20 lira diye tahmin ediyorum. rıhtım'dan göztepe köprüsü yaklaşık 10 ytl, göztepe köprüsünden ataşehir kamil koç tesisi de yaklaşık 10 lira.

abi çok yazar :(
otobüs oılmalı orda bi yerde :(

19m

www.iett.gov.tr

"korsan açtır"

--hidayet abi

otobüs yazıhanelerinden ataşehire bedava servis kalkar, git onlara bin, sonra da ataşehirde in taksiye bin :D
taksi çok yazar.. bence 25i bulur-30u geçmez

altunizade den 15 20 arası bir şey tutmuştu.
(:

sağolun canlar...
e-5'ten maltepe dolmuşlarının sponsorluğunda gittim kozyatağina kadar :)

yaşanır. trafik açık ise 15 dakika trafiğin durumuna göre x diyebiliriz. buranın bir avantajıda 129t ile taksime direk otobüsle ulaşımdır. kadıköye'de direk otobüs bulunur. can sıkılırsa çamlıca yapılır falan.

sabah trafiğinde (8.00 civarı) libadiye-bulgurlu-kısıklı-altunizade-fıstıkağacı güzergahından giden minibüsler (soyak sitesi önünden binildiğini farz edersek) yaklaşık 35-40 dk.

libadiye'den direkt e-5 göztepe köprüsüne inilip ataşehir veya kozyatağı - üsküdar minibüslerine binmek de mümkün. o da 30 dk. tutar ama sbah 7.30'dan sonra hem tıklım tıkış olur hem de çoğu göztepe köprüsü durağına girmez.

Memorial hastanesinde prof. dr. Taner Damcı. Şahane bir insandır, işini de iyi bilir.

taner damcı... psikopat bir insandır kendisi, senelik çöl maratonuna falan katılır... obez düşmanıdır... ama memorial'e gitme; muayenehanesine (etilerde miydi, nişantaşı mı hatırlamıyorum)git... çünki memorial test sonuçlarını yanlış çıkarıyor... memorial benim TSH'ımı referans aralığında göstermişti (3,7) halbuki biruni 9,6 acıbademse 7,8 bulmuştu farklı zamanlarda...

Birkaç sene önce Adil Azezli ile görmüşmüştüm. Benim muayenem Çapa Tıp'ta olmuştu.. Yine aynı hastane üzerinden görüşmeye çalışırsan ulaşabileceğini sanıyorum..

dr. aslı nar var
nerde acıbadem eydi ayrıldı oradan
fihrist google fln bulabilirsiniz çok tavsiye ederim

Teşekkür ederim hepinize..

Bir de bir tanıdıktan Dehan Yazıcı'nın methini duydum, tüm bu isimleri araştırıp tez zamanda bir randevu alıcam..Tekrar teşekkür ederim..

academic hospital, Doç. Dr. Dilek Yavuz Gogas ve Prof. Dr. Sema Akalın iyi zannediyorum. Sema Akalın'dan randevu almak stediğimde 3 ay sonrasına gün vermişlerdi -ki bu bir vakıf hastanesi, fiyatları uçuk. Dilek hocadan ise ancak 1,5 ay sonrasına randevu alabilmiştim. İyi bir hekime benziyor, yani daha önce gittiklerimden cidden iyiydi.

www.tpcd.org.tr
bu adresi incelediniz mi?

teşekkür ederim. işe yarayacak gibi.

disarida genelde cakmak ile yakarlar, fakat burun kıllarını falan kısaltmak için minik şarjlı makinalar var, onlarla halledebilirsin..

berberde ağda yapıldığı da oluyo.

@alwaysdrunk sen böle mi yaptırıyosun :S

istersen makinayla aldir, istersen yaktir, istersen de sir agda yaptirabilirsin. bi kac berberde gordum ben sir agda.

ama ne yap ne et, jiletle aldirma. kuzenimin neredeyse gozunun bebeginden cikcak sakallari. zamaninda almis kendisi.

alwaysdrunk mortifera'nın berberinde yaptırıyor ondan gülmüştür.

genel inanışın aksine, jilet ile herhangi bir tüylü/kıllı/sakallı bölgeyi almanın, oradaki kökleri stimüle etmesi ve daha çok çıkmasını sağlaması gibi bir şey söz konusu değildir. bu erkekler için de, hanımlar için de geçerlidir. gönül rahatlığıyla vuruveriniz. kıl/saç/sakal/tüy/bokpüsür "ölüdür" istersen kes, istersen biriktir, istersen ne bileyim altın kapla, hiç bir şey farketmez. çıktıktan sonra onunla ne yaptığınla vücudun ilgilenmez, ilgilenemez.

