Tahoma ya da Verdana

calibri

Constantia seviyorum ben ama ciddi bir font değil sanırım. Bir de sayılar garip olabiliyor.

Comic Sans MS

eyvallah tahoma cuk oturdu.

ya yok mu bir excel gurusu sevaptır bakın

Yardımda anlatiyordur onları baktın mı? net bilmediğim ve su an excelim olmadığım için yardımcı olamıyorum

ortalama, std. sapma ve diger istediğin değerleri ayrı kolonlarda hesaplattırıp sonra 4-5 kolonu birden anyı anda çizdirebilirsin.

çalış seninde olsun

tabii ki tesadüf değil ama öyle 2 satırda da cevap vermek zor.

tarıma dayalı toplum düşün. bunlar toprak sahibi değil diye düşün. nerdeyse mecbur ticaret yapıyorlar...

bunlar zamanında kendi soylarından olmayan sabun arayışına girmişler, oradan öğrenmişler ticareti..

yetenekliler ticarette. bir de kendilerini korurlar, kollarlar. yani aynı ürünü ya da hizmeti üreten 2 firma olsun. ben de bu 2 firmadan ürün ya da hizmet alacak bir yahudi olayım. bu 2 firmadan birisinin sahibi yahudi olsun. gider yahudiyi tercih ederim ben. iyi bir şey aslında. birbirlerini tutarlar.

tevratta bile adamlara ticari sırlar tavsiyeler anlatılıyo bırakında olsunlar.

kuran'da yahudilerin bu konuda doğuştan üstün yaratıldığı yazar

yazmıyormuş ama bir yerde okumuş idim.

bir de şu yanı var olayın:
bunlar ilk başta filistindeydiler topluca. sonra roma gelip bunları dünyanın 4 bir tarafına sürünce aralarındaki irtibatı koparmıyorlar ve ülkeler-şehirler arası ticaret yapıyorlar hep birbirleriyle.
bir de sürekli bir sürülme korkusu yaşadıklarından mal mülk edinmeyip hep altına vs. yatırım yapıyorlar asırlarca.. döviz ve kuyumculuk olaylarında uzman oluyolar ve bu işleri tekellerine alıyorlar. e bu işler de riski sıfıra yakın ve bol karlı işler olduğu için yüzyılların birikimiyle dünya ticaretini filan ele geçiriyorlar.
bir de eğitim mevzusu var tabi. adamlar yatırımı kendilerine yapıyorlar, dil öğreniyorlar, yetenek öğreniyorlar, sanat ve bilimle uğraşıyolar hep. bizim türkler gibi çiftçilik, hayvancılık, askerlik arasında sıkışıp kalmıyorlar.

eklemek istediğim bir şey var.
ticaret yaptıkları insanlara ve kurumlara karşı, yahudi olunsun ya da olunmasın çok saygılı ve olumlu davranıyorlar.

ailemin ticaret yaptığı zamanlarda müslüman şirketler gelip yüzlerine bakmadan malı yere atıp giderken, yahudi olan firma adam gibi ve güleryüzle teslimini yapıp sürekli iyi dileklerde bulunurdu. annem hala söyler, bu adamlar bu yüzden ticarette iyi diye.

Tam cevap değil tabi ama söyleyeyim. Yahudiler cocuklarını kendi işyerlerinde yetistirmezler arkadaşlarının işyerinde en dipten baslatirlar ısı tamamen öğrenince cocuk babasının isine gecer. Simartmazlar cocuklarını kendileri de zengin olsalar da mütevazı olurlar. Ayrıca pintilik de var sanırım birkaç kez gördüm İsrailli adamın bardagin diibnde kalan içeceği alan garsonun pesinden koşup geri aldığını.

onun devamı da var şöyle,
well, it's one for the money,
two for the show,
three to get ready,
now go, cat, go.
yani birkiüç başla'nın biraz daha tekerleme gibi bi hali. biliyosundur tabii blue suede shoes'da var ama öncesinde at yarışlarında kullanılan bişeymiş.

Bu ısı öncelikle para için yapıyoruz sonra san şöhret :)

ayarlar> genel> erişilebilirlik> siyah üzerine beyaz'ı işaretliyorsunuz. telefonum ingilizce şuanda, direk karşılıkları bunlar olmayabilir türkçede.

accessibility ayarlarina bakin. gorme zorlugu ceken kisiler icin yapilmis bir sey.

home tuşuna seri 3 kez basın ;)

kuşları çıkartması el çabukluğu. kıyafetler bu iş için tasarlanmış zaten, insanlar nesneye odaklanırken bileklerden çıkartıyo kuşları. jürinin aklını alan son numarasıda aslında o kadar büyütülecek bi numara değil. kızlar aletin ortasındaki gizli bölmede yan yana yatmış şekilde bekliyorlar zaten, illüzyonist perdeyle görüşü kapatırkende teker teker çıkıyorlar. hea kızların bu konudaki hızlarınıda görmemezlikten gelmek haksızlık olur ama.
www.timsah.com
olay bunun kişi sayının arttırılmış hali, izle anlarsın zaten..

