın da, işten ayrıldım, dönücem iş arıycam falan de.

Kahve: daha beter.
Niye donup is arayayim? Avrupada ararim iste yeni isimi. Zaten bunun icin birakmadim mi isi?

Tam bunu demis olurum bence memura :))

Daha öncede dedim kittie, çalışan ve freelancer isen gelirin de varsa, bu gelir dönmez diye düşünüyorlar.

aslinda buradaki durum tam anlamiyla para degil. zaten turla gidiyorsunuz, turun parasini verdiniz (veya vereceksiniz), ucaginiz, oteliniz ayarlandi vs. ne harcayacaksiniz da maddi durum bu kadar onem arz ediyor olsun?

burada bakmak istedikleri doner misiniz donmez misiniz. bu nedenle sigortali is, gayrimenkul vb. sizi ulkenize baglayan seyleri gormek istiyorlar. dolayisiyla ailenizin sponsor olmasi da anlamli degil.

bunlar olmadiginda para isin icine giriyor. yani bir mal varliginiz yok, baglayici bir sey yok, serbestsiniz ama bankada yuklu bir miktar paraniz oldugunu, gelirinizin de cok yuksek oldugunu gosterirseniz bu donup donmeme durumu esniyor, cunku zaten cok paraniz var, gelin bol bol harcayin mantigiyla bakiyorlar. herhalde o parayla buraya gelip de burada yasadisi kalmayacaksiniz veya surunmeyeceksiniz gozuyle bakiyorlar. paraniz ortalama veya kita kit yeterli oldugundan sponsor yardimci olabilir, bu nedenle onermislerdir zaten.

sonuc: cikmama ihtimali yuksek. fakat baska bir nedenle cikabilir de. mesela daha onceki basvurulariniz vs. bunlar da onemli.

gereksiz trip atmış. ilgi bekliyor

Ayşe galiba 8 yaşına girmiş. İyi ki doğmuş.

Arkadaş da olsa aileden biri de olsa sevgili de olsa senin kişisel zamanına saygı duymalılar. Önemli aciliyeti olan bir durum mu var diye de sormuşsun. insanlar saygı duymayı bilmeli

Sığır Ayşe
ilgi milgi yumuşatmaya gerek yok. 6 yaşında değilse sığır

Tamamını okumadım bile tek hatan ısrarla kendini açıklamaya çalışman tekrar tekrar araman olmuş. Bırak böyle yapa yapa kimsesiz kalır zaten o zaman gelir aklı başına ne saçma insanlar var ya. Böyle insanları tutmayın hayatlarınızda size yazık.

Ayşegülün kocasına allah kolaylık versin.

Mutekebbir haklisin. Evet kendime cok kizdim o yuzden. Ne diye o kadar usteledin diye. Yani dogum gunu en yakin arkadasiminkini de unutuyorum, hatirlasan sasardim diyip guluyor. Ben de onemsemem.

Kendimi suclama durumum var her konuda. O aciga cikti gene maalesef.

Insanlara gereğinden fazla açıklama yapmamak lazım. Diğer arkadaşla görüşmenize takılmış Ayşe. Kendi haline bırak

@mutekebbir +1

bir de ben olsam ilk mesajı azıcık farklı yazardım: "aramışsın, lavabodaydım, şimdi gördüm. arkadaşla x'te oturuyoruz, sen de gel. acil değilse çıkışta arayayım"

"açamıyorum" demek biraz ayıp. arkadaşınızla x'te oturuyorsunuz, açsanız açarsınız.

Anladığım kadarıyla ayşe dokuz yaşında.

ayşe'ye sevgili bulun.
sizin başınızı yakacağına onun başını yaksın. zaten akıllı adamsa bir süre sonra ayrılırlar. o da belki hatasını anlar.
sevgili bulunur da, eski bir arkadaşlıksa kaybetmemek lazım. ayşe pek akıllı kız değil belli ki.

sizin hatanız tekrar tekrar arayıp özür dilemek olmuş. böyle durumlarda salağa yatmak ve hiç bir şey olmamış, farketmemiş gibi devam etmek lazım. o da zaten tribinin karşılığı olmadığını görünce bir müddet sonra bir şey olmamış gibi devam eder. ama ben salağa yatamıyorum mesela, bana trip yapıldığında üzülüyorum. içim içimi yiyor, "ah salak ben, neden açmadın, neden yanında olmadın, neden doğum gününü unuttun" diye kendimi suçlayıp duruyorum. ayşe'nin keyfi yerindedir. değil dese bile inanmayın. o başkalarını da aramıştır.

Bazıları böyle oluyorlar, ailede öğrenemediği, artık sadece hayatın ele alıp pişirmesine kalan yönleri böyle olabiliyor. Çok üstünde durmamak lazım bence. Bırak ne hali varsa görsün, ararsa konuşursun aramazsa kendi bilir. Olgun olmadığı ortada, ama sen çiğlik etme, onunla paralel davranma. Takılsın kafasına göre.

camız ayşe.

erkek eksikliği çekiyor.

Daha çok erken. Hafta sonuna kadar zaman tanı.

Ben tığ ile değil örgü ile yapıyorum ama yapılmayacak şey değil, biraz pratik lazım sadece.

Kendi kendine yapacaksan bilmem de, etrafta bunlardan görmekten gına geldi açıkçası.

YouTube videoları açıp deneyin. Ben beceriksizim ama annem tam tersi örgü dikiş dantel Allah ne verdiyse yapar. İlk defa deneyip çok güzel bir bebek yapmıştı.

Ben de şişle örgüye alıştığım için epey zorlanmıştım ama işin sırrı önce tığ kullanmayı öğrenmek. Direkt amigurumi ile başlamak yerine öncesinde zincir, sık iğne, sihirli halka vb. yapımına çalışsanız çok rahatlarsınız.

25 eylül itibariyle gün sonuna kadar çekebilirsin. zaten hesap hareketlerinde "faiz geliri" yazar.

Sabah 8de yatmış oluyor diye hatırlıyorum
Ondan sonra akşam 17.00ye kadar çekiliyor olması lazım.

taksimde blind (eski babylon) geçenlerde 7pf2p konserine gittik o 2010'lardaki taksim havası vardı. başka konserler nasıldır bilemem.

kadıköyde ağaç ev var(eski shaft), sürekli bir konser vs. oluyor. tam karşısında kadıköy sahne var orası da fena değildir.

akasya avm içinde tamirane, jazz ve rock konserleri oluyor.

eski line'lar mojolar gitar falan yok tabii de

kum saati hala benim eskilerden favori mekanım çok basık bir yerdir ama benim için asla değişmez mehmet the blues'un mekanı

oldies taksim var

ve son olarak celtic pub güzeldir gruplar vs ağaç ev muadili bir yer.

2023 yılında sharm a gittim. Ras mohammed dalış turu yap mutlaka, bir de farsha ya git. Ben sevmiştim ama otel harici alanları biraz pis bulmuştum. Köpekbalığı hurghada taraflarında problem diye biliyorum

4 5 ay önce ikinci kez amerika vizemi aldım, yeniledim yani. Mısır damgası da sorun olmadı görünüşe göre

Ayıp olur mu vb diye sordugun şeyleri de göz önüne alınca, en hızlı çözüm telefon ve internet çekmeyen bir yerde bir hafta tatil gibi duruyor bulabilirsen.

hayir demeyi ögrenmelisin.

Zen felsefesine ve günlük hayatta zen pratiklerine bak hayatına entegre etmeye çalış

Memlekete gittigimde telefon bir kösede kaliyor,
herkesin evi mustakil,bahçeli,

bag,bahce,gelen giden derken aksam cabuk oluyor.

İş değiştirmen lazım, çok dolmuşsun. Umarım karşına şöyle her şeyiyle gönlüne göre bir iş çıkıversin.

Arkadaşlarına söyleyip bir süre kimseye yazmamak olur bence. Yeter ki onlara haber ver, habersiz yapanlar var, şahsen affedemiyorum. Aranız bozulmasın.

Meditasyon deneyebildin mi hiç veya müslüman isen namaz kılmak, hıristiyan isen kiliseye gidip sessizlik içinde oturmak... bunlar belki de çok iyi gelir? Yoga da iyi geliyor sanırım.

İşten dolayı burnout var ise, whatsapp storisi ile ben 1 hafta yokum bu süreçte ulaşamayabilirsiniz tamam mıaaa .sss diyebilirsin. 1 hafta yoksun diye ölmezler inş... İster dağa çık, ister evin bodrumuna gir. Kafana göre takıl. Başka da yolu yok gibi. MorALİNİ yüksek tut, iyi ki işim var param var şu sevdiklerim var o var bu var diye olumluları görmek önemli. Olumsuz ne var? Aslında bir bok yok, zamanla geçecek gidecek. Yıpranmaya değmez. ALllAHUUU EKBErr!!!!

Etmek için çabalıyorsun.
Mutlu etmek için, dokunmak için, bir şeyleri hakettiğine inanmak için.
Bir kere geldiğimiz bu hayat, kendimize göstermediğimiz merhameti başka yerlerde heba etmek için oldukça kısa evet.

Kilo kaybı=diyet bunun başka bir yolu yok, sporun yağ kaybına bir etkisi yok, evet yağ harcarsın ama günün sonunda yağ kaybetmezsin, spor "ancak" destek olur. Bu burada dursun. Ağırlık çalışmak diyet döneminde kas kaybı yaşamanı engeller, önemli olan yağ kaybederken kas kaybetmemektir, o nedenle birincil öncelik ağırlık çalışmak olmalı, yanına birkaç gün de kardiyo eklersen daha sağlıklı bir süreç olur kardiyo da dokulara daha fazla oksijen gitmesine yardımcı olur, bu da bir avantaj tabii.

Senin çıkarımlarına gelirsek. 2 ay ağırlık çalılırsan tabii ki irileşmezsin ya da kabalaşmazsın, yani düşük miktarda testosteronla böyle bir tepki almazsın, keşke olabilse ama olmaz, sonra güzel bir diyetle muazzam bir vücut çıkar ortaya ama olmaz, en azından 2 ayda olmaz. Sen pump olunca "irileştim" diye düşünmüş olabilirsin, dış yüzeyde de yağ varsa böyle görmen normal.

Kardiyoda tabii ki bol bol su atıyorsun, bir de "işe yarıyor yav" düşüncesi zihnine yerleşmişse sana daha iyi bir yöntem gibi görülebilir ama o da pek öyle çalışmıyor.

Sıralama şöyle olmalı: Diyet>Ağırlık>Kardiyo

ben de senin gibiyim.

herkes kas yaptiriyor ama kaslandigin icin metabolizmanin hizlanisi ve bunun da yag yakimina yol acmasi daha uzun sürede olan bir sey.

ben bu psikolojiyle basa cikamadigim ve daha hizli sonuc istedigim icin kardiyo+diyet+ yarim yamalak pilates yapiyorum. sacmalamadigim günler 200-300 gr gidiyor.

Diyeti de 'açlıktan ölücem' seviyesinde yaparsan beynin kıtlık çıktı sanıp harcamaları kısar ve zaten kilo falan veremezsin konusu da burada onlarca defa anlatıldı ya. Okumamışsın demek ki.

Açlıktan ölücek kadar değil, dengeli ve sağlıklı beslenerek diyet yapılır. Kalori ve makro say.

kardiyo + pilates ve akşam yemeğini atlayarak tertemiz verirsin.