biri jiletle olur diye başka biri olmaz diyo kafam karıştı..
başka yöntem kullanan yok mu?

ingilizce varsa şurdan devam et, ilk cevapta yeterli açıklama var:
answers.yahoo.com

yahu jiletle alırsan osuruklunun kuzenine olan şey olur.

yakma denemedim. ağda da yaptırmadım. makine kullanıyorum ben kıllar ilk çıktığındaki sertlikte yani tüy kıvamında düzenli uzuyorlar..

makine en iyisi ayrıca en kolayı:)

cımbızla al

@baldur cımbızla almak binbeter kıl çıkartır aman dikkat

bi arkadas berberde iple aldiriyormus ama cok aciyormus ole dedi

yok ben öyle yapmıyorum , sakallarım normal şekilde çıktığından bi sorunum yok, az önce tıraş oldum, tek problem bir tane kesik var o kadar .
ama berberde ağda yaptıran gördüm :)

daha önce benzeri sorulmuştu: #32970

en mantıklısı berberde ağda yaptırmak. en az 20 gün idare ediyor.

bi arkadaşım yaptırıyo :)

ben iple kaşlarımı aldıramıyorum, siz nası sakallarınızı aldırabiliyosunuz hayret.. ip gerçekten çok acıtıyo çünkü.. bu arada ben erkek diilim, sadece soruyorum..

Emeklilik sistemlerine para yatırılmaz. Akıl mantık işi değil. Şimdi aylık verdiğin parayı ilerde ya 3 ayda bir veriyorlar ya da 2 yıllık yatırdığın parayı topluca veriyorlar.

Kimse kimseye boş yere para vermez. Ben şimdi sana vereyim, sen ilerde bana faiziyle ver. Mantıklı mı sence?

@ataturkiye finansal aracılık nedir? bankalar ne iş yapar, babasının hayrına mı mevduat toplar, kredi verir? finansal aracılık olmasaydı ne olurdu? bir araştırmanız gerekiyor sanırım.. çok yanlış bir düşünce içerisindesiniz çünkü

bireysel emekliliğin aptalca bir şey olduğunu düşünmüyorum. çünkü 50 lira olsun, 100 lira olsun, çok disiplinli, tutumlu biri değilsen biriktiremiyorsun her ay. zorunluluk olunca ödüyorsun ama. ben yaptırdım, her ay cüzi bir miktar ödüyorum. kredi kartımdan çekiliyor.

detaylı bilgi ve hesaplama vs için www.garantiemeklilik.com.tr adresine bakabilirsin.

aslında fena fikir değil. o 150 lira illa ki saçma sapan yerlere harcanacak çünkü.
eğer ödemeler makul rakamlardaysa bence iyi bir fikir.

@reeper redeemer kısa vadeli bankacılıkla ilgili değil benim sorunum. Sadece 90'larda yapılan emeklilik bilmemneleri kullanan yakınlarım var ve şu an çok pişmanlar para yatırdıklarından dolayı. O gün aylık yatırdıkları şu an 3 ayda bir alıyorlar. Toplu para almak istedikleri zaman ise birkaç yıllık birikimlerini veriyorlar.

Kısacası bu emeklilik, bireysel emeklilik, özel emeklilik vs'ler adam keklemekten başka hiçbir şey değil. Tecrübe konuşuyor.

dipnot olarak belirteyim,

siz paranızı bankaya yatırıp faiz aldığınızda yapılan vergi kesintisi bireysel emeklilikte yok.. ayrıca her ay sisteme yatırdığınız paranın bir kısmı size iade ediliyor (mesela ben her ay 100 yatırıyorum, 20 ytl hesabıma geri yatıyor ama sistemde 100 yatırmış görünüyorum ve o 100 üzerinden aldığım faizden de vergi alınmıyor, güzel birşey kısacası)(ödemeyi kredi kartından yaptığımı ve tüm bunlara ek olarak bir de bonus kazandığımı ayrıca belirtmek isterim)

Eğer ben kendi kendime yatırım yapmaktan acizim, elimde para tutamam harcarım, başkası benim yerime yatırım yapsın ben de ona komisyonunu ödeyeyim derseniz mantıklı tabi.