Bunlar klasik yapılan ve masanın içine kızların sığdırıldığı numaralar. Ben o gösteride heriften çok kızlara hayran kaldım. Lakin oraya 3 kişi sığabilmişler, helal olsun. :)

jüri bazı konularda cahil abi. acun bunu dünyada sayılı adam yapar diyo, resmen saçmalıyo. açsın fism'de yarışan illüzyonistleri bi izlesin bakalım ne diyecek. aynısı hülya'nın rapçi çocuğa söyledikleri içinde geçerli. hiç mi internete girmiyorsunuz arkadaş? interten bunun gibi amatör rapçilerle dolu ve en azından sesi güzel olanlarda var arada..

jüri cahil diyemiyorum ben direk. adamlar programı izletmek zorundalar, onu abartacaklar ki insanlar programı bekleyecek neymiş lan diye.

ben yılların televizyoncusu acunu eleştirmem arkadaş
adam cin gibi neyi ne zaman demesi gerektiğini biliyor

diziden atıldı çarli

bizim sorunlu alkoliği postladılar, yerine ashton kutcheri getirdiler olan biten bu

tipsizin biri dediğiniz ashton kutcher yalnız dikkatinizi çekerim!

Dizi Charlie'yi bugunlere getirdi, en son bolum basina bilmem kac milyon dolar kazaniyordu hem ortak hem basrol oyuncusu oldugu icin. Alkolden disleri dokulmeye baslayinca (soyadlari farkli olsa da Charlie Sheen Charlie Harper ile kendini anlatiyordu) diziden sutlandi.

Dizi is yaptigi icin de iptal edilmedi, yerine degil ama diziyi ayakta tutmak icin Ashton alindi.

Charlie ile Ashton ahbabim oldugu icin birbirimize ismimizle sesleniriz...

şimdi diziden ayrılan çarlinin "çarliliğini" eştının "seksiliğiyle" gidermeye çalışıyorlar hatta abarttıkça abartıyorlar herife hasta olmayan kadın yok erkekler bile yavşıyor, itici oluyor tabi bu da biraz.

valla sheen abinin gidisi ile cok orta karar (hatta bazi abarti durumlarla daha cok vasat) bir olaya donustu dizi. gereksiz gereksiz espriler yapiliyor. butun bolumlerini izlemis biri olarak izlemeyi dusunmuyorum acikcasi.

charlie sheen abimiz chuck lorre abimize çok salladığı için diziden postalandı, hatta bu geçen sezon oldu o nedenle sezon erken bitti falan.

2-3 hafta önce ist-münih lufthansa, münih-zagreb lufthansa cityline la yaptım ve tersini de. e tabi cityline kısa uçuşlar olduğu için ufak bi poğaçamsı birşey veriyorlar. alkol yoktu sanırım cityline da. ama sabahın 6 sında bindiğim için de olabilir. güzel ama küçük uçak manevraları falan daha akıcı.ha bir de kabin bagajın varsa uçağa girmeden otobüsten inince orada görevlilere veriyor ve uçaktan iner inmez yine alıyorsun oradan.

aynı ayrıma geldim boğaziçi genetiği seçtim. pişman değilim. soracağınız birşey varsa özelden sorabilirsiniz.

koçtaki arkadaşlar kampüse yeşil cehennem diyorlardı uzaklığı ve izole olması sebebiyle

laboratuar, ekipman vs. konusunda koç daha iyidir diye düşünüyorum. yanlışım yoksa eğer koçta 2 yılda hazırlık, 5 yılda lisansı bitiremezsen bursun kesiliyor. tabi üniversitenin konumunu da düşünüp karar verecekse boğaziçidir.

boğaziçi genetik yada diğer ünilerin genetik mezunları ne yapıyor onları, mezunlarına ulaşabilirsen, öğrenip genetik tercihini gözden geçirirsen daha iyi olur bence.

koc bence

tercihimi boğaziçinden yana kullanıyorum.

tabii ki boğaziçi yani. kardeşim koç mezunu, işsiz. o kadar diyim. koç'u bitirdin aferin gel sana koçta iş verelim diye bi olay olmuo yani mezun olunca. boğaziçinin hem konumu hem maliyeti hem de çevresi daha iyi.

boğaziçi diyorum. genetik mühendisliği iyi diye duyum alıyorum her yerden.

koç. etraf mantar gibi boğaziçili dolu

koc un bilgisayar muh bitirip is arayanlarla dolu ortalik. bogazici tabii..

başka bölüm diil ama genetikte koç daha sıcak geliyor bana, özellikle yurtdışı master doktora düşünülüyorsa.akademik kadroyu karşılaştırın.
yok ben ilaç şirketlerinde "business" yapacağım dersen boğaziçi daha iyidir. arge tr de olmadığını da düşünmek lazım sonuçta.

üniversite sadece eğitim öğretimin yapıldığı bir yer değildir. okulun ortamı da bu anlamda çok önemlidir. boğaziçindeki ortamı koç' ta bulabileceğini sanmıyorum. bu sebeple boğaziçi

Momondo veya skyscanner da bulamıyorsanız yoktur büyük ihtimalle. Olmak zorunda degil tabi o dediğiniz fiyatlar kampanya veya popüler destinasyonlara olur.

ayda 5-6 kişi gönderiyoruz fasa. ama öyle bi fiyat görmedim duymadım.
duyarsan bana da söyler misin? ciddiyim.

airarabia var sabiha gökçenden. ama fiyatlar sizin söylediğinize göre çok uçuk.