Spor hiçbir zaman doğrudan yağ yakmaz. Sporun yaptığı şey kas kütlesini artırmak ve böylece bazal metabolizmayı da metabolizma hızını da artırmaktır, bu da kilo verme yağ yakma demektir.

Kas kaybettiren diyetler yapanlar çok, halbuki kas kaybı demek hem kilo alma hem enerji üretiminin azalması demek. Onun için spor çok kıymetli, yoksa doğrudan kilo verdirmez.

Vücudunun ihtiyacı neyse onun doğrultusunda bir program uygulamanız lazım, bunu da en iyi spor hekimine gitmekle belirleyebilirsin. Mesela kol göğüs kasların normalden çok zayıftır, bunları çalışırsın ama gündeminde kilo vermek de olduğu için yürüyüş kolu bisiklet yüzme vs de verilir gibi. Kardio'yu kalp kası egzersizleri diye biliyorum, muhakkak kilo verme sürecinde önemlidir ama hangi önem sırasına sahip olur onu doktorun değerlendirmesi lazım. Bence doğrudan bir doktorla görüş derim.

Aç gezmek ise kilo verdirmez kilo aldırır.

Bir de kilo verme olayı seri olarak düzenli işleyen bir şey değil. Yani şu kadar g0n diyet ve spor yaptım günde şu kadar gitse... gibi bir hesap doğru sonuç vermiyor. Kadın vücudunun sindirim sürecinin 25 saat olduğunu duymuştum bir yerden, ne kadar doğru bilmiyorum ama, bir başka doktor arkadaştan da vaktiyle "şimdi yediğin şey hemen şimdi kilo yapmıyor, onu tartıda görmen 1 hafta 10 günü buluyor" dediğini hatırlayınca doğru olabilir demiştim.

Önemli olan sağlıklı yeme, yeterli hareket ve doğru uyku rutinine sahip olmak diye düşünüyorum. Sağlıklı yaşamak ve doğru stres yönetimi yani. Öbür türlü sürekli mücadeleye dönüşüyor ve fazladan stres yükünü oluşturuyor.

Yanlış anlamayın amacım tartışma çıkarmak değil ama küçük bir düzeltme yapayım kaslar zannettiğimiz gibi çok kalori harcayan birimler değil 1 kilo kas gün içinde dinlenik haldeyken toplam 13 kalori harcar, 1 kilo yağ da mesela aynı şekilde 5 kalori harcar, yani kas kütlem artsın daha çok yağ kaybedeyim gibi bir durum yok, kas kütlesinin artması (eğer estetik kaygıları ayrı tutarsak) başta bağışıklık sisteminin güçlü olması daha uzun vadede de daha rahat bi yaşlılık geçirmek için önemli.

aç gezmek kilo verdirmez mi, eyvah eyvah.

Gabe: o bir mit. Gayet verdiriyor. Son yemegi 3te yiyorum. Su an sabaha kadar acim mesela. Ise yariyor.

İlginç bir başlık olmuş bu.

Önce @muhayyer, Doktor önererek bizi bir şaşkınlığa uğrattı.

Sonra aç kaldığı halde kilo veremediğinden bahisle soruyu soran arkadaş, aç kalarak gayette kilo verilebildiğinden bahisle bizi aydınlatarak noktayı koydu.

:)

Mirket: sjdjfjfjf
Simdi ben agirlikla calisiyorum ya iste o bana kilo verdirmedi bence. Kardiyoya gececegim o sebeple. Bir de motivasyon dusukluguyle su anki 3 sonra yememe isini birakmistim. Tekrar basladim.

@Mirket, çok cevabımda doktor önermişimdir. Gözüne gözlük diliyorum, göz doktoruna git

@Kaleci

Yılların morbid obezi olarak her dinlediğimi can kulağıyla dinlediğimden emin olduğum için şu an senin tıp bilginden şüpheleniyorum, sorun bende değil sende :) bi karar verin artık spor yağ yakıyor mu yakmıyor mu, kas yapıyor mu yapmıyor mu, ikinci kalp bacak kasları mı değil mi, ikinci beyin bağırsaklar mı değil mi. Bize de yazık arkadaş hangi birinize inanıcaz?

www.instagram.com

Bu da burada dursun.

Şüphelenmek iyidir şüphelenen insan araştırmaya başlar araştıran insan doğru bilgiye ulaşır ve öğrenir ama biz bazı çok basit konulara gereksiz bir şekilde olduğundan çok farklı anlamlar yüklüyoruz. Şimdi neden olduğunu duyuruda bugüne kadar verdiğim en uzun cevabı yazarak anlatmaya çalışayım.

Kaslar çok fazla enerji/kalori harcamaz, neden? Bunun nedenini anlamak için kasların nasıl enerji harcayabileceği konusunu bilmemiz gerekiyor, yani biz ortaya "çok fazla kas çok fazla enerji tüketimi" şeklinde bir bilgi verirsek fakat bunun nasıl olabileceini açıklayamazsak verdiğimiz bilginin altı boş kalır, o nedenle ben açıklayayım:

İnsan vücudunda enerji üretimi Mitokondri dediğimiz yapılarda gerçekleşir, yani biz dışarıdan besinlerler yoluyla aldığımız kalorileri ya da depo yağları (göt göbek yağları) bazı öncül işlemlerden sonra (buralar çok sıkıcı olduğu için anlatmıyorum) kas hücrelerinde bulunan Mitokondrilere göndeririz ve burada ATP'ye çevirip tüm yaşamsal faaliyetlerimiz için gerekli olan eenrjiyi elde etmiş oluruz FAKAT burada bazı sıkıntılar var. Mitokondri dediğimiz yapılar doğuştan anne tarafından belli bir sayıda çocuğa geçer (anneler... annnelerimiz) ve ve bunun sayısı ergenlik dönemine kadar yapılan bazı fiziksel aktivitelerle bir miktar arttırılır ama ergenlikten sonra çok çok çok düşük miktarda artar, yani bizim kalorilerimizi (karbonhidratları ve yağı) enerjiye çeviren, yani yağ harcayan küçük fabrikalarımız olan Mitokondrilerimizin miktarı kadar enerji tüketebiliriz, sonradan Mitokondri sayısını da çok fazla arttıramayacağımız için yeni kas dokusu üretsek bile, ki yeni bir kas dokusu üretmek de çok kolay bir şey değil, bu kas dokusunun sahip olduğu Mitokondri sayısı çok fazla olmayacaktır, haliyle "hayal ettiğimiz" şekilde bir "çok fazla aks çok fazla yağ kaybı" olmayacaktır. peki bu kötü bir şey mi? Hayır, bilakis çok fazla Mitokondri çok fazla enerji üretimi çok fazla oksijen tüketimi ve bunlardan arta kalan çok fazla atık madde serbest radikaller vs demektir, yani sistem bizim manipüle edemeyeceğimiz şekilde evrimleşmiş,bunu istesek de bozmamıza izin vermez, o nedenle böyle şeylere kafa yormanın bir anlamı yok, kilo kaybının "kalori açığı" gibi çok basit bir yolu var, bunun çevresinden dolaşmanın bir kazancı yok.

Peki diyetin yapıp da spor yapmanın yapamadığı nedir yağ kaybı konusunda?

Önce diyetin/kalori açığının mantığını nasıl çalıştığını anlatayım: Her insanın yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmek için elzem olan bir kalori ihtiyacı (bazal metabolizma) ve bunun üstüne total daily energy expenditure olarak isimlendirilen bizim günlük harcanan toplam enerji olarak isimlendirip TDEE olarak kısalttığımız bir kalori ihtiyacımız var. Bazal metabolizmayı, dediğim gibi, böbreğin çalışmasıdır kalbin atmasıdır beyindir sinir ssitemidir bunlar harcar, sistem bu ihtiyacının bir kısmını dışarıdan gelen karbonhidratlardan bir kısmını da yağlardan karşılar, dinlenik haldeyken çoğu zaman yağlardan karşılar, bu enerji ihtiyacı kadın/erkek için yaklaşık 1500-1800 kaloriye kadar değişkenlik gösterir, bunun üstüne de 400-500 kalori ekleyerek TDEE skorunu buluruz, yani bazal metabolizması 1800 kalori olan biri bunun üstüne de 500 kalori ekler 2300 kalorilik TDEE skorunu bulmuşolur. Bu noktada bu kişi diyet yapmaya karar verirse kalori açığı oluşturması gerekir, diyelim ki 300 kalorilik açık verdi ve 2000 kalori aldı ama günlük yine 2300 kalorilik faaliyet gösterdi, bu durumda sistem aradaki 300 kalorilik farkı kapatmak için doğrudan depo yağlara gider ve 300 kaloriyi oradan harcar, bu 300 kaloriler toplamda 7500 kalori olduğunda da 1 kilo yağ kaybetmiş olur, görüldüğü üzere çok basit bir sistem.

Peki bunu neden spor yaparak gerçekleştiremiyoruz? Çünkü sistemin anlık olarak enerji kullanabileceği pek çok sistem var: Karbonhidratlar yağlar ve proteinler. Evet proteinler de pek çok defa enerji döngüsüne katılıyor. Sistem spor esnasında hangi enerji kullanacağını kullanacağına sistemin o anlık ihtiyacına göre cevap verir. Sen koşuyorsundur mesela sistem yağdan enerji harcamaz çünkü yağın ATP olarak enerji döngüsüne girmesi için bol miktarda oksijene ihtiyaç duyar, yağlar ancak oksijen varlığında okside olur ve ATP üretilir, yüksek tempolu kardiyolarda dokulara yeteri kadar oksijen taşınamadığı için yağlar sistemden çıkar ve oksijensiz ortamda da enerjiye çevrilen karbonhidratlar kullanılır, yani sen 1 saat koştun çok süper yağ harcadım dedin ama belki de sadece düşük tempo gittiğin anlarda yağ harcadın, bunun takibini yapamazsın. Mesela 1 seanslık koşu sonrası 300 kalori harcadın ama bunun ne kadarı yağ ne kadarı karbonhidrat bilemezsin. diyelim ki karbonhidrattan düşük besleniyorsun ama çılgınlar gibi kardiyo yapıyorsun, o zaman da sistemde karbonhidrat azaldığı için doğrudan yağ harcamıyorsun çünkü yağ için, yukarıda da dediğim gibi oksijen lazım, oksijen yoksa şekere çevrilebilen aminoasitlerden enerji üretirsin o zaman da protein yıkarsın. Yani 1 saat koştuğunda duruma göre yağ mı kaybettin karbonhidrat mı harcadın protein mi kaybettin bilemezsin. Ha 1 ay sonra tartı ağırlığı değişir ama yağ mı kaybettin yoksa kas mı onu da düşünmek lazım. Bir de diyelim 200 kalori karbonhidratlardan 100 kalori yağlardan gitti, eve gelip yemek yediğinde sistem o kalorileri aynı yere tekrar koyuyor, harcadığın 100 kalorilik yağ yanına kar kalıyor, tabii onu da harcadıysan eğer, harcamama ihtimalin de var çünkü. Halbuki kalori açığı verdiğinde o 300 kalori doğrudan yağdan gidiyor ve kalori açığı verdiğin sürece yerine tekrar o yağı eklemiyor.

Peki aynı şey ağırlık çalışması için de mi oluyor?