Elinde bir sürü broşürle formla gelen bir bireysel emeklilik temsilcisiyle konuştuğumda o da beni doğruladı ama savunması "abi şimdi elinde az para olunca insan biriktiremiyor harcıyor, ama bize vermeye zorunlu olunca birikiyor haliyle" idi. Ben kendi paramı kontrol etmekten aciz değilim demiştim o da "herkes senin gibi olsa biz aç kalırız" demişti :) Diyeceğim odur ki eğer "elimde para olursa harcarım" diyorsan bu işe gir karlı çıkarsın ama kendi yatırım yaparsan daha karlı çıkarsın :)

garanti emeklilik ile ilgili olarak şu anda yaşadığım bir sıkıntıyı aktarmak istedim:

geçtiğim hafta garanti, birden çok ve saçma sapan uygulamaları ile delirttiği için, her türlü göbek bağımı kopartmak üzere girişimlerde bulundum, bunlardan biri de emekliliğimi iptal ettirmek oldu.

Öncelikle, ocak 2007'den beri 1680 birikmiş, bunu da 1438 olarak vereceklerini, 13 gün sonra vereceklerini, şubeye faks çekerek talimat vermemi ve bir iki gün sonra da merkezden takip etmemi söylediler. "Bir iki gün sonra" olduğunda, merkezi aradım, "şube ne alaka kardeşim, bu iş bir tek bizden iptal edilir" dediler, yine ve yeniden faks çektim, 1-2 gün sonra sisteme düşecekmiş ("21. yy'da faks da nedir" olayına hiç girmiyorum). Bu arada şube aradı, "hani siz iptal ettirecektiniz, yokmuş öyle birşey" dedim. Kim dedi diye sorduklarında da ismini verebildiğim için (call center'la görüşürken isim almak çok faydalı bir şey), "haa, olabilir" gibi densizlikler ettiler. "13 gün uygulamanızı kabul etmiyorum, benim size borcum olunca çatır çatır o gün alıyorsunuz" dediğimde de, "oyunu kuralına göre oynamanız lazım" diye veciz bir laf ettiler.

Garanti bence, memleketin bir çıbanı, bir an önce ortadan kalkması lazım.

Sözlerime, zamanında Impexbank'ta çalışırken, müdürüm olan Dennis Reynard'dan bir alıntı ile son vereyim, "Garanti has no guarantee".

Umarım faydam olmuştur.

ben de bunu zamaninda arastirdim. akbank, garanti ve hsbc bankalarindan gelen temsilcilerle gorustum. sizin paraniz var ve her ay düzenli olarak paranizi oraya teslim ediyorsunuz. paraniz yillarca kullaniliyor ve size her ay 70 ytl ödemisseniz 56 yasinda 600-700 ytl maas baglaniyor. yok ben parami alacam derseniz 25-30 bin ytl para veriyorlar.

aklima yatmadi bu is tabiki.

benim de hiç aklıma yatmadı ,kendin biriktir,bankaya elini veren kolunu kaptırıyor.mesela kooperatife girebilirsin bu da başka bir para biriktirme metodu 5-10 yıl içinde ev sahibi olabilirsin yada olmadı paraya ihtiyacın oldugu istediğin zamanda satarsın hakkını başkasına devredersin.

Yurttaki diger ogrenciler ayri, yurdun yonetimi ayri sorun cikarabilir bence. Arkadaslarin arasinda acik, toplumun geri kalanina karsi kapali olmani onermek geliyor aklima, ama onun da hos bir sey olmadigini biliyorum. Iyi sanslar.

buraya da danismani salik veririm: www.lambdaistanbul.org

"açık" ama feminen olmayan bir arkadaşım var senin gibi. feminen olmadığı için kimse anlamamıştı üniversitedeyken. bazen "ya bu x'te bi gariplik var gibi, gay mi acaba, ehehe" gibi konuşmalar geçiyordu insanlar arasında, ama sürekli benimle (baaağyan) gayet samimi takıldığı ve feminen durmadığı için genellikle konduramıyordu insanlar. gayet sosyal, iletişime açık ve kendine güvenen bir insandır. kendini saklamak gibi gayreti olmamıştır.

ancak ailesi bilmiyor durumu; yakın arkadaşları var, gay, bazıları feminen, bazıları değil. straight diye tabir ettiğiniz bir dolu kadın-erkek arkadaşı da vardır. çevresi geniştir. ama, dediğim gibi, kendini saklamak gibi bir gayret ve arzu taşımamasına rağmen, herkese söylemezdi gay olduğunu.