Bir arkadaştan Airarabia için duymuştum, burada duyuruda da arattığımda bu rakamlarla alakalı sonuçlar bulmuştum.

en temizi o hafta komple izin al :D

@ayiadam daha 1 yıl dolmamış olacak nasıl izin alim ki? doktor raporu falan mı?

en güzeli sağlık sorununu bahane etmek kendin olur, annen baban, kardeşin vs.

@rentts bikaç dakika önce benim de aklıma o geldi aslında..

ben ailemin yanında kalmıyorum dolayısıyla anne/baba kişilerinden birinin bi sağlık sorununu bahane edip memlekete gidiyorum fln derim gibi duruyor perşembe gününden..

işala patlamaz:( misal haftasonu ziyarete gelelim derlerse gümlerim:(

1 hafta 10 gün önceden başla dişim ağrıyor diye, sonra bir gün iş çıkışı sözde dişçiye git, ilaç koymuş olsun dişine, cumartesi gününe de randevu versin mesela :)

salak olma sınav günü izin al sadece. nedenini de amirine gerçek olarak söyle.

@candy'ye müslüman ahhahalksd çok iyi fikir yaf bak bunu da aklımda tutucam

gerçeği söyle diyenlere toplu cevab: henüz benim onu deme lüksüm yok. hiç bi özel sektör patronu/amiri/şefi; gözü devlet kapısında olan bi çömez elemana eyvallah demez.

büyük ihtimalle kovuyoruz seni demezler ama şirket içi yaptırım, mobbing denen olaya geçiş yaparlar.. ya da gözden çıkarırlar, güvenmezler ki haksız değiller ama bunu kişisel olarak düşündüğümde kendimi haklı görüyorum.

zamanında hakkı olan 3 günlük sağlık raporuyla izin alıp gitmeyen arkadaşıma; işe döndüğünde azap dolu günler yaşatıldığını görmüşlüğüm var.. mobbing denen şeyin kucağına düşmüştü bi şekilde..

:( o sebeple doğruyu söylemek istemedim..

babam (annem) yazık çok istiyor hasta son isteği (allah korusun) falan falan diye acındır kendini onu mutlu etmek için girmem lazım de,küçüklükten beri hep memur olmamı isterdi kardeşinin kocasına özenirdi vs vs hayalgücüne kalmış artık.kendin de inan ama söylediğin yalana.
yemezler belki ama kendini savunacak birşeyin olur.

doğruyu söyleyip izin almak sonrasında gelişecek olaylardan tırsmaktayım sadece.. bu işin sınavı kazanamayıp orada çalışmaya devam etmek zorunda kalma kısmı ürkütücü işte:)

doğruyu söylemicem.. yemezlerse de nabalım bakarız çaresine bişekilde..

normal. bilgilerinizi sanal klavye ile girin.

eğer ki ilk defa kullanacaksan senden bunu istemesi normaldir. Bu sadece hesabını tanıması için gereklidir. Misal bir süre sonra paralı bir uygulama indirmek istedin o anda yeniden bir kart bilgisi ıvırı zıvırı girmeni önlemek içindir. Bir sakıncası yoktur. Yıllardır bu şekilde kullanırım free uygulamalardan hiç zarar gelmedi.

ilk kez bir şey indirmiyorum ama uzun zaman oldu bir şeyler indirmeyeli. mesela ilk olarak benden password'umu resetlememi istedi appstore hazretleri.

işlemleri de bilgisayardan değil ipod touch'tan yapıyorum. herhalde sorun olmaz. yani korkum "ehik ehik 10 dolar çektik biz hacı, free değil artık bu uygulama" gibi bir durumla karşılaşmak ama sanırım kaygılanmama gerek yok.

Store Dan ne indirirsen indir soracak onu. Para çekeceği zaman özel uzun bı yazı çıkıyor zaten purchase falan diye diyor anlarsın.

yazdığın mesajlara geri dönerek, ne biliyim takip ederek, bence düzeltebilirsin. :))))

dakikada 766 tıklama
şimdi denedim.
Saniyede 12 gibi bişey işte

senin süper gücün de oymuş panku

iyi bir telgraf uzmanı olabilirsin.

adamsın

aynı şekildeyim ama sanırım pek sağlıklı bir düşünce değil.

yalnız değilsin panpa.

beceremeyen erkeğin yazılmaya çalışması da, kadınlara fazla cüretkar geliyor.
biz de yaşıyoruz o yabancılaşmayı ters taraftan.