Ağırlık çalışırken yağ kullanımı neredeyse sıfır, çünkü ağırlık çalışması kardiyodan çok daha fazla stres oluşturan ve dokulara oksijen gitmesini engelleyen bir sistem, o nedenle çoğunlukla karbonhidratlar harcanır, ağırlık çalışan birinin karbonhidratı kesmemesi kısmaması azaltmaması da bu nedenle önemli, çünkü enerji için karbonhidratlara ihtiyaç var, karbonhidrat yoksa, yukarı da olduğu gibi, kas yıkımı gerçekleşir.

Buraya kadar neden sprun kilo vermeye etkisi olmadığını açıkladığımı düşünüyorum.

Diğer sorularına gelirsek:

Bacak ikinci kalp değil çünkü antrenmanda olan her şey akut etkiye sahiptir. Evet kaslarımızın %70'i belimizin altında bacaklarımızı çalıştırdığımızda dokulara çok fazla kan pompalıyoruz ama bu anlık bir etki, Vegas'ta olan Vegas'ta kalır gibi, yani artan kan dolaşımı artan hormonlar artan kalori harcaması vs hepsi salondan çıkana ve ilk öğünü yiyene kadar eski haline dönüyor.

Bağırsak ikinci beyin mi? Yani bağırsaktaki bazı bakteriler ruhsal durumumuzu etkileyen nörokimyasalları etkiliyor ama tabii beyin gibi kompleks bir durumu yok biraz yeşillik yiyip ihtiyaç kadar da su içince bağırsaklar düzgün çalışıyor, düzgün çalışan bağırsaklar da insanı mutlu ediyor açıkçası.

aç kalarak kilo verilmez mi? kusura bakmayın da bu ne cehalet. yuh.

Herkesin bağlı olduğu bir sınıf var. Sallıyorum bu arkadaş şu yaş aralığında, şurada oturuyor, öğrenimi ve ekonomik durumu şu. Şu ürünlerle ve konularla ilgili. O hedef kitleyi bamlıyosun bitti gitti.

ilk kez böyle bir toplu engelleme duydum. influencer'lığın doğası gereği böyle bir şey yapacaklarını sanmıyorum. bana çok saçma geldi. influencerlar, takipçiler fake/bot olmadığı sürece çok fazla takılmazlar bence demografik özelliklerine..

senin kullanıcı adına benzer birini engellerken arama ekranında çıkan 3-5 kişi hepsini engellemiştir o hesabı yöneten.

casino işlerine gördükçe başvuruyorum hatta bugün bir tanesiyle mülakatım var. tekinsiz bir durum yok hepsi legal ve uluslararası firmalar.

barı bilemem ama türkiye'de online kumar inanılmaz yaygınlaştı maalesef. yurtdışında faaliyet gösteren firmalar için müthiş büyük bir pazar oluştu. rulettir blackjack'tir bunları türklere oynatacak kişinin de türk olması lazım çünkü bir nevi host oluyorsun hoşgeldiniz beşgittiniz vs. hem oyunu yönetmen hem oyuncularla iletişim kurman gerekiyor

karadağ özelinde
o adamlar tembellikleriyle biliniyor, bizimkiler de genelde fazla çalıştırıp personel lojmanında filan yatırma peşinde
o koşullarda oranın adamıyla çalışamıyorlardır muhtemelen

karadağı görmedim hiç ama ben muğlada yaşıyorum hep kızılıyor ya x bölgeden geldiler buraları talan ettiler filan diye
mafya vs. olanlar vardır ama öyle olmayanı da buranın yerlisi ile çalışamıyor mesela
çünkü buranın yerlisi tembel. çalışmıyor. kalanı da toprak zengini.turizm eğlence işlerinde emir altında uzun mesailerle vb. çalışamıyor. istisnalar hariç

herhalde benzer bir hikaye dönüyordur.

bizde sanayi bölgelerinde neden suriyeli alıyorlarsa işe o yüzden. suriyeli ülkesinden ayrılmak istiyor burada tutunabilmek için ne iş olsa yaparım modunda oluyor 3 kuruşa 10 kuruşluk iş yapıyor. karadağ'da da aynı şekilde buradan avrupa'ya kapağı atmak isteyenlerden yararlanmak istemişlerdir. neden sanayi işleri değil de bu işler dersen bizde sonuçta savaş falan yok gidip de orada 3 kuruşa taş taşımayı isteyecek seviyede değiliz o yüzden. o adam da kendi ülkesinden veya avrupa'dan personel alsa daha fazla para vermesi ve daha az çalıştırması gerekecek muhtemelen.

canlı krupiyer işi de der meister'ın dediği gibi. kumarın -yetki verilen birkaç şirketin oynattığı bahisler haricinde- illegal olduğu bir ülkedeyiz ve gelir seviyemiz düşük. o yüzden millet irili ufaklı illegal online kumar oynuyor paso. ama illegallık bize illegal sadece şirket kendi ülkesinde legal olabilir gayet. bu durumdan ötürü türk daha çok işlerine yarıyordur.

Jaws ben çocukken vardı herhalde ,boşwer sinemayı bence Kıbrıs'a git merit park casino yenilendi büyüdü çok güzel oldu.

Sessiz sakin bir yere gidin, deniz kenarı olur vb.
Sevdiğiniz bir içeçek söyleyin, şezlpng vb. uzanıp gözleriniz kapatın, biraz yavaşlayın, sakinleşin.

sinemayla başlayabilirsin, git ne kaybedersin ki zaten? açmazsa saydıklarını tek tek yap istediğine ulaşana kadar.

Deniz veya orman ama sessizlik içine gidip bilinçli olarak sessiz ve hareketsiz kalsan çok güzel olur. Tek başına ve orman içinde bir bungalov tercih ederim ben olsam, çıplak ayakla toprağa basarak yürürüm, otururum. 2 gün güzel, yeterli sanki.

Bu ruh halindeyken çok para harcamamaya çalış. Sonra bir dw onun için üzülürsün.

8910: benim duyurularima cevap verme lutfen.

Kafayı boşaltmak için yürüyüş, otobüs ya da tren yolculuğu diyorum.

Ben olsam mutlaka giderdim, hatta onunla kalmaz başka filmlere de giderdim, şu an başka sinema salonlarında eski sevdiğim filmler vizyonda, ama kafanı nasıl dağıtacağını en iyi sen bilirsin, benim formülüm sinema ya da yürüyüş olurdu, havuz hiç cazip gelmezdi mesela.

Senin kirAkTErini bilemediğimiz için bunu en iyi sen bilirsin. Ben aynı durumu yaşadığım zaman pc'de oyun açıyorum, kesmezse Shepard ile ormana gidiyorum. Hemen arkadaşları arayip konu neyse üzerine muhabbet ediyoruz. Senin de bunu çözmüş olman lazim. Ben Kıbrıs'a sevsen gitmem, ucak, bilet, kalacak yer ayarla 2 güne geri dön iyyyy. Çözüm içinde yani kitty.

@sikizdokuzon ahahahhah köyün delisi oldun ha

Anlamadım neden yükseldiğini. İyi niyetli bir öneride bulundum. Ok pick me!!

Ayni durumun icindeyiz. Bence 2 gun kibrisa git, degisiklik iyidir. Ben de bilet aldim yarin icin, kafayi resetlemem icin sehir degistirmek en etkilisi.

ben solağım normal tutuyorum istesem anormal de tutabilirim ama benim seçimim normal tutmak. bir anormallik varsa o da bazen yazı yazarken defteri 90derece çevirip yukarıdan aşağı yazıyorum.

Solaklarin hepsi oyle tutmuyor da, tutanlarin sebebi elleri yazdiklari yerin ustunden gecip yaziyi/murekkebi dagitmasin, kursun kalemle yaziyosa eli kirlenmesine vs.

Solaklara kalem tutmayı öğretmiyorlar bir de. Zorla sağa alıştırmaya çalışırlardır evvelinde hey gidi günler...

Solağım gayet sağlaklar gibi tutuyorum kalemi.

Solağım, sağ elini kullanan insanlarla aynı şekilde kalem tutuyorum.

solağım
ama çoğu şeyi sağ ve solla yapabiliyorum
sağ elle neyi nasıl tutuyorsam sol elle de aynı tutuyorum, bi farkı yok karşıdan bakınca elimi değil kalemi görürsün parmaklar içte kalır.

solağım ve bence kalemi normal tutuyorum. asıl sağlaklar bir garip tutuyor. obama'nın tutuşu bi garip evet.

Solağım, sağ ile yazıyorum, dediğinizi anladım.

Solaklar çekerek, sağlaklar iterek yazar.

yazımız soldan sağa olduğu için biz sağlaklar yazdığımız yazıları da anlık görüyoruz. ancak solaklar yazdıkça yeni yazdıkları yeri kapatıyorlar. bu da cümlenin konu bütünlüğünü takip etmede sorun yaratıyor bence. yani ya hızlı ve sağlam bir kısa hafıza metodu ile yazacaklar ya da yeni yazdıklarını da görerek yazmak isteyecekler. sanırım bundan kaynaklı olabilir. böyle bir sorunu yoksa da normaal yazıyorlar. grafolojiye meraklıyım ama yazdıklarım kendi fikirlerim.

soldan saga dogru yazi. elini solak gibi koyunca gölge yapiyor. sagdan sola olsa saglaklarinki garip olurdu.

Bence solaklıkla ilgili değil o tutuş biçimi. Ben de o tip ya da daha garip tutuşu olan sağlaklar gördüm. Nasıl yazmaya başladığıyla ilgili insanların. O şekilde alışınca öyle gidiyor. Ben de solağım normalde ama zorlama sağlağım aynı zamanda. Yani güç gerektiren işlerde sol elimi/ayağımı kullanıyorum. Ama yazı yazarken, yemek yerken, gitar çalarken vs. sağ elimi kullanıyorum. Öyle alıştırıldım zamanında ve şu an sol elle yazı yazmak istesem yazamam.

şimdi baktım, obama'nın tutuşunda bir gariplik var.
solağım ve ben sağ elle tutsam herhangi birinin simetriği şeklinde tutuyorum.

Solagim. Normal tutuyorum.

Bankada makas daha fazla, satarken karın azalır.
Ev güvenliyse daha mantıklı.

Devlet olmak egemenliktir, sınırlari icerisinde olan hersey devlete aittir.

bankadaki tasarrufun,
Kapındaki araban,
Kendi canın,
Hersey.

Fiziksel olarak yaninda tutabiliyorsan,en sağliklisi.

iktidara sahip olanlar dürüst olmaz ise herseyine el koyabilir,

senin gelecegini kendi beton mafyasina satabilir,

Mevduatini yandaşına sifir faizle verebilir,

tabi simdi sükür emin ellerdeyiz.

Pandemiden önce makas farki
binde 2 ila
binde 7 arasindaydi.

Ticari anlamda arada ne kadar şahıs, kurum varsa maliyet artar kâr azalır.
O nedenle seninle altın arasında banka değil yastık olsun.

bankadaki gram altin databasedeki bi numaradan ibaret. yarin su kadarini cekebilirsin fazlasi yok, bizim altin 3000 tl falan gibi zorlamalara ugrarsaniz soguk su icersiniz

Bankalara güvenmeyen, evinde altın tutan yaya kalır. Evinde tut diyenlere bakma. Gerçekçi ol. Hırsızlık olur boku yersin. Yazanlara bakma donlarına kadar bankada tutuyorlar.

Bankadan kasa kiralayabilirsin. %100 güvenli değil ama evden güvenli olur.