feminen değilsen, "açık olma" durumunu biraz sınırlandırmanı tavsiye ederim. (mesela benim arkadaşın gay olduğunu öğrenen üniversiteden birkaç kişi, ilişkilerini sınırlandırmıştı, hatta arkasından "sarkar mı lan bana, ehehe, rahat edemiyorum yanında ya n'olur n'olmaz" gibi saçma konuşmalar yapmışlardı)

sonuçta cinsel tercihin sadece seni ilgilendirir, kimseye hesap vermek zorunda değilsin, saklamak durumunda değilsin, ama herkese söylemek durumunda da değilsin. insanlarla bu hususu paylaşırken karşılacağın tepkilere hazır olmalısın, ki hele de bir devlet üniversitesinin yurdunda kalacaksan, kimseyle bu durumu paylaşmamanı öneririm.

karşılaşabileceğin tepkileri az çok tahmin edebiliyorsundur. milletin ne kadar önyargılı, homofobik ve sapık olabileceğini biliyor olmalısın.

yurttakiler duyarsa ciddi problemler yaşabilirsin. hele de tek başına veya arkadaşlarınla bir eve çıkmak gibi bir imkanın yoksa, sakla kendini derim. mümkünse bir kız arkadaş bul kendine (sevgili olanından değil, normal kız arkadaş) onunla takıl hep. insanları şüphelendirme riskini minimuma indirgeyebilirsin böylece.

kolay gelsin.

mümkünse ve hatta imkanları da zorla ve devlet yurtlarında kalma. tamamen "ülkücü" karındaşlarımızın oba kurduğu yerler olmasından mütevellit çok sorun çıkaracaklardır sana. dedikodu-taciz-saldırı-tartaklama...gözünü korkutmak gibi olmasın ama ciddi ciddi bunlarla karşılaşırsın eğer farkederlerse!

kesinlikle ne yap et özel bir yurda çıkmaya çalış (ki onun da herhangi bir partiye veya dini cemaate bağlı olmamasına dikkat et). ya da iyi kötü bir ev bul kendine ki kümes bile devlet yurtlarından daha iyidir senin için. şimdilik idare edersin sonra bu konuda seni rahat ettirecek arkadaşlarınla daha ugun bir eve çıkarsın felan.

eğer illaki yurtta kalman gerekiyorsa: kesinlikle bir tek kişiye bile bu durumu açma. elinden geldiğinde (!) kimseye bu konuda herhangi bir ipucu vermemeye çalış. herkesle iyi geçinmeye çalış. özellikle "abilerle" iyi geçin. "normalmiş" gibi davran. maalesef sorun yaşamamak için ayıya dayı demek zorundasın. yönetime hiç güvenme onlar zaten bu oluşumların baş sorumlusu. yurtta net cafe varsa onu kullanma veya kullanırken girdğin sitelere (lambda bile olsa mesela) dikkat et. kız arkadaşın olduğunu hemen herkese duyur en baştan. bol bol kızlar hakkında at tut felan, komik ama gerçekten seni koruyacaktır gerzeklerden...bir de arkadaş edinmeye çalış. senin ne olduğunu değil nasl biri olduğunu önemseyen arkaaşlardan bahsediyorum. küçük şehirde en büyük desteğin bu olacaktır. bol şans.

önerileriniz için çok teşekkürler. şimdi söylemek istediğim birkaç şey daha var, zaten lambdaistanbulla informel bir iletişimim var, ancak orada konuştuklarımdan hiçbirisi devlet yurdunda kalmıyorlar, her ne kadar alt kültür olduklarını iddia etseler bile basbaya burjuvalar! o yüzden hem çok samimi bulmadığım hem de çok inanmadığım için lambdaistanbulla iletişime geçmeyi pek önemsemiyorum, bunun yanında zaten örgütlü bir eşcinsel değilim, insanların sadece eşcinsel olmak çatısı altında nasıl örgütlendiklerini de hayretler içerisinde izliyorum.

neyse konumuz bu değil, maddi açıdan çok az desteğim olduğu için şimdilik yurtta kalmam gerekiyor... çünkü daha önce de söylediğim gibi ailemden neredeyse "HİÇ" para alamayacağım, bunun yanında başvurduğum burslar var, onlar olacak muhtemelen ama onlar da ev kiramı karşılayacak miktarda değil...