"bu muyum la ben? bu bayat numaralarla tavlanabilecek kadar basit bi kız mıyım? öyle mi görünüyorum dışardan?" gibi filan hissettirebiliyor.

güven eksikliğidir la o dediğin.
bir de arkadaş canlısı olanlar var hacı onları da yazsaydın ya.
kanka ama verse sikertecek kızı.

sorun yok sende. kendin olmak en güzeli. nihayetinde kendi kafa yapına uyan kızlar çıkar karşına merak etme. aklı başında kızlar gıcık olur yavşayan tiplere.

ama şunu da belirtmeden geçemeyeceğim, çoğu kızda sinir olduğum durum şu, erkek ortalama bir görünüşe sahipse "ay asılıyo bu bana", eğer yakışıklıysa "yaa ne candan çocuk di mii, ne samimi"... ulan herif ağzını yaya yaya asılıyor sana. te allaam.

kimi piç sever kimi efendi
kimi yavşak kimi adam gibi adam.

sorun vs değil bence kişilik bu.

sen kıza yavşamazsın, sana yavşayabilecek belki daha ortalama bi kızla beraber olursun.
başkası patronuna kendini göstermeyi yavşaklık sayar, oralı olmaz ortalama bi pozisyon,maaşla yaşar.

herkesin kişiliği apayrıdır yani diyeceğim.

yavşamak var "yavşamak" var. olmayacağını bile bile, karşı tarafı rahatsız, huzursuz ederek yapanlara ben de uyuz olurum.

nokta kadar menfaat için virgül kadar eğilme, it ölür kervan yürür , to be yourself is all that you can do.

terramycin derler ama farketmez herhalde

kreme çok gerek yok aslında, herhangi bir antiseptik spreyle de halledilebiliyor. mesela ismi son derece yan sanayi gelen roll diye bir markanınkini eczaneden alıp kullanmıştım 3 yıl önce. sadece gunde 4-5 kez spreyliyordum(gozunden uzak tut tabii) herhangi bir sorun çıkmadı.

fucidin pomad aldıysan başka almana gerek yok, hepsi zaten bephanten ya da terramycin aynı görevi görüyor.
anti bakteriyel olması yeterli yani.
kremi günde en az 2 defa sürmeni kuvvetle öneririm.

Yaptırdığın yere güveniyorsan orayı ara bence.
Ben 2 kez deldirdim kaşımı, ilkinde sadece bepanthen sürdüm, şişti bir süre sonra. İkincisinde bepanthen sürmeden önce tuzlu su (ya da okyanus suyu, eczanede satılıyor) ile temizle dedi yaptırdığım adam, öyle yaptım, hiç bir sorun çıkmadı.

fucidin.

Ben yapmıştım 3 sene önce ve okyanus suyu krem vs hiçbirşeye girmedim sadece 1 2 gün yıkamadım orayı hiçbir sorun çıkmadı. Ama yaptırdığım yere güveniyordum ben paraya kıymıştım.

Bence gidin ya İnternet'e guvenmezdim ben olsam.

online randevu yokken başvuru yapıldığında başvurunuza dair bir belge veriyorlardı ve o belgeyi kullanabiliyorduk. hala geçerli mi bilmiyorum. o şekilde araştırın isterseniz.

teşekkürler ben en iyisi yarın sabah gidip sorayım.

Couchsurfingde sadece seni gozdurmek için de birilerini bulabilirsin. Ha turk istiyorum dersen bilmem

evet, istediğiniz her şeyinizi sallayarak girebilirsiniz.
akşam 9'dan sonra bazen belki soruyorlar kimlik sadece.

6 yıldır hiç sorulmadı kimlik bana. kütüphaneye girişte sorarlar, o da azcık ısrar ister

tipiniz alakasız diilse kütüpnhaneye girmek değil labaratuvar girip deney bile yaparsınız.

not:(çok çok az abartı var)

daha önce denemiştim, ötmedi.

benim bacağımda platin bir parça var kırık için o bile ötmüyorsa seninki hiç ötmez.

2 tane piercinge sahibim son 7 senedir ve hiç ötmedi

3 sene titanyum kullandım.şüphelenmedim bile.ötmez

ales'te dedektör falan yoktu ama polis hanımın ısrarlarıyla piercingi çıkarttırdılar. sınav için soruyorsan çıkarmadan sokmuyorlar.

üzerine piercing gözükmeyecek şekilde yara bandı yapıştırarak sınava sorunsuz bi şekilde girmiş bulundum

4G lerde de arka kapakta 16mi 32gb mi yazmiyor. 3gs lerde durum ne bilemiyorum.

bende 32gb yazıyor.

3gs te hafızası yazmıyor. siyahı arkadasımda var onda da yazmıyor

Arkadaşında olan da 8lik mi peki?

benim ki 3gs ve beyaz ve 32gb diye yazıyor. 8 likler de yazmayıp 32 liklerde yazması biraz garip.

@ecmtnc Telefonunda pusula uygulaması varsa yada telefonun video çekebiliyorsa 3gs demektir. Eğer bu özellikler yoksa 3g dir.

@fifi evet biliyorum, tek amacım kapak sahte mi değil mi bunu anlamak zaten.
32 gb ve 16 gblerde yazdığını ben de duydum ve gördüm de. Buna rağmen 8de yazmaması bana saçma geldiği için gelip buraya sordum zaten.
3gs 8gb telefonu olan bir arkadaş cevaplayabilirse rahatlayacağım sanırım.