Ben ata lira altın diyorum. Makası en düşük altın o. Külçeden bile daha az. Darphanenin basma yetkisi var. Tam, çeyrek gibi altınlar daha sıkıntı. Ata altının akarı kokarı yok.

ben fiziki külçe altından şaşmam

Sebepleri ,

stopaj yok, ve bir gecede gelebilecek sürpriz vergiler ve regülasyonlarlardan daha az etkilenir.
Bankadaki gram altın elinize almadığınız sürece gram altın değildir, banka için bir nevi tl mevduattır.
en kötü senaryoda bile nakde anında dönüşür, internet, yazılım, vb. gibi bağımlılığı yoktur.

Özetle saklayabileceğiniz sürece külçe altın

Bu sefer evli diyorum! Kesin evli. Flört ihtiyaçtır diyen bir abimiz olabilir.

Bence bosanip seninle evlenmek istiyor olabilir ama kararsizdir, dengesizlikleri ondan. Zaman gösterir ama.

Düz flörtöz

Bir ortamda çiçek verdi demişsin, nasıl bir ortam, nasıl bir çiçek sorularına vereceğin cevap adamın medeni durumunu belli eder gibi.

Ben flörtözden çok manipülatör gördüm kendisini. Senden istediği sıcaklığı alamayınca kendine gelmek zorunda kalmış şimdi haysiyeti korumaya çalışıyor sadece.

Evli olma ihtimali var bence.

Muhayyer: cicek vermedi. Cicek vArdi odada o sirada.

Manipulator evet. Evli bence, ego tatmini yapiyor gibi. Cunku hep bi sinir ciziyor. Sanki seninle anca bu kadar olur der gibi. Ilerleyemem cunku evliyim gibi gibi

Muhayyer: aslinda karsilik veriyorum artik ama sinir cizdigini fark ettim. Ilerlemesine izin vermiyor isin, ufak flortlesme hosuna gidiyor sadece. Oyle hissediyorum. Bir de buraya sorayim dedim.

Senin ilgini elde etmeye çalışmış, elde edince başkalarına yönelecek. Senin ilginden emin olsun gör bak ışık hızını. Evli olmayabilir, evli erkeğin daha çok bedenen de elde etme merakı olur, bu bence ilgi arsızı narsist.

Bu kadar düşük flört eden erkekten hiçbir şey olmaz bacım. Kokla deyip boynunu uzatmak falan

e hani gönül işi soranlara kahve içmeye davet et, onu bekleme git sen teklif et falan diye cevap veriyordunuz? İş başa düşünce kezbanlığınız mı tutuyor? :) Haksızlık etmeyeyim gerçi literatürdeki karşılığıyla kezban içi içini yese de ne münasebet der reddeder, seninkisi ofis kezbanlığı; istemem yan cebime koy :)

Ne olduğu belli. Adam senle flört etmiş, sen de karşılığında tüy dikmişsin. Takıldığı biri vardır boşa düşünce döner sana.

Davet etmiş reddetmişsin. Çok hoşuna gittiğini belli ettiğin için kaşıyor. Flört aşaması breadcrumbing'i.

Bruce: yahu isim vardi napiim. Bu da yeni cikti. Kimsenin teklifini reddedemicez demek dksk ret de degil isim var baska zaman dedim gayet medeni sekilde. Basimdan savmadim. Ama o belli ki oyun ariyor kendisine zaten

"Bir ara gideriz ama olur dedim"
Bunu böyle dediysen demagoji yapmış oluyorsun az önceki cevabında, sorinatsori.

Hahah ozet gecmistim oysa ki djfjr

Hatta daveti de tam olarak soyle yapmisti: seni bi kahveye kaciriim mi? Djdk

O yuzden de bi gene kal gelmisti bana.

P.c bi sey zaten :(
Ama begeniyorum...

Kahve teklifi reddedilmiş senden hamle bekliyor kahveyi ne zaman içelim diye sorman lazım yüzüğü yoksa :)

Bende tatlı teklifi yapmıştım ama hallettiğim bir iş karşılığı o ısmarlaması şartıyla evden sütlaç getiririm dedi, baktım buluşma isteği yok geri adım attım

Sen tutuk davranmissin. Adamin hareketleri de egosunu besleyici tarzda sovlara benziyor. İlgi arayisinda, net bi durusu yok, mesafeli davranip duruma gore adim atabilirsin ama bana gore su haliyle kestirip atmalik.

hoşunuza giden kişi iş dışı buluşma teklif sırasını savmış, sıra sizde. niyetini de buluştuğunuzda anlarsınız, boşverin kurmayın bu kadar kafanızda.

Bankalar müşteri çekmek için bazen böyle promosyonlar yapıyorlar.
Söylediğin şekliyle ve küçük yazılarla ayrıca bir madde yoksa çok mantıklı.
Bir de bedava para buldum diye saçma harcamalar yapmamak gerek tabi.

Yok bi harcama yapmayacagim. Ihtiyacim da yok. 3 ay icinde her ay odemesini de yaparim. Faizsiz olunca alip koyayim dedim altina. Uc kurus kar ederim dedim. Ama bi akilli ben degilim herhalde diye dusundum buraya sordum.

25k %38’den 1. ay 791 tl
16.7k %38’den 2. ay 527 tl
8.3k %38’den 3. ay 264 tl faiz alırsın.

Toplam faiz: 1582 tl
stopaj: 277 tl
net: 1305 tl havadan para kazanırsın.

Aynı bankadan online altin hesabıyla almaya kalkınca bazı bankalar engelliyor, krediyle nakit avansla yatırım yapamazsiniz diye mobil uygulamada. Etrafından dolanmak gerekir en fazla.

Bu özelliğe sahip kredi kartından aidat alıyorlar. Aynı olay 6 ay sıfır faiz diye deniz bank'ta vardı. Bedava para diye aldım, euro yaptım direkt ama 5. ay sonunda kredi kartı aidatı yansıttılar. Aradım iptal ettirdim gerçi ama uzun zamandır aidat almaları yasal. O yüzden ona dikkat ederek yapmak lazım bu işi.

Bu bildiğin gibi bir hayat değil evlat. Evine dön... şaka la şaka gayet mantıklı.

Gerek yok milletin derdini yüklenip dertlenmeye.

Olan şeyi bilmiyomuş gibi yapmazdım. Daha doğrudan olurdum. Zor bir dönemden geçtiğini biliyorum seni merak ediyorum seninle konuşmak isterim yüreğin biraz hafiflediğinde haberleşelim gibi bir şey yazardım

bazı insan olumsuz durumları kimseyle paylaşmak dertleşmek istemez. ben böyle biriyim mesela. ne hastalığımı ne başka dertlerimi anlatırım. konuşmayı da sevmem. normalde konuşmak gerekir ya neyse.

bazı insan da konuşmak istemiyorum modundadır ama bir yandan birileri omuz versin ister.

arkadaşını sen daha iyi tanırsın. duruma göre biraz zorla. en azından bu konuları ortaya koymadan bir buluşma ayarla. konuşası varsa o ortamda dökülür.

Lazpalle ben de senin gibiyim. Ondan arayamiyorum. Bir de sanki bilgi almak ister gibi ariyorum gibi hissediyorum. En iyisi grimavinin dedigini yapayim bir mesaj gondereyim.

ara, seni özledim, bi kahve içelim mi de.

Ben mesaj atardım, bir çay/bira içmek ister misin diye. Hayır derse bir hafta on gün sonra tekrar yoklardım. Buluşmak isterse de hiç konuyu açmaz,ne anlatıyorsa o konudan devam ederdim.

Yazanlara bakma herkes onemsenmek ister tas degiliz

Arkadasina gel oturup konusalim biseyler icelim de istemezse kendi tercihidir sen gorevini yap. Birgun sende dusersin

partneri bir anda hayatından çıkan insan yalnızlığını en çok akşamları hissediyor oluyor. o yüzden şahsen gündüz saati yerine, akşam/gece saatlerinde dışarı çıkmaya teşvik edecek bir program yapmayı tercih ederdim. yemek olur, konser olur, bibirinizi duyamadığınız bar ortamı olur vs. yeter ki iyi daha doğrusu farklı vakit geçirilsin.

edit: uzun lafın kısası arayın.

Vizeciler ile is yapmana gerek yok. Acil bir işinin olmamasi yeter. Örnek veriyorum Fransa için bana 1.5 ay sonraya uçuş var dersen olmaz derim. 3 ay sonra dersen olur büyük ihtimal derim.
Buna ek olarak benim bildiğim vize takip botu vardı ve çalışmıyor artık, vfs değişiklikler yapiyordu işte siteye çok girmeye çalışırsan ip blokluyor falan.

Almanya zor çünkü liste süreci var aylarca listeden adinin gelmesi bekliyorsun.
Ama yazılım olmadan olmaz kismi acayip yalan. Mayis sonu anneme baktim tarih haziran sonuna alabildim.
Ama takip etmek lazım falan da 375 € vizeye verecegime direkt dolandirilmayi tercih ederim.

Macaristani da 375 isteyen vizeci soyledi. Issiz olsan da verirler. Birikimine bakarlar onlar direkt dedi. Ordan basvuralim dedi ama 375 euro da yani vermem. Mesela fransa icin sigortali isin olmali dedi ayni vizeci.

375 euro öhhh. verme şunlara para. acelen yoksa bulursun randevu. işsizken zor hepsi. fransa ispanya portekiz denenebilir

Jelly bear: fransada aslinda bir arkadasim var. Turk ama fr vatandasi. Bana davetiye falan yollasa isim kolaylasir sanmistim ama 375 isteyen vizeci, isin olmadigi surece fr imkansiz dedi. Ne kadar dogru bilemiyorum tabii.

schengen için kimse öyle net konuşamaz. iki uç taraftan da örnekler var

Nordik ülkeleri randevu konusunda daha rahat. norveç, finlandiya gibi ülkelere önümüzdeki hafta için bile randevu bulabilirsiniz. tek sıkıntı ret oranının en yüksek olduğu ülkeler olmaları. fakat cascade kuralını en net uygulayanlar da yine onlar.

Mayıs ayına kendim yunanistan’dan başvurdum ve reddedildim:/ daha sonra görüştüğüm vizeci bekarsan anne babayı sponsor olarak göstermen gerekirdi dedi. Ne kadar etki ederdi bilemiyorum. Bir daha da kendim vize günü bulamadım.

arkadaştan davetiye almak tam tersi şu an büyük risk olabilir. orada kalacağını düşünebiliyorlar işin içine tanıdık girince.

reklam ve abonelik. başka para kazanma yöntemi yok instagramda. reklamdan kazanılıyor, refli link paylaşımından da kazanılıyor.

-Ücretli abonelik

-Sponsor, reklam

-Videolara hediye alma özelliği

Hangi reklama kim kaç para alıyor diyorsan bunun bir piyasası yok sanırım. İsteyen istediğini ister.

Link paylaşımları epey getiriyor.
Ref’le alışveriş sitesine girdin, aslında alacağın şey 50 liralık bir mutfak eşyasıydı ama onu alırken aklındaki yanında 5bin liralık fırı da önerilenlerde gördün ve sepete ekledin. İşte ref geliri sadece 50liralık üründen değil, diğerinden de geliyor.

ing %49

Turlara katıl.

bireysel anlamda çok tecrübeli değilim ama tekneciler deniz için Karadağ'ı tercih eder.