hımmm.
tam ismini koyamasa da buna benzer bir arkadaşım vardı. üniversite ilk yıl beraber kaldık, herşey iyi hoş olmasına ragmen ortak noktamız pek olmadığından ikinci sene başka bir arkadaş ile çıktı. aynı sorunlar devam edince 3-4 sınıfları tek kişilik odada geçirdi. böylelikle kendi eşrafı ile daha rahat iletişim kurup kimsenin de dikkatini çekmedi, rahatsız bir durum yaşanmadı.
tabiki de bunlar özel bir yurt da gerçekleşti. gerekirse devlet yurduna alternatif özel bir yurt düşünmek en iyi çözüm olabilir.

sanırım çanakkale'de chp nin özel yurdu vardı. kimse kimseye karışmaz chp yurtlarında ve maddi durumundan falan bahsedersen indirimli konaklama şansın dahi var. şu an nasıl iletişime geçeceğini bilemiyorum ama biraz araştırırsan bulurusn.

çanakkale gibi bir yerde sanırım fazla açık olmamanız yurt ve okul hayatınızı olumlu etkileyebilir. madem oraya gitmeye karar verdiniz, bazı isteklerinizi birkaç sene ertelemek çok fazla bir şey kaybettirmez sanırım.

bodom sana birşey soracağım;

birincisi hiçbir karşıcinsel yönelime sahip kişiyi, hem cinsinden hoşlanıyor sanmadıkları için, bunu anlamanız mümkün olmayabiliyor, ikincisiyse, sokağa çıkalım mesela diyelim ki 4 yıl boyunca cinselliğinizden fedakarlık yapar mısınız? emin ol ki neredeyse kimse buna evet demeyecek, kimse cinselliğinden fedakarlık yapmaz çünkü.

ben de son bir kaç yıldır şehirden şehire kola tadının değiştiğini hissediyorum. ya da iş yok güç yok haybeye paranoya yapıyorum:)

konuyla uzaktan da olsa alakalı olduğundan ben de iki cent'imi ekleyeyim. kola bana cok tatlı geliyor. light ya da zero da aynı sekilde cok tatlı. halbuki kolanın acı ve yakıcı tadına cok az seker ekleseler bir de limon katsalar içine ne güzel olacak. pepsi twist vardı o da cok sekerli mesela. yaslandık ondan mı boyle dusunmeye basladık acaba?

kola'nın tadı ülkeler arasında da değişiyor, o bölgede daha beğenilceğini düşünüp belli yerlerdeki tadları değiştiriyor olabilirler

benimde uzun zamandır dikkatimi çeken bir durumdu bu. sonra düşünüp şöyle bir neden buldum "colanın tadının güzel olduğu bir derece/sıcaklık var. eğer o derecede soğutulduğunda tadı süper oluyor." henüz teori ama çalışmalarım devam ediyor.

üretildiği yerin suyunun etkisidir...

coca cola zaten sert ve şekerlidir. coca cola değil, pepsi için. pepsi daha az asitli ve daha az şekerli. deneyin, göreceksiniz :)

wampex ve netizen denedim yok yani her sıcaklığı denedim kola o kadar aaaadi ki tadı her koşulda iğrenç..

yumuşakdiken pepsi kız içiceği o yüzden kalsın. =o)

ben de izmir'de oturmaktayım, farkettim, ve bu ayrı bir değişiklik sanki, ben sadece bahsettiğiniz yeni çıkan parlak kırmızı kutularda hissettim, gerçi ben beğendim bu değişikliği. biraz daha seyreltilmiş gibi sanki tadı.
alsancak'da burger king'in arka sokaklarında pahalı yabancı marka cornflakesler kutu içecekler vs. satan birkaç bakkal var, orada amerika'dan gelme coca cola classic var, onu bir deneyin, bu bizim parlak kırmızı kutunun yeni tadıyla neredeyse aynı olduğunu düşünüyorum. nedeni de belki coca-cola nın yurtdışındaki classic modeliyle benzeşmesini yavaş yavaş planlamaları olasılığı olabilir. fakat dediğim gibi, her ne kadar artık coca-cola nın bir şişesinin tadı diğerini tutmasa da bu bariz değişiklik sadece yeni metalik kırmızı kutularda mevcut.

twang anladım ama içtikten sonra ağır bi acı tat almıyormusun ?
sence bu iyibi yenilik mi?
içemiyorum önümde bir bardak kola 2 yudum alınmış duruyor..