Su an elimde tutuyorum 8 gb 3GS okuyunca çevirdim baktım yazmıyor. Yanımda başka tel olsa capture alırdım.

not:Sıfır almıştım ben

1 ay kalmak zorundasın diye söylemişti eleman bana.

işinize yarar mı bilmem ama print screen--> paint--> save as--> jpeg olur.

convert.neevia.com

www.print-driver.com

olmaz birşey.
içinde mantarıyla 2 yıl bekletirsen olabilir ama.

eyvallah panpa. ben süzdüm zatende arkadaşın içi rahat etsin diye sordum. zaten iki kadeh de biter o şişe şimdi.

Ben tribuson olmayınca icine düşürüyorum hep mantarı birsey De olmadı şimdilik

değil, ama kırıntısı gibi şeyi dibine çökmüş olabilir parçalandıysa. dibinin içimi kötüleşmiş olabilir.

kırıntı genelde dibe çökmez ki. yüzmez mi ya la?

@ in vino veritas; valla böyle dibinde böyle tortu gibi kalabiliyor deneyimlerime göre.

gerçi nicki gördükten s0nra, sustum.

www.library.boun.edu.tr

saatlik ceza odenir diyor. fiyat yazilmamis. sayfanin altinda telefon numarasi var ordan ogrenebilirsiniz sanirim.

edit: www.library.boun.edu.tr

75 kuruş

İki saatliğine ödünç verilen reserve materyaller için saatlik sanırım, diğerleri için günlük diye anladım ben doğru mu?

saatlik ceza "reserve" kısmındaki kitaplar için uygulanıyor. günlük ceza miktarını hatırlayamadım ama 7 günden sonra günlük miktar da artıyor (7 gün konusunda da emin olamadım şimdi).

Günlük ceza 75 kuruş. Bir haftadan sonra 1 lira mı ne oluyor günlük.

ben yaşamadım,hatta ben yurtdışında yeşil pasaportumla yaptım stajımı,ve business visam vardı. ama yanımda sadece sigorta primlerimin ödendiğini, bildiğimiz anlamda sigortalı olmadığımı gösteren belge yanımda duruyordu. öğrenci belgesi de belki işe yarayabilir.

tesekkurler : ) yalnızca sigorta primlerimin odendigi belgeyi nerden alabilirim ?

Wikitravel a bakabilrisiniz

bir numara veriyor. sonra o numarayı kafeye goturup daha once odediğin hizmeti/ürünleri alıyorsun. kafenin ozel sartı varsa(rezervasyon gerekli, sadece haftaiçi gibi) zaten detayda yazıyor. yazmıyorsa yok demektir.

Genelde dediğiniz gibi işliyor, kampanyaya göre belli zamanlar olabilir. Sözlükte sehir fırsatının falan başlığını okursanız daha detaylı bilgi sahibi olabilirsiniz.

yani detayda herhangi bir bilgi yoksa, satın aldıktan sonra "bu hizmeti sadece çarşamba günü saat 13:00-15:00 arası kullanabilirsiniz" falan demiyor değil mi? diyecekse satın almadan önce diyor di mi bunu?

Fırsatın herhangi bir şartı varsa onu belirtiyor zaten...
Mesela "bu avantajı şu güne kadar şu ile şu saat arasında kullanabilirsiniz" gibi.

genelde saat belirtilmiyor ama özellikle yeme içme zımbırtılarında rezervasyon gerekiyor. ben ucuzu ve indirimi çok seven bir insan olarak devamlı alıyorum bu fırsatlardan. şimdiye kadar pek bir sorun yaşamadım. arıyorum önceden "şu gün şu saatte gelicem uygun mudur" diyorum. uygundur derse gidiyorum bana yollanan kodu veriyorum ve kullanıyorum fırsatı. şimdiye kadar kuaför, yemek, içki, yemek+içki, gokart, laser tag, çikolata, atölye, mağazadan kullanma çeki, poligonda atış gibi bir çok fırsat aldım. sorun yaşamadım. daha da almaya doyamıyorum.. ama bazen dikkatli olmak lazım bazı firmalar zaten düşük olan menüyü daha pahalıymış gibi gösterip çok indirim yaptıklarını vurgulayıp kakalıyorlar. o yüzden pek bilinmeyen yerden almıyorum. size de tavsiye etmiyorum..

hatta bi fırsatı kullanmamıştım da burada ilan açmıştım "veriyim kodları gidin yiyin için para istemiyorum" diye. mesaj atan olmamıştı kıfsmet. yeminlen fırsat diyince akan sular duruyor bende..

oyle keyfe olmuyor:)

pasaportu gectikten sonra ucaga binmezsen o ucak bastan asagi kontrol ediliyor bir aksilik yoksa yola cikiyor gidecegi yere varana kadar bekliyorsun,guvenlik sorusturmasi geciriyorsun,bunu bir kez yapabilirsin,ikinci de oldun kamil.gecerli bir sebeb one surmen gerekiyor bunu kanitlamani isteyebilirler.