Deniz kum gunes konusuna yabanciyim ama Karadag asiri "popi" oldu diyorlar. Yuksek talep sonrasi pahalanmis, burunlarindan kil aldirmiyormus esnaf falan gibi iddialar var, ne kadar dogru bilinmez. Turk halkina asiri maruz kalarak turk esnafina donusmusler falan. Sezon icindeyse Arnavutluk tercih ederdim sanirim.

iki gün önce başka bir duyuruya da yazdım, gitmedim ama Arnavutluk'ta deniz tatilini övüyolar baya son yıllarda ucuz ve kaliteli diye. Ksamil'e bakabilirsin orası yavaş yavaş popüler olmaya başladı

Mbond: bana da oyle geldi. Arnavutluga gore cok daha pahali. Turk esnafa donusmusler hakkaten

balkana gideceğine bir sürü güzel vizesiz yer var. ucuz diyeyse bilemem. trde başka şehire kültür gezisine gitmiş gibi olursun.

schengene bi katkısı olmaz.

Pasaporta etkisini bilemem ama bence gidilir. Ikisine de gittim de oyle cok etraflica gezemedim, acikcasi kendi aracimla ozellikle Kosova'nin Rugova denen bolumunu gezmek istiyorum.
Turun linki varsa bakalim, sirf sehir gezisiyse cok sey beklememek lazim ama ben atmosferini sevdim mesela Prizren'in.

balkanlar turu birlikte gideceğin kişiye göre değişir, ama çok güzel diyebilirim.

tur deneyimi bi bakıma rahat bi bakıma zor. yol, kalacak yer, yemek derdin olmuyor. tek derdin saatlere uymak.

çok güzel yerler yeşillik, göl, şehir hayatıydı gittiğim yerler. ben çok memnun kaldım tekrar olsa tekrar giderim.

pasaporta bir etkisi yok bence. ülkeden ziyade şehirler hangileri onları belirtirsen daha iyi bilgi veren çıkacaktır.

vize için etki eder mi etmez mi bilmem.
onun dışında ben gitmek istiyorum.
çok seviyorum balkanları.

geçen sene 60+ yaşında anne babam gittiler. çok sevmişler.
biraz burun kıvırarak gitmişler, "balkanlar işte ne olabilir ki" şeklinde bir beklentiyle. ucuzluğu, doğal güzelliği, insanların nezaketli ya da stressiz oluşu, gittikleri yerlerde neredeyse hiç çöp olmayışı bir sürü şey anlattılar.
bir de arada bir konusu açılınca anlatırlar. kişi başı 350-400 euroya mis gibi tatil yaptık, kaç ülke gezdik derler.

ben de merak ediyorum açıkçası. tur ya da bireysel bir gezi, hatta bir kaç ay yaşam planlıyorum.

sırf schengen için etkisi olur diye düşünerek gitmek istiyorsanız bence gerek yok. zaten daha öncesinde giriş çıkışınız varmış.

Elorelia: cok eski tarihten kaldi. Yunanistan damgasi da sayilmaz zaten. Biraz doldurayim diye dusundum hani bu kadin seyahat ediyor desinler diye.

Vizeye etkisi olmaz ama gidilir görülür gayet güzel yerler eğer doğa ve değişik kültürler görmeyi seviyorsan. Vizesiz gidebildiğin ülkeler aynı zamanda AB'ye girmeye yetecek kadar götü toparlayamamış ülkeler olmuş oluyor, yani beklentini ona göre ayarlarsan gayet güzel bir tatil yaparsın.

Bolca türk islam sentezi. Cami külliye han hamam kale... prag cekya vizesiz değil miydi?

bence yemekleri ve doğası hariç pek bi nanesi yok.

tur işi yorucu olur.

paraya kıyın karadağ'a gidin ya da.

bolca vizesiz yer var demiş arkadaşlar, ama yanlış demişler. balkanlar dışında uzak doğu ve afrika var. takdir edersiniz ki uzak doğunun masrafları da burayı balkanların rakibi olmaktan çıkarıyor. sırf biletler arasında 10 kat fiyat farkı var. ohrid ve belgrad'ı sevdim ben. özellikle tiran ve üsküp es geçilebilir. yüksek beklentiye gerek yok ama kötü de denemez. şengene katkısını bilmiyorum.

Luluki: keske.. oyle olsa her dakka prag'a giderdim

Sile, adalar haric.
1,2 gun kalirim

avşa adası da olabilir

Sile tarafının denizi güzel değil
Erdek veya avşa öneririm

Avşa veya Erdek.
Araba varsa Erikli.

enez, mecidiye keşan tarafları?
deniz maramaraya göre x10000

erdek.

Şile Akçakese plajı.
Ben Marmara'da denize girmem. Onun dışında da en yakın ege sahili Edirne ve Çanakkale'de.

kıyıköy.

Erikli/Mecidiye

Yani genelde makyajcılar, iyi bir baz, pudra ve makyaj sabitleyici önerir bunun için. Sabitleme için spreyler var alix avien’de filan.
Ben daha çok bb kremle baz yapıp bırakıyorum. fondöten, pudra vs ile zorlamıyorum cildi.hava fena, gerek yok bu kadar ağırlığa

Yazmamışım; spreyler yüzü yıkayınca kalır mı bilmiyorum ama normalde -foşur foşur yıkamazsanız- kendi kendine dururken kalıyor diyorlar

Göz makyajı yapıyorum hafifçe. Göz altıma kiko kapatıcı
Yüzüme misha pure block güneş kremi sürüyorum sadece.
Allık için tint kullanıyorum ve nude olmayan hafif bir ruj sürüyorum

@mor oje nasıl bb krem?

Ben dugune bile gitsem diyeyim renk esitleyici hafif bir urun ve bir allik bir ruj surerim zaten. O renk esitleyici bile biirrr damla gunes kremine damlatiyorum yok boncuk boncuk oluyor direkt yolda siliyorum. Bu bile tutmuyor su ara iste bende. Yani hafif bi sey bile durmuyor. Baz ve su sabitleyici spreylere bi bakicam

@kahvedesu hassas cildim olduğu için la roche kullanıyorum genelde. Missha denedim, üst üste birkaç gün kullanmazsam, araya günler koyarsam o da ok oldu. Yani cilt tonunu eşitlesin, biraz yüzü cover edip makyaja hazırlasın yeter modundayım. Bu sıcakta fondöten ağır kalır çünkü

vt.tiktok.com

Drag queenler kat kat makyajları sahne ışığında akmasın diye her kullandıkları malzemenin üstüne bir kat da pudra sürüyorlar.

Tercihen iyi bir baz (hafif bir fondöten de olur), makyajın üstüne pudra, en son sabitleyici sprey çok sıcakta bile iş görüyor. Göz makyajı yaptığımda çabucak akar benim, bu metodla epey uzun süre dayanıyor. Kapatıcı/fondöten gibi bir şey kullanmazsam sadece pudra+sprey daha kısa ömürlü oluyor.

Şu fondöten: m.maccosmetics.com.tr
Şu sabitleyici: m.maccosmetics.com.tr
Şu pudra: www.essence.eu

Bunlar bende işe yarıyor, terliyorsanız ara sıra pudrayı yenilemek iyi oluyor.

Mac sprey sabitleyici kullanıyorum, çok başarılı, sıcak nem milim kımıldatmıyor.

'Ya ben public havuzlarda rahat edemiyorum, gelemicem'

Birebir bu şekilde gitmedim.

Aguen: taa en basinda hep bunu soylerdim ama bu sefer yapamadim nedense.

Yaparim sandim ama yapamicam diyeyim bari. Son dk iptal ediyorum...

Bir kac önemli durum var, ailevi. Sonra anlatirim, cok da istiyordum ehe mehe diye ozetlersen biter gibi derdin.

"havuza girmekle petri kabı dillemek arasında fark görmüyorum"

Birebir bu şekil reddederim genelde

"Midemi çok fena üşüttüm, bırak dışarı çıkmayı, evin içinde tuvaletten uzaklaşmaya korkuyorum" de. Havalar zaten sıcak, bozuk bişey yedim falan dersin.

Tam buraya yazdığın gibi açık net samimi

Önce istekli olduğunu fakat gün yaklaştıkça havuzlarla ilgili takıntının daha ağır bastığını seni huzursuz ettiğini

Açık açık söylicen işte

havuza gitmek istemediğinizi bu şekilde söyleyin ama gel başka birşey yapalım da diyin. onunla görüşmek istediğinizi ancak sorunun havuz olduğunu anlasın. alternatif bir etkinlik önerin zamanınız varsa.

+1 başka bir şey yapmak istediğini söyleyebilirsin.

ya da hastalandığını söyleyebilirsin.

Evet tabii ya alternatif sunayim. Tesekkurler

alternatif sunmak şu saatten sonra bence yanlış. havuz planı yapılmış, arkadaşın "bu sıcaklarda" havuz keyfini belki şimdiden düşünüyor. kabul etse bile çok istekli etmeyebilir. bu sefer de senin kafanda hep "eğleniyor mu, sıkıldı mı" acaba soruları döner (people pleaser olduğunu söylediğin için). sen tekliflerine rağmen arkadaşın baskın çıkar ve havuza ikna ederse bu sefer aynılarını o da düşünecek.
yani bence şimdilik beyaz yalanla atlat ve böyle hassas olduğun konularda baştan isteğini dile getir. veya git ama havuza girme :)

Direkt bunları söyle "beni biliyorsun o an seni kıramadım evet dedim... ama... şimdi de böyle oldu"

Sonra da koela +1

Git, girme. En fazla buna razı olur, o da sen emrivaki yaptığın için. Ama bence arkadaşına anlat, böyle böyle de, çok huylanıyorum de. Yav hayır diyemedim napim de.

Bence bu olaylar parayla ilgili olabilir. İş=Para da diyeyim. Yanılıyor olabilirim, ama paran varsa, işlerin tıkırındaysa vücut da ayrı bir huzurlu oluyor.

Magnezyum takviyesi al, gunduz kullanılan formu ama.

tiroid’ine baktır. düşük tiroid insanı ölü gibi halsiz yapar.

Senin sağlam bir dahiliye muayenesinden geçmen gerekiyor.

Mirket: her sey yapildi. Check up dahil. Vitaminlerim dusuk iste

beslenmen yanlış olabilir mi? serumdan olacağını sanmam.

Gobekliraki: o da olabilir. Hic istahim yok. Pek bir sey yemiyorum. Zorla bir parca et izgara yiyorum biraz yogurt. O kadar. Blueeberry aldim biraz ondan yiyecegim bugun. Ilk defa aldim, kan yapiciymis vs diye.

demir serumdan önce antihistaminik verildi mi? verilmiş olsa bile serum yapar, çok bela bir şeydir. ama bir hafta on güne geçer.

Samansapi: evet onlem icin bi seyler verildi oncesinde.

Yok mu fotosu yanlar açıldı ne demek :)

Siki bi topuz yapinca yanlarda seyreklik var demek. Foto mu lazim yani suna djdj

İngilizce olması sorun olmayacaksa sanırım buradaki sorun sizinki ile aynı belki işinize yarar. Bu ürün bizde var mı bilmiyorum ama belki bulabilirsiniz.

youtu.be

Teyzemin de yanlarda açılma daha doğrusu seyrekleşme vardı (topuz kaynaklı değil, yaş ilerlemesi sebepli) saç mezoterapisine gidiyordu. O kadar ciddi midir durum? Sanmıyorum ama yine de bir cildiye görse, kan tahlili yapıp demire ve vitaminlere baksa iyi olur. Dönem dönem biotin ve vita bear saç vitamini kullanıyorum, faydasını görüyorum ama alın için diyemiyorum tahlilsiz bişeysiz.