yani madem öyle coca cola classic felan die ayrı cıkarsınlar birden bi değişim kimse kaldıramaz ve cok saçma..
hoş hala bu iğrenç dedğim şişelerden bir tanesi "belki bu farklıdır" diyerk alıp içmeden içemeden atiyorum.. yani hala aliyorum. kardeşim öylede böylede iciyo ama ben içemiyorum valla..
paramada yazık zevkimede =o\

acı bir tat değil de, eski sizin sevdiğiniz versiyonuna göre daha sulandırılmış bir tat alıyorum, acı gelmesinin sebebi o olabilir. çünkü eski versiyon çok yoğun, pekmez gibiydi, dolayısıyla aldığınız yudumu yuttuktan sonra ağzınızda yoğun şekerli coca-cola tadı kalır, dişler daha çok gıcırdardı.
iyi bir yenilik diye genel bir yargı sahibi olamasam da ben şahsen değiştikten sonra kutu coca-cola içmekten daha keyif alır oldum. seyreltilmesine rağmen neden böyle düşünüyorum bilemiyorum, sanırım içimi daha rahatlaştı diyedir.
aslında dediğiniz gibi modellere ayırsalar dünyanın geri kalan yerlerinde yaptıkları gibi, daha iyi olur tabii. ama bırakın coca-cola classic, new coke'u filan,45 senedir hala aromalı modellerini bile piyasaya sürmediler ki orijinal modelin kendi çeşitlerini koysunlar.
ama dediğim gibi o tarif ettiğim bakkaldaki amerikan içeceklerini deneyin. eğer bahsettiğiniz tat o içeceklerden herhangi birinde varsa, coca-cola tüm amerika'daki tüm içeceklerini tatlandırdığı yöntemi burada da başlatmış demektir, o da ilk bahsettiğiniz parlak olmayan eski kutudaki tat sonsuza kadar tarihe karıştığı anlamına gelir.

dostum trenle gelme şansın varsa atla trene son durakta in yani haydarpaşada. sonra rıhtım duraklarına yürü oradan:

500,500A,12A,13,13b,14,14D numaralı otobüslerden birine atla. en rahatı bu. yani önce kadıköye gelmek.

bunun dışında 500T ya da minibüsle gelirsen, kozyatağında in, oradan 129K ya binip boğaz köprüsünde in alt geçitten karşıya geç ve oradan:

500,500A,127,110,120,125 gibi otobüslerle de ulaşım sağlayabilirsin.

Ya da gebze hareme bin, adama ben capitole gidicem de, adam seni koşuyolunda sonra indirecektir, şimdi durağın ismini hatırlayamıyorum, e-5ten aşağı in, o yoldan da kapitole araçlar gtdiyor.

gebze den adapazarı ekspresine ya da anahat trenlerine atla daha çabuk ulaşırsın haydarpaşa ya.

bin gebze-üsküdara, in üsküdar sapağında. üst geçit merdivenlerinden aşağı in, orada capitol önünden geçen sarı dolmuşlar var. sarı dolmuşa binmezsen, ileri-yukarı doğru yürü, otobüs durağını göreceksin. o duraktan geçen her otobüs capitolün önünden de geçiyor bildiğim kadarıyla.

naylon tez verebilirsiniz, 3 ay daha uzatma alırsınız böylece ama daha fazla uzatma hakkınız yok zannedersem.

uzatma değil, öğrencia affını soruyorum. teşekkürler.

ben de af sonrası için dediydim zaten. öğrenci affından daha önce aynı şekilde yararlanmış arkadaşım var. ben "farzedin ki afla geldim, 1 senelik süre de yetmedi, o zaman ek süre alabiliyor muyum?" şeklinde algıladım sorunuzu, onun cevabını verdim.

affın çıkması için önce bakanlar kurulunun ardından meclisin kabul etmesi lazım. şu an meclis tatilde ve eylüle kadar sürecek bu tatili. aynı zamanda komisyondan tasarı kesinleşmiş haliyle çıkmadığı için içeriğinin ne olacağı şu an için belirsiz.

ancak beklenen, ekim ayında meclisten geçeceği ve yasanın çıktığı tarihten önceki durumları kapsayacağı için, sizin zaten bitiremeyeceğiniz kesinleşmiş bir durumdaysa kendi isteğinizle ilişiğinizi kesmeniz yolunda olacak (eylül ayında mesela).