bence olması lazım ya. çocuğun okulda kafasını yere vurmuş olsa mesela gitmicen mecbur.ikinci sefer de neden annanen kalp krizi geçirmiş olmasın.mimleyeceklerini sanmıyorum.ama arkadaşın dediği gibi kanıtlamanı isterler tabi.

niye kanıtlayayayım canım vazgeçtim, uçağa binmekten korktum belki? uçağa gidene kadar oralarda bi yerde sızdım kaldım?

hem sadece free shop için geçtim. ayıp mı?

bunu makedonyada yapan türk'ler varmış. bir arkadaş bizzat kendi anlatmıştı. bir iş için gitmişler 1.5 yıl kalmışlar ve sınıra bir yerde oturuyorlarmış. canları alkol istediğinde sınırdan çıkıp free shopa gidip geri dönüyorlarmış. ama türkiyede bir olayı vardır zannediyorum. şu atatürk havaalanındaki freeshopun sitesini incelemiştim bir ara. yanlış hatırlamıyorsam aldıklarını pasaportuna kaydediyorlar. ama bir yere gitmeden çıkarsan ne gibi bir yaptırımı var bilemeyeceğim.

aynı gün için gidiş-dönüş bileti alırsın. sabah gider öğleden sonra ya da akşam dönersin. hem hava değişimi olur hem de alışverişini yaparsın. öbür türlü zor.

DutyFree kismi gumruksuz bolgede yer aldigi icin pasaport [KKTC icin kimlik] kontrolunden sonra ulasabiliyorsunuz. Normal sartlar altinda ucusunuzdan vazgecmek tabii ki hakkiniz. Bu kosulda yine pasaport kontrolunde ulkeden cikis iptali yaptirmaniz gerekir.

Ancak her ne kadar uygulama da pek onemsenmese de uluslararsi kurallar geregi "cikis" ile "giris" bolgesinin ayri kurallari vardir. Mesela bir ulkede satilmasi yasak olan bir urunu o ulkenin DutyFree magazasindan sadece cikarken teminedebilirsiniz. Bu da isin icine eklenince polis ve gumruk memurlari size pek sicak bakmayacaktir. > yer mi anadolu cocugu

anlaşılan en iyisi gidip dönmekmiş.

teşekkürler cevaplar için. uzun zamandır kafamda problemdi.

uçağa binemem meselesinde haklısınız , mutlaka arayıp soracaklardır. bir iki defa yediririz de , havaalanında tanınmış sima oluruz sanırım sonrasında.

bunu havaalaninda degil de kara sinirinda yapabiliyorsun zannedersem. araba bozuldu diyip geri donebiliyorsun ama cikis yaparken adam vizeye bakiyor. en iyisi gumrukte tanidigin olmasi.

hibe ya da kredi oluyor. tarım il mudurlugunden olması lazım. hayvancılık seysıne basvuru. evarkları ordan soylerler. ziraat ten alınıyor kredisi.

avrupa birliği hibelerini mi kasdediyorsunuz anlamadım ama değilse onu da zorlayın. aynı şey de olabilir gerçi bilmiyorum tarimdan alınanla.

AB de olur, başbakanlık da. Ama hangi merkeze ne diyerek başvurmam gerekiyor onu bilmiyorum. Google aramalarımda sadece "devlet para verüyür, koşun" tarzı haber ve yazılara denk geliyorum. Ama adam gibi "al şu şu evrakları, şu şu müdürlüğe git şu şartları da sağla hibe'ni al" diyen bir yazı bulamadım. Neden anneye anlatır gibi anlatmazlar ki şu işi!

kahve dünyası
pizza pizza
baydöner

edit: ilave

sultanahmet koftecisi
hd doner
dome pico
simit sarayi

franchising sitelerine girin orda zincirleri görebilirsiniz.

kırıntı

hosta piknik
aba piknik

iskender

hacıoğlu
bereket döner

saray muhallebicisi

milletin ne düşüneceğini siktiret, ne istiyosan onu yap.

normal hayatta doğum günününün ne zaman olduğunu bilmediğim insanların doğum gününü kutlamadığım gibi, kendi doğum günüm de saklıdır ve mutluyum.

tabi bu facebook'tan doğum günü kutlama olayını severek veya sevmeyerek yapanlara da bişey diyemem..

ne gerek var ya. bırak yazan yazsın. sen kimin samimi kimin şovmen olduğunu bilmiyormusun_? biliyorsun. bırak yazsınlar sonra herkese teşekkürler diye bir ileti yazarsın. kasmaya gerek yok yani.

ben de boyle yapiyorum. guzel bisey.

gotumu kaldirmaya merakli olmayanin da dogum gunumde duvarimda isi olmaz. feys.

dogum tarihini gorunmesini engelle dogum gunune kadar.. gecince tekrar acarsin..

duvarı kapatmasan bile, doğumgününü gizle, böylece kimse duvarına yazı yazmaz :)

o sentetik yazıların yüzde doksanı, sağ tarafta yazan "bugün şunun doğumgünü" uyarısı ile milletin görüp yazdıklarıdır.

eğer doğum tarihiniz facebook üzerinden görülüyorsa, onu kaldırın. ben öyle yaptım iki yıl önce, kimse kutlamıyor... :/