Saçta işlem var mı? Bir süre dip boya yapmama şansı varsa iyi olabilir. Hc care saç bakım yağından fayda gördüm (emzirme dönemimde avuç avuç saçım dökülüyordu)

Olsa o tiki kapatmayız.

Mesaj>bilgi

Durum demişsin, mesaj sandım.

Yolu yok, amacı zaten bu...

şarm.

Meslek: is kadini. Organizasyon falan isinde.
Seyahati cok sever.
Biraz cocuk ruhludur. Disaridan gorseniz evli barkli, coluklu cocuklu demezsiniz.

Vakko' dan eşarp dicem ama bütçe yetmez.

Başka bir markadan güzel bir eşarp olabilir.

Valla 1000 lira bütçeye benim aklıma evlerine gidiyorsan çikolata götürmek geldi. Düzgün kaliteli bir şey, minimum melodi çikolata ayarında

Guzel, ipek bir fular demeye gelmistim ben de. Bursa ipeginden olursa daha makbule gecer

kruvasan al.

Tanesi 20 liradan 50 tane alabiliyorsun.

butceyi bi tik zorlarsan vakko outlet'te guzel urunler var.

www.vakko.com

Paşabahçe'den oda kokusu veya kolonya bakılabilir.

iyi bir yerden masaj ya da spa gunu alabilirsiniz, eve bir sey almak o kisiye hediye almak degil bence, ben pek hoslanmiyorum ev hediyelerinden o anlamda.

Severse şuradan bir lavanta demeti söyleyebilirsin. Yanına el işi anahtarlık hediyesi de yolluyorlar.

www.instagram.com

instagramda tığ işi(amigurumi) oyuncak yapanlar var. kendisinin mini boy maskotunu yaptırıp hediye edin.

Benim de aklıma şal/fular/eşarp geldi, bütçenizin epey üzerinde ama yine de: www.instagram.com

Her şeyi olan ya da her şeyi alabilecek birine böyle el yapımı, biricik şeyler almak daha kıymetli olur gibi düşündüm. Yanlış hatırlamıyorsam 4000 lira gibi bir fiyatı vardı.

İzmir'de ipek kumaşa yünle incecik desenler işleyen bir zanaatkâr yapıyor bunları. Fotoğrafta göründüğünden daha etkileyici, yün arkasına ışık geçirecek kadar ince. Neyse, reklam yapmıyorum da ben kendime alsam mı diye düşünüp düşünüp almamıştım, aklıma düştü şimdi :))

Ya da nahil.com.tr'ye bakın, KEDV'in sitesi, kadın üreticilerin yaptığı çoğu el işi ürünler var.

godivadan en fazla çikolata alabilirsin o tutarda indirim kuponu falan ile
www.godiva.com.tr

veya tema vakfına ağaç dikim bağışı yapıp kendisine sertifikasını yollatırsın

lamy dolma kalem..

buradaki önerilerin hic biri onlar icin hediye degil onu söyleyeyim.

kisiyel bir sey olursa anca olur yoksa hic girmeyin o topa cikolata alin gecin.

fikir verir belki, cok büyük milyoner alman bir arkadasimin dedesi zamaninin ünlü bir fotografcisi, onun istanbulu cektigi orjinal bir fotografini bulup cerceveletip hediye etmistim.

pasabahce de cok hos seyler var.

İçine çikolata ve buz ekleyip supangle haline getirmek daha lezzetli oluyor.

Biraz kahve eklerseniz çikolatanın tadını biraz daha yoğun yapıyor. Nescafe vs varsa çok az sıcak suda çözüp ekleyebilirsiniz mesela. Keklerde işe yaradığını gördüm en azından.

hicbir sey yapma.

normalde pms halinde cok sinirli ve mutsuz hissediyorum. agrim da oluyordu. 2 hafta öncesinde paketli gida, meyve disinda sekeri cok aza indirdim. ve regl oldugumu anlamadim bile. hicbir belirti yoktu neredeyse.

vücuduna zehir sokma. cok zordaysan bitter cikolata at agzina ve eme eme uzun uzun eriterek ye.

Annem taktırdı, devlet hastanesinde ücretsiz.
Günübirlik yatış işlemi yapılıyor. Demir serumu takılıyor,yan etkisi olarak alerji riskine karşı takip ediliyor. Bir kaç saat sonra taburcu işlemi yapılıyor.
Faydası oldu.

kesinlikle özelde bu parayı vermeyin. yukarıdaki arkadaşın da dediği gibi herhangi bir devlet hastanesinde ücretsiz veya çok cüzi bir ücretle aynı işlemi yapabilirsiniz.

kan değerleri çok düştüyse bu serumu verebiliyorlar. alerjik reaksiyon vermemesi için seruma anti alerjik ilaç da katabiliyorlar. bu durumda birkaç gün biraz uykusu gelir. onun dışında kan verilirken alerji olmazsa bir problem olmaz. kan verilirken alerji olursa da, ki bu durumda kaşıntı, kızarma vs. oluyor, bir iğne vuruyorlar, problem çözülüyor. zaten onun için hastanede serumu veriyorlar.

bir de serumu verirken ağza hafif paslı demir tadı gelebiliyor, başka da bir şeyi yok. rahat olsun

Doktor arkadaşım serum taktırmak yerine ilaç kullanmayı tercih ediyor. Özelde gittiğim dahiliye doktoruna sorduğumda, ne gerek var, devlet de ödemez zaten demişti. Neyse parası vereyim de ilaçla uğraşmayayım diye sormuştum ama doktor önermedi. İş yerinden biri kızına taktırmış, kısa sürede aynı değerlere döndü dediydi. Kişinin durumuna göre değişiyor herhalde.

yan etki olarak bazi kisilerde alerjik semptomlar izlenebilir. bu sebeple öncesinde antihistaminik verilir genelde. eger alerji hikayesi varsa hastanin, bunu öncesinde doktora belirtin.

Asteriks: belki de degisiyordur. Bende ilac ise yaramazmis. Ilac da alicam ama bu serum sonrasi. Cok kotuyum. Kanim yok gibi bir sey. Bir deger daha asagida ciksaymisim prosedur geregi yatisim yapilirmis.
Sonradan ayni degerlere donmesi tablet veya serum hangisiyse iste ilacla ilgili degildir.

Bende yatış gerektirecek kadar olmadı. 3-4 senede bir doktor demir ilacı veriyor, 2-3 kutu kullanıyorum. Doktor serum önerdiyse zaten gerekiyordur. Geçmiş olsun.

ferinject ise ben yaptırdım 2 kez. biçok kez de ben başka serum alırken yanımda yapıldığını gördüm. geçenlerde bi kadın sadece bi alerjik tepki verdi. ama arkadaşların dediği gibi devlette yaptırın. en azından ilacı onlardan alın. bi de bol bol dalak yiyin

Sorun tespit edilmişse çözüm büyük ölçüde halledildi demektir, merak etme.

"Kan degerim de referansin altinda demir falan." Trombosit yüksekliğinin sebebi budur 99%.

Cam sakuraya gitmeyi dusunuyorum. Temiz bir hastaneydi. Belki orayla ilgili ozel bi durum vardir diye ekledim

Ücret ile bakarlar. O da herhalde 200 tl falan olur diye düşünüyorum muayene için. Tahlil isterse bilemiyorum.

bağkur borcu varken muayene olabiliyorsun, 2-3 sefer acil yeşil alana gittim, herhangi bir ücret almadılar.

hastanede denemedim ama sağlık ocağında rutin kan tahlili de yaptırabiliyorsun.

ama eczaneden ilaç alamıyorsun, kronik hastalığın için rapor çıkartıp ilacı yazdıramıyorsun. borç çıkıyor.

prim borçluları, gss borçluları hastanelerde muayene olabiliyorlar. sadece katılım payı adı altında bir ücreti vezneye ödüyorlar. geçen sene 7-8 lira gibi bir şeydi bu sene sanırım 20 lira civarı oldu. bu ücreti ödeyip muayene olabilirsiniz. tahlil ve tetkiklerde ücret ödenmez sadece yazılan ilaçlar ücretli olarak alınır. hatta fizik tedavi ve ameliyatlarda da ücret ödenmediği söyleniyor ama deneyimlemediğim için kesin değil.

Duyuruyu acan bendim, birisi 3-5 bin lira gibi bir ucret odeyip borcu sildirebiliyorsun dedi,yarin muhasebeciyi arayip bir soracam guncellerim burayi.

Birkaç senede bir af (bürokratik ismini bilmiyorum) çıkarıyorlar diyordu çalıştığım mali müşavir. Ama düzenli bir şey değil galiba, ara sıra esnafın gönlünü almak için yapılan bir şey.

Onu sildirince de o çalışma günlerin de silinmiş oluyor.

Odersen ve emeklilik şartını sağlarsa da diyelim ssk da sağlıyor, nihayetinde iki emekli maaşın oluyor.

Seçime yakın yapılandırma çıkarsa sabitlenip 36 veya 48 ay gibi taksitlerle ödeyebiliyorsun.

Enflasyon karşısında zaten erimiş olduğundan peşin ödersen faizler de epeyce siliniyor.

Yani ne yaparsan seçimlerden sonra yap. Ödemezsen birşey olmuyor.

insanin yari uyuma uyanma arasinda,uykuya dalmadan önceki hali oluyor,
aksam fazla sivi tüketince, idrar ihtiyaci vucudu uyandiriyor, ama sen uyumaya direniyorsun uyanana kadar böyle hissediyorsun. Sanırim böyle.

boş mide ile uyumak ,kabus ,düşme vs hisleri ortadan kaldırıyor.

En son yemegimi saat 4te yiyorum en az son 1 yildir boyle

avicennaint.com

Uyumadan 3 saat önce ekrandan gözünü çekmelisin,
Mavi,beyaz ekranda bir uyaran,
evdeki ışıklarda bir uyaran,

Telefon arka fonunu turuncu yap,
evde ki aydinlatma beyaz degil,sarı olsun,
uyumadan bir kac saat önce telefon,tv vs ile vedalaş.

Çarpıntı da bahsettiğiniz sarsıntı hissini yapıyor. Akıllı bileklik aldım, nabız takibi yapıyorum. 90 üzerinde seyrettiğim zaman ben de bahsettiğiniz semptomları yaşıyorum.
İmkanınız varsa kardiyolojiye görünün

defalarca tahlil yaptırdım. hiç öyle bir uyarı olmadı. duruma göre aç gel derler.

Hiçbir şey olmaz.

Kanser olursun. Azı da zarar, çoğu da. İçme.

Genel kan sayımına etki etmez o yüzden çak bi cuvara kendine gel

su içmeyinve yemek yemeyin diyorlardı

Haciosman metrosuyla gidilir. Tabii nereden ciktiginizi ve Sariyer'de ne taraflari hedeflediginizi bilsek daha iyi olurdu.

Nereden gidiyorsunuz sarıyer’e bu da önemli bir konu.

eminonu, besiktastan vapurla.

Cikis bakirkoy

marmaray yenikapida in
haciosman metroya aktar son durakta in
ordan otobusle sariyer.

metrobuse yakinsaniz z.kuyu'da inip 40B'ye de binebilirsiniz dogrudan sariyer'e gider ama biraz seyrek olabilir saatleri kontrol edin.

Bay b doğru söylemiş. Çıkış bakırköy ise ve vakit biraz genişse sürelere bakın marmaray’da inip emniönü-rumelikavağı vapuruna binip püfür püfür trafiksiz dünyanın en güzel manzarasıyla da gidebilirsiniz.