bir ancak daha; komisyonun bakanlar kuruluna göndereceği kesinleşmiş tasarıda durumunuzu incelemeniz faydalı olacaktır.

ek olarak www.ogrenciaffi.org 'a bakabilirsiniz.

yuksek lisas yaparken afla geri gelmis bir yuksek lisans ogrencisi vardi danismanimin. sadece 1 sene hakki vardi ama, 1 sene icinde tezini verip mezun olmasi sarti vardi. ayrintisini bilmiyorum. sonra ben de tez yuzunden atildim, af bekliyorum, gerci af ciksa da ben tezi yine cikaramam sanirim ama bi deneyecegim.

@bulantı: uzatmanın sonundayım, ilerde af çıkarsa durumum ne oluru anlamak istemiştim.
@portik:cevabın çok aydınlatıcı oldu teşekkürler.
@jupiterianvibe: evet 2005teki yasayı inceledim, tez için bir sene veriyorlar. ilk duyurumda da onu yazmıştım zaten. bakalım benim durum biraz belirsiz son güne yaklaşana kadar çözülemeyecek herhalde.

ben de af bekliyorum. tezimi temmuzda teslim etmem lazımdı, atılmış olmalıyım (sormadım atıldım mı diye).

affın çıkması sene sonunu bulur gibi geliyor bana. bir arkadaşım daha önce atılmış, aftan faydalanmış (ama yine tezini yazamadığı için tekrar atılmış -ki benim sonum da öyle olabilir. 2 senede yazılmayan tezi 1 senede nasıl yazacaksam artık, neyse), ona sordum, dedim ne yapmam lazım, atın beni diye dilekçe mi vermem lazım? dedi ki, hiçbir şey yapmana gerek yok. af çıkınca doğrudan git enstitüne, "ben geldim" de, kaydını yaptır dedi. onda öyle olmuş. yani tezi teslim etmediğinde zaten atılıyormuşsun.

ama yine de sormak lazım.

geçen gün aradılar, 3 ekime kadar teslim edebilecek misiniz yoksa afla mı geleceksiniz diye sordular af kesin demek ki diyerek, sevindim ben de:)

Dolmuşlar var, yol üzerinde, yukarıda bırakıyorlar, oradan bir dolmuşa daha binip aşağıya iniyorsun. Toplamda 1,5 saat filan sürüyordu yanlış hatırlamıyorsam.
Firma olayı yok dolmuşlarda haliyle.

havalimanında belediye otobüsleri var. yaklaşık 45 dk.da otogarda oluyorsun. 1,30 YTL ücretle en ucuzu sanırım. otogardan havalimanına tek saatlerde (13-15-17, vs.), havalimanından da çift saatlerde kalkıyor. otogarda da ilçeler terminali diye ayrı bir bölüm var, ordan servis gibi otobüsler var. olimpos ne kadar tutar bilmiyorum ama kemer-antalya arasına adambaşı 6 ytl verdik.

çiçek pazarında 30-40ytl. daha ucuza bile bulabilirsin.

Kuşa: 35 YTL
Kafese : 15 YTL

fiyat çıkardılar. Pahalı değil mi ?

35 lira çok pahalı. çiçek pazarında pazarlık yaparsan 10 liraya bile alabilirsin.

kuş daha yeni doğmuşsa fiyatı normal. tabii nerden aldığına da bağlı. ben birini kpzyatağı carrefourdaki petshop'tan -adını unuttum ama ünlü bir şeydi- aldım, gayet sağlıklı, diğerini de daha ayakta zor duruyorken kadıköyde, çarşının olduğu sokaklara açılan bir yan sokaktan almıştım - 30-35 ytl falandı. o da gayet sağlıklı çıktı.

kuşu alırken tırnaklarına bak, poposuna bak-temiz olsun. tüyleri yumuşak, gür ve parlak olsun.

kafes fiyatı da büyüklüğüne göre değişir. 15 normal bence.

alacağın kafese göre ve nerden alacağına göre değişir.20 ytl den başlıyodur.ama kuş u ben en son üsküdar dan alacaktım.yavruların 30-35 ytl den başladığını söylemişlerdi...