:)

doğumgününü gizleme olayını sevdim. teşekkürler.

servise girme suresini bilmiyorum. acikcasi ben kaza yaptigim gun tutanak ile birlikte servise teslim etmistim arabami.

bu arada eger taraflar kaza konusunda anlasamiyorsa polis cagirilir ve karar verilir. zaten polis iki tarafa da soyle boyle yaz diye belirtiyor.

ben baya geç götürdüm kaskoya sorun olmadı.
ama bence erinmeyin netten telefonunu bulup bi arayın böyle böyle bişey var şehirdışındayım diyebilirsiniz mesela.

poliçe süresi bitmeden götürürseniz bir sorun cıkmaz. tutanaktada acık bir şekilde karsı taraf kusurlu gözüküyorsa yeterli orada eksperin pek bir işlevi olmuyor zaten. oldugu gibi sigorta şirketine teslim ediyor kaza tutanagını.

gelişmiş ülkelerde inşa edilecek fazla birşey kalmamıştır şeklinde sığ bir mantık yürüteyim.

insaat ekonomi(?) yaratmak icin arac olarak kullaniliyor cokca. insaat yapiliyorsa, beyaz esya satilir, hali satilir, perde satilir, bunlarin tasimasi icin insan kullanilir falan falan..demem o ki, insaat ekonomiyi ivmelendiren bir sey.. bu cepte olsun. cok ulkede insaat muhendisi yok, gayet yok. var da, iyisi yok. insaat baya tecrube isteyen bir sey. aslinda kolon-kiris yapmak zor olmasada bir yerin uretimini planli yapmak cok kolay degil. ve su da var, uretimde yapacagin bir hata cok pahaliya mal olur, ve minimum maliyetle uretmekken amac, kimse hata istemez insaat sektorunde. ve bi hata yaparsin, atiyorum 60 gun uzar is, bir suru maliyet eklenir, sonra seni kovarlar:) (project manager'ler duzenler is sirasini(?) ki bunlar hep baya iyi egitimli tiplerde cikar, kolay bi sey degil)her yerde kayda deger pazar payi vardir mutlaka, ama ulkeden ulkeye degisir (diye tahmin ediyorum, oyledir ama.)

bi soru da su: istanbul'da binlerce yeni konut yapiliyor, ama kim icin? yani herkesin evi var, sokakta kalan kimse yok, ya da sokakta yasayanlar al(a)miyor o evleri. ekonomiye pompa olsun diye direkt yapilan o evler. ev yapiyorsun, kum satan kazaniyor, isci kazaniyor, tasiyan kazaniyor falan falan. ve dikkat edin, bir kriz(?) oldugunda ilk insaat sektoru durur, ve krizden cikmak icin de hep insaat sektoru pompalanir.

neyse, cok karisik falan yazdim da umarim bir yarari olur az da olsa.

bir de: bir de gelismemis ulke demek, yolu, evi, stadyumu, baraji falani filani olmayan ulke demek. tabii ki orda canli olacak o sektor, o da ayri. ve cok cok geri kalmis ulkelerde calisan muhendisler falan bok gibi para alir. cunku guvenli degildir, cnku hayat kotudur, cunku kimse gitmek istemez oraya...ole.(bu son bi de'nin soruyla alakasi yok da, dursun o da orda)

(bkz: olaya bir de şu açıdan bakmaya ne dersiniz)

gerek libya'da olsun gerek suudi arabistan yada diğer zengin arap ülkelerinde yerel halk doğru düzgün bir iş yapmıyor. yani çoğu çalışmıyor. çalışan da memur oluyor. özel sektör ve özellikle hizmet sektöründe dışardan gelenleri çalıştırıyorlar. mesela arabistan'da bütün berberler türk'tür. bütün temizlikçiler endonezyalıdır yada başka bir ülkedendir. bu işin sosyal yönüydü.

bir de teknik yönü var. yine bu arap ülkelerinde eğitim seviyesi vasatın biraz üzerinde olduğu için nitelikli eleman bulmak da hayli zor. çok iyi eğitim alanı zaten sülaleden yada aşiretten zengin olduğu için avrupa'da yada amerika'da takılıyor. işlerini büyütüyor ama gelip ülkesinde çalışmıyor.

yani fazlasıyla yatıp ense yapmaya alışmış arap halkları halinden memnun , halkı bir şekilde uyuşturup başkaldırmasının önüne geçen yöneticiler memnun , parasını alabildiği sürece deli gibi iş yapıp para kazanan şirketler memnun. win-win-win durumu.

expedia.com'da Sea Port Hotel 116$. fena görünmüyor. AF Hotel-Aqua Park - Aparthotel var ki 120$ ve apart. expediayaya göz atın. oradan fiyat alıp doğrudan telefon ile fiyat düşürün. ben sultanahmette bir otele 50 tl fiyat görüp telefon ettim rezervasyon için. önce o fiyattan veremeyiz dedi. o zaman expediadan alırım dedim. tamam oradan almayın ben 50'dewn vereceğim dedi. expediaya komisyon vermektense elden ödedim sorunsuz. siz de aynı taktiği indirim olarak kullanın. expedia'da 110$ ama ben elden öderim 100 yapın dersiniz :)

wikitravel a da göz atabilirsiniz.

evlerini kiralayanlar var şehir merkezinde çok da uygun fiyatlara... onları da araştırabilirsin... ben de evde kalmıştım daha da eğlenceli oluyor evde kalmak... iki hafta için çok daha uyguna da anlaşma ihtimalin var... kolay gele...