Sarıyer çok büyük bir yer. Nereye gideceksiniz? Emirgan mı, Kireçburnu mu yoksa Kumköy mü?

En iyisi ve hızlısı Hacıosman metrodur. İkinci tercihim Beşiktaş'tan vapur olur boğazı geze geze gitmek isterseniz.

tekelden

normal sigara iç daha az zehirlenirsin.

tr.euronews.com

esfvape.us üye olup forum anasayfasında aşağıda alışveriş kısmı var. 0 ürünler kısmına gidin oradan bakıp isteğinize göre cihaz seçebilirsiniz. daha fazla bilgi yardım için sözlükten ulaşabilirsiniz.

Mind Hunter

The others

Prime -> Misery (Ölüm Kitabı)
Netflix -> Primal Fear

The others, misery, primal fear hep ikinciye izlendi :)

Film degil ama seyretmedi iseniz valhalla murders

Identity var netflixte şu an. İzlemediyseniz izleyin
Fractured

Zodiac

Tesekkurler.
Identity'yi izlicem.
Fractured ve zodiac'i da izlemistim.

Dizileri kafam kaldirmiyor arkadaslar size de tesekkurler ama

28 Days Later ön yargıyla bakıyordum ama geçenlerde izleyip epey beğendim
Japon filmleri Cure ve Audition
Minidizi olarak The Night Of

sarinui chueok

platformlarda var mi bilmiyorum.

Tamamı izlediğim filmlerden bir liste yaptım. Muhtemelen çoğunu izlemişsinizdir ama arada kaçırdıklarınız da olabilir.

The Little Things
Insomnia
Gone Girl
Prisoners
Mystic River
Nocturnal Animals
You Were Never Really Here
Wind River
One Hour Photo
Funny Games
The Vanishing
Nightcrawler
Cache
The Machinist
Take Shelter

Kafam kaldırmıyor dediğin dizilerde efsane birinci sınıf seri katil işleri var.
The kiliing
Bron broen
Cardinal
Night of
The chestnut man

Terrifier serisi.

Netflix'de Jefrey Dahmer vardı. İyiydi.

The serpent

bir korku/gerilim hayrani olarak onerecegim, son zamanlardan, en iyilerden:

barbarian
www.imdb.com

Platformlarda var mı bilmiyorum ama Tez (1996)

koreliler de seri katil filmlerinde iyi baya. bi iyisini sir gawain onermis.

baska bi tane:
Angmareul boatda (I Saw the Devil)
www.imdb.com

3. kez izlemeye başladım. the serpent. gerçek bir olaylar silsilesi.

böcek larvaları, elektrik süpürgesiyle emcukle

Nereden turemis peki? Kimin lavrasi. Evde 2 kere kelebek gormustum. Su kahverengi olanlardan. Onlarla ilgisi olabilir mi

olabilir güve larvasına benziyor, konunun uzmanı değilim

ne larvası bu bilmiyorum ama bizim evde migrostan aldığımız ceviz güvelenmiş ve mutfağı güve sarmıştı. yani belki evde 200 tane güve vardı. mutfak dolaplarını dip köşe temizlerken güve larvalarını görmüştüm ama bu renk değillerdi ondan eminim.

bu arada elektrik süpürgesiyle emcükledikten sonra hemen çöpe atıp çöpü de dışarı atın evde beklemesin.

güve larvası evet, bizde de olmuştu onlar sarkıt şeklinde ve ayrı ayrıydı. biz sebebini, kapı arkasında kıvrılmış bir yün yolluk olarak bulmuştuk. oraya yuvalanmışlardı. halıyı direkt attık bunları temizledik, her yeri naftalinleyip açıp birkaç gün havalandırdık. bir daha olmadı. sağda solda kalmış, yün eşyalarınızı bir karıştırın bakalım.

bu arada o alanın çevresinde başka yerde de olabilir genel olarak bir karıştırın bakalım.

Bence ev içinde minimum temas en iyisi. Süpürgenin yeni bir alan açma yahut seçilmeyecek boyutta olanları dağıtması riski de var. Bence çamaşır sulu suyla ıslatılmış kağıt havluyu löpçük diye üstlerine yapıştırıp birkaç dk bekledikten sonra silip alıp poşete atıp ağzını bağlamak daha iyi.

Yine çamaşır sulu (ya da kimyasal istemiyorsan kokusu böcekleri kaçıracak şeyler karanfildir limondur tarçındır vs internetten bakmakta yarar var onların katıldığı) suyla geri kalan yerleri de, önünü arkasını falan silmekte yarar var.

Ev istediği kadar temiz olsun, yaz da geldi kapı baca açık bulur bir şey gelir girer yerleşir neticede. Başka yerlerde de olabilir. Sanırım şöyle iyi bir dip köşe temizlik bekliyor :)


Edit: güve larvasını ben de yıkanıp katlandıktan sonra bir kenarda açıkta bırakılmış mikrofiber havlunun çukur yerinde bulmuştum. Tabii evi güve bastıktan sonra :)

Guncelleme: elektrik supurgesi dagitir gibi geldi lazor'un dedigi gibi. Su islak temizlik bezleriyle aldim. Tek seferde geldiler. Her yere baktim. Kartonpiyerin iclerine de. baska yerde goremedim simdilik.

Risk vardır elbette ama güveniyorum.
Kullanıyorlar, kendimden ve çevremden biliyorum.
Bankalardan sürekli uyarı yazıları gelir, şunları yapın, bunları yapmayın ve uyanık olun diye. O kurallara uymak gerekir. İşlem yaptığım bilgisayara ve telefona abuk sabuk uygulama yüklemem ve gelen telefonlarla asla işlem yapmam mesela. Müşteri temsilcilerimle tanışıyorum. Sesleri tanıdık. Öyle olsa da işlem yapmam. Bilgi alır daha sonra aplikasyondan işlem yaparım.

Kullanmamak, trafik kazası geçirir ölürün diye trafiğe çıkmamakla eş bir davranış bence.

Yüzde yüz güveniyorum.
Kullanıyok.
Ekstra önleme gerek yok, olaylar basit. Uygulamaya gir, parmak izi okut ve banka açılsın. Bu kadar.

Banka uygulamaları güvenlidir. Risksizdir.

Riskli olan, risk de demeyeyim yapılmaması gerekn şey, cihazımıza saçma sapan uygulamalar vs indirmektir. Çok fazla böyle dolandırıcılık var maalesef.

güvenmiyorum ama bırak daha iyi seçeneği alternatifi bile yok.

kredi karti icin:
- fiziksel kartlari internet alisverisi ve mail ordera kapatirim.
- sanal kart limitlerini her zaman sifirda tutar alisveris yapacagim zaman acarim.
- sanal kart bile olsa sanal klavye ile kart bilgilerini girerim.
- her sene sanal kartlari iptal eder tekrar acarim.
- gerekirse 2-3 tane sanal kart acar bazilarini guvenmedigim bir yerde kullanip sonra kapatirim.

normal para icinse milletin surekli agladigi sifre degistirme bu yuzden var zaten, onun disinda bir cok banka duzenli islemler haricinde yuksek miktarda bir transfer vs olunca guvenlik biriminden arayip teyit vs istiyor ben guveniyorum yine de herkes kendi capinda onleminin alabilir tabi.

Bankalardan çok banka uygulamalarına biraz daha güvenilir diyebilirim.
Her ne kadar şifre, kimlik doğrulama güvenlik vb. banka uygulamaları için olmazsa olmaz ise de kullanımda bazı banka uygualamalarının arabirimi ise tasarımı açısında kişiyi yanıltabiliyor.

Örnek olarak, bir bankanın uygulamasının ekranında kişinin vadesiz hesabı ile kredi kartı hesabının birlikte göründüğünü düşünelim.
Normal hesapta tutar
sıfır olmasına rağmen kredi kartı hesabında görünen miktarı normal hesabındaki para zannederek harcama yapabiliyor.
Bu özellikle yaşlılar veya uygulamaya kullanımına yabancı kimsele için sorun demek.
Zamanında müşteri hizmetleri personeli ile konuştuğumda bunu doğrulamış ve bilmeden bankaya borçlanan insanlar olduğunu belirtmişti.
Hal böyleyken o tasarımın değişmesi gerekir.

Ek olarak uygulamaları telefonunda biraz olsun güvende tutmak isteyenler telefon ayarlarından ilgili uygulamayı açmak için özel şifre veya uygulamayı bir
klasörde bulundurarak klasöre
şifre tanımlamayı düşünebilirler.

Her ulkenin vize sartlari farkli. Mesela Arnavutluk'tan Yunanistan'a gecerken tabii ki pasaportuna vizene bakacaklar. Ote yandan Romanya - Bulgaristan arasinda kontrol yok mesela ikisi de schengen oldugu icin.

Vizesizler icin sordum.

Balkan ulkeleri arasinda ozel bir antlasma vs yok. Damga basma isi her halukarda mecburi degil, bazi memurlar basmiyor. Ozel bir tercihiniz varsa soylerseniz yapabilirler.

Elbette.

Karayoluyla gececekseniz arabaya ya da otobüse gümrük kontrolü de yapilir.

Birbirinden bagimsiz ülkeler.

Ben gittim F1 ile ama master yapamadan gerisin geri döndüm. Harvard Nyu Columbia bu üçlüde hukuk masterı 100 bin dolar para idi. Kaçak göçek bir sürü iş yaptım, NY yarısı kaçak çalışıyor zaten öğrenci tayfanın. 3-4 bin dolar civarı elime geçiyodu benim aylık. Hem kaçak çalışıp (kurye, garson, bar vs) hem mühendislik masterı yapan baya arkadaş vardı ama ortalama ünilerde

legal olarak kampüste part-time (haftada 20 saat) ve mümkünse yaz tatilinde stajda çalışılabilir. kampüsteki işler kütüphane, yemekhane, spor salonu vb. tesislerdeki işler ya da lisansüstü için asistanlık (teaching/research) olur. bunları erken yakalamak gerekir, saatlik ücreti oradaki asgari ücret civarında olur, bununla da barınma karşılanabilir.

Sadece 20 saate kadar kampüs içi işlerde çalışabilirsin. Vergi ödeme zorunluluğun oluyor öğrenci olsa da. Kampüs içi iş bulmak oldukça zor. Amerikanlardan da talep çok var.

Bu şekilde okul ücretini ödemen mümkün değil. Sadece harçlığını çıkarabilirsin.

yukarida yazilanlar dogru.

asil soruna cevap olarak okul ucretini orada calisarak odeyemezsin. orada okulda calisarak aldigin para yasam giderlerini ucu ucuna ancak karsilar.

2 litrelik bir sey ariyorum

decathlon'daki termoslar çok başarılı. ama pipetlisi var mı bilmiyorum.

tantitoni 1,2 litre olan var..A101 internet sitesinden piyasadan çok uyguna almıştım. uzun süreli denemedim ama. bir de ona benzer english home'da görmüştüm.

Contigo termos arastiriniz

kaliteli bir sey istiyorsan ya thermos ya zojirushi.

Diğerleri için bir şey diyemem ama sokakta yaşayan hayvanlara bakan, onlarla ilgilenen, sokağında, Mahallesi'nde yaşayan hayvanları tanıyan birisiyle ben arkadaş olmak isterdim.

Bir de seni devamlı arayıp soran arkadaşı da kaybetme. Benim de böyle bir arkadaşım var, bizim arkadaşlığımız iki senelik, biz de böyleyiz. Hemen hemen her gün görüşürüz. Geçenlerde telefonum başka odada kalmış, o da bana ulaşamayınca neredeyse evine geliyordum dedi. Bu çok değerli bence.