1) özellikle sir ağdanın zayıflatıcı ektisi var mı bilmem ama ağda zayıflatır. Yanak bölgesindeki tüylerini sir ağda bandı ile alabilirsin. lapiden markalı sir ağda bandı iyidir. yüz için olanları da var bildiğim kadarıyla. istabulda karaköy iskelesinin orda sebo börekin yanındaki parfümeri de var. veya kadıköy de bambinin orda buket parfümeri var.(bir de bebeyağı al, sir ağda artıkları bebeyağı ile çıkar ancak)
2)[1] no.da bahsettiğim soğuk ağda. dedğim gibi yüzüne kullanabilirsin.
3) cımbızzz aman diyeyim. sakın. sertleşirler. zaten küçük tüylerse cımbız kırabilir tüyleri. unut cımbızı.
4) bitmez. ama sürekli alırsan çıkış/uzama zamanları farklı olacağından yoğunluğunu kaybeder.rahatsız etmezsin.
5) kaş aldıran erkek = ıııyk. bence aşırı rahatsız olmuyorsan asla aldırma. eğer illa aldırmak istiyosan kendin al hafiften, alındığı belli olmasın. bir yerde bir başkasına aldırırsan alındığı çok belli olabilir. vj bülent gibi çıkma ihtimalin olabilir ortaya.
6) bizim ofiste bi arkadaş yanak bölgesindeki tüylerini berberinde aldırtmış, iple. adam nasıl abandıysa artık bilemiyorum, pazartesi ofise geldiğinde elmacık kemiklerinin üstü bordoydu, dayak yedi sandık. o yüzden kendin halledemeyeceksen, kendine iyi bir yer bul.

şu konuda neet bi cevap verebilirim ki, özellikle yüz bölgesine uygulanan ağdamsı eylemler o bölgenin hassas olması nedeniyle seri sivilcelere yol açıyor. bu şu demek, o bölgede sizin bazı çalışmalarda bulunduğunuz belli bir müddet belli oluyor. hatta ağdadan sonra kullanılan yağ da bu oluşumu hızlandırıyor. belki en iyisi sarartmak. amonyak + perhidrol. gerçi o da uzatıor. walla ne bileyim şimdi ben de kararsız kaldım sanki...

tüm cevaplar için teşekkür ederim.

killarini aldiktan sonra karinca yagi sur, zamanla azaltip bitiriyor. aktarlardan bulabilir ve nasil kullanildigini sorabilirsin

Ingilizce TV kanali varsa (Digiturk, kablo vs) altyazisiz izle. Bu seni biraz Ingilizce havasina sokar ve rahatlatir.

Ne mulakati bu? Is basvurusu icin mi? Konu neyse, o konu hakkindaki en temel sorulari kafandan gecir, cevaplarini hazirla. Ezberleme, sadece birkac kere sorulara mulakattaymissin gibi cevap ver. Egitimini, is tecrubeni vs Ingilizce olarak anlat. Konu ile ilgili bilmedigin onemli anahtar sozcuklerin Ingilizcesini ogren (mesela konfeksyoncuysan "confectioner" deme, dogrusunu ogren).

ingilizce bilen bir arkadasinla en az 3-4 kez provasini yapin, sorular sorulsun cevaplar verilsin. hem heyecani alir, hem de ne söylenecek ne söylenmeyecek onun kritigi alinir. sözlü mülakattan korkulmaz, mülakattan korkmaktan korkulur diyerek baglayayim. rahat olmak lazim. onlar da insan senin benim gibi.

ne yaparsanız yapın ingilizce bilmediğiniz için güvensiz durmayın. hele "excuse my bad english" falan kesinlikle demeyin. kekelemek, tökezlemek, doğru kelimelerin kafadan uçması normaldir, mülakatlarda olur öyle şeyler

moot court'a katılım söz konusu sanırım. bildiğim kadarıyla kısaca kendinden bahsetmeni isteyecekler, hangi okulda okuduğun, hobilerin falan. neden yarışmaya katılmak istediğin ve hukukun hangi alanları ile ilgilendiğini de sorabilirler. tavsiyem, ayna karşısında kendi kendine konuş. bilmediğin ama bilmen lazım gelen kelimeleri doğru teleffuzları ile öğren.

kendi kendine konuş hocam. sürekli mantıklı mantıksız, tv ye açıklama yapar gibi, röportaj veriyormuşsun gibi sürekli konuş ama doğru konuşmaya çalışarak konuş. önemli olan akıcılığındır eğer yeterli akıcılıkta konuşabilirsen yaptığın hatalar göze batmaz arada kaynar gider, ama unutma akıcı olmak demek hızlı konuşmak demek değildir.