Superdorm'u sor, hemen girisinde Garanti Kultur Merkezi. Bogazici Unv Ucaksavar Kampus icinde, mezuniyetin yapildigi koca stad var onun yani hemen

İşte sorun ilk önce nereye gidip kime soracağımı bilmiyor olmam..

kadıköyden 125 e biniyorsun abi.iettden bak saatlerine. etiler nispetiyede sağ tarafına bakmaya başlıyorsun mavi tabelalı boğaziçi pastanesini görünce hemen önünde iniyorrsun.
karşında boğaziçi üniversitesi tribünlerini göreceksin.yol ikiye ayrılıyor sola dön 50 mt ileride yolun sağ kanadında bi kapı var.uçaksavar kampüsü diyor. ilk nizamiyeden giriyorsun.ikinciye gitme site orası.kampüs diye yazıyor zaten. giriceksin kampüse soldan devam edeceksin. şekilli bi bina görürsün zaten yazıyor da tabela falan var.

125 bulamazsaniz soyle yapin:

vapurla besiktas'a gecin. 559c'ye binin ve bogazici pastanesi'nin onunde inin. zaten stadyumu goreceksiniz. stadyumun tribunlerini saginiza alarak yuruyun, sagda "bogazici universitesi ucaksavar spor ve kultur tesisleri"ni goreceksiniz. icinde 3-4 bina var zaten, bunlardan gri renkli olan garanti kultur merkezi'dir.

edit: tribunler saginizda olacak ve onlara paralel yuruyeceksiniz. billboardlarin onunden.

43r 559c 125 e bin. etilerin sonuna geldiginde, tam köşeyi dönerken karşıda bi futbol sahası göreceksin. in orada... hoş geldin...

pilsiz çalışırken, prize bağlı bir ups yoksa ve elekt.ler kesilirse yanarsın ;)

A doğru ya sabah elektrik kesildi öyle yattım ben. Var mıdır caresi?

pilsiz calistirmayi anlayamiyorum bir turlu. ya ekran karti yanmis olabilir. hplerde klasik.

ekrana dikkatlice bak açınca karanlık da olsa bir görüntü olabilir. benim hp laptopuma da aynısı oldu.. ben 60 liraya yaptırmıştım yazıcıoğlunda 2-3 ay kadar kullandım ve bi kaç gün önce aynı sorun tekrar oldu şu an ekranım yok.

pilsiz calistirma nedeni pil durdukca onu yemesi. pille calisiorsa pil fulken prizden cekip pil bosalınca takmak gerekiyor.

açılışta 3 adet bıt sesi geliyor mu?geliyorsa biostan ekran kartı yandığının ibaresi dir bu.benim cihazda da oldu.yeni yaptırdım ama 2 ay içinde tekrarladı gittim yeni bir tane aldım.yandıktan sonra içini açtıklarında kesin kablolarla bir kısa devre oluyor.açılan laptoptan hayır gelmez.

sage sebebini biliyorum da, sonradan alinacak 80-100 liralik bir pil icin laptopu tehlikeye atmaya deger mi?

var hatta yırtılmakla kalmamış ikiye bölünmüştü ve bölünen kısım bir süre çıkmamakta ısrar etmişti.

ahaha istesen yırtamazsın ki 10 tane prezervatifle araba bile çekilir bence

çok düşük bir ihtimal ama mümkün.
mümkün olduğunca kaliteli olanlarından alın.

benim de basima gelmisti bi keresinde.

ok çikolatalı.
çöp poşeti gibiydi zaten.
tarihine baktım ama tabiki geçmemişti.

yüzük gibi takılar takılınca yırtılabiliyor, aman dikkat.

en kalitelisi, en pahalısı da olsa patlayabiliyor. o yüzden %100 koruma sağlar yazamıyorlar kutuya.

dışarıda biraz fazla kalırsa ya da bayatlamışsa(:))yani çok zaman olmuşsa üretileli) yırtılabiliyor...
üstelik en iyileri bile bunu yapıp(ok) size ve sevgilinize tedirgin bi 1 ay geçirebiliyor...

takmayı bilmezsen patlar.

yag bazli kayganlastirici kullanirsanda hemen yirtilir..

ucundaki boşlukta hava kalmaması lazım, patlamaz o zaman.

vazelin kullanirsan da ne oldugunu anlamadan patlayi verir.

bişey bildiğimden değil vanla ilgili ama kanımca bitek thy uçuyordur.

www.borajet.com.tr

sınav açıklandıktan 15 gün sonra direksiyon sınavı oluyor zaten, merkezi bir şey bu.

en iyi bilgiyi kursundan alırsın.

benim kursum direksiyon sınavının tarihi yarın belli olcak dedi.