Bana karsi da mi kittie:/ benim de sorunlarim bitmiyor.

sende bir sorun yok. tahammül edilmeyecek insanlarla dolu ortalık.

insan zaman zaman bunalır. mücadele sporlarına yönelirsen rahatlarsın. aikido, tekvando, bjj. şöyle yerden yere çarpılınca iyi geliyor. bir ay yapsan yeter.

ben öyle yapıyorum. yıllardır güreş yaparım.

Rock n roll: istemezsin. Ben de hayvanseverim. Elimi tedavi konusunda cebime de cok atmisligim var. Ama bu kiz sokaktaki deli hayvanseverlerden. Bir insan habire lafini kesse demez misin hmm bu benimle konusmak istemiyor. Bu anlamayan cinsten iste. Garip olan etraf artik bu tur insanlarla dolu.

Kahve: yok senden bikmadim :) Bi doz var ya. O dozu tutturmayanlarla derdim

Toplum ve ilişkiler ve insanlar genelde böyle, sizin yeni yeni sabrınız taşıyor herhalde.

En iyi anlaşabildiğim kişiler bunlardan şikayet edenler, ama onu da abartinca bu tavır da aynısının laciverdine dönüşüyor.

Matruska gibi :)

bir shooting rampage'a falan ciksan rahatlarsin sanki?
mizantropik bir ruh halin var gibi duruyor. terapi alman lazim.

son dkya kadar disini siktigin icin büyük ihtimalle tepkini patlama seklinde gösteriyorsun. bu de insanlari kiriyor olabilir.
onun yerine eski kocasini anlatmaya basladiginda aman bozma sinirini su herifle, bak surda konser var, su restoran yeni acilmis ya da fb'nin hali ne olacak diye konuyu degistirmek de bir cözüm ama senin ona da tahammülün yoktur.

Sonsuz: sen niye surekli beni yargiliyosun ya ahahaha
6 ayda bu evrelere girmedigimi mi dusundun gercekten. Baktim konu asla degismiyor, acikca soyledim en son direkt.

Insanlar sosyal medya yuzunden mi bilmiyorum benciller, duyarsizlar sanirim

Bazı yönlerden sana benziyorum. Bizim gibilerin ara ara yalnız kalıp kendisini topraklaması gerekiyor. Dengeye geldikten sonra yeniden sosyalleşeceksin bu insanlarla ve sonra yine kısa bir izolasyon.. böyle bir döngü bana iyi geliyor. Bir süre sonra insanlar da alışıp seni öyle kabul ediyor.

yeni tanıştık dediğin sevgili gibi yazıp duran arkadaşın konusunda sen haklısın ve normalsin. öyle biri herkesi bayar.

boşanan arkadaşın... yakın arkadaşınsa bir ömür de dinlersin ama değilse de bıktım demek yerine işim var vs diye bahane üretip görüşmemeyi yazışmamayı tercih edebilirdin.

sokaktaki kız yapışmış yahu. çok saçma. ben kedi delisiyim. ben bile konuşmam onunla.

bence sende çok sorun yok. yanlış bir çevreye düşmüşsün.

Lan olay çok basit. Hepimiz insanız. Bazen farkında olmadan karşıyı yorabiliyoruz. Bunu yapan kişinin farkındalığı ne kadar yüksekse yorması da o kadar az oluyor ve yorarsa da bunu farketmesi o kadar hızlı oluyor.

Benim de ayrıldığım sevgilimi aylarca anlattığım zamanlar oldu. Artık yapmıyorum.
Boşanan arkadaşım oldu, artık hemen "ulan yine mi, biz bunları dinledik" diyor konuyu değiştiriyoruz.
Sokaktaki hayvansever deliler köpeğim var diye bütün mahallenin raporunu veriyorlar. Artık işim var kaçayım diyip uzaklaşıyorum.

Yeni tanıştığın arkadaşının farkındalığı sıfır. Adam gibi bam bam söyle rahatsızlığını. Biz boşanan arkadaşa söyledik şimdi herkes daha mutlu, bir başlıyordu bütün grup bayılıyordu.

Boşanan arkadaşının farkındalığı sıfır. Kötü olman ise zor bir dönemden geçiyor olmasından kaynaklı olabilir. Bir vakit ara gönül al bam bam açıkla.

Sokak hayvancısının farkındalığı sıfır.


Sen tuhaf değilsin ama senin de milleti böyle bitirdiğin zamanların olmuştur. Bir yerden sonra çevrem aptallarla çevrili demeye başlıyorsun ama onlar yoksa biz de yokuz.

"En az 6 aydir konus konus konus biktim en sonunda biktigimi soyledim ve ben kotu arkadas oldum. Buna ne diyorsunuz?"

O kadar haklısın ki, bir insan bu uyarıdan dolayı uzaklaşıyorsa senden zaten arkadaşın değildir seni dert duvarı olarak görüyordur, ne kadar ayıp ya onca zaman dertlerinle darladığın insan seni bir kere uyarıyor diye küs git.

Yeni tanıştığın kişiyi baştan uyarman iyi olur en azından arkadaşlığınız devam edecekse buna göre eder, yok ben öyle istemem her gün 2 saat konuşmamız lazım diyen biriyse o da gider, başını ağrıtmamış olursun.

Hayvansever kıza da göz selamıyla yanından geçip gidebilirsin artık, belki ayıp olmasın diye başlarda acelen var gibi yapabilirsin :) Sonra sadece kafa selamıyla geçip gidersiniz birbirinizin yanından.

Hepimizin dönem dönem çok dolduğu insanlara sardığı ya da daha yalnız kalmak istediği dönemler oluyor insanın etrafında da bu anları anlayışla karşılayacak arkadaşları olması lazım.
Bütün arkadaşlarımızla aynı karakterde olamayız bu yüzden herkesin birbirine daha anlayışlı olması gerekiyor.
Ben senin kocanı 6 ay dinlediysem sen de benim kafa dinlemek istememi anlayışla karşılamalısın ya bu ne saçmalık.

Neyse.
Sonuç olarak sen gayet haklısın ve tuhaf değilsin.

Dunya boyle. Cogu insanin bilinci cok dar. Yalnizligi sevmiyorlar. Surekli etkilesimde olmak istiyorlar kendi hayatlarindan kacmak icin. Olgun olup idare etmek lazim yoksa adin kotu kisiye cikiyor, sevilmeyen kisi olmak iyi degil. Ama her zaman katlanamiyor insan tabi ki anliyorum seni de.

Keriz avi gibi duruyor sitesi tırt, instası da öyle. Kira yardımı esenyurttaki fabrikaların her şey dahil 26k maaş dediği ama ayrıntıda yakacak, kira, giyecek, düğün yardımı, yüzde 60 performans primi dediği şekildir kesin. Detayda şişiriyor ama net 26k maaş gibi.

yatırım para kripto konuları büyük paraların döndügü işler.kullanıcılar belli sitelerde form dolduruyor. o da bir liste haline geliyor elinize veriyorlardır bir numara listesi bunu ara şunu ara ikna et işi bagla gibi olaylar. tabi global tarzda yapıyorsun bunu.. işsiz paraya ihtiyacın varsa dene istersen

Kotu bir yer. Fake gibi

şu kahve dükkanlarında satılan aromalı içecekler aslında kahve değil, şekerli şuruplu antin kuntin içecekler, filtre kahve espresso falan içine başka şurup eklenmediyse en zararsızları olabilir, türk kahvesi de bence en temizlerinden biri, neticede öğütülmüş kahve çekirdeği ve su içeriyor

günde bir türk kahvesi içmeye çalışıyorum, aman aman bir faydası yoktur belki ama en azından diğer tatlı içecekler kadar zararlı değildir.

Kahvenin (aromasız normal kahve) kanserojen olduğuna dair hiç bir şey duymadım

Kanser piyango gibidir kime neden vuracağı çok belli olmaz ama çevresel faktörler sıralamasında kahveye konulan şuruplar muhtemelen sıralamanın bayağı altında kalıyordur, ha sen kahve içiyorum diye White Chocolate Mocha içme ama White Chocolate Mocha içmesini seviyorsan da kanser olma korkusuyla bırakmana gerek yok. Yok eğer konsorejen diyerek bildiğimiz çekirdek kahvelerden bahsediyorsan öyle bir şey yok tabii.

"ara sıra" yaptığınız çoğu şey tek başına kansere neden olmaz. forvet'in dediği gibi zaten şuruplu kahveye gelene kadar ohooo. :)

kahve konusunda ise birkaç bilgi vermem gerekirse; türk kahvesi sadece bir demleme yöntemidir. espresso, v60 (filtre kahve) gibi... türkiye'de kahve meyvesi yetişmez. her türlü tür çekirdek kahveden de türk kahvesi yapabilirsiniz... ilgili yerlerden az miktarda türk kahvesi inceliğinde öğütülmüş çekirdek alırsanız evde cezve ve hazır su ile kendi kahvenizi demleyebilirsiniz. öğütülmüş kahve çabuk bayatlar ve aromaları çabuk söner. bu yüzden azar azar almakta fayda var. ya da kahve değirmeni başta olmak üzere çeşitli ekipmanlar satın alıp içeceğiniz zaman kendiniz taze taze öğütüp demlersiniz ki bu daha iyi ama kısa vadede pahalı bir seçenektir.

kısacası böyle.

Başlıktaki ifade bana göre şehir efsanesi. Her kahve temelde kahvenin çekirdeği öğütülerek ve farklı demleme/pişirme yöntemleri ile yapılır. Yani filtre kahve Türk kahvesine göre daha sağlıklı/sağlıksız demek bana mantıklı gelmiyor.

Kahve zincirlerinde sade filtre kahve/Türk kahvesi alırsan neden kanserojen olsun. Dünyada kahvaltı esnasında en çok tüketilen içeceklerden birisi kahvedir. Kahveyi günlük fazla tüketmemek lazım; çarpıntı, gece uyku kalitesinde düşüş gibi sorunlar yaşayabilirsin.

Dışarıda içeceğin kahve işlem görmemiş olursa iyi olur. Yani kafeini alınmış, katkı maddeli (damla sakızlı, vanilyalı..), üzerine şurup ve şeker eklenen frappacino tarzı kahvelere mesafeli olmakta fayda var. Aşırı derecede yapay şeker içeriyorlar. Bunlar da marketten alacağın herhangi bir paketli bisküvi, gofret ayarında zararlı olabilir. Nadir tüketmekte fayda var, bu tip gıdalardan tamamen uzak kalmak pek mümkün değil.

Ezcümle sorduğun sorunun "ara sıra dışarıda pasta yiyiyorum, kanserojen mi" demekten bana göre pek farkı yok. Çekirdekten öğütülüp demlenen/pişirilen şekersiz-katkısız-işlem görmemiş kahve çeşitlerini kararında tüketmek sağlık açısından olumsuzluk yaratmaz.

www.acibadem.com.tr
www.memorial.com.tr

Markadan bağımsız kafein en çok filtre kahvede var diye aklımda kaldı demleme yöntemi olarak

www.kahvefabrikasi.com
www.kahve.com
amaç uyku açsınsa tat profilinden önce sertliği 1-2 olan kahvelere ya da direkt harmanlara bakabilirsiniz.

davidoff crema elegant orta sertlikte aroması yoğun bir kahve.

şu an amazonda kahve kampanyası var.

www.amazon.com.tr